KEMİK MORFOGENETİK PROTEİN VE PERİODONTOLOJİDE KULLANIM ALANLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KEMİK MORFOGENETİK PROTEİN VE PERİODONTOLOJİDE KULLANIM ALANLARI"

Transkript

1 T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı KEMİK MORFOGENETİK PROTEİN VE PERİODONTOLOJİDE KULLANIM ALANLARI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Ayşe ÖZCAN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Füsun ÜNLÜ İZMİR-2012

2

3 ÖNSÖZ Kemik Morfogenetik Protein ve Periodontoloji de Kullanım Alanları isimli tez çalışmamda bana yol gösteren ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Füsun ÜNLÜ ye, bugüne kadar bana maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen aileme teşekkürü bir borç bilirim. İZMİR-2012 Stj. Diş Hekimi Ayşe ÖZCAN

4 İÇİNDEKİLER GİRİŞ.İİ 1.BÜYÜME FAKTÖRLERİ Trombosit Kaynaklı Büyüme Faktörü İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü Transforme Edici Büyüme Faktörü Fibroblast Büyüme Faktörü Epidermal Büyüme Faktörü 6 2. KEMİK MORFOGENETİK PROTEİN 2.1. KMP nin Tarihi KMP nin Klasifikasyonu ve Kimyasal Yapısı KMP nin Sinyal Mekanizması KMP nin Dozajı KMP Taşıyıcıları Gen Terapisi KEMİK MORFOGENETİK PROTEİNİN KULLANIM ALANLARI 3.1. KMP nin Dişhekimliğinde Kullanım Alanları KMP nin Periodontolojide Kullanım Alanları Periodontal Rejenerasyon Elde Edilmesi ve Rejeneratif Hücre Tedavisi Periodontal Rejenerasyonda Büyüme Faktörleri ve Bioaktif Moleküller KMP nin Diğer Kullanım Alanları 24

5 4.ÖZET KAYNAKLAR.28 6.ÖZGEÇMİŞ..39

6 GİRİŞ Vücut omurga sisteminde, kemik bütün dokulardan farklıdır. Kemik, insan vücudunda yaralanma sonrası rejenerasyon yeteneğine sahip form ve fonksiyonunu yeniden oluşturan bir dokudur. Yaralandığında, diğer birçok dokunun aksine; kalp, kas, karaciğer, beynin orijinal dokularından çok bağlayıcı dokuların yerine konması ile iyileşir. Kemiğin başka bir ilginç durumu, moleküler ve hücresel sürecidir. Bu süreç iskeletsel yapının gelişimini yönlendirir. İskeletsel yapının içerisindeki embriyo, zedelenmiş kemiğin iyileşmesinde meydana gelen olaya çok benzer. Aynı şekilde cerrahi yolla yaratılan birleşme gibi, kemiksel bileşimin yoğun oluşumu, kemiğin iyileşme sürecini özetler. Bu, sırasıyla yeni kemik gelişiminin şeklidir. Böylece ilkel dokulardan yeni yapıda bir doku gelişir. İyi düzenlenmiş dokusal yapı olgunlaşmış bir kemikle birleşir. Buna ilaveten biçimlendirme sürecinde, organlar fiziksel ve hormonal etkilere maruz kalır, aynı zamanda benzer moleküler yapısını da değiştirir. Organın tomurcuklanıp gelişmesi, embriyo içindeki kemiğin örnek prototipini oluşturur. Organ tomurcuğunda merkezde ilkel hücrelerin yoğunlaşması vardır ki bu bölüm iskeletsel yapıya ayrılmıştır. Bu yoğunlaşma iki aşama ile kemiğe dönüşür. Dokuların doğrudan kemikleşmesi ile sert kemik meydana gelir. Bu mezenşimal hücreler de osteoprogenitör hücrelere dönüşür ve daha sonra osteoblastlar kemik oluşumunu yönlendirir ki bu bütün kemik karakter özelliklerini kapsar(1) Başarılı bir kemik ve doku rejenerasyonu belirli bir alanda yeterli sayıda kemik oluşturan hücre varlığına bağlıdır. Osteoprogenitör hücreler osteoblastlara dönüşerek kemik yapımını sağlarlar. Bu hücreler henüz spesifik bir doku hücresi grubuna farklılaşmamış olup, yaşamları boyunca çoğalabilme özelliğine sahiptirler. Farklılaşmamış kök hücre klonları oluşturdukları gibi geçiş hücrelerine farklılaşıp gelişerek kemik, kıkırdak,

7 ligaman, tendon, ve yağ gibi bağ dokusu hücreleri de oluşturabilirler.(2) Osteoprogenitör hücrelerin periost ve peritrabeküler yumuşak doku dahil pek çok kaynağı olabilir.(3) Ama kemik iliği aspirasyonu ile elde edilen kök hücrelerin sayı ve kalite olarak biyosentetik greftlemeye en uygun materyal olduğu bilinmektedir.(4) Osteprogenitör hücrelerden osteoblastlara farklılaşması ile kemik yapımı oluşması süreci tipik olarak calvaria kemikleri, çene kemikleri ve klavikulada meydana gelir. Appendikular iskelet takımındaki epifizial gelişim, kıkırdak kemik gelişimi ile karakterizedir. Bu işlemde ilkel hücreler farklılaşarak iki aşama ile kemiğe dönüşür. İlk aşamada mezenşimal hücreler kondroblastlara dönüşüp, kollagen ve diğer kemik matris elemanlarını oluştururken, ikinci aşamada oluşan bu matris kemikleşir ve olgun kemiğe dönüşür. Embriyonik fazda intramembranöz kemik formasyonu ile intrakartilajenöz büyüme süreci anatomik bölgelere göre kıyaslanırsa; önceden de söylendiği gibi kafatasıyla ilgili yapılar ve çene intramembranöz büyüme sürecinden geçerken, appendikular iskelet intrakartilajenöz süreç ile şekillenir. Kemik, insan vücudunda yaralanma sonrası rejenerasyon yeteneğine sahip form ve fonksiyonunu yeniden oluşturabilen bir dokudur. Deneğin hayatı boyunca spontan olarak iyileşmesi mümkün olmayan en küçük kemik içi yara, kritik boyutta defekt olarak adlandırılır. Geniş defektlerde, kemik iyileşmesindeki kritik boyut sınırının üstesinden gelmek için değişik metodlar kullanılmaktadır(5,6,7) Hücre diferansiyasyonu ile başlayan morfogenezis, bu diferansiye hücrelerin organize olarak doku ve organlara dönüşmesiyle tamamlanmaktadır. Kemik büyümesi başladıktan sonra çok sayıda büyüme ve diferansiyasyon faktörü olayın ilerlemesini gerçekleştirmektedir.(8)

8 1.BÜYÜME FAKTÖRLERİ Gelişmenin olduğu büyüme ve farklılaşma evrelerinde çok sayıda faktör etkili olmakta, hücre sayısının çoğalması olaylarının başlamasında ise büyüme faktörleri temel rol oynamaktadır. Büyüme faktörlerinin etki şekilleri tablo 1.1 de gösterilmiştir. Jukstakrin etki mekanizmasında; büyüme faktörleri sentezlendikleri hücrelerin plazma membranına bağlanarak doğrudan bitişik hücreyi etkileyerek biyolojik aktivitelerini gösterebilirler. Jukstakrin kontrolün bir şeklini de hücre dışı matriks için yüksek etkileşime sahip büyüme faktörleri göstermektedir. Bu etki şekline, heparin bağlayan büyüme faktörleri olan fibroblast büyüme faktörleri örnek verilebilir. Tablo 1-1 Büyüme faktörlerinin etki mekanizmaları. Büyüme faktörleri (.)reseptörler aracılığıyla üretildikleri hücrede (otokrin, intrakrin tarz) veya diğer hücreler üzerinde etki gösterirler (McKay, 1993; Özgeç ve Yeler, 2003) 2

9 Büyüme faktörleri biyolojik olarak doğal polipeptid hormonlardır. Hücrelerin proliferasyonu, kemotaksisi, farklılaşması ve matriks sentezi gibi doku tamirindeki anahtar hücresel olayları, özgün reseptörlerine bağlanarak düzenlerler.(9) Doku tamiri sırasında mitogenez, migrasyon, matriks sentezi ve remodelasyonda görev alırlar.(10) Büyüme faktörlerinin çoğu ektrasellüler matrikste depolanır. Matriksin yıkılmasıyla ortama salınan bu mediatörler doku remodelasyonu ve rejenerasyon sırasında farklı etkilere sahip karmaşık bir sinyal ağının bir parçası olarak görev yaparlar.(11) Kendilerini üreten hücrelerin de etkilenmesini sağlayan otokrin yolla etkilerini gösterebilecekleri gibi, daha sıklıkla, üretildikleri hücre tipinden farklı bir hücre tipini etkileyecek parakrin yolla da etki gösterebilirler. Hücrelerin fenotipik durumlarını da kontrol ederek öncü hücreleri orteoblast gibi tam olgunlaşmış fonksiyonel hücrelere dönüştürebilirler.(12) Periodontal dokularda bulunan büyüme faktörleri şunlardır; Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF), insülin benzeri büyüme faktörü (IGF), transforme edici büyüme faktörü beta (TGF-beta), asidik ve bazik fibroblast büyüme faktörü (afgf, bfgf), vasküler endoteliyal büyüme faktörü (VEGF), epidermal büyüme faktörü (EGF), sement kaynaklı büyüme faktörü (CGF), paratiroid hormonla ilişkili protein (PTHrP) ve kemik morfojenetik proteinler (KMP) (13). Yara iyileşmesi oldukça karmaşık bir olaylar zinciridir ve halen bu konuda araştırmalar devam etmektedir. Birçok hücre tipi, büyüme faktörleri ve diğer proteinler birbirleriyle etkileşime girerek bu süreci yürütürler. Araştırmacılar bu faktörlerin iyileşmede gerçek rollerini ve mekanizmayı ortaya çıkaracak çalışmalar yapmaktadırlar. Herhangi bir nedenle dokudaki damarlar yaralandığında kan subendoteliyal dokulara yayılır. Trombositler ekpoze olan kollgene yapışmaya başlarlar ve hemostatik mekanizmaya katılmak ve pıhtı oluşturmak için 3

10 granüllerinden adenozindifosfat, seratonin ve tromboksan açığa çıkarırlar ve sonuçta fibrin oluşur.(11) Trombositlerin pıhtı formasyonundaki rollerinin yanı sıra yara iyileşmesini başlatan ve destekleyen büyüme faktörlerini salgılama fonksiyonları dolayısıyla çeşitli işlemlerle yoğunluğu mikrolitrede 2 milyonun üzerine çıkan bir şekilde arttırılarak rejeneratif tedavide Trombositten Zengin Plazma (PRP), Otojen Trombosit Konsantresi gibi isimlerle kullanılmaya başlanmıştır.(14,15) Yara bölgesinde trombositlerin sayıca artması trombosit kaynaklı, PDGF, TGF-beta, IGF, EGF, FGF ve VEGF gibi başlıca büyüme faktörlerinin de yara bölgesindeki yerel yoğunluklarının arttırılması anlamına gelmektedir. Ayrıca PRP beyaz kan hücreleri, fagositik hücreler, konsantre doğal fibrinojen, vazoaktif ve kemotaktik ajanlar da içerir. 1.1 Trombosit Kaynaklı Büyüme Faktörü (PDGF) Disülfid kaplı A ve B olmak üzere iki polipeptid zinciri içeren bir moleküldür. Hem homodimer hem de heterodimer olabilirler. PDGF nin birincil kaynağı trombositlerdeki alfa granülleridir ama monositler, aktive olmuş makrofajlar, fibroblastlar, endoteliyal hücreler ve kemik matriksi gibi diğer doku ve hücrelerden de salınabilirler. (16) Diğer büyüme faktörlerinden bağımsız olarak osteoblastları ve periodontal ligament hücrelerinin proliferasyonuna neden olabileceği gösterilmiştir. (17,18) İnsanlarda sınıf-2 furkasyon defektlerinde rekombinant PDGF ve allojenik kemik kombinasyonuyla klinik ve histolojik olarak yeni ataşman olusturabildiği gösterilmiştir. (19,20) Sentetik greft materyalleriyle birlikte periodontal kemik defektlerinin tedavisinde ataşman düzeyini ve kemik dolumunu arttırdığı dişeti çekilmesini azalttığı görülmüştür. (21) 4

11 1.2 İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü (IGF) IGF adını insüline benzeyen yapısından almış bir başka polipeptid büyüme faktörüdür. Sadece lokal ya da bölgesel düzeyde etki gösterirken diğer büyüme faktörlerine karşı, IGF lerin bir çok hücre ve dokuda hem metabolik aktiviteyi hem de büyümeyi etkilediği gösterilmiştir. (22) Fibroblast sistemi üzerinde mitojen bir etki göstererek ilerletici bir faktör olarak rol oynarlar. IGF üreten ve bu faktörlere duyarlı olan kemik hücreleri inaktif formdaki IGF ler için bir depodur. Periodontal ligament fibroblastları üzerinde IGF reseptörleri bulunmaktadır. (12) 1.3 Transforme Edici Büyüme Faktörü beta (TGF-beta) Yapı olarak kemik morfogenetik proteinlere (KMPs) benzerler ama fonksiyon olarak farklılardır. Yara iyileşmesi, immün yanıtın regülasyonu, iltihap ve embriyogenez ile ilgilidirler. TGF-beta nın ana kaynağı trombositler ve kemik olmasına rağmen endoteliyal hücreleri, T hücreleri, makrofajlar ve trombositler gibi pek çok hücre ve doku tarafından sentezlenebilmektedir. Hücre replikasyonu ve farklılaşması için majör düzenleyici olan TGF-beta çift fonksiyonlu ve pleotropiktir. (23) Genel olarak tüm hücre tiplerinin matriks sentezini attırır, kemik hücreleri için kemotaktiktir ve farklılaşma durumu, kültür koşulları ve TGF-beta konsantrasyonuna bağlı olarak proliferayonunu arttırabilir ya da azaltabilir.(15) TGF-beta reseptörleri periodontal doku ve hücrelerden ekpresse olur ve rejenere olan dokularda artış gösterir. Bu nedenle periodontal tamir ve yara iyileşmesinden sorumlu olduğu düşülmektedir. (24,25) 1.4 Fibroblast Büyüme Faktörü (afgf, bfgf) Fibroblast büyüme faktörleri geniş bir polipeptid ailesi içindedir ve hücrelerin büyümesi ve farklılaşmasının regülasyonunda rol alırlar. (26) FGF ler periodontal dokuların tamir ve rejenerasyonu sırasında büyük önem taşıyan mezodermal kökenli 5

12 hücreler üzerinde mitojenik, kemotaktik ve anjiojenik etki gösterirler. Bu aile içinde öne çıkan iki üye FGF-1 veya asidik fibroblast büyüme faktörü (afgf) ve FGF-2 veya bazik fibroblast büyüme faktörüdür (bfgf). bfgf birincil olarak insan periodontl ligamentindeki fibroblastlardan ve endoteliyal hücrelerde üretilir, kronik periodontal inflamasyon varlığında düzeyleri azalır. (27) Rejenere olan dokularda az miktarda tespit edilmesine karşın bu reseptörün ekspresyonunu normal insan dişetinde ve periodontal ligamentinde rastlanmamıştır. (24) 1.5 Epidermal Büyüme Faktörü EGF periodontal dokuların farklılaşmasında ve epitelin proliferasyonunda işlev gören küçük bir polipeptid büyüme faktörüdür. (28) Epitel, endotel, mezodermal kaynaklı hücrelerin DNA sentezinin stimüle eder. Gingival fibroblastlar ve periodontal ligament hücreleri doza bağlı olarak EGF e karşı bir migrasyon yanıtı oluştururlar, iltihaplı insan dişeti dokularında EGF bağlanma kapasitesi artar, bu durum periodontal sağlık durumunda dişeti oluğu sıvısında daha düşük konsantrasyonda EGF bulunmasıyla ilgili olabilir. Ayrıca periodontal rejenerasyon ve tamir sırasında proliferasyonu da regüle ettiği düşünülmektedir. (29) 2. KEMİK MORFOGENETİK PROTEİN 2.1. KMP nin Tarihi 1889 da Senn (30) kalsiyum miktarı azalan kemiğin hastalıklara yatkınlığının arttığını fark etti. Senn iyodoform ile dekalsifiye edilmiş sığır kemiği kullanarak osteomyelit hastalarını tedavi ediyordu. Başlıca amacı iyodoformu kemik yapıları için antiseptik olarak kullanmaktı. Bunun için dekalsifiye sığır kemiklerini taşıyıcı olarak kullandı. Bu sırada sadece enfeksiyonun kontrol edilmediğini aynı zamanda kemik defektlerinin de yeni kemiğe dönüştüğünü gözlemledi. 6

13 1961 de Sharad ve Collins (31) EDTA ve dekalsifiye allogreft kemiğin çocuklarda spinal birleşme için kullanıldığını rapor ettiler. Bu düşünce aynı zamanda laboratuar çalışması yapan Ray ve Halloway tarafından da desteklendi. Kemik matrisinin kemik yapma yeteneği ilk kez 1963 te Urist (32) tarafından keşfedildi. Urist Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles Tıp Fakültesinde kemik araştırma laboratuarı yöneticisiydi ve ortopedik cerrahi alanında uygulamalar yapmaktaydı. Urist bir fare modelinde ektopik bir bölgede, örneğin kasta, olgunlaşmamış kemik özünün yeni kemik oluşumuna neden olduğunu göstermiştir. O, bu özde aktif parçalar içeren KMP ve osteogenik protein kavramını ortaya koymuştur. Ancak çalışmaları protein maddesinin yeniden üretilemez olması nedeniyle engellendi. Buna ilaveten, ektopik bir bölgede yeni kemik oluşumundan sorumlu varsayılan bu protein sonuç olarak belirlenemedi te Reddi ve Sampath (33), ilkel fakat kemik formasyonu için yüksek oranda üretebilen bir materyal icat ettiler. Bu yeni kemiğin alkalen fosfataz ve kalsiyum içeriğine bağlandı. Bu ikili aynı zamanda protein matris bileşenlerinden ayrıldığında kalan matrisin kendi başına yeni bir oluşum yapamadığını fark etti. Matris proteinle yeniden yapılandırıldığında her nasılsa yapılan kemikte orjinali kadar etkiliydi. Bu sonuç, sadece matris değil matrisi içeren proteinin de gerçek kemik oluşumunda sorumlu olduğunu ortaya koymuştur. İlk klinik çalışma 1988 de Johnson ve arkadaşları tarafından gerçekleştirildi. Bu grup temizlenmiş insan KMP si üzerinde çalıştı. KMP nin gen sıralamasında yoğun rekabet devam etti ve eş zamanlı olarak yaratıcı biyomolekül ve genetik olarak KMP nin sıralamasını çıkardılar ki bu da patent tartışması ile sonuçlandı. Şimdi insan KMP si yeni bileşik teknikleri ile üretiliyor. Böyle mevcut proteinler enfeksiyon ve alerji riskinden uzaklaştırıldı ancak maliyet yükseldi. Bu efsanedeki son belirleyici nokta, uzun kemik defektleri için OP-1 için 2002 de FDA 7

14 onaylamasıdır ve KMP-2 için vücut içindeki birleştirmede bir kafes içindeki kollagen taşıyıcılarıdır denildi KMP nin Klasifikasyonu ve Kimyasal Yapısı KMP büyüme faktörlerinin geniş bir ailesi olan TGF beta ailesinin üyesidir. (Tablo-2) (34, 35, 36, 37) TGF betanın bu şeklide adlandırılmasının sebebi fibroblastları dönüştürme yeteneğindendir. KMP alt ailesi 10 dan fazla protein içerir ve daha yeni bir protein keşfedilmemiştir. KMP ve TGF beta büyüme faktörleri arasında birçok yapısal türdeşlik bulunur. Aminoasitler birbiri ardına hayli fazla uzun bir yapıda sıralanmıştır ve bu yapının 600 milyon yıldan eski olduğu düşünülmektedir. Bu korunma sayesinde bitki sineklerinin ilkel yaşam formlarında bile insan KMP bileşikleri oldukça etkin bir rol üstlenmektedir. Bütün TGF beta aile üyeleri gibi KMP de öncü protein olarak sentezlenir. Öncü proteinler, önemli propeptitler gibi hidrofobik gizli öncü sıralanmalar içerir. Proteinin olgun kısmı, öncü molekülün karboksi ucuna yerleştirilmiştir. Bütün KMP ler karboksi uçlarında, tıpkı TGF beta ailesinin bütün üyelerinde olduğu gibi, 7 adet systein aminoasit kalıntılarını içerir. Buna ilaveten KMP N bağlı glikosilasyon bölümleri içerir. KMP 3 alt gruba ayrılır. (38, 39, 40) KMP-2 ve KMP-4 %80 benzer sıralı aminoasit molekülleri içerir. İkinci grup %78 benzer sıralı aminoasit içeren KMP-5, KMP-6, KMP-7 den ibarettir. Halbuki üçüncü grup, önemli ölçüde diğer KMP üyelerinden farklı olan sadece KMP-3 ten ibarettir ve genellikle yalnız durmaktadır. İlginç olan, dakapentaplajik peptit ve KMP-2 ve KMP-4 arasındaki substantial benzerliktir. Bu iki KMP türü dekapentaplajik peptit gen yapısıyla eşittir. İnsan KMP-6 sı V gr-1 ile tam öncü protein karşısında %90 benzer sıralanma gösterir. Bütün organizmalar yüksek korumalı olgun KMP bölümleri yedi systein aminoasit içerir. Bunların altısı zincirleme disülfür bağını sarar ki bu rijit systein- 8

15 bağ molekül yapıdır. Yedinci systein kalıntı dimer yoluyla sıkı disülfid bağı formasyonu için gereklidir. Dimer, hetero ve homodimers olabilir. Homo/heterodimer formasyonu etkili molekül değişimlerini hızlandırır. Bunun için mantıklı bir açıklama yapılamaz fakat muhtemelen benzer fonksiyonlu moleküler yapılar geniş rezervlerini sunarlar. KMP büyüme faktörleri arasında olmasına rağmen, tektir. Bu, doku hücrelerini osteoprogenitör hücreler dönüştürme yeteneğine sahip bilinen tüm büyüme faktörleri arasında tek morfogendir. Diğer tüm büyüme faktörleri, TGF beta, insülin, fbroblast benzeri büyüme faktörü, PDGF ve vasküler endotelial büyüme faktörleri gibi hepsi hücrelerin çoğalmasını sağlarken bir hücreyi başka bir hücreye dönüştüremez. Tablo-2: KMP Ailesi 9

16 2.3. KMP nin Sinyal Mekanizması Hücre üzerindeki KMP reseptörleri Tip 1 ve Tip 2 serin/threonin kinaz proteinlerinde yapılmıştır. Bu protein reseptörü KMP yi içeren TGF beta büyüme faktörlerinin bir parçasıdır. Tip 1 ve Tip 2 serin/threonin kinaz reseptörlerinin ligand ile bağlanması heterotetramer kompleksi formasyonu ile sonuçlanır ve bu da sinyal mekanizmasını harekete geçirir. Bu bağlanmadan hemen sonra Tip 2 reseptörü Tip 1 reseptörünü fosforlar ve dönüşte Tip 1 reseptörü Smad 1, 5, 8 e sinyal gönderir. Fosforlanmayı takiben Smad 1, 5, 8 Smad 4 e bağlanır ve hücre çekirdeğine yerleşir. Smad 4/fosforlanmış Smad 1, 5, 8 kompleksinin hücre çekirdeğine karışması düzenleyici faktörlerin ve KMP cevap genlerinin harekete geçmesi ile sonuçlanır. KMP sinyal mekanizması bu kısa açılmadan daha karmaşıktır. KMP sinyal kompleksi ile diğer büyüme faktörlerinin sinyal molekülleri arasında karşılıklı bir konuşmaya benzer KMP nin Dozajı Ezilerek un haline getirilen kemiğin yaklaşık olarak kilogram başına 0,002 mg KMP içerdiği tahmin edilmektedir. Bir kırık yerinde, enflamatuar hücreleri osteoprogenitör hücrelere dönüştürmesi nedeniyle yüksek konsantrasyonda KMP salınır ve kırık bölgesinden salınan sitokinler tarafından düzenlenir. Kırık bölgesindeki KMP nin tam konsantrasyonu normal kemik fizyolojik konsantrasyonuna oranı bilinmemektedir. Kemik defektinde ideal kemik köprüsü için gerekli konsantrasyonu birçok faktöre bağlıdır. Evrim sürecinde organizmanın ilk durumlarında, kemirgenler gibi daha alt birimlerinin iyileşmesi insan primatları gibi daha üst formlardan daha hızlıdır. Geniş deneysel çalışmalar, evrimini tamamlamış hayvanların, defektleri tedavi edebilmek için evrimini tamamlamamış hayvanlardan daha fazla KMP ye 10

17 ihtiyaç duyduklarını ortaya koymuştur. İlaveten defektin tipi de dikkate alınmalıdır. İç ve dış basit kırıklar %99 KMP ergime oranına ihtiyaç duyar. Görünüşte yoğunlaştırılmış KMP lokal olarak kırık bölgesine verildiğinde kırık parçaya köprü oluşumu için yeterli olabilmektedir. Bu nedenle KMP nin uzun kemik fraktürlerinin kullanımı nadiren düşünülür. Diğer taraftan, uzun kemiklerdeki kritik bölgesel kusurlar kendiliğinden iyileşmez. Bu tip durumlarda uygun bir iyileşme için KMP veya otogrefte ihtiyaç duyulur. Kemiksel yüzeydeki damarlar önemlidir. Bütün bu faktörler KMP nin düşük doz gereksinimini, birleşme için potansiyelini yönlendirir. Tersine durumlarda değişik kemik yapısına göre en yüksek dozaj 3-3,5 mg dır. Birçok çalışmada hayvan modellerinde yeni kemik oluşumu ve kusurlu kemik iyileşmesi için mg yeterli olduğu görülmüştür. İlave dozlardan herhangi bir fayda sağlanamamıştır. Yapılan çalışmalarda 0,5-115 mikrogram arasındaki dozlarda kemik dışı bölgelere implante edilern KMP-2 nin kemik formasyonu oluşturduğu görülmüştür. KMP-2 dozuna bağımlı olarak kemik indüksiyonunda artış olduğu tespit edilmiştir. (41) Elde edilmek istenen kemik miktarına göre implante edilen KMP-2 nin optimal konsantrasyonu uygulanacak bölgeye göre ve deneğin cinsine göre değişiklik göstermektedir. (42) Yapılan çalışmalar in vivo kemik indüksiyonu için eşik seviyesindeki doz miktarının in vitro ortamındakinden daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca türler arasındaki eşik seviyesi dozunda da farklılıklar görülmektedir. (43) Oluşturulmak istenen kemik miktarına etkin doza sahip çeşitli miktarlar kullanılarak ulaşılabilmektedir, fakat daha yüksek dozlarda KMP kullanıldığı zaman daha kısa zamanda erişilebilmektedir. (41) 11

18 KMP nin kemik oluşturma kapasitesini yaşlılık negatif olarak etkilemektedir. Bu negatif etkiye sebep olarak mezenşimal primatif hücre sayısını azalması veya bu hücrelerin KMP-2 ye cevaplarında değişiklik olması gösterilmektedir. (44) Dokuya sağlanan oksijen miktarının osteogenezisi büyük oranda etkilediği bilinmektedir. Düşük kan akımının KMP-2 nin osteoindüktif kapasitesini azalttığı fakat daha yüksek konsantrasyonlarda KMP-2 kullanılarak bu etkinin tolere edilebileceği belirtilmiştir. (45) 2.5. KMP Taşıyıcıları KMP suda çözünen düşük molekül ağırlıklı bir proteindir. Vücut sıvılarında kolayca erir. Cerrahi kullanımda protein dokular tarafından hızlı bir şekilde emilir. KMP dağıtımında taşıyıcı gereklidir ve bu olmaksızın birkaç saat bile depolanan yerde dayanamaz. Ayrıca lokal etki için de kemik tedavi bölgesinde taşıyıcıya gereksinim duyar. (46) KMP nin taşıyıcı ihtiyacı tanımlanmasıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Klinik ve deneysel olarak birçok taşıyıcı molekül araştırılmıştır. (47) KMP taşıyıcıları inorganik tuzlar, doğal polimerler, sentetik polimerler, sentetik ve doğal polimer birleşimi olarak sınıflandırılmıştır. İdeal bir taşıyıcı ne enflamatuar cevabı ne de immün yanıtı tetiklememelidir. Taşıyıcı toksik sonuçlara neden olmamalıdır. İdeal olarak taşıyıcı kemik iyileşmesini kalıntı bırakmadan yapabilmelidir. Bu poroziteye neden olabilir. Porozite kansellöz kemikle eşitlenir. Bu durum kemikte, enflamatuar hücrelerinin ve büyüme faktörlerinin korunmasını sağlar. İdeal kemik konfigürasyonu ve kemik büyümesi için gerekli porozite miktarı ile ilgili tartışmalar bulunmaktadır. Gelenek olarak gözenek miktarının kansellöz kemikteki porozite miktarı ile eşit olması kabul edilir. 12

19 Hatta biraz daha büyük olmasının faydalı olduğu düşünülmektedir. Fakat bunun için kesin bir tanım ya da cevap bulunmamaktadır. Yaygın olarak kullanılan inorganik tuzlar Ca fosfat ve CaO4S dir. Kemik minerallerinde doğal olarak bulunan ve daha yavaş emilen hidroksiapatit TCP den daha az popülerdir. (48) TCP tanecikler kemik gelişiminde yoğun olarak kullanılır. Kemik formasyonu hızından biraz daha hızlı absorbe olur (45-60 gün). Birçok şekilde formüle edilebilir. TCP laboratuarlarda yaygın olarak kullanılmasına rağmen ideal boyutlar için sentetik işlemlerle modifikasyonu sağlanır. Deneysel olarak kullanılmasına rağmen, TCP ile KMP klinik uygulamalarda yoğun olarak kullanılmaz. Fosfat birleştiricileri süngerimsi değildir ve KMP için taşıyıcı olarak düşünülemez. En yaygın olarak kullanılan taşıyıcı kollagendir ve Tip 1 kollagen tercih edilir. Bu madde kemik, tendon ve ligamentlerden elde edilebilir. Bovine kollagen klinik uygulamalarda taşıyıcı olarak günceldir. Pratik uygulamalarda KMP nin kemik kaynaklı kollagene sıkı biçimde bağlandığı ancak tendon kaynaklı kollagene bağlanamadığı gösterilmiştir. Bundan başka insanlar için kullanımı FDA tarafından onaylanan KMP-2 nin kullanımı sınırlıdır. Çünkü KMP baskı altında kolayca kollagenden çıkabilir, vücut içi yayılmayı engellemek için bir kafes içerisinde tutulmalıdır. KMP nin epidural boşluğa kaçma ve epidural lokalizasyonlu istenmeyen kemik oluşturma korkusuyla vücut içi kullanımı onaylanmamıştır. Osteogenik protein-1 ya da KMP-7 kemik kaynaklı kollageni kullanır ki bu hidrojen bağlarıyla KMP ye kuvvetlice bağlanır. Bu sıkı bağlanma nedeniyle OP-1 kafes korunmasına gerek duymaz. Güncel olarak OP-1 uzun kemik hasarlarında kullanılır. Omurga uygulamaları için KMP kullanımı henüz onaylanmamıştır. Demineralize kemik matrisi immünolojik riski ve hastalık geçirme riski nedeniyle taşıyıcı olarak 13

20 popülerlik kazanmamıştır. Diğer doğal polimerler, hylaurone, fibrin, sitoson, aijinat, hayvan ve bitki kaynaklı polisakkaritler taşıyıcı olarak düşünülebilir. Sentetik polimerlerin taşıyıcı olarak kullanımı hastalık geçirme riski olmamasından dolayı avantajlıdır. Poliglikolik asit, poliaktik asit bulunmasına rağmen sentetik polimerlerin KMP ye bağlanmaları kollagenden daha iyi olmadığı için dev hücre reaksiyonları meydana getirebilmektedir. Bundan dolayı sentetik polimerler insanlarda yoğun olarak kullanılmamaktadır. Günümüze kadar KMP için iki tip dağıtıcı sistem uygulanmıştır. Birinci sistem, KMP moleküllerinin taşıyıcı ile karıştırılması ve taşıyıcı yüzeyinden bu moleküllerin kademeli olarak salınmasıdır. İkinci sistem ise KMP nin taşıyıcı kapsül içerisine yerleştirilerek, kapsül yırtılığı zaman proteinin bütün olarak serbest kalmasıdır. Birinci sistemde KMP nin salınım hızının kontrol edilebilmesi önemlidir. (49) Kemik indüksiyonunun yapılabilmesi ve KMP nin biyolojik devamlılığı için taşıyıcının salgılama kinetiği önemlidir. (50) İmplantasyon sonrasında KMP salgılanmasına yardımcı olması ve greftin tamamen kemikle yer değiştirmesi için taşıyıcının rezorbe olması istenilen bir özelliktir. Taşıyıcı, implant sınırları ile faktör aktivitesini sınırlandırmalı, kemik oluşma oranıyla orantılı olarak rezorbe olmalıdır. Taşıyıcı çok hızlı olarak rezorbe olursa faktör bölgeden kısa bir sürede uzaklaşabilmekte bu da yeterli indüksiyonun yapılamamasına ve istenilen şekil dışında kemik oluşmasına neden olmaktadır. Eğer kemik oluşur ve taşıyıcının rezorbsiyonu gecikirse implant genişlemekte ve uygulanan implant sınırlarının dışında kemik dokusu oluşabilmektedir. (43) 2.6. Gen Terapisi KMP geninin hedef hücrelere dağıtımı potensiyel bir strateji olarak kalmaya devam etmektedir, genetik materyaller ne viral vektör ne de viral olmayan vektör 14

21 yolu ile dağıtılabilir. Bu problem gen terapisinin düşük geçiş oranı ile alakalıdır. KMP ile diğer büyüme faktörlerinin yaşam çabası için desteklenmesine gerek vardır. Daha çok kemik iyileşme sürecinde buna gereksinim duyulur. Yine de gen terapisi klinik olarak uygulanmadan önce dikkate değer çalışmaya gerek vardır.(51) 3. KMP NİN KULLANIM ALANLARI 3.1 KMP nin Dişhekimliğinde Kullanım Alanları Diş çekimi sonrasında meydana gelen alveol kret rezorbsiyonunu engellemek için KMP ler kullanılmıştır. Matin ve arkadaşları (52) taşıyıcı ile birlikte rhkmp- 2 yi çekim sonrasında diş soketine yerleştirmişlerdir. Yapılan değerlendirme sonucunda rhkmp-2 uygulanan bölgede ilk kemik oluşumu 5 gün sonra görülmüştür. Histomorfometrik değerlendirmede rhkmp-2 uygulanan bölgelerde kontrol grubuna göre total olarak daha fazla kemik rejenerasyonu oluştuğu görülmüştür. Howel ve arkadaşları (53) diş çekimi sonrası alveol kemiğin korunması amacıyla ACS (Absorbable Collagen Sponge) taşıyıcı ile birlikte rhkmp-2 kullanmış ve sonuç olarak; rhkmp-2/acs implantın lokal ve sistemik ciddi yan etki oluşturmadan iyi tolere edilebildiği ve diş çekimi sonrası alveol kretin korunmasında uygulanabilir olduğunu belirtmişlerdir. Maksiller sinüs tabanı elevasyonu için kollagen taşıyıcı kullanılarak rhkmp-2 implantasyonu yapılmasıyla 12 hafta sonunda kemik iliği ve trabeküllerinin oluştuğu, kortikal kemiğin oluşmadığı tespit edilmiştir. Maksiler sinüs tabanı elevasyonu için rhkmp-2/acs implant kullanılmasının güvenirliliği ve teknik olarak uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi sonucunda rhkmp-2/acs implantın geleneksel kemik greftlerine ve kemik ürünlerine bir alternatif olarak maksiller sinüs augmentasyonunda insanlarda kullanabileceği görülmüştür. (43, 54, 55) 15

22 RhKMP-2/ACS implantasyonuyla yapılan alveoler kemik ogmentasyonundan sınırlı düzeyde başarı sağlanmıştır. Bu başarının sınırlı olmasına neden olarak implantın yumuşak doku baskısına yeterli direnç gösterememesi düşünülmüştür. (56,57) RhKMP-2 osteointegrasyonunun daha iyi ve daha kısa zamanda oluşmasını sağlamak ve implant çevresinde oluşan defektlerin tedavisini yapmak için çeşitli deneylerde kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar ile implant çevresi defektlerde rhkmp- 2 kullanımı sonucu oluşan reosseointegrasyon ve kemik oluşumu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak rhkmp-2 nin endosseöz dental implant çevresindeki ve yüzeyindeki kemik rejenerasyonun stimüle ettiği ve implant çevresinde bulunan defektlerde kullanılabileceği görülmüştür. (58, 59) Maymunlarda ve köpeklerde cerrahi olarak oluşturulan bilateral yarık damak defektlerinde rhkmp-2 kullanılarak rekonstrüksiyon gerçekleştirilmiş ve bu yöntemin otojen greftin yerine kullanılabilecek bir yöntem olduğu söylenmiştir. (5, 60) Periodontal tedavinin amacı, destek dokuların rejenerasyonunun sağlanmasıdır. RhKMP-2 kullanılarak yapılan periodontal cerrahi işlemler sonucunda kemik ve sement rejenerasyonu gerçekleştiği, ayrıca bağ dokusu ataşmanı oluştuğu görülmüştür. (42,61) Sonuç olarak; büyüme ve diferansiyasyon faktörlerinin kullanımı ile iskelet dışı bölgelerde yeni kemik oluşumunu sağlamak mümkün olmuştur. Temel olarak kemik greft kullanım endikasyonu olan bütün durumlarda KMP kullanılması endikasyonu vardır. KMP kullanılarak elde edilen kemiğin otojenik ve allojenik greftlerin yerine kullanılması morbiditeyi ve bulaşıcı hastalıkların geçişini engelleyecektir. (7) 16

23 1998 de Toronto General Hospital Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Kliniği ne başvuran ve ameloblastoma tanısı konan hastanın tedavisinde KMP kullanılmıştır. 6 ve 9.ay kontrollerinde intraoral olarak oldukça iyi bir kemik yüksekliği ve genişliği tespit edilmiştir. 9 aydaki kemik kalitesi muayenesinde ise cerrahi bölgesinde rekonstrüksiyon tabakasının olduğu bölgede solid kemik formasyonunun devam etmekte olduğu saptanmıştır. Histolojik muayenede konnektif dokuların çevresindeki dokularda çeşitli osteositler ve vital kemik gösterilmiştir. (Resim-1) (62) Resim-1: Histolojik muayene; çeşitli osteositler ve vital kemik KMP nin Periodontoloji de Kullanımı Periodontal hastalıkların patogenezini araştıran klinik, histopatolojik ve epidemiyolojik çalışmalar bu hastalığın multifaktöriyel olduğunu ortaya çıkarmıştır. (63) Periodontal hastalıklar destek dokuların inflamatuvar reaksiyonlarıyla seyreder ve sonuçta dişi destekleyen alveol kemik, sement ve periodontal ligamentin yıkımına yol açar. (64, 65) Periodontal hastalıkların tedavisinde amaç, mikrobiyolojik etiyolojiyi ve ilgili risk faktörlerini kontrol altına alarak enfeksiyonun ilerlemesini durdurmak ve yıkıma uğramış destek periodontal dokuların yeniden sağlıklı durumlarına dönmelerini ve rejenerasyonlarını sağlamaktır. Günümüzde periodontal hastalık nedeniyle yıkıma uğramış sert ve yumuşak dokuların geri kazanımı 17

24 amacıyla, rezorbe olabilen ve olmayan membranlarla birlikte kullanılan yönlendirilmiş doku rejenerasyonu tekniği, otojen kemik greft materyalleri, allogreftler, alloplastik greftler, xenogreftler ve büyüme faktörleri gibi çeşitli materyaller ve teknikler üzerinde çalışılmasına rağmen halen insanlarda tam ve ideal rejenerasyon elde edebilmek mümkün olmamıştır. (66, 67) Araştırıcılar elde edilebilen bu sınırlı rejeneratif kapasitenin nedenini oral çevrede bulunan bazı sınırlayıcı faktörlere bağlamışlardır: 1. Periodontal yara bölgesi, dişler üzerindeki biofilm içerisindeki anaerobik bakterilerle kontamine olmaktadır. 2. Transmukozal sert-yumuşak doku yapısı patojenlerin yara içerisine girmesini kolaylaştırır. 3. Periodontal yapı içerisinde çoklu bağlantı bölgelerinin bulunması ve stromalhücresel ilişkiler, dokuların karşılıklı olarak yeniden geliştirilebilmesini zorlaştırmaktadır. 4. Oklüzal yüklerin hem aksiyal hem de transversal boyutta dişler üzerine gelmesi de rejenerasyonu etkileyebilmektedir. (13, 68) Periodontal Rejenerasyonun Elde Edilmesi ve Rejeneratif Hücre Tedavisi Periodontal dokuların rejenerasyonunda bazı temel komponentler bulunmaktadır. Bunlar; hücreler, kanlanma desteği, taşıyıcı iskelet yapılar ve uyarıcı moleküllerdir. (67) Bu yapıların her biri iyileşme prosesinde ve rejenerasyonda önemli bir role sahiptir. (Resim-8) Hücreler yeni doku gelişimi ve diferansiyasyonunu sağlar, büyüme faktörleri veya morfojenler hücresel aktiviteyi 18

25 modele eder ve matriks üretimini sağlar, anjiyojenik uyarılarla oluşturulan yeni kanlanma ağı doku gelişimi ve homeostazisini sağlar ve son olarak destek taşıyıcı iskelet yapılar da yukarıda belirtilen ve rejenerasyon için önemli prosesleri kolaylaştırmak amacıyla çeşitli biyolojik/bioaktif moleküllerin defekt alanlarına taşınmasına yardım ederek üç boyutlu bir yapı şablonunun oluşturulmasını sağlarlar. (67) Periodontal rejenerasyonun elde edilmesindeki en önemli sınırlayıcı faktör ortamdaki mikrobiyal perio-patojenlerin yara bölgesine kontamine olmasıdır. Bu nedenle optimal düzeyde bir rejenerasyon elde edebilmek için ortamdaki mikrobiyal yapıyı kontrol altına alacak antimikrobiyal yaklaşımların mutlaka uygulanması gerekmektedir. (69) Resim-8: Periodontal doku mühendisliği için gerekli komponentler Periodontal destek dokular embriyonik orjinlerine bağlı olarak mezenşimal ve epitelyal karşılıklı etkileşimlerle ortaya çıkarlar ve periodontal rejenerasyon için gerekli olaylar zinciri de birbirinden bağımsız ancak birbirine bağlı proseslerdir; osteogenezis, sementogenezis ve bağ dokusu oluşumu.(70) Dişeti bağ dokusunun ve alveol kemiğin hücresel yapıları; fibroblastlar, osteoblastlar ve osteoblast prekürsör 19

26 hücreleri, sementoblastlar ve sementoblast prekürsör hücreleri, makrofajlar, mast hücreleri, osteoklastlar, odontoklastlar, çeşitli enflamatuvar hücreler, kan damarları ve sinirleri oluşturan hücrelerden oluşmaktadır. (71) Fibroblastlar irregüler şekilli hücrelerdir ve bağ dokusu liflerini ve ana maddesinin yapımını sağlayarak ve eski lifleri ortadan kaldırarak bağ dokusunun remodelingi ve korunmasını temin ederler. Periodontal ligament dokusunda ise fibroblastlar, makrofajlar, diferansiye olmamış ektomezenşimal hücreler, sementoblastlar ve sementoklastlar, osteoblastlar ve osteoklastlar, malessezin epitelyal artık hücreleri ve damarsal-sinirsel hücrelerin mevcudiyeti üç farklı dokunun, periodontal ligament, sement ve alveol kemik dokusunun yeniden oluşturulabilmesi ve muhafaza edilmesini sağlarlar.(71,72) Bu amaçla kaybedilen destek periodontal dokuların yeniden elde edilebilmesine yönelik ve biyolojik felsefesi ilk olarak Melcher tarafından tarif edilen selektif ve stimülatif yaklaşımlar kullanılmaktadır. (73) Yönlendirilmiş doku rejenerasyonu ve hücre repopulasyonu yaklaşımı bu felsefeden orjin almış ve bu teknikte rezorbe olan yada rezorbe olmayan bariyer membranlar kullanılarak epitel ve bağ dokusu hücrelerinin periodontal defektif bölgeye repopulasyonu engellenirken defekt bölgesi için periodontal ligament hücreleri, sementoblastlar ve osteoblastların selektif migrasyonu, defekt içerisinde repopulasyonu, proliferasyonu ve diferansiyasyonuna izin verilerek destek dokuların rekonstrüksiyonu sağlanmıştır. (74, 75) Son yıllarda Lee ve arkadaşlarının (76) kullandıkları kemik morfogenetik protein-2 (KMP-2) içeren membranlar ile in vivo olarak iyi düzeyde kraniofasial kemik rejenerasyonu elde edilmiştir. Biyoaktif moleküller ile fiziksel bariyerlerin birlikte kullanıldıkları selektif ve stimülatif yaklaşımlar doku mühendisliği kullanılarak yapılacak periodontal tedavi yöntemleri için çeşitli seçenekler sağlamaktadır.(77) Doku mühendisliği amacıyla hücre tedavisi son yıllarda periodontoloji alanında da 20

27 kullanılmaya başlanmıştır. Izumi ve arkadaşlarının (78) yaptıkları bir çalışmada insan oral mukoza örneği ex vivo olarak elde edilebilmiş ve epidermal/dermal komponentlerden oluşan geliştirilmiş mukoza insanlarda intraoral greftlemede kullanılmıştır. Zhao ve arkadaşlarının (79) farelerde yaptıkları çalışmada, farelerin alt çene molar dişlerinde oluşturulan fenetrasyon kemik defektlerinde tek başına rezorbe alabilen poliaktik-ko-glikolid asit (PLGA) sünger, dental folikül hücresi eklenmiş PLGA sünger ve klonlanmış sementoblast hücresi transferi yapılmış PLGA taşıyıcılar transplante edilmiştir. Altı hafta sonra yapılan histolojik değerlendirmede sementoblastların periodontal yara bölgesindeki mineralizasyonu ve onarımı önemli ölçüde indüklediği ve dental folikül hücrelerinin ise periodontal iyileşmeyi inhibe ettiği bulgulanmıştır Periodontal Rejenerasyonda Büyüme Faktörleri ve Biyoaktif Moleküller Polipeptid hormonlar olan büyüme faktörleri periodontal ligament hücreleri, sementoblastlar ve osteoblastların migrasyonu, kemotaksisi, proliferasyonu, diferansiyasyonu ve ekstrasellüler matriks sentezi gibi hücresel olayları stimüle ederler. (Tablo-3) (67) Periodontal rejenerasyon elde etmek için kullanılan bu biyoaktif moleküllerin in vivo etkinliklerini arttırmak amacıyla çeşitli taşıyıcı materyaller içerisine yerleştirilerek kontrollü salınım yapmaları sağlanmaktadır. Biyoaktif molekülleri taşıyıcı moleküller içerisine transferi ya fabrikasyon aşamasında yada fabrikasyondan sonra yapılmaktadır.(80, 81) Büyüme faktörlerinin salınım hızı taşıyıcı molekülün tipine ve degredasyon hızına ve büyüme faktörlerinin taşıyıcının porları yoluyla difüzyon hızına bağlıdır.(67) Wei ve arkadaşlarının (82) yaptığı bir çalışmada insan paratiroid hormonu (PTH) rezorbe olabilen PLGA 21

28 mikrokürecikleri içerisine katılarak PTH ın kontrollü olarak salındığı tespit edilmiş ve PLGA mikrokürelerin PTH ın biyoaktivitesini koruduğu bildirilmiştir. Tablo-3: Büyüme faktörlerinin periodontal ligament hücreleri(plh), sementoblastlar(sb) ve osteoblastlar(ob) üzerine etkileri Yapılan çalışmalarda bazı biyoaktif moleküllerin periodontal yara iyileşmesini güçlendirdiği tespit edilmiştir. (83, 84, 85) Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (TDBF), insülin benzeri büyüme faktörü-1 (İBF-1), fibroblast büyüme faktörü-2 (FBF-2), transmorfing büyüme faktörü-1 (TBF-1), kemik morfogenetik proteinleri-2, 4, 7, 12 ve mine matriks proteinleri (MMP) gibi komponentleri içeren bu biyoaktif moleküllerin periodontal rejenerasyonun stimülasyonunu pozitif yönde etkilediği bildirilmiştir. (67, 76, 84, 86) Ünlü ve Güneri nin yaptığı çalışmada VEGF (vasküler endotelial growth factor) hem sistemik olarak sağlılıklı hem de tip-2 diabetik hastaların gingival sulkus sıvısında artış sağlarken, diabetik hastaların sağlıklı gingival dokularında da artış sağlamıştır.(87) TDBF ve IBF-1 faktörlerinin kombine kullanıldığı bir çalışmada şiddetli periodontal hastalık bulunan bireylerde alveol kemik onarımının stimüle edildiği gösterilmiştir. (88) Periodontal rejenerasyonda anjiyojenik etkili faktörlerinde oldukça önemli olduğu araştırıcılar tarafından vurgulanmış ve bunlar içerisinden FBF-2 nin potent anjiyojenik aktiviteye sahip olduğu bildirilmiştir.(89) Yuan ve arkadaşları (90) tarafından yapılan bir çalışmada 22

29 MMP lerin periodontal yara iyileşmesinde anjiogenezisi indüklediği bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda MMP lerin in vivo ve in vitro olarak anjiojenik etkiye sahip oldukları bildirilirken hızlı iyileşmenin etkisinin sadece anjiogenezisin indüklenmesiyle olmadığı ve MMP lerin iki önemli mekanizmaya sahip oldukları bildirilmiştir. Bunlardan birincisi; MMP lerle muamele edildiğinde peridontal ligament hücreleri ortama TBF, TDBF, IL-6 gibi büyüme faktörleri salmakta ve yara iyileşme hızını arttırmaktadır. İkincisi ise; periodontal yara iyileşmesi sırasında MMP leri perio-patojen mikroorganizmaların (A. Actinomycetemcomitans, P. Gingivalis, P. İntermedia) gelişimini inhibe etmekte ve normal flora üzerine ise olumsuz etkileri bulunmamaktadır. (91, 92) Kemik morfogenetik proteinler, transforming büyüme faktör süperfamilyasındandır. KMP ler kemik tamirini uyarıcı potansiyeli olan ve kemik oluşumunu tetikleyen faktörlerdir (93) Diğer büyüme faktörlerinden farklı olarak KMP lerin esas görevi farklılaşmamış pluripotansiyel hücrelerin kıkırdak ve kemik oluşturan hücrelere farklılaşmasını uyarmaktır. KMP ler iskeletsel alanlar dışında kemik oluşumunu başlatabilme yatkınlığı olan bilinen tek faktördür. (94, 95) Bu aktivitesi KMP leri alveol kemiğin rejenerasyonu için çok açık bir aday yapar. TBF-beta, İBF ve FBF kemik içinde mevcut olan zaten farklılaşmış kemik üreten hücrelere etki gösterirler ve osteoblastları bölünmeye iterek ve/veya ekstrasellüler matriks moleküllerinin salgılanmasını arttırarak fonksiyon gösterirler. (96, 97) Kemiğin kendi hücrelerini etkileyerek sınırlı da olsa rejeneratif kapasiteye sahiptirler. Fakat KMP ler defekt alanına girecek ve kemik hücrelerine ve kıkırdağa faklılaşacak olan defekti çevreleyen yumuşak doku ve kemik iliğindeki hücrelere etki gösterebilirler. Bu nedenle yumuşak dokuya implante edildiği zaman kemik rejenerasyonu gösterirler. Bazı hücre tiplerinde hücre bölünmesine yönelik etkileri 23

30 olsa da bu moleküllerin asıl aktivitesi farklılaştırmadır. Örneğin; mezenkimal hücrelerin fenotipini olgun osteoblast ve kondroblastlara dönüştürürler. (98) KMP ler aynı zamanda osteoblastların soyundan gelen bazı hücre tipleri üzerine de kemotaktiktirler. Sonuç olarak; periodontal yara iyileşmesi, doku tamiri ve sert doku rejenerasyonu için önemli olan dişeti fibroblastları, epitel hücreleri, periodontal ligament fibroblastları ve osteoblastlar gibi çeşitli hücreleri içermektedir. Hasar oluşumundan itibaren oldukça iyi yönetilen hücre-hücre ilişkileri başlatılır. Hasarlı bölgede bulunan damarsal yapı, fibrin oluşumunu ve bölgeye trombositlerin toplanmasına sebep olur ve bunu takiben trombositlerden ve diğer komşu dokulardan bölgeye büyüme faktörlerinin salınımı başlar. Büyüme faktörleri önemli özellikleri olan, doğal varlık gösteren proteinlerdir ve hücrelerin göç, çoğalma, farklılaşma gibi biyolojik olaylarında anahtar düzenleyici görevler üstlenmişlerdir. Bu özellikleri araştırıcıları dokuların rejenerasyonu ve yara iyileşmesinde olası rollerini incelemeye yöneltmiştir. Kullanılan faktörlerin etkinliğini arttırmak amacıyla çeşitli taşıyıcı sistemler ve faktörlerin kombine kullanımı ile ilgili araştırmalar bu moleküllerin etkinliğinin arttırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte hücreleri etkileme mekanizmalarının ve gelişim dönemindeki etki mekanizmalarının belirgin şekilde ortaya konulması kullanım verimliliklerinin tespitinde oldukça belirleyici olacaktır KMP nin Diğer Kullanım Alanları KMP organ sistemini kemikten daha çok etkiler. İskemik fare modelinde yapılan çalışmada, KMP nin yangının boyutunu azaltarak koruma sağladığı görülmüştür. Bu da gelecekte bir ihtimal olarak, KMP nin baş travmaları ve çarpmalarında koruyucu bir ajan olarak kullanılabileceğini düşündürmüştür. (36) 24

31 Kronik böbrek hastalarında KMP seviyesi düşüktür. Çünkü, böbrek yetişkin insanlarda başlıca kaynaktır. Bu insanlarda, bazı renal fonksiyonların KMP nin sistemli uygulamaları ile yeniden düzenlenmesi mümkündür. İlaveten renal osteodistrofik sendrom, bel ameliyatları ile benzerdir ki hastaların uzun dönem diyalizde kalmalarına ve son aşamada böbrek hastalıklarına neden olabilir. KMP den başka büyüme faktörlerinin birleşimini belirleyici araştırmalar halen devam etmektedir. Kemik özü ile demineralize kemik matriksi karışımı, KMP ye alternatif olarak kullanılabilir. Son deney çalışmaları cesaret verici ilerlemeleri göstermektedir. Fakat, KMP nin kemik birleşimi açısından kombinasyon tedavisinden daha etkili olabilmesi çok daha büyük klinik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. 4. ÖZET Bir osseöz defektin rejenerasyonu üç mekanizma ile tanımlanabilir. Osteogenezis, osteoindüksiyon, osteokondüksiyon. Osteogenezis, alıcı bölgede osteoprogenitör hücrelerin diferansiyasyonu ile yeni kemik oluşumunu gösterir. Osteokondüksiyon, uygun bir yapı iskelesi boyunca transplante veya hastadan alınan osteoprogenitör hücreler tarafından yeni kemik formasyonunun bir sürecini tanımlar. Bu mekanizma, diğer biyolojik yüzeyler ve rekonstrüksiyon tabakaları boyunca görülmüştür. Kemik formasyon hücrelerine diferansiyasyon sağlayan, lokal mezenşimal hücrelerin aktivasyonu tarafından yeni kemik oluşumu osteoindüksiyon olarak tanımlanır. Otojen kemik rekonstrüktif kemik greftinde standart kriter olarak düşünülür çünkü, kemik iyileşmesinin bu üç kompenentini de sağlar. Osteoindüktif 25

32 büyüme faktörleri, kemik boşluklarındaki osteogenik kök hücreler ve osteokondüktif hidroksiapatit-kollagen matriks. Periodontal rejeneratif işlemler, inflamasyon nedeniyle yıkıma uğramış dişeti bağ dokusunun rejenerasyonunu, sement formasyonunu, kemik restorasyonunu ve kök yüzeyine periodontal ataşmanın yeniden oryante olmasını hedefler. Bununla birlikte hastalıklı bir periodonsiyumun önceden belirlenen bir şekilde ve tam rejenerasyonunun sağlanması oldukça güçtür. Periodontal rejenerasyon için gerekli olaylar kemik oluşumu, sement oluşumu ve bağ dokusu oluşumu üzerine kuruludur. İn vitro ve in vivo olarak yapılan çalışmalarda bazı büyüme faktörlerinin periodontal yara iyileşmesinde ve sınırlı da olsa periodontal rejenerasyonda olumlu etkileri gösterilmiştir. Son yıllarda moleküler biyoloji alanındaki ilerlemeler yumuşak dokunun korunarak kaybedilmiş kemik dokusunun kazanılması için biyolojik medyatörler, büyüme faktörleri ve kemik morfogenetik proteinleri kullanımını gündeme getirmiştir. KMP, ilk kez 1963 yılında Urist tarafından keşfedilmiş ve daha sonra yapılan pek çok hayvan çalışması kemik defektlerinin iyileşmesinde etkili olduğu gösterilmiştir. Kemik morfogenetik proteinler, transforming büyüme faktör süperfamilyasındandır. KMP ler kemik tamirini uyarıcı potansiyeli olan ve kemik oluşumunu tetikleyen faktörlerdir. Diğer büyüme faktörlerinden farklı olarak KMP lerin esas görevi farklılaşmamış pluripotansiyel hücrelerin kıkırdak ve kemik oluşturan hücrelere farklılaşmasını uyarmaktır. KMP ler iskeletsel alanlar dışında kemik oluşumunu başlatabilme yatkınlığı olan bilinen tek faktördür. Bu aktivitesi KMP leri alveol kemiğin rejenerasyonu için çok açık bir aday yapar. 26

33 Yinede yapılan bu çalışmalar cesaret verici sonuçlar göstermesine rağmen, KMP nin rolünü anlamak için daha fazla klinik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Uzun dönem sonuçlar hala bilinmemektedir. KMP nin moleküler biyolojisini daha iyi anlamak ileri zamanda ideal kemik birleşimi elde edilmesi yolunda yardımcı olabilir. 27

34 KAYNAKLAR 1. Mc. Kibbin B: The biology of fracture healing in long bones.j. Bone Joint Surg. Br. 1978,60, Khan SN, Tomin E, Lane JM. Clinical applications of bone graft substitutes. Orthop Clin North Am. 2000,31-3, Fleming JE Jr, Cornell CN, Muchler GF. Bone cells and matrices in orthopedic tissue engineering. Orthop Clin North Am. 2000,31-3, Lane JM, Yasko AW, Tamin E, et al. Bone marrow and recombinant human bone morfogenetic protein-2 in osseous repair. Clin Orthop. 1999, Boyne PJ, Nath R, Nakamura A. Human recombinant BMP-2 in osseous reconstruction of simulated craft plate defects. Br J Oral Maxillofac Surg. 1998,36, Ma Q, Mao T, Liu B, Zhao J, Chen F, Wang H, Zhao M. Vascular osteomuscular autogreft prefabrication using coral type1 collagen and recombinant human bone morfogenetic protein-2. Br J Oral Maxillofac Surg. 2000,38, Wolfe MW, Salkeld JL, Cook SD. Bone morfogenetic protein in the treatment of bone defects: hictorical perspective and current knowledge. The Universty of Pennsylvania Orthopedic Journal. 1999,12, Ripomonti U, Duneaj N. Tissue morphogenesis and regeneration by bone morfogenetic protein. Pbst Reconstr Surg. 1998,101, Positon Paper. The potential role of growth and diferantiation factors in peridontal regeneration. J Periodontal. 1996,67, Lynch SE. Current techniques and consepts in periodontal therapy. In: Polson AM. The Role oj Growth Factors in Periodontal Repair and Regeneration: Alan R. Liss. Nem York USA 1994,

35 11. Carlson NE, Roach RB. Platelet-rich plasma. Clinical applications in dentistry..j Am Dent Assoc. 2002,133, Mc Cauley LK, Somerman MJ. Biological modifiers in periodontal regeneration. Dent Clin North Am. 1998,42, Anusakthien O, Giannobile WU. Growth factor delivery to re-engineer periodontal tissues. Current Pharmaceutical Biotechnology 2002,3, Marx RE, Carlson ER, Eichstaed RM, Schimmele SR, Strauss JE, Georgreff KR. Platelet-rich plasma: growth factor enchancement for bone grafts. Oral Surg Ord Med Oral Pathol Radiol Endod. 1998,86, Tözüm TF, Demiralp B. Platelet-rich plasma: A promising innovation in dentistry. J Can Dent Assoc. 2003,69, Dereka XE, Markopoulou CE, Vrastos IA. Role of growth factors in periodontal repair. Growth Factors. 2006,24, Centrella M, mccarthy TL, Kusmik WF, Canalis E. Relative binding and biochemical effects of heterodimeric and honodimeric isoforms of plateletderived growth factor in osteoblast enriched cultures from fetal rat bone. J Cell Physiol. 1991,147, Oates TW, Rouse CA, Cochran DL. Mitogenics effects of growth factors on human periodontal ligament cells in vitro. J Peridont Res. 1993,64, Camelo M, Nevins ML, Schenk RK,Lynch SE, Nevins M. Periodontal regeneration in human class 2 furcation using purified recombinant human platelet-derived growth factor-bb (rhpdgf-bb) with bone allograft. İnt J Periodontics Restorative Dent. 2003,23,

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Kök Hücre ve Doku Mühendisliği

Kök Hücre ve Doku Mühendisliği Kök Hücre ve Doku Mühendisliği 22 Mayıs 2000 Time Dergisi Geleceğin en popüler meslekleri; 1. Doku Mühendisleri 2. Gen Programlayıcıları 3. ÇiBçiler 4. Frankenfood takipçileri 5. Bilgi Madencileri (Data

Detaylı

YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE

YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE A.Kayataş,B.Çetin,D. Ahras,İ. Sarıbıyık,İ.Okşak,O.Kaplan Prof.Dr. Ali Barutçu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve

Detaylı

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Yara iyileşmesi Üst düzey organize edilmiş bir kaskad Hemostaz, inflamasyon, proliferasyon ve remodeling Hasarlı dokunun normal mimarisini

Detaylı

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ

Detaylı

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak

Detaylı

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM DENSITY PLATELET GEL ONARICI TIPTA

Detaylı

Biyomühendiliğin temel alanları

Biyomühendiliğin temel alanları Biyomühendiliğin temel alanları Genetik mühendisliği: Sentetik biyoloji, gen transferi Hücre ve doku mühendisliği: Doku kültürü, hücre biyolojisi, metabolik mühendislik Biyoproses mühendisliği: Biyoproses

Detaylı

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP PRP Terapi nedir? Plateletten zengin plazma (platelet rich plasma-prp), doku iyileşmesini arttırıcı etkisiyle yaklaşık 20 senedir tıpta kullanılmakta olup, son dönemlerde uygulama alanları oldukça genişlemiş

Detaylı

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI Receptörler İntrasellüler hidrofobik(llipofilik)ligandlara baglananlar Nükleer hormon reseptörleri Guanylate siklaz(nitrikoksid receptor) Hücre yüzey hidrofilik ligandlara

Detaylı

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu Kemik Doku Prof.Dr.Ümit Türkoğlu 1 Kemik Dokusu İskelet sistemi başlıca işlevleri: Mekanik destek Hareket için kasların yapışma yerlerini sağlama Medüllasında yer alan, hemapoetik sistem elemanı kemik

Detaylı

HÜCRE KÜLTÜRÜNDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE

HÜCRE KÜLTÜRÜNDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE HÜCRE KÜLTÜRÜNDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE A.Kayataş,B.Çetin,D. Ahras,İ. Sarıbıyık,İ.Okşak,O.Kaplan Prof.Dr. Ali Barutçu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Yara

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

Kanser Tedavisi: Günümüz

Kanser Tedavisi: Günümüz KANSER TEDAVİSİNDE MOLEKÜLER HEDEFLER Doç. Dr. Işık G. YULUĞ Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yulug@fen.bilkent.edu.tr Kanser Tedavisi: Günümüz Geleneksel sitotoksik ilaçlar ve

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Prof. Dr. Yaşar AYKAÇ

Prof. Dr. Yaşar AYKAÇ Prof. Dr. Yaşar AYKAÇ Periodontal cerrahi tedavi yaklaşık 100 yılı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. Bu yöntem ilk zamanlarda enfekte kemiğin ve dokuların kaldırılması amacıyla uygulanmıştır. Radikal

Detaylı

JAK STAT Sinyal Yolağı

JAK STAT Sinyal Yolağı The Janus kinase/signal transducers and ac4vators of transcrip4on (JAK/STAT) JAK/STAT sinyal yolu sitokinler tara>ndan ak4fleş4rilir. ü Hücre farklılaşması ü Hücre çoğalması ü Hücre göçü ü Apoptoz gibi

Detaylı

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş

Detaylı

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri

Detaylı

Suprabone Suprabone Suprabone Suprabone Suprabone

Suprabone Suprabone Suprabone Suprabone Suprabone BMT Calsis, insan sağlığına yönelik ileri malzeme ve teknolojileri, rekabetçi ve yenilikçi yaklaşımlar ile tıbbın ve insanlığın hizmetine sunmak üzere 2008 yılında kurulmuş, Türkiye nin ortobiyolojik malzeme

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 1 YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 3 Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik

Detaylı

Nivîskar SamoCan THURSDAY, 17 FEBRUARY :17 - Nûkirina dawîyê THURSDAY, 17 FEBRUARY :27

Nivîskar SamoCan THURSDAY, 17 FEBRUARY :17 - Nûkirina dawîyê THURSDAY, 17 FEBRUARY :27 There are no translations available. Kök hücre tedavileri, dejeneratif hastalıklar CD34-pozitif hücreler CD34 ile, hematopoietik kök hücrelerin üst yüzeyinde bulunabilecek özel bir molekül yapısına atıfta

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ Konak modülasyon tedavisi (KMT); konak-bakteri etkileşiminin konak tarafını desteklemek anlamına gelir. Tedaviden çok doku yanıtını düzenlemektir. Periodontal hastalık, biofilm

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Transforming growth factor ß. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur.

Transforming growth factor ß. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur. Transforming growth factor ß Hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda gelişimin düzenlenmesinde önemli işlevleri vardır. Sinyal molekülleri, reseptör ve ko-reseptörler C. elegans tan insana kadar korunmuştur.

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar KEMİK DOKUSU Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar hidroksiapatit kristalleri olarak tanımlanır.

Detaylı

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ Seçici gen ifadesi embriyonun gelişmesini sağlayan 4 temel işlevi denetler: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre farklılaşması 3. Hücre etkileşimleri 4. Hücre hareketi HÜCRE

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri

Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri Ye#şkin Kök Hücre Bölünme Kapasitelerine Göre Hücre Çeşitleri 1. Değişken hücreler (Labile cells) - Sürekli bir kayıp ve yenilenme vardır. - Skuamöz ve salgı bezi hücreleri - Kemik iliğindeki hematopoe>k

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

BONE MORFOGENETİK PROTEİN NİN ORAL CERRAHİDEKİ ROLÜ VE UYGULAMALARI

BONE MORFOGENETİK PROTEİN NİN ORAL CERRAHİDEKİ ROLÜ VE UYGULAMALARI T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı BONE MORFOGENETİK PROTEİN NİN ORAL CERRAHİDEKİ ROLÜ VE UYGULAMALARI Bitirme Tezi Stj. Dişhekimi Ceren

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı İlhan Onaran Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Özellikle yara bakımıyla ilgili pek çok yeni yöntem,

Detaylı

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD BİYOUYUMLULUK (BIO-COMPATIBILITY) 10993-1 Bir materyalin biyo-uyumluluğunun test edilmesi için gerekli testlerin tümünü içerir. (Toksisite, Hemoliz, sitotoksisite, sistemik toksisite,...vs.) Hammaddelerin

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz AYDIN

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz AYDIN İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz AYDIN Tüm çok hücreli organizmaların kökeninde döllenmiş bir yumurta hücresi- zigot- vardır. Embriyonal gelişimin tüm ayrıntıları zigottaki DNA

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ Gökhan Erdem GATA Tıbbi Onkoloji BD 19 Mart 2014 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, 19-23 Mart 2014, Antalya EPİDEMİYOLOJİ Epidemiyoloji, sağlık olaylarının görünme

Detaylı

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ 961 1. HAFTA İLAÇ Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve

Detaylı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Prof. Dr. Ahmet Gül İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Romatoid Artrit Kronik simetrik poliartrit q Eklemde İnflammasyon

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Anal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART

Anal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART Anal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART Şekil Fistüllü alandaki plug ın ana dayanıklılığı, hasta dokunun iyileşebilmesi için gerekli biyo-mekanik bir ön şarttır. Press-Fit cerrahi tekniği,

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR

ADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR ADIM ADIM YGS LYS 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR GEN KLONLAMA Seçilmiş bir genin plazmit ya da bir virüs içerisine yerleştirilerek bir bakteriye aktarılması ve bakteri aracılığı ile birçok

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI Dr. Dilek TORUN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 13-17 Kasım 2013 30. Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon

Detaylı

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır.

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Dersin Amacı Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Hücre Sinyal İle3m Yolları Çok hücreli (mul>cellular) organizmalarda hücrelerin

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? On5yirmi5.com İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? Yayın Tarihi : 16 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 1/4/2017) A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek

Detaylı

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler)

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Kas iskelet sisteminin hasar görmüş parçaları ve hastalıklı parçaların yer değiştirilmesi ve onarılması için kullanılan seramik grubunun adı bio seramikler olarak

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

Kök Hücre ve Farklılaşma

Kök Hücre ve Farklılaşma Kök Hücre ve Farklılaşma Kök Hücre Erişkin ve embriyonik kök hücreler farklılaşarak soma7k hücreleri oluştururlar. Kök hücre Progenitör hücre Farklılaşmış hücre Neden Farklılaşmaya İh7yaç Duyulur Tek hücreli

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK

Kök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK Kök Hücre Biyolojisi Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK Kök hücre nedir? Kök hücreler organizmanın tüm dokularını ve organlarını oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? Muhittin Ertilav 1, Özge Timur 2, Ender Hür 5, Devrim Bozkurt 5, Haşim Nar 2, Turan Koloğlu 3, Pınar Çetin 2, Özlem Purçlutepe 2, Sait Şen 4,

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

GLOBİN GEN REGÜLASYONU

GLOBİN GEN REGÜLASYONU GLOBİN GEN REGÜLASYONU GLOBİN GENLERİN REGÜLASYONU Her bir globin genin dokuya ve gelişime spesifik ekspressiyonu regülatör dizilimdeki transkripsiyon faktörlerinin etkisi ile sağlanmaktadır. Globin

Detaylı

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD Vitamin D3 400 Genel Bilgi Bir sterol türevi olan D vitamini diyetle alınabilir veya endojen olarak sentezlenebilir. Diyetle, bitkilerde bulunan D2 vitamini (ergokalsiferol) ve hayvan dokularında bulunan

Detaylı

Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir

Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir Çiler Çelik-Özenci*, Nilay Kuşcu*, Nayçe Bektaş*, Ece

Detaylı

FTR 205 Elektroterapi I. Temel Fizyolojik Cevaplar. ydr.doç.dr.emin ulaş erdem

FTR 205 Elektroterapi I. Temel Fizyolojik Cevaplar. ydr.doç.dr.emin ulaş erdem FTR 205 Elektroterapi I Temel Fizyolojik Cevaplar ydr.doç.dr.emin ulaş erdem GİRİŞ Klinikteki en büyük sorunlardan biri de elektrofizyolojik bilgileri pratikte organize etmek ve uygulamaktır. Günümüzdeki

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

RUMİNANTLARDA KALSİYUM,FOSFOR VE MAGNEZYUM YETMEZLİKLERİ-1

RUMİNANTLARDA KALSİYUM,FOSFOR VE MAGNEZYUM YETMEZLİKLERİ-1 RUMİNANTLARDA KALSİYUM,FOSFOR VE MAGNEZYUM YETMEZLİKLERİ-1 Kalsiyum, fosfor ve magnezyum, kas yapısı, fizyolojik olaylar ve birçok dokunun normal fonksiyonları için gereklidir. Kemik formasyonu, kas kontraksiyonu,

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

Taner Arabacı, Alper Kızıldağ, Oğuz Köse. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji AD, Erzurum - Turkey

Taner Arabacı, Alper Kızıldağ, Oğuz Köse. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji AD, Erzurum - Turkey MÜSBED 2013;3(2):97-101 DOI: 10.5455/musbed.20130411090604 Olgu Sunumu / Case Report Periodontal Kemikiçi Defektlerin Rejeneratif Tedavisinde Trombositten Zenginleştirilmiş Fibrin Membran Ve Otojen Kemik

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Kök Hücre Biyolojisi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1 Dolaşım Fizyolojisi Kan Kan, vücutta damarlar içinde devamlı halde dolaşan bir dokudur. Kan, plazma içinde süspansiyon halinde bulunan eritrosit

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Hücre Transfeksiyonu

Hücre Transfeksiyonu 1 Hücre Transfeksiyonu Tanımlar Transformasyon: Bakteri ve bitkilere gene/k materyal aktarılması işlemidir. Transdüksiyon: Ökaryo/k hücrelere gene/k materyallerin viral yöntemlerle aktarılması işlemidir.

Detaylı