FEN ALANLAR ve ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FEN ALANLAR ve ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ"

Transkript

1 1 FEN ALANLAR ve ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ AMAÇLAR - DAVRANIŞLARI SINIFLAMA YÖNTEMİ (TAKSONOMİ) Taksonomi, davranışların sınıflandırma yöntemi olarak, eğitim psikologları tarafından öğretmenlere bir öğretim yılı boyunca kendi derslerini nasıl sıralayarak geliştireceklerinin ve bu şekilde çocukları alt düzey davranıştan üst düzey davranışa götüreceklerinin saptanmasında yardımcı olmak üzere geliştirilmiştir. Örneğin, davranışları sınıflama yöntemleri öğretmenlerin bir yıl boyunca takip edecekleri bir kılavuz sahibi olmaları açısından, amaç ve hedef belirlemede yararlı olur. Davranışları sınıflama yöntemi, davranışların ardışık bir sıra içerisinde en basitten en karmaşığa bilgi, beceri ve tutumların sınıflandırılması için kullanılan bir yöntemdir. Bilişsel Alan Hedefleri Düşünceye dayalı eğitsel hedeflerin sınıflaması yöntemidir. Bloom'un sınıflandırma yöntemi olarak da bilinen bu yöntem, çocuğun entelektüel düşünme seviyesini ortaya koyan davranışı içerir. Bu alanın en düşük düşünce seviyesinden en yükseğe göre altı düzeyi; 1) bilgi, 2) kavrama, 3) uygulama, 4) analiz, 5) sentez ve 6) değerlendirme davranışlarıdır. Bloom'un sınıflama yöntemi, en düşük düzeyde bilgi ile en karmaşık yüksek düzey olan değerlendirme arasındaki düzeyleri sınıflandırmasının yanı sıra, en yüksek düzeyde düşünmenin en alt düzeyde düşünme ile mümkün olması gerektiğini vurgular. Örneğin, gerekli bilgiler bilgi düzeyinde bilinmiyorsa, bu bilgilerin yorum safhasını oluşturmak oldukça güçtür. Ayrıca çocukların yüksek düzeyde sentezleme yapmaları, onların bilgi, kavrama, uygulama ve analiz düzeylerini başarmalarına bağlıdır. Genelde üst düzeyden başlamak etkili değildir. Duyuşsal Alan Hedefleri Aynı zamanda Krathwohl'un sınıflama yöntemi olarak da adlandırılan duyuşsal alan duygulara dayalı davranışlardaki konuları ele alır. Bu tür davranış, ilgi alanları, tavırlar, duygular ve değerleri içerir bir değer, bir ilke ya da bir standardı kapsar. Değerler karşılaştırılan nesnelerin doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü, mantıklı ya da saçma, önemli ya da önemsiz olduğu hakkında bir yargıdır. Çocuklar, ilköğretim dönemi boyunca kendilerine ait değerlerde gelişim basamaklarından geçer ve bu nedenle öğretmen öğrencileerin neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğunu belirleme konusunda onlara yardım bakımından önemli bir rol oynar. Krathwohl'un duyuşsal alan davranışlarını sınıflama yöntemi beş düzeydeki duyuşsal davranış ve değer gelişimi ile ilgilenir. Bunlar, 1) Alma (en alt seviye) - öğrenci dinler ve değeri kabul eder; 2) Tepkide bulunma - öğrenci değere tepkide bulunur, dinler, cevap verir ve kabulde gönüllü olur; 3) Değer verme (değerleme) - değer yargısını destekler veya reddeder; 4) Örgütleme - kıyaslar, katılır; 5) Bir değer ya da değerler bütünüyle nitelenmişlik (kişileştirme) (en yüksek düzey) - değişmeyen değer davranışı öğrencinin yaşam felsefesini oluşturur. Bilişsel alanda olduğu gibi, duyuşsal alan davranış sınıflama yönteminde de herbir düzey kendisini takip eden alt düzeylere bağlıdır, yani ardışıktır. Daha basit bir davranışı daha üst bir davranış takip eder. Örneğin, değer sorunu ile ilgili bilgi edinmeden diğer bir değer sorununa cevap vermek olası değildir. Yani bir değer sorunu olduğunu bilmezseniz, ona tepkide bulunup bir cevap veremezsiniz. Psikomotor (Devinişsel) Alan Hedefleri Devinişsel alan, beyin/kas koordinasyonunu içeren motor (hareket) davranışları ifade eder. Bu alan özellikle koşmak, oynamak ve diğerleri ile mücadele edebilmek için olduğu kadar göz/el/vücut/zihin koordinasyonunu geliştirmesi gereken bir davranış olduğu kadar zihinsel becerileri de içeren birçok yaş grubu ile çalışan ilkokul öğretmenleri için özellikle önemlidir. Bu sınıflama yönteminin düzeyleri alt düzeyden başlayarak 1) uyarılma (ki, basit bir algı sinyalidir), 2) kılavuz denetiminde yapma, 3) beceri haline getirme, 4) duruma uydurma ve 5) yaratmadır. Bu sınıflama yönteminin düzeyleri sıralı olmak zorunda olmayabilir. Zira bilişsel ve duyuşsal alan içinde kendilerini gösterebilirler. Bir çocuğun cevabı

2 2 anlama ya da bir deneyimin anımsanması ile başlayacaktır ki, ancak bu çocuğun diğer dört düzey içerisinde gelişim düzeyine uygun olarak nasıl gelişeceği o çocuğun eylemi gerçekleştirirken gösterdiği yeteneğine bağlı olacaktır. Çocuklar, doğal olarak, koordinasyonlarında birbirleriyle oldukça farklılaşırlar ve bu psikomotor alanında bir çocuğun hangi düzeyi özellikle başarabildiğini gözlerken akılda tutulması gerekli önemli bir noktadır. Çocuğun gerçekleştirmekte olduğu psikomotor düzeyi çoğu zaman öğretmen tarafından gözlenecektir. Bu gözlemden öğretmenin bu beş kategoriden birine çocuğu yerleştirmesi gerekir. Yeterliğe Dayalı Hedeflerin (Amaçların) Yazılması Eğitim faaliyetinden sonra, öğrencinin neler yapabileceğini gösteren hedefler, eğitim faaliyetlerinin nasıl düzenlenip uygulanacağının da belirleyicisidir. Türk eğitim sisteminde, eğitim faaliyetleri ile ulaşılması istenen amaçlar programlarda belirtilmiştir. Genel nitelikteki bu amaçlar, öğretmene rehberlik etmekle birlikte, ayrıntılı olarak açıklanıncaya kadar öğretmen için yararlı değildir. Üstelik programda belirtilen amaçlar tüm ülke okullarını kapsamakta, okulların farklı olanaklarını, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyini vb. özel durumlarını dikkate almamaktadır. Bu amaçların anlaşılabilir, gözlenebilir duruma getirilmesi, yani yeterliklere dayalı amaçlara dönüştürülmesi gerekir. Yeterliğe dayalı amaçlar, programla ilgili olarak öğretmenin ve öğrencilerin beklentilerini gösterirler. Bu amaçlar, öğretmenin değil, öğrencinin ne yapabileceğini belirtir. Diğer taraftan, öğretimin geliştirilmesi, ayrıntıların planlanması ve öğrencilerde ilgi uyandırması için rehber vazifesi görür ve planlamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları önler öğretimi etkili kılar. Yeterliğe dayalı amaçlar, ders genel amaçları ve programa alınacak işlemler (konular) belirlendikten sonra yazılır. Bu amaçların yazımının öğretmen tarafından yapılması daha uygundur. Ancak yeterliklere dayalı amaçlar, aynı okul ya da çevrede, zümre öğretmenlerinin oluşturacağı takımlar tarafından birlikte de yazılabilir. Bu çalışmalara program geliştirme uzmanlarının katılması da yararlı olacaktır. Hedefler Yazılırken Dikkat Edilecek Hususlar 1. Hedef cümleleri sonunda bilgisi, becerisi, gücü, yeteneği, oluş, farkındalık, hoşgörülük vb. ifadeler yeralır. 2. Öğrenci davranışına dönüştürülebilecek ve öğrenme özelliğini belirtecek nitelikte yazılmalıdır. 3. Öğrenme ürününü dile getirmeli, sürece dönük olmamalıdır. Örneğin, Bilimsel yöntemi kullanır. sürece; Verilen problemlerin çözümü için bilimsel yöntemi kullanabilme. ürüne dönüktür. 4. Konu başlıkları hedef olamaz. 5. Kapsamlı ve aynı zamanda sınırlı olmalıdır. 6. Hedeflerin hangi konu içeriği ile ilgili olarak gerçekleştirileceği belirtilmelidir. 7. Hedefler binişik olmamalı, tamamlayıcı, yani bitişik olmalıdır. 8. Hangi alanda yazılıyorsa, o alanın niteliklerine ve basamaklarına uygun olmalıdır. 9. Hedefler birbirini destekler nitelik ve nicelikte olmalıdır. 10. Ders düzeyinde yazılan hedefler, ünite ve bir, iki, üç, dört saatlik ders için belirlenirken kapsam ve sınırlılık açısından daralabilir. Davranışlar Yazılırken Dikkat Edilecek Hususlar Davranış, organizmanın etkiye karşı gösterdiği tepki ya da tepkiye karşı gösterdiği etkidir. Genel anlamda, organizmanın gösterdiği her hareketidir. Bireyin istenilen hedeflere ulaştırılma düzeyi, ancak onun kazanacağı, göstereceği davranışlarla belirlenebilir. Davranışa dönüştürülemeyen hedefin varlığından ya da gerçekleştiğinden söz edilemez. Davranışa dönüştürülen ve soyut bir ifade niteliğindeki hedef, herkes için aynı anlamı verebilecek özelliğe ulaşabilir. Ayrıca hedeflerin davranışa dönüştürülmesi şu nedenlerle gereklidir: 1. Eğitimde her türlü değerlendirmenin yapılabilmesi için, davranışların hem nitelik, hem de nicelik olarak belirlenmesi gerekir.

3 3 2. Eğitim durumlarının düzenlenmesi için, yine davranışların hem nitelik, hem de nicelik olarak bilinmesi gerekir. 3. Açık bir sistem olan eğitimde her türlü düzenleme, yenileme, onarma sistemi yeniden kurma gibi etkinliklerin yapılabilmesi için, sistemce kazandırılacak davranışların bilinme zorunluluğu vardır. 4. Ölçütler standartlar sağlamak için, davranışların bilinme zorunluluğu vardır. Eğitim sisteminde ölçüt, davranıştır, denilebilir. 5. Eğitim işgörenlerinin değerlendirilmesi, yetiştirilmesi, denetlenmesi, aralarında eşgüdüm sağlanmasında sistemce kazandırılacak davranışların belirlenme zorunluluğu vardır. Hedefler davranışa dönüştürülürken şu hususlara dikkat edilmelidir: Bir hedefin davranışları biraraya geldiği zaman hedefi oluşturmalı, onun niteliklerine uygun olmalıdır. Davranışın sınırları belli olmalıdır. Daha aşağı düzeyde bazı küçük davranışları temsil edecek şekilde kapsamlı ve sınırlı olmalıdır. Davranış, bulunduğu düzeyde bir tek davranışı ifade etmelidir. Öğrencinin neyi, hangi durumda ve hangi ölçüde yapacağını açık ve seçik belirlemeli ve davranış cümlesi sonunda yapma, etme, söyleme, yazma vb. fiilden yapma bir isimler yer almalıdır. Doğrudan ya da dolaylı olarak gözlenebilir ve ölçülebilir olmalıdır. Bir hedefin davranışları saptanırken kritik davranışları belirlenmelidir. Çünkü hedefe ulaşılması, o hedef ile ilgili bütün kritik davranışların kazandırılmış olmasını gerekli kılar. Davranış binişik değil, bitişik olmalıdır. Davranışlar kolaydan zora, basitten karmaşığa, somuttan soyuta doğru sıralanmalıdır. Öğrenciye göre olmalıdır. Öğretmenin değil, öğrencinin yapacakları olmalıdır. Yeterliklere Dayalı Hedef Davranışları Belirleme ve Yazma Yeterliğe dayalı amaçlar birbiri ile bütünleşerek daha kapsamlı ve daha karmaşık amaçları meydana getirirler. Böylece öğrenci, basitten başlayarak daha üst beceri gerektiren amaçlara yöneltilir. Eğer öğretim planlanırken buna dikkat edilmezse, öğrenci yalnız ezberleme ve hatırlama düzeyindeki hedeflerle (amaçlarla) karşı karşıya kalır. BİLİŞSEL ALAN 1.00 BILGI (TANIMA ve HATIRLAMA) 1.11 Kavramlar (Terimler) Bilgisi 1.12 Olgular Bilgisi 1.13 Araç ve Gereçler Bilgisi 1.21 Alışılar Bilgisi 1.22 Yönelimler ve Aşamalı Dizilerin Bilgisi I.23 Sınıflamalar ve Sınıfların Bilgisi 1.24 Ölçütlerin Bilgisi 1.25 Yöntemlerin Bilgisi 1.3I İlke ve Genellemelerin Bilgisi 1.32 Kuram ve Yapıların Bilgisi 2.00 KAVRAMA 2.10 Çevirme 2.20 Yorumlama 2.30 Öteleme (Kestirme) 3.00 UYGULAMA 4.00 ANALIZ 4.10 Öğelerin Analizi 4.20 İlişkilerin Analizi 4.30 Örgütleme İlkelerinin Analizi

4 SENTEZ 5.10 Özgün Bir İletişim İçeriği Oluşturma 5.20 Bir Plan ya da İşlemler Takımı Oluşturma 5.30 Soyut İlişkiler Takımı Geliştirme 6.00 DEĞERLENDİRME 6.10 İç Ölçütlere Göre Değerlendirme 6.20 Dış Ölçütlere Göre Değerlendirme BILGI BASAMAĞI: Nesne, olay, olgu ve özelliklerin görünce tanınması, sorunca söylemesi ya da ezberden aynen tekrar edilmesine dayanan davranışları kapsar. Bu basamak davranışların kazanılması sonucunda hatırlama, tanımlama, belirleme, tanımlama, belirleme, listeleme, eşleştirme, isimlendirme, kopya etme, seçme, tayin etme, sıralama, ifade etme, bildirme gibi eylemleri sergilemesi beklenir. KAVRAMA BASAMAĞI: Kavrama düzeyinde, bilgi düzeyinde kazanılan davranışların öğrenci tarafından özümsenmesi, kendine mal edilmesi, anlamının yakalanması söz konusudur. Bilginin özümsenmesi, kendine mal edilmesi, anlamının yakalanması söz konusudur. Transfer etmeyi gerektiren bu düzeyde, yeni bir anlatım biçimine çevirme, grafiği çizme, yeni bir grafiği yazılı ya da sözlü olarak açıklama; bir olgunun nedenini, niçinini nasılını gerekçelendirerek, örneklendirerek, kendi cümleleriyle ifade etme; verilerin geçmişini ve geleceğini kestirme vardır. Bu basamakta ise, öğrenmeler sonucunda, dönüştürme, çevirme, gerekçe belirleme, savunma, ayırt etme, tahminde bulunma, nakletme, açıklama, kestirimde bulunma, izah etme, bilgilendirme, genelleştirme, transfer etme, geçirme, örnek verme, anlam çıkarma, sonuç çıkarma gibi eylemler görülebilir. UYGULAMA BASAMAĞI: Bu düzeyde bilgi ve kavrama basamağında kazandığı davranışlara dayanarak öğrenciden kendisi için yeni olan bir sorunu çözmesi istenmelidir. Sorun, nitelik ve nicelik açısından yeni olmalıdır. Öğrenci bu sorunu çözerken ilgili ilkeleri, genellemeleri, yöntem ve teknikleri işe koşmalıdır. Fen bilgisi dersinde temel sorunlarla ilgili öğrenciye verilen yazılı yeni bir durumun çözümü için kullanılacak ilkeleri belirleyip yazma, söyleme, önerilenler arasından seçip işaretleme; sorunu belirleyip yazma, onu sınırlama, denence kurma, ölçme aracını hazırlama, uygulayıp verilen toplama, verileri analiz etme, denenceleri test etme; denenceleri kabul, ret etme ya da onarma gibi davranışlar uygulama düzeyinin kapsamı içindedir. Bu düzeyde fen bilgisi için karar verme süreci, problem çözme, bilimsel araştırma süreci, anket, görüşme, vaka incelemesi vb. tekniklerin işlem basamakları hem bilişsel, hem duyuşsal, hem de psikomotor alanların tümünü kapsamaktadır. Bu düzeyde hedef yazarken genel kurallara uyulmalı; hedef cümlesinin sonuna "ilkeleri kullanabilme, bilimsel yöntemi kullanabilme, çevirebilme, savunabilme, ayırdedebilme, nakledebilme, kestirimde bulunabilme, bilgilendirebilme, genelleştirebilme, transfer edebilme, anlam çıkarabilme, sonuç çıkarabilme,özetleyebilme" gibi ifadelerden biri getirilmelidir. ANALIZ BASAMAĞI: Bu düzeyde, bir bilgi bütünü ya da örüntüsü, öğeleri, ilişkileri ve örgütleme ilkeleri açısından irdelenir. Öğrencinin öğrendiği bilgiyi ana hatlarıyla belirlemesi, ayrıştırması ve bunu nakledebilmesi beklenir. Fen bilgisi dersi için ilköğretim birinci kademede "temel toplumsal sorunları oluşturan öğeleri belirleyip gerekçesiyle yazma gibi davranışlar bu düzeydedir. Bu düzeyde öğrenci parçalayabilme, bölebilme, örnekleye bilme, anlam çıkarabilme ayırdebilme, özdeşleştirebilme, çözüm yolu arayabilme, nakledebilme, taslağını çıkarabilme, ilişki kurabilme, sebep sonuç ilişkisi çıkarabilme, sınıflayabilme, ye yönelik davranışları sergiler. SENTEZ BASAMAĞI: Sentez, öğeleri, belli ilişki ve kurallara göre birleştirip bir bütün oluşturma işidir; fakat her bütün oluşturma işi sentez olamaz. Sentezde yenilik, özgünlük, buluş, icat, yaratıcılık gibi özelikler söz konusudur. Öğrenci bu basamakta, öğrendiği bilgiye yaratıcılığını kullanarak yenilerini ekler, bilgilerini birleştirerek bütünleştirir, özgün bir içerik oluşturur bilgilerini başkalarına rahatlıkla ve kendi yöntemlerini kullanarak aktarabilir düzeye gelmelidir. Bu niteliklerinden dolayı sentez bir bakıma bilimsel, felsefi, sanatsal yöntemlerle yaratma işidir. Taklidini, benzerini, bir örnekten yararlanarak özdeşini yapma, yapılanın aynısını oluşturma sentez değildir. Toplumsal sorunları çözmede yeni bir strateji, yöntem, teknik geliştirme,yeni bir plan oluşturma, toplumsal olguları açıklayan yeni bir ilke ortaya koyma vb. gibi etkinlikler fen bilgisi için sentez olabilir. Böyle olmakla birlikte öğrenci yapılanlardan habersiz olarak, kendi

5 5 başına bulunan ilkeyi, kullanılan yöntemi, tekniği vb. kendisi bulursa, bu, o öğrenci için sentezdir. Bu düzeydeki hedefler aşamalı olarak üç alt basamağa ayrılır. Bu düzeyde hedef yazarken genel ilkelere uyulmalı; hedef cümlesinin sonuna bilme yardımcı fiiliyle yapılan bir bileşik sözcük getirilmelidir. Kullanılabilecek hedef ifadeleri ise şunlardır: Sınıflandırabilme, vasıflandırabilme DEĞERLENDİRME BASAMAĞI: Değerlendirme, ölçme sonuçlarını bir ölçüte vurup, bir yargıya varma süreci olarak tanımlanabilir. Bilişsel, duyuşsal, devinişsel, algısal alanlarla ilgili ürün ya da süreçlerin hem kendi içinde, hem de kendi dışındaki özelikler açısından değerlendirilmesi, yani ölçütlere vurulup bir yargıya varılması bu basamağın kapsamı içindedir. Bu düzey Fen bilgisi dersinde ortaya konulan ürün ve süreçlerin, hem ürün ve süreçlerin birlikte değerlendirmesi yapılabilir. Bu iş yapılırken ölçütlere, ilkelere, genellemelere, kuramlara bakılmalıdır. DUYUŞSAL ALAN Bu alan da, bilişsel alan gibi kendi arasında aşamalı olarak sıralanmıştır Fakat bilişsel alanın bilgi, basamağında sayılabilecek bazı öğeler olmadan, duyuşsal alandaki özelikler gerçekleşmeyebilir; çünkü bilmediğimiz bir nesneye, olguya karşı herhangi bir sevgi, nefret, korku vb. gibi duyuşsal bir tepki gösteremeyiz. Göstersek bile bu tepkiler süreklilik kazanmayabilir. Bir anlık bir ilgi, tutum; değer vb. bu basamakta söz konusu değildir. Kişi belli nesne ya da olgulara karşı sürekli ilgi gösterebilir. Onlara karşı güdülenmişliği yüksek olabilir. Bazı nesne ya da olgulara karşı kararlı bir tutumu vardır ve değerler sistemi geliştirebilir. ALMA 1.1. Farkındalık 1.2. Almaya Açıklık 1.3. Kontrollü ya da Seçici Dikkat 2. TEPKIDE BULUNMA 2.1. Uysal davranma 2.2. İsteklilik Doyum 3. DEĞER VERME 3.1. Değeri Kabullenme 3.2. Değeri Yeğleme 3.3. Değere Adanmışlık, 4. ÖRGÜTLEME 4.1. Değerleriyle uyumlulaştırma 4.2. Değer sistemine katma 5. BİR DEĞER YA DA DEĞERLER BÜTÜNÜYLE NİTELENMİŞLİK (Kişilik Haline Getirme) 5.1. Davranış ölçütü haline getirme 5.2. Niteleme (Karakterlenme). ALMA BASAMAĞI: Kişi nesne ve olguların farkında olmazsa, ona karşı bilişsel,duyuşsal, devinişsel, algısal bir davranış geliştiremez. Kişi önce nesnenin, olduğunun farkına varır; ondan sonra uyarıcıya açık olabilir. Daha sonra da kontrollü ve seçici dikkat basamağına geçebilir. TEPKIDE BULUNMA BASAMAĞI: Bu basamakta genellikle ilgiler söz konusudur. Kişi uyancıya karşı uysallık, isteklilik gösterebilir. Son basamakta ise tepkide doyum sağlayabilir. Bu basamakta hedef yazarken genel ilkelere uyulmalı; hedef cümlesinin sonuna " razı oluş, gönüllü oluş, zevk alış " gibi ifadelerden biri getirilmelidir. DEĞER VERME BASAMAĞI: Bu basamakta fen bilgisi için hedefler tutum, inanç ve değerlerle ilgili olabilir. Kişinin uyarıcılara karşı nasıl bir tepkide bulunacağı bu basamakta kestirilebilir. Değerler, tutumlar ve inançlar tümüyle kişi tarafından oluşturulmamıştır. Bu basamakta kişinin duyuşsal tepkileri sınırlı bir kararlılıktan açık bir kararlılıkla ve tutarlılığa doğru derecelenebilir. Bu basamakta hedef

6 6 yazarken genel ilkelere uyulmalı; hedef cümlesinin sonuna "takdir ediş, kendine iş ediniş, kendini veriş" gibi ifadeler getirilmelidir. DEVİNİŞSEL (Psikomotor) ALAN Öğrenilmiş becerilerin kodlandığı alandır. Bu beceriler de diğer alanlarda olduğu gibi aşamalı şekilde sıralanmıştır. Fen bilgisi dersinde "Harita, kroki, plan çizme, anket uygulama, vaka incelemesi yapma, görüşme yapma " gibi etkinlikler Psikomotor alanın kapsamı içindedir. Bu alan bilişsel ve duyuşsal alanla iç içedir. 1. UYARILMA l.1 Algılama 1:2 Bedensel Kurulma 2. KILAVUZ DENETIMİNDE YAPMA 2.1 Kılavuzlayanla Yapma 2.2 Kendi Kendine Yapma 3.0 BECERI HALİNE GETIRME 3.1 İstenilen Nitelikte Yapma 3.2 İstenilen Nitelik ve Sürede yapma 3.3 İstenilen Nitelik, Süre ve Yeterlikte Yapma 4.0 DURUMA UYDURMA 5.00 YARATMA İÇERİK Hedef davranışları öğrenciye kazandırmak için gerekli uyarıcıların düzenlenip işe koşulması, eğitim durumu olarak tanımlanabilir. Hedeflerin saptanması, bunları gerçekleştirici nitelikteki öğrenme yaşantılarının seçimi işini planlamış bir öğretmen, eğitim durumlarının düzenlenişi sırasında öğretimin etkili olmasında tekniklerin rolünü ve işlevlerini dikkate almak durumundadır. Bunun için teknikler hakkında bilgi edinmeli, bunları öğretimi kolaylaştırıcı olma yönünden incelemeli ve bu tekniklerin kullanılışı ile ilgili beceri kazanmalıdır. Hedefe, konuya ve duruma uygun tekniklerin seçilişi kuşkusuz ilgiyi ve etkin katılımı artırır, öğrenciyi güdüler ve böylece sınıf içi etkinlikleri daha verimli ve anlamlı kılar. Etkin Öğretim Uygulamalarıyla Öğrencilerin Öğrenme ve Hatırlamasına En İyi Şekilde Nasıl Yardımcı Olabiliriz? Sınıftaki öğretim, çocukların ve gençlerin gelişim aşamaların ve en iyi nasıl öğrendiklerine konusundaki araştırmaların temel bilgileri ile başlar. Çocukların ve gençlerin dört aşamalı gelişim süreci, öğrenme ve hatırlama ile yakından ilgilidir. Öğretmenlerin, etkin bir öğretim için, öğrencilerin bireysel farklılıkları, gelişim aşamaları ve en iyi nasıl öğrendikleri konusundaki araştırmalar hakkında bilgi sahibi olması gerekir. İnsanların, çok farklı yollarla öğrendiklerini ve herkesin farklı bir öğrenme tarzının bulunduğunu biliyoruz. Duyma, görme, okuma, tartışma ve katılım, bu tarzı oluşturan öğeler arasında yer alır. Her birimiz, çevremizdeki uyarıcılara farklı karşılıklar veririz. Bazı öğrenciler dersi dinleyip, birçok şeyi öğrenip hatırlarken, bazıları aynı başarıyı, okuyarak ya da doğrudan katkıda bulunarak gösterirler. Yine bir kısmı da, görerek ya da tartışarak öğrenip hatırlarlar. Öğretmenlerin öğrenme tarzı dedikleri şey, aslında, öğrencinin dikkatini çeken ve de onun karşılık vermesini sağlayan şeyin ta kendisidir. Önemli olan, öğrencinin öğrenme ve hatırlamayı başarabilmesi için, ona verilen bir ödev üzerinde yoğunlaşabilmesidir. Bu yüzden, öğretimin amacı, öğrencinin bu yoğunlaşmayı sağlaması için ona yardımcı olmaktır. Öğrenme ve hatırlama üzerinde, son 50 yıldır yapılan araştırma çalışmalarına göre, öğrenciler, katılım derecesine göre farklı ölçülerde öğrenip, öğrendiklerini hatırlarlar. Öğrenci ne kadar etkin olursa, o kadar çok öğrenip hatırlayacaktır. Çünkü, ancak o zaman, verilen bir ödev üzerinde yoğunlama

7 7 sağlayacaktır. Ayrıca, en etkin öğrenme tarzının ne olduğunu bilmek, ders planlaması ve öğretim programı için malzeme hazırlamada da yararlı olacaktır. Yapılan araştırmalar, bireysel farklılıklara rağmen, öğrencilerin hatırlama ve öğrenmelerine ilişkin aşağıdaki ortak bulgulan ortaya koymaktadır. Öğrenci dikkatini ne kadar çok yoğunlaştırır, zamanını ne kadar verimli kullanırsa, öğrenme ve hatırlamanın yüzdesinin o kadar çok olacağını söylemek mümkündür. Öğrenme-hatırlama, büyüme-gelişme üzerinde yapılan araştırmalar, bilgilerimizi, deneyimlerimiz sonuca elde ettiğimizi göstermektedir. ÖĞRENİP HATIRLADIKLARIMIZ Duyduğumuzun % 10 unu Gördüğümüzün % 15 ini Görüp duyduğumuzun % 20 sini Tartıştığımızın %40 ını Kendi katılım ve Denetimimizin % 80 ini Başkalarına öğrettiğimizin % 90 ını Etkin Katılım Bir çok kişinin, dersi kendisi anlattığında, dinlerken öğrendiğinden, daha çok öğrenip hatırladığını bilmek için araştırmacı olmak gerekmez. Bunun nedeni nedir? Cevabı açık: Çünkü öğretmen, bilgiyi aktarırken, öğrencinin almak için harcadığı çabadan daha fazlasını gösterir. Yani, esas olan, yapılan iş üzerinde yoğunlaşmak, o işe katılmak ve zamanı verimli şekilde kullanabilmektir. Yapılan araştırmalardan elde edilen bütün sonuçlar, öğrencinin, derse etkin olarak katıldığında, daha iyi ve hızlı öğrenip, daha fazla hatırladığına, ayrıca, dersi daha zevkli bulduğuna işaret etmektedir. Buna karşılık, pasif, ilgisiz öğrenciler, öğrendiklerini çabuk unutmakta, sıkılmakta ve öğrenmek istememektedir. Öğrenme ve hatırlamadaki başarısızlığın temel nedeni, öğrencinin dikkatinin çok kısa sürmesidir. Bu durumda, öğrenci, aklını başka şeylerle meşgul etmeye başlar. Duyduğumuzun Yüzde Onunu Öğrenir ve Hatırlarız Öğrenci, bir dersin, bir konuşmanın, ya da radyodan dinlediklerinin yüzde onunu aklında tutabilir. Öğrenme tarzı ve büyüme-gelişim aşamalarının özelliklerini akıldan çıkarmamak gerekir. Düz anlatım, öğretme tekniklerinin belki de en soyut olanıdır. Çünkü dinleyen kişi, konuşulanı beyninde şekillendirmek zorunda kalır. Bu da, tamamen soyut bir işlemdir yaş arasındaki çocuklar, soyut düşünmeye başlarlar ve sembolleri benliklerinin bir parçası halinde getirirler. Bu da, ilk öğretimin ilk yıllarındaki çocuklar için düz anlatımın, etkin bir öğretim biçimi olmadığını gösterir. Yine de, bazı öğrencilerin, diğerlerinden daha iyi dinleyici olduğunu kabul etmek gerek. Bu öğrencilerin öğrenme ve hatırlamalarının yüzdesi, ortalama bir öğrenciden daha yüksek olabilir. Ayrıca, dinlemenin okumaya göre daha önemli olduğu toplumlarda, dinleyerek öğrenenlerin yüzdesi daha fazladır. Araştırmalar, öğrencilerin, bir konuyu dinlerken sadece birkaç dakika dikkatlerini öğretmene verebildiklerini, daha sonra akılları başka şeylerin meşgul ettiğini, derken bir kez daha öğretmene kulak kabarttıklarını belirtmektedir. Bu durum, ders boyunca tekrarlanmaktadır. Dikkatin kısa süre içinde dağıldığını, hepimiz deneyimlerimizle biliyoruz. Eğer öğrenciyi, sadece dinlemesi-duyması için zorlarsanız, dikkatini çekmeniz çok güç olacaktır. Ama, dikkat dağılımı; sadece düz anlatımda ortaya çıkan bir sorundur. Aynı sorun, teyp dinlerken ya da arkadaş sohbeti sırasında da baş gösterebilir yaşlar arasında, konsantrasyonu sağlama yetisi fazla olduğundan, düz anlatım, büyüme ve gelişmenin bu aşamasında etkili olabilir. Fakat, Türkiye'deki birçok ilkokulda, sınıflan kalabalık olması nedeniyle, öğrencilerin, duyduklarının yüzde onunu bile öğrenip hatırlamaları çok zordur, çünkü dikkatlerini toplayamazlar. Düz anlatımın `spesifık' bir bilgi aktarımında kullanılan en etkili yol olduğu doğrudur, ama aynı zamanda da, en az akılda kalacak olanıdır. Gördüğümüzün Yüzde On Beşini Öğrenir ve Hatırlarız

8 8 Görerek, duyduğumuzdan daha çok şey, öğrenip hatırladığımız doğrudur. Öğrenciler okurken, resme bakarken ya da bir olay anında, farklı şeyleri görebilirler. Bu yüzden, öğretmen, öğrencilerin aynı şeyleri görmesini sağlayamayabilir. Bunun sebebi de, herkesin görüp duyduğu şeylerde farklı seçiciliğe sahip olmasıdır. Kısacası, görmek tam anlamı ile anlamayı gerektirmez. Öğrenciden bir konuyu okumasını istemek, yüzde on beş düzeyinde öğrenme ve hatırlama sağlar. İşitsel algıda olduğu gibi, görmek de, öğrenme ve hatırlama için, öğrenci vaktini en verimli şekilde geçirse bile yeterli değildir; çünkü öğrenciyi, edilgen bir konumda bırakır. Görme ve duyma, tek başlarına, büyüme ve gelişmenin ilk iki aşamasında yeterli öğrenme süreçleri sunamazlar. Bir sonraki başlıkta görüleceği gibi, görme ve duyma birlikte bulunması, öğrencinin dikkatini vermesini kolaylaştırır. Görüp Duyduğumuzun Yüzde Yirmisini Öğrenir ve Hatırlarız Deneyimlerimiz, başına duymak ya da görmektense, bu ikisinin beraberliliğinin daha etkili olacağını ortaya koyar. Görüp, duyduğumuz zaman, soyutluluğu ortadan kaldırırız ve böylece büyüme ve gelişmenin 3. ve 4. aşamalarında, öğretim için daha faydalı oluruz. Televizyon izlemek, film seyretmek ve derste not almak, bu yüzde yirmilik alanın içinde yer alır. Şunu deneyin; radyo dinleyin, sonra kapatın, daha sonra televizyon seyredin. Hangisi daha çok dikkatinizi çekti? Dikkatinizi hangisinde daha uzun yoğunlaştırabildiniz? Genelde, bu sorunun cevabı TV'dir. Çünkü TV, hem görmeyi hem de duymayı sağlar. Ne var ki, uzun süre TV başında kalınca edilgen duruma düşeriz, çünkü TV programlarına, kendi deneyimlerimizi katamayız. Tartıştığımızın Yüzde Kırkını Öğrenir ve Hatırlarız Bir ders dinlediğinizi varsayın. Büyük olasılıkla, duyduğunuzun yüzde onunu hatırlayacaksınız. Ders sonunda not aldığınızı, bazı noktaların da tahtaya yazıldığını düşünün. Bu durum da, öğrenme ve hatırlama yüzde yirmi oranında gerçekleşecektir, çünkü, hem dinlemiş hem de görmüş olursunuz. Şimdi de, dersin bitmiş olduğunu ve daha sonra, küçük gruplar halinde, bu konuyu tartıştığınızı düşünün. Eğer diğer öğrencileri can kulağı ile dinler tartışmaya katılır ve öğretmenin sözlerine kulak verirseniz, öğrenme ve hatırlama yüzde kırka ulaşır. Kısacası, konu üzerinde yoğunlaşır, diğer öğrencilerle iyi iletişim kurup, fikir alışverişinde bulunursanız, çok daha fazla öğrenir ve hatırlarsınız. Şöyle bir genelleme uygun olabilir: Tartışmanın olduğu yerde, öğrenme o ölçüde ilerleme gösterir. Başka bir deyişle, tartışmaya ne kadar katkıda bulunulursa o kadar çok öğrenilir ve hatırlanır. Öğrencinin tamamen kendini verdiği tartışma, büyüme ve gelişmenin bütün aşamaları için uygundur. Kendi Katılım ve Deneyimlerimizin Yüzde Sekseni Öğrenir ve Hatırlarız Siz, hiç fen dersinde bir deney yaptınız mı? Bir geziye katıldınız mı? Bir konuşma yaptınız mı? Bir gösteriye katıldınız mı? Bir grupla şarkı söylediniz mi? Bir sporu öğrenme çabasında bulundunuz mu? Bütün bu örneklerde, öğrenme ve hatırlama düzeyiniz yüzde seksene ulaşacaktır, çünkü her birinde de tamamen aktifsiniz. Oyun oynuyor, şarkı öğreniyor, ders veriyor ya da konuşma yapıyorsanız, bütün dikkatiniz o iş üzerinde yoğunlaşmış demektir. Öğrenme ve hatırlamanın yüzde sekseninin gerçekleşebilmesi için, beyninizin uğraştığınız iş üzerinde uzun süre yoğunlaşması gerekir. Bu yoğunluk da, öğrendiğiniz şeyleri kolayca hatırlamanızı sağlar. Kişinin yaşayarak öğrenmesi, büyüme ve gelişmenin ilk iki aşamasında en uygun olan yoldur. Ayrıca, somut ve soyut öğrenmede de en etkili yöntemdir. Bir olayı yaşayıp, kendi deneyimlerinizle birleştirirseniz hem konuyu iyi öğrenirsiniz, hem de öğrenileni rahatlıkla hatırlarsınız. Başkalarına Öğrettiğimizin Yüzde Doksanını Öğrenir ve Hatırlarız Deneyimlerimiz der ki, bir konuyu öğretirken, konuyu hem organize ederiz, hem de konuya bir şeyler katarız. Bu da, öğrenme ve hatırlamayı en yüksek düzeye çıkarır. Soyut bir kavramı başkalarına açıklamak zorunda kalabilirsiniz; açıklarken kendiniz de daha iyi anlamış olursunuz. Bir şey öğretirken, bütün dikkatinizi o konuya verirsiniz, dahası, bu dikkat uzun sürer. Öğretmenlerin de çoğu bilir ki, konularını gerçek anlamda, öğretmeye başladıklarından sonra öğrenirler. Grup çalışması ya da akran grupların birbirlerine öğretimi, öğrenmeyi destekleyen yollardan en önemlisidir. Bir öğrenciyi öğretmen

9 9 yaparsınız, konuyu, o anlatırsa öğrenme ve hatırlama düzeyi maksimuma ulaşır. Başkalarına bir şeyler anlatma-öğretme, büyüme ve gelişimin özellikle ikinci, üçüncü ve dördüncü aşamalarında uygundur. Özet Olarak; Öğrenme ve hatırlamadan söz ederken, farklı öğrenme biçimleri, büyüme ve gelişme özelliklerini hatırlayarak, bütün bu yüzde hesaplarının, yaklaşık değerler olduğunu unutmayın. Hiç bir öğrenci, bu kalıplara tam tamına uymaz, ama bir sınıfı düşündüğünüzde, en azından genelde, öğrencilerden ne gibi bir karşılık alacağınızı kestirebilirsiniz. Düz anlatım, öğrencinin yüzde on öğrenme ve hatırlamasını sağlayabilecek en az etkili yoldur. Düz anlatım yaparken bu seviyeyi görsel-işitsel araçlar ve öğretim kaynaklarını kullanarak yüzde yirmiye çıkarabilirsiniz. Sınıfta ve küçük gruplarca tartışılacak konular sayesinde, öğrenme ve hatırlama yüzde seksene ulaşır. Öğrenme ve hatırlama, öğrencinin yaşayarak öğrenmesi ile elde edilir. Öğrenciler diğer arkadaşlarına öğretmenlik yaparsa, bu öğrenciler, yüzde doksan oranında öğrenme ve hatırlama düzeyine çıkarlar. Kısacası, edilgen öğrenci, öğrenme ve hatırlamadan en az pay alandır, buna karşın etkin öğrenci, bu paydan en fazla yararlanandır. Çünkü, katılarak öğrenme, öğrenmeyi uzun ve etkili kılar. Büyüme-gelişim aşamalarını ve öğrenme-hatırlama yüzdelerini bilmemize rağmen, bu bilgiyi sınıfta etkin bir biçimde kullanmıyor olabiliriz. Ama unutmamak gerekir ki, bütün bunları bilmek, çocuklara ve gençlere bu yolda daha iyi rehber olmamızı sağlayacaktır. FEN ALALARINDA KULLANILABİLECEK ÖĞRETİM MODEL ve YAKLAŞIMLARI İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRETİM 1970 li yıllardan itibaren önem kazanmaya başlayan bu yöntem ile öğrenciyi aktif kılma, etkin katılımı sağlama hedeflenmiştir. Bugüne kadar, işbirliğine dayalı öğretim tekniklerinin etkililiğini araştırmak amacıyla çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda, yöntemin öğrencilerin (a) akademik başarısı, (b) sosyal becerileri, (c) duyuşsal özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. İşbirliğine dayalı öğretim yönteminin öğrencilerin başarısı üzerindeki etkisini araştıran çalışmalar, bu yöntemin etkisinin kullanılan tekniğe göre değiştiğini, ancak tüm tekniklerin en az geleneksel yöntem kadar öğrencilerin başarılı olmasını sağladığını göstermiştir (Slavin,1983; Sharon,1980). Yöntemin öğrencilerin sosyal becerileri üzerindeki etkisini araştıran çalışmalar ise, bu yöntemin öğrenciler arasındaki etkileşimi arttırdığını, öğrencilere birlikte çalışma alışkanlığı kazandırdığını göstermiştir (Webb,1982). İşbirliğine dayalı öğretimin öğrencilerin duyuşsal özelliklerine etkisini araştıran çalışmalar ise, bu yöntemin öğrencileri güdülediğini ve derse yönelik olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olduğunu, öğrencilerde kendine güven duygusu geliştirdiğini göstermektedir (Nichols ve Miller,1994). Görüldüğü gibi işbirliğine dayalı öğretim yöntemi öğrencilerin bilişsel, sosyal ve duyuşsal hedeflere ulaşmasına önemli katkıda bulunmaktadır. Hemen hemen tüm konu alanlarının öğretiminde etkili bir biçimde kullanılabilen bu yöntem, sosyal bilgiler öğretimi için de oldukça elverişlidir. İşbirliğine dayalı öğretim yönteminin etkili bir biçimde uygulanması için aşağıdaki işlemlerin gerçekleştirilmesi gerekir (Arends, 1991) İşbirliğine dayalı öğretimin işlem basamakları ana hatlarıyla şöyledir: I. Öğretim Öncesi İşler: l. Uygun kapsamın seçimi: Kapsam seçilirken öncelikle, öğrencilerin ilgileri ve önbilgileri göz önünde bulundurulmaktadır. Ayrıca konunun seçilecek tekniğe göre, objektif soru hazırlanmasına, gruplara bölüştürülmesine ve materyallerle desteklenmeye elverişli olması gerekir. 2. Grupların oluşturulması: İşbirliğine dayalı öğretim tekniğinin uygulanması için gruplar oluşturulurken, bu ünitenin başında ele alınan grup oluşturma tekniklerinden yararlanılabilir. Ancak genellikle bu yöntemde heterojen grupların oluşturulması tercih edilir. Heterojen grup oluşturulurken hangi ölçütlerin göz önünde bulundurulacağı, öğrenci özelliklerine ve sınıfın kompozisyonuna göre değişebilir. Örneğin sınıfta kız öğrencilerle erkek öğrenciler arasında iletişim

10 10 kopukluğu varsa, her gruba kız öğrencilerle erkek öğrenciler eşit sayıda atanır. Sınıfta sosyo-ekonomik statüsü farklı öğrenciler kaynaştırılmak isteniyorsa, her gruba farklı sosyo-ekonomik statüde öğrenciler atanır. Cinsiyet, etnik grup, sosyoekonomik statü gibi özelliklerin yanı sıra öğrenci başarıları grup oluşturmada çok önemli rol oynar. İşbirliğine dayalı öğretim, öğrencilerin grup içinde birbirlerine yardımcı olmaları esasına dayandığı için her grupta en az bir başarılı öğrenci bulunmasında yarar vardır 3. Materyallerin ve yönergelerin hazırlanması: İşbirliğine dayalı öğretimin en önemli unsurlarından biri öğretim materyalleridir. Bu yöntemde ilk sunuyu öğretmen yapsa da öğrencilerin birlikte çalışmalarını sağlayacak öğretim materyallerine ihtiyaç vardır. Bu materyaller öğrencilerin ilgilerine ve düzeyine uygun olmalıdır. Öğretmen bu amaçla ders kitaplarından yararlanabileceği gibi kendisi de materyal hazırlayabilir. Bu materyallerde önemli yerlerin altının çizilmesi, bilgilerin anlamlı bir biçimde örgütlenmesi öğrenmeyi kolaylaştırır. İşbirliğine dayalı öğretim, okullarda çok kullanılmadığı ve değişik teknikleri olduğu için uygulamadan önce, öğrencilere yöntemin ve bu yöntem içinde onlardan beklenen rollerin anlatılması gerekir. Bu amaçla öğretmen hangi tekniği kullanacağına ve bu tekniği hangi basamaklardan geçerek uygulayacağına karar vermeli, uygulama planı hazırlamalıdır. Plan yaparken öğretmenin aşağıdaki konulara açıklık getirmesi gerekir. a) Dersin hedefleri. b) Öğrencilerden takımlar içinde çalışırken ne yapmaları bekleniyor? c) İşin ya da etkinliğin süresi. d) Kullanılan tekniğe göre, değerlendirmenin ya da sununun tarihi. e) Puanlama sistemi. f) Raporları sunma biçimi. Öğretmen hazırladığı planı uygulama sırasında, çoğaltarak öğrencilere dağıtabilir ya da tahtaya yazabilir. II. Öğretim Süreci İşleri: l. Hedeflerin duyurulması: Diğer öğretim yöntemlerinde olduğu gibi dersin başında öğretmenin dersin hedeflerini öğrencilere duyurması gerekir. İşbirliğine dayalı öğretim yöntemi uygulanırken, öğretmen dersin bilişsel hedeflerinin yanısıra yöntemin sosyal becerilerin geliştirilmesiyle ilgili hedeflerini de öğrencilere duyurması gerekir. Örneğin, "bu çalışma sizlerin birbirinize yardım etmenizi sağlayacak, birlikte çalışmanız gerekecek, başarılı olmanız için birbirinize ihtiyacınız var" vb. 2. Bilgilerin sözel ya da yazılı olarak sunulması: Bu aşamada öğrencilere kazandırılmak istenilen bilgiler öğretmen tarafından anlatılır ya da öğrencilerden hazır materyalleri okumaları istenir. 3. Grup çalışmasının başlatılması: İşbirliğine dayalı öğretimin en zor aşaması budur. Bu aşamada öğrencilerin grup üyeleri ile bir araya gelmeleri istenir. Bu durum öğrencilerin bir yerden başka bir yere hareket etmelerini gerektirdiği için sınıf ortamında karışıklık meydana gelebilir ve çok zaman alabilir. Bu sorunların daha kolay aşılması için öğretmen grupların oturacağı yeri, grup üyelerinin ismini, takımlardan beklenen işleri tahtaya adım adım yazmalıdır. 4. Takım çalışmalarının yönetilmesi ve öğrencilere yardım edilmesi: Bu aşamada öğretmen, takım çalışmalarına mümkün olduğunca az müdahale etmelidir. Ancak öğretmen, takımlar çalışırken, takımları dolaşmalı, öğrencileri öğrenme işine katılmaya karşı güdülemeli, yardım isteyen takımlara yol göstermelidir. III. Öğretim Sonrası İşler: Öğretim sonunda öğrencilerin hedeflere ulaşma derecelerinin belirlenmesi için değerlendirme yapılması gerekir. İşbirliğine dayalı öğretimde değerlendirme kullanılan tekniğe göre değişir. Ancak işbirliğine dayalı öğretimde genellikle değerlendirme takımla ve bireysel olmak üzere iki türlü yapılır. Belli Başlı İşbirliğine Dayalı Öğretim Teknikleri Bir çok işbirliğine dayalı küçük grup öğretim tekniği vardır. Aşağıda bunlardan bazıları tanıtılmaktadır. A. Turnuva Tekniği (Team- Games- Tournament): De Vries tarafından geliştirilen bu teknikte, sınıftaki öğrenciler 4-5 kişilik küçük takımlara ayrılır. Takımlar oluşturulurken öğrencilerin takımlara cinsiyetlerine ve öğrenme yeteneklerine göre heterojen dağılımları sağlanır. Öğretmen öğrenilmesi istenilen konuyu sunduktan sonra, takımlara konuyla ilgili kitap, makale, vb. materyalleri verir. Takım üyeleri bir araya gelerek bu materyaller üzerinde çalışırlar ve birbirlerine yardımcı olarak turnuvaya hazırlanırlar.

11 11 Takımlar çalışmalarını bitirdikten sonra takım üyeleri öğrendikleri davranışları turnuvada gösterirler. Turnuva genellikle haftada bir düzenlenir. Turnuva sırasında her takımdan üç üye seçilir. Her gruptan seçilen üyelerden üç turnuva masası oluşturulur. Bu masalarda herkes kendi takımını temsil eder ve elde ettiği puanlar takımının puanını etkiler. En yüksek puanı alan takım turnuvanın birincisi olur. Turnuva sayısı arttıkça grupların turnuvadan elde ettikleri puanın ortalaması alınarak yıl sonunda birinci takım seçilebilir. Turnuvalara hep aynı öğrencilerin katılmaması için öğrencilerin sırayla turnuvaya katılması sağlanabilir. Turnuva tekniğinde öğrenciler yapılan iş açısından birbirlerine bağımlı değildirler. Tüm takım üyeleri aynı konuyu çalışmak zorundadır ve çalışma sırasında bireysel davranabilir. Ancak ödül gruba verildiği için (turnuvaya katılan üyelerin aldığı puanlar takımın başarısını belirlediği için) ödül açısından üyeler arasında bağımlılık vardır. Bu bağımlılık öğrencilerin öğrenme işinde birbirine yardımcı olmalarını sağlar. Turnuva tekniğinin öğrencilerin akademik başarısı üzerine etkisini inceleyen çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar, turnuva tekniğinin tüm sınıfla yapılan geleneksel ve bireyselleştirilmiş öğretim yöntem ve tekniklerinden daha etkili olduğunu göstermiştir (Shoron, 1980). Ayrıca bu tekniğin diğer işbirliğine dayalı öğretim tekniklerinden daha etkili olduğunu gösteren kanıtlar da bulunmaktadır (Slavin, 1980). Turnuva Tekniğine Örnek: Sınıf: 4 Ünite: Yaşadığımız Yer Konu: İlimizin Yönetimi Etkinlikler: l. Öğretmen ilimizin yönetimi konusunu öğrencilere anlatır. 2. Sınıf heterojen takımlara ayrılır. Takımlar bir araya gelir. Öğrencilerden kitaplardaki ilgili bölümü açarak takım olarak çalışmaları istenir. 3. Öğrenciler çalışırken gruplar gezilerek öğrencilere rehberlik edilir. 4. Takımlar çalışmalarını tamamladıktan sonra her takımdan en başarılı üç kişi seçilir. Üç turnuva masası hazırlanır. Her gruptan seçilen öğrenciler bu masalara dağıtılır. Böylece her masada tüm takımlardan birer üye bulunur. 5. Turnuva masalarında, öğrencilere önceden hazırlanan kısa cevaplı sorular sorulur. Soruyu doğru yanıtlayan öğrenci grubuna puan kazandırır. 6. En yüksek puanı alan grup birinci olur. B. Öğrenci Takımları- Başarı Grupları Tekniği (Student Teams Achievement Division): R.E. Slavin tarafından geliştirilen bu teknik de turnuva tekniğine benzer. Yalnız takımlar çalışmalarını bitirdikten sonra turnuva yapılmaz. Öğrencilerin başarısını değerlendirmek için tüm öğrencilere bireysel olarak cevaplandırılacak yaklaşık 15 dakikalık bir test verilir. Bu testin sonuçları "başarı grupları" adı verilen bir teknikle puanlanır. Bu yaklaşımda öğretmen, öğrencilerin testten elde ettikleri puanları bir önceki başarı puanları ile karşılaştırılarak "gelişim puanlarını" hesaplanır. Aşağıda gelişim puanı hesaplama yolu örneği verilmiştir (Arends, 1991). Son Test Puanı (A) -Bir önceki Test Puanı (B) = İlerleme Puanı (C) A,B'den 10 ya da daha fazla puan az ise (100 puan üzerinden)... C= 0 A,B'den 9-1 puan az ise C=10 A,B'den 1-9 puan fazlaysa C= 20 A,B'den 10 puan ya da daha fazla ise C= 30 En iyi test sonucu alan (bir öncekine bakılmaksızın) C= 30 Başarı puanları tekniğinde kullanılan diğer bir değerlendirme tekniğinde ise, öğrenciler önce ders yılı başında başarılarına göre sıralanırlar. Bu sıralamada ilk altı öğrenci l. başarı, ikinci altı öğrenci 2. başarı grubunu... oluşturur. Uygulama sırasında öğrencilerin başarısı hem bir önceki önceki testten aldıkları puana dayalı olarak, hem de içinde bulunduğu başarı grubundaki diğer öğrencilere göre değerlendirilir. Diğer bir anlatımla her başarı grubu içinde öğrenciler iki testten aldıkları puanın farklarına göre l., olarak sıraya

12 12 dizilir. Her başarı grubundaki birinci öğrenciler takımına 8, ikinci öğrenciler 6,üçüncü öğrenciler 4 puan kazandırırlar (Slavin,1980). Başarı grupları tekniği, turnuva tekniğine çok benzer. Ancak turnuva tekniğinde öğrenciler birbirleriyle yarışırlar. Başarı grupları tekniğinde ise her öğrenci kendisiyle ya da kendi başarısına en yakın öğrencilerle yarışır. Başarı gruplarının öğrenci başarısı üzerindeki etkisi ile turnuva tekniğinin etkisi birbirine çok benzemektedir. Bu durum her iki teknikte de öğrencilere öğretim materyalleri dağıtılması ve öğretimin iyi yapılandırılmış olmasından kaynaklanabilir (Slavin,1980). C. Ayrılıp- Birleşme Tekniği (Jigsaw): Aranson tarafından geliştirilen bu teknikte öğrenciler yine heterojen takımlara ayrılır. Öğrenilmesi istenilen konu takım üyesi sayısı kadar alt takımlara ayrılır. Önce takım üyeleri kendi aralarında hangi üyenin hangi konudan sorumlu olacağına karar verir. Sonra aynı konuyu çalışacak öğrenciler bir araya gelerek sorumlu oldukları bölümü birlikte çalışırlar. Herkes konusunu iyi öğrendikten sonra takımlarına dönerek kendi öğrendikleri bilgileri diğer arkadaşlarına anlatırlar. Bu tekniğin kullanımında basamaklar şöyledir: l. En az 5 kişilik heterojen takımlar oluşturulur. 1. Tahtaya öğrenciler arasında çalışmak üzere bölünecek konular yazılır. 2. Takım üyeleri, tahtaya yazılı konuları kendi aralarında bölüşürler. 3. Her takımda, aynı konuyu üstlenen öğrenciler bir araya gelerek üstlendikleri konuyu birbirine yardım ederek, çeşitli kaynaklardan konularını öğrenirler. 4. Takımlar yine bir araya gelir. Takım üyelerinin her biri alt gruplarda öğrendikleri bilgileri takım üyelerine anlatır. 5. Öğrencilere başarılarını ölçmek için bireysel test verilir. Bu yaklaşımda değerlendirme bireysel olarak yapılır. Diğer bir deyişle takım üyeleri işin tamamlanması için birbirlerine bağımlıyken, ödülde bireysellik söz konusudur. Bu durumda öğrencilerin eksik bilgilerini tamamlamak için birbirine yardım etmeleri beklenir. Bu yaklaşımda ödülde ortaklık olmadığı için diğer tekniklere göre başarı üzerinde daha az olumlu etkisi vardır (Slavin). D. Grup Araştarması Tekniği (Group Investigation) Sharon tarafından geliştirilen bu teknik, diğer işbirliğine dayalı öğretim tekniklerine göre daha karmaşık ve uygulanması güçtür. Bu tekniğin etkili bir biçimde uygulanabilmesi için öğrencilerin birlikte çalışma ve sorumluluğu paylaşma becerilerine sahip olması gerekir. Bu teknikte yine öğrenciler 5-6 kişilik takımlara ayrılır. Takımlar oluşturulurken öğrencilerin ilgileri ve birbiriyle arkadaşlık dereceleri göz önünde bulundurulabilir. Her takım öğretmen tarafından verilen ya da kendi seçtikleri bir konuda derinlemesine araştırma yapar. Sharon ve arkadaşları bu tekniğin temel aşamalarını aşağıdaki gibi sıralamışlardır (Arends, 1991). 1. Konunun seçimi: Öğrencilerle birlikte genel sorun belirlenir. Sonra her takım bu sorunun bir parçasını incelemek üzere üstlenir. 2. Planlama: Öğrenciler öğretmenle birlikte, seçtikleri konu ile ilgili hedefleri, yapacakları işleri ve öğrenme yöntemlerini planlarlar. 3. Uygulama: Takımlar ikinci basamakta hazırladıkları planları uygularlar. Öğrenme okul içi ve okul dışı çeşitli etkinliklerle sürdürülür. Öğretmen öğrencilerin yaptıkları çalışmaları yakından takip eder. İhtiyaç duydukları zaman onlara yardım eder. 4. Analiz ve Sentez: Öğrenciler 3. aşamada elde ettikleri bilgileri analiz eder ve değerlendirirler. Bilgileri nasıl özetleyip sınıfa sunacaklarına karar verirler. 5. Ürünün Sunulması: Takımlar yaptıkları çalışmayı sınıf arkadaşlarına sunarlar. Takım sunularının ne zaman yapılacağını öğretmen planlar. 6. Değerlendirme: Grupların sunuları öğretmen ya da diğer takımlar tarafından değerlendirilir.

13 13 Grup araştırması tekniği, öğrencilerin hem bir işi paylaşmasını hem de takımın ortak değerlendirilmesini gerektirmektedir. Diğer bir deyişle öğrenciler arasında hem iş hem de ödül açısından bağımlılık vardır. Yapılan araştırmalar grup araştırması tekniğinin, temel bilgilerin kazanılması açısından bir kayba neden olmadan, üst düzey bilişsel becerilerin kazandırılmasında, büyük grup yöntemlerinden daha etkili olduğunu göstermiştir. Bu tekniğin özellikle düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerde üst düzey öğrenmeleri sağladığını gösteren kanıtlar bulunmaktadır (Sharon ). İşbirliğine dayalı öğretim yöntemini geleneksel küme çalışmalarından ayıran en önemli özellik, öğrencilerin birbirine yardımcı olmalarını sağlayacak bir durum yaratılmasıdır. İşbirliğine dayalı öğretim tekniklerinde görüldüğü gibi, öğrencilerin birlikte çalışması ortak iş ya da ortak ödül ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Öğretmenler bu iki unsuru ve yaratıcılıklarını kullanarak farklı teknikler geliştirerek bu yöntemi uygulayabilirler. YAPILANDIRMACILIK Sürekli değişim içinde bulunan dünya, yenilikleri ve gelişmeyi kavrayan, bunun yanında kendi üzerine düşen görevlerin de farkında olan bireylere ihtiyaç duymaktadır. Bir toplumun çağdaş toplumlar düzeyine ulaşması için; bilgilerin, inançların ve duyguların bireylere doğrudan aktarılması yeterli değildir. Günümüzde bireylerden, bilgi tüketmekten çok bilgi üretmeleri beklenmektedir. Çağdaş dünyanın kabul ettiği birey, kendisine aktarılan bilgileri aynen kabul eden, yönlendirilmeyi ve biçimlendirilmeyi bekleyen değil, bilgiyi yorumlayarak anlamın yaratılması sürecine etkin olarak katılanlardır (Yıldırım ve Şimşek, 1999: 9). Bilgini doğası ve öğrenme, yapılandırmacılığın temel dayanağı olmuştur (Brooks ve Brooks, 1993: 23). Yapılandırmacılık,öğretimle ilgili bir kuram değil,bilgi ve öğrenme ile ilgili bir kuramdır.bu kuram bilgiyi temelden kurmaya dayanır (Demirel 2000:233) Özünde, öğrenin bilgiyi yapılandırması ve uygulamaya koyması vardır (Perkins,1999: 8). Öğrenenlerin bilgiyi nasıl öğrendiklerine ilişkin bir kuram olarak gelişmeye başlayan yapılandırmacılık zamanla öğrenenlerin bilgiyi nasıl yapılandırdıklarına ilişkin bir yaklaşım halini almıştır. Yapılandırmacılıkta bilginin tekrarı değil, bilginin transferi ve yeniden yapılandırılması söz konusudur(perkins, 1999:8). Yapılandırmacı eğitimin en önemli özelliği,öğrenenin bilgiyi yapılandırmasına, oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat vermesidir. Alışılmış yöntemde öğretmen bilgiyi verebilir ya da öğrenenler bilgiyi kitaplardan veya başka kaynaklardan edinebilirler. Ama bilgiyi algılamak, bilgiyi yapılandırmak ile eş anlamlı değildir Öğrenen, yeni bir bilgi ile karşılaştığında, dünyayı tanımlama ve açık ama için önceden oluşturduğu kurallarını kullanır veya algıladığı bilgiyi açıklamak için yeni kurallar oluşturur (Brooks ve Brooks, 1993: 9). Bir başka deyişle yapılandırmacılık cevre ile insan beyni arasında güçlü bir bağ kurmadır. Yapılandırmacı öğrenmede temele alınanlar aşağıdaki gibi özetlenebilir. 1. Bilgiyi araştırma yorumlama ve analiz etme. 2. Bilgiyi ve düşündürme sürecini geliştirme. 3. Geçmişteki yaşantılarla yeni yaşantıları bütünleştirme. Öğrenenin etkin rol aldığı yapılandırmacı öğrenmede sadece okumak ve dinlemek yerine tartışma,fikirleri savunma,hipotez kurma,sorgulama ve fikirler paylaşma gibi öğrenme sürecine etkin katılım yoluyla öğrenme gerçekleştirir. Bireylerin etkileşimi önemlidir. Öğrenenler, bilgiyi olduğu gibi kabul etmezler, bilgiyi yaratır ya da tekrar keşfederler (Perkins, 1999: 7). Her kazanılan bilgiyi bir sonraki bilgiyi yapılandırmaya zemin hazırlarlar.çünkü, yeni bilgiler önceden yapılanmış üzerine bina edilir.böylece yapılandırmacı öğrenme var olanlarla yeni olan öğrenmeler arasında bağ kurma ve her yeni bilgiyi var olanlarla bütünleştirme sürecidir. Ancak bu süreç, sadece bilgilerin üst üste yığılması olarak algılanmamalıdır. Birey bilgiyi gerçekten yapı!andırmışsa kendi yorumunu yapacak ve bilgiyi temelden kuracaktır. Yapılandırmacılık, bilginin biriktirilmesi ve ezberlenmesi değil, düşünme ve analiz etme ile ilgilidir.

14 14 Yapılandırmacı öğrenmede asıl olan bilginin öğrenen tarafından alınıp kabul görmesi değil, bireyin bilgiden nasıl bir anlam çıkardığıdır. Bilgi, öğrenenin varolan değer yargıları ve yaşantıları tarafından üretilir. Yapılandırmacılıkta bütün çaba, öğrenmelerin kalıcılığının sağlamasının ve üst düzey bilişsel becerilerin oluşturulmasına katkı getirmektir. Yapılandırmacı yaklaşım temele alınarak gerçekleştirilen öğrenme-öğretme süreçleri geleneksel yaklaşımlara göre bazı farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar öğretim programının öğelerinde de ortaya çıkar. Hedefler Yapılandırmacı yaklaşımı temel alan eğitim programı, öğrenmenin kalıcılığını sağlayacak ve üst düzey bilişsel becerilerini geliştirecek şekilde tasarlanır, Böyle bir yaklaşımda merkezde öğrenci vardır Yapılandırmacılık, öğrenenlere öğrenmeyi öğretmekte ve onlar için bilgiyi anlamlı kılmaktadır. Eğitimin yeni hedefi; bilgiyi nasıl ve nerede kullanacağını bilen, kendi öğrenme yöntemlerini tanıyıp etkili bir biçimde kullanan ve yeni bilgiler üretmede önceki bilgilerinden yararlanan bir insan modeli yaratmadır. Bu hedefe ulaşmada yapılandırmacı yaklaşım önemli bir rol oynamaktadır (Abbott, 1999: 68). Yapılandırmacı eğitim ortamında hedef, öğrenenin bilgiyi temelden kurmasıdır. Öğrenenler sınıfa yaşantılarıyla gelirler ve öğrenmeye etkin katılarak bilgiyi zihinsel olarak yapılandırırlar. Bu bağlamda öğrenenler kendi düşünce ve yorumlarını geliştirirler. Öğrenme aktarılan belirli bir bilgi kümesini almayı değil, öğrenenlerin etkili düşünme, usa vurma, sorun çözme ve öğrenme becerilerini kazanmasını içerir (Alkan ve diğerleri, 1995: 57). Yapılandırmacı öğrenmeyi temele alan program tasarımcıları bireylere ne öğretilmeli sorusu yerine nen nasıl öğrenir? sorusuyla ilgilenirler. Yapılandırmacı tasarımcılar, program geliştirmeye bireylenin var olan bilgilerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olacak bir çalışma ile başlarlar (Seiley, 1999: 16). Yapılandırmacı öğrenmede amaç, öğrenenlerin önceden belli bir hiyerarşiye göre belirlenmiş hedeflere ulaşmalarına yardımcı olmak değil, öğrenenlerin bilgiyi zihinsel olarak anlamlandırmaları için öğrenme fırsatları sağlamaktır (Wilson, 1996: 208). Öğrenenlerin sahip olduğu bilgi birikimi farklılık gösterdiğinden, yapılandırmacılıkta tek doğru yerine, iki birey aynı kavrama farklı anlamlar yükleyebilir. Bu nedenle hedefler kesin olarak belirlenemez. sadece öğrenenlerin ulaşmaları beklenen genel hedefler vardır. Davranışlar daha genel bir şekilde hedef ifadelerinin içinde yer almaktadır (Holloway, 1999: 85). Hedefler öğretmen ve öğrencinin ortak kararı ile belirlenir. Bu kararlara öğrencilerin katılması, öğrenenin hedefe ulaşması isteğini arttırır (Ülgen, 1994: 174). Öğrenme Yaşantıları Öğrenme yaşantıları eğitim durumlarının öğrenci a düzenlenmesi, kazandırılması planlanan öğrenme yaşantılarının bir düzeneğe göre sıralanmasıdır. Program geliştirme sürecinde, yapılandırmacı tasarımcılar, öğretmeden çok öğrenme ortamlarını tasarımlamaya odaklandıklarından, öğrenme yaşantılarının düzenlenmesine daha fazla önem veriler (Erdem, 2001: 37). Yapılandırmacı yaklaşımda eğitim programında içerik olup olmamasından çok öğrenenin süreç içinde içerik ile etkileşimde bulunma ve onu anlamlandırabilmesi önemlidir. Öğrenenlerin ortak ilgilerinden ortak içerik belirlenir. Öğrenme yaşantıları konuların ya da alanların önceden belirlenmiş şekline göre değil, bireyin içinde bulunduğu bağlama göre düzenlenir (Erdem, 2001: 41). Yapılandırmacı öğrenmede, kullanılan stratejiler şunlardır: Drama, proje çalışmaları, tasarımlayarak öğrenme, öğreterek öğrenme, işbirlikli öğrenme (Wilson, 1997: 8). Öğrenenler yeni öğrendikleri ile geçmiş yaşantılarında kazandıkları bilgileri bütünleştirmek ve bilgiyi anlamlandırmak için tekrar, anlamlandırma ve örgütleme stratejilerinden yararlanabilirler. Yapılandırmacı öğrenme ortamının temel öğesi öğrenendir. Öğrenenle. demokratik bir sınıf ortamında günlük yaşam problemlerinin karmaşıklığını çözerek yaşam boyu kullanacakları bilgilerini oluştururlar. Yapılandırmacı yaklaşımda sınıf ortamı, öğrenenleri öğrenmeye motive etmek ve öğrenenlerin konuya ilgisini çekmek için öğrenmeye uygun olarak düzenlenir. Bu düzenlemenin nasıl olacağına öğretmen ve öğrenenler birlikte karar veriler.

15 15 Yapılandırmacı yaklaşımda eğitim ortamı bilgilerin aktarıldığı bir yer değildir. Öğrenmenin öğrencinin entelektüel etkinlikleriyle sağlandığı, sorgulamaların ve araştırmalarının yapıldığı, düşünme, uslamlama, sorun çözme ve öğrenme becerilerinin geliştirildiği bir yerdir. Öğrencilerin bağımsız düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirmek amacıyla öğrenme-öğretme sürecinde özel bir iletişim biçimi benimsenir. Bu iletişim biçiminde öğrencilere Bu konu ile ilgili olarak ne düşürüyorsunuz?, Niçin böyle düşünüyorsunuz?, Nasıl bu sonuca ulaştınız gibi sorular yöneltilir. Öğrencilere evet ve hayır yanıtı gerektiren sorulan yöneltmekten özellikle kaçınılır. Yapılandırmacı eğitim ortamları, bireylerin öğrenme ortamıyla daha fazla etkileşimde bulunmalarına, dolayısıyla zengin öğrenme yaşantıları geçirmelerine olanak sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece bireyler, daha önceki öğrendiklerini sınama, yanlışlarını düzeltme ve hatta önceki bilgilerinden vazgeçerek yerine yenilerini koyma fırsatı elde ederler (Yaşar, 1998: 596). Yapılandırmacı anlayış bilinçli, yaratıcı, araştıran, soruşturan, neyi, nereden ve niçin öğrendiğini bilen, kendi teknolojisini üretebilen öğrenenleri gerektirir. Yapılandırmacılıkta teknoloji etkin öğrenme, amaçlı öğrenme, özgün öğrenme ve işbirlikli öğrenme amacıyla kullanılır (Jonassen, Peck and Wilsom, 1999: 218). Etkinlik, hedef davranışlara ulaşma amacıyla öğrenme öğretme sürecini zenginleştiren ve öğrenmelerin kalıcılığını artıran sınıf içi-dışı faaliyetlerdir (Şahan, 2000: 4). Öğrenenler, bilgiyi yapılandırmada her konuya, alana ya da öğrenene göre düzenlenmiş olan farklı etkinliklerde yer alırlar. Yapılandırmacılık yaklaşımında amaç, öğrenenlerin ne yapacaklarını önceden belirlemek değil, bireylere araçlar ve öğrenme materyalleri ile öğrenmeye kendi istekleri doğrultusunda yön vermeleri için fırsat vermektir (Erdem, 2001: 58). Sınama Durumları Yapılandırmacı öğrenmede hedeflerin ve öğrenme yaşantılarının belirlenmesinde olduğu gibi, sınama durumlarında da öğretmen - öğrenci işbirliği esastır. Bu yaklaşımda sınama durumlarının işlevi, öğrenene yardımcı olmaktır. Yapılandırmacı değerlendirmede,değerlendirme yapılsa da öğrenme devam eder. Geleneksel ö araçları yerine, önceki öğrenmelerin yeni durumlara uygulanması değerlendirilir. Bu noktada ezberlenen bilgiler değil, özümsenen bilgiler değerlendirilir (Brooks ve Brooks, 1993: 96-97). Yapılandırmacı değerlendirmede ürün değil süreç değerlendirilir. Özgün, performans ve tümel değerlendirme gibi değerlendirme teknikleri kullanılır. Yapılandırmacı değerlendirme, öğrenenleri birbirleri ile karşılaştırmak ye yerine onlara öğrenmelerini paylaşmaları ve daha fazla öğrenmeleri için fırsat verir. Öğretmenin Rolü Yapılandırmacı öğrenmeyi temel alan bir eğiticinin programının başarılı olabilmesi için, program uygulayarak öğretmenlerin birtakım niteliklere sahip olması gerekir. Yapılandırmacı öğretmen açık fikirli, çağdaş, kendini yenileyebilen, bireysel farklılıkları dikkate alan ve alana da çok iyi olmanın yanında, bilgiyi aktaran değil uygun öğrenme yaşantılarını sağlayan ve öğrenenlerle birlikte öğrenen olmalıdır (Selley, 1999:22). Yapılandırmacı öğretmen; bireye uygun etkinlikler yaratma, öğrenenlerin hem birbirleri ile hem de kendisi ile i!e kurmalarını cesaretlendirme, işbirliğini teşvik etme, öğrenenlerin fikir ve sorularını açıkça ifade edecekleri ortamları oluşturma gibi rolleri yerine getirmek durumundadır (Brooks ve Brooks, 1999: 21). Öğretmen, öğrenenlerin bireysel farklılıklarına uygun seçenekler sunar, yönergeler verir, her öğrenenin kendi kararını kendisinin oluşturmasına yardımcı olur. Bu noktada öğretmen- yol gösterici ve rehberdir. Öğretmenler, problemi öğrenenler için çözmek yerine öğrencinin çözümlemesi için ortam hazırlarlar (Brooks ve Brooks, 1999: 23). Öğretmen düşündürücü sorular sorarak öğrenenleri araştırmaya ve problem çözmeye teşvik eder. Öğretmen, öğrenene soru sorar ama neyi ya da nasıl düşüneceğini söylemez. Yapılandırmacı öğretmen kuzey yıldızı gibidir, öğrencinin nereye gideceğini söylemez fakat yolunu bulmasına yardımcı olur (Brooks ve Brooks, 1999: 23).

16 16 Öğretmen otorite değil sınıf içinde gözlemcidir. Yapılandırmacılıkta sınıf yönetimi emir verme ya da zor kullanma ile yapılmaz. Denetim dolaylı, duygusal ve zihinseldir. Öğrenenin Rolü Yapılandırmacı öğrenme, öğrenenin kendi yetenekleri, güdüleri, inançları, tutumu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme sürecidir. Birey öğrenme sürecinde seçici, yapıcı ve etkindir (Ülgen, 1994: 144). Öğrenmenin kontrolü bireydedir. Öğrenmeye öğretmeniyle birlikte yön verir. Öğrenenlerin önceki yaşantıları, öğrenme stilleri, bakış açıları ve hazır bulunuşluk düzeyleri öğrenmelerine yön veren etmenlerdendir. Öğrenen kendi kararlarını kendi alır (Brouks ve Brooks, 1993: 10). Birey, zihinsel özerkliğini kullanarak öğrenme sürecinde etkili rol almak için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrenenlerle ve öğretmenle iletişim kurar, fikirleri tartışır. Öğrenen, öğrenme ortamlarındaki öğretici sorularıyla diğer bireylerin gelişimine de katkıda bulunur (Lin ve diğerleri, 1996: 211). Yapılandırma sürecinde birey, zihninde bilgiyle ilgili anlam oluşturmaya ve oluşturduğu anlamı kendisine mal etmeye çalışır. Bir başka deyişle, bireyler öğrenmeyi kendilerine sunulan biçimiyle değil, zihinlerinde yapılandırdıkları biçimiyle oluştururlar (Yaşar, 1998: 695). Mücadeleci, meraklı, girişimci ve sabırlı olmak, yapılandırmacı öğrenmede bulunması gereken kişisel özelliklerdir. Öğrenenler bilgiyi araştırıp keşfederek, yaratarak, yorumlayarak ve çevre ile etkileşim kurarak yapılandırır. Böylece, içerik ve süreci aynı zamanda öğrenirler. Yapılandırıcı öğrenme ortamlarında sorumluluğunu yerine getiren bireylerin girişimci olma, kendini ifade etme, iletişim kurma, eleştirel gözle bakma, plan yapma, öğrendiklerini yaşamda kullanma gibi özelliklere sahip olması beklenir (Marlowe ve Page, 1998: 32). Sonuç Yapılandırmacı yaklaşıma göre tüm öğrenmeler zihinde bir yapılandırma sonucu oluşmaktadır. Yapılandırma eğitim ortamlarında bireylerin çevreleriyle daha fazla etkileşimde bulunmalarına olanak sağlayan işbirliğine dayalı öğrenme ve probleme dayalı öğrenme gibi öğrenenleri aktif kılan öğrenme yaklaşımlarından yararlanılır. Böylece öğrenenlerin problem çözme yetenekleri ve yaratıcılıklarının gelişmesi beklenir. Bu süreçte öğretmen daha çok öğrenme ortamını düzenleme ve danışmanlık rollerini üstlenir. Bu yaklaşımda asıl olan, öğrenenin öğrenme sürecinde aktif olması ve öğrendiklerini var olan bilgileri ile yapılandırıp anlamlandırmasıdır.. Yapılandırmacı yaklaşımın bu özellikleri eğitim alanında yeni gelişmelere önderlik edebilir. Öncelikle bu özelliklerin, öğrencileri öğrenme ortamında pasiflikten kurtarıp, bağımsız düşünebilen ve problem çözebilen bireyler haline getirmesi beklenir. Bireyler ezbere ve hazır bilgileri kullanmaya değil, düşünmeye yönlendirildiğinden bilişsel yönü gelişir; böylece, öğrenen öğrenmeyi aşılması zor yüksek bir duvar olarak değil, keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir dünya olarak görür. Bu da öğrencilerin motivasyonunu artırarak bireyleri yeni öğrenme etkinliklerine yönlendirir. TAM ÖĞRENME MODELİ Tam öğrenme modelini, davranışçı ya da bilişsel adı altında gruplamak, gerçekte yanlış görülmektedir. Çünkü tam öğrenme modeli, en belirgin özelliklerinden olan hedeflerde, gözlenebilir davranışlar a verdiği ağırlıkla, davranışçı yaklaşımın, öğretimde katılıma verdiği ağırlıkla, bilişsel yaklaşımın şemsiyesi altında düşünülebilir. Bu modelin Kuramcıları Caroll ve Bloom dur.

17 Tam Öğrenme Kuramının Niteliği Çağdaş eğitim anlayışına göre, eğitim sistemleri, yalnızca yetenekliyi seçmekle yetinmeyip, yetenek geliştirme yollarını da bulmak orundadır. Başka bir deyişle okulların en temel görevi, okuldaki öğrenmeler açısından bireysel farklılıkları artırmak ya da aynen korumak değil, tam tersine varsa bu farklılıkları en aza indirmektir. Bu yaklaşım, kazandırılmak istenen davranışların yoklanması yerine, her sınıfta öğrenenler, az öğrenenler ve öğrenmeyen öğrenciler olacağı sayıltısıyla hareket eden ; bütün yeteneklerin geliştirilmesinden çok, ancak seçilen yeteneklere gelişme fırsatının verilmesini amaçlayan eleme / seçme anlayışıyla da çelişir. Bloom a göre, öğrenciler arasındaki bireysel ayrılıklardan, büyük ölçüde, hatalarla yüklü olan okul öğretim sistemi sorumludur. Geleneksel olarak okullar, öğretmek durumunda olduklarını öğretebilmek için her öğrenciye eşit fırsat tanıma görevi ile yükümlüdürler. En az hata ile işleyen (yada hatalarını düzelten) bir okulda, duyarlı ve planlı çabalarda gösterilirse, o okuldaki öğretim sistemi, etkililik yönünden, yüksek nitelikli bir öğrenme sistemine yaklaşabilir. (Bloom, 1979) Bloom tarafından geliştirilen Tam Öğrenme Kuramı da toplu öğretimde (sınıf öğretiminde ) uygun koşullar sağlandığında, öğrencilerin büyük bir kısmının, okulların öğretme amacını güttükleri tüm yeni davranışları, öğrenebileceği anlayışı üzerine temellenir. Bloom a göre, okulda ki öğrenmeleri açıklama gücünde olan ve özenle kollanmaları halinde okullarda hatadan arınmış bir öğretim düzeni oluşturması beklenen, bir dereceye kadarda birbirlerine bağımlı görünen 3 değişken şunlardır: a) Öğretilmesi hedef alınan becerilerin öğrenilebilmesi için gerekli ön şartları oluşturan ilgili ön öğrenmelerin önceden gerçekleşmiş olma derecesi. b) Öğrencinin kendini öğrenmeye verme, öğrenme sürecine katılma veya onun kendini öğrenmeye vermiş yada sürece katılmış bir duruma getirilebilme derecesi. c) Uygulamaya dönüşen hali ile öğretimin, öğrenci ihtiyaçlarına uygunluk derecesi. Okulda öğrenme modelinden de görüleceği gibi Öğrenme Ürünleri ni başlıca iki değişken etkilemektedir. Bunlardan ilki, Bilişsel Giriş Davranışlarını ve Duyuşsal Giriş Özelliklerini içeren Öğrenci Nitelikleri diğeri ise, öğrenciye sunulan Öğretim Hizmetinin Niteliği dir. Modele göre Tam Öğrenme Kuramının uğraşı alanı, öğrenci nitelikleri öğretim be öğrenme ürünleridir. Bu nedenle, aşağıdaki kesimde Okulda Öğrenme Modelinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağı düşüncesi ile, öğrenme ürünlerini belirleyen değişkenler olan, Öğrenci Nitelikleri (Bilişsel Giriş Davranışları ve Duyusal Giriş Özellikleri) ile Öğretim Hizmetinin Niteliği hakkında genel ve kuramsal bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Öğrenme Nitelikleri Bloom un Okulda Öğrenme Modeli nde (Tam Öğrenme Modeli) Bilişsel Giriş Davranışları olarak belirtilen değişken, okuduğunu anlama ve dili kullanma gücü gibi tüm öğrenmelerde gerekli olan genel bilişsel giriş davranışları ile belli bir öğrenme ünitesindeki yeni davranışların öğrenilmesini kolaylaştıran etmenler taşımaktadır. Tam Öğrenme Kuramı nda da Bilişsel Giriş Davranışları, yeni öğrenme ünitelerinin gerekli kıldığı ön öğrenmeler, öğrenmenin açıklanmasında önem taşır. Öğrenciye öğrenme fırsatı verilmek isteniyorsa, Bilişsel Giriş Davranışları nın, hem program geliştirme de hem de öğretim de öğrencinin ilgili ön öğrenmelerinin bir parçası olarak kesinlikle göz önünde tutulması gerekir. Belli bir dönemde gerçekleştirilen öğrenmeler ileriki dönemler için temel oluşturacak bu da öğrenci niteliğini etkileyecektir. Bir dersin öğrenme ünitelerinin kendi içerisinde sıkı bir aşamalık gösterdiği hallerde bir ünitenin tam olarak öğrenilmesi o ders ile ilgili diğer ünitelerin de öğrenimini kolaylaştırır. Bütün tam öğrenmeler bazı öğrenmelere kolaylık gösterir. İlk öğrenme ünitesinde tamamlanmadan bırakılan öğrenme eksikleri ikinci ünite de daha büyük sayı da tamamlanmamış öğrenme eksiklerine dönüşmekte. Bu eksikler ileri ki ünitelerde daha da artmaktadır. Çünkü bu nitelikteki her öğrenme ünitesi kendisinden sonra gelen ünitelerin ön koşullarını hazırlar. Bu ön koşullar tam öğrenmeyi ve bilişsel giriş davranışlarını etkileyecektir. 17

18 18 Bilişsel giriş davranışları ile başarı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalarda, bilişsel giriş davranışlarının ünitelerde gerçekleşen öğrenme düzeylerindeki değişkenliğin yarısına kadarını açıklayabilme gücündedir. Bilişsel Giriş Davranışları, öğrenmeyi önemli ölçüde etkilemekle birlikte, bir öğrenme ünitesinin tam olarak öğrenilmesine tek başına güvence altına alamaz. Duyuşsal Giriş Özellikleri Duyuşsal Giriş Özellikleri, öğrencinin öğrenme ünitesine karşı ilgisinin, tutumunun ve akademik benlik kavramının bir bileşkesidir. Bloom a göre Bir öğrencinin belli bir üniteyi iyi öğrenebilmesi için, öğrenilecek olan yeni üniteye açık olması, o üniteyi öğrenmeye karşı istek duyması ve güçlüklerle karşılaşması halinde bu güçlükleri aşabilmesi gerekmektedir. Öğrencinin bir öğrenme ünitesini öğrenmeye gelişme güdüsü veya isteği bir dereceye kadar onun bu öğrenme ünitesine benzettiği ya da onunla ilişkili bulduğu önceki öğrenme üniteleriyle ilgili başarılı yada başarısızlığını algılayış şekline bağlıdır. Duygusal Giriş Özellikleri ile, öğrencinin; a) Derse veya konuya karşı ilgi ve tutumunu, b) Okuldaki öğrenmelere yönelik ilgi ve tutumunu, c) Öğrencinin kendi kendine karşı tutumunu göstermektedir. Yapılan incelemeler, bir derse (konuya) ilginin bu dersteki öğrenmeleri olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Bir derse ilgi ve ona karşı olumlu tutumun okullarda görülen öğrenme düzeyi farklılıklarının bir ölçüsü olan varyantsın dörtte birine kadar bir kısmına konuta etme gücüne sahip olduğu tahmin edilmektedir (Özçelik, 1987). Okula yeni başlayan çocukların büyük çoğunluğunun başlangıçta, okul ve okuldaki öğrenmeye ilişkin tutumlarının pek belirgin olmadığı bilinmektedir. Çocuklar, genellikle ilkokulu ilk yıllarıyla birlikte okul ve okuldaki öğrenmeye ilişkin doğrudan yaşantılar edinmeye başlarlar. Bu yaşantılar çocuğun duyuşsal giriş özelliklerini etkileyecektir. Bu da tam öğrenmeyi zorlaştırır. Duyuşsal giriş özellikleri arasında başarıyı belirlemede en güçlü etkiye akademik benlik kavramı sahiptir. Bu kavram; öğrencinin öğrenme özgeçmişine dayalı olarak, amaçlarda tutarlı öğrenme düzeyine ulaşıp ulaşamayacağına ilişkin kendini algılayış biçimi olarak tanımlanabilir. Bloom a göre öğrencilerin olumsuz duyuşsal giriş özelliklerine sahip bulundukları bir üniteyi yeterli bir düzeyde öğrenmeleri olanaksız değildir. Ancak, böyle bir sonucun elde edilmesi çok güçtür. Bu durumda öğrenme ünitesi olumsuz duyuşsal giriş özellikleri ile başlayan öğrencilerin belli bir düzeye kadar öğrenebilmeleri için aynı üniteyi olumlu duyuşsal giriş özellikleri ile başlamış öğrencilere göre daha yüksek nitelikli bir öğretim hizmetine gerek duymaları beklenir. Tam Öğrenme Modelinin Öğretime Uygulanması 1. Öğretimin hedefleri onun göstergesi olan hedef davranışlar, aşamalık içinde belirlenmelidir. 2. Öğrencinin hazır bulunuşluğu sağlanmalıdır; Hazır bulunuşluk, öğrencinin yeni öğrenmeleri için gerekli olan, ön koşul niteliğindeki bilme bilişsel beceri ve duyuşsal özellikleri kazanmış olmasına işaret eder. Eğitim programı uygulamadan önce öğrencinin öğretim hedefleri doğrultusunda, gerekli öğrenmeleri gerçekleştirebilmesi için, bilişsel davranışları ve duygusal özellikleri açısından, önkoşul davranışları kazanıpkazanmadığı değerlendirilir. Bilişsel davranışlar, bilmeyle ilgili hatırlama ve kavrama düzeyindeki öğrenmelere; duygusal özellikler ise, öğrencinin okula, öğretmene ve eğitim programlarına yönelik tutumları, güdülenmişlik düzeyi, ilgisi duygusal özelliklerine işaret eder. Öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi tespit edildikten sonra, yeterli bulunmayan öğrenciler, özel bir eğitim programı ile,ü öğretime hazırlanır. 3. Öğretimin planı yapılır; Bağlamcı kuramda değinildiği gibi, konu küçük birimlere ayrılır. Her birimin sonunda ulaşılacak öğrenme görevleri ve öğrenme faaliyetlerinin ne olduğu belirlenir, zamlanır. Öğrencinin başarı standardının ne olacağı kararlaştırılır; değerlendirme tarihleri belirlenir ve bu plan öğrencilere öğretimin başlangıcında duyurulur.

19 19 4. Ölçme araçları hazırlanır; öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyini belirlemek, öğrencinin performansındaki ilerlemeyi izlemek için ölçme araçları, paralel formda testler hazırlanır. ÇOKLU ZEKA KURAMI Çoklu zeka, Howard Gardner in zekayı yeniden tanımlaması olarak çıkmış bir kavramdır. Çoklu zeka, çevresel ve genetik etmenlerle birlikte insanı yorumlamaya dair yeni bir bakış açısıdır. Buna göre insan çevresi ile kurduğu tüm ilişkide, iletişim ve etkileşimde zekasını kullanmaktadır. Ancak Gardner ın yeni eklediği içten gelen bir form ile dünyayı algılayıp ilişkiye başlayıp sürdürdüğümüzdür. Çünkü beynimizin pek çok sayıda farklı çalışma merkezi ve işlevi bulunmakta ve bu işlevler her bireyde farklılık göstermektedir. Birbirinden bağımsız ve ayrı olarak çalışan bu merkezler aynı zamanda bireyin öğrenme kimliğini ve bilişsel niteliğini de ortaya koymaktadır. Gardner çalışmaları sırasında insanın sözel, dilsel, içsel, kişilerarası, görsel, işitsel, bedensel gibi bilinen türlerde zeka türleri ortaya atmamış, bunun dışında duyundevinişsel, kinestetik, tatsal gibi diğer duyulara yönelik olarak da zeka alanları belirlemiştir. Bu zeka türleri insan beyni ve zekası ile çevre etkileşimi sonucu daha da çoğalabilir. 8 ana gruba ayrılır: 1. Mantıksal Matematiksel Zeka 2. Sözel-Dilsel Zeka 3. Görsel Zeka 4. İçsel Zeka 5. Sosyal-Kişiler Arası Zeka 6. Müziksel-Ritmik Zeka 7. Doğa Zekası 8. Kinestetik-Bedensel Zeka Çoklu Zeka Kuramına göre, insan beyni, sözel-dilsel, mantıksal matematiksel, müziksel-ritmik, görseluzamsal, içsel, kişilerarası, doğa ve bedensel-kinestetik zeka alanlarını içermektedir. Geleneksel eğitim bunlardan ilk ikisini, yani sayısal ve sözel olanı dikkate almaktadır. Diğerleri okullarımızda ihmal edilmektedir. Oysa tek yönlü beslenme nasıl metabolizma üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyorsa, tek yönlü zeka beslenmesi de zihin gelişimini potansiyel olarak sınırlamaktadır. Sonuçta, beyinler insanın doğasına ve yaradılışına aykırı biçimde formatlanmaktadır. Bu işlemin yüzyıllar boyunca ve sistematik olarak yapıldığını varsayarsak, ulus olarak nasıl bir çıkmazda olduğumuzu ve yaratıcılığımızın nasıl öldürüldüğünü kavramak daha kolay olacaktır. Aileler çocuklarının iyi beslenip beslenmediğine iki açıdan bakmak durumundadır. Birincisi fiziksel beslenme, ikincisi zihinsel beslenmedir. Fiziksel beslenme ne yazık ki anne-çocuk savaşlarının en önemli konusunu oluşturmaktadır. Anneler saatlerce televizyon reklamlarının karşısında çocuklarına yemek yedirdiklerinde kendilerini iyi hissetmektedir. Oysa, yeme bozukluğu, dikkat bozukluğu, konsantrasyon eksikliği bu tür annelerin neden olduğu olumsuzluklardan sadece bir kaçıdır. Bu konuda gereksiz hassasiyet gösterilmektedir. Zihinsel beslenmede ise, daha vahim bir durum ortaya çıkmaktadır. Çünkü onun sonuçları, diğeri gibi açıkça gözlenememektedir. Çocukların zihinsel beslenmesiyle aşırı derecede ilgilenmekle hiç ilgilenmemek arasında çok ta fark yoktur. Günümüzde birçok öğretmen ve veli çocuklara aşırı biçimde yüklenerek gereksiz bir ilgi göstermektedir. Oysa gelişimde daha erken daha iyi değildir" kuralı unutulmamalıdır. Zekayı geleneksel paradigmalarla ele almak bu tür yanlışlara yol açabilmektedir. Çoklu Zeka Kuramı zekaya ilişkin geleneksel anlayışların eksiklerini vurgulamakta ve yeni bir pencere sunmaktadır. Zekayla ilgili eski ve yeni anlayışların kısa bir karşılaştırması aşağıdaki tabloda sunulmuştur. Zekaya İlişkin Eski Bakış Açısı Zeka sabittir Zeka niceliksel olarak ölçülebilir.

20 20 Zeka tekildir. Zeka gerçek yaşamdan soyutlanarak ölçülür. Zeka öğrencileri sıralamak ve olası başarılarını kestirmek için kullanılır Zekaya İlişkin Yeni Bakış Açısı Zeka geliştirilebilir Zeka herhangi bir performansta veya problem çözme sürecinde sergilendiğinden sayısal olarak hesaplanamaz Zeka çeşitli yollarla ortaya konulabilir Zeka bağlam/gerçek yaşam durumlarında ölçülür Zeka bireylerin gizil güçlerini ve onların başarılı olabilecekleri farklı yolları anlamak için kullanılır ÇZK'nın anahtar kavramı "çoğul" kelimesidir. Çünkü zeka çok yönlüdür. Doğuştan genetik kalıtımla getirilen zeka geliştirilebilir, değiştirilebilir ve zeki olmak belli bir derecede öğrenilebilir. Bu kuramın geliştiricisi olan Howard Gardner zekanın özelliklerini şöyle sıralamaktadır. Her insan kendi zekasını arttırma ve geliştirme yeteneğine sahiptir. Zeka sadece değişmekle kalmaz aynı zamanda başkalarına da öğretilebilir. Zeka insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbiriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur. Zeka çok yönlülük göstermesine rağmen kendi içinde bir bütündür. Her insan, çeşitli zeka alanlarının tümüne sahiptir. Her insan, zeka alanlarından her birini belli bir düzeyde geliştirebilir. Çeşitli zeka alanları, genellikle bir arada belli bir uyum içinde çalışırlar. Bir insanın her alanda zeki olabilmesinin birçok yolu bulunmaktadır. Gardner ÇZ Kuramına ilişkin özellikleri ve bilimsel kanıtları sunarken, büyük ölçüde beyin araştırmalarına ve nöro-psikolojiye dayanmıştır. Bundan dolayı kuram tartışmasız büyük bir kabul görmüştür. Beyin araştırmaları göstermiştir ki her bir zeka beyinde sadece belirli bir yerde bulunmamaktadır. Zekaların ayrıştırılabilir çokluluğu bulunmaktadır. Bu ve buna benzer gerekçelerden dolayı ÇZK'nın ayrıntılarına geçmeden önce beyinle ilgili bazı temel bilgilere yer verilecektir. 2. Bölüm beynimizin işleyişi konusunda asgari düzeyde bilgileri içermektedir. Gardner'a göre bilmemizi ve öğrenmemizi sağlayan zeka türleri şu özellikleri taşır: 1- Bedensel/ devin duyusal Zeka: Bu zeka türü, vücudunu kullanarak (dans ve vücut dili), oyun oynayarak (spor yapmak) ya da yeni bir ürün yaratarak (icat yapmak) duygularını ifade etme yetenekleri ile ilgilidir. Bu zeka türünde gelişmiş insanlar, spor yapmaktan ve dans etmekten hoşlanırlar, ellerini ve bedenlerini kontrol ve koordine etmekte son derece başarılıdırlar. Aktörler, mim oyuncuları ve sporcular bu zeka türünde gelişmiş insanlardır. 2- Sözel/ Dilsel Zeka: Soyut ve simgesel düşünme ile, kavram oluşturma ve kelime yazma, dilbilgisi, şiir, hikaye anlatma, mizah gibi karmaşık olguları içeren dilsel üretimlerden sorumlu olan bu zeka türünde gelişmiş insanlar, okuma, yazma, konuşma ve tartışma gibi eylemlerde başarılı ve edebi ürünler yaratmakta isteklidirler.

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

Hatırlama, tanıma, tanımlama, söyleme,yazma,seçme, -Kavram bilgisi. isimlendirme,eşleştirme, sıraya koyma, listeleme, -Olgu bilgisi

Hatırlama, tanıma, tanımlama, söyleme,yazma,seçme, -Kavram bilgisi. isimlendirme,eşleştirme, sıraya koyma, listeleme, -Olgu bilgisi BİLİŞSEL ALANLA İLGİLİ HEDEF DAVRANIŞ YAZMA Bilişsel alan öğrenilmiş davranışlardan zihinsel yönü ağır basanların kodlandığı alandır. Daha öncede belirttiğimiz gibi öğrenilmiş bir davranış hem bilişsel,

Detaylı

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Program geliştirme sürecinin üçüncü öğesi öğrenme öğretme süreci dir. Eğitim durumları olarak da bilinen bu öğe nasıl? sorusuna yanıt arar. Eğitim durumları, öğrencilere

Detaylı

Ögretimde Kullanılan Teknikler (3)

Ögretimde Kullanılan Teknikler (3) Ögretimde Kullanılan Teknikler (3) İşbirliğine Dayalı Öğrenme (İDÖ) -2- İşbirliğine Dayalı Öğrenme (İDÖ) İşbirliğine dayalı öğrenme, öğrencilerin küçük gruplar oluşturarak bir problemi çözmek ya da bir

Detaylı

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME 2 AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME Aktif öğrenme, bireyin öğrenme sürecine aktif olarak katılımını sağlama yaklaşımıdır. Bu yöntemle öğrenciler pasif alıcı konumundan çıkıp yaparak yaşayarak

Detaylı

Eğitim Programları ve

Eğitim Programları ve Eğitim Programları ve Hedefler Taksonomisi DOÇ. DR.MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Kazanımlar Planlanan ve düzenlenmiş yaşantılar yolu ile kazandırılması kararlaştırılan bilgi, beceri, tutum, değer

Detaylı

FEN ve TEKNOLOJİ ÖĞRETİMİNDE. Neden işbirliği? Neden birbirimize yardım ederiz? İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME

FEN ve TEKNOLOJİ ÖĞRETİMİNDE. Neden işbirliği? Neden birbirimize yardım ederiz? İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME FEN ve TEKNOLOJİ ÖĞRETİMİNDE Temel amaç, öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda küçük gruplar halinde, birbirinin öğrenmelerine yardım ederek çalışma yapmalarıdır. Heterojen (farklı özelliklerde) bir

Detaylı

KİŞİSEL ve SOSYAL YETERLİKLER (ANAHTAR, AKTARILABİLİR BECERİLER) SEÇMELİ DERSLERLE KAZANDIRILACAK 2. DERS LİSTELERİNİN İNCELENMESİ Dersler eski programla ne kadar benzeşik yada farklı? Ne kadar

Detaylı

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI Prof. Dr. Serap NAZLI Tam Öğrenme Modeli Tam öğrenme modeli, bütün öğrencilerin okullarda öğretileni öğrenebilecekleri varsayımına dayanır. Bloom işin başından beri olumlu öğrenme

Detaylı

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları:

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları: ÖĞRETĠM STRATEJĠLERĠ Öğretim stratejisi, belirlenmiş hedeflere ulaşmak için seçilen genel yoldur. Öğretim stratejileri; sunuş yoluyla öğretim, buluş yoluyla öğretim, araştırma ve inceleme yoluyla öğretim

Detaylı

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim hedefleri belirlendikten sonra öğrencileri bu hedeflere ulaştıracak içeriğin saptanması gerekmektedir. Eğitim programlarının geliştirilmesinde ikinci aşama

Detaylı

Tam Öğrenme Kuramı -2-

Tam Öğrenme Kuramı -2- Tam Öğrenme Modeli Tam Öğrenme Kuramı Okulda öğrenme (Tam öğrenme) kuramı, başarıyı normal dağılım eğrisinden üçgen dağılıma götüren ya da okuldaki % 20 oranındaki beklendik başarıyı % 75 ile % 90'a hatta

Detaylı

Eğitim Bilimlerine Giriş

Eğitim Bilimlerine Giriş Eğitim Bilimlerine Giriş Yrd. Doç. Dr. Tuncay Sevindik E-posta: tuncaysevindik@hotmail.com Web: www.tuncaysevindik.com 1/44 Ders İçeriği Bu dersin amacı; eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin psikolojik,

Detaylı

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ EK-1 Beden eğitimi dersinde öğrencilerin başarıları; sınavlar, varsa projeler, öğrencilerin performanslarını belirlemeye yönelik çalışmalardan

Detaylı

Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır.

Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır. Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır. Öğrenme bölümlere ayrılır Öğrenme gerçekleşmediyse ek süre ve ek öğrenme

Detaylı

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com Bilginin hızla yenilenerek üretildiği çağımızda birey ve toplumun geleceği, bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretme

Detaylı

Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61

Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61 Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61 İstendik davranışların basitten karmaşığa, kolaydan zora, somuttan soyuta, birbirinin ön koşulu olacak şekilde aşamalı sıralanmasına

Detaylı

Proje Tabanlı Öğrenme Yaklaşımının temeli bir konunun derinlemesine araştırılmasına odaklanmaktadır. Araştırmada genellikle sınıf içerisinde

Proje Tabanlı Öğrenme Yaklaşımının temeli bir konunun derinlemesine araştırılmasına odaklanmaktadır. Araştırmada genellikle sınıf içerisinde Proje Tabanlı Öğrenme Yaklaşımının temeli bir konunun derinlemesine araştırılmasına odaklanmaktadır. Araştırmada genellikle sınıf içerisinde öğrenenler tarafından oluşturulan küçük bir grup, bazen tüm

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II Öğretme ve Öğrenme ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II Dr. Mesut Saçkes Öğrenme bireyin çevresiyle etkileşerek geçirdiği yaşantılar sonucu davranışlarında oluşan kalıcı değişmelerdir. Öğretme öğrenmenin sağlanmasına

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I AÇIK BİR SİSTEM OLARAK EĞİTİM / Sayfa Açık Bir Sistem Olarak Eğitim Eğitim ve Kültür Eğitim...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I AÇIK BİR SİSTEM OLARAK EĞİTİM / Sayfa Açık Bir Sistem Olarak Eğitim Eğitim ve Kültür Eğitim... İÇİNDEKİLER BÖLÜM I AÇIK BİR SİSTEM OLARAK EĞİTİM / 1-28 Sayfa Açık Bir Sistem Olarak Eğitim... 2 Eğitim ve Kültür... 2 Eğitim... 5 Açık Bir Sistem Olarak Eğitim... 5 A. Açık Sistem... 6 B. Yarı Açık Sistem...

Detaylı

Eğitimde Hedefler ve Hedef Türleri

Eğitimde Hedefler ve Hedef Türleri Eğitimde Hedefler ve Hedef Türleri Yrd. Doç. Dr. Levent DURDU Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Eğitim Fakültesi Kocaeli Üniversitesi Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU nun sunumlarından alıntılanmıştır.

Detaylı

ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİ

ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİ A. DİL BİLEŞENLERİ VE DİL EDİNİMİ BİLGİSİ A.1. İngilizceyi sözlü ve yazılı iletişimde doğru ve uygun kullanarak model olabilme A.2. Dil edinimi kuramlarını, yaklaşımlarını ve stratejilerini bilme A.3.

Detaylı

Eğitimde Materyal Tasarımı ve Kullanımı

Eğitimde Materyal Tasarımı ve Kullanımı Eğitimde Materyal Tasarımı ve Kullanımı M A T E R Y A L S E Ç M E V E G E L I Ş T I R M E S Ü R E C I D R. M. B E T Ü L Y I L M A Z Etkili İletişim İçin Ortak yaşantı alanı oluşturma Mesajı anlaşılır şekilde

Detaylı

YAPILANDIRMACI ÖĞRENME

YAPILANDIRMACI ÖĞRENME YAPILANDIRMACI ÖĞRENME Araş. Gör. Hasan H. Şaşan Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Yaşadıkça Eğitim. 74-75,2002. 49-52. Yeni bilgiler önceden yapılanmış

Detaylı

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir? 82. Belgin öğretmen öğrencilerinden, Nasıl bir okul düşlerdiniz? sorusuna karşılık olarak özgün ve yaratıcı fikir, öneri ve değerlendirmeleri açıkça ve akıllarına ilk geldiği şekilde söylemelerini ister.

Detaylı

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim (OTMG), okul içinde ve dışında öğretmenlerin mesleki bilgi, beceri, değer ve tutumlarının gelişimini destekleyen, etkili öğrenme ve öğretme

Detaylı

FEN BĠLGĠSĠ EĞĠTĠMĠNĠN TEMELLERĠ

FEN BĠLGĠSĠ EĞĠTĠMĠNĠN TEMELLERĠ FEN BĠLGĠSĠ EĞĠTĠMĠNĠN TEMELLERĠ Fen Bilgisi Eğitiminin Önemi 06-14 yaş arasındaki zorunlu eğitim döneminde fen bilgisi eğitimi önemli bir yere sahiptir. Fen bilgisi eğitimi; Çocuğa yaratıcı düşünme becerisi

Detaylı

Öğrenme Amaçları (Çıktıları);

Öğrenme Amaçları (Çıktıları); Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Pedagojik Formasyon Eğitimi SERTİFİKA PROGRAMI Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi ÜNİTE 3 Hedeflerin Aşamalı Sınıflaması (Bilişsel-duyuşsal

Detaylı

ORTAÖĞRETĠM ĠNGĠLĠZCE ÖĞRETMENĠ ÖZEL ALAN YETERLĠKLERĠ

ORTAÖĞRETĠM ĠNGĠLĠZCE ÖĞRETMENĠ ÖZEL ALAN YETERLĠKLERĠ A. DĠL BĠLEġENLERĠ VE DĠL EDĠNĠMĠ BĠLGĠSĠ A1. Ġngilizceyi sözlü ve yazılı iletiģimde doğru ve uygun kullanarak model olabilme A2. Dil edinimi kuramlarını, yaklaģımlarını ve stratejilerini bilme Bu alan,

Detaylı

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur.

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. ÖĞRETİM NE DEĞİLDİR? ÖĞRETİM ÖĞRENCİYE

Detaylı

YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile karşı

Detaylı

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖNSÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

Kazanımların Değerlendirilmesi. Doç. Dr. Muhittin ÇALIŞKAN NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi

Kazanımların Değerlendirilmesi. Doç. Dr. Muhittin ÇALIŞKAN NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Kazanımların Değerlendirilmesi Doç. Dr. Muhittin ÇALIŞKAN NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi İçerik Kazanım nedir? Kazanımların belirleyicileri Taksonomi Kazanımların sahip olması gereken özellikler

Detaylı

Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü

Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü Ek 1 ÖZ DEĞERLENDİRME FORMU (Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterliklerine İlişkin) Sayın Öğretmenim, Bu form, sizin kişisel ve mesleki yeterlik düzeyinizi kendi bakış açınızla değerlendirmeniz için hazırlanmıştır.

Detaylı

Öğretim Tasarım ve Teknolojisi Sistemi - ASSURE Modelİ

Öğretim Tasarım ve Teknolojisi Sistemi - ASSURE Modelİ Öğretim Tasarım ve Teknolojisi Sistemi - ASSURE Modelİ Bir dersin hazırlığına nereden ve nasıl başlarsınız? Ne öğretmek istiyorum? Hangi hedefe ulaşmak istiyorum? Sınıfın konu hakkında ön öğrenmeleri nedir?

Detaylı

06-14 yaș arasındaki zorunlu eğitim döneminde fen bilgisi eğitimi önemli bir yere sahiptir.

06-14 yaș arasındaki zorunlu eğitim döneminde fen bilgisi eğitimi önemli bir yere sahiptir. FEN BİLGİSİ EĞİTİMİNİN TEMELLERİ Fen Bilgisi Eğitiminin Önemi 06-14 yaș arasındaki zorunlu eğitim döneminde fen bilgisi eğitimi önemli bir yere sahiptir. Fen bilgisi eğitimi; Çocuğa yaratıcı düșünme becerisi

Detaylı

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme Giriş Öğretim bir sanattır ve her sanat dalında olduğu gibi öğretim alanında da incelikler vardır. Disiplinler arası

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME Araç-Gereç (Materyal) Geliştirme Derslerin yürütülmesi sürecinde çağdaş öğretim yöntemleri uygulanırken, eğer uygun ortamlarda öğrencilerin gerekli araç-gereçlerle

Detaylı

Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S

Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S.213-220 Kaynak II; Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL Hazırlayan; Fesih ÖZNUĞAN 2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; M.A.Evren DEMİRKUŞ Ders Sor.; Doç. Dr.

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

Yöntem Seçimine Etki Eden Etmenler ve Öğretimde Planlama

Yöntem Seçimine Etki Eden Etmenler ve Öğretimde Planlama Yöntem Seçimine Etki Eden Etmenler ve Öğretimde Planlama Öğretim Yöntem Ve Tekniklerinin Genel Sınıflandırılması Öğreten Merkezli Anlatım Öğrenen merkezli Soru Yanıt Problem Çözme Gösteri Gözlem gezisi

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-36 AYLIK GELİŞİMSEL RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR AİLE DESTEK MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-36 AYLIK GELİŞİMSEL RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR AİLE DESTEK MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-36 AYLIK GELİŞİMSEL RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR AİLE DESTEK MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ

Detaylı

Programın Denenmesi. Hazırlanan program taslağının denenmesi uygulama sürecinde programda gerekli düzeltmelerin yapılmasına olanak sağlamalıdır.

Programın Denenmesi. Hazırlanan program taslağının denenmesi uygulama sürecinde programda gerekli düzeltmelerin yapılmasına olanak sağlamalıdır. Programın Denenmesi Hazırlanan program taslağının denenmesi uygulama sürecinde programda gerekli düzeltmelerin yapılmasına olanak sağlamalıdır. Deneme sonuçlarından yararlı bilgiler edinilmesi için program

Detaylı

Öğretim Etkinliklerini Planlama

Öğretim Etkinliklerini Planlama Öğretim Etkinliklerini Planlama Konu Başlıkları Plan Öğretim Etkinliklerinin Planlanması Eğitimde Planlama Neden Eğitimde Planlama? Plan Türleri Yıllık Plan Ünite Planı Günlük Plan Öğretim İlkeleri Bir

Detaylı

İlkokuma Yazma Öğretimi

İlkokuma Yazma Öğretimi İlkokuma Yazma Öğretimi Günümüzün ve geleceğin öğrencilerinin yetiştirilmesinde, ilk okuma-yazma öğretiminin amacı; sadece okuma ve yazma gibi becerilerin kazandırılması değil, aynı zamanda düşünme, anlama,

Detaylı

İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME

İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME Berkay ARIKAN 1312020054 Cihat SAVAŞ 1312020037 Emin ERTÜRK 1312020015 İlkay KANTARCI 1312024002 Yücel KILIÇ 1312020058 İÇERİK TANIMLAR İLKELER YARARLAR İ.D.Ö = 5 İLKE TEKNİKLER

Detaylı

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde;

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde; Diploma Programı Çerçevesi Diploma programı her kültürün kendisine adapte edebileceği esnek bir program sunarak kendi değerlerini yitirmeyen uluslararası farkındalığa ulaşmış bireyler yetiştirmeyi hedefler.

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Teknoloji ve İletişim Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU BÖTE @ KOÜ Önceki Ders Tanışma ve Genel Bilgilendirme Değerlendirme Ölçütleri, Devamsızlık Limitleri Ders

Detaylı

Öğretim Stratejileri. Öğretim Yöntemleri. Öğretim Teknikleri

Öğretim Stratejileri. Öğretim Yöntemleri. Öğretim Teknikleri Öğretim Stratejileri Öğretim Yöntemleri Öğretim Teknikleri ÖĞRETİM STRATEJİLERİ 1. Sunuş yoluyla öğretim (David AUSUBEL) 2. Buluş yoluyla öğretim (Jerome BRUNER) 3. Araştırma-inceleme yoluyla öğretim (John

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASI

EĞİTİM ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASI EĞİTİM ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASI 1. Egıtım durumunun degiskenlerı Ünite Sırası ve Niteligi Hedefler doğrultusunda çağdaş ve bilimsel bilgi İçerik kolaydan zora, basitten karmaşığa, yakından uzağa,

Detaylı

Farklılaştırılmış Öğretim. Farklılaştırılmış Öğretim (Differentiated Instruction Curriculum)

Farklılaştırılmış Öğretim. Farklılaştırılmış Öğretim (Differentiated Instruction Curriculum) Farklılaştırılmış Öğretim (Differentiated Instruction Curriculum) 2 Farklılaştırılmış Öğretim Farklılaştırılmış Öğretim Nedir? Farklılaştırılmış Öğretim Ne Değildir? Farklılaştırılmış Öğretim Amaçları

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİMİ LİDERLİK EĞİTİMİ KURS PROGRAMI

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİMİ LİDERLİK EĞİTİMİ KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİMİ LİDERLİK EĞİTİMİ KURS PROGRAMI 2016 ANKARA İÇİNDEKİLER PROGRAMIN ADI... 1 PROGRAMIN DAYANAĞI... 1 PROGRAMIN GİRİŞ

Detaylı

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. KİTAP VE ÇOCUK Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. Türkçe dil etkinlikleri çocuğun kendi

Detaylı

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Program Geliştirme ve Öğretim Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Temel Kavramlar Eğitim: Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne kadar süre gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireylere çeşitli bilgi, beceri, tutum ve

Detaylı

ÖZEL ATAFEN İLKOKULU 1. SINIFLAR İNGİLİZCE VELİ BİLGİLENDİRME

ÖZEL ATAFEN İLKOKULU 1. SINIFLAR İNGİLİZCE VELİ BİLGİLENDİRME ÖZEL ATAFEN İLKOKULU 1. SINIFLAR İNGİLİZCE VELİ BİLGİLENDİRME Öğretmenlerimiz: Esra Akkoyun: 1 A/B Pelin Yaman: 1 C/D ATAFENDE İngilizce programı Avrupa Dil standartları ve çoklu zekâ kuramına uygun olarak

Detaylı

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 19 (2012) 269-273 269 KİTAP İNCELEMESİ Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi Prof. Dr. Murat ALTUN Dilek SEZGİN

Detaylı

Öğrenme ve Öğretim İlkeleri

Öğrenme ve Öğretim İlkeleri Öğrenme ve Öğretim İlkeleri Konular Konu alanı bilgisi Pedagojik bilgi ve beceri Öğretmen deneyimi Sağlıklı öğretmen öğrenci etkileşim ve iletişimi İşbirliği ortamı Hazır bulunuşluk Öğretim etkinliklerini

Detaylı

MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BUSELİK MAKAMI VE REPERTUARI EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BUSELİK MAKAMI VE REPERTUARI EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BUSELİK MAKAMI VE REPERTUARI EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2014 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

İÇERİK VE İÇERİK DÜZENLEME ÖĞRETIM İLKE VE YÖNTEMLERI- II. HAFTA

İÇERİK VE İÇERİK DÜZENLEME ÖĞRETIM İLKE VE YÖNTEMLERI- II. HAFTA İÇERİK VE İÇERİK DÜZENLEME ÖĞRETIM İLKE VE YÖNTEMLERI- II. HAFTA İÇERİK Hedefler İçerik Hedef davranışları kazandıracak biçimde ünite ve konuların düzenlenmesi İçerik, hedef davranışlara göre düzenlenir.

Detaylı

Davranış yazımında dikkat edilecek bazı hususlar. Hedefin öğrenciler tarafından kazanıldığını gösteren etkinliklere davranış denir.

Davranış yazımında dikkat edilecek bazı hususlar. Hedefin öğrenciler tarafından kazanıldığını gösteren etkinliklere davranış denir. Davranış yazımında dikkat edilecek bazı hususlar Hedefin öğrenciler tarafından kazanıldığını gösteren etkinliklere davranış denir. Davranış yazımında dikkat edilecek bazı hususlar Davranış cümlelerin sonunda

Detaylı

ŞİMDİ LYS ZAMANI FEM YAYINLARI REHBERLİK KOORDİNATÖRLÜĞÜ

ŞİMDİ LYS ZAMANI FEM YAYINLARI REHBERLİK KOORDİNATÖRLÜĞÜ ŞİMDİ LYS ZAMANI FEM YAYINLARI REHBERLİK KOORDİNATÖRLÜĞÜ Asıl puan LYS lerde gelecek YGS yi hedeflediği gibi sonuçlandıran adaylarda bir rahatlama gözlenirken sınavı hedeflediği biçimde sonuçlanamayan

Detaylı

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ

T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ FİZİK EĞİTİMİ A. B. D. PROJE ÖDEVİ ÖĞRETİMİ PLANLAMA VE DEĞERLENDİRME Dr. Yücel KAYABAŞI KÜME ÇALIŞMASI YÖNTEMİ Hazırlayan : Hasan Şahin KIZILCIK 98050029457

Detaylı

Mühendislik Eğitimi ve 21. Yüzyıl

Mühendislik Eğitimi ve 21. Yüzyıl Mühendislik Eğitimi ve 21. Yüzyıl Prof. Dr. Süheyda Atalay Ege Üniversitesi 30. Mühendislik Dekanları Konseyi Toplantısı 21-22 Mayıs 2015, Karabük Üniversitesi Mühendislik Eğitimi : Değişimler 1950 Yılı

Detaylı

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK Matematik,adını duymamış olsalar bile, herkesin yaşamlarına sızmıştır. Yaşamın herhangi bir kesitini alın, matematiğe mutlaka rastlarsınız.ben matematikten

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM LİDERLİK EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM LİDERLİK EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM LİDERLİK EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile karşı

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM 1 TemplatesWise.com Konular Eğitim Öğretim Bilgisayarın Eğitimde Kullanma Amaçları Bilgisayar Destekli Eğitim Bilgisayar Destekli Öğretim Bilgisayar Destekli Öğretimin Kuramsal

Detaylı

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin?

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin? Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin? Öğrenmede değişen ne???? İnsanlar ve hayvanların öğrenmelerindeki farklar? Öğrenme??? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana

Detaylı

Yapılandırmacı Yaklaşım

Yapılandırmacı Yaklaşım Yapılandırmacı Yaklaşım Dr Ismail Marulcu 1 Yapılandırma ama neyi? Öğrenme sürecinde yapılandırılan, inşa edilen ya da yeniden inşa edilen bilgidir. Yapılandırmacılık öğrencilerin yeni bilgileri nasıl

Detaylı

*Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. *Kendi başına açıklama ve gösterim, Uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz.

*Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. *Kendi başına açıklama ve gösterim, Uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz. *Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. *Kendi başına açıklama ve gösterim, Uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz. Aktif öğrenme bunu sağlamaktadır. 2 ÖĞRENME NEDEN AKTİF OLMALIDIR?

Detaylı

Arkadaşlarımla beraber bu kadar daha öğrenirim ZPD YGA. Kendi başıma bu kadar öğrenirim

Arkadaşlarımla beraber bu kadar daha öğrenirim ZPD YGA. Kendi başıma bu kadar öğrenirim İşbirliğine Dayalı Öğrenme Öğr.Gör.Dr.Şirin KARADENİZ İşbirliğine Dayalı Öğrenme ~ Kubaşık Öğrenme Cooperative Learning denilen çalışmayı Açıkgöz (2000), Senemoğlu (2000), Bilen (1997) ve Saban (2000),

Detaylı

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM İletişim Nedir? Birey veya bireylerin karşılıklı bilgi, duygu ve düşüncelerini paylaşma süreci iki birim arasındaki mesaj alış-verişi Öğretim Teknolojisinde İletişim Çağdaş eğitim

Detaylı

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ Çocuklar büyüklerini dinlemede asla iyi değildirler. Ama onların davranışlarını benimsemede

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI A) TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Eğitim? Öğrenme? Öğretme? Öğretim? Eğitim Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istenilen yönde (eğitimin amaçlarına

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ANADOLU VE TÜRK KÜLTÜRÜ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ANADOLU VE TÜRK KÜLTÜRÜ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ANADOLU VE TÜRK KÜLTÜRÜ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile

Detaylı

FEN ÖĞRETİMİNDE LABORATUVAR YAKLAŞIMLARI. Burak Kağan Temiz (burak@gazi.edu.tr)

FEN ÖĞRETİMİNDE LABORATUVAR YAKLAŞIMLARI. Burak Kağan Temiz (burak@gazi.edu.tr) FEN ÖĞRETİMİNDE LABORATUVAR YAKLAŞIMLARI 1800 lerden günümüze Bilgi Bilginin Elde Ediliş Yöntemleri Demonstrasyon Bireysel Yapılan Deneyler Öğretmen Merkezli Öğrenci Merkezli Doğrulama (ispat) Keşfetme

Detaylı

OYUN VE FİZİKİ ETKİNLİKLER DERSİ (1-4. SINIFLAR) DERSI. Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

OYUN VE FİZİKİ ETKİNLİKLER DERSİ (1-4. SINIFLAR) DERSI. Öğretim Programı Tanıtım Sunusu OYUN VE FİZİKİ ETKİNLİKLER DERSİ (1-4. SINIFLAR) DERSI Öğretim Programı Tanıtım Sunusu Sunu Akışı Program Geliştirme Süreci Programın Temel Felsefesi ve Genel Amaçları Programda Temel Beceriler Değerler

Detaylı

Eğitimde Program Geliştirme Süreci

Eğitimde Program Geliştirme Süreci Eğitimde Program Geliştirme Süreci ve Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Konu Başlıkları Eğitimde program geliştirme süreci Program geliştirme nedir? Eğitim programı nedir? Eğitim programının ögeleri arasındaki

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖLÇMENİN TEMEL KAVRAMLARI / 1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖLÇMENİN TEMEL KAVRAMLARI / 1 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖLÇMENİN TEMEL KAVRAMLARI / 1 ÖLÇMENİN TEMEL KAVRAMLARI... 2 Ölçmenin önemi ve ölçmeye genel bir bakış... 2 Ölçmenin Tanımı... 3 Ölçmenin Türleri... 3 Doğrudan Ölçme... 4 Dolaylı Ölçme...

Detaylı

EĞİTİM (PEDAGOJİK) TEMELLERİ

EĞİTİM (PEDAGOJİK) TEMELLERİ EĞİTİM (PEDAGOJİK) TEMELLERİ Temel Kavramlar Kuramsal Temeller Öğrenmenin Temel Alanları Spor Pedagojisi Motor Becerilerin Öğrenilmesi Beden eğitiminde Ölçme ve Değerlendirme Eğitim Kasıtlı kültürleme

Detaylı

SOSYAL HİZMETLER VE DANIŞMANLIK TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

SOSYAL HİZMETLER VE DANIŞMANLIK TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü SOSYAL HİZMETLER VE DANIŞMANLIK TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2015 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

Yıl: 2014,Yazarlar: Okay DEMİR,Yasemin ERSÖZ, Dergi Adı:İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, Cilt:1, Sayı:1 Sayfa Sayısı: (1-11

Yıl: 2014,Yazarlar: Okay DEMİR,Yasemin ERSÖZ, Dergi Adı:İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, Cilt:1, Sayı:1 Sayfa Sayısı: (1-11 Yıl: 2014,Yazarlar: Okay DEMİR,Yasemin ERSÖZ, Dergi Adı:İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, Cilt:1, Sayı:1 Sayfa Sayısı: (1-11 arası) Türkçe dersinin temel amaçlarından biri öğrenenleri

Detaylı

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik Uygulaması-II Dersleri Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik Uygulaması-II Dersleri Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik Uygulaması-II Dersleri Kılavuzu Şubat, 2015 İZMİR T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik

Detaylı

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ELLE TAŞIMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ELLE TAŞIMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ELLE TAŞIMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri Okuma-Yazma Öğretimi Teori ve Uygulamaları ESN721 1 3 + 0 7 Okuma yazmaya hazıroluşluk, okuma yazma öğretiminde temel yaklaşımlar, diğer ülke

Detaylı

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ 5. MESLEKİ REHBERLİK Abdullah ATLİ Meslek seçimi neden önemlidir? İnsan, yaşamı boyunca çeşitli seçimler yapar. Mesleğini, yiyeceğini, giyeceğini, evini, eşini, arkadaşlarını vb. seçer. Meslek seçimi,

Detaylı

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ Doç. Dr. Cevat ELMA İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı E-posta: cevat.elma@omu.edu.tr Öğretmen liderliğini etkileyen faktörler: Bilgi kaynaklarının

Detaylı

BÖLÜM 1 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMEDE TEMEL KAVRAMLAR

BÖLÜM 1 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMEDE TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMEDE TEMEL KAVRAMLAR I. Öğretimde Ölçme ve Değerlendirmenin Gerekliliği... 2 II. Ölçme Kavramı... 3 1. Tanımı ve Unsurları... 3 2. Aşamaları... 3 2.1. Ölçülecek

Detaylı

1. GİRİŞ Yapısalcı (constructivism) yaklaşım, bilginin öğrenme sürecinde öğrenciler tarafından yeniden yapılandırılmasıdır. Biz bilginin yapısını

1. GİRİŞ Yapısalcı (constructivism) yaklaşım, bilginin öğrenme sürecinde öğrenciler tarafından yeniden yapılandırılmasıdır. Biz bilginin yapısını uygulanmıştır. Ayrıca her iki gruptan 6 şar öğrenci ile görüşme yapılmıştır. Elde edilen veriler istatistiksel yöntemlerle değerlendirilerek deneme ve kontrol grupları arasında anlamlı farklar olup olmadığı

Detaylı

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi Öğrenci Portfolyoları Doç.Dr. İsmail KARAKAYA Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bil. Böl. Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme ABD. 1

Detaylı

O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını

O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını EĞİTİCİ OYUNCAKLAR O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştiren en değerli araçlardır.

Detaylı

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu Şubat, 2015 İZMİR T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu Amaç: Bu kılavuz, Ege Üniversitesi

Detaylı

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR Akıl Oyunları çocukların ve yetişkinlerin strateji geliştirme, planlama, mantık yürütmemantıksal bütünleme, görsel-uzamsal düşünme, yaratıcılık, dikkat - konsantrasyon, hafıza

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ PRATİK DİNİ HİZMETLERVE MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, din görevlisi adaylarının, din görevliliği

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ERKEN YAŞTA DİL ÖĞRENME... 1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ERKEN YAŞTA DİL ÖĞRENME... 1 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ERKEN YAŞTA DİL ÖĞRENME... 1 Erken Yaşta Dil Öğrenenler... 1 Çocuklar ana dillerini nasıl öğrenirler?... 2 Ana dil ediniminin aşamaları... 3 Yabancı dil öğrenimine erken başlamak faydalı

Detaylı

METAL TEKNOLOJİSİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ENDÜSTRİYEL KALIPÇI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

METAL TEKNOLOJİSİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ENDÜSTRİYEL KALIPÇI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü METAL TEKNOLOJİSİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ENDÜSTRİYEL KALIPÇI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÇOCUK BAKIM VE OYUN ODASI ETKİNLİKLERİ (3-6 YAŞ) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÇOCUK BAKIM VE OYUN ODASI ETKİNLİKLERİ (3-6 YAŞ) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÇOCUK BAKIM VE OYUN ODASI ETKİNLİKLERİ (3-6 YAŞ) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu İÇERİK Öğretim Programının Temel Felsefesi Öğretim Programının Temel Felsefesi Öğretim programları; bireyi topluma,

Detaylı