DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ"

Transkript

1 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR 0 ÖZET Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki faiz sözleşmesinin hükmü İslâm hukukçularının üzerinde önemle durduğu konulardan biridir. Fukahanm bir kfsmı yer ve kişi farkı gözetmeksizin faizi her durumda haranı, diğer bir kısmı ise muslümanla gayrimüslim arasında yapıldığında bazı şartlarla caiz görürler. Bu görüşlerde fukahanın Kur'an, Sünnet ve diğer delillere yaklaşım tarzı ile "ötekine" atfettikleri hukukî konumun etkisi görülür. Bu makalede din, uyruk ve ülke ayrılığının faizin hükmüne etkisi konusunda fıkıh mezheplerince ileri sürülen görüşler incelenecektir. Faizin kapsamına yaklaşım tarzlarına göre mezheplerin durumu tespit edilerek ileri sürülen deliller ve bu delillerin değerlendirilmesi yapılacaktır. Aynca mevcut görüşler günümüzün siyasi ve ekonomik şartlarıyla mukayese edilecektir. Anahtar Kelimeler: Dârulislâm, Dârussulh, Faiz, Harbî, M üste'men, Ziıntnî ABSRACT REFLECTION OF THE RELIGIOUS AND TERRITORIAL DIVERSITY ON RIBA'S (INTEREST) RULES One of the most important subjects which preoccupy the Muslim jurists is the legal rule (Hokum) of interests' contracts between Muslim and non-muslims. While some of jurists declare that this contract is illicit without any distinction between persons or territories, some others find them licit if they are contracted under some conditions. In these opinions it can be seen the approach method of Islamic Jurist's to Quran, Sunna, and the other arguments in addition to appreciated legal position for "the other". This article examines the opinions which are presented in the framework of juridical schools (Madhabs) dealing with interests rules by discerning between religions, races and territories. In the same time it will be made the comparison between these opinions and contemporaneous political and economic conditions. Key Words: Dar al-lslam, Daral-sulh, Riba, Harbî, Zimmt ' İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Hukuku Anabİlim Dalı

2 208 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR I- GİRİŞ Faiz; tanımı, çeşitleri, ona konu malların tür ve özellikleri, fıkıh sistemi içerisindeki yeri, yasaklanma süreci vb. yönlerden fıkhın tartışmalı konulan arasında yer almaktadır. Konuyla ilgili tartışmalardan bir diğeri de din, uyruk ve ülke farklılığının faizin hükmüne etkisidir. Fıkıhta ülke kavramı, genelde hâkim otoritenin İslâm dinine yaklaşım tarzına göre dârulislam ve dârulharb şeklinde başlıca iki blok halinde incelenir. İslâm hukukunun yürürlükte olduğu, müslümanlar ve orada yaşayan başka din mensuplarının emniyette bulundukları ülkeler dârulislâm, bunun dışındaki ülkeler ise dârulharb şeklinde adlandırılır. Dârulislâm vatandaşları müsiüman ve zimmî, dârulharb vatandaşları ise harbî olarak isimlendirilir 1. Dârulislâm vatandaşı müslümanların kendi aralarında faizli muamele yapmalarının haram olduğu konusunda bütün mezheplerin ittifakı vardır. Dârulislâm vatandaşı bir müslümanm dârulharbde, harbînin dârulislâmda veya her birinin kendi ülkesinde bulundukları halde, birbirleri ile faiz sözleşmesi yapmalarının hükmü ise ihtilaflıdır. Konu fıkıh kitaplarında daha çok "Kitâbu's-sarf \ "Kitâbu's-siyer", "Kitâbu'l-cihâd" ve "Bâbu'r-ribâ" bölümleri ile devletler hukukuna yönelik yazılan "Siyer" kitaplarında ele alınmıştır. Araştırmalarımız sırasında bu konuyu inceleyen biri Nezih Hammad'a 2 diğeri Muhammed Tâhir Mansûrî'ye 3 ait iki makaleye rastladık. Ayrıca Samî Hamûd 4, Abdülaziz el-mütrek 5, Fudayl İlâhî 6, Serahsî, Şerhti kitâbi's-siyeri'l-kebîr (nşr. Muhammed Hasen İsmail eş-şâfü"), Beyrut 1997, III, 8!; Abdulvahhab Hallâf, es~siyâsetü'ş-şer'iyye=nizâmu'd-devleti'l-islâmiyye, Beyrut 1987, s. 69; Abdulkerim Zeydan, Ahkâma'z-zimmiyyîn ve'l-miiste'menîn Jî dâri'l-islâm, Beyrut 1982, s ; ez-zuhaylî, Vehbe, el-a'lâkâtü'd-devliyye fî'l-islâm mıtkâraneten bi'lkânûni'd-devliyyi'l-hadîs, Beyrut 1989, s. 93; Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1998, "Dâr-ı İslâm" md., s. 69; "Harbî" md., s. 140; "Zimmî" md., s. 495; Özel, Ahmet, İslâm Hukukunda Ülke Kavramı Dârulislâm Dârulharb, İstanbul 1998, s ; a.mlf., "Dârülharp", Dİ A, VIII, 536; a.mlf., "Dârulislâm", a.g.e., VIII, Mecelletii'ş- Nezih Hammâd, "et-teâmülu bi'r-ribâ beyne'l-müslimîne ve gayri'l-muslimîn", şertati ve'd-dirâsâti'l-islâmiyye, Yıl: 1987, Sayı: 9, s Mansûrî, Muhammed Tâhir, "Kadıyyetü'r-ribâ fî dâri'l-harb: Takvîmu'r-m'yetü'l-Hanefıyyc", ed-dirâsâtü'l-islâmiyye, Yıl: 2002, C. 37, Sayı: 1, 2, s Samî Hamûd, Tatvîru'l-a'mâli'l-marsifiyye bimâ yettefiku ve'ş-şertati'l-islâıniyye, Amman 1982, s Abdülaziz el-mütrek, er-ribâ ve'l-muâmelâtü'l-masrifıyye fi nazari'ş-şerîati'l-isîâmiyye, Riyad 1414/1993, s Fudayl İlâhî, et-tedâbtru'l-vâkiyetü mine'r-ribâ fi'l-islâm, Riyad 1986, s

3 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 209 Abdülaziz Bayındır 7, Hamdi Döndüren 8, Ahmet Özel 9, İsmail Özsoy 10 ve Celal Yeniçeri'nin 11 çalışmalarında da konuya temas edilmiştir. Ancak, konunun hem hukukî hem de sürekli değişim ve gelişime uğrayan siyasî ve iktisadî yönlerinin mevcudiyeti bu alanda yeni çalışmaları gerekli kılmaktadır. Günümüzde ülkeler daha çok siyasî ve ekonomik tercihlerine göre konumlandı rıl makta; AB (Avrupa Birliği) ve NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi) örneğinde olduğu gibi, birçok ülke bir araya gelerek siyasî ve ekonomik birlikler oluşturmaktadır. Sınırlar kalkmakta, insanlar din ve uyruklarına bakılmaksızın ülkeler arasında rahatlıkla dolaşıp mal ve hizmetlerini pazarlayabilinektedir. Hatta, iletişim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde kişi, internet ağı vasıtasıyla dünya borsalarında dolaşıp para ve mal değişimi yapabilmektedir. Fukahanın tanımına göre, dârulharb sınıfına giren birçok ülkede müslümanların can, mal ve din emniyetleri, dârulislâm sınıfına giren ülkelerdekinden ileri düzeyde sağlanmaktadır. Harbî sınıfına girenlerin banka ve diğer şirketleri, İslâm ülkelerinin en ücra köşelerine kadar yerleşmiştir. Aynı şekilde müslümanlara ait olan yahut onların ortaklıkları bulunan kurumlar da, dârulharb kabul edilen ülkelerde faaliyet gösterebilmektedir. Bu durum faiz konusunda duyarlı fakat mezheplerin görüşlerine de itibar eden müslümanlar arasında çeşitli suallere neden olmuştur. Günümüzde faiz işlemleri doğrudan bireyler arasında değil, bireylerle kredi kuruluşları arasında yapılmaktadır. Dolayısıyla İslâm ülkesi vatandaşı bir müslüman veya gayrimüslim, o ülkedeki gayrimüslimlere ait yerli veya yabancı bir bankaya faiz karşılığı mevduat yatırabilir mi? Dârulharb sayılan bir ülkede yaşayan müslüman, o ülkedeki bankalarla gireceği finansal ilişkide faiz yasağına dikkat etmeli mi? Müslümanlara ait fınans kuruluşları gayrimüslimlerin ülkelerinde faiz karşılığında mevduat toplayıp kredi verebilir mi? Hindistan örneğinde olduğu gibi, yönetiminde müslümanların tek başına söz sahibi olmadığı ancak, nüfusun ö nemli bir oranını oluşturduğu ülkelerde, müslümanlar birbirleri veya gayrimüs- Bayındır, Abdülaziz, "Dâru'l-harpte faiz", /index.php?op=viewarticle&artid=58. Döndüren, Hamdi, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihâli, İstanbul 1993, s Özel, Ahmet, İslâm Hukukunda Ülke Kavramı, s Özsoy, İsmail, Faiz ve Problemleri, İzmir 1994, s Yeniçeri, Celal, İslâm İktisadında Usul ve Meşruluk İlkesi (basılmamış ders notlan), İstanbul 2006, s

4 210 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR limlerle faizli işleme girebilirler mi? Bu ve benzeri sorular günümüzde sıklıkla gündeme gelmekte, çeşitli ortamlarda tartışılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de faiz yasağıyla ilgili olarak diri, uyruk ve ülke farklılığına temas edilmemiştir. Hanefî mezhebi başta olmak üzere çeşitli mezheplerin temel kaynaklarında ise, bazı durumlarda müslümanın gayrimüslimle faiz sözleşmesi yapabileceği şeklinde görüşler vardır. Bu aşamada öncelikle, faizli işleme taraf olma bakımından farklı din ve ülke vatandaşı kişinin konumunu ele alacağız. Daha sonra din ve uyruk bakımından faizin kapsamına yaklaşım tarzlarına göre mezheplerin görüşlerini inceleyeceğiz. II. FAİZ SÖZLEŞMESİNDE DİN UYRUK VE ÜLKE BAKIMINDAN TARAFLARIN KONUMU Çağdaş çalışmalarda konu genellikle dârulislâm vatandaşı bir müslümanın dâruiharbde o ülke vatandaşı bir gayrimüslimle faiz sözleşmesi yapıp yapamayacağı temelinde ele alınır. Bu eserlerde Ebû Hanife (ö. 150/767) ve İmam Muhammed'in (ö. 189/805) böyle bir işleme cevaz verdiği, Hanefilerden Ebû Yusuf (ö. 182/798) dâhil diğer mezheplere mensup fukahanın ise, aksi görüşte olduğu belirtilerek konu "Dâruiharbde faizin hükmü" başlığı altında İncelenir. Oysa fıkıhta mesele din, uyruk ve ülke farklılığı bakımından çeşitli ihtimaller üzerinden işlenmiştir. Faiz sözleşmesinin meydana gelmesinde mekân bakımından üç, tarafların konumu bakımından İse sekiz ayrı ihtimal üzerinde durulmuştur. Mekân bakımından, akit ya dârulislâmda ya dâruiharbde ya da taraflardan biri dârulislâm diğeri dâruiharbde olmak üzere üç farklı mecliste gerçekleştirilebilmektedir. Akdin tarafları açısından ise aşağıdaki ihtimaller söz konusu olabilmektedir. Akit ya (1) dârulislâmda, dârulislâm vatandaşı müslümanla zimmî, ya (2) dârulislâmda iki zimmî, yahut (3) dârulislâmda, dârulharb vatandaşı iki müslüman veya (4) dârulislâmda, dârulharb vatandaşı iki gayrimüslim (müste'men) arasında olur. Aynı şekilde bu akil, (5) dârulislâmda müslümanla (izinsiz olarak dârulislama giren) harbî arasında yapılabileceği gibi (6) dâruiharbde her ikisi de dârulharb vatandaşı olan harbî ile müslüman arasında da yapılabilir. Ayrıca (7) dârulharbdeki harbî ile oraya izinli yahut (8) izinsiz giren müslüman arasında da böyle bir akit gerçekleşebilmektedir. Fakihlerin görüşleri bu ihtimallere göre değişiklik arz eder. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Sayı: 14, Yıl: 2000

5 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 211 III- MEZHEPLERİN GÖRÜŞLERİ Konuya yaklaşımları bakımından mezhepleri iki grupta sınıflandırmak mümkündür: Birincisi, faiz yasağının kapsamını dar tutanlar; ikincisi, geniş tutanlar. Birinci gruba sırasıyla Hanefî, Ca'ferî, Hanbelî ve Mâliki mezhepleri, i kinciye ise Şafiî, Zâhirî ve Zeydiyye mezhepleri girer. A. Faiz Yasağının Kapsamını Dar Tutan Mezhepler ve Görüşleri 1. Haneli Mezhebi Hanefî mezhebinin bu konudaki görüşü İbrahim en-nehaf (ö. 95/ 714) ve Ebû Hanife'ye atıfla, İmam Muhammed, Tahâvî (ö. 321/ 933), Kudûrî (ö. 428/ 1307), Serahsî (ö. 483/ 1090), Kâsânî (ö. 587/ 1191) ve İbnü'i-Hümâm (ö. 861/ 1457) tarafından şekillendirilmiştir. Konu asıl itibariyle müslüman açısından harbînin malının hukukî durumu temelinde tartışılmış; buradan da müslümanın, fâsit akit kabul edilen faiz aracılığıyla harbînin malına sahip olması konusuna geçilmiştir. Ebû Yusuf dışındaki Hanefî müctehidlerin çoğunluğuna göre, ülkeler ve tarafların dinî ve hukukî durumlarındaki farklılık, faizin hükmünü etkiler. Buna göre, dârulislâm vatandaşı bir müslüman dârulharbe vizesiz girdiğinde rızasına bakılmaksızın, vize ile girdiğinde ise rızasını almak kaydıyla harbinin malını kumar, leş satımı ve faiz de dahil olmak üzere her türlü yolla alabilir. Dolayısıyla bir dirhem karşılığında iki dirhem almak üzere onlarla faiz sözleşmesi yapabilir 12. Dârulharbde müslüman olup dârulislâma göç etmemiş kişilerin kendi aralarında veya oraya vize üe girmiş bir müsiümanla böyle bir işlemi yapmaları Ebu Hanife'ye göre mekruh fakat caiz, İmam Muhammed'e göre ise haramdır 13. Her biri kendi ülke sınırları içerisinde bulundukları halde, harbî ile müslüman karşıet-tahâvî, EbÛ Ca'fer Ahmed b. Muhammed el-ezdî, Müşkilü'l-âsâr, Beyrut 1333/1915, IV, 244; el-cassâs, Ebubekr er-râzî, Muhtasarı* İlıtilâfi'l-ulemâ li Ebî Ca'fer Ahmed Muhammed Selâme et-tahâvt (nşr. Abdullah Nezir Ahmed), Beyrut 1995; s. 491, 492; el-kudûri, Muhammed b. Ca'fer, Mevsûa'tü'l-kavâ'diÎ-ftkhıyyeti'l-mukârane=et-Tecrtd (nşr. Muhammed Ahmed Sirâc, Ali Cum'a Muhammed), Kahire 2004, V, ; Serahsî, Şerhu Siyeri'lkebtr, IV.184; a.mlf., el-mebsût, İstanbul 1983, X, 138; XIV, 56-59; Kâsânî, Bedâyi'u'ssanâyi', Beyrut 1982, V, 192; VII, 132; İbn Maze, Abdülazîz Ömer, el-muhîtu'l-burhânt fı'lfıkhi'n-nu'mânî (nşr. Ahmed Azzevı'nâye), Beyrut 2003, VIII, 376, 377; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-kadîr, Beyrut ts., Daru'l-Fikr, VII, 38, 39; İbn Âbidîn, Haşiye, Mısır 1966, V, 185, 186. Serahsî, Şerhu Siyeri'l-kebîr, IV, 236; a.mlf., el-mebsût, XIV, 58; Kâsânî, BedâyV, V, 192.

6 212 Yard. Doç. Dr. Serve! BAYINDIR lıklı konuşarak faiz sözleşmesi yapsalar, İmam Muhammed'e göre bu akid bâtıl, Hanefîlerin çoğunluğuna göre ise sahihtir 14. Dârulislâmla sulh (muvâa'de) halindeki bir yabancı ülkeye giren müslüman onlarla faizli işlem yapabilir. İmam Muhammed'e göre böyle bir ülke vatandaşı ile müslüman "indirimde bulunayım peşin Öde" şeklinde bir anlaşma da yapabilir 15. Dârulharbe vize ile giren yahut esir olarak orada bulunan müslümanlar kendi aralarında faizcilik yapamazlar. Dârulislamda ise ne müslümania zimmî, ne zimmî ile zimmî ne de bu iki gruptan biriyle oraya vize ile giren dârulharb vatandaşı müste'men arasında faiz akdi yapılabilir 16. Hanefî mezhebi'nin delillerine gelince, İmam Muhammed başta olmak Üzere hemen tüm Hanefî fukahası konuyla ilgili görüşlerini, harbînin malının müslümana esasen mubah olduğu anlayışına dayandırırlar 17. Bunun İçin de Hz. Peygamber'in İbn Rukâne isimli müşrikle güreş tutması, Hz. Ebubekir'in (ö. 13/634) müşriklerle bahse girmesi, Benî Nadir'le ilgili "indirim yap peşin tahsil i?/ 18 " uygulaması, Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın (ö. 32/653) Mekke'de faizcilik yaptığına dair rivayetler, Mekhul (ö. 113/731) hadisi ve faizde bedellerin dokunulmaz ve mutekavvim mal olması gerektiği şeklindeki delilleri ileri sürerler. İbnü'l-Hümâm bu delillere, faizi alanın (kazananın) müslüman taraf olması kuralını eklemiştir. İmam Muhammed ayrıca, her biri kendi ülke sınırları içerisinde olan harbî ile müslümanın yaptıkları faiz akdinin caiz olmadığı konusunda, Hendek savaşında Hendeğe düşen bir müşriğin cesedi ile ilgili uygulamayı delil getirir. Hanefîler delillerini şu şekilde izah ederler: 1) Hz. Peygamber'in İbn Rükâne ile güreş tutması: Rivayete göre, Hz. Peygamber bir gün Mekke'de İbn Rükâne isimli bir müşrikle karşılaşır. İbn Rükâne, o güne kadar kendisini kimsenin yenemediğinden bahisle, sürüsünün üçte biri karşılığında Hz. Peygamber'e güreş teklifinde bulunur; Hz. Peygamber bu teklifi kabul eder ve üç karşılaşmanın üçünde de galip gelerek sürüsünün tümünü alır. İbn Rükâne: "Bu güne kadar benim sırtımı yere getiren olmadı; as Serahsî, Şerhu Siyeri'l-kebîr, IV, Serahsî, a.g.e, IV, Serahsî, el-mebsiit, XIV, 58; Kâsânî, BedùyV, Vll, 132. Serahsî, Şerhu Siyeri'l-kebîr, IV, 183, J

7 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 213 lında beni yenen sen değilsin..." der 19 ' Bunun üzerine Hz. Peygamber ona koyunlarını iade eder. Hanefîlere göre eğer harbînin malını almak mekruh olsaydı Hz. Peygamber böyle bir iddiaya girmez ve dolayısıyla koyunlarını almazdı 20. 2) Bizans'ın Pers'i yeneceği konusunda Hz. Ebubekir'in bahse girmesi: Bi'setin onbirinci yılında meydana gelen savaşta Persler Rumları (Bizans'ı) yenince, Rumlar ehl-i kitap oldukları için Müslümanlar üzülmüş, Persler putperest olduğundan Mekke müşrikleri sevinmişlerdi. Bu olaydan sonra, "Birkaç yıl i çinde" Rumlar'ın tekrar galip geleceğini bildiren Rum suresi'nin ilgili ayetleri 21 nazil oldu. Bunun üzerine müşriklerden Ubey b. Halef, Kur'an- Kerim'de geçen bu bilginin doğruluğu konusunda Hz. Ebubekir v e bahis teklifinde bulunur, o da kabul eder. Hz. Peygamber (s.a.) durum kendisine bildirilince, Hz. Hz. Ebubekir'e bahse konan malın miktarını artırıp süreyi de uzatmasını söyler. O da öyle yapar. Hicî 2. yılda Rumlar Persleri mağlub edince, Hz. Ebubekir bahse konan malı alır; Hz. Peygamber de ona bu malı tasadduk etmesini emreder. Bu bir kumar olmasına rağmen, Hz. Peygamber böyle bir uygulamaya izin vermiştir. Çünkü Ebubekir Müslüman, Ubey b. Halef müşrik, Mekke ise o tarihte dârü'ş-şirk idi 22. 3) Hz. Peygamber'in Benî Nadîr yahudilerine "İndirim yap peşin tahsil et" uygulaması: Benî Nadîr yahudileri ile yapılan savaştan sonra (4/626), onlara mallarını alarak Medine'deki yurtlarından çıkmalarına izin verilmişti. Yahudiler, Medîne'lilerde henüz vadesi gelmemiş alacakları olduğunu söyleyince Hz. Peygamber (s.a.): "İndirim yapın peşin tahsil edin 73 " buyurdu. Halbuki böyle bir uygulama müslümanlar arasında caiz değildir. Zira birisinde belli bir vadeye bağlı alacağı olan kişinin, bunu peşin tahsil edebilme karşılığında alacağının bir kısmından vazgeçmesi caiz değildir. Hz. Ömer (ö. 23/644), Zeyd b. Sabit (ö. 45/665) ve İbn Ömer de (ö. 73/693) bu tür uygulamayı mekruh görmüşlerdir Ebû Dâvud, "Libâs", 24; Tirmİzî "Libâs", 42. Tirmizî, seneddeki Ebu'l-IIasen el-askalânî ve İbn Rükâne isimli şahıslar tanınmadığından, bu hadisin hasen ve garip olduğunu bildirir. Serahsî, Şerha Siyeri'l-kebîr, IV,183; a.mif., el-mebsât, XIV, 57. er-rûm, 30/ 1-4. Serahsî, Şerha Siyeri'l-kebîr, IV, ; a.mll'., el-mebsût, XIV, 57; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-kadtr, VII, 39. "IjLuöj I

8 214 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR Hz. Peygamber'in Benî Nadîr Yahudileri için böyle bir uygulamaya izin vermesi, onların dârulharb vatandaşı olmalarından dolayıdır 24. 4) Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın müslüman olduğu halde Mekke'de faizcilik yaptığı rivayeti: Hz. Peygamber vedâ hutbesinde (10/632), "Câhiliye faizi kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk faiz, bizim faizimiz; Abdülmuttalib'in oğlu Abbas'ın faizidir. Onun tamamı kaldırılmıştır" buyurdu 25. Abbas ise daha önceden müslümanlığı kabul ettiği halde Mekke'de ikâmet ediyor ve orada faizcilik yapıyordu. Hz. Peygamber'in ise bu durumdan haberi vardı. Ancak Mekke, fethedilinceye kadar dârulharb olduğundan, Abbas'ın bu uygulamasına göz yumulmuştur. Bu da göstermektedir ki, dârulharbde müslümanm harbî ile faizcilik yapması caizdir 26. 5) Mekhul hadisi: Kııdûrî ve SerahsVrim rivayetine göre Mekhul, Hz. Peygamber'den; "Dârulharbde müsümanlarla dârulharb vatandaşı arasında faiz cereyan etmez" 27 şeklinde bir hadis nakletmiştir. Her ne kadar mürsel de olsa, Hanefi'lerde delil kabul edildiğinden, onlara göre bu hadis müslümanın dârulharbde faizcilik yapabileceğim gösterir. Serahsî, Şerhu Siyeri'l-kebîr, IV, 185. Ebû Dâvud, "Menâsik", 57; İbn Mâce, "Menâsik", 84. Serahsî, Şerhu Siyeri'l-kebîr, IV, ; A.mlf., el-mebsût, XIV, 57. Not: Hanefî fukahasmm dârulharbde faizin cevazı hakkındaki en önemli delillerinden biri olan Abbas'la ilgili rivayet, Mebsût'un mevcut basılı nüshaları (İstanbul 1983, Beyrut 1998 ve Mısır ts.: Matbaatü's-Saâde) ile CD kopyalarında (Türâs, Câmiu'l-fıkhi'l-İslâmî ve el-mu'cem 3.00) önemli bir hata mevcuttur. Zikredilen nüshalarda konuya İlişkin ibare şu şekildedir: Nitekim bu durum İsmail Özsoy'un şöyle bir yorum yapmasına sebep olmuştur: "Serahsî, Hz. Abbas'la ilgili rivayetin dârulharbde faizin caiz olduğuna delâlet ettiğini ifade etmekle birlikte, aynı zamanda Hz. Abbas'ın bu işini Hz. Peygamber'den gizlediğini de söylüyor. E ğer bu doğruysa ve Hz. Peygamber'e Allah tarafından bildiriimediyse bu durum Ebû Hanîfe ve Muhammed'in ictihadlarını teyid değil, cerheder." (Özsoy, İsmail, Faiz ve Problemleri, s ). Mebsût'un Süleymaniye kütüphanesi'ndeki yazma nüshalarında yaptığımız incelemede, İbrâhip Paşa, Nr. 649'da da aynı hataya rastladık. Çorlulu Ali Paşa Nr. 244, vr. 8 l/b de ise " LI^J " yerine " V ilavesiyle ibare şu şekildedir: "^4 ". Serahsî'nin konuya ilişkin görüşlerinin tümü dikkate alındığında, ibarenin bu son şeklinin doğru olduğu anlaşılmaktadır. KudÛrî, et-tecrîd, V, 2370; Serahsî, el-mebsût, XIV, 56.

9 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 215 6) Bedellerden her ikisinin de dokunulmaz ve mütekavvim mal olması: KâsânVyt göre, faizden söz edilebilmesi için bedellerden her ikisinin de dokunulmaz ve mütekavvim mal olması gerekir. Harbînin malı müslüman için dokunulmaz olmayıp mubahdır. Dolayısıyla bir müslüman, dârulharbde harbî ile faiz sözleşmesi yapabilir. Dârulharbde müslüman olup dârulislâma göç etmeyen bir müslümanm malı ise dokunulmaz olmasına rağmen, mütekavvim (hukuken korunmuş) değildir. İtlâfı durumunda tazmini gerekmez. Dolayısıyla dârulislâm vatandaşı bir müslüman dârulharbde, orada müslüman olup dârulislâma göç etmemiş biri ile faiz sözleşmesi yapabilir. Çünkü onun malı mütekavvim değildir. Faizin cereyan etmesi için tarafların müslüman olması gibi bir kural da söz konusu olmadığından, dârulislâmda iki zimmî veya bir zimmî ile müslüman arasında faiz akdi yapılamaz 29. 7) Müslümanın faizi alan taraf olması kuralı: İbnü'l-Niimâm kendinden Önceki Hanefî kaynaklarında yer alan Hz. Ebubekir kıssası, Mekhul hadisi ve harbînin malının mubah olduğu şeklindeki delillere temas ettikten sonra şöyle der: "Faizin haramlığı hakkındaki nasslar her ne kadar mutlak ise de, dârulharbde müslümanla harbî arasında faize cevaz vermek, nasslarm mutlakhğı ile çelişmez; çünkü harbînin malı müslümana mubahdır. Ancak Mekhul hadisinin delil olma özelliği ispatlanırsa bu durumda bir çelişkiden söz edilebilir. Zira "faiz yemeyin" ve benzeri mutlak hükümlerin haberi vâhidle sınırlandırılması, Kur'an'ın hükmüne ilavede bulunma anlamına gelir. Haberi vahide dayanarak böyle bir ilavede bulunmak ise caiz değildir. Ancak bu çelişki şu şekilde giderilebilir: Ayetlerde yenilmesi yasaklanan, masum, dokunulmaz olan maldır. Bahse konu olayda ise, böyle bir durum sözkonusu değildir. Zira harbînin malı dârulharbe vizeyle giren müslümana, onlara ihanette bulunmamak kaydıyla mubahdır. Dolayısıyla bu hadis varid olmasaydı dahi, dârulharbde faiz işlemi caiz olurdu. Ancak, bu tür bir akid fazlayı (faizi) müslümanın alması dumunda caizdir. Kumarda da aynı durum söz konusudur; kazanan müslüman ise caiz, aksi halde değildir 30. 8) Hendeğe düşen müşrik cesedi ile ilgili uygulama: Rivayete göre, Hendek savaşı sırasında öldürülen Nevfel b. Abdullah adlı bir müşriğin cesedi Hendeğe düşer. Müşrikler cesedin teslim edilmesi karşılığında müslümanlara para Kâsânî, BedâyV, V, ; VII, Îbnü'l-Hümâm, Feihu'l-kadtr, VII,

10 216 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR teklifinde bulunurlar. Durum Hz. Peygamber'e iletilir. Hz. Peygamber bu teklifi hoş karşılamaz ve: "Parası da cesedi de pistir, verin gitsin" buyurur. İmam Muhamed bu rivayeti delil göstererek, her biri kendi sınırları içinde olan müslümanla harbînin faiz sözleşmesi yapmasının caiz olmayacağına hükmeder. Zira ona göre, bu olayda müşrikler dârulharb, müslümanlar ise dârulislâm sınırları içerisindeydiler. İmam Muhammed'e göre, Hz. Peygamber'in teklif edilen paranın alınmasını hoş görmemesinin nedeni, Hendeğin dârulislâm sınırları içerisinde olmasıdır. Dolayısıyla faiz içerdiğinden, özünde fâsit unsur bulunan bu tür bir akid, taraflardan biri dârulislâmda olduğunda tamamen bâtıl hale dönüşür. Ancak bu olay dârulharbde yaşansaydı caiz olurdu. Çünkü onların malları Müslümana mubahtır. Hanefî fakihlerin çoğunluğu ise, böyle bir akdi caiz görür. Bu düşüncede olanlar, harbîlere ait mallarının Müslümanlara mubah olduğu kuralından yola çıkarlar. Onlara göre Hz. Peygamber'in bu tavrı, Hendek dârulislâmda olduğu için alınacak paranın haramlığından değil, müşriklere karşı duyduğu kin ve nefretin bir sonucu idi. İmam Muhammed'den bu konu ile alakalı nakledilen diğer bir delil de, Sa'd b. Ubâde'nin (ö. 14/635) Hayber savaşı sırasında işlenmiş altın karşılığında külçe altın satın alması ve Hz. Peygamber cevaz vermeyince külçe altını iade etmesi ile ilgili rivayettir. İmam Muhammed'e göre, Hz. Peygamber'in bunu caiz görmemesinin nedeni, o bölgenin müslümanlarm hâkimiyetinde olması, yani dârulharb olmamasıdır. Süfyân Sevrî'ye (ö. 161/778) göre, Hz. Peygamber "bedeller arasında eşitlik olmadığı için" bu işlemi iptal ettirmiştir. Serahsî'ye göre ise, bu işlem müslümanlarm karargâhında yapılmıştı; dolayısıyla mekânın dârulislâm olması nedeniyle cevaz verilmemiştir. Serahsî bu rivayeti dârulislâma vize ile giren harbînin orada faizcilik yapamayacağının delili olarak da zikreder 32. b) Ca'ferî Mezhebi Ca'ferî mezhebi fakihleri de müslümanla harbî arasında faizin haram olmadığı kanaatindedirler. Onların Hanelilerden farkı, bu konuda dârulharble dârulislâm arasında bir ayırım yapmamalarıdır. Tek şart, faizi alanın müslüman taraf olmasıdır. Ca'ferî mezhebi fukahası görüşlerini Hz. Ali'nin, Hz. Peygamber'den, "Bizimle, düşmanımız olan ülke vatandaşı arasında faizli işlem olmaz. Serahsî, Şerhu Siyari'l-kebîr, IV, 185. Serahsî, a.g.e., IV, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Sayı: 14, Yd: 2006

11 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 217 Bir dirhem verip bin dirhem alırız, onlardan alırız ama vermeyiz"" şeklindeki rivayeti ile harbînin malının mubah olduğu temeline dayandırırlar. Onlara göre, harbînin elindeki mal aslında müslümanlarındır. Fakat o güçlü, müslümanlar zayıf durumda olduğundan, bu mal geçici olarak onun tasarrufu altında bulunmaktadır 34. Dolayısıyla müslüman bir yolunu bulup alırsa bu mal kendisine helâl olur. c) Hanbelî Mezhebi Hanbelî mezhebinde hâkim görüş, dârulislâmdaki gibi dârulharbde de faizin haram olduğudur. Bu görüşe, Keşşâfu'l-kınâ'da "aralarında eman bulunmasa dahi" 35, Şerh'u Zâdi'l-müstakni'de ise "faizi müslüman alsa dahi" 30 şeklinde ilave kayıtlar yer alır. Müslümanla harbî arasında faizin haram olduğunu savunan Hanbelî fakihlerinin görüşleri şu delillere dayanır: 1) Kur'an-ı Kerim'de faiz yer, zaman ve kişi ayırımı yapılmaksızın kesin olarak haram kılınmıştır. 2) Hz. Peygamber'den nakledilen, "Kim artırır veya arttırmayı isterse, muhakkak faizcilik yapmıştır 37 " hadisi başta olmak üzere, birçok hadis faizi her çeşidiyle yasaklar. 3) Mekhul hadîsinin sıhhati konusunda kesin bilgi yoktur. Ayet; hadis ve icma ile haramlığı kesinleşmiş bir işlem, ne sahih, ne müsned olan, ne de dikkate alınacak muteber bir kaynakta yer alan meçhul bir rivayete dayanılarak terk edilemez. 4) Hanefilerİn delil getirdiği, "Müslümanla harbî arasında dâru'lharbde faiz olmaz" şeklindeki mürsel hadis, kabul edilse dahi, farklı şekilde anlaştlma- "^ıkaj Vj fçia iilij JJJ j.ı tjji f^i* -öh Uji Uj lija. JAI üiu QA" (et-tûsî, Muhammed b. el-hasen, el-istıbsârjîmâ uhtulife mine'l-ahbâr (nşr, Muhammed Ca'fer Şemsüddîn), Beyrut 1991, III, 78-79; el-hıllî, Ebu'l-Kâsım Necmuddîn Ca'fer, et-muhtasaru'n-nâfi' fı'l-fıkhi'l- İmâmiyye, Tahran 1402/ 1982, s. 128). el-kuleynî, Muhammed b. Yakub, Furu'u'l-kâfi (nşr. Muhammed Ca'fer Şemsüddîn), Beyrut 1993, V, ; et-tûsî, el-lstıbsâr, III, 78-79; el-hıllî, el-muhtasar, s el-behûtî, Mansur b. Yûnus, Keşşâfıt'l-ktnâ' (nşr. Hilâl Muslihî Mustafa Hilâl), Beyrut 1982, III, 271. Ebu'n-Necâ, Ahmed b. Sâlim el-makdisî el-hanbelî, Zâdii'l-mtıstakni' Hindî), Mekke ts., Mektebetü'n-Nahdati'l-hadîse, s Ebû Dâvud, Bııyû', 12. (nşr. Abdülazîz el-

12 218 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR ya da müsaittir. Zira, "Kim o aylarda hacca niyet ederse {ihrama girerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah davranışlarda bulunmak ve kavga etmek yoktur" anlamındaki ayette 38 "V" (lâ) edatı, nehy (yasaklama) anlamı taşıdığı gibi, bu hadiste de (lâ) edatı aynı anlamda kabul edilip hadise "dârulharbde faizcilik yapmayınız" şeklinde bir anlam verilebilir 39. Ancak bu genel görüşün aksine, bazı Hanbelî kaynaklarında müslümanla harbî arasında ya mutlak surette ya da aralarında eman bulunmadığında faizin cereyan etmeyeceği şeklinde görüşler de vardır. Merdâvî'nin (ö. 885/1480) bildirdiğine göre, el-mûciz adlı eserde "dâru'lharbde faiz haram değildir" ifadesi yer alır ve Şeyh Takiyyuddîn de bunu benimser 40. el-furu' adlı eserde ise şöyle denir: "Mûciz'de., dârulharbde faizin cereyan etmeyeceği bildirilir. Intısar'dâ, rakahe bahsinde; "Kendisiyle sulh yapılmış olan kâfirin malı, onun rızasıyla, harbininki ise bütün yollarla alınabilir" denir 41. el-muharrer'de, dârulharbe izinsiz giren müslümanla harbî arasında faizin haram olmadığı bildirilir 42. el-furu', Şerhu'l-muknV ve el-însâf müellifleri, el-müstevı'b, Veciz, Muciz, el-münevvir, Tecrîdü'l-i'nâye ve İdrâkü'l-ğâye adlı kitaplarda, aralarında eman bulunmayan müslümanla harbî arasında faizin cereyan etmeyeceğine dair görüşlerin mevcut olduğunu bildirirler. Bu görüşlerin el-* Meymûnı (ö. 274/887) tarafında da nakledildiği ve İbn Abdus'un (ö. 559/164) Tezkire's'mde de benimsendiği belirtilir 43. Merdâvî, el-hırakî'den (ö. 334/946) şöyle bir görüş nakleder: "Düşman yurduna izin alarak giren kişi, onların mallarına ihanet edemez, faiz akdi yapamaz". Buradan izinsiz girenin ribâ muamelesi yapabileceği sonucu çıkarılmıştır 44. Dârulharbde faizin cereyan etmeyeceği görüşünde olan Hanbelî fukahasının delilleri ise şunlardır: el-bakara, 2/197. İbn Kudâme el-makdisî, el-muğnî, VI, 98-99; İbn Muflih, Burhâneddîn Ebî İshâk İbrâhim b. Muhammed, el-mubdi' şerhu'l-mukni', Riyad 2003, IV, 49; el-merdâvî, Alâuddîn Ebu'I- Hasen, el-huâf (nşr. Muhammed Hasen İsmail eş-şâfiî'), Beyrut 1997, V, 41. Merdâvî, el-insâf V, 42. el-makdisî, Muhammed b. Muflİh, el-furu' (nşr. Ebu'z-Zehrâ Hâzim el-kâdî), Beyrut 1998, IV, 110. el-harrânî, Abdusselâmb. Abdullah b. Teymiyye, el-muharer fi'l-fıkh, Riyad 1984,1, 318. cl-makdisî, el-furu', IV, 110; İbn Muflih, el-mubdi', IV, 49; Merdâvî, el-insâf, V, Merdâvî, el-insâf, V, 42.

13 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 219 1) Mekhul tarafından rivayet edilen merfu hadis böyle bir akdin caiz olduğunu göstermektedir. 2) Harbînin malı müslümana mubahdır. Onun rızasının bulunduğu böyle bir akitle alınmasında ise hiçbir sakınca yoktur. 3) Harbî dârulislâma emanla girdiğinde malı dokunulmazlık kazanır. Eman bulunmadığında ise dokunulmazlık kalkacağından, faiz akdiyle onun malını almak caizdir 45. d) Mâliki Mezhebi: Sahnûn (ö. 240/854), müslümanla gayrimüslim arasındaki faiz işlemi hakkında İmam Mâlik'ten (ö. 179/795) herhangi bir görüşün nakledil med iğin i belirttikten sonra, müslümanın böyle bir uygulamaya teşebbüs edeceğini sanmadığını belirtir 45. İbnü'l Arabi (ö. 543/1148) ve Karâfî (ö. 570/1175) başta olmak üzere, Mâliki fakihlerin büyük çoğunluğu Sahnûn'Ia aynı görüştedir 47. Gayrimüslimlerin dârulislâmda kendi aralarında yaptıkları faiz sözleşmesine gelince, Mâlikîlerin bu konudaki bakış açısını, taraflardan biri veya her ikisinin henüz bedeller kabzedilmeden müslüman olmaları durumunda takip edilecek yönteme dair görüşlerinden çıkarmak mümkündür. el-müdevvene'de, İmam Mâlik'in bu konudaki görüşü şöyle verilir: İkisi de Müslüman olursa faiz akdi feshedilir. Faiz alacaklı müslüman olursa, ona sadece ana sermayesi ödenir. Borçlunun müslüman olması durumunda uygulanacak yöntem konusunda ise bir şey söyleyemem. Çünkü 'zimmînin sadece ana sermayesi ödenir' dersem o takdirde bu zimmîye zulmetmiş olmaktan korkarım". Diğer bir Mâliki fakihi İbnü'l Kasım'a. (ö. 191/ 807) göre ise; onlardan hangisi müslümanlığt kabul ederse etsin akit feshedilir ve alacaklıya sadece ana sermayesi ödenir. Çünkü müslümanla hıristiyan arasında İslam'ın hükümleri geçerlidir 48. Bu ifadelerden İmam Mâ- İik'in dârulislâmda dolayısıyla dârulharbde, gayrimüslimler arasında -zimmî İbn Muflih, el-mubdv, IV, 49 Sahnûn b. Abdİsselam b. Saî'd, el-müdevvenetü'l-kübrâ li'l-imâm Mâlik b. Enes, Beyrut ts., Dâru Sadr, X, 43. İbnu'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kur'ân, Beyrut 1988, I, ; el-karâtî, el-furûk (nşr. Halil el- Mansûr), Beyrut 1998, III, 363; el-mâlikî, Muhammed Abdulvehhab b. Alî b. Nasr, el-işrâf alâ nüket-i mesâili'l-hilâf (nşr. el-ceyb b. Tâhir), Beyrut 1999, II, 541; el-abderî, Muhammed b. Yûsuf, et-tâc ve'l-ıklîl, Beyrut 1398/ 1978, VI, 444. Sahnûn, el-müdevvene, X, 43.

14 220 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR dahi olsalar- faiz işlemini caiz gördüğü, İbnü'l-Kâsım'ın ise aksi görüşte olduğu anlaşılır. Müslümanla gayrimüslim arasında faizi kabul etmeyen Mâlikîler'in dayanaklarını şöyle sıralamak mümkündür: 1) Faiz hakkındaki ayetlerin zahirî anlamları bu işlemin her yerde haram olduğunu gösterir. 2) Dârulislâmda sahih olmayan her türlü akit dârulharbde de sahih değildir. Zina yapmak ve içki içmek gibi, dârulislâm'da müslümana yasak olan her şey dârulharbde de yasaktır. 3) Kâfirler de müslümanlar gibi İslâm'ın furu'u ile muhataptır. 4) İslâm'da harbînin malına el konulması sadece savaş durumunda caiz görülmüştür. Müslüman dârulharbe emanla girmişse, onlara ihanette bulunmayacağına söz vermiştir. O toplum faize izin verse dahi, İslâm dini izin vermez. Zira gayrimüslim İslâm'ın furu'u ile muhatap görülmese de müslüman muhataptır. 5) Faizin bizzat kendisi (mefsedet) kötülüğün kaynağıdır. Bu nedenle kişi ve ülke ayırımı yapılmaksızın faiz tümüyle yasaklanmalıdır 49. Mezhebin yukarıda verilen genel görüşünün aksine, kendileri de Mâlikî olan Abdulmelik b. el-habîb (ö. 238/852) ve îbn Rüşd el-cedd'dc (Ö. 520/1126) göre ise dârulharbde müslümanla gayrimüslim arasında faiz sözleşmesi yapılabilir 50. İbn Rüşd delil olarak, Abbas'ın Mekke'de faizcilik yaptığına dair rivayetleri zikreder 51. B. Faiz Yasağının Kapsamım Geniş Tutan Mezhepler ve Görüşleri Faiz yasağının kapsamını geniş tutanlardan kastımız; dârulislâm ve dârulharb gibi üîke veya müslüman, harbî ve zimmî gibi din ve tâbiiyet farkını İbnu'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kıtr'ân, 1, 649; Karafî, el-furûk, III, ; el-mâlikî, el-işrâf, II, 541. İbnu'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kıır'ân, Beyrut 1988, I, 648; İbn Rüşd, Ebu'l-Velîd Muhammed b. Ahmed, el-mukaddimâtü'l-mümehhidât (nşr. Saî'd Ahmed A'râb), Beyrut 1998, II, İbn Rüşd, a.g.e., II,

15 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 221 dikkate almaksızın faizi tümüyle haram kabul edenlerdir. Şâfiî, Zahirî ve Zeydiyye mezhebi fakihleri bu grupta yer alır. 1- Şafiî Mezhebi: Şafiî mezhebine mensup hemen tüm fakihlere göre faiz, dârulharbde de dârulislâmda da haramdır. Müslüman dârulharbe ister emanla ister emansız girsin hüküm değişmez 52. el-mecmıı'da Hanefîlerin mekânı, Şâfilerin ise âkideyni dikkate aldıkları belirtilir ve İslâm ülkesinde bir harbî ile zirnmî arasında yapılan faiz akdinin feshedilmeyeceği ifade edilir. Çünkü onlara göre esas olan, akit meclisi değil akdin taraflarıdır 53. Ancak Zemahşerî (ö. 538/1143), Hanefîlerle Şâfiîler arasındaki görüş ayrılığının nedenini, gayrimüslimlerin dinin furu'u ile muhatap görülüp görülmemesi konusundaki yaklaşım farklılığına dayandırır 54. Hanefîler gayri müslimleri İslâm'ın yalnızca usûlü (inanç esasları) Şâfiîler ise, hem usûlü hem de furu'u ile muhatap gördüklerinden, onlara göre faiz gayrimüslim için de haramdır. Bu işlemin dârulislâm veya dârulharbde yapılması hükmü etkilemez. Fakat Zemahşerî'nin bu görüşü el-mecmu'daki bilgilerle çelişmektedir. İmam Şafiî'ye (ö. 150/820) göre, Ebu Hanife'nin dârulharbde faizin helâl olduğuna ilişkin delil getirdiği Mekhul hadisi sabit olmadığından hükme dayanak oluşturmaz. O, Evzâî' (ö. 157/774) ile Ebû Yusuf'un da aynı görüşte olduğunu nakleder. Şâfiî'nin belirttiğine göre Evzaî' bu konuda şöyle der: "Müslümana dârulharbde de başka yerde de faiz haramdır. Çünkü Hz. Peygamber günün mevcut uygulaması olan câhiliyye faizini kaldırmıştır. Onun ilk kaldırdığı faiz ise amcası Abbas'ın faiz alacaklarıdır. Allah'ın kanları ve canlarını haram kıldığı bir toplumun malını faiz yoluyla yemeği bir müslüman helâl göremez. Hz. Peygamber döneminde müslümanlar kâfirlerle ticaret yapıyorlardı, fakat faizi caiz gören yoktu". Ebu Yusuf, bu konuda Evzaî'nin görüşünü destekler. Ona göre, dârulharbde riba müslümana ne helâl ne de caizdir. Ebu Hanife'nin dârulharbde ribayı caiz görmesinin sebebini ise Ebu Yusuf şöyle izah eder: "Hanefî âlimlerimizden bir kısmı Mekhul'dan o da Hz. Peygamber'den eş-şâfiî, Muhammed b. İdris, el-vmnı (nşr. Muhammed Mataracı), Beyrut 1993, VII, 589. es-sübkî, Takiyyuddîn Ali b. Abdulkâfî, Tekmiletii Şerhi'l-Mühezzeb İt'n-Nevevt, (nşr. Muhammed Necib el-mutiî), Cidde is., Mektebetü'i-lrşâd, X, 487. ez-zemahşerî, Ebu'l-Kâsım Muhammed b. Ömer, RıtCtsu'l-mesâil (nşr. Abdullah Nezir Ahmed), Beyrut 1987, s. 168,

16 222 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR sanı şöyle bir rivayette bulunmuştur: "Dârulharb halkı arasında riba yoktur" 55 yorum hadis "...ve darulislam halkı arasında..." şeklinde olacaktır 56. Şafiî fakihleri konuyla ilgili olarak şu delilleri ileri sürerler: 1) Faizin haramhğını bildiren ayet ve hadislerde dârulharb ve dârulislâm ayırımı yapılmaz. Dolayısıyla bu konuda nasslarm umumu esas alınmalıdır. 2) Faiz akdi, fasit bir akittir. Fasit akitle elde edilen şey helâl görülemez. 3) Hanefî eserlerinde rivayet edilen Mekhul hadisi sahih kabul edilse dahi, mürseldir. Şafiîlere göre ise mürsel hadis hüküme delil olmaz. Ayrıca bu hadis; "Müslümla harbî arasında dârulharbde riba akdi yapılamaz" şeklinde de anlaşılabilir. Nitekim diğer umumî deliller de bu tür bir yorumu desteklemektedir 57. 2) Zahirî ve Zeydiyye Mezhebleri: Zâhirî mezhebine göre faiz akdi ister harbîlerin kendi aralarında, ister harbîlerle zimmîler arasında, ister zimmîlerin kendi aralarında isterse bu üç gruptan biriyle müslümanlar arasında yapılmış olsun, aynen müslümanlar arasında yapılmış gibi olup caiz değildir. İbn Hazm (ö. 456/1046), "Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın 58 " ve "Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet 59 " meâlindeki ayetleri zikrettikten sonra şöyle der: "Şurası bir gerçektir ki, bize haram olan her şey onlara da (gayrimüslimler) haramdır... Onları namaz, zekât, oruç ve hacla yükümlü tutmaya yetkimiz yok fakat, aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmetmekle sorumluyuz 60 ". Dolayısıyla İbn Hazm, Şâfiî mezhebinde olduğu gibi gayrimüslimleri İslâm'ın inanç ve ibâdât dışında kalan füru' hükümleri ile de sorumlu kabul ettiğinden, onlarla müslüman arasında faizli muameleyi caiz görmez. 5 5 _ 'Vj-Ji d»l w Wj Şâfiî, el-umm, VII, 589; el-aynî, Ebû Muhammed Mahmud b. Ahmed, el-binâye fi şerhi'l- Hidâye (nşr. el-mevlâ Muhammed Ömer), yy., 1981, Dâru'l-Fikr, VI, 571. Şâfiî, a.g.e., VII, 589; Nevevî, el-mecmu', IX, 398; el-ferrâ, el-hüseyn b. Mesûd b. Muhammed, et-tehztb fifikhi'l-imâm eş-şâfit' (nşr. Adil Ahmed Abdulmevcud-Ali Muhammed muavvad), Beyrut 1997, VII, 483; el-mâverdî, Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed, el-hâvi'lkebîr (nşr. AH Muhammed Muavvad- Adi! Ahmed Abdulmevcud), Beyrut 1994, V, el-enfâl, 8/ el-mâide, İbn Hazm, el-muhallâ (nşr. Abdulgaffâr Süleyman el-bağdâdî), Beyrut 1988, VII,

17 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 223 Zeydiyye mezhebinde de müslümanla gayrimüslim arasında faiz uygun görülmez. Ahmed el-murtezâ'ya göre, "dârulharb ülkesi, dâru'l-ibâha olduğundan Müslümanlığı kabul ettikten sonra dârulislâma göç etmeyen iki müslüman yahut iki zimmî ya da müslümanla zimmî arasında faizli muamelenin yapılması caizdir" şeklindeki görüşlerin delili açık değildir. Dolayısıyla bu kişiler arasında dârulharbde faizli muamele yapılamaz. Zira harbînin malı ancak savaş yoluyla alınabilir 61. Aynı müellifin diğer bir eserinde ise, ister müslümanlar, ister zimmîler İster harbîler kendi aralarında, isterse müslüman, harbî ve zimmîler birbirleri arasında yapsın, faizli muamelenin helâl ve sahih olmadığı belirtilir 62. Zeydiyye mezhebi mensuplarına göre, bu konuda faizle ilgili ayet ve hadislerin geneli esas alınmalıdır. Hanefîlerin ileri sürdüğü Mekhul hadisine yasaklama anlamı verilip diğer nasslarla uyumlu şekilde anlaşılmalıdır. IV- MEZHEPLERİN GÖRÜŞLERİNİN ÇAĞIMIZDAKİ ETKİSİ Mezheplerin konuya ilişkin görüşleri çağdaş çalışmaları da etkilemiştir. Fudayl İlâhî ve bu konuda müstakil makalesi bulunan Nezih Hammad harbînin malının mubah olduğu anlayışından hareketle, vizesiz olarak dârulharbe giren müslümanın oradaki harbîlerle -faizi kendisi almak kaydıyla- faiz sözleşmesi yapabileceği kanaatindedirle/'l Bir kısım çağdaş müellif de konuyu daha çok müslümanların faizle çalışan bankalara faiz karşılığı mevduat yatırmalarının hükmü bağlamında ele almıştır. Samî Hamûd'ım belirttiğine göre, 1972 yılında Cidde'de yapılan İslâm Ülkeleri Dış İşleri Bakanları Toplantısında dönemin Mısır heyeti, dârulharbde faizin helâl oduğuna ilişkin klasik kaynaklardaki görüşlerden hareketle, müslümanların yurtdışındaki faizli bankalara faiz karşılığı mevduat yatırabileceği görüşünü ileri sürmüştür 64. Muhammed Bakır es-sadr da Hanefî ve Ca'ferî mezhebinin görüşlerine atıfla, müslümanların yabancı ülkelerdeki bankalara mevduat yatırıp faiz alabileceklerini savunmuştur 65. Garip el- CemâV'm konuya ilişkin görüşü ise şöyledir: "Yabancı ülkelerde mevduatlarını Ahmed el-murtezâ, el-bahru'z-zehhâr (nşr. Muhammed Tamir), Beyrut 2001, IV, 545. Ahmed e\-mmtçza,şerhıı'l-ezhâr, San'a 1400/ 1980, III, 187. Fudayl İlâhî, et-tedâbîru'l-vâkiye, s ; Nezih Hammâd, "et-teâmülti bi'r-ribâ beyne'lmüslimîne ve ğayri'l-müslimîn", Mecelletü'ş-şerîati ve'd-dirâsâli'l-islâmiyye, s Sâmî Hamûd, Talvîrıt'l-a'mâli'l-ınasrafıyye, s Muhammed Bakır es-sadr, el~benk el-lâ ribevîfi'l-islâm, Beyrut 1983, s

18 224 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR faizli bankalara yatıran ve hakettikleri faizi almayan yahut, alıp da geri verenlerin durumuna gelince, müslümanların bu faizleri almalarında hüküm bakımından hiçbir tereddüt yoktur. Hatta bu faizleri almaları vaciptir. Çünkü o paraların söz konusu bankalarda bırakılmasının müslümanların zararına olacağı kesindir 66 ". Mısır Baş Müftüsü Ali Cum'a, 2003 yılında bir soru vesilesiyle, Hanefî mezhebi'nin yukarıda zikredilen delillerini sıraladıktan sonra -Hollanda örneğinden hareketle- dârulharb sayılan ülkelerde müslümanların, içki satımı ve faiz akdi gibi caiz görülmeyen akitleri icra edebileceklerine dair fetva yayınlamıştır 67. Garîb el-cemâl, el-a'tnâlu'l-masrafiyyefi'l-îslâm, Kahire: Dara'1-İttihadi'1-Arabî, ts., s Nâzım b. Sultân el-mısbâh, "el-lum'a fı'r-reddi alâ fetvâ ed-doktor Ali Cum'a", Abduh, Hamûd, el-mütrek, el-heytî ve es-sâvî gibi çağdaş İslâm hukukçuları ise, faizin her yerde haram olduğundan bahisle, İslâm ülkesinde de gayrimüslim ülkede de faizli bankalara mevduat yatırmanın haram olduğunu ileri sürerler. Adı geçen bilginler konuya daha çok makâsıd açısından yaklaşırlar. Onlara göre, müslümanın dârulharbde gayrimüslimle faizcilik yapabileceği şeklindeki görüş, Yahudiler arasında olduğu gibi müslümanlıkta da hileli yollarla faizciliğin kurumsallaşmasına yol açar. Yine bu bilginlere göre, dârulharbdeki faiz uygulamasıyla ilgili fetvalar müslümanların hâkim durumda olduğu dönemlerin siyasî ve ekonomik şartlarının etkisiyle verilmiştir. Oysa günümüzde şartlar değişmiştir. Yabancı bankalar müslumanlardan topladıkları mevduatı, daha yüksek faiz geliri karşılığında yine müslüman ve fakat fakir ülkelere verdiklerinden kazançlı çıkan onlar, kaybeden müslümanlardır 68. Muhammed Tâhir Mansûrî'ye göre, günümüzde İsrail ve Filistin dışındaki bütün ülkeler Birleşmiş Milletler çatısı altında birbirleri ile sulh halindedirler. Dolayısıyla, klasik dönem ürünü olan dârulharb ve dârulislâm kavramlarına günümüzde bir de dârussulh veya dâru'l-ahd kavramı eklenmiştir. Artık, fiilî harb hali dışında insanların mal ve canlan mubah görülmemektedir. Bu nedenle dârulharbde faizin cevazına dair fetvalara dayanarak günümüzde hiçbir ülkede hiçbir müslüman faizcilik yapa- Mecelletü'lfurkân, Tarih: , Sayı: 379. Ayrıca bk. ( asp?id =2330 & ino=379 &pg=5). İsa Abduh, Bunûk bilâ fevâid, Beyrut 1970, s. 27; Samî Hamûd, Tatvîru'l-a'mâli'lmarsifıyye, s. 200; Abdülaziz el-mütrek, er-ribâ ve'l-muâmelâtü'l-masrifıyye, s ; Abdurrezzâk el-heytî, el-mesârîfu'l-islâmiyye, s ; Salâh es-sâvî, "Fetvâ beyı'ihamri ve'l-hınzîri li ğari'l-müslimîne hârice bilâdi'l-islâm", amjaonline.com/arabic /headline.asp?headid=91.

19 DİN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 225 maz. Yeniçeri ise, dünyanın tamamı için gelmiş olan bir peygamberin onu hükümler bakımından ikiye bölmeyeceğini ileri sürer. O, Ebû Hanîfe'nin konuya diyâneten değil, hukukî müeyyidenin uygulanıp uygulanmayacağı noktasından yaklaşmış olabileceğini belirtir ve şöyle der: "Allah'ın buyruğunun bir kul olarak kendisine yöneltildiğini düşünen bir mümin, bulunduğu ülkelerdeki hâkimiyetlere göre değil o ilâhî buyruğa göre hareket eder" 70. V- GÖRÜŞLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dârulharbde faize Hanefî mezhebinden yalnızca Ebû Hanife ve İmam Muhammed'in onay verdiği şeklinde yaygın bir kanaat vardır. Oysa incelememizde dini, tâbiiyeti veya bulundukları ülkeler farklı olan kişiler arasındaki faiz işleminin fıkhî hükmü konusunda mezheplerin görüşlerinin geniş bir yelpaze oluşturduğunu gördük. Ebû Yusuf dışındaki Hanefî ve Ca'ferî mezhebi fakihlerinin tamamına yakını Ebû Hanife ve İmam Muhammed'le aynı görüşü paylaşırken, Hanbelî mezhebinden önemli sayıda, Malikî mezhebinden ise iki fakih, müslümanla gayrimüslim arasında faizi belli şartlarla caiz görüyorlar. Ayrıca Garip el-cemal, Muhammed Bâkır es-sadr, Fudayl İlâhî ve Ali Cum'a gibi çağdaş İslâm bilginleri dârulharbde fâize cevaz verenlerdendir. Şâfiî, Zahirî ve Zeydî mezhebi fakihlerinin büyük çoğunluğu, Mâlikî, Hanbelî fakihlerinin ise çoğunluğu din, tâbiiyet ve ülke ayırımı yapmaksızın hem dârulislâmda hem de dârulharbde faizi haram sayarlar. Çağdaş düşünürlerden Abduh, Hamûd, el- Mütrek, es-sâvî, Mansûrî ve Yeniçeri bu tür bir faizi caiz görmeyenlerdendir. Faiz yasağı kapsamını geniş tuttukları için dârulislâmda da dârulharbde de faize cevaz vermeyenler, Kur'an-ı Kerim ve hadislerdeki faizle ilgili nasslarla, gayrimüslimlerin İslâm'ın furu'u iie de mükellef tutuldukları, harbînin malına ancak savaşla el konulabileceği ve nihayet faizin bizzat kendisinin kötülük kaynağı olduğu gibi gerekçelerden hareket ederler. Ayrıca bu grupta yer a lanlara göre, Mekhul hadisi zayıf olup farklı yorumlara da müsaittir. Yasağın kapsamım dar tutanların başlıca hareket noktası ise, harbînin malının mubah olduğu ön kabulüdür. Diğer delillerin tümü bu görüşü destekleme amaçlıdır. Muhammed Tâhir Mansûrî, "Kadıyye(ü'r-ribâ fi dâri'l-harn", Mecelletü'd-Dirâsâtu'l- İslâmiyye, S.30Î-3I1. Yeniçeri, İslâm İktisadında Usul, s

20 226 Yard. Doç. Dr. Servet BAYINDIR Hz. Peygamber'in İbn Rükâne ile güreş tutması ve Hz. Ebûbekir'in Ubey b. Halef ile bahse girmesi olayı Mekke döneminde gerçekleşmiştir. Kumarı yasaklayan ayetler ise hicretin yedici yılında nazil olduğundan 71 bu dönemde henüz kumar yasak değildi 72. Kaldı ki Tirmizî, Hz. Peygamber'İn güreş tutması ile ilgili hadisin zayıf olduğunu bildirir 73. Benî Nadîr'in indirim yapıp alacaklarını peşin tahsil etmelerine izin verilmesi, dârulharbde faizli işleme izin verilmesi şeklinde değerlendirilmiştir. İmam Muhammed, haram olmasına rağmen Hz. Peygamber'İn böyle bir işleme cevaz vermesini, dârulharbde faizin meşru olduğu gerekçesine dayandırır. Bilindiği gibi faiz, borca yapılan ilaveden elde edilen gelire denir. Borç ise satım, kiralama veya karz gibi sözleşmelerden doğar. Hanefî, Şafiî', Mâlikî, Hanbelî ve Zahirî mezhebi fukahasının çoğunluğu, vadenin kısaltılması karşılığında borçtan yapılan indirimi, vadenin uzatılması karşılığında borca yapılan ilaveye kıyas ve her ikisinde de zamana değer biçme söz konusu olduğundan, böyle bir işlemin caiz olmadığını ileri sürmüşlerdir 74. İbnü'l-Kayyim el-cevziyye (ö. 751/1350) ise, borcu erken ödeme karşılığında yapılan indirimi faizin tam zıddı olarak görmüş ve böyle bir işlemin caiz olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre faiz, vadeyi uzatmaya karşılık borca ilavede bulunmak, sözü edilen işlem İse vadeyi kısaltmaya karşılık borçtan bir kısmını indirmekten ibarettir 75. Bayındır da İbnü'l-Kayyİm'in görüşünün isabetli olduğunu ileri sürerek; ıskonto ile faiz arasında benzerliğin olduğunu, vaktinden bir ay önce ödenen borçtan yapılan %5'Iik indirimle, bir ay sonra ödenecek borca yapılan %5'lik ilavenin zamana değer biçme yönünden aynı şeylermiş gibi gözüktüğünü, oysa hükmün benzerliklerden değil farklılıklardan hareketle verilmesi gerektiğini ileri sürerek şöyle der: "Her iki işlem arasındaki temel farka gelince, faiz borçtan elde edilen gelir, el-kurtubî, Muhammed b. Ebûbekİr, el-câmiu' li ahkâmi'l-kur'ân, Beyrut 1993, VI, el-cassâs, Ebûbekr Ahmed b. Alî, Ahkâmul'l-Kur'ân, Câmiu' li ahkâmi'l-kur'ân, XIV, 4. Tirmizî, Libâs, 42. Beyrut 1993, I, 450; el-kurtubî, el- 7 4 Bk. el-merğînânî, el-hidâye, İstanbul 1986, III, 197; İbn Hacer el-heytemî, Ebu'l-Abbâs Şehâbeddîn, Tuhfetü'l-muhtâc bi şerhi'l-minhâc (birlikte, Abdulhamid Şervânî, Ahmed b. Kâsım Abâdî, Havâşî alâ Tuhfeti'l-muhtâc bi şerhi'l-minhâc), yy., Dâru'l-fıkr, ts., V, ; Muvatta, Buyu', 39; İbn Kudâmc, el-muğnî, VII, 21-22; İbn Hazm, el-muhallâ, VI, İbnü'l-Kayyim el-cevziyye, İ'lâmu'l-muvakkû'n Beyrut 1987, III, 371. (nşr. Muhammed Muhyİddin Abdulhamid),

21 DÎN VE ÜLKE FARKLILIĞININ FAİZİN HÜKMÜNE ETKİSİ 227 ıskonto ise borçtan yapılan indirimdir. Borçtan gelir elde etmeyi yasaklayan nasslar mevcut iken, borçtan indirim yapmayı yasaklayan herhangi bir nass yoktur. Dolayısıyla borcun ıskontosu caizdir" 76. Bizce de İbnü'l-Kayyim ve Bayındır'ın görüşleri isabetlidir. Ayrıca İmam Muhammed'in görüşü kabul edilse dahi, Benî Nadîr'in indirim yapıp alacaklarını peşin tahsil etmelerine izin verilmesi olayı dârulislâmda cereyan ettiğinden, onun diğer görüşleri ile çelişir. Hendek savaşı sırasında cereyan eden olaya gelince, öncelikle Hendek dârulislâm sınırları içerisinde idi. Ayrıca Hz. Peygamber, cesed karşılığında para alınmasını da uygun görmemiştir. Dolayısıyla bu rivayet de delil olamaz. Mekhul hadisi bizzat Hanefî kaynaklarında zayıf olarak nitelendirilir: Aynı (ö. 855/1451) ve ZeylaV (ö. 762/1360) bu hadisin garip olduğunu 77, İbn Hacer (ö. 852/1449) ise onu kaynaklarda bulamadığını belirtir 72. Ayrıca bir kısım fukahanm da belirttiği gibi, bu hadis hacla ilgili ayette olduğu gibi, olumsuz anlamda, yani müslümanla harbî arasında dârulharbde faizcilik yapılamayacağı şeklinde de anlaşılabilir. Nitekim ilk dönem Hanefî fukahasından İmam Muhammed ve Tahâvî konuyla ilgili deliller arasında bu hadise yer vermemişlerdir. Bu hadisi Hanefîlere atfeden ilk fakih İmam Şafiî'dir 79. Dolayısıyla yukarıdaki delillere dayanarak harbînin malının mubah olduğuna hükmetmek ve bu hükme dayanarak harbî ile müslüman arasında faize onay vermek mümkün gözükmemektedir. Dârulharbde faize cevaz verenlerin üzerinde en fazla durdukları bir diğer delil, faiz yasağının ilk kez Hayber'de uygulandığı ve Abbas'ın müslüman olduğu halde Mekke'de faizcilik yaptığına ilişkin rivayetlerdir. Tahâvî'nin bildirdiğine göre, Hayber savaşı sırasında, içerisinde altın ve elmas bulunan bir gerdanlığın alım satımı ile ilgili olarak Hz. Peygamber, önce altının gerdanlıktan ayrılmasını emretmiş ve daha sonra "altın ile altın eşit ağırlıkta değiştirilir" buyurmuştur. Başka bir rivayete göre ise, Hayber savaşı sırasında altın, gümüş ve mücevherden oluşan bir gerdanlığın satımıyla ilgili bilgi Bayındır, Abdulaziz, Ticaret ve Faiz, İstanbul 2002, s. 64. el-aynî, et-binâye, VI, 571; ez-zeylaî', Cemâluddîn Ebû Muhammed, Nasbu'r-râye li ehâdîsi'l-hidâye, y. ve ts. f Dâru'l-Hadîs, IV, 44. İbn Hacer el-askalânî, ed-dirâye fî ehâdîsi'l-hidâye (nşr. es-seyyid Medenî), Beyrut ts., Dâru'l-Ma'rife, II, 158. Şafiî, el-umm,w\\, 589.

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI (1) En Nisa Sûresi: 11. (2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84. (3) El Mavsili-A.g.e. C:

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

DÂRU L-HARBDE FAİZİN HÜKMÜ

DÂRU L-HARBDE FAİZİN HÜKMÜ DÂRU L-HARBDE FAİZİN HÜKMÜ Dr. Servet BAYINDIR ÖZET Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki faiz sözleģmesinin hükmü Ġslâm hukukçularının üzerinde önemle durduğu konulardan biridir. Fukahanın bir kısmı

Detaylı

İSLÂM HUKUKUNDA DÂRU L-HARBDE FAİZ TARTIŞMALARI

İSLÂM HUKUKUNDA DÂRU L-HARBDE FAİZ TARTIŞMALARI İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 23, 2014, s. 173-198. İSLÂM HUKUKUNDA DÂRU L-HARBDE FAİZ TARTIŞMALARI Fatiha BOZBAŞ* Özet: Bu çalışma İslâm hukukçularının önemle üzerinde durduğu, dâru l-harbde

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri -Ders Planı- Dersin konusu: islamda kadının giyim-kuşamı [tesettür- örtünme] Ön hazırlık: İlgili tezler: ismail yıldız nesibe demirbağ

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZGEÇMİŞ ADI SOYADI: ÖMER FARUK HABERGETİREN DOĞUM YERİ VE TARİHİ: ŞANLIURFA/03.04.1968 ÖĞRENİM DURUMU: DOKTORA DERECE ANABİLİM DALI/BİLİM DALI 1 LİSANS SELÇUK İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2 YÜKSEK LİSANS 3 DOKTORA

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ ÜNİTE 8 TEST 1

GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ ÜNİTE 8 TEST 1 GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ ÜNİTE 8 TEST 1 1. İslam toplumunda ekonomik hayat aşağıdakilerden hangisine dayanmaktadır? A) Faizli kredi B) Faizsiz kredi C) Murâbaha D) Mal ve Üretim E) Karz-ı Hasen ilişkisi

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية

Detaylı

Ârif Halîl Ebu Îyd el-alâkâtü d-devliyye fi l-fıkhi l-islâmî

Ârif Halîl Ebu Îyd el-alâkâtü d-devliyye fi l-fıkhi l-islâmî nusunda bir tartışma başlatmaktalar; fakat bu tartışma net bir sonuca varmaktan ziyade sadece eleştiri seviyesinde kalmaktadır. Konular gayet teorik bir zeminde ele alınmasına rağmen eserin dili açık ve

Detaylı

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م مسح ا ىلع مخارها يف الوضوء» اللغة

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI 18.05.2009/91 ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI ÖZET : 41 No lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle yapılan düzenlemeye

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER Müşriklerle İlişkiler - İlk Seriyyeler ve Gazveler Gazve: Hz. Peygamber in katıldığı bütün seferlere gazve (ç.

Detaylı

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesai, Edebu l-mufred, Muvatta, İbn Carud, Taberani (Mucemu s-sagir) İçindekiler 1- Sünenu İbn

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi?

Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi? Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi? Zekatın ödenmesinin zamanı, aslî ihtiyaçlar ve borçlar düşüldükten sonra, nisap miktarı, zekâta tabi ve üzerinden

Detaylı

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Hz. Peygamber döneminde insanların hayat tarzı, fazladan bir spor yapmayı gerektirmeyecek kadar ağırdı. Çölde ticaret kervanlarıyla birlikte yapılan seferler,

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

Kadın ve Yönetim Hakkı

Kadın ve Yönetim Hakkı Kadın ve Yönetim Hakkı İslam hukukunda kadının devlet başkanı, vali, kaymakam gibi yüksek düzey yönetici olmasının serbest olup olmaması tartışılmıştır. Fıkıhçılar bu konuda genellikle olumsuz görüş sahibi

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Karabük ten Ali Kılınç: Mehirle ilgili dinimizin emirleri nelerdir? Düğün nişan gibi mesut günlerde hanım kızlarımıza erkek tarafından takılan takıların mülkiyeti

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 ÖZET: Maliye; vadeli çeklerde reeskontu kabul etmiyor. MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR Vergi Usul Kanunu na göre yapılacak dönem sonu değerlemelerinde;

Detaylı

Hâmile kadın için haccın hükmü

Hâmile kadın için haccın hükmü Hâmile kadın için haccın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid 0Terceme: 0TMuhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 20-432 جم حج احلامل» اللغة الرت ية «مد صالح املنجد رمجة: مدد مسلم شاه

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir. SİRKÜLER 2009 / 21 KONU Alacak ve Borç Senetlerinin Reeskontunda Esas Alınacak Oranlar Yeniden Belirlenmiştir T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan sirkülere ekli REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK

Detaylı

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir sorusuna lügâvi manasında cevap çok kısa olabilir ama burada daha çok günümüzdeki fiilî durumunu ele almak faydalı olacak. Bahse konu yöntemden,

Detaylı

Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :05:46. Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri

Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :05:46. Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak 20 2013 10:05:46 Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Fıtır Sadakası ve Fıkhi Hükümleri Fıtr sözlükte "orucu açmak", fıtra da "yaratılış"

Detaylı

NİKAH-II (Rükün ve Şartları)

NİKAH-II (Rükün ve Şartları) İSLAM HUKUKU-I DERS -8 NİKAH-II (Rükün ve ) Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR & Doç. Dr. Servet BAYINDIR İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri DERSİN AKIŞI Rükünleri Rükünlerde Aranan Şartlar

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 11 ÖNSÖZ 13 G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 B r nc Bölüm KLASİK İSLÂMÎ PARADİGMA ve ORYANTALİST PARADİGMA 25 I. ORYANTALİST PARADİGMA ve KURUCU

Detaylı

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU 2016-2017 ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TEST: 16 1. Hac ibadeti ne zaman farz olmuştur? A) Hicretin 9. yılında B) Hicretin 6. yılında C) Mekke nin fethinden

Detaylı

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir. Bir İslâm hukuku terimi olarak; üç talakla boşanmış olan bir kadının, eski kocasına yeniden dönebilmesi için, üçüncü bir erkekle usûlüne göre evlenip, ölüm veya boşanma ile bu ikinci evliliğin sona ermesi

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin veya Tescili Yönetmelik 8.1.2005 25694 SAYILI GAZETE BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Amaç Madde 1 Bu hangi maddelerin ticaret ve zorunlu en az tespitine ve borsaya

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler Tespitler Modern dünyada ekonomi, hayatın neredeyse tamamını oluşturuyor ve bir araç değil asıl amaç olarak görülüyor. İslam da ise ekonominin, iyi bir

Detaylı

FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ

FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ I- Karşılıklı alacak /borç ilişkisi doğuran bir işlem sonucu düzenlenen fatura içeriğinde yer alan ve öngörülen tarihte borcun ödenmemesi

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir. 13. yüzyılın başlarında dünyaya gelmiş 14. yüzyılda Memluklu Devletinde yaşamıştır. Başka bir ifade ile Hicri 691 (M.1292) yılında dünyaya geliyor ve 751 (M.1350) yılında vefat ediyor. Yaşadığı dönemde

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

İslâm Hukukunda Faizin İlleti ʿIlla (Cause) of Interest In Islamic Law. Yazar / Author

İslâm Hukukunda Faizin İlleti ʿIlla (Cause) of Interest In Islamic Law. Yazar / Author Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi The University of Kahramanmaraş Sütçü Imam Review of The Faculty of Theology ISSN-1304-4524 İslâm Hukukunda Faizin İlleti ʿIlla (Cause)

Detaylı

UYGULAMA VE DELİLLERİ AÇISINDAN DÖRT MEZHEBE GÖRE NAMAZDA ELLERİN DURUMU

UYGULAMA VE DELİLLERİ AÇISINDAN DÖRT MEZHEBE GÖRE NAMAZDA ELLERİN DURUMU İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 28, 2016, s. 391-415. UYGULAMA VE DELİLLERİ AÇISINDAN DÖRT MEZHEBE GÖRE NAMAZDA ELLERİN DURUMU Prof. Dr. Şevket TOPAL, * Arş. Gör. Zahide KESKİN ** Özet: Namaz,

Detaylı

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2012/28063 Karar No : 2012/28555 Özet: İşveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Diğer tazminat ve alacaklar

Detaylı

Konu Anlatımlı Diyanet Yeterlik Kitabı - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Konu Anlatımlı Diyanet Yeterlik Kitabı - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Kitap Yazarı: Ziya Şen Yayınevi: Tibyan Yayıncılık Yayın Yılı: 2011 Türü: Sınav Sayfası: 420 Satış fiyatı ve yerleri: Kitap Yurdu (18.14), Ziya şen (15.00), Alternatif (15.90), Arapça Dağıtım (15.00) Açıklama:

Detaylı

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP ÜÇÜNCÜ BASKI (TIPKI BASIM) İÇİN ÖNSÖZ Şubat 2008 de

Detaylı

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ TARİHSEL EPİSTEMOLOJİYE GİRİŞ Alparslan AÇIKGENÇ Yıldız Teknik Üniversitesi 15 Ekim 2011 Ankara Gelenek, bir toplumdaki

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır.

Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır. Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır. Bilindiği gibi bugün Müslümanların çoğu Hazret-i İsa nın (A.S.) hâla yaşamakta olduğuna ve gökte bulunduğuna

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) IV- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ İLE İLGİLİ GENELGELER 1. GENELGE NO: 2007/02 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması lüğü GENELGE NO: 2007/02...VALİLİĞİNE Tüketiciler tarafından Bakanlığımıza ve Tüketici Sorunları

Detaylı

Yayın No: 08. Süleymaniye Vakfı Yayınları 2016 TICARET VE FAIZ. Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır. Mizanpaj: Şaban Muslu. Birinci Baskı: Mart, 2016

Yayın No: 08. Süleymaniye Vakfı Yayınları 2016 TICARET VE FAIZ. Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır. Mizanpaj: Şaban Muslu. Birinci Baskı: Mart, 2016 İstanbul - 1437 / 2016 Yayın No: 08 Süleymaniye Vakfı Yayınları 2016 TICARET VE FAIZ Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır Kapak: Bimus Tanıtım Ajansı Mizanpaj: Şaban Muslu Birinci Baskı: Mart, 2016 ISBN: 978-605-64432-2-0

Detaylı

"De ki, bana vahyolunanlar arasında yiyene yemesi haram /alınmış bir

De ki, bana vahyolunanlar arasında yiyene yemesi haram /alınmış bir ~--- ; - '--- DOMUZ DERİSİ Doç. Dr. Alıdulaziz BAYINDIR* Soru- Tabaklanmış domuz derisi ve ondan yapılan eşyalar alınıp satılabilir mi? Bunlar giyili olarak namaz kılınabilir mi? Cevap- Tabaklanan deri

Detaylı

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? Fitre/Fıtra Fıtrayı kimler verir Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan Müslümanın

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com. Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.tr GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE TAHAKKUK VE TAHSİLAT ESASININ GEÇERLİ OLDUĞU

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİNLER ARASI İLİŞKİLER Ders No : 0070040203 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MEZHEPLER TARİHİ DKB 308 6 2+0 2 4 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde 1. FAİZ KAVRAMI, UNSURLARI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ-1 I. FAİZ KAVRAMI VE UNSURLARI-1 II. FAİZİN HUKUKİ NİTELİĞİ-3 A. Faizin Asıl Alacağa Bağlı Olması (Fer ilik Kuralı)-3 B. Faizin Asıl Alacaktan Bağımsız

Detaylı

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. Eski Kavimlerde Miraç...18 1. Çeşitli Kabile Dinleri...19 2.

Detaylı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur. Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

İBN TEYMİYYE'NİN MARDİN FETVASI NIN YORUMU

İBN TEYMİYYE'NİN MARDİN FETVASI NIN YORUMU www.islamdaveti.com İBN TEYMİYYE'NİN MARDİN FETVASI NIN YORUMU Ebu Batın Mütercim: Ebu Ubeyde 1 İbn Teymiyye'nin Mardin Fetvası nın Yorumu İbn Teymiye nin büyük fetavasında şu fetvası sabit oldu; Şeyh

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

BORCUN BORÇ KARŞILIĞINDA FESHEDİLMESİ *

BORCUN BORÇ KARŞILIĞINDA FESHEDİLMESİ * İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 30, 2017, s. 653-665. BORCUN BORÇ KARŞILIĞINDA FESHEDİLMESİ * Prof. Dr. es-sıddîk Muhammed el-emîn ed-darîr (ö. 2015) ** Çeviren: Arş. Gör. Mahmut SAMAR *** ÖZET

Detaylı

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة ] تر [ Türkçe Turkish Bir Grup Âlim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة» باللغة

Detaylı

İÇİNDEKİLER ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI 1. MESELE: ZEKÂT VE FİTRENİN AYNI OLUŞU 21

İÇİNDEKİLER ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI 1. MESELE: ZEKÂT VE FİTRENİN AYNI OLUŞU 21 İÇİNDEKİLER ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI ÖZET... 18 1. MESELE: ZEKÂT VE FİTRENİN AYNI OLUŞU 21 Zekât... 21 Fitre (Sadaka-i Fıtr)... 22 Sadaka... 22 Zekât ve Fitrenin Hikmeti... 22 Zekât ve

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH 102 2 4+0 4 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır? Question Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır? Kur an-ı Kerim'in tahrif edilmediğinin delilleri nedir? Answer: Kur an-ı Kerim in tahrif edildiğini

Detaylı

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah Arapça da barış, esenlik ve selamet gibi anlamlara gelen selam kelimesi, ilk insan ve ilk peygamber Âdem den (a.s.) beri vardır: Allah Ademi yarattığı vakit, git şu oturan meleklere selam ver, selamını

Detaylı

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları [ ثريك Turkish ] Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 أكسام احلكم اتللكييف للصيام «باللغة الرتكية»

Detaylı

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ İlahiyat Fakültesi, Manisa İl Müftülüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Manisa Şubesi işbirliği ile düzenlenen; Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Kitâbü Takrîbi l-garîb Kāsım b. Kutluboğa (ö. 879 h. / 1474 m.) Tahkik Dr. Öğr. Üyesi Osman Keskiner TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 743 İSAM Yayınları 200 Klasik

Detaylı

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 حكم نو يعيش يف حدة أحرم للحج

Detaylı

ORGANİZATÖR Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi halitcalis@hotmail.com (+90332) 323 82 50 /80 72

ORGANİZATÖR Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi halitcalis@hotmail.com (+90332) 323 82 50 /80 72 DÜZENLEME ve BİLİM KURULU Prof. Dr. Ahmet Saim ARITAN Prof. Dr. Ali ÖZEK Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Prof. Dr. Bedreddin ÇETİNER Prof. Dr. Orhan ÇEKER Prof. Dr. H. Tekin GÖKMENOĞLU Prof. Dr. Saffet KÖSE Prof.

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER Prof. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 31.10.2013 FAİZ KAVRAMI Faiz, para alacaklısına parasından

Detaylı

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016, sayı: 40, ss. 207-211. Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s. Bir birey olarak Müslüman

Detaylı

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 26.05.2014 Adres : İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İcadiye-Bağlarbaşı Caddesi, No: 40 34662 Üsküdar/İstanbul Telefon E-posta : : 2164740860-1226 Doğum

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı İshak Emin AKTEPE İnsan Yayınları, İstanbul 2010, 343 sayfa. Tanıtan: Mehmet Sait UZUNDAĞ* İslâm ın Kur an dan sonra ikinci kaynağı olan sünnetin mâhiyeti,

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI

ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI 5 İÇINDEKILER ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI ÖZET 18 1. MESELE: ZEKÂT VE FİTRENİN AYNI OLUŞU 21 Zekât 21 Fitre (Sadaka-i Fıtr) 22 Sadaka 22 Zekât ve Fitrenin Hikmeti 22 Zekât ve Fitrenin Aynı

Detaylı