İKİ DİLLİLİK ÜZERİNE AKADEMİSYENLERİN VE KÖŞE YAZARLARININ GÖRÜŞLERİNİ YANSITAN YAZILAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İKİ DİLLİLİK ÜZERİNE AKADEMİSYENLERİN VE KÖŞE YAZARLARININ GÖRÜŞLERİNİ YANSITAN YAZILAR"

Transkript

1 İKİ DİLLİLİK ÜZERİNE AKADEMİSYENLERİN VE KÖŞE YAZARLARININ GÖRÜŞLERİNİ YANSITAN YAZILAR

2 İÇİNDEKİLER TÜRKİYE BİR ULUS DEVLETTİR... 3 Ahmet Bican Ercilasun... GELELİM İKİ DİLLİLİK KONUSUNA... 5 Namık Açıkgöz... GÜNEYDOĞU'NUN DİL HARİTASI ÇIKARILDI... 7 Ülkü Özel Akagündüz... KARMA DİLLER ve İKİ ÖRNEK:... 9 Klasik Osmanlıca ve Kürtçe... Ahmet BURAN... İKİ DİLLİ TÜRK VATANDAŞLARININ EĞİTİMİ Mustafa Sarı 'DAN GÜNÜMÜZE RESMÎ DİL SERÜVENİMİZ Şükrü Hanioğlu... ÇİFTDİLLİLİK ÜLKEMİZ İÇİN BİR AVANTAJA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR Sabancı Üniversitesi GazeteSU... ÇOK DİLLİLİK Mİ BÖLER, TEK DİLLİLİK Mİ? Eyüp Can... BOYKOT, ANADİLİNDE EĞİTİM VE ÇİFTDİLLİLİK Kemal İnal... İKİ DİLLİLİK PARÇALANMAYA GÖTÜRÜR Hasan Celal Güzel... KÜRTLERİN DİL TALEBİ BÖLGEYLE SINIRLI KALMAZ... BİZE EN YAKIN MODEL BASK! Doç. Dr. Vahap Coşkun... 'DİL YARASI' Mümzat er Türköne... "İKİ DİL" TALEPLERİ BİZİ NEREYE GÖTÜRECEK? Turgay UZUN... ÇİFTDİLLİ EĞİTİM TÜRKİYE'YE NE GETİRİR? Müge Ayan Ceyhan... YİNE İKİ DİLLİLİK ÜZERİNE Songül Rolffs... İKİ DİLLİLİK Soli Özel... Not: Yazıların tüm hakları ilgili yayın organlarına ve/veya yazarlarına aittir. 2

3 TÜRKİYE BİR ULUS DEVLETTİR Ahmet Bican Ercilasun Prof.Dr. 22 Eylül 2010 Yeni Çağ Gazetesi Kaynak: Türkiye, tek millete dayalı, üniter bir ulus devlettir. Bu niteliğiyle devletimiz, bir ölüm kalım mücadelesinin sonunda kurulmuştur ve milletler arası bir anlaşmayla dünya devletleri tarafından tanınmıştır. Ülkeyi yönetenler, hiçbir gerekçeyle devletin bu niteliğini değiştirecek girişimlerde bulunamazlar. Tek millete dayalı, üniter bir ulus devlet olmanın değişemez, değiştirilemez şartları vardır: 1. Türk ten başka herhangi bir millet, devletin kurucu unsuru kabul edilemez; devlete ortak yapılamaz. Hiçbir yönetici, devletin hiçbir organı, hiçbir yetkilisi herhangi bir kişi veya grupla bu konuyu müzakere edemez. 2. Ulus devletin bir tek resmî dili olur; ikinci bir dil resmî dil hâline getirilemez. Ülke içindeki herhangi bir etnik grubun diliyle eğitim ve öğretim yapılamaz. Herhangi bir etnik grubun diliyle devlet radyo ve televizyonunda yayın da yapılamaz. TRT de Kürtçe bir kanal açılması ulus devlet niteliğine ve anayasaya aykırıdır. Dolayısıyla ortada kovuşturulması gereken bir anayasa suçu vardır. 3. Ulus devletin bir tek bayrağı vardır. Hiçbir yönetici, devletin hiçbir organı ve hiçbir yetkilisi, ikinci bayrak taleplerini açıkça ortaya koyanlarla bu konuyu müzakere edemez. 4. Özerk veya federe bölge talepleri devletin üniter yapısına aykırı taleplerdir. ABD, Almanya, İtalya gibi devletler Türkiye için örnek gösterilemezler. Bu devletlerin hiçbiri üniter yapıdan federal yapıya geçmemiştir; tersine ayrı ayrı devletçiklerin birleşmesiyle oluşmuşlardır; yani parçadan bütüne bir gidiş söz konusudur. Türkiye ise başlangıçta üniter esasa göre kurulmuştur; özerk veya federal yapıya geçilmesi, bütünden parçaya doğru bir gidiş olur. İkinci olarak, örnek gösterilen ülkelerdeki federe parçalar, farklı etnik gruplara dayanmamaktadır. Türkiye de bir takım kişiler, gruplar özerk veya federal bölge taleplerinde bulunabilirler. Ancak devletin hiçbir organı, hiçbir yetkilisi, hiçbir yöneticisi bu talepleri müzakere edemez. 5. Türk milletinin ve Türkiye nin, hiçbir yabancı ülkeye ve ülke içindeki hiçbir gruba borcu yoktur. Türkler bu toprakları can vererek, kan dökerek Bizans tan almışlardır. Şu anda ülkemizde yaşayan herhangi bir etnik gruptan değil, Bizans tan almışlardır. Bizans ise artık yoktur; tarihin mezarlığına gömülmüştür. Dolayısıyla şu anda yaşayan hiçbir etnik grup veya yabancı millet, bu topraklarda alacağım var diyemez. Devletimizin hiçbir organı, yetkilisi ve yöneticisi, herhangi bir etnik grup veya milletle bir alacak verecek konusunun müzakeresine yanaşamaz. 6. Ülke yöneticileri, devlet organları veya yetkilileri; özerk bölge, ayrı bayrak, ikinci resmî dil taleplerini açıkça ifade eden kişi, grup ve partilerle hiçbir şekilde pazarlığa oturamaz. Onlarla 3

4 pazarlığa oturmak, tek millete dayanan, üniter ulus devlet niteliğini müzakereye açmak anlamına gelir. 7. BDP ve Demokratik Toplum Kongresi yetkili ve sözcüleri; Kürdistan Özerk Bölgesi, Kürt bayrağı, Kürtçe nin öğretim dili ve resmî dil olması taleplerini artık her gün tekrarlıyorlar. Öcalan dan ya sayın ya da önderlik diye bahsediyorlar. Yani yukarıdaki talepleri dile getiren grupların önderi, Abdullah Öcalan dır. Dolayısıyla başbakanlığa bağlı bir organın herhangi bir yetkilisinin Öcalan la görüşmüş olması bağışlanamaz bir davranıştır. Üstelik Öcalan bir idam mahkûmudur ve Türk mahkemelerinin suçlu bulduğu bir kişiyle müzakere veya pazarlık yapmak, hukuk devleti niteliğiyle de bağdaşmaz. 8. Hoşgörü, demokrasi, millî irade gibi kavramlar; Türk milletine dayalı, üniter ulus devlet in müzakereye açılması için gerekçe olarak kullanılamaz. Devlete, ikinci bir milleti ortak kabul etmek, ülkeyi özerk veya federal bölgelere ayırmak, hoşgörüyle karşılanamaz; demokrasi bu yolda kullanılamaz. Demokrasi aynı zamanda bir kurallar ve kanunlar rejimidir; gerekli kanunlar çıkarılır ve titizlikle uygulanır. Gerçek millî irade ise ortaklığa ve bölünmeye zaten müsaade etmez. 4

5 GELELİM İKİ DİLLİLİK KONUSUNA Namık Açıkgöz Prof.Dr. 26 Aralık 2010 Haber Vaktim Gazetesi Kaynak: Üzerine farz olmadığı halde, önce askeriye konuştu; arkasından da gazeteciler ve siyasetçiler topa girdiler... Yani, herkes konuştu ve herkes eteğindeki taşı döktü. Şimdi sıra bende... Baştan söyleyeyim: 1) Etnisite konusunda takıntısı olan biri değilim. İnsanlık tarihinde sadece medeniyet zihniyetine ve medeniyetlerin insana verdiği değere önem veririm. Söyleyeceklerimi orasından burasından çekiştirip, yazımı kasd etmediğim anlamlarla ucuz polemik konusu yapmayın diye söylüyorum. (Bu lafım Baasçı Türkçülük ve Baasçı Kürtçülük yapanlaradır; Süheylâ sen üzerine alınma.) 2) Mesleği itibâriyle kayıp kültürler konusunda uğraşan biri olarak, hiçbir kültürel birikimin yeryüzünden silinmesine gönlüm razı olmaz. Dil ve devletin yapısının ilişkilendirilmesi, pozitivist-modernist ideolojilerin ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti de bu aydınlattırma ideolojisine göre kurulduğuna göre, bu ideoloji kalburunun gözeneklerinden aşağı düşenler tu kaka dır; kalburda kalanlar ise baş üzerinde tutulur. Kalburun gözeneklerinden Türklerin, Kürtlerin de değerleri geçirildi. Pek çok değer gibi dil birikimi de kalburla talan edildi. Sanki bugün sadece Kürtçe nin mi başı dertte?... Türkçe nin hâl-i pür-melâline ne buyuracaksınız?.. Neyse... Konumuz, Türkçe değil, Kürtçe... Teoriyi kurmadan önce, uzun uzun tatbikatlar yaparım... Kürtçe konusunda da öyle yaptım sonlarında yayımlanan Rojname adlı dergiyi, farklı şehirlerden gelmiş 6-7 öğrencime okuttum. Hiç anlayan olmadı. 2-3 sene önce, Kürtçe yi iyi bilen, Kürtçe eğitimi savunan ve değer verdiğim bir arkadaşıma Nietzsche, mevcut Kürtçe ye tercüme edilebilir mi? dedim; Edilemez dedi. Bu yıl, Mem u Zin i yayına hazırlarken ve kitap piyasaya çıktıktan sonra, Kürtçe bilen değişik öğrencilerime okuttum; anlayan olmadı. 5

6 Kürtçe ağızlar... Aralarında anlaşamıyorlar... çiğnenmiş sakızı örneğiyle ufkumuzu karartmadan, görüş ve düşüncelerimizi sıralayalım. Kürtçe, bu toprakların tarihî birikimlerinden biridir. Ölen oğluna Kürtçe ağıt yakan ana, o dil üzerinden ideoloji yapmıyor; sadece duygularını anlatıyordu. Nereden bilsin birilerinin yıllar sonra çıkıp o dili ideolojik bir malzeme yapacağını?.. Günlük pratik kullanım alanında ihtiyaçları gidermeye yarıyordu ve bu çerçevede folklorik zenginliğe katkıda da bulunuyordu Kürtçe. (Bizim Türkçelerini dinlediğimiz pek çok türkünün aslı Kürtçe dir. İnanmayan Ağlama yar ağlama anam türküsü ile Nisan mahe seyrane evin türküsünü YouTube dan bulup dinlesinler.) Lafı şuraya getirmeye çalışıyorum. Kürtçe diğer Anadolu ağızları gibi, folklorik bir zenginliktir. O kadar... Seversiniz, sevmezsiniz ama bir renktir ve zenginliktir. Ben Ubıhça nın yok olması gibi Kürtçe nin de yok olmasını istemem. Dil üzerinden ideoloji ve siyaset yapan Baasçıların, bu zenginliğin hangi tarafında durduklarını da takmam... Kürtçe nin bir de kendi içinde sorunu vardır. Hadi, Cumhuriyet döneminde yasaklamalar, baskılar, engellemeler vardı ve Kürtçe kendini geliştiremedi. Öncesinde ne oldu da Kürtçe folklorik bir birikim olarak dondu kaldı? Şimdi, Kürtçe eğitim olsun diyenler, şunu bilmelidirler: Gelişmiş büyük diller bile bugün bir tıkanma noktasındadır. Bu dillerde de artık yeni kelime türetilmiyor. Yeni kavramlara, dildeki mevcut kelimelerin tamlama halinde kullanılmasıyla karşılık bulunabiliyor veya bu kavramlar, harf ve sayılardan oluşan bir takım kodlarla ifade ediliyor. Bu durumda Kürtçe ne yapacaktır? İkinci dil toplumsal ve resmi kabul görse bile, Kürtçe nin kendini geliştirme imkânı çok düşüktür. Savunanlara, bir süre tatlı bir heyecan yaşatır ve siyasi rant sağlar ama bir süre sonra, kendiliğinden tavsar... Kürtçe kurslar tecrübesini hatırlayın... Korkmayın, ülke falan bölünmez... Benim adım Namık!... Ben Bölünmez diyorsam bölünmez... (Son iki cümleyi nereden hatırlıyorum ben yaa!...) 6

7 GÜNEYDOĞU'NUN DİL HARİTASI ÇIKARILDI Ülkü Özel Akagündüz Zaman Gazetesi Kaynak: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da konuşulan dillerin coğrafi dağılımını gösteren bir harita var artık. Bölgede kullanılan diller üç aşağı beş yukarı bilinir; ama bu mevzu spekülasyonlara açıktır yine de... Kimileri Türkçenin, kimileri Kürtçenin hâkimiyetinden söz eder. Evet, Zazacanın ve Arapçanın farkındadır herkes; ama Ermenice, Süryanice ve Keldanicenin de haritada bir renge karşılık gelecek kadar kullanıldığı pek bilinmez. Prof. Ahmet Buran'ın hazırladığı 'Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun Dil Atlası' bölgede kullanılan dillerin coğrafi dağılımı konusunda zihinleri netleştirmekle beraber, 'çok net' bir cevap vermekten kaçınıyor. Çünkü hangi şehirde kaç kişinin hangi dili anadili, hangisini iletişim dili olarak kullandığına dair istatistikî bir çalışma henüz yok. Bu durumda, dil atlasını nasıl okumamız gerektiği sorulabilir. Haritayı açalım önümüze ve Prof. Buran'ın yardımıyla okuyalım; kırmızılar Türkçeyi, yeşiller Kürtçeyi simgeliyor. Renklerin yoğunluğu 'anadil'e işaret ediyor. Şöyle ki, bir bölgede yeşiller çoğunluktaysa o bölgede anadili olarak Kürtçeyi konuşan insanların çoğunlukta olduğunu anlıyoruz. Yine aynı bölgede kırmızılar da varsa, Türkçenin ikinci dil yani iletişim dili olarak kullanıldığı sonucuna varıyoruz. Şehirlerin ya da ilçelerin üzerinde gördüğümüz renklere de pek aldırmıyoruz; yani Şemdinli üzerinde sadece yeşil gördüğümüz zaman "Hımm demek burada sadece Kürtçe konuşuluyormuş" demiyoruz, zira renkler birebir örtüşmek yerine o civarda hangi dilin yaygın kullanıldığını gösteriyor yalnızca. Harita böyle okunuyor; ama acaba bize ne söylüyor? Prof. Buran, "Üzerinde durmamız gereken iki husus var" diyor: "Harita hem anadil coğrafyasını hem de iletişim dili coğrafyasını gösteriyor. Türkçe, anadil olarak kullanılmadığı bölgelerde ikinci dil, yani iletişim dili olarak oldukça yaygın kullanılıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu nüfusunun yüzde 85-90'ının Türkçeyi anladığı ve konuştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz." Atlasta iç içe geçmiş renkler, dışarıdan bakan bir göz için hayli enteresan olabilir; bölgenin her yanına serpiştirilmiş gibi duran sarı, mavi, kırmızı, lacivert, yeşil ve siyah, kendi anadillerini yaşatan zengin bir topluluğa da işaret ediyor aslında. Ülke genelinde Türkçenin kesin hâkimiyeti söz konusu iken burada tek bir dilin hâkimiyetinden söz etmek imkânsız. 7

8 Daha somut bilgiler ışığında daha detaylı bir dil atlası çıkarmaya hazırlanan Prof. Ahmet Buran, bölge halkına en son 1960 nüfus sayımında sorulan 'Anadilin nedir?" sorusunu yineleme vaktinin geldiğine inanıyor: "Bölgedeki demokratik açılımlar, akademik çalışmaları kolaylaştıracaktır. Güvenli bir ortamda, suçlanmayacağımızı bilerek çalışmak güzel olacak." 8

9 KARMA DİLLER ve İKİ ÖRNEK: Klasik Osmanlıca ve Kürtçe Ahmet BURAN Prof.Dr. Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kaynak: Makaleden Kürtçe üzerine bir alıntı (sayfa 7-9) Kürtçe: Kürtçe, yazı dili geleneği olmadığı için standartlaşmamış ve adeta Osmanlıcanın halk ağızlarındaki kullanımını temsil eden bir karma dil görünümüne bürünmüştür. Kürtçenin gramer yapısındaki karmaşıklığı daha önce yazdığımız kimi yazılarımızda da belirtmiştik19. Söz varlığı konusunda bugüne kadar çok sayıda çalışma yapılmış ve yayınlanmıştır20. Bu çalışmalarda genellikle Kürtçenin söz varlığının karma olduğu da ortaya konmuştur. Biz burada Rusya Bilimler Akademisi tarafından yayınlanan Kürt Dilinin Etimolojik Sözlüğü21 nü esas alarak Kürtçenin söz varlığı üzerinde özet bir değerlendirme yapmaya çalışacağız. Söz konusu sözlüğün birinci cildinde yer alan 3499 kelimenin 3435 i -aşağıdaki tabloda görüleceği gibi- başka dil ve lehçelere aittir. Kalan 64 kelimenin kökeni ise açıkça belirtilmemiştir. Kökeni açıkça belirtilmeyen kelimeler şunlardır: agana, agin,angutin, ar, araj, armuş, avir, azap, angir, adine, alandin/alın, argun, arşil, axinin,/axin, balangaz, balgar, ban, band, baş, bawbaw, bahir, balara, bani, bebaxti, bicang/picang, bilçasura/bilçazarda, bilur, biriyan, çandi, çip, çopi, çam, çavbal, çeli, çirusin, çük, dafa, dasalat, do, danin, derav, dolidang, du, existin, ejgar, farzik, firkas, fig, firangula, gavızin, girov, gornapişik, herati, hamez, hajin, kurdunda, kaşkalan, kelak, kotan, mahjub, mamik, mar Bu kelimelerden bir bölümünün kökeni ya da Kürtçeye hangi dilden geldiği bellidir. Mesela, du kelimesi Farsçadan Kürtçeye geçen iki anlamındaki sözdür. Dolayısıyla bu kelimelerin de önemli bir kısmının kökeni başka dillerdir. Aslında, binlerce kelime arasında birkaç kelimenin kökenini bilinmemesi ya da bulunamaması tek başına bir anlam ifade etmez. Özgün bir dilden bahsedebilmek için, söz konusu dilin, dilin temel birimleri dediğimiz sesbilgisi, yapıbilgisi, söz varlığı, cümle bilgisi ve vurgu gibi beş esas bakımından özgün olması gerekir. Kürtçe bu beş esas bakımından özgün değildir. Sesleri ve ses sistemi, yapısal özellikleri ve ekleri, söz varlığı ve cümle yapısı itibariyle kendisini oluşturan dillerin özellikleri dışında hiçbir özgün özelliğe sahip değildir... 9

10 Rusya Bilimler Akademisi tarafından hazırlanan Kürt Dilinin Etimolojik Sözlüğü ne göre Kürtçenin söz varlığının % 99 dan fazlasının kökeni başka dillerdir. Başka dillerden gelen kelimelerin % sı Arapça; % u Farsça(<Farsça %29.23, + Eski İranca % Fars Ağızları %1.11) ; %14.96 sı da Türkçedir. (Türkçe % Azerice<%0.23). Bu üç dilden alınan kelimelerin toplamı yaklaşık olarak % 95 tir. % 2.21 lik Ermenice kelimeyi de katarsak bu oran %97 ye yükselmektedir. Daha küçük oranlarda kelimesi olan dilleri de katınca bu oran %99 u geçmektedir. Bu, bizim tespitimiz değil, Rusya Bilimler Akademisi tarafından hazırlanan Kürt Dilinin Etimolojik Sözlüğü nün yaptığı etimolojinin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Sonuç Görüldüğü gibi karma diller, sadece Avrupa dilleri ile ilişkide olan diller arasında değil, dünyanın her yanında meydana gelebilmektedir. Uzun süreli kullanımları sonucunda kreol durumunu aşıp, kendine has kurallar geliştirerek edebiyat ve bilim dili hâline de gelebilmektedirler. Ancak her hâlükârda bu diller ve bu dilleri konuşan topluluklar tek kökenli (homojen) değil, çok kökenli (heterojen) bir karaktere sahiptirler. Kürtçe ağırlıklı olarak Arapça, Farsça ve Türkçeden oluştuğu gibi, Kürtler de köken bakımından Arap, Fars ve Türk kökenli topluluklardan oluşmaktadır. Osmanlıca ile Kürtçenin eş zamanlı ve benzer bir karışım ve oluşum süreci vardır. Osmanlıca daha çok yazı dili olarak, Kürtçe ise konuşma dili olarak kullanılmıştır22. Arapça-Farsça ve Türkçe ile diğer bazı dillerin kesişme noktasında (sınır bölgelerinde), çok dilliliğin kaçınılmaz sonucu olarak, bir dil karışması meydana gelmiş ve Kürtçe bu coğrafyada bir geçer bölge dili (Lingua franca) hâline gelmiştir. Devlet, bilim ve edebiyat dili olmadığı hâlde, birçok topluluğun Kürtçeyi benimsemesi ve zamanla asıl dillerini terk etmesi ise, Kürtçenin basit kurallara dayanan ve kolay öğrenilen geçer bölge dili olmasıyla ilgilidir. Yukarıda verdiğimiz örnekler, gramer özellikleri ve söz varlığı bakımından bu karmaşıklığı açıkça göstermektedir. 10

11 İKİ DİLLİ TÜRK VATANDAŞLARININ EĞİTİMİ Mustafa Sarı Doç.Dr., 02 Ocak 2011 Urfa da Gündem Gazetesi Kaynak: Osmanlının çok uluslu ve çok dilli bir imparatorluk olduğu herkesin malumu. Farz-ı muhal imparatorluk küçüle küçüle Anadolu ya sıkıştırılmamış olsaydı, memur atamaları Saraybosna dan Şam a, Halep ten Üsküp e yapılabilecekti. O zaman kim bilir, Gani Müjde nin Osmanlı Cumhuriyeti filmindeki gibi, ne komik durumlarla karşılaşırdık. Bugün içinden çıkamadığımız iki dille eğitim meselesinin ne kadar çetrefil bir hal alacağını varın siz düşünün! Osmanlının çok uluslu ve çok dilli toplumsal yapısı, kısmen azalarak Cumhuriyete devredildi. Aşağıda Mıgırdıç Margosyan dan aldığım parça, lı yıllarda, Diyarbakır da Osmanlıdan devraldığımız toplum hakkında bilgi verir: Yandaki odada Kürtçe konuşmaya başladıklarını duydum. Aslında Kürtçe çat pat anlıyordum. Ama onlar bu gece belli ki benim duyup bir şeyler anlamamı önlemek için Kürtçe yerine benim hemen hemen hiçbir kelimesini anlamadığın Zazaca konuşuyorlardı (Gavur Mahallesi Mıgırdiç Margosyan, s ) Kendi aralarında ana dilleri Ermenice ile iletişim kuran anne-baba, çocuklarından saklamak istedikleri bir konuda Kürtçe konuşuyor; ancak Kürtçeyi sokakta duyarak az buçuk öğrendiği için, çocuğun konuşulanları anlama tehlikesi ortaya çıkıyor. Bu durumda Ermeni anne-baba, bölgede Kürtçeye göre daha az yaygın olan Zazaca ya başvuruyor. Türk ulusçuluğu temeline dayanan yeni kurulan Cumhuriyet in, etnik ve dilsel çoğunluğu kabul etmediği, Müslüman olan bütün unsurları Türk saydığı bilinmektedir. Ermeni, Rum ve Yahudi gibi gayrimüslim azınlıklar, Lozan anlaşması ile tanınmış ve belli haklar elde etmiş; ancak Türk olmayan Müslüman unsurlar Türk sayıldıkları için azınlıklara tanınan haklardan yoksun kalmışlardır. Türk ulusçuluğunun dile yansıyan ve Vatandaş, Türkçe Konuş! sloganıyla özetlenen boyutu, sanıldığı gibi sorunsuz yaşanmamıştır. Doğu ve Güneydoğu da dille ilgili yaşanan çoğunluğu trajik, bir kısmı komik hikâyeler, maalesef ancak son yıllarda edebiyat ve sanat dünyamızda yansıma bulabilmiştir. Örneğin Cezmi Ersöz, Bana Türkçe Bir Ekmek Ver adlı kitabında Hiç Unutur muyum başlıklı hikâyede, tek parti döneminde, Kürtçe konuşmanın yasak olduğu bir dönemde, Doğu da geçen trajikomik bir olayı anlatır. Geçen yıl çekilmiş 11

12 olan İki Dil Bir Bavul adlı filmde Doğu ya tayin olan bir öğretmenin yaşadığı iletişim sorunları anlatılmıştır. Sanatçıların romantik ve duygusal bir üslupla dile getirmeye çalıştığı sorun, gerçekte toplum hayatında tedavisi gittikçe zorlaşan, kangrenleşen yaralar açmaktadır. Daha dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün, adı sonradan Güroymak biçiminde Türkçeleştirilen Norşin adını kullanması ve buna bağlı ortaya çıkan tartışmaları hatırlayalım. Benzer tartışmaların kişi adları üzerinden de yapıldığı bilinmektedir. Eğitim ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Bu sorunun yıllardır göz ardı edilen ve en çetrefilli yönü, ana dili Türkçe olmayan çocuklara Türkçenin öğretilmesidir. Türk kökenli olmayan vatandaşlarımız, sosyal hayata entegre olmakta zorlanmakta; bunun sonucu olarak bütün toplum sorun yaşamaktadır. İstesek de istemesek de, kabul etsek de etmesek de ana dili Türkçe olmayan azımsanmayacak sayıda Türk vatandaşı var ve bunların büyük bir kısmı eğitim konusunda yetersiz kaldığımız için, topluma uyum sağlamada sorun yaşamaktadır. Maalesef, yakın tarihimiz masa başında gündeme almadığımız sorunların, daha sonra yakamıza yapıştığını ve ayağımıza dolandığını gösteren örneklerle doludur. Bugün dünyada iki dillilik, dilbilimin önemli çalışma alanlarından biridir. Müge Ayan Ceyhan ve Dilara Koçbaş'ın Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi için Kasım 2009 da hazırladıkları "Çift dillilik ve Eğitim" başlıklı araştırmada iki dillilik şöyle tanımlanır: En geniş tanımıyla çift dillilik, bireylerin iki ya da daha fazla dilde, söz konusu dillerin kurallarını kullanarak, iletişim kurmalarından doğan psikolojik ve sosyal durumlara karşılık gelmektedir. İki dilliğinin, çocuğun zihinsel ve bilişsel gelişim açısından zararlı olmadığı, hatta faydalı olabileceği dilbilimciler tarafından söylenmektedir. Radikal gazetesinin tarihli sayısında, Christoph Schroeder den tercüme edilen yazıda, iki dilliğinin eğitimde avantaja dönüştürülmesi şöyle açıklanır: İki dilli çocuklarda, erken yaşta bir dil farkındalığı oluşmakta ve bu farkındalık, çocuğun hem genel olarak dil edinmesinde hem de yabancı dil öğrenmesinde destekleyici olmaktadır. Fakat bu farkındalığın ortaya çıkması için çocukların desteklenmeye ihtiyacı vardır. İki dilli olduğu kabul edilmeyen ve buna göre bir eğitim sürecinden geçirilmeyen çocuklardan başarı beklenmemelidir. Dünyada iki dilli çocukların eğitimi için uygulanan modeller, programlara ana dil ve ikinci dili dahil etmeleri açısından iki ana gruba ayrılır. Bunlardan ilki eğitim sürecine ana dili ve ikinci dili dahil eden ve bu nedenle iki dilli diyebileceğimiz eğitim modelleridir. Diğeri ise sadece bu iki dilden birini dahil eden tek dilli eğitim modelleridir (M.A. Ceyhan- D. Koçbaş:2009). Anayasa mızda devletinin dilinin Türkçe olduğu ve Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamayacağı ve öğretilemeyeceği için, ülkemizde iki dille eğitim mümkün değildir. Sadece, Lozan Anlaşması ile tanınan Rum, Ermeni ve Yahudi kökenli vatandaşlara Özel Eğitim Kanunu çerçevesinde kendi dillerinde eğitim yapma hakkı tanınmıştır. Eğitim dili anayasada açıkça belirtildiği için, ülkemizde iki dille eğitim modellerini uygulamak mümkün değildir. Tartışmanın ağırlıklı olarak Kürtler üzerinden yürütülmesi, toplum hafızasında PKK ve terör eksenli olduğu için, konunun bilimsel değil politik zemine kaymasına neden olmaktadır. Ne 12

13 var ki hem sayısal çoklukları hem de eğitim bakımından Müslüman ancak Türk olmayan diğer etnik gruplara göre düşük seviyede oldukları için, tartışmayı Kürtler ve Araplar üzerinde odaklamaktan başka yol görünmüyor. Eğitim seviyesi çok düşük anne babaların, dil eğitimi konusunda çocuklarına çok az şey aktarmaları, ana dilinde zihinsel ve bilişsel gelişimi tamamlanmadan çocukların televizyon ya da okulda Türkçeyle tanışmaları, Kürt ya da Arap kökenli çocukların eğitimdeki başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çocuklar aile ortamında ana dilleriyle Kürtçe ya da Arapça iletişim kurmaktadır. Uydu yoluyla istenilen dilde yayın yapan bir televizyon kanalına ulaşmak artık çok ucuz ve yaygın. Bölge halkının hemen hemen tamamı, yıllardır Kürtçe ya da Arapça yayın yapan kanalları izlemekte ve ana dillerinden kopmamaktadır. Üstelik devlet, Kürt açılımı diye bilenen demokratik açılım politikalarına bağlı olarak, 24 saat Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı açmıştır. Kuşkusuz TRT Şeş, Kuzey Irak taki Kürtler için açılmadı. Demokratik açılım adı altında yürütülen bu çalışmaların, Türkçenin iki dilli çocuklara doğru biçimde öğretilmesinde oluşturacağı sorunlar öngörülmeli ve bunlara gerçekçi çözümler üretilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı nın yürürlükteki uygulamaları, bu çözümü üretmekten uzaktır. Bakanlık, İzmir ya da Ankara daki çocuklarla Hakkari ya da Diyarbakır daki çocuklara ücretsiz olarak aynı kitapları göndermekte ve çocuklar aynı eğitim sürecinden geçmektedir. Oysa ana dili Türkçe olan biri ile Türkçeyi ikinci dil olarak öğrenen birinin dil edinimi farklıdır. Ancak mevcut eğitim programlarında, bu farklılık göz ardı edilmektedir. Şanlıurfa da, bir Arap köyünde Türkçe öğretmeni olan yüksek lisans öğrencimle birlikte ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilerin Türkçeyi kullanma becerileri üzerinde çalışma yapmaktayız. Topladığımız üç-beş sayfalık veri bile durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Örneğin küfür söylemek, ateş yapmak, gözlük giymek, pişmanlık olmak gibi Türkçede olmayan birleşik fiiller kullanılmaktadır. Türkçe söz dizimine değil, Arapça söz dizimine uygun cümleler, yanlış hal ekleriyle birlikte kullanılan fiiller( Ya o beni vurur ya ben onu vururum. vur- fiili dövmek anlamındadır.), anlatımı bozuk cümleler oldukça yaygındır. Sanıyorum dikkat edilmesi gereken en önemli konu, ana dil eğitimi ile ana dilde eğitim arasındaki farktır. Ana dilde eğitim,öncelikle anayasaya aykırıdır. Zaten ülkemizin üniter yapısı, ekonomisi, nüfusun bölgesel dağılımı ve konunun uygulanabilirliği bakımından da ana dilde eğitim mümkün değildir. Ancak ana dil eğitimi konusunda, dil kurslarının açılmasında olduğu gibi, birtakım düzenlemeler yapılabilir. Öğrenme, sadece okullarda yürütülen bir süreç değildir. TRT nin 24 saat Kürtçe yayın yapan kanalı, fiilen Kürtçenin öğrenilmesine katkı sağlamaktadır. Bu kanalda Kürtçenin öğretilmesi için programlar yapılabilir. Türk dili üzerine çalışan biri olarak benim için önemli ve öncelikli konu, ana dili Türkçe olmayan öğrencilere Türkçenin daha doğru biçimde öğretilmesi ve buna bağlıolarak çocukların topluma uyum sağlamalarına yardımcı olunmasıdır. Bu konuda şunlar yapılabilir: İki dilli çocuklar, eğitim kurumlarında ana dillerinden dolayı küçük görülmemeli; hele asla cezalandırılmamalıdır. Çocukta dil farkındalığı nın erken yaşta oluşturulmasının öğrenmeyi kolaylaştırdığı ve desteklediği unutulmamalıdır. İki dilli çocukların Türkçe ile erken dönemde karşılaşmalarını sağlamak ve ilköğretim programına hazırlamak için ana sınıfları yaygınlaştırılmalı ve bu sınıflarda konuşma, anlatma, konuşturma gibi iletişim becerileri kazandırılmalıdır. Eğitimcilerin sıklıkla önerdiği 13

14 iletişimsel dil eğitimi (communicativelanguageteaching) yöntemleri kullanılmalı. Son yıllarda ilköğretimde Türkçe derslerinde gramer bilgisinin azaltılması, onun yerine okuma yazmaya ağırlık verilmesi oldukça yerinde bir karardır. Ancak uygulamada sorunlar bulunmaktadır. Birçok öğretmen daha 3. sınıfta iken, sınavlarda çıkacak kaygısı ile gramer ve imla-noktalama bilgileri vermektedir. İki dilli öğrencilerin yoğun olduğu okullardaki ana sınıfı ve ilköğretim 1. kademedeki öğretmenlere seminerler verilmeli ve bu konuda farkındalık oluşturulmalıdır. Eğitim fakültelerinin ilgili bölümlerinde iki dilli çocukların eğitimi ve onlara Türkçenin öğretilmesi ile ilgili dersler konulmalıdır. Eğitim fakültelerinin programları ağırlıklı olarak YÖK tarafından hazırlandığı için bakanlık ve YÖK arasında işbirliği yapılmalıdır. İki dillilikle ilgili sürece sadece Türkçe öğretmenleri değil, bütün öğretmenler dahil edilmelidir. Bakanlığın, öğrenciyi eğitim sürecine daha aktif biçimde katmayı hedefleyen uygulamaları oldukça faydalıdır. Ancak bunun kişilik sınıflar için uygun olmadığı fark edilmeli ve buna çözüm üretilmelidir. Bu konuda yapılacak olan çalışmalardaki amacın asimilasyon değil, toplumsal entegrasyon olduğu unutulmamalı ve süreç politikasını belirli bir ırk üzerine kurgulanmış siyasi partiler tarafından suiistimal edilmemelidir. Çözüm üretmede geciktiğimiz ve ertelediğimiz sorunların, istemediğimiz bir zamanda başımızı ağrıtması kaçınılmazdır. Bu nedenle tüm ilgilileri ve yetkilileri, Üzerlerine yüreklerinden başka muska takmadan konuşmaya davet ediyorum, İsmet Özel in şu şiirde vurguladığı gibi: Ağlamadan, dillerim dolaşmadan, yumruğum çözülmeden gecenin karşısında.. üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum. İsmet ÖZEL Doç.Dr. Mustafa SARI 14

15 1876'DAN GÜNÜMÜZE RESMÎ DİL SERÜVENİMİZ Şükrü Hanioğlu Prof.Dr. 2 Ocak Pazar Sabah Gazetesi Kaynak: nimiz 1876 Kanun-i Esasîsi'nin hazırlanması sürecinde bir dizi taslak üzerinde çalışılmıştı. Belçika, Fransa ve Prusya anayasalarından esinlenen bu taslaklar o döneme kadar uygulanmış olan geleneklerin yasal düzenlemeler haline gelmelerine neden olmuştu. Bunların en önemlilerinden birisi hiç şüphesiz "resmî lisan" ile ilgili olanıydı. Kanun-i Esasî'yi hazırlama süreci başladığında çok uluslu bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti'nde merkezî bürokrasi Hariciye Nezareti dışında (yurtdışı temsilcilikler, Nezaret ile Fransızca muhabere ederdi) Türkçe kullanır; ancak diğer imparatorluk dilleri de yaygın biçimde istimâl olunurdu. Bu alanda ise katı kurallardan ziyade gelenekler göz önüne alınırdı. Meselâ Arap vilâyetlerinde yargılamalar Arapça olarak gerçekleştirilip kaydedilirken, Cezaîr-i Bahr-i Sefîd vilâyetinde dilekçeler Rumca olarak yerel makamlara sunulurdu. Buna karşılık Rum Patrikhanesi patrik seçimi mahzarları da dahil olmak üzere idarî makamlara sunduğu vesikaları Türkçe kaleme alır, Mekke Şerifi de istisnaî durumlar dışında muhaberatı bu dilde yapardı. Meclis-i Vükelâ yâni hükümet tarafından hazırlanan Kanun-i Esasî taslağında, dil konusunda "Memâlik- i Osmaniye'de bulunan akvamdan her biri kendülerine mahsus olan lisanı ta'lim ve ta'allümde muhtardır" hükmü yer alıyordu. Bu ibare "resmî dil" kavramına yer vermediği gibi değişik imparatorluk dillerinde eğitim yapılmasını da güvence altına alıyordu. Söz konusu taslağın pek çok maddesi Kanun-i Esasî metninde aynen yer alırken, Mabeyn Müşîri Eğinli (Büyük) Said Paşa yukarıdaki ibareye şiddetle itiraz ederek bu fikrin ayrılıkçılığı resmî güvence altına alacağını savunmuştu. Said Paşa'ya göre Türkçe dışındaki imparatorluk lisanlarının kullanımı ve bu lisanlarda eğitim yapılması "fi'len" "cereyan edegeldiğinden" bu tür bir taahhütte bulunmak gereksiz olduğu gibi devletin resmî dilinin Türkçe olduğunun da Kanun-i Esasî metninde açık biçimde zikredilmesi gerekiyordu. Kanun-i Esasî'nin, Paşa'nın Sultan'a sunduğu lâyiha çerçevesinde kaleme alınan 18. Maddesi "hidemât- ı devletde (devlet hizmetlerinde) istihdam olunmak içün devletin lisan-ı resmîsi olan Türkçe bilmek şartdır" vurgusunu dile getiriyordu. Böylece Türkçe resmî lisan haline gelirken diğer dillerin kamusal alanda nasıl kullanılacakları alanında yasal bir düzenleme getirilmedi. Bu düzenlemeye karşın uygulamada gelenekler sürdürüldü. Nitekim resmî dilin Türkçe olduğunu vurgulayan Kanun-i Esasî pek çok dilde yayınlandı, Arap vilâyetlerinde mahkemelerde Arapça kullanıldı, Basra benzeri vilâyetlerin salnâmeleri (yıllıkları) iki dilde neşrolundu ve farklı dillerde eğitim yapan okullar programlarında herhangi bir değişiklik yapmadılar. Bu dillerde basım ve yayım faaliyeti de aynı şekilde sürdü. Tahta çıkış 15

16 yıldönümlerinde Sultan'a gönderilen tebrikler dahi farklı dillerde kaleme alınabiliniyordu. Devlet memurlarının Türkçe bilmeleri hakkındaki hüküm de oldukça gevşek biçimde uygulanıyordu. Türkçeyi çok az konuşabilen meb'uslar mecliste söz alamamışlardı. Ancak değişik yerel yönetimlerde çok sayıda "Türkçe Bilmez" lakâplı memur istihdam olunuyor, Sadrâzâm Tunuslu Hayrettin Paşa örneğinde görüldüğü gibi en üst bürokrat dahi yazılarını Arapça ve Fransızca kaleme alabiliyor, bunlar daha sonra Türkçeye çevriliyordu. Dolayısıyla yasal düzenleme geleneksel davranışlarda herhangi bir değişikliğe neden olmamıştı. Resmî dil uygulamasında büyük farklılık ise 1908 İhtilâli sonrasında ortaya çıktı. İttihad ve Terakki liderleri kamusal alanda farklı diller kullanımının devletin bütünlüğünü tehlikeye düşüren ve ayrılıkçı milliyetçilik akımlarına güç veren bir uygulama olduğunu düşünüyorlardı. Bu nedenle Kanun-i Esasî'nin 18. Maddesi aşırı katı biçimde yorumlanmaya başladı. İlginç bir misâl verecek olursak yerel meclislerde Türkçe kaleme alınan bir mazbatanın bir âzâ tarafından Ermenice harfli bir mühürle tasdik edilmesinin dahi anayasada var olan "resmî dil" kavramıyla çeliştiği savunuldu. Türkçe dışındaki dillerin kamusal alan dışına çıkarılması ise imparatorluk anâsırı tarafından bir "Türkleştirme" ve "asimilasyon" siyaseti olarak yorumlandı. Bu alanda en büyük çatışma önce Arnavutlar sonra da Araplar ile yaşandı. Bilhassa Arnavutların 1908 ve 1910'da Manastır'da gerçekleştirdikleri iki kongre sonrasında Latin harfleri temelli yeni bir alfabeyi kullanma kararı almaları, buna şiddetle itiraz eden İttihad ve Terakki Cemiyeti ile Arnavut milliyetçileri arasında bir alfabe ve dil kullanımı savaşının başlamasına neden oldu. Daha sonra Arapçanın kamusal alanda kullanımının engellenmesi nedeniyle benzer çatışmalar Arap entelektüelleri ile de yaşandı. Bir tarafın "bizi Türkleştirmek istiyorlar" diğer tarafın ise "ayrılıkçılar bizi bölmeye çalışıyorlar" sloganları altında yürüttüğü çatışmalar imparatorluğun parçalanması ile son buldu. İmparatorluk yıkıntıları üzerine kurulan yeni ulusdevletler de bu mirası devraldılar. Bu mirasçılardan Türkiye "resmî dil" yorumunu temelde İttihad ve Terakki'nin yaklaşımına dayandırmakla beraber bu konuda ulusdevlet refleksleri nedeniyle daha da katı siyasetler benimsedi. Resmî ideolojinin "Türkiye'de Türklerden başkasının olmadığı" yaklaşımı çerçevesinde millet inşa etmeye çalışması ise bu siyasetlerin sertlik derecesini artırdı. "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyalarıyla gayrimüslimleri de hedef alan siyasetler neticesinde en büyük çatışma lisanlarının yasaklanmasına varan uygulamalara muhatap olan Kürt kökenli vatandaşlarla yaşandı. Bir buçuk asra yaklaşan "resmî dil" serüvenimiz esas meselenin bu kavramın yorumlanması olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki "dil savaşları" temelli milliyetçi çatışmalar başladığında uzlaşmaya varılması son derece güç olmaktadır sonrası yapılan katı yorumlar ve gerçekleştirilen baskıcı siyasetlerin bütünlüğün korunması alanında yararlı olduklarını söyleyebilmek zordur. Günümüzde meselenin yorum farklılığından öte bir boyuta ulaşıp ulaşmadığı ise farklı bir tartışmadır. 16

17 ÇİFTDİLLİLİK ÜLKEMİZ İÇİN BİR AVANTAJA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR Sabancı Üniversitesi GazeteSU 9 Aralık 2010 Kaynak: Prof. Dr. Tosun Terzioğlu: Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Herkes için Kaliteli Eğitim i savunuyor. Kaliteli eğitimi herkese ulaştırmada en önemli darboğaz dildir. Prof. Dr. Üstün Ergüder: Önceliğimiz birinci dili Türkçeden farklı çocuklar için neyin yararlı olduğunu öğrenmek olmalı. Bir yandan kapsamlı araştırma ve hazırlık süreçleri olmaksızın atılacak acele adımlardan kaçınırken, öte yandan farklı dillere saygının güçlendirilmesine ve çocukların günlük okul yaşamlarını iyileştirmeye dönük adımları hızla atmaya başlamalıyız. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Türkiye de Çiftdillilik ve Eğitim: Sürdürülebilir Çözümler için Atılması Gereken Adımlar başlıklı politika notunu 8 Aralık 2010 da kamuoyuyla paylaştı. Toplantıda sunulan politika notunun, Dr. Müge Ayan Ceyhan ve Dilara Koçbaş ın ERG için hazırladığı Çiftdillilik ve Eğitim raporu ve Türkiye de ve yurt dışında yapılmış çalışmaların yanı sıra Ekim 2009-Kasım 2010 döneminde ERG tarafından düzenlenen ve ağırlıklı olarak akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini bir araya getiren toplantılardaki tartışmaları dayanak aldığı ifade edildi. Açış konuşmasında ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, Türkiye de anadilinde eğitim talepleri etrafında gelişen tartışmaların çoğu zaman siyasal kutuplaşmaya dayalı ve ilgili hakların yasal düzeyde tanınmasıyla sınırlı kaldığını ifade etti. Bu tartışmalarda konunun birincil muhatabı olan çocukların gelişimi için neyin yararlı olduğunun gözden kaçtığını belirten Ergüder, önceliğin çocukların eğitime erişimleri, aldıkları eğitimin kalitesi ve çocukların eğitim sürecinde neler yaşadığına verilmesi gerektiğini ekledi. Prof. Dr. Üstün Ergüder sözlerine şöyle devam etti: Geçtiğimiz aylarda bu konuda basına yansıyan tartışmalardaki kavram karmaşası dikkatimizi çekti. Bu karmaşa bize böylesi çetrefil bir konuya çözüm ararken öncelikle ihtiyacımız olanın araştırma, öğrenme ve soğukkanlılıkla tartışma olduğunu bir kez daha gösterdi. Örneğin, anadilinde eğitim taleplerini Türkiye de resmi dilin değişmesi olarak yorumlayanlar olduğunu gördük ki bu hem tamamen farklı bir konu hem de çözümsüzlüğe katkıda bulunuyor. Öte yandan, resmi dilin tartışmalarda yer alması gereken nokta şu: Birinci dili ne olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının resmi dil olan Türkçeyi iyi öğrenmesini sağlamak devletin temel bir görevi. Ancak bunu çocukların birinci dillerini yok saymadan yapmak da mümkün. Özetle, konunun pek çok boyutu var ve kestirme çözümlerden kaçınmamız gerekiyor. Politika notunda vurgulanan başlıca noktaları dile getiren ERG Proje Uzmanı Işık Tüzün öncelikle, çalışmada çiftdillilik ve eğitim ve bu bağlamda kullanılan birinci dil ve ikinci dil kavramlarını benimseyerek uluslararası dilbilim, eğitimbilim ve psikoloji yazınıyla uyum 17

18 sağladıklarını ifade etti. Tüzün böylece anadili eğitimi/öğretimi ve anadilinde eğitim gibi sınırlı iki modelden daha fazlasını tartışmaya olanak bulduklarını ekledi. ERG notunda, araştırmaların birinci dili Türkçeden farklı çocukların eğitime erişim, devam ve eğitimde başarı açısından yaşadığı sorunlara işaret ettiğini belirtiyor. Ayrıca çiftdil gelişiminin çocuk açısından yararlarına değiniliyor; doğru pedagojik koşullar altında çocuğun birinci ve ikinci dilinin birbirini destekleyebileceği, bir dili diğerine tercih etmek gerekmediği ifade ediliyor. Çiftdillilik ve Eğitim raporunda yazarların, çiftdilliliğin değil, bu potansiyeli değerlendirecek ve her çocuk için kaliteli bir eğitim ortamı yaratacak politikaların bulunmamasının çocuk açısından engelleyici olduğu sonucuna vardığının altı çiziliyor. Politika notunda ek olarak sürdürülebilir çözümler için atılması gereken adımlar özetleniyor. ERG Yürütme Kurulu Üyesi ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tosun Terzioğlu bu adımlar arasında, toplumda farklı dillerin eşit saygı görmesini sağlayacak çalışmaların da olması gerektiğinin altını çizdi ve çocuğun evinde konuşulan dile toplumda verilen değerin olumlu yönde değişebileceğini belirtti. Bu amaçla kısa dönemde yaşama geçirilebilecek öneriler arasında şunlar sayıldı: Çiftdilliliğe ilişkin yanlış algıları kıracak bilgilendirme çalışmaları yapılması, Türkiye de konuşulan dillerin üniversitelerde araştırılması ve geliştirilmesi ve Türkiye edebiyatına katkı sunmuş farklı etnik kökenlerden sahip isimlere müfredatta yer verilmesi. Tosun Terzioğlu, ERG nin Herkes için Kaliteli Eğitim i savunduğunu belirterek, kaliteli eğitimi herkese ulaştırmada birçok darboğaz olduğunu, en önemli darboğazın ise dil olduğunu vurguladı. Eğitimde çiftdilliliğe ilişkin politika geliştirme süreçlerinde Türkçede yetkinlik kazandırma yoluyla eğitime erişimi ve ders başarısını artırmaktan fazlası amaçlanmalıdır. Çocuğun hem resmi dilde hem birinci dilinde yetkinlik kazanması, ileri kademelerde de kaliteli eğitime erişimi ve eğitim yaşamı sonrasında sosyoekonomik hareketliliği göz ardı edilemeyecek amaçlardır. Öte yandan bu amaçların arasında, çocuğun özgüveninin güçlendirilmesi ve ailesiyle iletişiminin korunması, velilerin eğitim süreçlerine etkin katılımı, kültürlerarası saygı ve öğrenmenin desteklenmesi ve Türkiye de konuşulan tüm dillerin yaşatılması da yer almalıdır. Kapsamlı araştırma ve planlama süreçleri izlenmeden atılacak adımlardan kaçınılmalıdır. Yasal güvencelere kapsamlı bir araştırma ve hazırlık süreci eşlik etmediği ve eğitim sisteminin dil dışındaki bileşenleri güçlendirilmediği takdirde, uygulanacak her türlü modelin başarısız olma riski olacaktır. Geliştirilecek politikalar ve modellerin farklı grupların gereksinimlerine yanıt verebilmesini olanaklı kılacak araştırmalar acilen başlatılmalıdır. ERG toplantılarında öne çıkan araştırma soruları şunlardır: Türkiye deki mevcut çiftdilli eğitim deneyimlerinden çıkan dersler nelerdir? Türkiye de hangi diller, kaç kişi tarafından konuşuluyor? Farklı diller kimler tarafından, nerede, ne amaçla kullanılıyor? Farklı dil gruplarının demografik özellikleri nelerdir? Bu gruplar açısından eğitime erişim, eğitime devam ve eğitimde başarı istatistikleri nasıldır? Türkiye de konuşulan diller toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılanıyor? Belirli dillerin özelliklerine ilişkin toplumda yanlış inanışlara yaygın olarak rastlanıyor mu? 18

19 Birinci dilleri Türkçeden farklı çocuklar ve ailelerin birinci dil, ikinci dil ve hatta üçüncü dil edinimine ilişkin tutum ve talepleri nasıldır? Bu taleplerin altında hangi gerekçeler yatıyor? Eğitim sürecinde rol oynayan farklı grupların -çocuklar, aileler ve topluluklar, öğretmenler, idareciler ve müfredatı geliştirenler- birinci ve ikinci dil becerilerinin düzeyi nasıldır? Eğitim sürecinde rolü olan farklı grupların konuya ilişkin geliştirdiği stratejiler ve etkileri nelerdir? Araştırmaları, planlama çalışmalarını ve geniş çaplı yasal reformları beklemeden atılabilecek adımlar vardır. Bunlar, birinci dili Türkçeden farklı çocukların gündelik okul yaşamlarında karşılaştıkları olumsuzlukları azaltmak adına vakit kaybetmeden yaşama geçirilmelidir. Bu açıdan kilit roller oynayabilecek öğretmenlerin çocuk yararına desteklenmesi için ilk aşamada öneriler: Öğretmenlerin Türkiye deki farklı dil grupları ve farklı bölgelerdeki kültürel ve sosyoekonomik yapıya ilişkin bilgilendirilmesi Öğretmenlerin, çocuğa hak sahibi bir birey olarak yaklaşmasını sağlamak için hizmet-öncesi ve hizmet-içi eğitimlerin güçlendirilmesi Belirli bölgelerde ve belirli gruplarla deneyimi olan öğretmenler ile genç öğretmenler arasında paylaşım platformları oluşturulması Eğitim fakültelerinde başta Kürtçe olmak üzere Türkiye de konuşulan farklı dilleri öğrenme olanağı sağlanması Öğretmenlere birinci dili Türkçeden farklı olanlara Türkçe öğretme ve bu süreçte çocukların birinci dillerini bir kaynak olarak kullanma konusunda ek beceriler kazandırılması Belirli bölgelerde birinci dili kolaylaştırıcı rol oynayabilecek öğretmenlerin daha çok görevlendirilmesi Ayrıca, yasal bir dayanağı olmasa da bazı okullarda uygulanan Türkçe dışındaki dillerde konuşma yasaklarının önlenmesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı nın etkin bir rol üstlenmesi gerekiyor. Sonuç olarak, bir dilin öğrenilmesinin diğer bir dili öğrenirken destek mi engel mi teşkil ettiği, önemli bir bölümü eğitim politikaları tarafından biçimlendirilebilecek birçok farklı etmene bağlıdır. Çiftdilliliğin psikolojik, eğitsel ve toplumsal avantajları göz önünde bulundurulduğunda, birinci ya da ikinci dili eğitimde kullanmayan eğitim modelleri dikkatle değerlendirilmelidir. 19

20 ÇOK DİLLİLİK Mİ BÖLER, TEK DİLLİLİK Mİ? Eyüp Can 17 Aralık 2010 Radikal Gazetesi Kaynak: EY%C3%9CP%20CAN&Date= &CategoryID=97 Farklılıkların kabulü illaki ayrışma-bölünme demek değil. Öyle olsa Amerika, Kanada veya İspanya çoktan bölünürdü. Aslında meselenin özü şu: Çok dilli, çok dinli, çok kültürlü bir Türkiye mi istiyoruz... Yoksa tek dilli, tek dinli, tek kültürlü bir Türkiye mi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını etnik temelli mi tanımlıyoruz Yoksa bireysel hak ve özgürlükler üzerinden mi? *** BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş önceki gün Bölgede iki dilli bir hayat olacak dedi. Nasıl olacak iki dilli hayat? Demirtaş anlatıyor: Bundan sonra esnaf alışveriş dili olarak anadilini kullanacak. Ticari markalar anadilde olmalı, mönüler iki dilli olmalı. Artık devletin yasal ve anayasal düzenleme yapmasını beklemeyeceğiz. Çünkü yaptıklarımızın hepsi meşrudur, haktır, hukuka da uygundur. Bu bölgede iki dilli hayat olacak. Şehrin girişinde niye iki dilli hoş geldiniz tabelası olmasın. O kente giden bilmeli ki orada başka diller ve kültürler yaşıyor. Bunu engelleyen toplum değil devlet *** MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün Konya yolunda hemen cevap verdi: Bunlar çok talihsiz değerlendirmeler. Buna fırsat tanıyan siyasi iktidar olmuştur. Çok dilli ve çok milletli bir yapıya müsaade edilemez Neden? Bahçeli ye göre çok dillilik bölünme demek. Dün bir çıkış da Diyarbakır da bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay dan geldi. Türkiye de yerel dil ve kültürlerin yok sayılmaya çalışıldığı yasakçı ve inkârcı dönemlerin geride kaldığını söyleyen Günay BDP yi zorlama bir girişimin içinde olmakla suçladı: Anayasaya göre devletin resmi dili Türkçe. Resmi ortamda başka bir dilin kullanılmasına dönük şu anda yasaların verdiği imkânları zorlamak, hiçbirimizin hukuk çerçevesinde hakkı değildir... Anlayacağınız AK Parti hükümeti, Anayasa çerçevesinde ben elimden geleni yapıyorum fazla zorlama diyor. MHP, AK Parti yi bölücülüğe taviz vermekle suçluyor. BDP ise Anayasal sınırları sonuna kadar zorlama yanlısı 20

21 CHP kurultayla meşgul, şimdilik bu topa girmiyor *** Defalarca yazdım, dil meselesi Kürt sorununun bam teli. Terör ve şiddetin gölgesi üzerimizden kalktıkça Kürt meselesinin aslında her anlamıyla bir dil meselesi olduğunu daha iyi anlayacağız. Çünkü dil Kürt kimliğinin en önemli göstergesi. Türkiye demokratikleşme yolunda Günay ın vurguladığı gibi saçma dil yasaklarından kurtuldu. Ama yasakların kalkması yetmiyor: Demokratik bir ülkede devlet, vatandaşlarının yerel dillerini öğrenme ve yaşatmasını da sağlamak zorunda. *** Türkçe elbette resmi dil. Öyle de kalmalı Ama hala yasal olarak okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak bile okutulamıyor. Meclis te bir milletvekilinin Kürtçe konuşması siyasi gerilime yol açabiliyor hatta parti kapatma gerekçesi olarak görülebiliyor. Bunun çarpıcı bir örneği dün yaşandı. Bir süredir hasta olan BDP li Sevahir Bayındır koltuk değneğiyle katıldığı genel kurulda Shakespeare in meşhur olmak ya da olmamak deyişini önce İngilizce ardından da Kürtçe ifade etti. Siyasetçiler istedikleri kadar kafalarını kuma sokmaya devam etsin. Dil meselesi Kürt Sorunu nun demokratik eşiği Soru şu: Türk demokrasisini çok dilli, çok dinli ve çok kültürlü bir anlayışla yeniden tarif ettiğimiz zaman mı bölünürüz yoksa tek dilli, tek dinli, tek kültürlü bir Türkiye inadıyla mı? İnadın Türkiye yi nereye getirdiği çok açık Birlikte yaşamanın yolu birlikte var olabilmekten geçiyor. Türk ün Türk, Kürt ün Kürt olarak var olabilmesinden. Farklılıkların kabulü illaki ayrışma-bölünme demek değil. Öyle olsa Amerika, Kanada ve İspanya çoktan bölünürdü. Asıl bölünmeye sebep olan çoğu zaman tektipleştirici yaklaşımlar. Ne kadar zorlasanız da farklılıklar tek bir kaba sığmıyor 21

22 BOYKOT, ANADİLİNDE EĞİTİM VE ÇİFTDİLLİLİK Kemal İnal Doç. Dr., Gazi Üniversitesi 21 Eylül 2010 Radikal Gazetesi Kaynak: 46&Date= &CategoryID=99 Bakan Çubukçu'nun şu sözleri tartışılabilir: 'Aslında bu siyasi talep (anadilinde eğitim hakkı) her zeminde dile getirilebilir, demokratik bir ülkede yaşıyoruz.' Cümlenin gerisi de tartışılabilir: 'Çünkü bu çocuklar sadece anne ve babalarına ait değiller. Çocuklarımızı korumaya muktediriz. Aileler, çocukları okullarına yollasınlar.' Bence de. Ama yılda bir gün bile olsa, örneğin hangi dilde eğitim görmek istediklerini bu çocuklara sorsak olmaz mı? Anadilinde eğitim talebi, Kürt sorununun en netameli konusu olmaya aday. Zira bu konu gelecekte özerklik talebinin bileşeni olarak daha fazla dillendirilecek gibi görünüyor. BDP, bu hafta anadilinde eğitim talebinin bir parçası olarak okulları boykot kararı aldı. Kürt Dili ve Eğitim Hareketi, boykot ile birlikte günlük yaşamda Kürtçenin daha yoğun ve sistematik biçimde kullanılmaya başlanacağını açıkladı. Diyarbakır da okulların boykot edilmesi için Kürtçe ve Zazaca afişler bile asıldı. Buna göre zaman içinde alternatif bir eğitim sisteminin oluşturulması için Kürtçe müfredat ve ders kitabı hazırlanacak, mahkemelerde savunmalar Kürtçe yapılacak, işyerlerinin isimleri Kürtçeleştirilecek, Kürt çocukları Türkçe eğitim yapan kreşlere gönderilmeyecek. Yani önümüzde çok ciddi bir sorun var. Köprüleri atmadan çözebilmeliyiz. Bu boykot ne kadar tutar bilinmez ama MEB in tavrı (çocuk merkezli ve asayiş yönünde) sorunu çözecek gibi değil. Bakan Çubukçu, eğitimin anayasal (zorunlu ve kitlesel) bir hak olduğunu, Çocuk Hakları Sözleşmesi ne göre devletin, velayet hakkının kötüye kullanılması durumunda bunun bir çocuk istismarı olduğu için müdahale edileceğini söyledi. Bazı valiler, çocuğunu okula göndermemenin parasal bir cezası olduğunu bile hatırlattılar. Peki, eğitimde sivil itaatsizlik noktasına nasıl gelindi? Türkiye de asimilasyon var mı? Bırakın Türkiye yi, tüm ulus-devletlerin tarihi asimilasyonist düşünce ve pratikle doludur. Örneğin köklü bir ulus-devlet geleneği olmayan ABD bile, adına melting pot (eritme potası) dese de WASP (Beyaz, Anglosakson ve Protestan) yönünde asimilasyonu çağrıştıran politikalar uygulamıştır. Fransa, İsveç, Avustralya, Güney Afrika, Çin, Rusya gibi birçok ülke geçmişte eğitime asimilasyonist mantıkla bakmıştır. Almanya nın Türk işçi çocuklarına karşı tutumu bir sır değil. Bu nedenle, öğrenilen (egemen, lingua franca) dil üzerinden asimilasyona gidilir. 22

23 Asimilasyonun anti-demokratik, bir insan hakkı (kimlik, dil, kültür) gaspı olduğuna dair bir dolu literatür vardır. O yüzden entegrasyon (bütünleşme) terimine bile şüpheli yaklaşanlar var. Başka kavramlar (insertion gibi) önerenler de yok değil. Türkiye, asimilasyonu hep bir devlet politikası olarak uyguladı. Resmi katlarda, okul ve günlük yaşamda tek dil kullanma zorunluluğu, bu politikanın en önemli göstergesidir. Güneş Dil Teorisi gibi bilim karşıtı, yer yer ırkçı-turancı tezler bile üretildi lı yıllarda gayri müslimlere Vatandaş Türkçe Konuş, 1980 lerde Diyarbakır Cezaevi ndeki politik Kürt tutuklulara Türkçe Konuş, Çok Konuş denildi. Bu konuda inanılmaz yasaklar üretildi. Kürtler kendi dillerini kullanmaktan çekinir, hatta korkar oldular; dilini konuştuğu için bir dolu insan eziyet çekti, işkence gördü. Sonuçta bu politika karşımıza silahlı bir Kürt isyanı çıkardı; bastırılan geri döndü. Kart-kurt hikâyesi geri tepti. Lakin bu asimilasyonist politikanın eğitimde yeniden gözden geçirilip üyeliğine aday olduğumuz AB ülkelerinde en azından nasıl uygulandığını hiç olmasa bilmemiz gerekmez miydi? Bugün biz parlamentoda Kürtçe hitabı suçlarken, AB Parlamentosu nda tüm Avrupa dilleri temsil hakkına sahiptir. Fransa Almanya dan koparttığı Alsace-Lorraine deki hiçbir yerleşim adını değiştirmezken biz çok çeşitli gerekçeler icat edip beğenmediğimiz yerleşim adlarını değiştirdik. Farklı dil ve lehçelerde TV ve radyo yayını hakkını verirken bir dolu kısıtlama getirdik. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümü açacağım derken en sonunda YÖK başkanı ağzıyla Kürtçe diye özgün bir dil olmadığını, aslında Kürtçenin kırma bir dil olduğunu öğrendik. Üniversitelerde kendi dilinde eğitim görmek isteyen üniversiteli Kürt gençleri okuldan alıp hapse attık. Kürtçe özel dil kurslarının yaşatılması için AB üyesi ülkeler gibi destekleyeceğimize bu kursların parasızlıktan kapatılmasını seyrettik. Küresel iletişim ve internet çağında sakıncalı harfler (Q,W, X) yarattık. Çocuğuna Kürtçe isim koyanları mahkemelere verdik ya da nüfus müdürlüklerinden geri çevirdik. Çokdilli belediyeciliğin bölgede sorun çözen yapısını görüp bundan yararlanmak yerine bir terör örgütü politikası diye bu uygulamaya son verdik, başkanını görevinden aldık. Anadilinde eğitim: Hak mı, suç mu? Türkiye de her türlü sivil itaatsizlik, yasa karşıtı sayılıyor. Vicdani Ret cilerin askere gitmeme eylemlerinin şiddetle bastırılması, anadilinde eğitim talebine nasıl bakılacağı yolunda bir işarettir. Dünyanın birçok ülkesinde anadilinde eğitim görme, hiç olmazsa anadilini okulda öğrenme, artık sıradan bir hak. Ama Türkiye de anayasasının 42. maddesi nedeniyle bir suç. Bu yüzden Eğitim Sen, kapatılmanın eşiğinden döndü. Bu tür yasaklamaların Kürtlerin ulusal sisteme entegrasyonunu ne ölçüde sağladığı tartışılmalıdır. Türkler ile Kürtlerin kardeşçe, barış ve demokratik koşullar içinde bir arada yaşayabilmeleri için yeniden yapılacak bir anayasada bu madde yeniden formüle edilebilir. Türkçe ve Kürtçe yan yana, iç içe düşünülebilir. Anadilinde eğitim talebi, ulusal bir eğitim sistemi içinde yeniden ve farklı bir içerik ve biçimde ele alınabilir. Nasıl? Eğitimde çiftdillilik Bu konuda son zamanlarda iki önemli rapor yayımlandı. İlki Sabancı Üniversitesi ERG den (Eğitimde Reform Girişimi) Müge Ayan Ceyhan ve Dilara Koçbaş a ait Çiftdillilik ve Eğitim, Ekim 2009); diğeri de Eğitim Sen in (Eğitim Sen Anadili Araştırması. Türkiye Taraması, 2010). ERG nin raporunda Türkiye için çiftdilli (bilingual) bir eğitim seçeneğinin 23

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ... GENÇLERIMIZIN YANINDA 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri Yurt Dışı Gençler Seçim Beyannamesi ... IÇINDEKILER MUSTAFA YENEROĞLU SUNUS 04 --------------------------------- YURT DIŞINDAKİ

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu

Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu 1 İki Dillilik ve Özerklik? Ortak Paydalar Ocak 2011 toplantılarında ortaya çıkan iki ortak görüş şunlar: * Anadil insanın maddi ve manevi bütünlüğünün

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye İçindekiler Sunuş (İkinci Baskı)...V Sunuş (İlk Baskı)...VII İçindekiler... IX Kısaltmalar...XVII Giriş...1 Birinci Kısım MERKEZ-ÇEVRE İLİŞKİSİ

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ Türk-İş Dergisi, Ekim-Kasım 2000 Genel Başkan Danışmanı Avrupa Birliği nin kasım ayı içinde yayınlanan iki belgesi, Avrupa Birliği nin Türkiye yi üyeliğe almak

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ 5 Aralık 2011 ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ I.YENĠ BĠR ANAYASA MI? GENĠġ KAPSAMLI BĠR ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ MĠ? Anayasa hazırlığıyla ilgili olarak kamuoyunda önemli bir tartışma yaşanıyor:

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 - 2020 Eğitim Öğretim Yılı Yabancı Dil ve Pilot Okul Çalışmaları by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Siirt Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 - 2020 Eğitim Öğretim Yılı Yabancı Dil ve Pilot Okul Çalışmaları by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Siirt Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 2019 2020 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNDE YABANCI DİL VE PİLOT OKUL PROJELERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER TÜRK DİLİ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doç. Dr. S. EKER 1 Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması millî

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Anayasa Hukuku HUK

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Anayasa Hukuku HUK DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Anayasa Hukuku HUK120 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10 Gül, ABD ile hizmet sözleşmesi yapmıştır İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün Ankara da bir basın toplantısı düzenledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı

Detaylı

Türk Anayasa Hukukunun Bilgi Kaynakları. Osmanlı Anayasal Gelişmeleri DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS

Türk Anayasa Hukukunun Bilgi Kaynakları. Osmanlı Anayasal Gelişmeleri DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Saat ANAYASA HUKUKU 0102213 2 3+0 3 4 Ön Koşul Dersleri YOK Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Zorunlu

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu Toplantısı TOBB Plaza da

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir? Okul Temelli Mesleki Gelişim (OTMG), okul içinde ve dışında öğretmenlerin mesleki bilgi, beceri, değer ve tutumlarının gelişimini destekleyen, etkili öğrenme ve öğretme

Detaylı

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM HAZIRLAYANLAR: Md. Yrd. Şinasi BAYRAKTAR Baş Öğretmen Dr. Ayşegül GÜLTEKİN TOROSLU Uzman Öğretmen Menevşe SARAÇOĞLU Öğretmen Sevgi SÜREK 15 Kasım

Detaylı

Politika; (Latince kökenli) Şehir yaşamı ve bu yaşamı düzenleme anlamındadır.

Politika; (Latince kökenli) Şehir yaşamı ve bu yaşamı düzenleme anlamındadır. Politika; (Latince kökenli) Şehir yaşamı ve bu yaşamı düzenleme anlamındadır. İlk çağ filozofları Eflatun ve Aristo dan bu yana pek çok şey söylenmiş ve bu bağlamda politika ve eğitim ilişkileri de analiz

Detaylı

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, 17.00 Haberleri, 20.10.2013).

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, 17.00 Haberleri, 20.10.2013). Takdim Biliyor musunuz? Bir televizyon haberine göre Türkiye de 2014 yerel seçimlerinde muhtar adaylarıyla birlikte 830 bin kişinin aday olması bekleniyordu. Bu, Türkiye de yaklaşık her 90 kişiden birinin

Detaylı

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ. ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ No.41, No.23, OCAK MART 2017 2015 ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ NO.41, OCAK 2017 YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK

Detaylı

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları. Bilgilendirme Toplantıları

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları. Bilgilendirme Toplantıları Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Bilgilendirme Toplantıları Ulusal Ajans olarak da bilinen AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı, Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen Eğitim

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR. (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.)

TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR. (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.) TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.) Murat AKA Eski dünyanın en önemli medeniyet merkezlerinden olan Anadolu yüzyıllardır değişik milletlere

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Bu bildiri UNESCO Genel Konferansı nın 35. oturumunda onaylanmıştır. IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Çok Kültürlü Kütüphane Hizmetleri: Kültürler Arasında İletişime Açılan Kapı İçinde yaşadığımız

Detaylı

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS108 2 3 3 4 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu Sandık Sonrası Araştırması

16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu Sandık Sonrası Araştırması 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu Sandık Sonrası Araştırması 19 NİSAN 2017 NOT: BU DOSYADA İLETİLEN VERİLER GÖRSELLEŞTİRİLİRKEN SLİDE DA BELİRTİLEN LOGO, ÖRNEKLEM BİLGİSİ (N=) VE IPSOS SOSYAL ARAŞTIRMALAR

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi 28.11.2016-22:02 Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi - Sudan Stratejik Çalışma ve Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Hüseyin: - "Türkiye,

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı

TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı Seçim değil, nesil kurtarma zamanı diyen TED, 7 Haziran genel seçimleri sonrası için eğitimde mutabakat çağrısında bulundu. TED, Ulusal Eğitim Programı ile

Detaylı

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ Sınırlı Oy Hakkı 1) Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı 2) Yeteneğe Bağlı Seçme Hakkı (örneğin, İtalya da 1912 seçimleri, İngiltere de 1945 e kadar uygulanan seçimler)

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması 4 Kasım 2015 Not: bu dosyada iletilen veriler görselleştirilirken slide da belirtilen logo, örneklem bilgisi (n=) ve Ipsos

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Yeni ilkokullar. - reformla ilgili kısa rehber. Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber 1

Yeni ilkokullar. - reformla ilgili kısa rehber. Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber 1 Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber 1 Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber İlkokullarda profesyonel yenilikler Danimarka'da gerçekten çok

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz.

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz. Direniş bizde sadece iyi anlamda yorumlanır. Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz. Direnişin negatif yanı da vardır. Direniş, adı

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ Karar Tarihi : 18/02/2014 Toplantı Sayısı : 381 Karar Sayısı : 3219 ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ 3219- Ankara Üniversitesi Mobbinge (Psikolojik Tacize) Karşı Destek Birimi Yönergesi taslağının

Detaylı

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK

PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK PÜF NOKTALARI: SINIF İÇİNDE ÖĞRENCİLERİN KATILIM HAKKININ GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi Görüşlerini ifade etmek ve kendisiyle ilgili kararlara etki edebilmek

Detaylı

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI Berna ERKAN Sunuş ASOSAI (Asya Sayıştayları Birliği) ve

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ www.dse.org.tr YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİMİZ (TCBMM Başkanlığı na iletilmek üzere hazırlanmıştır) 31.12.2011 İletişim: I. Anafartalar Mah. Vakıf İş Hanı Kat:3 No:

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- Değerlendirme Raporu Birey Hak ve Özgürlükleri (I) Yaşam hakkı Kişi dokunulmazlığı Özel yaşamın gizliliği www.tkmm.net 1 2 1. YAŞAM HAKKI Yaşam Hakkı kutsal mı? Toplumun/devletin

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI «Öngörülen birleşik Kıbrısta işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği» 18 Eylül 2015, MERİT Hotel Lefkoşa Halil Erdim Maden Mühendisi TAŞOVA koordinatörü Kuzey Kıbrıs ta İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 1 Mart

Detaylı

GELİ Şİ M PLANİ 2014-17

GELİ Şİ M PLANİ 2014-17 GELİ Şİ M PLANİ 2014-17 Bu doküman, İstanbul Enka Okulları nın beşinci gelişim planını içermektedir. Bu plan, Ağustos 2014-2017 tarihleri arasında geçerli olacaktır. Okulumuzun odaklandığı IB İlke ve Uygulamalarına

Detaylı

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI. DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI İletişim: www.yorsam.org Prof. Dr. Selahattin Yazıcıoğlu Cd. Karakoç Plaza

Detaylı

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye deki üniversite imkanlarının zorluğu ve kontenjan sıkıntısı öğrencileri değişik arayışlara itiyor. Her yıl 50 binin üzerinde

Detaylı

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

Türkiye'de Decentralization Süreci Türkiye'de "Decentralization" Süreci 30 Nisan 2013 Bahçeşehir Üniversitesi İlker Girit Ahmet Ketancı Türkiye'de "Decentralization" Süreci Decentralization Prensipleri Türkiye deki Tarihi Süreç Türkiye

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DİL KURSLARIMIZ BAŞLIYOR

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DİL KURSLARIMIZ BAŞLIYOR HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DİL KURSLARIMIZ BAŞLIYOR - MESLEKİ ALMANCA: ARKEOLOJİ OTOMOTİV VE MAKİNE TIP - MESLEKİ RUSÇA: DIŞ TİCARET - YDS

Detaylı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Editörler Doç.Dr. Gülay Ercins & Yrd.Doç.Dr. Melih Çoban TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Ahmet Talimciler Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Nihat Yılmaz Doç.Dr. Oğuzhan Başıbüyük Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır KSS Söyleşileri Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Çevre Projeleri Koordinatörü Ferda Ulutaş ile Vakfın faaliyetleri, kurumsal sosyal sorumluluk

Detaylı

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ ------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın

Detaylı

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME Arş. Gör. Ünal Yıldız Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ -------------- TÜRK DÜNYASI -------------- KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ Dünya Türk Forumu; TASAM öncülüğünde Türk Devletleri nin temsilcileri ile Dünya nın dört bir yanında yaşayan Türk Diasporaları nın düşünce

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU 18-20 Haziran 2009 İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ 1 İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi 57 ülkeye yönelik düzenlenen İslam Ülkelerinde Mesleki ve Teknik Eğitim Kongresi 18-20 Haziran

Detaylı

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi 2005-2008 Gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimiz var... Birleşmiş Milletler Bin Yıl Hedefleri: Tüm kız ve erkek çocuklarının ücretsiz,

Detaylı

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖNSÖZ Günümüzde mesleklerin

Detaylı

İktisadi Kalkınma Vakfı

İktisadi Kalkınma Vakfı İktisadi Kalkınma Vakfı Türkiye-AB ilişkilerinin tarihi kadar eski ve köklü bir kurum olan İktisadi Kalkınma Vakfı, Türkiye ile AB arasındaki ortaklık ilişkisini başlatan Ankara Anlaşması nın imzalanmasından

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ 07.11.2013 Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz, Ana Kademe, Kadın Kolları,

Detaylı

1. Kavramsal Olarak Terör ve Terörizm...74 A. Tarihsel Süreç İçerisinde Değişen Anlam...76

1. Kavramsal Olarak Terör ve Terörizm...74 A. Tarihsel Süreç İçerisinde Değişen Anlam...76 İçindekiler Giriş...1 Birinci Bölüm: Etnisite ve Milliyetçilik...9 1. Kavramsal Boyut...10 A. Etnisite, Etnik Grup ve Etnik Kimlik...11 B. Millet ve Milliyetçilik...17 2. Kuramsal Tartışmalar...23 A. İlkçi

Detaylı

Orta-Doğu Avrupa ve Avrasya da Erken Dönem Çocuk Eğitim ve Bakım (EÇEB) Kalitesi. Sarah Klaus Direktör Erken Çocukluk Programı

Orta-Doğu Avrupa ve Avrasya da Erken Dönem Çocuk Eğitim ve Bakım (EÇEB) Kalitesi. Sarah Klaus Direktör Erken Çocukluk Programı Orta-Doğu Avrupa ve Avrasya da Erken Dönem Çocuk Eğitim ve Bakım (EÇEB) Kalitesi Sarah Klaus Direktör Erken Çocukluk Programı Kaliteli EÇEB in Yararları Aynı zamanda hem hakkaniyeti ve sosyal adaleti yaygınlaştırıp

Detaylı

Eurominority'den yeni Kürdistan haritası

Eurominority'den yeni Kürdistan haritası Eurominority'den yeni Kürdistan haritası Strasbourg - Devletsiz Uluslar ve Avrupa Ulusal Azınlıkları Derneği (Eurominority) ile Paris teki Kürt Enstitüsü, yeni bir Kürdistan haritası hazırladı. Harita

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürlüğü DAĞITIM YERLERİNE

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürlüğü DAĞITIM YERLERİNE T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Sayı : 3501582-77.01.02-E.821723 26.08.2015 Konu: Mesleki lar DAĞITIM YERLERİNE İlgi: a) Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : A.SEÇ.ATATÜRK İLK.VE İNK.TAR.SEMİNERİ Ders No : 0310400249 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

Neden Daha Fazla Satın Alalım? Neden Daha Fazla Satın Alalım? Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler Giderek artan bilinçsiz tüketim ve üretim çevreyi olumsuz etkiliyor.

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS rders BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 AIIT101 1 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu

Detaylı

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6- TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6- EKİM 2012 Araştırmacılar Derneği üyesi olan GENAR, araştırmalarına olan güvenini her türlü denetime ve bilimsel sorgulamaya açık olduğunu gösteren Onur Sözleşmesini

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla

Detaylı

Dil ve Kültürlerarası Beceriler (LiMErIC)

Dil ve Kültürlerarası Beceriler (LiMErIC) Dil ve Kültürlerarası Beceriler (LiMErIC) Avrupa da sosyal bütünleşme ve sosyal içermenin sürdürülebilir bir biçimde teşvik edilmesinde Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakımı hayati öneme sahiptir. Ancak çoğu

Detaylı

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4 TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4 NİSAN 2012 Araştırmacılar Derneği üyesi olan GENAR, araştırmalarına olan güvenini her türlü denetime ve bilimsel sorgulamaya açık olduğunu gösteren Onur Sözleşmesini

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Ocak 05, 2017-4:11:00 Başbakan Binali Yıldırım, Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen metro açılış töreninde yaptığı konuşmada, nüfusu

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Doç. Dr. Turan EROL un. Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi. Kapanış Toplantısı Konuşması. 11 Aralık 2007.

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Doç. Dr. Turan EROL un. Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi. Kapanış Toplantısı Konuşması. 11 Aralık 2007. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi Kapanış Toplantısı Konuşması 11 Aralık 2007 SPK Ankara Sayın Bakanım, Değerli Büyükelçiler, Saygıdeğer Konuklar,

Detaylı

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! REC Türkiye tarafından, Almanya Büyükelçiliği desteğiyle düzenlenen geniş katılımlı konferansta; BM İklim Değişikliği Marakeş COP22 - Taraflar

Detaylı

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA Uluslararası IUA İdareciler Birliği Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve tecrübe paylaşımına zemin hazırlamak amacıyla 21-23 Kasım 2012 tarihlerinde

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı