KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU"

Transkript

1

2

3 Proletarya ile burjuvazi arasýnda, tüm yeryüzünü kaplayan, toplumu boydan boya bir çatýþma alanýna çeviren küresel iç savaþ, her geçen gün biraz daha þiddetleniyor, yoðunlaþýyor. Sýnýf savaþýmý, kendi sonucuna doðru, önlenemez bir güçle ilerliyor. Proletarya ile burjuvazi arasýndaki sýnýf savaþýmý tek biçim altýnda gerçekleþmiyor. Sýnýf savaþýmýnýn son derece zengin ve çeþitli biçimleri var. Bir taraftan kapitalist dünyada olan ve çeþitli biçimler altýnda süren sýnýf savaþýmý; diðer taraftan sosyalizmle kapitalizm arasýnda devam eden, karþýt toplumsal sistemler a- rasýndaki savaþ. Ýki ayrý dünya, iki farklý toplumsal sistem arasýndaki savaþ da öz olarak sýnýf savaþýmýdýr. Sýnýflarýn evrensel varlýk koþullarýna baðlý bir savaþtýr. Ve bu koþullar varoldukça, sürecek bir savaþtýr. Kapitalist toplumu sarsan sýnýf savaþýmý, kapitalizme egemen olan ekonomik yasalarýn kaçýnýlmaz sonucudur. Bu yasalarýn da temelinde kapitalist üretim biçimi var. Kapitalist üretim biçimi, geliþmesine baðlý olarak çok sayýda ücretli emekçiyi bir araya getirir. Ýþçiler hem niceliksel olarak artar, hem de bir arada toplanýrlar. Ücretli emekçilerin sayýsýnýn artýþýyla birlikte baþkaldýrýlarý da artmaya baþlar. Bununla birlikte burjuvazinin karþý saldýrýsý ve karþý baskýsý da artar. Her þey, gün gibi açýk: Kapitalist üretim, ücretli emeðe dayanarak varolabilir. Sayýlarý devamlý artan bir ücretliler ordusuyla iþ görür. Kendisini yýkacak olan bir gücü o- luþturmakla kalmaz; ayný zamanda bu gücü bir araya getirir, eðitir, örgütler ve KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU ayaklanmalara iter. Sonra da bu direnmeleri, baþkaldýrýlarý bastýrmak için karþý baskýyý artýrma gereði duyar. Burjuva toplumu her noktasýna kadar bir savaþ a- lanýna çeviren, yine bu toplumun zorunlu geliþimidir. Kapitalizmin ekonomik egemenliði dünya çapýnda bir egemenliktir. Kapitalizmin dünya egemenliðine baðlý olarak, ücretli emekçilerin direnmeleri de, baþkaldýrýlarý da dünya düzeyine çýkar. Sonra, burjuvazi, proletaryanýn dünyaya yayýlan baþkaldýrýlarýný ezmek, direnmelerini kýrmak için, ittifak halinde küresel saldýrýyý geliþtirir. Sýnýf savaþýmý, çeliþkilerin keskinleþmesine ve üst üste binmesine baðlý olarak iç savaþ biçimini alýr. Ýki sýnýf, iki dünya küresel bir savaþa, bir iç savaþa, tutuþmuþ durumda. Bu öyle bir savaþ ki, kaçýnýlmaz olarak, proletaryanýn egemenliðiyle sonuçlanacaktýr. Genelde söylenenler somut bir çözümlemeye dayanmalý. Sermayenin dünya egemenliði týpký bir piramit gibi üste doðru daralmayý getirir. Bu, sermayenin, üretim araçlarýnýn, emeðin belli ellerde toparlanmasý demektir. Bütün bu süreç, küçük mülkiyetin ve giderek küçük kapitalistin ortadan kalkmasýna doðru da bir gidiþtir. Diðer yönü ise iþçilerin kitlesel olarak iþten atýlmasý, iþsizliðin devasa boyutlara ulaþmasýdýr. Halk kitlelerinin gitgide sermayenin egemenliðine daha fazla girmesi ve iþçilerin iþten atýlmalarý, sermayenin, emekçi kitlelere karþý daimi bir sýnýfsal saldýrýsýdýr. Ekonomik yaþamda olan bu geliþme, kapitalist üretimin normal iþleyiþi ve tarihsel ilerleyiþidir. Fakat kapitalistler, her þeyi, ekonominin 52. Sayý / Ekim 2005 normal geliþimine býrakmazlar. Emek ile iliþkilerini durmadan kendi lehine deðiþtirmek için, baskýlarýna ve saldýrýlarýna a- ra vermez. Böylece iki sýnýf arasýnda bir savaþ iç savaþ- örtülü ya da açýk biçimde sürer gider. Burjuvazi bu savaþý kendi lehine çevirdikçe, bunun ekonomik sonuçlarýndan da yararlanýr, meyvelerini toplar. Ýþte 90 lý yýllarda sosyalist ülkelerde karþý devrimcilerin geçici olarak iktidara gelmelerinden sonra, doðan ortam, sermayenin, sonuna kadar yararlandýðý böyle bir durum yarattý. Tabii, bu yeni durum çok uzun sürmedi. Dünya proletaryasýnýn yeni bir ataðýna dek, burjuvazi, meyve aðacýný bol miktarda taþladý. Sermaye doðmuþ olan geçici durumdan en büyük kazanýmý elde etmek için emekçi sýnýfa karþý Yüzyýl Savaþý baþlattý. Proletaryanýn uzun iç savaþlarla elde ettiði ne varsa, onlarýn hepsini gasp etmeyi, hedefledi. Ýþçi sýnýfýnýn politik ve sendikal örgütlülüðüne karþý saðladýðý baþarý yý ekonomik alana yansýttý. Ýþten çýkarmalar katlandý, ücretler düþürüldü, çalýþma koþullarý aðýrlaþtýrýldý; sosyal haklar büyük ölçülerde yok edildi. Her kapitalist ulus, uluslararasý yeni koþullardan faydalanýp, emekçilere karþý saldýrýyý kendi içinde uygulamaya geçti. Emekçi sýnýf, tarihinin en aðýr, kapsamlý, uluslararasý saldýrýsýndan geçiyordu. Kapitalistler, olabilecek dünyalarýn en iyisi olarak gördüðü burjuva dünyasýný ayakta tutmak için, olabilecek baskýlarýn ve saldýrýlarýn en aþaðýlýk ve en rezilinden çekinmiyordu: yoksulluk ve ölüm sýnýrýndaki insanlarýn sayýsý çýð gibi büyümüþ, sýçramalý bir yýkýmýn içine itilmiþti. Bu koþullar altýnda tutulan emekçi kitlelerin kendileri için, olabilecek dünyalarýn en iyisini kurmak için eski dünyanýn altýný-üstüne getirmelerinden doðal baþka ne olabilir? Sermayenin yüzyýl saldýrýsýna, iþçi sýnýfý da yüzyýl eylemleriyle yanýt verdi. 90 larýn ortalarýna doðru kitlesel emekçi eylemleri arka arkaya patlak verdi. Eylemler giderek her yere yayýldý. Bunlarýn bazýlarý çok büyüktü. Öyle ki, yüzyýl boyunca böyle eylemler görülmemiþti. Ýngiltere de 1848 den bu yana bir daha görülmeyen kitle eylemleri ortaya çýktý. Avrupa da ve Amerika da bu kadar büyük eylemelerin ayný zaman diliminde görülmesi, ancak, temelindeki ekonomik zorunluluklarla açýklanabilir. Maddi yaþam- 3

4 daki emek-sermaye çatýþmasý kendini i- deolojik-politik alana yansýtmýþtýr. Emekçi halk kitleleri daha geri gitmeyi kabul etmeyecekleri gibi; bugünkü durumda yaþamaya da artýk razý olamazlardý. Fakat, mevcut toplumsal düzenin öyle etkisiz eylemlerle yýkýlamayacaðýný da tarihten çok iyi bildikleri için, büyük eylemlere yöneldiler. Bu dönemki kitle eylemlerinin özelliði, nicelik olarak büyük olmasý, artýþ göstermesi, yoðun olmasý, yaygýn o- luþu ve sert karakter göstermesidir. Burjuvazi ile proletarya arasýndaki çeliþkiler keskinleþmiþ ve üst üste binerek iç savaþ biçiminde kendini göstermiþtir. Burjuvazi, politik örgütlenmesini iç savaþ örgütleri olarak biçimlendiði ve bu savaþý çeþitli düzeylerde sürdürdüðü halde, artan kitle ayaklanmalarý karþýsýnda, bunlarý da yetersiz bulup, her seferinde daha sert ve daha baskýcý önlemlere baþvurma gereði duymuþtur. Son dönemde Avrupa ve Kuzey Amerika da çok sayýda baský yasasý çýkarýldý. Faþizm, devlet e- liyle uygulamaya sokuldu. Tüm bu burjuva baskýlar ve saldýrýlar kitlelerin tarihi yürüyüþünü, eylemlerini durdurmaya yetmiyor. Bu geliþme karþýsýnda uluslararasý burjuvazi emek hareketine karþý daha çok ortak hareket etme yönünde bir dizi anlaþma imzaladý. Her ülkedeki burjuva e- gemenlik ancak baþka yerlerdeki burjuva egemenliklerle birlikte, bir sistem bütünlüðü içinde ayakta kalabilir. Bu nedenle, bir yerdeki burjuva egemenliðe karþý yapýlacak bir meydan okumayý, tümüne karþý yapýlmýþ sayýlarak, hemen ortak tavýr alýnýyor, birlikte harekete geçiliyor. Ýþçi sýnýfýna karþý öteden beri varolan u- luslararasý burjuva ittifak, bugün yeniden gözden geçirme ve güçlendirme ihtiyacý duyuyor. Ýþçi sýnýfý hareketinin bir ülkede deðil, tüm ülkelerde ortak harekete geçmesi karþýsýnda burjuva önlemlerin yetersiz kaldýðý görülmüþtür. Burjuvaziyi önlemden önleme iten, soluk soluða, eksiðigediðini kapatmaya koþturan, gelmekte olan büyük kitle fýrtýnasýdýr. Burjuvazinin karþý baský önlemleri nereye kadar gidecektir. Bunu belirleyecek olan sýnýf mücadelesidir; sýnýflar arasý karþýlýklý güç iliþkisidir. Emekçi sýnýf, baþkaldýrýlarýný artýrdýkça, düzen güçleri, karþý baskýlarýný artýracaktýr. Bu, burjuva baskýlarýn hiçbir iþe yaramayacaðý noktaya kadar gidecektir. Tüm devrimlerin tarihi göstermiþtir ki, eski toplumu yýkmaya giriþen kitlelerin kararlýlýðý öyle bir düzeye ulaþýr ki, bu aþamada, gerici zor, artýk etkisini yitirir. Bugün, artan kitle eylemleri ve militanlýðý karþýsýnda burjuva zoru da o noktaya doðru gidiyor. Uluslararasý burjuva saldýrganlýðýnýn altýnda baþka bir tarihsel geliþme yatýyor. Burjuva toplum çözülüp, daðýlýyor. Kapitalist sistem geri döndürülemez büyük çöküþ içinde. Yerini alacak olan komünist toplumun tüm koþullarý yeterince olgunlaþmýþ durumda. Bu þartlarda devrimler zincirleme bir etkileþimle birbirini izleyebilir; bu geliþmelerin ürünü olan dünya devrimi bir olgudur. 20. yüzyýlýn þartlarýnda bile dünya nefes nefese proletaryanýn toplumsal devrimlerini izledi. Günümüzün daha olgun maddi ortamýnda, her yerde sýnýf savaþýmýnýn, proletaryanýn egemenliðiyle sonuçlanmasý kaçýnýlmaz. Bu sýçrama çaðýnda, bu büyük devrimci dönüþüm çaðýnda, o kadar birikmiþ toplumsal patlayýcý var ki, bunlardan bir tanesi bile sistemi havaya uçurabilir. Sistemin çöküþüne nokta koyacak toplumsal patlayýcýlardan biri olan iþsizlik kapitalizmin ilerlemesi tarafýndan zorunlu olarak öylesine boyutlandýrýldý ki, yalnýzca bu sorun bile, proletaryanýn toplumsal devrimine yol açabilir. Kapitalizmin çeliþkileri, öylesine olgunlaþtý, keskinleþip þiddetlendi ki, herhangi bir toplumsal geliþme, olay ve eylem, bu çeliþkileri çözecek bir devrime rahatlýkla yol açabilir. Ani geliþmeler ve dönüþümler her an olabilir. Bunun için her þey yeterince yýðýlmýþ durumda. Kapitalistlerin i- þi sýký tutmasý bu yüzdendir. Proletarya ile burjuvazi arasýndaki savaþ, çökmekte olan eski toplumsal sitemle, doðmakta olan yeni dünya arasýndadýr. Yani her þey açýk-seçiktir. Burjuvazi durumunu korumak ve devam ettirmek için çabalýyor. Bu haliyle tarihsel geliþme karþýsýnda, engelleyici ve gerici konumdadýr. Tarihin ilerlemesini, durdurmak i- çin gerici olan ne varsa, yardýma çaðýrýr. Bunun için Ortaçaða dönmesine gerek yoktur; çünkü burjuva toplum Ortaçaðý kendi yapýsýnda yeniden üretir. Daha önce feodalizme karþý mücadele de karþý çýktýðý biçimi kendi içinde yeniden üretmiþtir. Avrupalýlar bakir olan Amerika ya geldiklerinde, beraberinde o topraklarda hiç yeþermemiþ olan Avrupa da ne kadar kilise vb. gericilik varsa, taþýdýlar. Burjuva toplumun bünyesi gerici biçimleri barýndýrma ve yeniden üretmeye uygundur. Kapitalizmin belli bir geliþme aþamasýndan sonra burjuvazinin kendisi de gericileþti. O günden beri, ileri olan, devrimci olan ne varsa, ona karþý savaþ ilan etmiþtir. Ýlericiliði, devrimciliði gelecekteki toplumu temsil etmesi yönüyle iþçi sýnýfý taþýr. Dolayýsýyla bir kimsenin ilerici konumda olmasý ancak iþçi sýnýfýnýn ideolojik-politik konumuna baðlanmasýyla gerçek anlamýný kazanýr. Bugün, burjuva toplumda ya düzen güçleri var ya da sosyalizmi kuracak olan devrimci güçler. Yani ya düzen partisi ya da komünist parti; her þey bu denli kesin, her þey bu denli saflaþmýþtýr. Küçük burjuva hareket ise ne bütündür ne de baðýmsýzdýr. Bir grubu burjuvazinin gerici konumuna baðlanarak kendisini ifade ediyor, bir grubu da proletaryanýn ilerici-devrimci konumuna baðlanarak. Böylesi bir tarihsel ve toplumsal düzlemde süren iç savaþta toplumun tüm düzen güçleriyle ve tüm yýkýcý ve devrimci güçleri karþý karþýya gelmiþtir. Uluslararasý sermaye, tüm güçlerini dünya çapýnda harekete geçirmiþtir. Proletarya da kapitalizmin erdiði tüm halk kitlelerini harekete geçirmelidir. Bunun i- çin proletarya kendi iç sýnýfsal ittifakýný saðlamaya çalýþýrken, diðer emekçi yýðýnlarla da ittifaký gerçekleþtirmelidir. Bunun olanaklarý ise her geçen gün biraz daha artmaktadýr. Proletarya enternasyonalizmi, uluslararasý sermayeye karþý, en etkin savaþ aracýdýr. Bütün sorun bunu düþünceden pratiðe geçirmektir. Büyük bir güç, kapitalizme karþý harekete geçmiþtir ve savaþ halindedir. Geri kalan halk kitleleri de koþullarýn ve mücadelenin etkisiyle çatýþmaya yöneliyorlar. Bu kendiliðinden harekete bir yön verecek, bir hedef gösterecek olan sýnýf, proletaryadýr. Ýþçi sýnýfýnýn, kapitalizmin baský altýna aldýðý emekçi halk üzerindeki etkisi sürekli güçleniyor. Ýþçi sýnýfýnýn devrimci etkisinin yayýlmasý demek, daha geniþ halk güçlerinin burjuva egemenliðe karþý savaþa çekilmesi anlamýna gelir. Kitleler devrimci yönde ilerliyor. Tarihe yön veren sýnýf mücadelesidir. Proletaryanýn sýnýf savaþýmý tarihin hangi yönde gideceðini belirleyecektir. Sýnýflar savaþýmý proletaryanýn iktidara gelmesiyle sonuçlanacaktýr. C. DAÐLI Sayý / Ekim 2005

5 KAPIMIZDAKÝ NÜKLEER SAVAÞ CEHENNEMÝ Ayný kötü senaryo, ayný kötü oyuncular Avrupa nýn doymak bilmez istekleri karþýsýnda kuyruðu dik tutan Kasýmpaþalý ve ekibi; asýk suratlý bürokratlarýn koþuþturmacasý, defalarca kopma noktasýna gelen görüþmeler ve nihayet mutlu son Filmin sonunda, yazýlar geçerken bol bol alkýþ, bol yýldýzlý mavi bayraklý gazete manþetleri Ýþbirlikçi-tekelci sermaye, kendi çalýp kendi oynuyor ya, bu kez düðün mü, cenaze mi pek belli deðil. Çünkü ne 17 Aralýk taki gibi halký toplayýp cümbüþ yapmaya cesaret edebildiler ne de AB den müzakere sözü almanýn sefasýný sürebildiler. Hemen ertesi gün, tekelci partiler arasýnda kavga baþlýyýverdi. Ve birbirlerini ihanetle, hesap sormayla tehdit etmeye giriþtiler. AB müzakereleriyle, hiç olmazsa kendi iç kavgalarýný yatýþtýrabileceðini düþünen sermayenin eli, bir kez daha böðründe kaldý Everyway That I Can (Bende Her Yol Var) 2003 te Eurovision þarký yarýþmasýný kazanan Sertap E- rener bu þarkýyý söylüyordu. Sesin ve müziðin güzel olup olmamasý bir yana, Avrupalý emperyalistlerin gönlünü çelen, þarkýnýn sözleriydi. Türkçeye kaba bir çeviriyle, þarký þunu tekrar ediyordu: Ben de her yol var. Ýþbirlikçiliðin tam ilhaka dönüþtüðü bu dönemde, sermaye sýnýfý kendi politik ilkesini, bundan daha güzel dile getiremezdi. 3 Ekim de Lüksemburg da sürdürülen büyük pazarlýklarda Türkiye ye düþen, oturup beklemek oldu. Çünkü Türkiye nin hedefi tekti ve önüne ne getirilirse imzalamaya hazýrdý. Bu hedef, müzakerelerin açýlmasýydý. Bu nedenle, Ankara ya son dakikada postalanan müzakere belgesi, bir saat sonra kabul edildi; oysa bu bir saatte Türkçe ye bile çevrilemezdi. Tekelci sermayenin AB üyeliðine neden bu kadar hevesli olduðu biliniyor. Biz bunu defalarca dile getirdik. 3 E- kim sürecinde belirleyici rol oynayan beklentiler kýsaca þöyleydi: a) Ýþbirlikçi-tekelci sermaye, AB ye üye olarak, bir türlü içinden çýkamadýðý ekonomik krizi atlatmayý hedefliyordu. Ýþsizliðe çözüm bulamayan sermaye, serbest dolaþým hakkýyla bu sorunu Avrupa ya havale etmeyi planlýyordu. b) Emekçiler üzerindeki politik egemenliðini kaybeden sermaye, AB kurumlarý desteðiyle bu egemenliði yeniden e- le geçirmek, emekçileri kontrol altýna almak amacýndaydý. c) Yukarýdaki etmenlerin sonucu olarak sermaye sýnýfý, devrim belasýndan ve iç savaþtan AB umuduyla halký uyuþturarak, zaferle çýkmayý umuyordu. ABD nin Ortadoðu da giriþtiði III. Dünya Savaþý yla birlikte, tekelci sermayenin AB den beklentilerine yeni bir madde eklendi. O da komþularla sorunlar. Ýçiþleri Bakanýnýn Genelkurmay Baþkanýna fýsýldarken, gazetelerin yakaladýðý þu sözlere bakalým: Bu noktada koparýp atarsak, bir ay sonra bizi kimse hatýrlamaz. Baðlarýmýzý koparmamamýz lazým. Yalnýz kalýrýz ve bu bir süre sonra komþularýmýzla iliþkilerimize de yansýr. AB ile iliþkilerimiz, komþularýmýzla iliþkimizi yakýndan ilgilendiriyor. Benzer bir komþu korkusu nu, Demirel de dile getirmiþti. Haksýz deðiller. ABD, Türkiye yi boylu boyunca kendi dünya savaþýna sokmuþ, onu kullanmýþ, atlama tahtasý yapmýþ durumda, Ýncirlik ve Ýskenderun limanlarý, ABD nin savaþýnýn en büyük lojistik ve saldýrý merkezleri. ABD nin en baþta Türkiye nin komþularýna karþý salladýðý bu kýlýç, komþularýn öfkesini Türkiye nin üzerine çekiyor. Tekelci sermaye sözcüleri, ABD ile stratejik ortaklýk lafýna 53. Sayý / 26 Ekim-9 Kasým

6 dayanarak, komþu ülkelere karþý az efelenmedi!.. Karþýlýðýnda, þimdilik diplomatik bir nezaketle dile gelen öfkeli komþular edindi. Oysa ABD, Ortadoðu da giderek sýkýþýyor ve daha þimdiden yenilginin, arkasýna bile bakmadan çekip gitmenin tartýþmalarýný yaþýyor. Böyle bir durumda, Türkiye yi öfkeli komþularý karþýsýnda koruma altýna alacak olan, AB dir; tek umut orasýdýr. Tekelci sermayenin AB üyeliðindeki umut ve beklentilerinin ne kadar gerçekleþeceði, daha þimdiden belli oldu. Her þeyden önce AB, Türkiye yi tam üye olarak deðil, ama kapýnýn önünde baðlanmýþ biçimde tutmayý yeðlediðini ve istediðini, binlerce yoldan, binlerce mesajla ortaya koydu; öyle ki, neredeyse geriye bu isteksizliklerini açýkça ilan etmeleri kaldý. Müzakereler sonucunun tam üyeliðe gitmeyeceði belirtildi, serbest dolaþýmýn hiçbir zaman mümkün olmayacaðý da þimdiden söylendi. AB den beklenen ekonomik yardýmlar ise belirsiz. Avrupa gazeteleri, sadece tarýmýn uyumlulaþtýrýlmasý için, AB nin her yýl Türkiye ye 22 milyar Euro aktarmasý gerekeceðini, bunun AB bütçesini çökerteceðini yazýyorlar. AB emperyalizmi, üyelik masraflarýný da iþbirlikçi-tekelci sermayeye yüklemeye niyetleniyor. Mademki AB, ekonomik krizin aþýlmasýna yardýmcý o- lamayacak; mademki yýpranan politik egemenliði onarmakta gönülsüz davranacak; tekelci sermayenin beklentilerinden geriye ne kaldý? Emekçilerin, AB refah yolu lapasýný yutmadýklarýný, 3 Ekim günü sokaklarda olan Erdemir-Tüpraþ iþçileri, Mersin liman iþçileri, Serna Tekstil ve Tersane iþçileri yeterince gösterdiðine göre; tekelci sermayenin tek beklentisi, komþu ülkelerin öfkesinden korunmaktýr. Mutfakta Yangýn Var 3 Ekim AB Zirvesi, Türkiye ile iliþkilerden çok, kendi geleceðiyle ilgiliydi. Masanýn üzerindeki pazarlýklar, AB nin gelecekte nasýl þekil alacaðýný belirleyecekti. Bu yüzden, kendi iç tartýþmalarý ve pazarlýklarý bitmeden, Türkiye nin Lüksemburg a gelmesine yeþil ýþýk yakmadýlar. 3 Ekim, Fransa ve Hollanda da reddedilen AB Anayasasý, Almanya dan baðýmsýz sýnýf hareketinin siyasi bir krize yol açmasý, Ýngiltere de Ýþçi Partisi nin, sendikalar tarafýndan yalnýz býrakýlmasý gibi çok ciddi geliþmeler sonrasýndaki ilk toplantý olarak, oldukça önemliydi. Mutfaktaki yangýnlarýn, misafir odasýný nasýl duman altýnda býraktýðýný, 3 Ekim de gördük. Lüksemburg Zirvesi, AB ülkeleri açýsýndan bir kör dövüþü gibiydi. Bu zirveyle Avrupa nýn egemenleri, birliði bir arada tutacak siyasi hegemonyaya sahip olamadýklarýný gösterdiler. Bu yüzden, zirve sonrasý Valery Giscard d Estaing þunlarý söylüyordu: AB artýk siyasi birlik deðil, serbest ticaret bölgesi olacak. Çok üzücü. Evet, özellikle Fransýz sermayesi açýsýndan üzücü. Bir süredir Afrika kýtasýnda, baþkalarýnýn omuzlarý üzerinden ABD ye ateþ açan Fransa, Avrupa nýn sermayesinin siyasi birliði için neler vermezdi? Ancak bu þekilde ABD emperyalizminin hegemonya savaþýný karþýlayabilirdi. Fakat bu siyasi hedefe en büyük darbeyi, yine kendi emekçileri vurdu. Halk referandumunda reddedilen anayasanýn rafa kalkmasý, siyasi birlik hayallerinin iflasýna son imzayý atmýþtý. Özellikle 90 lý yýllarda, ABD hegemonyasýna karþý, kendi iç bütünlüðünü saðlayarak bir güç oluþturma konusunda oldukça iddialý olan AB, artýk yoluna devam edemiyor. Dahasý, birlik yolunda bugüne dek atýlmýþ olan kimi adýmlar da þimdi tartýþma konusu. Birlik yolundaki en önemli adým olarak görülen ortak para Euro, sadece altý yýl dayanabildi ve þimdiden, zorla tutturulan dikiþler, oradan-buradan patlamaya baþladý. Ortak bütçe tartýþmalarý sonuçsuz kalýnca, birlik önemli bir darbe daha yedi. 3 Ekim Zirvesine damgasýný vuran bu geliþmeler, Türkiye nin üyeliðini þu þekilde kapsýyordu: AB, esasýnda ABD hegemonyasýna karþý siyasi birlik hedefiyle yola çýkmýþtý, a- ma þimdi, ABD nin Truva Atý olarak kapýda bekleyen bir Türkiye vardý. Türkiye yi kabul etmek, siyasi birlik iddiasýndan da vazgeçmek anlamýna gelecekti. Bu yüzden, 3 E- kim de önce, AB olarak yola nasýl devam edileceði tartýþýldý. Sonuçta, siyasi birliðin mümkün olmadýðý göründüðünden, AB nin siyasi yapýsýný ABD lehine sulandýracak Türkiye ye müzakere yolu açýldý. Ne de olsa Türkiye, kalabalýk nüfusu ve militarist yapýsýyla, tümüyle vazgeçilecek bir ülke deðildi. Ýçeri almak yerine, kapýda bekletmek daha uygun göründü. Fakat AB, bu kararý alarak, kendi siyasi birlik iddiasýndan vazgeçtiðini ilan etmiþ oluyor. Dünya burjuvazisinin refah, özgürlük, uluslarýn kucaklaþmasý yalanlarýnýn son kalesi, en güçlü kalesi, þimdi çatýsý çökmüþ bir ahýra benziyor. Uzaktan bakanlar, hiç kuþku yok ki, bu ahýrýn önüne baðlanmýþ olana acýyorlar. Bu sonuç, dünya devrim açýsýndan önemlidir. Þimdi artýk dünya halklarýnýn ve proletaryasýnýn karþýsýnda, çöken bir ABD ve mutfaktaki yangýndan önünü göremeyen bir AB var. Çöküþünü durdurmaya çalýþan ABD nin karþýsýnda Rusya-Çin ittifaký duruyor. Emperyalist hegemonyanýn çöküþü, her kýtada hýzlanýyor. Baðýmlý ülke emekçileri ve ezilen halklar için, mücadelelerin büyük zaferlere açýlacaðý bir dönemin içine girmiþ bulunuyoruz Sayý / 26 Ekim-9 Kasým 2005

7 88. Yýlýnda Ekim Devrimi Öðretmeye Devam Ediyor LENÝN VE ESERÝ YAÞIYOR Yoldaþlar, Bolþeviklerin her zaman gerekli olduðunu vurguladýklarý iþçilerin ve köylülerin devrimi baþarýlmýþ bir gerçektir. Ýþçilerin ve köylülerin devriminin anlamý nedir? Bunun anlamý, her þeyden önce, burjuvazinin hiçbir surette ortak olamayacaðý, kendi iktidarýmýzýn organý o- lan bir Sovyet Hükümeti ni kuracak olmamýzdýr. Ezilen yýðýnlarýn kendileri bir iktidar yaratacaklar. Eski devlet aygýtý parçalanacak ve Sovyet örgütleri biçiminde yeni bir yönetim aygýtý oluþturulacaktýr. Þu andan itibaren, Rusya nýn tarihinde yeni bir çað baþlýyor ve bu devrim, III. Rus Devrimi sonunda sosyalizmin zaferine yol açtý. Büyük Ekim Sosyalist Devrimi nin önderi V. Ý. Lenin, 7 Kasým 1917 de Petrograd Ýþçi ve Askeri Vekilleri Sovyeti nin toplantýsýnda, devrimin zaferini bu kýsa ama anlamlý, güçlü sözlerle ilan etti. 88 yýl önce emperyalist-kapitalist sistemin baðrýna ölümcül bir darbe vuran Ekim Devrimi, yeni bir çaðýn, proleter devrimler çaðýnýn baþlangýcý oldu. Dünyanýn altýda birinde proletaryanýn egemenliðini kurmaya baþladý. Halklar hapishanesini yýkarak halklarýn özgürlüðünü kazanmasýnýn yolunu açtý. Proletarya diktatörlüðünün bir örneðini kurdu. Proletarya enternasyonalizminin gerçek anlamda hayata geçirilmesinin örneklerini verdi. Emperyalist savaþa karþý proletaryanýn tavrýnýn en somut örneði oldu. Ekim Devrimi üzerine pek çok þey yazýldý, söyledi. Devrimin 88. yýlýnda biz, bu büyük tarihsel olayýn öncesine dikkat çekmek istiyoruz. Çekmek istiyoruz, çünkü tam da o günleri yaþýyoruz; her an geliþen, güçlenen binbir yoldan kendini gösteren devrim günleri, devrimin öngünü yaþanýyor bizde de. Dolayýsýyla en iyi öðretmenlerden birine, tarihe bir kez daha bakalým. Sermayenin dünyayý yeniden paylaþmak üzere halklarý birbirine boðazlattýðý I. Emperyalist Savaþ, dünyanýn pek çok bölgesinde devrimi olgunlaþtýrýyor, proletarya ve halklara yeni olanaklar açýyordu. Bu süreci deðerlendiren Rus proletaryasý, Bolþevik Parti ve Lenin in önderliðinde zafere ulaþtý. Stalin, bu süreçle ilgili olarak Bolþevik Parti nin ayýrt edici özelliklerini þöyle belirliyor: tek bir partinin, Bolþevik Parti nin bölünmemiþ önderliði; hazýrlýklarýn yürütülmesinde izlenen ana çizgi menþevik ve sosyalist devrimci partilerin tecrit edilmesi; proletarya diktatörlüðünün zaferinin en önemli koþulu olarak Sovyetleri devlet iktidarýnýn organlarý haline getirme politikasý; yýðýnlarý devrimci bir konuma getirerek onlarýn kendi yaþam deneyimleriyle parti sloganlarýnýn doðruluðuna ikna olmalarýný saðlama becerisi; 1905 Devrimi, otokrasiyi sarsmýþ, altýný oymuþ ama yýkamamýþtý. Ancak bu devrim, Rus proletaryasýna en güçlü silahýný verdi: Sovyetleri! Lenin in, proletarya diktatörlüðünün embriyosu olarak deðerlendirdiði Sovyetleri Dünya tarihinin bugüne dek yarattýðý en geniþ ve en demokratik kitle örgütü olan Sovyetlerin (komite ve konseylerin) gerek Rusya da yaþanan her üç devrimde, gerek daha sonra yaþanan Avrupa devrimlerinde, gerekse Asya, Latin Amerika ve bütün kýtalarda verilen mücadelelerde önemi tekrar tekrar açýða çýktý; devrim öncesinde mücadele örgütleri olan bu organlar, geniþ yýðýnlar için bir demokrasi okulu, devrimin zaferi ve sonrasý için doðrudan iktidar organlarýdýr. II. Rus Devrimi olan 1917 Þubat Devrimi, otokrasiyi devirdi, yerine burjuva cumhuriyet ilan etti. Ancak ortaya ikili bir iktidar çýktý. Bir yanda geçici hükümet olan Kadetlerle (büyük burjuvazi) menþeviklerle sosyalist devrimcilerin (küçük burjuvazi) iktidarý; ayný zamanda sokaklarda, fabrikalarda ve geniþ kýrsal kesimde Sovyetlerin iktidarý Bolþevik Parti, bu süreçte devrimin sonuna kadar ilerletilmesini; Ýþçi, Köylü, Asker Vekilleri Sovyetince alýnmasýný; topraklarýn zor a- lýmýný ve Köy Sovyetlerine devrini; emperyalist savaþýn derhal durdurulmasýný; fabrikalarda iþçi denetimini; bankalarýn kamulaþtýrýlmasýný; öne sürdüler. Menþevikler ve sosyalist devrimciler ise, iktidarýn burjuvazide kalmasýný, bunun burjuva devrim olduðunu; diðer tüm sorunlarýn (toprak sorunu, savaþýn durdurulmasý ve barýþ vb. vb.) çözümünün ertelenmesini isteyerek burjuvaziyle uzlaþmayý seçtiler. Þubat Devrimi nde hemen sonraki süreçte, Sovyetlerde çoðunluk Bolþevikler dýþýnda kalan uzlaþmacý ittifakýnýn elinde olduðu için, küçük burjuvaziyi de kendi hizmetine koþan burjuvazinin geçici hükümeti, yýðýnlarýn 52. Sayý / Ekim

8 hiçbir sorununu çözmedi; aksine sorunlarý sürece yayarak, küçük burjuvazi eliyle yýðýnlarý kendi peþine takmaya çalýþtý. Nisan Tezleri olarak da bilinen Lenin in geliþtirdiði tezler, otokrasinin yýkýldýðý, burjuvazinin iktidar olduðu yeni durumda Bolþevik Parti nin Nisan Kongresi nde kabul edildi. Buna göre öne çýkarýlmasý gereken temel slogan Bütün Ýktidar Sovyetlere sloganý oldu. Yýðýnlarýn hiçbir sorununu çözmeyen, çözemeyen burjuvaziyle, küçük burjuvazinin geçici hükümeti, kýsa sürede iþçilerin, köylülerin ve asker üniformasý içindeki emekçi yýðýnlarýn tepkisiyle karþý karþýya kaldý. Burjuvazi kendisi geride durarak yýðýnlarýn önüne menþeviklerle sosyalist devrimcilerden oluþan uzlaþmacý-reformcu partileri öne sürdü. Onlarýn kitleleri oyaladýðý bütün bu süreçte burjuvazi, cepheyi Almanlara açarak kendisine sadýk askeri birlikleri Petrograd a çaðýrdý; Çarlýk yanlarýyla birlikte devrimi tam bir kan denizinde boðmak için hazýrlýklara giriþti. Petrograd Sovyetleri Temmuz da büyük gösteriler yapýlmasý yönünde kararalar aldý. Lenin ve Bolþevik Parti, yýðýnlarýn kabaran devrimci öfkesini ve karþý devrimcilerin hazýrlýklarýný dikkatle izliyordu. Yýðýnlarýn henüz silahlý bir ayaklanmaya hazýr olmadýðýný, karþý devrimin, devrimi kanla ezmeye hazýrladýðýný gördü. Temmuz gösterilerinin engellenmesi için yoðun çaba gösterdi. Ayný zamanda ayaklanmanýn bir sanat gibi ele alýnmasý yönündeki Marks ýn uyarýlarýný dikkate alarak Sovyetlerde, fabrikalarda yýðýnlara gerçekleri anlattý, bütün güçleriyle proletaryanýn silahlanmasýný ve silahlý ayaklanma hazýrlýklarýný sürdürdü. Temmuz günlerinde iþçiler ve emekçi yýðýnlarý menþeviklerle sosyalist devrimcilerin devrimi ezmek için canla baþla nasýl çalýþtýklarýný somut ele alarak gördüler. Hemen sonrasýnda uzlaþmacý partileri yýðýnlar halinde terk eden iþçiler Bolþeviklerin saflarýna katýlmaya baþladýlar. Her yerde, Temmuz daki bastýrmayý yaþayan iþçiler önce kendi kabuklarýna çekildi; durumu gözden geçirdi ve yavaþ yavaþ Bolþevik Parti nin saflarýnda kenetlendiler. Dombas tan gelen bir delege bunu þöyle ifade ediyordu: Sosyalist Devrimcilerin büyük etkisi vardý. Ama 3-5 Temmuz olaylarýndan sonra bu partiye baðlý örgütlerden bizimkine bir iþçi akýný baþladý. Ayaklanma hazýrlýklarý sürecinde Bolþevikler, uzlaþmacý-reformist partileri tecrit politikalarýna özel bir aðýrlýk verdiler. Petrograd da ve diðer sanayi merkezlerinde hayata geçirilen tecrit politikasý, Bolþeviklerin Sovyetlerde çoðunluðu kazanmasýný getirdi. Uzlaþmacý-reformist partilerin tecrit edilmesi, devrimci proletaryanýn ve diðer emekçi sýnýflarýn birleþik cephesini oluþturma görevi ni kolaylaþtýrdý; Bolþevikler, sosyalist devrimcilere ve menþeviklere yakýn olmayan yýðýnlarý kazandýlar. Hatta bu partilerin tabanýnda yer alan dürüst emekçiler ve proleterler kendi uzlaþmacý liderlerinden ve partilerinden koparak Bolþeviklerin saflarýna katýldýlar. Lenin, bu durumu þöyle açýklýyor: Biz, kitleleri kendisiyle birlikte sürükleme yeteneðine sahip, devrimin ve halkýn öncü kolunun, sýnýfýn çoðunluðunun desteðine sahibiz. Ekim 1917 ye gelindiðinde Bolþevikler, bir yandan Ýþçi, Asker ve Köylü Sovyetlerinde çoðunluðu kazanmýþ, bir yandan da uzlaþmacý-reformist partilerin kitlelerden tecrit edilmesinde önemli baþarýlar elde etmiþ, proleter yýðýnlarýn silahlanmasýnda da baþarýlý sonuçlar almýþlardý. Menþevikler, Sosyalist Devrimciler, Kadetler, Çarlýk yanlýlarý ve her türden karþý devrimcilerse ayný süreçte, bir yandan birbirlerinin kuyusunu kazarken bir yandan da Bolþeviklere ve devrime karþý ortak hareket ediyorlardý. Cephedeki askerlerden, gemicilerden tutun da kýrsaldaki köylülere kadar, sürekli olarak Bolþevikleri benimseyen yýðýnlar, saf deðiþtiriyor, karþý devrimcilerin planlarýný bozuyorlardý. Karþý devrimcilerin cepheden çektikleri kendilerine sadýk askeri birliklerin ve baþlarýna Çarlýk yanlýsý generallerin getirildiði Kazaklarýn devrimi ezmek üzere Petrograd a çaðýrýlmasýyla beraber, cephenin pek çok bölgede açýldýðýný, askerler arasýndaki karþý devrimci birliklerin toplanýp baþkente gelmeye yöneldiklerini gören Lenin, bu durumda hepimizin bildiði Dün erkendi, yarýn geç. Bugün! emrini verdi. Lenin in ve Parti nin talimatlarýný alan sabýrsýzlýk içindeki proletaryanýn silahlý birlikleri ve emekçi yýðýnlar büyük bir coþkuyla harekete geçti. Eski takvimle 25 Ekim, yeni takvimle 7 Kasým 1917 de Kýþlýk Sarayý da ele geçirdiler. Ülkenin gerçek sahipleri iþçiler ve askerler- muhteþem merdivenlerin 117 mermer basamaðýna yýðýlmýþlardý. Birbiri ardýna 1786 kapý, onlarýn önünde, sonuna kadar açýldý ve Kýzýl Muhafýzlarýn aðýr ayak sesleri sarayýn 1050 oda ve salonunda çýnladý. Bu çýnlama ve hurraa haykýrýþlarý bütün dünyaya yeni bir çaðýn, proleter devrimler çaðýnýn baþladýðýný ilan ediyordu. RUSYA DA GENÇLÝK SOSYALÝZMÝ ÝSTÝYOR Tarihsel bir yenilginin eþiðinde olan ve bütün planlarýný buna göre yapan kapitalizm, tüm gücüyle yenilmezliðinin, tarihin sonu nun geldiðinin propagandasýný yürütüyor. Özellikle SSCB nin yýkýlýþýyla geliþen iþsizliðin, açlýðýn, yoksulluðun, yozlaþmanýn vb. sosyalizmin sonuçlarý olduðu kara propagandasýný yaptýlar. Burjuvazi psikolojik savaþýna hiç ara vermedi. Sovyetlerin yýkýlýþýný en iyi þekilde kullanmaya çalýþtý. Fakat özellikle Rusya da geliþen eylemlerde sosyalizme olan özlem daha da sýk dile getirilmeye baþlanýnca burjuvazi bu kez de geçiþtirmeye çalýþtý. Onlar yaþlýydý, muhafazakardý, eskinin numuneleriydi! Yani onlar yeniyi, geleceði temsil etmiyorlardý. Ama artýk bu karþý devrimci propagandanýn da inandýrýcýlýðýný kaybettiðini söyleyebiliriz. Daha doðrusu bunu Rusya daki gençlik söylüyor. Rusya da çeþitli gençlik örgütlerinin geçtiðimiz günlerde düzenlediði ve 1000 i aþkýn gencin katýldýðý eylem gençliðin, yani yeni kuþaðýn sosyalizme olan özleminin ve inancýnýn ifadesi oldu. Bakýn burjuva basýn bu eylem hakkýnda ne diyor: Gençler eski günlerle övgü düzdü. Dün 1000 den fazla genç kapitalizme karþý yürüdü. Moskova daki protesto, Sovyetlerin yýkýlmasýnýn ardýndan ülkede faaliyet göstermeye devam eden bir çok partinin gençlik kollarýný bir araya getirdi. SSCB dönemini yaþayan yaþlý komünistlerin yaný sýra, kapitalizmin açlýk, yoksulluk, yýkým getirdiðini gören genç komünistler de artýk geleceðine sahip çýkýyor, alanlara yürüyor ve sosyalizmin kazanýmlarýna sahip çýkýyor Sayý / Ekim 2005

9 ÝÇ SAVAÞ SÖYLEMEYÝ DEÐÝL YAPMAYI GEREKTÝRÝYOR TC nin son 35 yýlýný deðerlendirirken uzun süreden beridir söyleyegeldiðimiz bu ya iç savaþ ya da iç savaþa yakýn bir þekilde geçtiði yönündeki tespitlerimizin bugün çeþitli çevreler tarafýndan paylaþýlýyor oluþu, onlarýn bunu yapmakla bir siyasi sorumluluk üstlendikleri anlamýna gelmiyor. Hatta tam tersine, onlar bugünkü sýnýflar mücadelesinin sertliðini ve yoðunluðunu gözlerden kaçýrmak, ayný zamanda içinde bulunduklarý reformist ve oportünist konumu akýllarýnca haklý çýkarmak için, geçmiþe vurgu yaparak, bugünkü toplumsal çatýþmalarý olduðundan daha yumuþak gösteriyorlar. Onlar iç savaþýn yalnýzca belli dönemler için ve kýsmen geçerli olduðunu muðlâk sözlerle, yarým aðýz kabul ediyorlar. Oysa asýl mesele, geçmiþe dönük aslan yürekli Richard açýklamalarý yapmak deðil, iç savaþýn bugün de sürdüðünü kabul etmek ve buna uygun hareket etmektir. 52. Sayý / Ekim 2005 Geçmiþe iliþkin konuþurken mangalda kül býrakmamak, tüm reformist ve oportünistlerin ortak özelliðidir. Günümüz sýnýflar mücadelesinin görevlerine karþý kayýtsýz olanlarýn nostaljik tiratlar atmalarýna artýk alýþtýk. Ö- zellikle 12 Eylül öncesine iliþkin konuþurken esip gürleyenlerin, söz konusu olan bugünkü durumun somut tahlilini yapmak olunca nasýl sus pus olduklarýný görmek bizim açýmýzdan þaþýrtýcý olmuyor. Bugün geçmiþe dönüp bakarken herhangi bir sorumluluk duymayanlar, 12 Eylül dönemini bir iç savaþ olarak nitelendiriyorlar. Eðer deyimi yerli yerinde kullanýyor, bunu iç kargaþalýk olarak algýlamýyorlarsa, sýnýflar savaþýmýnýn o yýllarda geldiði düzeyin, sýnýflararasý çeliþki ve çatýþmalarýn en çok yoðunlaþtýðý ve bir silahlý çatýþma halini aldýðý bir aþama olduðunu kabul ediyorlar demektir. Bugün bunu kabul etmekte gösterdikleri rahatlýðý o yýllarda göstermemiþ olmalarýna þaþmýyoruz; zira oportünizm ve reformizmin en belirgin özelliðinin, sýnýflar mücadelesinin verili a- nýnda somut görevlerden kaçmak olduðunu biliyoruz. TC nin son 35 yýlýný deðerlendirirken uzun süreden beridir söyleyegeldiðimiz bu dönemin ya iç savaþ ya da iç savaþa yakýn bir þekilde geçtiði yönündeki tespitlerimizin bugün çeþitli çevreler tarafýndan paylaþýlýyor oluþu, onlarýn bunu yapmakla bir siyasi sorumluluk üstlendikleri anlamýna gelmiyor. Hatta tam tersine, onlar bugünkü sýnýflar mücadelesinin sertliðini ve yoðunluðunu gözlerden kaçýrmak, ayný zamanda içinde bulunduklarý reformist ve oportünist konumu akýllarýnca haklý çýkarmak için, geçmiþe vurgu yaparak, bugünkü toplumsal çatýþmalarý olduðundan daha yumuþak gösteriyorlar. Onlar iç savaþýn yalnýzca belli dönemler için ve kýsmen geçerli olduðunu muðlâk sözlerle, yarým aðýz kabul ediyorlar. Oysa asýl mesele, geçmiþe dönük aslan yürekli Richard açýklamalarý yapmak deðil, iç savaþýn bugün de sürdüðünü kabul etmek ve buna uygun hareket etmektir. Ortalama solun diyalektiðin canlý penceresinden bakamadýðýný, olaylarýn sýnýfsal anlamýný son çizgilerine kadar izleyemediðini gösteren bir diðer olay, bugün bazý çevrelerin dünya devrimi kavramýný kullanmasýdýr. Üzerinde yaþadýklarý topraklarda bir devrimci durumun ve iç savaþýn varlýðýný kabule yanaþmazlarken, bir dünya devriminden bahsediyor oluþlarý, en hafif deyimiyle tutarsýzlýktýr. Sormak gerekiyor: Acaba bu dünya nýn i- çinde Türkiye ve Kürdistan yok mu? Ya da siz ne zaman tüm dünya üzerindeki ekonomik ve siyasal geliþmelerin bir küresel devrimci durum veya küresel iç savaþa yol açtýðý tespitinde bulundunuz da, þimdi çýkmýþ bir dünya devrimi nden bahsediyorsunuz? Bugün bütün ülkelerde, özellikle Atlantik in iki yakasýnda her seferinde yeni bir baský yasasý çýkarýlýyor ve tüm bu yasalar ya mültecileri, ya iþçi ve emekçileri, ya da sisteme baþkaldýran herkesi hedefliyor. Yani doðrudan kitlelerin kendisini hedefliyor. Bu yasalarýn bütün ülkelerde neredeyse ayný denilebilecek bir zaman diliminde çýkarýlmasý, ayný içerikte olmasý ve ayný güçleri hedeflemesi tesadüf deðildir. Bunun sýnýfsal anlamý, süreç olarak burjuvazinin egemenliðini ve yönetebilirliðini kaybetmiþ oluþudur. Bu nedenle kitlelere savaþ açmýþ durumdalar. Kitlerin ekonomik ve toplumsal durumlarý, hareketlilikleri, sýnýflar mücadelesinin deneyimlerinden biriktirdikleri ve radikal istemleri, kapitalistleri korkutuyor; onlarý iþi sýký tutmaya yöneltiyor. Yasalar, yasa olarak kalmýyorlar. Yani sadece birer tehdit unsuru olarak insanlarýn tepesinde sallandýrýlýp durmuyorlar; fiilen de hayata geçiriliyorlar. Bütün olay ve olgular, uluslararasý sermayenin proletaryaya açmýþ olduðu iç savaþýn küresel bir boyut kazandýðýný gösteriyor. Proletarya da bu savaþa kendi cephesinden cevap veriyor. Küresel iç savaþ giderek yükseliyor. Bu, sonucu bir dünya devrimi ile bitecek olan bir süreçtir. Dünya devrimi, eþ zamanlý ve tek bir eylem olarak olmayacaktýr; ama iç savaþýn sürdüðü tüm ülkelerde proletaryanýn önderliðinde tüm ezilen ve sömürülen yýðýnlarýn emperyalizmi en zayýf halkalarýndan birer birer kopartmasýyla, bütünsel bir süreç halinde olacaktýr. Þimdi bütün olay ve olgular, bizi böylesi bir sürecin öngününe getirmiþ bulunuyor. Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda bu sürece önderlik edecek o- lan Leninist parti, reformist ve oportünistlerin afra-tafralarýna bakmadan devrime yürümeye devam etmelidir. Süreç, gerçek devrimcileri sahtelerinden ayýrt edecektir. 9

10 3Ekim den önce de gürültülü tartýþmalara konu oluyordu AB meselesi; AB ile müzakerelerin resmen baþlatýldýðý 3 Ekim den sonra da sürüyor tartýþmalar. Zafer ve teslimiyet, baþarý ve hüsran... ve tabii bunlarýn arasýnda bulunan fakat çýlar. Hepsinin ortak özelliði, tartýþmaya sermaye cephesinden katýlýyor oluþu. AB meselesi, bunca zamandýr tartýþýlýyor. Yoðun bir propaganda yürütülüyor. Sermaye cephesi, kendi i- çinde farklýlýklarý barýndýran, hatta kimi noktalarda tam karþýt uçlara denk düþen bir eðilimler çeþnisi sergiliyor. Bu çeþitliliðin bir kýsmý kayýkçý dövüþü olmanýn ötesine geçmezken, bir kýsmý gerçek çeliþkileri yansýtýyor. Bu çeliþik eðilimler, sýnýflar savaþýnýn seyrine göre, deðiþen güç dengelerine göre güçlenir ve zayýflarlar. Kimi öne çýkar, baskýn olur, kimi geri plana düþer. Sermaye cephesindeki bu eðilimlerin ortak olduðu bir nokta var: Emekçi yýðýnlarý bu tartýþmanýn içine çekmek, bu çeþni içerisinde bir taraf olmaya zorlamak. AB ye karþý olmak veya üyelikten yana olmak... Ýþte tüm toplumun sýkýþtýrýlmak istendiði ikilem budur. Görüþlerden hangisi olursa olsun, hangi renkte olursa olsun... yeter ki bu düzlemde bulunsun! Nedir bu düzlem? Burjuva bakýþ açýsý, burjuva çýkarlar, burjuva ideolojisi... Bu üyeliðe karþý olan da, onu isteyen de veya her iki görüþü fakat larla dile getiren de özünde burjuva düzlemde bulunuyor. Sermayenin çýkarlarýný dile getiriyor. Kendi konumunu bu çýkarlara baðlýyor. Ýþçi sýnýfýnýn, Kürt halkýnýn ve emekçi yýðýnlarýn ufkunu bununla sýnýrlamaya; onlarý beklentiye sokmaya çalýþýyor. Sözün, teorinin, söylemin, propagandanýn gelip dayanacaðý, sýnanacaðý yer, pratik yaþamýn kendisidir. Kuþkusuz yaþam kendi hükmünü verir. Her türlü yanýlsamayý eninde sonunda daðýtýr. Yaratýlan ham hayaller, tozpembe rüyalar, desteksiz vaatler pratik yaþamda çok çabuk boþa düþer. Fakat bu demek deðildir ki, propaganda iþe yaramaz. Emekçilerin beklentiye sürüklenmeleri, acaba larla duralamalarý, sermaye için belirli bir hareket alaný anlamýna gelir. Burjuvazi, bizzat koþullar tarafýndan örgütlenen, bir araya getirilen ve harekete geçmeye zorlanan emekçileri bölebilmek için tüm a- raçlarý kullanýr. Bir yandan zor araçlarýna, diðer yandan demagojiye, yalana, sahte vaatlere baþvurur. Bu yüzden AB konusunda yarattýðý bu toz duman, bu propaganda savaþý önemli. Yaþam tarafýndan aþýlacak da olsa, yaratabileceði baþarý kýsa süreli de olsa, önemli. Burjuvazi bu oyuna sýký hazýrlandý. AB süreci onun için kurtuluþ demekti. Devrim belasýndan kurtulmak, ensesinde hissettiði kýzgýn e- mekçi öfkesini AB li emperyalistlere havale edebilmek, devrim cephesinde gedikler açabilmek... Bu bilinçle iþçilerin dikkatlerini sendikalar aracýlýðýyla AB sürecine çekme giriþimini hýzlandýrdý. 3 Ekim sonrasý üç büyük iþçi konfederasyonu (Türk-Ýþ. DÝSK ve Hak-Ýþ) baþkaný, yaptýklarý açýklamalarla, AB yanlýsý koro içindeki yerlerini açýkladýlar. Uzun süredir bu görüþleri dile getiriyorlardý. Þimdi, müzakerelerin baþlamasýna sevinen koroyla birlikte, AB sürecinin iþçi AB MÜZAKERELERÝ VE EMEKÇÝLER Sayý / Ekim 2005 haklarý için ne kadar önemli olduðunu anlatma yarýþýna giriyorlar. Sendikacýlýk burjuva sendikacýlýðý olunca, elbette savunulan görüþler de burjuva görüþler olur. Sendika liderleri iþçilere, çýkarlarýnýn sermayenin çýkarlarýna baðlý olduðunu kanýtlama derdindeler. Neredeyse son on yýldýr AB hep demokratikleþme, refah, sosyal adalet... söylemlerinin aracý oldu. Avrupa da ve dünyada emeðin haklarýna saldýrýlýrken, emek-sermaye savaþý tüm dünyada keskinleþirken, sermaye camiasý bu bayat yalanlarla toplumu uyutmaya çalýþýyordu. Ama çetin koþullar, sýnýflar savaþýmýn sert yapýsý, iç savaþ, tüm bu giriþimleri her defasýnda tersyüz etti. Zaman geçti. Koroya, iþçi sýnýfý saflarýndan, reformist hareketten, ulusal hareketten... katýlanlar oldu. Elbirliðiyle ayný nakaratý tekrarlamaya koyuldular. 19 Aralýk ve F Tipleri nin AB desteðiyle yaþandýðý bu ülkede hala demokratikleþmeden bahsediyorlar! AB ye uyumlu terörle mücadele yasalarý ortada duruyorken özgürleþmekten bahsediliyor; tüm Avrupa yý sarsan iþçi eylemleri gözler önündeyken sosyal-ekonomik haklardan; Kürt halkýnýn en ufak talebine bile kan ve baskýyla karþýlýk veren bir devleti açýkça desteklemekten çekinmeyenler ortadayken ulusal-kültürel haklardan... Her þey bu kadar keskin çizgilerle ortadayken hem de! Bu, Kürt halkýyla, iþçi sýnýfý ve emekçilerle dalga geçmektir. E- mek cephesinde burjuvazinin ajanlarý olarak konuþmaktýr. Ve burjuva sendikalarýn, sosyal-reformistlerin yaptýklarý tam da budur. Sürecin genel geliþimi, genel eðilimi, özgürlüklerin artmasý yönünde deðil. Ne de refahýn, sosyal haklarýn... Tam tersine, süreç, giderek sertleþiyor. Ýþsizlik artýyor, yokluk ve sefalet artýyor, Kürt halký üzerindeki baskýlar ve katliamlar artýyor... Ve tüm bunlar, AB kapýsýndaki Türkiye tarafýndan, bizzat AB ve ABD nin desteðiyle gerçekleþiyor. Bu açýdan bakýldýðýnda müzakere sürecinin baþlamasýnýn iþçi sýnýfý, Kürt halký ve emekçiler için sevindirici bir yaný kesinlikle yok. Öte yandan, AB ye hayýr demek de deðil iþçi sýnýfýnýn iþi. Onu bu burjuva ikileme kimsenin sokmaya hakký yok. Bu tartýþma, bu haliyle sermayeyi ilgilendirir. Ýþçi sýnýfýný deðil. Onun gündemi, bunlarýn ötesinde baþlýyor. Ýþçi sýnýfýnýn, Kürt halkýnýn ve emekçilerin sorunlarý, ama tüm sorunlarý, kapitalist sistemden kaynaklanýyor. Yokluðun, sefaletin, ulusal baskýnýn, katliamlarýn sebebi... kapitalist üretim iliþkisinin ta kendisidir. Birileri böyle istiyor diye keskinleþmedi bu çeliþkiler, yöneticilerin isteði ile çýkmadý bu iç savaþ ve çatýþmalar. Ýþsizlik de öyle, özelleþtirmeler de, yýkýmlar da... Tüm bunlar kapitalist toplumun dinamiklerinden doðdu. Bu sorunlarýn tek bir çözümü var. Artýk insanlýða yýkýmdan baþka birþey vermeyen bu kapitalist toplumu havaya uçurmak. Bu düzeni yýkmak. Pratik yaþamýn kendisi sorunu tüm açýklýðýyla bu þekilde ortaya koydu. Onu çözecek gücü ve araçlarý yarattý. Koþullar oluþtu. Bu aþamada iþçi sýnýfýnýn gündemi, asla AB olamaz. Ondan yana olmak veya karþý olmak bizim iþimiz deðil. Proletarya bu sýð ikilemin karþýsýna devrim gündemiyle, kapitalizmi aþmak gündemiyle çýkmak zorunda proletarya. Gelinen aþamada baþka bir seçenek yok.

11 MÜCADELE BÝRLÝÐÝ SUSTURULAMAZ! 6 Ekim günü saat civarýnda Taksim Ýstiklal Caddesi ü- zerinde Mücadele Birliði dergisi satan 20 kiþilik gruba çevik kuvvet polisleri vahþice saldýrmýþ ve 7 okurumuzu gözaltýna almýþtýr. Faþist devlet, AB den müzakere tarihi almasýný böyle kutluyor! Ýþte demokratikleþme palavralarýnýn havý böyle dökülüyor. Ama unuttuðunuz bir þey var bay burjuvazi. Biz sizin demokratikleþme palavralarýnýza hiçbir zaman inanmadýk. Biz AB den demokrasi bekleyenlerden deðiliz! Bu saldýrýyla bizi þaþýrtmadýnýz! Tekelci kapitalizm ne yaparsa yapsýn, içinde bulunduðu bunalýmý aþamayacaktýr. Saldýrýlarý devrim cephesini güçlendirmekten baþka iþe yaramayacaktýr. Kapitalizme karþý mücadelemiz her koþulda devam edecektir. Ýþçilerin, emekçilerin sesini susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek. BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ BASIN SUSTURULAMAZ! Ýstiklal Caddesi üzerinde her þey satýlabilir ama Mücadele Birliði asla! Neden? Çünkü o, bu çivisi çýkmýþ sisteme karþý iþçileri ve emekçileri mücadeleye çaðýrýyor. Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar, Her Þey Emeðin Olacak diyor! Çünkü o, iþçilerin, emekçilerin sesi, çünkü o fabrikalarý kapatýlanlarýn, iþten atýlanlarýn, gecekondularý yýkýlanlarýn, tarlada mahsulü çürüyenlerin, ü- niversite kapýlarý yüzlerine kapatýlanlarýn sesi! Çünkü o kitleleri devrime çaðýrýyor! Çünkü o, Ýktidar Dýþýnda Her Þey Hiçbir Þeydir! diyor. Bir Saldýrýnýn Gösterdikleri DERGÝ DAÐITIMININ ÖNEMÝ 52. Sayý / Ekim 2005 Merhaba Mücadele Birliði okurlarý, tarihli dergi daðýtýmýmýz polis tarafýndan engellendi ve yedi arkadaþýmýz vahþice, darp edilerek gözaltýna alýndý. Dergi daðýtýmýmýz, dergimizin çýktýðý her hafta yapýlýyor. 6 Ekim günü yine Ýstiklal Caddesi nde dergimizin daðýtýmýný gerçekleþtiriyorduk. Polisin sesli ajitasyon yapmayýn uyarýsý sonrasýnda da arkadaþlarýmýzla birlikte dergi daðýtýmýný devam ettirdik. Bir yoldaþýmýz bu sýrada ajitasyona devam ediyordu. Polis yoldaþýmýzýn kolundan tutarak onu gözaltýna almaya çalýþtý. Diðer yoldaþlarýmýzýn yardýmý ile bu engellenmeye çalýþýldý. Ama polisler daha sonra çoðalýnca yoldaþýmýzý alamadýk. Daha sonra hep beraber gözaltýna alýnan yoldaþýmýzýn serbest býrakýlmasý için müdahale ettik. Ve ardýndan saldýrmaya baþladýlar. Yedi arkadaþýmýz darp edilerek gözaltýna alýndý. Taksim de Mücadele Birliði satýþý polisi rahatsýz etmiþti. Çünkü ajitasyonlarýmýzda hep gerçekleri insanlýðýn kulaðýna iþliyorduk. Yaptýðýmýz ajitasyonlar Kürt Halký Yalnýz Deðildir, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar, Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eylemi nin 100 lü günlerinde þeklindeydi. Çevreden geçen insanlar bu saldýrýya duyduklarý öfkeyi, yere düþen Mücadele Birliði dergilerini alarak, kýzarak, fotoðraf çekerek dile getiriyordu. Polis fotoðraf çeken birkaç kiþiyi de tehdit ederek korkutmaya çalýþtý ama onlar gerçekleri bu eylemde gördüler. Þimdi yapmamýz gereken tek þey bu dergi daðýtýmýna sadece yoldaþlarýmýzý deðil, iþçileri, emekçileri, iþsizleri, öðrencileri, halktan insanlarý katmaktýr. Hepsine dergi daðýtýmýnýn ne kadar önemli olduðunu, derginin sadece bizim dergimiz olmadýðýný kavratmalýyýz. Ýþte o zaman biz daha da güçleneceðiz ve bu eylemi daha da güçlü kýlacaðýz. YAÞASIN HALKLARIN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Taksim den Bir Mücadele Birliði Okuru 11

12 BÝRLEÞÝK DEVRÝME DOÐRU 3Ekim-AB tartýþmalarý arasýnda Türkiye ve K. Kürdistan ýn geleceðini derinden etkileyecek geliþmeler, gözlerimizin önünde akýp geçerken dikkatlerden kaçtý. Burjuva basýnýn gözler önünde olup biten bu geliþmeleri dikkatlerden kaçýrmaya çalýþmasý anlaþýlýr bir durumdur. Peki, ya kendilerine sol, sosyalist, komünist diyen kesimlerin kafalarýný bu tartýþmalarýn i- çine gömerek son derece önemli olan bu geliþmelere gözlerini kapamalarýný ne demeli! Sadece bir gazete ve UKH, bu geliþmelerden doðrudan etkilenecek taraflardan biri olmalarý itibariyle sürecin farkýna vardýlar. Gündem Gazetesi, bunlarý, Güneyde Sinsi Oyunlar manþetiyle verdi. Evet, aktörleri Talabani-Barzani-Caferi üçlüsü, ABD ve Türkiye olan bir tezgah kuruluyor ya da kurulmuþ durumda. Eðer politik kavramlarý kullanarak eþyayý gerçek adýyla çaðýrmamýz gerekirse buna tezgah ya da oyun deðil, bir cephe demeliyiz. Saydýðýmýz güçler arasýnda kurulmuþ ya da kurulmakta olan oluþum, bir karþý devrim cephesidir. Bu geniþ karþý devrim cephesinin temelleri ABD de atýlmýþtýr ve ABD nin aðýrlýðý ve inisiyatifi altýnda hareket etmektedir. Barzani-Talabani-Caferi üçlüsünün bu karþý devrim cephesinde ABD nin kukla düzeyindeki iþbirlikçileri olmalarýnýn ötesinde bir deðer ya da aðýrlýklarý yok. Irak direniþ savaþýna karþý oynadýklarý uðursuz mayýn tarlasýna sürülmüþ eþek rolünü þimdi Türkiye ve K. Kürdistan birleþik devrimine karþý, K. Kürdistan Kürt halkýnýn özgürlük savaþýna karþý oynamaya hazýrlanýyorlar. Bölgenin gerici güçleri ve ABD emperyalizmi arasýnda þekillenen karþý devrim ittifakýnýn öncelikli hedefinin UKH olduðu açýklamasý, bu ittifakýn rolü ve savaþ alaný hakkýnda kimseyi yanýltmamalý. Türkiye ve K.Kürdistan devriminin önemli dayanaklarýndan biri olan gerillanýn tasfiyesi amacý, birleþik devrimin bastýrýlmasý, Kürt halkýnýn özgürlük hakký uðruna yürüttüðü savaþýn yenilgiye uðratýlmasý amacýna doðrudan baðlýdýr. Türkiye, Kürt halkýnýn özgürlük savaþýnýn, dolayýsýyla birleþik devrimin, ö- nemli dayanaðý durumundaki gerillanýn tasfiyesini devrimi yenilgiye uðratmanýn temel koþulu sayýyor. Bütün politikalarýný, olanak ve güçlerini bu hedefe yöneltmesinin nedeni budur. Deðiþen Kim? UKH, Barzani-Talabani ikilisinin Türkiye ile anlaþmasýna deyim uygunsa ateþ püskürüyor. Belli ki, UKH derin bir hayal kýrýklýðýna uðramýþ. Nasýl uðramasýn! Daha yakýn zamanda yeni görevinden dolayý kutladýðý eskinin Mam Celal i þimdinin President i Talabani, bir ABD ziyareti sonrasý UKH ne Terörist ve tasfiye edilmesi gereken güç gözüyle baktýðýný ilan etti. Dahasý var. Caferi, hani þu UKH nin inþasýna yardým sözü verdiði Demokratik Irak ýn Baþbakaný rolündeki molla, UKH nin tasfiyesi için emre amade olduðunu yine molla ciddiyetiyle beyan etti. ABD ye gelince... Daha dün denilebilecek bir zaman öncesinde Kongre- Gel Baþkanýnýn Bize karþý savaþmaz, Kürtlerin 21. yüzyýldaki rolünü keþfetti, bize karþý savaþmakta çýkarý yok dediði bu emperyalist devlet, bu gün PKK yi El Kaide, Öcalan ý Bin Ladin ile bir tuttuðunu açýklýyor ve gerillanýn tasfiyesi i- çin elinden geleni yapacaðýný açýkça ilan ediyor. Ne oldu da, biraraya gelemezler diye düþünülen Barzani-Talabani-Caferi üçlüsüyle Türkiye biraraya gelip anlaþtý; Kürtlere karþý savaþmaz dedikleri ABD durduk yerde Mart tezkeresini unuttuk, PKK ye karþý Türkiye yle beraberiz a- çýklamasýný yaptý? Bütün bu güçler bir günde, bir görüþme sonucunda bütün görüþlerini mi deðiþtirdiler, yoksa UKH bunlar hakýndaki düþüncelerinde fena halde mi yanýlýyordu? Þüphesiz bu sorunun doðru yanýtý i- kinci þýktýr. Onlar deðiþmediler. 92 de PKK ye karþý savaþan Barzani-Talabani ikilisi dün ne idiyse bu gün de odur. Dün Öcalan ý yakalayýp Türkiye ye teslim e- den ABD, dün ne idiyse bugün fazlasýyla odur. Yanýlan ve Kürt halkýný yanýltan ise günübirlik açýklamalara göre politika yapan, görüþ deðiþtiren, bu güçler hakkýnda doðru, tutarlý, bilimsel ve bütünlüklü bir görüþten yoksun olan UKH dir. Belli ki UKH, kendi küçük burjuva sýnýf özelliðine uygun olarak, burjuvaziden, emperyalizmden umut kesmek; günün birinde onlarla uzlaþmak, birlikte olmak umuduna son vermek istemiyor. UKH nin bu kararsýz, deðiþken, günü gününe uymayan politikalarýnýn cezasýný sadece kendisi deðil, Kürt Halký da çekiyor. Kürt Halký bu belirsizlik, muðlaklýk yüzünden ne dostunu düþmanýndan ayýrabiliyor, ne önünü ve hedefini net görebiliyor, ne de hedefine doðru kararlýlýkla yürüyebiliyor. Bu bilinç bulanýklýðýyla nasýl yürüsün? Dün Öcalan ý Türkiye ye teslim eden ABD, Cahþ Talabani yi Irak ta President yapýnca bir günde dost; Türkiye yle sorunlarýný halledip askeri müdahalede anlaþýnca düþman oluyor! Sayý / Ekim 2005

13 1992 de, de, de UKH ne karþý kendilerinin deyimiyle bir avuç dolar için, Türkiye yle iþbirliði halinde, PKK ye karþý savaþan Barzani-Talabani ikilisi ABD nin koltuk deðnekleriyle Irak ýn Baþkanlýk koltuðuna oturunca dost; PKK yi terörist ilan edip askeri müdahale kararý alýnca, düþman o- luyorlar. Barzani-Talabani ikilisi deðiþmediklerini aksine, kendi burjuva sýnýf çýkarlarýna sýký sýkýya baðlý olduklarýný; kendi çýkarlarýnýn kokusunu derhal alan keskin bir buruna sahip olduklarýný her günkü eylemleriyle ortaya koyuyorlar. Bu i- kili, Irak ta ABD nin kanatlarý altýnda elde ettikleri konumu Kürt Halkýnnýn birliði ve çýkarlarý için kullanmayacaklar; ama bu konumu korumak için Kürt Halkýnýn özgürlük savaþýný bastýrmada gözü kapalý görev alacaklar. Türkiye yle PKK ye karþý askeri hareket için anlaþmalarýnýn türkçesi bu. Onun için, bu ikilinin Irak ta bir konum elde etmelerinden büyük sevinç duyan ve onlarý bu konumlarýný Kürt Halkýnýn birliðini saðlamak için kullanmaya çaðýran UKH, ne büyük bir yanýlgý içindedir! Bir burjuvanýn kendi özel ya da sýnýfsal çýkarlarýný ulusun çýkarlarýna feda ettiði tarihin hiç bir döneminde görülmemiþtir, bundan sonra da görülmeyecektir. Ama tersi durumlara tarih sayýsýz kez tanýklýk etmiþtir. Bir burjuvanýn kendi en sýradan, en bayaðý çýkarlarý için ulusun bütün çýkarlarýný feda etmesi her zaman rastlanan bir durumdur. Burjuvanýn doðasýna uygun olan durum budur. Bu yüzden, Barzani-Talabani ikilisinin þimdi elde ettikleri konumu korumak i- çin bütün bir K. Kürdistan halkýnýn mücadelesini satýþa çýkarmalarýnda anlaþýlmayacak bir þey yoktur. Bunu sadece, burjuva sýnýfýn karekterini kavrayamayanlar ve onunla uzlaþma umudunu hiç bir zaman yitirmeyenler anlamazlar. O- nun için dün, Kürtlerin federatif Irak yönetiminde oynayacaklarý rol belirleyici ve etkili bir konuma gelmiþtir. Bu oluþum, Kürt olgusuna yönelik egemen bölge devletlerinin inkarcýlýðýný aþýndýracak ve anlamsýz hale getirecektir diyen Kongra-Gel, bugün þöyle diyebilmektedir. En çarpýcý yorum ise, Güneyli Kürt örgütlerinin elde ettikleri kazanýmlarý, yine Kürtleri pazarlayarak kazandýklarý yorumudur. Nitekim Güney parlamentosu gibi federasyonun, baþta Türkiye olmak üzere bölgede kabul ettirilmesi, birilerinin -ki bu, bu durumda PKK oluyor- tasfiyesi pahasýna tartýþýlýyor. Yaþanan gerginliklerle en çok benzerlik arz eden örnek ise, 2000 de YNK nin Türkiye nin desteðiyle PKK ye açtýðý savaþtý. Bu savaþ öncesinde Talabani nin Türkiye, ABD ve Ýran baþta olmak üzere yürüttüðü diplomasi ile PKK ye karþý baþlattýðý alan daraltma hamlelerinden sonra savaþ patlak vermiþti. Yüzlerce Kürt ün yaþamýný yitirdiði savaþta, YNK sonuçsuz dönse de, istediklerini elde etti gibi. Kaybeden ise yine Kürtler oldu. (Gündem, 30 Eylül). Baþka söze gerek var mý? Talabani ayný Talabani dir, Barzani ayný Barzani dir. 52. Sayý / Ekim 2005 Birbirine Muhtaçlar Cephesi Yukarýda saydýðýmýz güçler arasýnda kurulan bu karþý devrim cephesinin hedefi UKH ile sýnýrlý olmadýðý gibi, savaþ alaný da Güney Kürdistan la sýnýrlý deðildir. Türkiye nin diplomatik faaliyetleri, ABD nin onay ve inisiyatifiyle kurulan bu karþý devrim cephesinin öncelikli hedefleri Türkiye ve K. Kürdistan ýn birleþik devrimi, Kürt Halkýnýn özgürlük savaþý ve Irak direniþ savaþýnýn bastýrýlmasýdýr. UKH nin tasfiyesi bu temel a- maçlara ulaþmaktaki ilk adýmdýr. Bu, birbirine muhtaçlar cephesidir. Onlarý bir araya getiren þey ortak hedefler, ortak idealler, ortak amaçlar deðil, þimdilik birbirlerine duyduklarý ihtiyaçtýr. Yakýn zamana kadar Türkiye Güney e girerse Kürdistan ceset tarlasýna döner diyen Barzani-Talabani ikilisi þimdi PKK ye, Kürt Halkýnýn özgürlük savaþýna karþý Türkiye nin yanýnda saf tutuyorlarsa, bunun tek nedeni geleceklerinden duyduklarý korkudur. Direniþ savaþýnýn geldiði boyut nedeniyle artýk ne Barzani-Talabani-Caferi gibi iþbirlikçiler ne de ABD ve diðer emperyalistler geleceklerini güvence altýnda görüyorlar. Bu, artýk bir olgudur. Bu gerçeði emperyalistler son dönemlerde sayýsýz kez, çeþitli biçimlerde itiraf etmiþlerdir. Son itiraf ise daha yakýn zamanda, Bush un fino köpeði rolündeki Blair den geldi. O, direniþin bu kadar þiddetli ve sert olacaðýný hesaplamadýklarýný herkesin önünde itiraf etti. Irak direniþ savaþý, Irak dýþýndan göründüðünden çok daha sert, þiddetli ve örgütlüdür. ABD ye Mart Tezkeresi ni unutturan gerçek budur. Ýþbirlikçileri ve emperyalistleri Türk Ordusu nun I- rak taki varlýðýna razý eden baþlýca olgu da budur. Þüphesiz, ABD nin Türkiye yi yakýn gelecekte Suriye ve Ýran a karþý kullanma planlarýnýn da bunda rolü var; ama þimdiki asýl ve öncelikli mesele I- rak direniþ savaþýnýn bastýrýlmasýdýr. Ýþbirlikçilerdeki ve emperyalistlerdeki bu dönüþ, Türkiye nin dönüþüyle tamamlandý. Türkiye de kendi ekseni etrafýnda tam döniþ yaparak dün kýrmýzý çizgilerim dediði þeylere bu gün onay veriyor. Onu bu noktaya getiren neden Türkiye ve K. Kürdistan birleþik devriminden; Kürt Halkýnýn özgürlük savaþýndan duyduðu korkudur. Ýþte bu korku, bir araya gelmez denilen güçleri bir bulamaç halinde bir a- raya getirdi. Öyle bir bulamaç ki, onu bir arada tutacak çimentodan yoksun; her an birbirinin kuyusunu kazmaya hazýr, hepsi birbirine yaslanmýþ ama her biri de diðerini çukura göndereceði aný kollayan bir karýþým... Türkiye ve Kürdistan devrimine, Kürt Halkýnýn özgürlük savaþýna, Irak direniþ savaþýna karþý kurulan cephe iþte böyle bir karýþýmdýr. Her þer de bir hayýr var. Ýki ülkenin birleþik devrimine ve Irak direniþ savaþýna karþý kurulan bu ittifak, Kürt Halkýnýn ABD, Barzani-Talabani hakkýndaki yanýlsamalarýndan kurtulmasýný da saðlayacaktýr. Bugüne kadar bu güçler hakkýnda bilinçli olarak yaratýlan bilinç bulanýklýðý, yerini, bilinç açýklýðýna býrakacaktýr. Artýk þu gerçek tüm berraklýðýyla a- çýða çýkmýþtýr: Kürt Halkýnýn en saðlam müttefiki, Türkiye iþçi sýnýfý ve diðer e- zilen sýnýflardýr. Irak direniþ savaþý, her iki ülke emekçi halklarýnýn müttefikidir. Kürt-Türk halklarýnýn mücadele birliðinin güçlendirilmesi, Kürt Ulusunun kendi kaderini tayin hakkýný elde etmesinin temel koþuludur. Kürt Halký ve özgürlük savaþýnýn silahlý güçleri, bu mücadele birliðini güçlendirerek ve Irak direniþ savaþýyla enternasyonal dayanýþma içine girerek kendilerine kurulan tuzaklarý bozabilirler. Þimdi bütün çabalar ve dikkatler bu yöne çevrilmeli. 13

14 14 Zindanlarý Yýkacak ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eylemi nin 123. Gününde Ölüm Orucu eylemi, yýllarý aþan bir kararlýlýkla sürüyor. Ölüm Orucu Savaþçýlarý, tarihin en güzel yerinde son sözü söylemek için yürüyorlar. Bu son sözün zafer olacaðýna i- nanarak yürüyorlar. Omuzlarýna aldýklarý tarihsel sorumluluðun bilinciyle aç kalýyorlar. Düþmanýn türlü türlü ayak o- yunlarýna, saldýrýlarýna maruz kalýyorlar ama baþ eðmiyorlar. Tarihin Bayramlarý ný görmek için sabýrsýzlanýyorlar ama ayný zamanda zincirin zulmün kar etmediði / kýrbacýn kar etmediði / büyük tahammül e sahipler; son sözü söylemek için sabretmeyi biliyorlar. Serpilimiz bugün Ölüm Orucu Eyleminin 123. gününde. Kýzýl bir gelincik gibi gülümsüyor insanlýða; yaðmura yaþa dayanan, fýrtýnanýn ayazýn boynunu bükemediði kýzýl bir gelincik gibi. Devrimi soluyor, devrimi yaþýyor Fidan Kalþen Ölüm Orucu Ekibinden Serdar Demirel ve Fatma Koyupýnar ise bugün eylemlerinin 161. günündeler. Ve eylemlerini kararlýlýkla sürdürüyorlar. ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR SÜRECEK ZAFERE KADAR! DEVRÝMCÝ TUTSAKLAR ÖZGÜRLEÞTÝRÝLMEDEN ÝÞÇÝLER EMEKÇÝLER VE KÜRT HALKI ÖZGÜRLEÞEMEZ! 52. Sayý / Ekim 2005 Yaþamayý ciddiye alacaksýn Yani o derece, öylesine ki Mesela kollarýn baðlý arkadan sýrtýn duvarda Yahut kocaman gözlüklerin Beyaz gömleðinle bir laboratuarda Ýnsanlar için ölebileceksin Hem de yüzünü bile görmediðin insanlar için Hem de hiç kimse seni buna zorlamamýþken Hem de en güzel En gerçek þeyin yaþamak olduðunu bildiðin halde Bir Leninist kadýn tutsak Serpil Cabadan Yoldaþ... Þarký söyleyen yarýnlarý hazýrlamak için bu kez zindan cephesinden çýktý yola. 26 Haziran da kýzýl bandý kuþandý ve Kombatýmýz Murat, serche miz Sibel, Ayýþýðýmýz Aysun Yoldaþ gibi bayraðý devralýp, 5 yýldýr süren Ölüm Orucu Eylemine baþladý. Þu anda Ölüm Orucu Eyleminin 81. gününde. Ýþçilerin sömürülmediði, çocuklarýn açlýktan ölmediði, Kürt Halkýnýn katledilip yok sayýlmadýðý, emekçi kadýnlarýn e- zilip-cinsel meta olarak görülmediði, tutsaklarýn özgürleþtirildiði bir dünya için büyük bir kararlýlýkla yola çýkan Serpil Cabadan Yoldaþ ýn sesine sesimizi, yüreðine yüreðimizi, bilincine bilincimizi katalým ve hep bir aðýzdan tek bir ses ve de tek bir yürek olarak faþizmin suratýna, iþçilerin-emekçilerin ve de e- mekçi Kürt Halkýnýn yüreðine ve bilincine haykýralým: Gündüzlerinde sömürülmediðimiz, gecelerinde aç yatmadýðýmýz, üç saniyede bir insanýn açlýk tan ölmediði, iþsizlikten insanlarýn cinnet geçirip çocuklarýný-eþlerini öldürmediði, insanýn sadece insan gibi deðer gördüðü komünist bir dünya için 16. Mücadele Yýlýnda Leninist Parti Saflarýna! YAÞASIN ÖLÜM ORUCU EYLEMÝMÝZ! ZÝNDANLARI YIKACAÐIZ ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! SERPÝL CABADAN YOLDAÞ YALNIZ DEÐÝLDÝR! Nazým (Yaþamaya Dair I) MÜCADELEN MÜCADELEMÝZDÝR! 15 Eylül 2005 Ýzmir den Bir Leninist

15 DOÐANIN ÝSYANI Yerküre isyan içindedir Ýnsanýn doðaya karþý savaþýmý önceleri ihtiyaçlarýný karþýlamak ve doðada kalabilmek içindi. Ýhtiyaç fazlasý üretim, toplumu sýnýflara bölmenin temelini oluþturdu. Sýnýflý toplumda üretim artýk insanýn ihtiyaçlarý i- çin deðil, sýnýf egemenliðinin sürmesi i- çindir. Bilimsel, teknik geliþmelerin üretime yansýmasý, üretimi devasa boyutlara taþýdý. Bugün ulaþýlan bilimsel, teknik, düzey ile artýk insanlýðýn tüm ihtiyaçlarýný birkaç saatlik bir çalýþmayla karþýlamak mümkündür. Ancak, kapitalizmin iþleyiþ yasalarý buna izin vermiyor. Geniþletilmiþ yeniden üretimin zorunluluðu, azami kar hýrsý, doðayý ve insaný yýkýma uðratýyor. Doða Ýsyan, Ýnsan Ayaklanma Ýçindedir Doðanýn bir parçasý, onun en yüksek ürünü olan insan, kendisine ve doðaya yabancýlaþmýþ, daha doðrusu yabancýlaþtýrýlmýþ durumdadýr; ücretli kölelik düzeni insaný ve doðayý yýkýma uðratýyor. Artýk yaþanan þey varlýk yokluk meselesidir. Ýnsanlýk, emperyalist-kapitalist barbarlýðý 52. Sayý / Ekim 2005 yaþamdan kovacak, uygar insanlýk modern toplumu, modern toplum özgür insaný, özgür insanlýk doðayla uyumu yaratacaktýr. Tsunami, Katrina, Rita Tayfun ya da kasýrga. Hepsi, doða o- laylarýný anlatan kavramlar. Saatte 240 km u- çak hýzýnda esen rüzgârýn þiddeti önüne çýkan her þeyi silip süpüren hortum Tropikal alçak basýncýn 200 kilo tonluk e- nerjiyi açýða çýkarabildiði müthiþ doða olayý, yýkýcý güç. Bilim insanlarý bu e- nerjinin atom bombasýndan on kat daha büyük olduðunu belirtiyorlar. New Orleans, Missisipi, Alabama yý yerle bir eden böyle bir güç, böyle bir enerji. Sonuç, onbinlerce ölü, binlerce yaralý, kayýplar ve 150 milyar dolar maddi hasar. Neredeyse TC nin dýþ borcuna yakýn bir bilânço Evet, her zaman ve her olayda söylediðimiz þeyi söyleyelim, bütün bunlar sonuç. Ya sebepler? El Nino Kasýrgasý, Endonezya daki Tsunami olayýyla dünya gündemine giren Katrina Rita ile zirveye ulaþan bu müthiþ doða olayýnýn anlamý nedir..? Ý- dealist korku, kolaycýlýk ve sahtecilikle söylendiði gibi tanrýnýn gazabý, dünyanýn sonu belirtileri mi? Ama o zaman tanrýnýn hep yoksullarý, siyahlarý cezalandýrdýðý düþünülmez mi? Çünkü bu tür doða olaylarýndan en çok etkilenen onlar oluyor. New Orleans ýn %70 i siyah ve yoksul. Ve hatta tanrýnýn zenginlerin tanrýsý olduðu, onlarý koruduðu ve hatta ve hatta tanrýlarý beyaz adamýn yarattýðýný da Bir Kýzýlderili atasözünde; Amerikalýlar geldiklerinde onlarýn elinde Ýncil, bizim elimizde topraklarýmýz vardý. Amerikalýlar giderken Ýncil bizim elimizde, topraklarýmýzsa onlarýn elinde kaldý derken acaba bunu mu anlatmak istemiþti? Elbette bu tür olaylarý dinsel hurafelerle açýklamak mümkün deðil. O halde biz yine düþmana inat bilime sarýlalým. Bakalým bilimsel gerçekler ne diyor Ama hemen belirtelim tüm kötülüklerin kaynaðý kapitalizmdir. Kapitalizm, doðaya da, insana da yabancýdýr. Ve insanlýk kendisini ve doðayý korumak için onun varlýðýna son vermelidir. Hatýrlanacaktýr, Endonezya daki tsunami felaketinde onbinlerce insan öldüðünde borsa tavan yapmýþtý. Doðal ve yapay afetler, (deprem, sel felaketleri, yaygýn hastalýklar, savaþlar) ilaç ve silah tekellerine servet kazandýrýr Kapitalizmin iþleyiþ yasalarý, geniþ kitlelerin sefaletine, küçük bir azýnlýðýn servet ve sefahatine yol açar Bu konuda sosyalizmle kapitalizm arasýndaki temel farký görmek i- çin Küba ya bakmalý: bir yýl önce Eylül a- yýnda Ývan Kasýrgasý, saatte 260 km hýzla Küba ya yöneldiðinde, Castro ve Küba hükümeti, 1,5 milyon insaný yüksek yerlere tahliye etmiþti. 20 bin ev yerle bir oldu, ama kimse ölmedi. Doðal Afetler Yaþanan bu olaylara doðal afetler mi demeli? Hem afet, hem doðal felaket Hem doðal, hem deðil Ýnsanýn doðaya müdahalesiyle doðanýn doðal akýþý deðiþti Barajlar kuruldu elektrik elde edildi, dünya aydýnlandý Ýnsanlýk atomu icat etti, doðanýn rahminde denemeler yaptý ve þimdi doða ana adýný yeni öðrendiðimiz kavramlarla sarsýyor bizi Tsunami, Katrina, Rita vd Sonuç Olarak Son otuz yýlda dünya nüfusu 4,5 milyardan 6 milyara çýktý. Kalabalýklaþan insanlarýn ihtiyaçlarý da arttý doðal olarak. Petrol tüketimi günde 46 milyon varilken 73 milyon varile çýktý. Çýkarýlan doðalgaz miktarý 32 milyar metreküpten 91 milyar metreküpe çýkarýlan kömür miktarý, 2,2 milyar tondan 3,8 milyar tona yükseldi. Dünya genelinde motorlu taþýt sayýsý neredeyse 3 katýna katlanarak 246 milyardan 730 milyona ulaþmýþ durumda Ve son bir veriyle tabloyu tamamlayalým da sadece ABD de 7,3 milyar zehirli madde atmosfere salýndý. ABD nin Kyoto Anlaþmasýna niye imza koymadýðý böylece daha iyi anlaþýlýr. Bütün bunlarýn sonucu doðal felaketler rekor düzeye ulaþtý. Doðal felaketler nedeniyle yerini yurdunu terk etmek zorunda kalan insanlarýn dünya genelindeki mültecilerin %58 ini oluþturduðu biliniyor. Kýzýlhaç verilerine göre 1999 da sel, ormanlarýn yok edilmesi ve topraklarýn verimsizleþmesi gibi çevreyle ilgili nedenler yüzünden göç edenlerin sayýsý 25 mil- 15

16 yona, savaþta göç etmek zorunda kalan insan sayýsý ise bunun iki katýna ulaþýyor. Dr. Heberg; insan kaynaklý iklim deðiþikliði ile hýzla deðiþen toplumsal ve ekonomik koþullarýn sonucu çok daha büyük boyutlu felaketlere yol açacak zincirleme bir reaksiyon baþlayacaðý düþüncesinde Küresel ýsýnmaya gelince, ortalama ýsý 0,37 derece arttý. Bu çok düþük bir ýsý deðiþimine tekabül etse de ýsý deðiþiminin dünya genelinde farklý oranda yayýldýðý düþünülürse, bunun kaotik hava olaylarýyla, tahmin edilemez, denetlenemez ekolojik travmalarýn birbirini izleyeceði anlamýna geldiði söylenebilir. Buna 2000 yazýnda kuzey kutbundaki buzullarýn 50 milyon yýldan sonra ilk kez erimesini bir yýl sonra da Klimanjoronun karlarýnýn yok olma sinyallerini ekleyebiliriz diyor Doðanýn Düþmaný adlý eserinde Amerikalý bilim adamý Joel Kovel ve þöyle devam ediyor: Sermayenin sürekli büyümek için insanlýk ve doðaya karþý uyguladýðý, korkunç yýkýmdýr Emperyalizm tam da böyle sürekli yayýlan bir örüntüydü. Büyüdükçe büyümek isteyen, büyüyen, büyümek zorunda olan iþleyiþ. Büyüdükçe büyüyen, ayný zamanda sanayinin atýklarýyla güneþ enerjisini atmosfere hapseden sanayi sisteminin hem denetleyicisi, hem de düzenleyicisi Bu nedenle imparatorluk baðlamýnda sermaye hakkýnda söylenen ve doðruluðu kanýtlanmýþ þeyler, doða alaný için de geçerlidir. Yani, iklim deðiþikliði aslýnda emperyalizmin bir türüdür. diyor ve ekliyor: Yüzeli yýl boyunca dünyayý salladýktan sonra sona eren sosyalizmin halefi yeni ekolojik sosyalizm olacaktýr (age) Fazla söze gerek yok! Yerküre isyan ediyorsa, emekçi insanlýk küresel iç savaþýn içindeyse özgür insanlýðýn beyni felsefe, kalbi proletarya olacak ve doðanýn isyaný sosyalizmle birlikte son bulacaktýr. HER 3 SANÝYEDE BÝR ÝNSAN ÖLÜYOR! YA DEVRÝM YA ÖLÜM! Birleþmiþ Milletler in Millenium Project adlý çalýþmasýna göre; Dünya da 1 milyar dan fazla insan günde 1 dolarýn altýnda gelirle yaþamakta, 2.7 milyar insan ise günde 2 dolarýn altýnda gelirle yaþamýný sürdürmeye gayret etmektedir milyardan fazla insan, yani dünya nüfusunun %40 ýndan fazlasý, temel saðlýk hizmetlerinden yoksun yaþamakta, 1 milyardan fazla insan ise güvenli olmayan kaynaklardan elde edilen suyu kullanmaktadýr. Çoðu çocuk olmak üzere her yýl 5 milyondan fazla insan sudan kaynaklanan hastalýklar nedeni ile ölmektedir. -Afrika nüfusunun yüzde 40 1 günlük temel besin maddelerinden yoksun.. -Her yýl 6 milyon çocuk kötü beslenme nedeniyle beþ yaþýna gelmeden ölüyor. -Her gün HIV/AIDS nedeni ile 6 bin insan ölmekte ve 8 bin 200 insan bu ölümcül hastalýða yakalanmaktadýr. -Afrika da sýtma nedeniyle her 30 saniyede bir çocuk ölmekte, bir yýlda ölen çocuklarýn sayýsý 1 milyonu aþmaktadýr. -Dünyada her saat 100 milyon dolar askeri harcama için kullanýlmaktadýr. -Yýllýk askeri harcamalarýn toplamý 1 trilyon dolarý aþmýþtýr yýlýnda silahlanma için yapýlan harcamalarýn % 1 inden daha azý, dünyada okula gidemeyen tüm çocuklarý okula göndermeye yeterli iken bu gerçekleþmemiþtir. -Dünyadaki en yoksul 48 ülkenin toplam üretiminin deðeri, dünyanýn en zengin üç kiþisinin toplam varlýðýndan daha azdýr. -Avrupa ve K.Amerika daki en zengin 50 milyon kiþinin geliri 2.7 milyar yoksul kiþinin gelirine eþittir. -Dünya nüfusunun en zengin beþte biri, toplam et ve balýk tüketiminin yüzde 45 ini enerji tüketiminin yüzde 58 ini, dünyanýn en yoksul beþte biri ise et ve balýk tüketiminin sadece %5 ini enerji tüketiminin sadece %4 ünü gerçekleþtirmektedir. -Dünyadaki 2.2 milyar çocuktan 1 milyarý yoksulluk koþullarýnda yaþamaktadýr. Geliþmekte olan ülkelerdeki 1.9 milyar çocuktan 640 milyonu uygun bir sýðýnaktan, 400 milyonu temiz sudan, 270 milyonu ise saðlýk hizmetlerinden yoksun olarak yaþamýný sürdürmekte, her yýl 22 milyon çocuk aþýlanamadýðý için ölmektedir. -Her 3 saniyede bir insan açlýktan ölmektedir. Ve saniyeler geçiyor... Bir yandan kapitalistler insanlarýn kanlarýyla, göbeklerini týpký iðrenç sivri sinekler gibi þiþirirlerken, diðer yandan insanlar açlýktan ölüyor. G-8 zirvelerinde Afrika daki ölümlerin, yoksulluðun, açlýðýn, susuzluðun nedeni kendileri deðillermiþ gibi çözüm yollarý (!) arayýp, Live-8 konserleriyle Afrika halkýna umut daðýtýyorlar(!). Bilim ve tekniði kullanarak her þeyin üreticisi olan emekçileri açlýða, yoksulluða, ölüme, doðayý da geri dönüþü olmayan bir yýkýma sürüklüyorlar. Katrina Kasýrgasý bunun en somut örneklerinden biri olarak karþýmýzda duruyor. Binlerce insanýn kasýrganýn o- lacaðý günü bildiði halde sýrf yoksul olduklarý için ölümü beklediklerini, zengin olanlarýn günler öncesinden þehri terk ettiklerini gördük. On binlerce insan kasýrgadan ölürken, þans eseri kurtulanlar bu kez bulaþýcý hastalýkla, açlýk ve susuzlukla karþý karþýya. Ýnsanlar karnýný doyurmak için kasýrgada ölen insanlarýn cesetlerini yiyor. Kapitalistler ise timsah gözyaþlarýyla olaný biteni yalnýzca izlemekte. Kapitalistlerin kar hýrsý, kasýrgalara, küresel ýsýnmaya, depremlere, buzullarýn erimesine, insanlarýn ölümüne yol açýyor. Bir Amerikalý bilim adamý insanlarýn doðayý yok etmesi sonucu, doðanýn çökeceðini, ayný zamanda küresel ýsýnma ve sanayileþme yüzünden uzaya taþýnmak zorunda kalacaðýmýzý söylüyor. Bilimsel geliþmeler uzayý fethediyor ama insanlar hala açlýktan ölüyor. Halbuki üretici güçlerin bugünkü geliþmiþlik düzeyiyle günde iki saat çalýþmayla insanlýðýn tüm ihtiyaçlarý karþýlanabilir. Kapitalizm kendi yaþamýný sürdürebilmek için insanlarý yaþamdan kovuyor fakat kendi elleriyle yarattýklarý bu açlýk ordusundan ne kadar çok korktuklarý silahlanma için harcadýklarý paralardan belli oluyor. Dünya da ve ülkelerimizde yaklaþmakta olan devrimin ayak seslerini duyuyorlar. Cellatlarý döktükleri kanda boðacak zaferi biz kazanacaðýz! KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜR KAPÝTALÝZMÝ ÖLDÜRÜN! Ýzmir den Bir Leninist Sayý / Ekim 2005

17 Hiçbir Güç Devrimin Sesinin Daha da Yükselmesini Engelleyemez ÝHD DE BASIN AÇIKLAMASI 6 Ekim günü Ýstiklal Caddesi nde Y.E.Mücadele Birliði dergisi daðýtýmý yaparken polis tarafýndan saldýrýya uðrayan ve gözaltýna alýnan Mücadele Birliði okurlarý, ertesi gün bir basýn açýklamasý yaptý. 7 Ekim günü ÝHD Ýstanbul Þubesi nde yapýlan basýn açýklamasýný Mücadele Birliði adýna Vefa SERDAR okudu. Polisin Ýstiklal Caddesi üzerinde Mücadele Birliði satýlmasýna tahammülü yoktur. Orada Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak þiarýnýn yankýlanmasý polisi çileden çýkarýyor; çünkü polis, egemenlerin zor aygýtý olan devletin bir parçasýdýr; çünkü onlar, sermaye sýnýfýnýn çýkarlarýný savunmak için varlar; çünkü onlar, ezilen ve sömürülen milyonlarca insanýn ayaða kalkmasýný ve bu sömürü ve zulüm düzenine karþý mücadeleye atýlmasýný engellemeyi kendilerine görev edinmiþlerdir diyen Vefa SERDAR, gözaltýna alýnan 7 kiþinin caddede sürüklenerek, kaba dayakla ve küfürlerle karakola götürüldüklerini söyledi ve Devlet, AB den müzakere tarihi almasýný Beyoðlu Ýstiklal Caddesi üzerinde dergi satýþý yapan okurlarýmýza saldýrarak kutladý. 3 Ekim sonrasý AB nin baskýsýyla Türkiye nin demokratikleþeceðini sananlarýn ne kadar büyük bir yanýlgý içinde olduklarýný 6 Ekim tarihinde o- kurlarýmýza yapýlan saldýrý açýkça gösterdi. Ýstiklal Caddesi nin üzerinde her þeyin satýlmasýna izin veren polisin Mücadele Birliði dergisinin satýþýna izin vermemesi, demokratikleþme yalanlarýnýn havýnýn döküldüðünü gösteriyor. Bir kez daha maske düþmüþ, kel görünmüþtür! diyerek konuþmasýna devam etti. Okunan açýklamanýn ardýndan gözaltýna alýnanlardan Aysun Güven, Sevda Aydýn ve Erdoðan Doðan, polis saldýrýsý esnasýnda ve gözaltýnda yaþadýklarýný anlattýlar. Y.E.Mücadele Birliði ile dayanýþma amacýyla basýn açýklamasýna katýlan Atýlým gazetesi Yazý Ýþleri Müdürü Ahmet Yaman ise Biz Ezilenlerin Sosyalist Alternatifi Atýlým Gazetesi olarak Mücadele Birliði ne yapýlmýþ olan bu saldýrýyý sadece onlara yönelik deðil, gönüllü sosyalist örgütlü basýna topyekün bir saldýrý olarak görüyoruz, öyle algýlýyoruz. Biz bu baskýlarýn devrimci dayanýþmayla a- þýlacaðýný düþünüyoruz. Bugün buradayýz. Atýlým gazetesi olarak bu saldýrýyý kýnýyoruz. Gelecek günlerde olabilecek herhangi bir saldýrý karþýsýnda devrimci dayanýþmamýzla Mücadele Birliði dergisinin yanýnda olacaðýz dedi. Mücadele Birliði, bugüne kadar olduðu gibi bugünden sonra da iþçilerin, emekçilerin sesi olmaya devam edecektir. Ve nasýl bugüne kadar sesi, fabrikalarda, tarlalarda, okullarda, alanlarda yankýlanmýþsa bunda sonra da yankýlanmaya devam edecektir. Hiçbir güç devrimin sesinin daha yükselmesini engelleyemez. BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ BASIN ENGELLENEMEZ! TARÝHÝN BAYRAMLARI NI BÝZ GETÝRECEÐÝZ 52. Sayý / Ekim Eylül olunca eskiden yaþadýklarým aklýma geliyor. 90 da, bu aylarda çalýþýyordum. Fýrsat buldukça büroya gidiyordum. Kimi görsem reformist düþünceleri savunuyor. Birkaç kez böyle olunca reformist olmayanlar nerede diye araþtýrmak zorunda kaldým ve çalýþýyor olduklarý için benim uðradýðým saatlerde görünmüyorlarmýþ. Bir süre sonra gençlik bürosunda öðrenciler olarak tartýþmamýz olmuþtu. Reformistlerin hukuksal olarak orayý almalarýndan dolayý biz oradan çýktýk ve o anda 3 öðrenciydik. Aslýnda öðrencilerin hepsi orada bulunmadýðý için fazlaydýk ama o önemli anda 3 kiþi reformistlerin bürosundan çýkýp kendi büromuza gitmiþtik. Ben o zaman herhalde birkaç gün oluyordu, büroyu tutmuþ olduðumuz i- çin büroya taþýndým. O zamandan bugüne neler oldu. Büronun kuruluþu anlatmaya deðer. Bir iþçi, tuvalet fayanslarýný yaptý. Baþkasý boyalarý yaptý. Bir daktilo getirildi. Borçlanýp perdeler alýndý. Bir yerlerden masa-sandalye ayarlandý. Yani kira parasý dýþýnda pek paramýz olmadýðý için nereden ne bulunduysa getirilerek büro kuruldu. Bir daktilo, bir büro masasý, bir tane de toplantý için sunta parçalarý iki masa ayaðý üzerine konarak yapýlan büyük masa, sandalyeler. Yerlere halýfleks konulmuþtu. Aradan aylar geçtikten sonra 11. sayýyý çýkardýðýmýzda büromuza gelen bir misafir bir þey anlattý. Reformistlerden biriyle bahse girmiþler, reformist, bunlar 3 sayýdan fazla çýkaramaz demiþ, bize misafir gelen (o da reformist sayýlýr) demiþ ki, 5 sayý çýkarýrlar. 11. sayýyý çýkardýðýmýzda þaþkýnlýðýný belirterek anlatýyordu bunu. Þaþýrmalarý normaldir. Çünkü onlar ruhunu kaybetmiþti. Devrimci inanç, kararlýlýk yok olunca elbette bizim durumumuzu anlamaz ve bahse girerler. O günlerden bugünlere bakýnca ilk olarak devrimci kararlýlýðýn ve ideolojik-politik çizginin saðlam, tutarlý, ilkeli olmasýnýn sonuçlarýný, geldiði aþamayý görebiliyoruz. Bugünlere gelebilmenin en önemli dayanaðý yönümüzü rüzgara göre belirlemeyip Marksizm-Leninizm e göre belirlememizdir. Çoðu zaman, hatta þimdi bile bu yüzden sekterlik suçlamasýyla karþý karþýya kaldýk. Stalingrad ý anlatan bir romanda, bizim sokaða da bayram gelecek diyordu. Evet, bizim sokaða da bayram gelecek, o gün Stalin in yönettiði Kýzýlordu o bayramý getirdi. Þimdi ise bizler bayramý getirenler olacaðýz! Bir Leninist Tutsak 17

18 Serna-Seral Tekstil Ýþçileri Grevde ÝÞÇÝLERÝN GÜCÜ BUDUR Greve çýkan Serna Tekstil iþçileriyle, Mücadele Birliði olarak bir röportaj yaptýk. Grevlerinin 23. gününde Serna Tekstil iþçileriyle yaptýðýmýz röportajda, sýnýf savaþýnýn birçok yönüne ve grevlerin getirisi konusuna deðindik. Gerçekleþtirdikleri grevin sadece ekonomik temellerde olmadýðýnýn bilincinde olan iþçiler, yýkýlan grev çadýrlarýný tekrar kuracaklarýný söylediler. Y.E.Mücadele Birliði: 20 gündür grevdesiniz. Greve çýkmaktaki amacýnýz nedir? Serna Tekstil Baþtemsilcisi Erdinç Mehmetoðlu: Anlaþma saðlanamadýðý için greve çýktýk. Bu toplusözleþmeden kaynaklanan grevdir. Grev, ekonomik amaçlarla yapýlýyormuþ görülüyor. Fakat greve çýktýktan sonra, bu grevin sadece ekonomik temellerde olmadýðý açýk bir þekilde görüldü. Örgütlülüðü savunmak temelli. Eðer sadece ekonomik temellerde olsaydý, yüzde bir dilimle anlaþýlýr, grev sona erdirilirdi. Zaten bize bu teklif geldi fakat bunun yanýnda sendikal mücadeleden, örgütlülükten vazgeçmemiz istendi. Biz bunu yapamayýz. Çünkü eðer biz bunlarý kabul eder, örgütlülüðümüzden vazgeçer ve grevi býrakýrsak, i- lerde daha kötü sonuçlarla karþýlaþýrýz. Y.E.Mücadele Birliði: Toplam olarak kaç kiþi çalýþýyor iþyerinde, greve çýkan kaç iþçi var ve sendikalý iþçi sayýsý nedir? Baþtemsilci: Ýlk örgütlenmeye baþladýðýmýzda 130 kiþiydik, 80 ü- yemiz vardý. Ama bunlarýn hepsi birebir üretimin içinde olan iþçilerdi. Üretim yapanlarýn hepsi sendikaya üyeydi. Þimdi, 70 kiþiyle grevdeyiz. Y.E.Mücadele Birliði: 3 Ekim de grev çadýrýnýza saldýrý oldu. Daha önce bir saldýrý daha yaþanmýþtý. Bu tür saldýrýlarýn karþýsýnda iþçilerin tavrý nedir? Baþtemsilci: Biz burada her þeyi göze aldýk. Mühim olan birlikteliktir. Bizim birlikteliðimizi etkilemeye, çözmeye çalýþýyorlar. Patronun amacý budur. Bugün her yerde çadýrlar kuruluyor, yýkýlýyor. Tekrar kuruluyor, tekrar yýkýlýyor. Biz her þeye raðmen bu çadýrý kuracaðýz. Çünkü bir mekân þart. Buradan geçen ve cesaret edip soranlar oluyor. Grev nedir, neden grevdesiniz? diye. Biz de anlatýyoruz. Bir de dört kiþinin burada temsili olarak kalmasý lazým. Ama bu dört kiþi gelenle gidenle tek baþýna ilgilenemez. Biz buna karþýn hep beraber buradayýz. Sonuna kadar mücadele edeceðiz. Biz grev çadýrý kuracaðýz, onlar yýkacak, biz< yine kuracaðýz, asla pes etmeyeceðiz. Y.E.Mücadele Birliði: Siz sendikalý olduðunuz için iþten atýlýyorsunuz. 16 aydýr mücadeleniz devam ediyor. Sendikanýn bu saldýrýlar karþýsýndaki tavrý nedir? Baþtemsilci: Sendikamýzla beraber hareket ediyoruz. Genel merkezden fazla destek görmüyoruz. Onun dýþýnda bazý þubelerimizden destek görüyoruz. Sendika temsilcileri bize destek olmak için her zaman burada, yanýmýzda. Y.E.Mücadele Birliði: Sýnýf mücadelesi açýsýndan bu grevin nasýl bir yeri olacaðýný düþünüyorsunuz? Baþtemsilci: Her gün buradan bir çok insan geçiyor. Cesaret edip soranlar da oluyor. Grev haberimiz ne TV lerde, ne gazetelerde çýkýyor. Fakat burada insanlar elimizden geldiði kadar herkese bunlarý anlatacaðýz. Herkes mücadelenin nasýl olacaðýný görüyor. Çevremizdeki tekstil iþçilerinin tüm gözleri bizim üstümüzde. Grev yerleri, iþçi sýnýfýnýn o- kullarýdýr. Nasýl mücadele etmesi gerektiðini bilenler, onlara yol gösterecekler yok buralarda. Bir yerden bir kývýlcým çaktý mý, bu her yere u- laþýyor. Tüm iþçi kesimleri gýrtlaðýna kadar battý, artýk herkes, bu gidiþle biz de greve çýkarýz, diyor. Ýnsanlar, iþçiler birleþince neler yapacaðýný görüyor. Fabrika içindeyken seni adam yerine koymayan patronun, sen greve çýkýnca tüm iþleri alt üst oluyor. Trilyonluk fabrika bir beton yýðýnýna dönüyor. Ýþçilerin gücü budur. Y.E.Mücadele Birliði: Bugün birçok iþkolunda, fabrikada vb grevler, eylemler oluyor. Sizce iþçi sýnýfýnýn mücadele birliði nasýl saðlanýr? Bunun için ne yapmak gerekir? Baþtemsilci: Bugün, öncelikle iþçilere neyin ne olduðunun anlatýlmasý gerekiyor. Onlara iyi bir eðitim verilmesi gerekir. Günümüzde bir önderlik sorunu var, bu anlaþýlmalý. Sýnýf o kadar bölünmüþ ki, ayný þekilde; devrimciler de herkes ayrý yerde. Birliktelik lazým. Herkesin bir sýnýf çatýsý altýnda toplanmasý gerekiyor. Düþman ayný düþman ve solun da kendini düzeltmesi gerekiyor. Geçmiþ deðerlendirilmeli. Her ne olursa olsun, son tahlilde düþmen ortak. Bunun için mücadele etmeliyiz. Herkes elindeki bayraðýna sýký sýký sarýlýp, tek sýnýfýn bayraðý altýnda toplanmalý. Y.E.Mücadele Birliði: Devrimci Ýþçi Komiteleri ni duydunuz mu? Ýþçilerin komite ve konseylerde örgütlenmesi için ne yapmak gerekir? Baþtemsilci: Ýþçilerin bir yerde toplanmasý ve tartýþmasý gerekir. Komiteleþmek þart. TMMOB 8 EKÝM MÝTÝNGÝ ÇÖKÜÞTE DÝBE DOÐRU 19 Aralýk F tipi saldýrýsýyla bütün bir toplumu yeniden hizaya sokmaya giriþen burjuvazi, çatlak sesler çýkaran, Mühendis Odalarý, Tabip Odalarý, Baro gibi kurumlarý da bu sürece eklemlemek için harekete geçti. 12 Eylül den sonra dejenerasyonun en yoðun yaþandýðý; tüm alt ve üst yapýlarýn planlama, uygulama, denetiminde görev ve sorumluluk alan mühendisler (esas olarak odalar), rüþvet, talan ve yaðma karþýsýnda ciddi hiçbir duruþa sahip olmadýlar ve mücadele yürütmediler (tabipler odasý, iþkenceye karýþan üyelerine kimi zaman cezalar verdi). Odalar, genellikle siyasi kavgalar yüzünden, bazý büyük kentsel projelerde, belediyelerle mahkemelik olmak dýþýnda, içlerindeki çürümeye karþý savaþým yürütmediler. Oda yönetimleri, daha çok üye aidatlarý ve gelirler üzerinde denetim kurma, rant elde etme, pazar alaný yaratma, burjuva siyasal yelpazede kendini gösterme -yer açma alaný- ortamý olarak istendi. 8 Ekim Mitingi, TMMOB Yöneticilerinin, kendilerini burjuva siyasal yelpazede pazara çýkardýklarý son tangodur. Ve sefaletin gün yüzüne bütün çýplaklýðýyla çýktýðý gün olmuþtur. On binlerce üyesi olan Ýnþaat Mühendisleri Odasý (Ýzmir, Ankara, Ýstanbul), alana kiþi ile katýlým gösterebilmiþtir. Yoðunluklu katýlýmý iþsizliði enselerinde hisseden genç mühendis a- daylarý ve iþsiz mühendisler saðladý. Diðerleri için, daha çok günah savma, dostlar alýþveriþte görsün, aile gezmesi, biriken oda paralarýný harcama vesilesi olduðunu söylersek abartmýþ olmayacaðýz. Çaðrýyý yapan yöneticiler için bir angarya gibi geçiþtirilen miting (dostlarýna varlýklarýný hissettirme eylemi de diyebiliriz), beþ dakikalýk prosedür konuþmanýn ardýndan, yarým saat süren bir konserle bitirilmiþtir. Mitingi, devrimci kurum ve kuruluþlara kapatmak, dosta ve düþmana iletilen mesajdý. Baþka pankart açýlmayacak kararý, devrimci hareketten arýnma kararlýlýðýdýr. Miting, yoksulluk, rant ve yaðmaya karþý düzenlenmiþ olmakla birlikte, sanki yoksulluk ve yaðmadan kötü etkilenen baþka kitleler yokmuþçasýna, isteyen bizim pankartýmýzýn arkasýna gelebilir diyerek, eylem emekçilere kapatýlmýþ, gerekli mercilere ne kadar uysal olduklarýný göstermiþlerdir. Mücadele Birliði nden arkadaþlarýn bildiri daðýtýmýna engel olunmaya çalýþýlmasý da bunun bir göstergesidir. Kürsüde, kavuþmak-kucaklaþmak istedikleri dostlarý yanlarýndaydý: CHP milletvekilleri! Bu, mitingin niteliðini ele veriyordu. Üyelerinin iþsizlik ve çalýþma sorunlarýyla ilgilenmeyen, gelirleri kýsýldýðý zaman baðýran, oda yönetimlerini geçim ve rant kapýsý gören, niye solcu olduðunu kendisi unutmuþ, insanlar toplamý, bir irade temsil edemez. Ýþsiz, iþçi-emekçi mühendisler, çalýþma haklarýný korumayý-geliþtirmeyi hedef alan, iþsizliðin, sefalet koþullarýnda çalýþmanýn, mesai koþullarýnýn iþlemediði sigortasýz çalýþma koþullarýnýn tümünün kapitalist üretim biçiminden kaynaklandýðý bilinciyle kapitalizme karþý mücadele e- den; ülkelerin, emperyalist yýkým ve talanýn ardýndan yeniden inþa adý altýnda yaðmasýna karþý duran, bu konuda mesleki ve etik mücadelesini sürdüren Oda-Sendikalarýný yaratmalýdýrlar. Yoksa TMMOB için hayýflanacak bir þey kalmamýþtýr. Ýstanbul dan Mücadele Birliði Okuru Bir Mühendis Sayý / Ekim 2005

19 Kapitalistlerin sermayelerini artýrmaya çalýþtýklarý yerlerden birisi de okullardýr. Yani okullarý da fabrikalaþtýrmýþlardýr. Zaten yeterince az yararlanabildiðimiz öðrenim hakkýmýz da gitgide elimizden alýnýyor. Bu hýrsýzlýðý bürokrasi aracýlýðýyla yapan sermayedarlar, kendilerini -görünürde- ne kadar gizlemeye çalýþsalar da bunu baþaramadýlar. Bir yandan paralý eðitim, diðer yandan faþist içerikli dersler, baþka bir taraftan da zorunlu din dersleriyle öðrencileri yozlaþtýrmaya yöneliyorlar. Çünkü þunu biliyorlar ki; Denizlerimiz, Aysunlarýmýz ve daha birçok devrimci önder öðrencilik yýllarýnda dikilmiþlerdir burjuvazinin karþýsýna. Burjuvazi kendisine kök söktüren önderlerimizi katlederek veya tutsak a- larak nefes almayý baþaracaðýný sanýyordu. 12 Eylül faþist darbesinden sonra YÖK belasýný baþýmýza sardýlar. Böylelikle sýnýf mücadelesinin üniversitelerdeki ayaðýný kontrol altýna almayý düþünüyorlardý. Burjuvazinin hayal kýrýklýðýna uðradýðýný, 1980 darbesinden sonraki birçok dönemde bir çok üniversitede gördük. Yani tüm baskýlarýna katliamlarýna, tutsak almalarýna raðmen sýnýf mücadelesine baðlý olarak geliþen öðrenci hareketini asla engelleyemediler. Bizler de Ege Üniversitesi nden DÖB lüler olarak, burjuvazinin a- maçlarýný bir kez daha boþa çýkarmak için Ege Üniversitesi nde çalýþmalarýmýza hýz verdik. Daha üniversitenin kayýt döneminden baþlayarak, kampüs içerisinde kuþlamalar ve pullamalarla Leninist Parti nin 16. yýlýný selamladýk. Daha EGE ÜNÝVERSÝTESÝ NDE DÖB ÇALIÞMALARI sonra üzerinde yoldaþlarýmýz Denizlerin resmi bulunan ve Denizlerin Yolunda DÖB Saflarýna yazan afiþlerimizi okulun her tarafýna yapýþtýrdýk. Çalýþmalarýmýzý yazýlamalarla sürdürdük; kampüsün en merkezi noktalarýndaki hemen hemen bütün duvarlara þablonla DÖB ve Denizlerin Yolunda DÖB Saflarýna, Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam yazýlamalarý yaptýk. Ve hafta içi her gün kampüs merkezinde açtýðýmýz standýmýzla öðrencilere Politik Özgürlük Kazanýlmadan Akademik Özgürlüðün Kazanýlamayacaðýný anlatmaya baþladýk. Ýstediðimiz, her öðrencinin Devrimci Öðrenci Birliðiyle tanýþmasýný saðlamaktý. Ve gene kampüs merkezine üzerinde Deniz, Yusuf ve Hüseyin yoldaþlarýn resmi olan ve Denizlerin Yolunda Leninist Saflara pankartýmýzý astýk. Ayrýca üzerinde Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) yazan pankartýmýzla her gün Ege Üniversitesi öðrencilerini DÖB le buluþturuyoruz. Ve öðrenci gençliðe tüm eðitim- öðrenim sorunlarýnýn ana kaynaðýnýn kapitalizm olduðunu ve ancak kapitalist sisteme karþý savaþarak özlediðimiz Özerk Demokratik Üniversiteyi kazanabileceðimizi anlatýyoruz. Denizlerin kurduðu Devrimci Öðrenci Birliði ni, nihai hedefimiz için Denizlere ve Leninistlere layýk biçimde sürdürmeyi tarihin bizlere yüklediði bir sorumluluk kabul ederek çalýþmalarýmýzý sürdürüyoruz. DENÝZ YUSUF ÝNAN SAVAÞA DEVAM! POLÝTÝK ÖZGÜRLÜK KAZANILMADAN AKADEMÝK ÖZGÜRLÜK KAZANILAMAZ! Ege Üniversitesi DÖB EMPERYALÝST-KAPÝTALÝST SÝSTEMÝN SALDIRILARI KARÞISINDA EYLEM BÝRLÝÐÝ Ý 52. Sayý / Ekim 2005 çinde bulunduðumuz ayaklanmalar ve iç savaþlar yüzyýlýnda, emperyalist-kapitalist sistem varlýðýný eski metotlarla sürdürmenin sýkýntýsýný yaþýyor. Uluslararasý alanda sýnýf savaþýmý þiddetlenerek sürüyor. Geleceðini tehlike altýnda gören emperyalist tekeller ve yeni sömürge ülkelerdeki kapitalist sistemler, dünyada geliþen devrimci dalganýn önüne geçmek için iþçi emekçi ve ezilen halklar üzerindeki saldýrýlarýný þiddetlendirerek devam ettiriyor.yaþanýlanlarý anlatan en özlü taným ise Küresel iç savaþ. Burjuva dünyasý kendi içindeki pazar savaþlarýna raðmen varolan devrim tehlikesi karþýsýnda güçlerini her alanda birleþtiriyor. Türkiye ve K.Kürdistan da yaþanan iç savaþta devletin arkasýnda yer alan ona yön veren emperyalist burjuvazi devrimi boðmak için kendi ülkelerinde de devrimci ve komünist güçlere saldýrmaktan çekinmiyor. Avrupa burjuvazisinin korkulu rüyasý Komünizm Hayaleti tekellerin uykularýný kaçýrýyor bu nedenle de göçmenlerin kendi oluþturduklarý devrimci demokratik kurumlar üzerindeki baskýlar artarak devam ediyor. Bunun son örneði Türkiye ve K.Kürdistan da devletin iþçi sýnýfý ve Kürt halký üzerinde uyguladýðý faþist terör ve sindirme politikasýyla eþ zamanlý olmak üzere Almanya da yaþanan Özgür Politika vb.nin bir günde kapatýlmasý oldu. Ülkede ve Almanya geliþen bu saldýrýlar karþýsýnda Kürt halkýna yalnýz olmadýðýný göstermek ve saldýrýlara dikkat çekmek için Frankfurt ta bulunan devrimci güçler olarak, Özgür Politika okuyucularý tarafýndan düzenlenen mitinge katildik. Kalabalýk bir kitlenin oluþturduðu yürüyüþ kolunda Özgür Politika ve Özgür Basýn Susturulamaz ortak sloganý ile Mücadele Birliði, AGÝF, ADHF, BÝR-KAR, ATIF, Kaldýraç yer aldý. Yürüyüþ ardýndan yapýlan mitingte Özgür Politika Gazetesinin yazarlarýnýn dýþýnda devrimci güçlerin bildirisi de okundu. Atýlan sloganlarla miting sona erdi. Yine Frankfurt ta 18 Eylül tarihinde Mücadele Birliði, ATÝF, Bir-Kar, ADHF ve Kaldýraç tarafýndan Eylem birliðinin önemi ve son siyasal geliþmeler baslýklý bir panel düzenlendi. Panele Mücadele Birliði, BÝR-KAR ve ADHF katýldý. Forum kültür merkezinde yapýlan ve civarýnda kiþinin katýlým gösterdiði panel yaklaþýk 4 saat sürdü. Konuþmacýlar, Avrupa da çýkarýlan yeni terör yasalarýna dikkat çekerek buradaki göçmenlerin üzerindeki baskýlarýn, devrimci demokrat güçlerin üzerindeki saldýrýlarýn daha da þiddetleneceðini vurguladýlar. Bu anlamda eylem birliklerini güçlendirmek gerektiðini belirterek Avrupa da gerçekleþen son saldýrýlar ve bunun yaný sýra Türkiye ve K.Kürdistan da yaþanan linç olaylarýna dikkat çekerek daha güçlü birliklere ihtiyaç olduðunun altý çizildi. Son olarak Mücadele Birliði Platformu adýna söz alan arkadaþ emperyalist-kapitalist sistemin çýkýþsýzlýðýnýn altýný çizerek Herkesin yaþanan emperyalist saldýrganlýktan vb. bahsettiðini, bu saldýrýlarýn altýndaysa emperyalist kapitalist sistemin iç savaþlar ve ayaklanmalardan duyduðu korku nedeniyle her türlü devrimci geliþmeyi ezmeye çalýþmasýnýn yattýðýný söyledi. Emperyalist-kapitalist sistemin komünizm hayaletinden korktuðunu, dünyada yükselen bir devrimci dalganýn varolduðunu, onlarýn da bu dalgada kendi sonlarýný gördüklerini bu yüzden saldýrýlarýna yoðunluk verdiklerini belirterek, yine Türkiye ve K. Kürdistan da devrimi bilinmez bir geleceðin sorunu olarak görmekten vazgeçmek gerektiðini ve devrimi güncel bir sorun olarak ortaya koyup ayaða kalkan kitleleri bu yönde örgütlemek gerektiðini, eylem birliklerine de bu temelde yaklaþmak gerektiðini söyleyerek sözlerini noktaladý. 4 saate yakýn süren etkinlik izleyicilerin düþüncelerini belirtmeleri ve sorulan sorulara verilen cevaplarla son buldu. Y.E. Mücadele Birliði Okurlarý/Almanya 19

20 Yarýnlar Kürt Halký Ve Emekçilerindir! Milyonlarca iþsiz, milyonlarca aç, yoksul, evsiz insanýn yaþadýðý bir dünya! Çocuklarýmýz, engellenebilir hastalýklardan ve hatta açlýktan ö- lüyorken, sokaklarda hayvan gibi yaþamaya zorlanýrken, üstüne üstlük minnacýk gövdelerine kurþun yaðdýrýlýyorken barýþ istiyoruz demek, katiller sürüsüne çabalarý destekliyoruz demek, iþsizliði, açtýðý, yokluðu, sefaleti, ölümleri onaylamak demek deðil midir? Her türlü þiddetin ortadan kalkmasýndan bahsedenler, dünyada 5 milyara yakýn insan açlýkla boðuþurken, 1 milyar insanýn ise aþýrý tüketim ve israf içinde yaþamasýný nasýl çözecekler? Kimi insansý maymunlar süt banyosunda boðulurken, süt bulamadýðý için çocuðunu kaybeden anaya nasýl bir çözüm bulacaklar? Gönül istiyor ki diye baþlayan kokuþmuþ sözcükler sýralamada baþarýlý olduklarý gibi, insanca bir yaþamýn nasýl kurulacaðý, nasýl kurulmasý gerektiði çözümünde de baþarýlý olsalar ya! Kendilerini bile aydýnlatamayan küçük-burjuva aydýn lar, PKK ye koþulsuz silah býrakma çaðrýsý yaptýlar. Ve de tek bir insanýmýzýn yaþamýný yitirmesini istemiyoruz dediler. Peki, dünyada 11 milyon çocuðun açlýktan ölümü, hümanist kiþiliklerinin sýnýrlarý dýþýnda mý kalýyor? Güven duygularýný geliþtirelim diyorlar. Emperyalizmin vahþiliðine, azgýnca sömürüsüne mi güven duyacaðýz? 10 Aðustos Çarþamba günü Diyarbakýr da aydýn larla görüþen baþbakan düþünmezseniz Kürt sorunu yoktur demiþti ve bütün sorunlarýn demokrasi þemsiyesi altýnda çözülebileceðini ifade ederek Kürt halkýný oyalamaya çalýþmýþtý. Silahla özgürleþmiþ bir halka, silahlarý koþulsuz býrakmasýný söyleyen aydýn lar grubunun temsilcisi Gencay Gürsoy da gözünün önünde o- lup bitenlere gözünü kapadýðý halde sözde vatandaþ siyaseti yaparak, nesnel gerçeklikten uzak bir arabuluculuk içerisinde debeleniyor. Ýyi bir arabulucu olmadýðý açýk. PKK/Kongra-Gel Yürütme Konseyi Baþkanlýðý bir aylýk eylemsizlik kararý almýþtý. 20 Aðustos ta ilan edilen bu karar, TC nin saldýrganlýðýyla karþýlýk buldu. Her zaman olduðu gibi faþizmin silahlarý susmamýþtý. Batman ýn Beþiri ilçesinde çýkan çatýþmada 7 HPG 1i gerillanýn katledilmesi diri diri yakýlmasý, binlerce katliama þahitlik etmiþ topraklarda, kapitalist kabuk içerisinde bir demokratik cumhuriyetin yeþerebileceðini söyleyenlere bir þey anlatmamýþsa daha ne söylenebilirdi. Kürt halký, halklarýn barýþ talebine, devletin nasýl yanýt verdiðini bir kez daha gördü. Ve bunu devlet bir kez daha katledilen gerillalar için yapýlan gösteride, yurtsever bir genç olan Hasan Ýþ i katlederek gösterdi. Milli Güvenlik Kurulu nun (MGK) 23 Aðustos taki toplantýsý Kürt ulusuna yönelik imha politikasýný terörle mücadelenin sivil unsurlarýný da dahil ederek topyekün bir mücadele þeklinde sürdürülmesi olarak ortaya koydu. Buna raðmen, TC devletine çözüm projeniz var mý? diye yanaþanlar, 1 Eylül de, devam eden operasyonlarý demokratik operasyon haline mi getirecekler, bilmiyoruz. Kürt halký, Batman da o- perasyon bölgesine yürüyerek, gerilla cenazelerini on binlerle sahiplenerek onuruna sahip çýkmýþtýr. Binlerce devrim savaþçýsýnýn üzerine burjuva ölü topraðý serpmeye kalkanlara gereken cevabý vermiþtir. Daðlar onurumuzdur! Devlet, Kürt halkýnýn dilini, kültürünü tanýdýðýný söyleyiverse, kýrýntýlarla çözüm üretmeye çalýþanlar, hemen Kürt halkýna özgürleþtiðini ilan edecekler. Ama halen kadýnlarýmýzýn neden kýsýrlaþtýrýldýðýný, çocuklarýmýzýn neden hala kurþuna dizildiðini açýklayacak sözcük bulamayacaklar. Cumhuriyetlerin en demokratiði, bu vahþetin, bu zulmün kokusunu üzerinden atabilir mi? Abdullah Öcalan a yönelik tecridi protesto etmek amacýyla Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanýþma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) tarafýndan düzenlenen Gemlik yürüyüþüne Ýstanbul, Batman, Diyarbakýr, Adana, Urfa, Ýzmir, Aðrý vb. birçok ilden hazýrlýklar tamamlanmýþtý. Fakat devlet görevini yerine getirdi ve yürüyüþü yasakladý. Birçok ilde Gemlik e gidiþler engellendi. Bu yasaða karþý Kürt halký, Ýstanbul da ayný anda on iki merkezde sokaklarý savaþ alanýna çevirdi ve faþizme anladýðý dilden cevap verdi. Bir yandan Hakkari de, Þýrnak ta, Dersim de operasyonlar, çatýþmalar devam ederken, bir yandan da Gemlik yürüyüþünden dönenlere Bozüyük te linç giriþiminde bulunuldu. Bu özelde Kürt halkýna, genelde tüm iþçi ve emekçileri yok etmeye, sindirmeye yönelik bir saldýrýdýr. Ýstanbul da Kaðýthane de, evlerinin yýkýlmasýna karþý barikat kuran, 4 evi ateþe verip savaþan halka, çevik kuvvet polislerinin saldýrmasý, fabrikalardaki grevlerin milli güvenliði(!) tehdit ediyor gerekçesiyle yasaklanmasý, artýk kölelik sisteminin egemenliðini kaybettiðini ve bizim bu faþist barbarlýða karþý Halk Cephesi oluþturarak Türkiye ve Kürdistan Birleþik Devrimi ni örgütlemek, zorunda olduðumuzu haykýrýyor. Sürecin devrimci karakteri, iþçileri ve e- mekçileri ardý arkasý kesilmeyen eylemlere sürüklüyor. Ýþçi ve e- mekçilerin eylemleriyle ayný zamanda yükseliþe geçen Kürt Ulusal Hareketi silahlarý býrakmanýn ölüm getirdiðini, getireceðini daha iyi anlýyor. Tüm bu ileri atýlýmlar, devrimi bir adým daha bize yaklaþtýrýrken, devrimin ayak seslerinden korkanlarý ise deli zýrvalýðýna yöneltir. Katliamlarýn sorumlusu devlete katliamlara seyirci kalýyorsun diyorlar. Sömürüyü temsil eden hükümete hukuk devleti çaðrýsý yapýyorlar. Oysa yýllarca faþist yasalarla yönetildiklerini unutuyorlar. Artýk bir günlük zaman dilimi içerisine onlarca iþçi eylemleri sýðýyor. Eylemler, yoðunluðu, sýklýðý ve sertliði yönünden daha önceki eylemleri geride býrakýyor. Ve devrimin ön günü Kürt ulusunu ve iþçi-emekçileri özgürlüðü için harekete geçiriyor. Gösterilere, yürüyüþlere engellerin konmasý, Kongra-Gel in ateþkes ilanýna devletin topyekün silahlanmayla karþýlýk vermesi, Diyarbakýr, Hakkari, Batman, Adana, Þýrnak, Mersin, Van, Siirt ve Ýstanbul un bir çok bölgesinin savaþ alanýna çevrilmesine neden oluyor. Bu süreçte tekelci burjuvazi, Türk ve Kürt halklarýnýn mücadelelerini ezmek için, emperyalistlerden güçlerini seferber etmelerini istese bile devrim Kürt ve Türk halklarýnýn omuzlarýnda yükselecektir. Kürt ulusu kendi kaderini tayin hakkýný zorla söküp aldýðýnda, iþçiler-emekçiler özgürleþtiðinde; halklarýmýz, zafer bayraðýný gururla dalgalandýracak, eskiyi yýkýp insanlaþma sürecini birlikte baþlatacaklardýr. Devrim bir sanattýr ve Leninistler 16. yýlýnda büyük bir sanatçý olma yolunda ilerliyor! KÜRDÝSTAN DA TEK ÇÖZÜM YA DEVRÝM YA ÖLÜM! YAÞASIN TÜRK-KÜRT HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Ýzmir den Bir Leninist Sayý / Ekim 2005

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal PROLETER ÝÇ SAVAÞ HALK KÝTLELERÝNÝ BÝRLEÞTÝRÝR Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal olan sürekli bir geliþim ve dönüþüm içindedir. Her toplumun geliþimini etkileyen, ona egemen olan yasalar farklýdýr.

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI Merhaba, Yeni sayýmýzda Newroz la merhaba diyoruz. Cejna Newroz Piroz Be! Newrozlarýn halklarýmýzýn özgür olduðu, zincirlerinden kurtulduðu, tüm Dehaq larýn dünya üzerinden temizlendiði günlerde kutlanmasý

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim EMEÐÝN CUMHURÝYETÝNE DOÐRU Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim ve hareket halindedir. Ýþçi sýnýfý, üretim a- raçlarýndaki geliþime baðlý olarak, deðiþikliðe uðruyor. Üretimde her

Detaylı

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR! BURJUVAZÝ Kapitalist üretimin iki yönü vardýr: Yýkýcý olan ve devrimci olan. Kapitalizm tarafýndan sürekli mahvedilen küçükmülk sahipleri, durumlarý gereði yalnýzca yýkýcý yaný görürler. Politik temsilcileri

Detaylı

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için ÝÞÇÝ SINIFININ KAPÝTALÝZM KARÞISINDAKÝ TAVRI NEGATÝFTÝR Dünya iþçi sýnýfý hareketi için en büyük tehlike, iþçi sýnýfýnýn tarihi görevlerinden u- zaklaþmasý, görevine ihanet etmesidir. O halde bu görevin

Detaylı

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ Kapitalizm yeni koþullara ayak uydurabilir mi? Yarattýðý sorunlarý çözümleyebilir mi? Burjuvazi kendisini yenileyebilir mi? Sýnýf mücadelesi açýsýndan önem kazanan bu sorularý

Detaylı

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU Kapitalizm, bugüne deðin görülen toplumsal sistemlerin içinde, tarihte en kýsa dönemi kaplayan toplumsal bir biçimdir. Emeðe dayanan, bu yüzden dengesizlikler, uyumsuzluklar ve

Detaylı

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA Sunu, Yeni bir dergide okurlarýmýzla buluþmanýn sevinciyle merhaba. Yeni Evrede Mücadele Birliði, bu yeni dönemde adýna uygun olarak sýçramalý bir geliþim gösterecektir. Ýlk sayýmýzý çýkarýrken okurlarýmýzdan

Detaylı

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI Devrim varolan toplumsal sisteme, egemen olana karþý yapýlýr; iktidara gelen proletaryanýn, toplumu dönüþüme uðratmasýyla devam eder. Proletaryanýn sýnýf mücadelesi bu noktaya

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

YARINA BAKMAK. C. Daðlý

YARINA BAKMAK. C. Daðlý Merhaba, Merhaba; Dergimizin 5. sayýsýnda sizlerle buluþmanýn sevinci içerisindeyiz. Olaylar zincirinin bu denli hýzlý ve içiçe aktýðý bu dönemde devrimci, sosyalist yayýn faaliyetlerinin önemi de kat

Detaylı

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR Sýnýf mücadelesinin sert bir karakter kazandýðý devrim dönemlerinde, her sýnýf ve sýnýf partisi, devrimin dolaysýz etkisi altýnda kalýr. Her sýnýfýn

Detaylı

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi 17. Devlet ve devrim Tüm devrimlerde merkezi sorun devlet iktidarýdýr. Temel sorun iktidarý hangi sýnýf alacaðýdýr. Lenin'in pek çok kez tekrarladýðý gibi, devrimci teori olmadan devrimci hareket olamaz;

Detaylı

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI Kulaklarýndan döviz fýþkýran sermaye erbabýnýn korkuyla beklediði günler gelip çattý nihayet. Enflasyon ve faizler elele, omuz omuza yukarýlara doðru týrmanýyorlar. Sadece Türkiye

Detaylı

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir DEVRÝMCÝ ÝÞÇÝ HAREKETÝ VE BURJUVA EGEMENLÝK 67. Sayý / 10-24 Mayýs 2006 Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir yerde egemen deðildir. Egemenlik biçimini saðlamayý, devrimci hareketin ezilmesinde,

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Kasým 2005 III. Demir Çelik Kongresi, II. Ýþ Makinalarý Sempozyumu Makine Magazin Dergisinin 112. sayýsýnda Demir çelik sektörünün Zonguldak buluþmasý

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI Merhaba, Mart ayýnýn coþkusuyla tüm okuyucularýmýzý selamlýyoruz. Mart ayý, adý ayaklanmalarla, büyük kavgalarla, tarihsel olaylarla anýlan bir aydýr. Ve daha þimdiden, ard arda gelen ölümsüzleþme haberleriyle

Detaylı

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52 Merhaba, Dünyanýn her tarafýnda emperyalist-kapitalist sisteme karþý eylemlerin, direniþlerin yükseldiði bir dönemde, dergimizin 3. sayýsýyla sizlere merhaba demenin sevincini yaþýyoruz. Kapitalizm, insanlýða

Detaylı

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52 Merhaba, Dergimizin 4. sayýsý yine dolu bir gündemle çýkýyor. Ýstanbul da 5 gün arayla meydana gelen patlamalar gündemin birinci sýrasýna yükseldi. Patlamalarýn ardýnda kimlerin olduðu ve bununla neyin

Detaylı

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR ABD nin, uluslararasý hukuku ve BM yi (Birleþmiþ Milletler) yok sayarak I- rak ý iþgal etmesi, dünyada þok etkisi yarattý. Buna en çok þaþýranlar da hukuku her þeyin üstünde

Detaylı

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR Merhaba, Yoðun Mart ayýna girerken, 10. sayýmýzda sizlerle buluþmanýn sevincini yaþýyoruz. Devrimci eylemlerin yoðunlaþacaðý Mart ayýna heyecanla hazýrlanýrken, bu sayýmýzda yine yoðun bir gündemle çýkýyoruz.

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar

Merhaba Genç Yoldaþlar Merhaba Genç Yoldaþlar Yeni bir sayýmýzla, ayaklanmalar ve devrimlerle, hükümet krizleriyle, ekonomik kriz ve savaþ çýðlýklarýyla anýlacak olan 2011 i geride býrakýp yeniden sizlerleyiz. Bu yýl gençlik

Detaylı

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ 1 Yeni Evre Kitaplığı: 1 Kitabın Adı: Ulusal Soruna Leninist Bakış Yayına Hazırlayan: Agit Cihan Birinci Basım: Kasım 2009 İSBN: 978-605-61008-0-2 Yayın Sertifika No:15814

Detaylı

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle birlikteyiz. Bir önceki sayýmýzda duyurusunu yaptýðýmýz 2. Gençlik Buluþmasý - Gençlik Ne Yapmalý? - Emperyalist Savaþ Karþýtý Gençler Buluþuyor

Detaylı

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ama, iþçilerin bu toplumda hiçbir güvenceleri yoktur. Bu toplumda ücretli-emekçileri bekleyen

Detaylı

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ Burjuvazi, kapitalizmden kaynaklý sorunlarýný ne kadar çözmeye kalksa da, ayný sorunlar daha büyük ölçekli olarak karþýsýna çýkar. Sorunlarý yalnýzca ertelemiþ olur, gerçekte

Detaylı

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; Geride býraktýðýmýz 2012 yýlý, devrimin kendini iyiden iyiye hissettirdiði bir yýl oldu. Bahar her zaman bir isyan dönemi olmuþtu; bu yýl her gün bahar oldu. Ne iþçiler terketti

Detaylı

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR 48. Sayý / 17-31 Aðustos 2005 Emperyalizm, kapitalizmin tüm hareket yasalarýný, çeliþkilerini ve karþýtlýklarýný öne çýkartýr, olgunlaþtýrýr ve keskinleþtirir.

Detaylı

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk siyasi lider olan Perinçek, onurlarına verilen yemek sırasında bir konuşma gerçekleştirdi. ABD'nin savaş

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK 74. Sayý / 16-30 Aðustos 2006 Sýnýflar iliþkisini doðru tanýmlamak, Marksizmin a- bece sidir. Sýnýflarýn karþýlýklý iliþkisi denilince, sýnýflar diyalektiðini, yani sýnýf

Detaylı

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI ÝKÝNCÝ BASKI , THKP-C/Halkýn Devrimci Öncüleri nin Merkez Yöneticilerinden Ýlker Akman tarafýndan Aralýk 1975-Ocak 1976 arasýnda yazýlmýþtýr.

Detaylı

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK Yeni Evrede Baþyazý KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK Koþullar deðiþmeden insanýn kurtulacaðý yanýlsamasý, sosyalizmin teori-pratiðine raðmen, varlýðýný hala koruyor. Oysaki, gözlerimizin önünde sürüp giden sýnýf

Detaylı

Burjuvazi kendi çýkarýna olaný;

Burjuvazi kendi çýkarýna olaný; BURJUVAZÝ ÝKTÝDARINI GÜVENCEYE ALIYOR Burjuvazi kendi çýkarýna olaný; tüm toplumun çýkarý olarak gösterir. O bu görüþe, burjuva devrimleri sýrasýnda ulaþtý. Kendi amaçlarýný, tüm topluma maletmeden kitleleri

Detaylı

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Yeni Evrede Baþyazý KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Bir ülkede kapitalizm ne denli geliþkin ve bunun sonucu iþçi sýnýfý nicelik olarak ne kadar büyük ve ne kadar örgütlü olursa olsun, iþçiler

Detaylı

SSCB Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi DERS KÝTABI. ÝNTER YAYINLARI Ankara Cd. 31. No: 31 Kat: 4/51 Caðaloðlu - ÝSTANBUL Tel: (0212) 519 16 16

SSCB Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi DERS KÝTABI. ÝNTER YAYINLARI Ankara Cd. 31. No: 31 Kat: 4/51 Caðaloðlu - ÝSTANBUL Tel: (0212) 519 16 16 SSCB Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi POLÝTÝK EKONOMÝ DERS KÝTABI CÝLT: II Ýnter Yayýnlarý Bu kitap Dietz Verlag tarafýndan 1955 yýlýnda Berlin de yapýlan Almanca baskýsýndan Türkçeye çevrilmiºtir.

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı?

Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı? Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı? Devrimci Marksizm Sayı: 8 Kış 2008/2009 Üç aylık Teorik / Politik dergi (Yerel, süreli yayın) Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7 TEST 8 Ünite Sonu Testi 1. 40 m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 2. A noktasýndan harekete baþlayan üç atletten Sema I yolunu, Esra II yolunu, Duygu ise III yolunu kullanarak eþit sürede B noktasýna

Detaylı

. -DEK in. . Sağlıkta. . Toplu İş . -ULUSAL SORUN- . DEK in. . Yapıya Karşı. . Sosyal. ÇEK-AL 657 Değerlendirmesi. Görüşmesi. Emekçilere Çağrısı

. -DEK in. . Sağlıkta. . Toplu İş . -ULUSAL SORUN- . DEK in. . Yapıya Karşı. . Sosyal. ÇEK-AL 657 Değerlendirmesi. Görüşmesi. Emekçilere Çağrısı Merhaba İlk sayımızda sizlerle buluşmanın heyecanındayız. Bizler Devrimci Emekçi Komiteleri olarak hizmet üretiminin her alanında ve her aşamasında emek veren tüm emekçilerin mücadelesini, emek mücadelesinin

Detaylı

V. Ý. LENÝN DEMOKRATÝK DEVRÝMDE SOSYAL-DEMOKRASÝNÝN ÝKÝ TAKTÝÐÝ ERÝÞ YAYINLARI. V. Ý. Lenin Ýki Taktik

V. Ý. LENÝN DEMOKRATÝK DEVRÝMDE SOSYAL-DEMOKRASÝNÝN ÝKÝ TAKTÝÐÝ ERÝÞ YAYINLARI. V. Ý. Lenin Ýki Taktik V. Ý. LENÝN DEMOKRATÝK DEVRÝMDE SOSYAL-DEMOKRASÝNÝN ÝKÝ TAKTÝÐÝ ERÝÞ YAYINLARI V. Ý. Lenin 1 BEÞÝNCÝ BASKI DEMOKRATÝK DEVRÝMDE SOSYAL-DEMOKRASÝNÝN ÝKÝ TAKTÝÐÝ V. Ý. LENÝN Haziran-Temmiz 1905 [Türkçesi:

Detaylı

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ Komünist Partisi, iþçi sýnýfý partisidir. Sýnýf mücadelesi yoluyla, kapitalist toplumu yýkmayý ve sýnýflarý ortadan kaldýrmayý hedefler. Hedefine ancak proleter sýnýf

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða DR. CÜNEYT ÜLSEVER YRD. DoÇ. DR. SAÝT YILMAZ Dünya ve Türkiye Nereye Gidiyor? Dr. Cüneyt Ülsever (*) Bu makalem ile geleceði okumaya çalýþacaðým.

Detaylı

Sað Sosyalist Devrimciler ve Sað Menþevikler

Sað Sosyalist Devrimciler ve Sað Menþevikler 12 Bolþeviklerin siyasi tekelinin kuruluþu Masumiyet günleri Baþlangýçta Lenin iktidarý -Bolþevik Parti nin deðil- sýnýfýn, yani proleteryanýn alacaðýndan söz ediyordu. Nitekim, 11 (24) Mart 1917 de Uzaktan

Detaylı

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Þu sýra baþta Ýsviçre olmak üzere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa ülkelerinin hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerinin insan haklarý derslerinde, seminerlerde ve doktora

Detaylı

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin Merhaba, 13. sayýmýzda sizlerle buluþmanýn sevincini yaþýyoruz. Bu sayýmýzýn gündemini yine seçimler oluþturuyor; seçimlerde ortaya çýkan tablo oldukça öðretici. Her zaman olduðu gibi bardaðýn boþ olan

Detaylı

H alk kitleleri üzerinde, burjuvazinin

H alk kitleleri üzerinde, burjuvazinin BURJUVA ÝDEOLOJÝK-POLÝTÝK HEGEMONYASININ ÇÖKÜÞÜ 40. Sayý /27 Nisan-11 Mayýs 2005 H alk kitleleri üzerinde, burjuvazinin ideolojik-politik etkisi, her geçen gün biraz daha zayýflýyor. Ayný etkiyi yeniden

Detaylı

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ!

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ! Merhaba, Dergimiz, üzerindeki tüm baskýlara, Yazý Ýþleri Müdürümüz ve okurlarýmýza yönelik tüm saldýrýlara raðmen yayýnýný sürdürüyor. 8. sayýmýzla size merhaba demenin mutluluðunu yaþýyoruz. Ýþçi ve emekçilerin

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

Marks-Engels KOMÜNÝST PARTÝ MAN- ÝFESTOSU

Marks-Engels KOMÜNÝST PARTÝ MAN- ÝFESTOSU Marks-Engels KOMÜNÝST PARTÝ MAN- ÝFESTOSU 1 Yeni Evre Kitaplığı Kitabın Adı: Marks Engels Komünist Parti Manifestosu Yayına Hazırlayan:Yeni Dönem Yayıncılık Birinci Basım: Mart 2015 Yeni Dönem Yayıncılık

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; DEVRÝM MÝ? REFORM MU? Başyazı Son birkaç ayda yaþananlar, devrimin eþiðindeki halklarýn serüvenini anlatan, soluksuz okunan romanlar gibi. Ama bu durum, gözlerimizi kapatýp, olaylarý aklýmýzdan geçirip

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

9 Savaþ Komünizmi Koþullarýnda Proleterya Sanayinin çöküþü iþçilerin sayýsýnda olaðanüstü bir düþüþe neden oldu. Bu durum, iþ savaþ sýrasýndaki

9 Savaþ Komünizmi Koþullarýnda Proleterya Sanayinin çöküþü iþçilerin sayýsýnda olaðanüstü bir düþüþe neden oldu. Bu durum, iþ savaþ sýrasýndaki 9 Savaþ Komünizmi Koþullarýnda Proleterya Sanayinin çöküþü iþçilerin sayýsýnda olaðanüstü bir düþüþe neden oldu. Bu durum, iþ savaþ sýrasýndaki kýrým, þehirlerden köylere toplu göç, sýnýfýn siyasi olarak

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i-

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i- KOMÜNÝST EÐÝLÝMLER K apitalistler, onun sonsuzluðunu i- lan etseler de, burjuva toplum geçici bir toplumdur. Tarihseldir; yani belli bir tarihsel dönemde ortaya çýkmýþtýr; bu dönem sona erdiðinde, biçimlendirdiði

Detaylı

'Ýnsan doðasý'nýn dönüþüme uðratýlmasý

'Ýnsan doðasý'nýn dönüþüme uðratýlmasý 5. Kapitalizmden Sosyalizme Geçiþ Lenin, Brest-Litovsk barýþ anlaþmasýnýn imzalanmasýndan sonra bir soluk alma fýrsatýnýn doðacaðý umudundaydý. 23 Nisan 1918 de Moskova Sovyeti ne yaptýðý bir konuþmada

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI

EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI 21. yüzyýla girilirken, dünya iþçi sýnýfý hareketi çok yönlü ve þiddetli burjuva saldýrýsý ve baþkaldýrýsýyla karþý karþýya kaldý. Sosyalistler, baskýnýn daha da arttýðýna dair

Detaylı

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki Yeni Evrede Başyazı Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ

BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ Yeni Evrede Baþyazý BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ Kapitalizmin temelindeki çeliþki ve karþýtlýklarýn kimi yerlerde tamamen olgunlaþmasý ve kimi yerlerde keskinleþmesine, emek-sermaye uzlaþmazlýðýnýn

Detaylı

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) İçinde Bulunduğumuz Evre Ve Gençliğin Durumu Türkiye gibi yarı sömürge ve az gelişmiş

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir? OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI 1 BÝRÝNCÝ BASKI OLÝGARÞÝ NEDÝR? , 1976 yýlýnda kitle içi eðitim çalýþmalarýnda iþlenilmek üzere Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi/Halkýn Devrimci Öncüleri tarafýndan

Detaylı

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır!

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır! UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN Bu söz Roboski-Uludere Katliamını hep hatırlamak, için söylendi. O katliam anını hepimiz duyduk... Hepimizin tanıklık ettiği gelişmeler... Bombalama sesini duyan köylülerin sınıra

Detaylı

BURJUVA TOPLUM ÜCRETLÝ-EMEÐE DAYANIYOR

BURJUVA TOPLUM ÜCRETLÝ-EMEÐE DAYANIYOR Yeni Evrede Baþyazý BURJUVA TOPLUM ÜCRETLÝ-EMEÐE DAYANIYOR Proletaryaya karþý her yerde, kapitalist saldýrý var. Saldýrý artan bir çizgide ilerliyor ve her geçen gün biraz daha þiddetleniyor. Saldýrý yalnýzca

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

DEVLET VE DEVRÝM V. Ý. LENÝN

DEVLET VE DEVRÝM V. Ý. LENÝN DEVLET VE DEVRÝM V. Ý. LENÝN ÝÇÝNDEKÝLER 7 Birinci Baskýya Önsöz 9 Ýkinci Baskýya Önsöz 13 BÖLÜM I SINI LI TOPLUM VE DEVLET 13 1. Uzlaþmaz Sýnýf Çeliþkilerinin Ürünü Olarak Devlet 16 2. Özel Silahlý Adam

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

Neden sendikalý olmalýyýz?

Neden sendikalý olmalýyýz? Neden sendikalý olmalýyýz? Türkiye Porselen Çimento Cam Tuðla ve Toprak Sanayi Ýþçileri Sendikasý DÝSK/CAM KERAMÝK-ÝÞ GENEL MERKEZÝ Merkez Mah. Doðan Araslý Cad. No: 133 Örnek Ýþ Merkezi Kat 3 Daire 58

Detaylı

MAO ÇE-TUNG ASKERÝ YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. Mao Çe-tung Askeri Yazýlar

MAO ÇE-TUNG ASKERÝ YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. Mao Çe-tung Askeri Yazýlar MAO ÇE-TUNG ASKERÝ YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI Mao Çe-tung 1 ASKERÝ YAZILAR MAO ÇE-TUNG Mao Çe-tung, Çin Devrimci Savaþýnda Strateji Sorunlarý, Aralýk 1936 [Bu metin, Mao Zedung un Selected Military Writing

Detaylı

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi,

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi, ... /... / 2008 Sayýn Makina Üreticisi, Firmamýz Bursa'da 1986 yýlýnda kurulmuþtur. 2003 yýlýndan beri PVC makineleri sektörüne yönelik çözümler üretmektedir. Geniþ bir ürün yelpazesine sahip olan firmamýz,

Detaylı

14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar

14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar 14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar Ali E. Bilgin 2007 sonu ve 2008 baharý uzun zamandýr sessizliðe gömülmüþ iþçi sýnýfýnýn yeniden hareketlendiði bir dönemi ifade eder. Ýþçi sýnýfý, 1995 den bu yana

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle birlikteyiz. Yaz mevsiminin en sýcak günlerinin yaþandýðý Temmuz ayý içerisindeyiz. Tabi ki bu sýcaklar ne devletin baský ve terörünü ne de iþçilerin,

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý TEST 2 Sözcük - Sihirli Sözler 2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? Vaktiyle bir kaplumbaða ve iki kaz arkadaþý vardý. Birlikte bir gölde yaþarlardý. Gel zaman

Detaylı

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 Düþen Faizler ÝMKB yi Yýlýn Zirvesine Çýkardý Merkez Bankasý ndan gelen faiz indirimine devam sinyali bono faizini %7.25 e ile yeni dip noktasýna çekti. Buna baðlý olarak

Detaylı