A.B. ÜYELİK SÜRECİNDE TÜRKİYE NİN KIBRIS POLİTİKASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "A.B. ÜYELİK SÜRECİNDE TÜRKİYE NİN KIBRIS POLİTİKASI"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ ĠKTĠSADĠ VE ĠDARĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ ULUSLAR ARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI A.B. ÜYELİK SÜRECİNDE TÜRKİYE NİN KIBRIS POLİTİKASI HAZIRLAYAN Müge MERMERKAYA DANIġMAN Prof. Dr. Birol AKGÜN 2013

2 SUMMARY Cyprus, controlled by civilizations throughout the history of the island outslde the country of strategic importance has been requested to be taken. Geographic location. world politics an important role in determining the policy or did not escape the eyes of those states which are based in. One of the longest on the island civilizations that ruled the Ottoman Ġmparatorluğudur. A period of över 300 years ( ) hotds the sovereignty of Cyprus and the administration of the empîre in the 19th Century neared the end of the period had to üve with a great future sn the states is designed. On 31 July 1959 the applicant EEC union membership process of Turkey agaînst Cyprus issue is one of the biggest problems has been issued. Turkey - EU reiations, the Cyprus problem within the framework of Turkey- EU relations anaiyzed. A brief history of Cyprus in order to move on to the first part of our study is based on the strategic importance of the reference to the important issues discussed and determined breaking points.. Ġn the second chapter the historical context of the EU-Turkey relations were evaluated from past to present. Ġn the tast chapter the poücy of Cyprus and the EU harmonization process in Europe 57 Mentioning the poh'cy of the Government of Cyprus since the îevei of Turkey's întegration Into the historicai process is discussed. i

3 ÖZET Kıbrıs, tarihi boyunca ada dıģındaki uygarlıklar tarafından kontrol altına alınmak istenen stratejik öneme sahip bir ülke olmuģtur. Coğrafi konumu, dünya politikasını belirleyen ya da bu politikada önemli roller üslenmiģ olan devletlerin gözünden kaçmamıģtır. Bu durum, hemen hemen her dönemde Kıbrıs ın geleceğinin, bu ada dıģındaki uygarlıklarca belirlenmesine yol açmıģtır. Ada da en uzun hakimiyet sürmüģ olan uygarlıklardan biri de Osmanlı Ġmparatorluğu dur. 300 yılı aģkın bir süre ( ) Kıbrıs ın egemenliğini ve yönetimini elinde tutan imparatorluk, 19. Yüzyıl sonları yaklaģtığında dönemin büyük devletlerince tasarlanan bir geleceği yaģamak durumunda kalmıģtır. ĠĢte böyle bir ortamda, 1878 Osmanlı-Ġngiliz antlaģması Kıbrıs bakımından yeni bir dönemin baģlamasına neden olmuģtur. Adanın Türkiye açısından her zaman büyük stratejik önemi özellikle son yıllarda uluslar arası alanda ve bölgede meydana gelen hızla geliģme ve değiģimler ile Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi gibi enerji projeleri nedeniyle giderek daha da artmaktadır. Doğu Akdeniz de ticaret ve petrol ulaģım yollarını kontrol altında tutan Kıbrıs Adası siyasal, ekonomik ve askeri açıdan Ortadoğu etkinliği için son derece önemlidir. Ada, SüveyĢ Kanalının ağzında batmayan uçak gemisi gibidir. Bu açıdan Ortadoğu Ülkelerine operasyon yapabilecek son derece uygun bir konumdadır. 31 Temmuz 1959 da AET ye baģvuran Türkiye nin birliğe üyelik sürecinde karsısına çıkarılan en büyük sorunlardan biri Kıbrıs meselesi olmuģtur. Türkiye - AB iliģkileri çerçevesinde Kıbrıs sorununun Türkiye- AB iliģkilerini nasıl etkilediği incelenmiģtir. ÇalıĢmamızın birinci bölümünde konumuza temel olması amacıyla Kıbrıs ın kısa tarihçesi, stratejik önemine değinilerek önemli sorunlar tartıģılmıģ, kırılma noktaları belirlenmiģtir. Ġkinci bölümde ise geçmiģten günümüze Türkiye AB iliģkileri tarihsel çerçevede değerlendirilmiģtir. Son bölümde ise Avrupa nın Kıbrıs politikasından ve AB ye uyum sürecinde 57. Hükümetten bu yana Kıbrıs politikasından bahsedilerek Türkiye nin AB ye tarihsel süreçte entegre olma düzeyi tartıģılmıģtır. ii

4 İÇİNDEKİLER ÖZET...i GĠRĠġ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM 1.KIBRIS IN STRATEJĠK ÖNEMĠ VE TARĠHÇESĠ Kıbrıs Tarihi Osmanlı Öncesi Dönem Osmanlı ve Ġngiliz Dönemi Kıbrıs Sorununun DoğuĢu Megalo Ġdea, Enosis, EOKA VE TMT Kıbrıs Cumhuriyeti nin KuruluĢu Zürih ve Londra AntlaĢması Kıbrıs BarıĢ Harekatı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin KuruluĢu İKİNCİ BÖLÜM 2) TÜRKĠYE VE AB SÜRECĠ Avrupa Birliğinin KuruluĢ Süreci Avrupa Birliğinin Kurumsal Yapısı Türkiye ve AB iliģkileri AET ye Ortaklık BaĢvurusu ve Ankara AntlaĢması Katma Protokol Tam Üyelik BaĢvurusu, Gümrük Birliğine GiriĢ ve Sonrasındaki GeliĢmeler Lüksemburg Zirvesi Helsinki Zirvesi Helsinki Zirvesi Sonrasında Türkiye AB ĠliĢkileri ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3) AB'NĠN KIBRIS POLĠTĠKASI VE AB YE UYUM SÜRECĠNDE 57. HÜKÜMETTEN BU YANA TÜRKĠYE NĠN KIBRIS POLĠTĠKASI AB nin Kıbrıs Politikası Hükümet DSP-MHP-ANAP Koalisyonu ve AB ye uyum sürecinde Kıbrıs Politikası iii

5 Hükümet Dönemi Ġktidar Partisinin AB ye Uyum Sürecinde Kıbrıs Politikası SONUÇ KAYNAKÇA iv

6 GİRİŞ Tezimizin konusu olan Türkiye nin AB ye uyum sürecinde Kıbrıs politikasını ele almaktaki amacımız tarihsel süreçte Türkiye nin Avrupa Birliği ne girmesinin Kıbrıs sorununa nasıl bağlandığının ve AB ülkelerinin süreçteki politikaları ile Yunanistan ın üyeliğimiz önündeki engelleyici tavrını gözler önüne sermektir. Bu tezin yapılmasında ki amaçlardan biri Jeopolitik açıdan bakıldığında Kıbrıs, adasında yaģayan yüz binlerce Türk ün eģit siyasi haklara sahip, güven içerisinde, bağımsız olarak varlıklarını devam ettirebilecekleri bir vatan olarak sağlanması sorunudur. Kıbrıs; Ortadoğu, Ege, SüveyĢ Kanalı, Kızıldeniz ve Körfez dünyasının büyük güçlerinin ilgisini çeken yaģamsal bir bölgedir. Çünkü Kıbrıs, etrafını saran güçlere bölgesel ve stratejik güç olma yolunda bir açılım sağlar. Hiçbir stratejist, hiçbir uluslar arası iliģkiler uzmanı 21. yüzyılda Kıbrıs ın stratejik önemini kaybettiğini veya değerini yitirdiğini iddia edemez. Bazı kesimlerin Kıbrıs ı, Türkiye nin sırtında bir kambur, Avrupa Birliği ne girmede bir engel olarak görmeleri, bu kiģilerin Türkiye yi ilgilendiren her türlü uluslararası konudan bihaber, etkili bir dıģ politika anlayıģından yoksun oldukları gerçeğini gözler önüne sermektedir. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk de adanın Türkiye açısından önemini; 1930 yılında Akdeniz bölgesinde gerçekleģtirilen bir askeri manevra esnasında subaylara yöneltmiģ olduğu bir soru ile vurgulamıģtır. Atatürk tatbikatın sonunda subaylara Türkiye nin yeniden iģgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. Ġkmal yollarımız ve imkanlarımız nelerdir? Ģeklindeki sorusuna tatmin edici bir yanıt alamayınca haritada Kıbrıs ı göstererek Efendiler, Kıbrıs düģman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıģtır. Kıbrıs a dikkat ediniz! Bu ada bizim için çok önemlidir. sözleri ile Kıbrıs ın önemine iģaret etmiģtir. Diğer taraftan Ege nin büyük oranda Yunan gölüne dönüģtüğü dikkate alındığında Kıbrıs, Türkiye nin yanı baģında, Türkiye için Akdeniz e ve uluslar arası sulara çıkıģ yolu üzerindedir. Kıbrıs adasının bir Yunan adası, deniz ve hava üslerinin kuģattığı bir yer haline gelmesi, Türkiye nin ulusal çıkarlarını tehdit edeceği 1

7 gibi yeni güvenlik sorunları doğuracaktır. Ege de denge Türkiye nin aleyhine bozulduğundan Akdeniz de de Kıbrıs, Yunanistan ın egemenlik alanı haline gelirse, Türkiye nefes alamaz hale gelecektir. Türkiye nin aynı zamanda bir Akdeniz ve Ortadoğu ülkesi olup, bölgenin en büyük ülkesinin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu da ekonomik ve siyasal varlığını sürdürebilmesi için Kıbrıs ta Türk varlığının korunması hayati bir önem taģımaktadır. Özellikle 1990 yılı sonrası döneme baktığımızda Orta Asya petrollerinin enerji hattı Türkiye nin güneyinin güvenlik ve savunma sorununu artırmıģtır. Türkiye yakın bir gelecekte dünyanın önemli enerji terminallerinden birisi olacağından, bölgenin ticari önemi de artacaktır. Dolayısıyla Türkiye bu ekonomik ve ticari potansiyeli güvenlik altına almak zorundadır. Ayrıca Türkiye yeni geliģmekte olan Asya ekonomik pazarının batı kapısı üzerindedir. Asya dünya ile bağlantısını Batı da, Türkiye nin Akdeniz kapısı üzerinden sağlayacaktır. Bu batı kapısının önünde de Kıbrıs adasının durması, adanın Türkler açısından önemini bir kez daha kanıtlamaya yeterlidir. Adanın önemi hususuna baģka açılardan da bakacak olursak Türkiye nin ortasında yer aldığı bölge, dünyanın en istikrarsız ve sıcak çatıģmalarının olduğu yerdir. Orta Doğu, Kafkasya ve Balkanlar tam olarak istikrara kavuģmadığı sürece, sıcak çatıģmalar ihtimali potansiyel olarak Türkiye nin güvenliğini tehdit etmeye devam edeceğinden Türkiye nin uluslararası siyaseti, ulusal çıkarları ve güvenliği açısından Kıbrıs ın önemi daha da artmaktadır. Bu nedenle Kıbrıs taki Türk varlığının arttırılarak devamının sağlanması, refah seviyesinin arttırılması, mevcut bazı sorunların süratle ortadan kaldırılması Türkiye nin ulusal güvenliği için büyük önem taģımaktadır. ÇalıĢmamızda meselenin önemini vurgulamak adına konu ayrıntılarıyla ele alınacaktır. Türkiye, 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu na (AET) ortaklık baģvurusuyla birlikte önünde bir Kıbrıs sorunu paketi bulmuģtur. Sorunun çözümü, Türkiye-Avrupa Birliği iliģkilerine endekslenmiģ ve günümüze kadar süregelmiģtir. Rumların uzlaģmaz tavırları ve ENOSĠS faaliyetleri de süreçte ilerleme kaydedilememesinin nedenleri arasına nasıl girdiği tartıģılacaktır. 2

8 Türkiye ye AB Ģemsiyesi altında çözüm için yapılan baskılar öncelikle 1981 yılında Yunanistan ın tam üye olmasıyla yoğunluk kazanmıģtır. Yunanistan, Türkiye ile arasındaki tüm sorunları elindeki AB kozunu kullanarak Türkiye nin üyelik yolundaki ilerlemesini sürekli engellemiģtir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin (GKRY) 4 Aralık 1990 da Avrupa Birliği Komisyonu na tam üyelik için baģvuruda bulunmasıyla yeni ve zorlu bir sürece girilmiģtir. Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında GKRY nin AB ye yaptığı baģvuru da hukuksal açıdan geçersiz bulunmaktadır. Ancak buna rağmen, hukuk ve uluslararası etiğe de aykırı olarak, baģvuru iģleme konulmuģ ve Kıbrıs sorunu bu iģlemin ardından daha da içinden çıkılmaz hale gelmiģtir yılında ayrıca adada çözüm bulunmadan da GKRY nin AB ye üye olabileceği kararıyla birlikte on aday ülkenin görüģmelerinin sonuçlandırılması kararının alınması durumu daha karıģık hale getirmiģtir. AB nin vermiģ olduğu bu tavizler sunucunda GKRY sorunun çözümünde sürekli isteksiz kalmıģtır. Annan planı çerçevesinde Kıbrıs a çözüm bulma çalıģmalarında AB ve BM tarafsızlığını korumayarak planın içeriğini Rumların menfaatini gözetecek Ģekilde hazırlamıģlardı. Türk tarafının çözümsüzlük yanlısı algılanmasında yön değiģimine neden olan ve Rum tarafının uluslar arası alanda psikolojik olarak elini zayıflatan bir süreçten iģte bu planın sonrasında bahsetmek mümkündür. Ancak her ne kadar psikolojik üstünlüğün Türk tarafına geçtiği bir süreçten bahsedilse de bu durumun Türk tarafı üzerindeki olumsuz algıların kalkmasına ya da Türk tarafının bağımsız bir birim olarak tanınmasına yardımcı olduğunu söylemek zordur. Aksine Annan Planı üzerinden geçen zaman zarfında, adanın Rum kesimi, AB üyeliğinin verdiği rehavet içinde çözüm için herhangi bir giriģimde bulunma eğilimine neden giriģmemiģtir. Bu doğrultuda çoğu zaman masada sinir harbine dönüģen müzakere sürecinin nasıl yıpratıcı bir hale dönüģtüğü de tartıģılacak ve ön çalıģma yapılmadan müzakere masasında alternatifsiz olarak salt öne sürülenler üzerinde tartıģmanın, masada tarafların elini nasıl zayıflattığı ve yönlendirilmelerle hareket etmelerine neden olduğu üzerinde durulacaktır. ġu bir gerçektir ki, geçmiģte Yunanistan ın AB kararlarındaki uzlaģmaz tavrı, sonrasında gelen Kıbrıs Rum Kesimi üyeliği ile Kıbrıs sorununun çözümü büyük ölçüde Türkiye nin sorumluluğuna bırakılmıģtır. Kıbrıs Rum kesimi AB karar alma 3

9 organlarını, Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye nin tezlerini çürütecek bir platform olarak görmektedir. Bu nedenle Kıbrıs sorunu Türkiye nin AB ile müzakeresinde önemli bir engel teģkil etmektedir. Bu doğrultuda Türkiye nin üyelik müzakereleri kapsamında kısa ve orta vadede, daha sonra ise uzun vadede Kıbrıs sorunu üzerinde istikrarlı bir politika oluģturabilmesi adına sağlıklı bir kriz yönetimine ihtiyacı vardır. Ancak etkili bir kriz yönetimi öncelikle sorunun tarihsel gerçeklerle desteklenmesini ve tarafsız teģhisini gerektirmektedir. Türk tarafı, müzakere masasına Rumların Kıbrıs sorununun çözümüne iliģkin samimiyetlerini test edecek öneri ve açılımlarla gelmelidir. Çözüm olsun ya da olmasın, Türk tarafı masadan temel kriterlerin dıģına çıkmadan çözüm yönündeki samimiyetini, Annan Planında da olduğu gibi, bir kez daha tescilleyerek kalkmalıdır. Türk tarafı bir yandan da elinin güçlenmesine yarayacak olan sosyal, siyasi, hukuki ve ekonomik alanlarda iç siyasi dönüģümlerini gerçekleģtirmeye de hız vermelidir. Gelinen noktada AB sürecinde yeni bir çözüm olasılığı ortaya çıkmadığı takdirde Türkiye nin dıģ politikasının önemli bir unsurunu oluģturan AB sürecinde ciddi bir duraklama yaģanacaktır. Hatta böyle bir duraklama sürecinin içine girildiği dahi söylenebilir. Böyle bir duraklama sürecine giriliģ aģamaları tarihsel olarak incelenecektir. Önümüzdeki süreç etkili, çok yönlü ve planlı bir diplomasinin izlenmesini gerektirmektedir. KKTC tarafından önümüzdeki dönemde izlenecek politika; sosyal, siyasi, ekonomik ve hukuki giriģimlerin eģ zamanlı olarak uygulandığı çok yönlü bir diplomasinin ürünü olmalıdır. Çok yönlü diplomasi, hükümet eylem ve politikalarının yanında hükümetin dıģındaki kuruluģlardan gelen çaba ve adımları da içeren araģtırma geliģtirme programları, eğitim faaliyetleri, finansal ve ekonomik adımlarla desteklenmelidir. Kapsamlı adımlarla sürdürülecek çok yönlü diplomasi akılcı bir biçimde belirlenmelidir. Sürecin belli bir uzlaģı içinde yürütüldüğü bir politika anlayıģı belirlenmelidir. Hem iktidar ve muhalefet kanadını birlikte içeren hem de sivil toplum kuruluģlarının ortak katılımıyla gerçekleģtirilecek, farklı görüģ ve yaklaģımların harmanlanmasını sağlayacak düzenli toplantılar gerçekleģtirilmelidir. Bununla beraber uluslar arası platformlarda tek sesli ve tutarlı bir politika sergilenmelidir. 4

10 Ekonomik yönden ise KKTC mümkün olduğu ölçüde her alanda Rum kesimi ile yarıģabilir duruma gelmesi için gerekli alt yapı çalıģmalarına önem verilmelidir. KKTC ekonomisinin sürdürülebilir ve dengeli bir temele oturabilmesi için özel sektör temsilcileri ve devlet yetkililerinin fikirlerinin bir potada eritilmesi ile oluģacak bir sanayi politikası geliģtirilmelidir. Türkiye tarafından adaya doğrudan para yardımı yaparak bütçe açıklarını finanse etmek artık sürdürülebilir bir politika olmaktan çıkmıģ bulunmaktadır. Türkiye den yapılan yardımlar proje temelli olmalı ve uzun vadede istihdam yaratacak, alt yapıyı kuvvetlendirecek sektörlere kaydırılmalıdır. Ekonomide rekabetin artırılması ve büyümenin sürdürülebilir kılınması gerekmektedir. Sosyal güvenlik reformu, kiģisel mülkiyet hakları, bankacılık mevzuatı, vergi reformu gibi temel konularda çağın ve ekonomik mantığın gereklerine göre hareket edilmelidir. Ekonomide sektörel çeģitlenmenin önünü açacak alternatifler üretilmelidir. Farklı sektörlerin geliģimine dayalı olarak canlanan ekonominin KKTC üzerinde meydana getireceği etkilere de dikkat çekilerek halkın ekonomik geliģmenin önemini daha net anlaması sağlanmalıdır. Buna paralel olarak piyasada güçlü sektörlerin uluslar arası politikalar üzerinde belirleyici rolü dikkate alınmalıdır. Bu arada hem finansal hem de yasal anlamda çözüm yönünde teģvik için taraflara her türlü desteği sağlayacağını vurgulayan AB nin de yerine getirmesi gereken sorumluluklar bulunmaktadır. Sürecin faturası artık sadece Türklere kesilmemeli, AB Rum tarafını da çözüm konusunda teģvik edici bir tutum sergilemelidir. Süreçte diğer önemli nokta ise lobicilik faaliyetleridir. YurtdıĢındaki Türklerin lobicilik konusunda daha örgütlü hareket etmeleri sağlanmalı ve ciddi bir lobicilik faaliyeti içine girmeleri için hazırlık yapılmalıdır. Lobi faaliyetleri devlet güdümlü olmaktan çıkıp sivil toplumun insiyatifine verilmelidir. ABD, Rusya, Çin gibi BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan uluslar arası aktörlerle iģbirliği yolları aranmalıdır. Kıbrıs sorununa yaklaģımları yakından takip edilerek lobi faaliyetlerinin bu ülkeler üzerinde daha etkin iģlemesine nasıl çalıģılmalıdır konusu incelenecektir. 5

11 Kuzey Kıbrıs ın sosyoekonomik dönüģümüne katkı sağlayacak ve aynı zamanda da muhtemel bir çözümde kuzeyin AB ye daha kolay entegre olmasına yardımcı olacak unsur AB kriterlerine uyum yönünde atılacak adımlardır. Sosyoekonomik dönüģümün bir plan, program çerçevesinde gerçekleģebilmesine katkı amacıyla Türkiye, AB sürecinin gerekliliklerini kendi kimliğini ve temel yapısını koruyacak Ģekilde yerine getirmelidir. Türk tarafının uluslararası alanda tez ve çıkarlarının en iyi Ģekilde savunulması hem KKTC hem de Türkiye de uzman uluslar arası hukukçu yetiģtirilmesini zorunlu kılmaktadır. DıĢiĢleri Bakanlığı bünyesinde görev alacak hukukçuların ücret ve mesleki kariyer olarak tatmin edici bir düzeyde olmaları sağlanmalı ve uzun vadeli, tecrübeli kadrolar oluģturulmalıdır. Rum kesiminin Türklerin o bölgede kalan mülkiyet haklarının ihlalleri üzerine gidilmeye devam edilmelidir. Rum yönetiminin Türk mallarını vesayet altında kullandığı halde Türk maliklere herhangi bir bedel ödememesi üzerinde durulmalıdır. AB, Rumların ve diğer üyelerin kalıcı çözüme teģvik için daha ciddi adımlar atmasını sağlayabilmek adına, Türkiye ye AB üyelik müzakereleri çerçevesinde olumlu ve net sinyaller vermelidir. Uluslararası alanda kendi ayakları üzerinde duran, egemen bir KKTC yapılanmasından bahsediliyorsa, bu durumu fiili egemenlik açısından belirsizleģtirecek adımlardan Türk tarafı özenle kaçınmalıdır. Kıt kaynaklarla ekonomilerini çevirmeye çalıģan Türkiye ve KKTC nin bu aģamadan sonra yarım bırakılacak veya verimsiz projelere yatıracak tek kuruģunun olmadığı bir kamu bilinci Ģeklinde bir an önce özümsenmelidir. AB'nin bu güne dek izlemiģ olduğu siyaset Ģu varsayıma dayanmaktadır: Eğer biz Rum Kesimi'ni çözüm olmasa da üyeliğe kabul edeceğiz dersek, Türk tarafı çözüm yolunu açacaktır. Kabul etmemiz gerekir ki, bu tutum, Türk tarafının daha aktif davranmasına neden olmuģ, uzlaģmak için bir engel olmadığını ispata çalıģan KKTC Lideri DenktaĢ, hem dönemim Rum Kesimi Lideri Klerides e görüģme teklifini bizzat yapmıģ, hem de KKTC sınırlarını da Rum kesimine açmıģtır. Ancak bu çerçevede Rum kesimi, sorunun çözümüne yönelik olarak maalesef pek katkıda bulunmamıģtır. 6

12 Artık AB nin bu politikası geçerliliğini yitirmiģ ve kriz çözmekten ziyade yaģanan krizin en önemli sebebi haline gelmiģtir. Bu nedenle AB'nin de bu tutumunu terk etmesinin zamanı gelmiģtir. Diğer taraftan Türkiye nin AB ye katılımı sürecinin uzamasına olumlu yönden bakacak olursak her geçen gün güçlenen Türkiye, AB ye kendi ulusal menfaatlerinden taviz vermeden üye olabilecektir. Zaten AB de çeģitli nedenlerden dolayı Türkiye ile müzakere sürecini olabildiğince erteleme eğilimindedir. AB ye tam üyeliğin Türkiye deki istikrarı sağlamlaģtıracağı, AB üyeliği sayesinde Türkiye deki gelir dağılımının çok daha adil bir nitelik kazanacağı ve bölgesel geliģmiģlik farklılıkları azalacağı, çevre, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik ile çalıģma iliģkileri baģta olmak üzere, toplum yaģamının birçok alanında belirgin iyileģmeler yaģanacağı, bürokratik hantallıkla ve yolsuzlukla mücadelede önemli ölçüde yol alınabileceği bir gerçektir. Küresel boyutta bakıldığında AB gibi siyasal, ekonomik ve sosyal anlamda güçlü bir bloğa üye olacak olan Türkiye nin dünya ölçeğindeki konumunun ve rolünün güçleneceği sonuçlarına ulaģılmaktadır. Türkiye nin NATO ya üyeliği, ABD ile stratejik ortaklığı, Balkan ve Kafkas ülkeleriyle iģbirliği ve Ġslam dünyası ile bağları, AB nin küresel güç olma hedefine yaklaģmasına katkı sağlayacak unsurlardır. DıĢ iliģkilerde AB nin rolü konusunda Türkiye nin katılımı beraberinde hem avantajlar hem zorluklar getirecektir. Türkiye nin katılımı çatıģmalara meyilli Ortadoğu bölgesine istikrar gelmesine katkıda bulunabilecek, bununla birlikte AB yi bölgenin zorlu siyasi ve güvenlik sorunlarının daha çok içine çekebilecektir. Türkiye nin üyeliği, AB nin bölgesel ve küresel ağırlığını artırabilecek, bununla beraber özellikle oybirliği gerektiren alanlarda karar almayı karmaģıklaģtırabilecektir. Özetle, Türkiye bölgede istikrarı ve AB nin ağırlığını geliģtirecek bir faktör olabilecek, fakat aynı zamanda üyeliği dıģ politika alanında fırsatların yanında zorluklar da yaratabilecektir. Bunun yanında, Türkiye nin üyeliği, AB ye dünya politikasında daha güçlü ve etkin bir rol oynama imkânı vereceği de bir gerçektir. Kıbrıs konusu, geleceğe dönük olarak Türkiye-AB iliģkilerinin ve Türkiye nin AB ye tam üyelik sürecinin ana konusu olmaya devam edecektir. Burada Türkiye nin, Rum Yönetimi ni tüm Kıbrıs ı temsil eden tek resmî hükümet 7

13 olarak tanımaya zorlanması kaçınılmaz bir durumdur. Türkiye nin AB ye adaylığın baģlangıç noktası olan Helsinki Zirvesi kararları ve Kopenhag kriterleri kapsamında AB Komisyonu tarafından açıklanan son metinlere göre, AB kriterlerine uyum sağlayabilmemiz Birliğe girebilmemiz için önemlidir. Türkiye nin AB ye tam üye olabilmesi için belirlenen kriterlere uyum sağladığına AB yi ikna etmesi gerekiyor. Aksi halde sürecin daha da uzaması ve AB ülkelerinin veto tehdidi ile tekrar tekrar karģılaģmamız kaçınılmaz olacaktır. Türkiye nin son on yılda, ekonomisi, demokrasisi ve dıģ politikası ile AB'ye hemen her alanda yakınlaģtığı söylenebilir. Üyeliğine AB'den gelen destek sürmüģ olsaydı, muhakkak ki Türkiye bugün AB normlarına daha da yakınlaģmıģ olabilirdi. Bu desteğin hissedilmez hale gelmesine rağmen Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda söz konusu yakınlaģmayı sürdürmek için elinden geleni yapacağı da olasılıklar dahilindedir. Türkiye'nin en erken 2020'den sonra AB'ye üye olup olamayacağı ise, AB'nin önümüzdeki yıllarda kendi geleceği açısından yapacağı tercihlere, alacağı Ģekle bağlıdır. Kısacası Türkiye-AB iliģkisinde top, AB'nin sahasında görünmektedir. Avrupa Birliği nin dayatmıģ olduğu kriterleri yerine getiren Türkiye, AB liderlerinin Türkiye ye olumsuz bakıģını halen gidermiģ durumda değildir. Tabii ki bunda süreçte baģa geçen hükümetlerin izledikleri politikaların etkisi yadsınamaz. Türkiye-AB iliģkileri konusunda yapılan çalıģmalar daha çok Türkiye- AB iliģkilerini tarihsel bir analiz süreci içerisinde ele alan çalıģmalara dayanmaktadır. Ancak mevcut hükümetlerin sürece bakıģ açıları ve Kıbrıs politikaları üzerine yapılan akademik çalıģmalar oldukça kısıtlıdır. Bu eksikliği gözlemleyerek çalıģmamızda anlam bütünlüğü oluģturmak adına 57. Hükümetten itibaren partilerin politikaları üzerinde durulmuģtur. 57. hükümet dönemine kadar tabir yerindeyse AB-Türkiye iliģkilerinde bir çıkmazın bir darboğazın içine girilmiģtir. 57. Hükümet döneminde gerçekleģtirilen Helsinki Zirvesiyle Türkiye-AB iliģkilerinde önemli bir adım atılmıģtır. Zirvede Türkiye nin AB ye tam üyelik için adaylığı sonunda, resmi olarak kabul edildi ve Türkiye AB standartlarına ulaģma yolunda önemli mesafeler kaydetti. Helsinki Zirvesiyle Türkiye-AB iliģkilerinde yeni bir dönem baģladı. Zirvenin olumsuz yönü 8

14 ise; Türkiye-Yunanistan arasındaki Ege sorununun çözümü bir takvime bağlanmıģ, Kıbrıs ın bölünmüģ olsa da birliğe üye olabileceği açıklanmıģ, Türkiye nin üyeliğinin Kıbrıs ve Ege sorunlarının çözümü ya da çözümsüzlüğünün etkilenebileceğinin belirtilmesidir. Bunun dıģında genel olarak Helsinki kararları Türkiye de tartıģmalara neden olmakla birlikte AB üyeliğinde önemli bir adım olarak kabul edildi ve bir baģarı olarak değerlendirildi. Tezimizde bu hususlar ayrıntılı olarak iģlenecektir. Peki, AB süreci bir çıkmazdayken 57. Hükümetle beraber nasıl adım atıldı? ġurası bir gerçek ki gerek TÜSĠAD ın gerekse o dönem medyasının AB yanlısı tutumu ve kamuoyu oluģturmaya çalıģması etkili olmuģtur yılında Ak Parti hükümetinin iģ baģına gelmesiyle birlikte ise AB sürecinde ciddi ilerlemeler kaydedilmiģtir. Ak Parti kuruluģundan itibaren Türkiye nin Avrupa Birliği ne üyeliğinin destekçisi oldu ve uzlaģmacı bir tavır sergiledi. AK Parti hükümeti Kıbrıs konusunda da çözüm yanlısı bir politika sergilemiģtir. Bunun en büyük kanıtı da AK Parti Hükümetinin Annan Planı karģısındaki tutumudur. Fakat yıllardır süre gelen AB çıkmazında gelinen noktaya baktığımızda bu iģin sadece Türk tarafının adım atıp taviz vermesiyle olamayacağı aģikardır. Bunu en kısa zamanda AB ülkelerinin de görmesi ve bu doğrultuda karar almaları gerekmektedir. Onlar için de Türkiye nin önemi çalıģmada tartıģılacaktır. Sonuç olarak kapsamlı bir araģtırmanın neticesinde ortaya çıkan bu çalıģmada öncelikli olarak akademik değeri olan eserlerden, makalelerden, çeģitli dergilerden, önemli köģe yazılarından yararlanılmıģtır. Buna ilaveten partilerin resmi internet sitelerindeki dokümanlardan da yararlanılmıģtır. TBMM nin internet sitesindeki meclis tutanaklarıyla, AB Bakanlığının ve SayıĢtay ın internet siteleri ile de desteklenmiģtir. 9

15 BİRİNCİ BÖLÜM 1.KIBRIS IN STRATEJİK ÖNEMİ VE TARİHÇESİ 1.1. Kıbrıs Tarihi Osmanlı Öncesi Dönem Kıbrıs isminin kökenine baktığımız zaman kaynaklarda belirtildiğine göre Finike kökenli kubru kelimesinden gelmekte olup, kıyı manasındadır. Esasında bu konu hakkında çeģitli rivayetler olup, bu rivayetlerden bazılarına göre adanın ismi halen iģletilmekte olan zengin bakır madeninin Latincesi olan Kuprum dan, diğer bir rivayete göre Ġbranice kına ağacı demek olan Koper den gelmiģtir. 1 Türkiye nin hemen kırk mil yakınında olup coğrafi olarak Doğu Akdeniz de bulunan ada tarih boyunca çeģitli milletlere ev sahipliği yapmıģtır. Doğu Akdeniz de jeopolitik önemine bağlı olarak Avrupa Asya kıtaları arasında kilit bir nokta konumundadır. Fenikeliler, Frenkler, Egeliler zaman zaman adaya yerleģmiģ olsa da etnik çoğunluğunu Anadolu insanı oluģturmaktadır. Bunda tabiî ki de Anadolu ya yakınlığının da etkisi vardır. Coğrafyacılara göre Kıbrıs, Anadolu ya yapıģık bir bölgeyken 3. Jeolojik dönem ortalarında meydana gelen çöküntüler sonucu Anadolu dan kopup bir ada halini almıģtır. Kıbrıs a tarih sırasıyla M.Ö arasında Mısırlılar, M.Ö arasında Hititler, M.Ö arasında yeniden Mısırlılar, M.Ö arasında Fenikeliler, M.Ö arasında Asurlular, M.Ö arasında Bağımsız Krallıklar, M.Ö arasında yine mısırlılar, M.Ö arasında Persler, M.Ö arasında Makedonlar, M.Ö arasında yine Mısırlılar, M.Ö. 59-M.S. 395 arasında Romalılar, M.S arasında Bizanslar, M.S arasında haçlı Ģövalyeleri, M.S arasında Luzinyanlar, M.S arasında Venedikliler hakim olmuģtur. 2 Özellikle 1571 yılından I. Dünya SavaĢı na kadar olan sürede Anadolu çiftçisi ve zanaatkarlarının göç ettiği bir ada olmuģtur. Türkiye ye olan yakınlığı, iklimi ve jeopolitiği itibariyle de Anadolu nun bir parçasıdır. 1 Talip Atalay, GeçmiĢten Günümüze Kıbrıs, Mehir Vakfı Yay, Konya 2003, s.30 2 Kıbrıs ın Fethi, Genel Kurmay BaĢkanlığı Yay, Ankara,1986,s.14 10

16 Kıbrıs gerek zengin bakır madenlerinden dolayı iktisadi konumu gerekse Anadolu, Suriye ve Mısır kıyıları arasında bulunmasından dolayı stratejik konumu nedeniyle daha ilk çağlardan itibaren öne çıkmıģ ve çeģitli kavimlerin istilasına uğramıģtır. Söz konusu kavimlerin karıģımı olmalarından dolayı yerli halkın ırki kökenlerinin kimlere dayandığı tam olarak tespit edilememektedir. Ancak, melez bir halk oldukları kabul edilen bir tezdir. 630tarihinde adayı ele geçiren Muaviye komutasındaki Ġslam orduları, adanın manevi mimarlarından, Hadis-i ġerif le Ģehit olacağı bildirilen Ümmü Haram ın Ģehadetiyle sonuçlanan savaģtan sonra, bir müddet Kıbrıs ı ellerinde tutmuģlardır. Daha sonra Vergi ödenmesi Ģartıyla adayı Bizanslılara iade etmiģlerdir. Osmanlı nın fethine kadar da ada idarecileri Müslümanlara vergi vermeye devam etmiģlerdir. 3 ÇeĢitli uygarlıkların iç içe yaģadığı önemli geçiģ yollarına hakim bir mevkide bulunan Kıbrıs 1489 yılında Venedik idaresine geçmiģtir. Adada yaģayan Rum, Ermeni ve Suriye usullerine göre ibadet eden ve Lübnan a bağlılıklarına rağmen sayıları seksen bini bulan ve altmıģ köyden oluģan Maruniler, 4 Ortodoks ve Yunan baskıları sonucunda asimile edilmiģ ve bunun sonucunda büyük bir Ortaçağ topluluğunun uzantısı olan ve Kıbrıs adasının kuzeybatısında Kormakitis, Arumatos, Aya marina ve Karpasya köylerinde ikamet eden üç bin kiģilik bir grup haline gelen bu insanlar da Umumi Vali Nicada Dondola nın insanlık dıģı muamelelerine tabi tutulup köle hayatı yaģarlarken adanın Osmanlı Devleti tarafından 1571 yılında fethiyle beraber Rumlara din, vergi ve kültürel konularda tam anlamıyla bir serbesti verilmiģ ve bu durum adanın Ġngilizler e verildiği tarihe kadar aynı Ģekilde devam etmiģtir. Kıbrıs adası, kilometre kare yüzölçümü ile Doğu Akdeniz in en büyük, Sicilya ve Sardunya dan sonra da Akdeniz in üçüncü büyük adası olup çok eski, bu itibarla çok zengin bir tarihe sahiptir. 5 3 Talip Atalay, a.g.e, s Arif Alagöz, Kıbrıs tarihine Coğrafi GiriĢ, Milletler arası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi Türk Heyeti tebliğleri, Türk kültürünü AraĢtırma Enstitüsü, Ankara, 1971, s.25 5 Atilla Atan, Kıbrıs-Yeni Bir Türk Devleti nin DoğuĢu, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, sayı 14, Ankara, Nisan 1986, s.56 11

17 1.1.2.Osmanlı ve İngiliz Dönemi Osmanlı-Venedik arasında 1517 yılında yapılan anlaģmaya rağmen Osmanlı nın adayı almasını zorunlu kılacak çeģitli nedenleri vardı. Bu nedenler: a) Jeopolitik Sebepler: Kıbrıs ın gerek güney Anadolu gerekse Suriye kıyılarını kontrol edebilecek durumda olmasından dolayı bir Akdeniz hakimiyeti kurmak yolunda olan Osmanlı nın, özellikle kendi kıyılarını kontrol edebilmek ve en önemli rakiplerinden Venediklileri devre dıģı bırakmak istemesi. b) Ekonomik Sebepler: Kıbrıs ın önemli bir ticaret yolu olması ve gerek Malta, gerek Venedik korsanlarının zaman zaman ticaret gemilerine saldırmasından dolayı ticaret yolunun güvenliğini sarsmalarından dolayı Osamnlılar ın ticaret yolunun güvenliğini sağlamak istemesi c) Dini Sebepler: Hacıların Venedikli Korsanların saldırılarına maruz kalması en önemli sebeplerden sayılmakla beraber dönemin ġeyhülislamı Ebu s Suud Efendi nin fetvasında ifade ettiği gibi Kıbrıs ın daha önce Müslümanlarca fethedilmiģ olması, Ümmü Haram ın türbesinin Kıbrıs ta bulunması gibi nedenlerden ötürü Kıbrıs ın Müslüman toprağı olduğu fikrinin canlılığını koruması Ayrıca yerli halkın talepleri de adaya sefer düzenlenmesi hususunda teģvik edici olmuģtur. Nitekim Katolik Venedik idaresinde adeta köleleģtirilen ve dini hakları ellerinden alınmak istenen Ortodoks halk kendilerini KatolikleĢtirmeye çalıģan Venediklilerden Ģikayetçiydi. Osmanlı nın adaletini ve dini serbestisini sağlayan idaresini bildiklerinden ötürü fırsat buldukça heyetler gönderiyor ve Venediklilerin elinden kendilerini kurtarmasını talep ediyorlardı. 6 II.Selim e Ģehzadeliği döneminde Mısır dan gönderilen hediyelere el konulması ve 1563 yılında Mısır hazine defterdarının bindiği geminin yağmalanması üzerine bu tür gasp, yağmalama ve taciz olaylarına bir son vermek amacıyla yapılan giriģimlerin sonuçsuz kalması ve Kıbrıs taki Hala Sultan Türbesi nin güvenceye alınması gayesiyle adaya bir sefer düzenlenmesi kaçınılmaz hale geldi. Osmanlı Devleti adanın kan dökülmeden ele geçirilmesi için diplomatik teģebbüslere baģladı. Ayrıca 6 H.Vergi Bedevi, Tarih boyunca Kıbrıs-Anadolu iliģkilerine Genel BakıĢ, K.T.F.D Enformasyon Dairesi Yay, s

18 Osmanlı Devleti Kıbrıs Seferi sırasında diğer ülkelerle problem çıkmaması için bir takım siyasi ve askeri giriģimlerde bulunmuģtu. Örneğin 1568 de Avusturya ile sekiz yıllık barıģ, 1569 da Fransa ile II. Kapitülasyon ve 1570 te de Rusya ile dostluk antlaģmaları imzalamıģtı. Kıbrıs ın fethinden sonra adanın geliģmesi için üretici insan kaynağına ihtiyaç olduğunu gören II. Selim adada kalan yirmi bin civarında askerin yanı sıra on bin civarında sanatkar ailenin de Kıbrıs a gönderilmesini kararlaģtırdı. Bu amaçla çıkarılan bir sürgün hükmüne göre Anadolu, Karaman, Rum ve Dulkadiriye kadıları Ģehir ve kasabalarda oturan zanaat ve meslek sahipleri arasında seçme yaparak, her on hanede bir hanede yaģayan aileleri Kıbrıs a gönderdiler. Adaya gelen bu Türkler kısa sürede ekonomik yaģama büyük bir canlılık getirdi. Yunanistan ise daha Osmanlı egemenliği altında olması nedeniyle Rumları kıģkırtacak durumda değildi. Taaki Megali idea fikri ortaya atılana kadar, iki halk Osmanlıların adil yönetimi altında barıģ içinde bir arada yaģadı. Denebilir ki adadaki bütün halkların barıģ içinde bir arada yaģadığı tek dönem Osmanlı idaresi altında yaģanan dönemdir. Osmanlı döneminde yerel halkın büyük bir kısmının bağlı olduğu Ortodoks dinine ait ibadet yerleri yeniden açılmıģ, Hristiyanlar tam bir ibadet özgürlüğüne kavuģmuģtur. Tarihe 93 harbi olarak geçen Osmanlı-Rus savaģında Osmanlı Devleti mağlup olup Ayestefanos AntlaĢmasını imzalaması, güç dengesini Rusya lehine döndürdü. Bu durum baģta Ġngiltere olmak üzere bölgede çıkarı olan devletleri endiģelendirdi. Ġngiltere Asya daki menfaatlerini tehdit eden bu antlaģmayı tanımadı ve diplomatik yoldan teģebbüse geçti. Denge politikasıyla ayakta durmaya çalıģan Osmanlı Devleti sonunda Ġngiltere ile 4 Haziran 1878 de Kıbrıs AntlaĢmasını imzalamak durumunda kaldı. Yani Ġngiltere sözde Ruslara karģı Osmanlı ya yardım vadiyle Kıbrıs ı yılda altına kiralamayı baģardı. Fakat ne gariptir ki, Ayestefanos AntlaĢmasını tekrar görüģmek üzere toplanan Berlin Konferansında Osmanlı ya vaat ettiği desteği göstermedi. Ġngilizlerin bu çıkarcı davranıģı Osmanlıya pahalıya mal oldu. Bu arada Kıbrıslı Rumlar Ġngiltere nin geçici olarak yönetimi devralmasını ENOSĠS gayelerinin gerçekleģmesine imkan vereceği düģüncesiyle sevinçle karģıladılar. BaĢpiskopos Safinios adaya çıkan Ġngilizlere karģılama töreninde Biz adanın idaresinin değiģmesini kabul ediyoruz. Çünkü Ġyon 13

19 Yunan adalarını olduğu gibi Kıbrıs ın da milli bakımdan bağlı bulunduğu Yunanistan a ilhak edilmesine Ġngiliz Hükümetinin yardım edeceğine inanıyoruz diyerek Kıbrıs Rumlarının duygularını dile getirdi. Aynı gün Osmanlı bayrağı gönderden indirilirken ağlayan Türkler Osmanlı buraya bir gün mutlaka gelecek diyorlardı. ĠĢte böylece ada yönetiminin Ġngiltere ye geçmesiyle Türk Tarihinde bir Kıbrıs Meselesi de baģlamıģ oldu. Ġleriki yıllarda olaylar Türkiye aleyhine sonuçlandı. 7 Nitekim Lozan antlaģmasının 20.maddesiyle de iģgalleri Türkiye tarafından da kabul edilerek meģruiyet kazandı. Kıbrıs artık tamamen bir Ġngiliz toprağıydı Kıbrıs Sorununun Doğuşu Lozan BarıĢ AntlaĢmasının imzalanmasıyla, Ġngiltere nin Kıbrıs üzerindeki fiili egemenliği hukuki bir dayanağa kavuģturulduktan sonra Türkiye ve Yunanistan, bu statüye sadık davranıģlar sergilemiģtir yılında Yunanistan: Ġngiltere, Rusya ve Fransa ya bir nota vererek ilk kez resmen Enosis fikrini ortaya atmıģ ve adanın kendisine bağlanmasını istemiģtir. Ġngiltere nin Ortadoğu politikasını değiģtirmesinin bir sonucu olarak ilk anlaģmazlıklar vergi yasasının düzenlenmesi aģamasında Rum tarafından çıkarılmıģtır. II. Dünya savaģı sonrasına gelindiğinde, on iki adaların Yunanistan a verilmesiyle birlikte, Kıbrıs konusunda da bazı beklentiler gündeme gelmiģtir. SavaĢın sona ermesiyle Kıbrıs Rum toplumu içerisinde Ġngiltere den bağımsızlığın alınması ve Yunanistan la birleģme yönünde tartıģmalar baģlamıģtır. Ancak yılları arsında Yunanistan da yaģanan iç savaģın yaratmıģ olduğu karmaģa ve Ġngiltere nin ekonomik, siyasi ve askeri yardımlarının Yunanistan üzerinde yaratmıģ olduğu bağımlılık iliģkisi Yunanistan ın bu tür beklentileri desteklemesini engellemiģtir. 8 Enosis yolunda faaliyetlerini sürdüren Rumlar, II. Dünya Sonrasında Yunanistan ın Ġngiltere ile birlikte savaģa katıldığını ileri sürerek Yunanistan a iltihak talebinde bulundular. Rumlar ın bu faaliyetleri karģısında Kıbrıs Türkleri de teģkilatlanmaya baģladı. Türkler 28 Kasım 1948 de LefkoĢa Selimiye Meydanı nda 7 Ekrem MemiĢ-Nuri Köstüklü, Yeni Ve Yakın Çağda Türk Dünyası, Çizgi Yay, Konya 2005, s.69 8 Kemal Akmaral, Akritas planı ve Kıbrıs, Bilge Karınca yay, Ġstanbul 2004,s.17 14

20 on bin kiģilik bir miting yaptılar. Mitingde ada Türkleri Enosis e karģı kanlarının son damlasına kadar mücadele edeceklerini söylediler. Artık Kıbrıs sıcak çatıģmalara gebeydi. Rumlar EOKA adlı tedhiģ örgütünü kurdular. Bu örgüt önce kendi düģüncesinde olmayan Rumlar ı sindirmeye sonrasındaysa Ġngilizler e karģı eylemlere baģladı yılında BaĢpiskopos Makarios Yunanistan a ilhak ile ilgili bir referandum düzenleyerek kiliselerde papazların gözetiminde oylama yatırmıģtır. Bu referandumda, Rumlar ın yüzde doksanların üzerinde bir oranla ilhakı kabul ettikleri ortaya çıkmıģ, fakat Ġngiltere ve Türkiye tarafından bu oylama dikkate alınmamıģtır yılında Ġngiltere adanın el değiģtirmemesi kaydıyla Kıbrıs a muhtariyet verilmesi fikrini ortaya atmıģtır. Fakat bu fikir yine Rumlar tarafından reddedildiği gibi Makarios, Yunan baģbakanı Papagos u ikna etmiģ ve referandum sonucuna dayanarak, Rumlar a self-determinasyon hakkı verilmesini öngören bir teklifi BM Genel Sekreterliğinde dile getirmesini sağlamıģsa da istediği sonucu alamamıģtır yılında Ġngiltere Kıbrıs meselesini görüģmek üzere Türkiye ve Yunanistan ı Londra ya çağırdı. Londra Konferansı öncesi 28 Ağustos 1955 günü Rumlar Türkler i, katledeceklerini ilan ettiler. Bunun üzerine zamanın Türkiye baģbakanı Adnan Menderes Ġngiltere ye nota vererek Kıbrıs ta vazifelerini yapacaklarını ümit ettiğini bildirdi. Konuyla ilgili basın toplantısında da Türkiye nin savunması bakımından tek açık kapının Kıbrıs olduğu bundan dolayı da Kıbrıs ta statükonun değiģmesine müsaade etmeyeceklerini söyleyerek Kıbrıs davasında Türkiye nin de taraf olduğunu ilan etti Megalo İdea, Enosis, EOKA VE TMT Konumuzu daha da anlaģılır kılmak ve anlam bütünlüğünün oluģması açısından Kıbrıs meselisinin idrakinde kilit kavramlar olan Megalo Ġdea, Enosis, EOKA ve TMT yi açıklamakta yarar vardır. MEGALO ĠDEA: Türklerle, Rumlar ın toplumlar olarak karģı karģıya gelmeleri Yunan isyanına yönelik faaliyetlerin baģlamasından ve Megola Ġdea 9 Ekrem MemiĢ-Nuri Köstüklü, a.g.e., s Talip Atalay, a.g.e, s.68 15

21 fikrinin hayata geçirilmesi için Kıbrıs a el atarak provokatörler göndermesinden sonra baģlamıģtır te Odessa da kurulan Etniki Eterya adlı örgütle birlikte sistemli çabalarını yoğunlaģtıran Rum Ortodoks kilisesi ve Yunan milliyetçilerinin ilk kez Megalo Ġdea için örgütlü harekete geçtikleri gözlenir. Megalo Ġdea fikri ilk kez Rigas Terreros adlı bir Rum tarafından gündeme getirilmiģtir. Rigas Terreros bu amaçla yılları arasında ilk Megola Ġdea haritasını BükreĢ te hazırlamıģ ve 1796 da Viyana da bastırmıģtır. Megalo Ġdea ya göre, 1453 te fatih tarafından fethedilen Ġstanbul tekrar ele geçirilerek, Yunanistan, Girit, Rodos, Kıbrıs, Anadolu ve Ġskenderiye ye kadar olan topraklar iģgal edilerek Büyük Bizans Ġmparatorluğu yeniden kurulacaktır. Megalo Ġdea nın yaģatılması nesilden nesile aktarılması, Yunan ve Rum halkı arasında propagandasının yapılması görevini de, Ortodoks Kilisesi ile Patrikhane üstlenmiģti. Kilisenin bu amaçlarını ve eylemlerini gerçekleģtirmek için Osmanlı Ġmparatorluğu nun kendisine tanıdığı geniģ hoģgörü ortamı ile yetkilerden yararlanmıģtır. Ayrıca kilise elde ettiği korkunç zenginliği ve büyük nüfuzu Megalo Ġdea yı gerçekleģtirme uğrunda kullanmıģtır. Örneğin çeģitli Kıbrıs Ģehirlerinde dini eğitim yapan ve Enosis propagandasını gizli gizli sürdüren okullar açmıģtır. 11 ENOSĠS: Enosis, Megalo Ġdea çerçevesinde Kıbrıs ın Yunanistan a bağlanmasını, ilhak edilmesini ifade etmektedir. Kelime anlamı ile ilhak demek olan Enosis, ilk Megalo Ġdea haritasının çizildiği 1791 yılından beri gündemde olan bir konudur. 12 Kıbrıs ta Enosis hareketleri, ta Osmanlı döneminden beri, Etniki Eterya nın kurulması ile baģlar. Yunan milliyetçiliği ve Yunan isyanı ile geliģir ve bu hareketin etkisi, yardımı ve denetimi altında günümüze kadar gelir. Kıbrıslı Türkler ise bu giriģimlere karģı her zaman tepkilerini ve huzursuzluklarını ortaya koymuģlar, Enosis çabalarına karģı çıkarak, devletin bu yönde aldığı bütün önlemleri desteklemiģlerdir. EOKA: Kıbrıs ta Türk halkını yok edip, adayı Yunanistan a bağlamak için kurulmuģ olan bir terör örgütüdür. EOKA için ilk gizli görüģmeler 2 Temmuz 1952 de Atina da Makarios un baģkanlığında yapılmıģtı. EOKA nın amacı önce 11 Kemal Akmaral, a.g.e, s Sabahattin Ġsmail, 150 Soruda Kıbrıs sorunu, KastaĢ Yay, Ġstanbul, 1998, s.6 16

22 Ġngilizleri adadan atmak, ardından da topyekün bir imha hareketi ile Türk halkını yok ederek adayı Yunanistan a bağlamaktı. 13 Rumlar Kıbrıs ın Yunanistan a ilhak edilmesi gerektiğini Her fırsatta vurguluyorlardı. Bununla da yetinmeyerek 1954 yılında konuyu BirleĢmiĢ Milletler e taģıdılar. Esasında sorunun doğrudan tarafları Yunanistan, Ġngiltere ve Türkiye ydi. Fakat Yunanlıların bu tavrı sorunun Uluslararası bir hale gelmesine yol açtı. BirleĢmiĢ Milletler ise konunun Ģimdilik görüģülmemesini kararlaģtırmıģtı. Konunun BirleĢmiĢ Milletlerde böyle bir akıbete uğraması Yunan tarafında düģ kırıklığı yaratmıģtır. Yunanlıların kıģkırttığı Kıbrıs Rumları zaten önceden zeminini hazırladıkları Kıbrıs mücadelesi için milli teģkilat anlamına gelen, kelimelerin ilk harflerini taģıyan EOKA örgütünü kurmuģlardır. 14 Makarios terör örgütünün ideolojik temelini söylevleriyle pekiģtirmekteydi: Bizans Ġmparatorluğu zamanında din düģmanı barbar akıncılar Küçük Asya dan kalkıp buralara akın ettikleri zaman biz Tanrı mıza sığınmıģtık. Konstantinopolis teki Ayasofya Kilisesinde ayini yarıda bırakıp çanlarımızı susturdukları zamanda yine Tanrı mıza sığınmıģtık. Yunan Milleti Türk esareti altında geçirdiği yıllar bolunca da Tanrı dan yardım bekledi. Bu dualar boģa gitmedi. Bir gün elbette Tanrımızın yardımıyla çanlarımız yine çalacaktır. Bugün esaret altında bulunan Yunan Kıbrıs ımızın özgürlüğüne kavuģması için Tanrı mıza sığınıyoruz. Tarih bize göstermiģtir ki Kıbrıs ezelden beri Yunanlıdır. Bu haklı dava uğrunda sonuna kadar mücadele edeceğiz. YaĢasın Yunanistan, yaģasın ilhak. Bunun ardından 1954 yılının ilk aylarında Yunanistan Hükümetinin bilgisi dahilinde Kıbrıs a gizli silah sevkiyatı baģladı. Bir süre sonra da Yunan DıĢiĢleri Bakanı nın direktifi ile 1 Nisan 1955 te, tedhiģ örgütü EOKA, birçok yerde bombalar patlatarak ilk eylemlerine baģladı. Nitekim daha sonra binlerce Türk köylüsü Ģehitler vererek köylerini terk etmek zorunda bırakılacaktı. Yunanistan dan gönderilen Subayların emrinde ve tescilli Türk düģmanı Grivas ın komutasında yine Yunanistan dan gönderilen silahlarla eyleme geçen EOKA, 21 Haziran 1955 ten 13 Sabahattin Ġsmail, a.g.e, s Komisyon, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk AraĢtırma Merkezi, Ankara 2008,S

23 itibaren saldırılarını kendisine karģı koyan Türk lere yöneltmeye baģladı. Daha ilk haftalarda on dört Türk vurularak yaralandı. 15 EOKA nın saldırıları karģısında Türkiye BaĢbakanı Adnan Menderes e bir telgraf çeken Dr. Küçük, çok acil yardım istemiģ ve 31 Mayıs 1956 da da bilgi vermek için Ankara ya gitmiģtir. Öte yandan Yunan Parlamentosunun 5 Haziran 1956 da Türkleri suçlayan bir bildirisini protesto eden TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), 13 Haziran da durumu görüģmüģtür. 5-6 Haziran 1956 da, Türk Haberler Merkezi ne bomba konması üzerine Rum ve Türkler arasında LefkoĢa da kavgalar çıkmıģtır. Bu kavgaların sonucunda LefkoĢa, tel örgülerle ortadan ikiye ayrılmıģtır. 16 Sonunda Makarios un, EOKA nın siyasi lideri olduğunu öğrenen Ġngilizler, 9 Mart 1956 tarihinde onu tutuklayıp sürgüne göndermiģtir. EOKA, eylemlemlerde bulunduğu süre içinde yüzlerce Türk yanında 100 Ġngiliz ve yüzlerce Rumu katletmiģ, 30 Türk köyünü yakıp yıkmıģ ve bu köylerde, yaģayan Türkler in göç etmesine neden olarak adayı kan ve ateģe boğmuģtur. 17 TÜRK MUKAVEMET TEġKĠLATI (TMT): Asıl hedefi Enosis i gerçekleģtirmek olan Rum terör örgütü EOKA nın Türkler üzerindeki silahlı propaganda faaliyetlerini artırması, Türkleri doğal olarak bir nefsi müdafaaya yöneltti te Türk köylerini yakıp yıkmaya baģlayan EOKA tedhiģ örgütüne karģı Türklerin can ve mal güvenliğini, hayatlarını korumak ve Enosis e set çekmek için Kıbrıs Türk Mukavemet TeĢkilatı kuruldu. 27 Temmuz 1957 de Burhan Nalbantoğlu, Rauf DenktaĢ ve Kemal Tanrısevdi tarafından kurulan Türk mukavemet TeĢkilatı na böyle bir süreçten gelindi. TMT nin baģlıca amaçlarını Ģöyle sıralamak mümkündür: - Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak, - Enosis e ve bu uğurda yapılan giriģimlerle, estirilen teröre karģı mücadele etmek 15 Kemal Akmaral, a.g.e,s Süleyman Özmen, Avrasya nın Kırılma Noktası, Kıbrıs, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, s Sabahattin Ġsmail, a.g.e, s.41 18

24 - Türklere yapılacak saldırıları bertaraf etmek - Türk toplumunun biriliğini ve bütünlüğünü sağlamak - Komünizme karģı mücadele etmek - Rumlara ve Ġngilizlere karģı Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak - Ana vatan Türkiye ile sıcak iliģkileri ve Türk toplumunun anavatana bağlılığını sürdürmek. 18 Bu amaçlar doğrultusunda kurulan TMT tüm ada Türkler ini çatısı altında toplayıp, onları eğitmeyi ve savunma silahları ile donatarak bütün köylerde ve kasabalarda birer savunma örgütü oluģturdu. BaĢta liseli gençler olmak üzere, toplumun her kademesinden insanı örgüte üye yazıp eğitti. Sonuçta TMT vurduğu yerden ses getiren, Kıbrıs Türk halkının öz savunma örgütü durumuna geldi. 1.3.Kıbrıs Cumhuriyeti nin Kuruluşu Zürih ve Londra Antlaşması 1956 yılında Kıbrıs konusunu Yunanistan tekrar BirleĢmiĢ Milletlere götürmüģtür. Konu ile ilgili görüģmeler 1957 yılının ġubat ayında yapılmıģtır. Yunanistan isteklerini yinelemiģ, Ġngiltere ise Yunanistan ın adada tedhiģçiliği teģvik ettiğini bütün belgeleriyle ortaya koymuģtur. Türkiye de konuya müdahale edeceğini Yunanistan ın adayı ilhak amacında olduğunu anlatmıģtır. Sonuçta BirleĢmiĢ Milletler siyasi komisyonu, Kıbrıs uyuģmazlığının taraflar arasında istiģare yoluyla çözümlenmesini öneren bir kararı kabul etmiģtir. Tabii olarak taraflar arası görüģmeden sonuç elde edilememiģtir. Bu defa Ġngiltere BaĢbakanı Mc Millan yeni bir plan ortaya atmıģtır. Plana göre, Türk ve Rum toplumlarıyla Ġngiltere, Türkiye ve Yunanistan ın iģ birliğine dayanan üçlü bir yönetim kurulacaktır. Bu fikir Türk toplumunca kabul edilmesine rağmen Rumlarca reddedilmiģtir. 19 Bu da aslında Rumlar ın uzlaģı sağlamak gibi bir amaçlarının olmadığının en açık kanıtıdır. Ada daki Türk ve Rum toplumu arasında devam eden çatıģmalar, NATO nun (Kuzey Atlantik AnlaĢması TeĢkilatı) güney kanadının zayıflamasına sebep oluyor ve bu bölgede SSCB nin (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) 18 Sabahattin Ġsmail, a.g.e, s Komisyon, a.g.e, s

25 güçlenmesine yol açıyordu. Bu sebeple ABD, Türkiye ve Yunanistan üzerinde çözüme yönelik etkisini arttırdı ve tarafları, çözüm bulmaya ikna etti. ABD nin devreye girmesiyle birlikte bir orta yol olarak Ada nın bağımsızlığı fikri ortaya çıktı. 20 NATO çıkarlarına öncelik vererek, kendi çıkarlarını ikinci plana atan iki devlet de resmi politikasından vazgeçmiģ oldu. NATO Bakanlar Konseyi toplantısından sonra 18 Aralık 1958 de Ġngiltere, Türkiye ve Yunanistan DıĢiĢleri Bakanları; sorunun çözümü için diplomatik yoldan görüģme yapmayı kabul ettiler. Yapılan görüģmelerin ardından, 5 ġubat 1959 da Zürih te bir araya gelen Türkiye ile Yunanistan BaĢbakan ve DıĢiĢleri Bakanları, Kıbrıs ın uluslararası statüsünün ve Anayasası nın dayanacağı prensipler üzerinde anlaģmaya vararak, 11 ġubat 1959 da Zürih AntlaĢması nı imzaladılar. 21 Menderes, Zürih AntlaĢmasından sonra Anadolu Ajansına vermiģ olduğu beyanatta Ģunları söylemiģtir:... KarĢılıklı iyi niyet ve tam anlayıģ içinde cereyan eden müzakereler sonunda, Türk Yunan münasebetlerini derin surette sarsan Kıbrıs meselesinin hallini mümkün kılacak esasların tespiti hususunda Yunanistan la bir mutabakata varılmıģtır. Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu mutabakat, bir taraftan Türkiye nin emniyetinin ve Kıbrıs ta Türk ve Rum cemaatlerinin haklarının ve müstakil bir devlet nizamı içinde korunmasını temin edeceği gibi, müttefikimiz Ġngiltere nin de, tarafların düģünce ve menfaatlerine tetabuk eden mülahazalarının mahfuz tutulması imkan verecektir. Filhakika tespit olunan esaslar Türk ve Rum cemaatlerinin ayrı tarihi ve içtimai geleneklerinin icaplarını göz önünde bulundurmak suretiyle iki cemaatin müstakil bir devlet nizamı içimde iģbirliğinde bulunmalarına matuf, sağlam bir zemin hazırlamaktır... Aynı zamanda, Türkiye nin emniyeti bakımından öteden beri ileri sürdüğümüz haklı ve pek esaslı görüģlerin de, varılan anlaģma çerçevesi içinde, ahden ve fiilen tatmini teminat altına alınmıģtır... Türkiye ve Yunanistan arasında varılan mutabakat Ġngiltere ve Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında sağlam ve devamlı bir mesai teģrikini mümkün kılacak esasları ihtiva etmekle, yukarıdaki mahiyette bir konferansın muvaffakiyetle 20 Kamer Kasım, Kıbrıs Sorunu ve Doğu Akdeniz de Güvenlik, Uluslararası Güvenlik Sorunları, Ankara, ASAM, 2004, s Sevin Toluner, Kıbrıs UyuĢmazlığı ve Milletlerarası Hukuk, Ġstanbul, 1977, s

26 neticelenmesi için lüzumlu Ģartlar hiç Ģüphesiz ki, tahakkuk ettirilmiģtir... Yunanistan la varılan mutabakat memleketimizin ve Kıbrıslı kardeģlerimizin hak ve menfaatlerini olduğu kadar, diğer alakadarlarında vaziyetini koruyan bir uzlaģma mahiyet ve kuvvetini taģımaktadır... Bu anlaģma ile Anavatanın, Kıbrıslı kardeģlerimize huzur ve emniyet içinde yasayabilmek imkanını tahakkuk ettirmiģ olduğuna inanmaktayız. 22 Bu anlaģma Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının temel yapısı ile ilgili anlaģma; Ġttifak anlaģması ve Garanti anlaģmasından meydana gelmektedir. Bunun ardından Londra da her iki toplum temsilcileriyle Ġngiltere nin katıldığı beģli görüģmelerde 19 ġubat 1959 tarihinde Londra anlaģması imzalanmıģtır. Genel olarak bu antlaģmalara dayanarak hazırlanan 1960 Anayasası ile kurulan devletin esasları Ģu Ģekildedir: - Kıbrıs ta bir cumhuriyet kurulacaktır. CumhurbaĢkanı Rum, CumhurbaĢkanı yardımcısı ise Türk olacaktır. CumhurbaĢkanı ve yardımcısı kendi toplumları tarafından seçim usulüyle seçilecektir. - Resmi dil Türkçe ve Rumca olacaktır. - CumhurbaĢkanı ve CumhurbaĢkanı yardımcısı 5 yıllık bir süre için seçilecektir. - Cumhuriyetin bayrağı cumhurbaģkanı ve yardımcısı tarafından birlikte kararlaģtırılacak olan tarafsız renk ve desende kendine özgü bir bayrak olacaktır. - 7 Rum, 3 Türk ten oluģan bir Bakanlar Konseyi bulunacaktır. Ġcra yetkisi CumhurbaĢkanı ve CumhurbaĢkanı yardımcısında toplanacaktır. Bakanlar, CumhurbaĢkanı ve CumhurbaĢkanı yardımcısı kendi toplumundan seçecektir. CumhurbaĢkanı ve CumhurbaĢkanı yardımcısı, Temsilciler Meclisinin kanun ve kararlarına karsı olarak tespit edilen aynı Ģartlar altında iade etmek hakkına sahip olacaklardır Kanun yapma yetkisi %30 Türk, %70 Rum oranında 5 yıllık bir süre için Türk ve Rum toplumları tarafından seçilecek olan Temsilciler Meclisi verilecektir. 22 C. Ahmet Gazioğlu, Ġngiliz Yönetiminde Kıbrıs II. ( )- Enosis Çemberinde Türkler, Özyurt Yay, LefkoĢa, 2000, s Hamza Eroğlu, Kıbrıs UyuĢmazlığı Ve Kıbrıs BarıĢ Harekatı, Ankara, 1975, s.30 21

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU İran ın Nükleer Programı ve Türkiye nin Güvenliğine Etkileri Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU www.mustafakibaroglu.com Bilkent Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 15 Ekim 2009 Atılım Üniversitesi Ankara

Detaylı

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) 1) Adı, Soyadı Ġsmail Kapan 2) Doğum Tarihi 01.04.1956 3) Unvanı Yardımcı Doç. Dr. 4) Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hukuk Ġstanbul Üniversitesi 1982 Yüksek

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

Küme Yönetimi URGE Proje Yönetimi. Kümelenme Bilgi Merkezi Deneyimleri

Küme Yönetimi URGE Proje Yönetimi. Kümelenme Bilgi Merkezi Deneyimleri Küme Yönetimi URGE Proje Yönetimi Kümelenme Bilgi Merkezi Deneyimleri Temel Ġlkeler Mevcut durumun değiģmesi kolay değildir, ZAMAN ve ÇABA gerektirir. DeğiĢimden ziyade DÖNÜġÜM, EVRĠM sürecidir. BaĢarı

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Emre ARSLANBAY Unvanı : Uzman Konu : Hollanda ÇalıĢma Ziyareti Görev Yeri : HOLLANDA Görev Tarihi : 05-10.03.2017 RAPOR

Detaylı

A R A Þ. G Ö R. B A H A D I R B U M Ý N Ö Z A R S L A N

A R A Þ. G Ö R. B A H A D I R B U M Ý N Ö Z A R S L A N Kýbrýs A R A Þ. G Ö R. B A H A D I R B U M Ý N Ö Z A R S L A N Katýlým Ortaklýðý Belgelerinde ve Ulusal Programlarda Kýbrýs Sorunu Araþ. Gör. Bahadýr Bumin Özarslan (*) Giriþ Türkiye-Avrupa Birliði(AB)

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU LLP/Erasmus Programı Öğrenci Staj Hareketliliği çerçevesinde 2013 2014 Akademik Yılında programdan yararlanmak

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

Türkiye'de Decentralization Süreci Türkiye'de "Decentralization" Süreci 30 Nisan 2013 Bahçeşehir Üniversitesi İlker Girit Ahmet Ketancı Türkiye'de "Decentralization" Süreci Decentralization Prensipleri Türkiye deki Tarihi Süreç Türkiye

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı

Detaylı

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18 I. GİRİŞ GENELGE 2009/18 2007-2013 döneminde Avrupa Birliğinden Ülkemize sağlanacak hibe niteliğindeki fonlar Avrupa Konseyinin 1085/2006 sayılı Katılım Öncesi Yardım Aracı Tüzüğü ve söz konusu Tüzüğün

Detaylı

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ 1 AB ÜYELİK (KOPENHAG) KRİTERLERİ Siyasi Kriterler demokrasiyi, hukukun

Detaylı

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAġARILI YÖNETĠMDE ĠLETĠġĠM Hastane İletişim Platformu Hastane ĠletiĢim Platformu Nedir? Bu

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL Üniversite Hastaneleri Birliği Platformu; 2009 Nisan, Ġstanbul Üniversitesi Toplantısı, 2009 Mayıs, Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

1.) Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri ile BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik aģağıdakilerden hangisi hakkında uygulanamaz?

1.) Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri ile BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik aģağıdakilerden hangisi hakkında uygulanamaz? Test 3 1.) Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri ile BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik aģağıdakilerden hangisi hakkında uygulanamaz? A) Bakanlar kurulu üyeleri B) Mahalli idareler ve bunların

Detaylı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AESK ve Türkiye REX Dış İlişkiler Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi (KİK) 16 Kasım 1995 te AESK, Ankara Anlaşmasında bulunan: Ortaklık Konseyi; Avrupa Parlamentosu,

Detaylı

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

2 Ekim 2013, Rönesans Otel 1 MÜSİAD Brüksel Temsilciliği Açı çılışı ışı 2 Ekim 2013, Rönesans Otel T.C. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,.... T. C. ve Belçika Krallığının Saygıdeğer Temsilcileri, 1 2 STK ların Çok Kıymetli

Detaylı

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012)

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) T.C. ADALET BAKANLIĞI KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 01/01/2013 AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) ĠÇĠNDEKĠLER 1- TOPLANTILAR... 3 1.1- TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠNDE YAPILAN TOPLANTILAR... 3 1.2-

Detaylı

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/ 1 Sayın Meclis Başkanım,/ Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/ 2018 yılının/ ilk meclis toplantısına hoş geldiniz diyor,/ sizleri saygılarımla selamlıyorum./ Sözlerime başlarken,/

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

10-68/2018 Rekabet Kurulu 200/2018 REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU

10-68/2018 Rekabet Kurulu 200/2018 REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU Toplantı Tarihi : 13-11-2018 Karar Sayısı : 200/2018 Dosya No : 10-68/2018 Kurul leri : Selim ALTINCIK (BaĢkan) Doç. Dr. Figen YEġĠLADA () Kubilay SEPETCĠOĞLU

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ INSTITUTE FOR STRATEGIC STUDIES S A E STRATEJİK ARAŞTIRMALAR ENSTİTÜSÜ KASIM, 2003 11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ 11 EYLÜL SALDIRISI SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ FİZİKİ SONUÇ % 100 YIKIM

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Mustafa Kemal Üniversitesi

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

Doğu Akdeniz de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir!

Doğu Akdeniz de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir! Doğu Akdeniz de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir! Yazan Ümit Yalım Türkiye, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi deniz yetki alanlarını belirleme

Detaylı

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkisi Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun

Detaylı

Institute of Social Science

Institute of Social Science Namik Kemal University Institute of Social Science No : 03 / 2010 Kıbrıs Uyuşmazlığı: Avrupa Birliği - Türkiye İlişkileri Üzerine Yansımaları Ahmet Zeki Bulunç Kapak Sayfasının Arkası Bu sayfa boş bırakılmıştır.

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

Amerikan Stratejik Yazımından...

Amerikan Stratejik Yazımından... Amerikan Stratejik Yazımından... DR. IAN LESSER Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Jeopolitik Aldatma veya bağımsız bir Kürt Devletinden yana olmadığını ve NATO müttefiklerinin bağımsızlığını

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11 GENELGE 2010/11 Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan Ġstanbul un uluslararası finans merkezi olması hedefini gerçekleģtirmek üzere yapılan çalıģmalar kapsamında, Ġstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/01/2012-31/01/2012)

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/01/2012-31/01/2012) T.C. ADALET BAKANLIĞI KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2012 AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/01/2012-31/01/2012) İÇİNDEKİLER 1- DĠĞER FAALĠYETLER... 3 1.1- TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠNDE YAPILAN TOPLANTILAR...

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN EĞİTİM GEÇMİŞİ 1. Hukuk Lisansı (2000) Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Kamu Hukuku Yüksek Lisansı (2006) Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sosyal

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

AYLIK TOPLANTI FAALĠYET RAPORU (01/04/2013 30/04/2013)

AYLIK TOPLANTI FAALĠYET RAPORU (01/04/2013 30/04/2013) T.C. ADALET BAKANLIĞI KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2013 AYLIK TOPLANTI FAALĠYET RAPORU (01/04/2013 30/04/2013) ĠÇĠNDEKĠLER 1- DĠĞER FAALĠYETLER... 3 1.1- TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠNDE YAPILAN TOPLANTILAR...

Detaylı

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) 2- Tekstil ve Hazır Giyim Ticaretinde Kotalar ve Çin in Sektöre Etkisi Hande UZUNOĞLU Dünyada tekstil ve hazır giyim ticaretinde kota

Detaylı

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI YEREL YÖNETĠM REFORMU SÜRECĠNDE BELEDĠYELERĠN EĞĠTĠM ĠHTĠYACINI BELĠRLEME ÇALIġTAYI 25-26 Ocak 2006 / Ankara Birliklerin Hukuki Dayanakları Anayasanın 127 nci

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

BAKANLAR KURULU KARARI

BAKANLAR KURULU KARARI 22 Kasım 2008 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 27062 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2008/14306 Ekli Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulması Hakkında Karar ın yürürlüğe konulması; Devlet

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ULU101 Uluslararası İlişkiler (3+0)6 Uluslararası ilişkilerin temel

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ Hazırlayan: Berna Özşar Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği AB, Mevzuat ve Projeler Birimi Uzmanı AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ TSRŞB Yayın

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( ) TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ (1923-2010) Teorik, Tarihsel ve Hukuksal Bir Analiz Dr. BÜLENT ŞENER ANKARA - 2013 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii TABLOLAR, ŞEKİLLER vs. LİSTESİ... xiv KISALTMALAR...xvii

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu Toplantısı TOBB Plaza da

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ SÜRECİ ÇİSEL İLERİ 10-14 Ekim 2011 Katılım Müzakereleri Nedir? AB ile katılım müzakereleri klasik anlamda bir müzakere değildir. Aday ülke AB müktesebatının tümünü

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI I. ULUSLARARASI İLİŞKİLER I (3.0.3) Uluslar arası sistem/ Temel Kavramlar/ Devlet/ Sivil Toplum Örgütleri/

Detaylı

SAĞLIK SERBEST BÖLGESĠ (SSB) ÇALIġMASI

SAĞLIK SERBEST BÖLGESĠ (SSB) ÇALIġMASI SAĞLIK SERBEST BÖLGESĠ (SSB) ÇALIġMASI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HĠZMETLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK TURĠZMĠ DAĠRE BAġKANLIĞI 20-11-2012-ANKARA 1 SERBEST BÖLGE TANIMI Genel olarak serbest bölge; ülkenin

Detaylı

TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ

TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ 1959 31 Temmuz: Türkiye, AET'ye ortaklık için baģvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina'nın ortaklık baģvurularını kabul etti. 1963 12 Eylül:

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, TPQ yla gerçekleştirdiği özel söyleşide Rusya ile yaşanan gerginlikten Ukrayna nın

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ 2017-2018 BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI (Eğitim planı toplamda 135 Kredi ve 241 AKTS den oluşmaktadır. Yarıyıllara göre

Detaylı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE Sayı: 300-2014/1847 29 Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE İlgi: a- 300-2014/862 sayı ve 14.05.2014 tarihli yazımız. b- 300-2014/930 sayı ve 02.06.2014 tarihli yazımız. Ġlgi yazılarımızda

Detaylı

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir. Randstad Group İlkesi Başlık Business Principles (Randstad iş ilkeleri) Yürürlük Tarihi 27-11 -2009 Birim Grup Hukuk Belge No BP_version1_27112009 Randstad, çalışma dünyasını şekillendirmek isteyen bir

Detaylı

DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN ELÇİLİKLERİ

DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN ELÇİLİKLERİ DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN ELÇİLİKLERİ Birkaç yıl öncesinde Ġran Ġslam Devrim Muhafızları (ĠĠDM) aktif bir Ģekilde güvenlik alanında, geniģ bir Ģekilde de siyasi ve ekonomi benzeri alanlarda geniģ Ģekilde

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

T.C. BALIKESĠR EDREMĠT BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

T.C. BALIKESĠR EDREMĠT BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar T.C. BALIKESĠR EDREMĠT BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKĠ VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç MADDE 1 - Bu Yönetmeliğin amacı, Edremit Belediye

Detaylı

DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi

DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi DÜNYA TARIM POLİTİKALARINDAKİ GELİŞMELER MODERN EKONOMİ ÇAĞINDA, yani 21. yüzyılda; Tarım politikalarını, küresel

Detaylı

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI ENER DEN MARKA ŞEHİR AÇIKLAMASI VAHDET NAFİZ AKSU, ERZURUM DA YAPILAN MARKA ŞEHİR TOPLANTISINI DEĞERLENDİRDİ: ENER olarak, Erzurum un Marka Şehir haline gelmesini yeni kalkınma paradigması oluşturulmasıyla

Detaylı

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK { Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz Soğuk Savaş sonrası değişimler: Çin in ekonomik ve askeri yükselişi Güney Kore nin ekonomik ve askeri anlamda güçlenmesi Kuzey Kore nin

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...

Detaylı

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30 1. YARIYIL ULS 101 Uluslararası İlişkiler I 6 Z 3 0 3 ULS 103 Siyasi Tarih I 5 Z 3 0 3 SKY 107 Siyaset Bilimi 4 Z 3 0 3 SKY 103 Hukuka Giriş 5 Z 3 0 3 TDİ 101 Türk Dili I 2 Z 2 0 2 YDİ 101 Yabancı Dil

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiyenin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.

Detaylı

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU OCAK 2012 İçindekiler Bölüm 1 : Sağlık Turizminde Türkiye deki Gelişmeler... 2 Bölüm 2 : Kurumsal Kimlik Çalışmaları ve Yazışmalar... 3 Bölüm 3: Basılı Materyaller... 4 Bölüm4

Detaylı

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Kıbrıs açıklarında keşfedilen doğal gaz rezervleri, adada yıllardır süregelen çatışmaya barışçıl bir çözüm getirmesi umut edilirken, tam tersi gerilimi tırmandırmıştır.

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI

YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI Sertifika Programı (12 Hafta) 05 Mart 21 Mayıs Cumartesi 2016, LefkoĢa KONU ve KAPSAMLAR 21nci Yüzyılda

Detaylı

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile Bandırma Ticaret Odası (BTO) tarafından Bandırma da faaliyet gösteren işletmelerin AB uyum sürecinde müktesebata

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ 1. BÖLÜM: Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığının 16 Mayıs 2004

Detaylı

KIBRIS'TA TÜRK VARLIĞI VE VAROLUġ MÜCADELESĠ

KIBRIS'TA TÜRK VARLIĞI VE VAROLUġ MÜCADELESĠ KIBRIS'TA TÜRK VARLIĞI VE VAROLUġ MÜCADELESĠ Ata Atun I. Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu Kıbrıs Türk Kültür Derneği 12-23 Kasım 2008, Ankara KIBRIS'TA TÜRK VARLIĞI VE VAROLUġ MÜCADELESĠ 2003-2008 yılları

Detaylı