Depresyona Genel Yaklaş m
|
|
- Emel Erkin
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Türkiye Tıp Dergisi 2003; 10(2): Depresyona Genel Yaklaş m Aylin ULUŞAHİN Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dal, ANKARA Bir hekim, klinik uygulamada, hangi basamakta ya da hangi uzmanl k alan nda çal ş rsa çal şs n s kl kla belirti ya da sendrom olarak depresyonla karş laş r. Doğrudan psikolojik belirtilerin ifade edilmesi durumunda depresyona tan koymak ve tedavi etmek güç değildir. Ancak depresyon hastas bedensel belirtilerle başvurabilir ya da var olan bedensel hastal ğ na depresyon eşlik ediyor olabilir. Böyle durumlarda depresyon tan s n koymak biraz daha güçlük taş - makla birlikte, doğru olarak tan n p tedavi edilmesi hem kişinin yaşam kalitesini artt r r hem de varsa eşlik eden hastal ğ n seyrini olumlu yönde etkiler. DEPRESYON NEDİR? Depresyon; şiddeti, belirti tipleri ve hastal k seyri aç s ndan değişkenlik gösteren geniş bir yelpaze içinde tan mlanan bir sendromdur. Normal üzüntü halinden şiddetli, psikotik belirtilerle seyreden farkl tablolara depresyon tan s konulabilir. Duygudurum aç - s ndan bakt ğ m z zaman herkesin zaman zaman normal olarak yaşad ğ duygulan mlar n şiddetli, yoğunluk ve süre olarak aş r olduğu durumlarda bir sendrom olarak majör depresyon söz konusu olabilir. Klinik olarak majör depresyon, birçok bak mdan normal çökkün duygudurumdan ayr l r. Aşağ da majör depresyonu çökkün duygu durumdan ay rt edebilecek özellikler s ralanmaktad r (1). 1. Bedensel işlevlerde bozulma; örneğin, uyku bozukluğu, iştah ve kilo değişiklikleri, cinsel ilgi ve A General Approach to Depression Anahtar Kelimeler: Depresyon, tanı, tedavi, bedensel hastalık, ek tanı Key Words: Depression, diagnosis, treatment, physical illness, comorbidity güçte azalma, gastrointestinal sistem işlevlerinde yavaşlama, 2. Aile, iş, okul, evlilikte beklenen toplumsal rolleri yerine getirme isteği ve yetisinde azalma, 3. İntihar düşünceleri ya da girişimleri, 4. Gerçeği değerlendirmenin bozulmas. DEPRESYON NEDEN ÖNEMLİ? Depresyon s k görülen, kronik ve yeti yitimine yol açan bir hastal kt r. Dünya Sağl k Örgütü (DSÖ) taraf ndan depresyon bütün dünyadaki en acil dördüncü halk sağl ğ sorunu olarak s ralanm şt r. Yeti yitimine yol açma aç s ndan bak l nca majör depresyon birinci s rada yer almaktad r; onu demir eksikliği anemisi, düşmeler, alkol kullan m ve kronik obstrüktif akciğer hastal ğ izler (2). Yeti yitimi hem sosyal (içe çekilme, yaln zl k, boşanma), hem bedensel (mortalite art ş, bedensel sağl ğ n zay flamas, sağl k hizmetlerinin fazla kullan lmas ve kronikleşme) hem de psikolojik (intihar, yaşam kalitesinin düşmesi ve bilişsel yetilerde zay flama) alanlarda görülür (3). Depresyonda mortalite de önemlidir. Bat ülkelerinde yap lan çal şmalarda, majör depresyonlar n %18.9 unun intihara bağl ölümle sonuçland ğ bildirilmektedir (4). Bütün intihar olgular n n ise %50-70 i duygudurum bozukluğundan kaynaklan r (5). Ek tan durumlar nda depresyonun varl ğ, eşlik eden bedensel hastal ğ n seyrini olumsuz etkiler, mortaliteyi ve bedensel hastal ğ n yol açt ğ yeti yitimini artt r r. Genel hastanelerde yatan hastalar aras nda depresyon ek tan s olanlar n oran %5-10 olarak bildirilmiştir (6). Koroner arter hastal ğ nda, inmelerde, kanser hastalar nda, yaşam tehdit eden akut bedensel hastal klarda, diyaliz hastalar nda majör depres- 79
2 Uluşahin A yon ek tan s n n morbidite ve mortaliteyi artt rd ğ çeşitli çal şmalarda gösterilmiştir (7). Depresyon ek tan s bulunduğu durumlarda bedensel hastal ğ n yol açt ğ yeti yitimi artar (8-10). İç Hastal klar Uzman İçin Depresyonun Önemi Bat ülkelerinde depresyon tan ve tedavisi büyük oranda pratisyen hekimler taraf ndan yap lmaktad r (11). Ülkemizde ise durum farkl d r. Türkiye de ruh sağl ğ hizmetlerine ulaş m yollar yla ilgili iki önemli çal şma vard r. Ankara ve Erzurum da yap lan bu çal şmalara göre ruhsal hastal ğ olanlar n %40 tan fazlas n n ilk başvuruyu psikiyatri d ş bir uzman hekime; Ankara da %5 inin, Erzurum da ise %23.5 inin pratisyen hekime yapt ğ görülmektedir (12,13). Dolay s yla, ülkemizde uzman hekimlerin ruhsal hastal klar n tan ve tedavisi konusunda, özellikle, donan ml olmas gereklidir. NE SIKLIKTA GÖRÜLMEKTE? Depresyon epidemiyolojisiyle ilgili bilgilerimiz s kl k (insidans) çal şmalar ndan çok, yayg nl k (prevalans) çal şmalar na dayan r. Depresyon yayg nl ğ farkl popülasyonlarda farkl oranlar verir. Genel hastane başvurular nda, bedensel hastal ğ olanlarda, hastaneye yatan hastalar aras nda, ergenlerde ve yaşl larda majör depresyon genel popülasyondan daha yüksek oranlarda bulunur. Yine kad nlarda, erkeklerden yaklaş k iki kat daha yayg nd r. Yaşam boyu majör depresyon yayg nl ğ kad nlarda %10-25, erkeklerde ise %5-12 olarak bildirilmektedir (14). Majör depresyon s kl ğ genel popülasyonda % , genel hastanelerde yatan hastalar aras nda %5-10, ayaktan hastalar aras nda %9-16 olarak bildirilmektedir (6,15,16). Türkiye de depresyon yayg nl ğ genel toplumda %4, temel sağl k hizmetine başvuranlar aras nda %11.6, yaşl nüfusta %6, huzur evindeki yaşl larda %10-41 olarak bulunmuştur (17-20). Majör depresyonda risk etmenleri Tablo 1 de yer almaktad r. MAJÖR DEPRESYON TANISI NASIL KONULUR? Ruhsal hastal klarda tan operasyonel ölçütlerle konur. Tan koyarken belirtiler, bunlar n şiddeti, süresi ve d şta b rakma ölçütleri göz önüne al n r. Bütün dünyada en yayg n kullan lan tan ve s n fland rma sistemi Amerikan Psikiyatri Birliği taraf ndan haz rlanan DSM-IV-TR dir (21). Bu sisteme göre majör depresyon tan s n koyabilmek için Tablo 2 de yer alan dokuz belirtiden en az beşinin bulunmas, belirtilerin en az iki hafta sürmesi, sosyal ve mesleki işlevlerini bozacak kadar şiddetli olmas ya da aş r s - k nt ya yol açmas gerekir. Bu belirtilerin bir maddenin fizyolojik etkilerine ya da t bbi bir tabloya doğrudan bağl olmas durumlar nda klinik tablo bedensel hastal ğa bağl.. ya da bir maddenin fizyolojik etkilerine bağl... olarak ayr ca s n fland r l r (21). Aşağ da majör depresyon tan s n n dayand ğ belirti ve bulgular tek tek gözden geçirilecektir: Çökkün duygudurum: Depresyonu olan insanlar n %90 kendini sürekli çökkün, durgun, mutsuz hissettiğini söyler (1). İçinde bulunduğu durumun normal mutsuzluk ya da yastan farkl olduğunu ifade eder. Kolay ağlar ya da ağlayamamaktan yak n r. Tablo 1. Majör depresyonda risk etmenleri. Cinsiyet Kadın/erkek= 2/1 Yaş Gençlerde daha yüksek Ortalama yaş 27 Irk ya da etnik köken Fark yok Sosyoekonomik durum (SED) Düşük SED de kronikleşme daha yüksek, işsizlerde risk üç kat fazla Medeni durum Boşanmış ya da eşi ölmüş olanlarda daha fazla Evli ve bekarlarda risk daha az Aile öyküsü Birinci derece akrabalarda MD varsa risk iki-üç kat artıyor. Eş hastalanma oranı: Tek yumurta ikizlerinde %27 Çift yumurta ikizlerinde %12 Çocukluk yaşantısı Küçük yaşta ana-baba kaybı riski arttırıyor Stresli yaşam olayları Riski arttırıyor Gebelik ve postpartum dönem MD: Majör depresyon. Risk artıyor 80
3 Türkiye Tıp Dergisi 2003; 10(2): Tablo 2. Majör depresif bozukluğun belirti ve bulgular (APA, 2000). Çökkün duygudurum İlgi azalması ve zevk alamama İştah ve kilo kaybı ya da artması Uykusuzluk ya da aşırı uyku Psikomotor ajitasyon ya da retardasyon Yorgunluk ya da enerji azalması Değersizlik ya da aşırı suçluluk hisleri Düşünme, dikkatini toplama yeteneklerinde azalma, karar vermede güçlük Yineleyen ölüm düşünceleri, intihar fikirleri, intihar girişimleri ya da planları Duygudurumundaki çökkünlük hemen her gün vard r, süreklilik gösterir, çevresel olaylardan fazla etkilenmez. Çökkünlük çoğu zaman duruşuna, konuşmas na, yüz ifadesine, giyimine, kendine bak m na yans r. Ancak bu bir kural değildir. Baz hastalar şiddetli depresyon belirtileri yaşamalar na karş n d ş görünüşlerinde ya da kendilerine bak mlar nda bozulma olmayabilir. İlgi azalmas, zevk alamama: Depresyondaki hastalar n çoğu eskiden zevk ald ğ, ilgilendiği şeylerden zevk alamamaktan yak n r. Bu durum süreklilik taş r ve hasta ilgilerinin hemen hepsini kaybetmiştir. İşi, hobileri art k ona zevk vermez. Ailesine, arkadaşlar na ilgisi azal r. Cinsel ilgi ve istekte de azalma görülür. İştah ve kilo değişiklikleri: Depresyon hastalar n n %70 inde iştah azl ğ görülür, buna kilo kayb eşlik edebilir. Baz hastalarda ise tam tersine iştah ve kilo art ş olur. Kilo değişikliği son bir ay içinde eski kilosunun %5 artmas ya da azalmas durumunda var kabul edilir. Uyku bozukluğu: Uyku düzenindeki bozulmalar depresyonun s k görülen belirtilerinden biridir. Uykusuzluk, uykuya dalma güçlüğü, s k uyanma ya da erken uyanma şeklinde olabilir. Depresyondaki hastada bu üç tür uyku sorunu görülebilmekle beraber, depresyon için en tipik olan erken uyanmad r. Hasta sabaha karş genellikle s k nt yla uyan r ve yeniden uykuya dalamaz. Baz hastalar özellikle iştah ve kilo art ş da varsa aş r ve dinlendirmeyen uykudan yak - n r. Uyku bozukluğunun var kabul edilmesi için hemen her gün olmas gerekmektedir. Motor etkinlikte değişiklik: Psikomotor yavaşlama ya da ajitasyon, şiddetli depresyonlarda görülen bir bulgudur. Kişinin öznel olarak tan mlad ğ durgunluk, yavaşl k hissi ya da yerinde duramama psikomotor etkinlikte değişiklik olarak kabul edilmez, mutlaka nesnel olarak gözlenmesi gerekir. Halsizlik ve enerji azl ğ : Fazla bir aktivite yapmadan kişinin kendisini hemen her gün yorgun, halsiz, enerjisiz hissetmesidir. Hasta bu durumu, s kl kla, bedensel bir hastal k belirtisi şeklinde yorumlay p, pratisyen hekime ya da iç hastal klar uzman na başvurabilir. Suçluluk ve değersizlik hissi: Sürekli olarak geçmişteki küçük hatalarla ilgili aş r suçlanma, kendini olumsuz değerlendirme, değersiz hissetme, kendine güvenin azalmas depresyon için tipiktir. Hasta olduğu ve günlük yükümlülüklerini yerine getiremediği için kişinin kendini suçlamas bir depresyon belirtisi olarak yorumlanmamal d r. Suçlanma ve değersizlik düşünceleri bazen sanr düzeyinde olabilir. Başka bir deyişle kişinin gerçeği değerlendirmesi bozulmuştur. Örneğin; dünyadaki bütün felaketlerin sorumlusunun kendisi olduğunu düşünür. Bu durumda psikotik bir depresyon söz konusudur. Düşünme, dikkatini toplama güçlüğü ve karars zl k: Depresyondaki kişiler s kl kla düşüncelerinin yavaşlad ğ hissinden, unutkanl ktan, dikkatlerini bir noktaya odaklayamamaktan yak n r. Bu durum, kişinin öznel yak nmas olabileceği gibi, nesnel olarak da gözlenebilir. Özellikle ileri yaşta bilişsel kay p demansa benzer bir tabloya yol açabilir. Tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri: Ölüm düşünceleri ( ölsem de kurtulsam, ölsem herkes için daha iyi olur ) ya da intihar düşünceleri depresyon hastas nda mutlaka sorgulanmas ve değerlendirilmesi gereken bir belirtidir. Daha çok bunalt bozukluklar nda görülen ölüm korkusuyla kar şt r lmamal d r. İntihar düşünceleri varsa bu konuda plan yap p yapmad ğ, geçmişte intihar girişiminin olup olmad ğ araşt r lmal d r. Başka Neler Olabilir? Yukar daki belirtiler depresyon tan s koymak için gerekli tan ölçütleridir. Bunlar n d ş nda ülkemizde depresyon hastalar nda s kl kla bedensel yak nmalar görülür. DSÖ nün Temel Sağl k Hizmetlerinde Ruhsal Bozukluklar araşt rmas n n Türkiye bölümünde, depresif bozukluğu olan hastalar n %60 bedensel yak nmalarla başvururken, %24 ünün ruhsal yak nmalarla başvurduğu gösterilmiştir (22). Yine Türkiye de ve Bat ülkelerinde depresyon belirti 81
4 Uluşahin A örüntüsünü karş laşt ran çal şmalarda, somatizasyon ve hipokondriazisin ülkemizde Bat ülkelerinden daha s k görüldüğü ortaya ç km şt r (23, 24). Depresyonun bedensel yak nmalarla d şa vurulmas n n özellikle k rsal bölgelerde, Doğu Anadolu da, düşük eğitim düzeyinde ve kad nlarda daha fazla olduğu bildirilmektedir (25,26). Depresyonda görülen bedensel belirtiler değişkendir, çevresel streslerle art ş gösterir, herhangi bir somut bedensel nedene bağlanamaz. Depresyonun tan ölçütlerinde yer almayan tipik bir özelliği de belirtilerin özellikle sabah saatlerinde daha yoğun olmas d r. Gün içinde s k nt hali k smen hafifler, hasta akşama doğru kendisini daha iyi hisseder. Baz hastalarda ise, özellikle bunalt belirtileri eşlik ediyorsa, duygudurumda gün içinde görülen bu değişme tam tersine dönebilir. Şiddetli depresyonlara sanr ya da varsan gibi psikotik belirtiler eşlik edebilir. Alg lama ya da düşünce alanlar nda gerçeği değerlendirmenin bozuk olduğu bu tablo psikotik depresyon olarak adland r l r. Psikotik belirtilerin içeriği çoğu zaman çökkün duygudurumla uyumludur. Örneğin; suçlay c işitme varsan lar, nihilistik (organlar n n çürüdüğü, asl nda ölmüş olduğu), somatik (AIDS ya da kanser gibi ölümcül bir hastal ğ olduğu), yoksulluk (beş paras z kalacağ, ailesinin açl ktan öleceği), kötülük görme (tutuklanacağ, öldürüleceği) sanr lar gibi. Bedensel Hastal ğ Olan Depresyon Hastas na Tan Koymak Depresyonun tan ölçütleri aras nda uykusuzluk, iştah ve kilo kayb, halsizlik gibi bedensel hastal klarda da görülen belirtilerin olmas, bedensel hastal klarda depresyon tan s n n konulmas nda güçlük yarat r. Dolay s yla bedensel hastal ğ olanlarda depresyon tan s koymak için farkl yaklaş mlar uygulanmaktad r. Bunlardan biri, bedensel belirtilerin d şta b rak larak sadece ölçütlerde yer alan psikolojik belirtilere dayanarak tan koymak. İkincisi, yalanc pozitif tan koymay göze alarak ayn ölçütleri kullanmak. Üçüncüsü, bedensel belirtilerin yerine ölçütlerde yer almayan baz psikolojik belirtilerin (karamsarl k, s k ağlama, sosyal çekilme gibi) eklenmesi şeklindedir (7). Bedensel hastal ğ olanlarda depresyonun gözden kaçmas n n başka nedenleri de vard r. Hastan n içinde bulunduğu koşullar, örneğin; hastanede yat yor olmas, bedensel hastal ğ olmas gibi durumlar n doğal olarak çökkün duyguduruma ve diğer depresyon belirtilerine yol açm ş olduğu düşünülebilir. Hastan n ruhsal bir hastal k tan s yla damgalanmas istenmeyebilir, antidepresan ilaçlar n yan etkilerinden endişe edilebilir. Ayr ca, ruhsal belirtiler sorulmazsa hasta bu belirtileri kendisi ifade etmeyebilir. Hekimin zaman k s tl l ğ ya da konuyla ilgili yeterince bilgi sahibi olmamas da depresyon tan s n n atlanmas na neden olabilir (7). Depresyon Hastas na Sorulmas Gereken Başka Sorular Depresyon yineleyici bir bozukluktur. Hasta daha önce depresyon ya da mani nöbeti geçirmiş olabilir. Bu nedenle depresyondan şüphelenilen hastan n geçmiş ruhsal hastal k öyküsünün olup olmad ğ sorulmal d r. Tablo 1 deki risk faktörleri aras nda yer ald ğ gibi duygudurum bozukluklar ailevi özellik taş r. Aile öyküsünün öğrenilmesi hem tan y destekler hem de tedavi seçiminde yol gösterici olabilir. DEPRESYON AYIRICI TANISI Bedensel Hastal ğa ya da Bir Maddenin Fizyolojik Etkilerine Bağl Duygudurum Bozukluğu Depresyonu olan bir hastay değerlendirirken üzerinde durulmas gereken en önemli noktalardan biri hastal k tablosunun bedensel bir hastal ğa ya da ilaç kullan m na ikincil gelişip gelişmediğidir. Yukar da depresyon tan s nda da üzerinde durduğumuz gibi eğer depresyon belirtileri bir maddenin fizyolojik etkilerine ya da t bbi bir tabloya doğrudan bağl ise klinik tablo bedensel hastal ğa bağl duygudurum bozukluğu ya da bir maddenin fizyolojik etkilerine bağl duygudurum bozukluğu olarak adland r l r. Bu yaklaş ma göre altta yatan hastal ğ n tedavisi ya da kullan lan ilac n kesilmesi ile depresyon belirtileri düzelir. Ancak bu tart şmal bir konudur. Depresyona yol açt ğ düşünülen birçok bedensel hastal k ve ilaçla majör depresyon aras nda bire bir nedensel bir ilişki olmad ğ, yatk nl ğ olan kişilerde bedensel hastal k ve ilaçlar n majör depresyonu tetiklediği görüşü de öne sürülmektedir (5). Depresyondaki hastada yeterli doz ve sürede kullan lan antidepresan ilaçlara yan t al nmazsa altta yatan bedensel bir hastal ktan şüphelenilmeli ve araşt r lmal d r. Depresyona yol açabilen ilaçlar Tablo 3 te yer almaktad r. Bunlar n aras nda antihipertansifler çok s k kullan lan ve depresyona yol açabilen ilaç gruplar ndan biridir. Reserpin, metildopa gibi baz antihipertansif ilaçlar özellikle hasta daha önce depresyon geçirmişse ya da ailede depresyon öyküsü varsa depresyona neden olabilir. Bu özellikleri taş yan hipertansif hastalar için uygun antihipertansif ilaçlar kalsiyum 82
5 Türkiye Tıp Dergisi 2003; 10(2): Tablo 3. Depresyon belirtilerine yol açan ilaçlar. Tansiyon ilaçları Doğum kontrol ilaçları Kortikosteroidler Benzodiazepinler Histamin 2 reseptör antagonistleri Kanser ilaçları Psikoaktif maddeler Anabolik steroidler Reserpin hastaların %27 sinde ilk dört-altı ayda majör depresyona yol açar. Yüksek dozlarda risk artar. Metildopa kullanan hastaların %17 sinde majör depresyon görülür. Belirtiler metildopa kullanmaya başladıktan sonra hızla, ilk birkaç gün içinde çıkar. Kestikten sonra genellikle bir hafta içinde yatışır. Beta-blokerlerin depresyonla ilişkisi tartışmalıdır. Özellikle yüksek doz östrojen içeren doğum kontrol ilaçlarıyla %7-34 arasında depresyon bildirilmiştir. Düşük östrojenli preparatlarla ise risk düşüktür. Uzun etkili subdermal norplant uygulamasıyla ilgili olgu bildirimleri vardır. Depresyon, mani, psikoz, deliryum gibi çeşitli ruhsal belirtilere yol açabilirler. Özellikle kadın hastada, yüksek dozda, SLE de, geçirilmiş ruhsal hastalık öyküsü varsa risk artar. İlaç başlandıktan sonraki bir haftada başlar, kesildikten sonra dört-altı hafta içinde yatışır. 40 mg/gün diazemin üzerinde benzodiazepin kullanan hastalarda görülebilir. Depresyon geliştiğine ilişkin vaka raporları vardır. Simetidin başlandıktan üç gün ile birkaç hafta sonra ortaya çıkar, ilaç kesildikten bir-dört gün sonra yatışır. Ranitidinle depresyon olasılığı %1-5 olarak bildirilmektedir. Belirtiler haftadan sonra ortaya çıkar, ilaç kesildikten 7-14 gün sonra kaybolur. Vinkristin, vinblastin, prokarbazin, L-asparaginaz, amfoterisin B, interferon ile depresyon olguları bildirilmiştir Alkol ve opiyat bağımlılığı Amfetamin ve kokain kesilmesi Depresyon ve maniye yol açabilir kanal blokerleri ya da anjiyotensin konverting enzim (ACE) inhibitörleridir (7). Depresyonla nedensel ilişkisi olan bedensel hastal klar Tablo 4 te sunulmaktad r. Demans: Demans, inme ve ekstrapiramidal sistem hastal klar na depresyon s kl kla eşlik eder. Öte yandan, ileri yaştaki depresyonlu hastalar n yaklaş k %10-20 sinde belirgin bilişsel kay p olduğu tahmin edilmektedir (27). Tedavi edilmezse zaman içinde gerçek bir demans ile sonuçlanabilir. Bu noktalara dayan larak yaşl hastalardaki bu geri dönüşlü bilişsel bozukluk için psödodemans terimi kullan lmaktad r. Psödodemans için dört temel ölçüt tan mlanm şt r (28): Entelektüel y k ma eşlik eden depresyon olmas, Klinik özelliklerin dejeneratif bir beyin hastal ğ na benzemesi, Entelektüel kayb n antidepresan tedavi ile düzelmesi, Primer nörodejeneratif bir süreç olmamas. Depresyona bağl psödodemans ile demans n ay r c tan s n yaparken yard mc olan öykü ve klinik belirtiler ile ilgili özellikler Tablo 5 te s ralanm şt r. Psödodemansta bilişsel bozukluk bulgular vard r. Bunlar bazen ay r c tan da yol gösterici olabilir. Örneğin; yak n bellek hem demansta hem psödodemansta bozuk olduğu halde, tan ma demansta bozuk, psödodemansta sağlamd r. Demansta bir afazi belirtisi olarak görülebilen isimlendirememe, psödodemansta genellikle sağlamd r (29). Demans ile depresyona bağl psödodemans ay r c tan s oldukça güçtür. Yukar da değinilen noktalar n yeterince ay rt edici olmad ğ durumlarda hastan n psödodemans gibi ele al n p antidepresan tedaviye verdiği yan t n gözlenmesi, başka bir deyişle tedaviden tan ya gidilmesi uygun olur. Bipolar duygudurum bozukluğu: Depresyon geçiren herkese daha önce en az birkaç gün boyunca; başkalar n n yad rgad ğ, hasta olabileceğini düşündükleri; aş r hareketli ve çok enerjik olduğu, çok para harcad ğ, uyku ihtiyac olmad ğ bir dönem geçi- 83
6 Uluşahin A Tablo 4. Depresyon belirtilerine yol açabilen bedensel hastal klar. İnme İnme sonrası depresyon sıklığı % Depresyonun tedavi edilmemesi on yıllık mortaliteyi üç kat arttırıyor. Parkinson hastalığı Sıklığı %4-70 arasında (Zesierwicz & Hauser 2000) Multipl skleroz Sıklık %27-54 Geçirilmiş depresyon öyküsü olması ve kortikosteroidlerle tedavi edilen akut MS atağını takiben daha sık santral tutulumu olan MS hastalarında spinal MS hastalarına göre daha yüksek oranda depresyon görülür. Epilepsi Huntington hastalığı Demans Özellikle odak sol hemisferde ise depresyon daha sık İntihar oranı yüksek Majör depresyon sıklığı %30. İntihar oranı çok yüksek Yaşlı hastada demans ve depresyon ayırıcı tanısı önemli. Sıklıkla demansa depresyon eşlik eder. Özellikle vasküler demansta Alzheimer tipi demansa göre daha yüksek oranda depresyon görülür. Hipertiroidizm Görülme oranı %31 Depresyonu olan hipertiroidi hastalarında anksiyete belirtileri, kilo kaybı, halsizlik, depresyonu olmayan hipertiroidi hastalarına göre daha şiddetli Antitiroid tedavi ile depresyon belirtileri düzelmekte Hipotiroidizm Subklinik hipotiroidizmde yaşam boyu depresyon oranı %56 Hipotiroid hastalarda depresyon belirtileri tiroid replasmanına iyi yanıt verir. Ancak bazen yanıt gecikir, antidepresan tedavi gerekebilir. Cushing sendromu Hiperparatiroidizm Kanser HIV hastalığı Ekzojen steroidlere bağlı manik tablo gelişebilirken Cushing sendromunda depresyon görülür. Depresyon belirtileri tedaviden sonra bir yıl kadar sürebilir. Primer hiperparatiroidide depresyon görülme oranı %30. Depresyonun şiddeti serum Ca düzeyi ile ilişkili. Ca düzeyi normale dönünce depresyon belirtileri hemen düzelir. Tümörün tipine göre farklı depresyon oranları bildirilmekte. Özellikle pankreas, orofarenks ve meme kanserlerinde sık AIDS li hastaların %17.3 ünde depresyon HIV seropozitif hastalarda intihar oranı yüksek HIV demansından ayırt edilmesi zor Tablo 5. Depresyona bağl psödodemans ve demans ay r c tan s. Psödodemans Bilişsel kayıptan yakınır Yakınmalar ayrıntılıdır Yeti yitimi vurgulanır Başarısızlıklar abartılır Sosyal beceri kaybı erken ve belirgin Davranış bilişsel kaybın derecesi ile uyumsuz Sıklıkla belirtiler geceleri şiddetlenir Aile işlev bozukluğunun farkındadır Hızlı ilerler Psikiyatrik öykü sık Demans Bilişsel kayıptan pek yakınmaz Yakınmalar müphemdir Yeti yitimi gizlenir Başarma çabasındadır Sosyal beceriler nispeten korunur Davranış bilişsel kaybın derecesi ile uyumlu Belirtiler geceleri değişmez Aile sıklıkla farkında değildir Yavaş ilerler Genellikle yok 84
7 Türkiye Tıp Dergisi 2003; 10(2): rip geçirmediği mutlaka sorulmal d r. Bu şekilde tan mlanan bir ya da daha çok mani nöbeti geçiren hastada tan bipolar duygudurum bozukluğudur. Bipolar bozukluğun depresyon dönemindeki bir kişinin tedavisi, birçok bak mdan tek ya da yineleyici depresyon nöbetleri geçiren hastan n tedavisinden farkl l k gösterir. Bu durumda verilen antidepresan tedavi bazen manik dönemi tetikleyebileceği için özellikle dikkatli olunmal d r. Yas: Sevilen bir kişinin kayb ndan sonra ortaya ç - kan yas tablosunda depresyonun bütün belirtileri görülebilir. Yas genellikle iki-alt ayl k bir süre içinde yat ş r. %5 oran nda ise depresyon gelişebilir. Bu kişilerde yas süresinin uzamas na, çevresel olumlu uyaranlara tepki vermemesine, psikomotor retardasyon ve intihar düşüncelerinin varl ğ na dikkat edilmelidir. DEPRESYON NASIL SEYREDER? Son 15, 20 y lda yap lan çal şmalar, duygudurum bozukluklar n n seyrinin san ld ğ kadar iyi olmad ğ n göstermektedir. Tek bir nöbetin tedavisi aç s ndan bak ld ğ zaman tedavi edilme olas l ğ daha yüksek olmakla birlikte, hastal ğ n yineleme özelliği unutulmamal d r. Tek bir depresyon nöbeti geçirenlerin yar s nda hastal k yineler (1). Her yineleyen depresyon nöbeti sonraki nükslerin görülme olas l ğ n artt r r. Şöyle ki; tek bir majör depresyon nöbeti geçirenlerin %50-60 nda ikinci nöbet, iki nöbet geçirenlerin %70 inde üçüncü nöbet, üç nöbet geçirenlerin %90 nda dördüncü nöbet gelişir (1). Majör depresyon nöbeti geçiren bir kişinin yaşam n n sonraki döneminde mani nöbeti geçirme olas l ğ da farkl çal şmalarda %5-10 aras nda bildirilmektedir (1). Yineleyen depresyonda nöbet say s n n ortancas dört, her nöbetin süresi ise 5.3 ay olarak bildirilmektedir (30). Yine doğal izlem (natüralistik) çal şmalar na göre majör depresyon hastalar n n %20 sinde depresyon kronikleşir (24 ay aşar) (31,32). DEPRESYON HASTASI NASIL ELE ALINIR? Majör depresyon nöbetinin tedavisinin temeli psikofarmakolojiktir. Günümüzde depresyon tedavisinde kullan lan birçok antidepresan ilaç bulunmaktad r (Tablo 6). Antidepresan ilaçlar, depresyon d ş nda birçok ruhsal bozukluğun tedavisinde de kullan lmaktad r. Bu ilaçlar n etkilerinin stresle ortaya ç kan durumlara yönelik olduğu düşünülmektedir. Bu aç - dan etkileri kortikosteroidlerin nonspesifik antiinflamatuvar etkisine benzer. Hastal k sürecini durdurmadan, işlevleri düzeltirler. Halen kullan lmakta olan depresyon ilaçlar etki mekanizmalar, ilaç etkileşimleri, yan etkileri aç s ndan farkl l k göstermekle birlikte etkinlikleri, etki h z aç s ndan birbirinden farkl değildir. Dolay s yla antidepresan ilaç seçiminde yan etki ve ilaç etkileşim özellikleri dikkate al nmal d r. Antidepresan ilaçlarla tedavide aşağ da s ralanan sorunlar önemlidir: 1. Tedaviye yan t iki-üç hafta düzenli kulland ktan sonra başlar. Bu durumun tedaviye başlarken hastaya mutlaka anlat lmas gerekir. Aksi halde ilac n yarar olmad ğ n düşünen hasta tedaviyi kesebilir (1). İlaç etkisinin geç ç kmas intihar riski yüksek olan hastalar için de önem taş r. H zl etki beklenilen bu gibi durumlarda elektrokonvülzif tedavi tercih edilebilir. 2. Ayaktan hastalar n %20-35 i antidepresan ilaçlara yan t vermez (33). 3. Yan etkiler s k görülür ve dozla artar. İki ana antidepresan grubunun yan etkileri Tablo 7 de özetlenmiştir. 4. Antidepresan ilaç kullan m nda dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ilaç etkileşimleridir. Özellikle seçici serotonin geri al m inhibitörleri (SSGI) sitokrom P-450 enzim sisteminde inhibisyona neden olduğundan, ayn sistemle metabolize olan ilaçlar n kan düzeyini ve yan etkilerini artt r r (34). Antidepresan ilaç seçiminde ilk seçenek SSGI dan biri olabilir (35,36). Bu gruptaki ilaçlar n yan etkileri daha azd r ve fazla sedasyon yapmazlar. Ayr ca, genellikle tek doz kullan l r ve doz artt r m na nadiren gerek olur. SSGI kullan m n n bir diğer avantaj da intihar riski olan hastalarda kullan m n n güvenli olmas d r. İntihar amac yla, aş r dozda al nd ğ zaman bile ölümcül durumlara yol açma olas l ğ düşüktür. Eğer k smi yan t al n r, tam iyileşme sağlanmazsa, başka bir deyişle belirtiler hafiflemekle beraber düzelmezse ya da baz belirtiler düzelse de baz belirtilerin sürdüğü durumlarda ilaç dozu artt r labilir. Eğer dört hafta içinde hiç yan t al nmazsa ilaç değişikliğine gidilir. İkinci ilaç seçeneği farkl bir gruptan olmal d r. Çünkü bir SSGI ya yan t vermeyen hastan n başka bir SSGI ya yan t verme olas l ğ düşüktür. Yineleyen depresyonlarda hastan n daha önceki depresyon nöbetlerinde yarar gördüğü ilaç ilk seçenek olarak başlanmal d r. Yine birinci derece yak nlar nda depresyon öyküsü olan hastalarda ilk seçenek, hasta olan yak n n yarar gördüğü ilaç olmal d r. Majör depresyon tan s konulan hastaya ve yak nlar - na hastal k ile ilgili bilgi verilmelidir. İlaçlar n etkisinin geç başlayacağ, düzenli kullan lmalar n n ge- 85
8 Uluşahin A Tablo 6. Türkiye de ruhsatl antidepresan ilaçlar. Grup Ortalama günlük doz (mg/gün) Selektif serotonin geri alım inhibitörleri Fluoksetin (Prozac, Depreks, Florak, Fulsac, Loksetin) Sertralin (Lustral, Seralin, Serdep, Selectra ) Fluvoksamin (Faverin ) Sitalopram (Cipram ) Paroksetin (Seroxat ) Trisiklik antidepresanlar İmipramin (Tofranil ) Amitriptilin (Laroxyl, Triptilin) Klomipramin (Anafranil, Anafranil SR ) Diğer antidepresanlar Buprapion (Zyban ) Maprotilin (Ludiomil, Maprotil ) Mianserin (Tolvon ) Mirtazapin (Remeron ) Moklobemid (Aurorix ) Nefazodon (Serzone ) Tianeptin (Stablon ) Trazodon (Desyrel) Venlafaksin (Efexor, Efexor XR ) reği, bağ ml l k yap c nitelikte olmad klar ve yan etkileri anlat lmal d r. Hastan n ilaç kullanmay belirtiler düzeldikten sonra alt ay süreyle ve ayn dozda sürdürmesi sağlanmal d r. Trisiklik antidepresanlar ve fluoksetin d ş ndaki SSGI kesilirken, genellikle hafif kesilme belirtileri görülebileceği için günlük dozlar n azalt larak kesilmesi önerilir (35). Yineleyen depresyonlarda daha uzun süreli tedavi gerekir. İdame tedavisinde doz azalt lmamal tedaviden yarar gördüğü dozda devam edilmelidir (35). Yi- 86
9 Türkiye Tıp Dergisi 2003; 10(2): Tablo 7. SSGI ve TSA ilaçlar n yan etkileri. SSGI TSA İshal Bulantı Uykusuzluk Baş ağrısı Cinsel istek, işlev ya da doyum bozukluğu Huzursuzluk, bunaltı Deri döküntüsü Ağız kuruluğu Kabızlık Uyku hali Yorgunluk, halsizlik Ortostatik hipotansiyon Terleme İdrar tutukluğu Çarpıntı Cinsel isteksizlik, boşalmanın gecikmesi Görme bulanıklığı Kilo alma SSGI: Selektif serotonin geri alım inhibitörleri, TSA: Trisiklik antidepresanlar. neleyen depresyonlarda bir diğer koruyucu tedavi seçeneği de lityumdur. Lityum ile koruma tedavisi s - ras nda önemli olan kan lityum düzeyinin meq/l aras nda tutulmas d r. Bu kan düzeyi için genellikle mg aras lityum yeterli olur (35). Eğer hastada psikotik belirtiler, ağ r intihar riski, bipolar bozukluk öyküsü, ağ r vejetatif belirtiler varsa ya da uygulanan tedaviye karş n depresyon belirtileri sürüyorsa, bir psikiyatri uzman na dan şmak gerekir. Bu tip hastalarda tedaviye psikoterapötik yöntemler eklenebilir, ilaç kombinasyonlar ya da elektrokonvülzif tedavi uygulanabilir. KAYNAKLAR 1. Rothschild AJ. Mood disorders. In: Nicholi AM Jr (ed). The Harvard Guide to Psychiatry. 3 rd ed. Cambridge: The Belknap Press of Harvard University Press, 1999: Murray CJL, Lopez AD. Global Burden of Disease. Geneva: World Health Organization, Wells KB, Siewart K, Hays RD, et al. The functioning and well-being of depressed patients: Results from the Medical Medical Outcomes Study. JAMA 1989; 262: Goodwin FK, Jamison KR. Suicide in Manic-Depressive Illness. New York: Oxford University Press, Akiskal HS. Mood disorders: Introduction and overview. In: Sadock BJ, Sadock VA (eds). Comprehensive Textbook of Psychiatry. Vo1 I. 7 th ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, 1999: Silverstone PH. Concise assessment for depression (CAD): A brief screening approach to depression in medically ill. J Psychosom Res 1996; 41: Rouchell AM, Pounds R, Tierney JG. Depression. In: Wise MG, Rundell JR (eds). Textbook of Consultation-Liason Psychiatry: Psychiatry in the Medically Ill. 2 nd ed. Washington DC: American Psychiatric Press, 2002: Gülseren L, Hekimsoy Z, Gülseren Ş ve ark. Diabetes mellituslu hastalarda depresyon, anksiyete, yaşam kalitesi ve yetiyitimi. Türk Psikiyatri Dergisi 2001; 12: Ayd n İO, Uluşahin A. Depression, anxiety comorbidity and disability in tuberculosis and chronic obstructive pulmonary disease patients: Applicability of GHQ-12. Gen Hosp Psychiatry 2001; 23: Ormel J, Costa e Silva JA. The impact of psychopathology on disability and health perceptions. In: Üstün TB, Sartorius N (eds). Mental Illness in General Health Care: An International Study. Chichester: John Wiley and Sons Ltd, 1995: Freeling PR, Tylee A. Depression in General Practice. In: Paykel ES (ed). 2 nd ed. Edinburgh: Churchill and Livingstone, 1992: K l ç C, Rezaki M, Üstün B. Ankara da ruh sağl ğ hizmetine ulaş m yollar. Türk Psikiyatri Dergisi 1992; 3: K rp nar İ, Çayköylü A, Kuloğlu M. Erzurum da ruh sağl ğ birimlerine ulaş m yollar. Türk Psikiyatri Dergisi 1994; 5: Blazer DG. Mood disorders: Epidemiology. In: Sadock BJ, Sadock VA (eds). Comprehensive Textbook of Psychiatry. Vo1 I. 7 th ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, 1999: Robins LN, Helzer JE, Weissman MM, et al. Lifetime prevalence of specific psychiatric disorders in three sites. Arch Gen Psychiatry 1984; 41: Katon WJ, Schulberg H. Epidemiology of depression in primary care. Gen Hosp Psychiatry 1992; 14: K l ç C. Türkiye ruh sağl ğ profili: Erişkin nüfusta ruhsal hastal klar n yayg nl ğ, ilişkili faktörler, yetiyitimi ve ruh sağl ğ hizmeti kullan m sonuçlar. Türkiye Ruh Sağl ğ Profili Raporu. TC Sağl k Bakanl ğ Sağl k Projesi Genel Koordinatörlüğü, Ankara, Rezaki MS, Özgen G, Kaplan İ, et al. Results from the Ankara centre. In: Üstün TB, Sartorius N (eds). Mental Illness in General Health Care: An International Study. Chichester: John Wiley & Sons, Uçku R, Küey L. Yaşl larda depresyon epidemiyolojisi yar -kentsel bir bölgede 65 yaş üzerindeki yaşl larda kesitsel bir alan araşt rmas. Nöropsikiyatri Arşivi 1991; 1:
10 Uluşahin A 20. Maral I, Arslan S, İlhan M ve ark. Depresyon yayg nl ğ ve risk etkenleri huzurevinde ve evde yaşayan yaşl larda karş laşt rmal bir çal şma. Türk Psikiyatri Dergisi 2001; 12: American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 4 th ed. Text Revision. Washington DC: American Psychiatric Association, Üstün TB, Von Korff M. Primary mental health services: Access and provision of care. In: Üstün TB, Sartorius N (eds). Mental Illness in General Health Care: An International Study. Chichester: John Wiley & Sons, 1995: Uluşahin A, Başoğlu M, Paykel ES. A cross-cultural comparative study of depressive symptoms in British and Turkish clinical samples. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 1994; 29: Ebert D, Martus P. Somatization as a core symptom of melancholic type depression. J Affect Dis 1994; 32: Mirsal H, Gürdal A. Tedavi davran ş n etkileyen sosyokültürel faktörlerin araşt r lmas. 3P Dergisi 1998; 6: Özkan M, S r A, Özçetin A ve ark. Bedenselleştiren hastalarda yayg n bunalt bozukluğu, depresyon ve bunalt l depresyon. Türk Psikiyatri Dergisi 1998; 9: Kiloh LG. Pseudo-dementia. Acta-Psychiatr Scand 1961; 37: Caine ED. Pseudodementia: Current concepts and future directions. Arch Gen Psychiatry 1981; 38: Emery OB, Breslau LD. Language deficits in depression. J Gerontol 1989; 44: Angst J. The course of major depression, atypical bipolar disorder and bipolar disorder. In: Hippius H (ed). New Results in Depression Research. Berlin: Springer Verlag, 1986: Solomon DA, Keller MB, Leon AC, et al. Recovery from depression. A 10 year prospective follow-up across multiple episodes. Arch Gen Psychiatry 1997; 54: Furukawa TA, Kiturama T, Takahashi K. Time to recovery of an inception cohort with hitherto untreated unipolar major depressive episodes. Br J Psychiatry 2000; 177: Baldessarini RJ. Current status of antidepressants clinical pharmacology and therapy. J Clin Psychiatry 1989; 50: Bernstein JG. Drug Therapy in Psychiatry. 3 rd ed. Part II. St Louis: Mosby, Andreasen NC, Black DW. Mood Disorders. In Introductory Textbook of Psychiatry. 3 rd ed. Washington DC: American Psychiatric Publishing Inc, 2000: Maxmen JS, Ward NG. Psychotropic Drugs Fast Facts. 2 nd ed. New York: WW Norton & Company, YAZIŞMA ADRESİ Doç. Dr. Aylin ULUŞAHİN Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal S hhiye-ankara 88
Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme
Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı
DetaylıÇekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet
Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme Doç. Dr. Levent KÜEY* Özet Depresyon psikiyatrik bozukluklar arasýnda en sýk karþýlaþýlan hastalýklardan biridir. Depresif hastalarýn önemli bir
DetaylıYaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi
Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Dr. Berker Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları
DetaylıPSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*
DetaylıSon 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.
Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal
DetaylıClayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.
Dr Ali Bozkurt Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. The bereavement of the widowed. Dis Nerv Syst 1971;32:597
DetaylıPSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.
PSİKOFARMAKOLOJİ-5 ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com DEPRESYONUN NÖROKİMYASI Dopamin Çok az olumlu afekt (mutluluk, neşe, ilgi, haz, uyanıklı,
DetaylıBipolar afektif bozukluk nedir?
Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluğu pek çok kişi farklı şekillerde yaşar. Bazıları şiddetli mutsuzluk ve sadece hafif taşkınlık atakları deneyimlerken, diğerleri son derece şiddetli
DetaylıNöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır.
1 2 + Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır. + + Üçüncü basamak nöroloji yataklı servisinde psikiyatrik görüşme ile tespit edilen
DetaylıDepresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?
1. Depresyon nedir? Depresyon ruh halinizi, hislerinizi, davranışlarınızı, ve ruh sağlığınızı etkileyen bir hastalıktır. Depresyonun bir halsizlik kendi kendinize çözebileceğiniz bir sorun olmayıp, biyolojik
DetaylıBİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD
BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak
DetaylıDepresif semptomatoloji sadece psikiyatri
Depresyonun Klinik Belirtileri Prof. Dr. Ali Kemal GÖÐÜÞ* Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri alanýnda deðil genel týpta da hekimlerin en sýk karþýlaþtýklarý belirtiler kümesidir. Bu belirtiler kümesi
DetaylıDEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ
DEPRESYONDA PSİKOFARMAKOTERAPİ DEPRESYON TANISI Depresif ruh hali İlgi ve isteklerde azalma Enerji azlığı Konsantrasyon bozukluğu ğ İştah bozukluğu Uk Uyku bozukluğu ğ Kendine güven kaybı, suçluluk ve
DetaylıEĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ
Kriz Dergisi 2(1): 235-240 EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ Erol ÖZMEN, M.Murat DEMET, İlkin İÇELLİ, Gürsel
Detaylıİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ Hazırlayan: PSİKİYATRİ Anabilim Dalı 1 PSİKİYATRİ STAJI TANITIM REHBERİ Ders Kodu Dersin
DetaylıYönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım 2009 04:07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım 2009 04:29
Dünyanın Derdi Depresyon Dünyada 120 milyon kişi depresyonda. 185 ülkenin verilerine göre 2020 yılında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada depresyon olacak. İSTANBUL - Türkiye psikiyatri Derneği'nin
Detaylıİnsomni. Dr. Selda KORKMAZ
İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen
DetaylıDepresif rahatsızlık nedir?
Turkish Depresif rahatsızlık nedir? (What is a depressive disorder?) Depresif rahatsızlık nedir? Depresyon sözcüğü genel olarak hepimizin yaşamımızın bazı dönemlerinde hissettiğimiz üzüntüyü tanımlamak
DetaylıDEPRESYON HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ
DEPRESYON HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ Bu kitapçık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Beyin Görüntüleme ve Elektrofizyoloji Birimi tarafından hazırlanmıştır. Şubat 2010 1 DEPRESYON
DetaylıYaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD
Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 1 AÇIKLAMA 2014-2017 Araştırmacı: ---- Konuşmacı: ----- Danışman:
DetaylıBEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.
Horlama ve Uyku Apne Sendromu BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Polikliniği rtibat : 0212 453 17 00 GH-02 V;01/2010 Horlama ve Uyku Apne Sendromu
DetaylıBöbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi
Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa
DetaylıYAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,
DetaylıDepresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix
Depresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix Ömer Aydemir Celal Bayar Üni. Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Depresyonda sonlanım Depresyonda Tam İyileşmeyi Sağlamak Belirtili dönem sonrası tam düzelme sağlama Kalıntı
DetaylıKANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.
KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal
DetaylıUZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER DEPRESYON
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER DEPRESYON Depresyon en az iki hafta süren, çoğunlukla daha uzun süreyle devam eden, işlevselliği çok ciddi bir oranda bozan, tedavi edilebilir tıbbi problemlerden bir
DetaylıDepresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN
Depresyonda Güncel Tedaviler Doç. Dr. Murat ERKIRAN Akış Major depresif bozuklukta yeni antidepresanlar Major depresif bozukluk tedavisi Psikotik özellikli depresyon tedavisi Geliştirme aşamasında olan
DetaylıAnksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya
Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar Doç Dr Selim Tümkaya ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarının yaşam boyu prevalansı yaklaşık %29 dur. Kessler ve ark 2005 Uzunlamasına çalışmalar
DetaylıGeriyatrik Depresyon. Doç.Dr.E. Yusuf Sivrioğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Geriyatrik Depresyon Doç.Dr.E. Yusuf Sivrioğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yıllara Göre Yaşlı Nüfus % 10 9 8 7 Oranları %10,2 6 5 4 Kadın Erkek Toplam 3
DetaylıÞizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya
Þizofrenide Prodromal Belirtiler Prof. Dr. Ýsmet KIRPINAR* Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya da yazýlarýn çoðu; þizofreninin heterojen bir sendrom olduðunu, bu hastalýk için hiçbir patognomonik
DetaylıYAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek
DetaylıPsikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar
Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;
DetaylıKalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.
DEPRESYON-ANKSİYETE BOZUKLUKLARI İLE ALKOL BAĞIMLILIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. ÖZET Alkol bağımlılığı ve diğer psikiyatrik
DetaylıHipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;
PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu
DetaylıYETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ
YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler
DetaylıMajör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi
Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı
DetaylıHAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ
HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?
DetaylıBölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri
Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece
DetaylıPsikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi
Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Yavuz Ayhan, Ayşe Elif Anıl Yağcıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırmacı Danışman Konuşmacı
DetaylıUyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com
Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com Müracaat eden herkese muayenede uyku durumu sorulmalı İnsomnia (Uykusuzluk)
DetaylıKlinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?
Psikolojiye Giriş İşler Kötüye Gittiğinde Olanlar: Zihinsel Bozukluklar 1. Kısım Ders 18 Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları Susan Noeln-Hoeksema Psikoloj Profesörü Yale Üniversitesi 2 Anormallik
DetaylıDiyabette Hasta Uyumu Nasıl Artırılabilir? Depresyonda Tedaviye Uyum
Diyabette Hasta Uyumu Nasıl Artırılabilir? Depresyonda Tedaviye Uyum Doç. Dr. Eylem Şahin Cankurtaran Dışkapı Y.B.Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Konu Akışı Depresyon-DM Birlikteliği Diabete
DetaylıGündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri
Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6
DetaylıBipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017
Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,
DetaylıDemans ve Alzheimer Nedir?
DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun
DetaylıAndropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır.
Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır. Testosteron noksanlığının erkekleri en çok ilgilendiren yanı, libido ve potens azalmasıdır. Cinsel arzunun azalması, orgazm hissinin zayıflaması,
DetaylıOBEZİTE VE DEPRESYON. Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.
OBEZİTE VE DEPRESYON Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. Obezite nedir? Obezite BKİ>30 kg/m² Çoğul etyolojili Kronik Tekrarlayıcı Yaşam kalitesini bozan Çeşitli
DetaylıPsikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar
Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine
DetaylıYAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM
YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,
DetaylıDEPRESYON. Belirtiler
DEPRESYON Toplumumuzda depresyon psikiyatrik hastalıklar arasında en sık görülenlerdendir. Bu sebeple halkımız arasında en çok bilinen, en çok ismi duyulan hastalıktır. Fakat ne yazık ki en sık yanlış
DetaylıGİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu
ÖTİMİK BİPOLAR HASTALARDA ve AİLELERİNDE YAŞAM KALİTESİ: DİYABETİK HASTALAR ve NORMAL KONTROLERLE KAŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA A. Özerdem a, B. Çakaloz a, Ş.Topkaya a, A. Koçyiğit b, M.Yılmaztürk b, B.B.
Detaylı( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)
ÇOCUKLARDA BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞ ( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) Bipolar duygulanım bozukluğu ; iki uçlu duygulanım bozukluğu, manik depresif psikoz
DetaylıDepresyon Belirtileri
Depresyon, kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek, bozacak dereceye ulaşmış üzüntü, melankoli veya keder durumudur. Depresyon toplumda çok sık görülmekle beraber,
DetaylıÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji www.gunescocuk.com Çocuk ve ergen psikiyatrisinde
DetaylıNevrotik iştahsızlık; Yeme bozukluğu; Anoreksi;
ANOREKSİYA NERVOSA Nevrotik iştahsızlık; Yeme bozukluğu; Anoreksi; Anoreksi bir yeme bozukluğudur. Kişilerin aşırı kilolu olduklarına yönelik takıntıları sonucu ortaya çıkan iştahsızlık ve egzersiz yapma
DetaylıÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
Dönem V Psikiyatri Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.
DetaylıBALIK YAĞI MI BALIK MI?
BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda
DetaylıAntidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar
Antidepresanlar Duygu durumu dengeleyici ilaçlar Timoleptik ilaçlar Ebru Arıoğlu İnan, PhD Dersin hedefleri: 1. Depresyonu tanımlamak 2. Depresyona bağlı olarak sinir ucunda nörotransmitterlerdeki değişimleri
DetaylıBİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk
BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk Doç. Dr. Sibel Çakır İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları Birimi Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: ELAN Danışman:
DetaylıEGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ
EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar
DetaylıObsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Sınıf Dersi Sunum Akışı Tanım Epidemiyoloji Klinik özellikler Tanı ölçütleri Nörobiyoloji
DetaylıLENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.
LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,
DetaylıHasta Bilgilendirme. Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program. AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi!
Hasta Bilgilendirme Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi! Başlang çtan itibaren yan n zday z AOK Curaplan nedir? AOK Curaplan, Tip 2 Diyabet hastal
DetaylıACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse
ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca
DetaylıProf.Dr.Hüsnü ERKMEN Üsküdar Üniversitesi
Prof.Dr.Hüsnü ERKMEN Üsküdar Üniversitesi Depresyon toplumda çok yaygın bir hastalıktır. Toplumun % 10-20 si yaşam boyu en az bir depresif atak geçirebilir. Bu yaygınlık toplumda ve kişinin hayat kalitesinde
DetaylıİÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2
İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki
DetaylıANTİDEPRESAN. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ. http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ucalis/
ATİDEPRESA İLAÇLARLAR Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ucalis/ Depresyon, en yaygın olarak görülen psikiyatrik bozukluklardandır. İnsanların % 15 i yaşamlarının belli bir süresinde
DetaylıYetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR
Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları
DetaylıAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı nda 1970 yılından itibaren KLP alanında çalışmalar
DetaylıDOĞUM SONRASI DEPRESYON. Prof.Dr. Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD
DOĞUM SONRASI DEPRESYON Prof.Dr. Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Biyolojik değişiklikler Fizyolojik bir süreç bastırılmış ve çözülmemiş çatışmalar karmaşık
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
KULLANMA TALİMATI CASODEX 150 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: 150 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, hipromelloz,
DetaylıŞizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması
Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması Suat Yalçın, Sevda Bağ SBÜ Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları EAH, 3.psikiyatri Kliniği,
DetaylıHIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD
HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK Dr. M.Kemal Kuşcu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD I GÜNDEM HIV.. AKUT-ÖLDÜRÜCÜ KRONİK HIV.. AKUT-ÖLDÜRÜCÜ KRONİK HEKİM HASTA
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıAntipsikotik ilaçlar
Antipsikotik ilaçlar Etki mekanizmaları Dopamin blokajı yaparlar Mezolimbik yolda blokaj > pozitif belirtiler Mezokortikal yol > negatif belirtiler Dopamin ve serotonin blokajı yaparlar Dopamin blokajı
DetaylıNörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler
46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının
DetaylıYatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi
Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi
DetaylıSağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu
Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan
DetaylıNİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ
NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans
DetaylıProje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1
Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan
DetaylıDünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)
Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h) Sağlık Sisteminde Karışıklığa Yol Açabilecek Gelişmeler Bekleniyor Sağlık harcamalarında kısıtlama (dünya
DetaylıSiklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette
Siklotimik Bozukluk Yrd. Doç. Dr. Adnan CANSEVER*, Prof. Dr. Aytekin ÖZÞAHÝN* Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette depresyon dönemlerinin sýk aralýklarla yer deðiþtirdiði, kronik bir duygudurum
DetaylıAntidepresanlar. Trisiklik antidepresanlar Non-trisiklik antidepresanlar MAO inhibitörleri Lityum karbonat
Antidepresanlar Trisiklik antidepresanlar Non-trisiklik antidepresanlar MAO inhibitörleri Lityum karbonat Antidepresanların Etki Mekanizması Noradrenalin ve/veya serotonin geri alınımını (re-uptake) inhibe
DetaylıDEPRENİL 50 mg 30 Tablet
DEPRENİL 50 mg 30 Tablet Depresyon, depresyona bağlı yeme ve uyku bozuklukları, bipolar hastalığın depresyon fazı, migren FORMÜLÜ Her bir Deprenil tablet 50 mg opipramol dihidroklorür içerir. FARMAKOLOJĠK
DetaylıAstım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi
Bölüm 17 Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Dr. Gülhan AYHAN ve Dr. Ömer AYTEN Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların
DetaylıÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
Dönem VI Ön Hekimlik Psikiyatri (Seçmeli) Uygulama Dilimi Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Doç.
DetaylıBLUMİA NERVOSA. Nevrotik Kusma; Yeme hastalığı; Blumia nervosa neden olur?
BLUMİA NERVOSA Nevrotik Kusma; Yeme hastalığı; Blumia nervosa bir yeme bozukluğudur. Blumiada kontrolsüz yeme atakları görülür. Hastalar bu ataklardan sonra yediklerinin kendilerine zarar vereceği kilo
Detaylı(trankilizan ilaçlar)
Anksiyolitik ilaçlar (trankilizan ilaçlar) Anksiyete nedir? Anksiyete bozuklukları nedir? Anksiyete > Otonomik belirtiler Kalp hızında, tansiyonda, kalp kasılmasında, nefes hızında vs artış Norepinefrin
DetaylıUMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL
Kurum ve kuruluşlarla ilişki bulunmamaktadır CEZA SORUMLULUĞU KALDIRILAN OLGULARDA ZORUNLU AYAKTAN TEDAVİYE UYUMU ETKİLEYEN ETMENLER Dr.Sena Yenel Özbay CEZA SORUMLULUĞUNUN KALDIRILMASI Suç eyleminin gerçekleştiği
DetaylıGeriatrik depresyon tedavisinde idame EKT
Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Geriatrik depresyon 65 yaş ve üzerinde yaşlı popülasyonda
DetaylıTarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON
1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen
DetaylıPOSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM
POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM DR FARUK UĞUZ KONYA N.E.Ü MERAM TIP FAKÜLTESI PSIKIYATRI A.D. ÖĞR. ÜYESI Açıklama Son iki yıl içinde ilaç endüstrisi vd sivil toplum kuruluşları ile
DetaylıAlkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme
Alkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme Prof. Dr. Hakan Coşkunol Ege Üniversitesi BATI ENSTİTÜSÜ Alkol ve Madde Kullanım Biçimleri Nelerdir? Kullanmama Sosyal Kullanım Rekreasyonel Kullanım Riskli Kullanım
DetaylıKORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ
KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi
DetaylıDr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ
Dr.ERHAN AKINCI Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ Ekim 2010, İZMİR Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok GREGOR MENDEL
DetaylıPsikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri
Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri Dr. Alevhan İnan, Dr. Kumru Şenyaşar Meterelliyoz, Doç. Dr. Pınar Çetinay Aydın Sağlık Bilimleri Üniversitesi
DetaylıKonsültasyon Liyezon Psikiyatrisi
Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Prof.Dr.Mine.Mine Özmen KLP Konsültasyon ltasyon- Liyezon Psikiyatrisi: Klinik hizmet, eğitim, e psikiyatri ve diğer tıp t p alanlarının sınırlarındaki alanlardaki araştırmalar
DetaylıSuç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU
Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Kurum ve kuruluşla ilişki bildirimi Bulunmamaktadır. Şiddet ve Suç Saldırganlık Şiddet Bireyin
DetaylıHEPATİT C SIK SORULAN SORULAR
HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri
Detaylı