TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETİ"

Transkript

1 TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETİ Yürütme Organını Güçlendinne Zarureti G~/endimıe Nedenleri Burhan KUZU Dünyanın bugünkü siyasi konjoktüründe yürütme organı daha aktif ve etkili bir rol üstlenmek zorundadır. Gerçi devlet gücünü sınırlı tutma fikri ön planda yer alıyorsa da, bu geli meler kar ısında yürütme organının gücünü arttırmak için yeni yollar aranmaya çalı llıyor. 1 Bu arayı normal ve zaruridir; zira, Devlet dediğimiz örgütün i leyi ini üstlenmi olan İcra organı veya dar anlamda "hükümet", Anasaya ve kanunlarla kendisine üstün yetkiler verilmektedir ki, bu çok önemli görevini tam ve eksiksiz bir ekilde ifade edebilsin. ı Günümüzde artık "en iyi devlet en az müdahale eden devlettir" fikri terkedilmi tir. 3 Her ne kadar Itözelle tirme lt müessesesinin yaygınla ması ile devletin müdahale alanları biraz daralmaya ba lamı ise de, bu daha çok ItSosyal Devlet lt anlayı ıodaki zayıflama belirtisi olabilir. Bunun dı ında devletin ağırlığını hissettirmesi gereken birçok alan mevcuttur. Batı demokrasilerinde yürütmenin güçlenmesi devletin niteliğinin deği mesi sonucu ortaya çıkmı tır. Öyle ki, bazı yazarlar, yasama-yürütme arasındaki denge krizinin asıl nedenini buna bağlamaktadırlar. 4 Bu geli me sonucu yasama organının yasama faaliyetleri bakımından zayıflaması, buna kar ılık yürütmenin düzenleme sahasını geni letmesi "yasama devletindenlt, "idare devletine" geçi olarak nitelendirilmi tir. 5 Bu durumda, parlamentoların artık inisiyatiflerini yitirdikleri, adeta bir "tasdik" veya "kayıt lt organı halini aldıkları gözlenmektedir.' Nitekim, parlementolarda kabul edilen kanunların tasarılardan olu ması da bunu doğrulamaktadır.' Böylece önceleri yasamanın üstünlüğüne dayanan devlet artık İcra organının üstünlüğüne dayanmaktadır.' Doç.Or., ISlaabul Üaiversiıesi, Hukuk Fakflltesi Oğetim Üyesi 1 M.SoysaI. Anay...y. Girit, 2 buı., Ankara, 1969; s.66; S. Taailli. Dyprlık T.rlhl Den NoU.n, tstaabul. 1979, s ı S. &tflrk, Otoritenin Kayn MHeIeU Y.hut Neden De.okrui, Ankara 1962, T. Akgflaer. Ô:ai Gın.i. Ôqüriğjü ve Y.bn.l.n Tepik Tedbirleri, lstaabul1979. s G. Morange, "La Hierarchie des Actes dau la Constitution du". 4 Ocloher Dalloz. Chronlque, ; F.Lavror. D.G. Le S)'5t~.e PoIituque Franç.ia, Paris, s. 490; B.De Jouvenel. Du Principal. Sedei., Paris, Eylül 1964., T.Tan, PI.n...nın Hukuld Düzeni, Ankara , a. L, s.70., A Ması, La Primatue de L'E.x.ecutir ea Droit Belge, Rapports, Belge., au VII. Congres laternationale au Droit Compare Bnı.xelle 1966, s. 347; M. Kapani, "Oynaamıyaa Rol," Milliyet Gazeteai, , B. Chanleboul, Dmlt eolulututlonnel et en Scienee PoliUquea, Pari., 1978, Ammıı Idaresi Dtııgisi. CÜL19. Sayı 3. Eylül 1996.

2 58 AMME İDARESİ DERGİSİ Belirtelim ki, hemen tüm dünyada gözlemlenen yürütme organının güçlendirilmesi yolundaki bu zaruret, ülkemiz açısından da geçerlidir. Ne var ki, ülkemizde "güçlü yürütmenin" hürriyetler bakımından tehlikeli olacağı yönündeki yanlış kanaat, bu konuda dünya devletıerinin dışında bir çizgi takip ettiği için gelişmeleri zamanında yakalayarnamıştir ve 1924 Teşkilat, Esasiye Kanunları dönemlerinde kuwetlerin birliği ilkesi hakim olduğu için devlet hayatını zaafa uğratacak bir iktidar boşluğu doğmamıştır.' Gerçi 1924 Anayasası kısmen kuwetler ayrılığı ilkesine dayanıyorsa da, bu Anayasa döneminde bir iktidar boşluğundan söz edilmemiş; aksine, döneminde "kuwetli icra"dan şikayet edilmeye başlanmıştır. Bu durumun sebebi, parti disiplini, seçim sistemi ve bunların sonucu olarak da yasamayürütme diyaloğu yerine iktidar-muhalefet diyaloğunun hakim olmasıdır. 27 Mayıs 1960 ile açılan yeni dönem bir tepki dönemi olduğu için bu tepkinin izlerini 1961 Anayasasına da yansıtmıştır. Nitekim bu Anayasada sezilen en belirgin özellik yürütme organının ikinci plana itilmiş olmasıdır. Bunun nedeni, genel oya ve genel oydan çıkan organlara karşı güvensizlik olarak kendini göstermektedir.ı Bunun sonucu olarak iktidar, muhtelif ellere paylaştırılmak suretiyle güçsüz bir yönetim sistemi meydana gelmiştir. 1l Böylece iktidarın mümkün olduğu kadar bölünmesi sonucu devlet içinde adeta bir "iktidarlar konfederasyonu" oluşmuştur. 1l 1961 Anayasasında "yürütme" ikinci derecede görülmüş "müştak", "derive" bir yetki olarak vasıflandırılmıştır. İlgili maddelerde yasama ve yargı "yetki" kelimesi ilc ifade edilirken yürütme için "görev" kelimesi kullanılmıştır. Oysa, bu tip bir iktidar anlayışı bizim tarihi idare anlayışımıza ters düşmektedir. Bizde ortak kanaat, siyasi iktidarın yani dar anlamda hükümetin her şeyi yapmaya muktedir olmasıdır. Dolayısıyla bizde, halk bu düşüncenin doğal bir sonucu olarak herşeyi hükümetten beklemektedir. İşin esası böyle olmakla beraber, 1961 Anayasası sistemi içerisinde ise yürütmenin yetkileri kısılmış, ona yetki vermekte adeta kıskançlık gösterilmiştir. Zira, yürütmeye yetki verildiği zaman onun bu yetkileri daima kötüye kuııanılabileceği düşüncesinden hareket edilmiştir.ı 3 Kanaattmizce, 1961 Anayasası hazırlanırken Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Tasarısında yer alan gerekçeler dikkate alınsa idi, yürütme organı belkide, ı 924 Anayasası döneminde yasama-yürüıme iii kileri konusunda bkz. M. Sarıca, Les Rapports Enm L'~xkutlr et le UgisllıUfdans La Turqui~ Contemporaine, Paris (Dokıora Tezi). 10 M. Soysal, 100 Soruda Anayasanın Anlıımı, İstanbul, ı986, s.68. ıı Bu durum 196ı Anayasasına İstanbul Bilim Komisyonunun hazırladığı tasarıdan geçmi. tir. Bu konuda bkz. M.Soysal,10080ruda...s.67vd. iz o. Aldıkaçtı. Anayasa Hukukumuzun GelilfmHi vf.' 1961 Anayasası, İstanbul s.142. ı961 hazırlanırken Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari flimler Ensıilüsü'nün hazırladııı tasarı Batı ülkelerindeki genel e~lime uygundu, Bkz. O. Aldıkaçtı, a.g.e., s Tasarının metni için bkz. Slya.u1 Bilgiler Fakültesi idari fıimler Enstitüsü Gerekçell Anay... Ta.unsı, Ankara, Bu konuda bkz. Hasan Dinçer'in konu ması "1961 Anayasasında De~ iklik Semineri", (28 Haziran 1971-Tarabya Oteli), İstanbul, s.43.

3 TüRKİYE tçtn BAŞKANLIK HÜKÜMETI 59 bu kadar güçsüz ve çelimsiz duruma dü mezdi. Gerçekten bu tasarıda u satırları görüyoruz: "Bilindiği gibi, kuvvetli bir icra organı bizde gelenektir. Bu gelenek demokratik geli meden beri de devam etmi tir. Böyle bir geleneğin Türkiye'de yerle mesi tesadüfi değil, bünyevi zaruretlerin mahsulüdür ve bunun devamında büyük milli menfaat vardır".14 Söz konusu tasarının ana prensipler kısmında "Devlet idaresinin temel unsuru olan yürütme organının yapısında tasarımız Türkiye'de kuvvetli ve istikrarlı bir hükümetin zaruri olduğunu kabul eder görü üne dayanmaktadır. Son zamanda yürütmeyi kayıtlamak yolundaki temayülü yerinde bulmuyoruz. Çünkü bu temayülün, geçirdiğimiz siyasi buhranın a ırı derecede tesiri altında kalarak Türkiye'nin gerçek ve uzun vadeli ihtiyaçlarının gözden kaçırıldığını sanıyoruzıt denilmektedir)s Aynı taslak metninde u satırları görüyoruz: "Batı istikrarsızlığa veya i lememesine bir dereceye kadar belki tahammül edebilir. Fakat az geli mi bir memlekette böyle bir durum halledilmesi gereken her türlü toplumsal meselenin askıda kalması gibi çok tahripkar neticeler doğurur. Bundan ba ka, Batı memleketlerinde bile kuvvetli bir İcra zarureti münaka a edilmez bir siyaset prensibi haline gelmi tir. "16 Ana hatları ile özetlemeye çalı tığımız Gerekçeli Anayasa Tasarısında, 1961 Anayasası ile güçlü, istikrarlı bir icra organının getirilmesi tavsiye edilmi ve bunun zaruretine i aret edilmi tir. Ne var ki, bu ciddi ve önemli uyarılar dikkate alınmamı tır. Tasarıda belirtildiği gibi çok geçmeden güçlü yürütme organına ihtiyaç duyulmaya ba lanmı ve devletin gücü zaafa uğramı tır. İcrayı güçlendirmek amacıyla 1971 ve 1973'de yapılan Anayasa deği iklikleri kifayetsiz kalmı, dolayısıyla 12 Eylül 1980'e gelinmi tir. Bu konuda 12 Eylül lideri ve Devlet Ba kanı Kenan Evren, 1982 Anayasasını Devlet adına resmen tanıtma programı gereğince yaptığı konu malarda bu hususa değinerek öyle diyor: "Hele devletin ve günlük hayatın bütün yükünü sırtında ta ıyan yürütmenin, arz ettiği bütün hayati ehemmiyetine rağmen, arka plana itilmi ve i lemez hale gelmi olması, 1961 Anayasası'nın belki de en büyük ve en tashih kabul etmez zaafını tc kil etmi tir Mart'ta (1971) yapılan deği ikiiklere rağmen, yürütme organının ve yetkilerinin zaafı sürüp gitmi tir. 17 Görülüyor ki, Türkiye'de istikrarsızlığın temelinde yatan asıl faktör yürütme organına gerekli olan dozda güç ve kuvvetin veriimemi olmasıdır. Oysa bu bir zorunluluktur. Nitekim Anayasa Mahkemesi de bir kararında yürütme organının dar kalıplar içerisine sokulmaması gerektiğine i aret etmekte ve u sonuca varmaktadır: "Bunun hilarını kabul etmek yürütme faaliyetini çok dar ve İ lemesi güç bir çerçeve içerisine sokmak ve özellikle kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığı yakından ilgilendiren ~ok acilolayların ortaya çık 14 it Öztürk. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. d, Ankara, IS a.k., vd. 16 a.k., Kasım 1982 ızmir Konu ması. Bkz. T.C. Devlet Ba kanı Kenan Evren'in Yeni Anayasaya Devlet Adına ResmeD Tanıtma Programı Gere~ince Yaptıklan Konu malar, Ankara

4 60 AMME İDARESİ DERGİSİ masında bir i yapamaz, tedbir alamaz hale getirmek demek olur ki, bunun da ne ülke yararına ne de Anayasanın ruhuna uygun dü meyeceği ve idare fonksiyonunun gerekleriyle bağda mayacağı ortadadır."18 İ te bu tablo 12 Mart 1971'e kadar öyle veya böyle gelebildi. Bu tarihten sonra ba layan koalisyon hükümetleri krizin altında adeta boğuldular. Bu durumda Türkiye dünyanın en istikrarsız ülkelerinden biri durumuna gelmi tir. Son 10 yılda 12 hükümet deği mi tir. 19 Ülkenin içine dü tüğü bu krizden kurtulu un çaresinin Ba kanlık hükümeti olduğu ileri sürülmü tür. 10 Belirtelim ki, çok sürmeden 12 Eylül 1980'de devlet çarkı durur. Yeni dönemde en dikkat çeken husus yürütme organını hak ettiği yere koymak çabasıdır. Gerçekten 1982 Anayasası "güçlü yürütme" esası üzerine kurulmu ve 1961 Anayasasının bu yöndeki ciddi manada eksikliğini gidermek istemi tir,ll Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, bir karannda "1982 Anayasası'nın 1961 ve hatta 1924 Anayasasına kar ı güçlü devlet ve otoriter idare kavramılanna daha fazla önem verdiği ve özellikle yürütmeyi, yasama ve yargı kar ısında daha da güçlendirdiği tartı masızdır, Anayasanın birçok maddeleri bu temel dü ünceye uygun olarak deği tirilmi ve yeniden düzenlenmi tir" ll diyor. Yürütmenin güçlendirilmesi genelde olumlu kar ılanmı tır. Soysal'a göre 1982 Anayasasının bu yakla ımı, yani yürütmenin türlü yohardan güçlendirilip daha etkili duruma getirilmesi, hem Türkiye'nin içinde bulunduğu ko ulları, hem de dünyadaki genel eğilim dü ünülürse, son derece çağda bir yakla ım olarak görülebilir, Çünkü, yürütmenin güçlendirilmesi bütün dünya anayasalarında görülen ve devlet görevlerinin artmasıyla birlikte çağımızın zorunlu kıldığı bir yakla lmdır", Anayasasının yürütmeyi hangi noktalarda güçlendirdiğini daha önce açıklamı tık. Ancak bu Anayasa bir taraftan bu ekilde isabetli bir yakla ımda bulunurken diğer taraftan da, sistemin i lemesi açısından yeni zorluklar da getirmi tir. En önemli sıkıntı, öngörmü olduğu hükümet sisteminin ne olduğunun tam olarak belirlenememesidir. Muhtelif değerlendirmeler olduğunu i aret ettiğimizi hatırlattıktan sonra, belirtelimki, 1982 Anayasasının öngördüğü sistem ne Ba kanlık Rejimi, ne yarı Ba kanlık ne de lam bir parlamenter Rejimdir. Bunların dı ında "yepyeni ve nevi ahsına münhasır bir sistem olu turulmu tur."14 18 Bkz. E. 1973/12, K , Kt , AMKD, S. ll, s.271. Aynca bkz. RG Bkz. N.Ilıcak'ln konu ması "Anayasa ve Seçim Sistemi Semineri", Tercüman Ga:ı.etesi, M.Aksoy"Anayasa Deli iklili Gerek", Cumhuriyet, ; Yeni Ortam, II Bu konuda bkz. T.Tan, "1982 Anayasası Yönünden Yürütme Görevi ve Yetkisinin Nitelili (Güçlü Devlet ya da Güçlü Yürütme)", Anayasa YaI'KlB1, Ankara, 1984, ; M.Oylan "1982 Anayasasında Yasama ve Yargı Erlderi Kal" ısında Güçlendirilmi Yürütme Organı ve Güçlendirilme Nedenleri," Türk jdare De.,pBI, YıI:56, S.364, EylUl 1984, s.1-34; B.Kuzu, Anay... Hukukumuzda Yüriitme Orpnı'nın Dü:ı.enleylcl i,le. Y.P" YetkiBI \fe Güçlendirilmesi Eğilimi, İstanbul, II Bkz. YHGK. E.1980/17 14, K.1980/803, Kt , YKD, C.IX. S. 11, 1983, M.SoysaI,100SOnld... s Bkz. Danı ma Meclisi Üyesi Turan Güven'in Konu ması, DMID, C. 3, B: 120, 0:1, 5.40.

5 TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETİ 61 Yürütme Organının Güçlendirilmesi Eğilimine Karşı Tepkiler xx. Yüzyılda çağımızın gereği olarak yürütme organı daha aktif, daha faal bir nitelik kazanırken, bazı tepkilerle kar ıla mı tır. Bu tepkiler genellikle güçlü yürütme kar ısında fert hak ve özgürlüklerinin zarar göreceği görü ünden kaynaklanmaktadır. Bu durumun tarihi bir sebebi vardır; çünkü tarihte tüm fert hak ve özgürlükleri mutlakiyet ve monar i idarelerine, yani son derece güçlü İcra organına kar ı yapılan mücadeleler sonucu elde edilmi tir. O günün ölçülerine göre İcra organı ne kadar zayıf ve güçsüz olursa, parlamento ise ne kadar kuvvetli ve etkili olursa hürriyetler de o nisbette teminat altında bulunuyor demektir. 25 İ te, bu görü ün izleri çağımızda hala mevcut bulunmaktadır. Halbuki, bilindiği gibi çağımızda yürütme organı artık bir tek ki iden değil parlamenter çoğunluk tarafından temsil edilmektedir. Böyle olmakla birlikte eski dönemin izleri yine de tesirini göstermektedir. 26 Bu nedenle "klasik özgürlük anlayı ı" hala güçlü yürütme organının hürrriyetler açısından tehlikeli olacağı dü üncesindedir. Oysa İcra organının artık bir parlamenter çoğunluk tarafından temsil edilmesi tek ba ına hak ve özgürlükler için bir garanti değildir. Zira, tek ki iden olu an icra organının hak ve özgürlükler için bir garanti te kil edebileceği gibi, ki iden olu an bir kabine de özgürlükler için bir tehlike te kil edebilir. Fakat aynı tehlike yüzlerce ki iden olu an parlamentolardan da gelebilir. Böylece tek ba lı ejderhanın yerini yüzlerce ba lı ejderha almı olur. Ne var ki, çağımızda yasama ve yürütme dı ında üçüncü bir kuvvet olarak yerini alan etkin yargı kuvveti, sözünü ettiğimiz bu tehlikeleri bertaraf edecek niteliktedir. Şu halde, icranın güçlenmesinden güçlü yargı denetimine sığınarak korkmamak lazımdır. Dolayısıyla "klasik özgürlük anlayı ı"nın eski icra organlarının hürriyeller için tehlike te kii ettikleri görü ünün tesirinde kalarak çağımızın güçlü İcra eğilimine kar ı çıkmaları isabetli değildir. Marksist anlayı taraftarları da "kuvvetli İcra" eğilimine kaf 1 çıkmaktadırlar. Onlara göre, kuvvetli icra tekelci kapitalizmin bir taktiğidir. Çünkü, kuvvetli icranın gayesi tekelci kapitalizmin gerek kendi ülkelerindeki emekçi sınıfı, gerekse geli mi olan diğer ülkeleri sömürmektedir. 27 Bunlara göre, sosyal devlet ve sosyal haklar adı altında yapılan birtakım sosyal tedbirler emekçi sınıfları bir sosyal demogojiye boğarak uyutma taktiğinden ibarettir. 28 İcra organının güçlendirilmesine kar ı olan bir diğer grup da "Yaygın Demokrasi Anlayl I"29 taraftarlarıdır. Özellikle Fransa'da geli mekte olan bu akıma göre, merkezi idareyi güçlendirmek yerine ademi merkeziyet müessese 25 M. Duverger. La Ve Republiqe a.k A Arzumanyan. Dünya KapltBliZlUinin Bugünkü Buhranı. Ankara. 1966, a.y. 29 Bu görü özellikle P.Mende5-france tarafından savunulmaktadır. Bkz. B.goe vd.

6 62 AMME İDARES! DERGİs! lerine yetki ve sorumluluk veren onları merkezin ağzına bakar durumdan kurtarmak lazımdır. 30 Bu görüşe göre merkezi idare güçlendirilmiş olsa bile, sosyal tedbirleri almakta yetersiz kalmaktadır. 31 Dolayısıyla ekonomik kararların alınmasına katkıda bulunmasını sağlamak lazımdır. 3l Bunun içinde Bölge Ekonomik Konseyleri, Bölge Kasabaları Kurulmasını,33 Milli Meclis yanında kooperatif nitelikte ikinci bir meclisin yer almasını ileri sürmektedirler. 34 Bu görüş taraftarlarına göre de parlementolar eski gücünü artık kaybetmi lerdir; bunlara göre de yasamanın eski üstünlüğünü sağlamaya çalışmak anarşik bir ortam 0Iu turur. 3! Zira, klasik parlemantolar yapısı itibarıyla çağımız devletinin yüklendiği bir yığın ekonomik ve sosyal problemlerin üstesinden gelemez. 36 Kuvvetli icra organının muhtelif zararları olabileceği görüşünden hareket eden bu görüşe göre, vatandaşların sosyal meseleleri yakinen takip ederek ve yukarıda belirttiğimiz kurulu lar aracılığı ile devlet idaresine "sürekli ve etkin biçimde" katılmak suretiyle kuvvetli icranın totalitarizme kayması önlenmiş 01ur. 37 Böylece parlemento eskisi gibi hükümetin faaliyetlerine engel olamadığı gibi, kendisi de çok güçsüz bir duruma düşmüş olmaktan kurtulur. Zira parlamento etkin bir ekilde yönetime katılan halkla arasındaki yakın ilişki sonucu, onunla iç içe olmanın verdiği güven neticesi hükümeti murakabe vazifesini yapabilecektir. ls Parlemento, tüm önemli kararların alınmasına katılabilecek, halkın ve dinamik unsurların desteği sonucunda icrası kar ısında zayıf duruma dü mekten kurtulacak ve görevini rahatlıkla yerine getirebilecektir. 39 Parlamenter Rejimde Ortaya Çıkan Sorunlar Dünyada krallıkların yıkılıp monarşinin tarihe gömüldüğü ve parlamentonun doğmaya ba lamasıyla birlikte İngihere'de uygulamada ortaya çıkıp daha sonra başka ülke anayasalarına geçen parlamenter rejim bizce artık tarihi misyonunu tamamlamı tır. Nitekim, dünyanın hiçbir bölgesinde bu sistem kitaplarda yer alan ekliyle uygulanamamaktadır. "Neo-Parlamenter" rejim ya da "rasyonelle tirilmi parlamenter" model adı altında başka bir kisve ahında uygulanmaya çalı ılmaktadır. Bu yeni eklinin de aldatmaca olduğunu gören bazı devletler yarı ba kanlık ya da Ba kanhk hükümetlerine geçmektedirler. Nitekim, 30 L'EI'AT et le etroyen, P.Mendes-france,.g.e., 5.60 vd. 31 a.k., s a.k., s.ı.n vd. 34 a.k , KorporatiC Devlet ve KorporatiC Meclisler konusunda bilgi için bkz. AGöze, Korporatil Demi, xıx., xx. Yüzyıllarda Avrupa'da Korporatil Devlet Teorileri ve KorporaUr Devlet SisteRileri, Istanbul, ı968. 3! P.Mendes-france, a.g.e., a."', L'ETATel le etroyen, LS a.k., s.381, 392 vd. 39 a.k., s.386.

7 TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETI 63 Fransa uzun yıllar sıkıntıdan sonra 19S8'de yan bcl kanlık modeline geçerek istikrar bulm~tur. İtalya'nın gündeminde bcl kanlık sistemi vardır. Parlamenter rejimin dayandığı temel unsurlann ve gerçekle tirme vasıtalarının artık hiçbir ülkede i lemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bilindiği gibi bu sistemin en önemli özelliği kuvvetler arasındaki c İtlik ve dengedir. Keza, bu dengenin doğal sonucu olarak da yasama organı elindeki denetim mekanizmaları ile hükümeti dü ürme ve denetleme yetkisine sahip iken, yürütme organı da yine belli artlarla parlamentoyu fesh ederek veya seçimleri yenileyerek gücünü gösterme imkanına sahiptir. Ne var ki, siyasi parti gerçeği bu iki silahın da susmasını sağlamı tır. Böylece denetim hadisesi tamamıyla ortadan kalkmı tır. Hangi parlamento çoğunluğu kendi partisinin olu turduğu hükümeti dü ürüyor? Ya da hangi hükümet cumhurba kanlığı aracılığı ile kendisinin dayandığı parlamentoyu fesh ediyor? Bu bindiği dalı kesrnek anlamına gelir. Parlamenter rejimde fesih yetkisi ancak hükümetin kendisini parlamentoda daha kuvvetli bir çoğunluğa dayanmak için ba vurduğu bir müessese haline gclmi tir. Bunun örneklerine Almanya'da (1972'da W.Brandt, 1982'de. H.Kohl hükümeti) ve İngiltere'de (1974'de İ çi PartiSİ, 1986'da Muhafazakar Parti) rastlanmaktadır. 4O Bu durum kar ısında denilmektedir ki, İkinci Dünya Sava ı sonrasında "kabine hükümeti" yerini "Ba kanhk Hükümeti"ne 41 bırakmı tır. Ba bakanlık hükümetini öyle açıklamak mümkündür: 41 Günümüzde ba bakan ki iscl olarak uygun gördüğü ki İ1ere istediği görevleri verebilme yetkisini elinde toplamı tır. Bakanlar artık ba bakan tarafından seçilmekte ve onun tarafından görevlerine son verilebilmektedir. Ba bakanın hükümet mekanizmasını elinde tutması durumunu oldukça güçlendirmi tir. Genel olarak temel politika sorunları ve çözümleri ba bakan tarafından getirilmektedir. Ba bakan kabine tartı malarında oldukça egemendir ve istediği kararı aldırabilmektedir. Herhangi bir bakanlığın İ lerine istediği ekilde karı abilmektedir. Ba bakanın yetkilerindeki artı ın nedeni parlamentodaki çoğunluk partisinin lideri olmasıdır. Siyasi geli melcrin ba bakana kazandırdığı önem, bugünkü Anayasalarda ona hukuki açıdan öteki bakanlardan daha geni yetkiler tanınmasına ve hiyerar ik bir üstünlük vermesine yol açmı tır. Parlamenter sistemin bir diğer sakıncası da, teorik planda da olsa yürütme yasamaya kaf 1 sorumluysa da seçmenlere kar ı sorumluluğu doğrudan değildir. Çünkü hükümet seçmenler tarafından doğrudan belirlenmez. Seçmenler sadece temsilcileri belirler ve hükümet bu temsilciler arasından çıkar. Her ne kadar bakanlar kurulu üyeleri de seçmenin önüne çıkmak zorunda iseler de, milletvekili 40 ETeziç, Anay... Hukuku (Genel Esaslar), İstanbul, 1991, s M.Turhan Hükü.et Sbıte.lerl ve 1989 Anayll888l, Diyarbakır. 1989, s53; M.Erdopıı. Anayauellık, Pıırla.entarlDa, Silah.. Kuvvetler, Anura vd. Aynca Bkz. M.Erdopn. "Bajbaunhk Hilkilmeti mi?", AÜS8FD, exliv, S.3-4, 1989, Turhan,..g.e., s.53.

8 64 AMME IDARESI DERGISI olmak için adayolmaktadırlar. Parlamento üyesi olduktan sonra ise bakan olabilmek b8 bakanın elindedir. 43 Parlamenter sistemin bir ba ka çıkmazı da koalisyonlardır. Bu sistem g~nelde uygulanan nisbi temsil sistemi neticesi koalisyonlara sürüklenmektedir. Orneğin Fransa'da 1958 öncesi 70 yılda 104 hükümet kurulm~tur. Yani üçüncü ve dördüncü cumhuriyet dönemlerinde durum bu merkezdedir. Almanya'da Weimar Cumhuriyetinde durum aynıdır. Keza, 1974'te demokrasi ile tanı an Portekiz'de 19 Haziran 1987'de yapılan seçimlere kadar 13 yıl içinde 16 hükümet kurulmu tur. İtalya'nın peri anhğı ortadadır. Bizim halimiz bellidir arasında 10 yılda 12 hükümet kurulmu tur. Son yıllarda sürdürülen koalisyon pazarlıkları hafızalardan siiinmemi tir. Hele arasında önce 115 gün sonra 206 gün olmak üzere toplam 321 gün Türkiye koalisyonlarla idare edilmi tir. 44 Yukarıda i aret ettiğimiz gibi bu durum kar ısında sadece İngiltere'de uygulanabilen parlamenter sistemin ba ka ülkelerde yürümediği görülünce "aklilc tirilmi parlamenter sistem"4s denilen yeni bir tür rejim geli tirilmeye ba landı. Bunu gerçekle tirmek için Anayasalarda yeni somut düzenlemeler yapmak yoluna gidildi. Ne var ki, bu tam randıman vermedi. Koalisyonlarla yönetimin toplumsal konsensus olu turmada belli ölçüde katkısı olduğu dü ünülse bile. Keza, özellikle İskandinav ülkelerinde belli ölçüde ba arılı olduğu görülse de, genelde birçok ülkede kriz çıkardığı ve ciddi sorunları çözemediği de bir gerçektir. Koalisyonlar tavizcilik ve telifçilik gerektirmektedir. Hiçbir programı tam olarak uygulamaya koymak ve hedefler belirlemek mümkün olamamaktadır. Koalisyon protokollerinde bazı hedefler gösterilmekte ise de, bunun da bir formalite olduğu kısa zamanda ortaya çıkmaktadır. Sadece günlük rutin i ler yapılabilmektedir. Zaten gösterilen çabalar bir İcraat hükümeti kurmaya yönelik olmaktan öte, adeta seçmene kar ı özveride bulunulduğu havası verilerek "ülkeyi hükümetsiz bırakmadık" sloganı ve esasen onun da arkasına gizlenmi olan bürokrasinin payla ılmasıdır. Bu payla ımda yine milli egemenlik tam olarak gerçekle memekte, koalisyonu olu turmada kilit parti konumuna hasbelkader gelmi bulunan ufacık bir parti büyük pazarlık gücü elde etmekte ve kesinlikle de karlı çıkmaktadır. Acaba demokraside çoğunluğun yönetimi böyle mi gerçekle mi olacaktır? Koalisyon hükümetleri, parlamenter bir rejimde oldukça önemli sayılan "kabine tecanüsü"nü ve "ortak sorumluluk" ilkesini de sıkıntıya sokmaktadır. Oysa, hükümet bir bütündür ve yürütme organının politikasının olu turulmasından, yürütülmesinden ve denetlenmesinden birlikte sorumludur. Öyle ki, hükümetin ortak sorumluluğu parlamenter hükümet sistemin temel bir kuralıdır. 43 a.l, s.ss. 44 Bkz. Gerekçeli Anaya.. (AÜSBFyayını), Ankara s s B.Mirkioe-Ouetzevitch, Lea Nouvell" Tendane" du Droit Constltutionnelln, 2 ed., Paris Bu kitabld çevimi için bkz. Hukuku Euısiyede Yenı Te"YÜller, Çeviri: A.RTürel, Ankara, 1938.

9 TÜRKİYE ıçın BAŞKANLIK ııükümeti 65 Ortak sorumluluk gerçekleşmeyince diğer önemli iki ilke olan "gizlilik" ve "oybirliği" ilkelerine de uyulamamaktadır. 46 Halbuki, kollektif sorumluluk parlamenler sistemi diğer hükümet şekillerinden ayırt eden en temel niteliklerden biridir. 47 Kısaca işaret ettiğimiz bu sakıncaların yanında koalisyon hükümetlerinin asıl sıkınıısı "sorumlu ve yetkilinin kim" olduğunun belirlenmesinde mutlak bir ortam oluşturmalarıdır. Bakanların ve başbakanın sorumlu olduğu parlamenter sistemde koalisyonların kısa ömürlü olması, bir yasama döneminde birkaç hükümetin kurulması ve küskünleri ısındırmak için her kurulan yeni koalisyonda bakanların değiştirhmesi, yine aynı amaçla bir bakanlığın bir kaç bakanlığa bölünerek "suspayı" amacıyla kullanılması gibi yollara ba vurulması kimin ya da kimlerin sorumlu olduğunun tesbitinde ciddi manada güçlükler çıkarmaktadır. Her gelen koalisyonun bir öncekini ya da kendi ortak veya ortaklarını suçlaması, dönemin sonunda sandık başına giden seçmenin sağlıklı karar verebilme mekanizmasını ciddi şekilde etkilemektedir. Tamamıyla tereddüt içinde kalan seçmen, kimi hangi nedenle tercih ettiğini ya da etmediğini tam olarak açıklayamamaktadır. Hatta çoğu kez sandık başına gitmenin hiçbir şeyi deği tirmeyeceği düşüncesine kapılmaktadır. Hele bir de seçim sonucu yeni bir "kaos" dönemi başlarsa seçmen tam bir bunalıma girmektedir. Bu acı tabloyu ülkemizde 1991 seçimlerinden sonra ya adık ve halen de devam etmektedir. Gerçekten 20 Ekim 1991 seçimleri sonucu kurulan DYP SHP Koalisyonu ve 24 Aralık 1995 seçimleri sonucu ortaya çıkan bölünmüş tablo açıklamalarımızın uygulanmış biçimini oluşturmaktadır. Bu dönemde farklı program ve pek de yakın olmayan görü lere sahip iki ayrı partinin koalisyon kurması hükümetle ortak sorumluluğu bozmu adeta iki ayrı hükümet gibi çalı mıştır. Birbirlerinin bakanlıklarına giremediklerini dahi itiraf edenler olmuştur. Bu arada SHP+CHP birleşme çalı maları ve genel başkan deği iklikleri hükümete de yansımış, adeta işler beklemeye alınmı tır. Bu durumdan çıkı olarak gözüken 24 Aralık seçimleri de beklenen i vermemiş ve yeni koalisyon pazarhkları başlamı tır. Bu dönemde uzun süren koalisyon turları ve denemeleri sırasında demokratik düşünme ve ilkesi epeyce hırpalanmıştır. Neticede günlük gazetelerde "ordunun zorlamasıyla" kurulduğu iddia edilen yeni merkez sağ partilerin kurduğu hükümetle bulunan "dönüşümlü başbakanlık" formülü parlamenter rejimde hiç de kabul görmeyecek bir usuldür. Esasen İsrail gibi bazı ülkelerde genellikle de olağanüstü dönemlerde başvurulan bu tür bir çözüm kabine hükümeti olan parlamenter rejimde "ba bakanın" sahip olması gereken ağırhğı azaltan bir çözümdür. Bu demektir ki, Türkiye'de bir dört ya da beş yıl "cesaretli icraat" ve "bütün bir program" uygulanamayacaktır. Aynı şekilde bir türlü çözülemeyen ve koalisyondan koalisyona aktarılan iç ve dı sorunlar kar ısında bazan partiler sorumluluk almaktan kaçınmakta ve 46 M.Soysal. "Ortak Sorumluluk", Milliyd, Turhan. a.g.e., s.71.

10 66 AMME İDARESİ DERGİSİ koalisyonlara dı. arıdan destekleme vaadinde bulunmaktadırlar. Böylece kurulan azınlık hükümetleri ipleri ba. kasının elinde olan kukla durumuna dü. ebilmekte ve vatand3. lara açıkladığı programlarını gerçeklc. tirememektedirler. Geli. mi. ülkeler bakımından belki çok fazla problem te. kil etmeyen bu durum ülkemiz için ciddi ekonomik, sosyal ve dl. sorunları olan ülkelerde telafisi bir hayli güç kayıplara neden olmaktadır. Balkanlarda, Kafkaslarda, Orta Doğu'da, Kıbrıs'ta, Güney Doğu'da ciddi meselelerle kal11 kar. ıya bulunan bir Türkiye'nin yukarıda özetlediğimiz yapıda hükümetlerle i. in içinden çıkması çok zordur. Özellikle dl. politikada zamanında alınamayan cesur ve isabetli kararlar, fırsatların kaçırılmasına, ülke için büyük kayıplara neden olabilir. Kaldı ki, dünya da dostumuzun yok sayılacak düzeyde olduğu dü. ünüıürse istikrarlı hükümetlere olan ihtiyaç daha da önem arzedecektir. Öte yandan, kırk yılda bir bakanlık eline geçirmi. olanlar bunu fırsat bilerek her an yapılma ihtimali olan seçim için yatırım yoluna gidebilmektedirler. Kendi bölgesini kollama ve bakanlığına bağlı kurulu. larda i. imkanları ara. tırmaktadır. Böylece gittikçe "gizli i. sizlik" oranı artmaktadır. Bakanlıklar adeta birer KİT'lere dönü. türülebilmekte; uzun vade değil kısa vade yatırımlara öncelik verilmektedir. Neticede icraat yapmak durumunda ve zorunda olan "bakan" vatanda. ın. ikayetleri ve talepleri içinde boğulmak ve bakanlık bir belediye tc. kilatı hüviyetini kazanmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar içinde dertlerinin bitmediğini, seçimde verilen vaadlerin yerine getirilmediğini ve kendilerine sunulan programın gerçekle. mediğini gören vatanda. Jar karamsarlığa dü. mektedir. Bu bulanık havada kimin karlı çıktığı çok önemli değildir. Fakat Cumhuriyet, demokrasi, siyasi parti, seçim, insan hakları adalet ve e. itlik gibi kavram ve kurumlar hakkında vatanda. larda olu. an kötü kanaat ülkenin geleceği açısından hiç de içaçıcı olmayan bir sonuca götürme riski ta. ımaktadır. Görülüyor ki, parlamenter rejim, iki partinin dı. ında çok partili bir ortamda genelde nisbi temsil sistemi uygulaması neticesi ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Başkanlık Hükümetinin Faydaları-Sakıncaları ve Türkiye'nin Özel Durumu Btl kanlık Hükümetinin Faydaları Parlamenter sistemle ba. kanhk Sİsteminin kendilerine özgü bazı zayıf ve güçlü oldukları hususlar vardır. Bu durumda parlamenter sistemde yürütme or ganının istikrarsızlığı, ba. kanlık sisteminde ise yasama ve yürütmenin kilitlenmesi sorunu biçiminde ortaya konulmaktadır. Bu genel sakıncaları en azından potansiyelolarak mevcuttur. 48 Ancak, bu muhtemel tehlike yanında ba. kan doğrudan doğruya halk tarafından ve belli bir dönem İçin seçildiğinden yürütme organının büyük İstikrar göstermesi garantilenmi. olmaktadır. Her ne kadar par 48 ALıjpbart, Çaid... De_okra.iler, Çeviri: Ergun Özbudun-Esin Onulduran, Ankara, 1986,5.48.

11 TÜRKİYE İçİN BAŞKANLIK HÜKÜMETI 67 lamenter sistemlerde de, Büyük Britanya örneğinde olduğu gibi kabinelerin çok istikrarlı ve ba bakanın kuvvetli olduğu rejimler varsa da, çoğunlukla, koalisyonlar yüzünden kabinelerin pek İ lemediği de bir vakıadır. 49 Oysa, b3 kanlık sistemi, ba kanı yasama organından bağımsız kılmak, ona belli bir görev süresi tanımak ve halk tarafından seçilmek yoluyla, otoritesini me rula tırmak suretiyle, yürütmenin istikrarsızlığı ihtimalini ortadan kaldırmaktadır..50 Ba bakanlık hükümet sisteminin bu özelliklerinin, onu diğer sistemlere üstün kıldığı ileri sürülmü tür. Şöyle ki:.51 Ba kanlık hükümeti sistemi yand3 larına göre, sistemin dayandığı güçler ayrılığı esasının sağladığı bölünme, uzmanla mayı kolayla tırarak, yönetimi etkinle tirir. Gücün bölünmesinin onu zayıflatarak, özgürlüklerin ihlalinin; güçler arasında kurulacak i birliği ve kaqılıklı fren ve denge mekanizmaları ile sağlanacak dengenin, güçleri birbirini c it ve rakip, "kıskanç" iktidarlara dönü türmesi ile, keyfi yönetimin; sistemin öngördüğü "azınlık vetoları"u aracılığı ile de, çoğunluk "istibdadının" engellenerek, azınlıkların korunulacağına inanılır. Keza, hükümetin, meclisin araya girmemesi anlamında doğrudan i ba ına geli inin, konsensus dengelerinin hassas ve görü farklılıklarının "anlamlı" olduğu toplumlarda ve dönemlerde, hükümetin kurulamayı ının neden olabileceği yönetim ve dolayısı ile, otorite bo luğunun yaratabileceği sakıncaları engellediği, temsil ili kisini daha doğrudan hale getirerek; halk egemenliği ve ulusal temsil fantaziyesini realiteye dönü türdüğü; yürütme ve dolayısı ile, onun aracılığı ile kullanılan devlet gücünün otoritesini sağlamla tırıp, mc ruiyetini arttırdığı; yürütmenin "kimliğini" doğrudan saptama hakkı veren bu yönetimin, halka izlenecek politikaları da doğrudan onaylarna ya da reddetme imkanı sağlayarak ve yürütmenin davranı larını tahmin edebilir kılarak, siyasal katılımı geni lettiği, kısaca, yönetimi demokratikle tirdiği ileri sürülür. Yine yürütmenin bir kez göreve geldikten sonra azledilemeyi i, bir diğer ifade ile, konsensus deği melerinin kurumsal paltforma yansımasının engelleni inin, hükümete istikrar ve politikalarına süreklilik sağladığı; ulusal yararın gerektirdiği durumlarda, hükümetin yansız, sınıflarüstü (ulusal yararı gözeten) politikaları ödünsüz izlemesini kolayla tırdığı; meclis üyelerinin oylarını; hükümetin dü mesine yol açma endi esi duymadan, parti disiplini ve sınıf çıkarları yerine "vicdanlarının sesine" uyarak, özgürce kullanmalarını imkan dahiline soktuğu belirtilir. Nihayet yürütmenin monolitik yapısının ise, kriz dönemlerinde ya da acil durumlarda, sür'atli ve dolayısı ile, etkin müdahale imkanı sağladığına; 49 a.k., S a.k.., s O.Evcimen, Bkz. "Ba kanlık Hükümeti Sistemi: "Ratio Politica"sı ve Türkiye", S8FD, C.47, Ocak Haziran 1992, S. U 1 2, s.319. federal Yüksek Mahkeme'nin 192~'de vermi oldugu bir kararla belirttiti gibi güçlerin birbirlerini etkisizle tirme imkanlan vardır. Bu baııamda, Temsilciler Meclisi'nin yansı ve senatonun üçte ikisinin yargıçlan impeachment yolu ile görevden alabilmesi; yürütmenin af yetkisi ile yargı kararlannı anlamslzla tlrmasl; Meclislerden herhangi birinin, yürütmenin istedigi mali kaynaklan saııamayı reddederek yürütmeyi felç edebilmesi; senatonun bqkanın atamalannı engelleyebilmesi zikredilebilir. Örnetin, 51 senatör yasama faaliyetlerine hakim olabilir; 13 redere devlet, anayasa deti ikliklerini engelleyebilir. Bkz. Evcimen, L,,_., s.319, dipnot:12

12 68 AMME IDARES! DERGiSi homojen olu~u nedeni ile de, izlenecek politikalarda tutarhlığı mümkün klldığına inanılır. s3 Ba kanlık modelinin bizce en olumlu ve bizi çeken yönü sorumlu ve yetkilinin kim olduğunun çok açık olarak belli olmasıdır. Bu durum demokratik bir sistemde oldukça önemli bir noktadır. Gerçekten yeni seçimde vatandaşın oylarını isabetli kullanabilmeleri ve tercihlerini tereddüt etmeden yapabilmeleri bir önceki dönemde yapılan olumlu ya da olumsuz İ lerden kimlerin ve hangi ölçüde sorumlu olduklarının veya sorumlu olmadıklannın net olarak bilinmesine bağhdır. KJsacasl bir önceki dönemde yapılan i lerin sevabıyla, günahıyla faturasının kime kesileceği bilinmelidir ki, demokrasilerde seçmenin aldatılması önlenebilsin. İ te ba kanlık modeli böyle bir faturanın bize sunulmasına imkan vermektedir. Dört ya da be~ yıllık ieraatı çok net olarak görme fırsatı tanımaktadır. Oysa, parlamenter rejimde genelde başvurulmak zorunda kalınan koalisyonlar yetkilileri muhtelif ellere dağıtmakta ve sorumluların bulunması güçleşmekte ve yapılacak seçimde seçmen kararsız ve tereddüt içinde kalmaktadır. Yasama ile yürütme birbirinden ayrıldığı için ve ellerine bir takım önemli yetkiler verildiğinden karşılıklı olarak muhtaç kıhnmı~tır. Bu mekanizma sayesinde sistemdeki taşkınlıklar önlenmektedir. Gerçekten, parlamenter rejimde var olan fakat uygulamada hiçbir şekilde işlemeyen denetim mekanizmaları yani siyasi sorumluluk ve fesih yetkisi başkanlık sisteminde yoktur. ilk bakışta bu bir risk faktörü olarak görülebilirse de, parlamenter rejimde i lemeyen ve i~lemesi de pek mümkün görünmeyen bu tür bir kontrol mekanizmasının eksikliği bizce başkanlık modeli için olumlu bir husustur. Çünkü i lemeyen bir güvence ile seçmen aldatılmamaktadır. Halbuki başkanlık modeli, güçleri birbirine "muhtaç" kılarak işlemesi daha kuwetli ve etkili bir dengeler sistemi kurarak gerçekçi ve mantıki bir yol izlemiştir. Bu bağlamda hatırlatalım ki, bu sistemde ayet ba~kan kongre ile iyi geçinmezse elindeki yetkileri hiçbir ~ekilde kullanamaz. Rahmetli Başgit'in ifadesi ile "başkanın yüksek kudreti yağmur altındaki tuz yığını gibi erir gider".s4 Ba kanhk sisteminde, söylenenlerin aksine yasama organı yani meclis çok daha etkili ve yetkili olmaktadır. Gerçekten kanun ve bütçe gibi çok önemli iki yetkiyi tekelinde tutan meclis bu iki yetkisi sayesinde başkanı kendine muhtaç kılmakta ve onu parlamento ile iyi geçinmek zorunda bırakmaktadır. Dü~ünelim ki, başkanm programını uygulamak için mutlaka gerekli olan kanun ve para araçları tamamıyla meclisin elinde bulunmaktadır. Ba kan ve bakanların meclis çalışmalarına katılma yetkileri olmadığı gibi kanun tasarısı hazırlama yetkileri de yoktur. Parlamenter rejimde ise kanun yapma yetkisi ve bütçe meclise verilmekle beraber, uygulamada tamamıyla yürütme organı hakimdir. Öyle ki, yürürlüğe giren kanunların yakla ık %85'i "tasarı" biçiminde hükümet kanalından gelmektedir. Bir de buna kanun hükmünde kararnameleri eklersek durumu daha 53 a.k., A.F.Ba gii. Esa. Teııkihltllukuku. Türkiyr Siyaııl R...jiml vr Anayan Pn-nııiplrri. İstanbul

13 TÜRKİYE İçiN BAŞKANLIK HÜKÜMETİ 69 iyi anlama [ırsatı buluruz. Keza bütçe ba ta olmak üzere hemen hemen tüm mali konularda hükümet hakimdir. Durum böyle olunca kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne hale geldiğini anlamak kolayolacaktır. Tabii ki, ba kanlık modelinde yürütme de kendi bağımsızlığını daha rahat koruyacaktır. Elinde fesih gibi esasen parlamenter rejimde hiç i lemeyen bir yetkisi olmamakla beraber, anayasal planda üstün yetkilerle donatılmı tır. Güvenoyu ile dü ürülme tehlikesi de yoktur. Bu nedenle cesur kararlar alabilme ve vatanda a sunduğu programı gerçekle tirme fırsatı bulabilmektedir. Sistem sade bir ekilde i lediğinden, ayet yasama organı yürütmeye haklı olmayan bir güçlük çıkarmaya kalkı ırsa bu vatanda ın gözünden kaçmayacaktır. Ba kan meclisin bu keyfi tutumunu vatanda lara ikayet edebilme ve seçmeni yanına alabilme imkanına sahip olmaktadır. Bu bağlamda belirtelim ki, ba kanhk modelinde ba kan ve bakanlar da vatanda ın bilgisi dahilinde çah makla beraber, özellikle bakanlar meclis dı ından atandıklarından seçmen kar ısında taviz vermeden i in gereği ne ise onu yapabilme gücüne sahiptirler. Parlamenter rejimde ise bakan seçim bölgesinin i ini takip etmekten ve onları i e yerle tirmekten İcraata fırsat bulamamakta, hele bir de koalisyon hükümeti ise, o zaman da her an olma ihtimali olan seçim endi esi ile bu tür seçim yatırımları daha da hızlanmakta ve geni lemektedir. Tabii ki, bu tür uygulamalarda "genel menfaatlı ya da "kamu yararı" esas alınması gereken kamu hizmetinin gereği yapılmamı olmaktadır. Şu halde, belirttiğimiz gibi, ba kanltk sisteminde milletvekillerinin bakanlık beklentisi olmadığından ve meclisin yetkileri de tekel olu turduğundan daha ahsiyetli ve ağırlığını hissettiren bir meclis ve milletin vekilieri görülecektir. Öte yandan, ba kanhk modelinde uygulanacak olan "dar bölge" seçim sistemi mecliste kaliteyi arttıracaktır. Zira bu sistemde seçmen partiden çok adayın kalitesine bakacaktır. Bu nedenle de milletvekili seçilen ki i bir sonraki seçimde adayolmak için partinin her İcraatını onaylayamayacaktır; parti o kaliteli milletvekilini tekrar seçmen kar ısına çıkarmak isteyecektir. Halbuki imdi uygulanan nisbi temsil sisteminin bloke liste usulünde adayları genelde parti merkezi belirlemekte ve listenin ön sıralarında kimler varsa onlar ka:t.anmaktadır. Bu nedenle de, milletvekili parti merkezinin ağzına bakmakta ve emirlerine uymaktadır. Bir sonraki seçimde kazanmak için seçmenle birazcık temasa geçmek, fakat parti merkezine belki de sadece ba bakana yakın olmak, bu ekilde listenin ilk sıralarına yerlc mek yeterli sayılacaktır. İ te, kaliteyi ön plana çıkardığı için dar bölgeli çoğunluk sisteminin uygulandığı bir ba kanlık modeli hem yürütmeye hem de yasamaya ki ilik kazandıracaktır. Nihayet, bu ve benzeri bir çok yararları iki dönem yani 4+4=8 ya da 5+5=10 yıl gibi bir süre ile ba kanhk görev süresi sınırlandığı için, söylenenlerin tam aksine ba kanhk modelinde kan deği imi daha sık gerçekle ecektir. Bugün birçok parlamenter sistemde gördüğümüz Osmanlı padi ahlarının görev sürelerinin ortalamasını geçen politikacı örneklerine rastlanmayacaktır.

14 70 AMME İDARESİ DERGİSİ Başkanlık Hükümetinin Sakıncalan Yukarıda özetlediğimiz çok önemli yararları yanında, elbette her sistemde görülebileceği gibi, ba kanlık rejiminin bazı sakıncaları da olacaktır. Ancak, hemen belirtelim ki, bu sakıncalar sistemin i lemesini tıkayacak türden olmadığı gibi, sadece ba kanlık modeline özgü de değildir. Ayrıca, mahzur olarak sayılan hususların temelinde yatan gerçek faktör bilinmeden söylenmekte ve seçilen emsaller de gerçek manada örnek te kil etmemektedir. İlk olarak denilmektedir ki, ba kanlık hükümeti sadece ABD'de uygulanmakta, ba ka ülkelerde hatta Amerika 'nın hemen güneyindeki ülkelerde uygulanmamakta, bu bölge ba kancıl hükümetler olarak adlandırılan ki isel iktidarlara dönü mektedir. Ba kanlık hükümeti sisteminde sadece ABD'de uygulanabileceği ba ka yerde uygulanmasının imkasız olduğu görü ü de bize pek tatminkar gelmiyor. Gerçi Kuzey Amerika'da uygulanan sistemin Güney Amerika'da uygulanarnaması, aksi fikri doğrular niteliktedir. Gerçekten Güney Amerika'da sık sık darbeler olmaktadır. Hatta denir ki, Güney Amerika ülkelerinde ba kentlcre birer kara tahta konulmu ve üzerine de "ihtilal yapacaklar sıraya girsin" ifadesi yazılmı tır. Yine söylenir ki, Uruguay'da bütün devlet güçleri ihtilallerle birbirini yok etmi, yangın çıkar korukusuyla bir tek itfaiye te kilatını bırakml lar; en son itfaiye darbe yapmı. Belirtelim ki, bu örnek yanlı seçilmi tir. Bir defa Güney Amerika'da uygulanan ba kanlık sistemi birçok yetki ve çalı ma mekanizması bakımından kuzeydeki örneğe benzememektedir. Bir defa, bu ülkelerin bazılarında yürütme organı tıpkı parlamenter rejimde olduğu gibi iki ba lıdır. Ayrıca, ba kanlık rejiminin aksine bazılarında ba kanın parlamentoyu fesh etme yetkisi bulunmaktadır. Bu bağlamda, yürütmenin kanun tasarısı hazırlama ve parlamentoya sunma yetkisi vardır. Bütün bunlara ilave olarak parlamentonun çalı ma süreleri kısaltıldığı gibi, kimi ülkelerde de parlamentonun kanun yapma yetkisi sınırlı tutulmu tur. 55 Görülüyor ki, Güney Amerika'da uygulanan ve ba kanlık sistemi olarak takdim edilen sistem, Kuzey'deki rejimle çok önemli noktalarda ayrılmaktadır. Bu yapı, ki isel iktidar kurmaya eğilimli olanlara kapı açmaktadır. Nitekim, Arjantin, Şili, Paraguay, Uruguay, Bo livya, Venezuella ve Ekvator gibi Güney Amerika ülkeıerinde uygulama, askeri diktatörlükle sonuçlanml tır. 56 Latin Amerika ülkelerinin çoğunda, halkın seçtiği bir ba kan ve onun kar ısında Senato ile Temsilciler Meclisinden olu an bir kongre vardır; bütün bunların üstünde de sistemin bütününü düzene sokmakla görevli bir Yüksek Mahkeme yer alır. Federal rejimi uygulamayan ülkelerde, meclislerin seçimi bakımından bazı ayrılıklar görülür. Çok daha ba ka ayrılıklarsa, Latin Amerika ulus 55 BJeanneau, Drolt Conıtitutionnel et InıtltutJonl Politlques, 3 ed., Paris 1972, s.89; E.Teziç, a.g.e., 1991, s.423, dip not ı. 56 Ba gil, a.g.e., s.329; H.N.Kubalı, Anayasa Hukuku Denleri Genel Esaslar ye SiY881 Rejimier, Istanbul, 1971, s.371.

15 TüRKİYE tçtn BAŞKANLIK HÜKÜMETI 71 ları rejimin gerçek temellerinde köklü deği iklikler yapmadan, sık sık anayasa larını yenilerler. Ama ABD kurumlarıyla Latin Amerika kurumlan arasında görünü te ortaya çıkan bu benzerliklerin ardında da çok önemli farklar gizlidir." Önce Ba kan'ın üstünlüğü. Kuzey Amerika rejiminde güçler dengelidir. Örneğin, Roosvelt gibi çok güçlü ki i1iği olan bir ba kan, üphe yok ki bazen Kongre üzerinde fiili üstünlük kurar, ama yasalan deği tirebilme konusunda yetkili tck organ olan kongre de b3 kanın kongrenin onayını almadan reformlara giri mesini engelleyen yasal güce sahiptir. Tersine, Latin Amerika rejimierinde, hukuki bakımdan değilse bile fiili bakımdan güçler birbirine bağımlıdır. Kongre yasama gücünü hep elinde tutar; ama b3 kanın elinde kongreye baskı yapma olanağı sağlayan amaçlar vardır ve bunlar aracılığıyla ba kan, isteklerini kabul etmesi için kongreyi zorlar. Bu baskı araçları çok çc itlidir. Genellikle kongredeki çoğunluk ba kanın bağlı olduğu partinin elindedir; bu varsayım normaldir ve Kuzey Amerika'da çoğunlukla bu varsayım gerçeklc ir; aynca, son derece isabetli bir gerçekle medir bu. Ama bir Güney Amerika partisi, bir Kuzey Amerika partisinden bütünüyle farklıdır. Güney Amerika'da parti, temelde, bir adamın çevresinde toplanmı ve kendini bütünüyle ona hizmet etmeye adamı bir "chens'ler" topluluğu, sözün kısası gerçek bir partiden çok, bir klandır. Kongre çoğunluğunun ba kan'a mutlak bağlılığının ve aynı zamanda ona bağımlı olmasının nedeni i te budur. Öte yandan, bağlılık silahlı kuvvetlerin güvencesi altındadır; çünkü Güney Amerika'ya ve Orta Amerika'ya yerle mi Latinler üniformalara, generallere ve atafatlı askeri gösteri e kar ı duyduklan eğilimi korumu lardır. Bu Latin ulusların her birinin eski geleneği titizlikle koruyan ve çok faalorduları vardır. Bu ordular, sava madıkları için önemli bir siyasal rol oynarlar. Uzun süre; ba kanları i ba ına getiren ve i ba ından uzakla tıran ordu oldu; bu yüzden ba kanların ilk kaygısı, ordunun desteğini sağlamak ve bu destek ile Kongre'ye boyun eğdirmek oldu. Birkaç yıldır, özellikle en geli mi Latin Amerika ülkelerinde, bu durum biraz deği mi tir ama, gene de ortadan kalkmadı.! ABD rejimine oranla ikinci fark ise Güney Amerika kurumlannın yan-demokratik özelliğidir. ABD 'de seçimler özgür ve dürüsttür. Latin Amerika'daysa seçimler, çoğunlukla "güdümlü'dür Aynca, birçok Güney Amerika ulusunda halkın büyük bir bölümünün kızılderili ya da melez, okumamı ve geri kalmı insanlardan olu tuğunu ve bu insanlar için oy pusulasının bir anlam ta ımadığını eklemek gerekir. Genellikle Güney Amerika ülkelerinin büyük bir bölümünün, sömürge tipinde olduğu unutulmaktadır; beyaz ırktan birkaç ki i, ancak yav3 yav3 uyu ukluktan kurtulmakta olan renkli derili bir halk kitlesine egemendir ve bu kitleyi avucunun içinde tutmaktadır. Bu kitle her çc it seçim hilesine uysalca boyun eğer. Latin Amerika'da iktidardaki partinin çoğunluğu sağlayarnaması, az rastlanan bir olaydır. Ama bu durum iktidardaki partinin sonsuza kadar çoğunlukta kalacağı anlamına gelmez; iktidar partisi, bir devrimle geldiği iktidardan S7 S8 M.Duverger, Siyasal Rejimier, Çeviri: Teoman Tunçdolan, 1ıeti im Yayınlan, Istanbul. 1995, s.82. a.k., s.83.

16 72 AMME IDARESI DERGISI seçim yoluyla değil, gene bir devrimle kovulur.!9 Fakat, Latin Amerika ülkelerini diktaya götüren başkanlık sistemi değil, halkın büyük bölümünü oluşturan okuma-yazma bilmeyen kitlelerin siyasal öğreniminden bütünüyle yoksun olmasının doğurduğu toplumsal durumdur. James Bryce'in haklı olarak belirttiği gibi, eğer dikta olmasaydı Güney Amerika anarşi içine düşerdi. 60 Bugüne kadar İngiliz parlamenter rejimi örnek almış olan bazı ülkelerin günümüzde anarşiye sürüklenmekte olduklannı görmek, Amerikan sisteminin gelecekte önem kazanacağını dü:jündürebilir. 61 Görülüyor ki, iklimi, insanları, kültürü, dili, siyasi yapısı, hatta anayasalarında başkanhk hükümetinin düzenıeniş biçimleri birbirine önemli ölçüde benzemeyen Kuzey ve Güneyarasındaki bu farklan görmeden yapılacak benzetmeler ve çıkarılacak sonuçlar yanıltıcı olacaktır. Unutmamak gerekir ki, yukarıda saydısımız faktörler iki bölgenin siyasi müesseselerini de derinden etkilem,:ktedir. Işte bu nedenle olsa gerektir ki, parlamenter rejimin kara Avrupa'sında Ingiltcre'deki kadar başarılı uygulanarnamasına benzer bir durum, Kuzey-Güney Amerika farkında da gözlemlenmektedir. 6z Bu noktada, Güney bölgesinin yaklaşık üç asırlık sömürge altındaki döneminin sistemin işletilmesindeki gerçek rolünü bir tarafa bırakarak, suçu ba:jkanllk modeline yüklemek isabetli olmasa gerektir. 6J Keza, dış güçlerin bu tür askeri darbelerdeki rolü de unutulmamalıdır." Öte yandan, benzer örnekleri görülen Afrika ve bazı Asya ülkelerinde "Ba:jkan" olarak nitelendirilen kişilerin yönetimi varsa da, bunlar bir hakim parti ya da askeri kadroların liderieri durumundadır. 65 Buna karşılık 1919 Alman Anayasası ve 1848 Fransa Anayasası bir yana bırakılırsa, başkanlık sistemini örnek alan çıkmamıştır. Kaldı ki, ı 919 Alman Anayasası, başkanlık rejiminin çok sınırlı bir uygulamasıdır; gerçi Rcich'in başkanı da ABD başkanı gibi seçimle işbaşına geliyordu, ama Rcich 'in ba:jka nı, ülkeyi ABD başkanı gibi tek ba:jına değil, bir ba:jbakanın yetkisi altındaki sorumlu bakanlar aracılığıyla yönetmekteydi. Burada sözkonusu olan İngiliz parlamenter sistemiyle Amerikan başkanlık sisteminin bir kan:jımıydı. Oysa, 1848 Fransız Anayasası, Amerikan sistemindeki yürütme kavramını hemen hemen bütünüyle benimsemişti; ulusun bütünü tarafından seçilen bir başkan, bakanların da yardımıyla fiilen ülkeyi yönetiyordu ve parlamentonun bakanları denetleme yetkisi yoktu yılında gerçekleşen hükümet darbesiyle sona erdiği için bu deneme, tatlı anılar bırakmadı. Bununla birlikte o dönemin t, It,s l.l, l.l,s.74. 6J A.Bilid, "Sistem Tıkandı, Istikameı Ba~kanlık Sislcmi" 7-13 Ocak, 199,. Aksiyon. s O.Oııkay, "Latin Amerika'nın Sorunları." ASH.'O, c.:?:? S.3, 1967, s.l A-Özer, Batı De.oknıdlt'rindt' Vt' TürkiYt"dt' liüküaat'l, Ankara

17 TüRKİYE ıçin BAŞKANLIK HÜKÜMET! 73 cumhurbaşkanı, halk tarafından seçildiği için değil, ismi Lois Napoleon Bonaparte olduğu için bir hükümet darbesi yaptı. Kont Chambord 1875'te seçilseydi, üçüncü cumhuriyet ı 940'a kadar sürüp gitmez miydi?66 Bu açıklamalardan sonra diyebiliriz ki, Başkanlık rejimi denilince sadece ABD'de uygulanan rejim anlaşılmalıdır." Hele örnek gösterilen Güney Amerika yönetimlerinin başkanlık ya da parlamenter rejimlerle özde bir ilgisi yoktur." Başkanlık sistemi aleyhine ileri sürülen bir başka eleştiri de, bu sistemin hürriyetler açısından tehlikeli olduğu yönündedir. Belirtelim ki, bu iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Bugün parlamenter sistemin uygulandığı ülkelerde hak ve hürriyetlerin ABD'den daha iyi düzeyde olduğu söylenemez. Başkanlık sisteminde hak ve hürriyetler için tehlikeli olacağı görüşüne katılmıyoruz. Bugün kuwetler ayrılığı tck başına kişi hak ve hürriyetlerini sağlamak için yeterli değildir. A~11 olan hukuk devleti ve onun en belirgin vasfı olan "bütün hukuki tasarrufların yargı denetimine tabi olması" ilkesidir. Yani güçlü yürütme karşısında güçlü yargı esası benimsenecektir. Nitekim bir dönem "Devlet Benim" diyen XLV. Louis'in soyundan gelen XVi. Louis, yargı gücünü kastederek şöyle diyor: "Bazı kurumlar vardır ki, onları değiştirmeye bizim bile gücümüz yetmez ve biz onlar karşısında bu güçsüzlüğümüzden kıvanç duyarız"." Yürütmenin güçlendirilmesi ise, özgürlüklerin sosyo-ekonomik ait-yapısının geliştirilmesi bakımından, tam aksine, zorunlu dahi olabilir. Çağdaş toplumlarda bireylerin ve toplulukların sosyo-ekonomik durumlarının iyileştirilmesi bakımından güçlü bir yürütmenin sistem yandaşlarınca da temel bir yapısal gereksinim sayılması, yürütmenin güçlendirilmesi ilc özgürlüklerin ihlali arasındaki ilişkinin bu denli doğrudan olmadığını göstermektedir. 70 Başkanlık sisteminin darbelere yolaçabildiği endişesi muhtemel olmakla beraber, aynı tehlike parlamenter rejimde de mümkündür. Nitekim ülkemizde parlamenter rejim tatbik edilmesine rağmen her on yılda bir ihtilal ya da muhtıra meydana gelmektedir. Başkanlık sisteminde belki hu süre kısalabilir, belki de hiç ihtilalolmayabilir. Kanaatimizee işlerin iyi gittiği bir başkanlık sisteminde darbe olması ihtimali yoktur. Çünkü ihtilallerin temelinde sadece hükümet şekilleri değil, ondan daha çok ülkenin kültürel ve sosyo-ekonomik yapısı rol oynamaktadır. Dikkat edilirse hemen hemen tüm ihtilalolan ülkelerde darheler iktidar boşluğunun olduğu anları kollamaktadırlar. İstikrarlı hükümetlerin bulunduğu düzenlemelerde darbelerin yapılması şöyle dursun, sözü dahi edilmemektedir. Bu konuda sanırız ülkemiz oldukça tipik bir örnektir. 66 Duverger. SiYMu!... s " Turhan. ".g.~ TParla. Türkiy~'hih Siy"",i Hrjimi. i~ıan"ul s.37. " Bkf_ tll.özay. "XIV yüzyıl ve Sonrası Balı Avrupa Cilcleri K.ımu Yöneıimi Tarihine tıi~kin Nollar-Çaın lmlar." iııjo. Yıl:1 S.~. AP.usıos s Evcimen. a.g.~. s.3:!o.

18 74 AMME tdarest DERGtSt Ba kanlık sistemi elbette ki, bazı güçlükleri de beraberinde getirecektir. Esasen her sistemin kendine özgü mahzurları da vardır. Ba kanhk sistemi dikta törlüğe dönü me eğilimi gösterebilir; fakat aynı tehlike öteki hükümet ekillerinde de mümkündür. Parlamento, oldukça k uwetli bir çoğunluğa dayanan hükümeti ve onun ba bakanını, sert tedbirler almaktan alıkoyabilir mi? Parla menter rejimde güçler arasındaki kar ılıklı etki araçları hangi ülkede çalı abiliyor? Hangi parlamento çoğunluğu kendi partisinin olu turduğu hükümeti dü ürüyor? Ya da hangi hükümet cumhurba kanı aracılığı ile kendisinin dayandığı parlamentoyu feshediyor? Ba kanhk sistemini bir mutlakiyet rejimi ya da diktatörlük olarak görmemek ve göstermernek gerekir. Bu rejim de kendine has kuralları olan demokratik bir hükümet eklidir. Fransız Anayasa Profesörü M.Duverger, artık bir kaç emirlik dı ında dünya da geleneksel krallık kalmadığını, bunun yerini Cumhuriyet rejiminin aldığını belirtmekte ve öyle demektedir: "Fakat bu rejim her yerde monar ik bir biçim almaya doğru gidiyor. Veraset yolu ile gelen kralların yerini seçim yolundan gelen krallar ahyor." Yazar Bu konuda daha sonra öyle diyor: "Görünü ne olursa olsun, İngiltere Ba bakanının yetkileri Fransa Devlet Ba kanınkilere yakın sayılır. Şansöyle Brandt, Olaf Palme ve benzerleri seçimle gelmi hükümdar sınıfına girer. Şüphesiz Ba kan Nixon'u da onlar arasına katmak gerekir." Yine, Duverger'e göre "ABD'nin, İngiltere ve Fransa'nın siyasi rejimieri görünü te birbirinden çok farklıdırlar: Washington'da bir ba kanhk rejimi, Londra'da bir parlamenter rejim, Paris'te ise bir karma rejim vardır. Fakat bu anayasal görünü lerin çe itliliği arkasında aynı temel gerçek onları birbirine yakla tırır: Her üç rejimin de nabzı "seçimle gclmi bir hükümdarlıda atar ve parlamento sadece bir denge ağırlığı görevini ta Ir. 71 Türkiye 'nin Özel Durumu ve Başkanlık Hükümeti Sistemi Tarihten ve sosyolojiden unu öğreniyoruz ki, sosyo-ekonomik ve siyasi ge Iİ mesini hızlı, dengeli ve sağlıklı biçimde yapamayan toplumlarda siyasi rejim ve demokrasi sık sık kesintiye uğramaktadır. Siyasal bilimcilerin kararsız rejimler dedikleri bu tür rejimier, demokrasi ile diktatörlük arasında bir üçüncü tip siyasi rejim örneğini sergilemektedirler. Bu ülkelerde yeni anayasa ve kanunlarla kurulmasına çalı ılan demokrasi, toplumun ve kurumların bağrında ta ıdığı özüne inilmeyen nedenlerle hastalanmaktadır ve derdin devası da çok defa kağıt üzerinde kalan düzenlemelerde ve kurumlarda aranmaktadır. Halbuki temel sorunlar formel (biçimsel) ve kanuncu yakla ımlardan çok, sosyal-siyasal problemlere doğru te his koyan ve uygun tedavi gösteren yöntemlerle yani mikro plandaki sosyo-ekonomik ve kültürel tedbirlerle çözümlenebilir M.Duverger, &-çi.le Gelen Krallar, Konuk Yayını, ıstanbul, 1915, s l B.Daver, Anayasa Yaraısı, Yorum, Ankara. 1984, s.2~6.

19 TÜRKİYE İçiN BAŞKANLIK HÜKÜMETI yüzyılın ayak seslerinin artık duyulduğu u günlerde, gönül isterdi ki, böyle bir başlık altında tartı ma olmasaydı. Geli mi ve anayasa meselesini halletmi bir devlet olmalıydık. Ne var ki, 150 yıldır bu memleket hep Anayasa tartı ması ile me gul edilmiş ve hiçbir neticeye de varılamamı tır Senedi İttifak, 1839 tarihli Gülhane Hattı Hümayunu, 1876 Kanunu Esasisi, 1921 ve 1924 Te kilatı Esasiye Kanunları, 1961 Anayasası ve nihayet 1982 Anayasası. Tabii ki bu Anayasalarda zaman zaman yapılan değişiklikler mevcuttur. ABD ise aynı süre içinde tek Anayasa ile yönetilmiştir. Ancak 30 defa değişikliğe uğramı tır. Amerikalılar bu değişikliklere "deği iklik" bije demiyor. "düzeltmeli diyorlar. Fransa da 11 yazılı Anayasa eskitmiştir. İngilizlerin ise hiç yazılı Anayasalan yoktur; gelenek ve görenekieric işlerini yürütüyorlar. Fransızlar "güçlü yürütmeli esasına dayanan ve yarı başkanlık sistemini kabul eden 1958 De Gaulle Anayasası ile ancak siyasi istikrara kavu muşlar. Almanlar ortada bir yol ilc çözüm bulmu lardır. Görülüyor ki, Batı demokrasileri u veya bu şekilde anayasa problemlerini halletmiş durumda1ar. Acaba bizim bu sorunu hiilii halledemeyi İmizin nedeni ne olabilir? Bize böyle geliyor ki temelde bir yanlı hk yapılıyor. Bu yanlı 1ığl hep birlikte bulmak zorundayız. Bir defa anayasalarımız aşağıdan yani halktan gelen bir hareketle değil yukarıdan gelen bir hareketle oluşturulmuştur; adeta "empoze" anayasalardır. Milli iradeye güvensizlik bu meselenin temelini olu turmaktadır. Nitekim Ba kanlık Sisteminin bünyemize uymadığı yönündeki görüş de aynı endişeden kaynaklanmaktadır. Oysa, bu milletin sosyo-kültürel yapısına en uygun sistem başkanlık rejimidir. Rahmetli Başgil konuyu şöyle dije getirmektedir: "Biz üstümüzde bir baş görmek isteyen bir milletiz. Bu başı, kendi içimizden kendimiz seçelim. Fatak ona baş olmanın evsaf ve icaplarını tanıyalım. 1924'te hilafet ve saltanatların hakkından geldikten sonra; Türkiye'de yeniden bir ahıs hükümeti fırtınasına tutulmamak için, Büyük Millet Meclisi diye yüz başlı bir hükümdar yaratmak ve bunun yanıbaşında devlet başkanını adeta bir teşrifat memuru vaziyetinde bırakmak istemişlerdir. Heyhat; ırki veraset ve tarihi muinlik kanunları hükmünü icra etmiş ve çok geçmeden o yüz baş bir başta birleşerek fiiliyatta bu tek baş hükümran olmuştur."73 Şu halde asla uygun ne ise onu yapmak gerekmektedir. Zira, devletin kurumlarını milletin özü doğrultusunda organize etmek gerekmektedir. 74 Esasen bu mecburi istikamettir. Aslında, Cumhuriyetin ilk yıııarında bu gerçek görülmüş, mecliste dahi bu tür bir eğilim belirmiş ve Atatürk bu sistemi getirmek istemiştir. Ne var ki, bunu o günün koşullarında gündeme getirmediği ileri sürülmektedir.7 5 Resmiyette getirmemiş bile olsa, uygulamada Başkanlık Hükümetini andırır bir yönetim biçimi uyguladığı açıktır. Keza, İnönü'nün "Milli Şeflik" dönemi de aynı nitelik 73 A.F. BaWI, Ilmin ışığında Günün Meseleleri, İstanbul, 1960, s A.Özdenôren, Devlet ve insan, Istanbul, 1986, s Bkz. Y.Abadan'ın konu ması, Kanun-. Esasl'nin 100. yılı Armağanı Ankara, 1978, s.4s. Bu konuda ayna bkz. T.B.Balta, Rapport du Uqislaliht de l'excecutihn Turquie, Ankara, s.5; O.Aldıkaçtı, Moderu ıı.

20 76 AMME İDARESi DERGiSi tedir. Kısacası, geçmiş uygulamalarımızın yanında, Eski Türkierde ve Osman Iı'dan kalan 600 yıllık padişahlık geleneğimiz var dönemi "güçlü İcra" yönü ile bu modeli çağrıştırmaktadır. Özal'ın Cumhurbaşkanlığı dönemi yer yer bu sistemi hatırlatmaktadır. Nihayet, Sovyet Rusya'nın dağılmasıyla kurulan yeni Türk Cumhuriyetleri de başkanlık modeline benzer yönetimlere geçmişlerdir. 76 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bu yönde çalışmalar vardır," Kısacası, her bitkinin her iklimde yetişmeyeceği gerçeğini kabul etmekle beraher, Başkanlık Rejimi'nin bizim topraklarda yaşayabileceği ve bu topraklara yabancı olmayan bir sistem olduğu kanaatindeyiz. Esasen, ABD'nin ilk kuruluşunda bu sistem oluşturulurken, o günün Osmanlı yönetiminden etkilendikleri de bir gerçektir. Fakat şimdi denilmektedir ki, "kökünü tarihimizin derinliklerinde bulan, kişilikli, yetkin. güçlü, sorumlu, ama zorbalığa, diktatörlüğe, totalitarizme kapalı, hakikat, adalet, fazilet esasına dayanan, doğruya, iyiye, güzele yönelik sistemi, kaba kuvvete, para ve hile gücüne değil halka dayanan sistemi, Başkanlık sistemini getirmek lazımdır. Başkanlık sistemi büyük medeniyet sistemimiz içinde yer alırsa diktaya dönüşmez; aksi halde kupkuru ve ruhsuz, özsüz, dıştan ithal malı olarak alınırsa, katı bir zulüm sistemine dönüşür".7k Şunu ilave edelim ki, Türkiye'nin gündemine Başkanlık modeli artık girmiştir. Gerek siyasi parti yetkililerimiz,7,} gerekse Başbakanımız,Ko gerekse Cumhurbaşkanımız,sı bu rejim lehine çalışmalar haşlatmışlardır. Ayrıca, konu rauyotelevizyon ve basımja Sl sık sık gündeme gelmekte ve teklif edilmektedir. Yine bazı, valilerirniz de uygulamada gördükleri aksaklıktardan hareket ederek Başkanlık Sisteminin yararlarına değinmektedirler. K3 Belki, Cumhuriyetin ilk yıllarında "milli egemenlik" fikrinin uygulamaya tam olarak geçirilmesi için meclisin ön planda olduğu rejimierin kurulması uygun uüşebilirdi; nitekim de öyle yapılmıştır. Fakat cumhuriyetin ve milli egemenlik fikrinin artık yerleşmiş olduğu ülkemizde, eski "Türk-Osmanlı yönetimini çağrıştırıyor" diye Başkanlık modeline karşı çıkmak yanlıştır. Bilinmelidir ki, 76 Hkz. C.Çandar eka k 199:\. Abiyon. s.::!8. 77 Bkz.R. Denkıa 'ın bc.:yanaıı Zaman Galktraoi. 7S Bkz. S. Kara koç, Iliriliıı RildirilOj () Bu hususla muhtelif b<..yanaılar veren parıi yelkilileri ~uııl"rdır: Yeni Parıi Genel Ha~k;ını YHozkurt ÖzaL. Liberal HO Parti Genci Ha~kanı Bcsim 1 itıuk. Dirili Partisi Genel Ba~kanı Sezai Karakoç. Refah Partisi Genel Sekreıeri O~uzhan Asiltürk.Anavatan Parlisi adına Ollan Sungurlu. Korkut O/-ill. Ba~hakan ve Do~ru YolParliM Genel Ba~kanı Tanı.u Çiller'in bilgisi dahilinde "Siyaselle ::!OOI Planı" adı altında hir çalı~ma yapıırdığı bilinmektedir. BIv.. Abiyon, 7 13 O.:ak 199:\, s.::!4. Ayrıca Ba hakan bu hususu 24. Aralık 1995 scı,;imlerinden sonra orlaya çıkan bunalım ka~ısında b<:lirlerek Türkiye"nin uzun vadede ha~kanlık modeline geçmesi gerckli~ini. hunu 5-10 yıl içinde yapmak zorunda oldu~unu vurgulaml~lır. 81 S,ıyın Cumhurha~kanı, DL"vlct Deneııeme Kurulu'na "Ba~kanlık Sislemi" hakkında hir rapor hazırlaımaktadır. Bkz. i 2.6. ı 995. ııürnyrt. Aynı ~ckilde ı:! Eylül 1980 Lideri ve dönemin Cumhurha kanı Kenan Evren de Ba~kanlık sisteminin arlık lekçıklholu h.ıline geldiğini b<:hrlmcklcdir. Bkz. Abiyon, 7 13Ckak Kl Bkz. Y.GÖkmen. "B;ıljkanlık Sistemi Arayı~ına Girmeliyiı", :\. llürriy~t; M.Eri~. "Türk Ilaıkı AnayaS.1slnl Arıyor." ZMmım; Yalçın Özer. Ilikmcl OzJemir. Muslal'a Çalık ve Burhan Kuzu'nun katıldığı TGRT Açık Oturumu Bkz. R Y.ııı.:ıoğlu "Bu sistem Dc~iljmeli." lalmmn.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ Sınırlı Oy Hakkı 1) Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı 2) Yeteneğe Bağlı Seçme Hakkı (örneğin, İtalya da 1912 seçimleri, İngiltere de 1945 e kadar uygulanan seçimler)

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci Türkiye nin İyi Toplum İmgesi Var mı? Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi İyi Toplum İmgeleri ve Anayasa 1. 1982 Anayasası: Güçlü Yürütmenin Vesayeti altında Yarı Parlamenter

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 17 BİRİNCİ BÖLÜM: TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK I. İSLAMİYET ÖNCESİNDE KURULAN DEVLETLER VE ANAYASAL YAPI 20 A. HUN DEVLETİ (MÖ. IV. yy.-ms 4. yy) 20 B. GÖKTÜRK DEVLETİ

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM Yard. Doç. Dr. ŞULE ÖZSOY Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM Cumhurbaşkanının Halk Tarafından Seçildiği Parlamenter Hükümet Modeli ve Türkiye İçin Tavsiye

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Sorular Cevaplar Soru 1. Halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı görevini yaparken taraflı mı olmalı? Tarafsız mı olmalı? Cevap 1. Tarafsız olmalı. Cumhurbaşkanı cumhur u yani milletin

Detaylı

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANLATIM SORULARI 1- Bir siyasal düzende anayasanın işlevleri neler olabilir? Kısaca yazınız. (10 p) -------------------------------------------

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2014 2015 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.09.2014 TANIŞMA DERSİ TANIŞMA DERSİ 17.09.2014 22.09.2014

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Yargı Örgütü Dersleri YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI Kuvvetler ayrılığı ilkesi-1 Bir devlette, üç erk (kuvvet) vardır: Yasama,

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ (İÖ) ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 19:00) 1- Amerikan modeli anayasa yargısı için aşağıdakilerden

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET Birinci Kısım ANAYASA HUKUKUNUN GENEL ESASLARI Bölüm 1 ANAYASA HUKUKUNUN BİLGİ KAYNAKLARI I. Anayasalar II. Anayasa Mahkemesi Kararları III. Bilimsel Eserler IV. Kaynak Tarama Bölüm 2 ANAYASA HUKUKU KAVRAMI

Detaylı

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Komisyon KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN 978-605-364-600-6 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan.

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 Adı Soyadı : No: Sınıf: 11/ SĠYASET Siyaset; ülke yönetimini ilgilendiren olayların bütünüdür.

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Yeni anayasa neyi hedefliyor? Yeni anayasa neyi hedefliyor? Siyasal iktidar Yeni Anayasanın yazımına kapalı kapılar ardında devam ederken, yeni anayasanın yazılma sürecine dair öğrenebildiğimiz yegâne şey, mecliste oluşturulan uzlaşma

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015 2016 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 28.09.2015 30.09.2015 05.10.2015 07.10.2015 12.10.2015 TANIŞMA

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Yargı Örgütü Dersleri ÜNİTE I YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI DEVLET ERKLERİ

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ SEÇİM SİSTEMİNE HÂKİM OLAN İLKELER Seçim sistemlerinin temel hedefi parlamentodaki sandalyeleri aldıkları oy miktarlarına göre siyasi partiler arasında dağıtmaktır. Seçim sistemleri,

Detaylı

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI (Kavramlara Dair Bir Bilgilendirme) Akın Gencer ŞENTÜRK, Avukat İzmir, 16.11.2018 Anayasamız, Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı

Detaylı

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XVII TABLOLAR LİSTESİ... XIX ŞEKİLLER LİSTESİ...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI Soru 1 : "Anayasa" deyince ne anlaşılır, ne anlamak gerekir? 7 Soru 2 : Türk tarihindeki anayasa hareketlerinin başlıca aşamaları ve özellikleri nelerdir? 15 İkinci

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

10. Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç kaç gün içinde yeni bakan atanır? A) 5 gün B) 10 gün C) 15 gün D) 20 gün E) 25 gün

10. Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç kaç gün içinde yeni bakan atanır? A) 5 gün B) 10 gün C) 15 gün D) 20 gün E) 25 gün 1. 1982 Anayasasına göre aşağıdaki organlardan hangisinin iptal davası açma yetkisi yoktur? A) Cumhurbaşkanı B) İktidar partisi meclis grubu C) Anamuhalefet partisi meclis grubu D) TBMM üye tamsayısının

Detaylı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı TOPLUM BİR NOKTADA HEM FİKİR PEKİ AMA NASIL: ÜÇ TEMEL SORU Toplumun görüşleri alındı mı? Katılımcı

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI ANAYASA HUKUKU DOÇ. DR. KASIM KARAGÖZ ANAYASA KAVRAMI, TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI, ANAYASACILIK HAREKETLERİ ANAYASA

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER I-ANA YASA HUKUKUNUN KONUŞU VE ÖNEMİ...1 II-ANAYASA HUKUKU VE SİYASİ KURUMLAR...2 III-ANAYASA HUKUKUNUN METODU VE KAYNAKLARI...4 1-

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR... XIX TABLO LİSTESİ... XXI

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANAYASA CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 9 Ocak 2019 saat 13.00 1. a) Demokrasi sandıktan

Detaylı

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT HUKUK Soru Bankası ÇTHT G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU 1.. Federal devletin tüzel kişiliği yoktur.. Federe devletlerin ayrılma hakkı yoktur.. Federe devletlerin uluslararası

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Cumhurbaşkanı Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu 2 3 Cumhurbaşkanı bir ülkede yönetim hakkının kalıtımsal, soya dayalı, kişisel olmadığını Kanyanğının dinsel kaynaklardan ilahi tanrısal

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ 2011 2012 BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Anlatım soruları: 1- Osmanlı ve Türkiye de bugüne kadar yürürlükte bulunmuş anayasaların nasıl

Detaylı

KPSS 2007 GK (50) DENEME 3 / 52. SORU 50. Aşağıdakilerden hangisi hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri değildir? A) Yasal idare B) Devlet faaliyetlerinin belirliliği C) İdarenin mali sorumluluğu

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 5.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (MERKEZ ÖRGÜTÜ) DEVLETİN TEMEL ORGANLARI KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI MERKEZ (BAŞKENT) ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar kurulu Başbakan

Detaylı

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1 1. DEMOKR AT PARTI İKTIDARININ SONUNA DOĞRU...9 1.1. DP nin Muhalefete Karşı Tutumu...9 1.1.1.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ANAYASA HUKUKU Ders No : 0020060018 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

2 Ders Kodu: KMY Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans

2 Ders Kodu: KMY Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans TÜRKİYE NİN GÜNCEL ANAYASAL SORUNLARI 1 Ders Adi: TÜRKİYE NİN GÜNCEL ANAYASAL SORUNLARI 2 Ders Kodu: KMY5120 3 Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 1 6 Dersin Verildiği

Detaylı

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA 7REKABET REKABET Ocak 2017, Sayı: 107 REKABET FORUMU FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA Rekabet Derneği, 20 Mayıs 2004 tarihinde kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Derneğin amacı Türkiye de rekabet ortamının

Detaylı

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği Erol TUNCER Seçim sistemlerinin belirlenmesinde temsilde adalet ve yönetimde istikrar (fayda)

Detaylı

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL Yargının Bağımsızlığı ve Yasama ve Yürütme Güçleriyle İşbirliği Türkiye Cumhuriyeti Hâkimler ve Savcılar

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu www.mevzuattakip.com.tr 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu Halil Memiş Giriş

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 15:00) 1- Avrupa modeli anayasa yargısıyla ilgili olarak

Detaylı

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 POLİTİKA NOTU Dr. Levent Gönenç 1 Merkez Direktörü Hukuk Çalışmaları Merkezi DAR BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMALARI Basına yansıyan haberlere

Detaylı

Başkanlık Sistemiyle İlgili Birkaç Temel Tespit

Başkanlık Sistemiyle İlgili Birkaç Temel Tespit Başkanlık Sistemiyle İlgili Birkaç Temel Tespit 1- Başkanlık Sistemine geçiş Ülkemizin köklü bir sistem değişikliğine gitmesidir: Bunun zamanı ve ortamı olmadığını düşünüyorum. Sebepleri: (a) Köklü bir

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İlker Gökhan ŞEN Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Temel Kavramlar ve Teorik Çerçeve

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı TÜRK ANAYASA DÜZENİ 2016 Bahar dönemi Ara sınavı 1. Divan-ı Hümayun hangi Osmanlı padişahı döneminde kurulmuştur? A) I. Osman B) Orhan C) II. Murat D) III. Selim E) II. Mahmut 2. Divan-ı Hümayunun kaldırılmasıyla

Detaylı

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ Yrd. Doç. Dr. Taylan BARIN Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...

Detaylı

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ KOŞULLARI Demokrasi Kültürümüzün Yetersizliği Bedeli ödenmeden demokrasiye girmiş olmamızın sıkıntılarını çekiyoruz. Art

Detaylı

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI 1.... ilkesi, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez. Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olup bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğunu anlatır.

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR Türkiye de Seçim Türkiye de Seçimler, yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? İdare nedir? Organik anlamda idare-fonksiyonel Anlamda İdare Hukuk devleti İdare teşkilatı İdari davalar İDARE HUKUKU Devletin 3 fonksiyonu vardır:

Detaylı

Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları. Pozitif Hukuk: İdeal Pozitif Hukuk. Hukukun Dalları. Maddi Hukuk- Biçimsel Hukuk

Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları. Pozitif Hukuk: İdeal Pozitif Hukuk. Hukukun Dalları. Maddi Hukuk- Biçimsel Hukuk Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN İdeal Pozitif Hukuk İdeal Hukuk: Doğal (tabii) veya olması gereken hukuktur. İnsanların zihinlerinde ve vicdanlarında yaşayan hukuka denir.

Detaylı

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları TEMEL HUKUK Hukuk ve Kaynakları HUKUK NEDİR Hukuk, toplumsal yaşam içinde kişilerin birbirleriyle ve toplumu temsil eden güçle ilişkilerini düzenleyen ve uyulması, toplumu temsil eden güç tarafından yaptırıma

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ Ayrıntılı Bilgi ve On-line Satış İçin www.hukukmarket.com İSMAİL KÖKÜSARI Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix

Detaylı

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI * Kurumlar, Kurullar Haldun DARICI * Geçtiğimiz yılı önemli bir ekonomik kriz içerisinde geçiren ülkemizde, kriz ortamından çıkmak amacıyla çeşitli yapısal tedbirler alınmış, bu çerçevede çıkarılan kanunlarla

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU Erol Tuncer TESAV Vakfı Başkanı 26 Ekim 2013 (Ülke Politikaları Vakfı nın düzenlediği Açık Oturum) I.TARİHÇE İki dereceli seçim sistemi: 1877 den 1943 seçimlerine kadar Tek dereceli

Detaylı

(Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri)

(Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri) ANAYASA HUKUKU DERSĐ 2012 2013 GÜZ DÖNEMĐ ARA SINAVI (Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri) CEVAP ANAPTARI A. ÇOKTAN SEÇMELĐ SORULAR 1- Aşağıdakilerden hangisi devletin unsurlarından değildir? a) Ülke

Detaylı

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HSYK Teklifi Teklif; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu, 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu, 4954 sayılı Türkiye Adalet

Detaylı

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 ANAYASA 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Mevcut seçim barajı hakkındaki görüşünüzü yazınız.

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 11.1.217 Diploma Program Adı : HUKUK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) Akademik Yıl : 216-217 Ders Adı ANAYASA HUKUKU(YILLIK)

Detaylı

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı Merkezi Yönetim Yerel Yönetim İlişkileri 1 2 Merkezden yönetim, kamu hizmetlerinde birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla hizmetlerin

Detaylı

ANAYASA DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI)

ANAYASA DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) A. ANLATIM SORUSU ANAYASA DERSĐ (2012 2013 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) Anayasal devlet sözünü tek cümleyle açıklayınız. Bir devletin anayasal kabul edilebilmesi için ne gibi unsurlara sahip olması gerekir,

Detaylı