JUVENİL MYOKLONİK EPİLEPSİLİ HASTALAR VE ASEMPTOMATİK KARDEŞLERİNDE TRANSKRANİAL MAGNETİK STİMÜLASYON YÖNTEMİ İLE KORTİKAL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "JUVENİL MYOKLONİK EPİLEPSİLİ HASTALAR VE ASEMPTOMATİK KARDEŞLERİNDE TRANSKRANİAL MAGNETİK STİMÜLASYON YÖNTEMİ İLE KORTİKAL"

Transkript

1 TC Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Nöroloji Kliniği Şef: Doç.Dr. Baki ARPACI JUVENİL MYOKLONİK EPİLEPSİLİ HASTALAR VE ASEMPTOMATİK KARDEŞLERİNDE TRANSKRANİAL MAGNETİK STİMÜLASYON YÖNTEMİ İLE KORTİKAL EKSİTABİLİTENİN ARAŞTIRILMASI (Uzmanlık Tezi) Dr. Yasemin HOŞVER İstanbul-2005

2 Uzmanlık eğitimim boyunca engin mesleki bilgi ve tecrübesiyle devamlı yanımızda bulunan, eğitimimizle birebir ilgilenen, yol gösteren klinik şefimiz Doç.Dr. Baki Arpacı ya, tez konumun seçiminden basımına kadar tüm aşamalarında katkı ve desteğini esirgemeyen ve asistanlık dönemim boyunca her türlü sorunum ile yakından ilgilenen klinik şef yardımcıları Doç.Dr. Aysun Soysal ve Doç.Dr. Dilek Ataklı ya, her zaman yanımızda olan ve her türlü yardımı esirgemeyen servis uzmanlarımız Doç.Dr. Turan Atay, Dr. Cengiz Dayan, Dr. Hüseyin Sarı, Dr. Aysu Şen e, eğitimim boyunca bilgi ve deneyimlerinden faydalanma olanağı bulduğum Doç.Dr.Sevim Baybaş ve Doç.Dr. Dursun Kırbaş a, psikiyatri eğitimimi aldığım Doç.Dr.Timuçin Oral, Doç.Dr. Duran Çakmak, Doç.Dr. Fulya Maner e, çocuk nörolojisi eğitimini yanında tamamladığım Doç.Dr. Yüksel Yılmaz a, dahiliye rotasyonumu yanında yapma fırsatını bulduğum Dr. İsmail Ekizoğlu na, tezimin istatistik değerlendirmesinde büyük katkısı olan Prof.Dr.Ahmet Dirican a, asistanlık sürem boyunca beraber çalıştığım asistan arkadaşlarıma, servis sorumlu hemşiremiz Gönül Bayat ve tüm hemşire arkadaşlarıma, servis personellerimize, asistanlık süremin her aşamasında yanımda olan her türlü desteğini ve yardımını esirgemeyen eşim Umut a, annem e, babam a, kardeşlerim Özlem ve Merve ye teşekkür ederim. Dr. Yasemin Hoşver.

3 İÇİNDEKİLER Giriş ve Amaç...1 Genel Bilgiler...2 Olgular ve Yöntem...24 Şekiller...29 Sonuçlar...36 Tartışma...43 Özet...52 Summary...54 Kaynaklar...56

4 GİRİŞ ve AMAÇ: Transkranial magnetik stimulasyon (TMS) un kortikal eksitabitenin değerlendirilmesinde non invazif bir inceleme olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Epileptik hastalarda yapılan çeşitli çalışmalarda elde edilen bulgular birbirleri ile çelişkilidir. Bu farklılıklar, hem çalışılan hastalardaki nöbet tiplerinin farklı olması, çalışılan hasta sayısının farklı olması, çalışma sırasında hastaların antiepileptik ilaç kullanması veya çalışılan TMS tekniklerinin birbirlerinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Biz bu çalışmada, Juvenil myoklonik epilepsili (JME) hastalarda TMS ile motor korteks eksitabilitesini araştırdık. Ayrıca, JME'de kompleks kalıtım patterni gösteren genetik bir geçiş söz konusu olduğundan (46) JME'li hastaların asemptomatik kardeşlerinde de motor korteks eksitabilitesinde bir değişiklik olup olmadığını araştırmayı planladık. Epileptik hastalarda tek stimulusla TMS'nun epilepsi nöbetlerini uyarmadığı, bu konuda güvenilir olduğu bilinmektedir. Bizde bu konuyu değerlendirmek amacı ile JME'li hastalarda ve bu hastaların asemptomatik kardeşlerinde TMS çalışması öncesi ve sonrasında EEG incelemeleri yaparak TMS nun EEG aktivitesi üzerine etkisini değerlendirirken kortikal sessiz peryot sürelerini ölçerek kortikal eksitabilitelerini araştırdık.

5 JUVENİL MYOKLONİK EPİLEPSİ Myoklonik jerk ilk kez 1867 yılında Helpin tarafından tanımlanmıştır da Rabot myokloni ve epilepsi arasındaki bağlantıyı tariflemiş, 1903 te Lundborg juvenil miyoklonik epilepsiyi (JME) intermittan myoklonik epilepsi şeklinde tanımlayıp progresif myoklonik epilepsilerden ayırmıştır. Janz ve Christian 1957 de 47 hastalık bir vaka serisinden sendromun ilk ayrıntılı tanımlamasını yapmışlar, Helpin nin anısına impulsif petit mal olarak isimlendirmişlerdir. JME adını ilk kez 1975 yılında Lund ve arkadaşları kullanmıştır ve sendrom 1989 yılında uluslararası epilepsiler ve epileptik sendromlar sınıflamasında idiyopatik generalize epilepsilerin arasında yer almıştır. Bu sınıflamadaki kesin tanımı şu şekilde yapılmıştır: JME de; puberte civarında ortaya çıkan, daha çok üst ekstremitelerde gözlenen, bilateral, tek veya tekrarlayan, aritmik, düzensiz myoklonik jerkler (MJ) karakteristik nöbet tipidir. MJ ler bazı hastalarda ani düşmelere sebep olabilir. Hastalık kalıtsaldır ve her iki cinste eşit olarak görülür. Sıklıkla jeneralize tonik klonik nöbetler (JTKN) daha az sıklıkla absanslar eşlik eder. Nöbetler genelde uyandıktan kısa bir süre sonra ve uyku deprivasyonu ile presipite olur. İktal ve interiktal EEG lerde, hızlı generalize, sıklıkla düzensiz spike-wave ve polispike-wave aktiviteleri izlenir. Fotosensitivite sıktır ve ilaç tedavisine yanıt iyidir (28). Juvenil myoklonik epilepsi, epilepsiler içinde oldukça sık karşılaşılan bir formdur, hatta bazı yazarlarca en sık formdur. Tüm epilepsi tipleri içinde bakıldığında %5-10 luk kısmı JME nin oluşturduğu görülür, farklı yayınlarda bu rakamlar %3.4 ile %11.9 arasında değişmektedir. İdiyopatik jeneralize epilepsi (İJE) hastaları değerlendirildiğinde

6 her 4-5 hastadan birinin JME olduğu izlenmektedir.ancak genel populasyondaki prevalans halen bilinmemektedir (45). Cinsiyete göre hastalık görülme oranı bazı çalışmalarda kızlarda, bazı çalışmalarda ise erkeklerde daha yüksektir, ancak her iki cinste eşit olduğu kabul gören ortak bir görüştür (45). Juvenil myoklonik epilepsinin başlangıcı, yaş ile bağlantılıdır. Sendrom 8-26 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır ve %75 inden fazlasında ilk nöbet yaş arasında ortalama 14 yaş civarındadır. MJ ler kızlarda (12-14) erkeklere (14-16) göre daha erken yaşlarda başlamaktadır. Bu fark, kızlarda hormonal gelişmenin erkeklere oranla daha erken olması ile açıklanmaktadır. JTKN ler myoklonilerden daha sonra ortalama 16 yaşında başlamaktadır. 10 yaşından daha erken ve 20 yaşından daha geç ortaya çıkan JTKN lerde dikkatli olunmalıdır. Absans eğer varsa genelde ilk başlayan nöbet tipidir, başlangıç yaşı genelde 5-16 yaş arasında değişmekle beraraber ortalama 10 yaş civarındadır. Nadir olarak tüm nöbetler aynı yaş diliminde çıkabilir veya önce JTKN, sonra myokloni veya absans görülebilir. 11 yaşından daha önce başlayan JME olgularında fotosensitivite daha belirgindir. Bu özel durum haricinde başlangıç yaşının hastalığın prognozu ve klinik görünümü üzerine etkisi bulunmamaktadır (45). Juvenil myoklonik epilepsili hastaların özgeçmişlerine bakıldığında %5-10 oranında basit febril konvülziyon haricinde nörolojik öykü olmadığını görürüz. Minör veya majör nörolojik durumlar tamamen rastlantısal olarak ortaya çıkar ve JME tanısı ile ilgisizdir (45). İlk JTKN ten sonra sendromun kesin tanısının konulabilmesi nadir bir durumdur. Farklı serilerde semptomların başlangıcı ile kesin tanı konulması arasındaki sürenin 8 yıla kadar uzayabileceği bildirilmektedir. Bunun sebepleri arasında, hastaların genelde

7 sorulmadıkça MJ i tanımlamaması veya tanımlanan tek taraflı, asimetrik MJ lerin adversif başlangıçlı JTKN olarak yorumlanması ve asimetrik EEG bulgularının fokal epilepsi olarak yorumlanması sayılabilir. JME hastalarında EEG'nin genellikle normal olması, tanıda epilepsi dışı hastalık veya tanımlanmamış epilepsi tiplerine yönelinmesine neden olur. Bunun sonucunda hastalar yetersiz ve yanlış tedavi nedeniyle kontrolsüz kalabilir, hatta bazı vakalarda zamanla agrevasayon olabilir (2-3). Myoklonik jerkler JME nin başlıca semptomudur ve tanı için mutlaka gereklidir. MJ ler daha çok omuzlarda ve kollarda görülen, spontan, senkron, değişen amplitüdlerde, kabaca simetrik, kısa, ani, istemsiz sıçramalardır. Tek veya kısa aritmik kümeler halinde gelebilir, bilinç değişikliği eşlik etmez (45). Myoklonik jerkler tipik olarak, sabah uyandıktan sonraki ilk yarım saat içinde görülürler, öğleden sonra uykularından uyanma ile de myokloniler izlenebilir. Daha az sıklıkla gün içinde farklı zamanlarda arasıra gözlenebilir. MJ ler myoklonik status halini de alabilirler. Salas-Puig ve arkadaşları vaka serilerinde, hastaların %7.3 ün de miyoklonik status tanımlamışlardır. Sebep genelde yetersiz ilaç dozu ve ilacın aniden kesilmesidir (45). Birkaç dakika ara verip saatler süren MJ ler görülür, ancak bilinç etkilenmez (37). Myoklonik jerkler baskın olarak üst ekstremiteleri etkiler. Video çalışmaları ile bazı hastalarda, ön kolun kol üzerine fleksiyonu, üst paraspinal bölgede ekstansiyon, bazen de uylukta fleksiyon ve abduksiyon şeklinde proksimal kasların tutulduğu gösterilmiştir. Hastaların bazılarında ise, ön kolun fleksiyon ve eksternal rotasyon şeklinde üst ekstremite distal segmentlerinin daha fazla tutulduğu görülür (45). Myoklonik jerkler genellikle simetriktirler, ancak asimetrikte olabilirler. Asimetrik olan MJ'ler ya gerçekten asimetriktirler ya da etkilenen kolun tonik

8 kontraksiyonunun derecesine bağlı olarak amplitüdü daha fazla gibi görülüp asimetrik olarak yorumlanabilirler. Bazı hastalar dominant kollarında daha çok myokloni tariflerler bunun sebebi; kontralateral ekstremitenin daha az kullanılması veya o sırada yapılan hareketin spesifik motor programlarına cevap olarak refleks tetiklenmeyle MJ'in ortaya çıkması olabilir (45). Myoklonik jerklerin amplitüdü de değişebilir. Hafif MJ ler dışarıdan bakan tarafından zorlukla görülebilir ve hasta bunu şiddetli elektrik titreşimi gibi algılayabilir. Yine bu hafif MJ ler hasta ve ailesi tarafından sakarlık olarak tariflenebilir. MJ ler artarsa alt ekstremite tutulabilir ve dizde kısıtlı fleksiyon olabilir. Merdivenden inme veya bir yere tırmanma gibi seçilmiş durumlar ani düşmelere sebep olabilir. Bazen şiddetli MJ ler ani ve travmatik düşüşlere sebep olabilirler. Bu sırada hasta kısa bir ağlamayı takiben yorgunluk hissi yaşayabilir, bu durum yanlışlıkla bilinç kaybı gibi değerlendirilebilir (45). Hastaların %80-95 inde JTKN ler vardır. JTKN ler, genelde hastayı hastaneye getiren ilk şikayettirler. Myoklonilerden ortalama 1-3 yıl sonra başlarlar. JTKN ler gün içindeki dağılımı ve tetikleyici faktörler açısından MJ lere benzerdirler. Tipik olarak, her zamankinden daha uzun süren küme şeklinde MJ gözlenir, ardından amplitüd ve frekansı artar ve JTKN in tonik fazı başlar seyir klonik-tonik-klonik nöbet şeklinde olur. Tipik varyanttan daha az olmak üzere versif nöbetler de tanımlanmıştır.jtkn ler JME nin doğal seyrinde çok sık tekrar etmezler, yılda 1-2 kez tekrarlayabilirken bazen adolesan dönemde birkaç hafta süren kümeler şeklinde karşımıza çıkabilir (45). Juvenil myoklonik epilepsideki absans tipi basit absansdır, seyrektir, kısa sürer. Genelde bilincin hafif etkilendiği, kısa bir konsantrasyon kaybı şeklinde izlenir. Hasta bir süre duraklar, sonra yapmakta olduğu işine devam eder. Sıklıkla hasta ve hasta yakınları tarafından farkedilmeyip EEG çekimi sırasında izlenebilirler. Ancak bazen konuşmanın

9 hafif bozulduğu veya otomatizmaların eşlik ettiği absans nöbetleri de gözlenebilir. Prevalansı farklı serilerde %10 ile %33 arasında değişmektedir (45). JME de kompleks absans nöbetlerini nadir olarak görmekteyiz, Janz erken yaşta başlayan absans nöbetlerinin daha çok kompleks, geç yaşta başlayanların ise basit tipte olduğunu belirtmektedir (29). Juvenil myoklonik epilepside son zamanlarda primer okuma epilepsisindekine benzer, perioral refleks myokloniler olarak adlandırılan orolingofasial myokloniler tanımlanmaktadır. Ancak okuma epilepsisinde nöbetler kısık veya yüksek sesli okuma ile daha belirgin tetiklenirken konuşma ile daha az uyarılır, JME de ise konuşma ile daha çok, okuma ile daha az tetiklenir (45). Televizyon, video oyunları, disko ışıkları, aralıklı güneş ışığı gibi vizüel uyaranlarla tetiklenen, MJ ve nadiren GTKN lerle giden klinik fotosensitivite çok sık değildir (45). Çoğu hastada sıklıkla MJ ler görülürken hastaların yaklaşık üçte birinde her üç nöbet tipi beraber görülür. Cinsiyetle değişen bir nöbet tipi baskınlığı gösterilmemiştir. GTKN ler myoklonik jerklerden yıl sonra başlar. Hastaların kayda değer bir bölümünde sadece MJ ler vardır ve bunlar gözden kaçabilir çünkü hastalar bu durumdan rahatsız olmayıp hekime başvurmayabilirler (45). Nöbetlerin saate bağımlı dağılımı da JME nin önemli özelliğidir. Özellikle hasta sabah uyandığı zaman nöbetler tipiktir, gün içindeki kestirmelerden uyanırken veya ani uyandırılma ile de nöbetler ortaya çıkabilir (45). JME de myoklonik jerkler ve JTKN ler genelde bir veya birkaç faktör tarafından tetiklenir. Bunların başında uykusuzluk, uyandırılma, alkol, stres, yorgunluk ve menstruasyon sayılabilir, daha az görülmekle beraber amitriptilin gibi psikotrop ilaçlar ile

10 de nöbetler tetiklenebilir. Göz kapama yine nöbetleri tetikleyen bir başka faktör olarak sayılabilir, özellikle hastanın yeni uyandığı saatlerde yüzünü yıkamak gibi işlevler için gözlerini kapaması bu etkinin daha belirgin olmasına sebep olur. Özellikle ellerin kullanıldığı zihinsel aktivite gerektiren; matematik işlemleri, satranç, yazı yazma gibi durumlar nöbet oluşumunu tetiklemektedir. Bu durum JME ile bazı refleks epilepsiler arasındaki bağlantıya işaret etmektedir (45). EEG: En iyi iktal kayıt alma şekli poligrafik video EEG dir. Bütün geceyi içeren bir uyku kaydının arkasından hasta aniden uyandırılarak çekime devam edilir. Pratikte ise gece uykusunun arkasından sabah kestirmesi aynı işi görebilir. Karakteristik EEG bulgusu; MJ'nin hemen öncesinde gelen bilateral, senkron, simetrik, çok dikenli yavaş dalga deşarjlarıdır. İktal deşarjda Hz frekansında, 5-20 diken izlenir. Bu dikenlerin amplitüdleri frontal bölgelerde en yüksektir. Değişik frekans (3-4 Hz) ve amplitüdlerde ( mv) yavaş dalgalar, çok dikenli dalgaları izler veya önünden gelir, böylece MJ lerin süresinden yaklaşık 2-4 sn daha uzun bir süre çok dikenli dalga deşarjı izlenir. Dikenlerin sayısı MJ nin şiddeti ile doğru orantılıdır. MJ ler hafif ise birkaç diken ve daha belirgin yavaş dalga komponenti izlenir(45). İlaç doz aşımı ve yetersiz tedaviye bağlı kötü nöbet kontrolü dışında uyku ve uyanıklıkta zemin aktivitesi normaldir. İnteriktal dönemde izlenen çok dikenli dalga deşarjlarının diken sayısı daha azdır (45), deşarjın başında frekans daha yüksek olup sonuna doğru azalabilir. Bazen sadece ön bölgelere lokalize olarak izlenebilir. İnteriktal

11 değişiklikler JME tanısı lehinedir; ancak kesin tanı için öykü ve klinik görünüm ile JME tanısının doğrulanması gereklidir. Çok dikenli dalga deşarjları JME için patognomonik değildir, hastaların %50 sinde gözlenir(45). Benzer EEG özellikleri erken çocukluktaki myoklonik epilepsilerde, çocukluk çağı absans epilepsilerinde, uyanma ile olan jeneralize tonik klonik nöbetli epilepsilerde ve diğer İJE lerde görülebilir. Özellikle yaşlı hastalarda deşarjın fragmantasyonuna sık rastlanır ve bu karakteristiktir. Fragmantasyon diken dalga komplekslerinin kısa bir süre ara vermesi veya dominant frekanstaki ani değişiklikler ile deşarjın geçici olarak kesilmesidir (2). Fokal değişiklikler hastaların %15-55 inde izlenirken ilk EEG lerin %29 unda saptanır. Bunlar asimetrik iktal deşarjlar ve fokal yavaş dalgalar şeklinde olabilir, bu dalgalar aynı kayıt sırasında veya takip eden kayıtlar arasında taraf değiştirirler. Beraberinde jeneralize yavaş dalga ve çok dikenli dalga deşarjlarının olması ile fokal epilepsilerden ayrılırlar (45). JME de fokal EEG bozuklukları, çok sık rastlanan bir durum değildir ancak yanlış tanının en önemli nedenlerinden biri olduğu için önemlidir (3). Uyku EEG si genelde uyanma EEG sine göre daha anormaldir (45). Uyku EEG sinde geçiş dönemlerinde deşarj oranları belirgin artar, uyandıktan sonra ilk 10 dk içinde deşarj izlenmesi JME tanısı için oldukça yardımcıdır, deşarjlar gece uyanmalarında sabah uyanmalarına oranla daha sıktır ( ). EEG değişiklikleri derin yavaş dalga uykusunda açıkça aktive olurken uykunun REM fazında deşarjlar kaybolma eğilimindedir. EEG değişikliklerinin sirkadiyen profili kabaca nöbet profiline benzemektedir (45). Hiperventilasyon, çocukluk çağı absans epilepsisindeki kadar olmamakla beraber iktal ve interiktal deşarjları uyarabilir.

12 Epileptik sendromlar içinde JME, fotosensitivite ile ilişkisi en iyi gösterilmiş olanlardandır. JME de fotoparoksizmal yanıt %30-48 arasında değişmektedir. Bayan hastalarda fotosensitivite erkeklere oranla yaklaşık iki kat daha fazladır. İzole göz kapama, MJ leri ve çok dikenli dalga deşarjlarını tetikleyebilir. JME de fotosensitivitenin prevalansı günlük hayatta, EEG laboratuvardakilere göre daha düşüktür (45). Görüntüleme ve Patoloji: JME tanısı için elektroklinik veriler yeterli ve gereklidir, kranial BT ve MRI gibi nörogörüntüleme yöntemleri gerekli değildir. Bununla beraber Koepp ve arkadaşları flumazenil kullanarak yaptıkları PET scan çalışmasında, idiyopatik jeneralize epilepsili 10 hastada benzodiazepin ve GABA reseptörlerinin talamokortikal dağılımının arttığını bulmuşlardır. Bu sonuç, korteksin hipereksitabilitesini veya disgenetik odak varlığını düşündürmektedir (45). Woermann ve arkadaşları tarafından, sofistike MRI protokolleri ile mesial frontal bölgedeki gri maddede kalınlaşma saptanmıştır, bu da JME de mesiofrontal kortikal yapıları etkileyen yapısal bir serebral anomali olduğunu düşündürmektedir (48). Meencke, içinde 3 JME hastasının bulunduğu 15 IJE hastasında yaptığı otopsi çalışmasında fokal mikrodisgeneziler saptamıştır (45). JME hastalarında yapılan MR spektroskopi çalışması ile prefrontal bölgelerde N-asetil aspartat miktarının düşük olduğu gösterilmiştir (41). Ayırıcı Tanı:

13 Hipnogojik myoklonik jerkler genç, sağlıklı kişilerde sık görülen bir durumdur ve tamamen fizyolojik bir durumdur (45). Lafora Hastalığı, Unverricht-Lundborg hastalığı gibi adolesan dönemde başlayan progresif myoklonik epilepsiler başlangıç döneminde yanlış olarak JME tanısı alabilirler. Daha sonra myoklonik sendromun şiddeti, entellektüel yıkımın olması, EEG de zemin aktivitesinin yavaşlaması ve karakteristik paroksizmal EEG değişiklikleri ile doğru tanı konabilir (45). Myoklonik astatik epilepsi; erken çocukluk çağında başlayan düşmelerin sık olduğu bir tablo iken JME genel olarak adolesan çağda başlar, düşmeler oldukça nadirdir ve üst ektremitede belirgin myokloniler ile ilişkilidir (45). Saf fotosensitif idiyopatik epilepsilerde; myoklonik jerkler televizyon, video oyunları, aralıklı güneş ışığı gibi vizüel stimuluslara cevap olarak oluşur (45). Primer okuma epilepsisinde (POE); MJ ler baş bölgesinde sınırlı olup okuma ile uyarılır. Ancak son yayınlarda JME ile POE nin birlikte görülebildiğine dikkat çekilmektedir (45). Myoklonik absans epilepside, absanslara eşlik eden myokloniler EEG ile senkron ve ritmiktir. Bilinçte dalgalanmanın olduğu 3 Hz lik ritmik diken dalga deşarjları izlenir. Başlangıç yaşı JME ye benzemekle beraber, JME nin aksine myokloniler yüz kaslarını da etkiler, nöbet sıklığı daha fazladır ve ilaç tedavisine yanıt daha kötüdür (45). Çocukluk çağı absans epilepsi, JME den daha erken yaşta başlar ve karakteristik olarak sık piknoleptik TA tekrarı gözlenir (45). Tedavi:

14 JME de nöbetlerin uyku deprivasyonu ve uykusuzluk ile tetiklendiği bilindiği için hastalara öncelikle hayat tarzları ile ilgili tavsiye verilmelidir. Uyku uyanıklık siklusunun düzenli olması, akşamları uykuyu kaçırabilecek çay, kahve gibi kafeinli içeceklerin alınmaması; alkollü içeceklerin fazla tüketilmemesi tavsiye edilmelidir. Uykusuz iken ve sabah uyandıktan hemen sonra nöbet geçirme riskinin olduğu hastaya anlatılmalıdır (45). Hastaya JME tanısını koyduktan sonra nöbetlerin sık olarak tekrarlayacağını bildiğimiz için ikinci nöbeti beklemeden hemen tedaviye başlanmalıdır. Tedavide ilk seçilecek ilaç valproattır. Valproat monoterapisi ile %86 oranında nöbet kontrolü sağlanır (37). Tedavi altında iken interiktal EEG değişikliklerinin devam etmesi kötü prognoz göstergesi değildir (45). Klasik antiepileptiklerden fenobarbital ve primidon da tedavi seçenekleri arasındadır (45). JME de diğer bir etkili ilaç klonezepamdır, tedavide tek başına önerilmemektedir ancak kontrol altına alınamayan nöbet tipi myokloni ise ek tedavi olarak başlanabilir (36). Yeni antiepileptik ilaçlardan lamotrijin (9) ve topiramat (30) tercih edilen diğer ilaçlardır. Levetirasetam antimyoklonik etkisi ile bir seçenek olabilir (24). Juvenil myoklonik epilepside karbamazepin, okskarbazepin, vigabatrin, gabapentin, tiagabinin ( )nöbetleri artırabileceği düşünülmektedir.

15 TRANSKRANİAL MAGNETİK STİMÜLASYON Transkranial Magnetik Stimülasyonun Tarihçesi : 1851 yılında Turck ün hemiplejik bir hastada yaptığı çalışmadan sonra motor korteksin beden yarısı ile olan çapraz ilişkisi biliniyordu. Fritsch ve Hitzig 1870 de köpeklerde, Ferrier 1875 de maymunlarda motor korteksi transkutanöz yolla galvanik akım ile uyararak karşı taraf ekstremitede kas yanıtı elde etmişlerdir de Dr. Bartholow kafa derisi ve kraniumu kanser nedeni ile erozyona uğramış serebral korteksi açıkta kalmış bir hastanın beynini faradik stimulasyon ile uyarmış karşı taraf kol ve bacak hareketi ve başın o tarafa döndüğünü rapor etmiştir (49) da Horsley presentral

16 motor korteksteki somatotropik örneklemeyi maymun korteksi üzerindeki fizyolojik uyarım çalışmaları ile daha ileri götürmüştür (21). Hughling Jackson 1875 yılında epileptik hastalardaki gözlemlerine dayanarak beyinde motor kortekste somatotropik kortikal lokalizasyonun varlığını ve intrensek nöronal elektrik boşalımı ile karşı taraf vücut yarısında topografik sıralı kasılmalar oluştuğunu gözlemlemiştir, bu klasik nöroloji literatüründe Jacksonien March olarak bilinmektedir (21) da d Arsonval 42 Hz lik magnetik akım içinde dönen bir sarmalın içine başın yerleştirilmesi ile fosfen ( ışık patlaması şeklinde algılama) ve vertigo geliştiğini tespit etmiş; 1910 da Thompson, 1911 de Dunlop, 1914 de Magnusson ve Stevens tarafından bu desteklenmiştir (5-21). Penfield ve arkadaşları 1937 yılından itibaren beyin operasyonları sırasında ard arda uyarımlarla ve hastalarla sözel iletişim kurarak açıkta olan sensorimotor korteksi uyararak elde ettikleri gözlemleri bildirerek motor homonkulus dediğimiz somatotropik gözlemi net olarak belirlemişlerdir (21) te Patton ve Amassian kedi ve maymunlarda ilk kez motor korteksin uyarılması ile bulber piramis ve servikal medulla spinalisten motor uyandırılmış potansiyelleri kaydetmişler ve D dalgasını (direkt dalga) tanımlamışlardır (49). Aynı şekilde Gualtierotti ve Peterson maymun ve insanlarda saçlı deri üzerinde repetitif elektrik uyarıları vererek motor korteksi uyarmışlar, ancak işlem çok ağrılı olduğu için klinik olarak kullanılamamıştır (14-21) de Miller-Brown ve arkadaşları nöroşirurjikal girişimler sırasında açık motor korteksi elektriksel olarak uyarmış ve el kaslarında kas aksiyon potansiyellerini

17 yazdırmışlar ve böylece insana ilk kez motor uyandırılmış, potansiyeller elektrofizyolojik olrak kaydedilmiştir (21). Klinik kullanımda gerçek anlamda ilk kez, 1980 yılında Merton ve Morton 2000 voltluk kısa süreli elektrik uyarısı veren kondansatör ile motor korteksi transkutanöz olarak uyarmışlar ve ekstremite kaslarından eş zamanlı olarak EMG kayıtları elde etmişlerdir (14). Aynı yöntemle oksipital bölgenin uyarılması ile, uygulanan kişide fosfen elde edilmiştir (23). Uygulanan transkranial elektrik stimülasyonun ağrılı olması nedeniyle yöntemin geliştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmiştir (14) yılında Barker ve arkadaşları tek bir pulse haline getirilmiş magnetik alan uyarımını coil (halka) şeklinde bir elektrot ile saçlı deriye vermişler ve ekstremite kaslarından motor uyandırılmış potansiyel elde etmişler, böylece kortikal fizyolojinin araştırılması için noninvazif bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmıştır ( ). Magnetik stimülasyonla ilgili ilk ayrıntılı çalışma 1987 yılında Barker ve arkadaşları tarafından multipl skleroz ve motor nöron hastalığı olanlarda yapılmıştır (5-23). Günümüzde klinik olarak transkranial magnetik stimulasyon multipl skleroz, amyotrofik lateral skleroz, dejeneratif ataksik hastalıklar, radikülopati ve myelopatide klinik tanıyı desteklemek amacıyla ve spinal kord cerrahisi sırasında kortikospinal traktın monitörizasyonu için kullanılmaktadır (5). Anatomi: Kortikospinal traktusun başlangıcı serebral kortekstedir. Primer motor korteksin (Brodmann ın 4. alanı) V. tabakasındaki büyük piramidal hücreler, III. tabakasındaki küçük hücreler ve premotor korteksten (6. alan) başlayan lifler kortikospinal traktusun %

18 80 nini oluşturmaktadır (1-46). Bu hücrelerin dentritleri presantral girusun aksına paraleldir (47). Bu traktusun içerdiği liflerin %90 ı bulbusun alt kısmında çapraz yaparak karşı tarafa geçer ve medulla spinalis içinde lateral kortikospinal traktus olarak aşağıya iner. Çapraz yapmayan lifler anterior kortikospinal traktusu oluşturur ve anterolateralden aşağıya doğru devam eder. Kortikospinal traktus medulla spinaliste intermedüller zonda bir internöronla sinaps yaparak sonlandıktan sonra bu internöron alfa motor nöronla sinaps yapar. Ön boynuz hücrelerinin aksonları medulla spinalisden motor kök olarak ayrılırlar ve periferik sinir içinde hedef kasa ulaşırlar. Böylece motor korteksin aktivasyonu ile oluşan uyarı bu yollardan geçerek kasa ulaşır ve hareket oluşur. Kortikal motor sistemde eksitatuar ve inhibitör modülasyon söz konusudur. Primer motor korteksin III. ve V. tabakalarında stellat veya basket şeklinde internöronlar mevcuttur. Kortikal motor sistemin primer eksitatör kimyasal ileticisi glutamat iken, akson terminallerinde inhibitör kimyasal iletici olan GABA içeren sinapslar bulunur. Bu sinapslar kortikal motor nöronun dentritik gövdesinde, somasında ve/veya proksimal aksonal segmentinde bulunup horizontal dizilim göstermektedir. Bu internöronlar eksitatuar inputlara karşı, piramidal nöronların cevaplarının modülasyonunda rol oynarlar (47). Fizyoloji: Motor korteksin magnetik stimülasyon ile uyarılması ile ipsilateral bulber piramis veya kontrlateral kortikospinal traktustan kayıtlama yapıldığı zaman; bir tek uyarı ile birden fazla ardışık dalganın ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bu ardışık dalga dizisi 5-20 milisaniye kadar sürer. İlk dalga D dalgasıdır (direkt dalga). D dalgasının latansı herhangi

19 bir sinapsa müsade etmeyecek kadar kısadır ve korteks ablasyonundan sonra ak madde uyarımı ile yine elde edilebilir. Hücre içinden yapılan kayıtlar D dalgasının direkt olarak piramidal hücre aksonunun spike tetikleme zonu veya birinci ranvier düğümü ya da daha derin ranvier düğümlerinin uyarılması ile oluştuğunu düşündürmektedir (21-14). D dalgasından ortalama milisaniye sonra oluşan dalgalara I dalgaları (indirekt dalga) adı verilir (21-47). I dalgaları korteks ablasyonundan sonra kaybolur, I dalgaları için sağlam korteks gerekliliği, bu dalgaların transsinaptik olarak geliştiğini düşündürmektedir (14-21). Genel anestezi ve motor korteksin soğutulması da I dalgalarının kaybolmasına sebep olurken, D dalgası etkilenmemektedir (47). Transsinaptik aracılı oluşan I dalgalarının başlıca kaynağını oluşturan projeksiyon sistemleri; özellikle presentral ve premotor korteksten yayılan vertikal seyirli kortiko-kortikal projeksiyonlar ve V. tabakada lokalize tanjansiyel (paralel) seyirli intrensek presinaptik liflerdir. I dalgalarının temelini, bir dizi sentripedal yönelimli eksitatör internöronun uyarılmasının oluşturduğu düşünülmektedir. Bu kortikal eksitatör internöron zincir sisteminin uyarımı sonucu piramidal nöronlarda eksitatör postsinaptik potansiyel (EPSP) ler ve bunların ardışık sinaptik eksitasyonu ile I dalgaları oluşurak D dalgasının hemen ardından kortikospinal hızlı nöronal liflerde ardışık depolarizasyon dalgaları dizisi halinde spinal motor nöronlara uzanır. Ardısıra gelen I dalgaları arasındaki sürenin sinaptik gecikme ile ilgili olduğu düşünülürken, D ve I dalgaları hızlı kortikospinal traktus ile iletildiği için, aralarındaki temporal dispersiyonun çok az olduğuna inanılmaktadır (21-14). Anodal uyarı katodal uyarı ile kıyaslandığında insanlarda motor uyarılmış potansiyel (MUP) yanıtlarının ve maymunlarda D ve I dalgalarının oluşturulmasında daha etkilidir. Çünkü anodal uyarım; korteksteki en yüzeyel dentritlerde daha çok hiperpolarizasyona neden olur, aynı zamanda daha derin yerleşimli piramidal hücrelerin

20 spike tetikleme bölgesinde veya 1.Ranvier nodlarında depolarizasyona neden olur. Bu durum önce D dalgasının oluşmasına sebep olurken, I dalgaları vertikal yönelimli kortikokortikal projeksiyonlardaki aktivite ile meydana gelir. Katodal uyarım, kortikal motor nöronları sadece transsinaptik olarak aktive ettiği için ilk olarak I dalgaları oluşur. Serebral korteksin magnetik sarmal ile ışınsal düzlemde uyarımı, tanjansiyel yönelimli elektrik alanı meydana getirir ve derin tanjansiyel yapıları aktive eder ve böylece öncelikli olarak I dalgaları uyarılırken, elektrik uyarım ile önce D dalgası uyarılır (21-14). Bu nedenle; magnetik stimülasyan ile motor korteksin el ile ilgili bölgesi uyarıldığında oluşan motor aksiyon potansiyel latansı, transkutanöz elektrik stimülasyonu ile elde edilen motor aksiyon potansiyel latansından 2 milisaniye daha uzundur ve latans farkı D ve ilk I dalgası arasındaki süre ile uyumludur (21-47). Fakat daha yüksek bir uyarı ile motor uyarılmış potansiyel latansı kısalabilir. Normalde elektrik uyarısı korteks yüzeyinde tüm yönlere paralel ve ışınsal olarak devam eden akıma neden olur ve piramidal hücreleri doğrudan etkileyebilir, ancak magnetik stimülasyon sadece beyin yüzeyine paralel akım oluşturabilmekte ve horizontal seyirli internöronları kolaylıkla uyarabilmektedir. Sonuç olarak vertikal seyirli nöronları magnetik stimülasyon ile uyarabilmek için elektriksel uyarıdan daha yüksek şiddette uyarı gerekir (47). Kol ve bacak kaslarına giden erken latanslı motor uyarılmış potansiyellerin, piramidal traktusun en geniş çaplı ve en hızlı ileten liflerinin ardışık depolarizasyonu sonucu ortaya çıktığı kabul gören bir görüştür. Bu hızlı ileten lifler miyelinli piramidal aksonların sadece %2 sini oluşturur, piramidal traktus liflerinin çoğunluğu ise çok daha küçük çaplı ve yavaş iletim özelliği taşıyan liflerdir (21). Spinal motor nöronların monosinaptik veya oligosinaptik olarak eksite olması için kortikal stimülasyon ile ardışık D ve I dalgalarının veya multipl I dalgalarının oluşması

21 gereklidir. Bazı motor nöronlar tek bir kortikal uyarı ile eksite olmazlar fakat bu motor nöronlarda EPSP ler meydana gelir. Eğer kasa hafif bir kasılma yaptırılırsa ilgili motor nöronlarda eksitabilite eşiği düşer ve kortikal stimülus ile gelen tek bir D dalgası bile alfa motor nöronda depolarizasyon ve impuls gelişimine sebep olur; yani kas fasilite olur. Özetle, kas kasılması ile motor uyarılmış potansiyelin latansının kısalması ve amplütüdünün artışı; aynı motor nöron gurubunun önceki kortikal stimulus ile oluşan EPSP lerin artması ancak henüz depolarizasyon eşiğine ulaşmamış olması, kas kasılması ile eklenen diğer EPSP lerin aynı motor nöron gurubunu daha iyi eksite etmesi ve motor uyarılmış potansiyel yanıtı amplütüdünün artışı ile açıklanabilir (21). Kas kasılması ile MUP yanıtı latansının kısalması ile ilgili bir başka düşünce ise şöyle özetlenebilir: hızlı kortikomotor nöronal bağlantı, direkt olarak motor nörona monosinaptik veya oligosinaptik bağlantı şeklinde olabilir. İstirahatte ve eşikte oligosinaptik bağlantı aktive olur, ancak eşik üstü uyarımlar ve kas kasılması ile beraber monosinaptik bağlantı öncelikle aktive olur ve MUP latansı kısa hale gelir (10-14). Tanımlanan bu kas fasilitasyonu kişinin manevrayı düşünmesi veya karşı ekstremiteyi hareket ettirmesi ile de gözlenir ancak hedef kasın kasılmasında daha belirgindir. Servikal kök uyarımı ile ise bu kas fasilitasyonu meydana gelmemektedir, bu durum MUP ün başlıca fasilite olduğu yerin spinal internöron veya motor nöron düzeyinde olduğunu düşündürmektedir (21). Transkranial magnetik stimülasyon inhibitör internöron devrelerini de uyarır. İnhibisyon; uyarılan kortikospinal liflerin inhibitör kollaterallerine ve lokal inhibitör internöron devrelerine bağlıdır. Bu inhibitör etkinin istemli kası ile azaldığı gösterilmiştir (47). Maksimal sayılabilecek bir kortikal uyarım ile distal el kaslarında 20msn, bacakta tibialis anterior kasında yaklaşık 30msn de MUP yanıtları elde edilmektedir. Kolda

22 proksimal kaslara doğru kayıtlama yapıldıkça yanıtların latansı, mesafeye bağlı olarak kısalmaktadır. Yine kortikal MUP yanıtlarının amplütüdü distal el kaslarında proksimal kaslara göre daha yüksek bulunmaktadır ve eşikleri daha düşüktür.bu durum distal el kaslarının motor kortekste daha geniş nöronal temsiliyeti olması ile ilişkilidir (21). Magnetik stimülasyon tekniği, transkranial kortikal stimülasyonun yanısıra kök ve periferik sinir uyarımı amacıyla da kullanılabilmektedir. Transkranial magnetik stimülasyon için geliştirilen sarmalların vertebral kolon üzerinde servikal ve lomber düzeyde orta hatta yakın bir lokalizasyona yerleştirilerek stimülus uygulanması ile üst veya alt ekstremite ilgili kaslarında yanıt elde edilebilir (47). Transkranial Magnetik Stimülasyon İle İlgili Ölçümler ve Teknikler: Motor Eşik: Transkraniyal magnetik stimulasyon ile motor korteksi arka arkaya kez uyarıp istirahat halindeki kastan kayıt alınır, uyarı sayısının en az %50 sinde 50 veya 100 mikrovolt şiddetinde motor aksiyon potansiyeli elde edebildiğimiz uyarı şiddeti olarak tanımlanır. Motor eşiği eğer istemli kası sırasında değerlendirmek istersek yine uyarı sayısının en az %50 sinde 200 veya 300 mikrovolt şiddetinde motor aksiyon potansiyeli elde ettiğimiz değer motor eşik olarak kabul edilir. Motor eşik, motor yolların genel eksitabilitesini yansıtmaktadır(47). MUP Amplitüdü ve MUP/BKAP Oranı:

23 Motor uyarılmış potansiyel amplitüdü, motor eşik değerinin % si artırılarak motor korteksin magnetik stimülus ile uyarılması ile elde edilen motor aksiyon potansiyel amplitüdüdür. İstirahat halinde veya aktivasyonda ölçülebilir. MUP, üst motor nöronla alt motor nöronun toplam aktivitesini göstermektedir (47). MUP amplitüdleri, kayıt yeri farklılıklarına göre farklı olabileceğinden, bu farklılığı giderebilmek için aynı yerden ölçülen bileşik kas aksiyon potansiyeli (BKAP) ile oranlanır. Böylece kişiler arası farklı ölçüm yerlerinden doğabilecek farklılıklar giderilmiş olmaktadır(34-47). Santral Motor İleti Zamanı: Santral motor ileti zamanı (SMİZ) kortikal uyarı ile elde edilen MUP latansından, ön kök stimülasyonu ile elde edilen MUP latansının çıkarılması ile elde edilir. Santral motor ileti zamanı; korteksteki gecikme zamanı, kortikospinal traktustaki iletim zamanı ve intraspinal gecikmenin toplamını gösterir (32). SMİZ aynı zamanda F yanıtları kullanılarak SMİZ=(F-M+1)/2 formülü ile de hesaplanabilir(4-47). Kortikal Sessiz Periyot: Kortikal sessiz periyot (KSP), orta dereceli sürekli kası halinde motor korteksin transkranial magnetik stimülasyon ile uyarımı sonrası EMG aktivitesinin geçici olarak kısmi veya tam baskılandığı süredir (38). Korteksin inhibitör fonksiyonunu yansıtır. Transkranial magnetik stimulasyon ile motor cevap alamadığımız zayıf uyarılar, EMG

24 aktivitesini baskılayabilir, bu da bize inhibitör etki için gerekli motor eşiğin eksitatör etki için gerekli olan motor eşikten daha düşük olduğunu göstermektedir. Transkranial magnetik stimulasyon ile uyarılmış KSP'te spinal inhibitör mekanizmalar (Renshaw inhibisyon gibi) sadece ilk milisaniye ile ilişkilidir, geri kalan kısım kortikal inhibitör etkilere bağlıdır (38-47). Bu inhibitör cevabı veren nöronlar topografik olarak kortikospinal nöronlara yakındırlar ve nörotransmitter olarak GABA yı kullanırlar (47). KSP süresi, belli bir değere kadar uyarı şiddeti arttırıldıkça artar fakat plato değerine ulaştıktan sonra uyarı şiddetini daha fazla artırmak KSP süresini değiştirmez (38). Çift Uyarı İle Kortikal Stimülasyon: İki transkranial magnetik uyarıcının aynı uyarıcı sarmala bağlanması ile uygulanan bir yöntemdir. Her iki uyarıcının şiddetine, kas aktivitesine ve uyarılar arası süreye bağlı olarak değişen yanıtlar alınır. Bu yöntemle intrakortikal inhibitör ve eksitatör mekanizmalar değerlendirilebilir (47). Repetetif Transkranial Magnetik Stimülasyon: Repetetif transkranial magnetik stimülasyon (rtms), sadece hızlı uyarmaya olanak veren teknik özelliklere sahip özel stimülatörler ile mümkün olabilir. Bu teknik ile kortikospinal eksitabilite değiştirilebilir. İnhibisyondan fasilitasyona geçişler; uyarı şiddeti, uyarılar arası süre, uyarı sayısı ve başarılı yanıtlar arası aralık gibi parametrelere

25 bağlıdır. Yüksek frekans ve şiddetteki repetitif transkranial magnetik stimülasyon epileptik nöbete sebep olabilir (47). Teknik Özellikler: Magnetik stimülasyon amacı ile kullanılan sistemler, yüksek voltajlı (400V- 3kV dan daha fazla) bir kapasitör ile katlı bobinden (sarmal) oluşur. Kapasitör, bobin ile boşalır bu arada tek bir pulse halinde milisaniye sürede tepe değere ulaşacak şekilde, 1-10 tesla değerinde magnetik bir alan oluşur. Bu yöntemle sinir dokusu magnetik alan tarafından değil magnetik alanın indüklediği akım tarafından uyarılır. Bu akım, bobin düzlemine paralel iken bobin akımına ters yöndedir. Magnetik stimülatörler monofazik ve bifazik olmak üzere iki çeşit akım oluştururlar. Monofazik uyarılar tek tarafı uyarmaya daha uygunken, bifazik uyarılar iki tarafıda uyarabilir. Magnetik stimülasyon sırasında sarmalın hangi yüzünün kullanıldığı önemlidir. Sarmal verteks üzerine yerleştirilip üstten bakıldığında akım yönü saat yönünde ise indüklenen akım saat yönünün tersinde oluşur. Böylece sağ hemisferi uyarmak için sarmalı saat yönünün tersi istikamette yerleştirmek gerekirken, sol hemisferi uyarmak için saat yönünde yerleştirilmelidir. Magnetik stimülatörlerde dairesel veya 8 şeklinde sarmallar kullanılır. Büyük çaplı dairesel sarmallar ile daha geniş ve derin yapılar rahatlıkla uyarılabilirken fokal yapılar iyi uyarılamaz. Küçük dairesel ve 8 şeklindeki sarmallar ile fokal uyarı oluşturmak ise daha kolaydır (47).

26 OLGULAR VE YÖNTEM OLGULAR: Bu çalışmaya, hastanemiz epilepsi polikliniğnden izlenen ve ILAE (International League Against Epilepsy) kriterlerine göre juvenile myoklonik epilepsi tanısı almış yaşları 17 ile 31 arasında değişen (yaş ortalaması 23.9±3.4 olan) 10 u bayan (%47.6) 11 i erkek (%52.4) 21 hasta, yaşları 13 ile 33 arasında değişen (yaş ortalaması 22.8±5.0 olan) ve herhangi bir yakınması ya da epileptik nöbeti olmayan 12 si bayan (%57.1) 9 u erkek (%42.9) 21 asemptomatik kardeş, ve yaşları 13 ile 33 arasında değişen (yaş ortalaması 23.6±5.7 olan) 10 u bayan (%50) 10 u erkek (%50) 20 normal gönüllü denek alındı. Çalışmaya alınan tüm bireylerin çalışma öncesi ve çalışma sırasında nörolojik muayaneleri normaldi. JME'li hasta gurubunda en az bir yıldır generalize tonik klonik nöbet geçirmemiş olma şartı arandı. Kontrol grubu ve asemptomatik kardeş gurubundan hiç kimse santral sinir sistemi eksitabilitesini etkileyebilecek ilaç (sedatifler, hipnotikler, antiepileptikler ve beta blokerler ) kullanmıyordu. Hasta gurubunda 19 kişi (%90.5) valproik asit, 1 kişi (% 4.8) valproik asit ile beraber lamotrijin, 1 kişi (%4.8) ise valproik asit, lamotrijin ve

27 fenobarbital kullanıyordu. Kullanılan valproik asit dozu 500 mg ile 1500 mg arasında değişirken lamotrijin kullanan 2 hasta 50 mg dozunda alıyordu, fenobarbital kullanan 1 hasta ise 100 mg alıyordu. JME li hastaların kaç yıldır nöbetlerinin olduğu, ilk nöbet tipinin ne olduğu, GTKN, myokloni ve absans nöbet tiplerinden hangilerini geçirdikleri ve son GTKN den incelemenin yapıldığı güne kadar geçen süre kaydedildi.

28 YÖNTEM: Tüm bireylere yöntemle ilgili bilgi verildikten sonra yazılı onayları alınıp nörolojik muayeneleri yapıldı. Çalışmaya alınan tüm bireylere, TMS çalışması yapmadan hemen önce sessiz ve karanlık ortamda Medelec 1118 aleti ile standart EEG çekimi yapıldı. Daha sonra yarı karanlık ve sessiz bir ortamda hasta oturur pozisyonda iken transkranial magnetik stimülasyon çalışması yapıldı. Magnetik stimulasyon için 13.5 cm çapında dairesel sarmal ile birleştirilmiş Magstim 200 stimülatör kullanıldı, kayıtlar Medelec Sapphire 4 ME EMG aletiyle alındı. Motor uyarılmış potansiyel kayıtları için 50 mikrovolt, 1 milivolt, 2 milivolt ve 5 milivolt duyarlılık, 100 milisaniye tarama süresi 3 Hz-5 Hz filter sınırları; kortikal sessiz periot kayıtları için 200 mikrovolt duyarlılık, 1 saniye tarama süresi 3 Hz-5 khz filter sınırları kullanıldı. Yüzeyel EMG kaydı sağ adductor digiti minimi (ADM) kasından yapıldı. Aktif elektrot ADM kasının gövdesinde, referans elektrot tendonun üzerinde olacak şekilde yerleştirildi. TMS öncesi, bilekten elektrik stimulator ile uyarı verilip ADM kasından maksimum bileşik kas aksiyon potansiyeli (BKAPmax) kaydedildi. Motor korteks çalışmasında dairesel sarmalın merkezi sol verteks üzerine horizontal planda yerleştirildi, sağ ADM kasından kayıt yapıldı. Sol hemisferde motor eşik (ME), motor uyandırılmış potansiyel (MUP), santral motor ileti zamanı (SMİZ) ve kortikal sessiz periyot (KSP) çalışıldı.

29 Motor eşik istirahat halinde çalışıldı. Arka arkaya 6 uyarının %50 sinde MUP amplitüdünün tepeden tepeye ölçümüyle 50 mikrovolt üzerinde yanıt alınabildiği en düşük şiddet, ME değeri olarak kabul edildi. Motor uyandırılmış potansiyel, ME in %150 si şiddetinde uyarı verilerek çalışıldı. ADM kasından elde edilen MUP yanıtının tepeden tepeye amplitüdü milivolt (mv), latansı milisaniye (ms) cinsinden ölçüldü. Arka arkaya verilen 6 uyarıda MUP amplitüdü en yüksek ve latansı en kısa olan yanıt MUPmax olarak kaydedildi. Kişiler arası kayıt yeri farklılıklarından kaynaklanabilecek MUP amplitüd farklılıklarını giderebilmek için MUPmax/BKAPmax oranı hesaplandı. Santral motor ileti zamanı (SMİZ) değerini hesaplamak için, sağ taraftan servikal 7. vertebra spinoz çıkıntısından 1-2 cm. lateralden uyaran şiddeti %100 olarak uygulanarak, sağ ADM den elde edilen motor aksiyon potansiyelinin latansı milisaniye cinsinden ölçüldü. Kortikal MUP latansından, servikal MUP latansının çıkarılması ile SMİZ hesaplandı. Kortikal sessiz periyot çalışması, sağ ADM kasından kayıtla, sol hemisfer motor korteksten çalışıldı. Kayıt sırasında kayıt elektrotlarının bağlandığı kasta hafif kası yaptırıldı, dairesel sarmal merkezi verteks üzerinde horizontal planda yerleştirildi ve uyaran şiddeti %100 olarak uygulandı. Arka arkaya 6 uyarı verildi ve sessiz periyot süreleri ölçüldü, bulunan en kısa süreli yanıt değerlendirilmeye alındı. Uygulanan işlem sonrası aynı saat içinde TMS'nun EEG üzerine herhangi bir etkisi olup olmadığını değerlendirmek için 2. standart EEG çekimi yapıldı.

30 İSTATİSTİK YÖNTEMLER: Çalışmamızda istatistik yöntem olarak SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) programı içinde bulunan; Ki-kare, student t-testi, kappa uyumluluk katsayısı, One Way ANOVA testi, Bonferroni testi ve Dunnet testi kullanılmıştır.

31 Şekil 1: Kortikal motor eşik kaydı.

32 Şekil 2: Kortikal MUP max kaydı. Şekil 3: Kontrol gurubunda kortikal sessiz period kaydı örneği.

33 Şekil 4: Asemptomatik kardeş gurubundan kortikal sessiz period örneği.

34 Şekil 5: JME li hasta gurubundan kortikal sessiz period örneği.

35 Şekil 6: JME li hasta gurubundan EEG örneği.

36 Şekil 7: Asemptomatik kardeş gurubundan EEG örneği.

37 SONUÇLAR Çalışmaya alınan JME'li hastalar, asemptomatik kardeşleri ve kontrol grubu arasında yaş ortalaması ve cinsiyet açısından anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05) Hastalık süresi JME'li hastalarda 120±47.6 aydı ( ay ). İlk nöbet tipi 13 hastada (%61.9) myokloni, 6 hastada (%28.6) JTKN, 2 hastada (%9.5) absans idi. Hastaların 20 sinde (%95.2) myokloni varken sadece 1 hasta (%4.8) myokloni tariflemiyordu. 9 hastada (%42.9) absans nöbeti tanımlanırken, 12 hastada (%57.1) tanımlanmıyordu. 17 hasta (%81.0) hastalık süresince en az bir kez JTKN geçirmişken, 4 hasta (%19.0) hiç JTKN geçirmemişti. JTKN geçiren hastalar, son JTKN lerini ortalama 47.7±30.0 ay ( ay) önce geçirmişlerdi. Transkranial magnetik stimülasyon öncesi yapılan ilk EEG incelemesinde; JME'li hastaların 12 sinde EEG normal bulunurken (%57.1), 3 ünde yaygın biyoelektrik aksama (%14.3), 6 sında jeneralize deşarj (%28.6) saptandı. Asemptomatik kardeşlerin 14'ünün EEG'si normal bulunup (%66.7), 6'sında yaygın biyoelektrik aksama (%28.6), 1 'inde jeneralize deşarj (%4.8) saptandı. Kontrol gurubununun tamamının ilk EEG incelemeleri normaldi (Tablo 1). JME A. KARDEŞ KONTROL Normal Yaygın biyolektrik aksama Jeneralize deşarj Tablo1: TMS öncesi EEG özellikler. Transkranial magnetik stimülasyon sonrası yapılan 2. EEG çekiminde hastaların 13 ünde (%61.9) EEG normal bulunup 3 ünde (%14.3) yaygın biyoelektrik aksama,

38 5 inde (%23.8) jeneralize deşarj saptandı. Asemptomatik kardeşlerin 14'ünün EEG'si (% 66.7) normal bulunurken, 6'sında yaygın bioelektrik aksama (%28.6), 1'inde (%4.8) jeneralize deşarj saptandı. Kontrol gurubunun tamamında TMS öncesinde olduğu gibi TMS sonrasında da EEG incelemeleri normal bulundu (Tablo 2). JME A. KARDEŞ KONTROL Normal Yaygın biyoelektrik aksama Jeneralize deşarj Tablo 2: TMS sonrası EEG özellikleri. Transkranial magnetik stimülasyon öncesi ve sonrası EEG incelemeleri kendi aralarında karşılaştırıldığında kappa uyumluluk katsayısı %84 idi. Bu sonuç TMS öncesi ve sonrası EEG incelemelerinin sonuçlarının uyumlu olduğunu ve TMS nun EEG üzerine etki etmediğini gösteriyordu. Her iki EEG çekimi arasındaki farka ayrıntılı bakıldığında hasta gurubunda; bir hastanın TMS öncesi EEG sinde jeneralize deşarj varken TMS sonrasında EEG sinde yaygın biyoelektrik aksama saptandı. Bir diğer hastanın TMS öncesi EEG sinde yaygın biyoelektrik aksama varken TMS sonrası EEG si normal olarak bulundu. Asemptomatik kardeşlerden birinin TMS öncesi EEG si normal olup TMS sonrası EEG sinde yaygın biyoelektrik aksama bulunup, bir diğer kardeşin TMS öncesi EEG sinde yaygın biyoelektrik aksama varken TMS sonrası EEG sinin normal olduğu saptandı. Asemptomatik kardeşlerin 19'unun EEG incelemelerinde ise bir değişiklik olmadı. Kontrol gurubunun da TMS öncesi ve sonrası EEG incelemeleri normaldi (Tablo3-4-5). Normal(EEG2) Yaygın BEA (EEG2) J. Deşarj (EEG2) Normal (EEG1) Yaygın BEA(EEG1) J.Deşarj (EEG1) - 1 5

39 Tablo 3: JME li hastalarda EEG ler arası değişim.. Normal(EEG2) Yaygın BEA (EEG2) J. Deşarj (EEG2) Normal (EEG1) Yaygın BEA(EEG1) J.Deşarj (EEG1) Tablo 4: Asemptomatik kardeşlerde EEG ler arası değişim.. Normal(EEG2) Yaygın BEA (EEG2) J. Deşarj (EEG2) Normal (EEG1) Yaygın BEA(EEG1) J.Deşarj (EEG1) Tablo 5: Kontrol gurubunda EEG ler arası değişim. Juvenil myoklonik epilepsili hastalar, asemptomatik kardeşleri ve normal gönüllü deneklerin TMS incelemelerinde kortikal MUP amplitüdü, kortikal MUP latansı, MUPmax/BKAPmax oranı, servikal MUP amplitüdü, servikal MUP latansları arasında anlamlı bir fark saptanmazken (P>0.05) kortikal ME, SMİZ ve kortikal sessiz periyot süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu (P<0.05) (Tablo 6). JME A.KARDEŞ KONTROL P Kortikal motor Eşik 46.8± ± ± Kortikal MUP Amplitüdü 2.1± ± ± Kortikal MUP Latansı 21.3± ± ±

40 MUPmax./BKAPmax Servikal MUP Amplitüdü 5.0± ± ± Servikal MUP Latansı 12.4± ± ± SMİZ 9.0± ± ± Kortikal Sessiz Peryot 224.5± ± ± Tablo 6: JME, asemptomatik kardeş ve kontrol guruplarında; TMS ile çalışılan Kortikal ME, Kortikal MUP amplitüdü, Kortikal MUP latansı, MUPmax/BKAPmax oranları, Sevikal MUP amplitüdü, Servikal MUP latansı, SMİZ ve Kortikal sessiz peryot süreleri sonuçları(p değeri ANOVA testi kullanılarak hesaplanmıştır). Üç grubun kortikal ME, SMİZ ve kortikal sessiz peryot süreleri arasındaki farkın hangi gruptan kaynaklandığını anlamak için, gruplar ikişer ikişer birbirleri ile karşılaştırıldı(tablo 7-8-9). JME A.KARDEŞ P Kortikal Motor Eşik 46.8± ± SMİZ 9.0± ± KortikalSessizPeryot 224.5± ±

41 Tablo 7: JME ve Asemptomatik kardeş guruplarında TMS ile çalışılan Kortikal ME, SMİZ ve Kortikal sessiz peryot süreleri sonuçları (P değeri Bonferroni testi kullanılarak hesaplanmıştrı). Juvenil myoklonik epilepsili hastaların kortikal ME değerleri asemptomatik kardeşlerden anlamlı olarak yüksek; SMİZ ise kısa bulunurken (p:0.000 ve p:0.021) iki grubun KSP süreleri arasında anlamlı bir fark yoktu (p:1.000)(tablo 7). JME KONTROL P Kortikal Motor Eşik 46.8± ± SMİZ 9.0± ± KortikalSessizPeryot 224.5± ± Tablo 8: JME ve kontrol guruplarında Kortikal ME, SMİZ ve Kortikal sessiz peryot süreleri sonuçları (P değeri Dunnet testi kullanılarak hesaplanmıştır).

42 Juvenil myoklonik epilepsili hastaların kortikal ME değerleri normallerden anlamlı olarak yüksek; KSP süreleri uzun bulundu (p: 0.000; p: 0.037) SMİZ JME'li hastalarda normallerden kısa bulunurken aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p: 0.073) (Tablo 8). A.KARDEŞ KONTROL P Kortikal Motor Eşik 34.4± ± SMİZ 10.0± ± Kortikal Sessiz Peryot 221.4± ± Tablo 9: Asemptomatik kardeş ve kontrol guruplarında Kortikal ME, SMİZ ve Kortikal sessiz peryot süreleri sonuçları( P değeri Dunnet testi kullanılarak hesaplanmıştır.) Juvenil myoklonik epilepsili hastaların asemptomatik kardeşlerinin kortikal ME değerleri ve SMİZ normallerden farklı bulunmadı (p:0.951;p:0.727). Asemptomatik

43 kardeşlerin KSP süreleri ise normallerden daha uzun bulunurken aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p: 0.071) (Tablo 9). TARTIŞMA Epileptik hastalarda TMS'nin nöbet geçirmeye yatkınlığı olan hastalarda nöbet oluşturabileceği veya epileptik odakta kindling oluşturabileceği ileri sürülmektedir. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri'nde manyetik stimülasyonun periferik sinir sisteminde kullanımına FDA onayı verilmesine karşın kortikal stimulasyon için kullanımı henüz onaylanmamıştır (40). Tek stimulasyonla yapılan TMS'nin normal kişilerde nöbete sebep olmadığı ancak 5/s ile 30/s frekansla yapılan ardısıra TMS'nin (rtms) normal kişilerde bile epileptik nöbete neden olabileceği bildirilmektedir (15). Tassinari ve Classen'in tek stimulasyonla yaptıkları iki ayrı çalışmada TMS'nin jeneralize nöbetlere neden olmadığı ancak az sayıda hastada fokal nöbetlerin gözlendiği bildirilmiştir (13-43). Hufnagel ve ark. 140 epileptik hastada yaptıkları çalışmada epileptik hastalarda TMS'nin epileptik nöbet oluşturma olasılığının %5'den az olduğunu; antiepileptik ilacın kan düzeyi düşüklüğü, TMS öncesi sürekli epileptiform aktivite varlığı, sık sık temporal lob kaynak

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Tanı; Dört tanı kriteri Destekleyici tanı kriterleri Eşlik eden özellikler Bu skala; 10 sorudan oluşmaktadır en fazla 40 puan verilmektedir skor sendromun

Detaylı

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI

ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI EMG Kayıt Elektrotları 1- İğne Elektrot 2- Yüzey Elektrot Kas ve sinirlerin testi EMG Sinir ileti hızı Özel testler(tekrarlayıcı sinir uyarısı ve tek sinir lifi

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

Elektrofizyolojiye Giriş

Elektrofizyolojiye Giriş Elektrofizyolojiye Giriş Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı & DEÜHastanesi Epilepsi ve Uyku Merkezi Hans Berger Elektroensefalografiyi

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Dr. Hikmet YILMAZ XVII. Uyku Tıbbı Hekimliği Sertifikasyon Kursu Uyku Tıbbı Teknisyenliği Sertifikasyon Kursu 26 Şubat-2 Mart 2014 Spice Otel, Belek, Antalya

Detaylı

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Nokturnal paroksismal olaylar Jeneralize & parsiyel epileptik nöbetler Parasomniler Normal uyku varyantları

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı olarak

Detaylı

Temel Elektrofizyoloji Dr.İbrahim ÖZTURA

Temel Elektrofizyoloji Dr.İbrahim ÖZTURA Temel Elektrofizyoloji Dr.İbrahim ÖZTURA Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi

Detaylı

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Doç.Dr.Nalan Kayrak Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuklarda Uyku Yapısı Erişkinlerdekinden Farklıdır REM süresi daha

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

TREMOR FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

TREMOR FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ TREMOR FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ Tremor kaynakları Mekanik: kütle (mass: I ) ve yay (spring)(k) den oluşan mekanik model ω(frekans)= K / I Tremor kaynakları 2 Refleks ve mekanik refleks: periferik ve sentral

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Narkolepsi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Klasik Tanım Gündüz z aşıa şırı uykululuk Katapleksi Uyku paralizisi Hipnogojik halüsinasyonlar Genişletilmi letilmiş

Detaylı

Uykunun Evrelendirilmesi ve. Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri

Uykunun Evrelendirilmesi ve. Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri Uykunun Evrelendirilmesi ve Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri Prof. Murat AKSU Uykunun evrelendirilmesi EEG EOG EMG F4- M1 C4-M1 O2-M1 Çene EMG si: Orta hatta Mandibulanın inferior kenarının 1 cm üstü

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi

Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi Dr. Nergiz HÜSEYİNOĞLU Kafkas Üniversitesi Nöröloji AD Uyku bozuklukları Birimi American Academy of Sleep Medicine (AASM) 2007 N1, N2, N3 ve R evresinde EEG derivasyonlarında ani başlangıçlı, alfa, teta

Detaylı

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Elektrik Akımları Eski sınıflamada elektrik akımları: Yönüne göre: Doğru akım (Galvanik akım) Alternatif akımlar Klinik ve elektrofizyolojik etkileri göz önüne alındığında:

Detaylı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

PROPRİOSEPTİF NÖROMÜSKÜLER FASİLİTASYON (PNF)

PROPRİOSEPTİF NÖROMÜSKÜLER FASİLİTASYON (PNF) PROPRİOSEPTİF NÖROMÜSKÜLER FASİLİTASYON (PNF) TEMEL PRENSİPLER Proprioseptörlerin uyarılması ile nöromüsküler mekanizmanın cevaplarını kolaylaştırmak Amaç: el temasları, görsel ve sözel uyarılar yoluyla

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

Duysal Sistemler. Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren

Duysal Sistemler. Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren Duysal Sistemler Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren Genel Prensipler Duyma (duyu)! Reseptörler!! İletim! Nöral yolaklar!! Kodlanma! Korteksin duysal alanları ALGI Santral Sinir Sistemi

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West sendromu Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı

Detaylı

Uykunun Skorlanması. Prof. Dr. Murat AKSU

Uykunun Skorlanması. Prof. Dr. Murat AKSU Uykunun Skorlanması Prof. Dr. Murat AKSU Evreler: Evre W Evre N1 Evre N2 Evre N3 Evre R Çalışmanın başlangıcından itibaren 30 saniyelik epoklar Her epok= bir evre Bir epokta 2 veya daha fazla uyku evresi

Detaylı

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu. Elektronörofizyoloji Programı Haftalık Teorik Ders Programı. 1.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu. Elektronörofizyoloji Programı Haftalık Teorik Ders Programı. 1. 1. Yarıyıl 2018- Güz Dönemi (08 Ekim- 13 Ocak) Ders Kodu Dersin Adı Genel ENF101 ENMG-I Prof. Dr. Çağrı Mesut Temuçin Teorik: 09:40-10:30 Yer: 34-13 Pratik: 10:40-12:30 Yer: Nöroloji AD - EMG Lab. 11 Ekim

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider? SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Descartes- İnsan vücudu bilimsel olarak (doğal yasalarla) açıklanabilecek bir hayvan makinesidir Bu makineyi araştıran, beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Her nöron, dentritleri aracılığı ile diğer nöronlardan gelen uyarıları alır ve nöron gövdesine iletir. Bu uyarılar ya inhibitör

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 21 Ekim 2016 Cuma İnt. Dr. Nurdan Baydoğan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

Siklik Alternan Patern CAP 06.10.2013

Siklik Alternan Patern CAP 06.10.2013 Siklik Alternan Patern CAP 06.10.2013 Prof.Dr.Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku ve Epilepsi İzlem Ünitesi Uyku değişik düzenleyici süreçlerin altında çalışan

Detaylı

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 Portal Adres ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 : www.haberahval.com İçeriği : Gündem Tarih : 05.08.2014 : http://www.haberahval.com/engelli-atamasi-suba-03082014.html 1/9 ENGELLI ATAMASI EKPSS

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde

Detaylı

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir ulyis@yahoo.com SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ *NON-EPİLEPTİK PAROKSİSMAL OLAYLAR İYİ HUYLU NÖBETLER EPİLEPTİK ENSEFALOPATİLER Bu gerçekten

Detaylı

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Hareket Bozuklukları Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi İçerik Periyodik Ektremite Hareketleri - PLM Bruksizm RBD Periyodik Ekstremite Hareketleri (PLM) Stereotipiktir,

Detaylı

UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI. Dr. Selda KORKMAZ

UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI. Dr. Selda KORKMAZ UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI Dr. Selda KORKMAZ UYKU EVRELERİ: AASM-2007 a. Evre W b. Evre N1 c. Evre N2 d. Evre N3 e. Evre R EPOKLARIN SKORLANMASI Çalışmanın başlangıcından itibaren 30 saniyelik epoklar

Detaylı

Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Duyu Fizyolojisi Duyu lifleri A beta A delta C myelinli myelinli myelinsiz İletim hızı hassas

Detaylı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu D O K U Z E Y L Ü L Ü N I V E R S I T E S I N Ö R O L O J I A N A B I L I M D A L ı ( D a m l a Ç e l i k, Ö z l e m A k d o ğ a n, N u r h a k D e m i r, U l u

Detaylı

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller

Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Polisomnografi(PSG) Elektrofizyolojik Temeller Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı-DUYU FIZYOLOJISI Reseptörler Sinir lifleri Spinal Yollar Uyarı Sinapslar Talamus-Çekirdekler Somatik Duysal Korteks Algı DUYU RESEPTÖRLERĠ

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

GALVANİK AKIM UZM.FZT.ZÜBEYDE ERCAN

GALVANİK AKIM UZM.FZT.ZÜBEYDE ERCAN GALVANİK AKIM UZM.FZT.ZÜBEYDE ERCAN Luigi Galvani tarafından 1789 da keşfedilmiştir. Tel üzerine asılan kurbağa bacağı, rüzgar nedeniyle balkonun demirlerine dokunduğunda kasıldığını görmüş, bu olayı açıklayamamıştı.

Detaylı

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Akış 1-Ġlk nöbette tedavi kararı 2-Ġyi huylu epilepsilerde tedavi kararı: Rolandik Epilepsi 3-Ġlaç tedavisinin düzenlenmesı İlk Nöbet - Tanım:

Detaylı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FK: Hedefler 1. Basit ve Komplike FK ları tanımlamak 2. Etyopatogenetik değerlendirmeyi yapmak

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

EEG Maturasyonu Ontogenetik Yaklaşım

EEG Maturasyonu Ontogenetik Yaklaşım EEG Maturasyonu Ontogenetik Yaklaşım Dr.Ayşe SERDAROĞLU GÜTF Çocuk Nöroloji 13.Çocuk Nöroloji Kongresi, 24-27 Mayıs 2011, Kapadokya EEG Maturasyonu İki temel kriter -Uyku/uyanıklık düzeyi -Konsepsiyonel

Detaylı

MS ve Uyarılmış Potansiyeller. Nefati Kıylıoğlu Adnan Menderes Üniversitesi Nöroloji AD Aydın

MS ve Uyarılmış Potansiyeller. Nefati Kıylıoğlu Adnan Menderes Üniversitesi Nöroloji AD Aydın MS ve Uyarılmış Potansiyeller Nefati Kıylıoğlu Adnan Menderes Üniversitesi Nöroloji AD Aydın Uluslararası Türk Dünyası Multipl Skleroz Kongresi Ankara 2019 Sunum seyri Uyarılmış potansiyel nedir, nasıl

Detaylı

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Prof. Dr. Sacit Karamürsel İstanbul Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı sacit@istanbul.edu.tr Elektroansefalogram (EEG), merkezi sinir

Detaylı

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Sema Baykara*, Mücahit Yılmaz**, Murat Baykara*** *Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniği **Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği

Detaylı

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Modern toplumlarda uykudan alacaklı olmak artık sıradan bir olaydır. Bunun karşılığında

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Multipl Skleroz da semptomatik tedavi

Multipl Skleroz da semptomatik tedavi Multipl Skleroz da semptomatik tedavi Spastisite ve tremorun tedavisi Dr. Muammer KORKMAZ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği 1 Multipl skleroz (MS) santral sinir

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Hipokrat Vasküler reorganizasyon teorisi İç organları sıcak tutabilmek

Detaylı

taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-1 taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-2

taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-1 taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-2 2. Yarıyıl ENF116 EEG I Prof. Dr. İrsel Tezer Filik Ders Günü Ders Saati Cuma 13:40-16:30 16 Şubat 2018 Beynin elektriksel aktivitesi ve bunun saçlı deriye taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-1

Detaylı

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON E Z G I T U N A E R D O Ğ A N Tarihteki yeri Teoriler Ağrı fizyolojisi Tedavi yöntemleri Ağrı tedavisinde elektriksel stimulasyonun yeri (tarihçesi ve güncel yaklaşımlar)

Detaylı

Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları. Dr. Nejat Akalan

Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları. Dr. Nejat Akalan Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları Dr. Nejat Akalan Nöbet Beyinde oluşan anormal, yüksek amplitüdlü ve senkron nöronal aktivite sonucu geçici belirti ve bulgularla çıkan nörolojik

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı

Elektrofizyolojiye Giriş. Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı

Elektrofizyolojiye Giriş. Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı Elektrofizyolojiye Giriş Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Biyofizik Anabilim Dalı 1 Elektrofizyolojiye Giriş (Polisomnografi özelinde ) Prof.Dr. Cüneyt GÖKSOY Gülhane Askeri Tıp Akademisi

Detaylı

Elektrokimyasal İleti II

Elektrokimyasal İleti II Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektrokimyasal İleti II Prof. Dr. Cem Şeref Bediz DEUTF Fizyoloji Anabilim Dalı Bu saate neler öğreneceğiz? İmpuls, uyartı, sinyal nedir Hücre zarının elektrokimyasal

Detaylı

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri PERİFERİK SİNİRLER *Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *Kronaksi, reobaz *periferik sinir-kas patolojileri KAFA SİNİRLERİ I. N.olfactarius II. N.opticus III. N.oculomotorius

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler ÇOKLU UYKU LATANS TESTİ UYANIKLIĞI SÜRDÜRME TESTİ Dr. Sinan YETKİN 1 Amaç ÇOKLU UYKU LATANS TESTİ (Multiple Sleep Latency Test) Doğrudan uykululuk düzeyi

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM Prof. Dr. Hayri Ermiş İstanbul Tıp Fakültesi, Kadın Hast. Ve Doğum A.B.D. Perinatoloji B.D. Gebeliğin kriz sıklığına etkisi? Gebelerin 1/3 ünde kriz

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Sinirsel refleksler: Tipleri ve yolları Otonom refleks yolları ve işlevleri İskelet

Detaylı

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik

Detaylı

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyon (nöbet): Beyindeki nöronların anormal elektriksel deşarjı sonucu oluşan nörolojik fonksiyonel epizottur. Bilinç kaybı, anormal motor aktivite, davranışsal ve

Detaylı

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD Prognoz açısından Epilepsiler ve Epileptik sendromlar 1) Çok iyi prognoz: %20-30 2) İyi prognoz:

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Ağrı Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Periferik Sinirde İletim Nöron yapısı Sinir lifi tipleri Sinir membranı nın yapısı Sinirde elektriksel iletim Saltatorik

Detaylı

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol:2 Sayı/Issue:1 Ocak/January 2016 www.norofzt.org KONU: NÖROLOJİK REHABİLİTASYONDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR SEMİNER ÖZETLERİ 25 ARALIK 2015, Gazi Üniversitesi

Detaylı

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji Nöbet? Bilinç bozukluğu ve Motor fenomenler içeren olay. Nöbet... Van Gogh Epileptik nöbet neden olur? İnhibisyon Eksitasyon

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ 1 TEMEL FONKSIYONLAR Vücut içi koşulların kontrol edilmesi İstemli hareketlerin kontrolü Omurilik reflekslerinin programlanması Hafıza ve öğrenme için gerekli olan deneyimlerin

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

1.FİZYOTERAPİ ZİRVESİ SEMİNER GÜNLERİ

1.FİZYOTERAPİ ZİRVESİ SEMİNER GÜNLERİ 1.FİZYOTERAPİ ZİRVESİ SEMİNER GÜNLERİ DİRENÇLİ EGZERSİZ İLE VİBRASYON EGZERSİZİNİN ALT EKSTREMİTE KAS KUVVETİ ÜZERİNE ETKİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI DANIŞMAN: PROF.ALİ CIMBIZ FZT.ESRA BAYRAMOĞLU 1.GİRİŞ VE

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

ARTEFAKTLAR VE ARTEFAKT GİDERME. Dr. Mehmet Ali Habeşoğlu Başkent ÜTF, Göğüs Hastalıkları AD Uyku Bozuklukları Laboratuvarı

ARTEFAKTLAR VE ARTEFAKT GİDERME. Dr. Mehmet Ali Habeşoğlu Başkent ÜTF, Göğüs Hastalıkları AD Uyku Bozuklukları Laboratuvarı ARTEFAKTLAR VE ARTEFAKT GİDERME Dr. Mehmet Ali Habeşoğlu Başkent ÜTF, Göğüs Hastalıkları AD Uyku Bozuklukları Laboratuvarı Artefakt nedir? Polisomnografi kaydı sırasında herhangi bir kanalda görülen istenmeyen

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

BİYOSİNYAL İLETİMİ 1

BİYOSİNYAL İLETİMİ 1 BİYOSİNYAL İLETİMİ 1 Uyarılabilen Doku???? Uyarılabilen dokular, bir uyarıyı karşı hücre zarının elektriksel özelliğini değiştirip, aksiyon potansiyeli oluşturarak iletebilme özelliği gösteren dokulardır.

Detaylı

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Suna ve İnan Kıraç Vakfı Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı Tel/ Fax: 0212 359 72 98 www.alsturkiye.org HASTA BİLGİLERİ Hasta adı-soyadı : Cinsiyeti : Kadın Erkek Doğum tarihi

Detaylı

Jüvenil Miyoklonik Epilepsili Hastalar ve Sağlıklı Bireylerde Somatosensorial Uyarılmış Potansiyellerin İncelenerek Karşılaştırılması

Jüvenil Miyoklonik Epilepsili Hastalar ve Sağlıklı Bireylerde Somatosensorial Uyarılmış Potansiyellerin İncelenerek Karşılaştırılması Araştırma Yazısı Selçuk Tıp Derg 2013;29(2):59-63 SELÇUK TIP DERGİSİ Jüvenil Miyoklonik Epilepsili Hastalar ve Sağlıklı Bireylerde Somatosensorial Uyarılmış Potansiyellerin İncelenerek Karşılaştırılması

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

AAM de ikinci düzey tedavi

AAM de ikinci düzey tedavi Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe 35 AAM de ikinci düzey tedavi Altı çizili terimler sözlükte listelenmiştir. Bazen reçete edilen ilaçlar semptomlarınızı gidermez. Bu vakalarda diğer tedavi opsiyonları

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinir Lifleri ve Periferik Sinirler yrd.doç.dr.emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinir Lifleri ve Periferik Sinirler yrd.doç.dr.emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinir Lifleri ve Periferik Sinirler yrd.doç.dr.emin ulaş erdem GİRİŞ Sinir lifi, bir sinir hücresinin aksonuna ya da dendritine verilen isimdir. MSS içindeki sinir liflerinin

Detaylı

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ Sinir sistemi; hareket etme, konuşma ve vücudumuzdaki milyonlarca hücrenin koordineli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç haberleşme yoludur. Bu nedenle, sinir sistemi hemostasizin

Detaylı

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği Olgu-1 Olgu-1 12 yaşında, kız Hasta alt bezi raporu için kliniğimize yönlendirilmiş. Değişik 3. basamak merkezler ve üniversite hastanelerinde

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar.

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar. SİNAPS Bir nöronu diğerinden ayıran bir boşluk olduğu, Nöronların fiziksel olarak birleşmediği gözlenmiştir. Sinir uçlarında bulunan bu boşluklarda haberleşme vardır. Nöronlar arası bu iletişim noktasına

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU Hasta Kitapçığı PROF.DR ARZU YAĞIZ ON POLİOMYELİT (ÇOCUK FELCİ) NEDİR? Poliomyelit, çocukluk çağında görülen

Detaylı