Tarımda Kooperatifleşme Konferansı Düzenlendi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tarımda Kooperatifleşme Konferansı Düzenlendi"

Transkript

1 Türkiye nin Tarım Gazetesi MART 2015 Yıl:4 Sayı:40 TÜRKİYE KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GAZETESİ Tarımda Kooperatifleşme Konferansı Düzenlendi Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası nın (DTSO), AB Bilgi Merkezi ve AB Türkiye Delegasyonu iş birliği ile gerçekleştirdiği Tarımda Kooperatifleşme Konferansı, Köy-Koop Merkez Birliği nin de katılımıyla Şubat 2015 tarihlerinde gerçekleşti. Tarımda Kooperatifleşme Konferansı na Diyarbakır Vali Yardımcısı Taner Bircan, Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, DTSO Başkanı Ahmet Sayar, Köy- Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız, Köy- Koop Kastamonu Birlik Başkanı Erol Akar, Köy-Koop Denizli Birlik Başkanı Mehmet Varol, Köy-Koop Genel Müdürü Turgay Solmaz, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu Türkiye Temsilciliği Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Salahattin Kumlu, İlçe Belediye Eşbaşkanları, AB Türkiye Delegasyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Sektör Yöneticisi Pierre-Yves Bellot, Tarım İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, D.Ü. Ziraat Fakültesi Dekanı Bekir Bükün, Karacadağ Kalkınma Ajansı Temsilcileri ve DTSO meclis üyeleri ile Almanya ve İtalya dan gelen konuşmacıların yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu başkanı ve temsilcileri katıldı.» Syf 4 te Kooperatif İstatistikleri Toplanması İçin İlk Adım Atıldı Bu amaçla ILO ve TÜİK in Ortak Girişimi ile 3 Şubat 2015 tarihinde ILO Türkiye Ofisinde ilgili kurum ve kuruluşların katıldığı bir toplantı gerçekleşti. 19. Uluslararası İstatistikçiler Konferansında (ICLS) da konu gündeme gelmiş ve katılımcıların onayı ile kooperatif istatistiklerinin geliştirilmesi için daha çok çalışma ve araştırma yapılması kararlaştırılmıştı.» Syf 10 da Kooperatifleri gelişmemiş bir ülkenin gelişmiş olması mümkün değildir Bu ayki röportajımızda Prof.Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYİM ile Kooperatiflerde; üst örgütlenmeyi, kooperatifçiliği, tarımı ve Köy-Koop u konuştuk.» Syf 12 de Uluslararası Bakliyat Yılı Tanıtım Toplantısı Yapıldı Birleşmiş Milletler tarafından 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesiyle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bakliyatın günlük hayatta üretim ve tüketimini artırmak için harekete geçti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Eker bakliyatın önemini belirterek, Bakliyatın anavatanı Anadolu topraklarıdır, bu bizim üzerimize bir sorumluktur. Baklagiller hayatımızın çok büyük önemli bir unsurudur. diye konuştu.» Syf 6 da Hadi İLBAŞ Dünden Bugüne Kooperatifçilik -40-» Syf 2 de Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Köyde Kullandığımız Orak Bile Çin den Geliyormuş!» Syf 4 te Tevfik Fikret CENGİZ 2015 Yılı Hibe Programları» Syf 20 de Prof.Dr. Ayhan ÇIKIN Çiftçinin/ Tarımın Büyük Sorunları Var» Syf 11 de Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Türkiye Tohumda Ülkelere mi Şirketleri mi Bağlı?» Syf 5 te Dr. Erhan EKMEN Hepiniz Davetlisiniz» Syf 16 da Köy-Koop Burdur Birliği nde Yakup Yıldız Yeniden Başkan 31 Ocak 2015 tarihinde yapılan Genel Kurul dan yine başarıyla çıkan Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız yapılan Genel Kurulu değerlendirirken kooperatifçilik kazandı diye konuştu. Yakup Yıldız, Genel Kurulun ardından gazetemize yaptığı açıklamada, Yoğun çalışma günlerinden sonra bir Genel Kurula daha ulaşmanın heyecanını yaşadık. Zorlu geçen genel kurulun ardından kooperatif ortaklarımız beni ve yönetim kurulumuzu göreve layık gördüler. Bizi bu yolda yalnız bırakmayan tüm kooperatifçi dostlarımıza sevgi ve selamlarımızı iletir, teşekkür ederiz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarımızı aynı hızla ve heyecanla devam ettireceğiz. dedi.» Syf 6 da Tarım Arazilerinde Küçük Üreticiyi Neler Bekliyor 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik ile çiftçinin durumu yeniden ortaya konulmakta Sayılı Kanun çok ciddi incelenip tartışılarak değerlendirmeye alınması gerekiyor.» Syf 8 de Erol AKAR Nasıl Destekleyelim» Syf 8 de Ünal ÖRNEK Kooperatifler İş Dünyasının Bir Parçasıdır» Syf 19 da Dr. Nezaket CÖMERT Sürdürülebilirlik: Kooperatif Modelinin Dahil olduğu» Syf 15 te

2 2 KOOPERATİFÇİLİK Mart 2015 Köy-Koop Haber Dünden Bugüne Kooperatifçilik -40- Toprak Kooperatifçiliğinin Temel Unsurlarından Biri Eğer toprak yoksa kooperatifçiliğin ayaklarından biri eksik demektir. O zaman topallayan kooperatif güçlü kooperatif değildir. Elele vermenin anlamı daha güçlü olmak, daha çok üretmek, daha çok üretilenden pay alarak başkalarına muhtaç olmamak demektir. Bu, tarımı kalkındırmakla mümkündür. Tarımı kalkındırmayı amaç edinerek kurulan kooperatifler, bölünmeden tepeye doğru aynı amaç uğrunda güçlenerek birlikte yol almalıdır. Tarımsal kooperatifleri birleştirerek ELELE yi daha anlamlı kılmak için 1974 yılında kurulan Ecevit Hükümeti tüm tarımsal kooperatifleri Köy İşleri Bakanlığının çatısı altında toplamıştı. Köy-Koop Merkez Birliği nden bazı arkadaşları bu amaçla bulundukları görevlerden ayrılmaksızın Tarım Satış Kooperatiflerinde görevlendirmişti. Görevlendirilenlerden biri de bendim. 16 ilde f1aaliyet gösteren Güney Doğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Genel Müdürlüğüne atanmıştım. Bana, birim kooperatifindeki başkanlık görevin üstünde kalacak, Köy-Koop Merkez Birliğindeki görevini bırakmayacaksın. Atandığın yeni görevde temelden başlayarak değişik adlarla faaliyet gösteren kooperatifleri tarımsal kalkınma çatısı altında toplayacaksın. talimatı verildi. Bu görevle Gaziantep e gittim. Değişik addaki kooperatiflerin genel kurul hazırlıklarını yapmaya başladım. Genel kurullarda Köy Kalkınma, Tarım Satış Kooperatiflerini bir çatı altında toplayacaktık. Gördüğüm manzara beni ürküttü. Tarım Satış Kooperatifleri önce en üst birliğin genel kurulunu yapıyor, seçilen kişiler birim kooperatiflerin genel kurullarında görevlendiriliyorlardı. Ve birim kooperatiflerin genel kurulları unların katılımıyla yapılıyordu. Oysa bizim görevimiz tüm tarımsal kooperatiflerin aynı günde yapılacak genel kurullarında ortak hareket etmelerini sağlamaktı. Köylerdeki küçük kooperatiflerden başlayarak bu sistemi uygulamaya başladım. Ne var ki, bu öyle kolay bir iş değildi. Hadi İLBAŞ Köy-Koop Eski Genel Başkanı Ayrıca, Köy- Koop olarak Doğu Anadolu da, özellikle de Güney Doğu da hemen hemen hiç örgütlenememiştik. Bunun nedenlerini öğrenmek için Güney Doğu da bir köye gittim. Köylüleri bir kahvede onlara geliş nedenimin buralarda tarımsal kooperatifler kurmak olduğunu söyleyerek Burada yeterli kişi var. Hemen bir kooperatif kurmak için karar alalım. Onlara kooperatifin neler getireceğini de açık açık anlatım. Bu Toprak Bizim Değil Köylüler beni sessizce dinliyorlardı. İçlerinden biri ayağa kalkarak iyi söylüyorsun beyim ama burada oturduğumuz evler bizim değil. Bulunduğumuz köy bizim değil. İşlediğimiz toprak bizim değil. Bunların hepsi Ağa nın, onun izni olmadan hiçbir konuda hiçbir karar alamayız deyiverdi. Şoke olmuştum. Bir süre sustum, konuşamadım. Ve oradan büyük bir hayal kırıklığı içinde ayrıldım. Zaten biz Köy-Koop Merkez Birliği olarak Doğu Anadolu da, özellikle de Güney Doğu Anadolu da hemen hemen hiç örgütlenememiştik. Bu gün durum farklı değil. Toprağı olmayan köylü emrinde çalıştığı ağanın emri olmadan böyle bir örgütlenmeye giremez. Toprak Reformu Şart Yine Ecevit Hükümeti zamanında bir TOPRAK REFORMU KANUNU çıkmıştı. Hükümetler geldi geçti. Hiçbirisi köylüyü ağanın emrinden çıkaracak böyle bir kanunu uygulama uygulama cesareti gösteremedi. GAP I GAPTIR- MAM diyen Süleyman Demirel bile GAP ı yabancılara, komşu ülkelerin zenginlerine gaptırmaya engel olamadı. Bu nedenle de GAP gibi tarımsal yönden çok verimli topraklardan yararlanma hakkına sahip olamadı bizim köylümüz. Yine toprak ağasının emir kulu olarak devam etti. Gaziantep e büyük bir hayal kırıklığı içinde döndüm. Ayrıca, Gaziantep teki Tarım Satışların Köy Kalkınma Kooperatifleriyle birleştirme çalışmaları da bir çıkmaza girmişti. Üretici tüccarın türlü çeşit oyunları içinde şaşkındı. Kooperatifçilik Zor Zanaat Batıda olduğu gibi bir kooperatif anlayışının ülkemizde yerleşmesini sağlamak, köylünün çıkarlarını ayaklar altına aldırmamak uğruna verilecek savaşım dün de çukurların içindeydi, bu günde aydınlığı henüz görememiş durumda. Yıllar önce, Tekirdağ ın bir köyünde çok değişik bir kooperatifçilik modeli uygulayan ve başarılı da olan emekli bir öğretmenin hala yaşayıp yaşamadığını, yaşıyorsa adresini öğrenmek için Köy- Koop Haber Gazetesi yöneticilerinden yardım istedim. Aldığım yanıt 21. yüzyıla yakışmayacak bir yanıttı. Dediler ki, efendim Trakya daki kooperatifler Çanakkale Birliği ile birleşerek Köy- Koop Merkez Birliğimizden koptu. Ayrı BİR MERKEZ BİRLİĞİ KURDULAR. Üç dört tane birlik ayrılacak ve ayrı bir birlik kurarak onun çatısı altında birleşecekler!? Zaten aldığım haberler, kooperatiflerin 1971 de kurulan ve bizim dönemimizde 62 Birliği çatısı altında toplayan Köy Kalkınma Kooperatifleri Merkez Birliği ile uzaktan yakından bir benzerliği yok. Birlikler ufak ufak parçalara bölünerek ayrı ayrı üst birliklerin çatısı altında dağılmış durumdalar. Bu durumu, Türkiye de kooperatifçiliğin geliştiği anlamına hiç gelmez. Böyle bir politika ve bu politika içinde örgütleniş ne yazık ki TÜRK KOOPERATİF- ÇİLİĞİNİN her gün biraz daha geriye gidişini simgeler. - sürecek - Türkiye nin 2100 iklim öngörüsü: Yağışlar Azalacak, Sıcaklıklar Artacak İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan, Türkiye de 2100 seneye kadar yağışlarda yüzde 20 düşüş, sıcaklıklarda ise 4-5 derece artış olacağını öngördüklerini söyledi. Şaylan, tarımın iklim değişikliklerinden etkilenecek en önemli sektörlerden biri olacağını ifade eden Şaylan, İklim değişiklikleri üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Yapılan araştırmalarda ülkemizin bir takım bölgelerinde yağışlarda azalmanın, sıcaklıklarda artmanın olacağı saptadi. Türkiye de 2100 seneye kadar yağışlarda yüzde 20 düşüş, sıcaklıklarda ise 4-5 derece artış olacak. Burada hem bölge hem ülke hem de il bazında nasıl etkilenme olur, buna bakmak gerekir. dedi. Trakya nın ülke tarımında önemli bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Şaylan, şöyle devam etti: Türkiye nin tek Zirai Meteoroloji Araştırma Enstitüsü Kırklareli nde. Bu önemli bir şanstır ve fırsattır Trakya için. Uzun zamandır araştırma merkezi ile İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü olarak birlikte araştırma projeleri yürütüyoruz. Bu projeler kapsamında iklim ne kadar değişebilir, bir takım bitkilerin gelişimini nasıl etkiler ve bu arada bu bitkilerde abuhavası nasıl etkiler gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Evrensel radyasyonu dediğimiz güneş radyasyonunda artma riski vardır. Bu tür rizikolar de tarım sektörünü etkiler. En fazla İç Anadolu Bölgesi etkilenebilir Şaylan, iklim değişikliklerinin yerel olarak farklılık göstereceğini, değişikliklerden en fazla İç Anadolu Bölgesi nin negatif etkilenebileceğini bildirdi. Araştırmalara göre Ege ve Akdeniz Bölgesi nde yağışlarda azalma görüldüğünü aktaran Şaylan şöyle devam etti: Ülkedeki sıcaklıklarda 4,5 5 derece artmalar bekleniyor. Bu rakamlar önemli rakamlardır. Belki üretici veyahut insanoğlu birkaç ay sonrasını, yarını, en fazla makale veyahut kışı düşünebilir ancak karar vericilerin veya planlayıcıların 10, 30, 50 veya 100 yıl sonra o bölgede neler olacak, neler yaşanabilir bunları bilmesi ve ona göre tasarı yapması gerekir. Ülkemizde de bu risk vardır. İklim değişikliğinden negatif etkilenme riski vardır. Buna karşı inşa edilmesi gerekenler bellidir. Bölgenin, Türkiye nin hububat üretimi yapılan alanlarından bir tanesi olduğunu ve düşük yağışla bu tarım faaliyetinin yürütüldüğünü belirten Şaylan, şunları kaydetti: İklim değişikliklerinden en fazla İç Anadolu Bölgesi negatif istikamette etkilenebilir. Buralardaki az bir değişiklik dahi Türkiye deki hububat imalatını negatif etkileyebilir. Burada yağışın miktarının artması veya azalmasından ziyade bunların zamansal değişimleri ehemmiyetlidir. Zirai alanlarda şöyle bakarız olaya, miktar azalabilir ama öyle güzel zamanlarda düşebilir ki verimi etkilemeyebilir. Dolayısıyla inşa edilmesi gereken çok araştırma var. MUHASEBEDE BU AY Değerli Kooperatif Ortakları, Bu ayki (Mart-2015 Dönemi) muhasebe işleri ile ilgili yapılması gerekenleri madde madde aşağıda sıralamış bulunmaktayız. her zaman belirttiğimiz gibi zamanlar konusunda çok dikkat etmemiz gerekiyor. 01/02/ /02/ /03/ /02/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /03/ /06/ /06/2015 Basit usulde Vergilendirilen Mükelleflerin Gelir Vergisi 1. Taksit Ödemesi Diğer Ücretlerin Gelir Vergisi 1. Taksit Ödemesi Ocak 2015 Dönemine İlişkin Ba, Bs Formlarının Verilmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Noterlerce Yapılan Makbuz Karşılığı Ödemelerine Ait Beyannamenin Verilmesi ve Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait BSMV Beyanı ve Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı Şubat 2015 Dönemine Ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Verilmesi Şubat 2015 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar için Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı Şubat 2015 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Beyanı 2014 Yılına ilişkin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Verilmesi GVK Geçici 67. Madde Kapsamında İhtiyari Beyannamenin Verilmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Aylık Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajının Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi İle Sürekli Mükellefiyetleri Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Ödenmesi 2014 Yılına İlişkin Gelir Vergisi 1. Taksit Ödemesi Şubat 2015 Dönemine Ait 4/A ve 4/B Kapsamındaki Sigortalılara ilişkin Primlerin Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Haberleşme Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Şubat 2015 Dönemine Ait Ba, Bs Formlarının Verilmesi 2015 Yılı Çevre Temizlik Vergisi 1. Taksit Ödemesi 2015 Yılı Emlak Vergisi 1. Taksit Ödeme Dönemi KÖY-KOOP MERKEZ BİRLİĞİ 1971 yılından bu yana faaliyet gösteren Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nun geçiçi 2. maddesi gereği, intibak dışı kalarak tüzel kişiliklerini korumuş ve Merkez Birliği düzeyinde KÖY-KOOP adı altında üst örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Köy-Koop Merkez Birliği; Tarıma ait farklı çalışma alanlarında (Hayvancılık, Süt üretimi ve işlenmesi, seracılık, halı kilim üretimi, zeytin ve zeytinyağı işlenmesi, bal, çeltik üretimi ve işlenmesi, çiçekçilik, fidan, salça, reçel, konserve üretimi v.b.) etkinlik gösterir. YAYIN KURULU Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI Dr. Özdal KÖKSAL Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Dr. Neşe N. TOPRAK Prof.Dr. Ayhan ÇIKIN Dr. Selen Deviren SAYGIN Prof.Dr. Cem ÖZKAN Dr. Caner KOÇ Prof.Dr. Bülent GÜLÇUBUK Uzm. Dr. Esra GÜNERİ Yrd. Doç.Dr. Tuba ŞANLI Yrd. Doç.Dr. Hilal TUNCA Ünal ÖRNEK Yrd.Doç.Dr. Levent DOĞANKAYA Erol AKAR Dr. Yener ATASEVEN Tevfik Fikret CENGİZ Gazetemizin Yayın Kurulu Üyeleri Fahri Olarak Görev Yapmaktadırlar. KÖY KALKINMA VE DİĞER TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİF BİRLİKLERİ MERKEZ BİRLİĞİ İmtiyaz Sahibi ve Yayınlayan: S.S. Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği KÖY-KOOP Adına Yakup YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Mehmet SEVER Genel Yayın Yönetmeni: Emel TUĞRUL Haber Müdürü: Turgay SOLMAZ Haber Koordinatörü: Ayhan ELMALIPINAR Reklam Müdürü: Yasemin ACAR Merkez Adres: Paris Cad. 24/7 Kavaklıdere-Ankara Tel: Faks: Web: E-posta: info@koykoop.org Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın Mart 2015 ANKARA Baskı: Matus Basımevi Reklam ve Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. Matbaacılar Sitesi Sk. No:2 İvedik Organize Sanayi - ANKARA Tel: Yazıların Sorumluluğu yazarlara, ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

3

4 4 TARIM Mart 2015 Köy-Koop Haber Köyde Kullandığımız Orak Bile Çin den Geliyormuş! 30 Ocak 2015 tarihli gazetelerde, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nin ilginç bir açıklaması oldu. Çoğumuz güncel tartışmalarının daha fazla içinde olduğumuzdan dikkatimizi çekmemiş olabilir. Zeybekci, Türkiye ye mobilya, deri konfeksiyon, kerpeten, pense gibi mallar yurtdışından geliyor. Köyde kullandığımız orak bile Çin den geliyorsa iş zıvanadan çıkmıştır. Türk geleneksel halıları da Çin de üretiliyor demektedir. Zeybekci nin yakınmalarına katılmamak olası değil. Her şeyi ithal ettiğimiz için ortaya çıkan görünüm bu olmuş Ocak-Aralık ayları arasında Dış Ticaret Dengesi 84,509 milyar dolar açık vermiş. TÜİK in bildirdiğine göre İhracat 157,715 milyar dolar, İthalat 242,224 milyar dolar. Ve ihracat ithalatı %65,1 oranında karşılamış. Ancak yakınmak yarar getirmiyor. Bu noktaya nasıl gelindiği ve çıkış yolları üzerinde de doğru tanıların konulması gerekiyor. Köyde kullandığımız orağın bile Çin den gelmesi, yeniliberal politikaların sonucu mu? Ortaya çıkan sonucun en önemli nedeni, 1980 yıllardan itibaren 12 Eylül Askeri Darbesi ile devreye sokulan yeni-liberal politikalar. Açıklayalım: Yeni-liberal politikalar ile devletin aşamalı olarak ekonomiden elini çekmesi ve kamu kitlerinin özelleştirilmesiyle sağlandı. Gümrük duvarları düşürüldü. Desteklemeler, küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine, büyük işletmelere aktarıldı. Küçükler yok edildi. Avrupa Birliği(AB) ne alınmadan Gümrük Birliği ne girildi. Dış ticaret Brüksel de belirlenen politikalarla yürütülüyor. Üstelik Türkiye, tam üye olmadığı için alınan kararlarda söz sahibi değil. AB nin üçüncü ülkelerle yapmış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları ile Çin ve diğer ülkelerin malları bile yurdumuza AB malları gibi giriyor. Neredeyse gümrük alınmıyor. AB ve ABD gibi ülkeler, ellerindeki stoklar birikince olağanüstü fiyat indirimi yapıyorlar. Bundan yararlanmak isteyenler, içte mal üretmek ya da çiftçinin malını almak yerine, dışarıdan daha ucuza buldukları malları ithal ediyorlar. Bu durum, fabrikaların kapanması ile işsizliği yarattığı gibi kırsalın fakirleşmesine Prof.Dr. Mustafa KAYMAKÇI İzmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu neden oluyor. Kitlerin özeleştirilmesi ve yabancılar tarafından satın alınması ve ucuz ithalat, Türkiye nin araştırmageliştirme(arge) çalışmalarını da olumsuz etkiliyor. Çoğu firma, ARGE çalışmalarından çekilmiş durumda. Dış Ticaret Dengesinin sürekli açık vermesi nasıl önlenebilir? Bu amaçla: Bağımlılığı yaratan yeni-liberal politikalar yerine halkçılık temelinde planlı karma ekonomi yeniden devreye sokulmalı, kitler yeniden kurulmalı. Tekeller yerine küçük ve orta ölçekli sanayi ve tarım işletmeleri kooperatifleşme ile desteklenmeli. Teknoloji konusunda dışa bağımlılığı kıracak ARGE etkinliklerine ayrılan kaynaklar artırılmalı ve eşgüdüm sağlanmalı. Çünkü ithal edilen her malın bedelinin yüzde 20 si kadar kaynak, yabancı ülkelere ARGE olarak aktarılıyor. Gümrük Birliği nden çıkılmalı. Ve tüketicilere küçük yaşlardan itibaren yerli malların kullanmasını özendirecek önlemlerin alınması vb gerçekleştirilmelidir. Özetle Dış Ticaret Dengesi nin sürekli açık vermesi Türkiye de aynı zamanda gelir dağılımını bozuyor, yoksulluğu artırıyor. Hani varolan iktidar, yıllardır yeniliberal politikaları uyguluyor, ancak ya muhalefet partilerinin bu konuda görüşleri nedir? Yoksa onların da siyasi iktidar oldukları zaman izleyecekleri ekonomi-politikalar liberalizm mi olacak? Bilen var mı? Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun Tarımda Kooperatifleşme Konferansı Düzenlendi» 1. Syf Haberi Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), AB Bilgi Merkezi nin ortaklaşa düzenledikleri ve 2 gün süren Tarımda Kooperatifleşme Konferansı nda kooperatifleşmede İtalya ve Almanya örnekleri yanı sıra Türkiye örnekleri de incelendi. Konferansın açılış konuşmasında bölgede yaşanan tarımsal sorunlara dikkat çeken, DTSO Başkanı Ahmet Sayar, bölgede 1990 lı yıllarda yoğunlaşan zorunlu göç nedeniyle köylerde üretimin durdurulduğunu ifade ederek, tarım faaliyetiyle geçimini sağlayan ve kendine yeten nüfusun kent merkezine göç etmesiyle işsizlik yanı sıra büyük sosyoekonomik sorunların yaşandığını anlattı. Tarım sektöründe üretilen katma değer yüzde 24 Sayar, Bugün gayri safi katma değer açısından 26 bölge içinde 24. Sırada yer alan Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde, tarım sektöründe üretilen katma değerin yüzde 24, istihdamın ise yüzde 32,1 olduğunu aktaran Sayar, bugün bölgenin tarım üretim açısından bir ihracat merkezi olmasını hedefleyen GAP Projesi kapsamında, sulama projelerinin gerçekleşme oranının ise henüz yüzde 15 olarak tespit edildiğini söyledi. Ülkemizin sosyo-ekonomik açıdan 67. sırada yer alan ilinde yaşıyoruz Yerelin ekonomik olarak kalkınması ve gelişmesinde tarımsal üretimin rolünün oldukça büyük olduğunu vurgulayan Sayar, Bugün bölgemizin mevcut ekonomik geri kalmışlığının giderilmesi için üretimden kopan kesimlerin ve kırsal alanların daha fazla üretime katılımının sağlanması gerekmektedir. Ülkemizin sosyo-ekonomik açıdan 67. Sırada yer alan ilinde yaşıyoruz. Kent merkezinde yaşanan sosyo-ekonomik sorunların yanında, kırsal bölgelerde de kalkınmanın sağlanması oldukça önemli bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor. Eğer ekonomide gelirin daha fazla tabana yayılmasını ve özellikle sosyoekonomik açıdan daha düşük bölgelerin gelişmesini ve ekonomide oluşan gelir dağılımı eşitsizliğini gidermek istiyorsak, ortak ve katılımcı modeller ile üretime dayalı yeni ekonomik alanlar geliştirmeliyiz. Kooperatifler bu açıdan oldukça önemsediğimiz araçlardır ifadelerini kullandı. Devlet, kooperatifleşme konusunda demokratik özerk bir kooperatifçiliğin gelişmesi için temel alt yapıyı hazırlamalı Sayar ın ardından konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ise, kooperatifleşmede özerklik sisteminin uygulanması gerektiğini söyledi. Ekonomiyi önemli bir gündem maddesi olarak gördüğünü aktaran Anlı, bölgede yaşanan ekonomik sorunların giderilmesi için çaba sarf ettiklerini dile getirerek, bu çabadan da sonuç aldıklarını söyledi. Anlı, İçinde bulunduğumuz coğrafyaya baktığımızda; yanı başımızda Irak, Suriye ve Ortadoğu daki krizli merkezlerin yanında Diyarbakır ve bölgemiz adeta bir istikrar adasıdır. Bunun kıymetini bilmek gerekiyor. Sürecin kalıcı bir barışa dönüşmesi ile birlikte bu durumdan istifade etmeyi hedefliyoruz. Kooperatifçilik çok yabancı olduğumuz bir kavram değil, ama maalesef çok iyi bildiğimiz bir kavram da değildir. Bölge olarak, kooperatifçiliği çok farklı bir şekilde tanımışız. Kentteki kooperatifçilik anlayışı, maalesef imaj olarak çok iyi değil. Ama her geçen gün, farklı hizmet alanlarında, farklı sektörlerde kooperatifçiliğin gelişiyor olması, bu konudaki mevzuattaki değişikliklerle dikkate alındığında önümüzde büyük bir potansiyelin yattığını gösteriyor. Devlet, kooperatifleşme konusunda demokratik özerk bir kooperatifçiliğin gelişmesi için temel alt yapıyı hazırlamalı, destek ve pozitif ayrımcılık uygulamalıdır. Diyarbakır daki tarımsal arazilerin yüzde 50 si 1. Sınıf tarım arazisi niteliğindedir. Bu son derece ciddi bir rakamdır. Ama burada elde ettiğimiz ürün maalesef olması gerekenden uzaktır. Biz belediye olarak kooperatifçiliği geliştirmek konusunda kararlıyız ve buna fon da ayırmış durumdayız. Kooperatifçiliğin Diyarbakır da başarılı örneklerini oluşturmakta belediyemiz sizlerin yanında olacaktır şeklinde konuştu. Daha sonra söz alan AB Türkiye Delegasyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Sektör Yöneticisi Pierre- Yves Bellot ise tarım kooperatifleri ile ilgili var olan potansiyelin iyi kullanılması umudunu dile getirerek teşviklerle bu alanda önemli atılımlar olacağını dile getirdi. Kooperatifleşme 12 Eylül darbesi ile uzun bir kesintiye uğradı Konferansta Türkiye de kooperatifleşme ve yerel kalkınmada kolektif çözümler üzerine sunum yapan Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız ise, 1970 li yıllarda yükselen kooperatifleşmenin Türkiye de kısa sürede etkin bir örgütlenme biçimine de dönüştüğünü belirterek, bu yükselişin 12 Eylül darbesi ile uzun bir kesintiye uğradığını dile getirdi. O dönem kendi bankasını dahi kuran bir kooperatif örgütlenmesi olan Köy-Koop un tekrar faaliyetlerine başlamasının 1998 de ancak gerçekleşebildiğini belirten Yıldız, kooperatiflerde girdi maliyetlerinin düşürülmesinin önemine vurgu yaparak en önemlisinin ise ortakların birbirine güven duyması olduğunu dile getirdi. Yıldız, Son yıllarda üretici tarımdan kopmuştur, kırsal alanı terk eden üreticimizle birlikte Türkiye nin hayvan varlığı da hızla düşmüş, kurbanlık hayvan ve saman ithalatı gibi yeni durumlarla karşılaşmıştır. Peki, çözüm nedir? Nerede dir? Çözüm, kooperatifleşmektedir. Çünkü kooperatif, biyolojik çeşitliliğin ve sağlıklı beslenmenin, gıda güvenliğinin, sürdürülebilir kırsal kalkınmayı sağlamanın ve sosyal barışın en temel unsurlarıdır. diye konuştu. Üretici Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri başlığında bir sunum gerçekleştiren; Köy-Koop Kastamonu Birlik Başkanı Erol Akar ise kooperatifçilik konusunda ilk kez bir ticaret ve sanayi odasının böyle bir konferans düzenlediğine tanık olduğunu belirterek, Türkiye de kooperatiflerin tarihsel süreci hakkında da bilgi verdi. Akar, kooperatifçiliğe duyulan ihtiyacın asıl ortaya çıkışının serbest piyasa ekonomisinin üretici ve tüketici için oluşturduğu sorunlar sonucunda olduğunu dile getirdi. Kooperatifleşmede Almanya Örnekleri başlığı altında Alman Kooperatifleri Konfederasyonu Türkiye Temsilciliğinden Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Salahattin Kumlu da bir sunum gerçekleştirdi. Türkiye de Kooperatifleşme ve Yerel Kalkınmada Kollektif Çözümler başlığı ve Kooperatifleşmede İtalya Örnekleri nin konuşulduğu Konferans yapılan tartışmaların ardından sonlandı.

5 Köy-Koop Haber Mart 2015 GÜNDEM 5 Çiftçilere 2 Milyar Liralık Destek Ödemesi Yapılacak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2015 yılı tarımsal destek ödemeleri kapsamında toplam 1 milyar 973 milyon lira karşılıksız destek ödemesi yapacak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2015 yılı tarımsal destek ödemeleri kapsamında, üreticilere başta mazot, gübre ve toprak analiz desteği olmak üzere çeşitli kalemlerde toplam 1 milyar 973 milyon lira karşılıksız destek ödemesi yapacak. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, 2015 yılı tarımsal destek ödemeleri kapsamında, mazot, gübre ve toprak analizi desteği olarak 2 milyon 142 bin çiftçiye 1 milyar 574 milyon lira, yem bitkileri desteği olarak 160 bin çiftçiye 260 milyon lira ödenecek. Bakanlık, kırsal kalkınma (GAP illeri dahil) desteği olarak 105 işletmeye 29 milyon lira, süt tozu desteklemesi olarak 9 firmaya 4 milyon lira, sertifikalı fidan kullanım desteği olarak 2 bin 27 çiftçiye 8 milyon lira ve su ürünleri desteği olarak 1088 işletmeye 98 milyon lira olmak üzere toplamda 1 milyar 973 milyon lira ödeyecek. Ödemeler 28 Şubat 2015 tarihinde üreticilerin banka hesaplarında olacak. Böylece, 2015 yılı ocak ayı başından itibaren çiftçilere yapılan ödeme miktarı 2 milyar 169 milyon lirayı bulacak. Yapılan ödemeler toplam tarımsal desteklemelerin yüzde 21,7'sine karşılık geliyor. Türkiye Tohumda Ülkelere mi Şirketlere mi Bağımlı? Büyükşehir veya Bütünşehir Yasası diye tanımlanan 6360 sayılı yasa bildiğiniz gibi 2012 tarihinde yasalaşmıştı yılında köylünün tohumluk satmasına yasak getiren tohumculuk kanununa eleştiriler getirdiğimizde o zaman Türkiye kökenli bir tohum şirketinin sahibi bize yerli şirketlerin piyasaya hâkim olduğunu söyleyerek itiraz ediyordu. Gel zaman, git zaman aslında o zaman da daha çok ithalatçı olan bu büyük şirket Fransız tohum imparatoru tarafından tamamen satın alındı. Aslında o zaman da söylemeye çalıştığımız şirketin sermayedarlarının milliyetinin ne olduğunun bir yerden sonra pek önemli olmadığıydı. Çünkü sermayedarın milliyeti ne olursa olsun, hepsi de köylüye getirilen yasaklarda anlaşıyorlardı. O zamanlar Türkiye de çalışan bir İsrail tohum şirketi de bir süre sonra aynı Fransız şirketi tarafından satın alındı. Bu konuda konuşanların bir kısmı nerede ise Türkiye bütün tohumunu İsrail den ithal ediyormuş gibi söylüyorlar. İlginçtir, İsrail den ithal edilen tohumun sahibi Fransız şirketi olabiliyor. Benzer şekilde Türkiye den ihraç edilen tohum da Amerikan şirketine ait olabiliyor. Türkiye nin 2013 yılı tohum ithalatının değer olarak (dolar bazında) % 18 si Fransa dan, % 9 u ABD den, %8 i İtalya dan, %8 i Çin den, % 7 si İsrail den, %6 sı Peru dan geliyordu. Prof.Dr. Tayfun ÖZKAYA Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tayfun.ozkaya@ege.edu.tr Gördüğünüz gibi İsrail tohumluk ithalatımızda beşinci sırada. İsrail den daha çok domates tohumu alıyoruz. Türkiye nin ithal ettiği domates tohumunun % 22 si İsrail den geliyor. İsrail, domates tohumluğu ithalatımızda birinci sırada. Kanunun çıktığı 2006 yılından bu yana Türkiye tohum ithalatı ile tohum ihracatı arasındaki fark devam ediyor da 105 milyon dolarlık tohum ithalatımız vardı, ihracat ise 47 milyon dolardı. Açık 58 milyon dolardı de ithalat 194 milyon dolar, ihracat 126 milyon dolar oldu. Açık ise 68 milyon dolara çıktı. Sonuç olarak tohumluk dış ödemeler dengemizi hâlâ olumsuz etkiliyor. İhracat dediğimiz şeyleri de aslında büyük ölçüde yabancı şirketler yapıyor. Daha çok fiyatı düşük hibrit mısır ve ayçiçeği tohumluğu ihraç edip, fiyatları yüksek olan sebze tohumları ithal ediyoruz. Çoğu zaman Türkiye de konuşlanmış yabancı tohum şirketleri pahalı orijinal tohumluk ithal edip, daha ucuz sertifikalı tohumluk ihraç ediyorlar. Kısacası bu iş Türkiye nin otomobil ihracatına biraz benziyor. Bir ölçüde montaj sanayii gibi yılında ithal ettiğimiz domates tohumunun kilosu 6131 dolar idi. Gördüğünüz gibi fiyatı altın gibi. Tohum satıcıları domates tohumunu para kasalarında saklıyorlar. Türkiye den ihraç edilen mısır (tek melez) tohumluk fiyatı ise 3 dolar. Mısırı (tek melez) bir miktar ithal de ediyoruz. İthalatta ise ödediğimiz fiyat kiloda 11 dolar. Ödemeler dengesinin tohumlukta açık vermesi, bu alandaki sorunlar içinde çok da önde gelenlerden değil. Petrol, pamuk, bitkisel yağ vb. alanlardaki durum düşünülürse tohumluktaki açık çok da fazla değil aslında. Ancak yabancı tohum şirketlerinin tohumlarına bağımlılığımız arttıkça uzaktan hepimizi kumanda etmiş oluyorlar. Bu şirketlerin çoğu aslında tarım ilacı da satıyor. Dolayısıyla onları da alıyoruz. Çünkü tohumlukları hastalık ve zararlılara dayanıklı değil. Üstelik bu ürünlerin besin değerleri de düşük. Daha sonra bu tarım ilaçlarını kullanırken çiftçiler, ürünleri tüketirken halk zehirleniyor. Besin değerleri düşük olduğundan bizleri hastalıklardan korumuyor. Dahası bu şirketlerin bir kısmı beşeri ilaç da satıyor. Dolayısıyla bir satış daha yapılıyor. Bu gibi şirketlerin üç ayrı cebi var. Sağ cebine tohum, soluna tarım ilacı, arka cebine de beşeri ilaç parası giriyor. Tohumculuk kanunu çıkarken Türkiye nin tohum ihracatçısı bir ülke olacağı söylenmişti. Bu bugüne kadar gerçekleşmedi. Hâlâ açık fazla. Ama Tarım Bakanlığı ihracatın daha hızlı arttığını söylüyor. Beş on yıl sonra fark olumluya da dönebilir belki. Ancak gözümde bir değeri yok.

6 6 GÜNDEM Mart 2015 Köy-Koop Haber Köy-Koop Burdur Birliği nde Yakup Yıldız Yeniden Başkan 31 Ocak 2015 tarihinde yapılan Genel Kurul dan yine başarıyla çıkan Köy-Koop Genel Başkanı ve Köy- Koop Burdur Birlik Başkanı Yakup Yıldız yapılan Genel Kurulu değerlendirirken kooperatifçilik kazandı diye konuştu. Yakup Yıldız, Genel Kurulun ardından gazetemize yaptığı açıklamada, Yoğun çalışma günlerinden sonra bir Genel Kurula daha ulaşmanın heyecanını yaşadık. Zorlu geçen genel kurulun ardından kooperatif ortaklarımız beni ve yönetim kurulumuzu göreve layık gördüler. Bizi bu yolda yalnız bırakmayan tüm kooperatifçi dostlarımıza sevgi ve selamlarımızı iletir, teşekkür ederiz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarımızı aynı hızla ve heyecanla devam ettireceğiz. dedi. Bu güne kadar Köy-Koop Burdur Birliği olarak yapılan çalışmaları değerlendiren Yıldız; Köy-Koop Burdur Birliği olarak Avrupa Birliği Projesi, Köy Bazlı Yatırım Projesi ve IRFO Eğitim Projesini başarıyla tamamladık. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ile (IPARD) kapsamında Süt Fabrikası Üretim İşletmesi inşaatına başlanmış, başarıyla tamamlanarak Süt Fabrikamız üretime başlamıştır. İşletmemizin toplam proje bedeli 3,611,326,76 TL olup bu bedel kendi öz kaynaklarımızla 5,102,435,82 TL ye ulaşmıştır. Günlük 12 ton kapasiteli olan süt işletmemizde yıllarında kapasite artırımına gidilerek. En az 20ton/gün e ulaşması hedeflenmektedir. Bu kapsamda TKDK dan alınan hibe toplamı, 1,713,000,00 TL dir. Ayrıca 2010 yılından bu yana Çallıca, Sorkun, Belenli, A. Kırlı, Yeşilova Merkez, Kartalpınar, Karaçam kooperatiflerimizden süt alımı yapılmış, 2014 yılında Yaylabeli, Erikli kooperatiflerimizden süt alımı yapılmaya başlanmıştır. Diğer taraftan açılan fabrikada satış mağazası, Bedesten Çarşısı, Yeşilova, Karamanlı, Gölhisar, Tefenni ve Bucak bürolarında hizmetlerimiz devam etmektedir. Çayır mera, yem bitkisi tohumu, dezenfektanlar ile kooperatiflerimiz ihtiyaçları olan malzemeler temin edilmekte ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır. Köy-Koop Burdur Birliğimize dönemin Tarım il Müdürü tarafından Türkiye Rüzgar Enerjisinde Avrupa'da 10. Sırada Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği nin (TÜREB) açıklamasında yer alan GWEC verilerine göre, 2014 yılında yapılan 51,477 megawat (MW) ilave ile birlikte dünyada rüzgar kurulu gücü 369,553 MW a ulaştı. Rüzgar enerjisi yalnızca düşük fiyatları ile değil maliyetindeki sabit oranlar ile, fosil yakıtların çılgınca dalgalanan fiyatları karşısında önlem almaya çalışan enerji üreticileri ve firmalar için de oldukça etkili bir seçenek olduğunu söyleyen GWEC Genel Sekreteri Steve Sawyer, iklim değişikliği, hava kirliliği,enerji güvenliği, fiyat istikrarı, sanayi ve istihdam için rüzgar sektörünün önemli bir çözüm olduğunu vurguladı. Açıklanan rapora göre Çin, 114,763 MW lık kurulu gücü ile, küresel rüzgar pazarının yüzde 30 unu temsil ediyor yılı sonunda yeni bir rekora imza atan Çin, bir Burdur Cumhuriyet Savcılığına nitelikli dolandırıcılık, zimmet, görevi kötüye kullanma konusunda suç duyurusunda bulunulmuş; 01/11/2012 tarihli bu suç duyurusu ile Burdur Cumhuriyet Savcılığı 26/02/2013 tarih ve 2012/5193 sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, akabinde Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilmiş, 18/02/2013 tarih ve 257 Sayılı karar ile itiraz reddedilmiştir. Görüldüğü üzere alnımız ak, başımız dik bir şekilde görevimizi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bundan sonra neler yapacağız; Köy-Koop Burdur Birliğimizin markası olan ürünlerimizi tüm ülke çapında tanıtılması yolunda çalışmalarımız devam edecektir. Ürünlerimizin satışı ile ilgili olarak Burdur ve Antalya bayilikleriyle ön sözleşmelerimiz imzalanmıştır. Bu yıl içerisinde diğer illerden gelen taleplerin değerlendirilerek yeni bayiliklerin oluşturulmasına çalışacağız. Kemer, Çeltikçi, Çağdır ve Altınyayla ilçelerimizde satış mağazası açılacaktır. 2 Adet kapalı kasa frigofrik (soğutmalı) araç, 2 Adet süt nakil aracı (tam donanımlı) satın alınması ile ilgili çalışmalar başlamıştır. dedi. Genel Kurul a, 248 Birim kooperatiften 536 temsilcinin hazır bulunduğu, seçimler sonucunda: Yönetim Kurulu Asil Üyeliklerine 4 yıllığına, Yakup Yıldız, Hasan Uçar, Hasan Hüseyin İnç, Nurettin Duman, Abdi Aksoy. Denetim Kurulu Asil Üyeliklerine: Durmuş Ali Demirörs, İsmail Korkmaz ve Mustafa Toklu seçildi. yılda 23,351 GW kurulu güce ulaştı. 65,879 MW ile Amerika ikinci, 39,165 MW ile de Almanya dünya pazarında üçüncülük koltuğuna oturdu. 22,987 MW ile İspanya ve 22,465 MW ile Hindistan ın ardından gelen İngiltere nin 12,440 MW kurulu gücü var. Dünyada atağa kalkan bir başka Pazar da 560 MW ile Güney Afrika pazarı oldu. TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye de 2014 yılında 804 MW lık santralin hayata geçtiğini belirterek, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de rüzgar sektörünün hızla büyümeye devam ettiğine dikkat çekti Uluslararası Bakliyat Yılı Tanıtım Toplantısı Yapıldı Birleşmiş Milletler tarafından 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesiyle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bakliyatın günlük hayatta üretim ve tüketimini artırmak için harekete geçti. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Konferans salonunda gerçekleştirilen 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı Tanıtım Toplantısı'na Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, FAO Türkiye Temsilcisi Yukiro Shoji, TZOB Genel Başkanı Şemşi Bayraktar, Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Baysal ve birçok davetli katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Eker bakliyatın önemini belirterek, Bakliyatın anavatanı Anadolu topraklarıdır, bu bizim üzerimize bir sorumluktur. Baklagiller hayatımızın çok büyük önemli bir unsurudur. Alınabilecek bütün tedbirleri biz bir yıl boyunca dünyaya anlatacağız. Yemeklik baklagiller kültürümüzde de, üretimde de çok önemli oldu diye konuştu. Baklagillerin insan besininde ki önemi yanında bir de toprağın beslenmesinde de çok önemli bir rolü var diyen Eker, Bütün bir sitemi muhafaza etmek, sürdürülebilir tarımsal bir sistemi gerçekleştirmek için bizim baklagil tarımını mutlak suretle sürdürmemiz ve bunu geliştirmemiz gerekiyor. Bakanlığımızca baklagil yılına yönelik olarak 2014 yılında eylem planı hazırladık. 3 konu başlığı hazırladık. Bu alanda tabiatımızın gerektirdiği, iklim değişikliliğinin gerektirdiği, üretimin, ekonomin gerektirdiği AR-GE çalışmaları yapmamız gerekiyor. Bu çalışmalar olmadan tohumculuk ile ilgili çalışmalar yapmadan bizim bunu sürdürebilmemiz mümkün değil. Eğer biz, kendi imkanımızı, kendi gücümüzü, kendi zenginliğimizi, kendi değerlerimizi geliştirmezsek, buradan yeni ürünler geliştiremezsek, o zaman küresel fast food kültürünün tesirinde kalırız ve o bizi alıp götürür. O zaman hem değerlerimizi kaybederiz hem de pek çok manada sağlığımızı kaybetme riski ile karşı karşıya kalırız. İnsanlığın beslenme reçetesi de 21. yüzyılda bu coğrafyadan çıkacaktır. Hem kendi vatandaşlarımızın sağlığı için hem de küresel beslenme ve gıda kültürüne katkı sağlamak açısından önemli diye konuştu. 6 yılda toplam kuru baklagil üretiminin yüzde 20 arttığını kaydeden Bakan Eker, Türkiye ye yapılan en büyük iyilik, Türkiye tarımına ve geleceğine yapılan en büyük yatırım, sigorta poliçesi topraklarda tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçilmesidir. Bunu sağladık, meseleye stratejik bakıyoruz dedi. Sertifikalı tohumu destekleme kapsamına aldıklarını hatırlatan Eker, dünyada 73 milyon hektar alanda yaklaşık 66 milyon ton baklagil üretildiğini belirterek, Dünyada bakliyat üretiminde Hindistan, Çin, Brezilya, Avustralya, Kanada, Myanmar önde gelen ülkeler. Piyasa değeri yaklaşık 40 milyar dolar piyasa gelirine sahip ürün grubudur. Türkiye dünya mercimek üretiminde 3 üncü, nohut üretiminde 4 üncü, kuru fasulye üretiminde 23 üncü sırada, payı yüzde 1 civarında. Dünya bakliyat ticareti içerisindeki payımız da yüzde 3 düzeyinde. Baklagiller tane bitkileri içerisinde tahıllardan sonra Türkiye de ikinci en büyük ürün grubu. Toplam 806 bin hektar alanda kuru baklagil üretimi yapılıyor ifadelerini kullandı den bugüne kadar 446 milyon lira prim desteği sağlandığına dikkat çeken Bakan Eker, 2015 yılı ürünü için prim desteğini yüzde 100 artırdık. Baklagillerde sertifikalı tohum kullanım desteğini de yüzde 20 artırıyoruz. Bu destekler önümüzdeki yıl mercimekte maliyetlerin yüzde 27 sini, nohutta yüzde 18 ini destek olarak karşılıyoruz. Mercimek üreten çiftçi 100 lira harcıyorsa 27 lirasını bizden destek olarak alıyor. Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi ve IPARD kapsamında baklagil ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi ve ambalajlanması yatırımlarına da hibe desteği sağlıyoruz. 168 adet baklagil projesine 38,4 milyon lira hibe ödedik. Toplamda baklagillerle ilgili 173 projeye 40 milyon lira hibe destek sağladık şeklinde konuştu. Mercimekçi Profesör Prof. Dr. Ayşe Baysal'ın Bakan Eker'e çıkışını tüm salon alkışladı Televizyonun tek kanallı olduğu yıllarda ekranda mercimeğin faydalarını anlatan ve 'Mercimekçi' olarak bilinen 86 yaşındaki Prof. Dr. Ayşe Baysal, Bakan Mehdi Eker'e "Her şeyimizi topraktan alıyoruz ve bizim toprağa borcumuz var. Bakan Bey siz de yardımcı olun tarım alanlarını, tarım topraklarını bizi besleyen toprağı inşaatlara hediye etmeyelim. İnşaatlar tarım toprağı olmayan yerlerde yapılsın" dedi. Baysal'ın bu sözleri salonda büyük alkış aldı. Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi 6. Türk İhraç Ürünleri Fuarındaydı Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi (ZZTK), Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı ihracatını arttırmak için tanıtımlara devam ediyor. Komite; Moskova'da 9-13 Şubat 2015 arasında düzenlenen 22. Prodexpo Gıda Fuarı ile Türkmenistan' ın Aşkabat şehrinde Şubat 2015 arasında düzenlenen 6. Türk İhraç Ürünleri Fuarı'na katılarak tanıtımlarına devam etti. Rusya nın en büyük gıda fuarı olan Prodexpo da ve Türkmenistan'dakinde Türk zeytin ve zeytinyağına gösterilen ilgiden son derece memnun kaldıklarını belirten ZZTK Başkanı Kadri Gündeş, fuarlara Avrupa ve Asya'nın çeşitli ülkelerinden büyük firmaların katıldığını kaydetti. Arjantin, Şili, Fransa, İtalya, İspanya gibi pek çok ülkenin katılımcı olarak yer aldığı Prodexpo'da, başta Rusya olmak üzere Çin, Brezilya gibi dünyanın dört bir yanından firmaların ZZTK standını ziyaret ettiğini anlatan Gündeş, Son dönemde Rusya'nın Avrupa Birliği ülkelerine karşı uygulamakta olduğu boykotun fırsata çevrilerek, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi açısından Prodexpo Fuarı çok önemli bir fırsat oldu. Her ne kadar zeytin ve zeytinyağı, boykot edilen gıda ürünleri arasında yer almasa da yine de alımların bu vesileyle artacağını düşünmekteyiz. şeklinde konuştu. Prodexpo Fuarı na ZZTK olarak son beş yıldır katılmamalarına rağmen daha önceki yıllardaki faaliyetleri sırasında kurulan bağlantılar sayesinde ülkede Türk zeytin ve zeytinyağı için halihazırda bir pazar bulunduğunu ifade eden Kadri Gündeş, Rusya'nın Türk zeytin ve zeytinyağı açısından çok büyük bir pazar potansiyeline sahip olduğunu belirtti. ZZTK Başkanı Gündeş, Türk İhraç Ürünleri fuarında yapılan gözlemler ve görüşmelerde ise Türkmenistan'da daha ziyade diğer nebati yağların yendiğini, zeytin ve zeytinyağı kullanımının ise yeterince tanınmamasından, biraz damak tadından ve fiyatının yüksekliğinden salatalarla sınırlı olduğunun anlaşıldığını belirterek; "Türkler tarafından işletilen alışveriş merkezinin market raflarında, ülkemiz zeytin ve zeytinyağının da yer aldığını gördük ve bu durum bizi memnun etti. Türkmenistan'da komite olarak tanıtım faaliyetlerimize devam edeceğiz. Market raflarında markalı zeytin ve zeytinyağımızın sürekli olarak yer alması en büyük hedefimizdir." dedi.

7 Köy-Koop Haber Mart 2015 TARIM 7 Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapıldı Veteriner hizmetleri, bitki sağlığı, gıda ve yem kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun 17 Şubat 2015 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayınlandı. 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa 10 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. Islah amaçlı yetiştirici birlikleri; Hayvan gen kaynaklarının korunması, araştırılması, tespiti, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlanması konularında faaliyet göstermek amacıyla gerçek veya tüzel kişi yetiştiriciler tarafından, tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi ıslah amaçlı yetiştirici birliği kurulabilir. Islah amaçlı yetiştirici birliği, koyun ve keçi türlerinde müştereken, diğer hayvan cinslerinde ise aynı türden hayvana veya arılı kovana sahip en az yedi yetiştiricinin bir araya gelmesiyle kurulur. İl düzeyinde ıslah amacına yönelik aynı türden yalnızca bir birlik kurulabilir. Kurucu üyelerce hazırlanıp imzalanan ve Bakanlık tarafından yayımlanan tip ana sözleşmeye aykırı hükümler içermeyen ana sözleşme Bakanlık il müdürlüğüne verilir. Birliğin kuruluşuna izin verilmesi hâlinde ana sözleşme, kurucu üyelerin başvurusu üzerine birliğin bulunduğu yer ticaret sicilinde tescil ve ilan olunur. Birlik, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır ve tescilden itibaren üç ay içinde ilk genel kurul toplantısını yapar. İlk toplantıda birlik asıl üye sayısının yönetim ve denetleme kurullarını oluşturacak sayının altında olduğunun tespiti hâlinde, toplantı tarihinden itibaren bir ay içinde ikinci genel kurul toplantısı yapılır. Bu toplantıda da yeterli asıl üye sayısına ulaşılamaması hâlinde birlik, Bakanlık il müdürlüğünün onayı ile dağılır. Birlikler, ihtiyaç duyulan yerlerde Bakanlığın izniyle şube veya irtibat bürosu açabilir; birliğin görevlerini yürütmek üzere ihtiyaç duyduğu sayıda personel çalıştırabilir. Ayrıca, 5996 sayılı Kanuna 10 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki konu başlıkları eklenmiştir. Islah amaçlı yetiştirici birliklerinin organları, yetki ve sorumlulukları Islah amaçlı yetiştirici birliklerinin görevleri Islah amaçlı yetiştirici birliklerine üyelik Islah amaçlı yetiştirici birliklerinin gelir ve muafiyetleri Islah amaçlı yetiştirici birliklerinin denetimi Islah amaçlı yetiştirici birliklerinin dağılması ve tasfiyesi 5996 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. Mevcut ıslah amaçlı hayvan yetiştirici birliklerinin uyumu GEÇİCİ MADDE 2 (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kurulu bulunan ıslah amaçlı hayvan yetiştirici birlikleri ile merkez birlikleri, faaliyetlerine devam eder. Ancak bu birlikler ve merkez birlikleri, ana sözleşmelerini Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uygun hâle getirmek zorundadırlar. Birlikler dokuz ay içinde, merkez birlikleri ise on iki ay içinde ana sözleşmelerini yönetmelikle uyumlu hâle getirmedikleri takdirde kendiliğinden dağılmış sayılırlar. Bu Kanun 7/11/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Türkiye İstatistik Kurumu Tarım ÜFE Verilerini Açıkladı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 yılı ocak ayına ilişkin Tarım ÜFE verilerini açıkladı. Buna göre Tarım ÜFE, ocakta bir önceki aya göre yüzde 8,99, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 13,12 arttı. Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarının Araştırılması Çalıştayı Düzenlendi TBMM Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu tarafından Şanlıurfa'da tarım işçilerinin sorunları konulu çalıştay düzenlendi. TBMM Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu Başkanı ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, "Önemli olan, mevsimlik tarım işçilerinin insanoğluna yaraşır şartlarda, sosyal güvenlik kapsamına alındığı, ücretleri ve çalışma saatlerinin net olarak belirlendiği, alt yapı ve eğitimle ilgili bütün sorunlarının çözüldüğü, çağdaş çalışma koşulları ve insani şartlara sahip olmalarının önünü açmaktır" dedi. Kaçar, Şanlıurfa'nın en çok göç veren illerin başında geldiğini, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının yalnızca çalışma hayatını ilgilendirmediğini ifade ederek, sözlerine devam etti: "Bu konu, işçi kelimesinden dolayı bir çalışma hayatı problemi olarak görülürse bu konuda en büyük hatayı yapmış oluruz. Bu mesele, çalışma hayatının çok da ötesinde bir toplumsal meseledir hatta bazı noktalarda toplumsal mesele olmaktan çıkıp insani bir mesele haline dönüşmüştür. Türkiye, 2010 yılından beri tarımsal mevsim işçiliği yönünde ciddi adımlar atıyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de gezici mevsimlik tarım işçileri var. Örneğin Fransa'da 860 bin gezici mevsimlik tarım işçisi var, Türkiye'deki sayıyla neredeyse örtüşen bir sayı. Gezici mevsimlik işçiler olmaya devam edecek ama önemli olan, mevsimlik tarım işçilerinin insanoğluna yaraşır şartlarda, sosyal güvenlik kapsamına alındığı, ücretleri ve çalışma saatlerinin net olarak belirlendiği, alt yapı ve eğitimle ilgili bütün sorunlarının çözüldüğü, çağdaş çalışma koşulları ve insani şartlara sahip olmalarının önünü açmaktır. Bu çalışmalarda nihai olarak hedefimiz; sağlıktan, eğitimden, altyapıdan, sosyal güvenlikten, bütün bu alanlarla ilgili yasal bir bağlayıcı hale gelip bu kardeşlerimizin emeğinin, hakkının korunmasıyla ilgili TBMM olarak üzerimize düşen görevimizi yapıp yasal düzenlemeleri yapmak, bundan sonra yapılacak çalışmalarda toplumsal ve insani alanda daha uygun şartlarda bu kardeşlerimizin katkı vermesinin önünü açmak." "En önemli sorun, çocuklarla ilgili" Vali İzzettin Küçük ise komisyonun, ülke için kanayan yara durumundaki bir konuyu ele aldığını söyleyerek, bununla ilgili önceki dönemlerde de çalışmalar yapıldığını ve ciddi atılımlar atıldığını belirtti. Mevsimlik işçiler için geçen yıl 153 geçici konut yapıldığını hatırlatan Küçük, "Meclisimiz somut olarak bu işin içinde ama hala sorunlar devam ediyor mu? Ediyor. Benim kanaatimce en önemli sorun, çocuklarla ilgili. Okullardan erken alınmaları ve geç okula gelmeleri; bu çok önemli bir konu. Bu muhakkak çözülmeli. Bu çözülmezse bu çocuklar hayatları boyunca hep mevsimlik işçi olarak kalacak. Ülkemizin ekonomik seviyesi yükseldi, fabrikalar açıldı ama bu çocuklar hep mevsimlik işçi kalacak bu eğitimsizlikle" değerlendirmesinde bulundu. Endeks, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,88 artış gösterdi. Aylık değişim, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 8,5, ormancılık ürünlerinde yüzde 13,54 ve balıkçılıkta yüzde 23,02 artış oldu. En fazla aylık artış ise tek yıllık bitkisel ürünler ana grubunda oldu. Bir önceki aya göre bu değişim, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 11,67 iken İşletmelerinin %98 i aile fertlerinden oluşan AB de 172 milyon hektar Tarım arazisi işleniyor canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler ana grubunda yüzde 1,33 ve çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 11,44 artış olarak gerçekleşti. Alt tarım gruplarından lifli bitkiler bir önceki aya göre yüzde 1,94 azaldı. Alt tarım gruplarından sebzelerde yüzde 24,32, yağlı meyvelerde yüzde 4,65 ve çeltikte yüzde 0,90 artış gerçekleşti. Ormansızlaşma ve kuraklık gibi nedenlerle her yıl 100 milyon hektar Verimli alan yitiriliyor

8 8 TARIM Mart 2015 Köy-Koop Haber Tarım Arazilerinde Küçük Üreticiyi Neler Bekliyor Tarımla ilgili çıkan 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik ile çiftçinin durumu yeniden ortaya konulmaktadır Sayılı Kanun çok ciddi incelenip tartışılarak değerlendirmeye alınması gereken bir kanundur. Kanunun amacı; MADDE 1 - Toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir. Kanunun uygulanma usul ve esasları konusunda ise; MADDE 2 Bu Kanun; arazi ve toprak kaynaklarının bilimsel esaslara uygun olarak sınıflandırılması, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin asgari büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, arazi kullanım planlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle değerlendirilmesi, amaç dışı ve yanlış kullanımların önlenmesi, korumayı sağlayacak yöntemlerin oluşturulması ile görev, yetki ve sorumluluklara ilişkin usul ve esasları kapsar. denilmektedir. Genel değerlendirildiğinde; Arazilerin bölünmelerinin önlenmesi, Arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlamak gibi çok önemli gerekçeler gösterilmektedir. Esasında arazileri birleştirerek yöresel olarak verimi daha yüksek tarım ürünleri yetiştirmek, ülkede refah düzeyini artırmak güzel şeyler. Bu yeni kanun ve yönetmelikler buna hizmet edecek mi? Üretimin toplulaştırılarak geliştirilmesi ve verimin artırılarak halkın lehine gelişen bir refaha erişilmesi; olması gerekendir. Tarımda toplu yapılan üretimin maliyet düşürdüğü ve verimi artırdığı bir gerçektir. Bu yüzden küçük parça arazisi bulunan geniş köylü kitlesinin üretimini birleştirmesi yoluyla birlikte toplu üretim yapılması halkın faydasınadır. Kanun ile, 50 dönümün altında arazisi olan, geniş bir küçük köylü kitlesine sahip Türkiye de tarımı kendi dinamikleri içinde değerlendirerek geliştirme, üretimi toplulaştırarak verimi artırma yerine, mülkiyeti toplulaştırarak geniş köylü kitlelerinin mülksüzleşmelerine, tarım dışına atılmalarına neden oluyor. Kanunda bu yeni uygulamaların bel kemiğini üç ana konu oluşturuyor. Asgari tarım arazisi, Yeter gelirli tarım arazisi, Ekonomik bütünlüklü tarım arazi Asgari tarımsal arazi büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirlenir. Belirlenen asgari büyüklüğe erişmiş tarımsal araziler, bölünemez eşya niteliği kazanmış olur. Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez. Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez Kanun, yukarda belirtilen miktarlarının altında bölünmelerde arazinin ekonomik ve rasyonel olarak kullanılamayacağını ileri sürülerek bu madde ile tahıl ve çeşitli tarım ürünleri üretilen arazilerin asgari büyüklüğü 20 dönüm, dikili arazilerde (bağ-bahçe) 5 dönüm, örtü altı (sera) arazilerinde 3 dönüm olarak belirleniyor. Bu büyüklüklerin altında bölünemiyorlar. Bu uygulamayla asgari tarım arazi miktarlarını altında kalan araziler ne olacak? 20 dönümün altında araziler toplam arazilerin yüzde 17 si kadardır. Toplam tarım arazisi 24.milyon hektar olarak düşününce 3 milyon hektar arazinin asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altında kalacağıdır. Bu büyüklükte tarım arazisi bulunan çiftçilerin, arazilerini toplulaştırma uygulamalarıyla oluşturacağı belli değerler üzerinden alınıp satılarak arazilerin büyütülmesini sağlanacak, ya da kamulaştırma yöntemiyle alıp satılacak. Kaç kişi bu uygulamalardan olumsuz etkilenecek? Bu uygulamadan etkilenecek çiftçi sayısı ise ortalama 1 milyon civarında çiftçi ailesidir. Bu kanuna göre bu kategoriye giren çiftçiler, ya arazilerini başka bir çiftçinin arazisini büyütmesi için satacak, ya kendileri alacaklar bu da olmazsa kamulaştırma yoluyla denkleştirilecekler. Bu durum köyde yaşamayan az bir miktar arazisini veya ilgilenemediği miras ortaklıklarını değerlendirmeyen sınırlı sayıda insan için faydalı olabilir. Arazisini satarak değerlendirebilir. Bunlar zaten tarım dışı kalmış, üretken olmayan kesimler. Bu gurupta bulunanların ana gövdesini oluşturan çiftçiler ise biraz hayvancılık, 5-10 dönüm arazisinde biraz çiftçilik yaparak yaşayan, başka meslekleri olmayan, köyden başka bir yerde yaşamayı planlamayanlardan oluşmaktadır. Bu uygulamaların mağduru da bunlar olacaktır. Sayıları 1 milyon çiftçi ailesi yani yaklaşık 4 milyon kişidir. Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü MADDE 8/A İl ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak bu Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenmiştir. Tarımsal araziler bu Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemez, bölünemez. Tarımsal arazilerin bu niteliği şerh konulmak üzere Bakanlık tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında, aynı kişiye ait ve Bakanlıkça aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazileri birlikte değerlendirilir. Yeter gelirli tarımsal arazilerin ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımları Bakanlığın izni ile satılabilir Ekli (1) sayılı listede her il ve ilçeye göre belirlen Yeter gelirli arazi büyüklüğü bölgesel yüzeysel yapılan değerlendirmelere göre, 4 kişilik bir ailenin geçinebileceği gelir düzeyine göre hesap edilmiş. Her il ve ilçeye göre sulu, kuru, dikili ve örtü altı yeterli tarım arazisi tespit edilmiş. Bu yüzden, her il ve ilçeye göre farklılık içeriyor. Mesela Adana nın Seyhan ilçesinde 50 dönüm sulu, 120 dönüm kuru iken, Adananın Tufanbeyli ilçesinde sulu 95 dönüm, kuru 175 dönüm olarak tespit edilmiş. Yeter gelirli tarım arazileri, arazi gelirine göre tespit edilince, verimi az olan yerlerde arazi miktarı daha çoğalıyor. Sulu arazi dönüm arasında değişiyor. Kuru arazi dönüm arasında değişiyor. Dikili arazi (Bağ- bahçe)10 dönüm sabit ve örtü altı (sera) 3 dönüm sabit olarak tespit ediliyor. Bu durumda verimi az olan arazinin miktarı çok oluyor. Tufanbeyli dağlık olması nedeniyle arazi verimi düşük, hem de arazi sınırlı ve küçük parçalardan oluşuyor. Bu rakamlara göre bu tür ilçelerdeki köyler, arazi toplulaştırıldığında daha çok etkileneceklerdir. Yeterli tarım arazisine takılacak arazi miktarı ülkedeki tarım arazilerinin yüzde 33 kadardır. Yani 50 dönümün altındaki arazi miktarı 8 milyon hektar civarındadır. Yine ülkede 50 dönümün altında arazi sahibi kişi sayısı toplam çiftçinin yaklaşık yüzde 65 i civarındadır. Bu da yaklaşık 2 milyon çiftçi ailesi demek oluyor. Mesela İngiltere de ortalama tarım işletmesi büyüklüğü 238 dönüm, ABD de 175 dönümdür. Türkiye de ise bu 59 dönümdür. 200 yıla yakın bir süreçte, sanayisinin de gelişmesine bağlı olarak tarımın sanayileştiği büyük tekelci ülkelere bakarak, Türkiye deki tarımı tepeden dizayn etmeye çalışmak, tarım alt yapısını tahrip etmek anlamına gelmektedir. Mutlaka diğer ülkelerin gelişmelerinden öğrenilecek çok şey vardır. Lakin her ülkedeki üretim ve gelişim dinamikleri aynı değildir. Kopyalama yoluyla yapılacak bu tarz uygulamaların yaratacağı sosyal sorunları kim çözecek? MADDE 8/K Bakanlık, yeter gelirli tarımsal arazileri ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan azami oranda verimli kılmak ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünü artırmak için gerekli tedbirleri alır. Ayrıca; Bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak, ihtiyaç duyulması hâlinde, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazileri yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğüne çıkarmak veya mülkiyetten kaynaklanan ihtilafları gidermek amacıyla kamulaştırma, alım ile satım işlemleri Bakanlığın talebi üzerine Maliye Bakanlığınca ilgili mevzuatına göre yerine getirilir. Kamulaştırma ve alım işlemleri gerektiğinde Hazineye ait taşınmazların trampası suretiyle de yapılabilir. Büyükşehirlerin Türkiye nin üçte ikisini kapsadığını göz önünde bulundurursak ve buralardaki köylerin mahalle haline dönüştürüldüklerini, otlak mera ve köy tüzel kişiliğine ait olan malların tamamını belediye kontrolüne geçeceğini bu kanunla birlikte düşünürsek; gerçekten de ülkeyi ciddi bir felaketin beklediğini görebiliriz. MADDE sayılı Kanunun 17. maddesinin altıncı ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Bakanlık, gerekli hâllerde asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazileri toplulaştırabilir veya bu Kanun kapsamında değerlendirmek üzere kamulaştırabilir. Toplulaştırma uygulamalarında, tahsisli araziler asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki araziler ile birleştirilerek asgari büyüklükte yeni tarımsal araziler oluşturulabilir. Bu suretle oluşturulan araziler; öncelikle toplulaştırma veya kamulaştırma konusu olan arazi maliklerine, bu kişiler satın almadığı takdirde, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünde tarım arazisi bulunmayan yöre çiftçilerine rayiç bedeli üzerinden Bakanlığın talebi üzerine Maliye Bakanlığınca ilgili mevzuatına göre doğrudan satılır. Ekonomik bütünlük ise, aralarında 10 km. mesafe bulunan arazileri kapsıyor. Yani yukarıdaki Asgari Tarım Arazisi ve Yeter Gelirli Tarım Arazisi büyüklükleri 10 km alan içinde değerlendiriliyor tarihinde resmi gazetede yayınlanan Tarımsal arazilerin mülkiyetinin devrine ilişkin yönetmelik e göre, arazi büyüklükleri yukarıdaki kıstaslara uymayan tarım arazilerinin tapularına, satış ve miras intikallerine engel olacak şekilde şerh düşülmüştür. Bundan böyle miras intikalleri ve tabu devir işlemleri yapılırken; Yeter Gelirli Tarım Arazileri ve Asgari Tarım Arazileri miktarları göz önünde bulundurulacaktır. Bu yönetmelik intikalleri yapılarak paylaşılmamış veya paylaşılacak olan miras arazilerini yakından ilgilendirmektedir. Bundan böyle intikal yapılan araziler büyüklükleri göz önünde bulundurularak paylaştırılacak, küçük parçalara bölünemeyeceklerdir. Yerel düzeyde oluşturulan bir arazi değerlendirme kurulu marifeti ile arazilerin fiyatları tespit edilerek değerlendirilecektir Miras arazileri yeterli büyüklükte değilse, mirasçılar arasından tespit edilecek bir; Ehil mirasçıya devredilecek (Belirlenen değer üzerinden diğer mirasçıların payları, ödenerek) Ehil mirasçı yoksa mirasçılar tarafından kullanım ortaklığına dönüştürülecek Bu yapılamazsa miras arazisi, kurulacak bir şirket vasıtası ile mirasçılar tarafından işletilecek. Bütün bunlarda olmazsa, satılarak veya kamulaştırılarak mirasçıların payları ödenecek. Burada belirttiklerimizin dışında birçok teknik detayı olan bu yönetmeliğin esas teması arazilerin toplulaştırılmasıdır. Geçmiş yıllarda, tarım arazilerinin miras intikallerinin önündeki bürokratik engeller ve yüksek vergi ve harçlardan dolayı intikallerini yaptıramayan köylüler, şimdide işledikleri satmak ya da almak durumu ile karşı karşıya kalacaklardır. Ya da birçok masraf ederek şirket kuracaklardır. İntikali yapılamayan miras arazileri miktarı konusunda resmi bir istatistik bulunmuyor. Ancak tarım il ve ilçe müdürlüklerinde ÇKŞ sistemine kayıtlı olmayan arazilerin toplamının yaklaşık 9 milyon hektar olduğunu, bunun 2,7 milyonunu hazine arazisi olduğu biliniyor. Dolayısıyla yaklaşık 5-6 milyon hektarının da intikali yapılmamış arazi olduğu anlaşılmaktadır. Uygulama başlayınca canı yanan köylüler çeşitli mücadele yöntemleriyle tepkilerini dile getirmekte. Son birkaç yıldır bu tepkiler HES iptallerinde, turistik arazi ve zeytinlik acele kamulaştırmalarında kendini gösterdi. Ama esas olarak tarımsal arazilerin durumu ile ilgili uygulamalar, kanunlar uygulanmaya başladıktan sonra tartışma bilincine girdi. Bu yüzden önümüzdeki en az 5 yılı kapsayacak bu arazi toplulaşma uygulaması için şimdiden girişimlerde ve bilgilendirmelerde bulunulması gerekmektedir. Öncelikle çiftçilerin bilgi edinmesinin sağlanması hususunda ilgililere görev düşmektedir.

9 Köy-Koop Haber Mart 2015 TARIM 9 Nasıl Destekleyelim? Ülkemizde özellikle tarımsal alanda faaliyet gösteren KİT lerin, 1980 li yıllardan itibaren özelleştirilmeye başlanması, taban fiyat belirleme politikalarından vaz geçilmesi, üreticinin kendi rekabetini sağlayacak yapıları oluşturamamış olması, üretici aleyhine bir pazar ortamının oluşmasına neden olmuştur. Bu anlamda, üreticinin bir ölçüde de olsa mağduriyetinin giderilmesi amacına yönelik bazı çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan biriside destekleme argümanlarının kullanılmaya başlanmasıdır. Tarımsal desteklemeler 5488 sayılı Tarım Kanununda bizzat hükme bağlanarak yasal zemine oturtulmuştur. Tarım Kanununun 18. Maddesi ile tarımsal desteklemelerin ilke ve stratejileri; a) Tarım politikalarının amaçlarına ulaşılmasına katkıda bulunması, b) Avrupa Birliği mevzuatı ve uluslararası taahhütler ile uyumlu olması, c) Üreticilerin piyasa koşullarında faaliyetlerini yürütmesi, ç) Kullanılacak kaynağın, adil ve etkin bir şekilde üreticilere yansımasını sağlayacak yapıda olması, d) Tarımın alt sektörlerinde dengeli bir dağılım göstermesi olarak belirlenmiştir. Yine aynı kanunun 21. Maddesinde, Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz. Şeklinde hükme bağlanmıştır. Gerek ilke ve stratejiler yönünden, gerekse finansal kaynakların belirlenmesi ve mevzuatın düzenlenmesi yönünden bu konuda önemli bir gelişme kaydedilmiştir. Desteklemelerin, üretim politikalarının belirlenmesinde ve üreticinin yönlendirilmesinde son derece önemli olduğu bir gerçektir. Zaman zaman yapılan bazı uygulamaların sonuçları hemen alınabilmekte veya hemen hedefe ulaşılabilmektedir. Bazı örneklerle açıklamak gerekirse: Üretici Birlikleri yasasının uygulanmaya başladığı yıllarda, üretici birliğine üye olan süt üreticisine litre başına krş. İlave destek veril- Erol AKAR Köy-Koop Kastamonu Birlik Başkanı mesi bugün sayıları 300 e varan süt üreticileri birliklerinin kurulmasına neden olmuştur. Ulusal kayıt sistemlerinin kullanım şifresinin verilmesi yine bir destekleme argümanı olarak kullanılmış, yetiştirici ve üretici birlikleri adı altında örgütlenmeyi teşvik eden bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Orman üretimi yapan kooperatiflere orman kanununun 34. ve 40. Maddesi ile getirilen bazı öncelikler ve haklar, bu gün sayıları üç bini geçen ve orman üretimi yapan tarımsal kalkınma kooperatifinin kurulmasına neden olmuştur. Bu uygulamalar destekleme argümanlarının ne kadar güçlü ve etkili olduğunu göstermektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca uygulanan Kırsal Kalkınma yatırımlarının desteklenmesinde ve alet ve makine alımında üretici örgütlerine verilen artı puan, Orköy proje uygulamalarında verilen hibe ve faiz desteği önemli gelişmelerdir. Son günlerde destekleme örgüt ilişkileri sıkça gündeme getirilmektedir. Eleştirilerin ne derece haklı olduğu şüphesiz tartışılmalıdır. Ancak, devletin üretici örgütlerine eşit mesafede olmaması ve bazı olumsuz uygulamalar, örgütler arası diyalogu ve dayanışmayı sağlamamış, özel sektörle rekabet edebilirliği getirmemiş tam aksine olumsuz bir ortamın oluşmasına neden olmuştur. Süt ve anaç sığır desteklemelerinin üretici örgütleri üzerinden yapılması örgütler adına son derece önemlidir. 1. Orhanlı Köyü Şevketi Bostan Şenliği Düzenlendi İzmir Büyükşehir Belediyesinin organizasyonu ile başlattığı Seferihisar Orhanlı Köyündeki organik tarım ile üretilen şevketi bostanlar için Seferihisar İlçe Tarım, Seferihisar Belediyesi ve İl Tarım Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği geleneksel 1.Orhanlı Köyü Şevketi bostan şenliği yapıldı. İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı Muhittin Akbulut, Seferihisar ve Menderes kaymakamları, Seferihisar ve Menderes İlçe Tarım Müdürleri, Orman işletme Müdürleri, ve birim kooperatiflerin katılımıyla gerçekleşti. Şenlikte konuklara yöresel yemeklerin yanı sıra şevketi bostan yemeği ikram edildi ve nasıl pişirileceği konusunda bilgiler verildi. Bu konuda bazı sıkıntıların oluşmasının temel nedeni, örgütlerin yeterince kurumsal kimlik kazanamamış olmasıdır. Çözüm; bu uygulamadan vazgeçmek değil, daha güçlü bir örgüt yapısı ile kurumsal kimlik taşıyan bir örgütlenme modeli oluşturulmasıdır. Zira örgütlerin bu hizmeti daha iyi ve ekonomik bir şekilde verdiğini de görmek gerekir. Örgütlerin uygulamalarından dolayı sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Yasalara aykırı hareket eden sorumlular hakkında yasal işlem yapacak olan yetkili mercilerde yine yasalarda belirtilmiştir. Örgütlerin faaliyetlerini yürüten organlarının yetki ve sorumlulukları belirlenmiş iken, Bakanlığın doğrudan üye/ortakla muhatap olma temayülü, destekleme ödemelerine bloke konulmasının, her ortaktan her ay başvuru dilekçesi alınmasının gerekçesini anlamak mümkün değildir. Bakanlığın yasal muhatabı bellidir. Zira bu tür uygulamalar örgütler adına zafiyet oluşmasına neden olmaktadır. Destekleme kalemlerinin fazlalığı, mevcut kaynağı çok parçalamak anlamı taşımaktadır. Destekleme bedelleri, döner sermaye dosya bedelini dahi karşılamayacak kadar küçük meblağlar haline gelebilmektedir. Mevcut uygulamanın, yasa ile belirlenen ilke ve stratejilerle örtüştüğünü söylemekte pek mümkün değildir. Daha spesifik, güçlü, ürün ve havza bazında destekleme modelinin geliştirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Döner sermaye dosya bedelleri uygulamada ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bu uygulamanın kaldırılması, desteklemeler için yasa ile öngörülen ödeneğin ayrılması ve destekleme ödemelerini sadece parasal destek olarak görülmemesi; örgütsel yapının güçlendirilmesi ve kurumsallaştırılması ve örgütlerin yeniden yapılandırılmasında çok önemli bir argüman olarak görülmesi gerekmektedir. Şevketi Bostan Bitki Yetiştiriciliği Şevketi bostan gıda olarak tüketiminin yanında tıbbı özellikleri de olan bir bitkidir. Kök ve toprak üstü kısımları idrar söktürücü, kum ve taş düşürücü özelliği ile böbrek hastalıklarının tedavisinde doktorlar tarafından önerilmektedir. Ege bölgesinde toplatılma alanları dağlık olması nedeniyle yabani bitki formatındadır. Bu sebeple pazarlarda sebze olarak değerlendirilen diğer yabani otlara oranla oldukça yüksek fiyatlara satılmaktadır. Ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahile yakın kesimleri yetiştiriciliği için en uygun yerlerdir. TÜİK Hayvansal Üretim 2014 İstatistikleri Büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre %2 azalırken küçükbaş hayvan sayısı ise %7,7 arttı. Yıl sonu itibariyle sığır sayısı 14 milyon 123 bin baş, koyun sayısı 31 milyon 115 bin baş, keçi sayısı ise 10 milyon 347 bin baş olarak gerçekleşti. Hayvan sayıları, Toplam süt üretimi 2014 yılında bir önceki yıla göre % 1,5 arttı. Toplam süt üretimi 2014 yılında 18 milyon 499 bin ton olarak gerçekleşti. Bu miktarın %91,2 sini inek sütü, %6 sını koyun sütü, %2,5 ini keçi sütü ve %0,3 ünü ise manda sütü oluşturmaktadır. Yapağı, kıl, tiftik, bal üretimi artarken, balmumu ve yaş ipek kozası üretimi azaldı Bir önceki yıla göre yapağı üretimi %6,5, kıl üretimi %11,4 ve tiftik üretimi ise %7,8 arttı. HAL VE GİDİŞ Bal üretimi 2014 yılında bir önceki yıla göre %8,2 artarak ton, balmumu üretimi ise %5,1 azalarak ton oldu. İpekböcekçiliği faaliyeti yapan köy sayısı 2014 yılında 2013 yılına göre %4 arttı ve 340 oldu. İpekböcekçiliğiyle uğraşan aile sayısı da %24,9 oranında azalarak oldu. Açılan tohum kutusu sayısı bir önceki yıla göre %28,9 azalarak adet, yaş ipek kozası bir önceki yıla göre %34,1 azalarak 80 ton olarak gerçekleşti. Toplam kümes hayvanı sayısı bir önceki yıla göre %10,3 arttı Yıl sonu itibariyle et tavuğu sayısı %12,7 artışla 200 milyon adet ve yumurta tavuğu sayısı ise %5,7 artışla 94 milyon adet olurken hindi sayısı ise %2,2 artışla 3 milyon adet oldu. Ördek ve kaz sayılarında 2013 yılına göre artış görüldü. Ördekteki artış %8,7 olarak kazdaki artış ise %20,7 olarak gerçekleşti. Sait MUNZUR

10 10 KOOPERATİFÇİLİK Mart 2015 Köy-Koop Haber ILO ve TÜİK in Ortak Girişimi ile Türkiye de Kooperatif İstatistikleri Toplanması İçin İlk Adım Atıldı Kooperatiflerin pek çok kişiye istihdam, ülke ekonomisine ve sosyal adalete önemli katkı sağlamasına karşın, bu konudaki istatistiklere yol gösterecek bir standart bulunmamaktadır. Bu ihtiyaç, Ekim 2013 te düzenlenen 19. Uluslararası İstatistikçiler Konferansında (ICLS) da gündeme gelmiş ve katılımcıların onayı ile kooperatif istatistiklerinin geliştirilmesi için daha çok çalışma ve araştırma yapılması kararlaştırılmıştır. Kooperatif istatistikleri konusunda, ILO nun geliştirmekte olduğu kavramsal dokümanın da olgunlaştırılmasına katkı sağlayacak bu çalışmalardan ilkinin Türkiye de yapılması için Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği öngörülmektedir. Bu amaçla 3 Şubat 2015 tarihinde ILO Türkiye Ofisinde ilgili kurum ve kuruluşların katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantının açılışında ILO Türkiye Bürosu adına Özge Berber Agtaş, ILO İstatistik Bölümünden Hakkı Özel, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinden Genel Başkan Muammer Niksarlı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Mustafa Sepetçi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı Enver Taştı birer konuşma yaptılar. Niksarlı konuşmasında; kurumların istatistikle işlem yapmadığı takdirde doğru karar alamayacağını belirterek işlenmiş, yorumlanmış bilgiye ihtiyacımız var ama elimizde bulunmuyor, bu nedenle TÜRKİYE KOOP olarak bu girişime her türlü destekte bulunacağımıza söz veriyoruz dedi. Niksarlı; kooperatiflerin ekonomiye ve sosyal yaşama desteklerinin mali ve rakamsal katkılarının ortaya çıkarılması ve kooperatif istatistiklerinin kurumsallaştırılmasını isteyerek, kooperatif bilançolarının merkezde toplanarak değerlendirilmesi ve Türkiye kooperatifleri konsolide bilançosunun çıkarılması gerektiğini söyledi. Kooperatiflerin ekonomik ölçek büyüklüğünün bilinmesinin önemine vurgu yapan Niksarlı, ulusal planlamalarda buna ihtiyaç duyulacağını, ayrıca kooperatiflere ilişkin sağlıklı ekonomik verilerin bilinmesinin yasal düzenlemelere de olumlu etkilerinin olacağını söyledi. ILO Cenevre merkezinden gelen İstatistik Bölümü görevlisi Hakkı Özel ILO nun çalışma istatistikleri konusunda açıklamalarda bulunduktan sonra Kooperatifler Şubesi Müdürü Simel Eşim de dünyada kooperatifleşme konusundaki gelişmeleri sektörler itibariyle özetleyerek kooperatif istatistiklerine neden gerek duyulduğunu anlattı. TÜRKİYE KOOP adına Erol Akar ın sunumu ICA Küresel Konferansı ve Genel Kurulu İçin Kayıtlar Başladı Uluslararası Kooperatifler Birliği ICA nın Kasım 2015 tarihleri arasında Antalya da yapılacak Küresel Konferansı ve Genel Kurulu için kayıtlar başladı. TÜRKİYE KOOP adına Kastamonu Köy-Koop Birliği Başkanı Erol Akar birliğinin geliştirdiği kooperatiflerle ilgili veri tabanı ve işleyişi konusunda bir sunum yaptı. Akar sunumu sonunda bu girişimden model oluşturmada nasıl yararlanılacağını da anlattı. Akar, tüm kooperatif verilerinin Milli Birlik tarafından toplanması, değerlendirilmesi ve kullanımı için kamu kurumları ile paylaşması gerektiğini belirterek, bu işin bakanlıklar tarafından yapılmasının uygulama farklılıkları nedeni ile sorunlar doğuracağını ifade etti. Akar ın bu önerisine çeşitli kooperatifçiler katıldıklarını ifade ettiler. Niksarlı ve Polat da Akar ı desteklediklerini, ancak mevcut durumda Milli Birliğin altyapı ve yasal sorunlar nedeni ile veri toplama konusunda yaptırım gücü olmadığı için başarılı olamayacağını, bu nedenle yeni yasal düzenlemeye kadar bu işin kamu kurumları tarafından yapılması, yasal düzenlemeden sonra Milli Birliğe devredilmesi gerektiğini ifade ettiler. Erol Akar ın sunumundan hareketle, katılımcılardan Ecza-Koop temsilcisi Ecz. Ali Ünal ve Prof Dr. Ziya Gökalp Mülayim de TÜRKİYE KOOP a bu konuda görev verilmesi önerisinde bulundular. Kamu kurumlarının sunumları Toplantıda hazır bulunan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından M. Ali Korkmaz kooperatiflerle ilgili veri tabanı oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünden Turgay Alaylı Veri toplama ve istatistik üretme süreci konulu sunumunda Bakanlığın 2013 yılından itibaren çıkarmaya başladığı istatistik bültenlerinin içeriği hakkında bilgi verdikten sonra veri kaynaklarını belirtti ve farklı kooperatif türleri hakkında bilgi alınamamasını bakanlıklar arasındaki koordinasyon eksikliğine bağladı. Toplantıda son sunumu TÜİK Yıllık İş İstatistikleri Daire Başkanı Şenol Bozdağ yaptı. Bozdağ, TÜİK in kooperatif istatistikleri konusunda yeknesak bir altyapısı olmadığını belirterek kooperatif bilgilerinin iki grup içerisinde mütalaa edildiklerini bildirdi: 1) Mali aracı kuruluş istatistikleri (MAKİ) ve 2) Yıllık sanayi ve hizmet istatistikleri (YSHİ). MAKİ kapsamında tarım kredi kooperatifleri ve esnaf kefalet kooperatifleri istatistiklerinin derlendiğini, YSHİ kapsamında da taşımacılık, tüketim, ecza ve temin-tevzi kooperatiflerinin istatistikleri bulunduğunu söyledi. Bozdağ sunumu sonunda kooperatif veri tabanı oluşturulması ile daha kapsamlı istatistikler toplanacağını ve kooperatif iştiraklerine ait istatistiklerin de toplanıp değerlendirilebileceğini ifade etti. Niksarlı: Yasal düzenleme yapılıncaya kadar ne yapılmalı? Toplantı sonunda konuşan TÜRKİ- YE KOOP Genel Başkanı Niksarlı, kooperatif istatistiklerinin gerekliliği konusunda herkesin hemfikir olduğunun ortaya çıktığını belirterek, sorunun yeni yasal düzenleme yapılıncaya kadar ne yapılabileceğinde yoğunlaştığını ifade etti. Milli Birliğin katılım zorunlu olmadığı için veri toplayamayacağını belirterek TÜİK in veri toplama uzmanı olduğunu, Bakanlığın da emredici özelliğinden dolayı veri toplaması gerektiğini söyledi. Hazır bilgilerin değerlendirilmesi amacıyla il müdürlüklerinde toplanan bilançoların Bakanlık merkezine gönderilmesi gerektiğini belirten Niksarlı, bu bilançoların konsolide edilerek yayınlanması gerektiğini ve işe buradan başlamanın daha kolay olacağını söyledi. Yol Haritası konusunda Alınan kararlar Toplantıdan sonra 4 Şubat günü TÜİK merkezinde Başkan Yardımcısı Enver Taştı nın başkanlığında dar kapsamlı bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya Taştı nın yanı sıra TÜİK uzmanları, ILO Temsilcileri, GTB ve TÜRKİYE KOOP temsilcileri katıldı. Bu toplantıda aşağıdaki kararlar alındı: 1) TÜRKİYE KOOP Başkanı Niksarlı nın önerisi üzerine kooperatif istatistikleri konulu bu proje hakkında ICA Antalya Küresel Konferansı nın sürdürülebilirlik bağlamında yapılacak sunumlara istatistik konusunun da eklenmesi konusunda ICA ile temasa geçilmesi kararlaştırıldı, 2) Kooperatif istatistikleri girişiminin koordinatörlüğünü Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünün yapması 3) Aşağıdaki kurumların temsilcilerinde oluşacak bir Çalışma Grubu teşkil edilmesi: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı TÜİK Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kalkınma Bakanlığı TÜRKİYE KOOP - Türkiye Milli Kooperatifler Birliği 4) ILO nun bu süreçte Çalışma Grubuna teknik destek sağlaması, ayrıca proje geliştirme ve fon yaratılmasına yardımcı olması 5) Çalışma Grubu için 15 gün içerisinde bir iş tanımı hazırlanması ve taslağın grup üyeleri ile paylaşılması 6) İlk toplantının Şubat ayı sonundan önce yapılması ve iş tanımı ile iş programının görüşülmesi amacıyla Çalışma Grubunun GTB tarafından toplantıya davet edilmesi. Çalışma Grubu, neyi nasıl yapacağına karar verecek ve uygulamaya ilişkin yol haritasını belirleyecek. Toplantılara TÜRKİYE KOOP şemsiyesi altında sektörleri temsilen farklı kooperatiflerin temsilcilerinin de ihtiyaç duyulduğunda katılmaları sağlanacak. Kooperatif Model: AB Kalkınma Gündeminde Başarının Anahtarı Kooperatifler Avrupa (ICA Avrupa) ile Avrupa Tüketim Kooperatifleri Örgütü (Eurocoop) Brüksel deki Avrupa Parlamentosu salonlarında Kalkınma için Ticaret: Kooperatif Dünyasından Beklentiler konulu ortak bir seminer düzenledi. Konferans web sitesi adresi antalya2015.coop/registration-intro ziyaret edilerek kayıt yaptırılabilir. Konferans ve Genel Kurul Antalya Belek teki Pine Beach Convention and Exhibitiion Center da yapılacak olup, konaklama için 5 yıldızlı Maritim Pine Beach Resort ya da Papillon Aysha Resort otellerinde yer ayırtmak için ICA2015 web adresine girilerek rezervasyon yaptırılabilir. Konferansta bildiri sunmak isteyenler, konferans web sitesinndeki formu doldurarak başvurabilirler. Konferans Sekretaryasına aşağıdaki iletişim adresleri yolu ile ulaşılabilir; info@antalya2015.coop Tel: Fax: Etkinlik, AB Kalkınma Komitesi Başkanı ve Milletvekili Linda MacAvan ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bayan MacAvan seminerde kooperatifleri internet kanalı ile destekleme projesi hakkında bir sunum yaptı. Avrupa Kalkınma Yılı 2015 çerçevesinde düzenlenen seminerde, kooperatiflerin kalkınmada artı değer yarattıklarının üzerinde duruldu. Seminer sırasında Kalkınmada Kooperatifler web sitesinin de resmi açılışı yapıldı. Web sitesi, Kooperatifler Avrupa Kalkınma Platformu nun desteklediği 295 kooperatif projesi hakkında bilgi veriyor. Seminerde Kooperatifler Avrupa Direktörü Klaus Niederlander ile Euro Coop Genel Sekreteri Todor Ivanov da birer konuşma yaparak kooperatiflerin sürdürülebilir kalkınmadaki rollerinden söz ettiler ve AB kurumlarının kooperatifleri kalkınmada önemli bir partner olarak tanımalarının önemine vurgu yaptılar.

11 Köy-Koop Haber Mart 2015 TARIM 11 Çiftçinin/Tarımın Büyük Sorunları Var En önemli sorunları teknik ve ekonomik alt yapı sorunlarının hep ihmal edilmiş olmasından kaynaklanan sorunlardır. Uzun yıllar Türkiye tarımını uluslararası rekabete taşıyabilecek bir toprak ve tarım reformu gerçekleştirilemedi. Piyasaya uyabilecek, aile emeğini tam istihdam edebilecek optimum bir işletme büyüklüğü yaratılamadı. İşletmeler küçük ve çok parçalı. Tarımsal yapının bir sonucu olarak tarımsal ürün maliyetleri dünya ölçeğine göre çok yüksek. Tarımsal girdi fiyatları dünya fiyatlarına koşut gelişirken, tarımsal ürün fiyatları yeterli düzeyde oluşamıyor. Tarım ve kooperatif kesimleri için Türkiye de ekonomik ve hukuki alt yapıda yetersizlikler var. Her şeyden önce günümüz dünya ekonomisinde likit sermaye çok önemli rol oynamaktadır. Likit sermayenin iki önemli ana kaynağı vardır : tasarruflar ve Bankacılık sistemi içinde (Merkez Bankası paraları + Bankaların yarattığı paralar) piyasaya arz edilen nakit paralar. Her iki durumda da Banka önemli rol oynar. Çiftçilerin/kooperatifçilerin tasarruflarını toplayıp onlar adına bu tasarrufları yönetecek ve yönlendirecek Banka olgusu çok önemlidir. Ayrıca çiftçiler /kooperatifler adına Merkez Bankası ndan sıcak para talep edebilecek bir Çiftçi ve Kooperatifler Bankası ne yazık ki Türkiye de hala kurulamamıştır de Tarım ve Kooperatifler Bankası durumuna getirilen T. C. Ziraat Bankası nın bu statüsü 1980 li yıllarda kaldırılmıştır. Özetle, bugünkü koşullarda tarım ve kooperatif sektörü için finansal alt yapı hazırlanmamıştır. Küreselleşen bir ekonomide GATT anlaşmasını hayata geçiren Dünya Ticaret Örgütü nün temel mantığı bir mal nerede ucuzsa oradan alınır, nerede pahalıysa oraya satılır şeklinde özetlenebilir. Tarımsal destekler büyük ölçüde kaldırıldı. Bir taraftan gümrüklerden mal girişlerinin kolaylaşması, diğer yandan tarımın yapısından kaynaklanan tarımsal ürün maliyetlerinin yükselmesi, tarımsal ürünlerin ihracatını kısarken ithalatında da com Prof.Dr. T. Ayhan ÇIKIN t.ayhan46@yahoo.com.tr bir patlama yarattı. Türkiye deki kooperatiflerin rolü nedir gibi bir soruya, biraz geçmişe dönerek şöyle yanıt verilebilir: Cumhuriyetin Kuruluş dönemlerinde Tarım-sanayi-ticaret kesiminin bütünleşmesinde özellikle tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri önemli görevler alarak tarımsal üretimin artmasında ve çeşitlenmesinde büyük rol oynamıştır. Örneğin, kırsal kesime teknik bilgiler Tarımsal Yayım Servisi ile ulaşırken, tarımsal girdilerin ve onu finanse edecek kredilerin, o günkü koşullarda bir tarım ve kooperatifler bankası özelliği taşıyan T.C. Ziraat Bankası nın eşgüdümünde Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK) aracılığı ile ülkenin dört bucağındaki binlerce köye ve çiftçiye ulaştırıldı. Böylece tarımsal üretimde nitelik ve nicelik arttı. Bu şekilde üretilen başlıca tarım ürünleri, Tarım Satış Kooperatifleri (TSK) aracılığı ile ülkenin çeşitli bölgelerinden toplanıp işlenerek pazarlandı lerde pancar üreticileri kooperatifleri ile Türkiye Şeker Şirketi nin ortaklaşa çalışmasıyla şeker üretimi geliştirilmiş, tarımsal ithalat büyük ölçüde azalmış, buna karşılık tarım ürünleri ihracatı gelişmiştir larda bugünkü Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri nin atası olan Köy Kalkınma Kooperatifleri devreye girdi. Türk çiftçisi, bu kooperatiflerle kooperatifçilik teorisi ile daha yakından tanıştı. Son çeyrek yüzyıldır izlenen ekonomi politikaları, tarım kesiminde kooperatifçiliği oldukça zayıflatmasına karşın tarım kesimindeki kooperatifler, hala önemli bir potansiyeli harekete geçirecek düzeydedir. Yeter ki, uygulanan ekonomi politikaları içinde gerekli rol kendilerine sunulabilmiş olsun. Et ve Et Ürünleri Satışında Yeni Düzenleme Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, tebliğ kapsamındaki ürünlerin üretiminde mekanik olarak ayrılmış etler kullanılamayacak. Lokanta, restoran, otel gibi son tüketiciye yemek hizmeti veren işletmelere veya doğrudan son tüketiciye, mekanik olarak ayrılmış et satışı yapılamayacak ve bu işletmelerde mekanik olarak ayrılmış et kullanılamayacak. Çiğ Et ve Sakatat Birbiriyle Temas Etmeyecek Tebliğ kapsamında yer alan ürünlere dışarıdan et proteini katılamayacak. Kanatlı eti ürünlerine deri olarak sadece kanatlı karkası üzerindeki kanatlı derisi katılabilecek. Geleneksel metotlarla üretilen ürünleri koruma altına almak amacıyla coğrafi işaret alarak tescil edilmiş et ürünleri (Akçaabat köfte gibi) yatay gıda kodeksi hükümlerine aykırı olmamak koşulu ile coğrafi işaret tescilinde belirtilen özelliklere göre piyasaya arz edilebilecek. Ancak bu ürünlerde kullanılan çiğ et ve kıyma tebliğ hükümlerine uygun olacak. Mantı, içli köfte, çiğ köfte, kadınbudu köfte, lahmacun, pide, kebap, pizza gibi yemek, hazır yemek, tabildot yemek ve mezelerin üretiminde kullanılan çiğ et, kıyma, kanatlı kıyma ve et ürünleri tebliğe uygun olacak. Çiğ et ve sakatat birbiriyle temas etmeyecek şekilde korunarak sevk edilecek ve satışa sunulacak. Lokantada Çiğ Et Satışına Yasak İhracat amaçlı üretilen mekanik olarak ayrılmış et ve et ürünlerinin, yurtiçinde onaylı işletmeler arası sevkiyatına ihracat yapılması şartıyla izin verilecek. Perakende işletmelerde kıyma, hazırlanmış kırmızı et ve kanatlı et karışımlarının üretimi yapılamayacak ancak tüketici talebi üzerine anında kıyma ve et karışımları hazırlanabilecek. Çiğ kanatlı etleri hazır ambalajlı olarak piyasaya sunulacak ve perakendeci tarafından ambalaj bütünlüğü bozulmadan son tüketiciye satılacak. Tüketici talebi doğrultusunda satın alınan ürün parçalanabilecek. Lokanta, restoran, otel gibi son tüketiciye yemek hizmeti veren işletmeler, dökme olarak çiğ et ve çiğ durumda bulunan hazırlanmış et karışımlarının satışını yapamayacak. Kavurmada Tuz Oranı Düşürülecek Kavurma ve kıyma kavurmada, nem miktarı kütlece en çok yüzde 45, tuz oranı yüzde 3, yağ oranı ise en fazla yüzde 30 olabilecek. Perakende işletmelerde ısıl işlem görmüş sucuk, fermente sucuk, pastırma, sosis, salam gibi et ürünleri üretilemeyecek. Geleneksel et ürünlerinin üretimi sırasında kurutma işlemi dış mekandan kaynaklanabilecek herhangi bir bulaşı olmaması ve gerekli koruyucu tedbirlerin alınması şartıyla doğal şartlarda gerçekleştirilebilecek. Ad, Renk Ve Puntolara Standart Getirildi Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin etiketinde ürün adları aynı renk, aynı yazı karakteri ve aynı puntoda olmak üzere bir bütün olarak ifade edilecek. Düzenleme ile "ısıl işlem uygulanmış et ürünü", "emülsifiye et ürünü" vb. genel ürün grup isimlerinin ürün adı olarak kullanılması yasaklanıyor. Böylece Bakanlık bundan sonra salam, sucuk vb. olarak üretilmiş bir ürünün etiketine genel ifade taşıyan "ısıl işlem uygulanmış et ürünü" gibi ifadeler kullanılmasının önüne geçip tüketicinin yanıltılmasını engelleyecek. Ürün etiketlerine ilişkin belirlenen kurallar; satış reyonları, reklam panoları, market katalogları, gazete reklamları ve sanal reklamlar gibi yollarla yapılan ürün tanıtımları için de geçerli olacak. "Yüzde 100 Dana ya da Göğüs Eti" İfadesi Olmayacak Daha önce sucuk, salam gibi ürünlerde farklı et karışımlarının kullanılmasını yasaklayan Bakanlık, et ürünlerine ait etiketlerde yer alan "Yüzde 100 dana eti" gibi ifadelerinin kullanımını da yasaklıyor. Böylece ürün etiketlerinde marka dahil olmak üzere "Yüzde 100, yüzde 100 dana eti ya da yüzde 100 göğüs eti" gibi ifadeler/ logolar kullanılamayacak. İşletmelere 1 Ay Süre Ürün etiketlerine ilişkin kurallar, satış reyonları, reklam panoları, market katalogları, gazete reklamları ve sanal reklamlarla yapılan tanıtımlar için de geçerli olacak. Tebliğ ile getirilen değişikliklere uyum sağlamaları için işletmelere tebliğin yayımından itibaren bir ay geçiş süresi verilirken perakende işletmelerin fermente sucuk, pastırma gibi ürünleri üretmesini yasaklamasını öngören hüküm için 6 ay geçiş süresi veriliyor. Kavurmada tuz miktarının azaltılmasına yönelik düzenleme kapsamında tebliğin yayımından önce piyasaya arz edilen ürünler ise bulunabilecek. Kavurmada tuz miktarının azaltılmasına yönelik düzenleme kapsamında tebliğin yayımından önce piyasaya sunulan ürünler 1 Ocak 2016'ya kadar satılabilecek. İhracatçıya İhracat İadesi Yapılacak Türkiye'nin tarımsal ürünlerinin uluslararası piyasalarda rekabet gücünün ve ihracat potansiyelinin artırılması amacıyla Bakanlar Kurulu nun İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı na dayanılarak hazırlanan Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Karar Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ödenekleri çerçevesinde karşılanmak üzere, kararda belirtilen ürünlerin ihracatında, yine kararda belirlenen ihracat iade miktarları, azami ödeme oranları ve miktar barajları dikkate alınarak, ihracat iadesi yardımı sağlanacak. Bu kapsamda 1 kilograma kadar ambalajlarda markalı ihraç edilen zeytinyağı ürünlerine ton başına bin 300 TL, kümes hayvanları etlerinde ise 350 TL ihracat iadesi yapılacak. Söz konusu Karar çerçevesinde, 1 kilograma kadar ambalajlarda, tescilli "Türk Markaları" ve "Made in Turkey" ibaresi ile iharç edilen zeytinyağları için ihracat iadesi miktarı ton başına TL, 1 ila 2 kilogram arasında olan ambalajlarda markalı ihraç edilen zeytinyağı ürününde iade miktarı, yine ton başına 675 TL oldu. 1 kilograma kadar ambalajlarda markalı ihraç edilen zeytinde iade miktarı tonda 500 TL, 1 ila 2 kilogram arasındaki ambalajlarda markalı zeytinde iade 345 TL olacak. Meyve ve sebze konservelerinde 150 TL, meyve sularında 295 TL ödenecek. Pekmezin tonuna 450 TL ödenirken, organik sertifikalı tarım ürünlerinde ihracat iade miktarları ve azami ödeme oranları yüzde 50 artırılacak. İhracatçı Birliklerine başvurulacak Karar kapsamında, tarım ürününü ihraç eden firmalar adına doğan hak edişler, Merkez Bankası nezdinde ihracatçı adına açılacak hesaptan, anılan banka kanalıyla mahsup yoluyla karşılanacak. İmalatçı firmalar, kendi dış ticaret şirketleri ya da şirketlerinin de yer aldığı aynı kuruluş bünyesindeki bir dış ticaret firması kanalıyla ihracatı gerçekleştirmeleri ve dış ticaret firmalarının hak edişlerini imalatçı firmalarına devretmeleri durumunda teşvikten faydalanabilecek. Mahsup işlemlerinden yararlanabilmek tarımsal ürün ihracatçılarının, için en geç bir yıl içerisinde, ibrazı zorunlu belgelerle birlikte ihracatçı birliklerine müracaat etmesi gerekecek. Karar, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

12 Mart 2015 Köy-Koop Haber 12 RÖPORTAJ Kooperatifleri gelişmemiş bir ülkenin gelişmiş olması mümkün değildir Röportaj: Emel TUĞRUL Prof.Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYİM, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi nde yıllarca öğretim üyeliği yaptı. Tarımsal Kooperatifçilik dersleri verdi. Geçmişin başarılı bir siyasetçisi ( Yıllarında parlementer) yıllarında Köy-Koop Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Kooperatifçilik konusunda yazdığı onlarca eseri bulunuyor. Demokratik Kooperatifçilik Politikası ve Toprak Reformu, Atatürk ten Bugüne Kooperatifçilik, Tarımsal Değer Biçme ve Bilirkişilik, Kooperatifçlik kitaplarından birkaçı. Seksen yaşını aşmasına karşın bütün heyecanı ile bugün de durmadan üretiyor. Konuşuyor, yazıyor ve aynı zamanda çiziyor. Bu röportajımızda Prof.Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYİM ile Kooperatiflerde üst örgütlenmeyi, kooperatifçiliği, tarımı ve Köy-Koop u konuştuk. Ülkeyi kalkındırmanın en önemli araçlarından birisi kooperatiflerdir. Nasıl yol, okul, köprü yapıyorsun, kooperatiflerde bu ülkenin en önemli kalkınma araçlarından birisidir. Yoksul insanlara yardım etmiyor musun, devlet yoksul insanlara kömür dağıtıyor, yiyecek dağıtıyor ama bitiyor, ertesi sene bir daha. Hâlbuki kooperatiflerde üretici haline gelmeleri ile bu ihtiyaçları kendileri karşılayabilirler. Diyeceksin ki örgütlensinler. Ama örgütlenecek birikimi, bilgi seviyesi yok. Devlet o yüzden kooperatiflere üst örgütlerine yardım etmeli, yol göstermeli. Devletten yardım istemek bir haktır, lütuf değil. Köy-Koop Haber- Kooperatiflerde üst örgütlenme ne demektir? Prof.Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYİM - Kooperatifçilikte en önemli olaylardan birisi üst örgütlenmedir. Bilindiği üzere şahısların bir araya gelmesi ile kooperatif kuruluyor. Birim kooperatiflerin birleşerek birlikl, birliklerin birleşerek merkez birliği, merkez birliklerinin birleşerek ulusal birlik veya milli birlik oluşturmalarına üst örgütlenme diyoruz. Buna bazen federatif örgütlenme de deniliyor. Bu tabii ki kooperatifçilik açısından çok önemli bir olaydır. Kooperatifler neden kuruluyor? Şahısların tek başlarına yapamadıkları işi daha iyi yapmak, ürünlerini daha iyi değerlendirmek için veya tüketici olarak daha ucuza almaları için kişi bir araya gelerek kooperatif kuruyorlar. Bu kooperatiflerin ortaklarına faydası çok sınırlı. Tarım ürünlerinin toplanması, en iyi şekilde değerlendirilmesi, işlenmesi, pazarlanması, hatta yurt dışına ihraç edilmesi gerekiyor. Bu işlere birim kooperatifin gücünün yetmesi mümkün değil. Birim kooperatif en fazla tüccar, toptancı yani ufak aracılarla rekabet edebilir. Bunun en güzel örneğini süt kooperatiflerinde görüyoruz. Avrupa da süt kooperatifi dediğimiz zaman sütü toplayarak işleyip değerlendiren kooperatifler anlaşılıyor. Biz de ise bir kooperatif üreticinin sütün topluyor, fabrikaya satıyor kendisi işlemiyor. Eskiden devlet fabrikaları vardı ona satıyorlardı. Şimdi onlarda yok, özel firmalara satıyorlar. Sütün işlenmesinden doğan geliri kooperatifçi, çiftçi kazanmıyor, sanayici kazanıyor. Onun için, üreticinin sanayi yapabilmesi, ürünlerini toptan büyük marketlere gönderebilmesi için kooperatiflerin üst örgütlenmesi gerekiyor. K.K.- Kooperatiflerde üst örgütlenmenin önemi hakkında bilgi verir misiniz? Prof. MÜLAYİM - Benim kooperatifçilik hayatım çok eski yıllarında İtalya da kooperatifçilik konusunda doktora yaptım. Türkiye ye gelince bir taraftan Ziraat Fakültesinde Tarımsal Kooperatifçilik dersi veriyor, diğer taraftan kooperatifçilik hareketi ile ilgileniyorum. O yıllarda dikkatimi çeken Avrupa da, Dünya da kooperatifçilik hareketinin gelişmiş olmasına rağmen bizde neden gelişmediği idi lı yıllar. Onlarda üst örgüt var, kooperatifler birlikleri, merkez birliklerini oluşturmuşlar, merkez birliklerinin koca koca fabrikaları var, ihracat yapıyorlar, bize bakıyorum ufacık birim kooperatifler var. Bizde o dönem köy kooperatifçiliği geliştiriliyor, çiftçilere özellikle yurtdışına gidenlere öncelik veriliyor. Kooperatifler ideolojik olarak çok iyi ama büyük işler yapamıyorlar. Gördüğüm yabancı ülkelerde üst örgütlenme var bizde yok, Kanun da yok. Büyük önder Atatürk ün kurduğu Tarım Satış ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin özel yasaları var, diğer kooperatifler Ticaret kanununa göre kuruluyor. Ticaret kanununda kooperatiflerin birlik kurması diye bir olay yok. Bunu incelemeye başladım. O sıralar doçent olmuşum, profesörlük tezimde Türkiye de kooperatiflerin üst örgütlenmesini araştırmaya kara verdim. Büyük bir şans eseri o zaman 1969 da 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu çıktı. Bu Kanunun getirdiği en önemli yenilik önce demokratik olması ikincisi kooperatiflerin üst örgütlenmesini sağlaması idi. Birlik, merkez birliği kurulması, bu kooperatifçiliğimizde büyük bir devrim de profesörlük tezimi bitirdim ve profesör oldum. Tezimi hazırlarken 1 sene Almanya ya gittim Giessen Üniversitesi Kooperatif Enstitüsünde çalıştım. Kooperatiflerin üst örgütlenmesi, ülkemizdeki sorunlarını, dünyadaki gelişmeleri inceleyerek tezimi Türkiye de Tarım Kooperatiflerinin Federatif Örgütlenmesi adıyla bir kitap olarak da yazıp yayınladım. Kitabımda Türkiye de tarım kooperatifleri için kooperatif üst örgütlenmesinin zorunlu olmasını, olmadığı takdirde kooperatifçiliğin gelişmesinin mümkün olmayacağını bir öneri olarak sundum yılında 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun çıkması ile Türkiye de üst örgütlenme hareketi başladı. Tabi burada bir noktayı daha belirteyim. Yurtdışındaki kooperatifçilik hareketini incelediğim zaman şunu görmüştüm. Dünyada kooperatiflerin kuruluşları 19. yüzyılda başlıyor. Tüketim kooperatifleri 1850 li yıllarda gelişiyor, fakat enteresan olan hemen üst örgütlenme başlıyor. O kadar ki 1895 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliği yani ICA kuruluyor. Bizde kooperatiflerin kurulmasının yasal düzenlemesi ne zaman oluyor? 1969 yılında. Yani 100 yıllık bir fark var. Tabi bu farkın kapatılması kolay değil. K.K. -Yurtdışına işçi gönderilmesi ile kooperatif hareketi arasındaki ilişkiden bahseder misiniz.? Prof. MÜLAYİM - Bizde başta köy kooperatiflerin kurulması yurtdışına işçi göndermeyle ilişkili gelişti lı yıllarda o dönem İsmet İnönü hükümeti kuruldu. Bu hükümet Köy İşleri Bakanlığı diye bir bakanlık kurdu. Dr. Lebit Yurtoğlu dönemin Köy İşleri Bakanı yıllarında. Sonradan Kooperatifler Bakanlığı oldu. O yıllarda Ankara da yedek subaylığımı yapıyorum. Bakan, bakanlıkta kooperatifçilik ünitesi kurmuş benim de Üniversitede kooperatifçilik dersi verdiğimi duymuş, konu ile ilgili olarak beni çağırdılar. Askerde olmam nedeni ile komutandan izin alırsanız gelir çalışırım dedim. Gerçekten de izin alındı. Yarım gün Kara Kuvvetleri Komutanlığında askerlik yapıyorum, yarım gün bakanlıkta çalışıyorum. Bu sırada Avrupa ya işçi gönderme meselesi var, bende bu işin içerisinde bulundum. Bizde kooperatifçiliği geliştirmek istiyoruz. Yurtdışına giden kişiler köylerinden gidiyor, bunlardan kooperatif kuranlara gidişte öncelik tanıyalım denildi. Zaten yurtdışına işçi olarak gidiliyor. Önceliği köyünde kooperatif kuranlara tanıyalım dendi. Gidenler kooperatif sermayesini gidenler gitmeden karşıladılar. Gittikleri yerlerden de para gönderdiler. Böylece dönem yüzlerce kooperatif kuruldu. O dönem bu konu çok tartışıldı. Ben savunuyordum. Nasılsa bu kişiler gidiyorlar, gidecekler, kendileri gidiyorlar ama geride kalanlar, akrabaları kooperatifi geliştiriyorlar, sermayesini de gidenler karşılıyor. Köy kooperatiflerinin birçokları o zaman sanayi tesisleri kurdular, yağ tesisi, süt tesisi, mandıra gibi. Bunun diğer kooperatiflerde etkisi oldu. Köy işleri bakanlığında 2 kişi ile başlayan hareket daire başkanlığına dönüştü. Daha da yetmedi, Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı oldu. Kooperatifçiliğe büyük bir ivme kazandıran hareket oldu. Yurtdışına giden kişiler de köylerine para gönderdikleri için kooperatifçilik hareketini benimseyerek ilgilenmeye başladı. Çoğu zamanda Türkiye ye gelince kooperatiflere sahip çıktılar, eğitime katkıları oldu. O dönem Almanlarla birlikte Kooperatifçilik Eğitim Merkezi kuruldu, o yüzden yurtdışı olayının Türk kooperatifçiliğine büyük bir ivme kazandırdığına inanırım. Bu olay bürokratları, siyasetçileri zorladı. Onlar mecburen bu hareketin içinde yer aldılar. K.K.- Kooperatif üst örgütlerinin görevleri nelerdir? Prof. MÜLAYİM- Kooperatif nedir? Bir şahsın yapamayacağı işleri yapmak üzere şahısların bir araya gelmesidir. Üst örgüt niye kuruluyor? Şahıslar için değil, kooperatiflerin yapamadığı işleri yapması için kuruluyor. Bir birliğin yapamadığı işleri yapmak üzere Merkez Birlikiği kuruluyor. Milli Birliğe gereksinim duyuluyor. Uluslararası Kooperatif Birliğinde (ICA) temsil etmek, ihracat yapmak, yurtdışında temsilcilik açmak, bir kanun çıkacağı zaman görüş bildirmek, bütçe hazırlanırken kooperatifçiliğe ayrılan pay için meclise gidip kulis yapmak, kooperatifçilikle ilgili sorunlar için hukuk bürosu oluşturmak, eğitim-araştırma projeleri yapmak, kooperatif hareketi üzerine politika üretmek, uluslararası kooperatifçilik hareketinde ülkemizi temsil etmek v.b bunlar çok defa Merkez Birliklerini aşan olaylar. O yüzden ulusal birlik oluşturulması gerekir. Dünyadaki kooperatiflere bakıldığında bu şekilde örgütlenmişlerdir. Yurtdışında bir merkez birliği denildiği zaman büyük oluşumlar, binalar görülmektedir. Ülkemizde olduğu gibi değil, keza milli birliğin yaptığı işler büyük hareketlerdir. Kooperatif tanımında ne diyoruz? Özel sektörle rekabet etmek. Özel sektörün boyutu değişti, bunlarla rekabet etmek için bir kooperatifin esamesi bile okunmaz oldu. Onun için kooperatiflerin büyük çapta olması gerekir. Bu da ancak üst örgütlenme ile sağlanabilir. K.K.- Dünyadaki üst örgütlenme yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Prof. MÜLAYİM - Profesörlük tezim hazırlarken bütün dünya ülkelerinin kooperatifçilik hareketlerini inceledim. Gördüm ki üst örgütleri güçlü olmayan gelişmiş ülke yok. Bir ülke gelişmişse o ülkenin kooperatifleri de gelişmiştir. Bunların hepsi de yüzyıldan beri gelişmişlerdir. Özellikle de kooperatif üst örgütlenmesi. Üst örgütler dünyada ihracat, ithalat yapıyor, fabrikaları, eğitim merkezleri var, okulları var, bankaları var. Kooperatifçiliği dünyada 3. sektör olarak ele almaya başlamışlar. Eskiden bir kamu bir özel sektör vardı. 3. sektör olarak da artık kooperatifçilik sektörü bulunmaktadır. Tarımdaki her sorunun çözümünde kooperatif var. Bugün dünyada sosyal adaletin en büyük aracı kooperatiflerdir. Amerika da, Japonya da, Tüm Avrupa da, Çin de, Avustralya gibi birçok ülkede kooperatifçilik çok gelişmiş bir durumdadır. Bir ülkede kooperatifçilik ne kadar gelişmiş, o ülke mutlaka gelişmiş bir ülkedir. Kooperatifleri gelişmemiş bir ülkenin ise gelişmiş olması mümkün değildir. Ülkemizin gelişme düzeyini görmemiz için kooperatiflerimize bakmamız yeterlidir. Örneğin Hollanda küçük bir ülke ama bizim kadar tarımsal ihracat yapıyor, üretim çok diye. Onun altındaki sır oradaki kooperatif hareketidir. Dünyanın çiçeğini satıyor, kooperatif ve üst örgütü aracılığı ile yapılıyor. Bizde de çiçek kooperatifleri var ama bizde işin kaymağını tüccarlar yiyor. Hollanda da tarımsal üretimde koo-

13 Köy-Koop Haber Mart 2015 RÖPORTAJ 13 peratifin payı yüzde 90 lara varıyor. Fabrikalarını kurmuşlar, üst örgütün amacı birim kooperatife ve üreticiye daha çok fayda sağlamaktır. İngiltere de tüketim kooperatifi hareketi çok güçlüdür. Yanılış hatırlamıyorsam bundan yıl önce bir tüketim kooperatifini ziyaret etmiştik. O zamanlar tüketim kooperatiflerinin İngiltere de 2 milyon üyesi vardı. Londra da içinde her türlü ürünü bulabileceğiniz büyük bir alışveriş merkezleri vardı. Burada satılan ürünlerin fiyatlarını kontrol ettiğimde, dışarıdaki fiyatlarla hemen hemen aynıydı. Kooperatif başkanına fiyatlarınız dışarıdaki fiyatlarla aynı, o zaman insanlar kooperatiften niye alış-veriş yapsın dedim. O da bana bizim ortaklarımızın büyük bir kısmı sendikalı işçidir. Onlar kooperatifçiliğin ne olduğunu bilirler, bildikleri için de buradan alışveriş yaparlar. Bu kooperatifin batması halinde, dışarıdaki fiyatların iki misli olacağının da farkındalar. Onun için gelirler alışveriş yaparak bizi ayakta tutarlar. Dışarıdaki fiyatları aşağıya çeken bizleriz diye konuşmuştu. K.K.- Ülkemizde üst örgütlenmenin sorunları nelerdir? Türkiye de üst örgütlenmeye baktığımızda her alanda üst örgüt yok değil, var. Ama üst örgütler zayıf. İncelediğim bu konuya Kooperatifçilik kitabımda da yer verdim. Bir üst örgütün güçlü olabilmesi için kendi alanındaki kooperatifleri mümkün olduğu kadar kapsaması gerekli. Bakıyoruz bizde yüzde 5-10 unu ancak kavrayabiliyor. Milli Birliğin bile; 8,5 milyon kooperatif ortağın olduğu ülkemizde, 1-1,5 milyon ortağı sistemin içerisinde. Böyle bir durum zayıf olduğunun göstergesidir. Mutlaka tüm kooperatif ortaklarının sistemin içerisine dâhil edilmesi, bunu zorunlu ya da zorunlu olmaksızın teşvik edilebilir. Üst örgütü olmayan kooperatifçilik hareketinin güçlü olması zaten mümkün değildir. Hangi yoldan olursa olsun üst örgütün mutlaka güçlendirilmesi gerekir. Üst birliklerin öneminin herkese anlatılması gerekiyor. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği nin bu konularda sürekli bir eğitim çalışması yapması gerekiyor. Diğer tüm merkez birlikleri de ortaklarına üst birliğin gerekli olduğunu, fonksiyonlarını eğitimlerle, kurslarla anlatmaları gerekiyor. Ayrıca merkez birlikleri de kendi ortaklarının sorunlarını, sıkıntılarını, ihtiyaçlarını belirleyerek çözüm arayışı içerisinde olmaları gerekir. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği mutlaka bir eğitim merkezi kurmalı. Üst örgütlerin önemli bir görevi de eğitime ağırlık vermektir. Bu anlamda medya ve tüm basın organlarını değerlendirmeleri gerekiyor. Kooperatiflerin başarılarını ön plana çıkartarak, sürekli kooperatifçiliği gündemde tutmaya çalışılmalıdır. Bizde ayrıca üst örgüt yönetimine gelen kişilerde yanlış bir algılama var. Kendisi refah içinde, Arabalar, konfor yerinde. Sonra şikâyet ediyor, bana kooperatifler veya birlikler destek sağlamıyor diyor. Sen onlara hizmet edersen onlarda seni (birlik, merkez birliği, ulusal birlik) finanse ederler. Eğitim yapacaksın, pazarlama v.b faaliyetleri yapacaksın önünü açacaksın. K.K.- Üst örgütlenme konusunda ulusal politikalarımız yeterlimi, neler yapılmalı, önerileriniz nelerdir? Prof. MÜLAYİM - Bir ülkenin tarımının ilerlemesi için çiftçinin emeğinin gerçek karşılığını alabilmesi için kooperatifleşmesinden başka etkili bir kooperatif yapının oluşturulmasından başka hiçbir çare yoktur. Devlet bütçesinden para ayırmakla falan olmuyor. İstesen % 50 ayırsınlar verdiğin para yenir gider. Kooperatiflere, üst örgütlere devlet yardımı yapılmalı. Örgüte verilecek. Kooperatif, birlik, merkez birliğine para verildiği zamanda elbette onlar yemeyecek daha çok hizmet götürülmesi için verilecek. Devlet kooperatifçiliğe yardım etmelidir. Ama yardım ettiğinde kooperatife benim malım demeyecek, yardım edecek ama kooperatif demokratik olarak kendi kendini yönetecek. Diyeceksiniz ki devlet o zaman niye yardım etsin, devletin vazifesi ne? Ülkeyi kalkındırmak değil mi. Ülkeyi kalkındırmanın en önemli araçlarından birisi kooperatiflerdir. Nasıl yol, okul, köprü yapıyorsun, kooperatiflerde bu ülkenin en önemli kalkınma araçlarından birisidir. Yoksul insanlara yardım etmiyor musun, devlet yoksul insanlara kömür dağıtıyor, yiyecek dağıtıyor ama bitiyor, ertesi sene bir daha. Hâlbuki kooperatiflerde üretici haline gelmeleri ile bu ihtiyaçları kendileri karşılayabilirler. Diyeceksin ki örgütlensinler. Ama örgütlenecek birikimi, bilgi seviyesi yok. Devlet o yüzden kooperatiflere üst örgütlerine yardım etmeli, yol göstermeli. Devletten yardım istemek bir haktır, lütuf değil. Kooperatif ortaklarının hakkı. Kooperatiflere, üst örgütlerine yardım yap, arkadan denetimini de yap. Ben parayı verdim o zaman ben seni yöneteceğim dendiği zaman kooperatif kooperatif olmaktan çıkıyor. Düşünün ki 1970 li yıllarda Köy- Koop Merkez Birliği ilk kurulduğunda kirayı bile devlet ödüyordu. K.K.- Teşvikler üst örgütlenmeyi güçlendirir mi? Prof. MÜLAYİM - Teşvik şöyle getirilebilir; üreticiye pazarlama için yapılan yardımların, desteklemelerin kooperatiflere veya üst örgütlerine yapılması gerekir. Çünkü köylü kooperatif ve üst örgüt sistemi içerisinde yer almadığı zaman bu desteklemelerden faydalanamayacağını bilmesi gerekli. Yani devlet tarıma yapacağı desteklemeleri kooperatifler ve üst örgütler kanalıyla ile yaptığı zaman bu iş olur. K.K.- Genel olarak baktığınızda kooperatifçilik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Prof. MÜLAYİM - Türkiye de kooperatif hareketini Büyük Önder Atatürk başlatmıştır. Biliyorsunuz Atatürk en büyük kooperatifçidir yılından sonra kooperatifçilik hareketi komünistlik olarak gösterilmeye başladı. Sadece kooperatifçiliği değil, Köy Enstitülerine de, Toprak Reformu na da o gözle baktılar. Bunun nedeni 1950 yılından sonra ülkemizde ABD ve NATO nun ağırlığı arttı. Komünizmi en büyük tehdit, tehlike olarak göstermelerinden kaynaklandı. Kooperatifçiliğin zor olduğuna ben inanmıyorum. Atatürk döneminde birçok devrim yapan bir millet o kadar zor işlerin üstesinden gelebilmişse, kooperatifçilik sorununu da çözememesi diye bir şey düşünülemez. Uzun yıllardır ülkemizin kooperatif hareketini izliyorum. Vardığım kanaat, özellikle tarım alanında olmazsa olmaz koşul; Türkiye de tarımın, köylünün muhakkak kooperatif örgütlenmelerinde yer alması gerekliliğidir. Bunun dışında ben bir kalkınma modeli diye başka bir şey kabul etmiyorum. Yani köylüye para vererek, şundan bundan değil muhakkak kooperatiflerle örgütlenecek ve devlet yardımları, desteklemeleri kooperatifler yoluyla gerçekleşecek. Böylece kooperatifler sanayide, ihracatta, ithalatta etkin hale gelecektir. Yıllardır yaptığım araştırmalarda kooperatifçiliğimizin aşamadığı bazı temel sorunları var. Dünya kooperatifçiliği ve bizim kooperatifçiliğimizi karşılaştırırken, onlar kooperatifçiliği geliştirirken biz ülke olarak niye kooperatifçiliğimizi geliştiremiyoruz. Biz de mi bir sorun var. Yaşadığımız bu sorunları onlar yüz sene önce çözmüşler. Biz ise hala uğraşıp duruyoruz. Nedir bu sorunlar? Üst örgütlenme çok önemli bir sorunumuz. Çünkü yalnız birim kooperatiflerle bu iş olmuyor yılların ikin yarısında üst örgütlenmesine başlayan batı, 20. Yüzyılda üst örgütlenmelerini tamamlayarak, büyük ve güçlü hareket haline gelmişlerdir. Biz de ise kooperatifçilik yasal olarak 1969 yılına kadar ortada yok. Sonraki yıllarda kooperatifçiliğimizin kazandığı ivme ihtilalle durdurularak, özel sektörün önü olabildiğince açılıyor. Kooperatifçiliğimizin üst örgütlenmesi bir türlü yeterince gelişmiyor. Bu şartlarda kooperatifçiliğin gelişmesi mümkün değil. Peki, nasıl gelişecek? İnsanlar bilinçlenecek, devlet yardım edecek. Kooperatiflere bu konuda büyük görevler düşmektedir. Kooperatifler gerçek anlamıyla üst örgütlenmesini tamamlarsa, kooperatifçiliğimiz büyük ivme kazanır ve büyük bir hareket haline gelir. Kooperatif ortaklarının, yöneticilerinin kooperatif bilincini iyi kavramaları gerekiyor. Amerika kapitalist ülke diye, hiç kooperatif yok sanılır. Oysaki dünyada en çok kooperatifin ve kooperatif ortağının olduğu ülkedir ABD. AB ülkelerinde ise özelikle tarımda tamamen kooperatifçilik hâkimdir. İnsanların bilmediği bir şeyi geliştirmesi mümkün değildir. Türkiye de yüzlerce iktisat fakültesi var. Bunlar özel sektöre insanlar yetiştiriyor. Kooperatifçilik fakülteleri var mı? Yok. Kooperatifçilik, ziraat fakültelerinde tarım ekonomisi bölümünde okutuluyor. Diğer bölümde okuyan öğrenciler kooperatifçilik konusunu bilmezler. Kooperatifçiliği bilmeyen bir ziraat mühendisi, bir köye gidecek farz edelim, köyü kalkındırmak istiyor. Onlara rahatlıkla kooperatif kurun diyemez çünkü bilmiyor. Şirket kurun der ancak. Nitekim köylülere önderlik yapan valiler, kaymakamlar hep bakarım bu durumlarda kendisi kooperatifçiliği bilmediği veya kötü baktığı için şirket kurun tavsiyesinde bulunurlar. Kooperatiflerimizin kendi bünyelerinde, ortak, yönetici ve genel eğitim hiç yok. Avrupa da bu konuda enstitüler var. Kooperatiflerin, merkez birliklerin hepsinde eğitim merkezleri var. Ayrıca mevzuat sorunumuz var. Bu da çok önemli bir konu. Demokratik ve iyi bir kooperatifçilik mevzuatı için yıllardır çaba sarf ediyoruz ama bir türlü bu sorunu yoluna koyamadık. Kooperatifçiliğin finansman sorunu var. Çünkü kooperatifçilik bir ekonomik harekettir. İthalat, ihracat ve sanayi para ile olur. Nitekim Türkiye de özel sektörün onlarca bankası var. Bu bankalar özel sektörü finanse ediyor. Kooperatifçilik de bir sektör ama bir tane bile kooperatifler bankası yok. Kooperatif olarak özel sektörden para alıp işimizi yapacağız. Özel sektörün şartlarıyla mümkün mü? Kooperatif sektörü olarak zaten özel sektörün rakibisin. Onun için kooperatifler finansman sorunlarıyla karşı karşıyalar. Avrupa da çok büyük kooperatif bankalar var. Maalesef biz bir türlü kuramadık. Ama kooperatiflerin finansman sorunları bizde de mutlaka çözülmelidir. Bu anlamda Tarım Kredi Kooperatiflerini banka konumuna çevirebilirsek; birçok il, ilçe ve kasabalarda bu hizmeti yapabilirler. Ecevit hükümeti döneminde 1974 yılında biz bir Kooperatifler Bankası Yasasını hazırlamıştık. Meclise kadar getirdik fakat yasayı çıkaramadık. Sonra biz Köy-Koop hareketiyle banka kurabilir miyiz dedik o da mümkün olmadı. Şimdi ise tavsiye ediyoruz, muhakkak kurulması gerekir diyoruz. Bu konuda ya devlet önderlik yapacak, ya da Türkiye Milli Kooperatifler Birliği güçlü merkez birliklerini bir araya toplayacak, koordinasyonunu sağlayacak ve bu sermayeyi oluşturacak. Kooperatifçilik hareketini geliştirmek isteyen bir siyasal iktidar olursa Kooperatifler Bankası kurulması gerçekleşir. Yetmiş yıldır kooperatifçilikle uğraşan bir kimse olarak halen umutluyum. Çünkü ben kooperatifçiliği özellikle de tarım için olmazsa olmaz koşul olarak kabul ediyorum. Çağdaş bir ekonomi etkili bir kooperatif hareketi olmadan yalnızca özel sektörle yaşayamaz. Türkiye, dünyada gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkelerden birisi. Çünkü gerçek anlamda kooperatifi, sendikası olmayan bir ülkede gelir dağılımı dengeli olmaz. Görünen şartlarda gelir dağılımının iyi, dengeli olması mümkün değildir. Adil bir gelir dağılımı için mutlaka etkili bir kooperatifçilik hareketi geliştirilmelidir. Tüm bu sorunların Türkiye de biran evvel çözüme kavuşturulması gerekiyor. Türkiye de kooperatifçilik hareketinin mutlaka geliştirilmesi gerekli. Tabi burada tüm paydaşlara olduğu gibi siyasi partilere de iktidara da çok önemli görevler düşüyor. Devletin görevi toplumu geliştirmektir. Ama bunu sadaka vererek değil, kooperatifleri geliştirerek, kooperatif bilinci aşılayarak yapabilir. Dünya çapında bir İtalyan Tarım Ekonomisi Profesörünün yazmış olduğu kitabının kooperatifçilik bölümünde; Kooperatif küçük işletmeler için (aile işletmeleri) dünyanın en büyük buluşudur. Eğer kooperatifçilik diye bir organizasyon keşfedilmeseydi, bu işletmeler ayakta duramazdı sözüne yer vermişti. Bu sözün üzerinden tam yetmiş yıl geçmiş, biz de hala küçük işletmeleri ortadan kaldıralım deniliyor. Oysaki Avrupa da hep küçük işletmeler var. Bunlar nasıl ayakta durabiliyorlar? Tabi ki kooperatif örgütlenmeleri sayesinde bunu başarmışlar. Kooperatifin en büyük amaçlarından birisi de küçük aile işletmelerine, büyük işletmelerin avantajını sağlamaktır. Küçük işletmesin ama kooperatif sayesinde büyük işletmeler gibi hareket edebiliyorsun. Tüketim alanında AVM ler büyüdü, sömürülüp duruyoruz. Meyvesi sebzesi marketlerde ateş pahası. Tarladan çok ucuza alınıp aracılardan geçerek çok yüksek fiyata tüketiciye satılıyor. Tüketicimiz maalesef örgütlenmiyor. Sadece şikâyet ediyor. Ziraat mühendislerimiz iş bulma konusunda sorun yaşıyorlar. Bu anlamda kooperatifçilik kendilerine iş yaratma aracıdır. Gitsinler bir köyde kooperatifçilikle ilgilensinler. Kooperatife yönetici, ortak olsun ve para kazansınlar orayı da kalkındırsınlar. Ziraat mühendislerimiz kendilerinin devlete memur olarak alınmasını bekliyorlar. Türkiye gibi tarım ülkesinde ziraat mühendisleri işsiz, bu olacak bir şey değil. Çünkü kooperatifçilik konusunda yönlendirilmemişler. Kooperatifçilik okutulmazsa sen istediğin kadar tarımı okut. Örgütlenmeyi bilecek ki, önderlik yapabilsin. Kooperatifçilikle uğraşan insanlar gurur duymalılar. Bu konularda insanları suçlamamak gerekiyor, insanlarımızı, toplumu yönlendirecek olan aydınlarımız. Atatürk dönemine baktığımızda o yaşanan zorluklar içersinde birçok devrimler yapmışlar. Bizim de yaşadığımız bu dönemde Atatürk ün yaptığı devrimlere sahip çıkmamız ve hatta yeni devrimler yapmamız gerekiyor. Kooperatifler demokrasiyi öğreten en büyük araçlardan birisidir. Türkiye de bir türlü demokrasiyi rayına oturtamıyoruz. Demokrasinin en büyük aracı kooperatiflerdir. Çünkü her ortağın bir oyu var. Bu durumun insanlara aktarılması, topluma yerleştirilmesi demokrasiye büyük katkı sağlar, sosyal adaleti öğretir. Kooperatifçiliğin öğretilmesi insanı daha iyi bir insan yapar. Kooperatifçiliğin özü iyilik yaratır. Siyasi parti liderleri ve hükümet kooperatifçiliği bir çözüm yolu olarak görmüyorlar, göstermiyorlar toplumumuza. Bunun en önemli nedeni kooperatifçilik konusunu iyi bilmemeleri diye düşünüyorum. Sonuç olarak Türkiye de özellikle tarımda kooperatifçilik etkili bir biçimde mutlaka geliştirilmelidir. Bu kısa söyleşide konuyu bütün yönleriyle açıklamak mümkün olamadı. Bütün bu konuları geniş bir şekilde öğrenebilmek için benim 2013 yılında 7. Baskısı yayınlanan Kooperatifçilik kitabıma bakmak gerekli. O kitapta kooperatifçilikle ilgili tüm sorunlara yanıt bulabileceğinizi umuyorum.

14 14 KOOPERATİFÇİLİK Mart 2015 Köy-Koop Haber Kooperatif Üyesi mi, Kooperatif Ortağı mı? Tartışmalarına Son Noktayı Koyuyoruz: Kooperatif işletmenin ortakları olur, üyeleri değil Ülkemizde gerek kooperatif yöneticileri arasında gerekse kooperatifçilikle ilgilenen kimi bilim adamları ve uzmanlar arasında kooperatif mensupları için yaygın biçimde üye deyiminin kullanıldığına tanık olunmaktadır. Pek çok yerde ve fırsatta bu yanlışı düzeltmeye çalışmama karşın bu çevreler kooperatif mensupları için kooperatiflerin örgütlü tabanları olduğu için, hatta bazı kooperatiflerin kâr etmedikleri için (başka bir yanlış yorumlama daha) üye deyimini kullanmaya devam ediyorlar. Kooperatifler ile sendika ve dernek örgütlenmelerini, hatta spor kulüpleri ve siyasi partileri bir tutuyorlar. Zira bunların da mensuplarına bilindiği gibi üye deniliyor. Farklılıklar neler? Kooperatifler, bu kuruluşlarla aynı kefeye konulabilir mi? Aynı kefeye konulamayacaklarını şu farklılıklarla ifade edebiliriz: Sendikalar, dernekler, spor kulüpleri sosyal ve kültürel amaçlı kuruluşlardır. Bunlar ekonomik faaliyetler için kurulmuş örgütler değildir. Hatta bunlar arasında sayılan sendikalar için batılılar, kooperatiflerin ikiz kardeşi ifadesini kullanmakla beraber, sendikal yapıyı kooperatif yapıdan farklı bir yere oturtmaktalar. Bunda, kooperatiflerin işçi istihdam ettikleri için aynı zamanda birer işveren oldukları gerçeği de rol oynamaktadır. Yoksa her iki kuruluş da sanayi devrimi sonrası ortaya çıkmış ve işçiler tarafından farklı gereksinmelerinin karşılanması için kurulmuş örgütlerdir. Sendika ve dernek mensupları, bu kuruluşlara üye olmak için sermaye taahhüdünde bulunmazlar. Ayrılırken de birikmiş aidat ya da benzeri ödentilerini geri istemezler. Sendikalar ve dernekler mensuplarına gelir fazlası ya da benzeri ad altında herhangi bir ödeme yapamazlar, zira ekonomik faaliyet olmadığı için doğal olarak gelir de oluşmaz. Sendika ve dernekler, biriktirme ve yardımlaşma sandıkları kurabilir ve bu yolla mensuplarının tasarruflarını toplayıp üyelerine çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla borç para verebilirler. Bu tür faaliyetin ekonomik faaliyetler kategorisinde algılanamayacağı 5253 Sayılı Dernekler Kanunu nda belirtilmiştir 1. Keza, sendikalar ve derneklerin mensupları ve aileleri için sosyal tesisler, öğrenci yurtları ve kantin işlettikleri bilinmektedir. Bu faaliyetlerin de tek başlarına birer ekonomik faaliyet olarak sınıflandırılmak yerine, sendikaların ve derneklerin asli faaliyetlerini tamamlayıcı mahiyetteki faaliyetler olarak nitelendirildikleri bilinmektedir. Bu örneklerden de anlaşılabileceği gibi, sendika ve dernek mensupları bu kuruluşlara üye olmakla doğrudan bir ekonomik fayda sağlamak amacını değil, sosyal dayanışma, ortak çıkarlarını savunmak ve korumak ve bu amaçla örgütlü mücadele etmenin daha yararlı ve etkili olacağı amacını gütmektedirler. Kooperatiflerin, sendikalar ve dernekler ile yukarda bir bölümü sayılan farklılıkları yanı sıra benzer yanları da olduğunu, bunlar arasında her Sayılı Dernekler Kanunu nun Sandık Kurma başlıklı 12. Maddesi: Dernekler, tüzüklerinde yazılı olmak ve sağlanan kârı üyelerine paylaştırmamak, gelir, faiz veya başka adlarla üyelerine aktarmamak şartıyla üyelerinin yiyecek, giyecek gibi zarurî ihtiyaç maddelerini ve diğer mal ve hizmetlerle kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sandık kurabilirler. birinin örgütsel bir tabana sahip oldukları öncelikle belirtilmelidir. Buna ek olarak, her üçünün de pek çok alanda birbirlerinin işlevlerini tamamlayıcı bir rol oynadıklarını da belirtmek gerekiyor. Nitekim bu örgütsel ve tamamlayıcı benzerlikten dolayı dernekler, kooperatifler ve vakıflarla birlikte sosyal ekonomi kapsamında yer almaktadırlar. Sosyal ekonominin bu üçlü yapısı içerisinde yalnızca kooperatifler birer işletme olarak nitelendiriliyor. Nitekim 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu nun Üçüncü ve Dördüncü bölümleri dernekleri (kazanç paylaşma dışında kişi toplulukları) ve vakıfları da (mal toplulukları) olarak görmektedir. Yasanın 101. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan vakıflarda üyelik olmaz hükmü Anayasa ya aykırı bulunduğu için iptal edilmiştir. Bu durumda, sosyal ekonominin unsurları olan dernek ve vakıfların mensuplarına üye denilmesi ile benzerlikleri kanıtlanmış bulunmaktadır. Bu iki tür kuruluşun kooperatiflerle ortak özelliği ise her üçünün de örgüt tabanı na sahip olmaları ve sosyal sorumluluk taşımaları olarak ortaya çıkmaktadır. Kooperatif işletme ve birlik temeli konularında sürdürülmüş olan tarihsel tartışmalar 2 ICA nın 1927 Stockholm Kongresi, kooperatifçiliğin temelinin birleşmeye dayalı olduğunu ifade ederek, kooperatif hareketin her türü için örgütsel tabanın ve birlik ruhunun önemine dikkat çekmiştir. O nedenle de kooperatiflerin birlik temeli ne dönük farklı işletme olduklarına dair tartışmalar özellikle akademisyenler arasında, bu tarihten itibaren yoğunlaşmaya başlamıştır. Ancak, ICA nın bu vurgusu, kooperatiflerin birer ekonomik işletme olduklarının mı yoksa birer sosyal hareket/örgüt olduklarının mı öne çıkarılması gerektiğine ilişkin tartışmaların devam etmesini durduramamıştır. Özellikle bu konu iki ünlü Fransız kooperatifçi, Prof. Charles Gide ile Dr. Georges Fauquet tarafından daha sonraki yıllarda tartışılmış, bu tartışmalar bu alanda ilginç ve farklı yorumlar yapılmasının yolunu açmıştır. Nîmes Okulu nun da kurucusu olan Gide, sosyal ekonomi tarihi ve tüketim kooperatifçiliği konusunda uzman bir akademisyen olması yanında, geleneksel kooperatif federalizminin de ısrarlı bir savunucusu idi. Gide, kooperatiflerin, özellikle de tüketim kooperatiflerinin işletme boyutunun öne çıkarılmasını savunmakla beraber, kooperatif ve birlik bir arada yürümelidir demiştir. ILO Kooperatifler Bölümü nün ilk direktörü olan Dr. Georges Fauquet da 1940 larda yazdığı kitaplarda (başlıcası Le secteur coopératif) da örgütsel tabanın önemini vurgulamıştır. Fauquet nun Kooperatif Sektör 2 Bu kısa tarihsel anımsatmanın hazırlanmasında W.P. Watkins in yazdığı ICA nın tarihini anlatan The International Cooperative Alliance ; Paul Lambert in Studies in the Social Philosophy of Cooperation (La doctrine coopérative); Charles Gide in Consumers Cooperative Societies (1904, English 1921); ve Georges Fauquet nun The Cooperative Sector Le secteur coopératif (Fransızca 1942, İngilizce 1951) ve Fauquet nun Regards sur le mouvement cooperéatif (1949) adlı eserlerinden yararlanılmıştır. başlıklı yapıtında, Gide in kooperatif ekonomi önermesinin tersine, kooperatiflerin farklı bir sektör olarak ele alınmasını ve bunu yaparken de kooperatiflerin birlik özelliğinin, ekonomik fonksiyonu ndan farklı olarak ele alınmasını istemektedir. Ünlü Belçikalı kooperatif uzmanı Prof. Paul Lambert de La doctrine coopérative başlıklı klasik eserinde (1959) Kooperatif, örgütlü bir grup (association) tarafından kurulan ve yönetilen bir işletmedir şeklinde tanımlamış, bu tanım daha sonra ICA tarafından da bazı eklemelerle kabul edilerek evrensel kooperatif tanımına dönüşmüştür. Üye mi Ortak mı? Bu kısa tarihsel anımsatmadan sonra, burada sorulması gereken soru, kooperatifin salt bir örgüt tabanı na sahip olması özelliğinden yola çıkılarak ve yukarda sayılan örgütlerden farklılıkları dikkate alınmadan kooperatif mensuplarına ortak yerine üye denilip denilmeyeceğidir. Sendikalar, dernekler ve vakıfların da tıpkı kooperatifler gibi birer örgüt tabanı na sahip olmalarına karşın, farklı yöntemler kullandıkları ve farklı fonksiyonlar üstlendikleri için mensuplarına ayrı ayrı üye ve ortak denilmektedir. Örneğin, Alman kooperatifçi Prof. Münkner, Kooperatifler ve Sendikalar 3 adlı yazısında sendikaların amacının toplu sözleşme yolu ile üyelerinin ücretlerini artırma ve çalışma koşullarını iyileştirme olarak belirtirken, kooperatiflerin amaçlarını ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak için doğrudan ekonomik faaliyette bulunmak olarak özetlemiştir. Kooperatifçiliğimizin başyapıtı olan Kooperasyon Sosyolojisi kitabının yazarı Ord. Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, kooperasyon tarihi, insanlık tarihinde iktisadi faaliyetlerin ortaklık, beraberlik zihniyeti ile idare edilmesi şekillerinin tarihidir 4 diyerek kooperatif sosyolojisinde ortaklığın önemine işaret etmektedir. Türkiye nin önde gelen tanınmış kooperatif uzmanı, kooperatifçilikte hocaların hocası olarak bilinen 3 H-H. Münkner: Co-operatives and Trade Unions (ICA Review, Vol. 70, No. 1, 1977) 4 Fındikoğlu Z. F: Kooperasyon Sosyolojisi (Nazari ve Tatbiki Kooperatifçilik Denemesi), İst. 1967, s. 6 Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülâyim de tüm yazılarında ve kitaplarında kooperatif mensuplarından ortak olarak söz etmektedir 5. Yasalar ne diyor? Sendikalar, dernekler ve vakıfların yasalarında bu örgütlerin mensuplarından üye olarak söz edilmektedir 6. Kooperatiflerle ilgili üç kanunda 7 ise kooperatif mensuplarına ortak denilmektedir. Bunun en belirgin kanıtı, kooperatiflerin birer işletme olarak kabul edilmeleri ve işletmelerin de mantıksal olarak üyelerinin değil, ortaklarının olmasındandır Sayılı Kooperatifler Kanunu nun Anonim Şirket hükümlerine atıf başlıklı 98. Maddesi, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır denilmektedir. Kooperatifler Kanununda, kooperatiflerin sosyal sorumlulukları nedeni ile mensuplarına üye denilen dernek, vakıf ve sendikaların yukarda sözü edilen yasalarına atıfta bulunulmamaktadır. Kooperatiflerin farklı bir işletme türü olduğu kooperatif tanımında da vurgulanmaktadır. Gerçekten de, kooperatif, farklı ilkelere ve değerlere göre kurulan ve işletilen bir şirkettir yılında çıkarılan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 124üncü maddesi şirket türleri arasında kooperatif şirketleri de saymaktadır. Bu sınıflandırmanın ayrıntıları aşağıya çıkarılmıştır: Madde (1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. (2) Bu Kanunda kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır. Yeni Türk Ticaret Yasası, yukardaki maddenin birinci paragrafında da belirtildiği gibi kooperatifleri ticaret 5 Ziya Gökalp Mülâyim: Kooperatifçilik, güncellenmiş 7. baskı, Bkz: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (İkinci Bölüm: Dernekler; Üçüncü Bölüm: Vakıflar); 5253 Sayılı Dernekler Kanunu; 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu; 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Sayılı Kooperatifler Kanunu; 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu; 5472 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu şirketleri arasında saymakta, ancak ikinci paragrafında kooperatifleri şahıs ve sermaye şirketleri dışında tutmaktadır. Yani yasa, kooperatiflerin sermaye şirketi olmadıklarını belirterek onların farklı bir şirket türü olduklarını kabul etmektedir. Kooperatifin şirket ya da işletme olma özelliği ortadan kalkarsa, dernekten hiçbir farkının kalmayacağı ortaya çıkar. Zira ortada bir işletme olmayınca mensuplarının sermaye katılımı da söz konusu olamayacak ve bir işletme fazlası da ortaya çıkmayacaktır. Kooperatifler kâr etmez mi? Kimi uzmanlar ve akademisyenler bazı kooperatiflerin kâr amacı gütmediklerinden mensuplarına üye denilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Genellikle ülkemizde kâr amacı gütmez ifadesi ile kâr etmez ifadesi birbirine karıştırılmaktadır. Kooperatiflerin kâr amacıyla kurulmadıkları, onların kâr etmemeleri gerektiği biçiminde algılanamaz. Her işletme gibi kooperatif işletme de yaşayabilmek için kâr etmek zorundadır. Ancak buna kooperatifçilikte kâr değil, işletme fazlası denilmektedir. Zira bu fazla nın bir bölümü, bilindiği gibi, dönem sonunda kooperatifle işlemleri oranında ortaklara geri ödenmektedir. İşletme fazlası elde edemeyen bir kooperatif ise rasyonel bir işletme kabul edilemez ve kısa sürede faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalır. Ülkemizde, hiçbir ekonomik faaliyeti bulunmayan, dolayısıyla herhangi bir işletme fazlası elde edemeyen, ancak varlığını kâğıt üzerinde sürdürmeye devam eden pek çok kooperatif vardır. Sosyal konut üreten bir konut yapı kooperatifinin ortaklarından, salt sosyal konut üretmesi nedeni ile üyeler diye söz edilemez. Zira, üretilen sosyal konut da olsa bunun bir ekonomik faaliyet olduğu ve konut yapı kooperatifinin de bir işletme olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Ülkemizdeki konut yapı kooperatiflerinin sürdürülebilirliğinin bir türlü sağlanamamasında da ortaklarından üye diye söz edilmesi yaklaşımının payı olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak Dünyanın her yerinde kooperatiflerin farklı bir işletme türü oldukları kabul edilmektedir. 1 Milyardan fazla ortağı bulunan ve 2,2 Trilyon Dolar iş hacmi bulunan kooperatifler, 250 milyon kişiye de istihdam yaratmışlar. Gelecek için de kooperatif işletmelere önemli bir görev ve sorumluluk yüklenmektedir. Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2012 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan etmiş ve kooperatiflerden beklentinin önemini vurgulamak için kooperatif işletmeler daha iyi bir dünya kurar sloganını belirlemişti. Bütün bu açıklamalardan sonra, Dernek yaklaşımı ile kooperatif işletmeciliğinin sorunlarının çözümüne katkıda bulunulamayacağı anlaşılmış olmalıdır. Buradan hareketle, kooperatif işletmelerin sahiplerini üyeler diye çağıranlara sesleniyorum: Lütfen, kooperatiflerimizi dernekleştirmeye çalışmayalım ve sonuç olarak, kooperatiflerin üyeleri mi, yoksa ortakları mı olmalı tartışmalarına son noktayı koyalım: Kooperatif işletmelerin ortakları olur, üyeleri değil.

15 Köy-Koop Haber Mart 2015 TARIM 15 Sürdürülebilirlik: Kooperatif Modelinin Dahil Olduğu İnsanlığın yaşamını devam ettirebilmesi ve gelecek kuşaklara daha güvenilir bir dünya bırakılabilmesi için, doğada mevcut olan kaynakları en rasyonel şekilde kullanması bir zorunluluktur. Ancak günümüzün küreselleşen sisteminde teknolojinin ve sanayinin hızla gelişmesi nedeniyle, bu zorunluluğun yerine getirilerek sürdürebilirliğin sağlanmasında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları vardır ve bunların hepsi birbirleriyle etkileşim içerisindedir. Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, dünyadaki nüfusun yarısı tanımlanan fakirlik çizgisinin altında (günde $2 USD altında bir gelirle) yaşamakta olup, toplam zenginliğin sadece %1 ne sahiptir. Nüfusun % 1 lik kısmı ise toplam zenginliğin % 40 nı elinde tutmaktadır. Bu oranlara bakıldığında dünyadaki gelir dağılımındaki bu ciddi dengesizliğin sürdürülebilmesi sosyal, etik ve ekonomik olarak mümkün değildir. Bu gibi nedenlerden dolayı uluslararası kuruluşlar, kooperatif hareketinin toplum yararına bir hareket olma ilkesinden yola çıkarak, sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanmasında kooperatiflerin toplumdaki en önemli paydaşlardan birisi olduğunu ifade etmektedirler. Birçok uluslararası toplantıların gündeminde insanların yaşamlarını devam ettirme, ayakta kalabilme ve rakiplerine karşı güçlü olabilmelerinde ve bu gücün sürdürülebilirliğinin sağlanmasında kooperatiflerin anahtar rol oynadığına ilişkin Dr. Nezaket CÖMERT Ziraat Yüksek Mühendisi nezaketcomert@yahoo.com temalar ele alınmaktadır. Örneğin 5 Temmuz 2014 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliği(ICA) tarafından Uluslararası Kooperatifler Günü nün ana teması "Kooperatif işletmeler herkes için sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirir" olmuştur. Kooperatif işletmeler 21.yüzyılda sürdürülebilirliğin en etkili şekilde başlatılacağı, geliştirileceği ve uygulanabileceği en iyi işletme modellerinden birisi olabilecek güçlü bir sinerji potansiyeline sahiptirler. Birleşmiş Milletlerin 22 Haziran 2012 tarihinde Rio de Janeiro da düzenlenen ve 190 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen ve ana teması sürdürülebilirlik olan toplantının Rio+20 Deklarasyonunda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilirliğin sağlanması, yoksulluğun azaltılması ve sosyalleşmede mikro işletmelerin ve kooperatiflerin rolünün önemi kabul edilmiştir. Ayrıca bu deklarasyonda; 2020 yılına kadarki ve sonraki dönemler için özellikle gelişmekte olan ülkelerde, piyasalar ve uluslararası destek mekanizmalarının işlevini geliştirerek tarımsal üretim ve verimliliği artırmaya yönelik hangi alanların nasıl desteklenmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Özellikle sürdürülebilir tarım uygulamaları, kırsal alt yapı ve depolamanın geliştirilmesi ile gıda kayıplarının hasat esnasında ve sonrasında azaltılması yönünde karalar alınmıştır. Bu karalar genel olarak; sürdürülebilir tarım teknolojilerinin araştırılması ve geliştirilmesinde güçlü tarım kooperatifleri ve değer zincirinin geliştirilmesi ile kırsal-kent ilişkisinin güçlendirilmesi yönünde olmuştur. Sonuç olarak; kooperatiflerin sürdürülebilirlikte etkili rol oynayabilmeleri için ortaklarının ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kurumsal kapasiteye sahip olmaları ve profesyonelce yönetilmeleri gerekmektedir. Ayrıca ekonomik kuruluşlar olan kooperatiflerin istihdam oluşturmada ve gıda güvenliğine katkıda bulunma misyonlarını arttırarak sürdürmelidirler. Kaynaklar: sustainability-inbuilt-in-thecooperative-model/ Dicle Nehri Dere Statüsüne Alındı Dicle Vadisi nden geçen Dicle Nehri nin çıkış noktasından Bismil ilçe sınırlarına kadar olan kısmı, nehir statüsünden dere statüsüne alındı. Nedeni ise, nehrin çıkış noktasına kurulu bulunan Kralkızı ve Dicle hidroelektrik barajlarının nehrin debisini düşürmesi. Diyarbakır kent merkezinden geçen bölümünü de kapsayan yaklaşık 60 kilometrelik kısım Kıyı Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmelik kapsamında dere statüsüne alındı. Bu statü değişikliği de Dicle nin şehir içinde kalan bölgesi olan Dicle Vadisi nin kıyı hakkı ndan mahrum bırakılmasına yol açıyor. Yani nehrin dereye dönüştürülerek, kıyı hakkı ndan mahrum bırakılmasıyla nehrin 60 kilometrelik bu bölümünün kıyı şeridinde 50 metreye kadar yapı inşa edilebilecek. Böylelikle de nehrin çevresi yasal olarak da betonlaşmaya açılmış oluyor. Nehrin dere statüsünde olduğu Devlet Su İşleri (DSİ) 10. Bölge Müdürlüğü nün konuya dair Orman ve Su İşleri Bakanlığı DSİ Etüt, Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı na yazdığı yazıya verilen yanıtla ortaya çıktı. DSİ 10. Bölge Müdürlüğü, 12 Aralık 2014 tarihinde Bakanlığı yazılan yazı ile Dicle Nehri nin Diyarbakır-Bismil ilçesi ile nehrin çıkış noktasında kalan yaklaşık 60 kilometrelik bölümünün resmi statüsü ve isminin ne olduğunu sordu. Bakanlığa bağlı Müdürlükçe 3 Şubat 2015 tarihinde verilen yanıtta, konu ile ilgili yapılan incelemeler sonucunda nehrin söz konusu bölümün Kıyı Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmelik ekindeki akarsuların nehir tanımına girmediği dolayısıyla dere statüsünde sayıldığı kaydedildi. Çözüm Neler yapalım -II- Önce nasıl üretelim? En kaliteli ürünü olabildiğince ucuza üretmeliyiz. Ürünlerimizi en kısa yoldan ve olabildiğince uygun ederler karşılığı tüketiciye ulaştırmalıyız. Ancak bunların hepsini tek başımıza yapamayız. Birlikte yapmanın yöntemi de tarımsal kalkınma kooperatiflerinde örgütlenmekten geçer. Kooperatiflerle üretim planlamasından başlayarak ekilecek-dikilecek fide, fidan tohumları en uygun koşullarda temin edebilir, üretim araçlarını ortak kullanabilir, ürünlerimizi depolayabilir ve pazarlayabiliriz. Ne kadar güçlü bir kooperatifimiz olursa (hem sayısal, hem nitelik, hem de kurumsal) aynı oranda ürünümüz kaliteli ve kazancımızda daha verimli olur. Bunun örnekleri ülkemizde ve pek çok ülkede var. Üstelik ne kadar güçlü bir örgütümüz olursa her yerde sözümüzü söyleriz. Haklarımızı alabilmek için baskı uygularız. Kooperatifçiliği nasıl yapalım? Kooperatifimize sahip çıkmalıyız, denetlemeliyiz hata ve yanlışları görüp uyarmalı, gerekiyorsa yöneticileri değiştirmeliyiz. Her çiftçi önce çalışıp üretirse sonrada ortak amaçta Türkiye de Tarımda çalışan kadınların %96 sı kayıt dışı çalışmakta birleşip kooperatiflerine sahip çıkarsa doğru ve demokratik yöntemlerle yumruğunu bir yere vurursa görün bakalım neler oluyor. Ancak her şeyi yapacak olan insan iradesi ve emeğidir. Bütün bunları bizler yapmalıyız. Hiç kimse bizim için bunları yapmaz. Birileri yapar bize hazır verirse kıymetini bilemeyiz. Elimizden geri alındığında da koruyamayız. Çiftçilikte emeğin ve alın terinin karşılığını Kooperatifçilik ile alabiliriz. Tarımsal üretimde emeğin ve alın terinin karşılığını kooperatif örgütler ile alabiliriz. Bu anlamda örgütlü olan toplumlar uygar ve huzurlu toplumlardır. Gelecek ay bizleri yönetenlerden beklentilerimiz ve o konuda neler yapmalıyız ı irdeleyelim. Fındık Üretim Alanları Belirlendi Bakanlar Kurulu Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanununa göre 16 ilde fındık üretimine izin verildi. Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı, 7 Şubat 2015 Tarihli ve Sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Bakanlar Kurulu Düzce'nin aralarında bulunduğu 16 ilde fındık alanları için karar aldı. Buna göre, fındık üretimine izin verilen iller ve bunların ilçeleri şu şekilde belirlendi: Sakarya'da; Adapazarı, Akyazı, Arifiye, Erenler,Ferizli, Geyve Hendek, Karapürçek, Karasu, Kaynarca, Kocaali, Pamukova, Sapanca, Serdivan, Sögütlü ve Taraklı. Düzce; merkez ve ilçelerinin tamamı Bolu'da; Göynük ve Mudurnu. Artvin'de; Arhavi, Borçka, Hopa ve Murgul. Giresun'da; Merkez, Bulancak, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Keşap, Piraziz, Tirebolu ve Yağlıdere. Gümüşhane'de; Kürtün. Kastamonu'da; Abana, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Doğanyurt ve İnebolu. Kocaeli'de; Kandıra ilçesi. Rize'de; Ardeşen, Fındıklı ve Pazar. Samsun'da; Alaçam, Asarcık, Atakum, Ayvacık, Bafra, Canik, Çarşamba, İlkadım, Ondokuzmayıs, Salıpazarı, Tekkeköy, Terme ve Yakakent. Sinop'ta; Merkez, Ayancık, Dikmen, Erfelek, Gerze ve Türkeli. Tokat'ta; Erbaa. Trabzon, Ordu ve Zonguldak illerinin bütün ilçeleri. Karar 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olacak. Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde 142 ülke arasında 125. Sırada

16 16 KOOPERATİFÇİLİK Mart 2015 Köy-Koop Haber KOOPERATİF Hepiniz Davetlisiniz Geçen sayımızda sizler ile AB ye uyum ve örgütlenmenin önemi konusu üzerinde durmuştuk. Bu sayıda ise bu kapsamda sürdürülen önemli bir çalışma ile ilgili sizlere bilgi vermek ve bu çalışmanın 24 Mart tarihinde yapılacak Kapanış Törenine hepinizi davet etmek istiyorum. Ülkemizin son 10 yıldır AB ye uyum ile ilgili sürdürdüğü faaliyetler ile eş zamanlı olarak, üretici örgütleri ile ilgili faaliyetler de aynı hızla sürdürülmeye çalışılmaktadır. AB mevzuatında Ortak Tarım ve Balıkçılık Politikalarında, Ortak Piyasa Düzenlerinin uygulanmasında Üretici Örgütlerine verilen önem, son yılda hızla arttığı için bizim uyum çalışmalarımızda da örgütlenme önemli bir hale gelmiştir. Hatta son zamanlarda neredeyse uyumun başarısında bir eşik olarak görülmeye başlamış, diğer bütün çalışmalar açısından göz önünde bulundurulması gerektiği tespit edilmiştir. Üretici Örgütlenmesi ile ilgili çalışmalar, Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Teknik Destek ve Bilgi Değişim Ofisi (TAIEX) tarafından verilen Eğitim Projeleri kapsamında başlamıştır. İlk kez 2006 yılında çalıştaylar (workshop) ile başlayan faaliyetler, uzman çalışmaları (expert mission) ve çalışma ziyareti (study visit) ile devam etmiş ve bugüne kadar 10 a yakın etkinlik gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda Su Ürünleri, Zeytin ve Zeytinyağı, Meyve ve Sebze Ortak Piyasa Düzenleri ve Kırsal Kalkınma Alanında Üretici Örgütleri, AB fon kaynaklı desteklemelerinin ülkemizdeki üretici örgütleri aracılığı ile yaygınlaştırılması ve topluma tanıtımı gibi çeşitli konularda çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Önümüzdeki günlerde de bu doğrultuda çalışmalara devam edilecektir yılı TAIEX Program hazırlanmış ve yeni faaliyetler teklif edilmiştir. Bu tekliflerden meyve ve sebze ile ilgili olanı ön kabul almıştır. Bu faaliyetler süresince, hem ilgili kamu kuruluşlarında, hem de üretici örgütlerinde çeşitli bilgilendirme eğitimleri yapılmıştır. Bu eğitimlerde önceleri genel bilgiler alınmış, daha sonra bilgilerde detaya girilerek mukayeseler yapılmış ve ülkemiz için bu alanda yapılması gerekenlere ilişkin ilk kararlar alınmaya başlanmıştır. Bu kararlar arasında daha büyük projeler ile pilot sektörlerde konu bazında detaylı çalışmalar yapılması da bulunmaktadır. Bu doğrultuda ilk kez 2009 yılında proje teklifleri hazırlanmaya başlanmış ve büyük uğraş verilmiştir. Sonuçta Avrupa Birliği Katılım Öncesi Aracı (Instrument Pre-Accession - IPA-I) altında, 2011 Yılı Programlaması 2. Paket kapsamında proje önerisi kabul edilmiştir. Bir Eşleştirme (Twinning) Projesi olarak hazırlanan 1 milyon Avro bütçeli Balıkçılık Üretici Örgütlerinin Kurumsal Kapasitelerinin Arttırılması - Institutional Capacity Building for Fishery Producer Organisations Eşleştirme Projesinin 2013 yılı boyunca ihale işlemleri tamamlanmıştır. İhaleyi Hollanda liderliğinde Fransa ve İsveç ten oluşan konsorsiyum kazanmıştır. Proje öncesi hazırlıkları kapsamında proje ofisi ve ekipmanı, bütçesi ve eleman istihdamı ile ilgili işler yapılmıştır. Proje, resmi olarak 03 Şubat 2014 tarihi itibariyle başlatılmıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde kurumsal kapasite arttırmak amacıyla uygulanan proje için Müsteşarlık makamının oluru Dr. Erhan EKMEN Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Teşkilatlanma Daire Başkanlığı Projeler ve Dış İlişkiler Çalışma Grubu Sorumlusu ile Bakanlık içinde farklı birimlerde çalışan başlangıçta 25 e yakın personelden oluşan bir proje ekibi oluşturulmuştur. Daha sonra bu sayı arttırılmıştır. Proje faaliyetleri kapsamında 100 e yakın yabancı kısa dönem uzman ülkemize çalışmaya gelmiştir. Proje ekibi, hemen her hafta, iki ya da üç yabancı kısa dönem uzman ile birlikte 1, bazen de 2 aktivite gerçekleştirilmiştir. Bu aktivitelerin çoğuna ülkemizde bu sektörde faaliyette bulunan üretici örgütlerinin merkez birliklerinin başkanları ve temsilcileri, Pilot olarak seçilen 10 Üretici Örgütünün temsilcileri ve pilotların seçildikleri illerde bulunan Bakanlık İl Müdürlüğü sorumlu personeli de katılmıştır. Ülke içinde ve dışında birçok seyahat gerçekleştirilmiştir. Kısa dönem uzmanlar ve üretici örgüt temsilcilerinin de katılımları ile Muğla, İzmir, İstanbul, Trabzon, Rize ve Elazığ illerine ziyaretlerde bulunulmuştur. Proje Sözleşmesi gereği hepsi kamu personeli olmak zorunda olan toplam 50 kişi Hollanda, İsveç, Fransa ve Belçika ya yurt dışı seyahatlerine katılmıştır. Proje ekibinde yer alan kişilerin üretici örgütlenmesi, su ürünleri ve Avrupa Birliği konularında fikir yürütüp, iş yapabilecek şekilde kapasiteleri oluşturulmuştur. Proje ile pilot sektör seçilen su ürünleri alanında üretici örgütlenmesine yönelik kurumsal kapasitenin arttırılması ve farkındalık yaratılması amaçlanmıştır. Ayrıca üretici örgütlerimizin AB'deki emsalleri gibi İşletim Programları (Üretim ve Pazarlama Planı) hazırlayabilmeleri, Ortak Piyasa Düzenleri içinde aktif olabilmeleri ile ilgili gerekli çalışmalar sürdürülmüştür. Bu arada proje çalışmaları, Bakanlık en üst düzey yöneticiler tarafından da takip edilmiştir. Bu nedenle Projenin, üretici örgütlenmesindeki sorunların çözümü ve yeni model arayışlarının sürdürüldüğü son zamanlarda yoğun bir şekilde yürütülmekte olan çalışmalara katkı sağlanması beklenmektedir. Sözkonusu proje, 2014 Yılı İlerleme Raporunda yıllardır ilerleme kaydedilemeyen konularda olumlu bir gelişme olarak yer almıştır. Bu durum ülkemiz adına güzel aynı zamanda sorumlulukları arttıran bir gelişme olarak değerlendirilmiştir yılı haziran ayı başlarında bitecek bu projenin yaygınlaştırılarak geliştirileceği yeni projelerin başlatılması Bakanlık nezdinde sürdürülen çalışmalar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle; bu projenin devamı niteliğinde yeni projelerin 2014 Yılı Programına alınması teklif edilmiş,fakat bütçe kısıdı gerekçe gösterilerek, 2015 Yılı Programlamasına ertelenmiştir. Daha sonra da projenin sonuçlarının beklenmesi gerekçesi ile 2016 Yılı Programlamasına ertelenmesi teklif edildi ise de oluşturulan kurumsal kapasite zaman içinde azalmadan projenin bir an evvel başlatılabilmesi için yoğun uğraş verilmektedir. Üretici örgütlenmesi alanında benzer bir eşleştirme projesi de meyve ve sebze sektörü için yine 2015 Yılı Programı için teklif edilmiştir. Bu arada çeşitli birimler tarafından hazırlanan üretici örgütlenmesi alanında önerilen yeni projeler bulunmaktadır. Bütün bu gelişmeler ülkemizde üretici örgütlenmesi alanında sürdürülen uyum çalışmaları adına sevindiricidir. Üretici örgütlenmesi ile ilgili IPA kapsamında teklif edilen ve halen programlama yılları tartışılan projeler aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. No Proje Adı Yıl Bütçe Su Ürünleri Üretici Örgütleri Kurumsal Kapasite Artırılması Eşleştirme Projesi. AB Ortak Balıkçılık Politikasının Ortak Piyasa Düzenleri Uyumlu Olarak Su Ürünler Üretici Örgütlerinin İl Tarım Müdürlüklerinin Kurumsal Kapasitelerinin Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi Meyve ve Sebze Üretici Örgütleri Kurumsal Kapasite artışı Eşleştirme Projesi Tarımsal Üretici Örgütlerinde İstatistik Hakkında Farkındalığı Arttırarak Bilgi Teknolojileri Kullanarak Tarımsal İstatistikleri Toplaması Projesi Üretici Gruplarının Kurulması ile İlgili IPARD Tedbiri için Eleme Kriterleri, Komite ve Bilgi İşlem Sistemleri Projesi Ülkemizde tarım ve balıkçılık fasıllarında bu güne kadar yapılan çalışmalar ve gerçekleştirilen projeler ile sürdürülen uyum çalışmaları sayesinde ciddi ilerlemeler sağlanmıştır. Uyumun tamamlanabilmesi ve yapılan faaliyetlerde başarı sağlanabilmesi için çalışmalara devam edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bundan sonra yapılacak çalışmalar ve atılacak adımlar önemlidir. Bu Eşleştirme Projesinin sonuçlarının, üretici örgütleri aracılığı ile ülkemiz su ürünleri sektörü piyasasının düzenlemesine olumlu katkılar getirecek çözüm önerileri üretebilmesini ve devamında bu alanda ihtiyaç duyulan yeni çalışmalara vesile olmasını diliyorum. Şimdiden herkesi Kapanış Törenimize davet ediyorum. Okul Sütü Dağıtımı Başladı eğitim öğretim yılının ikinci yarıyılın başlamasıyla Ankara da Çankaya İlkokulunda okul sütü dağıtımı için tören düzenlendi. Törene Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil ve birçok bürokrat katıldı. Törende konuşan Bakan Yardımcısı Arzu, bu yıl 4'üncüsü uygulanan programda, bu yıl 6 milyon 401 bin 116 öğrenciye 34 bin okulda 278 bin litre süt dağıtılacağını kaydetti. Bakan yardımcısı Arzu, süt tüketiminin son 10 yılda 12 litreden 24 litreye, üretiminin ise 10 yılda 8 milyon tondan 18 milyon tona çıktığını söyledi. "Okul sütünden 6 milyon öğrencinin yararlanması hedefleniyor" Okullarda, 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen, 2 haftalık yarıyıl tatilinin ardından bugün eğitim öğretim yılının ikinci yarısına başladı. Okulların açılmasıyla, ilki 2011 yılında gerçekleştirilen Okul Sütü Programı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlıkları tarafından ortaklaşa uygulanıyor. Okul Sütü Programında Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı Resmi gazetede yayımlanan değişiklik ile Şap hastalığında, Bakanlıkça tespit ve ilan edilen mücadele bölgelerinde hastalığın açık belirtisini göstermesi sebebiyle veya laboratuvarlarca hastalığın varlığı ve tipi tespit edildikten sonra öldürülen veya kestirilen şap hastalığına duyarlı hayvanların takdir edilecek kıymetlerinin dörtte ikisi yerine artık tamamı ödenecek. Dünyayı Döndüren Küçük Canlılar Patetes Böceği [(Bilimsel Adı: Leptinotarsa decemlineata (Say) (Coleoptera takımı: Chrysomelidae familyası)] çocuklara, pazartesi, çarşamba ve cuma olmak üzere haftada 3 gün süt dağıtılıyor. Program, resmi-özel anaokulu, uygulama sınıfı, ana sınıfı ve ilkokul öğrencilerine yönelik uygulanıyor. Programdan, 5 milyon 848 bin 375'i veli izni olan, 552 bin 741'i veli izni olmayan öğrenci olmak üzere 6 milyon 401 bin 116 öğrencinin yararlanması hedefleniyor. Programda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından öğrencilere içerisinde tişört, defter, boyama kitapları, ve tükenmez kalem, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ise üzerinde Bakan Avcı'nın karikatürünün yer aldığı kursun kalemleri hediye etti. Patates böceği erginin vücudu üzerinde V şeklinde siyah bir leke ile 10 adet boyuna siyah çizgi bulmaktadır. Larvası kiremit kırmızısı renkte olup yan tarafları siyah lekelidir. Boyu mm kadardır. Kışı toprakta ergin halde geçirir. Yumurtalarını gruplar halinde veya bazen tek tek yaprakların alt yüzeylerine bırakırlar. Yumurta koyu sarı renkli ve oval şeklindedir. Bölgelere göre değişmekle birlikte yılda 3-4 döl verebilmektedir. Gerek larva, gerekse ergin döneminde patatees, patlıcan, domates gibi bitkilerin yaprak ve sürgünlerini yiyerek beslenir. Patates böceği nin beslenerek yaptığı zararın yanı sıra virüs ve bakteri etmenlerinin yayılmasında da rol oynadığı bilinmektedir. Bacillus thuringiensis adlı bakteriyle bir preparat patates böceği larvalarına karşı etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Metin: Prof.Dr. Cem ÖZKAN

17 Köy-Koop Haber Mart 2015 Doğanın Mucizesi: Arılar DOĞA 17 Kahvaltılarımızda yer alan balı üreten bal arılarını yeterince tanıyor muyuz? Günümüzde bal arıları kutup bölgeleri dışında tüm dünyaya yayılmışlardır. Arıların yaklaşık olarak farklı türü vardır. Arılar aralarında çeşitli ritmik hareketler ile iletişim kurarlar. Bilim adamları tarafından bu hareketlere arıların dansı denilmektedir. Bu güne kadar arılarla ilgili on bir farklı ses tanımlanmış ve bu seslerden bazıları belirli faaliyetlerle ilişkilendirilebilmiştir. Arılar hareketleri ve dansları gibi, vızıltılarını da bilgiyi iletmek için kullanırlar. Bal arıları, yavru beslenmesi ve kendi gereksinimlerini gidermek için çiçeklerden nektar ve polen toplarlar. Bal arıları toplu halde yaşayan canlılardır ve kovanda yaşamın devamlılığını sağlamak için iş birliği içinde çalışırlar. Bir kovan içinde yaşayan işçi arılar, kraliçe arı ve erkek arılar bulunur. Kovan içerisinde cinsel olarak gelişmiş tek dişi, ana arıdır. Koloninin en uzun arısıdır. Gereksinim olduğunda işçi arılar tarafından seçilmiş olan iki gün yaşlı larvalardan ana arı olmak üzere yetiştirilirler. Verimli bir ana arı günde adet yumurta bırakabilir. Bir kolonide sadece bir tane ana arı bulunur. Yaklaşık 4 yıl kadar yaşar. Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebilir. Erkek arılar tombul ve iğnesiz arılardır. Çiçeklerden polen veya nektar toplayamazlar. Erkek bal arıları, yalnızca kraliçe arıyla çiftleşebilmek için yaşarlar. Kolonide besin azlığı ortaya çıktığında erkek arılar, işçi arılar tarafından kovan dışına atılırlar ve açlıktan ölürler. Bir kolonide mevsime bağlı olarak 2000 adet kadar bulunabilirler. Yaşam süreleri mevsime göre değişmekle birlikte 5-6 aydır. İşçi arılar koloninin en küçük bireyleri olup cinsel olarak gelişmemiş dişidirler. Bir kolonide adet kadar bulunabilirler. Bal arılarının yaşam süresi mevsime bağlı olarak değişebilir. Yaşam uzunluğu genelde gündür. Bununla birlikte kışı geçirecek olan bireyler uzun süre canlı kalabilirler. İşçi arılar kovandaki bütün işleri üstlenmişlerdir ve büyüdükleri hücreden çıktıkları andan itibaren gelişimleri ile orantılı olarak kovan içindeki görevleri de değişir. İşçi arılar yaşamları boyunca kovan içindeki her türlü işle ilgilenmiş olurlar. Arıların petek formunda iki adet bileşik ve üç adet basit gözleri bulunmaktadır. Basit gözlerinin her biri binlerce ufak üniteden oluşur. Bileşik göz, ana arıda adet, işçi arıda adet, erkek arıda ise adetten daha fazla basit gözün birleşmesinden meydana gelmektedir. İşçi arıların ördükleri petek gözleri altıgen yapıdadır. Petek duvarları sadece 1/500 cm kalınlıkta olup kendi ağırlığının 25 katı ağırlığı taşıyacak sağlamlıktadır. Bir işçi arı yaşadığı süre zarfında bir çay kaşığının 12 de biri kadar bal yapabilmektedir. Bal arıları yaklaşık olarak saatte 24 km hızla uçabilirler. Bal arıları kovandaki bir adet peteği doldurabilmek için yaklaşık 100 milyon kadar çiçeğin nektarını emerler. Bu süre zarfında ise yaklaşık olarak 90 ila km kadar kanat çırpmış olurlar. Uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram (gramın 2 binde biri) bala ihtiyacı bulunur. Bir arı bir litre balla 25 kilometre hızla ve saniyede kez kanat çırparak 3 milyon kilometre kat edebilir. Bir kovan yaklaşık arıya ev sahipliği yapabilmektedir. Arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekebilir. Arılar mavi rengi ayırt edebilirken, kırmızı ve koyu gri renkleri siyah olarak algılarlar. Arılar saniyede 250 kez kanat çırpabilirler. Bu kanat çırpışı genellikle kovanı soğutmak için yapılan yelpazeleme sistemidir. Tehlikeli durumlarda arılar, tehlikeyi haber vermek için daha yüksek sesle vızıldarlar. Kraliçe arılar çok zengin çeşitlilikte seslere sahiptirler. Arılar oldukça yüksek duyarlılığa sahip ayak ve bacaklarını titreşimleri hissetmek için kullanırlar. Arılar koku alabilirler. Arıların antenleri ile ilgili yapılan son araştırmalar, arıların koku almak için kullandıkları kimyasal reseptörlerin bulunduğunu kanıtlamıştır. Bir arının kanadını koparmak sesin şiddeti ve yoğunluğunu değiştirse de vızıldamasını durdurmaz. Çünkü arıların vızıltıları kısmen kanatlardaki titreşimden kaynaklansa da esasen bu vızıltıların arıların göğsünden geldiği ispatlanmıştır. Arıların kanatları, içinde enine ve boyuna damarcıklar bulunan iki çift saydam zar şeklinde kanatlardan oluşur. Arılar başında bulunan duyargaları içindeki sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilirler. Arılar kendi hayatlarını tehlikede görmediği sürece insanları sokmazlar. Dünyanın en hızlı bilgisayarları saniyede yaklaşık 16 milyar kadar aritmetik işlem yapabilir. Bir bal arısı ise aynı sürede daha az enerji tüketerek yaklaşık 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahiptir. Bal arıları polenleri toplanmış çiçeğe diğer arıların bir daha uğranmaması için polen aldıkları çiçeğin üzerini bir elektriksel bir alanla kaplarlar. Vücutlarındaki elektro alıcılar sayesinde bu izleri görüp algılayan diğer arılar ise bu çiçeklere uğramıyor, zaman ve enerjiden kazanmış oluyorlar. Arılar yaşlandıkça akıllanıyorlar, meslek hastalığına yakalanıyor ve toplayıcı arılar iki kilo bal üretebilmek için toplam olarak Dünya ve Ay arasındaki mesafeye eşit bir yol kat ediyorlar. Arılar hastalanabiliyorlar ancak hastalıklarını kovandaki diğer arılara bulaştıramıyorlar çünkü arılar bir virüs kaptıklarında, yön duygularını yitiriyor ve yuvalarını bulamadıkları için de tek başlarına ölüyorlar. Her arının beyninde yaklaşık olarak bir milyon sinir hücresi (nöron) bulunmaktadır. Bir arı topluluğu ise, 100 milyar nörona sahip insanın yarısı kadar sinir hücresine sahiptir. Alman bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda, arıların yönlerini bulabilmek için bir tür haritadan yararlandıklarını göstermiştir. Yani arılar doğadaki birtakım işaretleri akıllarında tutarak hedeflerine ulaşabilmektedirler. Arılar koku aracılığı ile birbirini tanıyabilir ve farklı türlerini ayırt edebilirler. Her kovanda kraliçe arının salgıladığı kimyasal bir madde vardır ve bu madde kovandaki bütün arılar tarafından tanınır. Ayrıca kovandaki bütün arılar da bu maddeyi kraliçeden alarak kraliçe ile aynı kokuya sahip olurlar. İşte bu madde sayesinde aynı kolonideki bütün bireyler birbirlerini kolaylıkla tanırlar. Dolayısıyla dış görünüş olarak birbirlerine çok benzemelerine rağmen kovana giren herhangi bir yabancı arı kolayca tanınır ve kovandan dışarı atılır ya da öldürülür. Avustralyalı araştırmacılar, bal arılarının insan yüzlerini ayırt edebildiğini keşfetmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında bal, askerlerin yaralarını iyileştirmek için merhem olarak kullanılmıştır. Çünkü bal nemi emerek yaraların daha kolay ve çabuk iyileşmesini sağlamaktadır. Kuzey Myanmar da bir madende amber içinde bulunan melittosphex burmensis cinsi arı, tarihte bilinen en eski arıdır. Bu tür tam 100 milyon yıl önce yaşamıştır. Nisan 1984 te özel fakat sınırlayıcı bir kutuya alınan 3,300 arı, uzaya gönderildi. Sıfır yer çekimine alışan arılar neredeyse çok düzgün bir bal peteği oluşturabildi. Ancak tuvalete gitmiyorlardı. Arılar yalnızca kovanın dışına dışkılarını bıraktıkları için yedi gün boyunca hiç dışkı bırakmadılar. Bal bozulmayan tek gıdadır. Tarla Faresi İle Mücadele Zamanı Tarla fareleri, tarla bitkilerinin tamamında, bahçelerde, çayır ve meralarda çiftçilerin korkulu rüyası durumundadır. Tahıl, sebze, meyve vb. her şeyi yerler. Kışlık ve yazlık ürünlerin yeşil kısımlarını, tohum ve meyvelerini kemirmek ve kesmek suretiyle zararlı olurlar. Tarlalarda, kırlarda, orman kenarlarında görünürler. İnsanın olduğu her yerde yaşarlar ve her koşula uyarlar. Orta Avrupa'da ki bütün memeli hayvanlarla karşılaştırıldığında en yüksek nüfusa sahip olduğu görülür. Ama bu sayı her birkaç yılda aniden yükselir ve yine aniden azalır. Bu normal bir olaydır. Büyük bir sülale içerisinde sürü halinde, yerin altına kazdıkları karışık tünel sistemlerinde yaşarlar. Yeryüzündeki çıkışları yaptıkları yollarla birbirleri ile bağlarlar ve bu yolları kışın bile kullanılır halde tutarlar. İlk ve sonbaharda ürerler. Dişileri üç hafta süren bir gebelikten sonra 3 ila 15 yavru dünyaya getirir. Bu yavrular 11 veya 13 gün sonra erginlik çağına gelerek, kendileri yavru yapabilirler. Fareler yediklerinin 10 katı fazlasını da kirletirler. Geceleri faaliyetlerini sürdürürler. Gündüz dolaştıkları görülürse sayılarının çok fazla olduğu söylenebilir. Sabah alaca karanlıkta ve güneş batmadan önce olmak üzere iki öğün yerler. Ancak, dakika aralıklarla da buldukları gıdaları atıştırmayı ihmal etmezler. Diğer taraftan öldürücü birçok hastalığın taşıyıcısı olduklarından insan sağlığını tehlikeye sokarlar. Kuduz, tifüs, tifo ve paratifo gibi birçok hastalığın insanlara geçmesine yol açarlar. Ayrıca, hayvanlara da birçok hastalığın bulaşmasına neden olurlar. Bunun yanında, hayvansal yemlere ortak olmaları, depodaki ürünleri, tarladaki ve bağ-bahçedeki ürünleri yemeleri ile de büyük zararlar vermektedir. Diğer zarar şekli de, elektrik kablolarını kemirme şekli ile olmaktadır. Dünya'da nedeni bilinmeyen her 100 yangından 25 tanesinin bu yolla fareler tarafından çıkarıldığı söylenmektedir. Tarla Fareleri 3 çeşit delik açarlar. Bunlar: 1-Yiyecek deliği; bu deliği yuvaya yiyecek taşımak için kullanırlar. Delik çevresinde kesik ot ve diğer yiyecek kırıntıları bulunur. Tarla fareleri kesinlikle yuvalarında yiyecek depo etmezler. İhtiyaçları kadar yiyeceği depolarına götürürler, bunları tükettikten sonra tekrar ihtiyaçları kadar yiyeceği yuvaya taşırlar. 2- Hafriyat deliği; Tarla fareleri bu deliği sadece tünel kazarken çıkan toprağı yuvadan dışarıya atmak için kullanırlar. Fareler hafriyat deliğinden yiyecek yemezler! 3- Tuvalet deliği; tarla fareleri bu deliği dışkılarını dışarıya atmak için kullanırlar. Tarla fareleri tuvalet deliğinden kesinlikle yiyecek yemezler! Tarla fareleri sadece yiyecek deliğinden beslenirler. Mücadele En uygun ve etkili mücadele zamanı tarla farelerinin kıştan çıktıkları İlkbahar dönemidir. Ancak fare yoğunluğu fazla ise sonbahar döneminde de mücadele yapılabilir. Mücadele Yöntemleri 1- Kültürel Önlemler: Önerilen en etkili mücadele şekli; tarlaya fare girişinin bulunduğu yerin derin sürülerek bir şerit oluşturulmasıdır. Kapanlarla henüz kış çıkmadan mekanik mücadele yapılırsa, hayvanın buradaki yoğunluğu oldukça azaltılıp daha sonra zarar vermesi engellenebilir. Derin toprak işlemesi, münavebe, tarla temizliği yapmak fare popülasyonunu azaltır. 2-Biyolojik Mücadele: Tilki, kedi, köpek, gelincik, sansar, baykuş, leylek, kerkenez, atmaca, doğan, şahin, kartal ve yılanlar tarla farelerinin doğal düşmanlarıdır. Bu hayvanlar tarla farelerini yiyerek çoğalmalarını engellerler. Bu sebeple, bu hayvanlar kesinlikle öldürülmemeli ve korunmalıdır. 3-Kimyasal Mücadele: Tarla faresi kış çıkarken üremeye başladığı için kimyasal mücadelenin kıştan çıktıktan sonra ve en zayıf oldukları erken ilkbaharda 25 m2'de 5 işlek delik görüldüğünde mücadeleye başlanmalıdır. Başarı için mutlaka toplu mücadele yapılmalıdır. Toplu Mücadele: Tarla faresi ile kimyasal mücadelede başarılı olabilmenin iki şartı vardır. 1. Mücadele dönemine dikkat etmek gerekir. 2. Toplu mücadele yapmak gerekir. Çiftçiler topluca araziye çıkarlar. Mücadele yapılacak sahalardaki bütün fare yiyecek deliklerinin içine 5 adet zehirli yem el değmeden, bir daha kullanılmayacak tahta bir kaşık ile konulur. Bu şekilde tüm arazi ilaçlanır. Zehirli yem el değmeden kullanılmalıdır. Aksi halde insan kokusu bulaşmış zehirli yemi tarla fareleri yemezler. Bu da mücadelenin başarısını azaltır. Boş yere ilaç ve emek sarfiyatı olur. Fare mücadelesi yapılan araziler ertesi gün yeniden taranır, ölü fareler toplanır. Derin bir çukur açılarak toprağa gömülür. Böylece ölü fareleri yiyebilecek hayvanların ölümlerine engel olunur. İlaçlama mutlaka eldiven kullanılmalı, insanlardan, evcil hayvanlardan, gıda ve sulardan uzak tutulmalıdır. İlaçlamadan sonra vücudumuzun ilaç temas eden yerleri iyice yıkanmalıdır. Bulantı, karın ağrısı, göğüs sıkışması, halsizlik belirtileri görülürse hasta kusturulmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Zehirli yem ve tarla faresi mücadelesi için en yakın İl ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine başvurulması gerekir.

18 18 KOOPERATİFÇİLİK Mart 2015 Köy-Koop Haber Terketmedim... Terketmeyeceğiz... Bu ayki sayımızda Sivas Ozmuş Köyü nde tüm ailesi ile birlikte sadece arıcılık işiyle uğraşan bal üreticisi Enis Doğan ile söyleştik. Kısaca kendinizi ve yaşadığınız köyü tanıtır mısınız? Ben Enis Doğan, lise mezunuyum. Sivas Merkez Ozmuş Köyünde eşimle birlikte yaşıyorum. Aile olarak sadece arıcılık yapıyoruz. Yaptığım işi çok seviyorum. İki tane abim var. Onlar ortaokul mezunu. Ben dışarıda okudum. Liseyi bitirince köyüme döndüm. Başka bir işte emir altında asgari ücretle çalışmaktansa, köyümde kendi işimin patronu olurum, işimi daha da geliştiririm düşüncesiyle baba mesleği olan arıcılığa devam etme kararı aldım, üniversiteye devam etseydim emin olun ki yine arıcılık yapardım. Köyü ve köy yaşantısını çok seviyorum. Eşim benim bu konudaki en büyük destekçim oluyor. Köyümüzde, ağırlıklı olarak hayvancılık yapılıyor. Köyümüz 60 haneli ancak şuan yoğun göç sebebiyle haneye düşmüş durumda. Gençler köyde durmak istemiyor, büyükşehirlerde asgari ücrete çalışmayı tercih ediyorlar. Ancak, ben ve abimlerim köyü terketmedik ve terketmeyide düşünmüyoruz. Köyümüzde bizimle birlikte 4-5 kişi arıcılık faaliyetleriyle uğraşmaktadır. Arıcılık faaliyetleri kapsamında neler yapıyorsunuz? Bu iş geriden bakıldığı kolay bir iş değil. Tabi bütün mesleklerin kendilerine göre zorlukları vardır. Ama arıcılık çok emek isteyen bir iş. Köyde kışın herkes yatarken, ben kovanlar için çerçeve yapıyorum ki mayıs ayında herşeyimizin tamam olması gerekiyor. Mayıs ayı itibariyle arılarımızı dağlara çıkartıyoruz. Kasım ya da Aralık aylarında arılarımızı alarak daha sıcak bölgelere götürüyoruz. Osmaniye ye, Mersin e, Antalya ya... Daha doğrusu arılarımız için hangi bölge daha uygunsa kiraladığımız kamyonla arılarımızı oralara taşıyoruz. Nakliye ücretide az tutmuyor tabiki de örneğin Sivas dan Adana ya 2 bin ya da 2 bin 500 lira gibi bir ücret ödemek durumunda kalıyoruz. Biz aile olarak hepimiz beraber gidiyoruz. Arılarımızı her ne kadar dağlara götürsek de, köy ya da kasabalara yakın mesafeleri tercih ediyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için mecburen yerleşim yerlerine yakın mesafelere kovanları yayıyoruz. Her sene aynı yerlere gitmiyoruz. Hangi bölge iklim olarak arılarımıza daha uygunsa öncelikle oraları tercih ediyoruz. Ama özellikle Adana, Osmaniye, Antalya, Mersin, Tokat olamak üzere farklı illere gidiyoruz. Tabi bu işin zahmeti de burada. Çam balı mı yoksa çiçek balı mı yapıyorsunuz? Çiçek balı yapıyoruz. Gerektiği zaman çam güzel olursa, çam balı da üretiyoruz. Gerekirse pamuk balı, ay çiçek balı yani duruma göre hareket ediyoruz. Bir arıcı durmadan gezer. Biz de geziyoruz. Babam, abilerim ailecek arılarımızla birlik- Dr. Özdal KÖKSAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü okoksal@ankara.edu.tr te geziyoruz. Bu iş yılın her ayında dağlarda gezilerek yapılan bir iş. Bunun yanında bizim şöyle bir avantajımız var; köyümüzün iklimi bal üretimi için çok uygun. Kafkas türünü tercih ediyoruz. Değişik anaç arı çeşitleri vardır. Mesela iklim olarak soğuk bölgelere yani bize en uygun Kafkas kraliçe arısıdır. Artvin bölgesinden getirtiyoruz. Muğla dan belfast, karniyol temin ettiğmiz zamanlarda oluyor. Kovanda biri kraliçe olmak üzere kış mevsiminde 30 ila 55 bin kadar arı mevcutu düşerken, yaz döneminde bu sayı bine hatta 100 bine kadar çıktığını arıcılık ile yapılan araştırmaları okuduğum zaman öğreniyorum. Siz sürekli dağlarda gezerek doğal bal üretiyorsunuz. Peki tüketici iyi balla kötü balı nasıl ayırt edebilir? Kaliteli bal her zaman için donar, kristalleşir. Kristalleşmeyen bal bal değildir. Tüketici bunu gözlemleyebilir. İnsan balı tattığı zaman aromasından balın iyi ya da kötü olduğunu anlayabilir. Halk arasında balla ilgili çok yanlış bilgiler hatta bilgi kirliliğ. Bal kristalleşince, şekerleşince bu balda şeker çok, iyi değil diyorlar. Oysa ki bu yanlış. O bal hakikidir. Yüzde yüz gerçek olmasa da kaliteli baldır. Mevsim değişikliklerinde arıya şeker vermez iseniz arı aç kalır, ölür. Ne yapıyoruz biz, arının kışlık yiyeceğini veriyoruz, kış boyunca da şekerle de besliyoruz. Yazın da arı doğada olduğu için buradan zaten besleniyor. Bizim balımız, kekik balı olması nedeniyle balımızın aroması çok güzeldir. Aslında İç Anadolu Bölgesinin balı çok güzeldir. Bölgemizde çiçek çok. Bu da balımızın lezzetine yansıyor tabi. Tadı doyumsuz oluyor.arının doldurmuş olduğu petekleri süzüyoruz o şekilde satıyoruz. Balın nasıl pazarlıyorsunuz? Bal üretmek bizim için problem değil. Bizim bu işte en çok sıkıntı yaşadığımız durum pazarlama aşamasıdır. Balımızı pazarlama konusunda çok yetersiz kalıyor. Bunun nedeni ise üretime ayırdığımız zaman süresi çok uzun. Pazarlamaya zaman ayırıp strateji geliştiremiyoruz. Ayrıca balı tüketiciye tanıtmak ve satışını yapmak başka bir ürün gibi değil. Sivas merkezdeki toptancılar, diğer illerden gelen tüccarları üreticilerle anlaşmasınız engelliyor. Sıkıntıyıda burada yaşıyoruz zaten. Dışarıdan gelen alıcı bizim gibi üreticilere yönlendirilmiş olsa bizler bu işten çok daha iyi kazanç sağlayabiliriz. Bugun itibariyle 1 kg balın fiyatı bölgede toptan alımlarda fiyat, 6,5-7 TL arasında, perakende satışlarda ise 8-8,5 TL arasında değişmekte, biz bu fiyatların artmasını istiyoruz. Markalaşma... Evet markalaşma konusunda çalışmalara başladık. Yakın bir zamanda kendi patentli markamızla satışlarımızı yapmayı planlıyoruz. Şu an pazarımız Sivas ilinde ve ilçelerindeki gıda toptancıları. Bu yaşamış olduğunuz sorunlara çözüm olarak kooperatifleşmeyi düşünmediniz mi? Yok. Kooperatifleşme konusunda üretici arkadaşlarımız maalesef bir araya gelmiyorlar. Çünkü sadece arıcılık yapmıyorlar. Birçoğu farklı alanlarda üretim yapıyorlar. Bu zor şartlarda işinizi devam ettirebilecek misiniz? Ben yaşadığım müddetçe bu işi yaparım. Çünkü yaptığım işi çok seviyorum. İnsanın sevdiği mesleği yapması çok önemli. Daha üretken olmanın temelinin de burada yattığını düşünüyorum. Her ne iş yaparsanız yapın, yaptığınız işte iyi örnek olabilmelisiniz. Bazen arıcılık yapmak isteyenler oluyor. Bizlere gelip danışıyorlar. Ben elimden geldiği kadar yardımcı oluyorum. Köylerden gençlerin şehirlere göç etmesini istemiyorum. Çünkü köylerden göç eden insanlar, şehirlerde bu sorunu çözmüş olmuyor. Tam tersi hem şehrin sorunları artıyor, hem de bu insanların sorunları dertleri çözülemez hale geliyor. Köyden annesinden babasından yardımıyla geçinmeye çalışıyorlar. Onun için onlara az ya da çok da olsa kendi işlerini kendi topraklarında kurup köylerini terk emememelerini tavsiye ediyorum. Arıcılara neler tavsiye ediyorsunuz? Öncelikle çok üretip, ürünü değerinin altında satmak yerine; kaliteli bal üretip fiyatını da gerçek değerinde satsınlar istiyorum. Çünkü üretmiş oldukları kalitesiz ürün fiyatı, kaliteli ürünün de fiyatının değerinin altında kalmasına neden oluyor. Her şey para kazanmak değil. Tabiki para da kazanacaksınız. Ama üretmiş olduğunuz ürünün de hakkını vereceksiniz. "Tarıma Değer Katanlar" Yarışması" Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından DenizBank sponsorluğunda hayata geçirilen Tarıma Değer Katanlar yarışması yapılacak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarımsal yayımın önemini vurgulamak, yoğun bir emek ve kaynak harcanan ve uzun bir süreç olan tarımsal yayıma gönül veren kişileri motive etmek, yapılan çalışmalardan herkesin haberdar olmasını sağlamak amacıyla Tarıma Değer Katanlar Ödülleri verilecektir. Bu kapsamda aşağıda ayrıntılarına yer verilen bir etkinlik (yarışma) düzenlenecektir. Yarışmanın kategorileri ve katılımcılar: 1- Yarışma iki kategoride düzenlenecektir. a- Bireysel çalışmalar kategorisi b- Projeler kategorisi 2- Yarışmaya katılmak isteyen her ilden en fazla 3 (üç) bireysel çalışma (kadın ve erkek yayımcılar için toplam) ve 1 (bir) proje aday olarak gösterilebilecektir. Yarışmaya ilinde, ilçesinde, köyünde herhangi bir tarımsal konuda ve tarımsal yayım faaliyetleri sonucunda bir farklılık oluşturduğuna inanan tüm yayımcı personelin (Bakanlık il/ilçe Müdürlüklerinde halen görev yapan personel ve tüm Tar-Gel personeli) çalışmaları aday gösterilebilecek. Yarışmaya jüri üyelerinin 1.derece yakınları katılamayacak. 3-Aday gösterilecek (bireysel veya projeli) yayım çalışmalarının son 7 (yedi) yıl içerisinde yılları arasındaki herhangi bir veya birkaç yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş veya 2014 yılı sonunda bitmiş olması gerekmektedir. Konuyla ilgili müracaatların 23 Mart 2015 tarihine kadar İl Müdürlükleri Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğüne ulaştırılması gerekiyor. Yarışmada, bireysel çalışmalar ve projeler kategorisinde verilecek DenizBank hediye çeklerinden oluşan ödüller ise şu şekilde belirlendi: Kadın yayımcılar dalında: Birinciye 5 bin TL, ikinciye 3 bin TL, üçüncüye 2 bin TL Erkek yayımcılar dalında: Birinciye 5 bin TL, ikinciye 3 bin TL, üçüncüye 2 bin TL Projeler kategorisinde: Birinciye 5 bin TL, ikinciye 3 bin TL, üçüncüye 2 bin TL Bununla birlikte Jüri Özel Ödülü ile DenizBank Özel Ödülü kategorilerinde seçilen çalışmalar iki bin TL lik hediye çekleri ile ödüllendirilecek. Son başvuru tarihi 3 Nisan 2015 Tarıma desteğimiz artarak sürecek Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan DenizBank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülen bu yarışma ile tarıma değer katan ve toplumda fark yaratacak projelerin yaygınlaşmasına destek olmaktan büyük mutluluk duyduklarını, tarım sektörüne karşı sorumlulukları gereğince Bankanın üzerine düşeni yapmaya devam edeceğinin altını çizdi. Sun şöyle devam etti: Tarıma yaptığımız büyük yatırımlar ve üreticimize tanıdığımız önemli avantajlarla, özel sektör bankaları arasında, tarım kredilerinde sektörün şampiyonu olduk. Bize duydukları güven ve verdikleri güç ile DenizBank ı bu önemli konuma taşıyan üreticilerimize ve tüm paydaşlarımıza teşekkürlerimizi sunmak üzere finansal faaliyetlerimizin yanında üreticilerimizin sosyal hayatlarına da değer katmak için çeşitli çalışmalara imza atıyoruz. Bu kapsamda destek verdiğimiz bu önemli yarışmanın sektörümüze katma değer sağlayacağına, çalışanları teşvik edeceğine yürekten inanıyorum. Ülkemiz için tarım sektörünün stratejik önemine yürekten inanan ve bu alanda liderlik bayrağını büyük bir gururla taşıyan Bankamız açısından, tarım ile ilişkimiz önümüzdeki dönemde de gelişerek sürecek. Şimdiden tüm katılımcılara başarılar dilerim. 460 Ton Koyun Sütü Açık Artırma İle Satılacak Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) 2015 yılında üretilecek tahmini 460 bin ton koyun sütünü açık artırma usülü ihale ile satacağını duyurdu. Gözlü, Altınova ve Polatlı tarım işletme merkezlerinde üretilecek koyun sütünün satışı için söz konusu ihale 18 Mart 2015 Çarşamba günü saat da açık artırma usulü ile Ankara daki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nde gerçekleştirilecek. Açık artırma başlangıcı için kilosu 2,10 lira muhammen bedelinde olan tahmini 460 bin ton koyun sütünün muhammen tutarı ise 966 bin lira olarak belirlendi. İhale için geçici teminat 48 bin 300 lira olarak hesaplandı. Kısmi teklifin kabul edilmeyeceği ihalede koyun sütünün sağımı Gözlü, Altınova ve Polatlı tarım işletme müdürlüklerinde yapılacak, nakliyesi müşteriye ait olacak. Geçici teminat, muhammen bedelin yüzde 5'i tutarında olacak. İhale şartnamesi Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve ilgili işletme müdürlüklerinden temin edilebilecek.

19 Köy-Koop Haber Mart 2015 KOOPERATİFÇİLİK 19 Dünyadan Kooperatif Hikâyeleri Dr. Nezaket CÖMERT / Dr. Erhan EKMEN Değerli okurlar, Sizlere bu sayımızda, İtalya dan bir başarı hikayesi paylaşacağız. İtalyanlar için önemli bir geleneksel gıda olan ve bütün dünyada yaygın tüketilen sosis piyasasında ve taze et ürünlerinde bir kooperatifin çalışanları el ele vererek nasıl büyük işler başardığını göreceğiz. Özellikle, Kasap Çiftçiler adı altında kendi kurdukları dükkanlar ile tüketiciye kadar ulaşmaları, kooperatiflerin değer zincirinde üretimden tüketime kadar her aşamada nasıl rol alabileceklerini ispatlayan güzel bir örnek olmuş. Darısının bizim kooperatiflerimizin başına da gelmesini ve artık bu bilincin yaygınlaşmasını diliyoruz. Entegre Gıda Ve Tarım Kooperatifi (Şirketi) CLAI (Clai Sca ), 1962 den bu yana gıda zincirinin bütün denetimini garanti altına alarak sosis ve taze et sektöründe çalışan bir tarımsal işçi ve yetiştiricileri kooperatifidir. İtalya nın Imola şehrinde kurulmuş bu kooperatif, Salumi veribankası Kasım 2010 kayıtlarına göre; yaklaşık 230 ortağı ile 400 çalışanı ile bugün İtalya da Salam piyasasında üçüncü büyük oyuncudur. Kooperatifin bütün ürünleri, kaliteyle, üstünlük vurgusuyla ve İtalyan aşçılık geleneğine saygı duyularak yapılmaktadır. CLAI Kooperatifi, 1962 den beri önde olan entegre gıda ve tarımsal üreticiler arasında yayılmaya ve günümüzde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. CLAI Kooperatifi nin 1960 lara dayanan hikayesi, yetiştirici ve çiftçilerin çiftlikleri ile ürünleri için birçok yeni iş geliştirme fırsatları yaratmak amacıyla çevresindekilerle güçlü ilişkiler kurması üzerine dayanır. Yıllar içinde büyütmeye devam eden Kooperatif, Po Vadisinden çiftçileri de ortak tabanı içine alarak yeni ortaklar edinmiş ve kendi yetiştirici çiftliklerini kurmuştur. CLAI nın gücü; sertifikalandırılmış tek gıda zinciri içerisinde, hayvanlarını (sığır ve domuz) yetiştirmesi ve bu hayvanların etini işlemesi faaliyetlerini entegre bir şekilde yapmasından kaynaklanmaktadır. CLAI nin faaliyetleri hayvanların beslenmesi için gerekli yem bitkilerini yetiştirmek, kendi yetiştirici çiftliklerini, kesim tesislerini ve salam fabrikasını kurmak olarak sıralanabilir. Sığır ve domuz etinin büyük bölümü kendi çiftliklerinden ve Po Vadisindeki ortaklarının çiftliklerinden gelmektedir. CLAI Kooperatifinin şarküterisi, uzman salam üreticilerinin bilgisi dahilinde yapılmakta olup, lezzeti ve kalitesi yüksek teknoloji kullanılarak sağlanmakta ve daha çok taze İtalyan etiyle üretilmektedir. CLAI nın ürün yelpazesi, Romagna şarküterisinin spesiyalist karakterine özel bir dikkat vererek İtalyan geleneğinin muhteşem klasiklerini içermektedir. Üretim tesisleri, ISO 9001:2008 ve ISO 14001:2004 ü karşılayan Çevre ve Kalite Yönetim Sistemi Sertifikasına sahiptir. Aynı zamanda BRC (Global Standard for Food Safety - Gıda Güvenliği için Küresel Standart) ve IFS (International Food Standard - Uluslararası Gıda Standardı) sertifikaları da almıştır. CLAI Kooperatifi, hem modern dağıtım, hem de normal ticaretle yönlendirilmiş bir satış ağına sahiptir. Aynı zamanda başka yerlerden gelen ürünlerinin satışının yapıldığı ve Kasap Çitçiler (the Macellerie del Contadino -The Farmer Butcher) adı verilen 7 dükkanı da yönetmektedir. CLAI Kooperatifinin yönetilme şeklinde, çevreye karşı olan sorumluluk her zaman önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle güneş enerjisini temiz enerjiye dönüştüren bir güneş paneli tesisi ve işleme tesislerinin yan ürünlerinden elde edilen enerji ile ısı üreten bir biyogaz tesisini de kurmuştur. Kooperatifler İş Dünyasının Bir Parçasıdır İş dünyası dediğimizde genelde üretimden tüketime kadar mal ve hizmet üretiminin yer aldığı zincir içinde kalan yatırımların, yatırımcıların ve profesyonellerinin yarattığı bir ekonomik çevre anlaşılır. Bu çevrede yer alan yatırımlar oransal payları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ya kamuya ve kooperatiflere ya özel sektöre, ya da bunların ortaklıklarına aittir. Ünal ÖRNEK Ziraat Yüksek Mühendisi uno58@hotmail.com Ülkelerin izlediği ekonomik politikalar çerçevesinde ağırlıkları değişmekle birlikte ülkede ekonomik ve sosyal politikalarının şekillenmesinde ve uygulanmasında etkin roller üstlenirler. Dünyada bugüne kadar izlenen politikalar çerçevesinde başarılı ekonomik politikaların izlenmesi bu aktörlerin rollerini dengeli ve toplumun hak ve menfaatlerinin düşünerek oynaması ile mümkündür. Bu dengenin bozulması toplumun hak ve menfaatlerinin bir kenara itilmesi bir dönem için başarılı gibi görünse de uzun dönemde büyük zararlar vermiştir. Ülkelerde yoksulluğun artması, işsizlik ve ekonomik krizin nedeni hep saydığımız aktörlere yaklaşımda yapılan hatalar sebep olmuştur. Kooperatifler kurulduğu günden bugüne iş dünyasının içinde yer almışlar. Yatırımları ile pazarda denge sağladıkları gibi kayıt dışılığın önlenmesinde görev üstlenmişlerdir. İzlenen ekonomik politikalar çerçevesinde kapitalist sistem içinde ortaya çıkan yaraların sarılmasında başarılı hizmetleri yerine getirmişler. Ortaklarının olduğu kadar ticaret ve sanayi sektörü içinde ham madde üretiminden tüketime kadar en büyük güven unsuru olmuşlardır. Ekonominin her alanında üstlendikleri görevler çerçevesinde yatırımları ile iş dünyasının rekabet gücünün korunması ve geliştirilmesi noktasında küçükleri birleştirerek ülkedeki sanayi ve ticaret alanında güçlü bir yapının kurulmasına fırsat yaratmışlardır. Dünyada gelişmiş ülkeler ayni zamanda kooperatifçiliğin geliştiği ülkelerdir. Bu ülkelerde kooperatiflerin iş dünyasındaki payı geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere göre oldukça yüksektir. Toplumsal refahın artırılmasında kooperatifler tartışmasız ön planda yer alan iş modelidir. Kooperatifçilik ilkeleri çerçevesinde şekillenen politikaları ile kooperatifler global sorunlara daha yapıcı çözümler yaratılmasında etkin olmaktadırlar. İş dünyası içinde rekabeti bozan bir model değil, toplumsal dengelere ve global gerçeklere göre hareket eden bir politika izlemektedirler. Özel sektörü bir rakip gibi değil toplumun hak ve menfaatlerinin korunması çerçevesinde bir iş ortağı gibi görmektedirler. Nitekim dünyanın dört bir yanında özel sektör ile ortak çalışmaktadırlar. İstikrarlı ve uzun vadeli planların yapılmasında en büyük güven unsuru olmaktadırlar. Artık günümüzde kooperatifler G20 yapısı içinde yer alan iş dünyasının önemli kuruluşlarının yer aldığı B20 içinde çalışmalara katkı koyan ekonomik olduğu kadar sosyal bir boyutta kazandıran bir rol üstlenmişlerdir. Çünkü günümüzde kooperatifler global kriz karşında güçlü duruşları ile elde ettikleri başarılar ile iş dünyasına ne denli önemli olduklarını kanıtlamışlardır. İspanya da 1976 yılından beri en yüksek ortan seyreden işsizlik oranı %27.2 seviyesi kooperatiflerin yatırımları ile 2012 nin üçüncü çeyreğinde %7.2 ye düşmüştür. Kooperatifler toplam sigorta pazarında finansal krizin başlangıcından bu yana kooperatiflere duyulan güven ve karşılıklı işbirliği sayesinde ayni dönem içinde oran %11.8 artarak sigorta sektörünün arasındaki prim gelirlerinin %27 oranında büyümesini sağlamışlardır. Kooperatif ve ortaklıkları sektörün küresel pazar payını 2007 yılında %23.4 iken 2012 yılında %26. 7 ye yükseltmişlerdir. Sektörün pazar payını %14 artırmışlardır. Bankacılık sektöründe Bloomberg tarafından yapılan sıralamaya bakılırsa dünyanın en büyük 3 güçlü bankaları arasında Kanada dan Desjardins grubu ve Japonya dan Norinchukin bankası gibi iki kooperatif bankasının da olduğu görülecektir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Sonuç olarak kooperatifler iş dünyasının önemli bir parçasıdır. En küçük yerleşim yerinde en büyük şehirlere kadar kooperatif yatırımları varlığını kanıtlamıştır. Ülkemizdeki ilk 500 büyük firma içinde kooperatiflere ait yatırımlarda yer almaktadır. Son olarak yayınlanan TUSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık Rekabet Gücü Raporu kooperatiflerin iş dünyası için önemini çok iyi ortaya koymuştur. İş dünyası tüm oyuncuları ile birbirinin iş ortağıdır. Yıkıcı bir yaklaşım yerine yapıcı ve işbirliğini ön planda tutan politikalar hem iş dünyasının hem de halkımızın ve ülkemizin menfaatine olacaktır. Türk iş dünyası rekabet gücünü yükselterek dünya pazarlarındaki rekabete karşı güçlü bir duruş sergilemek istiyorsa kooperatiflerin gücünü iyi bilmeli ve işbirliğinin önemini iyi anlamalıdır. Son G20 zirvesinde uluslararası kooperatifler Birliğinin ve Avusturalya kooperatif temsilcilerinin B20 içinde verdiği mesaj bir ölçüde bugünümüz ve yarınımız için işbirliği çağrısıdır. Küresel sorunların her geçen gün arttığı ve ekonomik krizin bir türlü sona ermediği dünyamızda bu çağrı iyi değerlendirilmelidir. 4 milyon 341 bin TL lik Manda Destek Ödemesine Başlanıyor Anadolu Mandası Islah Projesi ne dâhil olan yetiştiricilere manda başına 700 TL, diğer anaç manda sahiplerine de 400 TL.destek ödemesi yapılacak. Anaç manda ve Halk Elinde Anadolu Mandası Islah Projesi kapsamında, her ilde yapılacak destek ödeme miktarları belli olmaya başladı. Hayvancılık desteklemesinde anaç manda için 400 TL, Anadolu Mandası Islah Projesi kapsamında projeye dâhil olan yetiştiricilere, manda başına 700 TL destek verileceği, 2014 yılında açıklanmıştı.gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl Müdürlükleri, kendi bölgelerinde desteklemeden faydalanacak çiftçiler ve ödenecek tutarları tespit ederek, hak edişleri düzenlemeye başladı. Samsun Tarım İl Müdürlüğü de, 2014 yılına ait anaç manda ve Halk Elinde Anadolu Mandası Islah Projesi kapsamında, toplam üretici ve çiftçiye, toplam 4 milyon 341 bin TL destek ödemesi yapılacağını duyurdu. İl Müdürü Kadir Güven, Samsun da Anadolu Mandası Islah Projesi ve anaç manda desteğinden faydalanacak çiftçiler ve üreticilere ödenecek tutarların tespit edilerek, hak edişlerinin yapıldığını açıkladı; Anaç manda destek miktarı, 2 milyon 460 bin TL Hayvancılık desteklemesinde anaç manda için 400 TL, Anadolu Mandası Islah Projesi kapsamında projeye dâhil olan yetiştiricilere manda başına 700 TL destek verilmiştir. Anaç manda desteklemesinden çiftçi yararlanmış olup, destek miktarı 2 milyon 460 bin TL dir. Anadolu Mandası Islah Projesi için, 123 çiftçiye 1 milyon 881 bin TL destek ödemesi yapılacaktır.2014 yılına ait anaç manda ve Halk Elinde Anadolu Mandası Islah Projesi için, ödenecek destek miktarı toplamı, 4 milyon 341 bin TL dir. Halim Utlu

20 20 KIRSAL KALKINMA Mart 2015 Köy-Koop Haber İşletmenizin Neden Bir Web Sitesi Olmalı? Web Sitesi bir maliyet kalemi değil sağladığı değer ve verimlilik ile en önemli işletme kaynaklarından biridir. Kurumsal bir web sitesi; iletişim, üretim, malzemeler, alım satım, e-ticaret, müşteri ilişkileri, yeni müşteriler, insan kaynakları gibi entegre iş fonksiyonlarını içeren bir elektronik iş platformu üzerine kuruludur ve kurumsal kaynakların etkin, verimli şekilde yönetilmesine katkı sağlar. Sektörünüzle ilgili haber, duyuru, makale gibi bilgi paylaşımlarımda bulunurak sektörünüzü izleyen değil, katkı sağlayabildiğiniz ve sesinizi duyurabildiğiniz bir platform olması. Üretim ya da pazarlamasını yaptığınız ürün, hizmet ya da servisleriniz için en etkin tanıtım/pazarlama yapabileceğiniz bir platformdur. Bunun yanı sıra elektronik ticaret avantajı ile mevcut müşteri ilişkilerinizi geliştirebilme ve potansiyel yeni müşteriler ile ticaret hacminizi büyütmenizi sağlar ve iletişim sayfanız, en gelişmiş kartvizitinizdir, Oğuzhan SAKAAYAR KooperatifWeb Proje Yöneticisi Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi Bilgilendirme Toplantısı Yapıldı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi bilgilendirme toplantısı, ATO Congresuim da gerçekleştirildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi ne ilişkin, 32,5 milyon arazi parselinin tamamının her birine aynı vatandaşlık numarası verir gibi kimlik numarası verildi ve bunun tamamı bilgisayara kaydedildi. Türkiye nin herhangi ili, ilçesi, köyü bir tarım parselinin numarasını bilgisayara girdiğinizde büyüklüğü ne kadar, rakım ne, bakısı ne, sulu mu kuru mu bütün bu vasıfların tamamını biliyoruz. 32,5 milyon tarım arazisinin tamamını da kayıt içerisine aldık dedi. Toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da katıldı. Açılış konuşmasını yapan Bakan Eker, Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi ni anlatarak, 32,5 milyon arazi parselinin tamamının her birine aynı vatandaşlık numarası verir gibi kimlik numarası verildi ve bunun tamamı bilgisayara kaydedildi. Türkiye nin herhangi ili, ilçesi, köyü bir tarım parselinin numarasını bilgisayara girdiğinizde büyüklüğü ne kadar, rakım ne, bakısı ne, sulu mu kuru mu bütün bu vasıfların tamamını biliyoruz. 32,5 milyon tarım arazisinin tamamını da kayıt içerisine aldık. Bu 32,5 milyon parsel tarım arazisinde ve bunların üzerinde varolan bütün tarımsal, hayvancılık faaliyetlerini 10 bin kişi ile önceden kendilerine bütün parsellerin uydu görüntülerini almak suretiyle boş dünyanın en hızlı iletişim platformu dijital mesajlaşma ile ziyaretçilerinizin kolaylıkla istedikleri yerde ve zamanda işletmenize ulaşmasını sağlar. Web siteniz işletmenizin vitrinidir, 7/24 dünyanın tüm ziyaretçilerine tek bir noktadan hizmet vermek için açık ve çalışmaya hazırdır. Bu örnekleri çokça çoğaltabiliriz fakat açıkçada görülebilmektedir ki temelleri 60'lı yıllara dayanan ve 90'lı yıllarla birlikte yaygınlaşmaya olarak gönderiyoruz. Onlar sahada bunları tek tek kendileri görüyor, işliyor, fotoğraflıyor sisteme aktarıyor. Türkiye nin tüm parsellerinin tamamının uydu görüntülerini alıyoruz. Yılda iki defa, her dönem için o uydu görüntüleri ile sahada ne ekilmiş, ne dikili bunların hepsini biliyoruz. Envanter takip sistemi dediğimiz husus bu. Varlığımız, potansiyelimiz, imkanımız ne bunu bileceğiz ki planlama yapabilelim. Bunu bileceğiz ki politika üretelim, proje geliştirelim, stratejimize uygun Türkiye nin tarımsal potansiyelini azami düzeyde kullanalım ve Türkiye nin refahına katkı sağlayacak bir sektör haline getirelim diye konuştu. Sistemde 345 Farklı Tarımsal Ürün ve 102 Alet Ekipman Kayıtlı başlayan internet teknolojilerinin bugünkü kullanıcı sayısı 3 milyarın üzerindedir, Türkiye'de bu rakam 45 milyon. Nüfusun yarısını aşan ve her gün büyümeye devam eden internet kullanıcı topluluğunun oluşturduğu kabul görmüş bir değişimi görmezden gelmek ya da buna karşı direnmek işletmeniz adına yapılabilecek stratejik bir hatadır. Şimdi İşletmenizin Neden Bir Web Sitesi Olmalı? Konu başlığı ile başlayan makalemizde 'işletme' gördüğünüz yerleri 'kooperatif' olarak değiştirin ve lütfen tekrar okuyun. Gelecek sayıdaki yazımın devamında Kooperatiflere özel web uygulamasının yukarıda yer alan örneklendirmelere ek olarak; kaynaklarının etkin ve verimli şekilde yönetilmesi, maliyetleri azaltıcı, gelirleri arttırıcı önemli bir kooperatif kaynağı olması, ulusal ve uluslararası bilgi ekonomisi içinde her ölçekte kooperatifin verimliliğini bilgi teknolojilerini kullanarak nasıl artı değer katılabileceği hakkında yazacağım, görüşmek üzere, hoşçakalın. Bakan Eker, konuşmasına şöyle devam etti: Anında Türkiye haritasında bakanlığımızda düğmeye bastığımızda Türkiye nin o an itibari ile ne kadar, hangi tür hayvanda, hangi ürün tarlada anlık olarak bunu Türkiye haritasında istediğinizde bunun tamamını görebiliyoruz. Bunu yedekliyoruz, takip ediyoruz. Bundan sonraki aşama bu veri tabanının işlenmesi, bunlara uygun politikaların belirlenmesidir. Bugüne kadar 41 bin 106 köy ve mahallede veri girişi yapıldı. 2 bin civarındaki mahalle ve köylerde de çalışma sürüyor. 345 farklı tarımsal ürün sistemimizde kayıtlı, 102 alet ekipman sistemimizde kayıtlı. Sadece tarladaki canlı varlığı değil, tarım ve hayvancılıkta kullanılan makine varsa çiftlikte bunların tamamını da kaydediyoruz. Kalkınma Bakanı Yılmaz ise, tarım sektörünün önemli olduğunu belirterek, Sürdürülebilir kalkınma açısından vazgeçilmez sektör olduğunu belirtmek istiyorum. Tarım politikalarımız temel hedeflerinden en önemlisi kuşkusuz. Türkiye nin kendi nüfusunu besleyecek bir seviyede ulaşabilir fiyattan yeterli tarımsal ürünü arz etmesi, gıda güvenliğini sağlaması. Bu proje kayıtlı bilgiyle değil, kayıt dışılığı da işin içine katarak katlayarak politika oluşturmamıza yardımcı olacaktır şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Bakan Eker, Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi hakkında Konya nın bir köyüne canlı bağlantıda bulunarak, sistemin nasıl çalıştığı hakkında bilgi aldı Yılı Hibe Programları Bu köşede hibe programları ile ilgili açıklamalar yaparak yatırımcıları bilgilendirmeye çalıştık yılı için önemli miktarda destek alınabilecek programları ise aşağıda özet olarak aktarıyoruz. Bunlarla ilgili detay bilgiler ilgili web sayfalarından bulunabileceği gibi proje yazımında dikkat edilecek hususlar ve sizlerden gelecek soruların cevapları ileriki aşamalarda bu köşeden açıklanacaktır. IPARD programı hakkında geçen aylarda açıklama yapmıştık. Projenin ikinci fazı onaylandı ve muhtemelen bu yılın ikinci yarısında teklif çağrısına çıkılacak. Yatırımcıların bu programı yakından takip etmeleri ve yeni uygulamaları da dikkate alarak bu hibe programından azami ölçüde faydalanmaları mümkündür. Mesela güneş enerjisi kullanarak mevcut üretiminizde maliyetleri düşürebilirsiniz. Ancak unutmayınız ki bu yatırımınız IPARD uygulama kapsamında ve kapasite sınırları içinde olmalıdır. TKDK kurumunun ikinci fazla ilgili yaptığı son açıklama şöyledir IPARD II Programında, mevcut sektörler (tarımsal işletmeler, tarım ve balıkçılık ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi) desteklenmeye devam edilecektir. Bu mevcut sektörlere ek olarak tarım çevre-iklim-organik tarım, yerel kalkınma stratejilerinin uygulanması ve kırsal altyapı hizmetleri IPARD II Programı kapsamına alınmıştır. Çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve iş geliştirme sektöründe Yenilenebilir enerji, makine parkları ve mantar da desteklenecek olan sektörlere eklenmiştir. IPARD II Programı ile mevcut sektörlerde bazı değişiklikler olmuştur. IPARD I den farklı olarak tarımsal işletmelere destek kapsamında, manda sütü üretimi, yumurta tavukçuluğu ve kaz yetiştiriciliği eklenmiştir. Ayrıca bazı sektörlerde hibe oranlarında artışlar olmuştur. İKG 15 sektörde (Tarım, Avcılık ve Balıkçılık; İş ve Yönetim; Kültür ve Sanat; Eğitim; Elektrik ve Elektronik; Çevre; Finans; Gıda; Cam, Çimento ve Toprak; Sağlık ve Sosyal Hizmetler; Adalet ve Güvenlik; Maden; Toplumsal ve Kişisel Hizmetler; Ticaret [Satış ve Pazarlama]; Ağaç İşleri, Kağıt ve Kağıt Ürünleri) Meslek Standartları Geliştirme Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme Merkezleri (VOC-Test Merkezleri) kurmak ve/ Tevfik Fikret CENGİZ Köy-Koop Merkez Birliği Proje Koordinatörü tfikretcengiz@yahoo.com veya geliştirmek ve işletmek şeklinde açıklanan yeni programından tarım sektörü de faydalanabilecektir. Sektörde faaliyet gösteren STK niteliğindeki kurumlar ve kooperatifler sosyal sorumlulukları gereği bu programa katılırlarsa tarımda meslek tanımları ve eleman yetiştirme konusunda ihtiyaçların belirlenmesinde ve yetiştirilmesinde önemli katkılar sağlayabilirler. Sanayi Bakanlığı, Tekno Yatırım Programı Türkiye de bir ilk olma özelliği taşıyan bu programı; öncelikli teknoloji alanlarında yer alan Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeni ürün/ ürün ticarileştirmesi, ülke ekonomisine katma değer oluşturulması, uluslararası pazarda yer alarak teknolojik ürün ihracatına öncülük edilmesi ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere geleceğe dönük Ar-Ge kültürünün benimsetilmesi amacıyla Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya konmuştur. Daha ziyade Üniversite Sanayi işbirliği çerçevesinde gerçekleşmesi düşünülen bu programda tarımda kullanılan bazı kimyasalların üretimine dönük arge ve tesis için gerekli destekler sağlanmaktadır. Detaylı bilgi ilgili kurum web sayfasında bulunmaktadır. KOSGEB firmaların kurumsal gelişimi ve markalaşma konusunda yapacakları çalışmaları bir proje kapsamında sunmaları halinde belirli miktarlarda destek sağlamaktadır. KOSGEB imalat ve hizmet sektörüne destek vermekle birlikte tarımsal ürün işleyen KOBİLERİN de bu programa müracaat edebileceklerini düşünmekteyiz. Gelecek ay görüşmek dileğiyle. Sürdürülebilir toprak ve arazi yönetiminin teşviki: üretken bir gıda sistemi sağlamak, kırsal yaşamı geliştirmek ve sağlık bir çevre elde etmek için esastır.

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı Mart 08, 2012-7:46:36 Bakan Eker, tarımın zannedildiği gibi sadece üreticilerle değil, gıdadan dolayı toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu,

Detaylı

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO BAKLİYAT DOSYASI Dünya üzerinde tarımı çok eski yıllardan beri yapılmakta olan yemeklik dane baklagillerin diğer bir deyişle bakliyat ürünlerinin insan beslenmesinde bitkisel kaynaklı protein gereksiniminin

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

Mısır alım fiyatı açıklandı

Mısır alım fiyatı açıklandı Mısır alım fiyatı açıklandı Ağustos 28, 2012-1:42:57 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) mısırın tonunu 595 liraya almaya hazır olduğunu bildirerek, bunun geçen

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ 2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ SUNUM İÇERİĞİ Türkiye de Tarım Tarımsal girdi politikaları Tarımsal kredi politikaları Tarımsal sulama politikaları Tarımda 2023 Vizyonu 2 TÜRKİYE

Detaylı

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi. Tarım Sektörünün İhracattaki Yeri ve Önemi Şebnem BORAN Ülkemizde son yıllarda önceliğin sanayi sektörüne kayması sonucu ekonomimizde göreceli olarak tarım ürünlerinin ihracatımızdaki ağırlığı giderek

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi

Detaylı

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak; PAMUK RAPORU-2018 Pamuk lifi ile tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen yağı ile bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin, linteri ile kâğıt, mobilya ve selüloz sanayinin hammaddesini

Detaylı

YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER & BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜ TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER & BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜ TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER & BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜ TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI ULRKNEGAĞO.83DSYB rm71032at A NR K Dünyada Yağlı Tohum Üretimi (Milyon ton) 600 500 EN BÜYÜK YAĞLI TOHUM ÜRETİCİLERİ 0

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE ŞUBAT 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli ve rekabet

Detaylı

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi Isparta Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce düzenlenen Sosyal Güvenlik Reformunun

Detaylı

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI (10-12.05.2017-MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER Dr. Nilgün SEZER AKMAN Türkiye Tohumculuk Sektöründe Önemli Gelişmeler 1923-1960 Geleneksel tedarik 1961

Detaylı

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry ARALIK 2015 Afyonkarahisar AFYONKARAHİSAR Chamber of Commerce TİCARET VE and Industry SANAYİ ODASI 2015 ARALIK / AFYONKARAHİSAR İHRACATI İlimizin

Detaylı

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Genel Sekreteri Kaan Sidar, Dünya'da 2 milyar insanın yeterli beslenemediğini ve 10 milyon insanın açlıktan

Detaylı

TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ. Diyarbakır Tarımsal Ticaret / Nüsha 4

TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ. Diyarbakır Tarımsal Ticaret / Nüsha 4 Sayfa1 TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ GAPUTAEM GÜNCEL Diyarbakır Tarımsal Ticaret / Nüsha 4 ARALIK 2013 - YIL:1 SAYI:1 / ISSN :2148-1962.

Detaylı

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR Gözde SEVİLMİŞ Giderek artan nüfusa paralel olarak gıda maddeleri tüketimi ve dolayısıyla bitkisel yağ tüketimi artmaktadır. Diğer yandan artan gıda

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE HAZİRAN 2016 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE

Detaylı

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Ankara -21 Ekim 2015 TARIMSAL DESTEKLER Sunum Planı 1- Türkiye Tarımı Genel Bilgiler 2- Tarımsal Destekleme Mevzuatı 3- Destekleme Kalemleri

Detaylı

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER 30 10 2013 topraksuenerji-ulusal güvenlik denince çoğu zaman zihnimizde sınırda nöbet tutan askerler, fırlatılmaya hazır füzeler, savaş uçakları

Detaylı

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE BAKLAGİL SEKTÖRÜ VE BAKANLIK POLİTİKALARI

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE BAKLAGİL SEKTÖRÜ VE BAKANLIK POLİTİKALARI DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE BAKLAGİL SEKTÖRÜ VE BAKANLIK POLİTİKALARI Dr. Mehmet HASDEMİR Şube Müdürü Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü SUNU İÇERİĞİ Baklagillerin Önemi Küresel Baklagil Sektörü Türkiye Baklagil

Detaylı

... i S TAT i S T i K L E R L E DiYAR BAKiR 2018

... i S TAT i S T i K L E R L E DiYAR BAKiR 2018 ... istatistiklerle DiYAR BAKiR 2018 Gösterge TR Türkiye Veri TRC2 Diyarb akır Veri TRC2 Diyarb akır Sıra Nüfus 2017 80.810.525 1.699.901 12 Şehir Nüfusunun Toplam Nüfus İçindeki Oranı 2017 % 92,5 100

Detaylı

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MART 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. İzmir İlinin Son 5 Yıllık Dönemde Tarımsal Yapısı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ İzmir, sahip olduğu tarım potansiyeli ve üretimi ile ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Halen Türkiye de üretilen; enginarın

Detaylı

3 1 0 2 20 BUĞDAY RAPORU

3 1 0 2 20 BUĞDAY RAPORU 0 1 Dünya buğday üretimi, üretim devlerinden biri olan ABD nin yaklaşık 4 milyon tonluk üretim azalmasına rağmen bu sene ekili alanların ve verimin artmasıyla paralel olarak Ağustos ayı verilerine göre

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI Dünyada Ham Yağ Üretimi (Milyon ton) Hammadde ihtiyacımızın yüzde 75 ini ithalatla karşılıyoruz. Bitkisel yağ sektörü, ayçiçeğinde hammadde yetersizliği nedeniyle dışa

Detaylı

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak 1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak 10.07.2015 2-20 Milyonluk Yatırım Türkiye Erzurum Baskısı - 11.07.2015 3- Et Fiyatları Esnafı Zorluyor HaberTürk Ank. 13.07.2015 4- Bayraktar Ciddi fiyat

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ 30 Havza 1 Sunum Planı 1. Tarım havzalarının belirlenmesi 2. Mevcut durum değerlendirmesi 3. Amaç ve gerekçe

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Bilindiği üzere, tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli

Detaylı

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 03 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri ile

Detaylı

DÜNYA DA BU HAFTA 14 18 ARALIK 2015

DÜNYA DA BU HAFTA 14 18 ARALIK 2015 DÜNYA DA BU HAFTA 14 18 ARALIK 2015 AVRUPA'DA İNŞAAT ÜRETİMİ EKİMDE ARTTI Euro Bölgesinde inşaat üretimi yıllık yüzde 1,1 artış kaydetti Euro Bölgesinde inşaat üretimi ekim ayında aylık bazda yüzde 0,5,

Detaylı

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş 2016 YILINDA UYGULANACAK TARIMSAL DESTEKLER BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar Amaç ve Kapsam 1. Tarımsal üretimde sertifikalı ve çevreye duyarlı üretimi yaygınlaştırmak, gıda ve yem güvenliğini, erkenciliği,

Detaylı

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) ANTALYA DA TARIM SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI GIDA ALT SEKTÖRÜ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU 6 Eylül 2010, Antalya 1 ANTALYA

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

GIDA İŞLEME MAKİNELERİ

GIDA İŞLEME MAKİNELERİ GIDA İŞLEME MAKİNELERİ 1. SEKTÖRÜN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI 8417.20 Ekmek, pasta, bisküvi fırınları (elektriksiz) 8419.31 Tarım ürünleri için kurutucular 8419.89 Pastörize, kondanse etme vb. işler için

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE KASIM 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel gıda

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA Tar-Yat Birimi Destekler 2014 2003 2015 DGD - 387,2 Milyon TL Mazot 14,9 Milyon TL 152,7 Milyon TL ALAN BAZLI TARIMSAL DESTEKLER Kimyevi Gübre

Detaylı

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AMASYA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi

Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi Genel ekonomide üst sıralarda yer alan Çin, 2009'da, dünya tarımsal hasılasında liderliğini sürdürdü ve dünya tarımsal hasılanın yüzde 23,4'ünü tek başına

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE EYLÜL 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ KISALTMALAR KISALTMALAR AB ADNKS AR-GE BÜGEM EB FAO GSMH GSKD ISTA ISF İLO İŞKUR KB KOBİ KOSGEB GKGM TB TÜBİTAK TÜİK TTSM

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığı ve Türkiye Ziraat odaları Birliği tarafından düzenlenen bilgilendirme, toplantısında konuşan Ziraat odaları

Detaylı

TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI. Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI. Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü 21. YÜZYILDA PAMUK ÇALIŞTAYI 23-24 MART 2016 SUNUM PLANI KÜRESEL PAMUK SEKTÖRÜ TÜRKİYE PAMUK SEKTÖRÜ

Detaylı

1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD 27.11.2014

1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD 27.11.2014 1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD 27.11.2014 TÜSİAD, Türk tarım sektörünün tüm unsurlarını bütüncül bir bakış açısıyla ele almak amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Rekabet

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MART 2016 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TÜRKİYE DE BU HAFTA 14 18 EYLÜL 2015

TÜRKİYE DE BU HAFTA 14 18 EYLÜL 2015 TÜRKİYE DE BU HAFTA 14 18 EYLÜL 2015 TARIMDAKİ BÜYÜME İŞSİZLİĞİ GERİLETTİ Tarım sektörü son 10 yılın 8 inde büyüyerek yakaladığı istikrarı, 2015 yılında da sürdürürken yarattığı istihdamla toplam işsizlik

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları 13 Aralık 2012 İZMİR Hizmetlerimiz 13 Aralık 2012 İZMİR KOBİ Akademi KOBİ lerin yurtiçi ve uluslararası pazarlardaki karlılıklarını ve rekabet güçlerini artırabilecekleri

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE TEMMUZ 2016 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır. TOBB GGK, TOBB bünyesinde teşekkül ettirilen ve TOBB Yönetim Kurulu nun alacağı kararlara ışık tutan, genç girişimcilik konusunda genel politikalar geliştiren ve görüş oluşturulmasına katkıda bulunan istişari

Detaylı

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER 04 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama Besilik Materyal Üretim Desteği(baş) 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü

Detaylı

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!- 03.09.2014 Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu ve Değerlendirme Toplantısı, Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında Türkiye'nin en

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI Türkiye de Tarım Finansmanı Konferansı 18 Nisan 2012 İstanbul Dedeman Oteli, Türkiye Bu proje Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir Bu proje EBRD tarafından

Detaylı

TOHUM DAĞITICILARI ALT BİRLİĞİ 7. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

TOHUM DAĞITICILARI ALT BİRLİĞİ 7. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI TOHUM DAĞITICILARI ALT BİRLİĞİ 7. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI Tohum Dağıtıcıları Alt Birliğinin 7.Olağan Genel Kurulu 17-18 Mayıs 2014 tarihlerinde Ankara'da Karayolları toplantı salonunda yeterli katılımla

Detaylı

DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Jeotermal Kaynaklı Sera) ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ MENDERES TARIMA DAYALI İHTİSAS SERA (Süs Bitkileri Ve Çiçekçilik)

Detaylı

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU Ağustos 2013, Adana Hazırlayanlar Sabahattin Yumuşak; Adana Güçbirliği Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sinem Özkan Başlamışlı; Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi

Detaylı

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor Kasım 07, 2013-9:12:39 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ürün Doğrulama ve Takip Sisteminin yılbaşı itibarıyla bebek maması, bitkisel sıvı yağlar,

Detaylı

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM ÇELTİK DOSYASI Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür.

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE TEMMUZ 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: 30.04.2009 / 27215 30 Nisan 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27215 (Mükerrer) TEBLİĞ Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: ÇİĞ SÜTÜN DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK DESTEKLEME UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (TEBLİĞ

Detaylı

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 Yılı Sonrası Reformu - I 2000 yılı sonrasında reform niteliğinde atılan adımlar: DGD desteklemede ana araç oldu DGD uygulamasına tüm yurtta geçilmesini öngören 2000/2172 sayılı BKK Oluşturulan Çiftçi

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE HAZİRAN 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Giriş Balık, insanoğlunun varoluşundan itibaren değerli bir besin kaynağı olmuştur. Günümüzde ise kaliteli ve yüksek oranda vitamin, mineral ve protein yapısının

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE NİSAN 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012 0

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012 0 Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012 0 GIDA İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI 8417.20 Ekmek, pasta, bisküvi fırınları (elektriksiz) 8419.31 Tarım ürünleri için kurutucular 8419.89

Detaylı

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR) ANTALYA DA TARIM SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI SÜS BİTKİLERİ VE TIBBİ AROMATİK BİTKİLER ALT SEKTÖRÜ ÇALIŞMA GRUBU

Detaylı

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü TARIMSAL ÜRETİM DEĞERİ BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMDE İZMİR İN ÜLKE SIRALAMASINDAKİ YERİ (TUİK-2014)

Detaylı

30 Mayıs 2012. Ebru AKDAG MEYED Genel Sekreteri IFU Dünya Meyve Suyu Günü Elçisi

30 Mayıs 2012. Ebru AKDAG MEYED Genel Sekreteri IFU Dünya Meyve Suyu Günü Elçisi 30 Mayıs 2012 Ebru AKDAG MEYED Genel Sekreteri IFU Dünya Meyve Suyu Günü Elçisi İçerik MEYED Dünya Meyve Suyu Günü Meyve Suyu Sanayisinde Güncel Durum Meyve Suyu Sektörünün Potansiyeli Sorunlar ve Çözüm

Detaylı

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: -BÜTÇEDEN SAĞLIK HARCAMALARINA 2012 YILINDA 47,8 MİLYAR LİRA AYRILDI -TÜRKİYE DE 3 MİLYON 447 BİN 166 KİŞİ DİYABET

Detaylı

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI T.C. BARTIN VALİLİĞİ İL TARIM MÜDÜRLÜĞÜ 2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI YUSUF ALAGÖZ İL TARIM MÜDÜRÜ BARTIN DA DEMOGRAFİK YAPI 2009 YILI ADRESE DAYALI NÜFUS TESPİT ÇALIŞMASI SONUCUNDA İLİN TOPLAM NÜFUSU 188.449

Detaylı

TÜRKİYE & ADANA İHRACAT RAKAMLARI

TÜRKİYE & ADANA İHRACAT RAKAMLARI TÜRKİYE & ADANA İHRACAT RAKAMLARI Mayıs 2018 T.T. 180604 (I) TÜRKİYE İHRACAT RAKAMLARI Mayıs 2018 T.T. 180604 MAYIS AYI İHRACATIMIZ YÜZDE 12,2 ARTIŞLA 14 MİLYAR DOLARA ÇIKARAK BİR REKORA DAHA İMZA ATTI.

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

V E R G İ A K T Ü E L

V E R G İ A K T Ü E L S A Y I 1 N İ S A N 2 0 1 7 V E R G İ A K T Ü E L 6 8 7 S A Y I L I K H K İ L E S A Ğ L A N A N S G K P R İ M İ V E R V E R G İ T E Ş V İ K L E R İ Tüm hakları WİSDOM DD adına saklıdır. S A Y F A 1 W I

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013 EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar TARIM SEKTÖRÜ 1. Tarım sektöründe istihdam şartları iyileştirilecektir. 1.1 Tarıma yönelik destekler ihtisaslaşmayı ve istihdamı korumayı teşvik edecek biçimde tasarlanacaktır. Hayvancılık (Tarım Reformu

Detaylı

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri ÜLKE Dünya Seramik Kaplama Malzemeleri Üretiminde İlk 1 Ülke 29 21 211 212 212 Dünya /212 Üretiminden Aldığı Pay Değişim (%) (%) 1 ÇİN

Detaylı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI NİSAN 2014 İçindekiler 2013 YILI İHRACAT RAKAMLARI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME... 3 2013 YILI TR 71 BÖLGESİ İHRACAT PERFORMANSI... 4 AKSARAY...

Detaylı

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

2003-2011 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİM KOOPERATİFLERİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİM KOOPERATİFLERİ T.C. TİCARET BAKANLIĞI Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİM KOOPERATİFLERİ EKİM, 2018 ANKARA TÜRKİYE DE KOOPERATİFLER Anayasa Madde 171 «Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate

Detaylı

TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI

TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI DOÇ.DR. AYŞE UZMAY ZMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 İÇERİK DÜNYADA SÜT ÜRETİMİ TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI

Detaylı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI 2003-2011 DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT Türk tarımını kalkındırmadan Türkiye yi kalkındıramayız Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan Ekolojik denge ve küresel

Detaylı