Çanakkale Zaferini Çanakkale de Kutladık

Transkript

1 01-31 Mart 2015 Basım Tarihi: 10 Nisan 2015 Sayı: Çanakkale Zaferini Çanakkale de Kutladık 4 te Denizli Adamı Üniversitemizde Tanıtıldı Hukuk Öğrencilerimiz ABD de Ülkemizi Temsil Edecek 10 da Kültür Sanat Günleri Başladı 38 de Anadolu da Bulunan İlk Taş Devri İnsanı 2 de Kadınlar Günü Etkinliklerimiz 20 de Ortadoğu Merkezimizden İlk Etkinlik 22 de Söz ve Göz Ustalarından Örnek Dersler 7 de Hayata El Ver Projesi TBMM de 13 te Eğitim Bilimleri Fakültesi 50 Yaşında Sincan Belediyesi yle Ortak Çalıştay 37 de 38 de Azeri Yazar ve Düşünür Hüseyin Cavid i Andık 29 da Engelsiz Gülücükler Öğrenci Sempozyumu 33 te Öğrencimizden Altın Madalya 40 ta

2 Anadolu da Bulunan İlk Taş Devri İnsanı DENİZLİ ADAMI Üniversitemizde Tanıtıldı Denizli nin Honaz İlçesi Kocabaş Mahallesi nde 2002 de mermer ocağında bir işçi tarafından bulunan ve Anadolu da bilinen ilk ve tek taş devri insanı olan 1.2 milyon yaşındaki Denizli Adamı nın fosil kafatasıyla ilgili olarak, Üniversitemiz Dil ve Tarih-Coğrafya Arkeoloji Bölümü nün düzenlediği Denizli Taş Devri İnsanı; 1.2 Milyon Yıl Önce Anadolu dan Avrupa ya Göç Öyküsü konulu toplantı Rektörlük Senato Salonu nda 13 Mart 2015 tarihinde düzenlendi. Toplantıda, Anadolu da bulunun ilk Homo Erectus insanıyla ilgili hazırlanan kitap da tanıtıldı. İlk ve Tek Taş Devri İnsanı İnsanlık tarihine ışık tutacak fosil kafatasının; anatomik ve kesin yaş bulguları ile Anadolu da bilinen ilk ve tek, taş devri insanı olduğu açıklandı. Homo Erectus fosilinin kesin yaşının belirlenmesi amacıyla Fransa nın Marsilya ndeki laboratuvarda, paleomanyetizma ve kozmik radyasyon yöntemleri uygulandı. Avrupalıların Atası Anadolu dan Gitmiş Üniversitemiz Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, ilk insanların özellikle Afrika dan çıkıp Avrasya ya dağılmalarındaki en kilit noktalardan biri olan Anadolu nun, Denizli Kocabaş ta 1.2 milyon yıl önceye tarihlenen Homo Erectus insanının keşfiyle, bu önemini bir kez daha kanıtladığını söyledi. Bakanlıkla Üniversitelerin Ortak Çalışması Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanı Mustafa Y. Güneş de Denizli Taş Devri insanının öyküsünün, bilim insanları ile Bakanlığın ortak çalışmalarının en değerli sonuçlarından biri olduğunu belirtti. Üniversitemizin Bilim İnsanları Görev Aldı Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, 1.2 milyon yıl öncesine ait bir insan fosilinden hareketle dünyada insanların Anadolu üzerinden dünyaya dağılımı ve insanlık tarihiyle ilgili çok önemli bir bulgunun ortaya konulduğunu belirterek, Bu yönüyle Anadolumuzun değerlerinin tekrar gün yüzüne çıkmasını sevinçle izliyorum dedi. Bu çalışmada nin değerli bilim 2

3 ULUSLARARASI SEMPOZYUM insanlarının önemli görevler edinmesinden de gurur duyduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Atatürk ün bizzat kuruluş çalışmalarına katıldığı ve çağdaşlaşmanın, aydınlanmanın en önemli örneklerinden biri olan DTCF, 80 yıldır bu çalışmalara ev sahipliği yapmakta, bunları da topluma, ülkeye, dünyaya aktarmaktadır dedi. Türkiye ve Fransa Arasındaki Bilimsel İşbirliğinin Göstergesi Fransa nın Büyükelçisi Laurent Bili de bu çalışmanın, Türkiye ve Fransa arasında var olan bilimsel işbirliğinin bir göstergesi olduğunu belirterek, Denizli insanı, Anadolu coğrafyasının önemini gösteriyor dedi. Araziye Çıkacak Genç Araştırmacı Eksiği Var Fosil kafatasını traverten mermer ocağında bulan Pamukkale öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Cihat Alçiçek, ülkemizde araştırma yapmak için hiçbir kaynak sıkıntısı olmadığını ama bu kaynağı kullanacak, araziye çıkacak genç araştırmacı eksikliği bulunduğunu söyledi. Kafatası parçasını nasıl bulduğunu anlatan Prof. Dr. Mehmet Cihat Alçiçek, başka bir çalışmayla ilgili arazide bulunduğu dönemde mermer ocağına sık sık gittiğini, işçilerle konuşmaları sırasında işçilerin, zaman zaman bazı canlılara ait kalıntılar çıktığını söylediğini, bu kalıntılar arasında insana ait kafatası parçasını tespit ettiğini kaydetti. Bulunan kafatası ile Avrupalıların Anadolu dan göç ettiği tezinin doğrulandığını belirten Prof. Dr. Mehmet Cihat Alçiçek, bu ocakların işletilmesi gerektiğini, aksi durumda taşların arasında olan bu kalıntıların bulunamayacağını söyledi. Avrupa daki Fosillerle Benzerliği Var Marsilya nde görevli Dr. Amelie Vialet de bulunan kafatasının genç bir yetişkine ait olduğunu belirterek, Denizli fosili, Afrika ve Avrupa da bulunan fosillerin tam ortasında bulunuyor. Afrika dakilerle benzerliği var ama tam değil. Avrupa da bulunan fosiller çok iyi durumda olmadığı için tam bir bağlantı kurmak zor ama bir sürü benzerlik var. Asya daki fosillerden çok farklı. Kafa bütün olmadığı için sonuçlar biraz sınırlı oldu. Yaşadığı Mağarayı da Arıyoruz Ü niversitemiz DTCF Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Kadriye Özçelik, kafatası bulunan Homo Erectus a ait kalıntıların gerçekten dünyanın sayılı buluntularından birini oluşturduğunu, fosille birlikte o insanın yaşadığı, yaşam alanı olabilecek mekanlara da rastladıklarını belirterek, Bu mekanlarda, o insanlara ait yontmataş aletlere rastladık. Bunları envanterleyip Denizli Müzesi ne teslim ettik. adına araştırmalarımıza devam edeceğiz. Şimdiki hedefimiz de bu insanların yaşadığı bir mağarayı tespit etmek dedi. Bulunan fosiller çok az. Demek ki daha fazla işimiz var dedi. Dr. Gaspard Guipert ise fosilin bilgisayar ortamına aktarılarak anatomik yapısının çıkarıldığını belirtti. Günümüz insanından farklılıklarını açıkladı. Paris teki Prehistorya ve İnsan Paleontolojisi Enstitüsü nün Direktörü Prof. Dr. Henry de Lumley de fosilin bulunduğu jeolojik tabakaların özelliklerini anlattı. Türkiye ve Fransa arasında multidisipliner bir çalışma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Henry de Lumley, travertenler çok sert olduğu için mutlaka kesilerek içindekilerin görülmesi gerektiğini kaydetti. Fosilin Öyküsü, Taş Ocağında Başladı F osilin öyküsü, 2012 yılında Denizli havzası travertenlerinin kesimi sırasında bir işçi tarafından taş bloklarının arasında bir kafatası parçasının farkedilmesiyle başladı. Pamukkale Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Cihat Alçiçek in fabrikaya yaptığı ziyaret sırasında insana ait olan bu kafatası parçasını farketmesi ile bilim dünyasına kazandırıldı. Anadolu iskan tarihinin anlaşılması açısından son derece büyük bir öneme sahip olan ve rastlantısal olarak gün ışığına çıkmış olan bu ender buluntu, ve Henry de Lumley in direktörlüğünü yaptığı Paris teki Prehistorya ve İnsan Paleontolojisi Enstitüsü nün işbirliğiyle Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde 2008 yılında açılan Anadolu nun İlk İnsanları Sergisi kapsamında ilk kez halka tanıtıldı. Denizli fosil insanı, TÜBİTAK ve CNRS (Centre National de la Recherche Scientifique) desteği ile Aix-Marseille bünyesindeki CEREGE (Centre Européen de Recherche et d Enseignement des Géosciences de I Environnement) in çalışmaları sonrası 2014 yılında gündemde hak ettiği yere oturdu. CEREGE laboratuvarlarında paleomanyetizma ve kozmik radyasyon yöntemleri ile fosilin yaşı 1.2 milyon yıl olarak saptandı, anatomik ve kesin yaş bulguları ile Anadolu da bilinen en eski taş devri insanı belgelendi yılında Üniversitemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Kadriye Özçelik başkanlığında yapılan arkeolojik yüzey çalışmalarında fosil insanın üretip kullandığı düşünülen yontmataş aletlere rastlandı, bu insanların konaklama yeri olabilecek alanlar saptandı. Çalışmaların ilerleyen aşamalarında Denizli insanının yaşamış olabileceği bir mağara yerleşiminin saptanması hedefler arasında. 3

4 Öğrenci Konseyi Başkanı Furkan Çırak, her gencin daha ilköğretime başlamadan Çanakkale yi görmesi gerektiğini söyledi. Çanakkale Deniz Zaferini Çanakkale de Kutladık 4

5 ETKİNLİKLER Birinci Dünya Savaşı nda Boğazları kontrol altına alarak Osmanlı Devletini saf dışı bırakmak için dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük donanmayla Çanakkale Boğazı na saldıran İngiliz ve Fransızları yenilgiye uğratarak büyük bir zafer kazanan kahraman şehit ve gazilerimiz, zaferin 100. yılında öğrencileri tarafından Çanakkale Şehitleri Anıtı nda düzenlenen törenle anıldı. Öğrenci Konseyi ve Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın organize ettiği yaklaşık 500 öğrenci, Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş, Rektör Yardımcıları, dekanlar ve yüksekokul müdürleri ile öğretim üyelerinin öncülüğünde Mart 2015 tarihleri arasında Gelibolu yarımadasını ziyaret etti. Ziyarette, Çanakkale Savaşı nın en yoğun yaşandığı cepheler, Türk, Anzak, İngiliz ve Fransız anıtları, şehitlikler, siperler, tabyalar, Atatürk ün görev yaptığı bölgeler gezildi. Öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimiz, Çanakkale Şehitleri Anıtı nın önünde de şehitler için saygı duruşunda bulundular ve İstiklal Marşı nı okudular. Duygusal anların yaşandığı anma törenini değerlendiren Öğrenci Konseyi Başkanı Furkan Çırak, her gencin daha ilköğretime başlamadan Çanakkale yi görmesi gerektiğini söyledi. Furkan Çırak, Atalarımızın bize bıraktığı bu güzel ülkeye gençlerin kalemle sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Hepsine Allah tan rahmet diliyorum. Bugün bir kez daha bu yoğun duyguları yaşadık. Eminim ki her Üniversiteli öğrenci, geçmişimizden aldığı bu kuvvetli bağ ile, bugünden sonra ülkemiz için daha emin adımlar atacaktır. Rektörümüz ve hocalarımızın burada bizimle birlikte olması da bizleri çok mutlu etti dedi. Ziyaretle ilgili görüşlerini açıklayan diğer öğrenciler de Çanakkale Savaşı yla ilgili kitaplarda okudukları anıların yaşandığı mekanları görmenin son derece yararlı olduğunu ve ayrıca, Üniversitemizin diğer fakülte ve yüksekokullarından gelen öğrencilerle tanışma fırsatını yakaladıklarını söylediler. Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş de kendisinin Rektör Yardımcısı olduğu 2004 yılında 1500 öğrenciyle Çanakkale yi ziyaret ettiklerini hatırlatarak, Burada muazzam bir cesaret, kararlılık, inanç, yüksek ruh, ölümü göze alan bir anlayış var. Burası empati yapma bağlamında çok önemli bir mekan dedi. Çanakkale Savaşı nda Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Arabıyla, Arnavutuyla ve Ermenisiyle işgalcilere karşı topyekün bir savaş verildiğini belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Burada tek bir şey vardı yurtseverlik. Vatan sevgisi ve özgürlük. Hiçbir ayrımcılık yoktu. Birlik ve beraberlik ruhunu mezar taşlarında gördük. Kuzeyinden, güneyinden, doğusundan, batısından herkes vardı orada. Birlik, beraberlik ruhuyla, şanla, şerefle, kanla, canla zaferi kazandılar ve bize bıraktılar. Bu nedenle, birliği, beraberliği asla ihmal etmemek gerekiyor. Değişik bölgelerden, değişik kökenlerden olabiliriz, hiç önemi yok. Önemli olan bu vatanı korumak, özgür kılmak, cumhuriyeti ve demokrasiyi sonsuza kadar yaşatabilmektir. Burada yaşamını yitirenleri, gazileri ve Atatürk ü şükran ve minnetle anıyorum. Yaşamda olmayan herkese rahmet diliyorum. Onlar o gün o mücadeleyi vermeseydi bizler bugün burada bu özgürlük içinde olamazdık dedi. Öğrenciliği yıllarında da Çanakkale Savaşlarının geçtiği bölgelere geldiğini, o günden bu güne, tarihe sahip çıkma konusundaki bilincin arttığını gördüğünü belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, organizasyonu sorunsuz gerçekleştiren Öğrenci Konseyi ne gayretleri nedeniyle teşekkür etti. 5

6 69. Yıl Çınarları ile Çanakkale Şehitlerini Andık Çanakkale Zaferi ni kutlamak ve şehitleri anmak için 18 Mart 2015 tarihinde Rektörlük 100. Yıl Salonu nda 100. Yılında Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü düzenlendi. Törende, Çınarları Ödül Töreni de gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Çanakkale Zaferi nin anlamı üzerine bir konuşma yaptı. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Temuçin Faik Ertan da Çanakkale Zaferi Üzerine Bir Değerlendirme başlıklı konuşmasında, Çanakkale de savaş sürerken Türk ordularının aynı zamanda Sarıkamış, Kanal ve Suriye cephesi gibi çok çeşitli cephelerde de savaşmak zorunda kaldığını söyledi. Çanakkale zaferini tümüyle Mustafa Kemal üzerine inşa etmenin tarihçilik ve Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin sunduğu Çanakkale Zaferi Oratoryosu duygu seli yarattı. akademik bilgi açısından doğru olmadığını ama Mustafa Kemal siz Çanakkale yi anlatmanın mümkün olamayacağını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Üniversitemiz Diş Hekimliği Fakültesi, Şiir ve Sanat Topluluğu Çanakkale Zaferi Oratoryosu nu sahneledi. Şehit olan bir erin annesine yazdığı mektubun canlandırıldığı sahne izleyicileri oldukça duygulandırdı. Çınarlarımız Ödüllerini Aldı Törenin sonunda da Üniversitemizde uzun yıllar çalışarak emekli olmuş, 80 yaşın üzerindeki akademisyenlere Çınarı ödülü verildi. Bu yıl ödül verilenler arasında önceki dönem rektörlerimiz Prof. Dr. Günal Akbay ile Prof. Dr. Necdet Serin ve eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de bulunuyor. Üniversitemizde bu yıl Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nden Prof. Dr. Aydoğan Köksal, Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Sevim Tekeli; Eğitim Bilimleri Fakültesi nden Prof. Dr. Süleyman Ç. Özoğlu, Prof. Dr. Mahmut Adem; Fen Fakültesi nden Prof. Dr. Necla Gündüz, Prof. Dr. Şükran Gümüş; Hukuk Fakültesi nden Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Prof. Dr. Turgut Kalpsüz, Prof. Dr. Ülker Gürkan, Prof. Dr. Fikret Eren; İlahiyat Fakültesi nden Prof. Dr. Beyza Bilgin, Doç. Dr. Esat Kılıçer; İletişim Fakültesi nden Prof. Dr. Oğuz Onaran; Siyasal Bilgiler Fakültesi nden Prof. Dr. Necdet Serin; Tıp Fakültesi nden Prof. Dr. Sabahat Kaymakçalan, Prof. Dr. Turhan Akyol, Prof. Dr. Alim Uzunalimoğlu; Veteriner Fakültesi nden Prof. Dr. Ergün Özalp, Prof. Dr. Öztürk Tekeli, Prof. Dr. Erdoğan Samsar; Ziraat Fakültesi nden Prof. Dr. Doğan Atay ve Prof. Dr. Günal Akbay a Çınarı ödülü verildi. 6

7 ANMA TÖRENİ-ETKİNLİKLER Bilimsel çalışmaların yanı sıra geleneğine ve kültürüne sahip çıkmayı her zaman bilen, büyük bir vefa örneği göstererek yine bir ilke imza attı. Mart 2015 ten itibaren artık her ay emekli bir öğretim üyemiz, istediği konuda konferans verecek. Konferans dizisinin ilk konuğu Prof. Dr. Şerafettin Turan oldu. Rektörlük 100. Yıl Salonu nda 10 Mart 2015 tarihinde gerçekleşen buluşmada Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş, Üniversitemiz yöneticileri, öğretim elemanları ve öğrenciler hazır bulundu. Burada konuşan Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş, bir ilke daha imza atarak vefa ve değerbilirlik örneğiyle aylık konuşmalar düzenleyecek. Her ay emekli bir öğretim üyesi hocamız, kendi seçtiği konuda bir konferans verecek dedi. Genel Destek Üniversitemizin Duayen Öğretim Üyelerinin Vermeye Başladığı Konferanslar Dizisinin İlk Konuğu Prof. Dr. Şerafettin Turan Oldu Söz ve Göz Ustalarından Örnek Dersler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Adabağ da bu tür etkinliklerin üniversiteler için çok önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Necdet Adabağ, Yapacağımız her türlü kültürel ve sanatsal etkinlik, üniversiteye kamunun ve toplumun kapılarını açacaktır. Konferansları verecek hocalarımız birer usta. Usta olan kişi çırağının elinden tutan kişidir, çırağına el verendir. Usta olan kişi söz ustasıdır, yazı ustasıdır, göz ustasıdır (süpervisor). Arkalarında büyük bir deneyim var, arkalarında büyük bir ustalık saklı dedi. Türk Aydınlanması konulu konferansı sunan, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nin önceki dekanlarından ve Türk Dil Kurumu nun önceki başkanlarından Prof. Dr. Şerafettin Turan, aydınlanmanın, insanın, başkasının aklına gerek kalmadan kendi aklıyla olup bitenleri, toplumsal ilişkileri, olası gelişmeleri yakından izleyerek bilgi edinmesi olduğunu, aklı kullanmadan bir yere varmaya olanak olmadığını söyledi. Bilgi edinmenin ve bilgiyi kullanılır hale getirmenin, aydınlanmanın birinci koşulu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Prof. Dr. Şerafettin Turan Şerafettin Turan, Bilgiyi kullanamıyorsanız, bilgiyi günlük hayata uygulayamıyorsanız edinilen bilgiler kafa karıştırmaktan başka bir şey ifade etmez dedi. Türkiye de aydınlanmanın, ilerleyen toplumlara karşı her alanda geri kalındığı anlaşılınca 18. yüzyıl sonunda başladığını anlatan Prof. Dr. Şerafettin Turan, Asıl Türk aydınlanması Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Atatürk devrimleri bir aydınlanma dönemidir. Çünkü toplumun her alanında ve yaşamın her kesimini içeren bir bütünlük gösterir dedi. Üniversitemize İki Ödül Üniversitemiz, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Erasmus hareketlilik etkinliklerinde iyi uygulama örneği olarak öne çıkması nedeniyle E-Kalite ödülleri ile ödüllendirildi. Personel Eğitim Alma Etkinliği Kapsamında Erasmus Kalite Belgesi ödül törenine, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu 1. Müsteşarı François Begeot ve Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı Mesut Kamiloğlu katıldı. Ödülü, Üniversitemiz adına Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Sibel Ayşıl Özkan aldı. AB Eğitim Programları Koordinatörlüğü danışmanlığında etkinlik gösteren ESN Topluluğumuz da Güz Döneminde en çok sosyal proje gerçekleştiren şube olması nedeniyle ödüllendirildi. 7

8 Tıp 70. Yaşında 30, 35, 40 Yıllık Hocalar ile Tıp ın Köklerine Plaket Verildi Üniversitemiz Tıp Fakültesi nin kuruluşunun 70. yılı dolayısıyla 11 Mart 2015 tarihinde Tıp Kökleri ve Meslekte 30, 35, 40 ıncı yılını tamamlayan öğretim üyeleri için plaket töreni düzenlendi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, Tıp Fakültesi ne yıllarını vererek yüzlerce öğrenci yetiştiren hocalarla bir arada olmaktan büyük onur duyduğunu belirterek, Tıp Fakültesi nin kurumsal olarak bizim için ne kadar değerli olduğunu yeniden anımsamak anlamında çok değerli bir tören ve çok önemsiyoruz dedi. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Bahattin Güzel de akademik yaşamları boyunca yaptıkları bilimsel çalışmalar ve yetiştirdikleri öğrencilerle, Üniversitemize kattıkları değerler nedeniyle hocalarımıza minnet duygumuzu göstermek için bu törenin düzenlendiğini söyledi. Prof. Dr. Bahattin Güzel, Sayın hocalarımız, sizin emekleriniz, sizin alınteriniz, sizin fedakarlıklarınız sayesinde biz buralardayız. Sizler sadece Tıp ın değil nin köklerisiniz. Bizler biliyoruz ki bir ağacı uzun yıllar ayakta tutan köklerinin gücü ve büyüklüğüdür. Dolayısıyla siz büyüklerimiz olduğu müddetçe bizler de geleceğe daha aydınlık bakabilmekteyiz. Tıp gücünü buradaki öğretim üyelerinden almaktadır. Sizin büyüklüğünüz üniversitemizin geleceğinin teminatıdır dedi. Hekimlere ve Halka Yönelik 5. Beyin Farkındalık Haftası Üniversitemiz Beyin Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi nin geleneksel olarak bu yıl beşincisini gerçekleştirdiği Beyin Farkındalık Haftası Etkinlikleri kapsamında 20 Mart 2015 tarihinde vatandaşlara ve bilim insanlarına yönelik çok sayıda konferans düzenlendi. Açılışı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bahattin Güzel tarafından yapılan etkinlikler kapsamında hekim ve akademisyenlere yönelik olarak Prof. Dr. Erhan Nalçacı tarafından Otomatik Hareket, Davranış, Duygu ve Düşünceler, Prof. Dr. Okan Doğu tarafından Parkinson Hastalığının Tedavisinde 8

9 TÖREN-ETKİNLİKLER AÜTF HOT 70. Yıllık Fakültenin 30 Yıllık Gururu 1985 yılında tıp fakültesi öğrencileri Dr. Birhan Altay ve Dr. Hakan Fidan öncülüğünde kurulan Tıp Fakültesi Halk Oyunları Topluluğu (AÜTF HOT) 30. yılını kutluyor. Topluluk, Türkiye ve dünyada eğitmen ve dansçılarının tamamı tıp fakültesi öğrencilerinden oluşan ilk ve en köklü halk oyunları topluluğu olma özelliğini taşıyor. Kuruluşundan bugüne kadar geçen 30 yılda, en önemli kültürel değerlerden biri olan halk oyunlarımızı korumayı, hatırlatmayı ve yaşatmayı kendine görev edinen Topluluk, Yaşayan Halk Oyunlarımız gösterilerinde, sahip olduğumuz kültürel zenginlikleri 26 yıldır seyircisiyle buluşturuyor. Yaşayan Halk Oyunlarımız gösterilerinde Artvin, Adana, Burdur, Dinar, Hakkari, Kırklareli, Silifke, Trabzon, Zeybek ve Adıyaman yörelerinin yanı sıra, Aşuk-Maşuk, Semah ve Halk Müziği gibi kültürel zenginliklerimiz de sergileniyor. Topluluk yıllardır yurtiçi ve yurtdışında birçok etkinlikte yer aldı. Yurt içinde 1987 yılında da Bölge birinciliği ve ardından gelen Türkiye ikinciliği ile başlayan dereceler; Samsun, Amasya, İzmir, Marmaris, Eskişehir, Kıbrıs, Denizli, Elazığ, Diyarbakır gibi birçok il ve ilçede yapılan yarışmalarda alınan derecelerle devam etti yılında Polonya da Dünya birinciliği ve 2006 yılında İtalya da Kültürünü En İyi Tanıtan Ekip unvanını aldı. Son dönemde katıldığı Romanya (2013) ve Makedonya daki (2014) uluslararası festivallerde ülkemizi temsil eden Topluluk, 30 yıla 24 ödül, 47 gösteri sığdırdı. Topluluk 30 uncu yılını, 15 Nisan 2015 te Yaşayan Halk Oyunlarımız ve 18 Nisan 2015 te de 30. Yıl AÜTF HOT Özel Gösterisi ile kutlayacak. Topluluk ile ilgili bilgilere autfhot.medicine.ankara. edu.tr/ adresinden ve Facebook daki Tıp Fakültesi Halk Oyunları Topluluğu (AÜTF HOT) sayfasından ulaşılabilir. Gösterileri izlemek için Nisan ayı içerisinde internet adresinden ulaşarak ya da gmail.com ve windowslive.com a mail atarak bilet alınabilir. Gelecekteki Olasılıklar, Prof. Dr. Bülent Elibol tarafından Patolojik Kumar Oynama, Patolojik Alışveriş, Hiperseksüalite ve Bazal Çekirdekler başlıklı konferanslar; halka yönelik olarak da Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer tarafından Parkinson Hastalığı Derneği: Yalnız değilsiniz!, Prof. Dr. Serhat Özkan tarafından Parkinson Hastalığının Belirtileri, Prof. Dr. M. Cenk Akbostancı tarafından Parkinson Hastalığının Tedavisi, İlaçlar, Pompalar, Beyin Pili konularında konferanslar sunuldu. Beyin Cerrahisinin 50. Yılı Kutlandı Üniversitemiz Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü, kuruluşunun 50. yılını kutladı. Türk beyin cerrahi camiasının kesintisiz en uzun toplantısı olan Prof. Dr. Nurhan Avman toplantılarının bu yılki konuğu ünlü Alman beyin cerrahı Prof. Bernhard Meyer di. Almanya bilimsel akademi üyesi olan konuk, dört konuşma yaptı. Bilimsel toplantının ardından düzenlenen akşam yemeğinde Tıp Beyin Cerrahisi üyeleri, kuruluşlarının 50. yılını kutladı yılında Prof. Dr. Nurhan Avman önderliğinde kurulan klinik, yetiştirdiği 100 den fazla uzman ve onlarca akademisyen ile Türk tıbbına hizmet ediyor. 9

10 10 Hukuk Öğrencilerimiz Ülkemizi ABD de Temsil Edecek Uluslararası Hukuk Öğrencileri Birliği (ILSA) tarafından 56 ncısı düzenlenecek olan Philip C. Jessup Uluslararası Hukuk Kurgusal Duruşma Yarışması nın 6-7 Mart 2015 te İstanbul nin ev sahipliğinde yapılan Türkiye elemelerinde Hukuk Fakültesi birinci oldu. Yarışma kurallarına göre, ABD de gerçekleştirilecek yarışmaya Türkiye yi temsilen tek bir takım katılabiliyor. Bu doğrultuda yapılan eleme turlarında Hukuk Fakültesi ve KKTC nin önde gelen üniversitelerinden Girne Amerikan (GAÜ) Hukuk Fakültesi, 2 Mart 2015 tarihinde birlikte Deniz ve Enerji Hukuku Sempozyumu düzenledi. GAÜ Girne Yerleşkesi Millenium Senato Kongre Salonu nda gerçekleştirilen sempozyuma KKTC Milletvekili Doç. Dr. Tufan Erhürman, GAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Sadık Ülker, Üniversitemiz Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Oğuz, Enerji Düzenleyicileri Bölgesel Birliği Başkanı Alparslan Bayraktar, KKTC Anayasa Eski Başkanı Taner Enginel, Prof. Dr. Hakan Karan, Doğu Akdeniz Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Turhan, Doç. Dr. Cavid Abdullahzade, Doç Dr. İsmail Demir, akademisyenler ve tam puan alarak yarı finale çıkan takımı, yarı finalde Koç ni ve finalde Galatasaray ni yenerek şampiyon oldu. ABD Washington D.C. de 5-11 Nisan 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan finallerde ülkemizi ve Üniversitemizi, Hukuk Fakültemiz öğrencileri Selvi Naz Topaloğlu, Fatma Betül Bodur, Çağlagül Koz, Halil Ahmet Yüce, Alihan Sağır ın üyesi bulunduğu takım temsil edecek. Üniversitemizden KKTC de, Deniz ve Enerji Hukuku Sempozyumu öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılış konuşmalarını GAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Sadık Ülker ve Üniversitemiz Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Oğuz gerçekleştirdi. GAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Sadık Ülker, GAÜ nün 1985 yılında kurulduğunu ve KKTC nin ilk üniversitesi olduğunu belirterek, bugün 8 fakülte, 5 yüksekokul ve 2 enstitüsü bulunduğunu ve 96 ülkeden 13 bin öğrencisi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sadık Ülker, yaptıkları çalışmalar ile sadece Kıbrıs ın değil, tüm bölgenin dikkatini üzerlerine çektiklerini belirtti. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Oğuz da sempozyumun konusu olan Deniz ve Enerji Hukuku konularında hukuki sorunların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Prof. Dr. Arzu Oğuz, deniz hukukunun ilk olarak deniz taşımacılığı ve ticareti üzerine, daha sonra ise denizlerdeki doğal kaynakların kullanılması ve işletilmesi konusunda başladığını söyledi. Sempozyumda, Uluslararası Hukuk Bağlamında Kıbrıs ta Münhasır Ekonomik Bölge ve Yeraltı Zenginlikleri Sorunu, Dünya Enerji Görünümünde Türkiye ve Doğu Akdeniz in Rolü, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa sı ile 1985 KKTC Anayasası Işığında Kıbrıs ta Hidrokarbon Konusunun İrdelenmesi, Doğalgaz Ekseninde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Mısır İlişkileri, Özele Duyarlı Deniz Alanları, Doğu Akdeniz de Enerji Stratejileri ve Deniz Alanlarının Sınırlandırılması, Milletlerarası Hukukta Kıyı Ötesi Tesislerince Yürütülen Petrol Araştırma ve İşletme Faaliyetlerinden Kaynaklanan Sınır Ötesi Kirlenme Zararlarına İlişkin Sorumluluk ve Tazminat Sorunları konu başlıklarında gerçekleştirildi.

11 ETKİNLİKLER Web Televizyonu Yayında WEB Televizyonu, adresinden test yayınına başladı. Üniversitemizin değerlerini, birikimlerini ve bünyesinde gerçekleştirilen bilimsel, kültürel ve sosyal alanlardaki etkinlikleri tüm akademik ve idari personeline, öğrencilerine iletmeyi amaçlayan WEB Televizyonu aynı zamanda nin topluma açılan, toplumu bilgilendiren bir penceresi olacak. WEB Televizyonu yayınlarının, Üniversitemiz bilgi birikiminin arşivlenmesini sağlayacak dijital bir bilgi havuzu yaratması da amaçlanıyor. Üniversite içindeki bilgi dolaşımını hızlandıracak ve bilgiye erişimi kolaylaştıracak WEB Televizyonu yayınları, önceden hazırlanmış görsel-işitsel içeriklerle yapılacak ve bunun yanı sıra canlı yayın olanakları da kullanılabilecek. Web Televizyonunda yedi kanal bulunuyor. Bunlar; Üniversitemizden, Kültür-Sanat, Bilim ve Teknoloji, Etkinlikler, Fakültelerden, Topluluklar ve Öğrenci Ürünleri. Eczacılık Fakültesi Akredite Oldu Akreditasyon için Ulusal Eczacılık Eğitimi Akreditasyon Kurulu na (ECZAK) başvuran Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi, gerçekleştirilen değerlendirme ziyaretleri sonucunda başarılı bulunarak altı yıllık süre ile Tam Akreditasyon almaya hak kazandı. Hasta Bilgilendirme Yarışması Üniversitemiz Eczacılık Fakültesi Mesleki Gelişim ve İletişim Topluluğu nun organizatörlüğünde düzenlenen 16. Hasta Bilgilendirme Yarışması, 5 Mart 2015 tarihinde sekiz yarışmacının katılımıyla Bayer Salonu nda gerçekleştirildi. Yarışma gösterimi ve ödül töreni ise 19 Mart 2015 tarihinde 50. Yıl Salonu nda yapıldı. Yarışmayı kazanan 5. Sınıf öğrencisi Zeynep Akbay, Eczacı Odası Gençlik Komisyonu tarafından organize edilen 12. Ulusal Hasta Bilgilendirme Yarışması nda Üniversitemizi temsil edecek. Nallıhan da Toprak Bilim Okulu Projesi: Çocuklara Toprağı Anlatıyoruz Ziraat Fakültesi Toprak Bilim Okulu, Kalkınma Ajansı nın Doğrudan Faaliyet Desteği ile Nallıhan İlçesindeki ilkokullarla buluşuyor. Nallıhan-Fatih İlkokulu nda yürütülen proje kapsamında, ilçedeki tüm ilkokulların katılımıyla, sekizinci sınıf öğrencilerine yönelik olarak 26 Şubat - 07 Mayıs 2015 tarihleri arasında toplam üç ay süre ile her perşembe günü toprağın önemiyle ilgili çalışmalar gerçekleştirilecek. 11

12 Bilim ve Toplum Çalışmaları nda Tezsiz Yüksek Lisans Olanağı Üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü nde yeni açılan Bilim ve Toplum Çalışmaları Anabilim Dalı nın, Bilim ve Toplum Çalışmaları İkinci Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı, Eğitim-Öğretim yılı güz döneminde eğitimine başlıyor. Program, Ülkemizin, bir taraftan bilim ve teknoloji üretiminde takipçi olmaktan çıkarak üretici konuma geçebilmesi için geliştirilecek ulusal bilim ve teknoloji politikalarını bilimsel temellere dayandırmak ve bu alanda eğitim almış uzmanlara duyacağı ihtiyacı karşılamak ve diğer taraftan da bilim kültürünün toplumun her katmanında yayılmasını sağlamak amacıyla kuruldu. Üniversitelerde ve teknokentlerde yürütülen bilim ve teknoloji etkinliklerinin, sanayiyle, toplumla ve hukukla olan ilişkilerini koordine edecek uzmanların yetiştirilmesi programın hedefleri arasında. Programın yetiştirdiği uzmanlar, bilim ve teknoloji üzerine dünya genelinde sürdürülen önemli tartışmaları kavrayıp takip edebilecek ve ilgili kurumlarda edindikleri bilgileri uygulamaya geçirebilecek düzeye gelecek. Üniversitelerin dört yıllık lisans programından mezun olmuş herkese açık olan bu programla, sosyal bilimler, doğa bilimleri ve uygulamalı bilimler gibi farklı bilimsel alanlar arasında işbirliği de sağlanabilecek. Program kapsamında Modern Bilimin Doğuşu, Bilim Kültürü, Cumhuriyet Dönemi nde Bilim ve Teknoloji, Bilime Yeni Bakışlar ve Tekno-Bilim, Bilim ve Teknoloji Politikaları Tarihi ve Uygulamaları, Bilim Sosyolojisi, Çevre ve İnsan, İktisat, Tarih ve Teknoloji, Akademik Metinler, Bilim Etiği, Bilim İletişimi ve Gazeteciliği dersleri verilecek ve öğrencilerin bitirme projesi hazırlaması istenecek. Yunan Kültür Günü Düzenledik ve Yunanistan Büyükelçiliği nin yaptığı işbirliğiyle 17 Mart 2015 tarihinde Üniversitemiz ATAUM Salonu nda Yunan Kültür Günü düzenlendi. Yunan Kültür Günü ne, İstanbul doğumlu polisiye roman yazarı Petros Markaris davetli olarak katılarak Ekonomik Kriz ve Polisiye Roman konulu bir konuşma yaptı. Profesyonel futbol yaşamını ülkemizde sürdüren Yunan Milli Futbol Takımı oyuncusu Theofanis Gekas da öğrencilerle söyleşti. Yunanistan Büyükelçisi Kyriakos Loukakis ve ATAUM Müdürü Prof. Dr. Çağrı Erhan ın yaptığı açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte ayrıca, Doç. Dr. Erdem Denk in moderatörlüğünde, Dr. Christos Teazis, Dr. Athina Gkouti ve Dr. George S. Polymeris in katılımıyla Yunanlıların Gözünden Türkiye başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Etkinlikte, geleneksel Ege mutfağından örnekler konuklara sunulurken, Türk ve Yunanlı öğrenciler de Erasmus programıyla ilgili deneyimlerini paylaştı. 12

13 EĞİTİM-SOSYAL SORUMLULUK Hayata El Ver Projesi TBMM de Sağlık Bakanlığı nın himayesinde ve Resüsitasyon Derneği nin katkılarıyla Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği tarafından yürütülen, Kalp Durmasında İlk ve Doğru Müdahale temalı Hayata El Ver başlıklı sosyal sorumluluk projesi 4 Mart 2015 tarihinde TBMM de tanıtıldı. Yaklaşık iki yıl sürecek proje kapsamında, ani kalp durmasıyla ilgili toplumsal farkındalığın arttırılmasına ve bilinç oluşturulmasına yönelik etkinlikler yapılıyor. Etkinliğin tanıtımında konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş, olarak sosyal sorumluluk ve farkındalık yaratmaya dönük etkinliklere çok önem verdiklerini ve bunları olanaklar ölçüsünde desteklediklerini belirtti. Hayata El Ver Projesi nin havaalanları, okullar, spor salonları, üniversiteler ve alışveriş merkezleri gibi çok değişik alanlarda gerçekleştirileceğini belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Çocuklardan, genç ve yaşlılara, kadınlara, erkeklere herkesi kapsayan, herkesi içine alabilecek bir proje. Eğiticilerin eğitimi gerçekleştirilecek, halka dönük eğitimler yapılacak. Basit müdahalelerle bir insanın yaşamını kurtardığınız zaman hepsine değer, o mutluluk da hepimize yeter dedi. TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu da sosyal sorumluluk projelerine ellerinden gelen desteği verme çabası içinde olduklarını söyledi. Avrupa Resüsitasyon Konseyi Üyesi ve Resüsitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Agâh Çertuğ da projenin başlangıcından beri yapılan çalışmaları anlattı. Hayata El Ver Programı nın sadece ülkemizde uygulanan bir program olmadığını belirten Prof. Dr. Agâh Çertuğ, beyin hücrelerinin oksijensizliğe 3-5 dakika dayanabildiğini, bu nedenle kalp durması geçiren kişilerde ilk 3-5 dakika içinde müdahale edilirse, beynin korunmasının söz konusu olduğunu kaydetti. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Doğan Ünal da erken resüsitasyon yapılabilirse, hastanın hayatta kalma oranının yüzde 8 e kadar çıkabildiğini, insanlar kısa bir eğitimle bunu yapmayı öğrenebilirse, sağ kalma oranlarının artacağını kaydetti. Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ömer Tontuş da ülkemizde sağlık okuryazarlığının normal okuryazarlıkla kıyaslandığında ilkokul 4 düzeyinde olduğunu söyledi. Projeyi yürüten Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı ve öğretim üyesi Prof. Dr. Neslihan Alkış. Araştırma ve Yenilikte Örgüt Kültürünü Dönüştürmek Projesi Genovate e Gelecek Yıl Ev Sahipliği Yapacağız nin ortak olduğu Genovate: Akademide Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Örgüt Kültürünü Dönüştürmek AB FP7 Projesi nin yıllık çalışma toplantısı Mart 2015 tarihlerinde İrlanda da University College Cork ta yapıldı. Proje yöneticisi Prof. Dr. Çiler Dursun ve proje ekibinden Murat Çınar, gelecek yıl kapanış toplantısının nin ev sahipliğinde yapılacağını bildirdi. 13

14 Kuyumculuk Öğrencilerimiz Eserlerini Görücüye Çıkardı Beypazarı Meslek Yüksekokulu öğrencileri, Mart 2015 tarihleri arasında Rotaforte Fuarcılık tarafından İstanbul Fuar Merkezi nde (CNR) düzenlenen, İstanbul Jewellery Show - I 40. Uluslararası Mücevher, Takı, Gümüş, Saat ve Malzemeleri Fuarı na katıldı. Türkiye nin içinde bulunduğu bölgenin en prestijli uluslararası mücevher fuarı olan bu fuara Yüksekokulu temsilen Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Gülhan Güldür, Yüksekokul Sekreteri Zülfükar Portakal ve Öğr. Gör. Dr. M. Mustafa Güldür görevli olarak katıldı. Fuarda, Yüksekokulun Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Programı öğrencilerinin hazırlamış olduğu birbirinden renkli tasarımlar ve takılar yerini aldı. Fuar süresi boyunca sergilenen tasarım ve ürünlere ilgi gösteren birçok firma yetkilileri, çalışmaları çok beğendiklerini, mezun öğrencilere iş olanağı sağlayabileceklerini belirttiler. Ayrıca İstanbul da bulunan Kuyumculuk Teknolojisi bölümlerinin yer aldığı meslek liseleri ile görüşülerek yüksekokul tanıtımı yapıldı. Eğitim açısından son derece verimli geçen fuara, Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Programı 1. ve 2. sınıf öğrencileri de fuarın ikinci günü katıldı. Mücevherden, makine ve ekipmana kadar kuyumculuk sektörüne ait pek çok ürün yelpazesine sahip bu fuarda gelişmeleri ve son dönem takı trendlerini yakından izleme fırsatı bulan öğrenciler, firma yetkilileri ile görüşerek takı trendleri konusunda bilgiler aldılar. Ayrıca birçok makinede uygulama yapma fırsatı da buldular. BEMYO dan Kütüphanelere Destek Üniversitemiz Beypazarı Meslek Yüksekokulu akademisyenleri ve öğrencileri tarafından Mart ayında toplanan 1000 e yakın ilköğretim kitabı, Öğr. Gör. Dr. Özlem Çalık, Öğr. Gör. Ali Turan Bayram ve Öğrenci Temsilcisi Ramazan Kızılaslan ın desteğiyle, Mersin Tarsus Damlama Şehit Mehmet Akif Sönmez Ortaokulu na gönderildi. Kitap ihtiyacı olan okullara yardım edilmeye devam edilecek. 14

15 Geleceğin Bilgisayar Mühendisleri Üniversitemizdeki Kongrede Buluştu Bilgisayar mühendisleri arasındaki etkileşimi ve iletişimi arttırarak onların mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak, ülkenin bilişim alanındaki yönelimlerini belirlemek ve bu alanda gelişimine destek vermek amacıyla düzenlenen Bilgisayar Mühendisliği Öğrencileri Kongresi nin (BİLMÖK) 11 ncisi bu yıl Üniversitemizin ev sahipliğinde Mart 2015 tarihlerinde Tıp Fakültesi Morfoloji Binası nda gerçekleştirildi. BİLMÖK Organizasyon Komitesi Başkanı Yiğiter Yerliova, bu yılki toplantının Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri ve Computer Society tarafından düzenlendiğini, kongreye 1800 ü aşkın öğrencinin kayıt yaptırdığını, katılamayan öğrencilerin de canlı yayınlarla izleyebildiğini söyledi. Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. İman Askerbeyli ise öğrenci kongrelerinin önemine işaret etti ve öğrencileri lisans eğitiminin sonunda yüksek lisans yapmak üzere Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ne davet etti. ETKİNLİKLER Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emine Yağmur da Türkiye deki tüm bilgisayar mühendisliği öğrencilerinin bir araya gelmesinin ve farklı konuların, farklı fikirlerin ortaya atılmasının, bu fikirler sayesinde ilerde bir şirket sahibi olacak öğrencilerin ortaya çıkmasını sağlayabileceğini söyledi. Kongrenin, özellikle birbirini tanıma, farklı üniversitelerdeki öğrencilerin nasıl bir eğitim aldıklarını tartışma, ders içeriklerini öğrenmeye ve hatta eğitim sisteminde değişikliklere bile ön ayak olabileceğini kaydetti. Kongreyi Uluslararası Boyuta Taşıyın Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Kongrede PrimeFaces a Dair Her Şey, Oracle Akademi İşbirliği, Özgür Yazılım Hareketi ve GNU/ Linux İşletim Sistemi, Haydi CTF Oynayalım, Yapay Zeka, Doğal Zeka, Ortak Zeka, Kariyer Olarak Mobil Uygulama Geliştirme, Robotlarda Zekanın 3 Silahşörleri: Algı, Eylem ve Dil, Internet of Things, Siber Güvenlik, How to Become a Data Scientist, Modern Görüntü İşleme Teknikleri, Software Define Network, Java Sürümleri, Kariyer Gelişimi ve Java Championship, Akıllı Saat ve Bilgisayar Etkileşimi: Pebble- Remote, Big Data ve Siber Güvenlik, Gömülü Sistemler, Oyun Sektörü, Ağ Güvenliğine Genel Bakış, Doğrularıyla Yanlışlarıyla Bilgisayar Mühendisliği Eğitimi konularında bildiriler sunuldu. Prof. Dr. Ayhan Elmalı da kongrenin uluslararası boyuta taşınmasının önemine işaret etti. Prof. Dr. Ayhan Elmalı, Bu etkinliği en azından 2-3 yılda bir uluslararası olarak yapabilmek önemli. Buraya taşıdığınız zaman vizyonunuzun çok daha genişleyeceğini düşünüyorum. Bu meslek, en yenilikçi ürünlerin, şirketlerin çıktığı bir alan. Yenilikçi bir alan. Girişimciliğin en rahat yapılabileceği bir alan. Bu konuda son 10 yıldır ciddi destekler var. Bunları kullanın. İstedikten sonra herşeyi başarabilirsiniz dedi. 15

16 Cumhuriyetin Başkentinde 70 Yıllık Bir Başyapıt ANKARA ÜNİVERSİTESİ Türkiye Cumhuriyeti nin ilk üniversitesi olan gelecek yıl kuruluşunun 70. yılını kutlayacaktır. 70 yıllık bir saygın Yükseköğretim Kurumu olan nin kuruluşunun aslında Cumhuriyetimiz ile özdeşleştiğini görürüz. Tarihin tozlu sayfalarını aralayacak olursak Cumhuriyetin ilanından sadece iki yıl sonra kurulan Hukuk Mektebi tüm ihtişamı ile karşımıza çıkar. Bu okulun açılışına bizzat katılan ve anlamlı bir konuşma yapan Mustafa Kemal Atatürk Hukuk Mektebi nin kurulmasını Hukuk Devrimi nin başlangıcı olarak görmüştür. Açılış töreninde sözlerini şu cümle ile tamamlaması son derece anlamlıdır. Cumhuriyetin yaptırımı olacak olan bu büyük kurumun açılışında duyduğum mutluluğu hiçbir girişimde duymadım ve bunu açığa vurmakla ve belirtmekle hoşnutum. Bu mektep aynı zamanda genç Türkiye Cumhuriyeti nin ilk yükseköğretim Kurumu olarak kabul edilmektedir. Hukuk Mektebi daha sonraki yıllarda başta Prof. Dr. Ernst Hirch in hazırladığı Türk Ticaret Kanunu olmak üzere genç Türkiye Cumhuriyeti nin yasal temellerinin oluşturulmasında önemli görevler üstlenmiştir yılında İzmir de gerçekleştirilen 1. İktisat Kongresi nde alınan önemli kararlardan birinin altını çizmek gerekir. Çiftçi ve köylü kalkındırılacak. Siyasal Bilgiler Fakültesi nden saygın bilim adamı Prof. Dr. Bilsay KURUÇ un yorumuyla Cumhuriyet Rejimi nin kurulduğu anda en önemli hedefi köylüyü çiftçi yapmaktı. Üretimi meslek edinebilen, ne ürettiğini bilen, daha iyisini nasıl üretebileceğini düşünen, yaşamını artık buna göre yönlendiren ve böylece bir değişim içine giren insan tipi Cumhuriyet Rejimi nin özlemi olmuştu. İşte belirlenen bu hedefler doğrultusunda oluşturulan Yüksek Ziraat Enstitüsü, Cumhuriyeti mizin 10. Yılı kutlamalarının ertesinde 30 Ekim 1933 tarihinde hizmete girmiştir. Yurt dışından gelen saygın bilim adamlarıyla Prof. Dr. Semih Baskan Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi bu yükseköğretim kurumu Anadolu insanının modern tarım ve hayvancılık yöntemlerini öğrenmelerinde çok önemli görevler üstlenmişlerdir. Kuruluşu 1859 yılına dayanan ve ülkemizin 19. Yüzyıldan itibaren batılılaşma çabalarına destek olmak amacıyla kurulan Mülkiye Mektebi de nin temel taşlarından birini oluşturmuştur eğitim-öğretim yılı başından itibaren Mustafa Kemal Atatürk ün direktifleriyle ya taşınan Mülkiye Mektebi eğitimini burada sürdürmüş. nin kuruluşundan sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi ismini alarak onun çatısı altına girmiştir. Devletin tüm kademelerinde nitelikli ve cumhuriyetimizin temel değerlerine bağlı mezunlar yetiştirmeyi amaç edinen Siyasal Bilgiler Fakültesi bu özelliği ile saygınlığını koruyan bir yükseköğretim kurumumuz olarak bilinmektedir. Adını bizzat Mustafa Kemal Atatürk ün verdiği Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ni önerirken çağdaşlaşma yönünde çabalar harcayan ülkemizde hem ulusal bilincin gelişmesini hem de özgür düşünceye sahip bireylerin yetişmesini, Türk dilinin, tarihinin ve kültürünün derinliğine araştırılmasının bu yeni fakültenin en baştaki amaçları olmaları gerektiğini vurguluyordu. İşte bu fakülte kurulduğu 1935 yılından itibaren zengin tarihimize kaynaklık eden Sümerce ve Hititçe de, Latince ve Yunanca da, bunların yanı sıra modern dillerin ve Coğrafya, Sosyoloji, Antropoloji, Felsefe, Psikoloji gibi farklı disiplinlerde yetiştirdiği sayısız bilim insanları ve mezunlarıyla en saygın yükseköğretim kurumlarından biri olarak çatısı altında görevini başarıyla sürdürmeye devam 16

17 AİDİYET etmektedir. Bir başka deyişle Sıhhiye deki o görkemli binasının anlına yerleştirilen Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir sözünü kanıtlamaya çalışmaktadır. 8 Kasım 1943 tarihinde hizmete açılan Fen Fakültesinin açılış töreninde Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel şunları söylüyordu: Cumhuriyetin 21. Yılını yaşamaya başladığımız bugünlerde nin Fen Fakültesi ni yüksek huzurlarınızda açmakla bahtiyarım. Devrimin memlekette kurduğu diğer yükseköğretim kurumları gibi bu da yeni Türk Cemiyeti nin verdiği seviyenin icabı olarak doğmaktadır. Hukuk alanındaki devrim Hukuk Fakültesini, Dil ve Tarih alanındaki Milli Görüş, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini doğurmuştur. 20 yıldan beri Fen ve Teknik alanlardaki ilerlemeler de günlük hayatınızda ve medeniyet seviyemizde esaslı değişikliklere ve yükselmelere yol açmıştır. Halkımız ve aydınlarımız eski yaşama vasıtalarını bırakıp yeni medeniyet araçlarına düşkünlük göstermeye başlamışlardır. Nitekim içinde bulunduğumuz Büyük Harbin kullandığı ateşli ve makinalı silahlar, memleket müdafaasında Fenne ve Tekniğe dayanmanın zorunluluğunu bütün yurtta şiddetle hissettirmiştir. İşte bu gün açmakta olduğumuz Fen Fakültesi duyulan bu ihtiyacın ve ilerleyen bu anlayışın verimidir. İşte Hasan Ali YÜCEL in yukarıda verdiğimiz bu veciz sözleri doğrultusunda eğitime başlayan Fen Fakültesi nin bir numaralı öğrencisi olan başta Prof. Dr. Erdal İNÖNÜ olmak üzere yetiştirdiği saygın bilim insanları ve mezunlarıyla ülkemizin Fen Bilimleri alanında yüz akı kurumları arasına girmeyi başarmıştır. 70 yılı geçen eğitim-öğretim hayatında ilkelerinden taviz vermeden görevini başarıyla sürdürmektedir. Kurtuluş Savaşı sona erdiğinde yakıp yıkılan ve salgın hastalıklarla boğuşan bir Anadolu geriye kalmıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşları ülkede sadece 554 doktorun var olduğu bir ortamda işe Sağlık Bakanlığını kurarak başladılar. İkinci hedefleri ise hekim sayısını arttırmaktı. İstanbul da eğitimini sürdüren Darülfünun a bağlı bir Tıp Fakültesi bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktı. Bu nedenle Mustafa Kemal in hedefinde yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti nin başkentinde yeni bir Tıp Fakültesi açmak vardı. Bu dileğini ilk kez T.B.M.M yasama yılının açılış konuşmasında dile getiriyordu. Bununla ilgili olarak 1937 yılında da bir yasa çıkartılıyordu. Ama o tarihlerde II. Dünya Savaşı nın başlaması ve bunun getirdiği olağanüstü zor ekonomik koşullar nedeniyle bu dilek ancak harbin bitmesiyle gerçekleşiyordu. 19 Ekim 1945 tarihinde Tıp Fakültesi hizmete giriyor Ulu Önderin dileği ancak 9 yıl sonra hayata geçiyordu. Kurulduğu günden itibaren Anadolu nun dört bir yanında vatandaşların sağlığını korumak ve hastalıklarını iyi etmek amacıyla mezunlarına çağdaş tıbbın tüm olanaklarını sunan Tıp Fakültesi de kendi alanında sadece ülkemizde değil uluslararası alanda da saygın bir yükseköğretim kurumu olarak görevini başarıyla sürdürmektedir. Tüm bu fakültelerin kurulması ile nin temel taşları birer birer yerine oturuyordu. Sonunda 1946 yılında kuruluyor ve Mustafa Kemal Atatürk ün çok değer verdiği ideali T.B.M.M. kürsüsünden söylediği dileğinden tam 10 yıl sonra gerçek oluyordu. Kurulduğu 1946 yılından günümüze kadar geçen süreçte ve ona bağlı fakülteleri yurdumuzun dört bir yanında açılan yükseköğretim kurumlarının kurulmasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Bu alanda bir örnek vermek gerekirse Hacettepe ni göstermek uygun olur. Mezunları içinden en yüce katı olan Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere T.B.M.M. Başkanları, Başbakanlar ve sayısız Bakanlar çıkarmıştır. Bunların yanı sıra gene çok sayıda mezunu parlamenteri saymak gerekir. Devletin yargı kademelerinde, Danıştay, Sayıştay, Yargıtay Başkanlıkları, Barolar Birliği Başkanlıkları, sivil toplum örgütlerinin sayısız başkanlarını bağrından çıkarmıştır. Anadolu çiftçisine modern tarım ve hayvancılık yöntemlerinin öğretilmesinde Ziraat ve Veteriner Fakültesi mezunlarının çabasını saymadan geçemeyeceğiz. Bugün 18 milyona ulaşan ilköğretim öğrencilerinin yetişmelerinde gene nin mezunları öğretmenlerimizin katkılarını belirtmeyi bir borç biliriz. Çağdaş Hukuk Sisteminin ülkemizde yerleşmesinde bu alanın yılmaz savunucuları olan Hukuk Fakültesi mezunlarını hatırlatmak bir görevimizdir. Halkımızın sağlığını korumak ve tedavi etmek konusunda yılmaz mücadele veren ve her türlü zorluğa göğüs geren Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri mezunları hep karşımızda dimdik durmaktadırlar. Geçen 70 yılda genç Türkiye Cumhuriyeti nin tüm temel taşlarının yerlerine oturtulmalarında çok önemli bir misyon edinen yaptıkları ile bir başyapıt olmayı çoktan hak etmiş bulunmaktadır. Bugün 16 Fakültesi, Konservatuarı 2 Yüksekokulu, 9 Meslek Yüksekokulu, 13 Enstitüsü ve 34 Araştırma ve Uygulama Merkezlerinde görev yapan öğretim üyeleri, öğretim elemanları ve öğrencileriyle oluşan görkemli yapısı ile sadece ülkemizde değil tüm Dünyada da saygın bir yükseköğretim kurumu olarak tanımlanmaktadır. Yabancı uyruklu öğrencilerin en fazla tercih ettikleri ilk beş devlet üniversitesi içerisinde yer alması da bunun en güzel kanıtıdır. kuruluşundan itibaren bugüne kadar kendine bağlı fakültelerinde mezun vererek bu alanda ne kadar önemli bir görev yaptığını kanıtlamış bulunmaktadır. Yarının aydınlık Türkiyesi nde amblemindeki güneş gibi parlamaya devam edecek ve bizleri daima gururlandıracaktır. 17

18 HERBAMED VİTAL Sanayi ve Ticaret A.Ş. Teknoloji Geliştirme Bölgesi nde etkinlik gösteren Herbamed Vital A.Ş. nin çalışma alanları bitkisel ilaçların üretiminde kullanılan hammaddeleri, bulunduğu bitkisel kaynaklardan uygun ekstraksiyon teknikleri ile farmakope kalitesinde üretmek, farmasötik hale getirmek ve ticari olarak değerlendirmektir. Bunun yanısıra, gıda takviyeleri veya besin desteklerinin, ayrıca bitki çaylarının üretiminde kullanılan bitkisel kaynaklı hammaddelerin uygun standardizasyonda elde edilmesi veya kalite kontrolleri de etkinlik alanları içerisinde bulunmaktadır. Bitkisel kaynaklı hammaddelerin etkili bileşiklerinin tayini amacıyla yaygın olarak kullanılan Yüksek Performans Sıvı Kromatografisi (HPLC) cihazı başta olmak üzere, bitkisel ürünlerin kalite ANKÜTEK te Bir İlaç Firması: kontrolünde kullanılan diğer cihazlar da şirketin demirbaşları arasında yer almaktadır. Şirkette UFO Işıkla Isıtma Sistemleri Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Yeşil ile birlikte, Eczacılık Fakültesi öğretim üye ve elemanları görev almıştır. Prof. Dr. Gülçin Saltan şirketin direktörlüğünü üstlenmiştir. Doç. Dr. Özlem Bahadır Acıkara, Uzm. Ecz. Serkan Özbilgin ve Uzm. Ecz. Burçin Ergene Öz ise şirkette araştırmacı olarak görev almışlardır. Bitkisel ürünlerde ülke çapında büyük bir suistimal olduğu düşünüldüğünde; şirketin misyonu bu alanda sadece AR-GE çalışmaları olmayıp, aynı zamanda sosyal sorumluluk ve halk sağlığının korunması bilinci ile hareket etmektir. Şirketin hedefi, AR-GE çalışmalarının sonucunda elde edilen bilgilerin ışığında bitkisel ilaç ve gıda takviyelerinin üretiminde kullanılacak olan hammaddeleri üretmek için gerekli olan tesisleri kurmak ve işletmektir. 18 Üniversitemizden, Kutsal Kitaplarda Kadın İmgesi Eğitimi Üniversitemiz Sürekli Eğitim Merkezi (ANKÜSEM), kutsal metinlerde (Tevrat, İnciller ve Kur an) yer alan kadın ve kadın imgesine yönelik pasajların geleneksel ve çağdaş yaklaşımlar eşliğinde analiz ve yorumları hakkında bilgiler sunmak üzere 21 Mart-18 Nisan 2015 tarihleri arasında verilecek, Kutsal Kitaplarda Kadın İmgesi başlıklı bir eğitime başladı. Eğitimin içeriğinde, kutsal kitaplar ve kutsal metinleri anlama metodu, kutsal metinlerde kadının yaratılışı, aile içinde kadının rolü, kadının toplumsal yaşamdaki yeri, kadın-erkek eşitliği, ibadete katılımı ve kutsal metinlerde ön plana çıkan ünlü kadın imgeleri yer alıyor.

19 PROJE-EĞİTİM Genç Araştırmacımızdan, Kansere Yönelik Kariyer Projesi Yrd. Doç. Dr. Açelya Yılmazer Aktuna, 3 yıl süreyle yürüteceği bu projesinde geleneksel yöntemlere alternatif olarak yenilikçi bir tedavi teknolojisinin geliştirilmesini hedefliyor. Kanser, Dünya Sağlık Örgütü ne göre dünyadaki ölümlerin en önde gelen nedenidir ve her yıl kansere bağlı ölüm oranlarında artış görülüyor. Bu nedenle de her geçen gün kanser için yenilikçi tedavi yöntemlerine duyulan gereksinim artıyor. Öte yandan, hızla gelişmekte olan rejeneratif tıp hem kanser ve hem de bir çok dejeneratif hastalık için umut verici yeni tedavi yöntemleri sunuyor. Hücre programlaması ve uyarılmış pluripotent kök (UPK) hücreler bulunuşlarından bu yana hücresel tedavi çalışmalarına büyük ivme getirdi da Shinya Yamanaka önderliğinde geliştirilen UPK hücreleri, kök hücre araştırmalarına ivme getirdi ve birçok hastalığın tedavisinde çığır açılmasına olanak sağladı. Bulunuşundan bu kadar kısa süre geçmiş olmasına rağmen, elde edilen umut verici sonuçlar hücre programlamanın 2012 de tıp alanındaki Nobel ödülünü kazanmasına ve 2014 te ise Japonya da başlatılmış klinik düzeydeki ilk çalışmada yer almasına olanak sağladı. Günümüze kadar, kanser hücrelerinin yeniden programlanması üzerine yapılan çalışmalar yetersiz ve çelişkilidir. Bu alanda, hücre programlamanın ne gibi koşullar altında terapi potansiyeli taşıdığını gösteren araştırmalara duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır. Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Açelya Yılmazer Aktuna, Nisan 2014 tarihinden beri TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı altında desteklenen projesiyle bu alandaki çalışmalara ivme getirecek bir çalışma yürütüyor. İngiltere de University College London da doktora sonrasında yaptığı hücre programlama çalışmalarını ülkemizde devam ettiren Yrd. Doç. Dr. Açelya Yılmazer Aktuna, 3 yıl süreyle yürüteceği bu projesinde geleneksel yöntemlere alternatif olarak yenilikçi bir tedavi teknolojisinin geliştirilmesini hedefliyor. Kanser hücrelerinin programlanarak uyarılmış pluripotent kanser kök (UPKK) hücrelere çevrilmesini ve tekrar ana hücre tipine farklılaştırıldığında kanser tümörijenitesine olan etkisini araştırmayı amaçlıyor. Projeden elde edilen veriler doğrultusunda hücre programlamanın özellikle melanoma kanseri için tedavi potansiyeli taşıyıp taşımadığı anlaşılacak. Buna ek olarak, projenin sonuçları, farklı kanser tipleri için hücre programlaması içeren yeni projelerin oluşturulmasına olanak sağlayacak. Aynı zamanda klinik öncesi araştırmaların temelini oluşturan bu proje, gelecekteki hayvan deneylerini içeren klinik öncesi çalışmaların planlanması için büyük önem taşıyor. Kısacası, yürütülen bu projenin kanser biyolojisi ve rejeneratif tıp alanında önemli katkılarda bulunacağı öngörülüyor. 19

20 Kadınlar Günü Etkinliklerimiz Kadın Platformu Koordinatörlüğü, Dünya Kadınlar Günü nü, 9 Mart 2015 tarihinde düzenlediği bir dizi etkinlikle kutladı. Ata ya Bağlılıklarını Sundular Üniversitemizin akademik ve idari personeli, sabah önce Anıtkabir i ziyaret ederek kadınlara verdiği haklar dolayısıyla Atatürk e teşekkürlerini bir kez daha yinelediler. Üniversitemizin İlk Kadın Hocalarıyla Buluşma Etkinlikler kapsamında Tıp Fakültesi Morfoloji Binası nda Prof. Dr. Nejat Akar ın Kadınlar ve Çocuklar konulu fotoğraf sergisi açıldı. Ardından da Prof. Dr. Alev Özkazanç tarafından Toplumsal Cinsiyet Belası ve Eşitlik Mücadelesi ile Gülsün Bilgehan tarafından İstanbul Sözleşmesi konulu konferanslar sunuldu. Program kapsamındaki Akademide Öncü Kadınlar konulu panele Prof. Dr. Çiler Dursun, Prof. Dr. Bengi Uslu ve Doç. Dr. Fatma Karakoç konuşmacı olarak katıldı. nin İlk Kadın Akademisyenleri ile Buluşma başlıklı etkinlikte ise Prof. Dr. Neslihan Alkış ın moderatörlüğünde Üniversitemiz Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı nın öncü kadın akademisyenlerinden Prof. Dr. Birsen Saygın ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nin öncü kadın akademisyenlerinden Prof. Dr. Zeynep Korkmaz anılarını ve mücadelelerini anlattı. Etkinlikler, Sevda- Cenap And Kadınlar Korosu nun konseri ile sona erdi. Prof. Dr. Neslihan Alkış, son zamanlardaki kadın cinayetleri ve kadınlara uygulanan şiddete dikkat çekti. Neredeyse hergün bir kadının öldürüldüğünü, kadınların sokağa çıkamaz hale geldiğini belirten Prof. Dr. Neslihan Alkış, Kadına yönelik şiddetin, en önemli toplumsal sorun olduğunu, bunun nedenlerinden birinin de kadın ve erkeğin toplumdaki yerinin, cinsiyete göre belirlenmiş olmasından Genç Filarmomi Orkestrası ndan Kadınlar Günü Kızılay Konseri Genç Filarmoni Orkestrası ve Çok Sesli Korosu, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 8 Mart 2015 tarihinde Kızılay da bir flashmob gösterisi sundu. Orada bulunan kadınların da katıldığı gösteri izleyicilerin büyük begenisini kazandı yılında çalışmalarına başlayan Orkestra, Türk müziğiyle çok sesli müziği harmanlayıp, etno senfonik eserler çalışarak ülkenin en ücra köşelerine ve köy okullarına kadar gidip klasik müziğe olan önyargıyı ortadan kaldırmayı hedefliyor. Orkestra, geçtiğimiz yıllarda da çok sayıda sokak konserine imza attı. 20