16 Ağustos 2014 Cumartesi

Transkript

1 Platform Adana Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Saygılı, Başbakan Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı yolunu açan 10 Ağustos seçiminin, 12 yıldır devam eden sessiz devrimlerin bir sonucu olduğunu söyledi Özel idare malları konusunda büyük mücadele veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği nin Özel İdare'ye ait malları Maliye Hazinesi'ne devretmesi üzerine harekete geçti. Belediye, bin 693 mal için şimdiye kadar 160 dava açtı İzmir Büyükşehir Belediyesi nin 160 dava açmasını değerlendiren Vali Toprak, Dava açmak meşru haktır. Bu sayı 300 de olabilir, 500 de. Kim ne derse desin, ben burada devletin valisiyim dedi. 16 da Soylu'dan önce uyarı sonra ceza! Alsancak ta sıra ro-ro gemisinde 16 Ağustos 2014 Cumartesi Süreçle ilgili konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tüm İzmirli hemşehrilerimiz birlikte mallarımıza sahip çıkacağız. Tabii yargı süreci başlıyor, davalar bir taraftan açılıyor. Yargı süreciyle beraber demokratik yönden hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz. Sadece yargıyla değil, hem hemşehrilerimizin desteğiyle hem de kamuoyunun desteğiyle İzmirlinin 150 yıllık kazanımının neden elinden alındığını anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye ve dünyada kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Bu da en doğal demokratik hakkımız dedi. devamı 9 da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ABD New Jersey'den gelen sekiz milletvekilini ağırladı. Amerikalı vekillerin en merak duydukları konu ise Kocaoğlu nu üçüncü döneme taşıyan başarısının sırrı ve yaşam öyküsü oldu Başkan Kocaoğlu, başarının en önemli şartının, halkın güvenini kazanmak olduğunu söyledi. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, yapılan projeleri desteklesin desteklemesin, İzmirlilerin büyük çoğunluğunun kendisine güven duyduğunu söyleyen Kocaoğlu, Siyasetçi önce güven tesis etmeli ve bunu geliştirerek sürdürebilmeli. Kentte yaşayan insanların yaşam standartını yükselterek herkesin farklılıklarıyla birarada yaşabildiği, herkesin hakkını aldığı, birbirini sevdiği bir ortam yaratmak amacındayız" dedi. devamı 16 da 18 bin vatandaşının yaşamını yitirdiği Marmara Depremi nin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala ciddi bir tedbir alınmadığını söyleyen Doç. Dr. Özgür Eğilmez, "Hem yaptırımlar yetersiz hem de denetim firmaları, üzerine düşeni doğru bir şekilde yapmıyor" diye konuştu Kâtip Çelebi'den EŞiTLiK UYARISI

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 16 Ağustos 2014 Cumartesi Kuş tüyleri ve yapraklara rengarenk dokunuşlar Bursa'da yaşayan tezhip ve minyatür sanatçısı Rahime Gülgün Keser'in, kuş tüyü ve yapraklara rengarenk resimler yaparak oluşturduğu eserler ilgi görüyor Keser, yaptığı açıklamada, tezhip sanatına ilgisinin yaklaşık 4 yıl önce başladığını söyledi. Daha sonra minyatürle uğraşmaya başladığını belirten Keser, tablo olarak kuş tüyü ve yaprakları kullanma fikrinin oluştuğunu anlattı. Kuş tüyü ve yapraklara tezhip, minyatür ve hat çalış- - Kentlerin sembollerini yapraklara işleyecek Keser, kuş tüyü ve yapraklara yaptığı resimleri, minyatür sanatıyla birleştirip bu sanatlara farklı bir boyut kazandırdığı- kezi'nde açtım. Ziyaret edenlerden övgü ve beğeniler aldım. Bu durum beni çok mutlu etti" dedi. Tablolarını İstanbul'da ve yurt dışında da sergilemek istediğine cağı bilgisini veren Keser, yurt içinden elde edeceği yapraklara, o kentlerin sembol yapılarını iş- ması denemelerinden olumlu sonuç aldığını vurgulayan Keser, şöyle konuştu: "Yaprak toplamayı ve kurutmayı seviyorum. Yapraklara ve daha sonra kızımın fikriyle tüylere denemelerim oldu. Yaprak ve tüylerde değişik teknikler geliştirerek belli başarılar elde ettim. Yaprak üzerine tezhip, minyatür, hat çalışmalar yapan bir ben varım. Tüyler üzerinde çalışıldığında, telek ve boyutlarından dolayı fırça ve boya kontrolü konusunda her zaman başarı sağlanamayabiliyor." nı dile getirdi. Eserlerini, karma sergilerde sanatseverlerin beğenisine sunduğunu aktaran Keser, "Farklı niteliklerde 80'e yakın eser ortaya koydum. İlk kişisel sergimi, geçen mayıs ayında Bursa'daki Tayyare Kültür Mer- işaret eden Keser, her coğrafyanın farklı bir bitki yapısı olduğunu bildirdi. Başka ülkelerden yapraklar toplayıp bunlara resimler yapa- le- meyi amaçladığını belirtti. Keser, sanatseverlerden, Bursa dışındaki kentlerden toplayacakları yaprakları kendisine ulaştırmasını istedi. (AA) Olimpiyatlarla çehresi değişen şehir: Soçi Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki şehri Soçi, yurt dışına çıkamayan yerli turistlerin tercih ettiği en önemli deniz alternatiflerinin başında yer alıyor Kış Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yaparak adını daha geniş coğrafyalarda duyuran Soçi, Kremlin yönetiminin son yıllarda önem verdiği ve ciddi yatırımlar yaptığı şehirlerden biri. Olimpiyatlar dolayısyıla çehresi tamamen değişen kentte, yüzlerce tesis açıldı. Bunun yanı sıra Soçi'de inşa edilen yeni yollar ve altyapının da günlük hayata etkisi yadsınamayacak düzeyde. Soçi, sahil şeridinde inşa edilen yüksek binaları, renkli caddeleri ve kıyıya paralel tren yoluyla, Rusların iç turizmindeki başkent rolünü üstleniyor. - Sibiryalı turistlerin iç turizm cenneti Yaklaşık 350 bin nüfusa sahip kent, Karadeniz'e bakan iki tepenin eteklerinde yer alıyor. Sırtını yemyeşil dağlara yaslayan Soçi'nin neredeyse her yerinde büyük oteller görülüyor. Soçi plajında sezon mayıs ayında açılıyor. Karadeniz bu mevsimde soğuk olsa da bu durum Sibirya'dan gelen turistleri çok etkilemiyor. Soçi, ülkenin kuzeyinden gelen turistler tarafından "Rusya'nın Antalyası" olarak adlandırılıyor. Soçi çayının ikiye böldüğü kent, bir yanında yeşil manzarası ve dağlarıyla, diğer tarafta ise turistik şehir merkeziyle ilgi odağı halinde. Moskova yönetiminin olimpiyatlar nedeniyle milyarlarca dolar harcadığı Soçi'de fiyatlar oldukça yüksek. Durum böyle olunca, esnaf turistlerin para harcamamasından şikayet ediyor. Sovyetler Birliği'nin ardından Rusya'nın düzenlediği ilk olimpiyatlara ev sahipliği yapan Soçi aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in hem dinlendiği hem de devlet ve hükümet başkanlarıyla görüştüğü tatil mekanı. Formula-1 yarışlarınında düzenleneceği kent, Rusya'nın yeni yüzü olmaya aday yerlerin başında geliyor. (AA) Bedava restorasyon tarihi evlerin değerini 3,5 kat artırdı Samsun'un Vezirköprü ilçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilçe belediyesinin ortak çalışmasıyla, koruma altına alınan 98 tarihi ev ücret alınmadan toplam 4 milyon liraya restore edilince evlerin değeri ortalama 3,5 kat arttı. Vezirköprü Belediye Başkanı İbrahim Sadık Edis, ilçede koruma altına alınan 132 adet Osmanlı evi bulunduğunu söyledi. "Sokak Sağlıklaştırma" projesi kapsamında tarihi evleri Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerinin koordinatörlüğünde restore ettiklerini belirten Edis, "Projeyi dört etap halinde yapmaya başladık. Üç etabı bitirdik, sadece bir etapta 34 ev kaldı, 98 tarihi evin restorasyonu tamamladık. Bunun haricinde 59 Osmanlı evi daha koruma altına alındı, bunların da restorasyon projesini hazırlıyoruz" dedi. - "Vezirköprü, Safranbolu gibi olacak" Restorasyona ev sahiplerinin hiçbir ücret ödemediğine işaret eden Edis, "Bugüne kadar restorasyona KDV hariç 4 milyon lira ödeme yaptık. Sadece tarihi evleri değil bulundukları sokakları da belediye olarak parke taşlarla süslüyoruz. Amacımız Vezirköprü'nün Safranbolu gibi tarihi evlerini ortaya çıkarmak ve ilçeyi turizme açmak" diye konuştu. - Tarihi evlerin fiyatları 3,5 kat arttı Tarihi evlerin çoğunun restorasyon öncesi kullanılmadığına dikkati çeken Edis, şunları kaydetti: "Çatıları çürük, çökmüş evler vardı. Restorasyonla tamamen kiremitleri ve diğer dış cepheleri kapılarına kadar değişti. Restorasyon, ilçenin eski fotoğraflarındaki tarihi evler birebir örnek alınarak yapıldı. Yani tarihi evler olduğu gibi orijinaline sadık kalınarak yapıldı. Ev sahipleri evin dış cephesini zamanla değiştirdiyse biz bunu orijinal haline getirdik. Bunu yaptıktan sonra tarihi evler değer kazandı. Önceden 30 bin lira değerindeki evlerin fiyatı şimdi 100 bin lirayı buluyor. Eskiden satmak için uğraşılırdı, şimdi satılık tek bir tarihi ev bile yok. İlçe sakinlerinden Tahsin Çağ (58), Ortacami Mahallesi'nde bulunan 2 katlı tarihi ahşap evde doğduğunu belirterek, "Ben 15 yaşıma girdikten sonra başka bir eve taşındık. Orası yaklaşık 40 yıldır virane bir şekilde duruyordu. Şimdi doğduğum ev yapıldı. En çok buna sevindim. Birkaç sefer evi satmaya çalışmıştık, 30 binden 15 bin liraya kadar bile düşmüş, yine de alıcı bulamamıştık. Şimdi 90 bin liraya veriyorlar ama biz evimizi satmıyoruz" dedi. Tarihi evin kendilerine dedelerinden miras kaldığını ifade eden Hüseyin Seven (54) ise "Evde annem ve babam uzun yıllar oturdu ancak çatısı çöktükten sonra evi boşalttık. Geçen yıl restorasyon çalışmasıyla evin dışı yapıldı, biz de içini yaptırdık. Önceden satmayı düşünüyorduk, 30 bin liraya satışa çıkardık, 25 bin liraya kadar düşmemize rağmen alıcı bulamamıştık. Şimdi birçok kişi bizi arıyor ve satmamız için ısrar ediyor. Dede mirası olması ve hatırası bulunması nedeniyle satmama kararı kaldık" ifadelerini kullandı. (AA) Yıl: 4. Sayı: Ağustos 2014 Cumartesi Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi Gizli kamerayla ortaya çıkarılan BAKICI şiddetine para cezası Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi, gizli kamera kayıtlarıyla 1,5 yaşındaki çocuğa kötü davrandığı, şiddet uyguladığı ve başından aşağı sarkıttığı tespit edilen bakıcıya "Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Kişiye Karşı Kasten Yaralama" suçundan 3 bin 80 lira adli para cezası verdi Van'da 1,5 yaşındaki kızlarına bakması için Hülya Filiz isimli bakıcıyla anlaşan Bayram ailesi, bakıcının gelmesinin ardından çocuktaki davranış bozukluğu ve vücudundaki morluklardan şüphelenerek eve gizli kamera yerleştirdi. En çok kullandıkları odaya yerleştirdikleri kamerayla evde olmadıkları zaman bakıcının çocuğa karşı davranışlarını kaydeden aile, izledikleri görüntülerin ardından harekete geçti. Bebeğin uyuma düzeni, beslenmesi ve güvenliğinden sorumlu olan bakıcının evde olmadıkları sırada 1,5 yaşındaki Ada Bayram'ın çenesini, elini, yüzünü ve başını sıktığını, başından aşağıya sarkıttığını, şiddet uyguladığını ve kolunu çevirdiğini gören aile, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden aldıkları sağlık raporu ve görüntülerin yer aldığı CD kayıtlarıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında CD görüntülerini inceleyen savcılık, bakıcı Hülya Filiz hakkında, "Beden ve Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Kişiye Karşı Kasten Yaralama" suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucu Filiz'e verilen 3 bin 80 lira idari para cezasının gerekçeli kararı açıklandı. "Morlukları görünce gizli kamera kurmaya karar verdim" Mahkemeye verdiği ifadesinde, işten eve geldiği sırada çocuğunun huysuz hareketler sergilediğini ve bunun nedenini bakıcıya sorduğunu belirten bebeğin annesi Tuğba Bayram, çocuğun boynunda gördüğü morluğun ardından eve gizli kamera koymaya karar verdiğini anlattı. Kamerayı yerleştirdikten bir gün sonra görüntüleri incelediğinde büyük şaşkınlık yaşadığını, bakıcının kızını darp ettiğini, saçını çektiğini ve boynundan tutarak yukarı kaldırdığını, başından aşağıya sarkıttığını söyleyen Bayram, kızına kötü davranan ve psikolojisinin bozulmasına neden olan sanıktan şikayetçi olduğunu bildirdi. Mahkeme tarafından açıklanan gerekçeli kararda şu i- fadeler yer aldı: "Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Van Adli Tıp Şube Müdürlüğü sağlık raporlarından anlaşılacağı üzere mağdurun tıbbi müdahaleyle yaralandığı, sanığın savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de CD'deki kişinin kendisi olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle 'Kasten yaralama' suçunu işlediği belirlenmiş ve atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir." (AA) YAŞLI KADININ kayıp başı bulundu Samsun'un göbeğinde kazık çakılı olan ana yol, 3 aydır trafiğe kapalı Aydın daki trafik kazasında başı kopan yaşlı kadının kayıp başı, gün boyu devam e- den aramaların ardından bulundu. Bulunan baş, kadının açılan mezarına defnedildi. Samsun un İlkadım ilçesi Gençlik Caddesi'nde hat dolmuşlarının güzergah olarak kullandığı ve hak sahibi tarafından kazık çakılarak "bu cadde tapulu arazim olduğundan kapatılmıştır" tabelası asılı olan yol 3 aydır kapalı. Site sakinlerinden AĞAÇ EYLEMİ Zeytinburnu'nda, bir sitenin sakinleri, site duvarlarının yıkılmasına ve ağaçların sökülmesine tepki göstermek için zabıta müdürlüğü önünde eylem yaptı. Merkezefendi Mahallesi'ndeki Tercüman Sitesi'nde yaşayan vatandaşlar, site duvarının yıkılmasına ve ağaçların sökülmesine tepki göstermişti. Bu nedenle zabıta ile vatandaşlar arasında arbede yaşanmıştı. Gerginlik, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı ile son bulmuştu. Bugün site sakinleri, Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü önünde Türk bayraklarıyla eylem yaptı. Topbaş buraya sloganları atan grup, Murat Aydın yaşam alanımızı öldürme, Yol bahane rant şahane, Sitemiz rant alanı değildir, Sitemizi peşkeş çektirmeyeceğiz yazılı döviz ve pankartlar açtı. Grup adına yapılan açıklamada, yıkımın sitenin projesine uygun olmadığı ifade edildi. Sitenin site olarak kalmasını istediklerini belirten Sadi Yıldırım, Burası 24 yıldır var. Belediyenin yapmak istediği, sitenin dört tarafını açmak. Sitenin etrafı açılırsa burası mahalle olacak. Hırsızlık artacak ve güven ortamı azalacak. Buraya rezidans yapmak istediklerini biliyoruz. dedi. Sitelerinin arka bahçesinin yıkılmasını istemediklerini dile getiren Asuman Kutan ise, Buranın yol olacak hali yok. İbadethane yapılacakmış. Balıkesir'de dün, yeğeninin kına gecesini basan dayının pompalı tüfekle etrafa rastgele ateş açması sonucu ağır yaralanan damat Aytekin Vay da (27) da hayatını kaybetti. O- layda damadın babası Nevzat Vay, o- lay yerinde hayatını kaybetmişti. Yaralanan altı kişinin ise çeşitli hastanelerde tedavileri devam ediyor. Dün saat sıralarında Altıeylül ilçesi Hacı İsmail Mahallesi, Zağnos Paşa Caddesi üzerinde bulunan bir düğün salonunda meydana gelen olayda gelinin dayısı Fatih Büyükşehir Belediye'si yetkililerinin yolun kapalı olduğu günden bu güne kadar kendisiyle irtibata geçmemesine tepki gösteren 65 yaşındaki İbrahim Akbulut, arazisini onlara yar etmeyeceğini söyledi. Tapulu arazinin kendisine babasından kaldığını ve 16 yetimin söz konusu yerde hakkı olduğunu belirten Akbulut, "Bana ait olan yolun bin 550 metrekarelik bölümünü 6 Mayıs tarihinde mahkeme kararıyla kapattım. Benden 10 gün süre istediler. Ben de bunlara 1 ay süre verdim. Hiçbir çözüm bulamadılar. En sonunda burayı kapatma mecburiyetinde kaldım. Gelen giden olmadı. Herhalde belediye başkanına cadde lazım değil, bana da arazi lazım değil. Burayı onlara yar etmeyeceğim. Ben onlara park yapmaları için yer bile bağışladım. Ama şimdi yer de vermeyeceğim yılından beri dilekçelerim var. Kullandıkları caddemin tazminatını bana ödeyecekler. Bundan sonra hiçbir şey bağışlamayacağım. Bu tabelayı yaptırmamın a- macı, vatandaşlar burada yol çalışması olduğu için kapandığını zannediyorlar. Ben de onlara yardımcı olmak için bu tabelayı astım. Yol çalışması olmadığı halde buraya yol çalışması var diye tabela asmışlar. Buradakini söktüm, bu sefer ileriye koymuşlar. Ben de mecbur kaldım. Vatandaşlar buranın tabulu arazim olduğunu bilsin." diye konuştu. Daha önce de açıkladığı gibi yol olmadan önce sebze tarlası olarak kullanılan yeri ski haline getireceğini sözlerine ekleyen İ- brahim Akbulut, harfiyatçılarla görüştüğünü ancak toprak bulmada sıkıntı çektiğini, toprak bulur bulmaz ana yol üzerine dökerek yolu tarlaya çevireceğini vurguladı. Bursa nın Yenişehir ilçesinde tarım işçilerini taşıyan traktör römorkuna bir kamyonun arkadan çarpmasıyla meydana gelen kazada 3 kişi hayatını kaybederken, 6 kişi yaralandı. Cumhuriyet Savcılığı kazayla ilgili soruşturma başlattı. Mehmet Ç., iddiaya göre etrafa rastgel ateş açtı. Yeğeni Gülden Aykurt ve Aytekin Vay'ın (27) kına gecesine üzerinde tabanca, pompalı tüfek ve bıçakla gelen zanlı, bir anda etrafa ateş etmeye başladı. Saçmalara hedef olan damadın babası Nevzat Vay, olay yerinde hayatını kaybetti. Aralarında damadın da bulunduğu üçü ağır yedi kişi yaralandı. Atatürk Devlet Hastanesi ve Balıkesir Devlet Hastanesi'ne sevk edilen yaralılar tedavi altına alındı. Durumu ağır olan damat Vay, Balıkesir Devlet Hastanesi'nde hemen ameliyata alındı ancak ameliyatın ardından tekrar rahatsızlanan damat, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu arada yaralılar Fatma Uydaş, Aliye Vay, Aslı Gümüş, Cemil Can Aslan ve Gültekin Vay ile soyadı öğrenilemeyen Murat isimli kişinin tedavileri sürüyor. Balıkesir'de özel bir firmada şoförlük yapan zanlı Fatih Mehmet Ç.'nin, psikolojik rahatsızlığı olduğu ve daha önce tedavi gördüğü öğrenildi. Kaza, saat sularında Yenişehir - Bilecik karayolunun 10 uncu k- ilometresinde meydana geldi. Sinan Silen idaresindeki 16 U 2672 plakalı kamyon, önde seyreden ve tarım işçilerinin bulunduğu Oğuzhan Sarı nın kullandığı 16 UR 970 plakalı traktöre arkadan çarptı. Kazada traktör sürücüsünün eşi Belgin Sarı (36) ve 5 yaşındaki kızı Ümmügül Sarı ile Yasemin Zeybek (41) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan traktör sürücüsü Oğuzhan Sarı, Alperen Sarı, Ergün Kılıç, Hatice Tuna, Nevriye Dereli ile kamyon sürücüsü Sinan Silen ise olay yerine gelen ambulanslarla Yenişehir Efeler ilçesi İmamköy Mahallesi, Kumkahve mevkisinde meydana gelen kazada, Yenipazar dan Aydın istikametine seyir halinde olan Cihan A. idaresindeki 09 Y 0688 plakalı otomobil, yolun karşısına geçmeye çalışan Mürüvvet Bölük e (81) çarpmıştı. Kazada hayatını kaybeden Bölük'ün cesedi morga kaldırılırken kopan başı bulunamamıştı. Bulunması için Aydın Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğü (AFAD) ve jandarma ekiplerinin sabah saatlerinde başlattığı arama çalışmaları, akşam saatlerine kadar devam etti. İş makinelerinin de kullanıldığı aramalara, öğle saatlerinde ara verildi. Akşam yeniden başlatılan aramalarda kopan baş, kaza mahallinin birkaç metre ilerisindeki çalılıkların arasında bulundu. Jandarma Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından alınan baş, otopsi için Aydın Devlet Hastanesi morguna gönderildi. Kazada hayatını kaybeden Mürüvvet Bölük ün cenazesinin öğle saatlerinde toprağa verilmesinin ardından başı da mezar açılarak defnedildi. Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor. Pompalı dehşetinde ağır yaralı damat da hayatını kaybetti Kamyon, tarım işçilerini taşıyan traktöre ÇARPTI: 3 ölü, 6 YARALI ve Bursa'daki hastanelere kaldırıldı. Kaza sonrası jandarma ekipleri olay yerinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Olay yerine gelen kazazedelerin yakınları ise gözyaşına boğuldu. Cumhuriyet savcısının olay yerinde yaptığı incelemenin ardından cenazeler hastane morguna kaldırılırken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. Cenazeler savcının yaptığı incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı.

4 16 Ağustos 2014 Cumartesi İzmir Ticaret Odası (İZTO), Deniz Ticaret Odası (DTO), TCDD İzmir Alsancak Liman Müdürlüğü, Ulaştırma 3. Bölge Müdürlüğü, Ege Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü yöneticileri, Alsancak Limanı na ro-ro ve ro-pax gemilerinin gelmesi konusunda görüş birliğine varırken bu konuda çalışma yapılması kararlaştırıldı Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver, Bank Asya'nın hisselerinin ortaklık yapısındaki belirsizlik giderilene kadar kapalı kalacağı kararına ilişkin, "Bir hisse senedi bu kadar uzun süre kapalı tutulmaz. Bunu yapanlar suç işliyor" dedi Avrupa futbolunun önde gelen kulüpleri formalardan elde ettiği gelirlerle her geçen gün daha da zenginleşiyor. Bu popüler kulüplerin en önemli kaynakları arasında, forma üretici şirketler ile sponsor firmalarla yaptığı reklam anlaşmaları yer alırken, en çok İngiliz ve İspanyol kulüpleri bu gelir pastasından faydalanıyor Turizmde devler liginde yarışan Türkiye'nin yükselişi hem yatırımlara hem de istihdam verilerine yansıdı. Türkiye'de turizm sektörünün lokomotifi konumunda olan konaklama kesimindeki yatırımlar 70 milyar doları aştı Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) verilerinden derlenen bilgilere göre, konaklama, havacılık, yeme içme ve seyahat acenteciliği alanlarında çalışan sayısı aradan geçen 30 yılda 200 binlerden 1,2 milyon kişiye ulaştı. Mal ve hizmet alışverişleri yoluyla 54 sektörü etkileyen turizm, ülkenin kalkınmasına da çok önemli katkı sunuyor. Türkiye'de sigortalı çalışanların yüzde 6-7'si turizm sektöründe bulunuyor. Rakamlara bakıldığında Akdeniz ülkelerinde ekonomiyi en fazla etkileyen sektörlerden biri olan turizmin ekonomiyi etkileme katsayılarının en yüksek olduğu ülkelerin ise İtalya ve Türkiye olduğu görülüyor. Türkiye turizmde çalışan sayısıyla Avrupa'da 5. sırada yer alıyor. Ağırlığını otel ve lokantaların oluşturduğu turizm sektöründe faaliyet gösteren işyeri sayısı Türkiye toplamının yaklaşık yüzde 9'unu oluşturuyor.türkiye genelinde turizm sektöründe istihdam edilenlerin 360 bini konaklama tesislerinde çalışıyor. Konaklama sektöründe çalışanların sayısı deniz, kum ve güneş sezonunun açıldığı mayıstan eylüle kadar olan "yüksek sezonda" 450 bin kişiye çıkarken, düşük sezonda ise yaklaşık 240 binde seyrediyor. Bu dönemde turizmde istihdamın yüzde 85'ini oluşturan konaklama tesisleriyle yiyecek içecek hizmetlerinde sosyal güvenlik sistemine kayıtlılık oranı yüzde 70'e yaklaşıyor. Konaklama tesisleri, yılda yaklaşık 2,5 milyar dolarlık komple yeni yatırım ve mevcut tesislere yenileme yatırımı yapıyor. Turizm, 9 milyar doları konaklama kesiminden olmak üzere yılda toplam yılda 26 milyar dolarlık satın alma gerçekleştiriyor. Konaklama alanına yapılan yatırımların yüzde 89'unu Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli tesisler oluşturuyor. Türkiye'de 750 bini Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli tesislerde olmak üzere yaklaşık 1,3 milyon yatak bulunuyor. (AA)

5 1Şubat 16 Ağustos Perşembe Cumartesi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, dünyanın birçok ülkesinde kriz yaşanırken, Türkiye'de özel sektör ile kamunun ortak projeler gerçekleştirmesinin gurur verici olduğunu belirterek, "Hükümetimiz, Türkiye'yi büyütüyor, güçlendiriyor, Türkiye'de istihdam sağlıyor. İşte gerçek istikrar bu" dedi Altın rezervleri bu yılın ikinci çeyreğinde 512,9 tona çıkan Türkiye, dünyanın en fazla altın rezervlerine sahip ülkeleri arasında 12. sıraya yükseldi. Dünya Altın Konseyi (World Council Gold) verilerine göre, Türkiye'nin altın rezervleri 2014 yılının ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre yaklaşık 30 ton artarak 512,9 tona çıktı Böylelikle Türkiye, dünyanın en fazla altın rezervi sıralamasında Avrupa Merkez Bankası'nı (ECB) geride bırakarak 12. sıraya çıktı yılının ilk çeyreğinde Türkiye'nin altın rezervi 483,5 ton düzeyindeydi. Türkiye'nin altın rezervi geçen yılın aynı dönemine göre ise 71,4 ton (yüzde 16,2) artış kaydetti yılı ikinci çeyrekte Türkiye'nin altın rezervi 441,5 ton düzeyinde gerçekleşmişti. Toplam rezervler içinde ilk sırada 8 bin 134 ton ile ABD yer alırken, bu ülkeyi sırasıyla 3 bin 385 ton ile Almanya, 2 bin 814 to ile IMF, 2 bin 451 tonla İtalya ve 2 bin 435 ton ile Fransa takip etti.garanti Bankası Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Alper Kalyoncu konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin altın rezervlerindeki yükselişin, son iki yıldır Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) zorunlu karşılık olarak altını kabul etmeye başlamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Daha önce TCMB'nin altın mevduatını zorunlu karşılık olarak kabul etmediğini anımsatan Kalyoncu, şunları kaydetti: "TCMB, 2 yıl önce bankaların kendisinde tuttuğu zorunlu karşılıkların bir kısmını altın olarak tutmasına izin verdi. Bundan dolayı, bankalar finansal sistem içinde altın mevduatı toplamaya önem verdi. Topladıkları altını da TCMB'ye zorunlu karşılık olarak yatırdı. Bu da Türk bankalarına çok büyük avantaj sağlıyor. Çünkü zorunlu karşılıklar faizsiz değerler. Altının da uluslararası faizi sıfır seviyesine yakın ama bankalar bunun y- erine tuttuğu altın kadar Türk Lirası (TL) ve doları geri almış oluyor. Bunlar da getirili enstrümanlar. O yüzden banka için çok değerli oluyor." (AA) İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, haftaya Hollanda ile bir vize kolaylığı anlaşması imzalayacaklarını belirterek, "Sadece iki evrakla üyelerimiz uzun süreli vize alabilecekler. İlk etapta bin üyemize bir yıllık çok girişli vize verecekler" dedi.

6 17 16 Ağustos ubat PerCumartesi embe MHP Manisa milletvekili Erkan AKÇAY, TBMM Genel Kurulunda torba tasarının görüşmelerinin sonlandırılmasıyla ilgili olarak AKP hükümeti Soma ya sırtını dönmüştür. Binlerce Somalının ve milyonlarca vatandaşımızın beklediği torba tasarı AKP hükümetinin ve Recep Tayyip Erdoğan ın kararıyla bir başka bahara kalmıştır. değerlendirmesinde bulundu TBMM Genel Kurulu 13 Ağustos 2014 tarihli toplantısının ardından sürpriz bir gece yarısı kararıyla 1 Ekim e kadar tatile girdi. Böylece binlerce Somalının ve milyonlarca vatandaşımızın beklediği torba tasarı görüşmeleri de yarıda kalmış oldu. MHP Manisa milletvekili Erkan AKÇAY konuyla ilgili olarak yapmış olduğu değerlendirmesinde Bu karar Recep Tayyip Erdoğan ın kişisel ve keyfi bir dayatmasıdır i- fadesini kullandı. MHP li AKÇAY açıklamasına şöyle devam etti: TBMM Genel Kurulu 15 Temmuz dan itibaren gece gündüz torba tasarının k- abul edilmesi için çalışmıştır. Tasarı kamuoyu gündemine Soma daki elim maden kazası sonrasında gündeme gelmiş olsa da gerek Plan ve Bütçe Komisyonu gerekse de Genel Kurul safhasında eklenen maddelerle milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren bir torba tasarı niteliğine kavuşmuştur. Memleketimizin dört bir yanında vatandaşlarımız resmi işlemleri için torba tasarının yasalaşarak yürürlüğe girmesini beklemektedir. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bile ara vermeden çalışmalarına devam eden TBMM Genel Kurulu dün gece ani bir kararla kapanmıştır. 1 Ekim e kadar kapalı kalacak olan Genel Kurulda binlerce Somalının ve milyonlarca vatandaşımızın beklediği torba tasarının görüşmeleri de yarım kalmış oldu. TB- MM nin çalışmalarına son vermesinin ardında Recep Tayyip Erdoğan ın kişisel ve keyfi i- radesinin olduğunu belirten MHP li AKÇAY, Meclisin AKP nin iç hesaplaşması neticesinde kapandığına dikkat çekti. AKÇAY, Recep Tayyip Erdoğan sonrası AKP kulisleri hareketlenmiştir. Bu hareketlilik Erdoğan ı tedirgin etmiştir. AKP nin kendi elinden kaydığını gören Erdoğan Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL ün partime döneceğim açıklamasından sonra harekete geçmiştir. Meclisin kapanması da bizzat Erdoğan ın bu tedirginliğinin sonucudur. Meclisi kapatarak milletvekillerini Abdullah Gül ün etkisinden uzak tutmaya çalışıyorlar. Neticede Erdoğan ve AKP hükümeti torba tasarıyı yarım bırakıp kaçmıştır. dedi.torba tasarı görüşmelerinin son gününde de meclisin gündeminde Soma vardı. MHP Manisa milletvekili Erkan AKÇAY mecliste yaptığı konuşmada Soma daki maden kazasından sağ kurtulan madencilerin psikolojik sorunlarını ve kamu bankalarına olan borçlarının ertelenmesi konusunu gündeme getirdi. Konuşmasında Soma faciasının üzerinden üç ay geçtiğini belirten AKÇAY, Faciadan sağ kurtulan madencilerin ağır psikolojik travması devam etmektedir. İşçiler kendi imkânlarıyla p- sikolojik destek almakta, kazazede işçiler arasında alkolizm ve hap kullanımı yaygınlaşmaktadır. dedi. MHP li AKÇAY, Hükûmetin bu konuda bir tedbir almayı düşünüp düşünmediğini sordu. Soma daki maden kazasından sağ kurtulan maden işçilerinin bankalara olan kredi borçlarını da gündeme getiren MHP li AKÇAY, Soma'da özel bankaların neredeyse tamamına yakını -buna Yunan sermayeli bankalar da dâhil olmak üzerekazadan sağ kurtulan maden işçilerinin banka kredi borçlarını altı ay ila bir yıllık bir süreyle erteledi. Devlet bankalarında ise böyle bir erteleme yapılmadı. Daha önce de dile getirmemize ve Hükûmeti uyarmamıza rağmen bu konuda bir gelişme yoktur. Herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? şeklinde konuştu. AKÇAY ın soruları üzerine hükümet adına söz alan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati YAZICI, Özel bankaların kredi borçlarının ertelendiği, kamu bankalarının erteleme yapmadığı yönündeki sorunuzu not aldım, bunu sorgulayacağız, soracağız çünkü bizim bankalarla ilgili çalışmaları yürüten arkadaşlarımızın beyanları, değerlendirmeleri Soma'da, özellikle esnaf ve sanatkârın bu facia dolayısıyla mağduriyetlerini hafifletmek için gerekli önlemlerin mutat olduğu şekilde alınması yönündedir. ifadelerini kullandı. MHP li AKÇAY ise Bakan Yazıcı nın açıklamasını yetersiz bulduğunu belirterek Sorularım ve verilen cevap ortadadır. Üstelik AKP binlerce Somalı ve maden işçisi için hazırlanan torba tasarının görüşmelerini de bitirmiştir. Anlaşılan o ki, Soma ve maden işçileri AKP gündeminden çıkmıştır. AKP, Soma yı, maden şehitlerimizin yakınlarını, kazadan sağ kurtulan maden işçilerini ve yakınlarını kendi kaderlerine bırakmıştır. Özellikle maden kazasından sağ kurtulan madencilerimizin psikolojik ve sağlık sorunları ile borçlarına sırtını dönmüştür. ifadelerini kullandı.torba Kanun Tasarısının 76 ncı maddesinde verdiği önerge üzerine TBMM Genel Kurulunda Konuşan MHP Manisa Milletvekili Erkan AKÇAY, Tasarının 76 ncı maddesiyle kurumlar vergisi mükellefleri, kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla alacaklı bulunduğu tutarlar ile veya borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan ederek kayıtlarını düzeltebilecekler ve bu kayıt dışı varlıklarını da yüzde 3 vergi karşılığında kayıt altına almış olacaklardır. Maliye Bakanı bu düzenlemenin bilgileri dışında hazırlandığını itiraf etmiştir. dedi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, hükümetin su meselesi çözümüyle ilgili gündemine aldığı özelleştirme planlarıyla ilgili basın açıklaması yaptı AK Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün açıklamalarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, partisine dönmesinin normal olduğunu belirterek, Kendisi böyle diyorsa söylenecek bir şey yok. Şerefle başımızın üstünde yeri var Partili olması onun hakkıdır. dedi CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Milli Eğitim Bakanlığı'nca uygulanmaya başlanan Yönetici Atama Yönetmeliği'nin okul müdürleri ve yöneticiler üzerinde siyasi baskı oluşturduğunu belirtti. Erdal Aksünger, birçok ilden kendisine ulaşan okul müdürünün, iktidara yakın olan Eğitim Bir Sen e üye olmaları konusunda tehdit edildiğini aktardığını söyledi

7 7 16 Şubat Ağustos Perşembe Cumartesi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, adli yıl açılış töreninde TBB Başkanının konuşması halinde törene katılmayacağını belirterek, "Cumhurbaşkanı gelip de orada Baro Başkanını dinlemek durumunda değil. Bugüne kadar bu tür şeyler olduysa artık bunların reforme edilmesi lazım. Bütün bunlara rağmen Yargıtay Başkanı orada konuşacaksa, Yargıtay Başkanını ben de seve seve dinlerim, Yargıtay'ın başı olduğu için dinlerim" dedi TBB Başkanı: Erdoğan, Yargıtay üzerinde baskı kurma çabasında Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, adli yıl açılışı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Eğer Yargıtay, Baro Başkanı'nı çağırıp o- rada konuşturacak olursa oraya ben katılmam sözlerini değerlendirdi. Başbakan ın Yargıtay üzerinde baskı kurma ve savunmanın örgütlü gücünü susturma çabası içinde olduğunu belirten Metin Feyzioğlu, "Bilsin ki bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yoktur. dedi. Resmi Twitter hesabından açıklama yapan Feyzioğlu şunları söyledi: "Sayın Erdoğan'ın adli yıl törenine katılmayacağı açıklaması Yargıtay üzerinde baskı kurma ve savunmanın örgütlü gücünü susturma çabasıdır. Cumhurbaşkanlığı makamından yürütülecek bir korku ve baskı rejiminin ilk adımları ise bu herkes bilsin ki bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yoktur." CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ın, 1 Eylül 2014'te yapılacak adli yıl Açılış töreniyle ilgili sözlerine sert tepki gösterdi Çıray, Erdoğan ın, Eğer Yargıtay, baro başkanını çağırıp konuşturacaksa ben oraya katılmam. şeklindeki sözlerine, Hani herkesin cumhurbaşkanı olacaktın? diyerek tepki gösterdi. Türkiye Barolar Birliği nin hukuk alanındaki en önemli sivil toplum örgütü olduğunu savunan Çıray, Erdoğan a tepkisini şu sözlerle dile getirdi: Şimdi Sayın Erdoğan diyor ki neymiş, teamülmüş; 'Cumhurbaşkanı gelip de o- rada baro başkanını dinlemek durumunda değil. Sayın Erdoğan a şunu hatırlatmakta fayda var, Yargıtay ın bir sivil toplum örgütünün başkanını adli yıl açılış törenine davet edip konuşma hakkı vermesi, teamülden de öte bir şeydir. Demokratik bir gelenek ve zorunluluktur. Yasaların yapılmasında halkı temsil eden sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin görüşü, bütün demokrasilerde vazgeçilmez bir ilkedir ama zorba ruhu, eleştirilere tahammül edemediği için TBB Başkanı nın gelmesini istemiyor. Ne yazık ki Erdoğan, ne devlet protokolü ne teamül ne de anayasal hakkı tanıyor. İşte bu kafa, totaliter zihniyetin ta kendisidir. Recep Tayyip Erdoğan ın, cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı balkon konuşmasına atıfta bulunan CHP li Çıray, Balkon konuşmasında, herkesi kucaklayacağını söylemiştin ama belli ki bu balkon konuşması da diğerleri gibi sahteymiş, samimi değilmiş. Bu sözler, bunu ortaya çıkardı. dedi. Erdoğan a, Hani herkesin cumhurbaşkanı olacaktın? diye soran Çıray, Cumhurbaşkanı olarak bir sivil toplum örgütünün liderinin konuşma yapmasına değil tahammül etmek, buna izin bile vermiyorsan herkesin cumhurbaşkanı olamazsın. diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, 15 Ağustos ta YSK nin geçici seçim sonuçlarını açıklamasıyla başbakanlığının resmen düştüğünü iddia ederek, şöyle devam etti: Erdoğan, şu anda hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem de AKP genel başkanı gibi davranıyor. Başbakanlık görevi fiilen sona ermesine rağmen milletvekillerini topluyor, yeni genel başkanı belirlemek için istişareler yapıyor. AKP nin seçimlerde izlemesi gereken yol haritasını belirliyor. Bu yaptıklarıyla tamamen Anayasa ya aykırı davranıyor, Anayasa suçu işliyor. Tarafsız cumhurbaşkanı olmayacağını, AKP nin cumhurbaşkanı olacağını alenen ilan ediyor. Maalesef Türkiye, tek adam diktatörlüğünde hukuk ve Anayasa tanımaz bir halde daha da kötü günlere doğru sürükleniyor. Tek adam diktatörlüğü Köşk'e çıktı ancak milletimiz, halkımız endişe etmesin. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Bir gün onlar da ayaklar altına aldıkları Anayasa ve hukuk karşısında hesap verecekler.

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com GÜL'LÜ KAZAN KAYNATILIYOR Seçim bitti ama şer güçler durur mu? Gül'lü ve ekonomili kazanı kaynatmaya başladılar. Neymiş Tayyip Gül'ü saf dışı etmiş de, kongre tarihini niye bir gün öncesine almış da, ekonomi kırılganmış da, bakın Fitch hemen açıklama yapmış da.. Daha neler neler. Şimdi Halkın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip beyin işi daha da zorlaştı bence. Zaten kendisi de söylemişti köşk yan gelip yatılacak yer değil diye.. Gerçekten orada da rahat bırakmayacaklar. Önce akp içinde gülcü, Tayyipci kavgası yaratılmaya çalışılacak bu tutmazsa ki tutmayacak, sonra ekonomik darbe girişimi başlayacak. İşsizlik artmış da, ekonomi kötüye gidiyor muşda, uluslararası risk kuruluşları endişeliymiş de böyle devam ediyor yaygara... Peki Gül ile Tayyip bey arasında bir çekişme var mı, bana göre var. Hatta Gül bu işi gizliden ve sinsice sürdürüyor. Ama Tayyip bey artık Gül ile bu işin gitmeyeceğini de iyi biliyor. Çünkü Çankaya köşkünde çoğu zaman köstek olmuş, hatta zaman zaman karşısında yeralarak cemaat ve ihanet şebekeleriyle aynı parelelde hareketleri olmuştur. Gezi de, Mısır'ın hemen tanınmasında, Twitter davasında gibi şu an aklımda kalanlar bunlar. Peki bu mücadeleyi kim mi kazanacak? Elbette yine Tayyip bey kazanacak ve Gül aradığını asla bulamayacak, belki de yeni bir parti ile 2015 de karşısına çıkacak. Şimdi bakın neler söylüyorlar, dikkatli ve kelimeleri çımbızlayarak düşünerek okuyalım: "Adamların işi bu, bunun için para alıyorlar; anında raporu yazdılar, 11 Ağustos ta, hemen Köşk muzafferi RTE nin, balkon konuşmasının ardından; Siyasi riskler artıyor! Yazan Fitch Yani şu meşhur Kredi Derecelendirme Kuruluşu (KDK) Ötekileri biliyorsunuz; Moody s ve S&P Moodys den 8 Ağustos gecesine kadar not haberi beklendi; bazı bakanlar hop oturup hop kalktı AKP li Kapusuz, bu bir komplo, demeye vardırdı işi; piyasalarda kimileri dünyanın işlemini yaptı, ama her ne hikmetse, beklenen olmadı, suya tirit açıklamalarla geçiştirdi Moody s işi Ama öteki, Fitch, hiç durmadı açıkladı raporu " TÜSİAD VE AB GENE HAREKETE GEÇTİLER. Bakın neler diyorlar. Demokratikleşme ve kalkınmanın önünü kesme noktasına ulaşmış olan ağır kutuplaşmanın bertaraf edilmesi gerekir Hangi kutuplaşma biraz daha açık konuşsalar ya, ne demek istiyorlar, amaçları ne? Ben her zaman biliyor ve söylüyorum. Tüsiad hep ülke çıkarları yerine kendi çıkarlarını, bol para kazanmayı, hatta montajcı ekonominin sürdürülerek halkın soyulmasının sürmesinden yanadır. Bugüne kadar hep böyle hareket etmiştir. Paranın çevresinin genişlemesine, ellerinden bazı imkanların gitmesine bir türlü tahammül edemezler. Anadoluya sermayenin yayılması ve dışarıda kendilerine anadolu kaplanlarının rakip olmasını asla istemezler. TÜSİAD ın kaygılarını bir kez de AB ciler dile getirdi; Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada RTE ye seslendiler: Yeni pozisyonunuzun gerektirdiği uzlaştırıcı rolü sürdüreceğinize ve Türk toplumunun tüm topluluklarını, inançlarını, hassasiyetlerini, düşüncelerini ve yaşam tarzlarını kapsamaya çalışacağınıza güveniyoruz. Kelimeleri dikkatli okuyun, ne demek istedikleri gayet açık ve net. Yani biz bunlardan endişeliyiz diyerek dünyaya bir mesaj veriliyor. Ha biz de Ab'den endişeliyiz, hoş kendileri de endişeliler ama.. Yakında adı olan fonksiyonu ve etkisi bitmiş bir Ab ile karşılaşacağız.. Bekleyin ve görün... "Sakin tatil"in bedeli, 250 liradan başlıyor Kent karmaşasından kaçan ve tatilini küçük işletmelerde, az sayıda turistin konakladığı yerlerde geçirmek isteyenler, genellikle gecelik konaklama bedeli 250 ila bin 250 lira arasında değişen butik otelleri tercih ediyor Yüksek lisans ile uzmanlaşın Nisan ayı verilerine göre yüzde 9 olarak açıklanan Türkiye nin işsizlik sorunu ile mücadele için uzmanlaşmanın şart olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş, uzmanlaşmanın da yüksek lisans eğitimi ile başladığını hatırlattı. İzmir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş, Türkiye İstatistik Kurumu 2014 yılı Nisan ayı verilerine göre Türkiye de yükseköğretim mezunlarının yüzde 8,7 sinin işsiz olduğunu hatırlattı ve tüm mezunların hedefleri doğrultusunda uzmanlaşması gerektiğini söyledi. Özel sektör, kamu kurum ve kuruluşlarında kariyerine devam etmek isteyenler için tezsiz, akademik alanda çalışma yapmak isteyenler için tezli yüksek lisans yapmanın işe alımlarda önemli avantaj sağlayacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Erciyeş, yüksek lisans adaylarına başvurularda kabul edilmelerine yardımcı olacak önemli tavsiyelerde bulundu. Ne iş olsa yaparım devri kapandı Türkiye genelinde işsizliğin yüzde 9 larda seyrettiği bu dönemde uzmanlaşmanın önemine değinen İzmir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Erciyeş, Ne iş olsa yaparım devri kapandı. Yüksek lisans, istihdamın her kademesinde fark yaratan önemli bir ayırım haline geldi. Şirketler de devlet kurumları da, sorunlarına çözüm üretecek, işi en verimli hali ile sonuçlandıracak uzmanlar ile çalışmak istiyorlar. Bunun için de üniversite eğitiminin bir üst seviyede sürdürülmesi şart diye konuştu. Hedefinizi belirleyin Adaylara yapılan mülakatlarda asıl ortaya konması gerekenin kariyer hedefi olduğuna değinen Erciyeş, Aday, kendi alanında uzmanlaşarak ya da farklı bir alanda kendini geliştirerek nereye varmak istediğini en iyi şekilde ifade etmeli ve jüriyi etkilemelidir. Hedefi belirsiz bir alanda yapılan yüksek lisansın kişiye de kişinin kariyer geleceğine de faydası olmaz dedi. Erciyeş, yüksek lisans başvurusu yapılmadan önce bölüm ve alınacak eğitim konusunda mutlaka detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini hatırlattı. Dil sorununuzu aşın Küreselleşen dünyada dil sorununu adaylar önünde büyük sorun oluşturduğuna vurgu yapan Yrd. Do. Dr. Erciyeş, Küreselleşen dünyada İngilizce, hem akademik kariyer, hem de mesleki kariyer için bir zorunluluk haline geldi. Dil yeterliliğine ek olarak ikinci bir yabancı dil ise iş başvuruları ve doktora aşamasında adaylar için öne çıkaran faktördür dedi. Yeni bir ekol öğrenin Lisans eğitiminin alındığı üniversitede değil, farklı bir üniversitede yüksek lisans eğitimi almanın adaylara yeni bir ekol tanıma şansı verdiğini belirten Gülnur Erciyeş, Yurt dışı eğitim ve iş deneyimi ile gelişen süreç, tüm adayların iş başvurularında diğer adaylar karşısında öne çıkmalarını sağlayacaktır dedi. Yüksek Lisans başvuruları sürüyor Üniversitelerin yüksek lisans eğitimleri de son dönemde lisans eğitimleri kadar çeşitli bir yelpaze haline geldi. Yüksek Lisans başvurularının devam ettiği üniversiteler arasında yer alan İzmir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde İngilizce/Türkçe İşletme/MBA Tezli/Tezsiz Yüksek Lisans Programı (YLP) için son başvuru tarihi 15 Ağustos, Ekonomi Hukuku Tezsiz YLP, Sağlık Hukuku Tezli/Tezsiz YLP, Kamu Hukuku Tezli YLP ve Sosyal Güvenlik Hukuku, İş Sağlığı ve Güvenliği Tezsiz YLP için ise 22 Ağustos olarak açıklandı. Matematik ve Fen Bilimleri Enstitüsü nde eğitimleri devam eden Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Tezli/Tezsiz YLP, Bilgisayar Mühendisliği Tezli/Tezsiz YLP ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Tezli/Tezsiz YLP için son başvuru tarihi 20 Ağustos olarak açıklandı. Kent Expo Fuarı çalışmalarına hız verildi Ekim 2014 tarihleri arasında ikinci kez düzenlenecek olan KENT EXPO- Şehircilik ve Kent İhtiyaçları Fuarı çalışmalarına hız verildi. İZFAŞ tarafından organize edilen fuar için danışma kurulu toplandı. İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs ün ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya; Ege Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Yusuf Ali Karaman, Kıyı Ege Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hurşit Akdemir, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Muzaffer Tunçağ, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı A.Suphi Şahin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Proje Uygulama Şube Müdürü Turan Dilek, İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Avrasya Yapı Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Ali Günduru, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi İkinci Başkanı Elvin Sönmez Güler, İzmir Ticaret Odası Fuarlar Sorumlusu Paola Disidora ve İZFAŞ yetkilileri katıldı. Toplantıya katılanlara destekleri için teşekkür eden İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs; sahada bu işin pratiğini yapan uzmanlarla birlikte yürümeyi arzu ettiklerini söyledi. Örs Kent ihtiyaçları konusunda kentin ve kentlinin hayatını kolaylaştıracak, geliştirecek, çağdaşlaştıracak yeni ürün ve hizmetlerin sunulması, tanıtılması; bunların yerel yönetimler ile birlikte hayata geçirilmesi konusunda işbirliği yapılmasını arzu ediyoruz. Kent Expo Fuarı ile bir zemin, bir platform oluşturma amacındayız. Fuarımızın ekonomi ve ticari yönünün yanı sıra sosyal ve kültürel yanını da çok önemsiyoruz. Bu nedenle Kent Expo Fuarı nı hem profesyonel alıcıya hem de halka açık olarak düzenliyoruz. Bu fuara, özellikle yerel yönetimlerin katılımlarını bekliyoruz. Ayrıca yerel yönetimlere ürün ve hizmetlerini sunmak isteyen kuruluşları yerel yönetmlerle buluşturmayı hedefliyoruz. Kentin ve kentlinin gündeminde olan kentsel dönüşüm konusunu fuarımızın ana teması yaparak, kentsel dönüşüm konusunu birkez daha gündeme taşımayı istiyoruz dedi Ekim 2014 tarihleri arasında ikinci kez düzenlenecek olan KENT EXPO- Şehircilik ve Kent İhtiyaçları Fuarı için görüş alış verişinde bulunulduğu toplantıda; toplantıya katılan danışma kurulu temsilcileri de, yaptıkları konuşmalarda fuara destek verdiklerini vurguladılar. İzmir Uluslararası Fuar Alanı 2 no lu holde organize edilen fuar, profesyonel ve son tüketiciye açık olarak düzenleniyor. "Her şey dahil" sistemiyle hizmet veren büyük otellerin "kalabalığından" kaçan turistlerin alternatif listesinin başında gelen butik otellerin popülerliği, gün geçtikçe artıyor. Butik otellerin yönetmeliğe göre "yapısal özelliği, mimari tasarımı, tefriş, dekorasyon ve kullanılan malzeme yönünden özgünlük arz etmesi, işletme ve servis bakımından yüksek kalite ve standartta, deneyimli veya konusunda eğitimli personel ile kişiye özel hizmet veren ve en az on, en fazla altmış odaya sahip olması" gerekiyor. Ayrıca bu otellerin, "beş yıldız" için belirlenen nitelikleri taşıyan konforlu odalara sahip olması bekleniyor. Rüzgar sörfünün dünya çapındaki önemli merkezlerinden biri olan Alaçatı, son yıllarda butik otelleri ile de bir cazibe merkezi oldu. Butik otellerin popülerliğinin artmasıyla, bazı eski yapıların restore edildiği ve yeni taş binaların yapıldığı Alaçatı, tatillerinde butik otelleri tercih edenlerin öncelikli lokasyonları arasına girdi. Ünlü isimlerin tercihiyle Türkiye'nin önemli fakat "pahalı" turizm merkezlerinden biri haline gelen Alaçatı'da butik otel sayısı, 300'e yaklaştı. Bazıları dekorasyonları veya sadece balayı çiftlerine özel olması gibi değişik konsepte sahip bu otellerde, kişi başı gecelik konaklama bedelleri, 250 ila bin 250 lira arasında değişiyor. - İşletmeciler de büyük kentlerden kaçanlardan Müşterilerinin büyük kısmını "büyük şehirlerin yüksek temposundan kaçanların" oluşturduğu butik otellerin işletmecileri de genellikle bu özelliğe sahip kişiler. İbrahim Ayral, yoğun çalışma temposunu terk edip Alaçatı'da butik otel işletenlerden biri. Ayral, gazetecilik yaşamını sürdürürken, butik otel işletme hayalini erken gerçekleştirme fırsatı bulduğunu belirtti. Butik otelleri tercih edenlerin, genelde uzun yıllar 5 yıldızlı otellerde kalmış ama artık bire bir aile sıcaklığı isteyenlerden oluştuğunu ifade eden Ayral, şöyle devam etti: "Valizini taşırken bile bundan mutluluk duyan insanların olduğu ortamda olmak istiyorlar. Butik otellerin çoğu, bir şey satma gayesiyle değil, müşterisini memnun etme gayesiyle çalışıyor. İnsanlar da bunu seviyor. Burada arkadaş ortamına gelmiş gibi oluyor. Burada ne istiyorsa ona göre sunulabiliyor. Burada rahatlık istiyor." Ayral, butik otelleri işletenlerin, genelde kariyerlerinde belli yere geldikten sonra kendilerini mutlu etmek için bu işe girdiğini dile getirerek, "İşime iş olarak değil, mutlu olduğum bir şey olarak bakıyorum. İnsanları buradan mutlu gönderince ben de mutlu oluyorum. Böyle yapınca insanların mutlu olmaması mümkün değil" diye konuştu. Alaçatı'da kaliteli hizmet sunulduğunu kaydeden Ayral, ayrıca dileyenlerin iki günlük eğitim almasının ardından rüzgar sörfü yapabilmesinin de Alaçatı'yı diğer yerlerden ayıran özelliklerin başında geldiğini sözlerine ekledi. (AA) İzmir'de bin 693 Özel İdare malı için 160 dava açıldı 30 Mart yerel seçimlerinden sonra kapanan il özel idarelerine ait mallarla ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor İ çişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve TBMM'de kabul edilen 6360 Sayılı Büyükşehir Kanunu, 30 Mart 2014'te yapılan yerel seçimlerden sonra yürürlüğe girdi. Kanunla birlikte 29 il özel idaresinin büyükşehir belediyelerine devredilmesi gerekirken kapatma işlemleri birçok sıkıntı ve tartışmayı da beraberinde getirdi. AK Parti'nin kazandığı illerde özel idare malları belediyelere devredilirken CHP, MHP ve BDP'nin kazandığı illerde ise devir işlemi yapılmadı veya sadece personel devri yapıldı. Özel idare malları konusunda büyük mücadele veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği nin Özel İdare'ye ait malları Maliye Hazinesi'ne devretmesi üzerine harekete geçti. Belediye, bin 693 mal için şimdiye kadar 160 dava açtı. Özel idare mallarında yaşanan devir sıkıntısının odak noktasında, bin 693 taşınmazın devredilmesi gereken İzmir bulunuyor. Balçova Termal Tesisleri, Balçova Kaya Termal Otel, Bozdağ Kayak Tesisleri, Şaşal Kaynak Suyu Tesisleri, Selçuk Havaalanı, motor sporları yarış pisti, Çeşme Vali Kutlu Aktaş Barajı, eski Sümerbank Basma Fabrikası ve 121 bin metrekareden oluşan Tavşan Adası, paylaşılamayan taşınmazlar arasında. Büyükşehir Belediyesi ve İZSU bürokratları, 60 gün süren çalışmanın ardından tek tek dava dosyalarını hazırladı. Sonunda taşınmaz mallarla ilgili Büyükşehir Belediyesi 146, kamyon ve iş makineleri için bir, şirket hisseleri içinse yedi, İZSU da altı dava açtı. Özel İdare'nin taşınmaz mallarının devriyle ilgili açılan davaların genel gerekçeleri arasında imar planlarına uygunsuzluk, devredilen bakanlıkla ilgisinin bulunmaması, il sınırları sorumluluk sahası için alındığı Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet binası ve şantiye alanlarında gelir getirici mülklere ihtiyacı bulunması yer aldı. DAVA KONUSU OLAN MALLAR Balçova Termal Tesisleri, Balçova Kaya Termal Otel, Çeşme Turistik Tesisleri, Menemen Soğuk Hava Tesisleri, Menderes Şaşal Kaynak Suyu Tesisleri, Urla İçmeler Günübirlik Tesisleri, Urla Zeytinalanı Tesisleri, Selçuk İl Fidanlığı, Foça Polen Tatil köyü, Narlıdere Vilayet Ormanı ve Mesire Yeri, Bornova Belkahve Atatürk Anıtı ve tesisleri, Çeşme Alaçatı Barajı, Bornova Motor Sporları Yarış Pisti, eski Sümerbank Basma Fabrikası, Buca garaj, ambar ve atölye binası, İl Özel İdare hizmet binaları, ilçelerdeki hizmet binaları, Bergama, Menemen ve Tire'deki iş merkezleri, Çiğli Kültür Alışveriş Merkezi, İzmir Engelliler Eğitim Merkezi, İl Özel İdaresi hizmet binası (Tekel), 482 adet lojman, 209 adet kamyon ve iş makinesi. İzmir Valiliği, bin 693 mal ve parselden birini bile Büyükşehir Belediyesi'ne vermedi. Maliye Hazinesi ve bazı bakanlıklara devredilip tahsis edildi. Bin 693 mal ve parselden 21'i İçişleri Bakanlığı'na, 815'i Milli Eğitim Bakanlığı'na, 28'i Sağlık Bakanlığı'na, 386'sı Maliye Hazinesi'ne, 35'i bakanlığa bağlı kuruluşlara, 45'i Valilik Yatırım ve İzleme Komisyonu'na, 284'ü DSİ'ye devredildi. Ayrıca 54 lojman da İçişleri Bakanlığı'na verildi. Bunların dışında 25 mal veya parsel ise Maliye Hazinesi'ne devredilmeden, doğrudan bazı kurumlara tahsis edildi. KOCAOĞLU: MÜCADELEMİZ SÜRECEK Süreçle ilgili konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tüm İzmirli hemşehrilerimiz birlikte mallarımıza sahip çıkacağız. Tabii yargı süreci başlıyor, davalar bir taraftan açılıyor. Yargı süreciyle beraber demokratik yönden hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz. Sadece yargıyla değil, hem hemşehrilerimizin desteğiyle hem de kamuoyunun desteğiyle İzmirlinin 150 yıllık kazanımının neden elinden alındığını anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye ve dünyada kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Bu da en doğal demokratik hakkımız. Bu haksızlığı İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, ilçe belediyeler olarak duyurmamak, mücadele etmemek, çalışmamak görevimizi yapmadığımız anlamına gelir. Biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Doğru bildiğim yolda hak arama mücadelemi sürdüreceğim. Biz yargıya gitmeye başladık. Davalar açıyoruz, başladık. Her gün dava açıyoruz. Bütün hazırlıkları bitirdik, dava dilekçelerini yazıp dava açıyoruz. dedi. Kaldırım işgaline karşı kampanya Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, ilçedeki kaldırım işgaline son vermek için esnaftan destek istedi. Menderes te yaşanan kaldırım işgalinin sona ermesi için Menderes Belediyesi tarafından kampanya başlatıldı. İlçe esnafından destek isteyen zabıta ekipleri esnafa dağıttığı yazı ile kaldırımların yayaya ait olduğunu ve işgal edilerek yayaların rahat yürüyemediğini ifade etti. İlçede herkesin hakkını korumak için hareket ettiklerini kaydeden Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, Menderes te ki bütün vatandaşlarımızın daha rahat yaşayabileceği bir kenti inşa etmek için çalışmalarımız sürüyor. Bu kapsamda kaldırımlarda da düzenleme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Ancak yayalara ayrılan kaldırımların değişik şekilde işgal edilmesi ve yayaların rahatça yürüyebilmelerinin engellenmesi doğru değildir. Bu yanlışın ortadan kalkması için zabıta ekiplerimiz gerekli çalışmaları yürütüyor dedi. İlçedeki kaldırım işgaline karşı cezai yaptırıma gerek kalmadan sorunun çözümü için kampanya başlattıklarını ifade eden başkan Soylu, Kaldırımların olması gerektiği gibi yayalara ait hale getirmek için esnafımızdan destek istediğimizi bir yazıyla belirttik. Başlattığımız kampanyaya ilçe esnafımızın destek vereceğine inanıyorum. İnşallah bundan sonra kaldırımlarda işgaliye sona erecek ve vatandaşlarımız rahat şekilde kaldırımlarda hareket edebilecek diye konuştu. Karabağlar'ın sokakları artık daha modern Karabağlar Belediyesi'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde sürdürdüğü ve ilçedeki 52 sokağın sevgi yolu biçiminde düzenlenmesi çalışmaları hızla ilerliyor. Çalışmaların tamamlandığı sokaklar daha modern, daha temiz ve ışıl ışıl bir görüntüye büründü. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin mali destek sağladığı ve geçtiğimiz Nisan ayından bu yana devam eden Karabağlar'daki sokak yenileme çalışmalarında sona gelindi. Çalışmalar kapsamında ayrıca, yapılan özel ışıklandırma ile sokaklar geceleri ışıl ışıl modern bir görünüm kazandı. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu nun yakından takip ettiği ve yerinde incelemelerde bulunduğu sevgi yolu çalışmalarında maliyeti yüksek asfalt yerine parke taşı ve granit kullanıldı. Belediyenin çalışmaları vatandaşlardan da tam not aldı. Karabağlar'daki eski sokakların son derece dar ve karmaşık olduğunu ifade eden mahalle sakinleri yapılan çalışmalardan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Yapılan 52 sevgi yolunun dışında önümüzdeki günlerde ilçe sınırları içindeki 3 bin 600 sokakta çalışmaların başlayacağını belirten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, bu tür çalışmalarla Karabağlar ı daha modern bir hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Sevgi yolu çalışmalarına ilişkin de bilgiler veren Başkan Selvitopu şunları söyledi: Bu çalışmaların maliyeti 3 milyon 800 bin TL dir. Bunun yaklaşık yüzde 70'i olan 2 milyon 700 bin TL sini İzmir Büyükşehir Belediyesi karşılıyor. Bize destek olan ve ilçemize katkıda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve yönetimine teşekkür ediyorum dedi. Aşık Veysel Sanat Günleri nde unutulmaz gece İzmir Büyükşehir Belediyesi nin düzenlediği, Bornova Belediyesi'nin ev sahipliği yaptığı Aşık Veysel Sanat Günleri nde Makbule Kaya fırtınası esti. Türk Halk Müziği nin sevilen sanatçısı, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'ndaki Açık Hava Tiyatrosu nu dolduran Bornovalılara unutulmaz bir gece yaşattı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila nın da katıldığı gecede renkli görüntüler ortaya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin düzenlediği ve 17 Haziran'da Şükriye Tutkun konseri ile başlayan Aşık Veysel Sanat Günleri, Türk Halk Müziği nin sevilen sesi Makbule Kaya ile devam etti. Konserine, ünlü halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu na ait Uzun ince bir yoldayım isimli türkü ile başlayan sanatçı, Açık hava tiyatrosunu dolduran binlerce Bornovalıya unutulmaz bir gece yaşattı. Makbule Kaya, hayranlarını Ege ve ada türküleri ile coşturdu. Sahnede halk oyunları ekiplerinin eşlik ettiği sanatçı, izleyenlerin arasına karışıp onlarla dans da etti. Birbirinden güzel türküler birlikte söylendi. Bornova Belediye Başkanı Bodrum'da yaşayan, rüyalarında gördüğü hayvan ve insan figürlerini kütüklere işleyen Cuma Altıntaş, bugüne kadar yaklaşık 2 bin heykel yaptı. Gündoğan Mahallesi'nde, insanlardan uzak, 2 dönümlük arazideki barakada yaşamını sürdüren Altıntaş, odunculardan aldığı kütükleri barakanın önüne getiriyor. Altıntaş, kütükleri, balta, keser ve keski yardımıyla insan ve hayvan figürlerine dönüştürüyor. Altıntaş, daha sonra heykelleri vernikleyip boyuyor. Heykelleri barakasının önündeki alanda sergileyen Altıntaş, rüyasında gördüğü insan ve hayvanlardan yola çıkarak kütüklere şekil verdiğini belirterek, kendisini, "Rüyalarının peşinde koşan adam" diye tanımlıyor. - İlk heykelini 7 yaşındayken yaptı Heykellere olan Olgun Atila nın İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Aysel Özkan la birlikte izlediği konser, renkli görüntülere sahne oldu. Sevilen sanatçıyı, vatandaşların arasında izleyen Başkan Atila, türkülere ve oyun havalarını eşlik etti. Hayranları ile kurduğu sıcak diyaloglarla geceye ayrı bir anlam katan Makbule kaya, Ege şivesi ile tekerleme söylettiği Başkan Atila ya albümünü hediye etti. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, konserini Atatürk e ithaf edilen Sarı saçlım, mavi gözlüm şarkısı ile bitiren sanatçıya, çiçek takdim etti. Atila, konseri gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Aziz Kocaoğlu ile emek veren herkese teşekkür etti. Üç konser daha var İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Bornova Belediyesi ev sahipliğinde düzenlediği Aşık Veysel Sanat Günleri, 20 Ağustos'ta Taksim Trio, 27 Ağustos'ta Erdal Erzincan & Kayhan Kalhor, 3 Eylül'de ise Servet Kocakaya konserleri ile devam edecek. Rüyalarını heykele dönüştürüyor tutkusunu anlatan Altıntaş, Sivas'ın Gemerek ilçesinde doğduğunu, yaklaşık 7 yıl önce Bodrum'a yerleştiğini söyledi. İlk heykelini 7 yaşındayken yaptığını belirten Altıntaş, o yıllarda kütük yerine şeker pancarına şekil verdiğini ifade etti. Altıntaş, "Rüyalarımda farklı farklı hayvanlar görüyordum. Uyanır uyanmaz da o hayvanların heykellerini yapıyordum" dedi. Eserlerini, Bodrum'da kiraladığı yaklaşık 2 dönümlük arazide yaptığına değinen Altıntaş, "Rüyamda gördüğüm kuşların, bisiklete binmiş yaratıkların, uzun bir vücudun üstünde bir kadın başının, mezar başında dua eden bir insanının heykelini uyanınca yapmaya başlıyorum" diye konuştu. Bugüne kadar yaklaşık 2 bin heykel yaptığını açıklayan Altıntaş, talep olması halinde heykellerin bazılarını sattığını kaydetti. (AA) GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com İZMİR İN TILSIMLARI-1 İzmir in güzelliği ve gizemi her dönemine damgasını vurmuştur. Gelen göçen tüm medeniyetler derin bir tutkuyla bağlanmışlar bu şehre. Özel bir önem atfetmişler. Amazon Kadın Savaşçılarından tutunda İyonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlıya değin birçok medeniyet sevgiyle bağlanmış Ege nin incisine. Şanslı, zengin ve bir o kadar da güzel bir kentmiş İzmir. Büyük İskender inden, Saba Melikesi Belkıs ına (Kraliçe Kaydefa), Evliya Çelebisinden, Nasreddin Hocasına değin kimler gelip geçmemiş ki, bu şehirden. Geçmiş dönemlerinin ve özellikle de antik çağın ticaret, hukuk, hoşgörü, sağlık, bilim ve sanat merkezi olmuş. Geçmiş tüm medeniyetler İzmir e sahip olabilmek için özel çaba sarf etmişler. Püfür püfür imbatıyla yüreklere sevgiyi her çağda dalga dalga fısıldayan İzmir barış kenti olarak anıla gelmiş. İzmir adına dönemin ünlü yazar ve şairleri destanlar ve şiirler düzmüşler. Nobel ödüllü Tomas Tranströmer in şiirlerine konu olan İzmir in, Melesin oğlu Homeros tan, Halikarnaslı Heredot a, Victor Hugo ya, Yorgo Seferisten ten, İhsan Oktay Anar a, Atilla İlhan a dek pek çok ünlü ismin kalemine yansımıştır bu güzellik. Her güzelin olduğu gibi İzmir inde kendisine has unutulup gitmiş yüzlerce tılsımları, efsunları, destanları ve sırları olmuş. Belki de birçoğumuzun ilk kez duyacağı bir kısım tılsım ve gizemleri hakkında yaptığım kısa araştırma sonrası derlediğim bilgileri bir ya da iki köşe yazısı halinde hanelerinize konuk etmeye çalışacağım. Bu vesile ile de İzmir i, efsunlu hikâyelerinde bir kez de birlikte yudumlayacağız inşallah. Hani öyle şehirler vardır ya, anlat anlat bitiremezsin. Hani öyle şehirlerde vardır ki, yaşamadan pek bir şey hissedemezsin. İzmir de yaşamadan, yaşanmadan anlaşılamayan, hissedilemeyen şehirlerin en başında gelmektedir. Sözü çok uzatmadan gelin hep birlikte derin tarihinin derinliklerinde yatan efsunlarının kıvrımlarındaki gezintimize bir an evvel başlayalım. Bunun içinde, öncelikle, bir dönem İzmir de yaşamış, İzmir i divitinden eksik etmemiş, okkasına mürekkep olarak damla damla akıtmış ve kenti karış karış gezmiş, ünü çağları aşıp günümüze değin uzamış olan seyyahımıza, Evliya Çelebimize ve seyahatnamesine müracaat edelim. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinin diğer bölümlerinde olduğu gibi, İzmir ve çevresinin anlatıldığı bölümde de bulunduğu şehrin; tarihi, coğrafi özellikleri, mimari yapıları ve sosyal hayatıyla ilgili geniş bilgiler vermiştir. Seyyah, kimi zaman yöre halkının yaşam biçimi, inanışları, gelenek ve göreneklerine dair kendi gözlemleri ve duyduklarına dayanarak bilgi verirken, kimi zaman da yazılı kaynaklardan öğrendiklerini nakletmiştir. Bütün bu unsurlar Evliya Çelebi nin anlattıklarını sıradan gezi yazısı olmaktan uzaklaştırıp, okunmaya doyulamayacak bir seviyeye çıkartmıştır. Seyyahın anlatımındaki bu doyumsuzluğun önemli etmenlerinden biri de Çelebi nin sık sık yer verdiği tılsımlar olmuştur. Bakınız Evliya Çelebi İzmir in tılsımları ve sırlarına dair neler demiş. Evliya Çelebi, Avrupa seyahatinden döndükten sonra, rüyasında gördüğü babası ve hocası Mehmet Çelebi nin hacca gitmesi konusundaki tavsiyesine uyarak, 1671 de hacca gitmek için yola koyulmuş. Hac yolunda iken Batı Anadolu yu da ziyaret etmiş. Seyahatnamesinin dokuzuncu cildinde, uğradığı İzmir ve çevresine geniş yer vermiş. İzmir sınırlarına Manisa dan giren ve ilk olarak Bergama yı ziyaret eden Evliya Çelebi; daha sonra Foça, Menemen, İzmir merkez, Urla, Karaburun, Sakız, Çeşme, Sığacık, Seferihisar, Kuşadası, Söke, Efes, Selçuk, Tire, Bayındır ve Birgi yi ziyaret etmiş. Seyahatnamenin İzmir ve çevresiyle ilgili kısmında şehir merkezi ve çevresinde bulunan altı tılsımdan bahis açmış. Bu tılsımlar; Kadifekale (iki tılsım), Halkapınar, Menemen, Seferihisar ve Tire-Yenice kısımlarında yer almaktaymış. Tılsımlardan üçünün yapanı belliymiş. Bu tılsımlar Kraliçe Kaydefa ( Saba Melikesi Belkıs) tarafından yapılmış. Kaydefa nın üç tılsımından ikisi Evliya Kadifekale de, biri ise şehrin su kaynaklarının bulunduğu Halkalı Pınar (Halkapınar- Yenişehir deki askeri fabrikanın olduğu yer) daymış. Kente dair arta kalan üç tılsımın ise yapanı belli değilmiş.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi TUNÇ DEVRİ İmet TUNÇ GÜN-DOĞSUN 10 Ağustos 2014 gecesi saat civarında Karabağlar-Yeşilyurt ta Üzümcü İlköğretim Okulu çaprazında Anadolu tarihi boyunca ilk defa Anadolu da yaşayanların oylarıyla seçilen Reisi Cumhur un seçilme zaferini kutlayan Karabağlarlı halkın yarınlara daha bir umutla bakışlarının tezahürü olan sevinçlerine tanık oldum. Bu halkın çoğunluğu elbette Ak Parti li veya Recep Tayyip Erdoğan gönüllüsüydü. AK Parti için derlenen birkaç şarkı, türkü, marş dinletisi yanında bir iki yorumcunun yorumundan sonra kutlamalara Alsancak-Cumhuriyet meydanında devam edileceği belirtildi. Meydana varmadan önce trafik yoğunluğunu düşünerek, trafik çilesini yaşamamak için arabayı park edip meydana ticari ile ulaştık. Ticariyi kullanan arkadaşa özür mahiyetinde, ne de olsa bu kalabalığın içinden zor çıkar diye, tutar kadar para üstünü bıraktık. Fenerbahçe nin şampiyonluklarından bildiğim trafik keşmekeşliğini ticarinin ticaretine zeval gelmesin, normal şehir trafiğine girsin diye meydana varmadan önceki sağda indik. Fark ettik ki; trafik pek de yokmuş, kalabalık değilmiş. Olsun. Ne de olsa birazdan olur diye aldığımız tedbirlerle mutlu olduk. Gecenin sonuna doğru meydan dolar gibi oldu. Trafikte de pek umduğumuz gibi problem olmadı. Hiç şüphesiz AK Parti liler çevre dostu ve taşkınlık yapmadan nasıl kutlama yapacaklarını biliyor. Onun içindir ki, kutlamaya gelenlerin ekseriyeti aileleriyle meydana gelmiş, karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde esenlikle meydandan ayrılıyorlardı. Gecenin sonuna doğru AK Parti İl Başkanı ve AK Parti li milletvekilleri çimenlerin üstünde, nöbet kulübelerindeki nöbetçiler misali koyu muhabbetin közünü karıştırıyorlardı; meydandan en son gidecek kişiyi uğurlama görevini yerine getirircesine. AK Parti-İzmir Teşkilatı, daha önce seçimler için kutlama yaptı mı bilinmez; ama 10 Ağustos gecesi Reisi Cumhur seçimleri zaferi ile Cumhuriyet Meydanı nda gördüğümüz manzara ilk sevmelerin acımtırak hazzından ileri gitmiyordu. Meydanda en iyi eğlenen ve kutlamaların hakkını verenler hiç şüphesiz, bilinçaltı yönlendirilmemiş ve kendilerini tamamen kutlamalara odaklayabilenler, çocuklardı. Reşitlerin bilinçaltlarında muhtemelen İzmir deki seçmen oy sayısı en dip yapmışken, Türkiye deki seçmenin adaya teveccühünün tavan yapması mahcubiyeti yaşanıyordu. Meseleyi bir tarafa bırakıp, konu içinde sağda müsait bir yerde inmek istediğimizde, karşılaştığımız çıkmaz sokaktaki problem ve soru şu: Sevinmek kimin hakkı? Türkiye nin genel fotoğrafına bakıp mı sevinilmeli yoksa; İzmir e bakıp da mı? Gemisi alabora olurken ana gemiye asılı duran kayığı üzerinde yüzenler mi? Geminin parçalarından bir tahta parçası bulup da hayata tutunmaya çalışanların sevinci, coşkusu ne kadar yerindedir? Yoksa ufak tefek sıyrıklarla koca gemisini ayakta tutup, güverteyi sağlama alan, yoluna tam gaz devam edenler mi sevinmeli? yılı Süper Lig de Bursaspor şampiyon oldu. Bir yandan Fener in maçını seyrederken, bir yandan Bursa nın maçı. Maçların bitiş düdüğünü birçoğumuz hatırlarız. Futbol müsabakaları 1-2 dakika uzatma farkıyla bitti. O iki dakikada mekan şenlik alanına çevrilmişti. Maç bitiminden sonra kameralar yine bir Fener i bir Bursa yı gösteriyordu. Sevinç ve mutluluktan Bursa yı TV kanalının neden gösterdiği anlamlandırılamıyordu. Ta ki Cavit Ağabey gelene kadar. Cavit ten sonra taşkınlıklar biraz daha normale döndü. O sırada TV kanalında spikerlerin söyledikleri algılanmaya başlandı. Hiç sormayın. Bu sefer anormal derecede koca bir sessizlik. Teskin etmek de Cavit e düştü. Fenerlilerin birkaç dakikalık sevinç kutlamalarını hacim yönünden ele alırsak herhalde Bursaspor un günlerce süren şampiyonluk kutlamalarına eşdeğerdeydi. Bursa Sporlular, saha dışına, sokaklara çıktıktan sonra birbirlerine bakıp ne yapacaklarını bilmez halde bir süre bekleştiler. Çünkü şampiyonluk nasıl kutlanır bilmiyorlardı. Şaşkınlıklarını attıktan sonra kutlamalara başladılar. Bursa, sokakları şenlik yerine döndü. Ak Parti 13. yaşını kutluyor. 13 senedir girdiği tüm seçimlerde bir öncekinden daha büyük başarı kazanıyor. Girdiği her seçimde başarı ile çıkan AK Parti, seçim kutlamalarında belli bir gelenek oluşturdu. Balkon konuşmaları ilk akla gelen kutlamalardan biri. Bunun yanında her ilin kendine özgü kutlamalarını unutmamak gerekir. Küçük fotoğrafa bakıp Binali Bey le yarışmak benim için büyük bir zevkti diyenlerin mi büyük fotoya bakarken halktan yetki alanların mı mutlu olması gerekir? Bence, ikinci gruptakilerin de artık sevinmeyi ve kutlamayı bilmesi gerekir. İzmir deki AK Parti lierin Anadolu dan çıkan, sonradan şampiyonluk kutlamasını öğrenen şampiyonlar kadar coşkulu olma hakkı vardır. İzmir de özellikle AK Parti dışındaki siyasi eğilimlerin ve toplumsal grupların kendini ifade etmek için doldurduğu kent meydanlarını AK Parti lilerin de haklı kutlamaları için doldurmalarının zamanıdır. AK Parti İl Başkanı Bülent Delican ın seçim zaferinden büyük zevk aldığını söylediğini duymak isteriz. Bir dahaki seçimde GÜNDOĞDU da buluşmak üzere. ÇARŞI YENİLENİYOR Karşıyaka Belediyesi, kentin en kalabalık ve en gözde merkezlerinden biri olan Çarşı yı daha modern ve düzenli bir görünüme kavuşturmak için düğmeye bastı Yer döşemelerinden aydınlatmalara, kent mobilyalarından estetik dış görünüme kadar pek çok değişikliği içeren proje için esnafın ve vatandaşların da görüşleri alındı.karşıyaka nın vitrini Çarşı yı daha düzenli bir görünüme kavuşturmayı hedefleyen Karşıyaka Belediyesi, çok geniş kapsamlı bir proje hazırlamak üzere harekete geçti. Çarşı ve yan sokaklarda iyileştirme çalışması başlatmak için harekete geçen belediye, yapılan anketle, esnafın ve vatandaşların da görüşlerini topladı. Ankete katılanların neredeyse tamamı, Çarşı ve yan sokaklarda modern bir değişim yaşanması gerektiğini savundu. ÖZEL TASARIM YAPILACAK Karşıyaka Belediyesi, esnaf ve vatandaşın desteğinin alınmasının ardından, proje çalışmalarını da hızlandırdı. Karşıyaka Çarşı yı yepyeni bir görünüme kavuşturacak proje ile; cadde ve yan sokakların tamamında yer döşemeleri yenilenenecek. Özel olarak tasarlanmış tek tip tabela ve tente uygulamasına geçilecek. Çarşı içi yeşillendirme çalışmaları yapılacak ve bölgenin dört bir yanına modern kent mobilyaları yerleştirililecek. Çarşı ve civarındaki aydınlatma sistemlerinde de değişiklik yapılacak ve modern görünümlü ışıklandırma gereçleri kullanılacak. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Karşıyaka Çarşımız, sadece İzmirlilerin değil, Türkiye nin her yerinden kente gelen vatandaşlarımızın, hatta yabancı turistlerin uğrak noktası olan bir bölge. Burası, aynı zamanda ilçemizin geneli hakkında da ziyaretçilere fikir vermesi açısından önemli bir yer. Çok kapsamlı bir proje ile Karşıyaka Çarşımızı ve ona bağlı yan sokakları baştan yaratacak, çok daha modern, ferah ve düzenli hale getireceğiz. Şu anda projenin detayları üzerinde çalışmalar sürüyor. Esnaf ve vatandaşlarımızın isteklerini de yansıtan çalışmalarımızı en kısa sürede tamamlayıp uygulamaya geçmek istiyoruz dedi. Roma döneminin cadde ve hamam sütunları ayağa kaldırılıyor Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Stratonikeia Antik Kenti'ndeki batı caddesi ve Roma hamamlarının sütunları ayağa kaldırılıyor. Kente gelen ziyaretçiler, cadde ve hamamları 3D yöntemiyle hazırlanan orijinal halini kurulan ekranlardan izleyebiliyor. Kırık durumdaki antik taşlar ve sütunlar ise kentte bulunan taş hastanesinde birleştirilerek, gelecek nesillere aktarılıyor. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, yaptığı açıklamada, batı caddesi ve Roma hamamlarının bulunduğu alandaki çalışmaları yaklaşık 100 kişilik ekiple sürdürdüklerini söyledi. Söğüt, kentte yürütülen kazı çalışmalarında Dün coşkulu bir kortej ile başlayan Urla Geleneksel Bağbozumu Şenlikleri 4 gün sürecek programının ilk gecesindeki konserleriyle Urlalılar a muhteşem bir gece yaşattı. Cumhuriyet Meydanı nda gerçekleşen geceye Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Urla Belediyesi Meclis Üyeleri, Ziraat Odası Başkanı Nurettin Kılınç, sivil toplum kuruluşları ve Urlalılar katıldı. İzmir Devlet Klasik Türk Müziği konseri ile nostaljik başlayan gece, Urla Roman Kültürü Sosyal Yardımlaşma ve Halkoyunları Derneği nin Roman Rüzgarı Ekibi nin muhteşem dansları ile izleyenlere çoşkulu anlar yaşattı. Gecenin son konserini gerçekleştiren Evrim Özkaynak, bilinen şarkıları cazz müziğine uyarlaması ile izleyicilerin beğenisini kazanırken Urlalı ünlü şarkıcı Tanju Okan ın da şarkılarını seslendirmesi Urlalılar ı mutlu etti. Urla Geleneksel Bağbozumu Şenlikleri ürün yarışmasının ödül töreninin gerçekleştiği şenliğin ilk gecesinde, dereceye girenler Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve Urla Ziraat Odası Başkanı Nurettin Kılınç tan ödüllerini aldılar. Gece boyunca şarkılara Urlalılar ile eşlik eden Başkan Sibel Uyar gecenin sonunda sanatçı ve müzisyenlere çiçek ve teşekkür belgesi takdim etti. şehrin giriş kapısından imparatorlar tapınağına, Roma hamamından Türk evine her yapıyı aşamalar halinde gün yüzüne çıkardıklarını kaydetti. Roma hamamları ve batı caddesindeki alanı 3D yöntemiyle bilgisayar ortamında da taşıdıklarını belirten Söğüt, "Milattan sonra 2. yüzyılın ikinci yarısına ait bir süreci ayağa kaldırıyoruz. Yani bu, kentin en güçlü olduğu ve en çok mimari faaliyetin gerçekleştirildiği bir dönem" dedi. Roma hamamları ve batı caddesinin toprakla kaplı olduğunu, hamamla cadde arasında yaklaşık 2 metre kot farkı bulunduğunu vurgulayan Söğüt, şöyle konuştu: "Antik dönemde bu bağlantı kendi içerisinde sağlanmış olmalı. Bu alanlarda hem kazı hem restorasyon çalışması yapılıyor. Alanda gün yüzüne çıkarılan bloklar bulunduğu yerde birleştirilerek ayağa kaldırılıyor. Çok parçalı olan sütunları da kentimizdeki taş hastanesine göndererek buradaki ekibimiz tarafından birleştirip, ait olduğu yapının bulunduğu bölgeye dikiyoruz. Yani alanda önce kazı çalışması yapıyoruz, daha sonra koruma önlemlerini alıyoruz, sonrasında kısmi restorasyonlarını gerçekleştiriyoruz." Stratonikeia Antik Kenti'nin son yıllarda tanınmaya başladığına dikkati çeken Söğüt, gün yüzüne çıkarılan yeni buluntuların, bölgenin tarihi ve kültürel yapısını gözler önüne serdiğini sözlerine ekledi. (AA) MALİ AF PAKETİNE ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK UYARISI İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü Başkanı Prof. Dr. Keramettin Tezcan, yasalaşmasında son aşamaya gelinen Mali Af Paketini değerlendirdi. Seçimlerin sonrasına bırakılan mali af yasasının şekillenmeye başlamasıyla birlikte, yasanın başarılı olup, olmayacağına yönelik çeşitli görüşlerin ortaya çıktığını kaydeden Prof.Dr. Tezcan, aynı tür borcu olan vergi mükelleflerine aynı hakların tanınmasının Anayasa nın temel ilkeleri gereği olduğunu söyledi. Bu çerçevede taksitlendirmelerde bir takım adaletsizliklerin göze çarptığını belirten Prof.Dr. Tezcan, bunun da anayasanın eşitlik ilkesine ters düştüğünü açıkladı. Prof. Dr. Tezcan, Bir kısım mükelleflere örneğin spor kulüplerine aynı kamu borcuna 48 ay taksit tanınırken; diğer mükelleflere 36 ay taksit imkânının tanındığını görmekteyiz. Bu da anayasamızın eşitlik ilkesine aykırıdır. Yasanın çıkmasıyla birlikte Anayasa ya aykırılığın tartışılmaması için bütün mükelleflere eşit hakların tanındığı bir düzenlemenin olması gerekmektedir. Bunun yanında söz konusu yasanın başarısı, geçmişte benzeri yasaların başarısızlığı da dikkate alınarak gözden geçirilmelidir dedi. Taksit süreleri mümkün olduğunca uzun tutulmalıdır Mali af paketinin gözden geçirilmesine, bazı düzenlemelerin revize edilmesine vurgu yapan Prof.Dr. Tezcan, taksit sürelerinin mümkün olduğunca uzun tutulması gerektiğini kaydetti. Prof.Dr. Tezcan, şu önerilerde bulundu: Taksit süresi bütün mükellefler için 60 ay ve her ay ödemeli yapılmalıdır. Vergi aslına bağlı cezalar, ister yargı aşamasında olsun ister kesinleşmiş olsun vergi asıllarının faizleri ile birlikte ödenmesi kaydıyla kaldırılmalıdır. Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları ve her türlü para cezaları ödeme şekline göre %20 - %50 sinin alınarak kalan kısmı silinmelidir. Sahte belge düzenleyenler hariç; diğer vergi kaçakçılığı suçları kapsamında yargılanan işadamlarının, bir daha yapmamaları ve bu kaçakçılık bağlı varsa vergi borçlarını ödemeleri kaydıyla cezalarının kaldırılması sağlanabilir Urla Geleneksel Bağbozumu konserleri muhteşem başladı Şoförlerden Piriştina ya destek İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Celil Anık, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina yı ziyaret etti. Anık, Seçimlerden önce başkanım demiştik, gerçek oldu. Şoförler odası olarak her zaman yanınızdayız dedi. Buca daki trafik sorunlarını bildiğini bunun için çalışmalar yaptıklarını da belirten Piriştina, Adaylık sürecinden bu yana bizlere destek oldunuz. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra da hep birlikte daha güzel bir Buca için çalışacağız dedi.

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi "Kentli" olmak mı yoksa "semtli" olmak mı ağır basıyor? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Cumhurbaşkanı seçiminin ayrıntılı sonuçları değerlendirilirken siyaseten "Kentli" kimliğinin değil "Semtli" kimliğinin daha ağır basmaya başladığı gerçeği de galiba ortaya çıktı... Özellikle İstanbul'da yaşayanlar için söz konusu olan bu durumu mesela "Beşiktaşlı" olmakla "Ümraniyeli" olmak arasındaki siyasi eğilim farklarından görebilirsiniz. İstanbul ilçelerindeki seçim sonuçlarını tahlil ederseniz, semtlerin siyasi eğilim farklarının hangi olgulardan kaynaklandığını belki hissedebilirsiniz. Eğer "Yeni Türkiye"nin gerçekleri ışığında semtler arasındaki siyasal görüş farklılıklarını aceleci bir çözüme bağlarsanız, kolayca "Beyaz Türkler kendilerini Bebekli, Modalı, Nişantaşılı, Cihangirli diye anlattıklarında, kendilerini daha mutlu ve kişilikli hissediyorlar" yargısına varabilirsiniz... Buna karşı yeni kentliler ise kendilerini Ümraniyeli, Gaziosmanpaşalı, Gültepeli olarak görmek yerine "İstanbullu" olarak görüyorlar. Beşiktaş ve Sultanbeyli... Mesela Beşiktaş'ta çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oyaların yüzde 75.6'sını alırken, Beşiktaşlı seçmenlerin sadece yüzde 17.8'i Tayyip Erdoğan'a oy vermiş... Buna karşı Sultanbeyli'de Ekmeleddin İhsanoğlu'nun oy oranı yüzde 14.2'de kalırken,tayyip Erdoğan oyların yüzde 69.6'sını almış. Aynı kentin semtlerini siyasal eğilimler açısından ayıran bu farklılıklar galiba kaçınılmazdır. 1950'de nüfusu 850 bin olan İstanbul eğer yarım yüzyılda bir Yunanistan kadar daha büyüdüyse, kimin İstanbullu olduğunu veya İstanbulluların genel siyasi eğiliminin ne olduğunu anlamak pek mümkün değildir. Bu açıdan bakarsanız İstanbul mezarlıklarında da İstanbul dışında doğanlar yavaş yavaş çoğunluğu ele geçirmiyor mu? Bir başka deyişle artık insanın doğduğu yer değil, öldüğü yer memleketi olmuyor mu? Eski ve yeni İstanbul Hızlı kentleşmenin İstanbul'a yansımaları sadece semtler arsındaki siyasi eğilim farklarında görülmüyor. Eski İstanbullular, evlerini yapacakları semtleri seçerken, önce Bizans'ın, sonra da Osmanlı'nın yerleşim alanı olarak seçmedikleri yerlerden uzak dururlardı. Havası, suyu, yazı, kışı belli olan semtler makbuldü. Ama bir kentin nüfusu 15 milyona dayanınca böyle bir zor beğenirlik olamaz. Şimdi bütün bölgede kış bitmişken, sokakları hâlâ karla kaplı olan mahalleler var. Yağmur yağınca, Bangladeş'e benzeyen sel bölgeleri İstanbul'un yeni yerleşim alanları. Eskiler "İstanbul'un yazı kışı yoktur, lodosu poyrazı vardır" derlerdi. Bugün ise ne lodosu ne poyrazı tanıyan İstanbul semtleri oluşmakta. Eskiden "Karpuz kabuğu düşmeden denize girilmez" denilirdi. Şimdi denize girmek için karpuz kabuğunun düşmesi değil, kolektörlerin tamamlanması bekleniyor. Ama yine de İstanbul İstanbul'dur... Kendinizi Bebekli görseniz de sonunda İstanbullusunuz. Yani bu büyülü kenti bugünü ve dünü ile daha yakından tanımanız gerekir. Kentin farkına varmak Ümraniyeli ya da Bebekli olsanız da mesela 4'üncü Haçlı Seferi ile, Venediklilerin öncülüğündeki Franklar'ın İstanbul'u istila edip yağmaladıklarını, 1204'ten 1264'e kadar burada bir Katolik devletin kurulduğunu, Bizans'ın 60 yıl boyunca İzmit'e taşındığını bilseniz fena mı olur? Örneğin İstanbul'da ilk üniversitenin 27 Mart 425 tarihinde, Bizans imparatoru 2'nci Teodosyus tarafından kurulduğunu, bunun adının "Auditorium" olduğunu bilseniz profesör, Latince, Grekçe, felsefe, hitabet, hukuk dersleri veriyorlarmış bu üniversitede. Maaşlarını devlet ödüyormuş ve özel ders vermeleri yasakmış. Bu gibi şeyleri de bildikten sonra hangi semtlerin kime neden fazla oy verdiğini irdelemek daha anlamlı olmaz mı? Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Evdeki hesap çarşıya uyar mı? Siyaset 4 işlemle, toplama çıkartma yapılacak hesaplanacak bir işlem değil. CHP liler öfkeli, çaresiz ve umutsuz. Bir çıkış yolu da yok.. Mesela BDP CHP ile bir işbirliğine giderse, nasıl bir sonuç çıkar.. Aslında CHP ile BDP seçim ittifakı değil, birleşseler ne olur. Hatta Demirtaş CHP nin başına geçse. CHP nin içinden birileri Demirtaş ın söylemi bizim söylemimiz olmalıydı diyor.. Zaten Demirtaşların 2 partisi var. Birinin böyle bir çatıda yeralması mümkün. İdeolojik açıdan her iki kesim de laik-sol, seküler. Zaten CHP MHP ile ittifak kurduktan sonra BDP ile birlik olması çok da sürpriz olmaz. Kaldı ki, Demirtaş ın yaklaşık Türkiye genelinde % 10 luk bir oyu var. Bunun en az yarısı CHP den gitme.. Bugünkü siyasi yelpazede BDP CHP lilerin 2. tercihi. Basit bir hesapla CHP nin % 28.8 ile Demirtaş ın % 10 unu toplarsınız sonuç % 38 eder. AK Parti nin oyu da % 41 değil mi? Diğer sol partileri de ekleyin AK Parti ye ulaşırsınız. Ergenekonun avukatlığını üstlenen CHP ile MHP yi bir araya getiren, Ergenekon Balyozun savcılığını üstlenen Cemat de, AK Parti ye karşı böyle bir ittifaka destek verebilir. Birileri için bu hesab kulaklarına hoş gelse de, çatı hesabı gibi fantastik ve gerçek dışı. Evdeki hesap çarşıya uymaz. Dün Pensilvanya üzerinden paralel bir müdahale ile AK Parti ye karşı CHP nin stepnesi haline getirilen TSİP gibi Marksist partilerle aynı çatı altına sokulan MHP tabanını AK Parti ye kaptırmadı mı.. Bu hesaplar, MHP buharlaştırırken AK Parti nin oylarını BBP çarpanı ile 6 puan yükseltir. CHP ye gelince çarpan etkisi tersine işler. Demirtaş ın oyunun yarısı zaten CHP nin kendi oyu. Nasıl MHP ile Pensilvanya ile BTP ile ittifaka karşı çıkan CH- P lilerin bir kısmı sandığa gitmedi, bir kısmı BDP ye gitti ise, yine CHP den bazıları Demirtaş ve BDP ittifakına karşı çıkacaktır. Aynı şekilde BDP den de birileri bu koalisyona karşı çıkacaktır. Bu senaryoların tümü AK Parti nin elini güçlendirir.. CHP BDP ile ittifak yaparsa, AK Parti için değişimin önündeki sadece CHP engeli kalkmış olmaz, MHP engeli de kalkar. Çünki CHP buharlaşır.. CHP ve MHP ikircikli bir oyunda köşeye sıkıştı. Aslında bu iki soğuk savaşın düşman kardeşleri miatlarını doldurdular Haziran ında CHP-MHP birlikteliğine giden süreci yazdığımda reddeden, tekzip gönderenlere şimdi yeni bir haber daha veriyorum: rıhlet yakındır.. Oyun bitti.. CHP nin de, MHP nin de mirasından bir şey çıkmaz. Gerçeği gören hiç kimse sorun üretmekten başka bir işe yaramayan bu kamburu sırtlamak istemez.. Hesap yanlış yapılıyor Fehmi KORU HABERTÜRK GAZETESİ TBMM yi ziyaret etmişler bilir; ana girişe doğru ilerlerken önünden geçilen askeri binanın en görünür yerinde Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz yazar... Siyaset için bundan daha anlamlı bir söz bulunamaz. CHP li bazı milletvekillerini her gün önünden geçtikleri o levha mı tahrik ediyor, bilemem; ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde kendileri adına yarışan çatı aday ın aldığı oya şiddetli itiraz sesleri yükseltmeleri böyle bir ihtimali akla getiriyor. Sonucu başarısızlık olarak değerlendirip çatı aday formulünü benimseyen genel merkeze karşı sert muhalefet başlattı Ulusalcı milletvekilleri... Başarı kolayca ölçülebilen bir değer değil. Kamuoyunun ismi aday olarak telâffuz edilene kadar hiç tanımadığı Ekmeleddin İhsanoğlu nun bir ay gibi kısa ve cılız bir kampanya dönemi sonunda aldığı yüzde oy başarısızlık sayılabilir mi? Yerel seçimlerin kendine özgü şartları var, bu sebeple karşılaştırmayı 12 Haziran 2011 tarihli son genel seçimin sonuçlarına bakarak yapmamız daha makul olabilir. Çatı aday ile yarışa katılan yılların CHP si ile MHP nin 2011 oy oranları şuydu: CHP yüzde 25.98; MHP yüzde Toplam: Peki yakın çevresi dışında kimselerin tanımadığı çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu nun cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde ü 2011 in u ile karşılaştırdığımızda, küsuratlık fark, CHP deki muhaliflerin ileri sürdüğü türden bir hezimet mi sayılmalı? CHP ile MHP gibi beş benzemez görüntüsündeki iki partinin, seçmenlerini, sadık taraftarlarına pek benzemeyen bir adaya oy vermeye teşvikleri, söylendiğinin tersine, işe yaramış gibi... Kaldı ki, özellikle CHP de, sırf genel merkez başarısız olsun diye çatı aday aleyhine çalışmış, a- leyhte çalışmasa bile başarısı için kılını kıpırdatmamış teşkilâtlar ile onları yönlendiren önemli isimlerin varlığı da biliniyor. Buna rağmen elde edilen oy oranını başarısızlık mı sayacağız? Genel merkezin başarısızlık saymadığı, daha önce itirazlarına kulak verdiği, karşı çıkışlarını önemsediği parti içi muhaliflere sonuçtan aldığı cesaretle kapıyı göstermesinden anlaşılıyor. Genel merkez, yeniden tercihte bulunmaları gerekse aynı adayla seçmen karşısına çıkılacağı meydan okumasında bile bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu nun partisi içinden gelen itirazları muhalifleri tasfiye için bahane olarak kullanma niyeti de, seçim sonucuna yakından bakıldığında, farklı bir anlam kazanıyor. Aday belirleme sürecinde hareketsiz kalıp şimdi ayaklanan Ulusalcı muhalefet, haklı bile olsaydı, derdini anlatmakta zorlanacaktı. Ulusalcı kesimin eksilmesinin kayıp değil, geleneksel olarak CHP den uzak duran geniş kitlenin ilgisini kazanma fırsatı olabileceğini düşünüyor olmalı CHP lideri. Yanlış bir düşünce de olmayabilir bu. CHP tarihi, bugünküne benzer çalkantılar ve sonrasında bereketli doğumlarla süslüdür. Bülent Ecevit in partide yükselmesine tahammül edemeyen bir grubun 1965 seçimi sonrasında başlattığı muhalefet, CHP yi ele geçirmede başarılı olamayınca, kendi partilerini kurmaya yönelmişti. 12 Eylül (1980) darbesine kadar varlığını sürdüren Cumhuriyetçi Güven Partisi böyle doğmuştu. Başka çare kalmazsa Ulusalcı kesim de aynı yola başvurabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki CHP-MHP yakınlaşması bu denemeyle bitmiş oldu mu? Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli nin seçim sonrası söyledikleri dikkatle incelenirse esas niyetin genel seçime dönük olduğu anlaşılacaktır... Siyaset böyle bir şey işte CHP nin terekesindeki İş Bankası kimsenin ağzını sulandırmasın, yakında nasıl hem hukuki, hem de siyasi bir sorun haline geleceğini görecekler. AK Parti ye gelince, evet 3 dönem sorunu var, evet AK Parti içindeki AKP liler konusu var, evet tehdit ve şantaja açık isimler konusu var. Boşuna kimse umutlanmasın, onlar için dışarısı içeriden daha güvenli değil. Hatta aksi sözkonusu. Kimse yenilecek olan ata oynamaz, zarar eden bir şirkete parasını yatırmaz.. Dürüstlükse, ötekiler daha dürüst değil, ötekiler daha milli değil. Ötekiler daha başarılı ya da daha cesur değil. O zaman niye ve nereye gitsin bu insanlar.. Zaten şimdi, son seçim sonuçlarından sonra herkes şapkasını önüne koyup, bir daha düşünecek. Kartlar yeniden karılacak. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yıldızlara, kahve falına, el falına bakmadan, gaipten haber almadan, remil atmadan, ebced hesabı yapmadan, sadece görünen koyun hikayesinden yola çıkarak söylüyorum, kuşkusuz geleceği Allah bilir, yarın Türkiye nin siyaset dünyasında Kılıçdaroğlu ve Bahçeli olmayacak. Dahasını da söyleyeyim, CHP de olmayacak MHP de, Pensilvanya da! Olacak olan ise, sel gidecek kum kalacak, gecenin karanlığından sabahın aydığını sıyırıp çıkartan Allah, kafirler istemese de, alemlere rahmet olarak gönderdiği bir peygamberin ümmeti olan din-i mübin-i İslam ın müntesiplerini muzaffer kılacak! Başbakan kim olacak diye soranlara, ben tahmin ve tercihimi aylar öncesinde yazmıştım. Gül meselesinin nasıl sorun olmadan çözüleceğini de, aynı düşüncelerimi muhafaza ediyorum. İstikbal inkılabatı içinde en gür sada, İslam ın sadası olacaktır. Müminlere müjdele! Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Selâm, sabır ve dua ile

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Anadolu Birliği Derneği Türkiye de Siyasi İstikrar ve Ekonomik Gelişme konulu bir panel düzenledi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu nda yapılan panele Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof Dr -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Ağustos 2014 Cumartesi Alkin: Ekonomi değil siyaset konuşuyoruz Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof Dr Kerem Alkin, Ekonominin gündem olduğu Türkiye de bir anda ekonomi konuşmayı bırakıp siyaset konuşmaya başladık dedi Kerem Alkin konuşmacı olarak katıldı. Anadolu Birliği Derneği Genel Başkanı Ferhan Ademhan, dernek olarak toplumsal barışı her zaman gündemde tutan bir faaliyet yürüttüklerini vurgulayarak, Toplumsal barışın sağlanabilmesi ve sürekliliği ekonomik sahayı göz ardı ederek hayata geçirilemez. Bu anlamda dernek olarak, siyasetin ekonomiye yansımaları bizim için önemli. Tabii bu alanda konuşmak, öngörülerde bulunmak da ayrı bir önem arz ediyor dedi. Ademhan, panelin İzmir deki iş dünyasına ve sivil toplum örgütlerine önemli katkılar sağlayacağına inandığını söyledi. Ademhan ın konuşmasından sonra kürsüye geçen Alkin, Türkiye nin uzunca bir dönem ekonomik istikrarı konuştuğunu belirterek, Ancak bir yılı aşkın bir süredir Gezi olayları, 17 Aralık Operasyonu gibi konuları konuşuyoruz. Ekonomik bazlı ufuk kayboldu. Bu ortam hala aşılabilmiş değil diye konuştu. KAMU KAYNAĞI Son dönemde Türkiye deki ekonomik büyümenin önemli bir kısmının kamudan sağlandığının altını çizen Alkin, Gerçekten de vergisine sadık bir halkımız var. Bu çok ciddi bir kaynağa karşılık geliyor. Ancak vergisini ödemeyen bir kesim de var. Çünkü, hükümetler 4 yılda bir vergi affı çıkarıyor. Bu da vergisine sadık kesimin tepkisine yol açıyor. Öte yandan çıkarılan bir yasaya vergi affı ismini vermemek o yasanın vergi yasası olmadığını göstermez sözlerine yer verdi. İTHALATA DİKKAT Türkiye de ekonominin halkın çok para harcayarak büyümesinin tehlikelerine işaret eden Alkin, Türkiye, eğer yeni bir büyüme yolu açacaksa, bunun yolu ithalata dikkat etmek ve net ihracatı büyütmesi gerekir. Dünyada genel anlamda 5 bin mal üzerinden ihracat yürürken, Türkiye dışarıya 500 kalem mal satıyor. Bu rakamla ayakta kalmak mümkün değil. Bu rakamın 2 bin 500 olması gerekiyor açıklamasını yaptı. AK PARTİ KONGRESİ AK Parti nin 27 Ağustos ta yapacağı kongrenin ülke ekonomisinin gidişatını büyük ölçüde belirleyeceğini söyleyen Alkin, Çünkü, kabinenin aktörleri yeniden belirlenecek ve dünya artık her aktörü konuşuyor. Hangi bakanın neyi temsil ettiği biliniyor dedi. Panelde konuklar, Alkin a son siyasal gelişmeler ve ekonomi ile ilgili sorular yöneltti. Panelin ardından konuklar Alkin ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi Kemik kırığında kök hücre umudu İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi ve Yeditepe Üniversitesinden bilim adamları, tavşanların üst çenelerine kök hücre enjekte etti ve kemik iyileşmesine olumlu etkisini kanıtlayıp uluslararası patentini aldı. Prof. Dr. Uysal: "Yaralı dokuların iyileşmesinde kök hücreyi kullanmaya başladık ve ilk olarak kemik aklımıza geldi. Başarılı sonuçlar elde ettik" dedi. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi ve Yeditepe Üniversitesinden bilim insanları, tavşanlara enjekte edilen kök hücrenin, kemik iyileşmesine olumlu etkisini kanıtlayıp uluslararası patent aldı. İKÇÜ Rektör Yardımcısı ve Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tancan Uysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) destekli projeler üzerinde çalıştıklarını, tavşanların üst çenesini genişleterek bor elde ettikleri çalışmayla kemik iyileşmesini hızlandırdıklarını anlattı. Proje sayesinde u- luslararası ödüller aldıklarını ve kongrelerde sunum gerçekleştirdiklerini kaydeden Uysal, bor madeni kullanarak hazırladıkları projenin dünyada da başarı öyküsü olarak nitelendirildiğini kaydetti. Çene kemiğini iyileştirmeye yönelik çalışmaların bor madeni ile sınırlı kalmadığını anlatan Tancan Uysal, şöyle devam etti: "Hastaların üst çenesini genişletiyor ve daralma olmamasını istiyoruz, bir an önce kemiğin iyileşmesini bekliyoruz. Son zamanlarda popüler uygulamalardan biri de kök hücreydi. Çalışmamızda 8'er tavşanın bulunduğu 3 grubun üst çene kemiklerini genişlettik. Yağ, doku veya dişten alınmış kök hücreleri enjekte ettik. Sonuç çok başarılıydı. Kök hücrelerin kemik iyileşmesini hızlandırdığını ve kemiğin kalitesini arttırdığını gördük." "Tüm insan vücudunda kullanılabilir" Avrupa Patent Ofisine başvurduklarını ve u- luslararası patent aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Tancan Uysal, çalışmanın geleceğe de ışık tuttuğunu dile getirdi. Kök hücrenin sadece üst çene kemiğinde değil, iskeletin tüm bölümlerinde kullanılabileceğini vurgulayan Uysal, şöyle konuştu: "Kök hücre kandan alınıyor, bazı muamelelerle ayrıştırılıyor, büyütülüyor ve enjeksiyon yöntemiyle ilgili bölgelere veriliyor. Yağ dokusu, dış kaynaklı ya da mezanşimal kök hücrelerin iyi sonuçlar verdiğini artık biliyoruz. Bu alanda biz uluslararası işbirliğine de açığız. Amerika'daki merkezlerle çalışıyoruz. Ben bu çalışmanın devamının geleceğini düşünüyorum. Biz yaralı dokuların iyileşmesinde kök hücreyi kullanmaya başladık ve ilk olarak kemik aklımıza geldi. Başarılı sonuçlar elde ettik. Kol, bacak kırığı gibi kemiği ilgilendiren her alanda kök hücrenin faydalı olacağına inanıyorum." Tancan Uysal, tavşanlar üzerinde yapılan kök hücre çalışmasının insanlar üzerinde de uygulanmasıyla kemik ve iskelet yapısı üzerindeki olumlu etkinin daha iyi kanıtlanabileceğini ve özellikle kırıkların tedavi yöntemleri yeni bir dönem açılabileceğini de sözlerine ekledi. (AA) Aşırı tuz beyin kanamasına da DAVETiYE ÇIKARIR Tuzun birden fazla zararı olduğunu söyleyen Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Görçin, "Ani tansiyon yükselmesinin en önemli sebebi, aşırı tuz tüketimi. Tuz alımına bağlı vücutta biriken fazla su, kan basıncını arttırarak beyin kanamasına davetiye çıkarır" diye konuştu İdrar yoluna yanaktan doku Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Yard. Doç. Dr. Bilal Görçin, ani tansiyon yükselmesinin en önemli sebebinin aşırı tuz tüketimi olduğunu belirterek, tuz alımına bağlı vücutta biriken fazla suyun kan basıncını arttırarak beyin kanamasına davetiye çıkardığını vurguladı. Görçin, yaptığı yazılı açıklamada, sinsi böbrek hastalıklarının ilk belirtisinin tansiyon yüksekliği olduğuna değinerek, aşırı tuz tüketiminin yüksek tansiyon hastalarında felcin yanı sıra göz, böbrek, beyin ve kalpte organ hasarı ile kalp yetmezliğine ve akciğer ödemine neden olabildiğini kaydetti. Vücut içerisindeki sıvı ve tuzun birlikte hareket ettiğine, bu nedenle böbrek yetmezliği olan hastaların tuzdan uzak durmalarının önem taşıdığına işaret eden Görçin, şu bilgileri verdi: "70 kilogramlık bir kişinin vücudunda ortalama 42 litre su vardır. Su vücudumuzda hücreler içinde, hücreler arasında ve damar içinde bulunur. Bu bölgeler arasına suyun geçişi tamamen tuza bağımlı olarak olur yani tuz vücudumuzun sıvı dengesini koruyarak uygun hayati ortamı sağlar. Bu nedenle tuz dengesini iyi ayarlamak lazım. Gelişmiş ülkelerde günlük tuz tüketimi 15 gram civarındadır. Bu ülkemizde Türk Nefroloji Derneği'nin yaptığı çalışmalarda gram bulunmuştur. İdeali 10 grama yaklaştırmaktır. Ani tansiyonun yükselmesinin en önemli sebebi, aşırı tuz tüketimi. Ani tuz alımına bağlı olarak vücutta biriken fazla su, kan basıncını arttırarak beyin kanamasına davetiye çıkarır." Öneriler Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Yard. Doç. Dr. Bilal Görçin, tuz kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle sıraladı: "Gıdaların suya konularak tuzları bir oranda çıkarılabilir fakat asla tuzsuz hale gelemezler. Bu sebeple özellikle zeytin peynir gibi gıdaların tuzsuz olanı tercih edilmeli. Tuzlu kuruyemiş, tuzlu salamura turşu özellikle yüksek tansiyonlu böbrek yetmezlikli veya herhangi bir kalp hastalığı olan kişiler tarafından asla tüketilmemelidir. Tuzdan kasıt, sodyum klorürdür. Okyanus tuzu, Himalaya tuzu, kaya tuzu, diyet tuzu gibi tuzlar sodyum dışı mineraller bakımından zengin ve tadı daha iyi olabilir ancak her durumda sodyum sodyumdur. Hastalığı olan kişi için her türlü tuz zararlıdır. İdrar söktürücü ilaçlar suyu söktürmezler, vücudumuzdaki tuzu atarlar tuz atılırken yanında suyu götürürler. Tuzun yanında başka yararlı şeyler de atıldığı için mümkün olduğu kadar bu ilaçları kullanmamanın yolu yediğimiz gıdalardaki tuzu azaltmaktır. Böylece idrar söktürücü ilaçlar kullanmamıza gerek kalmaz." (AA) Denizli'de idrar yolunda darlık şikayeti olan hasta, yanağından alınan doku parçasının idrar yoluna yerleştirilmesi sayesinde sağlığına kavuşturuldu. Pamukkale'de işçi emeklisi 59 yaşındaki Mehmet Koparan, prostat büyümesi rahatsızlığı sebebiyle Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi'ne başvurdu. Tahliller sonucunda idrar yolunda darlık teşhisi konulan Koparan'ın ameliyat olması gerektiğine karar verildi. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Aybek yönetiminde gerçekleştirilen ameliyatla Koparan'ın sağ yanağının içinden alınan doku parçası, penisin içindeki idrar yoluna yerleştirildi. Başarılı bir operasyon geçiren Koparan, rahat idrar yapabilir duruma geldi. Aybek, gazetecilere yaptığı açıklamada, idrar y- olu darlığının, kişiyi çok rahatsız eden ve sık tekrarlayan bir rahatsızlık olduğunu anlattı. Bugüne kadar bu darlıklardaki rahatsızlıkların genişletmelerle tedavi edildiğini belirten Aybek, "Bu teknik halen yapılıyor, ama bazı hastalarda bazen genişletme sonuçsuz kalıyor. Bunun yerine idrar yoluna açık yolla yeniden kanal yapılması ve bu darlığın giderilmesi gerekiyor. Bunun için de vücutta kılsız olan, kıl çıkmayacağı kesin olarak bilinen ağız içinden bir deri parçası alınarak yeniden idrar yolu oluşturuluyor. PAÜ üroloji bölümü olarak hastalarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz" diye konuştu. Ameliyata katılan Yrd. Doç. Dr. Ali Esin Zümrütbaş ise bu tür şikayetlerin genellikle prostat ameliyatlarından sonra oluştuğunu ve tedavide kapalı yöntemlerde çok fazla ısrar edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Mehmet Koparan ise daha önceden rahat idrar yapamadığını, PAÜ'de gerçekleşen ameliyat sayesinde normal yaşantısına döndüğünü söyledi. (AA) Aşırı sıcaklar öldürmesin! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Peker, "Aşırı sıcaklar, beyinde birçok hastalığa yol açabilir. Bunların başında da sıcak çarpması, beyin damar tıkanıklığı ve beyin kanaması geliyor. Beyin kanaması ölüme bile götürebiliyor" u- yarısında bulundu Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Peker, aşırı sıcakların beyinde birçok hastalığa yol açabildiğini, bunların başında da sıcak çarpması, beyin damar tıkanıklığı ve kanamasının geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Peker, yaptığı yazılı açıklamada, meteorolojinin hava sıcaklığının artacağı ve yüksek nemin gelecek günlerde de devam edeceği u- yarısında bulunduğuna işaret ederek, özellikle bugünlerde bol su içmenin her zamankinden çok daha fazla önem taşıdığını bildirdi. Yüzde 80'i sudan oluşan insan beyninin en büyük zaaflarından birinin de sıcak hava olduğunu belirten Peker, aşırı sıcak ve su kaybına bağlı olarak yaz aylarında baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, uykulu durum ve konsantrasyon bozukluğunda artış gözlendiğini aktardı. Peker, aşırı sıcakların beyinde birçok hastalığa yol açabildiğini, bunların başında da sıcak çarpması, beyin damar tıkanıklığı ve kanamasının geldiğini ifade ederek, beyin kanamasının çoğu zaman sıcak çarpmasıyla karıştırılabildiğinden ölüme bile götürebildiğine dikkati çekti. Sıcak havalarda gerekli tedbirlerin alınmasının özellikle de vücudun su dengesinin korunmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Peker, "Beynimizin yüzde 80'i sudan oluşur. Su kaybı doğrudan beyindeki iç dengeyi etkiler. Beynin normal fonksiyonlarında aksamaya yol açar ve beyin sağlığını ciddi şekilde bozabilir" bilgisini verdi. "Aşırı sıcaklar beyin kanamasına da neden olabiliyor" Yeterli sıvı almanın önemine işaret eden Peker, "Aşırı sıcak, buna bağlı terleme, su kaybı ve yeterli sıvının alınmaması kanın akışkanlığını artırırken bu da damarlarda pıhtı gelişimine neden olabiliyor. Bir benzetme yapacak olursak; ince bir tüpten balın akışı mı kolaydır yoksa suyun akışı mı?" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Peker, vücut ısısının 40 derecenin üzerine çıkmasının ise "sıcak çarpması" olarak tanımlanabileceğini aktararak, şunları kaydetti: "Bu gibi durumda hasta hızlıca hastaneye alınmalı, sıvı desteği verilmeli ve vücut ısısı düşürülmeye çalışılmalıdır. Uzun süre bu durumda kalan birisi beyin dışında ayrıca pek çok organın etkilenmesi ile ölüme kadar gidebilecek sorunlarla karşılaşabilir. Aşırı sıcaklar eskiden var olan sistemik problemlerde artışa yol açarak beyin kanamasına da neden olabiliyor. O nedenle özellikle de diyabet, yüksek tansiyon, böbrek hastalığı gibi bilinen kronik hastalığı olanların özellikle çok sıcak ortamlardan kesinlikle kaçınması gerekiyor." Beyin kanaması, sıcak çarpmasından nasıl ayırt edilir? Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Peker, beyin kanaması ile sıcak çarpmasının üç temel farkını "Beyin kanamasında kafa içi basıncı artar ve öncelikle ani ve şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma belirtileri görülür. Oysa sıcak çarpmasında bu belirtiler yerine yavaş yavaş gelişen halsizlik, yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu görülür" sözleriyle açıkladı. Peker, şiddetli baş ağrısı ve buna eşlik eden bulantı, kusma, konuşma bozukluğu, denge kaybı, vücudun yarısında uyuşma ve kuvvetsizlik, kısa süreli de olsa bilinç kaybı ve bayılma gibi durumlarda mutlaka zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini kaydetti. Beyni besleyen damarlarda tıkanma olmasının ise bu damarın beslediği beyin bölgesini tahrip edebileceğini belirten Peker, "Damar tıkanıklığının nedeni yüksek tansiyon, diyabet, arterioskleroz gibi durumlarda damar duvarının bozulması olabilir. Bazen ise vücudun başka bir yerindeki damar içi bozukluk pıhtı atarak beyin damarını tıkayabilir. Her iki halde de beyin kanamasına benzer bulgular ortaya çıkar. Kanama ile tıkanma arasındaki ayırıcı tanı için acilen tomografi çekilir" değerledirmesinde bulundu. Prof. Dr. Selçuk Peker, aşırı sıcakların bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için çok kısa bir süre içinde bile ciddi risk oluşturabildiğine işaret ederek, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: "Aşırı sıcak saatlerde güneş altında kalmamak, bol sıvı tüketmek ancak sıvının kahve ya da hazır meyve suları değil, su ve ayran olarak tüketilmesi, vücuda bol gelen pamuklu giysiler giymek, şapka takmak, kullanılan ilaçlar varsa aksatmamak, ağır egzersiz yapmamak, ağır yemekler yememek." (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 16 7ubat Ağustos Perşembe Cumartesi Engelli gençler deniz ve güneşin tadını çıkardılar Çiğli Belediyesi nin düzenlediği kültür etkinlikleri kapsamında engelli gençler için bu yıl Gümüldür e gezi düzenlendi. Doyasıya eğlenen gençler, bütün gün deniz ve güneşin tadını çıkarıp güzel bir gün geçirdiler. Çiğli Belediyesi, kültür gezileri kapsamında Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) öğrencileri, eğitmenleri ve ailelerinden oluşan 83 kişilik bir gönüllü grubunu Gümüldür Orman Kampı na götürdü. Gençlere, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve eşi Ergül Arslan da eşlik etti. S- abah erken saatlerde başlayan yolculuk için 2 otobüs hareket etti. Gümüldür e başlayan yolculuk süresince şarkılar söylendi, müzik eşliğinde eğlenceli anlar yaşandı. Gümüldür Orman Parkı na u- laşan öğrencileri Başkan Arslan karşıladı. Yapılan karşılamadan duydukları coşku ve sevinci En büyük başkan bizim başkan tezahüratlarıyla dile getiren öğrenci ve aileleri Başkan Arslan la sohpet etmeyi ve bol bol fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmediler. Ardından müzikli eğlencenin başlamasıyla birlikte öğrenci ve aileleri kendilerini oyun pistine attılar. Başkan Arslan da öğrencilerle birlikte halay çekti, oyunlarına eşlik etti. Dolu dolu bir eğlencenin ardından çocuklar ve aileleri için muhteşem bir deniz keyfi başladı. Tüm gün denizin tadını çıkaran engelli öğrenciler için akşam saatlerinde Çiğli ye geri dönüş yolculuğu başladı. Engelliler önceliğimiz Belediye olarak sosyal projelerin takipçisi olmaya devam edeceklerini ve bu organizasyonlar sayesinde Çiğli de sosyal ve kültürel alandaki hizmetlerin nitelik ve nicelik olarak artırılması için hiç durmadan çalışacaklarını belirten Başkan Arslan, Bugün burada, bu gençlerimizle olmaktan dolayı kendimi mutlu ve şanslı sayıyorum. Onlar için güzel ve eğlenceli bir gün planladık. Bizzat kendim de katılmak istedim. Eğlendikleri, hoş vakit geçirdikleri bir gün olsun istedik. Yaşamın her alanında onların ve bize ihtiyaç duyanların yanında olmaya devam edeceğiz dedi. İki yıl önceki çalışmalarıyla Kordon da fayton keyfine yeni bir soluk getiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Alsancak Limanı ile Konak Pier arasında hizmet veren ve turistler tarafından büyük ilgi gören faytonların güzergahını genişletme kararı almıştı. 29 Haziran 2014 tarihi itibariyle ulaşım konusunda da düzenlemeye giden Büyükşehir Belediyesi, trafik sorununun çözüme ulaşmasının ardından İzmir in önemli simgelerinden biri olan faytonların güzergahını da genişletti. 1 Ağustos 2014 Cuma gününden itibaren Vasıf Çınar, Plevne Bulvarı, Talatpaşa Caddesi, Şair Eşref Bulvarı, Kültürpark (Enternasyonel İzmir Fuarı süreci hariç) ve çevresi, Basmane Meydanı ve çevresi, Ayavukla Kilisesi, Oteller Sokağı, Agora, Kemeraltı ve çevresini içine alacak şekilde güzergahı genişletilen faytonlar, şehir trafiğini engellemeden caddelerde farklı bir hava estirmeye başladı. Önce kordon sefası sonra tarihi tur Alsancak Limanı na kurvaziyerlerle gelen turistler, faytonla önce Kordon da deniz havasının tadını çıkarıp ardından Kültüpark içinde ağaçların altında yolculuklarına devam ediyor. Agora ve Kemeraltı turundan sonra Saat Kulesi önünde çekilen fotoğraflarla gezi ölümsüzleştiriliyor. İletişim becerisi, kurum içi davranış biçimi, öfke yönetimi, duygu kontrolü ve konuşma becerisi eğitimi alan faytoncular, giydikleri özel kıyafetleriyle de turistlerden tam not alıyor. Turistler çok beğendi İzmir e Belçika dan gemi turu ile gelen Japon aile, bir şehri ilk defa fayton ile gezmenin tadına İzmir de baktıklarını söylerken; İzmir çok güzel bir şehir. Havası gibi insanları da sıcakkanlı. Böyle bir uygulama ile şehir turu yapmak çok keyifli dedi. İtalyan bir aile ise ilk fayton deneyimlerini İzmir de yaşadıklarını belirterek böyle bir deneyimin kesinlikle yaşanması gerektiğini vurguladı. Faytonlar Akhisar, atlar Avusturya dan İki yıl önce İzmir in simgesi faytonları kente yakışan modern bir görünüme kavuşturmak için kapsamlı bir çalışma gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avusturya dan getirilen Fayton keyfi İzmir in simgelerinden biri haline gelen faytonlar, yeni güzergahında görücüye çıktı. 1. Kordon un ardından tarihi akslar ve Kültürpark ı içinde de nal sesleri yankılanmaya başladı Haflinger cinsi atlara koşulan ve Manisa nın Akhisar ilçesinde üretilen Victoria Klasik tarzındaki 12 adet körüklü faytonu Temmuz 2012 de hizmete almıştı. Özel eğitim alan sürücüler ise uzun kollu, İspanyol model, hakim yakalı bir gömlek; yanları kırmızı biyeli siyah renk pantolon ve yelek, kösele tabanlı, sivri burun, yuvarlak ökçeli ayakkabı giyiyor ve siyah şapka (London model) takıyor. Atçı: Prangalarımızı attık! Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası İzmir Şubesinin çiçeği burnunda yönetimi ilk toplantısını yaptı. Geçtiğimiz günlerde yapılan 4. o- lağan kongrede güven tazeleyen Op. Dr. Recep Atçı başkanlığında toplanan yeni yönetim, görev dağılımı yaptı. Toplantı sonrası gazetecilere açıklama yapan Atçı, sendikalarını İzmir de örgütlü olduğu tüm kurumları kapsayan delege yapısıyla adil demokratik bir seçim geçirdiklerini, kongrede kendisine rakip olan a- bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan tahsisat. Duman karası. 2. Bir tür etli ve büyük zeytin. 3. Öğe, unsur. Mikroskop camı. 4. Bizmutun simgesi. Bir renk. Yaprakları salata olarak yenen bir bitki. 5. Yazı hokkası, divit. Gümüşün simgesi. Taneli bir meyve. 6. Güzel söz söyleme sanatı, hitabet. 7. Kırık kemikleri bir arada tutmak için kullanılan tahta gibi düz nesnelere verilen ad. Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü. 8. Parola. Cam, çini, toprak gibi şeylerden yapılmış derince çanak. 9. Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan yapılan uzun omuz atkısı. Dar ve kalınca tahta. 10. Sergen. Tatlı bir besin. Arapçada su. 11. Bir elektrotta artı uç. Çirişli bir çeşit parlak bez. 12. Hava basıncı birimi. Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarar bir tür eğri bıçak. 13. İki taneden oluşmuş, ikisi bir arada. Bir nota. 14. Lantanın simgesi. Bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatan müzik işareti. 15. Dogma, inak. Ilık ile soğuk arası. 16. Kâtibiadil. Türk müziğinde bir makam. 17. Bütün, tüm. Kimse, kişi. 18. Üstündeki yazı ve çizgiler aşınmış olan. İlgi eki. 19. Sahip, iye, malik. Toprağın nemi, yaşlık. Elma, armut gibi meyvelerin kurutulmuşu. 20. Cevizin yeşil kabuğu. Güney Amerika nın dağlık bölgelerinde yaşayan bir yük hayvanı. Yukarıdan aşağıya: daydan 3 kat daha fazla oy alarak yeniden başkanlığa seçildiğini hatırlattı. Kongre sonrası genç ve dinamik bir yönetim oluştuğunu ifade eden Atçı, üyelerin ve delegelerin kendilerine duyduğu güvene layık olmaya çalışacaklarını dile getirdi. Atçı, Sağlık Sen olarak bir çok kazanımda bulunduk. Sağlık çalışanları adına çalışmaya, kazanımda bulunmaya devam edeceğiz. Onların haklarını koruyacağız ve her an yanlarında yer alacağız. Sağlık çalışanlarının en az sağlık hizmetlerinden memnuniyet duyan vatandaşlar kadar mutlu olabilmeleri için gecemizi gündüzümüze katacağız. Ayağımızdaki prangaları attık. Artık yeni hedefimiz bir sonraki yetki döneminde İzmir genelinde de yetkili sendika olmaktır şeklinde konuştu. Sağlık- Sen in İzmir deki 4. O- lağan kongresi sonrası Op. Dr. Recep Atçı nın başkanlığına oluşan yönetimde Salim Kaya, Mehtap Oğuz, Sevgi Şak, Ekrem Özdemir, Özgür Yıldırım ve Mehmet Paytar yer almıştı. Dünkü bulmacanın cevapları 1. Japon çiçek düzenleme sanatı. Dul kadınlar. Önemli tarihsel olayların geçtiği yerler ve doğal güzellikleri bakımından korunması gereken yerler. 2. Uygulamalı olarak yapılan askeri eğitim. Parlak beyaz renkli basit bir element. Düz kenarlı şapka. 3. Ağaçlıklı yol. Yalnızlık korkusu. Tembellik. 4. Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı. Yabancı. Akdeniz anemisi. 5. Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal. Eskiden Roma kentine verilen ad. Gözleri görmeyen. 6. Yön, taraf. Alkolde eriyen hayvansal reçine. Adale. 7. Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. Peygamberlik. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 8. Açık olma durumu, açıklık. Onarım. Kiloamperin simgesi. 9. İri taneli bezelye. Soğanlı bir süs bitkisi. Şamanlarda din adamı. 10. Hizmet hayvanlarının sırtına yerleştirilen, üzerine binilen veya yük bağlanan, iskeleti ağaçtan yastık. Bir nota. Kekliğin boynundaki halka. Hile, desise, oyun, dolap.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Ağustos Şubat Perşembe Cumartesi Ergin Ataman: SON DAKİKAya kadar madalya kovalayacağız A Milli Basketbol Takımı Başantrenörü Ergin Ataman, kadroya güvendiğini ve Dünya Şampiyonası'nda 8 içine kalıp madalya kovalayacaklarını söyledi Altyapı Geliştirme Projesi Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu Konferans Salonu nda Prof. Dr. Yaşar Hoşcan moderatörlüğünde; Eskişehirsporun altyapı sorumlusu Kamuran Yavuz, altyapı danışmanı Haldun Girginer ve altyapı direktörü İlhan Mayakan ın başkanlığında 'Altyapı Geliştirme Projesi Çalışması' düzenlendi. Çalışmaya Eskişehirspor Başkanı Mesut Hoşcan da katıldı. Başkan Hoşcan, futbol akademisinin yakın zamanda spor akademisi olarak hayatına devam etmesi amacında olduklarını kulüp için sözde değil özde bir değişim gerektiğini söyledi. Takımın yurt dışı kampına yaptığı ziyarette bazı tesis ve statları görme imkanı bulduğunu, hedefe doğru hep birlikte yürüdüklerini ve bu konuda kendileri için öncelikli olanın eğitim olduğunu ve yıllardır sürdürülen kardeş takım olgusunun da kendilerine katkı sağlayacağını kaydeden Hoşcan, Altyapı konusunda kendileriyle değişim programı uygulanarak fikir alışverişinde bulunulacak ve bir sinerji yaratılacak bu sayede antrenörler çalışma, masörler ve fizyoterapistler tedavi, çalışanlar stat bakımı gibi konularda yeni fikirler elde edilecek. Şimdilik ihtiyacımız olan tek şey sadece zaman ve sabır. dedi. Dünya Basketbol Şampiyonası hazırlıkları kapsamında İspanya ile karşılaşan A Milli Basketbol Takımı, mağlup oldu. Maçın ardından açıklamalarda bulunan Ergin Ataman, "İlk periyot dışında, maçın genelde dengeli olduğunu görüyoruz. Bu açıdan ben maçın pozitif tarafını görmek istiyorum. Tabii ki en pozitif olan taraf, farkı 12 sayılardan bir sayıya kadar getirmişken maçı, burada kazanmak olurdu. Bir de buraya gelen taraftarımızı bugünlük mutlu etmek olurdu. Bu açıdan bu tarafa çok bakmak istemiyorum. Pozitif olarak, İspanyol takımının Dünya Şampiyonası'nın en büyük favorisi olduğunu düşünürsek bugünkü oyunumuzun ümit verici olduğunu düşünüyorum. Direnç koymayı başardık. ispanya'da ezilmiştik, özellikle pota altında çok güçlüler. Bugün akıllı oynadık. Nitekim bugün akıllı hücumlarla kolay sayılar bulduk. Ömer Aşık bu seviyeye en yakın oyuncu. Daha maç kondisyonu eksikliği var. Bana göre son derece pozitif bir maç oldu. Dünya Şampiyonası öncesinde iyi bir test olduğunu düşünüyorum." Millerin şimdiki performansının sorulması üzerine Ergin Ataman, "Bu bizim 4. hazırlık maçımız. 10 tane hazırlık maçı yapacağız. Yüzde 40 diyebiliriz şu anda. Son hazırlık maçından sonra oyuncuların rolleri belli olacak. Hangi oyuncunun ne kadar süre alacağına kadar belli olacak. Şu anda yüzde 40 diyorum. Elimizdeki bu kadro ile en iyisini yapmaya çalışacağız. Şartlar ne olursa olsun takımımızın ilk 8'e girip son dakikaya kadar madalya kovalayacağını düşünüyorum." cevabını verdi. Bu arada Ergin Ataman, 16 kişilik kadrodan kimleri göndereceği yönündeki soruya, "Şu an için isim veremem. Toplantının ardından teknik ekibimle yapacağımız görüşmelerin sonucunda isim verebilirim." karşılığın verdi. Basın toplantısının ardından Ergin Ataman'ın Mehmet Yağmur ve Serhat Çetin'i 16 kişilik kadro dışında bıraktığı ifade edildi. İlhan Cavcav, Beşiktaş yeni stada Süleyman Seba ismini verebilir Gençlerbirliği Kulübü Balkanı İlhan Cavcav, Beşiktaş Kulübü nün yeni yapılan stadyuma Süleyman Seba ismini vermesinin güzel olacağını söyledi Gençlerbirliği nin duayen ismi ve kulüp başkanı İlhan Cavcav, dün hayatını kaybeden Beşiktaş Onursal Başkanı Süleyman Seba ile ilgili düşüncelerini paylaştı yılında İstanbul da askerlik yaptığını belirterek sözlerine başlayan Cavcav, Ruhu şad olsun. Futbol meraklısı bir insan olarak maçlara giderdim. Allah rahmet eylesin Süleyman Seba nın da futbol oynadığını izledim. Çok iyi bir futbolcuydu. Fani dünyada bir gün varız bir gün yokuz. Burada önemli olan yaşanılan müddet içerisinde gerek Türk futboluna gerek kulüplere hizmet etmiş futbol adamlarını kaybettik. Dünyanın düzeni budur. Ruhu şad olsun. Yaşadığım müddetçe hafızamdan silinmeyecek çok değerli bir spor adamıydı. dedi. Efsane başkan Seba ile yaşadığı bir anıyı paylaşan İlhan Cavcav, "John Benjamin Toshack, Beşiktaş Kulübü'nde antrenör iken, Süleyman Seba da kulüp başkanıydı. Benden Geremi yi istediği zaman bir otelde buluştuk. Ben 2 milyon dolar istedim. Yav Cavcav sen kafayı mı yedin? Sen ne konuşuyorsun biz öyle 2 milyon dolar falan veremeyiz dedi bana. Bende peki Süleyman Abi bende aşağı veremem dedim. Sonra Toshack Real Madrid e gitti. Ertesi yıl Geremi ye talip oldular. Geremi yi Real Madri e 5 milyon dolara sattım. şeklinde konuştu. YENİ STADA SÜLEYMAN SEBA İSMİ VERİLEBİLİR Süleyman Seba nın isminin hiçbir zaman unutulmayacağını dile getiren duayen başkan, "Ben Beşiktaş Kulübü'nün yerinde olsam yeni yapılan stadyuma Süleyman Seba ismini koyarım diye düşünüyorum. Beşiktaş kulübümüzün yöneticilerinin vereceği bir karardır. Benim sadece arzu ve temennimdir. ifadelerini kullandı. Son olarak GATA da tedavi gördüğü sırada Süleyman Seba ile karşılaştığını ve kendisine nasihatte bulunduğunu kaydeden Cavcav, sözlerinin şöyle tamamladı, "Süleyman Seba söylediğini inkar etmeyen, sözünün imzadan daha yetkili olduğunu bildiğim bir insandı. Bende samimi olarak hayatım böyle oldum ve Süleyman Seba yı örnek aldım. GATA ya gittiğim zaman öpüştük, sarıldık. Bana aman kendine iyi bak her şeye üzülme dedi. Bende merak etmemesini ve kendine iyi bakmasını söyledim. Sonra sohbet ettik. Bana bir abi olarak tavsiyelerde bulundu." Trabzonspor un Avrupa rakibi Rostov, Lokomotiv Moskova ya yenildi Rusya Premier Ligi 3. haftasında Rostov, Lokomotiv Moskova ya 2-1 mağlup oldu. Avrupa Ligi play-off turunda Trabzonspor ile eşleşen Rostov, Süper Kupa dahil ligde oynadığı ilk dört maçta galibiyet alamadı. Lokomotiv Moskova ya deplasmanda kaybeden Rostov un, Trabzonspor öncesi zorlu Krasnodar takımı ile maçı bulunuyor. Karşılaşmaya hızlı başlayan Lokomotiv Moskova, 5. dakikada Alan Kasayev ile öne geçti. Maçın 21. dakikasında Moskova ekibi Aleksandr Samedov ile durumu 2-0 yaparken 45. dakikada Rostovlu Timofey Kalaçev kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Karşılaşmanın 70. dakikasında bu kez Lokomotiv Moskova oyuncusu Verdan Corluka kırmızı kart görürken, Rostovlu Dmitriy Poloz penaltından gol aratarak durumu 2-1 yaptı. Rostvov, 17 Ağustos ta Krasnodar ile kendi evinde oynadıktan soran Avrupa Ligi play-off turu ilk maçını 21 Ağustos ta Trabzonspor ile yapacak. Fikret Orman: Çok önemli bir ismi kaybettik Çarşamba günü akşam saatlerinde hayatını kaybeden Beşiktaş ın Onursal Başkanı Süleyman Seba için Vodafone Arena da tören düzenlendi. Statta törene Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, yönetim kurulu üyeleri, Beşiktaş futbol takımı, Seba döneminde teknik direktör olarak çalışan Gordon Milne ile Beşiktaş ın eski futbolcuları ve taraftarlar katıldı. FİKRET ORMAN: ÇOK ÖNEMLİ BİR İSMİ KAYBETTİK Beşiktaş ın çok önemli bir çınarını kaybettiğini ifade eden Başkan Fikret Orman, Acımız çok büyük. Beşiktaş'ın çok önemli bir çınarını daha kaybetmiş bulunuyoruz. Çok önemli bir spor adamını kaybetmiş bulunuyoruz. Çok önemli bir barış insanını kaybetmiş bulunuyoruz. Farkındaysanız, büyük felaketlerden sonra bile bütün toplumun kavga ettiği durumlarda siyasetçileri, spor insanlarını ve tüm Türkiye'yi bir araya getirebilecek önemli bir insanı kaybettik. Bize çok şey öğretti Süleyman Ağabey... Beşiktaşlılık duruşunun simgesi olan insandı. Zarafeti, centilmenliği, rakiplere saygı duymayı, hak yememeyi Süleyman Ağabey'den öğrendik. Şeref'iyle oynamayı, Hakkı'yla kazanmayı bize O öğretti. Hepimizin Süleyman Ağabey ile bir anısı var. Burada eski yönetici arkadaşları, dostları, Beşiktaş Camiasından birçok insanla anısı var. Bu anılar O, ne kadar rahmete ulaşsa da bizlerle beraber yaşayacak. Allah rahmet eylesin, Allah bizlere ona layık olmayı nasip etsin. dedi. Başkan Orman, sözlerini şöyle tamamladı: Bu stadı bir an önce bitirip ona layık olmaya çalışacağız. Süleyman Ağabey bir sözü çok kullanırdı. 'Bazılarını bir zaman için aldatabilirsiniz, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz ama herkesi her zaman aldatamazsınız.' Süleyman Ağabey bizi hiçbir zaman aldatmadı. Ona camiam adına teşekkür ediyorum. Öte yandan Başkan Fikret Orman konuşurken Beşiktaşlı taraftarlar, Stadın ismini Seba koysana tezahüratları yapması ise dikkatleri çekti. Törenin ardından Süleyman Seba nın cenazesi Dolmabahçe Camii ne götürüldü.

15 SAYFA 16 Saygılı: Milletimiz istikrara OY VERDi 10 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Türkiye nin 12 nci Cumhurbaşkanı olarak seçilmesiyle sonuçlanan cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak bir değerlendirme de Platform Adana Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Saygılı dan geldi Milletimiz sessiz devrimi gördü Ramazan Saygılı yaptığı açıklamada, Milletimiz 12 yıldır ülkemizde yapılan sessiz devrimi gördü. Sağlıkta, eğitimde, sosyal devlet o- larak ihtiyaç sahiplerinin sorunlarına çözüm getiren bir hükümet çalışmalarına destek verdi. Ekonomideki istikrarı, yapılan yatırımları, ülkenin önünü açacak projeler iş dünyasına güven veriyor. Hem içerde hem de dışarıda ülkemizin temsili iş dünyasının daha özgüvenli, daha uzun vadeli projelere imza atmaya götürüyor diye konuştu. Kazanan 77 milyon Yeni Türkiye nin bölgede enerji sorununu çözmüş, nükleer santral yatırımlarını tamamlamış, sanayideki dönüşüm hızlandırılmış, dış ticareti güçlenmiş bir yeni Türkiye olduğunu dile getiren Saygılı şöyle devam etti: 12 yılda 30 milyon dolar olan ihracatını 150 milyar dolara nasıl yükseltti ise aynı hızla aynı duruşla aynı istikrarla 2023 ten önce 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayacaktır. Milletimizin seçtiği yeni Türkiye nin yeni bir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ülkemiz ön görülen hedeflerine adım adım istikrarla 2023 ten önce ulaşacağını düşünüyoruz. Ülkemiz büyürken kazanan 77 milyon ülkemizin insanı olacaktır. İhracat eksenli çalışmalara hız vermeliyiz Gereksiz tartışmaları eski Türkiye de bırakıp hep birlikte üretim istihdamını ihracat eksenli çalışmalara hız vermeliyiz diyen Saygılı, konuşmasını şöyle sürdürdü: Güçlenen demokrasi, güçlenen ekonomisi ile bölgenin çekim merkezi, çözüm merkezi olan bir Türkiye olacaktır. Dar çevre anlayışlarını bir kenara bırakarak büyük düşünen milletimiz demokrasi çıtasını daha yukarılara koymuştur. Akıl prangalarından kurtulan insanımızın her zaman hedefleri büyük olur, özgür düşünen akıl kolektif düşünür. Özgür düşünen insanımız medeniyet yürüyüşümüzde yeni şeyler, yeni hedefler koyar. Demokrasi yolunda köklü reformlara imza atan yeni Türkiye nin yeni Cumhurbaşkanına başarı dileklerimizi sunuyoruz Ağustos 2014 Cumartesi İzmir Valisi Toprak, Özel İdare malları konusunu değerlendirdi Uzun süredir sağlık sebebiyle raporlu olan İzmir Valisi Mustafa Toprak, görevine dönünce Büyükşehir Belediyesi yle yaşanan İl Özel İdare malları gerginliği ve belediyenin açtığı davaları değerlendirdi. Belediyenin 160 dava açtığı hatırlatılan Toprak, Dava açmak meşru haktır. Bu sayı 300 de olabilir, 500 de. dedi. 30 Mart yerel seçimlerndan sonra kapanan özel idarelere ait mallarla ilgili paylaşım tartışmaları bitmiyor. İzmir de bin 693 malın tamamı, valilik kararıyla Maliye Hazinesi'ne ve bakanlıklara devredilmişti. Buna karşı Büyükşehir Belediyesi 160 dava açtı. Belediye ve İZSU Genel Müdürlüğü ile birlikte ilçe belediyelerin, valilikte oluşturulan komisyonun kararına karşı açtığı davaları değerlendiren Vali Toprak, Bir karar veriliyorsa karar vericiler tarafından kanun, mevzuat ve yasal hükümlülükler çerçevesinde veriliyor. Bu beğenilir beğenilmez, neticede bunun karşısında karar verildikten sonra, Türkiye Cumhuriyeti de bir hukuk devletiyse insanlar, Bana göre doğru budur diyerek mahkemeye gidebilirler. Mahkemeye gidildiğine göre problem yok. Karara herkesin saygı duyması gerekir. dedi. Her söylenene cevap vermek durumunda olmadığını aktaran Vali Toprak, Gerilimden, tartışmadan uzak durmak gerekiyor. Zaman zaman iddia ve ithamlar oluyor. Kim ne derse desin, ben burada devletin valisiyim. Sorumluluk ve yükümlülüklerimi ahlâki, vicdani ve hukuki biliyorum. Birileri beğeniyor ya da beğenmiyor, o ayrı bir konudur. Onun karşısında verilen kararlardan beğeni duymayanların gideceği yer de yargıdır. Bunda bir sorun da yok. Bize karşı yönlendirilen iddia ve ithamlarda çok şey var. Ben mesuliyet ve sorumluluklarım çerçevesinde konuşuyorum. dedi. SOSYAL DEMOKRAT BAŞKANLAR Seferihisar da BULUŞTU Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SO- DEM) yönetim kurulu, Başkan Tunç Soyer ve Onursal Başkan Selami Öztürk öncülüğünde Seferihisar da toplandı. Seferihisar Sığacık Euphoria Otel de düzenlenen toplantıya SODEM Yönetim Kurulu Başkanı- Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, SODEM Onursal Başkanı-Kadıköy Eski Belediye Başkanı Selami Öztürk, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak katıldı. Toplantıda SODEM Çalışma Grupları ve komiteler belirlendi. Yönetim Kurulu Üyelerinin başkanlık edeceği komitelerde başkanlar şu konulardan sorumlu oldu: Tunç Soyer - Kent yoksulluğu, Sema Pekdaş- Göç ve Entegrasyon, Hüseyin M. Akpınar Kentsel Gelişim, Handan Toprak Benli Sosyal Demokrat Belediyecilik Kriterleri & Kadının toplumsal yaşama katılımı, Levent Piriştina - Gençlerin İstihdama Katılımı, Cengiz Balkan Kıyı belediyeleri, Özcan Işıklar Trakya Belediyeleri, Av. Selami Öztürk Hukuk ve Mevzuat İşleri, Toplantının son derece verimli geçtiğini söyleyen SODEM Başkanı Tunç Soyer; Yeni yönetim kurulu olarak heyecanlı ve umutluyuz. SODEM olarak Sosyal Demokrat Belediyeciliğin kriterlerini ortaya koyacağız. Takip edilebilir, ölçülebilir, somut performans değerlendirme kriterleri işlevi de görecek Sosyal Demokrat Belediyecilik Belgesi üzerine çalışıyoruz. Yerel yönetimlerde ne kadar başarılı olur, bunu Türkiye ye ne kadar iyi anlatırsak, Türkiye de çağdaşlığın, eşitliğin, özgürlüğün hakim olduğu Sosyal Demokrasi anlayışı, iktidara taşımaya o kadar yardımcı olabileceğimizi düşünüyoruz. dedi. BAŞKAN Kocaoğlu, ABD li vekillere üç dönemin sırrını açıkladı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ABD New Jersey'den gelen sekiz milletvekilini ağırladı. İzmir i daha iyi tanımak, tarih ve kültür zenginliklerini öğrenmek istediklerini söyleyen Amerikalı vekillerin en merak duydukları konu ise Kocaoğlu nu üçüncü döneme taşıyan başarısının sırrı ve yaşam öyküsü oldu Milletvekilleri Gordon Meredith Johnson, Walter Reed Gusciora, Paul David Moriarty, Angelica Maria Jimenez, Louise Grace Spencer, Annette Quijano, Raj Mukherji ve Nancy J.Pinkin, Başkan Kocaoğlu nu ziyaret etti. Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özkara nın eşlik ettiği heyet, ziyaretlerinin a- macını İzmir in tarih ve kültür değerlerini öğrenmek, şehri tanımak ve işbirliği olanaklarını araştırmak şeklinde özetledi. Kocaoğlu nun siyasi kariyeri hakkında da araştırma yapan Amerikalı vekiller, kendisini üçüncü döneme taşıyan başarısının ipuçlarını, siyasete nasıl girdiğini ve şehre ilişkin hangi projeleri hayata geçirdiğini sordu. Büyükşehir Belediyesi nin özellikle çevre konusunda yaptığı yatırımların övgüye değer olduğunu söylediler. Milletvekili Mukherji, Brookings Enstitüsü nün araştırması sonucu İzmir in dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü metropolü olarak belirlenmesinin ilgi çekici olduğunu vurgulayarak, bu başarıdaki katkısından dolayı Kocaoğlu nu kutladı. Başkan Kocaoğlu ise başarının en önemli şartının, halkın güvenini kazanmak olduğunu söyledi. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, yapılan projeleri desteklesin desteklemesin, İzmirlilerin büyük çoğunluğunun k- endisine güven duyduğunu söyleyen Kocaoğlu, Siyasetçi önce güven tesis etmeli ve bunu geliştirerek sürdürebilmeli. diye konuştu. Son 10 yılda İzmir i çevre yatırımlarıyla önemli bir noktaya taşıdıklarını i- fade ederek, bu alandaki en büyük hedeflerini İzmir Körfezi ni 70 yıl önce olduğu gibi yeniden yüzülebilir hale getirmek şeklinde özetledi: Kentte yaşayan insanların yaşam standartını yükselterek herkesin farklılıklarıyla birarada yaşabildiği, herkesin hakkını aldığı, birbirini sevdiği bir ortam yaratmak amacındayız. Başkan Kocaoğlu, dış politika konusundaki görüşlerini soran milletvekillerini, Atatürk ün, Yurtta barış, dünyada barış ilkesini hatırlatarak cevapladı. Türkiye nin dış politikada aktif bir rol oynamasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, Ancak Atatürk ün belirlediği bu çizgiden ayrılmamamız gerekiyor. Ayrılırsak, çok büyük sıkıntılar yaşarız. diye konuştu. Eğilmez: Yapı denetimleri yetersiz Türkiye, 17 Ağustos 1999 tarihinde 18 bin vatandaşının yaşamını yitirdiği Marmara Depremi ne tanık olurken, aradan geçen 15 yılda yapı denetimlerinin sağlıklı yapılmadığı vurgulandı. Depremde, resmi kayıtlara göre 18 bin vatandaş yaşamını yitirdi, 23 bin insan yaralandı. 135 bin bina çöktü, 600 bin kişi evsiz kaldı. Türkiye yapı stoğunun yenilenmesinde sorunlar bitmedi, denetim firmalarının inşaatı yapan firma tarafından belirlenmesinin önüne geçilmesi gerektiği kaydedildi. İzmir Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özgür Eğilmez, yapıların inşa aşamasında denetlenmesinin büyük önem arz ettiğini belirterek, Günümüzde her türlü inşaatın yapı denetim şirketleri tarafından denetlenmeleri zorunludur. Ancak denetimlerin ne kadar sağlıklı yapıldığı tartışmalıdır. Çünkü 2001 yılında yürürlüğe giren Yapı Denetim Kanunu nda inşaatı yapan müteahhit denetim şirketini kendi seçebilmektedir. Bu çarpık bir haldir. Bu durum beraberinde birçok kuşkuyu barındırmaktadır. Ayrıca denetimlerin tecrübeli mühendisler tarafından gerçekleştirilmesini sağlayacak mevzuat değişikliklerinin yapılması gerekmektedir dedi. Yaptırımlar Yetersiz Türkiye yapı stoğunun büyük kısmının 1995 lere dek inşaat mühendisliği mesleğiyle ilgisi olmayan yap-satçı müteahhitlerce yapıldığını, denetimsiz yapıların oluştuğunu anlatan Doç. Dr. Eğilmez, Marmara Depreminin ardından ülkede deprem bilincinin arttığını söyledi yılında Kentsel Dönüşüm adıyla bilinen yasanın eksikleri olmasına karşın yürürlüğe girdiğini ifade eden Doç. Dr. Eğilmez, Mevcut yapı stoğunun yenilenmesi veya iyileştirmesi bugünden yarına o- lacak bir şey değildir. Toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla yıllar içerisinde tartışılıp kademe kademe hayata geçirilecek bir projedir. Türkiye nin en büyük sorunlarından birisi denetimsizlik ve yaptırım eksikliğidir. Hatalar büyük ölçüde cezasız kalmaktadır. İnşaat sektöründeki yaptırımlar yetersizdir. Kentsel dönüşüm, sadece mevcut binaların yıkılıp aynı yere yenisinin yapılmasının ötesine geçmelidir diye konuştu.