BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE"

Transkript

1

2 BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU Hazırlayanlar: Atilla SANDIKLI Ali SEMİN RAPOR NO: 52 KASIM 2012

3 BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU Hazırlayanlar: Atilla SANDIKLI Ali SEMİN Yayına Hazırlayan: Erdem KAYA Grafik Tasarım: Sertaç DURMAZ BİLGESAM YAYINLARI RAPOR NO: 52 Bilge Adamlar Strateji k Araştırmalar Merkezi Wise Men Center For Strategic Studies Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye Tel: Faks: bilgesam@bilgesam.org Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6 A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye Tel : Faks: ISBN: Copyright BİLGESAM KASIM 2012 Bu yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi nin izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.

4 BİLGE ADAMLAR KURULU Başkan Salim DERVİŞOĞLU (E. Oramiral) Başkan Yardımcıları İlter TÜRKMEN (E. Bakan/Büyükelçi) Sami SELÇUK (Prof. Dr. / Yargıtay Onursal Başkanı) Kurul Üyeleri Kutlu AKTAŞ (E. Bakan/Vali) Özdem SANBERK (E. Büyükelçi) Sönmez KÖKSAL (E. Büyükelçi) Güner ÖZTEK (E. Büyükelçi) Necdet Yılmaz TİMUR (E. Orgeneral) Oktar ATAMAN (E. Orgeneral) Sabahattin ERGİN (E. Koramiral) Nur VERGİN (Prof. Dr.) Orhan GÜVENEN (Prof. Dr.) Ali KARAOSMANOĞLU (Prof. Dr.) İlter TURAN (Prof. Dr.) Çelik KURTOĞLU (Prof. Dr.) Ersin ONULDURAN (Prof. Dr.)

5

6 SUNUŞ 2011 yılında başlayan Arap uyanışı süreci Tunus, Mısır, Libya ve Yemen deki iktidarların değişmesine neden olurken, Suriye de Esed rejimi ile muhalefet hareketi arasında iç savaşa yol açmıştır. Suriye krizi sadece Suriye ile sınırlı kalmamış, bölgesel ve küresel ölçekte bir anlaşmazlık meydana getirmiştir. Esed rejiminin reform talebiyle gösteri düzenleyen halka ateş açmasıyla iç savaşa dönüşen Suriye krizi, Türkiye yi doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Türkiye ye 120 binin üzerinde Suriyeli sığınmacının giriş yapmasına sebep olan kriz, Türk karar mercilerini güneyde ciddi bir imtihanla karşı karşıya bırakmıştır. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), krizin geleceğine yönelik öngörülerde bulunarak karar mercilerine milli menfaatler doğrultusunda gerçekçi çözüm önerileri ve karar seçenekleri sunmak amacıyla Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye raporunu yayımlamaktadır. BİLGESAM Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı ve BİLGESAM Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü nden Uzman Ali Semin tarafından hazırlanan rapor 9 Kasım 2012 tarihinde icra edilen 15. Bilge Adamlar Kurulu toplantısında değerlendirilmiştir. Rapor, Kurul üyelerinin görüş ve önerileri doğrultusunda geliştirilmiş ve yayına hazırlanmıştır. Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye çalışması Suriye krizinin seyrini, diğer Arap devletlerindeki değişim süreçlerinden ayrılan yönlerini, Esed rejimine karşı gelişen muhalefet hareketinin siyasi ve askeri yapısını incelemektedir. Rapor, Suriye krizini bölgesel ve küresel ölçekte değerlendirmekte ve krizin Türkiye ye etkilerini tespit etmektedir. Raporda, krizin geleceğine ilişkin dört farklı senaryo üzerinde durulmakta ve Türkiye nin menfaatleri doğrultusunda karar mercilerine politika önerileri sunulmaktadır. Raporun karar mercilerine, akademisyenlere ve ilgili kurum, kuruluş ve kişilere faydalı olmasını temenni eder, raporu birlikte hazırladığımız Uzman Ali SEMİN e, rapora değerli görüş ve önerileriyle önemli katkı sağlayan, raporun geliştirilmesi için kıymetli vakitlerini sarf eden başta (E) Oramiral Salim Dervişoğlu olmak üzere Bilge Adamlar Kurulu na teşekkür ederim. Doç. Dr. Atilla SANDIKLI BİLGESAM Başkanı 36

7 37

8 BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE YÖNETİCİ ÖZETİ 2011 de Arap dünyasında başlayan halk hareketleriyle birlikte Suriye de halk kitlesel yürüyüşler düzenleyerek Baas rejiminden reform talebinde bulunmaya başlamıştır. Suriye halkı, ülkedeki sıkıyönetim uygulamasının kaldırılmasını, bireysel hakların genişletilmesini, gelir dağılımında adaletin tesisini ve iktidardaki Baas Partisi nin gücünün sınırlandırılmasını talep etmiştir. Esed rejimi ise yasal çerçevede bazı düzenlemeler yapmakla birlikte Baas Partisi nin tekelini sona erdirecek bir reform gerçekleştirmemiş, ülke geneline yayılan kitlesel yürüyüşleri silahlı kuvvet kullanarak bastırmaya çalışmıştır. İlk etapta reform talep eden halk kitleleri rejimin şiddetli baskısıyla karşılaşınca, Esed rejiminin devrilmesini istemeye ve silahlanmaya başlamıştır. Silahlanan muhalefet hareketiyle Esed rejimine bağlı güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar neticesinde Suriye krizi iç savaş halini almıştır. Esed rejiminin halka ateş açmasıyla başlayan iç savaşta 10 binlerce Suriye vatandaşı hayatını kaybetmiş, 100 binlerce vatandaş komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Suriye krizi, ulusal ölçekteki çatışmaların ötesinde bölgesel ve küresel seviyede bir anlaşmazlığa dönüşmüş; ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde üç boyutlu bir ihtilaf meydana getirmiştir. Kriz, Orta Doğu da Şii-Sünni gerilimine yol açarken, dünyada demokratikleşme hareketlerini destekleyen aktörlerle otoriter yönetimleri destekleyen devletler arasında mücadeleye neden olmuştur. Suriye krizi, uluslararası ilişkilerde insan hakları ihlalleri durumunda dış müdahaleleri gerekli gören trendle, devletlerin mutlak egemenliğini savunan ve dış müdahalelere karşı çıkan trendin karşı karşıya gelmesine yol açmıştır. Suriye krizi; Nusayri azınlığın iktidardaki etkinliği ve Baas ideolojisi, Esed rejimine sağlanan güçlü dış destek, muhalefetin zayıf ve parçalı yapısı, Batılı ülkelerin çekimser tutumundan dolayı iktidarın değiştiği Arap ülkelerindeki süreçlerden farklı bir seyir izlemiştir. Suriye muhalefeti, yurtdışında muhalif grupları tek çatı altında toplayarak Suriye Ulusal Konseyi ni teşkil etmiş, daha sonra Konsey in yerini daha geniş temsil niteliğine sahip Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu almıştır. Ulusal Koalisyon her ne kadar muhalefet hareketini tek bir çatı altında toplamışsa da Esed sonrası Suriye için ortak bir siyasi vizyon ortaya koymamıştır. Bu durum ise muhalefet hareketinin kırılganlığını devam ettirmektedir. Muhalefet hareketi, ülke içinde de Esed rejimini silahlı güç kullanarak devirmek hedefiyle askeri bir yapılanmaya giderek Özgür Suriye Ordusu nu kurmuştur. Yurtdışındaki siyasi yapılanma diplomatik temaslarla ve Suriye Halkının Dostları toplantıları sayesinde muhalefetin uluslararası düzeyde tanınması ve muhalefete destek sağlanması için çalışırken, Özgür Suriye Ordusu ve diğer silahlı muhalif gruplar yurtiçinde Esed rejimine karşı silahlı mücadeleyi yürütmektedir. Suriye krizi, Orta Doğu da bölgesel bir anlaşmazlığa yol açmış, bölgede Şii-Sünni gerilimine zemin hazırlamıştır. Bölgede krizin çözümüne yönelik Esed rejiminin devamı ve son bulması şeklinde iki yaklaşım öne çıkmıştır. İran, Irak ve Lübnan daki Hizbullah Esed iktidarının ayakta kalması yönünde irade gösterirken, Türkiye ve başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap dünyası Suriye de iktidar değişimini gerekli görmüştür. Suudi Arabistan ve Katar öncülüğünde Körfez ülkelerinin girişimiyle 1

9 Suriye krizi Arap Birliği nin gündemine taşınmış, Birliğin geliştirdiği barış planına Esed rejimi riayet etmeyince Suriye nin üyeliği askıya alınmıştır. Suriye krizi bölgesel düzeydeki çözüm arayışlarının ardından 2012 yılının ilk aylarında Arap Birliği tarafından Birleşmiş Milletler gündemine getirilmiştir. BM-Arap Birliği özel temsilcisi olarak atanan Kofi Annan, Suriye de geçiş sürecini sağlayabilecek süreci Annan Planı yla yönetmeye çalışmış, ancak çatışmalar sona erdirilememiştir. Güvenlik Konseyi nde Rusya ve Çin Esed rejimi aleyhindeki karar tasarılarını veto etmiş, Esed rejimine yaptırım uygulanmasını sağlayabilecek ve Suriye ye müdahalenin önünü açabilecek girişimler sonuçsuz kalmıştır. Başkanlık seçimleri öncesinde muhalefete destek konusunda pasif hareket eden ABD nin ve Batı nın önümüzdeki süreçte Suriyeli muhaliflere daha fazla destek sağlayacağı değerlendirilmektedir. Birinci senaryo Suriye de kurulabilecek bir geçiş hükümeti ile krizin aşılmasıdır. İkinci muhtemel senaryo Esed rejiminin ağır silah sistemleriyle desteklenecek Özgür Suriye Ordusu veya uluslararası bir müdahale ile devrilmesidir. Üçüncü senaryo Suriye krizinin sürüncemede kalmaya devam etmesi ve ülkenin parçalanma sürecine girmesidir. Dördüncüsü ise iç çatışmaların devam etmesine rağmen Baas rejiminin ayakta kalması ve iktidarını muhafaza etmesidir. Türkiye, güney sınırında meydana gelen ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden bu krizden en az zararla çıkmak için gerekli tedbirleri almalıdır. Türkiye, Batılı müttefikleri ile birlikte hareket ederek krizin çözüm sürecinde çatışmadan ziyade insani yardım noktasında öne çıkmalı, dikkat ve enerjisini Suriye nin yeniden inşasına teksif etmelidir. Suriye krizi, Türkiye ve Suriye nin coğrafi yakınlığı, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağlar ve ekonomik karşılıklı bağımlılık nedeniyle Türkiye yi yakından ilgilendirmektedir. Arap uyanışı süreci başladığında Esed rejimine reform çağrılarını yüksek sesle dile getirmeye başlayan Türkiye, rejimin gösteri yürüyüşleri düzenleyen halka ateş açmasıyla birlikte krizdeki tutumunu değiştirmiştir. Türkiye, Arap devletleriyle birlikte Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdindeki çözüm girişimlerini desteklemiş, Esed rejimi üzerindeki uluslararası baskıyı artırmak amacıyla Suriye ye tek taraflı yaptırımlar uygulamıştır. Kriz; Türkiye ye giriş yapan sığınmacılar, Esed rejiminin PKK terör örgütüne sağladığı destek, Suriye nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçı eğilimler ve iki ülke arasındaki ticaretin sona ermesi nedeniyle Türkiye yi doğrudan etkilemiştir. Suriye krizi Türkiye nin Irak ve İran la ilişkilerinde problemlere zemin hazırlayarak Türkiye yi dolaylı olarak da etkilemiştir. Türkiye, Suriye deki krizin bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa dönüşebileceğini yeterince değerlendirememiş, krizin tarafı haline gelmeye başlamıştır. Suriye krizinde önümüzde süreçte dört muhtemel senaryo gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir. 2

10 1. GENEL Arap dünyası, 2011 yılından itibaren otoriter iktidar yapılarına karşı gelişen halk hareketleriyle birlikte siyasi bir dönüşüm sürecine girmiştir. Arap halkları, demokratik ve ekonomik hak ve özgürlük taleplerini sokak yürüyüşleriyle dile getirmeye, otoriter iktidar yapılarına itiraz etmeye başlamıştır. Tek adam ve aile yönetimlerinin tahakkümüne, sıkıyönetim uygulamalarına başkaldıran Arap toplumları insan haklarının korunması, siyasi özgürlüklerin sağlanması, gelirlerin adil paylaşılması ve işsizliğin giderilmesi için değişim istemektedir. Reform taleplerinin seslendirildiği gösteri yürüyüşleri ile başlayan ve bazı ülkelerde silahlı isyan hareketlerine dönüşen Arap uyanışı Tunus, Mısır, Libya ve Yemen de iktidarların devrilmesine yol açmıştır. Yönetimin değişmediği Arap ülkelerinde ise halkın taleplerinin ayaklanmaya dönüşmesini engellemek maksadıyla iktidarlar, siyasi reformlara ve ekonomik destek seçeneklerine yönelmiştir. Arap uyanışı sürecinin 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus ta üniversite mezunu seyyar satıcı Muhammed El-Buazizi in kendini yakmasıyla başlayan gösteri yürüyüşleriyle ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Tunus ta başlayan gösteriler neticesinde Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali 14 Ocak 2011 tarihinde 23 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kalmıştır. Mısır halkının Kahire de Tahrir Meydanı ndaki gösterileriyle 30 sene Mısır ı yöneten Hüsnü Mübarek, 11 Şubat 2011 de istifa etmiştir. Libya da Muammer Kaddafi iktidarına karşı başlayan halk hareketi silahlı isyana dönüşmüş, NATO öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin müdahalesi neticesinde Kaddafi Ekim 2011 de devrilmiştir. Yemen deki halk hareketi Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih i, 23 Kasım 2011 tarihinde Körfez İşbirliği Konseyi nin (KİK) barış planı çerçevesinde Riyad da yetkilerini devretmeye mecbur bırakmıştır. Demokratikleşme istikametinde müspet bir gelişme olarak değerlendirildiği için çoğunlukla Arap baharı ifadesiyle isimlendirilen süreç, Orta Doğu da aynı zamanda istikrarsız bir döneme yol açabilecek dinamikler ortaya çıkarmıştır. Dini, mezhepsel ve etnik farklılıklar temelinde beliren bu dinamikler, bölgede yeni çatışma alanlarına zemin hazırlarken bölge dışı aktörlerin de Orta Doğu daki gelişmeleri yönlendirebileceği bir konjonktür meydana getirmiştir. Tunus ve Mısır daki olumlu süreçlerin aksine Arap devriminin çıkmaza girdiği Suriye krizi bu açıdan kritik bir örnektir. Rusya nın Akdeniz deki tek askeri üssüne ev sahipliği yapan, İran ın Arap dünyasındaki tek müttefiki olan Suriye deki süreç Türkiye yi de yakından ilgilendirmektedir. Suriye de Baas rejimine karşı gelişen halk hareketi, reform talepleri ve kitlesel yürüyüşlerle başlamış, iktidarın muhalefeti şiddetle bastırma yoluna gitmesiyle silahlı isyana dönüşmüştür. Beşşar Esed iktidarının muhalefet gösterilerini bastırma hedefiyle halka karşı şiddete başvurması, yerleşim yerlerini bombalaması 10 binlerce Suriye vatandaşının ölümüne, 100 binlerce vatandaşın ise ülkeyi terk etmesine yol açmıştır. Özgür Suriye Ordusu nun kurulması ve Esed e bağlı güvenlik güçlerinin mukavemetini nispeten koruması ile de kriz bir iç savaş halini almıştır. Dış aktörlerin gerek Esed rejimi gerekse muhalefet tarafında müdahil oldukları kriz ülke çapında bir sıcak çatışma alanı doğururken, Suriye üzerinde bölgesel ve küresel düzeyde bir nüfuz mücadelesi başlatmıştır. Bu raporda; Suriye krizinin seyri, diğer Arap devletlerindeki değişim süreçlerinden ayrılan yönleri ve sonuçları değerlendirilmekte, Esed rejimine karşı gelişen muhalefet hareketi silahlı gücü ile birlikte incelenmektedir. Raporda kriz, bölgesel ve küresel ölçekte ele alınmakta, krizin Türkiye ye etkileri değerlendirilmekte ve krizin seyrine ilişkin senaryolar geliştirilmektedir. 3

11 2. SURİYE KRİZİ Türkiye, Irak, Ürdün, İsrail ve Lübnan la sınırı, Doğu Akdeniz e kıyısı bulunan Suriye, Orta Doğu bölgesinde ve Arap dünyasında stratejik bir konuma sahiptir. İsrail-Filistin çatışma alanına yakınlığı, Şii jeopolitiği hattında İran-Irak-Hizbullah irtibatındaki işlevi ve Türkiye ile oldukça uzun bir sınıra sahip olması Suriye yi Tel Aviv, Tahran ve Ankara için önemli kılmaktadır. Türkiye ve İsrail in güvenliği ve İran ın dış politika hedefleri yöneticilerin halkın siyasi ve ekonomik isteklerini yerine getirmek için daha fazlasını yapması gerekeceğini ifade etmiştir. 1 Ancak gösteri ve yürüyüşlerin 2011 yılının Şubat ayında Der a şehrinde başlaması ve 15 Mart tan itibaren ülkenin diğer bölgelerine yayılması Arap uyanışı sürecinin Suriye yi de etkisi altına aldığını göstermiştir. Esed iktidarına bağlı güvenlik güçleri, ilk etapta silahsız kitle gösterileri şeklinde ortaya çıkan muhalefet hareketini bastırmak için ateş açmaya başlamış, böylece kriz büyümüştür. Güvenlik için hassas bir coğrafi konumda yer alan Suriye, Lübnan daki istikrarı da doğrudan etkileyebilecek bir aktör statüsündedir. Esed yönetimi Arap ülkelerindeki halk hareketlerinin ortaya çıktığı ilk dönemde bu değişim rüzgârının Suriye yi etkileyeceğini hesap etmemiştir. Beşşar Esed, 31 Ocak 2011 tarihinde Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda Mısır, Tunus ve Yemen deki protesto gösterilerinin, Orta Doğu da yeni bir çağa öncülük ettiğini ve Arap güçlerinin muhalif gösterileri şiddet ve baskı ile engelleme teşebbüsü, ülkedeki halk hareketinin Şam, Halep, Hama ve Humus gibi Suriye nin diğer kentlerine yayılmasına yol açmıştır. Suriye de halkı sokaklarda kitlesel yürüyüş eylemleri yapmaya sevk eden temel neden, Esed 1 Interview With Syrian President Bashar al-assad, Wall Street Journal, html, Erişim:

12 iktidarının reform yapması yönündeki taleplerdi. Suriye halkının talep ettiği reformlar dört başlık altında değerlendirilebilir: 8 Mart 1963 tarihinden beri ülkede uygulanan olağanüstü halin kaldırılması, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, çeşitli hükümet kurumlarının sivilleştirilmesi, güvenlik birimlerinin görev alanlarının yeniden tanımlanması, yasama, yürütme ve yargı organlarının yapılandırılması ve yargının bağımsızlaştırılması, Bireysel hakların tanımlanması (Suriye kimliği olmayan Kürtlere vatandaşlık hakkı tanınması) ve ülkedeki gelir dağılımında adaletin tesis edilmesi, Siyasi partiler yasasında değişiklik yapılması ve iktidardaki Baas Partisi nin gücünün sınırılandırılması. 2 Bu talepler karşısında Esed iktidarı, ağırdan alarak da olsa bazı reformlar yapmaya başlamıştır. 29 Mart 2011 tarihinde görevdeki hükümet istifa etmiş, 14 Nisan 2011 tarihinde bir önceki hükümette Tarım Bakanı olan Adil Safer başkanlığında yeni bir hükümet kurulmuştur. 3 Şam da kurulan yeni hükümette Dışişleri Bakanı Velid Muallim ve Savunma Bakanı Ali Habib yerini korumuştur. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, 16 Nisan da kurulan yeni hükümetten, ülkede 48 yıldan beri uygulanan olağanüstü hal durumunun bir hafta içinde kaldırılmasını talep etmiştir. 4 Suriye deki olağanüstü hal durumu Esed in isteği doğrultusunda yeni hükümet tarafından kaldırılmıştır. Yurttaşlık hakkına sahip olmayan ve büyük çoğunluğu ülkenin kuzeydoğusunda yaşayan yaklaşık 300 bin Kürt kökenli Suriyeliye kimlik verilmiştir. 2 Cevad El-Beşiti, Surye Yu-hadr el-tadahurat Be-Mucab Elgah El-Tawary, (Suriye Gösterileri Olağanüstü Hali Kaldırarak Yasaklıyor), com/?id=108817, Erişim: Esed Yakbal Estekalet El-Hukuma El-Suriye We Alef Yeddaherun Damen Lahu (Esed Suriye Hükümetinin İstifasını Kabul Etti ve Binlerce Kişi Esed e Destek İçin Gösteri Düzenledi), articles/2011/03/29/ html, Erişim: Beşşar Esed in tarihinde Yeni Hükümetin Kabine Toplantısında Yaptığı Konuşma Metni için bakınız: Esed yönetimi, muhalefetin reform talepleri üzerine yasal çerçevede bazı düzenlemeler gerçekleştirdiyse de bu reformları hayata geçirmemiş, iktidarının devamını sağlayacak tedbirlere yönelmiş ve gösteri yürüyüşlerine şiddetle mukabele etmeye devam etmiştir. Mesela, 2014 yılındaki devlet başkanlığı seçimleri için adil ve serbest bir seçim vaat eden Esed, diğer taraftan reform adı altında gerçekleştirdiği anayasa değişikliği ile iktidarda kalabileceği süreyi 2028 e kadar uzatmıştır. Esed rejimi, olağanüstü hal uygulamasına son verdikten sonra toplu cezalandırma yaklaşımıyla muhalefetin güçlü olduğu yerleşim yerlerine dönük saldırıları artırmış, 10 binlerce sivilin ölümüne yol açmıştır. Vatandaşlık kimliği verilen Kürtler ardından askere alınmış, Kürt kökenli Suriyelilerin muhalefet saflarına katılmasını engellemek maksadıyla ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda PKK terör örgütü ve PYD ile işbirliğine gidilmiştir. Suriye de yaklaşık 20 aydır devam eden halk hareketi bu nedenle süreç içinde hem hedef değiştirmiş hem de farklı bir nitelik kazanmıştır. Başlangıçta reform isteyen halk kitleleri, iktidarın baskısına maruz kalınca Esed iktidarının devrilmesini talep etmeye başlamıştır. Esed iktidarına bağlı güvenlik güçlerinin gösterilerin sona ermesi ve muhalefetin bastırılması amacıyla halka karşı silahlı güç kullanması, Suriye deki Baas rejimi ile halk arasındaki ilişkilerin kopmasına yol açmıştır. Nitekim gelinen aşamada Suriye halkı Beşşar Esed in devrilmesini yeterli görmemekte, Esed in ve katliamlardan sorumlu Baas mensuplarının cezalandırılmasını istemektedir. Esed iktidarının reform taleplerini dikkate almaması, halk kitlelerinin muhalefetine şiddetle karşılık vermesi Suriye deki sürecin niteliğini de değiştirmiştir. Esed yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin (polis, ordu ve istihbarat) gösterilere şiddetle mukabelede bulunmasıyla muhalif unsurlar silahlı mücadeleye yönelmiştir. Kitle yürüyüşleri biçiminde ortaya çıkan muhalefet hareketi böylece Baas rejimine karşı silahlı bir ayaklanmaya dönüşmüş ve taraflar arasındaki çatışma süreç içinde ülke geneline yayılarak iç savaş halini almıştır. Güvenlik güçlerinin muhalefet hareketini bastırmak için uyguladığı şiddet ve müteakiben başlayan çatışmalar sonucunda 10 binlerce Suri- 5

13 yeli hayatını kaybetmiş ve yaralanmış, 1 milyondan fazla vatandaş yurtiçinde yerlerinden edilmiş ve 100 binlerce kişi ülkeyi terk etmiştir. Suriye de iç savaşa dönüşen kriz ülke sınırlarının ötesinde sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Kriz; bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa sebep olmuş, Orta Doğu da Şii-Sünni gerilimine zemin hazırlamış, Suriyeli sığınmacılar sorununu doğurmuş, PKK terör örgütüne farklı bir hareket alanı sağlamış ve böylece Türkiye yi güneyde meşgul edecek bir istikrarsızlık meydana getirmiştir. Ulusal ölçekteki çatışmanın bölgesel ve küresel bir anlaşmazlık halini aldığı Suriye krizi üç düzeyde değerlendirilebilir. Ulusal düzeyde otoriter Baas yönetimiyle ayaklanan ve silahlanan halk arasında iç savaşa dönüşen bir çatışma vardır. Bölgesel düzeyde, ayaklanan halk lehinde tutum geliştiren ülkelerle Şam da yönetim değişikliğine karşı çıkarak Esed rejimini destekleyen İran arasında bir nüfuz mücadelesi söz konusudur. Türkiye ve genel olarak Arap dünyası, Suriye halkının demokratik ve ekonomik hak ve özgürlük taleplerini desteklemekte, Baas iktidarı tekelinin son bulması gerektiğini beyan etmektedir. Tahran ise Suriye de Nusayri azınlığın etkili olduğu mevcut iktidarın varlığını sürdürmesi gerektiğini savunmaktadır. İran, Suriye de Esed iktidarı çözülürse kendi rejiminin tehlikeye girebileceğini, bölgedeki rejim değişikliği dalgasında sıranın kendisine gelebileceğini değerlendirmektedir. Tahran, Esed iktidarının devrilmesiyle Orta Doğu da gerçekleştirmeye çalıştığı Şii hilali projesinin de akamete uğrayacağını hesap etmektedir. Küresel düzeyde ise demokratikleşme hareketlerini destekleyen aktörlerle otoriter yönetimleri destekleyen aktörler arasında bir mücadeleden bahsedilebilir. Suriye krizi, Rusya ve Çin i yakın gelecekte kendi iç işlerine karışılabileceği yönünde endişelendirmektedir. Rus ve Çinli karar mercileri, Suriye de bir dış müdahale ile Esed rejiminin devrilmesinden sonra sıranın gelecekte kendilerine de gelebileceği ihtimalini göz önünde bulundurmaktadır. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi bu iki ülkenin Suriye ye uluslararası müdahaleye mesnet teşkil edebilecek kararları engellemesi ve Rusya nın iktidar değişimini önlemek için Esed rejimine sağladığı destek böyle bir mücadelenin yansıması olarak değerlendirilebilir. Nitekim otoriter yönetimleri destekleyen aktörlerle demokratik dinamikleri destekleyen aktörler arasındaki ayrışma Suriye deki krizle sınırlı değildir. Irak ta otoriterleşme eğilimleri göstermeye başlayan Maliki iktidarının Rusya ya yaklaşması da küresel düzeydeki bu ayrışmaya örnek verilebilir. Uluslararası ilişkilerde ülkelere dış müdahale konusunda iki farklı trendin ön plana çıktığı, bu trendlerin Suriye krizinin küresel düzeyde bir anlaşmazlık haline gelmesinde etkili olduğu ifade edilebilir. Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından benimsenen birinci trend, Vestfalyan egemenliği savunmakta, devletlerin iç işlerine müdahaleye itiraz etmektedir. Batılı ülkeler tarafından geliştirilen ikinci trend ise devletlerin egemenlik ilkesini tanımakla birlikte, planlı insan hakları ihlallerinin büyük boyutlara ulaşması durumunda dış müdahalenin gerçekleştirilebileceği görüşünü savunmaktadır Soğuk Savaş sonrası dönemde BM sistemi ve NATO vasıtasıyla Batılı devletlerin öncülüğünde çeşitli kriz bölgelerinde gerçekleştirilen dış müdahaleler iki farklı trendin belirginleşmesine yol açmıştır. Suriye krizinde ise iki trend karşı karşıya gelmiş, krizi çözüme kavuşturabilecek adımlar konusunda küresel düzeyde tesis edilebilecek bir mutabakatı imkânsız kılmıştır. Nitekim bu konu halen Devlet Hukukunun tartışmalı konuları arasında yer almaya devam etmektedir. Suriye krizi nedeniyle mevcut verilere göre yaklaşık 400 bin kişi evini terk ederek Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak a göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye ye giriş yapan sığınmacı sayısı 2012 Ekim ayı içinde Ankara nın psikolojik sınır olarak belirlediği 100 bini geçmiştir. Türkiye ye giriş yapan sığınmacı sayısındaki artışa bağlı olarak Suriye nin kuzeyinde bir tampon bölge kurulması böylece daha sık gündeme gelebilir. Suriye deki iç savaşın hâlihazırdaki seyri devam ederse toplam sığınmacıların sayısının yakın zamanda 700 bine çıkabileceği tahmin edilmektedir. Suriye krizinde Esed rejiminin, kuzey ve kuzeydoğudaki Kürt nüfusun muhalefete katılmasını engellemek amacıyla PKK terör örgütü ve aynı çizgideki PYD ile birlikte hareket etmeye başladı- 6

14 ğı yönünde basın yayın organlarında haberler yer almaktadır. Kriz başlayınca Esed rejiminin Kürtleri kendi tarafına çekmek maksadıyla PYD yi kullanmaya başladığı ve PKK/PYD yi kullanarak Türkiye ye karşı komplo içinde olduğu yönünde duyumlar vardır. Türkiye PKK terör örgütü ve PYD nin bölgedeki faaliyetlerini teyakkuzla takip etmelidir. Ancak Suriye Kürtleri arasında birlik olmadığı, bölünmeler ortaya çıktığı ve bütün Kürtlerin PKK ve PYD ye sempati duymadığı dikkate alınmalıdır. Türkiye ve Suriye de sınıra yakın yerleşim birimlerinde yaşayan Kürtler arasında akrabalık bağlarının da olduğu bilinmektedir. Türkiye, bu nedenle PKK terör örgütü ve PYD konusundaki hassasiyetinin bölgedeki Kürtlerde kaygılara neden olmasına fırsat vermemeli, Suriye Kürtleri ile iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Suriye krizi, krizin sebep olduğu bölgesel ve küresel anlaşmazlık, bölgede Şii-Sünni geriliminin belirginleşmesi, sığınmacılar sorunu ve PKK terör örgütünün Orta Doğu da yeni bir hareket alanına kavuşması Türkiye nin güneyinde istikrarsızlığa yol açmaktadır. Suriye krizi bu bağlamda Ankara nın Ortadoğu daki girişimlerini kesintiye uğratabilecek, Türkiye nin bölgedeki artan nüfuzunu sınırlandırabilecek bir çatışma zemini doğurmaktadır. Suriye deki halk hareketi, diğer Arap ülkelerindeki başarılı süreçlere nazaran kısa sürede olumlu bir sonuca gidememiştir. Tunus ve Mısır da iktidardaki liderlerin devrildiği aylarda Suriye de kitlesel gösteriler başlamış ancak yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen Esed rejimi varlığını korumaya devam etmiştir. İktidar değişikliğinin gerçekleştiği Arap ülkelerinden farklı olarak Suriye de Esed rejiminin varlığını sürdürmesine imkân tanıyan ve muhalefet hareketinin muvaffak olmasını engelleyen bazı şartlar belirleyici olmuştur. Suriye de nüfus Tunus, Mısır ve Libya dan farklı olarak homojen değildir ve iktidar büyük bölümünü Nusayri azınlığın oluşturduğu Baas ideolojisine sahip geniş bir çıkar grubunun denetimindedir. Suriye de muhalefet hareketi başlayınca Esed rejimi Bin Ali, Kaddafi ve Mübarek iktidarlarının aksine güçlü bir dış destek almıştır. Suriye de ortaya çıkan muhalefet zayıf kalmış, kendi içinde birlik sağlayamamış ve silahlanma aşamasına erken geçerek Esed rejiminin elini güçlendirmiştir. Batılı ülkeler Suriye krizinde Libya dakinden farklı bir tutum sergilemiş, Türkiye krize müdahil oldukça geri çekilmiş, söylemde halk hareketini desteklerken eylemde çekimser kalmıştır. Suriye de Beşşar Esed in mensubu olduğu Nusayriler devletin bütün kurumlarında etkilidir. Ülke nüfusunun %12 sini oluşturduğu tahmin edilen Nusayri azınlık, Baas Partisi aracılığıyla siyasi iktidarı ve bürokrasiyi farklı etnik ve dini unsurlar arasında kurduğu çıkar ilişkileri üzerinden kontrol etmektedir. Suriye de Esed rejiminden çıkar sağlayan geniş bir kitlenin varlığı rejimin devrilmesini zorlaştırmış, bu kitle bir varoluş mücadelesi vererek iktidar değişimine karşı direnç göstermiştir. Suriye de Nusayri azınlık aynı zamanda ordunun komuta kademesini ve üst düzey subay sınıfını oluşturmaktadır. Bu nedenle Suriye de muhalefet hareketi ortaya çıktığında askeri bürokrasideki üst düzey yetkililerin çoğunluğu Esed iktidarından ayrılmamıştır. Bazı politikacı, diplomat ve askerler muhalif saflarda yer alsa da, muhalefet cephesine katılım düzeyi Esed rejiminin gücünü ve etkisini büyük ölçüde kıramamıştır. Ordu komutasının Nusayri subayların elinde olması, Esed iktidarına muhalefet hareketine silahlı kuvvetle karşılık verme imkânını tanımış ve ordunun saf değiştirme ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Nusayrilerin Suriye silahlı kuvvetleri üzerindeki hâkimiyeti Şebbihaların (Esed ailesine yakın korumalık yapan silahlı askerler) kısa sürede devreye girmesini kolaylaştırmış, Esed rejiminin göstericilere müdahalesini hızlandırmıştır. Esed rejiminin muhalefet hareketine karşı aldığı dış destek, rejimin bugüne kadar ayakta kalmasına önemli katkı sağlamıştır. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Rusya, Suriye de rejim değişikliğine karşı çıkmış, Esed rejimini kınayan karar tasarılarını Çin ile birlikte veto etmiştir. Suriye ye yaptırım ve uluslararası müdahaleyi mümkün kılabilecek karar tasarılarının Konsey tarafından kabul edilmesini engelleyen Moskova, Esed rejimine silah ve mühimmat temin etmektedir. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Mısır da bir gazeteye verdiği röportajda konu ile ilgili olarak Moskova- 7

15 Şam arasındaki silah ticareti anlaşmalarının Sovyet dönemine dayandığını, Rusya nın bu çerçevede Suriye ye silah ihraç etmeye devam ettiğini ifade etmiştir. Suriye ye sadece 2011 yılında 1 milyar dolar değerinde silah satan Rusya, bu satışı Suriye yi dış tehditlere karşı koruma amacıyla gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. 5 Rusya nın yanı sıra Esed rejimine sağlanan dış desteğin önemli kısmının İran dan geldiği gözlemlenmiştir. İran, Suriye de halk hareketi kitlesel gösteriler şeklinde ortaya çıktıktan sonra Esed rejiminin yıkılmasını önlemek amacıyla tüm imkânlarını seferber etmiştir. Tahran, uluslararası platformlarda Suriye ye dış müdahaleye karşı çıkmış, Suriye krizinin Güvenlik Konseyi ne taşınmasına itiraz etmiştir. Esed iktidarına gösterilerin bastırılmasına yönelik profesyonel danışmanlık desteği veren ve istihbarat sistemleri tedarik eden İran, Suriye de çatışmalar başlayınca bu ülkeye askeri teçhizat ve mühimmat sağlamaya başlamış, Devrim Muhafızları nı göndermiştir. İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi 16 Eylül 2012 tarihinde yaptığı açıklamada Devrim Muhafızlarının ve Kudüs Tugaylarının Esed rejiminin ayaklanmayı bastırmasına destek olmak için Suriye de bulunduğunu teyit etmiştir. 6 Irak ta Maliki iktidarı da Esed rejiminin varlığını sürdürmesine destek sağlamış, Arap Birliği nin Suriye aleyhinde aldığı yaptırım kararlarını uygulamamıştır. vam eden görüş ayrılıkları Konsey in temsil niteliğinin nispeten zayıf kalmasına neden olmuştur. Suriye Kürtleri Konsey e tamamen dâhil edilememiştir. Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu nun erken kurulması ironik biçimde Esed rejiminin elini güçlendirmiş, rejim muhalefet aleyhinde propaganda malzemesine kavuşmuştur. Muhalif unsurların silahlı mücadele aşamasına birlik ve koordinasyon tesis etmeden ve gerekli ağır silahları tedarik etmeden geçmesi dağınık ve birbirinden kopuk silahlı gruplar ortaya çıkarmış, Esed rejimine karşı hedeflenen askeri üstünlük sağlanamamıştır. Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu nun kurulması uluslararası toplumun sorumluluğunu azaltmış, Esed rejimine karşı insani müdahalenin önünü dolaylı olarak tıkamıştır. Batılı ülkelerin tutumu da Suriye deki halk hareketinin netice alamamasında etkilidir. Süreç içinde Türkiye Suriye krizine müdahil oldukça Batı geri çekilmiştir. Libya daki krizde halkına ateş açan Kaddafi iktidarına müdahalede oldukça hızlı hareket eden bazı batılı devletler Suriye krizinde sadece Esed rejimi aleyhindeki söylemlerle yetinmiştir. Bu devletlerin Suriye krizinin sürüncemede bırakılması yönünde irade gösterdiği gözlemlenmiştir. Özellikle Türkiye nin Orta Doğu da artan etkinliğinden rahatsız olan bazı batılı devletlerin Suriye krizinin uzamasını hedeflediği, böylece krizin Türkiye yi yıpratmaya devam etmesini istediği değerlendirilebilir. Muhalefetin zayıf kalması, muhalif unsurlar arasındaki birlik sorunu ve Özgür Suriye Ordusu nun (ÖSO) erken kurulması, Suriye deki halk hareketinin muvaffak olmasını engellemiştir. Suriye muhalefeti gerek ülke içinde gerekse uluslararası düzeyde Esed rejiminin ardından iktidarı devralabilecek kabiliyette olduğunu göstermekte yetersiz kalmıştır. Suriye Ulusal Konseyi bünyesinde de- 5 Russia Supplying Arms to Syria Under Old Contracts- Lavrov, Ahram Online, 5 Kasım 2012, ahram.org.eg/newscontent/2/8/57187/world/region/ Russia-supplying-arms-to-Syria-under-old-contracts.aspx, Erişim: Iran Confirms It Has Forces in Syria and Will Take Military Action If Pushed, The Guardian, 16 Eylül 2012, Erişim:

16 3. SURİYE MUHALEFETİNİN YAPISI Suriye krizinde Esed rejiminin gösteri yürüyüşlerini silahlı kuvvet kullanarak bastırmaya çalışması, muhalefet hareketinin uluslararası düzeyde tanınmasına zemin hazırlamıştır. Uluslararası destek sayesinde muhalefet hareketi Suriye nin meşru temsilcisi olarak tanınmaya, muhalif unsurlar da tek çatı altında birleşmeye başlamıştır. Suriyeli muhalif grupların bir araya getirilmesine dönük sürdürülen çalışmalar kapsamında Suriye Halkının Dostları ismi ile uluslararası bir grup teşkil edilmiştir. Grup, Beşşar Esed in iktidardan ayrılmasını sağlamak için uluslararası kamuoyunu harekete geçirebilmek amacıyla kurulmuştur. Seksenden fazla ülkeden oluşan Suriye Halkının Dostları grubu bugüne dek dört kez toplanmıştır. Grubun ilk toplantısı 24 Şubat 2012 tarihinde Tunus ta gerçekleştirilmiştir. Toplantıdan İnsani Yardım Forumu oluşturulması yönünde bir karar çıkmıştır. Grubun ikinci toplantısı 1 Nisan 2012 de İstanbul da yapılmıştır. İstanbul toplantısının ardından açıklanan bildirinin 10. maddesinde Suriye Halkının Dostları grubu, Suriye Ulusal Konseyi ni bütün Suriyelilerin meşru temsilcisi ve Suriyeli muhalif grupların altında toplandığı çatı örgüt olarak tanıdığını beyan etmiştir. Grubun üçüncü toplantısı 19 Nisan 2012 tarihinde Paris te gerçekleştirilmiştir. 7 Grup dördüncü kez 6 Temmuz 2012 tarihinde tekrar Paris te toplanmıştır. Suriye Halkının Dostları toplantıları Suriye krizinde küresel düzeyde devam eden anlaşmazlığı göstermiştir. Rusya ve Çin toplantılara katılmamıştır. 6 Temmuz 2012 de Paris te gerçekleştirilen dördüncü toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye ye yaptırım kararı alınması için BM Güvenlik Konseyi ne çağrı yapmış, Esed rejimine destek vermeye devam eden Rusya ve Çin in üzerinde baskı kurulması gerektiğini ifade etmiştir. Clinton, Suriye krizindeki sorumluluklarından dolayı Rusya ve Çin in bedel ödemesi gerektiğini beyan etmiştir. 8 7 El-Ectima Majmuat Asdika Surye (Suriye Dostları Grubu), /, Erişim: Baskı Artırılsın Çağrısı, Anadolu Ajansı, Siyasi Yapılanma Suriye krizinde muhalefet ilk kez 1 Haziran 2011 tarihinde Antalya da Suriye de Değişim Konferansı nda bir araya gelmiştir. Daha sonra 23 Ağustos 2011 tarihinde Suriye Ulusal Konseyi nin (SUK) ilk çekirdeği İstanbul da teşkil edilmiştir. Konseyin temel hedefinin Suriye halkının isteklerini yerine getirerek, Esed rejimini devirmek, daha sonra da tüm Suriye halkını temsil eden bir Suriye yönetimi kurmaktır. 9 Suriye nin meşru temsilcisi olarak tanınan ve 310 üyesi bulunan Konsey de Müslüman Kardeşler in çoğunlukta olması eleştirilmektedir. Konsey in Başkanı Burhan Galyon, 17 Mayıs 2012 tarihinde istifa edince yerine Abdulbasit Seyda seçilmiştir. 10 Muhalif unsurlar birliktelik sağlamak amacıyla 2 Ekim 2011 tarihinde Suriye Ulusal Konseyi çatısı altında İstanbul da bir araya gelerek konseyin kuruluşunu ilan etmiştir. 11 Bu toplantı Esed iktidarı aleyhinde gösterilerin başlamasından ancak yedi ay sonra gerçekleştiği için geç kalmış bir girişim olarak görülmektedir. Diğer taraftan gerçekleşen birlikteliğe rağmen muhalif gruplar arasında halen devam eden görüş ayrılıkları vardır. Suriye Ulusal Konseyi ni teşkil eden dini eğilimli gruplar, laikler, liberaller ve Kürtler arasında henüz ortak bir tavrın hâkim olduğunu ifade etmek güçtür. Bu gruplar arasındaki yaklaşım farklılıkları Esed iktidarının elini güçlendirmektedir. Suriye Ulusal Konseyi nin çatısı altında yer alan muhalif oluşumlar: Müslüman Kardeşler ve Destekçileri Şam Deklarasyonu Suriye Yerel Koordinasyon Komiteleri Suriye Yüksek Devrim Konseyi Bağımsız Liberaller Kitlesi aa.com.tr/tr/tag/ quot-suriye-halkinin-dostlari-quot- -toplandi 9 Suriye Ulusal Konseyi, Suriye_Ulusal_Konseyi, Erişim: Suriyeli muhalifler Seyda üzerinde uzlaştı, hurriyet.com.tr/planet/ asp, Erişim: El-Maşruu El-Siyasi Lil-Meclis El-Watany El-Sury (Suriye Ulusal Konseyi nin Siyasi Projesi), ar.syriancouncil.org/slideshow/item/505-political-program. html, Erişim:

17 Seküler ve Demokratik Suriyeliler Koalisyonu Suriye Devrim Genel Komisyonu Şam Baharı (Rabii El-Demaşk) Ulusalcı Şahsiyetler 12 Suriye Ulusal Konseyi nin yapısı ve mevcut kabiliyeti değerlendirildiğinde, Konsey liderliğindeki muhalefet hareketi içindeki birlik sorunu ve anlaşmazlıklar göze çarpmakta, uluslararası toplumda Konsey in Esed sonrası süreci yönetebileceği izlenimi oluşmadığı görülmektedir. Suriye muhalefetinin içerisinde yer alan gruplar Esed iktidarının devrilmesinde izlenecek yöntem konusunda anlaşmazlık yaşamaktadır. Suriye Ulusal Konseyi çizgisindeki unsurlar Esed rejiminin dış müdahaleyle sona erdirilmesini hedeflerken, Suriye içerisinde Esed yönetimiyle birebir çarpışan muhalifler Baas rejiminin dış müdahale olmadan kendi güçleriyle devrilmesini öngörmektedir. Aynı zamanda yurtdışındaki muhalefetle Suriye halkı arasında bir koordinasyon eksikliği de göze çarpmaktadır. Suriye Ulusal Konseyi üyeleri uzun süredir yurtdışında bulunduğundan dolayı halk ile doğrudan bağlantı kurmakta ve halkın isteklerini anlamakta güçlük çekebilmektedir. Halkın talebi sadece özgürlük ve demokrasi ile sınırlı değildir. Halk, özgürlük ve demokrasi talep ettiği nispette sosyo-ekonomik şartlarının geliştirilmesini, refah düzeyinin yükseltilmesini beklemektedir. Halk, Esed rejiminin devrilmesiyle ülkedeki devlet kurumlarının yıkılmaması gerektiğine inanmakta, Irak taki sürecin Suriye de tekerrür etmesini istememektedir. Suriye Ulusal Konseyi nin mevcut kabiliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, Konsey in Suriye deki süreçle ilgili dünya kamuoyunu yönlendirmede zayıf kaldığı görülmektedir. Konsey, halka karşı şiddete başvurmasından dolayı Esed in iktidarı bırakması gerektiği mesajını uluslararası topluma yeterince ulaştıramamış, Esed rejiminin muhalefet aleyhinde yürüttüğü propagandaya karşılık aynı düzeyde bilgilendirme kampanyası gerçekleştirememiştir. Suriye Ulusal Konseyi hâlihazırda başta Türkiye olmak üzere ABD, 12 Heykeliye El- Meclis El-Watany El-Sury (Suriye Ulusal Konseyi nin Oluşumu), structure.html, Erişim: Avrupa ve Arap ülkeleri tarafından Suriye nin tek muhalif temsilcisi olarak resmen tanınsa da, Konsey in Esed sonrası döneme geçiş sürecini yönetebilecek düzeyde etkili olduğunu uluslararası kamuoyuna ifade edemediği gözlemlenmektedir. Suriye Ulusal Konseyi liderliğindeki muhalefet hareketi içinde ortaya çıkan tefrikanın uluslararası toplumun Suriye krizi ile ilgili net bir tavır alamamasında etkili olduğu ifade edilebilir. Suriye ye askeri müdahale, insani yardım koridoru, tampon bölge oluşturma ve diğer seçenekler konusunda dünya kamuoyundaki mevcut kararsızlık kısmen muhalefet hareketi içindeki birlik sorunuyla ilişkilendirilebilir. Nitekim muhalefeti yönlendiren güçlü bir liderin olmayışı da dünya kamuoyunun bu kararsızlığını pekiştirmiş, muhalefete bir bakıma kuşkuyla bakılmasına yol açmıştır. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton 2 Kasım 2012 tarihindeki Hırvatistan gezisi sırasında yaptığı açıklamada, Suriye Ulusal Konseyi nin tek başına Suriye yi temsil etmediğini, Kürtlerin ve Nusayrilerin de temsil edildiği geniş katılımlı bir muhalefet yapısı oluşturulması gerektiğini ifade etmiştir. Clinton ülke içinde Esed rejimine karşı savaşan insanları temsil edebilecek daha etkili bir muhalefet cephesinin teşkil edilmesi gerektiğini, bu kapsamda Suriye Ulusal Konseyi nin yeniden yapılandırılması gerektiğini beyan etmiştir. Suriye Ulusal Konseyi böyle bir gündemle 4-7 Kasım 2012 tarihleri arasında yeni başkanını ve yönetim kurulunu seçmek ve üye sayısını artırarak temsil niteliğini güçlendirmek amacıyla Doha da bir kongre gerçekleştirmiştir. Katar ın teşebbüsüyle düzenlenen Doha Kongresi nde ilk aşamada Suriye Ulusal Konseyi başkanlığına Hıristiyan asıllı George Sabra seçilmiştir. Kongre de daha sonra Konsey in kapsamının genişletilmesi ve uluslararası toplumun desteğinin daha çok sağlanması hedefi gündeme alınmıştır. Toplantı sonucunda muhalefet kendi içinde yaşadığı anlaşmazlıkların ve çekişmelerin kısmen de olsa üstesinden gelmiş ve 11 Kasım da Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu adı altında Suriye deki tüm kesimlerden oluşan yeni bir muhalefet çatısı kurulmuştur İtilaful-Muaraza El-Suryye Kad Yahdar El-İctima Al-Arabi (Suriye Muhalefeti Koalisyonu Arap Birliği 10

18 Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu başkanlığına din adamı Ahmed Miaz El- Hatib, başkan yardımcılığına Riyad Seyf ve Sehir Atasi getirilmiştir. Koalisyon da Suriye Ulusal Konseyi dışında Suriyeli Türkmenler ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi nin üçer üye ile temsili sağlanmış ve kadınların %15 oranında temsil edilmesi kararlaştırılmıştır. Yeni Koalisyon da ayrıca Suriye nin on dört vilayetinden yerel temsilcilerin bulunması, dış ve iç muhalefet arasındaki koordinasyon eksikliğini giderilmesi açısından önem arz etmektedir. Koalisyon, Suriye deki devrim hareketinden %33, siyasi oluşumlar ve kitlelerden %45 oranında katılım sağlayarak toplamda 400 üyeye ulaşmıştır. 14 Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu, kuruluşunun ardından bir bildiri yayımlamış, Koalisyon un çatısı altındaki muhalif gruplar arasında sağlanan uzlaşmayı dünya kamuoyuna duyurmuştur. Uzlaşma sağlanan hususlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır. Doha toplantısında hazır bulunan Suriye Ulusal Konseyi ve diğer muhalif gruplar Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu nun teşkil edilmesi konusunda anlaşmıştır. Koalisyon un üyeliği bütün Suriyeli muhalefet gruplarına açıktır. Koalisyon, herhangi bir şekilde rejimle diyaloga girmeyecektir. Koalisyon, devrimin ortak askeri konseylerini destekleyecektir. Koalisyon uluslararası arenada tanındıktan sonra Geçici Suriye Hükümeti ni kuracaktır. 15 Koalisyon, kuruluşunun ardından Türkiye, Körfez ülkeleri, Arap Birliği, ABD, Fransa ve İngiltere ta- Toplantısında Hazır Bulunacak), com/2012/syria.2011/11/12/syria.newcouncil/index.html, Erişim: Al-Watani Sury Ya-len Heykeliye El-Cedide (Suriye Ulusal Konseyi Yeni Teşkilatını İlan Etti), aljazeera.net/news/pages/46fe127f-8c7c-433c-8ac4-46c2a2b5ab66, Erişim: Nas İttifak El-Doha Lİ-İnşaa El-İtilaf El-Watani Li- Kuwa EL-Tawre Wel-Muarada El-Suryye (Doha da Kurulan Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu nun Anlaşma Metni), formainpage/analytics/15665, Erişim: rafından Suriye nin meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Koalisyon un Konsey in durumuna düşmemesi için önümüzdeki süreçte ülke içinde Esed rejimine karşı silahlı mücadele veren unsurların güvenini kazanması önem arz etmektedir. Ülke içindeki silahlı unsurların tek çatı altında toplanması ile Suriye muhalefeti, uluslararası toplumun güvenini kazanabilecek ve Batılı ülkelerin desteğini temin edebilecek konuma gelebilir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi Koalisyon Esed sonrası dönem için ortak bir politik vizyon üzerinde mutabakata varmazsa yeniden parçalanma riskinden kurtulamayacak ve dolayısıyla Koalisyon un etkili bir muhalefet gerçekleştirmesi mümkün olamayacaktır Suriye Kürt Ulusal Konseyi Esed iktidarı kriz sırasında ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda bulunan Kürt nüfusun muhalefet hareketine katılmasını önlemek maksadıyla 7 Nisan 2011 tarihinde 300 bin civarında kimliksiz Suriyeli Kürt e vatandaşlık vermiştir. Esed rejiminin bu adımı, Suriyeli Kürtlerin halk hareketine katılıp katılmama konusunda tereddüt etmesine yol açmış, Kürtler muhalefet içinde yer almak konusunda fikir ayrılıkları yaşamıştır. Kürt aktivistler, Suriye Ulusal Konseyi nin Kürtlerin taleplerini göz ardı ettiği gerekçesiyle Kürt Ulusal Konseyi adlı farklı bir yapılanmaya gitmiştir. Suriye Kürt Ulusal Konseyi, Dr. Abdulhekim Beşar başkanlığında 26 Ekim 2011 tarihinde Erbil de Mesud Barzani nin desteği ile kurulmuştur. 16 Kürtler, Esed sonrası Suriye nin kuzeyinde özerklik ve Kürt milli kimliğinin anayasal olarak tanınması taleplerini ileri sürerek Suriye Ulusal Konseyi çatısına dâhil olmamaktadır. Kürtlerin bu konudaki tutumunun ardında iki temel nedenin yattığı değerlendirilmektedir. Birinci neden, Kürtlerin Suriye Ulusal Konseyi ne dâhil oldukları takdirde kendilerini uluslararası topluma tanıtmakta zorlanacakları ve Konsey içinde Kürt kimliğinin arka planda tutulacağı yönündeki kaygılarıdır. İkinci sebep ise Suriyeli Kürtlerin kuzey Irak taki gibi 16 El-Meclis El-Watany Kurdy Fi-Surye (Suriye Kürt Ulusal Konseyi), publications/?fa=48504, Erişim:

19 bir özerklik kazanma arzusudur. Ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda yaşayan Kürtlerin Suriye nüfusu içindeki oranı %8-10 civarındadır. Kürtler, Nusayrilerden sonra ülkenin en büyük azınlığı konumundadır. Suriyeli Kürtler, kuzey Irak taki yapıya benzer bir özerklik fikrine sıcak bakmakta, Suriye Ulusal Konseyi ile aynı çatı altında Esed yönetimine karşı mücadele vermeyi reddetmekte ve Konsey in toplantılarına katılmamaktadır. Bu nedenle Suriye deki krizin belirsizliği de göz önünde bulundurulduğunda Kürtlerin diğer muhalif unsurlarla tek çatı altında toplanması beklenmemektedir. Bütün bu gelişmeler ışığında Erbil de Dr. Abdulhekim Beşar başkanlığında kurulan Kürt Ulusal Konseyi ne Mayıs 2012 de Suriyeli Kürt partiler de katılmaya başlamıştır. Konsey e katılan Suriyeli Kürt partiler ve hâlihazırdaki liderleri aşağıda sıralanmıştır. Suriye Kürt Demokratik Partisi - Dr. Abdulhekim Beşar Kürt Demokratik Partisi - Nasrettin İbrahim Suriye Kürt Demokratik Ulusal Partisi - Tahir Safok Kürt Demokratik Eşitlik Partisi - Aziz Davud Kürt Demokratik İlerleme Partisi - Hamit Derviş Kürt Demokratik Birlik Partisi - Şeyh Ali Suriye Kürt Birlik Partisi - İsmail Hamu Kürt Özgürlük Partisi - Mustafa Osu Suriye Kürt Özgürlük Partisi - Mustafa Cuma Suriye Demokratik Kürt Partisi - Şeyh Cemal Kürt Solcu Partisi - Muhammed Musa Kürdistan Birliği Partisi - Abdulbasıt Hamo Kürt Demokratik Partisi - Abdurrahman Aluci Kürdistan Demokratik Partisi - Yusuf Faysal Kürt Demokratik Uzlaşı Partisi - Neşat Muhammed Suriye Kürt Solcu Partisi - Salih Cadu yılında Suriye nin kuzeyinde kurulan PYD, 11 Temmuz 2012 tarihinde Mesud Barzani liderliğinde kuzey Irak ın Erbil kentinde toplanan Suriyeli Kürt muhalefet partileriyle anlaşarak, Kürt Ulusal Konseyi ne katılmıştır. PYD, Türkiye de paralel devlet yapılanmasına teşebbüs eden KCK sisteminin ve PKK terör örgütünün Suriye kolu olarak hareket etmektedir. PYD nin askeri kanadı Halkçı Koruma Birlikleri dir. Esed yönetimi, Türkiye nin Suriyeli muhalefete destek vermesine karşılık Suriye nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeleri çatışmaya girmeden PYD ye bırakmıştır. PYD nin, halk ayaklanmasına katılmalarını engellemek için Kürtlere baskı uyguladığı, Esed rejimine muhalefet eden Suriyeli Kürt aşiret liderlerine saldırılar düzenlediği basına yansımıştır Askeri Yapılanma Suriye deki halk hareketi, Esed rejimine karşı ilk etapta tamamen silahsız ve reformcu bir halk kitlesinin girişimi olarak başlamıştır. Halk Cuma namazlarından sonra Özgür Suriye sloganını atarak Esed in reform yapması için sokaklara dökülmüş, kitlesel gösteriler düzenlemiştir. Ancak Suriyeli göstericiler, Esed rejimine bağlı güvenlik güçlerinin şiddetli saldırısına maruz kalınca ve her gün onlarca Suriye vatandaşı hayatını kaybedince Suriye deki kriz nitelik değiştirmiştir. Ülkedeki halk hareketi başlangıçta sivil nitelikli iken Esed rejiminin şiddete tevessül etmesiyle muhalefet silahlı mücadeleye girişmiştir. Esed in halkın taleplerine kulak vermeyip reform adı altında sadece yasal çerçevede bazı adımlarla yetinmesi, siyasi otoritenin Baas Partisi nin tekelinden çıkması için somut bir düzenlemeye gidilmemesi krizin tırmanmasına yol açmıştır. Neticede kriz ülke çapına yayılan bir sıcak çatışmaya dönüşmüş ve iç savaş halini almıştır. Suriye de Esed rejimine karşı silahlı mücadele veren ve savaşçı sayısı bakımından çeşitlilik arz eden otuza yakın grup ortaya çıkmıştır. Baas iktidarına 17 El-Meclis El-Watany Kurdy Fi-Surye (Suriye Kürt Ulusal Konseyi), publications/?fa=48504, Erişim:

20 karşı demokrasi ve özgürlük hedefiyle başlayan halk hareketi silahlanma safhasında dini, etnik ve ideolojik olarak bölünmeye başlamıştır. Kriz süresinde bölgeler arasındaki kopukluk da farklı kentlerde farklı silahlı grupların birbirinden bağımsız olarak hareket etmesine sebep olmuştur. Her silahlı grubun isminde Şam, Halep, Hama, İdlib vs.. geçmesi Suriye muhalefetindeki parçalanmışlığı gözler önüne sermektedir. Bu parçalanmışlık, Esed sonrası Suriye de etnik-dini ve mezhepsel bölünmüşlüğün yanında bölgeler arasında da bir çatışma doğurma ihtimalini canlı tutmaktadır. Suriye de halk hareketi başladıktan dört ay sonra muhalefet silahlı güç kullanma seçeneğine yönelmiş, bu yönde teşkilatlanmaya başlamıştır. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye Hava Kuvvetleri nden albay rütbesinde istifa eden Riyad El-Esad ve ordudan ayrılan bir grup asker tarafından 29 Temmuz 2011 tarihinde kurulmuştur. 18 ÖSO, Esed rejimini silahlı kuvvet kullanarak devirmek hedefiyle ve muhalif silahlı unsurları tek çatı altında birleştirmek amacıyla tesis edilmiştir. Ordunun mevcut komutanı Riyad El-Esad, hâlihazırda 70 bin askerinin olduğunu beyan etmektedir. Kuruluş evresini yurtdışında tamamlayan ÖSO, 22 Eylül 2012 tarihinde karargâhını Suriye deki kurtarılmış bölgelere taşıdığını açıklamıştır. Suriye krizi sürecinde muhalefet hareketinin silahlı mücadele aşamasına erken geçtiği ve ÖSO nun kuruluşunda acele edildiği ifade edilebilir. ÖSO nun erken kurulması Esed rejimine karşı gelişen uluslararası tepkinin nispeten hafiflemesine neden olmuş, iç savaşın ülkede yol açtığı zararın muhalefet hareketiyle de ilişkilendirilmesinin önünü açmış ve muhalefetin silahlı mücadelede zayıf kalması sonucunu doğurmuştur. Suriye halkının barışçıl gösterilerinin daha uzun süre devam etmesi durumunda Esed rejiminin halka karşı şiddete başvurması, uluslararası toplumun tepkisini daha fazla çekebilirdi. Ancak ÖSO nun kuruluşu Suriye deki süreci, ayaklanan halka şiddet uygulayan iktidar krizinden iki taraf 18 El-Jeyshel Sury El-Hur (Özgür Suriye Ordusu), ar.wikipedia.org, Erişim: arasında silahlı çatışmanın cereyan ettiği bir iç savaşa dönüştürmüştür. Suriye de ÖSO nun kuruluşundan itibaren eşit olmasa da birbiriyle mücadele eden iki taraftan bahsedilebilir ve çatışmanın iç savaşa dönüşmesinin uluslararası insani müdahale imkânını zayıflattığı öne sürülebilir. ÖSO nun kurulması ülkedeki yıkım ve ölümlerden muhalefet hareketinin de sorumlu olduğu yönünde bir algı oluşmasına sebep olmuş, Esed rejiminin işlediği insanlık suçları nispeten gölgede kalmıştır. Suriye de iktidara bağlı güvenlik güçleri tarafından işlenen ve BM İnsan Hakları Konseyi tarafından tespit edilen insanlık suçları gündemden düşmüş, Esed rejimi ve destekçilerinin ÖSO aleyhindeki propagandası uluslararası kamuoyunda muhalefete kuşkuyla bakılmasına zemin hazırlamıştır. ÖSO nun erken kurulması ortak hareket etme konusunda silahlı muhaliflerin zorluk yaşamasına neden olmuştur. Tek çatı altında birleşemeyen silahlı muhalifler arasında koordinasyon eksikliği bulunduğu için Esed rejimine karşı etkin bir mücadele verilememiş, Suriye ordusuna karşı koordineli saldırılar gerçekleştirilememiştir. ÖSO, tank ve savaş uçaklarını etkisiz hale getirebilecek ağır silah sistemlerine sahip olmadığı için denetimini ele geçirdiği bölgeleri muhafaza etmekte güçlük çekmiştir. Öte yandan, ÖSO nun Suriye topraklarında Esed rejimine karşı verdiği silahlı mücadelenin yanında adam kaçırıp fidye isteme gibi muhalefet hareketinin hedefiyle ilgili olmayan eylemlere yöneldiği görülmüştür. ÖSO nun bu tür eylemlere başvurması süreç içinde Suriye deki halkın mücadelesine gölge düşürebilir. Kaçırma eylemleri muhalefet hareketinin halk nezdindeki itibarını zedeleyebilir. ÖSO nun kaçırma eylemlerinde özellikle Şii mezhebine mensup kişileri tercih etmesi ülkedeki mezhepsel kutuplaşmayı artırabilir. Suriye muhalefeti kendi içinde bölünmüşse de ÖSO da ideolojik, dini ve siyasi ayrışmaların önlenmesinde fayda vardır. Suriye muhalefeti arasında olası bir silahlı çatışma Esed rejiminin elini kuvvetlendirecektir. Muhalefet hareketinin silahlandığı süreçte Suriye nin çeşitli bölgelerinde etnik ve mezhepsel 13

21 unsurlar ÖSO dan bağımsız olarak farklı silahlı birlikler oluşturmuştur. 19 Etnik kimliğin veya dini eğilimin belirgin olduğu bu birlikler ÖSO ya bağlı olmadıklarını beyan etmekte ancak Esed rejimine karşı ÖSO ile birlikte mücadele etmektedir. Şam ve çevresindeki bölgelerde faaliyet gösteren Ensar El-Rasul birliği, Humus ta Faruk Tugayları, Der Ez-zur Devrim Konseyi ve Suriyeli Kürtlerden oluşan Sukur El-Kurd Tugayı bu birliklerden bazılarıdır. 20 Muhalefetin silahlanmasıyla Suriye deki Türkmenler de silahlı birlikler oluşturmuş, Sultan Abdülhamit ve Fatih Sultan Mehmet isimli birlikleri teşkil ederek Esed rejimine karşı ÖSO ile birlikte hareket etmiştir. Halep te Ali Beşir komutasında kurulan Sultan Abdülhamit ve Fatih Sultan Mehmet isimli iki birlikte yaklaşık 2 bin milis olduğu tahmin edilmektedir. 21 Suriye deki Türkmen tugayları (Zahir Beypars Tugayı, Türkmen Şehitleri Tugayı, Türkmen Kılıçları Tugayı, Şükrü Kuvvetli Tugayı, Allah ın Özgür Adamları Tugayı, Kutuz Tugayı, Hamza Torunları Tugayı, Osman Bin Affan Tugayı, Yusuf Azma Tugayı ve Türkmen Alparslan Tugayı) 22 Eylül 2012 tarihinde Fatihin Torunları birliği çatısı altında birleştiklerini ilan etmiştir. 22 Suriye deki kriz ÖSO dan bağımsız olarak dini eğilimli silahlı birlikler de ortaya çıkarmıştır. İntikam hissiyle hareket edebilen bu birliklerin Esed rejimine bağlı güvenlik güçleriyle mücadele sırasında zaman zaman kaçırma, öldürme ve intihar gibi eylemler yaptığı basına yansımaktadır. Bu tür eylemler ÖSO ya mal edilebilmekte ve Suriye muhalefetinin itibarına zarar vermektedir. 19 Kendilerini genelde Tabur veya Tugay olarak tanıtan bu silahlı birliklerin milis sayılarında bir standart yoktur. Silahlı birliklerin milis sayıları ile 1000 arasında değişmektedir. 20 Men Hiye El-Camaat El-Musllaha Ellety Tukateel Fi Surye (Suriye de Savaşan Silahlı Gruplar Kimdir), arabic.rt.com/news_all_news/analytics/69084/ 21 Türkmen Muhaliflerden Birleşme Çağrısı, haber7.com/dunya/haber/ turkmen-muhaliflerdenbirlesme-cagrisi,erişim, Erişim: Suriye Türkmen ordusu Halep teki Türkmen Komutanları Birleştirmeleri watch?v=on3zcwquteg, Erişim: Suriye de ortaya çıkan dini eğilimli silahlı birlikler büyük ölçüde Vehhabi-Selefi çizgidedir. Bu birliklerin başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri tarafından yönlendirildiği ve desteklendiği değerlendirilmektedir. Suriye deki önemli Selefi silahlı birlikler aşağıda belirtilmektedir. Şam Kurtuluş Tugayları-ŞKT (Ahrar El-Şam Tugayları): Esed rejimine karşı silahlı mücadele gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş olan Şam Kurtuluş Tugayları, Selefi Cihad ın Suriye deki önde gelen çatı örgütlerindendir. Yayımladığı bildirilerde Özgür Suriye Ordusu nun yanında savaştığını ancak komutasında olmadığını beyan eden ŞKT, tamamen bağımsız hareket etmektedir. ŞKT ye bağlı askerler Suriye nin genel olarak tüm bölgelerine dağılmış durumdadır. Ancak en güçlü oldukları bölge İdlib dir. Tugay ilk etapta Suriye Ordusu ile girdiği çatışmalardan ele geçirdiği silah ve mühimmatlarla mücadelesini yürütmüştür. Şimdi ise Kuveyt başta olmak üzere Körfez ülkelerindeki zenginlerden yardım almaktadır. ŞKT çatısı altında birçok tugay bulunmaktadır. Bunlar, Ariha bölgesinde faaliyet gösteren Abbad El- Rahman Tugayı, Cebel-i Zaviye bölgesinde mücadele eden Sariyet El-Cebel Tugayı, Hama da yer alan Selahaddin Tugayı, Cunud El-Hak Tugayı ve Furkan Tugayı dır. 23 Şam Kartalları Tugayı (Sukurul Şam Tugayı): Şam Kartalları Tugayı nın Komutanı Cebel El-Zaviyeli Selefi olan Ahmet İsa el-şeyh tir. Şam Kartalları Tugayı, İdlib bölgesinde Suriye Ordusu na yönelik bombalı eylemler gerçekleştirmektedir. Sukuru El-Şam Tugayı nın hem fikri hem de altyapı bakımından Şam Kurtuluş Tugaylarına benzerliği vardır. Şam Kartalları Tugayı nın merkezi İdlib olmakla birlikte bu grubun İdlib dışında da birlikleri bulunmaktadır. Şam Kartalları na bağlı olarak Halep te Şüheda Birliği ve Şam da Ammar Bin Yasir Birliği oluşturulmuştur. Tugayın 3 binden fazla savaşçısı vardır. Şam Kartalları Tugayı, siyasi ve askeri yardımlarını Kuveyt, Suudi Arabistan ve Bahreyn den almaktadır Ahrar El-Şam Tugayları, com/?page=pages&id=3, Erişim: Sukurul-Şam Tugayı nın Resmi Sitesi, net/ar/page/about-sham-falcons.php, Erişim:

22 4. KRİZİN BÖLGESEL ETKİLERİ Suriye de iç savaş halini alan kriz, ülke sınırlarının ötesinde sonuçlar doğurmaya başlamış, Orta Doğu da bölgesel düzeyde bir anlaşmazlığa ve nüfuz mücadelesine dönüşmüştür. Türkiye nin güvenliğini tehdit eden, Lübnan ın istikrarını zedeleyen kriz, Körfez ülkelerinin İran kaynaklı kaygılarını artırırken, Tahran ı Arap dünyasındaki tek müttefikini kaybetme olasılığı ile karşı karşıya bırakmıştır. Esed rejiminin Türkiye topraklarına yönelik kaza olarak değerlendirilen saldırıları, PKK terör örgütüne ülkenin kuzeyinde hareket alanı açması ve Suriye nin parçalanma ihtimali Ankara yı tedirgin etmektedir. Esed iktidarının krizi ülke sınırları dışına taşıma gayesiyle Lübnan daki hassas dengeleri bozabilecek kışkırtıcı eylemlere yönelmesi Beyrut ta endişe uyandırmaktadır. İran ın Bağdat-Şam-Hizbullah hattındaki Şii jeopolitiği stratejisi doğrultusunda krize Esed rejimi yanında müdahil olması Körfez ülkelerini rahatsız etmiştir. Suriye nin İran ın tek müttefiki olması ve Tahran ın Esed rejimini koşulsuz desteklemeye devam etmesi ise krizi bölgesel düzeyde bir anlaşmazlığa mahkûm etmiştir. Suriye de çıkmaza giren kriz, Orta Doğu da Esed iktidarının devamı ve sona ermesi yönünde iki yaklaşımın öne çıkmasına yol açmış, bu yaklaşımları savunan devletler arasında rekabet doğurmuştur. Suriye krizinin sona ermesi için Esed rejiminin devamını gerekli gören ve Suriye deki ayaklanmaya terörizm nazarıyla bakan birinci yaklaşımı temelde İran desteklemektedir. Esed rejiminin ayakta kalması için siyasi, ekonomik ve askeri imkânlarını seferber eden İran, Irak taki Maliki iktidarını ve Hizbullah ı aynı doğrultuda yönlendirmektedir. Tahran, Suriye deki silahlı isyan hareketini -Esed iktidarı ile birlikte- terörizm olarak nitelemekte ve muhalif unsurlara destek sağlayan devletleri tehdit etmektedir. Kriz sürecinde İran ın tutumunun giderek sertleştiği, muhalefet hareketine destek sağlayan ülkelere yönelik örtülü mücadelelere yöneldiği ve Esed rejimine daha güçlü destek verdiği gözlemlenmiştir. İran Türkiye ye karşı PKK terör örgütünü tekrar desteklemeye, üst düzey askeri ve siyasi yetkililerin demeçleri aracılığıyla Türkiye yi tehdit etmeye, Bağdat yönetimini Ankara aleyhinde yönlendirmeye, Suudi Arabistan ve Bahreyn deki Şii nüfusu da ayaklanmaları için tahrik etmeye başlamıştır. Kriz sürecinde Esed rejimine bu denli güçlü ve riskli biçimde destek vermesi İran ın Orta Doğu stratejisinde Suriye yi merkezi bir konuma yerleştirdiğini ve müttefiki Baas iktidarının ayakta kalmasını kendi rejiminin bekasıyla ilişkilendirdiğini göstermektedir. İran, bölgede kurmaya çabaladığı Şii jeopolitiği hattında Nusayri azınlığın denetimindeki Suriye nin hayati bir aktör olduğunu değerlendirmekte, Şam da Sünni ağırlıklı bir hükûmetin iktidara gelmesi durumunda Şii hilali projesinin başarısız olacağını öngörmektedir. İranlı karar mercileri, Esed rejiminin devrilmesiyle Tahran ın İsrail e karşı başvurabileceği dinamiklerin önemli ölçüde zayıflayacağını değerlendirmektedir. İran-Suriye İlişkileri Suriye de 1970 te Hafız Esed liderliğinde iktidarı ele geçiren Nusayri azınlık, sürgün döneminde Humeyni yi ve Şah rejimi karşıtlarını desteklemiş, 1979 Devrimi nin ardından İran la işbirliğine yönelmiştir. İsrail le 1978 te barış antlaşması imzalayan Mısır ı Filistin davasına ihanetle suçlayan Suriye, İran-Irak savaşı sürecinde Tahran la yakınlaşmış, savaş boyunca diğer Arap ülkelerinden farklı hareket ederek İran ı desteklemiştir. Şam daki Baas iktidarı, İran ın Arap dünyasıyla yaşadığı anlaşmazlıklarda genellikle Tahran yanlısı tutum sergilemiş, Lübnan da Hizbullah ın varlığına destek vererek İran ın bölgede bir Şii jeopolitiği hattı tesis etmesine imkân tanımıştır. İran, 1982 Hama katliamı vakasında Hafız Esed rejimini dolaylı olarak müdafaa etmiştir li yıllarda ise iki ülke arasındaki ilişkiler stratejik düzeye terfi etmiş, taraflar 2004 teki stratejik işbirliği anlaşmasının ardından 2006 da ortak savunma esasına dayalı ikili bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Esed iktidarının devrilme ihtimali aynı zamanda İran daki mevcut rejimin beka kaygısını artırmakta, Tahran da, bölgedeki rejim değişikliklerinde sıranın İran a geldiği yönünde bir tedirginlik hâsıl etmektedir. 15

23 İran ın Suriye deki krize Esed rejimi lehinde müdahil olması, Tahran ın Şii hilali projesi bağlamında değerlendirilmelidir. Nüfuz alanını Şiilik vasıtasıyla genişletmeye çalışan İran, Orta Doğu ülkelerindeki Şii topluluklar üzerinde özellikle eğitim yoluyla etki sahibi olmaya çabalamaktadır. Saddam sonrası Irak üzerinde nüfuz sahibi olan İran ın Bağdat-Şam-Hizbullah eksenindeki Şii unsurlardan bir stratejik hat meydana getirmeye çalıştığı gözlemlenmektedir. Nitekim Suriye krizinde Esed rejimine sağlanan destekte İran- Irak-Hizbullah eşgüdümü Şii hattının Tahran ın yönlendirmesiyle birlikte hareket edebileceğini göstermiştir. Nusayri azınlığın denetiminde ve Baas iktidarının tekelindeki Suriye bu hatta kritik bir konumda yer almakta, İran ın Lübnan daki Hizbullah la bağlantısında koridor işlevi görmektedir. Dolayısıyla, Esed rejiminin devrilmesi Tahran ın Bağdat-Şam-Hizbullah hattındaki Şii hilali projesinin başarısızlığa uğraması anlamına gelmektedir. İran ın Esed rejimine sağladığı destek, Tahran ın İsrail e karşı harekete geçirebileceği dinamikleri muhafaza etme hedefiyle de açıklanabilir. Suriye nin İsrail ve Filistin e coğrafi yakınlığı bu ülkeyi İran nezdinde değerli kılmaktadır. İran, İsrail e karşı desteklediği Hizbullah a tedarik ettiği askeri malzemeleri Suriye üzerinden Lübnan a ulaştırmaktadır. Tahran, İsrail e karşı mücadele eden Filistinli unsurlarla Suriye topraklarında irtibat sağlamakta, ABD-İsrail cephesine karşı direniş cephesi ne önderlik etmeye çalışmaktadır. İran böylece İsrail e karşı harekete geçirebileceği dinamikler elde etmekte, Orta Doğu da İsrail karşıtlığına dayalı dış politika çizgisinden temin ettiği itibarı korumaktadır. Esed rejiminin devrilmesi, İran ın İsrail karşısındaki ve İsrail-Filistin ihtilafındaki konumunun zayıflaması sonucunu doğurabilir. Suriye de Esed iktidarına karşı ortaya çıkan muhalefet hareketi, İran daki mevcut rejimin beka kaygısının nüksetmesine yol açmıştır. Tahran, Suriye krizi kullanılarak İran ın yıpratılmaya çalışıldığını ve nihai hedefin aslında İran olduğunu iddia ederek Esed rejiminin geleceğiyle İran daki rejimin akıbeti arasında bağlantı kurmaktadır. Nükleer programından dolayı uluslararası yaptırımlara ve tecride maruz kalan İran, bölgedeki tek müttefiki Suriye de muhtemel bir iktidar değişimini kendi rejiminin bekasıyla ilişkilendirmektedir. İran, dış politika ufkuna yön veren kendisine karşı dış müdahale korkusunun da etkisiyle Esed rejiminin devrilmesinin ardından sıranın kendisine gelebileceği yönünde ciddi kaygılar beslemektedir. Orta Doğu da İran dışında Lübnan daki Hizbullah ın ve Irak taki Maliki iktidarının Esed rejiminin devamını savunan aktörler olduğu gözlemlenmektedir. Hizbullah, Suriye deki muhalefet hareketinin büyük bir komplo olduğunu ve Esed iktidarının ülkedeki halk ayaklanmasıyla mücadele ederken aslında ABD ve İsrail e karşı bir savaş yürüttüğünü iddia etmektedir. Hizbullah, Suriye krizinde muhalefet hareketine karşı İran la birlikte Baas rejimine somut destek vermektedir. Esed rejimine bağlı paramiliter birliklere eğitim sağlayan Hizbullah militanları, rejimle eşgüdüm sağlayarak muhalif unsurların bulunduğu hedeflere saldırılar düzenlemiştir. Irak taki Maliki iktidarı ise Suriye deki halkın taleplerinin dikkate alınması gerektiğini beyan etmekle birlikte krizin sona ermesine dönük bir dış müdahaleye itiraz etmektedir. Bağdat, Arap Birliği nin Suriye nin üyeliğini askıya aldığı kararda çekimser kalmış, Suriye ye karşı başlatılan ekonomik yaptırımlara karşı çıkmıştır. İran ın Suriye ye silah sevkiyatına da Irak hava sahasını açan 25 Bağdat, Esed rejiminin devamını zımnen desteklemektedir. Maliki iktidarının krizin ilk dönemlerinde Suriye halkının reform taleplerine olumlu bakışı öne çıkarken, daha sonra giderek Esed rejimi yanlısı çizgiye yaklaşmasının İran ın etkisiyle olduğu değerlendirilmektedir. Bölgede Suriye krizinin çözümlenmesi için Esed rejiminin son bulması yönündeki ikinci yaklaşımı başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere Körfez ülkeleri, Arap devletlerinin çoğunluğu ve Türkiye savunmaktadır. İkinci yaklaşımı savunan bölge ülkelerinin farklı nedenlerle bu tercihe yöneldi- 25 Michael R. Gordon, Iran Supplying Syrian Military via Iraqi Airspace, 4 Eylül 2012, com/2012/09/05/world/middleeast/iran-supplying-syrianmilitary-via-iraq-airspace.html?pagewanted=all&_r=0, Erişim:

24 ği ve Esed rejiminin devrilmesi yönünde değişik düzeylerde destek verdiği belirtilmelidir. Suudi Arabistan ve Katar, krizde Esed rejimine nispeten hızlı bir şekilde karşı tavır almış, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) aracılığıyla ve Arap Birliği nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmuş ve muhalefetin silahlandırılmasında önemli rol oynamıştır. Diğer Arap devletleri ise Suriye deki halk hareketini ve Esed rejiminin devrilmesini desteklemekle birlikte, bu istikamette daha çok diplomatik yöntemlerin işletilmesinden yana tutum geliştirmiştir. Türkiye ise krizin ilk aylarında reform çağrıları yaptıktan sonra Suriye muhalefetinin tanınmasına zemin hazırlamış, Esed rejiminin sona ermesi yönünde irade göstermeye başlamıştır. İran-Suriye arasında 1979 Devrimi sonrasında gelişen ve 2000 li yıllarda ittifak niteliği kazanan ilişkiler başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap devletlerinin tepkisini çekmiş, Suriye nin Arap dünyası ile münasebetleri genel olarak soğuk seyretmiştir. Tahran yanlısı dış politikasından ötürü Arap dünyasının Şam yönetimine karşı sürdüre geldiği tepkisel tutum, Arap devletlerinin Suriye krizindeki tutumunun anlaşılmasında dikkate alınmalıdır. Nükleer programının tedirginlik doğurduğu bir dönemde İran ın Orta Doğu daki Şii unsurlar üzerinden bölgesel bir nüfuz stratejisine yönelmesi, Arap devletlerinin Esed rejimi aleyhindeki halk hareketine bakışında etkili olmuştur. Esed iktidarına karşı gelişen muhalefet hareketi Arap dünyasında olumlu karşılanmış, Suriye deki mevcut rejimin değişmesi gerektiği yönündeki yaklaşım, özellikle Körfez ülkeleri tarafından belirgin biçimde desteklenmiştir. Nitekim Esed rejiminin devrilmesiyle İran ın Suriye ve Lübnan üzerindeki nüfuzunun önemli ölçüde zayıflayacağı ve Suriye nin Arap dünyasıyla yakınlaşacağı öngörülmektedir. Suriye krizi sürecinde Körfez ülkelerinin tutumu iki aşamada değerlendirilebilir. Ortak bir tutumun henüz geliştirilmediği birinci aşamada Körfez ülkeleri Esed iktidarına reform çağrıları yapmış, krizin çözümüne yönelik destek sözleri vermiştir yılının Mayıs ayı içinde Suudi Arabistan Kralı, Kuveyt Emiri ve Bahreyn Emiri Esed i bizzat arayarak ülkedeki krizi çözmek için destek olacaklarını bildirmişlerdir. İktidarlar tarafından gerçekleştirilen bu çağrılarla aynı dönemde El-Cezire ve El-Arabiye gibi Körfez merkezli televizyonlar Suriye de halkın talep ve beklentilerini dünya kamuoyuna duyurmuştur. Körfez ülkelerinin Suriye halkının demokratik hak ve özgürlük taleplerine cevap verilmesi gerektiği yönündeki çağrısı, Esed rejiminin kitlesel gösterileri silahlı kuvvetle bastırma yoluna gitmesiyle değişmeye başlamıştır. İran ve Hizbullah ın krize Esed rejimi lehinde müdahale etmesi Suriye krizinin Körfez ülkeleri tarafından mezhepsel bir mücadele olarak algılanması sonucunu doğurmuştur. Suriye ordusunun 31 Temmuz 2011 tarihinde 139 kişinin ölümüne yol açan Hama saldırısının ardından Körfez ülkeleri Beşşar Esed in iktidarı terk etmesi gerektiğini aleni biçimde zikretmeye başlamıştır yılının Ağustos ayından itibaren Körfez ülkelerinin Suriye krizine yaklaşımında ikinci aşamaya girildiği ifade edilebilir. İkinci aşamada Esed rejimine karşı ortak bir tavır geliştirilmiş, Suriye krizinin bir Arap Gücü müdahalesiyle çözülebileceği ve muhalefetin desteklenmesi gerektiği savunulmuştur. Bu dönemde Katar ın açıkladığı önerilerin Körfez ülkelerinin ortak tavrında etkili olduğu belirtilmelidir. Arap Gücü nün Suriye ye gönderilmesini teklif eden Katar, Suriye de yardımların gerekli yerlere ulaştırılması, güvenli bölge oluşturulması ve taraflar arasında ateşkesin takip edilebilmesi için Arap devletlerinin teşkil edeceği askeri bir görev gücünün elzem olduğunu beyan etmiştir. BM Güvenlik Konseyi nde Suriye deki insan hakları ihlallerini kınayan ve şiddetin sona erdirilmesi çağrısında bulunan ilk karar tasarısının Rusya ve Çin tarafından veto edilmesinin ardından da Katar, uluslararası topluma Suriye muhalefetine silah desteği vermesi için çağrıda bulunmuştur. 27 Körfez ülkeleri, Esed rejiminin sona ermesi gerektiği yönündeki yaklaşımı Körfez İşbirliği Konseyi aracılığıyla Arap Birliğine taşımış, diğer Arap 26 Tanklar Hama ya Girdi, haber/7/31/tanklar-hamaya-girdi, Erişim: Emir Katary Şeyh Hamed Le-Kanat CBS Yaktarih İrsal Kuwat El-Arabiye İla Surye (Katar Emiri Şeyh Hamed, CBS Kanalında Arap Gücünün Suriye ye Gönderilmesini Öneriyor), elnashra/ar5324.htm, Erişim:

25 ülkeleriyle ortak hareket etmeyi hedeflemiştir. Bu girişim neticesinde Arap Birliği Esed rejimine karşı ortak bir tavır geliştirmiş, Suriye krizini çözüme kavuşturabilecek bir plan hazırlamıştır. Beş maddeden oluşan çözüm planı; taraflar arasında derhal ateşkes ilan edilmesini ve Suriye ordusunun kentlerden çekilmesini, tutukluların serbest bırakılmasını, anayasa düzenlemelerini de kapsayan siyasi reformların yapılmasını, Esed rejimi ile muhalifler arasında ulusal diyalog görüşmelerinin başlatılmasını ve Arap Birliği nin çözüm planı sürecini incelemek üzere Şam da temsilci bulundurmasını şart koşmuştur. Hazırlanan çözüm planını gündeme alarak 16 Ekim 2011 de Mısır da toplanan Arap dışişleri bakanları, planın uygulanması için Esed iktidarına ilk etapta 15 gün süre tanımış, Arap Birliği içinde Katar başkanlığında Suriye meselesiyle ilgilenecek bir komisyon oluşturulmasını kararlaştırmıştır Ekim toplantısının ardından, Arap Birliği nin tayin ettiği Katar başkanlığındaki heyet Beşşar Esed le bir görüşme gerçekleştirmiş, 30 Ekim de Suriye, Birliğin çözüm planına riayet edeceğini taahhüt etmiştir. 2 Kasım 2011 tarihinde ise Arap Birliği ve Suriye nin imzaladığı anlaşma ile Esed rejimi şiddetin sona erdirilmesi, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve ordunun kentlerden çekilmesini kabul etmiştir. Ancak Esed rejiminin taahhüt ettiği halde çözüm planını uygulamaması ve kitlesel muhalefet gösterilerine karşı silahlı kuvvet kullanmaya devam etmesi Birliğin politikasını değiştirmiştir. Arap Birliği, Esed rejimine karşı siyasi ve ekonomik yaptırımları tartışmaya başlamış ve 12 Kasım 2011 tarihinde Suriye nin üyeliğini askıya almıştır. Lübnan, Suriye ve Yemen in ret oyu kullandığı, Irak ın ise çekimser kaldığı oylamada karar, lehte kullanılan 18 oy ile kabul edilmiş, 16 Kasım da yürürlüğe girmiştir. Arap Birliği, 27 Kasım da çözüm planına söz verdiği halde riayet etmeyen ve Suriye nin üyeliğinin askıya alınması kararına rağmen işbirliğine yanaşmayan Esed rejimine karşı siyasi ve ekono- 28 El-Jamia EL-Arabiye Taduu Le-Muatemar Hiwar Beynel El-Nidam-UL Sury wel-muarada Hilal 15 Yawum (Arap Birliği Suriye Rejimini ve Muhalefeti 15 Gün İçerisinde Diyaloga Çağırdı), content/article/21379.html, Erişim: mik yaptırım kararı almıştır. Yaptırım kararının ardından Birlik, Suriye ye Arap gözlemciler gönderilmesi için yeni bir girişim başlatmış, Irak ın arabuluculuğunda Esed rejimiyle Kahire de bir protokol imzalamıştır. İmzalanan protokol uyarınca Suriye ye gönderilen Arap gözlemcilerin sadece Esed rejiminin müsaade ettiği bölgelere gidebilmesi ve dünya kamuoyuna rejim yanlısı mesajlar vermesi bu girişimden de netice alınmasını engellemiştir. Suudi Arabistan ın gözlem görevinden finansal desteğini çekmesinin ardından diğer Körfez ülkeleri de Suriye deki gözlemcilerini geri çekmiş, Birliğin gözlemci girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çözüm planı ve gözlemci girişimi denemelerinin ardından Arap Birliği nin Esed rejimine yönelik tutumu değişmiş, Birlik Suriye muhalefetiyle görüşmeye başlamış ve Arap devletlerinde krizin Beşşar Esed in iktidardan ayrılmasıyla çözülebileceği kanaati yaygınlaşmıştır. Nitekim iki girişimde de Esed rejimi çözüm önerilerine sıcak baktığını beyan etse de uygulamaya geçmemiş, muhalefet gösterilerini şiddetle bastırmaya devam etmiştir. Esed iktidarı, Arap Birliği nin çözüm girişimleri sırasında önerilere müspet cevap vererek zaman kazanmış, Arap devletlerinin muhalefet hareketine sağlayabileceği desteği mümkün mertebe geciktirmiştir. Diğer taraftan ise Arap Birliği nin Suriye krizine çözüm getirme arayışları krizin bölgesel düzeyden küresel düzeye taşınmasına zemin hazırlamıştır. Suriye krizi böylece Arapların iç meselesi olmaktan çıkmış, Birleşmiş Milletler e intikal etmiştir. Kriz, 2012 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı nın gündemine de gelmiştir Ağustos 2012 tarihlerinde Mekke de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı nın 4. Olağanüstü Zirvesi nde Suriye nin üyeliği askıya alınmıştır. Arap devletleri arasında Suriye muhalefetine destekte Körfez ülkelerinin, Körfez ülkelerinden de Suudi Arabistan ve Katar ın öne çıktığı görülmektedir. Suudi Arabistan ve Katar ın öne çıkmasında bu ülkelerin sahip olduğu sermaye gücü ve uluslararası düzeyde etkili basın-yayın organlarının belirleyici olduğu ifade edilebilir. Mısır ın Mübarek sonrası dönemdeki siyasi dönüşüm süreciyle meş- 18

26 gul olması ve iki ülkenin Körfezdeki Şii-Vehhabi rekabetinde taraf olmasının da Riyad ve Doha yı öne çıkardığı değerlendirilebilir. İki ülke gerek Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Arap Birliği vasıtasıyla gerekse tek taraflı girişimlerle Suriye krizine Esed rejimi karşısında müdahil olmuştur. Muhalefete finansman tedarikinin yanında doğrudan askeri destek de temin ettiği basına yansıyan Suudi Arabistan ve Katar, Suriye deki değişim sürecinde etkili olmayı hedeflemekte, ülkedeki Selefi unsurları güçlendirmeye çalışmaktadır. Suudi Arabistan ve Katar ın yanı sıra Muhammed Mursi liderliğindeki Mısır ın da son dönemde krizin çözüme kavuşturulması için diplomatik girişimlere yöneldiği gözlemlenmektedir Ağustos 2012 tarihinde Tahran da düzenlenen 16. Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi ne katılan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi nin Suriye deki rejime karşı halka destek verilmesi yönündeki çağrısı Arap dünyasında büyük yankı bulmuştur. Mursi, Bağlantısızlar zirvesinde Mısır, Türkiye, Suudi Arabistan ve İran ın katılacağı Dörtlü Suriye Toplantısı önerisinde bulunmuş, 17 Eylül de Kahire de Suudi Arabistan dışındaki üç ülkenin dışişleri bakanları bir araya gelmiştir. Suudi Arabistan toplantıya katılmamıştır. Toplantıda Türkiye ve Mısır Beşşar Esed in iktidarı bırakmasını istemiş, İran ise bu isteği kabul etmemiştir. Dolayısıyla toplantıda bir karar alınamamıştır. Suriye krizinin neden olduğu Esed rejiminin devamı ve son bulması şeklindeki iki yaklaşım, bölge ülkelerinin iki farklı blok halinde hareket etmesine yol açmıştır. Türkiye, Körfez ülkeleri ve diğer Arap devletleri Suriyeli muhalifleri desteklerken, İran, Hizbullah ve Maliki iktidarının Esed rejiminin yanında yer alması bölgede Sünni ve Şii bloklar arasında bir mücadele olduğu izlenimine sebebiyet vermiştir. Özellikle Irak ın iç ve dış politika uygulamalarındaki değişimlerin böyle bir izlenimin oluşmasına hizmet ettiği ifade edilebilir. Irak taki Maliki iktidarının iç siyasette ve dış politikadaki tercihleri, Suriye krizi sürecinde bölgesel bir Şii-Sünni gerilimi intibaının ortaya çıkmasında etkili olduğu değerlendirilebilir. Nitekim krizle aynı dönemde, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki ülkedeki Sünni politikacıları terör örgütü kurmakla suçlamış, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El- Haşimi hakkında tutuklama ve yurtdışına çıkma yasağı çıkarmıştır. Suriye krizi sürecinde Irak ın dış politikada da İran eksenine yaklaştığı, Esed rejimine dolaylı destek vermeye başladığı ve Ankara karşıtı bir çizgiye kaydığı fark edilmiştir. Suudi Arabistan ın toplantıya katılmaması, Riyad ın Esed rejiminin mutlak surette sona ermesi yönündeki duruşu ve Suriye deki Kahire nin rolüne bakışı ile ilgilidir. Suudi Arabistan, Mısır ın bölgedeki eski konumuna geri dönerek Arap dünyasının merkezi haline dönüşmesinden rahatsız olmaktadır. Riyad, Esed sonrası Suriye de İran ın etkisini kıracak Sünni ağırlıklı bir iktidarın ortaya çıkmasını, bu değişimin de Suudi Arabistan ın denetiminde gerçekleşmesini hedeflemektedir. Desteklediği Selefi unsurların Esed sonrası Suriye de etkili olması için çaba sarf eden Riyad ın Mısır daki gibi Suriye de de Müslüman Kardeşler in iktidara gelmesinden memnun olmayacağı değerlendirilmektedir. Nitekim Müslüman Kardeşler in eski lideri olan Mursi nin bu tür girişimlerinde Suriyeli Müslüman Kardeşler i desteklemek gibi bir amacın bulunduğu ifade edilebilir. 19

27 5. KRİZİN KÜRESEL ETKİLERİ Arap Birliği nin Suriye deki krize yönelik çözüm girişimlerinin sonuçsuz kalması, krizin BM ye taşınmasına yol açmıştır. 24 Şubat 2012 tarihinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabî tarafından yapılan açıklamada, Suriye deki krizin çözüme kavuşturulması için Kofi Annan ın BM-Arap Birliği ortak özel temsilcisi olarak atandığı duyurulmuştur. Annan, BM Genel Kurulu nun 16 Şubat ta aldığı 66/253 sayılı karar gereğince özel temsilci olarak atanmıştır. Beşşar Esed in iktidarı terk etmesinin beklendiği bir dönemde, BM ve Arap Birliği nin Annan ı özel temsilci olarak ataması, İran, Rusya ve Çin in Suriye yönetiminin yanında yer almasından dolayıdır. 10 Mart 2012 tarihinde BM ve Arap Birliği nin özel temsilcisi Kofi Annan, Şam ı ziyaret ederek Esed ile görüşmüş ve 16 Mart ta Esed iktidarı ile muhalefet arasında ateşkesin sağlanması için 6 maddelik bir barış planı sunmuştur. Annan Planına Şam yönetimi 27 Mart 2012 tarihinde olumlu cevap vermiş, planın uygulanması için 12 Nisan da ateşkes ilan etmiştir. BM Güvenlik Konseyi, Suriye ye 250 kişiden oluşan bir gözlemci görevi atama kararı almış ve ilk aşamada 16 Nisan da 30 gözlemci gönderilmesini onaylamıştır. Sonrasında, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun planlanan gözlemci sayısının 250 kişiden 300 e yükseltilmesini talep etmiştir. Planda yer alan maddeler şunlardır: Suriyeli halkın meşru taleplerine ve endişelerine cevap verecek şekilde Suriyeliler tarafından yürütülecek ve herkesi kapsayacak bir siyasi süreç için özel temsilciyle (Kofi Annan) çalışmayı taahhüt etmek ve bu amaçla gerekirse (müzakereler için) bir temsilcinin atanmasına onay vermek. Saldırıları bırakıp, BM tarafından gözetilecek ateşkesin derhal sağlanması (bu amaçla öncelikle Suriye hükümetinin, halkın yaşadığı bölgelerde ağır silahlar kullanmaya son vermesi ve askerlerini geri çekmesi, muhalefetin ve Suriye deki diğer unsurların saldırıları bırakıp ateşkesin sağlanması için işbirliği yapması). İnsani yardımın gerekli olan her yere ulaşabilmesi için ilk adım olarak uygulanmak üzere günde iki saat insani yardım için çatışmaların durdurulması. Keyfi olarak tutuklanan ve gözaltına alınanların serbest bırakılması. 29 Gazetecilerin ülke içinde serbestçe dolaşmalarının sağlanması. Barışçıl toplanma ve protesto hakkına saygı duyulması. BM Güvenlik Konseyi öncülüğünde Suriye deki şiddeti durdurmak ve Esed rejimi ile muhalifler arasında ateşkesi sağlayarak, siyasi bir geçiş süreci tesis etme amacıyla yola çıkan Kofi Annan, 3 Ağustos 2012 tarihinde istifa ettiğini açıklamış ve 31 Ağustos ta da görevinden resmen ayrılmıştır. Annan ın yerine Cezayirli eski diplomat El-Ahdar İbrahimi atanmıştır. İbrahimi görevi devraldıktan sonra Suriye konusunda başarılı olmasının imkânsıza yakın olduğunu açıklamıştır. İbrahimi nin başarısız olan BM Suriye planı üzerinde göreve başladığı ve yeni bir öneriyle gelmediği dikkate alındığında uluslararası toplumda Suriye krizini çözme konusunda belirgin bir isteksizlik olduğu göze çarpmaktadır. Bölgesel düzeyde çözüm arayışlarının başarısız olmasından sonra BM nin devreye girmesiyle küresel düzeye taşınan Suriye krizi çözümsüzlüğe mahkûm edilmiştir. Krize müdahale edebilecek Avrupa Birliği ve NATO ise BM sistemi dışındaki aktörler de Suriye deki halk hareketine söylemde destek verse de çözüm konusunda bir tutum geliştirmemiştir yılının Kasım ayında ABD deki başkanlık seçimi, Avrupa daki ekonomik kriz ve bölgedeki gelişmeler (Irak, Mısır, Libya, Yemen ve İran ın nükleer programından kaynaklanan kriz) Suriye nin iç dinamikleriyle birlikte değerlendirildiğinde krizin belirli bir süre daha devam edeceği değerlendirilebilir. BM Güvenlik Konseyi nde Suriye krizinin çözümü doğrultusunda gündeme getirilen öneriler ve karar tasarıları Esed rejimini desteklemeye devam eden daimi üyeler Rusya ve Çin tarafından veto edilmiştir. Suudi Arabistan ve Katar ın Arap Birliği vasıtasıyla başlattığı ve Güvenlik Konseyi ne ta- 29 Suriye den Flaş Karar, Dunya/2012/03/27/suriyeden-flas-karar, Erişim:

28 şınan girişimler Konsey den geri dönmüştür. Arap Birliği nin Suudi Arabistan ve Katar öncülüğünde Güvenlik Konseyi ne taşıdığı Suriye de ateşkesin sağlanması amacıyla Arap Barış Gücü nün teşkil edilmesi, insani yardım koridoru açılması, ülkede tampon/güvenli bölge oluşturulması, Beşşar Esed in iktidarı yardımcısına devretmesi (Yemen Modeli) gibi öneriler ABD ve Batılı devletler tarafından desteklenirken Rusya ve Çin muhalefetiyle karşılaşmıştır. Suriye krizinin bu nedenle küresel aktörler arasında bir anlaşmazlığa dönüştüğü ve güç mücadelesini doğurduğunu ifade etmek mümkündür. ABD nin Afganistan müdahalesi ve Irak işgalinin ardından Orta Doğu daki Rus nüfuzunun ciddi biçimde zayıfladığını fark eden Kremlin, Suriye meselesinde ABD, İngiltere ve Fransa ile rekabete girmiş durumdadır. Rusya nın Çin ile birlikte Esed rejimine karşı BM Güvenlik Konseyi nde gündeme getirilen karar tasarılarını veto etmesi ve Esed iktidarının devamı doğrultusunda irade göstermesi Suriye üzerinde küresel aktörlerin bir güç mücadelesine girdiğini göstermektedir. Arap uyanışı sürecindeki krizlerde ABD nin ön planda olduğu bir dönem beklenirken, ABD ve Batılı ülkeler beklentilerin aksine diplomatik söylemler dışında büyük ölçüde çekimser kalmıştır. ABD, Orta Doğu daki krizlere doğrudan müdahale etmekten imtina etmiş, müdahalenin NATO ile gerçekleştirilmesi yönünde bir duruş sergilemiştir. NATO liderliğindeki uluslararası koalisyon güçlerinin Kaddafi rejimine karşı müdahale ettiği Libya krizi bu açıdan örnek oluşturmuştur. Suriye krizinde de ABD de askeri müdahale konusunda belirgin bir isteksizlik ve kararsızlık gözlemlenmektedir. Ancak Washington, Suriye deki Baas iktidarının demokratik hak ve özgürlük talepleriyle gösteriler düzenleyen halka ateş açmasının ardından Esed rejimi aleyhinde tutum geliştirmeye başlamıştır. Esed rejiminin silahsız muhalefet hareketine karşı şiddete tevessül etmesiyle ABD Başkanı Barack Obama ilk kez 18 Ağustos 2011 tarihinde Esed in istifa etmesi gerektiğini ifade etmiştir. 30 Daha son- 30 ABD Başkanı Barack Obama, Suriye Devlet Başkanı ra Washington, Suriye Ulusal Konseyi ni tanımış, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Suriye kriziyle ilgili katıldığı tüm toplantılarda Suriye muhalefetini desteklediklerini belirtmiştir. ABD, Suriye muhalefetine 45 milyon dolarlık bir yardım sözü vermiştir. 28 Eylül 2012 tarihindeki 67. BM Genel Kurulu na hitap eden Clinton, ABD nin muhalefete sağladığı 45 milyon dolarlık yardımın 15 milyon dolarlık kısmının silah dışındaki donanımlardan oluşacağını ve ağırlıklı olarak iletişim cihazları içereceğini açıklamıştır. Clinton, yardımın 30 milyon dolarlık kısmının ise Suriye ordusu ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında yaşanan çatışmalardan zarar görenlere dağıtılacak insani yardım olduğunu beyan etmiştir. 31 Suriye krizinde Esed rejiminin devrilmesi durumunda ABD; krizin kötüye gideceği, ülkenin bölünerek iç çatışmaya sahne olabileceği ve böyle bir krize müdahalenin insani ve mali kaybının büyük olacağı yönünde kaygılar taşımaktadır. Suriye muhalefetindeki birlik sorununun ve Esed sonrası Suriye deki sürecin belirsizlikler içermesinin ABD nin krize müdahale etme konusunda kararsız kalmasına yol açtığı değerlendirilmektedir. Nitekim Afganistan ve Irak tan çıkarılan dersler Amerikan karar mercilerinde bu yöndeki fikirleri desteklemekte, Washington ın müdahaleye sıcak bakmasını engellemektedir. Washington, Suriye ye müdahale konusunda dikkate alacağı kırmızı çizgiyi, Esed rejiminin kimyasal silah kullanması olarak beyan etmiştir. Ancak ABD nin seçim sonrasında Suriye krizinde daha etkin olacağı ve muhalefete daha fazla destek sağlayacağı değerlendirilmektedir. Hillary Clinton ın 2 Kasım 2012 tarihinde Hırvatistan gezisi sırasında Suriye Ulusal Konseyi nin yapısına ilişkin yaptığı eleştiriler, Washington ın krize giderek daha fazla müdahil olabileceğine işaret etmiştir. Clinton, 4-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen Doha Kongresi öncesi Konsey in temsil niteliğinin zayıf olduğunu, Konsey de Esed rejimine karşı ülke içinde mücadele eden unsurların temsil edilmediğini ve daha kapsayıcı bir mu- Beşşar Esad ın Gitmesini İstedi, caption/-chmzk0odq2lza=, Erişim: Suriyeli Muhaliflere 45 Milyon Dolar Yardım, Erişim:

29 halefet cephesinin oluşturulması gerektiğini beyan etmiştir. ABD bu anlayış doğrultusunda, Doha Kongresi nde kurulan Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu nun Suriye nin tek temsilcisi olduğunu belirtmiştir. Suriye krizinde Rusya, BM Güvenlik Konseyi nde Arap Birliği ve Batılı ülkeler tarafından desteklenen ve Esed rejimine karşı bir dış müdahalenin önünü açabilecek karar tasarılarını Çin ile birlikte veto etmiştir. ABD ve diğer Batılı ülkelerin zayıf da olsa Suriye de rejim değişimi doğrultusunda irade göstermesi karşısında Rusya, Esed rejiminin ayakta kalması için çaba göstermiştir. Rusya nın Soğuk Savaş sonrası süreçte ve özellikle 11 Eylül sonrası dönemde Orta Doğu bölgesindeki nüfuzunu yitirmesi, Moskova nın Suriye krizindeki tutumunda etkili olmuştur. Zira Irak işgalinden sonra Rusya nın bölgede varlık gösterdiği tek ülke olarak Suriye kalmıştır. Rusya nın Akdeniz deki tek askeri üssüne ev sahipliği yapması Suriye yi ise Moskova için siyasi ve ekonomik alanın ötesinde stratejik açından değerli kılmaktadır. Kremlin le birlikte hareket edebilen bir Suriye, Rusya ya Orta Doğu siyasetinde etkinlik katmaktadır. Moskova nın Esed ailesiyle Soğuk Savaş dönemine kadar uzanan yakın ilişkileri Suriye yi Rusya nın Orta Doğu siyasetinde kritik bir konuma yerleştirmektedir. Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi Suriye yi İsrail e karşı desteklemek gibi bir hedef söz konusu olmasa da Rusya bu ülkeye Orta Doğu daki çıpası nazarıyla bakmakta, Esed rejimi de uluslararası arenada Moskova yı çeşitli vesilelerle desteklemektedir. Örneğin 2008 deki Rusya-Gürcistan savaşında Şam, Moskova nın hareket tarzını açıkça desteklemiştir. Suriye Arap ülkeleri arasında Rusya nın önemli ticari ortaklarından biridir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi Rusya nın Arap ülkeleriyle olan toplam ticaret hacminin %20 sine tekabül etmektedir. Suriye de halk hareketinin başladığı 2011 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1.92 milyar dolar düzeyindeyken, Rus şirketlerinin Suriye de yaptığı yatırım 20 milyar dolar büyüklüğündedir. 32 Su- riye, aynı zamanda Rusya nın silah sistemleri ihraç ettiği önemli pazarlardan biridir. Suriye silahlı kuvvetlerinin envanterindeki silah sistemlerinin önemli bir bölümü Rusya menşelidir yılında Sovyetler Birliği ile Suriye arasında imzalanan ikili anlaşma çerçevesinde Rusya, Suriye nin Tartus limanında bir deniz üssü bulundurmaktadır. Rusya nın Doğu Akdeniz bölgesinde tek deniz üssü olan Tartus üssünde Rus donanmasına ait nükleer silah taşıyan savaş gemileri konuşlandırılmakta, üs sayesinde Moskova Orta Doğu daki askeri varlığını sürdürebilmektedir. Rusya, bölgesel ve küresel güç hesaplarını Suriye üzerinden yürütmeye çalışmaktadır. Bu nedenle Rusya ya Suriye vasıtasıyla bölge üzerindeki nüfuzunun devam ettirebilmesi için bir teminat verilmediği müddetçe Moskova Esed rejimini desteklemeye çalışacaktır. Rusya nın Suriye deki halk hareketini kendi toprak bütünlüğüyle de ilişkilendirdiği ifade edilebilir. Moskova, Esed rejiminin devrilmesi halinde Suriye deki halk hareketinin kendi egemenliği altındaki Müslüman halklara emsal teşkil edebileceğini değerlendirmekte, benzer bir ayaklanmanın Kuzey Kafkasya da ortaya çıkabileceği yönünde kaygı taşımaktadır. Çin de benzer kaygılara sahiptir. Kremlin in Arap ülkelerindeki değişim sürecinde ABD ve Batılı ülkelere karşı konumunu güçlendirmeye ve Batıdan bazı imtiyazlar elde etmeye çabaladığı değerlendirilebilir. Rusya nın Dünya Ticaret Örgütü ne Aralık 2011 de kabul edilmesi ve Ağustos 2012 de örgüte üye olarak alınması Moskova nın Suriye politikası ile ilişkilendirilebilir. Kriz sürecinde Esed rejimi yanlısı tutumu Moskova nınki kadar belirgin olmasa da Çin, BM Güvenlik Konseyi nde Rusya ile birlikte Esed rejimi aleyhindeki karar tasarılarını şimdiye kadar iki kez veto etmiş, Esed rejiminin varlığını sürdürmesine destek olmuştur. Çin in Suriye ye müdahaleye imkân tanıyabilecek 32 Esad El-Şami, Hel Neşhat Tahali Rusya An Nidam El- Sury (Rusya nın Suriye Rejiminden Vazgeçtiğini Görebilir miyiz?), Erişim:

30 karar tasarılarını veto etmesinin altında çeşitli nedenler vardır. Pekin in Suriye krizinde Rusya ile birlikte hareket ederek Batının karşısında yer alması ABD nin Asya-Pasifik stratejisine duyduğu tepki ile ilgilidir. Obama yönetiminin, 2012 yılının Ocak ayında açıkladığı diplomatik, stratejik ve ekonomik yatırımlarda ABD nin Asya-Pasifik bölgesine ağırlık verme hedefi Pekin i rahatsız etmiştir. Çin in veto tercihi Washington ın Tayvan politikası da göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. ABD nin Tayvan a silah satması Çin i tedirgin etmektedir. Çin vetosunun altında yatan diğer bir nedenin de ABD nin Tibet le olan ilişkilerinden kaynaklandığı ifade edilebilir. Bu nedenler hesaba katıldığında, Pekin in Esed rejimini desteklemesi ve Esed rejimi aleyhinde Güvenlik Konseyi nezdinde başlatılan girişimleri engellemesinin büyük ölçüde ABD-Çin hattında temayüz eden siyasi, ekonomik ve askeri güç mücadelesinden ileri geldiği öne sürülebilir. Pekin, Pasifik stratejisine karşılık Rusya ile birlikte ABD nin Orta Doğu daki nüfuzunu dizginlemeye yönelik politika izlemekte, İran dan ithal ettiği enerjide kesinti yaşanmamasını temin etmeye çalışmaktadır. 23

31 6. KRİZİN TÜRKİYE YE ETKİLERİ VE MUHTEMEL SENARYOLAR 6.1. Krizin Türkiye ye Etkileri Türkiye-Suriye sınırı 910 km dir ve Türkiye nin en uzun sınır hattına sahip komşusu Suriye dir. İki ülke arasındaki sınır doğuda Dicle Nehri nden batıda Akdeniz e kadar uzanır. Türkiye nin doğuda Şırnak tan batıda Hatay a kadar altı ilinin Suriye ye sınırı vardır. İki ülke arasında ekonomik ve güvenlik alanlarında coğrafi yakınlıktan ileri gelen karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Suriye Türkiye nin Lübnan, Ürdün ve diğer Arap ülkelerine açılan kapısı konumundadır. İki ülkede sınıra yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlar arasında akrabalık bağları vardır. Türkiye-Suriye ilişkilerinin yakın geçmişine bakıldığında Hatay meselesi ve su sorununun öne çıktığı görülmektedir lı yıllarda ise ikili ilişkilerdeki en önemli problem Hafız Esed rejiminin PKK terör örgütüne sağladığı destek olmuştur. Suriye terör örgütünün uzun süre Beka Vadisi ndeki faaliyetlerine müsaade etmiş, örgüte himaye sağlamıştır. Şam yönetiminin örgüte sağladığı destek nedeniyle iki ülke savaşın eşiğine gelmiş, Ankara nın gösterdiği tepki neticesinde 1998 yılında PKK terör örgütü lideri Öcalan, Suriye topraklarından çıkarılmıştır. Öcalan ın sınır dışı edilmesiyle Türkiye-Suriye arasında 20 Ekim 1998 tarihinde Adana Mutabakatı ve Güvenlik İşbirliği Antlaşması imzalanmış, ikili ilişkiler normalleşmeye başlamıştır. Adana Mutabakatı nın ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in 2000 yılında Hafız Esed in cenazesine katılması iki ülke arasındaki karşılıklı diplomatik ziyaretlere öncülük etmiştir. Bu dönemde cereyan eden uluslararası ve bölgesel gelişmeler Suriye nin dış politika vizyonuna etki etmiş, ABD nin 2003 te Irak ı işgal etmesi Şam ın güvenlik kaygılarını artırmıştır. Suriye, Irak ın ardından sıranın kendisine gelebileceğini değerlendirmiş, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine daha olumlu yaklaşmıştır. ABD işgalinin ardından Irak ın kuzeyindeki gelişmeler Türkiye ve Suriye yi ortak tehditlerle karşı karşıya bırakmış, iki ülke Irak ın toprak bütünlüğü konusunda ortak politikalar geliştirmiştir yılında gerçekleştirilen karşılıklı üst düzey ziyaretlerin ardından iki ülke arasında serbest ticaret antlaşması imzalanmıştır. Hariri suikastını takip eden süreçte Suriye uluslararası tecride maruz kalmış, Türkiye ise Şam yönetimiyle ilişkileri geliştirmeye devam etmiştir senesinde ABD nin tepkisine rağmen Cumhurbaşkanı Sezer ve 2007 de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Şam ı ziyaret etmiştir. Türkiye bu dönemde bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi amacıyla Suriye-İsrail arasında arabuluculuk girişimine başlamış, taraflar arasında doğrudan görüşmelere zemin hazırlamıştır. Ancak İsrail in 2006 yılında Lübnan ı işgali ve 2009 da Gazze ye saldırması Türkiye nin girişimlerini sonuçsuz bırakmıştır. Ankara, 2009 da Bağdat taki bombalı saldırılar nedeniyle Suriye-Irak arasında ortaya çıkan gerilimi yatıştırmak maksadıyla da devreye girmiştir. Bağdat-Şam arasında mekik diplomasisi yürüten Türk yetkililer iki ülke arasında uzlaşmanın teminine çalışmıştır. Türkiye ve Suriye kara kuvvetleri karşılıklı dostluk, işbirliği ve güveni pekiştirmek için 26 Nisan 2009 tarihinde Kilis teki Yüksektepe Hudut Karakolu ile Suriye nin Şamarin-Azez bölgesinde ortak bir tatbikat icra etmiştir. 33 Şam yönetimi, Türkiye nin 2009 yılında başlattığı Kürt açılımına destek vermiş, açılım kapsamında terör örgütü mensubu Suriyelilerin dağdan inmeleri halinde affedilebileceğini beyan etmiştir. İki ülke arasında yine 2009 da Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşması imzalanmış, Konsey in ilk toplantısı aynı yıl içinde gerçekleştirilmiştir. İlk toplantıda dış politika, ekonomi, sulama, eğitim ve ulaşım alanlarında karşılıklı müzakereler yapılmış, bu bağlamda 50 protokol, proje ve mutabakat zaptı kararlaştırılmıştır. 34 İki ülke ortak kabine toplantılarının ardından karşılıklı vize uygulamasını da kaldırmıştır. 33 Suriye-Türkiye İlişkileri, Suriye-T%C3%BCrkiye_ili%C5%9Fkileri, Erişim: Türkiye-Suriye YDSİK 1. Toplantısı Ortak Bildirisi, Aralık, Şam Erişim:

32 Siyasi açıdan ilerleme kaydeden Türkiye-Suriye ilişkileri iki ülke arasındaki ticaret hacminin istikrarlı bir şekilde büyümesini sağlamıştır. Özellikle Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Anlaşmasının etkisiyle ticari ilişkilerde belirgin bir artışın yakalandığı gözlemlenmiştir yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi bir önceki yıla göre %30 artarak 2,5 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. 35 Türkiye nin Suriye sınırına yakın illerindeki ekonomi canlanmış, Türkiye ye gelen Suriyeli turist sayısı ve Suriye deki Türk yatırımcıların sayısı artmıştır. İkili ekonomik ilişkilerdeki gelişme, Orta Doğu da istikrara katkı sağlayacak ekonomik bir entegrasyonun gerçekleşebileceği yönünde beklentiler ortaya çıkarmış, bölgede Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün ü kapsayan bir serbest bölge oluşturulması gündeme gelmiştir. Dolayısıyla Türkiye-Suriye ilişkileri uluslararası ve bölgesel şartların etkisiyle ve iki ülkedeki siyasi iktidarların tercihleriyle nispeten kısa bir süre içinde gelişme göstermiştir. ABD nin Irak ı işgaliyle güvenlik kaygıları artan ve Hariri suikastı sonrası gerek Batılı ülkeler gerekse Arap dünyası tarafından tecride maruz kalan Suriye, Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışmıştır. Beşşar Esed iktidarı, Batı ile ilişkilerinde ve ekonomik kalkınma hedefi bağlamında Türkiye nin desteğinin değerli olduğunu fark etmiştir. Türkiye, ABD işgali sonrası Irak konusunda ve Orta Doğu da barış ve istikrarın tesisi maksadıyla Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde irade göstermiştir. PKK terör örgütünün lider kadrosunun ve militanlarının önemli bir bölümünün Suriyelilerden oluşması, bölgede İran la devam eden rekabet ve Arap dünyasıyla artan ticari ilişkiler Suriye yi Türkiye için önemli kılmıştır. Suriye Türkiye nin Arap dünyasıyla gerçekleştirdiği ticarette transit ülke haline gelmiş, Ankara bu dönemde Şam yönetiminin de desteğini alarak bölgedeki konjonktüre PKK terör örgütüne aleyhinde yön vermeye başlamıştır. Türkiye-Suriye ilişkilerinin oldukça iyi düzeyde 35 Ali Semin, Suriye deki Olaylar ve Esad ın Reform Planı, 19 Nisan 2011, BİLGESAM, bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view =article&id=1021:suriyedeki-olaylar-ve-esadn-reformplan&catid=77:ortadogu-analizler&itemid=150, Erişim: olduğu böyle bir dönemde, Orta Doğu da Arap uyanışı süreci baş göstermiştir. Türkiye, Arap ülkelerinde demokratik hak ve hürriyet talepleri ile ortaya çıkan halk hareketlerine destek vermiştir. Türk dış politikasının halk hareketleri lehindeki duruşu Suriye krizinde ise problemli bir zeminle karşılaşmıştır. Suriye deki muhalefet hareketinin Esed rejimine karşı netice alamaması, krizin iç savaş halini alarak bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa dönüşmesi Türkiye yi güney sınırında ciddi bir sınavla karşı karşıya bırakmıştır. Kriz, Türkiye nin güvenliğini tehdit etmekte, Ankara nın bölge ülkeleriyle olan ilişkilerini, Orta Doğu daki siyasi ve ekonomik alanlarda tesis ettiği işbirliği süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Şam ile ilişkilerin gelişmeye başladığı 2000 li yıllardan itibaren Türk liderlerin Suriyeli muhataplarına demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi doğrultusunda reform tavsiye ettiği bilinmektedir yılı başında Arap uyanışı süreci ortaya çıktığında ve Mart ayında Suriye de halk kitleleri reform talebiyle gösteri yürüyüşleri düzenlemeye başlayınca, Türkiye reform çağrılarını kamuoyu önünde dile getirmeye başlamıştır. Ankara, Suriye de sağlıklı bir reform süreci yürütülebilmesi için Esed iktidarıyla temasa geçmiş, Şam yönetimine kararlı bir şekilde reform telkininde bulunmuştur. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan Şam ı ziyaret etmiş, Beşşar Esed i reformlara teşvik etmiştir. Suriye de kitlesel gösterilerin yaygınlaşma eğilimi gösterdiği 2011 yılının bahar aylarında Türkiye diplomatik temsilciler göndermeyi sürdürerek Esed rejimini demokratikleşme doğrultusunda reform yapması için cesaretlendirmeye devam etmiştir. Ancak Türkiye nin girişimleri Esed rejimi üzerinde etkili olmamış, Baas iktidarı ülkedeki halk hareketinin şiddet yoluyla bastırılması gerektiği yönündeki duruşunda ısrar etmiştir. Esed rejiminin ülkedeki Baas Partisinin iktidar tekeline son vermeye dönük somut bir adım atmaması, kitlesel halk gösterilerini silahlı kuvvet kullanarak bastırmaya yönelmesi ile Türkiye nin tutumu değişmeye başlamıştır. Diplomatik girişimlerin ardından Esed rejiminin tutumunu ilk elden dinleyen ve rejimin ülkedeki halk hareketine bakışının değiş- 25

33 meyeceğini anlayan Türkiye, Şam yönetimiyle ilişkilerini askıya almıştır. Suriye deki muhalefet hareketinin ülke geneline yayılması ve silahlı bir ayaklanmaya dönüşmesi neticesinde ise Türkiye açıkça Esed rejimi aleyhinde tavır geliştirmiştir. Türkiye, Suriye deki demokratikleşme sürecine dâhil olabilecekleri kanaatiyle muhalif unsurlarla da temas kurmuş, muhalefetin toplantılarına ev sahipliği yapmıştır. Türkiye, Esed iktidarına yönelik tutumunu Ağustos ayı içinde değiştirdikten sonra muhalefeti Baas rejimine alternatif olarak görmeye başlamış ve bu doğrultuda hareket etmiştir. Suriye muhalefeti, 31 Mayıs ta Antalya da ve 23 Ağustos ta İstanbul da olmak üzere Türkiye de ilk etapta düzenlediği iki toplantının ardından tek çatı altında birleşmeyi kararlaştırmıştır. Aynı dönemde (Temmuz 2011) Özgür Suriye Ordusu da kurulmuş, Suriye deki kitlesel yürüyüşler silahlı ayaklanma halini almıştır. Suriyeli muhaliflerin devam eden Türkiye toplantıları neticesinde 2 Ekim 2011 de muhalefeti temsil edecek Suriye Ulusal Konseyi Burhan Galyon başkanlığında kurulmuştur. Türkiye böylece Suriye muhalefetinin tanınmasına ve tek çatı altında toplanmasına destek olmuş, muhalefeti Esed rejimine karşı desteklemeye başlamıştır. Ankara, Tunus da Bin Ali iktidarının, Mısır da Mübarek yönetiminin ve Libya da Kaddafi rejiminin yıkıldığı bir dönemde Suriyeli muhalefetin de Esed rejimine karşı sonuç alabileceğini değerlendirmiş, Suriye krizi politikasını bu doğrultuda belirlemiştir. Esed iktidarının silahlı kuvvete başvurması sonucunda iç çatışmaların başladığı Suriye deki kriz İran ın ve Arap Birliği nin müdahil olmasıyla bölgesel bir anlaşmazlık haline gelmiştir. Esed rejiminin Arap Birliği nin hazırladığı çözüm planına riayet etmemesi üzerine Suriye nin üyeliği askıya alınmıştır. Bu gelişmeyi müteakip, Türkiye de bu ülkeye karşı tek taraflı yaptırımlar uygulamaya başlamıştır. Türkiye tek taraflı yaptırımlarla Arap Birliği ile birlikte hareket ederek Esed rejimi üzerindeki uluslararası baskıyı artırmaya çalışmıştır. Türkiye nin 30 Kasım 2011 tarihinde 9 madde halinde açıkladığı yaptırımlar kapsamında; Suriye de halkıyla barışık bir yönetim kurulana kadar Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının askıya alındığını, Baas iktidarında halka karşı şiddete başvuran kişilerin Türkiye ye seyahatlerinin yasaklandığını ve Türkiye deki mal varlıklarının dondurulacağını, Esed rejiminin kuvvetli destekçisi konumundaki bazı işadamlarına da benzer tedbirlerin getirileceğini, Suriye ordusuna her türlü askeri malzemenin satış ve tedarikinin durdurulacağını, Türkiye üzerinden Suriye ye silah ve askeri malzeme transferinin önleneceğini, Suriye Merkez Bankası ile ilişkilerin durdurulacağını Suriye hükümetinin Türkiye deki finansal mal varlıklarının dondurulacağını, Suriye hükümeti ile kredi ilişkilerinin durdurulacağını, Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulacağını, Suriye deki altyapı projelerinin finansmanı için imzalanan Eximbank kredi anlaşmasının askıya alındığını duyurmuştur yılının Ocak-Şubat döneminde Arap Birliği tarafından BM ye taşınan Suriye krizinin küresel bir anlaşmazlığa dönüştüğü anlaşılmış, Türkiye bu süreçte Beşşar Esed in iktidarı terk etmesi gerektiği yönündeki yaklaşımını sürdürmüştür. Esed iktidarı da rejime bağlı güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirilen eylemlerde Suudi Arabistan ve Katar ın yanında Türkiye yi de suçlamaya başlamıştır. Türkiye nin muhalefet hareketiyle sürdürdüğü temaslara karşılık Esed rejiminin bu dönemde PKK terör örgütü lideriyle irtibat kurduğu, Suriye nin kuzeyinde PKK ve PYD ile birlikte hareket ettiği basına yansımıştır. Türk Hava Kuvvetleri ne ait bir F-4 tipi savaş uçağı, 22 Haziran 2012 tarihinde Malatya dan havalandıktan sonra Akdeniz üzerinde uluslararası hava sahasında Esed rejimine bağlı kuvvetler tarafından düşürülmüştür. Keşif amacıyla silahsız uçan uçağın uluslararası hava sahasında düşürülmesi ve iki Türk pilotun şehit olmasını müteakip Türkiye, Suriye ye karşı angajman kurallarını değiştirmiş, Türk kara ve hava sahasına yaklaşan Suriyeli unsurların hedef alınacağını beyan etmiştir. 26

34 Bu dönemde Türkiye, krizin iç savaş halini almasıyla büyüyen sığınmacılar sorununa karşı Suriye nin kuzeyinde bir tampon bölge kurulabileceği yönündeki kanaatini NATO nun ve BM nin gündemine taşımış, batılı müttefiklerinden bu konuda destek talep etmiştir. Tampon bölge önerisi Fransa tarafından desteklenirken, ABD öneriye temkinli yaklaşmış, Rusya ise böyle bir uygulamaya karşı çıkmıştır. Suriye ordusuna ait topçu birliklerinden 3 Ekim 2012 tarihinde atılan top mermilerinin Türkiye sınırları içinde Akçakale ye düşmesi neticesinde 5 Türk vatandaşı hayatını kaybetmiş ve 10 kişi yaralanmıştır. Uçak krizinden farklı olarak bu saldırılara misli ile mukabele edilmiş, atışın yapıldığı noktalardaki hedefler Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Şam ın kaza olduğunu iddia ettiği ancak tekrar etmeye devam eden saldırıların ardından Türkiye, Suriye ye karşı caydırıcı olmak maksadıyla Meclis te hükümete bir yıl süre ile yurtdışına asker gönderme yetkisi veren tezkere kararını almıştır. Esed rejiminin, protesto yürüyüşü yapan Suriye vatandaşlarına ateş açmasıyla derinleşen ve muhalefetin silahlanmasıyla iç savaşa dönüşen kriz Türkiye yi doğrudan etkilemektedir. Sığınmacılar sorunu, Esed rejiminin PKK terör örgütüne sağladığı himaye, Suriye nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçı eğilimler ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin kesintiye uğraması Suriye deki krizin Türkiye yi doğrudan etkilediğini göstermektedir. Türkiye-İran-Irak hattındaki gelişmeler de krizin dolaylı etkileri olarak değerlendirilebilir. Suriye krizi Türkiye nin güneyinde bir sığınmacı sorununu beraberinde getirmiştir. Çatışmadan kaçan Suriye vatandaşları komşu ülkeler Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak a sığınmaktadır. Hâlihazırda bu dört ülkeye giriş yapmış olan 400 binden fazla Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Türkiye ye giriş yapan sığınmacı sayısı ise Ankara nın psikolojik sınır olarak tespit ettiği 100 bini aşmış durumdadır ve sürekli artmaktadır. Türkiye hukuki ve ahlaki açıdan doğru olanı yaparak güney komşusundaki iç savaştan kaçan Suriyelileri kabul etmeye devam etmektedir. Ancak sığınmacılar meselesi Türkiye de ciddi bir mali külfete yol açtığı gibi özellikle Suriye sınırına yakın illerde güvenlik sorununa dönüşebilmektedir. Suriye deki çatışmaların uzaması halinde, sığınmacıların Türkiye ye maliyeti önemli ölçüde artabilir ve sığınmacıların barındığı bölgelerin güvenliği problemli hale gelebilir. Türkiye de bulunan sığınmacı sayısı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği nin 21 Kasım 2012 tarihli açıklamasına göre 123 bin 747 dir. Türkiye deki Suriyeli sığınmacılar Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adıyaman da yer alan 13 çadırkent, 1 geçici kabul merkezi ve 1 adet konteynerkentte barındırılmaktadır. AFAD tarafından 2011 yılının Nisan ayından bu yana kurulan 13 çadırkentin beş tanesi Hatay da, ikisi Şanlıurfa da, üçü Gaziantep tedir. Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adıyaman da 1 er tane çadırkent bulunmaktadır. Kilis te ise 12 bin kişilik 1 adet konteynerkent vardır. 36 Çadırkent ve konteynerkentler dışında Türkiye deki çeşitli hastanelerde refakatçi, hasta ve yaralı olarak 100 lerce Suriye vatandaşı bulunmaktadır Kasım 2012 tarihli verilere göre Hatay da 12 bin 497, Gaziantep te (İslâhiye ilçesinde 8 bin 458, Karkamış ilçesinde 6 bin 311, Nizip ilçesinde 8 bin 293 olmak üzere) 23 bin 62, Kilis te 13 bin 455, Şanlıurfa da (Ceylanpınar ilçesinde 26 bin 579, Akçakale ilçesinde 17 bin 698 olmak üzere) 44 bin 277, Kahramanmaraş ta 15 bin 425, Osmaniye de 8 bin 99 ve Adıyaman da 6 bin 265 Suriyeli sığınmacı barınmaktadır. Bkz. T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Bugün İtibariyle Barınma Merkezlerinde Suriye Vatandaşı Bulunmaktadır, aspx?icerikid=857&id=12, Erişim:

RUSYA DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARININ KÜRESEL AMAÇLARI VE BÖLGESEL YANSIMALARI

RUSYA DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARININ KÜRESEL AMAÇLARI VE BÖLGESEL YANSIMALARI RUSYA DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARININ KÜRESEL AMAÇLARI VE BÖLGESEL YANSIMALARI RAPOR NO:73 HAZİRAN 2017 BİLGESAM YAYINLARI Kütüphane Katalog Bilgileri: Yayın Adı: Rusya Dış ve Güvenlik Politikalarının

Detaylı

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU Hazırlayanlar: Atilla SANDIKLI Ali SEMİN RAPOR NO: 52 KASIM 2012 BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU

Detaylı

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL İSTANBUL 2015 YAYINLARI Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL Kapak ve Dizgi: Sertaç DURMAZ ISBN: 978-605-9963-09-1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve

Detaylı

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü santralistanbul Küresel Sorunlar Platformu http://www.platformforglobalchallenges.org http://www.twitter.com/pgchallenges http://www.facebook.com/kureselsorunlarplatformu İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar

Detaylı

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi

Detaylı

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3 KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3 - CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS

Detaylı

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

Orta Asya daki satranç hamleleri

Orta Asya daki satranç hamleleri Orta Asya daki satranç hamleleri Enerji ve güvenlik en büyük rekabet alanı 1 Üçüncü on yılda Hazar Bölgesi enerji kaynakları Orta Asya üzerindeki rekabetin en ön plana çıktığı alan olacak. Dünya Bankası

Detaylı

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler Dünya üzerindeki birçok İslami kurum, kuruluş ve şahsiyetler Türkiye'de yaşanan darbe girişimi hakkında mesajlar yayımladı. 16.07.2016 / 22:09 15 Temmuz gecesi

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ NİN SURİYE KRİZİNDEKİ TUTUMU... 1 Giriş... 1 1. BM Organı Güvenlik Konseyi nin Temel İşlevi ve Karar Alma Sorunu...

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1 Rapor No: 41, Mart 2011 KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Center for Mıddle Eastern Strategıc Studıes mezhepçilik Irak

Detaylı

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Kerkük, Telafer, Kerkük... Kerkük, Telafer, Kerkük... P R O F. D R. Ü M İ T Ö Z D A Ğ A L A E D D İ N PA R M A K S I Z BAĞIMSIZ TÜRKMENELİ CUMHURİYETİ Kerkük Krizi ve Türkiye'nin Irak Politikası gerekçelerden vazgeçerek konuyu

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER Merve Nur Bulut, Kübra Sezgin www.improkul.impr.org.tr facebook.com/improkul @improkul improkul@gmail.com SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER 2011

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

Hafız Esad ın iç politikadaki yoğun baskıcı rejimi ve Baas Partisi üyelerinin yolsuzlukları ülkede iç huzurun sağlanması önünde önemli bir engel

Hafız Esad ın iç politikadaki yoğun baskıcı rejimi ve Baas Partisi üyelerinin yolsuzlukları ülkede iç huzurun sağlanması önünde önemli bir engel Suriye Devrimi Hafız Esad Dönemi Hafız Esad ın babası Ali Süleyman Suriye deki Alevilerin önde gelenlerindendi. Fransız yönetiminin sonlanmasına doğru Fransa Başbakanı na mektup göndererek Alevilerin bağımsızlık

Detaylı

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu BAŞKANIN SONUÇ DEKLARASYONU ( TASLAK ) 4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Ana teması: İslam İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri Arasında Ekonomik Entegrasyon: Beklentiler

Detaylı

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye Sayfa 1 Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye Ali SEMİN 11 Eylül terör saldırılarının ardından uluslararası arenada

Detaylı

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.16, MART 2017 LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU Merkezi İstanbul da bulunan Suriyeli politika araştırmaları merkezi Omran

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Eski adıyla İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) günümüzde nüfusunun çoğunluğu veya bir kısmı Müslüman olan ülkelerin üye olduğu ve üye ülkeler arasında politik, ekonomik, kültürel,

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, TPQ yla gerçekleştirdiği özel söyleşide Rusya ile yaşanan gerginlikten Ukrayna nın

Detaylı

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara SİBER GÜVENLİK Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara 1 3 İçindekiler Siber Uzay: Küresel Bir Alan Siber Uzaya Artan Bağımlılık Siber Tehditler, Siber Suçlar, Siber Terörizm Devlet Destekli Siber

Detaylı

Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri

Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri RAPOR 14.08.2012 Suriye nin geleceği ve bölgeye etkileri Fatih Akol İdris Kardaş http://www.kureselsorunlarplatformu.org http://www.twitter.com/pgchallenges http://www.facebook.com/kureselsorunlarplatformu

Detaylı

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI 5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ Prof. Dr. Atilla SANDIKLI Karadeniz bölgesi; doğuda Kafkasya, güneyde Anadolu, batıda Balkanlar, kuzeyde Ukrayna ve Rusya bozkırları ile çevrili geniş bir havzadır.

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 GELECEK İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 SARIKONAKLAR İŞ TÜRKĠYE MERKEZİ C. BLOK ĠÇĠN D.16 BÜYÜME AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE ÖNGÖRÜLERĠ 02123528795-02123528796 2025 www.turksae.com Nüfus,

Detaylı

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, 1914-1918 (1) Topyekûn Savaş Çağı ve İlk Büyük Küresel Çatışma Mehmet Beşikçi I. Dünya Savaşı nın modern çağın ilk-en büyük felaketi olarak tasviri Savaşa katılan toplam 30 ülkeden

Detaylı

ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜRME SAFHASINDA REHABİLİTASYON SÜRECİ: KUZEY İRLANDA ÖRNEĞİ

ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜRME SAFHASINDA REHABİLİTASYON SÜRECİ: KUZEY İRLANDA ÖRNEĞİ ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜRME SAFHASINDA REHABİLİTASYON SÜRECİ: KUZEY İRLANDA ÖRNEĞİ Yazar: Yusuf ÇINAR İSTANBUL 2017 YAYINLARI I Yazar: Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÇINAR Kapak ve İç Tasarım: Sertaç DURMAZ Mecidiyeköy

Detaylı

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... İçindekiler ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... 5 I.1. Arnavutluk Adının Anlamı... 5 I.2. Arnavutluk Adının Kökeni... 7 I.3.

Detaylı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ INSTITUTE FOR STRATEGIC STUDIES S A E STRATEJİK ARAŞTIRMALAR ENSTİTÜSÜ KASIM, 2003 11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ 11 EYLÜL SALDIRISI SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ FİZİKİ SONUÇ % 100 YIKIM

Detaylı

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi On5yirmi5.com İhvanı Müslimin'in kısa tarihi Askeri darbeyle devrilen Muhammed Mursi'nin bir yıl önceki seçim zaferi, hareketin doğduğu ve onlarca yıl boyunca yasaklı kaldığı Mısır'da Müslüman Kardeşler

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.17, MAYIS 2017 Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme Çalıştayı 12 Mayıs 2017 tarihinde ORSAM ve Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarlığı na bağlı Nahrain Araştırmalar

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ HAK-İŞ Konfederasyonu olarak 24-25 Mayıs 2018 tarihinde Londra da gerçekleştirilen ITUC Genel Kurul kararlarını ele alan, ITUC İcra Kurulu

Detaylı

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı Irak ta 7 Mart 2010 seçimlerinin ardından hükümet kurma konusunda siyasi çekişmenin etkileri halen devam

Detaylı

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu TSK Müşterek Özel Görev Kuvveti ve koalisyon hava kuvvetleri tarafından Suriye'nin Cerablus bölgesinin IŞİD'ten geri alınması için operasyon başlatıldı 24.08.2016 /

Detaylı

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ ------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın

Detaylı

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler Bilge Strateji, Cilt 7, Sayı 12, Bahar 2015, ss.17-21 Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler Yaşar ONAY* Adına Rusya denilen bu ülke, Moskova prensliğinden büyük bir imparatorluğa

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı -HAZİRAN 2011- Sayı: 2 1 Haziran: Irak Türkmen Cephesi nin Kerkük İl Başkanlığı

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU DAĞLIK KARABAĞ SORUNU DAR ALANDA BÜYÜK OYUN ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Avrasya Araştırmaları Merkezi USAK RAPOR NO: 11-07 Yrd. Doç. Dr. Dilek M. Turgut Karal Demirtepe Editör Eylül 2011

Detaylı

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT 2018 Önemli Gelişmeler Zeytin Dalı Harekâtının Hukuki Dayanakları Uluslararası Hukuk Bakımından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin terörle mücadele

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları 7 Mart 2010 seçimleri üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen Irak ta henüz bir hükümet kurulabilmiş değildir. Yeni hükümet kurma çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdüğü Ekim 21 de Başbakan Maliki nin

Detaylı

KTU SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): 117-122 SURİYE İÇ SAVAŞI VE ULUSLARARASI DÜZEN 1

KTU SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): 117-122 SURİYE İÇ SAVAŞI VE ULUSLARARASI DÜZEN 1 KTU SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): 117-122 117 SURİYE İÇ SAVAŞI VE ULUSLARARASI DÜZEN 1 ÖZ Coşkun Topal 2 Modern Ortadoğu, Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere ve Fransa nın, Osmanlı Devleti topraklarını

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP 20-26 OCAK 2018 Önemli Gelişmeler Suriye Kuzey Batısı Genel Durum TÜRKİYE TÜRKİYE 25 km Zeytin Dalı Harekâtının Hukuki Dayanakları Uluslararası Hukuk Bakımından Birleşmiş

Detaylı

Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler

Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler Doç Dr. Atilla SANDIKLI Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler YAYINLARI İSTANBUL 2014 Kütüphane Katolog Bilgileri: Yayın Adı: Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler

Detaylı

DİASPORA - 13 Mayıs

DİASPORA - 13 Mayıs DİASPORA - 13 Mayıs 2015 - Sayın Başkonsoloslar, Daimi Temsilciliklerimizin değerli mensupları, ABD de yerleşik Diasporalarımızın kıymetli temsilcileri, Bugün burada ilk kez ABD de yaşayan diaspora temsilcilerimizle

Detaylı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI? DIŞ POLİTİKA TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI? HAZİRAN 2011 SARIKONAKLAR İŞ MERKEZİ C. BLOK D.16 AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE 02123528795-02123528796 www.turksae.com TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ

Detaylı

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te Mart 25, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bölücü terör örgütüne yönelik

Detaylı

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron Komple saldırı mı komplo tezgâh mı? -PARİS- İki devlet düşünün. Biri, güçlü ve etkili bazı devletler tarafından kuşatılmak istenirken, diğeri ise

Detaylı

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP Sunu 1. Savaş? Savaş Ortamı 2. Tarihe dokunmak 3. IŞİD in Irak ve Suriye de ardışık saldırıları ve sonrasında gelişen Halk Sağlığı sorunları 4.

Detaylı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 Filistin de İsrail Yerleşimi ve Batı Şeria Duvarı ( 13-14 Eylül 2018, İstanbul ) Batı Şeria da İsrail yerleşimi günden güne genişlemekte olup daha önce

Detaylı

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 6 Kitabın Adı Türkiye de Dış Politika Editör İbrahim KALIN Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-27-3 BBaskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık

Detaylı

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN i 1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ Ömer Faruk GÖRÇÜN ii Yayın No : 2005 Politika Dizisi: 1 1. Bası Ağustos 2008 - İSTANBUL ISBN 978-975 - 295-901 - 9 Copyright Bu kitabın bu basısı

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ -------------- TÜRK DÜNYASI -------------- KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ Dünya Türk Forumu; TASAM öncülüğünde Türk Devletleri nin temsilcileri ile Dünya nın dört bir yanında yaşayan Türk Diasporaları nın düşünce

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Ankara Forumunun beşinci toplantısını yaptığımız için çok mutluyum. Toplantıya ev sahipliği

Detaylı

Terörle Mücadele Mevzuatı

Terörle Mücadele Mevzuatı Terörle Mücadele Mevzuatı Dr. Ahmet ULUTAŞ Ömer Serdar ATABEY TERÖRLE MÜCADELE MEVZUATI Anayasa Terörle Mücadele Kanunu ve İlgili Kanunlar Uluslararası Sözleşmeler Ankara 2011 Terörle Mücadele Mevzuatı

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009 DIŞ POLİTİKA ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009 SARIKONAKLAR İŞ MERKEZİ C. BLOK D.16 AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE 02123528795-02123528796 www.turksae.com ABD NİN ÇOK TARAFLI

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu Saldırı Rusya bilgilendirilerek yapıldı. 07.04.2017 / 10:52 Pentagon'da gazetecilere açıklama yapan Albay Jeff Davis, "Başkan'ın talimatıyla ABD kuvvetleri, Suriye

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

Ankara-Washington Hattında Suriye İç Savaşı ve Güvenli Bölge Planı

Ankara-Washington Hattında Suriye İç Savaşı ve Güvenli Bölge Planı Ankara-Washington Hattında Suriye İç Savaşı ve Güvenli Bölge Planı Sayfa 1 Ankara-Washington Hattında Suriye İç Savaşı ve Güvenli Bölge Planı Ali SEMİN Arap coğrafyasında 2010 yılının Aralık ayında meydana

Detaylı

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ * SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ * Salih AKYÜREK ** Cengiz YILMAZ *** Türkiye-Suriye ilişkileri Cumhuriyet döneminde ve özellikle son 30 yılda iniş çıkışları ve gerginlikleri çok

Detaylı

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı (UCLG-MEWA)

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı (UCLG-MEWA) Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı (UCLG-MEWA) UCLG Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler; Yerel ve bölgesel yönetimlerin birleşik sesi olmak Yerel ve bölgesel yönetimler

Detaylı

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER Prof. Dr. M. Tuba Ongun Ülke siyasetinin yakıcı gündeminin, yükseköğretim sistemi ve üniversitelerimizin sorunlarının çok önüne geçtiği günler yaşıyoruz. YÖK ün hazırladığı

Detaylı

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS - 2011

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS - 2011 ARAŞTIRMA GRUBU Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS - 2011 Bu rapor Mayıs-2011 araştırmasının II. kısmıdır. Araştırmanın bu kısmında;

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU 18-20 Haziran 2009 İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ 1 İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi 57 ülkeye yönelik düzenlenen İslam Ülkelerinde Mesleki ve Teknik Eğitim Kongresi 18-20 Haziran

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ 195 BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER KURULUŞ Madde 1 - Cumhuriyet Halk Partisi Tüzüğü nde ifadesini bulan amac a yönelik olarak, Genel Merkez, il, ilçe ve gerek görülen beldelerde örgüt

Detaylı

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum Irak ta Bugünkü Durum Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) ABD nin Irak ı işgalinin en görünür sonuçları Irak ta siyasi gücün ve iktidarın kontrolünün Sünni azınlıktan Şii çoğunluğa geçmesi, Irak güvenlik

Detaylı

SURİYE DEKİ GELİŞMELERİ VE İRAN

SURİYE DEKİ GELİŞMELERİ VE İRAN SURİYE DEKİ GELİŞMELERİ VE İRAN 09 Şubat ayı 2017 Haramoon Çağdaş Araştırma Merkezi, Genel olarak Arap bölgesi özel olarak da Suriye ile ilgili araştırmalar ve bilimsel çalışmalar üreten, Medya, kültür

Detaylı

ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA 24-26 NİSAN ANKARA. Prof. Dr. H. Mustafa Eravcı-Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı

ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA 24-26 NİSAN ANKARA. Prof. Dr. H. Mustafa Eravcı-Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ULUSLARARASI SURİYE SEMPOZYUMU TARİH, SİYASET VE DIŞ POLİTİKA 24-26 NİSAN ANKARA Yer: Bera Hotel, Ziya Gökalp Bulvarı No: 58 Çankaya - Ankara / Türkiye SEMPOZYUM PROGRAMI 24 NİSAN, CUMA Kayıt: 09:00-18:00

Detaylı

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden Neler Yaptık? Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın himayesinde 15 16 Eylül 2015 tarihleri

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

İran'ın Irak'ın Kuzeyi'ndeki Oluşum ve Gelişmelere Yaklaşımı Kuzey Irak taki sözde yönetimin(!) Parlamentosu Kürtçü gruplar İran tarafından değil, ABD ve çıkar ortakları tarafından yardım görmektedirler.

Detaylı

(Resmi Gazete ile yayımı: 27.10.2004 Sayı: 25626)

(Resmi Gazete ile yayımı: 27.10.2004 Sayı: 25626) 60 TÜRKIYE CUMHURIYETI HÜKÜMETI ILE SLOVENYA CUMHURIYETI HÜKÜMETI ARASıNDA ÖRGÜTLÜ SUÇLAR, UYUŞTURUCU MADDE KAÇAKÇıLıĞı, ULUSLARARASı TERÖRIZM VE DIĞER CIDDI SUÇLARLA MÜCADELEDE IŞBIRLIĞI ANLAŞMASıNıN

Detaylı