PazaR. Jennifer Lopez. Erdal Þafak sen anla! Ali Doðanbay. Fotoðraf: Mustafa ERKAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PazaR. Jennifer Lopez. Erdal Þafak sen anla! Ali Doðanbay. Fotoðraf: Mustafa ERKAN"

Transkript

1 PazaR Tarih: 18 Temmuz 2010YIL: (5) SAYI: (276) AFRÝKA NIN ÜCRETSÝZ HAFTALIK EKÝ Fotoðraf: Mustafa ERKAN Jennifer Lopez sana söylüyorum, Erdal Þafak sen anla! Ali Doðanbay

2 2 Pazar 18 Temmuz 2010 Pazar Jennifer Lopez sana söylüyorum, Erdal Þafak sen anla! Ali Doðanbay Fotoðraflar: Mustafa ERKAN Erdal Þafak Sabah gazetesinde yazdýðý yazýlarda Kýbrýslýlar tembeldirler, arsýzdýrlar, memurlarý havuzlu villalarda oturuyor, bütün bu lüks ve arsýz yaþamlarý da bizim paramýzla, bizim vergilerimizle, üstüne bir de bizi sevmiyorlar, utanmazlar bir de grev yapýyorlar diyerek, kucaðýna alýp anlamaya çalýþýr gibi yaptýðý oðlan ý, esasen dayak zamaný geldi geçiyor diye iþaret ediyor kamuoyuna. Biz alýþtýk. Fakat mesele, Kýbrýs ý hiç bilmeyenlerde yaratýlan Kýbrýs intibaýdýr. Ýntibalar bazen tehlikeli olmayabilir, fakat okumaktan-yazmaktandüþünmekten geçmeyen toplumlar için infial hali intibalarýn yarattýðý kulaktan inanma hurafelerle gerçekleþir ki; hem Sivas, hem Maraþ, hem Çorum bu intibalarýn hurafe halidir. Çok uzak deðil, yaný baþýnda Hakkâri den, Diyarbakýr dan, Mardin den haberi olmayan insanlar için Erdal Bey in tümceleri yeterince hurafe içermekte, yeterince intiba yaratmaktadýr. Ve fakat hem Sabah, hem Erdal Þafak, tesadüf deðildir diye düþünmekteyim; çünkü o esnada KTÖS ün sitesine gelen çirkin, kaba, insan iþi olmayan kelimelerle dolu mesajlara bakýlýrsa bodoslama bir yanlýþlýkla algýlanmaktadýr; kýþkýrtýlmak istenen hazýr bir kýta vardýr; Erdal Bey ile KTÖS e saldýran kiþilerin tümceleri birbirleriyle ilintisiz deðildir. Ve bir esna sonra son noktayý Kanal 7 televizyonunda görürüz: Þener Elcil sýnýflarý basmýþtýr, küçücük çocuklarýn psikolojisini bozmuþtur, Müslüman olan bir ülkede Müslüman çocuklarýn dini eðitim almalarýný engellemiþ, yavrucaklar Anavatanlarýndan uzak Yavruvatanda mahalle baskýsý ile karþýlaþmýþlardýr, artýk arsýz ve utanmazlýðýmýzýn yanýna onlarýn parasý ile geçiniyoruz iken bir de dinsizliðimiz yaftalanmýþtýr. Hem Çalýk Grubu, hem Erdal Þafak, hem Kanal 7, Kýbrýs ýn yol haritasýný çizmeye baþlamýþlardýr. Erdal Þafak ve Türkiye hükümetleri, Kýbrýs la ilgili konuþurken, yazarken, Kýbrýs ýn bir ÜLKE olduðunu bilmelidirler. Erdal Bey, çünkü sen Maðusa dan Lefkoþa dan Girne den bahsederken, sanki Adana dan Antep ten ya da Erzurum dan söz eder gibi konuþuyorsun! Sonra da, özgür, demokratik, ayaklarý üstünde duran bir devlet olduðu yalanýný söylüyorsunuz! Ama sizin için yalanýn coðrafyasý yok, çünkü sizin inandýðýnýz bir þey yok! Biz o delikanlý hükümeti solcu CTP miz zamanýnda yitirdik. O zamanýn baþbakaný Ferdi Sabit Soyer, Kuran Kurslarý ile ilgili þöyle demiþti: -Bazý aileler çocuklarýný tenis kursuna gönderir, bazý aileler Kuran Kursuna... Ve fakat devlet tenis kursu vermiyor ki!!! tepkisine karþý, Ferdi Bey baskýyla bir yere varýlamayacaðýný, yasaklý kitaplarýndan anlatýyordu. Ferdi Bey in bilmesi gereken þu; ikisi ayný þey deðildir, her zaman, ve her zaman özgürlük olmuyor, o yüzden tarih en basit ve baþat olarak bu karþýtlýðý koymuþtur. Bu tarihsel bir çeliþkidir ve maalesef bir tarihte biz ve onlar vardýr. Yani Hitler de istemiþtir, onunki de bir istektir, Mussolini de istemiþtir. Her isteyene olur mu diyeceðiz? Tarihte savaþlar, devrimler, ülkeler, fikirler, insanlar, felsefe nasýl üremiþtir, bunlarý düþünmeden, es geçerek, herkese olur diyerek demokrat mý geçineceðiz? Ya sizin algýda bir sorun var, ya da bizimkisi fiziksel bir engel!.. Hem geriye doðru adýmlar atacaksýn, hem de ileriye doðru gideceksin... Demokrasi ýrzýna geçilmiþ, gözlerinizin çapaðýnda duruyor öyle! Kuran Kurslarý na bu çocuklar neden gidiyorlar, o yaþtaki çocuklarýn psikolojisini böyle mi düzelteceksiniz demeye kalksak, anti-demokratik olmakla kalmayacaðýz, darbeciliðe kadar varacak. Çünkü Taraf gazetesine kalýrsa dünyada iki çeþit insan vardýr; darbeci olanlar ve darbeci olmayanlar; darbeyi isteyenler ve darbeyi istemeyenler. Darbeyi isteyenler ulusalcýlar, Kemalistler ve faþistlerdir; darbeyi istemeyenler de AKPARTÝLÝLER. Zira Taraf gazetesi nin pek liboþ-padiþah yardakçýsý-etek tutucusu yazarý Rasim Ozan Kütahyalý nýn zihnine kalýrsa 12 Eylül deki evet mi hayýr mý referandumu, Ýsrail ile Erdoðan arasýnda bir seçimdir. Yalan söylemeyi ne de güzel beceriyorsunuz!.. Hayýr, caným, ne dersen de, hayýr, 12 Eylül ü senden öðrenecek deðiliz, bu bir. Ýkincisi 12 Eylül bizim üstümüzden geçti, 12 Mart ýn tozu hâlâ havadaydý; ve bir gün 12 Eylül le ve Anayasasýyla hesaplaþacaksak bunu Tayyip Efendi ve AKP si ile deðil, adam gibi, sol gibi, solcu gibi bir SOL PARTÝ ile yapacaðýz, bu da iki. Ayrýca öyle meseleyi, 12 Eylül e hayýr diyenler 12 Eylül Anayasasý na evet deyip darbecileri destekliyorlar, Erdallarýn, Denizlerin, Yusuflarýn, Ulaþlarýn hesabýný sormuyorlar çizgisine getirmeye gerek yok, çirkinliðe lüzum

3 18 Temmuz 2010 Pazar Pazar 3 yok; zira önce öldürüp sonra kutsayamazsýn, evinin önündeki çöpleri temizliyorsun, o çöplerden anayasa yapamazsýn, çünkü o kirde senin parmak izlerin var. Bütün bunlarý sizden öðrenecek deðiliz, eminim onlardan herhangi biri de sizin bu aptal tartýþmalarýnýza bakarak gülüyordur. Sen bu anayasa kökten deðiþiyor yalanlarýný taraf olanlarýna at, bu anayasa ilk defa deðiþtirilmiyor, bu zamana kadar sayýsýz deðiþtirildi, o kadar çok ellenip o kadar çok hiçbir þey olmadý ki, çünkü hiçkimse efendi gibi 12 Eylül le hesaplaþmak için deðiþtirmedi. Bu deðiþikliklerle ne olacak; daha tuhaf, daha garip, daha faþist, daha ilkel olmaya devam etmeyecek mi? Ayrýca biliyoruz, 12 Eylülcülerin teki bile yargýlanmayacak. Fakat sizin dünyanýz bir garip algý, Taraf ile Sabah arasý bir yerde cennetten meyveler kopartýp getiriyorsunuz. Adnan Menderes Türkiye yi baþtan sona deðiþtiren adammýþ. Tanrým; bizim bilmediðimiz demokrasi bizim bilmediðimiz insanlarý öldürüyor. Ve Nâzým sürgünde daha güzeli, daha doðruyu istemeyip neden vay a-ýna koyayým adamlara bak ne para alýyorlar be der ki? Caným kardeþim, bizi buralarda eziyorlar, insan gibi yaþatmýyorlar, sömürüyorlar deyip neden onlara kýzmýyorsun? Kýzman gereken ben deðilim ki, kýzman gereken o. Çünkü ben, senden evvel de, çok evvel de, ben dim; sen geldin, ben giderek sen oluyorum, bana ayýp olmuyor mu? Hepimizi kandýran, hepimize baþka yalaný söylüyor; çünkü ayný kalmasý gereken kendisi. Açsak, hep kaybediyorsak ve durmadan onlar daha zengin oluyorsa, ey kardeþim, ülkesiziz iþte, onu bilmem ama senle ben mutlaka kardeþiz insanlýktan. Maliye Bakaný Bizim de IMF miz TC dir, TC hiç bizim kötülüðümüzü ister mi diyor. Bir ülkenin Maliye Bakaný, elimiz kolumuz baðlý, ben aslýnda bakkalýn çýraðýyým dükkâný açýp kapýyorum; sabah dokuz akþam altý, parayý bakkaldan alýyoruz, valla ben de bilmiyorum, ama bize parasýný veren bizi batýrmaya kalkar der mi? en sonunda da Müslüman olmamaya kadar tartan sevgili Türk medyasýna diyeceðim þu: Eyvallah Jennifer Lopez gelmedi. Neden gelmedi? Rum Lobisi (-bunu da hiç anlamam, lobisi ne, otelin giriþ katýnda mý hallediliyor bu iþler??) dedi ki; 74 de þöyle oldu. Ýþgal var. Ýnsan haklarýna aykýrýdýr. Tanýnmayan bir devlet. Siz oraya gidemezsiniz. (Ýyi bok demiþler. Herhalde öyle dememiþlerdir, ama her iki türlü de iyi bok demiþlerdir.) Jennifer Lopez in avukatlarý durumu deðerlendirdikten sonra Lopez in kalçalarýnýn sigortasýnýn tehlikede olduðunu anlayýp vazgeçme kararý aldýlar (-Bizim ülkenin sigortasý var mý, kaç yýllýk garanti belgesi mesela, garantisiz de deðiliz deðil mi?) Yani ortada bir hukuki engel var. Ve fakat Lopez gelmedi diye Lopez in kalçalarýna artýk bakmayacaðým ulan milliyetçiliði çok komik deðil mi? (Ki, daha çok kalçalarýna bakacaðýz, artýk daha baþka bakacaðýz, hepimizin fantezisine fantezi katmýþtýr bu hadise) mu bu dünyada? Ne dersiniz Erdal Bey, hangimiz kötü çocuðu oynuyoruz, ya da anneyi? Þimdi senin þu ayýp sýfatlarýnýn yanýna ben bir þey koyayým mý, hý? Bütün bu hadiseler gerçekleþtiðinden beri aklýmdan durmadan þu lüzumsuz hikâye geçiyor ve çok gülüyorum. O zamanlar da çok gülerdik. Çünkü ben bu hikâyeleri hiç sevmem; çünkü sonuna kadar düþündüðünde görürsün ki aslýnda hiçbir þey demez. Ama gülerdik, neden gülerdik diye düþünmediðimiz için gülerdik. Öyle cuk oturdu falan deðil, sandalye bolluðumuz yok, fakat ne zaman gülerek aklýma gelse biraz da içlenirim: -Ýþadamý traþ olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapýnýn önünden aðýr aðýr geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iþadamýnýn kulaðýna fýsýldar; Bu çocuk var ya, Lopez gelmedi, kalçalarý da. Zira kalçalarýný maazallah bir saðdan bir sola döndürerek atsaydý, aramýzdaki sýnýr kalkabilirdi. En az kendileri kadar gurur duydum. Ve fakat milyon dolarlýk otelin açýlýþý için Jennifer Lopez'i Kýbrýs'a getirmenin bana ne faydasý var, hakikaten züðürdün çenesi politik hadise olabiliyormuþ. vatan haini bir þairdir, ve yasaklýdýr, þiirleri otuz-kýrk dile çevrilirken, Türkiyesinde Türkçesiyle yasaktýr, ve Adnan Bey Baþvekildir... (Týpký evinin önündeki çöpleri bizim çöplerimizle karýþtýrýp ellerimizi lekelemeye çalýþanlar, Nâzým ýn vatandaþlýðýný geri vermeye ve mezarýný Türkiye ye getirme ayýbýný yapmaya çalýþýyorlar demokrasi yaftasýyla! Ne yiðitlerimizi, ne Nâzým ýmýzý, ellerinize verip kirletmeyeceðiz, hem nokta hem hayýr!!) O yüzden KTÖS ve Þener Elcil yavaþ yavaþ ve acýtarak gelmeye devam edecekler. Daha çok Kuran kurslarý açýlacak, daha çok özelleþtirilip, daha çok küçük Türkiye olacak, daha çok anayasa ve okul deðiþecek. Memurlarýmýz TC deki memur abileri gibi olacak, çünkü Erdal Bey bu adaletsizliðe çok iç çekmektedir. Daha çok çalýþýp daha çok sömürüleceðiz. Daha çok aç kalacaðýz. Daha çok hýrsýzlýk olacak. Daha çok katil, daha çok orospu, daha çok kara para, daha çok kumar, daha çok sürgün, daha çok istila. Ya seveceðiz anasýný satayým, ya da defolup gideceðiz, zira bunlarýn demokrasiden anladýðý bu. Fakat insan daha iyiyi, Yine konuþuruz bakkalýmýn çýraðý, o bakkalda o çokomelleri, o sakýzlarý, o cipsleri, o kolalarý, kime özelleþsin diye satacaksýn, kimlerin olacak göreceðiz, gene konuþacaðýz. Siz hepiniz aynýsýnýz, bu bakkal, bu çýrak masalý, bu dönen dolaplar, siz bir deseniz biz iki diyeceðiz, inanmayacaðýz yalancýlara! Bir de Jennifer Lopez hadisesi var ki, neremize sokacaðýz bu kadar berbat konuyu anlamadým. Her iki tarafýn kan baðcý sý ayný yerden emiyor ülkeyi, milliyetçilik bütün iplerin ucunun kaçtýðý yer olsa gerek, baþka izahý yok. Aferin Rum kardeþlerimize. Lopez gelmedi, kalçalarý da. Zira kalçalarýný maazallah bir saðdan bir sola döndürerek atsaydý, aramýzdaki sýnýr kalkabilirdi, engellediler. En az kendileri kadar gurur duydum. Ve fakat milyon dolarlýk otelin açýlýþý için Jennifer Lopez i Kýbrýs a getirmenin bana ne faydasý var, hakikaten züðürdün çenesi politik hadise olabiliyormuþ. Hadi olsun da, Rauf Bey in baþka akýllý iþi kalmadý mý, yok þu kadar imza, yok bu kadar mahkeme. Jennifer Lopez i ve kalçalarýný yazýya iliþtirmemin sebebi þu; ikiyüzlülüðe yanýt istiyorum. Sabah gazetesi, Erdal Þafak ve bizi asalak olmaktan utanmaz olmaya, Yani BM diyor ki, uluslararasý hukuk, eðer hukuksa aradýðýmýz hayýr caným yapamazsýn, biraz da üsteleyince, Jennifer Haným kalçalarýný düþünerek vazgeçmiþ. (Ben olsam aksini yapardým, o ayrý.) Peki... küçük ve güzel bir soru da bizden. Þu MTG miz için az çýrpýnmadýk Erdal Bey. Üç büyüðünüze, çok büyük laflarla deðil ama öyle... Dedik ki, insanlýk burada da top oynuyor gelin; ve sen ne zaman iþ milliyetçi bir yere gelse Kýbrýs namustur veren namussuzdur dedin. Dedik ki, Galatasaray, Fenerbahçe, Beþiktaþ, koy gitsin ambargosuna, ambargo dediðin delinsin diyedir, taraftar gruplarýna, spor yazarlarýna, spor sitelerine, programcýlara yazýlar yazdýk. Bazýsý yanýt verdi, bazýsý ciddiye almadý. Biz kimseye bir yafta koymadýk, ama. Dedik ki sonra, bu kendi bacaðýmýz bu da kendi duvarýmýz. Biz atlayacaðýz. Ama en iyimseri ne dedi biliyor musunuz, Biz de çok isteriz. Ama yapacak bir þey yok. Þimdi Galatasaray, Fener, Beþiktaþ böyle bir þey yapmaya kalksa, ligden düþürülür, Avrupa kupalarýna katýlamaz. Hukuk var, istesek de delemiyoruz. Ayaða kalkýp oturmadan Jennifer Haným ý da anlamak lazým deðil mi? E benim caným milliyetçilerim, hukuk yok dünyanýn en aptal çocuklarýndan biridir. Bak, dikkat et þimdi... Berber çocuða seslenir; Ali, buraya gel! Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sýrýtmayla berberi selamlar. Berber iþadamýnýn kulaðýna sessizce, bak þimdi diye fýsýldar ve bir elinde beþ yüz bin, diðer elinde beþ milyonluk bir banknot olduðu halde çocuða þöyle der; hangisini istiyorsan alabilirsin? Çocuk dalgýn dalgýn bir beþ yüz bine bir de beþ milyona bakar ve sonunda beþ yüz binlik banknotu hýzlýca çekerek berberin elinden alýr. Berber iþadamýna döner ve gülerek; gördün mü? sana söylemiþtim der. Traþ bitince iþadamý sokaða çýkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali yi görür. Yanýna giderek, neden beþ milyonluk deðil de, beþ yüz binlik banknotu aldýðýný sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sýrýtmayla yanýt verir: Eðer beþ milyonluðu alýrsam oyun biter!.. Asýl soru þu sevgili Türk medyasý, Erdal Bey, Çalýk Grubu, UBP hükümeti, AKP hükümeti, Tayyip Bey, Maliye Bakaný, anti- Lopezciler ve diðerleri: Biz hangisiyiz, berber mi, iþadamý, çocuk mu? Kýbrýslý hangisi?

4 4 Pazar 18 Temmuz 2010 Pazar Limon aðacýnýn altýndaki taþa oturdum... aðladým... Fatma Ergün BENÝ UNUTMA, BEKLE Sana, beni unutma demiþtim, ayrýlýrken Sana, beni bekle demiþtim, vedalaþmamýþtýk Duvarlarýnda, kurþun deliklerinle, El salladýn mý arkamdan. Bu kadar severken, yüreðim titrerken Sendeyken bile seni özlerken Tam da yani kök salmýþken Kolay mýydý, söküp de sýrtýma yüklenmem Zaten yüklüydüm, aðýrdý yüküm Candý taþýdýðým, bilinmeze doðru Seninse kucaðýnda, ölülerin vardý Çoðunun yeri ve sayýsý bilinmeyen Gözümdeki yaþlarý, saklamak, hiç deðildi Arkama dönersem, gidememekten korktum Ýþte tam da o an yüreðim ikiye bölündü Çoðu sende, azý bende kaldý Onu, o güne kadar, o sözü söyleyene kadar, arkadaþým bilir, severdim... Gözümün içine baka baka "Biz, senin gibi Kýbrýs'ý býrakýp gidenler deðiliz" deyince, bir an kalakaldým... Duyduklarým doðru muydu?yoksa ben rüya mý görüyordum? Ýnsan rüyayý gerçek sanýr. Rüya saçma da olsa ýnanýr. Ancak uyanýnca rüya olduðu anlaþýlýr. Arkadaþým karþýmda oturuyordu. Bu bir rüya deðildi. Deðildi de neydi? Þimdi ben ne diyecektim? Ne olmuþtu da, arkadaþ bildiðim, benim canýmý yakmak istemiþti... Yüzüne baktým... Kurmaya çalýþtýðým hiçbir cümleyi bitiremedim, hepsi yarým kaldý, boðazýmda düðümlendi, gözlerimden yaþlar akmaya baþladý... Yazdý. Hava çok sýcaktý. Kapýnýn önünde oturuyorduk. Mendil almak için içeri girdim. Girerken de içinde boþ kahve fincanlarýnýn bulunduðu tepsiyi elime aldým. Mutfaða gidip su içtim. Gözlerimi sildim. Caným tekrar dýþarý çýkmak istemedi. Çýkmak birþey deðildi de, onunla konuþacak bir þeyim kalmamýþtý. Belki onun da kalmamýþtý... Kalkýp giderdi... O ümitle tekrar kapýnýn önüne çýktým. Piþkin piþkin "Yoksa ben seni üzdüm mü?" dedi. Ýnanamýyorum. Bir de soruyor. Ne evet, ne hayýr. Cevabým yoktu. "Sen cevap vermeye deðmezsin" de diyemedim. Gülümsemeye çalýþtým. Beceremedim... Telaþla ayaða kalktý; "Sen konuþmayacaksýn, bari ben gideyim" dedi. Kýrýk, dökük; "Söylenecek ne kaldý ki" diyebildim. Arkasýndan bakasým gelmedi. Ýçeri girdim... mutfak kapýsýndan arka bahçeye geçtim... limon aðacýnýn altýndaki taþa oturdum... aðladým... Orada ne kadar oturdum, ne kadar aðladým bilemiyorum... Annem çaðýrýyordu; "Gýzým nerdesin?" Aðaçtan birkaç limon kestim ve seslendim; "geliyorum anne." Annem yüzüme baktý. "Sen aðladýn" dedi. "Limon toplarken dalý gözüme girdi" dedim. Arkadaþ bildiðim neden öyle söylemiþti? Neden canýmý yakmak istemiþti? Tuzu hep kupkuruydu... Kýbrýs'tan gitmemek için ne kadar direndiðimi, o yýllarda Kýbrýs'ta inþaatýn i'sinin bile olmadýðýný, kendimizi toparlayana kadar Libya'ya gitme çabalarýmýzý, inþaat firmasýnýn bizi oyalamasýný, gönderilmeyi beklerken, bari boþ durmayalým diye eþimle birlikte, hiçbir öðretmenin gitmediði Karpaz'ýn bir köyünde bir yýl geçici ilkokul öðretmenliði yaptýðýmýzý, sonra bir sürü saçma nedenle gönderilmeyiþimizi, hepsini hepsini biliyordu... Dönmeye karar vermek zorunda kaldýðýmýz günlerde, Türkiye'de en dönülmeyecek 1980 darbe öncesi günlerin yaþandýðýný, hergün sokaklarda onlarca insanýn öldüðünü, benim hiç de kolaycý bir insan olmadýðýmý, hepsini biliyordu... Biliyordu da neden öyle demiþti? Neden canýmý yakmak istemiþti? Biz nasýl arkadaþtýk? Aradan yýllar geçti... Bu sorunun cevabýný hala bulamadým... Kýbrýs'a son gidiþimde, yolda giderken karþýdan geldiðini gördüm. "Eyvah! Þimdi ne konuþacaðým" diye düþünürken, ilk sokaða saptý. Zaten oraya mý gidecekti, yoksa beni gördüðü için mi gitmiþti bilemiyorum. Belli ki, onun da bana söyleyecek sözü kalmamýþtý... Yaralarýmzla, sýzýlarýmýzla, çýkýlacaksa yola Yol bilinmiyor, ufuk da görünmüyorsa Her gece duvarlara sloganlar yazýlýyorsa, kýrmýzý, siyah Her gün onlarca insan öldürülüyorsa, suçlu, suçsuz Üstelik yýl darbeye gebe 1979 ise Senin kaderin de bütün bunlara baðlýysa Hele aylardan da, yine bir baþka Temmuz'sa Çýkýlacak yolda umut olmalýydý... Topraðýn yeniden yeþermesi için Yüreklerin üþümemesi için Birgün tekrar kavuþmak için Umutlar hep sýcak tutulmalýydý... Fatma Ergün

5 18 Temmuz 2010 Pazar Pazar 5 Çiçek Toplayan Kýz Neslihan Güzey pinku.whitu75@gmail.com M.S. 1. Yüzyýl'a ait bir duvar resmi, gören herkesin hayallerini süsleyebilir. Çiçek toplayan bir kýzýn resmedildiði 2000 yýllýk zarif bir duvar resmi; yaz günü yataða yeni serilmiþ beyaz üzerine eflatun çiçekli serin bir çarþafa uzanma fikri; geceleri yasemin kokusu, pakistan geceleri. Bunlarý söylemek de yazmak da duymak da ne kadar keyifli. Öylesine mutlu ki hissettirdikleri, her an derin bir uykuya dalabilirim. Yaþamak için fazla uðraþmaya gerek yok, zaten herþey güzel deyebilirim. Benim aklýmý çalan çiçeklerdir. Çiçek toplama eylemi, çiçekli çarþaf, yasemin çiçeði. Benim aklýmý çalan beðenilerim. Teslim olmamak için savaþýyorum. Beðeniler omuzlarýmýzýn üzerinde taþýdýðýmýz melekler, yahut sýrtýmýzdaki kanatlar. Ne melekler ne de kanatlar görünürler. Zaten beðeniler de elle tutulmazlar. Bize soldan yaklaþan kýrmýzý melek (þeytan olan) kendi beðendiklerimizi yapmamýzý söyler. Ýstediðimizi yapmamýzý. Saðdan yaklaþan beyaz melek (melek olan) ise daha çok topluluðun beðeni ve isteklerini yapmamýzý söyler durur. Topluluk dediðimiz de bizlerden oluþur ama onun adý bir kere topluluk olmuþtur. Yapacak birþey yok. Ýstekleri sýkýcý, zorlayýcý ve de düzenlidir. Ýlk isyan Tanrý'ya ikincisi ise hep içinde yaþanýlan topluluða yapýlmaz mý zaten. Bunun için de yapacak birþey yok. Sonra mavileri ve pembeleri henüz üzerimizden çýkarmamýþken çizgifilm karakterlerinin sol omuzunda bitiveren kýrmýzý melekten öðrendik ki aklýmýzda kendini düþünen, mýzýr olan, eylenceyi seven ve haylazlýðý isteyen bir tarafýmýz versa iþte o þeytanidir. Kýrmýzý boynuzlu þeytani her zaman daha çok hoþuma gitmiþtir. Bana geliyor ki herkesin hoþuna giden de odur. Hiçbir zaman asi ruhlu olamamam ve buna özenmemden kaynaklanýyor olabilir bu sevgi. Dizilerdeki bazý kötü karakterlerin sevilmesi, benimsenmesi de arzulanan hayatýn onlar üzerinde vücut buluyor olmasý olabilir. Bir zamanlar Star Tv.'de Kara Melek adýnda bir dizi vardý. Kara Melek yani Yasemin'i hatýrlayanlar varsa ne kadar saðlam bir karakter olduðunu da hatýrlýyorlardýr. Yaþýmýn o zamanlar çok küçük olmasýna raðmen karakterdeki pervasýzlýk ve isteklerinin peþinde inatla koþmasý, tutkusu, þeytani kýrmýzýsý beni etkilemiþti. Gerzek bir çocukluk da geçirmiþ olabilirim. Yazýmýn baþýnda anlatmak istediðim sadece beðenilerdi aslýnda. Beðenileri neler oluþturur? Zevkler ve renkler tartýþýlmaz denir ama oluþturulur. Beðenilerin özünde bunu tartýþmamak vardýr zaten. Beðeniler bireysel olmasý için tasarlanýr. Araçlarla aþýlanýr ve meyvelerin verilmesi beklenir. O yaz yeþil kýyafetler beðenilir. Herkesin fönlü saçý kabul gördüðü yerde fönlü saç beðenilir. Tatil yerleri, oteller, arabalar beðenilir, satýn alýnýr. Yaþanýlacak mekanlar, eðlenilecek mekanlar beðeni olarak seçtirilir. Meslekler, giyim kuþam, stiller tohum olarak serpilir ve bünyelerde yeþerir. Bunun kontrolü ne kadar elimizde? Sonsuza kadar düþünsek de en sonunda kafayý yedirtebilen bir sorudur bu. Günün sonunda zaten insan olmayan bir varlýðýn yönetimindeki bir fare olarak hissedebiliriz kendimizi. Varlýk uçan spagetti canavarý var mý acaba? Ondan Sanatý beðenmeyerek, beðenmediðini süslü kelimelerle anlatarak sanattan anlayan olurlar. Bunu yapanlar her kimseler bana yaklaþmasýnlar. Yaklaþýrlarsa onlara 2000 yýllýk duvar resmini, çiçek toplayan kýzý gösteririm. Ya da arka kýsmý iskelet olan göðüslü kalçalý Kybele tanrýçasý heykelciðini görsünler. Ah ne de güzeldir o. Tarihi eser olduðu için, simgelediði þeyler için beðenilir. Sen de diyet yap spor yap. 300 gram aldýn diye geber e mi. bahsetmeyi seviyorum. Eðer Dövüþ Kulübü'nü henüz izlemediyseniz hemen DVD'sini edinin ve izleyin derim. Saðlam söylemleri var ama sövüp saydýðý sistemin içinde sistem karþýtý olarak sistemde yerini alýyor. Antikahramanlar da her zaman baðra basýlmýþtýr birer evlat gibi. Farklý olmak da beðenilir böylece. Bir de beðenilmeyenler vardýr. Sanatý beðenmeyerek, beðenmediðini süslü kelimelerle anlatarak sanattan anlayan olurlar. Bunu yapanlar her kimseler bana yaklaþmasýnlar. Yaklaþýrlarsa onlara 2000 yýllýk duvar resmini, çiçek toplayan kýzý gösteririm. Ya da arka kýsmý iskelet olan göðüslü kalçalý Kybele tanrýçasý heykelciðini görsünler. Ah ne de güzeldir o. Tarihi eser olduðu için, simgelediði þeyler için beðenilir. Sen de diyet yap spor yap. 300 gram aldýn diye geber e mi. Beðenileri oluþturan milyonlarca þey var. Karakterimiz, beðenilmek arzusu, objeler, öðrendiklerimiz, öðretilenler, dayatýlanlarýn karþýtlarý ve bunlarýn karýþýmlarý. Daha niceleri. Hepsinin özünde insani duygular vardýr. Belki de bir duvar resminde, bir resme girebilecek her þey mevcuttur. (Bahsi geçen duvar resmi: Çiçek Toplayan Kýz/ M.S. 1. yy.stabiae'deki bir duvar resminden ayrýntý./ Museo Archeologico/ Nazionale, Napoli)

6 6 Pazar 18 Temmuz 2010 Pazar Adým adým Perestroyka 92/93 günlüðü... (34) PAZARTESÝLERÝ RUSYA'DA BÜYÜK ÝÞLER OLMAZ MI? 1991 Aðustosundan bu yana iki yýl geçti. Ýþte ayný yerdeyiz yine. Moskova nehrine ve Ukrayna Oteli'ne bakan görkemli Yüksek Sovyet binasýnýn çevresinde... Yine yýðýnlar, yine yakýlan ateþler, yine bayraklar, yine havada sýkýlan yumruklar, yine telden ve taþtan barikatlar... Tarih yineleniyor mu, yenileniyor mu, belli deðil. Herþey dünkü gibi. Deðiþen roller ve renkler sadece. Yeltsin'in iki yýl önceki kalesi þimdi Yeltsin'e karþý direniþin kalesi oluvermiþ. Dün "Kahrolsun cunta!" sesleriyle inleyen ortalýk, þimdi "Kahrolsun Yeltsin yönetimi!" diye inliyor. Ve balkonda Yeltsin deðil, Rutskoy konuþuyor Aðustosundaki Rus bayraklarýnýn yerini de orak-çekiçli kýzýl bayraklar almýþ. Tüm bu eylemciler komünist mi? Deðil. Dünya tümüne birden komünist dese de deðil. Demokratlar da var aralarýnda, liberaller de. Dahasý, bu direniþin liderleri Hasbulatov ve Rutskoy, 1991 Aðustosundaki komünist darbeyi geri püskürten isimden birkaçý... Yeltsin'le omuz omuza cuntaya karþý savaþanlardan. Hatta Hasbulatov, "1991'de darbeyi ben bastýrdým. Þimdi bu darbeyi de bastýracaðýmdan hiç kuþkum yok" diyor. Beyaz Saray'da toplananlarýn kendi aralarýnda birleþtikleri çok az þey var aslýnda. Ama þu anda bir kenara yýðýlmýþ hepsi de. Çünkü þimdi önemli olan tek þey Yeltsin'e karþý birleþmek... Ýki yýl önceki karþýt cephelerin liderlerini ve yýðýnlarýný bir cephede buluþturan ortak hedef bu iþte. *** Yaðmur çiseliyor yine. Kayýn yapraklarý Eylül esintilerinde bir o yana, bir bu yana... Darbenin yedinci günü. Ve bu kez darbeci Yanayev deðil, Yeltsin. Afgan gazisi, gür býyýklý Rutskoy'u dinliyorum. Sunucu, "Þimdi sizlere Rusya cumhurbaþkaný Aleksandr Rutskoy hitap edecek" deyince coþuyor kalabalýk. Rutskoy sakin. Týpký tüm diðer Rus hatipler gibi elkol hareketleri yapmadan, halký coþturma kaygýsýna kapýlmadan iniþsiz-çýkýþsýz konuþmakta. -Yemin ettim. Sonuna dek Rusya için mücadele edeceðim. Yolumdan dönmem, diyor. Beyaz Saray'ýn elektrikleri ve telefonlarý kesik. Ve bina tam bir kuþatma altýnda. Yeltsin'in özel ekiplerinden ve milisyonerlerden baþka silahlý güç yok ortalarda. Birkaç yüz metre ileride Amerikan Elçiliði... Çelik yelekli milisler kimseyi yaklaþtýrmýyor binaya. Ara sokaklar milis kamyonlarýyla dolu. Görünürlerde tank yok henüz. Çoðu yaþlý olan göstericilere soruyorum: -Burada daha ne kadar dayanýrsýnýz? -Ölene kadar, diye karþýlýk veriyorlar. Derken bir alkýþ tufaný... Parlamentoyu olasý bir saldýrýya karþý savunacak olan gönüllü birlikler düzenli askerler gibi giriyor alana. Kalabalýðý yarýp geçiyor. Bu tablo da, Lenin belgesellerinde izlediðimiz 1917 Beyaz Saray'ýn elektrikleri ve telefonlarý kesik. Ve bina tam bir kuþatma altýnda. Yeltsin'in özel ekiplerinden ve milisyonerlerden baþka silahlý güç yok ortalarda. Birkaç yüz metre ileride Amerikan Elçiliði... Çelik yelekli milisler kimseyi yaklaþtýrmýyor binaya. Ara sokaklar milis kamyonlarýyla dolu. Görünürlerde tank yok henüz. Çoðu yaþlý olan göstericilere soruyorum: Burada daha ne kadar dayanýrsýnýz? Ölene kadar, diye karþýlýk veriyorlar. Derken bir alkýþ tufaný... Parlamentoyu olasý bir saldýrýya karþý savunacak olan gönüllü birlikler düzenli askerler gibi giriyor alana. Kalabalýðý yarýp geçiyor. Bu tablo da, Lenin belgesellerinde izlediðimiz 1917 devrimini anýmsatmakta. devrimini anýmsatmakta. *** Sokakta yaþam sürüyor. Hem de Rusya'ya gelen her yabancýyý þaþýrtacak kadar olaðan. Sanki hiçbirþey olmamýþ, olaðanüstü birþey yokmuþ gibi. Herkes iþinde gücünde. Çarþýlar, pazarlar her zamanki gibi týklým týklým. Bir anket yapýlmýþ. Meðer Moskovalýlarýn yüzde 21'i ülkede neler olup bittiðini bilmiyormuþ. Birlikte televizyon haberlerini izlediðimiz bazý Ruslar ekrandaki Beyaz Saray görüntülerini sanki baþka bir ülkede geçen olaylar gibi izliyor. Hangi Rusa "Bundan sonra neler olacak?" diye sorsam, herkes, "Bana ne? Ne olursa olsun" diyor. Bense merak ediyorum, acaba kan gölüne çevrilen Yugoslavya, Karabað, Tacikistan ve Gürcistan'da da savaþýn eþiðine gelirken insanlar böyle mi düþünüyorlardý? Siyasi anlaþmazlýklar büyür ve savaþa davetiye çýkarýlýrken, gidip onlara da "Þimdi ne olacak?" diye sorsak, onlar da "Bana ne? Ne olursa olsun" mu diyeceklerdi acaba? Beni geceyarýsý sessiz sokaklardan evime götüren orta yaþlý taksiciyi dürtüyorum: -ABD, Ýngiltere, Fransa gibi ülkeler Yeltsin'i destekliyor. Bu konuda ne düþünüyorsun? Ne diyeceðini þaþýrmýþ gibi susuyor. Daha da üsteliyorum: -Ben, diyorum, ABD, Ýngiltere gibi ülkeler benim ülkemdeki iktidar sahiplerini desteklediklerinde, bundan her zaman kuþku duyarým. Bunun en azýndan halk olarak bizim yararýmýza olmadýðýna inanýrým. Ya sen? Bu kez açýlýyor: -Ben de, diyor... Zaten bu olaylarýn þu ana dek bir tek galibi var. O da Amerikan dolarý, diyor... Yeltsin'in 21 Eylül kararnamesinden sonra ABD dolarýnýn deðeri oldukça artmýþ. Bir dolar bin ruble iken 1400 rubleye kadar fýrlamýþ... *** Moskova'nýn kalbi Puþkin Meydaný'nda atar. Ve Puþkin'in þimdilerde restoreye alýnan ve kafesle kapatýlmýþ bir kartalý andýran heykeli McDonald's'a bakar. Puþkin Meydaný dilencileriyle, fahiþeleriyle, serserileriyle, sokak þarkýcýlarý ve sokak satýcýlarýyla Viktor Hugo'nun romanlarýndaki sefil Paris sokaklarýný anýmsatýyor... "Penthouse" dergisinin Rusçasý beþ bin ruble. Sadece alýp seyretmek ise 200 ruble. Metrolarda akýl almaz bir jeton kuyruðu. Giþeler kimseye iki taneden fazla jeton vermiyor. Neden? Metro tarifesi 1 Ekim'den itibaren artacaðý için kimse jeton stoku yapmasýn diye! Yeraltý geçidindeki ihtiyar dilencinin göðsünde, "87 yaþýndayým. Allah rýzasý için bir sadaka" yazýyor. Geçidin iki yanýna sýralananlar salam, peynir, votka, ekmek, makarna, sigara ve daha neler neler satýyor... Her gün ayný yerde, bebesini yanýndaki arabaya oturtup gitar çalan ve þarký söyleyen kadýn yine þarký söylüyor. Her gün McDonald'stan çýkan müþterilerden para dilenen çocuklar yine dileniyor. Her gün telefon kulübelerinin yanýnda müþteri bekleyen fahiþeler yine ayný yerde bekliyor. Ve Moskova'da yaþam sürüyor. Sabahtan akþama dek yaðmur yaðýyor. Barikatlarda kim yenmiþ, kim yenilmiþ, sanki kimsenin umurunda deðil. 70 yýllýk totaliter sistemden artakalan ve mirasý bugünlere dek taþýnan bir yýlgýnlýk mý bu? Bir Rus fýkrasýnda þöyle anlatýlýyor: Komünist Parti döneminde bir fabrikadaki iþçileri toplayýp, -Bundan sonra günde sekiz saat deðil,

7 18 Temmuz 2010 Pazar Pazar 7 n ÞENER LEVENT oniki saat çalýþacaksýnýz. Ýtiraz var mý, diye sormuþlar. Yok. Ertesi gün yine gelmiþler: -Bundan sonra ücretlerinizden her ay belirli miktarlarda kesinti yapýlacak. Ýtiraz var mý? Yok. Bir sonraki gün yine çýkagelmiþler: -Üretim kötüye gittiði için hepiniz asýlacaksýnýz. Ýtiraz var mý? Havaya bir el kalkmýþ: -Ýpi biz mi getirelim? KANLI HESAPLAÞMA... Beyaz Saray'da birden çatýþmalar baþlayýnca sokaða fýrladým. Kaldýðým yer üç kilometre ötedeydi. Ama silah sesleri duyulmuyordu. Sokaklardaki, otobüslerdeki insanlara baktým. Yüzlerinde olaðanüstü bir ifade görmek istercesine... Ama boþuna. Herkes kendi halindeydi. Hatta çatýþma bölgesi istikametinde sefer yapan otobüsler bile normal çalýþýyordu. Yollar kapatýlmamýþ, köprüler tutulmamýþtý. Kievski garýnýn parklarýndaki tahta sýralarda yolcu çantalarýna yaslanarak dinlenenler, sonbaharýn belki de son güzel Pazarýnýn tadýný çýkaranlar vardý. Oysa nehrin karþý yakasý toz-duman içindeydi. Ve mermi sesleri ortalýðý birbirine katýyordu. Kamyonlarla barikat kuranlarýn arasýndan sýyrýlarak ve köprüden hýzlý adýmlarla geçerek Beyaz Saray'ýn avlusundaki kalabalýða karýþtým. Bir haftadýr ancak basýn kartý ile girebildiðim alana elimi-kolumu sallayarak girmek beni de þaþýrttý. Yeltsin'in günlerdir parlamentoyu kuþatan çelik yelekli, kalkanlý milisyonerlerinden eser yoktu. Ve tam bir zafer havasý esiyordu Beyaz Saray'ýn önünde. Birkaç helikopter binanýn tepesinde keþif uçuþu yapar gibi dönüp dolanýyordu. Herkes kulaðýný transistörlü radyosuna dayamýþ, yeni haberler öðrenmeye çalýþýyordu. Ellerinde kalaþnikoflarla kamyonlara dolanlar "Haydi arkadaþlar! Sýra televizyon istasyonunda" diyorlardý. Kuþatmanýn onikinci günüydü. Sonunda çember yarýlmýþ ve parlamentoya baðlý silahlý güçler bölgedeki kontrolü ellerine geçirmiþlerdi. Yandaki kocaman Belediye Merkez Binasý zaptedilmiþ, Kremlin'e çýkan Yeni Arbat Caddesi de tutulmuþtu. Bu andan itibaren tüm dünya haber ajanslarýnýn baþ köþesine oturacak ve darbeler tarihine eklenecek olaylar böyle baþlýyordu iþte Moskova'da... Rus baþkentinde 1917'den bu yana en kanlý iç karýþýklýklar... Yeni Arbat'a doðru yürüdüm. Bir büfeden sigara aldým ve delikanlý satýcý ile tartýþtým. "Ne oluyorsa bize oluyor" dedi. Çoðunluk gibi o da hiçbir tarafý tutmuyordu. Sinemalar, tiyatrolar açýktý. Kentin en büyük sinemasý olan "Oktobýr"da "Hostes Okulu" isimli film gösteriliyordu. Serserilerin yataðý haline gelen yeraltý geçidinde amatör bir rock konseri vardý. Manej Meydaný'ndan geçip Kýzýl Meydan'a çýktým. Hiçbir yerde tank yoktu. Kremlin'de dalgalanan Rus bayraðýna baktým. Kimbilir, belki de bu akþam indirilir ve yerine yeniden Sovyet bayraðý çekilirdi. Kýzýl Meydan karanlýktý. Elektrikleri yanmýyordu. Karanlýkta birer hayalet gibi dolaþanlar hükümet arabalarýnýn girip çýktýðý Spaskiy Kapýsý'na yýðýlýyordu. Ancak kimin kimden yana olduðu belli deðildi. Ortodoks bir papaz kalabalýk arasýnda dolaþarak, "Sýký durun... Demokrasiyi koruyun" diyordu. Kapýdaki nöbetçiler anlayamadýðýmýz bir nedenle bir delikanlýyý yaka paça yere Nehrin karþý yakasý toz-duman içindeydi. Ve mermi sesleri ortalýðý birbirine katýyordu. Kamyonlarla barikat kuranlarýn arasýndan sýyrýlarak ve köprüden hýzlý adýmlarla geçerek Beyaz Saray'ýn avlusundaki kalabalýða karýþtým. Bir haftadýr ancak basýn kartý ile girebildiðim alana elimi-kolumu sallayarak girmek beni de þaþýrttý. Yeltsin'in günlerdir parlamentoyu kuþatan çelik yelekli, kalkanlý milisyonerlerinden eser yoktu. Ve tam bir zafer havasý esiyordu Beyaz Saray'ýn önünde. Birkaç helikopter binanýn tepesinde keþif uçuþu yapar gibi dönüp dolanýyordu. Herkes kulaðýný transistörlü radyosuna dayamýþ, yeni haberler öðrenmeye çalýþýyordu. Ellerinde kalaþnikoflarla kamyonlara dolanlar "Haydi arkadaþlar! Sýra televizyon istasyonunda" diyorlardý. sermiþ, dipçikle dövüyordu. Yeltsin yanlýsý bir ses, "Beni seven arkamdan gelsin" dercesine herkesi Tverskaya sokaðýndaki meydanda toplanmaya çaðýrýyordu. Ve mozole nöbetçileri, sanki ayrý bir dünyada ve olup biten herþeyin dýþýnda imiþ gibi, her zamanki sert ve kývrak adýmlarýyla nöbeti devralmaya gidiyordu. Ordunun olaylara hala müdahale etmemesi Yeltsin taraftarlarýný iyice endiþelendirmeye baþlamýþtý. Üstelik gelen haberler de oldukça kötüydü. Rutskoy'a baðlý silahlý güçlerin merkezi televizyon istasyonunu ele geçirdiði söyleniyordu. Tüm TV kanallarý gerçekten susmuþtu. Yedek bir kanaldan yayýn yapan bir tek Rusya kanalý vardý. Sonunda geceyarýsýna doðru tanklarýn haberi geldi. Yeltsin'e baðlý birlikler General Kobets'in kumandasýnda Moskova'ya girmiþti. *** Ruslar, "Pazartesileri Rusya'da büyük iþler olmaz" derler. Oysa asýl büyük olaylar 4 Ekim Pazartesi günü yaþandý Moskova'da. Ve yaþanan olaylar belleklere kanla kazýndý. Hem de kalaþnikoflarýn ve tanklarýn inadýna yine pýrýl pýrýl bir güneþ ve masmavi bir gökyüzü altýnda... Geceyarýsý kente giren tanklar önce televizyon istasyonundaki saldýrýyý geri püskürtmüþ, daha sonra da Beyaz Saray'ý kuþatmýþtý. Sabahýn erken saatlerinde köprüye yýðýlanlar canlý bir savaþ filmi seyreder gibi karþýya bakýyorlar ve sanki gördüklerine inanamýyorlardý. Beyaz Saray dumanlar ve alevler içindeydi. Havada mermiler uçuþuyor, makineli tüfek sesleri çevredeki tüm sesleri bastýrýyordu. Kimsede kör bir kurþunun kendisine de isabet edebileceði endiþesi sezilmiyordu. Bu filmi azýcýk seyrettikten sonra býkarak yarýda býrakanlar ve kendi iþine gücüne dalanlar da vardý. Hatta hiç aldýrmadan geçip gidenler bile vardý. Beyaz Saray nehir kýyýsýnda ve yüksekçe bir yerde bir kale gibi kurulu olduðu için, bu filmi çekmeye gelen TV kameramanlarýný pek zorlamadý. Mükemmel bir çekim için bundan daha uygun bir yer düþünülemezdi. Bunun için dünyanýn tüm ünlü kameralarý sabahtan akþama dek çalýþýp durdu. Parlamentonun koridorlarýnda oluk oluk kan dökülürken, tarihe unutulmaz canlý arþivler býraktý. Ve ne yazýk, demokrasilerin vazgeçilmez bir parçasý sayýlan bir parlamentonun topa tutuluþunu dünya da alkýþladý. Hem de baþta kendini demokratik rejimlerin öncüsü sayan Amerika olmak üzere... Akþama doðru sayýsýz mermiden ve toptan kapkara olan Beyaz Saray son silahlarýný teslim ederken, Moskova sokaklarýný dolaþtým. Kentin her zaman kalabalýktan geçilmeyen cývýl cývýl semtleri ilk kez bu denli sessiz ve tenhaydý. Yollarda arabalarý saymak mümkündü. Mc Donald's bile kapalýydý. Yalnýz kentin ana sokaðý olan Tverskaya'da Yeltsin yandaþlarý tarafýndan korkunç barikatlar kurulmuþtu. Sanki olasý bir tank saldýrýsýna karþý tetikteydiler. Beyaz Saray düþtüðüne ve Hasbulatov ile Rutskoy teslim alýndýðýna göre neyin nesiydi bunlar? Demek daha iþ bitmemiþti. Kimbilir, belki de birçoklarýnýn söylediðine göre herþey daha yeni baþlýyordu. Zaten bazý bölgelerden silah sesleri geliyordu hala. Ve sesler giderek Moskova'yý sarýyordu. Tverskaya sokaðýna dalýveren bir tankýn üstündeki üç askerle sohbete daldýk. Tanký kuþatan halk, askerlerin söylediklerini can kulaðý ile dinliyordu. Bir asker, "Ben Rutskoy'a saygý duyarým. Afganistan'da savaþtý, iki kez tutsak düþtü. Cesur, kahraman bir adam" deyince þaþýrýverdi herkes. Durumu kavrayan asker, "Merak etmeyin. Biz Yeltsinciyiz. Aramýzda kýzýllar yok" diye düzeltti. Yanýndaki býyýklý, sakallý baþka bir asker ise eski bir gitarý eline alýp þarký söylemeye baþladý. Ama yeraltý geçidindeki þarkýcý gibi "Ave Maria"yý deðil. Geceki televizyon haberlerine spiker Yeltsinci olsa da "Dökülen bunca kanýn üstüne mutluluk kurulamaz" sözleriyle girdi. Gün boyunca izlediðimiz canlý savaþ filmi teker teker ekrana geldi. Hasbulatov ve Rutskoy'un tutuklanýþýný yeniden ve yeniden izledik buruk bir duyguyla. Memleketin en aklý baþýnda sayýlan aydýnlarý bile ne yazýk birer birer ekrana çýkýp tutuklananlarýn kellesini istedi!

8 8 Pazar 18 Temmuz 2010 Pazar Robert Fisk: 'Biz Batýlý gazeteciler bugün iktidarýn kullandýðý dilin ortaðý haline geldik.' Son dönemde haberlerin dilini takip ediyor musunuz? Gazetecilik ve Ýsrail hükümeti yine aþk yaþýyor. Ýslami terör, Türk terörü, Hamas terörü, Ýslami Cihad terörü, Hizbullah terörü, terörle savaþ, Filistin terörü, Müslüman terörü, Ýran terörü, Suriye terörü, anti- Semitik terör... Fakat Ýsraillilere haksýzlýk yapýyorum. Onlarýn lugatý, çoðu zaman Beyaz Saray'ýn ve habercilerimizin lugatý ile ayný. Lügatlarý þöyle gidiyor: Terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör. Az önce 'terör' kelimesini kaç kez kullandým? 20 kez... Fakat 60, 100, 1000 veya milyon da olabilirdi pekâla. Bu kelimeye âþýðýz, onun tarafýndan baþtan çýkarýlýyoruz, onun saldýrýsýna, tecavüzüne uðruyoruz, ona baðlanýyoruz. Ýki heceli bir kelimede aþk, sadizm ve ölüm, prime-time cingýlý, bütün sayfalarýn manþeti, gazeteciliðimizdeki bir imlâ iþareti, bir noktalý virgül, bir virgül, en kuvvetli nokta iþaretimiz: Terör, terör, terör, terör... Her tekrar, öncelini meþrulaþtýrýyor. Mesele iktidarýn terörü ve terörün iktidarý. Güç ve terör birbiriyle deðiþtirilebilir durumda. Biz gazeteciler buna izin veriyoruz. Dilimiz sadece bayaðý bir müttefik deðil, hükümetlerin, ordularýn, generallerin ve silahlarýn diliyle tam manasýyla ortak. Ýktidar ve medya sadece gazetecilerle siyasetçiler, editörlerle baþkanlar arasýndan su sýzmamasýyla alakalý deðil. Sözümona þerefli habercilerle Beyaz Saray, Dýþiþleri ve Pentagon arasýnda, Britanya Baþbakanlýðý, Dýþiþleri ve Savunma Bakanlýðý arasýnda veya ABD'yle Ýsrail arasýnda yürüyen iktidar aðýnýn parazitçe-geçiþmeli iliþkisinden ibaret de deðil. Batý baðlamýnda iktidar ve medya, kelimelerin kullanýmýyla, ifadelerin ve kökenlerinin devreye sokulmasýyla ilgilidir. Ve tarihin yanlýþ kullanýmýyla, tarihe dair cehaletimizle. Bugün biz gazeteciler her zamankinden daha çok iktidar dilinin esirleri haline geldik. Sebep artýk semantiðin umurumuzda olmamasý mý? Bilgisayarlarýmýz yazýlarýmýzý 'tashih edip' gramerimizi 'düzelttiði' ve böylece cümlelerimiz çoðu zaman muktedirlerinkiyle aynýlaþtýðý için mi? OSLO'NUN NESÝ 'TARÝHÝ'YDÝ? Son 20 yýldýr ABD ve Britanya (yaný sýra Ýsrail ve Filistin) liderlikleri 'barýþ süreci' ifadesini, ABD ve Ýsrail'e iþgal altýndaki bir halka hangi toprak kýrýntýlarýnýn verileceðini belirleme imkâný sunan umutsuz, yetersiz, onursuz bir anlaþma için kullanýyor. Oslo'daki gizli teslimiyetlerin hukuki zemini bulunmayan bir komplo olduðunu nasýl çabuk unutuyoruz. Bu akla ziyan ve ikiyüzlü anlaþmayý (ki içinde mülteciler, sýnýrlar, Ýsrail kolonileri, hatta takvimler vardý) mühürleyen þey Beyaz Saray'ýn onayýydý. Ve o anlaþma, müzakere edilemez hale gelene dek ertelenecekti. Bill Clinton'ýn Kuran'dan alýntý yaptýðýný ve Arafat'ýn tercih ettiði ifadelerin, "Teþekkürler, teþekkürler, teþekkürler Sayýn Baþkan" olduðunu ne çabuk unuttuk. Sonrasýnda bu saçmalýða ne dedik? Evet, 'tarihi bir an!' idi. Tarihi miydi gerçekten? Arafat'ýn anlaþma için ne dediðini hatýrlýyor musunuz? "Cesurlarýn barýþý." Fakat bir tekimizin de çýkýp, 'cesurlarýn barýþý' ifadesinin Batý baðlamýnda medya, sadece gazetecilerle iktidarýn arasýndan su sýzmamasýyla deðil, kelimelerin ve tarihin kullanýmýyla da ilgilidir. Biz Batýlý gazeteciler bugün iktidar dilinin ortaðý haline geldik. Siyasetin ifadelerine balýklama atlýyoruz, 'terör' lafýný her yere sýkýþtýrmaya bayýlýyoruz. Ýþgale 'ihtilaf', duvara 'çit', onursuz bir anlaþmaya 'barýþ süreci' diyoruz. Sanki ölümcül olmayan bir katliam mümkünmüþ gibi soykýrýma 'ölümcül katliamlar' denebiliyor. Gazze filosu olayýnda, hiç kimse ABD ve Britanya'nýn 1948'de kuþatýlmýþ Berlin'de aç bir halka gýda ulaþtýrmak için hava köprüsü kurduðunu hatýrlatmadý. Fakat okurlar ve izleyiciler aptal deðil. Okuduklarýnýn Pentagon ve Ýsrail'den duyduklarýnýn uzantýsý olduðunu, hükümet dilinin gerçeði gizlediðini biliyorlar... Cezayir savaþýnýn sonlarýna doðru General de Gaulle tarafýndan kullanýldýðýna dikkat çektiðini hatýrlamýyorum. Fransa Cezayir'deki savaþý kaybetti. Bu olaðanüstü ironiyi es geçtik. Bugün yine ayný terane. Biz Batýlý gazeteciler Afganistan'daki neþeli generallerimizin haberlerini yapýyoruz; savaþýn 'zihinleri ve kalpleri' kazanma kampanyasýyla kazanabileceðini söylüyorlar. Kimse sormuyor: Vietnam savaþýnda Vietnamlý sivillere dair kullandýðýmýz ifade tam da bu deðil miydi? Ve biz (yani Batý) Vietnam'daki savaþý kaybetmedi mi? ABD ordusundan devþirdiðimiz kelimelere bakmanýz yeter. Biz Batýlýlar 'düþmanlarýmý-zýn' alýþýlandan daha çok bomba patlattýðýný gördüðümüzde, buna 'þiddette fýrlama' diyoruz. Ah evet, 'fýrlama'! 'Fýrlama' kelimesini bu baðlamda ilk kullanan kiþi, 2004'te Baðdat'ta görev yapan bir tuðgeneral. Ancak artýk biz de bu ifadeyi kullanýyoruz, bizim kavramýmýzmýþ gibi, bizim keþfimizmiþ gibi her yere sokuþturuyoruz. Oysa Pentagon'un bizim için yarattýðý bir ifadeyi kullanýyoruz. Bir fýrlama, ani iniþ ve çýkýþý içerir. 'Þiddette fýrlama', 'þiddette artýþ'ýn iþaret ettiði uðursuzluðu taþýmaz; artýþýn hemen iniþe geçmesi mümkün olmayabilir. Bu arada 'barýþ süreci' çöküverdi. Bunun üzerine liderlerimiz (veya pek sevdiðimiz tabirle 'kilit aktörler') onu tekrar iþler kýlmaya çalýþtý. Süreç 'tekrar rayýna oturtulmalýydý'. Bir tren söz konusuydu. Vagonlar raydan çýkmýþtý. Bu terimi ilk Clinton yönetimi kullandý, ardýndan Ýsrailliler, sonra da BBC. Fakat 'barýþ süreci' tekrar tekrar 'rayýna oturtulurken' bir sorun vardý: Bir türlü rayda durmuyordu. Böylece bir 'yol haritasý' imal ettik. Haritayý Ortadoðu Dörtlüsü yürütüyor, öncülüðünü Tony Blair yapýyor ve biz o Blair'e 'barýþ temsilcisi' diyoruz. Fakat 'yol haritasý' iþlemiyor. Þimdiyse o eski 'barýþ süreci' medyaya geri dönüyor. Ay baþýnda CNN'de 'uzman' denilen o yaþlý sýkýcý dar kafalýlardan biri bize 'sürecin tekrar rayýna oturtulduðunu', zira Ýsraillilerle Filistinliler arasýnda 'dolaylý görüþmeler' baþladýðýný anlatýyordu. Bu sadece kliþelerle ilgili deðil; bu akla ziyan gazetecilik. Medyayla iktidar arasýnda hiçbir savaþ yok; dil aracýlýðýyla biz, yani medya, onlara dönüþtük. 'RAKÝP ANLATILAR'DA ADALET DEVREDIÞI Bir medya ödlekliði örneði daha vereyim. Birçok analizde Ortadoðu'da üstesinden gelmemiz gereken þeyin 'rakip anlatýlar' olduðu söyleniyor. Oh ne ala! Ortada adalet yok, adaletsizlik yok, farklý hikâyeler anlatan bir avuç insan var. Bu ifade, (sözgelimi Ortadoðu'da) bir grup insanýn iþgal edildiði, diðer grubunsa iþgal ettiði ihtimalini ortadan kaldýrýyor. Adalet yok, adaletsizlik yok, zulüm veya zalim yok, sadece bazý dostane 'rakip anlatýlar' var, ve her iki tarafa hikâyelerini anlatmalarý için eþit zaman tanýnmalý. Böylece bir 'iþgal', bir 'ihtilaf' haline geliyor. Bir 'duvar', 'çit' veya 'güvenlik bariyeri' haline geliyor. Böylece Ýsrail'in Arap topraklarýný, uluslararasý hukuk hilafýna sömürgeleþtirmesi, 'yerleþimler' veya 'ileri karakollar' ya da 'Yahudi mahalleleri' haline geliyor. 'Rakip anlatýlar'ýn nasýl tel tel döküldüðüne dair bir örnek vermek isterim. Nisanda Toronto'da, Ermeni soykýrýmýnýn (1.5 milyon Ermeni'nin Osmanlý ordusu ve milislerince kasten kitlesel olarak öldürülmesi) 95. yýldönümü vesilesiyle bir konferansa katýldým. Konuþmamdan önce Kanada Televizyonu CTV'yle söyleþi yaptým. Kanada'da kalabalýk bir Ermeni toplumu yaþýyordu. Fakat Toronto'da da kalabalýk bir Türk toplumu vardý. CTV'nin sahibi olduðu Globe and Mail gazetesinin sürekli dediði gibi, Türkler bunun soykýrým olduðuna 'hararetle itiraz' ediyordu. Muhabir soykýrýma 'ölümcül katliamlar' dedi. 'Soykýrým' diyemiyordu, çünkü Türkler öfkelenecekti. Sadece 'katliamlar' demenin de (bilhassa arka planda ölen Ermenilerin korkunç resimleri varken) 1.5 milyon insanýn öldürülmesini tarif etmek için hiç kâfi olmadýðýný hissediyordu. Bu yüzden 'ölümcül katliamlar' diyordu. Ne büyük saçmalýk! 'Ölümcül' katliamlar varsa, kurbanlarýn sað salim yürüyüp gidebildiði 'ölümcül olmayan' bazý katliamlar da mý var? GERÇEK 'YABANCI SAVAÞÇILAR' KÝM? Batýlý muhabirlerin kim bilir kaç kez Afganistan'daki 'yabancý savaþçýlar'dan söz ettiðini duydum. Elbette ki Taliban'a yardým ettiði söylenen çeþitli Arap

9 18 Temmuz 2010 Pazar Pazar 9 gruplarýna atýfta bulunuyorlar. Irak'ta da ayný hikâyeyi duyduk. Generaller onlara 'yabancý savaþçýlar' diyordu. Batýlý gazeteciler olarak bizler de hemen aynýsýný demeye baþladýk. 'Yabancý savaþçýlar' onlarýn iþgal gücü olduðu anlamýna geliyordu. Tek bir anaakým Batýlý televizyon kanalýnýn da çýkýp Afganistan'da 150 bin 'yabancý savaþçý' olduðu ve hepsinin de Amerikan, Britanya ve baþka NATO üniformalarý giydiði gerçeðinden söz ettiðini bir kez olsun duymadým. Þimdi tarihe bakalým. Liderlerimizin çoðu 2. Dünya Savaþý'na bayýlýr. 2003'te ABD baþkaný George W. Bush eski Britanya baþbakaný Winston Churchill olduðunu sandý. Doðru, Bush Vietnam savaþýný Teksas semalarýný koruyarak geçirmiþti. Fakat 2003'te o artýk, 'Dicle'nin Hitler'i' Saddam'la savaþý istemeyen 'tavizcilere' karþý göðsünü siper eden liderdi. 1938'deki tavizcilerse, Nazi Almanyasý'yla savaþmak istemeyen Britanyalýlardý. Elbette Blair de Churchill'in ceketini prova etmekten geri kalmadý. Ona göre ABD Britanya'nýn en eski müttefikiydi; gerek Bush gerek Blair ihtiyaç anýnda, yani 1940'ta iki ülkenin omuz omuza mücadele ettiðini hatýrlatýyordu. Fakat hiçbiri doðru deðildi. Britanya'nýn en eski müttefiki ABD deðil, Hitler öldüðünde bayraklarýný yarýya indiren, savaþýn tarafsýz faþist devleti Portekiz'di. ABD, Hitler'in iþgal tehdidi savurup Londra'yý bombaladýðý 1940'ta ihtiyaç duyduðunda Britanya'nýn yanýnda savaþmýþ da deðildi. ABD 1940'ta kârlý bir tarafsýzlýðýn keyfini sürüyordu ve Japonya Pearl Harbour'a saldýrana dek savaþa katýlmadý. Benzer þekilde, 1956'da Britanya baþbakaný Anthony Eden Mýsýr lideri Cemal Abdül Nasýr'a 'Nil'in Mussolini'si dedi. Vahim bir hata. Araplar Nasýr'ý seviyordu. Britanya basýný Mussolini paralelliðine itiraz etmedi veya sorgulamadý. Ve 1956'da Süveyþ'te ne olduðunu hepimiz biliyoruz. Ýþ tarihe gelince, biz gazeteciler siyasetçilerin bizi gütmesine izin veriyoruz. Ancak yeni semantik savaþýmýzýn, iktidarýn dilini kulanmamýzýn en tehlikeli tarafý þu: Bizi okurlardan tecrit ediyor. Ýnsanlar aptal deðil. Birçok durumda kelimeleri anlýyorlar, korkarým ki bizden daha iyi anlýyorlar. Keza tarihi de. Kelimelerimizi generallerden ve baþkanlardan, sözüm ona seçkinlerden, Brookings Enstitüsü veya Rand Corporation uzmanlarýnýn kibrinden devþirdiðimizi biliyorlar. Ýki haftadýr insani yardým görevlileri veya 'eylemci teröristler' aç Gazzelilere gýda ve ilaç ulaþtýrmaya çalýþýrken, biz gazeteciler okurlarýmýza ABD ve Britanya'nýn yýllar önce kuþatýlmýþ bir halka nasýl gýda ve yakýt ulaþtýrmaya çalýþtýðýný hatýrlatmalýydýk. O nüfus, acýmasýz bir ordu tarafýndan aç býrakýp boyun eðdirmek amacýyla dikenli telle kuþatýlmýþtý. Ordu Rus ordusuydu. Kent Berlin'di. O insanlarý kurtarmak için Berlin'de hava hattý oluþturduk. Þimdi Gazze'ye bakýn: Batýlý gazeteciler 1948 Berlin'ini bir kez aðzýna alýyor mu? NE OKUYOR VE NE DÝNLÝYORUZ? Ýsrail askerlerine karþý koyduklarý anda 'silahlý eylemcilere' dönüþüveren 'eylemciler'. Lügatý bozmaya nasýl cüret ederler? Cezalarý belliydi. 'Teröristler'e dönüþtüler. Ve Ýsrail baskýnlarý 'ölümcül' baskýnlar haline geldi. Bu örnekte, 'ölümcül' CTV'dekinden daha affedilebilir - Türkiye kökenli dokuz kiþi, 1.5 milyon Ermeni'den sayýca biraz daha az. Fakat ilginç olan, Ýsraillilerin aniden dünyayý Ermeni soykýrýmý hakkýnda bilgilendirmeyi istemesi; bugüne dek utanç verici biçimde Türkiye'nin inkârýndan yana saf tutmuþlardý. Bu durum, birçok meslektaþýmýz arasýnda anlaþýlýr bir heyecaný tetikledi. 20. asrýn ilk soykýrýmýndan söz etmek konusunda hep sývýþan gazeteciler, birden bundan söz edebilir hale geldi. Ýsrail'in yeni keþfettiði tarih meraký konuyu meþru kýldý, ancak haberlerin neredeyse hepsi gerçekte ne olduðunu açýklamadan kaçýnmayý becerdi. Peki Ýsrail baskýný neye dönüþtü? 'Kaþ yaparken göz çýkaran' (Ýngilizce, botched) bir baskýna. Kaþ yaparken göz çýkarmak da pek sevdiðimiz bir ifade. Almanca kökenli 'bocchen' kelimesinden gelir, ki anlamý 'tamir ederken berbat etmek'tir. Ve gazetecilik lügatý danýþmanlarýmýz anlamýný deðiþtirene kadar bu anlamýný koruduk. Öðrenciler sýnavý 'berbat eder'. Bir kumaþ parçasýný 'berbat edebiliriz'. Fakat þimdi bir askeri operasyonu 'berbat ediyoruz'. Bu bir facia deðildi. Bir felaket deðildi. Sadece bazý Türkler öldürülüverdi. ÝÞÝMÝZÝ KAYBETMEKTEN KORKUYORUZ Ýktidarýn dilini nasýl kýrarýz? Bizi öldürüyor, bu kesin. Bence okurlarýn yüzlerini 'anaakým' basýndan internete dönmesinin bir sebebi bu. Ýnternet özgür olduðu için deðil, okurlar yalan söylendiðini bildikleri için, okuduklarýnýn Pentagon veya Ýsrail'den duyduklarýnýn uzantýsý olduðunu, kelimelerinizin hükümet tescilli bir dil olduðunu, hakikati gizlediðini ve bizi büyük Batý hükümetlerinin siyasi ve askeri müttefiki yapmayý amaçladýðýný biliyorlar.çeþitli Batý gazetelerindeki birçok meslektaþým, yeni gazeteciliðin yalan gerçekliðine, iktidar-medya aðýna tutarlý þekilde itiraz ederlerse iþlerini kaybetme riskine girecektir. Gazze faciasý sýrasýnda kaç haber kuruluþu, Berlin ablukasýný delen hava hattýnýn görüntülerini vermeyi akýl etti? BBC verdi mi mesela? Yok caným! 'Rakip anlatýlar'ý tercih ediyoruz. 'Barýþ süreci'ne ve 'yol haritasý'na inanýyoruz. Filistinlilerin etrafýndaki 'çit' býrakýn kalsýn. Býrakýn 'kilit aktörler' meseleyi çözsün. Ve tüm bunlarýn neyle ilgili olduðunu da unutmayýn: "Terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör, terör." (Yazarýn 21 Haziran 2010'da "The Independent" yayýmlanan yazýsýnýn özet çevirisidir)

10 10 Pazar 18 Temmuz 2010 Pazar Halil AÐA TUTKULU TURBO -Yanýnda bir sürü þey yazan arabalar görüyorum sýkça. Ýngilizce terimler, çýlgýn logolar. Anladýðým kadarýyla bunlarýn bir çoðu arabanýn daha gümbürtülü bir sesle gitmesini saðlýyor. Yani, arabanýn sesini artýrarak diðer insanlarýn sövmelerini artýyor ve böylece araba üzerinde bir karma oluþuyor. Vasat malzemeye sahip hýzlý ve bol yazýlý araba da oluþan kötü karmanýn etkisinin tersine çevrilmesiyle daha uzun süre hayatta kalýyor. Teorim bu. Sýcaklarla alakalý farklýlýklar olabilir fakat genel görüþüm bu. Ters dönüþümlü, teneke karmasý. -Turbo iyiydi. Net ve temizdi. Turbo yani. Kime 'Turbo' desen hýz ile alakalý olduðunu anlar. Turbo gerçekten iyiydi. Gerisi çok akýl karýþtýrýcý. Üstelik bu TURBO arabayla sýnýrlý kalmadý. Plaj terliði, tükenmez kalem, tshirt ve hatta güneþ gözlüðü kenarýnda bile yer aldý. -Gözlüðün ne marka? -Turbo! -Hmm. Turbo ha... O zaman iyiymiþ... -Tipeks sanki hep lisede kalmýþ gibi geliyor bana. Belki o yýllar altýn dönemini yaþadýðýndan, belki de oyalanacak çok þey bulamadýðýmýzdan gözümüzde büyütmüþtük tipeksi. Kalem, silgi,kalemtraþ istenirdi arkadaþtan da tipeks istenmezdi pek. Çünkü, tipeks ailenin Avrupa görmüþ bireyi gibi bir þeydi. Arada Ýngilizce'ye dili kaçan modellerden. Eyy tipeks sana deðer vermiyoruz artýk, kurtulduk senden. Zaten sýraya adýmýzý yazmaya yarardýn en çok, artisliðe hiç gerek yok. -Kalem tipeksi de unutmadým. Uyduruk, pahalý, iþe yaramaz þey. Ne adýný yazabilirsin masaya, ne de saðlam birþey silebilirsin defterden. -Arada özlü söz çýkarasým gelir ya yine çýkardým. Fakat bu sýcaklarda sizleri daha da bunaltmak amacýyla özlü sözün, özlü bir de açýklamasýný yapmak istiyorum izninizle. Özlü sözüm; -Olucuysa saðlam temeller, olucu deðilse kaliteli ürünler. Burada anlatýlmak istenen olasý bir iliþkinin baþlangýç periyodunda (2-5 ay) veya geliþme döneminde (6-8 ay) aktif hale getirilmesi gereken bir düþünce biçimidir. 2 ay öncesinde uygulandýðýnda kiþiyi fazladan basit gösterebileceðinden kaçýnýlmasý gerekmektedir. 8 ay sonrasý için ise, alan almýþ satan satmýþ durumu geçerli olduðundan giriþimlerin baþarýsýzlýkla sonuçlanma ihtimali yüksektir. Eðer iliþkinin ilerisi için umudu varsa adým adým ilerlemeli ve sevgili Ayþen Gruda'nýn da dediði gibi 'göster ama elletme' tekniði uygulanmalýdýr. Ha, baktýn bu iliþkinin geleceði yok, o zaman karþý tarafý bir oyuna getirip lüks bir elbise, bir cep telefonu veya benzeri bir þey aldýrma eðilimine gidilmelidir. Böylece benim vaktim boþa gittiydi, aman efendim ona çok deðer verdiydim demek yerine yepyeni iphone'unuzda þarký, türkü dinleyebilirsiniz. Tercih sizin. -Tarkan'ýn bir albümü de ertelenmesin sayýn ilgili. Heyecanlanýyoruz, hooppp Temmuz içinde ama günü belli deðil diyorsunuz. Sabýr. -Kendisine aþýrý hayranlýðým olduðundan konuya taraflý bakacaðýmý düþündüðümden yaklaþýk 1 ay kadar yazmadým. Ama, tarafsýz olarak da baktýðýmda durum ayný. Google yeryüzündeki en insancýl þirket. Halkçý denebilir, çalýþan dostu denebilir, ileriye gidilip sosyalist denebilir, ne denirse densin. Çalýþanlarýna bedava gýda yardýmý, çamaþýr yýkama servisi, 5 ay ücretli doðum izni gibi güzellikleri olan Google'un son olayý ise bambaþka. Amerika kanunlarýna göre, özel saðlýk sigortasý yapýlan bir çalýþan evli ise, eþi de bu imkandan ve vergi indirim hakkýndan faydalanabiliyor. Ortalama 700 kiþi olan eþcinsel çalýþanýnýn maðdur olmamasý amacýyla Google tüm eþcinsel çalýþanlarýna her yýl 1000 dolar ekstradan maaþ ödeyecek. Eþitlik böyle bir þey olsa gerek. -Ayna'nýn gözlüklüsü Cemil ile 'Cilveloy' þarkýsýyla ün yapmýþ Destan grubu bir ara birleþmiþlerdi. Olay açýklamalarla, yer yerinden oynayacak gibi kliþelerle reklamý yapýlan albümleri kötünün ötesindeydi. Ýþte ben o kötü albümü ve þarkýlarý arýyorum ama bulamýyorum. Koca Google bile bulamýyor. Duyan, gören haber versin. Tarkan'ýn albümü çýkana kadar kötü müzik dinleyesim var. -Google ile alakalý 'Levent Kýrca mod'u da açalým, tam olsun. 'Google a bak, bir de bize bak. Dünya nerelere gidiyor. Kafalarý deðiþmek lazým'. Sevgiler Kýrca, sevgiler zihinlerimizi yok eden düzlük. -Çok güzel insanlarýn rol aldýðý dizileri izleyen, çirkin insanlar olma yolunda ilerleyen bir kalabalýk var. 1 tane tamam, 2 tane tamam ama yýðýnlarca güzel insaný geceler boyunca görmek ciddi psikolojik sorunlar yaratýyor. Kendini güzel zannetme, zengin hayatýna özenme ve en kötüsü, dizideki insanlarýn yaþadýðý gibi bir aþk hayal etme. He, caným oldu. Ýþe gidecen, iþten gelecen, yemek yedikten sonra koltuða yýðýlacan yani en sonunda. Yok öyle tutkulu aþk falan. -Tutkulu aþk de ne ayýp geldi þimdi kulaða. Resmen ayýplýk.

11 18 Temmuz 2010 Pazar Pazar 11 Miraz Bezar: 'Asýl kurtlar vadisi Diyarbakýr'dý..." 'Biliyorsunuz ki, bu adam kocanýzý götürdü akþamleyin. Mahkemeye gidiyorsunuz, buydu diyorsunuz ve siz ceza yiyorsunuz. Böyle sahipsiz bir halktan bahsediyoruz.' "Min Dit" Diyarbakýr'da annesi, babasý ve teyzesi JÝTEM tarafýndan öldürülen üç çocuðun hayatta kalma mücadelesini anlatýyor. Bizim anlattýðýmýz dönemin tanýðý olanlar inanýlmaz korkular içinde yaþadý. Bunu anlamaya çalýþmamýz lazým. 90'larda Diyarbakýr, Batman, Nusaybin nereye giderseniz gidin sokaða çýktýðýnýzda ensenizden birisi sizi vurabilirdi. Birisi vurulduðunda akrabalarý onu gelip alamýyordu. Asýl orasý kurtlar vadisiydi. Kurtlar sizi yiyordu. Maðdur edilen bir halk, her gün beni de bulabilir diye ölüm korkusuyla yaþadýðý için yanýndakileri göremez hale gelir. Köyü yakýlanlar göçe zorlanýyor. Geliyor kentin varoþunda yaþýyor. Günde iki milyon kazanamýyor. Ve ondan sonra siz ona diyorsunuz ki sen duyarsýz olmuþsun. Bu olmuyor iþte. Filmdeki çocuklarýn annesi babasý yok ediliyor. Teyzeleri onlarla yurtdýþýna kaçmak isterken yok ediliyor. Dedeleri Stockholm'de. Bölgede bir sürü aile parçalanmýþ. Bu savaþ sadece daðda yaþanmadý. Psikolojik bir savaþ da yürütüldü ayný zamanda. Cumartesi Anneleri, Ýstanbul'un göbeðinde benim oðlum kayýp dediðinde, polisler onlarý copladý. Birçok insan bunun yalan olduðunu varsaydý. Þimdi yavaþ yavaþ baþka sesler, cýzýrtýlar çýkmaya baþladý. Bu film de o cýzýrtýlardan biri. "Göremiyorum artýk" diyor. O kadar çok baský gördük ki, artýk göremiyorum. Kör oldum. Yaþadýklarýmýz o kadar acý þeyler var ki, artýk ben sadece kendimi görüyorum. Ve yanýmdakini göremez hale geldim." Bu sadece Kürtler deðil, hepimiz için geçerli. * JÝTEM'i bir Kürt yönetmen belirli korkulardan ötürü direkt anlatmazdý. Ben faili meçhulleri doðru dille, açýklýkla, direkt anlatmak zorundaydým. Kürt milliyetçiliði yapmak deðil, yaþanan vahþetin adýný koymaktý önemli olan. Diyarbakýr sivil polislerle, ajanlarla, JÝTEM'in elemanlarýyla dolu bir kent. Diyarbakýr'daki insan, onu maðdur edeni görüyor, biliyor. Ama bir þey yapamýyor. Maðdur olanla, maðduriyeti yaratanýn iç içe yaþadýðý bir kent. Mesela siz biliyorsunuz ki bu adam benim kocamý götürdü akþamleyin. Mahkemeye gidiyorsunuz, diyorsunuz ki buydu. Ve kim ceza yiyor? Siz ceza yiyorsunuz. Ýftira atýyorsunuz diye. Devlet size dava açýyor bu sefer. Böyle sahipsiz bir halktan bahsediyoruz. Belki sert ifade ama bir halk öldürülüyor. Öldürülme, sadece silahla olmaz. Asimilasyonla olur, onun dilini yasaklamayla olur. Yarýn öbür gün dili yoksa kültürü yoksa o zaman o halk da yoktur. Filmin sonunda çocuklar hýrsýzlar çetesiyle Ýstanbul'a geldi. Hiç umut yok mu onlar için? Yok. O nesil için umut yok. Çünkü o nesil kaybedildi. Onlarý nasýl rehabilite edebilirsiniz ki? Ya daða çýkýp içinde kin besleyecek, ya hýrsýzlýða devam edecek. Köylerinden göç ettirilmiþ insanlar bugün bizzat devlet eliyle köylerine geri yerleþtirilmek zorunda. Çünkü o onu oradan göç ettirmiþtir. O topraklarý korucular aldý ve geri vermiyorlar. O boþaltýlan köyler artýk korucularýn ellerinde. O insanlarý devlet istese bile götüremiyor þu an. *Miraz Bezar, Aðrýlý bir Kürt. Almanya'da yaþýyor. Berlin Film Akademisi'nde yönetmenlik eðitimi aldý. Yönetmenliðini yaptýðý Kürtçe çekilen ilk film olan "Min Dit" (Ben Gördüm), uluslararasý pek çok festivalde ödül kazandý. TANIDIK CESETLER Alman araþtýrmacý ve anatomi uzmaný Dr. Günther von Hagens'in 'Body Worlds Original' sergisinden bir fotoðraf. Gerçek insan ve hayvan bedenleri özel bir kimyasal sistemle dondurulmuþ. Dünyanýn pek çok ülkesini dolaþan sergi, her durakta çok tartýþýldý. Alman araþtýrmacý Hagens'in 'plastinasyon' yöntemi ile 'çürümez' hale getirdiði 200'den fazla beden parçasýnýn sergilendiði 'Body Worlds'de kas, damar ve organlar, yaþayan vücudun içinde olduðu gibi, bozulmamýþ duruyor. Þu anda Ýstanbul'da olan sergiyi ziyaret edenler farklý tepkiler veriyor. Bedenini böyle bir sergi için baðýþlamak isteyenler de var, istemeyenler de. Serginin kuralý þu: Baðýþlanan gövdelerin kimlikleri açýklanmýyor. Dolayýsýyla bu herhangi birinin, tanýdýðýnýz, bildiðiniz birinin gövdesi olabilir. Þu sidik torbasýný gördüðünüz, eklemlerinin içine baktýðýnýz, büzüþmüþ yumurtalýklarýný izlediðiniz, uzun uzun beyninin içini ve göðüs kafesini seyrettiðiniz adam arkadaþýnýz, sevgiliniz, amcanýz ve pekâla sanat ve bilim âþýðý bir baþbakan da olabilir. Ve çöküyor iþte, otuz iki diþ sýrýtýyor, soyulmuþ derisini elinde tutuyor. Kendinizi böyle hayal edebiliyor musunuz? Omurganýz çýkarýlmýþ, deriniz ellerinizde. Anlamlý olan ne varsa yaþarken anlamlý, sonrasý aslýnda tam bir komedya. Komik de deðil ayrýca pazar KritiK pazar KritiK...

12 Fotoðraf: Mustafa ERKAN Darbe, harekât, kurtarma Adý üstünde Temmuz: Kaybedilmiþ bir dava Kazanýlmýþ pasaklý bir koltuk Kendi çöplüðünde bile ötemeyen mýymýntý horozlardan Bir þafak vaktinde Mücadele niyetine dualar dinlediniz Adý üstünde Temmuz: Düþ olamadan Kâbusa dönüþen angarya faize özdemirciler Pazar Sahibi: AFRÝKA Yayýncýlýk Limited Editör: Faize ÖZDEMÝRCÝLER Dizilip Basýldýðý Yer: AFRÝKA Yayýncýlýk Limited Tesisleri Matbaa Teknikeri: Bünyamin NAZÝK Görsel Tasarým: Erdem YORGUNOÐLU Web sayfasý:

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. Ahmet, Beril, Can, Deniz ve Ergün bir çift zar atýyorlar. Ahmet Beril Can Deniz Ergün Attýklarý zarlarýn toplamýna bakýldýðýna göre, en büyük zarý kim atmýþtýr?

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin. Uður Tok Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Cuma, 06 Haziran 2008 Besteciler.org ÇOK SEVMÝÞSÝN Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek söyleyemem. Ýþlerin paylaþýmý yüzünden aramýzda hep kavga

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý TEST 2 Sözcük - Sihirli Sözler 2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? Vaktiyle bir kaplumbaða ve iki kaz arkadaþý vardý. Birlikte bir gölde yaþarlardý. Gel zaman

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýda verilen iþlemleri sýrayla yapýp, soru iþareti yerine yazýlmasý gereken sayýyý bulunuz. A) 7 B) 8 C) 10 D) 15 2. Erinç'in 10 eþit metal þeridi vardýr. Bu metalleri aþaðýdaki

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

============================================================================

============================================================================ 5\'inci Lastik Her Zaman Gerekli!! Gönderen : papatya54-04/11/2009 10:45 "Dönen tekerlek zaferi müjdeler"sözünü askerlik yapmýþ olanlarýmýz hatýrlar sanýrým; ulaþtýrma tabur yada bölüklerinde yazýlý geldi

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi. O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi. Çünkü fýrtýna olacaksa okullarýn tatil edilmesi kesin gibi

Detaylı

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not 1. Anne Özlemi Ýlkbaharýn tatlý güneþi, Yeþilbað köyünde bütün çatýlarý, avlularý, tarlalarý, dað yollarýndaki keçileri ýsýtmaya baþlamýþtý yine. Tuna bu köyde yaþayan çocuklardan biriydi. Ablasý Suna

Detaylı

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B) Sosyal Bilgiler BİZ VE DEĞERLERİMİZ Hece ve Harf Bilgisi Sözlük Sırası Sözcükte Anlam Konu Kavrama Testi - 1 Ayþe nin gözleri, gördükleri karþýsýnda iri iri açýlmýþtý. Bu okul kocamandý. Köydeki eski okuluna

Detaylı

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý CEBÝRSEL ÝFADELER ve DENKLEM ÇÖZME Test -. x 4 için x 7 ifadesinin deðeri kaçtýr? A) B) C) 9 D). x 4x ifadesinde kaç terim vardýr? A) B) C) D) 4. 4y y 8 ifadesinin terimlerin katsayýlarý toplamý kaçtýr?.

Detaylı

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim Ebru Yiðit x Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Cuma, 07 Eylül 2007 Besteciler.org Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN Tek aþkýn

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ Ders Adý Bölüm Sýnav DAF No. MATEMATÝK TS YGSH YGS 04 DERSHANELERÝ Konu TEMEL KAVRAMLAR - III Ders anlatým föyleri öðrenci tarafýndan dersten sonra tekrar

Detaylı

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR FÝYATI: Okuyana Beleþ OFSAYT 2 Þinasi ile HAYATIN ÖTE YANI HAFTANIN SORUSU Devane den MURTAZA Yav Þinasi Aðabey, bu CHP de Saim Topgül

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 1. Fasikül TEMA 5 Hayal Gücü TEMA 6 Eðitsel ve Sosyal Etkinlikler r, ýt lý z. Sa ma k l ra atý a S l O ek t Se ek T T ... Ýçindekiler 5. TEMA: HAYAL GÜCÜ Açelyanýn Bir Günü Harf Hece Test 1 Kelime Test

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Kulplar taktım sicimden, Boyadım bakır gibi; Doldurdum

Detaylı

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Güleç bir yüzle, Kýzým Özlem! Neredesin? diye seslendi. Sesi yumuþak,

Detaylı

A D H I G B C E F 75 lik servis arabasý 100 lük servis arabasý 120 lik servis arabasý 140 lýk servis arabasý 210 luk servis arabasý Çocuk arabasý 25 lik A B C D E F 730 840 780 900 990 560 640 730 690

Detaylı

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma Ýçindekiler 1. FASÝKÜL 1. ÜNÝTE: ÞEKÝLLER VE SAYILAR Nokta Düzlem ve Düzlemsel Þekiller Geometrik Cisimlerin Yüzleri ve Yüzeyleri Tablo ve Þekil Grafiði Üç Basamaklý Doðal Sayýlar Sayýlarý Karþýlaþtýrma

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu. ünite1 Sözcükte Anlam Türkçe 1. TEST 1 k e l e b e k o v a ç i ç e y d a l g a a u m ü z i k e n a k a ð ý t Bulmacada aþaðýda ý verilen sözcüklerden hangisi kullanýlmamýþtýr? 3. Aþaðýdaki altý çizili

Detaylı

RÝYA, RÝYAKAR VE;DEMOKRASÝ DÝYE DÝYE DEVLETÝ YIKMAK!

RÝYA, RÝYAKAR VE;DEMOKRASÝ DÝYE DÝYE DEVLETÝ YIKMAK! RÝYA, RÝYAKAR VE;DEMOKRASÝ DÝYE DÝYE DEVLETÝ YIKMAK! Onaylayan mkm Pazar, 09 Ekim 2011 www.alucra.biz RÝYA, RÝYAKAR VE; DEMOKRASÝ DÝYE DÝYE DEVLETÝ YIKMAK! Önce Riya. Gelin, her zamanki gibi, hep beraber

Detaylı

Texas\'lý Klasikçilerin Vazgeçilmez Aksesuarý \"Sýðýr Boynuzu \" Gönderen : papatya54-29/12/ :31

Texas\'lý Klasikçilerin Vazgeçilmez Aksesuarý \Sýðýr Boynuzu \ Gönderen : papatya54-29/12/ :31 Texas\'lý Klasikçilerin Vazgeçilmez Aksesuarý \"Sýðýr Boynuzu \" Gönderen : papatya54-29/12/2010 13:31 Teksas, Amerika Birleþik Devletleri 'nin güneyinde yer alan bir eyalet. Baþkenti Austin'dir. Yüzölçümü

Detaylı

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR FÝYATI: Okuyana Beleþ Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz Yýlýn Bürokratý 90.00 Yýlýn Ýþadamý 95.00

Detaylı

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI BASIN AÇIKLAMALARI Egemenler Arasý Dalaþýn Yapay Sonucu Zamlar EKONOMÝK KRÝZ VE ETKÝLERÝ 6 Aðustos 1945'te Hiroþima'ya ve 9 boyutu bulunmaktadýr. Daha temel nokta Aðustos 1945'te Nagasaki'ye

Detaylı

============================================================================

============================================================================ SATILIK 56 CHEVY Gönderen : Turgay - 16/01/2008 02:15 Arkadaþlar satýlýk bir 56 chevy resmi buldum ama çeþitli nedenlerden dolayý burada yayýnlamak istemiyorum. Ýlgilenen arkadaþlar buraya cevap olarak

Detaylı

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Þu sýra baþta Ýsviçre olmak üzere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa ülkelerinin hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerinin insan haklarý derslerinde, seminerlerde ve doktora

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden ünite 1 OKUL HEYECANIM TEST 1 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yanlýþtýr? Hayat Bilgisi Vatan ve ulus sevgisinin öðrenildiði yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr?

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983 - Turgut Sunalp'e seçim kaybettiren medya kazası - Gaffur'a Vakit zulmü Ve - İki ayrı "KANATLI" kaza RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı * * * Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. 20,16 ile 3,17 ondalýk sayýlarý arasýnda kaç tane tam sayý vardýr? A) 15 B) 16 C) 17 D) 18 E) 19 2. Aþaðýdaki trafik iþaretlerinden hangisinin simetri ekseni

Detaylı

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7 TEST 8 Ünite Sonu Testi 1. 40 m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 2. A noktasýndan harekete baþlayan üç atletten Sema I yolunu, Esra II yolunu, Duygu ise III yolunu kullanarak eþit sürede B noktasýna

Detaylı

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller 1 4 7 10 5 2 3 11 6 8 9 Noktalý kâðýtta bazý geometrik þekiller verilmiþtir. Bu þekillere göre aþaðýdaki ifadelerden doðru olanlarýn yanýna D yanlýþ olanlarýn yanýna Y harfini

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!..

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!.. BEKLEYÝÞ Murat okuldan dönmüþ, odasýna çekilmiþti. Derin düþünceler içinde kitaplarýný, defterlerini karýþtýrýyordu. Bir gün önce üzdüðü annesinin aðlamaklý yüzü gözünün önünden gitmiyordu. Þunu da isterim,

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

============================================================================

============================================================================ Amfibi (suda ve karada giden) Klasik Arabalar Gönderen : bigshark - 08/02/2008 18:10 http://dl.ziza.ru/other/092007/28/amfibii/01_amfibii_110110.jpg http://dl.ziza.ru/other/092007/28/amfibii/02_amfibii_88030.jpg

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada Sertab Erener Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Besteciler.org Acýt Canýmý En gizli bahçelerim Islandý yaðmurunla Açýldý her damlada Solgun çiçeklerim Yollarýný zor bekledim Gecelerden sabahlara

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim. Nejat Yavaþoðullar Onaylayan Administrator Pazar, 27 Mayýs 2007 Besteciler.org Ankara Sokaklarý Yürüyordum Yürüyordum ay ýþýðýnda Adým seslerim Boþ sokaklarda Yankýlanýrken gece ayazýnda Sen yokken anlamsýz

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ Çevreyi Benim Ýçin Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ Mebusevleri Mah. Þerefli Sok. 27/3 Tandoðan/ANKARA Tel : 0 312 222 03 55 Fax: 0 312 222 03 09 MUTLU ÇOCUKLAR

Detaylı

Bir an hangisini giyeceðinin kararsýzlýðý içinde kaldýktan sonra miki fare desenli pembe tiþörtüyle mavi kot pantolonunu çýkardý. Çabucak giyindi.

Bir an hangisini giyeceðinin kararsýzlýðý içinde kaldýktan sonra miki fare desenli pembe tiþörtüyle mavi kot pantolonunu çýkardý. Çabucak giyindi. GÜNE BAÞLARKEN Uyandý. Gözlerini ovarak doðruldu, iki yanýna bakýndý. Alacalý aydýnlýkta içeriyi sisli sisli gördü. Zamanýn neresinde olduðunu bilemedi. Saatine baktý, onu geçiyordu. Bir yanlýþlýk olduðunu

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. þaðýdaki þekilde kenar uzunluklarý 4 ve 6 olan iki eþkenar üçgen ve iç teðet çemberleri görülmektedir. ir uðurböceði üçgenlerin kenarlarý ve çemberlerin üzerinde yürüyebilmektedir.

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 20 17 1. =? 2 + 0 + 1 + 7 A) 3,4 B) 17 C) 34 D) 201,7 E) 340 2. Berk tren yolu modeliyle oynamayý çok sever. Yaptýðý tren yolu modelinde, bazý nesneleri 1:87 oranýnda küçülterek oluþturmuþtur.

Detaylı

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM 7. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? 2 1 1 2 A) B) C) D) 3 2 3

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp. Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun

Detaylı

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar Yýldýz Tilbe 1 Onaylayan Administrator Pazar, 06 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org ADAM OLSAYDIN Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar Kendini arattý, beni bulmadý yar Düþtüm

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı