Çevre Görevlisi İfadesi Kaldırılsın

Transkript

1 AYLIK GAZETE Ocak 2015 / Sayı 20 basinyayin@cmo.org.tr Çevre Görevlisi İfadesi Kaldırılsın BASIN AÇIKLAMALARI ÇED lerdeki Bazı Bilgiler Sanal! Çanakkale de Şevketiye Çanakkale/Balıkesir sınırı arasında onlarca ithal kömürle çalışan termik santrallerin önü açılmıştır. Sayfa 9-10 da Nasreddin Hoca nın Mezarı Misali! Bartın Saraylı Köyü nde elektrik iletim hattı için ağaç kesimine başlanmıştır. Sayfa de TMMOB da Yasa Değişikliği ÇMO Başkanı Bozoğlu, Çevre Kanunundaki Çevre görevlisi ifadesinin kaldırılmasını istedi Sayfa 2 de Proje Hemen İptal Edilsin Doğa Hukuksuzca Katlediliyor Aynı Zamanda Halk Sağlığı Uzmanı Gibi Düşünmeliyiz Sayfa de BİRİMLERİMİZDEN TMGD VE ADR Genel Farkındalık Söyleşisi Sayfa 13 de ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu, Eymir Gölü çeperindeki yapılaşma projesinin derhal iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Sayfa 2 de Olmayan Elektriği Taşımak İçin Ağaç Kesiliyor TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Bartın'ın Saraylı köyündeki ağaç katliamı yapılan bölgeye ziyaretinde, ÇED inceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısında daha önce ÇED süreci durdurulmuş olan bir termik santral projesine, iletim hattı... Sayfa 3 de ÇMO Başkanı Bozoğlu, teknik inceleme gezisi kapsamında, hafta sonu Burdur, Antalya ve Alakır daydı. Sayfa 4 de Mühendis ve Mimar Ücretlerinde Alt Limit Belirlendi TMMOB, mühendis, mimar ve şehir plancıları için işe giriş ücreti 3 bin TL Sayfa 5 de ÇMO Başkanı Bozoğlu Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi nde çevre mühendisliği öğrencileri ile biraraya geldi. Sayfa 5 de 1.Derece SİT Alanı İlan Edilmesi Gerekiyor ÇMO Başkanı Bozoğlu, Munzur vadisinde, baraj ve HES yapılması planlanan bölgelerde incelemelerde bulundu Sayfa 6 da haberler 2-9 basın açıklamaları 9-13 birimlerimizden eğitimlerimiz 20 Yeşil Sürdürülebilir Yerleşkeler Söyleşisi Sayfa 14 de LPG Otogaz İstasyonlarında Sorumlu Müdürlük Eğitimi Sayfa 14 de ODTÜ Mezunları Derneğinin 'Geleneksel Yıl Sonu Kokteyli'ne Katıldık Sayfa 14 de İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ile Görüştük Sayfa 15 de İTÜVE Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümlerine Ziyaret Sayfa 15 de TMMOB Yasasını Değiştiren Torba Yasaya Karşı Ankara daydık! Sayfa 15 de

2 2 haberler Çevre Görevlisi İfadesi Kaldırılsın ÇMO Başkanı Bozoğlu, Çevre Kanunundaki Çevre görevlisi ifadesinin kaldırılmasını istedi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhammet Baltayı ziyaretinde, Çevre Kanunundaki Çevre görevlisi ifadesinin kaldırılmasını istedi. ÇMO Başkanı Bozoğlu ve ÇMO Ankara Şube Yönetimi temsilcileri, kadro, atama ve diğer çevre sorunlarını görüşmek üzere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhammet Baltayı ziyaret etti. Kamuya yapılan son atamada çevre mühendisi kadrosu olmamasından yakınan ekibe Balta, Kadro sorunu eskiden bu yana devam eden bir sorun. Biz de bunu düzeltmeye çalışıyoruz bütçesi tamamlansın. Durumu tekrar değerlendireceğiz yanıtını verdi. ÇMO Başkanı Bozoğlu görüşmedeçevre görevli konusunda yaşanan sıkıntıları dile getirerek, Çevre görevlisi ifadesinin kaldırılmasın. Yerine çevre mühendisi ibaresi getirilsin teklifini yineledi. Çevre eğitimi konusunda da maddi ve manevi ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getiren ekip adına Bozoğlu, Bakanlık bize yetki versin, biz bütün şube ve temsilciliklerimizde bu eğitimi ücretsiz yapmaya söz veriyoruz dedi. Toplantıda, yeni değiştirilen ÇED yönetmeliğindeki aksaklıkları da dile getiren ÇMO Başkanı, teknik gezi yaptığı bölgelerde tanık olduğu sorunları da aktardı. Muhammet Balta, Bozoğlu nun sözleşmeli çevre mühendisi alınıp alınmayacağı sorusu üzerine, Bakan bey yurtdışında. Döndüğünde sizinle görüştüreceğim. Bu tip sorularınızı Bakan Beye sormanızı rica ediyorum şeklinde konuştu. Ziyarette, Ankara Şube den Cem Şahin, Ankara Şube Yönetim Kurulu üyeleri Yeşim Bek ve Gökçe Parer ile ÇMO Genel Merkez Yönetim Kurulu Yedek Üye Nilay Kaya hazır bulundu. ÇMO Başkanı Bozoğlu, Balta yı ziyaretin ardından Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürü Mustafa Satılmış ı ziyaret etti. Birlikte yeni ÇED yönetmeliğinin konuşulmasının ardından Bozoğlu, teknik gezi sırasında tanık olduğu sorunları ayrıntılı olarak aktardı ve çözüm önerilerini sundu. Proje Hemen İptal Edilsin ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu, Eymir Gölü çeperindeki yapılaşma projesinin derhal iptal edilmesi gerektiğini söyledi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Eymir Gölü çevresinin imara açılması planları ile ilgili son gelişmeleri anlattığı basın toplantısı düzenledi. Bozoğlu, bölge ile ilgili daha proje tanıtım dosyası hazırlandığını, 15 Aralık Pazartesi günü de ÇED dosyasının yayımlandığı söyledi. 'Bölgenin imara açılması süreci hızlı bir şekilde devam ettirilmektedir' diyen Bozoğlu, ÇED başvuru dosyası yapılmasının anlamının, önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde halkın katılım toplantısı yapılacağı olduğunu kaydetti. Bozoğlu şöyle konuştu: 'Biz ÇMO olarak, bu süreci takip edeceğimizi söylemiştik, ediyoruz. Bütün Ankaralıları, gözlerini bu alana dikmeye ve halkın katılım toplantısına on binler olarak gitmeye çağırıyoruz. Bu toplantıda bu projeyi istemediğimizi, bunun halk sağlığı yararına olmadığını ifade edeceğiz.' SÜREÇ SON DERECE CİDDİYETSİZ İŞLİYOR Bilgi edinme kapsamı dahilinde yazışmalar yaptıklarını anlatan ÇMO Başkanı, gelen yanıtlardan da sürecin nasıl ciddiyetsiz işlediğinin anlaşılabildiğini belirten Bozoğlu şunları söyledi: 'Çevre Şehircilik Bakanlığının merkez teşkilatına, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl müdürlüğüne, Çankaya Belediyesine, Ankara Büyükşehir Belediyesine ve Çankaya Tapu Dairesine yazılar yazdık. Çankaya Belediyesi verdiği cevapta burada bir imar çalışması olamayacağını çünkü üst ölçekli planların iptal edildiğini bu nedenle de 1/1000'lik plan üzerinden bu sürecin yürütülemeyeceğini söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi de cevabında konun kendileriyle ilgili olmadığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın süreci yürüteceğini ve iznin Çankaya Belediyesinden alınması gerektiğini söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü yanıtını bize bir dosya olarak iletti. Buradan gelen yanıt dosyasıyla bile aslın da sürecin ne kadar ciddiyetsiz yürütüldüğü ortaya konmuş oldu. Biz bilgi edinme yazımızı gönderdikten sonra Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü içindeki İmar Planlama Dairesi Başkanlığı, Çevre ve Düzenlemesi Dairesi Başkan-

3 haberler 3 lığına bir yazı yazıyor. Bu yazıda, bu bölgeye dair yapılan yazışmaların tamamının kendilerine iletilmesini istiyor. Bu daire ise ellerinde bu konuya dair bir yazışma olmadığı yanıtını veriyor. Bunun üzerine İmar Dairesi, haziran ayında konu ile ilgili birçok yazışma yaptıkları yanıtını vererek yazışma fotokopilerini de yanıtına ekliyor. Ve tüm kurumların yaptığı yazışmalara e devlet üzerinden ulaşılabildiğine dikkat, çekerek 'yazınız üzerinden yapılan yanlış beyanın, bakanlığımız başta olmak üzere genel müdürlüğümüzün yargı karşısında vahim sonuçlar doğurmaması için yazınızın işlemden kaldırılması' gibi bir ifade kullanıyor. Bu işin komikliğinin bir tarafı ama aynı zamanda şunu da gösteriyor, buradaki otel projesi, bilimsellik anlamında, hukuki anlamda ve planlama anlamında yapılması mümkün değil. Bir takım ayak oyunlarıyla bu işi yaptırmaya çalışıyorlar. TAPULAR USULSÜZ VERİLMİŞ, İPTAL EDİLMELİ Buraya ait 90 civarındaki kat irtifakı tapusu nedeniyle bilgi isteme yazıları yazdıklarını anlatan ÇMO Başkanı, tapuverilebilmesi için inşaat onayı, statik raporlar ve oraya o bina yapılabilmesi için onayın olması gerektiğini kaydetti. Saydıklarının hiçbirisinin olmadığını ekleyen Bozoğlu, Yani olmayan bir yapının tapuları verilmiş ve bu da olmayan bir yapının şu an satılabilme ihtimali olduğu anlamına geliyor. Biz bu tapuların nasıl hazırlandığını öğrenmek için Çankaya Tapuya yazı yazdık. Yaklaşık 1,5 ay oldu ancak cevap gelmedi. Dolayısıyla şu an çok somut bilgi olarak şunu söyleyebiliriz, kat irtifakı tapuları usulsüzce verilmiştir. Bu usulsüzlüğü kim yaptı, nasıl yaptı, buna dair belgeler nelerdir buna dair Çankaya Tapunun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bir an önce açıklama yapmasını bekliyoruz. Çünkü şu an olup olmayacağı belli olmayan bu yapı herhangi birisine mesela Baran Bozoğlu'na satılabilir dedi. ACELE KAMULATIRMA KARARI İLK KEZ HALK İÇİN YAPILSIN Adı geçen projede çok fazla kafa karıştırıcı nokta olduğuna da değinen Baran Bozoğlu sözlerini şöyle tamamladı: Ankara Büyükşehir Belediyesinin projeye dair bir görüşü var. ABB görüşünde 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı içerisinde bölge yol planında kaldığını söylüyor. Yani yolda kalıyor bu alan. Plansızlık artık Ankara'da meşru hale getirildi. Bir yandan koruma bölgesi oluşturuyorsunuz, aynı zamanda oradan yol geçiriyorsunuz ama aynı zamanda oraya otel yapıyorsunuz. Planlar birbirinin içine geçmiş durumda. Biz buradan AKP Hükümetine sesleniyoruz:yırca'da, 3. Havalimanı İnşaatında, 3. Köprü inşaatı gibi birçok yerde uygulanan acele kamulaştırma kararı ilk kez halkın yararına uygulansın ve bu alan kamulaştırılsın. Neyse parası biz veririz. Sayın Gökçek'e de sesleniyoruz. ODTÜ ağaç kesiyor diye eleştiriyor. Eğer söylemlerinde samimiyse, gelsin bölgeyi birlikte ağaçlandıralım.' Olmayan Elektriği Taşımak İçin Ağaç Kesiliyor TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Bartın'ın Saraylı köyündeki ağaç katliamı yapılan bölgeye ziyaretinde, ÇED inceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısında daha önce ÇED süreci durdurulmuş olan bir termik santral projesine, iletim hattı yapmaya başlamak kamu kaynaklarının yanlış kullanıldığının da göstergesidir dedi Bozoğlu, Türkiye'de yaşanan çevre sorunlarını, bu sorunlara neden olan hukuksuzlukları, yapılan yanlış uygulamaları yerinde görmek üzere başlattığı teknik gezi kapsamında 2 Aralık Pazar günü ağaç katliamı yaşanan Bartın Saraylı Köyü'ne gitti. Bartın Platformu üyeleri ve çevrecilerin hazır bulunduğu Saraylı köyünde basın açıklaması yapan ÇMOBaşkanı, Bartın Saraylı köyünde elektrik iletim hattı için ağaç kesimine başlanmıştır. Elektrik iletim hattının ise bir ucu Zetes Termik Santrali'nde diğer ucu ise ÇED süreci devam eden ve yapılıp yapılmayacağı belirsiz olan Amasra'daki HemaTermik Santrali'ndedir. Bu durum Nasreddin Hoca'nın mezarını akıllara getirmektedir: Duvar yok ama asma kilitli kapı var diye konuştu. Yapılan bu büyük hatanın, bir plansızlığın da göstergesi olduğunu kaydeden Bozoğlu şunları söyledi: Halkın yoğun olarak tepki verdiği, ÇED inceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısında daha önce ÇED süreci durdurulmuş olan bir termik santral projesine, iletim hattı yapmaya başlamak nasıl açıklanır? Plan olmadan yine sürece başlama hatasında bulunulmuştur. Amasra Belediyesi, Bartın Belediyesi, Bartın ve Amasra halkı termik santrale karşı olduğunu hem yazılı hem de toplantılarda sözlü olarak belirtmelerine rağmen Ankara bu tepkilere kayıtsız kalmaktadır.` ÇMO Başkanı Bozoğlu, projede yer alan çelişkili ifadelere de değinerek, Proje güzergahında yer altı ve termal su kaynaklarının bulunmadığı belirtilmiştir. Hangi bilimsel çalışmaya göre karar verildiği belirsizdir dedi. Raporda, güzergâh üzerinde mera alanı bulunması durumunda gerekli izinlerin alınacağının belirtildiğini ifade eden Bozoğlu, Tarım alanına denk gelmesi durumunda, masrafların firma tarafından karşılanacağı vurgulanmıştır. Bu ifadeler bile güzergâh üzerinde yeterli inceleme yapılmadığını göstermektedir. Direklerin inşaatı sırasında çıkacağı tahmin edilen hafriyat ve emisyon değerleri eksik hesaplanmıştır. 380 kv lik bir iletim hattı için 43 bin ağacın kesilebileceği raporda belirtilmektedir diye konuştu. Bozoğlu, açıklamanın ardından Bartın Platformu üyeleri ile birlikte şirketin açtığı su kuyuları, atık yerleri gibi diğer sorunlu bölgeleri de ziyaret ederek, konu hakkında bilgi aldı.

4 4 haberler Doğa Hukuksuzca Katlediliyor ÇMO Başkanı Bozoğlu, teknik inceleme gezisi kapsamında, hafta sonu Burdur, Antalya ve Alakır daydı TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Phaselis te düzenlediği basın toplantısında yürütülen projeler nedeniyle açılan davaların dikkate alınmadığını eleştirerek, Doğa hukuksuzca katlediliyor. Türkiye'nin en önemli doğal güzellikleri arasında yer alan birçok bölge çeşitli projelerle yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya dedi. Bir süredir yürüttüğü teknik inceleme gezisi kapsamında haftasonu Antalya ve civarını ziyaret eden Bozoğlu, Phaselis, Alakır ve Burdur Gölü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Burdur Gölü ile ilgili Burdur Belediye Başkan Yardımcısı ve Burdur Gölünün kurumasına dikkat çeken Lisinia Doğa Proje Koordinatörü Öztürk Sarıca ile görüşen Baran Bozoğlu, sorunlar hakkında bilgi aldı. Daha sonra otel projesi yürütülen Phaselis e geçen ÇMO Başkanı burada da inceleme yaptıktan sonra,bölgedeki hukuksuzluk ve çevre katliamlarını dile getirmek, sorunlara dikkat çekmek için burada basın açıklaması yaptı. Son zamanlarda sıkça karşılaştıkları çevre sorunlarını, çılgın proje ler nedeniyle yaşanan çevre katliamlarını, hukuk tanımazlıkları anlatan Bozoğlu şöyle konuştu: Türkiye'nin en önemli doğal güzellikleri, kuş göç yolları, sulak ve tarımsal alanları, turizm bölgeleriçeşitli projelerle yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir süredir Türkiye yi geziyoruz. Bursa Nilüfer Çayı, Yırca, Tuz Gölü, ArtvinCerattepe, Arhavi, Bartın, Amasra, Tunceli ve şimdi de Burdur ve Antalya'dayız. Gittiğimiz her yerde çevre sorunlarının giderek arttığını görüyoruz. Hukuksuzluk, rant ve denetimsizlik ne yazık ki bu alanlarda yoğun bir şekilde yaşanıyor. Üçüncü Havalimanı'nında, Tuz Gölü'nde Burdur Gölü'nün yok oluşunda, Yırca da kesilen zeytin ağaçlarında, Arhavi, Bartın, Amasra, Alakır daki HES inşaatlarında, Munzur Vadisinde kısacası korunması gereken alanların birer birer ranta kurban gittiğini görüyoruz. Türkiye'nin her tarafında artık iş çığırından çıkmış durumda. Hukuksuzluk, rant ve denetimsizlik ne yazık ki, bu alanlarda yoğun bir şekilde yaşanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, projelere bilim dışı bir şekilde onay verme yolunu seçiyor. Bu doğa hepimizin. Koruyamadığımız zaman faciayla karşılaşırız. Çevre Mühendisleri olarak biz, proje yapılmasına karşı değiliz, hukuka ve doğaya uygun proje yapılmasını istiyoruz. PHASELİS DE RANTA KURBAN GİTMESİN Türkiye'nin tarihi sit alanlarına sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Bozoğlu, Phaselis Antik Kenti sınırları içerisine yapılması planlanan ancak yürütmeyi durdurma kararı çıkan 'Otel Projesi'ni eleştirdi. Projenin bir kandırmaca silsilesi üzerinden yürütüldüğünü söyleyen Bozoğlu, Bölgenin tarihi sit alanı olduğunu gizlemeye çalıştılar. Plan yapmadan tahsis yaptılar. Süreci kanuna aykırı bir şekilde yürüttüler. Mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi. İptal kararı da gelecektir. Ancak süreç burada bitmiş değil. Ne Bakanlık ne de şirket projenin iptali hakkında açıklama yaptı. Dolayısıyla, verilen karar yüreklerimize su serpmeyecek. ÇED sürecinin durulması, projenin tamamen sonlandırılması ve konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılması gerekiyor diye konuştu. HUKUK HERKESE LAZIM Mahkeme kararları uygulanmadığı sürece bilimin öneminin kalmadığını ifade eden Bozoğlu, Bunun en büyük örneği Ankara'nın göbeğindeki Kaçak Saray'dır. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı Kaçak Saray'da oturursa, Kolin'in şirketi gider köylüyü döver, Tamince gelir burada otel yapmak ister, Amasra ya termik santral yapmak ister, Cengiz Holding gider Artvin'in göbeğinealtın madeni projesi yapar. Hukuk herkese lazım. Yarın başka bir siyasi iktidar geldiği zaman, onlara da lazım olacak. Bu yüzden, kuralların ve kanunların uygulanması bizi geriletmez, ülkemizdeki yatırımları engellemez. Bizim tek talebimiz çevresel etki değerlendirilsin, yapılıp yapılmaması tartışması değil. Bilimsel olan budur. Yapılması gereken de budur. Bunlar yapılmadığı sürece, ciddi bir yok oluşla karşı karşıya kalırız dedi. ALAKIR'A 'DÖRT MEVSİM' RAPORU Başkan Baran Bozoğlu, Alakır Vadisi'nde yaşanan durumun HES politikasındaki plansızlığın en büyük örneği olduğunu belirterek şunları söyledi: Birinci Derecede Doğal Sit Alanı statüsünde sayılan bölge

5 haberler 5 için mahkemenin kaynaktan çıkan suyu da alana dahil etme yönünde karar aldı. Bu mahkeme kararıçevre ve Şehircilik Bakanlığı ve il müdürlüğü tarafından uygulanmamaktadır. Gerekçe olarak 'Dört mevsim Raporu' (Dört mevsim incelemeyi gerektiren rapor) verilmiştir. Günaydın, bu zamana kadar neredeydiniz?rapor bitene kadar oradaki alan yok olmuş olacak. Bu hukuksuzluklara 'dur' denilmesi ve yapılması planlanan Dereköy HES Projesi'nin de durdurulması gerekir. Ancak bakanlık ve il müdürlükleri adeta şirketin parçasıymış gibi, bir de onlara akıl verip kolaylık sağlamaktadır. Havza bazlı plan ortaya konmadan, 'Stratejik ÇED' kavramı hakim kılınmadan projenin yapılmaması gerekir. HÜKÜMETİN KUŞLARLA PROBLEMİ VAR Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Burdur Gölü'nün Avrupa'dan gelip Türkiye'nin güneydoğusuna doğru giden kuşların yaşam alanı olduğunu söyleyen ÇMO Başkanı, Garip bir şekilde hükümetin kuşlarla ilgili bir problemi olduğunu görüyoruz. Nerede kuş göç yolu varsa orası yok edilmeye çalışılıyor. Üçüncü Havalimanı, kuşların yaşam alanlarını yok etme projesidir. Flamingoların yaşam alanı Tuz Gölü'nde madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştır. Burdur Gölü de bunlara eklenmiştir. O yüzden hükümetin kuşları artık rahat bırakmasını istiyoruz" dedi. Gölün yok olduğu görüşünü hükümetin ve uzmanların da onayladığını öne süren Bozoğlu, çözüm yolları noktasında yaptıkları geniş kapsamlı araştırmaları gerekli mercilere ileteceklerini dile getirdi. Basın açıklamasına Antalya Şube Başkanı Erdal Özdemir, yönetim kurulu üyeleri Cem Olcay, Murat Can Yelken, Ece Cephaneci ve kurucu üye Lokman Atasoy ile çevre mühendisliği bölümü öğrencileri katıldı. Mühendis ve Mimar Ücretlerinde Alt Limit Belirlendi TMMOB, mühendis, mimar ve şehir plancıları için işe giriş ücreti 3 bin TL TMMOB Yönetim Kurulu 2015 yılı için mühendis, mimar ve şehir plancılarının i işe giriş bildirgesinde baz alınacak asgari brüt ücreti 3 bin TL olarak belirledi. Sosyal Güvenlik Kurulu ve TMMOB a bağlı odalarla 31 Temmuz 2012 de imzalanan işbirliği protokolü gereği, ücretleri eksik bildirilmesini önlemek amacıyla mühendislik, mimarlık ve şehir planlama alanlarında mesleklerini icra eden disiplinlere ilişkin olarak yıllık bazda asgari ücret seviyeleri belirleyerek SGK`ya iletme kararı alınmıştı. Bu protokol gereği toplanan TM- MOB yönetim Kurulu 2015 yılı brüt asgari ücreti belirledi. Birlik ayrıca, Odalarınca belgeli çalışmanın koşul olduğu uzmanlık alanlarında, mesleki deneyimin arandığı alanlarda, şantiye şefliği, sorumlu müdürlük, iş güvenliği uzmanlığı, yapı denetim elemanı, teknik nezaretçi, uzak yol kaptanlığı gibi hizmetlerde asgari ücret uygulanmayacağını, bu durumda olan mühendis, mimar, şehir plancılarının ücretlerinin alınan sorumluluk gereği belirlenen asgari ücretinin üzerinde olmak zorunda olduğunu da karar altına aldı. Aynı Zamanda Halk Sağlığı Uzmanı Gibi Düşünmeliyiz ÇMO Başkanı Bozoğlu Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi nde çevre mühendisliği öğrencileri ile biraraya geldi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) çevre mühendisliği bölümü öğrencilerine verdiği seminerde mesleğin önemine değinerek, Hepimiz aynı zamanda halk sağlığı uzmanı gibi düşünmek ve davranmak zorundayız dedi. SDÜ çevre mühendisliği bölümü öğrencilerinin daveti üzerine Isparta ya giden Bozoğlu, bölüm başkanı Doç. Dr. Gökhan Civelekoğlu tarafından karşılandı. Civelekoğlu eşliğinde bölümü gezen Baran Bozoğlu, özellikle laboratuvarlardan çok etkilendiğini belirterek, Öğrencileriniz çok şanslı. Hiç laboratuvarı olamayan üniversiteler biliyorum diye konuştu. Daha sonra seminerin yapılacağı salona geçen Bozoğlu, gördüğü kalabalık karşısında şaşkınlığını gizlemeyerek, Şu an çok heyecanlandım. Bu kadar heyecanlı, hevesli kalabalık görmek beni hem şaşırttı hem de çok mutlu etti diye konuştu. Seminerde ilk sözü alan Bölüm Başkanı Civelekoğlu, konuşma yapmayacağını, yalnızca ÇMO Başkanı ve Antalya Şube yöneticilerine, geldikleri için teşekkür etmek istediğini kaydetti. Bölüm Başkanının ardından kürsüye çıkan ÇMO Antalya Şube Başkanı Erdal Özdemir de, Çok fazla şey söylemek istemiyorum

6 6 haberler çünkü biz zaten sık sık biraraya geliyoruz. Genel Başkanımız uzaktan, Ankara dan geldi. Size söyleyecek çok sözü, sizin de ona soracak çok sorunuz vardır. O nedenle sözü hemen Genel Başkanıma bırakıyorum dedi. Konuşmasına mezuniyetinden itibaren yaptıklarını anlatmakla başlayan ÇMO Başkanı şunları söyledi: Üniversiteden mezun olduğumda sizin gibi ne olacağımı, ne yapacağımı bilmiyordum. ÇMO Ankara şubede çalışmaya başladım. O dönemde Tuzla da bir kaza olmuştu. Bir televizyondan Erkan Tan da konu ile ilgili program yapmak istiyordu. Genel sekreterimiz rahatsızdı ve başka da konuşacak kimse yoktu. Bütün gece konu ile ilgili çalıştım. Sabah de babamın ceketini giyip programa gittim. O Dönem Çevre Bakanı Osman Pepe idi. Programda hükümete verdim veriştirdim. Bakanlığa 130 civarında çevre mühendisi alınacaktı ve ben de başvurmuştum. Programdan sonra beni kesin almazlar diye düşündüm. Dil şartı vardı sınava girip kazandım ve mülakata çağırdılar. Mülakatı yapan iki kişiden biri İngilizce olarak küresel ısınmayı sordu, yanıtladım. Diğeri de Türkçe olarak aynı soruyu sordu. İlk soruyu soran ben şimdi aynı soruyu sordum deyince aralarında bir gerginlik oldu çünkü sınavı yapanın İngilizce bilmediği ortaya çıktı. O gerginlikle ben mülakatı geçtim. Bu olayın ardından da programda eleştirdiğim bakanlıkta, yine eleştirdiğim denetleme bölümüne atandım. Bozoğlu, çevre görevlisi konusuna da değindiği konuşmasında, bu konuda yürüttükleri çalışmaları ayrıntısıyla anlattı. Baran Bozoğlu, Her zaman söyledik yine söylüyoruz; kanundan çevre görevlisi ifadesi kaldırılmalı yerine çevre mühendisi yazılmalıdır. Şunu da unutmayın arkadaşlar, çalışma alanınız yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı değil. Bir belediyenin de, bir sağlık bakanlığının da, bir orman bakanlığının da, enerji bakanlığının da çevre mühendisi istihdamına ihtiyacı var dedi. Konuşmasında sık sık çevre mühendisliğinin önemine vurgu yapan Bozoğlu, Çevre Mühendisliği bilimi aynı zamanda halk sağlığı bilimidir. Siz kendinizi nereye koyarsanız halk da sizi oraya koyar. Bu nedenle hepimizin yapması gereken, birlikte toplumdaki çevre mühendisi algısını değiştirmek. Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle köy enstitülerinde halk sağlığının nasıl korunabileceği ayrıntılı şekilde anlatılıyordu diye konuştu. Bir süredir yurdun farklı bölgelerinde teknik inceleme gezisi yaptığını anlatan ÇMO Başkanı, Ancak bugün görüyoruz ki, yapılmak istenen projelerde halk sağlığı neredeyse hiç düşünülmüyor. Bunun önüne geçecek, önemini tekrar hatırlatacak olan biz çevre mühendisleriyiz. Hepimiz bir halk sağlıkçısı gibi düşünmek ve davranmak zorundayız dedi. Konuşmasında bölümü gezdiğini, özellikle laboratuvarlardan çok etkilendiğini anlatan Bozoğlu, Çok şanslısınız. Gökhan hocam gibi mesleğini, bölümünü seven ve önemseyen bir bölüm başkanınız var. İnanın laboratuvarı olamayan bölümler gördüm diye konuştu. ÇMO Başkanı sunumunun ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Seminere, Antalya Şube Başkanı Özdemir in yanısıra yönetim kurulu üyeleri Elçin KökdemirÜnsar, Uğur Yıldırım ve Cem Olcay ile kurucu üye Lokman Atasoy katıldı. 1.Derece SİT Alanı İlan Edilmesi Gerekiyor ÇMO Başkanı Bozoğlu, Munzur vadisinde, baraj ve HES yapılması planlanan bölgelerde incelemelerde bulundu TMMOB Çevre Mühendsileri Odası Başkanı Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu Munzur Vadisinde Yaptığı açıklamada, Bölgenin 1. derece sit alanı olması gerektiğini söyledi. Bir süredir yürüttüğü teknik ziyaretler kapsamında Tunceli'ye giden Bozoğlu, baraj ve hes yapılması planlanan bölgelerde teknik incelemenin ardından Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içinde yer alan Halvori Gözeleri nde basın açıklaması yaptı. Açıklamasında bölgenin önemine değinen ÇMO Başkanı, 'Bunca zamandır hukuksuz davranan bakanlığın artık bu bölgeye hassas davranması lazım. Arkeolog, biyolog, çevre mühendislerinden, bilim çevrelerinden tarafsız ve bağımsız kişiler tarafından bir ekip kurmalı buraya dair inceleme başlatılmalıdır. Buradaki endemik türleri, doğayı, bitki örtüsünü, hayvanları, canlıları analiz etmelidir. Ve bunu üzerinden de doğal Sit alanı kararı vermelidir. Türkiye nin hiçbir bölgesinde böylesi bir güzellik bulunmamaktadır diye konuştu. Munzur Milli Parkı'nda birçok HES projesinin hukuksuzca gerçekleştirilmeye çalışıldığını kaydeden Bozoğlu, Türkiye'nin gelecekte Munzur Vadisi'nde üretilecek elektriğe ihtiyacı olmadığını belirterek, 'Türkiye'deki elektrik tüketim seviyeleri enerji verimliliği çalışmalarıyla yüzde 25 oranında azaltabilmektedir. Devlet ilk kez bir milli parkta üstün kamu yararı mantığı ile HES yapmak istiyor. Bu son derece yanlıştır. Munzur Vadisi'nin 1.derece SİT alanı ilan edilmesi gerekiyor' dedi. Munzur'a yapılması planlanan Konaktepe HES'ine dair Danıştay tarafından lisans iptal kararı verildiğine ve ÇED sürecini işletme zorunluluğu getirildiğine de dikkati çeken Baran Bozoğlu şöyle konuştu: 'Açılan davalar sonucunda Çevre ve Orman Bakanlığı ısmarlama rapor ile Munzur'da yapılacak HES'lerin üstün kamu yararı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Üstün kamu yararı kavramı çevre sorunlarının oluşmasını engelleyebüecek bilimsel altyapısı olan bir karar değildir. Munzur üzerinde bin 518 çeşit bitkinin bulunduğu, 55'nin vadiye özgü olduğu bilinmektedir. Elazığ Müze Müdürlüğü 2001 yılında hazırladığı raporda bu alanın 1. Derece Doğal Sit alanı ilan edilmesi yönünde görüş belirtmiştir. Havza'daki doğal yaşamın, insan yaşamının sürdürülmesi için bir zorunluluktur.' MAHKEME KARARI Toplantıda konuşan Avukat Barış Yıldırım da Milli Park olan Munzur Vadisi nin taşıdığı özellik ve güzellikler nedeniyle birinci derece doğal Sit alanı ilan edilmesi ile baraj projelerinden vazgeçilmesi amacıyla 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı na

7 haberler 7 başvuruda bulunduğunu söyledi. Bakanlığın talebi reddetmesi üzerine durumu yargıya taşıdıklarını anlatan Avukat Yıldırım, ' Dava süreci devam ederken Sit alanlarıyla ilgili karar alma yetkisi 2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ndan alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi. Bu değişiklik üzerine Munzur Vadisi nin birinci derece doğal Sit alanı ilan edilmemesi nedeniyle Elazığ 1. İdare Mahkemesi nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na dava açtık. Geçen günlerde başvuruyu görüşen Elazığ 1. İdare Mahkemesi, 2001 yılında Elazığ Müze Müdürlüğü tarafından Munzur Vadisi hakkında hazırlanan raporları da dikkate alarak vadide bütünlüklü bir inceleme yapılması gerektiğine oy birliğiyle karar verdi' diye konuştu. Barış Yıldırım, 'Sizin müze müdürlüğünüz zaten buranın doğal Sit alanı ilan edilmesi gerektiğini ortaya koymuş durumda. Bunun aksini ortaya koyabilecek veri de elinizde yok" dedi. Toplantıda Belediye Eşbaşkanları Mehmet Ali Bul ve Ovacık İlçesi Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da Munzur Vadisi nde planlanan bu projeleri izin vermeyeceklerini belirterek kararın yerine getirilmemesi halinde UNESCO başvuracaklarını söyledi. Haberi izlemek için linki tıklayın: MY Hukuk Yoksa Bilim, Mühendislik İşe Yaramaz ÇMO Başkanı Bozoğlu: Hukukun olmadığı durumda bizim mühendislik bilgilerimizin bilimsel verilerin önemi kalmıyor TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Türkiye Barolar Birliği nde düzenlenen basın toplantısında sorulan bir soru üzerine, Hukukun olmadığı durumda bizim mühendislik bilgilerimizin bilimsel verilerin önemi kalmıyor dedi. TBB, 11 Kasım da düzenlediği Hukuk ve Enerji Sempozyumu Sonuç Bildirgesini açıkladı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye nin enerji tüketiminde bugün yüzde 72 oranında dışa bağımlı olduğunu söyledi. Enerjide dışa bağımlılığın ulusal çıkarları üstün tutan bir dış politika yönetimini engellediğini belirten TBB Başkanı, Hayati sakıncaları barındıran enerji politikamız, temelden değiştirilmelidir diye konuştu. ÇMO Başkanı Bozoğlu da Akkuyu Nükleer Santrali ÇED inin, Rusya Devlet Başkanının geldiği gün onaylanması hakkındaki bir soru üzerine şöyle konuştu: Akkuyu'nun Çevresel Etki Değerlendirme raporu iki yıldır tartışılıyor. Rapor on gün askıda kaldı. Bu sürede binlerce görüş iletildi. Ancak bunların hiçbiri kabul edilen ÇED raporuna yansıtılmadı. Bunların rapora dahil edilmesi gerekiyordu. Alelacele alınmış bir karardır. Putin geldiğinde onaylanmasaydı toplantılarda 'acaba engel mi çıkarılıyor' diye soracaktı. Biz Oda olarak bir modelleme çalışması yapmıştık, Akkuyu termik santralinde olası bir kaza durumda yaşanabileceklere dair. Nükleer Santralin ÇED'i için kapsamlı değerlendirme yapılmadı. Olası bir kaza durumunda ne kadar etkili olacağı hesaplanmadı. Oysa ki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olası etkileri açıklamalıydı. ÇED'de olası kaza durumunda ne yapılacağına dair bilgi yok. En çok etkilenecek ülke yavru vatan dediğimiz KK- TC'dir. Onların da örüşü alınmadı. Nükleerden en çok etkilenecek ülke Kıbrıs'tır. Kıbrıslılar bizimle iletişime geçti ve kaygılarını dile getirdi. ÇMO Başkanı, bir başka soru üzerine de son zamanlarda yurt genelinde yaşanan çevre sorunlarını yerinde incelemek amacıyla düzenlediği teknik gezilerden örnekler vererek, Çevre problemleri en çok enerji projelerinin olduğu yerlerde yaşanıyor. Örneğin, Bartın da iletim hatları nedeniyle ağaç kesilmesi Nasrettin Hoca'nın mezarına benziyor. Kapı ve üzerinde kilit var ama duvar yok. İletim hattı için ağaçlar kesiliyor. Ama oradaki termik santralin daha ÇED'i bile onaylanmadı. Yırca'daki zeytin ağaçların kesilmesi de ÇED raporunda yoktu. Kanuna göre ceza kesilmesi gerekiyor ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şirkete henüz bir ceza kesmedi diye konuştu. TBB Başkanı Feyzioğlu başkanlığında düzenlenen toplantıya TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Başkanı Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası üyesi İsmail Küçük ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel katıldı. TMMOB Mühendisleri Bilim Işığında Konuşur TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Bandırma Kent Konseyi tarafından düzenlenen Balıkesir-Çanakkale 1/ lik Çevre Düzeni Planı Değerlendirme Çalıştayı nda, Biz TMMOB Mühendisleri, bilimin ışığında doğru bildiğimizi söylemek zorundayız dedi Bandırma ilinde düzenlenen çalıştaya konuşmacı olarak katılan Bozoğlu, Türkiye deki plansızlık nedeniyle yaşanan ağaç katliamları, kuraklık ve atık su, kanalizasyon gibi çevre sorunlarına değindi. Planlamanın önemine vurgu yapan ÇMO Başkanı şöyle konuştu: İdda edildiği gibi AB uyumlu yönetmelik, kanun yapıyor olsaydık, bugün bu sorunları yaşıyor olmazdık. Stratejik ÇED kavramı diye bir şey var. AB ülkelerinde uygulanıyor. Bu kavramı ülkemizde de otursaydık belki de bugün ÇED sorunumuz olmayacaktı. Çevre Kanununun 2. Maddesinde var ama biz planlama

8 8 haberler yaparken uygulamıyoruz. Bir süredir yaptığımız teknik inceleme gezisinde gördük. Örneğin Bartın Amasra da. Yapılacak termik santralden iletilecek enerji hattı için yüzlerce ağaç kesildi ancak ortada henüz ÇED i onaylanmış bir santral yok. Örneğin, 3. Havalimanı, 3 Köprü İstanbul un Çevre Düzenleme Planında yok. Yama plan yapıldı. 2,5 milyon ağaç kesildi, 70 sulak alan yok edildi. Bölge için İngilizce ÇED raporu hazırlandı kredi kuruluşları için, ama Türkiye için ÇED yok. Balıkesir, Bozcaada, Tunceli, Alakır, Artvin ve daha birçok yerde benzer sorunlar yaşandığına değinen Bozoğlu, Bizler bu ülkenin mühendisleriyiz. Bu yerlere tesis yapılsın yapılmasın demiyoruz. Hazırlanan projelerin ÇED yapılmış mı diyoruz. Belediye Başkanı bile ne yapılacağını bilmiyor diye konuştu. ÇMO Başkanı konuşmasının ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Bozoğlu, AOÇ Davasında Müdahil Oldu ÇMO Başkanı Bozoğlu, AOÇ ilişkin vasiyetinin ihlal edildiği iddiasıyla açılan davada, davaya müdahil olduğuna dair dilekçesini verdi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Atatürk Orman Çiftliği ne (AOÇ) ilişkin Atatürk ün vasiyetinin ihlal edildiği iddiasıyla açılan davada, mahkemenin vasiyetin istenmesine karar verilmesinin ardından, davaya müdahil olduğuna dair dilekçesini Ankara Adliyesi 26. Asliye Hukuk Mahkemesi ne sundu. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası, Ankara Barosu, Başkent Dayanışması ve Eğitim İş Sendikası temsilcileri, daha önce bir basın toplantısı ile duyurdukları davaya müdahil olmak için Ankara Adliyesinin önünde toplandı. Burada basın açıklaması yapan topluluk, bir kez daha Ankaralıları ve bütün vatandaşları davaya müdahil olmaya davet etti. ÇMO Başkanı Bozoğlu burada yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün mirasına sahip çıkmak için toplandıklarını belirterek, Ankara nın doğasına, çevresine, havasına, suyuna sahip çıkmak için bulunuyoruz. Tüm Ankaralıları bu davaya müdahil olmaya davet ediyoruz. Çünkü bugün yaşamımıza, Ankara ya sahip çıkmazsak yarın savunacağımız bir Ankara, savunacağımız bir Türkiye kalmayacak. Herkesi davaya müdahil olmaya davet ediyoruz dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan da, Başkent Dayanışması bileşenleri olarak AOÇ de tarım ve insan ilişkisini öne çıkararak Atatürk ün herkese vasiyet ettiği ve şartlı bir şekilde bağışladığı AOÇ deki talanda vasiyetli ihlal ve şartlı bağışı ihlal davası için Atatürk ün vasiyetini ve şartlı bağışını ihlal davasına müdahil olmak için orada toplandıklarını belirterek, Davamız kabul edilmiş durumda. Şu anda tatbikat başlatılmış, devlet arşivleri açılarak Atatürk ün vasiyeti ve şartlı bağışlar gereği 10 Mart ta mahkemenin huzuruna sunulacak açıklamasında bulundu. Atatürk orayı zamanında Öylesine yapınız ki, kör bir insan bile yeşillikler arasında olduğunu hissetsin demiştir diye konuşan CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da Atatürk ün vasiyetine sahip çıkmak için her koşulda mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Danışma Kurulu Yapıldı İki yıllık dönem içerisinde 4 kez gerçekleştirilen, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 12. Dönem Danışma Kurulu toplantısının ikincisi, 13 Aralık Cumartesi günü yapıldı Toplantıda genel bilgilendirmenin ardından, İdari ve mali işler genelge ve talimatlar, üye aidatları, ÇevreBis sistemi, şube ve temsilciliklerin faaliyetleri ve yapılması planlanan etkinlikler, ulusal çevre kongresi, öğrenci kurultayı, idari ve mali denetim, TMMOB faaliyetleri ile genel merkez faaliyetleri ve TMMOB kanunu konuları ele alınarak tartışıldı. Danışma Kurulu toplantısı, Genel Merkez, Antalya, Kocaeli, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana Şubeleri ile Trakya, Düzce, Mersin, Trabzon ve Samsun temsilciliklerinden temsilcilerin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

9 haberler Mücadele Gücünüzden Çok Etkilendim Alakır da yaşayan Birhan ve Tuğba yı ziyaret eden Bozoğlu na ikili, İlk kez siz geldiniz dedi Uzun zamandır yürüttüğü teknik inceleme gezisi kapsamında Alakır da yapılmak istenen HES bölgesini de ziyaret eden TM- MOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, vadide yaşayan Tuğba ve Birhan la da görüştü. Alakır Vadisi nin ülkedeki plansız, kamu yararından uzak HES politikasının en önemli göstergesi olduğunu belirten Bozoğlu, 70 km lik dere üzerine 8 adet HES yapılması için EPDK nın lisans verdiğini bunlardan dördünün yapıldığını ve beşincisi olan Dereköy dekihes in de yapılma aşamasında olduğunu söyledi. Baraj çevresinde köylülerle ve inşaatta çalışan bir işçi ile konuşan ÇMO başkanı, su tutulan alanı ve balık geçiş yollarını inceledi. Yapılması planlanan HES in 4 MW kurulu güce sahip olduğunu, yılın tamamına yayıldığında, deredeki akış farklılıkları da göz önüne alındığında kapasite faktörü ve verimlilikte işin içerisine katıldığında, tesisin kapasitesinin 1 MW civarında olacağını kaydeden Bozoğlu, Yani ülkemizin enerji ihtiyacına yoğun bir katkısı olmayacak olan bu proje 1. Derece Doğal Sit alanında yapılmaya çalışılmaktadır. Uluslararası anlaşmalar ve ülke mevzuatı doğrultusunda 1. Derece doğal sit alanında HES yapılamaz dedi. İLK KEZ SİZ GELİYORSUNUZ ÇMO Başkanı Bozoğlu, on yıl önce sistemin sunduğu şekilde değil kendi istedikleri şekilde yaşamak için İstanbul u terk ederek vadiye yerleşen Birhan ve Tuğba ya konuk oldu. İkili tarafından oldukça sıcak karşılanan Bozoğlu ve beraberindekiler, 9 yeryüzü evi adı verilen ve ikilinin tamamen doğadaki malzemelerden inşaa ettikleri evlerini gezdi. Daha sonra ikram edilen çay eşliğinde ikiliye sorular yönelten ÇMO Başkanı, oraya nasıl ve neden geldikleri, evlerini nasıl yaptıkları ve tarımsal çalışmaları hakkında bilgi aldı. Alakır da yapılan ve halen de beşincisi yapılmak istenen HES inşaatı karşısında verdikleri mücadeleden çok etkilendiğini anlatan Bozoğlu, Mücadele gücünüzden, azminizden ve asla vazgeçmemenizden çok etkilendim dedi. Sistemin kendilerine dayattığını değil, kendi seçtikleri şekilde yaşamak amacıyla Alakır a yerleştiklerini anlatan Birhan ve Tuğba da hes inşaatlarını önlemek için birçok yere başvurduklarını, dilekçeler yazdıklarını anlattı. Tuğba, O kadar çok yere başvurduk ki, sesimizi duyurmak için. Burası SİT alanı, korunması gerekiyor dedik. Burada çok yaşlı ve değerli sedir ağaçları var. Hatta 2300 yıllık sedir ağacı var yukarıda. Ama hiçbir resmi kurum, örgüt hatta Oda sesimizi duymadı, burayı görmeye gelmedi. İlk kez siz geliyorsunuz dedi. Bozoğlu ikiliye iletişim bilgilerini vererek, Bundan sonra her zaman yanınızdayız. Biz uzaktayız, duymakta görmekte gecikebiliriz. Ama siz burada olanı, yaşanan bir sıkıntıyı gece veya gündüz her zaman bize bildirebilirsiniz diye konuştu. Birlikte hatıra fotoğrafı çektiren ekipte, Antalya Şube Başkanı Erdal Özdemir, yönetim kurulu üyeleri Cem Olcay, Murat Can Yelken, Ece Cephaneci ve kurucu üye Lokman Atasoy da yer aldı. ÇED lerdeki Bazı Bilgiler Sanal! Çanakkale de Şevketiye Çanakkale/Balıkesir sınırı arasında onlarca ithal kömürle çalışan termik santrallerin önü açılmıştır. 1/ lik Çevre Düzeni Planı nın maddesinde bu bölgenin tamamının ithal kömürle çalışan santraller tarafından doldurulabileceği belirtilmektedir. Bu kapsamda, süreç hızlıca yürütülmektedir. Şevketiye den Bandırma ya kadar olan bölgede 11 adet termik santral projesi bulunmaktadır. Karabiga da ise projeler yoğunlaşmaktadır. 7 si plan aşamasında olan ve 1 i inşaat aşamasında olan termik santraller için yürütülen ÇED süreci gerçek dışı bilgilerle sürdürülmektedir. AKDENİZ FOKUNU GÖRMÜYORLAR, YAZMIYORLAR, SORMUYORLAR! Karabiga yarım adasının tamamında Akdeniz Foklarının yaşam alanları bulunmaktadır. Bu yaşam alanları ÇED raporlarında değerlendirilmemektedir. Karabiga nın batısında yer alan yaklaşık 15 km uzunluğundaki kayalık kıyı yapısı Marmara Denizinde Akdeniz Fokunun yaşadığı son alandır. Bu 15 km lik sahil şeridi ormanlık olması ve ulaşımının zor olması nedeni ile uzun yıllar bakir kalmış ve fokların güvenle yaşadığı son kıyı şerididir. Bu sahil şeridinin tamamına termik santral başvuru yapılmıştır. Çevre Düzeni Planında Akdeniz Foku yaşam alanı olarak ilan edilmesine rağmen, bölgedeki termik santral izin süreçleri hiçbir engele takılmadan devam etmektedir. Nesli kritik derecede tehlike altında olan ve uluslar arası sözleşmelerle koruma altına alınmış olan bu fokların mağaraları üzerine termik santral yapılacaktır. Kıyı yapısı tamamen tahrip olacağı için fokların Marmara da yaşadığı son alanda yok olacak. Konuyla ilgili SAD-AFAG (Sualtı Araştırma Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu) fokların yaşadığı mağaralarda görüntülerini kaydettiler. Ancak bu gerçekliği şirketler görmüyor, ÇED hazırlayanlar

10 10 basın açıklamaları yazmıyor ve ÇED raporunu değerlendiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da sormuyor! Bu durum bile bir danışıklı dövüşün göstergesidir Bilimin raporlara ve kararlara sirayet etmediğinin göstergesidir! ÇED RAPORUNU ANLAMAYAN BİR ÇEVRE BAKANLI- ĞI ÇED RAPORLARINA ONAY VEREN ÇEVRE ŞEHİRCİ- LİK BAKANLIĞINDA MODELLE PROGRAMI YOK, MODEL- LEMEDEN ANLAYACAK PERSONEL YOK! Biga ve çevre ilçelere yapılması planlanan ve özellikle Karabiga Adatepe aralığında yoğunlaşan Termik Santral Projelerinin ÇED raporunda, tesislerin çalışmaya başlaması ile havayı ne kadar kirleteceklerine dair yapılan öngörüler (modelleme çalışması) gerçekleri yansıtmamaktadır. Tesislerin faaliyete geçmesinden sonra hava kalitesi sınır değerlerinin aşılacağını bilen firmalar modelleri doğru yapmamaktadır. Örnek vermek gerekirse; Filiz Kirazlıdere Termik Santral Projesi için yapılan ve ÇED raporunda yer alan modellemelerde tesisin birkaç kilometre yanında bulunan ve faaliyette olan 1200 MW lıkbir Termik Santral tek bacalıymış gibi modele dahil edilmiştir.oysa ilgili Termik Santral baca sayısı 2 adet tir. Bu şekilde bacalardan birini dikkate almadan yapılan hava kalitesi modeli sonuçları uygun çıkmaktadır.oysa modelleme gerçekte var olduğu gibi iki baca ile yapıldığında örneğin NOx (Azot Oksitler) değerleri çevre mevzuatınca verilen sınır değerleri aşmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise konuyla ilgili uzmanı olmadığı için modellemeleri kontrol edememekte ve ÇED firması hangi sonucu verirse kabul etmektedir. Bu durumda modellemede yapılan hatalar yada kötü niyetli girişimler kontrol edilmeden ÇED olumlu kararları verilmektedir. Sanayi yatırımları, insanımızın yaşam kalitesini arttıracak, ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacak en önemli unsurlardan biri olacaktır. Ancak sürdürülebilir bir büyüme için sanayi yatırımlarının planlanmasında, doğal yaşamın ve çevrenin korunması da sanayileşme kadar önem taşımaktadır. Bu nedenle yatırımların tek tek değerlendirilmesi, toplamda meydana gelecek etkiyi görmemizi engelleyebilmektedir. Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde baca yüksekliğinin 50 kat mesafe tesis etki alanı olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle tüm tesisler modellemeleri 7-8 km çevresindeki termik santralleri dikkate alarak yapmaktadır. (Önceki paragrafta bunu bile bilinçli olarak hatalı yaptıkları anlatılmıştı) Ancak bölgede aynı tip emisyonları yayan ondan fazla termik santral yapılması gündemde. Bu nedenle mevcut tüm kirletici kaynaklarını da (kentsel, endüstriyel, ulaşım vb.) değerlendirerek bölgesel bir hava kalitesi modellemesi yapılmalıdır. Bu modellemenin kamu eli eliyle tüm tarafların kabul edebileceği bağımsız kurum yada kuruluşlarca yapılması sağlanmalıdır. Ancak bu modellemeden sonra bölgede hangi noktalara hangi tip tesisler yapılabileceği tespit edilebilir. BAKANLIĞIN YAPAMADIĞINI ÇEVRE MÜHENDİSLE- Rİ ODASI OLARAK YAPACAĞIZ! Onlarca termik santrale onay veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, toplam etkiyi görmemektedir. Bu konuda herhangi bir çalışma yapmamaktadır. Toplam etkinin görülmesi adına Odamız önümüzdeki günlerde modelleme çalışması yaparak kamuoyu ile paylaşacaktır. Bakanlığın devasa bütçesi ile yapamadığını Çevre Mühendisleri Odası yapacaktır! ORMAN ALANLARI UCUZ! Termik santral şirketleri orman alanlarını seçmekte ısrarcılardır. Çünkü bu alanlar onlar için en ucuz alanlardır. Devlete ağaç parasını verip istediklerini yapabilmektedirler. Bu yanlış uygulamadan acilen vaz geçilmelidir. Bölgede benzeri görülmeyecek şekilde tamamı yetişmiş orman alanı olan sahalar termik santraller için tahsis edilmektedir. Bu alanların tahsisinde kaybedilecek toplam orman varlığı birlikte değerlendirilirse nin üzerinde ağaç kaybının yaşanacağı görülmektedir. Yapılan yeni termik santral başvuruların çoğu Biga-Lâpseki arasındaki ormanlık alanlara yapılmıştır Sayılı Orman Kanununun 17. Maddesi, kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde orman alanlarının kiralanmasına izin verileceğini düzenlemektedir. Özel bir şirket tarafından kar amacı ile tamamı devlet ormanı olan bir sahaya yapılan böyle bir yatırımda Orman Kanunu nda şart koşulan kamu yararı olduğunu söylemek imkansızdır. Yine aynı kanunda enerji yatırımın orman alanında yapılması için zaruriyet olması zorunluluğu getirilmiştir. Oysa bölgede kömür yatağı olmadığı gibi bir çok alternatif alan vardır. Ancak kömürü dünyanın başka bir ucundan gelecek ithal kömürlü bir termik santralin devlet ormanına yapılmasında ne gibi bir zaruret vardır. İthal kömür yakıtlı Termik Santralin orman alanlarına kurulmasında ne kamu yararı ne de zaruret vardır. Santral büyük bir orman ekosistem tahribatına neden olacağı ve halkın denize açılan yollarını kapatacağı için kamunun yararına değil zararınadır. Ülkemizde sayısız orman dışı verimsiz alan varken, bu orman alanlarına kamu yararı ve zaruriyet gerekçe gösterilerek orman izni verilmesinin hiçbir hukuksal gerekçesi olamaz. BAKANLIK CENAL E CEZA KESMELİ! Yaptığımız incelemede CENAL Termik Santrali tarafından yolların açıldığı görülmektedir. Aynı zamanda hafriyat atıklarının ormanlık alanlara döküldüğü de açıkça görülmektedir. Santralin ÇED raporunda hafriyat atıklarını ormanlık alanlara dökmeyeceği taahhüdü bulunmaktadır. Ancak bu taahhüt uygulanmamaktadır. Bu nedenle Çevre Kanunu 20/e maddesi üzerinden cezai işlem acilen uygulanmalıdır. Saygılarımla, Baran BOZOĞLU TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Nasreddin Hoca nın Mezarı Misali! Bartın Saraylı Köyü nde elektrik iletim hattı için ağaç kesimine başlanmıştır. Elektrik iletim hattının ise bir ucu Zetes Termik Santrali nde diğer ucu ise ÇED süreci devam eden ve yapılıp yapılmayacağı belirsiz olan Amasra daki Hema Termik Santrali ndedir. Bu durum Nasreddin Hoca nın mezarını akıllara getirmektedir; duvar yok ama asma kilitli kapı var! PLANSIZLIK Yapılan bu büyük hata, bir plansızlığın da göstergesidir. Halkın yoğun olarak tepki verdiği, ÇED İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısında daha önce ÇED süreci durdurulmuş olan bir termik santral projesine, iletim hattı yapmaya başlamak kamu kaynaklarının yanlış kullanıldığının da göstergesidir. Öte yandan, Çevre Düzeni Planı nda Amasra daki termik

11 basın açıklamaları 11 santral projesi yer almamaktadır. Yani plan olmadan yine sürece başlama hatasında bulunulmuştur. Ülkemizde plansız bir yaklaşım egemen kılınmıştır. Planlama anlayışı, çağdaş, bilimsel temellerle yatırımlarını yapan ülkeler için önemli bir araçtır. Ancak yapılan planlar yama ile alt üst edilmektedir. Bu durum bile halkın termik santrale dair şüphe duyması için yeterlidir. Çünkü yaratılan plansız süreç güvensizlik vermektedir. ÇEVRE SORUNLARINA KARŞI YEREL DİNAMİKLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR! Amasra Belediyesi, Bartın Belediyesi, Bartın ve Amasra halkı termik santrale karşı olduğunu hem yazılı hem de toplantılarda sözlü olarak belirtmelerine rağmen Ankara bu tepkilere kayıtsız kalmaktadır. Bir yandan demokrasiden dem vurmak bir yandan ise halkın oyları ile seçilen belediyelerin görüşlerini dikkate almamak söylemlerin tutarsızlığını ortaya koymaktadır. Çevre sorunlarının çözümünde yerel yönetimler ve halkın talepleri, kaygıları karar sürecinin temeli olmalıdır. İLETİM HATTININ ÇED RAPORUNDA EKSİLİKLER BU- LUNMAKTADIR İletim hattı TEİAŞ tarafından yapılmaktadır. Bu iletim hattının ÇED raporu da yine TEİAŞ tarafından hazırlanmıştır. ÇED Yönetmeliğine göre herhangi bir uygunsuzluk bulunmamaktadır. Ancak, projeyi yapan devlet kurumunun kendi projesine dair ÇED sürecini ne kadar objektif yürüteceği tartışma konusudur. Öte yandan, raporun içeriğine genel olarak bakıldığında; - Proje güzergahında yer altı ve termal su kaynaklarının bulunmadığı belirtilmiştir. Hangi bilimsel temelli çalışmaya göre buna karar verildiği belirsizdir. - Güzergah üzerinde mera alını bulunması durumunda gerekli izinlerin alınacağı belirtilmiştir. Tarım alanına denk gelmesi durumunda, masrafların firma tarafından karşılanacağı vurgulanmıştır. Bu ifadeler bile güzergahın üzerinde yeterli inceleme yapılmadığını göstermektedir. Mera ve tarım alanının olup olmadığı ve ne kadarlık bir alan kapladığı önceden belirlenmeli ve ÇED raporunda bu bilgiler yer almalıdır ki, önlemler planlanabilsin - Direklerin inşaatı sırasında çıkacağı tahmin edilen hafriyat ve emisyon değerleri eksik hesaplanmıştır. - Verilen Taahhütlere Ait Yatırımın İnşaat Dönemi İzleme-Kontrol Formu nun hangi periyodlarla doldurulacağı belirtilmemiştir. Orman alanından geçen bir projeye dair inşaat sürecinin izlemesi sıklıkla yapılmalıdır ki, olası sorunlar erkenden önlenebilsin. Orman yangılarının iletim hatlarından da kaynaklanabildiği bilinen bir gerçektir. Mersin Erdemli deki orman yangının kaynağının iletim hattı nedeniyle olduğu açıklanmıştır. Ancak ağaçların kesilmesine ve halktan yoğun bir eleştiri gelmesine rağmen herhangi bir izleme bilgisi kamuoyu ile paylaşılmamıştır. İzleme süreçleri ve detayları mutlaka kamuoyu ile paylaşılmalıdır kv luk bir iletim hattı için ağacın kesilebileceği raporda belirtilmektedir. Alternatif çözümlere dair herhangi somut bir tartışma yapılmamıştır BARTINDA HAVA KİRLİ! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın Bartın merkezde kurduğu hava izleme noktasının verilerine göre Bartın da özellikle kış aylarında Partikül Madde 10 (PM10)olarak adlandırdığımız kirletici parametrenin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Kömür kullanımı ve ulaşımdan kaynaklı olan bu kirlilik Bartın lıların sağlığını tehdit etmektedir. Avrupa Birliği nde PM 10 sınır değeri 50 mikrogram/m3, ülkemizde ise sınır değer 100 mikrogram/m3dir. İlk grafikte görüleceği üzere 2013 Ocaktan bu yana sınır değer birçok defa aşılmış AB sınır değeri ise neredeyse sürekli aşılmıştır. İkinci grafikte ise, 2009 yılından bu güne kadar sınır değerlerin sürekli aşıldığı görülmektedir. AB ye uyum sürecinde 2019 yılına kadar ülkemizdeki sınır değeri 50 mikrogram/m3indirilmek zorundadır. AB nin sınır değerinden 2 kat daha yüksek sınır değeri ülkemizde tanımlanmıştır. Halkımız AB de yaşayan insanlardan daha mı değersizdir? PM 10 ve PM 2,5 olarak adlandırdığımız bu kirleticiler, akciğer hastalıkları yaratmaktadır. Aynı zamanda civa, kurşun gibi ağır metalleri de taşıyabilen bu maddeler kansere de neden olabilmektedir. Bartın daki hava ölçüm istasyonu önemli ve yararlı bir çalışma olmak birlikte, PM 2,5 ölçümü gibi önemli bir kirletici faktörü ölçememektedir. Bu nedenle geliştirilmesi gerekmektedir. Hava kirliliği bu kadar belirginken ve kuzeyden güneye doğru bir hakim hava akımı mevcutken, Amasra ya bir termik santral yapmak hava kirliliği riskini daha da arttıracaktır. Öte yandan, termik santralin yapılacağına karar verebilmek için Amasra da da ve Bartı nın birçok bölgesinde daha hava ölçüm istasyonlarının kurulması gerekmektedir. İnversiyon sorunu Bartı nın gerçeğidir. Yani kirli hava dağılamamakta halkın üzerinde kalmaktadır. Bu nedenle daha hassas davranılmalı, planlı bir yaklaşım sergilenmelidir. Bartın da halkın ısınma için yaktığı 1 yıllık kömür miktarının ise Amasra da yapılması planlanan santralde 1 günde yakılması planlanmaktadır. Bu durum bile hava kirliliğinin bölgede çözülemez noktaya doğru gittiğinin göstergesidir. SAYIN BAKAN LİMA DAKİ İKLİM ZİRVESİNDE NE SÖYLEYECEK? Küresel iklim değişikliğinden en çok zarar görecek, sosyal, ekonomik, tarımsal ve çevresel krizler yaşayacak ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Termik santrallerde teknoloji ve filtre sistemleri ile bazı kriletici parametreler azaltılabilmektedir. Ancak küresel iklim değişikliğine neden olan sera gazları azaltımı yapılmamaktadır. Bu gerçekliğe rağmen, devlet elindeki termik santralleri satmayı planlarken, hükümet; Elektrik Piyasası Kanunu na geçici 8. Maddeyi ekleyerek, satış durumunda dahi 2021 yılına kadar termik santralleri çevre mevzuatından muaf tutmaya çalışmıştır. Yani bacalara filtre zorunluluğundan muaf tutmaya çalışmıştır. Buna ek olarak, ülkemizin dört bin yanında termik santral projeleri plansızca yürütülmektedir. Çanakkale de 17, Adana Bölgesinde 20, Filyos ta, Amasrada, Terme de birçok termik santral lisansı verilmektedir. Plansız bir şekilde, çevresel etkiler irdelenmeden, enerji verimliliğine dair önlemler alınmadan, kayıp kaçakları azaltmak için irade gösterilmeden çevresel kirliliği yüksek olan santraller yapılmaya başlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sn. İdris Güllüce bu somut duruma rağmen, Peru Lima da İklim değişikliği zirvesinde neler söyleyeceği merak konusudur, çünkü ülkemiz üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Bartınlıların, Amasralıların vermiş olduğu mücadele aynı zamanda yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarının, yerli teknolojilerin ülkemizde hakim kılınmasına katkı vermektedir. Bu sorunların tartışılmasını sağlamaktadır. Saygılarımla, Baran BOZOĞLU TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı

12 12 basın açıklamaları TMMOB da Yasa Değişikliği AKP İktidarı, Yeni Bir Torba Yasa Tasarısı ile Kamusal Alanlara El Koyma ve Rant Süreçlerinin Önündeki Son Engelleri Kaldırma Hazırlığında.. TMMOB ve Odalarımızın Ülkemizin Kentsel ve Doğal Değerlerinin Talanına ve Meslek Örgütlerimizin Etkisizleştirilmesine Karşı Mücadelesi Büyüyerek Sürecek Bugün ülkemizde egemen olan ranta dayalı sermaye birikim politikaları AKP iktidarı elinde esasen kentsel-kırsal-kültürel-doğal varlıkların el değiştirmesi veya el konulması şeklinde yapılaşma üzerinden, inşaat sektörü ve bağlantılı olarak arazi ve mülkiyet düzenlemelerine dayanmaktadır. Üretimden uzaklaşarak sanayisizleşme, tarım alanlarının talanı, kültürel varlıklar ve doğal kaynakların tasfiyesi ile şekillendirilen yeni liberal dönüşüm, 2B ile orman arazilerinin yağmalanması, kentsel-kırsal alanlardaki halka ait özel mülkiyetlerin el değişimi yoluyla mülksüzleştirilmesi, kentsel dönüşüm ve bütün ülkenin kamusal değerlerinin yapılaşmaya açılması gibi rant eksenli totaliter politikalarla sürmektedir. Yürütülen bu yeni sağ politikalar karşısında duran, mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerinin ve toplumsal yarar için çalışan mücadeleci meslek örgütlerinin etkisizleştirilmesi, iktidarın sermayeye hizmeti açısından bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu nedenle mühendislik, mimarlık, şehir planlama disiplinleri sosyoekonomik yapı ve kamu idari yapısındaki yeni liberal dönüşüme paralel bir değişim/dönüşüm sürecine tabi tutulmuştur. Ülkemizde iş cinayetlerinin ve yolsuzlukların üzerine toprak atılırken; bu canların hesabını soran ve rant dağıtımına karşı toplumsal faydanın peşinde koşan TMMOB ve bağlı Odaları iktidar tarafından yok edilmek istenmektedir. Önce mali denetim tehdidiyle, sonra miting meydanlarında hedef gösterilerek, ardından yetkilerini kısıtlayıp bu özerk ve demokratik işleyişe sahip kurumlar üzerinde vesayet oluşturmaya çalışan iktidar hala istediğine ulaşamamış ve bundan sonra da ulaşamayacaktır. Bugün Torba Yasa içerisinde gündeme getirilen düzenleme; TMMOB nin örgütlülüğünü dağıtarak, parçalanmış bir yapıyla ülkemizin mühendis ve mimarlarının toplumdan yana gür sesini kesmek istemektedir. Ülke genelinde hükümetlerin, kent ve kır ölçeğinde yerel yönetimlerin hatalı uygulamalarına, halkın çıkarlarını gözetmeyen faaliyetlerine dair bilimsel-teknik bilgiyi kamuoyu ile buluşturan ve sorunlara çözüm üretmeye çalışan TMMOB ve Odalarımız etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. 12 yıllık iktidarı boyunca AKP hükümetleri, farklı düşünceleri bastırmaya, eleştirileri göz ardı etmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışmıştır. TMMOB ve bağlı Odaları, kent içerisinde halkın yaşadığı sorunlara, doğal alanlardaki tahribatlara karşı mücadele etmekte, kamusal yarar ve değerleri korumak amacıyla yürütülen dava süreçlerinde öncü rol üstlenmektedir. Bilimsel bilgi ışığında görüş ve eleştirilerini kamuoyu ile paylaşarak yerel veya genel iktidarın bilinçli bir şekilde halktan gizlediği gerçekleri halka aktarmaktadır. Hatalı planlamalar, kentsel dönüşümde yaşanan haksızlıklar, çevre sorunları, enerji politikaları gibi çok çeşitli alanlarda TMMOB daima kamu yararından yana tavır almış, iktidarda hangi siyasi irade olursa olsun doğruları söylemiş ve yanlışlara karşı mücadele etmiştir. Bu nedenle, geçmişte olduğu gibi bugün de, siyasi iktidarların hedefi haline gelmiştir. AKP daha da ileriye giderek, hukuku, bilimi yok sayan bir perspektifle, mühendisleri, mimarları ve şehir plancılarını itibarsızlaştırmayı kendisine görev edinmiştir. AKP iktidarı, bu çerçevede yeni bir torba yasa tasarısı ile on iki yasada yapacağı değişikliklerle kamusal alanlara el koyma ve rant süreçlerinin önündeki son engelleri kaldırma ve çevre sorunlarına dair algı yönetme hazırlığındadır Sayılı İmar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ; imar, yapı denetimi, kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tarifeleri, iskan, kültür ve tabiat varlıkları, çevre, tapu, tapu ve kadastro genel müdürlüğü, kat mülkiyeti, iller bankası, belediye gelirleri yasaları ve TMMOB Yasası nda yapılması öngörülen değişiklikleri içermektedir. Söz konusu değişikliklerin ana temalarını şöyle özetleyebiliriz: Kentsel topraklara el koyma amaçlı kentsel dönüşüm/rant projeleri sürecini merkezileştirme ve hızlandırmak, Halka ait özel mülkiyet varlıklarına mülksüzleştirme yoluyla el koymak, Kamulaştırma yı yeni sermaye birikim süreci için kullanmak, Bütün kamusal ülke kaynaklarını metalaştırmak, Yapı ve kent mimarisini AKP nin eklektik, öykünmeci, dinsel ideolojik motifleriyle bezemek, Yapı üretim sürecini ve mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerini kimliksizleştirmek ve kuralsızlaştırmak, kamusal denetimi ortadan kaldırmak, Anayasal dayanağı bulunan kamu kurumu niteliğindeki, özerk, demokratik, yerinden yönetim kuruluşları olan TMMOB ve bağlı Odalarını yapısal dönüşüme uğratmak, Özel teknik müşavirlik şirketleri yoluyla meslek alanlarımız ve örgütlerimizi işlevsizleştirmek, Yapı üretim sürecinde şehir planlama, mimarlık ve mühendisliğin tasarım sürecini teknik müşavirlik firmalarının faaliyet alanına sokarak önemsizleştirilmek. AKP iktidarı TMMOB yi, yeni liberal dönüşüm programları uyarınca yıllardan beri hedefine koymuştu. Bizzat dönemin Başbakanı Erdoğan, 2008 in Aralık ayında, 2009 Mart ayındaki yerel seçim kampanyasını başlattığı bir konuşmasında, TM- MOB ye bağlı Odaların yürüttüğü yargı mücadeleleri üzerine, Danıştay a dava açarlar, bilmem nereye dava açarlar. Bunlar yapılmasın derler. Bir de belediyelerimiz bunlarla uğraşır. Yapılacak olan birçok şeyi şu anda yapamıyorsak inanın bu Odalar sebebiyle yapamıyoruz diyordu. Ardından Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, bütün meslek kuruluşları üzerine 2009 un Eylül ayında, çok kapsamlı bir rapor hazırladı ve gereğini yapması için Başbakanlığa iletti. Ve iktidar, dört yıl önce bir gece yarısı operasyonuyla, yabancı mimar-mühendisleri ülkemiz mimar-mühendislerinden ayrıcalıklı kılacak bir yasa değişikliği yaptı. Üç yıl önce kanun hükmünde kararnamelerle yüzlerce yasa ve yönetmelik değişikliği gerçekleştirdi ve bütün ülkeyi imara açtı, bütün yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nda topladı. TMMOB yi otoriter bir tarzda vesayet altına alma yönünde adımlar attı; 2013 Temmuz ayında yine bir torba yasa içinde TMMOB ve bağlı Odalarını sınırlamaya yönelik bir yasa değişikliği daha yaptı. İki yıl önceki TMMOB Yasası nı değiştirme girişimi ise TMMOB ve Odalarımızın yürüttüğü kampanya üzerine bizzat Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ertelendi. Ancak bu son torba tasarı ile konu tekrar gündeme getirildi. AKP iktidarı, son yıllardaki Kanun Hükmünde Kararname düzenlemeleriyle, İmar Yasası ve Yapı Denetimi Yasası nda

13 birimlerden 13 yaptığı sayısız değişiklikle, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa ve onun devamı niteliğindeki düzenlemeler ve yönetmelik değişiklikleri ile, bir yandan ülkenin tüm doğal tarihi, kültürel varlıklarıyla yapılı ve doğal çevreyi kural tanımaksızın imar rantına açarken diğer yandan yapı üretim ve denetim sürecindeki mühendislik-mimarlık projeleri arasındaki bilimsel-teknik bağları koparmakta, meslek uygulamalarını kuralsızlaştırmakta, meslektaşlarımızın Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve TMMOB yönetmelikleriyle güvence altına alınan haklarını piyasa keyfiyetine tabi kılmaktadır. Bilimsel-teknik denetimin olmadığı, eleştirinin yapılmadığı ortamda, depremde daha fazla hasar gören yapılar, çevresel sorunlarla, halk sağlığı problemleriyle boğuşan bir toplumsal tablo oluşacaktır. Yeni değişikliklerle; mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetleri ve ilgili meslek örgütlerinin, böl-parçala-küçült-etkisizleştir-yönet yaklaşımıyla demokratik ve merkezi yapılardan rekabetçi yerel yapılara dönüştürülmesi, siyasi iktidarın yönetimine, bakanlıklara bağlanması amaçlanmaktadır. Kısaca Odaların bağımsızlığı ortadan kaldırılmak istenmektedir. AKP iktidarı, işçi sağlığı ve iş güvenliği, insanca barınma hak- Çevre Mühendisleri Odası Elektrik Mühendisleri Odası Fizik Mühendisleri Odası Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Gemi Mühendisleri Odası Gıda Mühendisleri Odası Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İçmimarlar Odası İnşaat Mühendisleri Odası Jeofizik Mühendisleri Odası Jeoloji Mühendisleri Odası Kimya Mühendisleri Odası kı, yapı denetimi, kent politikaları, enerji, tarım, orman, su kaynakları gibi alanlarda mühendislik, mimarlık, şehir planlamanın mesleki denetim ve bilimsel teknik kriterlerini devre dışı bırakmakta, kanun hükmünde kararnameler ve torba yasalarla yargı kararlarını gözetmeyen mevzuat düzenlemeleri yapmakta, evrensel bilimsel mesleki gereklilikleri tasfiye etmektedir. Odalarımız ve Birliğimiz TMMOB, siyasi iktidarın egemenlik kurduğu, rant ve rekabet temelli müdahalelerine açık bir yapıya dönüştürülmek, istenmektedir. Ancak bilinmelidir ki mühendis, mimar, şehir plancıları ve meslek örgütleri; ülke, kamu, halk, meslek, meslektaş yararı bütünlüğündeki mücadelesini sürdürecek, AKP gericiliği, piyasacılığına ve diktasına teslim olmayacaktır. Odalarımız ve Birliğimiz TMMOB, 1970 lerden bugünlere dek oluşturduğu demokratik mevzileri koruyacaktır. Toplumsal muhalefet güçleriyle birlikte eşit, özgür, demokratik, halkının refah, kardeşlik ve barış içinde yaşadığı, gericiliğin dogmatizminin alt edildiği, bilim ve tekniğin aydınlatıcılığındaki yeni bir Türkiye mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir Maden Mühendisleri Odası Makina Mühendisleri Odası Metalurji Mühendisleri Odası Meteoroloji Mühendisleri Odası Mimarlar Odası Orman Mühendisleri Odası Petrol Mühendisleri Odası Peyzaj Mimarları Odası Şehir Plancıları Odası Tekstil Mühendisleri Odası Ziraat Mühendisleri Odası ANKARA ŞUBE TMGD VE ADR Genel Farkındalık Söyleşisi 11 Aralık 2014 tarihinde Şubemiz Eğitim Salonunda TMGD VE ADR GENEL FARKINDALIK Söyleşimiz Türk Loydu Vakfı İktisadi İşletmesi Eğitmeni İ.İlker GÜR ün konuşmacı olarak katılımı ile gerçekleştirildi. Söyleşide, kara yolu ile taşınan tehlikeli maddeler ile ilgili olarak; uluslararası ve ulusal mevzuat, sınıflandırma, ambalajlama, işaretleme, etiketleme, plakalandırma, taşıma ünitesi gereklilikleri/araç tip onayları, taşıma evrakları, yük güvenliği, elleçleme, taraflar ve sorumlulukları, eğitim gereklilikleri konularında İ.İlker GÜR tarafından sunum yapıldı ve üyelerimizin konuya dair yönelttikleri sorular yanıtlandı. Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması olan ADR Anlaşması, 1968 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye nin ADR kurallarına uyum sağlaması amacı ile 31 Mart 2007 de sayılı Resmi Gazete ile yayınlanmış olan, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik (TMKY) güncellenerek 24 Ekim 2013 tarih ve sayılı Resmi Gazete ile yeniden yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girişi olarak belirlenmiş olup, 01 Ocak 2015 tarihinden itibaren tehlikeli maddelerle ilgili faaliyet gösteren; dolduran, paketleyen, yükleyen, gönderen, alıcı, boşaltan ve tank-konteyner/taşınabilir tank işletmecilerinden Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi istenecektir. Yine 30 Haziran 2015 den itibaren tehlikeli maddelerle ilgili faaliyette bulunan kuruluşlarda, tehlikeli madde güvenlik danışmanı istihdam etme veya tehlikeli madde güvenlik danışmanından hizmet almak zorunlu hale gelecektir. Yönetmelik gereği, Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılacak her türlü paket, kap ve ambalaj, UN numarası verilmiş ve sertifika almış olacaktır. Ayrıca, tehlikeli madde taşımacılığı yapan taşıtlar, ilgililerce belirlenmiş yol güzergâhı, park yerleri, tünel, köprü, tüp geçitleri ve depoları kullanacaklardır.

14 14 birimlerden Yeşil Sürdürülebilir Yerleşkeler Söyleşisi YEŞİL SÜRDÜRÜLEBİLİR YERLEŞKELER Söyleşimiz Ven Esco Genel Müdürü Sayın Arif Künar ın katılımıyla, 4 Aralık 2014 tarihinde Şubemiz Eğitim Salonunda gerçekleştirildi. Söyleşide Yeşil Sürdürülebilir Yerleşkelere ait sistem uygulamaları hakkında sunumlar yapılırken, tüketimlerin, emisyonların, atıkların, sahadaki etkilerin en aza indirilmesi ve iç ortam kalitesinin maksimum düzeye çıkarılması için yeşil sürdürülebilir yerleşkelerin önemi vurgulandı. Yeşil binaların faydaları, yeşil bina sertifikasyon sistemleri ile uygulamada karşılaşılan problemler ve çözümleri hakkında bilgi verilen toplantıda, üyelerimizin konuya dair yönelttikleri sorular konuşmacımız Arif KÜNAR tarafından yanıtlandı. LPG Otogaz İstasyonlarında Sorumlu Müdürlük Eğitimi Şubemiz tarafından Aralık 2014 tarihlerinde, Şubemizin eğitim salonunda, LPG Otogaz İstasyonlarında Sorumlu Müdürlük eğitimi gerçekleştirildi. Meslektaşlarımızdan Fatih Aydın ve Cem Şahin in eğitmen olarak katıldığı eğitimde; LPG Mevzuatı, LPG Tesislerinin Kuruluşu ve İşletilmesi, Ruhsatlandırılma ve Denetim Prosedürü, LPG İstasyonları İle İlgili Çevre Mevzuatı, Oluşabilecek Muhtemel Çevre Sorunları Ve Alınacak Önlemler, İlkyardım İlkeleri, Uygulamaları ve Organizasyonu, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İle İlgili Tanım, Yasa, Yetki ve Sorumluluklar, Sorumlu Müdürlüğün Yasal Boyutu, LPG Tanımı ve Kullanım Alanları, Yangın ve Patlama İle İlgili Temel Bilgileri, Yangın Nedenleri ve Kontrol Noktaları, Gazlar, Parlama ve Patlama, Yangınların Önlenmesi ve Yangına Müdahale Teknikleri, Statik Elektrik, Tank Ekipmanları, Topraklama ve Katodik Koruma Testleri ve Kişisel Koruyucular konularında bilgi verildi. Eğitim, 1 saat süren teknik gezinin ardından yapılan sınavla sona erdi. ODTÜ Mezunları Derneğinin 'Geleneksel Yıl Sonu Kokteyli'ne Katıldık 18 Aralık 2014 Perşembe günü ODTÜ Mezunları Derneği nin ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Tesisinde yapmış olduğu 'Geleneksel Yıl Sonu Kokteyli' organizasyonu ile Ankara da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, odalar, sendikalar ve meslek örgütleri bir araya geldi. Geceye, ODTÜ mezunu olan Milletvekili Aylin Nazlıaka, Çevre Mühendisleri Odası genel başkanı Baran Bozoğlu, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesini temsilenyönetim Kurulu Üyelerimizden Can Cihan Yılmaz, Yeşim Bek ve Gökçe Parerde geceye katıldı.

15 birimlerden 15 İSTANBUL ŞUBE İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ile Görüştük Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak İstanbul Milletvekili Sn. Levent Tüzel ile görüştük. Çevre görevlisi belgesi ile meslektaşlarımızın yaşadığı problemler, Bakanlık tarafından denetimlerin özelleştirilme çalışmaları, TMMOB-SGK protokolü ve mühendis asgari maaşları, kamuda çevre mühendisi istihdamı, değiştirilen ÇED yönetmeliği ve ÇED süreçleri, TMMOB`ye yapılan baskılar, İstanbul`da yaşanan çevre sorunları gibi birçok konuyu konuştuğumuz ve fikir alışverişi yaptığımız, Levent TÜZEL, görüşme sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK ve Çevre Şehircilik Bakanı İdris Güllüce tarafından yanıtlanması için ortak hazırladığımız soru önergelerini meclise sundu. İTÜVE Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümlerine Ziyaret İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. İsmail TORÖZ ve Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ile görüştük. Görüşmelerde odamız ve mesleğimiz hakkında konuştuk, çevre görevlisi belgesi ile ilgili yürüttüğümüz kampanya ile bilgi verdik karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. TMMOB Yasasını Değiştiren Torba Yasaya Karşı Ankara daydık! Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak TMMOB Yasası`nda da değişiklikler içeren 3194 Sayılı İmar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına karşı 18 Aralık 2014 Perşembe günü Türkiye`nin dört bir yanından gelen TMMOB üyeleri ile Güvenpark ta buluştuk.

16 16 birimlerden LPG Sorumlu Müdürlük ve Yeşil Yıldız Temel Bilgilendirme Eğitimi Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak Aralık 2014 tarihlerinde LPG İstasyonlarında Sorumlu Müdürlük Eğitimi ve Aralık 2014 tarihli Yeşil Yıldız (Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi) Temel Bilgilendirme Eğitimini gerçekleştirdik. Meslekte 10. ve 20. Onuryılı ve Yılbaşı Etkinliği Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz Meslekte 10. / 20. yıl Plaket Töreni ve Yılbaşı etkinliğimizle üyelerimiz ile buluştuk. Şube Başkanımız Emine Girgin in açılış konuşmasını yaptığı üyelerimiz, öğrenci üyelerimiz ve dostlarımızla buluştuğumuz gecemiz plaket töreninin ardından yılbaşı çekilişi ve müzik dinletisi ile devam etti. Akkuyu Nükleer Güç Santrali Teknik Değerlendirme Raporu Kamuoyu gündemine gelen Mersin Akkuyu da dört adet ve her biri MWe kurulu gücünde AES-2006 ünitelerini içerecek şekilde toplam MWe kapasiteli olacak AK- KUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ ile ilgili TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak hazırladığımız Teknik Değerlendirme Raporumuzu yayınladık.

17 Kent ve Doğa Savunucuları ile Kadıköy`de Buluştuk Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak çağrıcıları arasında yer aldığımız Kent ve Doğa mitingi, Marmara nın dört bir yanından kentine, doğasına, suyuna, yaşam alanlarına sahip çıkanların katılımıyla 28 Aralık 2014 tarihinde Kadıköy`de gerçekleşti. Bahariye Caddesinden Boğa Heykeline yapılan yürüyüşün ardından Mücella Yapıcı ve Prof.Dr. Beyza Üstün`ün yaptığı konuşmalarla miting sonlandı. birimlerden 17 Mesleki Söyleşi Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak 19 Aralık 2014 Cuma Günü "Su ve Atıksu Arıtımında Üç Boyutlu (3D) Akışkan Modellemesi ve Uygulamaları" konulu mesleki söyleşimizi gerçekleştirdik. Yüksek Çevre Mühendisi Murat AKSEL in Arıtma Tesisi Tasarımında 3D Modelleme Uygulamaları ve 3D Alıcı Ortam Deşarj Modellemelerini anlattığı söyleşimiz katılımcıların soruları ile devam etti. İZMİR ŞUBE ÖĞRENCİ KOMİSYONU İLE 2. TEKNİK GEZİ Şubemiz Öğrenci Komisyonu etkinlikleri kapsamında tarihinde DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencileri ile birlikte KASTAŞ Kağıt Sanayi ve Tic. A.Ş. Ambalaj Atıkları Atık Toplama ve Ayırma Tesisi ile ve Muzaffer Pınarbaşı Ambalaj Atıkları Atık Toplama, Ayırma ve Geri Dönüşüm Tesisine teknik gezi gerçekleştirildi. TMMOB İKK BASIN AÇIKLAMASI TMMOB İZMİR İKK bileşenleri olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlıpı tarafından hazırlanan vetmmob Kanununda değişikliği de öngören torba yasa karşı 16 ARALIK'ta Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldık.

18 18 birimlerden ÇMO İzmir Şubesi Yeniyıl Kokteyli Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, 26 Aralık ta Şubemizde Yılbaşı Kokteyli gerçekleştirildi. Etkinliğe üyelerinyanısıra, CHP İzmir Milletvekili Musa ÇAM,Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necdet ALPASLAN, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Deniz DÖLGEN, Makine Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Güniz GACANER ERMİN, Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Saadet ÇAĞLIN, Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Reha KESKİNOĞLU, meslek örgütü temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Şube Başkanı E. Helil İNAY KINAYyaptığı konuşmada, Meslektaşlarımız, üyelerimiz, mesleğimiz ve ülkemiz adına daha güçlü bir mücadele kararlılığı ile 2015 yılını karşılamamız gerekiyor dedi. LPG Otogaz İstasyonu Sorumlu Müdür Eğitimi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak 2014 yılı SÜMER eğitim programı kapsamında Aralık 2014 tarihlerinde, Şubemiz eğitim salonunda LPG Otogaz İstasyonu Sorumlu Müdür Eğitimi gerçekleştirildi. Eğitim kapsamında "ÇMO Ana Yönetmelik ve Yönetmelikleri, Mühendislik Etiği, Sorumlu Müdürün Hak, Yetki ve Yükümlülükleri, LPG Piyasası Hukuki Düzenlemeleri, İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı, LPG nin Tanımı, Teknik Özellikleri ve Kullanım Alanları, İlgili Standartlar, LPG Otogaz İstasyonları Ekipmanları, LPG Doldurma, Boşaltma Kuralları, Periyodik Kontrol ve Bakım, Yangın Güvenliği, İlk Yardım Temel Bilgileri, "Sorumlu Müdür Kontrol Kayıt Defteri" Uygulama Esasları " hususlarında genel bir bilgilendirme yapıldı, LPG Otogaz istasyonuna teknik gezi düzenlendi. KOCAELİ ŞUBE Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğrencileri İle Buluştuk ÇMO Kocaeli Öğrenci Komisyonu nun gelenekselleştirdiği "Tanışma Çayı" etkinliklerinin 7.si gerçekleştirildi. 20den fazla öğrencinin katıldığı etkinlikte Şube Yönetim Kurulu da yer aldı. Öğrencilerin meslek ve odaya ilişkin sorularını gündeme getirme fırsatı bulduğu etkinlikte Çevre Görevlisi Yönetmeliği, yenilenen ÇED Yönetmeliği gibi konular konuşuldu. Meslekte karşılaşılan sorunların çözümünün örgütlü mücadeleden geçtiğini belirten şube yönetimi, sözü öğrencilere bıraktı. Bölümde karşılaşılan sorunların kolektif paylaşımla çözülebileceğini vurgulayan öğrenciler bu yıl Antalya da düzenlenecek olan ÇMO Öğrenci Kurultayı üzerine de konuştu.

19 birimlerden 19 MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ ÇED Bilgilendirme Toplantısı Temsilcimiz Zehra KORKMAZ, 2 Aralık 2014 tarihinde, Sivil Toplum Örgütleri ve Meslek Odalarını bilgilendirme toplantısında ÇED yönetmeliği değişikliğini anlattı. Mersin Tabipler Odasında yapılan toplantıya Mersin Barosu, Tabipler Odası ve diğer Meslek Odaları Başkanlarının katıldı. Zehra Korkmaz ayrıca 5 aralık 2014 saat 10:00'da canlı yayın konuğu olduğu SUN tv'de ÇED Yönetmeliği değişiklikleri ve Akkuyu Nükleer Santral ÇED sürecini değerlendirdi. ÇMO Mersin İl Temsilciliği 5-7 ARALIK 2014 tarihlerinde, on iki kişinin katıldığı LPG Otogaz istasyonlarında sorumlu Müdürlük Eğitimi düzenledi Temsilciliğimizde ayrıca Aralık'ta, eğitmen Dilek Küpeli tarafından kırk iki kişinin katıldığı LPG Otogaz istasyonlarında yetkili personel (pompacı) eğitimi verildi. Gerek kamu kurumlarına gerekse özel sektöre de ulaşan gazetemizin arka kapak ve arka iç kapaklarına ilan/ reklam verebilirsiniz. Sektörel görünürlüğü yüksek olan ÇMO Gazete ye ilan/reklam vermek, ilan/reklam fiyatlarını öğrenmek için sekreterlik@cmo.org.tr adresine e-posta göndererek ve/veya numaralı telefonu arayarak bilgi alabilirsiniz. Ocak 2015 / 20.sayı / Ayda bir yayınlanır Editör: Zeynep İPEK Sahibi: Baran BOZOĞLU Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Zeynep İPEK Yayın Kurulu: Ozan ÇITIR, Canan Esin KÖKSAL, Yeşer ASLANOĞLU, Aslı ÖZTÜRK Yayın İdare Merkezi: Hatay 2 Sokak 24/ Çankaya - ANKARA Telefon: Basım Yeri: Ümit Ofset Form Matbaa Sanayi Tic. Ltd. Şti. K. Karabekir Cad. Murat Çarşısı No: 41/1 İskitler/ANKARA Tel : (pbx) Fax : Basım Tarihi: Yerel Süreli Yayın, 21x29.7 boyutunda 1500 adet basılmıştır. Tel : Faks: Abdülaziz Mh. Misakı Milli Sk. Müze Apt. No: 5/302 Meram/KONYA

20 20 eğitimlerimiz ARALIK 2014 DÜZENLENEN EĞİTİMLER EĞİTİM ADI EĞİTİM YERİ EĞİTİM TARİHİ LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) İSTANBUL ARALIK 2014 LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) MERSİN ARALIK 2014 TIBBİ ATIK PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİ İZMİR 06 ARALIK 014 LPG YETKİLİ İŞLETME PERSONELİ (POMPACI) EĞİTİMİ ANKARA ARALIK 2014 LPG YETKİLİ İŞLETME PERSONELİ (POMPACI) EĞİTİMİ ANTALYA ARALIK 2014 A 2 TİPİ MÜHENDİSLİK AKUSTİĞİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI MUĞLA ARALIK 2014 YEŞİL YILDIZ (ÇEVREYE DUYARLI KONAKLAMA TESİSİ BELGESİ) EĞİTİMİ İSTANBUL ARALIK 2014 BİYOSİDAL ÜRÜN UYGULAYICI EĞİTİM PROGRAMI ANTALYA ARALIK 2014 PATLAMADAN KORUNMA DÖKÜMANI HAZIRLANMASI ANKARA ARALIK 2014 YEŞİL YILDIZ (ÇEVREYE DUYARLI KONAKLAMA TESİSİ BELGESİ) EĞİTİMİ İSTANBUL ARALIK 2014 LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) İZMİR ARALIK 2014 LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) ANKARA ARALIK 2014 LPG YETKİLİ İŞLETME PERSONELİ (POMPACI) EĞİTİMİ İSTANBUL ARALIK 2014 LPG YETKİLİ İŞLETME PERSONELİ (POMPACI) EĞİTİMİ ANKARA ARALIK 2014 OCAK 2015 EĞİTİM PROGRAMI EĞİTİM ADI EĞİTİM YERİ EĞİTİM TARİHİ İLETİŞİM LPG YETKİLİ İŞLETME PERSONELİ (POMPACI) EĞİTİMİ ANTALYA OCAK 2015 Tel : e-posta: cmoantalya@cmo.org.tr SERA GAZI EMİSYONLARININ İZLENMESİ VE RAPORLANMASI EĞİTİMİ ANKARA OCAK 2015 Tel: e-posta: cmoankara@cmo.org.tr BİYOSİDAL ÜRÜN UYGULAYICI EĞİTİM PROGRAMI ANTALYA OCAK 2015 HAVA KALİTESİ MODELLEMESİ ANKARA OCAK 2015 Tel : e-posta: cmoantalya@cmo.org.tr Tel: e-posta: cmoankara@cmo.org.tr AMBALAJ ATIKLARI YÖNETİMİ BİLDİRİM VE BELGELENDİRME EĞİTİMİ LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) LPG OTOGAZ İSTASYONLARI SORUMLU MÜDÜR EĞİTİMİ (3 GÜN) ANKARA 25 OCAK 2015 BURSA OCAK 2014 ANTALYA 31 OCAK-2 ŞUBAT 2014 Tel: e-posta: cmoankara@cmo.org.tr Tel : e-posta: cmoantalya@cmo.org.tr Tel : e-posta: cmoantalya@cmo.org.tr