Deniz Fenerleri. Dalgaların çobanları: Kariyer. Söyleşi. Tarihten. Etkili olmanın yedi altın kuralı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Deniz Fenerleri. Dalgaların çobanları: Kariyer. Söyleşi. Tarihten. Etkili olmanın yedi altın kuralı"

Transkript

1 GEZİ KIŞIN KEYFI DAĞDA ÇIKAR Kariyer Etkili olmanın yedi altın kuralı Tarihten Fareli Köyün kavalcısı ve çocukları Söyleşi Araf ta kalmış rollerin usta canlandırıcısı: Serdar Orçin SOSYAL MEDYA BİLGİSAYAR OYUNLARI KİTAP-SİNEMA MAGAZİN Dalgaların çobanları: Deniz Fenerleri English Summary of Contents

2 6552 sayılı kanun düzenlemesiyle araç muayene gecikme bedellerine gelen tarihi indirim fırsatı uzatıldı! Bu tarihi fırsatı kaçırmayın, gecikmiş muayenenizi hemen yaptırın! Ayrıntılı bilgi için; tuvturk.com.tr * GEÇ KALMAYIN Aslolan insandır Yeryüzündeki en önemli şey, insan hayatıdır kuşkusuz. Yaşamın bize sunulmuş bir armağan olduğunu bilmek ve bu armağana iyi bakmak bizlerin ellerinde. O nedenle de attığımız her adımda, gerçekleştirdiğimiz her faaliyette, hem kendimizin hem de çevremizdekilerin yaşam hakkını korumayı önceliklerimiz arasına almamız gerekiyor. TÜVTÜRK olarak bizler de yaşamın ve insanın kutsal olduğuna inanıyoruz. Gerek kurumsal, gerekse bireysel kimliğimizle tek bir hedefle yol alıyor; insan hayatını korumak amacıyla gayret sarf ediyoruz. Tüm iş planlarımızı, tüm yatırımlarımızı, etkinliklerimizi bu hedef doğrultusunda seferber ediyoruz. Biz insanı temel alarak oluşturduğumuz stratejiler doğrultusunda ilerlerken, yaşanan birtakım gelişmelerse yaptıklarımızın doğruluğuna olan inancımızı pekiştiriyor. Gelen her yeni yılın, insanın umutlarının tazelenmesine vesile olduğu bir gerçek. Temelleri geride bıraktığımız yıl içinde atılan kimi adımlar, 2015 yılında, araç muayenelerine yönelik toplumsal duyarlılığın ve farkındalığın artacağına dair umutlarımızı yüceltiyor. Bu uygulamalardan ilki, ikinci el satışlarda araç muayenesinin yapılmış olması şartıydı. Buradan da anlaşılacağı gibi, ikinci el satışı yapılacak araçların, yasal olarak öncelikle geçerli bir muayenesinin olması gerekiyor ki, bu durum teknik eksiği ya da kusuru bulunan araçların trafiğe çıkamayacağını gösteriyor. İkinci ve bir diğer önemli uygulamaysa araç muayenesine ilişkin gecikme cezalarının yapılandırılması, diğer bir ifadeyle araç sahiplerine kaçırmamaları gereken bir imkân sunulmasıydı. Gerekçeleri ne olursa olsun, bugüne kadar araçlarının muayenelerini yaptırmayanlara tanınan bu hak sayesinde, trafik güvenliğinde bir adım atılmış; daha da önemlisi, araçlardaki herhangi bir kusur nedeniyle meydana gelebilecek kazaların önüne geçilmiş oldu. Sözünü ettiğimiz her iki uygulamanın, bizleri, insan hayatını kutsal sayan ve trafikteki can kayıplarını en aza indirme hedefimize biraz daha yaklaştıracağına kuşku yok. Faaliyete başladığımız günden bu yana, üzerinde hassasiyetle durduğumuz ve bundan sonraki yıllarda da durmaya devam edeceğimiz bu hususta, en önemli rolü çalışma arkadaşlarımızın üstlendiğinin bilincindeyiz. Eğitimli, donanımlı, işiyle ilgili gelişmeleri takip eden, kaliteli hizmet sunmayı öncelikleri arasında değerlendiren tüm çalışma arkadaşlarımın, bugüne kadar gösterdikleri özveriyi bundan sonra da göstereceğine inancım tam. TÜVTÜRK olarak bizler, bugün olduğu gibi yarın da yüksek kalitedeki muayenelerle, trafik güvenliğine en yüksek oranda katkıda bulunarak, müşteri yoğunluğunu yönetebileceğimiz doğru yatırımları doğru zamanda yaparak, insan hayatına verdiğimiz önemi bizzat çalışmalarımızla gözler önüne sermeye devam edeceğiz. Çünkü bizler için insan hayatı her şeyin üstündedir. Bu vesileyle, 2015 yılının tüm insanlık için iyi bir yıl olmasını umuyor, kazasız günler diliyorum Saygılarımla KEMAL ÖREN TÜVTÜRK Genel Müdürü GEREK KURUMSAL, GEREKSE BIREYSEL KIMLIĞIMIZLE TEK BIR HEDEFLE YOL ALIYOR; INSAN HAYATINI KORUMAK AMACIYLA GAYRET SARF EDIYORUZ. TÜM IŞ PLANLARIMIZI, TÜM YATIRIMLARIMIZI, ETKINLIKLERIMIZI BU HEDEF DOĞRULTUSUNDA SEFERBER EDIYORUZ. * Muayene süresi 11 Eylül 2014'ten önce dolan araçlar indirimden faydalanabilecektir. TÜVTÜRK Araç Muayene stasyonları TÜVTÜRK, bir TÜV SÜD - DOĞUŞ - BRIDGEPOINT ortaklığıdır. /TUVTURK /TUVTURK İSTASYON 3

3 24 Söyleşi 18 Tarihten 46 Sağlık İçindekiler OCAK-ŞUBAT-MART Hayat 34 Gezi Kapak fotoğrafı: Mustafa Seven HABERLER Dünyada ve Türkiye de öne çıkan haberler... HAYAT Deniz fenercileri, yol gösteren kulelerinden birer birer ayrılıyor. Dalgaların, yolcuların ve rüzgârların bilgeliğini taşıyan fenerlerse yavaş yavaş kitapla, felsefeyle, sanatla doluyor. TARİHTEN Çocukluğumuzun en önemli masallarından Fareli Köyün Kavalcısı, gerçekten yaşamış ve çocukları götürmüş olabilir mi? 24 SÖYLEŞİ Yakın bir tarihte başlayacak Beş Kardeş dizisiyle evlerimize konuk olacak Serdar Orçin, hem kariyerini hem de özel hayatını anlattı. KARİYER Stephen R. Covey in Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı adlı kitabı, iş dünyası içinde olan herkes için rehber olabilecek nitelikte. OTOMOBİL Hafif metallerin kullanımından silindirlerin yarısını devre dışı bırakan sisteme kadar birçok yeni teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor GEZİ Gerek yurtiçinde, gerekse Avrupa da kaliteli pistleri, spor sonrası yorgun bedeninizi şımartan aktivite seçenekleri, lüks yeme-içme ve konaklama mekânlarıyla pek çok kayak merkezi sizi bekliyor. YEMEK Bu kış küçük ve leziz bir değişiklik yapalım: Konuklarımıza çay, kahve yerine geleneksel kış içeceklerimizden boza ve salep ikram edelim SAĞLIK Vücudun daha ziyade beyin bölgesinde ve aort damarında gözlemlenen; tedavi edilmediği takdirde ölümcül sonuçlara yol açan anevrizmayla ilgili bilinmesi gerekenler. UZMAN GÖZÜYLE Otobüslerin muayenesiyle ilgili merak edilen tüm ayrıntılar OYUN Konsol ve mobil oyunlar TÜVTÜRK TÜVTÜRK ten haberler. ENGLISH SUMMARY OF CONTENTS İmtiyaz Sahibi TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. Adına Kemal Ören Yönetim Yeri Büyükdere Caddesi, No: 255 Kat: Maslak-Şişli-İSTANBUL Yayın Yönetmeni Sema Uludağ Yayın Koordinatörü M. Koray Özcan (Sorumlu Müdür) Görsel Yönetmen Erhan Teksöz Yapım Yeri Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. Doğuş Power Center Ahi Evran Polaris Caddesi No: 4 Maslak İstanbul Tel: (Santral) Baskı yeri Ömür Matbaacılık A.Ş. Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No: 20 Haramidere-Beylikdüzü- İstanbul Tel: Yayın Türü Üç aylık yaygın süreli yayın, TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları kurumsal yayınıdır, parayla satılmaz. info@tuvturk.com.tr 4 İSTASYON İSTASYON 5

4 HABERLER İçinden yükselen sese kulak ver! Aslında megalomanlığın simgesi PEYNIRE BIR DE BU GÖZLE BAKIN! Geçtiğimiz günlerde BBC Future dergisinde yayınlanan bir haber, kahvaltı sofralarımızın bir numaralı oyuncusu peynire yönelik tutkumuzu değilse bile, bakış açımızı değiştirecek nitelikte... n Kısa sürede bozulan sütün ömrünü uzatmaya çalışanlar tarafından keşfedilen peynir, günümüzde onlarca çeşidiyle masalarımızı süslüyor. Altın tozu serpilmiş Stilton dan Sardinya Adası na özgü kurtlusuna kadar birçok çeşidi bulunan peynirle ilgili bir haber hazırlayan BBC Future dergisi, makalesinde bu besinle ilgili hayli ilginç bilgiler veriyor. Peynirin aslında, bakteri ve mantarların inşa ettiği bir mikroorganizmalar kalesi olduğu cümlesi ise makalenin özünü oluşturuyor. Ayrıntılara gelince Her şey, asitik hale getirebilmek için süte laktobasil veya streptokok katılmasıyla başlıyor. Daha sonra eklenen bir enzim, süt proteinlerini parçalıyor; parçalanan proteinlerse yanına sütteki yağı da alarak topak haline geliyor. Peynir yapmak için bu topaklar toplanıyor ve süzülmesi için üzerine bir ağırlık konarak beklemeye bırakılıyor. İşte bu bekleme sırasında diğer mikroplar, kendi özelliklerini peynire aşılamaya başlıyor. Örneğin ünlü Rokfor peynirine camgöbeği renkli küflü dokuları kazandıran şey, Fransa daki mağaralarda bulunan ve Penicillium roqueforti adı verilen bir mantar. Bu peynir, küflenmesi için mağaralarda bekletilebildiği gibi, aynı mantarın sonradan eklenmesiyle de üretilebiliyor. Tam bir küf ürünü olan tutkalımsı peynirlere verilecek en iyi örneklerden Kamembert teyse, peynirin üst tabakasını üs edinen Penicillium camemberti adlı mantar, ürettiği enzimlerin peynirin içine kadar gitmesini sağlıyor. Sütteki laktik asit tuzunu sindirerek peynirin dışını içinden daha asidik hale getirip kalsiyum fosfat iyonlarını yüzeye doğru çıkarıyor. Bu iyon hareketi, peynirin içini yumuşatırken dışında daha fazla protein sindirimi amonyak üretilmesine neden oluyor. Bu da Kamembert peynirine kendine özgü kokuyu veriyor. Epoisses ya da Limburger gibi olgunlaşma sürecinde birçok kez tuzlu suyla yıkanan kabuklu peynirlerse, Brevibakteri linen bakterilerine ev sahipliği yapıyor. Bunların yaydığı butrik asit ve izovalerik asit gibi moleküller, peynire farklı bir koku veriyor. Bir tür kaşar peyniri olan çedar ise bekleme sürecinin başında eklenen laktobasil bakterisiyle özgün tadını ve kokusunu kazanıyor. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, biliminsanları peynirin olgunlaşma sürecinde rol alan mikropları ve becerilerini anlamaya çalışıyor. Ve elde edilen her bilgi peynire duyulan hayranlığı daha da artırıyor. n Hemen hepimize olmuştur: Sabah yataktan kalktığımız andan itibaren ya da gün içinde zihnimizde bir şarkı dolanır durur. Bazen günler, bazen de haftalarca aynı şarkıyı mırıldanırız. Neden ve nasıl dilimize takıldığını da bilmeyiz üstelik. İşte biliminsanları bu sorunun peşine düştü. Ve ne buldular dersiniz? Böylesi bir durumun beynimizin bir bölümünün kontrolümüz dışına çıktığının göstergesi olduğunu... BBC nin haberine göre, Londra daki Goldmiths Üniversitesi nde bu konu üzerine araştırma yapan ekip, en çok dile dolanan 5 bin şarkıyı tespit etti. Şarkıların ortak özelliği, nakaratlarının basit sözlerden oluşması Beynin müziğe karşı hassasiyet göstermesi, müziğinse tekrar içermesi, dile dolanan şarkılardan neden kolay kurtulamadığımızın yanıtlardan biri. Hafızayla ilgili yapılan araştırmalar, hafızamızda köle sistemleri olarak adlandırılan olgular bulunduğuna dikkat çekiyor. Görsel bilgileri toplayan zihin gözü veya telefon numaralarını aklımızda tutmamızı sağlayan içkulak köle sistemlerden sadece ikisi... Dile dolanan şarkıların etkilediği kısım da içkulak ın ta kendisi. Gün içindeki planlarımızı, yapılacak işler listesini veya başıboş düşünceleri tekrarlamak yerine, içkulağımız bir şarkının birkaç notasına veya sözlerine takılır. Peki, bu durumdan nasıl kurtulabiliriz. Yanıt çok açık: Başka bir şeyle ilgilenerek... Kontrolümüz altında olmayan bu alana istediğimiz kadar kes sesini diyelim, işe yaramayacaktır. Yapılacak en iyi şey, onu başka bir işle görevlendirmek.. BU KORKUNUN ALTINDA DA GENLER VAR! n Birçok çocuğun yanı sıra bazı yetişkinlerin de korkulu rüyasıdır matematik. Rakamlardan oluşan karmaşık yapının içinden çıkmak, tabiri caizse deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur onlar için. Özellikle ebeveynler, çocuklarının matematikle olan ilişkisini ilgisi yok ya da üzerine eğilmiyor, o nedenle de anlamıyor sözleriyle açıklaya dursun, yapılan araştırmalar işin içine bir de genlerin girdiğini gösteriyor. sitesinin söz konusu araştırmalardan yola çıkarak hazırladığı habere göre, 216 tek ve aynı cinsiyete sahip 298 çift yumurta ikizinin denek olduğu bu çalışmada, matematik korkusuna yol açan ve genetik farklılıklarla açıklanabilecek iki faktör ortaya çıktı. Bu faktörlerden biri, matematiksel kognitif Bağış yapın, DNA nız Ay a gitsin n Başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere birçok kurum, gerçekleştireceği faaliyetlerin finansal kaynağını sağlayabilmek amacıyla bağış kampanyaları düzenliyor ve çağrılarına kulak veren bağışçıları ödüllendiriyor. Bunun son örneği, İngiltere den geldi. İngiliz mühendislerin liderliğindeki ekip, Lunar Mission One adını verdikleri proje kapsamında, 10 yıl sürecek çalışma sonucunda Ay a bir modül göndermeyi planlıyor. Buraya kadar her şey olağan Ancak sıra dışı olan yönü, proje için gereken 780 milyon Dolar ın büyük kısmının, bağışlarla karşılanması ve belli bir rakamın üzerinde bağış yapanların kendilerinden bir parçanın Ay a gönderilmesi. İnternet üzerinden faaliyet gösteren proje finansmanı sitesi Kickstartet ile işbirliği yapan ve böylelikle 1 milyon Dolar toplamaya çalışan proje ekibi, 80 Dolar ve üzerinde bağış yapanlara istedikleri fotoğrafları, mektupları ya da DNA örneklerini zaman kapsülüne koyup Ay ın yüzeyine gömmeyi vadediyor. Proje ekibi ayrıca, insanlık tarihini anlatan büyük bir arşivi de Ay ın zeminine gömmeyi planlıyor. (zihinsel) performansı, diğeri ise anksiyete (kaygı duyma hali) yatkınlığı. Araştırmada çocuk denekler, anaokulu veya birinci sınıftan itibaren takip edilmeye başlandı ve takip süreci 9 ila 15 yaşlarına kadar sürdürüldü. Araştırmaya, kişinin öğrenme kapasitesi ve problem çözme yeteneği üzerinde büyük etkisi olabildiği için anksiyeteye yönelik bulgular da dâhil edildi. Ardından tüm çocuklar, matematik anksiyetesi, genel anksiyete, matematiksel problem çözme ve idrak yeteneklerini test edecek değerlendirmelere tabi tutuldu ve istatistiki veriler oluşturuldu. Tüm değerlendirmelerin sonucunda, matematik korkusunun, kişinin genetik faktörlerinden ileri gelen matematik yeteneği yoksunluğu ve anksiyete eğilimiyle ilgili olabileceği sonucuna varıldı. n Günümüzde birçok organizasyonun vazgeçilmez objesidir kırmızı halı. Objektifler, üzerinde yürüyenleri görüntülemek için birbiriyle yarışırken, onun üzerinden arz-ı endam etme şansına nail olanlar peri masalının başrolünde kendileri varmış, bu dünya dönüyorsa eğer onlar sayesinde dönüyormuş havasına bürünürler. Kırmızı halı seremonisinin tarihçesiyse bambaşka bir gerçeği ortaya çıkartıyor. Halı geleneğine ilişkin ilk yazılı kayıt, MÖ 5 inci yüzyılda Aiskhylos un (Eshilos) yazdığı Agamemnon trajedisinde kendini gösteriyor. Söz konusu eserin en önemli karakterlerinden Clytemnestra, kocası Kral Agamemnon u karşılamak için tanrıların kullandığı bir yönteme başvurarak yoluna bir halı serer. Agamemnon, önce bu halıda yürümeye çekinir; çünkü kendini tanrı yerine koyacaktır. Ama karısı ısrar edince, kendini beğenmiş Agamemnon halının üzerinde yürür. Böylece Clytemnestra, kocasının nasıl bir megaloman olduğunu kanıtlar Halı sadece Batı değil, Doğu toplumlarında da önemli bir obje. Asya da bir hükümdar, bir çadırın önüne oturduğunda, yere halı serilmesi ya da Topkapı Sarayı nın kapılarından Babüssade önünde bayramlaşma, tahta çıkış törenleri yapılırken kapının önüne halı koyulup tahtın bunun üzerine kurulması, bu duruma verilebilecek örneklerden. Sinema endüstrisinde kırmızı halı geleneğinin 18 Ekim 1922 de başladığı söylenir. O gün, Hollywood da Mısır Sineması açılmış ve Douglas Fairbanks ın başrolünü oynadığı Robin Hood gösterilmiştir. Bu olay, sonraki etkinliklerin de ilham kaynağı olur. 6 İSTASYON İSTASYON 7

5 HABERLER HAZIRLAYAN: MÜFİT YILMAZ GÖKMEN PAHALI AMA FARKLI BIR KAMERA Microsoft da Bitcoin e kapılarını açtı 2015 in ilk günlerinden itibaren, firmalar birbiri ardına yeni ürünlerini tüketiciyle buluşturuyor. Lytro nun Illum adını verdiği fotoğraf makinesi de yeniler arasında ve bu ürün dikkatleri üzerine çekmekte zorlanmıyor. 365 bin Dolar lık Apple n Amazon, Dell, Virgin Galactic ve Tesla Motors gibi büyük firmaların ardından, Microsoft da sanal para birimi Bitcoin ile ödeme kabul etmeye başladı. Microsoft, sanal para birimiyle Windows, Windows Phone ve Xbox ürünlerinin satın alınabileceğini açıkladı. İlk olarak ABD de hayata geçen uygulamanın, 2015 boyunca birçok ülkeye yayılması bekleniyor. Microsoft un açtığı kapı sayesinde Bitcoin, ilk kez konsol dünyasına adım atarken, masaüstü ve mobil piyasadaki konumunu güçlendirecek. En aktifi Instagram n Fotoğrafların Tweet lerden daha ilgi çekici olduğu, sonunda resmiyet kazandı. Facebook tarafından Nisan 2012 de satın alınmasının ardından mobil dünyada hızlı yükselişini sürdüren Instagram, 300 milyon kullanıcıya ulaştığını açıkladı. Henüz dört yaşında olan fotoğraf ve video paylaşım platformu, böylece aktif kullanıcı sayısı 284 milyon olan Twitter ı, geride bıraktı. Amatör ve profesyonel fotoğrafçıların yanı sıra sayısız kurum ve markanın boy gösterdiği Instagram da her gün paylaşılan fotoğraf sayısıysa 70 milyon. Dört yıllık arşivindeki fotoğraf sayısını 30 milyara çıkaran Instagram, Tumblr, Snapchat ve Pinterest ile birlikte en hızlı büyüyen sosyal ağlardan biri. GÖRSEL IKIZINIZI YARATABILECEKSINIZ EN GIZLI UYGULAMA PLATFORMU GELIYOR n Telefon görüşmelerinden atılan SMS lere ve yazışmalarına kadar, tüm işlemleri şifreleyen Blackphone, Ocak 2015 te uygulama platformunu da hizmete sunacak. Geliştiriciler için yeteneklerini sınayabilecekleri yeni bir fırsat olarak belirecek Blackphone uygulama platformuna, sadece belirli güvenlik testlerinden geçirilen yazılımlar kabul edilecek. Donanım geliştiricisi Geeksphone ve şifreli iletişim teknolojileri sunan Silent Circle tarafından geliştirilen Blackphone, içeriğinde Spaces yazılımıyla sunulacak. Spaces, Blackphone da iki ayrı kullanıcı hesabı oluşturulmasına imkân verecek. Uygulamaları ve diğer tüm içerikleri kendilerine özgü olacak hesaplardan biri iş, diğeri sosyal amaçlı kullanılabilecek. n Yakın gelecekte birçok amaç için kendinizi 3D olarak dijital ortama aktarabilir, bu sayede yaşam standardınızın önemli ölçüde artmasını sağlayabilirsiniz. New York merkezli Body Lab firmasının geliştirdiği teknoloji, vücudunuzu tarayarak görsel ikizinizi yaratıyor. Body Lab, insan vücudunu 3D bir görsele çevirerek üretimden tasarıma, alışverişten hizmet sektörüne kadar, birçok alanda fayda sunulabileceğine inanıyor. Örneğin yeni arabanızın sürücü koltuğunu vücudunuza göre tasarlatabilecek, vücut ölçülerinize en uygun kıyafeti diktirebileceksiniz. Hatta yeni nesil oyunlarda kendi dijital karakterinizi yönetebileceksiniz. Body Lab, insan vücudunu dijital bir platforma dönüştürerek iş dünyası ve tüketiciler arasındaki arayüzü tamamen değiştirmeyi amaçlıyor. Dijital dünyaya aktarılmak, şüphesiz dijital hayata adaptasyonun en ilginç adımlarından biri olacak. Bir akıllı telefonun tüm fonksiyonlarını şifreleyerek yerine getiren Blackphone, politikacılar ve iş dünyasının yanı sıra gizliliğe önem veren tüketicilerin 2015 teki tercihi olmaya aday gibi görünüyor. n İlk kamerasını 2012 de sunan Lytro, en yeni modeli Illum ile 2015 te fazlasıyla dikkat çekebilir. Son derece hareketli LCD ekranının öne çıktığı farklı bir tasarıma sahip olan Illum, 2012 de sunduğu aydınlık alan görüntüleme teknolojisini de geliştirdi. Illum un kamera sensörü, alan derinliğindeki tek bir odak düzlemine odaklanmak yerine, birçok odak düzleminden gelen ışığı topluyor. Böylece fotoğrafı çektikten sonra odak, perspektif ve alan derinliği üzerinde düzenleme gerçekleştirilebiliyor mm f/2.0 lens, 8x yakın çekim yapabiliyor. Qualcomm tarafından üretilen Snapdragon 800 işlemcisi kullanan kameranın 480x800 çözünürlüklü LCD ekranı, 80 derece kadar görüş açısı sunuyor. Illum um tüm özellikleriyle fiziksel olarak tanışmak isteyenler, 1599 Dolar ödemek zorunda. Dünyanın en ince telefonu n Akıllı telefonlar için çok ince tanımını yeniden belirleyen bir ürün: Vivo X5Max. Gionee nin 5,1 mm lik Elife S5.1 ve Oppo nun 4.85 mm lik R5 ini geride bırakmayı başaran X5Max, sadece 4,75 mm kalınlığında. Kısaca, LG G3 ve Google Nexus 5 in yarısı diyebiliriz. Aşırı inceliğine rağmen, Çinli üretici Vivo, telefona birçok özellik sığdırmayı başarmış. Bunlar arasında 5.5 inç 1080p Super AMOLED ekran, 1,7 mm kalınlığında mantıksal çevrim kartı, 5 MP f/2.4 ön kamera da yer alıyor. Telefonun arka panelindeki ana kamera ise f/2.0 diyafram açıklığına sahip ve 13 MP. Maalesef, iphone 6 da olduğu gibi kamera telefondan uzanan 2 mm lik bir çıkıntıya neden oluyor. Sonuç olarak gerçekten ince, ama Çinliler mucizeyi gerçekleştiremedi. n Apple ın efsane CEO su Steve Jobs tarafından satılan ilk bilgisayardan biri, New York taki Christie s açık artırma evinde 365 bin Dolar a alıcı buldu. Halen sorunsuz bir şekilde çalışan Apple 1, kendisi gibi geride kalan 50 den az bilgisayardan biri olma özelliğine sahip. Bir diğer çalışan Apple 1, Ekim ayında 905 bin Dolar a yeni sahibine teslim edilmişti. Mühendisliği, Steve Jobs ile Apple ı kuran Steve Wozniak a ait olan Apple 1, bizzat Steve Jobs tarafından müşterilere pazarlanmıştı. Jobs, 1970 lerde geliştirdikleri bu bilgisayar için, elindeki en önemli varlığı VW marka kamyonetini, Wozniak ise hesap makinesini satmıştı. İkili, Apple 1 i 666,66 Dolar dan satışa sunmuştu. NINTENDO, AMIIBO ILE PARA BASIYOR n PlayStation 4 ve Xbox One ın fazlasıyla geride kalması nedeniyle 2014 ü hezimetle kapatacağı düşünülen Wii U, Amiibo sayesinde yeniden yükselişe geçti. Yeni nesil Nintendo 3DS ve Wii U konsollarıyla kullanılan Amiibo figürleri, NFC (yakın alan iletişimi) teknolojisiyle oyuncuları temsil eden karakterleri oyun içine dâhil etmek veya çıkarmak için kullanılıyor. Kısa zamanda üçüncü parti oyunlara da sıçrayan Amiibo, Super Smash Bros. un başını çektiği oyunlar sayesinde 2014 te 700 binden fazla satmayı başardı. One Piece: Super Grand Battle! X in de verdiği destekle Wii U konsoluna aradığı enerjiyi geri getiren Amiibo, Wii U nun Kasım 2012 den bu yana en yüksek satış oranına ulaşmasını sağladı. Wii U satışları, Kasım 2014 te bir önceki yıla oranla yüzde 90 arttı. Nintendo için 2015 e daha iyi bir ön hazırlık olamazdı. 8 İSTASYON İSTASYON 9

6 HAYAT Dalgaların Çobanları Deniz fenercileri, yol gösteren kulelerinden birer birer ayrılıyor. Dalgaların, yolcuların ve rüzgârların bilgeliğini taşıyan fenerlerse yavaş yavaş kitapla, felsefeyle, sanatla doluyor. Antalya Kumluca daki Taşlık Burnu nda, 227 metre yükseklikten ışık veren Gelidonya Feneri, kayalıkların ardından ufku izliyor. Fenerde doğup büyüyen Mustafa Demir, ışığı güneş enerjisiyle yanan fenere artık sadece üç ayda bir, kontrol için geliyor. 10 İSTASYON İSTASYON 11

7 HAYAT 1857 de Fransızlar tarafından yapılan Ahırkapı Feneri İstanbul un simgelerinden biri... Fenerin son fenercisi Ahmet Sarpbaş, emekli olmadan önce, 29 metre yüksekliğindeki kulenin merdivenlerine bıkmaksızın yıllarca tırmandı. Yazı ve Fotoğraflar: AKGÜN AKOVA Fenerciğimi gördüm yine! Ah! Bir daha göremeyeceğimi sanmıştım! diye söyleniyor Adile Erdoğan. 86 yaşındaki Fenerci Nine gözyaşlarını akıtarak Sivrice Feneri nin içinde dolaşıyor. Midilli Adası na bakan pencerenin önünde durup, İşte buradan bakardım teknelere, diyor. Sonra diğerinin önüne gidip, Kapkara sığırcık alayları inerdi ördeklerle, şuracıktaki göle, diye mırıldanarak gökyüzüne kuşları arar gibi bakıyor. Bir zamanlar yağmurlarla göle dönen yerde, bugün lunaparklardaki roller coaster raylarını andıran dev bir radar var. O kadar büyük ki, feneri gölgede bırakıyor. Adile Nine, iki katarakt ameliyatından sonra gözünün ferini epey yitirmiş, ama fenerciği nin içinde gezinirken her şeyi anımsıyor. Henüz 13 yaşındayken, yaşını üç yıl büyütüp bir fenerciyle evlendirmişler onu. Yıllar sonra, Seddülbahir deki fenerci ölünce Adile Nine yi eşinin yanından alıp, fenercinin dul kalan karısının yanına yollamışlar. İki kadın, iki buçuk yıl feneri birlikte yakıp söndürmüş. Birisi kocasız, diğeri kocasından uzakta... Gittin mi Seddülbahir e de? diye soruyor bana Adile Nine. Sonra birden geçmişe dair bir ışık yanıyor aklanmış gözbebeklerinde... Korkuluk yapmışlar mı merdivenlere? Ödüm patlardı, çıkarken düşeceğim diye! Fenerci Adile Erdoğan, işi bıraktığı 1986 yılından beri, Sivrice Feneri nin bulunduğu Çanakkale nin Ayvacık ilçesinin Bektaş Köyü nde, tek katlı küçük evinde oturuyor. Yazar Akgün Akova, uzun bir süredir fenerlerin ve fenerci ailelerinin öykülerini topluyor. Sinop ta Boztepe Burnu nun doğu ucundaki küçük fener, gelip geçen dev balık sürülerinin sudaki gölgesini seyrediyor (üstte sağda). Mehmetçik Feneri nin eski fenercisi Osman Yarış ın anıları, evinin duvarına astığı fotoğraflarda yaşıyor (üstte solda). Ondan fenerciliği devralan oğlu Kemal Bey de çoktan emekli olmuş; köye gittiğim gün zeytin toplamaya gitmişti. Adile Nine nin torunu, Sivrice Feneri nin son fenercisi Ergün Erdoğan ise aynı gün Seddülbahir kılavuzluk mendireğinde bir feneri tamir ediyordu sert rüzgârlara karşı. Ama işi bittiğinde Sivrice Feneri ne değil, evine dönecekti. Çünkü artık Sivrice de bir fenerciye ihtiyaç yok. Zonguldak Feneri nde de. Kerempe Feneri nde de. Bodrum Hüseyin Burnu Feneri nde de... Her şey gibi, deniz fenerleri de teknolojik gelişmelerden nasibini aldı. Dev mercekli anıt fenerler bile ışıklarını otomatik sistemlerle yakıp söndürüyor. Lambalarının yanıp yanmadığı, ne kadar akülerinin kaldığı İstanbul daki Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ndeki ekrandan kontrol ediliyor. Geceleri fenerin düzeneğini kurmak için iki buçuk saatte bir merdivenleri tırmanan, Ha fener söndürmüşsün, ha adam öldürmüşsün; aynı şey, diyen, fenerlerine çocuğuymuşçasına tutkun fenerciler teker teker yuva bildikleri fenerlerden ayrılmak zorunda kalmışlar. Ya emekli olmuşlar ya da onların deyimiyle lojman larından, Kıyı Emniyeti Müdürlüğü ne göreyse gardiyan binaları ndan ayrılıp başka işlerde görevlendirilmişler. Bazıları atölyelerde çalışmayı ya da fenerlerde bakım yapmayı kendisine yapılmış bir vefasızlık olarak değerlendirmiş. Çalışmaktan yüksündükleri için değil, kuşaklardır yuva bildikleri fenerlerinden koparılmayı haksızlık olarak gördükleri için kırılıp köşelerine çekilmişler. Kıyılarımızda irili ufaklı yaklaşık 1200 fener bulunuyor. Bunların 566 tanesi Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ne bağlı. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ne bağlı olanların artık sadece 7 sinden fenerci aileleri ya da 12 İSTASYON İSTASYON 13

8 HAYAT 14 İSTASYON Rumeli Feneri nin merdivenlerinin başında, Anadolu ve Rumeli nin fethi sırasında savaşlara katılan ve yaşarken kahraman haline gelen Sarı Saltuk un türbesi var. Çok sayıda ziyaretçisi olan Sarı Saltuk un, Rumeli Feneri nin manevi koruyucusu olduğuna inanılıyor (üstte) yılında inşa edilen Datça, Knidos Deveboynu Feneri nin denizden yüksekliği 109 metre. Ulusal miras olarak koruma altındaki fenerde artık güneş enerjisi ile çalışan bir lamba kullanılıyor (altta). Türkiye kıyılarında mendirek, balıkçı barınağı ve şamandıralarda da çok sayıda fener bulunuyor. Bu küçük fenerlerin bakımı için Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ne bağlı ekipler görev yapıyor. fener bekçileri sorumlu. Hâlâ eski çalışma sistemine bağlı olsalar da, kendilerinden sonra bu işi kimsenin devam ettirmeyeceğini biliyorlar. Onlardan biri de Yelkenkaya Feneri ndeki Gül Ailesi. Dededen fenerci Ahmet Gül emekli olunca yerine fenerci alınmayacak. Fener de belki kiraya verilecek. Çanakkale de, şehitliklere yakın duran Mehmetçik Feneri, Boğaz ın en önemli noktalarından birinde. Mehmetçik Feneri nin son fener bekçisi Burhan Yarış ın babası, Osman Yarış ın adı fenerciler arasında saygıyla anılıyor. 30 yıl fener bekçiliği yaptıktan sonra 2003 te emekli olmuş. Bana Fenerciler için kooperatif kuralım, sen başına geç dediler. Ben köyümde kalacağım dedim. Traktörü alır almaz gidip Ezine den 550 zeytin fidanı aldım. Babadan kalan araziye diktim, diye anlatıyor. Osman Yarış, feneri anlatırken bir parçasından söz ediyor gibi: Fener ikiz kardeşim gibiydi. Bayram falan görmedik biz fenerde çalışırken, söner diye ayrılamazdık ki... Fener de deniz gibi insanın kanına işliyor, rüyalarına giriyor. Emekli olduktan sonra geceleri aniden yataktan fırlayıp fenerin yanıp yanmadığı telaşına kapılıyordum. Köydeki evimize çok yakın olmadığı halde gidip fenere baktığım çok oldu... O yıllardan hatırladığı şeylerden biri, Çanakkale Boğazı ndaki batıklar... Çok batık var, örneğin fenerden kuzeye doğru Majestic in batığı; sinarit yuvası. Harita gibi bilirim ben o gemiyi, diyor. Torunu fenerciliği sürdüremese de denizden kopmamış. O da Gelibolu da Denizcilik Lisesi ni bitirmiş. Yarış ın eşi, 1975 te köye elektrik geldiğinde fenere getirilip takılan ilk lambayı anı olarak saklamış. Torunları Dedemiz ne yapardı? diye sorduğunda o lambayı çıkarıp gösteriyor. Osman Yarış torunlarına miras olarak bir fener bırakamamış, ama zeytin tarlası bırakacak. Fenerci ailelerin birer birer ayrılmasından sonra gardiyan odalı fenerlerden 16 sı ihale yoluyla, 10 ar yıllık sürelerle kiraya verilmiş. Kiracılar fener kulesini kullanamıyor, ama gardiyan binalarını ve bahçeyi kullanabiliyorlar. Kıyı Emniyeti Seyir Yardımcıları Dairesi Başkanı Celalettin Uysal, kiralamadaki amacın fenerleri halka açmak ve bakımlarını sağlamak olduğunu söylüyor. Kiralayanların, feneri ve çevresini koruma görevini üstlendiğini de ekliyor. Ancak fenerleri halka açmak düşüncesi, kiralayanların bazıları tarafından restoran ya da çay bahçesi açmak olarak algılanmış. Kiraladıkları fenerleri yalnızca ticari gelir kaynağı olarak gören bu kiracıların fenerlerin varoluş nedenine herhangi bir katkı sağlayamayacağı ortada. Kiralanan iki fenerin ise deniz feneri sözcüğünün ruhuna saygı duyan kiracıları var. Bunlardan biri, göğüs hastalıkları doktoru Levent Safalı. Safalı, bir felsefe tut- İSTASYON 15

9 HAYAT Yelkenkaya Feneri nin eski fenercisi Sacide Gül, torunu Yiğitcan ile fenerin bahçesinde güneşleniyor. Yiğitcan, Çayırova Şişe Cam Kürek Takımı nda yarışmış ve madalyalar kazanmış (üstte). Adile Erdoğan ın 72 yıl önce kapısından ilk kez girdiği ve defalarca ışığını yaktığı Sivrice Feneri, 2009 dan bu yana kütüphane olarak hizmet veriyor. Adile Erdoğan fenerciğim dediği kuleden ayrılalı 29 yıl olmuş, ama anıları hâlâ canlı (altta). Şile Feneri, 1859 dan beri Karadeniz deki denizcilere yol gösteriyor. Günümüzde fener binasında, bir zamanlar burada kullanılmış ve artık antika değerinde eşyalarla, gaz lambaları ve teknik cihazlar sergileniyor. kunu. Özgür Üniversite de felsefe dersleri veriyor. Deniz fenerleriyle yolu, arkadaşlarıyla felsefe tartışmaları yapabilecekleri, felsefenin ruhuna uygun mekânlar ararken kesişmiş. Önceleri eski bir hamam, terk edilmiş bir kömür madeni gibi yerler olabilir diye düşünmüştük, diyor Safalı, ama bir Fransa seyahatinde, gençlerin deniz fenerlerini sosyal alan olarak kullandıklarını öğrenince Türkiye deki deniz fenerlerini araştırma yoluna gitmiş. Fenerlerin kiralanabileceğini öğrenmiş. Önce İğneada Feneri nin ihalesine girmiş; ama kaybetmiş da Bozburun daki Armutlu Feneri nin kiralama ihalesinde, şans eseri kendisinden başka kimse yokmuş! Kıyı Emniyeti yetkililerinden büyük yardım gördüğünü söylüyor. Bir Poseidon Tapınağı nın temeli üzerine yapıldığını söylediği Armutlu Feneri nde felsefe kampları düzenliyor. Kış aylarında bile, ayda bir gün fenerde meraklılarıyla felsefe tartışıyor. Fenerin bir bölümü toplantılara katılanların konaklaması için kullanılıyor. Bir zamanlar deniz feneri olarak kullanılan Armutlu Feneri artık Poseidon Felsefe Feneri olarak da anılıyor. Adile Nine nin feneri Sivrice ise artık bir deniz feneri kütüphanesi olarak hizmet veriyor. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ve eşi Hacer Hanım, kiraladıkları feneri dünyanın dört bir yanından topladıkları deniz feneri kitapları, pulları, çizimleri ve haritaları ile doldurmuşlar. Kütüphane fikrini ilk olarak Fransız dostları ortaya atmış; Biraz kısa boylu olsa da, vakur duruşuyla etkileyici, dingin ve dirençli şu yapıya bir kütüphane çok da yakışmaz mıydı? demiş. Sayman çifti bu düşü gerçekleştirirken diğer dostları bunu keyifli bir çılgınlık olarak değerlendirmiş. Önce deniz kitaplarıyla dolu bir kütüphane hayali kurmuş Yücel Sayman. Ama dünyada denizle ilgili 100 binden fazla kitap olduğunu öğrenince vazgeçmiş. Yalnızca deniz fenerlerini anlatanlarda karar kılmış. Sivrice Deniz Feneri Kütüphanesi, sadece okurlar için değil, tüm fenerciler ve kıyı emniyeti görevlileri için parmakla gösterilecek bir örnek olmuş. Celalettin Uysal bu kütüphanenin dünyadaki tek örnek olduğunu ve feneri efsaneleştirdiğini söylüyor. Dalgaların çobanları olarak tanımladığım fenerlerin yoldaşı olan fenerci ailelerinin kuşaktan kuşağa geçen öyküleri birer birer sona eriyor. Fenercilerin anılarının kuşaktan kuşağa anlatılacak öykülere dönüşmesi ise, ancak onlara kulak vermekle mümkün. 16 İSTASYON Bu konu National Geographic Türkiye dergisinden özetlenerek alınmıştır, NG Türkiye abone hattı: veya İSTASYON 17

10 TARİHTEN 730 YILLIK MASALIN ARDINDAKİ GERÇEKLER Fareli Köyün Kavalcısı kimdi ve çocuklar nereye gitti? Bütün zamanların en güzel çocuk masalları arasında yer alan Fareli Köyün Kavalcısı'nda şehir farelerden kurtulur ama, çocuklarını kaybeder. Kavalcının müziğine dayanamayan fareler gibi, çocuklar da onun peşinden gitmiştir. Efsaneyle gerçeğin karıştığı noktada, pek mutlu olmayan sonlar, gizemli finaller var e, olayın geçtiği Almanya nın Hameln şehrine dönüyoruz. Almanya nın Aşağı Saksonya bölgesinin başkenti Hameln ya da İngilizce yazılışıyla Hamelin/Hamlin şehri, doğal güzelliklerinin yanı sıra dünyaca ünlü bir efsane/masala da ev sahipliği yapmaktadır. Türkçe ye Fareli Köyün Kavalcısı olarak çevrilmiş Hameln in Sıçan Avcısı adlı bu ünlü efsane/masal, günümüz anlatımlarında mutlu sonla bitse de, gerçekte Hameln şehrini yüzyıllar boyunca derin bir travmayla yaşamak zorunda bırakan karanlık bir sona sahiptir. Söylence 1284 tarihinde Hameln şehrine gelen rengârenk elbiseli ve kaval çalan bir adamın, bir sebeple 130 çocuğu şehirden götürmesiyle ilgilidir. Konuyla ilgili en eski yazılı belge, şehir kroniklerinde (olayların birbiri ardınca, sırayla yazıldığı tarih) yer alan 1384 tarihli Latince kayıttır: Çocuklarımız ayrılalı on yıl oldu. Bu kaydın anlamı üzerine çok değişik tezler üretilmiş, ama kesin bir sonuca ulaşılması bugüne kadar mümkün olmamıştır. Olayın yaşandığına dair en eski kanıt ise 1300 lü yılların başında yapılan bir vitraydır. Şehrin kilisesinde bulunduğu bilinen bu vitray, yine kayıtlardan öğrendiğimize göre, 1660 yılında parçalanmıştır. Tarihçi Hans Dobbertin tarafından kayıtlardaki açıklamalar esas alınarak yeniden yapılan vitrayda, kaval çalan adam renkli, çocuklar ise beyaz kıyafetler içerisinde betimlenmektedir. Bu vitrayın, şehrin tarihindeki trajik bir olayın anısını canlı tutmak amacıyla Masalı İngiliz şair ve yazar Robert Browning şiir olarak yorumlamış, kitap 1888 de Londra da yayımlanmıştı. Eserdeki resimlerse çocuk kitapları yazarı ve çizeri Catherine Greenaway e ait (yanda ve üstte). yapıldığı sanılmaktadır. Söylencenin en önemli ögelerinden farelerse vitrayda yer almamaktadır; çünkü onların hikâyeye dâhil oluşu ancak 1559 dadır. Willy Krogmann un, Fareli Köyün Kavalcısı: Efsanenin Oluşumu Üzerine Bir İnceleme adlı eserinde belirttiğine göre, 14 üncü yüzyılda şehirde yaşamış Lude isimli bir din adamının elinde, içinde kilise şarkıları bulunan bir kitap vardı. Büyükannesi tarafından kitabın içine olayın tanığı olduğuna dair bir dize yazılmıştı. Fakat bu kitabın 17 nci yüzyıldan bu yana izine rastlanmamış, dolayısıyla bu tanıklığın izini sürmek mümkün olmamıştır. Elimizdeki ilk Almanca yazılı kayıt ise arasına tarihlenen Lueneburg Yazması dır. Burada olay kısa bir şiirle anlatılmaktadır: 1284 yılında Aziz John ve Aziz Paul günü 26 Haziran da Hameln de doğmuş 130 çocuk alındı Rengârenk elbiseler içinde bir kavalcı tarafından ve Kayboldular tepenin yakınında bir yerlerde. Günümüzde Lueneburg Yazması temel alınarak konuyu açıklamaya yönelik pek çok tez ortaya atılmıştır. Araştırmacı-yazar David Wallechinsky ye göre, 1212 yılında gerçekleşen ve başlarında Nicholas isimli bir Alman gencinin bulunduğu 20 bin kişilik Çocuk Haçlı Seferi için Hameln den de 130 çocuk alınmış olabilir. Kaval çalan kişinin ise bir asker toplama görevlisi olabileceğini dü- 18 İSTASYON İSTASYON 19

11 TARİHTEN GRİMM KARDEŞLER'İN MASALI Sadece iki çocuk Kavalcı dan kurtulabilmişti 19 uncu yüzyılın başlarında, Alman coğrafyasında dolaşan Jacob ve Wilhelm Grimm adlı iki kardeş; Alman halk öykülerini ve efsanelerini derleyerek, bugün dünyanın dört bir yanında anlatılan ünlü masalları yazmışlardı. Fareli Köyün Kavalcısı nda anlattıkları da, özetle şöyleydi: Hameln, bir gün farelerin istilasına uğrar. Her yer farelerle doludur ve kasaba halkı bu durum karşısında çaresiz kalır. Sonunda rengârenk kıyafeti içinde bir kavalcı çıkagelir ve Hameln i farelerden kurtarabileceğini söyler. Bu hizmetinin karşılığında da 1000 florin ister. Kasabanın valisi bu ücreti ödemeyi kabul eder. O gecenin sabahında yabancı, kavalından çıkan nağmelerle fareleri peşine takarak hepsini kasabanın hemen dışındaki Weser Nehri ne götürüp orada boğar. Böylece kasaba farelerden temizlenmiş olur. Halk sevinç içindedir. Kavalcı öncelikle kendisine söz verilen paranın ödenmesini ister, ama vali bu defa paranın çok fazla olduğunu söyleyerek, daha az bir miktar teklif eder. Anlaşamazlar ve Kavalcı kızgınlıkla kasabayı terk eder. Ertesi gece Kavalcı kasabanın sokaklarında dolaşarak kavalını yeniden çalmaya başlar. Ama bu sefer peşinden sürüklediği çocuklardır. Kasabanın hemen dışındaki tepelerden birine giderler. Tepenin yamacında açılan bir yarıktan içeri girerek gözden kaybolurlar. Sadece iki çocuk, o da biri sağır olduğundan duyamadığı, diğeri de topal olduğu için diğerlerine yetişemediğinden geride kalıp kurtulurlar. Sabah kasabaya dönen iki çocuk her şeyi kasaba sakinlerine anlatır. Bütün çabalara rağmen ne tepede açılan yarık ne de giden çocuklar bulunabilir. Ve bu olay acı bir hâtıra olarak kuşaktan kuşağa anlatılır. Grimm Kardeşler in aktardığına göre, bu olaydan sonra Hameln de bir sokağa Bungelosse Gasse ismi verilir. Yani davul çalmanın yasak olduğu sokak. Kaybolan çocukların anısına bu sokakta uzun yıllar gürültü yapmak, şarkı söylemek ya da dans etmek yasaklanmıştı. Hameln in hemen dışında çocukların kaybolduğu yere ise Poppenberg ismi verilmiştir. Burada haç şeklinde taştan iki anıt dikilidir. Çocuklar ve kavalcı açılan yarıktan bir tünele girmişler ve Transilvanya ya kadar yürümüşlerdir. Hameln de Marktkirche kilisesindeki vitray resim. Manchester ın Sadece Ateşle Aydınlanan Bir Dünya kitabına göre, Kavalcı psikopat bir sapık. şünmektedir. Nitekim Ortaçağ da kasaba kasaba dolaşıp asker toplayan görevlilerin kaval benzeri bir enstrüman çaldıkları bilinmektedir. Bir diğer iddia ise Amerikalı tarihçi William Manchester tarafından Sadece Ateşle Aydınlanan Bir Dünya isimli kitapta dile getirilir. Manchester e göre söylencedeki kavalcı aslında psikopat bir sapıktır. 20 Haziran 1484 de Hameln den 130 çocuğu renkli kıyafeti ve kavalıyla kandırarak kaçırmış ve ağza alınmayacak şeyler yaptıktan sonra bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ağaçlara asmış; öldürmediklerini ise kendilerini bilmez şekilde ormanın içinde bırakıp gitmiştir. Ancak Manchester in iddiasını destekleyecek hiçbir yazılı kanıt yoktur. Kimilerine göre ise çocuklar doğal bir sebeple ölmüş olabilirler. Kavalcı ise gerçek bir kişi değil, Ölüm ün kişileştirilmiş halidir. Ortaçağda Ölüm ün sıklıkla aksak ya da alacalı veya benekli bir kıyafet giymiş kişi olarak betimlenmesi bu iddia sahiplerinin en büyük dayanağıdır. Jobus Fincelius, 1556 tarihli Zamanının Harikaları Üzerine isimli eserinde, Kavalcı yı Şeytan la özdeşleştirir. Aynı şekilde Robert Burton da 1621 tarihli Melankoli nin Anatomisi isimli eserinde, Şeytan ın 20 Haziran 1484 de, Kavalcı kılığına girerek Saksonya şehri Hameln den 130 çocuğu alıp götürdüğünü ve onlardan bir daha haber alınamadığını yazarak, olayı doğaüstü güçlerle ilişkilendirir. William Ramesey ise 1668 de Kurtlar isimli kitabında, tarihi 22 Temmuz 1376 olarak verirken, olayı da Tanrı nın Şeytan a verdiği muhteşem bir ödül olarak nitelendirir. Alman efsanelerinin bazı versiyonlarında da Kavalcı aslında Germanik Tanrı Odin (Wotan) olarak betimlenmektedir. Bir kısım kilise mensubu tarafından doğru kabul edilen bu iddiaya göre, pagan inancın simgesi Odin, Hıristiyan çocukları kandırmış; karşılığında ceza olarak öldürülmüştür. Simgesel olarak pagan inancının ve tanrılarının Hıristiyanlık karşısında yenilgiye uğramaları, bu anlatımın temel özelliğidir. Kont Froben Cristoph Zimmern, kesin olmamakla beraber, yılları arasında yayınladığı Zimmern Kronikleri nde söylenceye yer vermişti. Ama o güne kadar diğer anlatımlarda görülmeyen bir şey yapmış ve hikâyeye farelerle onların sebep olduğu bir salgın hastalığı da eklemiştir. Zimmern ne yazık ki, kesin bir tarih vermemiş, olaydan birkaç yüz yıl önce diye bahsetmiştir. Sır ve günah Hameln kasabasında, yüzyıllardır muammasını koruyan olayla ilgili her sene geleneksel bir festival düzenleniyor. Geçtiğiz yıllarda düzinlinin festivallerden birinin başlığı ise 725 yıllık sır ve günah tı. En eski İngilizce kayıt ise Richard Rowland Verstegan ( ) tarafından 1605 de yazılan Hasar Görmüş Zekânın Yeniden Yapılandırılması yla karşımıza çıkar. Verstegan da söylenceye fareleri eklemiştir ve tarihi 1376 olarak belirtir. Ortaçağ tarihçisi Stanley Aronsen e göre Avrupa da 1300 lerin ortalarına kadar, fareler yiyecek için tarla ve kilerlere dadanan, ahşap eşyaları kemiren ve kimi zaman da uyuyan çocuklara saldıran, rahatsızlık verici bir hayvandan başka bir şey değildi. O dönemde ölü fare başına para ödeyen şehir ve kasabaların olduğu da bilinen bir gerçektir. Hatta dönemin şapkalarında fare kuyruğu biçiminde bir aksesuar da moda olmuştu. Ama asıl problem, 1347 de Asya dan gelen ticaret gemilerinin Sicilya ya getirdiği kara farelerin Avrupa ya yayılmasıyla başgösterdi. Bu fareler salgın hastalıklar getirmişlerdi ve bu sonradan Kara Ölüm ya da veba olarak adlandırılacaktı. Büyük bir ihtimalle söylenceye farelerin eklenmesi, Avrupa da yıkıcı etkileri görülen veba salgınının yarattığı korkudan olsa gerektir. Kesin bir kanıt olmamakla beraber, Hameln şehrinin de bu salgından etkilendiği düşünülmüş ve bu iki acı olay birleştirilerek tek bir söylence haline getirilmiş olabilir. Gezgin fare avcılarının benzer hikâyelerine Avusturya, Fransa, Polonya, Danimarka, İrlanda ve İngiltere de de rastlanır. Johann Wolfgang Goethe, 1813 de söylenceyi Almanca olarak şiirleştirmiş, hemen ardından bu şiir, Hugo Wolf tarafından bestelenmiştir da ise Grimm Kardeşler, Alman söylencelerini topladıkları ünlü eserleri Alman Efsaneleri, bu olaya Hameln in Çocukları adıyla yer vermişlerdir yılında ise İngiliz şair Robert Browning, söylencenin belki de Anglo-Sakson dünyada Almanya dakinden çok daha fazla sevilmesini sağlayan uzun şiiri Hamelin de Fareli Köyün Kavalcısı nı yayınlamıştır. Browning in şiirinde, tarih 22 Temmuz 1376 olarak verilmiştir. Browning in şiirinde Kavalcı nın kıyafeti sarı ve kırmızıdır. Şiirin sonunda, Grimm Kardeşler in anlatısında Kavalcı nın heykeli bugün Hameln şehir meydanında. MÜNCHEN 20 İSTASYON İSTASYON 21

12 TARİHTEN Doğu daki efsane İbn-i Sina, Kavalcı nın yerini alınca Aynı temayı küçük farklarla işleyen benzer efsaneler var. Bunlar arasında en ilginç olanlarından biri Kavalcı nın yerini İbn-i Sina nın aldığı Suriye kaynaklı masal: Evvel zaman içinde Halep te bir sultan yaşardı. Bir gün İbn-i Sina ile sohbet ederken önlerinden geçen fareyi gösterip bu fareler de her tarafı sardı, bir şeyler yapmalı der. Bunun üzerine İbn-i Sina, şehri farelerden temizleyebileceğini, ama sultanın ne görürse görsün gülmemesi gerektiğini söyler. İbn-i Sina yanında küçük bir tabutla şehir meydanına gelir. Tılsımlı bazı sözler söyler. Bir tek fare çıkagelir. İbn-i Sina fareyi öldürüp tabuta koyar. Tekrar tılsımlı sözler söyler. Bu sefer dört fare gelir ve tabutu sırtlarlar. İbn-i Sina son bir defa tılsımlı sözler söyler ve binlerce fare meydana toplanır. Başta tabutu taşıyan dört fare olmak üzere şehrin dışına doğru giden bir cenaze korteji oluştururlar. Şehir kapısından çıkmaya başladıklarında sultan durumun komikliğine dayanamayıp gülmeye başlar. Kapının dışına çıkmış bütün fareler ölürken, henüz çıkmamış olanlar hızla şehrin içine dağılırlar. Sultanın gülmesi tılsımı bozmuş farelerin bir kısmı kurtulmuştur. olduğu gibi, çocukların açılan yarıktan geçerek Transilvanya ya gittiklerini ve oraya yerleştiklerini söyler. Elbette Browning in şiiri görece mutlu sonla bitmektedir, çünkü o bu şiiri yakın dostu aktör William Mcready nin hasta çocuğu Willy nin hoşça vakit geçirebilmesi için yazmıştır. Ve şiir bugün de kullanılan ve İngilizce ye yerleşmiş bir öğütle biter: Öyle ya da böyle; verdiğimiz sözü tutmalı ve Kavalcı ya parasını ödemeliyiz! Efsanenin açıklanmasına yönelik olarak ortaya atılanlar içinde, Hameln şehri sakinlerinin de hemfikir olduğu, Doğu Avrupa kolonizasyon hareketini temel alan tez ön plana çıkmaktadır. Bu teze göre Hameln şehrinin çocukları, kendilerine yeni bir yerleşim yeri kurmak için yurtlarını terk etmişlerdir. Pek çok Avrupa şehrinin, söylencenin geçtiği dönemde kurulduğu düşünülürse, çocukların yeni yerleşimciler olabileceği fikri anlamlı hale gelmektedir. Hameln in etrafındaki Querhameln (değirmen kasabası Hameln) gibi bazı yerleşimlerin isimleri de bu iddiayı destekler gözükmektedir. Kavalcı nın buradaki rolü ise yerleşimcilere yol gösteren bir lider olabilir. Hameln şehrinin resmi web sitesine göre, akla en yatkın olarak kabul edilen yorum şöyledir: Hameln çocukları o günlerde Batı Prusya, Pomerania, Töton Bölgesi ve Moravia ya yerleşebilmek için toprak sahipleri tarafından kayıt altına alınan göçe istekli Almanlardan sadece birkaçıydı. Geçmiş dönemlerde de aynen bugün olduğu gibi bir şehrin sakinlerine o şehrin çocukları denmesinin adetten olduğu gerçeği göz önüne alınırsa, Hameln çocuklarının da bildiğimiz anlamda çocuk değil, en azından bir yerleşim birimi kuracak güçte ve yaşta gençler ya da yetişkinler oldukları anlaşılır. Çocukların Hameln den ayrılışı daha sonra Avrupa nın ortak belası haline gelen fare istilası ile birleştirilip tek bir efsaneye dönüşmüş olmalıdır. Bu açıklama üzerine akıllara şu sorunun gelmesi normaldir: O halde neden böylesi bir göçün hiçbir yazılı kaydı bulunmamaktadır? Bu soruya verilen cevap, göçmen toplamak ya da seçmekle görevli kişinin Hameln de bir çeşit usülsüzlük yaptığı ya da rüşvete bulaşmış olabileceğidir. Ama Hameln de bazı eski evlerin duvarlarında, bahsettiğimiz göç teorisini destekleyen yazılar bulunmuştur. Bunlara göre 26 Temmuz 1284 tarihinde, Olmütz Başpiskoposu Bruno von Schaumburg un görevlendirmiş olduğu bir yetkili (Kavalcı), Hameln kasabasına gelmiş ve 130 çocuğu beraberinde götürmüştür. Schaumburg o sıralarda Bohemya Kralı II. Ottokar ın emrinde, bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalan Moravia nın bir bölümünü iskan etmekle meşguldü. Öte yandan o tarihlerde Avrupa nın bu bölgesinde bir evin bütün malları evin büyük oğluna kalır, diğer kardeşleri hiçbir hak iddia edemezlerdi. Bu durum da göç teorisinin gerçek olma ihtimaline kuvvet kazandırmaktadır. Sonuçta yaşadığı yerde hiçbir gelecek kuramayacak olan birçok gencin, kendilerine fırsat ve toprak kazandıracak bir göçe istekli olacağı düşünülebilir. Tarihçi Ursula Santter ise dilbilimci Jurgen Udolph un Doğu Avrupa da Soyadlar üzerine yaptığı araştırmaları baz alarak şu tezi ileri sürmektedir: Dan ların 1227 Bornhoved savaşında yenilmeleri üzerine Baltık Deniz nin güney bölgeleri Almanlar tarafından kolonileştirilmeye elverişli hale gelmişti. Pomeranya, Brandenburg, Uckermark ve Prignitz başpiskopos ve dükleri, asker toplama görevlileri ve lokator diye adlandırılan iskâna uygun yer bulmakla görevli kişiler vasıtasıyla, yeni bölgelere yerleşmeyi kabul edenlere büyük imkânlar sundular. Aşağı Saksonya ve Vestfalya dan pek çok genç bu çağrıya Eski Çağ da Dost, hatta kutsal TARİH BOYUNCA FARELER VE İNSANLAR Fare ve sıçanların davranışları dikkatle takip ediliyor; iyi veya kötü olayların alametleri olarak yorumlanıyordu. Mısır hiyerogliflerini açıklamak amacıyla yazılmış ve günümüze ulaşmış tek antik kaynak olan Horapollon metninde, fareler yıkıcı güç sembolü olarak gösterilmektedir. Mısırlılar bu olumsuz özelliğine rağmen fareye saygı duyarlardı, çünkü o her zaman pek çok dilim içinden en iyisini seçmeyi başarırdı. Efsaneye göre Teucri ler kendilerine yeni bir yurt kurmak üzere Girit ten ayrılırken bir kâhin tarafından şehrinizi size yerlilerinin saldırdığı bir yerde kurun sözleriyle uğurlanırlar. Troya da farelerin saldırısına uğramaları üzerine bunu kâhinin sözlerinin doğruluğuna yorar ve şehirlerini orada kurarlar. Akabinde Apollo Smintheus adına (Apollo Farelerin Efendisi) bir tapınak dikerler. Denildiğine göre Troya da fareler kutsal kabul edilirdi. Grek yazar Heraklides, farelerin Chrysa da (Çanakkale açıklarında bir ada) kutsal kabul edildiklerini yazar. Bu şehir de Apollon tapınağı ile ünlüdür. Bugünkü Çanakkale- Gülpınar ın güneybatısında yer aldığına inanılan Hamaxitus şehrinde fareler kamusal alanlarda halk tarafından beslenirlerdi. kayıtsız kalamadı. Buna kanıt olarak Vestfalya da pek çok yerleşim ismi gösterilebilir. Örneğin Vestfalya dan Pomeranya ya kadar düz bir hat üzerinde Hindenburg isminde beş, Spiegelberg isminde ise üç yerleşim birimi vardır. Güney Hameln deki Beverungen ile Berlin in kuzeydoğusundaki Beveringen ve günümüz Polonya sındaki Beweringen yerleşim isimleri arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Udolph un Polonya telefon kayıtları üzerinde yaptığı araştırmada, Hameln çocukları nın, Hameln deki atalarının soyadlarını muhafaza ederek bu bölgede yaşadıklarını ortaya koymuştur. Pek çok iddia yüzyıllardır araştırmacıların kafasını meşgul etmeye devam ediyor. Tüm dünyada bilinen Fareli Köyün Kavalcısı masal/efsanesi henüz tam anlamıyla açığa çıkarılamayan geçmişiyle her geçen gün daha fazla merak uyandıryor. Tabii günümüz Hameln şehri de her yıl düzenlediği festival ve ağırladığı binlerce turistle bu gizemin sağladığı faydalardan yararlanmaya devam ediyor. Ortaçağ da Düşman, hatta şeytan Çok zalim bir adam olan Polonya Kralı Popiel II, 820 de tahta çıkar. Öyle çok eziyet eder ki halkına, sonunda Tanrı, ceza olarak kralın üstüne fareler gönderir. Kral ve ailesi bu intikamcıların şerrinden kurtulmak için Prusya sınırındaki Gopla Gölü nde bir adaya sığınır. Ancak fareler burada da kralı bulurlar. Kaleyi ele geçirip ailesiyle beraber kralı öldürürler. Mainz ın zalim başpiskoposu II. Hatto, kıtlık zamanında depoları ürünle dolu olmasına rağmen halkını aç bırakır. Hiçbir yerde yiyecek bulamayan fareler nihayetinde başpiskoposun yiyecek dolu depolarına saldırırlar. Bu arada Hatto yu da öldürmeye çalışırlar. Başpiskopos Rhein da günümüzde Fare Kulesi olarak bilinen yapıya saklanır. Ama fareler burada da onu rahat bırakmaz ve kulenin duvarlarında kemirerek açtıkları deliklerden içeri girip zalim Hatto yu öldürürler. İngiltere nin krallar tarihini anlatan A Chronicle of the The Kings of England kitabında bahsedildiğine göre Fatih William döneminde kralın lordlarından biri, kralın verdiği bir ziyafet esnasında farelerin saldırısına uğrar. Önce denize sonra tekrar karaya kaçmasına rağmen farelerin ısrarlı takibinden kurtulamaz ve en sonunda onlar tarafından öldürülür. Augustin von Moersperg in 1592 tarihli suluboya resmi, Hameln deki kilise vitrayından esinlenmiş. 22 İSTASYON Bu konu NTV Tarih dergisinden özetlenerek alınmıştır. İSTASYON 23

13 SÖYLEŞİ Araf taki rollerin usta yorumcusu Ayıpladığımız, lanetlediğimiz her şey, hepimizin içinde var diyor, oyunculuğuyla her daim takdir toplayan Serdar Orçin. Kendisini İstanbul Şehir Tiyatroları nda sahnelenen 12 Öfkeli Adam oyununda ve yakın bir tarihte başlayacak Beş Kardeş dizisinde izlemek mümkün. RÖPORTAJ: MURAT PAK FOTOĞRAFLAR: MURAT YILMAZ Yıllar yıllar önceydi, Zeki Demirkubuz un yönettiği Yazgı filmdeki Musa karakteri, bizi altüst etmişti. Film, Anayurt Oteli ndeki Macit Koper in canlandırdığı Zebercet ten sonra ilk defa güçlü bir şekilde bizi insanın ruhundaki karanlık yönlere bakmaya çağırıyordu. Musa zor bir roldü ve Serdar Orçin de hakkıyla Musa yı canlandırıyordu. Açıkçası Serdar Orçin in o dingin ve derinlikli performansına hayran kalmıştık o yıllarda. Ama bu rol belki de belirleyici oldu onun hayatında. Sonrasında genelde depresif, sorunlu, iyi ve kötü arasında savrulup duran karakterleri oynadı Orçin. Ama benzer karakterleri oynasa da hepsini birbirinden farklı kılmayı başararak ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu da gösterdi de geçirdiği trafik kazasıyla ölümden döndü. Birkaç yıl süren bir nekahet dönemi geçirdi. Şükürler olsun ki iyileşti ve mesleğine dört elle yeniden sarıldı. Eve Dönüş: Sarıkamış 1915, Can, Karnaval ve İtirazım Var gibi filmlerde oynadı. Televizyonların fenomen dizisi Behzat Ç. de rol aldı. Şimdilerde İstanbul Şehir Tiyatroları nda 12 Öfkeli Adam oyununda ve Onur Ünlü nün çektiği Beş Kardeş dizisinde kendisini gösteriyor. Nerede Araf ta kalmış, sorunlu, kimi zaman depresif karakter varsa, orada karşımıza çıkıyorsunuz. Bu tür rolleri seviyor musunuz, yoksa üzerinize mi yapıştı? Benim kaderim gibi bir şey galiba. Bunca yılın sonunda, durumu şu şekilde yorumluyorum: Sinemada, ama özellikle de televizyonda olmuşu var algısı yüzünden oluyor sanırım. Diyelim ki, bir dizide, bir karakteri iyi yorumladınız ve bu da seyirciden kabul gördü. Bir başka proje hayata geçirilirken, benzer bir rol olduğu zaman yapımcıların aklına hemen siz geliyorsunuz. O zaman Zeki Demirkubuz un yönettiği Yazgı, sizin hem şansınız hem de şansızlığınız Evet (Gülüyor). Benim yolumu açan filmdir, bu yönden şansım. Ama sorunlu, iyi ve kötü arasında sıkışmış karakter algısı da Yazgı ile başladı. Sonrasında benzer karakterler geldi. Bu anlamda beni şaşırtan Tomris Giritlioğlu oldu. Gülbeyaz da bana oldukça farklı bir rol teklif etti. Bir komedi dizisiydi. Ama bunun dışında durgun, sorunu olan bir karakter düşünülüyorsa, genelde aranırım. 24 İSTASYON İSTASYON 25

14 SÖYLEŞİ Fakat siz de bu tür karakterleri yaratma konusunda iyisiniz. Her karakteri, diğerine göre farklılaştırabiliyorsunuz... Elden geldiğince farklılaştırmaya çalışıyorum. Evet, sorunlu, depresif karakterlerin filmografimde ağırlığı var. Ama karakterlerle hep empati kurmaya, bir öncekinden farklı kılmaya çalışıyorum. İşimiz gereği insanla uğraşıyoruz. Nedenleri ve koşulları anlama üzerine bir mesleğimiz var. Oynadığım karakterleri yargılayamayacağıma, kötü ya da iğrenç diyemeyeceğime göre, bu adam neden böyle davranıyor diye sormak, nedenini bulmak zorundayım. Çünkü ancak böyle olunca karakteri insanların kabul edebileceği bir hale getirebiliyorsunuz. Ya da kabul edilemeyecek bir durum varsa ortada, onu gösteriyorsunuz. Bu sorunlu adamları anlamaya çalışırken insanın içinde ne gördünüz? Şunu anladım; hiçbirimiz mükemmel değiliz. Konuşmaya gelince iyilikten güzellikten konuşuyoruz, ama içimizde çok şey var. Korktuğumuz, ayıpladığımız, lanetlediğimiz her şey hepimizin içinde var. Sadece duruma ve koşula göre ya dışarı çıkıyor ya da çıkmıyor. Bu gerçekle yüzleşmek, sizi nasıl etkiliyor? İnsanın karanlık tarafıyla bu kadar çok uğraşınca, geniş görülü, kendimle ve insanlarla barışık olmaya gayret ediyorum. İnsandan beklentimi, bazen azaltıyor, bazen de yükseltiyorum. Her şeye rağmen elimden geldiğince insan olmaya çalışıyorum. Yazgı, sizin için bir kırılma noktası. Sonrasında hangi filmleri kıymetle anarsınız? Yazgı, çok müstesna bir filmdi. Onun dışında Barda yı severim. Oradaki 45 karakteri psikopattır, ama neden psikopat olduğunu da görürüz. Eve Dönüş: Sarıkamış 1915 teki Onbaşı Sami rolünü de çok severim. Bugüne kadar ne öğrendiysem onun içine koymaya çalıştım. Bana göre onun gibi bir karakterin sinemamızda pek bir örneği yok. Bu kadar kötücül karakter canlandırınca herhalde Erol Taş gibi taşlanmıyorsunuzdur? Artık o Erol Taş sendromu yaşanmıyor. Bu kırılmış durumda. Hatta tam tersi bir ilişki var seyirciyle aramda. Çok seviyorum ya da şu filmi on kere izledim, çok iyiydin diyenler var. Tepkiler, dizi ya da sinema filmi üzerinden tanımlamaya göre değişiyor. Filmografinizde Can Kılcıoğlu nun yönettiği Karnaval adlı bir film de var. Genel filmografinizdeki karakterlerden farklı bu... Benim oynadığım en sevimli karakterlerden biri. Özel bir filmdir benim için. Can, acayip vizyonu olan bir yönetmen. İlk uzun metraj filmiydi. İnsanlar, bu filmi nereye koyacağını çok kestiremediler. Bizde çok örneği olmayan bir janrı temsil edecek Can. Film, karakter üzerinden, sululuk yapmadan bir komedi yapmayı amaçlamıştı. Sonradan kıymete bineceğini düşünüyorum... Açıkçası, Can dan umutluyum... Can filminde evini, eşini çocuğunu terk eden bir babayı canlandırdınız... Bu film Sundance Film Festivali ne seçildi. Dünyayı dolaştı... Nasıl bir iz bıraktı sizde? Filmin yönetmeni Raşit Çelikezer ile bu karakter üzerine uzun uzun konuştuk. Bu karakteri çok gerçekçi kılamam, dedim. Ama Raşit Ağabey, Bu bir Yeşilçam güzellemesi, o Yeşilçam hikâyeleri bugün çekilse ne olur, nasıl anlatılır, ben OYNADIĞIM KARAKTERLERI YARGILAYAMAYACAĞIMA, KÖTÜ YA DA IĞRENÇ DIYEMEYECEĞIME GÖRE, BU ADAM NEDEN BÖYLE DAVRANIYOR DIYE SORMAK, NEDENINI BULMAK ZORUNDAYIM. ÇÜNKÜ ANCAK BÖYLE OLUNCA KARAKTERI INSANLARIN KABUL EDEBILECEĞI BIR HALE GETIREBILIYORSUNUZ. onun peşindeyim, dedi ve beni ikna etti. Son tahlilde elimden geldiğince bu karakteri inandırıcı kılmaya çalıştım. Filmin kaderi de farklı oldu. Sundance Film Festivali ne seçildi. Orada jüri başkanı filme özel ilgi gösterdi. Dünyanın pek çok yerinde gösterildi. Ukrayna ve Çin deki gösterimler sonrasında yaşadıklarımı hiç unutamıyorum. İnsanlar sorularını gözyaşları içinde sordular. Ölümden döndüğünüz bir kaza yaşadınız. Kazadan önce nasıl bir hayatınız vardı? Şehir Tiyatrosu nda iki büyük, bir çocuk oyununda, bir de dizide oynuyordum. Ayrıca kendi kurduğumuz tiyatrodaki bir oyunda rol alıyordum. Her şey çok iyi gidiyordu. Fakat kendimi böylesine hor kullandığımın farkında değildim. Vücudum bana birkaç sinyal vermişti, ama ben bunları çok iyi kavrayamamıştım. İleriye dönük birçok hayalim vardı; daha çok iş yapmak istiyordum. O dönemde beni kaygılandıran tek şey, askerlik sorunumdu. Artık sınıra gelmiştim, ama her şeyi bırakıp askere gidemiyordum. Tüm bu telaş içinde kendime zaman ayıramıyordum ve içten içe kuruduğumu hissediyordum. Hayatın bizi soktuğu o büyük yarışın içinde koşturup duruyordum. Sonra kazayla birlikte her şey bir anda durdu... Evet, ölümden döndüm! Çok ciddi bir beyin ameliyatı geçirdim. Doktorlar ailemi çağırıp imza almışlar, her şey olabilir diye. Ameliyat başarılı geçti ve altı ay evden hiç çıkmadım. Toplam iki sene her şeyden uzak kaldım. O süreç, çok zorlu geçti. Kendime dönüp baktım, kendimi sorguladım. Kitaplar okudum, filmler izledim. Birkaç defa yurtdışına çıktım, biraz oralarda yaşadım. Sonra garip gelecek ama bu sürecin bana iyi geldiğini fark ettim ve Bir daha kendime bu kadar kötü davranmayacağım. Kendime zaman ayıracağım, yaptığım işi çok iyi yapmak için uğraşacağım ve iyi bir insan olacağım, diye bir karar aldım. Sıkıntılı günleri nasıl aştınız? Kolay bir süreç değildi. İlaçlardan dolayı ciddi kilo aldım; 94 kilo oldum. Bir daha hiç oyunculuk yapamam, unutulur giderim kaygısı yaşadım. Bir maraz kalır mı diye kaygılandım. Yani zor bir dönemdi. Ama eşim, ailem, arkadaşlarım, dostlarım ve tanımadığım ama beni seven insanlar sayesinde aşabildim bunları. Gerçekten çok sevgi gördüm. Herkesin tek bir istediği vardı; o da benim iyileşmem... Şehir Tiyatroları bir aile gibi beni pamuklara sardı. Yolumun hiç düşmedi- ği şehirlerdeki tiyatro oyuncuları, bana geçmiş olsun dileklerini gönderdi. Bir kere Türkiye nin birçok yerinde aynı anda, iyileşmem için R2 koridoru kurulmuş. Beni arayıp Serdar, biz senin iyileşmen için evrene mesaj göndermek istiyoruz, onaylıyor musun? dediler. Çok büyük moral verdi insanlar bana. Benim iyileşme sürecime doktorlar bile çok şaşırdı. Ben de Herhalde beni bu insanların duaları iyileştirdi, diyorum. İki yıl aradan sonra oyunculuğa dönünce neler hissettiniz? İki yılın sonunda bir oyunda yer almanın bana iyi geleceğini gördüm. Artık oynamak istiyordum. İlk olarak Şehir Tiyatroları nın sahnelediği Maskeliler le başladım. Gerçekten iyi geldi o oyun. Provalara hevesle gittim. Yılın en iyi oyunlarından biri oldu. 1,5 yıllık zaman diliminde; Can, İz, Bu Son Olsun, Eve Dönüş: Sarıkamış 1915 ve Karnaval da oynadım. Behzat Ç. de de rol aldım. Ama bunları yaparken, setten sete koşarak telaş içinde hareket etmiyordum. Bunun da sonuçlarını görüyorum. İşime daha iyi konsantre oluyorum. Artık insan Serdar Orçin i de unutmadan yaşıyorum. Bugünlerde, hem 12 Öfkeli Adam oyunundasınız hem de Beş Kardeş dizisiyle ekranda... Bereketli bir dönem! Evet, bereketli bir dönem. Arka arkaya geldi; iyi de oldu. 12 Öfkeli Adam, Arif Akkaya nın yönettiği bir oyun. Oyunun ismini duyunca çok heyecanlandım. Meğer heyecanlanan bir tek ben değilmişim, bütün ekip heyecanlıydı. Herkes filmi biliyormuş ve meselesi herkesi ilgilendiriyormuş. Arif, metnin orijinaline sadık kaldı. Oyun sonrası kuliste insan seli oluyor. Son haftalarda bizi izleyen hukuk öğrencisi sayısı 200 ü geçmiştir. Sidney Lumet nin 12 Öfkeli Adam filmi ve sizde nasıl karşılık bulmuştu? Yıllar önce izlemiştim filmi ve çok etkilenmiştim de yine bu metinden yola çıkarak Nikita Mikhalkov un çektiği 12 filmini izleyip bayılmıştım. Mikhalkov metni günümüz Rusya sına göre adapte edip daha siyasi bir film çıkarmıştı. Onun Rusya ya dair eleştirisinden çok etkilenmiştim. Sonra Lumen nin filmini tekrar izledim ve film gerçekten bir başyapıt. Adalet nedir, ne değildir çok iyi anlatıyor. Önyargının nasıl fikirlerimizi etkilediğini anlatması açısından da mükemmel bir metin Bir de insanları herhangi bir konuda ikna etme sürecini en iyi anlatan metinlerden biri. Sanırım adalet kavramı tartışıldıkça, önyargılar sorunu var oldukça bu metin de güncelliğini yitirmeyecek. Ya Beş Kardeş? Onur Ünlü ile ilk olarak İtirazım Var filminde çalışmıştınız. Galiba kan uyuştu ve şimdi de birliktesiniz Malum Onur Ünlü kafası diye bir durum var artık ve ben bu kafayı çok seviyorum. İtirazım Var filminde küçük bir rolüm vardı, şimdi iş büyüdü. Adından da anlaşılacağı üzere beş kardeşin hikâyesi... Bütün kardeşlerin arkasını toplayan büyük ağabey günün birinde âşık oluyor ve evleneceğini açıklıyor. Diğerleri öylece kalıyor Hikâye böyle başlıyor. Rüya gibi bir kadrosu var dizinin: Serkan Keskin, Fatih Arıtman, Osman Sonat, Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak, Melisa Sözen, Nihal Yalçın, Ece Dizdar, Ayşen Gruda, Köksal Engür 26 İSTASYON İSTASYON 27

15 KARİYER Etkili olmanın YEDI ALTIN KURALI Uluslararası liderlik otoritesi olarak kabul edilen, eğitmen ve kurumsal danışman Stephen R. Covey'in, 7 Habits of Highly Effective People adlı kitabı, Türkçeye Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı adıyla kazandırıldı. Aradan geçen yıllar, dünyadaki birçok şeyi değiştirse bile, etkili insanların yedi alışkanlığı üzerinde fazla etkili olamadı. Biz de iş yaşamında olduğu kadar, özel hayatta da fayda sağlayabilecek kuralları bir kez daha hatırlatmak istedik ve kitabın özetini çıkardık. Amerikalı Stephen R. Covey, tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği uluslararası bir liderlik otoritesi. Eğitmen ve kurumsal danışman olan Covey, bundan yaklaşık 25 yıl önce yazdığı 7 Habits of Highly Effective People kitabıyla çok konuşulmuştu. Dilimize, yayınlandıktan neredeyse 10 yıl sonra, Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı adıyla kazandırılan bu kitap, değişen dinamiklere rağmen adından hâlâ söz ettirmeyi başarıyor. İsmiyle müsemma bu kitapta, etkili kişilerin ortak yedi alışkanlığıyla ilgili detaylı bilgi sunuluyor. Yazar, kendi eserinden yaklaşık 50 yıl önce (kitabın yayın tarihinin 1989 olduğu göz önünde bulundurulduğunda 1930 ların sonu) yazılan başarı kitaplarının temelinin, Karakter Etiği olarak adlandırılan dürüstlük, alçakgönüllülük, sadakat, ölçülü olmak, cesaret, adalet, sabır, çalışkanlık, yalınlık ve herkese iyilik etmek üzerine kurulduğuna dikkat çekerek başlıyor metinlerine. II. Dünya Savaşı ndan hemen sonraysa Karakter Etiği nden Kişilik Etiği ne doğru kayış olduğuna; dolayısıyla başarının da daha ziyade kişiliğin, toplumsal imajın, tutum ve davranışların, insanlararası etkileşim süreçlerini kolaylaştıran beceri ve tekniklerin yarattığı bir şey olarak görülmeye başlandığına vurgu yapıyor. Kitabın giriş bölümünde, alışkanlıkların önemine şu sözlerle dikkat çekiyor Stephan R. Covey: Karakterimiz, temelde alışkanlıklarımızdan oluşur. Düşünce ek, eylem biç; eylem ek, alışkanlık biç; alışkanlık ek, karakter biç; karakter ek, kader biç, der bir özdeyiş. Alışkanlıklar yaşamımızdaki güçlü etkenlerdir. Alışkanlık; bilgi, beceri ve arzunun kesişmesi olarak tanımlanabilir. Bilgi kuramsal paradigmadır, yani yapılması gereken şey ve nedeni; beceriyse nasıl yapılacağıdır. Arzu ise motivasyondur, yani yapma isteği. Bir şeyi yaşantımızda alışkanlık haline getirmek istiyorsak, üçüne de sahip olmamız gerekir. 1 PROAKTİF OL Böylesi bir girişin ardından etkili insanların yedi alışkanlığıyla ilgili detayları anlatmaya başlayan ve ilk sıraya Proaktif Olmayı yerleştiren Covey, bu bölümde özet olarak şunları söylüyor: Proaktivite sözcüğüne iş yönetimi literatüründe oldukça sık rastlanır, ama çoğu sözlükte yer almaz. İnisiyatif almaktan çok öte bir anlamı vardır. İnsan olarak, kendi yaşamımızdan sorumlu olduğumuz anlamına gelir. Davranışlarımız, koşullarımızın değil, kararlarımızın bir işlevidir. Değerlerimizi, duygularımızdan üstün tutabiliriz. Bazı şeylerin olmasını sağlamak için hem inisiyatifimiz vardır hem de sorumluluğumuz. Proaktif insanlar, o sorumluluğu kabul ederler. Davranışlarından ötürü olayları, koşulları ya da koşullanmayı suçlamazlar. Reaktif insanları duygular, koşullar, olaylar ve çevreleri; proaktifleriyse dikkatlice düşünülmüş, seçilmiş ve içselleştirilmiş olan değerler yönetir. Bize zarar veren, başımıza ge- lenler değil, onlara gösterdiğimiz tepkidir Doğamızın temelinde yatan, edilgen değil, etkin olmaktır. Bu hem belirli koşullarda göstereceğimiz tepkiyi seçmemizi sağlar hem de bize koşulları yaratma gücü verir. İnisiyatif almak; zorlayıcı, itici ya da saldırgan olmak anlamına gelmez. Olayların gelişimindeki sorumluluğumuzu kabullenmek demektir. Proaktif bireylerin yaratıcılığını ve becerilerini bir araya getirerek kurum içerisinde proaktif bir kültür yaratabilirler. Kurumun çevreye boyun eğmesi gerekmez; ilgili kişilerin ortak değer ve amaçlarını değerlendirmek için inisiyatifi ele alabilir Proaktif insanlar, çabalarına odak noktası olarak etki alanını seçerler. Bir şeyler yapabilecekleri işlerin üzerinde çalışırlar. Reaktif insanlar, çabalarına odak noktası olarak ilgi alanını seçerler. Başkalarının zayıflıklarına, çevredeki sorunlara ve denetleyemedikleri koşullara odaklanırlar Proaktif yaklaşım, içten dışa değişmektir. Farklı olmak ve farklı olarak dışarıdaki şeyi olumlu yönde değiştirmektir. Bazen yapabileceğimiz en proaktif şey; mutlu olmak, içtenlikle gülümsemektir. Mutluluk, mutsuzluk gibi, proaktif bir seçimdir. Çabalarımızı değiştirebileceğimiz şeylere odaklarken, mutlu olabilir ve şu anda denetleyemediğimiz şeyleri kabul edebiliriz Sorumlu olduğumuzu bilmek, etkili olmanın ve inceleyeceğimiz diğer bütün alışkanlıkların temelidir. 2 SONUNU DÜŞÜNEREK İŞE BAŞLA Eğer merdiven doğru duvara dayanmamışsa, attığımız her adım bizi yanlış yere götürür diyor Covey, etkili olabilmenin ikinci maddesi Sonunu Düşünerek İşe Başla kısmında. Her şeyin bir zihinsel (ilk yaratım), bir de fiziksel (ikinci yaratım) yanı olduğuna vurgu yapan yazar, bu bölümde daha ziyade yaratım süreçleriyle ilgili bilgiler aktarıyor: Her şeyin iki kez yaratılması bir ilkedir. Ama bütün ilk yaratımlar, bilinçli bir tasarımın sonucu değildir. Kişisel yaşamımızda özbilincimizi geliştirmez ve ilk yaratımların sorumluluğunu üstlenmezsek, bu ihmalimiz yüzünden etki alanımızın dışındaki diğer insanlara ve koşullara, yaşantımızın önemli bir bölümünü biçimlendirme yetkisi vermiş oluruz Alışkanlığın temelin- 28 İSTASYON İSTASYON 29

16 KARİYER LiSTELENDiRiN güçlü bir biçimde sımsıkı dokuyan ipliklerdir. İlkeler değişmez; onları kavrayışımız değişir İlkelerle uyum içinde yaşarsak, sonuç olumlu olur 3 ÖNEMLİ İŞLERE ÖNCELİK VER MUTLULUK, MUTSUZLUK GIBI PROAKTIF BIR SEÇIMDIR. ÇABALARIMIZI DEĞIŞTIREBILECEĞIMIZ ŞEYLERE ODAKLARKEN, MUTLU OLABILIR VE ŞU ANDA DENETLEYEMEDIĞIMIZ ŞEYLERI KABUL EDEBILIRIZ SORUMLU OLDUĞUMUZU BILMEK, ETKILI OLMANIN VE INCELEYECEĞIMIZ DIĞER BÜTÜN ALIŞKANLIKLARIN TEMELIDIR. de kişisel liderlik ilkeleri vardır. Bu, liderliğin ilk yaratım olduğu anlamına gelir. Liderlik, yöneticilik değildir. Yöneticilik ikinci yaratımdır Yöneticilik, başarı merdivenini tırmanma becerisidir; liderlikse merdivenin doğru duvara dayalı olup olmadığını belirler Sonunu düşünerek işe başlamanın en etkili yolu, bir kişisel misyon bildirgesi, felsefesi ya da inancı geliştirmektir. Burada odak noktası, ne olmak istediğiniz (karakter), ne yapmak istediğiniz (katkılar ve başarılar), yapmanın temelindeki değerler ya da ilkelerdir. Her birey eşsiz olduğu için, kişisel misyon bildirgesi hem içerik ve hem de şekil bakımından bu eşsizliği yansıtır. Vizyonumuzla değerlerimizi burada değerlendiririz. Yaşantımızın merkezinde ne varsa, güvenlik, rehberlik, bilgelik ve gücümüzün kaynağını o oluşturur. Bu dört etken -güvenlik, rehberlik, bilgelik ve güç- karşılıklı bağımlıdır. Güvenlik ve açık seçik rehberlik, gerçek bilgeliği sağlar; bilgelik ise gücü ortaya çıkarıp yönlendirecek bir kıvılcım ya da katalizör işlevi görür. Bu dört etken bir arada bulunduğu, birbirini canlandırdığı ve birbirine uyum sağladığı zaman, soylu bir kişiliğin, dengeli bir karakterin, mükemmel bir şekilde bütünleşmiş bir insanın müthiş gücünü yaratır. Misyon bildirgeleri sadece kişisel olmayabilir Kurumsal misyon bildirgesi de güçlü bir birlik ve inanılmaz bağlılık yaratır. Hayatımızın merkezini doğru ilkeler üzerine oturtursak, yaşamı destekleyen dört etkenin gelişmesi için sağlam bir temel yaratmış oluruz. İlkeler derin, temel gerçeklerdir. İnsanlığın ortak paydasıdır. Yaşamı kusursuz, tutarlı, güzel ve 30 İSTASYON İlk iki alışkanlığın meyvesi olarak görülen Önemli İşlere Öncelik Vermek bölümünde yazar, zaman yönetimine odaklanıyor: Zaman yönetimi konusunda dört dalga/kuşaktan bahsedilebilir. Her kuşak kendisinden öncekinin üzerine eklenir. İlk dalganın belirleyici özellikleri, notlar ve kontrol listeleri, zaman ve enerjimizi gerektiren pek çok şeye bir tür onay verme, kapsamlılık kazandırma çabası olabilir. İkinci kuşak, takvimler ve randevu defterleriyle tanımlanabilir. Bu dalga, ileriye bakma, gelecekteki olaylar ve etkinlikleri programlama girişimini yansıtır. Üçüncü kuşak ise bugün geçerli olan zaman yönetimi alanını yansıtır Üçüncü kuşak önemli bir katkıda bulunmuş olsa da, insanlar zamanın 'verimli' bir biçimde programlanıp denetlenmesinin çoğu zaman ters sonuçlar verdiğini kavramaya başlamışlardır Ama şimdi çok farklı bir dördüncü kuşak çıkıyor ortaya. Bu kuşak zaman yönetimi deyiminin aslında yanlış olduğu görüşünde... Önemli olan zamanı değil, kendimizi yönetmektir. Dördüncü kuşak beklentilerinin odak noktası, şeyler ve zaman değil, ilişkileri koruyup geliştirmek ve sonuçlara ulaşmaktır. Bir etkinliği tanımlayan iki etken, acillik ve önemdir Acil konular genelde gözle görülür Çoğu kez başkalarının istedikleri şeylerdir, tam karşımızda dururlar. Hatta çoğu hoş, kolay ve zevkle yapılacak şeylerdir. Ama çoğunlukla önemsizdirler! Önem ise sonuçlarla ilgilidir. Bir şey önemliyse; görevinize, değerlerinize, öncelikli hedeflerinize katkıda bulunur. 4 KAZAN/KAZAN DİYE DÜŞÜN Kazan / Kazan ı bir teknikten ziyade insanlar arasındaki etkileşimle ilgili bütüncül bir felsefe olarak nitelendiren Covey, diğer paradigmaları Kazan/Kaybet, Kaybet/Kazan, Kaybet/Kaybet, Kazan, Kazan/Kazan ya da Anlaşma yok başlıkları altında topluyor. İki taraf için de yararlı ve tatmin edici olması anlamına gelen Kazan/ Kazan ın yaşamı rekabet değil, işbirliğine dayalı bir arena olarak değerlendirdiğini belirten Covey, Kazan / Kaybet i be- üçüncü alternatiflerin kapısını açarız. Farklılıklarımız artık iletişim ve ilerlemenin önünde engel oluşturmaz. Tersine, bizi sinerjiye ulaştıran basamaklar haline gelir. nimseyen liderlik tarzının otoriter olduğunu; istediklerini elde etmek için güç, mal, mülk ya da kişilikten yararlanmaya yatkın olduklarını belirtiyor. Kaybet / Kazan ın, Kazan / Kaybet ten de beter bir yaklaşımı ifade ettiğini, her ikisinin de kişisel güvensizliklere dayalı zayıf konumlar olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirten Stephen R. Covey, iki kararlı, inatçı, ego düşkünü bireylerin etkileşimiyle orta çıkan sonucunsa Kaybet / Kaybet olduğunu söylüyor. Kazan zihniyetini güdenlerin, başkasının kaybetmesiyle ilgilenmediğini, onların sadece istediklerini elde etme gibi bir anlayışa sahip olduklarını vurgulayan yazar, Kazan/Kazan ya da Anlaşma Yok ise anlaşmaya dayalı bir işbirliği içerisine girilmediği için beklenti oluşmadığını, dolayısıyla bu durumun insana kendini özgür hissettirdiğini ifade ediyor. Kazan/Kazan diye düşünmek, kişiler arası liderlik alışkanlığıdır, diyen Stephen R. Covey, bu bölümü şu sözlerle noktalıyor: Kazan/Kazan bir kişilik tekniği değildir. Tümüyle insanlar arası bir etkileşim paradigmasıdır. Kaynağında, Karakter Bütünlüğü, Olgunluk ve Bolluk Zihniyeti vardır. Güven derecesi yüksek olan ilişkilerden doğarak gelişir. Hem beklentileri hem de başarıları etkili bir biçimde netleştirip yöneten anlaşmalarda somutlaşır. Destekleyici sistemlerde başarılı olur. 6 SİNERJİ YARAT Alışkanlıklar, yaşamımızdaki güçlü etkenlerdir. Alışkanlık, bilgi, beceri ve arzunun kesişmesi olarak tanımlanabilir. 5 ÖNCE ANLAMAYA ÇALIŞ, SONRA ANLAŞILMAYA İletişim, hayattaki en önemli beceridir. Kişiler arası iletişim alışkanlığında gerçekten etkili olmak istiyorsanız, bunu sadece teknikle başaramazsınız. Açıklık ve güven aşılayan bir karakter temeli üzerine, empatiyle dinleme becerilerini inşa etmeniz gerekir. Yürekler arası alışverişi sağlamak için de Duygusal Banka Hesapları yaratmalısınız diyor Stephen R. Covey, Önce Anlamaya Çalış, Sonra Anlaşılmaya adlı bölümün girişinde ve ekliyor: Anlamaya çalışmak düşünceli olmayı gerektirir; anlaşılmaya çalışmaksa cesaret ister. Kazan/Kazan için, her ikisinin de yüksek derecede olması gerekir. Bu nedenle, karşılıklı bağımlı durumlarda anlaşılmak bizim için önemlidir Önce anlamaya çalışın Birbirimizi gerçekten, derinlemesine anladığımız zaman, yaratıcı çözümlerin ve Bütünün kendi parçalarının bütününden daha büyük olması Covey, işte bu kısa ama son derece etkili cümleyle tanımlıyor sinerjiyi. İlke merkezli liderliğin özü olan sinerjinin farklılıklara değer vermek olduğunu belirten yazar, sinerji yaratarak kurulan iletişimin, zihni, yüreği ve ifadeleri yeni alternatiflere açmak olduğunun altını çiziyor: Güvenliği olmayan insanlar, her türlü gerçekliğin kendi paradigmalarına uyması gerektiğini düşünürler. Başkalarını klonlamaya, onları kalıba sokup kendileri gibi düşünmelerini sağlamaya büyük ihtiyaç duyarlar, ilişkinin gücünün başka bir bakış açısı edinmeye bağlı olduğunu kavrayamazlar. Aynı olmak, bir olmak değildir. Tekdüzelik, birlik değildir. Birlik, birbirini tamamlamaktır, aynı olmak değil. Aynı olmak yaratıcılığı engeller ve sıkıcıdır. Sinerjinin özü, farklılıklara değer vermektir. Farklılıklara değer vermenin anahtarı da, tüm insanların dünyayı, olduğu gibi değil, kendilerinin olduğu gibi gördüğünü kavramaktır. Yalnızca iki alternatif -sizinki ve yanlış olan- gördüğünüzde, sinerjik bir üçüncü alternatif arayabilirsiniz. Neredeyse her zaman bir üçüncü alternatif vardır ve Kazan/Kazan felsefesini uygulayıp gerçekten anlamaya çalışırsanız, ilgili herkes için daha iyi bir çözüm bulabilirsiniz. 7 BALTAYI BİLE Başlığa bakıp savaş hazırlığına gireceğinizi zannetmeyin. Yedinci alışkanlık, sahip olduğunuz en büyük kaynağı, -kendinizi-, korumak ve geliştirmektir. Doğanızın dört boyutunu, -fiziksel, ruhsal, zihinsel ve sosyal/duygusal-, yenilemektir diyor Covey. Baltayı bilemeninse dört motivasyonun hepsini birden ifade ettiğini belirtiyor. Fiziksel yenilenmeyi egzersiz, beslenme ve stres yönetimiyle formüle eden yazar, ruhsal yenilenmeyi değer belirleyip bağlanma, inceleme ve motivasyon olarak tanımlıyor. Okumak, hayal etmek, planlamak ve yazmak zihinsel tazelenmenin altın anahtarlarıyken, sosyal/duygusal bağlamda hizmet, empati, sinerji ve iç güvenlik kavramları öne çıkıyor. Covey konuyu şu sözlerle özetliyor: Yenilenme bütün boyutlarda önemli olsa da, ancak dört boyutun her biriyle akıllıca ve dengeli bir biçimde ilgilendiğimiz zaman, olması gerektiği kadar etkili olur. Bu alanlardan birinin ihmal edilmesi, diğerlerini olumsuz etkiler. Yaşamımıza merkez olarak doğru ilkeleri seçip, yapmakla yapabilme yeteneğimizi artırmak arasında dengeli bir odak noktası yaratırsak, etkili, yararlı ve huzurlu yaşamlar yaratma gücünü elde etmiş oluruz. Hem kendimiz hem de gelecek kuşaklar için... İSTASYON 31

17 OTOMOBİL HAZIRLAYAN: EDMON BEKYAN Başarıyı tüketim belirleyecek Otomobil üreticileri, tercihi belirleyen tüketim değerlerini düşürebilmek için farklı çözümler geliştirdi. Bunların arasında hafif metallerin kullanımından gerekmedikçe silindirlerin yarısını devre dışı bırakan sisteme kadar, birçok yeni teknoloji yer alıyor. Farklı dönemlerde belli bir oranda gerilese bile, rezervler azaldıkça petrol fiyatlarının izleyeceği yol, yukarı doğru olacak. Bu nedenle üreticiler, bütün güçleriyle performanstan ödün vermeden daha az yakıtla, daha çok yol almanın formülü üzerinde çalışıyor. Otomobil üreticilerine parça (lastik, elektronik sistemler) tedarik eden firmalar da bu yarışta geri kalmamak için üstün bir çaba harcıyor. Bütün bu çalışmalar, meyvelerini vermeye başladı ve ortalama yakıt tüketim değerlerinde son 10 yılda yüzde 30 a varan oranda düşüşler elde edildi. Bu başarının arkasında yer alan çalışmalara, teknolojilere birlikte göz atalım... Kısa bir süre öncesine kadar, yakıt tüketiminde belirleyici olan toplam ağırlığın azaltılmasında, kayda değer atılımlar yapılmamıştı. Bunun en önemli nedenlerinden biri, çelikten daha hafif olan malzemelerin (karbon fiber), metallerin (alüminyum alaşım) çok pahalı ve uygulanmalarının zor olmasıydı. Diğer bir neden de artan güvenlik önlemlerinin (çoğalan hava yastıkları, eklenen elektronik destek sistemleri vs.) beraberinde getirdiği ek kilolardı. Ancak son yıllarda önemli gelişmeler yaşandı ve bir dönem süper spor otomobillerde kullanılan alüminyum süspansiyon, şasi ve gövde panelleri, standart otomobillerde de yerlerini almaya başladı. Örneğin gövdesi tamamen alüminyumdan üretilen ilk arazi aracı olan yeni Range Rover, eskisinden tam 420 kg daha hafif. Azaltılan kilolar sayesinde yeni modelin yakıt tüketiminde de yüzde 22 ye varan oranda iyileşme sağlandı. Egzotik malzemeler olarak sınıflandırılan karbon fiber, titanyum ve magnezyumun üretim maliyetinin ucuzlamasıyla, bu değerlerin daha da iyileşmesi bekleniyor. Buna paralel olarak mühendisler çelikle aynı burulma direncine sahip, fakat daha ince ve hafif olan özel bir çelik üretmenin yolunu arıyor. Bütün bu beklentiler doğru çıkarsa, 10 yıl içinde ortalama bir otomobil yaklaşık 250 kilogram daha hafifleyecek. SÜRTÜNME AZALDI, TÜKETIM DÜŞTÜ Otomobillerin hatları, müşterilerin ilgisini çekme konusunda belirgin bir rol oynasa da aerodinamik yapıyı oluşturduğu için yakıt tüketimini doğrudan etkiliyor. Motorun ürettiği gücün yüzde 60 ı, otomobilin havayı yarıp ilerlemesi için kullanıldığını düşününce, bu alandaki çalışmaların değeri daha net görülüyor. Burada önemli olan, genelde birbirini ters yönde etkileyen estetik ve aerodinamik hatlar arasında dengeyi korumak. Estetik kaygılardan dolayı otomobillerin hatlarında belli bir noktaya kadar özgür davranabilen tasarımcılar, çareyi otomobilin altında aramaya başladı. Düz paneller kullanılarak, havanın otomobilin altından engellere çarpmadan akıp gitmesi sağlandı. Önemsiz gibi görünen kapı kolları ve aynaların tasarımı da bu alanda önemli bir rol oynuyor. Yapılan çalışmaların ne kadar başarılı olduğunu anlamak için Mercedes CLA örneğini verebiliriz. 10 yıl önce aerodinamik yapısı Cd 0.30 olan bir otomobil öne çıkarken günümüzde Mercedes CLA bu oranı 0.22 ye kadar düşürdü. Bununla birlikte şehir trafiğinde hareketsiz kalınan her saniyenin, havaya para atmakla eşdeğer olduğu malum. Bunun önüne geçebilmek için durma noktasına gelindiğinde motoru otomatik olarak kapatıp ayağınızı frenden çektiğinizde veya debriyaja bastığınızda yeniden çalıştıran Start/Stop teknolojisi geliştirildi. Bu işlemin tüketimi artıracağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Motorun çalıştırılması için gereken enerji, 0,7 saniye boşta çalıştığında tüketeceği enerjiye eşdeğer. Bunun üzerinde hareketsiz kalınan her süre (sadece trafik ışıklarının ortalama bir dakika yandığını hesaplarsak ne kadar avantajlı olduğu anlaşılıyor) kârdasınız demektir. Sistemin yaklaşık yüzde 5 tasarruf sağladığı belirtiliyor. TÜKETIM V4, PERFORMANS V8 Bu başlığa inanmakta zorlanabilirsiniz, ancak gerçek bütün açıklığıyla ortada. Audi S8 ve Bentley Continental GT mo- dellerinde ortak kullanılan 4.0 litrelik çift turbolu V8 motor, 500 beygirin üstünde bir güce sahip. Ancak asıl heyecan verici yanı, ortalama yakıt tüketiminin 10 litre civarında olması. Bunu başarmak için gerek duyulmadığında silindirlerin yarısı devre dışı bırakılıyor. Otomobil üç ve üzerinde viteste devirde ilerlerken 2, 3, 5 ve 8 inci silindirler uykuya dalıyor. Sollama gibi yüksek güç gerektiren durumlardaysa gaz pedalına dokunduğunuz anda, yeniden V8 konumuna geri dönüyor. Performansta hal böyleyken, 1,6 litrelik benzinli bir motorun 100 beygir civarında güç üretip 100 km de ortalama 8-9 litre tükettiği yıllar, çok geride kaldı. Bu alandaki çalışmalarıyla dikkat çeken Volkswagen mühendisleri, fizik kurallarına karşı gelerek, daha azla daha fazlasını elde etmeyi başardı. Düşük silindir hacminden yüksek beygirgücü elde etme konusunda önemli çalışmalara imza atan marka, Golf modelinde kullandığı 1.4 litrelik motordan 140 beygir elde ederken ortalama yakıt tüketimini 4,7 litreyle sınırlamayı başardı. AZ KIRLETIYOR, AZ TÜKETIYOR Günümüzde lastikler kısa fren mesafesinden çok daha fazla kriteri karşılamak zorunda. Bunların arasında ürettikleri ses seviyesi ve tüketim de var. Tüketimi azaltmanın yoluysa frenleme ve yol tutuş gibi özelliklerin başarısını olumsuz etkilemeden, lastiğin yuvarlanma direncini azaltmaktan geçiyor. Tüketimin düşmesi daha az CO2 salınımını anlamına da geldiği için büyük önem taşıyor. Lastiklerin yakıt tüketimine binek araçlarda yüzde 20, ağır vasıtalarda yüzde 35 oranında etki ettiği göz önüne alacak olursak Pirelli nin yuvarlanma direncini yüzde 23 oranında azaltan ve ilk AA etiketli lastik olan Cinturato P7 Blue seçeneği, yüzde 5,1 oranında bir avantaj sağlıyor. Bu değere, orta sınıf bir otomobille yılda 15 bin km yol kat edildiği farz edilerek varıldı. Lastikler geliştirildikçe bu değerlerin daha da aşağı geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Otomatik şanzımanlar o kadar gelişti ki, manuel olanlardan daha az tüketir hale geldiler. Elektronik kontrol üniteleri, vites geçişleri için şartların ideal olduğu anı beklediği için manuel olanlarda karşılaşılan insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Bu sayede tüketim de daha düşük oluyor. Bunda etkili olan diğer bir faktör ise vites sayısının yıllar içinde artması. Son olarak Jeep Cherokee de kullanılan 9 ileri otomatik şanzıman 2.0 lt dizel motorla birleştirilerek iki ton ağırlığındaki aracın ortalama yakıt tüketimini 5,8 lt gibi etkileyici bir düzeye ulaştırdı. Hibrit ve elektrikli modellerin yaygınlaşma hızına bakacak olursak tercihleri bir müddet daha benzinli ve dizel otomobillerin tüketim değerlerinin belirleyeceğini söyleyebiliriz. 32 İSTASYON İSTASYON 33

18 GEZİ Kışın keyfi dağda çıkar Kış mevsimi, kayak ve kış sporları tutkunlarının heyecanla beklediği bir dönem... Gerek yurtiçinde, gerekse Avrupa da kaliteli pistleri, spor sonrası yorgun bedeninizi şımartan aktivite seçenekleri, lüks yeme-içme ve konaklama mekânlarıyla pek çok kayak merkezi sizleri bekliyor. YAZI: BIRAY ANIL BIRER Malum, kış mevsimindeyiz. Kışın keyfininse trafiği bol şehirlerde değil de dağlarda çıktığına şüphe yok. Her ne kadar, toplumumuzun büyük bölümü tatillerini yaz aylarında ve deniz kenarında geçirmeyi tercih ediyorsa da kışa kıymet verip rotasını beyaz büyüye çevirenlerin sayısı da az değil. Hal böyle olunca, hem ülkemizdeki hem de sınırlarımız dışındaki kayak merkezlerinin bazılarını daha yakından tanıyalım istedik. Bu topraklar üzerinde en bilindik yer Uludağ kuşkusuz. Bursa nın simgesi olan bu gözde kayak merkezinde, yüksekliği 1750 ila 2 bin 543 metre arasında değişen 13 adet pist bulunuyor. Uludağ ın uluslararası standartlardaki pistlerinde, hünerinizi sadece kayakta değil; snowboard, buz pateni, kar motosikleti gibi aktivitelerde de gösterebilirsiniz. Ama yine de kendinizi fazla yormayın, zira Uludağ ın gece hayatı da en az pistleri kadar hareketli. Otellerin gece kulüpleri, sabahın ilk ışıklarına kadar, canlı müzik veya DJ performanslarıyla misafirleri eğlendiriyor. Sadece spor yapıp geri kalan zamanda da zihninizi boşaltmak, uçsuz bucaksız beyaz örtüye bakmak isterseniz, piste sıfır konumda, daha izole otellerin olduğunu da belirtelim. Kışın keyfini sürebileceğiniz bir diğer yerse Kartalkaya. Bahar ve yaz aylarında yeşilin binbir tonunu görebileceğiniz, kış aylarındaysa bembeyaz bir örtünün altına giren Köroğlu Dağları ndaki Kartalkaya kayak merkezinin, kayılabilen alanı 1850 ila 2 bin 200 metre yüksekliğinde. Toplam 12 adet pistin bulunduğu merkezde konaklama ve eğlence sıkıntısı çekmeyeceğinizi garanti edebiliriz. Günün yorgunluğunu, sadeliğin konforla buluştuğu butik otellerde atabilir, bu otellerin sauna ve masaj hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Üstelik bazı otellerin kapalı havuzlarının manzarası son derece davetkâr Eğer rotanızı Kartalkaya ya çevirmişseniz Yurdaer Mutfak Sanatları Aktivite Merkezi ne uğramadan dönmemenizi özellikle tavsiye ederiz. Zira burası, saray sofralarından ilham alınarak hazırlanan yemekleri tadabileceğiniz ender restoranlardan birine ev sahipliği yapıyor. Gelelim gözde kış merkezlerinden Palandöken e 3 bin 125 metre rakımlı Palandöken de, doğal pistlerin dışında farklı zorluk derecelerinde 10 adet kayak pisti bulunuyor ve dağın en uzun pist mesafesi 12 kilometre. Bu, dünyada eşine az rastlanır bir rakam. Konukların pist aralarında sıcak bir şeyler 34 İSTASYON İSTASYON 35

19 GEZİ SIZ YETER KI, KARAR VERIP GITMEK ISTEYIN... HEM YURTIÇINDE HEM DE YURTDIŞINDA BIRÇOK KAYAK MERKEZI, KIŞ MEVSIMININ EN GÜZEL YANLARINI DOYASIYA YAŞATMAK IÇIN SIZI BEKLIYOR. Bulgar kültürünü keşfetmek için en ideal yerlerden biri. Ege kıyıları ve Tuna Avrupa sı arasındaki kervan yolunda yer alan ve 18 inci yüzyılda epey varlıklı bir kasaba haline gelen Bansko, ünlü tüccarlara, zanaatkârlara, ressamlara ve oyma sanatçılarına ev sahipliğini yapmış. Bu şirin kasabanın sokaklarını arşınladıktan sonra, sevimli mahalle barlarından birinde yorgunluğunuzu giderebileceğinizi de hatırlatalım. Bulgaristan ın ardından, azıcık daha kuzeye, Sırbistan a yol alalım. Bu küçük ve yeşil ülkede, Avrupalı jet sosyetenin kayak yapmaya geldiği bir yer var Kökleri Orta Çağ a uzanan tarihiyle de ilgi çeken Kopaonik, 2 bin metre rakımlı ve 20 kayak pistine sahip bir kış sporları merkezi. Özellikle snowboard u ilk kez deneyecekler için uygun fiyatlı her şey dâhil (malzemeler ve ders) paketleri sunan tur operatörleri ve aynı adı taşıyan kasabadaki canlı gece hayatı, Koaponik in artılarından. Her yıl 23 ila 29 Mart arası düzenlenen Büyük Kar Festivali, ziyaretçilere uluslararası reggae, caz ve elektronik müzisyeniçip dinlenebilecekleri dağ kafeleri de mevcut. Palandöken in en avantajlı yanlarından biri de, şehir merkezine hem çok yakın hem de ulaşımı çok kolay oluşu. Yani, dilerseniz merkezdeki otellerden birinde konaklayıp sadece spor yapmak için günübirliğine dağa gelebilirsiniz. Elbette, dağdaki oteller de size karların içinde sıcak ve lüks bir konaklama keyfi yaşatacak. Kayak öncesi ısınmak isteyenlere spor salonu, kayak sonrası yorgunluğunu atmayı arzu edenlere SPA ve Türk hamamı hizmetlerinin bulunduğu oteller, konforlarıyla da dünya standardına sahip. Erzurum a kadar gitmişken, dünyaca meşhur cağ kebabından ve tabii haşlanan incirin içini cevizle doldurup yağda kızarttıktan sonra ikram edilen incir tatlısından yemeden dönmek, olmaz. Kış tatili için zamanınız kısıtlıysa, vaktinizin bir bölümünü Erzurum Palandöken de, diğer bölümünü de Sarıkamış ta geçirmenizi salık veririz. Toz karıyla Türkiye deki kayak merkezleri arasında ayrı bir yere sahip, Türkiye nin Innsbruck u olarak adlandırılan Sarıkamış ta, nem oranı çok düşük olduğu için kar sulanmıyor, yere nasıl düşüyorsa öyle kalıyor. İkisi snowboard pisti olmak üzere toplam dokuz piste sahip Cıbıltepe Kayak Merkezi nin rakımı, 2 bin 600 metre. Sarıkamış ın kayak pistlerinde çığ tehlikesinin bulunmaması da cabası. Ayrıca pistler sarıçam ormanlarıyla çevrili olduğundan rüzgârdan da korunuyor. Özellikle snowboard sevenler için gerçek bir cennet olduğu düşünülen Sarıkamış ta, konaklama seçenekleri biraz daha az, ama var olan mekânlar oldukça konforlu. Yöresel yemeklerin bir bölümü otel restoranlarında da sunuluyor, ancak yaklaşık 55 kilometre uzaklıktaki Kars şehir merkezine giderseniz, hem daha fazla seçenek bulursunuz hem de gözlerinizi nev-i şahsına münhasır mimariyle buluşturma imkânı elde edersiniz. SINIRLARI AŞMAK Yurtiçindeki kayak merkezlerinin kıymetini bilmekle birlikte, yurtdışındakileriyle de tanışmak isteyenlerdenseniz, size ilk olarak vizesiz gidilebilecek Makedonya yı öneririz. Makedonya nın başkenti Üsküp e bir saat uzaklıktaki Mavrovo, çam ormanları, vadiler ve şelalelerle dolu bir doğa harikası. Aynı zamanda, 1860 metrelik rakımıyla hem başlangıç hem ileri seviyedeki kayakseverler için ideal bir kış sporları merkezi. Osmanlı etkilerini hissedebileceğiniz bu küçük merkez, Türkiye sıcaklığını arayıp biraz dışarı açılmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Buradaki otellerin hemen hepsi, konuklarını memnun edebilmeye odaklanmış personelle çalışıyor. Balkanlar daki tek kayak merkezi Mavrovo değil, elbette. Bulgaristan ın en uzun kayak pistlerine ve zengin kültürel tarihine sahip Bansko, diğer merkezlere oranla epey bütçe dostu olduğu için Türk kayakseverler arasında son yıllardır çok popüler. Tek yapmanız gereken, Bulgaristan veya Schengen vizesi edinmek. Ülkenin güney batısındaki Pirin Dağı nın eteğinde yer alan merkezde, değişik zorluklarda son derece kaliteli toplam 10 adet kayak pisti bulunuyor. Kasabanın kendisiyse, 36 İSTASYON İSTASYON 37

20 GEZİ İster Avrupa daki bir merkezi tercih edin, isterseniz Balkanlar ı ya da Türkiye yi... Karın cezbedici görüntüsü her yerde aynı. Hemen her şeyde olduğu gibi burada da en önemli fark, detaylarda... Diğer bir ifadeyle sunulan hizmetin kalitesinde... KÜRESEL IKLIM DEĞIŞIKLIĞI, KAYAK MERKEZLERINI DE ETKİLİYOR ELBETTE. AMA HER ŞEYE BIR ÇARE ÜRETEN INSAN AKLI, BU SORUNUN DA ÜSTESINDEN GELMIŞ GÖRÜNÜYOR. YAĞIŞIN AZ OLDUĞU BÖLGELERDE DEVREYE GIREN KAR MAKINALARI, KEYFE SEKTE VURDURMUYOR. lerini dinleme fırsatı veriyor. Dağ eteğine konuşlanmış, kayak merkezine ücretsiz servis hizmeti sunan otellerden bazılarının konforlu bir konaklamayı garantiliyor. Merkeze uzak olsa da aile sıcaklığında butik oteller de yok değil. BALKANLAR DAN AVRUPA YA Kayak merkezlerinin İtalyan süper modeli Cortina d Ampezzo; popüler, pahalı, soğuk ve karşı konulamayacak derecede güzel. Kentin taş kilise helezonlarının ve pizzacılarının arkasında, fonda Alplerin nefes kesici siluetini görebilirsiniz. Cortina, İtalya nın kuzeydoğusunda bulunan ve muhteşem manzaralarıyla insanın aklını başından alan Dolomitler dağ alanının bir parçası. Toplam 115 kilometrelik 66 piste sahip, 1956 Kış Olimpiyatları na ev sahipliği yapmış Cortina nın, geçmişteki düzenli ziyaretçilerinden birinin Audrey Hepburn olduğunu da hatırlatalım. Merkezin rakımıysa 1220 metre. Hem kültürel hem tarihî hem de finansal açıdan zengin bu bölgede, lüks konaklama ve lezzet sıkıntısı çekmeyeceğiniz kesin. İtalya da hal böyleyken daha kuzeye gittiğimizde; Avusturya daki Ischgl çıkıyor karşımıza. Burası, karın eksik olmadığı tepeleri ve kayak sonrası çılgın gece hayatıyla kış aylarında gerçek bir çekim merkezi. Ayrıca her yıl kayak sezonunun bitişinin kutlandığı Top of the Mountain konserlerinde Bob Dylan dan Beyonce ve Rihanna ya pek çok ünlü sahne aldı. 2 bin ila 2 bin 872 metre rakımlı kayak merkezinde, 50 nin üzerinde pist var. Bu yıl Nisan da düzenlenecek bir yarışmada, ödüllü şefler, hem pistlerde hem de mutfakta hünerlerini gösterecek. Ischgl de buz pateni, kış yürüyüşü ve kar kızağıyla kaymak gibi seçenekleriniz de var. Diğer bir efsanevi Avusturya kayak merkeziyse Kitzbühel. Franz Reisch, 1893 te Kitzbüheler Horn yamaçlarından kaydı ve Avusturya daki ilk iniş aşağı kayak tekniğini başlatan kişi oldu. O zamandan bu yana Kitzbühel, Avrupa nın en önemli kayak merkezlerinden biri olarak görülüyor. Üç kez Olimpiyat altın madalyası alan Toni Sailer gibi nice efsane sporcu da yine burada yetişti. 16 ncı yüzyılda gümüş ve bakır madencili- ği yapılan, artık kış sporlarıyla anılan kentte, 1931 den beri her yıl ocak ayında düzenlenen Hahnenkamm-Rennen müsabakaları bu yıl Ocak ta yapıldı. Merkezin 760 metrelik rakımı biraz düşük olsa da her seviyedeki kış sporcularını memnun edecek kalitede. Yabani sarımsaklı makarna ve enginarla servis edilen kedi balığı gibi yemeklerse her daim ilgi çekici... Avusturya da kayak merkezleri tükenmez. Bir sonraki durağınız St. Anton Bir zamanlar St. Anton, karın kışın yağdığı ve baharda eridiği, hayvancılığın yapıldığı kendi halinde bir köydü. Derken köylüler yanı başlarındaki altın madenini keşfettiler ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar 1901 de Alpler deki ilk kayak kulübünü kuran St. Anton da, kayak hastalığına kapılmamanız olanaksız. 2 bin 811 metrelik Valluga nın eteklerine ve Rosanna Nehri nin kuzey yatağına kurulmuş St. Anton am Arlberg in kayak alanının gece hayatı da epey sıkı. Pistlerinin toplam uzunluğu 340 kilometreyi bulan St. Anton da hem mütevazı hem de lüks bir konaklama seçenekleri mevcut. St. Anton Müzesi nin içindeki Museum Restaurant ta, hemen yanı başınızdaki gölden avlanmış taze alabalığın tadına mutlaka bakmanızı öneririz. Son durağınız Fransız Alpleri. Avrupa nın en yüksek dağı Mont Blanc in gölgesindeki küçük ve şık köy Megève, aynı zamanda popüler bir kayak merkezi. Tarihî köy merkezinde araba dolaşımı yasak; böylece eski kiliseleri ve taş sokakları özgürce arşınlayabiliyorsunuz. Dilerseniz köyü faytonla da turlayabilirsiniz. Toplam 137 piste sahip Megève nin rakımı 1100 metre. Bu sevimli köydeki tatilinizi daha da mükemmel kılmak istiyorsanız, gelenekselle lüksün bir araya geldiği otellerde ya da bu otellerin dağda, 1560 metre yükseklikte yer alan kır evlerinde konaklayabilirsiniz. Evet, mevsim kış ve eldeki seçenekler yukarıdaki satırlarda sıraladıklarımızla sınırlı değil. Biz sadece birkaç kayak merkezini sığdırabildik sayfalarımıza. İster burada anlattıklarımızdan birini tercih edin, isterse kendi belirlediğinizi, fark etmez Önemli olan kışın keyfine varabilmek. Önemli olan dağlara çıkabilmek 38 İSTASYON İSTASYON 39

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ Thekla, genç ve güzel bir kadın... Hem de bakire... Aynı Meryem gibi.. Halk bu yüzden, Thekla nın yaşadığı yeraltı kilisesine, Meryemlik demiş. Thekla nın yaşadığı, sonunda

Detaylı

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (31 Ekim - 16 Aralık 2016 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Şubat- 24 Mart 2017)

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Şubat- 24 Mart 2017) 2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Şubat- 24 Mart 2017) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

SAGALASSOS TA BİR GÜN

SAGALASSOS TA BİR GÜN SAGALASSOS TA BİR GÜN Çoğu zaman hepimizin bir düşüncesi vardır tarihi kentlerle ilgili. Baktığımız zaman taş yığını der geçeriz. Fakat ben kente girdiğim andan itibaren orayı yaşamaya, o atmosferi solumaya

Detaylı

MAKİNELERİN YÜKSELİŞİ: Avrupa, mobil işgücü seçeneklerini araştırmaya başlıyor

MAKİNELERİN YÜKSELİŞİ: Avrupa, mobil işgücü seçeneklerini araştırmaya başlıyor MAKİNELERİN YÜKSELİŞİ: Avrupa, mobil işgücü seçeneklerini araştırmaya başlıyor Hibrit cihazlar, iş amaçlı dizüstü bilgisayarların Avrupa daki egemenliğini tehdit ediyor Tabletlerin mobil çalışma biçimini

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim 2014 05 Aralık 2014 )

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim 2014 05 Aralık 2014 ) ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim 2014 05 Aralık 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca

Detaylı

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Y jenerasyonunun internet bağımlılığı İK yöneticilerini endişelendiriyor. Duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyonel bulmak zorlaştı. İnsan

Detaylı

İşletme Sonuçları Elde Etmek için Daha İyi Bir Çağrı Merkezi Deneyimi Sunma

İşletme Sonuçları Elde Etmek için Daha İyi Bir Çağrı Merkezi Deneyimi Sunma İşletme Sonuçları Elde Etmek için Daha İyi Bir Çağrı Merkezi Deneyimi Sunma Yayınlanan Temmuz 2016 Konular Hareketli Arama Tüketicilerin aklına takılan soruları yanıtlamanın en kolay yolu bazen gerçek

Detaylı

lkokul Eğitim Koordinatörü

lkokul Eğitim Koordinatörü Değerli Velilerimiz, Yılın sonuna yaklaştığımız günlerdeyiz. Bu hafta, her sınıf düzeyinde planlarımıza yer alan göre konuları kaynak kitaplardan, dijital içeriklerden, Fen laboratuvarımızdan, bahçemizdeki

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Evimiz Yuvamızdır Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası TÜRKÇE Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası 5N 1K KÜTÜPHANE

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Evimiz Yuvamızdır Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası TÜRKÇE Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası 5N 1K KÜTÜPHANE Değerli Velilerimiz, 2017 yılının son ayında, güneşin hafifçe ısıttığı günlerdeyiz. Havalar hala, öğrencilerimizin bahçede neşeyle oynamalarına müsait. Palto giyme koşuluyla teneffüslerde temiz havada

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (19 Ekim - 04 Aralık 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül 2014 17 Ekim 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011) ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011) 19 Şubat cumartesi sabah saat 07.30 da FSK Başkanı Ahmet Bozkurt un öncülüğünde Çankırı ve Ilgaz a gitmek için yola çıkıyoruz. Hava biraz kapalı, hafiften yağmur çiseliyor.

Detaylı

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (30 Ekim - 15 Aralık 2017) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304 şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304 56 57 Tarih, kültür ve masal şehri: Prag BU YIL 16. EFORT KONGRESİ NE ÇEK CUMHURİYETİ NİN BAŞKENTİ PRAG EV SAHİPLİĞİ YAPACAK. 27-29 MAYIS 2015 TARİHİNDE YAPILACAK

Detaylı

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası 1 / 6 2017/12/26 13:47 Aboneler İletişim 26 Aralık 2017 Salı Apple Android İSTANBUL 12 C / 8 C EURO 4,52 USD3,8 ALTIN156,41 % -0,03 % -0,11 % 0,28 YAZARLAR GÜNDEM SİYASET TÜRKİYE DÜNYA EKONOMİ KÜLTÜR-SANAT

Detaylı

YENİ NESİL KÜTÜPHANECİLER

YENİ NESİL KÜTÜPHANECİLER KÜTÜPHANELERDE DÖNÜŞÜM SÜRECİNİN YENİ DEĞİŞKENLERİ: YENİ NESİL KÜTÜPHANECİLER SİNEM MANTAR Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü TEKNOLOJİ VE KÜTÜPHANELER Teknoloji,

Detaylı

Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır?

Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır? Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır? Yayınlanan Aralık 2015 Konular Video Çekirdek kitlenizde kaç oyun meraklısı olduğunu biliyor musunuz? MediaVest te Grup Kıdemli Başkan

Detaylı

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG Penelope karakterinin yaratıcısı çocuk kitapları yazarı Göknur Birincioğlu ile hazırladığımız büyüleyici rotada Bremen Mızıkacıları, Rapunzel, Fareli Köyün

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

İnternet Teknolojisi. İnternet Teknolojisi. Bilgisayar-II - 4. Hafta. Öğrt. Gör. Alper ASLAN 1. Öğrt. Gör. Alper Aslan. İnternet Nedir?

İnternet Teknolojisi. İnternet Teknolojisi. Bilgisayar-II - 4. Hafta. Öğrt. Gör. Alper ASLAN 1. Öğrt. Gör. Alper Aslan. İnternet Nedir? İnternet Teknolojisi Öğrt. Gör. Alper Aslan ENF102 Bilgisayar - II İnternet Teknolojisi İnternet Nedir? İnternet Kime Aittir İnternet in Türkiye deki Gelişimi İnternet in Türkiye de Kullanımı Yakın Gelecekte

Detaylı

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar

Detaylı

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ 2012 2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ MART AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Bitkileri tanıdık. Bitkileri gözlemledik. Bitki türlerini isimlendirdik. Bitkilerin birer canlı olduğunu

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her 6

Detaylı

Asiston Hizmetleri Bilgilendirme Kitapçığı

Asiston Hizmetleri Bilgilendirme Kitapçığı Asiston Hizmetleri Bilgilendirme Kitapçığı asiston.com.tr 7/24 Bilgisayarcınıza nasıl ulaşırsınız? Telefon ile ara Bizi telefonla arayabilir, 0850 532 0 100 7/24 Bilgisayarcım hattında 1 i Tuşlayarak destek

Detaylı

BuranoVenedik denince akla ilk

BuranoVenedik denince akla ilk Rengarenk Bir Ada BuranoVenedik denince akla ilk gelen aslında kanallar, gondollar ve maske festivali oluyor. Pek bilinmese de Venedik kendi içinde eşsiz bir görselliğe sahip Burano Adası nı da kapsıyor.

Detaylı

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi: Değerli Velilerimiz, 2017 yılının son ayında, güneşin hafifçe ısıttığı günlerdeyiz. Havalar hala, öğrencilerimizin bahçede neşeyle oynamalarına müsait. Palto giyme koşuluyla teneffüslerde temiz havada

Detaylı

Çocuk Gündüz Bakımevi Evangelisch-lutherische Petrigemeinde

Çocuk Gündüz Bakımevi Evangelisch-lutherische Petrigemeinde - PDF Flyer - Çocuk Gündüz Bakımevi Evangelisch-lutherische Petrigemeinde Çocuk Gündüz Bakımevimiz, Hannover-Kleefeld Evangelisch-lutherische Petrigemeinde ye aittir ve Aşağı Saksonya nın en eski kuruluşlarından

Detaylı

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı YAZ 2015 SAYI: 305 58 59 şehir tanıtımı Çin in fuar şehri: Guangzhou GUANGZHOU, ZİYARETÇİLERİNE HEM TİCARET HEM ZİYARET İMKANLARINI BİR ARADA SUNUYOR. BAŞAR KURTBAYRAM TUR REHBERİ şehir tanıtımı 60 61

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Hamdi Akın TÜVTURK hisselerini Bridge Point'e

Hamdi Akın TÜVTURK hisselerini Bridge Point'e satıyor Hamdi Akın TÜVTURK hisselerini Bridge Point'e Akfen Holding, araç muayene istasyonlarındaki işletme hakkını 2004 yılında açılan ihaleyle 20 yıllığına alan TÜVTURK'teki yüzde 33'lük payını satışa

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Omnichannel ile Multichannel Pazarlama Arasındaki 4 Temel Fark

Omnichannel ile Multichannel Pazarlama Arasındaki 4 Temel Fark Omnichannel ile Multichannel Pazarlama Arasındaki 4 Temel Fark Birbirleriyle karıştırılan terimleri düşününce akla ilk olarak multichannel ve omnichannel pazarlama geliyor. Omnichannel ve multichannel

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

APPLE ın iphone a DÖNÜŞÜMÜ: STEVE JOBS Steve Jobs ve Wozniak Apple da İlk Şok ve Şirketin Zor Yılları McIntosh

APPLE ın iphone a DÖNÜŞÜMÜ: STEVE JOBS Steve Jobs ve Wozniak Apple da İlk Şok ve Şirketin Zor Yılları McIntosh APPLE ın iphone a DÖNÜŞÜMÜ: STEVE JOBS Steve Jobs, 1976 da Wozniak ile kurduğu Apple Bilgisayar dan 1985 te ayrıldı. Şirkete, 1997 de dönüp iphone u yarattı ve Apple ı en büyük bilişim şirketi yaptı. Steve

Detaylı

Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir

Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir 1 / 6 2014/11/14 17:03 Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir Öykü Çetin Radikalist / 09/11/2014 Erasmus projesi her yıl yüzlerce öğrenciye farklı ülkelerde eğitim alma fırsatı sunuyor. Peki,

Detaylı

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017 Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017 Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması, ZENNA Kurumsal Marka Yönetimi Araştırmaları ve Danışmanlığı tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırma

Detaylı

17 Haziran 2014 DenizBank Güncel Haber Bülteni

17 Haziran 2014 DenizBank Güncel Haber Bülteni 17 Haziran 2014 DenizBank Güncel Haber Bülteni Mobil RTB Harcamaları %459 Artış Gösterdi emarketer tahminlerine göre RTB harcamaları (tüm reklam çeşitleri dahil) 2018 yılında toplamda $12 milyar a ulaşacak.

Detaylı

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG GÖKNUR BİRİNCİOĞLU İLE MASAL YOU 01 04 EYLÜL 2017 01 Eylül 2017 Cuma 10:40 Gidiş - 04 Eylül 2017 Pazartesi 17:45 İstanbul Varış BREMEN ( 1 ) Bremen Mızıkacıları

Detaylı

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011 MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011 Fransa nın PARİS ten sonra gördüğüm ikinci kenti. Akdeniz kıyısında. 4 gün kaldık. REMEE Projesinin davetlisi idik. Büyük bir kent Marsiya. Tarihi sorgulayan

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ MART AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Bitkileri tanıdık. Bitkileri gözlemledik. Bitki türlerini isimlendirdik. Bitkilerin birer canlı olduğunu öğrendik. Farklı bitkilerin bakımını üstlendik.

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık 2015-15 Ocak 2016) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikâye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Kartal ve tırtıl, kuş, kelebek tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

İstanbul Boğaz Turları

İstanbul Boğaz Turları İstanbul Boğaz Turları İstanbul'un ayrılmaz parçası boğazın mis gibi havasını içinize çekin, mavisiyle huzur bulun ve Boğaziçi'nin tarihine tanıklık edin. Sizi, İstanbul'u ve boğazı doyasıya yaşamaya davet

Detaylı

Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin Yeri Ve Önemi

Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin Yeri Ve Önemi Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin Yeri Ve Önemi Sunumumuza Bir Soru İle Başlayalım Laptop Tablet Masaüstü Pc Akıllı Telefon Soru1: Hangisini Kullanıyorsunuz? Laptop Tablet Masaüstü Pc Akıllı Telefon Soru2:

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ 2015 MAYIS AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Taşıtlar konusunda neler bildiğimizi akıl haritasında resimledik. Trafik kurallarını ve işaretlerini öğrendik.

Detaylı

Dünyanın en büyük sosyal dil öğrenme ağı busuu şimdi Türkiye de!

Dünyanın en büyük sosyal dil öğrenme ağı busuu şimdi Türkiye de! BASIN BÜLTENİ 18 Mart 2014 Türkiye busuu'da en hızlı büyüyen ülkelerden birisi... Dünyanın en büyük sosyal dil öğrenme ağı busuu şimdi Türkiye de! 40 milyonun üzerinde kullanıcıyla dünyanın en büyük sosyal

Detaylı

Çoklu Zekâ Teorisi Ek 2

Çoklu Zekâ Teorisi Ek 2 ÇOCUKLAR İÇİN ÇOKLU ZEKÂ GÖZLEM FORMU Öğrencinin Adı Soyadı: Cinsiyeti: Tarih: Sınıfı: Lütfen formda yer alan her ifadenin sizin için ne derece uygun olup olmadığını aşağıdaki beşli dereceleme ölçeği üzerinde

Detaylı

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ Media Markt En Düşük Fiyat Şenliği Ankara yı salladı. ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ Ankara Kentpark ta 10 Aralık 2009 da, toplam 4.500 metrekare alanda hizmet vermeye başlayan Media Markt

Detaylı

CEHENNEM KAYIKÇISI Daha önceden dünyanın ilk kilisesi St. Piyer i bir çok kez görmüştüm. Burada her 29 Haziran tarihinde ayin yapıldığını, bu tarihte buraya gelen hıristiyanların hacı olduğunu biliyordum.

Detaylı

Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı, http://eng.ankara.edu.tr/~hsari

Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı, http://eng.ankara.edu.tr/~hsari Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı, http://eng.ankara.edu.tr/~hsari 10-11 Mayıs 2008 tarihleri arasında Fotoğraf Sanatı Kurumu organizasyonunda

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR? Haziran 2010 SOSYAL MEDYA ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR? Proje Koordinatörleri: İndeks Araştırma Ekibi Simge Şahin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Giriş:

Detaylı

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) - Boynumuz zürafa boynu kadar uzun olsa şimdi yapabildiğimiz işleri yapabilir miydik? Sorusu üzerinden eğlenceli bir sohbet başlatıyoruz. - Ormanlar kralı

Detaylı

DİJİTAL PAZARLAMA &SOSYAL MEDYANIN FAYDALI ve ŞAŞIRTICI GERÇEKLERİ

DİJİTAL PAZARLAMA &SOSYAL MEDYANIN FAYDALI ve ŞAŞIRTICI GERÇEKLERİ DİJİTAL PAZARLAMA &SOSYAL MEDYANIN FAYDALI ve ŞAŞIRTICI GERÇEKLERİ Sadece E-mail Abonelerine Özel BİLİYOR MUYDUN? Tüketicilerin %90 ı satın alma kararlarında internetteki yorumların etkili olduğunu düşünüyor.

Detaylı

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu Ali Canip Olgunlu ile Kapadokya Tur Programı Göreme, 6-8 Eylül 2013 Tur Rehberimiz: Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu Öne Çıkanlar: Ali Canip Olgunlu nun anlatımlarıyla Kapadokya Anadolu daki ilk kiliselerden

Detaylı

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz.

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz. Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz. Beyazız. Bir rengin tarafı değiliz. Elimizden geldiğince iyilik

Detaylı

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015 DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015 NİSAN AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Çiçekleri tanıdık. Çiçekleri gözlemledik. Çiçek türlerini isimlendirdik. Çiçeklerin birer canlı olduğunu öğrendik. Farklı çiçeklerin

Detaylı

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek Tarih: 19.01.2013 Sayı: 2014/01 İSMMMO dan Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı Raporu Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek İSMMMO nun Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı adlı

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ YUNUS GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ Bildiğimiz meslekleri ifade ederek akıl haritası oluşturduk. Meslekleri görevlerine göre grupladık. Hangi mesleklerde hangi araç ve gereçleri kullanıldığını

Detaylı

Perseid Göktaşı Yağmuru: Ağustos

Perseid Göktaşı Yağmuru: Ağustos Perseid Göktaşı Yağmuru: 12-13 Ağustos 10 Ağustos tan itibaren göktaşı yağmurlarının en popüleri olan Perseid (Kahraman) göktaşı yağmuru görülmeye başlanacak ve 12 Ağustos gecesi doruğa ulaşacak. Bu göktaşı

Detaylı

2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:1 Nisan 2015 1 KİTAP VE KÜTÜPHANENİN ÖNEMİ 3 2014-2015 KÜTÜPHANE ORYANTASYONUMUZ 5 KÜTÜPHANEMİZ 8 OKUMA ŞENLİĞİMİZ 10 BRITANNICA ONLINE 12 SEVİM AK

Detaylı

İNOVANKA TANITIM DOKÜMANI. Dijital Dünya da zirveyi arzulayan işletmelerin adresi

İNOVANKA TANITIM DOKÜMANI. Dijital Dünya da zirveyi arzulayan işletmelerin adresi İNOVANKA TANITIM DOKÜMANI Dijital Dünya da zirveyi arzulayan işletmelerin adresi Türksat ın Tercihi İnovanka Türksat A.Ş, Kablo Tv, Uydu Net, E-devlet sosyal medya ve dijital pazarlama uzmanlarına tarafımızca

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Gotik Sanat Ortaçağ: Antik Çağ ın sona ermesinden (6. yüzyılın ilk yarısından) Rönesans a kadar olan yaklaşık bin yıllık dönem - klasik çağ

Detaylı

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Nereden başlasam, nasıl anlatsam... Bu yaz Bodrum'suz geçmez! Turgutreis Lagina Bodrum Boutique Hotel'de bir gece çift kişilik konaklama, açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği 240 TL yerine 119 TL! (15 Haziran - 27 Ağustos arasında geçerlidir.)

Detaylı

2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ ÇİÇEK GRUBU EYLÜL AYI BÜLTENİ

2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ ÇİÇEK GRUBU EYLÜL AYI BÜLTENİ 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ ÇİÇEK GRUBU EYLÜL AYI BÜLTENİ OKULUM VE ARKADAŞLARIM BEN KİMİM? Okulunu tanıma Okulunun ismini söyleme Öğretmen ve arkadaşlarını tanıma Okulda çalışanları gözlemleme Sınıfını

Detaylı

L Oréal in Dijital Dönüşümü

L Oréal in Dijital Dönüşümü L Oréal in Dijital Dönüşümü Yazan: Marie Gulin-Merle Yayınlanma tarihi: Nisan 2017 Konular Reklamcılık, Perakende, Mobil, Önemli Anlar Dijital dünyada, özellikle de mobil platformda tüketicilere gitgide

Detaylı

Örnek bir kullanım ve bilgisayar ağlarını oluşturan bileşenlerin özeti

Örnek bir kullanım ve bilgisayar ağlarını oluşturan bileşenlerin özeti Bu sayfaları okuduğunuza göre bir şekilde bilgisayarlar ve bilgisayar ağlarıyla ilişkiniz olduğunu biliyorum. Ancak yine de en başta niçin bilgisayar ağı kullanıyoruz sorusunun cevabını vermekle işe başlayabiliriz.

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Sayın Velilerimiz merhabalar, Okan Koleji İlkokulu olarak; bu yılı oldukça yoğun geçirdik. Sanat, spor, sosyal etkinlik ve akademik, açıdan birbirini izleyen

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (16 Şubat-27 Mart 2015 )

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (16 Şubat-27 Mart 2015 ) 2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (16 Şubat-27 Mart 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

BİZ GELECEĞE HAZIRIZ YA SİZ?

BİZ GELECEĞE HAZIRIZ YA SİZ? BİZ GELECEĞE HAZIRIZ YA SİZ? Web Yazılımları Mobil Uygulamalar AR / VR Uygulamaları HoloLens Uygulamaları Bina İçi Navigasyon Siber Güvenlik ibeacon Uygulamaları Nesnelerin İnterneti (IOT) Dijital Pazarlama

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2013

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2013 ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2013 ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 10 Ιουνίου 2013 ΩΡΑ: 11.00 14.15 ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI. Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum.

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI. Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum. FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikaye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum. Bilmeceler: Beyin fırtınası tekniği ile telefon,

Detaylı

DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ

DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2012-2013 DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ Bildiğimiz meslekleri ifade ederek akıl haritası oluşturduk. Meslekleri görevlerine göre grupladık. Hangi mesleklerde hangi araç

Detaylı

2014 Ericsson ConsumerLab

2014 Ericsson ConsumerLab 2014 Ericsson ConsumerLab TÜRKİYE MOBİL GENİŞBANT KULLANICI ARAŞTIRMASI Ericsson ConsumerLab 2014 Türkiye Mobil Genişbant Çalışması 19.09.2014 Page 1 ARAŞTIRMA METOD VE KAPSAMI Örneklem 3G mobil interneti

Detaylı

Çimtaş Microsoft Lync ile esnek, bütünleşik, yer ve zaman bağımsız kuvvetli bir iletişim altyapısına kavuştu

Çimtaş Microsoft Lync ile esnek, bütünleşik, yer ve zaman bağımsız kuvvetli bir iletişim altyapısına kavuştu Microsoft Lync Projesi Durum: Çimtaş Microsoft Lync ile esnek, bütünleşik, yer ve zaman bağımsız kuvvetli bir iletişim altyapısına kavuştu 5 ayrı lokasyon arasında kuvvetli bir iletişim altyapısına ihtiyaç

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI.,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI.,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 5-6 YAŞ GRUBU YILDIZLAR SINIFI AYLIK PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikaye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Aç kapa,ellerim parmakları, sar makarayı tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN 1.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim 2014 05 Aralık 2014 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında, disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca

Detaylı

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu - Aman ormancı, yaman ormancı Bıraktın bizde derin bir acı - Dua ile bisiklet gider mi?... - Özbek Paşa'dan AKP falı... Ve - Bush'tan "beni kimse sevmiyor" sendromu RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Sohbetler *Kendimi tanıyorum (İlgi ve yeteneklerim, hoşlandıklarım, hoşlanmadıklarım) *Arkadaşlarımı tanıyorum *Okulumu tanıyorum

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (11 Mayıs -19 Haziran 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

e-imzatr Kurulum Klavuzu

e-imzatr Kurulum Klavuzu e-imzatr Kurulum Klavuzu Sürüm 0.0.1 1 İçindekiler İşletim Sistemi Sistem Türü Öğrenme Java yükleme Akis Kurulum Kart Okuyucu Sürücü Kurulum Kullanıcı Doğrulama 2 İşletim Sistemi Sistem Türü Öğrenme Bu

Detaylı

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor? Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor? HABER MERKEZİ- Mersin in Tarsus ilçesinde yaklaşık 1 yıldır devam eden kazı ile ilgili gizem her geçen gün

Detaylı

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor Tanıtım Kitapçığı Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor Değerli Girişimcilerimiz STARTKEY, 2013 yılında, gayrimenkul sektöründe 10 yılı aşkın zamandır deneyime sahip olan Yönetim

Detaylı