düþün kürsü HAZAR PETROLLERÝ ÇERÇEVESÝNDE ÇEKÝÞME VE TÜRKÝYE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "düþün kürsü HAZAR PETROLLERÝ ÇERÇEVESÝNDE ÇEKÝÞME VE TÜRKÝYE"

Transkript

1

2

3 düþün Ýletiþim Ýçin: Atatürkçü Düþünce Topluluðu Kültür Ýþleri Müdürlüðü ODTÜ / ANKARA Tel: Belgeç: e-posta: wwwadt@metu.edu.tr Genel að sayfasý: Temsilcilikler Bulancak Nuri Osman APAYDIN Bursa Seçkin ÜNLÜ Çorum Celal SAKINMAZ Erzurum Esra DOÐANER Ýstanbul Oðuzhan ALTUNTAÞ Caner BAKIR cbakir@ku.edu.tr Hamit E. GÖNÜLDAÞ Ýzmir Selim Utku GÜMRÜKÇÜ Konya Hülya ÜNVER Kuþadasý Reþat ERGUVAN Muðla Emin ARIK Ordu Fidan KURUCU A.B.D. Çiðdem HASER chaser@metu.edu.tr Almanya Erman KÜÇÜKKARACA kucukkaracaer@hotmail.com Avustralya Ferruh DÝNÇKAL ferruh@optushome.com.au Ýsviçre Cahit ÇERÇÝ GSM: K.K.T.C. Yücel KAPLAN HAZAR PETROLLERÝ ÇERÇEVESÝNDE ÇEKÝÞME VE TÜRKÝYE Barýþ KÜTAHYA TEK KUTUPLU KÜRESELLEÞME EKSENÝNDE TÜRKÝYE-AVRUPA BÝRLÝÐÝ ÝLÝÞKÝLERÝ ve KIBRIS Tomris ÇAVDAR KEMALÝST ULUSÇULUK VE ERMENÝ SORUNU ODTÜ ADT Çalýþma Grubu ATATÜRK'ÜN UYGARLIÐA KATKISI: SÖMÜRGECÝLÝÐÝ DÝZE GETÝRMENÝN ALTIN ANAHTARI! Prof. Dr. Özer OZANKAYA TÜRKÝYE DE EÐÝTÝME VERÝLEN DEÐER Tuba FÝDAN MEGALÝ ÝDEA DAN BALKAN ANTANTI NA TÜRK- YUNAN ÝLÝÞKÝLERÝNÝN TARÝHSEL GELÝÞÝMÝ Dr. Mustafa ALBAYRAK AVRUPA BÝRLÝÐÝ NÝN ANLAMI Sami Samet ÖZKAN ÝSTANBUL ve DEPREM Serbülent ÖCAL - Ali ÞAHÝN TARÝHSEL SÜREÇ ÝÇÝNDE TÜRKÇENÝN YABANCI DÝLLER ETKÝSÝNDE KALIÞI Prof. Dr. Olcay ÖNERTOY TÜRKÇE DE ÖZLEÞTÝRME ODTÜ ADT BÝLGÝ ÜNÝVERSÝTESÝ ATATÜRKÇÜ DÜÞÜNCE KULÜBÜ ULUSLARARASI KIBRIS ÜNÝVERSÝTESÝ ATATÜRKÇÜ DÜÞÜNCE KULÜBÜ düþün ÞÝÝR ÝÇÝNDEKÝLER Halil DUZCU düþün KÝTAP

4 HAZAR PETROLLERÝ ÇERÇEVESÝNDE ÇEKÝÞME VE TÜRKÝYE düþün kürsü Barýþ KÜTAHYA * Tek kutupluluk düþüncesi kýsa süre içerisinde yerini çok kutupluluk fikirlerine býrakmýþ, AB bir siyasi birliktelik olarak ve Çin ise ekonomik geliþmesiyle diðer kutuplarý oluþturmaya baþlamýþtýr. Giriþ: SSCB ve Varþova Paktý'nýn batý bloðunun teknolojik ilerleme ve ekonomik esnekliðini yakalayamamasý doðu bloðunun yýkýlmasýyla sonuçlanmýþtýr. Soðuk savaþý bitiren bu geliþmenin ardýndan dünya hýzlý bir deðiþim dalgasýna uðramýþtýr. Bu geliþmelerin ilki, dünyanýn tek kutuplu bir yapýya büründüðü inancýnýn yayýlmasý olmuþtur. Bu anlamda ABD tek kutupluluk iddiasýyla hegemonyasýný tüm dünyaya yayma giriþimlerini hýzlandýrmýþtýr. Tek kutupluluk düþüncesi kýsa süre içerisinde yerini çok kutupluluk fikirlerine býrakmýþ, AB bir siyasi birliktelik olarak ve Çin ise ekonomik geliþmesiyle diðer kutuplarý oluþturmaya baþlamýþtýr. Avrupa Birliði soðuk savaþ döneminin sonuna kadar sadece bir ekonomik birliktelik (AET) görünümündeyken, ABD'nin tek süper güç olmasý iddiasýyla hegemonyasýný dayattýðý süreç sonrasýnda siyasi bir birliktelik halini almýþtýr. AB'nin artýk bir güç olarak dünya üzerindeki yerini almasý aþamasýnda Rusya da toparlanma sürecini yaþamýþtýr. Önce kendisinden ayrýlan cumhuriyetleri tekrar nüfuz altýna alma taktiðini izlemiþtir. Ardýndan 1997 yýlýnda çok stratejik bir hamle yaparak Çin, Kýrgýzistan, Kazakistan, Tacikistan ile Þangay Beþlisi ni oluþturmuþ ve her ne kadar batýya yakýnlaþmaya çalýþýr görünse de kendine doðuda bir platform kurarak dünyada yeniden sahne almýþtýr. Daha sonradan Özbekistan ve Türkmenistan da bu oluþuma yaklaþmýþtýr. Bu birliktelik herhangi bir dünya haritasý açýldýðýnda görülebileceði gibi Hazar Denizi'nin kuzeyini ve Orta Asya'yý tamamýyla çevreleyen bir sýnýr çizmiþtir. Tüm bu geliþmelerin yanýnda Hindistan da büyük nüfusu, nükleer silahlara sahip olmasý ve bilgi teknolojilerindeki hýzlý geliþimi sayesinde dünya sahnesinde yerini almýþtýr. Böylelikle ABD, AB, Rusya, Çin, Hindistan günümüzde birer güç olarak var olmaktadýrlar. Soðuk Savaþ ertesi dönemde yaþanan deðiþimin belirgin özelliklerinden birisi özellikle enerji kaynaklarýnýn kontrolü gibi konularda artýk hegemonik güçlerin müdahalesinin açýktan açýða ortaya çýkmasý ve bu güçlerin, dengeleri ve etkileri belirlemesidir. Bu müdahale, çok yakýn zamanda ve yakýnýmýzda yaþadýðýmýz üzere, * ODTÜ ADT Onur Üyesi, düþün 3

5 Irak örneðinde kendini gösterir. Terörist ülke ilanlarý, nükleer silah barýndýrma bahaneleri, demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi getirme vaatleri müdahalelerin buzdaðýnýn suyun üzerinde kalan sebeplerini oluþturmaktadýr. Suyun altýnda ise gerek hegemonik gerekse ekonomik gücün sürdürülmesine dair sebepler yatmaktadýr. Son zamanlarda bu müdahalenin artmasýnýn temel sebebi Orta Doðu petrol rezervlerinin azaldýðýnýn ve yakýn bir tarihte etkinliðini yitireceðinin bilinmesidir. Ayrýca arzýn kýsýtlý kalmasýna raðmen, dünya üzerinde geliþen sanayi ile petrol ve yan ürünlerinin kullanýmýndaki talebin geliþmesi týpký Ýkinci Dünya Savaþý'nda Japonya'nýn saldýrgan tutumuna sebep olduðu gibi bugün de gerginliðe yol açmaktadýr. Bu hipotezden yola çýkarak, yukarýda saydýðýmýz güç lerin, petrol üzerindeki hegemonyalarýný devam ettirebilmek amacýyla dünya üzerinde yaptýklarý hamleleri gözlemleyebiliriz. Hakimiyet iddiasýnda bulunan ülkenin günümüz temel enerji maddesi olarak nitelendirebileceðimiz petrole hakim olmasý gerekmektedir. En azýndan petrole alternatif hammaddelerin yaygýn ve ucuz bir þekilde elde edilebilir olacaðý güne kadar satranç tahtasýndaki taþlar buna göre oynanacaktýr. Orta Doðu petrollerinin ekonomik ömrünün kýsa bir süre sonra biteceðini bilen taraflar, þimdiden alternatif petrol yataklarýnýn bulunduðu coðrafyalara yönelik hamlelerini yapmaya baþlamýþlardýr. Bu yazýda bu hamleler gözlemlenmeye ve Türkiye'nin bu hamleler içerisindeki yeri gösterilmeye çalýþýlacaktýr. Hazar Petrol Havzasý ve Güç Çekiþmesi: Günümüzde dünyanýn belki de en sorunlu coðrafyasý olan Orta Doðu hem kendi içerisinde bu sorunlarla boðuþmaya devam etmekte, hem de çeþitli þekillerde (terörizm, etnik ve dini çatýþmalar gibi) Orta Doðu'dan dýþarýya sorun ihraç eder hale gelmektedir. Neden Orta Doðu? sorusu sorulduðunda ise ezici bir çoðunluðun vereceði cevap petrol varlýðý olacaktýr. Hegemonik güçler için, buradaki petrol varlýðý, petrol kuyularýný barýndýran ülkelere teslim edilemeyecek kadar kýymetlidir. Bu yüzden, birtakým makro stratejilerin büyük parçalarý olarak, Orta Doðu'ya müdahale sürekli olagelmiþtir. Bu müdahalenin en büyüklerinden birisi Ýsrail Devleti'nin bölgeye yerleþtirilmesi ve burada desteklenmesi olmuþtur. Böylelikle Arap-Ýsrail çatýþmasý içerisinde bir takým hedeflere ulaþmak kolaylaþmýþtýr. Ýsrail de özellikle ABD ve bazý Avrupa devletlerinin yanýnda yer alarak kutsal saydýklarý topraklara geri dönmüþ ve burada bir devlet kurup yükselme olanaðýný saðlamýþtýr. Bu tarz müdahalelerin bitmesi ancak bölgedeki ve bölgeye yakýn-komþu diðer coðrafyalardaki petrolün bitmesi ile mümkün olacaktýr. Fakat ne yazýk ki bu durum Orta Doðu'daki petroller bittikten sonra da devam edecekmiþ gibi görünmektedir, zira bir sonraki hedef Orta Doðu'ya yakýn bir bölge olacaktýr : Hazar Petrol Havzasý. Orta Doðu petrolleri, ekonomik verimliliðini yitirdikten sonra oyunun döneceði iki nokta kalmaktadýr ki bunlardan biri Hazar petrol havzasý, diðeri ise Meksika petrol havzasýdýr. Süper güç ABD, Meksika petrollerini kendi stoðu için beklettiðinden geleceðin girdabý Hazar olacaktýr. Son zamanlarda Türkiye'nin yakýn çevresinde olan bitenleri dikkatli bir gözle inceleyen bir gözlemci þu anda bu bölgede kimin hakim olacaðýnýn kavgasý verilmekte olduðunu, bu satrancýn hamlelerinin yapýldýðýný görecektir. Satranç tahtasýnýn çevresindeki oyuncular; ABD, Rusya, Çin ve AB'dir. Taraflar kimi zaman birbirleriyle çekiþme içerisinde olduklarý gibi birbirleriyle ittifaklar da kurabilmektedirler. Bu ittifaklar genellikle AB-ABD arasýnda netleþmektedir. Gerek ittifak, gerekse çekiþme örneklemeleri yazýnýn ilerleyen kýsmýnda verilecektir. 1997'de Þangay Beþlisi'nin Hazar'ýn kuzeyini tamamýyla kapatmasýnýn ardýndan -kronolojik olarak daha gerilere gitmekle beraber- Hazar petrollerine yönelik ilk büyük hamle Afganistan'a Usame Bin Ladin'i saklamasý bahanesiyle yapýlan müdahale olarak görülebilir. 11 Eylül'deki saldýrýlarýn ardýndan gerçekleþen bu müdahale ABD-Ýngiltere ittifakýnýn önderliðinde yürütülmüþtür. (Polisiye bir gözle bakacak olursak ve suçluya giden yolda suçtan en çok kimin çýkar saðladýðýna bakýlarak yola çýkýlýrsa, ABD'nin saldýrýlarý kendisinin yaptýðý komplolarý bile bir geçerlilik kazanabilir.) Hindistan'ýn da tek baþýna bir güç olarak belirmesiyle ABD bölgede hakimiyetini yitirme konumuna gelmiþtir. Bu aþamada - arkasýnda kim olduðuna bakýlmaksýzýn- 11 Eylül saldýrýlarý gerçekleþmiþ ve CIA'nýn tezgahýndan düþün 4

6 geçmiþ olan Usame Bin Ladin, Þangay Beþlisi ülkelerinden Türkmenistan, Özbekistan ve Kýrgýzistan'ýn hemen güney komþusu olan Afganistan'a sýðýnmýþtýr (Bkz. Harita). ABD tereddüt etmeksizin ve teröre karþý küresel savaþ ilanýyla Afganistan'a saldýrmýþtýr. Yerel güçlerin de yardýmýyla ülkenin baþýnda olan Taliban rejimini devirmiþ ve yerine uluslar arasý toplumun gözetmenliðinde bir yönetimin geçmesini saðlamýþtýr. Ayrýca BM Barýþ Gücü askerleri de ülkedeki asayiþi saðlamasý amacýyla konuþlandýrýlmýþtýr. Ülkede yeniden yapýlandýrma çalýþmalarýna baþlanmýþtýr. Böylelikle Ladin'in yakalanamamasýna raðmen ABD bölgeye varlýðýný sokmuþtur. Bu aþamada ABD'nin uðramýþ olduðu saldýrýlarýn acýsýnýn henüz çok yakýn olmasý nedeniyle, müdahaleye karþý olan güçler varsa bile seslerini çýkartamamýþladýr. Fakat bir sonraki hamlede ayný þey söz konusu olmayacaktýr. Bir sonraki hamle yeni þer odaklarý nýn belirlenmesi ve Irak, Kuzey Kore, Suriye, Ýran gibi bir takým ülkelerin terörist ilan edilmesi ile baþlayacaktýr. Bunlarda özellikle Kuzey Kore ve Irak, nükleer silah barýndýrdýklarý iddiasýyla sýkýþtýrýlacaktýr. Aslýnda bu hamle daha 12 Eylül günü belli olmuþtur, zira hemen saldýrýlarýn ardýndan hepimizin yakýndan tanýdýðý Amerikalý stratejist Henry Kissenger Irak'a hemen girilmelidir açýklamasýný yapmýþtýr. (13 Eylül 2001-Hürriyet). Körfez Savaþý'nda Saddam rejimini deviremeyen Amerika bu sefer istediðini yapmaya kararlýdýr. Saddam diktasý devrilecek, Irak yeniden yapýlandýrýlacak ve Iraklýlar demokrasi ve refahla tanýþacaklardýr. Ya da Amerika bölgedeki varlýðýný pekiþtirecek, birazdan anlatacaðýmýz genel strateji için taktik bir hamle daha yapmýþ olacak ve Hazar petrollerinin hakimiyetini elde etmek için bir adým daha atmýþ olacaktýr. Fakat bu hamle bir öncekinde olduðu gibi sessiz karþýlanmayacak, AB'nin en önemli iki ülkesi, Fransa ve Almanya bu savaþa karþý çýkacak, Rusya ve Çin rahatsýzlýklarýný dile getirecektir. AB-ABD ittifakýnýn bir çekiþmeye dönüþtüðü nokta burasýdýr. Eðer haklý nedenler varsa ve sorun ancak bir savaþ ile çözümlenebilecekse bu savaþýn uluslarasý örgütler (NATO, BM Güvenlik Konseyi gibi) tarafýndan yürütülmesini istemiþlerdir. Böylelikle ABD direkt olarak bir hamlede bulunamayacak, sadece bir yap boz içerisindeki parçalardan birisi olarak kalacaktý. Hatta normalde bu savaþý istemeyen diðer güçler ABD illaki Irak'a girecekse, kendilerinin de ABD ile birlikte Irak'a bir güç konuþlandýrmasýnýn tek yolunun, savaþýn bir uluslararasý çatý altýnda olmasý olarak görüyorlardý. Fakat Ýngiltere ve Ýspanya'nýn desteðini alan ABD herhangi bir uluslararsý hukuka veya kuruluþa aldýrmaksýzýn Irak'a girdi. Kýsa bir süre içerisinde ülke ele geçirildi, bir müddet sonra Saddam yakalandý, rejimi sona erdirildi ve Körfez Savaþý'ndan kalan hesap tamamlanmýþ oldu. Bu savaþta ABD'ye en çok yardým eden, ülkenin kuzeyindeki Kürt gruplar oldu. Savaþ sonrasýnda da ABD bu gruplara çoktandýr istedikleri mükafatý vereceðinin sinyallerini verdi; baðýmsýzlýða doðru giden bir federasyon fikri ve bu yolda yapýlacak çalýþmalarda Kürt gruplarýn yapacaðý her türlü çýkýþa göz yumulmasý. Böylelikle zengin petrol yataklarýný barýndýran Kuzey Irak, Amerika'nýn iplerini sýký sýkýya tutacaðý, devlet geleneðine sahip olmayan, aþiret sisteminde yaþayan bir Kürt Devleti'nin egemenliðine verilecekti. Tabii güçlü bir Irak yerine güçsüz ve kukla bir Kürt devletinin Amerika'nýn çýkarlarýna daha fazla hizmet edeceði açýktýr. düþün 5

7 Fakat Irak'a girmek, genel tezimiz içerisinde ABD'ye baþka bir yarar daha saðlamýþtýr. ABD, Hazar Denizi ve petrol havzasýnýn güneyinin ve güney batýsýnýn neredeyse tamamýný kapsayan Ýran'ý, doðusunda Afganistan ve batýsýnda Irak'ý iþgal ederek çevrelemiþtir. ABD'nin bu iki hamlesinin sonucunda Þangay, Beþlisini oluþturan ülkelerden güçsüz olanlarýn güneyine yerleþilmiþ ve Ýran kuþatýlmýþtýr. ABD artýk bölgede vardýr. Yakýn geçmiþte yaþanan en kritik ve en büyük iki hamleyi anlattýktan sonra bundan sonra olacaklara biraz daha net bakýlabilir. Özellikle savaþýn ardýndan Ýran-Suriye ikilisine Amerika tarafýndan yapýlan terörizme destek vermeyin, nükleer çalýþmalarýnýzý durdurun içerikli sert uyarýlar, sonraki hedeflere ýþýk tutmaktadýr. Ýran nükleer enerji çalýþmalarýný BM kontrolüne açmýþ ve ülkedeki reformist hareketlenmelerle bu uyarýlara karþý kayýtsýz kalmamýþtýr. Suriye ise baba Hafýz Esad'ýn ölmünden sonra baþa geçen Beþar Esad ile birlikte Suriye'nin dýþ politikasýnda önemli yer tutan terör ihracý kozunu en azýndan görünürde bile olsa elinden býrakmýþtýr. Fakat ABD kulislerinde bile Irak'a yapýlan operasyonun Ýran'a yapýlacak bir müdahalenin provasý olduðu konusunda konuþmalar olduðu medyaya yansýmaktadýr. Her ne þekilde olursa olsun ABD bölgede kendisine baðlý olmayan bir ülkenin ya da bir rejimin varlýðýna izin vermeyecektir; çünkü Hazar petrollerinin kendisine ulaþtýrýlacaðý güzergahta herhangi bir sorun istememektedir. Suriye-Ýran ikilisine tekrar dönmek üzere Hazar etrafýnda geçen yýl içerisinde olan bir baþka olayý da gündeme getirmekte yarar vardýr; Gürcistan'da yaþanan ve kadife devrim ismi verilen halk ayaklanmasý. Kýsaca özetlemek gerekirse Eski KGB Þefi ve SSCB Baþbakanlarýndan Eduard Shevardnadze tarafýndan yönetilen Gürcistan'da yapýlan seçimler sonrasýnda karýþýklýklar çýkmýþ, seçimin sonuçlarýný kabul etmeyen muhalefet sokaklara dökülerek ve en sonunda da parlementoyu basarak Shevardnadze'yi istifaya zorlamýþtýr. Ýlk bakýþta sadece bir demokrasi arayýþý veya demokrasi içerisindeki çalkalanmalardan birisi olarak görülebilecek olay, müdahillerine bakýlýnca biraz daha bulanýk bir görüntü çizmektedir. Seçimler sonrasýnda olaylarýn ilk patlak verdiði sýralarda ülkeyi ilk ziyaret eden ve baþkan Shevardnadze ile görüþen kiþi Rusya Dýþ Ýþleri Bakaný Ýgor Ývanov olmuþtur. Daha olaylarýn baþlangýcýnda acele ile gerçekleþen ziyaret bir telaþýn habercisi olacaktýr. Zira SSCB yönetiminin üst kademelerinde bulunmuþ olan baþkanýn karþýsýndaki muhalefet, batý yanlýsý olarak nite- düþün 6

8 lendirilebilecek bir adayla ortaya çýkmýþtýr. Bu yüzden AB ve ABD çevrelerinde, bu hareket kansýz bir kadife devrim olarak nitelenmiþ ve en azýndan gazete-televizyonlarda desteklenmiþtir. Shevardnadze'nin istifasý ise Rusya'nýn kalesinde gördüðü bir gol olacaktýr. Verilmiþ olan haritada Afganistan, Irak, Gürcistan, Ýran, Suriye, Rusya, Kýrgýzistan, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Türkiye'nin yerinin incelenmesi bundan sonraki fikirlerimizin anlaþýlmasýnda yardýmcý olacaktýr. Harita üzerinden izleyerek durumu tekrar toparlamakta fayda var. Þu anki durumda Ortadoðu, Amerika ve AB'nin baþýnda bulunduðu petrol devlerinin egemenliði altýndadýr. Bu egemenliðe sorun çýkarabilecek ülkeler (Irak, Ýran, Suriye, vb.) Ýsrail'in bölgedeki varlýðý ve ABD'nin güçlü hamleleri ile bertaraf edilmeye çalýþýlmaktadýr. Hazar çevresinde ise, kuzeyde Rusya ve Çin etkisindeki Þangay Beþlisi bulunmaktadýr. Hazar'ýn güneyinde Irak ve Afganistan ABD hegemonyasý altýndadýr. Ýran ve Suriye ise yine ABD'nin tehdidi altýndadýr. Bu kýsa özetten sonra petrolün bulunduðu coðrafya kadar önemli olan bir diðer konuya, petrolün taþýnacaðý yola deðinmek gerekir. Petrolün bulunduðu coðrafyaya egemen olmak dünya üzerindeki gücünüz açýsýndan önemlidir; fakat çýkarýlan petrolü istediðiniz gibi yönlendiremezseniz ve istediðiniz yere güvenli, çabuk ve kolay ulaþtýrmazsanýz elinizdeki bu kart önemini korumakta güçlük çeker. Bu anlamda Hazar petrollerinin batýya ulaþým yollarý þu þekilde maddeleþtirilebilir. 1. Hazar Denizi'nin batýsýndan Karadeniz, Boðazlar, Ege Denizi, Akdeniz ve Atlas Okyanusu rotasý 2. Hazar Denizi'nin güney doðusundan Ýran (veya alternatif olarak Türkmenistan, Afganistan, Pakistan üzerinden) Arabistan Yarýmadasý'nýn doðusu, Kýzýldeniz, Akdeniz, Atlas Okyanusu rotasý 3. Hazar Denizi'nin güneyinden ikinci rotaya benzer þekilde Ýran üzerinden Arabistan Yarýmadasý'nýn doðusu ve ardýndan Afrika'- nýn güneyi üzerinden Atlas Okyanusu rotasý 4. Hazar Denizi'nin güney batýsýndan Ýran, Kuzey Irak, Suriye yolu ile Akdeniz ve ardýndan Atlas Okyanusu Rotasý Görülebileceði üzere ilk üç rota gerek Rusya gibi bir rakip üzerinden geçtiði, gerekse yolun uzunluðu açýsýndan ekonomik olarak oldukça verimsiz görünmektedir. Ayrýca yolun uzunluðunun yanýna Ýran'ýn bu senaryolarýn fazlaca içerisinde olmasý da petrol güzergahýnýn güvenliði açýsýndan olumsuz etki yaratmaktadýr. Fakat son rota kýsalýðý açýsýndan diðerlerinden çok daha ön plana çýkmaya adaydýr. Batý açýsýndan bu rotada bir yýl öncesine kadar sorun Ýran, Irak ve Suriye'nin bulunmasýydý. Þu anda Irak yerinde ABD'ye her konuda baðlý bir Kürt etnik federasyonu yerini almýþtýr. Bu gün ise sorun, Ýran ve Suriye'nin bulunmasýdýr. Gelecek yýllarda ise bu sorunlarýn tümüyle ortadan kalkmasýna çalýþýlmasý bir olasýlýktýr. Ýþte bizim için de her þey bu noktada baþlamaktadýr. Bundan sonra anlatýlacaklar tamamýyla bir ihtimal deðerlendirilmesi, bir varsayým olarak görülmelidir. Hazar Petrollerinin Batýya Ulaþým Rotasý Eðer petrol rotasý yukarýda sayýlan senaryolarýn sonuncusu gibi olacaksa ABD'nin yeni hedefi, orta vadede, Ýran ve Suriye olacaktýr. Uzun zamandýr bu ülkelere yapýlan uyarýlar ve tehditlerin yönünü de sadece terör ve ABD karþýtlýðý ile açýklamak eksik bir deðerlendirme olacaktýr. ABD bu noktada ipleri gergin tutarak uygun herhangi bir zamanda gerek baský gerekse fiili müdahale yolu ile durumu kendi lehine çevirebilmenin zeminini yapmaktadýr. Bu noktada elbetteki tercih edilecek yol, herhangi bir müdahalede bulunmadan bu ülkelerin sorun olmaktan çýkmasýdýr. Eðer Ýran ve Suriye'nin varolan yönetim anlayýþýnda kendi iç dinamiklerine dayanan çok radikal bir deðiþim yaþanýr da kendiliklerinden ABD ve batýya boyun eðerlerse ortada hiçbir sorun kalmayacaktýr. Fakat kýsa ve orta vadede böyle bir deðiþiklik beklenmemektedir. Bu noktada Büyük Ortadoðu Projesi (BOP) ve Ýran'daki ýlýmlý Hatemi yönetiminin desteklenmesi gibi yollar devreye sokularak iç dinamiklerin ortaya çýkmasý için katalizör etki yaratýlmaya çalýþýlmaktadýr. Ayrýca dýþ dünyanýn teknolojik, ekonomik ve kültürel rahatlýklarý gösterilmeye çalýþýlarak kendi yönetimleri üzerinde bir kamuoyu baskýsý yaratmalarý düþünülmektedir. Böylelikle bu ülkelerde yaþayan insanlarýn hem kendilerine baský uygulayan hem de petrol tekellerinin düþün 7

9 karþýsýnda bir engel teþkil eden þu anki rejimleri yýkmalarý beklenmektedir. Tüm bunlardan bir sonuç alýnamamasý durumunda her zaman olduðu gibi bir karýþýklýk dönemi baþ gösterecektir. Zira bölge ülkelerinin pek çoðunda olduðu gibi Ýran ve Suriye'de de etnik ve dinsel çeþitlilik oldukça fazladýr. Kuzey Irak'ta yaþanan durumun aynýsý Ýran'ýn ve Suriye'nin kuzeyinde de yaþanabilir. Demografik yapý hemen hemen aynýdýr. Burada Kuzey Irak'ýn kendi bulunduðu ülkenin yýkýmýna daha önce yardým etmiþ olmasýnýn nedeni Saddam rejiminin bu bölgede katliam derecesinde bir baský uygulamýþ olmasýdýr. Ayný baskýyý yaþamayan Ýran ve Suriye Kürtlerinin ayný þekilde davranmasýný elbette beklememek gerekir fakat otonom bir Kuzey Irak Federe Kürt Devleti bu gruplara da cesaret verecektir. Eðer ki çýkarlarý doðrultusunda bu þekilde de sonuca ulaþamazsa, hegemonya, doðrudan müdahale ile kendi yolunu açacaktýr. Tabii bu en istenmeyen ve en son baþvurulacak yoldur. Senaryolarýn Türkiye açýsýndan en kötüsü ve ayný zamanda en ilgi çekicisini ortaya koymak gerekir. Eðer tüm bu geliþmeler Ýran, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt devleti ile sonuçlanýrsa batý hegemon devletleri en kolay ve kendileri için güvenli þekilde bu iþi bitirmiþ olacaklardýr. Çünkü petrol yollarý üzerinde kendilerine olasý sorun yaratabilecek merkezi devletler yerine tamamýyla kendilerine baðlý uydu federasyonlar veya devletçikler yer alacaktýr. Bu noktada petrol güzergahýnýn güney sýnýrý Kuzey Ýran, Irak ve Suriye olarak çizilebilir. Ýþte kilit soru burada sorulacaktýr. Güney sýnýrý belli olan bu güzergahýn kuzey sýnýrý nereden çizilecektir? Sorunun olasý iki yanýtý vardýr : 1) Türkiye'nin güney sýnýrý ile güzergahýn kuzey sýnýrý bir olacaktýr. 2) Türkiye'nin güneydoðusu da bu güzergah içerisine girecek þekilde yeni bir oluþumun çabasý içine girilecektir. Her iki durumda da Türkiye'nin güneydoðusu etkilenecektir. Ya tekrar yýllarca süren bir mücadeleye girilmek zorunda kalýnacaktýr ya da direk bir saldýrýyla karþýlaþýlacaðýndan savaþmak durumunda kalýnacaktýr. Tabii ki hiçbir güç Türkiye'nin sýnýrlarýný deðiþtirmeye kalkmak gibi bir hataya düþmeyecektir. Fakat güneyde kurulacak uydu devletlerin Türkiye'nin güneyini o ya da bu þekilde etkileyeceði açýktýr. Sonuç Türkiye her türlü olasýlýða karþý hazýr bulunmasý gereken bir ülkedir. Etrafýnda veya direkt kendi üzerinde her zaman çok çeþitli senaryolarla karþý karþýya kalmýþtýr, kalacaktýr. Yukarýda belirtilen senaryoya karþý hazýrlýk olarak yapýlmasý gerekenler ve atýlmasý gereken adýmlar bulunmaktadýr. Bu adýmlardan ilki Ýran ve Suriye ile ikili iliþkilerin ilerletilmesi olacaktýr. Birkaç yýl öncesine kadar çok gergin dönemler yaþadýðýmýz bu ülkelerle en azýndan ticari iliþkilerin yoðunlaþtýrýlmasý çabalarýna girilmelidir. Herhangi bir olumsuz etken ortaya çýkmamasý durumunda bu ülkelerle bir pakt kurulmasý bile gündeme gelebilir. Suriye Devlet Baþkaný Beþar Esad'ýn ülkemizi ziyareti ve sýcak karþýlanmasý bir baþlangýç olabilir. Tabii ki bu baþlangýçta Hafýz Esad'ýn cenazesi için Suriye'ye giden Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer'in payý unutulmamalýdýr. Suriye bu açýdan Ýran'a göre daha yakýn ve rahat görünmektedir. Ýran ise rejim ihracý iddiasýný koruduðu müddetçe bu iliþkilerin geliþmesini zorlaþtýracaktýr. Fakat ýlýmlý Hatemi yönetimi ve yandaþlarýnýn desteklenmesi, iktidarda kalmalarýnýn saðlanmasý (son seçimlere Türkiye'nin gizli desteði saðlanabilirdi fakat molla rejimi daha büyük engellemelerle ýlýmlýlarýn seçimlere girmesini önlemiþtir) bir yol olarak görülebilir. Bununla birlikte ticari olarak baþlayacak ve ekonomik olarak derinleþecek ikili iliþkilerin ardýndan ülkeler arasýnda üst düzey temaslar da kurulabilecektir. Tüm bu geliþmeler saðlanýrsa üç ülkenin de ortak problemi olan etnik hareketlenmeye ve bunun dýþarýdan kaþýnmasýna üç devlet ortak bir tavýr alabilecektir. Tekrar belirtmek gerekir ki bu teori bir varsayýmdan yola çýkýlarak ortaya konulmuþtur. Fakat bu güne kadar yaþanýlanlar bu varsayýmýn olasýlýklardan dýþlanamayacaðýný gösterir. Unutulmamalýdýr ki; ülkeler kiþiler ve hükümetler tarafýndan yönetildiði müddetçe deðil, çýkarlarý tarafýndan yönetildiði müddetçe kuvvetli olacaktýr. düþün 8

10 TEK TUKUPLU KÜRESELLEÞME EKSENÝNDE TÜRKÝYE-AVRUPA BÝRLÝÐÝ ÝLÝÞKÝLERÝ ve KIBRIS ma yönünde gösterdiði kazanýmlar ve direnme baþarýsý olmaktadýr 3. Bilindiði üzere ulus-devlet anlayýþý, 1980'li yýllarýn baþýnda yeni küreselleþme süreci ile birdüþün konuk Tomris ÇAVDAR * Türkiye-Avrupa Birliði iliþkilerini küreselleþme ekseninde ve Kýbrýs konusu ile baðdaþtýrabilmek için önce Avrupa Birliði'nin yapýsý, bu yapýya Tek Kutuplu Dünya Düzeni'nin etkilerini ele almanýn yararýna inanýyoruz. Bu iliþkiler sisteminin Türkiye ve Kýbrýs baðlamýnda tarihsel incelemesinin, ulusal, toplumsal, kültürel, ekonomik yönleriyle ve bütünsel bir yaklaþýmla karþýlýklý ve dengeli yükümlülüklere dayalý bir deðerlendirmeye dayalý olarak yapýlmasý ulus-devletler arasýndaki iliþkilerin daha eþitlikçi bir yaklaþýmla incelenebilmesi için önemli görülmektedir. Avrupa bütünleþmesinin de en temel unsuru olan ulus-devletlerin uluslararasý hukuku biçimlendirmeye baþlamasý genellikle 1648'de yapýlan Westphalia Barýþ Anlaþmasý'na dayandýrýlmaktadýr. 17. yüzyýldan bu yana oluþan ulusdevlet, henüz aþýlabilmiþ deðildir. Bir kurum olarak ulus-devlet, sýnýrlarý belirli bir toprak (territory) üzerinde egemenliðe sahiptir. Yani bu devletler baðýmsýz, özerk devletlerdir. Birbirlerinin özerkliklerini karþýlýklý olarak tanýmýþlardýr. Böyle bir yapýda ve bu devletlerde iç ve dýþ politikanýn kesin ayrýmý yapýlabilmektedir 1. Ayrýca bölgesel bütünleþmelerin yapýsý da çoðu kez bu esasa dayalý oluþmaktadýr. Bu nedenlerle, Avrupa Birliði'nin üçüncü ülkelerle iliþkilerinde büyük bir ulus-devlet gibi hareket ettiði söylenebilir. Avrupa Birliði'nin günümüze kadar tarihsel geliþimi incelendiðinde, barýþçýl, yerleþik bir Avrupa'nýn, deðerlerini, varlýðýný korumak için sürekli bir evrimleþme içerisinde deðiþen ve yeniden yapýlanan bir dönüþüm içerisinde olduðu görülmektedir 2. Varolan yapýsý ile bir ulus-devletler bütünleþmesi olan Avrupa Birliði'nin yapýsýný en güçlü bir biçimde etkileyen dýþ etken Küreselleþme ve Tek Kutuplu Yeni Dünya Düzeni karþýsýnda varolan deðerlerini ve kendi ulusdevletler bütünleþmesine dayalý modelini koru- * Endüstri Yüksek Mühendisi. düþün 9

11 likte önemli ölçüde aþýndýrýlmakta ve yeniden biçimlenmektedir. Bu sürecin iyi bir biçimde anlaþýlmasý, Türkiye'nin uluslararasý alandaki yeri, aðýrlýðý ve konumunun da anlaþýlmasý baðlamýnda da son derece önemlidir. Ulus-devlet anlayýþý, Anadolu topraklarýnda, 19. yüzyýlda ayrýlýkçý akýmlarýn geliþmesiyle ve imparatorluk topraklarýndan çok sayýda yeni ulus-devlet doðmaya baþlamasýyla etkinlik kazanmýþtýr 4. Türkiye Cumhuriyeti, bu baðlamda Kurtuluþ Savaþý sonrasýnda Anadolu topraklarýnda ortaya çýkmýþ en önemli ulus-devlet olmuþtur. 80. yýlýný kutladýðýmýz Cumhuriyet, temelde çaðdaþlaþma, aydýnlanma ve yeni bir ulus-devlet yaratma anlayýþýna dayalýdýr. Kýbrýs adasýnda ise iki ayrý ulus-devlet yapýsýna dayalý yeni bir yapýlanma 1980'li yýllarýn ikinci evresinden sonra gerçekleþmiþtir yýlýnda Osmanlý Devleti adayý Rusya'ya karþý Ýngiltere'nin desteðini kazanmak için adanýn mülkü Ýmparatorlukta kalmak koþuluyla idaresini Ýngiltere'ye kiralamýþtý. Musul ve Hatay gibi Kýbrýs'ta 1923 yýlýnda imzalanan Lozan Antlaþmasý sonrasýnda çözüme ulaþtýrýlmasý düþünülen ve ertelen konular arasýnda yer almýþtýr. 1950'li yýllarýn baþýnda Ýngiltere eski sömürgelerinden çekilirken 1958 Zürih ve 1959 Londra Antlaþmalarý ile Kýbrýs adasýnda Ýngiltere, Türkiye, Yunanistan'ýn ada üzerindeki garantörlük haklarý güvence altýna alýndý. Kýbrýs adasýnda kurulan yeni devlette iç iþlerinde ortak ve baðýmsýz alanlarýn ayrýmý yapýldý. Ayný zamanda dýþ iliþkilerinde yalnýzca Türkiye ve Yunanistan'ýn birarada olduðu uluslararasý kurum ya da birliklere katýlabileceði öngörüldü 5. Türkiye-Avrupa Birliði iliþkileri açýsýndan bir incelemesini yapabilmek için bu durum özellikle büyük bir öneme sahiptir. Adanýn tarihi incelendiðinde 1974 öncesi ABD'- nin Yunanistan'daki cunta yönetimi ile desteðini alan Kýbrýs'lý Rumlarýn adanýn Yunanistan'a katýlmasý anlamýndaki yýkýcý ve sonuçlarý soykýrýma varan ENOSIS giriþimleri sonucunda Türkiye, adadaki garantörlük haklarý çerçevesinde Kýbrýs Barýþ Harekatý'ný gerçekleþtirmiþ ve 1983'ten bu yana adada iki baðýmsýz ve egemen ulus-devlet oluþmuþtur öncesi Kýbrýs'ta ortaya çýkan ENOSÝS amaçlý giriþimlerde Birleþmiþ Milletler kayýtsýz kalmýþ, Ýngiltere garantörlük haklarýnýn gerektirdiði güvenceleri saðlamamýþ, ABD ise Kýbrýs Barýþ Harekatý'na karþý çýkmýþ ve 1980'li yýllarýn baþýndan bu yana Ýngiltere ile birlikte KKTC'ye ambargo uygulanmasýný, tanýnmamasýný ve uluslararasý sistemden dýþlanmasýný desteklemiþtir. Adadaki tüm bu tarihsel sürecin Türkiye-Avrupa Birliði iliþkileri açýsýndan bir deðerlendirmesinin yapýlabilmesi için Avrupa Birliði'nin de geçirdiði dönüþümle birlikte adadaki her iki ada devletinin üyeliði öncesinde AB'nin Türkiye ve Yunanistan'ýn tam üyeliklerinin saðlandýðý bir bütünleþme olmasý gereði göz önüne alýnmalýdýr. Türkiye'nin Avrupa Birliði ve Avrupa bütünleþmesi ile iliþkileri, ancak varolan yapýsý ile kendisi de evrimleþmeye dayalý ve ayný zamanda bir ulus-devletler bütünleþmesi olan Avrupa Birliði'- nin, Türkiye'nin Cumhuriyet modeli ile nasýl bir etkileþim içerisinde olduðunun, Kýbrýs baðlamýnda bir incelemesinin yapýlabilmesi Birliðin geçirdiði evrimleþme süreci ile bu iliþkilerin ne yönde geliþebileceðinin anlaþýlmasý ile olanaklýdýr. Bu deðerlendirmemizin bir diðer amacý da, Avrupa Birliði'nin en temel unsuru olan ulus-devletlerin uluslararasý hukuku biçimlendirmeye dayalý bütünleþmesinin, kendi ulus-devlet yapýsýnýn korunmasý baðlamýnda Türkiye açýsýndan önemi ve Türkiye-AB iliþkileri açýsýndan da katkýlarýna sýnýrlý da olsa deðinebilmektir 6. Avrupa'da II. Dünya Savaþý sonrasýnda birleþik bir Avrupa düþüncesinin yolunu açan Avrupa Ekonomik Topluluðu (AET)'nun temeli olan Roma Antlaþmasý 1957 yýlýnda imzalanmýþtýr. Sözkonusu antlaþmanýn 1958 yýlýnda yürürlüðe girmesinden sonra Türkiye, 1959 yýlýnda tam üyeliði öngören bir ortaklýk iliþkisi kurmak üzere daha henüz oluþmakta olan topluluða baþvurmuþtur. Bu çerçevede taraflar arasýnda baþlayan görüþmeler sonucunda 1963 yýlýnda Türkiye'nin Topluluða tam üye sýfatýyla katýlabilmesi yolunu hedefleyen ve yürürlük süresine iliþkin bir hüküm taþýmayan ve Ortaklýk Antlaþmasý niteliðinde olan Ankara Anlaþmasý imza edilmiþtir 7. Ankara Anlaþmasý, Hükümette ve ilgili çevrelerde tartýþýlmýþ ve ancak bu süreçten sonra TBMM tarafýndan onaylanmýþtýr 8. Ankara Anlaþmasý'nýn yürürlüðe girdiði 1964 yýlýndan itibaren tam üye oluncaya kadar ortaklýk iliþkilerinin geliþtirilmesi, birbirini izleyecek olan üç dönemde gerçekleþecektir. Bu dönemler sýrasýyla Hazýrlýk Dönemi ( ), Geçiþ Dönemi ( ) ve Son Dönem (1995 ve sonrasý)'dir 9. A) Hazýrlýk Dönemi: Hazýrlýk Dönemi olarak kabul edilen yýllarý arasýnda Türkiye ekonomisini A.E.T. koþullarýna uyacak bir duruma getirmeyi hedeflemiþtir. Bu dönemde düþün 10

12 Türkiye herhangi bir yükümlülük üstlenmemiþ ancak Türkiye'nin Topluluða ihraç ettiði ürünlerine belirli kýsýtlar içinde veya hiçbir kýsýt olmaksýzýn gümrük indirimi olmuþtur 10. Avrupa Ekonomik Topluluðu ile 1970 yýlýnda geçiþ dönemi nin koþullarýný hazýrlayan Katma Protokolü imzalanmýþtýr yýlýnda yürülüðe giren bu belge gerek hazýrlanýþ biçimi gerekse içeriði açýsýndan Ankara Anlaþmasý ile uyumlu bir çizgidedir 11. Ayrýca mallarýn, hizmetlerin, iþgücünün (emeðin) ve sermayenin, aþamalý olarak serbest dolaþýmýnýn saðlanmasýný öngören ve taraflar arasýnda karþýlýklý ve dengeli yükümlülüklere dayandýrýlan çok önemli bir anlaþmadýr. Kýbrýs'ta bu dönemde Londra ve Zürih Anlaþmalarý ile kurulan yeni yapý sonrasýnda 1964'te ABD'nin baskýlarý ile Kýbrýslý Türkler kendi kaderlerine terk edilmeye zorlanmýþ ve Ankara hükümetlerinin etkisi sýnýrlanmaya çalýþýlmýþtýr. Ancak Ankara hükümetlerinin bu baskýlara karþý koymasý, Türkiye'nin uluslararasý alanda saygýnlýðýný arttýrmýþ, Kýbrýslý Türkler özgürlük isteyen toplumlarýn, dýþ baskýlar altýnda ezilen ülkelerin bir umut ýþýðý olmuþtur 12. B) Geçiþ Dönemi: Geçiþ Dönemi olarak kabul edilen yýllarý arasýnda A.E.T. Türk sanayii ürünlerinde kýsýtlamalarýný derhal kaldýrmýþ, bazý tarým ürünlerimize de belli kýsýtlar (kotalar çerçevesinde) ithal kolaylýklarý getirmiþtir. Ýþgücünün (emeðin) serbest dolaþýmýnýn, yýllarý arasýnda gerçekleþtirilmesinin A.E.T. tarafýndan kabul edilmesine karþýn anýlan dönemde gerçekleþtirilememiþtir. Gümrük indirimlerinde de Türkiye, 1995 yýlýna kadar Katma Protokol'ün öngördüðü karþýlýklý ve dengeli yükümlülükler çerçevesinde gerekli uygulamalarý yerine getirmiþtir. Ancak sözkonusu dönemde Türkiye'nin tüm bu yükümlülükleri tek taraflý olarak yerine getirmesine karþýn 1981 yýlýnda imza edilen IV. Mali Protokol'ün öngördüðü mali desteði önce A.E.T. ve daha sonra da AT tarafýnýn onay vermemesi sonucu alamamýþtýr. Bu mali destek ancak 1995 yýlýnda Gümrük Birliði Anlaþmasý'nýn, 1963 Ankara Anlaþmasý ve 1970 Katma Protokolü'ne aykýrý bir biçimde imzalanmasý sonucunda onaylanmýþtýr 13. Daha önce deðinildiði gibi 1981 yýlýnda Yunanistan'ýn yeniden NATO'nun askeri kanadýna kabul edilmesi sürecinde çekincelerin kaldýrýlmasýnda etkin bir konumu olan Türkiye'nin bu vetonun kaldýrýlmasý sýrasýnda Yunanistan ile eþ zamanlý olarak tam üyelik giriþiminde bulunmasý gerekirken, bu giriþim zamanlamasý geç olarak ve uygun olmayan bir biçimde 1987 yýlýnda yapýlmýþ ve dolayýsýyla da bu baþvuru kabul edilmemiþtir 14. Türkiye ayný dönemde, Yunanistan'ýn NATO'nun askeri kanadýna geri dönüþü konusundaki etkin konumunu Yunanistan'ýn Avrupa Topluluðu'na tam üyeliðinin kendisiyle eþ zamanlý olabileceði bir döneme erteletebilirdi. Ancak Türkiye'de ABD destekli 12 Eylül askeri yönetiminin varlýðý Türkiye ve Avrupa Topluluðu iliþkilerini zedelemiþ, tüm ortaklýk iliþkileri ve anlaþmalarý yine bu dönemde 1980'lerin ikinci evresine kadar askýya alýnmýþtýr yýlýnda kurulan Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'de benzer nedenlerle uluslararasý sistemde tanýnan baðýmsýz ve egemen bir devlet olamamýþtýr. Bilindiði üzere 1992 tarihinde imzalanan ve Kasým 1993'te yürürlüðe giren ve üye ülkeler arasýnda dayanýþmayý öngören Maastricht Antlaþmasý (Avrupa Birliði Antlaþmasý) ile Avrupa Topluluðu'ndan Avrupa Birliði'ne dönüþüm gerçekleþtirilmiþtir. Bu süreç sonrasýnda Kýbrýs konusunda yaþanan en önemli geliþme, Güney Kýbrýs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliði'ne yaptýðý baþvurunun göz önüne alýnacaðýnýn ve deðerlendirilmeye alýnacaðýnýn da açýklanmýþ olmasýdýr. Bu durum daha önceki baþvurularda Ankara ve KKTC'nin böyle bir baþvurunun uluslararasý anlaþmalara aykýrý olmasýný dile getirmesi nedeniyle ertelenmiþti. Böylece Türkiye tek taraflý olarak girdiði Gümrük Birliði ile AB'ye tam üye olmadýðý için herhangi bir destekten yararlanmaksýzýn hem küreselleþme sürecine eklenmiþ hem de Kýbrýs konusunda etkisiz ve edilgen bir konumu kabul etmek durumunda býrakýlmýþtýr. Bu süreç, Tek Kutuplu Dünya Düzeni ile de uyumludur. ABD, kendi iç ve dýþ politikalarý çerçevesinde konuyu AB ve Türkiye'ye karþý baský unsuru olarak kullanabilecek bir konuma eriþmiþtir. AB ise Güney Kýbrýs Rum Kesimi ve Yunanistan'ýn beklentileri çerçevesinde konunun tarafý durumuna getirilmeye çalýþýlmýþtýr. KKTC ise hukuksal ve Türkiye'nin garantörlük haklarý açýsýndan son derece haklý bir konumda uluslararasý sistemden dýþlanmaya doðru itilmiþtir. Gümrük Birliði ile Kýbrýs konusu tam üyelik amacý ile çeliþen ödünler gerektirdiði için deðerlendirmemizin bundan sonraki bölümünde de birarada ele alýnmýþtýr. Maastricht Antlaþmasý sonrasýnda 1993 yýlýnda Brüksel'de yapýlan Türkiye-AB Ortaklýk Konseyi toplantýsýnda 1981'den o döneme kadar düþün 11

13 Böylece Türkiye tek taraflý olarak girdiði Gümrük Birliði ile AB'ye tam üye olmadýðý için herhangi bir destekten yararlanmaksýzýn hem küreselleþme sürecine eklenmiþ hem de Kýbrýs konusunda etkisiz ve edilgen bir konumu kabul etmek durumunda býrakýlmýþtýr. ilk kez siyasi bir karar alýnarak Türkiye ve Avrupa Birliði'nin arasýndaki bütünleþmenin çerçevesi çizilmiþtir. Ancak bu çerçeve yanlýzca Gümrük Birliði ile sýnýrlandýrýlmýþtýr 15. C) Son Dönem (1995 ve sonrasý): Türkiye-Avrupa Topluluðu ortaklýk iliþkilerini kuran, 1963 yýlýnda imza edilen ve 1 Aralýk 1964'te yürürlüðe giren Ankara Anlaþmasý ya da Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluðu Arasýnda Bir Ortaklýk Kuran Anlaþma, önce hükümette ve ilgili çevrelerde tartýþýlmýþ ve ancak bu süreçten sonra TBMM tarafýndan onaylanmýþtýr. Ankara Anlaþmasý ve Katma Protokol gibi hukuksal belgeler Türkiye-Avrupa Topluluðu ortaklýk iliþkilerini karþýlýklý ve dengeli yükümlülükler çerçevesinde geliþtirmiþtir. 6 Mart 1995 tarihinde kabul edilen ve iþleyiþ kurallarý 1/95 sayýlý Türkiye-Avrupa Topluluðu Ortaklýk Konseyi Kararý ile saptanan Gümrük Birliði belgesi Avrupa Parlamentosu'- nun, Roma Antlaþmasý'nýn 300(3). maddesi ve Maastricht Antlaþmasý'nýn 49. maddesi uyarýnca onayýnýn alýnmasý gereken bir anlaþma niteliðindedir. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu tarafýndan da onaylanmýþtýr. Ancak bir Anlaþma niteliðinde olmasý gereken Gümrük Birliði belgesinin Türkiye'nin zararýna pek çok hüküm içermekte olmasý nedeniyle ilgili kurum ve kuruluþlar tarafýndan tartýþýlmadan ve TBMM'de onaylanmadan dönemin hükümeti tarafýndan imzalanmasý saðlanmýþtýr. Hukuksal açýdan tam üyelikle birlikte son dönem de gerçekleþmesi gereken Gümrük Birliði, tam üyelik gerçekleþmeden önce, Türkiye ile Avrupa Topluluðu arasýnda 1 Ocak 1996 tarihinde baþlamýþtýr 16. Ankara Anlaþmasý'nda (md. 2/2) Topluluk ve Türkiye arasýnda aþamalý olarak bir gümrük birliði kurulmasý son aþama olarak öngörülmüþtür. Türkiye'nin Topluluða tam üyeliði ile birlikte geçiþ dönemi nde aþamalý olarak yürürlüðe girmesi gerekmektedir 17. Ancak, Gümrük Birliði Türkiye'nin AB'ye tam üyeliði ile eþ zamanlý olarak gerçekleþtirilmediði gibi Gümrük Birliði konusunda Yunan vetosunun kaldýrýlmasý karþýlýðýnda Güney Kýbrýs Rum Yönetimi'- nin Kýbrýs Cumhuriyeti olarak Ada'nýn bütünü adýna tam üye olmasý için yapýlan görüþmeler takvime baðlanýrken sessiz kalýnmýþtýr 18. Türkiye'nin tam üyelik sürecini zedeler durumdaki Avrupa Topluluðu ile kurduðu Gümrük Birliði, Kýbrýs konusunda da edilgenliðin ve geri adýmlarýn en önemli dönüm noktalarýndan birisi olmuþ ve Türkiye'nin tek taraflý olarak baðlanmasýna neden olmuþtur. Bu durumun en önemli göstergesi de Gümrük Birliði'nin hemen sonrasýnda 1997 yýlýnda Avrupa Birliði'nin Lüksemburg Doruðu'nda Türkiye'nin Orta ve Doðu Avrupa ülkeleri ve Kýbrýs Rum Kesimi'ni kapsayan yeni katýlým sürecinin dýþýnda tutulmasýdýr. 28 Þubat 1997 sonrasýnda ise, Türkiye'de ortaya çýkan yeni siyasal oluþumun Lüksemburg Doruðu'nda alýnan bu karara sert bir tutum takýnmasý Aralýk 1999'da Avrupa Birliði'nin Helsinki Doruðu'nda Türkiye'nin Adaylýk Statüsü'nün tanýnmasý ve diðer aday ülkelerle eþit koþullar altýnda deðerlendirilmesi yolunu açmýþtýr. Bu dönem ayný zamanda Yunanistan'ýn Türkiye'ye karþý düþmanlýðýný gizlemeden ortaya koyduðu açýk kriz politikasý ný terk ederek Türkiye-AB Ýliþkilerini ve Türkiye'nin tam üyelik sürecini düþün 12

14 Kýbrýs ve Ege konularýnda daha fazla ödünler koparabilmek amacýyla kullanmaya baþladýðý yeni bir dönemin baþlangýcý olmuþtur 19. Türkiye'nin AB ile bütünleþmesinin en son aþamasý olarak tanýtýlan Gümrük Birliði, aslýnda Türkiye'nin AB ile bütünleþmesinin son aþamasý deðildir. Yanlýzca Türkiye'nin Gümrük Birliði'ne girmesindeki en son aþamadýr 20. Bu baðlamda tam üye olmaksýzýn Gümrük Birliði'ne girmiþ tek ülke örneðini oluþturmaktadýr. 15 üyeli AB'nin kuruluþu, yapýsý ve geniþleme süreci incelendiðinde üye ülkelerin önce tam üye olup Gümrük Birliði'ne sonradan girdikleri veya tam üyelik ve gümrük birliði süreçlerinin eþ zamanlý olarak baþladýðý görülmektedir 21. Türkiye tam üye olmaksýzýn Gümrük Birliði'ne girmekle Tam üyelerin ulusal çýkarlarý doðrultusunda yönlendirilen bir ticari uygulamalar sürecine, hiçbir yönlendirme etkisi olmaksýzýn uymak durumunda olan bir ülke durumunda olmuþtur. Oysa 1995 yýlýnda Türkiye'nin tek taraflý olarak ve bütün ulusal çýkarlarýný da gözardý ederek Gümrük Birliði ne girmek yerine, tam üyeliðe kabul edilinceye kadar AB ile farklý bir bütünleþme oluþturmasý gerekmekteydi. Örneðin, AB'ye üye olmadýðý halde, Birlik ile serbest ticaret antlaþmasýna dayalý bir ticari bütünleþme içerisinde ancak diðer ülkelerle iliþkilerinde baðýmsýz ulusal politikasý olan Ýsviçre ve Norveç'e benzer bir yaklaþýmý uygulamasý çok daha uygun görünmektedir 22. Yeni geniþleme sürecine göre AB, bir ülkeyi aday yapmakla herhangi bir yükümlülük altýna girmemekte ve aday ülke tüm koþullarý yerine getirse bile tam üye olamayabilmektedir. Ayrýca Türkiye'nin durumu AB'nin geniþleme süreci içerisinde yer alan diðer aday ülkelerden farklý bir biçimde deðerlendirilmektedir. Aday konumunda olan hiçbir ülke ile tam üyelik öncesinde Gümrük Birliði ne benzer bir anlaþma yapýlmamýþtýr. Ayný biçimde diðer adaylar için üyelik koþullarý yalnýzca Kopenhag ölçütlerine uyuma dayandýrýlmýþken Türkiye'ye yönelik olarak bu ölçütlerin yaný sýra Kýbrýs ve Ege konularýna iliþkin olarak kabul edilmesi bile düþünülemeyecek, olanaksýz ek koþullar getirilmiþtir 23. Bu koþullara göre Yunanistan ve Türkiye arasýndaki sorunlar belirlenen süre içinde çözüme ulaþtýrýlmazsa, Ege uyuþmazlýðý için 2004 yýlýnda Lahey Adalet Divaný'na gidilecek ve Kýbrýs Rum Kesimi'nin, adanýn bütününü temsilen AB'ye alýnacaðý öngörülmektedir 24. Sonuç olarak tek kutuplu küreselleþme sürecinin biçimlendirdiði bir düzende Türkiye'nin AB'nye diðer üye devletlerle eþit konumda ve haklara sahip olarak tam üye olmasý siyasal, sosyal ve ekonomik yararlar açýsýndan çok önemlidir. Ancak bu tip bir bütünleþme kýsa erimde saðlanamadýðý için (ve belki de hiç saðlanamayacaðý için) Türkiye, AB ile iliþkilerini kurucu antlaþmalarýn öngördüðü tam üyelik hedefine dayalý karþýlýklý ve dengeli yükümlülükler çerçevesinde yürütmek durumundadýr. Bu yaklaþým tam üyelik konumu saðlanýncaya kadar, hukuksal, ekonomik, dýþ politika ve egemenlik haklarý açýsýndan Türkiye'nin çýkarlarýna en uygun seçenek olarak görülmektedir. Bu baðlamda yukarýdaki bakýþ açýsýna uymayan ve aslýnda Tek Kutuplu küreselleþme sürecine eklemlenme ile baðdaþan Gümrük Birliði anlaþmasý niteliðindeki belge gözden geçirilmeli ve yeniden düzenlenmeli ve Tür- Türkiye, AB ile iliþkilerini kurucu antlaþmalarýn öngördüðü tam üyelik hedefine dayalý karþýlýklý ve dengeli yükümlülükler çerçevesinde yürütmek durumundadýr. Bu yaklaþým tam üyelik konumu saðlanýncaya kadar, hukuksal, ekonomik, dýþ politika ve egemenlik haklarý açýsýndan Türkiye'nin çýkarlarýna en uygun seçenek olarak görülmektedir. düþün 13

15 kiye-ab iliþkileri karþýlýklý ve dengeli yükümlülükler temeline yeniden oturtulmalýdýr 25. Benzer bir yaklaþým KKTC'nin adeta bir dayatma ile karþý karþýya býrakýldýðý ve bir ulusdevlet olarak egemenlik haklarýndan vazgeçmesi anlamýna gelen Kýbrýs Rum Kesimi'nin önerilerine göre biçimlendirilen ve tek kutuplu küreselleþme düzenine dayalý geliþtirilen Annan Planý'nda da izlenmek durumundadýr. KKTC'nin uluslararasý hukuka aykýrý biçimde Türkiye'nin tam üyesi olmadýðý bir uluslararasý bütünleþme olan Avrupa Birliði'ne Türkiye'den önce ve egemenlik haklarýndan vazgeçerek katýlmasýnýn Türkiye'nin tam üyelik sürecine olduðu kadar KKTC'nin ekonomisine de herhangi bir olumlu katký getirmeyeceði göz önüne alýnmalýdýr. Türkiye'nin gerçek anlamda tam üyelik iliþkisinin gerçekleþme durumunda þu anda tanýmlanan Kýbrýs ve Ege benzeri üyelik öncesi çözülmesi gereken sorun alanlarýnýn tümünün üyelikle birlikte ulus-devletlerin egemen eþitliðine dayalý bir bütünleþme içerisinde çözülebileceði gerçeði gözardý edilmemelidir. *NOT: Bu yazý Nisan 2004 tarihinden önce yazýlmýþtýr. Seçilmiþ Kaynakça Yýlý Geniþleme Stratejisi, Avrupa Birliði Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciði, Ankara, 2000, s Erol Manisalý, Gümrük Birliði'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, Baðlam Yayýnlarý, 1995, s. 38, 40, 41, 46, 47, 52, Erol Manisalý, Dünden Bugüne Kýbrýs, Akdeniz Haber Ajansý ve Gündoðan Yayýnlarý, 2002, s. 17, 37, Erol Manisalý, Yirmibirinci Yüzyýl'da Küresel Kýskaç Küreselleþme, Ulus Devlet ve Türkiye, Otopsi Yayýnlarý, Ýstanbul 2001, s. 42, Erol Manisalý, Türkiye Avrupa Ýliþkileri, Çaðdaþ Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s Çýnar ÖZEN, Türkiye-Avrupa Topluluðu Gümrük Birliði ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri, Ceylan Yayýnlarý, Ýzmir, 2002, s Ýlhan Tekeli-Selim Ýlkin, Türkiye ve Avrupa Birliði-Ulus Devletini Aþma Çabasýndaki Avrupa'ya Türkiye'nin Yaklaþýmý, Ümit Yayýnlarý, Ankara, 2000, s Mümtaz Soysal, Aklýný Kýbrýs'la Bozmak, Bilgi Yayýnlarý, 1995, s Tomris Çavdar, Avrupa Sosyal Modeli ve Türkiye-Avrupa Birliði Ýliþkileri, Avrupa Sosyal Modeli'nin Eðitim Politikalarý Açýsýndan Deðerlendirilmesi, Jean MONNET Avrupa Sosyal Politika Modülü için hazýrlanan kitap çalýþmasý, Ankara, 2003, s. 14, 15, 19, 68. Dipnotlar 1. Küreselleþme ulus-devlet etkileþimi baðlamýnda AB-Türkiye iliþkilerinin yorumlanmasý için bkz. Ýlhan Tekeli-Selim Ýlkin, Türkiye ve Avrupa Birliði-Ulus Devletini Aþma Çabasýndaki Avrupa'ya Türkiye'nin Yaklaþýmý, Ümit Yayýnlarý, Ankara, 2000, s Tomris Çavdar, Avrupa Sosyal Modeli ve Türkiye-Avrupa Birliði Ýliþkileri, Avrupa Sosyal Modeli'nin Eðitim Politikalarý Açýsýndan Deðerlendirilmesi, Jean MONNET Avrupa Sosyal Politika Modülü için hazýrlanan kitap çalýþmasý, Ankara, 2003, s Küreselleþme ulus-devlet etkileþimi baðlamýnda Avrupa Birliði'nin ayrýntýlý yorumu için bkz. Tekeli-Ýlkin, A.g.e., s Küreselleþme ulus-devlet etkileþimi baðlamýnda AB-Türkiye iliþkilerinin yorumlanmasý için bkz. Ýlhan Tekeli-Selim Ýlkin, Türkiye ve Avrupa Birliði-Ulus Devletini Aþma Çabasýndaki Avrupa'ya Türkiye'nin Yaklaþýmý, Ümit Yayýnlarý, Ankara, 2000, s Erol Manisalý, Dünden Bugüne Kýbrýs, Akdeniz Haber Ajansý ve Gündoðan Yayýnlarý, 2002, s. 17, Çavdar, A.g.e., s. 14,15, Yýlý Geniþleme Stratejisi, Avrupa Birliði Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciði, Ankara, 2000, s Erol Manisalý, Gümrük Birliði'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, Baðlam Yayýnlarý, 1995, s Manisalý, A. g. e., s Manisalý, A. g. e., s Erol Manisalý, Türkiye Avrupa Ýliþkileri, Çaðdaþ Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s Manisalý, Dünden Bugüne Kýbrýs, s Manisalý, Gümrük Birliði'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, s Manisalý, A.g.e., s Manisalý, Gümrük Birliði'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, s Çavdar, A.g.e., s Çýnar ÖZEN, Türkiye-Avrupa Topluluðu Gümrük Birliði ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri, Ceylan Yayýnlarý, Ýzmir, 2002, s Mümtaz Soysal, Aklýný Kýbrýs'la Bozmak, Bilgi Yayýnlarý, 1995, s Manisalý, Dünden Bugüne Kýbrýs, s Manisalý, Gümrük Birliði'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, s A.g.e., s Çavdar, A.g.e., s Erol Manisalý, Yirmibirinci Yüzyýl'da Küresel Kýskaç Küreselleþme, Ulus Devlet ve Türkiye, Otopsi Yayýnlarý, Ýstanbul 2001, s A.g.e., s Çavdar, A.g.e., s. 73. düþün 14

16 KEMALÝST ULUSÇULUK VE ERMENÝ SORUNU düþün kürsü ODTÜ ADT Çalýþma Grubu Alper ATALAY Hakan DEMÝRAY Tuba FÝDAN Mustafa Kemal SIKKIN Mine YILMAZ Fransýz Devrimi'yle iktidarýn el deðiþtirmesinin yanýsýra eþitlik, özgürlük, kardeþlik terimlerinin ortaya çýkmasý geleneksel düzenin deðiþimine yol açmýþtýr. Son birkaç ay içinde gazetelerde gündeme getirilen konulardan ikisini etnik ayrýmcýlýk ve Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kýzý Sabiha Gökçen'in Ermeni olup olmamasý oluþturdu. Gökçen'in Ermeni olup olmamasý, sadece etnik kimlik açýsýndan insanlarýmýzýn kafasýnda karmaþa yarattý. Bu karmaþanýn bilinçli bir þekilde yaratýlmaya çalýþýlmasý, insanlarýmýz arasýnda huzursuzluk çýkarma çabasýnýn parçasý olarak görülmelidir. Bu yazýda bu iki konu Kemalist ulusçuluk ilkesi çerçevesinde incelenip irdelenmeye çalýþýlacaktýr. Etnik ayrýmcýlýk kavramýnýn ve Gökçen'in Ermeni olup olmamasýyla ilgili durumun yarattýðý karmaþýk düþüncelerin netlik kazanmasý açýsýndan yazýyý iki bölüme ayýrmak yerinde olacaktýr. Ulusçuluk anlayýþýnýn ýrksal öðelere dayandýrýlmasý yanlýþlýðýna düþülerek Ermeni kökenli olmaya öcü gibi bakýlmaktadýr. Bu yanlýþlýðýn devamý olarak, geçmiþte yaþanmýþ acý olaylar, Türk-Ermeni düþmanlýðý yaratmak için kullanýlmaya çalýþýlmaktadýr. Yazýnýn ilk bölümünde ulusçuluk kavramýnýn ortaya çýkýþý, Kemalist ulusçuluðun oluþumu ve bu ulusçuluk anlayýþýnýn dayandýðý temeller üzerinde durulacaktýr. Ýkinci bölümde ise Ermeni Sorunu'nun tarihsel süreci anlatýlacak ve Ermeni Soykýrýmý iddialarýnýn dayandýrýldýðý tezler açýklanmaya çalýþýlacaktýr. Etnik ayrýmcýlýðýn ve Sabiha Gökçen'in Ermeni olup olmamasý ile ilgili durumun Kemalist ulusçulukla nasýl baðdaþtýrýlmasý gerektiði üzerinde durulacaktýr. I. ULUSÇULUK KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIÞI Fransýz Devrimi'yle iktidarýn el deðiþtirmesinin yanýsýra eþitlik, özgürlük, kardeþlik terimlerinin ortaya çýkmasý geleneksel düzenin deðiþimine yol açmýþtýr. Bu deðiþim sonraki dönemlerin þekillenmesinde önemli rol oynamýþtýr. Kongar, Fransýz Devrimi ile gelen bu deðiþimi þu þekilde dile getirmektedir: Baþlangýcýndan itibaren ve ana prensibinin tabii neticesi olarak, Fransýz Ýhtilali temele saldýrýr ve saltanat rejimi altýnda bulunan ihtiyar Avrupa'nýn bütün yapýsýný harap eder. Milletin egemenliðini ilan eder, kendi nazariyelerini pek tabii ve dünyaya þamil hakikatler þeklinde tanýtýr, yerleþmiþ bütün iktidarlarý tehdit eder, milletleri ayaklanmaya ve hürriyetlerini elde etmeye çaðýrýr. (1999;38). Bu deðiþim, iktidar erkinin halkýn eline geçmesi sonucunu doðurmuþ ve sadece Fransa'yý etkilemekle kalmayýp Avrupa'nýn düzeninde deðiþikliklerin gerçekleþmesine yol açmýþtýr. Fransýz Devrimi'nin uygarlýk tarihi açýsýndan en önemli katkýsý, daha sistemli hale getirilmiþ düþünce akýmlarýný ortaya düþün 15

17 çýkarmasýdýr. Bu düþünce akýmlarý; anayasalcýlýk, ulusalcýlýk (milliyetçilik), cumhuriyetçilik ve demokrasi olarak sýralamak mümkündür (age.,38). Ulusçuluk kavramýnýn ortaya çýkýþýna deðindikten sonra Osmanlý'yý nasýl etkilediðini incelemek gerekir. Fransýz Devrimi'nin getirdiði ulusçuluk akýmýnýn etkisiyle Ýmparatorluk içinde bulanan Hýristiyan topluluklar devlet olma yönünde çalýþmalara baþlamýþlardýr. Osmanlý bu Hýristiyan topluluklarýn imparatorluktan ayrýlmalarýný önlemek için Tanzimat Fermaný'ný yayýnlamýþ, ardýndan Meclis-i Mebusan'ý açarak anayasal bir saltanatlýklýk sistemi uygulamaya baþlamýþtýr. Daha sonraki dönemlerde bu uygulamalardan beklenilen sonuç alýnamayýnca düþünsel akýmlar ortaya atýlmýþtýr. Ancak bunlar da istenen neticeyi vermemiþtir. Osmanlý Ýmparatorluðu'nun parçalanmasýný önlemek için ortaya atýlan akýmlarýn baþarýsýzlýðýný Kili þu þekilde dile getirmektedir: Bu akýmlar çaðdaþ bir içeriðe, tutarlý bir mantýða ve toplumsal gerçeðe uymadýklarý için etkili olamamýþ, imparatorluðun sürdürülmesine olanak saðlayamamýþtýr. (2000; 72). Osmanlýcýlýk; imparatorluk sýnýrlarý içinde yaþayan topluluklarý din ve ýrk ayrýmý gözetmeden Osmanlý ulusu çatýsý altýnda toplayarak ülkenin bütünlüðü amaçlýyordu. Ýmparatorluðun parçalanma yönünde ilerlemesinin nedeni olarak din kurallarýnýn uygulanmamasýný görenler, çözümün dinde olduðunu savunarak Ýslamcýlýk akýmý öne sürmüþlerdir. Bir diðer akým ise dil, din, ýrk ve ülkü birliði temeline dayanan Türkçülük'tür. Bu akým, Osmanlýcýlýk ve Ýslamcýlýk akýmlarýnýn etkin olduðu dönemlerde pek yaygýn bir akým haline gelmemekle birlikte Turancýlýk'a dönüþtürülmesiyle ülke bütünlüðüne zarar verir duruma gelmiþtir. Batýcýlýk akýmý da toplumsal, bilimsel ve ekonomik içerikten yoksun, Batý öykünmeciliðinden öteye gidememiþtir. Ancak aydýn çevrelerce Batýcýlýðýn siyasal, kültürel, toplumsal ve ekonomik bir düzen olduðu anlayýþý yaygýnlýk kazanmaya baþlamýþtýr. Bu akýmlarýn yanýsýra Osmanlý'nýn parçalanmasýný önlemeye yönelik akýmlar arasýnda kiþisel giriþimcilik, yönetimde federallik ve sosyalist eðilimler de yer almýþtýr. II. KEMALÝST ULUSÇULUK Kemalist ulusçuluk anlayýþýnýn oluþma süreci Çanakkale Savaþý döneminde baþlamýþtýr. Ancak Kurtuluþ Savaþý'yla tam anlamýyla oluþumunu tamamlamýþtýr. Bu ulusçuluk anlayýþý, gücünü Anadolu halkýndan almaktadýr. Osmanlý Devleti düþüngüsünde yer alan ümmet anlayýþý Anadolu halkýnýn kendi gücünün farkýnda olmamasý durumunu ortaya çýkarmýþtýr. Anadolu halký, Osmanlý'da orduya asker kaynaðý olmaktan ve devlete vergi ödemekten baþka rolü olmayan aþaðý bir halk olarak görülmüþtür. Tüm bu yanlýþ tutumun ortadan kaldýrýlmasýna yönelik çalýþmalar ve Anadolu halkýnýn özünden gelen güç ortaya konularak, ulus olma bilinci kazandýrýlmasýna yönelik çabalar Kemalist ulusçuluk anlayýþýný ortaya çýkarmýþtýr. Kemalist ulusçuluðun ortaya çýkýþýnýn belirtilmesinden sonra bu ulusçuluk anlayýþýnýn tanýmýnýn, geçerliliðinin ve ortaya çýkýþýndan bugüne kadar korunmasýnda etkili olan ölçütlerin üzerinde durulmasý yerinde olacaktýr. Ulusçuluk tanýmýndan önce, Mumcu, Atatürk'ün ulusu nasýl tanýmladýðýný Ata'nýn kendi sözleriyle þöyle aktarmýþtýr: Ulus zengin bir aný mirasýna sahip, birlikte yaþamak konusunda ortak ve içten istek gösteren, malik olunan mirasý korumada iradeleri birleþen insan topluluðudur. (1981;93). Bu ulus tanýmýndan yola çýkýlarak Kemalist ulusçuluk tanýmý yapýlmalýdýr. Bu tanýmlamayý Kili þöyle yapmaktadýr: Ulusçuluk ulusun tüm bireyleriyle amaçta, ülküde, yazgýda, inançta, dilde, ekinde ulusal kimlik bilincine varmasý, 'ben Türküm' diyebilmenin, tasada, kývançta, olanaklarýn daðýlýmýnda birleþebilmenin mutluluðuna ulaþmasý, ülke ve ulus bütünlüðü için, devletin ve ulusun geleceði için birlikte çalýþma, eyleme geçebilme erdemini, özverisini göstermesi, yönetimde, ekonomide, siyasada, ekinde baðýmsýzlýk doðrultusunda geliþmeye, çaðdaþlaþmaya katkýda bulunmasýdýr. Kemalist ulusçuluk ilkesi evrensel barýþý hedeflemektedir. Bu ulusçuluk saldýrgan ve yayýlmacý emeller gütmeyen bir düþüngüdür. Ýnsanlýða güven verme temeli üzerinde kurularak, bütün uluslarýn haklarýna saygý göstermeyi ilke olarak benimsemiþtir. Kendi ulusunun haklarýný korurken diðer uluslarýn haklarýyla kendi ulusunun haklarýný eþit deðerde görür ve onlara da saygý duyar. Bu tutumunu gösterirken uluslarýn haklarýnýn korunmasýnda karþýlýklýlýk ilkesini benimser. Bu yönüyle evrensel nitelik taþýr. Kemalist ulusçuluk çaðdaþlaþmayý kendine hedef olarak belirlemiþtir. Hedeflediði çaðdaþlýða ulaþmakta izlediði yolda ilericiliði, usçuluðu ve düþün 16

18 pozitif bilimciliði temel almaktadýr. Kurtuluþ Savaþý'nýn ardýndan Türk halký kendini çaðdaþ uluslar seviyesine çýkarma yolunda hedef belirlemiþtir. Bu hedef, çaðdaþlaþmanýn bir parçasý olmakla birlikte sürekli bir biçimde zamanýn gerekleri doðrultusunda yenilenme düþüncesinden hareket eden ve kendi hareketliliðini sürekli koruyan tek çaðdaþlaþma ülküsüdür. Ayný zamanda Kemalist ulusçuluk, kendine belirlediði amaçlarla ulus devleti hedeflemektedir. Ünlü, bu amaçlarý ulus devlet temelinde þöyle sýralamaktadýr: - Ulusal ekonomiyi yaratmak, - Özerk bir ulusal yasama, yürütme organý (ulus devletin siyasi ve idari örgütünü) oluþturmak ve ayrýca bütün bað iliþkilerini (bireysel, yöresel ve cemaat baðlarýný) bu organýn denetimi ve bütünleþtiriciliði altýnda toplamak, - Ulusal bir kültür ( ortak deðerler ve beklentiler sistemi) ve buna baðlý bir kimlik tanýmlamasý yaratmak. (düþün,10,s.18-21) Bu anlayýþ ayrýmcýlýðý desteklemez. Ulusun bütünlüðünü birliðini amaçlar. Bu noktadan çýkýþla halký bir arada tutacak deðer yargýlarýna dayanýr. Kemalist ulusçuluðun dayandýðý temeller olan dil, kültür, ülkü ve vatan birliði bütünleþtirici ve birleþtirici özellikler taþýr. Kemalist ulusçuluk, kendisine temel olarak ülkü, kültür, dil birliði ve vatan birliðini benimsemiþtir. Dinsel ve ýrksal öðelere yer vermemiþtir. Dayandýðý bu temellere ayrý ayrý ve nedenleriyle deðinmek bu ulusçuluk anlayýþýnýn daha iyi anlaþýlmasý için doðru bir yaklaþým olacaktýr. Ülkü birliði, ulusun gücünün, emeðinin ve yaratýcýlýðýnýn ulusun çýkarlarý doðrultusunda yönlendirilmesiyle çaðdaþ uygarlýk düzeyine çýkmaktýr. Ulusun gönenci ve huzuru için tek amaç etrafýnda hareket edilmesi gereksinimi ortaya çýkmýþtýr. Kurtuluþ Savaþý'nda Türk ulusunun baðýmsýzlýk ülküsü uðrunda tek vücut ve tek yürek olmasý ülkü birliðinin en güzel örneðini teþkil etmektedir. Dil birliðiyle, ulusu oluþturan insanlar arasýnda iletiþim kurulmasý ve sevincin kederin paylaþýlmasý kolaylaþacaktýr. Bir toplumda farklý dilleri konuþan insanlarýn olmasý onlarýn ayný ulus çatýsý altýnda toplanamayacaðý anlamýna gelmemektedir. Burada vurgulanmak istenen dil birliði kavramý, toplumun her kesiminin kolayca birbirleriyle iletiþim kurabilmesi açýsýndan ortak bir dilin kullanýlmasý gerekliliðidir. Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu kurmasý Türk kimliðini oluþturma, bu kimliðin kendi özünü bulma ve ulusal bilinç oluþturma çabasýnýn bir parçasýdýr. Kültür birliði, uzun yýllar boyunca bir arada yaþamýþ insanlarýn yaþamlarýnda yer alan ortak deðerlerin bir araya gelerek bir bütünlük oluþturmasý olarak tanýmlanabilir.ekinsel birlik insanlarýn yaþadýðý çevrede birbirlerini tanýmasý ve geleneksel hale gelmiþ deðer yargýlarý içinde birbirlerinin sevinçlerine kederlerine ortak olabilme yetisi olarak görülmelidir. Bu birliktelik, zaman içinde insanlarýn hayatlarýnda derinlere inerek yerleþmiþ ortak deðerlerin bütünsel- Bu anlayýþ ayrýmcýlýðý desteklemez. Ulusun bütünlüðünü birliðini amaçlar. Bu noktadan çýkýþla halký bir arada tutacak deðer yargýlarýna dayanýr. Kemalist ulusçuluðun dayandýðý temeller olan dil, kültür, ülkü ve vatan birliði bütünleþtirici ve birleþtirici özellikler taþýr. düþün 17

19 liðine dayanmaktadýr. Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'nu kurarak, ortak tarihin araþtýrýlmasýný ve yüzlerce yýllýk kökleri olan kültür deðerlerinin ortaya çýkarýlmasýný hedeflemiþtir. Bu da ulus olma bilincinin kavranmasý ve ulusu oluþturan bireylerin bir arada bulunma nedenlerinin vurgulanmasý açýsýndan gereklidir. Kemalist ulusçuluk din öðesine yer vermeyip insanlarý ümmetlikten kurtararak güçlü bireyler oluþturmayý ve ulus bilincini yerleþtirmeyi hedeflemektedir. Ulusu oluþturan bireylerin arasýnda dinsel farklýlýklar olmasý kaçýnýlmazdýr. Bu kaçýnýlmazlýk, insanlarýn farklý dini inançlarýna raðmen ayný ulusun bireyleri olabilecekleri gerçeðini deðiþtirmez. Dinsel öðelerden yola çýkarak insanlarý bir araya getirmek olasý deðildir. Böyle bir durumda insanlar inançlarý gereði kendi inançlarý dýþýndaki insanlarla bütünlük saðlayamayacaklardýr. Bu noktada Kemalizm'in bir diðer ilkesi laiklik ön plana çýkmaktadýr. Laiklik, anlamýnda bulundurduðu, toplumsal yaþamdan dinsel inançlarýn arýndýrýlmasý gerçeðiyle toplumu oluþturan insanlarýn gruplaþmalarla birbirinden uzaklaþmalarýný engellemeyi hedeflemektedir. Etnik öðelerin Atatürk ulusçuluðunda yer almamasý bu ilkenin önemli esaslarýndan biridir. Ulusu oluþturacak bireyleri kökenlerine göre deðerlendirerek ulus oluþturma çabasýna girmek kopmalara neden olacaktýr. Bu baðlamda, insanlar arasýnda çatýþmalar yaþanmasý kaçýnýlmaz bir durum olacaktýr. Bu insanlarýn bir arada bulunarak ortak ülküler uðruna çalýþmalar yapmalarýný beklemek ya da dil ve kültür birliði temelinde huzur ve gönenç içerisinde yaþamalarýný beklemek doðru deðildir. Toplumsal huzurun saðlam temeller üzerinde þekillenebilmesi için toplumun bireyleri arasýnda ýrksal kökenleri ne olursa olsun ayrým gözetilmemesi vazgeçilmez bir koþuldur. Ayrýca ulusu oluþturan bireylerin alt kimliklerini yok saymak ya da bir kýsmýný öne çýkararak diðerlerini geride býrakmak ulusal bilinç oluþmasýný engelleyecektir. Temel alýnan nokta; alt kimliklerden daha çok tüm kesimlerin katýlýmýn oluþturduðu bir bütünsellik içerisinde huzura ve gönence ulaþma yolunda yönlendirmek ve bu doðrultuda çalýþmak olmalýdýr. III. ERMENÝ SORUNU Selçuklu Devleti döneminde Ermeni-Türk iliþkileri baþlamýþ ve bu dönemde Ermenilere dini inançlarý, eðitimleri ve iç iþlerinde serbestlik tanýnmýþ ve Bizans'ýn aðýr vergileri altýnda ezilen Ermeni Kilisesi, manastýrlarý ve ruhban sýnýfý vergiden muaf tutulmuþtur. Osmanlý Devleti'nin kuruluþ döneminde de Ermenilerin Anadolu'da rahat bir biçimde örgütlenmelerine olanak verilmiþtir. Ýstanbul'u fethinden sonra Ýstanbul'da bir Ermeni Patrikhanesi kurulmuþtur. Ermenilere dini, siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için her türlü baskýdan uzak bir ortam sunulmuþtur. Ayrýca Ermeniler, Osmanlý Devleti yönetiminde birçok görev almýþlardýr. Küçük Kaynarca Antlaþmasý'ndan (1774) sonra Rusya'nýn, Osmanlý Devleti içindeki Hýristiyan tebaanýn, özellikle de Ortodokslarýn koruyuculuðunu üstlenmesiyle, Osmanlý Devleti'nin içiþlerine karýþýlmaya baþlanmýþtýr. Bu tür müdahalelerinin ortadan kaldýrýlmasý amacýyla, 1856 yýlýnda Islahat Fermaný ilan edilerek, Osmanlý tebaasý arasýnda hiçbir din ve ýrk ayrýmý gözetilmeyeceði kabul edilmiþtir. Fermanda yer alan tebaanýn eþit olduðu hükmü Paris Antlaþmasý'nda da yer almýþtýr. Antlaþmadaki bu madde, Osmanlý'- nýn içiþlerine karýþýlmasýný önlemekten çok Avrupa devletleri tarafýndan kendi çýkarlarýný elde etmek için bir fýrsat olarak görüldü ve bu dönem Türk-Ermeni iliþkilerinin bozulmaya baþlamasýna neden oldu. Avrupa devletleri Osmanlý'nýn iç iþlerine karýþmanýn yaný sýra Osmanlý Ermenilerini teþkilatlandýrma çalýþmalarýna baþlamýþlardýr. Bu devletler çýkarlarýný elde etmek amacýyla Osmanlý hakimiyetinde bulunan halklarý ve özellikle Ermenileri örgütlerken, Fransýz Devrimi'nin getirdiði özgürlük, eþitlik ve milliyetçilik kavramlarýný kullandýlar. Bu kavramlarý Ermenilerin teþkilatlandýrýlmasýnda ve ayaklandýrýlmasýnda kullanarak kendi çýkarlarýný gizleme amacý güttüler. Rusya'nýn Balkanlar'da Panslavizm politikasýný sürdürmek amacýyla ve Osmanlý Devleti himayesindeki Hýristiyanlara kötü muamele yapýldýðý gerekçesiyle baþlattýðý, 93 Harbi olarak bilinen Osmanlý - Rus savaþýnda Rusya'nýn doðu vilayetlerini iþgaliyle, Ruslar Ermenilerle sýnýr komþusu oldu. Doðu Anadolu ile Dicle ve Fýrat havzasýndaki tasarýlarýný Ermeni unsuruyla baðdaþtýrmayý kararlaþtýran Ruslar, bundan dolayý Osmanlý Ermenilerini, Osmanlý Devleti aleyhine kýþkýrttýlar. düþün 18

20 Osmanlý - Rus Savaþý sonunda, Ermeniler Ruslar'dan þu taleplerde bulundular: 1-Fýrat'a kadar olan bölgenin Türkler'e geri verilmemesi ve buralarýn Ararat ili ile birleþtirilerek Rusya'ya baðlý bir Ermenistan kurulmasý, 2-Arazi ilhaký olmayacaksa Bulgaristan'a ve Bulgar milletine verilecek imtiyazlarýn, Ermeni milletine de verilmesi, 3-Ýþgal edilen topraklar boþaltýlacaksa, Bab-ý Âli'den ýslahat için maddi teminat alýnmasý ve ýslahatýn uygulama ve tamamlanmasýna kadar, Rus askerlerinin iþgal ettikleri topraklarý boþaltmamalarý. (Uras, 1987: 199) Savaþ sonrasýnda, 1878 yýlýnýn Mart ayýnda imzalanan Ayastefanos Antlaþmasý Osmanlý Ermeni iliþkilerinde dönüm noktasý olmuþtur. Osmanlýlar, bu antlaþmayla Ermenileri Doðu Anadolu'daki yerel halkla olan iliþkilerinde korumayý ve ülkedeki hýristiyanlarýn lehine ýslahat yapmayý taahhüt ederek Rusya'ya kendi iç iþlerine karýþma hakký vermiþ oluyorlardý.rusya'ya büyük imtiyazlar verilmesi, Ýngiltere ve Avusturya'yý rahatsýz etmiþ ve bundan dolayý antlaþma hükümlerinin deðiþtirilmesini istemiþlerdir. Doðu Anadolu'nun ve Balkanlarýn Rus himayesine geçmesinden Hindistan yolunun güvenliði nedeniyle hoþlanmayan Ýngiltere, Osmanlý Devleti'nden Kýbrýs Adasý'nýn yönetiminin, Ruslar Doðu Anadolu'dan çekildiðinde geri vermek koþuluyla kendisine verilmesini istemiþ ve 4 Haziran 1878'de Ýngiltere ile yapýlan gizli Kýbrýs antlaþmasý ile Ýngiltere'nin istekleri Osmanlý Devleti tarafýndan kabul edilmiþtir. Ýngiltere'nin öncülüðünde Ayastefanos Antlaþmasý'nýn hükümlerinin deðiþtirilmesi için 13 Temmuz'da Berlin'de bir konferans toplanmasýna karar verilmiþtir. Berlin Konferansý'na gelirken Ermeni heyetinin elinde, Ermeni isteklerini belirten açýk bir plan vardý. Bu planýn ana fikirlerini Barre þöyle sýralamýþtýr: 'Ermeniler, Osmanlý hakimiyetinden çýkmak gibi bir maksada sahip deðildirler. Anadolu'nun doðusunda, kalabalýk bulunduklarý yerlerde Lübnan Sancaðý'nýn muhtariyet statüsüne benzer bir idare tarzý istemektedirler. Yani bu yerler, Bab-ý Âli tarafýndan tayin ve büyük devletlerce tasvip edilen Ermeni bir genel vali tarafýndan idare edilecek, yerli bir jandarma kuvveti teþkil edilecek, vergilerin bir kýsmý memleketin kalkýnmasý için kullanýlacak ve bu ýslahatýn yapýlmasýna büyük devletlerce seçilen, devletlerarasý bir komisyon nezaret edecektir (Karal, 1983: 132). Bu konferansta, Ayastefanos Antlaþmasý'nýn Ermenilerle ilgili maddesi þu þekilde deðiþtirildi: Osmanlý Hükümeti, halký Ermeni olan eyaletlerde mahalli ihtiyaçlarýn gerektirdiði ýslahatý yapmayý ve Ermenilerin Çerkez ve Kürtlere karþý huzur ve güvenliklerini garanti etmeyi taahhüt eder ve bu konuda alýnacak tedbirleri devletlere bildireceðinden, bu devletler söz konusu tedbirlerin uygulanmasýný göreceklerdir (Kültür Bakanlýðý, 2004). Bu antlaþma sonucunda Türk-Ermeni iliþkileri yeni bir döneme girdi. Avrupa Devletleri'nin Osmanlý'nýn içiþlerine karýþmasýna olanak tanýyan Berlin Antlaþmasý bir yandan da Ermeni sorununun uluslararasý bir nitelik kazanmasýna yol açtý. Berlin Konferansý'nda istediklerini tam olarak elde edemeyen Ermeniler, amaçlarýna ulaþmak için silahlý mücadelenin gerekli olduðuna inanmýþlardý. Büyük devletlerin amaçlarýnýn farkýnda olan II.Abdülhamit, Ermenileri kullanarak Anadolu'yu parçalamaya çalýþan Avrupalý bazý devletlere karþý Doðu Anadolu'da tedbirler almýþ, Erzurum'- da sýkýyönetim ilan etmiþtir. Buradaki Ermenilerin güvenliðini saðlamak için iki tabur göndermiþtir. Bununla birlikte reform isteklerini askýya almýþtýr. Ýstediði ayrýcalýklarýn bir kýsmý onaylanmayan Ermeniler, Anadolu'ya yayýlan misyonerlerin katkýlarýyla ve Osmanlý ülkesine dýþarýdan gelen komitacýlarca planlanmýþ ve yönlendirilmiþ þiddet içeren faaliyetlere baþladýlar. Bu tür misyonerlik etkinlikleri, uzun erimde Osmanlý Devleti'- nin parçalanmasýný ve bu devletlerin Anadolu topraklarý üzerindeki çýkarlarýnýn korunmasýný amaçlamýþlardý. Bu amaçlarla misyoner okullarýnda milliyetçilik duygularý Ermeni gençlerine eðitim yoluyla, Ermeni halkýna ise kiliselerde vaazlar aracýlýðýyla aþýlanmýþtýr. Kýþkýrtýlmýþ milliyetçilik duygularý, Ermenileri Büyük Ermenistan Devleti'ni kurma hayalini gerçekleþtirme yolunda onlarý þiddete yöneltmiþtir. Þiddet içerikli olaylar ise yabancý ülkelerin desteðiyle, bir kýsmý Osmanlý Devleti'nin dýþýnda kurulan Ermeni terör örgütlerinin faaliyetleriyle gerçekleþtirilmiþtir. Bu faaliyetler çerçevesinde çeteler kurmak, Ermenileri silahlandýrmak ve onlara silah kullanýmý konusunda eðitim vermek, taraftar toplayarak isyan çýkartmak, komiteleri birleþtirmek ve sonuçta Büyük Ermenistan Devleti'ni kurmak hedeflen- düþün 19

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

AVRUPA BÝRLÝÐÝ SÜRECÝNDE TÜRKÝYE ve ENERJÝ AÇILIMLARI

AVRUPA BÝRLÝÐÝ SÜRECÝNDE TÜRKÝYE ve ENERJÝ AÇILIMLARI AVRUPA BÝRLÝÐÝ SÜRECÝNDE TÜRKÝYE ve ENERJÝ AÇILIMLARI GÝRÝÞ Türkiye, 3 Ekim 2005'te Avrupa Birliði (AB) üyesi olmaya yönelik olarak önemli bir aþama kaydetmiþ bulunmaktadýr. Bu çalýþmada, Türkiye'nin bu

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 2009-10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 1. Genel Açýklamalar: 88/12944 sayýlý Kararnameye iliþkin olarak

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 'HEDEFÝMÝZ EN BÜYÜK 10 EKONOMÝ ARASINA GÝRMEK' Baþbakanýmýz, Ulusa Sesleniþ konuþmasýnda Türkiye'nin potansiyelinin de hedeflerinin de büyük

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde) V KAMU MALÝYESÝ 71 72 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 1996 yýlýnda yüzde 26.4 olan

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. V KAMU MALÝYESÝ 73 74 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 2000 yýlýnda uygulamaya konulan

Detaylı

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi 2009-11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623 MALÝYE DERGÝSÝ ISSN 1300-3623 Temmuz - Aralýk 2007, Sayý 153 YAZI DANIÞMA KURULU Prof. Dr. Güneri AKALIN Prof. Dr. Abdurrahman AKDOÐAN Prof. Dr. Figen ALTUÐ Prof. Dr. Engin ATAÇ Prof. Dr. Ömer Faruk BATIREL

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora 2009-40 Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora Ýstanbul, 25 Aðustos 2009 Sirküler Numarasý : Elit - 2009/40 Sirküler Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler

Detaylı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr. MALÝYE DERGÝSÝ Temmuz - Aralýk 2011 Sayý 161 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Yayýn Kurulu Baþkan Füsun SAVAÞER Üye Ali Mercan AYDIN Üye Nural KARACA

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar 2017 Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7 TEST 8 Ünite Sonu Testi 1. 40 m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 2. A noktasýndan harekete baþlayan üç atletten Sema I yolunu, Esra II yolunu, Duygu ise III yolunu kullanarak eþit sürede B noktasýna

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

Ýran-Türkiye Ýliþkilerine Genel Bir Bakýþ

Ýran-Türkiye Ýliþkilerine Genel Bir Bakýþ Ýran-Türkiye Ýliþkilerine Genel Bir Bakýþ Arif Keskin (*) Son zamanlarda Türkiye-Ýran iliþkileri çok dikkat çekmektedir. Ýliþkilerin çok iyi olduðu ve Ýran'ýn en çok güvendiði ülkenin Türkiye olduðu iddia

Detaylı

BM ve AB Çerçevesinde Kýbrýs Sorununa Güncel Bir Bakýþ. A Contemporary Look into the Cyprus Conflict and the Involvement of UN and EU

BM ve AB Çerçevesinde Kýbrýs Sorununa Güncel Bir Bakýþ. A Contemporary Look into the Cyprus Conflict and the Involvement of UN and EU BM ve AB Çerçevesinde Kýbrýs Sorununa Güncel Bir Bakýþ Hasan DURAN * Özet: Kýbrýs'ta II. Dünya Savaþý'ndan sonra iki taraf arasýnda baþlayan soruna çözüm arayýþlarý da yýllardýr devam etmektedir. 1960

Detaylı

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? REC Hakkýnda ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 21 Araç 1: Kaynaþma Tanýþma Etkinliði 23 Araç 2: Uzun Sözcükler 25 Araç

Detaylı

BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR?

BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR? BÖLÜM I GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NEDÝR? GÜMRÜK BÝRLÝÐÝ NÝN KURULUÞU Ýkinci dünya savaþýnýn yýkýcý sonuçlarý Avrupa ülkeleri arasýnda öncelikle ekonomik, daha sonra da politik ve savunma alanlarýnda iþbirliðine girme

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 1 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

014-015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "7. AKIL OYUNLARI ÞAMPÝYONASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 7. Akýl Oyunlarý Þampiyonasý, 18 Nisan 015 tarihinde Özel Sancaktepe Bilfen Ortaokulu

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

1. Mondros Ateþkes Antlaþmasý ndan sonra baþlayan iþgallere karþý ilk direniþ nerede, kimlere karþý olmuþtur?

1. Mondros Ateþkes Antlaþmasý ndan sonra baþlayan iþgallere karþý ilk direniþ nerede, kimlere karþý olmuþtur? Soru - Yanýt 4 1. Mondros Ateþkes Antlaþmasý ndan sonra baþlayan iþgallere karþý ilk direniþ nerede, kimlere karþý olmuþtur? Yanýt: Ýþgallere karþý ilk direniþ güneyde Hatay Dörtyol da Fransýzlara karþý

Detaylı

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU T.C. AYDIN BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SU VE KANALÝZASYON ÝDARESÝ GENEL MÜDÜRLÜÐÜ TEMMUZ 215-1 215 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU KURUMSAL MALÝ DURUM VE BEKLENTÝLER RAPORU SUNUÞ 518 Sayýlý Kamu

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 MALÝYE DERGÝSÝ Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Doç.Dr. Ahmet KESÝK Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Doç.Dr. Ahmet KESÝK MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER Yayýn

Detaylı

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140 ..T.C. Davacý Davalý : Trabzon Baro Baþkanlýðý Trabzon Barosu Adliye Sarayý : 1- Maliye Bakanlýðý 2- Baþbakanlýk -TRABZON Davanýn Özeti: Karaparanýn Aklanmasýnýn Önlenmesine Dair 4208 sayýlý Kanunun Uygulanmasýna

Detaylı

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi GÝRÝÞ Ýnsanoðlu günümüzde dünya tarihinde belki de bilginin en kýymetli olduðu dönemi yaþamaktadýr. Çaðýmýzda bilgiye sahip olmanýn ya da bilgi kaynaðýna kolaylýkla ulaþabilmenin önemi her geçen gün artmaktadýr.

Detaylı

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI MEMUR PERSONEL ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ GÖREV TANIMI Memur Personel Þube Müdürlüðü, belediyemiz bünyesinde görev yapan memur personelin özlük iþlemlerinin saðlýklý bir

Detaylı

BALKANLARDA SÝYASÝ ÝSTÝKRAR VE GELECEÐÝ. Hazýrlayanlar: Prof. Dr. Hasret Çomak Yrd. Doç. Dr. Ýrfan Kaya Ülger RAPOR NO: 14

BALKANLARDA SÝYASÝ ÝSTÝKRAR VE GELECEÐÝ. Hazýrlayanlar: Prof. Dr. Hasret Çomak Yrd. Doç. Dr. Ýrfan Kaya Ülger RAPOR NO: 14 BALKANLARDA SÝYASÝ ÝSTÝKRAR VE GELECEÐÝ Hazýrlayanlar: Prof. Dr. Hasret Çomak Yrd. Doç. Dr. Ýrfan Kaya Ülger RAPOR NO: 14 RAPOR NO: 14 Balkanlarda siyasi istikrar ve geleceði NOT: BÝLGESAM farklý disiplin

Detaylı

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler? 28 Þubat Bildirisi MGK'nun 28 Þubat 1997 TARÝHLÝ BÝLDÝRÝSÝ Aþaðýdaki bildiri, o günlerdeki bir çok tehdidin yolunu kapatmýþtý. Ne yazýk ki, þimdiki Akepe'nin de yolunu açmýþtýr. Hiç bir müdahale, darbe

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý ve Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý 2010 içindekiler Orta Karadeniz Kalkýnma Ajansý Kalkýnma Ajanslarýnýn Kuruluþ Amaçlarý Vizyonumuz Misyonumuz Orta Karadeniz

Detaylı

Depo Modüllerin Montajý Öncelikle depolarýmýzý nerelere koyabileceðimizi iyi bilmemiz gerekir.depolarýmýzý kesinlikle binalarýmýzda statik açýdan uygun olamayan yerlere koymamalýyýz. Çatýlar ve balkonlarla

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! Asýlsýz iddia neden ortaya atýldý? Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! 19 Haziran 2004 tarihinde, Ovacýk Altýn Madeni ile hiçbir ilgisi olmayan Arsenik iddialarý ortaya atýlarak madenimiz

Detaylı

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI BASIN AÇIKLAMALARI Egemenler Arasý Dalaþýn Yapay Sonucu Zamlar EKONOMÝK KRÝZ VE ETKÝLERÝ 6 Aðustos 1945'te Hiroþima'ya ve 9 boyutu bulunmaktadýr. Daha temel nokta Aðustos 1945'te Nagasaki'ye

Detaylı

Yeni zirvelere doðru, mükemmellikle... ÝNÞAAT, TAAHHÜT VE MÜHENDÝSLÝK GÜÇLÜ BAÞLADI GÜCÜNE GÜÇ KATARAK DEVAM EDÝYOR! Deðerlerimiz Vizyonumuz Mevcut kültür, iþ ahlaký ve deðerlerini muhafaza ederken, tüm

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý 16 Haziran ve 23 Haziran 2002 tarihlerinde yapýlan Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) ve Yabancý Dil Sýnavý (YDS) sonuçlarýna aðýrlýklý

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii) 264 Âbideler Þehri Ýstanbul Saman-i Camii (Çukur Çeþme Camii) camiinin minaresi deðiþik bir biçimde inþâ edilmiþtir. Süleymaniye Camii nin doðusunda arka cephesinde yer alan ve Çukur Çeþme Mescidi olarak

Detaylı

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1) Bolkar Daðlarý AKD054 Acil Gerileme (-1) Ali Ýhsan Gökçen Yüzölçümü : 399366 ha Yükseklik : 210 m - 3524 m Boylam : 34,46ºD Ýl(ler) : Mersin, Niðde, Konya Enlem : 37,26ºK Ýlçe(ler) : Ereðli, Pozantý, Ulukýþla,

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 3 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007 Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007 Taþpýnar Muhasebe Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi

Detaylı

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN Kanun Numarasý : 3671 Kabul Tarihi : 26/10/1990 Resmi Gazete :Tarih: 28/10/1990 Sayý: 20679 Ödenek, Yolluk, Diðer Mali

Detaylı

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun Av. ÇALI MA HAYATINA L K N ANAYASA DE KL KLER I. Avrupa Birliði sürecinde demokrasi ve insan haklarý açýsýndan önemli bir dönüm noktasý olarak kabul edilen Anayasa deðiþiklikleri, 17 Ekim 2001 tarih ve 24556

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge Onaylayan Administrator Thursday, 05 August 2010 Son Güncelleme Thursday, 05 August 2010 HSGG GÜVENLÝ GELECEK ÝÇÝN SAÐLIK

Detaylı

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI ENCÜMEN VE KARARLAR ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ 5393 Sayýlý Belediye Kanununun 35. maddesi gereði Baþkanlýk Makamýnca Encümen Gündemine girmek üzere havale edilen

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN Kanun Numarasý : 3620 Kabul Tarihi : 28/3/1990 Resmi Gazete : Tarih: 6/4/1990 Sayý: 20484 Dýþ Ýliþkiler MADDE 1- Türkiye Büyük

Detaylı

AFRÝKA VÝZYON BELGESÝ. Hazýrlayan: Hasan Öztürk RAPOR NO: 16

AFRÝKA VÝZYON BELGESÝ. Hazýrlayan: Hasan Öztürk RAPOR NO: 16 AFRÝKA VÝZYON BELGESÝ Hazýrlayan: Hasan Öztürk RAPOR NO: 16 RAPOR NO: 16 Afrika vizyon belgesi NOT: BÝLGESAM farklý disiplin ve görüþlere sahip bilim adamlarýný sinerji saðlayacak þekilde biraraya getiren

Detaylı

TÜRKÝYE NÝN VÝZYONU. TEMEL SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ

TÜRKÝYE NÝN VÝZYONU. TEMEL SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ TÜRKÝYE NÝN VÝZYONU TEMEL SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ BÝLGESAM Yayýnlarý No: 1 ISBN: 978-605-89672-0-5 2008, bu kitabýn yayýn haklarý BÝLGESAM a aittir. Adres: BÝLGESAM Konaklar Mah. Çýnar Sok. Emlak Bankasý

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 31 Mart 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi,

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi, ... /... / 2008 Sayýn Makina Üreticisi, Firmamýz Bursa'da 1986 yýlýnda kurulmuþtur. 2003 yýlýndan beri PVC makineleri sektörüne yönelik çözümler üretmektedir. Geniþ bir ürün yelpazesine sahip olan firmamýz,

Detaylı

Sayý:14 Temmuz 2003 Çaðdaþ Sosyal Demokrasi ve Türkiye Gümrük Birliði nin Zararý 70 Milyar Dolar mý? Dünyadaki Ekonomik Dengesizlik Ceza Adaletinin Anatomisi Çanakkale Savaþlarýnýn Önemi ve Sonuçlarý Ýktisat

Detaylı

BURSA BADEMLÝ BADEMLÝBÜLTEN 2013-14 Ron BURTON U.R. 2440 Bölge Baþkaný Esat KARDIÇALI 1. Grup Baþkan Yardýmcýsý Serdar DURUSÜT Ali Ýhsan&Hande PALALI 2013-2014 Dönem Baþkaný KURULUÞ: 27.05. / CHARTER:

Detaylı

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ 210 ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ Örnek Restorasyonlar Sergisi Vakýf eseri için restorasyon, adeta ikinci bahar demektir. Zor, çetin ve ince bir iþtir. Bu nedenle, tarihi ve kültürel deðerlerimizin baþarýlý

Detaylı

isuzu Anadolu Isuzu Yýllýk Rapor 2002 Yýllarca Yollarca Þampiyon A NADOLU G RUBU

isuzu Anadolu Isuzu Yýllýk Rapor 2002 Yýllarca Yollarca Þampiyon A NADOLU G RUBU isuzu Anadolu Isuzu Yýllarca Yollarca Þampiyon A NADOLU G RUBU Ýçindekiler Genel Müdür ün mesajý............................................................ 3 Anadolu Grubu.................................................................

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 Düþen Faizler ÝMKB yi Yýlýn Zirvesine Çýkardý Merkez Bankasý ndan gelen faiz indirimine devam sinyali bono faizini %7.25 e ile yeni dip noktasýna çekti. Buna baðlý olarak

Detaylı

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM IX FÝYATLAR 145 146 FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM 2000 yýlýnda önceki yýlýn önemli ölçüde altýnda seyreden fiyat artýþlarý 2001 yýlýnýn ikinci ayýnda kurlarýn serbest býrakýlmasý sonucu üçüncü

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

2014-2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "4. AKIL OYUNLARI TURNUVASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 4. Akýl Oyunlarý Turnuvasý, 21 Þubat 2015 tarihinde Özel Sancaktepe Okyanus Koleji

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

OTOMATÝK BETON BLOK ÜRETÝM TESÝSÝ NHP

OTOMATÝK BETON BLOK ÜRETÝM TESÝSÝ NHP OTOMATÝK BETON BLOK ÜRETÝM TESÝSÝ NHP 520 Profesyonellik detaylarda gizli... Kolay ve pratik kalýp deðiþimi için tasarlanmýþ açýlýr makina gövdesi, kalýp deðiþtirme için gereken zamaný kýsaltmaktadýr.

Detaylı

Azerbaycan Dýþ Politikasý'nýn Temel Özellikleri (1991-2009)

Azerbaycan Dýþ Politikasý'nýn Temel Özellikleri (1991-2009) Azerbaycan Dýþ Politikasý'nýn Temel Özellikleri (1991-2009) Dr. Hatem Cabbarlý Vüsale Abdullayeva (*) (**) 1. Giriþ 1980'li yýllarýn sonu dünyada yaþanan ciddî deðiþikliklere tanýklýk etmiþtir. Elli yýldan

Detaylı

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri Barodan Haberler Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Baromuzca Akþehir Ýlçesinde Türk Medeni Kanunu'nda Edinilmiþ Mallar ve Tasfiyesi ile Aile Konutu konulu konferans gerçekleþtirildi. Meslektaþlarýmýzýn

Detaylı

MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI

MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI YÜKSEK DÜZEYLÝ GRUP RAPORU 13 Kasým 2006 BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI YÜKSEK DÜZEYLÝ GRUP RAPORU 13 Kasým 2006 (GAYRIRESMÝ TERCÜME) BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER NEW YORK, 2006

Detaylı

Belediye Meclisinin. Bilgi Edinme ve Denetim

Belediye Meclisinin. Bilgi Edinme ve Denetim Belediye Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yollarý Yasin SEZER * Giriþ Yerel yönetimler reformu kapsamýnda yapýlan 5393 sayýlý Belediye Kanunu, belediyelerin görev, yetki ve iþleyiþine iliþkin önemli

Detaylı

TÜRKÝYE NÝN STRATEJÝSÝ

TÜRKÝYE NÝN STRATEJÝSÝ DEÐÝÞEN DÜNYADA TÜRKÝYE NÝN STRATEJÝSÝ Dr. Atilla SANDIKLI Ýstanbul / 2008 Deðiþen Dünyada Türkiye nin Stratejisi BÝLGESAM Yayýnlarý No: 2 2008, bu kitabýn yayýn haklarý BÝLGESAM a aittir. Adres: BÝLGESAM

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

YAKIN DÖNEM TÜRK-AMERÝKAN ÝLÝÞKÝLERÝ. Prof. Dr. Ersin ONULDURAN

YAKIN DÖNEM TÜRK-AMERÝKAN ÝLÝÞKÝLERÝ. Prof. Dr. Ersin ONULDURAN YAKIN DÖNEM TÜRK-AMERÝKAN ÝLÝÞKÝLERÝ Prof. Dr. Ersin ONULDURAN 55 YAKIN DÖNEM TÜRK-AMERÝKAN ÝLÝÞKÝLERÝ Prof. Dr. Ersin ONULDURAN Türk-Amerikan iliþkilerini deðerlendirirken bu iliþkideki büyük ortak olan

Detaylı