T.C. Sağlık Bakanlığı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği. Şef: Prof.Dr.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. Sağlık Bakanlığı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği. Şef: Prof.Dr."

Transkript

1 T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği Şef: Prof.Dr.Adnan UZUNİSMAİL SUPERİOR PARSİYEL SANTRAL PEDİKÜL DESTEKLİ VERTİKAL SKAR REDÜKSİYON MAMOPLASTİ TEKNİĞİ İLE UYGULAMA SONUÇLARI Klinik Çalışma (Uzmanlık Tezi) Dr. Cabbar Malkoç İstanbul

2 ÖNSÖZ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi eğitimimde bilgi, tecrübe ve yardımlarıyla bana yol gösteren, örnek aldığım, değerli hocam Prof.Dr. Adnan Uzunismail`e teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. İhtisas süresi boyunca çalışma şansına eriştiğim uzman hekimlerimize ve şu anda çalışmakta olduğum asistan arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunarım. Dr. Cabbar Malkoç İstanbul

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ve AMAÇ.1 GENEL BİLGİLER Memenin anatomik yapısı...4 b) Formu, lokalizasyonu ve yapısı...4 B) Memenin arteryel ve venöz dolaşımı...8 c) Memenin lenfatik dolaşımı...11 D) Memenin innervasyonu Meme küçültme ameliyatları ve Vertikal skar redüksiyon mammoplasti nin tarihçesi Vertikal skar redüksiyon mamoplastide pedikül tipleri ve tarihçesi GEREÇ VE YÖNTEM ) Hastalar ) Cerrahi yöntem...25 vii. Hastaların çizimi...25 viii. Ameliyat tekniği...27 BULGULAR. 30 SONUÇ ÖZET...41 SUMMARY KAYNAKLAR

4 GİRİŞ VE AMAÇ Tarih boyunca büyük memeler kadında dişiliğin ve doğurganlığın sembolü olarak görülmüştür. Günümüzde ise büyük memeler bir deformite olarak değerlendirilmektedir. Meme boyutlarında küçültme için yapılan ameliyatlar rutin işlemler haline gelmiştir. Meme küçültme ameliyatları, plastik cerrahinin rekonstrüksiyon ve estetik arasında bir çizgide yer alan girişimlerinden birisidir. Memenin hacim ve ağırlık olarak küçülmesi kadar estetik görüntüsü de önemlidir. Yeni geliştirilen ameliyat teknikleri sayesinde en iyi estetik sonuçlara ulaşılması hedeflenlenirken, memenin duyusu ve fizyolojik fonksiyonları da gözönünde tutulmaktadır. Meme küçültme ameliyatlarında, ideal olan estetik açıdan bakıldığında güzel bir memenin yanı sıra oluşan yara izinin minimal olmasıdır. Kadınların, küçük boyutlarda meme istemelerinin fizyolojik ve psikolojik sebepleri vardır. Ağır ve sarkmış bir meme birçok fiziksel rahatsızlığa yol açar. Bu rahatsızlıklardan bazıları; meme ağrısı, boyun ağrısı, sırt ağrısı, omuzda irritasyon ve ağrı oluşturan sütyen askısı izleri, inframamamaryal kıvrım da maserasyon ve cilt döküntüleridir. Psikolojik açıdan bakıldığında orta yaşlı bir kadında meme ileri yaşlarda rahatsız edici bir durum olarak ortaya çıkar. Tek taraflı hipertrofi veya asimetri bu rahatsızlığı daha da artırır. Meme küçültme ameliyatları prensip olarak meme gelişimini tamamlamadan önce yapılmaz. Fakat bunun bazı istisnaları vardır. ( örn : Psikolojik sorunları ön plana çıkmış meme gelişimini henüz tamamlamamış genç bir kızdaki jüvenil 4

5 hipertrofi gibi ). Onaltı veya onyedi yaşına gelmiş bir genç kızda, memenin doğum öncesi son şeklini aldığı kabul edilerek yapılan küçültme ameliyatı, bu genç kızı hayatı boyu sürecek bir sorundan kurtarır. Bunun yanında demineralize iskelet sistemine getireceği yan etkilerden korumuş olur. Meme küçültme ameliyatları için pekçok teknik geliştirilmiştir. Vertikal skar redüksiyon mammoplasti de bu tekniklerden birisidir. Vertikal skar mamoplasti de post-operatif meme şeklini oluşturmak için inferior santral vertikal glandüler eksizyon yapılır. Bu teknik ile memenin projeksiyonu artırılırken, genişliği daraltılmış olur. Cilt skara daha az yük binmesi için tek yönde eksize edilir. Vertikal mamoplasti Wise- Pattern tekniğinine göre birçok avantaja sahiptir. Bu avantajlar ; daha az skar, daha iyi projeksiyon ve üst polde dolgunluktur. Vertikal mamoplasti öğrenme eğrisi olan bir tekniktir. Teknikte, derinin oluşturduğu kılıf memenin son şeklini belirlemez. Memenin şekli rezeksiyonları doğal sonucu olarak oluşur ve inframmaryal kıvrım yukarı doğru yer değiştirir. Birçok otör, temelde aynı detaylarda farklı olan vertikal tekniği kullanmışlardır. Bu farklılıklar; liposuction kullanımı, pedikül planlaması, alt polün şekli, parankimin pektoralis major kasına asılması konularında olmuştur. Bizim çalışmamızda amaç, vertikal redüksiyon mamoplastide yeni bir pedikül kullanarak memebaşı kompleksini taşıyan pedikülün güvenilirliğini artırmak olmuştur. Daha önce kullanılmış pedikül tiplerine göre dolaşım açısından avantajları olan parsiyel santral destekli superior bazlı flep ile yapılan vertikal redüksiyon mamoplasti ameliyatlarında, dolaşım, estetik görünüm, duyu gibi birçok kriter açısından sonuçların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. 5

6 GENEL BİLGİLER Memenin anatomik yapısı A) Formu, lokalizasyonu ve yapısı Kız çocukları ve erkek çocuklarında, meme dokusu sadece memebaşı ve areola bölgesinde bulunur. Puberteye ulaşan genç kızlarda, meme dokusu bu lokalizasyonda sert bir disk formunu alır. Genç kızda meme koni veya yarımküre şeklini almaya başlar. Olgun kadında meme bu ideal koni formunu korumayıp sarkık veya obez meme formuna dönüşebilir. Meme olgunlaşınca üst lateral kısmı kalınlaşıp aksiller kuyruk şeklinde yönlenirken, üst polü ve mediali düzleşir. Memebaşı, glanddan alt lateral pole doğru uzanarak hafifçe yukarı yönlenir [1]. Meme fonksiyonlarını yerine getiriyorsa genellikle normal olarak kabul edilir. Fakat estetik açıdan bakıldığında dünyanın farklı yerlerinde ırksal özellikler nedeniyle ve kişinin yaşına göre çeşitlilik gösterir. Son zamanlarda Milo nun Venüs heykelinde olduğu gibi, Amerika da ve Avrupa da orta büyüklükte ve yukarı yönelmiş memeler ideal olarak değerlendirilmektedir. Daha da ileri giderek, Cooper bu heykelin ölçülerini referans alarak bazı değerler elde etmiştir. Penn [2] ve Lalardrie ve Jouglard [3], tarafından çeşitli parametreler esas alınarak plastik cerrahlar için yararlı bazı ölçümler elde etmişlerdir. Tüm meme, vertikal olarak 2. veya 3. kostalardan, 6.ve 8. kostalar arasında uzanır. Transvers olarak parasternal bölgeden anterior aksiller çizgiye uzanır. 6

7 Aksiller kuyruğu aksiler bölgenin içindedir. Nipple erkeklerde ve genç kızlarda midklaviküler çizginin 1 veya 2 cm lateralinde yer alır, yüksekliği değişkendir. Meme gelişimi devam ettikçe aşağıya iner. Genellikle simetrik olan memebaşı kompleksi bazen bir interkostal aralık kadar farklı olabilir. Meme glandını oluşturan disk, sternal ve klaviküler sınırda düzensiz yapı oluştururken adeta kendisi üzerine katlanarak son bulur. Bir kısım glandüler doku memenin görülen sınırlarının ötesine ulaşır. Hicken [4] kontrast madde verilerek tarafından duktal sisteme meme dokusunun sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. Aksiler duktal sistemin brakial sinir ve damarlara ve hatta latismus dorsi kasının üst sınırına ulaştığı tespit edilmiştir. Bazı duktuslar aşağıya epigastriuma kadar ulaşabilmektedir. Meme dokusu büyük oranda pektoralis major kasının üzerine yerleşirken, alt kısımlarının m.obliqus externusun aponörozuna, aksiler parçasınının m.serratus anterior ve m.latissimus dorsi kasının üst sınırına uzandığı görülmüştür. Memenin yaygın stroması superfisyel fasyanın ayrıntılı bağ dokusundan oluşmaktadır. Cooper [1], memenin süperfisyal fasyanın anterior ve posterior lamellası arasında yer aldığını belirtmiştir. Arkada meme, pektoralis major kasından pektoral kas kılıfı ile ayrılır ve retromammaryal boşluk oluşur. Bu boşluk gevşek bağ dokusundan oluşmuş posterior lamelladır. Memenin sınırlı hareketine izin verir. Kadın memesi 15 ila 25 arası birbirinden bağımsız glandüler dokudan oluşur. Her birinin ayrı salgı yapan asinüsleri ve duktal sistemi vardır. Terminal laktifer kanallar ( duktuslar ) birbirleri ile birleşmeden memebaşına ayrı ayrı açılırlar ( Resim 1). Salgı yapan alveol kuboid ve aşağı kolumnar hücrelerden oluşur. Çevrelerini gevşek basket - potası benzeri dallanan myoepitelyal hücreler sarar. 7

8 Duktusların içi stratifiye skuamöz epitel ile döşeli etrafı duktus boyunca uzanan düz kaslar ile sarılıdır. Memebaşına gelindiğinde bu kaslar sirküler hale dönüşür. Areola altında duktuslar genişleyerek laktifer sinüsleri ( 2-4,5 mm ) oluşturup memebaşının tabanında tekrak daralırlar. Memebaşı tabanını geçince tekrar genişleyerek ampulla denilen kısmı oluşturup memebaşı ucunda daralarak sonlanırlar. Areola gebelikte ve olgunlaştıkça melanin pigmenti yönünden artış gösterir. Yüzeyinde yapı olarak ter bezleri ve meme glandı arasında bir yapı olan Montgomery Glandları bulunur. Memebaşı yağ dokusu içermez. Bunun yerine fibröz ve elastik bir doku mevcuttur. Memebaşı tabanını onu sirküler olarak saran düz kaslar oluşturur. Bu kaslar memebaşının uyarı halinde ereksiyonundan sorumludur. Olası bir diğer fonksiyonları süt kanallarına sfinkter rolü oynamalarıdır. Resim 1. Memenin glandüler yapısı ve laktifer duktuslar 8

9 B) Memenin arteryel ve venöz dolaşımı Memenin arteryel dolaşımı 3 ana kaynaktan olur. Bunlar sırasıyla ; a. thoracica interna ( %60), a. axillaris, a intercostalistir. İlk iki kaynaktan köken alan medial ve lateral mamaryal arterler ana dolaşımı oluşturur ( Resim 2 ). Bu damarlar memenin derialtı dokusundan ön yüzüne doğru uzanırlar. Memenin alt yarısında lateralde interkostal arterler, medialde internal torasik arter bu iki kaynağa destek olurlar. İnternal torasik arter perforan dallar verir. Bu dallar interkostal boşluklardan sternumun yakın komşuluğunda uzanırlar. 2. ve 3. interkostal aralıklardan gelenler genelde en büyük olanlardır. Lateral meme arteri genelde lateral torasik arterin devamı olan tek bir damar olarak gösterilir. Pektoralis major kasının etrafını dolaşıp memenin alt kısmın ön tarafından içeri girer. Lateral torasik arterin olmadığı durumlarda meme ve pektoralis major kası torakoakromial arter veya subskapular arter tarafından beslenir. Lateral meme arteri tek başına aksiller arterden çıkabileceği gibi aksiler arterden gelen dallardan da doğabilir. Medial ve lateral mamaryal arterler memenin merkezinde anastomozlar yaparlar. Yüzeyel anastomozlar meme cildini ve memebaşı kompleksini beslerken derin anastomozlar meme dokusunu besler. Bazen memebaşı kompleksine anastomoz yapmadan doğrudan ulaştığı da olur [5]. Memenin alt iç kadranı karın duvarından gelen bazı dallar alır. Bu dallar daha çok süperior epigastrik arter kaynaklıdır. 9

10 Resim 2. Lateral ve Medial mamaryal arterler. Memebaşı başlıca lateral ve medial mammaryal arterlerin subkutan dallarının oluşturduğu sirkumareolar halkadan beslenir. Bu sirkumareolar halka olmadığı zaman memebaşı radial uzanan dallar ile beslenmesini sağlar. Lolardie ve Jouglard [3] tarafından yapılan kadavra çalışmalarında duktuslara paralel giden, memebaşının altında subdermal pleksusa katılan 3. bir kaynaktan bahsedilmektedir. Cooper da [1], bu retrograd uzanan dallardan bahsetmiştir. Bunlar laktifer duktuslar ile birlikte yol alan kapiller bir ağdır. Bu ağ memebaşı çevresinde subdermal bir pleksus oluşturur ve memebaşı kompleksinin beslenmesinde önemli bir kaynaktır. Duret [6], Marcus [5], Salmon [7] un çalışmaları bu fikri desteklemektedir. Bu artere interkostal 10

11 arterden köken alan papiller arter adı verilmiş, Marcus un çizimleride yer verilmiş ve tartışmalı olarak değerlendirilmiştir (Resim 3). Resim 3. Papiller arter. Memenin en büyük venleri, göğsün deri pleksusunun bir parçası olan venlerdir. Medialdekiler internal torasik vene, lateraldekiler ise aksiler vene dökülürler. Bunun yanında boyundaki ve abdominal bölgedeki venlerlede bağlantıları vardır. Küçük venler medial, lateral ve posterior arterlere eşlik ederler. 11

12 C ) Memenin lenfatik dolaşımı Meme derisinde yaygın ve zengin bir lenfatik pleksus bulunmaktadır. Yakın zamanda yapılmış bir çalışmada ana lenfatik çıkışın derinde glandüler yapı içerisinde bulunduğu gösterilmiştir [8]. Meme dokusu içerisinde 4 adet lenfatik yol bilinmektedir. Bunlar ; internal torasik, posterior interkostal, aksiler, kutanöz lenfatiklerdir (Resim 4). Normal koşullarda aksiler ve internal torasik, ana lenfatik yolları oluşturmaktadır. İzotopik teknikler ile yapılan çalışmalar lenfatik akımın % 75 inin aksiller bölgeye, geri kalanın internal torasik lenf nodlarına döküldüğünü göstermiştir. Her lenfatik bölge belli bir kadranı drene etmek yerine her lenfatik bölge, dört meme kadranının da lenf drenajına katkıda bulunur. Resim 4. Memenin ana lenfatik yolları. 12

13 Turner-Warwick [8] yaptığı çalışmalarda % 2 oranında posterior interkostal nodüllere drenaj olduğunu göstermiştir. Ancak 2 ana lenf dreanajı bölgesinde aksama olursa posterior interkostal ve kutanöz nodların major drenaj bölgesi olabileceklerini belirtmiştir. 4 ana lenf drenaj bölgesi ayrıntılı olarak incelenecek olursa; Memenin ana drenaj bölgesi olan aksiler lenf nodları aksiler ven boyunca uzanır ve subklavyen lenf nodlarına açılırlar. Memenin lenf akımı, aksiller bölgeye ulaşmadan da subklavien lenf nodlarına dökülebilir [9]. Aksiller bölgedeki lenf nodları, santral aksiller, anterior aksiller veya pektoral, posterior aksiller veya subskapular ve deltopektoral olarak gruplara ayrılır. Haagensen [10] çalışmalarında, lenf akımının % 90 ının santral aksiller lenf nodlarından geçtiğini belirtilmiştir. İnternal torasik nodüller, kostal kartilajların ve interkostal boşlukların ön kısmının arkasında internal torasik damarlar boyunca uzanır. Bu yol boyunca interkostal boşlukları penetre eden damarlar ve sinirler ile yol alırlar. Aynı zamanda parietal plevranın lenf drenajını sağlarlar. Trakeobronşial ve anterior mediastinel lenf nodlarının açıldığı trunkusa açılırlar. Posterior interkostal nodüller, toraksta kostalar ve vertebraların bileşkelerinde yer alırlar. İnterkostal perforan lenfatikler aracılığıyla memenin lenf drenajını sağlarlar fakat çok düzenli değillerdir. Memenin kutanöz lenfatikleri nadiren memenin derialtı dokusundaki lenf nodlarına dökülürken, temelde kutanöz lenfatikler memenin venöz drenajına paralel olarak subklavyen, posterior servikal ve karşı taraf meme yada epigastriumdaki lenf nodlarına dökülürler (Resim 5). 13

14 Resim 5. Memenin kutanöz lenfatikleri. D ) Memenin innervasyonu Meme derisinin duyusal innervasyonu diğer deri bölgelerden farklı değildir. Memebaşı bölgesinin duyusal innervasyonu cinsel uyarılma ve süt verme açısından önem taşır. Memebaşı ve meme bezinin damarlarına ve düz kaslarına ulaşan sempatik lifler duyu sinirleri içerisinde yol alır. Memede yapılacak bir lokal eksizyon için supraklaviküler blok ile 2 ila 7. interkostal sinirlerin bloke edilmesi yeterlidir. Supraklaviküler sinirler sadece meme derisini innerve eder, meme parankimini innerve etmezler. Meme derisinin innervasyonu karşı taraftan da sağlanmaz. Pektoral kaslara ulaşan sinirler meme dokusunu ve cildini innerve etmezler. Memenin innervasyonu temel olarak interkostal sinirler aracılığıyla olur [1]. İnterkostal sinirler, torasik spinal sinirlerin ventral ramusundan köken alırlar. Mid- 14

15 aksiller çizgide verdiği lateral kutanöz dallar serratus anterior kasını penetre ettikten sonra anterior ve posterior dallarına ayrılırlar. Craig ve Sykes [11], yaptığı çalışmalarda, memebaşı kompleksinin her zaman memenin derininden innerve olduklarını, hiçbir zaman memenin superfisyalinden geçen sinirler ile innerve olmadıklarını göstermişlerdir. Memebaşının 3.,4.,5. anterior kutanöz sinirler ve 4.,5. lateral kutanöz sinirler ile kısmende olsa 3. lateral kutanöz sinir tarafından düzenli olarak innerve edildiği tespit edilmiştir ( Resim 6). Resim 6. İnterkostal sinirin lateral ve anterior kutanöz dalları. 15

16 Meme küçültme ameliyatları ve Vertikal Redüksiyon Mammoplasti operasyonunun tarihçesi İlk meme küçültme ameliyatı olarak kabul edilen ameliyat 1669 yılında William Durstan tarafından İngiltere de yapılmıştır. Yeni teknikler geliştikçe memebaşı kompleksinin canlılığı önem kazanmaya başlamıştır. Meme ucu, Thorek [12] tarafından eksize edilerek ilk kez greft olarak kullanılmış ancak ilk zamanlar ilgi görmemiştir. Fakat bugün gigantomasti ameliyatlarında kullanılabilen bir teknik haline gelmiştir. Schwartzmann 1930 yılında memebaşının subdermal beslenme şeklini ortaya koymuştur. Bunun sonucunda Strömbeck [13], Skoog [14], McKissock [15], Wise [16] tarafından desteklenen dezepitelize dermal pedikül fikri doğmuştur. Ayrıca bu fikir, Aufricht ve Penn in [ 2 ] ameliyat öncesi çizim düşüncelerine ışık tutmuştur. Ters-T şeklinde kapama bugün birçok teknikte kullanılmaktadır. Bu tekniğin istisnaları ise Dufourmental ve Mouly nin [17] 1971 de ortaya attığı lateral rezeksiyon tekniği ve Regnault un [18] B-tekniğidir. Memenin santral ve inferiorunda rezeksiyon ile vertikal ve inferior pedikülde memenin büyük bir kısmını toparlama fikri Aries-Pitanguy [19] ile son şeklini almıştır. Strömbeck [13], 1960 da memebaşı kompleksini taşıyan dermal ve subkutan pedikülü süperiora transpoze etmiştir. Skoog [14], dönüştürmüş retrakte memebaşı kompleksi, bipedikülden monopediküle kutu şeklindeki görünümden uzaklaştırmıştır. McKissock [15], bipediküllü dermoglandular flep ile memebaşı 16

17 kompleksini vertikal yönde taşımış ve bugüne değin kullanılan en sık tekniklerden biri haline gelmiştir. Ribiero [20], inferior pediküllü dermoglandular flap ile nippleareola yı taşıma yöntemini uygulamış ve bu method, Courtiss ve Goldwyn [21], Georgiade [22] tarafından modifiye edilerek geliştirilmiş memebaşı duyusunun korunması öncelik kazanmaya başlamıştır. Erken dönemde geliştirilen teknikler çoğunlukla memebaşı ve deri flebinin güvenliği ve canlılığına odaklanmıştır. Küçültülen memenin estetik görüntüsü ve orantılı olması daha sonraları önem kazanmaya başlamıştır. Yakın zamanlarda memebaşı duyusu ve emzirme açısından fonksiyonelliğine dikkat çekilirken, ameliyat sonunda oluşan izin en aza indirilmesine çalışılmaktadır. Son yıllarda en iyi bilinen ve popularize olan kısa skar tekniği, Le Jour [23], tarafından geliştirilen, süperior bazlı inframamaryal kıvrımda skar bırakmayan Vertikal redüksiyon mamoplasti tekniğidir. Vertikal redüksiyon mamoplasti nin tarihçesine bakıldığında, ilk olarak Dartiques tarafından 1924 yılında vertikal mastopeksi tanımlanmış, 1957 de Arie [24] tarafından kullanılmıştır. Lassus [25], vertikal redüksiyon mamoplastiyi 1970 yılında kendi stili ile yeniden tanımlamıştır. Bu teknik, inferiolateral cildin, yağ ve glandüler doku ile bir bütün olarak rezeksiyonunu içerir. Memebaşı bölgesi süperior bazlı dermoglandüler flep ile transpoze edilir. Lateral dermoglandüler flepler ile pedikül santralde meme meridyeni üzerinde vertikal skar oluşturacak şekilde biraraya getirilir. Lateral flepler eleve edilmez. Yazar, kendi orijinal anlatımında belittiği gibi postoperatif skarın büyük memelerde abdominal bölgeye kadar uzanmasından dolayı bu komplikasyonu önleyecek kısa horizontal bir skar eklemiş ve tekniğinde değişiklik yapmıştır. Yazar 17

18 daha sonra tekrar vertikal skar tekniğine geri dönerek memenin alt kısmındaki rezeksiyonu sınırlamış ve deriyi toparlamıştır lı yılların erken dönemlerinde, Le Jour [23], kendi vertikal mamoplasti tekniğini tanımlamıştır. Lejour un tekniğinde belirgin işaretlemeler, liposuction ve lateral ve inferior cilt elevasyonu mevcuttur. Lassus tan farklı olarak pedikülü en üst seviyeye kadar diseke edip pektoral kasa asmıştır. Liposuction kullanılması, daha az dokunun rezeksiyonuna, dolayısıyla sinir ve damarların daha az hasarlanmasına neden olur. Memenin erken dönemde abartılmış projeksiyona sahip olması ve memenin son şeklini alması için 6 ay gibi süreye ihtiyaç olması bu tekniğin dezavantajlarıdır yılında Hammond [26], tarafından kısa skarlı periareolar inferior pediküllü vertikal redüksiyon mammoplasti tekniği ortaya atılmıştır. Bu teknikte amaç inferior pedikülün güveliğini sağlarken vertikal redüksiyon mamoplastide skarı sınırlamak olmuştur. Bu teknikte hilal şeklinde bir doku süperior, medial ve lateralden eksize edilerek inferior bazlı flep yeni yerine adapte edilmektedir. Tekniğin dezavantajları arasında peri-areolar sütürde purse-string sütür kullanılmasının periareolar skarı genişletmesi, inframamaryal kıvrımı yeterince yukarı taşıyamayıp inferior polde dolgunluk yaratması % 28 oranında duyu kaybına yol açması sayılabilir. Meme küçültme ameliyatlarından sonra bottoming-out ve horizontal skarı yok etme arayışı E. Hall-Findlay in [27] Lejour un vertikal redüksiyon tekniğinde bazı modifikasyonlar yaparak büyük memeler içinde uygulamasına neden olmuştur. Bu değişiklikler, süperomedial, süperolateral dermoglandüler pedikül oluşturmak şeklinde tanımlanabilir. Daha sonraları tamamen süperomedial vertikal redüksiyon mamoplasti tekniğine dönen Hall-Findlay in [27] tekniğinde, medial bazlı 18

19 dermoglandüler bir pedikül, göğüs duvarına kadar vertikal olarak insize edilir. Pedikül kısadır, nipple ve cildinin altında diseksiyon yapılmaz. Bu sayede memebaşı duyusu korunmaya çalışılır. Flep pektoral fasyaya asılmaz ve vertikal şekilde sütüre edilerek kapatılır. Memenin ameliyat sonrası şeklini alması zaman alır. Vertikal redüksiyon mamoplastideki en son yapılan modifikasyon, Spear [28] tarafından yapılmıştır. Spear, Hammond unkine benzer deri insizyon paterni ve HallFindlay in süperiomedial glandüler pedikül şeklini kullanarak bu tekniği geliştirmiştir. Vertikal redüksiyon mamoplastide pedikül tipleri ve tarihçesi. Yüzyılın ilk yarısında, memebaşı kompleksini taşımak ve fazlalığını ortadan kaldırmak için birçok teknik geliştirilmiştir. Canlılığın sağlanması için genelde iki aşamalı teknikler kullanılmıştır. Zaman içerisinde birçok pedikül avantajları ve dezavantajları ile birlikte değerlendirilmiştir. Bir yandan güzel bir görüntü sağlanırken öte yanda dolaşım korunmaya çalışılmıştır. Yüzyılın ikinci yarısında pedikül konusunda iki noktada anlaşmaya varılmıştır: 1- Dermoglandüler veya santral pedikülün nipple-areola dolaşımı, laktasyonu ve duyusu açısından daha uygun olduğu. 2- İleri derecede deri diseksiyonunun deri nekrozu açısından riskli olduğu. Rezeksiyon tekniğinden bağımsız olarak memebaşı kompleksi belli bir pozisyona taşınmaya çalışılmıştır. Memebaşının greft olarak taşınması büyük hacimli memeler için denenmiştir. Lexer-Kraske [29], [30], 19 ameliyatlarında süperior

20 pedikül kullanılarak meme dokusu aşağıya doğru alınmıştır. Beisenberger [31], tekniğinde areola dolaşımının medialden sağlandığı tek aşamalı bir yöntem yüzyılın başlarında büyük ilgi görmüştür. Schwartzmann, dermal pedikülü areolanın dolaşımı konseptini ileri sürmüştür. Birçok pedikül tipi Ters-T tekniğine adapte edilmiştir. Avrupa ve Güney Amerika da çeşitli pedikülleri, kısa skar tekniğine adapte etmişlerdir. Arie [24] ve Pitanguy [19], süperior pedikülü vertikal skar için kullandılar fakat büyük redüksiyonlarda Ters-T tekniğine geçmek zorunda kalmışlardır. Mouly [17], wedge rezeksiyon ile lateralde tek bir skar oluşmasına olanak tanıyan, süperiomedial pedikülü kullanmıştır. Marchac [32], Lassus [25], Lejour [23], Piexoto [33] ve Ribiero [20], hemen hepsi tek bir vertikal skar bırakan ve süperior pedikülü kullanan birçok teknik geliştirmişlerdir. 20

21 Vertikal redüksiyon mammaplastide, birçok pedikül tipi kullanılmıştır, bunlardan bazıları; lateral, medial,süperior,inferior pedikül tipleridir ( Resim 7 ). Resim 7. Vertikal redüksiyon mamoplastide kullanılan 4 pedikül tipi. Lateral pedikül, vertikal redüksiyonda pedikülde dolaşım ve duyu açısından endişe edildiğinde kullanılmaktadır. Strömbeck [13], lateral ve medial pedikül kombinasyonundan bahsetmiş fakat bunları dermal olarak planlamıştır. Lassus [25], süperior pedikül çok uzun olduğu durumlarda ( > 9 cm ) lateral pedikülü önermiş ve kullanmıştır. E.H.Findlay [34], lateral pedikülün redüksiyonda memedeki lateral dolgunluğu ortadan kaldırmaya engel olduğunu, lateral pedikülün sadece mastopeksi hastaları için tercih edilmesi gerektiğini belirtmiştir. 21

22 Medial pedikül, ilk olarak Asplund ve Davies [35], tarafından kullanılmıştır. Fakat onların kullandığı pedikül dermoglandüler değil dermal pedikül şeklindedir. Medial pedikül meme redüksiyonlarda memenin sıkı ve fibröz yapıdakı üst dış kadranının rezeksiyonuna izin verir bu sayede lateral dolgunluğun giderilmesine yardımcı olur. E.H.Findlay [34], medial pediküllü vertikal redüksiyon mamoplasti % 85 oranında duyunun korunduğunu ve diğer pedikül tipleri ile kıyaslandığında duyu açısından fark olmadığını belirtmiştir. Medial pedikülün, lateral rezeksiyon sonrası bu bölgede ölü boşluk yarattığı ve bu boşluğun sıvı ile dolarak istenmeyen estetik sonuçlar doğurduğu buna ek olarak vertikal pilarlar sütüre edildikten sonra areolayı aşağı çekerek gözyaşı benzeri bir şekle neden olduğu belirtilerek eleştirilmiştir. Vertikal mammaplastide süperior pedikül, özellikle Lassus [25], tarafından uzun yıllar kullanılmıştır.lassus, referans olarak Marcus un 1936 yılında tanımladığı memenin 3 ana dolaşım tipini gösterdiği anatomik kompleksini esas almıştır (Resim 8). Süperior pedikülün bu 3 ana dolaşım tipinede zarar vermediğini ileri sürmüştür. Lassus [25], pedikül boyunun çok uzun olduğu zaman memebaşı kompleksini taşıyan pedikülün üzerine katlanacağını ve venöz problemler sonucu nekroz yaşanacağını belirtmiştir hastalık redüksiyon serisinde Lassus [25], memebaşı kompleksinde nekroz olgusuna rastlamadığını belirtmiştir. Süperior pedikülü kendine özgü değişiklikler yaparak kullanan bir diğer kişi Lejour dur [23]. Lassus tan farklı olarak daha iri memelerde daha iri süperior pedikül kullanarak memebaşı kompleksinin duyusunu ve dolaşımını korumayı amaçlamıştır. 192 hastayı içeren mastopeksi ve redüksiyon serisinde, memebaşı duyusu ile ilgili problem yaşanmadığı belirtilmiştir. % 1 oranında ise parsiyel nekroz yaşanmıştır. Süperior pedikül ile yapılan 22

23 ameliyatlarda, ameliyatta hasarlanan 4.interkostal sinirin ameliyat sonrası dönemde interkostal sinirin ön kısmındaki perforatörlerden zamanla geri döndüğünü belirtmiştir. İnferior pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplasti Hammond [26], tarafından kullanılmıştır. Otör, inferior pedikülü oluşturduktan sonra hiç diseksiyon yapmamış ve pedikülün dermoglandüler dokusunu, pektoral fasyadan ayırmamış, pedikülü süperiorda sütüre etmiş ve memenin estetik görüntüsünü sağlamada çok etkili olduğunu belirmiştir. 167 redüksiyon mamoplasti serisinde % 7 oranında memebaşı duyusunda kayıp, % 4 oranında parsiyel memebaşı nekrozu yaşadığını belirtmiştir. Öte yandan inferior pedikülün yerçekimi etkisine maruz kaldığı bu açıdan sadece daha önce inferior pedikül ile redüksiyon yapılmış hastalarda re-redüksiyon amaçlı kullanılması gerektiği belirtilerek bazı otörler tarafından eleştirilmiştir. Bu pedikül tipleri dışında vertikal redüksiyonda süperiolateral ve süperiomedial pedikül tipleri de kullanılmaktadır 23

24 Resim.8. Marcus a göre memenin 3 ana dolaşım tipi. 24

25 GEREÇ VE YÖNTEM Hastalar Kliniğimizde yılları arasında 22 hastada toplam 44 memeye Süperior parsiyel santral pedikül destekli vertikal skar redüksiyon mamoplasti tekniği ile redüksiyon mamoplasti uygulandı. Cerrahi Teknik a) Hastaların çizimi Hastalar ayakta eller yanlarda serbest konumda, memenin postoperatif duruşu planlanarak çizimleri yapıldı ( Resim 9 ). Orta hat sternal çentik ve umblikus esas alınarak işaretlendi. İnframamaryal kıvrımın çizimi yapıldıktan sonra her iki memenin vertikal ekseni midklaviküler hattan itibaren süperiorda orta hattan 8 cm, inferiorda foldun altında orta hattan 10 cm mesafede belirlendi. Bu çizgiler aynı zamanda vertikal rezeksiyon için referans noktası oldu. Lateral vertikal rezeksiyon sınırları meme medial ve süperior yöne çekilerek çizildi. Aynı şekilde medial vertikal rezeksiyon sınırları, meme lateral ve süperior yöne çekilerek çizildi. İnframamaryal folda çizilen çizgiden 4 cm süperiorda 25

26 memenin vertikal ekseni üzerinde yeni kıvrım olmak üzere işaretlendi. Lateral ve medial rezeksiyon sınırları yeni inframamaryal kıvrımda birleştirildi. Yeni memebaşı noktasını belirlemek amacıyla mid-klaviküler hattan ve suprasternal çentikten aşağı doğru eşit mesafede olacak şekilde meme ekseni üzerinde cm mesafede işaretlendi ve 2 cm üzeri areolanın dış kenarı olmak üzere belirlendi. Lateral ve medial rezeksiyon sınırları için çizilen çizgiler, yeni memebaşı noktasının dış kenarı olarak belirlenen yerden geçecek şekilde ve periareolar çevre 16 cm olacak şekilde önceden kliniğimizde hazırlanan tel patern yardımıyla çizildi ve birbirleri ile birleştirildi. Periareolar çevre olarak çizilen konveks çizgi memenin boyutuna göre daha yatay veya daha dikey olabiliyordu. En son olarak pedikül memebaşının 2 cm altından geçecek şekilde çizildi. Böylece pedikül, dezepitelizasyon ve rezeksiyon bölgeleri ortaya kondu. 26

27 Resim 9. Hastanın ameliyat öncesi çizimi. b) Ameliyat tekniği Ameliyatlar, genel anestezi altında hasta sırtüstü vaziyette kollar iki yana açık olarak gerçekleştirildi. 2 hastada liposuction, lateral dolgunluğu gidermek için kullanıldı. Supresternal çentik-nipple mesafesi cm olarak planlanarak redüksiyonlar yapıldı. Pedikül ameliyat öncesi çizildi ve ameliyat esnasında gözden geçirildi. Memebaşı kompleksi 42 mm lik areola marker ile işaretlendikten sonra yine kliniğimizde hazırlanan ve heriki yüzeyi yapışkan olan bir çeşit mammostat yardımı ile önceden belirlenen alanlar dezepitelize edildi. Lateral ve medial sınırlardan tam kat olarak insizyonlar yapıldı, insizyonlarda pektoral fasyaya kadar 27

28 ulaşıldı. lateral ve medial insizyonlar aşağıda yeni inframamaryal kıvrım olarak belirlediğimiz noktaya kadar uzatılarak birleştirildi. İnferior santral dermaglanduler rezeksiyon yapıldı, meme glandının 1\2 süperior bölümü, göğüs duvarından ayrılmadı. Geride kalan lateral ve medial deri ve meme dokusu diseke edilmedi. Memebaşı kompleksi taşıyan süperior parsiyel santral destekli demoglandüler pedikül, pektoral fasyaya kadar kesilerek pektoral fasyadan ayrılmadan oluşturuldu ( Resim 10 ). Pedikül, yeni memebaşı yerine tespit edildi. Lateral ve medial derinin 7 cm altından itiberen derialtında 1 cm yağ dokusu kalacak şekilde inceltilerek boşaltıldı. Aynı şekilde yeni inframamaryal kıvrımdan eski kıvrıma kadar derialtı yağ dokusu 1 cm kalacak şekilde inceltildi. Lateral ve medial glandüler doku orta hatta iki kat halinde sütüre edildi. Önce 2/0 emilebilen sütürler ile gland dikildi. Bu sayede memenin konik şekli ortaya çıkarıldı. Daha sonra 3/0 emilebilen sütürler ile derialtı sütürü ve deri için 4/0 absorbe olmayan sütür kullanıldı. Meme glandı pektoral fasyaya asılmadı. Eski inframamaryal kıvrımda kalan deri sadece 3/0 emilemeyen dikiş ile subkütiküler tarzda yeni folda doğru büzüştürülerek sütüre edildi. Memebaşı kompleksi önce deri altı 4/0 sütür ile daha sonra cilt için 5/0 absorbe olmayan sütür materyali ile dikildi. Ameliyatın sonunda tekniğin sonucu olarak memenin üst polü dolgundu ve nipple-areola projeksiyonu yukarı doğru idi. Her iki memeye hemovak drenler konuldu. Pansumanlar sıkı olarak Elastoplast flaster ile yapıldı. İnframamaryal fold pansumanda özellikle desteklendi. Drenler en geç 3. gün çekildi. İlk pansumanlar 4.günde yapıldı. Hastalar 2 hafta süreyle gece ve gündüz olmak üzere sporcu sütyeni kullandılar. Sütürler 2. hafta sonunda alınarak hastaların 3 ay süreyle sportif aktiviteleri kısıtlandı. 28

29 Resim 10. Memenin ameliyatta pedikül şekli. 29

30 BULGULAR Toplam 22 hastada 44 meme süperior parsiyel santral destekli pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplasti ameliyatı uygulandı ( Tablo 1). Ortalama 950 ml/ meme ( ) rezeksiyon yapıldı. Nipple-areola kompleksi ortalama 15 cm yukarı yer değiştirdi. Hastaların yaş ortalaması 35 idi ( ). 1 yıl süre ile hastalar takip edildi. Majör ve minör komplikasyonlar tablo 2 de gösterildi. Hastalar Yaş Suprasternal çentik - nipple mesafesi Rezeksiyon miktarı ( ml ) ( cm ) Sağ Sol Sağ sol 1. Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta

31 18.Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Tablo 1. Hastalar. Komplikasyonlar Yara iyileşmesinde gecikme Meme sayısı 1 Yüzdesi % 5 Yağ nekrozu 0 0 Sütür ayrışması 1 5 Parsiyel areolar nekroz 0 0 Drenaj gerektiren seroma 2 10 Areolar genişleme 1 5 Hematom 0 0 İnfeksiyon 0 0 Memebaşı kaybı 0 0 Tablo 2.Komplikasyonlar. Hastalarımızda preoperatif rastladığımız en sık şikayetler, omuz ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı, sütyen izi, meme altında aşırı terleme ve cilt döküntüleri ve meme ağrısı gibi şikayetlerdi. Postoperatif seroma oluşumu özellikle ilk haftalarda karşılaştığımız en sık sorunlar arasındayken yüzeyel yara iyileşme problemleri ikinci sırayı teşkil ediyordu. Hematom, areolar nekroz hiç görülmedi. Memenin çok iri olması nedeniyle, pedikülü çok uzun olarak planlanan 1 hastamızda memebaşında geçici venöz yetmezliğe bağlı konjesyon oluşmasına rağmen bir hafta içerisinde dolaşım normale döndü. 1 hastamızda meme ileri derecede deforme olduğu için 31

32 (Sternal çentik- memebaşı mesafesi sağ 37 cm sol 39 cm ) 6 ay ara ile 2 seanslı küçültme uygulandı. Takiplerinde hiçbir problem yaşanmadı. İnframamaryal kıvrımda tekniğin sonucu olarak oluşan deri fazlalığı için 3 hastamızda revizyon yapma ihtiyacına neden oldu, fakat bu bir komplikasyon olarak değil ameliyatın 2.seansı olarak değerlendirdi. Memebaşı duyusu subjektif olarak değerlendirmelerimizde % 80 ( 18 hasta ) hastamızda preoperatif seviyelerde idi. Bunun dışında kalan hastalarda memebaşı duyusu kısmen azalmıştı. Duyuda azalma görülen hastalarımızda preoperatif muayenelerdede duyu azalması tespit ettiğimiz çok iri memeleri olan hastalardı. Bu hastalar duyu açısından takibe alındı, takiplerde duyuda geri dönüşün olduğu gözlendi. Yara yeri ayrışması daha obez hastalarda gözlediğimiz daha sonra pansumanla düzelen hastalarımızdı. Estetik sonuçlar gerek hastaların beğenisi gerekse görüntü itibariyle oldukça tatminkardı (Resim 11). Üst poldeki dolgunluk 3-6 ay içerisinde kayboldu. Memeler aşağıya doğru indi. Hastaların özelellikle omuz ve sırt ağrıları ortadan kalkarken diğer rahatsızlıklarında da gerileme gözlendi. 32

33 33

34 Resim 11. Üstteki resimler; memenin preoperatif görünümü ( sağ; önden görünüm, sol; memenin çizimi). Ortadaki resimler; memenin preoperatif lateral görünümü ( sağ; sağ lateral, sol; sol lateral ). Alttaki resimler; memenin görünüm postoperatif 6.ay görünümü (sol; sağ lateral sağ; önden görünüm ). 34

35 TARTIŞMA Meme küçültme ameliyatlarında kullanılan teknikler dört ana unsurdan oluşur: ( 1 ) Memeyi küçültmek için parankima ve yağın alınması. ( 2 ) Memebaşı kompleksin dolaşımının korurken dokuyu rezeke etmek ve memebaşı kompleksini kolayca yukarı yer değiştirmek. ( 3 ) Kalıcı estetik sonuçlara ulaşmak. ( 4 ) Yara izinin lokalizasyon ve kalite olarak kabul edilebilir olması. Vertikal mamoplasti tekniği, skarın az olması, geniş memeleri daraltması projeksiyonu çok iyi sağlaması ve uzun dönemde oluşan kalıcı estetik sonuçları ile oldukça cazip bir tekniktir. Bu teknik alt poldeki doku fazlalığı, erken dönemdeki görüntüsü ve memebaşının malpozisyonu gibi bazı açılardan eleştirilmiştir. Fakat hastaların uygun seçilmesi rezeke edilecek dokunun belirlenmesi ile bu sorunlar çözülebilir. Vertikal teknik, sirkümareolar skar oluşumu, alt polde deformitelerin oluşumu ( memede çentik oluşumu, kutu görünümü, infraareolar depresyon ve düzleşme) gibi konularda da eleştirilmiştir. Tekniğin doğru uygulanması ile bu sorunların ortadan kalkabileceği varsayılmaktadır. Ters-T tekniği vertikal ve horizontal planda rezeksiyona izin verdiği için vertikal tekniğe göre daha fazla rezeksiyon imkanı tanır. Vertikal tekniğin 800 gr dan daha az redüksiyonlar için daha uygun olduğu belirtilmiştir. Daha büyük memeler için ptozun ileri derecede olmadığı vakalarda kullanılabileceği belirtilmiştir [ 36 ]. Cerrahın tecrübesi arttıkça bu sorunun daha da azalacağı ve daha büyük memelerde zamanla uygulanabileceği 35

36 düşünülmektedir. Öte yandan Ters-T tekniğinin aşırı büyük ve ileri derecede ptotik ( > grade III ptoz ) hastalarda uygulanabilir olduğu kabul edilmektedir. Vertikal redüksiyon mamoplastide de süperior pedikül uzun yıllardır kullanılagelmiştir. Lassus [25], ve Lejour [23], başta olmak üzere pekçok otör tarafından kullanılmıştır. Lassus un [25], kullandığı süperior pedikül süperior bazlı pektoral fasyadan ayrılıp yeni memebaşı noktasına kadar diseke edilerek ayrılan bir pedikül idi. Lassus [25], süperior pedikülün, Marcus un tanımladığı memenin 3 ana dolaşım tipinede zarar vermediğini belirtmiştir. Kendi serilerinde pedikül 9 cm den fazla olmadığı zaman hiçbir areolada nekroz olgusu ile karşılaşmadığını fakat 9 cm in üzerinde areolada tam ve parsiyel nekrozlarla karşılaştığını belirtmiştir. Lejour un [23], vertikal redüksiyonlarda kullandığı pedikülde süperior bazlı pediküldür. Bu pedikül ise meme dokusu süperiorda tamamen pektoral fasyadan ayrılana kadar diseke edilen ve pedikülde 2 cm yağ dokusu kalana kadar inceltilebilen bir pediküldür. Lejour serilerinde %1 oranında parsiyel areolar nekroz yaşamıştır. Santral pedikül fikri ise ilk olarak Kaplan ın [37], nipple-areolanın parankimal pedikül ile yaşayabilirliğini göstermesi ile ortaya çıkmıştır. Daha sonra santral mound teknik ve başka varyasyonlarla santral pedikül başarıyla kullanılmıştır. Kliniğimizde uzun yıllardır Lejour un [23], tanımladığı süperior teknik ile redüksiyon mamoplastiyi kullanılmakta idik. Ancak oluşturduğumuz pedikül ün memebaşının dolaşım açısından daha güvenli olması gerektiği kaygısı bizi pedikülde modifikasyonlar yapmaya yöneltti. Bizim oluşturduğumuz pedikül, bu iki paterni 36

37 yani santral ve süperior tekniği bir araya getiren süperior parsiyel santral destekli bir pediküldü. Bu yolla memebaşı dolaşımında güvenilirliği artırmayı amaçladık. Blondeel P.N. [38], ve arkadaşları memebaşının güvenliğini artırmak ve duyu problemlerini gidermek amacıyla laterosantral pedikül kullanımını ileri sürmüşlerdir ve santral pedikülün pektoralis majorden gelen perforatörler ile lateral pediküle dolaşım açısından destek olduğunu belirtmişlerdir. Daha önce memenin anatomisinde değindiğimiz gibi, memebaşı kompleksi besleyen bir üçüncü kaynaktan bahsedilmiştir. Cooper [1], bu arterin memeyi retrograd beslediğinden bahsetmiştir. İnterkostal arterden çıkan nipple-areola komplekse posteriodan ulaşan papiller arter ismini verdikleri bu arterin varlığına işaret etmişlerdir. Bu dolaşım paternide pedikülümüzün güvenilirliğini bir kat daha artırmaktadır. Superior pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplastide yaşanan bir problemde pedikülün 9 cm den daha uzun olduğu durumlarda memebaşını transpoze ederken pedikülün kendi üzerine katlanarak venöz yetmezliğe sonuç olarak da memebaşında nekroza neden olmasıdır. Parsiyel santral destekli superior pedikül, pektoral fasyadan ayrılmadığı için üzerine katlanma gibi bir problemle karşılaşılmaz. Servisimizde pedikül uzunluğu 9 cm den fazla olan Suprasternal çentik memebaşı mesafesi 46 cm hatta 52 cm olan hastalarımız olmuştur ve hiçbirinde memebaşında nekroz problemleri ile karşılaşılmamıştır. Gözlemlediğimiz bir başka sonuçta memebaşı duyusunun çok iyi korunmuş olduğuydu. Memebaşının duyusunun 3.,4.,5. interkostal sinirin anterior ve lateral dallarından sağlandığı bilinmektedir. Anterior kutanöz dal yüzeyel bir yol izleyerek memeye medialden ulaşırken lateral kutanöz dallar pektoral faysa içerisinde derin bir yol izleyerek memebaşına posteriordan 37

38 ulaşır [39]. Biz pedikülün oluşturulması esnasında pektoral fasyaya kadar inmedik ve onu diseke etmedik, Böylece pedikülün hem santral desteğini sağladık hemde fasyayı zedelemedik. Ameliyat sonrası memebaşının duyusunun korunması buna bağlı olarak kabul edilebilir. Lateral ve medial cilt dokusunu V şeklinde sütüre edilmesi sonucu memebaşı dokusunu önceden planlanan seviyenin daha da üzerine çıkarmaktadır. Bunun sonucu zaten fazla olan projeksiyon daha da artmaktadır. Bu durumdan sakınmak amacıyla redüksiyonlarımızda memebaşını 20 cm e taşıdık. Bu tekniğin uygulamasının kolay olduğu ve operasyon süresini kısalttığı ve memebaşı dolaşımı açısından daha güvenli bir pediküle imkan verdiğini düşünüyoruz. Vertikal skar redüksiyon mamoplasti tekniğinde ters- T tekniğinden farklı olarak santral moundun lateralinden değil santralinden doku eksizyonu yapılır. Bu yüzden santralde ölü boşluk meydana gelir. Bu ölü boşluk hematom, seroma oluşumu ve memenin şeklinde bozulmalara neden olabilmektedir. Dolayısıyla vertikal redüksiyon mamoplastide dren kullanımına ihtiyaç diğer tekniklere oranla daha fazladır. Biz tüm redüksiyon ameliyatlarımızda her iki meme için birer dren kullandık ve komplikasyon oranını en aza indirdik. Vertikal redüksiyon tekniğinde diğer tekniklerde olduğu gibi memenin kutu şekli alması ( boxy-shape ) gibi memenin deforme görünümüne neden olan bir sonuç ile karşılaşılabilmektedir. Bu sonuç genellikle lateralde fazla glandüler doku bırakılması neticesinde gözlenir. Biz tekniğimizi uygularken yeni memebaşı kompleksinin alt polünden itiberen 7 cm altından başlayarak lateral meme dokusunu aksillaya kadar rezeke ederek boşalttık ayrıca memenin kutu görünümünü 38

39 engellemek için ameliyat esnasında memeye şeklini vermek için sıkı bir şekilde alt polde plikasyon yaparak bu sorunu ortadan kaldırdık. Glandular dokunun pektoral kasa sütüre edilmesinin gereksiz olduğu bizzat Lejour [40], tarafından belirtilmiştir. Bu uygulama memenin ameliyatta ve erken postoperatif dönemde distorsiyonuna neden olmaktadır. Kendi deneyimlerimizden de elde ettiğmiz sonuçlara bakarak pektoral fasyaya sütüre etmenin faydalı olmadığı kanaatına varılmıştır. Yaşanan bir diğer problem olan periareolar hipertrofik skar sorununudur. Bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla memebaşı kompleksini sütüre ederken cilt sütüründen önce 4 0 emilebilen sütür ile purse-sütür tarzında sıkı bir cilt altı dikiş kullandık ve sonuçlarının olumlu olduğunu gözlemledik. Vertikal redüksiyon mamoplasti diğer tekniklerden farklı olarak tekniğin öğrenilmesi zaman alır fakat deneyim kazandıkça daha iyi sonuçlara ulaşılır. Memenin şekillendirilmesinde cilt yerine glandüler dokuya şekil verilir. Redüksiyon mamoplastide alt polde yaşanan bazı problemler düz bir kontur oluşumu yada çentik oluşumu gibi problemlerle hiç karşılaşmadık bu problemlerin çizim esnasında yapılacak ayarlamar ile ortadan kaldırdığımızı düşünüyoruz. 39

40 SONUÇ Vertikal skar redüksiyon tekniğinde pedikülde yaptığımız modifikasyonla oluşturduğumuz süperior parsiyel santral destekli pedikül, memebaşının dolaşımında herhangi bir probleme neden olmamıştır. Memebaşında tam yada parsiyel nekroz gibi bir komplikasyonla karşılaşılmamıştır. Süperior parsiyel santral destekli pedikül ile vertikal mamoplasti tekniğinin deneyim arttıkça daha büyük memeler için de kullanılabildiği ortaya çıkmıştır. Sadece memebaşının dolaşımı açısından destek sağlamakla kalmamış, memebaşı kompleksinin duyusunun korunmasında da etkili olduğu izlenmiştir. Estetik açıdanda üst polde dolgunluğu sağlaması, zaman içerisinde oturan şekli ve memenin tipik konik şeklinin postoperatif oluşması oldukça tatmin edicidir. Bu bulgular ışığında, Süperior parsiyel santral destekli pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplastinin meme küçültme ameliyatlarında güvenilir bir teknik olduğu inancına varılmıştır. Bu teknikle meme glandının 1/ 2 üst kısmının göğüs duvarından hiç ayrılmadan, meme küçültme işleminin yapılabilmesi, memebaşı innervasyonu ve memenin amaca uygun olarak şekillendirilmesine izin vermesi, vertikal skar redüksiyon mamoplasti tekniklerine bir katkı ve avantaj olarak değerlendirilmiştir. 40

41 ÖZET Vertikal mamoplasti de post-operatif meme şeklini oluşturmak için santral vertikal glandüler eksizyon yapılır. ( memenin projeksiyonu artırılırken, memeyi daraltır.). Cilt skara daha az yük binmesi için tek yönde eksize edilir. Vertikal mamoplastide pekçok pedikül kullanılmıştır. Daha önce birçok otör tarafından daha güvenli bir pedikül arayışı olmuş memebaşının güvenilir bir pedikül ile transpoziyonu amaçlanmıştır. Bu amaçla laterosantral pedikül benzeri teknikler kullanılmıştır. Biz süperior parsiyel santral destekli pedikül kullanarak redüksiyon ameliyatlarımızı yaptık. Bu tekniği kullanmamızdaki temel amaç, pedikülün güvenilirliğini artırmak ve memebaşının innervasyonunu korumaktı. Toplam 44 meme 22 hastada süperior parsiyel santral destekli pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplasti ameliyatı uygulandı. Ortalama 950cc/ meme rezeksiyon yapıldı. Hastalar 6 ay süreyle gözlendi. Kullandığımız tekniğin sonuçları memebaşının güvenliği açısından son derece mükemmeldi ve anatomik çalışmalar bizi destekler nitelikteydi. Estetik açıdan da oldukça tatminkardı. Tekniğin iri memeler içinde rahatlıkla uygulanması ve pratik uygulanabilirliği avantajlarından biridir. Meme küçültme ameliyatlarında pedikül arayışı şüphesiz devam edecektir. Superior parsiyel destekli santral pedikül ile vertikal redüksiyon mamoplastinin de bu yolda yapılacak araştırmalarda bir kilometre taşı olacağı kanaatindeyiz. 41

42 SUMMARY Features of the vertical reduction mammaplasty include central vertical glandular excision to improve postoperative shape ( by narrowing the breast while maximizing the breast projection ) and excision of skin in one direction only to decrease scar burden.different kinds of pedicles have been used in vertical reduction mammaplasty. Authors used different pedicles in order to gain adequate blood supply to the nipple-areola complex when transposing it. ( Laterosantral pedicle etc.) We used superior partial central pedicle in our vertical reduction mammaplasties. Our aim was to preserve the blood supply and the sensitivity of the nipple-areola complex. 22 patients, 44 breasts were operated by using superior partial central pedicle vertical scar reduction mammaplasty. On avarage 900 ml per breast was removed. Patients were followed up 6 months postoperatively. The results of our technique were excellent and anatomical studies were supporting us. From aesthetic point of view, the results were satisfactory. Advantages of our technique were that it is practical and easy to adapt even in extreme cases. Looking for a better pedicle in reduction mammaplasties will keep on. Superior partial central pedicle vertical reduction mammaplasty would be a milestone in these researches. 42

43 KAYNAKLAR 1- Cooper A. On the Anatomy of the Breast. London : Longmans, Penn J. Breast Reduction, Br.J.Plast. Surg ; 7: Lalardrie J. Jouglard J: Plastics Mammaries pour Hypertrophie et Ptose. Paris : Masson, Hicken, N.F. Mastectomy : A Clinical pathologic study demonstrating why most mastectomies result in incomplete removal of the mammary gland. Ach. Surg ; 40: Marcus, G.H. Untersuchungen über die arterrielle Blutversorgung der mamilla. Arch.Klin.Chir ; 179 : Duret, M.H. Note sommaire sur certaines particularites anatomiques de la glande mammaier. Bull. Soc. Anat.Paris, 1882 ; 57: Salmon, M. Les artéres de la glande mammaire. Ann.Anat. Pathol. Paris, 1939, 16: Turner Warwick, R.T. The lymphatics of the breast. Br..J. Surg. 1959; 46: Rouviére, H. Anatomie des Lymphatiques de l Homme. Paris: Masson, Haagensen, C.D.,Feind, C.R., Herter, F.C., Slanetz, C.A. The lymphatics in Cancer. Philedelphia: Saunders, Craig, R.D.P., Sykes.P.A. Nipple sensitivity following reduction mammaplasty. Br.J.Plast.Surg. 1970, 23:

44 12- Thorek, M. Histological verification of efficacy of free transplantation of the nipple. Med. J. Rec. 1931; 134: Strömbeck,J.O. Mammaplasty: Report of a new tecnique based on the two pedicle procedure. Br.J.Plast.Surg.1960; 13: Skoog, T. A new tecnique of breast reduction. Acta Chir. Scand ; 126 : McKissock,P.K. Reduction mammaplasty with a vertical dermal flap.plast.reconstr.surg.1972; 2: Wise R.J. A Preliminary report on a method of planning the mammaplasty. Plast.Reconstr.Surg. 1956; 17: Mouly,R.Dufourmentel C. Mammaplasty by the Lateral Method. In J.T.Hueston (ed.) Transactions of the fifth International Congress of Plastic and Reconstructive Surgery. Sydney, Australia: Butterworth, 1971; P Regnault, P. Breast Reduction : B tecnique. Plast. Reconstr.Surg. 1980; 65: Pitanguy I. Surgical correction of breast hipertrophy. Br.J. Plast. Surg. 1967;20: Ribiero, l. A new technique for reduction mammaplasty.plast.reconstr.surg. 1975; 19: Courtiss,E., Goldwyn, R.M. Reduction mammaplasty by inferior pedicle technique. Plast.Reconstr.Surg. 1977; 59: Georgiade, N.G., et al. Reduction mammaplasty utilizing an inferior pedicle nipple-areola flap. Ann.Plast.Surg. 1979; 3:

45 23- LeJour,M. Vertical mammaplasty and liposuction of the breast. Plast.Reconstr.Surg.1994;94: Arie G. Una nueva tecnica de mastoplastia. Rev.İber Latino Am. Cir. Plast 1957; 3: Lassus,C. A technique for breast reduction. Int.Surg.1970;53: Hammond,D.C. Short scar periareolar inferior pedicle reduction (SPAİR) mammaplasty. Plast Reconstr.Surg..1999;103: Hall-Findlay, E.J.Asimplified vertical reduction mammaplasty: Shortening the learning curve. Plast Reconstr.Surg.1999;104: Spear L.S. Evoluation of the Vertical Reduction mammaplasty. Plast Reconstr.Surg.2003; 112: Lexer H. Zur operation der mammahypertrophie und der hangeburst. Dtsch Med. Wochenschr 1925; 51: Von Kraske H. Die Operation der atrophizhen und hypertrophichen hangeburst. München Med. Wochensehr 1923; 60: Beisenberger H.Eine neue methode der mammaplastik. Zentrabl Chir. 1928; 55: Marchac D. De Olarte G. Reduction mammaplasty and correction of ptosis with a short inframammary scar. Plast Reconstr.Surg. 1982; 69: Piexoto,G.reduction mammaplasty:a personal technique. Plast Reconstr.Surg. 1980; 65: Hall-Findlay, E.J. Pedicles in vertical breast reduction and mastopexy. Clin.Plastic Surg. 2002; 29:

"WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET

WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET "WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET Son on yıl içinde bütün iri ve pitotik memelerde «Wise» kalıbı

Detaylı

DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER

DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER ADÜ TıpFakültesi Dergisi2005;6(2):9-13 KlinikAraştırma DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? 1 1 1 1 1 Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER

Detaylı

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Kanseri Sempozyumu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 Mart 2010 Lenfatik Sistemin Genel

Detaylı

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Dr. Lütfi Eroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim Dalı Mastektomi ile ilgili ameliyatların tarihsel süreci

Detaylı

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN PROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN PROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK, REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ ANABİLİM DALI MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN

Detaylı

Meme Küçültme Ameliyatları ve İnferior Pedikül Tekniği

Meme Küçültme Ameliyatları ve İnferior Pedikül Tekniği Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Reduction Mammaplasty and Inferior Pedicle Technique Sarper YILMAZ *, Mutlu SAYDAM *, Ali Rıza ERÇÖÇEN *, Ergin SEVEN *, Mehmet KARAKÜLAH *, Ömer KEVEN * ÖZET Meme

Detaylı

ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH. GİRİŞ GEREÇ VE YÖNTEM. N.Sinem Çiloğlu, Afet Öncel

ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH.  GİRİŞ GEREÇ VE YÖNTEM. N.Sinem Çiloğlu, Afet Öncel ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ 2014 Cilt 22 / Sayı 1 WISE PATERN SÜPEROMEDİAL PEDİKÜL VE İNFERİOR PEDİKÜL MEME KÜÇÜLTME TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILIMASI

Detaylı

KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME TEKNĠKLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI

KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME TEKNĠKLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI T.C ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ PLASTĠK, REKONSTRÜKTĠF VE ESTETĠK CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

Kas Koruyucu Torakotomiler 1. Anterolateral: Latissimus dorsi medial kenarın- Göğüs Cerrahisi Rauf Görür

Kas Koruyucu Torakotomiler 1. Anterolateral: Latissimus dorsi medial kenarın- Göğüs Cerrahisi Rauf Görür Torasik İnsizyonlar Torasik İnsizyonlar İdeal bir torakotomi kesisi, lezyona en kolay ve güvenli şekilde ulaşmayı sağlayan, postoperatif minimal fonksiyon kaybına yol açan, kozmetik sonuçları iyi en küçük

Detaylı

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle

Detaylı

MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları. Dr. Betül BOZKURT

MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları. Dr. Betül BOZKURT MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları Dr. Betül BOZKURT Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahi Bölümü Mastektomi veya aksiller diseksiyondan

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

- Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur.

- Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur. HASTA KONSÜLTASYONU - Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur. Ayrıca, hastanın göğüs duvarı ve meme özelliklerine

Detaylı

MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI. Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi

MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI. Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi İçerik Planı Meme Cerrahisi Meme Cerrahisinde Pre Operatif Hemşirelik Bakımı Meme Cerrahisinde

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU Dr. Kerim Bora YILMAZ MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU 2 Nisan 2016, Ankara 1 Seroma Meme cerrahisi sonrası en sık komplikasyon Mastektomi / MKC sonrası cilt

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ FLEP KURSU KONGRE PROGRAMI 2018 Baş & Boyun Bölgesi Oturumu TOPLAM SÜRE: 60 Dakika Baş & Boyun Bölgesi Flepleri Bölgenin Damar Anatomisi (5 dakika)

Detaylı

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Spatium intercostale Birbirine komşu kostalar arasında bulunan boşluk İnterkostal kaslar tarafından doldurulur. Spatium intercostale V. a. ve n. intercostalis ler kostanın alt kenarı

Detaylı

MEME PLASTİĞİNDE BİR BAŞKA YÖNTEM. (Dermal Vaulp Flap - Voute Dermique) Dr. Atilla OYMAK (*)

MEME PLASTİĞİNDE BİR BAŞKA YÖNTEM. (Dermal Vaulp Flap - Voute Dermique) Dr. Atilla OYMAK (*) MEME PLASTİĞİNDE BİR BAŞKA YÖNTEM (Dermal Vaulp Flap - Voute Dermique) Dr. Atilla OYMAK (*) Ö Z E T Son yıllarda sunulan meme plastiği ameliyatlarından birini kliniğimizde 9 yıldan buyana kullanmaktayız.

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI 27.11.2014 GEBELİK VE LAKTASYON DÖNEMİNDE MEME KANSERİ Dr.Pınar Uyar Göçün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 41 y, kadın Sağ memeden

Detaylı

REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ

REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ T.C. ĐNÖNÜ ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ UZMANLIK TEZĐ Dr. Cemal FIRAT PLASTĐK REKONSTRÜKTĐF

Detaylı

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM S.B.Ü İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ Dr. Feyzullah ERSÖZ ADRENAL BEZLERİN ANATOMİK ÖZELLİĞİ Retroperitoneal yerleşimlidirler Sağ ve

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale FOSSA AXILLARIS Boyun ile kol arasında, üst ekstremiteye geçiş alanı sağlayan kapı Toraks yan duvarının üst bölümü ile kolun üst bölümü arasında kalan piramidal boşluk Önden ve arkadan

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

ABDOMENOPLASTIINSIZYONUNDAN MEME BÜYÜTÜLMESİ

ABDOMENOPLASTIINSIZYONUNDAN MEME BÜYÜTÜLMESİ ABDOMENOPLASTIINSIZYONUNDAN MEME BÜYÜTÜLMESİ Tuğrul MARAL, Hüseyin BORMAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anahilim. Dalı, Ankara ÖZET A bdo m in oplast ide transvers

Detaylı

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Toraks Anatomisi Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Linea İnterspinalise özgün nirengi noktaları Th4 korpusunun alt kenarı hizasından 2.kostanın sternuma bağlandığı yerden (Louis açısı) Mediastinumu, superius

Detaylı

İMPLANTLAR VE DOKU GENİŞLETİCİLER İLE MEME REKONSTRÜKSİYONU

İMPLANTLAR VE DOKU GENİŞLETİCİLER İLE MEME REKONSTRÜKSİYONU ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MECMUASI Cilt 57, Sayı 3, 2004 167-173 İMPLANTLAR VE DOKU GENİŞLETİCİLER İLE MEME REKONSTRÜKSİYONU Savaş Serel* Zeynep Şen* Burak Kaya* Murat Emiroğlu* Zeki Can* ÖZET

Detaylı

SÝLÝKON JEL ÝMPLANT ÝLE BACAK KALINLAÞTIRMA

SÝLÝKON JEL ÝMPLANT ÝLE BACAK KALINLAÞTIRMA SÝLÝKON JEL ÝMPLANT ÝLE BACAK KALINLAÞTIRMA Selçuk IÞIK, Mustafa ÞENGEZER, Fatih ZOR GATA Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalý, Ankara ÖZET Calf augmentation procedures are rarely performed

Detaylı

PEDİKÜLLÜ TRAM FLEPLE MASTEKTOMİ SONRASI MEME REKONSTRÜKSİYONU

PEDİKÜLLÜ TRAM FLEPLE MASTEKTOMİ SONRASI MEME REKONSTRÜKSİYONU PEDİKÜLLÜ TRAM FLEPLE MASTEKTOMİ SONRASI MEME REKONSTRÜKSİYONU Mehmet ALPER, Tahlr GÜRLER, Cüneyt ÖZEK, Reha GENÇOSMANOĞLU, Ecmel SONGÜR, Yalçın AKIN, Arman ÇAĞDAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

Toraks Duvarının Damarları ve Sinirleri

Toraks Duvarının Damarları ve Sinirleri Toraks Duvarının Damarları ve Sinirleri A.thoracica interna: Bu arter clavicula dan umbilicus a kadar toraks ve karın ön duvarını besler (Şekil 4,5,34). Ratta Toraks Anatomisi Cenk Kılıç Şekil 34. Sternum

Detaylı

OROLOJiDE DEOlşiK BiR CERRAHI GiRIşiM: POSTERloR TRANSVERS LOMBOTOMi. 11 VAK'A RAPORU

OROLOJiDE DEOlşiK BiR CERRAHI GiRIşiM: POSTERloR TRANSVERS LOMBOTOMi. 11 VAK'A RAPORU TÜRK ÜROLOJi DERGISI Ci lt : 12. Sayı: 1. 83-87 1986 OROLOJiDE DEOlşiK BiR CERRAHI GiRIşiM: POSTERloR TRANSVERS LOMBOTOMi. 11 VAK'A RAPORU CA DIFFERENT APPROACH FOR KIDNEY AND UPPER URETER: POSTERIOR TRANSVERS

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD İntrapulmoner hava yolları (Segmenta bronchopulmonalia) Bronchus principalis (primer) Bronchus lobaris (sekundar) Bronchus segmentalis (tersiyer)

Detaylı

Skinfold Ölçümleri (SÖ)

Skinfold Ölçümleri (SÖ) Skinfold Ölçümleri (SÖ) Skinfold kaliper kullanılarak vücut yağ yüzdesi tahmin edilebilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu yöntem altın standart değildir. Deri altı yağ dokusunun vücuttaki toplam yağ

Detaylı

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 5.Hafta (13-17 / 10 / 2014) 1.KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ 2.)YARA KAPATMADA GEÇİCİ ÖRTÜLER 3.)DESTEK SAĞLAYAN YÖNTEMLER Slayt No: 7

Detaylı

Üst Ekstremite / Axilla Anatomisi

Üst Ekstremite / Axilla Anatomisi Cenk Kılıç Ratta Axilla Anatomisi Koltuk altı çukurunun bulunduğu bölgeye regio axillaris denir. Anatomik olarak içinde yapıların bulunduğu bölge ise fossa axillaris (aksiller çukur) adını alır. Fossa

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

Meme Estetiği. Meme Büyütme

Meme Estetiği. Meme Büyütme Meme Estetiği Meme Büyütme Modern meme büyütme cerrahisi 1963 yılında ABD de ilk silikon meme protezlerinin kullanılması ile başlamıştır. Bu tarihten sonra da her yıl giderek artan sayıda protez ameliyatları

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ

YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 161-167, 1985 BILATERAL DUDAK YARıKLARıNıN VEAU YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ ııı AMELIYAT Galip ERGEN* Nejat SAYAN** Bilateral dudak yarıklarında maksiller segmentler

Detaylı

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu)

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) Akif Turna!! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi! Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı!! Bölüm 47 ANATOMİ ANATOMİ Sinir Basısı Hastaların %95 i: Ağrı ve parestezi.! Genelde segmental, n. ulnaris:

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

Dr. Zafer Cenk KOYUNCU

Dr. Zafer Cenk KOYUNCU T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ II.CERRAHİ KLİNİĞİ ŞEF: Doç.Dr. Sefa TÜZÜN ERKEN EVRE MEME KANSERİ OLGULARINDA SENTİNEL LENF NODU BİYOPSİ SONUÇLARIMIZ ( UZMANLIK TEZİ ) Dr. Zafer

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal ileri evre akciğer kanserli olgularda cerrahi tedavi, akciğer rezeksiyonu ile birlikte invaze olduğu organ ve dokuların rezeksiyonunu

Detaylı

OMUZ VE ÜST KOL BÖLGESİNE YÖNELİK KİNEZYOLOJİK BANTLAMA UYGULAMALARI

OMUZ VE ÜST KOL BÖLGESİNE YÖNELİK KİNEZYOLOJİK BANTLAMA UYGULAMALARI OMUZ VE ÜST KOL BÖLGESİNE YÖNELİK KİNEZYOLOJİK BANTLAMA UYGULAMALARI Supraspinatus kası Origo: Skapulanın supraspinöz fossası İnsersiyo: Humerus tuberkulum majus superior bölümü İnervasyon: Supraskapuler

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

İsmail Murat Onyedi ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE YAYIMLANAN MAKALELER

İsmail Murat Onyedi ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE YAYIMLANAN MAKALELER İsmail Murat Onyedi ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİLERDE YAYIMLANAN MAKALELER 1- Agir H., Sen C., Alagoz S., Onyedi M., Isıl E., Distally Based Posterior İnterosseous Flap: Primary Role in Soft Tissue Reconstruction

Detaylı

SÜPEROMEDİAL DERMOGLANDÜLER PEDİKÜL YÖNTEMİ İLE KÜÇÜLTME MAMMAPLASTİ

SÜPEROMEDİAL DERMOGLANDÜLER PEDİKÜL YÖNTEMİ İLE KÜÇÜLTME MAMMAPLASTİ SÜPEROMEDİAL DERMOGLANDÜLER PEDİKÜL YÖNTEMİ İLE KÜÇÜLTME MAMMAPLASTİ M. N ebil Bozdoğan, H ıfzı V. V elidedoğlu, O. Koray Coşkunfırat, Yılmaz Türkgüven SSK Ankara Hastanesi Plastik ve Rehansirüktif Cerrahi

Detaylı

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR Doç Dr Ahmet Kale Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği SINGLE PORT OPERASYONLAR Yirmibirinci yüzyıldaki önemli gelişmelerden

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

DERYA ÇÖNE. Radyoterapi Teknikeri Kozyatağı Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümü

DERYA ÇÖNE. Radyoterapi Teknikeri Kozyatağı Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümü DERYA ÇÖNE Radyoterapi Teknikeri Kozyatağı Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümü Görüntü rehberliğinde RT uygulayacak teknikerler Anatomik bölge, tedavi planı ve tedavi uygulama tekniğine göre farklı görüntüleme

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik 1 Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior Dr. Emin S. Gürleyik Nervus laryngeus inferior (NLI, rekürens) tiroit cerrahisinin en önemli yapısıdır. Bunun nedeni, bu sinirin yaralanmasının tiroidektomi komplikasyonları

Detaylı

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ Bülent Çitgez 1, İsmail Akgün 1, Ayhan Öz 1, Gürkan Yetkin 1, Feyza Yener Öztürk 2, Mehmet Mihmanlı 1, Mehmet Uludağ 1 1 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Greftler ve Flepler. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D.

Greftler ve Flepler. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Greftler ve Flepler Doç. Dr. Burak KAYA Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Form ve Fonksiyon Greft Flep İmplant Materyalleri

Detaylı

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi Giriş-Amaç RLS (rekürren laringeal sinir) paralizisi

Detaylı

17 Mart 2002 / Milliyet Kadınlar artık küçük göğüs istiyor...

17 Mart 2002 / Milliyet Kadınlar artık küçük göğüs istiyor... 17 Mart 2002 / Milliyet Kadınlar artık küçük göğüs istiyor... Kadınların çeşitli sıkıntılardan kurtulmak ve yaşam kalitelerini artırmak için göğüslerini küçülttüğü, dünyada tercih edilen göğüs ölçüsünün

Detaylı

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü *Hakan Seyit, *Ahmet Dağ, *Tamer Akça, **Emel C Güney, ***M. Ali Sungur, *Suha Aydın * M.E.Ü.T.F. Genel Cerrahi A.D. ** M.E.Ü.T.F. Nükleer

Detaylı

INTERNAL MAMMARY DAMARLARIN ALICI OLARAK KULLANIMIYLA SERBEST TRAM FLEP MEME REKONSTRÜKSİYONU

INTERNAL MAMMARY DAMARLARIN ALICI OLARAK KULLANIMIYLA SERBEST TRAM FLEP MEME REKONSTRÜKSİYONU INTERNAL MAMMARY DAMARLARIN ALICI OLARAK KULLANIMIYLA SERBEST TRAM FLEP MEME REKONSTRÜKSİYONU Tuğrul MARAL, Hüseyin BORMAN, Gürhan ÖZCAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstniktif Cerrahi

Detaylı

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel Kas Dokusunun Gelişimi Doç.Dr. E.Elif Güzel Kasların çoğunluğu mezodermden gelişir paraksiyal mezoderm lateral mezodermin somatik ve splanknik tabakaları neural krest hücreleri Paraksiyal mezoderm İskelet

Detaylı

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Fonksiyonel & Klinik Anatomisi

Detaylı

D E F O R M İ T E L E R İ

D E F O R M İ T E L E R İ GÖĞÜS ÖN DUVARI D E F O R M İ T E L E R İ DRATALAYŞAHİN Kas iskelet sistemi anomalileri ile veya izole halde kosta, kıkırdak ve sternumu değişik şekillerde etkilemiş olabilen konjenital toraks deformiteleri

Detaylı

ERKEN EVRE MEME KANSERLİ HASTALARDA SENTİNEL LENF NODU BİYOPSİSİNİN YERİ

ERKEN EVRE MEME KANSERLİ HASTALARDA SENTİNEL LENF NODU BİYOPSİSİNİN YERİ T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI ERKEN EVRE MEME KANSERLİ HASTALARDA SENTİNEL LENF NODU BİYOPSİSİNİN YERİ Dr. Orçun YALAV UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Orhan

Detaylı

Meme Ucu Rekonstrüksiyonunda Yeni Bir Teknik: Ying-Yang Yöntemi

Meme Ucu Rekonstrüksiyonunda Yeni Bir Teknik: Ying-Yang Yöntemi Meme Hastalıkları Dergisi Meme Ucu Rekonstrüksiyonunda Yeni Bir Teknik: Ying-Yang Yöntemi A NEW TECHNIQUE FOR THE NIPPLE RECONSTRUCTION : YING-YANG METHOD Uzm. Dr. Erdem Güven 1, Dr. Barış Keklik 1, Dr.

Detaylı

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü Doküman No: ENF.TL.11 Yayın Tarihi:19.11.2008 Revizyon Tarihi: 27.03.2013 Revizyon No: 02 Sayfa: 1 / 9 GENEL İLKELER : Cerrahide profilaktik antibiyotik kullanımının genel kabul gören bazı temel prensipleri

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım İstanbul Üniversitesi İstanbul Cerrahi Derneği Toplantısı 7 Kasım 2012 Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım Dr. Fatih AYDOĞAN Meme Hastalıkları Servisi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Cerrahpaşa

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

FORM-B EĞİTİLEN (ASİSTAN HEKİM) DEĞERLENDİRME FORMU

FORM-B EĞİTİLEN (ASİSTAN HEKİM) DEĞERLENDİRME FORMU TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ YETERLİK KURULU EĞİTİM PROGRAMLARI VE EĞİTİM KURUMLARINI DEĞERLENDİRME KURULU FORM-B EĞİTİLEN (ASİSTAN HEKİM) DEĞERLENDİRME FORMU Eğitim kurumunun ziyareti

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.Tıp Fakültesi Anatomi ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.Tıp Fakültesi Anatomi ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.Tıp Fakültesi Anatomi ABD Pulmones *Apex pulmonis *Basis pulmonis *Margo anterior *Margo inferior *Facies mediastinalis *Facies costalis *Facies interlobaris

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/5 MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat..... Yöntem: Her ne kadar büyük memeler çağlar boyunca dişiliğin işareti ve kadının besleme yetisinin sembolü

Detaylı

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi Anatomik referans duruşu; * ayaklar birbirinden biraz uzak, * kollar vücudun yanında serbestçe uzanmış, * avuç içlerinin öne baktığı,duruştur. Bu duruş, doğal dik

Detaylı

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD Rehber ve Protokoller NHSBPS http://www.cancerscreening.nhs.uk/breastscreen /publications/nhsbsp58-low-resolution.pdf

Detaylı

SEKONDER ISLAN D FLEPLE YANAK REKONSTRÜKSİYONU (OLGU BİLDİRİMİ)(-) ÖZET

SEKONDER ISLAN D FLEPLE YANAK REKONSTRÜKSİYONU (OLGU BİLDİRİMİ)(-) ÖZET SEKONDER ISLAN D FLEPLE YANAK REKONSTRÜKSİYONU (OLGU BİLDİRİMİ)(-) Dr. B, ERDOĞANt**), Dr. A. BARUTÇUf***), Dr. A. KARABAĞ(****), Dr. Ö. O. EROLf*****) ÖZET Sekonder Island Fleple rekonstrüksıyon yaptığımız,

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Jinekomasti olgularına yaklaşımımız ve cerrahi tekniklerin karşılaştırılması

Jinekomasti olgularına yaklaşımımız ve cerrahi tekniklerin karşılaştırılması Araştırmalar / Researches Jinekomasti olgularına yaklaşımımız ve cerrahi tekniklerin karşılaştırılması Kamuran Zeynep Sevim 1, Ayşin Karasoy Yeşilada 2, Fatih Irmak 3, Leyla Türkoğlu Kılınç 4, Nebil Yeşiloğlu

Detaylı

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇ KADINLARDA MEMENİN ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMÜ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇ KADINLARDA MEMENİN ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMÜ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Erol BENLİER ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇ KADINLARDA MEMENİN ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMÜ

Detaylı

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI MEME KANSERİ Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI KANSER Cancer İngilizce yengeç YENGEÇ düşmanını kıstırdıktan sonra sıkıca tutuyor, yavaş

Detaylı

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI Uzm. Dr. Orkun TOLUNAY Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi

Detaylı

Timus; ön mediyastende yerleşir, genellikle sağ ve sol lob olmak üzere iki lobdan

Timus; ön mediyastende yerleşir, genellikle sağ ve sol lob olmak üzere iki lobdan Mediyasten Hastalıkları ve Cerrahisi Editör: Prof. Dr. Akın Eraslan BALCI BÖLÜM 3 BÖLÜM 3 Timus Anatomisi 15 Timus Anatomisi Bekir Elma Timus; ön mediyastende yerleşir, genellikle sağ ve sol lob olmak

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş

Detaylı

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dr. Koray TOPGÜL Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü/ SAMSUN 35 yaşında erkek hasta, İlk kez 2007

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Irmak DURUR SUBAŞI Dışkapı Yıldırı Beyazıt EAH Radyoloji Kli iği Meme Kanserinde Lokal-Bölgesel Evreleme Me e ka seri de

Detaylı

Portaller. Dr. Ulunay Kanatlı

Portaller. Dr. Ulunay Kanatlı 9 Portaller Dr. Ulunay Kanatlı Giriş: Ekleme giriş açısı oldukça kritiktir. Bu özellikle ilk başlangıç portalimiz olan posterior portal için önemlidir. Bu nedenle anatomik noktalar doğru belirlenmelidir.

Detaylı