DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN BAZI SİMANLARIN MUTAJENİK POTANSİYELLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ VE SOS CHROMOTEST İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN BAZI SİMANLARIN MUTAJENİK POTANSİYELLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ VE SOS CHROMOTEST İLE DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN BAZI SİMANLARIN MUTAJENİK POTANSİYELLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ VE SOS CHROMOTEST İLE DEĞERLENDİRİLMESİ BARAN DADAKOĞLU DOKTORA TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ŞUBAT 2011 ANKARA

2 Baran DADAKOĞLU tarafından hazırlanan DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN BAZI SİMANLARIN MUTAJENİK POTANSİYELLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ VE SOS CHROMOTEST İLE DEĞERLENDİRİLMESİ adlı bu tezin Doktora tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Prof. Dr. Güven URAZ. Tez Danışmanı, Biyoloji Anabilim Dalı Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile BİYOLOJİ Anabilim Dalında Doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. Nilüfer AKSÖZ. Biyoloji Anabilim Dalı, Hacettepe Ü. Prof. Dr. Güven URAZ. Biyoloji Anabilim Dalı, G. Ü Prof. Dr.Fatma ÜNAL. Biyoloji Anabilim Dalı, G. Ü Prof. Dr. Nedim SULTAN. Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, G. Ü Doç Dr. Kanuni Barbaros BALABANLI. Biyoloji Anabilim Dalı, G. Ü Tarih: 18/02/2011 Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Doktora derecesini onamıştır. Prof. Dr. Bilal TOKLU. Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü

3 TEZ BİLDİRİMİ Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm. Baran DADAKOĞLU

4

5 iv DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN BAZI SİMANLARIN MUTAJENİK POTANSİYELLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ VE SOS CHROMOTEST İLE DEĞERLENDİRİLMESİ (Doktora Tezi) Baran DADAKOĞLU GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Şubat 2011 ÖZET Diş hekimliğinde değişik amaçlarla kullanılan simanların kimyasal yapıları nedeniyle insan sağlığı üzerinde meydana getirebileceği olumsuzluklar önemlidir. DNA hasarına yol açan ve kanser oluşumuna neden olan kimyasal maddelerin etkilerini araştırmak için kısa zamanlı testler kullanılmaktadır. Salmonella Ames Mikrozom Testi ve SOS Chromotest bu testlerdendir. Çalışmada 6 farklı simanın [Voco Meron (Cam iyonomer) DENTSPLY POLY- F PLUS (Çinko polikarboksilat), Cavex (Çinko oksit öjenol), RelyX U100 (Self- Adeziv Rezin), HARVARD (Çinko fosfat), SDI-SETPP (Self-Adeziv Rezin)] 3 farklı dozu mutajenite ve genotoksisite deneyleri için kullanılmıştır. Simanların Salmonella typhimurium TA98 ve TA100 suşlarında S9 mikrozom enzimi kullanılarak ve kullanılmadan mutajenitesi, Escherichia coli PQ37 suşunda ise genotoksisitesi araştırılmıştır. Mutajenite belirlenmesinde Salmonella Ames Mikrozom testi ve genotoksisite belirlenmesinde SOS Chromotest kullanılmıştır.

6 v Test sonuçları değerlendirildiğinde, TA 98 suşunda S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde Poly-F-Plus simanının 40 mg lık ve Harvard simanının 13 mg lık dozlarının mutajen olmadığı, diğer dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. Cavex, SDI, RelyX ve Voco simanlarının tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 98 suşunda S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde, Voco simanının 26 mg lık dozunun mutajen olmadığı, diğer dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. Cavex, SDI, RelyX, Poly-f-Plus ve Harvard simanlarının tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşunda S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde tüm simanların tüm dozlarının mutajen olabilceği belirlenmiştir. TA 100 suşunda S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde, Voco simanının 40 mg lık dozunun mutajen olmadığı, diğer dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. Cavex, SDI, RelyX, Poly-F-Plus ve Harvard simanlarının tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. SOS Chromotest ile test edilen simanların hiç biri genotoksik etki göstermemiştir. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Mutajenite, genotoksisite, dental simanlar, ames testi, sos chromotest Sayfa Adedi : 124 Tez Yöneticisi : Prof. Dr. Güven URAZ

7 vi THE EVALUATION OF MUTAGENIC POTENTIALS OF SOME DENTAL CEMENTS IN USED DENTISTRY WITH SALMONELLA AMES MICROSOME TEST AND SOS CHROMOTEST (Ph. D Thesis) Baran DADAKOĞLU GAZI UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY February 2011 ABSTRACT Cements used in dentistry can bring important negative effects on human health due to their chemical structures. Chemicals can cause DNA damage and cancer cells. Various short-time tests are used to investigate these effects. Salmonella Ames Microsome test and SOS chromotest is commonly used short-time tests. 6 various cements with 3 different doses [Voco meron (glass-ionomer), Cavex (zinc-oxide eugenol), RelyX U100 (self-adhesive resin), Harvard (zinc phosphate), SDI-SetPP (self-adhesive resin), Dentsply Poly-F-Plus (zincpolycarboxylate)] were used in this study. These cements were tested on Salmonella typhimurium TA98 and TA100 strains, both in presence and absence of S9 microsome enzymes for mutagenic activity and tested on Escherichia coli PQ 37 strain for genotoxic activity. Salmonella AMES Microsome test was used to identify mutagenic, SOS Chromotest was used to identify genotoxic activity. According to the test results, the tests using TA98 strain with S9 microsome enzyme, 40mg doses of Poly-F-Plus and 13mg doses of Harvard cements were not mutagenic but the other doses may have mutagenic effect. All doses of Cavex, Voco, SDI and RelyX may have mutagenic effect. The tests using TA98

8 vii strain without S9 microsome enzyme 26mg doses of Voco cements were not mutagenic but the other doses of this cements may have mutagenic effect. All doses of Cavex, Harvard, Poly-F-Plus, SDI and RelyX cements may have mutagenic effect. The test using TA100 strain with S9 microsome enzyme, all doses of the all cements may have mutagenic effect. The test using TA100 strain without S9 microsome enzyme 40mg doses of Voco cements were not mutagenic but the other doses of this cements may have mutagenic effect. All doses of Cavex, Harvard, Poly-F-Plus, SDI and RelyX cements may have mutagenic effect. According to SOS Chromotest results all of the tested cements and doses were non- genotoxic. Science Code : Key Words : Mutagenicity, genotoxicity, dental cements, Ames test, sos chromotest Page Number : 124 Adviser : Prof. Dr. Güven URAZ

9 viii TEŞEKKÜR Çalışmalarım boyunca değerli emek ve katkılarıyla beni yönlendiren çok kıymetli danışman hocam Prof. Dr. Güven URAZ a, yine kıymetli tecrübelerinden faydalandığım çok değerli hocam Prof. Dr. Nilüfer AKSÖZ e, tez izleme komitemde yer alan Prof. Dr. Fatma ÜNAL a, katkılarından dolayı Prof. Dr. Hakan TERZİOĞLU na teşekkür ederim. Tüm çalışmalarım sırasında bana her türlü desteği sağlayan ve sabırla katlanan çok değerli arkadaşım Dr. Ebru YILMAZ a, her zaman yanımda olan aileme ve özellikle emeklerini asla ödeyemeyeceğim Annem e teşekkür ederim. Ayrıca manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili arkadaşım İlknur ÖZGENÇ e çok teşekkür ederim.

10 ix İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... ABSTRACT TEŞEKKÜR İÇİNDEKİLER ÇİZELGELERİN LİSTESİ. ŞEKİLLERİN LİSTESİ... RESİMLERİN LİSTESİ.. SİMGELER VE KISALTMALAR. iv vi vii ix xii xiv xvi xvii 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Mutasyonlar Kromozom sayısı değişmeleri Kromozom yapsısı değişmeleri Gen mutasyonları Mutajenler Metabolik Aktivasyon Mikrozomal enzimler DNA Onarım Teknikleri Mutajen ve Kanserojenlerin Saptanmasında Kullanılan Kısa Zamanlı Test Sistemleri Salmonella Ames Mikrozom Mutajenite Test Sistemi. 22

11 x Sayfa Histidin mutasyonu Rfa mutasyonu UvrB mutasyonu R-faktörü SOS Chromotest (Beta Galaktosidaz Enzim Aktivitesi Testi) Diş Hekimliğinde restoratif materyal olarak Kullanılan Simanlar Çinko fosfat simanlar Polikarboksilat simanlar Cam iyonomer simanlar Rezin esaslı yapıştırma simanları Çinko oksit öjenol simanlar Simanların Çözünürlüğü MATERYAL VE METOD Materyal Mutajenitesi test edilen simanların seçimi ve dozlarının belirlenmesi Salmonella typhimurium test suşlarının seçimi ve kontrollerin yapılması Yapay tükürük hazırlanması ve kullanılması AMES test kiti SOS chromotest kiti Metod. 42

12 xi Sayfa Test maddelerinin sitotoksik etkilerinin kontrolü ve deneyde kullanılacak dozların belirlenip hazırlanması Master plakların hazırlanması Salmonella suşlarının stoklanması Sıvı kültürde bakteri sayısının belirlenmesi Test suşlarının genotip kontrollerinin yapılması Ames testinin yapılışı Ames test kitinin uygulanışı SOS chromotest kitinin uygulanışı Ames test sonuçlarının değerlendirilmesi BULGULAR Simanların ames mutajenite test sonuçları Muta chromoplate test kitinden alınan sonuçlar TARTIŞMA VE SONUÇ 93 KAYNAKLAR 101 EKLER 113 ÖZGEÇMİŞ. 123

13 xii ÇİZELGELERİN LİSTESİ Çizelge Sayfa Çizelge 2.1. Nokta ve çerçeve kayması mutasyonları..11 Çizelge 2.2. Salmonella typhimurium mutant suslarının genetik özellikleri 23 Çizelge 3.1. Muta Chromo Plate Kitinde bulunan TA98 ve TA 100 suşlarının özellikleri.. 52 Çizelge 4.1. CAVEX simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK)..60 Çizelge 4.2. HARVARD simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK)..61 Çizelge 4.3. POLY-F PLUS simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK)..62 Çizelge 4.4. VOCO simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO)...63 Çizelge 4.5. RELY X (3M) simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO) Çizelge 4.6. SDI simanının TA 98 ve TA 100 için S9 (+) ve S9 (-) Sonuçları (DMSO)..64 Çizelge 4.7. Tüm Sonuçların Karşılaştırmalı Toplu Halde Gösterimi (DMSO) 79 Çizelge 4.8. Yapay Tükürükten Elde Edilen Sonuçların Toplu Halde Gösterimi.80 Çizelge 4.9. Mutachromoplate Test Kitinden TA 98 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9-).84 Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA100 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9-)...84 Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA 98 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9+).. 84 Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA 100 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9+)..84

14 xiii Çizelge Sayfa Çizelge CAVEX Simanında Spontan Revertant Değerleri Hesaplandıktan Sonraki Mutajenite Sonuçları.85 Çizelge Rely X (3M) Simanında Spontan Revertant Değerleri Hesaplandıktan Sonraki Mutajenite Sonuçları.86 Çizelge nm de Cavex, Voco ve POLY-F Plus Simanlarından Alınan OD Değerleri Çizelge nm de Harvard, Rely X (3M) ve SDI Simanlarından Alınan OD Değerleri Çizelge nm de Cavex, Voco ve POLY-F Plus Simanlarından Alınan OD Değerleri Çizelge nm de Harvard,Rely X (3M) ve SDI Simanlarından Alınan OD Değerleri... 90

15 xiv ŞEKİLLERİN LİSTESİ Şekil Sayfa Şekil 2.1. Geleneksel cam iyonomer simanın kimyasal yapısı..30 Şekil 2.2. Rezin modifiye cam iyonomer simanın kimyasal yapısı...32 Şekil 2.3. Poliasit modifiye kompozit rezin simanın (kompomer) kimyasal yapısı 33 Şekil 2.4. Kompozit rezin simanın kimyasal yapısı...34 Şekil 4.1. TA 98 S9 (-) (DMSO Çözücü)...65 Şekil 4.2. TA 98 S9 (+) (DMSO Çözücü)..66 Şekil 4.3. TA 100 S9 (-) (DMSO Çözücü).66 Şekil 4.4. TA 100 S9 (+) (DMSO Çözücü) 67 Şekil 4.5. TA 98 S9 (-) (YAPAY TÜKÜRÜK).67 Şekil 4.6. TA 98 S9 (+) (YAPAY TÜKÜRÜK) 68 Şekil 4.7. TA 100 S9 (-) (YAPAY TÜKÜRÜK)...68 Şekil 4.8. TA 100 S9 (+) (YAPAY TÜKÜRÜK)..69 Şekil 4.9. CAVEX simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları..70 Şekil CAVEX simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları Şekil HARVARD simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları 71 Şekil HARVARD simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları 71 Şekil POLY-F PLUS simanı için TA 98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları 72 Şekil POLY-F PLUS simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları.. 72

16 xv Şekil Sayfa Şekil VOCO simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları Şekil VOCO simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları..73 Şekil RELY X (3M) simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları...74 Şekil RELY X (3M) simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları Şekil SDI simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları..75 Şekil SDI simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları...75

17 xvi RESİMLERİN LİSTESİ Resim Sayfa Resim 3.1. TA98 suşunun HBA da üremesi..46 Resim 3.2. TA100 suşunun HBA da üremesi 47 Resim 3.3. Muta Chromo Plate Kitte Mutajenite Belirlenmesi..51 Resim 3.4. İnkübasyona hazır hale getirilmiş mikroplaklar...53 Resim 3.5. Mutasyon Sonucu Renk Değişimi...53 Resim 3.6. SOS Chromotest Çalışma Prensibi..56 Resim 4.1. TA 100 Suşu Revertant Kontrol Plağı (DMSO) (S9-)...76 Resim 4.2. TA 98 Suşu Poly-F Plus 13 mg. (DMSO) (S9+).76 Resim 4.3. TA 100 Suşu Pozitif Kontrol (DMSO) (S9-)..77 Resim 4.4. TA 98 Suşu Cavex 13 mg (DMSO) (S9-)..77 Resim 4.5. TA 100 Suşu Cavex 13 mg ve Poz.K. (Yapay Tük.) (S9-)..78 Resim 4.6. TA 100 Suşu Harvard 13 mg Poly-F 26 mg ve Poz.K. karşılaştırma (Ypy. Tük.) (S9+) Resim 4.7. TA 100 suşu Revertant Kontrol Mikroplak (S9-)..86 Resim 4.8. TA 98 ve TA 100 suşları Pozitif Kontrol Plak (S9+)..87 Resim 4.9. Rely X (3M) TA 100 suşu 13 mg Test Plak (S9+).87 Resim Cavex TA98 suşu 40 mg Test Plak (S9-) Resim Cavex, Voco ve Poly-F Plus Simanlarının SOS Chromotest Sonuçları.. 92 Resim Harvard, RelyX (3M), SDI Simanlarının SOS Chromotest Sonuçları...92

18 xvii SİMGELER VE KISALTMALAR Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur. Simgeler gr ml mg Açıklama gram mililitre miligram µl mikrolitre µg mikrogram nm Kısaltmalar DNA DMSO HB HBA NB P.K SP.K. Y.T YT. K nanometre Açıklama Deoksiribo Nükleik Asit Dimetil sülfoksit Histidin/Biyotin Histidin/Biyotin/Ampisilin Nutrient Broth Pozitif Kontrol Negatif Kontrol Yapay Tükürük Yapay Tükürük Kontrol

19 1 1. GİRİŞ Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde insanoğlu giderek artan çeşitli kimyasal maddelerin, başta ilaçlar olmak üzere, çeşitli katkı maddelerinin etkileri altında kalmaktadır. Teknolojik gelişmelerin insan yaşamına sunduğu, fiziksel ve kimyasal ajanların da dahil olduğu çok sayıda çevresel faktör, sağlık açısından tehlike oluşturma boyutundadır ve insanın genetik bütünlüğünü tehdit etmektedir [1]. Doğadaki tüm canlılar günlük yaşamda sık sık doğal ya da yapay kimyasal maddelerle yüz yüze gelmektedir. İnsan populasyonunun çevredeki kanserojen ve mutajen maddelerin etkisinden korunması için çevremizdeki bu özelliğe sahip bileşiklerin tespit edilmesi ve etkilerinin değerlendirilmesi öncelikle gerekli ve önemlidir [2-5]. Kimyasal maddelerin olası mutajenik aktivitelerini araştıran ilk çalışmalar ikinci dünya savaşından hemen sonra bir grup kimyasal üzerinde yapılmış ve ilk olarak hardal gazının etkili bir mutajen olduğu tespit edilmiştir. Ardından dünyanın hemen her yerinde yapılan deneylerle, diğer bazı kimyasallara dikkat çekilmiştir yılında yapılan bir araştırmada yiyecekleri renklendirme, koruma ve diğer amaçlarla kullanılan 2500 kadar katkı maddesi olduğu tespit edilmiştir. Yiyeceklere bulaşarak vücuda giren pestisitler ve çeşitli amaçlarla kullanılan ilaçlar üzerinde durulmuş ve bu sayede pek çok mutajenite test sistemi geliştirilmiştir [6]. Kimyasal maddelerin biyolojik aktivitelerine bağlı olarak meydana gelen mutasyonun, kanser ile yakından ilgisi vardır. Genellikle, doğrudan veya metabolize edildikten sonra kanserojenik etki gösteren tüm maddelerin, aynı zamanda mutajenik etki gösterecekleri kabul edilmektedir. Karsinojenite araştırmalarına esas olabilecek, kısa zamanda sonuç verebilen ve düşük maliyetli birçok kısa zamanlı test sistemleri geliştirilmiştir. Bu testler kimyasal maddelerin mutajenik etkilerini belirlemeye yöneliktir. Kısa zamanlı test sistemlerinden en yaygın olarak kullanılanlardan biri de bakteriyel testlerdir [7].

20 2 Bakteriyel test sistemlerinde mutajen olduğu saptanan birçok bileşiğin aynı zamanda kanserojen olduğu gösterilmiştir. Kanserojen ve mutajenlerin neden olduğu özgül DNA hasarları tiplerini saptamada, bakteriyel test sistemleri kullanılmaktadır. Kısa zamanlı bakteriyel test sistemleri, karmaşık kimyasal örneklerdeki mutajenik bileşiklerin ve metabolik aktivasyon sonucu ortaya çıkan, reaktif birleşenlerin saptanmasında analitik araçlar haline gelmişlerdir [7]. Kanserojen ve mutajen maddelerin araştırılması çeşitli testlerle tespit edilebilir [3,8,9,10]. Bunlardan bazıları DNA hasarlarına sebep olan kimyasal mutajen ve kanserojenlerin test edildiği sitogenetik metotlardır. Bu testler, kardeş kromatid değişimi (SCE= sister chromatid exchange) [9,11,12,13], comet testi (gen konversiyonları ve DNA kırılmaları) [3,9,14], kromozom bozulma testi (CA= chromosome aberation) [15], mikronükleus testi (MN) [16,17], programlanmamış DNA sentezi (UDS=Unscheduled DNA synthesis) [18,19,20], SOS kromotest [10,12], transformasyon yöntemi, umu test [10] ve Ames/Salmonella/Mikrozom test yöntemi şeklinde sıralanabilir [3,8,9,16,17]. Tüm bu mutajenite test yöntemleri Salmonella test suşları, çeşitli E.coli suşları, rat, primat ve tavşan türleri kullanılarak hazırlanmış memeli hücre kültürleri ve memelilerin kan, kemik iliği hücreleri, Saccharomyces cerevisia suşları ve farklı organizmalar kullanılarak uygulanmaktadır [16,21-24]. Bu testlere kısa zamanlı (short term) testler de denir [9,15,22]. Sözü edilen yöntemlerin tümü söz konusu olası mutajenik etkileri saptamak amacıyla, bağımsız ya da birkaçı birlikte karşılaştırmalı olarak kullanılmaktadır. Bir testte pozitif olan diğerinde negatif olabilir ya da değişik mutasyona neden olabilmektedir [25,26,27]. Son yıllarda, tıp ve farmokoloji alanlarında yeni ilaçların gelişiminde üretilen ilaç hammaddelerinin biyolojik sistemlerdeki toksik ve mutajenik etkilerinin araştırılmasında kısa zamanlı testler kullanılmaktadır. Yukarıda sayılan test yöntemleri kullanılarak ilaç hammaddesi olması düşünülen test maddelerinin toksik,

21 3 mutajenik, karsinojenik etkilerini incelemek için daha çok Ames testi kullanılmaktadır. Ames testinde mutajenik etkileri diğer canlı gruplarına göre daha fazla duyarlı olan bakteriler üzerindeki etkilerinin araştırılmasının yanı sıra, bu test ile aynı zamanda ortama ilave edilen memeli metabolik aktivasyon enzimleri ile test bakterilerinin memeli metabolizmaları sonucu oluşabilecek metabolitlerinin de mutajenik etkileri araştırılmıştır [4,5,28,29,30]. Ames /Salmonella /Mikrozom test yöntemi 1975 yılında Prof. Dr. Ames ve Dr. Maron tarafından geliştirilen ve daha sonra yaygın olarak uygulanmaya çalışılan mutajenite testidir [4,11,19,31,32,33]. Bu testin amacı, yapay mutasyonla oluşturulmuş olan Salmonella typhymurium un histidin sentezleme yeteneklerini kaybetmiş His - (oksotrof) olan suşlarının test bileşeni ile muamele edildikten sonra ikinci bir mutasyon geçirip tekrar His + hale geri dönüşmesi temeline dayanır. Test suşları histidin mutasyonuna ek olarak belirli mutajenlere karşı duyarlıklarını arttıran başka mutasyonlar da içerirler. Bu mutasyonlardan biri Rfa dır. Bu mutasyon bakteri yüzeyini kaplayan lipopolisakkarit bariyerin bölgesel kaybına neden olur ve normal hücre duvarından geçemeyen büyük moleküllere karşı geçirgenliğini arttırır. Ayrıca DNA onarım mekanizmasında etkili olan uvr B mutasyonlarını ve ampisiline dirençlilik sağlayan PKM 101 plazmitini içermektedir. Geri dönüşüm (revertant) bakteri kolonileri sayılarak değerlendirilir. Fakat normalde mutajenlere maruz kalmadan spontan olarak geri dönüşebilen bakterilerde olmaktadır. Mutajenik etkiden bahsetmek için spontan revertant sayısından daha fazla sayıda revertant koloni elde edilmesi gerekir [4,34,35]. Bu test ile birçok mutajenik madde tespit edilmiştir. Bu test Salmonella typhymuriumun TA ve YG suşları ile uygulanmaktadır. En çok kullanılan bakteri suşları, TA 97, TA 98, TA 100, TA 102, TA 1535, TA 1538 suşlarıdır. Ames/Salmonella/Mikrozom testi ile yapılan çalışmalar hala en güvenilir test olmasından dolayı 1975 yılından bu yana kullanımı devam etmektedir [4]. Ames/Salmonella/Mikrozom testi kullanılarak memeli hücrelerinde P450IA2 cdna gen ifadesi ile promutajenlerin tanımlanması sağlanmıştır [36-42].

22 4 Simanlar üzerine yapılan çalışmalar olduğu gibi bunları bileşimlerinde bulunan maddelerin de genotoksik ve mutajenik etkilleri üzerine de çalışmalar yapılmaktadır. Giderek artan siman kullanımı dolayısı ile firmalar farklı özelliklere sahip yeni simanlar piyasaya sürmektedirler. Birçok özelliği bir arada bulundurması istenilen simanlar tedavinin yanı sıra dişlerde estetik kaygılarla da sıkça kullanılmaya başlamıştır. Ağız içinde bulunan simanların tükürüğün etkisiyle çözünebilirliği üzerine yapılan araştırmalar uzun vadede ağız içinde emilimlerinin arttığını, bu nedenle olumsuz etkilerinin mutlaka incelenmesi gerektiği yönündedir. Çalışmada diş hekimliğinde kulanılmakta olan çeşitli simanlardan 6 tanesi 3 farklı dozda test edilmiştir. Tümör oluşumu ve kanserle direkt ilişkisi olan mutajen ve genotoksik kimyasal maddelerin kullanımı günlük yaşantımızda giderek artmaktadır. Bu nedenle bu maddelerin genotoksik ve mutajenik potansiyellerinin belirlenmesi çok önemlidir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar diş hekimliğinde kullanılan diğer kimyasallar ile birlikte simanların da mutajenik ve genotoksik etkilerinin olduğunu göstermektedir. Çalışmada simanların mutajenik ve genotoksik potansiyelleri Salmonella AMES Mikrozom Testi ve SOS Chromotest ile belirlenmeye çalışılmıştır. Her ne kadar çalışmada invitro yöntemler ve mutajenite testleri için bakteriler kullanılmış olsa da yapılan çalışmalar bakteriler üzerinde mutajenik etkisi olan maddelerin aynı zamanda memeliler ve insanlar üzerinde de benzer etkiler ortaya çıkardığını göstermiştir. Çalışmada kullanılan kısa zamanlı testlerin in vitro ve bakteriyel kökenli olduğu göz önünde bulundurularak, bu maddelerin bir de memeli hücreleri üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik testlerin yapılması uygun olacaktır. Bu sayede elde edilen sonuçların ışığında bu maddelerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri çok daha iyi bir şekilde değerlendirilip gerekli önlemler alınabilir.

23 5 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Mutasyonlar DNA kalıtsal bir materyal olduğu için gelecek nesillere değişmez bir formda aktarılması gerekir. Fakat zaman zaman doğal ve yapay koşullar altında mutasyon denen değişiklikler gözlenebilir. DNA nın türe özgü kalıtsal kombinasyonu değişmeksizin, taşıdığı bilgi içeriğinde meydana gelen değişmeye mutasyon denir. Eğer, depo edilmiş genetik bilgide herhangi bir değişiklik olursa, bu değişiklik bilginin ifadesine de yansır ve replikasyon yoluyla aktarılır. Mutasyon, hem kromozomal hem de genlerdeki değişimleri ifade edebilir. Birçok genetik kavramın geliştirilmesinde, kalıtsal materyalin yapı ve içeriğinin dölden döle geçerken değişmediği kabul edilir. Her ne kadar, genler dikkati çekecek kadar kararlı ve yeni döllerde bütün özelliklerini koruyarak katılıyorsa da, zaman zaman doğal ve yapay koşullar altında mutasyona uğrarlar [43-47]. Mutasyonlar doğada kendiliğinden meydana gelebildiği gibi, mutajen adı verilen fiziksel ve kimyasal dış etkenler tarafından da meydana gelebilirler. Genelde mutasyonun kendiliğinden meydana gelebilme olasılığının çok düşük olmasına karşın, mutajenlerin etkisi ile mutasyon frekansı oldukça yükselmektedir. Normal koşullarda kendiliğinden olan mutasyon frekansı her nesilde gibi düşüktür. İki ayrı gende aynı anda iki ayrı mutasyonun oluşması ise gibi çok daha düşüktür [48,49]. Bir genin baz dizisindeki bir değişim bazen o gen tarafından kodlanmış olan üründe de değişime sebep olabilir. Böyle mutant bir genin mutant enzimi, aminoasit dizisindeki meydana gelen değişme sebebiyle inaktif ya da daha az aktif olabilmektedir. Eğer hücre mutasyon sonucu ihtiyaç duyduğu bir fenotipik özelliği yitirirse genotipteki bu değişiklik zararlı ya da öldürücü olabilir. Bununla birlikte bir mutasyon faydalı da olabilir. Örneğin mutant bir gen tarafından kodlanan enzim, hücreye avantaj sağlayan yeni bir aktiviteye sahip olursa bu mutasyon çeşidi nadir de olsa canlıya doğal seleksiyonda avantaj kazandırır. Mutasyonlar, populasyondaki çeşitliliği sağladığından, yeni türlerin oluşumuna katkıda bulunduğundan dolayı evrimsel öneme sahiptir [45,50,51,52].

24 6 Basit mutasyonların birçoğu nötraldir. DNA baz dizisindeki değişme, bu gen tarafından kodlanan ürünün aktivitesinde herhangi bir değişmeye yol açmaz. Mutasyon vücut hücrelerinde ya da üreme hücrelerinde olabilir. Vücut hücrelerinde olan mutasyonlara somatik mutasyonlar denir ve bu mutasyonlar hastalıklara ve dejenerasyonlara yol açarak gelişmeyi ve metabolizmayı olumsuz etkileyebilirler. Birçok kanser türünün somatik hücrelerde genellikle bir mutasyon nedeni ile ortaya çıktığı bilinmektedir. Üreme hücrelerinde görülen mutasyonlara ise germinal mutasyonlar denir. Üreme hücrelerinin DNA sında görülen değişmeler genetik içeriğin farklılığına yol açar ve bu mutasyon kalıtsal olarak yeni nesillere aktarılır. Mutasyonlar iki temel grupta incelenebilir. Bunları kromozom mutasyonları ve gen mutasyonları olarak ayırabiliriz. Kromozom mutasyonları da kromozom sayı değişmeleri ve kromozom yapı değişmeleri olarak iki gruba ayrılabilir [45,52,53] Kromozom sayısı değişmeleri Kromozom sayısı türlere göre farklılık gösterir, ancak bu sayı her tür için sabittir, değişmez. Canlıların gelişmişliğinde, kromozom sayısı önemli değildir. Önemli olan, kromozomlar üzerindeki genetik şifrenin dizilişidir. Canlı bireyin her bir hücresi, onun ait olduğu türe özgü kromozom taşır. Eşeyli üreyen canlıların gametlerinde bulunan kromozomlara takım ya da genom adı verilir ve n sembolü ile gösterilir. n kromozom sayısına sahip gametler, monoploid (haploid) dir. Somatik hücrelerde (vücut hücreleri) ise, iki takım kromozom bulunur ve 2n sembolü ile gösterilir. Ökaryotların çoğu diploid dir ve iki takım kromozom taşır. [7,47,52]. İki grup altında incelenir: Euploidi Kromozom sayısı takımındaki değişmelerdir. Bir takımdaki kromozomların hepsinin birden sayısının tam katlar halinde yükselmesi veya organizmada sadece tek takım kromozom bulunması biçiminde olabilir. Monoploidi ve poliploidi olarak iki kısımda incelenir. Monoploidlerde her kromozomdan sadece bir tane taşındığı için bütün genler de tek kopya halinde bulunur. Mayoz bölünme sırasında monoploidlerde

25 7 kromozom eşleşmesi olmadığından kromozomların kutuplara çekilişleri düzensizdir, sonuçta da dengesiz eşey hücreleri meydana gelir. Poliploidi ise bir genomdaki kromozom sayısının hepsinin birden, ikiden fazla kata yükselmesidir. Bu olay; mayozda kromozom sayısının değişmesinin önlenmesi ile somatik hücrelerdeki kadar genoma sahip gametlerin oluşumuyla (yüksek veya düşük sıcaklık ya da bazı kimyasal maddeler kullanıldığında sıklıkla meydana gelmektedir), zigotun ilk mitoz bölünmeleri sırasında kromatidlerin farklı kutuplara çekilmesinin veya enine çeper oluşumunun engellenmesiyle ve en son olarak da bir yumurta hücresinin birden fazla sperm tarafından döllenmesi sonucunda meydana gelmektedir. Bir poliploidin sahip olduğu takımların hepsi aynı türe ait ise olaya otopoliploidi, farklı türe ait ise allopoliploidi denir [7,43]. Aneuploidi Bir takımdaki kromozomların birinin veya birden fazlasının sayısını değiştirmesi olayıdır. Aneuploid bir fert normal haploid sayıdan fazla veya eksik sayıda kromozom içeren gametlerin ürünüdür.aneuploid başlıca 3 gruba ayrılır. Bunlar; a-)monosomi: Diploid bir fertte tek bir kromozom eksik olması olayıdır. b-)nullisomi: Bir canlıda bir kromozomun, homoloğu ile eksik olması olayıdır. c-)polisomi: Bir takımda bulunan kromozomlardan birinin veya birkaçının sayısını yükseltmesi olayıdır [7,43] Kromozom yapısı değişmeleri Kromozomların yapısında meydana gelen değişimler, kalıtsal bilgide de değişime neden olur. Yani, kromozomların bazı parçalarının artması, azalması veya yer değiştirmesi, kalıtsal maddenin değişimine yol açar. Ancak, bu tip olaylarda kromozom sayısı sabit kalır. Kromozomlardaki yapısal değişimler farklı şekillerde olsa da, hepsinin kökeninde; kromozomu oluşturan kromatitlerin birinde, bir ya da birden fazla meydana gelen kırılmalar ve yeniden birleşmeler yer alır. Bu kırılmalar, hiçbir etken olmadan kendiliğinden olabileceği gibi, X, UV, gama ışınları, fiziksel

26 8 stres ya da kimyasal maddeler gibi dış etkenler tarafından da oluşturulabilir. Kromatid tipi kırılmalarda, iki kromatidden sadece birinde kırılma olur ve genellikle kırık uçlu parçalar birbirine yeniden yapışır. Kromozom tipi kırılmalarda ise, bir kromozomun iki kromatidi aynı anda, aynı yerden kırılır. Böylece, kromozomun bir yanı sentromerli (sentrik), bir yanı sentromersiz (asentrik) hale gelir. Kromozom yapı değişimleri farklı şekillerde olabilir [7,43,44,54,55]. Delesyon Delesyon, DNA yapısından bir ya da daha fazla nükleotid veya baz çiftinin ayrıldığı mutasyonlara verilen addır. Delesyonlar, kromozomların uç kısmından ya da ara bölgelerinden olabilir. Kopan parça eğer sentromer taşımıyorsa yani asentrik ise mayoz ve mitoz bölünmelerdeki kromozomların kutuplara gitmesini saglayan sentromer olmadığı için kromozomlar kutuplara ulaşmazlar. İçten eksiklik durumunda kromozom iki noktasından kırılır ve kırılan parça ayrılıp serbest uçlar birbirine bağlanır. Kromozomun sarmal yapısından dolayı oluşan halka kopmaları da bu gruba girer. Uçtan kopmalarda ise tek noktadan kırılma olur [56]. Duplikasyon Duplikasyon, bir kromozomun bir parçasının o kromozom üzerinde iki veya daha fazla sayıda tekrarla görülmesi şeklindeki kromozom anomalisidir. Yani kromzomun bir kısmının kendi kendini eşlemesi olarak da tanımlanabilir. Duplikasyonlu bir parça sentromerli serbest bir parça veya tamamlayıcı bir kromozom parçası olabilir. Eğer sentromere sahip yani sentrik bir kromozom parçası ise bu parça küçük, ekstra bir kromozom olarak kabul edilir. Bir kromozom parça değişimi sırasında karşısındakine belirli genleri vermez, sadece alırsa o gen bakımından diploid olur. Bu çoğunlukla düzenli işlemeyen bir krossing-overde meydana gelir. Normal olarak mayozun ilk evrelerinde eş genler sinapsis yapar. Ayrılırken normal bir bölünme olmazsa kromatidlerden biri o gen bakımından diploid olur diğeri ise o genlerden yoksun kalır. Duplikasyonun değişik özelliği bulunur. Birincisi, duplikasyon geninin birden

27 9 fazla kopyasının bulunmasını sağlayabilir. İkincisi, delesyonlarda olduğu gibi, duplikasyon sonucu fenotipik çeşitlilik oluşabilir [56]. İnversiyon İnversiyon, bir kromozomun kırılması ve kopan parçanın 180 ters dönerek tekrar aynı kromozoma bağlanması seklidir. İnversiyona uğramış kromozomlar normal homologları ile sinapsisle teskil ederken kromozom düzensizliklerinin ortaya çıkmasına neden olurlar. Çünkü böyle heterozigotik homologlarda allel genler nokta nokta karşılıklı gelmek isteyeceklerdir. Kırılmadan önce kromozomda halkaya benzer bir yapı oluşur. Kırılmayla ortaya çıkan yapışkan uçlar birbirine yaklaşır ve tekrar birleşir. Bu durumda gen sayısı ve özelliği aynı olmasına rağmen diziliş sırası değişir. Ters çevrilen parça eğer sentromer içeriyorsa inversiyon perisentrik, içermiyorsa parasentrik inversiyon olarak isimlendirilir. Parasentrik inversiyonda, gen dizilişi ters çevrildiği halde sentromerden uzanan kolların boy oranı değişmezken perisentrik inversiyonda değişir [56]. Translokasyon Translokasyon, bir kromozomun kopan bir parçasının başka bir kromozoma yapışması seklinde görülen kromozom anomalilerindendir. Translokasyonlar, her zaman homolog olmayan parça değişimleridir. Gen sayısının ve niteliğinin aynı kaldığı translokasyonlara "dengeli translokasyon"lar denir. Gen sayısının ve niteliğinin değiştiği, çoğunlukla anomalilere neden olan translokasyonlara "dengesiz translokasyon" denir [56] Gen mutasyonları Gen mutasyonları veya diğer bir deyişle Nokta Mutasyonları kromozomların yapısında herhangi bir değişikliğe sebep olmaz ve mikroskopla da görülmezler. DNA da bulunan nükleotid dizisinin ya da bazlarının değişmesinden ileri gelir. Baz sırasının veya AT / GC oranının değişmesi, o gene özgü enzimin tamamen

28 10 kaybolmasına ya da etkisinin azalmasına neden olur. Bir gen, binlerce baz çiftinden meydana gelmiş bir birim olduğundan ve kuramsal olarak her bazda mutasyon olabileceğinden dolayı, bir genin en azından baz çifti kadar mutasyon çeşidi olabilir. Çok değişik biçimlerde meydana gelebilen DNA baz sıralanmasında oluşan bozukluklar birkaç grupta incelenebilir [47]. 1) Bir gen üzerinde tek bir baz çiftini etkileyen değişiklikler: Bu tip mutasyonlara nokta mutasyonları (point mutation) denir. Tek bir baz çiftini etkileyen bu mutasyonlar da farklı sınıflara ayrılabilir [52,56]. a) Bir baz çiftinin yerine başka bir baz çiftinin girmesi (base substitution): Bu tip değişiklikte, gen yapısındaki bir pürin yerine diğer bir pürinin ( A yerine G ya da G yerine A) veya bir pirimidin yerine diğer bir pirimidinin ( T yerine C veya C yerine T) girmesi söz konusu olabilir. Nokta mutasyonlarının bu tipine geçiş (transisyon) denir. DNA yapısında bir pürin yerine bir pirimidin ( A veya G yerine T veya C nin geçmesi yada bunun tersi ) geçmesi de mümkündür. Bu tip mutasyonlara da çapraz geçiş ( transversiyon) denir [56]. Nokta mutasyonu oluşturan bromüraçil, nitrikasit, formalin, hardal gazı gibi kimyasal maddeler, DNA daki özel bazlarla tepkimeye girer ve onların yapısını değiştirir. DNA da bazların yerine geçen bu kimyasallara baz anologları denir. Ayrıca nadir de olsa iki pirimidinin ve pürinin birleşerek A - G ve C - T baz çiftlerini meydana getirmesi; daha sonraki DNA replikasyonlarında A - T ve G C dönüşmesine neden olur [47]. DNA kalıp olarak görev yaptığı sırada bazların herhangi birinde oluşabilecek tautomerik bir değişikliğin, (örneğin, timin nin keto formundan enol formuna yada adenin in amino formundan imino formuna değişmesi) moleküllerin hidrojen bağı oluşturma özelliklerini de değiştirmesi nedeniyle, timinin guaninle veya adeninin sitozinle çiftler oluşturması olanağı daima vardır [47]. DNA molekülünün, bir protein için olan kodlarının bir parçasında eğer bir bazın yerine bir başka baz geçerse, bu genin transkripsiyonu sonucu oluşacak mrna nın yapısına hatalı bir baz katılacaktır ve sonuçta bu durum protein sentezinde de yer değiştiren aminoasitlerle sonuçlanır. Bu mutasyona yanlış anlamlı mutasyon denir. Bazen de yer değiştiren bazların etkisi sonucu mrna molekülünün ortasında bir stop (anlamsız) kodonun

29 11 meydana gelmesiyle fonksiyonel bir proteinin sentezi engellenebilir ve protein yalnızca bir fragmenti sentezlenmiş olur. Böyle mutasyonlara anlamsız mutasyon (nonsense) denir [34]. b) Gendeki bir bazın aradan çıkması veya yeni bir baz çiftinin yapıya girmesi: DNA molekülü içinde bir nükleotid in yapıdan ayrılmasına delesyon, yapıya katılmasına insersiyon denir. Örneğin; benzopiren, endüstriyal baca kurumları, sigara katranı ve aflatoksin, besinlerde ve hayvansal ürünlerde bulunmuştur. Bu maddeler DNA dan baz çıkarır yada DNA ya baz ekleyerek nokta mutasyonuna sebep olurlar. Nokta mutasyonu geçirmiş bir genin kontrolünde olan bir polipeptit zincirindeki aminoasit sıralanması, söz konusu bölgeden sonra tamamen değişecektir. Böyle bir değişiklik, sentezlenen protein molekülünün yapısının ve bazı fonksiyonlarının tümüyle bozulması sonucunu doğurur [46]. 2) Gende birden fazla baz çiftini ilgilendiren değişiklikler: Bir başka baz çifti mutasyonları da çerçeve kayması mutasyonlarıdır (frameshift mutation). Burada bir ya da birden çok nükleotit çiftleri DNA dan kopar (delesyon) yada DNA ya eklenir (insersiyon). Bu durum ise okunan çerçevenin translasyonunu değiştirir. Böylece translasyon sırasında trna ların tanıdığı üçlü baz dizileri değişir. Örneğin, bir genin ortasına bir nükleotit çiftinin girmesi, bu bölgeden aşağıda (down stream) birçok aminoasitte değişikliğe yol açar. Çerçeve kayması mutasyonlarında her zaman uzun mesafede yanlış anlamlı ve inaktif protein üretilir ya da en sonunda bir anlamsız kodonun translasyonu sonlandırması ile protein sentezi durdurulabilir [34,52,56]. Çizelge 2.1 de nokta ve çerçeve kayması mutasyonları gösterilmiştir [7]. Çizelge 2.1. Nokta ve çerçeve kayması mutasyonları THE CAT SAW THE DOG Bir Harfin Değişmesi Bir Harfin Kaybı Bir Harfin Katılması THE CAT SAV THE DOG THE ATS AWT HED OG THE CMA TSA WTH EDO G THE BAT SAW THE DOG THE CAT SAW THE HOG Nokta Mutasyonu C nin kaybı Çerçeve Kayması M nin katılması Çerçeve Kayması

30 Mutajenler Temel olarak mutasyon oluşturabilen faktörler üç ayrı grupta; fiziksel, kimyasal ve biyolojik olmak üzere sınıflandırılabilir. Fiziksel Mutajenler Sıcaklık, manyetik alan, elektriksel alan, UV, x, y, proton, nötron ışınları gibi etmenlerdir. Bunlar genellikle bir baz çiftinin yerini bir başka baz çiftinin almasına yol açarlar. Fiziksel mutajenler etki şiddetine ve sürecine göre geçici veya kalıcı değişimlere yol açarlar [45]. Biyolojik Mutajenler Biyolojik mutajenler olarak virüsler ve transpozibıl elementler bilinmektedir. Virüs genomu konak hücrenin DNA sına girdiğinde, kendi DNA sında bulunan bazı genleri konak DNA sına ekleyerek onun genetik yapısını değiştirdiğinden dolayı bir mutasyon olarak kabul edilir. Transpozonlar ise genom içinde bir pozisyondan diğerine hareket ederler ve kromozom kopması gibi genetiksel değişikliklere neden olurlar [45].. Kimyasal mutajenler Etki biçimlerine göre 5 alt grupta incelenir. Baz Analogları Baz analoglarının moleküler yapıları nükleik asitlerin purin ve pirimidin bazlarına çok benzediğinden, replikasyon sırasında normal bazların yerine yeni sentezlenen DNA zincirinin yapısına girebilirler. Bunun sonucunda da DNA yapısında bulunan H atomlarında pozisyon değişikliği sebebiyle çok sayıda yanlış eşlenmiş bazın oluşumu sonucu mutasyon meydana gelir. Baz analogları bakteri kültürüne ilave edildiğinde

31 13 sentezlenen DNA nın yapısına girerler ve ilk replikasyonda çift yönlü transisyona neden olurlar. Baz analoglarının kullanılmasıyla geri mutasyon meydana getirilebilir [45]. DNA da baz değiştiren maddeler Bu moleküller dinlenme halindeki DNA nın yapısına girerek bazlarını değiştirirler. En önemlisi nitröz asidi (HNO 2 ) dir. Doğrudan doğruya DNA bazlarında amino gruplarını çıkarırlar veya baz sırasını değiştirirler. Örneğin, böyle bir etki adenini hipoksantine çevirip sitozinle bağlanmasını sağlar. DNA bazları çok farklı bir yapı kazanabilirler. Bu yeni yapısıyla baz, orijinal bazdan çok farklı bir baz çifti yapmaktadır, tabi genetik kod da değişir [45]. DNA dan baz çıkaran maddeler En önemlileri alkilleyici maddelerdir. Kükürt, nitrojen, etilenoksit ve daha az toksik olan etil-metan-sülfonat (EMS) bu gruba girer. Alkilleyici maddeler spesifik olarak guaninin N7 pozisyonunu etkiler. Bu etki sonucu DNA daki deoksiriboz bağı gevşer ve 7-alkil guanin DNA dan ayrılır. Sonuçta, DNA da oluşan pürin boşluğuna 4 bazdan herhangi birisi gelebilir. Hem transisyon hemde transversiyon tipi mutasyon görülebilir [45]. Akridin boyalar Bu maddeler genellikle C-G...A-T veya A-T...T-A şeklinde transversiyonlara yol açar. Akridin mutasyonları diğer transversiyon mutasyonlarından farklı olarak daima gen fonksiyonlarının tümüyle kaybolmasına yol açar. Birden fazla baz çifti içeren DNA segmenti gen yapısından çıkar (delesyon) yada uzun DNA segmentleri gen yapısına girer (insersiyon). Akridin boyalarının mutasyona yol açtıkları noktalar DNA üzerinde gelişi güzel dağıtılmıştır ve bu noktalara hot spots (sıcak noktalar) denir [45].

32 14 S.O.S bağımlı mutajenler Bazı mutajen olan kimyasallar etkilerini S.O.S onarım sistemini kullanarak gösterirler. Bu maddelere S.O.S bağımlı mutajenler denir. Bunlara 4-nitro quinolin, benzopiren, aflotoksin, UV ışığı örnek verilebilir. Mutajenler birden fazla bazı etkilediğinde yanlış eşleşen bazların miktarı artacağı için replikasyon engellenecektir. Bunu engellemek için S.O.S yolunun uyarılması gerekir. Araştırıcılar, bitkilerden izole edilen bitki özütlerinin anti mutajen olup olmadığını S.O.S yöntemi ile araştırmışlardır. Sonuç olarak S.O.S i baskıladığı düşünülen kimyasal maddelerin, S.O.S aktivitesi sonucu meydana gelebilecek mutasyonları engellediği veya azalttığı, YE nin (yucca ekstraktı) S.O.S de aktivite gösteren UMU genini baskılayarak mutasyonu azalttığı tespit edilmiştir [45,56-59] Metabolik aktivasyon Organizmalarda meydana gelen ve yaşam için gerekli olan bütün kimyasal olaylara metabolizma adı verilir. Çok sık kullanılan ilaçların, kimyasalların enzimlerin etkisi ile kimyasal değişikliklere uğramasına ise; biyotransformasyon denir. Biyotransformasyon sonucu ilaçlar ve diğer kimyasallar genellikle daha az etkili veya etkisiz bileşikler haline getirilir. Bu yüzden biyotransformasyona, biyoinaktivasyon veya detoksifikasyon (zehirsizlenme) da denilir [60]. Bazen ilaçlar, biyotransformasyon sonucu daha etkili (kodein in morfine, difenoksilat ın difenoksin e dönüşümü gibi) ve/veya daha toksik (metil alkol ün formaldehid ve formik asid e, asetaminofen in N-asetil-p-benzokinonimin e dönüşümü gibi) bileşikler haline dönüşebilirler. Bu da, önilaç- ilaç (İnaktif prekürsör = Prodrog) şeklinde ifade edilebilir. Bazen de, etkisiz bir bileşik vücutta biyotransformasyon sonucu etkili hale getirilebilir (Bakampisilin in Ampisilin e dönüşümü veya Enalapril in Enalaprilat a dönüşümü gibi) [61,62]. Biyotransformasyon sonucu ilaçlar daha polar hale gelirler, lipid/su partisyon katsayıları azalır ve suda çözünürlükleri artarak vücuttan daha kolay atılırlar. Vücutta sadece ilaçlar değil, diğer bütün kimyasallar da biyotransformasyona uğrar. Besinle

33 15 alınan doğal bileşikler dışında kalan ve çeşitli yollardan vücuda giren kimyasal maddelere, ilaçlar dahil, zenobiyotikler denilir. İlaç dışındaki bazı zenobiyotikler; gıda katkıları, insektisid ve fungusid atıkları, hava ve suyu kirleten atıklar, egzoz ve sigara dumanı şeklinde sıralanır [63]. Biyotransformasyon yapan enzimlerin bazıları az veya çok tüm hücrelerde bulunur. Büyük kısmı ise, spesifik olarak belirli organlarda (karaciğer, GİS mukoza ve lümeni, böbrek, akciğer ve diğer yapılardır) yer alır. Karaciğer, metabolizmada başrol oynayan organdır. Buradaki en önemli fraksiyon; mikrozomal enzimlerdir. Biyotransformasyonla ilgili enzimatik olaylar esas olarak iki fazda gerçekleşir: Birinci faz reaksiyonları oksidasyon, redüksiyon ve kopmadır. İkinci faz reaksiyonları ise konjugasyondur. Oksidasyon, karaciğer parenkima hücresinin mikrozomal sitokrom P450 enzimleri tarafından yapılır. Bunlara, karma fonksiyonlu oksidazlar veya monooksijenazlar denir ve ilaç molekülüne oksijen sokarlar. Ayrıca bu sistemle eşgüdümlü çalışan NADPH-sitokrom P450 redüktaz sistemi vardır. Enzimin aktif noktası demir iyonudur. Halen varolan ilaçların metabolizmasına en fazla 5 mikrozomal enzim katkıda bulunmaktadır. Redüksiyon, NADPH, FAD ve diğer flavinlerin yardımıyla olur. Olayların çoğu aldehidlerin alkollere dönüşümü, Azo (N=N) grubunun aminlere dönüşümü ve nitro grublarının amin veya hidroksilamin grubuna dönüşümü şeklinde olur. Kopma, ya ilaç molekülünden bir grubun koparılması ya da molekülü oluşturan daha ufak moleküllere ayrılması şeklinde gerçekleşir. Konjugasyon, bir ilaç veya onun metabolitinin molekülüne bir radikalin veya endojen bir molekülün kovalent bağla bağlanmasıyla olur. Birisi hariç diğerleri mikrozomal olmayan enzimlerle yapılır. Olaya konjugasyon, meydana gelen ürünlere de konjugat adı verilir. Konjugatlar, genellikle daha kolay atılabilen polar maddelerdir [60-66] Mikrozomal enzimler İlaçların ve kimyasalların metabolizması, çok sayıda ve çeşitte enzim gerektirdiği için, bu olay esas olarak karaciğer hücreleri içerisinde gerçekleşir. Yanı sıra, akciğer, böbrek, barsak lümenindeki mikroflora, gastrointestinal mukoza ve daha birçok

34 16 çeşidinde, enzimlerle ilaç metabolizmasına katkıda bulunulmaktadır. Çok sayıda ilaç (penisilin G, atraküryum ve ilaç ön maddesi olan dipiron gibi) non-enzimatik yıkılmaya uğrar [60,63,67,68]. Karaciğer hücrelerindeki Endoplazmik Retikulum da (ER), ilaç metabolize edici mikrozomal enzim sistemi vardır. Bunlar hücrede ER un düz kısmında bulunur. Oksidasyon olaylarının çoğu karaciğer hücresinin mikrozomal enzimleri tarafından yapılır. In vitro enzim incelemeleri için, hücre homojenize edilirken ER membranı mikrozom denilen kürecikler haline dönüşür. Mikrozomal enzim sistemine, sitokrom P450 ye bağımlı karma fonksiyonlu oksijenaz sistemi de denir. Sitokrom P450, karaciğer ER membranlarında en yüksek miktarda bulunur ve bu miktar toplam protein içeriğinin yaklaşık %20 sini oluşturur. Bir hemeprotein olan sitokrom P450 nin farklı fakat genellikle çakışan substrat özgüllüğü gösteren birçok formu vardır. Bu da, karaciğer monooksijenaz sisteminin geniş substrat özgüllüğünün bir göstergesidir. Ayrıca, mikrozomal enzim sisteminin diğer önemli koplementerleri; bir flavo protein olan NADPH sitokrom P450 redüktaz ve NADPH dan sitokrom P450 ye elektron taşıyan bir lipid olan sitokrom b5 dir [60,69,70,71]. Mikrozomal bir enzimin, substratı olan bir madde tarafından sentezinin arttırılmasına (ya da yıkımının yavaşlatılmasına) mikrozomal enzim indüksiyonu, enzimin inhibe edilmesine ise mikrozomal enzim inhibisyonu denir. Enzim indüksiyonunun pratik önemi; artmış olan enzim etkinliği sonucu, bu enzimler tarafından inaktive edilen ilaçların vücutta yıkımının artması ve etkinliğinin azalmasıdır. Enzim inhibisyonunda ise, birçok ilacın inaktivasyonu önlenerek onların farmakolojik etkileri güçlenir ve plazmadaki ilaç düzeyleri toksik düzeye çıkabilir. Bazı ilaçlar, kendilerini yıkan enzimleri indükleyerek, kendi inaktivasyonlarını hızlandırırlar. Bu olaya oto- indüksiyon denir. Örneğin, karbamazepin, barbitüratlar, alkol gibi. Bazı ilaçlar ise, sitokrom enzimi tarafından oksitlendikten sonra, reaktif bir ara ürüne (metabolit) dönüşür ve kendini yıkan enzimi inaktive ederek, kendi yıkımlarını yavaşlatırlar. Bu ilaçlara intihar (suicide tipi) inhibitörler adı verilir. Örneğin, etinil estradiol, kloramfenikol, sekobarbital gibi. Enzim

35 17 aktivasyonu, ilaç tarafından, enzim sentezi arttırılmaksızın enzim etkinliğinin arttırılmasıdır [61,62,68] DNA Onarım Teknikleri Spontan ya da indüklenen mutasyonlar DNA da hasara sebep olmaktadır. Bu hasar eğer giderilmezse replikasyon yoluyla aktarılabilir. Bunun sonucu olarak mutant hücre ya da organizmalar oluşur. Buna karşın, prokaryotik ve ökaryotik hücrelerde çeşitli onarım sistemleri gelişerek bu DNA hasarlarını giderme yolunda işlev görmektedir. Bilinen DNA onarım mekanizmaları aşağıda açıklanmaktadır.[72,73] a) DNA polimeraz proofreading ile onarım Bakterilerde baz çiftlerinin spontan değişme sıklığı her replikasyon için civarındadır. Diğer yandan DNA polimerazın yeni sentezlenen ipliğe nükleotidleri eklerken yaptığı hata sıklığı ise 10-5 dir. Bu iki değer arasındaki fark polimerazın proofreading aktivitesidir. Çoğu bakteriyel DNA polimerazın 5-3 yönünde polimerizasyon, 3-5 yönünde ise ekzonükleaz aktiviteye sahip olduğu bilinmektedir. Bu sayede doğru olmayan nükleotidler 3-5 yönünde çıkarılarak hata düzeltilir [72,73,77]. b) Fotoreaktivasyon ile onarım UV ışığı uyarısıyla oluşan timin ya da diğer pirimidin dimerleri nm dalga boylu görülür ışığın varlığında direkt olarak geri dönüştürülür. Fotoreaktivasyon ya da ışık onarımı denilen bu mekanizma, fotoliyaz enzimi tarafından katalize edilir. Fotoliyaz ışıkla aktif hale gelerek dimerleri ayırmaktadır. Fotoliyaz tüm prokaryotlarda ve ilkel ökaryotlar da var iken insanda bulunmamaktadır. Hasarlı DNA fotoreaktivasyon tamir sistemi ile onarılır. Timin dimerini oluşturan bağ, mavi ışıkla aktive olması gereken fotoreaktivasyon enzimi (PRE) tarafından kırılır [72,73,77].

36 18 c) Alkilasyon hasarı onarımı Alkilleyici ajan olarak bilinen mutajenler, memeli hücre DNA sına metil ya da etil gruplarını aktarırlar. Bu gruplar bazların üzerindeki reaktif bölgelere ya da DNA üzerindeki fosfat gruplarına aktarılırlar. Alkillenen bazlar yanlış baz eşleşmeleri yaparlar. DNA daki bu hasar, metil transferaz enzimi ile özgün bir şekilde onarılır. Bu enzim hatalı bazları değil, sadece onlara bağlı metil gruplarını kopararak uzaklaştırır [72-76]. d) Kesme-çıkarma onarım yolu Bu mekanizma 1964 yılında bir grup bilim adamı tarafından keşfedilen ve tüm canlılarda gerçekleşen bir onarım mekanizmasıdır. Bu sistem dimerleri ışık gerektirmeyen bir reaksiyonla onardığı için karanlık onarım olarak da adlandırılır. E.coli de sadece pirimidin dimerlerini değil, DNA heliksinin distorsiyonunu (bükülme, katlanma) uyaran ciddi hasarları da onarabilmektedir. Hasar uvra, uvrb, uvrc genleri tarafından kodlanan uvr ABC endonükleaz enzimi tarafından tanınmaktadır. Bu enzim DNA tek ipliğindeki hasarlı bölgede 12 nükleotitli kısmı kesmekte ve boşluk DNA polimeraz 5-3 aktivitesiyle doldurulmaktadır [72-76]. e) AP bölgelerinin onarımı DNA daki bazlarda deaminasyon gibi bir etki oluştuğunda, sitozin urasile, adenin ise hipoksantine dönüşür. DNA glikosilaz enzimi bu anormal bazı tanır ve hidroliz ederek dizinden koparır. Böylelikle DNA baz dizisi üzerinde, küçük bir boşluk şeklinde meydana gelen Apürinik ya da Apirimidinik bölgeler (AP), AP endonükleaz tarafından tanınır. Prokaryot ve ökaryotlarda homolog olduğu kaydedilen bu AP endonükleaz enzim grubu, DNA ipliğini AP bölgesi yakınından keserek bir çentik açar. Bu noktada DNA polimeraz I devreye girerek eksonükleaz aktivitesiyle birkaç nükleotidi koparır. Ardından 5-3 polimerizasyon aktivitesiyle, yeni iplik sentezi gerçekleşir ve eksik olan bazın yeri, doğru nükleotitle tamamlanır [72,73,76].

37 19 f) Yanlış eşleşme onarımı (mismatch onarım) DNA replikasyonundan sonra dizide yer alan yanlış baz eşleşmelerinin pek çoğu, yanlış eşleşme onarımı denilen diğer bir sistem tarafından düzeltilebilmektedir. Bu mekanizma E.coli de mut S, mut Z ve mut H genlerinin ürünleri tarafından başlatılır. Yanlış bazlar ekzonükleazla çıkarılır. DNA polimeraz III ve ligaz ile tamamlanır. Yanlış eşleme onarımı, ökaryotlarda da E.coli dekine çok benzer şekilde, ancak başka genler tarafından yürütülür. Bu genler hmsh2, hmlh1, hpms1, hpms2 olarak belirlenmiştir. hmsh2, E.coli nin mut S geni ile diğer üç gen de E.coli mut L geni ile homoloji göstermektedir. Bu genlerin fonksiyon kaybı, genomdaki mutasyon birikimini arttırdığı için mutator genler olarak bilinirler [72,73,76]. g) SOS onarım sistemi E.coli de hasarlı DNA ya farklı bir yanıt veren diğer bir onarım şeklidir. DNA sentezi esnasında bir lezyonun üstünden atlamak yerine bu sistem, DNA polimerazın lezyon karşısında replikasyonun devamına olanak veren koşulları hazırlar. Boşluk oluşturulmazken, replikasyonun doğruluğundan fedakarlık edilerek uyum sağlanır. Bu nedenle sistem hataya meyilli olarak tanımlanır. Bu sistemde lexa, RecA ve Uvr de dahil olmak üzere 20 kadar farklı genin ürünlerinin, SOS yanıtında görev yapmak üzere DNA hasarı tarafından uyarıldığı saptanmıştır. Burada ilgi çekici olan nokta; sentezlendiği zaman reca ve uvr genleri ile diğer onarım genlerinin transkripsiyonunu baskılayan lexa protein ürünüdür. Bununla beraber reca proteinini boşluk bölgesindeki tek zincirli DNA ya bağlandığı zaman, bu bağlanma her nasılsa lexa baskılayıcı molekülün yıkımını aktivite eder ve onun regülatör görevini bozar. İşlevsel bir represör molekülünün yokluğu, RecA ve Uvr genlerinin aktivasyonuna ve bu yolla onların kodladığı proteinlerin üretiminin artmasına olanak sağlar. Bu ürünler lezyonu geçerek DNA yı replike etmesini sağlar. Olay tamamlanınca; reca proteini inaktive hale gelir. Bu durumda, lexa artar, bu da reca ve hedef geni inhibe ederek, SOS sistemini kapatır [74-77].

38 Mutajen ve Kanserojenlerin Saptanmasında Kullanılan Kısa Zamanlı Test Sistemleri Çevremizde bulunan ve biyolojik etkileri bilinmeyen sayıları milyonları bulan sentetik ve doğal maddelerin kanserojenik potansiyelleri açısından test edilmeleri sağlığımız açısından gerekmektedir [48]. Bir maddenin kanserojenik potansiyeli, deney hayvanlarıyla veya insanlarla yapılan uzun zamanlı testlerle veya edipemiyolojik çalışmalarla ölçülmektedir. Uzun zamanlı testler, uygun hayvan türleri seçilerek hayvansal maddenin uygulanmasını takiben yapılan otopside patolojik ve histolojik çalışmalarla ölçülmektedir [41,48]. Memelilerde mutasyon testlerinin yapılmasında en önemli zorluk memeliler mikroorganizmalar gibi mutajenlere çok duyarlı değildirler. DNA çok farklı bölgelerde ve çeşitli mekanizmalarla hasara uğrayabildiği için hasarın direkt olarak gösterilmesi teknik olarak zordur. Kimyasalların insanda oluşturduğu mutajenik ve karsinojenite olgusunun belirlenmesinde bakterilerin kullanımı, yaşayan tüm canlıların ortak genetik materyali olan DNA nın primer yapısının incelenmesi temeline dayanmaktadır. Fiziksel ya da kimyasal ajanların DNA da meydana getirdiği hasar, bakteriyel mutasyonları ölçebilen kısa-zamanlı testlerle saptanmaktadır [78]. Bakteriler gecelik kültürlerinde çok sayıda gelişirler ve nadir mutasyonel olayların saptanmasına olanak tanırlar. Bakteriyel testlerde; mutajenik etki ileri=forward ve geri =reverse mutasyonları belirleyen yöntemlerle ölçülebilmektedir. İleri mutasyonu belirleyen genetik sistemler, geniş bir hedef bölgesinde gerçekleşen mutajen atağından sonra oluşan genetik değişmelerin fenotipe yansıyarak saptanmasını sağladığı için teorik olarak avantajlıdır. Geri mutasyon yönteminde ise mutant bakteriler kullanılmaktadır. Bu bakteriler, fenotipik etkileri kolayca belirlenebilen gen lokuslarında istenilen tip mutasyonun oluşturulmasıyla, amaca uygun halde hazırlanmaktadır. Bu yöntem maruz kalınan test kimyasalının etkisiz olma ya da var olan mutasyonu baskılama sıklığını belirlemektedir. Test kimyasalının genetik hedefi küçük, özgül ve seçicidir. Kullanılan bakteri suşları

39 21 mutajenlerin özgüllüğünü gösterecek çeşitli markerlere sahiptir. Geri mutasyon yönteminde en yaygın olarak kullanılan marker, bakterinin büyümesi için gereksinim duyduğu bir aminoasitin, bulunmadığı ortamda gelişerek, geri dönüşüm yapmasıdır. Mutajenleri tanımlamakta kullanılan test sisteminin her biri farklı bir mutasyonu gösterdiği için değişik test sistemleri gelişmiştir. Bunlardan bazıları DNA hasarlarına sebep olan kimyasalların test edildiği sitogenetik metotlardır. Bu testler kardeş kromatid değişimi (SCE = sister chromatid exhange), comet testi (gen dönüşümleri ve DNA kırılımları ), programlanmamış DNA sentezi (UDS = unscheduled DNA synthesis ), SOS kromotest, transformasyon yöntemi ve Ames/Salmonella yöntemi şeklinde sıralanabilir [3,9,11,14,15,16,18,19]. a) Kardeş kromatid değişimi (SCE) yöntemi: SCE yönteminin prensibi; kardeş kromatidlerin birbirine kontrast sağlayacak şekilde boyanmasına dayanır. Kardeş kromatidlerden meydana gelen parça değişimi, boyama farklılığından hemen anlaşılır. Bu yöntemler sadece kromozomlarda oluşan yapısal değişimler gözlendiğinden dolayı SCE yöntemi sınırlı amaçlar için kullanılabilir [3,9]. b) Mikronükleus test yöntemi: Mikronükleus testi bölünme yeteneğine sahip tüm hücrelerde yapılabilen bir testtir ve temel prensibi bazı mitoz anomalileri ve kromozom kaybı gibi durumların ortaya çıkarılmasına yöneliktir. Çekirdek boyanması ile incelenir. Bu amaçla en çok memelilerin polikromotofil (PCE) ve normokromotofil (NCE) eritrositlerinde çalışmalar yapılmaktadır [3,9,14,16,]. c) CA ve COMET test yöntemi: CA yöntemi hücrelerin metafaz safhasında incelenerek kromozom hatalarının ortaya çıkarıldığı sitogenetik bir yöntemdir. Comet yönteminde ise DNA da meydana gelen tek ve çift zincir kırıkları tespit edilir [9,15,23].

40 22 d) UDS yöntemi: UDS yöntemi, programlanmamış DNA sentezi testi olarak adlandırılır. Bu yöntemin prensibi, primer rat hepatositlerinde DNA tamirinin uyarılmasına dayanmaktadır. UV ile pozitif kontrol deneyleri yapılıp otoradyografik olarak değerlendirilmektedir [9,18,19]. e) Transformasyon yöntemi: Transformasyon yönteminde, M2-C3H fare fibroblast hücrelerinde malignant transformasyonun uyarılmasıyla kimyasal maddelerin mutajenik ve tümorojenik etkileri ölçülür. Kanserojenik maddelerin tespiti için daha uygun bir testtir [22]. f) UMU test yöntemi: Umu test yöntemi, DNA hasarları için bir kromojenik testtir. Bu test için sadece tek bir bakteri suşu gereklidir. Yüksek bakteriyotoksik etkilere sahip olan kimyasalların teşhisinde kullanılabilir. Umu test suşu olan TA 1535/ psk 1002 ye eklenen çok kopyalı plazmidler, NR (nitroaren) geni, NAT (N-asetil transferaz) geni ya da her ikisini bakteriye aktarmaktadır. Sonuç olarak bu bakteri suşu DNA hasarına sebep olan nitroantren ve aromatik aminler e karşı hassasiyet kazanır [10] Salmonella Ames Mikrozom Mutajenite Test Sistemi Çevremizde bulunan ve biyolojik etkileri bilinmeyen sayıları milyonları bulunan sentetik ve doğal maddelerin kanserojenik potansiyelleri açısından test edilmeleri sağlığımız açısından gerekmektedir. Bir maddenin kanserojenik potansiyeli, deney hayvanlarıyla veya insanlarla yapılan uzun zamanlı testlerle veya epidemiyolojik çalışmalarla ölçülmektedir. Uzun zamanlı testler, uygun hayvan türleri seçilerek hayvansal maddelerin uygulanmasını takiben yapılan otopside patolojik ve histolojik çalışmalarla ölçülmektedir. Bruce Ames tarafından geliştirilen Salmonella typhimurium mikrozomal test sistemi, mutajen ve kanserojen maddelerin tespitinde kullanıldığı gibi, basta antioksidanlar olmak üzere çeşitli antimutajenik ve antikanserojenik etkileri olan inhibitör

41 23 maddelerin de belirlenebildiği ve etkilerinin izlenebildiği çok önemli kısa zamanlı test sistemlerinden biridir. Bu test sisteminde, Salmonella typhimurium LT2 atasal susundan in vitro mutasyonlarla elde edilmiş bir seri Salmonella typhimurium mutant suşları kullanılmaktadır. Ames testi genotoksik araştırmalarda hala geniş bir kullanım alanına sahip olan bakteriyel mutajenite testidir. Bu testte kısaca test edilen kimyasal maddenin Salmonella typhimurium his- (histidin sentezleyemeyen histidin oksotrofu) mutantlarını, his+ (yabanıl tip, prototrof) haline çevirme gücü ölçülmektedir. Ames testinde, çesitli kimyasal maddelerin mutajenitesinin belirlenebilmesi için histidine ihtiyaç duyan suşlar kullanılmaktadır. Genel mutajenite testleri için en çok kullanılan test susları TA 98, TA 100, TA 102, TA 1535 ve TA 1538 dir. Her bir test suşu histidin operonunda değişik tipte mutasyonlar içermektedir [4]. Çizelge 2.2 de Salmonella typhimurium mutant suşlarının genetik özellikleri verilmiştir [79]. Çizelge 2.2. Salmonella typhimurium mutant suşlarının genetik özellikleri Suş Histidin mutasyonu LPS Onarım pkm101 TA 1535 His G46 Rfa vrb - TA 1537 His C3076 Rfa vrb - TA1538 His D3052 Rfa vrb - TA98 His D3052 Rfa vrb + TA100 His G46 Rfa vrb + Mutasyon niteliği AT GC transisyon C...C yanına +1 CG CG yanından -1 CG yanından -1 AT CG transisyon TA97 His D6610 Rfa vrb + CCC yanına +4 TA102 PAQ1 His G428 his Rfa vrb - G Ochre AT Belirlenecek Bilesik Sınıfları Baz çifti degisimi Çerçeve kayması Çerçeve kayması Çerçeve kayması Baz çifti degisimi Çerçeve kayması Oksidantlar, XIsınları, U.V., mitomisin C, bleomisin,h,o,ve kinonlar

42 Histidin mutasyonu Her test şusu, histidin operonunun değişik bölgelerinde çeşitli mutasyonlar içermektedir. Bunlar, ya DNA daki tek bir bazın değişmesi ile ortaya çıkan baz değişimleri ya da bir bazın eklenmesi ya da çıkarılması ile kendini gösteren çerçeve kayması mutasyonlarıdır. Salmonella typhimurium TA 100 ve TA 1535 suşlarında bulunan His G46 mutasyonu, histidin biyosentezinin ilk enzimini kodlayan hisg geni üzerindedir. Bu mutasyon, histidin biyosentezinde rol alan ilk enzimi kodlayan gende lösin kodonu yerine prolin kodonunun gelmesine yol açar. His D3052 mutasyonu, S. typhimurium TA 1538 ve S. typhimurium TA 98 suşlarında bulunur. His D+ geni histidinol dehidrojenaz enzimini kodlar. His D3052 mutasyonu (-1) çerçeve kayması seklinde bir mutasyondur ve nükleotid eksikliği his D- geni içinde 8 defa tekrarlanan -GCGCGCGCGC- bölgesindedir. Bu nedenle bu sus daha çok çerçeve kayması tipi mutasyonlara neden olan mutajenik/kanserojenik kimyasallar ile his+ hale dönüşmektedir [4] Rfa mutasyonu Bu mutasyon, bakteri hücre duvarının lipopolisakkarit (LPS) tabakasını kodlayan genlerde meydana gelir. Bu engelin kalkması, yani LPS kusurları mutajenin bakteri içerisine girmesini kolaylaştırarak, hücrenin daha duyarlı olmasına yol açmaktadır. Rfa mutantları, polisakkaritlerin sentezinden sorumlu bir enzim bakımından kusurludurlar. Bu nedenle de büyük moleküllere karsı duyarlıdırlar. S. typhimurium un his- ve onarım sistemlerinde mutasyon taşıyan test suşlarından, LPS kusurlu türevler elde edilmiş bu şekilde de sistemin mutajenlere duyarlılığı arttırılmıştır [4] UvrB mutasyonu DNA onarım sisteminde kesip çıkarma görevini üstlenen enzimi kodlayan uvrb genindeki delesyon sonucu oluşmuştur. uvrb mutasyonu, birçok mutajenin ortaya çıkarılmasında duyarlılığın artmasına neden olur. Ancak, teknik nedenlerden dolayı

43 25 uvrb geninin kesilerek uzaklaştırılması sırasında bu delesyon biotin genine kadar uzanmaktadır. Biotin geni ise vitamin H(B 7 ) denilen biotinin sentezinden sorumludur. Bu nedenle bakteriler üreyebilmeleri için histidinin yanında biotine de gereksinim duyarlar [4] R faktörü Mutajenlerin daha iyi tayin edilebilmeleri amacıyla S. typhimurium TA 1538 ve TA 1535 suşlarına, ampisiline dirençlilik geni taşıyan pkm 101 R faktörü plazmidin eklenmesiyle S. typhimurium TA 98 ve TA 100 suşları elde edilmiştir. Plazmid içeren suşların, mutajenik oldugu gösterilmiş ajanlara karsı cevapları, plazmid içermeyen suşlara göre oldukça yükselmiştir. Plazmid içeren yeni suşlar, orijinal suşlarla zayıf ya da mutajen olmayan ajanlara karsı net bir pozitif cevap vermişlerdir. pkm 101 plazmidi bu suşların daha duyarlı olmasından sorumlu olan hata oranı yüksek onarım sistemi ile bağlantılı gen ürünleri içermektedir. Bu plazmid, DNA nın kesme-çıkarma yoluyla onarım mekanizmasının inaktivasyonuna ve dolayısıyla spontan mutasyonların ve kimyasalların neden olduğu mutasyonların artmasına neden olur. Bunların dışında son olarak Salmonella/mikrozom test sistemine daha sonra rat karacigeri 9000xg süpernatantını ve kofaktörleri içeren metabolik aktivasyon sistemi eklenerek memelilerdeki biotransformasyon olaylarının benzeri sağlanmaya çalışılmıştır. Önceki çalışmalarda mutajenik aktivite göstermeyen birçok prokarsinojenler, test sisteminin metabolik aktivasyonu içeren bu uygulaması ile pozitif sonuç vermişlerdir [4] SOS Chromotest (Beta Galaktosidaz Enzim Aktivitesi Testi) S.O.S. kromotestin temeli, Escherichia coli de hasarlı DNA da S.O.S. cevabının uyarılmasına yöneliktir. E. coli PQ37 mutant suşunun kullanıldığı bu testte genotoksik maddenin etkisi ile hasar gören DNA dan gönderilen sinyal Beta- Galaktosidaz geninin promotor bölgesini uyarır (SOS cevabı genleri). Aktive edilen

44 26 promotor bölgesi Beta galaktosidaz enziminin üretilmesine neden olur. DNA üzerinde oluşan hasarı tolere ederek DNA replikasyonuna devamını sağlamak için üretilen bu enzimin ELİSA (Enzyme Linked İmmunosorbent Assay) yöntemi ile miktarı belirlenerek test maddesinin genotoksisitesi değerlendirilir. Üretilen SOS proteinleri hasarlı kısıma bağlanarak DNA replikasyonunun duraklamadan devam edebilmesine olanak sağlarlar. Bu nedenle hataya meyilli tamir sistemi olarakta adlandırılır. [80] Diş Hekimliğinde Restoratif Materyal Olarak Kullanılan Simanlar Diş hekimliği ile ilgili arkeolojik bulguların tarihi M.Ö. 2700, kaybedilen dişlerin yerini ilkel protetik bir yapım ile restore etme ise, M.Ö yılına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir yılında C. Mouton tarafından yapılan ilk altın kronlardan sonra 1800 lü yılların başından itibaren sabit protetik restorasyonlar geliştirilerek estetik diş hekimliğinin de temelleri atılmıştır. 20 yüzyılın başlarında diş hekimliğinde kullanıma giren dental simanlar çinko oksit-fosforik asit, çinko oksit-ojenol ve silikat cam-fosforik asit olarak sıralanabilirler. Daha sonra poliakrilik asit esaslı simanların gelişimine ışık tutacak çinko polikarboksilat ve cam iyonomer simanlar kullanıma sunulmuştur lerin başlarında metil metakrilatların geliştirilmesine rağmen, rezin esaslı simanlar yüksek toksisiteleri nedeniyle rutin kullanıma girememişlerdir. İlk defa Bowen tarafından amalgam dolgulara bir alternatif olarak geliştirilen kompozit reçineler ilerleyen tarihler de restoratif amacın yanı sıra yapıştırma için de kullanılmaya başlanmıştır [81,82]. Estetik ve fiziksel özelliklerinden dolayı 1970 li yıllardan beri kompozit rezin materyalleri diş hekimliğinde restoratif amaçlı olarak kullanılmaktadır. Çok sayıda araştırma ile elde edilen olumlu gelişmelere rağmen ideal bir maddeden söz etmek olanaksızdır. Ancak estetik ve fiziksel özellikleri daha çok geliştirilmiş materyallere duyulan ihtiyaç her zaman var olmuştur [83,84,85].

45 27 Sabit protezlerde tutuculuk ve estetik ile doğrudan ilişkili faktörlerden biri olan ve restoratif diş hekimliğindeki işlemlerin %40 60 ında kullanılan dental simanlar; kaide, geçici restorasyon, periodontal pat, pulpa kapaklama, metalik restorasyonlar altında termal izolatör, kavite linerı ve geçici-daimi simantasyon materyali olarak uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Günümüzde, diş hekimlerine başvuran hastaların estetik kaygıları daha çok ön plana çıkardıkları ve tedavi alternatifleri içinde geçmişin aksine doğal görünümü tercih ettikleri gözlenmiştir. Son yıllarda restoratif diş hekimliği alanında yapılan çalışmaların çoğu çeşitli sebeplerle diş sert dokularında meydana gelen madde kayıplarının tedavisinde daha güvenle kullanılabilen estetik restoratif materyallerin ve yöntemlerin bulunması üzerinedir. Protetik açıdan anterior bölge için estetik tedavi alternatifleri, seramik kron veya laminate veneer restorasyonlar olarak sıralanabilir. Özellikle metal desteksiz laminate veneer ve seramik kronlar mükemmel sayılabilecek özellikleri ile estetik ve fonksiyonel gereksinimleri karşılayabilmektedirler. Posterior bölgede ise amalgam dolguların yerine kompozit, kompozit dolguların da yeterli olmadığı durumlarda tam seramik inley/onley gibi daha dirençli ve estetik restorasyonlar uygulanabilmektedir. Bütün bu sabit protetik restorasyonların başarısını etkileyen esas faktörlerden biri de restorasyonun dişe tutunmasını sağlayan yapıştırma işlemidir. Günümüzde, tam seramik restorasyonların yapım sistemlerinin gelişimine paralel olarak, rezin esaslı yapıştırma simanları ile bunların polimerizasyon teknikleri ve araçlarında ilerlemeler kaydedilmiştir. Rezin esaslı yapıştırma simanlarının, tutuculuğun eksik olduğu metal destekli restorasyonların yapıştırılmasında da güvenle kullanılabileceği ifade edilmektedir [86-89]. Rezin esaslı simanlar, son yıllarda rutin olarak metal desteksiz seramik kronların, laminatların, inley ve onleylerin, indirek kompozit restorasyonların yapıştırılmasında sıkça kullanılmaktadır. Bunun yanında konvansiyonel simanlara oranla daha az mikro sızıntı ve uzun klinik ömre sahip olduğu belirtilmiştir [90,91]. Dental simanların kullanımı 20. yüzyılın başlarında çinko oksit-fosforik asit, çinko oksit-ojenol ve silikat cam-fosforik asit simanlarla başlar lerde yeni simanların

46 28 geliştirilmesine kadar çinkofosfat, çinko oksit ojenol ve silikat simanlar yaygın olarak kullanılmıştır. Bu tarihlerdeki dental materyallerin neden olduğu histopatolojiler, bakterilerin dentin restorasyon arayüzeyine penetre olmasına neden olan marjinal mikrosızıntı ve restorasyonların tutuculuğundaki zayıflık gibi olumsuzluklar; mine ve dentine daha fazla bağlanabilen ve iyi ıslatma özelliğine sahip yeni materyallerin üretilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur [81]. Yukarıda sayılan kavramlar doğrultusunda, poliakrilik asit esaslı simanların gelişimine temel olarak önce çinko polikarboksilat, sonra cam iyonomer simanlar geliştirilmiştir. Metil metakrilatların, 1950 lerin başlarında geliştirilmesine rağmen, rezin esaslı simanlar yüksek toksisiteleri nedeniyle rutin kullanıma girememiş ancak son 15 yılda değişik tekniklerle polimerize olabilen Bis-GMA, TEDGMA, HEMA ve diğer dimetakrilat monomer içerikli simanlar kullanıma sunulmuştur [81]. Simanların Sınıflaması: 1.Çinko Fosfat simanlar 3.Çinko Polikarboksilat simanlar 2. Çinko Oksit öjenol simanlar 4. Cam ionomer simanlar 5. Rezin simanlar Çinko fosfat simanlar Yaklaşık yüz yıldır diş hekimliğinde kullanılmakta olan çinkofosfat siman, yeni siman sistemleri için bir standart olarak kabul edilmektedir. Çinkofosfat siman tozunun ana bileşeni (yaklaşık %90) çinko oksittir. Simanda ana modifiye bileşen olarak genellikle %10 oranında magnezyum oksit (MgO) kullanılır. Bunun yanısıra, simanın yapısal özelliklerini arzu edilen seviyeye getirmek için %1 ya da daha az oranda silisyumdioksit (SiO 2 ), bizmuttrioksit (Bi 2 O 3 ), baryumoksit (BaO) ve kalsiyumoksit (CaO) eklenir. Çinkofosfat simanın likiti; %45-64 fosforik asit (H 3 PO 4 ), %30-55 su, %2-3 alüminyumfosfat (AlPO 4 ) ve %0-9 çinkofosfat [Zn 3 (PO 4 )] içeren bir fosforik asit solüsyonudur. Bileşikteki su miktarı, likitin iyonizasyonunu kontrol eder ve sertleşme reaksiyonunun süresini etkiler. Toz ve likitin karıştırılmasıyla kuvvetli bir reaksiyon ortaya çıkar ki, hızlı ve ekzotermik olan bu reaksiyon çözünmeyen çinkofosfat oluşumuyla sonuçlanır:

47 29 3ZnO + 2H 2 PO 4 + H 2 O Zn 3 (PO 4 ) 2 4H 2 O Çinkofosfat yapıştırma simanı; tam metal kron, veneer kron-köprü, metal destekli porselen kron-köprü, metal inley-onley ve ortodontik bant ile braketlerin simantasyonunda kullanılmaktadır [81,82,92,93] Polikarboksilat simanlar 1968 yılında Dennis Smith tarafından üretilen bu yapıştırma ajanı, dişe adezyon sağlayan ilk siman olarak bilinir. Bu simanın tozu, esas olarak çinkooksit ve %1-5 oranında magnezyumoksit içerir. Simanın sertleşme süresini arzu edilen şekilde ayarlamak ve dayanıklılığını arttırmak amacıyla üretim aşamasında toza magnezyumoksit yerine kalayoksit ilave edilir. Simana kalayflorür ilavesi ise, mekanik özelliklerini geliştirmesi yanında, florür salınımı sağlar. Simanın bazı formlarına güçlendirici olarak %10-40 alüminyum ilave edilmiştir. Polikarboksilat simanın likiti; %30-45 lik poliakrilik asitin sudaki solüsyonu ya da diğer doymamış karboksilik asitler ile akrilik asit kopolimeridir. Poliakrilik asitin molekül ağırlığı arasında olup, bu değer solüsyonun viskozitesine katkıda bulunur. Polikarboksilat simanın karıştırılması ile başlayan sertleşme mekanizmasına göre; simanın tozu likitle temas ettiğinde toz yüzeyinde bulunan çinko, magnezyum ve kalay gibi iyonlar, poliakrilik asitin karboksil gruplarıyla reaksiyona girerek, iyonik çapraz bağlı bir yapı oluşturur. Sertleşen siman, çinko polikarboksilat matriks içinde dağılmış çinkooksit partiküllerinden oluşur. CH 2 CH CH 2 CH CH 2 CH CH 2 CH Poliakrilik COOH COOH COOH COOH asit + Çinko oksit Zn Ca (Diş yüzeyi)

48 30 Polikarboksilat yapıştırma simanı; tam metal kronlar, veneer kron-köprüler, metal destekli porselen kronlar, kısa üniteli köprüler, post sistemleri, inley-onley, ortodontik bant ve braketlerin simantasyonunda kullanılır [81,82,93-96] Cam iyonomer simanlar Silikat, polikarboksilat ve kompozit rezinlerin pozitif özelliklerini birleştirmek üzere, ilk kez 1970 lerin başında Alan Wilson ve Brian Kent tarafından üretilmiş, 1974 yılında McLean ve Wilson tarafından geliştirilmiştir. Cam iyonomer simanların üretiminde; silikat simanların düşük termal genleşmesi, asitlere maruz kaldığında yüksek aşınma direnci ve florür salınımı sayesinde oluşan antikaryojenik etkisi ile kompozit rezinlerin estetik, polikarboksilat simanların ise diş yapısına uygun adezyon özelliğinin biraraya toplanması amaçlanmıştır. Cam iyonomer siman tozu; silikat siman tozuna benzer şekilde, kalsiyum alüminyum florosilika camdır. Simanın likiti; poliakrilik-itakonik asitin %50 lik sudaki solüsyonu veya %5 tartarik asit içeren polikarboksilik asit kopolimeridir (Şekil 2.1). Şekil 2.1 Geleneksel cam iyonomer simanın kimyasal yapısı Cam iyonomer simanların sertleşme reaksiyonu, temelde iyon salınımı yapan cam ile poliasit arasındaki reaksiyondur. Sertleşme iki aşamada gerçekleşmektedir. Simanın ilk sertleşmesinden sorumlu olan ve karıştırmadan hemen sonraki dakikalarda

49 31 gerçekleşen birinci aşamada; kalsiyum iyonları poliakrilik asitin karboksilat gruplarına bağlanmaktadır, böylece siman modele edilebilir kıvamdadır. İkinci aşamada ise; alüminyum iyonları reaksiyona girerek alüminyum poliakrilat (polikarboksilat) oluşur ve bu da simanın nihai sertleşmesinden sorumludur. Sertleşme sırasında, reaksiyona giren tüm kalsiyum iyonları 3 saatte tamamen bağlanırken, alüminyum iyonları 48 saat kadar daha bağlanmaya devam eder. Cam iyonomer simanların sınıflandırması şu şekildedir: Tip I: Yapıştırma simanı olarak kullanılan cam iyonomer simanlar Tip II: Dolgu maddesi olarak kullanılan restoratif cam iyonomer simanlar a) Estetik cam iyonomer simanlar b) Güçlendirilmiş (takviyeli) cam iyonomer simanlar Tip III: Kaide materyali ve fissür örtücü olarak kullanılan, çabuk sertleşen cam iyonomer simanlar Cam iyonomer yapıştırma simanları; tam metal kron, veneer kron-köprüler, paslanmaz çelik kron, ortodontik braketler, metal destekli ya da desteksiz porselen kronlar ve postların simantasyonunda kullanılır [82,97-103] Rezin esaslı yapıştırma simanları Rezin esaslı yapıştırma simanları içeriğinde belli oranda rezin içeren kimyasal bileşiklerdir. Bu simanlar rezin modifiye cam iyonomer, poliasit modifiye kompozit rezin ve kompozit rezin olarak sınıflandırılabilir. İyonik matriks ve rezin matriksin belli oranlarda birbirlerine karıştırılması ile elde edilir. Rezin Modifiye Cam İyonomer Geleneksel cam iyonomerlerin düşük mekanik dirençleri ve neme karşı duyarlı olmaları en büyük dezavantajlarıdır. Bu dezavantajları gidermek için içeriklerine belli oranlarda hidrofilik monomer genellikle hidroksietil metakrilat (HEMA) veya bisfenol glisidil dimetakrilat (bis-gma) gibi rezin ilave edilmiştir. Rezin modifiye cam iyonomer yapıştırma simanı; rezin ile güçlendirilmiş cam iyonomer, rezinomer, hibrit ionomer gibi isimlerle de anılır. Rezin modifiye cam iyonomer yapıştırma

50 32 simanının en önemli tercih edilme nedenleri, geleneksel cam iyonomer yapıştırma simanlarına göre daha az hassasiyet oluşturması, mekanik direncinin artması ve suda çözünürlüğünün azalması şeklindedir. Toz-likit veya kapsül formunda kullanıma sunulmuştur (Şekil 2.2). Şekil 2.2 Rezin modifiye cam iyonomer simanın kimyasal yapısı Cam iyonomer yapıştırma simanlarının kimyasal olarak sertleşmelerine karşın rezin modifiye cam iyonomer simanlar, kimyasal, ışık veya bu iki sistemin bileşimi ile (dual) sertleşebilmektedir. Poliasit Modifiye Kompozit Rezin Siman (Kompomer) Cam iyonomer ve kompozit rezin esaslı simanların sırasıyla florür salınımı ve artan fizikokimyasal dayanıklılığı gibi üstün özelliklerini bir araya toplamak için geliştirilmiş bir siman türüdür. Cam iyonomer simanların flor iyonu salınımı ve diş dokularına adezyonları gibi avantajlarıyla, dental kompozitlerin gelişmiş fiziksel özelliklerini birleştirebilmek amacıyla, 1990 lardan bu yana, poliasitle modifiye kompozit rezinler dişhekimliği uygulamalarına sunulmuştur. Kompozit kelimesinden kompo, iyonomer kelimesinden mer bölümleri alınarak kısaca bu tür simanlara kompomer adı verilmiştir. Kompomerler, cam iyonomerlerin cam tozları veya öncül reaksiyona tabi tutulmuş cam iyonomer ile polimerize olabilen asit yapıda monomerden oluşmuşlardır. Monomer kısmı hidrofilik karboksilik grup ile modifiye

51 33 edilmiş, doldurucu kısmı ise asit hücumlara duyarlı kalsiyum alümina silikat cam içeriği katılarak modifiye edilmiştir. Bu tip materyallere polimerizasyondan sonra, daha tanımlayıcı terim olan poliasit modifiye kompozit rezin adı verilir. Diğer materyaller gibi kompomerler de tükürükten su alır. Bu modifikasyonun temelinde yatan mantık, modifiye polimerdeki asit grubu ile kalsiyum alüminaflorosilikat cam arasında suyun asit/baz reaksiyonunu başlatmasıdır (Şekil 2.3) [ ]. Şekil 2.3 Poliasit modifiye kompozit rezin simanın (kompomer) kimyasal yapısı Kompozit Rezin Siman Diş kompozit reçinelerin kullanıldığı alanlar şunlardır: 1- Yapıştırma materyali olarak 2- Pit ve fissür sealant olarak 3- Post ve kor yapımında 4- Abrazyona ve erozyona uğramış servikal lezyonlarda 5- Hasar görmüş dişlerin tedavisinde 6- Kırılmış porselen kuronların tamirinde 7- Retrograd kanal dolgusu olarak 8- Anterior ve posterior bölgelerdeki klas I, II, III, IV, V restorasyonlarda 9- Direkt veya indirekt yöntemle anterior veneerlerde 10-Direkt veya indirekt yöntemle posterior inley ve onley olarak kullanılabilir.

52 34 Kompozit rezin materyal, organik faz (matriks), inorganik faz (doldurucu partikül içeren dağılan faz) ve iki fazı birbirine bağlayan arayüzey fazı (bağlayıcı ajan) olmak üzere üç fazdan meydana gelmektedir (Şekil 2.4) [81,82]. Şekil 2.4 Kompozit rezin simanın kimyasal yapısı Çinko oksit öjenol simanlar Çinko oksit suyla çinko hidroksit oluşturmak için reaksiyona girer, böylece çinkohidroksit öjenolle kombine olarak çinko öjenolatı meydana getirir. Bu matriksin içinde reaksiyona girmemiş çinko oksit partikülleri bulunur. Gerçek şu ki çinko öjenolat kolaylıkla serbest öjenol ve çinko hidroksite hidrolize olur, bu durum simanın en çok çözünebilen siman oluşu gerçeğinin sebebidir. Standart bir çinko oksit- öjenol geçici dolgu maddesinin içeriği: Toz: ZnO %69, Beyaz reçine %29,3,Çinko sitrat %1,Çinko asetat %0,7, Likit: Öjenol %85, Zeytin yağı %15 Kompozisyonda iki şekilde tozda ve likitte değişiklik yapılabilir bu sayede karıştırılmış materyalin dayanma gücü arttırılarak daimi dolgu materyali olarak kullanılabilmesi sağlanır. Orto-ethobenzoik asit likite eklenebilir ve toza alimuna veya poly (metil metakrilat) tozu eklenebilir. Bu değişikler sonucu oluşan çinko-oksit öjenol maddesinin içeriği: Alumina ve orto-etobenzoik asitle güçlendirilen, Toz: Çinko oksit %70, Alumina %30, Likit: Ortho-etobenzoik asit %62,5 Öjenol %37,5 Polimerle güçlendirilen, Toz: Çinko oksit %80, Poly (metil metakrilat) %20, Likit: Öjenol %85,Zeytin yağı %15

53 35 Avantajları: 1. Pulpa üzerinde teskin edici etkisi vardır 2. Kısa dönemde iyi örtüleme. Dezavantajları: Dayanıksızdır. Çözünebilir.. Simanın sertleşme reaksiyonu için su gereklidir, su ve nemin bir arada bulunması sertleşem reaksiyonunu hızlandırır. Çinko asetat aynı zamanda sertleşme reaksiyonu için bir hızlandırıcıdır [81,83,100,102]. 2.9 Simanların Çözünürlüğü Diş hekimliğinde kullanılmakta olan simanlar su içerisinde oldukça düşük miktarlarda çözünürlüğe sahipse de diğer bazı kimyasallar ile muamele edildiklerinde çözünürlükleri artmaktadır. Birçok araştırıcının aklında simanın yüksek derece çözünürlüğünden dolayı daimi dolgu malzemesi olarak kullanılmasına dair şüpheler vardır. En önemli sorunların başında ağız içerisinde uzun yıllar kullanılmalarından dolayı meydana gelebilecek çeşitli problemler yer almaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalar simanların zamanla ağız içindeki çözünürlüklerinin arttığını göstermektedir. Bunda da en önemli etken içerisinde birçok farklı enzim bulunduran tükürüktür. Bilindiği gibi tükürük içerisinde sindirim enzimleri, büyüme faktörleri, peroksidaz enzimleri gibi birçok farklı molekül bulunmaktadır. Kimyasal yapısı nedeniyle suyun çözemediği birçok maddeyi çözebilen tükürük içerisinde simanların çözünürlüğü de oldukça önemlidir. Simanların tükürük içerisinde fazlaca çözünmesi doldurulan bölgelerde meydana gelecek boşluklara yerleşen mikroorganizmaların meydana getireceği diş sorunlarına neden olabilmektedir. Bu bakterilerin ürettikleri asitlerin (özellikle laktik asit) meydana getireceği korozyon problemleri önemli bir sorundur. Bu nedenle ağız içinde çözünen simanların vücut içinde kimyasal yapıları dolayısı ile meydana getirebileceği toksik ya da mutajen/genotoksik etkiyi artırabilmesine ve başka problemlere neden olabileceğinden bu konu oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle bu konu ile ilgili son yıllarda birçok yapılmış çalışma mevcuttur [ ].

54 36 3. MATERYAL VE METOT Çalışmada diş hekimliğinde çeşitli amaçlarla kullanılan simanların mutajenik ve genotoksik etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Diş hekimliğinde uzun yıllardan beri kullanılmakta olan bu materyallere teknolojinin de ilerlemesi ile sürekli yenileri eklenmektedir. Bu amaçla kullanılan çeşitli tür ve markalarda simanlar mevcuttur. Cam iyonomer, çinko polikarboksilat, çinko oksit öjenol, çinko fosfat ve son yıllarda en çok tercih edilen rezin simanlar bunlardan bazılarıdır. Materyal olarak belirlediğimiz 6 simanın; Voco Meron (Cam iyonomer siman),dentsply Poly-F-Plus (Çinko polikarboksilat siman), Cavex (Çinko oksit öjenol siman), RelyX U100 (Kendinden Adezivli Rezin Siman), Harvard (Çinko fosfat Siman), SDI (SET PP) (Kendinden Adezivli Resin Siman) mutajenik etkilerini araştırmak için Salmonella AMES Mutajenite testi kullanılmıştır. Genotoksik etkilerini belirlemek için SOS chromotest ile çalışılmıştır. Bakteriyel kökenli invitro kısa zamanlı testlerden olan bu iki test kimyasal maddelerin mutajenite ve genotoksisitelerini belirlemede kullanılan en sık tercih edilen testlerdendir. Bu testler sonucunda mutajen ya da genotoksik etki gösteren maddelerin, memeli mutajenite testlerinde de benzer sonuçlar vermesi nedeniyle her iki testte oldukça önemlidir. AMES testinde kullanılabilen suşlar Salmonella typhimurium bakterisinin mutant suşları olan TA 1535, TA 1537, TA 1538, TA 97, TA 98, TA 100, TA 102 suşlarıdır. Çalışmada bu suşlar arasından çalışmalarda en çok tercih edilen TA 98 ve TA 100 suşu seçilmiştir. TA98 çerçeve kayması, TA100 ise baz çifti değişimi mutasyonlarını belirleyen suşlardır. Normal suşlardan farklı olan mutant suşlar histidin aminoasidi sentezleyemezler. Mutajen bir maddeye maruz bırakılan bu mutant suşların histidin sentezleme yeteneklerini geri kazanmaları (reverse mutasyon) bize bu maddelerin mutajen olabileceğini gösterir. Test suşlarının seçiminden sonra Ankara Üniversitesi protetik diş tedavisi bölümünün önerileri doğrultusunda mutajenik etkilerinin belirlenmesi amacıyla seçtiğimiz 6 adet simanın Salmonella AMES mutajenite testi yapılmıştır. Diş

55 37 tedavisinde çeşitli amaçlarla kullanılan simanların dayanıklı olabilmesi için suda çözünürlükleri çok azdır. Çok kısa sürede sertleşen bu maddeler çözücü ortamında daha kolay çözünebilmeleri için önce hazırlanma prosedürlerine uygun olarak kullanıma hazır hale getirilmişlerdir. Toz-likit karışımı ile ya da pasta-pasta (macun kıvamında) şeklinde hazırlanan simanlar oda ısısında kısa sürede sertleşirler (3-6 dk.). Simanlar uygun oranlarda toz-likit, pasta-pasta şeklinde steril petrilerde karıştırılıp macun kıvamına getirildikten sonra sertleşmeleri sağlanmıştır. Daha sonra steril havanda dövülmüşler ve pudra kıvamına getirildikten sonra içerisinde DMSO (DiMetilSülfOksit) bulunan tüplere konulmuş ve 24 saat bekletilmiştir. AMES testine geçmeden önce simanlar sitotoksik etkilerinin belirlenmesi için teste alınmışlardır. Bakteri kökenli testlerde kullanılacak olmaları nedeniyle inhibisyon dozu önemlidir (İD 50 ). Bu amaçla Ankara Üniversitesi protetik diş tedavisi bölümünün önerileri doğrultusunda, 0,4gr, 0,8gr, 1,2 gr, 1,6 gr ve 2gr. lık dozlarda sitotoksik etki kontrolü yapılmıştır. Test maddelerimizin hiç biri denenen dozlarda sitotoksik etki göstermemiştir. Yine Ankara Üniversitesi protetik diş tedavisi bölümünün önerileri doğrultusunda hastalarda kullanılabilecek miktarları göz önüne alınarak sitotoksik etki göstermeyen dozlardan 3 tanesi, (13 mg, 26 mg, 40 mg) test edilecek dozlar olarak seçilmiştir. Test maddelerinin dozlarının belirlenmesinden sonra AMES testine geçilmiştir. Kimyasal maddelerin kendileri mutajenik olabileceği gibi, organizmada oluşan metabolitleri de mutajen olabilir. Bu nedenle çalışmada bu etkiyi de test edebilmek için karaciğer mikrozom enzimlerinden olan S9 enzimi kullanılmıştır. Test maddeleri TA 98 ve TA 100 suşları üzerinde S9 enzimi varlığında ve S9 enzimi yokluğunda ayrı ayrı test edilmiştir. Simanların kullanımları gereği ağız içerisinde uzun yıllar kalabilmektedirler. Bu nedenle ağız içi salgısı olan tükürükle olan etkileşimleri önem arzetmektedir. Tükürüğün içerdiği enzimler nedeni ile çözücü etkisi diğer birçok sıvıya göre daha üst düzeydedir. Çalışmada ağız içerisinde simanların çözünürlüğü sonucu oluşabilecek mutajen etkilerinin belirlenmesi için DMSO dan farklı bir çözücü olarak

56 38 yapay tükürük de (artificial saliva) kullanılmıştır. Simanlarımızdan 3 tanesinin (Cavex, Harvard, Poly F Plus) kullanıldığı yapay tükürük çalışması yine DMSO kullanımın da olduğu gibi S9 enzimi varlığı ve S9 enzimi yokluğunda AMES testine tabi tutulmuştur. Muta Chromoplate Test kiti (EBPİ-Katalog No:B5051) AMES testinin, kısa zamanlı kit haline getirilmiş tipidir. Çalışma için gerekli tüm malzemeleri içeren kit ile simanlarımızdan 2 tanesi (Cavex, Rely X ) 26 mg ve 40 mg dozlarında test edilmiştir. Genotoksik etkiyi belirlemek için kullanılan birçok kısa zamanlı test bulunmaktadır. Comet Assay, mikronukleus oluşumu, kardeş kromatit değişimi (SCE) ve SOS Chromotest bunlar arasından sık kullanılanlardır. Escherichia coli PQ37 mutant suşunun kullanıldığı SOS Chromotest (EBPİ Katalog No:5031) Beta Galaktosidaz enzim aktivitesini ELİZA yöntemi ile belirleyen bir testtir. Simanlarımızın tamamı seçilen tüm dozlarda SOS Chromotest ile genotoksisite açısından değerlendirilmiştir Materyal Mutajenitesi test edilen simanların seçimi ve dozlarının belirlenmesi Çalışmada kullanılan simanlar seçilirken Ankara Üniversitesi Protetik Diş Tedavisi Bölümünün yönlendirmeleri doğrultusunda simanların seçimi yapılmıştır. Simanların seçiminde şu özellikler dikkate alınmıştır: 1- Yurt içi ve yurt dışında kullanım dahilinde olan simanlardan olmaları. 2- Kullanım açısından sık tercih edilen markalar ve türler olmaları. 3- Antimikrobiyal etkilerinin olmaması. 4- Özellikle yeni piyasaya sunulmuş ve üzerinde az çalışma yapılmış örnekleri de içermesi. 5- Kullanım açısından farklı özelliklere sahip olmaları.( toz-likit, pasta-pasta vb.)

57 39 Yukarıda verilen özellikler doğrultusunda çalışmada kullanılmak üzere seçilen 6 farklı siman şu şekildedir: 1- Voco Meron (Cam iyonomer siman)(voco GMBH-Germany) 2- DENTSPLY POLY-F PLUS (Çinko polikarboksilat siman) (Dentsply-USA) 3- Cavex (Çinko oksit öjenol siman) (Cavex-Holland) 4- RelyX U100 (Kendinden Adezivli Rezin Siman) (3M ESPE- USA) 5- HARVARD (Çinko fosfat Siman) (Harvard Dental İnternational Gmbh-Germany) 6- SDI (SET PP) (Kendinden Adezivli Resin Siman) ( SDI Ltd.- Australia) Simanların bakteriler üzerinde denenecek, mutajeniteyi tets edececeğimiz dozlarını belirlemek için Ankara Üniveristesi Diş hekimliği fakültesinden kullandığı dozlar dikkate alınmıştır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda hastalar üzerinde kullanılan siman miktarlarının minimum ve maksimium değerleri belirlenmiştir. Tedavi sırasında bir hasta üzerinde kullanılabilecek olan siman miktarı yaklaşık 0,1 gram ile 3 gram arasında değişebilmektedir. Bu nedenle mutajenite testinde kullanacağımız dozların bu aralıklar arasında olmasına karar verilmiş ve doz olarak 13 mg, 26 mg ve 40 mg tercih edilmiştir Salmonella typhimurium test suşlarının seçimi ve kontrollerin yapılması Mutajenite testlerinde, Salmonella typhimurium bakterisinin LT2 atasal suşundan in vitro mutasyonlar ile üretilen mutant suşları kullanılmaktadır. Bu mutant suşlardan bazıları TA 1535, TA 1537, TA 1538, TA 97, TA 98, TA 100, TA 102 suşlarıdır. Mutajenite testlerinde en çok TA 97, TA 98, TA 100 ve TA 102 suşları kullanılır. Ames testinde Salmonella typhimuriumun seçilmesinin sebebi, onların mutasyona duyarlı olmasıdır. Bu duyarlılığın nedeni: 1. Mutasyon, bakterinin hücre duvarında bulunan lipopolisakkarit bariyerini kaplayarak büyük zarar verir. Sonuç olarak, büyük moleküllerin geçirgenliği artar (Rfa mutasyonu).

58 40 2. Mutasyon, bakteriyel hücre sisteminin kesme ve onarımda hata oluşturur. Dolayısıyla DNA onarım mekanizmasında hata oluşur ve mutasyonel hasar meydana gelir (uvr B mutasyonu). 3. Plazmidler ve çoklu kopyalı(multicopy) plazmidler DNA onarım sisteminde hataya meyillidir. LT2 atasal suşu, yani prototrofik bakteriler, histidin aminoasidini sentezleme yeteneğine sahiptirler. Oysa mutant suşlar ise histidin operonunun farklı yerlerinde, farklı tipte mutasyonlar içermektedir. Bu yüzden mutant suşlar, ortamda hazır olarak histidin aminoasidi bulunmadığında çoğalamazlar. Mutant suşlar histidin mutasyona ek olarak, mutajenleri ortaya çıkarma yeteneklerini büyük oranda arttıracak başka mutasyonlar içerir. Deneyde, Prof. Dr. Ames ve arkadasları tarafından, Salmonella typhimurium LT2 atasal suşundan in vitro mutasyonlarla geliştirilmiş TA 98 ve TA 100 suşları kullanılmıştır. Bu suşlar EBPİ firmasından AMES test kiti ile birlikte satın alınmıştır. Bu iki suşun seçilmesinin nedeni en sık rastlanan 2 tip mutasyonu belirlemesidir. TA 98 suşu çerçeve kayması(frameshift), TA 100 ise baz çifti dönüşümü (base pair substitution) tipindeki mutasyonların saptanmasında kullanılmışlardır. Salmonella typhimurium TA 98 ve TA 100 test suşları histidin mutasyonu ile beraber uvrb, rfa mutasyonu(kristal viyole hassasiyeti), R faktör plazmidi(pkm101) mutasyonlarını da içermektedir. Bu nedenle çalışma sırasında ihtiyaç duyuldukça bu mutasyonların kontrolü yapılarak, mutant suşların bu özelliklerini kaybedip kaybetmedikleri kontrol edilmiştir Yapay tükürük hazırlanması ve kullanılması Çeşitli amaçlarla ağız içerisinde kullanılan simanlar, uzun yıllar ağızda kalabilmektediler. DMSO içerisinde düşük çözünürlüğe sahip olan simanların ağız içerisinde tükürük ile sürekli olarak temas halinde olması dolayısıyla, tükürük içerisinde ki çözünürlüğünün belirlenmesi için Yapay Tükürük çözeltisi hazırlanmıştır. Bu konuda yapılan daha önceki çalışmalardan ve yine Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden edinilen bilgiler doğrultusunda simanların ağız içinde çözünürlüklerinin yaklaşık olarak belirlenmesi hedeflenmiş, bunun için 6

59 41 farklı simandan 3 tanesi önceden tespit edilmiş dozlarda steril yapay tükrük içerisinde 1 ay bekletilmiştir. Bu süre sonunda simanlar AMES testine tabi tutularak sonuçlar değerlendirilmiştir. 13 mg, 26 mg ve 40 mg lık dozlarda hazırlanan 3 siman (Cavex, Harvard ve Poly-F Plus) toz likit karışımları uygun oranda karıştırıldıktan sonra steril havanda dövülerek toz haline getirilmiştir. Bu üç simanın seçilmesinin nedeni DMSO içindeki çözünürlüklerinin diğer simanlara göre daha az (Harvard, Poly-F Plus) ve daha çok (Cavex) olmasıdır. Steril tüpler içerisine konan 3ml. yapay tükrük içerisinde, kontamine olmayacak şekilde oda sıcaklığında üzeri alüminyum folyo ile kapatılarak 1 ay bekletilmişlerdir AMES test kiti Çalışmalarımızda kullanılan simanlardan AMES test yönteminin manuel uygulaması ile aldığımız mutajenite sonuçları kontrol etmek ve doğrulamak amacıyla MUTA CHROMOPLATE Test kiti (EBPİ-Katalog No:B5051) kullanılmıştır. Kit AMES testinin manuel uygulamasında kullanılan yöntemin, daha kısa sürede ve kolayca uygulanmasını sağlayacak şekilde düzenlenmiş halidir. Salmonella typhimurium TA98 ve TA 100 suşunu içermektedir SOS chromotest kiti Escherichia coli PQ37 mutant suşunun kullanıldığı SOS Chromotest (EBPİ Katalog No:5031), SOS cevabına neden olan genotoksik maddelerin neden olduğu SOS proteinleri üretiminin (Beta Galaktosidaz Enzimi) ELİZA yöntemi ile ölçülmesi esasına dayanır. Üretilen enzim miktarı kromojen solüsyonu ile renklenme meydana getirir. Meydana gelen renklenmenin spektrofotometrede ölçülmesi ile meydana gelmiş olan DNA hasarını yani genotoksik etkiyi belirler.

60 Metot Bu çalışmada, EBPİ firmasından elde edilen Salmonella typhimurium TA 98 ve TA 100 (Prof. Dr. Bruce AMES tarafından geliştirilimiş suşlar) test bakterilerinin stok kültürlerinin hazırlanması, bakterilerin genetik özelliklerinin kontrol edilmesi, Ames/Salmonella/Mikrozom Testi ile Maron ve Ames in yöntemine uygun olarak plak inkorporasyon metodu ile yapılmıştır [4]. Deneyler, S9 mikrozom enzimli ve S9 mikrozom enzimsiz olmak üzere iki grup halinde gerçekleştirilmiştir. Her doz kontrollü paralel üçer plak kullanılarak denenmiş ve gerek duyulan testler tekrarlanmıştır. Pozitif kontrol, çözücü kontrol (DMSO, Yapay tükürük) ve spontan kontroller de deneye paralel olarak gerçekleştirilmiştir. Salmonella typhimurium TA 98 ve TA 100 test suşları gerek görüldüğünde histidin ihtiyacı, kristal viyole hassasiyeti, ampisiline direçlilik, UV hassasiyeti ve spontan geri dönüş oranı için kontrol edilmiştir. Deneylerde çözücü hem DMSO hem de Yapay tükürük kullanılmış, testler her iki çözücü ortamı için ayrı ayrı denenmiştir Test maddelerinin sitotoksik etkilerinin kontrolü ve deneyde kullanılacak dozların belirlenip hazırlanması Mutajenite deneyine geçmeden önce deneyin sağlıklı olarak yapılabilmesi için stitotoksik etkinin (İD 50 ) saptanması gerekir. Bakteriyel kökenli bir test olması dolayısı ile bakteriler üzerinde inhibisyona neden olabilecek maddeler bu testte sonuç vermeyecektir. İD 50 değerinin belirlenmesi bu nedenle çok önemlidir. Bu değerin belirlenmesi için bakteri kültüründen 10-1, 10-2,10-3, 10-4, 10-5 seyreltmeleri serum fizyolojik ya da sıvı besiyeri (NB gibi) kullanılarak hazırlanır. Daha sonra test maddelerini seyreltme işlemi yapılır. 6 madde için 5 er doz kullanılmıştır. Her bir madde toz-likit karışımı veya pasta-pasta karışımı hazırlanarak ağızda kullanılmaktadır. Bu nedenle her bir maddenin önce, steril cam petri kapları içerisinde, steril karıştırma spatülleri ile, toz-likit karışımları yapılarak sertleşmeleri sağlanmıştır. (Voco Toz-likit oranı 1:1, Poly-F plus Toz-likit oranı 1:1(2), Cavex Toz-likit oranı 1:5, Harvard Toz-likit oranı 1,5:1). Pasta-pasta şeklindeki simanlar macun kıvamında olup otomatik şırınglarda satılmaktadırlar (Rely X 1:1,SDI 1:1).

61 43 Birleşmeleri bu şırınga içinde otomatik olarak gerçekleşmektedir. Sertleşen simanlar DMSO da çözülmek üzere steril havanlarda pudra kıvamına gelinceye kadar ezilmiştir. Mekanik parçalanma simanların kimyasal yapısında herhangi bir değişikliğe yol açmamaktadır. Daha sonra yukarıda verilen oranlarda steril alüminyum folyolarla tartımları yapılmıştır. Her bir madde için 0,4, 0,8, 1,2, 1,6 ve 2 gram olmak üzere hazırlanan dozlar DMSO içinde çözülerek toksisite testine alınmıştır. Dozlar belirlenirken ağız içinde kullanılan yaklaşık minimum ve maksimium dozlar göz önüne alınmış ve bu aralıkta belirlenmiştir. Önceden hazırlanmış olan steril tüpler içerisine konulmuş olan 3ml lik DMSO çözeltisi içine konan simanlar burada 24 saat bekletilmiş, böylece DMSO içindeki çözünürlükleri artırılmaya çalışılmıştır. 24 saatlik süre sonunda her bir doz için 10-5 e kadar seyreltme yapılmıştır. Toksik doz belirlemede 10-5 dozu kullanılmıştır. Madde ve bakteri seyreltmesi bittikten sonra deneye geçilmiştir. Buna göre, top agara 0,1 ml saatlik bakteri kültürü ve 0,1 ml belirlenen dozlardan test bileşiği eklenip karıştırılarak nutrient agar plaklarına dökülmüştür. Plaklar 37 o C de 24 saat inkübe edilmiştir. İnkübasyondan sonra plaklardaki koloni sayıları, kontrol plakları ile karşılaştırılarak toksik olmayan dozlar saptanmıştır. Bir dozun sitotoksik olduğunun anlaşılması ID 50 (İnhibisyon değeri) dozun altında olmasıyla anlaşılır. Kontrol plağındaki koloni sayısının yarısının altında koloni sayısına sahip plak dozları ID 50 olarak kabul edilir. Yapılan deneyler sonucunda test edilen maddelerden hiç birinin denenen dozlarda inhibitör (sitotoksik) etki göstermediği saptanmıştır. Çalışmada tüm simanlar için 13 mg, 26 mg ve 40 mg dozları uygulama dozları olarak belirlenmiştir. Toz-likit veya pasta-pasta şeklinde kullanılan simanlar önce prosedürlerine uygun olarak steril petrilerde kullanıma hazır hale getirilmişlerdir. Daha sonra steril havanlarda dövülerek deneyde kullanılabilecek hale getirilmişlerdir. Bu amaçla çözünürlüğün artırılabilmesi için hazırlanmış olan simanlar 24 saat öncesinden içinde 3ml DMSO bulunan steril tüplerde konularak bekletilmişlerdir. Deneyler test maddelerinin bu tüpler içerisinde 24 saat bekletilmesinden sonra gerçekleştirilmişlerdir.

62 44 Simanların Yapay Tükürük Hazırlanarak Çözülmesi Simanların ağız içerisindekine benzer bir ortam hazırlanarak, çözünme miktarlarının tespiti için yapılan bu deneyde kullanılan yapay tükürük aşağıdaki şekilde hazırlanmıştır: Yapay tükürük (Artificial saliva) 25 mm K 2 HPO ml distile su 24 mm Na 2 HPO 4 100ml distile su 150 mm KHCO3 100ml distile su 100mM NaCl 100 ml distile su 1.5 mm MgCl ml distile su 15mM CaCl ml distile su 25 mm Sitrik Asit 6ml distile su içinde çözüldükten sonra ph 6,7 ye ayarlanır ve toplam hacim 1 litreye tamamlanır. Daha sonra toplam ağırlığın %0,05i kadar Timol eklenerek +4 0 C de saklanır.(bakteri üremesini engellemek için). Test edilecek simanlar 13 mg, 26 mg ve 40 mg lık dozlarda kullanılmıştır. Toz-likit ve pasta-pasta şeklinde olan simanlar önce prosedürlerine uygun olarak steril petrilerde kullanıma hazır hale getirilmiş, daha sonra steril havanlarda dövülmüş ve deneyde kullanılmak üzere çözünürlüğün artırılması için 3ml yapay tükürük içinde 1 ay boyunca steril tüplerde bekletilmiştir. Deneyler test maddelerinin hazırlanmasından 24 saat sonra yapılmıştır [107] Master plaklarının hazırlanması Liyofilize olarak temin edilen kültürler, steril ortamda, nutrient broth besiyerine aktarılarak, 37 C de saat inkübe edilmiş ve aktifleştirilmiştir. Daha sonra histidin biyotin (HB) agara çizgi ekimiyle alınmıştır. 37 C de 48 saat inkübasyonun ardından, iyi izole olmuş bir koloni seçilerek, 0,3 ml fosfat tuz tamponu (PBS) içinde süspanse edildikten sonra, histidin-biyotin-ampisilin (HBA) plaklarına çizgi ekimi yapılmış ve yine 37 C de 48 saat inkübe edilmiştir. Deney için kullanılacak uygun

63 45 bakterileri içeren bu master plaklar +4 C de 1-2 ay süre ile saklanmış ve pasajlar yapılmıştır. Böylece stok kültürlerin mutasyon yeteneklerini kaybetmesi engellenmiştir Salmonella suşlarının stoklanması Test suşlarının canlılığını ve mutant özelliklerini uzun süre koruyabilmeleri için stoklanmaları gerekir. Bunun için Histidin/Biyotin/Ampisilin agarda üremiş olan Salmonella suşlarından iyi izole olmuş bir koloni öze alınıp 3ml Nutrient Broth içeren tüplerde süspanse edilir ve 37 C de bir gece (12-16saat) inkübe edilir. Bu sürenin sonunda steril Ependorf tüp içersine 1 ml bakteri kültürü ve 0,09 ml Dimetil Sülfoksit (DMSO) ilave edilmiş ve -20 C de donması sağlandıktan sonra saklanmıştır. Kültürün açılması gerektiğinde stok bakteri kültürü oda sıcaklığında eritilip 0,1ml alınarak steril eküvyon ile Histidin/Biyotin (HB) agar plaklarına paralel ekim yapılmıştır. Daha sonra 37 C de 48 saat inkübe edilmiş ve bu sürenin sonunda iyi izole olan bir koloni öze ile alınıp Histidin/Biyotin/Ampisilin agar plaklarına paralel ekim yapılmıştır. HBA plakları 37 C de 48 saat inkübe edilmiştir. İnkübasyon sonrası master plaklar +4 C de iki ay süre ile saklanabilir Sıvı kültürde bakteri sayısının belirlenmesi Deneyde kullanılan gecelik kültürün ml sinde bulunan bakteri sayısını belirlemek için HBA plaklarından bir koloni alınarak NB içinde süspanse edilmiş ve 37 o C de bir gece inkübe edilmiştir. İnkübasyon sonucu gecelik kültürün, 10-1, 10-2, 10-3, 10-4,10-5,10-6 olacak şekilde bir dizi seyreltmeleri hazırlanmıştır. Bu seyreltmelerden NA plaklarına 1 ml lik miktarda ekim yapılıp 37 o C de 24 saat inkübe edildikten sonra plaklardaki koloniler sayılmış ve bakteri sıvı kültürünün ml sinde 2,4x10 9 bakteri olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bakteri kültürünün optik dansitesi 650 nm dalga boyunda spektrofotometre ile ölçülüp saf kültürün (10 o ) optik dansitesi 0,165 olarak belirlenmiştir.

64 Test suşlarının genotip kontrollerinin yapılması Test suşlarının genotipleri Kültür alındıktan hemen sonra Plak başına düşen spontan geriye dönüşüm sayısı normal oranın altındaysa Standart mutajenlere karşı duyarlılıkları azaldığında yapılmalıdır. Histidin Gereksinimi Kontrolü Bakterilerin histidin içermeyen plaklara ekilmeleri sonucu his- bakteriler his+ bakterilerden ayırt edilir. Test bakterisinin his- karakterinin doğrulanması, seçici agar plakları üzerinde histidine gereksinim duyan bakterilerin geliştirilmesi ile ispatlanmıştır. Bio genine kadar uzanan UvrB mutasyonundaki delesyon nedeni ile test suşlarının biyotine olan gereksinimleri de ispat edilmiş olur. Nutrient Broth`da üretilen bakteriler HB agar ve histidin içermeyen HB(-) agar plaklarını ekilerek 37 C de saat inkübe edilir. İnkübasyon sonunda HB plaklarında üreme gözlenirken, HB(-) plaklarında üreme gözlenmez. Bu bakterilerin His- mutasyonu taşıdığını gösterir. Resim 3.1 ve 3.2 de TA 98 ve TA 100 suşlarının HBA da üremeleri görülmektedir. Resim 3.1 TA98 suşunun HBA da üremesi

65 47 Resim 3.2 TA100 suşunun HBA da üremesi UvrB Mutasyonu Kontrolü Bu mutasyon ile bakterilerin, ultre viyole (UV) ışınlarının neden olduğu, replikasyon hatalarının düzeltilmesi için gerekli olan DNA onarım mekanizması engellenmiştir Bu test için, NB da bire gece büyütülen bakteri kültüründen bir öze dolusu alınıp Nutrient Agar (NA) plağının tamamına parelel ekim yapılmıştır. Plağın yarısı (çizgileri kesicek şekilde) plastik bir plaka ile kapatılıp 15 watt gücünde bir UV lambası ile 33 cm yüksekten 8 sn süre ile ışınlanmıştır. Işınlamadan sonra petri kapakları kapatılıp 37 C de 24 saat inkübe edilmiştir. Kullanılan UV ışığı ile, uvrb mutasyonu taşıyan ve bundan dolayı DNA kesme tamir etme mekanizması engellenmiş olan bakterileri öldürmektedir. Bundan dolayı UV ye maruz kalan kısımda üreme olmazken, plastik kapakla kapatılan kısımda normal bir üreme gözlenmiştir ve büylece bakterilerin uvrb mutasyonunu taşıdığı gösterilmiştir. Rfa Mutasyonu Kontrolü Bu mutasyon bakteri hücre zarının lipopolisakkarit yapısında oluşturulmuştur ve hücre zarının geçirgenliği arttırılmıştır. Varlığı kristal viyoleye duyarlılık testi ile

66 48 tespit edilmiştir. Bu test için, NB da bir gece büyütülen 0,1 ml sıvı kültür, 45 C ye ısıtılmış 2 ml top agar üzerine ilave edilir (Histidin/Biyotin eklemeye gerek yoktur) daha sonra NA plaklarına dökülerek plaklara 8 işareti yaptırılmıştır. 10 dakika donması beklendikten sonra, plağın ortasına steril filtre kağıdı diski yerleştirilip diskin ortasına % 0,1 lik kristal viyole karışımından 10μl damlatılmıştır. Kağıt boyayı emdikten sonra plaklar 37 C de 24 saat inkübe edilmiştir. İnkübasyon sonunda disk çevresinde üreme olmayan zon gözlenmiştir. Bu zonda, boya maddesi bakterilerin içine kolayca girip, bakterilerin üremesini engellediği için bakterilerin Rfa mutasyonunu taşıdıkları anlaşılmıştır. R Faktör Varlığı Kontrolü Test bakterilerinin içerdiği, R faktör taşıyan pkm101 plazmidlerinin kaybolup kaybolmadıkları, ampisiline dirençliliğinin ölçülmesi ile tespit edilmiştir. Bu amaçla, büyütülen NB içinde bakteri kültürü, (% 0,8 amphisilin / 0,02 M NaOH) ampisilin içeren HBA plaklarına çizgi ekim yapılarak, 37 C de 24 saat inkübasyon sonunda, plazmid içeren mutant bakterilerin ampisilinli ortamda büyüdükleri gözlenmiştir. Yani bakteriler R faktör plazmidini içermektedirler. Spontan Olarak Geriye Dönüş Sıklığının Kontrolü Mutant bakteri suşlarının kendiliğinden (spontan) his- durumundan his+ durumuna dönüşmesi, belirli sınırlar içinde mümkündür. Bunu test etmek için, normal gecelik kültürden 0,1 ml alınıp, 45 C deki subanyosunda ısıtılan 2 ml top agar üzerine ilave edilmiştir. Daha sonra, 0,2 ml 0.5 M histidin-biyotin solüsyonu da eklenip test tüpü yavaşça çalkalanarak MGAplaklarına yayılmış ve 37 C de 48 saat inkübe edilerek plaklarda üreyen koloniler sayılmıştır. Normal sınırlar içinde revertant sayı gösteren kültürler deneylerde kullanılmıştır Ames testinin yapılışı Ames/Salmonella/mikrozom testi; denediğimiz kimyasal maddelerin daha önce

67 49 histidin aminoasitine gerek duyan mutant hale gelmiş oksotrof suşları (his - ) histidin sentezleyebilen prototrof suş (his + ) haline döndürme gücünü ölçmek için yapılmaktadır. Bunun için deneylerde plak inkorporasyon yöntemi kullanılır. Bu yöntemde iki farklı agar kullanılır. Top agar adı verilen ve üst katmanı oluşturan agar ile alt katmanı oluşturan minimal glikoz agar (MGA) arasında üreyen revertant bakteri kolonilerinin sayımı esasına dayanan bir yöntemdir. AMES testi temel olarak mutajen olduğundan şüphelenilen maddelerin mutasyona uğratılmış bakteriler üzerinde meydana getireceği ters mutasyonu ölçmeyi amaçlar. Test edilen maddenin mutajen gücü ne kadar yüksekse, ters mutasyon sonucu ortamda histidin sentezleme yeteneğini tekrar kazanan bakteri sayısı da o kadar çok olacaktır. Kimyasal maddelerin kendileri direk mutajen olabileceği gibi bunların metabolitleri de mutajen etki gösterebilir. Kimyasal maddelerin (ilaç, pestisit), vücutta enzimlerin etkisi ile değişikliklere uğramasına biyotransformasyon (metabolize olma) denir. Bu olay sonucunda kimyasallar daha az zehirli hale getirilmeye su içinde çözünerek vücuttan atılmaya çalışılır. Fakat bazen bu durum normalde daha az zararlı olan bir bileşiğin daha zararlı ya da daha etkili olmasına neden olabilir (Bazı ilaçlar bu mekanizma ile daha etkili hale getirilebilir). Bu olayın gerçekleştiği en önemli temel organ karaciğer olup özellikle burada yer alan Mikrozomal enzimler biyotransformasyondan sorumludur. Bu nedenle AMES testinde metabolizasyon sonucu mutajen maddelerin etkilerini ölçmek amacıyla S9 mikrozomal enzimi de kullanılır. Bu sayede mutajen maddelerin direkt ve indirekt etkileri saptanmaya çalışılır. Bu nedenle çalışmalarımız TA 98 ve TA 100 suşlarında S9 Mikrozom enizim kullanılarak ve kullanılmadan, birbirine paralel olarak gerçekleştirilmiştir. S9 Mikrozom Enzimi Kullanılmadan Yapılan Deneyler (S9-) İlk önce hazırladığımız tüplere 3 er ml lik top agar eklenir. Top agarın donmasını engellemek için su banyosunu 45 o C ayarlanır. Top agar dökülen tüpler 45 o C su banyosuna yerleştirilir. Daha sonra bu top agarlı tüplere 0,3 ml histidin biyotin solüsyonu eklenir(top agarın %10 u kadar). TA 98 ve TA 100 suşu yapay mutasyon

68 50 ile histidin sentezleme yeteneklerini kaybetmiş yani his-; oksotrofturlar. Ortama çok az miktarda histidin biyotin eklememizin nedeni bakterilerin belirli bir düzeye ulaşmasını, birkaç bölünme geçirmelerini sağlamaktır. Daha sonra bu tüplerin içlerine 0,1 ml test maddesi (her doz için) ve 0,1 ml saatlik bakteri kültürü eklenmiştir (TA98-TA 100). Tüpler çalkalanarak MGA (Minimal glikoz agar) plaklarına dökülmüş ve plaklar hızla 8 işareti yapılarak top agarın plak üzerinde homojen dağılması sağlanmıştır. 15 dakika kadar donması beklendikten sonra plaklar ters çevrilip 37 o C lik etüvde 72 saat inkübasyona bırakılmıştır. Sonuçların değerlendirilebilmesi için, test maddeleriyle yapılan deneylere paralel olarak, spontan kontrol, çözücü kontrol (DMSO, yapay tükürük) ve pozitif kontrol deneyleri de yapılmıştır. Pozitif kontrol maddesi olarak TA 100 suşu için 100 mikrogram/petri (NaN3) Sodyum Azid (S9 enzimi kullanılmadan),ta98 suşu için 100 mikrogram/petri 4 NOF-4Nitroortofluoren (S9 enzimi kullanılmadan) kullanılmıştır. Spontan kontrolde, top agar 3 ml tüplere + histidin/biyotin 0,3 ml +bakteri (TA 100, TA98 ) 0,1 ml konulup karıştırılarak MGA lı petrilere dökülüp 8 hareketi yapılır. 37 oc lik 72 saatlik etüve konur. DMSO kontrolde, top agar 3 ml tüplere + histidin/biyotin 0,3 ml + bakteri (TA 100, TA98 ) 0,1 ml + 0,1 DMSO konulup karıştırılarak MGA lı petrilere dökülüp 8 hareketi yapılır. 37 o C lik 72 saatlik etüve konur. Pozitif kontrolde, top agar 3 ml tüplere+ histidin/biyotin 0,3 ml +0,1 ml bakteri TA 100 ve TA 98 için pozitif kontrol mutajenleri konulup karışım karıştırılıp MGA lı petrilere dökülüp 8 hareketi yapılır. Donması için bekletildikten sonra. 37 o C lik 72 saatlik etüve konur. İnkübasyondan sonra koloniler koloni sayım aletinde sayılmıştır. S9 Mikrozom Enzimi Kullanılarak Yapılan Deneyler (S9+) Araştırılan kimyasal maddelerin metabolize olduktan sonra etkilerini araştırmak için memeli karaciğer mikrozomları hazırlanmıştır. Deneyler S9 lu olarak tekrarlanmıştır. Bu amaçla yine saatlik bakteri kültürü kullanılmıştır. Deneyden hemen önce de taze olarak S9 karışımı hazırlanmıştır.3 ml top agar, histidin-biyotin çözeltisi,

69 51 bakteri kültürü ve test edilen maddeler S9 suz deneydeki ölçülerde koyulduktan sonra, 0,5 ml de buzda bekletilen S9 karışımın ilave edilip karıştırılarak MGA petrilerine dökülerek homojen bir şekilde yayılmıştır. Soğuduktan sonra 37 o C lik etüvde 72 saat inkübasyona bırakılmıştır. Spontan ve dimetil sülfoksitli kontrollerde aynı şekilde, 0,5 ml S9 karışımı ilave edilerek hazırlanmıştır. Pozitif kontrol olarak TA98 ve TA100 suşları için 2AF (2-Aminofluoren) (S9 mikrozom enzimi varlığında) kullanılmıştır. Daha sonra plaklar 37 o C lik etüvde 72 saat inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyondan sonra koloniler koloni sayım aletinde sayılmıştır Ames test kitinin uygulanışı Muta Chromo Plate Test kiti Salmonella/Ames testinin 96 kuyucuklu mikroplak (microplate) kullanılarak uygulanışıdır. Ames testi gibi mutajenik aktiviteyi test eder. Sedimentler, kimyasallar, kozmetikler, atık sular, gıda katkıları gibi suda ya da DMSO içinde çözülebilen tüm maddelerin test edilmesinde kullanılabilir. AMES test kiti, His - mutasyonuna sahip olan oksotrof Salmonella typhimurium suşlarından bir ya da bir kaçını içerir.( TA100, TA1535, TA102,TA98, TA97a). Bu suşlar mutajen bir maddeye maruz kaldıklarında Histidin sentezleme yeteneklerini tekrar kazanırlar. Ortama eklenen kromojen solüsyonu sayesinde mikroplaklarda başlangıçta bulunan mor renk revertant kolonilerin üremesi sonucunda sarıya dönüşerek test edilen maddenin mutajen olduğunu belirtir. Resim 3.3 Muta Chromo Plate Kitte Mutajenite Belirlenmesi

70 52 AMES test kiti, mutajenite deneyinin yapılması için gerekli liyofilize suşları (çalışmamızda TA 98 ve TA 100 suşları kullanılmıştır) ve tüm kimyasalları içerir. TA 98 ve TA100 suşlarının içermiş olduğu farklı mutasyonlara göre hazırlanan kit şu şekilde uygulanır: Çizelge 3.1 Muta Chromo Plate Kit TA98 ve TA 100 suşlarının taşıdığı mutasyonlar Suş TA 98 TA 100 Mutasyon Mutasyon çeşidi hisd3052 Çerçeve kayması his G46 Baz çifti değişimi Hedef Bölge Hücre Duvarı Tamir Mekanizması Pkm101 plazmidi GCGCGCGC rfa uvrb + GGG rfa uvrb + Test içerisinde liyofilize halde bulunan suşlar çalışmanın bir gün öncesinden aktifleştirilir. Çalışmada TA 98 ve TA 100 suşları kullanılmıştır. Bunun için kit içerisinde bulunan besi yeri (NB) liyofilize suşlara aktarılır ve 37 o C de saat inkübasyona bırakılır. Çalışmaya başlamadan önce üremenin olup olmadığı kontrol edilir.( Tüp içerisinde meydana gelen bulanıklık üreme olduğunu gösterir). Üremenin olduğu gözlendikten sonra kit içerisinde bulunan, D-Glukoz, D-Biotin, L-Histidin, Davis-Mingioli tuzu, Bromkrezol moru ve steril distile su karıştırılarak elde edilen çözeltiden 2.5 ml, kit içerisinde bulunan steril 50ml lik tüplere aktarılır. Daha sonra tüplerden biri sterilizasyonu yani kit çalışması sırasında meydana gelebilecek istenmeyen kontaminasyonu kontrol etmek için ayrılır (BLANK). Kalan tüplerden her birisi, pozitif kontroller, spontan kontroller ve test maddelerinin eklenmesi için etiketlenir. Daha sonra BLANK olarak kullanılacak tüp hariç tüm tüplere 5µl TA 98 veya TA 100 suşu eklenir. (Test maddeleri her iki bakteri suşunda test edileceği için iki suşta kullanılmıştır). Test edilecek maddeler kit içerisinde bulunan DMSO içinde uygun dozlarda çözüldükten sonra 0,5 ml olarak uygun tüplere aktarılır(iki siman içinde 26 mg ve 40 mg lık dozlar test edilmiştir). Pozitif kontrollerden; 2-Amino-Anthracene (2AA), Sodium Azide (NaN 3 ), 2-Nitrofluorene (2-NF) etiketlenmiş tüplere 0,1 ml aktarılır.

71 53 Test maddelerinin S9 mikrozomal enzimi ile metabolize olduktan sonraki mutajen etkilerinin ölçülmesi için taze olarak hazırlanan S9 karışımı (MgCl 2 +KCl, Glukoz-6- fosfat, Fosfat Tamponu,β-NADP,S9 rat karaciğer enzimi, distile su) etiketlenmiş tüplere aktarılır. Steril tüplerde hazırlanan karışımlar 15 saniye vortekslendikten sonra 96 lık mikroplaklara 200 µl olarak dağıtılır. Daha sonra buharlaşmanın engellenmesi için tüm plaklar kilitli poşetlere yerleştirilir. Resim 3.4 İnkübasyona hazır hale getirilmiş mikroplaklar 5 gün boyunca 37 o C de inkübasyona bırakılan plateler 3,4 ve 5. günlerde kontrol edilir. Sonuçların okunması ve değerlendirilmesi 5. günde yapılır. Burada her bir kuyucuk bir koloni olarak kabul edilir. Eğer mutasyon meydana gelirse His - suşlar tekrar Histidin sentezleme yeteneklerine kavuşurlar ve bunun sonucunda mikroplaklarda sarı renk oluşumu gözlenir (ph değişiminden dolayı). Resim 3.5 Mutasyon Sonucu Renk Değişimi

72 54 Değerlendirme yapılırken; 1-Blank (steril kontrol) olarak kullanılan platede hiç renk değişikliği olmaması gerekir. Bu testin kontaminasyon olmadan sağlıklı şekilde gerçekleştiğini gösterir. 2- Tüm sarı, sarımsı ve bulanık sarı kuyucuklar pozitif, tüm mor kuyucuklar negatif olarak kabul edilir. 3- Test maddelerinin denendiği platelerin tamamen mor renkli olması kullanılan dozların ya da maddenin Toksik olabileceği şeklinde değerlendirilebilir. Test maddelerinin plaklarından elde edilen sonuçların spontan kontrol plaklarında meydana gelen revertant koloni sayısı ile karşılatırlması sonucunda test maddesinin mutajenitesi hakkında değerlendirme yapılır. Örneğin, Test sonucu TA 100 suşu için S9 yokluğunda Spontan kontrol plağındaki pozitif kuyucuk sayısı 10 olsun. Buna karşılık test maddemizden 13 mg dozunda elde ettiğimiz pozitif kuyucuk sayısı 87 olsun. Yukarıdaki çizelgeden spontan kontrol değeri 10 olan sütun bulunur. Burada 13 mgdozuna karşılık gelen değer 27 dir. Çalışma sonucu elde ettiğimiz pozitif kuyucuk sayısı ile bu standart değer (27) arasındaki farkın büyüklüğü test maddemizin mutajenite kuvvetini belirler [108,109,110] SOS chromo test kitinin uygulanışı Gıda katkıları, sedimentler, kozmetikler, atık sular gibi çesitli materyallerin genotoksik etkilerinin belirlenmesi için geliştirilmiş bir testtir. Test hem genotoksinin ortamda bulunduğunda etkisini hem de genotoksinin hücre içine alınıp genetik materyal ile teması sonucu oluşan etkilerini test edebilir. ELIZA (Enzim Linked İmmuno Sorbent Assay) yöntemi ile çalışan test bir renk oluşumu ile sonlanır. Oluşan renklenmenin spektrofotometrede ölçülmesi sonucu alınan değerler genotoksik maddenin genotoksisite kuvvetini belirleyen SOSIP (SOS indüksiyon faktör) değerinin hesaplanmasını sağlar. Renklenmenin meydana

73 55 gelmemesi test maddelerinin genotoksik olmadığını belirtir ve SOSIP değeri hesaplanmaz. SOS Chromotest Escherichia coli PQ 37 suşunun mutantını içerir. Bu mutant SOS gen kompleks tamir promotor bölgesine sahiptir ki bu SOS genlerini aktive etmesine neden olur. Testte mutajen maddenin etkisi ile hasar gören DNA dan gönderilen sinyal Beta-Galaktosidaz geninin promotor bölgesini uyarır. Aktive edilen promotor bölgesi Beta galaktosidaz enziminin üretilmesine neden olur. Üretilen Beta Galaktosidaz enziminin miktarı hücrenin DNA hasarını tamir etmek için ne kadar yoğun çalıştığını belirtir. Bu da ortama eklenen ve enzimle etkileşime girerek mavi renk oluşumunu sağlayan kromojen solusyonu ile sağlanır. Açığa çıkan rengin spektrofotometrede ölçülmesi sonucu üretilen enzim miktarı dolayısı ile de DNA hasarı yani test maddesinin genotoksisitesi belirlenir. Test uygulanmadan önce liyofilize halde bulunan kültürlerin aktifleştirilmesi gerekir. Bunun için önce kit içerisinde bulunan besiyeri (NB) liyofilize suşa aktarılarak 37 o C de saatlik inkübasyona bırakılır. Bakterilerin çalışmaya geçilmeden önce dilüe edilmesi gerekir. Bunun için bir gece önceden üremiş bakteriler kitte hazır bulunan temiz besiyeri ile toplamda 10 ml. olacak şekilde uygun oranda karıştırılır. Bu karışım için alınması gereken miktarlar şu şekilde hesaplanır: Öncelike bakteri süspansiyonunun 600 nm de OD si ölçülür. Daha sonra 0.5/Bakteri süspansiyonunun OD değeri formülü kullanılarak uygun oranlar belirlenir. (Örneğin süspansiyonun OD değeri 0.11 olsun. 0.5/0.11=4.5 ml bakteri süspansiyonu üstüne 5.5 ml temiz besiyeri=10 ml toplam süspansiyon). Blank ve diluent kontrol hariç tüm kuyucuklara 100 µl hazırlanan karışımdan eklenir. Daha sonra kit içerisinde hazır bulunan pozitif kontrol 4 NQO (4-Nitro-Quinoline-Oxide) kontrol için kullanılacak kuyucuklara 20 µl olarak eklenir. BLANK olarak kullanılacak kuyucuklara 100 µl temiz besiyeri ve 10 µl diluent, Diluent Kontrol kuyucuklarına ise 100 µl diluent eklenir (%10DMSO in saline). Test maddeleri de kendi kuyucuklarına 10 µl olarak

74 56 (her bir doz için ayrı) eklendikten sonra 37 o C de 2 saat inkübasyona bırakılır. Bu iki saatlik inkübasyon sırasında genotoksik materyal DNA ile etkilşime girerek DNA da hasara dolayısı ile Beta Galaktosidaz enzime üretilerek bu hasarın tamirinin yapılmaya çalışılmasına neden olacaktır. Yani SOS cevabının oluşması sağlanacaktır. Eğer test uygun şekilde yapılmış ise Beta Galaktosidaz enzimi canlı bakteri sayısına göre artacak ve kromojen yardımı ile bu belirlenecektir. Resim 3.6 SOS Chromotest Çalışma Prensibi İki saatlik inkübasyon sonucunda mikroplaklarda meydana gelen üreme ve enzim miktarının belirlenmesi için şu iki yöntemden biri uygulanır. 1- Test sonucunun görsel olarak değerlendirilmesi (Visual analysis) 2- Test sonucunun spektrofotometrik değerlendirilmesi( Analysis by instrumentation) Test sonucunun görsel olarak değerlendirilmesi için mikroplaklara 100 µl mavi kromojen eklenir. Daha sonra plaklar 37 o C de dakika mavi renk oluşumu gözlenene kadar inkübasyona bırakılır. İnkübasyon sonucunda test maddelerinin genotoksik olması durumunda tıpkı pozitif kontrollerde olduğu gibi test maddesi içeren kuyucuklarda mavi renk oluşumu gözlenecektir. Eğer test maddelerinin bulunduğu kuyucuklarda renk oluşumu gözlenmezse bu durumda test edilen

75 57 maddelerin genotoksik olmadığı sonucuna varılır. Fakat bu durumda bakterilerin üreme kontrolü de mutlaka yapılmalıdır. Renk oluşmamasının nedeni test maddelerinin toksik olup bakterileri üremesini inhibe etmesi de olabilir. Bunun için kit içerisinde yer alan Alkalin fosfataz ve diluent karışımından 50 µl test maddelerinin bulunduğu kuyucuklara eklenerek plaklar 37 o C de dakika BLANK kuyucuklarında yeşil renk oluşana kadar inkübasyona bırakılır. Eğer yeşil renk oluşumu gözlenmişse bakteriler üremiş demektir. Eğer renk oluşumu yoksa bakteriler ürememiştir ki bu durumda test maddeleri bakteriler için toksiktir. Test sonucunun spektrofotometrik olarak değerlendirilmesi için ise tüm kuyucuklara 100 µl Alkalin fosfataz-mavi kromojen karışımı eklenir. Plaklar 37 o C de dakika yeşil renk oluşuncaya kadar inkübasyona bırakılır. İnkübasyondan sonra spektrofotometrede 615 nm de genotoksik aktiviteyi ölçmek için, 405 nm ise bakteri üremesi için OD değerleri alınır. Sonuçların değerlendirilmesi şu şekilde yapılır: 1- Görsel değerlendirme de önce pozitif kontrollere bakılır. Pozitif kontrol olarak kullanılan 4NQO genotoksik bir madde olduğu için pozitif kontrol kuyucukları MAVİ renkli olacaktır. Test maddelerinin kuyucuklarında meydana gelen renklenme ile pozitif kontrol kuyucukları karşılaştırılarak değerlendirme yapılır. (-,±,+,++,+++). Eğer test maddelerinin kuyucuklarında renklenme yoksa ve diluent kontrolde yeşil renk oluşumu varsa test edilen maddeler toksik ve genotoksik değil olarak değerlendirilir. Eğer test maddelerinin kuyucuklarında renklenme yoksa ve diluent kontrolde de yeşil renk oluşumu gözlenmiyorsa test maddeleri SOS Chromotest bakterileri için Toksik olarak değerlendirilir. 2- Spektrofotomekrik değerlendirmede 615 nm ve 405 nm de elde edilen OD değerleri sonucunda hesaplanan SOSIP değeri ile genotoksisite değerlendirilir. Tüm kuyucukların 615 nm de OD değerleri ölçüldükten sonra A) SOSIP=10 X (OD3-OD1)/(C3-C1) B) C= CONC X VOL / MW

76 58 eşitlikleri kullanılarak SOSIP hesaplanır ve değerlendirmeler yapılır.mavi renk oluşumunun gözlenmediği durumda bakteri üremesi kontrol edilir. Bunun için plaklar 405 nm de spektrofotometrede okutulur. Elde edilen değerlere göre test maddelerinin GENOTOKSİK veya TOKSİK olduğu/olmadığı belirlenir [111,112] AMES test sonuçların değerlendirilmesi Bu çalışmada diş hekimliğinde kullanılan 6 siman Salmonella typhimuriumun TA 98 ve TA 100 suşları kullanılarak mutajenite testine tabi tutulmuştur. Her doz 3 paralel plak ile aynı anda test edilmiştir. Ayrıca, test bileşenlerinin etkilerinin memeli metabolik aktivasyonları sonucunda değişip değişmediğini belirlemek amacıyla S9 enzimi varlığında da deney aynen tekrarlanmıştır. Sonuçlar, student-t testiyle standart hataları ile birlikte ortalamaları alınarak ve mutajenite için istatiksel açıdan ONE WAY ANOVA testleri ile değerlendirilmiştir. Bu amaçla Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümünden alınan SPSS-WİNDOWS paket programı kullanılmıştır.

77 59 4. BULGULAR Çalışmada çeşitli firmalardan temin edilen 6 farklı simanın [( VOCOMeron (Cam iyonomer siman) (Voco GMBH-Germany), DENTSPLY POLY-F PLUS (Çinko polikarboksilat siman) (Dentsply-USA), Cavex (Çinko oksit öjenol siman) (Cavex- Holland), RelyX U100 (Kendinden Adezivli Rezin Siman) (3M ESPE- USA), HARVARD (Çinko fosfat Siman) (Harvard Dental İnternational Gmbh-Germany), SDI (SET PP) (Kendinden Adezivli Resin Siman) ( SDI Ltd.- Australia)] mutajenik ve genotoksik etkileri test edilmiştir. Salmonella typhimurium TA98 ve TA100 suşlarının kullanıldığı mutajenite deneylerinde önce 6 farklı siman DMSO içinde çözülerek 3 farklı dozda S9 enzimi varlığında ve S9 enzimi yokluğunda mutajenite testine alınmıştır. Ağız içinde meydana gelebilecek çözünürlük artışı sonucunda ortaya çıkabilecek farklı etkilerin belirlenmesi için, 6 simandan 3 tanesi çözücü olarak YAPAY TÜKÜRÜK (artificial saliva) kullanılarak yine 3 farklı dozda S9 enzimi varlığında ve S9 enzimi yokluğunda mutajenite testine alınmıştır. Simanlardan 2 tanesine MUTA CHROMO PLATE TEST (Salmonella Ames Mutajenite Test kiti) (TA98 ve TA 100 suşu içeren) ile S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan mutajenite testi yapılmıştır. 6 simanın tamamına Escherichia coli PQ 37 mutantını içeren SOS CHROMO TEST ile (Beta galaktosidaz enzim aktivitesi ile SOS cevabı) genotoksisite testi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar önce T-test ile değerlendirilmiş ve standart sapmalar hesaplanmıştır. Daha sonra sonuçlar One Way ANOVA testinde değerlendirilmiş ve spontan revertant koloni sayısının 2-3 katı olanlar şüpheli mutajen, 3 katından fazla olanlar mutajen olarak değerlendirilmiştir. Spontan revertant sayısının 2 katından az olan sonuçlar ise negatif olarak, yani mutajen değildir olarak değerlendirilmiştir.

78 Simanların AMES Mutajenite Test Sonuçları Çizelge 4.1. deki sonuçlarda görüldüğü gibi CAVEX simanının TA 98 ve TA 100 suşunda S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerinde (DMSO da) tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. CAVEX simanın yapay tükürükteki testlerinde; TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde 13 mg lık dozunun mutajen olabileceği belirlenmiş, 26 mg ve 40 mg lık dozlarının inhibitör etki göstermesi nedeniyle mutajen etkisi tam olarak belirlenememiştir. TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan ve S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. Tüm sonuçlar KONTROL (Spontan revertant) grubunun değeri ile karşılaştırılak değerlendirilmiştir. Çizelge 4.1. CAVEX Simanın 3 farklı dozunun DMSO ve Yapay tükürük çözücülerinde Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 2200±115 b 1700±100 b 2000± 250 b 1900±120 b 26 mg/plak 2200±57 b 1500±75 b 1800±100 b 1200±100 b 40 mg/ plak 2600±200 b 1900±100 b 1950±150 b 1250±100 b Pozitif Kontrol 1600±50 950± ± ±135 (100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 YAPAY TÜKÜRÜK TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 200±5 220±7 180±3 200±4 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 1000±69 b 1800 ±160 b 1400±100 b 1600±120 b 26 mg/plak 400±28 i,a 2000±120 b 1700 ±130 b 1900±100 b 40 mg/ plak 100±11 i 2000 ±150 b 2000±140 b 2600±100 b Pozitif 1200± ± ± ± 180 Kontrol(100µg/plak) Yapay Tükürük (Çözücü kontrol) 220±4,6 330±30 260±20 400±35 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05 güven düzeyinde anlamlı)

79 61 Çizelge 4.2. de verilen sonuçlarda görüldüğü gibi HARVARD simanının TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde (DMSO da) tüm dozların mutajen olabileceği, S9 enzimi kullanılarak yapılan çalışmalarda ise 13 mg lık dozunun şüpheli, diğer dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde yine tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. HARVARD simanın yapay tükürükteki testlerinde; TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan ve S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde ise tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. Tüm sonuçlar KONTROL (Spontan revertant) grubunun değeri ile karşılaştırılak değerlendirilmiştir. Çizelge 4.2. HARVARD Simanın 3 farklı dozunun DMSO ve Yapay tükürük çözücülerinde Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 2000±150 b 1350±5 b 400± 25 b 1000±30 b 26 mg/plak 2000±110 b 1600±90 b 600±100 b 650±45 b 40 mg/ plak 2000±85 b 1800±100 b 1750±150 b 2200±100 b Pozitif 1600±50 950± ± ±135 Kontrol(100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 YAPAY TÜKÜRÜK TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 200±5 220±7 180±3 200±4 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 1600±120 b 2100 ±130 b 2000±100 b 1800±120 b 26 mg/plak 1700±89 b 1950±100 b 1800 ±150 b 1600±100 b 40 mg/ plak 1900±120 b 2500± 145 b 2500±100 b 2500±160 b Pozitif 1200± ± ± ± 180 Kontrol(100µg/plak) Yapay Tükürük (Çözücü kontrol) 220±4,6 330±30 260±20 400±35 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05 güven düzeyinde anlamlı)

80 62 Çizelge 4.3. te verilen sonuçlarda görüldüğü gibi POLY-F PLUS simanının TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde (DMSO da) 40mg lık doz şüpheli(ta98s9+), diğer dozların ise mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde yine tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. POLY-F PLUS simanın yapay tükürükteki testlerinde; TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan ve S9 enzimi kullanılarak yapılan testlerde tüm dozların mutajen olabilceği, TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde tüm dozlarının mutajen olabileceği belirlenmiştir. Tüm sonuçlar KONTROL (Spontan revertant) grubunun değeri ile karşılaştırılak değerlendirilmiştir. Çizelge 4.3. POLY-F PLUS Simanın 3 farklı dozunun DMSO ve Yapay tükürük çözücülerinde Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100 (S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 2200±200 b 1000±45 b 1500± 100 b 1500±120 b 26 mg/plak 2600±140 b 1000±40 b 2000±100 b 1600±100 b 40 mg/ plak 2600±220 b 1600±70 b 400±15 i,b 1950±100 b Pozitif 1600±50 950± ± ±100 Kontrol(100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 YAPAY TÜKÜRÜK TA98(S9-) TA100 (S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 200±5 220±7 180±3 200±4 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 1300±50 b 1700±100 b 1300±70 b 1400±40 b 26 mg/plak 1350±70 b 2350±120 b 1350 ±50 b 2400±90 b 40 mg/ plak 2200±150 b 2700± 105 b 1500±70 b 1000±60 b Pozitif 1200± ± ± ± 180 Kontrol(100µg/plak) Yapay Tükürük (Çözücü kontrol) 220±4,6 330±30 260±20 400±35 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05 güven düzeyinde anlamlı)

81 63 Çizelge 4.4. de verilen sonuçlarda görüldüğü gibi RELY X simanının TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde yine tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. Tüm sonuçlar KONTROL (Spontan revertant) grubunun değeri ile karşılaştırılak değerlendirilmiştir. Çizelge 4.4. RELY X (3M) Simanın 3 farklı dozunun Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) (DMSO) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 1200±50 b 1100±50 b 1200± 50 b 1250±45 b 26 mg/plak 1100±40 b 1200±80 b 1750±50 b 1350±50 b 40 mg/ plak 1100±70 b 1400±100 b 2200±110 b 1400±60 b Pozitif 1600±50 950± ± ±135 Kontrol(100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05 güven düzeyinde anlamlı) Çizelge 4.5. de verilen sonuçlar da görüldüğü gibi VOCO simanının TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerinde 26 mg lık (S9- ) dozu hariç tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve S9 enzimi kullanılmadan yapılan testlerde yine tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. Tüm sonuçlar KONTROL (Spontan revertant) grubunun değeri ile karşılaştırılak değerlendirilmiştir.

82 64 Çizelge 4.5. VOCO Simanın 3 farklı dozunun Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) (DMSO) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 1600±60 b 900±30 b 600± 50 b 1200±40 b 26 mg/plak 300±15,i,a 1100±50 b 2100±100 b 1700±60 b 40 mg/ plak 1200±50 b 600±20 a,b 2200±100 b 1000±60 b Pozitif 1600±50 950± ± ±135 Kontrol(100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05 güven düzeyinde anlamlı) Çizelge 4.6. SDI Simanın 3 farklı dozunun Salmonella AMES mutajenite testi sonuçları (S9+, S9 -) (DMSO) REVERTANT KOLONİ SAYILARI ± Standart sapma (N=3) DMSO TA98(S9-) TA100(S9-) TA98(S9+) TA100(S9+) 0 (Kontrol) 48±3 190±5 50±4 180±5 (Spontan Revertant) 13 mg/plak 2050±90 b 1800±80 b 1100± 65 b 1700±60 b 26 mg/plak 2000±50 b 1900±50 b 1400±40 b 2000±100 b 40 mg/ plak 2000±50 b 1950±80 b 1500±100 b 1700±70 b Pozitif 1600±50 950± ± ±135 Kontrol(100µg/plak) DMSO(Çözücü kontrol) 100±1 150±15 100±5 120±13 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon(p 0,05)

83 65 Çizelge 4.6. da verilen sonuçlar da görüldüğü gibi VOCO simanının TA 98 ve TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerinde tüm dozların mutajen olabileceği belirlenmiştir. Simanlardan elde edilen revertant koloni sayılarının toplu halde grafik halinde gösterimleri Şekil da yer almaktadır. Şekil 4.1. deki grafikte 6 farklı simanın TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan yapılan test sonuçlarının karşılaştırılması verilmiştir (DMSO da).en yüksek revertant koloni sayısına sahip simanlar 13 mg. için Cavex-Poly-F Plus, 26 mg için Poly-F Plus,40mg için Cavex- Poly-F Plus dir mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. DMSO CAVEX POLY F Harvard Rely X VOCO SDI Şekil 4.1. TA 98 Revertant koloni sayıları S9 (-) (DMSO Çözücü) Şekil 4.2. deki grafikte 6 farklı simanın TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak yapılan test sonuçlarının karşılaştırılması verilmiştir (DMSO da). En yüksek revertant koloni sayısına sahip simanlar 13 mg. Cavex,26 mg Voco, 40mgVoco-Rely X dir.

84 mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. DMSO CAVEX POLY F Harvard Rely X VOCO SDI Şekil 4.2. TA 98 Revertant koloni sayıları S9 (+) (DMSO Çözücü) Şekil 4.3. deki grafikte 6 farklı simanın TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanımadan yapılan test sonuçlarının karşılaştırılması verilmiştir (DMSO da). En yüksek revertant koloni sayısına sahip simanlar 13 mgve 40mg Cavex,26 mg SDI dır mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. DMSO CAVEX POLY F Harvard Rely X VOCO SDI Şekil 4.3. TA 100 Revertant koloni sayıları S9 (-) (DMSO Çözücü) Şekil 4.4. deki grafikte 6 farklı simanın TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak yapılan test sonuçlarının karşılaştırılması verilmiştir(dmso da). En yüksek revertant koloni sayısına sahip simanlar 13 mg. Cavex, 26 mg SDI, 40mg Harvard dır.

85 CAVEX 1500 POLY F Harvard 1000 Rely X VOCO SDI 0 13mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. DMSO Şekil 4.4. TA 100 Revertant koloni sayıları S9 (+) (DMSO Çözücü) Şekil 4.5. teki grafikte yapay tükürükte 3 farklı simanın TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan yapılan test sonuçları karşılaştırmalı verilmiştir. En yüksek revertant koloni sayısına sahip siman 13 mgve 26 mg Harvard,40mg Poly-F-Plus tır CAVEX 1000 POLY F Harvard 0 13mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. Y.TÜK Şekil 4.5. TA 98 Revertant koloni sayıları S9 (-) (YAPAY TÜKÜRÜK) Şekil 4.6. daki grafikte yapay tükürükte 3 farklı simanın TA 98 suşuyla S9 enzimi kullanılarak yapılan test sonuçları karşılaştırmalı verilmiştir. En yüksek revertant koloni sayısına sahip siman her üç doz için de Harvard simanıdır.

86 mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. Y.TÜK. CAVEX POLY F Harvard Şekil 4.6. TA 98 Revertant koloni sayıları S9 (+) (YAPAY TÜKÜRÜK) Şekil 4.7. deki grafikte yapay tükürükte 3 farklı simanın TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılmadan yapılan test sonuçları karşılaştırmalı verilmiştir. En yüksek revertant koloni sayısına sahip siman 13 mg. Harvard, 26 mgve 40mg Poly-F-Plus tır CAVEX POLY F Harvard mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. Y.TÜK. Şekil 4.7. TA 100 Revertant koloni sayıları S9 (-) (YAPAY TÜKÜRÜK) Şekil 4.8. deki grafikte yapay tükürükte 3 farklı simanın TA 100 suşuyla S9 enzimi kullanılarak yapılan test sonuçları karşılaştırmalı verilmiştir. En yüksek revertant koloni sayısına sahip siman 13 mg.harvard, 26 mg Poly-F-Plus, 40mg Cavex tir.

87 CAVEX POLY F Harvard mg 26mg 40 mg Poz. K Sp. K. Y.TÜK. Şekil 4.8. TA 100 Revertant koloni sayıları S9 (+) (YAPAY TÜKÜRÜK) Simanların DMSO ve Yapay tükürükte çözünmeleri sonucu meydana getirmiş oldukları koloni sayıları incelendiğinde yapay tükürük içerisinde bekletilen simanların revertant sayılarının özellikle yüksek dozlarda arttığı belirlenmiştir. Cavex simanı TA 100 suşunda, Harvard simanı hem TA 98 hem TA 100 suşunda, Poly-F Plus simanı TA 100 suşunda çözücü olarak DMSO kullanılan testlere göre yapay tükürük içerisinde daha yüksek oranda revertant koloni meydana getirmişlerdir. Bu da bize tükürüğün, ağız içerisinde simanların çözünürlük miktarında bir artış meydana getirebileceğini, bunun sonucunda da mutajenik etkilerinin artabileceğini göstermektedir. Elde edilen sonuçların DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜKTE TA98 ve TA 100 suşlarına göre karşılaştırmalı grafikleri Şekil arasında verilmiştir.

88 S9(+) S9 (-) S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil 4.9. CAVEX simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları S9(+) 1500 S9 (-) 1000 S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil CAVEX simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları

89 S9(+) 1500 S9 (-) 1000 S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil HARVARD simanı için TA98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları S9(+) 1500 S9 (-) 1000 S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil HARVARD simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları

90 S9(+) S9 (-) S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil POLY-F PLUS simanı için TA 98 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları S9(+) S9 (-) S9(+)YT S9 (-)YT mg 26mg 40 mg Şekil POLY-F PLUS simanı için TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO ve YAPAY TÜKÜRÜK revertant koloni sayıları Şekil de ise simanların TA 98 ve TA 100 suşlarında S9 enzimi kullanılarak/kullanılmadan alınan sonuçları karşılaştırmalı olarak verilmiştir

91 S9(+)98 S9 (-)98 S9(-)100 S9(+) mg 26mg 40 mg Şekil VOCO simanı içinta 98 ve TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları S9(+)98 S9 (-)98 S9(+)100 S9(-) mg 26mg 40 mg Şekil RELY X (3M) simanı için TA98 ve TA 100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları

92 S9(+)98 S9 (-)98 S9 (+)100 S9 (-) mg 26mg 40 mg Şekil SDI simanı için TA98 ve TA 100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları SDI simanının en yüksek revertant koloni sayısını TA 98 suşunda S9 enzimi kullanılmadan 13 mg.lık dozda, S9 enzimi kullanılarak 26 mg ve 40mg, TA 100 suşunda S9 enzimi kullanılan 26 mglık dozlarda yüksek revertant sayısına sahiptir mg 26mg 40 mg S9(+)98 S9 (-)98 S9(-)100 S9(+)100 Şekil CAVEX simanı için TA98 ve TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları Cavex simanın en yüksek revertant koloni sayısını TA 98 suşunda S9 enzimi kullanılmadan yapılan testte 40mg dozda verdiği belirlenmiştir.

93 S9(+)98 S9 (-)98 S9(-)100 S9(+) mg 26mg 40 mg Şekil HARVARD simanı için TA98 ve TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları Cavex simanın en yüksek revertant koloni sayısını TA 100 suşunda S9 enzimi kullanılarak yapılan testte 40mglık dozda verdiği belirlenmiştir S9(+)98 S9 (-)98 S9(-)100 S9(+) mg 26mg 40 mg Şekil POLY-F PLUS simanı için TA98 ve TA100 suşunun S9 (+) ve S9 (-) DMSO revertant koloni sayıları Poly-f Plus simanın en yüksek revertant koloni sayısını TA 98 suşunda S9 enzimi kullanılmadan yapılan testte 26 mg ve 40mglık dozda verdiği belirlenmiştir

94 76 Çalışmadan elde edilen sonuçlardan bazıları Resim da verilmiştir. Resim 4.1. TA 100 Suşu Revertant Kontrol Plağı (DMSO) (S9-) Resim 4.2. TA 98 Suşu Poly-F Plus 13 mg (DMSO) (S9+)

95 77 Resim 4.3. TA 100 Suşu Pozitif Kontrol (DMSO) (S9-) Resim 4.4. TA 98 Suşu Cavex 13 mg (DMSO) (S9-)

96 78 Resim 4.5. TA 100 Suşu Cavex 13 mg ve Pozitif Kontrol (Yapay Tük.) (S9-) Resim 4.6. TA 100 Suşu Harvard 13 mg Poly-F 26 mg ve Pozitif Kontrol karşılaştırma (Ypy. Tük.) (S9+) Çizelge 4.7 ve 4.8 de DMSO ve Yapay tükürükte elde edilen Spontan Revertant sayıları toplu halde karşılaştırmalı olarak verilmiştir

97 79 Çizelge 4.7 Tüm Sonuçların Karşılaştırılmalı Toplu Halde Gösterimi (DMSO) Altı çizili değerler TA 98 ve TA 100 suşlarında S9 varlığı/yokluğunda en yüksek mutajeniteye sahip simanı ve dozunu belirtmektedir. TA98 S9 (+) TA98 S9(-) 13 mg 26 mg 40 mg 13 mg 26 mg 40 mg Cavex 2000± 250 b 1800±100 b 1950±150 b 2200±115 b 2200±57 b 2600±200 b Poly-F- Plus 1500 ±100 b 2000±100 b 400±15 a 2200±200 b 2600±140 b 2600±220 b SDI 1100± 65 b 1400±40 b 1500±100 b 2050±90 b 2000±50 b 2000±50 b Rely X 1200± 50 b 1750±50 b 2200±110 b 1200±50 b 1100±40 b 1100±70 b Harvard 400± 25 b 600±100 b 1750±150 b 2000±150 b 2000±110 b 2000±85 b Voco 600±50 b 2100±100 b 2200±100 b 1600±60 b 300±15,a,i 1200±50 b Poz. Kont. 1800± ±50 DMSO Kont. 100±5 100±1 Spon. Kont. 50±4 48±3 TA100 S9 (+) TA100 S9(-) 13 mg 26 mg 40 mg 13 mg 26 mg 40 mg Cavex 1900±120 b 1200±100 b 1250±100 b 1700±100 b 1500±75 b 1900±100 b Poly-F- Plus 1500±120 b 1600±100 b 1950±100 b 1000±45 b 1000±40 b 1600±70 b SDI 1700±60 b 2000±100 b 1700±70 b 1800±80 b 1900±50 b 1950±80 b Rely X 1250±45 b 1350±50 b 1400±60 b 1100±50 b 1200±80 b 1400±100 b Harvard 1000±30 b 650±45 b 2200±100 b 1350±5 b 1600±90 b 1800±100 b Voco 1200±40 b 1700±60 b 1000±60 b 900±30 b 1100±50 b 600±20 a,b Poz. Kont ± ±25 DMSO Kont. 120±13 150±15 Spon. Kont. 180±5 190±5 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05)

98 80 Çizelge 4.8 Yapay Tükürükten Elde Edilen Sonuçların Toplu Halde Gösterimi Altı çizili değerler TA 98 ve TA 100 suşlarında S9 varlığı/yokluğunda en yüksek mutajeniteye sahip simanı ve dozunu belirtmektedir. TA 98 S9(+) TA 98 S9 (-) 13 mg 26 mg 40 mg 13 mg 26 mg 40 mg Cavex 1400±100 b 1700±130 b 2000±140 b 1000±69 b 400±28 i,a 100±11 i Harvard 2000±100 b 1800±150 b 2500±100 b 1600±120 b 1700±89 b 1900±120 b PolyFPlus 1300±70 b 1350 ±50 b 1500±70 b 1300±50 b 1350±70 b 2200±150 b Pozitif Kontrol 2200± ± 50 Spontan Revertant 180±3 200±5 Yapay Tükürük Kontrol 260±20 220±4,6 TA 100 S9(+) TA 100 S9(-) 13 mg 26 mg 40 mg 13 mg 26 mg 40 mg Cavex 1600±120 b 1900±100 b 2600±140 b 1800±160 b 2000±140 b 2000±150 b Harvard 1800±120 b 1600±100 b 2500±160 b 2100±130 b 1950±100 b 2500±145 b PolyFPlus 1400±40 b 2400±90 b 1000±60 b 1700±100 b 2350±120 b 2700±105 b Pozitif Kontrol 2300± ±200 Spontan Revertant 200±4 220±7 Yapay Tükürük Kontrol 400±35 330±30 negatif, a : Şüpheli, b :mutajen, i : inhibisyon (P 0,05)

99 81 Çizelge 4.7 deki toplu sonuçlar incelendiğinde; TA98 suşunda DMSOda S9 enzimi kullanılarak (S9+) yapılan testlerde 13 mg lık doz için CAVEX (2000± 250) 26 mg lık doz için VOCO (2100± 100) 40 mg lık doz için RELY X (2200± 110) ve VOCO (2200± 100) TA98 suşunda DMSOda S9 enzimi kullanılmadan (S9-) yapılan testlerde 13 mg lık doz için CAVEX (2200± 115) 26 mg lık doz için POLY-F PLUS (2600± 140) 40 mg lık doz için CAVEX (2600± 200) ve POLY-F PLUS (2600± 220) TA100 suşunda DMSO da S9 enzimi kullanılarak (S9+) yapılan testlerde 13 mg lık doz için CAVEX (1900±120) 26 mg lık doz için SDI (2000± 100) 40 mg lık doz için HARVARD (2200± 110) TA100 suşunda DMSOda S9 enzimi kullanılmadan (S9-) yapılan testlerde 13 mg(1800±80) 26 mg(1900±50) ve 40 mg lık (1950±80) doz için RELY X simanlarının diğerlerinden daha yüksek revertant koloni sayısına sahip oldukları görülmektedir. Sonuçların değerlendirilmesinde test maddelerinin dozlarına göre vermiş olduğu değerlerler KONTROL olarak kullanılan SPONTAN REVERTANT sayıları ile karşılaştırılmış ve mutajen olabileceği belirlenen değerler ( b ) ile gösterilmiştir. Bu karşılaştırmaya göre DMSO çözücüsünde; CAVEX simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. POLY-F-PLUS simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde, 40 mg TA 98 (S9+) hariç TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir.

100 82 SDI simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. RELY X simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. HARVARD simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. VOCO simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde 26 mg TA98 S9(-) hariç TÜM DOZLAR için mutajen olabilceği görülmektedir. Çizelge 4.8 deki toplu sonuçlar incelendiğinde; TA98 suşunda Yapay Tükürükte S9 enzimi kullanılarak (S9+) yapılan testlerde 13 mg(2000±100) 26 mg(1800±150) ve 40mg lık (2500±100) doz için HARVARD TA98 suşunda Yapay Tükürükte S9 enzimi kullanılmadan (S9-) yapılan testlerde 13 mg lık doz için HARVARD (1600± 120) 26 mg lık doz için HARVARD (1700± 89) 40 mg lık doz için POLY-F PLUS (2200± 150) TA100 suşunda Yapay Tükürükte S9 enzimi kullanılarak (S9+) yapılan testlerde 13 mg lık doz için HARVARD (1800±120) 26 mg lık doz için POLY-F PLUS (2400± 90) 40 mg lık doz için CAVEX (2600±140) TA100 suşunda Yapay Tükürükte S9 enzimi kullanılmadan (S9-) yapılan testlerde 13 mg lık doz için HARVARD (2100±130) 26 mg lık doz için POLY-F PLUS (2350±120) 40 mg lık doz için POLY-F PLUS (2700±105)

101 83 simanlarının en fazla revertant koloni sayısına sahip olduğu dolayısı ile mutajenitelerinin diğer simanlardan daha yüksek olabileceği görülmektedir. Sonuçların değerlendirilmesinde test maddelerinin dozlarına göre vermiş olduğu değerlerler KONTROL olarak kullanılan SPONTAN REVERTANT sayıları ile karşılaştırılmış ve mutajen olabileceği belirlenen değerler ( b ) ile gösterilmiştir. Bu karşılaştırmaya göre Yapay Tükürük çözücüsünde; CAVEX simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde 26 mg ve 40 mg TA 98 S9 (-) hariç TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. HARVARD simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir. POLY-F-PLUS simanının her iki bakteri suşunda da (TA 98 ve TA 100) S9 enzimi kullanılarak ve kullanılmadan yapılan testlerde TÜM DOZLAR için mutajen olabileceği görülmektedir Muta Chromoplate Test Kitinden Alınan Sonuçlar Çalışmada kullanılan simanlardan Cavex ve Rely X (3M) simanları 26 mg ve 40 mg lık dozlarda, TA 98 ve TA 100 suşlarını içeren MUTA CHROMOPLATE AMES Test kiti ile S9 enzimi varlığında S9 enzimi yokluğunda test edilmiştir. Test çalışma yöntemine uygun olarak yapıldıktan sonra sonuçların değerlendirilmesi için 5 gün boyunca 37 o C de inkübasyona bırakılmış, sonuçlar hergün kontrol edilmiş ve son okuma inkübasyonun 5. gününde gerçekleştirilmiştir. İnkübasyon sonucunda kuyucuklarda meydana gelen sarı, bulanık sarı, açık mor renkli kuyucuklar pozitif kabul edilerek sayılmış ve sonuçlar tablo halinde Çizelge de verilmiştir.

102 84 Çizelge 4.9. Mutachromoplate Test Kitinden TA98 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9-) Pozitif kuyucuk sayıları TA 98 SUŞU İÇİN S9 YOKLUĞUNDA ALINAN SONUÇLAR PK(2NF) SP. K Cavex 13 Cavex 26 RelyX13 RelyX Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA100 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9-) Pozitif kuyucuk sayıları TA100 SUŞU İÇİN S9 YOKLUĞUNDA ALINAN SONUÇLAR PK(NaN 3 ) SP. K Cavex 13 Cavex 26 RelyX13 RelyX Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA98 Suşunda Alınan Sonuçlar (S9+) Pozitif kuyucuk sayıları TA 98 SUŞU İÇİN S9 VARLIĞINDA ALINAN SONUÇLAR PK(2AA) SP. K Cavex 13 Cavex 26 RelyX13 RelyX Çizelge Mutachromoplate Test Kitinden TA100 Suşunda Alınan Sonuçlar(S9+) Pozitif kuyucuk sayıları TA 100 SUŞU İÇİN S9 VARLIĞINDA ALINAN SONUÇLAR PK(2AA) SP. K Cavex 13 Cavex 26 RelyX13 RelyX Testten elde edilen sonuçların verilen standart değerlere uygun olması testin sağlıklı bir şekilde sonuç verdiğini gösterir. Aşağıda MutaChromo Plate test kiti için kullanılan standart kuyucuk değerleri TA 100 ve TA 98 suşları için spontan ve pozitif kontroller de ayrı ayrı verilmiştir.

103 85 Muta Chromo Plate Test Kiti Standart Değerleri: TA 100 SPONTAN KONTROL (-S9): 8-18 KUYUCUK TA 98 SPONTAN KONTROL (-S9): 1-9 KUYUCUK TA 100 SPONTAN KONTROL (+S9): KUYUCUK TA 98 SPONTAN KONTROL (+S9): KUYUCUK TA POZİTİF KONTROL (-S9,+S9): KUYUCUK Test sonuçlarının değerlendirilmesinde Çizelge 3.2. de (sf.68) verilmiş sonuçlar kullanılır. Hesaplama yapılırken TA98 ve TA 100 suşları için S9 enzimi varlığında ve S9 enzimi yokluğundaki spontan revertant sayılarına karşılık gelen test maddelerinin uygun dozlarının tablodaki karşılıkları bulunur. Test sonuçlarından, tablodan elde edilen değerler çıkarılır ve aradaki fark bize test maddesinin mutajenite kuvveti hakkında bilgi verir. Spontan Revertant sayıları ve bunlara 26 mg ve 40 mg lık dozlar için karşılık gelen değerler şu şekildedir: (Çizelge 3.2ye göre) TA 98 S9 (-) Spontan Revertant Sayısı: 6 kuyucuk (13 mg: 17, 40 mg: 13) TA 98 S9 (+) Spontan Revertant Sayısı: 43 kuyucuk (13 mg: 60, 40 mg: 55) TA 100 S9 (-) Spontan Revertant Sayısı: 9 kuyucuk (13 mg: 21, 40 mg: 17) TA 100 S9 (+) Spontan Revertant Sayısı: 53 kuyucuk (13 mg: 69, 40 mg: 65) Cavex ve Rely X simanlarının spontan revertant sayıları hesaplandıktan sonraki sonuçları Çizelge 4.13 ve 4.14 te verilmiştir. Çizelge CAVEX Simanı İçin Spontan Revertant Değerleri Hesaplandıktan Sonraki Mutajenite Sonuçları CAVEX TA 98 (S9-) TA 98 (S9+) TA 100 (S9-) TA 100 (S9+) 26 miligram (78-17) 61 (74-60) 14 (79-21)58 (78-69) 9 40 miligram (87-13) 74 (80-55) 25 (78-17) 61 (76-65) 11 x Negatif,: şüpheli, zayıf mutajen,:kuvvetli mutajen

104 86 Çizelge Rely X (3M) Spontan Revertant Değerleri Hesaplandıktan Sonraki Mutajenite Sonuçları RelyX (3M) TA 98 (S9-) TA 98 (S9+) TA 100 (S9-) TA 100 (S9+) 26 miligram (20-17) 3 (47-60) x (23-21) 2 (85-69)16 40 miligram (35-13) 22 (65-55) 10 (29-17) 12 (78-65) 13 x Negatif,: şüpheli, zayıf mutajen,:kuvvetli mutajen Çizelge 4.13 ve 4.14te verilen pozitif kuyucuk sonuçları incelendiğinde ; TA98 ve TA 100 suşu için S9 yokluğunda Cavex simanının 26mg ve 40 mg dozlarının kuvvetli mutajen, RelyX simanının 26 mg dozunun şüpheli, 40 mg dozunun ise mutajen olduğunu göstermektedir. TA 98 için S9 varlığında Cavex simanının 26mg ve 40 mg dozlarının mutajen; Rely x simanının 26mg ve 40 mg dozlarının şüpheli mutajen olduklarını göstermektedir. TA100 suşu için S9 yokluğunda Cavex simanının da 26mg ve 40 mg dozlarının kuvvetli mutajen, Rely X simanının 26 mg dozunun şüpheli, 40 mg dozunun ise mutajen olduğunu göstermektedir. TA 100 suşu için S9 varlığında her iki simanın da 26mg ve 40 mg dozlarının mutajen olduğunu göstermektedir. Resim 4.7 TA 100 suşu Revertant Kontrol Mikroplak (S9-)

105 87 Resim 4.8 TA98 ve TA 100 suşları Pozitif Kontrol Plak (S9+) Resim 4.9 Rely X (3M) TA 100 suşu 26 mg Test Plak (S9+)

106 88 Resim 4.10 Cavex TA98 suşu 40 mg Test Plak (S9-) (87 kuyucuk pozitif) 4.3 SOS Chromotest Kitinden Alınan Sonuçlar Çalışmada kullanığımız simanların tamamı AMES testinde denenen tüm dozlar için (13 mg, 26 mggr ve 40mg) yine EBPİ firmasından temin edilen SOS Chromotest kiti ile genotoksisite testine alınmıştır. Escherichia coli PQ37 mutant suşunu içeren kitten alınan sonuçlar spektrofotometrede 405 nm ve 615 nm de okulutularak sonuçların değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. 405 nm den alınan sonuçlar kuyucuklardaki bakteri üremesini kontrol ederek, kullanılan test maddelerinin Escherichia coli PQ37 mutant suşu için TOKSİK olup olmadığını kontrol etmemize, böylece testin doğru çalışıp çalışmadığını kontrol etmemize yarar. Üreme olması testimizin doğru çalıştığını gösterir. 615 nm de ise Beta Galaktosidaz enzim miktarına göre meydana gelen renklenmenin OD si hesaplanarak kullanılan test maddelerinin genotoksik olup olmadığı değerlendirilir. Test edilen simanlardan 405 nm de alınan sonuçlar Çizelge ve da,615 nm de alınan sonuçlar Çizelge ve de verilmiştir.

107 89 Çizelge nm de Cavex, Voco ve POLY-F Plus Simanlarından Alınan OD Değerleri Blk Dil. Kon. Poz. Kon. CAVEX VOCO POLY-F PLUS 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 0,00 0,82 0,645 0,00 0,85 0,640 0,00 0,80 0,635 0,00 0,82 0,650 0,00 0,80 0,650 0,00 0,99 0,624 0,00 0,81 0,623 0,00 0,82 0,648 0,522 0,533 0,546 0,550 0,541 0,567 0,523 0,519 0,434 0,441 0,412 0,398 0,402 0,512 0,434 0,419 0,545 0,564 0,455 0,598 0,534 0,544 0,573 0,543 1,451 0,986 1,511 0,849 1,683 0,760 1,697 0,766 1,256 0,863 1,467 0,768 1,566 0,992 1,451 0,719 0,705 0,989 0,708 0,844 0,767 0,902 0,839 0,699 0,834 0,772 0,802 0,929 0,810 0,899 0,708 0,961 1,265 0,965 1,380 0,954 0,812 0,787 0,983 0,879 0,879 0,793 0,991 0,861 0,903 0,881 1,021 0,902 : Pozitif üreme, (-) : üreme yok Çizelge nm de Harvard, Rely X (3M) ve SDI Simanlarından Alınan OD Değerleri Blk Dil. Kon. Poz. Kon. HARVARD RELY X SDI 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 0,00 0,82 0,598 0,00 0,87 0,613 0,00 0,81 0,620 0,00 0,81 0,621 0,00 0,73 0,703 0,00 0,72 0,631 0,00 0,79 0,603 0,00 0,76 0,603 0,504 0,565 0,583 0,551 0,488 0,512 0,503 0,529 0,564 0,488 0,478 0,450 0,609 0,411 0,432 0,408 0,556 0,674 0,540 0,499 0,512 0,598 0,513 0,501 0,989 0,754 1,264 0,781 1,011 0,809 1,224 0,818 1,345 0,799 1,445 0,710 1,389 0,712 1,022 0,743 0,645 0,453 0,610 0,571 0,554 0,498 0,592 0,600 0,633 0,639 0,598 0,701 0,640 0,625 0,579 0,612 0,809 1,011 0,844 0,982 0,919 0,965 0,915 1,122 0,820 0,985 0,890 0,917 0,902 0,938 0,995 0,966 : Pozitif üreme, (-) : üreme yok

108 90 Çizelge ve da yer alan, spektrofotometrede 405 nm de elde edilen sonuçlar incelendiğinde; Cavex, Poly-f Plus, Harvard, SDI, RelyX ve Voco simanlarının kullanıldığı kuyucuklarda Escherichia coli PQ37 suşunun pozitif üreme sonucu verdiği görülmektedir (Karşılaştırma blank ve diluent kontrole göre yapılmıştır).pozitif kontrol kuyucuğu da dahil olmak üzere tüm simanların denenen tüm dozlarında (13 mg, 26 mg ve 40mg) kuyucuklardan elde edilen değerler bakteri üremesinin sorunsuz bir şekilde gerçekleştiğini göstermektedir. Bu sonuçlar bize test ettiğimiz tüm simanların hiç birinin denenen tüm dozlarda Escherichia coli PQ37 mutant suşu üzerinde TOKSİK OLMADIĞINI göstermektedir. Çizelge nm de Cavex, Voco ve POLY-F Plus Simanlarından Alınan OD Değerleri Blk Dil. Kon. Poz. Kon. CAVEX VOCO POLY-F PLUS 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 0,00 0,011 0,987 0,129 0,215 0,324 0,139 0,293 0,455 0,101 0,167 0,165 0,00 0,008 0,992 0,157 0,222 0,345 0,148 0,223 0,344 0,090 0,155 0,163 0,00 0,009 0,965 0,137 0,224 0,400 0,131 0,214 0,406 0,089 0,139 0,154 0,00 0,006 0,988 0,139 0,209 0,370 0,155 0,289 0,429 0,111 0,141 0,132 0,00 0,006 0,939 0,155 0,245 0,372 0,103 0,232 0,436 0,078 0,198 0,111 0,00 0,008 0,948 0,164 0,201 0,311 0,150 0,281 0,401 0,134 0,177 0,139 0,00 0,009 0,960 0,162 0,240 0,298 0,128 0,222 0,398 0,077 0,189 0,139 0,00 0,008 0,929 0,159 0,200 0,371 0,134 0,201 0,461 0,122 0,125 0,151 : Genotoksik Çizelge incelendiğinde yalnızca pozitif kontrollerin genotoksik etkiye sahip olduğu görülmektedir.

109 91 Çizelge nm de Harvard, Rely X(3M) ve SDI Simanlarından Alınan OD Değerleri Blk Dil. Kon. Poz. Kon. HARVARD RELY X SDI 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 13mg 26mg 40mg 0,00 0,008 0,933 0,234 0,301 0,235 0,211 0,121 0,332 0,090 0,242 0,390 0,00 0,009 0,989 0,200 0,303 0,200 0,231 0,135 0,356 0,078 0,241 0,375 0,00 0,012 0,977 0,297 0,353 0,211 0,198 0,133 0,330 0,088 0,255 0,350 0,00 0,004 0,943 0,246 0,298 0,256 0,246 0,101 0,298 0,067 0,290 0,344 0,00 0,011 0,899 0,199 0,339 0,189 0,239 0,98 0,307 0,101 0,268 0,299 0,00 0,009 0,902 0,244 0,321 0,260 0,208 0,122 0,335 0,091 0,240 0,403 0,00 0,014 0,971 0,205 0,309 0,211 0,212 0,167 0,322 0,099 0,249 0,378 0,00 0,003 0,980 0,198 0,321 0,198 0,207 0,150 0,376 0,072 0,209 0,369 : Genotoksik Çizelge ve de yer alan spektrofotometrede 615 nm de elde edilen sonuçlar incelendiğinde; Cavex, Poly-f Plus, Harvard, SDI, RelyX ve Voco simanlarından hiç birinin SOS Chromotest bakterisi olan Escherichia coli PQ37 suşu için GENOTOKSİK ETKİYE SAHİP OLMADIĞI görülmektedir. Resim 4.13 ve 4.14 te de görüldüğü gibi pozitif kontrol olarak kullanılan 4-NQO(4Nitro-Quinoline-Oxide) eklenen kuyucuklarda renklenme olmuş, simanların kullanıldığı kuyucuklardan hiç birinde renklenme meydana gelmemiştir. Pozitif kontrolle test maddelerinden elde edilen değerlerinin karşılaştırılması sonucu genotoksisite belirlemesi yapılan bu testte, renklenme olmaması test edilen maddelerin genotoksik olmadığını belirtir.

110 92 Resim Cavex,Voco ve Poly-F Plus Simanlarının SOS Chromotest Sonuçları Resim Harvard, RelyX(3M),SDI Simanlarının SOS Chromotest Sonuçları

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005 DNA ONARIMI VE MUTASYON Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum-2 18.11.2005 *DNA nın dölden döle değişmeden aktarımı için 2 süreç önemlidir: DNA ONARIMI 1. Replikasyon sürecinin doğru yapılması

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

GEN MUTASYONLARI. Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ

GEN MUTASYONLARI. Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ GEN MUTASYONLARI Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ Gen mutasyonları 2 temel mekanizma ile gerçekleşir. A. İnsersiyon; Bir veya daha fazla nükleotidin araya girmesiyle B. Delesyon; Bir veya daha fazla nükleotidin

Detaylı

Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı

Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı Bakteriler Arası Genetik Madde Aktarımı Transformasyon: Her hangi bir aracı bulunmaksızın, verici bakteri tarafından ortama bırakılmış olan DNA nın, alıcı bakteri tarafından alınması yoluyla oluşan rekombinasyon

Detaylı

DNA Tamiri ve Rekombinasyonu

DNA Tamiri ve Rekombinasyonu DNA Tamiri ve Rekombinasyonu Bitkilerdeki 3 genom UV ve radyosyonun diğer formları, kimyasallar, ve diğer streslerle (örneğin oksidatif, ısı vb.) devamlı hasar görür. Bazı proteinler onarımda ve rekombinasyonda

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI

MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI MOLEKÜLER 2014-2015 BİYOLOJİ LABORATUVARI GÜZ DÖNEMİ MOLEKÜLER BİYOLOJİ LABORATUVARI 6.HAFTA DERS NOTLARI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ Sayfa 1 / 10 MUTASYON Mutasyon; DNA dizilerinde

Detaylı

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER NÜKLEİK ASİTLER Nükleik asitler, bütün canlı hücrelerde ve virüslerde bulunan, nükleotid birimlerden

Detaylı

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ GENETİK MATERYALLER VE YAPILARI HER HÜCREDE Genetik bilgilerin kodlandığı bir DNA genomu bulunur Bu genetik bilgiler mrna ve ribozomlar aracılığı ile proteinlere dönüştürülür

Detaylı

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir CANLILARDA ÜREME EYLÜL 3.HAFTA MİTOZ VE EŞEYSİZ ÜREME Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir Üreme canlıların ortak özelliğidir 3 4 Canlılar hücrelerden meydana gelir

Detaylı

Sınıf ; Çalışma yaprağı 3

Sınıf ; Çalışma yaprağı 3 Öğrencinin Adı ve soyadı ; Sınıf ; Çalışma yaprağı 3 F.8.2. DNA ve Genetik Kod / Canlılar ve Yaşam Bu ünitede öğrencilerin; DNA ve genetik kod ile ilişkili kavramları açıklamaları ve aralarındaki ilişkileri

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

Genetik çalışmaların yüksek canlılardan çok mikroorganizmalarla yapılması bazı avantajlar sağlar.

Genetik çalışmaların yüksek canlılardan çok mikroorganizmalarla yapılması bazı avantajlar sağlar. 8.Hafta: Bakteri Genetiği BAKTERİ GENETİĞİ Genetik çalışmaların yüksek canlılardan çok mikroorganizmalarla yapılması bazı avantajlar sağlar. 1) Yüksek canlılarda çok sayıda kromozom ve onları kontrol eden

Detaylı

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ 7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ Başlıklar 1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler 2. E. Coli de laktoz metabolizması 3. Lac operonu negatif kontrol 4. CAP pozitif kontrol

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON

ADIM ADIM YGS LYS. 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON ADIM ADIM YGS LYS 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON GENETİK VARYASYON Aynı türün bireyleri arasındaki farklılığa VARYASYON denir. Varyasyonların hepsi

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 12. Sınıf 1 GENDEN PROTEİNE

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 12. Sınıf 1 GENDEN PROTEİNE YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 12. Sınıf 1 GENDEN PROTEİNE Protein sentezini tüm canlılar gerçekleştirir. Bir mrna molekülünde en fazla 64 çeşit kodon bulunur. DOĞRU YANLIŞ SORULARI Canlıların heterotrof beslenenleri

Detaylı

DNA TAMİR MEKANİZMALARI. Prof. Dr. Filiz ÖZBAŞ GERÇEKER

DNA TAMİR MEKANİZMALARI. Prof. Dr. Filiz ÖZBAŞ GERÇEKER DNA TAMİR MEKANİZMALARI Prof. Dr. Filiz ÖZBAŞ GERÇEKER Baz kaybı DNA hasarları Baz modifikasyonları Deaminasyon Kimyasal modifikasyon Işık hasarı (UV) Replikasyon hataları Zincirler arası çapraz bağlantıları

Detaylı

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. HÜCRE BÖLÜNMELERİ Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. I. MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar bir çok canlı grubu

Detaylı

DNA ve Özellikleri. Şeker;

DNA ve Özellikleri. Şeker; DNA ve Özellikleri Hücrelerdeki hayatsal olayların yönetimini çekirdek sağlar. Çekirdek içinde, hücrenin beslenme, solunum, üreme gibi canlılık faaliyetlerin yönetilmesini sağlayan genetik madde bulunur.

Detaylı

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi. KONU 9. HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar birçok canlı grubu tarafından gerçekleştirilebilir. Mitoz bölünme sonunda bölünen hücrelerden

Detaylı

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

Mayoz Bölünmenin Oluşumu MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? 03 Ocak 2012, 23:39 Osman BEDEL MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? Kromozom sayılarının nesiller boyu sabit tutulması mayoz bölünme ile sağlanır. Mayoz özel bir hücre bölünmesidir. Bu bölünme ile

Detaylı

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ Seçici gen ifadesi embriyonun gelişmesini sağlayan 4 temel işlevi denetler: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre farklılaşması 3. Hücre etkileşimleri 4. Hücre hareketi HÜCRE

Detaylı

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Sayısal kromozom anomalileri 2- Yapısal kromozom anomalileri SAYISAL KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Öploidi: Bir organizmanın hücrelerinde normal kromozom sayısının

Detaylı

ayxmaz/biyoloji 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki ana DNAdan yeni DNA molekülleri hangi sonulca üretilir A B C D

ayxmaz/biyoloji 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki ana DNAdan yeni DNA molekülleri hangi sonulca üretilir A B C D 1. DNA replikasyonu.. için gereklidir A) sadece mitoz B) sadece mayoz C) mitoz ve mayoz D) sadece gamet oluşumu E) sadece protein sentezi 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki

Detaylı

Hücrede Genetik Bilgi Akışı

Hücrede Genetik Bilgi Akışı Hücrede Genetik Bilgi Akışı 1) Genomun korunması DNA nın tam olarak kopyalanması ve hücre bölünmesiyle yeni kuşak hücrelere aktarılması 2) Genetik bilginin çevrimi Hücre içerisinde bilginin DNA dan RNA

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM)

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM) TRANSKRİPSİYONU (ÖKARYOTİK) STOPLAZMA DNA Transkripsiyon hnrna RNA nın işlenmesi mrna G AAA Eksport G AAA NÜKLEUS TRANSKRİPSİYONU (PROKARYOTİK) Stoplazma

Detaylı

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL 2. Casarett and Doll s Toxicology. The Basic Science of Poisions. KİMYASAL MUTAJENEZİS

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 1) Canlılarda özelliklerin genlerle kontrol edildiği ve her genin en az bir özellikten sorumlu olduğu bilindiğine göre, I. Diploid canlılarda her özellik için iki gen bulunması

Detaylı

2. Histon olmayan kromozomal proteinler

2. Histon olmayan kromozomal proteinler 12. Hafta: Nükleik Asitler: Nükleik asitlerin yapısal üniteleri, nükleozitler, nükleotidler, inorganik fosfat, nükleotidlerin fonksiyonları, nükleik asitler, polinükleotidler, DNA nın primer ve sekonder

Detaylı

DNA Hasarı ve Onarımı. Doç.Dr. Tuğba Yılmaz Özden

DNA Hasarı ve Onarımı. Doç.Dr. Tuğba Yılmaz Özden DNA Hasarı ve Onarımı Doç.Dr. Tuğba Yılmaz Özden DNA sentezi sırasında sağlamalı okuma ile yanlış nükleotidlerin çıkarılmasına rağmen bazen yanlış eşleşmiş baz içeren nükleotidler kalabilir. Ayrıca çeşitli

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 1) 48 saat karanlıkta bekletilen bir saksı bitkisinden bu sürenin sonunda bir yaprak kopartılmış (1. yaprak) ve bitki aydınlık ortamda 12 saat bekletilmiştir. Bu sürenin sonunda

Detaylı

DNA VE GENETİK KOD KAZANIM KONTROL SINAVI

DNA VE GENETİK KOD KAZANIM KONTROL SINAVI NA VE GENETİK KO KAZANIM 4. 1. 1. GEN 3.KROMOZOM 6 2. NA 4.NÜKLEOTİ 5 1 2 ukarıdaki kutucuklarda verilen kavramları basitten karmaşığa doğru sıralayınız? A) 4-3-1-2 B) 2-1-3-4 C) 4-1-2-3 ) 2-1-4-3 3 4

Detaylı

MUTASYONLAR VE TAMİR MEKANİZMALARI

MUTASYONLAR VE TAMİR MEKANİZMALARI MUTASYONLAR VE TAMİR MEKANİZMALARI Mutasyon: Genomik yapıda meydana gelen değişikliklerin tümüne denir ve farklı yollarla oluşurlar 1. Baz değişimleri (nokta mutasyonları) Transisyon: pirimidin pirimidin

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 1) Zigottan başlayıp yeni bir bireyin meydana gelmesiyle sonlanan olayların hepsine birden gelişme denir. Embriyonun gelişimi sırasında, I. Morula II. Gastrula III. Blastula

Detaylı

LYS ANAHTAR SORULAR #4. Nükleik Asitler ve Protein Sentezi

LYS ANAHTAR SORULAR #4. Nükleik Asitler ve Protein Sentezi LYS ANAHTAR SORULAR #4 Nükleik Asitler ve Protein Sentezi 1) İncelenen bir nükleotidin DNA ya mı yoksa RNA ya mı ait olduğu; I. Bağ çeşidi II. Pürin bazı çeşidi III. Pirimidin bazı çeşidi IV. Şeker çeşidi

Detaylı

GENETİK LABORATUVARI

GENETİK LABORATUVARI GENETİK LABORATUVARI Laboratuvar sorumluları: Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Prof. Dr. Hasan Basri İLA Temel Araştırma Alanımız: Genetik, Sitogenetik, Genotoksikoloji Genetik laboratuvarında günlük hayatta

Detaylı

www.demiraylisesi.com

www.demiraylisesi.com YÖNETİCİ MOLEKÜLLER C, H, O, N, P atomlarından meydana gelir. Hücrenin en büyük yapılı molekülüdür. Yönetici moleküller hücreye ait genetik bilgiyi taşır, hayatsal faaliyetleri yönetir, genetik bilginin

Detaylı

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi Bugün gelinen noktada genetik Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi «Genetik bilgiden hastaların ve ailelerin yararlanması için tüm sağlık çalışanları insan genetiğinin temelinde

Detaylı

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi 2 Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi «Genetik bilgiden hastaların ve ailelerin yararlanması için tüm sağlık çalışanları insan genetiğinin temelinde yatan prensipleri anlamalıdır»

Detaylı

Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır.

Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır. Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır. Hücre mitozla bölünmeden önce DNA eşlemesi olur. Hücre mitozla bölünmeye başlamadan

Detaylı

GEN MUTASYONU ve DNA ONARIMI

GEN MUTASYONU ve DNA ONARIMI GEN MUTASYONU ve DNA ONARIMI 1 Konular 1. Gen mutasyonlarının sınıflandırılması 1. Mutasyonun nasıl oluştuğuna göre 2. Mutasyonun yerine göre 3. Moleküler değişimin tipine göre 4. Fenotipteki etkisine

Detaylı

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ

Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon. Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ Replikasyon, Transkripsiyon ve Translasyon Yrd. Doç. Dr. Osman İBİŞ DNA replikasyonu DNA nın replikasyonu, DNA molekülünün, sakladığı genetik bilgilerin sonraki nesillere aktarılması için kendi kopyasını

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

TEOG1 DENEME SINAVI 1 ( DNA, Mitoz, Mayoz Kapsamlı)

TEOG1 DENEME SINAVI 1 ( DNA, Mitoz, Mayoz Kapsamlı) TEOG1 DENEME SINAVI 1 ( DNA, Mitoz, Mayoz Kapsamlı) 4. 1.Şekilde hayvan hücresinin mitoz bölünmede bir evresi gösterilmiştir. Bu evreden sonra aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmez? A) Kalıtım maddesinin

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA 12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA DNA (DEOKSİRİBONÜKLEİK ASİT) Temel nükleik asittir. Prokaryot hücrelerin sitoplazmasında, ökaryot hücrelerde çekirdek, mitokondri ve kloroplast organelinde bulunur.

Detaylı

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI Bakterilerde genetik maddenin bir kısmı bakteriden bakteriye aktarılabilmekte ve bunun sonucunda önemli genetik değişmeler olmaktadır Verici hücre ile alıcı hücre

Detaylı

A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ

A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ DNA nın Yapısı ve Replikasyonu Biyoloji Ders Notları A. DNA NIN KEŞFİ VE ÖNEMİ İlk olarak Friedrich Miescher (1869) akyuvar hücreleri ve balık sperminde yönetici molekülleri tespit etmiştir. Çekirdekte

Detaylı

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları ANT139 PALEOANTROPOLOJİ YE GİRİŞ Genetiğin Basit Temelleri, Kavramlar, Mendel Genetiği, Gen Aktarımı 3. Ders Canlılığı anlayabilmek için moleküler seviyeye inmek gerekir! Hücre Yaşayan organizmaların temel

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati I. Hafta Ders Saati 15.09.2014 16.09.2014 17.09.2014 18.09.2014 19.09.2014 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Makromoleküller (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ataş) Türk Dili

Detaylı

GENETİK I BİY 301 DERS 6

GENETİK I BİY 301 DERS 6 GENETİK I BİY 301 DERS 6 İçerik Kısım 1: Genler, Kromozomlar ve Kalıtım Kısım 2: DNA-Yapısı, Replikasyonu ve Varyasyonu Kısım 3: Genetik bilginin ifadesi ve düzenlenmesi Kısım 4: Genomik Analiz Kısım 5:

Detaylı

TRANSLASYON ve PROTEİNLER

TRANSLASYON ve PROTEİNLER TRANSLASYON ve PROTEİNLER Prof. Dr. Sacide PEHLİVAN 13 Aralık 2016 mrna daki baz sırasının kullanılarak amino asitlerin doğru sıra ile proteini oluşturmasını kapsayan olayların tümüne Translasyon veya

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller Hedef moleküller Farmasötik Toksikoloji 2015 2016 Nükleik asitler ile etkileşim Prof.Dr. Gül ÖZHAN Proteinler Yapısal proteinler Enzimler Taşıyıcı proteinler Reseptörler Koenzimler Lipitler Nükleik asitler

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 6 GENETİK ŞİFRE VE PROTEİN SENTEZİ 2

12. SINIF KONU ANLATIMI 6 GENETİK ŞİFRE VE PROTEİN SENTEZİ 2 12. SINIF KONU ANLATIMI 6 GENETİK ŞİFRE VE PROTEİN SENTEZİ 2 SANTRAL DOGMA Hücredeki bilgi aktarım mekanizmasının tamamına SANTRAL DOGMA denir. Santral dogma tek yönlü bilgi aktarımıdır. Geri dönüşümü

Detaylı

Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri

Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri GENETĐK 111-503 Hafta VIII Rekombinant DNA Teknolojileri Doç.Dr. Hilâl Özdağ Rekombinant DNA Teknolojisi Amaç Spesifik DNA dizilerinin yerlerinin belirlenmesi. DNA nın belirli noktalardan kesilmesi Belirli

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 1) Bir hücrenin X maddesini difüzyonla almakta olduğu görülmüştür. Bu hücre ve içerisinde bulunduğu ortamla ilgili, I. Ortamdaki X yoğunluğu hücreden daha fazladır. II. X in

Detaylı

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen ortak bir özelliktir. Hücre büyüyüp gelişirken madde ve enerji gereksinimleri artar. Sitoplâzma hücre zarına oranla daha hızlı

Detaylı

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur. Enerji Dönüşümleri Enerji Enerji; bir maddeyi taşıma veya değiştirme kapasitesi anlamına gelir. Enerji : Enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir. Kimyasal enerji ;moleküllerinin kimyasal bağlarının

Detaylı

Genden proteine Genler, transkripsiyon ve translasyon yolu ile proteinleri belirler Transkripsiyon, DNA yönetiminde RNA sentezidir Ökaryotik

Genden proteine Genler, transkripsiyon ve translasyon yolu ile proteinleri belirler Transkripsiyon, DNA yönetiminde RNA sentezidir Ökaryotik Genden proteine Genler, transkripsiyon ve translasyon yolu ile proteinleri belirler Transkripsiyon, DNA yönetiminde RNA sentezidir Ökaryotik hücreler, transkripsiyondan sonra RNA yı değişikliğe uğratırlar

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

KROMOZOM YAPISINDAKİ BOZUKLUKLAR

KROMOZOM YAPISINDAKİ BOZUKLUKLAR KROMOZOM YAPISINDAKİ BOZUKLUKLAR http://radyolojii.blogspot.com.tr/2014_08_01_archive.html http://tr.wikipedia.org/wiki/dna_onar%c4%b1m%c4%b1 Kromozomun yapısal formunun değişmesiyle oluşur. Kırıklar gibi

Detaylı

hendisliği BYM613 Genetik MühendisliM Tanımlar: Gen, genom DNA ve yapısı, Nükleik asitler Genetik şifre DNA replikasyonu

hendisliği BYM613 Genetik MühendisliM Tanımlar: Gen, genom DNA ve yapısı, Nükleik asitler Genetik şifre DNA replikasyonu BYM613 Genetik MühendisliM hendisliği Hacettepe Üniversitesi Biyomühendislik BölümüB 2012-2013 2013 Güz G z DönemiD Salı 9.00-11.45, D9 Dr. Eda Çelik-AKDUR edacelik@hacettepe.edu.tr İçerik Tanımlar: Gen,

Detaylı

1- Aşağıda verilen mayoz bölünme geçirmekte olan hücrelerin evrelerini ve her birinin kromozom sayısını yazınız. (6*1,5=9 ) 5- Mayoz bölünmede kalıtsal çeşitliliği sağlayan olaylar nelerdir? (2*4=8 ) Profaz_I

Detaylı

Populasyon Genetiği. Populasyonlardaki alel ve gen frekanslarının değişmesine neden olan süreçleri araştıran evrimsel bilim dalı.

Populasyon Genetiği. Populasyonlardaki alel ve gen frekanslarının değişmesine neden olan süreçleri araştıran evrimsel bilim dalı. Bu dersin içeriği, Populasyonun tanımı, Alel ve genotip frekansı, Gen havuzu, Gen frekansı, Gerçek/Doğal populasyonlar ve ideal populasyonlar, Populasyon genetiğinin çalışma alanları, HW kanunu -giriş,

Detaylı

2n n. Kromozom sayısı. Zaman

2n n. Kromozom sayısı. Zaman Mitoz Döllenme Mitoz MAYOZ BÖLÜNME 10. SINIF ÜNİTE, KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI 10.1.2. ve Eşeyli Üreme 10.1.2.1. u açıklar. a. un evreleri temel düzeyde işlenir. Evreler açıklanırken mikroskop, görsel

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 10. Sınıf 1) Hücre döngüsünün interfaz evresini yeni tamamlamış bir hücre ile bu hücrenin döngü sonunda oluşturduğu yeni hücrelerde; I. DNA miktarı II. Gen Sayısı III. Gen

Detaylı

KROMOZOMLAR ve KALITIM

KROMOZOMLAR ve KALITIM KROMOZOMLAR ve KALITIM 2 https://en.wikipedia.org/wiki/chimpanzee_genome_project GENETİK KOD RNA da üçlü gruplar halinde bulunan ve protein sentezleme sırasında üretilen aminoasit dizilerinin düzenini

Detaylı

DNA Replikasyonu. Doç. Dr. Hilal Özdağ. A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: /202 Eposta:

DNA Replikasyonu. Doç. Dr. Hilal Özdağ. A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: /202 Eposta: DNA Replikasyonu Doç. Dr. Hilal Özdağ A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: 2225826/202 Eposta: hilalozdag@gmail.com 1 Watson ve Crick Gözümüzden kaçmamış olan bir nokta da.. Replikasyon

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3

10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3 10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3 Mayoz Bölünmenin Genel Özellikleri Üreme ana hücrelerinde görülür. Üreme hücrelerinin oluşmasını sağlar. Sadece 2n kromozomlu hücrelerde görülür. 4 yeni hücre

Detaylı

DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU. Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN

DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU. Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN DNA nın REPLİKASYONU ve REKOMBİNASYONU Prof.Dr. Sacide PEHLİVAN REPLİKASYON (DNA nın Eşlenmesi-Hangi DNA ) nükleer-mitokondrial Nerede? Ne zaman? Neden? DNA Replikasyon Mekanizmasının Özellikleri Özgül

Detaylı

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1 DNA (Deosiribo Nükleik Asit) Kalıtım maddesi hücre çekirdeğinde bulunur. Kalıtım maddesi iğ ipliği (Yumak) şeklinde bir görünümdedir. İğ ipliğindeki kalıtım maddesi

Detaylı

Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu. Dr. Mahmut Çerkez Ergören

Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu. Dr. Mahmut Çerkez Ergören Genetik Bilgi: DNA Yapısı, Fonksiyonu ve Replikasyonu Dr. Mahmut Çerkez Ergören Genetik materyal; Kendini çoğaltır. Bilgi depolar. Bilgiyi ifade eder. Mutasyonla varyasyonlara izin verir. Genetik Tarihçe

Detaylı

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ Değişik canlı gruplarında kalıtsal molekülün çeşidi, sayısı, biçimi ve organizasyonu bakımından farklılıklar bulunur. Ortak özellik: nükleik

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #2

YGS ANAHTAR SORULAR #2 YGS ANAHTAR SORULAR #2 1) Bir hayvan hücresinde laktoz yapımı ile ilgili olarak, sitoplazmadaki madde miktarının değişimlerini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Glikoz B) Su miktarı 2)

Detaylı

Prof. Dr. Turgut Ulutin DNA REPLİKASYONU (DNA EŞLEŞMESİ)

Prof. Dr. Turgut Ulutin DNA REPLİKASYONU (DNA EŞLEŞMESİ) Prof. Dr. Turgut Ulutin DNA REPLİKASYONU (DNA EŞLEŞMESİ) DNA REPLİKASYONU Replikasyon genetik materyelin tamamen kendi benzeri yeni bir molekül oluşturma işlemidir. DNA kendini eşleyebilen yegane biyomoleküldür

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

Mitoz. - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır.

Mitoz. - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır. Mitoz - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır. - 2n --- 4n (anafaz) ------2n - İdentik kardeş kromatidler ayrılarak yavru hücrelere giderler. - Somatik

Detaylı

TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ

TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ TRANSLASYON VE DÜZENLENMESİ TRANSLASYON Translasyonda nükleik asit kullanılır fakat son ürün bir nükleik asit değil proteindir. Translasyon mekanizması 4 ana bileşenden oluşmaktadır: 1. mrnalar 2. trnalar

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER Plazmid ve Epizomlar Bakterilerin kendi kromozomlarının yanı sıra, kromozom dışı bazı genetik parçacıklar bulunmaktadır Bakteri kromozomundan daha küçük yapıda

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Genetik nedir? Biyolojinin kalıtım ve varyasyonlarla (çeşitlilikle) ilgilenen bilim dalıdır. Genetik yaşayan tüm organizmalarda

Detaylı

Kromozom yapı değişimleri

Kromozom yapı değişimleri Kromozom yapı değişimleri Kromozom yapı değişimleri Nedeni kırıklardır. Kırık kısımlar birbiri ile birleşme eğilimi gösterirler. Kırıklar kimyasal, fiziksel ve biyolojik etmenlerle oluşabilirler. Yapı

Detaylı

BİTKİ GELİŞİMİNDE KULLANILAN BAZI MADDELERİN MUTAJENİK ETKİLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ İLE ARAŞTIRILMASI.

BİTKİ GELİŞİMİNDE KULLANILAN BAZI MADDELERİN MUTAJENİK ETKİLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ İLE ARAŞTIRILMASI. BİTKİ GELİŞİMİNDE KULLANILAN BAZI MADDELERİN MUTAJENİK ETKİLERİNİN SALMONELLA AMES MİKROZOM TESTİ İLE ARAŞTIRILMASI Sevilay YAPICI YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

OKSİJENLİ SOLUNUM

OKSİJENLİ SOLUNUM 1 ----------------------- OKSİJENLİ SOLUNUM ----------------------- **Oksijenli solunum (aerobik): Besinlerin, oksijen yardımıyla parçalanarak, ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir. Enzim C 6 H

Detaylı

Hafta 7. Mutasyon ve DNA Tamir Mekanizmaları

Hafta 7. Mutasyon ve DNA Tamir Mekanizmaları Biyoteknoloji ve Genetik I Hafta 7 Mutasyon ve DNA Tamir Mekanizmaları Prof. Dr. Hilâl Özdağ Mutasyon Tipleri Baz düzeyinde mutasyon Tek nükleotid etkilenir: UV nin neden olduğu timin dimerleri replikasyon

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Mekanizması Absorbsiyon İlaç hedefleri Dağılım Hastalıkla ilgili Metabolizma yolaklar Atılım Farmakokinetik

Detaylı

Mutasyon ve Genetik Sürüklenme

Mutasyon ve Genetik Sürüklenme Mutasyon ve Genetik Sürüklenme Bir popülasyondaki alel frekanslarını değiştiren doğal sebepler Doğal seçilim Mutasyon Genetik sürüklenme Kurucu etki (Founder effect) Popülasyon darboğazı, MUTASYON Genel

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım EVRİM

ADIM ADIM YGS LYS Adım EVRİM ADIM ADIM YGS LYS 191. Adım EVRİM EVRİM İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER Evrim, geçmiş ile gelecekteki canlıların ve olayların yorumlanmasını sağlayarak, bugün dünyada yaşayan canlılar arasındaki akrabalık derecesini

Detaylı

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 1 İlaçların,öncelikle yararlı etkileri için kullanılmaktadır. Ancak bazen ilaç kullanımı yan etkiler gösterebilmektedir. Bazı hastalarda aynı ilaç için

Detaylı

Işık şiddetindeki Sıcaklıktaki değişme yönü değişme yönü

Işık şiddetindeki Sıcaklıktaki değişme yönü değişme yönü 1999 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. "Bitkilerde nişastanın yıkımını sağlayan enzimler vardır" hipotezini doğrulamak için düzenlenen deneyde, bitki özütünün, aşağıdaki karışımlardan hangisinin bulunduğu

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

Hücre içinde bilginin akışı

Hücre içinde bilginin akışı Hücre içinde bilginin akışı 1 DNA Çift Zincir Heliks 2 Hücre Çekirdeği ve Çekirdek Zarının Yapısal Organizasyonu Hatırlıyor musunuz? DNA Kromatin Kromatid Kromozom RNA Protein Çekirdek Çekirdekcik Nükleotid

Detaylı

Gen Mutasyonu, DNA Onarımı ve Transpozisyon

Gen Mutasyonu, DNA Onarımı ve Transpozisyon Gen Mutasyonu, DNA Onarımı ve Transpozisyon DNA moleküllerinin bilgiyi depolama, replikasyon, transkripsiyon ve translasyon etme becerileri genetik fonksiyonlarının temelini oluşturur. Fakat DNA nın hatalar

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16 1) Topraktaki azotlu bileşik miktarını, I. Denitrifikasyon bakteri sayısındaki artış II. Saprofit bakterilerce gerçekleşen çürüme III. Şimşek ve yıldırım olaylarındaki artış

Detaylı

Genetik MühendisliM. hendisliği BYM613. Mutasyonlar ve Doğal Gen Transfer Mekanizmaları. MUTASYON bir canl. Hacettepe Üniversitesi

Genetik MühendisliM. hendisliği BYM613. Mutasyonlar ve Doğal Gen Transfer Mekanizmaları. MUTASYON bir canl. Hacettepe Üniversitesi BYM613 Genetik MühendisliM hendisliği Mutasyonlar ve Doğal Gen Transfer Mekanizmaları Hacettepe Üniversitesi Biyomühendislik BölümüB 2012-2013 2013 Güz G z DönemiD Dr. Eda Çelik-AKDUR edacelik@hacettepe.edu.tr

Detaylı

Biyoteknoloji ve Genetik II. Hafta 8 TRANSLASYON

Biyoteknoloji ve Genetik II. Hafta 8 TRANSLASYON Biyoteknoloji ve Genetik II Hafta 8 TRANSLASYON Prof. Dr. Hilal Özdağ A.Ü Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı Tel: 2225826/125 Eposta: hilalozdag@gmail.com TRANSLASYON Translasyon a. mrna ribozoma

Detaylı

GENETİK TANI YÖNTEMLERİ. Prof.Dr.Mehmet Alikaşifoğlu

GENETİK TANI YÖNTEMLERİ. Prof.Dr.Mehmet Alikaşifoğlu GENETİK TANI YÖNTEMLERİ Prof.Dr.Mehmet Alikaşifoğlu S Genetik Tanı Yöntemleri S Sitogenetik Tanı Yöntemleri S Moleküler Sitogenetik Tanı Yöntemleri S Moleküler Genetik Tanı Yöntemleri Sitogenetik Tanı

Detaylı

Konu 4 Genetik Şifre ve Transkripsiyon

Konu 4 Genetik Şifre ve Transkripsiyon PowerPoint Lecture Presentation for Concepts of Genetics Ninth Edition Klug, Cummings, Spencer, Palladino Konu 4 Genetik Şifre ve Transkripsiyon Yrd. Doç. Dr. Aslı Sade Memişoğlu Copyright Copyright 2009

Detaylı