T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ) ANABİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ) ANABİLİM DALI"

Transkript

1 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI ALT PALEOLİTİK DÖNEM YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ Doktora Tezi Yavuz AYDIN Ankara 2016

2 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI ALT PALEOLİTİK DÖNEM YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ Doktora Tezi Yavuz AYDIN Tez Danışmanı Prof. Dr. Harun TAŞKIRAN Ankara 2016

3 i İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ i ii I. GİRİŞ 1 II. AMAÇ, YÖNTEM, MATERYAL 2 III. JEOKRONOLOJİK ÇERÇEVE 6 III.1. Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE DEKİ TABAKALI ALT PALEOLİTİK BULUNTULARI 14 IV.1. Dursunlu 16 IV.2. Kaletepe Deresi 3 20 IV.3. Yarımburgaz Mağarası 24 V. KARAİN ALT PALEOLİTİK YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ 29 V.1. Jeolojik Katlaşım 29 V.2. Endüstri Öğeleri 32 V.3. Hammadde 33 V.4. Yongalama Ürünleri (Düzeltisiz Parçalar) 48 V.5. Çekirdekler 57 V.6. Yontmataş Aletler 64 V.7. Tip Listesi 184 V.8. Yontmataş Endüstriyle İlgili Genel Değerlendirme 185 VI. LEVANT BÖLGESİ ALT PALEOLİTİK YERLEŞİMLERİ (<700Ka) 200 VII. KARŞILAŞTIRMALAR 211 VII.1. Türkiye 211 VII.2. Levant 218 SONUÇ KAYNAKÇA LEVHALAR ÖZET - SUMMARY

4 ii ÖNSÖZ Anadolu arkeolojisi açısından Paleolitik Çağ araştırmalarının oldukça önemli olmakla birlikte nicelik ve nitelik açısından yetersiz olduğu bilinmektedir. Asya ve Afrika kıtalarıyla Avrupa kıtası arasında merkezi bir konuma sahip olması, Paleolitik Çağ araştırmaları açısından Anadolu nun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Güneydeki Afrika dan Anadolu ya açılan doğal bir geçit olan Levant koridoru pek çok Paleolitik yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Bunun yanında Türkiye nin kuzeydoğusunda ve Karadeniz in kuzeyinde yine pek çok Paleolitik yerleşimin varlığı bilinmektedir. Bu anlamda Anadolu topraklarının Paleolitik Çağ ın çeşitli evrelerinde göç yolu olarak kullanıldığını düşünmek yanlış olmayacaktır. Zaten günümüzde de bu düşünce araştırmacılar tarafından kabul görmektedir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumdan dolayı Anadolu toprakları üzerindeki zengin Paleolitik potansiyeli ortaya çıkarıp elde edilen materyali çok iyi analiz etmek ve yorumlamak artık bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışma kapsamında, Türkiye nin en uzun soluklu kazılarından olan Karain kazılarında ele geçmiş olan Alt Paleolitik koleksiyonu ayrıntılı bir şekilde analiz edip sonuçlarını ortaya koyma fırsatı tarafımıza verilmiştir. Bu önemli fırsatı bana sağlayan ve tez çalışmam boyunca yardımlarını esirgemeyen başta Danışmanım ve Hocam Sayın Prof. Dr. Harun Taşkıran olmak üzere tez izleme komitemde yer alan değerli hocalarım Prof. Dr. Metin Kartal ve Yrd. Doç. Cevdet Merih Erek e değerli katkı ve yönlendirmelerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca tez çalışmamızın oldukça önemli olan bazı kısımlarında çok değerli katkılarda bulunan ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Kadriye Özçelik e de teşekkürlerimi borç biliyorum.

5 iii Özellikle tez çalışmamın son döneminde iş yükümü üzerlerine alıp sadece tezime odaklanmama yardımcı olan değerli arkadaş ve meslektaşlarım Arş. Gör. Dr. Gizem Kartal, Arş. Gör. Eşref Erbil, Arş. Gör. Hande Bulut ve Arş. Gör. Betül Fındık a teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çalışmamızdaki tekno-tipolojik verilerin daha iyi anlaşılmasını sağlayan teknik çizimleri gerçekleştiren meslektaşım Arş. Gör. Eşref Erbil ve söz konusu çizimlerin basıma hazır hale getirilmesini sağlayan Arkeolog Murat Özturan a önemli katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Son olarak, çalışmam boyunca her türlü kaprisime katlanan ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen değerli eşim ve meslektaşım Arkeolog Buket Babataş Aydın a da teşekkür ve sevgilerimi sunuyorum. Ankara

6 1 I. GİRİŞ Tez çalışmamızın kapsamını oluşturan yontmataş materyalin ele geçmiş olduğu Karain Mağarası, Antalya nın yaklaşık olarak 25 km kuzeybatısında yer almaktadır. İlk kez 1946 yılında İsmail Kılıç Kökten tarafından keşfedilen mağara, günümüzde halen kazı çalışmalarına sahne olmaktadır. Kireçtaşı bir tepe içerisinde suların etkisiyle açılmış olan mağara, daha sonraki dönemlerde tektonik hareketlerle gün yüzüne çıkmıştır. Hemen önünde uzanan geniş tufa ovasından yaklaşık olarak 150 m yukarıda yer almaktadır. Mağara nın içerisinde bulunduğu bölge hammadde ve su kaynakları açısından oldukça zengindir. Söz konusu özelliği Pleistosen Dönem de iskan eden topluluklar açısından bir avantaj sağlamıştır. Karain, bulunmuş olduğu bölgedeki Paleolitik devamlılığı göstermesi açısından oldukça önemli bir yerleşimdir. Alt, Orta, Üst ve Epi-paleolitik Dönemlerin önemli bir kesitini sunmaktadır. Bu geniş katlaşımın en altında Alt Paleolitik seviyeler yer almaktadır. Toplam 7 jeolojik birimden oluşan dolgunun yaklaşık uzunluğu 4 m dir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz Alt Paleolitik seviyeler oldukça önemli bir buluntu topluluğu sunmaktadır. Söz konusu buluntu topluluğunu ayrıntılı şekilde analiz edip sonuçlarını ortaya koymak Türkiye Alt Paleolitiği açısından da önemli bir veri kaynağı olacaktır.

7 2 II. AMAÇ, MATERYAL, YÖNTEM Günümüzde Paleolitik Çağ araştırmaları açısından yontmataş analizleri şüphesiz ki en önemli hususlardan bir tanesidir. Paleolitik Çağ topluluklarının kültürleri, davranışları ve ekonomileri hakkında yorum yapabilmek için söz konusu toplulukların bırakmış oldukları materyalin çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda çalışmamızda ilk olarak yontmataş materyalin kapsamlı bir şekilde analiz edilmesi amaçlanmıştır. İkinci aşamada ise elde edilecek olan kapsamlı teknotipolojik verilere dayanarak Karain Alt Paleolitik endüstrisinin tanımlanması düşünülmektedir. Böylece mikro ve makro ölçekte karşılaştırmalar yapılıp Alt Paleolitik açısından genel bir çerçevenin oluşturulması amaçlanmaktadır. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz materyal Karain in Alt Paleolitik seviyelerinden ele geçmiştir. Söz konusu materyal toplamda 12 kazı sezonu sonunda ( / ) elde edilmiş olup toplamda 4767 adet malzemeden oluşmaktadır. Bu malzeme içerisinde yer alan endüstri öğeleri; yongalama ürünleri (düzeltisiz parçalar 250 adet), aletler (264 adet), çekirdek ve çekirdek parçaları (69 adet) ile yontma artıklarıdır (4184). Bahsetmiş olduğumuz endüstri öğelerinin ayrımında belirlemiş olduğumuz ölçütler şu şekildedir; Yongalama ürünleri: Uzunluğunun 10 mm nin üzerinde olması, bir yonga üzerinde olması gereken özellikleri taşıyor olması (topuk, vurma yumrusu, vs.), herhangi bir düzelti ya da kullanım izi taşımaması. Aletler: Kenar ya da kenarlarında bilinçli olarak yapılmış düzeltiler veya kullanımdan dolayı oluşmuş izler taşıması.

8 3 Çekirdekler: Denenmiş veya üzerinden bir ya da birden fazla ürün çıkarılmış olması. Yontma artıkları: Uzunluğunun 10 mm nin altında olması. Yukarıda belirtmiş olduğumuz temel endüstri öğeleri hammadde, teknolojik analizler ve yontmataş alet analizleri başlıkları altında incelenmişlerdir. Çalışmamız kapsamında yapmış olduğumuz analizlerde her bir endüstri öğesi için aşağıda belirtmiş olduğumuz ölçüm ve gözlemler gerçekleştirilmiştir; Tüm endüstri öğeleri üzerinde gerçekleştirilmiş olan ortak ölçüm ve gözlemler; Plankaresi Arkeolojik seviyesi (AH) Hammadde rengi Kabuk/Ham yüz Doğal Damar Jeolojik seviyesi (GH) Hammadde cinsi Kırık/Kırık alan Ölçümler (Uzunluk, genişlik, kalınlık) ORTAK ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER Plankare 1x1 m boyutunda plankareler (örn. J19, I16) GH Jeolojik seviye (örn. V.1.2, V.3) AH Arkeolojik seviye (örn. AH 79) Hammadde Renk Kırık Örn. Radyolarit, Çakmaktaşı Örn. Kahverengi, Gri Yok / Var Kırık alan < ½ / ½ / >½ Kabuk/Ham yüz Yok / < ½ / ½ / >½ Doğal damar Ölçüm Yok / Var Uzunluk / Genişlik / Kalınlık

9 4 Yongalama ürünleri üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve gözlemler; Yongalama ürün tipi Kopma açısı Topuk tipi Vurma yumrusu YONGALAMA ÜRÜNLERİNE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER Ürün tipi Topuk tipi Örn. Yonga, Dilgi Örn. Düz topuk, Ham topuk, Kırık Kopma açısı <90 / 90 / >90 Vurma yumrusu Yok / Belirgin / Oldukça belirgin Aletler üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve gözlemler; Taşımalık tipi Kopma açısı Alet tipi Düzeltinin konumu Düzeltinin dağılımı Topuk tipi Vurma yumrusu Düzeltinin tipi Düzeltinin pozisyonu Düzeltinin kapladığı alan Düzeltinin açısı

10 5 ALETLERE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER Taşımalık tipi Topuk tipi Örn. Yonga, Dilgi, Tablet Örn. Düz topuk, Ham topuk, Kırık Kopma açısı <90 / 90 / >90 Vurma yumrusu Alet tipi Düzeltinin tipi Düzeltinin konumu Düzeltinin pozisyonu Düzeltinin dağılımı Düzeltinin kapladığı alan Düzeltinin açısı Yok / Belirgin / Oldukça belirgin Örn. Tek düz kenar kazıyıcı, Dişlemeli alet Örn. Pulcuklu, Basamak pulcuklu, Kemirim Örn. Distal, Mesial, Proksimal, Distal-Mesial Örn. İç yüz, Dış yüz, Almaşık Örn. Kısmi, Devamlı Örn. İnce, Uzun, Kaplayan Örn. Dik, Yarı dik, Dar Çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve gözlemler; Çekirdek tipi Vurma düzlemi tipi Çekirdek alt tipi Çıkarım yönü ÇEKİRDEKLERE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER Çekirdek tipi Çekirdek alt tipi Vurma düzlemi tipi Çıkarım yönü Hazırlanmış, Hazırlanmamış Örn. Şekilsiz, Denenmiş Örn. Ham, Düz, Yüzcüklü Örn. Tek, iki, Çok yönlü

11 6 III. JEOKRONOLOJİK ÇERÇEVE Şu an içerisinde bulunduğumuz ve Alt Paleolitik kültürlerin de içerisinde gelişmiş olduğu jeolojik periyod Kuvaterner olarak bilinmektedir. Jeolojik zaman tablosunda en genç periyod olan Kuvaterner, Pleistosen ( Ma) ve Holosen ( Ma) serilerini kapsayan bir periyottur. Kronolojik olarak Neojen in son evresi olan Pliyosen den hemen sonra gelmektedir. Son dönemlerde Kuvaterner in kronolojik çerçevesiyle ilgili tartışmalar gerçekleşmektedir. İlk olarak Kuvaterner in tip kesiti olarak belirlenen ve İtalya / Calabri de yer alan Vrica istifinde E harfiyle isimlendirilen seviye Pliyosen / Pleistosen sınırı olarak kabul edilmiştir. Burada gerçekleştirilmiş olan çalışmalar sonucu Pleistosen in sınır noktası 1.64 milyon yıl olarak kabul edilmiştir 1. Daha sonra 1991 yılında yapılan radyometrik yaşlandırmalara göre buradaki Pliyosen / Pleistosen sınırının 1.8 milyon yıl öncesine ait olduğu tespit edilmiştir 2. Son olarak ise 2009 yılında, Uluslararası Stratigrafi Komisyonu (The International Commission on Stratigraphy ICS) Kuvaterner başlangıcını 2.6 milyon yıl öncesine çekmiştir. Dolayısıyla Kuvaterner in ilk evresi olan Pleistosen in başlangıç tarihi de 2.6 milyon yıl olarak belirlenmiştir (Levha.1). Pleistosen başlangıcının bu tarihe çekilmesinin sebebi küresel soğuk iklim başlangıcının söz konusu tarihte başlamış olmasıdır 3. Kuvaterner in başlangıcına sebep olan ana soğuma evresi 2.4 ile 2.6 milyon yıl arasındaki süreçte başlamıştır 4. Başlangıç noktası çeşitli bölgelere göre farklılıklar göstermektedir (Kuzey Atlantik-2.74 Ma, Çin-2.6 Ma, Kuzeybatı Avrupa-2.54 Ma, 1 Aguirre ve Pasini, 1985: Kazancı, 2012: 7. 3 Mascarelli, 2009: Gibbard ve Head, 2009: 127.

12 7 Yeni Zelanda-2.4 Ma) 5. Bölgeler arasındaki bu farklılığın sebebi, buzulların gelişmiş olduğu coğrafik konum ile atmosferik ve topografya şartlarının bölgeden bölgeye farklılık göstermesidir 6. Dünya iklimi bu dönemde buzullaşmalardan çok güçlü bir şekilde etkilenmiş ayrıca insan türü ilk kez ortaya çıkmış ve evrim sürecini söz konusu dönemde geçirmiştir 7. Sıcaklıktaki azalmaya bağlı olarak yüksek enlemlerde 4 km kalınlığa ulaşan kıtasal buzullar oluşmuştur. Havanın ısındığı buzul arası evrelerde ise kıta buzulları nispeten geri çekilmişlerdir. Buzullaşmalara paralel olarak deniz seviyesi günümüzdekine oranla 120 m kadar alçalmıştır 8. Yoğun buzullaşmalar ve deniz seviyelerindeki düşüşlerden dolayı birbirinden ayrı olan kıta ve kara parçaları arasında karasal köprüler ortaya çıkmıştır. Bu karasal köprüler, Pleistosen süresince insan ve hayvan türlerinin dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmalarında oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. Kuvaterner süresince, önceleri 41 bin yıllık daha sonraları ise 100 bin yıllık döngüler şeklinde görülen buzul dönemlerinin 21 kez tekrarlandığı hesaplanmıştır 9. Kuvaterner buzullaşmalarının meydana gelmesinin temel nedenlerinden bir tanesi, yeryüzünün periyodik olarak güneşten yeteri kadar enerji alamaması ve buna bağlı olarak soğuk iklim koşullarının hakim olmasıdır. Kuvaterner de meydana gelen uzun süreli iklim değişiklerinin temel sebepleri şu şekilde sıralanmaktadır Güneş parlamaları ve güneş lekelerinin neden olduğu solar radyasyon dalgalanmaları, 5 Pillans ve Naish, 2004: 2275, Sarıkaya, 2012: Pillans ve Gibbard, 2012: Saraç, 2012: Çiner ve Sarıkaya, 2013: Turoğlu, 2011: 247.

13 8 - Atmosferdeki gazların özellikle karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) gazlarının oransal değişikleri, - Dünyanın yörüngesel değişikleri (Milantkovitch döngüleri), - Kuvaterner de meydana gelen volkanik faaliyetler, - Lokal tektonik hareketler ve onların dolaylı etkileri, - Okyanus akıntılarının değişmesi sonucu ortaya çıkan etkiler. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi 2.6 milyon yıl önce başlayan ve küresel bazdaki soğuma ve buzullaşmalarla karakterize edilen Pleistosen çeşitli alt evrelere ayrılmaktadır (Tablo.1). Çalışmamızla alakalı olarak, insanın ortaya çıktığı ve Alt Paleolitik kültürlerin içerisinde gelişmiş olduğu periyodlar olan Alt ve Orta Pleistosen üzerinde duracağız. Dönem/Seri Evre Kat Bitiş (Ma) Başlangıç (Ma) Üst Tarantian PLEİSTOSEN Orta Ionian Alt Calabrian Gelasian P L İ Y O S E N Tablo.1: Pleistosen in evreleri (Gradstein, 2012: 9 daki tablodan uyarlama). III.1. Alt (Erken) Pleistosen ( Ma) Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği (International Union of Geological Sciences IUGS) tarafından alınan karara göre İtalya / Sicilya da yer alan Monte

14 9 San Nicola daki 2.58 milyon yıl öncesine ait Gelasian katı Pleistosen in başlangıcı 11, 1.8 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiş olan İtalya / Vrica (Calabri) istifi ise Alt Pleistosen in ikinci evresi olarak kabul edilmiştir 12. Alt Pleistosen in bitişi ise 781 bin yıl öncesine denk gelmektedir (Tablo.1). Alt Pleistosen, oksijen izotop serilerine dayanan yaşlandırmaya göre Denizel İzotop Safhası (MIS 103 MIS 19) aralığına denk gelmektedir 13. Paleomanyetik verilere göre hazırlanmış tablolarda ise Alt Pleistosen in başlangıcı Matuyama / Gauss sınırına denk gelmektedir 14 (Levha.2). Alp buzul kronolojisi dikkate alındığında Alt Pleistosen boyunca üç adet buzul ve üç adet buzul arası evre gelişmiştir. Bunlar eskiden yeniye doğru şu şekildedir 15 ; - Biber Buzullaşması ( Ka) Ka Biber Ka Buzul Arası Ka Biber I Ka Buzul Arası Ka Biber II Ka Buzul Arası Ka Biber III 11 Gibbard ve diğ., 2010: Cita ve diğ., 2008: Ehlers ve Gibbard, 2008: Cohen ve Gibbard, Turoğlu, 2011: 253,

15 10 - Biber / Tuna Buzul Arası ( Ka) - Tuna Buzullaşması ( Ka) Ka Tuna I Ka Buzul Arası Ka Tuna II - Tuna / Günz Buzul Arası ( Ka) - Günz Buzullaşması ( Ka) Ka Günz I Ka Günz II Ka Günz IIIa 910 Ka Afrika-Kamasian 820 Ka Günz IIIb - Günz / Mindel Buzul Arası ( Ka) Yukarıdaki buzul evreleri içerisinde gösterilmiş olan Biber ve Tuna buzullaşmaları Albrecht Penck ve Eduard Brückner in geleneksel dört aşamalı Alp buzulları sınıflandırmasında (Günz Mindel Riss Würm) yer almamaktadırlar 16. Bunun sebeplerinden bir tanesi, Biber buzullaşmalarının morfolojik izlerinin sonraki 16 Penck ve Brückner, 1909.

16 11 süreçlerde gerçekleşen buzullaşmalar tarafından deforme edilmesidir 17. Ayrıca söz konusu buzullaşmalara dair kanıtların birçoğu buzul kökenli olmayan tortul verilerine dayanmaktadır. Biber ve Tuna buzullaşmalarına dair yer şekillerinin çok fazla korunmamış olması da, bu buzul gruplarının genellikle klasik Alp buzul kronoloji içerisinde değerlendirilmemelerine yol açmıştır 18. Alt Pleistosen süresince dünya genelinde, daha ılıman evrelerle kesilmiş olan toplam 41 adet soğuk evre tespit edilmiştir. Ancak bu soğuk evrelerin tümü buzullaşma yaratacak kadar etkili olmamıştır. Alt Pleistosen de Anadolu ya baktığımızda iklimsel koşulların Avrupa ya nazaran daha yumuşak olduğu söylenebilir. Söz konusu dönemde Anadolu da gerçekleşmiş olduğu düşünülen buzullaşmalarla ilgili farklı düşünceler vardır. Örneğin Birman a göre Erken Pleistosen le ilgili herhangi bir buzullaşmaya ait kanıt yoktur. Bunun sebebi, dönem buzullarıyla bağlantılı depolar ya daha sonraki süreçlerde gerçekleşen buzullaşmalarla kapanmış ya da deforme edilmişlerdir. Birman ın bir diğer görüşü ise konuyla ilgili çalışmaların yetersiz olduğudur 19. Yine bir diğer düşünceye göre de Türkiye de gerçekleştirilmiş olan buzul çalışmaları, Pleistosen ve Holosen dönemlerdeki paleocoğrafya ve iklim özelliklerini yorumlamak açısından oldukça az veri sunmaktadır 20. Bu konudaki en önemli eksikliğin ise Pleistosen buzullaşma evrelerinin tespiti için gerekli olan yaş tayinine yönelik çalışmaların şu ana kadar gerçekleştirilememesi olarak belirtilmektedir Turoğlu, 2011: Ehlers ve Gibbard, 2008, Birman, 1968: Akçar ve Schlüchter, 2005: Çiner, 2003: 56.

17 12 III.2. Orta Pleistosen ( Ma) Orta Pleistosen in tanımlanmış olduğu jeolojik kat için üç farklı yer önerilmektedir. Bunlar Güney İtalya da yer alan Montalbano Janico ve Valle di Manche ile Japonya da Yoro nehrinde yer alan Chiba katlarıdır bin ile 126 bin yıl öncesindeki tarih aralığına denk gelmektedir. Orta Pleistosen, yaklaşık olarak 773 bin yıl öncesine denk gelen Brunhes / Matuyama paleomanyetik sınırıyla eşleşmektedir 23. Denizel izotop serilerine (Marine Isotope Stages) göre yapılan kronolojik tabloda ise 19-6 seri aralığına denk düşmektedir (MIS 19 6) 24. Alp buzul kronolojisi içerisinde Orta Pleistosen boyunca gelişmiş olan buzul ve buzul arası evreler aşağıdaki gibidir 25 ; - Mindel Buzullaşması ( Ka) 730 Ka Mindel I Ka Mindel II Ka Mindel III ka Mindel IV - Mindel Riss Buzul Arası ( Ka) - Riss Buzullaşması ( Ka) Ka Riss I Ka Riss II 22 Pillans ve Gibbard, 2012: Subcommission on Quaternary Stratigraphy, Ehlers ve Gibbard, 2008: Turoğlu, 2011: 261.

18 13 - Riss Würm Buzul Arası ( Ka) Alt Pleistosen araştırmalarında karşılaşılan buzul deformasyonu olgusu Orta Pleistosen için de geçerlidir. Söz konusu dönemdeki buzullaşmalara ait kalıntıların çoğu, sonraki dönemde gelişen buzulların etkisiyle deformasyona uğramıştır. Dolayısıyla bu dönemle ilgili buzul verileri de çok doyurucu değildir. Dönemin iklimsel verileri daha çok okyanus ve polen araştırmaları gibi çalışmaların sonuçlarına dayanmaktadır. Denizel izotop serilerinden yola çıkılarak yapılmış olan tablolara bakıldığında Orta Pleistosen içerisinde bir birini takip eden 7 şer adet soğuk ve sıcak evre tespit edilmiştir. Yine izotop verilerine göre, ısı yükselmesine paralel olarak küresel düzeydeki deniz seviyesi yükselmelerine sebep olan buzul sonlarına ait 6 adet tarih mevcuttur (Glacier Terminations VII-II). Buna göre 621 bin, 533 bin, 424 bin, 337 bin, 243 bin ve 130 bin yıl öncesindeki dönemlerde küresel ısınmaya bağlı buzul sonlanmaları yaşanmıştır (Levha.3).

19 14 IV. TÜRKİYE DEKİ TABAKALI ALT PALEOLİTİK BULUNTULARI Türkiye toprakları içerisinde gerçekleştirilmiş olan Paleolitik Çağ araştırmalarının uzun bir geçmişi olmasına rağmen söz konusu araştırmaların çok azı belli bir sistematik program dahilinde gerçekleştirilmiştir. Paleolitik Çağ araştırmaları açısından sistemli çalışmaların başlangıcı ise 1980 li yılların başlarına denk gelmektedir. Şu ana kadar kaydedilmiş olan en eski Paleolitik Çağ buluntusu 1884 yılında Birecik de Fırat ın eski alüvyonları içerisinde tespit edilmiştir. J. E. Gautier tarafından keşfedilmiş olan buluntu bir iki yüzeyli alettir 26 (Levha.1). Yukarıda belirtmiş olduğumuz ilk buluntuyu takip eden dönemlerde planlı ya da plansız gerçekleştirilmiş olan araştırmalar çok sayıda Paleolitik buluntuyu sunmasına rağmen bunların çok azı stratigrafik konteksti içerisinde ele geçmiştir. Söz konusu buluntuların çoğunun yüzeyden ele geçmiş olması, Paleolitik potansiyeli ortaya koyması açısından önemli olmakla birlikte Anadolu kronolojisi açısından sağlam bir temelin atılamamasına sebep olmuştur. Bu açıdan Anadolu da gelişmiş olan kültürel süreçlerin devamlılığını ve ne yönde geliştiklerini ortaya koymak için sistemli Paleolitik araştırma ve kazılarının yoğunlaşması gerekmektedir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz araştırma eksikliğinin dışında doğal süreçler de Paleolitik (özellikle Alt Paleolitik) Çağ buluntularının tespitinde sıkıntılar yaratmaktadır. Bunların en önemlileri doğal bitki örtüsü ve alüvyal birikintilerdir. Özellikle Karadeniz Bölgesi gibi doğal bitki örtüsü açısından zengin olan bölgelerde Paleolitik Çağ buluntularının tespiti oldukça güçleşmektedir. Kimi durumlarda söz 26 Chantre, 1898: 131.

20 15 konusu alanlarda gerçekleştirilen ve belli bir tahribata yol açan boru hattı, su hattı veya yol çalışmaları gibi projeler ironik olarak saklı olan Paleolitik Çağ bulgularını da ortaya çıkarıp önemli verilerin elde edilmesini sağlamaktadır yılında başlayan Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi Yüzey Araştırması bu duruma iyi bir örnektir 27. Araştırma alanında, İstanbul a su taşıyacak olan Melen Suyu Projesi kapsamında boru hattı için açılan kesitlerden son derece önemli Paleolitik bulgular tespit edilmiştir 28. Bu duruma bir diğer örnek ise 2016 yılında başlayan Uşak Sürmecik Paleolitik Çağ Kurtarma Kazısı dır. Anadolu Paleolitik Çağ kronolojisi açısından oldukça önemli olan buluntular yaklaşık 6-7 m lik kalın bir traverten örtüsünün altında tespit edilmektedir. Bölgede faaliyet gösteren bir traverten ocağı söz konusu alanın Paleolitik potansiyelinin ortaya konmasına yardımcı olmuştur. Uşak gibi Anadolu nun batısında yer alan ve son dönemdeki araştırmalarla önemli bir Alt Paleolitik potansiyele sahip olduğu anlaşılan bir diğer ilimiz ise Denizli dir. Söz konusu çalışmalar da Anadolu nun Alt Paleolitik haritasının güncellenmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Türkiye nin ilk Homo erectus fosili 29 olarak kayıtlara geçen önemli buluntudan sonra bölgede başlatılan ve ilk sonuçları itibariyle önemli Alt Paleolitik bulguları sunan Denizli İli Prehistorik Dönem Yüzey Araştırması da 30 Batı Anadolu nun Alt Paleolitik Dönem kronolojisini kurma açısından pek çok sonuca gebedir. Çalışmamız kapsamında tekno-tipolojik analizlerini yapmış olduğumuz Karain Alt Paleolitik buluntularıyla karşılaştırması yapılabilecek çok fazla malzeme yoktur. Bunun sebebi yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi tabakalı buluntu sayısının 27 Kartal ve diğ., 2015; Kartal ve diğ., Kartal ve diğ., 2015: Kappelman ve diğ., 2008; Lebatard ve diğ., Özçelik ve diğ., 2016.

21 16 oldukça az olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında Konya yakınlarındaki Dursunlu açık hava yerleşimi, Niğde yakınlarındaki Kaletepe Deresi 3 lokalitesi ve İstanbul Küçük Çekmece yakınlarında yer alan Yarımburgaz Mağarası yonga ağırlıklı endüstrilerin görüldüğü Alt Paleolitik yerleşimler olarak dikkat çekmektedirler. IV.1. Dursunlu Orta-Güney Anadolu da, Konya ilinin yaklaşık olarak 60 km kuzeybatısında yer alan Dursunlu lokalitesi (Levha.2) terkedilmiş bir linyit yatağında (Resim.1) tespit edilmiştir ve 1994 yılı yüzey araştırmalarında, maden çalışmaları sırasında ortaya çıkan kömürün üst ve alt katmanlarındaki atıkların iki tepecik halinde yığılı oldukları görülmüştür. Ardından yapılan incelemeler sonucu bu pasa 32 malzemesi içerisindeki kalıplaşmış sediman bloklarının Paleolitik buluntular barındırdığı tespit edilmiştir 33. Resim.1: Dursunlu Linyit İşletmesi (Saraç, 2001: 13). 31 Kuhn, 2002: Pasa: İş makineleri tarafından bloklar halinde çıkarılmış atık malzeme. 33 Güleç ve diğ., 2002:

22 17 Dursunlu yontmataş endüstrisi, linyit arama işlemlerinin sonlandırılmasıyla birlikte terk edilmiş olan alanda, bütünleşmiş vaziyetteki sediman bloklarının içerisinden ve çevresinden ele geçmiştir 34 (Resim.2, 3). Resim.2: Blok içerisindeki yontmataş malzeme (Saraç, 2001: 14). Resim.3: Blok içerisindeki yontmataş malzeme (Saraç, 2001: 15). Dursunlu yontmataş endüstrisi içerisinde en sık rastlanan hammadde cinsi süt beyaz renkli damarlı kuvarstır (Resim.4). Dursunlu da yer alan çakıllıklar içerisinde bu kuvars çakılları bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hammaddeye ulaşmak oldukça 34 Güleç ve diğ., 2009: 15.

23 18 kolaydır. Bu cins hammadde dışında oldukça az sayıda çakmaktaşı ve volkanik kökenli hammaddeye de rastlanmıştır 35 (Tablo.1). Resim.4: Dursunlu endüstrisinde kullanılmış olan hammadde (Saraç, 2001: 15). Tablo.1: Dursunlu endüstrisi hammadde dağılımı (Güleç ve diğ., 2009: 17). Dursunlu endüstrisi yoğunlukla yonga ve yonga parçalarını barındırmaktadır (Tablo.2). Yonga ve yonga aletlerin önemli bir kısmı (%85,3) parçalıdır. %40 dan daha azının vurma düzlemi korunmuşken, %36,2 sinin ne proksimal ne de distal uçları korunmuştur. Bu yoğun kırık olgusu, hammadde olarak damarlı kuvarsın ve 35 Güleç ve diğ., 2009: 17.

24 19 yongalama esnasında iki kutuplu tekniğin kullanıldığı durumlarda oldukça sık görülmüştür 36. Tablo.2: Endüstri içerisindeki yonga çeşitleri (Güleç ve diğ., 2009: 17). Endüstride yer alan yongaların vurma düzlemleri (platform) genel olarak düzdür (tek yüzlü). Azınlıkta olan diğer platform tipleri ise ham (cortex), ikiyüzlü (dihedral) ve kırık ya da ezik (crushed / collapsed) olan tiplerdir (Tablo.3). Tablo.3: Vurma düzlemi (platform) tipleri (Güleç ve diğ., 2009: 18). Dursunlu dan ele geçmiş olan fosil kalıntıları genel olarak Bihariyen (Alt- Orta Pleistosen) yaşlı olarak yorumlanmışlardır. Ancak bu fosillerle birlikte bulunan Microtus (Allophaiomys) nutiensis in varlığı göreli olarak günümüzden yıl öncesine işaret etmektedir. Bunun dışında Dursunlu ocağında yapılan 45 m lik 36 Güleç ve diğ., 2009: 17.

25 20 karotlu sondajın üst 7. metresinden elde edilen manyetostratigrafik yaşlandırma sonucu günümüzden yıl öncesine dayanan bir tarih elde edilmiştir 37. IV.2. Kaletepe Deresi 3 Kaletepe Deresi 3 (KD3), Göllüdağ volkanik çöküntüsünün birkaç km doğusunda olup Kömürcü obsidiyen kaynağına yakın konumdadır (Levha.3, 4). Anadolu topraklarındaki önemli Alt Paleolitik yerleşimlerden bir tanesi olan KD yılı yaz sezonunda keşfedilmiştir. Bu alandaki Paleolitik bulgular, Kömürcü obsidiyen kaynağındaki erken Neolitik atölyelerin araştırılması esnasında tespit edilmiştir yılında Niğde Müzesi denetiminde ve İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Anabilim Dalından Prof. Dr. Nur Balkan-Atlı nın bilimsel danışmanlığında 39 yürütülen kazılarda, ekip üyesi olan Ludovic Slimak tarafından, erozyonun yol açmış olduğu yenilenmiş kesitlerde önemli jeolojik ve arkeolojik bir stratigrafi saptanmıştır (Levha.5). Birbirlerine 15 m uzaklıkta bulunan bu kesitler stratigrafik olarak birbirleriyle bağlantılı olup 40 ardı ardına Alt ve Orta Paleolitik seviyeleri vermektedir 41 (Resim.5). KD3 yerleşiminde yılları arasında gerçekleştirilen kazılar sonucu toplam 3941 adet yontmataş buluntu elde edilmiş ve söz konusu buluntuların ele geçmiş olduğu seviyeler atölye olarak değil yaşam alanı olarak nitelendirilmiştir Güleç ve diğ., 2002: Slimak ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2002: Balkan-Atlı ve diğ., 2006: Balkan-Atlı ve diğ., 2002: Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 55.

26 21 Resim.5: Kaletepe Deresi 3 kesitler (Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 69). KD3 stratigrafisinde İlk 4 seviye Orta Paleolitik dolguları içerdiği için çalışmamız kapsamında bu 4 seviyenin (I, Iˈ, II, IIˈ) altındaki Alt Paleolitik seviyeleri dikkate alacağız. KD3 yerleşiminde jeolojik seviyelere göre endüstri öğelerinin sayısal ve yüzdelik dağılımı Tablo.4 de gösterilmiştir. Tablo.4: KD3 endüstri öğeleri (Balkan-Atlı ve diğ.,2008: 62).

27 22 KD3 yerleşiminde Alt Paleolitik Dönem e atfedilen ilk seviye III. jeolojik seviyedir. Acheulean tabakasının hemen üzerinde yer alan bu seviye Üst Acheulean e tarihlendirilmiştir 43. Bu tabakada masif bloklardan çıkarılmış kalın yongalar ele geçmiştir 44 (Levha.6). Bu yonga ya da taşımalıkların topuk kısımları düz olup herhangi bir hazırlık aşamasına işaret etmemektedirler. Kopma açıları genelde 90 den büyüktür 45. Alet tipleri olarak çentikler (çontuklular) ve dişlilerin (dişlemeliler) olması bu tabakaya Clactonian havası katmaktadır. İki yüzeyliler ise Acheulean karakteri yansıtmaktadırlar 46. III. seviyeden ele geçmiş olan az sayıdaki teknolojik eleman, hazırlanmamış ve düz platforma sahip olan çekirdeklerden yapılmış olan tek kutuplu bir yongalamaya işaret etmektedir 47. III. tabakada hammadde olarak aşağı kesitte obsidiyen çoğunluktayken yukarı kesitte ise andezit ve riyolitin daha fazla olduğu görülmektedir 48. IV. tabaka oldukça yoğun bir buluntu topluluğu vermiştir. Hammadde olarak yoğunlukla andezit ve riyolitin kullanılmış olduğu seviyeye ait buluntuların %12 si aletlerden oluşmaktadır. Aletler çoğunlukla çok yüzeyliler ve satır/kıyıcı satırlardan meydana gelmektedir. Çok yüzeylilerin bazıları alet olarak kullanılmıştır (Levha.7). Büyük çekirdeklerden elde edilmiş olan büyük yongalar nacak ve satır yapımında kullanılmışlardır 49. Satırlar ve kıyıcı satırlar çok yüzeylilere göre daha az sayıdadırlar 50. Bunların geneli andezitten üretilmesine rağmen 51 (Levha.8) riyolit 43 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2007: Slimak ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2008: Slimak ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2007: Balkan-Atlı ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 55.

28 23 örnekler de mevcuttur 52 (Levha.9). Bu masif yonga ve aletlere paralel olarak çok küçük yonga ve aletleri kapsayan bir yongalama tekniği de IV. tabakada gözlemlenmektedir. Küçük aletler genelde çontuklu yongalarla temsil edilmektedir 53. IV. seviyede de taşımalık üretimi III. seviyede olduğu gibi basittir. Çekirdeklerin yongalama yüzeylerinde veya vurma düzlemlerinde herhangi bir hazırlık ya da düzenleme yoktur. Bununla birlikte, büyük bir çekirdeğin geniş olan yüzünden sistematik bir yongalama girişimi de söz konusudur 54 (Levha.10). V. jeolojik seviye içerisinde gerçek anlamda bir yonga üretimine dair kanıtlar oldukça azdır. Endüstri içerisinde daha çok büyük boyutlu çekirdek aletlerin üretiminin amaçlanmış olduğu görülmektedir. Endüstri, bazalt gibi iri tanecikli volkanik kayaçlardan elde edilmiş oldukça kalın ve ağır aletlerin (kimisi 3 kg dan daha ağır) üretimiyle karakterize edilmektedir. Bunlar içerisinde baskın alet tipi ise kıyıcı aletlerdir. Ayrıca hammaddesi andezit olan çok yüzeyliler de mevcuttur. Obsidiyen ise daha çok el baltalarının üretiminde kullanılmıştır (Levha.11). Bunun dışında bu seviyede birisinin hammaddesi obsidiyen, diğerininki andezit olmak üzere 2 adet yonga üzerine nacak tespit edilmiştir 55 (Levha.12). VI-XII. seviyeler yontmataş materyal açısından oldukça zengindir. Söz konusu seviyeler içerisindeki materyal, tek bir seviye içerisinde değerlendirilecek ölçüde benzerdir. V. seviyede olduğu gibi VI-XII. seviyeler içerisindeki endüstri de Acheulean olarak karakterize edilmektedir. Bu seviyeler pek çok el baltası içermektedir. Bunlar içerisinde asimetrik (Levha.13) ve bir kenarı düz diğer kenarı 52 Slimak ve diğ., 2008: Balkan-Atlı ve diğ., 2007: Slimak ve diğ., 2008: Slimak ve diğ., 2008: 107.

29 24 dışbükey 56 formlar yer almaktadır. Aynı zamanda iki yüzeyli üretimine işaret eden atık yongalar da tespit edilmiştir 57. VI-XII. seviyelerde iki yüzeyli teknolojisi, özellikle obsidiyen hammadde üzerinde devam etmektedir. Diğer lokal hammaddeler ise farklı teknolojik öğelerde kullanılmıştır. Şekillendirilmiş parçalar içerisinde en yoğunu çok yüzeylilerdir. Neredeyse tamamı andezitten üretilmiş olan bu parçaların çapları 5 ile 15 cm arasında değişmektedir. Ayrıca bu seviyeler içerisinde hammaddesi bazalt, andezit ve riyolit olan yontuk çakıllar da (kıyıcı ve kıyıcı aletler) vardır 58. Kaletepe Deresi 3 yerleşimini oluşturan tabakalar, K-Ar (Potasyum-Argon) yöntemiyle 1.1 ± 0.02 milyon yılla tarihlendirilmiş olan riyolit ana kayanın üzerinde uzanmaktadır 59. Bunu göz önünde bulundurarak Kaletepe deki iskanın bin yıl, hatta daha da öncesine inebileceği varsayımında bulunulmaktadır 60. IV.3. Yarımburgaz Mağarası Yarımburgaz Mağarası ilk olarak Abdullah Bey (Dr. Hammerschmidt 61 ) tarafından 1869 yılında yayımlamış olduğu bir makale ile bilim dünyasına tanıtılmıştır 62. Takip eden dönemlerde ise farklı uzmanlar ve araştırıcılar tarafından mağarada çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Coğrafi konumu bakımından mağara, Marmara denizi ile bağlantılı olan Küçük Çekmece lagününe açılan geniş tabanlı bir vadinin kenarındaki kalker 56 Plano-convex. 57 Slimak ve diğ., 2008: Slimak ve diğ., 2008: Tryon ve diğ., 2009: Balkan-Atlı ve diğ., 2006: Eyice, 1978: Hammerschmidt, 1869.

30 25 kayalığın üzerindedir (Levha.14). Mağara, birbirine eğimli bir rampa ile bağlı, ayrı girişleri olan, aşağı ve yukarı mağara olarak isimlendirilmiş iki kısımdan oluşur 63 (Levha.15). Mağaranın arkeolojik açıdan önemi ilk kez Şevket Aziz Kansu tarafından ortaya koyulmuştur. Kansu 1959 yılında mağarada yapmış olduğu bir sondaj sonucu bir seramik parçası bulmuş ve mağaranın prehistorik iskana elverişli olduğunu anlamıştır 64. Kansu sonraki yıllarda yapmış olduğu çalışmalarda da mağaranın tabakaları içerisinde Paleolitik Çağ kültür belgelerine ve fosil insan kalıntılarına rastlanılmasının çok kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirtmiştir 65. Yine aynı dönemde Yarımburgaz Mağarası nda araştırmalar yapmış olan bir diğer bilim adamı ise İsmail Kılıç Kökten dir. Kökten 1963 yılında İstanbul da düzenlenen bir seminer kapsamında mağarayı ziyaret etmiş ve incelemelerde bulunmuştur. Mağaranın alt ağzında ve kuzey duvarları dibinde 2.50 x 1.50 m çapında ve 1.10 m derinliğinde bir sondaj çukuru açmıştır. Kökten bu çalışmaları sırasında 2. katın alt kısımlarında çakmaktaşından aletler bulmuştur. Hayvan kalıntıları ve endüstri tiplerine göre bu kalıntıların büyük ihtimalle Orta Paleolitiğe ait olabileceklerini söylemiştir yılında Şevket Aziz Kansu nun 67 bir kez daha araştırmalarda bulunduğu Yarımburgaz Mağarası nda 1986 yılında Mehmet Özdoğan başkanlığındaki bir ekip tarafından yoğun tahribata karşı İstanbul Arkeoloji Müzeleri adına kurtarma kazıları 63 Özdoğan, 1988: Kansu, 1960: 708, Kansu, 1963: Kökten, 1962: 277, Kansu, 1972.

31 26 başlatılmıştır yılları arasında ise İstanbul ve California (Berkeley) üniversitelerinin işbirliğiyle daha çok Pleistosen dönem arkeolojisi üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiştir 69. Bu dönemdeki kazılarda, özellikle mağaranın Alt Paleolitik seviyeleri ve buluntularıyla ilgili kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Yarımburgaz mağarası Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi içerisinde 1674 adet parçanın tekno-tipolojik analizleri yapılmıştır 70. Endüstri içerisinde hammadde olarak çok az miktarda jasp ve bazı metamorfik kayaçlar dışında temel olarak çakmaktaşı, kuvars ve kuvarsit kullanılmıştır 71. Aletler açısından iki temel tip, yonga aletler (düzeltili) ve çekirdek aletlerdir. Bunlar dışında endüstri öğeleri içerisinde çekirdekler, tüm yongalar, kırık yongalar ve atık parçalar yer almaktadır 72 (Tablo.5). Yarımburgaz Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi bir bütün olarak ele alındığında yongaların egemen olduğu görülür (Levha.16). Fakat bu endüstri kaba ve büyük boyutlu bir endüstri değildir 73. Kırık olmayan yonga aletlerin ortalama boyu 4.6 cm, düzeltisiz yongaların ise 4.8 cm dir. Düzeltili yongalar çoğunluktadır. Düzeltili yongalardan % 65 i pullu (pulcuklu), % 15 i kademeli (? basamak pulcuklu), % 11 i pürüzlü (?), % 9 u Clacton ve geriye kalan % 4 ü ise sözde Quina (?) türündedir. Levallois türü tek bir yonga bile yoktur Özdoğan, 1988: Arsebük ve diğ., 1990, 1991, Arsebük, 1996; Kuhn, S. L. ve diğ., Arsebük, 1996: Arsebük, 1996: 48 (Şekil-10). 73 Arsebük ve diğ., 1990: Arsebük, 1996: 37.

32 27 ALET TÜRLERİ ÇAKMAKTAŞI KUVARS KUVARSİT DİĞER TOPLAM ÇEKİRDEKLER ÇEKİRDEK ALETLER YONGA ALETLER TÜM YONGALAR KIRIK YONGALAR ATIKLAR TOPLAM YÜZDE % 65.7 % 17.7 % 14.2 % 2.4 % 100 Tablo.5: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi. Yonga aletler içerisinde baskın tip dişlemeli aletlerdir. Dişlemelileri sırasıyla kenar kazıyıcılar, çontuklular, delgiler ve bileşik aletler (combination) takip etmektedir. Düzeltili ve düzeltisiz tüm yongalardaki topuk tiplerinde ise ilk sırada ham topuk (cortical) yer almaktadır. İkinci sırada ise düz topuklu parçalar yer alır 75. Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik seviyelerinden ele geçmiş olan bir diğer temel alet grubu ise çekirdek aletlerdir. Ele geçen 64 adet örneğin 61 tanesi kıyıcı türündendir 76 (Levha.17, 18). Yarımburgaz Mağarası nda klasik ya da klasik olmayan tek bir iki yüzeyli alete dahi rastlanmamıştır 77. Yalnızca 2 adet iki yüzeyli alet öncüsü (proto-biface) denilebilecek tipte parçalar söz konusudur. Bunlardan bir tanesi yonga üzerine, diğeri ise yumru üzerine yapılmış parçalardır 78. Yarımburgaz Mağarası ndan ele geçmiş olan çekirdeklerin özellikle ağır işlerde kullanılacak türden aletler olarak amaçlandığı ve bunların yalnızca yongaların 75 Kuhn ve diğ., 1996: Kuhn ve diğ., 1996: Arsebük, 1996: Kuhn ve diğ., 1996: 38.

33 28 çıkartılması amacına yönelik hammadde içerikli nesneler olmadıkları belirtilmiştir 79 (Levha.19). Başlıca çekirdek tipleri içerisinde ilk iki sırada denenmiş parçalar (46 adet) ve merkezcil çekirdekler (43 adet) yer almaktadır. Bunları 18 adet örnekle şekilsiz çekirdekler takip etmektedir 80. Kırık olmayan çakmaktaşı çekirdeklerin ortalama boyu 6.3 cm dir. Kuvars örnekleri 5.8 cm, kuvarsitler ise 9.8 cm boyutundadırlar 81. Yarımburgaz Mağarası nda şu ana kadar iki farklı yöntemle elde edilen tarihler mevcuttur. Bunlardan ilki 230 Th/ 234 U yöntemiyle karbonatlı sedimanlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Buradan elde edilen tarih 160 ± 25 bin yıldır 82. Ayrıca mağaranın Alt Paleolitik Dönem endüstrisinin elde edilmiş olduğu kültür tabakasından ele geçmiş olan birkaç Ursus deningeri dişine ESR (Electron Spin Resonance) yöntemi uygulanmıştır. Bu yaşlandırma yöntemiyle elde edilen en eski tarih ± bin yıl (Isotope Stage 8-10) olarak tespit edilmiştir Arsebük, 1996: Kuhn, 2010: Arsebük, 1996: Blackwell ve diğ., 2010: Arsebük, 1996: 38, 39.

34 29 V. KARAİN ALT PALEOLİTİK DÖNEM YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ V.1. JEOLOJİK KATLAŞIM Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal toplam 7 farklı jeolojik birimden ele geçmiştir (V, V.1, V.1.1, V.1.2, V.2, V.3 ve VI). Söz konusu jeolojik birimlerden oluşan Alt Paleolitik dolgunun boyu yaklaşık olarak 4 m dir (3.80 m). GH V V. jeolojik seviye, hemen üzerinde yer alan Orta Paleolitik seviyeden çok net bir şekilde ayrılmaktadır. Koyu kahverengi, ince taneli ve oldukça yumuşak bir sediman yapısı hakimdir. İnce bir seviye olup düze yakın bir uzanım göstermektedir (Levha.4). GH V.1 Yeşilimsi rengiyle üzerinde yer alan V. jeolojik seviyeden ayrılmaktadır (Levha.4). Doku olarak V. jeolojik seviyeye yakınlık göstermektedir. Genellikle topaklar halinde yumuşak bir sediman yapısı sergilemektedir. Görünüm olarak hafif dalgalı bir seviye olmakla birlikte I 18 ve I 19 plankarelerinde gözlemlenmiş olan jeolojik kökenli konik yapıdan dolayı açmanın batısında kalan alanda keskin bir dalgalanma göstermektedir. V.1.1 Yeşil renkli olan V.1 içerisinde bazı alanlarda ortaya çıkıp devamında bütün alanı kaplayan kalsit kuşaklı yapı V.1.1 olarak isimlendirilmiştir (Levha.4). V.1.2 Karain E gözünde yer alan en kalın seviyelerden bir tanesidir. Genelde kızılımsı renkli yumuşak bir sediman yapısına sahip olmasına rağmen kimi zaman sert kısımlar da dikkat çekmektedir (Levha.4). Bu sertlikler, yer yer gözlemlenen konkresyonlar ve kalsit kuşaklardan kaynaklanmaktadır. Söz konusu seviye bol

35 30 miktarda küçük boyutlu radyolarit çakılı bünyesinde barındırmaktadır. Bu anlamda V.1.2 biriminin yağışlı ve mağara içerisine akıntıların gerçekleştiği bir evreyi temsil ettiği söylenebilir. V.1.2 seviyesi bazı kısımlarda açık kahverengi, ince kumlu, oldukça yumuşak ve çoğu zaman fırçayla kazılabilecek yapıdaki sedimanları da içermektedir. Kazılar esnasında bu tip sedimanların, V.1.2 nin genelinde kimi zaman rastlanan küçük boşluklara sızmış ve akıntılarla bu alanlara taşınmış oldukları tespit edilmiştir. V.2 E gözünde yer alan geniş Alt Paleolitik dolgu içerisindeki lokal bir oluşumdur. Dolayısıyla yatay olarak tüm alana yayılmış bir seviye değildir. V.2 birimi oldukça sıkı ve sert bir yapıdadır. Dolguların depolanmasından sonraki süreçte, kalsit minerali açısından zengin tavan akıntılarının doğal bir çimento rolü görerek alanda yer alan sedimanları sertleştirmesiyle oluşmuş bir yapıdır. V.2 oluşumunun belli bir noktadan başlayıp bir koni şeklinde aşağı kotlara doğru genişlemesi de bu düşünceyi desteklemektedir (Levha.1, 4). V.2 içerisinde yer yer orta ve küçük boyutta kalker döküntüler de dikkat çekmektedir. Bu kalkerlerin V.2 içerisinde oldukça iyi bir şekilde korundukları görülmüştür. Dolayısıyla bu seviyenin oldukça sert bir yapıya kavuşmasını sağlayan bileşenler, aynı zamanda içerisindeki malzemeye de oldukça iyi bir koruma ortamı sağlamıştır. V.3 Genelde sert ve bol konkresyon içeren bir yapıdır. Bu birim içerisinde sıklıkla kalsit kuşaklar da gözlemlenmektetir. V.3 birimi içerisinde, özellikle VI. jeolojik seviyeyle olan sınıra doğru çok geniş boşluklar oluştuğu tespit edilmiştir. Bu boşluklar VI. jeolojik seviyenin yumuşak sedimanlarının zamanla erozyona uğraması ve akması sonucu oluşmuş boşluklardır (Levha.2). V.3 jeolojik seviyesi, kendisinden önceki jeolojik oluşumlara göre oldukça farklı bir yapıdadır. Seviye içerisinde yer

36 31 alan materyalin (taş, çakıl, kemik, vs.) üzerinin manganez içerikli bir kimyasalla örtülmesi sonucu oluşmuş olan ve konkresyon olarak isimlendirilen malzeme bu birimin geneline hakimdir. V.3 içerisindeki bu malzemenin varlığı, yoğun yağışlı ve mağara içerisine doğru akıntıların gerçekleştiği bir evreyi işaret etmektedir 84 (Levha.4). VI Bu birim E gözünde yer alan dolgunun en altında bulunmaktadır. Koyu kahverengi ve kızılımsı renkte, oldukça ince taneli ve nemli sedimanlardan oluşan bu seviye V.3 ile sınır oluşturduğu üst kısımlarda oldukça yumuşak bir yapıdayken tabana doğru bazı noktalardaki kalsitik oluşumların da etkisiyle sertleşmektedir. Dolayısıyla bu birim kendi içerisinde iki farklı özellikte yapıyı barındırmaktadır. Özellikle bazı alanlarda neredeyse taşlaşmış vaziyette bir VI. jeolojik seviye sedimanı mevcuttur. Jeolojik seviye içerisinde farklı noktalarda sarkıt-dikit parçaları ve kalker bloklar ile yoğun bir şekilde radyolarit çakıllar gözlemlenmiştir. Tabana doğru oldukça iri boyutlardaki kalker bloklarıyla karşılaşılmaktadır (Levha.3). Mağaranın ana kayası ile ilişkili olan bu kaya blokların aralarında, içlerinden hava akımı gelen küçük boşluklar tespit edilmiştir. 84 Prof. Dr. Uğur Doğan ile kişisel görüşme ( ).

37 32 V.2. ENDÜSTRİ ÖĞELERİ Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal, Karain E gözünde 12 kazı sezonu boyunca gerçekleştirilmiş olan çalışmalar sonucu elde edilmiştir ( , ). Söz konusu sezonlarda, toplam 16 plankarede yer alan 40 farklı arkeolojik seviyede kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Karain E gözü planının yer aldığı Levha.5 de Alt Paleolitik seviyelerin kazılmış olduğu plankareler görülmektedir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik yontmataş materyal, temel olarak üç farklı endüstri öğesinden oluşmaktadır. Bunlar yongalama ürünleri, aletler ve çekirdekler olarak sınıflandırılmışlardır. Bu temel öğeler dışında tüm seviyeler içerisinde belli oranlarda tespit edilmiş olan mikro boyutlardaki yontma artıkları da sayısal olarak değerlendirilmişlerdir (Tablo.1). Endüstri Öğesi Adet Oran Yongalama Ürünü (Düzeltisiz Parçalar) 250 %42,88 Alet 264 %45,28 Çekirdek 69 %11,84 Yontma Artığı TOPLAM 4767 Tablo.1: Endüstri öğelerinin sayısal ve oransal dağılımı. Tabloda görüldüğü gibi temel endüstri öğeleri içerisinde en yoğun grubu aletler oluşturmaktadır. Bu grubu çok yakın bir oranla, üzerlerinde herhangi bir düzelti ya da kullanım izi taşımayan ve çok büyük bir çoğunluğunu yongaların oluşturduğu yongalama ürünleri takip etmektedir. Çekirdekler ise %11,84 oranıyla

38 33 temel endüstri öğeleri içerisinde en az örneğe sahip olan parçalardır. Tüm seviyelerde belli sayılarda ele geçen ve yerleşim içi üretime işaret eden parçalar olan yontma artıkları ise toplam 4184 adet parçayla temsil edilmektedirler. V.3. HAMMADDE Karain Alt Paleolitik Dönem yontmataş malzemesi üzerinde yapılan analizler sonucu endüstri içerisinde 4 farklı hammadde cinsinin kullanılmış olduğu tespit edilmiştir. Toplam 580 adet endüstri öğesi arasında kalker ve silisli kalkere ait örnek sayısı oldukça azdır. Karain Alt Paleolitik endüstrisi, hammadde açısından genel olarak radyolaritin tercih edilmiş olduğu bir endüstridir. Radyolariti daha az bir oranda çakmaktaşı takip etmektedir (Grafik.1) HAMMADDE DAĞILIMI Radyolarit Çakmaktaşı Kalker Silisli Kalker Grafik.1: Yontmataş endüstri içerisindeki hammadde dağılımı. Radyolarit ve Yakın Çevredeki Kaynaklar Tüm Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde 465 adet öğenin hammaddesi radyolarittir. Radyolarit derin deniz ya da okyanuslarda yaşayan ve radiolaria denilen mikroorganizmaların, öldükten sonra çamur haline gelmiş silisli sert

39 34 kısımlarının birikimi neticesinde oluşmuş bir kayaç cinsidir 85. Radyolaritin endüstri içerisinde bu kadar baskın olmasının sebebi Karain çevresinde bu hammaddeye sıklıkla rastlanmasıdır. Özellikle Karain yakınlarındaki Kızılin Deresi, Çakmak Tepesi ve Burhan Deresi radyolaritin yoğunlukla bulunduğu alanlardır 86. Hammadde kaynakları içerisinde Kızılin Deresi Karain e en yakın temel hammadde kaynağı olarak gözükmektedir. Günümüzde kuru bir görünümde olan bu dere yatağı Karain e yaklaşık olarak km uzaklıkta yer almaktadır 87. Kayan ın tespitlerine göre Kızılin Deresi, silisli kayaçların kolay ufalanabilen bölümlerini yağışlı zamanlarda taşıyıp götürmekte, geride doğal olarak ayıklanmış sağlam bölümlerin iri blokları kalmaktadır 88. Alanda yapmış olduğumuz gözlemlere göre Kayan ın bahsetmiş olduğu, kalitesiz kısımlarından arınmış ve masif görünümdeki radyolarit çakıllara günümüzde dahi sıklıkla rastlanmaktadır. Kızılin Deresi radyolaritleri, doğal ortamlarında iki farklı şekilde gözlemlenmektedirler; 1- Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi yuvarlanmış dere çakılları şeklinde (Resim.1), 2- Dere yatağı boyunca devam eden ince radyolarit tabakaları şeklinde. 85 Sür ve diğ., 2001: Taşkıran, 2007: Taşkıran, 2007: Kayan, 1990: 18.

40 35 Resim.1: Radyolarit dere çakılları (Kızılin Deresi). Karain yakınlarındaki bir diğer radyolarit kaynağı ise Çakmak Tepesi dir (Resim.2a, 2b). Dolgu malzemesi çekmek suretiyle günümüzde tamamen deformasyona uğramış olan bu hammadde kaynağı, Karain Alt Paleolitik sakinlerinin hammadde temininde faydalandıkları olası kaynaklardan bir diğeridir. Pawlikowski nin ayrıntılı olarak çalıştığı bu radyolarit kaynağı da Karain e yaklaşık olarak 2.5 km uzaklıkta yer almaktadır. Burada yer alan ince radyolarit formasyonları (maksimum cm kalınlığındaki seviyeler şeklinde) tektonik kökenli kırılmalar sonucu ortaya çıkmıştır 89. Taşkıran bu alanda yer alan radyolaritlerin yongalama açısından çok elverişli olmadıklarını, tepenin kuzey tarafında yer alan ve kuzeygüney yönünde uzanım gösteren radyolaritlerin daha sağlam ve yontma açısından uygun olduklarını belirtmektedir Pawlikowski, 1995: Taşkıran, 2007: 209, 210.

41 36 Resim.2a: Çakmak Tepesi genel görünüm. Resim.2b: Çakmak Tepesi radyolarit seviyeleri. Kızılin Deresi ve Çakmak Tepesi ne göre Karain e daha uzak bir mesafede yer alan bir diğer hammadde kaynağı ise Burhan Deresi dir. Karain e yaklaşık olarak 10 km uzaklıkta yer alan bu kaynak, hammadde çeşitliliği açısından Kızılin Deresi ne nazaran daha zengindir. Bunun sebebi, nehrin pek çok kolunun farklı ve uzak noktalardan kopardıkları hammaddeleri yatağa taşımış olmasından kaynaklanmaktadır 91. Buradaki radyolaritler yuvarlanmış dere çakılları şeklinde (Resim.3) yer almaktadırlar. Resim.3: Radyolarit çakılları (Burhan Deresi). 91 Taşkıran, 2007: 210.

42 37 Radyolarit Endüstri Öğelerine Ait Gözlem ve Ölçümler Analizlerini yapmış olduğumuz seviyeler içerisinde tespit etmiş olduğumuz radyolaritler renk ve yapısal özellikler açısından farklılıklar göstermektedir. Yapmış olduğumuz makroskopik gözlemler sonucu renk açısından 21 farklı radyolarit cinsi tespit edilmiştir (Tablo.2). Söz konusu hammadde cinsleri tercih edilme yoğunluklarına göre iki farklı gruba ayrılmaktadırlar. Grup No Renk Adet 1 Kahverengi Gri Grup 3 Kahverengi-Gri 64 4 Yeşilimsi Gri 53 5 Yeşil 53 6 Kahverengi-Yeşil 32 7 Mor 12 8 Mor-Gri 10 9 Yeşil-Gri 8 10 Koyu Gri 7 11 Sütlü Kahverengi 6 12 Grimsi Kahverengi 4 2. Grup 13 Yeşilimsi Kahverengi 4 14 Sütlü Kahverengi-Gri 4 15 Krem 4 16 Mor-Yeşil 2 17 Beyaz-Gri 2 18 Belirsiz 2 19 Sütlü Kahverengi-Mor 1 20 Beyaz-Pembe 1 21 Pembemsi Gri 1 TOPLAM 465 Tablo.2: Yontmataş endüstri içerisinde tespit edilmiş olan radyolaritlere ait renk bilgileri.

43 38 Yukarıda yer alan tabloda görüldüğü gibi, radyolarit açısından hammadde kullanımında bilinçli olarak belli tiplerin tercih edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tabloda gri fonda gösterilen renkteki 1. grup radyolaritler, ayrı ayrı incelenen tüm endüstri öğeleri (yongalama ürünleri, aletler ve çekirdekler) içerisinde, sıralamaları değişmekle birlikte ilk altı içerisinde yer almaktadırlar (Levha.6, Tablo.3). Radyolarit cinsi Yongalama Ürünü Alet Çekirdek Toplam 1) Kahverengi ) Gri ) Kahverengi-Gri ) Yeşilimsi Gri ) Yeşil ) Kahverengi-Yeşil Tablo.3: En sık tercih edilen radyolaritlerin (1. grup) endüstri öğeleri içerisindeki sayısal dağılımları. Yukarıda belirtmiş olduğumuz 1. grup radyolarit cinslerinin tercihinde renkten çok şu üç ölçütün dikkate alındığı söylenebilir; Hammadde kaynağına yakınlık, Söz konusu hammadde cinslerinin yoğunluğu, Söz konusu hammadde cinslerinin kalitesi (yongalama açısından uygun olup olmadığı) Bu üç ölçüt açısından bakıldığında hammadde temininde esas belirleyici noktanın kaynağın yakınlığı ve tercih edilmiş olan hammadde cinslerinin çevredeki yoğunluğu olduğu anlaşılmaktadır. Bunun sebebi 1. ve 2. hammadde grupları içerisinde yer alan kaliteli hammadde oranının birbirine çok yakın olmasıdır. 1. grup

44 39 açısından baktığımızda tüm endüstri öğeleri içerisinde tespit edilmiş olan kahverengi radyolaritlerin %80,56 sında damar olmadığı görülmüştür. Bu oran gri olanlarda %75,86, kahverengi-gri olanlarda %81,25, yeşilimsi gri olanlarda %71,70, yeşil olanlarda %79,25 ve kahverengi-yeşil olanlarda ise %75 olarak tespit edilmiştir. Bu grubun genel ortalamasına baktığımızda da damar taşımayan daha kaliteli radyolarit oranının %77,83 olduğu görülmektedir. Tablo.2 de 7 den 21 e kadar numaralandırılmış olan 2. radyolarit grubunda da durum çok farklı değildir. Söz konusu gruptaki 68 adet parçanın yalnızca 18 tanesi damarlıdır. Yani damar taşımayan ve yongalama açısından daha uygun olan parçaların oranı % 73,53 dür. Bu veri 2. hammadde grubundaki parçaların seçilmesinde de kalitenin ön planda tutulduğunu ancak çevrede yoğun olarak bulunmadıkları için çok fazla tercih edilemediklerini göstermektedir. Teknoloji ve hammadde temini konusunda bilgi verebilecek bir diğer veri ise radyolaritler üzerindeki ham yüzeylere ait oranlardır. Analizlerini yapmış olduğumuz tüm radyolarit endüstri öğelerine ait ham yüzey bilgileri Tablo.4 de gösterilmiştir. Radyolarit Endüstri Öğeleri Yok Var Belirsiz TOPLAM <½ ½ >½ Yongalama Ürünü Alet Çekirdek TOPLAM Tablo.4: Radyolarit endüstri öğeleri üzerindeki ham yüzey oranları.

45 40 Tabloda görüldüğü şekilde hammaddesi radyolarit olan tüm endüstri öğeleri içerisinde ham yüzey taşıyan parçaların oranı taşımayanlara oranla daha yüksektir. 207 (%44,81) adet endüstri öğesi üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilemezken 255 (%55,81) adet endüstri öğesinde ise belli oranlarda ham yüzey tespit edilmiştir. Ham yüzey oranları açısından endüstri öğelerine ayrı ayrı baktığımızda ise çekirdekler üzerinde tespit edilen oranların diğer endüstri öğelerine göre oldukça farklılık gösterdiği dikkat çekmektedir. Yongalama ürünlerinde ham yüzey taşıyan parçaların oranı taşımayanlara göre % 48,77 dir. Aletlerde ham yüzey taşıyan parçaların oranı ise % 55,39 olarak tespit edilmiştir. Çekirdeklerde ise bu oranın % 78,18 olduğu görülmektedir. Yongalama ürünleri ve aletler üzerindeki ham yüzey oranlarının aksine çekirdekler üzerinde tespit edilmiş olan bu baskın ham yüzey oranları dikkate alındığında işlem zinciri içerisinde hammaddenin kaynağından temin edildikten sonra çok fazla bir işleme tabi tutulmadan mağaraya taşınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bunun sebepleri arasında yukarıda da değinmiş olduğumuz gibi çevrede hammaddenin bol olması, kaynağın yakın ve kolay ulaşılabilir olmasının yanında kaynakta yer alan radyolarit blok ve çakıllarının genelde küçük boyutlarda olması gösterilebilir. Ayrıca dönemin yongalama gelenekleri içerisinde çekirdek hazırlama işlemini gerektirecek herhangi bir tekniğin olmaması da hammaddenin genelde doğal haliyle yerleşime getirildiğine işaret etmektedir. Fakat şunu da belirtmemiz gerekir ki, analizlerini yapmış olduğumuz yontmataş materyal içerisinde kabuk soyma yongası olarak da bilinen birincil yongalara rastlanmamıştır. Bunlar topuk kısımları dahil olmak üzere tüm üst yüzeyleri kabuk ya da ham yüzeyle kaplı olan karakteristik parçalardır. Hammaddenin doğal haliyle ilk kez yerleşim içerisinde yongalanmış olduğundan

46 41 bahsedebilmemiz için bu parçaların ele geçiyor olması gerekmektedir 92. Söz konusu karakteristik parçaların endüstri içerisinde yer almaması, yukarıda değinmiş olduğumuz gibi hammaddenin çok fazla bir işleme tabi tutulmamakla birlikte küçük oranlarda ham yüzeyinden arındırılarak yerleşime taşınmış olduğunu göstermektedir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz verilere ek olarak, endüstri öğelerinin sayısal olarak yoğunlaştığı seviyelerde bol miktarda mikro yontma artıklarının tespit edilmiş olması, yongalama işleminin çoğunlukla mağarada gerçekleştirilmiş olduğunun bir diğer işaretidir. Söz konusu verilere göre radyolarit açısından Alt Paleolitik Dönem de Karain de gerçekleştirilmiş olan işlem zinciri şu şekilde özetlenebilir; A. Hammaddenin temini; 1. Çoğunlukla yumrular şeklinde (dere yatağında suların etkisiyle yuvarlanarak kalitesiz kısımlarından arınmış çakıllar), 2. Tablalar şeklinde (dere yatağı boyunca suların etkisiyle açılmış olan kesitlerde in situ pozisyonunda yer alan ince radyolarit serileri). B. Hammaddenin yerleşime taşınması; Denenmiş ya da çok küçük oranlarda ham yüzeyinden arındırılmış yumrular veya tablalar şeklinde. C. Üretim; Denenmiş ya da belli oranda ham yüzeyinden arındırılıp yerleşime getirilmiş olan radyolaritlerin üretim zincirine sokulması. 92 Inizan ve diğ., 1992: 20.

47 42 Çakmaktaşı ve Yakın Çevredeki Kaynaklar Karain Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi içerisinde radyolaritin ardından en çok kullanılmış olan hammadde cinsi çakmaktaşıdır. Genel olarak karbonatlı kayaçlar içinde değişik görünümlerde rastlanılan silisli kayaçlara çakmaktaşı denilmektedir 93. Deniz suyundan ayrılan silisin kalker ve tebeşir tabakaları içinde tortulanması neticesinde şekillenmiş olup sık yapılı, ince taneli ve aşınmaya karşı dirençlidir 94. Sert ve dayanıklı yapıda olmakla birlikte kavkısal kırılmaya olanak sağlamasından dolayı Paleolitik Çağ da en çok tercih edilen hammadde cinslerinden bir tanesi olmuştur. Analizlerini yapmış olduğumuz tüm endüstri öğeleri içerisinde 111 adet parçanın hammaddesinin çakmaktaşı olduğu tespit edilmiştir. Çakmaktaşı, Karain in yakın çevresinde rastlanan bir hammadde cinsi değildir. Radyolarit başlığı altında değinmiş olduğumuz kaynaklardan yalnızca Burhan Deresi nde çakmaktaşı yumrularına rastlanmıştır. Ancak bu kaynak için de yoğun bir çakmaktaşı varlığından bahsetmek mümkün değildir yılında İlhan Kayan ve Angela M. Déroche un katılımıyla Işın Yalçınkaya başkanlığında gerçekleştirilen Batı Toroslar Prehistorik yüzey araştırmasında, Antalya ve Fethiye körfezleri arasındaki bölgede yer alan Gölova ve Elmalı çevresinde çakmaktaşı yataklarından bahsedilmektedir (Resim.4a, 4b). Kayan yine aynı bölgedeki Kocapınar ın batısında kalan alanda tespit etmiş olduğu 93 Erkan, 2000: Sür ve diğ., 2009: 171.

48 43 ve çört olarak isimlendirdiği çakmaktaşı yumrularından söz etmektedir. Kayan ın belirttiğine göre bu çakmaktaşları donuk esmer-gri renkli çörtlerden oluşmaktadır 95. Resim.4a Resim.4b Çakmaktaşı Endüstri Öğelerine Ait Gözlem ve Ölçümler Analizlerini yapmış olduğumuz seviyelerden ele geçmiş olan 111 adet çakmaktaşı içerisinde toplam 17 farklı tipte çakmaktaşı cinsi tespit edilmiştir (Tablo.5). 95 Kayan, 1990: 26.

49 44 Grup No Renk Adet 1 Gri Grup 2 Kahverengi 13 3 Siyah 12 4 Beyaz 8 5 Mor 7 6 Mavimsi Gri 7 7 Koyu Gri 5 8 Siyah-Gri 5 9 Beyaz-Gri 4 2. Grup 10 Sütlü Kahverengi 4 11 Krem 4 12 Grimsi Kahverengi 1 13 Sarımsı Kahverengi 1 14 Sütlü Kahverengi-Gri 1 15 Beyaz-Pembe 1 16 Beyaz-Kahverengi-Gri 1 17 Belirsiz 1 TOPLAM 111 Tablo.5: Yontmataş endüstri içerisinde tespit edilmiş olan çakmaktaşlarına ait renk bilgileri. Tabloya göre çakmaktaşları içerisinde belli renkteki tiplerin diğerlerine oranla daha sık tercih edildikleri görülmektedir. Söz konusu çakmaktaşları tabloda gri fonla gösterilmiş olup 1. grup başlığı altında toplanmışlardır. Bu çakmaktaşı tiplerinin endüstri öğeleri içerisindeki dağılımı Tablo.6 da gösterilmiştir.

50 45 Çakmaktaşı cinsi Yongalama Ürünü Alet Çekirdek Gri Kahverengi Siyah Tablo.6: En sık tercih edilen çakmaktaşlarının (1. grup) endüstri öğeleri içerisindeki sayısal dağılımları. Radyolarit tercihinde olduğu gibi çakmaktaşı tercihinde de renk dışında başka faktörler rol oynamıştır. Ancak çakmaktaşı tercihi açısından, radyolarit tercih ölçütlerinde değinmiş olduğumuz kaynağa yakınlık ölçütü çok da geçerli değildir. En yakın çakmaktaşı kaynağının yaklaşık 10 km uzaklıktaki Burhan Deresi olduğunu varsayarsak yakınlık ölçütünden bahsetmek şu an için imkansızdır. Dolayısıyla burada dikkat edilmesi gereken ölçütler şu şekilde sıralanabilir; Söz konusu hammadde cinslerinin kalitesi ve yongalama işlemi açısından uygun olup olmadıkları, Söz konusu hammadde cinslerinin kaynak içerisindeki yoğunluğu. Analizlerimiz sonucu Tablo.6 da gösterilmiş olan 1. grup çakmaktaşlarının arasında damarsız ve daha kaliteli olanların oranı % 68, 85 olarak tespit edilmiştir. Bu oran daha az sayıda ele geçmiş olan 2. grup çakmaktaşlarında ise %82 dir. Daha az sayıda ele geçmiş olan çakmaktaşlarının daha kaliteli bir yapıda olması, söz konusu hammaddenin temini konusundaki farklı olasılıkları akla getirmektedir; 1. Olasılık Verilere göre tüm çakmaktaşları aynı kaynaktan sağlanmış olabilir. Ancak buradaki belirleyici nokta, çakmaktaşı kaynağında 1. gruptaki tiplerin diğerlerine göre çok daha yoğun ele geçtiğidir. Öte yandan 2. grupta yer alan

51 46 çakmaktaşları daha kaliteli olmalarına rağmen kaynakta daha az sayıda bulunmaktadır. 2. Olasılık 1. ve 2. gruptaki tiplerin kaynakları farklıdır. Daha kaliteli bir yapıda olan 2. grup çakmaktaşlarının kaynağı daha uzak olduğu için endüstri içerisinde daha az sayıda ele geçmektedirler. Endüstri içerisinde tespit edilmiş olan çakmaktaşları arasındaki genel damar oranına baktığımızda ise, damarsız ve daha kaliteli olan çakmaktaşlarının oranının % 73,87 olduğu göze çarpmaktadır. Bu noktada belirtmiş olduğumuz bu genel damar oranı ve yukarıda belirtilmiş olan diğer veriler dikkate alındığında, radyolarit tercihinde olduğu gibi çakmaktaşı tercihinde de kaliteli hammadde kaygısının ön planda tutulduğu anlaşılmaktadır. Çakmaktaşı açısından hammaddenin yerleşim alanına ne şekilde taşındığını daha iyi anlayabilmek için hammadde üzerindeki kabuk oranlarına da bakmak gerekmektedir (Tablo.7). Çakmaktaşı Endüstri Öğeleri Yok Var TOPLAM <½ ½ >½ Yongalama Ürünü Alet Çekirdek TOPLAM Tablo.7: Çakmaktaşı endüstri öğeleri üzerindeki kabuk oranları.

52 47 Tablo.7 de görüldüğü gibi tüm çakmaktaşı endüstri öğeleri içerisinde kabuk taşımayan parçaların sayısı 67 dir. Kabuk kalıntısı taşıyan parçalarda ise bu sayı 44 dür. Endüstri öğelerine ayrı ayrı bakıldığında kabuk taşıyan parçaların taşımayanlara göre oranı, yongalama ürünlerinde %32,56, aletlerde %46,43 ve çekirdeklerde ise %33,33 olarak dikkat çekmektedir. Kabuk kalıntısı taşıyan parçaların çok büyük bir çoğunluğunda da, yarısından az bir alanda kabuk tespit edilmiştir (Tablo.7). Söz konusu oranlar radyolaritler üzerindeki ham yüzey oranlarına nazaran oldukça düşüktür. Bu verilerden yola çıkarak, çakmaktaşının yaşam alanına taşınmadan önce en azından büyük oranda kabuğundan arındırıldığı anlaşılmaktadır. Bunun en önemli sebebi şüphesiz ki radyolarit kaynaklarına nazaran çakmaktaşı kaynaklarının çok daha uzak mesafelerde yer almasıdır. Yukarıda belirtilmiş olan verilere dayanarak, çakmaktaşı açısından işlem zincirinin şu şekilde gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır; A. Hammaddenin temini; yumruları). Yumrular şeklinde (dere yatağında dağınık olarak bulunan çakmaktaşı B. Hammaddenin mağaraya taşınması; 1. Denenmiş çakmaktaşı yumruları şeklinde (daha az sayıda), 2. Büyük oranda kabuklarından arındırılmış çakmaktaşı yumruları şeklinde

53 48 C. Üretim; Denenmiş veya büyük oranda kabuklarından arındırılmış bir şekilde yerleşime getirilmiş olan çakmaktaşlarının üretim zincirine sokulması. V.4. YONGALAMA ÜRÜNLERİ (DÜZELTİSİZ PARÇALAR) Alet ve çekirdek kategorisinde incelenmiş olan parçaların dışında kalan temel endüstri öğeleri yongalama ürünleri başlığı altında incelenmişlerdir. Söz konusu yongalama ürünlerinin çok büyük bir çoğunluğu basit yongalardan oluşmaktadır (Grafik.2) YONGALAMA ÜRÜNLERİ Yonga Dilgi Grafik.2: Endüstri içerisindeki yongalama ürün sayıları. Grafikte de görüldüğü gibi analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş endüstri içerisinde baskın yongalama ürünü yongalardır (%94,80). Yongaları 13 adet parçayla dilgiler takip etmektedir (%5,20). Oldukça az sayıda ele geçmiş olan bu parçaların hiç birisi planlı bir üretim sürecinin ürünleri değildirler. Analizlerimiz esnasında bu parçalar tamamen formlarına bağlı kalınarak sınıflandırılmışlardır.

54 49 Buna göre uzunlukları genişliklerinin en az iki katı olan yongalar dilgi olarak kabul edilmişlerdir 96. Yongalara baktığımızda ise bunların basit tip yongalar oldukları görülmektedir. Bu parçalar içerisinde herhangi bir Levallois unsur tespit edilememiştir. Endüstri içerisindeki yongalama ürünleri kırık ve kırık olmayan parçalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar. Toplamda 250 adet olan yongalama ürünlerinin 102 tanesi kırıktır. Bu parçalar içerisinde 59 adet parçanın proksimal kısmında kırık olduğu tespit edilmiştir. 148 tane parça ise sağlam olarak ele geçmiştir (Levha.7). Kırık tespit edilmiş olan yongalama ürünlerinde genel kırık alanlarına baktığımızda ise parçaların büyük çoğunluğunun yarısından daha küçük bir alanının kırılmış olduğu görülmektedir (Tablo.8). Kırık Durumu Adet Oran Yok 148 %59,20 <½ 59 %23,60 Var ½ 31 %12,40 >½ 12 %4,80 Tablo.8: Yongalama ürünleri kırık alanları Proksimal kırık taşıyan parçalar üzerinde bir takım tanımlayıcı öğeler yer almadığı için bu parçalardan bazı ölçümler alınamamıştır. Örnek olarak proksimal kırığı olan bir yonganın, kırık alanın genişliğine göre topuğu, kopma açısı veya vurma yumrusu gibi kısımlarına ait gözlem ve ölçümler gerçekleştirilememiştir. Dolayısıyla söz konusu kriterlerde bu parçalar istatistik dışında tutulmuşlardır. 96 Shea, 2013: 32.

55 50 Topuk Çekirdek üzerinde yer alan vurma veya baskılama düzleminin koparılan parça üzerine taşınmış olan kısmı topuk olarak bilinmektedir 97. Yongalar üzerinde gözlemlenen farklı topuk tipleri, endüstri içerisinde kullanılmış olan farklı yongalama gelenekleri hakkında fikir verebilmektedir. Yongalama ürünü üzerinde gözlemlenen topuk kısımları kimi zaman, istenilen parçaya ulaşmak için yapılmış olan hazırlığın izlerini taşıyabilirler 98. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yongalama ürünleri içerisinde, yukarıda bahsetmiş olduğumuz proksimal bölge kırıklarından dolayı 59 adet ürünün topuğu tespit edilememiştir. Bunların dışında kalan parçalarda ise karşılaşılan en yoğun topuk tipi düz topuktur (Tablo.9). Tabloda görüldüğü gibi düz topuğu sayısal olarak ham topuklu parçalar takip etmektedir. Topuk Durumu Topuk Tipi Sayı Oran Yok Kırık 59 %23,60 Düz 155 %62,00 Ham 29 %11,60 Var Ezilmiş 4 %1,60 İkiyüzlü 2 %0,80 Yüzcüklü 1 %0,40 Toplam 250 %100 Tablo.9: Topuk tip ve sayı/oranları. 97 Inizan ve diğ., 1992: Andrefsky, 2005; Shea, 2013.

56 51 Tek ve düz bir vurma düzlemiyle ifade edilen düz topuklu parçalar (Levha.8/1), tüm yongalama ürünleri içerisinde %62 lik bir oranla temsil edilmektedirler. Düz topuğa (vurma düzlemine) sahip yongalar, genellikle tek vurma düzlemli (tek kutuplu) çekirdeklerden alınmaktadırlar 99. Ancak analizlerini yapmış olduğumuz seviyelerde baskın çekirdek tipinin çok yönlü (düzensiz) çekirdekler olduğu göz önünde bulundurulduğunda (%56,52 oranında), düz topuklu parçaların daha çok bu tip çekirdeklerden çıkarılmış oldukları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, çekirdekler içerisinde çok yönlü çekirdeklerden sonra %23,19 oranına sahip tek kutuplu çekirdeklerden de düz topuğa sahip parçaların alınmış olduğu görülmektedir. Düz topuklu yongaların baskın olması, vurma düzlemi üzerinde herhangi bir hazırlık yapılmadığı anlamına gelmektedir. Aynı zamanda topuk kısımlarının geniş olmaları ise taş (sert) vurgaçların kullanıldığını gösterir. 29 adet parçayla temsil edilen ham topuklu yongalama ürünleri (Levha.8/2) %11,60 oranıyla düz topuklu parçaları takip etmektedir. Söz konusu yongalama ürünlerinin topuk kısımları, koparılmış oldukları çekirdek ya da yumruların ham yüzünü veya kabuğunu taşımaktadırlar. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz topuk tiplerinin dışında yongalama ürünleri içerisinde temsil edilen daha az sayıdaki tipler ise ezilmiş (4 adet), İkiyüzlü (2 adet) ve yüzcüklü (1 adet) topuk örnekleridir. Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde yer alan yongalama ürünlerinin topukları geniş olmasına rağmen klasik Clactonian yongalarda görülen oldukça geniş topuklara rastlanmamaktadır. Bunun sebebi örs üzerinde yongalamaya nazaran elde 99 Andrefsky, 2005: 95.

57 52 gerçekleştirilmiş görece daha kontrollü bir yongalamanın olması ve bununla birlikte ürünlerin alınmış olduğu hammadde bloklarının küçük boyutlarda olmasıdır. Kopma Açısı Kopma açısı, bir yonganın iç yüzüyle topuğunun oluşturmuş olduğu açıdır (Levha.9). Kopma açıları endüstri içerisindeki yongalama teknikleri hakkında fikir verebilir. Alt Paleolitik endüstrilerde, yongalar üzerindeki kopma açıları genellikle 90 nin üzerindedir. Bunun sebebi yongalama işleminin kontrollü olmayıp genelde sert vurgaçla ve doğrudan yapılmış olmasıdır. Örs üzerinde yongalamanın yapılmış olduğu Clactonian teknikte de yonga kopma açılarının oldukça geniş oldukları tespit edilmiştir 100. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yongalama ürünleri içerisinde, topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan parçaların %92,47 sinin kopma açısı 90 nin üzerindedir. 64 adet yongalama ürününün ise kopma açıları tespit edilememiştir (Grafik.3). 100 Oakley, 1965; Debénath ve Dibble, 1994.

58 53 YONGALAMA ÜRÜNÜ KOPMA AÇILARI yok 90 >90 Grafik.3: Endüstri içerisindeki yongalama ürünlerinin kopma açıları. Grafik.3 de görüldüğü üzere Karain Alt Paleolitik endüstrisinde yer alan yongalama ürünlerinin kopma açıları genellikle 90 nin üzerindedir. Bu veri sert (taş) vurgaçla doğrudan yongalama tekniğinin bir göstergesidir. Bununla birlikte yongalama işleminin hareketli vurgaçla elde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Kopma açıları 90 nin üzerinde olmasına rağmen, sabit vurgaçla (örs) elde edilen Clactonian parçalarda görülen çok geniş kopma açıları Karain endüstrisi içerisinde tespit edilememiştir. Vurma Yumrusu Vurma yumrusu bir yonganın iç yüzünde, vurma noktasının hemen altında yer alan ve vurgacın tipi, sertliği ile yongalama tekniğine bağlı olarak genişliği değişen bir oluşumdur. Vurma yumrusu da kopma açısı gibi yongalama tekniği hakkında bilgi verebilir. Özellikle Alt Paleolitik endüstrilerde yongalar üzerinde gözlemlenen vurma yumruları, sert (taş) vurgaç kullanımı ve doğrudan yongalama tekniğine bağlı olarak genelde belirgin ve gelişmiş bir görünümde olurlar. Daha yumuşak vurgaç kullanımında ise vurma yumrularının daha az gelişkin bir

59 54 görünümde oldukları bilinmektedir. Clactonian teknik olarak da bilinen örs (sabit vurgaç) üzerinde yongalamada ise yongalanmış olan ürünün vurma yumrusu ve topuk gibi kısımlarının yine oldukça belirgin ve geniş oldukları tespit edilmiştir 101. Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yongalama ürünlerinin %66 sının vurma yumruları belirgin bir görünümdedir. %18,40 oranına sahip yongalama ürünleri ise oldukça belirgin vurma yumrularına sahiptir. Tüm yongalama ürünlerinin %15,60 ının ise vurma yumruları tespit edilememiştir (Grafik.4). Klasik Clactonian parçalarda görülen ve örs üzerinde yongalamaya işaret eden oldukça geniş ve çok yaygın vurma yumrularına Karain endüstrisi içerisinde çok fazla rastlanmamıştır. Dolayısıyla topuk ve kopma açısı kriterlerinde belirtmiş olduğumuz gibi vurma yumrularından elde edilen veriler de yongalama yöntemi açısından hareketli taş vurgaçla doğrudan yongalamaya işaret etmektedir. YONGALAMA ÜRÜNÜ VURMA YUMRULARI Oldukça belirgin Yok Belirgin Grafik.4: Vurma yumrularına ait sayısal değerler. 101 Debénath ve Dibble, 1994: 22.

60 55 Boyut Yongalama ürünlerine ait boyut analizleri sırasında her bir parçanın uzunluğu, genişliği ve kalınlığı milimetre cinsinden ölçülmüştür. Distal veya proksimal kırık taşıyan parçaların uzunluk ölçümleri alınmamıştır. Ayrıca genişlik ölçümlerinde de parçanın kenarlarında kırık taşıyıp taşımadığı dikkate alınmıştır. Yanılgıya yol açacağı için kenar kırığı taşıyan parçaların genişlik ölçümleri alınmamıştır. Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde tespit edilmiş olan tüm yongalama ürünlerine ait minimum, maksimum ve ortalama boyut ölçümleri Tablo.10 da gösterilmiştir. YONGALAMA Minimum Maksimum Ortalama ÜRÜN BOYUTLARI Uzunluk 14 mm 69 mm 41,5 mm Genişlik 12 mm 62 mm 37 mm Kalınlık 4 mm 24 mm 14 mm Tablo.10: Yongalama ürünlerine ait genel boyut ölçümleri. Tablo.10 a göre ortalama yongalama ürün uzunluğunun 41,5, genişliğinin 37 ve kalınlığının ise 14 mm olduğu görülmektedir. Ancak yukarıda yer alan genel ortalama verileri kimi durumlarda yanıltıcı olabileceği için belli uzunluk, genişlik ve kalınlık aralıklarında yer alan yongalama ürün sayıları da tarafımızca tespit edilmiştir (Tablo.11).

61 56 Uzunluk Aralığı Yongalama Ürün Sayısı mm mm mm mm mm mm 2 Genişlik Aralığı Yongalama Ürün Sayısı mm mm mm mm mm mm 2 Kalınlık Aralığı Yongalama Ürün Sayısı 0 10 mm mm mm 6 Tablo.11: Farklı uzunluk, genişlik ve kalınlık aralıklarında yer alan yongalama ürün sayıları. Tablo.11 de gösterilen yonga uzunlukları dikkate alındığında mm uzunluk aralığındaki yongalama ürünlerinin en yoğun grubu oluşturduğu görülmektedir mm ve mm uzunluk aralığındaki yongalama ürünleri çok daha az oranlarda temsil edilmektedir. Dolayısıyla yongalama ürünleri açısından

62 57 uzunluk ortalamasının mm aralığındaki parçalar arasında hesaplanması ve genel endüstri boyutlarının bu rakamlar üzerinden değerlendirilmesi daha sağlıklı gibi gözükmektedir. Yongalama ürünleri üzerindeki genişlik ölçümlerine baktığımızda ise boyut aralığının biraz daha geniş olduğu görülmektedir. Tablo.11 de görüldüğü üzere uzunluk ölçümlerinde olduğu gibi genişlik ölçümlerinde de mm aralığındaki parçaların oldukça az bir orana sahip oldukları görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu parçalar da genel ortalamada yanılgıya yol açabilecek parçalar olarak değerlendirilmelidir. Boyut analizlerinin son halkası olan kalınlık ölçümlerinden de anlaşılacağı üzere Karain yontmataş endüstrisine ait yongalama ürünlerinin standart kalınlığı 0 20 mm aralığındadır mm kalınlık aralığındaki yongalama ürünlerinin sayısı ise sadece 6 dır (Tablo.11). V.5. ÇEKİRDEKLER Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik yontmataş materyal içerisinde toplam 69 adet çekirdek tespit edilmiştir. Tüm Alt Paleolitik temel endüstri öğeleri içerisinde çekirdeklerin oranı ise %11,90 dır. Söz konusu parçalar hazırlanmış ve hazırlanmamış çekirdekler olarak sınıflandırılmışlardır. 1 adet parça ise herhangi bir kategoriye sokulamamıştır.

63 Hazırlanmamış Çekirdekler ÇEKİRDEK TİPLERİ 2 1 Hazırlanmış Belirsiz Çekirdekler Grafik.5: Çekirdek tiplerine ait sayısal değerler. Analizleri gerçekleştirilmiş olan 69 adet çekirdeğin 21 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Söz konusu kırık parçaların taşımış oldukları kırık alanlarına ait veriler Tablo.12 de gösterilmiştir. Kırık Durumu Adet Oran Yok 48 %66,67 <½ 7 %9,72 Var ½ 12 %16,67 >½ 5 %6,94 TOPLAM 69 %100 Tablo.12: Çekirdekler üzerindeki kırık alanları Grafik.5 de belirtmiş olduğumuz ana çekirdek tiplerinin altında farklı alt tipler de tespit edilmiştir. Buna göre hazırlanmamış çekirdekler altında üç, hazırlanmış çekirdekler altında ise iki farklı tipin ayrımı yapılmıştır (Tablo.13).

64 59 Tip Alt tip Adet Hazırlanmamış Şekilsiz 43 Çekirdek parçası 19 Denenmiş 4 Hazırlanmış Çekirdek parçası 1 Proto-Levallois 1 Belirsiz - 1 Toplam 69 Tablo.13: Çekirdek alt tipleri. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz çekirdekler içerisinde en yoğun alt grup, hazırlanmamış çekirdekler grubunda yer alan şekilsiz çekirdeklerdir (Levha.10-12). Bunlar şekil itibariyle standart bir forma sahip olmayan tiplerdir. Bu tipi 19 adet örnekle çeşitli oranlarda kırıklar taşıyan çekirdek parçaları takip etmektedir. Söz konusu tipler dışında 4 adet örnekle temsil edilen denenmiş hammaddeler de diğer hazırlanmamış çekirdek alt tipi olarak dikkat çekmektedir. Endüstri içerisinde analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz çekirdeklerden yalnızca 2 tanesi hazırlanmış çekirdek olarak sınıflandırılmıştır. Bunlardan bir tanesi çekirdek parçası iken diğer örnek ise Proto-Levallois bir çekirdektir (Levha.11/2). Vurma Düzlemi 43 adet şekilsiz çekirdek içerisinde en yoğun grubu 30 adet örnekle düz vurma düzlemli parçalar oluşturmaktadır. Bunları 5 adet örnekle ham vurma düzlemine sahip çekirdekler izlemektedir. 7 adet şekilsiz çekirdek ise üzerlerinde

65 60 hem düz hem de ham vurma düzlemi taşımaktadırlar. 1 adet çekirdeğin ise vurma düzlemi kırık olduğu için tespit edilememiştir. Çekirdek parçaları üzerinde yapmış olduğumuz vurma düzlemi gözlemlerinde de şekilsiz çekirdeklerde olduğu gibi düz vurma düzlemi taşıyan parçaların ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir. Toplam 19 adet çekirdek parçasından 16 tanesinin düz vurma düzlemine sahip oldukları görülmüştür. 1 adet örnek ise hem ham hem de düz vurma düzlemine sahiptir. 2 adet çekirdek parçası üzerinde ise vurma düzlemi tespit edilememiştir. Hazırlanmamış çekirdekler içerisinde oldukça az sayıda temsil edilen 4 adet denenmiş çekirdeğin ise 2 tanesi düz, 2 tanesi de ham vurma düzlemine sahiptir. Düz v.d. Ham v.d. Düz/Ham v.d Belirsiz v.d. Kırık v.d. Toplam Şekilsiz Çekirdek parçası Denenmiş Toplam Tablo.14: Hazırlanmamış çekirdeklere ait vurma düzlemi tipleri. Oldukça az sayıdaki hazırlanmış çekirdekler içerisinde yer alan çekirdek parçası ile Proto-Levallois örneğin her ikisinin de vurma düzlemleri düz olarak tespit edilmiştir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde, çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri ile yongalama ürünlerinde tespit edilmiş olan topuk tipleri arasında tutarlılık olduğu görülmektedir. Çekirdekler açısından düz

66 61 vurma düzlemli parçaların ham vurma düzlemli parçalara oranı %87,72 olmakla birlikte yongalama ürünleri açısından da düz topuklu parçaların ham topuklu parçalara oranı %84,24 olarak tespit edilmiştir. Çıkarım Yönü Karain Alt Paleolitik yontmataş endüstrisi içerisindeki 69 adet çekirdeğin büyük bir çoğunluğunun düzensiz (çok yönlü) vurma düzlemine sahip olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu parçaları çok daha az sayılarda tek (Levha.11/1, 4), merkezcil (Levha.10/2), iki (Levha.10/1) ve çapraz (Levha.11/3) kutuplu çekirdekler takip etmektedir. 3 adet örnekte ise çıkarım yönü tespit edilememiştir (Tablo.15). Çıkarım yönü Adet Düzensiz 39 Tek 16 Merkezcil 9 Belirsiz 3 İki 1 Çapraz 1 TOPLAM 69 Tablo.15: Çekirdek çıkarım yönleri. Boyut Çekirdeklere ait boyut analizlerinde de yongalama ürünlerinde olduğu gibi uzunluk, genişlik ve kalınlık ölçümleri alınmıştır. Kırık olan parçalardan ise kırığın konumuna göre söz konusu ölçümler alınmamıştır.

67 62 Sağlam olarak ele geçmiş olan hazırlanmamış çekirdeklere ait yapmış olduğumuz boyut analizleri sonucu genel boyut ortalamalarının Tablo.16 da gösterilen şekilde oldukları tespit edilmiştir. HAZIRLANMAMIŞ ÇEKİRDEK Minimum Maksimum Ortalama BOYUTLARI Uzunluk 15 mm 107 mm 61 mm Genişlik 22 mm 96 mm 59 mm Kalınlık 9 mm 79 mm 44 mm Tablo.16: Hazırlanmamış çekirdeklere ait genel boyut ölçümleri. Tablo.16 da belirtilen genel çekirdek boyut ortalamalarını tespit etmiş olmamıza rağmen, yongalama ürünlerinde olduğu gibi bu genel ortalamaların kimi zamanlarda yanılgıya yol açabileceğini de belirtmemiz gereklidir. Örneğin 1 er adet örnekle temsil edilen 107 ve 96 mm uzunluğundaki çekirdekler, genel çekirdek ortalamasının çok üzerindeki parçalardır. Bu sebepten dolayı çekirdekler açısından da belli boyut aralıklarına düşen parça sayısını tespit ettik. Böylece endüstri içerisindeki çekirdek boyutlarına dair daha sağlıklı fikirlerin ortaya çıkacağını düşünmekteyiz (Tablo.17).

68 63 Uzunluk Aralığı Çekirdek Sayısı mm mm mm mm mm mm mm mm mm mm 1 Genişlik Aralığı Çekirdek Sayısı mm mm mm mm mm mm mm mm 1 Kalınlık Aralığı Çekirdek Sayısı 0 10 mm mm mm mm mm mm mm mm 1 Tablo.17: Farklı uzunluk, genişlik ve kalınlık aralıklarında yer alan Hazırlanmamış çekirdek sayıları.

69 64 Tablo.17 de görüldüğü gibi Karain Alt Paleolitik Dönem hazırlanmamış çekirdeklerinin uzunluklarına bakıldığında en yoğun grubu mm aralığındaki parçaların oluşturduğu görülmektedir. Söz konusu aralıktaki parçaların diğer uzunluk aralığındaki parçalara oranı %76 olarak tespit edilmiştir. Genişlik kriterine bakıldığında da yine mm aralığındaki parçaların diğer genişlik aralığındaki gruba olan oranının %85,71 olduğu görülmektedir. Kalınlık kriterinde ise standart grubun mm aralığındaki parçalar olduğu görülmektedir. Bu kalınlık aralığında yer alan çekirdeklerin oranı diğer gruptakilere göre %87,27 olarak tespit edilmiştir. Hazırlanmış çekirdekler içerisinde incelemiş olduğumuz 1 adet Proto- Levallois çekirdeğin uzunluğu ve genişliği 40 ar mm, kalınlığı ise 17 mm olarak ölçülmüştür. V.6. YONTMATAŞ ALETLER Çalışmamız kapsamında tipolojik analizlerini yapmış olduğumuz Alt Paleolitik Dönem e ait seviyelerden ele geçmiş olan alet sayısı 264 dür. Bunlardan yalnızca 3 adedi iki yüzeyli aletlerden oluşmaktadır. Söz konusu iki yüzeyli aletler Diğer aletler kategorisinin altında incelenecektir. Aletler üzerinde yapmış olduğumuz tekno-tipolojik analizler, her bir alet tipi altında ayrı ayrı yapılmıştır. Buna göre her bir tip için aşağıda belirtmiş olduğumuz Analiz, gözlem ve ölçümler gerçekleştirilmiştir;

70 65 Alet tipi Alt tip (tanım, sayı) o Hammadde o Kabuk / Ham yüz o Taşımalık o Kırık o Topuk o Kopma açısı o Vurma yumrusu o Düzelti Analizleri Tip Konum Dağılım Pozisyon Kapladığı alan Açı o Boyut Analizleri Genel Spesifik Analizlerini yapmış olduğumuz seviyelerden tespit edilmiş olan 264 adet alet, tiplerine göre sınıflandırılmış ve çeşitli alt bölümlere ayrılmıştır. Toplam 7 ana tip içerisinde 41 adet alt tip tespit edilmiştir. Tanımlanamayan parçaların dışında kalan ana alet tiplerine ait oranların yer aldığı grafik şu şekildedir (Grafik.6);

71 66 ALT PALEOLİTİK ALET TİPLERİ %25,91 %25,91 %17,27 %14,55 %13,18 %3,18 Grafik.6: Alet tipleri ve oranları. KENAR KAZIYICILAR Yonga, dilgi ya da döküntü parçalar üzerine yapılmış, bir ya da daha fazla kenarı, salt kenar uzunluğunun büyük bir kısmını kaplayacak bir biçimde devamlı ve düzenli düzeltilerle düz, iç ya da dışbükey olarak şekillendirilmiş aletlerdir 102. Kenar kazıyıcılar alet tipleri içerisinde toplam 57 adet parça ile temsil edilmektedirler. Analizlerimiz sonucu bu ana tipin altında 8 adet alt tipin ayrımı yapılmıştır. Söz konusu alet tipleriyle ilgili yapmış olduğumuz tekno-tipolojik inceleme ve analizler şu şekildedir; 102 Yalçınkaya, 1989: 29.

72 67 KENAR KAZIYICI ALT TİPLERİ ADET Tek dışbükey kenar kazıyıcı 17 Tek düz kenar kazıyıcı 9 Yatay kenar kazıyıcı 9 Tek yan kenar kazıyıcı 8 Yöneşen kenar kazıyıcı 5 Yatık yöneşen kenar kazıyıcı 4 Tanımlanamayan kenar kazıyıcı 3 Düz dışbükey kenar kazıyıcı 2 TOPLAM 57 Tablo.18: Kenar kazıyıcı alt tipleri ve sayıları. Tip.1 Tek dışbükey kenar kazıyıcı: Dışarıya doğru belirgin ya da hafif yay yapan bir kenar gösteren parçalardır 103. Bu alt tip, kenar kazıyıcılar içerisinde 17 adet örnek ile temsil edilmektedir. Bir tanesi kırık olarak ele geçmiş olan söz konusu kenar kazıyıcıların 16 tanesinin taşımalığı yonga iken 1 adet örnek ise radyolarit bir tablet üzerine yapılmıştır (Levha.13/1, 2). Belirlemiş olduğumuz tek dışbükey kenar kazıyıcıların hammaddesinin büyük oranda radyolarit olduğu tespit edilmiştir. 13 adet örneğin hammaddesi radyolarit iken sadece 4 parçanın yapımında çakmaktaşının kullanılmış olduğu görülmektedir. Söz konusu alt tipler üzerindeki kabuk veya ham yüzey oranlarına bakıldığında 4 adet parçanın üzerlerinde herhangi bir kalıntı taşımadıkları tespit edilmiştir. Toplam 11 adet parça yüzeylerinin yarısından daha az bir oranda 103 Yalçınkaya, 1989: 32.

73 68 kabuk/ham yüzey taşırken 2 adet parçada ise yüzey genişliğinin yarısı kadar kabuk/ham yüzey kalıntısı tespit edilmiştir. Tek dışbükey kenar kazıyıcıların topuklarına bakıldığında en yoğun tipin endüstrinin geneline hakim olan düz topuklar (7 adet) olduğu görülmektedir. Bunu 4 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir. Yine düzeltileme işlemi sonucu topukları kaldırılmış olan parçalar 4 adet örnekle temsil edilmektedirler. Radyolarit bir tabletin doğal formundan faydalanılarak kenar kazıyıcı haline getirilmiş olan parçanın ise topuğu yoktur. Tek dışbükey kenar kazıyıcılar içerisinde kırık olmasından dolayı yalnızca bir parçanın topuk kısmı tespit edilememiştir. Topuk kısımları kaldırılmamış veya sağlam olarak ele geçmiş olan parçalar içerisinde yapmış olduğumuz kopma açısı gözlemlerinde tüm örneklerin (11 adet) kopma açılarının 90 nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Tablet üzerine yapılmış olan parça dışında topuk kısımları kaldırılmış veya kırık olan parçaların kopma açıları tespit edilememiştir (6 adet). Tek dışbükey kenar kazıyıcılar üzerindeki vurma yumrularıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde, sert vurgaçla doğrudan yongalamanın bir belirtisi olan belirgin vurma yumruları tespit edilmiştir. Söz konusu parçalardan 7 tanesinin vurma yumrusu belirgin bir şekilde gözlemlenirken 5 adet parçanın ise vurma yumruları diğerlerine göre oldukça belirgin bir formda gözlemlenmiştir. Yontmataş aletler üzerindeki tipoloji çalışmalarında önemli noktalardan birisi de düzeltilerle ilgili yapılan analizlerdir. Bu bağlamda yapmış olduğumuz gözlem ve analizlerde, aletler üzerinde yer alan düzeltilere ilişkin çeşitli sonuçlara varılmıştır.

74 69 Toplam 17 adet örnekle temsil edilen tek dışbükey kenar kazıyıcılarda tespit edilen baskın düzelti tipi basamak pulcuklu düzeltidir (Levha.13/1, 2). Söz konusu bu 14 adet parçayı 2 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip aletler takip etmektedir. 1 adet örnek ise kenarlarında hem pulcuklu hem de basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadır. Yonga üzerine yapılmış olan 16 adet tek dışbükey kenar kazıyıcının tümü, düzeltilerini üst (dış) yüzünde taşımaktadır. Radyolarit tablet üzerine yapılmış olan örnekte ise herhangi bir yönlendirme yapmak mümkün değildir. Tek dışbükey kenar kazıyıcılarının tümünde düzeltiler taşımalığın distal, mesial ve proksimal bölümleri boyunca devam etmektedirler. Yani diğer bir deyişle tüm parçalar devamlı düzeltiye sahiptirler. Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara baktığımızda 13 adet tek dışbükey kenar kazıyıcının uzun düzeltilere sahip olduğu görülmektedir. 4 adet parça ise ince düzeltiler taşımaktadır. Düzeltiler açısından son analizimiz ise düzelti açılarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerdir. Söz konusu kriter açısından tek dışbükey kenar kazıyıcılar içerisinde yarı dik düzeltilere sahip olan parçalar en yoğun grubu oluşturmaktadır. 11 adet örnekle temsil edilen bu grubu dar düzelti açılarına sahip olan parçalar takip etmektedir (4 adet). 1 adet parça dik düzeltiye sahipken bir diğer parçanın düzeltileri ise hem dik hem de yarı dik görünümdedir. Yontmataş aletler açısından yapmış olduğumuz son analiz ise boyut ölçümleridir. Buna göre söz konusu alt tiplere ait uzunluk, genişlik ve kalınlık ölçümleri ile bunların genel ortalamaları tespit edilmiştir.

75 70 Yapmış olduğumuz ölçümler sonucu tek dışbükey kenar kazıyıcılara ait minimum uzunluk ölçümü 25 mm, maksimum uzunluk ölçümü ise 71 mm olarak tespit edilmiştir. Buna göre söz konusu alt tipin genel uzunluk ortalaması 48 mm olarak ortaya çıkmaktadır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum 18 mm, maksimum 46 mm ve ortalama 32 mm sonuçları ortaya çıkmıştır. Son ölçüm olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum kalınlık 6 mm, maksimum kalınlık 33 mm ve ortalama kalınlık değeri ise 19,5 mm olarak tespit edilmiştir. Bu genel ortalamaların dışında yapmış olduğumuz boyut standartlarına yönelik ölçümler sonucu tek dışbükey kenar kazıyıcıların mm uzunluk aralığında yoğunlaştıkları tespit edilmiştir. Genişlik açısından mm aralığında dengeli bir dağılım olduğu gözükmektedir. Taşımalık kalınlıkları açısından ise mm aralığındaki parçalar bariz bir şekilde en yoğun grubu oluşturmaktadır. Tip.2 Tek düz kenar kazıyıcı: Tek bir düz kenarı kazıyıcı haline dönüştürülmüş alet tipleridir 104 (Levha.13/3-5). Bu alt tip toplam 9 adet örnekle temsil edilmektedir. Söz konusu kenar kazıyıcı alt tiplerinde 2 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Alet taşımalıkları açısından bakıldığında 7 adet örneğin yonga üzerine yapılmış olduğu görülmektedir. Geriye kalan örneklerden birisi çekirdek kenarı diğeri ise bir hammadde bloğu üzerine yapılmışlardır. Bir önceki alt tipte olduğu gibi tek düz kenar kazıyıcılarda da baskın hammadde cinsi radyolarittir. 7 adet örneğin hammaddesi radyolarit iken çakmaktaşı yalnızca 2 adet parçada tercih edilmiştir. 104 Yalçınkaya, 1989: 32.

76 71 Parçalar üzerindeki kabuk veya ham yüzey oranlarına bakıldığında, hammaddesi radyolarit olan tek düz kenar kazıyıcıların tümünün belli oranlarda ham yüzey taşıdıkları tespit edilmiştir. Bu parçalardan 5 tanesi taşımalık yüzeyinin yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey taşırken 2 parçada ise ham yüzey oranı ½ olarak tespit edilmiştir. Çakmaktaşı açısından bakıldığında ise söz konusu parçalardan tekinin ½ oranında kabuk kalıntısı taşıdığı görülmüştür. Tek düz kenar kazıyıcıların topuk tiplerine bakıldığında ham topuğa sahip olan parçaların (Levha.13/4) yoğunlukta oldukları görülmektedir (4 adet). Bunları 2 adet örnekle düz topuklu parçalar takip etmektedir. Yalnızca 1 adet örnekte ise çatı biçimli topuk tespit edilmiştir. Taşımalığı çakmaktaşı hammadde bloğu olan bir örnek ise topuğa sahip değildir. 1 adet örneğin ise topuk kısmı kırık olduğu için tespit edilememiştir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz parçaların tümünün kopma açıları, bir önceki alt tipte olduğu gibi 90 nin üzerindedir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz hammadde bloğu üzerine yapılmış olan parça ile kırık taşıyan bir parçanın ise kopma açıları yoktur. Vurma yumruları ile ilgili yapmış olduğumuz gözlemler sonucu, endüstrinin genelinde olduğu gibi tek düz kenar kazıyıcıların çoğunluğunun belirgin vurma yumrularına sahip oldukları tespit edilmiştir. 2 adet parça ise diğer 5 örneğe göre oldukça belirgin ve çıkıntılı bir görünüm sergileyen vurma yumrularına sahiptir. Doğal formuyla kullanılmış olan hammadde bloğu ile kırık olan parçanın ise vurma yumruları yoktur.

77 72 Tek düz kenar kazıyıcılar üzerinde yapmış olduğumuz düzelti analizlerine göre bu alt tipin de karakteristik düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu tespit edilmiştir (Levha.13/4). 9 adet örneğin 8 tanesi kenarlarında basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadır. Geriye kalan 1 adet örnek ise hem pulcuklu hem de basamak pulcuklu düzeltilere sahiptir. Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına göre bakıldığında 6 adet alt tipin, düzeltileri dış yüzünde taşıdıkları görülmektedir. 3 adet örnek ise iç yüzden düzeltilenmiş parçalar olarak dikkat çekmektedir. Düzeltilerin taşımalık üzerindeki konumları üzerinde yapmış olduğumuz analiz ve gözlemlerde tek örnek dışındaki parçaların distal, mesial ve proksimal bölümleri boyunca düzelti taşıdıkları görülmüştür. Söz konusu tek örnek ise bölümlendirmesi yapılamayan hammadde bloğudur. Parça kenarında yer alan düzeltilerin dağılımları da düzelti konumlarıyla paralellik göstermektedir. Söz konusu alt tipe ait tüm parçalar devamlı düzeltilere sahiptir. Düzeltinin taşımalık üzerinde kapladığı alan büyük oranda düzelti tipiyle bağlantılı bir kriterdir. Basamak pulcuklu düzelti tipinin baskın olduğu örneklerin büyük kısmında düzeltiler uzun bir alanı kaplamaktadırlar (8 adet). Yalnızca tek örnek ise taşımalık kenarında ince düzeltilere sahiptir. Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son analiz olan düzelti açılarına baktığımızda 6 adet örneğe ait düzeltilerin taşımalığın iç yüzüyle dar bir açı oluşturdukları tespit edilmiştir. 2 adet örnek yarı dik bir görünüm sergilerken 1 adet örnek ise kenarında dik düzeltiler taşımaktadır.

78 73 Tek düz kenar kazıyıcılarla ilgili yapmış olduğumuz son analizler boyut ölçümleridir. Buna göre bu alt tipe ait minimum uzunluk değeri 34 mm, maksimum uzunluk değeri 100 mm ve ortalama uzunluk değeri ise 67 mm olarak ölçülmüştür. Genişliklere ait analizlerde ise minimum 26 mm, maksimum 78 mm ve ortalama 52 mm ölçümleri alınmıştır. Söz konusu parçalardan alınan son ölçüm ise kalınlık ölçümüdür. Bu kritere göre minimum 9 mm, maksimum 35 mm ve ortalama 22 mm sonuçları ortaya çıkmıştır. Ortalama değerlerin dışında almış olduğumuz spesifik ölçümlere bakıldığında uzunluk açısından en yoğun grubun mm aralığındaki grup olduğu görülmektedir. Bu grubu 2 adet örnekle mm aralığındaki grup takip etmektedir. Dolayısıyla söz konusu alt tip açısından standart uzunluk aralığının mm olduğu söylenebilir. 100 mm uzunluğundaki bir adet örnek genel standardın dışında tekil bir örnek olarak dikkat çekmektedir. Genişlik kriteri açısından bakıldığında ise mm aralığında dengeli dağılımın olduğu gözükmektedir. Kalınlık değerleriyle ilgili almış olduğumuz ölçümlerde bir önceki alt tip olan tek dışbükey kenar kazıyıcılarda olduğu gibi mm aralığındaki parçalar 7 adet örnekle çok net bir şekilde baskın grubu oluşturmaktadırlar. Tip.3 Yatay kenar kazıyıcı: Çoğunlukla topuğun karşı tarafındaki kenarın, ender olarak da bununla birlikte topuk kenarının devamlı ve düzenli düzeltilerle kenar kazıyıcı haline sokulduğu aletlerdir 105 (Levha.13/6-8). Bu alet tipi de endüstri içerisinde 9 adet örnekle temsil edilmektedir. Söz konusu 9 adet örneğin tümü sağlam olarak ele geçmiştir. Bu örneklerin tümünün taşımalığı yongadır. 105 Yalçınkaya, 1989: 34.

79 74 Yatay kenar kazıyıcılarda karşımıza çıkan hammadde cinslerine baktığımızda endüstri genelinden daha farklı bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Söz konusu alt tipe ait örneklerin 4 tanesinin hammaddesi radyolarit iken geriye kalan 5 adet parçanın ise hammaddesi çakmaktaşı olarak dikkat çekmektedir. Yatay kenar kazıyıcılara kabuk/ham yüzey kriteri açısından baktığımızda radyolarit ve çakmaktaşları açısından farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. 4 adet radyolarit parçanın 3 tanesi ham yüzey taşırken 5 adet çakmaktaşında ise kabuk taşıyan parçaların sayısı 2 dir. Yani toplamda 9 adet parçadan 5 tanesi belli oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısı taşımaktadırlar. Yatay kenar kazıyıcılar üzerinde tespit edilmiş olan topuk tipleri endüstrinin genel görünümü paralelindedir. 6 adet parça düz topuğa sahipken 2 adet örneğin ise topuğu kaldırılmıştır. Geriye kalan tek örnek ise ham topuğa sahiptir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz ve topuk kısmı kaldırılmış olan 2 adet parçanın dışında geriye kalan tüm örneklerin kopma açıları 90 nin üzerindedir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yatay kenar kazıyıcıların vurma yumrularına bakıldığında 6 adet parçanın belirgin bir vurma yumrusuna sahip olduğu görülmüştür. 3 adet örnek ise diğerlerine göre daha şişkin ve yaygın bir vurma yumrusuna sahiptirler. Yatay kenar kazıyıcıların düzelti tiplerine baktığımızda şu ana kadar ki alt tiplerde olduğu gibi baskın düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu görülmektedir (Levha.13/7, 8). 7 adet örnekle temsil edilen basamak pulcuklu düzeltili parçaları 2 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip parçalar takip etmektedir

80 75 (Levha.13/6). Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Taşımalık üzerindeki düzelti konumlarına bakıldığında düzeltilerin büyük oranda topuğun tam karşısında yer alan distal kenara yapılmış oldukları görülmektedir. Bu genel görüntünün aksine tek bir örnekle temsil edilen parçada ise düzeltiler topuğun yer aldığı proksimal kenara yapılmışlardır. Yine tek bir örnekle temsil edilen bir diğer örnekte ise düzeltiler taşımalığın distal bölümüyle birlikte mesial bölümün bir kısmında yer almaktadırlar. Söz konusu 9 adet parça üzerinde yer alan düzeltilerin tümü yapılmış oldukları kenarın tamamı boyunca devam etmektedirler. Dolayısıyla söz konusu parçaların tümünün devamlı düzeltilere sahip oldukları görülmektedir. Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında uzun düzeltilere sahip olan parçaların baskın oldukları görülmektedir. 6 adet örnekle temsil edilen bu parçaların ardından 2 adet örnek ile ince düzeltili parçalar gelmektedir. 1 adet örnek ise üzerinde hem ince hem de uzun düzeltiler taşımaktadır. Yatay kenar kazıyıcılar üzerinde yer alan düzeltilerin açılarıyla ilgili yapmış olduğumuz analizlerde 4 adet örneğin kenarında yer alan düzeltilerin, taşımalığın iç yüzü ile dar bir açı oluşturdukları tespit edilmiştir. Geriye kalan 5 adet parçada ise düzeltiler yarı dik bir görünüm sergilemektedirler. Yatay kenar kazıyıcıların boyutlarına baktığımızda diğer alt tiplere göre uzunlukların daha düşük, genişliklerin ise daha büyük olduğu görülmektedir. Bunun en önemli sebebi parçalar üzerindeki düzeltilerin ya distal ya da proksimal uçta yer almasıdır. Parçanın distal ya da proksimal uçta düzeltileme işlemine tabi tutulması

81 76 taşımalığın boyunun doğal olarak kısalmasına sebep olmuştur. Söz konusu parçaların uzunlukları minimum 24, maksimum 51 mm olarak ölçülmüştür. Buna göre ortalama uzunluk 37,5 mm olarak karşımıza çıkmaktadır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum 34, maksimum 57 ve ortalama 45,5 mm değerleri alınmıştır. Genel boyut analizlerinin sonuncusu olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum değer olarak 9 mm, maksimum değer olarak 18 mm ve ortalama değer olarak da 13,5 mm sonuçları elde edilmiştir. Yatay kenar kazıyıcılarda da diğer alt tiplerde olduğu gibi belli boyut aralıklarındaki örnek sayıları tespit edilmiştir. Buna göre söz konusu alt tipte uzunluk kriteri açısından en yoğun grubu mm aralığında yer alan parçalar temsil etmektedir. Genişlik açısından mm arasında dengeli bir dağılım yer alırken kalınlık kriteri açısından şu ana kadar ki kenar kazıyıcı alt tiplerinde olduğu gibi mm aralığında yer alan parçalar baskın grubu oluşturmaktadırlar. Tip.4 Tek yan kenar kazıyıcı: Yonga ya da dilgi üzerine yapılmış, düzeltili kenarı yonga eksenine az çok paralel olan kenar kazıyıcılardır 106 (Levha.14/1, 2). Endüstri içerisinde bu alt tipe ait 8 adet örnek tespit edilmiştir. Tespit etmiş olduğumuz tek yan kenar kazıyıcıların yalnızca 1 tanesi taşımalık boyutunun yarısından daha az bir alanında kırık taşımaktadır. Söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait parçaların 6 tanesi yonga taşımalıklar üzerine yapılmışlardır. Diğer iki adet örneğin taşımalıkları ise dilgi ve döküntü parçalardır. 106 Yalçınkaya, 1989: 32.

82 77 Tek yan kenar kazıyıcıların yapımında kullanılan hammadde baskın bir biçimde radyolarittir (7 adet). Yalnızca 1 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşı olarak tespit edilmiştir. Toplam 8 adet örnekle temsil edilen tek yan kenar kazıyıcıların 5 tanesi üzerlerinde belli oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Fakat taşımalıklar üzerindeki kabuk/ham yüzey oranları oldukça düşüktür. Yalnızca 1 adet çakmaktaşı parça yüzeyinin yarısı oranında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Geriye kalan parçalar ise çok daha küçük oranlarda ham yüzeylere sahiptirler. Parçaların topuk kısımlarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde endüstri genelinde olduğu gibi düz topuklu parçaların (4 adet) çoğunlukta olmasına rağmen ham topuklu parçalarında çok yakın bir sayıyla (3 adet) düz topuklu parçaları takip ettikleri görülmüştür. Yalnızca tek bir adet örneğin ise topuk kısmının kaldırılmış olduğu tespit edilmiştir. Tek yan kenar kazıyıcıların kopma açılarına baktığımız zaman da endüstri geneline ait bir görüntü karşımıza çıkmaktadır. Topuk kısmı gözlemlenebilen tüm parçaların kopma açılarının 90 nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu alt tipe ait olan ve topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş parçaların vurma yumrularının tümü belirgin bir görünümdedir. Şu ana kadar ki alt tipler içerisinde nadiren de olsa görülen oldukça belirgin vurma yumrulu parçalar tek yan kenar kazıyıcılar içerisinde yer almamaktadırlar. Tek yan kenar kazıyıcılar üzerinde düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde baskın düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu görülmüştür (5 adet). 2 adet örnek üzerinde pulcuklu düzeltiler tespit edilmişken 1 adet örnekte

83 78 ise pulcuklu ve basamak pulcuklu düzeltilerin aynı anda kullanılmış olduğu görülmüştür. Parçalar üzerinde tespit edilmiş olan söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki konumlarına baktığımızda mesial ve proksimal alanlarında düzelti taşıyan tek örneğin dışında geriye kalan tüm parçalar distal, mesial ve proksimal alanlar boyunca devam etmektedirler. Bununla birlikte söz konusu tek örnekte de düzeltiler kenar uzunluğunun %50 sinden fazlasını kaplamaktadırlar. Dolayısıyla tüm parçalar açısından devamlı bir düzelti olgusundan bahsedebiliriz. Düzelti tipleriyle bağlantılı olarak düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlar da büyük oranda uzundur. 5 adet uzun düzeltili parçanın dışında 3 adet örneğin ise ince düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Düzeltiler açısından son kriterimiz olan düzelti açılarında ise dengeli bir dağılım söz konusudur. Dar ve yarı dik düzeltiye sahip olan parçalar 4 er adet örnekle temsil edilmektedirler. Tek düz kenar kazıyıcılar üzerinde yapmış olduğumuz genel boyut analizlerinde uzunluk açısından minimum 28, maksimum 50 ve ortalama 39 mm değerlerine ulaşılmıştır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum 20, maksimum 32 ve ortalama 27,5 mm değerleri tespit edilmiştir. Parçalar üzerinde almış olduğumuz son ölçüm olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum 7, maksimum 20 ve ortalama 13,5 mm değerleri karşımıza çıkmıştır. Boyut analizlerinin son halkası olarak belli bir uzunluk, genişlik ve kalınlık aralığında yer alan örneklerin sayıları tespit edilmiştir. Buna göre tek yan kenar

84 79 kazıyıcı uzunlukları açısından mm aralığında dengeli bir dağılımının olduğu görülmüştür. Taşımalık genişlikleri açısından ise baskın olan grubun 6 adet örnekle temsil edilen mm aralığındaki grup olduğu tespit edilmiştir. Kalınlık kriterine bakıldığında standart aralığın 0 20 mm olduğu anlaşılmaktadır. Analizleri yapılmış olan 8 adet örneğin 7 tanesi bu kalınlık aralığında yer almaktadır. Tip.5 Yöneşen kenar kazıyıcı: Düzenli düzeltilerle işlenmiş iki kenarı, parçanın bir ucunda, özellikle de üst ucunda birleşen parçalardır 107 (Levha.14/3). Bu kenar kazıyıcı alt tipi toplam 5 adet örnekle temsil edilmektedir. Tümü sağlam olarak ele geçmiş olan örneklerde en çok sayıyla temsil edilen taşımalık tipi döküntülerdir (3 adet). Bunları 1 er adet örnekle yonga ve yontma artıkları takip etmektedir. Tespit etmiş olduğumuz yöneşen kenar kazıyıcıların tümünün hammaddesi radyolarittir. Söz konusu parçaların 4 tanesi, üzerlerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımamaktadırlar. Yalnızca 1 adet parça ise yarısından daha az bir alanında ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Söz konusu alt tip açısından topuk tipleriyle ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde 3 adet örneğin topuğunun olmadığı tespit edilmiştir. Geriye kala 2 adet örnek ise düz topuk taşımaktadırlar. Bu verilerle bağlantılı olarak topuk tespit edilemeyen 3 adet örneğin kopma açıları da yoktur. Yine bu örneklerle ilgili sağlıklı vurma yumrusu tespiti de yapılamamıştır. 2 adet örneğin ise vurma yumruları endüstri genelinde olduğu gibi belirgin bir görünümdedir. Yöneşen kenar kazıyıcıların düzelti tiplerine baktığımızda 2 farklı düzelti tipi karşımıza çıkmaktadır. Bunlar pulcuklu düzeltiler ile kullanım sonucu parçanın 107 Yalçınkaya, 1989: 33.

85 80 kenarında oluşmuş olan kertiklerdir. Söz konusu parçalar, belli bir kenarı boyunca düzenli olarak bu kertikleri taşıdıkları için kullanılmış yongalardan ayrılıp kenar kazıyıcı tipi altında incelenmişlerdir. Bu alt tip içerisinde geriye kalan son örnek ise basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadır. Taşımalıkların üzerinde yer alan düzeltilerin pozisyonlarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde yalnızca tek parçanın taşımış olduğu düzeltilerin pozisyonu tespit edilmiştir. Düzeltilerini dış yüzünde taşıyan bu örnek dışındaki parçalarda düzelti pozisyonları belirlenememiştir. Taşımalıkları üzerinde düzelti konumları belirlenmiş olan 2 adet parça, distal, mesial ve proksimal alanları boyunca düzelti taşımaktadırlar. Geriye kalan 3 adet parçanın ise taşımış oldukları düzeltilerin konumları tespit edilememiştir. Tespit etmiş olduğumuz 5 adet yöneşen kenar kazıyıcının 3 tanesinin devamlı düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir. 2 adet parça ise kısmi düzeltilere sahiptir. Söz konusu düzeltilerin 4 tanesi taşımalığın kenarında ince bir alanı kaplarken 1 parça üzerindeki düzeltiler ise uzun görünümdedir. Düzelti açılarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde ise 3 adet örneğin dik düzeltiler taşırken 2 adet örneğin ise dar düzeltilere sahip olduğu görülmüştür. Yöneşen kenar kazıyıcılar açısından yapmış olduğumuz genel boyut ölçümlerinde söz konusu alt tipe ait parçaların minimum uzunluklarının 20 mm, maksimum uzunluklarının 52 mm, ortalama uzunluklarının ise 36 mm olduğu tespit edilmiştir. Bir diğer boyut kriteri olan genişlik kriterinde ise minimum değer 13 mm, maksimum değer 24 mm ve ortalama değer 18,5 mm olarak karşımıza çıkmıştır.

86 81 Genel boyut ölçümlerinin son halkası olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum, maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 4, 13 ve 8,5 mm olarak ölçülmüşlerdir. Yöneşen kenar kazıyıcılar üzerinde belli boyut aralıklarına göre yapmış olduğumuz analizlerde mm uzunluk aralığında 3 adet, mm uzunluk aralığında ise 2 adet parça tespit edilmiştir. Analizleri yapılmış olan parçaların çok az sayıda olması ve farklı uzunluk gruplarında yer alan parça sayılarının birbirine yakın olması, bu alt tip açısından belli bir uzunluk standardı belirlememize engel olmaktadır. Genişlik ve kalınlık standartlarında ise daha net bir görüntü ortaya çıkmıştır. Genişlik olarak mm, kalınlık olarak ise 0 10 mm aralığındaki gruplarda yer alan parçalar sayısal olarak baskın görünmektedirler. Tip.6 Yatık yöneşen kenar kazıyıcı: Alet ekseninin yonga ekseni ile 25 den büyük bir açı oluşturduğu, yonga üzerinde yöneşen kenarların düzeltilenmesiyle oluşturulmuş parçalardır 108 (Levha.14/4). Bu alt tipe ait 4 adet örnek tespit edilmiştir. Ele geçmiş olan parçaların yalnızca 1 tanesinin yarısından küçük bir alanında kırık tespit edilmiştir. Söz konusu alt tipe ait parçaların tümünün taşımalığı yongadır. Hammadde açısından baktığımızda yatık yöneşen kenar kazıyıcılarda da baskın cinsin radyolarit olduğu görülmektedir (3 adet). Tek parçanın hammaddesi ise çakmaktaşıdır. Bu parçaların yalnızca 1 tanesi üzerinde küçük bir alanda ham yüzey tespit edilmiştir. 4 adet örnekle temsil edilen yatık yöneşen kenar kazıyıcıların 2 tanesinin topuk kısmı düzdür. Diğer 2 adet örneğin topukları ise ham ve kaldırılmış olarak 108 Yalçınkaya, 1989: 33.

87 82 dikkat çekmektedir. Topuk kısmı kaldırılmış olan bu parçanın dışında kalan diğer örneklerin kopma açıları 90 nin üzerindedir. Söz konusu örneklerin vurma yumruları ise belirgin bir görünümdedir. Düzelti tipleri açısından bakıldığında yatık yöneşen kenar kazıyıcılarda da baskın tipin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu görülmektedir. 3 adet örnekle temsil edilen basamak pulcuklu düzeltili parçaları tek örnekle pulcuklu düzeltilere sahip parça takip etmektedir. Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına baktığımızda 3 adet örnekte düzeltilerin dış yüzde oldukları görülmektedir. Diğer tek örnek ise almaşık düzeltilere sahiptir. Düzelti konumları açısından yapılan gözlemlerde 3 adet örneğin distal, mesial ve proksimal alanları, tek örneğin ise distal ve mesial alanları boyunca düzelti taşıdıkları tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların tümü devamlı düzeltilere sahiptirler. Taşımalıklar üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlar açısından yapmış olduğumuz gözlemlerde 2 adet örneğin ince, 2 adet örneğin ise uzun düzeltilere sahip oldukları görülmüştür. Düzelti açılarıyla ilgili yapılan gözlemlerde tüm parçaların birbirinden farklı açılara sahip düzeltiler taşıdıkları görülmüştür. 3 adet örnek üzerinde ayrı ayrı dik, yarı dik ve dar düzeltiler görülürken tek bir örnek ise üzerinde dik ve yarı dik düzeltileri bir arada bulundurmaktadır.

88 83 Yatık yöneşen kenar kazıyıcılar üzerinde yapılmış olan boyut analizleri sonucu genel uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri tespit edilmiştir. Söz konusu ölçümlere göre uzunluk kriteri açısından minimum, maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 25, 69 ve 47 mm olarak ölçülmüştür. Genişlik kriterinde elde edilmiş olan ölçümler 27 (minimum), 60 (maksimum) ve 43,5 mm dir (ortalama). Kalınlık kriterinde ise söz konusu değerler 6 (minimum), 11 (maksimum) ve 8,5 mm (ortalama) olarak karşımıza çıkmaktadır. Belirli boyut aralıklarına göre yapmış olduğumuz sınıflamada ise mm uzunluk aralığındaki parçaların daha fazla oldukları tespit edilmiştir. Bu alanda yapılan ölçümlerde 69 mm uzunluğundaki tek örnek genel standardın çok üzerinde gözükmektedir. Genişlik kriteri açısından baktığımızda ise net bir yorum yapılabilecek bir boyut aralığı tespit edilememiştir. Bu açıdan bakıldığında kalınlık kriteri daha net görüntü sergilemektedir. Toplam 4 adet örneğin 3 tanesi 0 10 mm kalınlık aralığında yer almaktadırlar. Tip.7 Tanımlanamayan kenar kazıyıcı: Yapılmış olan analizler sonucu, belirli sebeplerden dolayı (kırık, bozulma vs.) herhangi bir alt tip içerisinde gösterilemeyen kenar kazıyıcılardır. Bununla birlikte söz konusu parçalara ait mümkün olan teknotipolojik analiz ve gözlemler gerçekleştirilmiştir. Bu parçalara ait 3 adet örnek tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerin tümü kırık olmakla birlikte taşımalıklarının yonga oldukları tespit edilebilmiştir (Levha.14/5). 2 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır. Söz konusu örneklerden 1 tanesi yarısından daha küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Hammaddesi

89 84 radyolarit olan diğer örneğin ise üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilmemiştir. Proksimal kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan tek örneğin topuğu düz olarak tespit edilmiştir. Diğer 2 örneğin ise topukları kırıktır. Bu parçaların kopma açıları ve vurma yumruları da tespit edilememiştir. Tanımlanamayan kenar kazıyıcıların tümü kırık olmasına rağmen düzelti tipleri tespit edilebilmiştir. Buna göre 2 adet örneğin pulcuklu, tek örneğin ise basamak pulcuklu düzeltiler taşıdığı görülmüştür. Söz konusu parçalardaki düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Düzelti konum ve dağılımlarıyla ilgili gözlemler, parçaların taşımış oldukları kırıklardan dolayı sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilememiştir. Tanımlanamayan kenar kazıyıcılarla ilgili düzeltiler açısından tespit edilebilen diğer kriterler ise düzeltilerin kapladığı alan ve düzelti açıları olmuştur. Buna göre 2 adet örnek ince düzeltiler taşırken basamak pulcuklu düzeltiye sahip tek örnekte ise düzeltiler daha uzun bir alanı kaplamaktadırlar. Düzelti açılarına bakıldığında da 2 adet parçanın dar, tek parçanın ise yarı dik düzeltilere sahip olduğu görülmüştür. Tanımlanamayan kenar kazıyıcılarla ilgili boyut ölçümleri, söz konusu parçaların az sayıda ve kırık olmalarından dolayı çok sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilememiştir. Bu parçalarla ilgili uzunluk ölçümleri, bahsetmiş olduğumuz kırık olgusundan dolayı tespit edilememiştir. Genişliği tespit edilebilen 2 adet örneğe göre ise minimum 41, maksimum 42 ve ortalama 41,5 mm ölçümleri elde edilmiştir.

90 85 Kalınlık kriteri açısından 3 örnekten de ölçüm alınabilmiştir. Buna göre minimum değer 12, maksimum değer 22 ve ortalama değer 17 mm olarak tespit edilmiştir. Tanımlanamayan kenar kazıyıcılar her bir alt tip için gerçekleştirmiş olduğumuz spesifik boyut analizleri açısından sağlıklı bir veri sunmamaktadır. Buna rağmen yetersiz de olsa tespit edilebilmiş olan veriler ışığında bazı sonuçlara ulaşılabilmiştir. Genişliği tespit edilebilmiş olan parçaların ikisinin de mm genişlik aralığında oldukları görülmektedir. Kalınlık açısından da mm aralığında olan parçaların sayısı 2, mm aralığında olanların ise sayısının 1 olduğu tespit edilmiştir. Tip.8 Düz-dışbükey kenar kazıyıcı: Bir birine bitişik olmayan iki kenarından biri düz diğeri dışbükey görünümde olan parçalardır 109 (Levha.14/6). Bu alt tip endüstri içerisinde 2 adet örnekle temsil edilmektedir. Taşımalıkları yonga olan bu parçalardan 1 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait örneklerin her ikisinin de hammaddesi radyolarittir. Bu parçalardan 1 tanesi, yüzeyinin yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey kalıntısı taşırken diğer örnekte ise herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilememiştir. Düz-dışbükey kenar kazıyıcıların topuklarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde parçaların topuk kısımlarının olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu parçaların 1 tanesinin topuğu kırıktır. Diğer örneğin ise topuk kısmının kaldırılmış olduğu görülmüştür. Bununla bağlantılı olarak her iki örneğin de kopma açıları tespit 109 Yalçınkaya, 1989: 33.

91 86 edilememiştir. Yalnızca tek örneğin vurma yumrusunun belirgin olduğu tespit edilmiştir. 2 adet örnekle temsil edilen söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait parçaların hepsi kenarlarında basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadırlar (Levha.14/6). Bu düzeltilerin tümü taşımalıkların dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Devamlı düzeltiye sahip olan bu parçalardan 1 tanesi distal, mesial ve proksimal alanları boyunca düzelti taşırken diğer örnekte ise düzeltiler distal ve mesial bölümleri kapsamaktadır. İncelemesi yapılmış olan örneklerin her ikisinde de düzeltilerin kapladığı alan açısından uzun düzeltilerin hakim olduğu görülmüştür. Bu durum basamak pulcuklu düzeltilerin karakteristik özelliği olarak gözükmektedir. Söz konusu parçalar üzerinde tespit edilen düzeltilerin her ikisi taşımalığın iç yüzüyle yarı dik bir açı oluşturmaktadırlar. Oldukça az örnekle temsil edilen düz-dışbükey kenar kazıyıcılara ait parçalardan birisinin uzunluğu 54, genişliği 28 ve kalınlığı 10 mm olarak ölçülmüştür. Genişliği tespit edilemeyen diğer örneğin uzunluğu 46 mm, kalınlığı ise 17 mm dir. Söz konusu verilere dayanarak bu örneklerin, kenar kazıyıcılar açısından genel uzunluk standardının içerisinde yer aldıklarını söyleyebiliriz. KENAR KAZIYICILARLA İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER Kenar kazıyıcılar, analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz alet tipleri içerisinde dişlemeli aletlerle birlikte en fazla örnekle temsil edilen parçalar olarak dikkat çekmektedirler. Kenar kazıyıcılar içerisinde kırık oranları oldukça düşüktür. Tüm kenar kazıyıcıların %84,21 i sağlam olarak ele geçmişlerdir (Grafik.7). Kırık olarak ele geçmiş olan parçalarda ise kırık oranları oldukça düşüktür. Bu açıdan alet

92 87 tanımlamaları ile tekno-tipolojik analizlerin birçoğu belli tipler dışında sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Tüm örnekleri kırık olarak ele geçmiş olan tek alt tip ise tanımlanamayan kenar kazıyıcılardır (Tablo.18). Kenar Kazıyıcı Kırık Oranları 15,79% 84,21% Kırık olan K.K. Kırık olmayan K.K. Grafik.7: Kenar kazıyıcı genel kırık oranları. Alt tipler içerisinde yapmış olduğumuz ayrıntılı analiz ve gözlemler sonucu kenar kazıyıcılar içerisinde en yoğun grubu Tek Kenar Kazıyıcılar oluşturmaktadır. Bunlar arasında 17 adetle tek dışbükey kenar kazıyıcılar en baskın tiplerdir. Bu parçaları 9 ar adet örnekle Yöneşen ve yatay kenar kazıyıcılar takip etmektedir. Tanımlanamayan parçalar bir tarafa bırakılacak olursa, en az örnekle temsil edilen alt tip ise aynı taşımalığın farklı kenarları üzerinde düz ve dışbükey düzeltiler taşıyan İki Kenar Kazıyıcılardır (Grafik.8).

93 88 Kenar Kazıyıcı Alt Tipleri Tip.8 Düz-Dışbükey K.K. 2 Tip.7 Tanımlanamayan K.K. 3 Tip.6 Yatık Yöneşen K.K. 4 Tip.5 Yöneşen K.K. 5 Tip.4 Tek Yan K.K. 8 Tip.3 Yatay K.K. Tip.2 Tek Düz K.K. 9 9 Tip.1 Tek Dışbükey K.K Grafik.8: Kenar kazıyıcı alt tiplerine ait sayısal veriler. Kenar kazıyıcılara, kullanılmış olan hammadde cinsleri açısından bakıldığında endüstrinin genelinde olduğu gibi radyolaritin ilk sırada yer aldığı görülmektedir (42 adet). Bu hammadde cinsini 15 adet örnekle çakmaktaşı takip etmektedir. Tanımlanabilen alt tiplerin genelinde radyolarit çakmaktaşına göre daha fazla tercih edilmesine rağmen istisnai olarak yatay kenar kazıyıcılarda çakmaktaşı kullanım oranı daha fazladır (Tablo.19). Ancak bu veriye dayanarak söz konusu alt tip açısından bilinçli bir çakmaktaşı tercihi durumundan bahsetmek mümkün değildir. Parçalar üzerinde yer alan kabuk/ham yüzey kalıntılarıyla ilgili yapmış olduğumuz çalışmalarda kabuk veya ham yüzey taşıyan kenar kazıyıcıların taşımayanlara oranla daha fazla oldukları tespit edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında örneklerin büyük kısmında düzeltili olan kenar veya kenarların dışında kalan alanlarda kabuk veya ham yüzey kalıntısının, parçanın elde tutulmasını kolaylaştıracak ölçüde bırakılmış olduğu görülmektedir. Kenar kazıyıcılar üzerindeki

94 89 kabuk veya ham yüzeyler, aletin daha rahat kullanılmasına yönelik bir olgu gibi gözükmektedirler. Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2 Tek Dışbükey K.K Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık Yöneşen K.K Tanımlanamayan K.K Düz-Dışbükey K.K TOPLAM Tablo.19 Analizlerini yapmış olduğumuz kenar kazıyıcıların taşımalıkları çok büyük bir oranda yongalardan oluşmaktadır (Tablo.20). Bu durum yonga endüstrilerinin baskın olduğu Alt Paleolitik Dönem açısından oldukça normal bir durumdur. Yonga taşımalıkları oldukça az bir oranla döküntü taşımalıklar (4 adet) takip etmektedir.

95 90 Kenar Kazıyıcı Taşımalık Tipi Alt Tipi Adet Yonga Dilgi Tablet Döküntü Çekirdek Yontma Hammadde Kenarı Artığı Bloğu Tek Dışbükey K.K Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık Yöneşen K.K Tanımlanamayan K.K. Düz-Dışbükey K.K TOPLAM Tablo.20 Kenar kazıyıcılar üzerinde tespit etmiş olduğumuz baskın topuk tipi düz topuktur. Yongalama ürünleri ve çekirdekler üzerinde yapmış olduğumuz teknolojik analizlerin sonucunda da düz vurma düzlemli ve düz topuklu parçaların yoğunlukta olduğu tespit edilmişti. Düz topuklu parçaları yine endüstri genelinde olduğu gibi 13 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir (Tablo.21).

96 91 Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yok Kırık Tek Dışbükey K.K Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık Yöneşen K.K Tanımlanamayan K.K Düz-Dışbükey K.K TOPLAM Tablo.21 Kenar kazıyıcılar açısından yapmış olduğumuz kopma açısı ve vurma yumrusu gözlemleri de yongalama ürün analizleriyle paralellik göstermektedir. Topuk kısmı sağlıklı bir şekilde gözlemlenebilen parçaların tümünde kopma açıları 90 nin üzerindedir (Tablo.22). Bu durum sert vurgaçla doğrudan yongalamanın bir sonucudur. Söz konusu örneklerin iç yüzlerinde gözlemlenen vurma yumruları da büyük oranda belirgin bir görünüm sergilemektedirler (Tablo.22).

97 92 Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Tek Dışbükey K.K Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık Yöneşen K.K Tanımlanamayan K.K Düz-Dışbükey K.K TOPLAM Tablo.22 Endüstri içerisindeki en yoğun alet gruplarından birisini oluşturan kenar kazıyıcılarla ilgili yapmış olduğumuz düzelti analizlerinde en çok kullanılan düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu tespit edilmiştir. Bunu 11 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip parçalar takip etmektedir. Yine 3 adet örnek üzerinde de hem pulcuklu hem de basamak pulcuklu düzeltilerin bir arada kullanılmış oldukları görülmüştür (Tablo.23). Alt Paleolitik seviyelerden ele geçmiş olan tüm alet tiplerine baktığımızda basamak pulcuklu düzeltilerin en çok kullanılmış olduğu alet tipinin kenar kazıyıcılar olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda basamak pulcuklu düzelti tipinin kenar kazıyıcıların karateristik bir özelliği olduğu görülmektedir. Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına bakıldığında tüm alt tiplerin tamamına yakınında düzeltilerin dış yüz kenarına yapılmış oldukları görülmektedir. Yalnızca tek düz ve yatık yöneşen kenar kazıyıcı alt tiplerinde toplamda 4 adet

98 93 parçanın pozisyonlarında farklılık gözükmektedir. Tek düz kenar kazıyıcılar içerisinde yer alan 3 adet örnek düzeltilerini iç yüzlerinde taşımaktadırlar. Yatık yöneşen bir örnek ise almaşık düzeltilere sahiptir. Düzelti konumlarına bakıldığında da, düzeltilerin parçaların büyük çoğunluğunda distal, mesial ve proksimal alanları boyunca devam ettiği tespit edilmiştir (Tablo.23). Kenar Kazıyıcı Adet Düzelti tipi Düzelti Düzelti konumu Alt Tipi pozisyonu P BP K P+ DY İY A B D PR D+ M+ D+M+ B BP M PR PR Tek K.K. Dışbükey Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık K.K. Yöneşen Tanımlanamayan K.K. Düz-Dışbükey K.K. TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K:kullanım, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, DY: dış yüz, İY: iç yüz, A: almaşık, B: belirsiz, D: distal, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz) Tablo.23

99 94 Devamlı düzeltilerin hakim olduğu kenar kazıyıcılar üzerinde düzeltilerin kapladıkları alanlara bakıldığında çok büyük bir oranda uzun düzeltilerin baskın olduğu görülmektedir. Uzun düzeltilerin yoğunlukta olması, basamak pulcuklu düzeltilerin hakim olduğu endüstrilerde beklenen bir durumdur. 18 adet kenar kazıyıcının ise ince düzeltilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Yine basamak pulcuklu düzeltili parçalarda yoğunlukla görülmesi beklenen dik ya da yarı dik düzeltiler, analizlerini yapmış olduğumuz kenar kazıyıcılar içerisinde en yoğun grubu oluşturmaktadırlar. 26 adet kenar kazıyıcı yarı dik düzeltilere sahipken 23 adet örnekte ise dik düzeltiler hakimdir (Tablo.24). Kenar Kazıyıcı Adet Düzelti Düzelti kapladığı Düzelti açısı Alt Tipi dağılımı alan K DE B İ U İ+U Dİ YDİ D Dİ+YDİ Tek Dışbükey K.K Tek Düz K.K Yatay K.K Tek Yan K.K Yöneşen K.K Yatık Yöneşen K.K Tanımlanamayan K.K. Düz-Dışbükey K.K TOPLAM Kısaltmalar (K: kısmi, DE: devamlı, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar, Dİ+YDİ: dik+yarı dik) Tablo.24

100 95 Tüm kenar kazıyıcı alt tipleri içerisinde gerçekleştirilmiş olan genel boyut ölçümleri sonucu minimum, maksimum ve ortalama değerler elde edilmiştir (Tablo.25). Ancak aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz analizler esnasında bazı örneklerin boyut açısından endüstrinin genel standartlarının altında veya üzerinde oldukları görülmüştür. Örneğin Tablo.25 de görüldüğü gibi tek düz kenar kazıyıcılar içerisinde uzunluğu 100 mm olan bir parça dikkat çekmektedir. Yatık yöneşen kenar kazıyıcılar içerisinde de genişliği 13 mm olan bir örnek mevcuttur. Söz konusu parçalar yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi genel kenar kazıyıcı boyut standartlarının dışında gibi gözükmektedirler. Bu durumdan yola çıkarak uzunluk, genişlik ve kalınlık kriterleri açısından belli boyut aralıklarında yer alan kenar kazıyıcıların sayıları tespit edilmiştir (Tablo ). Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Tek Dışbükey K.K ,5 Tek Düz K.K Yatay K.K , , ,5 Tek Yan K.K , ,5 Yöneşen K.K , ,5 Yatık Yöneşen K.K , ,5 Tanımlanamayan K.K , Düz-Dışbükey K.K ,5 Tablo.25 Alt Paleolitik kenar kazıyıcılarının boyut standartlarına bakıldığında söz konusu parçaların uzunluklarının mm arasında değiştiği görülmektedir. Söz

101 96 konusu uzunluk aralığındaki örneklerin sayısında dengeli bir dağılımın olduğu anlaşılmaktadır (Tablo.26). Kenar kazıyıcılar açısından özellikle uzunluğu 100 mm olan parça marjinal bir örnek olarak gözükmektedir. Kenar kazıyıcı Uzunluk aralığı (mm) Adet Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.26 Kenar kazıyıcı genişliklerine baktığımızda ise sayısal açıdan dengeli bir dağılımın olduğu grup mm aralığındaki gruptur. Ancak bu alanda yöneşen kenar kazıyıcıların (Tip.5) diğer kenar kazıyıcı alt tiplerine göre daha küçük bir genişlik aralığında (10 20 mm) oldukları belli olmaktadır (Tablo.27). Ancak bu istisnai durumun, taşımalığın uç kısmında yöneşen her iki kenarın düzeltileme işlemi sonucu budanması ve böylece parçanın genişliğinin azalması sonucu ortaya çıkmış olduğunu da belirtmek gereklidir.

102 97 Kenar kazıyıcı Genişlik aralığı (mm) Adet Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.27 Tablo.28 de görülmekte olan kenar kazıyıcı kalınlık aralıklarına göre en fazla parçanın yer aldığı grup mm aralığındaki gruptur. Dolayısıyla Alt Paleolitik kenar kazıyıcıları açısından kalınlık standardının mm arası olduğu söylenebilir. Genel ortalamanın aksine yöneşen (Tip.5) ve yatık yöneşen (Tip.6) kenar kazıyıcılarda ise 0-10 mm kalınlığındaki parçaların daha fazla oldukları görülmektedir. Tek dışbükey (Tip.1) ve tek düz (Tip.2) kenar kazıyıcılar içerisinde yer alan ve kalınlığı mm aralığında olan 2 adet örnek ise genel kenar kazıyıcı kalınlık ortalamalarının üzerinde olan parçalar olarak dikkat çekmektedir (Tablo.28).

103 98 Kenar kazıyıcı Kalınlık aralığı (mm) Adet Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.28 DİŞLEMELİ ALETLER Döküntü, yonga ya da dilgilerin bir ya da birden fazla bitişik olmayan kesici kenarı üzerinde, bitişik ya da bitişik olmayan bir seri çontuğun oluşturduğu aletlerdir 110. Endüstri içerisinde toplam 57 adet parça ile temsil edilen dişlemeli aletlere ait 5 adet alt tip tespit edilmiştir. Bu alt tipler şu şekilde sıralanabilir; DİŞLEMELİ ALET ALT TİPLERİ ADET Mikro dişlemeli 29 Makro dişlemeli 24 Almaşan dişlemeli 2 İkili dişlemeli 1 Karma dişlemeli 1 TOPLAM 57 Tablo.12: Dişlemeli alet alt tipleri ve sayıları. 110 Yalçınkaya, 1989: 48.

104 99 Tip.9 Mikro dişlemeli: Dişlemeyi oluşturan çontuk genişliklerinin 5 mm ve ya 5 mm den az olduğu parçalardır (Levha.15/1, 2). Mikro dişlemeliler endüstri içerisindeki en yoğun alet tiplerinden bir tanesidir. Bu gruba ait toplam 29 adet örnek mevcuttur. Söz konusu örneklerin yalnızca 5 tanesinde küçük oranlarda kırıklar tespit edilmiştir. Mikro dişlemelilerin taşımalık tipi baskın bir şekilde yongalardan oluşmaktadır (25 adet). Geriye kalan örneklerden 3 tanesi döküntü, 1 tanesi ise çekirdek parçası üzerine yapılmıştır. Mikro dişlemeli aletlerin yapımında tercih edilmiş olan hammadde cinsi büyük oranda radyolarittir. 18 adet örnekle temsil edilen radyolarit parçaları 11 adet örnekle çakmaktaşından yapılmış olan parçalar takip etmektedir. Aletler üzerindeki kabuk veya ham yüzey durumuna bakıldığında 19 adet parçada herhangi bir kabuk/ham yüzey kalıntısı olmadığı tespit edilmiştir. Yüzey genişliklerinin yarısından daha az bir alanında kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların sayısı ise 10 dur. Mikro dişlemeli aletlerin topuk tipleri üzerinde yapmış olduğumuz gözlemler sonucu 12 adet örnekle temsil edilen düz topuklu parçaları 6 adet örnekle kaldırılmış topuğa sahip parçalar takip etmektedir. 4 adet örneğin ise topuğu hamdır. Taşımalıkları döküntü ve çekirdek parçası olan örneklerin ise topukları yoktur. 3 adet örneğin ise topuk kısımlarının kırılmış olduğu tespit edilmiştir. Sağlam olan örnekler üzerinde yapmış olduğumuz gözlemlerde tek bir örnek dışındaki tüm parçaların kopma açılarının 90 nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir (15 adet). 13 adet örneğin ise, kırık ve topuğun olmaması gibi durumlardan dolayı kopma açıları tespit edilememiştir. Yine vurma yumrularına ilişkin yapmış

105 100 olduğumuz gözlemlerde, endüstri genelinde olduğu gibi parçaların büyük çoğunluğunun belirgin vurma yumrularına sahip olduğu görülmüştür. 12 adet parça üzerinde ise vurma yumrusu tespit edilememiştir. Düzeltiler açısından yapmış olduğumuz gözlemler sonucu mikro dişlemeli aletlerin düzeltilerinin büyük oranda pulcuklu tipte oldukları tespit edilmiştir. 19 adet pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaları 6 adet kemirim düzeltili örnek takip etmektedir. 3 adet örneğin ise basamak pulcuklu düzelti taşıdığı görülmektedir. 1 adet örneğin ise düzelti tipi tespit edilememiştir. Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki pozisyonlarına bakıldığında ise mikro dişlemeli aletlere ait düzelti tiplerinin çok çeşitli olduğu görülmektedir. Dış yüzü üzerinde düzelti taşıyan parçalar en yoğun ve baskın grubu oluşturmaktadırlar (19 adet). Söz konusu parçaları 4 adet örnekle almaşan düzeltiye sahip olan parçalar takip etmektedir. Bu parçalar, bir kenarları boyunca hem iç hem de dış yüzlerinde düzelti taşımaktadırlar (Levha.15/2). 2 adet örneğin ise yalnızca iç yüzlerinde düzelti taşıdığı görülmüştür. İki yönlü ve almaşık düzeltiye sahip olan parçalar ise 1 er adet örnekle temsil edilmektedirler. Mikro dişlemeliler üzerindeki düzeltilerin konumlarına ilişkin yapılan gözlemlerde, parçanın tüm kenarı boyunca düzeltinin devam ettiği dişlemelilerin sayısının 6 olduğu tespit edilmiştir. Distal ve mesial bölümler boyunca düzeltinin devam ettiği örneklerin sayısı ise 6 dır. 5 adet örnek üzerindeki düzeltiler sadece distal bölüm boyunca devam etmektedirler. 3 adet örnekte ise düzeltilerin sadece proksimal bölgeye ait kenarı kapladıkları görülmüştür. Yine mesial ve proksimal alanları boyunca düzelti taşıyan parçaların da sayısı 3 dür. Yalnızca 2 adet örnekte

106 101 ise mesial bölüme ait kenarlarda düzeltileme işlemi yapılmıştır. 4 adet örnekte düzeltinin taşımalık üzerindeki konumları tespit edilememiştir. Mikro dişlemeli aletlerin taşımış olduğu düzeltilerin büyük çoğunluğunun, kapladıklarıyla alan itibariyle ince düzeltiler olduğu söylenebilir. Söz konusu 29 parça içerisinde sadece 4 adet örneğin düzeltileri taşımalık üzerinde uzun alanlar kaplamaktadır. İnce düzeltilerin yoğunlukta olması, düzelti tiplerinin büyük oranda pulcuklu olmasından kaynaklanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında uzun düzeltiye sahip olan örneklerden 3 tanesinin basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş oldukları görülmüştür. Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son gözlemler düzelti açılarıyla ilgilidir. Buna göre parçalar üzerindeki düzeltilerin yoğunlukla yarı dik (13 adet) ve dar (10 adet) oldukları tespit edilmiştir. Dik düzeltilere yalnızca 3 adet örnek üzerinde rastlanmıştır. Mikro dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut analizlerine göre her bir parçanın uzunluk, genişlik ve kalınlık ölçümleri alınarak söz konusu parçalara ait ortalama değerler tespit edilmiştir. Buna göre uzunluk kriteri açısından minimum 10, maksimum 39 ve ortalama 24,5 mm değerleri tespit edilmiştir. Genişlik kriterinde söz konusu değerler sırasıyla 11, 41 ve 26 mm olarak ölçülmüştür. Parçalar üzerinden alınan son ölçüm olan kalınlık ölçümlerindeki değerler ise minimum 5, maksimum 19 ve ortalama 12 mm dir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz genel boyut ortalamalarının dışında belli boyut aralıklarına göre yapmış olduğumuz sınıflamada mikro dişlemeli uzunluklarının yoğun olarak mm aralığında olduğu tespit edilmiştir. Genişlik standardına

107 102 baktığımızda ise 10 ve 40 mm arasında bir yoğunlaşma olduğu görülmektedir. Kalınlık aralığına baktığımızda da genel ortalama değerlerini destekleyen bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Söz konusu parçalar 0 20 mm aralığında dengeli bir dağılıma sahiptirler. Tip.10 Makro dişlemeli: Dişlemeyi oluşturan çontuk genişliklerinin 5 mm den fazla olduğu parçalardır (Levha.15/3-5). Yine en yoğun alet gruplarından bir tanesi olan makro dişlemelilere ait 24 adet örnek tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerden 15 tanesi sağlam olarak ele geçmiştir. Makro dişlemeli aletlerin tümü tek örnekle temsil edilen tablet parça dışında yonga üzerine yapılmışlardır. Hammadde açısından endüstri genelinde olduğu gibi radyolaritin tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Yalnızca 4 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır. Söz konusu çakmaktaşı örneklerin 2 tanesi yarısından küçük alanlarında kabuk kalıntısı taşımaktadırlar. Diğer 2 örnekte ise herhangi bir kabuk kalıntısı tespit edilmemiştir. Radyolaritlerde de ham yüzey taşıyan ve taşımayan parçaların sayısı eşittir (10 ar adet). Ham yüzey gözlemlenen parçaların yalnızca 1 tanesi dış yüzünün büyük bir alanında ham yüzey taşımaktadır (Levha.15/4). Makro dişlemelilerin topuk tiplerine bakıldığında söz konusu alt tip içerisinde de düz topuklu parçaların hakim oldukları görülmektedir (11 adet). Bu parçaları 5 adet örnekle kaldırılmış ve 4 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir. Taşımalığı tablet olan ve üzerinde topuk taşımayan parçanın dışında 3 adet örneğin ise topuk kısımları kırık olarak ele geçmiştir. Topuk kısımları kaldırılmış ya da kırık olduğu için 9 adet makro dişlemeli aletin kopma açıları tespit edilememiştir. Yalnızca 1 adet örneğin kopma açısı 90

108 103 olarak gözlemlenirken geriye kalan 14 adet örneğin ise 90 nin üzerindedir. Söz konusu parçaların vurma yumrularına bakıldığında da 12 adet örneğin belirgin bir vurma yumrusuna sahip olduğu görülmektedir. Vurma yumrusu belirlenebilen örnekler içerisinde 4 adet parça ise diğerlerine göre oldukça şişkin ve belirgin bir vurma yumrusu taşımaktadırlar. Makro dişlemeli aletlerin düzelti tipleri oldukça çeşitlidir. Kimi parçalar üzerinde farklı tiplerde düzeltiler tespit edilmiştir. Mikro dişlemelilerde olduğu gibi makro dişlemeli aletler içerisinde de baskın düzelti tipi pulcuklu düzeltilerdir. Bu parçaları 4 adet örnekle pulcuklu+yongalama düzeltisine sahip olan örnekler takip etmektedir. Daha sonra ise 2 şer adet örnekle basamak pulcuklu, yongalama ve pulcuklu+kemirim düzeltilerine sahip parçalar gelmektedir. 1 er adet örnekte ise kemirim, kemirim+yongalama ve pulcuklu+basamak pulcuklu düzeltiler tespit edilmiştir. Makro dişlemeli aletler içerisinde pozisyonları tespit edilebilmiş olan düzeltilerin tümü taşımalıkların dış yüzü üzerinde yer almaktadır. Söz konusu düzeltilerin konumları açısından yapılan gözlemlerde ise taşımalığın tüm kenarı boyunca (distal+mesial+proksimal) devam eden düzeltiler 10 adet örnek üzerinde tespit edilmiştir. 3 er adet örnek üzerinde düzeltiler distal+mesial ve mesial+proksimal alanları kapsamaktadırlar. Bahsetmiş olduğumuz bu düzeltilerden 18 tanesi devamlı, 5 tanesi ise kısmi düzelti görünümündedir. Yine söz konusu düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında ise ince ve uzun düzeltilerin eşit oranlarda temsil edildikleri görülmektedir (12 şer adet).

109 104 Makro dişlemeli aletlerin düzeltileri üzerinde yapmış olduğumuz son analizlerde ise 10 adet örneğin dik, 7 adet örneğin dar ve 6 adet örneğin ise yarı dik düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Yalnızca 1 adet örnekte ise yarı dik ve dar düzeltiler bir arada bulunmaktadır. Makro dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu uzunluk kriteri açısından minimum 23, maksimum 57 ve ortalama 40 mm değerleri elde edilmiştir. Söz konusu değerler genişlik kriterinde sırasıyla 20, 57 ve 38,5 mm olarak ölçülmüştür. Son olarak alınmış olan kalınlık ölçümleri ise minimum 6, maksimum 27 ve ortalama 16,5 mm değerlerini vermiştir. Endüstrinin gerçek boyut standartlarını belirlemek açısından yapmış olduğumuz çalışmalarda ise belli boyut aralıklarına denk gelen materyalin sayısal değerleri tespit edilmiştir. Buna göre uzunluk açısından 20 ile 60 mm arasındaki her 10 mm aralığına düşen parçaların sayısı birbirinden çok farklı değildir mm aralığında 5, mm aralığında 7, mm aralığında 2 ve mm aralığında ise 4 adet örnek tespit edilmiştir. Genişlik ve kalınlık kriterlerinde ise parçaların belli bir aralıkta yoğunlaştığı anlaşılmaktadır mm genişlik aralığında 8, mm genişlik aralığında ise 9 adet örnek tespit edilmiştir. Yine kalınlıkta ise mm aralığındaki örnekler baskın grubu oluşturmaktadırlar. Tip.11 Almaşan dişlemeli: Taşımalığın, bir kenarı boyunca hem iç yüzde hem de dış yüzde düzeltilenmesiyle oluşturulmuş aletlerdir (Levha.15/6). Endüstri içerisinde almaşan dişlemeli aletlere ait yalnızca 2 adet örnek tespit edilmiştir. Sağlam olarak ele geçmiş olan 2 adet örneğin de taşımalıkları yongadır.

110 105 Tespit edilmiş olan 2 adet örneğin de hammaddeleri farklıdır. Çakmaktaşı ve radyolarit olan parçaların her ikisi de yarısından küçük alanlarında kabuk veya ham yüzey taşımaktadırlar. Örneklerden birisinin ham topuğa sahipken diğer örneğin ise topuğu ise düzeltileme işlemi sonucu kaldırılmıştır. Bu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu da tespit edilememiştir. Diğer örneğin ise kopma açısı 90 den büyük olup vurma yumrusu belirgin bir görünümdedir. Almaşan dişlemeli aletlerin düzelti tiplerine bakıldığında örneklerden 1 tanesinin pulcuklu, bir diğerinin ise pulcuklu+yongalama düzeltisi (Levha.15/6) taşıdığı görülmüştür. Bu örnekler, üzerlerinde hem mikro hem de makro dişlemelere sahip oldukları için aynı zamanda karma dişlemeli alt tipinin de özelliklerini göstermektedirler. Söz konusu düzeltilerden birisi taşımalığının distal, mesial ve proksimal alanları boyunca devam ederken diğer parçadaki düzeltiler ise taşımalığın distal bölümünde yer almaktadırlar. Bu düzeltilere kapladıkları alanlar açısından bakıldığında her iki parçada yer alan düzeltilerin de uzun düzelti sınıfında yer aldıkları görülmüştür. Her iki düzeltinin açısı da yarı diktir. Almaşan dişlemeli aletler oldukça az örnekle temsil edildikleri için söz konusu parçaların ortalama boyut ölçümlerinin alınması gerekli görülmemiştir. Bu örneklerden 1 tanesinin uzunluğu 30, genişliği 32, kalınlığı ise 11 mm dir. Diğer örneğin ise uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla 34, 20 ve 13 mm olarak ölçülmüştür.

111 106 Tip.12 İkili dişlemeli: Taşımalığın karşılıklı iki kenarı üzerine dişlemeler yapılması suretiyle oluşturulmuş olan aletlerdir (Levha.15/8). Endüstri içerisinde bu alt tipe ait yalnızca 1 adet örnek vardır. Sağlam olarak ele geçmiş olan bu örneğin taşımalığı yongadır. Hammaddesi çakmaktaşı olan ikili dişlemeli aletin yarısından küçük bir alanında kabuk kalıntısı tespit edilmiştir. Topuk kısmı düz olarak tespit edilmiş olan söz konusu aletin kopma açısı 90 nin üzerinde olup vurma yumrusu belirgin bir görünüm sergilemektedir. Söz konusu alt tipe ait tek örneğin düzeltileri taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Kemirim tipteki düzeltiler devamlı olup taşımalığın distal, mesial ve proksimal alanları boyunca devam etmektedirler. Söz konusu düzeltiler taşımalık üzerindeki kapladıkları alan açısından ince düzeltilerdir. Bu düzeltiler taşımalığın iç yüzü ile yarı dik bir açı oluşturmaktadırlar. İkili dişlemeli alt tipine ait olan tek örneğin uzunluğu 33, genişliği 20 ve kalınlığı ise 10 mm olarak ölçülmüştür. Tip.13 Karma dişlemeli: Taşımalık kenarındaki dişlemenin hem makro hem de mikro çontuklarla yapılmış olduğu aletlerdir (Levha.15/9). Bu alt tipe ait 1 adet örnek tespit edilmiştir. Kırık (kırık alan <1/2) olarak ele geçmiş olan bu örneğin taşımalığı döküntüdür. Hammaddesi radyolarit olan söz konusu parça, üzerinde az bir oranda (<1/2 oranda) ham yüzey kalıntısı taşımaktadır.

112 107 Karma dişlemeli alt tipine ait tek örneğin topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeleri tespit edilememiştir. Pulcuklu düzelti taşıyan karma dişlemeli örneğin üzerindeki düzeltiler taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Taşımalık üzerindeki kapladıkları alan dikkate alındığında düzeltilerin ince tipte oldukları görülmektedir. Parça üzerindeki düzeltilerin açısı ise dişlemeli aletlerin çoğunda olduğu gibi yarı diktir. Söz konusu alt tipe ait olan örneğin boyut ölçümleri kırık olmasından dolayı sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilememiştir. Örnek üzerinden yalnızca kalınlık ölçümü alınabilmiştir (11 mm). DİŞLEMELİ ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER Kenar kazıyıcılarla birlikte en yoğun alet grubunu oluşturan dişlemeli aletlerde kırık oranının kenar kazıyıcılara göre artmış olduğu görülmektedir. Söz konusu tipe ait örneklerin %73,68 i sağlam olarak ele geçmişken %26,32 sinde ise belli oranlarda kırık tespit edilmiştir (Grafik.4). Oldukça az sayıda ele geçmiş olan alt tipleri bir kenara koyduğumuzda kırık oranının en yüksek olduğu alt tip makro dişlemeliler olarak dikkat çekmektedir (Tablo.13).

113 108 Dişlemeli Alet Kırık Oranları 26,32% 73,68% Kırık olan D.A. Kırık olmayan D.A. Grafik.4: Dişlemeli Alet genel kırık oranları. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik endüstri içerisinde toplam 57 adet örnekle temsil edilen dişlemeli aletlerde en yoğun grubu mikro ve makro dişlemeli aletler oluşturmaktadır. Tüm dişlemeli aletlerin %50,88 i mikro dişlemelilerden oluşurken %42,11 i ise makro dişlemelilerden oluşmaktadır. Grafik.5 de görüldüğü gibi almaşan, karma ve ikili dişlemeli aletlere ait oldukça az sayıda örnek mevcuttur. Dişlemeli Alet Alt Tipleri TİP.13 KARMA DİŞLEMELİ 1 TİP.12 İKİLİ DİŞLEMELİ 1 TİP.11 ALMAŞAN DİŞLEMELİ 2 TİP.10 MAKRO DİŞLEMELİ 24 TİP.9 MİKRO DİŞLEMELİ Grafik.5: Dişlemeli alet alt tiplerine ait sayısal veriler.

114 109 Dişlemeli aletlerin yapımında tercih edilen hammadde cinslerine bakıldığında endüstri genelinde olduğu gibi lokal hammadde cinsi olan radyolaritin baskın olduğu görülmektedir. Bununla birlikte mikro dişlemeli aletlerde radyolarit ve çakmaktaşı sayılarının birbirine yakın olduğu görülmektedir (Tablo.13). Ancak bu alt tip açısından çakmaktaşı tercihiyle ilgili bilinçli bir seçimden bahsetmemiz şu an için mümkün değildir. Dişlemeli aletler üzerinde kabuk veya ham yüzeyler açısından yapmış olduğumuz gözlemlerde alt tiplerin çoğunda gözlemlenmesine rağmen hiç birisinde büyük oranlarda kabuk veya ham yüzey kalıntısına rastlanmamıştır. Bununla birlikte hammadde bölümünde değinmiş olduğumuz genel alet kabuk/ham yüzey oranlarının aksine dişlemeli aletlerde herhangi bir kalıntı taşımayan parçaların sayısı taşıyanlara oranla fazladır (Tablo.13). Çekirdekler üzerindeki yoğun kabuk/ham yüzey varlığı da dikkate alındığında dişlemeli alet tipine ait olan örneklerin büyük çoğunluğunun kabuk/ham yüzey taşımayan ya da küçük oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısına sahip olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2 Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Tablo.13

115 110 Dişlemeli aletlerin taşımalıklarına bakıldığında ise çok büyük bir oranda yongaların baskın olduğu görülmektedir. Yongaları oldukça az sayılarda döküntü, tablet ve çekirdek parçaları takip etmektedir (Tablo.14). Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Taşımalık Tipi Yonga Döküntü Tablet Çekirdek Parçası Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Tablo.14 Topuk tipleri açısından bakıldığında dişlemeli aletlerdeki en yoğun topuk tipinin düz topuk olduğu görülmektedir. Bu tipi 6 adet örnekle kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Söz konusu örneklerdeki topuk kaldırma işlemleri bir sapa takma amacıyla yapılmış uygulamalar değildir. Bu parçaları 4 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir (Tablo.15).

116 111 Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Kaldırılmış Yok Kırık Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Tablo.15 Toplam 57 adet örnekle temsil edilen dişlemeli aletlerin 27 tanesinin kopma açısı tespit edilememiştir. Geriye kalan örneklerin çok büyük bir çoğunluğunun ise kopma açısı 90 nin üzerindedir. Vurma yumruları ile ilgili yapılmış olan gözlemlerde de 22 adet örneğin vurma yumrusunun olmadığı görülmüştür. Geriye kalan örneklerden 25 tanesi belirgin, 10 tanesi ise oldukça belirgin vurma yumrularına sahiptir (Tablo.16). Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Tablo.16

117 112 Dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz düzelti analizlerinde baskın düzelti tipinin pulcuklu düzelti olduğu tespit edilmiştir. Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçalar diğer düzelti tiplerine sahip olan parçalara göre oldukça baskındır (Tablo.17). Bu açıdan dişlemeli aletlerin, basamak pulcuklu düzeltilerin baskın olduğu kenar kazıyıcılardan oldukça farklı oldukları görülmektedir. Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaları 8 adet örnekle kemirim düzeltili parçalar takip etmektedir. Basamak pulcuklu ve pulcuklu+yongalama düzeltileri ise 5 er adet örnekle temsil edilmektedirler. Dişlemeli aletler üzerinde tespit edilmiş olan diğer düzelti tipleri ise yongalama, pulcuklu+basamak pulcuklu, pulcuklu+kemirim ve kemirim+yongalama düzeltileridir (Tablo.17). Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi P BP K Y P+BP P+K P+Y K+Y B Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K: kemirim, Y: yongalama, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, P+K: pulcuklu+kemirim, P+Y: pulcuklu+yongalama, K+Y: kemirim+yongalama, B: belirsiz) Tablo.17 Dişlemeli aletlerin düzelti pozisyonlarına bakıldığında, dişlemeyi oluşturan düzeltilerin çok büyük bir oranda parçanın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları

118 113 görülmektedir. Bunları 6 adet örnekle almaşan düzeltiye (aynı kenarda yer alan düzeltilerin birbirini takip edecek şekilde hem dış yüz hem de iç yüz üzerine yapılması) sahip olan parçalar takip etmektedir (Tablo.18). Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti pozisyonu DY İY İKY A AL B Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Kısaltmalar (DY: dış yüz, İY: iç yüz, İKY: iki yönlü, A: almaşık, AL: almaşan, B: belirsiz) Tablo.18 Dişlemeli aletlerin büyük çoğunluğunda düzeltiler taşımalığın tüm kenarını (distal+mesia+proksimal) kapsayacak şekilde yapılmışlardır. Bu parçaları, yalnızca distal bölümünde düzelti taşıyan örnekler takip etmektedir. Düzeltilerin distal ve mesial bölümlerini kapladığı dişlemeli alet sayısı ise 9 dur. Düzelti konumları açısından bakıldığında kenar kazıyıcılarda olduğu gibi dişlemeli aletlerde de parçanın tüm bölümünü kaplayan (distal+mesial+proksimal) düzeltilerin baskın olmasına rağmen bununla birlikte çoğu parçanın da belli kısımlarında düzelti taşıdığı görülmektedir (Tablo.19). Dolayısıyla bu parçaların tüm kenarından ziyade belli kısımlarının kullanıma yönelik olarak düzeltileme işleminden geçtikleri anlaşılmaktadır.

119 114 Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti konumu D M PR D+M M+PR D+M+PR B Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz) Tablo.19 Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki dağılımları açısından yapmış olduğumuz gözlemlerde dişlemeli aletlerin büyük çoğunluğunun (37 adet) devamlı düzeltilere sahip oldukları görülmüştür. Bunları 18 adet örnekle kısmi düzeltili parçalar takip etmektedir. Söz konusu düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında ise 38 adet örneğin ince, 18 adet örneğin ise uzun düzeltilere sahip oldukları görülmektedir (Tablo.20). Bu verilerin yukarıda bahsetmiş olduğumuz düzelti tipleriyle bağlantılı oldukları görülmektedir. Pulcuklu ve kemirim düzeltilerin yoğun olduğu tiplerde, düzeltilerin taşımalık kenarında kapladıkları alanın ince olduğu tespit edilmiştir. Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son analizler ise düzelti açılarıyla ilgili olan gözlemlerdir. 57 adet dişlemeli aletin 27 tanesinin kenarında yer alan düzelti açılarının yarı dik olduğu tespit edilmiştir. Bunu 17 adet örnekle dar düzeltiye sahip olan parçalar takip etmektedir. Dik düzeltiye sahip olan parça sayısı ise 9 dur. Dik

120 115 düzeltiye sahip olan söz konusu bu 9 adet örneğin tümü 10 mm ve üzeri kalınlığa sahiptirler. Yani taşımalık kalınlığı 10 mm ve altında olan parçaların hiç birisinde dik düzelti gözlemlenmemiştir. Kalınlığı 10 mm ve üzerinde olan taşımalıklar üzerindeki düzelti açıları ise yarı dik-dik aralığında yer almaktadırlar. Dişlemeli Alet Adet Düzelti Düzelti kapladığı Düzelti açısı Alt Tipi dağılımı alan K DE B İ U B Dİ YDİ D Dİ+ YDİ YDİ+ D B Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli TOPLAM Kısaltmalar (K: kısmi, DE: devamlı, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar, Dİ+YDİ: dik+yarı dik, YDİ+D: yarı dik+dar) Tablo.20 Dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu her bir alt tipin uzunluk, genişlik ve kalınlık kriterleri açısından minimum, maksimum ve ortalama değerleri tespit edilmiştir. Alt tiplere ait ölçülmüş olan boyut değerleri Tablo.21 de gösterilmiştir.

121 116 Dişlemeli Alet Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Mikro Dişlemeli , Makro Dişlemeli , ,5 Almaşan Dişlemeli İkili Dişlemeli Karma Dişlemeli Tablo.21 Yukarıdaki tabloda belirtilen genel değerlerin dışında endüstrinin gerçek boyut aralığını öğrenmek açısından yapmış olduğumuz standart boyut analizlerini dişlemeli aletler için de gerçekleştirdik. Buna göre dişlemeli aletler açısından standart uzunluk boyutunun mm aralığında olduğu görülmektedir. Söz konusu uzunluk aralığındaki parçaların sayısı 35 dir (Tablo.22). Bununla birlikte mikro dişlemeliler (Tip.9) içerisinde mm aralığında yer alan 5 adet örnek ile makro dişlemeliler (Tip.10) içerisindeki mm aralığında kalan 4 adet örnek standart uzunluğun dışında kalmalarına rağmen kendi alt tipleri içerisinde belli bir çoğunluğa sahiptirler (Tablo.22).

122 117 Dişlemeli Alet Uzunluk aralığı (mm) Adet Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.22 Dişlemeli aletlerin genişlik standartlarına baktığımızda da uzunluk kriterinde olduğu gibi mm aralığındaki parçaların en yoğun grubu oluşturdukları görülmektedir. Genişlik açısından genelde mm aralığında bir yığılma olduğu görülmekle birlikte mikro dişlemeli aletlerin (Tip.9) genişlik aralığının daha büyük olduğu görülmektedir (Tablo.23).

123 118 Dişlemeli Alet Genişlik aralığı (mm) Adet Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.23 Kalınlık standartları açısından yapmış olduğumuz analizlerde ise 0 10 mm aralığında önemli sayıda parça olmasına rağmen baskın grubun 34 adet parçayla mm aralığında olan grup olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla dişlemeli aletlerin standart kalınlıklarının mm arasında değiştiği görülmektedir. Uzunluk ve genişlikte olduğu gibi kalınlık açısından da mikro dişlemeli aletlerin (Tip.9) genel dişlemeli standardının dışında oldukları görülmektedir. Dişlemeli Alet Kalınlık aralığı (mm) Adet Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.24

124 119 DÜZELTİLİ YONGALAR Tip.14 Düzeltili yonga: Bir yonganın en az bir kenarı üzerine devamsız düzeltiler yapılmasıyla ortaya çıkmış olan aletlerdir (Levha.16/1, 2). Analizlerimiz sonucu endüstri içerisinde toplam 38 adet düzeltili yonga tespit edilmiştir. Bu tip düzeltili yonga ve düzeltili yonga parçalarından oluşmaktadır. Söz konusu tipe ait herhangi bir alt tip ayrımı yapılmamıştır. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz 38 adet düzeltili yonga içerisinde 10 adet örneğin kırık olduğu tespit edilmiştir (Tablo.25). Söz konusu parçalar oldukça küçük oranlarda (<1/2) kırıklar taşımaktadır. Düzeltili yongalara yapılmış oldukları hammadde cinsleri açısından bakıldığında yerel hammadde olan radyolaritin baskın olduğu görülmektedir. Bunu yalnızca 9 adet örnekle çakmaktaşı takip etmektedir. Söz konusu hammaddelerin taşımış oldukları kabuk/ham yüzey oranlarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde ise kabuk veya ham yüzey taşıyan parçalarla taşımayan parçaların sayısal olarak eşit oldukları görülmüştür. Parçalar üzerindeki kabuk/ham yüzey oranları ise oldukça azdır (Tablo.25). Bu açıdan bakıldığında düzeltili yongaların da, üzerlerinde kabuk/ham yüzey taşımayan veya çok küçük oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısına sahip olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları görülmektedir. Düzeltili Yonga Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2 Düzeltili Yonga TOPLAM Tablo.25

125 120 Düzeltili yongalar üzerinde tespit etmiş olduğumuz topuk tipleri diğer tiplere nazaran oldukça çeşitlidir. Ancak söz konusu topuk tiplerinin sayısal olarak oldukça az örnekle temsil edilmesinden dolayı farklı bir teknolojik olgudan bahsetmek mümkün değildir. 1 er adet örnekle temsil edilmekte olan yüzcüklü, çatı ve nokta topuk tiplerinin dışında baskın tip endüstri genelinde olduğu gibi düz topuklardır. Bu örnekleri çok daha az sayılarda sırasıyla ham ve kaldırılmış topuklu parçalar takip etmektedir (Tablo.26). Düzeltili Yonga Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yüzcüklü Nokta Kırık Düzeltili Yonga TOPLAM Tablo.26 Düzeltili yongalar üzerindeki kopma açısı verilerine bakıldığında örneklerin büyük çoğunluğunun 90 den büyük kopma açılarına sahip oldukları görülmektedir. Yalnızca 3 adet örneğin ise kopma açısının 90 olduğu tespit edilmiştir. Vurma yumruları açısından bakıldığında da belirgin görünümde vurma yumrularına sahip olan parçaların çoğunluğu oluşturduğu görülmektedir (Tablo.27). Düzeltili Yonga Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Düzeltili Yonga TOPLAM Tablo.27

126 121 Düzeltili yongalar üzerinde tespit edilmiş olan baskın düzelti tipi pulcuklu (Levha.16/2) düzeltilerdir (22 adet). Söz konusu düzeltiye sahip olan örnekleri 9 adet parçayla kemirim düzeltiye (Levha.16/1) sahip olan örnekler takip etmektedir. 5 adet düzeltili yonga üzerinde ise basamak pulcuklu düzeltiler tespit edilmiştir. Taşımalıklar üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında ise düzeltilerin çok büyük bir oranda parçanın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları görülmektedir. Yalnızca 3 adet örnek üzerindeki düzeltiler iç yüz kenarında yer alırken tek örnekte ise düzeltilerin pozisyonu almaşıktır. Düzeltili yongalar üzerindeki düzeltilerin konumları da çeşitlidir. Taşımalıklar üzerinde düzeltilerin en yoğun yapılmış olduğu bölüm distal+mesial bölümdür. Bu parçaları yoğunluklarına göre distal, mesial+proksimal ve proksimal bölümlerinde düzelti taşıyan parçalar takip etmektedir (Tablo.28). Düzeltili Yonga Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu Düzelti konumu Alt Tipi P BP K P+BP P+K DY İY A D PR D+ M M+ PR Düzeltili Yonga TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K:kemirim, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, P+K: pulcuklu+kemirim, DY: dış yüz, İY: iç yüz, A: almaşık, D: distal, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal) Tablo.28

127 122 Düzeltili yongaların tümünde doğal olarak düzeltilerin dağılımı kısmidir. Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alan ise baskın bir şekilde incedir. 9 adet örnek üzerinde ise uzun düzeltiler tespit edilmiştir. Düzelti açılarına bakıldığında ise kenar kazıyıcı ve dişlemeli aletlerin aksine dar açılı düzeltilerin yoğunlukta olduğu görülmektedir (24 adet). Bu parçaları 11 adet örnekle yarı dik düzeltili yongalar takip etmektedir (Tablo.29). Düzeltili Yonga Alt Tipi Adet Düzelti dağılımı Düzelti kapladığı alan Düzelti açısı K B İ U Dİ YDİ D Düzeltili Yonga TOPLAM Kısaltmalar (K: kısmi, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar) Tablo.29 Düzeltili yongalar üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu minimum 18, maksimum 66 ve ortalama 42 mm uzunluk değerleri tespit edilmiştir. Genişlikte ise minimum, maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 13, 59 ve 36 mm olarak ölçülmüştür. Kalınlık olarak ise minimum 5, maksimum 19 ve ortalama 12 mm değerleri elde edilmiştir (Tablo.30). Düzeltili Yonga Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Düzeltili Yonga Tablo.30

128 123 Uzunluk kriteri açısından bakıldığında Tablo.31 de görüldüğü gibi mm aralığında olan tek örneğin genel ortalama değerlerini etkilediği görülmektedir. Bu örneği dışarıda tuttuğumuz zaman düzeltili yonga uzunluklarının mm aralığında değiştiği tespit edilmiştir. Genişlik açısından ise mm aralığındaki parçaların sayısı baskın grubu oluşturmaktadır. Düzeltili yongaların kalınlıklarının ise 0 20 mm aralığında dengeli bir dağılım gösterdikleri anlaşılmaktadır (Tablo.31). Düzeltili Yonga Adet Düzeltili Yonga Adet Düzeltili Yonga Adet Uzunluk aralığı (mm) Genişlik aralığı (mm) Kalınlık aralığı (mm) Belirsiz 4 Belirsiz 5 Tablo.31 ÇONTUKLU ALETLER Döküntü, yonga ya da dilginin kesici kenarı üzerinde, düzeltilerle ya da vurgacın tek bir darbesiyle elde edilmiş, içbükey bir girinti gösteren aletlerdir (Levha.17/1-7) 111. Tüm aletler içerisinde çontuklu aletlere ait toplam 29 adet parça tespit edilmiştir. Bunlar 5 alt tip içerisinde toplanmaktadırlar; 111 Yalçınkaya, 1989: 47.

129 124 ÇONTUKLU ALET ALT TİPLERİ ADET Clactonian çontuklu 13 Mikro çontuklu 5 Makro çontuklu 5 Düzeltili çontuklu 4 İkili çontuklu 2 TOPLAM 29 Tablo.32: Çontuklu alet alt tipleri ve sayıları. Tip.15 Clactonian çontuklu: Vurgacın tek bir darbesi sonucu bir çontuk oluşturulmasıyla ortaya çıkmış olan aletlerdir 112 (Levha.17/1, 2). Endüstri içerisindeki yoğun alt tip gruplarından bir tanesi olan bu aletlere ait 13 adet örnek tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerin 9 tanesi herhangi bir kırık taşımazken 4 adet örnekte ise belli oranlarda kırıklar tespit edilmiştir. Clactonian çontuklulara ait tüm örneklerin taşımalığı yongadır. Clactonian çontuklularda hammadde açısından baskın olan cins radyolarittir. Söz konusu bu 11 adet örneğin dışında 2 adet parçada ise hammadde olarak çakmaktaşının kullanılmış olduğu görülmüştür. Çakmaktaşları üzerinde herhangi bir kabuk kalıntısı yoktur. Radyolaritlerde ise 5 adet örnek üzerinde küçük oranlarda ham yüzey kalıntıları tespit edilmiştir. Taşımalıklar üzerinde yapılmış olan topuk gözlemlerinde 6 adet örneğin topuk kısmının olmadığı tespit edilmiştir. Bu parçalardan 2 tanesinin topuk kısmının kırık, 4 tanesinin ise kaldırılmış oldukları tespit edilmiştir. Proksimal kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan 7 adet örneğin ise tümü düz topuğa sahiptir. Bu parçaların 112 Yalçınkaya, 1989: 48.

130 125 tümünün kopma açıları 90 nin üzerindedir. Parçaların iç yüzünde gözlemlenen vurma yumruları 6 adet örnek üzerinde belirgin bir görünümdeyken yalnızca tek örnekte ise oldukça şişkin ve çıkıntılı bir görünüm sergilemektedir. Düzeltiler açısından Clactonian çontuklulara baktığımızda tüm örnekler üzerindeki düzeltilerin taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları görülmektedir. Söz konusu düzelti örneklerinin tümü, vurgacın tek bir darbesiyle yapılmış yongalama sonucu ortaya çıkmış olan düzeltilerdir. Bu tip düzeltiler Clactonian çontukluların karakteristik bir özelliğidir. Clactonian çontuklular üzerinde tespit edilmiş olan düzelti konumları çeşitlidir. 4 adet örnekle temsil edilen ve taşımalığın proksimal bölümü üzerine yapılmış olan çontukları 3 adet örnekle distal bölüm üzerine yapılmış olan çontuklar takip etmektedir. Oldukça geniş olup taşımalığın distal, mesial ve proksimal kısımlarını kaplayan çontuk sayısı 2 dir. Yine geniş olup bir parça üzerinde distal+mesial, diğer parça üzerinde ise mesial+proksimal kısımları kaplayan çontuklar ise 1 er adet örnekle temsil edilmektedirler. Yongalama işlemi sonucu taşımalık kenarında ortaya çıkan derin çontuklar, düzeltilerin kapladığı alanların uzun olmasına sebep olmuştur. Sadece tek örnek üzerindeki çontuğun taşımalık kenarında ince bir alan kapladığı tespit edilmiştir. Clactonian çontuklular üzerindeki düzelti açılarına bakıldığında, düzeltilerin büyük bir oranda taşımalığın iç yüzüyle yarı dik bir açı oluşturacak şekilde yapılmış oldukları görülmektedir. Yalnızca 2 adet örnek üzerindeki düzelti açılarının dar olduğu gözlemlenmiştir.

131 126 Clactonian çontuklu alt tipine ait örnekler üzerinden almış olduğumuz boyut ölçümlerine göre uzunluk ortalamasının 34,5, genişlik ortalamasının 40 ve kalınlık ortalamasının ise 13,5 mm olduğu tespit edilmiştir. Uzunluk açısından bakıldığında Clactonian çontuklular içerisinde en yoğun grubu mm aralığındaki parçaların oluşturduğu görülmektedir. Genişlik açısından da yine aynı aralıktaki çontuklular en yoğun grubu oluşturmaktadır. Genişliği 65 mm olan 1 adet örnek endüstri standartlarının çok üzerindedir. Kalınlık aralığı ise biraz daha geniştir. Örneklerin büyük çoğunluğu 0 20 mm aralığında dengeli bir dağılım göstermektedir. Tip.16 Mikro çontuklu: Çontuk genişliğinin 5 mm veya 5 mm den az olduğu parçalardır (Levha.17/3). Mikro çontuklular endüstri içerisinde 5 adet örnekle temsil edilmektedirler. Bu parçalardan 2 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Tüm örneklerin taşımalığı yongadır. Mikro çontukluların 3 tanesinin hammaddesi radyolarit olarak tespit edilmiştir. 2 adet örneğin ise hammaddesi çakmaktaşıdır. Radyolarit olan örneklerden birisinde herhangi bir ham yüzey yokken diğer 2 adet örnek ise çok küçük oranlarda ham yüzey taşımaktadır. Çakmaktaşı olan örneklere bakıldığında da 1 adet örneğin çok küçük bir oranda kabuk kalıntısı taşıdığı görülmüştür. Mikro çontuklular üzerindeki topuk tiplerine bakıldığında poksimal kırık taşıyan 1 adet örnek dışında diğer tüm parçaların farklı topuk tiplerine sahip oldukları tespit edilmiştir. Bunlar kaldırılmış, ham, düz ve çatı topuk tipleridir. Bu parçalar içerisinde kopma açısı tespit edilebilmiş olan örneklerin tümünün çekirdekten 90 den daha büyük bir açıyla kopmuş oldukları görülmüştür. Vurma yumrusu tespit edilebilmiş örnekler de ise 2 adet parçanın belirgin, 2 adet parçanın

132 127 ise diğerlerine oranla çok daha belirgin ve yaygın vurma yumrularına sahip oldukları tespit edilmiştir. Düzelti tipleri açısından bakıldığında mikro çontuklular içerisindeki 2 adet örneğin pulcuklu tip düzeltiye sahip oldukları görülmektedir. Bu tipi basamak pulcuklu, kemirim ve kemirim+yongalama düzeltileri takip etmektedir. Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü kenarında yer alıp 3 tanesi proksimal, 1 er tanesi ise mesial ve distal bölümler üzerine yapılmışlardır. Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında 4 adet örnek üzerindeki düzeltilerin ince tipte oldukları görülmektedir. Yalnızca 1 adet örnek ise uzun düzeltiler taşımaktadır. Söz konusu düzeltiler 2 adet örnekte dar, 2 adet örnekte yarı dik ve tek örnekte ise dik açılarla yapılmışlardır. Mikro çontukluların boyutlarına baktığımızda uzunluk açısından minimum değere sahip olan örnek 12 mm uzunluğundadır. Maksimum değere sahip olan örneğin uzunluğu ise 61 mm dir. Söz konusu değerlere göre mikro çontukluların ortalama uzunluk değeri 36,5 mm olarak belirlenmiştir. Genişlik açısından minimum değer 22, maksimum değer ise 42 mm olarak ölçülmüştür. Buna göre ortalama genişlik değeri 32 mm dir. Kalınlıkta ise minimum, maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 4, 17 ve 10,5 mm olarak ölçülmüştür. Mikro çontuklular içerisinde 2 adet örneğin uzunluğu tespit edilememiştir. Geriye kalan 3 adet örneğin 2 tanesi ise genel endüstri boyut standartlarına uygun uzunluğa sahiptirler. Yine uzunluğu tespit edilebilmiş olan son örnek ise boyut açısından standartların üzerindedir. Bu parçanın uzunluğu 61 mm dir. Bu örnek

133 128 dışındaki parçalar genişlik ve kalınlık açısından da endüstrinin boyut standartları içerisinde yer almaktadırlar. Tip.17 Makro çontuklu: Çontuk genişliğinin 5 mm den fazla olduğu parçalardır. Bu çontuklu alt tipi de 5 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.17/4, 5). Makro çontuklu aletlerin tümü sağlam olarak ele geçmiştir. Taşımalık açısından döküntü olan 1 adet örneğin dışında tümü yongadır. Tespit edilmiş olan makro çontuklu aletlerin 4 tanesinin hammaddesi radyolarittir. Geriye kalan tek örnek ise çakmaktaşıdır. Söz konusu çakmaktaşı alette kabuk kalıntısı yoktur. Radyolarit örneklerin ise 3 tanesi herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımazken tek örnek üzerinde çok küçük bir oranda ham yüzey tespit edilmiştir. Taşımalığı döküntü olup bir topuğa sahip olmayan parça dışında 3 adet örneğin topuk kısmının düz olduğu görülmüştür. Diğer örneğin ise topuk kısmı kaldırılmıştır. Döküntü olan örnek ile topuğu kaldırılmış olan parçanın kopma açıları ve vurma yumruları yoktur. Geriye kalan 3 adet örnek 90 den büyük kopma açılarına sahiptir. Vurma yumrusu oldukça belirgin ve yaygın olan tek örnek dışında 2 adet örneğin ise vurma yumruları belirgin bir görünümdedir. Makro çontuklu aletlerin düzelti tiplerine bakıldığında 2 adet örneğin pulcuklu, 1 adet örneğin ise kemirim düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmektedir. 2 adet örnek üzerinde ise hem pulcuklu hem de yongalama düzeltileri aynı anda tespit edilmiştir (Levha.17/5). Döküntü olan parça dışında söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmıştır.

134 129 Düzelti konumları tespit edilebilmiş olan parçalar içerisinde 2 adet taşımalık üzerindeki düzeltilerin distal+mesial bölümü, 1 adet taşımalık üzerindeki düzeltilerin ise yalnızca mesial bölümü kapsadıkları görülmüştür. Söz konusu düzeltilerin tümü kısmi görünümde olup 2 tanesi taşımalık kenarında uzun, 3 tanesi ise ince alanlar kaplamaktadır. Düzeltiler açısından yapılmış olan son analizlerde ise 3 adet örneğin kenarındaki düzeltilerin yarı dik, 2 adet örneğin kenarında yer alan düzeltilerin ise dik açılara sahip oldukları tespit edilmiştir. Makro çontuklular üzerinde yapılmış olan boyut ölçümleri sonucu minimum, maksimum ve ortalama değerler uzunluk açısından sırasıyla 23, 34 ve 28,5 mm; genişlik açısından 16, 32 ve 24 mm; kalınlık açısından 8, 11 ve 9,5 mm olarak tespit edilmiştir. Makro çontuklulara ait olan örneklerin tümüne ait boyut verilerinin genel yontmataş endüstri standartları içerisinde oldukları görülmektedir. Uzunluk açısından mm aralığında 3, mm aralığında ise 2 adet parçanın yer aldığı tespit edilmiştir. Genişlik açısından mm aralığında, kalınlık açısından ise 0 20 mm aralığında alet sayısı bakımından dengeli bir dağılım söz konusudur. Tip.18 Düzeltili çontuklu: Çok sayıda ve çoğunlukla ince düzeltilerle elde edilmiş olan çontuklulardır 113 (Levha.17/6). Düzeltili çontuklulara ait 4 adet örnek tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların hiçbirisinde kırık tespit edilmemiştir. Tümünün taşımalığı yongadır. 113 Yalçınkaya, 1989: 48.

135 130 Hammadde açısından baktığımızda 3 adet radyolarit örneğin yalnızca 1 tanesinin çok küçük bir oranda ham yüzey taşıdığı görülmektedir. Tek örnekle temsil edilen çakmaktaşı parçanın üzerinde ise herhangi bir kabuk kalıntısına rastlanmamıştır. 4 adet örnekle temsil edilmekte olan düzeltili çontukluların 2 tanesinin topuğu düzdür. Tek örnek üzerinde görülen ham topuğun dışında 1 adet örneğin ise topuğunun kaldırılmış olduğu görülmektedir. Kopma açısı belli olmayan bu parça dışında diğer 3 adet örneğin kopma açıları 90 nin üzerindedir. Söz konusu parçalara vurma yumruları açısından bakıldığında da 2 adet örneğin endüstri standartlarına uygun olarak belirgin, tek örneğin ise diğerlerine göre oldukça belirgin vurma yumrularına sahip oldukları görülmüştür. Düzeltili çontuklular açısından karakteristik düzelti tipi pucuklu düzeltidir. Örneklerin üzerindeki düzeltilerin tümü pulcuklu tiptedir. Düzeltilerin pozisyonları açısından baktığımızda ise taşımalıklar üzerindeki çontukların 3 tanesinin dış yüz 1 tanesinin ise iç yüz üzerine yapılmış olduğu görülmektedir. Taşımalık üzerindeki düzelti konumu belirlenemeyen tek örnek dışında 2 örnek üzerindeki düzeltiler mesial ve proksimal kenarları kapsamaktadır. Diğer örnekteki düzeltiler ise yalnızca distal bölüm üzerinde yer almaktadırlar. Söz konusu 3 parça üzerindeki düzeltilerin tümü dağılımları açısından kısmi görünümdedir. Düzeltilerin taşımalıklar üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında uzun ve ince düzeltiye sahip olan parçaların 2 şer adet örnekle temsil edildikleri görülmektedir. Bu düzeltilere iç yüz ile oluşturdukları açılar bakımından

136 131 baktığımızda ise yine dar ve yarı dik düzeltilere sahip olan parçaların 2 şer adet örneğe sahip oldukları görülmüştür. Boyut analizlerini yapmış olduğumuz 4 adet düzeltili çontuklu alete ait uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri şu şekildedir; Uzunluk: minimum 20, maksimum 49, ortalama 34,5 mm Genişlik: minimum 23, maksimum 39, ortalama 31mm Kalınlık: minimum 9, maksimum 15, ortalama 12 mm Söz konusu boyut değerlerine göre düzeltili çontuklu aletlerin genel endüstri boyut standartları içerisinde yer aldıkları görülmüştür. Tip.19 İkili çontuklu: Taşımalığının farklı iki kenarı üzerine birbirinden bağımsız olarak çontuklar yapılmasıyla oluşmuş aletlerdir (Levha.17/7). Bu alet tipi endüstri içerisinde yalnızca 2 adet örnekle temsil edilmektedir. 1 tanesi kırık olarak ele geçmiş olan parçaların ikisinin de taşımalığı yongadır. İkili çontuklu alt tipine ait olan örneklerin ikisinin de hammaddesi radyolarittir. Bu parçaların ikisi de üzerlerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımamaktadırlar. Söz konusu örneklerden birisi proksimal kırık taşıdığı için bu parçanın topuk tipi tespit edilememiştir. Diğer örneğin ise topuğu düzdür. Bu parçanın kopma açısı 90 nin üzerinde olup vurma yumrusu belirgin bir görünüme sahiptir. Yine diğer parçanın vurma yumrusunun da belirgin bir görünümde olduğu tespit edilmiştir.

137 132 Düzelti tipleri açısından bakıldığında taşımalıklardan birisinin üzerindeki çontukların pulcuklu düzeltilerle, diğeri üzerindeki çontukların ise birisinin pulcuklu, diğerinin yongalama tipi düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmıştır. Her iki örnek üzerinde yer alan düzeltilerin konumları taşımalığın distal ve mesial bölümleri üzerinde olup düzeltilerin tümü kısmi görünümdedir. Taşımalıkları kenarında kapladıkları alanların ise 1 parça üzerinde ince, diğerinde ince+uzun olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların 1 tanesinin yarı dik, diğerinin ise dik+yarı dik açılı düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmektedir. Analizlerini yapmış olduğumuz 2 adet örneğin 1 tanesi proksimal kırık taşıdığı için bu parçadan uzunluk ölçümü alınamamıştır. Söz konusu parçanın genişliği 23 mm, kalınlığı ise 6 mm dir. Tüm ölçümleri sağlıklı bir şekilde alınmış olan diğer örneğin ise uzunluğu 24 mm, genişliği 24 mm ve kalınlığı ise 8 mm olarak tespit edilmiştir. ÇONTUKLU ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER Çontuklu aletler analizlerini yapmış olduğumuz Alt Paleolitik seviyelerin temel alet gruplarından birisidir. Söz konusu alet tipleri açısından kırık oranlarının çok yüksek olmadığı görülmektedir. Kırık olmayan parçaların oranı %75,86 iken kırık olan parçaların oranı ise %24,14 dür (Grafik.6, Tablo.33).

138 133 Çontuklu Alet Kırık Oranları 24,14% 75,86% Kırık olan Ç.A. Kırık olmayan Ç.A. Grafik.6 Toplamda 29 adet örnekle temsil edilen çontuklu aletler içerisinde en yoğun grubu Clactonian çontuklular oluşturmaktadır. Tüm çontuklu aletler içerisinde %44,83 oranına sahip olan Clactonian çontukluları %17,24 oranıyla mikro ve makro çontuklu aletler takip etmektedir (Grafik.7). Çontuklu Alet Alt Tipleri TİP.19 İKİLİ Ç. 2 TİP.18 DÜZELTİLİ Ç. 4 TİP.17 MAKRO Ç. 5 TİP.16 MİKRO Ç. 5 TİP.15 CLACTONIAN Ç Grafik.7

139 134 Çontuklu aletlerde hammadde tercihi açısından herhangi bir farklılık göze çarpmamaktadır. Endüstri genelinde olduğu gibi radyolaritin baskın hammadde cinsi olduğu görülmektedir. Çakmaktaşı tüm çontuklu aletler içerisinde yalnızca 6 adet örnek ile temsil edilmektedir (Tablo.33). Söz konusu alet tipleri üzerindeki kabuk veya ham yüzeylere bakıldığında parçaların çok büyük bir çoğunluğunun kabuk/ham yüzey taşımadıkları görülmektedir. Kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların %90 ı ise yüzey genişliklerinin yarısından daha küçük alanlarında kalıntı taşımaktadırlar (Tablo.33). Bu açıdan bakıldığında çontuklu aletlerin çok büyük bir oranda çekirdekler üzerinden alınmış olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2 Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Tablo.33 Çontuklu aletlerin topuk tipi yüksek bir oranla düz topuk olarak dikkat çekmektedir. Toplam 14 adet örnekle temsil edilen düz topuklu parçaları 7 adet örnekle kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Özellikle Clactonian çontuğa sahip olan parçalarda gözlemlenen kaldırılmış topuk kısımlarının herhangi bir işleve yönelik olduklarını söylemek mümkün değildir. Endüstri genelinde düz

140 135 topuğun ardından gelen ham topuğa sahip olan örneklerin sayısı ise yalnızca 2 dir (Tablo.34). Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yok Kırık Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Tablo.34 Proksimal kırık taşımayan veya topuğu gözlemlenebilen çontuklu aletlerin tümünün kopma açısı 90 nin üzerindedir (Tablo.35). Sert vurgaçla direkt yongalamanın yapıldığı Alt Paleolitik endüstrilerde olağan olan bu durumun yanında söz konusu parçaların vurma yumruları da belirgin bir görünümdedir. Diğerlerine oranla daha belirgin ve yaygın vurma yumrusuna sahip olan parçaların sayısı ise 5 dir (Tablo.35). Ancak bu örneklerden yola çıkarak farklı bir yontma tekniğinden bahsetmek mümkün değildir. Örneğin örs üzerinde yongalamanın yapılmış olduğu Clactonian tekniğin Karain de uygulanmış olduğunu söylemek çok zordur.

141 136 Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Tablo.35 Çontuklu aletler üzerindeki düzelti tiplerine bakıldığında baskın tipin yongalamayla yapılmış olan düzeltiler olduğu görülmektedir (Tablo.36). Ancak söz konusu 13 adet örneğin tümü Clactonian çontuklulara aittir. Vurgacın tek bir darbesiyle oluşturulmuş olan bu düzelti tipini 9 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip olan parçalar takip etmektedir (Tablo.36). Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu P BP K Y P+KU P+Y K+Y DY İY B Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K: kemirim, Y: yongalama, P+Y: pulcuklu+yongalama, K+Y: kemirim+yongalama, DY: dış yüz, İY: iç yüz, B: belirsiz) Tablo.36

142 137 Çontuklu aletlere ait düzeltilerin taşımalıkları üzerindeki konumları çeşitlidir. Tablo.37 de görüldüğü gibi çontuklu aletler içerisinde taşımalığın proksimal kısmı üzerinde yer alan düzeltiler en yoğun grubu oluşturmaktadır. Bunu 5 adet örnekle distal bölüm üzerinde yer alan düzeltiler takip etmektedir. Bazı örnekler üzerindeki düzeltilerin ise taşımalığın birden fazla bölümünü kapladığı görülmektedir. Örnek olarak distal ve mesial bölümleri kapsayan düzelti sayısı 4 dür. Ancak söz konusu bu parçaların 2 tanesini ikili çontuklular oluşturmaktadır. Yani bu parçalar üzerinde yer alan düzeltiler taşımalık üzerinde farklı konumlarda yer almaktadırlar. Taşımalığın tüm kenarını (distal+mesial+proksimal) kapsayan düzeltilere sahip örnek sayısı ise 2 dir. Söz konusu parçaların ikisi de taşımalık kenarında geniş bir alanı kaplayan Clactonian çontuklardır. Bu örnekler tüm kenar boyunca devam ettikleri için aynı zamanda devamlı düzelti sınıfına da girmektedirler. Diğer 10 adet örneğin ise dağılım itibariyle kısmi düzelti oldukları tespit edilmiştir (Tablo.37). Çontuklu Alet Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı Alt Tipi D M PR D+ M+ D+M+ B K D B M PR PR Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı, B: belirsiz) Tablo.37

143 138 Çontuklu aletler üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlara bakıldığında ince ve uzun düzeltilerin sayısal olarak birbirine yakın oldukları görülmektedir. Uzun düzeltilerin çok büyük bir çoğunluğunun Clactonian tip çontuklular üzerinde oldukları tespit edilmiştir (Tablo.38). Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Düzelti kapladığı alan Düzelti açısı İ U İ+U B Dİ YDİ D Dİ+YDİ B Clactonian Çontuklu Mikro Çontuklu Makro Çontuklu Düzeltili Çontuklu İkili Çontuklu TOPLAM Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, B: belirsiz, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar, Dİ+YDİ: dik+yarı dik, B: belirsiz) Tablo.38 Alet taşımalıkları üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucunda ortalama uzunluk değeri en yüksek olan çontuklu alet tipinin mikro çontuklular olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu alt tipe ait ortalamanın yüksek olmasının sebebi 1 adet örneğin 61 mm uzunluğunda olmasıdır. Bu durum mikro çontukluların genel ortalamasını yükseltmektedir. Bu tipi 34,5 mm ortalama uzunlukla Clactonian ve düzeltili çontuklu alt tipleri takip etmektedir. Genişlik ve kalınlık ölçümleri sonucu ise Clactonian çontukluların en yüksek ortalamaya sahip oldukları görülmüştür (Tablo.39).

144 139 Çontuklu Alet Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Clactonian Çontuklu , ,5 Mikro Çontuklu , ,5 Makro Çontuklu , ,5 Düzeltili Çontuklu , İkili Çontuklu Tablo.39 Yukarıda bahsetmiş olduğumuz 61 mm uzunluğundaki mikro çontuklunun genel çontuklu alet ortalamasını da yükselttiği görülmektedir. Şu ana kadar yapmış olduğumuz analizlerde endüstri içerisindeki yongalama ürünü veya alet taşımalıklarının ile mm uzunluk aralığında oldukları görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında 61 mm uzunluğundaki söz konusu alet gerçek endüstri ortalamasının çok üzerinde yer almaktadır.

145 140 Çontuklu Alet Uzunluk aralığı (mm) Adet Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.40 Genişlik açısından da yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumun bir benzeri söz konusudur. Clactonian çontuklulara ait olup genişliği 65 mm olan 1 adet örneğin genel genişlik ortalamasını yükselttiği görülmektedir. Söz konusu parçayı spesifik bir örnek olarak gördüğümüzde çontuklu alet genişliklerinin mm aralığında değiştiği anlaşılmaktadır (Tablo.41).

146 141 Çontuklu Alet Genişlik aralığı (mm) Adet Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.41 Çontuklu aletlerin kalınlık ortalamaları ise genel yontmataş endüstri verilerinin doğrultusundadır. Söz konusu örneklerin neredeyse tümü 0 20 mm aralığında dağılmaktadırlar (Tablo.42). Çontuklu Alet Kalınlık aralığı (mm) Adet Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip Belirsiz TOPLAM Tablo.42

147 142 BİLEŞİK ALETLER Aynı taşımalık üzerinde birden fazla temel aletin bir arada gerçekleştirilmesiyle oluşturulmuş aletlerdir 114 (Levha.18/1-6). Yalnızca 7 adet parçayla temsil edilen bileşik aletlere ait 6 alt tip tespit edilmiştir; BİLEŞİK ALET ALT TİPLERİ ADET Çontuklu - Dişlemeli 2 Clactonian çontuklu Mikro dişlemeli 1 Kenar kazıyıcı - Dişlemeli 1 Kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu 1 Dişlemeli Düzeltili yonga 1 Dişlemeli omurgalı ön kazıyıcı 1 TOPLAM 7 Tablo.43: Bileşik alet alt tipleri ve sayıları. Tip.20 Çontuklu Dişlemeli: Endüstri içerisinde çontuklu - dişlemeli alet tipine ait 2 adet örnek tespit edilmiştir (Levha.18/1). Bu örneklerin her ikisi de sağlam olarak ele geçmiştir. Söz konusu örneklerin taşımalıkları yongadır. Hammaddeleri radyolarit olan parçalardan bir tanesi herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımazken diğer örnek üzerinde ise çok küçük bir oranda (<1/2) ham yüzey tespit edilmiştir. Çontuklu dişlemeli aletlerin topuk tiplerine bakıldığında 1 adet örneğin topuğunun kaldırılmış olduğu görülmektedir. Diğer örnek ise düz topuğa sahiptir. Topuk kısmı kaldırılmış olan aletin kopma açısı ve vurma yumrusu da belirsizdir. 114 Yalçınkaya, 1989: 10.

148 143 Düz topuğa sahip olan örneğin kopma açısı 90 nin üzerinde, vurma yumrusu ise çok olmamakla birlikte belirgin bir görünüme sahiptir. Çontuklu dişlemeli aletler üzerinde yer alan düzeltilerin tümü pulcuklu tip düzeltilerdir. Söz konusu parçaların birisinde, bileşik aleti oluşturan düzeltilerin her ikisi de taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Diğer örnekte ise düzeltilerden birisi taşımalığın dış yüz kenarında yer alırken diğer düzelti ise iç yüzde ve taşımalığın diğer kenarı üzerinde yer almaktadır. Dolayısıyla söz konusu parça üzerindeki düzeltiler pozisyonları itibariyle almaşık tiptedir (Levha.18/1). Taşımalık üzerindeki konumu belirlenebilen tek örnekte düzeltiler taşımalığın distal ve mesial bölümlerini kaplamaktadır. Her iki örnek üzerindeki düzeltiler de dağılımları itibariyle kısmi düzelti olarak sınıflandırılmışlardır. Aynı şekilde düzeltilerin tümü taşımalıkları kenarında kapladıkları alanlar açısından ince tip düzeltilerdir. Parçalar üzerindeki düzeltilerin açılarına bakıldığında ise tüm düzeltiler yarı dik tipte oldukları görülmektedir. Söz konusu alt tipe ait oldukça az sayıda örnek olmasından dolayı boyut ölçümleri sırasında ortalama değerlerin alınmasına gerek duyulmamıştır. Mevcut örneklerden birisinin uzunluğu 18, genişliği 28, kalınlığı ise 4 mm dir. Diğer örneğin ise uzunluğu 38, genişliği 24, kalınlığı 15 mm olarak ölçülmüştür. Tip.21 Clactonien çontuklu Mikro dişlemeli: Bileşik aletler içerisindeki bu alt tip endüstri içerisinde yalnızca 1 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.18/2). Söz konusu örnek herhangi bir kırık taşımamaktadır. Bu örneğin taşımalığı yongadır.

149 144 Hammaddesi radyolarit olan örnek üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilmemiştir. Tek örnekle temsil edilen Clactonian çontuklu mikro dişlemeli aletin topuk kısmı düzdür. Söz konusu parçanın kopma açısı 90 olarak tespit edilmiştir. Vurma yumrusu ise oldukça belirgindir. Kopma açısı ve vurma yumrusu ile ilgili bu veriler, söz konusu kriterler açısından endüstri standartlarının dışındadır. Ancak oldukça az sayıdaki örnekten yola çıkarak farklı bir teknolojik durumdan bahsetmek mümkün değildir. Analizi yapılmış olan örneğin taşımalığı üzerinde yer alan düzeltiler farklı tekniklerle yapılmışlardır. Clactonian çontuk vurgacın tek bir darbesiyle yongalanarak oluşturulmuştur. Taşımalığın diğer kenarında yer alan dişlemeli kısım ise pulcuklu tip düzeltilerle şekillendirilmiştir. Taşımalık üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında çontuklu olan kısmın parçanın dış yüzü üzerine yapılmış olduğu görülmektedir. Mikro dişlemeyi oluşturan düzeltiler ise aynı kenar üzerinde hem iç hem de dış yüz üzerinde yer almaktadırlar. Söz konusu düzeltilerin her ikisi de konum itibariyle yonganın distal bölümü üzerinde yer almaktadırlar. Her iki düzelti de devamlı olmayıp kısmi görünümdedirler. Taşımalık üzerindeki Clactonian çontukluyu oluşturan kısım kapladığı alan itibariyle uzun tip bir düzelti olup düzeltinin açısı dardır. Dişlemeli olan kısım ise taşımalık kenarında ince bir alanı kaplamaktadır. Söz konusu dişlemeli düzeltinin açısı yarı dik görünümdedir.

150 145 Boyut analizleri yapılmış olan Clactonian çontuklu mikro dişlemeli tipine ait örneğin uzunluğu 34, genişliği 25, kalınlığı ise 12 mm olarak ölçülmüştür. Tip.22 Kenar kazıyıcı Dişlemeli: Tek örnekle temsil edilen bileşik alet tipinin taşımalığı yongadır (Levha.18/3). Söz konusu örnek sağlam olarak ele geçmiştir. Radyolarit olan örnek üzerinde çok küçük bir oranda ham yüzey kalıntısı tespit edilmiştir. Düz topuğa sahip olan örneğin kopma açısı 90 nin üzerinde olup vurma yumrusu ise belirgin bir görünümdedir. Bileşik aleti oluşturan her iki düzelti de farklı tiptedir. Kenar kazıyıcıyı oluşturan düzelti tipi basamak pulcuklu düzeltidir. Dişlemeli olan kısım ise pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiştir. Her iki düzelti de taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Düzeltiler konumları itibariyle taşımalığın tüm bölümünü kaplamaktadırlar (distal+mesial+proksimal). Bundan dolayı düzeltiler aynı zamanda devamlı tipte düzeltilerdir. Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında her iki düzeltinin de taşımalık kenarında uzun bir alan kapladığı görülmektedir. Yine her iki düzeltinin açısı da yarı dik olarak tespit edilmiştir. Gerçekleştirilmiş olan boyut analizleri sonucu ele geçmiş olan tek örneğin uzunluğu 34, genişliği 22 ve kalınlığı ise 14 mm olarak ölçülmüştür. Tip.23 Kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu: Bu alt tipe ait olarak da tek örnek tespit edilmiştir (Levha.18/4). Küçük oranda bir kırık taşıyan örneğin taşımalığı yongadır.

151 146 Söz konusu alt tipe ait örneğin hammaddesi çakmaktaşı olup çok küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Tek örnekle temsil edilmekte olan kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu aletin topuğu hamdır. Taşımalığın kopma açısı 90 nin üzerinde olup iç yüzde gözlemlenen vurma yumrusu ise oldukça belirgin bir görünümdedir. Taşımalığın farklı kenarlarında yer alan ve bileşik aleti oluşturan düzeltiler farklı tiplerdedir. Kenar kazıyıcı kısmı oluşturan düzeltilerin tipi basamak pulcukludur. Çontuklu kısmı oluşturan düzelti ise bir Clactonian karakteristiği olarak yongalama tipi bir düzeltidir. Söz konusu düzeltilerin tümü pozisyonları itibariyle taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadırlar. Düzelti konumları ile ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde taşımalık üzerindeki düzeltilerin parçanın distal, mesial ve proksimal alanlarını kapladığı görülmüştür. Bunun paralelinde dağılım açısından düzeltilerin devamlı oldukları tespit edilmiştir. Her iki düzelti de taşımalık kenarında uzun bir alanı kaplamaktadır. Parça üzerindeki düzeltilerin açılarına baktığımızda da söz konusu düzelti açılarının yarı dik oldukları tespit edilmiştir. Analizlerini yapmış olduğumuz bileşik alet distal kırık taşıdığı için uzunluk ölçümü alınamamıştır. Örneğin genişliği 66, kalınlığı ise 34 mm olarak ölçülmüştür. Bu ölçümlere göre söz konusu alet tipinin endüstri boyut ortalamalarının çok üzerinde olduğu görülmektedir (Levha.18/4).

152 147 Tip.24 Dişlemeli Düzeltili yonga: Tespit etmiş olduğumuz bu bileşik alet alt tipi endüstri içerisinde 1 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.18/5). Distal kırık taşıyan örneğin taşımalığı yongadır. Hammaddesi radyolarit olan parçanın üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilmemiştir. Topuk kısmı düz olan örneğin kopma açısı 90 nin üzerinde olup vurma yumrusu ise belirgin bir görünüme sahiptir. Dişlemeli düzeltili yonga alt tipini oluşturan düzeltilerin tipi pulcukludur. Söz konusu düzeltilerin pozisyonları ise farklıdır. Düzeltili yongayı oluşturan düzeltiler taşımalığın dış yüz kenarında yer almaktadırlar. Dişlemeyi oluşturan düzeltiler ise almaşan tiptedirler. Bu kısımdaki düzeltiler aynı kenar üzerinde birbirini takip edecek şekilde hem iç yüz hem de dış yüz üzerine yapılmışlardır (Levha.18/5). Yukarıda bahsetmiş olduğumuz düzeltiler taşımalığın yalnızca distal bölümü içerisinde yer almaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında kısmi düzelti olarak sınıflandırılmışlardır. Düzeltiler taşımalık kenarında ince alanlar kaplarken açıları ise dar olarak tespit edilmiştir. Dişlemeli düzeltili yonga tipine ait olan örnek distal kırık taşıdığı için uzunluk ölçümü alınamamıştır. Söz konusu parçanın genişliği 32, kalınlığı ise 11 mm olarak ölçülmüştür. Tip.25 Dişlemeli Omurgalı ön kazıyıcı: Bileşik alet tipi içerisinde yer alan son alt tip dişlemeli omurgalı ön kazıyıcıdır (Levha.18/6). Bu alt tip de endüstri içerisinde yalnızca tek örnekle temsil edilmektedir. Sağlam olarak ele geçmiş olan parçanın taşımalığı yongadır.

153 148 Tespit edilmiş olan tek örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır. Söz konusu parça oldukça küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Yapılan gözlemler sonucu ele geçmiş olan tek örneğin topuk kısmının kaldırılmış olduğu görülmüştür. Bu sebepten dolayı parçanın kopma açısıyla birlikte vurma yumrusu da tespit edilememiştir. Düzelti tipleri açısından yapmış olduğumuz gözlemler sonucu ön kazıyıcı alnının paralel düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dişlemeyi oluşturan kısımdaki düzeltiler ise pulcuklu tiptedir. Her iki düzelti de pozisyonları itibariyle taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadır. Düzeltilerin taşımalık üzerindeki konumlarına bakıldığında dişlemeli kısmın taşımalığın tüm kenarını (distal+mesial+proksimal) kapladığı görülmektedir. Ön kazıyıcı alnı ise taşımalığın proksimal ucu üzerine yapılmıştır. Her iki düzelti de devamlı düzelti görünümündedir. Kapladıkları alanlar açısından uzun düzelti olup taşımalığın iç yüzüyle dik bir açı oluşturmaktadırlar. Boyut ölçümleri sonucu sağlam olarak ele geçmiş olan parçanın uzunluğu 32, genişliği 28 ve kalınlığı ise 16 mm olarak tespit edilmiştir. BİLEŞİK ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER Analizlerini yapmış olduğumuz yontmataş endüstri içerisinde tespit etmiş olduğumuz bileşik aletler yalnızca 7 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu parçaların 2 tanesi çok küçük oranda kırıklar taşımaktadırlar (Tablo.44).

154 149 7 adet örneğin 2 tanesi çontuklu dişlemeli alet olarak sınıflandırılmıştır. (Tip.20). Diğer bileşik alet alt tipleri ise 1 er adet örnekle temsil edilmektedirler (Grafik.8). Bileşik Alet Alt Tipleri TİP.25 DİŞLEMELİ - OMURGALI ÖN KAZIYICI TİP.24 DİŞLEMELİ - DÜZELTİLİ YONGA TİP.23 KENAR KAZIYICI - CLACTONIAN ÇONTUKLU TİP.22 KENAR KAZIYICI - DİŞLEMELİ TİP.21 CLACTONIAN ÇONTUKLU - MİKRO DİŞLEMELİ TİP.20 ÇONTUKLU - DİŞLEMELİ Grafik.8 Hammadde tercihi açısından bakıldığında yalnızca tip.23 (kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu) ve tip.25 e (dişlemeli omurgalı ön kazıyıcı) ait olan örneklerde çakmaktaşının tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Hammaddesi çakmaktaşı olan parçaların her ikisi de üzerlerinde çok küçük oranlarda kabuk kalıntısı taşımaktadır. Geriye kalan ve hammaddesi radyolarit olan örneklerin 3 tanesinde ham yüzey gözlenmemiştir. 2 adet örnek ise çok küçük oranlarda ham yüzey kalıntısı taşımaktadır (Tablo.44). Kabuk ve ham yüzey verilerine bakıldığında bileşik aletlerin de ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır.

155 150 Bileşik Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2 Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.44 Bileşik aletler üzerindeki topuk tiplerine bakıldığında endüstri genelinde olduğu gibi düz topuklu parçaların hakim oldukları görülmektedir. Düz topuklu parçaları 2 adet örnekle kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Yalnızca tek örnek üzerinde ise ham topuk tespit edilmiştir (Tablo.45). Bileşik Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Kaldırılmış Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.45

156 151 Teknolojik veriler sunan kopma açısı ve vurma yumrusu gözlemleri de genel endüstri standartları paralelinde sonuçlar vermiştir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz kaldırılmış topuğa sahip olan parçaların kopma açıları ve vurma yumruları tespit edilememiştir. Bunlar dışında kalan 5 adet örnekten 4 tanesinin kopma açısı 90 nin üzerindedir. 90 lik bir kopma açısına sahip olan örnek sayısı ise 1 dir. Vurma yumrusu tespit edilebilmiş örneklerde ise belirgin bir yumruya sahip olan parça sayısı 3 dür. Bunu 2 adet örnekle oldukça belirgin bir vurma yumrusunda sahip olan parçalar takip etmektedir. Bileşik Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.46 Bileşik alet tipleri içerisinde en sık rastlanan düzelti tipi pulcuklu düzeltilerdir. Taşımalığı üzerinde yalnızca pulcuklu düzelti taşıyan parça sayısı 3 dür. Diğer örneklerin tümü, üzerlerinde 2 farklı tip düzelti taşımaktadırlar (Tablo.47). Bileşik aletler içerisinde dikkat çekici parçalardan birisi dişlemeli omurgalı ön kazıyıcıdır (Tip.25). Bu parça üzerinde yer alan ve paralel düzeltilerle şekillendirilmiş olan ön kazıyıcı alnı Alt Paleolitik tipolojisi açısından biraz yabancı

157 152 durmaktadır. Daha çok Üst Paleolitik Dönem de örneklerine rastlanan parça 75. arkeolojik seviyeden ele geçmiştir. Söz konusu seviye Alt Paleolitik materyalin yoğun olarak ele geçmiş olduğu seviyelerdendir. Dolayısıyla üstte yer alan ve daha yakın dönemlere ait olan seviyelerle bir karışıklık olma ihtimali düşük gibi gözükmektedir. Yakındoğu Alt Paleolitiği açısından örneklerine pek rastlanmayan ancak Avrupa Alt Paleolitiğinde az da olsa karşımıza çıkan bu tip parçalar 115, Karain Alt Paleolitiği açısından şu an için ünik bir konumda yer almaktadırlar. Bileşik Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu P P+BP P+PA P+Y BP+Y DY A DY+A DY+AL Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, P+PA: pulcuklu+paralel, P+Y: pulcuklu+yongalama, BP+Y: basamak pulcuklu+yongalama, DY: dış yüz, A: almaşık, DY+A: dış yüz+almaşık, DY+AL: dış yüz+almaşan) Tablo.47 Bileşik aletler üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında genelde taşımalıkların dış yüzü üzerinde düzeltileme işleminin yapılmış olduğu görülmektedir (Tablo.47). 115 Bordes, 1988: pl.32, 34.

158 153 Bileşik aletler içerisinde 3 adet örnek taşımalığın tüm alanını (distal+mesial+proksimal) kaplayacak şekilde düzelti taşımaktadır. Bu parçalardan Tip.22 ve Tip.23 üzerinde yer alan ve kenar kazıyıcı kısmı oluşturan düzeltiler konumları itibariyle taşımalıklarının distal, mesial ve proksimal alanlarını kaplamaktadır. Yine Tip.25 üzerinde yer alan ve dişlemeyi oluşturan düzeltiler de taşımalığın her 3 bölümünü kaplayacak şekilde yapılmışlardır. Tip.21 ve Tip.24 üzerinde yer alan düzeltiler ise taşımalığın yalnızca distal bölümü üzerinde yer almaktadırlar (Tablo.48). Bileşik Alet Alt Tipi Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı D D+M D+M+PR B K D Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (D: distal, D+M: distal+mesial, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı) Tablo.48 Düzeltilerin taşımalık kenarlarında kaplamış oldukları alanlar açısından yapmış olduğumuz gözlemler sonucu 3 adet örnek üzerindeki düzeltilerin ince, 3 adet örnek üzerindeki düzeltilerin ise uzun alanlar kapladıkları görülmüştür (Tablo.49). Düzeltilerin taşımalık kenarında uzun alanlar kapladığı tipler kenar

159 154 kazıyıcı dişlemeli (Tip.22), kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu (Tip.23) ve dişlemeli omurgalı ön kazıyıcı (Tip.25) tipleridir. Bunlar içerisinde Tip.22 ve Tip.23 ün üzerinde yer alan kenar kazıyıcı kenarlar basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş oldukları için taşımalık kenarında uzun alanlar kaplamaktadırlar. Tip.25 de ise ön kazıyıcıyı oluşturan alın kısmı uzun paralel düzeltilerle yapılmış olduğu için yine taşımalık üzerinde uzun bir alanı kaplamaktadır. Bu alan özellikle profilden bakıldığında daha iyi görülebilmektedir. Bileşik Alet Adet Düzelti kapladığı Düzelti açısı Alt Tipi alan İ U İ+U Dİ YDİ D YDİ+D Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar, YDİ+D: yarı dik+dar) Tablo.49 Bileşik aletler üzerinde yer alan düzeltilerin açılarına baktığımızda da düzeltilerin büyük bir çoğunluğunun yarı dik açılı oldukları görülmektedir (Tablo.49).

160 155 Bileşik aletlerin boyutları açısından yapmış olduğumuz çalışmalarda söz konusu örneklerin yalnızca genel boyut ölçümleri ve ortalamaları tespit edilmiştir. Oldukça az sayıda örnekle temsil edildikleri için diğer yoğun alet tipleri içerisinde yapmış olduğumuz ve alet boyut standartlarını gösteren analizlere gerek duyulmamıştır. Tablo.50 ye bakıldığında yalnızca Tip.23 e (kenar kazıyıcı Clactonian çontuklu) ait olan örneğin genel boyut standartlarının oldukça üzerinde olduğu görülmektedir. Kırık olduğu için uzunluğu ölçülememiş olan parçanın genişliği 66 mm olarak tespit edilmiştir. Söz konusu parçanın kalınlığı ise 34 mm dir. Bileşik Alet Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Tip ,5 Tip Tip Tip Tip Tip Tablo.50 DİĞER ALETLER Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz toplam 13 alt tip mevcuttur. Bunlar şu şekilde sınıflandırılmıştır;

161 156 DİĞER ALET ALT TİPLERİ ADET Ham sırtlı bıçak 8 Kullanılmış yonga 6 Mikro taş delgi 4 İki yüzeyli alet 3 Omurgalı ön kazıyıcı 2 Kullanılmış çekirdek 2 Kıyıcı 1 Kıyıcı alet 1 Düzeltili çekirdek 1 Kullanılmış parça 1 Kısmi düzeltili dilgi 1 Tayac ucu 1 Gaga alet 1 TOPLAM 32 Tablo.51: Diğer alet alt tipleri ve sayıları. Tip.26 Ham sırtlı bıçak: Sırtı, ayrılmış olduğu yumrunun ham yüzü ya da büyük bir çoğunlukla kabuğundan oluşmuş parçalardır 116 (Levha.19/1, 2). Endüstri içerisinde bu alet tipine ait 8 adet örnek tespit edilmiştir. Taşımalıkları yonga olan parçaların tümü sağlam olarak ele geçmiştir. Tespit edilmiş olan ham sırtlı bıçakların 7 tanesinin hammaddesi radyolarittir. Tek örneğin ise hammaddesinin çakmaktaşı olduğu tespit edilmiştir. Tüm parçalar sırt kısımlarında belli oranlarda kabuk ya da ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Söz konusu parçalardan yalnızca 1 tanesi dış yüzünün yarısı kadar bir alanında ham 116 Yalçınkaya, 1989: 44.

162 157 yüzey kalıntısı taşımaktadır. Diğer parçaların ise daha küçük oranlarda kabuk veya ham yüzey taşıdıkları tespit edilmiştir. Ham sırtlı bıçaklar üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz topuk gözlemleri sonucu 5 adet örneğin düz topuğa sahip olduğu tespit edilmiştir. Diğer 3 adet örnek ise ham topuk taşımaktadır. Bu örneklerin tümünün kopma açıları 90 nin üzerindedir. 7 adet örneğin vurma yumruları belirgin bir görünümdeyken tek örnek üzerinde gözlemlenen vurma yumrusu ise diğerlerine nazaran daha belirgin bir görünüm taşımaktadır. Ham sırtlı bıçakların tümü kullanılmış olan kenarlarında bir takım kertikler taşımaktadır. Dolayısıyla bu alt tipin düzelti tipi kullanım düzeltisi olarak kaydedilmiştir (Levha.19/1, 2). Söz konusu kullanım izlerinin çoğu pozisyonları itibariyle taşımalıkların dış yüzü üzerinde yer almaktadır (5 adet). 2 adet örnek üzerinde yer alan kullanım izleri ise iki yönlü görünümdedir. Ham sırtlı bıçaklar üzerindeki düzeltilere konumları açısından bakıldığında 4 adet örnek üzerindeki düzeltilerin taşımalığın mesial ve proksimal kenarı boyunca devam ettiği tespit edilmiştir. Geriye kalan 4 adet örnek üzerindeki düzeltiler ise taşımalığın tüm kenarı boyunca (distal+mesial+proksimal) devam etmektedirler. Söz konusu düzeltilerin taşımalık kenarında kapladıkları alanlara bakıldığında ise tüm izlerin ince bir alanı kapladığı görülmektedir. Ham sırtlı bıçaklar üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu uzunluk açısından minimum 34, maksimum 54 ve ortalama 44 mm değerleri tespit edilmiştir. Genişlik açısından ise minimum 21, maksimum 49 ve ortalama 35 mm değerleri söz konusudur. Kalınlıkta ise sırasıyla 10, 19 ve 14,5 mm değerleri

163 158 ölçülmüştür. Boyut açısından bakıldığında ham sırtlı bıçakların genel yontmataş endüstri standartları içerisinde yer aldıkları görülmektedir. Bununla birlikte özellikle taşımalık kalınlıkları açısından baktığımızda tespit edilmiş olan tüm örneklerin kalınlıklarının mm aralığında olduğu görülmektedir. Bu açıdan bu aletlerin kullanımında belli kalınlıktaki yongaların tercih edilmiş oldukları anlaşılmaktadır. Tip.27 Kullanılmış yonga: Herhangi bir düzelti yapılmamış fakat kullanımdan dolayı kenar ya da kenarlarında çentikler taşıyan yongalardır (Levha.19/3-5). Kullanılmış yongalara ait endüstri içerisinde 6 adet örnek mevcuttur. Taşımalıkları yonga olan parçalar üzerinde herhangi bir kırık tespit edilmemiştir. Söz konusu alt tipe ait örneklerin tümünün hammaddesi radyolarittir. Bu parçalardan 2 tanesi herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımazken 4 adet örnek üzerinde ise çok küçük oranlarda ham yüzey tespit edilmiştir. Topuk tipleri açısından bakıldığında düz topuklu parçaların baskın oldukları görülmektedir. 4 adet düz topuklu parçayı 2 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir. Söz konusu örneklerden 5 tanesinin kopma açısının 90 den büyük olduğu gözlemlenmiştir. Tek örneğin ise kopma açısı 90 dir. Vurma yumruları açısından baktığımızda ise örneklerin büyük çoğunluğunun belirgin bir vurma yumrusuna sahip olduğu görülmektedir. Yalnızca tek örneğin vurma yumrusu diğerlerine göre daha şişkin ve belirgin bir görünümdedir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi bu parçaların hiçbirisi üzerinde bilinçli yapılmış bir düzelti yoktur. Bundan dolayı söz konusu parçaların düzelti tipi kullanım düzeltisi olarak değerlendirilmiştir. Bu parçalar üzerindeki kullanım izlerinin pozisyonları ise çeşitlidir. 3 adet örnek üzerinde yer alan izler taşımalığın

164 159 dış yüzü üzerindedir. Geriye kalan 3 adet örnek üzerinde ise iki yönlü, almaşık ve almaşık+almaşan tip düzeltiler (kullanım kertikleri) tespit edilmiştir. Kullanım izlerinin taşımalık kenarındaki konumlarına bakıldığında parçaların genel olarak kenarlarının büyük kısmının ya da tamamının kullanılmış olduğu görülmektedir. 4 adet örnek üzerindeki izler distal, mesial ve proksimal kenarlar boyunca uzanmaktadır. Diğer 2 örnek üzerindeki kullanım izleri de mesial ve proksimal bölümler üzerinde yer almaktadırlar. Düzeltilerle ilgili son olarak, taşımalık kenarında kapladıkları alanlar ve açılarıyla ilgili gözlemler yapılmıştır. Buna göre 6 adet örnek üzerindeki izlerin tümü taşımalık kenarında ince alanlar kaplamaktadır. Söz konusu izlerden 5 tanesi taşımalık kenarında dar, 1 tanesi ise yarı dik bir açıyla yer almaktadır. Kullanılmış yongalar üzerinde yapılmış olan boyut ölçümlerine göre minimum 21, maksimum 43 ve ortalama 32 mm uzunluk değerleri tespit edilmiştir. Genişlik açısından ise minimum, maksimum ve ortalama değerler 14, 40 ve 27 mm olarak ölçülmüştür. Yapmış olduğumuz kalınlık ölçümleri sonucu ise minimum 6, maksimum 14 ve ortalama 10 mm değerleri elde edilmiştir. Uzunluk açısından bakıldığında söz konusu örneklerin genelde mm aralığında yer aldıkları görülmektedir. 43 mm uzunluğundaki tek örnek ise bu alt tipin boyut ortalamasını arttırmaktadır. Söz konusu parçanın genişliği de diğer örneklere göre daha yüksektir. Tip.28 Mikro taş delgi: Taşımalığın bir kenarı üzerinde veya iki kenarının bitiştiği noktada, düzeltilerle şekillendirilmiş delici özellikteki mikro bir uca sahip olan parçalardır (Levha.19/6, 7). Bu alt tip yontmataş endüstri içerisinde 4 adet

165 160 örnekle temsil edilmektedir. Taşımalıkları yonga olan söz konusu örneklerin 2 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Mikro taş delgilere ait olan örneklerin tümünün hammaddesi radyolarittir. Bu parçalardan 3 tanesi çok küçük oranlarda ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Tespit edilmiş olan parçalar içerisinde 1 örneğin topuk kısmı kırık olduğu için belirlenememiştir. 2 adet örneğin topuğu ise hamdır. Tek örnek üzerindeki topuk ise yüzcüklü görünümdedir. Topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler içerisindeki 2 adet parçanın kopma açısı 90 nin üzerindedir. Diğer örnek ise 90 lik bir kopma açısına sahiptir. Söz konusu parçaların vurma yumrularına bakıldığında da 2 adet örneğin belirgin, tek örneğin ise oldukça belirgin bir vurma yumrusu taşıdığı görülmektedir. Taşımalıklar üzerinde mikro taş delgiyi oluşturan kısımlar pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiştir. Söz konusu düzeltilerin 2 tanesi taşımalığın dış yüzü üzerindedir. Diğer 2 örnekte ise taş delgiyi oluşturan düzeltiler pozisyonları itibariyle almaşık tiptedir (Levha.19, 6). Taş delgileri oluşturan düzeltilerin konumları her bir örnek üzerinde farklıdır. Buna göre parçalar üzerindeki düzeltiler taşımalıklarının mesial, proksimal, distal+mesial ve distal+mesial+proksimal bölümleri üzerine yapılmışlardır. Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalık kenarlarında ince bir alanı kaplamaktadır. 3 adet taşımalık üzerindeki delgi kısımları yarı dik düzeltilerle şekillendirilmiştir. Tek örnekte ise delgiyi oluşturan düzeltiler dardır. Boyut analizleri sonucu mikro taş delgilerin taşımalıklarının da oldukça küçük olduğu tespit edilmiştir. Yapılmış olan ölçümlere göre mikro taş delgilere ait

166 161 uzunluklar minimum 22, maksimum 26 ve ortalama 24 mm olarak ortaya çıkmıştır. Genişlik değerleri ise minimum 20, maksimum 23 ve ortalama 21,5 mm dir. Kalınlık açısından ise ortalama değer 7,5 mm dir (min. 5 mm / mak. 10 mm). Tip.29 İki yüzeyli alet: İki yüzeyli aletler, genellikle çakmaktaşı yumrularının, fakat aynı zamanda çakmaktaşı, kuvarsit ve kumtaşı gibi büyük yongaların her iki yüzünden kaplayan düzeltilerle ya da en azından bürüyen düzeltilerle yontulmasıyla oluşmuş çeşitli formlardaki aletlerdir 117 (Levha.20, 21). Alt Paleolitik Dönem içerisinde özellikle Mode 2 endüstrilerinin tipik alet tiplerinden olan iki yüzeylilere ait 3 adet örnek tespit edilmiş ve bunların analizleri gerçekleştirilmiştir. Söz konusu örneklerin tümü sağlam olarak ele geçmiştir yılında V.2 seviyesi içerisinden ele geçmiş olan örnek büyük bir yonga üzerine yapılmıştır. Parçanın dip kısmında yer alan topuğun bir kısmı ile özellikle profilden bakıldığında iç yüzde yer alan vurma yumrusu belli olmaktadır (Levha.21). Bordes un iki yüzeyli alet ölçüm sistemine göre yapılmış olan analizlere göre söz konusu tipin badem biçimli sınıfına girdiği tespit edilmiştir. Parça üzerinden alınmış olan çıkarımların sayısına bakıldığında ise her iki yüzeyden de eşit sayıda yonga çıkarımı alınmış olduğu görülmektedir (20 şer adet). Analizini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletin hammaddesi net olarak belirlenememiştir. Ancak A.Ü. D.T.C.F. Coğrafya Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşoğlu nun yapmış olduğu gözlem ve küçük analizler sonucu 117 Bordes, 1988: 71; Yalçınkaya, 1989: 52, 53; Taşkıran,1990: 11.

167 162 söz konusu parçanın hammaddesinin karbonatsız bir kayaç olduğu tespit edilmiştir 118. Söz konusu iki yüzeyli aletten alınmış olan ölçümler şu şekildedir; Maksimum uzunluk (L): 10,9 cm Maksimum genişlik (m): 6,8 cm Maksimum kalınlık (e): 3,4 cm Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 4,7 cm L/a: 2,31 cm L/m: 1,6 cm m/e: 2 cm Diğer iki yüzeyli alet örnekleri ilk dönem Karain kazıları sonucu İsmail Kılıç Kökten tarafından bulunmuş olan örneklerdir. Söz konusu örneklerden birisi hammaddesi belirlenemeyen bir doğal yumru üzerinde yapılmıştır. Dip kısmındaki belli bir alanda yapılmış olduğu yumruya ait kabuk / ham yüzey kalıntısını taşımaktadır (Levha.20/1). Bu örneğin bir yüzünün diğer yüzüne göre daha çok sayıda yonga çıkarımıyla işlenmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu parçanın bir yüzünden 21 diğer yüzünden ise 12 adet çıkarım alınmıştır. şekildedir; Analizleri yapılmış olan bu parça üzerinden alınmış olan boyut ölçümleri şu 118 Hakan Yiğitbaşoğlu ile kişisel görüşme,

168 163 Maksimum uzunluk (L): 11,9 cm Maksimum genişlik (m): 6,4 cm Maksimum kalınlık (e): 5,1 cm Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 4,9 cm L/a: 2,42 cm L/m: 1,85 cm m/e: 1,25 cm Yukarıda belirtmiş olduğumuz ölçüm ve gözlem sonuçlarına göre söz konusu iki yüzeyli alet tipinin Micoquian tip bir iki yüzeyli olduğu tespit edilmiştir. Aynı parça üzerinde analiz ve ölçümler gerçekleştirmiş olan Işın Yalçınkaya da söz konusu parçanın içbükey kenarları, ileriye doğru çıkmış ucu ve yuvarımsı dibiyle Micoquian iki yüzeylilerin tanımına uyduğunu belirtmektedir 119. Analizleri yapılmış olan son iki yüzeyli alet ise diğerlerine göre daha küçük bir örnektir. Bu örnek de Kökten in ilk dönem Karain kazılarında ele geçmiş olan bir parçadır (Levha.20/2). Yine bu parçanın da hammaddesi belirsizdir. Ancak yapılmış olan gözlemlere göre doğal küçük bir yumru üzerine yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu parçaya şeklini veren yonga çıkarım sayılarına baktığımız zaman parçanın bir yüzü üzerinde 16, diğer yüzü üzerinde ise 23 adet çıkarımın alınmış olduğu görülmektedir. Bu son iki yüzeyli aletten alınmış olan ölçümler şu şekildedir; 119 Yalçınkaya, 1989: 106.

169 164 Maksimum uzunluk (L): 8,3 cm Maksimum genişlik (m): 4,9 cm Maksimum kalınlık (e): 3,6 cm Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 3,7 cm L/a: 2,24 cm L/m: 1,69 cm m/e: 1,36 cm Alınmış olan boyut ölçümlerine göre söz konusu iki yüzeyli alet tipinin de badem biçimli olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu parça diğerlerine göre çok daha küçük bir görünümde olduğu için kısa badem biçimli iki yüzeyli olarak nitelendirmek çok yanlış olmayacaktır. Tip.30 Omurgalı ön kazıyıcı: Profilden ters çevrilmiş karina şeklinde, alnı dilgicik çıkarımlarıyla çevrelenmiş, geniş ve kısa ya da dar ve uzun olabilen kalın yongalar üzerine yapılmış ön kazıyıcılardır 120 (Levha.19/8). Yoğun olmayan bu alt tip grubuna ait 2 adet örnek mevcuttur. Söz konusu 2 örnek de sağlam olarak ele geçmiştir. Her iki örneğin taşımalığı da yongadır. Hammaddeleri çakmaktaşı olan örneklerden birisi üzerinde herhangi bir kabuk kalıntısı yoktur. Diğer örnek ise üzerinde çok küçük bir oranda kabuk kalıntısı taşımaktadır. 120 Yalçınkaya, 1989: 38.

170 165 Tespit edilmiş olan omurgalı ön kazıyıcıların topuk tiplerine bakıldığında 1 adet örneğin düz topuk tipine sahip olduğu görülmektedir. Diğer örnek üzerindeki topuk kısmı ise kaldırılmıştır. Bu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu da tespit edilememiştir. Düz topuğa sahip olan parça ise 90 den büyük bir kopma açısına sahiptir. Söz konusu örneğin vurma yumrusu da belirgindir. Omurgalı ön kazıyıcılara ait olan örneklerin birisinde, kazıyıcı alnı oluşturan düzeltiler pulcuklu tiptedir. Diğer örnekte ise alın kısmı paralel düzeltilerle şekillendirilmiştir (Levha.19/8). Her iki örnek üzerindeki düzeltiler de taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadırlar. Parçalar üzerindeki düzeltilere konumları itibariyle bakıldığında örneklerden birisi üzerindeki düzeltilerin yalnızca distal kısım üzerinde yer aldığı görülmektedir. Diğer örnek üzerindeki düzeltiler ise taşımalığın distal kısmı ile birlikte mesial alanına kadar uzanmaktadır. Her iki parça üzerindeki düzeltiler de kapladıkları alanlar açısından uzun düzelti olarak değerlendirilmişlerdir. Düzelti açıları ise bir parça üzerinde dik diğerinde ise yarı dik olarak gözlemlenmiştir. Omurgalı ön kazıyıcı örneklerinden birisi boyut açısından endüstri standartlarının oldukça üzerindedir. Söz konusu parçanın taşımalık uzunluğu 67, genişliği 46, kalınlığı ise 26 mm olarak ölçülmüştür. Diğer örneğin ise uzunluğu 42, genişliği 35 ve kalınlığı 17 mm dir. Tip.31 Kullanılmış çekirdek: Herhangi bir düzelti yapılmaksızın mevcut haliyle kullanılmış olan çekirdeklerdir (Levha.19/9). Bu parçalar endüstri içerisinde 2 adet örnekle temsil edilmektedirler. Bu tipe ait olan parçaların her ikisi de sağlam olarak ele geçmiştir.

171 166 Hammaddeleri radyolarit olan örneklerin birisi, yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey kalıntısı taşırken diğer parçada ise yarısından fazla oranda ham yüzey kalıntısı tespit edilmiştir. Bu tipe ait olan örneklerin taşımalıkları çekirdek olduğu için söz konusu parçalar üzerinde topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler bulunmamaktadır. Söz konusu parçaların düzeltileriyle ilgili de söylenebilecek çok fazla bir şey yoktur. Her iki parça da üzerlerinde kullanıma bağlı izler taşımaktadırlar. Bir parça üzerindeki kullanım alanı ise diğerine göre daha uzundur. Yapılmış olan ölçümler sonucu her iki örneğin de boyut olarak birbirine çok yakın oldukları görülmüştür. Örneklerden birisinin uzunluğu 59, genişliği 39 ve kalınlığı 21 mm olarak ölçülmüştür. Diğer örneğin ise uzunluğu 56, genişliği 40 ve kalınlığı 30 mm dir. Tip.32 Kıyıcı: Bir yüzü, ucundan bitişik birkaç yonga çıkarılmasıyla yuvarlak, yarı oval ya da düz bir kesici ağız gösteren; çakıllar üzerine yapılmış aletlerdir 121. Analizlerini yapmış olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde Yontuk Çakıl Kültürü nün (Mode 1) karakteristik alet tiplerinden olan kıyıcılara ait tek örnek tespit edilmiştir (Levha.22/1). Sağlam olarak ele geçmiş olan bu örnek ince bir radyolarit tablet üzerine yapılmıştır. Çıkarımların alınmış olduğu kısım dışında parçanın bütünü ham yüzey taşımaktadır. Yine bu tip üzerinde de topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler bulunmamaktadır. 121 Yalçınkaya, 1989: 56.

172 167 Düzelti tipi açısından bakıldığında söz konusu örnek üzerindeki tip yongalama düzeltisidir. Tabletin uç kısmından, aynı yüz üzerinde 2 adet yonga çıkarımı alınmasıyla kesici bir ağız oluşturulmuştur. Boyut analizi yapılmış olan kıyıcı üzerinden alınmış olan uzunluk ölçümü 51 mm dir. Söz konusu parçanın genişliği 71 mm, kalınlığı ise 18 mm dir. Tip.33 Kıyıcı alet: Çakılın iki yüzünden bitişik ve almaşık birçok yonganın alınmasıyla elde edilmiş, genellikle yılankavi bir kesici ağız gösteren aletlerdir 122. Mode 1 endüstrilerinin tipik aletlerinden olan bu örnek Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde tek örnekle temsil edilmektedir (Levha.22/2). Yapılmış olan gözlemler sonucu söz konusu kıyıcı aletin taşımalığının çekirdek olduğu tespit edilmiştir. Hammaddesi radyolarit olan örnek, taşımalığının yarısı oranında ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Taşımalık tipi itibariyle söz konusu örnek üzerinde de topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu bulunmamaktadır. Kıyıcı aleti oluşturan düzeltiler yongalama yoluyla oluşturulmuşlardır. Dolayısıyla söz konusu parça üzerindeki düzelti tipi yongalama düzeltisidir. Yonga çıkarımları taşımalığın her iki yüzünden birbirine bitişik bir şekilde alınmışlardır. Bu açıdan bakıldığında taşımalık üzerindeki düzeltilerin pozisyonu iki yönlüdür. Analizlerini yapmış olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde yontuk çakıl kültürüne atfedilen aletlerden birisi olan kıyıcı alet, diğer tip olan kıyıcıya göre daha büyük bir boyuttadır. Söz konusu parçanın uzunluğu 72, genişliği 96 ve kalınlığı ise 57 mm olarak ölçülmüştür. 122 Yalçınkaya, 1989: 56.

173 168 Tip.34 Düzeltili çekirdek: Bir çekirdek ya da çekirdek parçasının bir ya da daha fazla kenarı üzerine düzeltiler yapılması suretiyle oluşmuş alet tipidir. Bu alt tipe ait tek örnek tespit edilmiştir (Levha.23/1). Parça kırık olarak ele geçmiştir. Söz konusu tek örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır ve bu örnek yarısından küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Taşımalığı çekirdek parçası olduğu için örnek üzerinde topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler yer almamaktadır. Analizini yapmış olduğumuz parça üzerindeki düzeltilerin tipi pulcukludur. Bu düzeltiler parçanın küçük bir kısmında yer aldıkları için aynı zamanda kısmi tip düzeltilerdir. Tek örnekle temsil edilmekte olan düzeltili çekirdek parçası kırık olarak ele geçtiği için yalnızca genişlik ve kalınlık ölçümleri alınabilmiştir. Söz konusu parçanın genişliği 37 mm, kalınlığı ise 15 mm olarak ölçülmüştür. Tip.35 Kullanılmış parça: Herhangi bir düzelti yapılmamış fakat kullanımdan dolayı kenar ya da kenarlarında çentikler oluşmuş, taşımalığı yonga, dilgi, çekirdek yontma artığı ya da döküntü dışında bir parça olan alet tipleridir. Bu alt tipe ait yontmataş endüstri içerisinde 1 adet örnek tespit edilmiştir (Levha.23/2). Taşımalığı radyolarit bir tablet olan örnek sağlam olarak ele geçmiştir. Söz konusu parça kullanılmış olan kenarı dışında tümüyle ham yüzeyle kaplıdır. Tablet olmasından dolayı yongalarda gözlemlenen topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu öğeleri bu parça üzerinde yoktur.

174 169 Analizini yapmış olduğumuz parça tipik ve yaygın bir örnek olmadığı için düzeltileriyle ilgili çok fazla veri mevcut değildir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi söz konusu parça, bir kenarında kullanıma bağlı izler taşımaktadır. Bu izler taşımalık kenarında devamlı bir görünüm sergilemekle birlikte oldukça ince bir alanı kaplamaktadırlar. Dolayısıyla söz konusu parçanın çok yoğun bir kullanıma tabi tutulmadığı anlaşılmaktadır. Üzerinde kullanım izi taşıyan bu parça boyut açısından oldukça küçüktür. Yapmış olduğumuz ölçümlere göre bu parçanın uzunluğu 26, genişliği 24 ve kalınlığı ise 9 mm olarak tespit edilmiştir. Tip.36 Kısmi düzeltili dilgi: Dilginin en az bir kenarının kısmi düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu alet tipidir. Bu alet tipi endüstri içerisinde tek örnekle temsil edilmektedir (Levha.23/3). Parça üzerinde herhangi bir kırık tespit edilmemiştir. Hammaddesi radyolarit olan örneğin üzerinde ham yüzey kalıntısına rastlanmamıştır. Kısmi düzeltili dilginin topuk kısmı düzdür. 90 den daha büyük bir kopma açısına sahip olan parçanın vurma yumrusu oldukça belirgindir. Kısmi düzeltili dilgi üzerinde gözlemlenen düzeltiler pulcuklu tip düzeltilerdir. Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Bu düzeltiler konum itibariyle taşımalığın proksimal bölümüyle birlikte mesial bölümün bir kısmı üzerinde yer almaktadırlar. Düzeltilerin taşımalık kenarında kapladığı alan incedir. Düzelti açısı ise dardır.

175 170 Yapılmış olan ölçümler sonucu alet taşımalığı olan dilginin uzunluğunun 43 mm olduğu tespit edilmiştir. Taşımalık genişliği 25, kalınlığı ise 12 mm olarak ölçülmüştür. Tip.37 Tayac ucu: Genellikle kalın, fakat bazen yassı yongalar üzerine yapılmış yöneşen dişlemelilerdir 123. Yontmataş endüstri içerisindeki tekil parçalardan olan bu tipe ait tek örnek tespit edilmiştir (Levha.23/4). Kırık olan parçanın taşımalığı yongadır. Hammaddesi radyolarit olan örnek üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit edilmemiştir. Kırık olduğu için topuk kısmı görülemeyen örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu da tespit edilememiştir. Parça üzerinde yer alan düzeltiler pulcuklu tip düzeltilerdir. Tümü taşımalığın dış yüzü üzerinde yer alan düzeltiler kapladıkları alan itibariyle ise ince tip düzeltilerdir. Söz konusu düzeltiler taşımalığın iç yüzü ile dar bir açı oluşturmaktadırlar. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz kırık durumundan dolayı parçanın uzunluk ölçümü alınmamıştır. Alınmış olan diğer ölçümler sonucu taşımalığın genişliği 28, kalınlığı ise 9 mm olarak tespit edilmiştir. Tip.38 Gaga alet: Bir döküntü, yonga ya da dilgi üzerine yapılmış bitişik iki çontukla elde edilmiş, taş delgiye göre daha kuvvetle ileriye doğru çıkmış az çok 123 Yalçınkaya, 1989: 41.

176 171 sivri, kalın, bazen iri bir çıkıntı gösteren aletlerdir 124. Bu alet tipi de endüstri içerisinde tek örnekle temsil edilmektedir (Levha.23/5). Sağlam olarak ele geçmiş olan örneğin taşımalığı yongadır. Söz konusu tipe ait olan örneğin hammaddesi radyolarittir. Taşımalık yüzeyinin yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Analizini yapmış olduğumuz gaga alet örneğinin topuk kısmı kaldırılmıştır. Söz konusu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu ise belirsizdir. Taşımalık üzerinde, alet tipine ismini vermiş olan gaga kısmı 2 adet çontukla belirgin hale getirilmiştir. Söz konusu çontuklar yongalama yöntemiyle elde edilmişlerdir. Her iki çontuk da taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadır. Gaga alet üzerinde yer alan düzeltiler konum itibariyle taşımalığın distal ve mesial bölümleri üzerinde yer almaktadırlar. Yarı kaplayan görünümdeki düzeltilerin açısı ise yarı diktir. Endüstri içerisinde tek örnekle temsil edilen gaga alete ait örnek küçük boyutlu bir parçadır. Uzunluğu 24 mm olan aletin genişliği 27, kalınlığı ise 13 mm olarak ölçülmüştür. DİĞER ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz tipler toplamda 32 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu örnekler içerisinde yalnızca 4 adet örnek üzerinde kırık tespit edilmiştir (Grafik.9). 124 Yalçınkaya, 1989: 50.

177 172 Diğer Alet Kırık Oranları 12,50% 87,50% Kırık olan D.A. Grafik.9 Kırık olmayan D.A. Ham sırtlı bıçaklar, diğer alet tipleri içerisinde 8 adet örnekle en yoğun olarak temsil edilen parçalardır. Bunu 5 adet örnekle kullanılmış yongalar, 4 adet örnekle mikro taş delgiler ve 3 adet örnekle iki yüzeyli aletler takip etmektedir. Geriye kalan tipler ise daha az sayıda örnekle temsil edilmektedirler (Grafik.10). Söz konusu aletlerden ham sırtlı bıçaklar ve iki yüzeyli aletler Alt Paleolitik Dönem in tipik parçalarındandır. TİP.38 GAGA ALET TİP.37 TAYAC UCU TİP.36 KISMİ DÜZELTİLİ DİLGİ TİP.35 KULLANILMIŞ PARÇA TİP.34 DÜZELTİLİ ÇEKİRDEK TİP.33 KIYICI ALET TİP.32 KIYICI TİP.31 KULLANILMIŞ ÇEKİRDEK TİP.30 OMURGALI ÖN KAZIYICI TİP.29 İKİ YÜZEYLİ ALET TİP.28 MİKRO TAŞ DELGİ TİP.27 KULLANILMIŞ YONGA TİP.26 HAM SIRTLI BIÇAK Diğer Alet Alt Tipleri Grafik

178 173 Hammadde açısından bakıldığında endüstri genelindeki görüntünün diğer aletler açısından da geçerli olduğu görülmektedir. 32 adet örneğin 25 tanesinin hammaddesi radyolarittir. 4 adet örnek ise çakmaktaşından yapılmıştır (Tablo.52). Analizleri yapılmış olan 3 adet iki yüzeyli aletin ise hammadde tespiti yapılamamıştır. Söz konusu aletlerden birisinin karbonatsız bir kayaç olduğu tespit edilmiştir. Diğer Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y. Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Belirsiz Yok <1/2 1/2 >1/2 Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.52 Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz aletlerin büyük bir çoğunluğu üzerlerinde kabuk veya ham yüzey kalıntısı taşımaktadırlar. 32 adet

179 174 örnekten yalnızca 7 tanesinde kabuk veya ham yüzey kalıntısı bulunmamaktadır (Tablo.52). Kabuk/ham yüzey kalıntısının en yoğun görüldüğü tipler ham sırtlı bıçaklardır (Tip.26). Tipolojileri itibariyle söz konusu parçalar sırt kısımlarında belli oranlarda kabuk veya ham yüzey taşımaktadırlar. Bir diğer alet tipi olan iki yüzeyli örneklerinden (Tip.29) birisinde herhangi bir kabuk/ham yüzey kalıntısı yoktur. Diğer iki örnek ise küçük oranlarda kabuk/ham yüzey taşımaktadır. Özellikle 1 adet örneğin dip kısmında belli bir alanda yer alan kabuk/ham yüzey kalıntısı dikkat çekmektedir. Bu alan söz konusu parçanın dip kısmının asimetrik bir görüntüde olmasına sebep olmaktadır. Diğer kısımları muntazam bir şekilde işlenmiş olan aletin yalnızca bu kısmında bir ham alanın bırakılmış olması farklı ihtimalleri akla getirmektedir. Bu ihtimallerden birisi parçanın yarım bırakılmış olmasıdır. Bir diğer ihtimal ise bu alanın bilinçli bir şekilde ham olarak bırakılmış olabileceğidir. Eğer bu ikinci ihtimal gerçekse parçanın dip kısmında yer alan bu ham alanın aletin tamamen daha rahat bir şekilde kullanılması amacıyla bırakılmış olabileceği söylenebilir. Analizleri yapılmış olan diğer alet tipleri içerisindeki parçaların taşımalıkları büyük oranda yongalardan oluşmaktadır. Kullanılmış çekirdek (Tip.31) ve düzeltili çekirdek (Tip.34) gibi tiplerin taşımalıkları ise isimlerinden de anlaşılacağı üzere çekirdeklerden oluşmaktadır (Tablo.53). Ayrıca taşımalığı çekirdek olan bir diğer tip ise kıyıcı alettir (Tip.33). Bu tipe ait olan örnekler Alt Paleolitik Dönem içerisinde genellikle yumrular üzerine yapılmışlardır. Analizini yapmış olduğumuz parçanın ise, üzerinden daha önceden yonga çıkarımları alınmış olan büyük boyutlu şekilsiz bir çekirdek üzerine yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Analizlerini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletlerin taşımalıkları iki farklı tipten oluşmaktadır (Tablo.53). Söz konusu örneklerden birisinin taşımalığı büyük

180 175 bir yongadır. Bu örneğin düz olan topuk kısmı ile düzeltilerle kapanmış olmasına rağmen oldukça şişkin olan vurma yumrusu belli olmaktadır. Ancak yonga üzerine yapılmış olsa da taşımış olduğu yonga çıkarımları ve tipi itibariyle söz konusu örnek klasik bir iki yüzeyli olarak değerlendirilmelidir. Analizlerini yapmış olduğumuz diğer iki yüzeyli alet örneklerinin ise hammadde yumruları üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Diğer Alet Alt Tipi Adet Taşımalık Tipi Yonga Dilgi Çekirdek Tablet Hammadde yumrusu Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.53 Diğer alet tipleri üzerinde yapmış olduğumuz topuk gözlemleri de endüstri genelinin paralelinde sonuçlar ortaya koymuştur. Topuk kısmı gözlemlenebilen ya da

181 176 sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler içerisinde baskın tip düz topuktur. Bunu ham topuklu parçalar takip etmektedir. 8 adet örnek ise taşımalık tipleri itibariyle doğal olarak topuk taşımamaktadırlar (Tablo.54). Diğer Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi Düz Ham Yüzcüklü Kaldırılmış Kırık Yok Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.54 Diğer alet tipleri içerisinde yer alan 13 adet örneğin kopma açısı belirsizdir. Bunun sebebi parçalar üzerindeki proksimal kırıklar yanında topuğun kaldırılmış olması ya da hiç olmamasıdır. Bunlar dışında kalan parçalardan 17 tanesinin kopma açısı 90 nin üzerindedir (Tablo.55). Yine vurma yumruları açısından da elde etmiş olduğumuz veriler endüstri genelini yansıtmaktadır. 12 adet örneğin vurma yumrusu

182 177 çeşitli nedenlerden dolayı yoktur. Geriye kalan 20 adet örneğin 15 tanesi ise belirgin vurma yumrularına sahiptirler (Tablo.55). Vurma yumrusu oldukça belirgin olan örnekler içerisindeki iki yüzeyli alet dikkat çekicidir. Yonga üzerine yapılmış olan bu örnek endüstri boyut ortalamalarının çok üzerindedir. Mevcut uzunluğu 109 mm olan örneğin alet haline çevrilmeden önceki hali çok daha büyük olmalıdır. Söz konusu boyut verilerinin yanında parça üzerinde belli olan vurma yumrusunun genişliği de bu yonganın farklı bir teknikle yongalanmış olabileceğine işaret edebilir. Diğer Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu Yok <90 90 >90 Yok Bel. Old. Bel. Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Tablo.55

183 178 Diğer alet tipleri içerisinde baskın düzelti tipi kullanım düzeltisidir. Söz konusu 17 adet örneği 8 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip olan parçalar takip etmektedir. 6 adet örnek üzerinde tespit edilen düzelti tipi ise yongalamadır (Tablo.56). Yongalama düzeltisine sahip olan örnekler iki yüzeyli aletler (Tip.29) ile yontuk çakıllardır (Tip. 32, 33). Diğer örnek ise 2 adet Clactonian çontukla oluşturulmuş olan gaga alettir (Tip.38). Paralel düzelti tipi endüstri içerisinde çok nadir rastlanan bir düzelti tipidir. Paralel düzeltiler taşıyan omurgalı ön kazıyıcının bir diğer örneği de bileşik aletler içerisinde karşımıza çıkan dişlemeli-omurgalı ön kazıyıcı tipidir (Levha.18/6). Ancak söz konusu alet Alt Paleolitik buluntuların yoğun olarak ele geçtiği 75. arkeolojik seviyeden ele geçmiştir. Diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz omurgalı ön kazıyıcıların arkeolojik seviyeleri ise 59 ve 61 dir. Yani bu parçalar Alt Paleolitik seviyenin en üst kısımlarında yer alan parçalardır. Dolayısıyla söz konusu parçalara şüpheyle yaklaşmakta fayda vardır. Taşımalığı yonga olan aletler üzerindeki düzeltilerin büyük bir çoğunluğu parçanın dış yüzü üzerine yapılmıştır. Bunu iki yönlü düzeltiye sahip olan parçalar izlemektedir. 6 adet örneğin ise düzelti pozisyonları belirsizdir (Tablo.56). Bunların çoğunluğu taşımalığı yonga olmayan parçalardır. Dolayısıyla düzelti pozisyonlarına dair bir şey söylemek mümkün değildir.

184 179 Diğer Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu P PA Y K DY A İKY A+AL B Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (P: pulcuklu, PA: paralel, Y: yongalama, K: kullanım, DY: dış yüz, A: almaşık, İKY: iki yönlü, A+AL: almaşık+almaşan, B: belirsiz) Tablo.56 Taşımalıklar üzerinde yer alan düzeltilerin büyük bir çoğunluğu devamlı düzelti olup parçaların distal, mesial ve proksimal bölümleri boyunca devam etmektedirler (Tablo.57).

185 180 Diğer Alet Alt Tipi Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı D M PR D+M M+PR D+M+PR B K D B Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı) Tablo.57 Parçalar üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlara baktığımızda ise ince tip düzeltilerin büyük bir oranla baskın oldukları görülmektedir. Endüstri içerisinde yer alan alet tipleri arasında, kapladıkları alan itibariyle kaplayan düzeltiye sahip olan tek tip ise iki yüzeyli aletlerdir (Tablo.58).

186 181 Diğer Alet Alt Tipi Adet Düzelti kapladığı alan Düzelti açısı İ U YK K B Dİ YDİ D B Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip TOPLAM Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, YK: yarı kaplayan, K: kaplayan, B: belirsiz, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar) Tablo.58 Diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz alt tiplere ait boyut ölçümleri Tablo.59 da gösterilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere tek örnekle temsil edilen tiplere ait ortalama değerler yoktur. Ayrıca iki yüzeyli aletlerde kullanmış olduğumuz ölçüm sistemi daha farklı olduğu için söz konusu aletlere ait boyut verileri Tablo.60 da gösterilmiştir. Tablo.59 da bazı tiplere ait olan örneklerin endüstri boyut ortalamalarının üzerinde olduğu görülmektedir (Tip.30, 31, 32, 33). Bu parçalar

187 182 içerisinde yalnızca 1 adet omurgalı ön kazıyıcının taşımalığı yongadır. Diğer parçalar ise iri boyutlardaki tablet ve çekirdekler üzerine yapılmışlardır. Diğer Alet Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm) Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Tip ,5 Tip Tip , ,5 Tip Tip , , ,5 Tip , , ,5 Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tip Tablo.59 İki yüzeyli alet boyut analizlerinde F. Bordes un geliştirmiş olduğu iki yüzeyli alet ölçüm sistemi kullanılmıştır. Buna göre elde edilmiş olan ölçümler Tablo.60 da sırasıyla gösterilmişlerdir. Söz konusu ölçüm sonuçlarına göre analizlerini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletlerin tümünün badem biçimli oldukları tespit edilmiştir.

188 183 İki Yüzeyli Alet L (cm) m (cm) e (cm) a (cm) L/a (cm) L/m (cm) m/e (cm) Tip ,9 6,8 3,4 4,7 2,31 1,6 2 Tip ,9 6,4 5,1 4,9 2,42 1,85 1,25 Tip ,3 4,9 3,6 3,7 2,24 1,69 1,36 Kısaltmalar (L: maksimum uzunluk, m: maksimum genişlik, e: maksimum kalınlık, a: maksimum geniş olan kısım ile dip arasındaki uzunluk) Tablo.60 TANIMLANAMAYAN ALETLER Formundan ya da taşımış olduğu düzeltilerden yola çıkılarak herhangi bir alet kategorisine sokulamayan parçalardır. Söz konusu parçaların büyük bir çoğunluğu kırık olarak ele geçmiştir. Tanımlanamayan Alet Kırık Oranları 29,55% 70,45% Kırık olan T.A. Kırık olmayan T.A. Grafik.10 Herhangi bir alet kategorisine sokulamayan tanımlanamayan aletler endüstri içerisinde toplam 44 adet örnekle temsil edilmektedir.

189 184 V.7. TİP LİSTESİ KENAR KAZIYICILAR 57 1 Tek Dışbükey Kenar Kazıyıcı 17 2 Tek Düz Kenar Kazıyıcı 9 3 Yatay Kenar Kazıyıcı 9 4 Tek Yan Kenar Kazıyıcı 8 5 Yöneşen Kenar Kazıyıcı 5 6 Yatık Yöneşen Kenar Kazıyıcı 4 7 Tanımlanamayan Kenar Kazıyıcı 3 8 Düz-Dışbükey Kenar Kazıyıcı 2 DİŞLEMELİ ALETLER 57 9 Mikro Dişlemeli Makro Dişlemeli Almaşan Dişlemeli 2 12 İkili Dişlemeli 1 13 Karma Dişlemeli 1 DÜZELTİLİ YONGALAR Düzeltili Yonga 38 ÇONTUKLU ALETLER Clactonien Çontuklu Mikro Çontuklu 5 17 Makro Çontuklu 5 18 Düzeltili Çontuklu 4 19 İkili Çontuklu 2 BİLEŞİK ALETLER 7 20 Çontuklu-Dişlemeli 2 21 Clactonien Çontuklu-Mikro Dişlemeli 1 22 Kenar Kazıyıcı-Dişlemeli 1 23 Kenar Kazıyıcı-Clactonien Çontuklu 1 24 Dişlemeli-Düzeltili Yonga 1 25 Dişlemeli-Omurgalı Ön Kazıyıcı 1 DİĞER ALETLER Ham Sırtlı Bıçak 8 27 Kullanılmış Yonga 6 28 Mikro Taş Delgi 4 29 İki Yüzeyli Alet 3 30 Omurgalı Ön Kazıyıcı 2 31 Kullanılmış Çekirdek 2 32 Kıyıcı 1 33 Kıyıcı Alet 1 34 Düzeltili Çekirdek 1 35 Kullanılmış Parça 1 36 Kısmi Düzeltili Dilgi 1 37 Tayac ucu 1 38 Gaga Alet 1 TANIMLANAMAYAN ALETLER Tanımlanamayan Alet 44 TOPLAM 264

190 185 V.8. YONTMATAŞ ENDÜSTRİYLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRME Analizlerini yapmış olduğumuz Alt Paleolitik yontmataş materyal toplam 16 plankare içerisindeki 39 arkeolojik seviyeden elde edilmiştir. Söz konusu materyale ilişkin ölçüm, gözlem ve analizler hammadde, yongalama ürünleri ve çekirdekler ile alet başlıkları altında gerçekleştirilmiştir. Hammadde bölümünde, endüstri içerisinde yer alan yontmataş öğelerin hangi hammadde cinslerinden yapılmış oldukları ve söz konusu hammadde cinslerinin çeşitleri anlatılmıştır. Endüstri içerisinde yoğunlukla gözlemlenen belli tip hammaddelerin neden daha fazla tercih edilmiş oldukları açıklanmıştır. Ayrıca bu hammadde cinslerinin kaynaklarına yönelik gözlem ve yorumlara yer verilmiş hammaddenin işlem zinciri içerisindeki rolüne değinilmiştir. Bu kısımda ayrıca tüm endüstri öğeleri içerisindeki hammadde cinslerinin dağılımlarına ayrı ayrı yer verilmiştir. Bahsetmiş olduğumuz bu gözlem ve analizlerin sonucuna göre Karain endüstrisi içerisinde baskın bir şekilde radyolaritin tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Bu hammadde cinsinin tercihinde çevresel faktörler rol oynamıştır. Karain in yakın çevresinde son derece zengin radyolarit yatakları yer almaktadır. Dolayısıyla endüstri içerisinde yer alan yontmataş materyalin üretiminde oldukça yakında yer alan bu kaynakların tercih edilmesi bir zorunluluktan kaynaklanmıştır. Radyolaritin ana hammadde kaynağı olarak kullanılması zorunlu bir tercih olsa da kendi içerisinde bir takım özel tercihlerin de olduğu belli olmaktadır. Örneğin yapmış olduğumuz gözlemler sonucu, çevrede çok çeşitli radyolarit cinsleri olmasına rağmen özellikle kahverengi ve gri renkli olanların tercih edilmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu renklerdeki radyolaritler aynı zamanda yakın çevredeki

191 186 kaynaklarda yer alan en kaliteli ve yontmaya en uygun tipler olarak dikkat çekmektedirler. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz ana hammadde cinsi dışında tercih edilmiş olan diğer hammadde cinsi ise çakmaktaşıdır. Çakmaktaşı radyolarite nazaran çok daha az bir orana sahiptir. Bunun en büyük sebebi hammadde kaynaklarına olan uzaklıktır. En yakın kaynak yaklaşık olarak 10 km uzaklıkta yer almaktadır (Burhan Deresi). Çakmaktaşının çok da yoğun olmadığı bu kaynak dışında daha uzak mesafelerde yer alan Elmalı ve Gölova çevrelerinde de çakmaktaşı kaynakları tespit edilmiştir. Söz konusu mesafeler Paleolitik Çağ açısından çok uzun mesafeler olmasa da çok daha yakında yer alan kaynaklardan faydalanmak her açıdan daha mantıklı gibi görünmektedir. Analizlerimiz sırasında hammaddeler üzerinde tespit etmiş olduğumuz kabuk veya ham yüzey oranları, işlem zinciri hakkında bize fikirler vermiştir. Radyolarit açısından baktığımızda üzerinde ham yüzey taşıyan parçaların oranının taşımayanlara oranla daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca yine işlem zinciri hakkında net fikirler verebilecek bir takım öğelerin olmadığı tespit edilmiştir. Buna örnek olarak birincil yongalar verilebilir. Çalışmış olduğumuz seviyelerin hiç birisinde birincil yonga tespit edilmemiştir. Bunlar topuk kısmı dahil tüm dış yüzeyi veya dış yüzeyinin çok büyük bir bölümü kabuk veya ham yüzeyle kaplı olan parçalardır. Bununla birlikte çalışmış olduğumuz malzeme içerisinde yontma artığı ve kıymık gibi üretim aşamasına işaret eden pek çok parça vardır. Radyolarit açısından bu veriler dikkate alındığında, hammaddenin az bir oranda ham yüzeyinden arındırıldıktan veya denendikten sonra yerleşime taşınmış olduğu ve yongalama işleminin yoğunlukla yerleşim içerisinde gerçekleştirilmiş olduğu

192 187 anlaşılmaktadır. Çakmaktaşı açısından ise durumun biraz daha farklı olduğu görülmüştür. Endüstri içerisindeki çakmaktaşları üzerinde yer alan kabuk oranları, radyolaritler üzerinde yer alan ham yüzey oranlarına göre çok daha düşüktür. Çakmaktaşı kaynaklarının uzaklığını da göz önünde bulundurulduğunda söz konusu hammadde cinsinin kendi kaynağında daha fazla işleme tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Hammadde, büyük oranda kabuğundan arındırıldıktan sonra yerleşime taşınmış ve üretim burada devam etmiştir. Malzeme içerisinde tespit edilmiş olan çakmaktaşı çekirdekler de bu duruma işaret etmektedir. Çalışmamızın ikinci kısmı yongalama ürünleri üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz gözlem ve ölçümlerden oluşmaktadır. Bu kısımda, endüstri öğeleri üzerinde yapılmış olan gözlemlere dayanarak baskın yongalama ürünlerinin tipleri ortaya konmuştur. Kullanılmış olan teknolojiyi tanımlamaya yönelik olarak söz konusu parçalar üzerinde gözlemlenen kırık, topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi unsurlarla ilgili analizler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yongalama ürünleri üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçümler sonucu endüstriye ait boyut verileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Boyut ölçümleri iki aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada yongalama ürünlerine ait minimum, maksimum ve ortalama değerler ortaya konmuştur. İkinci aşamada ise endüstrinin standart boyutlarını öğrenmek için belli boyut aralıklarında yer alan yongalama ürünlerinin sayıları tespit edilmiştir. Böylelikle endüstriye ait gerçek boyut değerleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz kriterler doğrultusunda yapmış olduğumuz gözlemler sonucu yongalama ürünleri içerisindeki baskın grubun %94,80 lik oranla yongalar olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu tipler üzerinde herhangi bir Levallois unsura rastlanmamıştır. Bunlar basit tip yongalardır.

193 188 Yongalama ürünleri içerisindeki kırık oranının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu kırıklar doğal kırıklardır. Proksimal kırık taşıyan parçaların bir kısmında topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğelere ait gözlemler gerçekleştirilememiştir. Topuk kısmı gözlemlenebilen yongalama ürünleri içerisindeki baskın tipler düz topuklu parçalardır. Düz topuklu parçaları ham topuğa sahip olanlar takip etmektedir. Bunlar hazırlanmamış, basit şekilsiz çekirdeklerden yongalanmış parçalardır. Parçalar üzerindeki topuk kısımları genellikle geniş olmasına rağmen Clactonian tip yongalarda görülen oldukça geniş topuklara rastlanmamaktadır. Bu durumda teknolojinin yanında hammadde boyutlarının küçük olması da etkendir. Yongalama ürünleri üzerinde gözlemlenen ve yonganın iç yüzüyle topuğu arasındaki açının karşılığı olan kopma açılarının %92,47 oranında 90 nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca vurma yumruları tespit edilebilmiş olan parçaların çok büyük bir çoğunluğu belirgin vurma yumrularına sahiptir. Kopma açısı ve vurma yumrusuna ait bu veriler, Karain de kullanılmış olan teknoloji hakkında fikirler vermektedir. Alt Paleolitik seviyelerden ele geçmiş olan yontmataş endüstri öğelerinin üretilmesi sırasında sert (taş) vurgaçla doğrudan yongalama tekniği kullanılmıştır. Örs üzerinde yongalamaya dair herhangi bir kanıt tespit edilememiştir. Yontmataş öğeler üzerinde yapılmış olan ölçümler sonucu endüstrinin boyut standartları tespit edilmiştir. Buna göre analizlerini yapmış olduğumuz yongalama ürünlerinin uzunlukları mm aralığında değişmektedir mm ve mm uzunluk aralığında yer alan örnekler olmasına rağmen bunların sayısı oldukça azdır. Genişlik standardının ise mm aralığında değiştiği görülmektedir mm aralığında yer alan parçaların sayısı oldukça azdır. Kalınlıkta ise yongalama

194 189 ürünlerinin 0 20 mm aralığında dengeli bir şekilde dağıldıkları tespit edilmiştir mm kalınlık aralığında yalnızca 6 adet örnek tespit edilmiştir. Ölçüm sonuçlarından görüldüğü üzere Karain Alt Paleolitik endüstrisi küçük boyutlu bir endüstridir. Ancak endüstri boyutlarının küçük olmasının, kullanılmış olan hammaddenin boyutlarından kaynaklandığını da göz ardı etmemek gereklidir. Üretimde tercih edilmiş birincil hammadde olan radyolarit, yakın çevrede oldukça küçük yumru ve tablalar halinde bulunmaktadır. Tekno-tipolojik analizlerimizdeki bir sonraki aşama çekirdekler üzerindeki gözlem ve ölçümlerdir. Bu kısımda endüstri içerisindeki toplam çekirdek sayısı, tipleri ve alt tipleri verilmiştir. Ayrıca söz konusu parçalar üzerinde kırık, vurma düzlemi ve çıkarım yönü gibi teknolojik kriterler doğrultusunda gözlemler gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan boyut ölçümlerine yer verilmiştir. Alt Paleolitik endüstri içerisinde toplam 69 adet çekirdek tespit edilmiştir. 3 örnek dışında söz konusu parçaların tümü hazırlanmamış çekirdeklerden oluşmaktadır. Hazırlanmamış çekirdeklerin çok büyük bir çoğunluğu şekilsiz çekirdeklerden oluşmaktadır. Çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri büyük oranda düzdür. Bunu çok daha az örnekle ham vurma düzlemine sahip olan çekirdekler izlemektedir. Bu durum yongalama ürün verileriyle örtüşmektedir. Yukarıda da değinmiş olduğumuz gibi yongalama ürünlerinin topuk kısımlarının baskın bir şekilde düz olduğu tespit edilmişti. Düz topuklu parçaları ham topuğa sahip olan örneklerin takip etmesi de çekirdeklerle yongalama ürünleri arasındaki paralelliğe işaret etmektedir. Hazırlanmış çekirdekler içerisinde yer alan ve tek örnekle temsil edilen Proto-Levallois çekirdeğin de vurma düzleminin düz olduğu tespit edilmiştir.

195 190 Çekirdekler üzerinde yapılan gözlemlere göre parçaların çok büyük bir çoğunluğunun düzensiz çıkarım yönlerine sahip oldukları görülmüştür. Söz konusu parçaları daha az sayıda örnekle tek kutuplu parçalar takip etmektedir. Çekirdeklerle ilgili yapılmış olan son analizler ise boyut analizleridir. Buna göre çekirdek uzunluklarının genel olarak mm arasında değiştiği görülmektedir. Yukarıda yongalama ürünleriyle ilgili değinmiş olduğumuz boyut analizlerinde de parçaların yoğunlukla mm aralığında dağıldıkları bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında çekirdek boyutlarıyla yongalama ürün boyutları arasında bir uyum olduğu görülmektedir. Çekirdekler açısından standart genişlik 20 50, standart kalınlık aralığı ise mm olarak tespit edilmiştir. Çalışmamızda yontmataş endüstri açısından yapılmış olan son analizler ise aletler üzerindeki tekno-tipolojik gözlem ve ölçümlerdir. Bu kısımda her bir alet tipi açısından kendi içerisinde bir tekno-tipolojik çalışma gerçekleştirilmiştir. İlk olarak endüstri içerisinde tespit edilmiş olan temel alet tipleri sayısal ve oransal olarak ortaya konmuştur. Ardından her bir temel alet grubunun altında yer alan alt tiplerin ayrımı ve tanımlamaları yapılmıştır. Her bir alt tipe sayısal dağılımlarına göre bir numara verilmiş ve söz konusu alt tip oluşturmuş olduğumuz tip listesine yerleştirilmiştir. Aletler üzerindeki analizler üç aşamadan oluşmaktadır. İlk olarak alet taşımalıkları üzerinde hammadde ve teknolojiye yönelik analizler gerçekleştirilmiştir. Bu kısımda yongalama ürünleri üzerinde de gerçekleştirilmiş olan ve bir takım teknolojik kriterlere bağlı gözlem ve ölçümler yapılmıştır. İkinci aşamada ise aleti bir tip içerisine sokmamızı sağlayan düzeltilere ilişkin ayrıntılı

196 191 analiz ve gözlemler gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise her bir alet tipi içerisinde ayrı ayrı boyut ölçüm ve analizleri gerçekleştirilmiştir. Boyut ölçümleri sırasında yalnızca iki yüzeyli aletler açısından farklı bir ölçüm sistemi kullanılmıştır. Geriye kalan diğer alet tiplerinde kullanılmış olan ölçüm sistemi standarttır. Gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş alet analizlerine göre Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde karşılaşılan en yoğun tiplerin kenar kazıyıcılar ve dişlemeli aletler oldukları tespit edilmiştir. Bu tipleri sırasıyla düzeltili yongalar ve çontuklu aletler takip etmektedir. Endüstri içerisindeki bu temel tiplerin dışında bileşik aletler ve diğer aletler başlıkları altında iki grup daha mevcuttur. Bileşik aletlere ait oldukça az sayıda örnek mevcuttur. Diğer alet grubu içinde ise en sık rastlanan parçalar ham sırtlı bıçaklardır. Bu grup içerisinde dikkat çeken diğer örnekler ise oldukça az sayıda olan yontuk çakıl ve iki yüzeyli aletlerdir. Aletler üzerinde yapmış olduğumuz analizler sonucu teknolojik olarak yongalama ürünlerinden farklı sonuçlar ortaya çıkmamıştır. Hammadde açısından radyolaritin baskın olduğu görülmektedir. Bu durum bütün tipler açısından geçerlidir. Belli alet tiplerinde belli bir hammadde tercihi söz konusu değildir. Alet üretiminde de tamamen ana hammadde kaynağına bağımlılık söz konusudur. Aletler üzerinde yer alan kabuk veya ham yüzey kalıntılarına baktığımızda bu oranların çok düşük olduğu görülmektedir. Alet tiplerine ait örneklerin çok büyük bir çoğunluğunda ya kabuk/ham yüzey yoktur ya da küçük oranlarda tespit edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında aletlerin özellikle çekirdeklerden alınmış olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Yalnızca birkaç adet örnek

197 192 üzerinde yüksek oranda kabuk/ham yüzey tespit edilmiştir. Söz konusu örnekler de genelde taşımalığı tablet, yumru ya da çekirdek olan örneklerdir. Alet taşımalıkları üzerinde gözlemlemiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler yongalama ürünleri paralelinde sonuçlar vermiştir. Söz konusu öğelere sahip olan parçalar içerisinde düz topuklu, 90 den büyük kopma açısına sahip ve belirgin vurma yumrulu parçalar baskındır. Alet taşımalıkları üzerinde gerçekleştirilmiş olan teknolojik çalışmaların ardından aletler üzerinde yer alan düzeltilerle ilgili gözlemlerde bulunulmuştur. Buna göre parçalar üzerinde yer alan düzeltilerin çoğunlukla pulcuklu tip düzeltiler (%39,85) olduğu tespit edilmiştir. Pulcuklu tip düzeltiye sahip olan parçaları ise basamak pulcuklu tip düzeltiye sahip olan örnekler izlemektedir (%22,99). Bunları sırasıyla kullanım (%10,34), kemirim (%9,58) ve yongalama (%6,51) düzeltileri takip etmektedir. Endüstri içerisindeki ana alet tiplerine bakıldığında basamak pulcuklu düzeltilerin yoğunlukla kenar kazıyıcılar üzerinde tespit edildiği görülmektedir. Söz konusu parçaların genellikle kalın ve kaba taşımalıklar üzerinde yapılmış olması, bu parçaların alet haline çevrilirken daha çok basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş olduğunu göstermektedir. Analizleri gerçekleştirilmiş olan diğer ana alet grupları olan dişlemeli aletler, düzeltili yongalar ve çontuklu aletlerde ise baskın düzelti tipinin pulcuklu düzeltiler olduğu tespit edilmiştir. Bir istisna olarak çontuklu aletler içerisinde yer alan Clactonian çontuklular üzerindeki çontuk kısımlarının yongalama yoluyla oluşturulmuş oldukları görülmektedir. Kullanım düzeltisi taşıyan parçalar ise 25 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu parçaların çoğunluğunu ham sırtlı bıçaklar oluşturmaktadır. Aletler içerisinde kullanım düzeltisi veya çentiği taşıyan parçaların oranı %9,47 dir.

198 193 Aletler üzerinde yapmış olduğumuz son analizler boyut ölçümleri olmuştur. Söz konusu ölçümlere göre çontuklu aletler, düzeltili yongalar ve dişlemeli aletler üzerinden elde edilen değerlerin yongalama ürünlerine oldukça yakın oldukları tespit edilmiştir. Burada yalnızca kenar kazıyıcıların boyutlarının diğer endüstri öğelerine göre biraz daha büyük olduğu görülmektedir. Bu durum kenar kazıyıcıların bilinçli bir şekilde daha büyük ve kalın olan taşımalıklar üzerine yapılmış olduklarını göstermektedir. Kenar kazıyıcılar içerisinde yer alan ve uzunluğu 100 mm olan bir parça ise spesifik bir örnek olarak değerlendirilmelidir. Kenar kazıyıcılar dışında boyut olarak endüstri standartlarının üzerinde olan örnekler oldukça az sayıda ele geçmiş olan yontuk çakıl ve iki yüzeyli alet tipleridir. Yukarıda tekno-tipolojik analizlerine yer vermiş olduğumuz yontmataş endüstri öğelerinin arkeolojik seviyeler içerisindeki dağılımlarını görmek açısından bir takım analizler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu analizlerimiz sonucu Levha.24 de görülen tablo ortaya çıkmıştır. Tabloyu hazırlarken yanılgıya yol açmaması için her bir arkeolojik seviye için kazılmış olan plankare sayısı da tespit edilmiş ve tablonun sağ tarafındaki sütuna yerleştirilmiştir. Arkeolojik seviyeler aslına uygun şekilde yukarıdan aşağıya doğru dikey olarak, plankareler ise doğu-batı yönündeki dizilimleri dikkate alınarak yatayda gösterilmişlerdir. Söz konusu I, J ve K plankareleri kuzey-güney yönünde arka arkaya sıralanmaktadırlar. Levha.24 deki tabloda görülen siyah alanlar yongalama ürünleri, aletler ve yontma artıklarının bir arada ele geçmiş olduğu seviyeleri göstermektedir. Gri renkle gösterilen seviyelerde ise yalnızca yontma artıkları ele geçmiştir. Buna göre endüstri öğelerinin belli arkeolojik seviyeler arasında yoğunlaştığı görülmektedir.

199 194 Kazılmış olan plankare sayısı oldukça az olduğu için 53 ve 56. arkeolojik seviyeler arasında yer alan endüstri öğelerinin dağılımıyla ilgili net bir şey söylemek şu an için mümkün değildir. Fakat 57. arkeolojik seviyeden itibaren 90. arkeolojik seviyeye kadar kazılmış olan plankare sayılarının birbirine çok yakın oldukları görülmektedir. Dolayısıyla arkeolojik seviyeler arasındaki dağılım için daha net yorumlar yapmak mümkündür. 57 ve 68. arkeolojik seviyeler arasındaki yontmataş yoğunluğunun çok fazla olmadığı görülmektedir. 62. ve 69. arkeolojik seviyeler, çalışmış olduğumuz plankareler içerisinde genel olarak V.1.2 jeolojik biriminin üst sınırını oluşturmaktadırlar. Buna göre V.1.2 jeolojik seviyesinin, yoğun bir insan aktivitesinin olduğu dönem içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. V.1.2 yi takip eden jeolojik birim ise V.2 dir. V.2 biriminin kazılar esnasında yapmış olduğumuz gözlemler sonucu V.1.2 nin içerisinde gelişmiş olan lokal bir oluşum olduğu tespit edilmiştir. Zaten bu birim yatay olarak tüm alanda gözlemlenmemektedir. Dolayısıyla V.2 birimi içerisinden ele geçmiş olan yontmataş materyali V.1.2 içerisinde değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz. Karain Alt Paleolitik stratigrafisi içerisinde yoğun buluntu grubunun bulunduğu bir diğer birim ise V.3 dür. V.3 biriminin üst sınırı genelde 68 ve 78. arkeolojik seviyeler arasında kalmaktadır. VI. jeolojik birim ile oluşturduğu sınır ise genelde 85 ve 86. arkeolojik seviyeler arasındadır. Karain Alt Paleolitik stratigrafisi içerisinde yer alan diğer jeolojik birimler ise yontmataş materyal açısından fakir bir görünümdedirler. Söz konusu seviyelerden V. jeolojik birim genel olarak arkeolojik seviyeler arasında yer almaktadır.

200 195 Yaklaşık olarak 64. arkeolojik seviyeye kadar devam eden V.1.1 in dışında Alt Paleolitik dolgunun en alt kısmında yer alan VI. jeolojik birim ise genelde ile 91. arkeolojik seviyeler arasında yer almaktadır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi jeolojik birimlere ait alt ve üst sınırlar her plankare için aynı değildir. Bu durum jeolojik seviyelerin paralelden ziyade bazen oldukça keskin olmak üzere genelde dalgalı bir uzanım göstermesinden kaynaklanmaktadır. Kimi durumlarda aynı jeolojik birimin üst sınırının farklı noktalarda 1 m lik oynamalar gösterdiği tespit edilmiştir (Tablo.1). Hatta farklı jeolojik birimlerin birbirlerinin içine geçtiği düşünülebilir. Ancak bu durum tamamen jeolojik birimlerin değişik noktalardaki yükseklik farklılıklarından kaynaklanmaktadır. JEOLOJİK BİRİMLER AH (Üst sınır) ~ AH (Alt sınır) ~ GH V GH V GH V GH V.2 V.1.2 içerisinde GH V GH VI Tablo.1: Jeolojik birimlerin yaklaşık alt ve üst sınırları Yontmataş materyal üzerinde, yukarıda belirtmiş olduğumuz jeolojik birimleri ve buluntu yoğunluğunu göz önünde bulundurarak yapmış olduğumuz analizler sonucu 69 ve 86. arkeolojik seviyeler arasında kesintiye uğramayan bir kültürel devamlılığın olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu seviyeler arasındaki

201 196 jeolojik birimler (V.1.2, V.2 ve V.3) içerisinde yer alan yontmataş materyal teknotipolojik açıdan çok büyük farklılıklar taşımamaktadır. V.1.2 ve V.2 seviyelerinin baskın alet tipleri kenar kazıyıcılar ve dişlemeli aletlerdir. Kenar kazıyıcılar genelde tek ve yöneşen kenar kazıyıcılardan oluşmaktadır. Bunlar genellikle basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmişlerdir. Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaların sayısı ise daha azdır. Kenar kazıyıcıları dişlemeli aletler takip etmektedir. Bunlar makro ve mikro dişlemelilerden oluşmuşlardır. Söz konusu parçalar genelde pulcuklu ve kemirim düzeltilerle şekillendirilmişlerdir. Bahsetmiş olduğumuz bu tipleri sırasıyla çontuklu aletler ve düzeltili yongalar takip etmektedir. Çontuklu aletlerin yarısı Clactonian tiplerden oluşmaktadır. Düzeltili yongalar ise büyük bir oranda pulcuklu tip düzeltiler taşımaktadırlar. Ham sırtlı bıçaklara ait ise tek örnek tespit edilmiştir. Bu grup içerisinde yer alan çekirdekler Alt Paleolitik teknolojisini yansıtan genelde şekilsiz tipte ve düzensiz vurma düzlemine sahip olan örneklerdir. 74. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan tek örnek ise merkezcil çıkarımların alınmış olduğu Proto-Levallois bir çekirdektir. V.3 içerisinde de yontmataş aletler açısından çok farklı bir durum söz konusu değildir. Kenar kazıyıcıları sırasıyla dişlemeli aletler, düzeltili yongalar ve çontuklu aletler takip etmektedir. Kenar kazıyıcılar içerisindeki en yoğun tipler tek kenar kazıyıcılardır. Bu seviye içerisindeki kenar kazıyıcılar üzerinde de basamak pulcuklu düzeltilerin baskın olduğu görülmektedir. Makro ve mikro dişlemelilerden oluşan dişlemeli aletlerde ise yoğunlukla pulcuklu tip düzeltiler kullanılmıştır. Bunu kemirim düzeltili parçalar takip etmektedir. Düzelti yongaların büyük bir çoğunlukla pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmektedir. V.1.2-V.2 içerisinde

202 197 olduğu gibi V.3 içerisinde de en yoğun çontuklu tipi Clactonian çontuklulardır. Söz konusu aletlerin yarısına yakını Clactonian çontuklulardan oluşmaktadır. Ayrıca az sayıda ham sırtlı bıçak tespit edilmiştir. V.3 grubu içerisindeki farklı alet tiplerinden birisi 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan Acheulean tip bir iki yüzeylidir. Hemen altındaki 80. arkeolojik seviyede ise iri boyutlarda bir kıyıcı alet tespit edilmiştir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz parçalar içerisinde en ilginçleri yukarıda bahsetmiş olduğumuz 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan iki yüzeyli alet dışında kalan diğer iki yüzeylilerdir. Söz konusu parçaların arkeolojik seviyeleri belirsizdir. Bu parçalar ilk dönem Karain kazıları sırasında İsmail Kılıç Kökten tarafından tespit edilmiş olan parçalardır. Söz konusu parçaların ikisi de Acheulean tip iki yüzeylilerdir. Özellikle örneklerden bir tanesi Üst Acheulean yerleşimlerde sıklıkla görülen Micoquian tiplere çok benzemektedir. Bu parçaların gerçek stratigrafik konumlarını anlayabilmek için İsmail Kılıç Kökten in 1954 yılında yapmış olduğu sondaj çalışmasının 125 sonuçları üzerine yoğunlaşılmıştır; Kökten söz konusu çalışma sonucu 9.64m kalınlıkta olan ve toplam 8 evreden oluşan bir dolgudan bahsetmektedir. Buna göre kültür bakımından fakir olan 5. katın altında yer alan 6, 7 ve 8. katları Acheulean ve Chellean le yaşıt olan bir Alt Paleolitik evreye bağlamıştır. Kısır olan kına rengindeki seviyenin altında yer alan katlarda (6-8. katlar) kaba yonga aletler ve el baltaları bulduğundan bahsetmiştir. Aynı zamanda söz konusu seviyelerdeki kültürel verileri Micoquian ve Clactonian olarak tanımlamıştır. 125 Kökten, 1957.

203 198 Kökten aynı zamanda ana kayanın hemen üzerinde uzanan 6-8. katların genişliklerinden de bahsetmiştir. Kökten in vermiş olduğu maksimum verilere göre söz konusu seviyelerin toplam kalınlığı 3.31m dir. Bu değeri son dönem kazılarında takip edilmiş olan sistemle karşılaştırdığımız zaman sonuçların birbiriyle örtüştüğü görülmektedir. Buluntu bakımından fakir olan ve Kökten in kına renkli olarak tanımladığı GH V i bir kenara koyarsak 59. ve 91. arkeolojik seviyeler arasında 3.30 m lik bir Alt Paleolitik dolgunun olduğu görülmektedir. Yukarıda yapmış olduğumuz karşılaştırma ve Kökten in vermiş olduğu kültürel veriler ışığında analizlerini gerçekleştirilmiş olduğumuz iki yüzeylilerin tam konumları tespit edilemese de yüksek ihtimalle çalışmış olduğumuz seviyelerden ele geçmiş olduğunu söyleyebiliriz yılında, stratigrafik konteksti içerisinde tespit edilmiş olan Acheulean tip iki yüzeylinin varlığı da bu sonucu destekler niteliktedir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi yontmataş alet tipleriyle ilgili yapmış olduğumuz analiz ve gözlemler sonucu en yoğun alet tiplerinin arkeolojik seviyelere göre sayısal dağılımları tespit edilmiştir. Buna göre Levha.25 de görülen tablo ortaya çıkmıştır. Tekno-tipolojik analizleri yapılıp sonuçları ortaya konmuş olan buluntuların ele geçmiş olduğu Alt Paleolitik seviyeler açısından en eski tarih aralığı G.Ö bin (OIS 11) olarak bilinmektedir 126. Dolayısıyla yontmataş malzemesini çalışmış olduğumuz seviyelerin 400 bin yıldan daha eski bir süreç içerisinde gelişmiş olan kültür veya kültürleri yansıtmış olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan söz konusu kültürel süreçlerin kronolojik açıdan ne kadar eskiye gittiği konusunda şu an 126 Otte ve diğ., 1998: 419.

204 199 için net bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak yontmataş materyal üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz tekno-tipolojik çalışmalar konuyla ilgili bize bir takım fikirler vermektedir. Yapmış olduğumuz analizler sonucu Karain Alt Paleolitik endüstri öğelerinin bir takım tekno-tipolojik ölçütler bakımından Levant Bölgesi nde yer alan ve 700 bin yıldan daha genç olup küçük boyutlu yonga endüstrilerinin hakim olduğu Orta Pleistosen (~ G.Ö Ka) yerleşimleriyle benzerlikler ve kısmen de ayrılıklar taşıdığı tespit edilmiştir (Bkz. Bölüm VII.2). Bununla birlikte yaklaşık 2,5 m lik bir dolgu içerisinde (V.1.2, V.2, V.3) takip edilen tekno-tipolojik devamlılık Karain Alt Paleolitik endüstrisinin kendine has özellikler taşıdığını da göstermektedir.

205 200 VI. LEVANT BÖLGESİ ALT PALEOLİTİK YERLEŞİMLERİ (<700Ka) Levant Bölgesi nin şu ana kadar ki en eski tarihleri vermiş olan yerleşimleri Yiron (2.4 Myr), Ubeidia (1.4 Myr), Gesher Benot Yaaqov (0.8 Myr), Bizat Ruhama ( Myr) 127 ve Erq el-ahmar (2 1.8 Myr) 128 sitleridir. Oldukça arkaik bir görünümde olan ve çok az sayıda düzeltili parça örneği veren Yiron yerleşimi dışında Ubeidia ve özellikle Gesher Benot Yaaqov yerleşimleri zengin iki yüzeyli ve nacak buluntularıyla öne çıkmaktadır. Bizat Ruhama yerleşimi (Levha.10) ise diğer erken Paleolitik yerleşimlere göre oldukça farklı tekno-tipolojik özellikler sergilemektedir. Burada tespit edilmiş olan Alt Paleolitik endüstri genelde oldukça küçük boyutludur. Endüstrinin bu denli küçük boyutlarda olmasının sebebi çekirdek olarak küçük boyutlardaki çakılların kullanılmasından kaynaklanmaktadır 129. Bizat Ruhama da, paleomanyetik olarak 480±120 bin tarihinin elde edilmiş olduğu C seviyesinden tespit edilen yontmataş endüstri içerisinde iki yüzeylilere ait herhangi bir kanıt yoktur. Bu endüstri Mikrolitik Acheulean ya da Küçük Alet Geleneği olarak tanımlanmaktadır 130. Aletler içerisinde kalın yongalar üzerine yapılmış deliciler ve dik düzeltilerle işlenmiş kenar kazıyıcılar dikkat çekmektedir (Levha.1). Bizat Ruhama C1 endüstrisinin, yontmataş teknolojisi ve yongalama ürün boyutları açısından, İsrail in güneyinde yer alan Kefar Menachem (Batı) endüstrisiyle bir takım benzerlikler taşıdığı belirtilmektedir Ronen, Shea, 2013: Ronen, 2006: Zaidner ve diğ., 2003; Ronen ve diğ., Barzilai ve diğ., 2006: 33.

206 201 Söz konusu açık hava yerleşimi İsrail de Güney Shephela Bölgesi nde yer almaktadır 132 (Levha.10). Kefar Menachem Batı yerleşiminde 3 adet kazı alanından (Area A, B, C) toplamda 1008 adet yontmataş endüstri öğesi ele geçmiştir. Söz konusu endüstri iki yüzeylilerin yokluğuyla Acheulean endüstrilerinden ayrılmaktadır. 3 farklı yongalama tekniği dikkat çekmektedir. Bunlar çok yönlü, merkezcil ve prizmatik yongalama teknolojileridir. Ürünlerin büyük çoğunluğu ezilmiş topukların yanında belirgin vurma yumruları sergilemektedirler. Bu durumun sert vurgaç kullanımıyla bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Kefar Menachem in alet çantası içerisinde düzeltili yongalar, kazıyıcılar, çontuklular, dişlemeliler, deliciler ve az sayıda çekirdek kıyıcılar yer almaktadır (Levha.2, 3). İki yüzeyli aletlere dair herhangi bir kanıt yoktur 133. İsrail de Kudüs şehrinin güneydoğusunda kalan Umm Qatafa Mağarası (Levha.10), ilk kez 1931 yılında Neuville tarafından kazılmıştır 134. Yerleşimde tespit edilmiş olan Üst Acheulean seviyenin altındaki E3, F ve G1-2 seviyeleri (2-3 m kalınlığında) Tayacian e atfedilmiştir. G1 ve G2 Tayacian I, E3 ve F seviyeleri ise Tayacian II olarak ayrılmışlardır. Tayacian II olarak isimlendirilmiş olan seviyelerde yontma teknikleri ve alet yapımı açısından bir gelişme olduğu gözlemlenmiştir. Buluntular küçük ve kaba görünümdeki yonga ve dilgilerden oluşmaktadırlar. Söz konusu parçaların kenarlarında çentikler ve kullanım düzeltileri olduğu tespit edilmiştir. Oldukça az sayıdaki Levallois benzeri yonganın dışında aletler içerisinde atipik kenar kazıyıcılar, çontuklular, dişlemeliler ve kaba uçlar yer almaktadır. Endüstrinin büyük bir çoğunluğu Levallois olmayan ürünlerden oluşmaktadır. 1 adet 132 Barzilai ve diğ., 2006: Barzilai ve diğ., Neuville, 1931.

207 202 Proto-Levallois yonga tespit edilmiştir. Tayacian sonrasındaki evre ise (E1) az sayıdaki tipik iki yüzeylilerin yer aldığı Üst Acheulean evredir 135. Yine Üst Acheulean seviyelerin altında tespit edilmiş olan bir diğer endüstri ise El Kown havzasında yer alan Hummal buluntularından oluşmaktadır. El- Kown (Levha.10), Suriye nin kuzeydoğusunda, çöl ortamında birçok doğal kaynağı barındıran bir vahadır 136. Bu alanda Paleolitik Çağ ın farklı evrelerine ait 186 yerleşim yeri tespit edilmiştir yılında söz konusu yerleşimlerden birisi olan Hummal da yaklaşık 25 m lik dolgunun altında Tayacian buluntular tespit edilmiştir 137. Söz konusu buluntular Seviyeler arasından ele geçmiştir. Buluntular genelde kalın ve düzensiz yongalardan oluşmaktadır. Düzeltili parçaların büyük çoğunluğu ise çontuklu ve dişlemeli aletlerdir. Kenar kazıyıcıların oranı ise daha azdır. İlerleyen yıllarda söz konusu seviyelerden 2 adet tipik Acheulean iki yüzeylinin ele geçmiş olması bu seviyelerdeki kültürün Acheulo Tayacian olarak isimlendirilmesine sebep olmuştur 138 (Levha.4). Levant Bölgesi nde yer alan ve tekno-tipolojik verileri itibariyle Tayacian geleneğine atfedilen bir diğer yerleşim ise Ras Beirut (Cordon Littoral) yerleşimidir (Levha.10). Söz konusu alan Lübnan da Beyrut şehrinin batısında kalan ve Akdeniz e doğru çıkıntı gösteren kireçtaşı bir burundur. Bu alanda tespit edilmiş olan Alt Paleolitik endüstri iki yüzeylilerin yer almadığı, büyük-küçük yongalar, dilgiler ve çekirdeklerden oluşan bir buluntu topluluğu sunmaktadır. Yongalama ürünleri, 135 Copeland, 2003: Le-Tensorer ve diğ., 2007b: Le-Tensorer ve diğ., 2007b; Copeland, Le-Tensorer ve diğ., 2007a: 3.

208 203 sahilde bulunan kaliteli çakmaktaşı çakıllarının sert vurgaçla yongalanmasıyla elde edilmişlerdir. Taşımalıklar kalın olup düz topuk taşımaktadırlar. Aynı zamanda yüksek kopma açıları ve belirgin vurma yumruları sergilemektedirler 139. Seçilmiş olan endüstri öğeleri üzerinde yapılmış olan çalışmalara göre %53,8 lik oranıyla baskın alet tipleri ham sırtlı bıçaklardır. Ham sırtlı bıçakları kenar kazıyıcılar, dişlemeliler ve çontuklular takip etmektedir. Ham sırtlı bıçaklar kullanım izi (düzeltisi) taşıdıkları için düzeltili parçalar içerisinde değerlendirilmişlerdir. Bu parçalar yonga ve dilgi taşımalıklar üzerine yapılmışlardır (Levha.5, 6). Tespit edilmiş olan kenar kazıyıcı tipleri tek düz, dışbükey ve ikili kenar kazıyıcılardır. Ayrıca 1 adet yatay kenar kazıyıcı tespit edilmiştir. Yine yonga ve dilgi taşımalıklar üzerine yapılmış olan örneklerin hiç birisinde Quina tip (basamak pulcuklu) düzelti gözlemlenmemiştir. Çontuklu aletler içerisinde Clactonian tipler oldukça azdır. Bunlar genelde basit tip çontuklardan oluşmaktadırlar. Endüstri içerisinde 1 er adet ön kazıyıcı ve Tayac ucu tespit edilmiştir. Ön kazıyıcı örnek Levallois benzeri bir yonga üzerine yapılmıştır ve aynı zamanda kenarsal düzeltiler taşımaktadır. Çekirdek olarak genelde kırılmış sahil çakılları tercih edilmiştir. Çekirdekler genelde 2 gruba ayrılmaktadırlar. Bunlar tek kutuplu yassı ve prizmatik çekirdeklerdir. Bu örnekler genelde düz vurma düzlemlerine sahiptirler. Parçalar üzerinde çok az sayıda basit yüzcüklü vurma düzlemine rastlanmıştır. Çekirdekler içerisinde 1 adet Proto-Levallois örnek tespit edilmiştir. 139 Copeland, 2003: 89.

209 204 Endüstri öğeleri üzerinde yapılmış olan boyut ölçümlerine göre 3 adet grup tespit edilmiştir. Büyük boyutlu endüstri grubunun ortalaması 16 x 10 x 3.7 cm dir. Orta boy yongaların uzunlukları ise 6 9 cm arasındadır. En küçük endüstri grubunun ortalama boyutları ise 3.7 x 2.8 x 0.8 cm olarak ölçülmüştür 140. İsrail in kuzey kıyısındaki Karmel Dağı nda yer alan Tabun Mağarası (Levha.10), Garrod un yılları arasında gerçekleştirmiş olduğu kazılar sonucu uzun bir kültürel süreci ortaya koymuştur 141. Tabun Mağarası nda Tayacian e atfedilen ve TL tarihlendirmesine göre G.Ö. 415 ±27 bin (OIS 11) tarihini 142 veren G seviyesi (Tabunian), bir üstteki Geç Acheulean seviyenin (F) hemen altında yer almaktadır. Garrod un araştırmalarına göre endüstri içerisinde yer alan parçalar düzensiz ve küçük boyutlu yongalardan oluşmaktadır. Bunlar genelde çentikler ve kullanım düzeltileri taşımaktadırlar. Söz konusu endüstri öğeleri dere ve sahil çakıllarından yongalanmış olan parçalardan oluşmaktadırlar. Çok az sayıda dilgi tespit edilmiştir. Diğer teknolojik özellikler Cordon Littoral ile benzerdir. Bununla birlikte Tabun G den küçük kaba kıyıcılar da ele geçmiştir 143. Tabun G nin hemen üzerinde yer alan Üst Acheulean seviye (F) ile onun üzerinde yer alan Acheulo-Yabrudian seviyenin (E) yaşları ise birbirlerine çok yakındır. İki yüzeylilerin ele geçmiş olduğu Üst Acheulean seviyenin yaşı G.Ö. 140 Copeland, Jelinek ve diğ., 1973: Mercier ve diğ., Copeland, 2003: 93.

210 ±31 bin, Acheulo-Yabrudian seviyenin yaşı ise G.Ö. 302±27 bin olarak tespit edilmiştir 144. Tayacian e atfedilen bir diğer yerleşim olan Bezez Mağarası, Lübnan ın güneyindeki Sidon Bölgesi nde yer almaktadır (Levha.10). Söz konusu yerleşimde tespit edilmiş olan 118 adet örneğin bir takım teknolojik özellikler açısından Tayacian i andırdığı belirtilmiştir. Tayacian olarak nitelendirilmiş olan bu seviye Acheulo-Yabrudian seviyenin altında tespit edilmiştir. Analizleri yapılmış olan endüstri öğeleri içerisinde Clactonian tip sert vurgaç kullanımının ve Levallois olmayan yongalama ürünlerinin baskın olduğu tespit edilmiştir. Ürünlerin büyük çoğunluğu düz topuklu ve geniş kopma açılıdır. Taşımalıklar küçük boyutlardadırlar. Söz konusu parçaların basit ve prizmatik çekirdeklerden koparılmış oldukları anlaşılmıştır 145 (Levha.7). Bezez C seviyesinin üst kısmı ise Acheulo-Yabrudian buluntularıyla ön plana çıkmaktadır. Söz konusu seviye Mousterian ve Acheulean kültür öğelerini bir arada barındırmaktadır. Düzeltili parçalar içerisinde özellikle kenar kazıyıcılar önemli bir yer tutmaktadır. Söz konusu parçalar büyük oranda kalın taşımalıklar üzerine yapılmış ve basamak pulcuklu (Quina tip) düzeltilerle şekillendirilmişlerdir 146 (Levha.8). Levant Bölgesi nin küçük boyutlu yonga endüstrileri sunan bir diğer Alt Paleolitik yerleşimi olan Yabrud Kaya Sığınağı Suriye de Anti-Lübnan Dağları nın Suriye düzlüğüne bakan yamaçları üzerinde yer almaktadır (Levha.10). Söz konusu 144 Mercier ve Valladas, 2003: Copeland, 1983, Copeland, 1983.

211 206 kaya sığınağının IV. seviyesinden ele geçmiş olan ve aynı zamanda Shemsian olarak da bilinen buluntu topluluğu Levant ın diğer Tayacian endüstrilerini andırmaktadır. 222 adet çekirdeğin yanında yonga ve dilgiler üzerine yapılmış olan 102 adet ham sırtlı bıçak tespit edilmiştir. Bunların dışında 92 adet çontuklu (çoğunluğu Clactonian tip), 97 adet dişlemeli ve yine taşımalıkları Levallois olmayan yonga ve dilgilerden oluşan düzeltili parçalar (1 er adet Tayacian uç ve iki yüzeyli düzeltiye sahip uçlu kazıyıcı dahil) ele geçmiştir. Endüstri sert vurgaç yardımıyla el içerisinde gerçekleştirilmiş bir yongalama tekniğine işaret etmektedir. Bunun sonucu geniş kopma açılı ve belirgin vurma yumrulu parçalar ortaya çıkmıştır. Topuk kısımları çok büyük bir oranda düzdür. Shemsian endüstrisinin Umm Qatafa ve Tabun G endüstrileriyle oldukça benzer olduğu belirtilmektedir. Tabun G den elde edilmiş olan TL tarihlendirmesi baz alındığında Yabrud IV ün G.Ö. 415 bin (OIS 11) civarında bir tarihe sahip olduğu düşünülmektedir 147. Yabrud IV seviyesindeki endüstri aynı zamanda Cordon Littoral de (Ras Beirut) tespit edilmiş olan Tayacian le de çağdaş olmalıdır 148. İsrail de Tel Aviv şehrinin yaklaşık olarak 40 km güneydoğusunda kalan Revadim açık hava yerleşim yeri 149 de (Levha.10) önemli buluntular sergilemiştir. Çok sayıda iki yüzeyli aletin ele geçmiş olduğu B2 ve C5 seviyelerinin altında yer 147 Mercier ve diğ., Copeland, 2003: Marder ve diğ., 2011.

212 207 alan C1 C4 seviyeleri küçük boyutlu çok sayıda yonga ve yonga aletlerin baskın olduğu bir endüstri topluluğu sunmuştur seviye içerisinden ele geçmiş olan binlerce parçanın içerisinden yalnızca 6 adet iki yüzeyli alet tespit edilmiştir. Endüstri içerisindeki yongalama ürünleri sert vurgaçla doğrudan yongalamaya işaret etmektedirler. Yongaların ortalama uzunlukları 25 mm dir. Dilgiler, yongalama ürünlerinin yalnızca %1.4 ünü oluşturmaktadırlar. Yontmataş aletlerin büyük çoğunluğu ikincil ve üçüncül yongalar üzerine yapılmıştır. Çok az aletin büyük oranda kabuk taşıyan birincil öğeler üzerine yapıldıkları tespit edilmiştir. Alet tipleri içerisinde kenar kazıyıcılar, dişlemeli ve çontuklular, ön kazıyıcılar ve deliciler yoğunluktadır. Kenar kazıyıcılar üzerinde tespit edilmiş olan düzeltiler genellikle dik ve yarı dik şekilde işlenmiş basamak pulcuklu ya da kaplayan tip düzeltilerdir 151 (Levha.9). Revadim yerleşiminden tespit edilmiş olan örnekler üzerinde yapılmış olan U-th yaşlandırmasına göre G.Ö bin yıl öncesine ait bir tarih aralığı tespit edilmiştir 152. Yukarıda bahsedilmiş olan ve Karain endüstrisiyle benzerlikler taşıyan Levant Alt Paleolitik yerleşimleri ve söz konusu yerleşimlerle ilgili bilgiler Tablo.1 de gösterilmiştir. 150 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a. 151 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a. 152 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a: 511; Malinsky-Buller ve diğ., 2011b.

213 208 Yerleşim yeri Tarih (GÖ) MIS Kültür / Gelenek Ras Beirut (Cordon Littoral) - 11 Tayacian Umm Qatafa E3-F / G1-G2-11 Tayacian Umm Qatafa E1 - - Üst Acheulean Hummal Acheulo-Tayacian Kefar Menachem (Area A-B-C) - 11 Tayacian Bizat Ruhama C 480±120 Ka (Paleomanyetik) Mikrolitik Acheulean Tabun G (Tabunian) 415±27 Ka (TL) 11 Tayacian Tabun F 324±31 Ka (TL) 8-9 Üst Acheulean Tabun E 302±27 Ka (TL) 8 Acheulo-Yabrudian Bezez C (Alt) - 11 Tayacian Bezez C (Üst) - - Acheulo-Yabrudian Yabrud IV (Shemsian) - 11 Tayacian Revadim C1 C Ka (U-th) 9-12? (Tayacian benzeri) Revadim B2 C5 - - Acheulean Tablo.1: Bahsedilen Alt Paleolitik yerleşimler. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz yerleşimlerden elde edilmiş olan mutlak ve göreceli tarihlerin yanında genel olarak Levant Bölgesi nin Alt Paleolitik Dönem kronolojisine bakıldığı zaman yaklaşık olarak G. Ö. 700 ile 400 bin yılları arasında kalan süreçte Orta Acheulean, G. Ö bin yılları arasında da Üst Acheulean gelenekli endüstrilerin hakim olduğu görülmektedir 153. Bununla birlikte Levant Bölgesi nin bazı alanlarında Orta Acheulean sonu ve Üst Acheulean in bir kısmını kapsayan aralıkta (G. Ö Ka), Acheulean geleneğinden farklı olarak iki yüzeyli teknolojisinin olmadığı ya da çok ender olarak görüldüğü, yoğunlukla küçük 153 Shea, 2013.

214 209 boyutlu yonga endüstrileriyle tanımlanan farklı bir tekno-kültürel sürecin varlığı bilinmektedir. Bu süreç Levant ın Alt Paleolitik Döneminde Tayacian evre olarak bilinmektedir. Tayacian aslında Avrupa kökenli bir terimdir. Bu terim ilk kez Fransız arkeolog Denis Peyrony tarafından Güneybatı Fransa da yer alan La Micoque Kaya Sığınağı nda ele geçmiş olan endüstrileri tanımlamak için kullanılmıştır 154. Benzer endüstrilerin karşılaşıldığı seviyelerde genel olarak iki yüzeyli gibi Acheulean öğelerle karşılaşılmamaktadır. Ayrıca Levallois tekniğine işaret eden öğeler ya yoktur ya da oldukça az oranlarda ele geçmektedir. Bazı araştırmacılar tarafından Pre-Acheulean ya da iki yüzeylilerin yer almadığı bir Acheulean olarak değerlendirilmektedir 155. Söz konusu endüstrilerin genelinde çakıllardan yapılmış olan küçük boyutlu yongalar baskındır. Levant Bölgesi nde benzer endüstrilerin tanımlamasında da aynı terim kullanılmaktadır. Ancak kimi yerleşimlerdeki söz konusu endüstriler lokal isimlendirmelerle anılmaktadır (Tabunian, Shemsian). Levant Bölgesi nde, Alt Paleolitik Dönem in sonlarında hem Acheulean hem de Orta Paleolitik Dönem in Mousterian öğelerini bir arada barındıran ve Acheulo- Yabrudian (~ G. Ö Ka) olarak isimlendirilmiş geleneğe ait kültürel öğeler de tespit edilmiştir. Söz konusu periyod kimi araştırmacılar tarafından Orta Paleolitik Dönem e geçiş evresi olarak görülmektedir. Acheulo-Yabrudian süreci de kendi içerisinde farklı evreleri barındırmaktadır 156 ; Acheulean evre İki yüzeyli parçaların yoğun olduğu ve düzeltili parçaların daha az oranlarda temsil dildiği evre. 154 Dibble ve diğ. 2006: Copeland, 2003: Shea, 2013: 78.

215 210 Yabrudian evre Düzeltili parçaların yoğunlukta olduğu ve iki yüzeylilerin oldukça az oranlarda temsil edildiği evre. Amudian evre Düzeltili yonga ve dilgilerin hakim olduğu, taş kalemler ve ön kazıyıcılar gibi Üst Paleolitik tipte aletlerin sıklıkla görüldüğü evre.

216 211 VII. KARŞILAŞTIRMALAR Çalışmamızın daha önceki bölümlerinde, Karain Alt Paleolitik yontmataş endüstrisinin kendine has özellikleri olmakla birlikte Anadolu ve Levant Bölgesi nde yer alan bir takım endüstrilerle benzerlikler ve ayrılıklar gösterdiğini belirtmiştik. Bu bölümde Karain Alt Paleolitik endüstrisi ile söz konusu bölgelerde yer alan bir takım yerleşimlerin endüstrileri arasındaki karşılaştırmalara yer verilecektir. VII.1. Türkiye Türkiye ye baktığımızda tekno-tipolojik açıdan karşılaştırma yapılabilecek yerleşimlerin oldukça az olduğu görülmektedir. Söz konusu yerleşimler daha önceki bölümlerde bahsetmiş olduğumuz (Bkz. Bölüm IV) Yarımburgaz Mağarası, Dursunlu ve Kaletepe Deresi 3 açık hava yerleşimleridir. Yarımburgaz Mağarası, ihtiva ettiği zengin yontuk çakıl buluntularıyla (çekirdek aletler) Karain endüstrisine göre daha arkaik bir görünüm sergilemektedir. Bununla birlikte Yarımburgaz Mağarası nda yontuk çakıl topluluğu zengin olmasına rağmen yonga endüstrisinin baskın olduğu da belirtilmektedir 157. Karain de yontuk çakıl olarak nitelendirebileceğimiz yalnızca 2 adet örnek mevcuttur. Endüstri genelinde düzeltisiz ve düzeltili yongaların hakim olması Karain ve Yarımburgaz endüstrilerinin ortak özellikleridir. Ancak yukarıda değinmiş olduğumuz gibi Yarımburgaz Mağarası ndaki zengin yontuk çakıl endüstrileri, söz konusu iki yerleşimin farklı kültürel süreçler içerisinde değerlendirilmeleri gerektiğini otaya koymaktadır. 157 Arsebük ve diğ., 1990.

217 212 Söz konusu Alt Paleolitik endüstrilere boyut verileri açısından baktığımızda birbirine yakın sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Yarımburgaz da düzeltisiz yonga boylarının ortalama 48 mm olduğu belirtilmektedir. Bu değer düzeltili yongalar için ise 46 mm olarak tespit edilmiştir 158. Karain de düzelti taşımayan yongalama ürünlerinin ortalama boyları 41,5 mm olarak ölçülmüştür. Düzeltili yongaların (aletler) ise ortalama uzunlukları 55 mm dir. Ancak endüstri içerisinde genel boyut standardını yüksek gösteren 1 2 parçayı çıkardığımızda (Bkz. Bölüm V.6) düzeltili yonga boyut ortalamalarının da Yarımburgaz la birbirine yakın olduğu görülmektedir. Boyut verileri açısından her iki endüstri birbirine çok yakın sonuçlar sergilemektedir. Yarımburgaz ın Alt Paleolitik seviyeleri için endüstrinin neden bu kadar küçük boyutlu olduğuyla ilgili bir bilgi yoktur. Levant Bölgesi nin bazı yerleşimlerinde tamamen küçük taşımalıklar elde etme amacının olduğu bilinmektedir. Karain gibi birçok yerleşimde ise endüstrinin küçük boyutlu olmasının hammadde kaynaklı zorunlu bir tercih olduğu görülmektedir. Yongalar üzerinde yer alan düzelti tipleriyle ilgili yaptığımız karşılaştırmalarda Karain ve Yarımburgaz endüstrilerinde benzer tip düzeltilerin tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Ancak tercih edilme oranlarında farklılıklar söz konusudur. Yapılmış olan çalışmalarda Yarımburgaz aletleri üzerindeki düzeltilerin tanımlanmasında farklı bir terminoloji tercih edilmiştir. Söz konusu parçalar için Pullu, kademeli ve pürüzlü gibi tabirlerin kullanıldığı görülmektedir Arsebük, Arsebük, 1996: 37.

218 213 Yayınlarda verilmiş olan çizimlerle karşılaştırıldığında pullu tabirinin, çalışmamızda tercih etmiş olduğumuz terminoloji açısından pulcuklu tabiri ile eşleştirilebileceği anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Karain de olduğu gibi Yarımburgaz da da baskın düzelti tipinin pulcuklu düzelti olduğu görülmektedir. Ancak söz konusu parçalar Yarımburgaz endüstrisinde daha baskın oranlarda görülmektedir (%65). Karain de ise pulcuklu düzeltinin yine en çok tercih edilmiş olan düzelti tipi olmasına rağmen oranının %39,85 olduğu tespit edilmiştir. Yarımburgaz da en sık görülen ikinci düzelti tipi ise kademeli (?) tip düzeltilerdir. Bunların basamak pulcuklu düzelti tipi için kullanılmış olabileceği düşünülebilir. Karain de de pulcuklu tip düzeltileri özellikle kenar kazıyıcılar üzerinde görülen basamak pulcuklu düzeltilerin takip ettiği tespit edilmiştir. Teknolojik açıdan bakıldığında ne Karain in ne de Yarımburgaz ın Alt Paleolitik seviyelerinde Levallois tekniğinin olmadığı görülmektedir. Karain de Levallois yı çağrıştırabilecek tek parça Proto-Levallois bir çekirdektir. Bunun dışındaki çekirdeklerin büyük çoğunluğu hazırlanmamış şekilsiz çekirdek kategorisindedir. Yarımburgaz da ise şekilsiz çekirdekler denenmiş ve merkezcil tiplerin arkasından gelmektedir 160. Yarımburgaz Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde çekirdeklerin yalnızca yonga elde etmek için değil aynı zamanda ağır işlerde kullanılacak aletler olarak da amaçlandığı belirtilmektedir 161. Karain de bu duruma uyabilecek tek parça 80. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan bir kıyıcı alettir (Tip.33). Söz konusu parça, üzerinden birkaç parça alındıktan sonra bir kıyıcı alete çevrilmiştir. Bu açıdan bakıldığında aynı zamanda alet olarak tasarlanmış olan Yarımburgaz çekirdeklerinden ayrılmaktadır. 160 Kuhn, 2010: Arsebük, 1996: 37.

219 214 Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik seviyelerinden ele geçmiş olan yonga aletler içerisinde en yoğun grubu dişlemeliler oluşturmaktadır. Bu grubu kenar kazıyıcılar ve çontuklular takip etmektedir 162. Söz konusu yontmataş alet grupları Karain de de en yoğun gruplar olarak dikkat çekmektedirler. Bununla birlikte Karain Alt Paleolitik seviyelerinde baskın alet tipleri dişlemelilerle birlikte kenar kazıyıcılardır. Bu grubu düzeltili yongalar ve çontuklular takip etmektedir. Genel olarak bakıldığında her iki endüstri topluluğu içerisinde yer alan aletlerin teknotipolojik açıdan benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Ancak yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi Yarımburgaz endüstrisini Karain den ayıran en büyük özelliklerden birisi yontuk çakıl öğelerinin yoğunlukla ele geçiyor olmasıdır. Karain de ise yontuk çakıl olarak değerlendirebileceğimiz yalnızca 2 adet örnek mevcuttur. Ayrıca Karain endüstrisi içerisinde rastlanan iki yüzeyli teknolojisine Yarımburgaz Mağarası nda rastlanmaması da iki yerleşim arasındaki en büyük farklardan birisi olarak göze çarpmaktadır. Karain ve Yarımburgaz Alt Paleolitik endüstrileri bir takım tekno-tipolojik özellikler (yonga ve yonga aletlerin baskın olması) açısından yakın olsa da zengin yontuk çakıl topluluğu, Yarımburgaz yerleşiminin Anadolu Alt Paleolitik kronolojisinde daha eski bir evreye bağlanması gerektiğine işaret etmektedir (Levha.1). Ancak diğer taraftan söz konusu yerleşimden elde edilmiş olan en eski tarih 390 bin yıl 163 öncesine aittir. Gerek Yakındoğu gerekse de Avrupa açısından bakıldığında Yontuk Çakıl Kültürü ne (Mode 1) atfedilen yerleşimler 1 milyon yıldan daha yakın tarihler vermemektedir. Anadolu da ise maalesef söz konusu endüstri ile tekno-tipolojik açıdan bire bir karşılaştırma yapılabilecek bir topluluk 162 Kuhn ve diğ., Arsebük, 1996: 38, 39.

220 215 yoktur. Dolayısıyla Yarımburgaz buluntuları şu an için hem kronolojik hem de tekno-tipolojik açıdan izole bir görünüm sergilemektedirler. Anadolu toprakları içerisinde tespit edilmiş ve kazısı gerçekleştirilmiş olan bir diğer tabakalı Alt Paleolitik yerleşim Kaletepe Deresi 3 dür. Söz konusu yerleşim toplam 12 seviyeli bir Paleolitik dolgu sunmaktadır. Bunlardan en üstte yer alan 4 seviyeden Orta Paleolitik (Mousterian) aletler tespit edilmiştir (I, Iˈ, II, IIˈ). Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin Karain endüstrilerine benzer tekno-tipolojik özelliklerin görüldüğü seviyeleri III. ve IV. seviyelerdir. Söz konusu seviyeler az sayıda iki yüzeylilerin olduğu bir endüstri sergilemektedirler. Bununla birlikte Karain den bilinen iki yüzeylileri de dikkate aldığımızda kısmen de olsa VI. ve XII. Seviyeler arasındaki buluntu topluluğunu da dikkate almak gerekmektedir. III. seviyede, hazırlanmamış çekirdeklerden tek kutuplu yongalamayla elde edilmiş olan kalın, düz topuklu ve 90 den büyük kopma açılarına sahip yongalar ele geçmiştir 164. Bu parçalar, analizlerini yapmış olduğumuz Karain örneklerine göre daha masif bloklardan (çekirdek) çıkarılmışlardır ve boyut olarak da daha büyük parçalardır. Söz konusu boyut farklılığı hammadde kaynaklı bir farklılıktır. Endüstri içerisinde kullanılmış olan obsidiyen, andezit ve riyolit Kaletepe Deresi çevresinde sıklıkla ve büyük bloklar haline rastlanan hammadde cinsleridir. Dolayısıyla ürün boyutlarının hammadde boyutlarıyla paralellik göstermesi durumu Karain de olduğu gibi Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin III. katında da karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan IV. seviyede söz konusu büyük yongalama ürünlerinin yanında küçük yonga ve aletleri de kapsayan bir tekniğin varlığından bahsedilmiştir. Buradaki küçük 164 Slimak ve diğ., 2008: 105.

221 216 boyutlu yonga aletlerin çoğu çontuklulardan oluşmaktadır. Bunun dışında alet tipleri açısından III. seviyede yine çontuklular ve dişlemelilerden bahsedilmektedir. Ayrıca III. seviyede tespit edilmiş olan iki yüzeylilerin Acheulean tip iki yüzeyliler oldukları bildirilmektedir 165. Bunlar dışında yayınlarda yer alan çizimlere göre kazıyıcı aletlerin varlığı da anlaşılmaktadır 166. Yontmataş alet tipleriyle ilgili çok ayrıntılı veriler olmamasına rağmen yukarıda belitmiş olduğumuz mevcut tekno-tipolojik bilgilere dayanarak Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin III. ve IV. katlarının, Karain de tespit etmiş olduğumuz Tayacian ve Acheulean öğeleri bir arada barındıran endüstriye yakın olduğu görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu yerleşimlerdeki seviyelerin tipolojik olarak hemen hemen çağdaş olduğunu belirtebiliriz. Kronolojik olarak baktığımızda ise durumun biraz daha karmaşık olduğu görülmektedir. Kaletepe Deresi nin bulunduğu alandan tespit edilmiş olan tarih 1.1 milyon yıldır. Ancak bu tarih Kaletepe Deresi katlaşımını oluşturan dolguların altında uzanan riyolit ana kayadan elde edilmiş olan tarihtir. Dolayısıyla Karain de olduğu gibi Kaletepe Deresi nde de Alt Paleolitik seviyelerin gerçek tarihi henüz tespit edilmemiştir. Bununla birlikte Kaletepe nin bin yıl öncesine kadar inebileceği varsayımında bulunulmaktadır 167 (Levha.1). Levant Bölgesi kronolojisini dikkate aldığımızda ise IV. seviyenin Tayacian, III. seviyenin ise Üst Acheulean evrelerine yakın olduğu görülmektedir. Bölüm VI da değinmiş olduğumuz gibi Levant yerleşimlerindeki iki yüzeylilerin olmadığı 165 Balkan-Atlı ve diğ., Balkan-Atlı ve diğ., 2007: Balkan-Atlı ve diğ., 2006: 387.

222 217 yongalı endüstrilerin (~ G.Ö. 400 bin civarı) genelde Üst Acheulean seviyelerin (~ G.Ö bin civarı) hemen altında uzandıkları belirtilmektedir. Çalışmamızda dikkate almış olduğumuz bir diğer yerleşim Konya yakınlarındaki Dursunlu lokalitesidir. Dursunlu, şu an için in situ olarak ele geçmiş en eski yontmataş buluntu topluluğunu sergilemektedir 168. G.Ö bin yıl 169 aralığına denk gelen materyal tamamıyla yonga ve yonga parçalarından oluşmaktadır. Dursunlu da tespit edilmiş olan endüstrideki hammadde cinsinin farklı olması (kuvars), büyük bir çoğunluğu yongalardan oluşan endüstri öğelerinin çoğunun kırık olması ve yongalar dışında başka bir endüstri öğesinin de ele geçmemiş olması Dursunlu endüstrisinin tekno-tipolojik olarak belli bir kültürel sürece bağlanmasını güçleştirmektedir. Yontmataş endüstriyle ilgili yalnızca iki kutuplu yongalama tekniğinden ve yongalar üzerinde tespit edilmiş olan topuk tiplerinden bahsedilmiştir 170. Söz konusu durumdan dolayı Dursunlu yerleşimini Karain veya bahsetmiş olduğumuz diğer yerleşimlerin endüstrileriyle karşılaştırmak çok zordur. Şu an için yalnızca teknolojik olarak herhangi bir hazırlık aşamasını yansıtmayan çekirdeklerden alınmış olan oldukça arkaik ve küçük boyutlu bir yonga endüstrisinden bahsedebilmekteyiz. Bunun dışında yayınlarda tipolojik açıdan da herhangi bir bilgi tespit edilememiştir. Yukarıdaki tarihleri dikkate alıp kronolojik açıdan baktığımızda ise Dursunlu yu, Karain de yaşanmış olan kültürel sürecin daha öncesindeki bir evreye bağlamak doğru olacaktır (Levha.1). 168 Gediz Nehri sekilerinde yapılmış olan araştırma sonucu tespit edilmiş olan ve yaklaşık olarak 1.2 milyon yılla yaşlandırılmış yontmataş materyal (yonga) tekil bir örnektir. Dolayısıyla böylesi bir parçanın varlığını kabul etmekle birlikte şu an için şüpheli bir konumda olduğunu da belirtmekte fayda görüyoruz (Maddy ve diğ., 2015). 169 Güleç ve diğ., Güleç ve diğ., 2009.

223 218 VII.2. Levant Türkiye topraklarındaki Alt Paleolitik buluntuları da dikkate aldığımızda hem nicelik hem de nitelik olarak Levant Bölgesi nde karşılaştırma yapılabilecek materyalin daha fazla olduğu görülmektedir (Bkz. Bölüm VI). Levant Bölgesi nde yer alan Alt Paleolitik yerleşimlerle karşılaştırmalar yaparken hem tekno-tipolojik hem de kronolojik kıstaslar dikkate alınmıştır. Kronolojik kıstasımız, Karain in çalışmış olduğumuz seviyelerinden bilinen tarihlerdir (G.Ö bin / OIS 11). Bununla birlikte tekno-tipolojik veri ve benzerliklere de bağlı kalarak daha eski veya yeni tarihler veren yerleşimlerin endüstrileri de dikkate alınmıştır. Buradaki amacımız birbirine yakın ya da aynı tarih aralığında görülen farklı kültürel süreçlere (Tayacian, Orta Acheulean, Üst Acheulean, Acheulo-Yabrudian) ait özelliklerin Karain Alt Paleolitiğinde var olup olmadıkları veya ne derecede olduklarını tespit etmektir. Karain ve Levant endüstrilerini karşılaştırdığımızda, ilk planda G.Ö. 400 bin yıl civarında Levant Bölgesi nde görülen ve Tayacian kültüre atfedilen endüstrilerle tekno-tipolojik özellikler bakımından benzerlikler olduğu görülmektedir. Karain le birlikte Bölüm VI da bahsetmiş olduğumuz Ras Beirut, Umm Qatafa, Hummal, Kefar Menachem, Tabun, Bezez ve Yabrud gibi yerleşimlerinin bazı seviyelerinden ele geçmiş olan endüstriler tekno-tipolojik açıdan birbirlerine yakındır. Söz konusu tekno-tipolojik özellikler genel olarak şu şekilde sıralanabilir; - Küçük boyutlu çekirdeklerden (genelde küçük boyutlu dere veya deniz çakılları) sert vurgaç yardımıyla elde edilmiş küçük boyutlu basit yongalama ürünlerinin baskın olması,

224 219 - Levallois tekniğinin çok nadir görülmesi ya da hiç görülmemesi, - Genelde çontuklular, dişlemeliler ve kazıyıcılardan oluşan alet tiplerinin basit düzeltiler (kimi zaman kullanım düzeltisi) taşıması, - İki yüzeylilerin var olmaması. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz özelliklere sahip olan Levant Bölgesi nin Tayacian endüstrileri genelde Üst Acheulean seviyelerin hemen altında yer almaktadırlar. Bu durumun aksini gösteren tek yerleşim Bezez Mağarası dır. Burada yer alan Tayacian seviye, Acheulo-Yabrudian özellikler gösteren bir endüstrinin altında tespit edilmiştir. V. Bölüm ün sonunda bahsetmiş olduğumuz gibi Karain endüstrisinin yukarıda bahsedilmiş olan yerleşimlerin endüstrileriyle taşımış olduğu benzerliklerin dışında bir takım farklılıklarının da olduğu görülmektedir. Teknolojik açıdan bakıldığında söz konusu Levant yerleşimlerinde tespit edilmiş olan çekirdeklerin herhangi bir hazırlık aşamasından geçmeden sert vurgaçla düzensiz bir şekilde yongalama işlemine tabi tutuldukları görülmektedir. Şekilsiz çekirdeklerin yanında kimi yerleşimlerde (Ras Beirut, Kefar Menachem) prizmatik çekirdeklere de rastlanmaktadır. Bu parçaların bazen dilgi çıkarımı için de kullanıldıkları belirtilmektedir. Karain çekirdeklerine baktığımızda ise şekilsiz tiplerin baskın olduğu görülmektedir. Levant ın bazı yerleşimlerinde görülen ve yukarıda bahsetmiş olduğumuz prizmatik çekirdeklere Karain de rastlanmamaktadır. Yalnızca 1 adet örneğin söz konusu prizmatik çekirdekleri andırdığı söylenebilir (Bölüm V - Levha.11/1). Levant yerleşimlerinde çok nadir olarak görülen çekirdek tiplerinden

225 220 birisi ise Proto-Levallois tiplerdir. Ras Beirut yerleşiminde 1 adet Proto-Levallois çekirdekten bahsedilmektedir. Yine incelemiş olduğumuz seviyelere baktığımızda söz konusu tipe ait 1 adet örnek dikkat çekmektedir (Bölüm V - Levha.11/2). Yongalama ürünleri açısından baktığımızda yukarıda bahsetmiş olduğumuz yerleşimlerin tümünde küçük boyutlardaki yonga endüstrilerinin baskın oldukları görülmektedir. Bu parçaların çok büyük bir çoğunluğu kalın ve kaba tiplerdir. Vurma düzlemleri (topuk) genelde düz ve geniş olup, bazen de koparılmış oldukları yumrunun kabuk ya da ham yüzünü taşımaktadırlar. Kopma açılarının ise genelde 90 nin üzerinde olduğu belirtilmektedir. Bu veriler sert vurgaçla doğrudan yongalamanın göstergeleridir. Aynı durum Karain için de geçerlidir. Yongalama ürünleri ve aletler üzerinde yapmış olduğumuz gözlemlerde, endüstrinin baskın öğesi olan yongaların genelde düz topuklu (%62 oranında) ve 90 nin üzerinde kopma açısına sahip (%68,80 oranında) oldukları tespit edilmiştir. Yongalama ürünlerinin vurma yumruları ise büyük bir oranda belirgindir (%66 oranında). Hem Levant hem de Karain endüstrilerinde yongaların dışında çok az oranlarda dilgilere de rastlanmaktadır. Ancak söz konusu örneklere dayanarak planlı bir dilgi üretiminden bahsetmek mümkün değildir. Karain de baskın olan yongaların (%94,80) dışında dilgilerin oranı yalnızca %5,20 dir. Yongalama ürün boyutları açısından bakıldığında bahsedilen yerleşimlerde endüstri öğelerinin genelde küçük boyutlarda olduğundan bahsetmiştik. Boyut ölçümlerinde bahsedilmiş olan yerleşimlerden Ras Beirut da küçük boyutlu grup olarak nitelendirilen yongaların ortalama uzunlukları 37 mm olarak belirtilmiştir. Revadim yerleşiminde ise yonga uzunluk ortalamaları çok daha küçüktür (25 mm).

226 221 Analizlerini yapmış olduğumuz Karain endüstri öğelerinin ortalama uzunlukları ise 41,5 mm dir. Teknolojik verilerin ardından tipolojik açıdan da Levant endüstrileriyle karşılaştırmalar yapılmıştır. İlk olarak alet tiplerine bakıldığında genel olarak benzer tiplerin yaygın olduğu görülmektedir. Tayacian e atfedilen yerleşimlerinin endüstrilerine baktığımızda genel olarak en yaygın tiplerin kenar kazıyıcılar, dişlemeliler, düzeltili yongalar ve çontuklular olduğu görülmektedir. Bazı yerleşimlerde ise ham sırtlı bıçakların daha baskın oldukları belirtilmektedir (Ras Beirut, Yabrud IV). Yerleşimlerden elde edilen verilere göre deliciler, ön kazıyıcılar, Tayac uçları ve çekirdek kıyıcılar ise daha az oranlarda görülen alet tiplerindendir. Karain e baktığımızda da kenar kazıyıcılar ve dişlemelilerin baskın grubu oluşturdukları görülmektedir. Bu parçaları düzeltili yongalar ve çontuklu aletler takip etmektedir. Ham sırtlı bıçaklar ise söz konusu alet tiplerinin arkasından gelmektedir. Yine Levant yerleşimlerinde olduğu gibi Karain de de çok az sayılarda delici / taş delgi (Bölüm V Levha.19/6, 7)), ön kazıyıcı (Bölüm V Levha.19/8) ve tek örnekle temsil edilmekte olan Tayac ucu (Bölüm V Levha.23/4) tespit edilmiştir. Ayrıca Tayacian endüstrilerde oldukça az sayıda gözlemlenen yontuk çakıllara ait Karain de 2 adet örnek tespit edilmiştir (Bölüm V Levha.22/1, 2). Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi iki yüzeylilerin yokluğu Tayacian yerleşimlerin karakteristik özelliklerinden bir tanesidir. Ancak bu durumun dışında kalan birkaç yerleşim de söz konusudur. El Kown havzasında yer alan Hummal yerleşiminin 13 ve 18. Seviyeleri arasında kalan endüstri Tayacian öğeleri barındırmaktadır. Bununla birlikte söz konusu seviyelerde gerçekleştirilen kazılarda 2 adet Acheulean tip iki yüzeyli de tespit edilmiştir. Bu buluntulara dayanarak

227 222 buradaki endüstri için Acheulo-Tayacian terimi kullanılmıştır. Hummal (13-18) yerleşiminin, barındırmış olduğu az sayıdaki Acheulean iki yüzeylinin varlığı açısından Karain le benzer özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Karain de 2007 yılında tespit etmiş olduğumuz iki yüzeyli (Bölüm V Levha.21) ile birlikte Kökten kazılarında tespit edilmiş olan ve yapmış olduğumuz stratigrafik korelasyonla Alt Paleolitik seviyelerden geldiğine inandığımız 2 adet iki yüzeyli alet de Acheulean özellikler göstermektedir (Bölüm V Levha.20/1, 2). Yine Levant Bölgesi nde yer alan ve küçük boyutlu yonga endüstrisinin hakim olduğu Revadim yerleşiminin C1- C4 seviyelerinden ele geçmiş olan binlerce parça içerisinde yalnızca 6 adet iki yüzeyli alet tespit edilmiştir. Revadim yerleşimi de az sayıdaki iki yüzeylinin varlığıyla Karain endüstrisiyle benzer özelliklere sahip bir buluntu topluluğu sunmuştur. Alet tipleri açısından genel olarak Levant ın Tayacian yerleşimleriyle benzer özellikler sergileyen Karain Alt Paleolitik aletleri, düzelti tipleri açısından ise bir takım farklılıklar sergilemektedir. Bu farklılıklar özellikle kenar kazıyıcılarda göze çarpmaktadır. Endüstri içerisindeki aletlerin büyük çoğunluğu pulcuklu düzelti taşımasına rağmen kenar kazıyıcılarda en sık gözlemlenen düzelti tipi basamak pulcuklu düzeltilerdir (Bölüm V Levha.13). Tayacian yerleşimlerin büyük bir çoğunluğundaki endüstrilerde basamak pulcuklu düzelti teknolojisine rastlanmaz. İncelemiş olduğumuz yerleşimlerden yalnızca Revadim de, kenar kazıyıcıların genellikle dik ve yarı dik şekilde işlenmiş basamak pulcuklu ya da kaplayan tip düzeltilere sahip oldukları belirtilmektedir. Kalın taşımalıklar üzerine basamak pulcuklu düzeltilerle (Quina tip) şekillendirilmiş olan kenar kazıyıcı örnekleri, Levant Bölgesi nde daha çok Acheulo-Yabrudian evre içerisinde görülmektedirler.

228 223 İncelemiş olduğumuz Levant yerleşimleri içerinde yer alan Bezez Mağarası nın Tayacian buluntuları veren C seviyesinin üst kısmında bu tip parçalara rastlanmıştır (Bölüm VI Levha.7). Ayrıca Acheulo-Yabrudian evreye atfedilen Qesem Mağarası nda da benzer parçalar yer almaktadır 171. Yabrudian tip denilen söz konusu kenar kazıyıcılar genelde iri ve kalın taşımalıklar üzerine yapılmışlardır. Parçalar üzerindeki basamak pulcuklu düzeltiler çoğu zaman taşımalığın üst yüzünün büyük bir kısmını kaplamaktadır. Karain kenar kazıyıcıları tipolojik olarak Yabrudian tip kenar kazıyıcılardan biraz daha farklıdır. Karain de tespit etmiş olduğumuz kenar kazıyıcılar üzerindeki basamak pulcuklu düzeltiler, taşımalığın üst yüzünde genelde uzun bir alan kaplamasına rağmen taşımalığın tamamını kaplama eğiliminde değildirler. Ayrıca teknolojik olarak elimizde olan verilerden bir diğeri ise Levant yerleşimlerinde görülen Acheulo-Yabrudian seviyelerin az oranlarda da olsa Levallois tip çekirdek ve yongaları barındırdıklarıdır. Karain Alt Paleolitik seviyeleri açısından ise böyle bir durumdan bahsetmek mümkün değildir. 171 Barkai ve diğ., 2009.

229 SONUÇ Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal Karain Mağarası nın Alt Paleolitik seviyelerini simgeleyen V. ve VI. jeolojik seviyelerden ele geçmiştir. V. jeolojik seviye, kazılar esnasında gözlemsel olarak ayırt edilebilen değişik sediman yapılarına dayanarak farklı alt birimlere ayrılmıştır. Bu alt birimler V, V.1, V.1.1, V.1.2, V.2 ve V.3 olarak isimlendirilmektedirler. Söz konusu jeolojik birimleri barındıran dolgunun yüksekliği yaklaşık olarak 4 metredir. Bu geniş dolgunun en altında ise VI. jeolojik birim uzanmaktadır. VI. jeolojik birimin bitiminde karşılaşılan masif görünümdeki kaya blokları ise yüksek ihtimalle mağaranın ana kayasıyla bağlantılı öğelerdir. Söz konusu kaya bloklarının aralarındaki boşluklardan sızan hava akımları bu iddiamızı güçlendirmektedir. Dolayısıyla genel olarak / metre kotlarında mağaranın ana kayasının uzanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmamız kapsamında modern kazı yöntemleriyle belirlenmiş olan jeolojik stratigrafinin dışında ilk dönem kazılarında İsmail Kılıç Kökten tarafından tespit edilmiş ve yayınlarda belirtilmiş olan stratigrafiye ait bilgiler de göz önünde tutulmuştur. Kökten stratigrafisinde 5, 6, 7 ve 8. katlar bizim açımızdan önem taşımaktadır. Kökten in oldukça kısır bir seviye olarak nitelendirdiği kına renkli 5. kat, modern yöntemlerle belirlenmiş olan ve Alt Paleolitik seviyelerin başlangıcı olarak kabul edilen V. jeolojik birime denk gelmektedir. Kökten in yayınlarda vermiş olduğu maksimum verilere dayanarak yapmış olduğumuz hesaplama sonucu 6 ve 8. katlar arasındaki yüksekliğin yaklaşık olarak 3.31 metre olduğu tespit edilmiştir. Günümüz kazılarını dikkate alarak yapmış olduğumuz tespitlere göre de, buluntu bakımından kısır olan V. jeolojik birimi bir kenara koyduğumuzda geriye

230 kalan seviyelerin yüksekliğinin 3.30 metre olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Kökten stratigrafisi ile günümüz modern stratigrafisinin bire bir uyuştukları görülmektedir. Bu durum Kökten in bahsetmiş olduğu iki yüzeyli aletleri konumlandırmak açısından oldukça önemli bir veridir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz jeolojik birimler içerisinde yontmataş materyal açısından en verimlileri V.1.2, V.2 ve V.3 birimleridir. Söz konusu birimlerden V.1.2 ve V.3 yatay olarak tüm depolanma alanına yayılmaktadırlar. Ancak kazılar esnasında V.2 biriminin belli bir alanda meydana gelmiş bir oluşum olduğu tespit edilmiştir. Geniş bir koni biçiminde uzanan bu seviyenin V.1.2 içerisinde gelişmiş olan lokal bir oluşum olduğu düşünülmektedir. Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyalin çok büyük bir çoğunluğu yukarıda bahsetmiş olduğumuz V.1.2, V.2 ve V.3 birimlerinden ele geçmiştir. Bu birimler içerisindeki söz konusu yontmataş yoğunluğunu tespit ederken arkeolojik seviyelerin kaç adet plankarede kazılmış oldukları da dikkate alınmıştır. Dolayısıyla herhangi bir yanılgıya düşmeden arkeolojik materyalin gerçek anlamda hangi seviyelerde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Bölüm V Levha.24 e baktığımızda 56 ve 90 arasında kalan arkeolojik seviyelerin neredeyse eşit sayılardaki plankarelerde kazılmış oldukları görülmektedir. Dolayısıyla mağara içerisinde gerçek anlamda iskan izlerine rastlanan seviyelerin V.1.2, V.2 ve V.3 seviyeleri olduğunu söyleyebiliriz. Endüstri öğelerinin yapımında kullanılan hammadde cinsleri açısından baktığımızda radyolaritin oldukça baskın olduğu görülmektedir. Tüm endüstri öğeleri içerisinde radyolaritin oranı %80,17 dir. Daha az sayıda tercih edilmiş olan

231 çakmaktaşının oranı ise %19,14 olarak tespit edilmiştir. Radyolarit, Karain çevresinde sıklıkla gözlemlenen bir hammadde cinsidir. Ancak özellikle Kızılin Deresi ve Çakmak Tepesi, Karain e olan yakınlıkları itibariyle tercih açısından ilk sırada yer alan radyolarit kaynaklarıdır. Söz konusu kaynaklara göre daha uzak bir mesafede (yaklaşık 10 km) yer alan Burhan Deresi de diğer bir büyük radyolarit kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Söz konusu kaynaklarda yer alan radyolaritler oldukça çeşitli olmakla birlikte Karain endüstrisi içerisinde bunların belli tipleri tercih edilmiştir. Bu tercihte hammadde kalitesi en büyük rolü oynamaktadır. Tespit edilmiş olan 21 farklı radyolarit cinsinden 6 tanesi endüstri içerisinde en çok tercih edilen tipler olmuştur. Bunlar kahverengi, gri, kahverengi-gri, yeşilimsi gri, yeşil ve kahverengi-yeşil renklerdeki radyolaritlerdir. Söz konusu tipler üzerinde genelde az oranlarda damar tespit edilmiştir (%22,17). Bu özelliklerinden ve çevrede yaygın olarak bulunduklarından dolayı söz konusu hammaddelerin endüstri içerisinde en yoğun grubu oluşturdukları anlaşılmaktadır. Radyolarit hammadde açısından ham yüzey oranlarına bakıldığında üzerlerinde belli oranlarda ham yüzey taşıyan parçaların oranının daha yüksek olduğu görülmektedir (%55,19). Ancak söz konusu parçaların %87,84 ü çok küçük oranlarda (<1/2) ham yüzey taşımaktadırlar. Üst yüzü tamamıyla ham yüzeyle kaplı olan ve kabuk soyma yongası olarak da bilinen birincil yongalara kesinlikle rastlanmamıştır. Dolayısıyla çekirdek olarak tercih edilmiş olan radyolaritlerin, yerleşime taşınmadan önce küçük de olsa bir işlemden geçtikleri anlaşılmaktadır. Arkeolojik seviyelerin birçoğunda karşılaşılan yontma artığı ve kıymık gibi parçalar radyolarit hammadde açısından yongalama işleminin büyük kısmının yerleşim içerisinde gerçekleştirildiğinin kanıtlarıdır.

232 Yontmataş endüstri içerisindeki bir diğer hammadde cinsi olan çakmaktaşı ise yalnızca %19,14 oranında temsil edilmektedir. Çakmaktaşı Karain çevresindeki bölgede çok sık rastlanan bir hammadde cinsi değildir. Yukarıda değinmiş olduğumuz gibi genelde radyolaritin yoğunlukta olduğu Burhan Deresi nde az sayıda çakmaktaşı yumrularına rastlanmaktadır. Çakmaktaşının doğal konumunda daha yaygın olarak görüldüğü en yakın yerler ise Gölova ve Elmalı çevreleridir. Ancak söz konusu alanların Karain e olan uzaklığı çakmaktaşının endüstri içerisinde çok fazla tercih edilmemesine sebep olmuştur. Oldukça yakın bir mesafede mevcut bir kaynak dururken yalnızca hammadde odaklı olarak yüksek mesafeler kat etmek söz konusu dönem açısından çok mantıklı gözükmemektedir. Endüstri içerisinde tespit etmiş olduğumuz çakmaktaşları üzerindeki kabuk oranlarının radyolaritler üzerindeki ham yüzey oranlarına göre oldukça farklı olduğu görülmektedir. Radyolaritlerin aksine çakmaktaşları açısından kabuk taşıyan parçaların oranının daha az olduğu görülmektedir (%39,64). Bu parçaların %90,91 i ise çok az oranlarda (<1/2) kabuk kalıntısı taşımaktadırlar. Dolayısıyla kaynağın uzaklığını da göz önünde bulundurduğumuzda çakmaktaşlarının radyolaritlere nazaran daha fazla bir işleme tabi tutulduktan sonra yerleşime taşındıkları anlaşılmaktadır. Tekno-tipolojik analizleri yapılmış olan endüstri öğeleri, mağaranın E gözündeki 16 farklı plankarede yer alan 40 arkeolojik seviye içerisinden ele geçmiştir. Yontmataş endüstri öğeleri düzeltisiz parçalar (250 adet), aletler (264 adet), çekirdekler (69 adet) ve yontma artıklarından (4184 adet) oluşmaktadır. Düzeltisiz ve düzeltili parça (alet) sayılarının birbirine oldukça yakın oldukları görülmektedir.

233 Çalışmamız kapsamında yukarıda bahsetmiş olduğumuz endüstri öğelerinin analizleri ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. İlk olarak yongalama ürünleri (düzeltisiz parçalar) üzerinde teknolojiye dair gözlem ve ölçümler yapılmıştır. Yongalanmış olan parçalar iki gruba ayrılmaktadırlar. Bunlar yonga ve dilgilerdir. Yongalar çok net bir şekilde endüstrinin baskın öğeleridirler (%94,80). Dilgiler ise yalnızca 13 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu yongalama ürünlerinin tümü şekilsiz çekirdeklerden koparılmış basit tip yongalardır. Yongalama ürünleri içerisinde Levallois tekniğe işaret edebilecek parçalar yoktur. Yongalama ürünlerinin yarısına yakını (%40,80) kırık olarak ele geçmiştir. Kırık parçaların ise %57,84 ü proksimal kırık taşımaktadır. Dolayısıyla bu parçalar üzerinde teknolojik bir takım öğeler (topuk, kopma açısı, vurma yumrusu) tespit edilememiştir. Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilmiş olan topuk tipleri çok çeşitli değildir. Söz konusu parçaların bir kısmının (%23,60) topuğu kırık olduğu için tespit edilememiştir. Geriye kalan parçalar içerisinde ise düz topuklu parçalar büyük bir oranla baskındır (%62). Ham topuklu parçalar ise %11,60 oranında temsil edilmektedirler. Yongalama ürünleri üzerindeki bir diğer teknolojik öğe ise kopma açılarıdır. Topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler içerisinde 90 den büyük kopma açısına sahip olan parçaların oranı %92,47 dir. Yine bir diğer teknolojik eleman olan vurma yumruları açısından da net sonuçlar ortaya çıkmıştır. Yongalama ürünlerinin çok büyük bir çoğunluğunun (%80,88) belirgin vurma yumrularına sahip oldukları görülmektedir.

234 Yukarıda vermiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu ile ilgili veriler yongalama tekniği hakkında ipuçları vermektedir. Düz ve geniş topuklu yongalama ürünlerinin baskın olması, kopma açılarının büyük oranda 90 den büyük olması ve belirgin vurma yumruları, endüstri içerisinde sert (taş) vurgaçla doğrudan yongalamanın hakim olduğunu göstermektedir. Ayrıca ne çekirdekler ne de yongalar üzerinde bir hazırlık işlemine işaret eden öğeler tespit edilmemiştir. Endüstri içerisinde örs üzerinde yongalamaya dair de herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca baskın hammadde olan radyolaritlerin boyut açısından da örs üzerinde yongalamaya müsait olmadıkları görülmektedir. Yongalama ürünleriyle ilgili yapmış olduğumuz son analizler boyut ölçümleri olmuştur. Buna göre yongalama ürünlerinin ortalama uzunlukları 41,5, genişlikleri 37 ve kalınlıkları ise 14 mm olarak ölçülmüştür. Görüldüğü gibi Karain Alt Paleolitik endüstrisi genel olarak küçük boyutlu bir endüstridir. Ancak analizlerimiz sırasında nadir de olsa genel boyut standartlarının üzerinde parçalar da olduğu tespit edilmiştir. Çok az sayıdaki söz konusu parçaları bir kenara koyduğumuzda yongalama ürünlerinin standart uzunluklarının mm aralığında değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. Söz konusu standart aralığı genişlikte mm, kalınlıkta ise 0-20 mm olarak ölçülmüştür. Endüstrinin küçük boyutlarda olmasının bilinçli bir tercihten ziyade hammadde kaynaklı bir zorunluluk olduğu görülmektedir. Temel hammadde kaynağı olan radyolaritin küçük çakıllar ya da tabletler halinde bulunduğunu düşündüğümüz zaman yontmataş endüstrinin de küçük boyutlu olması kaçınılmaz bir durumdur. Teknolojik analizlerin ikinci aşaması çekirdekler üzerinde gerçekleştirilen gözlem ve ölçümler olmuştur. Çekirdekler incelemiş olduğumuz endüstri öğelerinin

235 %11,90 ını oluşturmaktadırlar. 69 adet çekirdek içerisinden hazırlanmış diyebileceğimiz yalnızca 2 adet çekirdek tespit edilmiştir. Geriye kalan çekirdeklerin tümü hazırlanmamış tip çekirdeklerdir. Hazırlanmış diyebileceğimiz tiplerden dikkat çeken örnek ise bir Proto-Levallois çekirdektir. Bu parça endüstri içerisinde Levallois tekniği çağrıştıran tek örnektir (Bölüm V Levha.11/2). Çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri, yongalama ürünlerine ait topuk verileriyle paralellik taşımaktadır. Tüm çekirdeklerin %73,53 ü düz vurma düzlemine sahiptirler. Ham vurma düzlemine sahip olan çekirdeklerin oranı ise %10,29 dur. %11,76 oranına sahip olan parçalar ise hem düz hem de ham vurma düzlemi taşımaktadırlar. Çekirdekler, çıkarım yönleri itibariyle genel olarak üç gruba ayrılmaktadırlar. Baskın olan grup çıkarım yönleri düzensiz olan çekirdeklerden oluşmaktadır (%56,52). Düzensiz çıkarım yönüne sahip olan çekirdekleri tek (%23,19) ve merkezcil (%13,14) yönlü çekirdekler takip etmektedir. Çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan son analizler boyut ölçümleridir. Yapmış olduğumuz ölçümlere göre çekirdeklerin ortalama boyutlarının (uzunlukgenişlik-kalınlık) 61x59x44 mm olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu standart boyutların yanında 70 mm ve üzerinde yalnızca 3 adet parçanın olduğunu da belirtmemiz gerekmektedir. Özellikle 107 (Bölüm V Levha.12) ve 96 mm uzunluklarındaki parçalar çekirdek standartlarının bir hayli üzerinde olan örnekler olarak dikkat çekmektedirler. Bu spesifik örnekler dışında çekirdeklerin temel boyut standardının mm aralığında olduğu tespit edilmiştir.

236 Yontmataş endüstri öğeleri içerisinde tekno-tipolojik analizleri gerçekleştirilmiş olan son grup ise aletlerden oluşmaktadır. 264 adet alet, tüm yontmataş endüstri içerisinde %45,28 lik bir orana sahiptir. Söz konusu 264 adet aletin 3 tanesi iki yüzeyli aletlerden oluşmaktadır. Bu iki yüzeyli aletlerden birisi 2007 yılı kazılarında 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan örnektir. Tabakası bilinen bu örnek dışındaki diğer iki örnek Kökten kazılarında tespit edilmiş olan parçalardır. Kökten in Alt Paleolitik seviyelerden tespit etmiş olduğunu belirttiği iki yüzeyliler olduğunu düşündüğümüz bu parçalar Yalçınkaya tarafından da incelenmiş ve Acheulean evreye atfedilmişlerdir. Çalışmamız kapsamında gerçekleştirmiş olduğumuz stratigrafik korelasyon (Sonuç 2. pragraf) ile birlikte Kökten ve Yalçınkaya nın vermiş olduğu bilgileri de göz önünde bulundurduğumuzda söz konusu iki yüzeyli aletlerin çalışmış olduğumuz Alt Paleolitik seviyelerden gelmiş olduğuna inanmaktayız. Aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz teknolojik analizler yongalama ürünlerinden elde etmiş olduğumuz sonuçlara paralellik göstermektedir; Hammadde açısından baktığımızda yongalama ürünlerinde olduğu gibi aletler içerisinde de baskın cinsin radyolarit olduğu görülmektedir. Ancak çok az da olsa çakmaktaşı oranının arttığı anlaşılmaktadır. Yongalama ürünleri içerisinde çakmaktaşlarının oranı %17,20 iken aletlerde bu oran %21,46 olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak çok küçük orandaki bu artıştan yola çıkarak, alet üretiminde çakmaktaşının daha fazla tercih edilmiş olabileceğine dair net bir yorum yapmak mümkün değildir. Alet açısından da çok büyük oranda mevcut hammadde kaynağına bağımlı kalındığı görülmektedir.

237 Yine yongalama ürünleriyle aletler arasında hammadde açısından bir diğer benzerlik de aynı tip radyolaritlerin tercih edilmiş olmasıdır (Sonuç 5. pragraf). Söz konusu radyolaritler karşılaşılan diğer radyolarit tiplerine göre daha az damarlı ve yongalama işlemi açısından daha uygundurlar. Bu hammadde grubunda damar taşımayan ve daha kaliteli olan parçaların oranı %77,83 olarak tespit edilmiştir. Tüm alet tipleri açısından bakıldığında taşımalıkların çok büyük bir oranda yongalardan oluştuğu görülmektedir (%85,44). Söz konusu parçalar içerisinde kabuk/ham yüzey taşıyan (%49,78) ve taşımayan (%50,22) parçaların sayısı neredeyse eşittir. Kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların ise %94,59 u dış yüzleri üzerinde çok küçük alanlarda (<1/2) kalıntı taşımaktadırlar. Dolayısıyla yontmataş aletlerin (taşımalıkları yonga olan) büyük oranda çekirdeklerden alınmış olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Yontmataş endüstri içerisinde analizlerini yapmış olduğumuz aletlerdeki kırık oranları çok yüksek değildir. Aletlerin %70,72 sinin sağlam olduğu tespit edilmiştir. Geriye kalan alet örnekleri ise belli oranlarda kırıklar taşımaktadır. Yarısından fazla alanı kırık olan parçaların oranı ise yalnızca %3,80 dir. Aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz diğer teknolojik gözlem ve ölçümler topuk, kopma açısı ve vurma yumrularıyla ilgilidir. Söz konusu öğelerden elde etmiş olduğumuz sonuçlar da yongalama ürünleri sonuçlarıyla benzerdir. Proksimal kırık taşımayan aletler içerisinde düz topuğa sahip olan parçaları ham ve kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Söz konusu kaldırılmış topuğa sahip olan parçalarda ise topuk kaldırma işleminin herhangi bir fonksiyonel amacı yoktur (örneğin sap düzenlemesi gibi ). Bu işlem, ya taşımalığı istenen

238 forma sokmak için ya da kullanılacak olan kısmı düzeltilemek için gerçekleştirilmiştir. Aletler üzerinde gerçekleştirilmiş olan kopma açısı analizlerinde, ilgili kısmı gözlemlenebilen parçaların %94,12 sinin 90 den büyük kopma açılarına sahip oldukları tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların %72,29 u ise belirgin vurma yumrularına sahiptir. Yukarıda aletler açısından bahsetmiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu sonuçları, taşımalık üretiminde de aynı yongalama tekniğinin tercih edilmiş olduğunu göstermektedir. Yontmataş aletler açısından ikinci analiz kısmı tipolojiye yönelik olarak gerçekleştirmiş olduğumuz alet tipleri ve düzelti analizleridir; Karain Alt Paleolitik endüstrisinde tanımlanabilmiş aletler içerisinde tespit etmiş olduğumuz en yoğun tipler kenar kazıyıcılar (%25,91), dişlemeli aletler (%25,91), düzeltili yongalar (%17,27) ve çontuklu aletlerdir (%13,18). Bunlarla birlikte bileşik aletler (%3,18) ve diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz ham sırtlı bıçaklar da (%3,64) önemli alet tipleri arasında yer almaktadırlar. Endüstri içerisindeki bir diğer önemli tip ise iki yüzeyli aletlerdir. Söz konusu tipe ait 3 adet örnek mevcuttur. Tüm alet tipleri açısından bakıldığında pulcuklu düzeltilerin endüstri geneline hakim oldukları görülmektedir (%39,85). Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaları basamak pulcuklu düzeltili parçalar (%22,99) takip etmektedir. Endüstri içerisinde gözlemlenen diğer temel düzelti tipleri ise kullanım (%10,34), kemirim (%9,58) ve yongalama (%6,51) düzeltileridir.

239 Düzelti tipleri açısından en dikkat çekici tipler kenar kazıyıcılardır. Tüm endüstri içerisinde baskın düzelti tipi pulcuklu düzeltiler olmasına rağmen kenar kazıyıcılarda basamak pulcuklu düzeltilerin hakim olduğu görülmektedir. Kenar kazıyıcıların %71,93 ü basamak pulcuklu düzelti taşımaktadır. Dişlemeli aletler ve düzeltili yongalar ise genelde pulcuklu ve daha az sayıda da kemirim düzeltilerle şekillendirilmişlerdir. Çontuklu aletlerin baskın düzelti tipi ise yongalama düzeltisidir. Bu durumun en büyük nedeni çontuklular içerisindeki en yoğun grubun Clactonian çontuklular olmasıdır. Söz konusu parçaların üzerinde yer alan çontuk kısmı yongalama yoluyla elde edilmiştir. Tekno-tipolojik verileri de göz önünde bulundurup yontmataş buluntuların arkeolojik ve jeolojik seviyelere göre dağılımlarını anlamak açısından yapmış olduğumuz analizlere göre endüstri öğeleri arasında belirgin bir ayrım tespit edilememiştir. Seviyeler arasında kimi zaman buluntu yoğunluğu açısından farklılıklar olsa da tekno-tipolojik verilere göre tüm seviyelerin benzer bir görünüm sergiledikleri görülmektedir. Çalışmamızın bazı bölümlerinde de belirttiğimiz üzere, yukarıda teknotipolojik analiz sonuçlarını vermiş olduğumuz Karain Alt Paleolitik endüstrisi birçok farklı kültürel özelliği bir arada barındırmaktadır. Belki de öncelikli olarak belirtilmesi gereken en önemli noktalardan birisi, Alt Paleolitik seviyelerde tespit etmiş olduğumuz Acheulean geleneğinin varlığıdır. 79. arkeolojik seviyeden tespit edilmiş olan örnek ile yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi (Sonuç 2 ve 19. pragraflar) Alt Paleolitik seviyelerden geldiği anlaşılan 2 adet iki yüzeyli alet Karain in yonga ağırlıklı endüstrisi içerisinde Acheulean geleneğinin de kesinlikle bilindiğini göstermektedir. Karşılaştırmalar kısmında değinmiş olduğumuz gibi Karain in Alt

240 Paleolitik seviyelerinde tespit etmiş olduğumuz bu durumun bazı örneklerine Levant Bölgesi nde de rastlamaktayız. Örneğin Hummal ve Revadim yerleşimlerinde zengin küçük boyutlu yonga endüstrilerinin içerisinde oldukça az sayıda (birkaç adet) Acheulean tip iki yüzeylilere rastlanmıştır. Bu durumu tanımlamak için Hummal yerleşimindeki yontmataş topluluğu için Acheulo-Tayacian terimi tercih edilmiştir. Az sayıdaki Acheulean kültür öğesi dışında Karain endüstrisi içerisinde kanıtlarına rastlanan bir diğer kültür ise Tayacian dir. Yukarıdaki tekno-tipolojik analiz sonuçlarında belirtmiş olduğumuz pek çok özelliğe göre Karain endüstrisi Levant Bölgesi nde Tayacian e atfedilen yerleşimlerin endüstrileriyle benzerlikler taşımaktadır. Söz konusu benzerlikler özellikle hammadde tercihi, yongalama teknikleri, yongalama ürün tip ve boyutları ile genel alet tiplerinde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Levallois tekniğe rastlanmaması da diğer bir ortak özellik olarak dikkat çekmektedir. Analizlerimiz sonucu tespit etmiş olduğumuz farklılıklar ise yukarıda değinmiş olduğumuz iki yüzeylilerin varlığı ve bazı alet tipleri üzerindeki düzelti çeşitlerinden kaynaklanmaktadır. Karain endüstrisi içerisindeki kenar kazıyıcılar üzerinde görülen basamak pulcuklu düzelti (Quina tip) teknolojisi, genel anlamda tekno-tipolojik benzerlikler taşıdığı Tayacian endüstrilerinden ayırmaktadır. Tayacian kültüre atfedilen alet tiplerinde genel olarak pulcuklu ya da kemirim düzeltilerin kullanılmış olduğu görülmektedir. Hatta çoğu zaman parçaların kullanıma bağlı çentikler taşıdıkları belirtilmektedir. Tayacian e atfedilen ve basamak pulcuklu düzelti teknolojisinden bahsedilen nadir yerleşimlerden birisi Revadim dir. Basamak pulcuklu düzelti teknolojisinin özellikle Yakındoğu açısından Alt Paleolitik Dönem in son evresinde görülen Acheulo-Yabrudian geleneği içerisinde

241 yaygın olduğu bilinmektedir. Bu evrede görülen kenar kazıyıcılar genelde iri ve kaba yongalar üzerine yapılmış ve basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmişlerdir. Kenar kazıyıcılarda baskın olan tipler yatay ve yatık yöneşen tiplerdir. Karain e baktığımızda ise kenar kazıyıcılar üzerinde basamak pulcuklu düzeltiler hakim olmasına rağmen baskın kazıyıcı tipleri tek kenar kazıyıcılardır. Ayrıca söz konusu parçalar Acheulo-Yabrudian yerleşimlerde bariz bir şekilde en baskın alet tipleridirler. Karain de ise kenar kazıyıcılar dışındaki diğer alet tiplerinin de ciddi oranlarda temsil edildiklerini söyleyebiliriz. Ayrıca Acheulo-Yabrudian yerleşimlerde az oranlarda da olsa Levallois tekniğinin var olduğu bilinmektedir. Analizlerini yapmış olduğumuz Karain endüstrisi içerisinde Levallois tekniğe ait izlerle karşılaşılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu endüstriyi Acheulo-Yabrudian periyoduna bağlamak da çok doğru değildir. Kronolojik açıdan baktığımızda Karain Alt Paleolitik seviyelerine ait üst tarih G.Ö bin olarak bilinmektedir. Alt tarih açısından ise herhangi bir bilgi yoktur. Ancak söz konusu tarihin elde edilmiş olduğu üst seviyelerden ana kayanın hemen üzerinde yer alan VI. jeolojik seviyeye kadar devam eden silsilede teknotipolojik açıdan herhangi bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz mevcut tarihi de dikkate alığımızda Karain Alt Paleolitik seviyelerinin G.Ö bin aralığında yer alan Levant Bölgesi nin Orta-Üst Acheulean ve Tayacian yerleşimleriyle çağdaş olduğu anlaşılmaktadır. Tekno-tipolojik olarak da söz konusu kültürlere ait verileri barındırdığı belirlenmiştir. Dolayısıyla Karain Alt Paleolitiğini belli bir kültüre atfetmektense Acheulean ve Tayacian öğelerin bir arada bulunduğu kendine özgü bir kültür topluluğu olarak kabul etmenin daha doğru bir düşünce olacağı kanaatindeyiz.

242 Bununla birlikte Türkiye de karşılaştırma yapılabilecek buluntu topluluğu sayısı ve kronolojik verilerin son derece az olması Alt Paleolitik Dönem deki kültürel süreçlerin Anadolu da ne şekilde geliştiği konusunda büyük bir eksikliği ortaya çıkarmaktadır. Şu ana kadar tespit edilmiş olan tabakalı Alt Paleolitik buluntular birbirlerinden kopuk bir görünüm ortaya koymaktadırlar. Dolayısıyla kronolojik bir devamlılığı ortaya koymak son derece güçtür. Bahsetmiş olduğumuz kronolojik sıkıntılar, özellikle Acheulean kültürün Türkiye topraklarındaki yayılımını ortaya koymak açısından da büyük bir engel teşkil etmektedir. Mevcut Acheulean kanıtların çok büyük bir çoğunluğu yüzeyden tespit edilmiş olan buluntulardır. Tabakalı olarak Acheulean kültür öğelerini sunan yerleşimlerin ise mutlak tarihlendirmeler açısından eksiklikler taşıdığı görülmektedir. Ayrıca buluntu yoğunluğu açısından bakıldığında bugün Türkiye nin pek çok bölgesinde Acheulean in var olduğu bilinmekle birlikte söz konusu buluntuların yayılımı hakkında çok az bilgi mevcuttur. Örnek olarak Ege Bölgesi nde (Denizli) tespit edilmiş olan Homo erectus kalıntıları (1.1 milyon yıl) ile 400 bin yıl öncesindeki bir evreye ait Karain iki yüzeylilerini (Acheulean) aynı gruba atfetmek mümkün değildir. Aradaki kronolojik farkı göz önünde bulundurduğumuzda söz konusu kalıntıların farklı zamanlarda gerçekleşmiş olan göç hareketlerinin sonuçları oldukları anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumları göz önünde bulundurduğumuzda Alt Paleolitik Dönem açısından daha sağlıklı yorumlar yapabilmek için modern yöntemlerle gerçekleştirilecek olan araştırma ve kazıların artması, aynı zamanda bu çalışmalara paralel olarak sağlıklı tarihlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Kültür öğelerinin yanında güvenilir kronolojik verilerin de

243 varlığı önümüzdeki dönemlerde Türkiye Alt Paleolitiği açısından daha sağlıklı bir çerçevenin oluşturulmasını sağlayacaktır.

244 KAYNAKÇA Aguirre, E., Pasini, G., 1985, The Pliocene-Pleistocene Boundary, Episodes 8, s Akçar, N., Schlüchter, C., 2005, Paleoglaciations in Anatolia: A Schematic Review and First Results, Eiszeitalter und Gegenwart 55, s Andrefsky, W., 2005, Lithics Macroscopic Approaches to Analysis, Cambridge University Press, UK. Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1990, Yarımburgaz 1988, 11. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1991, Yarımburgaz 1989, 12. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1992, Yarımburgaz 1990, 13. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s Arsebük, G., 1996, Trakya da Eski Bir Yerleşim Yeri: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Çağ Bulguları, Anadolu Araştırmaları XIV, s Arsebük, G., Özbaşaran, M., 1999, Pleistocene Archaeology at the Cave of Yarımburgaz in Eastern Thrace/Turkey: Preliminary Results, The Palaeolithic Archaeology of Greece and Adjacent Areas içinde Bailey, G.N., Adam, E., Panagopoulou, C.P., Zachos, K. (eds.), s Balkan-Atlı, N., Binder, D., Faydalı, E., 2002, Kömürcü/Kaletepe Obsidiyen Atölyesi 2000 Yılı Kazısı, 23. Kazı Sonuçları Toplantısı I. Cilt, Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi, s

245 Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Açıkgöz, F., 2006, Kömürcü-Kaletepe, 2004, 27. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm Basımevi, s Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Kuhn, S., Açıkgöz, F., 2007, Kömürcü-Kaletepe Paleolitik Dönem Kazıları, 2005, 28. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm Basımevi, s Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Kuhn, S., Açıkgöz, F., 2008, Kömürcü-Kaletepe Obsidyen Atölyesi Paleolitik Dönem 2006 Yılı Kazısı, 29. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm Basımevi, s Barkai, R., Lemorini, C., Shimelmitz, R., Lev, Z., Stiner, M. C., Gopher, A., 2009, A Blade for All Seasons? Making and Using Amudian Blades at Qesem Cave, Israel, Human Evolution, Vol.24 / No.1, s Barzilai, O., Buller, A. M., Ackermann, O., 2006, Kefar Menachem West: A Lower Palaeolithic Site in the Southern Shephela, Israel, Journal of the Israel Prehistoric Society 36, s Birman, J. H., 1968, Glacial Reconnaissance in Turkey, Geological Society of America Bulletin, Vol. 79, s Blackwell, B. A. B., Schwarcz, H. P., Farrand, W. R., Hundburg, J., Skinner, A. R., Divjak, M. N., Blickstein, J. I. B., 2010, Electron Spin Resonance (ESR) and 230 Th/ 234 U Dating in The Lower Chamber at Yarımburgaz, Turkey, Culture and Biology at a Crossroads: The Middle Pleistocene Record of Yarımburgaz Cave (Thrace, Turkey) içinde Howell, F. C., Arsebük, G., Kuhn, S. L., Özbaşaran, M., Stiner, M. C. (eds)., ss.51-71, İstanbul.

246 Bordes, F., 1988, Typologie du Paleolithique Ancien et Moyen, C.N.R.S. Chantre, E., 1898, Mission en Cappadoce , Paris. Cita, M. B., Capraro, L., Ciaranfi, N., Di Stefano, E., Lirer, F., Maiorano, P., Marino, M., Raffi, I., Rio, D., Sprovieri, R., Stefanelli, S., Vai, G. B., 2008, The Calabrian Stage Redefined, Episodes, Vol. 31, No. 4, s Cohen, K. M., Gibbard, P., 2011, Global Chronostratigraphical Correlation Table for the Last 2.7 Million Years, Subcommission on Quaternary Stratigraphy (International Commission on Stratigraphy), Cambridge, England. Copeland, L., 1983, The Paleolithic Industries at Adlun, Adlun in the Stone Age: The Excavations of D.A. Garrod in the Lebanon Part I içinde D. A. Roe (eds.), s Copeland, L., 2003, The Tayacian of the Cordon Littoral, Ras Beırut (Lebanon) and its Relations with Other Tayacian Sites in the Levant, Paléorient, Vol.29/2, s Çiner, A., 2003, Türkiye nin Güncel Buzulları ve Geç Kuvaterner Buzul Çökelleri, Türkiye Jeoloji Bülteni, Cilt 46, Sayı 1, s Çiner, A., Sarıkaya, M. A., 2013, Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek, Türkiye de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji içinde Volkan Ş. (eds.), ENİVA-Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı, İstanbul, s Debénath, A., Dibble, H. L., 1994, Handbook of Paleolithic Typology Volume One: Lower and Middle Paleolithic of Europe, USA.

247 Dibble, H. L., McPherron, S. J. P., Chase P., Farrand, W. R., Debénath A., 2006, Taphonomy and the Concept of Paleolithic Cultures: The Case of the Tayacian from Fontéchevade, PaleoAnthropology 2006, s Ehlers, J., Gibbard, P., 2008, Extent and Chronology of Quaternary Glaciation, Episodes, Vol. 31, No. 2, s Erkan, Y., 2000, Sedimanter Petrografi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları. Eyice, S., 1978, Tarihte Küçükçekmece, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi 6-7, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, s Gibbard, P., Head, M. J., 2009, The Definition of the Quaternary System/Era and the Pleistocene Series/Epoch, Quaternaire 20(2), s Gibbard, P. L., Head, M. J., Walker, M. J. C., The Subcommission on Quaternary Stratigraphy, 2010, Formal Ratification of the Quaternary System/Period and the Pleistocene Series/Epoch with a Base at 2.58 Ma, Journal of Quaternary Science 25(2), s Gradstein, F. M., 2012, Introduction, The Geologic Time Scale 2012 içinde F. M. Grandstein, J. G. Ogg, M. D. Schmitz., G. M. Ogg (eds.), Elsevier, s Güleç, E., Howell, F. C., White, T. D., Karabıyıkoğlu, M., 2002, Anadolu da İlk İnsan İzleri: Dursunlu Alt Paleolitik Buluntu Yeri, Antropoloji 15, s Güleç, E., White, T., Kuhn, S., Özer, İ., Sağır, M., Yılmaz, H., Howell, F. C., 2009, The Lower Pleistocene Lithic Assemblage from Dursunlu (Konya), Central Anatolia, Turkey, Antiquity 83, s

248 Hammerschmidt, A., 1869, Die Umgebung des See s Kütschücktsehekmetché in Rumelien, Geologischen Reichsanstalt 30 September 1869 No.12, ss Hilgen, F. J., Lourens, L. J., Van Dam, J. A., 2012, The Neogene Period, The Geologic Time Scale 2012 içinde F. M. Grandstein, J. G. Ogg, M. D. Schmitz., G. M. Ogg (eds.), Elsevier, s Inizan, M. L., Roche, H., Tixier, J.,1992, Technology and Terminology of Knapped Stone, Préhistoire de la Pierre Taillée Tome 3, France. Jelinek, A. J., Farrand, W. R., Haas, G., Horowitz, A., Goldberg, P., 1973, New Excavations at the Tabun Cave, Mount Carmel, Israel : A Preliminary Report, Paleorient, Vol.1 No.2, s Kansu, Ş. A., 1960, İstanbul ve Trakya Bölgesinde Tarih Öncesi Araştırmaları: Yarımburgaz Mağarası, Belleten Sayı: 96 / Cilt: 24 Haberler, s , TTK Basımevi-Ankara. Kansu, Ş. A., 1963, Marmara Bölgesi ve Trakya da Prehistorik İskan Tarihi Bakımından Araştırmalar ( ) Recherches sur le Peuplement Préhistorique dans la Région de Marmara et en Thrace Turque ( ), Belleten Sayı: 108 / Cilt: 27, s , TTK Basımevi-Ankara. Kansu, Ş. A., 1972, Yarımburgaz Mağarasında TTK Adına Yapılan Prehistorya Araştırmaları ve Tuzla Kalkolitiğinde Yeni Gözlemler, TTK VII. Kongre Raporları, s , Ankara.

249 Kappelman, J., Alçiçek, M. C., Kazancı, N., Schultz, M., Özkul, M., Şen, S., 2008, First Homo erectus from Turkey and Implications for Migrations into Temperate Eurasia, American Journal of Physical Anthropology, Vol. 135, Issue 1, s Kartal, M., Karakoç, M., Erbil, E., 2015, Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi Yüzey Araştırması (I), 32. Araştırma Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, s Kartal, M., Erbil, E., Karakoç, M., 2016, Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi Yüzey Araştırması (II), 33. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, s Kazancı, N., 2012, Kuvaterner Bilimi; Kapsamı ve Gelişimi, Kuvaterner Bilimi içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, s Kayan, İ., 1990, Tarih Öncesi Yerleşme Yerleri Olarak Antalya Mağaralarının Jeomorfolojik Özellikleri, Ege Coğrafya Dergisi 5, s Kökten, İ. K., 1957, Antalya da Karain Mağarasında Yapılan Tarihöncesi Araştırmalarına Toplu Bir Bakış, Türk Arkeoloji Dergisi, Sayı VII-1, s Kökten, İ. K., 1962, İstanbul Batısında Eskitaş (Paleolitik) Devrine Ait Yeni Buluntular, Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Dergisi Cilt:20 / Sayı:3-4, s

250 Kuhn, S. L., Arsebük, G., Howell, F. C., 1996, The Middle Pleistocene Lithic Assemblage from Yarimburgaz Cave, Turkey, Paléorient Vol: 22 No: 1, s Kuhn, S. L., 2002, Paleolithic Archeology in Turkey, Evolutionary Anthropology 11, s Kuhn, S. L., 2010, The Yarımburgaz Lithic Assemblage, Culture and Biology at a Crossroads: The Middle Pleistocene Record of Yarımburgaz Cave (Thrace, Turkey) içinde Howell, F. C., Arsebük, G., Kuhn, S. L., Özbaşaran, M., Stiner, M. C. (eds), s , İstanbul. Le-Tensorer, J-M., Schmid, P., Muhesen, S., Al Sakhel, H., 2007a, Rapport Préliminaire des Fouilles Préhistoriques de la Mission Syro-Suisse Concernant les Gisements de Hummal et Nadaouiyeh (El-Kown, Syrie Centrale): Résultats de la Campagne 2007, Institut de Préhistoire de L Université de Bale Centre de Recherches Tell Arida. Le-Tensorer, J-M., Jagher, R., Rentzel, P., Hauck, T., Ismail-Meyer, K., Pümpin, C., Wojtczak, D., 2007b, Long-Term Site Formation Processes at the Naturel Springs Nadaouiyeh and Hummal in the El-Kown Oasis, Central Syrie, Geoarchaeology: An International Journal, Vol.22 No.6, s Lebatard, A.-E., Alçiçek, C. M., Rochette, P., Khatip, S., Vialet, A., Boulbes, N., Bourlès, D. L., Demory, F., Guipert, G., Mayda, S., Titov, V. V., Vidal, L., de Lumley, H., 2014, Dating the Homo erectus Bearing Travertine from Kocabaş (Denizli, Turkey) at least 1.1 Ma, Earth and Planetary Science Letters 390, s

251 Lisiecki, L. E., Raymo, M. E., 2005, A Pliocene-Pleistocene Stack of 57 Globally Distributed Benthic δ 18 O Records, Paleoceanography, Vol. 20, Pa 1003, s Maddy, D., Schreve, D., Demir, T., Veldkamp, A., Wijbrans, J. R., van Gorp, W., van Hinsbergen, D. J. J., Dekkers, M. J., Scaife, R., Schoorl, J. M., Stemerdink, C., van der Schriek, T., 2015, The Earliest Securely-Dated Hominin Artefact in Anatolia?, Quaternary Science Reviews 109, s Malinsky-Buller, A., Grosman, L., Marder, O., 2011a, A Case of Techno- Typological Lithic Variability & Continuity in the Late Lower Palaeolithic, Before Farming: The Archaeology and Anthropology of Hunter-Gatherers, 2011/1 Article 3, s Malinsky-Buller, A., Hovers, E., Marder, O., 2011b, Making Time: Living Floors, Palimpsests and Site Formation Processes A Perspective from the Open-air Lower Paleolithic Site of Revadim Quarry, Israel, Journal of Anthropological Archaeology 30, s Marder, O., Malinsky-Buller, A., Shahack-Gross, R., Ackermann, O., Ayalon, A., Bar-Matthews, M., Goldsmith, Y., Inbar, M., Rabinovich, R., Hovers, E., 2011, Archaeological Horizons and Fluvial Processes at the Lower Paleolithic Open-air Site at Revadim, Journal of Human Evolution 60, s Mascarelli, A. L., 2009, Quaternary Geologists Win Timescale Vote, Nature, Vol. 459/4, News, s. 624.

252 Mercier, N, Valladas, H., Froget, L., Joron, J-L., Ronen, A., 2000, Datation par Thermoluminescence Gisement Paléolithique de Tabun (Mount Carmel, Israel), Earth and Planetary Sciences 330, s Mercier, N, Valladas, H., 2003, Reassessment of TL Age Estimates of Burnt Flints from the Paleolithic Site of Tabun Cave, Israel, Journal of Human Evolution 45, s Neuville, R., 1931, L Acheuléen Supérieur de la Grotte d Oumm Qatafa (Palestine), L Anthropologie XLI, s Oakley, K. P., 1965, Man The Tool-Maker, London. Otte, M., Yalçınkaya, I., Kozlowski, J., Bar-Yosef, O., Bayon, I. L., Taşkıran, H., 1998, Long-term Technical Evolution and Human Remains in the Anatolian Palaeolithic, Journal of Human Evolution, Vol.34 Number 4, s Özçelik, K., Kartal, G., Fındık, B., 2016, Denizli İli Prehistorik Dönem Yüzey Araştırması, 33. Araştırma Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, s Özdoğan, M., 1988, Yarımburgaz Mağarası 1986 Yılı Kazı Çalışmaları, 5. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, s Pawlikowski, M., 1995, Karain and Öküzini Caves, Turkey General Geology of Area Preliminary Report, A. Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, s den ayrıbasım, s Penck, A., Brückner, E., 1909, Die Alpen im Eiszeitalter, 3 vols, Leipzig, C. H. Tauchnitz.

253 Pillans, B., Naish, T., 2004, Defining the Quaternary, Quaternary Science Reviews 23, s Pillans, B., Gibbard, P., 2012, The Quaternary Period, The Geologic Time Scale 2012 içinde F. M. Grandstein, J. G. Ogg, M. D. Schmitz., G. M. Ogg (eds.), Elsevier, s Ronen, A., 2006, The Oldest Human Groups in the Levant, Palevol, Vol.5, Issues 1-2, s Saraç, G., 2001, Anadolu nun Bilinen En Eski Sakinleri, Mavi Gezegen Popüler Yerbilim Dergisi 04, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, s Saraç, G., 2012, Kuvaterner Memeli Faunaları ve Türkiye Örnekleri, Kuvaterner Bilimi içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, s Sarıkaya, M. A., 2012, Kuvaterner Buzullaşmaları; Yayılımı ve Zamanlaması, Kuvaterner Bilimi içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, s Shea, J. J., 2013, Stone Tools in the Paleolithic and Neolithic Near East a Guide, Cambridge University Press. Slimak, L., Kuhn, S. L., Roche, H., Mouralis, D., Buitenhuis, H., Balkan-Atlı, N., Binder, D., Kuzucuoğlu, C., Guillou, H., (2008), Kaletepe Deresi 3 (Turkey): Archaeological Evidence for Early Human Settlement in Central Anatolia, Journal of Human Evolution 54, s

254 Subcommission on Quaternary Stratigraphy, 2013, Business Meeting Strati 2013, Report, Lisbon/Portugal 5 th July Sür, A., Sür, Ö., Yiğitbaşoğlu, H., 2001, Mineraller ve Kayaçlar, Ankara. Taşkıran, H., 1990, Biçimsel Tipoloji Açısından Anadolu İki Yüzeyli Aletleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi. Taşkıran, H., 2007, The Supply Areas of Karain Cave in Southwest Anatolia, Bar International Series 1725, s Tryon, C. A., Amelia, M., Logan, V., Mouralis, D., Kuhn, S., Slimak, L., Balkan- Atlı, N., (2009), Building a Tephrostratigraphic Framework for the Paleolithic of Central Anatolia, Turkey, Journal of Archaeological Science 36, s Turoğlu, H., 2011, Buzullar ve Buzul Jeomorfolojisi, İstanbul. Yalçınkaya, I., 1989, Alt ve Orta Paleolitik Yontmataş Endüstrileri Biçimsel Tipolojisi ve Karain Mağarası, TTK Yayınları VI. dizi, sayı. 29, Ankara.

255 LEVHALAR BÖLÜM III / Levha.1: Neojen / Kuvaterner sınırını gösteren jeoloji tablosu (Hilgen ve diğ., 2012: 946).

256 BÖLÜM III / Levha.2: Küresel kronostratigrafik korelasyon tablosu (Cohen ve Gibbard, 2011).

257 BÖLÜM III / Levha.3: Denizel İzotop Serileri MIS (Lisiecki ve Raymo, 2005). BÖLÜM IV / Levha.1: Türkiye nin en eski Paleolitik Çağ buluntusu (Chantre, 1898: 131).

258 BÖLÜM IV / Levha.2: Dursunlu nun konumu BÖLÜM IV / Levha.3: Kaletepe Deresi 3 ün konumu.

259 BÖLÜM IV / Levha.4: Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin konumu (Tryon ve diğ., 2009:638). BÖLÜM IV / Levha.5: Kaletepe Deresi 3 stratigrafisi (Slimak ve diğ., 2008: 101).

260 BÖLÜM IV / Levha.6: III. tabaka çekirdek ve kazıyıcı (Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 137). BÖLÜM IV / Levha.7: IV. tabaka ya ait çok yüzeyli alet (Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 68).

261 BÖLÜM IV / Levha.8: Kıyıcı-satır - BÖLÜM IV / Levha.9: IV. seviye den Aşağı Kesit IV. tabaka riyolit kıyıcı (Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 66). (Slimak ve diğ., 2008: 106). BÖLÜM IV / Levha.10: IV. seviye den obsidiyen çekirdek (Slimak ve diğ., 2008: 106).

262 BÖLÜM IV / Levha.11: V. seviyeden obsidiyen el baltası (Slimak ve diğ., 2008: 107). BÖLÜM IV / Levha.12: V. seviyeden nacaklar (1) Obsidiyen nacak, (2) Andezit nacak (Slimak ve diğ., 2008: 107).

263 BÖLÜM IV / Levha.13: Kaletepe Deresi 3 VI. seviyeden ikiyüzeyli aletler (Slimak ve diğ., 2008: 108). BÖLÜM IV / Levha.14: Yarımburgaz Mağarası nın konumu.

264 BÖLÜM IV / Levha.15: Yarımburgaz Mağarası nın planı Aşağı ve Yukarı Mağara (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 61).

265 BÖLÜM IV / Levha.16: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem düzeltili yonga aletleri (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 66).

266 BÖLÜM IV / Levha.17: Yarımburgaz Mağarası satır / kıyıcılar (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 67). BÖLÜM IV / Levha.18: Yarımburgaz Mağarası satır / kıyıcılar (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 68).

267 BÖLÜM IV / Levha.19: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem çekirdekleri (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 69).

268 BÖLÜM V / Levha.1: Karain E / V.2 birimi. BÖLÜM V / Levha.2: Karain E / V.3 ve VI. birim arasındaki boşluk.

269 BÖLÜM V / Levha.3: Karain E gözü tabanı

270 BÖLÜM V / Levha.4: Karain E stratigrafisi içerisinde Alt Paleolitik kesitten bir örnek.

271 BÖLÜM V / Levha.5: Alt Paleolitik seviyelerin kazılmış olduğu plankareler. BÖLÜM V / Levha.6: 1. grup radyolarit cinsleri.

272 BÖLÜM V / Levha.7: Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilen kırık sayı ve çeşitleri. BÖLÜM V / Levha.8: Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilen topuk tipleri. BÖLÜM V / Levha.9: Kopma açısı.

273 BÖLÜM V / Levha.10: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örnekleri.

274 BÖLÜM V / Levha.11: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örnekleri. BÖLÜM V / Levha.12: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örneği.

275 BÖLÜM V / Levha.13: Karain E Alt Paleolitik kenar kazıyıcılar.

276 BÖLÜM V / Levha.14: Karain E Alt Paleolitik kenar kazıyıcılar.

277 BÖLÜM V / Levha.15: Karain E Alt Paleolitik dişlemeli aletler.

278 BÖLÜM V / Levha.16: Karain E Alt Paleolitik düzeltili yongalar. BÖLÜM V / Levha.17: Karain E Alt Paleolitik çontuklu aletler.

279 BÖLÜM V / Levha.18: Karain E Alt Paleolitik bileşik aletler.

280 BÖLÜM V / Levha.19: Karain E Alt Paleolitik ham sırtlı bıçaklar (1, 2), kullanılmış yongalar (3-5), mikro taş delgiler (6, 7), omurgalı ön kazıyıcı (8), kullanılmış çekirdek (9).

281 BÖLÜM V / Levha.20: Karain E Alt Paleolitik iki yüzeyli aletler.

282 BÖLÜM V / Levha.21: Karain E Alt Paleolitik iki yüzeyli alet. BÖLÜM V / Levha.22: Karain E Alt Paleolitik kıyıcı (1) ve kıyıcı alet (2).

283 BÖLÜM V / Levha.23: Karain E Alt Paleolitik düzeltili çekirdek (1), kullanılmış parça (2), kısmi düzeltili dilgi (3), Tayac ucu (4) ve gaga alet (5).

284 A R K E O L O J İ K S E V İ Y E L E R PLANKARELER K19 K18 K17 J19 J18 J17 J16 J15 J14 J13 I19 I18 I17 I16 I15 I14 G K A Z I L A N P L A N K A R E S A Y I S I YONGALAMA ÜRÜNÜ+ALET+YONTMA ARTIĞI YONTMA ARTIĞI BÖLÜM V / Levha.24: Endüstri öğelerinin jeolojik ve arkeolojik seviyelere göre dağılımı.

285 A R K E O L O J İ K S E V İ Y E L E R / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / / KENAR KAZIYICILAR DİŞLEMELİ ALETLER DÜZELTİLİ YONGALAR ÇONTUKLU ALETLER HAM SIRTLI BIÇAKLAR İKİ YÜZEYLİ ALETLER YONTUK ÇAKILLAR YONTMATAŞ ALET TİPLERİ KOT BÖLÜM V / Levha.25: Yontmataş Aletlerin arkeolojik seviyelere göre dağılımı.

286 BÖLÜM VI / Levha.1: Bizat Ruhama yerleşiminden Alt Paleolitik aletler: 1-5 Delici aletler; 6-7 Kenar kazıyıcılar. BÖLÜM VI / Levha.2: Kefar Menachem - Yonga aletler (Barzilai ve diğ., 2006:26).

287 BÖLÜM VI / Levha.3: Kefar Menachem Kazıyıcılar, dişlemeliler ve çoklu aletler (Barzilai ve diğ., 2006:27).

288 BÖLÜM VI / Levha.4: Hummal içerisinden ele geçmiş olan Acheulean iki yüzeyliler (Le-Tensorer ve diğ., 2007a: 30). BÖLÜM VI / Levha.5: Ras Beirut yontmataş örnekleri (Copeland, 2003: 100).

289 BÖLÜM VI / Levha.6: Ras Beirut yontmataş örnekleri (Copeland, 2003: 101). BÖLÜM VI / Levha.7: Bezez C (Alt) Tayacian tip aletler ve çekirdekler (Copeland, 1983: 193).

290 BÖLÜM VI / Levha.8: Bezez C (Üst) Acheulo-Yabrudian tip aletler (Copeland, 1983: 189). BÖLÜM VI / Levha.9: Revadim C1-4 yontmataş alet örnekleri: 1 Düzeltili parça, 2 Delici, 3 Ön kazıyıcı, 4-5 Düzeltili parçalar, 6 Çoklu alet (Ön kazıyıcı- Kenar kazıyıcı), 7 Düzeltili parça, 8-9 Kenar kazıyıcılar (Malinsky-Buller ve diğ., 2011: 23).

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

XI. BÖLÜM KEMİK ALET YAPIMINDA KULLANILAN ALETLER. buluntu durumlarından anlaşılabilmektedir. Bu aletlerin neler olduğu ve genel kullanım

XI. BÖLÜM KEMİK ALET YAPIMINDA KULLANILAN ALETLER. buluntu durumlarından anlaşılabilmektedir. Bu aletlerin neler olduğu ve genel kullanım XI. BÖLÜM KEMİK ALET YAPIMINDA KULLANILAN ALETLER Kemik aletlerin üretimleri sırasında birtakım taş aletlerin kullanıldığı bilinmektedir. Bunlar gerek yapılan deneysel çalışmalarla gerekse arkeolojik kontekstlerden

Detaylı

SAKARYA İLİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU. Hazırlayan: Prof.Dr.Metin Kartal

SAKARYA İLİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU. Hazırlayan: Prof.Dr.Metin Kartal SAKARYA İLİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU Hazırlayan: Prof.Dr.Metin Kartal 2015 yılı yüzey araştırması çalışmalarımız 08.09.2015 tarihinde başlamış ve 18.09.2015 tarihinde

Detaylı

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle

Detaylı

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler Teslim Edilen: Hazırlayan: IC-Astaldi JV AECOM Ankara, Türkiye Turkey AECOM-TR-R599-01-00 2 Ağustos 2013 Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi

Detaylı

KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ NDE TESPİT EDİLEN ARKEOLOJİK HİATÜSLER

KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ NDE TESPİT EDİLEN ARKEOLOJİK HİATÜSLER KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ NDE TESPİT EDİLEN ARKEOLOJİK HİATÜSLER İrfan Deniz YAMAN Öz Arkeolojide en önemli çalışmalardan birisi, katlaşım özelliklerinin incelenmesi üzerine yapılan araştırmalardır. Bu araştırmalar

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ.

ÖZGEÇMİŞ. ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ. ÖZGEÇMİŞ AKADEMİK UNVAN AD/SOYAD BÖLÜM ANABİLİM DALI İLETİŞİM BİLGİLERİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DOKTOR Gizem KARTAL ARKEOLOJİ TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ Cep Tel. 0 535 818 47 08 İş Tel. 0312 310 32 80/1700 Fax

Detaylı

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR Kayaçların belirli bir yapısı vardır. Bu yapı kayaç oluşurken ve kayaç oluştuktan sonra kazanılmış olabilir. Kayaçların oluşum sırasında ve oluşum koşullarına bağlı olarak kazandıkları

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR Magmatik (Püskürük) Kayaçlar Ýç püskürük Yer kabuðunu oluþturan kayaçlarýn tümünün kökeni magmatikdir. Magma kökenli kayaçlar dýþ kuvvetlerinin etkisiyle parçalara ayrýlýp, yeryüzünün çukur yerlerinde

Detaylı

2015 YILI DENİZLİ İLİ PREHİSTORİK DÖNEM YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

2015 YILI DENİZLİ İLİ PREHİSTORİK DÖNEM YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU 2015 YILI DENİZLİ İLİ PREHİSTORİK DÖNEM YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü nün 23.07.2015 tarih ve 142186 sayılı yüzey araştırması izni ve

Detaylı

KONU 14: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: ALET YAPIMINDA TERCİH EDİLMİŞ TORTUL KAYAÇLAR

KONU 14: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: ALET YAPIMINDA TERCİH EDİLMİŞ TORTUL KAYAÇLAR KONU 14: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: ALET YAPIMINDA TERCİH EDİLMİŞ TORTUL KAYAÇLAR TORTUL KAYAÇLAR Çakmaktaşı (Flint or Silex): Tortul bir kayaçtır ve silika grubundandır. Derin denizlerde çökelme

Detaylı

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI 1. 2. Kalker gibi tortul kayaçların metamorfik kayaçlarına dönüşmesinde etkili olan faktörler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir (5 puan)? A. Soğuma - Buzullaşma B. Ayrışma - Erime C. Sıcaklık - Basınç

Detaylı

Dr. İ. KILIÇ KÖKTEN 1) İ. KILIÇ KÖKTEN: 2) İ. KILIÇ KÖKTEN: 3) Franz HANCVAR Alexanre MONGAIT:

Dr. İ. KILIÇ KÖKTEN 1) İ. KILIÇ KÖKTEN: 2) İ. KILIÇ KÖKTEN: 3) Franz HANCVAR Alexanre MONGAIT: A N A D O L U ÜNYE'DE ESKİTAŞ DEVRİNE (PALEOLİTİK) AİT YENİ BULUNTULAR Dr. İ. KILIÇ KÖKTEN Prehistorya Kürsü Profesörü Türk Coğrafya Kurumu'nun Samsun'da yaptığı XV. Coğrafya Meslek Haftasına «Diptarihte

Detaylı

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik Yapısal Jeoloji, Güz 2017-18 Ev Ödevi 1. (18.09.2017) Profile, Eğim, Yükseklik 1. A-B, C-D, E-F, G-H, R-S noktalarından geçen profilleri gerçek ölçekli olarak çiziniz. 2. Siyah düz çizgi ile gösterilen

Detaylı

IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA. Yontma kaleminin dip kısmı hafif bir bombeye sahip olmakla birlikte enine kesilmiş haldedir

IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA. Yontma kaleminin dip kısmı hafif bir bombeye sahip olmakla birlikte enine kesilmiş haldedir IX. BÖLÜM YONTMA KALEMİ, KAMA H. Camps Fabrer yontma kalemini, Uç kısmında ikili kesici ağzı olan nesne şeklinde tanımlamaktadır. Bu kesici ağzın çentikli olduğu da aynı araştırmacı tarafından belirtilmiştir.

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,

Detaylı

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER Prof.Dr. Murat UTKUCU Yrd.Doç.Dr. ŞefikRAMAZANOĞLU TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE Haritalar KESİTLER Yeryüzü şekillerini belirli bir yöntem ve ölçek dahilinde plan konumunda gösteren

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSTORYA) ANABİLİM DALI KARAİN B'NİN GEÇ NEOLİTİK-ERKEN KALKOLİTİK (H.

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSTORYA) ANABİLİM DALI KARAİN B'NİN GEÇ NEOLİTİK-ERKEN KALKOLİTİK (H. T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSTORYA) ANABİLİM DALI KARAİN B'NİN GEÇ NEOLİTİK-ERKEN KALKOLİTİK (H.V) VE KALKOLİTİK (H.IV) ÇAĞ YONTMATAŞ ENDÜSTRİLERİNİN TEKNO-TİPOLOJİK

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

HAVUZ MEVKİİ KALKOLİTİK DÖNEM TAŞ ENDÜSTRİSİ. Kaan BULUT

HAVUZ MEVKİİ KALKOLİTİK DÖNEM TAŞ ENDÜSTRİSİ. Kaan BULUT T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI PREHİSTORYA ARKEOLOJİSİ BİLİM DALI HAVUZ MEVKİİ KALKOLİTİK DÖNEM TAŞ ENDÜSTRİSİ Kaan BULUT YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Prof.Dr.

Detaylı

VIII. FAYLAR (FAULTS)

VIII. FAYLAR (FAULTS) VIII.1. Tanım ve genel bilgiler VIII. FAYLAR (FAULTS) Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault)

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA ve TABAKALANMA Sedimanter yapıların temel kavramı tabakadır. Bir tabaka, alt ve üst sınırlarıyla diğerlerinden

Detaylı

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI Özel Bölüm MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI İsmail Ergüder*, Ezel Babayiğit*, Doç. Dr. Sema Atik Korkmaz** * TKİ Kurumu Genel Müdürlüğü 06330, Ankara. ** Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler

Detaylı

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005 MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal jeoloji 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak

Detaylı

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER Dersin ipuçları Harita bilgisi Ölçek kavramı Topografya haritaları ve kesitleri Jeoloji haritaları ve kesitleri Jeolojik kesitlerin yorumları Harita, yeryüzünün

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir? Soru - Yanýt 15 1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir? Yanýt: Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere kayaç denir.

Detaylı

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR Doðal Sistemler ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR...12 Ölçme ve Deðerlendirme...14 Kazaným Deðerlendirme Testi...16 Ünite Deðerlendirme Testi...18 Doðal Sistemler ÜNÝTE - 2 LEVHA

Detaylı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI ALET SAPI : Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı değildir. Bıçak, kazıyıcı vb. keskin kenarlara sahip aletlerin elde kullanımının

Detaylı

TÜRKİYE PLEİSTOSEN FOSİL İNSAN AYAK İZLERİ

TÜRKİYE PLEİSTOSEN FOSİL İNSAN AYAK İZLERİ TÜRKİYE PLEİSTOSEN FOSİL İNSAN AYAK İZLERİ Fikret OZANSOY Ankara Üniversitesi GİRİŞ Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğünün 1969 yılı arazi çalışmaları, insanlık tarihine ışık tutan yeni

Detaylı

TUFA ve TRAVERTEN-III

TUFA ve TRAVERTEN-III TUFA ve TRAVERTEN-III Dr.Esref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi TRAVERTEN LİTOFASİYESLERİ Sıcak su travertenlerindeki çökeller farklı fasiyes tiplerinde olabilmektedir. Her traverten çökelinde tüm fasiyesler

Detaylı

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü AFRİKA DOĞAL MİRAS LİSTESİ http://www.africanworldheritagesites.org/ Afrika da Madagaskar Adası nda 2 ve Şeysel Adası

Detaylı

F A N E R O Z O Y İ K

F A N E R O Z O Y İ K (EONS) ZAMANLAR (ERAS) F A N E R O Z O Y İ K PALEOZOYİK MESOZOYİK SENOZOYİK 542 my 251 my 65.5 my 0 www.fusunalkaya.net KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN HOLOSEN PLEYİSTOSEN PLİYOSEN MİYOSEN OLİGOSEN EOSEN PALEOSEN

Detaylı

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI Daskyleion da 2011 sezonu kazıları Hisartepe Höyüğü nün doğu yamacında, yerleşimin ana girişinin aşağısında, Hellenistik Dönem yolunun iki yakasında; Akropolis te

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ İnsan, dünya üzerinde göründüğü andan itibaren, çeşitli gereksinmelerini karşılamakta yardımcı olacak olan alet ve silahlarını

Detaylı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI 1- Aziz Philippus Kilisesi ait mermerlerin üzerindeki restorasyon uygulamaları. Aziz Philippus Kilisesi nin mermer levhalarının

Detaylı

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu Emekli memur Mehmet Demirci kara avcılığı yaparken, bir ı kaya bloğu içinde omurga parçaları görmüş ve fotoğrafını

Detaylı

2. MİKRO İNCELEME ( PETROGRAFİK-POLARİZAN MİKROSKOP İNCELEMESİ)

2. MİKRO İNCELEME ( PETROGRAFİK-POLARİZAN MİKROSKOP İNCELEMESİ) SVS Doğaltaş Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. uhdesinde bulunan Sivas İli, İmranlı İlçesi sınırları dahilindeki 20055289 (ER: 3070586), 20055290 (ER: 3070585), 20065229 (ER: 3107952) ruhsat numaralı II.B

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA DÜZLEMİNİN TEKTONİK KONUMU Tabaka düzleminin konumunu belirlemek için tabakanın aşağıdaki özelliklerinin

Detaylı

KARAİN B GÖZÜ KALKOLİTİK ÇAĞ YONTMATAŞ BULUNTU TOPLULUĞUNUN TEKNO-TİPOLOJİK ANALİZİ

KARAİN B GÖZÜ KALKOLİTİK ÇAĞ YONTMATAŞ BULUNTU TOPLULUĞUNUN TEKNO-TİPOLOJİK ANALİZİ Anadolu 41, 2015 KARAİN B GÖZÜ KALKOLİTİK ÇAĞ YONTMATAŞ BULUNTU TOPLULUĞUNUN TEKNO-TİPOLOJİK ANALİZİ Gizem KARTAL* Anahtar Kelimeler: Karain B Gözü Kalkolitik Çağ Yontmataş Alet Mikrolitik Makrolitik Özet:

Detaylı

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı Sera Etkisi Bir miktarda ısı arz dan kaçmakta Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte CO2 tarafından tutulan Isının bir kısmı tekrar atmosfere kaçabilir. Cam tarafından tutulan

Detaylı

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU İL HEYELAN AKTİVİTE DURUMU Olmuş Muhtemel Her ikisi FORMU DÜZENLEYENİN İLÇE AFETİN TARİHİ ADI SOYADI BELDE ETÜT TARİHİ TARİH KÖY GENEL HANE/NÜFUS İMZA MAH./MEZRA/MEVKİİ

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

Prehistorik Arkeoloji ve Mağaralar

Prehistorik Arkeoloji ve Mağaralar Prehistorik Arkeoloji ve Mağaralar İlk insanlar, mağaralar ve ilk barınaklar Bu ilişki insan türünün dünya üzerinde göründüğü ilk andan itibaren başlamış ve milyonlarca yıl sürerek zamanımıza kadar ulaşmıştır.

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU 24-26 NİSAN 2006 ALANYA T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3082

Detaylı

KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR

KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR Yerkürenin iskeletini oluşturan kayaçlar kökenleri bakımından üç ana gruba ayrılırlar: 1. Magmatik Kayaçlar (Volkanik kayaçlar) 2. Tortul Kayaçlar (Sedimanter

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik JEOLOJİK DEVİRLER İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik Dünya nın oluşumundan 4 Milyar Yıl sonra Kıtaların çekirdek kısmını oluşturan en eski kıvrımlar oluşmuştur. Su yosunu (alg)

Detaylı

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. 1 2 MİLAS MÜZE MÜDÜRÜ HALUK YALÇINKAYA TARAFINDAN YAZILMIŞ RAPOR Muğla, Yatağan

Detaylı

Fielding ve diğ. 1994, Geology

Fielding ve diğ. 1994, Geology Yükseklik (Km) Yıllık Yağış (m) Güney Fielding ve diğ. 1994, Geology Kuzey Maksimum Yağış Yakın Minimum Rölyef Uzaklık (Km) Amerikan Jeoloji Kurumunun izniyle kullanılmıştır Hızlı Akış Kalınlaşmaya bağlı

Detaylı

XII. BÖLÜM TİPOLOJİK VE TEKNOLOJİK ANALİZLER. alınabilmesi için söz konusu kırılmanın ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilmesi

XII. BÖLÜM TİPOLOJİK VE TEKNOLOJİK ANALİZLER. alınabilmesi için söz konusu kırılmanın ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilmesi XII. BÖLÜM TİPOLOJİK VE TEKNOLOJİK ANALİZLER Genellikle kırık halde ele geçen kemik buluntuların değerlendirmeye alınabilmesi için söz konusu kırılmanın ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Detaylı

1 PÜSKÜRÜK ( MAGMATİK = KATILAŞIM ) KAYAÇLAR :

1 PÜSKÜRÜK ( MAGMATİK = KATILAŞIM ) KAYAÇLAR : Kayaçlar Nelerdir Kayaçlar su, gaz ve organik varlıkların dışında yerkabuğunu meydana getiren unsurlardır. Yol yarmaları, maden ocakları ve taş ocakları gibi yerlerle, toprak veya enkaz örtüsünden yoksun

Detaylı

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ Bilim adamlarınca, geçtiğimiz yıllarda insan faaliyetlerindeki artışa paralel olarak, küresel ölçekte çevre değişiminde ve problemlerde artış olduğu ifade edilmiştir. En belirgin

Detaylı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atol, hayatlarını sıcak denizlerde devam ettiren ve mercan ismi verilen deniz hayvanları iskeletlerinin artıklarının yığılması sonucu meydana gelen birikim şekilleridir.

Detaylı

ANTALYA KÖRFEZİ ÇEVRESİNDE PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR VE JEOMORFOLOJİK DAYANAĞI. toryacının bu alanlardaki uzmanlarla işbirliğinde bulunması GİRİŞ

ANTALYA KÖRFEZİ ÇEVRESİNDE PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR VE JEOMORFOLOJİK DAYANAĞI. toryacının bu alanlardaki uzmanlarla işbirliğinde bulunması GİRİŞ MTA Dergisi, 108, 135-140, 1988 ANTALYA KÖRFEZİ ÇEVRESİNDE PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR VE JEOMORFOLOJİK DAYANAĞI Angela Minzoni DEROCHE* ve Nuri GÜLDALI** ÖZ. Türkiye'de şimdiye kadar prehistorya çalışmaları

Detaylı

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KAYAÇLARIN DİLİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü KAYAÇLARIN DİLİ http://www.bilgicik.com/wp-content/uploads/2013/12/kaya.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü İNSAN VE TAŞ İnsan, Kuvaterner boyunca, geçirdiği evolüsyonun yanı sıra

Detaylı

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir. HARİTA NEDİR? Yeryüzünün tamamının veya bir parçasının kuşbakışı görünümünün, istenilen ölçeğe göre özel işaretler yardımı ile küçültülerek çizilmiş örneğidir. H A R İ T A Yeryüzü şekillerinin, yerleşim

Detaylı

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR Kayaçların belirli bir yapısı vardır. Bu yapı kayaç oluşurken ve kayaç oluştuktan sonra kazanılmış olabilir. Kayaçların oluşum sırasında ve oluşum koşullarına bağlı olarak kazandıkları

Detaylı

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Yapısal Jeoloji: Tektonik KÜLTELERDE YAPI YAPISAL JEOLOJİ VE TEKTONİK Yapısal Jeoloji: Yerkabuğunu oluşturan kayaçlarda meydana gelen her büyüklükteki YAPI, HAREKET ve DEFORMASYONLARI inceleyen, bunları meydana getiren KUVVET ve

Detaylı

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Kaliş genel bir terim olup, kurak ve yarı kurak iklimlerde, vadoz zonda (karasal

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası Şekil 1. Konya Karapınar Kömür Sahası nın coğrafik ve yer bulduru haritası. KONYA KARAPINAR Lokasyon: İç

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu. TOPRAK ANA MADDESİ Toprak Bilgisi Dersi 2011 2012 Peyzaj Mimarlığı Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Ana Maddesi Topraklar, arz kabuğunu oluşturan kayalar, mineraller ve organik maddelerin

Detaylı

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ Çalışma alanı Eskişehir grabeni içinde Eskişehir ilinin doğusunda, Sevinç ve Çavlum mahallesi ile Ağapınar köyünün kuzeyinde

Detaylı

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü HARİTA NEDİR? Harita; yer yüzeyinin bir düzlem üzerine belirli bir oranda küçültülerek bir takım çizgi ve

Detaylı

BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI Bitlis ili, Doğu Anadolu Bölgesinde yer almakta olup, engebeli bir topoğrafyaya sahiptir. Ahlat Ovasıyla, bir düzlük gibi Bitlis in kuzeydoğusundan Van Gölüne doğru

Detaylı

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU Şanlıurfa İli, Merkez İlçesi, Neolitik Çağ ve Öncesi adlı yüzey araştırması projesi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı ve

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı OKYANUSLARDA OLUŞAN SEDİMANTASYON OLAYI Okyanus ve denizlerin çok dik olan veya şiddetli

Detaylı

DOĞAL MATERYALLER TAŞ

DOĞAL MATERYALLER TAŞ DOĞAL MATERYALLER TAŞ TS 1910/2513 Dış mekan bordür ve döşemelerinde ; homojen, sert, damarsız, çatlaksız, yoğun yapılı, hava etkilerine karşı ve dona dayanıklı. Ocak nemini kaybetmiş darbe etkisi ile

Detaylı

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ İ İ İ İ Ğ TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİ NEOTEKTONİK HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI-2 TÜRKİYE PALEOZOİK ARAZİLER HARİTASI TÜRKİYE

Detaylı

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü vii İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü x xi 1 GİRİŞ 1 1.1 Seçilmiş Genel Kitaplar ve Jeoloji Üzerine Kaynak Malzemeler 2 1.2 Jeolojik Saha Teknikleri ile İlgili Kitaplar 3 2 ARAZİ DONANIMLARI

Detaylı

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU Resuloğlu yerleşimi ve mezarlık alanı Çorum / Uğurludağ sınırları içinde, Resuloğlu (Kaleboynu) Köyü nün kuş uçumu 900 m kuzeybatısındadır. Yerleşim

Detaylı

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. Fosil yakıtlar, çoğu yeşil bitkilerin fotosentez ürünü

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu TOPRAK OLUŞUMU Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu şekildedir: 1. İklim (su, sıcaklık, oksijen ve karbondioksit) 2. Ana materyal 3. Bitki ve hayvanlar (organik faktörler)

Detaylı

YOZGAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

YOZGAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI YOZGAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI Yozgat ili Kızılırmak Nehrinin İç Anadolu Bölgesinde çizmiş olduğu yay içerisinde yer alan Bozok yaylası üzerindedir. Coğrafi bakımdan Başkent'e yakın olması ve Doğu

Detaylı

YONTMATAŞ BULGULARI IŞIĞINDA YUKARI DİCLE HAVZASI NDA YENİ BİR NEOLİTİK YERLEŞİM: BONCUKLU TARLA

YONTMATAŞ BULGULARI IŞIĞINDA YUKARI DİCLE HAVZASI NDA YENİ BİR NEOLİTİK YERLEŞİM: BONCUKLU TARLA Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 54, 1 (2014), 481-492 YONTMATAŞ BULGULARI IŞIĞINDA YUKARI DİCLE HAVZASI NDA YENİ BİR NEOLİTİK YERLEŞİM: BONCUKLU TARLA Metin KARTAL* Harun TAŞKIRAN**

Detaylı

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü

Detaylı

KONU 3: PALEOLİTİK ÇAĞ (Eski Taş Çağı)

KONU 3: PALEOLİTİK ÇAĞ (Eski Taş Çağı) KONU 3: PALEOLİTİK ÇAĞ (Eski Taş Çağı) Dünya gezegeni 4.5 milyar yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürüyor ve yaşam da bu sürenin büyük bir bölümünde onun yüzeyinde değişik biçimlerde gelişiyor. Fosil

Detaylı

Volkanlar ve Volkanik Püskürmeler

Volkanlar ve Volkanik Püskürmeler Volkanlar ve Volkanik Püskürmeler Bardarbunga Yanardağı, İzlanda, 2014 Volkanizma lav akmalarını, bu tür etkinliği kapsayan olayları ve piroklastik malzemelerin yanında lavın ve içerdiği gazların yüzeye

Detaylı

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir DEPREM VE ANTALYA NIN DEPREMSELLİĞİ 1. BÖLÜM DEPREM Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir 1.1. DEPREMİN TANIMI Yerkabuğu

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSYORYA) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ HOLOSEN I-II-III SEVİYELERİNİN

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSYORYA) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ HOLOSEN I-II-III SEVİYELERİNİN T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (PREHİSYORYA) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI B GÖZÜ HOLOSEN I-II-III SEVİYELERİNİN YONTMATAŞ ENDÜSTRİLERİ Yüksek Lisans Tezi Yavuz Aydın Ankara-2010

Detaylı

KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası

KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası 2012 KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası Konya Karapınar da yapılması planlanan 300 Kişilik Öğrenci yurduna ait genel bilgi ve maliyet çalışması Halil ATLI ESEER İNŞAAT 03.02.2012

Detaylı

KONU 11: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: MİNERALLER. Taşın Hammadde Olarak Kullanımı

KONU 11: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: MİNERALLER. Taşın Hammadde Olarak Kullanımı KONU 11: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: MİNERALLER Taşın Hammadde Olarak Kullanımı Odun ve kemik gibi, taş da insanın varlığının ilk evrelerinden bu yana elinin altında bulunan ve doğanın ona verdiği

Detaylı

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör: JEOLOJİK HARİTALAR Üzerinde jeolojik bilgilerin (jeolojik birimler, formasyonlar, taş türleri, tabakalaşma durumları, yapısal özellikler vbg.) işaretlendiği haritalara Jeolojik Haritalar denir. Bu haritalar

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018 TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ Erkan GÜLER Haziran 2018 1 HARİTA Yeryüzündeki bir noktanın ya da tamamının çeşitli özelliklere göre bir ölçeğe ve amaca göre çizilerek, düzlem üzerine aktarılmasına harita

Detaylı

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 1. Dünya mızın şekli neye benzer? Dünyamızın şekli küreye benzer. 2. Dünya mızın şekli ile ilgili örnekler veriniz.

Detaylı

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER) VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER) 1) Tanımı: Volkanik faaliyetler esnasında volkandan çıkan her çeşit parçalı-kırıntılı malzemenin depolanma süreçleri sonucu bir depolanma alanında birikmesiyle oluşan

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR 1 4. FAYLAR ve KIVRIMLAR Yeryuvarında etkili olan tektonik kuvvetler kayaçların şekillerini, hacimlerini ve yerlerini değiştirirler. Bu deformasyon etkileriyle kayaçlar kırılırlar, kıvrılırlar. Kırıklı

Detaylı

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM - 169 - İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM Cemalettin Dönmez * Özet Türkiye de inşaat mühendisliğinde lisans sonrası eğitimin hacim ve temel uzmanlık

Detaylı

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ 5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ Toprak profili: Toprak yüzeyinden ana kayaya kadar düşey kesittir. Horizon: Toprak oluşum süreçleri ile meydana gelmiş, yataya ve/veya birbirine oldukça paralel dizilmiş katmanlardır.

Detaylı