Notları. Dr. Oğuz ÇETİN. Ömer Halisdemir Üniversitesi, Eğitim Fakültesi BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Notları. Dr. Oğuz ÇETİN. Ömer Halisdemir Üniversitesi, Eğitim Fakültesi BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ BÖLÜMÜ"

Transkript

1 Eğitim Öğretim Yılı Bilim Tarihi Ders Notları Dr. Oğuz ÇETİN Ömer Halisdemir Üniversitesi, Eğitim Fakültesi BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

2 1 BİLİM NEDİR? TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor: Bilim: Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi. Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi. Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci. Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur. Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak daha doğru olacaktır. İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Bu nedenle, insan varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır. Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir. Bence bu iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir. Gök gürlemesi, şimşek çakması, Ay ın ya da Güneş in tutulması, hastalıklar, afetler, vb. doğa olayları bazen onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur. Öte yandan, bu olgu, insanı, doğa korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde sonunda anlamıştır. Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir? Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır. İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir. İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir. Bilim neyle uğraşır? Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır. Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır. Bilimin gücü Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur. Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur: çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma. Şimdi bunları kısaca açıklamaya çalışalım. Çeşitlilik: Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir. Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil, din, ırk, ülke tanımaz. Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz. Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz. Süreklilik: Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Krallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır.

3 2 Yenilik: Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkânlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir. Ayıklanma: Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur. Bilimsel Bilginin Özellikleri Bilim olgusaldır. Olgusal olmak demek bilimin gözlenebilir olgulara dayanması demektir. Bilim mantıksaldır. Araştırma sonuçlarının kendi içerisinde tutarlı olması gerekir. Bilim genelleyicidir. Bilim tek tek olgularla değil olgu türleriyle uğraşır. Bilim nesneldir (Objektif). Bilimsel bilgi, bireyin kişisel görüşünden bağımsızdır. Bilim eleştiricidir. Bilimin Değeri Bilim, doğal ve sosyal gerçekliğin daha iyi anlaşılmasını ve belirli ölçüde de olsa denetlenmesini sağlar. Toplumun itici gücünü, üretim biçimini ve gelişmesini belirler. Bir toplumun bilim düzeyi, onun geri, az gelişmiş ya da gelişmiş olduğunun ölçütüdür. Bilim üç bakımdan değerlidir: 1. Bilimin her şeyden pratik bir değeri vardır. Başka bir deyişle bilim bize hem bireysel ve hem de toplumsal yaşantımızda, teknoloji yoluyla büyük yararlar sağlar. Bilim sayesinde teknoloji üreten insan, dünyadaki yaşantısının süresini uzatabilir, temel problemlerini çözebilir, yaşamını niteliksel olarak ve manevi bakımdan geliştirilebilir. Bilim bundan dolayı, bir toplumun itici gücüdür. Toplumun üretim tarzını ve itici gücünü belirler. 2. Entelektüel değeri vardır. Yani bilim insanın bilme isteğini, merakını tatmin eder. İnsana evreni anlama olanağı sağlar. İnsan bilim sayesinde doğal ve toplumsal gerçekliği anlayabilir. 3. Ahlaki değeri vardır. Buna göre bilim insana belirli bir dünya görüşü oluşturma, belli ilkelere göre düşünme, dünyaya bilimin sağladığı verilere göre bakma olanağı verir. Yani bilim insanlara bilimsel bir zihniyet kazandırır. Bilimsel zihniyet ise, insanlara dürüst ve tarafsız olmayı, karşılaşılan problemleri sabırlı, ayrıntılı ve uzak görüşlü bir biçimde ele almayı öğretir ki bunlar ahlak ve erdemin en önemli özellikleri arasındadır. Bilimsel zihniyetin, insanların daha erdemli ve yüksek ahlaklı olmalarını sağlayacağını düşünmek boş bir hayal değildir. İnsan sahip olabileceği bilimsel zihniyet yoluyla hem kişisel yaşayışını ve hem de toplumsal yaşayışını düzenleyebilir; insan bu sayede, içinde yaşadığı toplum için çalışmayı öğrenebilir. Bilim Tarihi Nedir? Bilim tarihi kısaca bilimin doğuş ve gelişme öyküsüdür. Amacı nesnel bilginin ortaya çıkma, yayılma ve kullanılma koşullarını incelemektir. Bilim çoğu kez sanıldığı gibi ilk defa ne Rönesans tan sonra, ne de Batı dünyasında ortaya çıkmıştır. Bilim; insanlığın kafa ürünüdür. Kökleri ilkel toplumların yaşamına kadar uzanır. Bilimsel yöntem Amacı evreni anlamak ve açıklamak olan bilimin, bu amaca ulaşmak için izlediği yola bilimsel yöntem adı verilir. Bilimsel yöntem, bilim adamlarının ortaklaşa olarak kullandıkları betimleme ve açıklama yollarını kapsayan bir süreçtir.

4 3 ESKİÇAĞ DA BİLİM A. Çin de Bilim Çin Uygarlığında bilimsel faaliyetin başlangıcı M.Ö lere kadar götürülebilir. Zaman zaman sınırları Hindiçini de içine alan, zaman zaman ise sadece Sarı Irmak civarında ufak bir devlet şeklinde görülen Çin, ilk insan kalıntılarının (Sinantropus Pekinensis) bulunduğu yerlerden biridir. Çin uygarlığı, genellikle, kapalı bir uygarlık olarak nitelendirilmiştir. Ancak Türklerle ve Hintlilerle yakın ilişki içinde oldukları bilinmektedir. Bu etkileşim sonucunda Türklerin kullandıkları On İki Hayvanlı Türk Takvimi ni benimsemişlerdir. Hint uygarlığından ise, özellikle matematik konusunda etkilendikleri bilinmektedir. On ikinci yüzyıldan itibaren yapılan seyahatler sonucunda, matbaa ve barut gibi teknik buluşlar, Avrupa ya Çin den götürülmüştür. Çin de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletler de kullanmışlardır. Diğer uygarlıklardan farklı olarak Çin de daha çok aritmetik ve cebir bilimleri gelişme göstermiş ve hatta geometri problemleri bile bu iki disiplinden yararlanılarak çözülmeye çalışılmıştır. Çin astronomisi, diğer uygarlıklardan bazı temel farklılıklar gösterir; takvim hesaplamalarında, diğer uygarlıkların Güneş veya Ay ı esas almalarına karşın, Çin uygarlığında yıldızlar esas alınmıştır ve diğer sistemlerde yıllık hesaplamalar kullanılırken, burada günlük hesaplamalar kullanılmıştır. Ayrıca Çinlilerin, temel koordinat düzlemi olarak ekliptik düzlemi yerine ekvator düzlemini benimsedikleri görülmektedir. Çin astronomisi, bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bir yıldız astronomisidir ve gözle görülebilen yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve kutup yıldızı hakkında ayrıntılı bilgiler içermektedir. Teknik açıdan da devrine nispetle oldukça gelişmiş bir düzeyde bulunan Çin astronomisinde, Galilei den önce Güneş lekeleri konusunda bilgi verildiği görülmektedir (M.Ö. I. yüzyıl). Ayrıca astronomi metinlerinde, meteor ve meteoritler ile nova ve süpernovalar hakkında kayıtlara da rastlanmaktadır. Çin tıbbı, evren, doğa ve insan arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğu anlayışına dayanır. Çinli düşünürler, evrenin sürekli bir oluşum içinde olduğuna inanırlar; onlara göre, bu sürekli devinim daima bir başlangıca dönüşü içerir. Evrensel sistemin bir parçası olan insan, ikilem gösteren yin ve yang ilkesinin (iyilik ve kötülük, hastalık ve sağlık gibi) etkisi altındadır. Geleneksel Çin tıbbının tedavi şekillerinden olan masaj ve akupunktur yöntemleri günümüzde de kullanılmaktadır. B. Hindistan da Bilim Hindistan daki bilimsel etkinliklerin başlangıcını M.Ö lere kadar geriye götürmek mümkündür; ancak bilim gibi düzenli bir bilgi topluluğunun oluşumu için yaklaşık M.Ö leri beklemek gerekmiştir. Erken dönemlere ilişkin bilgileri Vedik metinlerden ve nispeten daha geç tarihli olan Siddhantalardan edinmek olanaklıdır. Hindistan da kullanılan sayı sistemi, on tabanlı (yani desimal) olup, erken tarihlerden itibaren konumsal rakamlandırma yönteminin benimsendiği görülmektedir. Sıfırı ilk defa Hintli matematikçiler kullanmıştır. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını büyük ölçüde etkilemiştir. Daha sonra Pythagorasçılara mal edilecek olan Pythagoras Teoremi nin çözümü ile ilgili erken çözüm örneklerine Hintlilerin geometrik metinlerinde rastlamak mümkündür. Cebir alanında birinci ve ikinci derece denklem çözümleriyle ilgilenmişler ve trigonometri alanında ise, sinüs ve kosinüs fonksiyonlarını kullanmışlardır. Daha sonra Hintlilerin aritmetik, cebir ve trigonometri konusundaki bilgileri Sanskrit dilinden Arapça ya yapılan çeviriler yoluyla İslâm Dünyası na aktarılacak ve buradaki bilimsel uyanışta önemli bir rol oynayacaktır; on ikinci yüzyıldan itibaren Arapça dan Latince ye yapılan çeviriler sonucunda ise, Hıristiyan Dünyası bu bilgilerle tanışacaktır. Hintlilerin evreni Yer merkezlidir ve astronomiden söz eden metinlerde Ay ve Güneş in hareketleri ve tutulmaları, Yer, Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn ün hareketleri, Yer ve Güneş in birbirlerine uzaklıkları hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. M. S. beşinci ve on ikinci yüzyıllar arasında konuyla ilgili yapmış oldukları çalışmalarda ise, trigonometrik oranları da dikkate almak suretiyle, Güneş-Yer, Ay-Yer uzaklıklarını, Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin konumlarını ve dolanım periyotlarını hesaplamaya çalışmışlar ve bunlarla ilgili sayısal değerleri içeren eserler bırakmışlardır. Bunlardan Aryabhata adındaki bir astronom ilk defa Yer in kendi etrafındaki hareketinden söz etmiştir. Hint tıbbı, başlangıcından itibaren Hint felsefesi ve kozmolojisiyle iç içe

5 4 gelişmiştir. Onlara göre, canlı varlıklar evrenin küçük bir modelidir ve doğadaki diğer varlıklar gibi, toprak, su, hava, ateş ve eterden meydana gelmiştir. M.Ö. üçüncü yüzyıldan itibaren gelişen tıpla ilgili sistemler konuya yeni bakış açıları getirmiştir. Bunlardan Yoga Okulu, sağlıklı olabilmek için beden disiplinin yanı sıra, zihin disiplinini de şart koşarken, yine aynı dönemlerde ortaya atılan bir başka görüş, beden yapısının temelde kimyasal esaslara dayandığını, dolayısıyla tedavinin de aynı esaslara dayanması gerektiği tezini savunmuştur. Hint uygarlığındaki bilimsel uğraşlar, bilimin gelişimi üzerinde oldukça etkili olmuştur. Bu etki ilk dönemlerde tacirlerin, seyyahların ve askerlerin yardımlarıyla gerçekleşirken, daha sonraki dönemlerde, doğrudan doğruya bilginler ve çevirmenler yoluyla gerçekleşmiştir. C. Orta Asya da Bilim Orta Asya bilim tarihi M.Ö lere ve hattâ çok daha eskilere kadar götürülmektedir. Arkeologlar tarafından bugün de sürdürülmekte olan kazılarda, taş devrinden kalma çanak ve çömleklere, çakmak taşından ve taştan yapılmış topuz veya kargı biçimindeki silahlara, buğday ve arpa yetiştirildiğine ilişkin izlere rastlanmıştır. Daha sonra, demir kullanılıncaya kadar geçen süre içinde hayvanlar evcilleştirilmiş, bakır ve kurşundan çeşitli eşyalar yapılmıştır. İlk defa alaşım olarak bronzu kullanan Türklerdir Demir devrinden sonra, iklim koşullarının bozulması nedeniyle, Türklerin güneye doğru göç ettikleri görülmektedir. Orta Asya da atı evcilleştirmişler ve M.Ö yılı sıralarında arabayı icat etmişlerdir. Türkler, evrenin bir kubbe biçiminde olduğunu düşünüyorlardı. Bu kubbe, altın veya demirden bir kazık, yani Kutup Yıldızı çevresinde, muntazam bir hızla dönüyordu. Burçları taşıdığı düşünülen ekliptik çarkı ise buna dik olarak yerleştirilmişti. Gökteki bu düzen, Yeryüzü ne de yansımıştı. Kutup Yıldızı nın tam altında, Yeryüzü nün yöneticisi olan hakanın oturduğu kent bulunuyor ve Ordug adı verilen bu kentin plânı da göksel düzeni yansıtıyordu. Merkezde kesişen iki ana yol vardır. Nasıl gök, kutup yıldızının çevresinde dönüyorsa, toplumdaki işler de hükümdarın çevresinde döner. Bilinen ilk Türk yazılı anıtı Göktürk devleti ( ) döneminden kalma Orhun Yazıtları dır. Göktürkler On İki Hayvanlı Türk Takvimi ni kullanmışlardır. Takvimde her yıla bir hayvanın adı verilmiştir. Bunlar sıçan, öküz, kaplan, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuzdur. On iki yıl süren her devreden sonra aynı adları taşıyan ikinci bir devre başlar. Devreyi teşkil eden hayvanlar devrederken ait oldukları yılların özelliklerini de belirliyordu. Bir gün on iki eşit kısma ayrılır ve her birine çağ denirdi. Yani bir çağ iki saate karşılık geliyordu. Bu çağlara da yine on iki hayvanın adı veriliyordu. Gün gece yarısı, yıl da ilkbahar başlangıcı ile başlardı. Dört mevsim vardı. Yıl, altmış günlük altı haftaya ayrılmıştı. Bu on iki hayvanlı takvim daha sonra, on üçüncü yüzyılda da kullanılmıştır. D. Mısır da Bilim Nil nehri civarında gelişen Mısır uygarlığı M.Ö yıllarından itibaren matematik, astronomi ve tıp konularındaki etkinliklerle parlamıştır. Mısırlılar matematiklerinde, kullandıkları on tabanlı hiyeroglif rakamlarıyla, sayıları sembollerle ifade etme safhasına ulaşmışlardır. Bu rakamlarla çeşitli matematik işlemlerini yapabilmişler ve cebir işlemlerine çok benzeyen ve diğer uygarlıklarda da görülen aha hesabı adlı bir hesaplama yöntemi geliştirmişlerdir. Bu hesaplamada yanlış yoluyla çözüm tekniği kullanılmıştır. Geometrilerinde ise alan ve hacim hesapları yapıyorlardı. Mimari alanında Mısırlılardan kalan eserler arasında en önemli yeri piramitler tutar; onlar birer mimari harikasıdır. Mısırlılar gökyüzü olaylarını dinî açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı; yani astronomileri dinî öğelerle iç içe idi. Takvimleri Güneş takvimi idi ve yıl uzunluğu 365 gün olarak kabul ediliyordu. Günümüzde kullanılan takvimin temelinde Mısır takvimi yer alır. Günün 24 saate bölünme geleneğini de Mısırlılara borçluyuz.

6 5 E. Mezopotamya da Bilim Dicle ve Fırat deltası, Asya, Afrika ve Avrupa arasında köprü vazifesi gören bir kavşak bölge olarak büyük bir uygarlığın gelişmesine çok elverişli bir yerdi. Burada gelişen Mezopotamya uygarlığının başlangıcı M.Ö yıllarından öncesine gider. Bu uygarlığı Sümerliler, Akadlılar ve Babilliler ortaya koymuştur. Bilimsel faaliyetler olarak daha çok zaman ölçme, alan hesaplama, sulama kanallarını organize etme, değiş-tokuş gibi günlük yaşamın gereklerine uygulanan astronomi ve matematik bilgileri ile karşılaşılır. Modern astronominin temelinde Mezopotamya astronomisi bulunur. Onlar mitolojiye ve dinî inançlara dayanan astronomiden laik ve matematiksel astronomiye geçmeyi başarabilmişlerdir. Evrenin, Yer, gök ve ikisi arasında bulunan okyanustan oluştuğuna inanıyorlardı. Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenlerini ve on iki takımyıldızını tanıyorlardı. Söz konusu beş gezegenin tutulma düzlemi yakınında dolaştığını saptamışlardı. Ay yılına dayanan takvimleri daha sonraki dinî takvimlere ve İslâm Dünyası ndaki hicrî takvime temel oluşturmuştur. Günü 12 saate, saati 60 dakikaya, dakikayı da 60 saniyeye bölmüşlerdi. Güneş, Ay ve beş gezegene bağlı olarak bir hafta 7 gün olarak kabul edilmiş ve bu 7 günlük hafta Romalılar vasıtasıyla Avrupa ya geçmiş ve oradan da bütün dünyaya yayılmıştır. Ay ve Güneş tutulması tahminlerini yapabilecek düzeyde astronomi bilgisine sahiptiler. Mezopotamyalılar cebirin kurucusudurlar. Gelişmiş bir rakam sistemine sahip olmaları cebir konusunu da ilerletmelerine yol açmıştır. Birinci ve ikinci derece denklemlerini belirli gruplar halinde sınıflamışlar ve her grup için ayrı çözüm formülleri vermişlerdir. Geometrileri analitik idi. Yani, geometri problemlerinin çözümü genellikle cebir yoluyla ele alınmaktaydı. Thales Teoremi ni dik üçgenler için bulmuş, ve kullanmışlardır. Pythagoras Teoremi ni de biliyor ve kullanıyorlardı. Daireyi 360 dereceye bölen de Mezopotamyalılardır. F. Anadolu da Bilim Coğrafi konumu çeşitli bölgelerle bir köprü niteliğinde olan Anadolu yarımadasından ilk uygarlıkların tarihi M.Ö lere kadar götürülmekte olup, bu uygarlığın bugünkü Aksaray ili civarında olduğu belirlenmektedir. Daha geç tarihli olanlar arasında ise Hitit, Urartu, Firig ve Lidya uygarlıkları sayılabilir. Hititlerin Mezopotamya kökenli şekel ve mina adlı ağırlık birimlerini kullandıkları, en çok bakır ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif yazı olmak üzere iki çeşit yazıları oldukları bilinmektedir. Van gölü civarında gelişen Urartu uygarlığında ise çivi yazısı ve resim yazısı kullanılmış, yapmış oldukları kapların üzerine, onların hacimlerini yazmışlardır. En önemli merkezleri Gordion ve Midas olan Firigya uygarlığının Fenike alfabesinin Batı ya yayılmasında önemli rolü olmuştur. Ayrıca, Kybele adı verilen ana tanrıça kültü de bu uygarlıktan Yunanlılara geçmiştir. Bakır-kalay alaşımı olan tunçtan eşyalar yapmışlar, bazı müzik aletlerini icat etmişler (simbal, flüt gibi), kilim dokumuşlardır. Kilim için kullandıkları tapetes adı bugün Fransızcada tapis biçimini almıştır. Batı Anadolu daki Lidya uygarlığının en büyük başarısı ise parayı icat etmiş olmasıdır. Böylece o dönemin ekonomik hayatında büyük gelişme sağlanmış, modern ekonominin temelleri atılmıştır. YUNANLILAR DÖNEMİNDE BİLİM Yunan Dönemi iki kısma ayrılmaktadır. M.Ö. sekizinci yüzyıldan Büyük İskender in ölümüne (M.Ö. 323) kadar geçen dönem Hellenik Çağ ve Romalıların, Ptolemaios Krallığı na son verdikleri M.Ö. 30 yılına kadar geçen dönem ise Hellenistik Çağ olarak adlandırılmaktadırlar.

7 6 Bu dönemde bilim ve felsefe alanlarında büyük bir atılım gerçekleştirilmiş ve Yunan bilginleri ve düşünürleri evren, dünya ve dünyanın üzerinde bulunan canlı ve cansız varlıklara ilişkin bilgi üretmeye başlamışlardır. A. Hellenik Çağ da Bilim Bu dönemde doğa bilimleri büyük bir gelişme göstermiş ve özellikle Aristoteles ve onun yolundan giden Aristotelesçiler bitkilere ve hayvanlara ilişkin bilimsel ve yarı-bilimsel bilgileri derleyerek botanik ve zooloji alanların temellerini atmışlardır. a. Doğa ve Bilgi Felsefesi Bu dönemde önce Varlık Sorunu, daha sonra Bilgi Sorunu gündeme gelmiştir. Varlık Sorunuyla ilgilenen Thales, Anaximandros, Anaximenes ve Herakleitos gibi düşünürler, bütün varlıkları oluşturan ve Arkhe adı verilen İlk Temel Öge yi aramışlar, Bilgi Sorunu yla ilgilenen Platon ve Aristoteles gibi düşünürler ise doğru bilginin yapısı ve yöntemi üzerinde çalışmışlardır. Bu dönemi önceki dönemlerden ayıran en önemli özellik, doğal varlıkların ve olguların doğa-üstü nedenlerle değil, doğal nedenlerle açıklanmasıdır. * Aristoteles Aristoteles döneminde politik yapı değişmiş ve Yunan Dünyası yavaş yavaş Makedonyalıların hakimiyetine girmeye başlamıştır. Makedonya Krallığı nın güçlenmeye başladığı bu dönemde yaşayan Aristoteles, Ege Denizi nin kuzeyinde bulunan Stageria da doğmuştur (M.Ö ). O dönemde, Stageria da İyon kültürü egemendir ve Makedonyalıların buraları istila etmeleri bile bu durumu değiştirmemiştir. Bu nedenle Aristoteles e bir İyonya filozofu denilebilir. Aristoteles in matematik bilgisi araştırmalarına yeterli olacak düzeydeydi; bilimleri matematik, fizik ve metafizik olarak üç bölüme ayırırken, Platon gibi, matematiğe yani aritmetik, geometri, astronomi ve müzik bilimlerine bir öncelik tanımıştı; ancak uygulamalı matematikle ilgilenmiyordu. Eşit şeylerden eşit şeyler çıkarılırsa, kalanlar eşittir. veya Bir şey aynı anda hem var hem de yok olamaz (üçüncü durumun olanaksızlığı ilkesi) gibi aksiyomların bütün bilimler için ortak olduğunu, postülaların ise sadece belirli bir bilimin kuruluşunda görev yaptığını söyleyerek, aksiyom ile postüla arasındaki farklılığa işaret etmişti. Aristoteles in, süreklilik ve sonsuzluk hakkında yapmış olduğu temkinli tartışmalar, matematik tarihi açısından oldukça önemlidir. Sonsuzluğun gerçek olarak değil, gizil olarak varolduğunu kabul etmiştir. Aristoteles, astronomiye ilişkin görüşlerini Fizik ve Metafizik adlı yapıtlarında açıklamıştır; bunun nedeni, astronomi ile fiziği birbirinden ayırmanın olanaksız olduğunu düşünmesidir. Aristoteles e göre, küre en mükemmel biçim olduğu için, evren küreseldir ve bir kürenin merkezi olduğu için evren sonludur. Yer evrenin merkezinde bulunur ve bu yüzden, evrenin merkezi aynı zamanda Yer in de merkezidir. Bir tek evren vardır ve bu evren her yeri doldurur; bu nedenle evren-ötesi veya evren-dışı yoktur. Ay, Güneş ve gezegenlerin devinimlerini anlamlandırmak için Eudoxos un ortak merkezli küreler sistemini kabul etmiştir. Acaba Aristoteles bu kürelerin gerçekten varolduğuna inanıyor muydu? Elimizde buna ilişkin kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte, geometrik yaklaşımı mekanik yaklaşıma dönüştürmüş olması, inandığı yönündeki görüşü güçlendirmektedir. De Caelo da (Gökler Üzerine) yapmış olduğu en son belirlemelere göre, en dışta bulunan Yıldızlar Küresi, yani evreni harekete getiren ilk hareket ettirici, aynı zamanda en yüksek tanrıdır. Metafizik te ise, Yıldızlar Küresi nin ötesinde, sevenin sevileni etkilediği gibi gökyüzü hareketlerini etkileyen, hareketsiz bir hareket ettiricinin bulunduğunu söylemiştir. Öyleyse Aristoteles, yalnızca gökcisimlerinin tanrısal bir doğaya sahip olduğuna inanmakla kalmamakta, onların canlı varlıklar olduğunu da kabul etmektedir. Bu evrenbilimsel kuram, Fârâbî ve İbn Sinâ gibi Ortaçağ İslâm Dünyası nın önde gelen filozofları tarafından da benimsenecek ve Kuran-ı Kerim de tasvir edilen Tanrı ve Evren anlayışıyla uzlaştırılmaya çalışılacaktır. Aristoteles in oluşturduğu bu fizik ve evren görüşü kendisinden sonra az çok değişime uğramışsa da uzun yıllar egemen olmuş ve Galileo nun yaptığı çalışmalarla geçersiz hale getirilmiştir.

8 7 Aristoteles ten önce de hayvanlar üzerinde araştırmalar yapan bilginler vardı, ama zoolojinin, yani hayvanlar biliminin kurucusu Aristoteles olmuştur. Aristoteles, hayvanlar üzerinde yapmış olduğu gözlemlerden çıkarmış olduğu bulguları, Historia Animalium, (Hayvan İncelemeleri) De Partibus Animalium (Hayanların Bölümleri Üzerine) ve De Generatione Animalium (Hayvanların Türeyişi Üzerine) adlı yapıtlarında toplamıştır; bu üç yapıt, birbirleriyle bağlantılıdır; ancak birincisi hayvanların tasviri, ikincisi morfolojisi ve üçüncüsü ise üremesi ile ilgilidir. * Milet Okulu Yunanlılardaki bilimsel çalışmalar, İzmir in güneyinde, Söke-Milas yolunun batısında, bugünkü Balat koyunun yakınlarındaki Milet kentinde başlamıştır. Gezginler ve tacirler aracılığıyla Dünya nın uygar ülkelerinden taşınan bilgiler ve beceriler burada yeniden işlenip değerlendirilmiş ve yeni bir kimliğe kavuşturulmuştur. * Homeros M.Ö. 8. yüzyılda İzmir yöresinde veya Sakız adasında yaşadığı sanılan Homeros, Yunan duygu ve düşüncesinin ilk ürünleri olan İlyada ve Odysseia adlı destanların derleyicisidir. Troya savaşına ilişkin söylenceleri toplayan İlyada da eski Yunanlıların gelenek ve görenekleri, dinî ve felsefî inançları ve Çanakkale yöresinin tarihî coğrafyası hakkında önemli bilgiler vardır. Konusu, kuruluşu ve anlatım yöntemleri bakımından İlyada dan farklı olan Odysseia da ise Troya nın yıkılışından sonra, yurdu İthake ye dönmek üzere yola çıkan Akha önderlerinden Odysseus un on yıl süren yolculuğu sırasında başından geçen olaylar anlatılır. Bu destanda da aynı türden bilgilere rastlamak mümkündür. MÖ. 4. yüzyılda Atina da yazıya aktarılan Homeros destanlarındaki dinî anlayış Atinalılar tarafından aynen benimsenmiş ve İlyada ve Odysseia Yunan eğitiminin temeline yerleştirilmiştir. Bunların Yunan toplumundaki işlevi, M.Ö. 4. yüzyılda Platon un Devlet inde eleştirilinceye değin hiç sorgulanmamıştır. * Parmenides Ksenofanes in yetiştirmiş olduğu öğrencilerin en önemlilerinden birisi Parmenides ti. Parmenides, görüneni değil, görünenin arkasındakini arıyordu; çünkü gerçek orada saklanmıştı. Ona göre, gerçeğe, gözlem ve deney ile değil, mantıksal düşünmeyle ulaşılabilirdi. Bir matematikçi gibi, yokluk, boş bir mekandır; mutlak boşluktur; yokluk yoktur ama düşünülebilir diyordu. Parmenides, evrenin sınırlı olduğunu söylüyordu; evren, bütün uzayı doldurur ve küreseldir; değişmez ve ölmez. Değişme ve bunun nedeniymiş gibi görünen hareket gerçek değildir. Algılarımız bizi aldatmaktadır. * Platon Soylu bir aileye mensup olan Platon, M.Ö. 428 yılında Atina da doğmuş ve iyi bir eğitim görmüştür. 20 yaşında Sokrates le karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte Megara ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır a, oradan da Pythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya ya geçmiştir. Bir ara korsanların eline düşmüş, fidye vererek kurtulduktan sonra, kırk yaşlarında Atina ya dönmüştür. Atina da Akademi yi kurarak dersler vermeye başlayan Platon, M.Ö. 347 yılında 81 yaşındayken ölmüştür. Platon un amacı, öğrencilerine bilgi aşkını aşılayarak, onları filozof bir yönetici olarak yetiştirmektir; bu yüzden ahlak ve siyasete ağırlık vermiş, ancak bunları mantık ve matematikle temellendirmeyi ihmal etmemiştir. Platon a göre, insanlar bir mağaranın içinde yaşarlar ve yüzleri mağara girişinin karşısında bulunan duvara dönük olduğu için sadece ve sadece buraya düşen gölgeleri görebilirler; duyumlarımız yoluyla varlığından haberdar olduğumuz bu görünümler, gerçek değil, gerçeğin iyiden iyiye bozulmuş gölgeleridir; gerçeği görmek isteyen bir kimsenin, akıl yoluyla duyusal zincirlerden kurtularak başını mağaranın girişine çevirmesi ve orada geçit töreni yapmakta olan ideaları, yani görüntülerin oluşumunu sağlayan gerçek biçimleri seyretmesi gerekir. Bu nedenle bu alemde duyumsadığımız varlıklar birer gölgedir ve asıl var olan şeyler, bu gölgeler ve bu yanılsamalar değil,

9 8 onların ardındaki ölümsüz idealardır. Mesela bir at ne kadar olağanüstü olursa olsun, zamanla bozulur ve kaybolur; oysa at ideası ezelî ve ebedîdir, değişmez. Öyleyse, değişim içinde bulunan görüntülerin bilgisini bir yana bırakarak, hiçbir zaman değişmeyen ideaların bilgisine ulaşmak gerekir; felsefenin amacı bu olmalıdır; gerçek bir filozof, bu aldatıcı görünümlerin ardına saklanmış olan mutlak bilgiyi, yani ideaların bilgisini yakalayabilen kişidir. Platon böylece bilginlerin yolunu da çizmiş olmaktadır; çünkü İlkçağ ve Ortaçağ da bilim ve felsefe birbirlerinden ayrı birer etkinlik olarak görülmemiştir. Yapıtlarından anlaşıldığı kadarıyla, Platon daha çok ahlak ve siyasetle ilgileniyordu. Devlet, Yönetici ve Kanunlar adlı kitaplarında ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini sorgulamış ve savunduğu görüşler, daha sonra Fârâbî ve İbn Sinâ gibi İslâm filozoflarının siyaset anlayışlarının biçimlenmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Matematik, Platon un gözünde çok önemli bir bilimdi; çünkü onunla gerçek bilgiye, yani Tanrı İdeası na ulaşmak olanaklıydı; zaten Tanrı nın kendisi de bir matematikçiydi. Platon a göre, matematik, gölgeler alemi ile idealar alemi arasında bir ara alem veya iki alemi birbirine bağlayan bir geçittir. Platon Akademi nin kapısına Geometri bilmeyen bu kapıdan girmesin. diye yazdırmıştır. Platon uygulamalı matematiği sevmemiş ve bu nedenle cetvel ve pergelin dışında bir araç kullanmaya yanaşmamıştır. Platon da doğaya Pythagorasçılar gibi bakar ve gerçeğin kilidini açacak anahtarın aritmetik ve geometri olduğuna inanır. Matematikle ilgili orijinal denebilecek bir çalışması yoktur; katkıları daha çok felsefîdir. Platon un matematiğe ilişkin görüşleri ve çalışmaları sonucunda, matematik, diğer bilimler arasında seçkin bir konuma yerleşecek ve yüzyıllardan beri süregelmekte olan bilimsel eğitim ve öğretimin esas öğesini oluşturacaktır. Platon a göre evren küreseldir ve merkezinde Yer bulunur; Yer, küresel ve hareketsiz bir gökcismidir ve evren, Yer in de merkezinden geçen eksen çevresinde 24 saatte bir dönüş yapar; Güneş, Ay ve gezegenler bu hareketle taşınırlar ama onların da kendilerine özgü hareketleri vardır. İşte bu hareketleri yüzünden, gezegenler, ekliptik kuşağı üzerinde spiral dolanımlar yaparlar. Gezegenlerin düzgün dolanımları bir Tanrı nın var olduğunu ilham eder. Nasıl bir saatin mekanizması ve düzenli işleyişi, onun bir yapıcısı ve bir ustası olduğunu ama bu yaratıcının saatin içinde değil dışında bulunduğunu düşündürürse, gezegenlerin dolanımları da, tıpkı bunun gibi, gezegenlerin birer tanrı olmadıklarını, ancak bu düzenli dolanımlarının ardında akıllı ve becerikli bir ustanın, yani bir Tanrı nın bulunduğunu sezdirir. Bu görüş, sonraları Hıristiyan ve Müslüman filozofları ve ilahiyatçıları tarafından Tanrı nın varlığının en önemli kanıtlarından biri olarak kullanılacaktır. Platon, ideal bir devlet tasarımından önce, bir toplumun nasıl doğduğunu incelemiştir; ona göre, toplumların oluşma nedeni, insanların kendi kendilerine yetmemeleridir; kısacası, insan ancak yardımlaşarak yaşayabilen bir varlıktır; bu durum fırıncı, tacir, çoban, çiftçi ve mimar gibi çeşitli mesleklerin doğmasına ve bu meslek erbabının yardımlaşmasına neden olur. Fakat insanlar, kendilerinin ve yakınlarının geleceklerini güven altına almak için, daima gereksinimlerinden fazlasını isterler; daha çok altın, daha çok gümüş ve daha çok fildişi biriktirmeye çalışırlar. Yavaş yavaş üstünde yaşadıkları topraklar kendilerine yetmez olur ve komşularının topraklarına tecavüz ederler. Savaşlar çıkar; öyleyse bir de koruyuculara ve bekçilere gereksinim vardır. Giderek, yurttaşlar arasındaki anlaşmazlıkları giderecek mahkemeler ve hastaları iyileştirecek hastaneler gibi daha karmaşık kurumlar belirir; ancak Platon, adaleti mahkemelerde aramaya karşıdır. Bu konuda şöyle der : İnsanların doğruyla eğriyi kendi kendilerine ayıramayıp mahkeme ve yargıca başvurmaları, adaleti başkalarından beklemeleri çirkin bir şey değil midir? Platon hekimlerle ilgili olarak da bir şeyler söyler; bir hekimin görevi, hastalarını en kısa sürede iyileştirmektir, yoksa hasta bedenlerini sürüklemelerine yardımcı olmak değildir:

10 9 İşte Asklepios, bu gerçeği biliyordu. Bu nedenle, hekimliği, yalnızca bedenleri sağlam olup da geçici bir hastalığa tutulmuş insanlar için kullandı. Sağlıksız bireylere ise, hayat hakkı tanımıyordu: Hekimler, yurttaşlar arasında bedenleri ve ruhları iyi olanlara bakmalı, böyle olmayanları ise ölüme terk etmelidir. Platon, halkı bir koyun sürüsüne benzetir; yöneticiler bu sürünün çobanları, koruyucular, yani askerler ise çoban köpekleridir. Öyleyse, insanları yönetmek aslında bir sürüyü yönetmekten farklı değildir; Sâmî dinlerinde de bu anlayışa rastlanmaktadır. Bu kalıtsal oligarşiyi koruyabilmek için çözülmelere ve bozulmalara karşı direnmek gerekir. Çözülmelerin ve bozulmaların başlıca nedeni, maddî ve cinsî iştahtır. Bu nedenle Cumhuriyet in seçkinleri, yalnızca serveti değil, fakat aynı zamanda eşleri ve çocukları da toplumsallaştırmalıdır. Platon a göre bu ahlaksızlık değildir; çünkü bu yolla herkes birbirine sevgili ve herkes birbirine kardeş olacaktır; çocuklar, toplumun çocukları olduğu için devlet tarafından yetiştirilecek ve kısacası devlet ile aile özdeşleşecektir. Platon a göre, zenginlik ve fakirlik, iyi insanları bozar ve işe yaramaz bir hale getirir; kısacası bunlar devlete sokulmaması gereken iki büyük düşmandır. Biri insanı sefahate ve atalete sürükler, diğeri ise bayağılaştırır ve aşağılaştırır. Yönetici olacak bir kişinin, öncelikle filozof olması gerekir; çünkü filozoflar, idealar alemine yükselmiş ve orada doğrunun ve iyinin gerçek örneklerini görmüşlerdir. Böylece devletin başında olanlar, gölgeler için çarpışmayacaklar, başa geçmek büyük bir ayrıcalıkmış gibi kim başa geçecek diye birbirlerini yemeyeceklerdir. Platon devletin başına geçeceklere öncelikle matematik ve astronomi bilimlerinin öğretilmesi gerektiğini söyler. * Sokrates Bütün insanlık tarihinin en saygın kişilerinden birisi olarak tanınan Sokrates de aslında bir sofisttir. Atina da doğmuş (M.Ö. 470) ve iyi bir eğitim görmüştür. Babası, onu kendi mesleğinde, yani bir heykeltıraş olarak yetiştirmek istediği halde, Sokrates felsefeye ilgi duymuştur. Meydanlarda, tiyatrolarda ve yollarda felsefî tartışmaların yapıldığı bir ortam içinde böyle bir istek gayet doğaldı. Sokrates, aritmetik, geometri, astronomi ve politikaya ilişkin yeterli düzeyde bilgiye sahipti. Çok basit bir yaşam sürmüştü. Her ne kadar görüşlerinin çok etkili olduğu kabul edilmişse de, hiçbir yapıt kaleme almamıştır. Onu iki öğrencisi, Platon ve Ksenofanes in yazdıklarından tanımaktayız. Sokrates diğer sofistlerden çok farklıydı. Düzenli bir öğretim yapmıyor ve öğrencilerinden ücret almıyordu. Kendini bil! ilkesi doğrultusunda, düşünürlerin bakışlarını evrenden insana çevirmişti. Evreni anlamlandırmadan önce kendimizi anlamlandıralım; Biz kimiz? bu sorunun yanıtını verelim diyordu. Bu nedenle, yalnızca bir tarlayı ölçebilecek düzeydeki geometri bilgisini yeterli buluyor, daha zor matematik problemleriyle uğraşmanın yararsız olduğuna işaret ediyordu. Ona göre, insanlara, pratik ahlak kurallarını öğretmek daha isabetli olacaktı. Böylece Sokrates, kuramsal bilim ve uygulamalı bilim tartışmasını da açmış oluyordu. Sokrates ilk anlambilimcidir; anlamları belirlenmemiş kavramların ve terimlerin kullanılmasının sakıncalarına temas etmiştir. Her çeşit bilgide, kavramların ve terimlerin açık ve seçik bir biçimde tanımlamalarının yapılması gerektiğini savunmuş olması, dolaylı yoldan da olsa, bilimin ilerlemesine küçümsenemeyecek ölçüde katkıda bulunmuştur. * Thales Thales M.Ö. 624 yılında doğmuş ve M.Ö. 548 yılında ölmüştür. Varlıklı bir tacirdi. Yunanlı yedi bilgeden birisi olarak kabul edilmekteydi. İlk Yunan matematikçisi Thales tir. Thales le birlikte geometri ilk defa dedüktif (yani tümdengelimsel) bir bilim dalı haline geldi. Thales astronomiyle de ilgilenmiş ve tarih kitaplarına ilk Yunan astronomu olarak geçmiştir. Gökyüzündeki yıldızları gözlemlerken bir kuyuya düştüğünü herkes bilir. 28 Mayıs 585 yılında gerçekleşen Güneş tutulmasını daha önceden tahmin etmiş olmasına rağmen, Yer in bir disk biçiminde olduğunu düşündüğünden, Ay ve Güneş tutulmalarının nedenlerini bilmesi olanaksızdı.

11 10 Mısırlılardan yılın 365 gün olduğunu öğrenmişti. Kuzey yönünün bulunmasında Küçük Ayı nın kullanılabileceğini biliyordu ve Yunan gemicilerine Küçük Ayı takım yıldızını gözlemleyerek seyahat etmelerini önermişti. Nitekim denizci bir millet olan Fenikeliler de Büyük Ayı yı kullanıyorlardı. Thales her şeyin aslının su olduğunu söylüyordu; su, katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç durumda bulunabilirdi. Suyun olmadığı yerde hayatın da olmayışı, bu maddenin aslî oluşunun en güçlü kanıtlarından biriydi. Thales, bu görüşleri ve Homeros un hikayelerini bir yana bırakan gözlemsel düşünceleri nedeniyle bilimin doğuşunda önemli bir rol oynamıştır. Aristoteles e göre, Thales, mıknatısın demir tozlarını çekmesi nedeniyle canlı olduğuna inanıyordu. Nasıl bir yorum getirirse getirsin, mıknatıstan söz eden ilk kişi de Thales ti. * Zenon Bu okulun diğer bir temsilcisi de Zenon dur. Parmenides le birlikte Atina yı ziyaret etmiştir; orada önemli matematikçilerle karşılaşmış olması muhtemeldir. Zenon a göre, Pythagorasçılara ait olan bir doğrunun noktalardan oluştuğu görüşü, beraberinde zorunlu olarak sonsuz bölünebilirliği de getirmektedir; ama şu paradokslar göz önünde bulundurulacak olursa bunun olanaklı bir şey olmadığı hemen anlaşılır : 1. Stadyum Paradoksu: Bir noktadan diğer bir noktaya ulaşmak için, öncelikle bu iki nokta arasındaki mesafenin yarısını geçmek gerekir; ancak bu yeni mesafeyi geçmek için de, önce onun yarısı geçilmelidir ve bu böylece sonsuza kadar sürdürülebilir. Öyleyse, sonsuz sayıdaki noktayı, sonlu bir sürede geçmek olanaksızdır. 2. Aşil Paradoksu: Yunanlıların ünlü koşucularından Aşil, bir kaplumbağaya bir miktar avans verdikten sonra koşmaya başlarsa, asla ona yetişemez. Aşil in kaplumbağaya yetişebilmesi için, öncelikle avans olarak vermiş olduğu mesafeyi koşması gerekir, ama bu süre içinde kaplumbağa bir miktar daha yol almış olacaktır. Aşil bu mesafeyi de koştuğunda, kaplumbağa biraz daha ilerde bulunacak ve mesafe sonsuz noktalardan oluştuğuna ve sonsuz sayıdaki noktalar sonlu bir sürede geçilemeyeceğine göre, Aşil hiçbir zaman kaplumbağaya yetişip yarışı kazanamayacaktır. 3. Ok Paradoksu: Yaydan fırlayan bir okun hedefe ulaşabilmesi için, yayla hedef arasındaki noktalarda tek tek duraklaması gerekir; bu noktalar sonsuz sayıda olduğuna göre, ok asla hedefi bulamayacaktır. Öyleyse hareketten ve harekete bağlı olarak meydana gelecek olan değişmelerden söz etmek olanaksızdır. b. Matematik Bu dönemin en önemli matematikçisi Pythagoras tır. Dik üçgenlere ilişkin teoremiyle tanınan Pythagoras, varlıkları ve varlıklar arasındaki ilişkileri sayılarla ve sayılara karşılık gelen çizgilerle açıklama eğiliminde olduğu için, aritmetik ve geometri bilimleri büyük bir önem kazanmıştır. Ayrıca bir açının üç eşit parçaya bölünmesi, bir küpün iki katı hacmindeki bir küpün bir kenarının uzunluğunun bulunması ve bir dairenin alanına eşit olan bir karenin bir kenarının uzunluğunun bulunması gibi üç geometrik problem üzerindeki çalışmalar da geometrinin gelişimini büyük ölçüde etkilemiştir. c. Astronomi Bu dönemde gezegenlerin ve yıldızların gökyüzündeki konumlarını ve devimlerini anlamlandırmaya yönelik göksel kuramları oluşturulmuş ve özellikle Eudoxos un kurgulamış olduğu Ortak Merkezli Küreler Kuramı sonraki dönemlerde çok etkili olmuştur. d. Coğrafya Yunanlılar Akdeniz kıyılarında yeni koloniler kurmuşlar ve bu koloniler arasındaki ticarî ve askerî seferler sırasında Avrupa, Asya ve Afrika nın Akdeniz kıyılarını yakından tanımışlardı. Herodotos ve Surlu Marinos un yapıtları fizikî coğrafyanın, beşerî coğrafyanın ve matematiksel coğrafyanın gelişmesinde etkili olmuştur.

12 11 e. Tıp Bu dönemde insan bedeninin yapısı da Yunan düşünürlerinin ilgisini çekmiş, sağlık ve hastalık durumlarının açıklanabilmesi için yarı-bilimsel kuramlar geliştirilmiştir. Sonraki çağları en çok ekleyen Koslu Hipokrates bu dönemde yetişmiştir. f. Teknik Bu dönemde yeni yapı teknolojileri geliştirilmiş ve özellikle kent planlaması sorunuyla ilgilenilmiştir. B. Hellenistik Çağ da Bilim Hellen birliğini sağlayan Makedonyalı Philip in öldürülmesinden sonra yerine geçen oğlu Büyük İskender, MÖ yılları arasında bilinen Dünya nın büyük bir kısmını fethederek Avrupa dan Hindistan a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuştu. Büyük İskender in askerî seferleri, siyasî yönden olduğu kadar kültürel yönden de çok önemli sonuçlar doğurmuştur; çünkü bu seferler sonucunda, Yunan uygarlığı, Uzak Doğu ya kadar yayılmış ve bu bölgedeki Mısır, Mezopotamya, İran ve Hint uygarlıklarıyla karışarak ve kaynaşarak, yeni bir uygarlığı, yani Hellenistik uygarlığı oluşturmuştur. Büyük İskender, 323 yılının Haziran ayında Babil de ölünce, kurmuş olduğu Dünya İmparatorluğu generalleri arasında paylaşılmıştır. Mısır valisi Makedonyalı Ptolemaios burada krallığını ilan etmiş ve M.Ö. 30 yılına kadar Mısır a hakim olacak Ptolemaios sülalesini yönetime getirmiştir. Hellenistik dönem uygarlığını yaratanlar Ptolemaios ailesi olacaktır. Ptolemaios krallığı yöre halkının din ve kültürüne saygı göstermiş, onlarla sıkı ilişkiler kurmuştu. Hellen kültürü ile Doğu kültürleri arasındaki etkileşim daha çok dinî ve edebî konularda gerçekleşmiş, bilimsel konular ise genellikle Yunanlıların hakimiyeti altında kalmıştır. Bu dönemde matematik, astronomi, fizik, biyoloji ve coğrafya gibi alanların bağımsız bir disiplin olarak temelleri atılmıştır. a. Doğa ve Bilgi Felsefesi Bu dönemde Plotinos, Platon ve Aristoteles sistemlerini uzlaştıran yeni bir sistem geliştirmiştir. Sonradan Yahudi, Hıristiyan ve İslam inanç önermeleriyle beslenen ve Bir olarak adlandırılan Mutlak Varlık ın aşama aşama açılımı ile bütün varlıklar aleminin oluştuğunu savunan bu sistem düşünce tarihinde oldukça etkili olmuştur. b. Matematik Eukleides Elementler adlı yapıtında tanım, aksiyom ve postüla çerçevesinde kendisinden önceki geometri bilgisini derlemiş ve Tümdengelimsel Yöntemi kullanmıştır. Böylece geometriye gerçek anlamda kanıtlama düşüncesini getirmiştir. Pergeli Apollonius ise Koni Kesitleri adlı yapıtında daire, elips, koni, parabol ve hiperbolü geometrik olarak tanımlamıştır. c. Astronomi Bu dönemde Aristarkhos Güneş Merkezli Evren Kuramı nı, Hipparkos ise Yer Merkezli Evren Kuramı nı geliştirmişlerdir. Gözlem ve matematiksel yöntemin birleşmesi, Hellenistik Çağ astronomisinin en belirgin özelliğidir. *Aritarkus Aristarkus un (M.Ö ) Ay ve Güneş in Büyüklükleri ve Uzaklıkları adlı yapıtı astronomi problemlerini üstün geometri bilgisiyle çözmeye çalıştığı bir eserdir. Ay ın tutulduğu ve yarım ay olduğu sıralarda yaptığı gözlemlerden Güneş in çapının Dünya nın 7 katı olduğu sonucunu çıkarmıştı. Bu rakam yanlış olmakla birlikte Güneş in Dünya dan daha büyük olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Aristarkus Güneşin sabit olduğu ve dünyanın güneş çevresinde çembersel bir yörünge izleyerek döndüğü iddiasını da ortaya atar. Bu görüş zamanına göre oldukça ilerde bir görüştür.

13 12 d. Fizik Bu dönemde Archimedes statik ve hidrostatik alanlarında yapmış olduğu çalışmalar sonucunda matematiksel fiziğin temellerini atmıştır. e. Biyoloji Aristoteles in öğrencisi olan ve onun ölümünden sonra Lise nin başına geçen Teophrastos botaniğe ilişkin Bitkilerin Tarihi Üzerine ve Bitkilerin Nedenleri Üzerine adlı yapıtlarıyla bu bilimin temellerini atmıştır. Herophilos ise insan ve hayvan bedenlerini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. f. Herophilos İskenderiye Okulu nun ilk biyologlarından olan Herophilos un (M.Ö.280) hayvan ve insan vücudunu karşılaştırmalı olarak incelediği söylenmektedir. Bu amaçla insan vücudunda disseksiyon yapmıştır. Beyni sinir sisteminin merkezi olarak gören Herophilos a göre, zekâ da burada bulunmaktadır. Onun kullanmış olduğu anatomi terimlerinden bazıları bugün bile kullanılmaktadır. Mesela beynin arka tarafında ana venlerin karşılaştığı yere torcular demiştir ki bu terim Herophilos torcuları biçiminde bugün de geçmektedir. Herophilos, anatomi alanında yapmış olduğu araştırmalar nedeniyle, anatominin babası olarak tanınmıştır. g. Coğrafya Yeryüzünün çevresini ölçülmesine ilişkin çalışmaların bu dönemde yoğunlaştığı ve Eratostenes ile Posidonios un bu amaçla ölçüm yöntemleri geliştirdikleri görülmektedir. * Archimedes Archimedes hem bir fizikçi, hem bir matematikçi, hem de bir filozoftur. Archimedes in mekanik alanında yapmış olduğu buluşlar arasında bileşik makaralar, sonsuz vidalar, hidrolik vidalar ve yakan aynalar sayılabilir. Bunlara ilişkin eserler vermemiş, ancak matematiğin geometri alanına, fiziğin statik ve hidrostatik alanlarına önemli katkılarda bulunan pek çok eser bırakmıştır. Archimedes in en parlak matematik başarılarından biri, eğri yüzeylerin alanlarını bulmak için bazı yöntemler geliştirmesidir. Bir parabol kesmesini dörtgenleştirirken sonsuz küçükler hesabına yaklaşmıştır. Sonsuz küçükler hesabı, bir alana tasavvur edilebilecek en küçük parçadan daha da küçük bir parçayı matematiksel olarak ekleyebilmektir. Bu hesabın çok büyük bir tarihî değeri vardır. Sonradan modern matematiğin gelişmesinin temelini oluşturmuş, Newton ve Leibniz in bulduğu diferansiyel ve entegral hesap için iyi bir temel oluşturmuştur. Archimedes Parabolün Dörtgenleştirilmesi adlı kitabında, tüketme metodu ile bir parabol kesmesinin alanının, aynı tabana ve yüksekliğe sahip bir üçgenin alanının 4/3 üne eşit olduğunu ispatlamıştır. İlk defa denge prensiplerini ortaya koyan bilim adamı da Archimedes dir. Bu çalışmalarına dayanarak söylediği Bana bir dayanak noktası verin Dünya yı yerinden oynatayım. sözü yüzyıllardan beri dillerden düşmemiştir. Archimedes, kendi adıyla tanınan sıvıların dengesi kanununu da bulmuştur. Söylendiğine göre, bir gün Kral İkinci Hieron yaptırmış olduğu altın tacın içine kuyumcunun gümüş karıştırdığından kuşkulanmış ve bu sorunun çözümünü Archimedes e havale etmiş. Bir hayli düşünmüş olmasına rağmen sorunu bir türlü çözemeyen Archimedes, yıkanmak için bir hamama gittiğinde, hamam havuzunun içindeyken ağırlığının azaldığını hissetmiş ve Buldum, buldum diyerek hamamdan fırlamış. Acaba Archimedes in bulduğu neydi? Su içine daldırılan bir cisim taşırdığı suyun ağırlığı kadar ağırlığından kaybediyordu ve taç için verilen altının taşırdığı su ile tacın taşırdığı su mukayese edilerek sorun çözülebilirdi. Archimedes in araştırmalarından önce, tahtanın yüzdüğü ama demirin battığı biliniyordu; ancak bunun nedeni açıklanamıyordu. Archimedes in bu kanunu doğada tesadüflere yer olmadığını, her zaman aynı koşullarda aynı sonuçlara ulaşılacağını göstermiştir. Archimedes, yirmi üç yüzyıl önce, modern bilimsel yöntem anlayışına çok yakın bir anlayışla, bugün de geçerli olan statik ve

14 13 hidrostatik kanunlarını bulmuş ve bu katkılarıyla bilim tarihinin en büyük üç kahramanından birisi olmaya hak kazanmıştır. ROMALILAR DÖNEMİNDE BİLİM M.Ö. 30 yılında Romalılar İskenderiye yi ele geçirdiler ve bilinen Dünya yı hâkimiyetleri altına aldılar. Eski ve yeni kentleri, yollarla ve köprülerle birbirlerine bağladılar ve Roma hukuku aracılığıyla, idareleri altındaki geniş eyaletlere öteden beri özlemi duyulan adaleti götürdüler. Roma uygarlığı, çift dilliydi. Aydın bir Romalı, Latince nin yanında Yunanca yı da bilmek mecburiyetindeydi; çünkü bilim ve felsefe yapıtları bu dille yazılmıştı. Latince, Lucretius, Cicero, Virgilius ve Seneca gibi düşünürler vasıtasıyla büyük bir saygınlık kazanmış ve klasikleşmişti; hatta Vitruvius, Celsus, Frontinus ve Plinius gibi Romalı bilginler de bu dili kullanmışlardı; ancak bilimsel etkinlikleri sürdürebilmeleri için yine de Yunanca yı öğrenmeleri gerekiyordu. Dönemin en büyük iki bilgini olan Batlamyus ve Galenos, Yunanca konuşuyor ve Yunanca yazıyorlardı. 14. yüzyılda Osmanlı Türkleri de, bilim ve felsefe kaynaklarına ulaşabilmek için Arapça öğrenmek mecburiyetinde kalmışlardı. Bu nedenle Romalılar, Atina ve İskenderiye başta olmak üzere, İmparatorluğun Doğu Eyaletleri ne giderek Yunan dilini öğrendiler; Roma da okullar açtılar ve bunları Yunan bilginlerinin yönetimine bıraktılar. Fakat Romalılar hiçbir zaman Hellenik ve Hellenistik dönemlerde gösterilen başarıyı gösteremediler. Bunun çeşitli nedenleri olabilir; ama hepsinden önemlisi büyük bir ülkeyi yönetmek mecburiyetinde olmalarıdır; dolayısıyla, bilimsel etkinlikten çok yönetsel etkinliğe ağırlık vermişlerdir. a. Doğa ve Bilgi Felsefesi Bu dönemde ahlak ve siyaset sorunları gündeme gelmiş ve insanın aile ve toplum içindeki yaşantısını erdemli bir biçimde sürdürebilmesinin koşulları araştırılmıştır. b.matematik Bu dönemde daha önceki çalışmaların ışığı altında, Menelaus trigonometrinin, Diofantos ve Pappus ise cebirin gelişiminde önemli bir rol oynamışlardır. c. Astronomi Bu dönemin ve Yeniçağ a kadar bütün dönemlerin en büyük bilgini Ptolemaios tur ( Batlamyus). Ptolemaios Almagest inde Yer Merkezli Evren Kuramı nı, Optik inde ise Göz Işın Kuramı nı vermiştir. *Batlamyus İskenderiye okulunun son döneminde ortaya çıkan en önemli bilgindir. (M.S ). ALMAGEST diye bilinen en büyük yapıtına bir tür astronomi ansiklopedisi demek yanlış olmaz. Bu kitap, Kopernik ve Kepler e kadar standart kaynak olma niteliğini korumuştur.batlamyus un sistemini matematik geometri üzerine kurmuş, bu arada özellikle trigonometrinin gelişmesine önem vermiştir. d. Fizik Bu dönemde Lucretius varlıklar dünyasını açıklamak için daha önce de savunulan Atom Kuramı nı geliştirmiştir. e. Coğrafya Bu dönemde özellikle fizikî ve beşerî coğrafya alanlarındaki çalışmalar büyük ölçüde gelişmiştir. Plinius Doğa Tarihi adlı yapıtında daha önceki dönemlerde üretilen bütün bilgileri bir araya getiren bir ansiklopedi yazmıştır.

15 14 f. Tıp Bu dönemde canlı varlığın yapısını açıklamaya yönelik girişimler sürmüş ve Galenos sonraki dönemlerde de yaygın biçimde kullanılacak olan Dört Salgı ve Dört Mizaç Kuramı nı geliştirmiştir. g. Teknik Bu dönemde kent mimarisi üzerine yoğun araştırmalar yapılmış ve Vitrivius Mimarlık Üzerine adlı yapıtında mimarlıkla ilgili bilgileri derlemiştir. ORTAÇAĞDA BİLİM A. ORTAÇAĞ HIRİSTİYAN DÜNYASI NDA BİLİM Eskiçağ ile Yeniçağ arasında kaldığı için Ortaçağ olarak adlandırılmış olan bu dönemin başlangıç ve bitiş tarihleri kabaca 4. ve 14. yüzyıllar olarak belirlenmiş ve arada kalan bin yıllık dönem birbirlerinden az çok farklı özellikler sergiledikleri için üç kısma bölünmüştür: 4. ve 10. yüzyıllar arası Erken Ortaçağ 11. ve 12. yüzyıllar arası Yüksek Ortaçağ ve nihayet 13. ve 14. yüzyıllar arası ise Geç Ortaçağ olarak adlandırılmaktadır. Ortaçağ düşüncesinin belirgin özelliklerinden birisi, dinî öğretilere dayanan dinsel bakışın ön plana çıkmasıdır; ancak düşüncede dinîleşme Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlerin ortaya çıkması veya güçlenmesi ile başlamamıştır; kökleri Hellenistik Dönem ve Roma Dönemi felsefelerine ve özellikle de Yeni Platonculuk a ve Stoacılık a kadar geri götürülebilir. Yunan düşüncesinde böyle bir eğilimin güçlendiği yıllarda Hıristiyanlık ın doğması ve yayılması, öyle anlaşılmaktadır ki düşüncede dinîleşme sürecine büyük bir ivme kazandırmış ve Hıristiyanlık ın Romalılar tarafından resmî bir din olarak benimsenmesi sonucunda dinî düşünce dinî olmayan düşünceyi giderek etkisiz hale getirmiştir. Hıristiyanlık ın ortaya çıktığı yıllarda, iki farklı dünyanın, yani Sâmî Dünyası ile Yunan-Roma Dünyası nın dinî ve felsefî birikimlerinin uzlaştırılması gerekmiştir; aslında bu, inançlılar açısından bakıldığında kaçınılmaz bir görevdir; çünkü Roma İmparatorluğu nu oluşturan bu iki önemli geleneği, uygun bir biçimde kaynaştırmadan toplumsal düzeni sağlamak ve dolayısıyla kamusal yönetimi sorunsuz bir biçimde gerçekleştirmek olanaklı değildir. Burada baskın olan veya süreç içerisinde baskınlaşan birikim, Sâmî Dünyası nın birikimidir; bu nedenle Yunan-Roma birikimi, olduğu gibi benimsenmemiş, Hıristiyanlık ın ilkeleri ile bağdaşabilen veya bağdaşmasa da bağdaşırmış gibi gösterilebilen Platon ve Aristoteles felsefeleri kısmen alınmış, diğerleri ise atılmıştır. Düşüncede dinîleşme sürecinin sonunda, Eskiçağ ın ilk dönemlerinde yürürlükte olan doğru bilgi arayışı, son dönemlerinde ve bütün Ortaçağ da yerini doğru davranış arayışı na bırakınca, ister istemez bilimsel etkinlik ve buna bağlı olarak bilim de değerini ve önemini yitirmiştir; çünkü şurası açıktır ki bilimsel etkinliğin ürünü olan bilimsel bilgi, praxis ile ilgili değil, theoria ile ilgilidir ve dolayısıyla bir insanın nasıl davranması gerektiğine ilişkin herhangi bir yargı içermez. Ortaçağ da bilim, çeşitli nedenler yüzünden ve en çok da yukarıda belirtmiş olduğumuz neden yüzünden Batı Dünyası nda eski değerini yitirmiştir ama tamamen unutulmamıştır; bilimin unutulması veya tarihin herhangi bir döneminde herhangi bir toplum içinde tamamen işlevsiz kalması olanaksız görünmektedir; çünkü hem insan aklının işleyiş biçimi ve hem de insan toplumlarını gündelik gereksinimlerini gidermeye yönelik eylemleri, şu veya bu biçimde, şu veya bu miktarda bilimsel etkinliği kaçınılmaz kılmaktadır. Ortaçağ da da böyle olmuş, Yunanlıların bilimsel bilgi birikimlerinin hiç değilse bir kısmı, Yedi Özgür Sanat içine giren Quadrivium (Dörtlü: aritmetik, geometri, astronomi ve müzik) dersleri arasında manastır ve kilise okullarında okutulmuş ve öğretilmiştir; ancak Batı Dünyası açısından bakıldığında, bilimsel bilgi birikimine önceki ve sonraki dönemlere nispetle önemli bir katkıda bulunulmadığı ve bilinenlerin büyük bir kısmının tamamen unutulduğu da doğrudur.

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6 BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6 ROMALILARDA BİLİM http://www.tarihbilimi.gen.tr/icerik_resimler/roma-imparatorlugu.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü GİRİŞ M.Ö.3.y.y. da Romalılar bütün

Detaylı

ESKİÇAĞ DA BİLİM HİNT MEDENİYETİ

ESKİÇAĞ DA BİLİM HİNT MEDENİYETİ ESKİÇAĞ DA BİLİM HİNT MEDENİYETİ Hindistan hem coğrafyası hem de kültürüyle başlı başına bir dünyadır. Her türlü iklimin görüldüğü, 650 milyonu aşkın insanı barındıran, dillerin, dinlerin ve kültürlerin

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 3. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü AST 101 Astronomi Tarihi: İçerik (hatırlatma)

Detaylı

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 5

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 5 BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 5 Çin ve Hindistan da Bilim http://www.cultural-china.com/chinawh/html/en/10kaleidoscope1658.html https://tr.wikipedia.org/wiki/%c4%b0ndus_vadisi_uygarl%c4%b1%c4%9f%c4%b1#/m edia/file:indusvalleyseals.jpg

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 6. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü A r i s t o (Aritoteles) (M.Ö. 384-322)

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2016-2017 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 7. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Romalılar Döneminde Bilim (devam) Romalılar

Detaylı

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi Fizikçiler ismi ile de tanınan bu felsefe akımı Batı Anadolu kıyılarında, İzmir in güneyinde, Söke-Milas yolu üzerindeki bugünkü Balat köyünün

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Daha modern nesil

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Bilim Tarihine Genel Bakış Modern bilimin

Detaylı

BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI

BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI BİLİM TARİHİ BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI Bilim Tarihi dersinin temel amacı öğrencilere bilimsel gelişmelerin sadece kronolojisini vermek yerine bugün bilim diye adlandırılan kavramın hangi tarihsel, sosyal,

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 10. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü RÖNESANS Fransızca da yeniden doğuş

Detaylı

BİLİM TARİHİ I 9.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim SOKRAT-PLATON-ARİSTO

BİLİM TARİHİ I 9.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim SOKRAT-PLATON-ARİSTO BİLİM TARİHİ I 9.ders Dr. İsmail BAYTAK Eskiçağ da Bilim SOKRAT-PLATON-ARİSTO "Atina Okulu" Sistin Şapeli, Vatikan Atina Okulu freski: İtalyan ressam Raffaello Sanzio tarafından 1509-1511 yılları arasında

Detaylı

BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI

BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI BİLİM TARİHİ BİLİM TARİHİ DERSİNİN AMACI Bilim Tarihi dersinin temel amacı öğrencilere bilimsel gelişmelerin sadece kronolojisini vermek yerine bugün bilim diye adlandırılan kavramın hangi tarihsel, sosyal,

Detaylı

İlk Uygarlıkların Astronomilerinin Genel Özellikleri:

İlk Uygarlıkların Astronomilerinin Genel Özellikleri: İlk Uygarlıkların Astronomilerinin Genel Özellikleri: Beş gezegeni tanımaktadırlar (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn). Ay ve Güneş i de birer gezegen olarak düşünmüşlerdir. Gezegenlerin hareketlerine

Detaylı

ESKİÇAĞ DA BİLİM. Dünyanın Yedi Harikası

ESKİÇAĞ DA BİLİM. Dünyanın Yedi Harikası ESKİÇAĞ DA BİLİM Dünyanın Yedi Harikası Zeus Heykeli: M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 4. Bölüm Kopernik Devrimi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 4. Bölüm Kopernik Devrimi. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 4. Bölüm Kopernik Devrimi Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Kopernik Devrimi Güneş sisteminin merkezinde Güneş

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

Economic Policy. Opening Lecture

Economic Policy. Opening Lecture Economic Policy Opening Lecture Neden buradasın? economic policy iktisat üniversite Neden buradasın? iktisat öğrenmek (varsayalım!) geleceğin için üniversite diploma bilgi Neden buradasın? bilgi bilmek

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

2018 YGS Konuları. Türkçe Konuları

2018 YGS Konuları. Türkçe Konuları 2018 YGS Konuları Türkçe Konuları 1. Sözcük Anlamı 2. Söz Yorumu 3. Deyim ve Atasözü 4. Cümle Anlamı 5. Cümle Yorumu 6. Paragrafta Anlatım Teknikleri 7. Paragrafta Konu-Ana Düşünce 8. Paragrafta Yapı 9.

Detaylı

Matematik Ve Felsefe

Matematik Ve Felsefe Matematik Ve Felsefe Felsefe ile matematik arasında, sorunların çözümüne dayanan, bir bağlantının bulunduğu görüşü Anadolu- Yunan filozoflarının öne sürdükleri bir konudur. Matematik Felsefesi ; **En genel

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. 1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. a) Tutsaklık düzeni b) Üretim artığının sağlanması c) Uzmanlaşmış zanaatçı sınıfı

Detaylı

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ Bilim Bilim, genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve sistemli bilgi açıklamasıdır. Bilimin Amacı: Doğayı ve doğa olaylarını anlamak, Daha iyi yaşama

Detaylı

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II İktisat Tarihi II 23.02.2018 İkincil özeklerde yalnızca ekonomik yapı benimsenmekle kalmamıştır. - Biblos - Kapadokya uygarlıkları birincil özeklerin yapısı ile zorlanmıştır. İkinci devrimin yaygınlaşmasında

Detaylı

BİLİM TARİHİ I 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim ÖN ASYA Mezopotamya-Çin-Hindistan-Orta Asya-Mısır

BİLİM TARİHİ I 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim ÖN ASYA Mezopotamya-Çin-Hindistan-Orta Asya-Mısır BİLİM TARİHİ I 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK Eskiçağ da Bilim ÖN ASYA Mezopotamya-Çin-Hindistan-Orta Asya-Mısır Eskiçağda Bilim - Çin de Bilim Çin, ilk insan kalıntılarının bulunduğu yerlerden biridir. Çin

Detaylı

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a BİLİMSEL YÖNTEM Prof. Dr. Şahin Gülaboğlu Mühendislik Fakültesi -------------------------------------------------------------------- BİLİM, ETİK ve EĞİTİM DERSİ KONUŞMASI 19 Ekim 2007, Cuma, Saat-15.00

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N İnsan var olduğu günden bu yana, evrende olup bitenleri anlama, tanıma, sırlarını çözme ve doğayı kontrol altına alarak rahat ve

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR 2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI 1. Sözcük Anlamı 2. Söz Yorumu 3. Deyim ve Atasözü 4. Cümle Anlamı 5. Cümle Yorumu 6. Paragrafta Anlatım Teknikleri 7. Paragrafta Konu - Ana Düşünce

Detaylı

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR

2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI BİTİRİLEN KAYNAKLAR 2018 TYT TÜRKÇE KONU LİSTESİ - KAYNAK BİTİRME PLANI 1. Sözcük Anlamı 2. Söz Yorumu 3. Deyim ve Atasözü 4. Cümle Anlamı 5. Cümle Yorumu 6. Paragrafta Anlatım Teknikleri 7. Paragrafta Konu - Ana Düşünce

Detaylı

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM İletişim Dil - Kültür İlişkisi İnsan, İletişim ve Dil Dillerin Sınıflandırılması Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Türkiye Türkçesi Türkçenin Ses Özellikleri Telaffuz (Söyleyiş)

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE HAREKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. 19 Şubat 2011

GÖKYÜZÜNDE HAREKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. 19 Şubat 2011 GÖKYÜZÜNDE HAREKET Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi 19 Şubat 2011 Astronomi (Gökbilim) bilinen ilk uygarlıklarla birlikte başlıyor. Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları yazı ile birlikte bilimin ilk yeşermeye

Detaylı

FİZİK. Mekanik 12.11.2013 İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

FİZİK. Mekanik 12.11.2013 İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir? İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ 22.10.2013 MEKANİK ANABİLİM DALI Dr. Dilek OKUYUCU Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır. FİZİK Mekanik

Detaylı

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi 1 Dersin içeriği Bilim Nedir? Bilim neyle uğraşır? Bilimin gücü Bilimsel Bilginin Özellikleri Bilim Tarihi, Bilim Tarihinin Tarihi Neden Bilim Tarihi Önemli? Kesifler ve

Detaylı

Eski çağlara dönüp baktığımızda geçmişteki gç ş insan topluluklarının yazılı, yazısız kültür miraslarında Güneş ve Ay tutulmalarının nedeni hep doğaüstü güçlerle açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan tasvirlerde

Detaylı

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK) MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK) Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, temel kavramlar, statiğin temel ilkeleri 2-3 Düzlem kuvvetler

Detaylı

9. SINIF. NET ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 10.12.2009 TARİHLİ GENEL DEĞERLENDİRME SINAVI - 03 (GDS - 03) KONU DAĞILIMLARI

9. SINIF. NET ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 10.12.2009 TARİHLİ GENEL DEĞERLENDİRME SINAVI - 03 (GDS - 03) KONU DAĞILIMLARI Paragraf 4 Sözcükte Anlam 3 Edebi Türler 1 Noktalama 2 Dillerin Sınıflandırılması 1 Şiir Bilgisi 9 İletişim 1 Dilin İşlevleri 2 Ses Olayları 1 Dil Dışı Göstergeler 1 TÜRKÇE Yazım Kuralları 2 Dil ve Kültür

Detaylı

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir. MATE417 ÇALIŞMA SORULARI A) Doğru/Yanlış : Aşağıdaki ifadelerin Doğru/Yanlış olduğunu sorunun altındaki boş yere yazınız. Yanlış ise nedenini açıklayınız. 1. Matematik ile ilgili olabilecek en eski buluntu,

Detaylı

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır. İNM 221: MUKAVEMET -I 03.07.2017 GİRİŞ: MEKANİK ANABİLİM DALI Dr. Dilek OKUYUCU Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır. FİZİK Mekanik 1 Mekanik

Detaylı

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI Öğrenci Bilgileri Ad Soyad: İmza: MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI 23 Ocak 2014 Numara: Grup: Soru Bölüm 1 Bölüm 2 Bölüm 3 21 22 23 24 25 TOPLAM Numarası (1-10) (11-15) (16-20) Ağırlık 20 10

Detaylı

17. yy. Dehalar Yüzyılı

17. yy. Dehalar Yüzyılı 17. yy. Dehalar Yüzyılı 20. yy a kadar her bilimsel gelişmeyi etkilediler. 17. yy daki bilimsel devrimin temelleri 14.yy. da atılmıştı fakat; Coğrafi keşifler ile ticaret ve sanayideki gelişmeler sayesinde

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

THALES. Hazırlayanın: Adı-Soyadı:Selin Selvi Şanlıtürk. Sınıfı-Numarası:10/A-434. Öğretmenlik Mesleğine Giriş Ödevi

THALES. Hazırlayanın: Adı-Soyadı:Selin Selvi Şanlıtürk. Sınıfı-Numarası:10/A-434. Öğretmenlik Mesleğine Giriş Ödevi THALES Hazırlayanın: Adı-Soyadı:Selin Selvi Şanlıtürk Sınıfı-Numarası:10/A-434 Öğretmenlik Mesleğine Giriş Ödevi Thales Kimdir? Miletli Thales Miletos doğumlu Sokrates öncesi dönemde yaşamış olan bir filozoftur.ilk

Detaylı

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Skolastik Dönem (8-14.yy) Skolastik Felsefe Skolastik Dönem (8-14.yy) Köklü eğitim kurumlarına sahip olma avantajı 787: Fransa da Şarlman tüm kilise ve manastırların okul açması için kanun çıkardı. Üniversitelerin çekirdekleri

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

WINTER. Template EL-HAREZMİ

WINTER. Template EL-HAREZMİ WINTER Template EL-HAREZMİ 01 Hayatının büyük bir bölümü Bağdat'ta matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir. 02 Ebu Abdullah Muhammed bin Musa El-Hârezmî nin doğum ve ölüm tarihleri

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir? İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ 12.10.2017 MEKANİK ANABİLİM DALI Dr. Dilek OKUYUCU Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır. FİZİK Mekanik

Detaylı

7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE

7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE TÜRKÇE Öğrenme Alanı 3. OKUMA Alt Öğrenme Alanı 2. Okuduğu Metni Anlama ve Çözümleme 3. Okuduğu Metni Değerlendirme 4. Söz Varlığını Zenginleştirme 4. YAZMA 6. Yazım ve ktalama Kurallarını Uygulama 5.

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 2. Bölüm Antik Astronomi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 2. Bölüm Antik Astronomi. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 2. Bölüm Antik Astronomi Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. En Eski Astronomi (Antik veya Teleskop Öncesi) Kültürel

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

BİLİM TARİHİ I 5.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim Milet Okulu İonialı Filozoflar

BİLİM TARİHİ I 5.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim Milet Okulu İonialı Filozoflar BİLİM TARİHİ I 5.ders Dr. İsmail BAYTAK Eskiçağ da Bilim Milet Okulu İonialı Filozoflar Yunan uygarlığı M.Ö. 8. yy da İonia da canlanmışsa da, bilimsel gelişmelerin başlaması için 200 yıl kadar daha beklemek

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT203 3 3 + 0 3 4 Ön Koşul Dersleri Yok Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 2.DERS İKT-3003 Sokrates Sonrası: Aristoteles MÖ 384 MÖ 322 Platon un öğrencisi Makedonya

Detaylı

Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürleri Toplantısı Kocaeli Üniversitesi Mayıs Bilimsel Düşünce. Prof Dr Yavuz ÖZORAN KTÜ Tıp Fakültesi

Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürleri Toplantısı Kocaeli Üniversitesi Mayıs Bilimsel Düşünce. Prof Dr Yavuz ÖZORAN KTÜ Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürleri Toplantısı Kocaeli Üniversitesi 23-24 Mayıs 2012 Bilimsel Düşünce Prof Dr Yavuz ÖZORAN KTÜ Tıp Fakültesi TDK Sözlüğü Bilim Tanımı Evrenin ya da olayların bir bölümünü

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE HARKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. DAY - Galileo Öğretmenler Ağı Çalıştayı Ağustos 2009

GÖKYÜZÜNDE HARKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. DAY - Galileo Öğretmenler Ağı Çalıştayı Ağustos 2009 GÖKYÜZÜNDE HARKET Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi DAY - Galileo Öğretmenler Ağı Çalıştayı Ağustos 2009 GÖKYÜZÜ YIL BOYUNCA NASIL DEĞİ İYOR? Sakarya 1 OCAK 2008 22:00 Sakarya 1 UBAT 2008 22:00 Sakarya 1

Detaylı

Murat Kaya / Rehber Öğretmen www.psikorehberim.com 1

Murat Kaya / Rehber Öğretmen www.psikorehberim.com 1 MATEMATİK Sayılar 9 6 7 6 9 8 9 7 8 6 8 9 6 4 5 Üslü-Köklü İfadeler 4 5 4 2 2 1 1 3 2 4 2 4 2 4 2 Oran ve Orantı 1-3 1 1 1 2-1 2 1 1-1 1 Çarpanlara Ayırma 3 3 2 3 1 3-3 1 1 4 4 4 4 1 Denklemler-Problem

Detaylı

EKVATORAL KOORDİNAT SİSTEMİ

EKVATORAL KOORDİNAT SİSTEMİ EKVATORAL KOORDİNAT SİSTEMİ Dünya nın yüzeyi üzerindeki bir noktayı belirlemek için enlem ve boylam sistemini kullanıyoruz. Gök küresi üzerinde de Dünya nın kutuplarına ve ekvatoruna dayandırılan ekvatoral

Detaylı

DAY 2009 un ANLAMI VE ÖNEMİ

DAY 2009 un ANLAMI VE ÖNEMİ DAY 2009 un ANLAMI VE ÖNEMİ GALİLEO GALİLEİ nin HAYATI G A L İ L E O G A L İ L E i Galileo 15 Şubat 1564'te İtalya nın Toskana bölgesindeki Pisa şehrinde, döneminin tanınmış müzisyenlerinden, Vincenzo

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. MISIR BAHÇELERİ En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. pramitler Mısırlıların kralarına yaptıkları

Detaylı

Hypatia öldürülmeseydi ve İskenderiye okulu kapanmasaydı insanlık bugünkü uygarlık düzeyine yüzlerce yıl önce kavuşur muydu?

Hypatia öldürülmeseydi ve İskenderiye okulu kapanmasaydı insanlık bugünkü uygarlık düzeyine yüzlerce yıl önce kavuşur muydu? ZAMANIN ÇOK ÖTESİNDE BİR KADIN : HYPATİA Hypatia öldürülmeseydi ve İskenderiye okulu kapanmasaydı insanlık bugünkü uygarlık düzeyine yüzlerce yıl önce kavuşur muydu? İskenderiye, Makedon kralı Büyük İskender

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü. Bilim Tarihi Dersi. Bölüm 1: İlk Uygarlıklar ve Eski Çağda Bilim. Dr.

Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü. Bilim Tarihi Dersi. Bölüm 1: İlk Uygarlıklar ve Eski Çağda Bilim. Dr. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Bilim Tarihi Dersi Bölüm 1: İlk Uygarlıklar ve Eski Çağda Bilim Dr. Oğuz ÇETİN Bilim Tarihi Nasıl? Bilim tarihini incelerken amaç insanlık tarihini incelemek

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Bilim Tarihi I Ders Notları ESKİÇAĞ DA BİLİM ANADOLU MEDENİYETLERİ Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Hititler Anadolu da kurulan

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Türk Dili ve Edebiyatına Giriş İletişim Ses Bilgisi Yazım Kuralları Paragraf Bilgisi Bir Tür Olarak Hikâye Şekil Bilgisi ktalama Kuralları Bir Tür Olarak Şiir

Detaylı

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YUNAN ANADOLU MEZAPOTAMYA İRAN MISIR HİNT ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI GENEL ÖZELLİKLERİ: 1- Genellikle iklim

Detaylı

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 Yenilik Çabalarının, Keşiflerin, İcatların, Buluşların Kaynağı Tin kendisini kendinde

Detaylı

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 4.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-2: İslâm Ortaçağı

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

9. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

9. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Adı 01 Türk Dili ve Edebiyatına Giriş - I 02 Türk Dili ve Edebiyatına Giriş - II 03 Türk Dili ve Edebiyatına Giriş - III 04 Türk Dili ve Edebiyatına Giriş - IV 05 İletişim 06 Ses

Detaylı

ASTRONOMİ & ASTROLOJİ. Hazırlayan : Zeynep AVCI

ASTRONOMİ & ASTROLOJİ. Hazırlayan : Zeynep AVCI ASTRONOMİ & ASTROLOJİ Hazırlayan : Zeynep AVCI KAVRAMSAL OLARAK! Astroloji nedir? Latince : Astrologia Astroloji : Yıldız falcılığı, müneccimlik Müneccim :Yıldızların durum ve hareketlerinden anlam çıkaran

Detaylı

9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM

9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM 9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM 01 İletişim 6 3 2 1 02 İnsan, İletişim ve Dil 3 1 03 Dil-Kültür İlişkisi 3 1 1 1 04 Dillerin Sınıflandırılması 6 3 1 1 1 05 Türk Dilinin Tarihî

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BİLİM,TEKNOLOJİ VE TOPLUM

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BİLİM,TEKNOLOJİ VE TOPLUM 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BİLİM,TEKNOLOJİ VE TOPLUM 1 Doğru Bilgiye Nasıl Ulaşırız? BİLİM TEKNOLOJİ VE TOPLUM İnternet: günümüzde milyonlarca insanı ve cihazı birbirine bağlayan, fiziksel ortamdan ve gerçeklikten

Detaylı

DÜNYA NIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ

DÜNYA NIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ DÜNYA NIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ YERKÜRE NİN ŞEKLİ Bilim ve teknolojik seviyeye bağlı olarak, İlk Çağ da Dünya mızın şekli, değişik biçimlerde tahmin ediliyordu. Dünya nın çevresi günümüzden yaklaşık 2.200

Detaylı

Kış Vaktinde Yaz Saati ve Astronomik Zaman Ölçümleri

Kış Vaktinde Yaz Saati ve Astronomik Zaman Ölçümleri Kış Vaktinde Yaz Saati ve Astronomik Zaman Ölçümleri Yaz saati, kış saati, saatler ileri geri derken, ülkemizde son yıllarda, büyükten küçüğe herkes aslında astronomik bir olguyu konuşuyor. Saat dilimimizin

Detaylı

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENLERİNİN YETİŞTİRİLMESİNDE DEĞİŞİM VE GEREKÇELER Öğrencinin performansını yükseltmek istiyorsanız kaliteli öğretmen yetiştirmek zorundasınız Alan bilgisi Genel eğitim ve kültür dersleri

Detaylı

MART UKS MATEMATİK KONULARI

MART UKS MATEMATİK KONULARI 2017-18 MART UKS MATEMATİK KONULARI 9. SINIF 10. SINIF 11. SINIF (MF-TM) 11. Sınıf (TS-ML) Mantık Kümeler Sıralama Kümeler Kümeler Kartezyen Çarpım Seçme Gerçek Sayılar Gerçek Sayılar Gerçek Sayılar Binom

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran Tarihi ve bugünü ile Her an Harran Güneydoğu haritası (Urfa, Harran) İbrahim Ur dan Kenan Ülkesine giderken Harran dan geçti mi? Yakup Harran da Yakup un kuyusunun fotoğrafı Yakup un kuyusu (?) Ay Tanrısı

Detaylı

EHO2-SS.16DES / EH01-SS.15DES

EHO2-SS.16DES / EH01-SS.15DES 41 Üniversite Hazırlık Programı - Türkçe TÜRKÇE 01 Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Anlam 5 5 4 4 3 4 02 Cümlede Anlam (Kavramlar) 4 4 4 4 4 4 03 Cümle Yorumu 6 6 4 4 4 4 04 Anlatım Türleri 2 2 2 2 2 2 05 Paragrafta

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

KE YT 9. SINIF MÜFREDATI, YAPRAK TEST ve B LG DE ERLEND RME SINAVLARI L STELER

KE YT 9. SINIF MÜFREDATI, YAPRAK TEST ve B LG DE ERLEND RME SINAVLARI L STELER Ürün Detaylar 0 - KE00-.0YT YAPRAK TEST ve B LG DE ERLEND RME SINAVLARI Bu müfredatlar Yaprak Test ve lerin yan s ra anlat m kitaplar n ve soru kitaplar n da kapsar. 5 Ürün Detaylar 0- // 9. S n f Program

Detaylı

NİSAN -10 NİSAN 10 NİSAN -17 NİSAN 17 NİSAN-24 NİSAN 24 NİSAN -1MAYIS MATEMATİK: Sayılar (80 soru) BİYOLOJİ: biyoloji bilimi (konu çalış)

NİSAN -10 NİSAN 10 NİSAN -17 NİSAN 17 NİSAN-24 NİSAN 24 NİSAN -1MAYIS MATEMATİK: Sayılar (80 soru) BİYOLOJİ: biyoloji bilimi (konu çalış) ÖNEMLİ Plan MF_3 puan türü baz alınarak 11 lere yöneliktir.tm öğrencileri dağılımda Matematik ve Türkçe soru sayılarını arttırarak fen bilimleri yerine sosyale ağırlık vermelidirler. Yaz dönemi sosyal

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus T KİNİK 1 ANCAK ÖÜMÜN DURDURABİDİĞİ, DOĞUNUN V BATNN GNÇ İMPARATORU İSKNDR İN KİŞİİĞİ V SRİ K a yn a k 1 : H N U Y G A Amenhotep Tapınağı nda Amon-Ra ve firavun İskender rölyefi R Kay n a k 2 : Ğ Sikkeler:

Detaylı

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III 2006-07 Öğretim Yılı Merkezi Ölçme-Değerlendirme I.Dönem Sonu 6.Sınıf Sosyal Bilgiler (Coğrafya-Tarih) Ders Sınavı Sınav Başlama Saati:08:30 Tarih:19 Ocak 2007 İsim/ Soy isim: Sınıf:.. Sorular 1. Aşağıdaki

Detaylı