EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (DOKTORA TEZİ) KİMİ YONCA ÇEŞİTLERİNDE TOHUM VE OT VERİMİ İLE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (DOKTORA TEZİ) KİMİ YONCA ÇEŞİTLERİNDE TOHUM VE OT VERİMİ İLE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA"

Transkript

1 EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (DOKTORA TEZİ) KİMİ YONCA ÇEŞİTLERİNDE TOHUM VE OT VERİMİ İLE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Behçet KIR Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu : Sunuş Tarihi : 24 / 03 / 2006 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hikmet SOYA Bornova İZMİR

2 III Behçet KIR tarafından DOKTORA tezi olarak sunulan Kimi Yonca Çeşitlerinde Tohum ve Ot Verimi ile Kalite Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma başlıklı bu çalışma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuş ve 24/03/2006 tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oybirliği ile başarılı bulunmuştur. Jüri Üyeleri İmza Jüri Başkanı :Prof. Dr. Hikmet SOYA.. Raportör :Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU.. Üye :Prof. Dr. Cahit Balabanlı.. Üye :Yard.Doç.Dr.Hüseyin AKDEMİR.. Üye :Yard. Doç. Dr. Hakan GEREN

3 IV ÖZET KİMİ YONCA ÇEŞİTLERİNDE TOHUM VE OT VERİMİ İLE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA KIR, Behçet Doktora Tezi, Tarla Bitkileri Bölümü Tez Yöneticisi : Prof. Dr. Hikmet SOYA Mart, 2006, 119 sayfa Deneme, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü nün Bornova da bulunan deneme tarlalarında ve yılları arasında 3 yıl süre ile yürütülmüştür. Ot üretimi denemesinde 5 ve tohum üretimi denemesinde de 11 olmak üzere toplam 16 yonca çeşidi kullanılmıştır. Ot üretimi denemesinde; yeşil ot-kuru ot-kuru madde-ham proteinham kül verimleri bakımından çeşitler ve yıllar arası farklılıklar önemli olmuş, çeşitler içinde Cinna öne çıkmış ve yıllar ilerledikçe verimlerde sürekli ve önemli bir artış olmuştur. Tohum üretimi denemesinde; tohum verimi bakımından çeşitler arası fark önemli olmuş ve GW çeşidi en yüksek verimi verirken C çeşitleri de onu takip etmiştir. Tohum verimi ve 1000 dane ağırlığı yıllarında artmış sonra düşmüştür. Anahtar Kelimeler: Yonca, Ot Verimi, Tohum Verimi

4 V ABSTRACT THE INVESTIGATION ON QUALITY CHARACTERISTICS WITH SEED AND HAY YIELDS IN SOME ALFALFA CULTIVARS KIR, Behçet Ph. D. In Field Crops Department Superviser : Prof. Dr. Hikmet SOYA March, 2006, 119 pages This trial was conducted in the experimental fields of Ege University Faculty of Agriculture, department of field crops for three years, during Totally, 16 alfalfa cultivars were used. In this trial, 5 of them were used for hay production and 11 of them were used for seed production. In hay production trial; differences between years and varieties were significant for green matter-hay-dry matter-crude protein-crude ash yields and Cinna was at the top of rank among the varieties and yield performances increased continuously and significantly in the duration of successive years. In seed yield trial; differences between varieties were significant in terms of seed yield and GW variety had the highest yield whereas C had similar performances following GW. Seed yield and 1000 kernel weight increased in and then decreased Keywords Alfalfa, HayYield, Seed Yield

5 VI TEŞEKKÜR Bu konu hakkında doktora yapma imkanı veren ve çalışmam süresince beni destekleyen hocam Prof. Dr. Hikmet SOYA ya, değerli bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlandığım hocam Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU ve Yard. Doç. Dr. Hakan GEREN e, tarla uygulamalarında, laboratuvar analizlerinde ve bilgisayar düzeltmelerinde büyük yardımlarını gördüğüm başta, Dr. Gülcan DEMİROĞLU, Öğretim Görevlisi Bülent BUDAK, ZYM Ali SALMAN, Dr. Reşat DEĞİRMENCİ, ZYM Y.Tuncer KAVUT olmak üzere tüm Çayır-Mer a ve Yembitkileri bilim dalı elemanlarına en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu araştırmayı başından sonuna kadar maddi olarak destekleyen Ege Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu na da teşekkürlerimi sunarım. Bornova, 2006 Zir. Yük. Müh. Behçet KIR

6 VII İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... IV ABSTRACT... V TEŞEKKÜR... VI ŞEKİLLER DİZİNİ... IX ÇİZELGELER DİZİNİ... XI SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ... XIII 1. GİRİŞ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ot Üretimi Denemesi Tohum Üretimi Denemesi MATERYAL VE METOD Materyal Araştırma Yeri İklim Özellikleri Toprak Özellikleri Bitkisel Materyal Metod Deneme Faktörü Deneme Deseni Kültürel İşlemler Ekim Bakım İşlemleri Hasat Araştırmada İncelenen Özellikleri Ot Üretimi Denemesi. 40

7 VIII İÇİNDEKİLER(DEVAM) Tohum Üretimi Denemesi Verilerin Değerlendirilmesi ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA Ot Üretimi Denemesi Büyüme Formu Çiçek Rengi Bitki Boyu Vejetasyon Yüksekliği Yeşil Ot Verimi Kuru Ot Verimi Kuru Madde Oranı Kuru Madde Verimi Yaprak+Çiçek Salkımı Oranı Sap Oranı Ham Protein Oranı Ham Protein Verimi Ham Kül Oranı Ham Kül Verimi Tohum Üretimi Denemesi Bitki Boyu Ana Dal Sayısı Bitkide Meyve Sayısı Meyvede Tohum Sayısı Tohum Verimi Dane Ağırlığı SONUÇ VE ÖNERİLER Ot Üretimi Denemesi Tohum Üretimi Denemesi KAYNAKLAR DİZİNİ ÖZGEÇMİŞ

8 Şekil IX ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1.2(a): Araştırma Yerine Ait 2001 Yılı Walter İklim Diyagramı 31 Şekil 3.1.2(b): Araştırma Yerine Ait 2002 Yılı Walter İklim Diyagramı 31 Şekil 3.1.2(c): Araştırma Yerine Ait 2003 Yılı Walter İklim Diyagramı 32 Şekil 3.1.2(d): Araştırma Yerine Ait Çok Yıllık Walter İklim Diyagramı 32 Şekil : Ot Üretimi Denemesinin Genel Görünümü 38 Şekil : Ot Üretimi Denemesinin Yatık habituslu Mielga Çeşidi 38 Şekil : Tohum Üretimi Denemesinin Genel Görünümü. 39 Şekil 4.1.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları. 50 Şekil 4.1.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Vejetasyon Yükseklikleri. 53 Şekil 4.1.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yeşil Ot Verimleri 56 Şekil 4.1.6: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Ot Verimleri 59 Şekil 4.1.7: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Oranları Şekil 4.1.8: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Verimleri. 65 Şekil 4.1.9: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yaprak + Çiçek Salkımı Oranları 68 Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Sap Oranları.. 71 Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Oranları Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Verimleri. 77 Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Oranları. 80 Sayfa

9 X Şekil Şekil : Şekil 4.2.1: Şekil 4.2.2: Şekil 4.2.3: Şekil 4.2.4: Şekil 4.2.5: Şekil 4.2.6: ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Verimleri Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları. 85 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ana Dal Sayıları Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitkide Meyve Sayıları 91 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Meyvede Tohum Sayıları. 94 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Tohum Verimleri.. 98 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin 1000 Dane Ağırlıkları.. 101

10 Şekil XI ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1: Türkiye'de Bazı Önemli Yembitkilerinin 3 Yıllara Göre Ekim Alanları ve Üretimleri... Çizelge 1.2: Türkiye'de Tescilli Yonca Çeşit Listesi... 5 Çizelge 1.3: Türkiye'de Bazı Önemli Yembitkilerinin Yıllara Göre Tohumluk Verileri.. 6 Çizelge 3.1.2: Araştırma Yerine Ait İklim Verileri. 30 Çizelge 3.1.3: Araştırma Yeri Toprağının Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri. 35 Çizelge 3.1.4: Araştırmada Kullanılan Bitkisel Materyaller ve Orijinleri Çizelge 4.1.1: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Büyüme Formları.. 45 Çizelge 4.1.2: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Çiçek Renkleri.. 47 Çizelge 4.1.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları. 48 Çizelge 4.1.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Vejetasyon Yükseklikleri. 51 Çizelge 4.1.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yeşil Ot Verimleri 54 Çizelge 4.1.6: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Ot Verimleri 57 Çizelge 4.1.7: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Oranları Çizelge 4.1.8: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Verimleri. 63 Çizelge 4.1.9: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yaprak + Çiçek Salkımı Oranları 66 Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Sap Oranları.. 69 Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Oranları Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Verimleri. 75 Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Oranları. 78 Sayfa

11 XII ÇİZELGELER DİZİNİ Şekil Çizelge : Çizelge 4.2.1: Çizelge 4.2.2: Çizelge 4.2.3: Çizelge 4.2.4: Çizelge 4.2.5: Çizelge 4.2.6: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Verimleri Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları. 83 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ana Dal Sayıları Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitkide Meyve Sayıları 89 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Meyvede Tohum Sayıları. 92 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Tohum Verimleri.. 95 Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin 1000 Dane Ağırlıkları.. 99 Sayfa

12 XIII SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Kısaltmalar Açıklamalar OHS Ortalama Hava Sıcaklığı ( C) TY Toplam Yağış (mm) OON Ortalama Oransal Nem (%) OGS Ortalama Güneşlenme Süresi (saat/gün) LSD En Küçük Önemli Fark Ö.D. Önemli Değil Ort. Ortalama

13 1 1. GİRİŞ Son yıllarda dünyamızda açlık giderek artmakta ve insanların beslenme ihtiyacı önem kazanmaktadır. Türkiye, kendi kendini besleyebilen ülkeler arasında gösterilmesine karşın, nüfusun dengeli bir biçimde beslendiğini söyleyebilmek olanaksızdır. Dengeli beslenmede proteinlerin önemi büyüktür. Ülkemiz insanı proteinli besinler bakımından birçok gelişmiş ülkeye göre yetersiz beslenmekte ve temel besin kaynağımızı karbonhidratlar oluşturmaktadır (Soya vd., 1997a.). Bu olumsuz durumun temel nedeni çoğunlukla hayvancılığımızın yaşadığı sorunlardır. Ülkemiz sayıca yüksek değerlerle ifade edilen bir hayvan varlığına sahip olsa da, Dünyada ilk 10 arasına girdiği ifade edilen bu varlığımızdan yeterli düzeyde hayvansal ürün aldığımızı söylemek mümkün değildir. Bu varlığımızın çok büyük bir çoğunluğunun düşük verimli ve küçük yapılı yerli ırklardan oluşması yanında, yeterli ve kaliteli beslenememe, barınma koşullarının yetersizliği gibi birçok nedenlerle verimlilik düzeyi oldukça düşüktür. Kimi araştırıcılar hayvansal verimliliğimizi arttırmak için yeni kültür ırklarını önerirken, kimileride yeterli beslenme ve barınma koşulları altında yerli ırklardan da istenen verimliliğe ulaşılabileceğini belirtmektedirler (Avcıoğlu, 1978). Her iki durumda da yeterli ve kaliteli kaba yem temini ana sorundur. Yaklaşık 13 milyon BBHB hayvan varlığımızın yaşama payı gereksinimini karşılamak için yılda yaklaşık ( x 2 ton/yıl) 26 milyon ton kaliteli kaba yeme ihtiyaç bulunmakta, ancak üretimimiz 15 milyon ton/yıl seviyesinde kalmaktadır (Soya vd, 1997a, Soya, 1999). Bu

14 2 açığımızın mevcut mer a alanlarımızdan ve geleneksel yembitkilerinin (Yonca, korunga, fiğ, vb.,) ana olarak ürün yetiştirilmesi ile karşılanması mümkün görünmemekte ve bu açık, saman vb., diğer kalitesiz kaba yem kaynakları ve yoğun(dane) yemlerle karşılanmaya çalışılmaktadır. Hayvancılığımızda girdilerin büyük bölümünü oluşturan yem harcamalarında, yoğun yemlerden çok kaba yemlerde bir sorun görülmekte ve daha fazla kaba yem kaynaklarının aranması gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Gençkan, 1992). Doğal Çayır-Mer alarımız hayvan varlığımızın en önemli beslenme ve kaba yem kaynağı olmalarına karşın, yıllardır süre gelen hukuki boşluklar nedeniyle, ağır ve aşırı otlatmaya maruz kalmıştır de 44 milyon hektardan günümüzde resmi rakamlara göre 21,7 milyon hektara düşen doğal çayır-mer a alanlarımız gerçekte yaklaşık bunun yarısı düzeylerine inmiştir. Bu alanlarımız üzerinde su ve rüzgâr erozyonunun etkisi giderek artmış, büyük oranda da dejenerasyona uğrayarak faydalı bitki örtüsünü yitirmişlerdir. Sonuç olarak bu alanlar artık hayvancılığımızın kaba yem ihtiyacını karşılamaktan uzaklaşmış durumdadır (Soya vd., 1997b). Çayır Mer a alanları kaba yem ihtiyacını karşılama işlevi dışında, doğal faunayı barındırma, toprak verimliliğini arttırma, erozyonu önleme, su toplama havzası olma gibi birçok faydalı özelliklere de sahiptir. Ülkemizde yembitkileri tarımının durumu değerlendirildiğinde geleneksel olarak yonca, korunga, fiğ gibi yembitkileri göze çarpmakta ve bunların yıllar itibariyle çok büyük değişim göstermediği söylenebilmektedir(çizelge1.1). Ülkemiz ve bölgemiz çiftçisinin hala

15 monokültür tarım anlayışından kurtulamamış olması, entansif tarıma hala yeterli düzeyde geçilememesi, Ülkemiz ve bölgemizde yembitkileri ekiliş alanlarının hala çok sınırlı olması, yembitkilerinde yaşanan sorunlarda başrolü oynamaktadır. Ancak son yıllarda Ülkemizin pamuk tarımı yapılan ve kış döneminde su altında kalmayan bölgelerinde, kışlık II. ürün olarak fiğ yetiştirme, tahıl tarımı yapılan ve yaz mevsiminde sulanabilen bölgelerinde II. ürün tarımı olarak silajlık mısır, sorgum veya sorgumsudanotu melezi yetiştirilmesi giderek yaygınlaşmaktadır(avcıoğlu vd, 2000). Buna karşın gerek yetiştirme alanlarının gerekse de verimlerinin yeterli olduğu söylenememektedir. Tarla tarımımız içinde ana ve II. ürün yembitkileri ekiliş alanları arttırılıp, yembitkilerinin tarla tarımı içinde yeterli miktarda yerini almasıyla hem kaliteli kaba yem elde edilecek, hem de mer alanlarımız üzerindeki baskılar azaltılabilecektir Çizelge 1.1: Türkiye'de Bazı Önemli Yembitkilerinin Yıllara Göre Ekim Alanları ve Üretimleri (*) 3 Yonca Korunga Ekili Alan Üretim (1000 ton) Ekili Alan Üretim (1000 ton) (1000 ha) Yeşil Ot Kuru ot (1000 ha) Yeşil Ot Kuru ot Mısır Fiğ Ekili Alan Üretim (1000 ton) Ekili Alan Üretim (1000 ton) (1000 ha) Hasıl (1000 ha) Yeşil Ot Kuru ot (*): Anonim, 1998; Anonim, 2001; Anonim,2006a

16 4 Kaliteli kaba yemde en önemli kaynağı oluşturan yembitkileri tarımı ülkemizde birçok teknik sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bunları tohumluk (kaliteli tohumluk, ıslahı, çeşit azlığı vb.,), yetiştirme (yetersiz toprak işleme, sulama olanaklarının yetersizliği, ekim nöbetindeki önemlerinin kavranamamış olması, vb.,) ve değerlendirme (Ot kurutma, silaj tekniklerinde yetersiz bilgi, otun pazarlanması, vb.,) olarak özetlemek mümkündür (Avcıoğlu ve Soya, 1994; Soya ve Avcıoğlu, 1994; Soya vd., 1998). Dünyanın pek çok ülkesinde geniş ekim alanlarına sahip olan ve yembitkilerinin kraliçesi olarak tanımlanan yonca, adaptasyon yeteneğinin yüksek, uzun ömürlü, bir vejetasyon devresinde birçok defa biçilebilir, yüksek verimli, yüksek besin değerli, ekim nöbetinde önemli ve bazı çeşitlerinin otlatılabilir olması nedenleriyle diğer yembitkilerinden ayrılmaktadır. Yonca otu proteince zengin olması yanında, karotin(provitamin A) ve tokoferol(vitamin E) gibi vitaminlerce de çok zengindir. Yonca derin kazık kökü yardımıyla, diğer bitkilerin yararlanamadığı derinlerde bulunan su ve bitki besin maddelerinden kolayca yararlanır. Yonca köklerindeki yumrucukları (nodozite) ile de kendinden sonraki bitkiye azotça zengin bir toprak bırakır(soya vd., 2004; Açıkgöz, 1995). Türkiye nin hemen her bölgesinde doğal olarak bulunan yoncanın tarımı, son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum mevcut yonca çeşitlerine ek olarak ülkemize ve bölgemize uygun yeni çeşitlerin araştırılması ve adaptasyonlarının sağlanmasını zorunlu hale getirmektedir.

17 5 Çizelge 1.2: Türkiye'de Tescilli Yonca Çeşit Listesi (*) Çeşit Adı Tescil Tarihi Çeşit Sahibi Kuruluş Sazova Kır YoncasıL Anadolu Tar. Araş. Enst. Bilensoy Tarla Bitkileri Mrk. Araş. Enst. Sünter Yoncası Pan Toh. Isl. Ve Ür. A.Ş. Elçi Ankara Üniv. Ziraat Fak. Kalender Neobi Tohumculuk A. Ş. Calfa (CW-2979) Polen Toh. Tar. Ür. San. Tic. Ltd. Şti. WL-324 (MA-324) MayAgro Tohumculuk A.Ş. WL-414 (MA-414) MayAgro Tohumculuk A.Ş. WL-525 HQ (MA-525 HQ) MayAgro Tohumculuk A.Ş Pioneer Tohumculuk A.Ş. Savaş Doğu Anadolu Tar. Araş. Enst. (*):Anonim, 2005 Yembitkileri tarımı diğer kültür bitkileri tarımına göre birçok bakımdan farklılıklar göstermekte ve zorluklar içermektedir. Bunların başında da çeşit yetersizliği ve tohumluğa ilişkin sorunlar gelmektedir (Şehirali, 1997;Soya vd., 2004). Örneğin Ülkemizde en önemli kaba yem kaynağını oluşturması gereken yoncada toplam çeşit sayısı 11 adettir(çizelge1.2). Ülkemizde yembitkileri ıslahı 1925 yılında Eskişehir Tohum Islah İstasyonu nda kıraç şartlarda yetiştirilebilecek yonca ve korunga çeşitleri ıslahı amacıyla başlatılmıştır. Ancak günümüze değin yürütülen çalışmalardan istenen sonuçların elde edildiğini söylemek pek mümkün değildir. Günümüzde bahçe ve tarla bitkileri kültürlerine oranla oldukça yeni sayılan yembitkileri kültüründe seleksiyon yöntemi ile elde edilen

18 6 çeşitler, ekolojik koşullara çok bağlı olmakta ve değişik bölgelerde farklı verim özellikleri gösterebilmektedirler (Avcıoğlu vd, 2000). Ülkemizde 4342 sayılı Mer'a yasasının çıkmasıyla beraber yembitkileri tarımı önem kazanmıştır. Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) Doğu ve Güneydoğu Anadolu da toplam 11 ilde yaptıkları çalışmada 2004 yılı yazlık ekimlerde %7,4 gibi bir oranda yembitkisi (Yonca, fiğ) ekimine destek gerçekleştirmiştir. Yine aynı kurum 1991 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 18 ilde başlattığı ve 1996 yılında ülkesel baza yayılan Çayır Mera Yembitkileri Üretimini Geliştirme Projesi kapsamında %50 kurum+%50 çiftçi şeklinde tohum desteği sağlamıştır. Çizelge 1.3: Türkiye'de Bazı Önemli Yembitkilerinin Yıllara Göre Tohumluk Verileri (*) TÜRLER ÜRETİM (Ton) İTHALAT (Ton) ÜRETİM (Ton) İTHALAT (Ton) YONCA KORUNGA MACAR FİĞİ ADİ FİĞ SORGHUM SUDANOTU SORGUMxS.OTU YEMLİK PANCAR ÇİM VE ÇAYIR OTU (*): Anonim, 2006b Yembitkilerinde tohumluk üretimi zor ve masraflı olması yanında, ekolojik koşullardan da oldukça fazla etkilenmekte, çoğunlukla yetiştirme bölgelerinde tohumlukları üretilememektedir. Bu nedenle özellikle son

19 7 yıllarda Yonca gibi ana ürün yembitkilerinde yıllık tohumluk ihtiyacının %50 ye yakın kısmı ithalat yolu ile karşılanmaktadır (Çizelge1.3). Yembitkileri ve özellikle yonca konusunda, yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı yeni çeşitler geliştirmek, bölge adaptasyon çalışmaları yaparak tescilli çeşit sayısını arttırmak zorunlu hale gelmiştir. Özellikle 4342 sayılı Mer'a yasasının çıkmasından sonra, Türkiye de hayvancılığın temel yem kaynağını oluşturan mer alarımız ve yembitkileri kültürümüz açısından önemli gelişmeler gerçekleşmiş ve yasanın sağladığı fonların da katkısıyla yembitkisi tarımında doğrudan destek, mer a ıslahı konusunda da proje destekleriyle yoğun bir araştırma-geliştirme (ARGE) etkinliği ortaya çıkmıştır. Yembitkilerinin kraliçesi olarak tanımlanan yonca (Medicago sativa L.) bitkisi bu bağlamda en çok ilgi çeken baklagil konumundadır. Zira çok geniş varyasyonlara adapte olabilen yonca, yembitkileri tarımımızın temel dayanağını oluşturmak yanında bu kapsamdaki mer a ıslahı çalışmalarında da temel baklagili oluşturmaktadır. Ancak Akdeniz iklim koşullarına adapte olabilecek yonca çeşitlerinin ortaya konulması ve özellikle mer a ıslahı projelerinde kullanılabilecek mer a tipi yoncaların bilinmesi nedeniyle yasanın çıkışından günümüze kadar, önemli bir materyal sıkıntısıyla karşılaşılmıştır. Yonca materyalinin bu anlamdaki darboğazı yanında tohumluk darboğazı da sorunu katlayarak büyütmüştür. Yukarıda değindiğimiz ana temalara genel bir bakış açısıyla yaklaşıldığında, tarla koşullarında yararlanılabilecek yeni yonca çeşitlerinin tohumluk üretim olanaklarının araştırılması büyük önem

20 8 taşırken, bölge mer alarının ıslahında kullanılabilecek mer a tipi yoncaların ortaya konulması da büyük bir gereksinim olarak gözler önünde durmaktadır. Araştırmamızda bu gerçekleri dikkate alarak iki önemli konuda çözümler üretmek üzere tarla denemeleri yürütülmüştür. Çalışmamızın birinci bölümünde, bölge mer alarının ıslahında kullanılabilecek mer a tipi yoncaların saptanması amaçlanmıştır. Bu bağlamda Bulgaristan, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin seçkin materyali toplanmış ve bölge koşullarında bulunabilecek tek seçenek olan Kayseri Yoncası yla karşılaştırılarak Akdeniz iklim koşullarına uygun bir mer a tipi yonca materyalini ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, bölge koşullarında yonca tarlalarından tohum elde etme olanakları incelenmiş, bu amaçla yörede yaygın olarak kullanılan yonca çeşitlerinden tohum elde etme şansının ne düzeyde olduğu araştırılmıştır. Bu çalışmalar süresince gerek mer a tipi ve gerekse tohumluk üretim amaçlı yoncalarda bazı agronomik ve kalite özelliklerini inceleyerek bilimsel anlamda yararlı olabilecek temel bilgiler edinilmesi de hedeflenmiştir.

21 9 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Yüksek verim ve besleme potansiyeli nedeniyle yembitkilerinin kraliçesi olarak tanımlanan yonca bitkisi üzerinde pek çok araştırma yapılmıştır. Yonca araştırmamızla ilgili olan bazı morfolojik ve tarımsal özelliklerine ilişkin araştırıcıların bulguları iki bölüm halinde sunulmuştur Ot Üretimi Denemesi Austenson et al. (1961), muhtelif yonca çeşitlerini Washington-USA şartlarında karşılaştırmışlar ve üstün kuru madde verimi elde edebilmek için yapılması gereken işlemleri detaylı olarak ortaya koymuşlardır. Carmer and Jacobs (1963), Değişik ekim oranları ve sıra aralıkları uyguladıkları iki yıllık çalışmada, en yüksek ot verimini(1675 kg/da) 2 kg/da ekim oranı ve 10 cm sıra aralığında tespit etmişler, bitki başına sap sayısını ise 5,2-12,1 adet arasında bulmuşlardır. Jung et al. (1966), Alfa, Atlantic, Gajuga, Culver, Du Puits, Grimm, Narragansett, Ranger, Rhizoma, Vernal ve Williamsburg varyetelerini kullanarak A.B.D nin Virginia eyaletinde değişik yörelerde yaptığı adaptasyon ve çeşit özelliklerini inceleyen denemelerinde 5 yıllık ortalamalara göre, dekardan kg kuru yonca elde etmişlerdir. Lowe et al. (1972), Yoncanın adaptasyon özellikleri ve kullanımları ile ilgili geniş bilgiler vermiş ve çeşitlerinin dağılımını sınırlayan temel faktörün yağış ve sıcaklık olduğunu vurgulamışlardır. Ayrıca, Akdeniz iklimi gibi ılıman ve yarı-tropik iklim koşullarında yoncanın 8-9 defa biçilebildiğini, buna karşın soğuk iklimlerde biçim sayısının 2-3 e kadar düştüğünü ifade etmişlerdir.

22 10 Gülcan (1974), Peru, Sonora, Moapa, Mesa-Sirsa, Washoe, Lahonten, Zia, Cody, Caverde, Vernal, Ranger, Ladak ve Kayseri yoncası varyetelerini kullanılarak Adana koşullarında yaptığı çalışmada, kuru ot verimi bakımından çeşitler arasında istatistiksel farkın önemli bulunduğunu belirtmiştir. Araştırmada, en fazla verimi Sonora çeşidi (2925 kg/da) verirken, bunu Mesa-Sirsa (2577 kg/da) çeşidi izlemiş ve Kayseri yoncası da (1957 kg/da) son sırada yer almıştır. Avcıoğlu (1975), Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi deneme tarlalarında Bornova ve Menemen de üç yıl süreyle yürütülen çalışmada; Peru çeşidinin bazı verim ve kalite özelliklerini incelemiştir. Araştırma sonuçlarına göre bitki boyu, yeşil ot ve kuru madde verimi, ham protein ve kül verimi bakımından yıllar ilerledikçe bir artış, yaprak+çiçek salkımı oranında ise azalış görülmüştür. Tosun vd. (1978), yılları arasında Erzurum ekolojik şartlarında yürüttükleri denemede 75 yabancı kaynaklı yonca ile Erzurum, Ağrı ve Kayseri ekotipleri incelenmiştir. Denemeden elde edilen sonuçlara göre; kuru ot veriminde 7 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, çeşitler arasında istatistiksel anlamda fark oluştuğunu belirlemişler ve 590 kg/da ile 1084 kg/da arasında olan kuru ot verimini ortalama 890 kg/da olarak saptamışlardır. Yılmaz (1978), Toprak-Su Araştırma Enstitüsü Isparta Deneme Tarlalarında yılları arasında 4 yıl süreyle yürüttüğü çalışmada, Kayseri, Apex, WL-202, Variety 525, Zia, Scout, Uinta, Washce, Caliverde-65 ve Mesa-Sirsa yonca çeşitlerini kullanmıştır. Bu çeşitleri yeşil ot verimi açısından karşılaştırdığında, ortaya çıkan farkın istatistiksel olarak

23 11 önemli ve ortalama verimin de 7,93 ton/da olduğunu saptamıştır. Ancak, çeşitleri kuru ot verimi açısından incelendiğinde ortaya çıkan farkın istatistiksel olarak önemli olmadığını ve ortalama verimin de 1,92 ton/da olduğunu ifade etmiştir. Lesins and Lesins (1979), Fıçı Yoncası nın cm boya, Salyangoz Yoncası nın 60 cm ye kadar boya, Kirpi Yoncası nın cm arası boya sahip olduğunu ifade etmişlerdir. Manga (1981), Erzurum ekolojik koşullarında tarımı yapılan bazı önemli yonca çeşitlerinin özelliklerini incelediği araştırmasında, 15 yonca çeşidinde bitki boyunun ortalama cm arasında bir değişim gösterdiğini ve çeşitler arasında istatistiksel anlamda önemli farklılıklar olduğunu belirtmiş, ayrıca yoncada ham protein veriminde gözlenen varyasyonun yaprak/sap oranındaki değişikliklerden ileri geldiğini belirtmiştir. Açıkgöz vd. (1984), Ankara Üniversitesi deneme tarlalarında yılları arasında 2 yıl süreyle yaptıkları çalışmada farklı yonca çeşitlerini incelemişlerdir. İncelenen çeşitler arasında, bitki boyu(sap ve habitus), kuru ot, ham protein oran ve verimleri bakımından önemli farklılıklar olduğunu saptamışlardır. Karasal iklim koşullarındaki denemede bitki 65,3-83,7 cm arasında varyasyon göstermiştir. Çeşitlerin kuru ot verimlerinde en yüksek değere 454 kg/da ile ulaşılmış, en düşük verim ise 306 kg/da olarak saptanmıştır. Ham protein oranının 2 yıllık ortalaması %16,1 ve ham protein verimi ise 60,3 kg/da olarak bulunmuş ve en yüksek ham protein verimi 73,5 kg/da, en düşük verim ise 47,7 kg/da ile elde edilmiştir.

24 12 Aynı araştırıcılar, yılları arasında 3 yıl süreyle Çayır- Mer a ve Zootekni Araştırma Enstitüsü nde kurdukları denemede, bitki boyunun çeşitler arasında fazla farklılık yaratmadığını, kuru ot verimleri yönünden ise ortaya çıkan farkın istatistiksel olarak önemli olduğunu saptamışlardır. Deneme sonucunda, bitki boyunun ortalama 65,3 cm ve kuru ot veriminin de ortalama 438 kg/da olduğunu ifade etmişlerdir. Denemede ayrıca, dormantlıkları fazla olan melez yonca çeşitlerinin ilkbaharda geç sürmeye başladıkları ve buna karşın hızlı bir gelişme göstererek, diğer çeşitlerle aynı dönemde biçime gelebildikleri sonucu ortaya koyulmuştur. Bilensoy (1985), Türkiyenin ilk tescilli çeşidi olan Bilensoy-80 in Erguvani menekşeden, menekşe moruna kadar değişiklik gösteren çiçek rengine, %16-18 ham proteine, %9-11 küle sahip olduğunu belirtmiştir. Sağlamtimur vd., (1986), Çukurova koşullarında tek ve çok yıllık baklagil yembitkilerinin adaptasyon yeteneklerini incelemek amacıyla yılları arasında yürüttükleri çalışmada, yoncada bitki boyunun cm, yeşil ot veriminin kg/da arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Gülcan ve Anlarsal (1988), Çukurova bölgesi şartlarına uygun bir yonca çeşidi ıslahı amacıyla yürüttükleri çalışmada, ilk olarak yılları arasında 720 tek bitkiyi verim ve kalite yönünden incelemişler ve üstün görülen 15 yonca klonunda yıllarında 2 yıl süreyle verim karşılaştırılmaları yapmışlardır. Bu karşılaştırmalar sonucunda çeşitler arasında bitki boyu, yeşil ot ve kuru ot verimleri açısından istatistiksel farkın önemli olduğunu ifade etmişlerdir.

25 13 2 yıllık ortalamalara göre, bitki boyunun 62,8 cm, yeşil ot veriminin 7782 kg/da ve kuru ot veriminin de 1367 kg/da olduğu saptanmıştır. Avcıoğlu vd. (1989), Ege bölgesine uygun yonca hatlarının geliştirilmesi ve adaptasyonlarının sağlanması amacıyla yürüttükleri çeşitverim denemesinde 19 farklı yonca çeşidini incelemişler ve çeşitler arasında, yeşil ot verimi, kuru madde, ham protein ve ham kül değerleri yönünden istatistiksel farklılığın önemli olduğunu vurgulamışlardır. Deneme sonunda, yeşil ot veriminin kg/da, kuru madde oranının %23,3-29,0, kuru madde veriminin kg/da arasında varyasyon gösterdiği saptanmıştır. Araştırıcılar ayrıca, inceledikleri çeşitlerin dik veya yarı dik gelişme gösterdiklerini belirtmişler ve büyüme açısı gözlemlerinin özellikle 3. ve 4. biçimlerde yapılmasıyla sağlıklı sonuçların elde edilebileceğini ifade etmişlerdir. Volonec and Cherney (1990), 32 Ülkeden toplanan yonca materyallerini Ukrayna da iki yıl süreyle denemiş ve bunlardan 18 varyetede bitki başına ortalama yeşil ot veriminin gr arasında değiştiğini belirtmişler, ayrıca kuru ot veriminin hızla gelişen yonca varyetelerinde bitki başına 53 gr ve yavaş gelişenlerde 43 gr olduğunu vurgulamışlardır. Akbari ve Avcıoğlu (1992), Ege Üniversitesi, Bornova daki deneme alanlarında yılları arasında yürüttükleri çalışmada, yonca çeşitlerinin bitki boyu (79-100cm), yeşil ot verimi ( gr/bitki), kuru madde oranı (%19,8-25,1), kuru madde verimi ( gr/bitki) ham protein oranı(%18,7-22,9), ham protein verimi(14,6-26,5 gr/bitki), ham kül

26 14 oranı(%10,1-11,1) ve ham kül verimi(5,2-12,2 gr/bitki) açısından önemli ölçüde farklı özelliklere sahip olduklarını belirtmişlerdir. Araştırmada ayrıca; yonca da genel çiçek renginin de mavi ve mavinin tonlarında olduğunu ifade etmiştir. Gülcan ve Anlarsal (1992), yılları arasında Şanlıurfa- Koruklu Araştırma İstasyonu nda 20 yonca çeşidi ile yürüttükleri araştırmada çeşitler arasında, bitki boyu, yeşil ot ve kuru madde verimleri açısından istatistiksel farklılığın önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Araştırıcılar ortalama bitki boyunun 56,3-70,8 cm arasında değiştiğini belirterek, ilkbahar büyümesi yavaş olan çeşitlerin kısa boylu çeşitler olduklarını saptamışlardır. Araştırmada yeşil ot verimlerinin kg/da, kuru madde veriminin de kg/da arasında değiştiği ifade edilmiştir. Şengül vd. (1992), Doğu Anadolu Bölgesi şartlarına uygun yüksek verimli yonca çeşit ve hatlarını belirlemek amacıyla yaptıkları adaptasyon çalışmasında, çeşitlerin ham protein, yeşil ot ve kuru ot verimleri bakımından önemli farklılıklar gösterdiğini belirtmişlerdir. Denemede ayrıca; ham protein verimlerinin kg/da, yeşil ot verimlerinin kg/da ve kuru ot verimlerinin ise kg/da arasında varyasyon gösterdiği saptanmıştır. Altınok (1993), 1989 ve 1992 yıllarında Ankara Üniv. Ziraat Fak. Tarla Bit. Böl. deneme tarlaları ve Kanada Nova-Scotia Tarım Koleji seralarında üç değişik yıllık yonca türünün farklı fenolojik özellikleri ile yem verimlerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır.

27 15 Bu çalışmada doğal bitki boyu, ana sap uzunluğu, yeşil ot ve kuru madde verimleri, ham protein oranı ve verimi bakımından deneme yılları arası değerler farklılık göstermiştir. Avcıoğlu vd. (1994), Ege Bölgesine uygun yonca ıslahı amacıyla 3 yıl( ) süreyle 12 çeşit üzerinde çalışmışlar, bitki boyunun 75,1-92,0 cm, yeşil ot veriminin de bitki başına gr arasında değişim gösterdiğini saptamışlardır Araştırıcılar; Mesa-Sirsa, Moapa, Elçi, Pioneer ve kısmen de Sonora çeşitlerinin gelişmeye erken başladıklarını gözlemlemişler, tropik veya yarı tropik kuşaklarda yetiştirilen yoncaların kışın uyku dönemlerinin kısa olması nedeniyle bu çeşitlerin vejetasyon periyodu boyunca büyüme ve gelişmelerinin uzun, biçim sayılarının fazla ve verimlerinin de yüksek olacağını saptamışlardır. Aydın vd., (1994), yılları arasında Samsun ekolojik koşullarında ve kuru şartlarda üç yıl süreyle yürüttükleri denemede 39 yonca çeşidi yer almıştır. Kuru ot verimi, ham protein oranı ve verimi bakımından çeşitler arası farklılıkları istatistiki olarak önemli tespit etmişlerdir. Yonca çeşitlerinde ham protein oranları bakımından büyük farklılıklar tespit etmişler ve %21,14 ile %12,56 arasında değişmiştir.kuru ot ve ham protein verimlerinin ise sırasıyla, 291,5-56,3 kg/da ve 47,17-9,87 kg/da arasında değiştiğini belirtmişlerdir.. Başbağ (1994), 1991 ve 1992 yıllarında GAP koşullarında farklı sıra arası ve sıra üzeri mesafelerin yoncanın tohum verimine etkilerini incelemiştir.

28 16 Deneme sonuçlarına göre, Yeşil ve kuru ot verimi bakımından yıllar arası farklılık önemli olmuş. 1. yıla göre 2. yılda daha fazla verim elde edilmiştir yıllarında verimler sırasıyla, 503,8-1237,5 kg/da Yeşil Ot ve 108,6-267,5 kg/da Kuru ot olduğu ifade edilmiştir Dane Ağırlığı değerlerini 2,281-2,404 gram arasında saptamıştır. Fazlı and Yazdisamadi (1994), 64 adet iran ve yabancı yonca çeşidi arasında yapılan karşılaştırmalarda, yeşil ot verimi ve bitki boyu bakımından genotipik varyasyonları önemli bulmuşlardır. Pricop and Petrovici (1994), Romanya Podu-Iloalel Araştırma İstasyonu nda yaptıkları çalışmada, çeşitler arasında önemli farklılıklar saptamışlar ve kuru madde veriminin kg/da, ham protein veriminin kg/da, tohum veriminin de 32,0-43,5 kg/da arasında değiştiğini ifade etmişlerdir. Şılbır vd. (1994), Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Deneme tarlalarında yılları arasında yürüttükleri çalışmada, yurtdışından getirilen 3 yonca çeşidi ile Kayseri ve bölgede başarıyla yetiştirilen Elçi yoncasını incelemişlerdir. Araştırıcılar, bitki boyu yönünden çeşitler arasında önemli farklılıklar tespit etmişler ve en yüksek değere Kayseri(54,1 cm) ve Elçi çeşitlerinde (52,6 cm) ulaşmışlardır. Çalışmada, yeşil ot verimleri yönünden, Vela çeşidinden en yüksek verim (9286 kg/da) elde edilirken bu çeşidi 8559 kg/da ile Elçi ve 7663 kg/da ile Kayseri çeşitleri izlemiştir. Buna karşın Kayseri çeşidinin kuru ot verimi (1779 kg/da) açısından düşük verimli olduğu görülmüş ve bu durum yaz sıcaklarında bu çeşidin iyi boylanmasına karşın, dallanmasının zayıf olmasıyla açıklanmıştır.

29 17 Açıkgöz (1995), Yoncanın değişik gelişme dönemlerinde yapılan biçimlerinde kuru madde oranının %15,0-92,7; ham protein oranının %9,9-23,3ve ham kül oranının %7,4-12,0 arasında değiştiğini ifade etmiştir. Anlarsal (1996), Yoncada, CUF-101, Peru, P-5929, Elçi, Salton ve Diabloverde çeşitlerini kullanarak Çukurova Üniversitesi deneme tarlalarında yılları arasında yaptığı araştırmada, bitki boyu ve yeşil ot verimlerinde önemli farklılıklar belirlemiştir. Bitki boyu değerleri 70,1-66,1 cm arasında değişmiş, yeşil ot verimlerinde en yüksek değerleri Elçi (10161 kg/da) ve P-5929 (10304 kg/da) çeşitleri getirmiştir. Eğinlioğlu vd. (1996), Menemen koşullarında yılları arasında yaptıkları çalışmada, yerli ve yabancı orijinli 20 yonca çeşidinde bölgeye uygun verim ve kalite özelliklerini belirlemeyi amaçlamışlardır. 3 yıl süren araştırma sonucunda, çeşitler arasında yeşil ot, kuru madde ve ham protein verimleri açısından ortaya çıkan farkın istatistiksel olarak önemli olduğu ifade etmişlerdir. Şengül (1996), yılları arasında Pasinler Ovası Araştırma İstasyonunda, Şark yoncası, Kayseri yoncası ve Medicago sativa-484 ü verim ve kalite özellikleri bakımından incelemiştir. Araştırıcı, yeşil ot, kuru ot ve ham protein verimleri açısından çeşitler arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılığın olduğunu ifade etmiş ve 4 yıl sonunda en yüksek yeşil ot verimini Kayseri yoncasından (6027 kg/da), en düşük değeri ise Şark yoncasından (5361 kg/da) elde etmiştir. Araştırmada elde edilen 4 yıllık ortalama kuru ot verimi de, Kayseri yoncasında 1612 kg/da, Şark yoncasında 1512 kg/da ve M. sativa-484 ise 1479 kg/da olarak saptanmıştır.

30 18 Ham protein veriminde ise en düşük değer 230 kg/da ile Şark yoncasından, en yüksek verim ise Kayseri yoncasından (283 kg/da) elde edilmiştir. Şengül ve Sağsöz (1996), Atatürk Üniversitesi deneme tarlalarında yılları arasında yürüttükleri çalışmada, Van yöresine ait 9 köyden temin edilen yerel yonca çeşitleri ve Kayseri yoncası araştırma materyali olarak kullanmışlardır. Denemede elde edilen bulgulara göre bitki boyu 83 cm ile 148 cm arasında varyasyon gösterirken, ortalama değer 122 cm olarak saptanmıştır. En yüksek kuru ot verimine ortalama 66 gr/bitki ile ulaşılırken, en düşük verim 31,2 gr/bitki olarak tespit edilmiştir. Çeşitlerin yeşil ot verimi açısından da istatistiksel olarak farklı olduklarını belirten araştırıcılar ayrıca, bitkide boy artışının, yaprak oranını dolayısıyla da ham protein oranını düşürdüğü, buna karşın kuru madde ve ham protein verimini ise arttırdığını saptayarak, bitki boyunun kalite ve verim üzerine etkileri olduğunu ifade etmişlerdir. Şengül ve Tahtacıoğlu (1996), yılları arasında Erzurum ekolojik şartlarında yaptıkları çalışmada farklı yonca çeşitlerini bazı verim ve kalite özelikleri yönünden karşılaştırmışlardır. Araştırmada yeşil, kuru ot ve ham protein verimleri bakımından, incelenen tüm çeşitler arasında bulunan fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Denemeden elde edilen sonuçlara bakıldığında, en yüksek yaş ot verimin 3602 kg/da, en düşük verimin ise 2524 kg/da olduğu belirtilmiştir. Kuru ot verimlerine ilişkin değerler, kg/da arasında değiştiği saptanmıştır. Tahtacıoğlu vd. (1996), 19 Yonca çeşit ve hattını kullanarak Erzurum ekolojik koşullarında yaptıkları çalışmada kuru ot ve ham protein

31 19 verimleri açısından çeşitler arasında önemli farklılıklar olduğunu saptamışlardır. Araştırıcılar, kuru ot veriminin kg/da, ham protein veriminin ise kg/da arasında değiştiğini belirlemişler ve ayrıca, yıllar ilerledikçe ele alınan çeşitlerin yeşil ve kuru ot verimlerinin düştüğünü ifade etmişlerdir. Yılmaz vd. (1996) nin Van Kıraç koşullarında üç yıl( ) süreyle yürüttükleri denemede, 26 farklı yonca çeşidi incelenmiştir. Denemeye alınan çeşitlerin bitki boyu, yeşil ot ve kuru ot verimleri değerleri arasındaki farkın istatistiki olarak önemli olduğu belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarda; çeşitlerin bitki boyu değerleri 83,5-108,0 cm, yeşil ot verimi kg/da ve kuru ot verimleri de kg/da arasında değişim göstermiştir. Koç ve Tan (1997), 1995 yılında Atatürk Üniversitesi mer a alanlarından topladıkları 60 Yonca çeşidi üzerinde yürüttükleri bu çalışmada, bitki başına ortalama değerlerin incelenen karakterlerde sırasıyla; bitki boyu 16,60-32,70 cm, bitki ağırlığı 4,67-26,70 gr ve ham protein oranı %20,22-24,74 sap oranı % , yaprak oranı % arasında varyasyon gösterdiğini ve bu farklılıkların istatistiki bakımdan önemli olduğunu saptamışlardır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, ana dal sayısının artmasıyla, bitki ağırlığında çiçek topluluğunun payının azaldığı, buna karşın ana dalda salkım sayısı ve yaprak sayısının ise arttığı, dolayısıyla yaprak oranın artmasıyla ham protein oranının da yükseldiğini ifade edilmiştir.

32 20 Maiorana et. al. (1997), İtalya nın yarı kurak ve tepelik güney bölgesinde yaptıkları çalışmada, bir İspanyol yonca çeşidi olan Mielga ile İtalyan Garisenda yonca çeşidini karşılaştırarak adaptasyon ve verimliliklerini karşılaştırmışlardır. Araştırıcılar denemede 2.yıl elde edilen yeşil ot, kuru madde verimi ve ham protein oranı değerlerinin daha yüksek bulunduğunu ve yıllar arası farklılığın istatistiksel olarak önemli olduğunu ifade etmişler, Mielga çeşidinin kurak koşullara ve otlatmaya yüksek toleranslı, lezzetli olduğunu belirtmişlerdir. Maiorana et. al. (1998), İtalya nın yarı kurak ve tepelik güney bölgesinde yılları arasında yaptıkları bir başka çalışmada, Mielga ile Garisenda yonca çeşitlerini iki değişik sulama ve yine iki değişik fosfor uygulamasında karşılaştırarak adaptasyon ve verimliliklerini karşılaştırmışlardır yılları arasında yeşil ot, kuru ot verimi, ham protein, kül oranı bakımından farklılıkların önemli olduğunu saptamışlar, yeşil ot, kuru madde verimi ve ham protein oranı bakımından çeşitler arası farkın önemli olduğunu vurgulamışlardır. Cevheri ve Avcıoğlu (1998), 1996 yılı yetiştirme döneminde E.Ü.Z.F nin Bornova/İzmir koşullarındaki deneme tarlalarında yaptıkları araştırmada, inceledikleri yonca çeşitleri arasındaki istatistiksel farklılığın, bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, kuru madde içeriği açısından önemli, ana sap çapı yönünden ise önemsiz olduğunu ifade etmişlerdir. Araştırıcılar, denemede materyali oluşturan 11 yonca çeşidinin, bitki boyu değerlerinin 51,3-67,6 cm, yeşil ot verimlerinin kg/da, kuru ot verimlerinin kg/da, kuru madde oranlarının %21,8-24,6

33 21 ve kuru madde verimlerinin ise kg/da arasında değişiklik gösterdiğini belirtmişlerdir. Aka ve Avcıoğlu (1999), 1998 yetiştirme döneminde İzmir ili Selçuk ilçesinde yürüttükleri çalışmada, inceledikleri yonca çeşitleri arasında, bitki boyu (61,6-67,5 cm), yeşil ot verimi ( kg/da), kuru ot verimi ( kg/da), kuru madde oranı (%22,5-24,6) ve kuru madde verimi ( kg/da) açısından istatistiksel olarak önemli farklılıkların bulunduğunu ifade etmişlerdir. LIoveras et. al., (1999), İtalya da Ebro vadisinde yetiştirilen geleneksel yonca çeşitleri ile İspanya, Amerika, Fransa ve Avustralya dan temin edilen intridüksiyon materyali olan yonca çeşitlerinin performanslarını belirlemek amacıyla 8 yıl boyunca tarla denemesi yürütmüşler ve sonuçta ele alınan çeşitler arasında kuru madde verimi bakımından önemli farklılıklar saptamışlardır. Paoletti et al. (1999), Lombardy/İtalya nın taban koşullarında bir süt üretim çiftliğinde yaptıkları çalışmada 25 yonca çeşidinin adaptasyon yetenekleri, yem potansiyeli, kalitesi ve dayanıklılıklarını karşılaştırmışlardır. Çeşitler arasında önemli farklılıklar saptayan araştırıcılar, verimde yüksek olan Luignano ve Lodi çeşitlerinin 5 yılda ve 21 biçim sonrasında en dayanıklı çeşitler olduklarını ifade etmişlerdir. Pecetti et al. (1999), Kuzey İtalya da egzotik yonca germplazmı üzerindeki araştırmalarında, çiçek rengi %74,1-100,0 arasında değişen oranda mor olmuş, ilk yıldan ikinci yıla kuru madde verim artarken çeşitler arası farklılıklar önemli görülmüştür. Bitki boyu bakımından da istatistiki olarak çeşitler arası farklılıklar önemli olarak tespit edilmiştir.

34 22 Altınok ve Karakaya (2002), Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme tarlalarında yılları arasında 3 yıl süreyle yürüttükleri çalışmada, Elçi, Kayseri, Mesa-Sirsa, Fortress, Bilensoy-80, Peru ve Bitlis yoncalarını araştırma materyali olarak kullanmışlardır. Araştırma sonucunda, çeşitler arasında farkın bitki boyu ile yeşil ot, kuru madde ve ham protein verimleri açısından istatistiksel anlamda önemli olduğu saptanmışlardır. Kallenbach et. al. (2002), Güneybatı Missouri araştırma istasyonunda 1 otlatma (alfagraze) ve 2 ot (Pioneer 5373, Cody) tipi yonca çeşitleri kullanarak yılları arasında yürüttükleri araştırmada, kuru ot ve protein verimleri bakımından çeşitler arası farklılıkları önemli bulmuşlardır. Yıllar itibari ile de verimler yıllar ilerledikçe artış eğiliminde olmuştur. Petkova et. al. (2003), Düşük lignin içeren transgenik yonca hatlarında yaptıkları çalışmada, bitki boyunu bitkide sap sayısını ve yeşil ot verimini sırasıyla; 49,60-64,20 cm, 20,00-94,90 adet/bitki ve gr/bitki arasında saptamışlar, çeşitler arasında incelenen özellikler yönünden farklılıkların önemli olduğunu belirtmişlerdir. Zagni et. al. (2003), Kuzey İtalya nın Po ovasında iki farklı yonca.çeşidi (Europe ve Selene) ve farklı hasad zamanları (tomurcuklanma, erken çiçeklenme ve tam çiçeklenme) nı değerlendirdikleri denemede, yeşil ot ve kuru madde verimleri bakımından çeşitler arası farklılıkların önemli olduğunu, verimlerin birinci yıldan ikinci yıla doğru artış gösterdiğini ifade etmişlerdir.

35 Tohum Üretimi Denemesi Carmer and Jacobs (1963), değişik ekim oranları ve sıra aralıkları uyguladıkları iki yıllık çalışmada, bitki başına sap sayısını 5,2-12,1 adet arasında bulmuşlardır. Scheridan and Mc Kee (1970), çiçek renklerini belirlemek amacıyla 10 farklı yonca varyetesinde kolorometrik yöntemle çalışmışlar ve farklı renklere neden olarak, toprak ph sı, toprak verimliliği ve tohum tipini belirtmişlerdir. Leach (1970), muhtelif yonca çeşitlerini Avustralya şartlarında karşılaştırmış, özellikle bitki başına ortalama sap sayısının; çeşit ve sıcaklıkla çok az değişmekle beraber, biçimden sonraki 10 gün içinde süratle arttığını ve 21. güne doğru sabitleştiğini saptamıştır. Biçimden önce ortalama olarak 10 civarında seyreden sap sayısı, biçimden sonra 5. günde arasında, 10. günde 30 veya daha fazla bulunmuş, ancak bundan sonra hemen hemen aynı kalmıştır. Magoon et. al. (1973), Baklagil yembitkilerinde tohum veriminin kantitatif bir karakter olduğu ve dal sayısı, meyve büyüklüğü, meyve sayısı, meyvede tohum sayısı, tohum ağırlığı gibi birçok unsurdan meydana geldiği ileri sürmüşlerdir.

36 24 *Avcıoğlu (1975), Peru çeşidinin bazı verim ve kalite özelliklerini incelediği araştırma sonuçlarına göre bitki boyu bakımından yıllar ilerledikçe bir artış görmüştür. *Lesins and Lesins (1979), Fıçı Yoncası nın bir meyvede ort tohuma, Salyangoz Yoncası nın bir meyvede ort 5-14 tohuma, Kirpi Yoncası nın bir meyvede ort 9-20 tohuma sahip olduğunu ifade etmişlerdir. *Manga (1981), 15 yonca çeşidinde bitki boyu bakımından istatistiksel anlamda önemli farklılıklar olduğunu belirtmiş, bitki boyunun ortalama cm arasında bir değişim gösterdiğini ifade etmiştir. Kehr et al. (1983), Idoha Coldwell yakınlarında 1976 baharında ekilen denemede 1977 ve 78 yıllarında yonca çeşitlerinde, tohum verimlerini belirlemişlerdir. İki yıl ortalamasında verimler kg/ha arasında değişmiş ve çeşitler arası farklılık önemli bulunmuştur. *Açıkgöz vd. (1984), İnceledikleri çeşitler arasında, bitki boyu(sap ve habitus) ve tohum verimleri bakımından önemli farklılıklar olduğunu saptamışlardır. *Bilensoy (1985), Türkiyenin ilk tescilli çeşidi olan Bilensoy-80 in salkımda 7-10 meyveye, meyvede 4-7 tohuma sahip olduğunu belirtmiş, ayrıca 1000 Dane Ağırlığı nın ise 2,09-2,47 gr arasında değiştiğini vurgulamıştır. *Sağlamtimur vd., (1986), Yoncada bitki boyunun cm, ve tohum veriminin ise kg/da arasında değiştiğini ifade etmişlerdir. (*) Ot ve Tohum Üretimi Konusunda Ortak Kaynaklar

37 25 Budak ve Avcıoğlu (1989), Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bornova Deneme Tarlaları nda, farklı biçim uygulamalarında tohum verimi ve buna ilişkin bazı özelliklerini saptamak amacıyla yürüttükleri çalışmada 7 farklı yonca çeşidini incelemişlerdir. Araştırmaları sonucunda 1000 dane ağırlığı bakımından çeşitler arası farklılıkları istatistiki olarak önemli bulmuşlar, ancak meyvede dane sayısı ve tohum veriminde bu farklılık önemsiz olmuştur. *Gülcan ve Anlarsal (1988), Çeşitler arasında bitki boyu açısından istatistiksel farkın önemli olduğunu belirtmişlerdir. Mrazkova and Kaspar (1988), Çekoslavakya da iki değişik bölgede yonca çeşitlerinin sıralaması için yaptıkları çalışmada tohum veriminin yıllara göre büyük farklılıklar gösterdiğini belirtmişlerdir. *Akbari ve Avcıoğlu (1992), Yonca çeşitlerinin bitki boyu (79-100cm) açısından farklılıklarının istatistiksel olarak önemli olduğunu belirtmişlerdir. Gençkan (1992), Yonca meyvesinde 3-7 adet, bazen de daha fazla miktarda tohum bulunduğunu ve 1000 Dane Ağırlığı nın ise 1,8-2,4 gr arasında değiştiğini ifade etmiştir. *Gülcan ve Anlarsal (1992), 20 yonca çeşidi ile yürüttükleri araştırmada çeşitler arasında, bitki boyu değerleri açısından istatistiksel farklılığın önemli olduğunu ifade etmişlerdir. (*) Ot ve Tohum Üretimi Konusunda Ortak Kaynaklar

38 26 *Altınok (1993), Türkiye ve Kanada da yürüttüğü çalışmasında, ana sap uzunluğu ve ana dal sayısı bakımından deneme yılları arası değerler farklılık göstermiştir. *Avcıoğlu vd. (1994), Bitki boyunun 75,1-92,0 cm arasında değişim gösterdiğini saptamışlardır *Başbağ (1994) ın deneme sonuçlarına göre, tohum verimi yıllar açısından önemli farklılık göstermiş, ilk yıl 21,82 kg/da olan verim, ikinci yılda 32,69 kg/da a yükselmiştir. *Fazlı and Yazdisamadi (1994), İran da yürüttükleri denemelerinde yonca çeşitleri arasında bitki boyu bakımından genotipik varyasyonları önemli olarak tespit etmişlerdir. *Pricop and Petrovici (1994), Tohum veriminin 32,0-43,5 kg/da arasında değiştiğini ifade eden araştırıcılar, çeşitler arasında önemli farklılıklar saptamışlardır. *Şılbır vd. (1994) e göre bitki boyu yönünden çeşitler arasındaki farklılıklar istatistiki açıdan önemli olmuş, en yüksek değere Kayseri(54,1 cm) ve Elçi çeşitlerinde (52,6 cm) ulaşmışlardır. *Anlarsal (1996), Araştırmasında bitki boyu değerlerinde önemli farklılıklar belirlemiş ve bitki boyunun 70,1-66,1 cm arasında değiştiğini ifade etmiştir. (*) Ot ve Tohum Üretimi Konusunda Ortak Kaynaklar

39 27 *Şengül ve Sağsöz (1996), Bitki boyunun 148 cm ile 83 cm arasında varyasyon gösterdiğini belirtmişler, çeşitler arası farklılıkları da önemli olarak saptanmışlardır. *Yılmaz vd. (1996) Denemeye alınan çeşitlerin bitki boyu değerleri arasındaki farkın istatistiki olarak önemli olduğu ifade etmişlerdir. *Koç ve Tan (1997), Bitki boyu cm,, ana dal sayısı adet ve 1000 Dane ağırlığında arasında varyasyon oluştuğunu ve bu farklılıkların istatistiki bakımdan önemli olduğunu saptamışlardır. *Cevheri ve Avcıoğlu (1998), Ege Üniversitesi nin Bornova Deneme Tarlalarında inceledikleri yonca çeşitleri arasındaki istatistiksel farklılığın, bitki boyu açısından önemli olduğunu ifade etmişlerdir. *Aka ve Avcıoğlu (1999), İzmir in Selçuk ilçesinde yaptıkları çalışmada, yonca çeşitleri arasında, bitki boyu (61,6-67,5 cm) açısından istatistiksel olarak önemli farklılıkların bulunduğunu ifade etmişlerdir *Pecetti et al. (1999), Kuzey İtalya şartlarında yürüttükleri denemeleri sonucunda, bitki boyu bakımından istatistiki olarak çeşitler arası farklılıkları önemli olarak tespit etmişlerdir. Popovic et al. (1999), Üretimin üçüncü yılında aldıkları tohumlar üzerinde yaptıkları araştırmada 1000 Dane ağırlığı bakımından yonca çeşitleri arası farklılıkların istatistiki olarak önemli olduğunu belirtmişlerdir (*) Ot ve Tohum Üretimi Konusunda Ortak Kaynaklar

40 28 *Altınok ve Karakaya (2002), Araştırma sonucunda, çeşitler arasında farkın bitki boyu açısından istatistiksel anlamda önemli olduğu saptanmışlardır. Bolanos-Aguilar et al. (2002), Fransa da 5 yonca çeşidini kullanarak 3 yıl süreyle yürüttükleri çalışmada, tohum verimleri bakımından farklılıkların hem çeşit, hem de yıllar açısından önemli olduğunu vurgulamışlardır. Iannucci et al. (2002), Güney İtalya: da ve 1997 yıllarında, iki farklı sulama ve dört farklı yaprak dökücü kimyasal uygulamasının tohum verimi üzerine etkilerini incelemek amacıyla 5 yonca çeşidinde (Equipe, Iside, Lodi, Robot, Romagnola) yaptıkları tarla denemelerinde; 1000 dane ağırlığı, meyvede tohum sayısı ve tohum verimleri açısından çeşitler arası farklılıkların önemli olduğunu saptamışlardır. *Petkova et. al. (2003), bazı yonca çeşitlerinde bitki boyunu ve bitkide sap sayısını sırasıyla; 49,60-64,20 cm ve 20,00-94,90 adet/bitki arasında saptamışlar, çeşitler arasında incelenen özellikler yönünden farklılıkların önemli olduğunu belirtmişlerdir. (*) Ot ve Tohum Üretimi Konusunda Ortak Kaynaklar

41 29 3. MATERYAL VE METOD 3.1. Materyal Araştırma Yeri Araştırma, 2001, 2002 ve 2003 yıllarında 3 yıl süre ile Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü nün Bornova da bulunan deneme tarlalarında yürütülmüştür. Denizden yüksekliği yaklaşık 2 metre olan araştırma yeri, 38 kuzey enleminin başlangıcı ile doğu boylamları arasında kesişen koordinatlarda bulunmaktadır İklim Özellikleri Deneme yerinin iklim özelliklerini detaylı olarak açıklayabilmek için Bornova Meteoroloji İstasyonu ndan elde edilen iklim verilerinden yararlanılmıştır. Denemenin yürütüldüğü yıllara (2001, 2002 ve 2003) ve Çok Yıllık Ortalamalar a ait hava sıcaklığı, toplam yağış, oransal nem ve güneşlenme süresine ilişkin veriler, aylık ortalamalar şeklinde Çizelge ve Şekil (a-b-c-d) de sunulmuştur. Sıcaklık: Bölgede hava sıcaklığı Mart ayından itibaren artış göstermekte ve genellikle Temmuz ayında en yüksek değerine ulaşmaktadır. Şekil (a-b-c-d) den de izlenebileceği gibi, sıcaklıkların yükselmeye başladığı devreden itibaren yağışlar düşmekte ve bunun sonucu olarak da Kurak Periyot meydana gelmektedir. Araştırmanın gerçekleştirildiği yıllarında en yüksek sıcaklık değerleri, Temmuz aylarında (30,1ºC, 28,1 C, 28,6 C )

42 30 gerçekleşmiştir. En düşük değeri de 2001'de Aralık (7,6 C), 2002 de Ocak (6,3 C) ve 2003 de ise Şubat (4,9ºC) aylarında belirlenmiştir. Çizelge 3.1.2: Araştırma Yerine Ait İklim Verileri Aylar OHS TY OON OGS OHS TY OON OGS Ocak 9,9 74,9 65,4 4,3 6,3 51,8 58,6 5,1 Şubat 9,4 90,3 64,0 4,7 11,4 33,0 58,7 5,2 Mart 15,4 15,5 60,4 6,4 12,3 94,0 60,3 5,2 Nisan 15,6 69,2 60,6 6,3 14,7 45,1 60,5 6,1 Mayıs 20,8 28,7 49,3 7,5 20,4 16,7 49,4 10,0 Haziran 26,2 13,2 42,1 11,9 26,5 0,1 39,5 11,0 Temmuz 30,1 0 42,6 12,0 28,8 9,5 47,1 10,4 Ağustos 28,8 19,4 46,6 10,5 28,0 0 47,8 10,2 Eylül 23,6 66,3 55,6 9,7 22,4 49,5 58,7 7,4 Ekim 19,0 0,6 54,4 8,3 17,7 54,8 60,5 7,0 Kasım 12,6 300,6 85,2 4,1 13,1 107,4 65,1 5,7 Aralık 7,6 192,8 66,7 2,6 7,9 140,3 59,5 3,2 TvO 18,25 871,5 57,74 7,36 17,46 602,2 55,47 7, Uzun Yıllar Ortalaması Aylar OHS TY OON OGS OHS TY OON OGS Ocak 11,1 112,6 62,4 3,0 8,1 109,7 68 4,0 Şubat 4,9 153,3 60,1 4,3 8,6 89,8 67 4,5 Mart 8,6 12,1 52,1 7,1 10,8 72,3 65 5,9 Nisan 12,7 109,7 61,0 5,4 15,0 48,9 62 7,1 Mayıs 21,3 8,5 52,5 9,0 20,2 32,2 58 9,1 Haziran 27,2 0,8 37,5 11,8 25,0 8, ,3 Temmuz 28,6 0 37,3 12,3 27,6 3, ,3 Ağustos 28,5 0 38,2 11,1 27,0 2, ,5 Eylül 22,5 0 46,9 9,2 22,2 17,0 56 9,9 Ekim 19,7 68,5 51,8 6,8 18,0 46,8 63 7,3 Kasım 13,1 18,0 62,3 5,8 13,2 80,3 68 5,1 Aralık 9,5 95,6 65,3 3,0 9,9 122,3 70 3,7 TvO 17,3 579,1 52,3 7,4 17,2 633,2 60 7,6 OHS: Ortalama Hava Sıcaklığı ( C) OON: Ortalama Oransal Nem (%) TY: Toplam Yağış (mm) OGS: Ortalama Güneşlenme Süresi(saat/gün)

43 31 Toplam Yağış (mm) Yağış Kurak Periyot Sıcaklık o ş m n m h t a e e k a Ortalama Sıcaklık ( C) Şekil (a): Araştırma Yerine Ait 2001 Yılı Walter İklim Diyagramı Toplam Yağış (mm) Yağış Kurak Periyot Sıcaklık o ş m n m h t a e e k a Ortalama Sıcaklık ( C) Şekil (b): Araştırma Yerine Ait 2002 Yılı Walter İklim Diyagramı

44 32 Toplam Yağış (mm) Yağış Kurak Periyot Sıcaklık o ş m n m h t a e e k a Ortalama Sıcaklık ( C) Şekil 3.1.2(c): Araştırma Yerine Ait 2003 Yılı Walter İklim Diyagramı Toplam Yağış (mm) 140 Yağış Sıcaklık Ortalama Sıcaklık ( C) Kurak Periyot o ş m n m h t a e e k a 0 Şekil (d): Araştırma Yerine Ait Çok Yıllık Walter İklim Diyagramı

45 33 Yağış: Çizelge ve Şekil (a-b-c-d) den de izlendiği gibi, Bornova yöresinde yağışlar Sonbahar, Kış ve İlkbahar aylarında düşmekte, Yaz aylarında ise hiç yağış görülmemekte veya çok az miktarda saptanan yağışların da buharlaşma yoluyla hemen kaybolduğu gözlenmektedir. Akdeniz İklimi nin özelliklerini ifade eden bu durum, yılda ortalama 600 mm yağışa sahip olan yöre şartlarında, mevcut yağış rejiminin düzensizliği nedeniyle yaz aylarında yetiştirilecek olan kültür bitkilerinin sulanmasını zorunlu kılmaktadır. Denemenin yürütüldüğü dönemde en yüksek yağış 300,6 mm ile 2001 yılı Kasım ayında, en düşük yağış ise 0 mm ile 2001 yılı Temmuz ile 2002 yılı Ağustos ayında kaydedilmiştir. Oransal Nem: Bornova yöresinde oransal nem; kış aylarında düşük sıcaklıklardan dolayı yüksek, yaz aylarında ise yüksek sıcaklıklar nedeniyle düşük olmaktadır. Oransal nem denemenin yürütüldüğü periyotlarda, en fazla 2003 yılında % 65,3 ile Aralık, en düşük olarak ta %37,3 lük değer ile Temmuz ayında tesbit edilmiştir (Çizelge 3.1.2). Güneşlenme Süresi: Çalışmanın yürütüldüğü bölgede Akdeniz ikliminin egemen olması nedeniyle, güneşlenme süresi Mayıs ayından Ağustos ayına kadar olan süreçde yüksek değerdedir. Bu da yağış ve sıcaklıkla ilişkili olarak bitkilerin su harcaması ve özellikle fotosentezde önemli bir faktördür. Denemenin sürdürüldüğü devrelerde en uzun güneşlenme süresi; 2003 yılı Temmuz ayında 12,3 saat/gün, en kısa güneşlenme süresi de, aynı yıl içinde Ocak ve Aralık aylarında 3,0 saat/gün olarak saptanmıştır (Çizelge 3.1.2).

46 34 Denemenin yürütüldüğü yıllarda iklimsel faktörler, deneme materyalinin yetiştirilmesini engelleyecek etkide bulunmamıştır Toprak Özellikleri Araştırma yerinin toprak özelliklerini saptamak amacıyla, tarlada usülüne göre açılan profilin 0-20 cm ile cm derinliklerinden alınan toprak örnekleri, Ege Üniv. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Laboratuvarları nda fiziksel ve kimyasal analize tabi tutulmuş ve sonuçları Çizelge de özetlenmiştir. Deneme alanı toprağı; 0-20 cm derinlikte milli-kil, cm derinlikte ise killi-tın bünye özelliklerini taşımaktadır. Bornova Ovası nı temsil eden bu alüviyal toprak yapısı, oldukça ağır toprak niteliğini ifade etmektedir. Deneme alanının 0-20 cm derinliğinde tesbit edilen 8,2 lik ph değeri, deneme yeri toprağının yüzeyde orta alkali, cm derinlikteki 7,8 lik ph değeri ise hafif alkali tepkimeli olduğunu göstermektedir. Araştırma alanının her iki katmanındaki topraklarda tesbit edilen kireç yüzdeleri; bunların kireçce zengin olduklarını ve Bünye+Kireç sınıfına girdiklerini ortaya koymaktadır. Analiz sonucunda elde edilen suda eriyebilir tuz değerleri; bitki yetiştirme açısından herhangi bir sorun olmadığını göstermektedir. Her iki toprak derinliğinde tesbit edilen organik madde bulguları; bu toprakların organik maddece fakir, toplam azotça orta düzeyde olduğunu, faydalı fosforca fakir ve faydalı potasyumca zengin olduğunu göstermektedir (Kacar, 1986; Kovancı, 1990).

47 35 Çizelge 3.1.3: Araştırma Yeri Toprağının Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Örnek Derinliği (cm) Özellikler Kum (%) 24,72 32,72 Kil (%) 32,56 30,56 Mil (%) 42,72 36,72 Bünye Milli-Kil Killi-Tın PH 8,2 7,8 Eriyebilir Toplam Tuz (%) 0,095 0,075 Kireç (%) 21,52 18,64 Organik Madde (%) 1,130 1,150 Toplam Azot (%) 0,101 0,123 Faydalı Fosfor (ppm) 0,40 0,40 Faydalı Potasyum (ppm) Faydalı Kalsiyum (ppm) Faydalı Sodyum (ppm) Faydalı Demir (ppm) 13,6 16,2 Faydalı Bakır (ppm) 2,6 3,0 Faydalı Çinko (ppm) 1,92 1,54 Faydalı Mangan (ppm) 6,9 5, Bitkisel Materyal Ot üretimi denemesinde 5 ve tohum üretimi denemesinde de 11 olmak üzere toplam 16 yonca çeşidi kullanılmış olup, bu çeşitlerin isimleri ve orijinleri çizelge de özetlenmiştir

48 36 Çizelge 3.1.4: Araştırmada Kullanılan Bitkisel Materyaller ve Orijinleri Çeşit Adı Osam Victoria Cinna Mielga Kayseri Ot Üretimi Denemesi Orijin Bulgaristan Bulgaristan Fransa İspanya Türkiye Tohum Üretimi Denemesi Express ABD C-9190 ABD C-9470 ABD C-9480 ABD C-9490 ABD C-9491 ABD C-9540 ABD C-9550 ABD C-9560 ABD Mede ABD GW 243 ABD

49 Metod Deneme Faktörü yılları arası 3 yıl süre ile tek faktörlü olarak Ot Üretimi(5 çeşit) ve Tohum Üretimi(11 çeşit) olarak iki farklı deneme şeklinde yürütülen çalışmada toplam 16 yonca çeşidi denenmiştir Deneme Deseni Tek bitkilerde yürütülen ot üretimi denemesi, Tek faktörlü ve 20 tekerrürlü olarak Tesadüf Blokları Deneme deseninde uygulanmıştır. Tohum üretimi denemesi ise, Tek Faktörlü Tesadüf Blokları Deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak kurulmuş ve parsel boyutları 2m 5m = 10 m 2 olarak uygulanmıştır Kültürel İşlemler Ekim Ot üretimi denemesinde; seralarda multipodlarda yetiştirilen yonca fideleri tarlada 40 x 40 cm olacak şekilde hazırlanan ocaklara 02 Mayıs 2000 tarihinde şaşırtılmışlardır(şekil ve Şekil ) Tohum üretimi denemesinde ise; 1999 yılında ot üretimi amacıyla 20 cm sıra aralığı ile ekilmiş olan yoncalık 3. yılından itibaren tohum üretimi denemesi olarak değerlendirilmiştir (Şekil )(Melton, 1972; Montanari and Lovato, 1988; Budak ve Avcıoğlu, 1989).

50 38 Şekil : Ot Üretimi Denemesinin Genel Görünümü Şekil : Ot Üretimi Denemesinin Yatık habituslu Mielga Çeşidi

51 39 Şekil : Tohum Üretimi Denemesinin Genel Görünümü Bakım İşlemleri Ot üretimi denemesinde, ilk sıralar oluştuğunda ve yoncalar yeterince geliştiğinde yabancı ot mücadelesi amacıyla çapalama yapılmıştır. Başarılı bir yonca tarımı için sulamanın önemi büyüktür. İklim verilerinden de anlaşılabileceği gibi, biçim periyodu boyunca yoncanın ihtiyacı olan suyu yağışlar yardımıyla yeterli olarak alması mümkün görülmemektedir. Bu amaçla parseller her gün akşam saatlerinde gözlenmiş, parsellerdeki bitkilerin çoğunluğunda uç yapraklarda solma ve pörsüme gözlendiğinde sulama yapılmıştır. Bu amaçla toprağın ilk 10 cm sindeki tav durumu bir çubukla kontrol edilmiş ve yonca nın 1 kg

52 40 kuru madde oluşturabilmesi için ihtiyaç duyduğu ortalama 800 litre suyu sağlama açısından (Gençkan, 1992), yaz mevsimi boyunca kuyu suyu ile tava usulü sulama gerçekleştirilmiştir. Yoncada toprakta bakteri faaliyeti yeterli seviyeye oluşuncaya kadar bitkinin azot gereksinimini karşılamak amacıyla ekimle dekara 8 kg amonyum sülfat ve sonbaharda da 16 kg/da triple süper fosfat uygulanmıştır. Gerek ot ve gerekse tohum üretimi denemesinde hastalık ve zararlılar ile savaşıma gerek olmamıştır Hasad Hasad işlemi tek bitkilerde yürütülen ot üretimi denemelerinde, %10-25 çiçeklenme döneminde 5 cm anız bırakılarak yapılmıştır (Avcıoğlu, 1975). Her üç yılda da 5 er biçim alınmıştır. Tohum üretimi denemesinde, ilkbahardaki ilk gelişme 10 cm anız yüksekliğinde temizlik biçimi olarak hasad edilmiş, ikinci gelişme tohuma bırakılarak baklalar sarardığı dönemde(her üç yılda da Temmuz ayı) hasad edilmiştir (Melton, 1972; Montanari ve Lovato, 1988) Araştırmada İncelenen Özellikler Ot Üretimi Denemesi Aşağıda belirtilen özellikler Cevheri ve Avcıoğlu (1998) nun önerdiği şekilde her bitkide(tekerrürde) uygulanmıştır.

53 41 1. Büyüme Formu (1-5 Puan): Her hasad öncesinde bitkilerin büyüme formu, Yatık-Yarı Yatık- Dik olarak belirlenmiştir. 2. Çiçek Rengi: Her hasad döneminden önce bitkilerin çiçek renkleri gözle tespit edilmiştir. 3. Bitki Boyu (cm): Hasad öncesinde bitkide sap yere dikey biçimde tutulup kaldırılarak ölçüm yapılmıştır. 4. Vejetasyon Yüksekliği (cm): Her hasad döneminde bitki doğal vejetasyon durumundayken yere dik bir cetvel kullanılarak ölçüm gerçekleştirilmiştir. 5. Yeşil Ot Verimi (gr/bitki): Her hasad döneminde bitkiler biçilerek ağırlıkları saptanmıştır. 6. Kuru Ot Verimi (gr/bitki): Hasad sonrası alınan yeşil ot örnekleri, kurutma dolabında 70 C de 24 saat süreyle kurutulmuş, oranları hesaplanmış ve tesbit edilen değerler yeşil ot verimleriyle çarpılarak kuru ot verimleri hesaplanmıştır. 7. Kuru Madde Oranı (%): Her hasad döneminde alınan örnekler 105 C deki vantilasyonlu etüvde 24 saat süresince bekletilerek kuru madde oranları hesaplanmıştır. 8. Kuru Madde Verimi (gr/bitki): Her hasad döneminde alınan örneklerden elde edilen kuru madde oranları yeşil ot verimleri ile çarpılarak hesaplanmıştır. 9. Yaprak+Çiçek Salkımı Oranı (%): Ot hasadından sonra, alınan örnekler havada kurumaya bırakıldıktan sonra, sap ve yaprak+çiçek salkımları elle ayrılarak, ayrı ayrı tartılıp, oranlanarak saptanmıştır.

54 Sap Oranı (%): Yaprak+çiçek salkımı oransal değerleri bitkilerin örnek ağırlığından çıkarılarak saptanmıştır. 11. Ham Protein Oranı (%): Hava kurusu haline getirilen örnek bitkilerin tüm organları öğütülerek 1mm lik elekten geçirilmiş, elde edilen örneklere Kjeldahl yönteminin uygulanmasıyla azot oranları saptanmış, elde edilen veriler kuru madde de azot oranına çevrilmiş, sonra 6,25 katsayısı ile çarpılmasıyla da ham protein oranları hesaplanmıştır. 12. Ham Protein Verimi (gr/bitki): Ham protein oranı ile kuru madde veriminin çarpılmasıyla elde edilmiştir. 13. Ham Kül Oranı (%):1mm lik elekten geçirilen hava kurusu örneklerden 0,5 g alınıp kül krozelerine konulduktan sonra 550ºC a ayarlanmış kül fırınında beyazımsı-grimsi renge dönünceye kadar yaklaşık 4 saat yakılması sonucu elde edilen değerler kuru madde ham kül oranına çevrilerek saptanmıştır. 14. Ham Kül Verimi (gr/bitki): Ham kül oranı ile kuru madde veriminin çarpılmasıyla belirlenmiştir Tohum Üretimi Denemesi Tohum üretimi amacıyla değerlendirilen parsellerde Kır ve Soya (1999) nın önerdiği yöntemler ile aşağıda belirtilen özellikler incelenmiştir.

55 43 1. Bitki Boyu (cm): Hasad öncesinde parseli temsil eden her 10 bitkide sap yere dikey biçimde tutulup kaldırılarak ölçüm yapılmış ve ortalaması alınmıştır. 2. Ana Dal Sayısı (adet/bitki): Her hasat döneminden önce parseli temsil eden 10 bitkide ana dal sayıları sayılmış ve ortalamaları alınmıştır. 3. Bitkide Meyve Sayısı(adet/bitki): Hasat öncesinde parseli temsil eden 10 bitkide meyveler sayılarak saptanmış ve ortalaması alınarak belirlenmiştir. 4. Meyvede Tohum Sayısı(adet/bakla): Tohum hasadından sonra her parselden 10 adet meyve alınıp ortalama meyvedeki tohum sayısı belirlenmiştir. 5. Tohum Verimi (kg/da): Tohum hasadı sonrası kurutma işlemi tamamlanarak temizleme yapılmış, tohum meyveden ayrıldıktan sonra tartım yapılarak verimler hesaplanmıştır. 6. Bin Dane Ağırlığı (gr): Tohum hasadı sonrası her parselden elde edilen tohumlardan alınmış örneklerden 4 tekerrürlü olarak 100 adet tohum sayılıp hassas terazide tartımları yapılarak elde edilen değerlerin ortalaması alınmıştır Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmada elde edilen verilerde her iki denemede de bitkilerin yıllık toplam verimleri ve diğer karakterlere ilişkin ortalamaları hesaplanmış ve çalışmamızda toplam ve ortalama sonuçlar olarak ele alınıp istatistiki analize tabi tutulmuştur.

56 44 Veriler, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı, Çayır-Mer a ve Yembitkileri Bilim Dalı Bilgisayar Laboratuvarında bulunan Kişisel Bilgisayarlar ve hazır paket program (TOTEMSTAT) kullanılarak değerlendirilmiştir (Açıkgöz vd, 2004).

57 45 4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA 4.1. Ot Üretimi Denemesi Büyüme Formu Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin büyüme formlarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.1: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Büyüme Formları (1-5 Puan) Yıllar Çeşitler Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria Ele alınan yonca çeşitlerinde (1-5) sıkalasına göre; 1=dik, 2=yarı dik, 3=orta, 4=yarı yatık, 5=yatık şeklinde bir puanlama yapılmıştır. Çizelgeden izlendiği gibi, Mielga hariç tüm çeşitler toprak yüzeyi ile 90 derece büyüme açısına sahip olup, dik şekilde gelişme göstermektedirler. Yonca bitkilerinin toprak yüzeyi ile oluşturdukları açı (yatma durumu), büyüme açısı olarak tanımlanmakta ve özellikle hasatta büyük önem taşımaktadır. Yarı yatık veya yatık gelişen yonca çeşit veya türleri, makinalı hasatta güçlük çıkarmakta, ayrıca yatma, alt dallar ile yapraklarda havalanma ve ışıklanmayı engellediğinden dolayı önemli

58 46 verim kayıplarına neden olabilmektedir (Magoon et al., 1973; Soya vd., 2004). Araştırmamızın bu bölümünde elde edilen bulgular, inceledikleri çeşitlerin dik veya yarı dik gelişme gösterdiklerini belirten Avcıoğlu vd. (1989); Akbari ve Avcıoğlu (1992) ile Avcıoğlu vd. (1994) nun ifadeleriyle parallelik göstermektedir.

59 Çiçek Rengi Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin çiçek renklerine ait veriler Çizelge 4.1.2ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.2: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Çiçek Renkleri Yıllar Çeşitler Mielga Menekşe-Mor Menekşe-Mor Menekşe-Mor Osam Menekşe-Mor Menekşe-Mor Menekşe-Mor Kayseri Mavi-Erguvani Mavi-Erguvani Mavi-Erguvani Cinna Menekşe-Mor Menekşe-Mor Menekşe-Mor Victoria Mavi-Erguvani Mavi-Erguvani Mavi-Erguvani Yoncada beş genle idare edildiği açıklanan (Scheridan and Mc Kee, 1970) çiçek rengi kalitatif bir özellik olmakla beraber, agronomik açıdan büyük bir anlam taşımamakta ancak, Gençkan (1992) ın belirttiği gibi böcekleri çekme ve tozlaşma olayının gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır. Araştırmamızda incelen tüm çeşitlerde çiçek rengi Akbari ve Avcıoğlu (1992), Gençkan (1992), Pecetti et al., (1999) un da gözlemlediği gibi, benzer tonda ve mavi ile mavinin nüansları olarak saptanmıştır.

60 Bitki Boyu Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin bitki boylarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları (cm) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 72,40 77,90 74,05 74,78 Osam 88,85 73,20 98,30 86,78 Kayseri 85,00 98,30 74,85 86,05 Cinna 70,40 89,35 91,25 83,67 Victoria 81,75 85,00 89,35 85,37 Ort. 79,68 84,75 85,56 LSD (%5) Yıl: 2,77 Çeşit: 3,57 Yıl X Çeşit: 6,19 Çizelgenin incelenmesinden de görülebileceği gibi, deneme yıllarında ve yonca çeşitleri arasındaki farklılık ile yıl x çeşit interaksiyonu önemli bulunmuştur. Değişik yıllarda ve farklı yonca çeşitlerinde en yüksek bitki boyu değerini Osam ve Kayseri çeşitleri 98,30 cm ile 2. ve 3. gelişme yıllarında göstermiştir. En düşük değer (70,40 cm) ise Cinna çeşidinde 2001 yılında gözlenmiş, ancak aynı yıl Mielga, 2002 yılında Osam ve 2003 yılında Mielga ve Kayseri çeşitleri de aynı düşük değer gurubu içinde yer almıştır. Yıllar ilerledikçe bitki boyunda sürekli ve önemli bir artış gözlenmiş ve en üst değerler son iki yılda, en düşük değer ise 1. yılda

61 49 elde edilmiştir. Yıllar ilerledikçe, yani bitki yaşlandıkça kök sistemi gelişmiş ve bitki boyu değerleri artmıştır. Nitekim Avcıoğlu (1975) da Menemen ve Bornova koşularında yaptığı çalışmada ilerleyen yıllarda yoncada bitki boyunun arttığını belirtmekte ve Altınok (1993) da yıllar arası değerlerin farklılık göstermiş olduğunu ifade etmektedir. Elde ettiğimiz verilerimiz araştırıcıların bulguları ile uyumlu bulunmaktadır. Çeşit ortalamalarına baktığımızda Osam çeşidi 86,78 cm ile en yüksek boyu vermiş, ancak en düşük değeri(74,78 cm) veren Mielga çeşidi hariç diğer çeşitler de ondan farksız görünmüştür. Bitki boyu ve büyüme şekli bakımından Mielga çeşidimiz mer a çalışmaları için uygun bir görüntü vermektedir. Genelde biçme suretiyle hasad edilip değerlendirilen yonca bitkisinde bitki boyunun verimle ilişkisi önemlidir. Yonca beslenme ve sindirilme değeri yüksek bir ot üretmektedir. (Şengül ve Sağsöz, 1996). Kantitatif bir özellik olan bitki boyunun yıllara göre çok büyük varyasyonlar gösterebildiğini belirten Akbari ve Avcıoğlu (1992) çalışmalarında ilk yıl başı çeken WL-522 çeşitlerinin ikinci yıl alt sıralara indiğini belirtmişleridir. Ele aldığımız yonca çeşitleri arasında bitki boyu açısından önemli farklılıklar saptanmıştır. Nitekim Manga (1981), Açıkgöz vd. (1984), Sağlamtimur vd. (1986), Gülcan ve Anlarsal (1988), Akbari ve Avcıoğu (1992), Avcıoğlu vd. (1994), Fazlı and Yazdisamadi (1994), Şılbır vd. (1994), Anlarsal (1996), Şengül ve Sağsöz (1996), Yılmaz vd. (1996), Cevheri ve Avcıoğlu (1998), Pecetti et al., (1999), Altınok ve Karakaya (2002) da yonca çeşitleri arasında bitki boyu yönünden farklılıklar olabileceğini vurgulamış, bulgularımız yazarların verileri ile uyumlu bulunmuştur.

62 50 100,00 90,00 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 Bitki Boyu (cm) Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl Şekil 4.1.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları (cm)

63 Vejetasyon Yüksekliği Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin vejetasyon yüksekliklerine ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Vejetasyon Yükseklikleri (cm) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 11,25 20,38 34,03 21,88 Osam 63,15 45,26 63,70 57,37 Kayseri 44,20 54,99 71,70 56,96 Cinna 43,80 51,44 67,10 54,11 Victoria 42,50 46,16 63,88 50,85 Ort. 40,98 43,65 60,08 LSD (%5) Yıl: 1,55 Çeşit: 2,00 Yıl X Çeşit: 3,46 Yapılan istatistiki analizlerde her iki deneme faktörü ve interaksiyonlarında da vejetasyon yüksekliği bakımından farklılıklar önemli olarak saptanmıştır. Çizelge den de görülebileceği gibi en yüksek vejetasyon yüksekliği değerlerini 3. yılda 71,70 cm ile Kayseri çeşidi vermiş, Mielga çeşidi ise 2001 yıllında 11,25 cm ile en düşük değeri ortaya koymuştur. Yıllar itibari ile bitki boyuna paralel olarak vejetasyon yüksekliği de artış göstermiş ve 3. deneme yılında en yüksek değerine(60,08 cm) ulaşmıştır. En düşük değer(40,98 cm) ise ilk deneme yılında elde edilmiştir. Altınok (1993), çalışmasında iki deneme yılı arası

64 52 farklılıkların önemli olduğunu belirtmiş ve bulgularımız araştırıcının verileri ile paralellik göstermiştir. Yonca çeşitlerine ait ortalama vejetasyon yüksekliği değerleri incelendiğinde, bitki boyundan farklı olarak, en düşük değer(21,88 cm) Mielga çeşidinden elde edilmiş, en yüksek değer(57,34 cm) ise Osam çeşidinde saptanmış, istatistiki olarak Kayseri çeşidi de aynı yüksek değer grubu içinde yer almıştır. Vejetasyon yüksekliği bakımından, bitki boyunda da olduğu gibi yıllar geçtikçe bir artış gözlenmektedir. Araştırmamızda incelediğimiz yonca çeşitleri arasında vejetasyon yüksekliği bakımından farklılıklar önemli görünmekte bunlar arasında da Mielga çeşidi diğerlerinden oldukça düşük yüksekliğiyle dikkati çekmektedir. Ancak mer a tipi yonca materyali amacıyla yürüttüğümüz bu çalışmada vejetasyon yüksekliği değerinin düşük olmasının bir olumsuzluk içermediği de belirtilmelidir. Zira yatık habituslu yoncalar olduğu ve otlatmadan korunarak uzun yıllar vejetasyonda kalabildikleri pek çok araştırıcı tarafından kabul edilmektedir(gençkan, 1992; Açıkgöz, 1995; Manga vd., 1995). Ayrıca Mielga ile çalışan. ispanyol araştırıcılar da bu ekotipin otlatma çiğnenmeye çok dayanıklı olduğunu belirtmektedir(maiorana et al. 1997; Maiorana et al. 1998). Bulgularımız, yatık gelişen yoncaların dik gelişenlere oranla daha kısa vejetasyon yüksekliği gösterdiğini belirten Açıkgöz vd. (1984) nin sonuçları ile uyumlu bulunmaktadır.

65 53 Vejetasyon Yüksekliği (cm) 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 10,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Vejetasyon Yükseklikleri (cm)

66 Yeşil Ot Verimi Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin yeşil ot verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yeşil Ot Verimleri (gr/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria Ort LSD (%5) Yıl: 15 Çeşit: 19 Yıl X Çeşit: 34 Yapılan istatistiki analizler sonucunda yeşil ot verimi bakımından 2001, 2002 ve 2003 yılları ve yonca çeşitleri arasında önemli farklılıklar saptanmış, yıl x çeşit interaksiyonu da önemli bulunmuştur. Çizelge 4,1,5 den de izlenebileceği gibi en yüksek yeşil ot verimine 2003 yılında 1705 gr/bitki ile Cinna çeşidinde ulaşılırken 791 ve 792 gr/bitki ile en düşük verimi 2001 yılında Mielga ve Osam çeşitleri getirmiş, ancak 2002 yılında 817 gr/bitki yeşil ot verimi ile Mielga çeşidi aynı grup içinde yer almıştır. Yeşil ot verimine yıllar itibari ile baktığımızda, verim yıllar ilerledikçe artmış, son deneme yılında da en üst değerine(1369 gr/bitki) ulaşmış, ilk yıl ise en düşük değer alınmıştır. Yonca yeterli bakım

67 55 koşulları (Sulama, Gübreleme, vb.) ve ekolojik (ışık ve sıcaklık) koşullar altında yüksek verim veren bir bitkidir. Çalışmada, Yonca en yüksek verimine 3. yılında ulaşmakta ve sonraki yıllarda çeşitli sebeplerden veriminin düştüğünü bildirmektedir (Gençkan, 1992). Araştırmamıza bakıldığında da yıllar ilerledikçe bitkilerin yaş ağırlıklarında artış gözlenmekte ve 3. yılda en yüksek değerine ulaşılmaktadır. Bulgularımız Avcıoğlu (1975), Maiorana et. al. (1998), Başbağ (1994) ve Zagni et. al. (2003) un verileri ile paralellik gösterirken, Akbari ve Avcıoğlu (1992) ve Tahtacıoğlu vd., (1996) nın yaptıkları çalışmalarla uyumsuz olmaktadır. Bu durumun çeşitlerin çevreye gösterdikleri uyum yeteneklerinin farklı olması ve farklı genotipik yapıya sahip olmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Çeşit ortalamaları incelendiğinde, Cinna en yüksek değeri (1359 gr/bitki) verirken, Mielga en düşük değeri getirmekte, diğer çeşitler ise her biri farklı ara grupları oluşturmaktadırlar. Adaptasyon yeteneği çok geniş olan yonca, Dünya nın çok değişik ekolojilerine adapte olabilen ve bu özellik açısından çok geniş genetik varyasyon yeteneğinde olan bu değerli yembitkisinin verimleri de değişken olabilmektedir (Lowe et al., 1972). Yonca kış dormansisi gösterip göstermemesine göre gruplandırılmaktadır. Bu durumda da bazı çeşitlerin kış dormansisi uzun olmakta ve gelişmeleri de yavaşladığı için verimleri diğerlerine göre düşük olmaktadır (Smith et. al., 1968). Denemede elde ettiğimiz bulgular yeşil ot verimi açısından çeşitler arası farklılığın önemli olduğunu ifade eden diğer araştırıcılar (Carmer and Jakobs, 1963; Avcıoğlu, 1975; Yılmaz, 1978; Sağlamtimur vd.,

68 ; Gülcan ve Anlarsal, 1988; Avcıoğlu vd., 1989; Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Gülcan ve Anlarsal, 1992; Şengül vd., 1992; Avcıoğlu vd., 1994; Başbağ, 1994; Fazlı and Yazdisamadi, 1994; Şılbır vd., 1994; Anlarsal, 1996; Eğinlioğlu vd., 1996; Şengül, 1996; Şengül ve Sağsöz, 1996, Şengül ve Tahtacıoğlu, 1996; Yılmaz vd., 1996; Cevheri ve Avcıoğlu, 1998; Maiorana et. al., 1998; Aka ve Avcıoğlu, 1999; Paoletti et al. 1999; Altınok ve Karakaya, 2002; Zagni et. al., 2003) ile uyumlu bulunmaktadır. Buna karşın, Volonec and Cherney (1990) ile Koç ve Tan (1997) ın bulgularından yüksek olmakta, bu farklılığa neden olarak, araştırıcıların farklı yonca cinsi kullanmaları, dolayısıyla genotipik ayrılık ile ekolojik farklılıklar gösterilebilmektedir. Yeşil Ot Verimi (gr/bitki) Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yeşil Ot Verimleri (gr/bitki)

69 Kuru Ot Verimi Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin kuru ot verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil da sunulmuştur. Çizelge 4.1.6: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Ot Verimleri (gr/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 191,75 201,51 284,25 225,84 Osam 192,83 235,20 265,58 231,20 Kayseri 284,58 281,42 373,97 313,32 Cinna 313,38 271,44 417,94 334,25 Victoria 239,85 254,22 308,60 267,56 Ort. 244,48 248,76 330,07 LSD (%5) Yıl: 4,09 Çeşit: 5,28 Yıl X Çeşit: 9,14 Bu bölümde özetlenen değerler her iki deneme faktörü ve interaksiyonlarında kuru ot verimi bakımından istatistiki olarak önemli farklılıklar bulunduğunu ortaya koymaktadır. Çizelge dan da izlenebileceği gibi 3. deneme yılında 417,94 gram/bitki ile Cinna çeşidinden en fazla kuru ot verimi elde edilirken, 191,75 gram/bitki ile de Mielga çeşidinden ilk deneme yılında en düşük değer elde edilmekte ve 192,83 gram/bitki ile Osam çeşidi de aynı düşük değer gurubunda yer almaktadır. Kuru ot verimleri yıllar geçtikçe, yeşil ot verimlerine benzer olarak, artış göstermiş ve en yüksek verim 3. yılda 330,07 gr/bitki olarak gerçekleşmiştir. En düşük değer ise 2001 yılında elde edilmiş, 2002 yıllı

70 58 ise ara değeri oluşturmuştur. Nitekim benzer şekilde Başbağ (1994) GAP koşullarında yürüttüğü çalışmada yıllar arası farklılığın istatistiksel olarak önemli bulunduğunu bildirmektedir. Maiorana et. al. (1998) ve Kallenbach et. al. (2002) da araştırmasında benzer sonuçlar elde ederken, Tahtacıoğlu vd., (1996) nin yeşil ot veriminde de olduğu gibi yaptıkları çalışmayla uyumsuz olmaktadır. Bunun farklı ekolojik şartlardan ve çeşitlerden kaynaklandığı ifade edilebilir. Kuru ot verimi bakımından yonca çeşitleri ortalamaları değerlendirildiğinde, 334,25 gram/bitki ile Cinna çeşidi başı çekmiş, 225,84 gram/bitki ile Mielga en düşük verim değerini vermiştir Bulgularımız, kuru ot verimlerinin yeşil ot verimlerine paralellik gösterdiğini ifade eden Austeon et. al. (1961) ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca verilerimiz bu karakter açısından çeşitler arası farklılıkların önemli bulunduğunu belirten araştırıcılar (Jung et al., 1966; Gülcan, 1974; Tosun vd., 1978; Açıkgöz vd., 1984; Gülcan ve Anlarsal, 1988; Volonec and Cherney, 1990; Şengülvd., 1992; Aydın vd., 1994; Şılbır vd., 1994; Şengül, 1996; Şengül ve Sağsöz, 1996; Şengül ve Tahtacıoğlu, 1996; Tahtacıoğlu vd., 1996; Yılmaz vd., 1996; Şengül ve Sağsöz, 1997; Cevheri ve Avcıoğlu, 1998; Aka ve Avcıoğlu, 1999) ile uyumlu görünmektedir. Ancak Yılmaz, (1978) kuru ot verimi bakımından çeşitler arası farklılıkları önemsiz bulmuş, sonuçlarımız araştırıcının verileri ile uyumsuz olmuştur. Buna, çeşit, ekolojik ve agronomik uygulama farklılıklarının neden olabileceği kanaatine varılmıştır.

71 59 Kuru Ot Verimi (gr/bitki) 450,00 400,00 350,00 300,00 250,00 200,00 150,00 100,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 50,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.6: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Ot Verimleri (gr/bitki)

72 Kuru Madde Oranı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin kuru madde oranlarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.1.7: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Oranları (%) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 20,77 20,76 20,37 20,63 Osam 20,77 19,15 20,17 20,03 Kayseri 20,81 21,12 21,27 21,07 Cinna 21,12 21,52 21,28 21,31 Victoria 21,27 21,18 20,54 21,00 Ort. 20,95 20,75 20,73 LSD (%5) Yıl: Ö.D. Çeşit: 0,32 Yıl X Çeşit: 0,55 Çizelgeden de izlenebileceği gibi kuru madde oranı bakımından istatistiki olarak, yıl faktörü hariç, çeşitler ve her iki deneme faktörü arasındaki interaksiyon önemli bulunmuştur. İkinci deneme yılında Cinna çeşidi % 21,52 ile en yüksek kuru madde oranı değerini verirken, aynı yıl Kayseri ve Victoria çeşitleri, birinci yıl Cinna ve Victoria çeşitleri ve son yıl ise Kayseri ve Cinna çeşitleri aynı verim gurubu içinde yer almışlardır yılında %19,15 ile Osam çeşidi alt değeri oluşturmuştur. Yıl ortalamaları itibarıyla kuru madde oranı sürekli bir düşme eğilimi göstermiş, ancak bu azalma istatistiki anlamda önemli bulunmamıştır. Akbari ve Avcıoğlu (1992) nun da yaptıkları çalışmada,

73 61 denememizde elde ettiğimiz verilere benzer şekilde, ikinci yılında bazı çeşitlerde kuru madde oranlarında düşüş görülmüştür. Çeşitler değerlendirildiğinde %21,31 kuru madde oranı ile en yüksek değere Cinna çeşidinde ulaşılmış, Kayseri ve Victoria çeşitleri aynı gurupta bulunmuş, %20,03 ile de Osam çeşidi en düşük değeri vermiştir. Kuru madde oranı; yembitkilerinde verimin yüksekliğini göstermesi açısından önem taşımaktadır. Tüm canlı organizmaların ana unsuru olan ve yapılarının büyük bir kısmını oluşturan su, hücre ve dokulara göre değişen oranlarda bulunmaktadır. Bitki hücrelerinin kimyasal reaksiyonlar, özellikle de fotosentez için suya ihtiyaçları vardır (Avcıoğlu, 1995). Hess (1981), bitkilerde fotosentez ile üretilen ve solunumla tüketilen besin maddesinin sıcaklıkla arttığını belirtmektedir. Aynı araştırıcı bitkilerin bol ışık alması durumunda yapraklarda kutikulanın ve hücre zarlarının kalınlaşacağı, hücre özünün de yoğunlaşacağı ve kuru madde oranının artacağını ifade etmektedir. Hücre ve dokulardaki bu oranların artış veya azalışına göre kuru madde oranı farklılık göstermektedir. Suyun miktarı arttıkça kuru madde oranı düşmekte ve bu da yem değerinde azalışa neden olmaktadır. Denemeden elde edilen bulgular, yonca çeşitleri arası kuru madde oranı farklılığının önemli olduğunu ifade eden birçok araştırıcının(avcıoğlu vd., 1989; Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Cevheri ve Avcıoğlu, 1998; Aka ve Avcıoğlu, 1999) sonuçları ile uyum içinde olduğunu göstermektedir.

74 62 Kuru Madde Oranı (%) 22,00 21,50 21,00 20,50 20,00 19,50 19,00 18,50 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 18,00 17, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.7: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Oranları (%)

75 Kuru Madde Verimi Farklı yonca çeşitlerinin yetiştirme yıllarında kuru madde verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil de özetlenmiştir. Çizelge 4.1.8: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Verimleri (gr/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 164,33 169,69 241,16 191,73 Osam 164,83 188,96 229,39 194,40 Kayseri 239,47 246,05 331,72 272,41 Cinna 267,80 237,80 362,77 289,46 Victoria 213,52 217,26 258,73 229,84 Ort. 209,99 211,95 284,75 LSD (%5) Yıl: 4,02 Çeşit: 5,18 Yıl X Çeşit: 8,98 Çizelge de özetlenen kuru madde verimi değerlerinde deneme yılları ve çeşitler arasındaki farklılıklar ile bu iki faktörün interaksiyonu istatistiki olarak önemli olmuştur. Cinna 3. deneme yılında en yüksek değeri (362,77 gr/bitki) veren çeşit bulunmuştur. İlk deneme yılında Mielga en düşük değeri (164,33 gr/bitki) verirken, aynı yıl Osam (164,83 gr/bitki) çeşidi ile aynı çeşidin 2. yıl verimi de aynı gurupta yer almıştır. Yıllar arasında en yüksek kuru madde verimi(284,75 gr/bitki) son yıl elde edilirken, ilk yıl en düşük verim saptanmış ancak ikinci deneme yılı da ondan farklı olmamıştır. Yıllar arası bu verim değerindeki

76 64 değişiklikler Avcıoğlu (1975), Pecetti et al., (1999) ve Zagni et. al. (2003) un çalışmasında da benzer olmuştur. Yonca çeşitleri kuru madde verimi ortalama değerleri incelendiğinde, 289,46 gr/bitki ile Cinna çeşidinin başı çektiği, sırasıyla 191,73 ve 194,40 gr/bitki ile Mielga ve Osam çeşitlerinin de düşük verim grubunu oluşturduğu belirlenmiştir. Yonca bitkisinde verimliliğin bir diğer ana unsuru olan kuru madde verimi, yeşil ot verimi ile kuru madde oranın çarpımından meydana gelmektedir. Açıkgöz (1995), yoncada yalnızca yeşil ve kuru ot değerleri ile tercih yapmak yerine daha stabil olan kuru madde oranı ve verimlerinin de dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Araştırma sonuçlarımız yonca çeşitleri arasında kuru madde verimi açısından önemli farklar bulunduğunu bildiren pek çok araştırıcının verileri ile uyumlu bulunmaktadır (Avcıoğlu vd., 1989; Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Gülcan ve Anlarsal, 1992; Altınok, 1993; Pricop and Petrovici, 1994; Eğinlioğlu vd., 1996; Koç ve Tan, 1997; Cevheri ve Avcıoğlu, 1998; Maiorana et. al., 1998; Aka ve Avcıoğlu, 1999; Pecetti et al., 1999; LIoveras et. al., 1999; Altınok ve Karakaya, 2002; Zagni et. al., 2003).

77 65 Kuru Madde Verimi (gr/bitki) 400,00 350,00 300,00 250,00 200,00 150,00 100,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 50,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.8: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Kuru Madde Verimleri (gr/bitki)

78 Yaprak + Çiçek Salkımı Oranı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin yaprak + çiçek salkımı oranlarına ait veriler Çizelge ve Şekil da sunulmuştur. Çizelge 4.1.9: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yaprak + Çiçek Salkımı Oranları (%) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 56,31 56,62 56,06 56,33 Osam 57,91 56,01 57,43 57,11 Kayseri 56,60 56,34 57,51 56,82 Cinna 56,32 57,05 57,06 56,81 Victoria 57,25 55,59 57,50 56,78 Ort. 56,88 56,32 57,11 LSD (%5) Yıl: 0,70 Çeşit: Ö.D. Yıl X Çeşit: 1,20 Bu kısımda özetlenen değerler; yoncada yaprak + çiçek salkımı oranları bakımından çeşitler arasında farkın önemsiz olduğunu buna karşın yıllar arası ve yıl x çeşit interaksiyonunun önemli bulunduğunu, ortaya koymaktadır. Çizelge dan da görülebileceği gibi 1. deneme yılında %57,91 ile Osam çeşidi en yüksek yaprak + çiçek salkımı oranını vermiş ancak yine aynı yıl Victoria, 2. yıl Cinna ve son deneme yılında da Osam, Kayseri, Victoria ve yine Cinna aynı gurup içinde yer almışlardır. En düşük oran ise %55,59 ile 2. deneme yılında Victoria çeşidinden elde edilmiş, 2001 de Mielge Kayseri - Cinna, 2002 de Mielga Osam Kayseri - Victoria ve 2003 de Mielga çeşitleri Victoria dan farksız görülmüşlerdir.

79 67 Yıllar itibari ile yaprak+çiçek salkımı oranı düşme eğilimi göstermiş, en yüksek oran(%57,11) 2003 yılında elde edilirken 2001 yılı da ondan farksız olmuş ve ara gurubu oluşturmuş, 2002 yılı ise en düşük oranı vermiştir. Yaprak+Çiçek salkımı oranında yıllar itibari ile görülen bu eğilim Avcıoğlu (1975) nun çalışmasında tersi şekilde olmuştur. Bu uyumsuzluk kullanılan ekoloji ve çeşitlerin genetik varyasyonu ile açıklanabilir. Çeşitlere ait yaprak + çiçek salkımı oranı değerleri farklılık göstermiş, ancak bu değişim istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Yonca yeminde yaprak oranının fazla olması niteliği arttırıcı bir etmendir. Yapraklar yoğun klorofil içeren mesofil dokularına sahip olmaları yanında selülozca zengin odun ve soymuk borularını daha az içermeleri nedeniyle sapın iki katı protein, mineral madde ve vitamin içermektedirler. Bitkilerde protein içeriğinin yaklaşık %40 ını klorofil oluşturmaktadır(bulgurlu ve Ergül, 1978). Bu durum, hayvan beslenmesinde yaprak oranının önemini ortaya koymaktadır. İncelediğimiz yonca çeşitlerinin arasında yaprak+çiçek salkımı oranları bakımından farklılık önemli bulunmuş ve elde edilen değerler Koç ve Tan (1997) nin verileri ile uyumlu olmuştur.

80 68 Yaprak + Çiçek Salkımı Oranı (%) 58,00 57,50 57,00 56,50 56,00 55,50 55,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 54,50 54, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.1.9: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Yaprak + Çiçek Salkımı Oranları (%)

81 Sap Oranı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin sap oranlarına ait veriler Çizelge ve Şekil da sunulmuştur. Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Sap Oranları (%) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 43,69 43,38 43,97 43,68 Osam 42,09 43,99 42,87 42,99 Kayseri 43,29 43,66 42,60 43,18 Cinna 43,68 42,95 43,04 43,22 Victoria 42,75 44,42 42,56 43,24 Ort. 43,10 43,68 43,00 LSD (%5) Yıl: 0,54 Çeşit: Ö.D. Yıl X Çeşit: 1,21 Çizelge da özetlenen değerler, yapılan istatistiki analizlere göre yonca çeşitlerinin sap oranları bakımından farklılıklar içermediklerini, ancak yıllar arası ve yıl x çeşit interaksiyonu bakımından önemli bulunduğunu ortaya koymuştur. Sap oranına baktığımızda, en yüksek değer 2002 yılında Victoria çeşidinde(%44,42) tespit edilmiş, yine aynı yıl Mielga Osam - Kayseri, 2001 yılı Mielga Kayseri - Cinna ve 2003 yılı Mielga çeşitleri aynı gurup içinde yer almıştır. Osam çeşidi %42,09 ile 2001 yılında en düşük değeri verirken, aynı yıl Victoria, 2002 yılında Cinna ve 2003 yılında Osam Kayseri - Cinna ve Victoria ile düşük değer gurubunu oluşturmuştur.

82 70 Yıllar açısından en yüksek sap oranı değeri %43,68 ile 2. gelişme yılında görülmüş, diğer iki yıl ise aynı gurup içinde düşük sap oranı vermiştir. Yıllar itibarıyla sap oranında önce yükselme, sonra yine düşme eğilimi, Avcıoğlu (1975) nun verileri ile benzer şekilde gelişmiştir.. Çeşit ortalamalarına ait sap oranı değerleri farkları istatistiki önemsizliğe sahip olmakla birlikte, rakamsal olarak en yüksek değer Mielga, en düşük değerde Osam çeşidinde gözlenmiştir. Yonca otu içinde sap miktarını fazlalığı arzu edilmeyen bir durumdur. Yaprak oranı özelliğinde de açıklandığı gibi, sapta selüloz oranı yüksektir ve besleyici değeri düşüktür. Ele alınan çeşitlerde sap oranının %50 den az bulunması hayvan beslenmesi açısından yoncanın önemini birkez daha ortaya koymaktadır. Çeşitler arasında sap oranı bakımından fark olmaması, yoncada bu özelliğin, yaprak oranına benzer şekilde, stabil bir yapıda olduğunu kanıtlamaktadır. Bulgularımız, aynı sonuçları bildiren Koç ve Tan (1997) ın sonuçları ile uyum içinde görülmektedir.

83 71 Sap Oranı (%) 44,50 44,00 43,50 43,00 42,50 42,00 41,50 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 41,00 40, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Sap Oranları (%)

84 Ham Protein Oranı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin ham protein oranlarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Oranları (%) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 18,31 20,44 19,50 19,42 Osam 17,85 22,02 20,90 20,26 Kayseri 16,91 17,92 21,49 18,77 Cinna 16,39 17,89 19,29 17,86 Victoria 17,78 18,94 19,50 18,74 Ort. 17,45 19,44 20,14 LSD(%5) Yıl: 0,51 Çeşit: 0,66 Yıl X Çeşit: 1,14 Çizelgeden de izlenebileceği gibi ham protein oranı bakımından istatistiki olarak yıl x çeşit interaksiyonu ile çeşitler ve yıllar arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur 2002 yılında Osam çeşidi %22,02 ile en yüksek değeri vermiş, yine aynı çeşit ile Kayseri çeşidi 2003 yılında aynı yüksek değer gurubunda yer almıştır(çizelge ). İlk deneme yılında Cinna çeşidinden %16,39 ile en düşük değer elde edilirken, yine aynı yıl Kayseri çeşidi de ondan farksız olmuştur. Yıl ortalamaları itibari ile ham protein oranı sürekli ve önemli bir artış göstermiş, son yıl % 20,14 ile üst değeri verirken, 2001 yılında % 17,45 ile en alt değer elde edilmiştir. Kimi araştırıcılar (Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Altınok, 1993; Maiorana et. al., 1997; Maiorana et. al.,

85 ) yaptıkları tarla çalışmalarında ham protein oranı bakımından yonca tür ve çeşitlerinde yıllar arası farklılığı önemli bulmuş ve sonuçlarımız araştırıcıların bulguları ile uyum içinde olmuşlardır. Çeşit ortalamaları değerlendirildiğinde, %20,26 ile Osam çeşidinden en üst değer sağlanmış, Cinna çeşidi ise en düşük ham protein oranına (%17,86) sahip olmuştur. Ham proteinin oransal değeri hayvanların beslenmesinde büyük önem arz ederken bitkilerin yapısına da katılmakta ve çoğunlukla bitkiler tarafından yedek besin olarak depo edilmektedir. Kaliteli bir ot üreten yonca bitkisi hayvanların performanslarına olumlu etkisi olmakta, et ve süt veriminde artış sağlamaktadır. Ham proteinin yüksek veya düşük oluşu bitkinin gelişme devresine göre değişiklik göstermektedir. Yoncanın çok gençten samana kadar değişen biçim devrelerinde ham protein oranı %9,9-23,3 arasında değişmektedir (Açıkgöz, 1995). Ayrıca bitkinin içerdiği ham proteinin büyük bir kısmı(%60-70) yaprak+çiçek salkımında bulunmaktadır (Soya vd., 2004). Baklagiller yeşil aksamları ve özellikle de yaprakları ile başlıca aminoasitleri sentezlemekte, ayrıca Rhizobium larını kullaranarak da diğer familyalardan daha etkin olabilmektedirler. Genç yapraklar yaşlı yapraklara oranla daha fazla ve hızlı aminoasit oluşturabilmekte, azotun büyük bir bölümü de yaşlı dokulardan genç sürgünlere doğru taşındığı için genç dokular daha fazla ham protein içermektedirler(avcıoğlu, 1975). Yoncada hücre yapısında basit ve bileşik amino asitler şeklinde bulunan ham protein içeriği genetik yapıyla yakından ilişkilidir ve bu yüzden de çeşitler arası varyasyonlar olmaktadır (Bulgurlu ve Ergül, 1978; Graw and Marten, 1984).

86 74 Araştırmada ele aldığımız yonca çeşitleri arasında ham protein oranları bakımından farklılıklar istatistiki bakımdan önemli olarak saptanmıştır. Nitekim benzer sonuçlar pek çok araştırmada da (Bilensoy, 1985; Avcıoğlu vd., 1989; Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Aydın vd., 1994; Şengül ve Sağsöz, 1997; Koç ve Tan, 1997; Cevheri ve Avcıoğlu, 1998; Maiorana et. al., 1998) görülebilmektedir. Ham Protein Oranı (%) 25,00 20,00 15,00 10,00 5,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Oranları (%)

87 Ham Protein Verimi Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin ham protein verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Verimleri (gr/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 30,09 31,65 47,02 37,25 Osam 29,38 41,60 47,93 39,64 Kayseri 40,51 44,03 71,28 51,94 Cinna 43,90 42,58 70,20 52,23 Victoria 38,03 41,19 50,42 43,21 Ort. 36,38 40,81 57,37 LSD(%5) Yıl: 2,51 Çeşit: 3,25 Yıl X Çeşit: 5,62 Ham protein verimleri bakımından yapılan istatistiki analizlerde, yıl ve çeşit faktörlerinin etkisi ile yıl x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Son deneme yılında Kayseri çeşidinden en yüksek verim sağlanmış, yine aynı yıl Cinna çeşidi de ondan farksız olmuştur. En düşük ham protein verimi 29,38 gr/bitki ile Osam çeşidinde 2001 yılında saptanmış, ilk iki deneme yılında da Mielga çeşidi en düşük protein verimi gurubu içinde yer almıştır. Çizelgeden de anlaşılabileceği gibi, yıl ortalamaları sürekli bir artış göstermiş ve en yüksek verim 57,37 gr/bitki ile 2003 yılında elde edilmiştir. En düşük değer ise ilk deneme yılında 36,38 gr/bitki olarak belirlenmiş, her bir deneme yılı ayrı verim gurubunu oluşturmuştur.

88 76 Avcıoğlu (1975) da Bornova ve Menemen de 3 yıl süreyle yürüttüğü araştırmasında yıllar ilerledikçe ham protein veriminin de, kuru madde veriminde olduğu gibi, arttığını belirtmekte, yine Akbari ve Avcıoğlu (1992), Altınok (1993) ve ), Kallenbach et. al. (2002) da benzer sonuçlar ifade etmektedirler.deneme yılları itibarıyla sürekli ve önemli artış gösteren ham protein verimi bulgularımız belirtilen araştırmacıların sonuçları ile uyumlu görülmektedir. Ham protein verimi açısından çeşit ortalamalarına baktığımızda, Cinna çeşidi (52,23 gr/bitki) en yüksek değeri oluşturmuş ve Kayseri çeşidi de aynı yüksek verim gurubunda yer almıştır. Mielga çeşidi en düşük değeri (37,25 gr/bitki) verirken, Osam çeşidi de ondan farksız olmuştur. Bakheit, (1988), yoncada yaptığı araştırmada protein verim ile yeşil ve kuru ot verimi arasında pozitif bir korelasyon bulmuş ve yaptığı path analizi sonucunda en fazla yeşil ot veriminin protein verimi üzerinde en yüksek olumlu etkiye sahip olduğunu belirtmekte, araştırmamızda da benzer sonuçlar gözükmektedir. Ham protein verimi de kuru madde verimi kadar önemli bir karakterdir. Ham protein verimi değerinin saptanmasında, kuru madde verimi ve ham protein oranı özellikleri dikkate alınmaktadır. Sonuçlarımız anılan karakterlerin akışına uygun bir eğilim ortaya koymaktadır. Yaptıkları araştırmalarında benzer sonuçlar elde eden pek çok araştırmacının verileri ile sonuçlarımıza benzer nitelilkte görülmektedir (Açıkgöz vd., 1984; Avcıoğlu vd., 1989; Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Şengül vd., 1992; Aydın vd., 1994; Pricop and Petrovici, 1994; Eğinlioğlu vd., 1996; Şengül, 1996; Şengül ve Tahtacıoğlu, 1996; Tahtacıoğlu vd., 1996; Altınok ve Karakaya, 2002).

89 77 Ham Protein Verimi (gr/bitki) 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 10,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Protein Verimleri (gr/bitki)

90 Ham Kül Oranı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin ham kül oranlarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Oranları (%) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 11,60 10,40 12,27 11,42 Osam 9,96 10,24 11,02 10,41 Kayseri 9,39 10,20 9,98 9,86 Cinna 9,18 11,45 10,60 10,41 Victoria 9,83 9,60 12,06 10,50 Ort. 9,99 10,38 11,19 LSD(%5) Yıl: 0,28 Çeşit: 0,36 Yıl X Çeşit: 0,62. Çizelgeden de izlenebileceği gibi ham kül oranı bakımından istatistiki olarak yıl, çeşitler ve her iki deneme faktörü arasındaki interaksiyon önemli bulunmuştur. Son deneme yılında Mielga çeşidi % 12,26 ile en yüksek ham kül oranı değerini verirken, aynı yıl Victoria çeşidi de aynı verim gurubu içinde yer almıştır yılında %9,18 ile Cinna çeşidi en alt değeri verirken, aynı yıl Kayseri ve 2002 yılında Victoria çeşitleri de alt değer grubuna girmişlerdir. Yıllar itibari ile ham kül oranı artma eğilimi göstermiş, en yüksek oran(%11,19) 2003 yılında elde edilirken, 2001 yılından en düşük değer (%9,99) elde edilmiş ve 2002 yılı da ara değer gurubunu oluşturmuştur. Yıllara göre değişen ve sürekli artış gösteren ham kül oranı değişimi,

91 79 Avcıoğlu (1975) ile Akbari ve Avcıoğlu (1992) ve Maiorana et. al. (1998) ın sonuçları ile uyumlu bulunmuştur. Çeşitler ait ham kül oranı ortalama değerleri incelendiğinde, %11,42 ham kül oranı ile en yüksek değere Mielga çeşidinin ulaştığı, %9,86 ile de Kayseri çeşidinin en düşük değeri verdiği görülmektedir. Hayvan yemi olarak önem taşıyan baklagil yembitkilerinde ham kül içeriği, özellikle değerli besinleri içeren mineral maddeleri ihtiva etmesi nedeniyle çok önemlidir. Kuru maddenin yanmasından sonra kalan ve yanmayan kısmı oluşturan ham kül; mineral ve inorganik maddelerden oluşmaktadır. Hayvanların bunları sentezlemeleri mümkün olmadığından dışardan alınmaları şarttır (Taylor, 1987; Kılıç, 1988). Pek çok araştırmacının da belittiği gibi (Avcıoğlu, 1975; Avcıoğlu vd, 2000) ham kül içeriği oldukça dar sınırlarda varyasyon gösteren bir karakterdir. Nitekim araştırma bulgularımızda %9,86-11,42 arasında değişim göstermiştir. Araştırmamızda ele aldığımız yonca çeşitleri arasında ham kül oranı açısından farklılıklar önemli olarak saptanmış, bu durum Bilensoy (1985), Avcıoğlu vd. (1989); Akbari ve Avcıoğlu (1992) tarafından da benzer şekilde ortaya konmuştur.

92 80 Ham Kül Oranı (%) 14,00 12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 2,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Oranları (%)

93 Ham Kül Verimi Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin ham kül verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Verimleri (gr/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Mielga 19,05 17,64 29,53 22,10 Osam 16,40 19,35 25,27 20,34 Kayseri 22,44 25,21 33,11 26,90 Cinna 24,60 27,23 38,44 30,33 Victoria 20,99 20,88 31,19 24,32 Ort. 20,70 22,06 31,51 LSD(%5) Yıl: 0,75 Çeşit: 0,96 Yıl X Çeşit: 1,67. Çizelge de özetlenen ham kül verimi değerlerinde tüm deneme yılları ve çeşitler arasındaki farklılıklar ile bu iki faktörün interaksiyonu istatistiki olarak önemli olmuştur. Cinna 3. deneme yılında en yüksek değeri(38,44 gr/bitki) veren çeşit olmuştur. İlk deneme yılında Osam en düşük değeri(16,40 gr/bitki) verirken, ikinci yıl Mielga çeşidi de aynı düşük verim gurubunda yer almıştır. Yıllar arasında en yüksek ham kül verimi(31,51 gr/bitki) son yıl elde edilirken, ilk yıl en düşük verim (20,70 gr/bitki) saptanmış,. ikinci deneme yılı da ara değeri oluşturmuştur. Yıllar itibarıyla önemli ve sürekli yükseliş gösteren, ham kül verimi değerleri, Avcıoğlu (1975) nun bulguları ile uyum içinde görülmektedir.

94 82 Yonca çeşitleri ham kül verimi ortalama değerleri incelendiğinde, 30,33 gr/bitki ile Cinna çeşidinin başı çektiği, 20,34 gr/bitki ile Osam çeşidinin de düşük verim grubunu oluşturduğu belirlenmiştir. Ham kül oranı ve kuru madde veriminin çarpımıyla hesaplanan bu değer, kuru madde verimi değerlerine benzerdir. Bulgularımız, benzer sonuçlara ulaşan Avcıoğlu vd. (1989); Akbari ve Avcıoğlu (1992) ile Açıkgöz (1995) ün bildirimleri ile paralellik göstermektedir. Ham Kül Verimi (gr/bitki) 40,00 35,00 30,00 25,00 20,00 15,00 10,00 Mielga Osam Kayseri Cinna Victoria 1. Yıl 2. Yıl 3. Yıl 5,00 0, Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil : Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ham Kül Verimleri (gr/bitki)

95 Tohum Üretimi Denemesi Bitki Boyu Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin bitki boylarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.2.1: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları (cm) Yıllar Çeşitler Ort. Express 82,50 105,50 95,75 94,58 C ,50 89,75 86,00 89,75 C ,75 85,50 77,50 84,58 C ,75 99,00 83,75 93,83 C ,75 93,50 75,50 82,58 C ,25 87,50 74,50 82,42 C ,75 112,00 105,00 102,25 C ,75 99,00 73,00 88,25 C ,50 80,25 75,50 81,08 Mede 93,50 106,50 89,75 96,58 GW 82,00 94,00 94,75 90,25 Ort. 88,64 95,68 84,64 LSD (%5) Yıl: 5,5 Çeşit: 10,59 Yıl X Çeşit: Ö.D. Yapılan istatistiki analiz sonuçlarına göre, deneme faktörlerini oluşturan yıllar ve yonca çeşitleri arasında bitki boyları bakımından önemli farklılıklar ortaya çıktığı ancak bunların interaksiyonunun önemli olmadığı anlaşılmıştır. Çizelge incelendiğinde, yıl ortalamaları itibari ile bitki boyları açısından en yüksek değer 95,68 cm ile 2. deneme yılında, en düşük

96 84 değerler de sırasıyla 84,64-88,64 cm ile yıllarında elde edilmiştir. Bitki boyu bakımından çeşit ortalamaları değerlendirildiğinde, en yüksek değere 102,25 cm ile C-9540 çeşidi ile ulaşılmış ve Mede, Express, C-9480 çeşitleri de aynı gurup içinde yer almıştır. 81,08 cm ile en düşük değere sahip C-9560 çeşidi C-9190, C-9470, C-9490, C-9491, C-9550, C-9560 ve GW ile düşük değer grubunu oluşturmuştur. Genelde biçme suretiyle hasad edilip değerlendirilen yonca bitkisinde bitki boyunun verimle ilişkisi önemlidir. Yoncada yüksek bitki boyu yatmalar sebep olmakta ve özelliklede makineli hasatta problem oluşturmaktadır. Verilerimiz; birçok araştırmacının bulgularıyla (Lesins and Lesins, 1979; Manga, 1981; Açıkgöz vd., 1984; Sağlamtimur vd., 1986; Gülcan ve Anlarsal, 1988; Akbari ve Avcıoğu, 1992; Avcıoğlu vd., 1994; Fazlı and Yazdisamadi, 1994; Şılbır vd., 1994; Anlarsal, 1996; Şengül ve Sağsöz, 1996; Yılmaz vd., 1996; Cevheri ve Avcıoğlu 1998; Pecetti et al., 1999; Altınok ve Karakaya, 2002) benzer sonuçlar sergilemektedir.

97 85 120,00 100,00 80,00 60,00 40,00 20,00 0,00 Bitki Boyu (cm) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 120,00 100,00 80,00 60,00 40,00 Bitki Boyu (cm) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 20,00 0,00 Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.2.1: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitki Boyları (cm)

98 Ana Dal Sayısı Farklı yonca çeşitlerinin değişik yıllarda bitki boylarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.2.2: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ana Dal Sayıları (adet/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Express 13,25 18,25 12,00 14,50 C ,25 14,00 16,75 11,67 C ,25 16,25 17,75 14,42 C ,75 12,50 21,00 13,08 C ,25 12,25 16,25 12,92 C ,75 21,75 15,75 15,08 C ,75 21,50 21,25 18,50 C ,75 21,50 8,25 12,83 C ,25 17,50 14,00 12,25 Mede 8,50 15,50 19,50 14,50 GW 9,25 11,75 12,75 11,25 Ort. 8,64 16,61 15,93 LSD(%5) Yıl: 0,65 Çeşit: 1,25 Yıl X Çeşit: 2,17 Ana dal sayısı verilerine uygulanan istatistiki analiz sonuçlarına göre, deneme faktörleri olan yıllar, yonca çeşitleri ve bunların interaksiyonları bakımından önemli farklılıklar bulunmuştur. Çizelge den görülebileceği gibi, 2002 yılında en yüksek (21,75 adet/bitki) ana dal sayısı C-9491 çeşidinde elde edilmiştir ve 2003 yıllarında sırasıyla C-9540,C-9550 ve C-9540, C-9480 çeşitlerinin de aynı yüksek değer gurubuna girdiği gözlenmiştir. En

99 87 düşük değer, ise (4,25 adet/bitki) ile C-9190 çeşidinde ilk yılda saptanmış, aynı yıl C-9480 ve C-9560 çeşitlerinin de ana dal sayıları bakımından aynı düşük değer gurubu içinde yer aldıkları görülmüştür. Ana dal sayısına yıllar itibari ile baktığımızda en üst değerine 2002 yılında 16,61 adet/bitki ile ulaşmakta, 1. deneme yılında ise 8,64 adet/bitki ile en düşük değeri vermektedir. Yıllar arası bu farklılık inceledikleri çeşitler de yıllara göre ana dal sayılarının değiştiğini ifade eden araştırıcılarla (Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Altınok, 1993) benzer bulunmaktadır. Çeşit ortalamaları incelendiğinde, C-9540 en yüksek değeri(18,50 adet/bitki) vermekte, GW ise en düşük değeri(11,25 adet/bitki) getirmekte, ancak sırasıyla C-9190 ve C-9560 çeşitleri de aynı düşük değer gurubu içinde yer almaktadır. Bitkide dal sayısındaki değişim doğrudan toprak üstü aksamıyla ilişkilidir. Bitkinin toprak üstü aksamında meydana gelecek artış, doğrudan yeşil ot verimi ve bununla ilgili karakterlerde artışa neden olabilmektedir. Araştırmamızda ana dal sayısıyla ilgili elde ettiğimiz veriler arası farklılıklar; istatistiki bakımından önemli görülmektedir. Nitekim Carmer and Jacobs (1963), Leach (1970) ve Altınok (1993), Koç ve Tan (1997) çeşitler arası farklılığın ana dal sayısı yönünden önemini bildirmekte ve sonuçlarımız araştırıcıların bulguları ile paralellik göstermektedir.

100 88 25,00 20,00 15,00 10,00 5,00 0,00 Ana Dal Sayısı (adet/bitki) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 20,00 15,00 10,00 5,00 Ana Dal Sayısı (adet/bitki) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 0,00 Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.2.2: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Ana Dal Sayıları (adet/bitki)

101 Bitkide Meyve Sayısı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin bitkide meyve sayılarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.2.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitkide Meyve Sayıları (adet/bitki) Yıllar Çeşitler Ort. Express C C C C C C C C Mede GW Ort LSD(%5) Yıl: 27 Çeşit: 52 Yıl X Çeşit: 90 Çizelgeden de izlenebileceği gibi bitkide meyve sayısı bakımından istatistiki olarak deneme yılları ve yonca çeşitleri, yıl x çeşit interaksiyonu önemli bulunmuştur yılında en yüksek meyve sayısı Mede çeşidinde 1015 adet/bitki olarak gözlenmektedir. En düşük meyve sayısı ise 2002 yılında C-9490 çeşidinde 280 adet/bitki olarak saptanmakta,

102 90 yıllarında C-9190 ve C-9491 ile 2001 yılında C-9470, C-9540, C9550 çeşitlerinin de aynı düşük değer gurubu içinde olduğu göze çarpmaktadır. Yıl ortalamaları itibari ile en yüksek bitkide meyve sayısı 2002 yılında 661 adet/bitki ile elde edilirken, en düşük değer ise ilk deneme yılında 398 adet/bitki olarak saptanmıştır. Yıllar ilerledikçe önce artan bitkide meyve sayısı sonraları düşme eğilimi göstermekte, bu değişimler önemli bulunmaktadır. Manga vd., (1995) 26,6 o C sıcaklığın altı ve üstündeki değerlerde meyve bağlamanın azaldığını ancak üst sıcaklıkların düşük sıcaklıklardan daha fazla olumsuz etkiye sahip olduğunu belirtmektedirler. Nitekim ilk yıl hasadının gerçekleştirildiği Temmuz ayında, ortalama hava sıcaklığı değeri (30,1 o C) diğer iki yıldan yüksek olarak gerçekleşmektedir. Bunun sonucu olarak da genelde en düşük bitkide meyve sayıları bu yıl görülmekte ve bulgularımız araştırıcılarla uyumlu olmaktadır. Çeşitler değerlendirildiğinde en yüksek bitkide meyve sayısına 673 adet/bitki ile C-9540 çeşidinde ulaşılırken, Mede çeşidi de aynı yüksek değer gurubu içinde yer almaktadır. 409 adet/bitki ile de C çeşidi en düşük değeri vermekte, 421 adet/bitki ile C-9550 çeşidi de ondan farksız olmaktadır. Bitkide meyve sayısı, tohum verimi ile doğrudan ilişkili ve üreme potansiyelini etkileyen bir karakterdir. Kontrollü sera (hava sıcaklığı. nemi ve toprak nemi) şartlarında yoncada tohum verimini inceleyen Manga vd., (1995), meyve sayısının adet/bitki arasında varyasyon gösterdiğini belirtmekte ve bulgularımız ile paralel görülmektedir.

103 , ,00 800,00 600,00 400,00 200,00 0,00 Bitkide Meyve Sayısı (adet/bitki) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 700,00 600,00 500,00 400,00 300,00 200,00 100,00 0,00 Bitkide Meyve Sayısı (adet/bitki) Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW Şekil 4.2.3: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Bitkide Meyve Sayıları (adet/bitki)

104 Meyvede Tohum Sayısı Değişik yıllarda farklı yonca çeşitlerinin meyvede tohum sayılarına ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.2.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Meyvede Tohum Sayıları (adet/meyve) Yıllar Çeşitler Ort. Express 4,88 5,38 4,40 4,88 C ,88 6,18 2,88 3,98 C ,75 5,40 4,10 4,42 C ,35 5,90 3,50 4,58 C ,63 5,20 3,20 4,34 C ,33 4,33 2,58 4,08 C ,20 5,55 3,75 4,83 C ,55 6,23 3,50 4,43 C ,95 4,80 3,03 4,26 Mede 5,10 5,03 3,43 4,52 GW 3,50 5,80 3,13 4,14 Ort. 4,37 5,43 3,41 LSD(%5) Yıl: 0,42 Çeşit: Ö.D. Yıl X Çeşit: 1,38 İncelenen bu karakterde özetlenen değerlerde; çeşit ortalamalarının farklılıkları önemsiz, buna karşın yıl farklılıkları ile yıl x çeşit interaksiyonu ise istatistiki olarak önemli bulunmaktadır. Çizelge de görülebileceği gibi 2002 yılında 6,23 adet/meyve ile C-9550 en yüksek meyvede tohum sayısı değerini vermektedir yılında C-9491, C-9540, Mede, C-9560 ve Express çeşitleri ve 2002 yılında C-9190,C-9480, GW, C-9540,C-9470, Express, C-9490, Mede,

105 93 çeşitleri aynı yüksek değer gurubu içinde yer almışlardır. En düşük değer de 2,58 adet/meyve ile C-9491 çeşidinde son deneme yılında ortaya çıkmakta, aynı yıl Express ve C-9470 çeşitleri hariç diğer çeşitler ilk deneme yılında C-9190, C-9470, C-9550 ve GW çeşitleri de aynı düşük değer gurubunda yer almaktadır. Yıllar itibari ile meyvede tohum sayısı önce önemli oranda yükselmekte, sonraları düşmekte, meyvede tohum sayısında en yüksek değer (5,43 adet/meyve) 2002 yılında elde edilmekte, 2001 yılı ara grubu oluşturmakta, buna karşın 2003 yılı en düşük değeri (3,41 adet/meyve) vermektedir. Çeşitlerde meyvede tohum sayısı değerleri yönünden farklılık göstermekte, ancak bu değişim istatistiki anlamda önemli olmamaktadır. Tohumluk yembitkileri üretimi ve mer a ıslahı açısından meyvedeki tohum sayısı, tohum verimini etkileyen önemli bir morfolojik karakterdir. Meyvedeki tohum sayısında artış ile tohum veriminde de artış meydana gelmektedir. Araştırmamızda meyvede tohum sayısına ilişkin elde ettiğimiz verilerin Lesins and Lesins (1979), Bilensoy (1985), Budak ve Avcıoğlu (1988), Gençkan (1992), Iannucci et al. (2002) un sonuçlarıyla benzeştiği gözlenebilmektedir.

106 94 7,00 6,00 5,00 4,00 3,00 2,00 1,00 0,00 Meyvede Tohum Sayısı (adet/meyve) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 6,00 5,00 4,00 3,00 2,00 1,00 0,00 Meyvede Tohum Sayısı (adet/meyve) Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW Şekil 4.2.4: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Meyvede Tohum Sayıları (adet/meyve)

107 Tohum Verimi Farklı yonca çeşitlerinin değişik yıllarda tohum verimlerine ait veriler Çizelge ve Şekil de sunulmuştur. Çizelge 4.2.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Tohum Verimleri (kg/da) Yıllar Çeşitler Ort. Express 38,00 54,75 57,00 49,92 C ,50 37,75 36,50 31,25 C ,25 57,75 59,50 48,50 C ,75 69,00 75,75 57,83 C ,25 47,75 38,75 36,25 C ,00 58,75 48,75 45,83 C ,00 64,50 62,75 56,08 C ,00 67,75 62,25 53,67 C ,00 66,00 60,50 54,83 Mede 36,50 36,25 40,75 37,83 GW 30,00 69,50 77,50 59,00 Ort. 31,21 57,25 56,36 LSD (%5) Yıl: 3,05 Çeşit: 5,84 Yıl X Çeşit: 10,12 Çizelge da özetlenen tohum verimi rakamlarına uygulanan istatistiki analiz sonuçlarına göre, yılları ve yonca çeşitleri arasındaki farklılık ile bunların interaksiyonu önemli bulunmaktadır. En yüksek tohum verimi 2003 yılında 77,50 kg/da ile GW çeşidinden elde edilmekte, ancak aynı yıl C-9480 ile 2.yıl yine C-9480, C-9550 ve GW çeşitleri de aynı yüksek verim gurubu içinde yer

108 96 almaktadır. En düşük verim ise 19,50 kg/da ile C-9190 çeşidinden elde edilmekte, yine aynı yıl C-9470, C-9480 ve C-9490 nın da aynı düşük verim grubu içinde yer aldığı göze çarpmaktadır. Yıllar ilerledikçe tohum verimi önce önemli oranda yükselmekte, sonra düşme eğilimi göstermekte, ancak bu azalma önemli olmamaktadır. Yıllar arasında en yüksek tohum verimi(57,25 kg/da) 2002 yılında elde edilmekte, 2003 yılı da ondan farklı olmamakta, en düşük verim (31,21 kg/da) ise 1. yılda saptanmaktadır. Önemli bir karakter olan tohum veriminde kimi araştırıcılar (Akbari ve Avcıoğlu, 1992; Mrazkova and Kapsar, 1988; Başbağ, 1994; Bolanos-Aguilar et al., 2002) yaptıkları çalışmalarda yıllar itibari ile verimlerin farklılık gösterebileceğini bildirmekte, bu sonuçlar da verilerimizle paralellik göstermektedir. Yonca çeşitleri tohum verimleri incelendiğinde, 59,0 kg/da ile GW çeşidinin başı çektiği, ancak C-9480, C-9540, C-9550 ve C-9560 çeşitlerinin de aynı yüksek verim gurubunda yer aldığı, buna karşın sırasıyla 31,25, 36,25 kg/da ile C-9190, C-9490 çeşitlerinin de düşük verim gurubunu oluşturduğu görülebilmektedir. Baklagil yembitkilerinde tohum veriminin kantitatif bir karakter olduğu ve dal sayısı, meyve büyüklüğü, meyve sayısı, meyvede tohum sayısı, tohum ağırlığı gibi birçok unsurdan meydana geldiği ileri sürülmektedir(magoon et. al., 1973). Yine bir diğer araştırıcı (Hacquet, 1990) da meyvede tohum sayısı ile tohum verimi arasında pozitif bir ilişki olduğunu belirtmektedir. Yüksek safiyet ve biyolojik değere sahip, orijini belirli tohumluğun yeterli oranda sağlanması, yembitkileri üretiminde temel sorunlardan en önemlisidir. Yoncada tohum verimi tohumluk varyete seçimi, ekolojik ve

109 97 tarla koşulları ve uygulanan kültürel işlemlere bağlı olarak değişebilmektedir. Tarımda ileri ülkelerde ve ülkemizde ot için kurulan yoncalıklarda tohum üretimi de yapılabilmektedir. Tohum hasadından önce yapılacak bir ot hasadı uygulamasıyla daha yüksek oranda bir tohum verimi elde edilebileceğini ve genelde 2. veya 3. gelişmelerden tohum alınmasının uygun olduğu bildirilmektedir (Melton, 1972; Montanari and Lovato, 1988; Budak ve Avcıoğlu, 1989, Hanson, 1972). Tohum verimi bütün bitkilerde olduğu gibi, yeniden üretilebilirlik bakımından önemli verim karakterlerinden birisi konumundadır. Çeşitlerimizin tohum verimi değerleri bakımından farklılıkları istatistik olarak önemli bulunmuş ve verilerimiz benzer sonuçlara sahip araştırıcılar(kehr at al., 1983; Açıkgöz, 1984; Sağlamtimur vd., 1986; Pricop and Petrovici, 1994; Bolanos-Aguilar et al. 2002, Iannucci et al. (2002) un bulguları ile uyumlu bulunmuştur. Budak ve Avcıoğlu (1988) ise çeşitler arası farklılıkların tohum verimi bakımından önemsiz olduğunu ifade etmekte ve bulgularımız ile uyuşmamaktadır. Bu farklılığın nedeni olarak araştırıcıların farklı çeşit kullanmaları ile iklimsel farklılıklar gösterilebilmektedir.

110 98 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 Tohum Verimi (kg/da) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 Tohum Verimi (kg/da) Express C-9190 C-9470 C-9480 C-9490 C-9491 C-9540 C-9550 C-9560 Mede GW 10,00 0,00 Ort.(Çeşit) Ort.(Yıl) Şekil 4.2.5: Değişik Yıllarda Farklı Yonca Çeşitlerinin Tohum Verimleri (kg/da)

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1) Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 2004, 14(1): 47-51 Geliş Tarihi: 08.09.2003 Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Detaylı

Kimi Mer a Tipi Yonca Çeşitlerinin Bazı Verim ve Kalite Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma 1

Kimi Mer a Tipi Yonca Çeşitlerinin Bazı Verim ve Kalite Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma 1 Araştırma Makalesi Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2008, 45 (1): 11-19 ISSN 1018 8851 Behçet KIR 2 Hikmet SOYA 3 2 Dr. Ege Üniv. Zir. Fak. Tarla Bitkileri Bölümü, İzmir, behcet.kir@ege.edu.tr 3 Prof. Dr.

Detaylı

Araştırma Makalesi (Research Article)

Araştırma Makalesi (Research Article) Araştırma Makalesi (Research Article) Yaşar Tuncer KAVUT A. Esen ÇELEN Gülcan DEMİROĞLU TOPÇU Behçet KIR 1 Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 35100 İzmir/Türkiye e-posta: tunver.kavut@ege.edu.tr

Detaylı

Araştırma Makalesi (Research Article)

Araştırma Makalesi (Research Article) Araştırma Makalesi (Research Article) Yaşar Tuncer KAVUT Hikmet SOYA Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 35100 İzmir/Türkiye e-posta: tunver.kavut@ege.edu.tr Alınış (Received):26.03.2013

Detaylı

... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ

... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ ......... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ 2002 ......... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ BÖLÜM 1.PROJENİN ÖZETİ 1.1.Projenin Adı 1.2.Projenin Süresi 1.3.Projenin

Detaylı

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 26,21(3): 318-322 J. of Fac. of Agric., OMU, 26,21(3): 318-322 SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ İlknur

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU

Detaylı

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Yonca (Medicago sativa L.) Çeşitlerinin Ot Verim ve Kalitelerinin Belirlenmesi

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Yonca (Medicago sativa L.) Çeşitlerinin Ot Verim ve Kalitelerinin Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (1):42-47 Araştırma Makalesi (Research Article) Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Yonca (Medicago sativa L.) Çeşitlerinin Ot Verim ve Kalitelerinin

Detaylı

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları a Seyithan

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ+TRĐTĐKALE KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ+TRĐTĐKALE KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ ANADOLU, J. of AARI 9 (2) 1999, 105-113 MARA TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ+TRĐTĐKALE KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ Selahattin ĐPTAŞ Mustafa YILMAZ Gaziosmanpaşa Üniversitesi,

Detaylı

2015 Ayçiçeği Raporu

2015 Ayçiçeği Raporu 2015 Ayçiçeği Raporu İçindekiler 1.AYÇİÇEĞİ EKİM ALANI... 2 1.1. Türkiye de Ayçiçeği Ekim Alanı... 2 1.2. TR83 Bölgesinde Ayçiçeği Ekim Alanı... 5 1.3. Samsun da Ayçiçeği Ekim Alanı... 6 1.3.1. Samsun

Detaylı

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ + ARPA KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ + ARPA KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ ANADOLU, J. of AARI 8 (2) 1998, 106-114 MARA TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ + ARPA Selahattin ĐPTAŞ Mustafa YILMAZ Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü,

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA

t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA ÇUKUROVA VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGELERİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR*

Detaylı

*Yaşar Tuncer KAVUT Ahmet Esen ÇELEN Ş. Emre ÇIBIK M. Ali URTEKİN

*Yaşar Tuncer KAVUT Ahmet Esen ÇELEN Ş. Emre ÇIBIK M. Ali URTEKİN Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):225-229 Araştırma Makalesi (Research Article) Ege Bölgesi Koşullarında Farklı Sıra Arası Mesafelerinde Yetiştirilen Bazı Yem Bezelyesi

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA *

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA * DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA * A Study About The Determınatıon Of Yıeld And Yıeld Components

Detaylı

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU Bingöl Ünv. Fen. Bil. Dergisi 1(1),37-42,2011 Science J of Bingöl Univ. 1(1),37-42,2011 Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine

Detaylı

BATI AKDENİZ SAHİL KUŞAĞINDA SORGUM

BATI AKDENİZ SAHİL KUŞAĞINDA SORGUM AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(3), 337-341 BATI AKDENİZ SAHİL KUŞAĞINDA SORGUM (Sorghum bicolor L.), SUDANOTU (Sorghum sudanense Staph.) VE MISIRIN (Zea mays L.) İKİNCİ ÜRÜN OLARAK

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli ve rekabet

Detaylı

Ödemiş-İzmir Koşullarında Yetiştirilen Bazı Bakla (Vicia faba var. major) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Diğer Bazı Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma

Ödemiş-İzmir Koşullarında Yetiştirilen Bazı Bakla (Vicia faba var. major) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Diğer Bazı Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2006, 43(1):13-20 ISSN 1018-8851 Ödemiş-İzmir Koşullarında Yetiştirilen Bazı Bakla (Vicia faba var. major) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Diğer Bazı Özellikleri Üzerinde Bir

Detaylı

ÇUKUROVA KOŞULLARINDA BAZI SORGUM X SUDANOTU MELEZİ ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ ÖZET

ÇUKUROVA KOŞULLARINDA BAZI SORGUM X SUDANOTU MELEZİ ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ ÖZET ÇUKUROVA KOŞULLARINDA BAZI SORGUM X SUDANOTU MELEZİ ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Recep İrfan Nazlı 1, İlker İnal 2, Alpaslan Kuşvuran 3, Mehmet Cavit Sezer 4, Veyis Tansı 5

Detaylı

YEM BĠTKĠLERĠNDE TOHUMLUK ÜRETĠMĠ. Sabahaddin ÜNAL. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yenimahalle/ Ankara

YEM BĠTKĠLERĠNDE TOHUMLUK ÜRETĠMĠ. Sabahaddin ÜNAL. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yenimahalle/ Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi (2004) YEM BĠTKĠLERĠNDE TOHUMLUK ÜRETĠMĠ Sabahaddin ÜNAL Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yenimahalle/ Ankara ÖZET Hayvancılığın

Detaylı

Banaz Şartlarında İkinci Ürün Silajlık Mısır Yetiştirilmesi Olanakları Üzerine Bir Araştırma

Banaz Şartlarında İkinci Ürün Silajlık Mısır Yetiştirilmesi Olanakları Üzerine Bir Araştırma Banaz Şartlarında İkinci Ürün Silajlık Mısır Yetiştirilmesi Olanakları Üzerine Bir Araştırma Ertan KELEŞ 1, Mevlüt TÜRK 1 * 1 Süleyman Demirel University, Faculty of Agriculture, Department of Field Crop,

Detaylı

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir? Macar Fiği Neden Önemlidir? Macar fiği, son yıllarda ülkemizde ekimi yaygınlaşan beyazımsı-sarı çiçekli bir fiğ türüdür (Resim 1). Bitkinin önemli olmasını sağlayan özellikler; yerli fiğe nazaran soğuklara

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 TARLA BİTKİLERİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 5. KONU Buğdaygil Yembitkileri BUĞDAYGİL YEM BİTKİLERİ Buğdaygil yem bitkilerinin genel özellikleri

Detaylı

Kimi Yembezelyesi Çeşitlerinde (Pisum arvense L.) Sıra Arası Mesafelerinin Tohum Verimi ile Bazı Verim Özelliklerine Etkisi Üzerinde Bir Araştırma

Kimi Yembezelyesi Çeşitlerinde (Pisum arvense L.) Sıra Arası Mesafelerinin Tohum Verimi ile Bazı Verim Özelliklerine Etkisi Üzerinde Bir Araştırma Ceylan ve Ark. Araştırma Makalesi (Research Article) Yaşar Tuncer KAVUT A. Esen ÇELEN Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 35100, İzmir / Türkiye sorumlu yazar: tuncer.kavut@ege.edu.tr

Detaylı

Yıllık İtalyan Çimi ve Tüylü Fiğ Karışımlarında Farklı Hasat Zamanlarının Bazı Kalite Özelliklerine Etkisi Üzerinde Araştırmalar 1

Yıllık İtalyan Çimi ve Tüylü Fiğ Karışımlarında Farklı Hasat Zamanlarının Bazı Kalite Özelliklerine Etkisi Üzerinde Araştırmalar 1 Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2003, 40(2):17-24 ISSN 1018-8851 Yıllık İtalyan Çimi ve Tüylü Fiğ Karışımlarında Farklı Hasat Zamanlarının Bazı Kalite Özelliklerine Etkisi Üzerinde Araştırmalar 1 Hakan GEREN

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Bilindiği üzere, tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli

Detaylı

ÇUKUROVA BÖLGESİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ VE OT KALİTELERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

ÇUKUROVA BÖLGESİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ VE OT KALİTELERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR ÇUKUROVA BÖLGESİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ VE OT KALİTELERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR Kağan KÖKTEN 1, Selahattin ÇINAR 2, Rüştü HATİPOĞLU 3 "Bingöl

Detaylı

FARKLI SORGUM x SUDANOTU MELEZİ (Sorghum bicolor x Sorghum sudanense Stapf.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM ve VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

FARKLI SORGUM x SUDANOTU MELEZİ (Sorghum bicolor x Sorghum sudanense Stapf.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM ve VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Araştırma / Research Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 2015; 12(2) : 93-100 Journal of Adnan Menderes University Agricultural Faculty 2015; 12(2) : 93-100 FARKLI SORGUM x SUDANOTU MELEZİ

Detaylı

Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinde Verim Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma

Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinde Verim Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2007, 44 (1): 87-97 ISSN 1018-8851 Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinde Verim Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma Behçet KIR 1 Gülcan DEMİROĞLU 2 Hikmet SOYA 3 Geliş

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

Doğu Anadolu Bölgesi Şartlarına Uygun Yonca (Medicago sativa L) Çeşit ve Hatlarının Belirlenmesi

Doğu Anadolu Bölgesi Şartlarına Uygun Yonca (Medicago sativa L) Çeşit ve Hatlarının Belirlenmesi Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. 34 (4), 321-325, 2003 Doğu Anadolu Bölgesi Şartlarına Uygun Yonca (Medicago sativa L) Çeşit ve Hatlarının Belirlenmesi Süleyman ŞENGÜL, Lütfü TAHTACIOĞLU, Ali MERMER Atatürk

Detaylı

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X,

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X, Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): 126-130, 2012 ISSN: 1308-3945, E-ISSN: 1308-027X, www.nobel.gen.tr Kızıltepe Ekolojik Koşullarında Bazı Macar Fiğ (Vicia Pannonica CRANTZ.) Genotiplerinin Ot Verimi,

Detaylı

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ Burhan KARA Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-Isparta Giriş İletişim: burhankara@sdu.edu.tr, Tel: 0246 211

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2012, Cilt 26, Sayı 1, 1-16 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16(2): 127-136 Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri Mehmet SİNCİK*

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI: COLFIORITO Başakları orta uzunlukta, kılçıklı ve beyaz 1000 tane ağırlığı 19.1-36.5 gr arasındadır. Yatmaya dayanımı iyidir. Kahverengi pas ve sarı pasa orta hassastır. DEMİR 2000 Sağlam saplı ve uzun

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI EKİM SIKLIKLARININ VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA* An Investigation

Detaylı

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI Hayvancılığın en önemli unsurlarından biri besin kaynaklarının teminidir. Hayvanların günlük rasyonlarının yaklaşık yarısı kadar kaba yem

Detaylı

Bazı İskenderiye Üçgülü (Trifolium alexandrinum L.) Çeşitlerinin Ankara Sulu Koşullarına Uyumu ve Verimin Biçim Sırasına Göre Değişimi

Bazı İskenderiye Üçgülü (Trifolium alexandrinum L.) Çeşitlerinin Ankara Sulu Koşullarına Uyumu ve Verimin Biçim Sırasına Göre Değişimi TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (4) 406-410 Bazı İskenderiye Üçgülü (Trifolium alexandrinum L.) inin Ankara Sulu Koşullarına Uyumu ve Verimin Biçim Sırasına Göre Değişimi B. Hakan HAKYEMEZ 1 Cengiz SANCAK

Detaylı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:

Detaylı

ESKİŞEHİR KOŞULLARINDA HAYVAN PANCARINDA YEM VERİMLERİ VE BAZI BİTKİSEL ÖZELLİKLER

ESKİŞEHİR KOŞULLARINDA HAYVAN PANCARINDA YEM VERİMLERİ VE BAZI BİTKİSEL ÖZELLİKLER www.bursagida.gov.tr Gıda ve Yem Bilimi - Teknolojisi Dergisi / Journal of Food and Feed Science - Technology 11:57-63 (2011) ISSN 1303-3107 ESKİŞEHİR KOŞULLARINDA HAYVAN PANCARINDA YEM VERİMLERİ VE BAZI

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Muhittin BAĞCI ORTA ANADOLU KOŞULLARINDA MACAR FİĞ İNDE (Vicia pannonica Crantz. cv. TARMBEYAZI-98) SIRA ARASI VE TOHUM MİKTARININ OT VERİMİNE

Detaylı

Ürün Kataloğu

Ürün Kataloğu Ürün Kataloğu 2017-2018 www.kilercioglutarim.com Hakkımızda Kilercioğlu Tarım ve Tohumculuk, 2013 yılında, İzmir de faaliyetine başlamıştır. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi siz değerli müşterileri ile

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

Bazı Yeni Baklagil Yembitkileri Çeşitlerinin Akdeniz İklim Koşullarındaki Performansları Üzerinde Bir Araştırma

Bazı Yeni Baklagil Yembitkileri Çeşitlerinin Akdeniz İklim Koşullarındaki Performansları Üzerinde Bir Araştırma Araştırma Makalesi Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2010, 47 (2): 151-159 ISSN 1018 8851 Gülcan DEMİROĞLU 1 Rıza AVCIOĞLU 2 1 Dr., Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Bornova, İzmir gulcan.demiroglu@ege.edu.tr

Detaylı

Türkiye de ve Batı Karadeniz Bölgesi nde Çayır-Mera Alanları, Hayvan Varlığı ve Yem Bitkileri Tarımının Bugünkü Durumu

Türkiye de ve Batı Karadeniz Bölgesi nde Çayır-Mera Alanları, Hayvan Varlığı ve Yem Bitkileri Tarımının Bugünkü Durumu GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi, 2011, 28(2), 21-32 Türkiye de ve Batı Karadeniz Bölgesi nde Çayır-Mera Alanları, Hayvan Varlığı ve Yem Bitkileri Tarımının Bugünkü Durumu Alpaslan KUŞVURAN 1 R. İrfan NAZLI

Detaylı

Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinin Verim Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinin Verim Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2002, 39(1):47-53 ISSN 1018-8851 Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinin Verim Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Hakan GEREN 1 Gülcan DEMİROĞLU 2 Rıza AVCIOĞLU 3 Summary

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ KAYSERİ YONCASI HATLARININ TOHUM TUTMA ÖZELLİKLERİ VE BUNLARIN POLİKROS DÖLLERİNDE YEŞİL YEM VERİMİNİN BELİRLENMESİ Derya GÜLOĞLU TARLA BİTKİLERİ

Detaylı

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): ,

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): , Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2: 290 296, 2015 TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Bingöl Koşullarında Değişik Macar Fiği (Vicia

Detaylı

Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Hat ve Çeşitlerinde Yem ve Tohum Verimleri

Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Hat ve Çeşitlerinde Yem ve Tohum Verimleri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):230-234 Araştırma Makalesi (Research Article) Eskişehir Koşullarında Macar Fiği (Vicia pannonica Crantz.) Çeşitlerinde Yem ve

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 245-250 AZERBAYCAN DA ELDE EDİLMİŞ BAZI MUTANT PAMUK (Gossypium hirsutum L.) ÇEŞİTLERİNİN ŞANLIURFA KOŞULLARINDA VERİM VE LİF KALİTE ÖZELLİKLERİNİN

Detaylı

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 1, 55-62 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE YEM BİTKİLERİ TARIMININ MEVCUT DURUMU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE YEM BİTKİLERİ TARIMININ MEVCUT DURUMU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ : 59-67 J.ASgric. Fac. HR.U., 2010, 14(2): 59-67 Derleme Makale GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE YEM BİTKİLERİ TARIMININ MEVCUT DURUMU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Mehmet Salih SAYAR 1* A. Emin ANLARSAL 2

Detaylı

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013 Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 2 EKİM 201 Prof. Dr. Mustafa Özgürel ve Öğr. Gör. Gülay Pamuk Mengü tarafından yazılan Tarımsal Meteoroloji kitabından faydalanılmıştır. Hava ve İklim ile

Detaylı

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, Konya-2013, Kitap2, sayfa 350-357 YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI. Akdeniz üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Antalya

BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI. Akdeniz üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Antalya 88 BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI Prof.Dr. Süer YÜCE Doç.Dr.M.ilhan ÇAĞIRGAN Arş.Gör. Haşan BAYDAR Doç.Dr. İsmail TURGUT Yrd.Doç.Dr.S.ÇAKMAKÇI Arş.Gör.Aydın ÜNAY Arş.Gör. Mehmet BİLGEN

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU

II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü II. ÜRÜN MISIR TESCİL RAPORU LG30597 MOTRIL CHILLAN COVENTRY EBEVEYN HATLAR WW93 ve LSF80 Ankara-2015 LG30597,

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN- 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU (12.06.2017) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta

Detaylı

TÜRKİYE DE KABA YEM ÜRETİMİ VE SORUNLARI

TÜRKİYE DE KABA YEM ÜRETİMİ VE SORUNLARI 1 TÜRKİYE DE KABA YEM ÜRETİMİ VE SORUNLARI Ahmet ALÇİÇEK 1 Asım KILIÇ 2 Veysel AYHAN 3 Mürsel ÖZDOĞAN 4 ÖZET Ülkemizde, kaliteli kaba yem, çayır ve meralarımız ve yem bitkileri tarımı olmak üzere iki önemli

Detaylı

TRAKYA BÖLGESİNDE YONCA ÜRETİM MEKANİZASYONUNA AİT ÜRETİM GİRDİLERİNİN BELİRLENMESİ

TRAKYA BÖLGESİNDE YONCA ÜRETİM MEKANİZASYONUNA AİT ÜRETİM GİRDİLERİNİN BELİRLENMESİ TRAKYA BÖLGESİNDE YONCA ÜRETİM MEKANİZASYONUNA AİT ÜRETİM GİRDİLERİNİN BELİRLENMESİ Yrd.Doç.Dr.Fulya TORUK 1 Prof.Dr.Poyraz ÜLGER 2 Yrd.Doç.Dr. Ahmet KUBAŞ 3 ÖZET Tarımsal işletmelerde mekanizasyon planlanmasının

Detaylı

Sorgum x Sudanotu Melezi (Sorghum bicolor x Sorghum sudanense Mtapf.) Çeşitlerinde Hasat Zamanının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi

Sorgum x Sudanotu Melezi (Sorghum bicolor x Sorghum sudanense Mtapf.) Çeşitlerinde Hasat Zamanının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. 36 (2), 145-150, 2005 ISSN : 1300-9036 Sorgum x Sudanotu Melezi (Sorghum bicolor x Sorghum sudanense Mtapf.) lerinde Hasat Zamanının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi Bilal

Detaylı

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE AHMETAĞA Başak Özelliği: Beyaz, Kılçıklı Bitki Boyu (cm) : 80-100 Yatmaya Dayanıklılık: Dayanıklı Dane Rengi: Kırmızı Dane Verimi (kg/da): 400 900 Gelişme Tabiatı: Alternatif (Kışlık Yazlık) Kurağa Dayanıklılık:

Detaylı

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı 23-24 Mart 2016-Kahramanmaraş Dünya nın ve Ülkemizin önde gelen ürünlerinden olan pamuk: çiftçi, tohum firmaları,

Detaylı

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) 1 Önemi, Kökeni ve Tarihçesi 1850 li yılara kadar dünya şeker üretiminin tamamı şeker kamışından elde edilmekteydi. Günümüzde ise (2010 yılı istatistiklerine

Detaylı

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KIRŞEHİR KOŞULLARINDA FARKLI SIRA ARASI VE TOHUM MİKTARI UYGULAMALARININ ANADOLU ÜÇGÜLÜNÜN (Trifolium resupinatum L.) OT VERİMİ VE KALİTESİNE ETKİSİNİN

Detaylı

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ T.C. KUZEYDOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ Dr. Mehmet Ali ÇAKAL Araştırma ve Planlama Birimi TRA1 2013 Her hakkı

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20 S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20 BURÇAK (Vicia ervilia (L.) Willd.) TA EKİM ZAMANININ VERİM VE VERİM ÖĞELERİ ÜZERİNE ETKİSİ 1 Abdullah ÖZKÖSE 2 Hayrettin EKİZ 3 2 Selçuk Üniversitesi,

Detaylı

BAZI KORUNGA POPULASYONLARINDA FENOLOJĠK VE MORFOLOJĠK ÖZELLĠKLER ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara

BAZI KORUNGA POPULASYONLARINDA FENOLOJĠK VE MORFOLOJĠK ÖZELLĠKLER ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi (2002) BAZI KORUNGA POPULASYONLARINDA FENOLOJĠK VE MORFOLOJĠK ÖZELLĠKLER ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME Sabahaddin ÜNAL Hüseyin Kansur FIRINCIOĞLU Tarla Bitkileri

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2001, 38(2-3):39-46 ISSN 1018-8851 Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Metin ALTINBAŞ 1 Hasan SEPETOĞLU

Detaylı

TEKİRDAĞ İLİNDE KABA YEM ÜRETİMİ VE İHTİYACI KARŞILAMA ORANI

TEKİRDAĞ İLİNDE KABA YEM ÜRETİMİ VE İHTİYACI KARŞILAMA ORANI T.C. NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS SEMİNERİ TEKİRDAĞ İLİNDE KABA YEM ÜRETİMİ VE İHTİYACI KARŞILAMA ORANI Abdurrahman ERDOĞAN ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI DANIŞMAN: DOÇ. DR. FİSUN

Detaylı

ÜRETİMİNİZİ ARTTIRMAK İÇİN EN İYİ TOHUM...TÜM ŞARTLARDA!

ÜRETİMİNİZİ ARTTIRMAK İÇİN EN İYİ TOHUM...TÜM ŞARTLARDA! ÜRETİMİNİZİ ARTTIRMAK İÇİN EN İYİ TOHUM...TÜM ŞARTLARDA! Elit genetik, kaliteli tohum, yenilikçi servisler 2015 MAÏSADOUR Tohumculuk farklı uyarlanmış yenilikçi hizmet ve çeşitleri Elit genetik çalışmalar

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi Y. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1998

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi Y. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1998 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Kağan KÖKTEN Doğum Tarihi: 01 Ekim 1974 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1995 Y. Lisans

Detaylı

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ADİ İĞ TESCİL RAPORU GATAEMD135(SAYAR) ANKARA 2015 GATAEMD135(SAYAR) ADİ İĞ ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

Detaylı

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü. Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü. Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları Doç. Dr. Masum BURAK Genel Müdür Buğday, Lisanslı Depoculuk ve Vadeli İşlemler Kongresi, 12 Mart 2011, Antalya Tohum, Çeşit ve Islah

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAZI FİĞ TÜRLERİNE AİT ÇEŞİTLERİN TEKİRDAĞ ŞARTLARINDA VERİM VE TARIMSAL ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAZI FİĞ TÜRLERİNE AİT ÇEŞİTLERİN TEKİRDAĞ ŞARTLARINDA VERİM VE TARIMSAL ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAZI FİĞ TÜRLERİNE AİT ÇEŞİTLERİN TEKİRDAĞ ŞARTLARINDA VERİM VE TARIMSAL ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Alaaddin ZEYBEK Yüksek Lisans Tezi TARLA BİTKİLERİ

Detaylı

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü SUSAM HASADI TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu (30-125 cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylüdür. Ülkemizde tarımı yapılan yağ bitkileri

Detaylı

MISIR SEKTÖR RAPORU 2016

MISIR SEKTÖR RAPORU 2016 26.08. DÜNYA DA MISIR Buğdaygiller familyası içerisinde yer alan mısır, tek yıllık bir sıcak iklim tahıl bitkisidir. Tropik ve subtropik ılıman iklim kuşağında yetiştirilebildiği gibi, dünyanın hemen her

Detaylı

Çoklu Melez Parsellerinde Yer Alan Yonca Genotiplerinin Tohum Tutma Özelliklerinin Belirlenmesi

Çoklu Melez Parsellerinde Yer Alan Yonca Genotiplerinin Tohum Tutma Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Süleyman Demirel University Fen Bilimleri Enstitüsü E. Bıçakçı, Dergisi C. Balabanlı / Çoklu Melez Parsellerinde Yer Alan Yonca Genotiplerinin Tohum Tutma Özelliklerinin Belirlenmesi

Detaylı

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 5 (1):44-49, 2010 ISSN 1304-9984, Araştırma M. ÖZ, A. KARASU Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Detaylı

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI FİĞ (Vicia sativa L.) ARPA (Hordeum vulgare L.) KARIŞIMLARININ VERİMİ VE KALİTE ÜZERİNE ETKİSİ Süleyman ARSLAN YÜKSEK LİSANS Tarla Bitkileri Anabilim

Detaylı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren

Detaylı

BAZI SİLAJLIK MISIR ÇEŞİT ADAYLARININ SİLAJLIK VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

BAZI SİLAJLIK MISIR ÇEŞİT ADAYLARININ SİLAJLIK VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2009, 22(1), 75 81 BAZI SİLAJLIK MISIR ÇEŞİT ADAYLARININ SİLAJLIK VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Şekip ERDAL a Mehmet PAMUKÇU Harun EKİZ Mustafa

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

Iğdır İli Çayır-Mera ve Yem Bitkilerinin Durumu, Hayvan Beslenmesinde Önemi

Iğdır İli Çayır-Mera ve Yem Bitkilerinin Durumu, Hayvan Beslenmesinde Önemi Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 6 (2): 49-55, 2013 ISSN: 1308-3945, E-ISSN: 1308-027X, www.nobel.gen.tr Iğdır İli Çayır-Mera ve Yem Bitkilerinin Durumu, Hayvan Beslenmesinde Önemi Fikret BUDAK Iğdır

Detaylı