SAYFA 1 S AH. 22 mahalle. Muhtarlarla. Konak. AK Parti. Burs. Öğrencilere. EGE Maden. Olimpiyatın

Transkript

1 SAYFA 1 S AH Muhtarlarla 22 mahalle Konak AK Parti EGE Maden Olimpiyatın Burs Öğrencilere

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Yeşilçam'ın ötekileri: ARTİZLER Mazlum VESEK Yönetmen-yazar Mesut Kara nın geçtiğimiz günlerde Agora Yayınları tarafından yeniden basılan Artizler Kahvesi 30 a yakın sinema emekçisinin hikayesi ile yeniden okurla buluştu. Türkiye sinema tarihinin Yeşilçam dönemi; zaman, mekan ve insan üçlüsü ile gerçekten sinema tarihine damgasını vurmuştur ların sonunda itibaren yerli film üretimin artması Yeşilçam ve etrafındaki sokaklarda film şirketleri kısa bir sürede artmış ve buradaki ilişki bütünü tarihsel ve kavramsal olarak Yeşilçam sözünü hayatımıza sokmuştur. Yeşilçam daki üretim ilişkileri de Türkiye nin ekonomik yapısının bir yansımasından başka bir şey değildi. Vedat Türkali ye göre finans-kapitalin hakim olduğu Türkiye nin bütün üretim alanlarında olduğu gibi Yeşilçam da da aracı-tefeci bezirgan sınıfları hakimdi. Üretilen filmler ve çark da tam da finans-kapitalin koyduğu koşullara göre yürüyordu. Hatta işçilik ve emek sömürüsü de daha başka olamazdı. Yönetmen-yazar Mesut Kara nın geçtiğimiz günlerde Agora Yayınları tarafından yeniden basılan Artizler Kahvesi 30 a yakın sinema emekçisinin hikayesi ile yeniden olurlarla buluştu. Beyazperdeden, 1990 lı yıllarda da beyazcamdan hayatımızda yer edinen Yeşilçam daki ötekilerin, artizlerin hikayesi Türkiye sinemasının altyapı ilişkilerini görmek açısından çok önemli notlar içeriyor. Hep vefasızlıktan ve sanatçısına değer vermediği vurgulan Türkiye nin sinema ortamında ilişkiler neden böyle yürümektedir? Mesleği, her meslekten daha görünür ve etkili olan sinema emekçileri neden daima mutsuzdur? Mesut Kara nın yaptığı görüşmelerde sürekli bunların izini sürdüm. Açıkçası, Yeşilçam ortamındaki her emekçinin hayatı ayrı bir film konusu olabilecek zenginlikte. Yeşilçam ın senaristler, yapımcıları, yönetmenleri kimi zaman bıktıracak kadar tekrar ettikleri konular yerine kendini anlatsaydı şüphesiz elimizde Yeşilçam ın Yeşilçam a bakışı ile ilgili elimizden hatırı sayılır sayıda eser olacaktı. Ancak, durum bundan başka türlü olabilir miydi? Olamazdı. Nedenleri bu sanatkarların hayatlarında gizli. Mesut Kara nın anlattığı artizler genel anlamda sinema ile tesadüfen tanışmış. Yani mektepli değiller. Bu da çok normal; çünkü Türkiye sineması uzunca bir süre mektepten değil; marangoz ya da başka bir meslekte olduğu gibi usta-çırak ilişkisinden sanatkar ve ara eleman yetiştirdi. Halkın ilgi göstereceği filmlerin gişesine dayanan ve film çekimi için Galata daki bankerlerin parasından beslenen Yeşilçam da topyekun çalışanların emeğinin karşılığı bankerlerde kırdırılan bonoların insafına kaldı. Bütün bunlara örgütsüzlüğü, derneksizliği, sendikasızlığı eklediğimizde Yeşilçam ın adeta öylesine ve geçici bir dönem olduğunu anlamak zor değildi. Hafızalarda bu kadar yer eden bir dönem, sendikal ve kültürel anlamda birikimini çok sağlıklı bir şekilde geleceğe taşıyamadı. İşte Yeşilçam ın ön planda olmayan; ama aslında filmin anahtarı olan kötü adamları, karakter oyuncuları bu ortamda üretimde bulundular. Yazarın dediği gibi dünyanın hiçbir yerinde bu kadar cefakar bir sinema ortamı yoktur. Bu cefa ortamında sinema emekçilerinin yaşadığı aslında dokuma tezgahını kaybeden ve yeni üretim ilişkilerine ayak uyduramayan zanaatkarlardan farklı değil. Kitabın adı bize iş ve kültür hayatımızda bir başka önemli bir unsuru, kahvehaneleri, vurguluyor. Evet, Anadolu da işsizlerle birlikte her işkolunun emekçileri kendilerine ait toplanma alanları oluşturmuşlardır. Burada iş kovalayıp burada dostluklar kurmuşlardır. Yeşilçam emekçileri de dünyanın en büyülü sanatı adına Yeşilçam Sokağı nda bu kahvelerde buluştular. Mesut Kara nın kahveye konuk ettiği sanatçılardan sadece bir tanesi kadın: Ferda Ferdağ. Geri kalan sinema emekçileri de üzüntüleri, kavgaları, ekmek mücadeleleri ile birer insan olarak karşımızdadırlar. Mesut Kara nın eserinde Necmettin Çobanoğlu haricinde sendika geleneğinden gelen kimseye yer verilmemiş. Yeşilçam ortamının geriliğine karşı mücadele eden emekçilerden bir kaçını daha görmek daha o ortamın bazı özelliklerini ve tanıklarını ortaya koymak açısından daha iyi olacaktı. Tabii, biz yazarın bu alanda süren çalışmalarının olduğunu kabul ederek, Artizler Kahvesi nin devamını bekliyoruz. Mesut Kara, Artizler Kahvesi, Agora Yayınları, 255 sayfa Somalili öğrencilere KISA FiLM Antalya Manavgat Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin, değerler eğitimi çerçevesinde okulun Somalili öğrencilerinin hikayelerini, kısa metrajlı film ile anlatacağı bildirildi. Filmde Somalili öğrencilerinin de yer alacağı belirtildi. Manavgat İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Kılıç, Somalili öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti. Bu yıl Manavgat'a gelen Somalili öğrencilerin, Antalya'nın incisi olduğunu belirten Kılıç, Türkçe, Arapça, İngilizce ve Somalice bilen öğrencilerin, turizm beldesinin değerli misafirleri olduğunu kaydetti. Değerler eğitimi kapsamında okulun Somalili öğrencilerle birlikte kısa metrajlı film çekimi yapacağını belirten Kılıç, bu filmin Türkiye-Somali kardeşliğini daha da pekiştireceğini söyledi. Kılıç, "Somali'den Manavgatımıza gelen öğrencilerimizi bölge insanımız kısa sürede bağrına bastı. Hepsi zeki ve geleceğin Somalisini inşaa edecekler. Öğrenciler Somali'den Türkiye'ye gelmeleri, Türkiye'de Kastamonu da Türkçe öğrenme kursuna katılmaları. Konya'dan Manavgat'a gelmeleri ve burada gördükleri sevgi hepsi değerler eğitimi bakımından zengin bir hikaye. Bu hikayeyi kısa metrajlı filme beyaz perdeye aktarmak istiyoruz. Film çalışmalarına kısa süre sonra başlayacağız." dedi. TÜRKÇE AŞKIYLA yanıp tutuştular! Rusya nın başkenti Moskova da Türkçe rüzgarı esti. 241 öğrencinin katıldığı yarışmada şiir, şarkı, makale, resim, genel kültür ve çeviri konularında birbirinden güzel eserler ortaya kondu Moskova Devlet Üniversitesi nin ana gösteri salonunda düzenlenen olimpiyat Türkiye Moskova Büyükelçiliği himayelerinde, Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü, Akademi Dil Merkezi ve Rusya Devlet Kütüphanesi işbirliğiyle gerçekleşti. Ayrıca olimpiyata Moskova Devlet Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü destek verdi. Ödül töreni başlamadan önce Mart ayının ortasında hayatını kaybeden Rusya'nın ünlü Türkoloğu ve bilim adamı Yuri Şeka için saygı duruşunda bulunuldu. Ayrıca Şeka'nın bilimsel araştırmaları ve Türkçe'nin öğrenilmesi için katkılarını anlatan kısa bir film gösterildi. Olimpiyatın ödül töreninde sahnede şiir ve şarkı performanslarını sergileyen öğrenciler büyük beğeni topladı. Geceye Darya ve Derya dueti ve Timur Bagautdinov un şarkısı damgasını vurdu. Moskova 56. okulunda öğretim gören Derya Yıldız ve Darya Yanyuk, Candan Erçetin in Yalvaramam şarkısıyla olimpiyatta 3. sırada y- er aldı. Türkçe nin kulağına çok melodik geldiğini belirten Darya bu yüzden Türkçe şarkılarını sevdiğini belirtti. Olimpiyatın öğrencilere kendi potansiyellerini açmaya yardımcı olduğunu belirten Darya, Rusya nın farklı şehirlerinden öğrenciler geliyor. Türkçe yi tüm Rusya da öğrenildiğini gösteriyorlar. Eksiklerimizi görebiliyoruz. Dili daha da ilerletme isteğimiz artıyor. i- fadelerini kullandı. Annesi Rus, babası Türk olan Derya ise Çeşme ye Sandra Bullock UĞURU Amerikalı ünlü oyuncu Sandra Bullock un oynadığı filmde sahne olan gemi ile kruvaziyer turizmine başlangıç yapan Çeşme, bu yıl 37 bin kruvaziyer turistini ağırlayacak. Geçen yıl limanına demirleyen Seabourn Legend gemisinin getirdiği 211 yolcu ile kruvaziyer turizmine başlangıç yapan Çeşme, bu yıl yeni kruvaziyer sezonunu açmaya hazırlanıyor. Aynı zamanda Bullock un başrolünde oynadığı Speed 2 filminde sahne olarak kullanılan, ilçeye ilk gelen kruvaziyer gemisi Legend, Çeşme ye uğurlu geldi. Bullock un film çektiği gemiden sonra limanına yanaşan gemilerin sayısı ve kapasitesi hızla artan ilçede, bu yıl gerçekleşecek 53 sefer ile 37 bin kruvaziyer turistinin gelmesi bekleniyor. Kruvaziyerde de yıldız olacak Çeşme nin yeni olduğu kruvaziyer turizminde gösterdiği hızlı yükseliş ile dünyadaki iddialı destinasyonlar arasında olacağını kanıtladığını söyleyen Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, 2012 yılında Cruise İnsight dergisinin ilçeyi Kendini Geliştirmiş En İyi Destinasyon seçtiğini hatırlattı. Türkçe gibi ortak bir ilgi alanında birçok öğrencinin bir araya gelmesini önemli bulduğunu belirterek, Bu durum bizi biri birimize daha da yakınlaştırıyor. Dili öğrenme şevkini artırıyor. Aramızda yarışmak da dostluğumuza ve dil öğrenmemize ayrı bir zevk katıyor. diye konuştu. Çelyabinsk ten gelen üniveriste öğrencisi Bagautdinov Yahya Kemal Beyatlı nın Sessiz Gemi şarkısıyla Olimpiyat yarışmasında şarkı dalında ikincilik alsa da izleyicilerden tam not aldı. 9 yıl önce Türkçe yi öğrenmeye başladığını ifade eden Bagautdinov, Türkçeyi ben kendim öğreniyorum. Olimpiyat Türkçe yi unutmamama ve bilgilerimi pekiştirmeme yardımcı oluyor. dedi. Yarışmacılar ayrıca ödül törenine gelenler için şiirler okudu. Yuliya Abdramanova Adam Gibi ( Ben seni hiç sevmedim ki), Dilya Mardanova ise Kaldırımlar şiirleri ile dinleyicileri duygulandırdı. Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü Rektörü ve Rusya Türkçe Olimpiyatları Tertip Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mihail Meyer, bu yıl 241 öğrencinin yarışmaya katılması kendisini şaşırttığını belirterek, Türkçe ye karşı ilgi müthiş şekilde artıyor. Bu rakamı ben hiç beklemiyordum. Hatta organizatörler bile öğrenince şaşırmışlar. Bence bizim olimpiyatımız gerçekten Türkçe yi öğrenmeye teşvik eden ve ilgiyi arttıran bir boyut kazanıyor. Bence olimpiyat çok önemli çünkü burada bir araya gelen öğrenciler arasında kültürel kaynaşma imkanı sağlanıyor. Öğrenciler yazdıkları makaleleriyle, çektikleri fotoğraflarıyla görüşlerini yansıtıyorlar. Çünkü böylelikle bir yaklaşım sergilenmiş oluyor. Ve bu görüş bizim bir sene boyunca çalışmalarımızda Rus Türk ilişkilerinin iyileşmesine yönelik de yardımcı oluyor. yorumunda bulundu. Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı Gökhan Turan da program olmaktan onur duyduğunu belirterek, Olimpiyatlar dokuzuncu kez gerçekleştiriliyor. Rusya da Türkçe nin yaygınlaşmasına, Türk kültürüne ilginin artırılmasına önemli katkı sağlıyor. Biz Elçilik olarak bunu takdir ediyoruz. Ve önümüzdeki yıllarda Türkçe olimpiyatlarının devam etmesini canı gönülden arzu ediyoruz. dedi. Olimpiyatın ilk günlerinden itibaren jüri üyesi olarak etkinliğe katılan Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü Türkoloji Bölümü Doç. öğretim üyesi Yelena Oganova, yıldan yıla Türkçe ya karşı ilgi müthiş bir şekilde artış gösterdiğini kaydetti. Oganova, Öncelikle olimpiyata katılım sayısına bakarak Türkçeye karşı ilginin çok arttığını anlayabiliyoruz. dedi. (CİHAN) Yıl: 2 Dağıtım: Yayın türü:. Sayı: 536. İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Hakkı SARIÖZ Yerel - Süreli (Pazar günleri yayımlanmaz) Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 03 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Maç öncesi bıçaklı kavga: 7 yaralı PTT 1. Lig'in 30. haftasında oynanan Denizlispor-Karşıyaka maçı öncesi meydana gelen kavgada bir kişi bıçakla olmak üzere toplam 7 kişi yaralandı Denizli Atatürk Stadı kapısı girişinde iki takımın taraftarlarının karşı karşıya gelmesi sonunda önce söz düellosu şeklinde başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Kavgada bir Denizlispor taraftar bıçaklanarak ağır yaralandı. Yaralı taraftar duvarın dibinde ambulans beklerken diğer taraftar grupları kavgaya devam etti. Olayda 6 kişinin daha yaralandığı öğrenilirken bazı taraftarların bira şişesi fırlattığı görüldü. Olaylar polisin müdahalesiyle sonlandırılırken, yaralanan taraftar için olay yerine ambulans geldi. Polis, olay sonrası stat çevresindeki güvenlik önlemleri arttırdı. (CİHAN) MAHKEME fena BOZdu "Tepeden inme biçimde atandı. Fakültenin imajı vardı, içine ettiler, bıraktılar" dediği için okuldan uzaklaştırılan Mikail Boz'un Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Devran hakkında açtığı dava reddedildi. Mahkeme, Boz'un sözlerini makama hakaret olarak kabul etti Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Devran'a hakaretvari ifadeler kullandığı için okuldan uzaklaştırılan Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü öğrencisi Mikail Boz un açtığı dava İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. İstanbul 5. İdare Mahkemesi Mikail Boz un bir internet sitesine yazdığı Tepeden inme biçimde atandı, meğer herif Marmara İletişim in mesihi imiş. Fakültenin imajı vardı, içine ettiler, bıraktılar. cümlelerinin hakaret içerikli olduğuna hükmetti. Mahkeme, Boz un yargılama giderlerini karşılamasına, davalının avukatlık ücretinin de ödemesine karar verdi. Mahkemede davacı Boz, beyanları nedeni ile Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi yönetimi tarafından bir hafta okuldan uzaklaştırıldığını belirtip kararın iptalini talep etti. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi yönetimi ise kararın hukuka uygun olduğunu savundu. Konuyu ele alan İstanbul 5. İdare Mahkemesi hükme vardı. Davayı ifade özgürlüğü bağlamında da görüşen mahkeme heyeti, karar bölümünde şunları kaydetti: Somut olayda davacı tarafından beyan edilen görüşler dava dışı olan İletişim Fakültesi Dekanı na yönelik eleştiri sınırları içerisinde kalmayan, işgal ettiği makamı meşruluğunu tartışmaya açan, kaba ve sert bir üslupla ve kişinin belki de kabul etmesine imkân olamayan mesih likle ithaf eden yakıştırmalara yer verilerek ifade özgürlüğünün sınırları dışına çıkıldığı eleştirilerinin kişiyi yıpratmaktan öte bir anlamı olmayan görüşlerin açıklanmasının kamu yararına olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, davanın hakkında görüşülüp beyan ettiği kişinin öğrenim görmekte olduğu okulun en üst düzeydeki yöneticilerinden olduğu ve bu niteliklere haiz kişiler hakkında beyan edilen görüşlerin dar bir çerçevede kalmayıp yayılması ve gerçek dahi olmasa bu yayılmanın etkisi ile bir süreden sonra gerçekmiş gibi algılanması ihtimali çok kuvvetli bulunmaktadır. Bu durumun dekanın, okuldaki disiplini ve eğitim ve öğretim düzenini sağlamadaki görev ile birlikte düşünüldüğünde sonuçları itibari ile yönetimsel alanlarda aksamalara sebep olabilecektir. Dolayısıyla kısıtlamayı meşru kılacak zorlayıcı bir sosyal gereklilik bulunmadığını söylemeye imkân bulunmamaktadır. Bu durumda, ifade özgürlüğünün sınırların aşan hakkında görüş serdettiği k- işinin şöhretine zarar vermeye yönelik, hakaret içerikli ve kamu yararına yönelik olmayan fiiller nedeniyle davacının cezalandırılmasına yönelik işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine, 124,40 TL yargı giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 600 TL, avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin hükmün kesinleşmesine müteakip davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. (CİHAN) KAZADA otomobil ikiye ayrıldı Muğla'da iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Muğla-Marmaris karayolu Gökçe mevkisinde Mustafa Ali Koçyiğit (56) idaresindeki 48 DF 199 plakalı otomobil, Hüseyin Yazıcı (42) idaresindeki 48 M 4055 plakalı otomobille çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Koçyiğit'in kullandığı otomobil ikiye ayrılırken diğer otomobil ise y- oldan çıkıp aydınlatma direğine çarparak durabildi. Kazada, ikiye ayrılan otomobilden yola savrulan Aydın Koçyiğit (30) olay yerinde hayatını kaybederken, sürücüler ile diğer otomobilde bulunan Aıgul Chokmorova (30) yaralandı. Yaralılar, 112 Acil servis ekipleri tarafından olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan yaralılardan Mustafa Ali Koçyiğit'in hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi. Öte yandan, kaza nedeniyle Muğla-Marmaris karayolunda trafik 2 saat tek şeritten kontrollü sağlandı. (AA) Park etmeye çalıştığı traktörün altında kaldı Turgutlu ilçesinde meydana gelen kazada traktörün altında kalan kişi ağır yaralandı. Derbent beldesi Cumhuriyet Mahallesi'nde ikamet eden Bayram Özkara (75), tarım arazisinden döndüğü 45 TS 926 plakalı traktörü, evinin bahçesine park etmeye çalışırken, girişteki merdivene çarparak devrilen aracın altında kaldı. Akrabalarının ve komşularının yardımıyla bulunduğu yerden çıkarılan Özkara, olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekibinin ilk müdahalesinin ardından Turgutlu Devlet Hastanesi acil servisine sevk edildi. Yaralının hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. (AA)

4 SAYFA 04 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SAYFA 05 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI gündem 4 gündem 5 Tartan: Okullara yaptığımız 3 milyon Kürt ile 3 yatırımla övünüyoruz Konak Belediyesi Kemal Reis İlkokulu nun engelli tuvaleti yaparak ve dış cephesini yenileyerek adeta okulu baştan yarattı. Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan yapılanları yerinde görmek için Konak İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hızır Kaya, Fen İşleri Müdürü ve başkan yardımcıları eşliğinde Kemal Reis İlkokulu nu ziyaret etti. 8 aydır Başbakan'ı bekliyoruz İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Hatay bölgesi için projelendirilen 329 araçlık Pazaryeri Katlı Otoparkı hizmete alındı. Törende konuşan Kocaoğlu, Geç biten metro sebebiyle vatandaş bize tepkili ama aylardan beri keşif artışı için başbakandan izin bekliyoruz" dedi Mustafa Bülbül İzmir Büyükşehir Belediyesi, Hatay bölgesindeki otopark ihtiyacının karşılanması amacıyla projelendirdiği 2 otoparktan biri olan 329 araç kapasiteli, 3 katlı Hatay Pazaryeri Katlı Otoparkı düzenlenen törenle hizmete alındı. Otopark, 4.7 milyon maliyet ile yaşama geçirildi. Hatay Pazaryeri Katlı Otopark ın açılış törenine Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, İzmir Milletvekilleri Oğuz Oyan, Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven, CHP İl Başkanı Ali Engin, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz, Kiraz Belediye Başkanı İsmet Korkmaz, belde belediye başkanları, belediye bürokratları, muhtarlar, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Çok sayıda vatandaş ise açılış törenini, evlerinin balkonlarından izledi. Keşif artışı beklemede Üçyol Üçkuyular Metro hattına ilişkin keşif artışı taleplerinin onaylanması için 8 ayı aşkın bir süredir beklediklerini hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, Keşif artışı gelirse yapacağız. Aldığımız bilgilere göre, sadece Sayın Başbakan ın imzasına kaldı. Buradan, Hatay da metroda en çok etkilenen yerden, Sayın Başbakan a metro keşif artışının imzalanması dileklerimizi, isteklerimizi sunmak istiyoruz. Metro bittiğinde Hatay Caddesi çok daha farklı olacak; İzmir daha farklı olacak. Artık İzmir, 9 senedir ilçe belediyelerinin kentin kanaat önderleriyle kol kola girerek, kenti kalkındırmak için yürüdüğü yolda, geri dönülemez, set çekilemez, engellenemez, manipüle edilemez duruma gelmiştir. İzmir ayağa kalkmıştır dedi. Okul Müdürü Rıfat Mertoğlu ve öğrenciler tarafından coşku içinde karşılanan Başkan Tartan, belediye başkanının işi sadece yol yapmak, çöp toplamak değil, çocukları geleceğe iyi bir şekilde hazırlamak, onlara katkıda bulunmak da görevleri arasında yer aldığını belirterek, bu güne kadar okullara 20 milyon liranın üzerinde yatırım yaptığını hatırlattı. Başkan Tartan, Bu güne kadar Konak Belediyesi pek çok konuda örnek gösterildi, ödüller aldı. Bunlarla övünmüyoruz ama okullara yaptığımız yatırımlarla Türkiye çapında en büyük yatırım yapan belediye başkanı olmakla övünüyorum. 4 yıl içinde okullarımıza iki tur yatırım yaptık. İnşallah üçüncüsünü de yapacağız. Devlet, millet, yerel yönetim el elleyiz. Daha İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin nisan ayı üçüncü olağan toplantısında Kocaoğlu ile AK Parti Grup Başkan Vekili Çakar arasında kavga çıktı. İşiniz gücünüz ağlamak. Edebinizle konuşun" diyen Çakar'a kızan Başkan Kocaoğlu, "Edebi edepsizden öğrenmeyeceğim" diyerek sert tepki gösterdi İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin nisan ayı üçüncü olağan toplantısında kavga çıktı. Yatırım ve hizmetleri eleştiren AK Partili Murat Akdemir, merkezî idareden belediye payına düşen paranın verimli kullanılamadığını öne sürdü. Bürokratların hatası yüzünden kamulaştırmasız el atma cezaları ödendiğini söyleyen AK Partili Kerem Ali Sürekli de bu sebepe kamu zararı oluştuğunu iddia etti. Bütün eleştirilerin altında, İzmir'in İstanbul'la yarışma gayreti olduğunu söyleyen AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar ise, İzmir in 482 milyon liralık borcu bu hükümet tarafından silindi ancak dokuz yılda çamur çürütme ve kurutma tesisinin yapımına başlandı. Biraz vicdanlı ve adaletli olun. Stratejik plana baktığınızda, 'ceğiz', 'cağız'dan başka bir şey göremezsiniz. 'Biz yapamadık, çünkü hükümet vermedi' diyorsunuz. Bunlar kolaycılık. İzmir, Biz bir şey yapamıyoruz acziyetine kurban edilecek bir kent değildir. şeklinde konuştu. Eleştirilere cevap veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, şunları söyledi: Yargıtay ın verdiği bir karar sadece bizi değil, tüm resmî kurumları sıkıntıya boğdu. Bu işin içinden kimsenin çıkması mümkün değildir. Bürokratlara yönelik saldırıları kabul etmiyorum. Bu bürokrat arkadaşlar, hiçbir belediyenin başına gelmeyen baskının, sindirmenin, incelemenin ardından aklanarak çıkmıştır. Ak çıkmak demek, bu kurumun alnı açık demektir. Bu işin içinden çıkmak da bizim en önemli özelliğimizdir. UMMANA bakıyoruz Kocaoğlu, Bu kentte birlik ve beraberlik var. Pozitif enerji var. Bunu İzmirliler olarak zor yakaladık, kolay bırakmayacağız. Yolumuz açık, ufkumuz büyük. Biz deniz kentiyiz, ummana bakıyoruz. Biz İzmir i kalkındırarak, Ege Bölgesi ni kalkındırarak ülkenin kalkınmasına, ülke insanının mutlu olmasına çalışıyoruz. Bütün samimiyetimizle, art niyetsiz, insan odaklı, mazlumun yanında ve kentin yarattığı değerleri kentliyle paylaşarak, kentin kaynaklarını kentin genelinin yararına kullanarak çalışmamızı sürdürüyoruz şeklinde konuştu. mutlu Türkiye nin temeli böyle atılıyor dedi. Okul Rıfat Mertoğlu, okullarının tarihi bir geçmişi olduğunu söyleyerek, Türkiye nin en başarılı yerel yöneticisi ile çalışmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Mertoğlu, Okulumuza iki engelli tuvaleti kazandırdınız, var olanları yenilediniz. Boyanan dış cephesiyle de okulumuz yepyeni bir görünüme kavuştu. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz diye konuştu. Konak Belediyesi ikram araçlarıyla da çocuklara rilav ve ayran ikram edildi. BÜYÜKŞEHİR'DE edep tartışması Bu kurum, ahlâk abidesidir. Kimle nasıl konuştuğunuza dikkat ederseniz ve mesai arkadaşlarıma da saygısızlık etmezseniz memnun olacağım. Körfez temizliğinde belirli aşamaya geldik, yakın zamanda hep birlikte yüzeceğiz. Buncan işin altından kalktıktan sonra çöp tesisini de modern sistemle yapacağız. Biz diğer belediyelerin üstündeyiz. Kıyaslama telaşına neden giriyorsunuz? Sayın Çakar ın, vicdan ve adaletten bahsetmesi sevindirici. Biz şikayet etmiyoruz, biz aciz değiliz. Çalışıyoruz, üretiyoruz. Neyle mücadele ettiğini ve ne için çırpındığını bilmeyen insanlar acze düşer. Dokuz senedir bu gemiyi götürüyorum, hiç acze düşmem Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan dan kredi talebinde bulunduklarını, üst sınırın 600 bin lira olmasından dolayı vazgeçtiklerini belirten Başkan Kocaoğlu, bu durumun kendilerinde hayal kırıklığına sebep olduğunu söyledi. Bunun üzerine CHP li meclis üyelerinin gülmesine tepki gösteren AK Partili Çakar ise, Yakıştı mı şimdi başkan? Sayın Bakan burada yok. Yaptıklarınızı anlatın. dedi. CHP Grup Başkan Vekili Sırrı Aydoğan da, Başkanı dinlemek zorundasın. Sözünü kesemezsin, böyle bir âdet yok. diye konuştu. Bakan Çağlayan'ın olmadığı bir ortamda anlatılanların yalan olduğunu söyleyen Çakar'ın, İşiniz gücünüz ağlamak. Söylediklerinizi inkar ediyorsunuz. Edebinizle konuşun. Yalan söylüyorsunuz. Bakanla aranızda geçen konuşmayı burada anlatamazsınız. İşiniz gücünüz yalan. demesi, bir anda tansiyonu yükseltti. Kocaoğlu, Bu diyalog kürsüde yaşandı. Edebi kimseden öğrenecek halimiz yok. Edebi edepsizden öğrenmek için belediye başkanlığı yapmıyoruz. Edebi edepsizden öğrenmeyeceğim. şeklinde konuştu. Kocaoğlu, Çakar ın, Sen bana edepsiz diyemezsin. sözüne de, Sen bana yalancı dersen, ben de sana edepsiz derim. Senin dokunulmazlığın mı var? diye cevap verdi. Tartışmanın ateşlenmesi üzerine Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, Çakar ın yanına giderek yerine oturmasını istedi. Kolundan tutarak çeken Başkan Uygur, Sus artık, otur yerine. Kes artık sesini. Yeter bu terbiyesizliğin! diye bağırdı. Araya diğer meclis üyelerinin girmesiyle arbede büyüdü. İtişmeler ve küfürleşmeler yaşandı. Kargaşa sırasında AK Partili Çakar ın, Bir belediye başkanı bunu yapar mı? Ayıp, rezalet. Terbiyesiz insanlar. Kim o ya, bana yerine geç diyor? Böyle terbiyesizlik mi olur? Her şeye evet dersek iyi. Başkan saldırıyor, mimik yapıyor, meclis üyeleri de alkışlıyor. Ayıp ya. Sanki bir de fedaisini gönderiyor. Sanki fedai! diye bağırdı. Derslerini ALDILAR Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti: Metrodaki sabırları için ve destekleri için Hataylı hemşehrilerime teşekkür ediyorum Haziran seçimleri arefesinde siyasi partiler, hatta bir tane siyasi parti, Hatay daki metro inşaatını kaşıyarak manipülasyon yapmaya çalıştı. Orada Hataylı hemşehrilerimiz bu manipülasyonlara tepki gösterdi. Arkadaşlarımız, Hatay Caddesi nde metroyu açamazsan oy kaybedeceğiz dediler, ben de Hemşehrilerime güveniyorum, oyumuzun artacağına inanıyorum dedim. Oyumuz arttı. Bizim iyi niyetimizden, samimiyetimizden kimsenin olamadığı gibi sevgili Hataylı hemşehrilerimizin de hiçbir zaman şüphesi olmadı. GÜZEL BIR TABLO Hizmetlerinden dolayı Başkan Kocaoğlu na teşekkür eden Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Burası pek işlevsel olmayan bir alandı. Doğru yatırımları zamanında ve yerli yerinde yapan bir insan olarak, en başarılı, tutarlı, en iyi insan olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızı gördük. Burası için kendisiyle konuştuk ve çok kısa sürede Konak ve Büyükşehir Belediyesi işbirliği yaparak bunun gerçekleşmesini sağladı. Ortaya güzel bir tablo çıktı. dedi. milyon Türk akraba Çözüm süreci kapsamında İzmir'e gelen Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti Başkanı Erdem, Kardeşsek, aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız. Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir" diye konuştu Çözüm süreci kapsamında İzmir de halkla buluşan Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti, kardeşlik vurgusu yaptı. Ülkede 30 yıldır akan kanın durması ve ülkenin huzur içinde yoluna devam edebilmesi için barış sürecinin gerekli olduğunu belirten Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti Başkanı Tarhan Erdem, Kardeşsek, aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız. Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir. 3milyon Kürt ile 3 milyon Türk birbiri ile akraba. dedi. Akil İnsanlar Ege Bölgesi Heyeti Başkanı Tarham Erdem, üyeler Fuat Keyman, Fehmi Koru, Fadime Özkan, Fehmi Koru: Şüphe olması gayet normal Baskın Oran, Hasan Karakaya, İzmir deki programın öğleden sonraki kısmında Anadolu Birliği Derneği ni ziyaret etti. Çözüm sürecinin neden gerekli olduğunu anlatan Heyet Başkanı Tarhan Erdem, ülkede Kürt kökenli milyon vatandaşın yaşadığını belirterek, Kürtlerin 8-9 milyona yakını seçmendir. Türkiye nüfusunun yüzde 15-18'i, İstanbul'da ise yüzde 17-18'i Kürtlerden oluşuyor. Türkiye'de bugünkü rakamlara göre 52 milyon yetişkin var. 3 milyon Kürt ile 3 milyon Türk birbiriyle birinci derece akrabalık içinde. 6 milyon insan akrabadır ama birisi kendine Kürt, birisi Türk demekte ve birlikte yaşamaktadır. Türkler ile Kürtler arasında eğitim düzeyi bakımından 1,5 sene fark var. Türkiye'de yaşayan Kürtler, Türklerden 1,5 yıl daha az tahsillidir ve daha az geliri vardır. Bu iki değer bile beraber yaşadığımız insanlara yapılan haksızlığı göstermektedir. şeklinde konuştu. Bu sebeple eşitliğin mutlaka sağlanması gerektiğini aktaran Tarhan Erdem, Bu eşitlik, yönetim, çalışma ve eğitim eşitliğidir. Bu eşitliği sağlamak lazımdır ve bunun da adı demokrasidir. Kardeşsek aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız. Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir. Türkiye'de tüm insanlar eşit haklara sahip olacaktır. Bunu sağlamak için yola çıkılmıştır. Bunun sonucunun mutlaka alınacağına inanıyorum. Bunun dışında hiçbir çözüm yoktur. Bu hepimizin seyirci olmasıyla değil, işin içine girmekle olur. İlk temel hedef de evrensel insan haklarının Türkiye'de uygulanması ve el sıkışırken birinin ötekinden daha kötü durumda olduğunu bilerek duyulan vicdan azabından kurtulmaktır. diye konuştu. Ege Bölgesi Akil İnsanlar Komisyonu Üyesi Siyaset Bilimci Baskın Oran ise, sürece karşı olan Beyaz Türkler in tahtan aşağıya eşitlik düzeyine inmekten korktuklarını belirtti. İzmir de sürece karşı olanların oranının yüzde Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti Üyesi Fehmi Koru, çözüm sürecindeki tereddütlere ilişkin, "Bunu doğal karşılamak lazım. Çünkü bugüne kadar başka ülkelerde denenmemiş, yepyeni bir yöntemle sonuç alınmaya, terörden kurtulmaya çalışılıyor" dedi.koru, heyetin kaldığı otelin önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, çözüm süreci hakkında farklı fikir ve düşüncelere sahip insanlardan oluştuklarını ve bu düşüncelerin en aşırıdan en uyumluya kadar değişebildiğini söyledi. Kendisinin de İzmirli olduğunu, İzmir'de insanların süreç hakkında çok farklı düşündüklerini, kiminin bu konuda tereddüt yaşadığını belirten Koru, şöyle devam etti: ''Bu tereddütler Türkiye'nin her yerinde yaşanıyor. Bunu doğal karşılamak lazım. Çünkü bugüne kadar başka ülkelerde denenmemiş, yepyeni bir yöntemle sonuç alınmaya ve terörden kurtulmaya çalışılıyor. Her yenilikte olduğu gibi insanların kafasının karışması, ne olacağını öngöremedikleri için bundan kuşku duyarak tepki göstermeleri doğaldır. Türkiye'de insanların hepsi barışı, terörün geride kalmasını istiyor. Türkiye'nin daha önemli bir ülkeye dönüşmesini istiyor. Bunlardan herkes kendisine düşecek refahı almak istiyor. İtirazların barışın kendisine değil, süreçte anlamadıkları yönlere olduğunu zannediyorum.'' Bu noktada karşılıklı konuşmanın ve insanların birbirini anlamaya çalışmasının önemli olduğunu dile getiren Fehmi Koru, şöyle devam etti: "Birbirimizi anlamaya çalışmakla ve gerçekten o tereddütlerde ve itirazlarda üzerinde düşünülmesi gereken noktalar varsa onları raporlaştırıp ilgililere ulaştırmanın yararlı olacağını düşünüyorum. 49 olduğunu ifade eden Oran, Çünkü İzmir Türkiye'de farklılıklara en fazla alışmış olan yerdir. İstanbul dan çok daha fazla ancak şu anda bu tahrip edilmiş durumda sebebi ise 1922 İzmir yangınından itibaren sistematik olarak biz farklılıkları katlettik. 6-7 Eylül ben 10 yaşındaydım babam milletvekili diye. Tüm gayrimüslimler bizim evimize toplanmıştı, o gece korkudan yatağıma işedim. 1964'de Rumları kovduk. İzmir de farklılıkları seven havanın tahribi buradan başladı. İzmir, sapına kadar liberaldi, şimdi sapına kadar devletçi. İzmir 1930'da Fethi Bey in, Serbest Fırka nın kalesiydi 'da Menderes'in kalesiydi. Nasıl oldu İzmir o liberallikten bu devletçiliğe geldi. İzmir in ekonomisi dibe vurdu. İstanbul'daki Kürt oranı yüzde 16, İzmir de yüzde 6. İstanbul'da Kürtlere tepki yok İzmir de var çünkü İstanbul'un sanayisi etkili oldu. Burada sanayi olmadığı için küsüldü. İzmir in devletçi olmasının sebebi budur. Yukarıdaki tahttan aşağıya eşitliğe inmek istemiyorlar." dedi. Ulus devlet, kurmak istediği ulusu tek kimlikli addettiğini de belirten Oran, 1924 Anayasası ile kurulmuştur Anayasası'na kadar Türkiyeli deniyordu, ondan sonra Türk denmeye başlandı. Ben bu devleti mahvetmek istiyorum, onun yerine demokratik devleti kurmak istiyorum. şeklinde konuştu. Ev sahibi olan Anadolu Birliği Derneği Başkanı Koçali Al ise Tüm isteğimiz analar ağlamasın, barış ve kardeşlik olsun. Barışın sesi Ege'den yankılansın. dedi. Toplantının yapıldığı binanın dışında ise Türkiye Gençlik Birliği'ne (TGB) bağlı bir grup, protesto etti. Heyet üyelerinden Avni Özgürel, İzmir ziyaretini gelmeden önce TGB üyeleriyle temasa geçerek görüşmek istediğini ancak protestoyu gerçekleştiren guruptan her hangi bir cevap alamadığını söyledi. (CİHAN) Korkularımızı silip süpürecek bir anayasa istiyoruz Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti üyesi Baskın Oran, "Bütün Türkiyelilerin etnik veya dinsel aidiyetlerini hiçbir korkuya gerek kalmaksızın ifade edecekleri bir anayasa ve Türkiye Sevsinler senin gibi Atatürkçüyü Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi ne (CHP), Atatürkçülük üzerinden yüklendi. CHP nin sözde Atatürkçü olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, Yakaya bir Atatürk rozeti, bayrağımıza bir Atatürk resmi, ben Atatürkçüyüm, ah ne kolay, sevsin senin gibi Atatürkçüyü dedi Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, İzmir temasları kapsamında partisinin il başkanlığı tarafından Swiss Otel de düzenlenen Çözüm Süreci Konferansı nda konuştu. AK Parti İzmir milletvekilleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, belediye meclis üyeleri ve engelli vatandaşların katılımı ile gerçekleşen konferansta konuşan Müezzinoğlu, ağırlıklı olarak CHP ve MH- P ye yüklendi. CHP ve MHP nin, İzmir de, Ege de gelip cumhuriyetçilik yaptığını ileri süren Müezzinoğlu, Burada gelip milli irade şovu yapıyorlar, özgürlük naraları atıyorlar, Atatürkçülük yapıyorlar. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu en ilkesel cümlesinin arkasında durmayan CHP nin Atatürkçülüğü özde Atatürkçülükmüdür, sözde Atatürkçülükmüdür? Ege de Egelileri bu sorunun cevabını bana değil vicdanlarına vermesini bekliyorum. Yakaya bir Atatürk rozeti, bayrağa bir Atatürk resmi, ben Atatürkçüyüm, ah ne kolay, sevsin senin gibi Atatürkçüyü dedi. Siyasetçilerin millet adına siyaset yapması gerektiğini, CHP ve MHP nin de millet adına siyaset yaptıklarını söylediklerini aktaran Müezzinoğlu, Ama CHP ve MHP nin millet adına siyaset yapıp yapmadığını iyi analiz etmek lazım. Milleti çatıştıran, milleti ayrıştırarak milletin bir kısmını ayrıcalıklı, bir kısmını farklı gören bir anlayışı da reddetmemiz lazım. Benim için en kolayı İzmir de milliyetçi, Edirne de ulusalcı konuşmalar yapmaktır. Ama Hakkari de benim, Diyarbakır da Edirne kadar benim. Diyarbakır ı, Siirt i, Hakkari yi yok sayıp hele bir İzmir e gidelim Kordon da bayrak sallayalım, Türk bayrağını çok seviyoruz dersen bunu 2013 maden ihracati yılı olacak Salih Aslan Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Erdinç, 2013'ün maden ihracatı yılı olacağını söyledi tahmini bütçesi 2 milyon 840 bin TL olarak kabul edilen birliğin olağan genel kurul toplantısı, Ege İhracatçı Birlikleri'nde yapıldı. Burada konuşan Erdinç, Türkiye'nin maden sektöründe yapılan yatırımlarla hızla büyüdüğünü belirterek, Türkiye, 2012 yılında doğaltaş ihracatını yüzde 14 arttırarak, 1 milyar 674 milyon dolardan 1 milyar 902 milyon dolara çıkarmıştır yılı için Türk doğaltaş sektörü, yüzde 20 lik ihracat artışı hedefliyor yılında ise 7 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı amaçlıyor. Önümüzdeki beş yılda ortalama yüzde 20 ihracat artışı yakalayacağımızı düşünüyoruz. Hal böyleyken birlik olarak en büyük misyonumuz, ihracatçı firmalarımızın, geleneksel pazarlarımızın yanısıra yeni pazar arayışlarına olanak tanımaktır. dedi. Sektörde vasıfsız işçi sıkıntısının devam ettiğinin altını çizen Erdinç, "Türkiye deki vasıfsız işçiler, mermer fabrikalarında çalışmak istemiyor, yani iş beğenmemezlik var. Vasıfsız işçi sorununa bir çözüm bulmak gerekiyor. Bu doğrultuda ülkemizdeki mültecilerden faydalanma veya mart-ekim ayları arasında yurtdışından misafir işçi getirme şeklinde bir çözüm bulunabilir. şeklinde konuştu. hedeflenmektedir" dedi. Oran, Anadolu Birliği Derneği'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, çözüm sürecinin sadece Kürtleri ilgilendirmediğini söyledi. Sürecin, Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendirdiğine işaret eden Baskın Oran, ''Bütün Türkiyelilerin etnik veya dinsel aidiyetlerini hiçbir korkuya gerek kalmaksızın ifade edecekleri bir anayasa ve bir Türkiye hedeflenmektedir" diye konuştu. Sürecin sonunda, demokratik bir yönetime kavuşulacağını vurgulayan Oran, şöyle konuştu: "Biz 1915 Ermeni kırımından bu yana hiçbir önemli sorunu halletmedik, hepsini halının altına süpürdük. Ermeni meselesi, Kürt meselesi, İslam meselesi... AK Parti'nin iktidara gelmesiyle biraz sancılı ama çözüm yoluna girmiştir. Hakkari de, Diyarbakır da, Siirt te de yapmalısın. Bizim bu sorunu çözmemiz lazım. Bu sorunu İzmir in, Marmara nın, Trakya nın çözmesi lazım. CHP ve MHP Güneydoğu da, Türkiye ortalamalarının yarısı kadar oy almış olsaydı bugün Türkiye bu bedelleri ödemezdi. diye konuştu. İsim vermeden Diyarbakırlı olan CHP Genel BaşkanYardımcısı Sezgin Tanrıkulu na yüklenen Müezzinoğlu, Diyarbakırda doğmuş büyümüş, baro başkanlığı yapmış birinin CHP'de genel başkan yardımcısı olması evet doğrudur ama onun Diyarbakır dan milletvekili adayı olmayıp, İstanbul dan banko seçilecek bir yerden seçiliyorsa o zaman burada siyaset yok, burada milletvekilliği rantı var. Burada Diyarbakır ı düşünmek, sahip çıkmak, onunla ilgili projeler yapmak yok. dedi. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları'nda Diyarbakır ın, Hakkari nin, Balkanlar ın, Gümülcine nin var olduğunu hatırlatan Müezzinoğlu, Bizim yeniden bu kardeşliği yakalayabilme adına sorunu çözmemiz gerekiyor. Sorunu, milletle paylaşarak, milletle birlikte çözeceğiz. Kardeşlik duygularının güçlendirdiği, birbirine kızan, birbirine düşmanlık yapan değil, birbirine değer veren, birbirini seven bir yolculuğu hep birlikte yaşayacağız diye konuştu. (CİHAN)

5 SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Tansiyona dikkat! Ani sinirlenmenin hipertansiyonun ipuçlarından olduğunu belirten Nefrolog Prof. Dr. Taner Çamsarı, "Kan basıncı yükselen kişiler çok daha sinirli olur" diye konuştu Hipertansiyonun Türkiye'de yaklaşık 15 milyon kişiyi ilgilendirdiğini dile getiren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taner Çamsarı, insanların yüzde 33'ünün hastalığından haberdar olmadığını, yüzde 33'ünün haberdar olup tedavi edilmediğini, geriye kalan kısmının ise tedavi gördüğünü söyledi. Hipertansiyonun çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını vurgulayan Çamsarı, şöyle konuştu: "Bu hastalığın en kötü yanı, belirti göstermemesi ve sinsi olması. Bir kişide herhangi bir sorun olmaması bile o kişinin hipertansiyon hastası olmadığı anlamına gelmez. Hastalar belki de yıl hipertansiyonla yaşıyor ama hiçbir şikayeti yok. Bu sürede hipertansiyon vücuda yapacağını yapıyor. Damar sistemini mahvediyor. Hipertansiyon, bütün organların beslenmesini sağlayan damar sisteminde etkili oluyor. Bu bozulunca da organlar işlevlerini yerine getiremiyor. Damar ağı bozulduğu için beyin, kalp, böbrek, göz ve çeşitli organlarda da sorun çıkıyor. Kalp yetmezliğine, damar kireçlenmesine, beyin damarlarında hasarlara neden oluyor. Hipertansiyon böbrek yetmezliğine neden olan en büyük sebeptir. Hipertan siyon tedavi edilmediği zaman çok önemli sağlık sorunlarına yol açar.'" "SİNİRLİLİK ÖNEMLİ BİR İPUCU" Hipertansiyonun baş ağrısı, ense kökünde ağrı, kulaklarda zonklama yapabildiğine dikkati çeken Çamsarı, "Aniden sinirlenme hipertansiyonun ipuçlarından biridir. Kan basıncı yükselen kişiler sinirli olur. Hipertansiyon sinirlenmeye neden olur" dedi. Düzenli tansiyon ölçtürmenin önemine işaret eden Çamsarı, "Eskiden tansiyon ölçtürme daha zordu. Şimdi her yerde sağlık ocakları var. Eczanelerde bile ölçtürülebilir. Ya da rahatlıkla satın alınacak aletle kişi tansiyonunu kendi ölçebilir. Birkaç kez ölçümde 14-9 ya da üzeri tansiyon çıkarsa kişide hipertansiyon olasılığı vardır ile 14-9 arası ise sınırdır. Böyle bir durumda da hekime başvurulmalıdır2 diye konuştu. "BİR SİGARA YARIM SAAT TANSİYON YÜKSELTİYOR" Hipertansiyonu tetikleyen en önemli unsurların başında kilo, tuz, alkol ve sigaranın geldiğinin altını çizen Çamsarı, günlük 18 gram tuz tüketimiyle Türk halkının dünyada en fazla tuz tüketen milletlerin başında geldiğini vurguladı. Kilo vermenin ve hareketli yaşamın tansiyonu düşürdüğüne işaret eden Çamsarı, "Sigara hipertansiyonda çok önemli faktörlerden biri. Günde içilen 1 sigara tansiyonu yarım saat yükseltir. Bir de bunun günde 20 kez tekrarlandığını düşünün. Alkol kullananlar hipertansif olurlar. Bir kişi hipertansiyon hastası olmak istemiyorsa fazla kilolarından arınacak, spor, düzenli yürüyüş yapacak, bisiklet, yüzme gibi etkinlikler gerçekleştirecek" diye konuştu. Kalbe iyi bakmanın altın ELEKTRONİK sigara daha da bağımlı yapıyor Sigara bağımlılığının farmakolojik ve davranışla ilgili olmak üzere iki boyutunun bulunduğuna dikkat çeken Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye de son yıllarda sigarayla ilgili iyi bir mücadele verildiğini ve buna bağlı o- larak kullanım oranlarında azalma yaşandığını belirtti. Ancak bu genel duruma rağmen gençlerin sigaraya başlama ya da kullanma oranlarında bir azalma olmadığını dile getiren Ö- zlü, araştırmaların Türkiye de sigaraya başlama yaşının aralığında olduğunu gösterdiğini söyledi. 20 yaşından sonra bir k- işinin sigaraya bağımlı hale gelmesinin pek sık görülen bir durum olmadığını anlatan Özlü, Bundan dolayı en çok korunması gereken yaş grubu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite dönemine denk geliyor. Riskin çok ciddi olduğu bu dönemde gençlerin sigaradan uzak tutulması ve sürecin iyi yönetilmesi lazım dedi. kuralı dengeli beslenme Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu, Düzenli yürüyüş hem tansiyon hem de kolesterolün kontrol altına alınmasını sağlıyor. Aynı zamanda vücudun kondisyonunu arttırıyor ve bu aktiviteyi sevdiğiniz bir kişiyle yaptığınız için endorfin hormonu olan mutluluk hormonu salgılanmasını tetikleyerek stres kontrolü de sağlıyor diyor Doç. Çatakoğlu, kalp sağlığını korumanın yollarını şöyle anlatıyor: Yürüyüş öncesi ve sonrasında hafif gıdalar tüketilmesi önemli. Sık sık kilo alıp vermek kalp sağlığına zarar veriyor. Kendinizi iyi hissettiğiniz belli bir kiloyu korumayı çalışmak önemli. Kalbe en iyi gelen sporlar yürüyüş ve yüzme. Özellikle kalp hastalarına koşu, tenis ve mücadele gerektiren futbol, basketbol gibi sporlar önerilmiyor. Gün içinde 2 litre su tüketmeyi unutmayın. Özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların D vitamini ve kemik gelişimi açısından günde dakika güneşe çıkması önemli. UV ışınlarının en aza indiği sabah ve ikindi vaktinde dakika güneşten faydalanmak kalbe de iyi geliyor. Akdeniz tipi beslenme kalp sağlığı için önemli bir anahtar. Haftada bir gün kuru fasulye, nohut, barbunya, börülce, bakla gibi bir çeşit bakliyat yemeyi alışkanlık haline getrin. Yapılan son araştırmalar özellikle günde bir fincan Türk kahvesinin içindeki anti oksidanlar sebebiyle kalp sağlığına iyi geldiğini işaret ediyor. Kırmızı et tüketiminde azı karar çoğu zarar sloganıyla hak ete edin. Ayda bir kilo yağsız kırmızı et ile sınırlayın. Bol sebze ve meyve tüketilmesi, tahıllı hem sindirim hem de kolesterol için çok faydalı. Katı yağlar tercih edilmemeli zeytinyağı tercih edilmeli. Yoğurt çok faydalı bir besin ancak yağsız ve kaymaksız olanı tercih etmek gerek. Mümkünse geleneksel ev tipi yoğurt mayalayarak tüketin. Tam tahıllı buğday, çavdar, kepek ekmeği tercih edin. Kalp rahatsızlıkları ve tedavisi konusunda İzmir deki referans hastanelerden biri olarak gösterilen Universal Ege Sağlık Hastanesi Kalp-Damar Hastalıkları ve Cerrahisi Bölümü uzmanlarıyla birlikte bilgilendirme toplantısı düzenleyen Profesör Doktor Mustafa Akın, ülkemizde hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi üçgeninde koordinasyon eksikliği olduğu için kurtarılabilecek durumdaki hastaların kaybedildiğini söyledi. Akın, genç nüfusu fazla olan Türkiye de kalp hastalıklarındaki artışın dikkat çekici olduğunu ve derhal önlem alınması gerektiğini vurguladı. En büyük kaybın hastane öncesi süreçte yaşandığını anlatan Prof.Dr. Akın, şöyle konuştu: "Ülkemizde ne yazık ki hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi bağlantısındaki koordinasyon sağlanamıyor. Kalp krizi geçiren hasta ambulansla en yakındaki hastaneye götürülünceye kadar geçen sürede gerekli koordinasyon sağlanamıyor, ambulanstaki ekipler ellerinde telefonla uygun durumda olan hastane aramakla vakit kaybediyor. Oysa oluşturulacak basit bir düzenlemeyle elektrosu çekilen hastanın bilgileri hastanelerin bilgisayar ekranında görülür, en yakındaki hastanede görevli uzmanlar hasta hastaneye ulaştırılıncaya kadar ne yapılması gerektiğini bildirebilir. Fakat ambulans, hastane, nakil, tanı ve tedavi eksenindeki koordinasyonsuzluk nedeniyle her yıl 160 bin kişiyi kaybediyoruz. Buna her yıl bin kişi daha ekleniyor. Genç nüfusumuz fazla ve kalp hastalıkları artık toplumda ciddi risk oluşturuyor. Derhal önlem almamız gerekiyor. Elma tipte böbrekler risk altında Hollanda kaynaklı araştırma, fazla kiloları karın ve bel bölgesinde biriken 'elma vücutlu' insanlarda böbrek hastalıkları riskinin arttığını gösterdi. Daha önceki çalışmalarda da 'elma vücutlu' olanların 'armut vücutlu' olanlara kıyasla kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin fazla olduğu vurgulanmıştı. Amerikan Society of Nephrology dergisinde yayımlanan araştırma, karın bölgesinde aşırı yağ birikmiş insanlarda başka hiçbir sağlık sorunu olmasa da böbrek sorunlarına rastlandığını ortaya koydu. Hollanda'da bir tıp fakültesinde yapılan araştırmada, normal ağırlıkta ya da fazla kilolu 300 kişi incelendi, 'elma vücutlu' olanların böbrek fonksiyonlarında ve böbrek içi kan dolaşımında azalma ve böbrek tansiyonu gözlendi. TUZ KISITLAMASI ÖNERİLİYOR Araştırmayı yürüten Arjan Kwakernaak, "Sağlıklı ve normal tansiyonlu olan elma vücutlularda bile böbrek tansiyonunda artış tespit edildi. Bu kişilerin fazla kilolu ve obez olmaları ise durumu daha da ağırlaştırıyor" dedi. Elma tip şişmanlığı olanların tuz tüketimini azaltma yoluyla böbrek tansiyonunu düşürebileceği belirtildi. Armut tipi şişman kadınların menopozdan sonra elma tipi şişmanlıkla karşı karşıya geldiğini anlatan Ahmet Kaya, Menopozdan sonra östrojen hormonunun azalmasından sonra elma tipi şişmanlık oluyor. Bunun gelişiminde bir çok faktör var. Bunlardan biri durağan yaşam, fiziksel aktivitenin azalması. Fiziksel aktivitenin artmasının elma tipi şişmanlığı önlediğini, kas içi yağlanma ve karaciğer yağlanmasının geriye gittiğini görüyoruz. Kadınlarda elma tipi şişmanlık zararlı diye konuştu. Dünyanın hızla yaşlandığını ifade eden Prof. Dr. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: 1900'lü yıllarda kadınlar menopozdan sonra bir yıl içinde ölüyordu. Şimdi kadınların menopozdan sonra en az 30 yıl yaşadığını görüyoruz. Armut tipi kadın, hayatının 30 yılını elma tipi ile geçiriyor. Elma tipi kadın diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların tehdidi altında. Olmaması gereken yerlerde yağ toplanması, riski daha da artırıyor. Bunu önleyecek tek şey fiziksel aktiviteyi artırma. (AA)-

6 SAYFA 7 S AH

7 SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Mayıs sonu Gazze'deyim Kızılay Genel Kurulu'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah Mayıs sonu gibi bizler de Gazze'de olacağız." dedi. Başbakan Erdoğan, Kızılay Genel Kurulu'nda Gazze ile görüntülü canlı bağlantı yaptı. "Gazze'deki tüm kardeşlerimize Ankara'dan selamlar." diyen Erdoğan, "Orada dikilen bu zeytinler aynı zamlanda özgürlüğün sesidir. Bu özgürlüğün sesi olan zeytin dallarında Gazze en kısa zamanda da inşaallah özgürlüğünü de yakalayacaktır." dedi. Başbakan Kızılay ekibi başta olmak üzere herkese teşekkür etti. (CİHAN) HEM DERS HEM burs veriyorlar Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki öğretim üyelerinin birçoğu, 16 yıldır maaşlarından düzenli olarak bağışta bulunarak, tıp fakültesi öğrencilerine burs veriyor. DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canda, "Her ay 150 öğrenciye 10 bin liranın üzerinde burs veriyoruz" dedi Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi'ndeki öğretim üyelerinin birçoğu maaşlarından ayda lira bağışta bulunarak, fakülte öğrencilerine burs veriyor. DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı ve Burs Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tülay Canda, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl 35. yılını kutlayan ve ilk mezunlarını 1981 yılında veren fakültenin binlerce hekim yetiştirdiğini anlattı. Fakülteye her yıl 300 civarında öğrenci kabul ettiklerini ifade eden Canda, bunlardan yaklaşık 150'sine ise düzenli olarak çeşitli burslar verdiklerini dile getirdi. 16 yıldır süren gelenek Burs konusunda öğrencilerin beyanının esas alındığını vurgulayan Canda, "Tıp fakültesi öğrencisi dürüst olmak zorunda" dedi. Beyanlara göre bazı öğrencilere 46 ÜLKE çocuklarına diş taraması yapacaklar tam, bazılarına da öğle yemeği bursu verdiklerini dile getiren Canda, şöyle konuştu: "Öğrencimiz bize gelip burs ihtiyacı olduğunu söylüyor. Öğretim üyelerimizin büyük bölümü her ay maaşından belli bir miktarı burs olarak bağışlıyor. Her ay kimi 50 kimi ise 100 lira düzenli olarak maaşından veriyor. Maaş işlerinden bu parayı banka hesabına aktarıyoruz. Hocalarımızdan ortalama 5 bin liranın üzerinde katkı geliyor. Yıllardır devam eden bu uygulama, 16 yıl önce bilgisayar ortamına aktarılarak düzenli hale getirildi. Burs alıp mezun olan, hekimlik yapan öğrencilerimizden de katkıda bulunanlar var. 'Hocam ben burs almıştım şimdi asistanım bu para da çok işime yaramıştı, ben de katkıda bulunmak istiyorum' diyenler var." 150 öğrenciye 10 bin liranın üzerinde burs Öğrencilere yemek katkı bedeli olarak ya da hizmet bedeli karşılığında burs verdiklerini belirten Canda, şunları söyledi: "Kütüphanede çalışan 15 öğrencimiz var ve bu öğrencilerimiz hizmet bedeli olarak burs alıyor. Onun dışında yemek katkı bedeli olarak ihtiyacına göre burs alan öğrencilerimiz var. Her ay 150 öğrenciye toplam 10 bin liranın üzerinde burs veriyoruz. Bir öğrencinin ihtiyacı yoksa, koşullara düzeldiyse bize 'benim ihtiyacım kalmadı, başka bir öğrenciye burs verin' diyor. Öğrencilerimizin iyi bir şekilde, maddi sorunlarını en aza indirgeyerek eğitim almasını amaçlıyoruz." (AA) Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi, İzmir'de gerçekleştirilecek olan TRT 35. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılacak 46 ülkeden çocuklara ve katılımcılara diş taraması yapacak, ağız ve diş sağlığı konusunda bilgilendirmede bulunacak. EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültürpark Fuar Alanı'nda Nisan arasında düzenlenecek TRT 35. Uluslararası 23 Nisan Şenliği'nde üniversite olarak yer alacaklarını belirtti. Fakülte olarak açacakları stantta ağız ve diş sağlığı konusunda bilgi vereceklerini, Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz'ın önerisiyle diş taraması da yapacaklarını dile getiren Artunç, şöyle konuştu: ''Binlerce öğrenci ve katılımcı Nisan arasında Kültürpark Fuar Alanı'nda olacak. Biz de 8 gün boyunca 100 kişilik öğretim üyesi, asistan hekimlerimiz ve stajyer öğrenci ekibimizle Kültürpark'ta olacağız. Diş Hekimliği Fakültesi standını ziyaret eden çocuklara hem ağız ve diş sağlığı eğitimi vereceğiz, hem diş taraması yapacağız. Renkli ve eğlenceli oyunlarla, ağız kokusuna neden olan besin atıklarının diş ve diş etlerinden doğru biçimde uzaklaştırılmasını öğreteceğiz. Hazırlattığımız sağlıklı ve çürük dişlerin bulunduğu iki adet ağız maketiyle çeşitli bilgiler vereceğiz.'' Şenlik boyunca görev alacak ekibin diş taramasının yanında çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunacağını ifade eden Artunç, "15-23 Nisan arasında binlerce çocuğa ulaşacağız. 8 gün boyunca yoğun bir çalışmamız olacak. Günde 100'ün üzerinde kişiye diş taraması yapmayı hedefliyoruz. Diş taramalarının ardından hazırlanan formlara, çocukların ağız ve diş sağlığıyla ilgili bilgiler yazılacak ve ailelere teslim edilecek'' diye konuştu. (AA) Genç mucitler İzmir'in gururu oldu Bilim ve Robot Tasarımı Yarışması nda Türkiye şampiyonu olan Rota Koleji öğrencileri, ABD deki dünya şampiyonasına gitmeden önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nu ziyaret etti. Başkan Kocaoğlu, genç mucitlerin robot şovunu ç ok beğendi. Bilim ve Robot Tasarımı Yarışması First Lego Ligi nde tüm kategorilerde birinciliği elde ederek Nisan tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri nde yapılacak Dünya şampiyonasına katılmaya hak kazanan İzmir Özel Rota Koleji Lisesi Rotatech Takımı öğrencileri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nu ziyaret etti. Rota Koleji Genel Müdürü Kadir Açıkbaşlar, Lise Müdürü Serkan Gözder, Takım Koçları Esin Kara ve Nebil İzgi nin de yer aldığı ziyarette, şampiyon ekibin ABD de yarışmak üzere Yaşlılar için genç çözümler adı altında hazırladıkları Kumandam elimde, hayatım kontrolümde projesine ilişkin özet bilgi de verildi. (CİHAN) Dur DURAK yok Göçle yerleşen 600 aile için Şehre Uyum projesi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ın öncülüğünde, İzmir e göçle gelen 600 aileye yönelik olarak "Şehre Uyum" projesi başlatıldı. TO- SEP çalışmaları kapsamında yapılacak faaliyetler hakkında, Swiss Otel İzmir'de bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya başkanlık eden Milletvekili Hotar, Göçle Gelen Ailelerde Kentlileşme Sürecine Katkı konulu projeyi tanıttı. Projenin ortakları arasında yer alan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Koordinatörü Prof. Dr. Nursel Toygar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de toplantıda hazır bulundu. Projenin ilk etapta, 10 okulda öğrenim gören öğrencilerin göçle şehre yerleşen 600 ailesini kapsayacağını aktaran Hotar, gönüllülük esaslı çalışmalarda ailelere, 6 ay süreyle meslek edindirme gibi çeşitli kurs ve eğitimler verileceğini aktardı. Belediye Başkanlığı nda geçen 9 yılını geçtiğimiz günlerde düzenlediği toplantı ile basına değerlendiren Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, bu kez devam eden projelerini anlattı. İhalesi yapılan ve yapımı devam etmekte olan 22 projeyi muhtarlara gezdiren Başkan Durak, Seçim yılı diye fren yapmayacağım dedi 22 mahalle muhtarının katıldığı kent turu Karşıyaka Belediyesi nin Ahmet Taner Kışlalı Parkı ndaki Gondol Restoran daki kahvaltı ile başladı. Burada Karşıyakalı muhtarlara seslenen Başkan Durak, 9 yıldır görevdeyim. Bu 9 yılda sizlerden önemli katkılar aldım. Şu bilinmelidir ki, ben görevime devam ediyorum. Önümüzdeki dönemde, sıkıntı yaşamadan yolumuza devam edeceğiz. Seçim yılı diye frene basmayacağım. Başladığım işleri bitireceğim. Eğer ahenk içinde çalışırsak güzel günler yaşayacağız diye konuştu. Başkan Durak a çiçek vererek, hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Karşıyaka Muhtarlar Derneği Başkanı Fuat Pusat, Mart ayı Meclis Toplantısı nda alınan kararla, muhtarlıkların elektrik, su gibi giderlerinin belediye tarafından ödenmeye başlandığını da hatırlattı. Kahvaltının ardından muhtarlarla birlikte kent turuna çıkan Başkan Durak, yapımı devam eden projelerini tek tek anlattı. Milli Mücadele Müzesi, Mavişehir Meydan düzenlemesi, Lunapark Sosyal Yaşam Alanı, Ahmet Piriştina Kültür Merkezi, Arşiv Binası, Deprem Anıevi, Eski araçlar Müzesi, Sağlıklı Yaşam Köyü, Temizlik İşleri Binası, Sosyal Yaşam Kompleksi, Mustafa Kemal ve Zübeyde Hanım Pazar yerleri, yüzme havuzu ve spor kompleksi, Konser Salonu, İletişim Müzesi, Balık Pazarı ve Çarşı Kültür Merkezi ni gezen muhtarlar hayranlıklarını gizleyemedi. Başkan Durak, Karşıyakalı muhtarlara, kısa süre önce hizmete giren Suat Taşer Tiyatrosu ile Tay Park, Hamza Rüstem Fotoğrafevi, 2. Hizmet Binası nı da gezdirdi. Başkan Durak, tempolu proje turunda bir de sürpriz yaptı. Yamanlar Gençlik Eğitim ve Kamp Merkezi nde öğle yemeği için mola veren muhtarlar, 68 yaşına basan Yalı Mahallesi Muhtarı Ahmet Şentürk ün doğum gününü pasta keserek kutladı. Başkan Durak ın hazırladığı sürpriz karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Yalı Mahallesi Muhtarı Şentürk, Başkanıma teşekkür ediyorum. Beni çok mutlu etti diyerek, duygularını dile getirdi.