Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 37, Aralık 2016, s

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 37, Aralık 2016, s"

Transkript

1 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 37, Aralık 2016, s Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date Yrd. Doç. Dr. Önder BÜBERKÖKÜ Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Erciş İşletme Fakültesi, Finans Bilim Dalı onderbuber@gmail.com Yrd. Doç. Dr. Celal KIZILDERE Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisat Bölümü celalkzldere@gmail.com YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİNDE EKONOMİK BÜYÜME ve CO2 SALINIMI İLİŞKİSİ: PANEL VERİ EKONOMETRİSİNE DAYALI BİR ANALİZ Öz Bu çalışmada 17 yükselen piyasa ekonomisi için CO2 salınımı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki yatay kesit bağımlılığı ve yapısal kırılmalar dikkate alınarak panel veri ekonometrisi ile incelenmiştir. Yapısal kırılmaların tespitinde Bai ve Perron (1998, 2003) testinden, serilerin durağanlık özelliklerinin incelenmesinde Carrion-i Silvestre vd. (2005) çoklu yapısal kırılmalı panel birim kök testinden yararlanılmıştır. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki analizinde Westerlund (2006) çoklu yapısal kırılmalı panel koentegrasyon testi, nedensellik analizinde Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi kullanılmıştır. Uzun dönem parametrelerinin tahmininde ise Pesaran (2008) tarafından geliştirilen CCMEG ile Eberhart ve Teal (2010) tarafından geliştirilen AUG tahmincilerinden yararlanılmıştır. Panel sonuçları çift yönlü bir nedenselliğe işaret etmekle birlikte, ülke bazlı sonuçlar çoğu yükselen piyasa ekonomisinin ekonomik büyümelerinde önemli bir soruna yol açmadan küresel ısınma ile mücadeleye katkı sağlayabileceklerine işaret etmektedir. Anahtar kelimeler: Yükselen piyasa ekonomileri, Küresel ısınma, Yapısal kırılma,yatay kesit bağımlılığı, Panel koentegrasyon, Panel nedensellik.

2 ECONOMIC GROWTH AND CO2 EMISSIONS IN EMERGING MARKETS: A PANEL DATA ANALYSIS Abstract This paper examines the CO2 emissions GDP relationship for 17 emerging markets. The Bai and Perron (1998, 2003) test is employed to investigate which series show multiple structural breaks. Further, the Carrion-i Silvestre et al. (2005) panel unit root test is used to determine the integration order of the series. The long-run relationship is then examined by using the Westerlund (2006) panel cointegration test with multiple structural breaks. The causality relationship is examined with the Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel causality test. Pesaran s (2008) CCMEG and Eberhart and Teal s (2010) AUG estimators are then employed to estimate the long-run parameters. Results show that most of the emerging markets can reduce CO2 emissions without harming their economic development. Keywords: Emerging markets, Global warming, Structural breaks, Crosssectional dependency, Panel cointegration, Panel causality 1. GİRİŞ Son yıllarda gerek akademik çalışmalarda gerekse günlük hayatta en çok tartışılan konulardan biri de küresel ısınma konusudur. Küresel ısınma diğer etkilerinin yanı sıra ekonomik aktivite üzerinde önemli etkiler doğurabilecek bir sorundur. Küresel ısınmaya yol açan temel değişken ise karbondioksit (CO2) salınımıdır. Dolayısıyla, küresel ısınma ile mücadelede CO2 salınımının azaltılması önemli bir parametredir. Fakat, CO2 salınımına yol açan temel unsur fosil enerji kaynaklarının kullanımı olduğundan CO2 salınımının azaltılmasının ekonomik büyüme üzerindeki olası etkileri de önemli bir tartışma konusu haline gelmektedir. Bu kapsamda literatüre bakıldığında bu alandaki tartışmaların daha çok gelişmiş ülke ekonomileri üzerine odaklandığı görülmektedir. Halbuki, son yıllarda dünya ekonomik üretiminin giderek artan bir kısmı yükselen piyasa ekonomileri tarafından gerçekleştirilmektedir. Buna paralel olarak da bu ülkelerin küresel bazdaki CO2 salınımları artmaktadır. Dolayısıyla, bu ülkeler bir yandan dünya ekonomisine giderek daha fazla katkı sağlarken diğer taraftan da giderek daha fazla oranda CO2 salınımına yol açmaktadırlar. Bu nedenle de CO2 salınımına karşı alınması gereken tedbirlerin yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandığı günümüzde yükselen piyasa ekonomileri için CO2 salınımı-ekonomik büyüme ilişkisinin incelenmesi önemli bir konu haline gelmektedir. Literatürde CO2 salınımı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışan dört farklı yaklaşımdan bahsedilebilir (Apergis ve Payne, 2011: 770; Mohammadi ve Amin, 2015:118). Bunlar: Büyüme hipotezi (Growth hypothesis), Koruma hipotezi (Conservation hypothesis), İlişkisizlik hipotezi (Neutrality hypothesis) ve Karşılıklı etkileşim hipotezidir (Feedback hypothesis). Büyüme hipotezi, CO2 den ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenle de politika yapıcıların CO2 salınımının azaltılmasına dönük adımlarının ekonomik büyümeyi negatif etkileyebilecek bir unsur olduğunu belirtmektedir. Koruma hipotezi ise nedensellik ilişkisinin ekonomik büyümeden CO2 salınımına doğru olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenle de CO2 salınımında azalışa yol açacak makul adımların atılması ekonomik aktivite üzerinde pek bir olumsuz etkiye yol açmaya- 232

3 bilecektir. İlişkisizlik hipotezi ise iki değişken arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi olmadığını ifade etmektedir. Bu nedenle de yine CO2 salınımı konusunda atılacak adımlar ekonomik büyüme üzerinde pek fazla etkili olmayacaktır. Karşılıklı etkileşim hipotezi ise iki değişken arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu ileri sürmektedir. Dolayısıyla, politika yapıcıların enerji politikaları konusunda atacağı adımlar ekonomik büyümeyi de etkileyebilecektir. Bu hipotezlere bağlı olarak literatürde ilgili değişkenler arasındaki ilişkiyi inceleyen oldukça fazla çalışma mevcuttur. Fakat, daha önce belirtildiği gibi bu çalışmaların önemli oranda gelişmiş ülke ekonomileri üzerine odaklandığı görülmektedir. Bu çalışmada ise yükselen piyasa ekonomileri incelenmiştir. Bu kapsamdaki çalışmalara bakıldığında Narayan ve Narayan (2010) gelişmekte olan 43 ülke ekonomisini inceledikleri çalışmalarında ekonomiler geliştikçe ekonomik büyümedeki artışın CO2 salınımının azalmasına katkı sağladığı sonucuna ulaşmışlardır. Pao ve Tsai (2010) BRIC ülkelerini inceledikleri çalışmalarında CO2 den ekonomik büyümeye doğru kısa dönemli bir nedensellik ilişkinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Pao ve Tsai (2011) Brezilya ekonomisini inceledikleri çalışmalarında kısa dönemde ekonomik büyümeden CO2 ye doğru bir nedensellik ilişkisinin bulunduğunu, uzun dönemde ise nedenselliğin çift yönlü olduğunu belirtmişlerdir. Pao vd. (2011) Rusya yı inceledikleri çalışmalarında kısa dönemde CO2 den ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisinin bulunduğunu, uzun dönemde ise değişkenler arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin söz konusu olduğunu belirtmişlerdir. Saboori vd. (2012) Malezya ekonomisini inceledikleri çalışmalarında uzun dönemde CO2 salınımından ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisinin söz konusu olduğunu ifade etmişlerdir. Omri (2013) 14 MENA ülkesini incelediği çalışmasında genel olarak ekonomik büyüme ile CO2 salınımı arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşmıştır. Erol vd. (2013) 10 yükselen piyasa ekonomisini inceledikleri çalışmalarında gelir düzeyi artıkça ülkelerin CO2 salınımının azaldığı sonucuna ulaşmışlardır. Cowan vd. (2014) BRICS ülkelerini inceledikleri çalışmalarında Rusya da değişkenler arasında çift yönlü bir nedensellik, G.Afrika da ekonomik büyümeden CO2 salınımına doğru tek yönlü bir nedensellik, Brezilya da ise tersi yönde bir nedensellik ilişkisinin bulunduğunu, Hindistan ve Çin de ise değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. Mensah (2014) 6 yükselen Afrika ekonomisini incelediği çalışmasında değişkenler arasındaki ilişkide rejim değişimlerinin söz konusu olduğunu, kısa dönemde Mısır, Nijerya ve Senegal de ekonomik büyümeden CO2 salınımına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin bulunduğunu; G. Afrika, Kenya ve Gana da ise değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin bulunmadığını belirtmişlerdir. Zhang ve Zhao (2014) Çin ekonomisini inceledikleri çalışmalarında ekonomik büyümenin CO2 salınımında artışa yol açtığını, fakat gelir dağılımının düzelmesinin CO2 salınımının azaltılmasına katkı sağladığını ifade etmişlerdir. Türkiye üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında ise Soytas ve Sarı (2009) ekonomik büyüme ile CO2 arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi olmadığı sonucuna ulaşırken, Halıcıoğlu (2009) değişkenler arasında hem kısa hem de uzun dönemde çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu belirtmişlerdir. Ozturk ve Acarvi (2010) ise uzun dönemde CO2 den ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin söz konusu olabileceğini ifade etmişlerdir. Bu çalışmanın amacı yükselen piyasa ekonomileri için CO2 salınımı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışmanın literatüre katkısı ise şu şekilde ifade edilebilir: Öncelikle, bu çalışmada dünya ekonomisi içerisindeki önemi giderek artan yükselen 233

4 piyasa ekonomileri birlikte incelenmiştir. Bu kapsamda yükselen piyasa ekonomilerinin CO2 salınımına dönük olası politikalarının bu ülkelerin büyüme rakamları üzerindeki olası etkisi anlaşılmaya çalışılmıştır. İkinci olarak ise ilgili literatüre bakıldığında çalışmaların çoğunun zaman serisi ekonometrisine dayandığı (Mohammadi ve Amin, 2015:119; Al-mulali, 2014:713), panel veri analizine dayalı çalışmaların az olduğu ve bu çalışmaların da yatay kesit bağımlılığını pek dikkate almadıkları görülmektedir (Mohammadi ve Parvaresh, 2014:42; Jalil, 2014: 315). Bu da giderek küreselleşen dünyada oldukça katı ve gerçeği çok da iyi yansıtmayan bir yaklaşımdır (Lee ve Lee, 2009:11). Dahası, literatürdeki çalışmaların genelde yıl gibi uzun sayılabilecek bir dönemi inceledikleri düşünüldüğünde yapısal kırılmaların gerçekleşmiş olması da olasıdır. Fakat, genel olarak bu konunun da yeterince incelenmediği görülmektedir. Halbuki, varlığı durumunda bu tür özeliklerin dikkate alınmaması, bir diğer ifadeyle serilerin karakteristik özelliklerinin doğru bir şekilde modellenmemesi elde edilen sonuçların kırılganlığını artırabilmektedir (Banerjee ve Carrion-i-Silvestre, 2013:1; Lee ve Lee, 2009:11; Andrew, 2005:1552; Romero-Avila, 2008:559; Labson ve Crompton, 1993:147). Dolayısıyla, bu çalışmada hem olası yapısal kırılmalar hem de yatay kesit bağımlılığı dikkate alınmıştır. Dahası, bu çalışmada nedensellik analizinde Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) tarafından geliştirilen panel nedensellik testinden yararlanılmıştır. Bu test bazı avantajlara sahiptir. Öncelikle bu test heterojenliğe izin vermekte ve yatay kesit bağımlılığını dikkate almaktadır. Ayrıca, bu test diğer testlerin aksine hem koentegre ilişkinin bulunduğu hem de bulunmadığı durumlarda kullanılabilmektedir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İkinci bölümde veri ve metodoloji açıklanmakta, üçüncü bölümde bulgular değerlendirilmekte, dördüncü bölümde ise sonuç kısmı yer almaktadır. 2.VERİ ve METODOLOJİ 2.1. Veri Bu çalışmada 17 yükselen piyasa ekonomisinde CO2 salınımı ile ekonomik büyüme (bu aşamadan sonra GDP) arasındaki ilişki dönemi için yıllık veriler kullanılarak incelenmiştir. Çalışma bir dengeli panel çalışmasıdır. Ülkelerin yükselen piyasa ekonomisi olarak sınıflandırılmasında güncel MSCI (Morgan Stanley Capital International, MSCI) sınıflandırması esas alınmıştır. MSCI sınıflandırmasına göre 23 tane yükselen piyasa ekonomisi bulunmaktadır. Bunlar arasından önemli veri eksikliğine sahip olan ülkeler analiz dışında tutulmuştur 1,2. Çalışmada CO2 salınımı olarak kişi başına düşen karbondioksit salınımı; ekonomik büyümeyi temsilen ise ABD doları cinsinden kişi başına düşen reel milli gelir rakamları kullanılmıştır. Çalışmada değişkenler logaritmaları alınarak analize dahil edilmiştir. Tüm veriler Dünya Bankası ndan temin edilmiştir Güncel MSCI sınıflandırmasına göre yükselen piyasa ekonomileri (emerging markets) kategorisinde Brezilya, Şili, Kolombiya, Meksika, Peru, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Yunanistan, Macaristan, Polonya, Katar, Rusya, G.Afrika, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Hindistan, Endonezya, G.Kore, Malezya, Filipinler, Tayvan ve Tayland yer almaktadır. Bu ülkelerden Tayvan, Çek Cumhuriyeti, Katar, Polonya, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri ne ait verilerde önemli eksiklikler olduğundan bu ülkeler çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. 2 Yunanistan ekonomisi küresel finans krizi ile başlayan süreçte önemli ekonomik sorunlar yaşamıştır. Bu nedenle MSCI tarafından gelişmiş ülkeler kategorisinden çıkarılıp yükselen piyasa ekonomileri sınıfına dahil edilmiştir.

5 2.2 Metodoloji Çalışmada değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki analizinde diğerlerinin yanı sıra Jaunky (2011) ile Lee ve Lee nin (2009) de çalışmalarında olduğu gibi Denklem (1) de gösterilen model kullanılmıştır: (1) Burada, ; karbondioksit salınımının, ise kişi başına düşen reel milli gelirin logaritmik değerini göstermektedir. ; ülkelere özgü sabit etkileri; model parametresini; ise panel regresyonundan elde edilen hata terimini ifade etmektedir. Çalışmada öncelikle hem ilgili değişkenlerde hem de Denklem (1) de gösterilen modelde yatay kesit bağımlılığı (Cross-sectional dependency, CD) olup olmadığı incelenmiştir. Literatürde bu amaçla çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Genel olarak bu yöntemler arasındaki tercih çalışmada kullanılan veri setinin zaman boyutu (T) ile kesit boyutu (N) arasındaki ilişkiye dayanmaktadır. Bu çalışmada T > N olduğu için Breush ve Pagan (1980) LM testinden yararlanılmıştır. Bu testin Ho hipotezi CD yoktur şeklindedir.çalışmada ardından serilerin entegre derecelerini belirlemek amacıyla Pesaran (2007) tarafından geliştirilen CADF (Crosssectionally Augmented Dickey Fuller, CADF) panel birim kök testinden yararlanılmıştır. Bu test klasik ADF testinin kesit veri ortalamaları ile genişletilmiş hali olup yatay kesit bağımlılığı altında serilerin birim kök içerip içermediğini incelemektedir. Serilerin entegre derecelerinin belirlenmesinin ardından ise değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığı heterojenliğe izin veren ve yatay kesit bağımlılığını dikkate alan Westerlund (2007) panel koentegrasyon testi ile incelenmiştir. Bu test özü itibariyle hata düzeltme terimine (Error Correction Term, ECT) dayalı bir testtir. Daha açık bir ifadeyle, bu testte Denklem (1) de gösterilen model hata düzeltme modeli olarak genişletilmekte, ardından hata düzeltme teriminin negatif ve istatistikî olarak anlamlı olup olmadığı incelenmektedir. ECT, negatif ve istatistiki olarak anlamlı ise koentegre ilişkinin olduğu aksi durumda ise koentegre ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Westerlund (2007) panel eşbütünleşme testi Denklem (1) e bağlı olarak Denklem (2) deki gibi ifade edilebilir: 235 (2) Burada modele dahil edilen deterministik bileşenleri, hata düzeltme terimini göstermektedir. Ayrıca, Denklem (2) yeniden Denklem (3) teki gibi yazılabilir: (3) Burada, olmaktadır. Bu testin Ho hipotezi değişkenler arasında koentegre ilişki yoktur şeklindedir. Ho hipotezinin sınanmasında ise dört adet test istatistiğinden

6 yararlanılmaktadır. Bunlardan ikisi panel (Pa ve Pt) diğer ikisi (Ga ve Gt) ise grup ortalamalarına (group mean) dayalı test istatistikleridir. Ho hipotezinin reddedilebilmesi için hata düzeltme teriminin negatif ve istatistiki olarak anlamlı olması gerekmektedir. Westerlund (2007) testinin önemli noktalarından birini de hata düzeltme modelindeki öncül (lead) ve ardıl (lag) değerlerin belirlenmesi oluşturmaktadır.westerlund (2007) orijinal makalesinde öncül ve ardıl değerlerin belirlenmesinde Newey-West (1994) (NW) yönteminden yararlanmıştır 3. Westerlund ve Persyn (2008) ise bu değerleri AIC kriterine göre belirlemiştir. Jaunky (2011) ise bu değerlerin yüksek belirlenmesinin testin gücünü azaltabileceğini ifade edip öncül ve ardıl değerler için bir gecikme kullanmıştır. Bu çalışmada ise literatürdeki bu gelişmeler dikkate alınarak farklı yaklaşımlara karşı dirençli (robust) sonuçlar elde edebilmek amacıyla her üç yöntemden de yararlanılmıştır Çoklu Yapısal Kırılmaların Dikkate Alınması Literatürde yaygın bir şekilde ifade edildiği gibi varlığı durumunda yapısal kırılmaların dikkate alınmaması koentegre ilişki yoktur şeklindeki Ho hipotezinin reddedilememesi yönünde yanlı sonuçlar elde edilmesine yol açabilmektedir. Ayrıca, daha önce belirtildiği gibi değişkenlerin karakteristik özelliklerinin doğru şekilde modellenememesi de elde edilen test sonuçlarının kırılganlıklarını artırmaktadır. Bu gerekçelerle çalışmada serilerin yapısal kırılmalar içerip içermediği de incelenmiştir. Bu amaçla da Bai ve Perron (1998, 2003) testinden yararlanılmıştır. Bai ve Perron (1998, 2003) testi ve olmak 236 üzere dört test istatistiği ile ve olmak üzere iki adet bilgi kriterinden oluşmaktadır. Bu test istatistiklerinden ve test istatistikleri serilerde ve / veya modelde yapısal bir değişim olup olmadığının tespitinde kullanılmaktadır. Testlerin Ho hipotezi yapısal kırılma yoktur şeklindedir. Alternatif hipotez ise maksimum yapısal kırılma sayısı olacak şekilde en az bir tane yapısal kırılma vardır şeklindedir. (dolayısıyla Bai ve Perron (1998, 2003) testi Denklem (4) te gösterilen adet rejime sahip) çoklu regresyon modeline dayanmaktadır. adet yapısal kırılmalı (4) Burada yapısal kırılma noktalarını, ise yapısal kırılma sayılarını göstermek üzere ve olmaktadır. Ayrıca, bağımlı değişkeni, etkisi zamanla değişmeyen açıklayıcı değişkenler vektörünü, ise etkisi zamanla değişen değişkenler vektörünü göstermektedir. ve ise ilgili değişkenlere ait katsayıları ifade ederken hata terimini ifade etmektedir. Değişkenlerin yapısal kırılmalar altında durağanlık özelliklerinin incelenmesinde ise Carrion-i Silvestre vd. (2005) tarafından geliştirilen çoklu yapısal kırılmalı panel birim kök 3 Daha açık bir ifadeyle ardıl ve öncül değerler 4*(T/100) 2/9 ile hesaplanmıştır.

7 testinden yararlanılmıştır. Bu test Hadri (2000) tarafından geliştirilen birinci nesil panel birim kök testinin çoklu yapısal kırılmaları ve CD yi dikkate alacak şekilde genişletilmiş halidir. Testin Ho hipotezi seri durağandır şeklindedir. Testin genel yapısı Denklem 5 teki gibi ifade edilebilir : (5) Burada, çalışmada kullanılan değişkenleri, hata terimini, sabit terimdeki yapısal kırılmaları temsil eden ve için 1, diğer durumlarda 0; ise trend değişkenindeki yapısal kırılmaları ifade eden ve durumunda diğer durumlarda ise 0 değerini alan kukla değişkeni göstermektedir. ise ninci yatay kesit için kırılmanın gerçekleştiği ninci kırılma tarihini ifade etmektedir. Bu test ile Ho hipotezi sınanırken ilk olarak test istatistiği hesaplanmaktadır. Bu test istatistiği Denklem (6) daki gibi ifade edilebilir: (6) 237 Burada, olacak şekilde her bir ülke için tahmin edilen bireysel Kwiatkowski, Phillips, Schmidth ve Shin (KPSS) birim kök test istatistiklerinin toplamını göstermektedir. İkinci olaraksa, yapısal kırılmaların yerini belirleyen vektörü hesaplanmakta ve test istatistiğinden hareketle normalize edilmiş test istatistiğine ulaşılmaktadır. test istatistiği Denklem (7) de gösterildiği gibi ifade edilebilir: (7) Burada, ile, test istatistiğinin sırasıyla bireysel ortalama ve varyans değerlerini ifade etmektedir. Çoklu yapısal kırılmalar altında değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığının tespitinde ise Westerlund (2006) tarafından geliştirilen çoklu yapısal kırılmalı panel koentegrasyon testinden yararlanılmıştır. Bu test yapısal kırılmaları içsel olarak belirlemekte, kırılma tarihlerinin ülkeler arasında değişmesine izin vermekte ve yatay kesit bağımlılığını da dikkate almaktadır. Westerlund (2006) koentegrasyon testi Denklem (1) e bağlı olarak Denklem (8) deki gibi ifade edilebilir:

8 , (8) Burada, olacak şekilde yapısal kırılmaları; yapısal kırılma sayısını; deterministik bileşenler vektörünü ifade etmektedir. Bu testin Ho hipotezi koentegre ilişki vardır şeklindedir. Bu hipotezin sınanmasında ise Bu test istatistiği Denklem (9) daki gibi ifade edilebilir: test istatistiğinden yararlanılmaktadır. (9) Burada, ve şeklinde ifade edilmekte, ise Denklem (8) deki hata teriminin ( ) etkin bir tahmincisini göstermektedir Uzun Dönem Parametre Tahmini Uzun dönem parametre tahmininde öncelikle Pesaran (2006) tarafından geliştirilen CCEMG (Common Correlated Effects Mean Group, CCEMG) yönteminden yararlanılmıştır. Bu yöntem CD yi dikkate almanın yanı sıra heterojenliğe de izin vermektedir. Ayrıca, CCEMG yapısal kırılmalara ve koentegre ilişki olmama durumuna karşı da dirençli bir tahmincidir ( Sadorsky, 2013:55; Kapetanious vd., 2011:337). Bu yöntem Denklem (10) daki gibi ifade edilebilir: (10) 238 Burada, ile yatay kesit bağımlılığını dikkate almak için modeldeki değişkenlerden hareketle denkleme eklenen kesit veri ortalamalarını ifade etmektedir. Çalışmada ikinci olarak farklı yaklaşımlara karşı dirençli (robust) sonuçlar elde etmek amacıyla Eberhart ve Teal (2010) tarafından geliştirilen AUG (Augmented Mean Group, AUG) yöntemine yer verilmiştir. AUG yöntemi de hem CD ye hem heterojenliğe izin vermekte fakat CCEMG den farklı olarak yatay kesit bağımlılığını ortak dinamik bir süreç olarak modellemektedir. Bu yöntemin tahmininde iki aşamalı bir süreç izlenmektedir. Bu süreç Denklem (11) ve Denklem (12) deki gibi ifade edilebilir: (11) (12)

9 Burada, zaman kuklalarını temsil etmektedir. ise kukla değişkenlerden hareketle elde edilen ve yatay kesit bağımlılığını modele dahil eden değişkendir. Süreci sözel olarak ifade etmek gerekirse burada ilk aşamada (Denklem (11) de) değişkenlerin birinci farkı alınıp modele zaman kuklaları eklenmekte ve model klasik En Küçük Kareler (EKK) yöntemi ile tahmin edilmektedir. İkinci aşamada (Denklem (12) de) ise ilk aşamadan elde edilen kukla değişken katsayıları Denklem (1) deki modele eklenerek model tekrar tahmin edilmektedir. Böylece, Denklem (1) deki model yatay kesit bağımlılığını dikkate alacak şekilde genişletilmiş olmaktadır Değişkenler Arasındaki Nedensellik İlişkisinin İncelenmesi Çalışmanın giriş kısmında belirtilen teorilerden de anlaşılacağı üzere bu alandaki literatür daha çok değişkenler arasındaki nedensellik ilişki üzerine odaklanmaktadır. Değişkenler arasındaki koentegrasyon ilişkisi ise daha çok çalışmada kullanılacak nedensellik testinin yapısının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.örneğin, değişkenler arasında koentegre ilişki var ise Canning ve Pedroni (2008) panel denensellik testi kullanılabilecek iken koentegre ilişkinin olmadığı durumlarda Dumitrescu ve Hurlin (2012) panel nedensellik testinden yararlanılabilmektedir. Dolayısıyla, çalışmada kullanılacak nedensellik testi ulaşılacak sonuçlar açısından oldukça önemli olabilmektedir. Fakat, literatürde yaygın olarak ifade edildiği gibi kullanılan farklı koentegrasyon testleri farklı sonuçlara işaret edebilmektedir. Ayrıca, kullanılan farklı birim kök testleri de serilerin durağanlık özellikleri açısından farklılı bulgulara işaret edebilmektedir. Dolayısıyla, bu durum serilerin aslında birinci dereceden bütünleşik olduğu durumlarda sıfırıncı dereceden bütünleşikmiş gibi işlem görmelerine veya değişkenler arasında aslında koentegre ilişki yok iken varmış gibi bir sonucuna ulaşılmasına sebep olabilmektedir. Bu da nedensellik testlerine hata düzeltme teriminin eklenip eklenmeyeceği ya da serilerin farkı alınarak mı yoksa düzey değerleriyle mi kullanılacağı gibi konularda bir belirsizliğe yol açarak doğru olmayan model spesifikasyonlarına dayalı analizler yapılmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenlerden dolayı bu çalışmada değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi ile incelenmiştir. Bu test Westerlund (2007) eşbütünleşme testinde olduğu gibi hem heterojenliğe izin vermekte hem de yatay kesit bağımlılığını dikkate almaktadır. Ayrıca, bu testin iki önemli avantajı daha sunmaktadır. Bunlardan birincisi, standart nedensellik testlerinin aksine bu testin serilerin durağan olmasını gerektirmemesi bir diğer ifade ile hem I (1) hem de I(0) olan serileri birlikte modelleyebilmesi ikincisi ise değişkenler arasında hem koentegre ilişkinin olduğu hem de olmadığı durumlarda kullanılabilmesidir. Böylece bu test yanlış model spesifikasyonuna dayalı yanlı sonuçlar elde edilmesini en azından asimptotik olarak engelleyebilmektedir (Emirmahmutoğlu ve Köse, 2011:870; Yamada ve Toda, 1998:57). Ayrıca, bu test nedensellik analizinde gecikme uzunluğunun da her bir ülkeye için farklılaşmasına izin vermekte ve serileri düzey değerleri ile modellendiğinden uzun dönemli bilgi kaybını da azaltmaktadır (Toda ve Yamamato, 1995:226; Emirmahmutoğlu ve Köse, 2011:871). Bu test için önsel olarak belirlenmesi gereken tek şey serilerin maksimum entegrasyon derecesidir (dmax). Bu kapsamda Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi Denklem (13) te gösterildiği gibi ifade edilebilir: 239

10 (13) Burada, her bir ülke için farklı değerler alabilen gecikme uzunluğunu, ise nedensellik analizinde dikkate alınacak maksimum entegrasyon derecesini göstermektedir. Ülke bazlı analizlerde hipotezinin reddedilmesi CO2 nin ekonomik büyümenin nedeni olduğu anlamına gelmektedir. Ekonomik büyümenin CO2 nin nedeni olduğunun ifade edilebilmesi içinse hipotezinin reddedilmesi gerekmektedir. Panel bazlı nedensellik analizi için gerekli olan test istatistiği ise her bir ülke için yukarıda belirtildiği şekliyle nedensellik analizleri yapılırken elde edilen olasılık değerlerinin Fisher (1932) tarafından tavsiye edilen yöntem dikkate alınarak Denklem (14) te gösterildiği gibi toplulaştırılmasıyla (aggregated) elde edilmektedir: (14) 240 Bu şekilde elde edilen Fisher (1932) test istatistiği serbestlik derecesi ile dağılımına uymaktadır. Testin yatay kesit bağımlılığına karşı dirençli kritik tablo değerleri ise bootsrap yöntemi ile elde edilmektedir. 3. BULGULAR Çalışmada öncelikle CO2 ve GDP değişkenleri ile Denklem (1) de gösterilen model için yatay kesit bağımlılığının geçerli olup olmadığı Breush ve Pagan (1980) LM testi ile incelenmiştir. Tablo 1 de sunulan bulgular incelendiğinde ilgili test istatistiğinin her durumda yatay kesit bağımlılığının olduğuna işaret ettiği görülmektedir. Tablo 1: BP-LM (1980) Testi Sonuçları LNCO2 LNGDP Model Breush ve Pagan (1980) LM *[0.000] *[0.000] *[0.000] *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. Parantez içindeki değerler olasılık değerleridir. Bu nedenle serilerin entegre derecelerinin belirlenmesinde CD yi dikkate alan Pesaran (2007) CADF testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular Tablo 2 de sunulmuştur. Sonuçlar incelendiğinde hem t-bar hem de z [t-bar] istatistiklerinin her durumda serilerin düzey değerlerinde durağan olmadığına işaret ettiği görülmektedir. Değişkenlerin birinci farkı alınarak birim kök testi uygulandığında ise değişkenlerin durağan hale geldiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bulgular serilerin birinci dereceden bütünleşik yani I(1) olduklarına işaret etmektedir.

11 Tablo 2: Pesaran (2007) CADF Panel Birim Kök Testi Sonuçları Gecikme=0 Gecikme =1 Gecikme =2 Model: C&T t-bar z[t-bar] t-bar z[t-bar] t-bar z[t-bar] LNCO [0.977] [0.988] [0.973] LNGDP [0.972] [0.821] [0.977] LNCO * *[0.000] * -7.14* [0.000] * -3.98* [0.000] LNGDP * * [0.000] * -6.36*[0.000] * -3.75* [0.000] Model :C LNCO [0.561] [0.436] [0.439] LNGDP [0.901] [0.459] [0.709] LNCO * * [0.000] * -8.26*[0.000] * -5.07*[0.000] LNGDP * * [0.000] * -7.48* [0.000] * -4.81* [0.000] Parantez içindeki değerler olasılık değerleridir. C trendsiz modeli, C+T ise trendli modeli ifade etmektedir. serilerin birinci farkının alındığını göstermektedir. t-bar için %5 anlamlılık düzeyindeki kritik tablo değerleri trendsiz model için ; trendli model içinse dir. CO2 salınımı ile GDP arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amacıyla uygulanan Westerlund (2007) panel koentegrasyon testi sonuçları Tablo 3 te sunulmuştur. Öncelikle CD yi dikkate almayan olasılık değerlerine bakıldığında (asimptotik p- değerleri) öncül ve ardıl değerlerin 1 olarak alındığı veya NW ile belirlendiği her durumda her dört test istatistiği tarafından da değişkenler arasında koentegre bir ilişki olmadığını ifade eden Ho hipotezinin reddedilemediği görülmektedir. Burada sadece öncül ve ardıl değerlerin AIC ile belirlendiği durumda toplam 4 test istatistiğinin ikisi tarafından değişkenler arasında koentegre bir ilişki olabileceği sonucuna ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla, toplam 12 durum 4 dikkate alındığında Westerlund (2007) koentegrasyon testine ait test istatistiklerinin CD nin dikkate alınmadığı durumda baskın bir şekilde değişkenler arasında koentegre bir ilişkinin olmadığına işaret ettiği görülmektedir. CD yi dikkate alan olasılık değerleri dikkate alındığında ise %5 anlamlılık düzeyinde sadece 1 defa ilgili test istatistiklerinin değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin olabileceğine işaret ettiği anlaşılmaktadır. %10 anlamlılık düzeyi dikkate alındığında ise Westerlund (2007) koentegrasyon testine ait test istatistiklerinin toplam 12 durumdan 5 tanesinde değişkeler arasında uzun dönemli bir ilişki olabileceğine işaret ettiği görülmektedir. Dolayısıyla, CD nin dikkate alındığı durumda da Westerlund (2007) koentegrasyon testinin GDP ile CO2 arasında uzun dönemli bir ilişki olduğuna dair güçlü kanıtlar sunduğunu ifade etmek güçtür. 241 Tablo 3: Westerlund (2007) Panel Koentegrasyon Testi Sonuçları Panel A: Öncül ve ardıl değerler 1 alındığında Test istatistiği Z değeri Asimptotik p-değeri CD ye dirençli p-değeri Gt * Ga Pt Pa * Panel B: öncül ve ardıl değerler NW ile belirlendiğinde Gt Ga Yani öncül ve ardıl değerlerin belirlenmesinde daha önce belirtilen üç farklı yaklaşım ile her durumda elde edilen ilgili dört adet test istatistiği dikkate alındığında elde edilen toplam durum ifade edilmektedir

12 Pt Pa * Panel C: Öncül ve ardıl değerler AIC ile belirlendiğinde Gt Ga Pt * 0.068* Pa * 0.045* *, %10 veya daha iyi bir anlamlılık düzeyini ifade etmektedir. Bartlett kernel window genişliği 4*(T/100)^2/9 formülüne ile belirlenmiştir. 3.1.Yapısal Kırılmaların Dikkate Alınması Yukarıda belirtilen sonuçlara rağmen Westerlund (2007) koentegrasyon testinin bir dezavantajı şudur ki bu test olası yapısal kırılmaları dikkate almamaktadır. Halbuki, literatürde yaygın bir şekilde belirtildiği gibi olası yapısal kırılmaların dikkate alınmaması koentegre ilişki olmadığını ifade eden Ho hipotezinin reddedilememesi yönünde yanlı sonuçlar elde edilmesine yol açabilmektedir. Dolayısıyla, bulguların çoğu durumda değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olmadığı sonucuna işaret etmiş olmasında olası yapısal kırılmaların dikkate alınmaması etkili olmuş olabilir. Bu nedenle çalışmanın bu aşamasında Bai ve Perron (1999, 2003) testi kullanılarak serilerin yapısal kırılmalar içerip içermediği incelenmiştir. Bu amaçla Bai ve Perron (1999,2003) testine ait UDmax ve WDmax istatistiklerinden yararlanılmıştır. Yapısal kırılma sayıları ise SIC ve LWZ kriterleri ile belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar Tablo 4 te sunulmuştur. Sonuçlar incelendiğinde Mısır için GDP, Meksika içinse CO2 değişkeni dışındaki tüm değişkenler için UDmax ve WDmax test istatistiklerden en az birinin %5 anlamlılık düzeyinde Ho hipotezini reddettiği görülmektedir. Bu da ilgili serilerde yapısal kırılmaların olduğu anlamına gelmektedir. Yapısal kırılma sayılarının tespiti için BIC ve LWZ istatistiklerine bakıldığında da ilgili serilerin her durumda en az iki yapısal kırılmaya sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu bulgular da koentegrasyon analizinde hem yatay kesit bağımlılığının hem de yapısal kırılmaların dikkate alınmasının önemli olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle de çalışmada Westerlund (2006) çoklu yapısal kırılmalı koentegrasyon testinden de yararlanılmıştır. 242 Tablo 4: Bai ve Perron (1999, 2003) Çoklu Yapısal Kırılma Testi Sonuçları Ülkeler LNCO2 m LNGDP m UDmax WDmax SIC LWZ UDmax WDmax SIC LWZ Brezilya * * * 3 3 Şili * * * * 4 4 Çin * * * * 5 5 Kolombiya 8.382* * * 98.64* 4 4 Mısır * * Macaristan * * * * 5 2 Hindistan * * * * 5 4 Endonezya * * * * 5 4 Yunanistan * * * * 4 3 G.Kore * * * * 5 5 Malezya * * * * 5 4 Meksika * * 3 2 Peru * * * * 3 3

13 Filipinler * 29.71* * 4 4 G.Afrika * * * 4 2 Tayland * * * * 5 4 Türkiye 77.08* * * * 4 4 *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. UDmax ve WDmax test istatistikleri için %5 anlamlılık düzeyindeki kritik değerler sırasıyla ve dır. Hata teriminin dağılımının yapısal kırılmalar arasında değişimine izin verilmiştir. Maksimum yapısal kırılma sayısı 5, triminaj ise 0.15 olarak alınmıştır. m, ilgili kriterlerce belirlenen yapısal kırılma sayılarını göstermektedir. Fakat, Westerlund (2006) çoklu yapısal kırılmalı koentegrasyon testini kullanmadan önce yapısal kırılmalar altında CO2 ve GDP serilerinin I(1) olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Bu amaçla Cariron-i Silvestre vd. (2005) çoklu yapısal kırılmalı panel birim kök testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular Tablo 5 te sunulmuştur. Tablo 5: Carrion-i Sivestre vd. (2005) Yapısal Kırılmalı Panel Birim Kök Testi Sonuçları LNCO2 LNGDP Sabit terimde çoklu yapısal kırılmalar Düzey Asimptotik olasılık değerleri Asimptotik olasılık değerleri LM ( ) test istatistiği *[0.000] *[0.000] CD ye dirençli kritik değerler CD ye dirençli kritik değerler %90 %95 %90 % Sabit terim ve trend değişkende çoklu yapısal kırılmalar 243 Düzey Asimptotik olasılık değerleri Asimptotik olasılık değerleri LM ( ) test istatistiği *[0.000] *[0.000] CD ye dirençli kritik değerler CD ye dirençli kritik değerler %90 %95 %90 % *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. Kırılma sayıları maksimum yapısal kırılma sayısı 5 olacak şekilde BIC kriterine göre belirlenmiştir. Triminaj 0.15 alınmıştır. Uzun dönemli varyans heterojenlik varsayımı altında tahmin edilmiştir. Öncelikle, yapısal kırılmaların dikkate alınıp yatay kesit bağımlılığının dikkate alınmadığı durumu ifade eden asimptotik olasılık değerlerine bakıldığında her durumda serilerin düzey değerlerinde durağan olmadıkları görülmektedir. Yatay kesit bağımlılığının da %5 anlamlılık düzeyinde dikkate alındığı duruma gelince GDP serisinin yine her durumda düzey değerinde durağan olmadığı CO2 serisinin ise trendli model spesifikasyonu dikkate alındığında düzey değerinde durağan trendsiz model spesifikasyonu dikkate alındığında ise düzey değerinde durağan olmadığı görülmektedir. Bu noktada literatürdeki benzer çalışmalara bakıldığında serilerin düzey değerlerine uygulanan birim kök testlerinin birbirinden farklı sonuçlar verdiği durumlarda birinci farkı alınmış serilerin durağan çıkmasının serilerin I(1) olduğunun kabul edilmesi için yeterli olduğunun belirtildiği görülmektedir (Chiu vd., 2010: 708; Rao ve Kumar, 2009 : 1014; Singh, 2013: 692). Nitekim, bu çalışmada da serilerin birinci farkına birim kök testi uygulandığında her durumda serilerin durağan olduğu görülmektedir 5. Ayrıca, burada seriler oran cinsinden 5 Sadelik sağlamak amacıyla sonuçlar burada gösterilmemiştir. Yazardan talep edilmesi halinde temin edilebilir.

14 ifade edildiğinden trendsiz model spesifikasyonunun daha uygun olabileceği de ifade edilebilir (Romero-Avila ve Usabiaga, 2009). Dolayısıyla, literatürdeki bu yaklaşımlardan hareketle CO2 serisinin de I (1) olduğuna karar verilip koentegrasyon analizine geçilmiştir. Bu amaçla kullanılan Westerlund (2006) koentegrasyon testi önce sabit terimde (Tablo 6) ardından da hem sabit terim hem de trend değişkeninde (Tablo 7) çoklu yapısal kırılmalara izin verecek şekilde tahmin edilmiştir. Tablo 6: Westerlund (2006) Çoklu Yapısal Kırılmalı Panel Koentegrasyon Testi Sonuçları Ülkeler LM test ist [0.520] Kırılma sayısı Yapısal kırılma tarihleri Brezilya Şili Çin Kolombiya Mısır 0 Macaristan Hindistan Endonezya Yunanistan G.Kore Malezya Meksika Peru Filipinler G.Afrika Tayland Türkiye *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. LM test istatistiği için parantez içinde verilen değer CD ye karşı dirençli olasılık değeridir. Triminaj 0.15 olarak alınmıştır. Kırılma sayıları maksimum yapısal kırılma sayısı 5 olacak şekilde BIC kriterine göre belirlenmiştir. 244 Bu kapsamda elde edilen bulgular incelendiğinde çoklu yapısal kırılmalara izin verilen her iki durumda da koentegre ilişki olduğunu ifade eden Ho hipotezinin reddedilemediği görülmektedir. Bu bulgular da CO2 ile GDP arasında uzun dönemli bir ilişki olduğu anlamına gelmektedir.

15 Tablo 7: Westerlund (2006) Çoklu Yapısal Kırılmalı Panel Koentegrasyon Testi Sonuçları Ülkeler LM test ist [0.520] Kırılma sayısı Yapısal kırılma tarihleri Brezilya Şili Çin Kolombiya Mısır Macaristan Hindistan Endonezya Yunanistan G.Kore Malezya Meksika Peru Filipinler G.Afrika Tayland Türkiye *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. LM test istatistiği için parantez içinde verilen değer CD ye karşı dirençli olasılık değeridir. Triminaj 0.15 olarak alınmıştır. Kırılma sayıları maksimum yapısal kırılma sayısı 5 olacak şekilde BIC kriterine göre belirlenmiştir. 245 Belirtilen bu sonuçlara ilaveten bu testler tarafından belirlenen yapısal kırılma tarihlerinin genel olarak pratik hayattaki gelişmelerle uyumlu olması beklenmektedir. Fakat, şu da belirtilmelidir ki literatürde kullanılan farklı testler farklı kırılma tarihlerine işaret edebilmektedir. Ayrıca, modelde yer alan parametrelerden hangisinde ve / veya hangilerinde yapısal değişimlere izin verildiğine bağlı olarak da yapısal kırılma tarihleri değişebilmektedir. Dahası, bazı durumlarda beklentiler olayların gerçekleşmesinden önce iktisadi birimlerin davranışlarında değişimlere yol açabileceğinden her zaman testler tarafından sunulan kırılma tarihleri pratik hayat gerçekleşmeleri ile bire bir uyuşmayabilmektedir (Maslyuk ve Smyth, 2008). Bu kapsamda Westerlund (2006) testi tarafından sunulan yapısal kırılma tarihlerine bakıldığında yapısal kırılmaların genel olarak , , ve dönemlerinde ortaya çıktığı görülmektedir dönemini etkileyebilecek gelişmelere bakıldığında bilindiği gibi yılında yaşanan Arap-İsrail savaşı ile birlikte OPEC tarafından uygulanan petrol ambargosu ve bunun sonucunda dünya genelinde artan enflasyon ve gerileyen büyüme rakamları ile 1975 yılında Katar, Irak ve Venezüella gibi ülkelerin petrol kaynaklarını kamulaştırma kararları bu dönem üzerinde çeşitli etkilere yol açmış olabilir dönemine bakıldığında ise özellikle 1980 li yıllar ile birlikte dünya ekonomilerinde 6 Westerlund (2006) orijinal makalesinde T < 100 olduğu durumlarda sabit terim ve trend bileşenlerinde çoklu yapısal kırılmalara izin veren model formunun pek kullanılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle yapısal kırılma tarihleri yorumlanırken sadece sabit terimde çoklu yapısal kırılmalara izin veren model spesifikasyonu sonuçları dikkate alınmıştır. Çalışmada T < 100 olmasına rağmen sabit terim ve trend bileşenlerinde çoklu yapısal kırılmalara izin veren model spesifikasyonunun sonuçlarına da yer verilmesinin nedeni ise hem literatürde bu duruma rağmen ilgili spesifikasyonu kullanan çalışmaların olması hem de olası farklı yaklaşımlara karşı dirençli (robust) sonuçlar elde etme çabasıdır. Ayrıca, bu model spesifikasyonu tarafından sunulan yapısal krılma tarihlerine bakıldığında da diğer yaklaşımdan çok da farklı olmadığı anlaşılmaktadır.

16 liberalleşme adımlarının hız kazanması, ekonomilerin bu doğrultuda bir dönüşüm sürecine girmesi, İran İslam devriminin gerçekleşmesi, İran-Irak savaşının yaşanması, Latin Amerika ülkelerinde borç krizlerinin söz konusu olması, ABD de enflasyon oranının %10 ların üzerine çıkması ile birlikte ABD merkez bankasının faiz oranlarını artırması gibi gelişmeler de bu dönem içinde ekonomik büyüme ve enerji kullanımını etkilemiş olabilir dönemine bakıldığında Körfez savaşının yaşanması, dönemine bakıldığında 2002 Arjantin krizi, 2001 Türkiye krizi, 2002 Brezilya krizi ve 2001 dot. com krizi gibi gelişmeler ile Asya ve 1998 Rusya krizleri sonrasında yükselen piyasa ekonomilerinde yaşanan yapısal dönüşümler de ilgili değişkenler üzerinde bu dönmlerde çeşitli etkilere yol açmış olabilir. Değişkenler arasında uzun dönemi bir ilişki olduğu sonucuna ulaşıldıktan sonra uzun dönem parametre tahminine geçilmiştir. Bu amaçla CD yi dikkate alan CCEMG ve AUG yöntemlerinden yararlanılmıştır. Bu kapsamda elde edilen sonuçlar Tablo 8 de sunulmuştur 7. Tablo 8: Pesaran (2008) CCMGE ile Eberhart ve Teal (2010) AUG Parametre Tahmin Sonuçları Uzun dönem parametreleri CCEMG p-değeri AUG p-değeri Panel sonuçları * * *, %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir. Panel sonuçlarına bakıldığında CCMGE ile AUG nun birbirine benzer bulgulara işaret ettiği görülmektedir. Bir diğer ifadeyle her iki yöntem de uzun dönem katsayısının pozitif ve istatistiki olarak anlamlı olduğunu göstermektedir. Bu katsayı CCMGE için yaklaşık 0.88 iken AUG için 0.81 olmaktadır. Bir diğer ifadeyle, bulgular yükselen piyasa ekonomileri için uzun dönemde GDP deki %1 lik bir artışın CO2 salınımında %0.8 in üzerinde bir artışa yol açtığına işaret etmektedir Panel Nedensellik Analizi Çalışmada bu aşamasına kadar değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki ve parametre tahmini üzerinde durulmuştur. Fakat, daha önce de belirtildiği gibi koentegrasyon testlerinin birbirinden farklı sonuçlara işaret edebileceği bu çalışmada da görülmüştür. Bu da daha önce belirtilen özelliklerine (yani, örneğin, hem koentegre ilişkinin bulunduğu hem de bulunmadığı durumlarda kullanılabilme gibi) bağlı olarak Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testinin kullanılmasının önemini artırmıştır. Fakat, Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi uygulanmadan önce bu testin varsayımlarının çalışmada kullanılan veri seti için geçerli olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi bu test hem CD yi dikkate almakta hem de heterojenliğe izin vermektedir. Bu nedenle öncelikle çalışmada kullanılan serilerde ve / veya modelde yatay kesit bağımlılığının olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Nitekim, bulgular kısmında Breush ve Pagan (1980) LM testi uygulanmış ve yatay kesit bağımlılığının olduğu tespit edilmişti. İkinci olarak ise veri setinin heterojen bir özellik sergileyip sergilemediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla literatürle uyumlu 7 Normalde ilgili uzun dönem parametre tahmincileri ülke bazlı sonuçları da rapor edebilmektedir. Fakat, hem sadelik sağlamak hem de bu alandaki literatür genel olarak uygulanacak nedensellik testinin belirlenmesi açısından değişkenler arasında koentegre bir ilişki bulunup bulunmadığı üzerine odaklandığından burada da sadece panel sonuçları rapor edilmiştir. Yazardan talep edilmesi halinde diğer sonuçlara da ulaşılabilir.

17 bir şekilde Pesaran ve Yamagata (2008) tarafından geliştirilen testten yararlanılmıştır. Bu test Swamy (1970) tarafından geliştirilen testin standardize edilmiş halidir.testin Ho hipotezi heterojenlik yoktur şeklindedir. Bu test Δ and Δ adj olmak üzere iki adet test istatistiğinden oluşmaktadır. Δ adj test istatistiği Δ test istatistiğinin geliştirilmiş halini ifade etmektedir. Çalışmada nedensellik analizinde hem GDP nin hem de CO2 nin bağımlı değişken olduğu model spesifikasyonları dikkate alındığından (örneğin Denklem (13) te ifade edildiği gibi) bu test uygulanırken de bu durum dikkate alınarak ilgili test uygulanmıştır. Bu kapsamda elde edilen sonuçlar Tablo 9 da gösterilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde her durumda her iki test istatistiğinin de heterojenliğin varlığına işaret ettiği görülmektedir. Tablo 9: Pesaran ve Yamagata (2008) Homojenlik Testi bağımlı değişken: lnco2 bağımlı değişken: lngdp Test istatistiği Δ *[0. 000] *[0.0 00] Δ adj *[0. 000] *[0.0 00] *, %10 veya daha iyi bir anlamlılık düzeyini göstermektedir. Verilen değerler test istatistikleridir. Parantez içerisindeki değerler olasılık değerleridir. Dolayısıyla elde edilen bulgular nedensellik analizinde yatay kesit bağımlılığının ve heterojenliğin dikkate alınmasının önemli olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, bu hususlar da Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi tarafından dikkate alınan özelliklerdir. Fakat, bu nedensellik testi uygulanmadan önce sistemde kullanılacak dmax değerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla Phillips ve Perron (PP) birim kök testinden yararlanılmıştır. Bu test trendli ve trendsiz model spesifikasyonları dikkate alınarak uygulanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde %10 veya daha iyi bir anlamlılık düzeyinde her durumda dmax değerinin 1 olduğu anlaşılmaktadır (Tablo 10) Tablo 10: PP Birim Kök Testi Sonuçları (trendsiz) PP lnco2 PP lngdp Dmax Düzey Birinci fark Düzey Birinci fark Yükselen piyasa Ekonomileri Brezilya 0.452(3) 0.002(0)* 0.125(2) 0.001*(2) 1 Şili 0.896(2) 0.002(2)* 0.983(2) 0.002*(3) 1 Çin 0.992(2) 0.010(1)* 0.999(0) 0.004*(2) 1 Kolombiya 0.247(2) 0.000(0)* 0.772(2) 0.001*(2) 1 Mısır 0.509(5) 0.000(3)* 0.763(0) 0.008*(3) 1 Macaristan 0.898(3) 0.000(3)* 0.336(4) 0.013*(0) 1 Hindistan 0.945(4) 0.000(3)* 0.999(8) 0.000*(4) 1 Endonezya 0.218(11) 0.000(9)* 0.534(1) 0.001*(0) 1 Yunanistan 0.001*(4) (3) 0.000*(3) 1 G.Kore 0.093*(4) (3) 0.000*(1) 1 Malezya 0.876(1) 0.000(1)* 0.476(1) 0.000*(2) 1 8 Sadelik sağlamak amacıyla sadece trendsiz model spesifikasyonuna ilişkin sonuçlar burada gösterilmiştir. Fakat, yukarıda belirtildiği trendli model spesifikasyonu da benzer sonuçlara işaret etmektedir. Yazardan talep edilmesi durumunda bu sonuçlara da ulaşılabilir. Ayrıca, Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) de orijinal çalışmalarında dmax değerinin belirlenmesinde trendsiz model spesifikasyonunu üzerinde durmuştur.

18 Meksika 0.026*(1) (1) 0.000*(3) 1 Peru 0.866(1) 0.000(1)* 0.934(1) 0.005*(1) 1 Filipinler 0.513(3) 0.000(3)* 0.862(2) 0.024*(2) 1 G.Afrika 0.341(3) 0.000(3)* 0.820(2) 0.004*(2) 1 Tayland 0.818(2) 0.003(2)* 0.772(3) 0.006*(1) 1 Türkiye 0.602(3) 0.000(5)* 0.911(2) 0.000*(2) 1 Verilen değerler olasılık değerleridir. *, %10 veya daha iyi bir anlamlılık düzeyini ifade etmektedir. Parantez içindeki değerler bandwidth değerleridir. Bu bilgiler dikkate alınarak uygulanan Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi sonuçları Tablo 11 de sunulmuştur. Öncelikle panel sonuçlarına bakıldığında bulguların değişkenler arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin bulunduğuna işaret ettiği görülmektedir. Dolayısıyla, bu bulgulara göre ekonomik büyümedeki değişim CO2 salınımında CO2 salınımındaki değişim de ekonomik büyümede bir değişime yol açmaktadır. Fakat, literatürde de yaygın olarak ifade edildiği gibi panel sonuçları daha çok genel durumu ifade etmektedir. Dolayısıyla, daha ayrıntılı sonuçlar elde etmek amacıyla ülke bazlı sonuçlar da incelenmiştir. Bu kapsamda elde edilen bulgulara bakıldığında toplam 17 ülkeden 8 tanesinde (Brezilya, Şili, Çin, Kolombiya, Hindistan, Endonezya, Tayland ve Türkiye) değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin bulunmadığı, 4 tanesinde (Yunanistan, Meksika, Peru, G.Afrika) GDP den CO2 ye doğru bir nedensellik ilişkisinin bulunduğu 3 tanesinde (Mısır, Malezya ve Filipinler) çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin söz konusu olduğu kalan 2 ülkede (Macaristan ve G.Kore) ise CO2 den GDP ye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda bulgular öncelikle toplam 17 ülkeden 12 sinin daha açık bir ifadeyle değişkenler arasında nedensellik ilişkisi bulunmayan ilgili 8 ülke ile GDP den CO2 ye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunan ilgili 4 ülkenin küresel ısınma ile mücadeleye katkı sağlayabileceklerine işaret etmektedir.çünkü bu ülkelerde CO2 salınımındaki makul düzeydeki azalmaların ekonomik büyüme üzerinde önemli bir etkisinin olmayabileceği ifade edilebilir. Kalan 5 ülke içinse CO2 salınımına dönük adımların ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkileri olabileceği anlaşılmaktadır. 248 Tablo 11: Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) Panel Nedensellik Testi Sonuçları dmax Ho: lnco2 lngdp Ho: lngdp lnco2 Sonuç Yükselen piyasa ekonomileri Wald ist. olasılık Wald ist. Olasılık Ülke bazlı sonuçlar Brezilya (-) Şili (-) Çin (-) Kolombiya (-) Mısır * * lnco2 lngdp Macaristan * lnco2 lngdp Hindistan (-) Endonezya (-) Yunanistan * lngdp lnco2 G.Kore * lnco2 lngdp Malezya * * lnco2 lngdp Meksika * lngdp lnco2 Peru * lngdp lnco2 Filipinler * * lnco2 lngdp G.Afrika * lngdp lnco2 Tayland (-)

*************************************** Bankacılık ve Sermaye Piyasası Araştırmaları Dergisi

*************************************** Bankacılık ve Sermaye Piyasası Araştırmaları Dergisi *************************************** Bankacılık ve Sermaye Piyasası Araştırmaları Dergisi BSPAD, Cilt 1, Sayı 3 www.bankasermaye.com *************************************** Çoklu Yapısal Kırılmalar

Detaylı

Ferda Yerdelen Tatoğlu Ekim, 2017

Ferda Yerdelen Tatoğlu Ekim, 2017 ÖNSÖZ Ekonometrik modellemenin ilk aşaması, modelde kullanılacak değişkenlere ait verilerin detaylı olarak incelenmesidir. Zaman serisi verileri ile çalışıldığında, çeşitli dönemlerde inişler çıkışlar,

Detaylı

EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları

EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi ( )

Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi ( ) B.E.A. TÜRKİYE DE AR-GE, PATENT VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ (1970-2012) YALOVA SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ 127 Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi (1970-2012) Mehmet KARAKAŞ 1* Mehmet ADAK

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

Ekonomik Yaklaşım 2016, 27(100): www. ekonomikyaklasim. org doi: /ey

Ekonomik Yaklaşım 2016, 27(100): www. ekonomikyaklasim. org doi: /ey eyd Ekonomik Yaklaşım Derneği / Association Ekonomik Yaklaşım 2016, 27(100): 177-206 www. ekonomikyaklasim. org doi: 10. 5455/ey. 35940 Ekonomik Büyüme ve Turizm İlişkisi: Yatay Kesit Bağımlılığına Karşı

Detaylı

Hava Kirliliği ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Zamanla Değişen Panel Nedensellik Analizi. Özet

Hava Kirliliği ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Zamanla Değişen Panel Nedensellik Analizi. Özet Hava Kirliliği ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Zamanla Değişen Panel Nedensellik Analizi Özet Prof.Dr. Ekrem GÜL 1 Arş.Gör. Veysel İNAL 2 Bu çalışmada, insan ihtiyaçlarına paralel olarak artan üretim ve tüketim

Detaylı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı 1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı

Detaylı

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı 1. Proje Kapsamında Eğitim Talep Edilmiş ise, Eğitimin İçeriği Hakkında bilgi veriniz. Ekonometri alanı iktisat teorisi, işletme, matematik ve istatistiğin birleşmesiyle

Detaylı

Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında Ardışık Bağıntı (Serial Correlation) ve Değişen Varyans

Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında Ardışık Bağıntı (Serial Correlation) ve Değişen Varyans Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Ekonometri II Ders Notları Ders Kitabı: J.M. Wooldridge, Introductory Econometrics A Modern Approach, 2nd. ed., 2002, Thomson Learning. Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri Durum I: Kırılma Tarihinin Bilinmesi Durumu Kırılmanın bilinen bir tarihte örneğin tarihinde olduğunu önceden bilinmesi durumunda uygulanır. Örneğin,

Detaylı

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık Ekonomide Değişim www.pwc.com.tr 15. ÇözümOrtaklığı Platformu Temel göstergelerde neler değişti? Ortalama Büyüme, % Milli gelir hesaplama yönteminde revizyon Ekonomik Büyüme Oranları % 12.0 10.0 8.0 6.0

Detaylı

Yükselen Piyasa Ekonomilerinde Uluslararası Satın Alma Gücü Paritesi: Panel Koentegrasyon Testlerinden Kanıtlar

Yükselen Piyasa Ekonomilerinde Uluslararası Satın Alma Gücü Paritesi: Panel Koentegrasyon Testlerinden Kanıtlar Yükselen Piyasa Ekonomilerinde Uluslararası Satın Alma Gücü Paritesi: Panel Koentegrasyon Testlerinden Kanıtlar Özet Önder BÜBERKÖKÜ * Bu çalışmada 21 tane yükselen piyasa ekonomisinde uluslararası satın

Detaylı

Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu

Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu Prof. Dr. Ahmet BurçinYERELİ Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

Detaylı

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR T.C. Ekonomi Bakanlığının gerçekleştirdiği Küresel Ticarette Türkiye nin Yeniden Konumlandırılması-Dış Ticarette Yeni

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM STATA PAKET PROGRAMINA GİRİŞ

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM STATA PAKET PROGRAMINA GİRİŞ 3. BASKIYA ÖNSÖZ İleri Panel Veri Analizi kitabının 2012 yılında çıkan ilk baskısının çok hızlı tükenmesi üzerine, 2013 yılında çok daha fazla adetle ikinci baskısı yapılmıştır. Kitabın ikinci baskısı

Detaylı

OECD ÜLKELERİNDE CO2 EMİSYONU, ELEKTRİK TÜKETİMİ VE BÜYÜME İLİŞKİSİ 1

OECD ÜLKELERİNDE CO2 EMİSYONU, ELEKTRİK TÜKETİMİ VE BÜYÜME İLİŞKİSİ 1 OECD ÜLKELERİNDE CO2 EMİSYONU, ELEKTRİK TÜKETİMİ VE BÜYÜME İLİŞKİSİ 1 Suzan ERGÜN Melike ATAY POLAT ÖZ Bu çalışmada, 1980-2010 yılları arasında OECD ülkelerinde CO2 emisyonu, elektrik tüketimi ve ekonomik

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Nisan 2016, Sayı:12 HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ Selçuk KENDİRLİ 1 Muhammet ÇANKAYA 2 Özet:

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 4, 2010 297 PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR

Detaylı

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 3. 2009'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 3. 2009'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi POLİTİKANOTU Mart2011 N201126 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Ayşegül Dinççağ 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Büyüme Rakamları Üzerine

Detaylı

SESSION 5C: Turizm II 755

SESSION 5C: Turizm II 755 SESSION 5C: Turizm II 755 Turizm ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: Akdeniz Ülkeleri Üzerine Bir Panel Veri Analizi Relationship between Tourism and Economic Growth: A Panel Data Analysis on Mediterranean

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SEÇİLİ YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİ ÖRNEĞİ ( )

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SEÇİLİ YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİ ÖRNEĞİ ( ) DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: SEÇİLİ YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİ ÖRNEĞİ (1992-2015) The Effects of Foreign Direct Investments on Economic Growth: The Example

Detaylı

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Dr. Yüksel OKŞAK 1 1 Uludağ Üniversitesi İnegöl MYO, yukseloksak@uludag.edu.tr,

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 65, Şubat 2018, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 65, Şubat 2018, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 65, Şubat 2018, s. 63-86 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 28.12.2017 15.02.2018 Öğr. Gör. Dr. Arzu

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI Genel Değerlendirme Haziran 2014 2012 yılı dünya seramik sağlık gereçleri ihracat rakamlarına bakıldığında, 2011 yılı rakamlarına nazaran daha az dalgalanma gösterdiği

Detaylı

E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI

E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI DEVLETİN TÜKETİM HARCAMALARI VE ENFLASYON İLİŞKİNİN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ İLE İNCELENMESİ 16 MAYIS 018 MARMARA ÜNİVERSİTESİ /İKTİSAT FAKÜLTESİ/İKTİSAT BÖLÜMÜ/İKTİSADİ

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Haziran 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 MAYIS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 15 Haziran Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, ISSN: 2149-9225 Yıl: 2, Sayı: 3, Mart 2016, s. 85-96 Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, erhoca-346@hotmail.com Yrd. Doç. Dr. Dilek ŞAHİN Cumhuriyet

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 3 Ocak 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 1. Dünya Seramik Sektörü 1.1 Seramik Kaplama Malzemeleri SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 2007 yılında 8,2 milyar m 2 olan dünya seramik kaplama malzemeleri üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla oranla %3,5 artarak

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI 1 BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI 'Student t dağılımı' ya da kısaca 't dağılımı'; normal dağılım ve Z dağılımının da içerisinde bulunduğu 'sürekli olasılık dağılımları' ailesinde yer alan dağılımlardan bir

Detaylı

ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ

ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ 1 1. GİRİŞ Trent, serinin genelinde yukarıya ya da aşağıya doğru olan hareketlere denmektedir. Bu hareket bazen düz bir doğru şeklinde olmaktadır. Bu tür harekete sahip

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com EKONOMİK BÜYÜME, İHRACAT VE C0 2 ARASINDAKİ EŞBÜTÜNLEŞME

Detaylı

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO süt fiyat endeksi 184,3 ile Ekim ayında bir önceki aya göre %1,9 geriledi. Böylece geçen yıl aynı dönemin % 26,6 gerisinde kaldı. Tereyağı,

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 18 Aralık 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 4(1): 67-72, 2014 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Ekim - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ 21.07.2017 Saha Rating güncellenmiş Dünya Kurumsal Yönetim Endeksi (DKYE) çalışmasını tamamladı. Saha nın çalışması sonucunda, endekse giren ülkelerin

Detaylı

INTERNATIONAL CONGRESS OF ENERGY, ECONOMY AND SECURITY 2018 AUTUMN EKONOMETRİ SEMİNERİ

INTERNATIONAL CONGRESS OF ENERGY, ECONOMY AND SECURITY 2018 AUTUMN EKONOMETRİ SEMİNERİ INTERNATIONAL CONGRESS OF ENERGY, ECONOMY AND SECURITY 2018 AUTUMN EKONOMETRİ SEMİNERİ Saygıdeğer Bilim İnsanları, Yurt içi ve yurt dışından alanında uzman pek çok bilim insanının katılım gerçekleştirdiği

Detaylı

EURO/TL VOLATİLİTESİNİN TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ TİCARET PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: AMPİRİK BULGULAR *

EURO/TL VOLATİLİTESİNİN TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ TİCARET PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: AMPİRİK BULGULAR * Doğuş Üniversitesi Dergisi, 14 (1) 2013, 112-124 EURO/TL VOLATİLİTESİNİN TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ TİCARET PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: AMPİRİK BULGULAR * THE EFFECTS OF EURO/TL VOLATILITY ON THE PERFORMANCE

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 6 Temmuz 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA TEMMUZ 2009 Hazırlayan: Mesut DÖNMEZ 1 GENEL KOD BİLGİSİ: 392310 GTIP kodunun üst kodu olan 3923 GTİP koduna ait alt kodlar ve ürünler aşağıda

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 29 Eylül 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 4, 2010 297 PETROL FİYAT RİSKİ VE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ: TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDE BİR

Detaylı

TÜRKİYE DE EĞİTİM-EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK VE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

TÜRKİYE DE EĞİTİM-EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK VE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ TÜRKİYE DE EĞİTİM-EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK VE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ Özet Tuncer GÖVDELİ 1 Bu çalışmada, Türkiye de eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1923 ile 2014

Detaylı

PRICE WATERHOUSE COOPERS ADLI YÖNETİM DANIŞMANLIĞI ŞİRKETİNİN OPASİTE İNDEKSİ ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI *

PRICE WATERHOUSE COOPERS ADLI YÖNETİM DANIŞMANLIĞI ŞİRKETİNİN OPASİTE İNDEKSİ ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI * Coşkun Can Aktan (Ed.) Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Yayınları, 21. PRICE WATERHOUSE COOPERS ADLI YÖNETİM DANIŞMANLIĞI ŞİRKETİNİN OPASİTE İNDEKSİ ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI * Opasite

Detaylı

GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT EMİSYONU, EKONOMİK BÜYÜME VE EĞİTİM ARASINDAKİ İLİŞKİ: PANEL VERİ ANALİZİ

GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT EMİSYONU, EKONOMİK BÜYÜME VE EĞİTİM ARASINDAKİ İLİŞKİ: PANEL VERİ ANALİZİ The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss2442 Number: 27, p. 339-352, Autumn I 2014 GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT

Detaylı

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır Türkiye, AKP iktidarı zamanında ekonomik büyüme ve istikrar elde etmiştir. Bu başarı, geçmiş hükümetler ve diğer büyüyen ekonomiler ile karşılaştırıldığında pek de etkileyici değildir Temel Mesajlar 1.

Detaylı

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ Gökhan KARHAN 1*, Murat SĠLĠNĠR 2, Mücahit ÇAYIN 1 ve Nihat AYDENĠZ 3 1 Batman Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, Merkez Yerleşkesi, 72100 Batman 2 Batman

Detaylı

İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: BOOSTRAP PANEL GRANGER NEDENSELLİK TESTİ Nurgün TOPALLI*

İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: BOOSTRAP PANEL GRANGER NEDENSELLİK TESTİ Nurgün TOPALLI* İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: BOOSTRAP PANEL GRANGER NEDENSELLİK TESTİ Nurgün TOPALLI* Özet: Bu çalışmada Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Kore, Filipinler, Malezya, Tayland ve

Detaylı

14 Ekim Ders Kitabı: Introductory Econometrics: A Modern Approach (2nd ed.) J. Wooldridge. 1 Yıldız Teknik Üniversitesi

14 Ekim Ders Kitabı: Introductory Econometrics: A Modern Approach (2nd ed.) J. Wooldridge. 1 Yıldız Teknik Üniversitesi DEĞİŞEN VARYANS Hüseyin Taştan 1 1 Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Ders Kitabı: Introductory Econometrics: A Modern Approach (2nd ed.) J. Wooldridge 14 Ekim 2012 Ekonometri I: Değişen Varyans

Detaylı

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak

Detaylı

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler tepav türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler Prof. Dr. Serdar TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü

Detaylı

GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT EMİSYONU, EKONOMİK BÜYÜME VE EĞİTİM ARASINDAKİ İLİŞKİ: PANEL VERİ ANALİZİ

GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT EMİSYONU, EKONOMİK BÜYÜME VE EĞİTİM ARASINDAKİ İLİŞKİ: PANEL VERİ ANALİZİ The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss2442 Number: 27, p. 349-362, Autumn I 2014 GELİŞEN EKONOMİLERDE KARBONDİOKSİT

Detaylı

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı 17 Mart 2015 SUNUM İÇERİĞİ 1. TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YURTİÇİNDEN VE YURTDIŞINDAN GENEL GÖRÜNÜMÜ 2. ÜYE MEMNUNİYETİ VE LİDERLİK

Detaylı

TÜRKİYE BORSASININ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER BORSALARI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

TÜRKİYE BORSASININ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER BORSALARI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ TÜRKİYE BORSASININ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER BORSALARI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ Doç. Dr. Yasemin KESKİN BENLİ ÖZ Bu çalışmada, Türkiye hisse senedi piyasasının Gelişmekte Olan Ülkeler hisse senedi piyasaları

Detaylı

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

Para Politikaları ve Finansal İstikrar Para Politikaları ve Finansal İstikrar Ekonomi Yaz Seminerleri 211 Pamukkale Üniversitesi Doç. Dr. Erdem Başçı Başkan 22 Temmuz 211 Denizli 1 Sabit mi, değil mi? Sabit Kur Rejimleri Sabit Getirili Borç

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Kasım - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

Türkiye nin İhracat Talebi Fonksiyonunun Farklı Ülke Gruplarına Göre Eşbütünleşme Analizi

Türkiye nin İhracat Talebi Fonksiyonunun Farklı Ülke Gruplarına Göre Eşbütünleşme Analizi Yayın Geliş Tarihi: 05.05.2017 Dokuz Eylül Üniversitesi Yayın Kabul Tarihi: 06.08.2017 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Online Yayın Tarihi: 04.12.2017 Cilt:32, Sayı:2, Yıl:2017, ss. 369-395

Detaylı

TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ. Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET

TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ. Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET Bu çalışmada 1962-1992 yılları arasında Türk İmalat Sanayiinde

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ (Taslak Rapor Özeti) Faruk Aydın Hülya Saygılı Mesut Saygılı Gökhan Yılmaz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

Detaylı

MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi

MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi Başta MERCOSUR Bloğunda yer alan ülkeler olmak üzere, Latin da 1990 lı yılların sonunda ve 2000 li yılların başında oldukça ağır bir şekilde hissedilen ekonomik

Detaylı

Tüketici Güven Endeksi ile Makro Değişkenler Arasındaki İlişki. The Relationship Between Consumer Confidence Index and Macroeconomics Variables

Tüketici Güven Endeksi ile Makro Değişkenler Arasındaki İlişki. The Relationship Between Consumer Confidence Index and Macroeconomics Variables Tüketici Güven Endeksi ile Makro Değişkenler Arasındaki İlişki Furkan BEŞEL 1 Fatih YARDIMCIOĞLU 2 Özet Bu çalışmada Türkiye de Tüketici Güven Endeksi ile Döviz Kuru, Petrol Fiyatları ve İşsizlik arasındaki

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Haziran - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

TÜRKĠYE DE ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ, DIġA AÇIKLIK VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ

TÜRKĠYE DE ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ, DIġA AÇIKLIK VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ TÜRKĠYE DE ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ, DIġA AÇIKLIK VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ Doç. Dr. Seyfettin ARTAN * Yrd. Doç. Dr. Pınar HAYALOĞLU** ArĢ. Gör. Burak SEYHAN*** ÖZ Bu çalışmada, ekonomik büyüme ve dışa açıklığın

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2016 HALI SEKTÖRÜ Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2016 KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Türkiye ve Avrasya Ekonomilerinde Taşımacılık Sektörünün Ekonomik Büyümeye Etkisi

Türkiye ve Avrasya Ekonomilerinde Taşımacılık Sektörünün Ekonomik Büyümeye Etkisi Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 11, Nisan / April 2017: 173-187 Araştırma Makalesi / Research Article Türkiye ve Avrasya Ekonomilerinde Taşımacılık Sektörünün Ekonomik Büyümeye

Detaylı

ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN AMPİRİK ANALİZİ: G-8 ÜLKELERİ

ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN AMPİRİK ANALİZİ: G-8 ÜLKELERİ ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN AMPİRİK ANALİZİ: G-8 ÜLKELERİ Özet Dilek KUTLUAY ŞAHİN Çankırı Karatekin Üniversitesi İ.İ.B.F İktisat Bölümü Ekonomik büyümeyi sağlayan önemli faktörlerden

Detaylı

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ Prof. Dr. Özcan Karahan 1 Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi (okarahan@bandirma.edu.tr) Yrd. Doç. Dr. Olcay Çolak

Detaylı

ÖZET. üretiminin etkin olarak kullanılıp kullanılamayacağı Ocak 1992 ve Ağustos

ÖZET. üretiminin etkin olarak kullanılıp kullanılamayacağı Ocak 1992 ve Ağustos 1 Türkiye de Otomotiv Üretiminin Dış Ticaret Açığına Etkileri: Eşik Değerli Hata Düzeltme Modeli ÖZET Bu çalışmada Türkiye nin dış ticaret açığı sorununun çözümü için otomotiv üretiminin etkin olarak kullanılıp

Detaylı

FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: D-8 ÖRNEĞİ 1

FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: D-8 ÖRNEĞİ 1 Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Eylül 2016, Sayi:14 FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: D-8 ÖRNEĞİ 1 ÖZET: Selim İNANÇLI 2 Nurullah ALTINTAŞ 3 Veysel İNAL

Detaylı

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara 2015 Yılında Para ve Kur Politikası Erdem BAŞÇI Başkan 10 Aralık 2014 Ankara Temel Amaç: Fiyat İstikrarı 2017 yılı enflasyon hedefi Hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlenmiştir.

Detaylı

İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ: BANKA HİSSELERİNE DAYALI BİR ANALİZ

İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ: BANKA HİSSELERİNE DAYALI BİR ANALİZ İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ: BANKA HİSSELERİNE DAYALI BİR ANALİZ EXAMINING STOCK RETURNS-TRADING VOLUME RELATIONSHIP: EVIDENCE FROM TURKISH BANKS Önder BÜBERKÖKÜ

Detaylı

Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Dr. Yüksel OKŞAK 1 1 Uludağ Üniversitesi İnegöl MYO, yukseloksak@uludag.edu.tr,

Detaylı

Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ www.dergipark.gov.tr/turkjans Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi Ergün ŞİMŞEK Amasya Üniversitesi Amasya

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

TALEP YANLI YENİLİK: FARKLI ÖZELLİKLERDEKİ FİRMALAR İÇİN ROLÜNÜN BELİRLENMESİ

TALEP YANLI YENİLİK: FARKLI ÖZELLİKLERDEKİ FİRMALAR İÇİN ROLÜNÜN BELİRLENMESİ TALEP YANLI YENİLİK: FARKLI ÖZELLİKLERDEKİ FİRMALAR İÇİN ROLÜNÜN BELİRLENMESİ Yeşim Üçdoğruk Dokuz Eylül Üniversitesi AYTEP-27.01.2011 Literatür Ar-Ge Harcamaları ~ Yenilik Faaliyetleri Farklı firmaların

Detaylı

KONUT ELEKTRiK TALEP DENKLEMiNiN TAHMiNi: Türkiye Örneği, 1950-1991 (*)

KONUT ELEKTRiK TALEP DENKLEMiNiN TAHMiNi: Türkiye Örneği, 1950-1991 (*) EKONOMİK YAKLAŞlM 71 KONUT ELEKTRiK TALEP DENKLEMiNiN TAHMiNi: Türkiye Örneği, 1950-1991 (*) Rahmi YAMAK* * Bayram GÜNGÖR * * * GiRiŞ Bir çok ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de konut elektrik tüketiminin

Detaylı

EŞANLI DENKLEM MODELLERİ

EŞANLI DENKLEM MODELLERİ EŞANLI DENKLEM MODELLERİ Eşanlı denklem modelleri, tek denklemli modeller ile açıklanamayan iktisadi olayları açıklamak için kullanılan model türlerinden birisidir. Çift yönlü neden-sonuç ilişkisi söz

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ...

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 1 1.1. Regresyon Analizi... 1 1.2. Uygulama Alanları ve Veri Setleri... 2 1.3. Regresyon Analizinde Adımlar... 3 1.3.1. Problemin İfadesi... 3 1.3.2. Konu ile İlgili Potansiyel

Detaylı

MEVDUAT FAİZ ORANLARINDAKİ DEĞİŞKENLİĞİN KREDİ HACMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA 1

MEVDUAT FAİZ ORANLARINDAKİ DEĞİŞKENLİĞİN KREDİ HACMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA 1 MEVDUAT FAİZ ORANLARINDAKİ DEĞİŞKENLİĞİN KREDİ HACMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA 1 Ali BAYRAKDAROĞLU Doç. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Gülşah Coşar AYDIN Özet Bu çalışma, mevduat

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mayıs 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma Bünyamin DEMİRGİL 1, Coşkun KARACA 2 Özet Faiz oranları önemli bir makroekonomik fiyat olarak ekonomi üzerinde önemli etkiler meydana getirmektedir.

Detaylı

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Hazırlayan ve Derleyen: Zehra N.ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü Kasım 2012 DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİNDE ÜRETİM VE TÜKETİM yılında 9.546 milyon

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Eylül - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2009 yılında ülkemiz halı ihracatı % 7,2 oranında düşüşle 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk çeyreğinin sonunda

Detaylı

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Cahit YILMAZ Kültür Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İstanbul c.yilmaz@iku.edu.tr Key words:kredi,büyüme. Özet Banka kredileri ile ekonomik büyüme arasında

Detaylı

ABD Dolarının Emtia Fiyatları Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi

ABD Dolarının Emtia Fiyatları Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC REVIEW Cilt 17 Sayı 3 Temmuz 2017 SS. 323 / 336 Doi: 10.21121/eab.2017328400 Başvuru Tarihi: 26.02.2016 Kabul Tarihi: 27.02.2017 ABD Dolarının Emtia Fiyatları Üzerindeki

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2015 HALI SEKTÖRÜ Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı ihracatı 2014 yılını % 7,3 oranında

Detaylı