Said Nursi nin Model Üniversite Teklifi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Said Nursi nin Model Üniversite Teklifi"

Transkript

1 Said Nursi nin Model Üniversite Teklifi (Medresetüzzehra) Prof.Dr. Servet ARMAĞAN Emekli Anayasa Hukuku Profesörü Giriş: 1-Bu kısa araştırmamızda ele alacağımız konu,20.yüzyılın en önemli bir kültür ve insan kaynağı konusudur. Bu asırda devletler ve milletlerin en çok önem verdiği konu öğrenim, eğitim ve özellikle yükseköğrenimdir. Said Nursi de,100 yıl önce ileri bir anlayışla bu konu ile ilgilenmiş ve bir teklifte bulunmuştur. Böylece bir din âlimi olarak 20. asrın en önemli konusu ile meşgul olmuştur. 2-Bu konu önemli bir konudur, Nursi in teklifi ve açıklamaları ise ileri bir tespit, uzakları gören bir anlayıştır. Çünkü bundan 100 sene evvel yapılan bir tekliftir ve bugün hala üzerinde konuşmaktayız. 3-. Bu teklif, yapıldığı zamana göre çok ileri bir anlayışın mahsulüdür. Çünkü yükseköğrenimde dini ilimlerle birlikte veya onun yanında, modern ilimlerin de okutulmasını teklif etmektedir. Böyle bir teklif o zamana kadar hiçbir mütefekkir tarafından yapılmamıştır. Üniversite öğrenimini ve öğretimini çok geliştirmiş Avrupa ve Amerika da bile hala böyle bir anlayış ve uygulama mevcut değil ve bir eğitimci böyle bir teklifte bulunmuş değildir. 4-Nursi nin teklifi değerli ve ileri bir anlayışın mahsulüdür ama maalesef gerçekleşmemiştir. Gerçekleşmeyen bir ideal olarak fikir literatüründe yerini hala muhafaza etmektedir. Nursi bir lahika mektubunda, ömrü boyunca bu teklifi, yani Medresetüzzehranın gerçekleşmesi için gayret sarf ettiğini söylüyor. Nursi lahika mektuplarında 1 bu hususu ifade ediyor: 55 yıldır bir gaye-i hayalim ve tam elli beş senedir Risale-i Nur un hakaikine çalıştığım gibi,ona da çalışmışım(bkz. Ek.,3 ve 10) 1. Bir mektubunda da şöyle diyor: Zaten Eski Said ekser hayatı o medresenin hayaliyle gitmiş. (Emirdağ Lahikası, II, ). Veya Eski Said çok zaman Medersetüzzehrayı gaye-i hayal ederek çalışmış. (K.L. Mektup no: 128, s. 255). Veya: Eskiden beri bir gaye-i hayalim olan Medresetüzzehranın... (K. L. no. 161, s. 310). Ayrıca bkz. E. L. II, 110, s. 570:...üstadımız Said Nursi elli seneden beri büyük bir gayretle çalışmıştır. 1

2 5- İsim: Nursi'nin teklifinin ismi Medresetüzzehra dır. 1950'li yılların sonlarına doğru Erzurum da ve Van da birer devlet üniversite kurulduktan sonra, Nursi ve talebeleri tarafından aynı manada olmak üzere Doğu Üniversitesi tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Yani Doğu Üniversitesi, Medresetüzzehra manasında kullanılmış ve anlatılmıştır. Bu teklif tam manasıyla ne zaman gerçekleşir bilinmez, kanaatimce, Nursi'nin teklif ettiği çerçevede gerçekleşmemiştir ama mebadileri görülmeye başlanmıştır diyebilirim. Aşağıdaki satırlarda bu mesaj verilecektir. İsim konusunda şunu da belirtelim: Nursi'nin ve hatta talebelerinin 1950 lerde ve sonraları yazdıkları mektuplarda da Medresetüzzehra tabiri kullanılıyor âmâ değişik mânada. Sadece Medresetüzzehra, Risale-i Nur dershaneleri veya hizmeti manasında; Medresetüzzehra erkânları veya şâkirtleri ise, Nur talebeleri manasında kullanılmaktadır. Meselâ bkz: Medresetüzzehranın maddi tesisine çok maniler bulunduğundan, şimdilik nur şâkirtlerinin hey et-i mecmuasının dairesinden ibarettir. (E. L. no. 183/s. 306-Haşiye). 6-Nursi nin bu teklifi, ilk defa onun Münazarat isimli eserinde yer aldığı kabul edilir ve anlatılır. Ama aşağıda da görüleceği gibi, Nursi bu teklifini, Münazarat isimli eserinin neşrinden önce yazdığı makalelerinde de dile getirmiştir. Ama şunu söyleyebiliriz: Münazarat nam eserinde bu teklifi ile ilgili genişçe bir açıklama yer alıyor. Münazarat adlı eserinde Nursi bu teklifini,doğu ve güneydoğudaki Kürt aşiretleri ile diyalog konuşması veya sual-cevap muhaveresi yaptığı sırada ifade etmiştir.. Daha sonra da bu diyalog konuşmalarını kitap olarak yayınlamıştır (1911). Hatta aynı kitabı Arapça olarak da neşretmiştir. 7-Münazarat isimli eserinde Medresetüzzehra veya Model Üniversite teklifini, Kürtlerin ve doğu ve güneydoğu halkının Hükümetten bir hakkı olarak belirtmiş ve istemiştir. İsterseniz bu teklifin yer aldığı ifadelere kısaca bakalım sonra da bu teklifin açıklamalarına geçelim yıllarında Nursi ile bu bölgenin insanları arasında şöyle bir muhavere geçiyor: Nursi şöyle diyor: Ey tabaka-i havas! Biz avam ve ehl-i medrese, sizden hakkımızı isteriz. S- Ne istersin? C- Sözünüzü fiiliniz tasdik etmek, başkasının kusurunu kendinize özür göstermemek, işi birbirine atmamak, üzerinize vâcib olan hizmetimizde tekâsül etmemek, vasıtanızla zayi olan mâfâtı telafî etmek, ahvalimizi dinlemek, hacatımızla istişare etmek, bir parça keyfinizi terk etmek ve keyfimizi sormak istiyoruz! 2

3 Elhasıl: Ekrad ve ülemasının istikbalini temin etmek istiyoruz. İttihad ve Terakki mânâsındaki hissemizi isteriz. Üzerinize hafif, yanımızda çok azîm bir şey isteriz. S- Maksadını mübhem bırakma, ne istersin? C- Câmi-ül Ezher in kızkarındaşı olan, Medresetüzzehra namıyla dârü lfünunu mutazammın Kürdistan ın merkezi hükmünde olan Bitlis te ve iki refikasıyla Bitlis in iki cenahı olan Van ve Diyarbekir de te sisini... Emin olunuz, biz Kürdler başkasına benzemiyoruz. Yakînen biliyoruz, içtimaî hayatımız Türklerin hayat ve saadetinden neş et eder. S- Nasıl? Ne gibi? Ne için?!.. 2 Görüldüğü gibi, Nursi, Ekrad ve ulemasının istikbalini temin etmek istediğini ifade etmektedir. Yani bu bölgenin insanları geri bırakılmıştır, hâlbuki kalkındırılmaları gerekirdi zamanki İttihad ve Terakki hükümetinin bu bölgeyi kalkındırmaya çalışması vazifesidir. Bu suallerin cevabı aşağıda gelecektir. 1-Niçin gerek gördü? Nursi nin Osmanlı devletinin son zamanlarında neden yeni bir model yüksekokul veya üniversiteye gerek görmüştür? Çünkü: 1-Osmanlı Medreselerindeki öğrenim ve öğretim çağdaş değildir. 2-Çünkü bilhassa medrese öğretmenlerinde ve okuttukları kitaplarda taassup bulunmaktadır. 2 Münazarat, (İç. D.) s Seneler sonra yazdığı bir Lahika mektubunda ise şöyle diyecektir: İkinci vesilesi: Altmış beş sene evvel Câmiü'l-Ezhere gitmek istiyordum. Âlem-i İslam ın medresesidir diye, ben de o mübarek medresede bir ders almaya niyet ettim. Fakat kısmet olmadı. Cenab-ı Hak rahmetiyle bir fikir ruhuma verdi ki: Câmiü'l-Ezher Afrika'da bir medrese-i umumiye olduğu gibi, Asya Afrika'dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir darülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya'da lâzımdır. Tâ ki İslâm kavimlerini, meselâ: Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan'daki milletleri, menfi ırkçılık ifsat etmesin. Hakikî, müsbet ve kudsî ve umumî milliyet-i hakikiye olan İslâmiyet milliyeti ile "Mü'minler kardeştirler." (Hucurât Sûresi: 49: 10.) Kur'ân'ın bir kanun-u esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun. Ve felsefe fünunu ile ulûm-u diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakaikiyle tam musalâha etsin. Ve Anadolu'daki ehl-i mektep ve ehl-i medrese birbirine yardımcı olarak ittifak etsin diye, vilâyât-ı şarkiyenin merkezinde hem Hindistan, hem Arabistan, hem İran, hem Kafkas, hem Türkistan'ın ortasında, Medresetüzzehra mânâsında, Câmiü'l-Ezher üslûbunda bir darülfünun, hem mektep, hem medrese olarak bir üniversite için, tam elli beş senedir Risale-i Nur'un hakaikine çalıştığım gibi ona da çalışmışım. (E. L. II, no: 139, s. 613-EK: 10). 3

4 3-Her bakımdan ihmal edilmiş ve geri bırakılmış, Kürdistan (yani güneydoğu Anadolu) insanının kalkındırılması gerekir. Nursi nin ifadelerinden anlaşıldığına göre, iki büyük hatalı gidiş söz konusudur ve bu iki gidişe iki ayrı grup insan sebep olmaktadır. Böylece iki grup insanın hatalarını düzeltecektir: 1-Ehl-i tefrit: Yani Nursi, İslam ı anlamamış veya anlamamak istemeyen ve hatta ona düşman olan bu gruptaki insanların İslamiyet hakkındaki şüphelerini giderecektir. 2-Ehl-i ifrat: Yani Müslüman olup da, İslamiyet in sadece dış görünüşünü esas alanlardır. Yani İslamiyet in özünü, ruhunu anlamamışlardır ve anlatamıyorlar. Bunlar, Nursi nin tabiri ile ahmak sadık (sâdık-ı ahmak) kimselerdir. Nursi bunların anladığı ve anlattığı İslamiyet in eksik ve yanlış olduğunu ispat edecektir. Ve böylece akıllı sadıklara yardım etmiş olacaktır: 2-Nursi Medresetüzzehra teklifini Münazarat da(1911) genişçe açıklamıştır, ama bu teklifi ilk defa Münazarat adlı eserinde değil, daha önce de açıkça dile getirmiştir. Nursi, mesela Kürtler Neye Muhtaç başlıklı makalesini 1908 yılında yazıp neşretmiştir. Bu makalede, yukarıdaki fikrin ilk nüvelerini bulmak mümkündür. Şöyle ki: Mesela Kürtler Neye Muhtaçtır adlı makalesinde ilk defa şöyle ifade ediyor: Bunun çaresi: Numune-i imtisal ve sebeb-i teşvik ve terğib olmak için, Kürdistan ın nikat-ı muhtelifesinden, biri Artuş aşairi merkezi olan Beytüşşebab cihetinde; diğeri Mutkan, Belkan, Sason vasatında; biri de Sipkan ve Haydaran vasatında olan nefs-i Van da, medrese nâm melufuyla ulûm-u diniye ve fünun-u lâzıme ile beraber, hiç olmazsa ellişer talebe bulunmak ve oraca medar-ı maişetleri hükûmet-i seniyyece tesvid edilmek üzere üç dârü t-tâlim tesis edilmelidir. Bazı medarisin dahi ihyası maddî ve manevî Kürdistan ın hayat-ı istikbaliyesini temin eden esbab-ı mühimmesindendir. Bununla maarifin temeli teessüs eder. Ve bu mebde-i teessüsten ittihad takarrur edecek, ihtilâf-ı dahiliden dolayı mahv olan kuvve-i cesimeyi hükûmetin eline vermekle harice sarfettirmek için hakkıyla müstahak-ı adalet ve kabil-i medeniyet oldukları gibi, cevher i fıtriyelerini göstereceklerdir. 3 Molla Said-i Meşhur Kürdler Neye Muhtaç? adlı makalesinde ise biraz daha açıklamalı aynı manada ifadeler var: Nursi şöyle diyor: On beş senedir ki düşündüğüm ihtiyacat arasında iki noktayı hedef-i maksat etmiştim. Bu ikiden maada Kürdistan ın istikbalini temin edecek vesaiti görmedim. 3 Bkz. Kürtler Neye Muhtaçtır, Şark ve Kürdistan Gazetesi, s. 1, 19 Teşrin-i Sani, 1324=2 Aralık 1908 (İç. D. s. 508). 4

5 Birincisi, ittihad-ı milli. İkincisi, ulûm-u diniye ile beraber, fünun-u lazıme-i medeniyeyi tamim etmektir, ki, esası ve medresesi aşiret alaylarıdır. Bu sırra istinaden bilâperva diyorum: Aşairde asker olmayanları da onlar gibi asakir-i milliye yapmalı... Hem de medeniyetin ruh-u hayatı olan fünun ve maarif-i cedidesinden Kürdler nefret etmişler. 1- Zahiren ecanibten geldiğinden, 2- Bazı mesail-i fenniye, bazı hikâyat-ı İslâmiye ve bazı teşebbühat ile ki avam-ı nâs sathî olarak akide ve hakikat telâkki etmişlerdir müsademat ve münakazatlarından, 3-Ve her kemalin madeni bildikleri medarisin usûlüne muhalefetten, 4- Ve bazı ehl-i mektebe, İslâmiyeti yalnız zevahir ve taklidî olarak bir akide-i tıflâne ile fünunumuza kesbettiği meleke-i feylesofaneye karşı muhakeme ve mukabele etmekle vadi-i evham ve şukûka düştüklerinden Kürdler maarif-i cedideden gayet ürküyorlar. Bunun çare-i yegânesi, aşiret alaylılık ve askerlik bab-ı âlisi ile mekâtib ve maarifi içlerine idhal ve maden-i saadetleri olan medaris-i münderiseyi ihya ile ulûm-u diniye ile beraber fünun-u lazime-i medeniyeyi Kürd uleması tedris etmektir. Hülâsatü l-kelâm: Her milletin, lâsiyyema, Kürdlerin hablü l-metini ve unsur-u hayatı olan ittihad, eğer bir kasır olsa, aşiret alayları ve her ünvana galebe çalan askerlik esaslı ve uzun bir temel ve muhkem bir tavan olacaktır. Ve o kasr-ı ittihad ve ittifakı ziyalandıran veyahut o hayat-ı akvamın deveran-ı dem yerine geçen havagazı menbaı gibi olan maarife aşiret alayları gayet müşaşa bir medrese-i fünun ve cesim bir fabrika-i sanayi olacaktır. Üstad hükûmet, alayların istidadına göre iyi bir ders-i intizam verse, feni me l-matlub, vesselâm. Said-i Kürdî 4 26 Aralık 1908 tarihli makalesinde ise aynı fikri Hamidiye Alaylarının öğretim ve eğitimi için de teklif etmiştir. Bu konuya biraz aşağıda temas edeceğiz. 5 Nursi, 24 Mart 1909 da yazdığı bir makalesinde bu harika düşüncesini yine dile getirmiş, bu fikrin ilk çekirdeklerini açıklamalarla genişleterek şöyle ifade etmiştir: İkinci Madde: Maarif-i İslâmiye ordusunun fırkaları olan ehl-i medrese ve ehl-i tekye ve ehl-i mekteb; ifrat ve tefrit ile birbirini tadlil ve techil ile hâsıl ve ahlâk-ı İslâmiyeyi esasıyla sarsan ve âhenk-i terakkiyi ihlâl eden tebayün-ü efkârları ve tehâlüf-ü meşrebleri izale ve efkârı tevhid, meşaribi takrib zaruridir. Nasıl ki cesim bir fabrikayı mutazammın bir kasrın odalarının kapıları birbirine açılır, bir maksada hizmet eder; kezalik mekteb ve medrese ve tekye, teyid-i münasebet ile o kasr-ı âlî-i İslâmiyenin birer açık kapılı odası gibi olmak ve 4 Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı: 2, Sayfa 13, 29 Teşrin-i sâni 1324(12 Aralık 1908): Kürdler Neye Muhtaç? (İç. D ). 5 Bkz: Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı: 4, Sayfa Kânun-ı evvel 1324(26 Aralık 1908): Bediüzzaman Molla Said-i Kürdî nin Mebusana Hitabı (Mâba d) (İç. D. 518). 5

6 salonu da hükümet olmak lâzımdır. Tâ her biri diğerinin noksanını tekmil ile kaide-i taksimü l-mesaî tatbik edilsin. Teyid-i münasebet şöyledir ki, mekâtib-i âliyede hakaik-ı İslâmiyeyi berahin ile okutmak ve medreselere de fünun-u lâzıme-i medeniyeyi, eski hükemanın bataklığına bedel, tedris olunmak ve tekyelerde de mütebahhirîn ulema bulunmaktır... Beşinci Madde: Mürşid-i umumî olan vaiz ve hatibler, hem âlim-i muhakkik olmalıdırlar -tâ bürhan ile ikna eylesin, zira tasvir ve tezyin-i müddea müteharrî-i hakikate karşı faidesizdir- ve hem de hakîm-i müdakkik olmalıdırlar -tâ ki bir şeyi terğib veya terhib ile ondan daha mühim şeyi tenzil ve tahfif edip, muvazene-i şeriatı bozmasınlar- ve hem beliğ-i hakîm olmalıdırlar -tâ ki mukteza-yı hâle mutabık ve ilcaât-ı zamana muvafık ve teşhis-i illete münasib söz söylesinler Dokuzuncu Madde: Kürdlerin ihtilâfından zayi olan kuvve-i cesimelerinden istifade etmek için ittihad-ı millî ile efkâr-ı umumiyelerini izhar etmek ve maarif ile o efkârı terakki ettirmektir. Tâ ki, meyl-i terakkileri faaliyete ve ukde-i hayatiyeleri tenebbühe başlasın. Halbuki maarif-i cedideden dört sebebten tevahhuş ediyorlar. İstizah olunca izah edeceğim. Bahusus şimdiki bazı gençlerimizin, dinlerindeki lâubâliyane hareketleri daha ziyade milleti tevhiş ediyor. Bu gibi lâubâliler meşrutiyete hizmet değil, bilakis meşrutiyete ve millete büyük bir darbe vurarak, tarik-i terakkiyi sedde sebep oluyorlar. Kürdistan a maarif-i cedidenin idhaline çare-i yegâne: Hamidiye Alaylarında askerlik münasebetiyle, mekâtibi, medrese nâm-ı melufuyla; ulûm-u diniye ile beraber fünun-u lâzıme-i medeniyeyi; aşair-i mezkûrenin üç muhtelif nikatında talebenin tayinatının temini ile beraber üç dârü l-ilim küşad.. ve bunlardan neşet eden Kürd uleması da, ihya olacak medaris-i münderisede Kürdlerin istidatlarına göre tedris-i fünun etmektir. Kader bana Türkçeyi az vermiş, hattı hiç vermemiş. Dikkatinizle bana yardım ediniz. Yüz bin defa yaşasın şeriat-ı garra! Bediüzzaman-ı Kürdî Said 7 Nursi, bu makaleden 3 gün sonra neşrettiği bir makalesinde, bu makalede eksik bıraktığı bir hususu şöyle tamamlamıştır: Neşrettiğim Fihriste-i Makasıd dan terkettiğim bir fıkradır. Şöyle ki: Zâhiren hariçten cereyan eden maarif-i cedidenin bir mecrası da bir kısım ehl-i medrese olmalı. Tâ gıll ü gıştan tasaffi etsin. Zira, bulanıklığıyla başka mecradan taaffün edegelmiş, atalet bataklığından neşet eden ve istibdat sümumu ile teneffüs eden ve zulüm tazyiki ile ezilen efkâra bu müteaffin su, bazı aksülamel yaptığından, misfat-ı şeriat ile süzdürmek zaruridir.bu da ehl-i medresenin dûş-u himmetine muhavveldir. Bediüzzaman-ı Kürdî 8 Nursi, bu makalelerinden yaklaşık 4 yıl sonra neşrettiği Muhakemat isimli eserinin önsözünde ise, İslamiyet in özünü anlamayan veya anlatamayanlardan şikâyet ederek, yukarıda verilen mânada şu ifadeleri kullanmaktadır: 6 Volkan Gazetesi, Sayı: 83-84, Sayfa: 2-3: 11 Mart 1325(24 Mart 1909). Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devadır, Bediüzzaman Kürdî nin Fihriste-i Makasıdı ve Efkârının Programıdır. (İç. D. S. 540). 7 Aynı kaynak, İç. D.sh Aynı kaynak, Volkan Gazetesi, Sayı: 86, Sayfa: 3,14 Mart 1325(27 Mart 1909), Sada-yı Hakikat (İç. D. s. 546). 6

7 Evet, en büyük sebep ki, bizi dünya rahatından ve ecnebileri âhiret saâdetinden mahrum eden, şems-i İslamiyet i münkesif ettiren, su-i tefehhüm ile tevehhüm-ü müsademet ve muhalefettir. Feyâ lil'acep! Köle efendisine, hizmetkâr reisine ve veled pederine nasıl düşman ve muarız olabilir? Hâlbuki İslâmiyet, fünunun seyyidi ve mürşidi ve ulûm-u hakikiyenin reis ve pederidir. Fakat vâ esefâ, bu su-i tefehhüm ve şu tevehhüm-ü bâtıl, şimdiye kadar hükmünü icra ederek vesvesesiyle ye'si ilka edip bab-ı medeniyet ve maarifi Ekrad ve emsallerine kapattırdı. Zira bazı zevahir-i diniyeyi fünunun bazı mesailine muarız tahayyül ederek ürktüler İslâmiyetin mağz ve lübbünü terk ederek kışrına ve zahirine vakf-ı nazar ettik ve aldandık. Ve su-i fehim ve su-i edeple İslâmiyetin hakkını ve müstehak olduğu hürmeti ifa edemedik. Ta, o da bizden nefret ederek evham ve hayalatın bulutlarıyla sarılıp tesettür eyledi... Ey benim şu kitabıma im an-ı nazarla nazar eden zat! Malûmunuz olsun, bu kitapla istediğim hizmet budur: İslâmiyette olan tarik-i müstakîmi göstermekle ehl-i tefrit olan a'dâ-yı dinin teşkîkâtını red ve yüzlerine vurmakla beraber; tarik-i müstakîmin öteki canibini ve sadîk-ı ahmak ünvanına lâyık olan ehl-i ifrat ve zahirperestlerin tevehhümlerini tard ve asılsızlığını göstermek ve asıl rehber-i hakikat ve âlem-i İslâmiyetin ikbal ve istikbaline yol açan ve sırat-ı müstakîmde kemâl-i ümid-i zaferle çalışan muhakkikîn-i İslâm ve âkıl sıddıklara yardım etmek ve kuvvet vermektir. Elhasıl, maksadım, ol elmas kılınca saykal vurmaktır Daha sonra ise, Osmanlı Devletinin son zamanlarında medreselerin öğrenim ve öğretim metodları ve müfredatı bakımından bozulduğunu müşahade eden Nursi, şu değerlendirmeleri yapıyor: Ezcümle: Bugünlerde bir hikâye buna misal olabilir. Fahr olmasın, zaman-ı sabâvetimden beri üssü'l-esas-ı meslekim, ifrat ve tefritle hakaik-i İslâmiyete sürülen lekeleri temizlemek ve o elmas gibi hakikatlerine saykal vurmak idi. Bu mesleğime tarih-i hayatım, pek çok vukuatıyla şehadet eder. 9 Bununla beraber, bugünlerde küreviyet-i arz gibi bedihî bir meseleyi zikrettim. O meseleye temas eden mesail-i diniyeyi tatbik ve tevfik ederek düşmanların itirazatını ve muhibb-i dinin vesveselerini def eyledim. Nasıl ki mesailde mufassalan gelecektir. Sonra, gulyabânî gibi hayalâta alışan zahirperestlerin dimağları kabul etmeyecek gibi göründüler. Fakat asıl sebep, başka garaz olmak gerektir. Güya göz yummakla 9 Nursi gerçekten de gençlik yıllarında bile Medresetüzzehra modeli bir tedrisatta İslami ilimlerin yanında yeni ilimlerin de okutulması tarafdarı idi. Mesela Müküslü Hamza namıyle maruf talebesinin o zamanlar kaleme aldığı hayatı hakkında kitapta şu cümlelere rastlamaktayız (Bkz: TARİHÇE-İ HAYAT. Uzun bir zaman refaketinde ve dersinde bulunan Hamza Efendi tarafından kaleme alınmıştır: Bediüzzaman Said-i Kürdî nintercüme-i Hâlinden Bir Hülâsadır- Rumi 1334, milâdi 1918 yılında yazılmıştır.) (İç. D. s. 582 vd). Bediüzzaman Said-i Kürdî kendine has bir usûl-ü tedrisi icad ederek o usûl dairesinde tedriste bulunurdu. Şöyle ki: Ulûm-u diniye ile fünun-u asriyeyi mezc, hakaik-ı diniyeyi fünun-u müsbete ile teyid ve teşyid etmek suretiyle talebenin tenvir-i ezhanına sarf-ı himmet eyledi... (İç. D. s. 588). 7

8 gündüzü gece veya üflemekle güneşi söndürmeye ihtimal vermek gibi bir hareket-i mecnunanede bulundular. Güya onların zannınca, küreviyet-i arza hükmeden, dinde çok mesaile muhalefet ediyor! Onu bahane ederek büyük bir iftirayı ettiler. O derecede kalmadı. Vesveseli ezhanı, iftiranın büyümesine müsait bir zemin bulduklarından, iftirayı o derece büyüttüler ki, ehl-i diyanetin hakikaten ciğerlerini dağdar ve ehl-i hamiyeti İslâm terakkiyatından meyus ettiler. Lâkin bu hal büyük bir derstir. Beni ikaz etti ki, cahil dost, düşman kadar zarar verebilir. Öyleyse, şimdiye kadar yalnız düşmanın tarafına bakıp, eldeki elmas kılıçla onların tefritlerini kırardım. Fakat şimdi mecburum, öyle dostların terbiyeleri için, onların avamperestane ve ifratkârâne olan hayalâtlarına, o kılıcı bir derece iliştireceğim. Eğer çendan böyle şahsî şeylerin böyle mebahisatta zikirleri lâzım değildir. Fakat şahsiyette kalmadı. Medreselerin hayatlarına taallûk eder bir mesele-i umumî hükmüne geçti. O zahirperestler emin olsunlar ki, sa'yleri beyhudedir. Şimdiye kadar böyle avamperestane safsatalarla bizi cahil bıraktılar. Bundan sonra bizi cahil bırakmakla cehlimizden istifade etmek istiyorlar. Olmaz ve olamaz; medreseler hayatlanacaktır vesselâm Hâtimenin hâtimesi Bir adam müstaid ve kabil olduğu şeyi terk ve ehil olmayan şeye teşebbüs etmek, şeriat-ı hilkate büyük bir itaatsizliktir. Zira şanı odur ki, istidadı, san'atta intişar ve tedahül; ve san'atın mekayisine ihtiram ve muhabbet; ve nevamisine temessül ve imtisal, elhasıl, fena fi's-sanat olmaktır. Vazife-i hilkat bu iken, bu yolsuzlukla san'atın suret-i lâyıkasını tağyir eder. Ve nevamisini incitir. Ve asıl müstaid olduğu san'ata olan meyliyle, teşebbüs ettiği gayr-ı tabiî san'atın suretini çirkin eder. Zira, bilkuvve olan meyil ve bilfiil olan san'atın imtizaçsızlığı için bir keşmekeş olur. Bu sırra binaen, pek çok adam meylü'l-ağalık ve meylü'l-âmiriyet ve meylü'ttefevvukla mütehakkim geçinmek istediğinden, ilmin şanında olan teşvik ve irşad ve nasihat ve lûtfu terk edip, kendi istibdad ve tefevvukuna vesile-i cebir ve tânif eder. İlme hizmete bedel, ilmi istihdam eder. Buna binaen, vezaif ehil olmayanın ellerine geçti. Bahusus medaris bununla indirasa yüz tuttu. Buna çare-i yegâne, daire-i vahidenin hükmünde olan müderrisleri, darülfünun gibi çok devaire tebdil ve tertip etmektir. Tâ, herkes sevk-i insanîsiyle hakkına gitmekle, hikmet-i ezeliyenin emr-i mânevîsini, meyl-i fıtrîsiyle imtisal edip kaide-i taksimü'l-a'mâle tatbik edilsin. Tenbih Ulûm-u medarisin tedennîsine ve mecrâ-yı tabiîden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulûm-u âliye ( ) maksud-u bizzat sırasına geçtiğinden, ulûm-u âliye ( ) mühmel kaldığı gibi, libas-ı mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhanı zaptederek, asıl maksut olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar evkat, efkârı kendine hasredip harice çıkmasına meydan vermemeleridir Nursî, Bediüzzman Said, Muhakemat, 12. Mukaddeme. 8

9 8-Nursi, bu Model Üniversitenin Bitlis te kurulmasını, Diyarbakır ve Van da da iki şubesinin açılmasını teklif etmiştir. Bilindiği gibi bu illerimiz, bilhassa Osmanlı döneminde ve bugün Kürt asıllı insanların yoğun olarak yaşadıkları yerlerdir. 9-Nursi bu teklifi yaptıktan ve makalelerinde ve Münazarat adlı kitabında yazdıktan seneler sonra, bu üniversitenin devlet tarafından kurulması kararlaştırılmıştır. Ve Medresetüzzehra adlı bu üniversitenin kendisi tarafından kurulması ve temelinin atılması teklifini almıştır. (Nursi bu gelişmeleri değişik vesilelerle anlatıyor. (Bkz: Ekler) 2-Yapısı: Acaba Nursi nin teklif ettiği bu Model Üniversitenin bünyesi nasıldır? Nursi nin teklif ettiği Model Üniversitenin yapısı hakkında şu açıklamaları yapabiliriz. Nursi bu üniversitenin bazı şartlara bağlı olduğunu ifade etmiştir. Evvela bugünkü Türkçe ile açıklama yapacak, arkasından Nursi nin kendi ibarelerini vereceğiz: Birinci şart: Kurulacak olan bu Model Üniversitenin adı Medrese olmalıdır. Çünkü insanlar bu isme alışmışlardır. Bu isim, insanları cezp eder ve şevke getiren bir isimdir. Bu isim halk nezdinde itibarlı bir isimdir ve büyük bir gerçeği de ihtiva etmektedir. Nursi, modern ilimlerle, İslami ilimlerin beraber okutulması gereğini aslında neşrettiği diğer makalelerinde de doğrudan veya dolaylı olarak dile getirmiştir. Mesela bkz. Hutbe-i Şamiye (İç. D. s. 45: Sekizinci Mâni: Fünun-u cedidenin bazı müsbet mesaili, hakaik-i İslâmiyenin zahiri manalarına muhalif ve muarız tevehhüm edilmesiyle, zaman-ı mazideki istilâsına bir derece sed çekmiş. Meselâ: Küre-i arza emr-i ilâhî ile nezarete memur Sevr ve Hût namlarında iki ruhani melâikeyi dehşetli cismanî bir öküz, bir balık tevehhüm edip ehl-i fen ve felsefe hakikatı bilmediklerinden İslâmiyete muarız çıkmışlar. ). İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi, Önsöz (İç. D. s. 154, ); ayrıca s. 160, 167: Ben Kürdistan da, Kürtlerin hal-i perişanını görüyor idim. Anladım ki, saadetimiz, fünun-u cedide-i medeniye ile olacak ; s. 182: İkincisi: Ulema ile olan münazaramdır. Onun sebebi; İslambol a geldim, gördüm ki, sair şuubata nisbeten medaris terakki etmemiştir.1 Bunun da sebebi, kitaba nazarla istinbat-ı mesele etmek olan istidadı, meleke-i ilim yerinde ikame olunmuş ve talebelerde adem-i münazara ve sual ve cevap tam olmamak sebebiyle şevksizlik ve melekesizlik ve atalet gibi bazı hali intac etmiş. Sair müntic-i taaccüb ve hayret olan ulûm-u ekvan veya eğlence ile vakit geçirmeği müntic olan fünûn-u hevesat ve lezzat-ı hakikiyeyi mutazammın olan ulûm-u maksud-u bizzat gibi ulûm-u ilâhiye tahsil olunmaz. Bunun da, ya bir himmet-i âlî veya bir tevaggul-u tam veya müsabakayı müntic olan sual ve cevab gibi bir şevk-i kasrî ve haricî lâzımdır. Veyahut, taksim-i a mâl kaidesine tatbiken, her bir talebenin istidadına göre bazı fünun ile tevaggul etmeli, tâ mütehassıs olsun, sathî olmasın. Zira her ilmin bir suret-i hakikiyesi var. Meleke olmadığı halde bazı tarafı nâkıs olan suretlere benzer. Bunun da çaresi, ona müstaid olan bir fenni esas tutmalı. Ve buna münasib fünunu, her birinden bir fezleke alınmalı ve o fenn-i esasın suret-i hakikiyesini mütemmim ittihaz etmelidir. Zira her bir fezleke bir suret-i müstakileyi teşkil etmiyor. Lâkin bir suret-i esasiyeyi tekmil edebilir. Ey, sözümü işiten talebe-i ulûm! Mektebliler gibi ki onlar nâkıs olan seleflerine hayrü l-halef olmuşlar çalışalım ki, evc-i kemale vasıl olan seleflerimize hayrü l-halef olalım. Ben münazara ile bilfiil bu iki noktadan ikaz etmek istiyordum. (İç. D. s. 186 ve 189). 9

10 Medrese nam-ı me luf ve me nus ve cazibedar ve şevk-engiz, itibarî olduğu halde büyük bir hakikatı tazammun ettiğinden rağabatı uyandıran o mübarek medrese ismiyle tesmiye. İkinci şart: Bu Üniversitede öğrenim-öğretim dili Türkçe olmalıdır. Arapça da gereklidir. Kürtçe ise kabul edilebilir, kabul edilmesinde bir mahzur yoktur. Bu üniversitede yeni ilimleri(fizik, kimya, biyoloji gibi) dini ilimlerin içine katarak (veya aksi) okutmak gerekir. Fünun-u cedideyi, ulûm-u medaris ile mezc ve derc ve lisan-ı Arabî vâcib, Kürdî caiz, Türkî lâzım kılmak. Nursi dini ilimler ve yeni ilimleri biri birinin içine katarak tedris edilmesini uzun zamandır teklif etmekte ve kendi derslerinde de uygulamaktaydı. Bu kadar ısrar etmesinin elbette sebepleri vardır. Nursi bu teklifinin gerekçelerini şöyle açıklıyor:1- Kısır döngü dediğimiz faydasız muhakeme usullerinden zihni kurtarmak veya bir diğer deyişle kurtulmak.2-demegojiye (Mugalataya)engel olmak, yer vermemek.. 3- Vicdanı aydınlatan dini ilimlerdir (Akide, Kur an ve Hadis ilimleri gibi), aklın nuru ise, yeni ilimlerdir(fizik, kimya ve biyoloji gibi). Bu iki ışık, iki nur birleşirse ilmî gerçekler kolayca ortaya çıkar. Bu iki ilim grubu biri birinden ayrılarak öğrenilir ve öğretilirse, dini ilim öğrenen talebelerde tassup görülür; yeni ilimleri okuyanlarda ise, dini hakikatlere karşı şüphe, tereddüt başlar,yani imani hakikatler konusunda şüphe başlar, o kişinin zamanla imanı zayıflar veya, maazallah, gider. S- Şu mezcde ne hikmet var ki, o kadar tarafdarsın; daima söylüyorsun? C- Dört kıyas-ı fâsid (11) ile hâsıl olan safsatanın zulmetinden muhakeme-i zihniyeyi halas etmek, meleke-i feylesofanenin taklid-i tufeylaneye ettiği mugalatayı izale etmek... S- Ne gibi? C- Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. İki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakitte; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder. 11 İşte o kıyaslar: 1- Maneviyatı maddiyata kıyas edip Avrupa sözünü onda dahi hüccet tutmak. Hem de bazı fünunda meşhur olanların, başkasında da sözünü hüccet tutmak.2- Hem de fünun-u cedideyi bilmeyen ülemanın sözünü, ulûm-u diniyede dahi kabul etmemek. 3-Hem de fünun-u cedidede mehareti için gurura gelip, dinde de nefsine itimad etmek. 4-Hem de selefi halefe, maziyi hale kıyas edip haksız itirazda bulunmak gibi fasid kıyaslardır. (Birader-i Ebu Lâşey) (Abdülmecid.)(Rakamları ben koydum). 10

11 Üçüncü şart: O bölgenin güvenini kazanmış Kürt alimlerinden istifade etmek, ve Kürtleri devletle ve halkla kaynaştırmak ve onlara ısındırmak için, Kürtçe bilen ilim sahibi kimseleri bu üniversitede öğretim üyesi olarak istihdam etmektir. Bu kimseler resmi okul diplomaları yok, ama bilgileri yeterlidir 12 Zülcenaheyn (Türkler ve) (13) Kürdlerin mutemedi olan Ekrad ulemasından veya istînas etmek için lisan-ı mahallîye aşina olanları müderris olarak intihab etmektir. Dördüncü şart: Bu bölgelerin insanları, genellikle sade bir hayat sürerler, büyük şehirlerde rastlanan entrika, yalan ve aldatma yapmazlar, eski tabirle gıll u gış dan azade insanlardır. Nursi bu manayı vermek için sabavet ve besatet tabirlerini kullanmış. Bu iki tabiri tam tercüme etsek, çocukluk ve basitlik dememiz gerekirdi. Ama kanaatimce böyle bir tercüme, burada verilmek istenen manayı vermezdi, hatta ondan bizi uzaklaştırırdı. Sade bir hayat süren insanlarının bu özellikleri sebebiyle, onların sadeliğine uygun hareket etmekle onlardan istifade kolaylaşacaktır. Bu özelliklerine uygun hareket, tıpkı çocukların hevesatlarını okşamak suretiyle onlara bir şey öğretmek, ya da onların bazı davranışlardan kaçınmaları gibi, sağlanması kolayca mümkün olur. Ayrıca bu bölgede bulunan Kürtlerin kabiliyetli olanları ile ve görmüşgeçirmiş yani tecrübeli insanları ile de mutlaka istişarede bulunmak gerekir. Gerçekten de böyle bir istişare hükümete ve bu üniversiteye çok şey katacaktır. Ekrad ın istidadı ile istişare etmek, onların sabavet ve besatetlerini nazara almaktır. Zirâ çok libas var; bir kamete güzel, başkasına çirkin gelir. Çocukların talimi; ya cebr ile ya hevesatlarını okşamak ile olur. Beşinci şart: Bu Üniversitede iş bölümü olacaktır. Yani ilimler ihtisas kollarına göre bölümlere, günümüz tabirleri ile Anabilim veya Bilim Dallarına ayrılacaklar. Ancak bu bölümler arasında, geçiş yolları imkânları bulunacak. Ve bölümlere ayrılınca, her bölümden uzman çıkarmak kolay olacaktır. Bu durum bugün üniversitelerde Bölüm kabulü suretiyle öğrenim yapmak gibidir. Mesela Siyasal Bilgilerde Maliye ve Kamu Yönetimi bölümü gibi. İktisatta Maliye ve İktisat bölümleri gibi. Tıb Fakültelerinde yaklaşık 20 ana Bölüm bulunuyor. Bu bölümlerde dersler arasında elbette ki benzerlik ve aynılık vardır ve olacaktır. Ama uzaman olmak için, Tıb mezunları bir bölümde yoğunlaşır ve yılı Aralık ayının başında Diyanet İşlerli Başkanlığı, Nursi nin bu teklifinden 100 yıl sonra, Melle adlı bir proje başlatmıştır. Melle, halkın bilgilerine başvurduğu ve ona güvendiği kimselerdir. Devlet bu kişileri bir defaya mahsus olmak üzere kadrosuna alacak, onlara maaş verecek ve onlardan din hizmetlerinde istifade edecektir. Kanaatimce Nursi nin yukarıdaki görüşü, Üniversitede değil, ama bir başka devlet hizmetinde böylece tahakkuk etmiş olmaktadır. 13 Parantez içindeki kelime müellifi tarafından sonraki baskılarda eklenmiştir. Nâşir 11

12 mezun olurlar. Mesela İç Hastalıkları bölümünden uzman olarak mezun olmak isteyen, elbette ki, Mikrobiyoloji Bölümündeki derslerden ve bilgilerden de haberi olur ve olmalıdır. Taksimü l-a mal kaidesini bitamamiha tatbik etmek.. tâ şubeler birbirine medhal ve mahreç olmakla beraber, her bir şubede mütehassıs çıkabilsin. Altıncı şart: Bu üniversitede okuyanlara ilimlerden tam istifade etmenin şartları sağlanmalıdır. Mesela Laboratuvar, deneme tarlaları, klinikler iyi olmalıdır ta ki, burada okuyanlar tam feyiz alabilsinler. Ayrıca bu Üniversiteden mezun olanların diplomaları devletçe tanınmalı, yapılan imtihanlar sonuçlandırılmalı, sürüncemede bırakılmamalıdır. Bu noktadan kastedilen şu olsa gerektir: Resmi okul dışında eski usul denilen medreselerde okuyanlar, İslam Dinini 2-3 hocadan öğrenirlerdi. Hâlbuki bugün aynı ilmi okutan ilahiyat fakülteleri 20 civarında bölüme ayrılmış bulunuyor. Aynı şekilde, eski medreselerde çoğu defa akim kalan imtihanlar gibi olmamalı, imtihanalar sonuçlandırılmalıdır. Bir mahreç bulmak ve müdavimlerin tefeyyüzünü temin etmek; hem de mekatib-i âliye-yi resmiyeye müsâvî tutmak ve imtihanlarını, imtihanları gibi müntic kılmak, akîm bırakmamaktır. Yedinci şart: Yüksek Öğretmen okullarının sistemi geçici olarak bu Model Üniversitede uygulanmalıdır. Aynı zamanda bu öğretmen okulları geçici olarak bu Üniversitenin bünyesinde öğrenim ve öğretim yapmalıdır. Bu suretle, öğretmen okullarındaki düzen ve ilim öğrenme metotları bu medreseye geçecek, fazilet ve diyanet ise bu Medreseden öğretmen okullarına geçebilecektir. Aralında karşılıklı istifade mümkün olacak, her ikisindeki talebelerin ilimden tam feyiz almaları mümkün olacak, her iki grup da tek kanatlı değil, iki kanatlı kuşlar gibi rahat uçacak, yani hayata kolay intibak edecekler ve halka yardımcı olabileceklerdir. Dârü l-muallimîni muvakkaten şu dârü l-fünûn dairesinde merkez kılmak, mezcetmektir. Tâ ki, intizâm ve tefeyyüz ondan buna geçsin ve fazilet ve diyanet, bundan ona geçsin; tebadül ile her biri ötekine bir kanat verip zülcenaheyn olsun. Sekizinci Şart: Yedinci şartta belirtildiği gibi, bu bölgede asırlardır uygulanan tedris usulünde, eski usulde öğrenciler bir veya 2-3 hocadan ders alarak icazet alıyorlardı. Hâlbuki Nursi nin teklif ettiği bu Model Üniversitede en az 20 hocadan ders alacaklardır. Adeta bir öğrenci, 20 hocanın teşkil ettiği bir halka ortasında duracak ve bu 20 hocadan teker teker ders alacak ve imtihan geçirmesi gerekecektir. 12

13 Kürdistanda âdet-i müstemirre olan ta lim-i infiradîyi halka ve daireye tebdil etmek Dersler Medhal Mahreç Nursi bu model Üniversitede okutulacak dersler hakkında Münazarat adlı eserinde bilgiler vermiştir. Ama bu açıklamaların ilk nüvesini aslında 24 Mart 1909 t. makalesinde ifade etmiş bulunmaktadır. Bu makalesinde Nursi şöyle diyor: İkinci Madde: Maarif-i İslâmiye ordusunun fırkaları olan ehl-i medrese ve ehl-i tekye ve ehl-i mekteb; ifrat ve tefrit ile birbirini tadlil ve techil ile hâsıl ve ahlâk-ı İslâmiyeyi esasıyla sarsan ve âhenk-i terakkiyi ihlâl eden tebayün-ü efkârları ve tehâlüf-ü meşrebleri izale ve efkârı tevhid, meşaribi takrib zaruridir. Nasıl ki cesim bir fabrikayı mutazammın bir kasrın odalarının kapıları birbirine açılır, bir maksada hizmet eder; kezalik mekteb ve medrese ve tekye, teyid-i münasebet ile o kasr-ı âlî-i İslâmiyenin birer açık kapılı odası gibi olmak ve salonu da hükümet olmak lâzımdır. Tâ her biri diğerinin noksanını tekmil ile kaide-i taksimü l-mesaî tatbik edilsin. Teyid-i münasebet şöyledir ki, mekâtib-i âliyede hakaik-ı İslâmiyeyi berahin ile okutmak ve medreselere de fünun-u lâzıme-i medeniyeyi, eski hükemanın bataklığına bedel, tedris olunmak ve tekyelerde de mütebahhirîn ulema bulunmaktır Bir örnek verelim: Mesela Tıb Fakültesinde Anatomi dersi gören bir öğrenci, yan ders olarak İslam İnancı,Fıkıh, Kuran tefsiri ve hadis ilimlerini vb.de öğrenecektir.bu yan derslerin saati ana derslerden tabii ki az olacaktır. Diğer yandan İlahiyat ta okuyan bir öğrenci ise yan dersler olarak, fizik, kimya ve biyoloji gibi dersleri de okuyacak ve bunlardan imtihan geçirecektir. Nursi ye göre İlahiyat öğrencilerine yeni ilimleri öğretmek şart olduğu gibi, Tıb vb. ilimleri öğrenen öğrencilerin de İslami ilimleri kısmen öğrenmelidir. Böylece her iki sahada bilgi sahibi olacak ve Fakültelerinden bu bilgilerle mezun olacaklardır. Kanaatimce bu metod, bildiğim kadarı ile halen kısmen sadece Suudi Arabistan da uygulanmaktadır. Nursi, yukarıdaki tekliflerini bir askeri okul olan Hamidiye Alaylarının öğrenim ve öğretim programı için de teklif etmektedir Bu, asırlardır devam eden bir adettir. (Bkz. Münazarat, (İç. D. s ). 15 İç. D. s Bu konuda ayrıca şu kitabımıza bkz. Demokratik Açılım Sürecinde Kardeşlik Projesi, İstanbul, 2.b.2011, Nesil y. s. 93 vd. 13

14 Meselâ Hamidiye Alayları ve Şarkın kalkınması ile ilgili bir makalesinde şöyle bir mesaj vermektedir: Nursi, Kürtlerin modern okullara ısınamadıklarını, yani yeni ilimlerin okutulduğu mekteplere soğuk kaldıklarını belirtiyor ve bu konuda şu sebepleri sıralıyor: 1-Kürtler, yanlış olarak öğrendikleri bazı teşbih(benzetme),hikâyeler veya israiliyat denilen bilgilere dayanarak, modern ilimlerdeki esaslara karşı çıkıyorlar. 2-Modern ilim öğrenenler, İslam dinini yüzeysel öğrendikleri için, dini meselelerde şüpheye düşmektedirler. 3-Medreseleri çok beğeniyorlar, ama günümüzdeki bozulmuş medreselerin durumlarına, mesela taassup ve düzensizliğe de karşı çıkıyorlar. 4-Modern ilimler Osmanlı Devleti okullarına Avrupa dan idhal edilmiştir. Aslında fizik, kimya gibi ilimler İslam Dini esaslarına aykırı değildir. Ve İslam tarihinde birçok fizik, Kimya vb. ilimlerin âlimleri yetişmiştir. 17 Bunun da çaresi, İslami ilimler yanında modern ilimleri de Hamidiye Alaylarında yani askeri okullarda da okutmaktır. Ayrıca öğrencilerin öğrenim giderleri de Milli Eğitim Bakanlığı Ve Vakıflar Genel Müdürlüğünden verilmelidir. Nursi şöyle diyor: Ben Kürd olduğum için Kürdlere dair bir-iki söz söyleyeceğim. Şöyle ki; bizim Kürdler maarifi kılıçlarının hutut-u cevherinden öğrenmişler. Maarif-i cedideden dört sebep için ürküyorlar: Birincisi: Bazı mesail-i fenniye, bazı avamların takliden veya hataen akide ve hakikat ve İslâmiyet telâkki ettikleri bazı hikâyat ve teşbihat ve israiliyatın muhalefetidir. İkincisi: Bazı ehl-i fen ve ehl-i mektebe nazar-ı sathî ve taklidî olarak zevahir-i dini tahsil ile bir akide-i tıflâneyi fünunlarda kesbettiği meleke-i feylesofaneye mukabele ve muhakeme etmekle, varta-i evham ve şükûka düştükleridir. Üçüncüsü: Maden-i her kemal bildikleri medarisin ahvaline muhalefet ve mübayenettir. Dördüncüsü: Zahiren o fünunun bilâd-ı ecnebiyeden gelmesidir. 17 Meşhur Türk âlimi Prof. Fuat Sezgin, her bir modern ilmin kurucusu ve bu sahalarda buluş ve icatlar yapmış İslam âlimlerine dair eserler yazmış, hatta bu konuda bir de Müze kurmuştur. Bu eserler ve Müze Almanya Frankfurt Üniversitesi bünyesinde yapılmış, bir ara Türkiye de de sergilenmiştir. Bendeniz de bu eserleri ve Müzeyi Frankfurt Üniversitesinin bünyesinde görenlerden biriyim. 14

15 Bunun çaresi, şecaatlerini okşayan Hamidiye Alaylarının askerlik münasebetiyle mekâtibi medrese nam-ı me lufuyla ulûm-u diniye ile beraber, fünun-u lazıme-i medeniyeyi Kürd ulemasının Kürdlerin istidadına göre tedris etmesidir ve Kürdistan da medaris-i münderiseyi ihya ve onlarca en mühim olan talebe tayınatını Maarif ve Evkaf tan vermektir. Bu fikir, on beş sene hususi mesleğimdi; efkâr-ı umumiyeye arz ediyorum, tâ ki meslek-i umumi olsun, zira vakti gelmiş. Molla Said-i Kürdî 18 Yine Münazarat eserinden evvel neşrettiği 24 Mart 1909 tarihli bir makalesinde de aynı fikri ifade etmiştir. (Bkz. yukarıda s. 2) 4-Tedris üyeleri Bu Üniversitenin öğretim üyeleri, okutmanları kimler olacaktır sorusuna gelince. Nursi bu konuda bir sınır koymuyor, yani bir teklifte bulunmuyor. Sadece bölgedeki Kürt ilim adamalarından istifade etmenin gerekli olduğunu ileri sürüyor, şart olarak belirtiyor. Bu noktaya az yukarıda temas etmiştik. Nursi özetle şöyle diyordu: Üçüncü şart: O bölgenin güvenini kazanmış Kürt âlimlerinden istifade etmek ve Kürtleri devletle ve halkla kaynaştırmak ve onları onlara ısındırmak için, Kürtçe bilen ilim sahibi kimseleri bu üniversitede öğretim üyesi olarak istihdam etmektir. Bu kimseler resmi okul diplomaları yok, ama bilgileri yeterli kimselerdir 19 Zülcenaheyn (Türkler ve) (20) Kürdlerin mutemedi olan Ekrad ulemasından veya istînas etmek için lisan-ı mahallîye aşina olanları müderris olarak intihab etmektir. 5-Tedris dili Arapça: Vâcib Osmanlı dönemine uygun bir teklif. Çünkü o zamanın Osmanlı milli eğitim sisteminde, okullarda Arapça-Farsça okutulmakta idi. Ve Arapça, İslam kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. 18 Bkz. Bediüzzaman Said-i Kürdi nin Meb usana Hitabı, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı: 4, Sayfa 29-30,13 Kânun-ı evvel 1324,26 Aralık 1908 (İç. D. 523) Nursi, Hamidiye Alaylarının kapatılmasına karşı çıkmış, bu alaylardaki Kürt vatandaşlarımızın bu askeri öğrenim ve eğitimden mahrum bırakılmamasını istemiştir. Bkz. Şura-yı Ümmet Gazetesi, 6 Teşrin-i sâni 1324(19 Kasım 1908): Hamidiye Alaylarına Dair Beyan-ı Hakikat (İç. D. s ). Aynı fikrini, şu makalesinde de dile getirmiştir,yukarıda temas etmiştik: Bkz: Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı: 4, Sayfa Kânun-ı evvel 1324 (26 Aralık 1908): Bediüzzaman Molla Said-i Kürdî nin Mebusana Hitabı (Mâba d) (İç. D. s. 523) yılı Aralık ayının başında Diyanet İşlerli Başkanlığı, Nursi nin bu teklifinden 100 yıl sonra, Mele adlı bir proje başlatmıştır. Mele, halkın bilgilerine başvurduğu ve ona güvendiği kimselerdir. Devlet bu kişileri bir defaya mahsus olmak üzere kadrosuna alacak, onlara maaş verecek ve onlardan din hizmetlerinde istifade edecektir. Kanaatimce Nursi nin yukarıdaki görüşü, Üniversitede değil, ama bir başka devlet hizmetinde tahakkuk etmiş olmaktadır. 20 Parantez içindeki kelime müellifi tarafından sonraki baskılarda eklenmiştir. Nâşir 15

16 Türkçe: Lâzım, yani gerekli, çünkü asırlardır bu topraklarda bu dil öğrenim ve öğretim dili olarak kullanılmıştır. Bilindiği gibi Nursi, telif ettiği eserlerinin, Yani Risale-i Nur Külliyatının tamamını Türkçe olarak yazmış ve neşretmiştir. Osmanlı döneminde yazdığı kitaplar ve makalelerin bir kısmı Arapçadır, ama yine çoğunluk Türkçedir, Kürtçe olarak telif ettiği bir kitabı ise yoktur. Bunu da normal kabul etmek lazım: çünkü Nursi nin tabiri ile Kürtlerin saadeti Türklerin saadetinden neş et eder. 21 Kürtçe: Câiz olabilir mahzuru yok demektir. -Nursi, Kürtçe bu Üniversitede öğrenim dili olmalıdır demiyor, öğrenim ve eğitim dili olarak kullanılabileceğini, yani Kürtçenin öğrenim- öğretim dilinde kullanılmasına bir engel olmadığını söylüyor. Bir diğer deyişle Kürtçenin öğrenim dili olmasında mahzur olmadığını ifade ediyor. 6-Gelirleri(Varidatı): Nursi, bu model Üniversitenin mali tarafıyla da ilgilenmiş, bu konuda çözüm tekliflerinde bulunmuştur. Öyle ya, yeni model bir üniversite teklif ediyor, bu modelin asrımızda gerekli olduğunu söylüyor, ama bir üniversite büyük bir yatırım gerektirir. O halde bu teklifin mali tarafı da olacaktır. Yani bu üniversitenin ödenek konusu da halledilmelidir. Nursi nin bu Model Üniversitenin gelirleri ve ödeneği konusunda teklifleri şunlardır: 1-İlk önce Üniversite idarecileri samimi olmalı ve gayret göstermelidirler. 2-Vakıflar İdaresi bu Üniversiteye ödenek verecektir. Çünkü diğer okullar gibi bu model Üniversite de bir eğitim kurumudur. Vakıflar diğer okullara verdiği gibi bu Üniversiteye de vahdet-i mesele cihetiyle yani bu da bir okul olduğu için elbette ödenek ayıracaktır. 3-Halk, bu Üniversitenin ilmi ve dini hizmetlerini görünce, elbette zekâtlarını bu üniversiteye vermek isteyecektir, verecektir. Bilindiği gibi Zekâtın verileceği yerler arasında talebeler ve ilim için çalışanlar da vardır Aynı sebeple Müslümanlar sadaka ve adaklarını da bu Üniversiteye vereceklerdir. Çünkü bu model Üniversite, yapacağı ilmi neşriyat-yetiştireceği değerli talebeler, yapacağı ilmi toplantılar vb. hizmetler sebebiyle, akıl, kalp ve vicdanların takdirini toplayacaktır. Ve bu sebeple, Müslümanlar sadaka ve adaklarını bu üniversiteye vereceklerdir. Bu sadaka ve adaklar küçümsenmemelidir. Çünkü mesela halen günümüzde, THK nun ve benzer vakıfların Müslümanlardan kurban, adak ve diğer isimler altında aldıkları mali gelirler her sene milyarlarca doları geçmektedir. 4-Yukarıda dediğimiz gibi, Yüksek Öğretmen Okulları bu Üniversitenin içine, geçici olarak, yerleştirileceği için, bu okulun geliri geçici bir zaman için bu model Üniversiteye destek verecektir. Ama bu model Üniversite bir müddet sonra, yukarıda izah ettiğimiz gibi, kendisi de hizmet üreterek gelir elde edecek, artık Yüksek 21 Bkz: Nursî, Bediüzzaman Said, Münazarat (İç. D. s. 143 ). 22 Bu noktanın tafsilâtı için şu eserimize bkz. Nicolas Aghnides: İslam ın Mali Hükümleri (Çev: Prof. Dr. Servet ARMAĞAN), 2003, İstanbul, İnsan y. s. 16

17 Öğretmen Okulunun yardımına ihtiyacı kalmayacaktır. Hatta ondan ödünç aldığı ödenek meblağını da iade edebilecektir. Şimdi de bu özeti kendi ifadelerinden okuyalım: S- Vâridatı nedir? C- Hamiyet ve gayret. S- Sonra? C- Şu medrese, çekirdek gibi bilkuvve bir şecere-i tûbâyı tazammun eyliyor. Eğer hamiyet ve gayretle yeşillense, tabiatıyla madde-i hayatını cezb ile sizin kuru kesenizden istiğna edecektir. S- Ne cihetle? C- Çok cihetle. Birincisi: Evkaf, hakkıyla intizâma girse, şu havuza tevhid-i medaris tarîkıyla bir mühim çeşmeyi akıtacaktır. İkincisi: Zekâttır. Zîrâ biz (hem Hanefî, hem) (23) Şafiîyiz. Bir zamandan sonra o Medreset-üz Zehra İslâmiyete ve insaniyete göstereceği hizmetle, şübhesiz bir kısım zekâtı bil istihkak kendine münhasır edecektir. Bahusus zekâtın zekâtı da olsa kâfidir. Üçüncüsü: Şu medrese neşredeceği semeratla, tamim edeceği ziya ile, İslâmiyete edeceği hizmetle ukûl yanında en a lâ bir mekteb olduğu gibi; kulûb yanında en ekmel bir medrese, vicdanlar nazarında en mukaddes bir zaviyeyi temsil edecektir. Nasıl medrese, öyle de mekteb, öyle de tekye olduğundan; İslâmiyetin ianat-ı milliyesi olan nüzur ve sadakat kısmen ona teveccüh edecektir. Dördüncüsü: Mezkûr tebadül için dâr-ül muallimîn ile imtizac ettiğinden, dâr-ül muallimînin vâridatı bir derece tevsi ile muvakkaten ve âriyeten eğer mümkün ise verilse, bir zaman sonra istiğna edecek, o âriyeyi iade edecektir. 7-Üniversitenin sağlayacağı faydalar: Nursi, bu model Üniversite teklifinin faydalarını şöyle sıralıyor: 1-Kürt âlimlerinin geleceğini sağlama. 23 Parantez içindeki cümle bilahere müellifi tarafından eklenmiştir. Nâşir 17

18 2-Eğitimi Kürdistan a, işte bu Medrese isimli,o bölge halkının alıştığı,beğendiği ve yüceliğini kabul ettiği bir unvan ile ve böyle bir yüksek okul kanalıyla sokmak. 3-Milli Eğitime bağlı okulların aynı el ve idare tarafından idaresi İslamiyeti saçma sapan hikâyelerden, İsrailiyat denilen yorumlardan ve katı ve soğuk taassuptan kurtarmak. Taassup, cehalet ve sıhhatli olmayan muhakemeden ortaya çıkar. Delillere dayanan ve dayanması gereken İslâm âlimleri taassup sahibi olmaz. Asıl taassup gösteren inatçı ve İslamiyet düşmanı olan Avrupalıyı taklit eden sözde bilginler ve Müslümanlardır. 5-Meşrutiyetin faydalarını anlatacak bir kapı açmaktır. Bazı Kürtler, Meşrutiyeti anlamadıkları ve İslamiyet e karşı zan ve kabul ettikleri için ondan istifade edemiyorlar. Tıpkı bir hastanın, doktorun kendisine verdiği ilaçları tamamen zehir kabul etmesi ve o ilaçları bu sebeple kullanmaması gibi. 6-Yeni ilimleri medreselere sokmak. Şimdiye kadar yeni ilimlerin İslamiyet e aykırı olduğu vehmediliyordu. Böyle yanlış bir anlayış ve uğursuz bir tutum, Osmanlıların terakkisine engel oluyordu. 7-Modern ilim okutan okullar, eski ilimleri okutan medreseler ile tekkeler arasını bulan, ıslah eden, onların karşılıklı ithamlarını sulh yoluyla halleden kimselerdir. Çünkü şimdiye kadar gördük ki, onlar arasında farklı görüşler, birlik ve beraberliğimizi parçalamış ve ilerlememizi de durdurmuştur. Çünkü her biri kendi metot ve düşüncelsinde inat ediyor, diğerinin ilmini ve metodunu iyice kavrayamadığından, biri diğerini câhillik, diğeri de berikini dinsizlikle itham etmektedir. S- Bunun semeratı nedir ki, on seneden beri (25) bağırıyorsun? C- İcmali: (26) Ekrad ulemasının istikbalini temin ve maarifi, Kürdistan a medrese kapısıyla sokmak ve meşrutiyet ve hürriyetin mehasinini göstermek ve ondan istifade ettirmektir. 24 Nursi nin bu teklifinden yaklaşık 15 yıl sonra 3 Mart 1340( 1924) tarihinde 43 s. bir K. yani Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılmış, bütün okullar Milli Eğitim idaresine verilmiştir. 25 Nursi buraya daha sonraki senelerde (1950 lerden sonra) şu ekleme ve düzetmeyi yapmıştır: Belki elli seneden beri. Müellif Daha sonraki senelerde ise 55 sene olarak düzeltmiştir:...elli beş sene bir gaye-i hayalim ve hayatımın bir neticesi olan Medrestüzzehranın. (Bkz: Emirdağ L. II, no: 81, s. 487 ve Ek: 10). 26 Şu Medresetüzzehra'ya dair mebahisi, (hürriyetin üçüncü senesinde) (*) nutuk suretiyle Bitlis'te, Van'da, Diyarbekir'de, daha birçok yerlerde ahaliye ders verdim. Umumen dediler: "Hakikattır, hem mümkündür." Demek diyebilirim ki, ben onların tercümanıyım bu mes'elede!.. Müellif * Parantez içindeki cümle bilahere müellifi tarafından eklenmiştir. Naşir 18

19 S- İzah etsen fena olmaz. C- Birincisi: Medarisin tevhid ve ıslahı... İkincisi: İslâmiyeti, onu paslandıran hikayât ve İsrailiyât ve taassubat-ı bârideden kurtarmak. Evet İslâmiyetin şe ni metanet, sebat, iltizam-ı hak olan salabet-i diniyedir. Yoksa cehilden, adem-i muhakemeden neş et eden taassub değildir. Bence taassubun en dehşetlisi, bazı Avrupa mukallidlerinde bulunur ki, sathî şübhelerinde muannidane ısrar gösteriyorlar. Bürhan ile temessük eden ülemanın şanı değildir. Üçüncüsü: Mehasin-i meşrutiyeti neşr için bir kapı açmaktır. Evet Ekrad da meşrutiyeti incitecek niyet yoktur. Fakat istihsan edilmezse istifade edilmez, o daha zarardır. Hasta, tiryakı zehir-âlûd zannetse elbette istimal etmez. Dördüncüsü: Maarif-i cedideyi medarise sokmak için bir tarîk ve ehl-i medresenin nefret etmeyeceği saf bir menba -ı fünun açmaktır. Zîrâ mükerreren söylemişim: Fena bir tefehhüm, meş um bir tevehhüm şimdiye kadar sed çekmiştir. Beşincisi: Yüz defa söylemişim, yine söyleyeceğim: Ehl-i medrese, ehl-i mekteb, ehl-i tekyenin musalahalarıdır. Tâ, temayül ve tebadül-ü efkâr ile lâekall maksadda ittihad eylesinler. Teessüf ile görülmüyor mu ki; onların tebayün-ü efkârı, ittihadı tefrik ettiği gibi; tehalüf-ü meşaribi de, terakkiyi tevkif etmiştir. Zîrâ herbiri mesleğine taassub, başkasının mesleğine sathiyeti itibariyle tefrit ve ifrat ederek; biri diğerini tadlil, öteki de berikini techil eyliyor. Elhasıl: İslâmiyet hariçte temessül etse; bir menzili mekteb, bir hücresi medrese, bir köşesi zaviye, salonu dahi mecma-ül küll.. biri diğerinin noksanını tekmil için bir meclis-i şûra olarak, bir kasr-ı müşeyyed-i nuranî timsalinde arz-ı didar edecektir. Âyine kendince güneşi temsil ettiği gibi; şu Medreset-üz Zehra dahi o kasr-ı İlahîyi haricen temsil edecektir. Eyyühel eşraf! Size hizmet ettiğimiz gibi, bize hizmet ediniz. Yoksa... Ey bizi vesayete muhtaç çocuk nazarıyla bakan ehl-i hükûmet! Size itaat ettiğimiz gibi, saadetimizi temin ediniz. Ve illâ... Ey Kürd, (Türk) (27) cem iyet-i milliye vazifesini bil istihkak omuzunuza alan İttihad ve Terakki! İyi ettiniz mezcettiniz. İyi etseniz iyi, ve illâ (28) 29 * 27 Parantez içindeki kelime bilahere müellifi tarafından konulmuştur. Naşir 28 İhtar: Ey kendini havass zanneden ehl-i siyaset ve ehl-i hükûmet! Yeisi kırmak için avama ders ve hitab olan şu kitabı sened tutup teselli etmeyiniz. Sizin sû'-i istimaliniz, onların sû'-i tefehhümünden daha ziyade sû'-i tesir eder. Size de bir ders vermek için zamanı tevkil eyledim. Dersini dinlemediniz, dehşetli tokadını yediniz. Müellif 19

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI 1-Bedîüzzaman 2-Allâme-i Asır 3-Allâme-i Zîfünun 4-Nüsha-i Nâdire-i Zaman 5-Allâme-i Bedîüzzaman 6-Define-i Ulûm 7-Define-i Fünun 8-Bedîülbeyan 9-Lisan-ül Hak

Detaylı

Halkında,devletinde,İslam ülkelerinin de felahı,rahatı,ittihat ve ittifakı geniş çaplı,maddi-manevi ilimlerin burada okutulması ile mümkündür.

Halkında,devletinde,İslam ülkelerinin de felahı,rahatı,ittihat ve ittifakı geniş çaplı,maddi-manevi ilimlerin burada okutulması ile mümkündür. MEDRESETÜZ ZEHRA-TERÖR VE İDAM Bediüzzaman;hayatımın gayesi dediği,doğuda açılmasına çalıştığı Medresetüz Zehra;hem memleket çapında doğuyu geri bırakan üç hastalıktan yani cehalet-fakirlik ve ihtilaf

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Asr-ı Saadette İçtihat

Asr-ı Saadette İçtihat Mehmedkirkinci.com Asr-ı Saadette İçtihat Sual: Hazret-i Peygamber zamanında içtihat yapılmış mıdır? Her güzel şey, her hayır Nebi ler eliyle meydana geldiği gibi, küllî bir hayır olan içtihadı da ilk

Detaylı

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. MEHMET GÜNEŞ Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. *Kendinizi tanıtır mısınız? 1956 doğumlu,kuyulu köyündenim. Kur an Kurslarına giderek Kur an-ı öğrendim.çok şükür daha sonra

Detaylı

KÜRD MESELESİ PROJESİ

KÜRD MESELESİ PROJESİ Risale-i Nur Külliyatında KÜRD MESELESİ PROJESİ Osmanlı coğrafyasında Kürdistan tabir edilen bölgede dünyaya gelen Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Osmanlı payitahtına gelmesinin bir sebebi de, o havalinin

Detaylı

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz?

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz? Sorularlarisale.com Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz? Eski Said Dönemi Eserleri Eserin Adı - Telif Tarihi / İlk Baskı Tarihi Divan-ı Harb-i Örfî (1909

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü 1933 Üniversite Reformu ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı Durmuş Demir İYTE Fizik Bölümü 1 Haziran 1453: Sultan Mehmed, Ayasofya ve Pontokrator manastırlarını medreseye çevirtir; önde gelen bilim insanları

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ

BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ 2. ULUSLARARASI BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ SEMPOZYUMU İslâm Düşüncesinin 20. Asırda Yeniden Yapılanması ve Bediüzzaman Said Nursî 27-29 Eylül, 1992, İstanbul BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ Haftasonu müzakeresine davetlisiniz HERKESİN ENESİ AYNI MI _MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ SUAL: *PEKİ MEYVELERİN ÇEKİRDEKLERİ BİRBİRİYLE AYNI MI?* MÜZAKEREDE FARKLI FARKLI

Detaylı

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR Eğitim ve kültür alanında yapılan inkılapların amaçları; Laik ve çağdaş bir eğitim ile bilimsel eğitimi gerçekleştirebilmek Osmanlı Devleti nde yaşanan ikiliklere

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım. ABUZER KARA 1.Kendinizi tanıtırımsınız. Ben Abuzer Kara 1961 Samsat doğumluyum.ilk ve orta öğrenimimi Samsat ta bitirdim.19 82 yılında evlendim.1983-1984 Yılları arasında askerlik görevimi ifa ettim.1987

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. İlmi olmayan kimsenin dünyada da ahirette de hiç kıymeti yoktur. Ahmed-i Bedevî İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. Abdülvehhab-ı Müttekî İnsanlar, ilmi büyüklerinden

Detaylı

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [ Risale Online Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [http://www.risaleonline.com/soru-cevap/risale-i-nurtalebesi-olmanin-sartlari] Risale-i Nur Talebeliği Soru (!! Bu konuya ait ek sorular için tıklayın)

Detaylı

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz? Sorularlarisale.com Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz? Kur'an'ın Bütünlüğü Kur'an'ın tamamı birbiriyle bütünlük

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii GİRESUN 2014 İslami İlimler Fakültesi; 08 Eylül 2012 tarih ve 28405 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu nun 25 Temmuz 2012 tarih ve 2012/3527 Sayılı Kararı ile Giresun Üniversitesi

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss.197-201. Adnan Demircan Türkiye nin İlahiyat Sorunu İstanbul: Beyan Yayınları,1.Baskı, 2015, 160 s. Yüksek Din Öğretimi ve bu öğretimin

Detaylı

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Adres: İ.O.S.B. Turgut Özal Cad. B-Blok No: 126 K: 3 Başakşehir/İSTANBUL Tel: +9 0212 696 13 70 - Fax: +9 0212 696 13 71 www.altinbasaknesriyat.com R İ S Â

Detaylı

2017 SONBAHAR DÖNEMİ PROGRAMI

2017 SONBAHAR DÖNEMİ PROGRAMI 2017 SONBAHAR DÖNEMİ PROGRAMI Herkes Kur ân a çağırdığını söylüyor. Fakat yollar başka başka yerlere çıkıyor. Sünnet ile zaten bazılarının arası hiç hoş değil. Sünnete çağırma konusunda ise niyet kadar

Detaylı

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Esmâu l-hüsnâ Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

1913 yılında Islah-ı medaris yani medreselerin ıslah ve düzenlemesi adıyla İmam ve Hatib yetiştirilmeye başlanmıştır.

1913 yılında Islah-ı medaris yani medreselerin ıslah ve düzenlemesi adıyla İmam ve Hatib yetiştirilmeye başlanmıştır. İMAM HATİBLER ÜZERİNE Sapla samanın birbirine karıştırıldığı,buğdayla arpanın aynı harmanda harmanlandığı,oyunların oynanıp oyuncuların sürekli değiştirildiği bir dönemde yaşamaktayız. İmam-Hatibler tarihçe

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

KASTAMONU LÂHİKASI NDA SOSYOLOJİK ARKA PLAN

KASTAMONU LÂHİKASI NDA SOSYOLOJİK ARKA PLAN Serdar BİLGİN KASTAMONU LÂHİKASI NDA SOSYOLOJİK ARKA PLAN Anahtar Kelimeler: heyet-i içtimaiye, hayat-i içtimaiye, şahs-ı manevi, iştirâk-i amâli uhrevî, ekser-ahkâm 1-BİREY NEDİR? Birey, sınırlı bir bedende

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

6.Milletlerarası Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam Semzpozyumu Safa Mert / Türkiye

6.Milletlerarası Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam Semzpozyumu  Safa Mert / Türkiye Safa Mert / Türkiye Konu: İ la-yı Kelimetullah Bu Asırda Maddeten Terakkiye Mütevakkıftır Ekser Enbiyanın Asya da zuhûru, ağleb-i hükemanın Avrupa da gelmesi, kader-i ezelînin bir remzi, bir işaretidir

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Bediüzzaman Said Nursi

Bediüzzaman Said Nursi Benim için Van çok kıymettardır. Lillâhilhamd, sizler o kıymettarlığı gösterdiniz. Ve Van a karşı şedid hissiyâtıma tam mukabele ediyorsunuz. Bediüzzaman Said Nursi Mukaddime Bediüzzaman ın medrese kurma

Detaylı

Burada mecazın, alimlerin elinden cahillerin eline geçmesi durumunda nasıl hakikate dönüştüğüne ve hurafelere kapı açtığına işaret olunuyor.

Burada mecazın, alimlerin elinden cahillerin eline geçmesi durumunda nasıl hakikate dönüştüğüne ve hurafelere kapı açtığına işaret olunuyor. Sorularlarisale.com "İki kavs-ı mevhûme tinnîneyn yad edilmiş, hayalî bir teşbihle isim müsemmâ olmuş. Tinnîn ise yılandır." Defalarca okudum, ama çözemedim; bunun şeklini çizerek anlatabilir misiniz?

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

İçindekiler. Sunuş Önsöz GİRİŞ Gizli bir el... 27

İçindekiler. Sunuş Önsöz GİRİŞ Gizli bir el... 27 Sunuş........................................................................... 15 Önsöz........................................................................... 19 GİRİŞ Gizli bir el......................................................................

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

İDEAL BİR EĞİTİMCİ. İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler

İDEAL BİR EĞİTİMCİ. İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler 32 Zamanı İyi Kullanmak Dersin başlama ve bitiş saatlerine dikkat edin. Ders esnasında da süreyi verimli bir şekilde kullanmaya çalışın. İlk 15-20 dakika

Detaylı

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 Madde 1 - İstanbul Yüksek Mühendis Okulu, bütün hak ve vecibeleriyle birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bu kanun hükümlerine göre teşkilatlandırılmıştır.

Detaylı

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun 626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun (Resmî Gazete ile ilâm : 14. V. 1958 - Sayı: 9906) No. Kabııl tarihi 7115 7. V. 1958

Detaylı

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ Okulumuz 2012-2013 yılında Kevenli İmam Hatip Lisesi olarak Eğitim Öğretime başlamış ancak 2014 yılında yapılan teklifle Said Nursi Anadolu İmam-Hatip Lisesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.okulumuz

Detaylı

Metin 5. Ahmed-i Yesevî nin Menkabevî Hayatı

Metin 5. Ahmed-i Yesevî nin Menkabevî Hayatı 214 215 Metin 5 Ahmed-i Yesevî nin Menkabevî Hayatı Halkın muhayyilesi üzerinde kuvvetli intibalar bırakan her şahsiyet, hattâ daha hayatında iken menkıbesinin teşekkül ettiğini görür. O menkıbeler uzun

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12 TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİRLER Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları MEHMET AKİF VE ÇAĞDAŞ BİLİM Bilim, hayat ve kainatın uyduğu kanunları araştırıp

Detaylı

Batıda yayılan milliyetçilik akımı bizde olduğu gibi İslâm dünyasını da etkisi altına almıştır.

Batıda yayılan milliyetçilik akımı bizde olduğu gibi İslâm dünyasını da etkisi altına almıştır. ASRIN ÜÇ HASTALIĞI *1789 Fransız ihtilali kebiri batıdaki Katolikliğin katılığını kırmak ve özgürlüklere kapı açarak dünyayı değiştirmekle beraber,geriye ırkçılık gibi eskilerin seretan dediği bir kanser

Detaylı

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ Neden M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ M.Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi, Arapça, İngilizce ve Rusça hazırlık sınıfı olan, Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Programı uygulayan Türkiye nin en seçkin

Detaylı

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim. Mehmedkirkinci.com 1988 Hac Ziyareti 1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim. Mescid-i Saâdet te öğle namazını kıldıktan sonra

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI ARASINDA TÜRKİYEDE BİR ÇALIŞMA ENSTİTÜSÜ KURULMASINA MÜTEALLİK 13 SAYILI EK ANLAŞMA Milletlerarası Çalışma Teşkilatı (Badema Teşkilatı diye anılacaktır.)

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik. BEDİR BİLGİÇ Hastalar risalesi ruhumda büyük bir değişiklik yaşattı. *Kendinizi tanıtır mısınız? Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Hedef ve Esaslar Amaç Madde 1- Manisa Su ve Kanalizasyon

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

Umûr-ı mâliyede cüz î bir şüpheyi bile ta yîb eder. Askerî muhârebeye davet eyler.

Umûr-ı mâliyede cüz î bir şüpheyi bile ta yîb eder. Askerî muhârebeye davet eyler. 208 209 Metin 3 Nâmûs: Nâmûs, hoş-bû çiçeklerin özü gibi fazîletlerin esâsıdır. O mertebe nâziktir ki en hafif en ufak bir leke bile parlaklığını izâle edebilir. Hayat, cism-i insana nasıl lâzım ise rûh

Detaylı

MEDYA. Uluslararası Arapça Yarışmaları BASIN RAPORU

MEDYA. Uluslararası Arapça Yarışmaları BASIN RAPORU 2013 BASIN RAPORU ARAPÇA HEYECANI 4 YAŞINDA Son zamanlarda coğrafyamızda meydana gelen politik ve ekonomik gelişmeler, Arapça dilini bilmenin ne kadar önemli olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED Benim araştırıcı, meraklı bir ahlâkım vardı. Her şeyin sebebini ve maksadını arıyordum. Bunlar için mantıkî cevaplar bekliyordum. Hâlbuki râhiplerin ve diğer Hıristiyan din

Detaylı

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz?

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir. cümlesini izah eder misiniz? Sorularlarisale.com Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz? Üstadımız, kader meselesinin anlaşılabilmesi

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış MEHMET KUBAT Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış *Kendinizi tanıtır mısınız? 1954-de Adıyaman-ın Kamışlı köyünde dünyaya geldim. *Risale-i Nuru nasıl,nerede

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

YASIYOR. MUYUZ. SASIYOR.. MUYUZ? Bismillahirrahmanirrahim MUHİDDİN YENİGÜN. (e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr) yayınevi sertifika no: 14452

YASIYOR. MUYUZ. SASIYOR.. MUYUZ? Bismillahirrahmanirrahim MUHİDDİN YENİGÜN. (e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr) yayınevi sertifika no: 14452 YASIYOR. MUYUZ yayınevi sertifika no: 14452 Yayın no: 11 YAŞIYOR MUYUZ ŞAŞIYOR MUYUZ? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İSBN: 978 975 261 200 6 1. Baskı: Eylül,

Detaylı

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME 1- Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğünce lisansüstü öğrenim görmek üzere.üniversitesi Rektörlüğüne gönderileceğimden, aşağıdaki şartların aynen kabulüne ve iş bu

Detaylı

Kültürümüzde ilme verilen önemi nasıl açıklarsınız?

Kültürümüzde ilme verilen önemi nasıl açıklarsınız? Dursun Gürlek Hoca çok kıymetli bir kültür araştırmacısı Bıkmadan usanmadan medeniyetimizin inceliklerini insanlara anlatmaya devam ediyor. Tarihin bize emanet ettiği güzelliklere yeteri kadar sahip çıkamadığımızı

Detaylı

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1)

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1) MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3458 Kabul Tarihi : 17/6/1938 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 28/6/1938 Sayı : 3945 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 19 Sayfa : 527 *

Detaylı

Personel alımları devam edecek

Personel alımları devam edecek Personel alımları devam edecek Şubat 25, 2012-11:55:50 Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı. Bekir Bozdağ, ''Diyanet'te

Detaylı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı ABD nin Kansas Üniversitesinden matematikçi Prof.Dr. Jeffrey H. Lang, İslam a giriş hikâyesini yazmış olduğu Melekler Soruncaya Kadar [Even Angels Ask: A Journey

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı Osmanlı Devleti nin en kritik devrinde otuz üç sene hükümdarlık yapmış İkinci Abdülhamid Han için ağır ithamlarda bulunanların sayısı gittikçe azalmakla beraber, yapılan iftiralar ve hakaretlerin kötü

Detaylı

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER - Allah'a İman ( 22 Öğeler ) - Allah'a Verilen Dilekçe ( 1 Makale ) - Oruç ve Ramazan ( 7 Öğeler ) - Sorular ve Cevaplar ( 1 Makale ) - Hz.Muhammed ( 13 Öğeler

Detaylı

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ Prof. Dr. Mustafa EKİNCİ İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Eposta : mekinci@harran.edu.tr Telefon : 0414 318 3503 ÖĞRENİM DURUMU Doktora: Erdebil Tekkesi nin Kuruluşu,

Detaylı

Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir.

Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir. ABUZER DEMİR Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir. Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir. -Kısaca kendinizden

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı. B130214028 Nil ÜSTER OSMANLI MEDRESELERİ Medrese, Müslüman ülkelerinde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adıdır. Medrese kelimesi Arapça ders kökünden gelir. Medreselerde ders

Detaylı