İÇİNDEKİLER HABERLER TEKNİK TZOB DİYOR Kİ! ODALARIMIZDAN AYIN KONUSU 6 BAYRAKTAR "DEVAM" DEDİ 40 MODERN SERACILIK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İÇİNDEKİLER HABERLER TEKNİK TZOB DİYOR Kİ! ODALARIMIZDAN AYIN KONUSU 6 BAYRAKTAR "DEVAM" DEDİ 40 MODERN SERACILIK"

Transkript

1 Türkiye Ziraat Odaları Birliği, çiftçimizin ürettiği her dilim, her salkım ve her danenin geçtiğimiz yıllardan çok daha fazla önemli hale geldiğine dikkati çeken, bu nedenle her türlü israftan kaçınılması gerektiği mesajını veren bir kamu spotu hazırladı. Radyo ve televizyonlar için ayrı ayrı hazırlanan; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nun kamu yararına yönelik spot film onayından da geçen 45 er saniyelik spotlar hem üreticileri, hem aracı kişi ve kuruluşları, israf konusunda uyarmak ve toplumsal farkındalık ve bilinç geliştirilmesini sağlamak amacı taşıyor.

2 İÇİNDEKİLER HABERLER 6 BAYRAKTAR "DEVAM" DEDİ İmtiyaz Sahibi TZOB Adına Genel Başkan Ş. Şemsi Bayraktar Genel Yayın Müdürü Bekir Şinasi Özdemir Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen 26 TÜRKİYE BAL ÜRETİMİNDE SINIR TANIMIYOR 40 MODERN SERACILIK 42 ÖRTÜALTI YETİŞTİRİCİLİĞİNİN ÖNEMİ VE TANIMI Yayın Kurulu M. Hikmet Yavuzyiğit Metin Türkyılmaz Ömer Kaya Dr. M. Fethi Güven Hasan Hüseyin Coşkun Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Prof. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol 28 KIRMIZI ETTE ÜRETİM 1 MİLYONU GEÇTİ 46 ÜLKEMİZDE ÖRTÜALTI YETİŞTİRİCİLİĞİ Foto Muhabiri Mahmut Öksüz 8 ZİRAAT ODALARINDAN TEŞEKKÜR 11 BAYRAKTAR, TARIM ENVANTERİ TAKİP SİSTEMİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISINA KATILDI 14 BAYRAKTAR, ADAPAZARI ZİRAAT ODASI GENEL KURULU NDA TZOB DİYOR Kİ! 16 ÜRETİCİ MARKET FİYATLARINDA MAKAS BİR TÜRLÜ KAPANMIYOR 18 DOĞAL AFETLER ÇİFTÇİNİN BELİNİ BÜKÜYOR 20 TRAKTÖR SAYISI EN FAZLA KONYA'DA ARTTI 22 KANATLI VE SÜT SEKTÖRLERİNDE ÜRETİM VE İHRACAT ARTIŞI 24 ÇİÇEKÇİLİK SEKTÖRÜ JEST BEKLİYOR 30 SÜT ÜRETİMİNİN DÖRTTE BİRİ 6 İLDEN 32 ZEYTİNDE HEDEF DÜNYA İKİNCİLİĞİ 34 TZOB'DAN OKUL SÜTÜ PROGRAMINA DESTEK AYIN KONUSU 36 AKDENİZ BÖLGEMİZDE SERACILIK 38 SERACILIK 52 SERACILIK VE TARIM SİGORTASI TEKNİK 55 KAYBOLAN DEĞERLERİMİZ TOPRAKLARIMIZ 58 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN KOOPERATİFÇİLİK 60 İYİ PAMUK UYGULAMA DERNEĞİ 62 ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARININ GÜVENLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KULLANIMI ODALARIMIZDAN 66 ÖZDEMİR'DEN ZİYARET 68 KÖY PROJELERİ YAYGINLAŞACAK 70 TARIMDA GELİŞMELER 72 TARIM DANIŞMANLARI İÇİN YENİ ARAÇ Görsel Katkı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı "Tarım ve İnsan" fotoğraf yarışmasından alınmıştır. Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Basım Tarihi Dağıtım MNG Kargo Yönetim Yeri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: Fax: tzobbasin@gmail.com Baskı Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık Madencilik Enerji ve İnşaat A.Ş. Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2 Yenimahalle - ANKARA Tel: Çiftçi ve Köy Dünyası dergisi basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez.

3 TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ SESLENİŞ Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, Çiftçilerimiz, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışıyor; şartlar ne olursa olsun üretimini sürdürüyor. Sürdürüyor ancak, dönüp fiyatlara baktığımızda, ortada bir uçurum görüyoruz. Üretici ve market fiyatlarında makas bir türlü kapanmıyor. Fiyat farkı maydanozda yüzde 443 lere, portakalda yüzde 350 lere, kuru incirde yüzde 300 lere ulaşıyor. Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa, yine bahçede kilosu 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruşa, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruşa çıkıyor. Ülkemizde, küçük hacimlerde üretim yapılması, etkin bir pazarlama organizasyonlarının kurulamamış olması, taşıma ve depolama sistemlerinin yeterince gelişmemiş olması, mevcut sistemin aracılar tarafından kontrol edilmesine imkan veriyor. Bu da piyasa aktörlerinin işine yarıyor, fiyatların bu aktörler tarafından speküle edilmesine zemin oluşturuyor. Ayrıca, üreticilerimizin örgütlü bir güç haline gelememiş olması, piyasada arzı düzenleyici değil, yalnız tedarikçi rolü üstlenmesi gibi nedenlerle piyasaya müdahale edemiyor; gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Bütün bunların yanı sıra toplama, nakliye, ambalajlama, kanuni kesintiler nedeniyle çiftçimizden çıkan ürün üzerine belli bir masraf da ekleniyor. Özellikle yaş sebze ve meyvede fire oranlarının yüksek olmasının getirdiği risk de yine fiyata yansıyor. Dolayısıyla üretici-tüketici fiyatları arasındaki makas açılıyor, pazarlamadaki sorunlar nedeniyle üretici düşük fiyata ürün satarken, tüketiciler de daha pahalıya ürün tüketmek durumunda kalıyor. Peki, bu istenmeyen durum için ne yapmak gerekli? Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, üreticiden tüketiciye olan zincirin kısalması, üreticinin kendi ürettiği üründe söz sahibi olabilmesi, sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi bakımından örgütlenme büyük önem taşıyor. Üreticilerimiz tam olarak örgütlenemediğinden herhangi bir pazarlık gücü, maalesef bulunmuyor. Ş. Şemsi BAYRAKTAR Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Üreticilerimizin, mümkün olduğunca toplu arz ve toplu talep yaratabilecek bir yapılanmayla piyasaya girmesi, aracı sayısının azaltılması halinde fiyat farkını azaltacağı muhakkaktır. Piyasada yer alan aktörlerin dengeli dağılımının sağlanması; üreticiden doğrudan mal alıp pazarlayanların sayısının artması halinde doğacak rekabet fiyatlara da yansıyacaktır. Bu amaçla, üreticilerimizin üretim ve pazarlamada ortak hareket etmelerini, örgütlenmelerini ve örgütlü hareket etmelerini teşvik edici mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor. Örgütlenme ve örgütlenme bilincinin oluşması için ise yürütülen eğitim ve yayım faaliyetlerine daha fazla ağırlık verilmesi, Tarımsal Üretici Birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek fonksiyonel hale getirilmesi gerekiyor. Değerli Dostlarım, biliyorsunuz, serbest piyasa sistemi içinde bir satıcının aldığı bir malın üzerine ne kadar kar koyacağı kendi insafına kalmış. Alınan malın üzerine eklenecek karın denetlenmesi ya da sınırlandırılması noktasında herhangi bir yaptırım da yok. Üreticilerimizin üretimden, tüketicilerimizin de tüketimden gelen güçlerinin farkına varmaları ve kullanmaları gerekiyor. Hep tekrar ettiğimiz gibi, hem üreticilerimizin hem de tüketicilerimizin zarar görmemesi için acilen üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın daraltılması gerekiyor. Bu konuda yapılacak her çalışmaya Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak katkı sağlamaya hazır olduğumuzu, bir kez de bu vesileyle vurgulamak isterim. BAŞKANDAN BAŞKANDAN Değerli arkadaşlarım, çiftçimizi, üreticilerimizi desteklemenin önemini hemer her vesileyle ve her ortamda vurguluyor, dile getiriyoruz. Stratejik bir sektör olan tarımda, desteklemelerden vazgeçmek hiçbir ülkenin göze alamayacağı bir konudur. Zira, gıda güvenliği ve güvencesi, bütün ülkeler için hayati bir konudur. Tarımımızın başta arazi parçalılığı, sulama altyapısının tamamlanması, girdi maliyetleri gibi sorunları nedeniyle çiftçimizin ayakta tutulabilmesi, tarlada kalması ve üretimini sürdürebilmesi için hem desteklerin artarak devamı hem de korunması gereken alanlarda gümrük koruması bir zorunluluktur. Özellikle hasat sonrası ithalattan uzak durulması gerekir. Bu gayretlerin ve tedbirlerin nihai hedefi; üreticilere adil ve yeterli bir yaşam standardı sağlanmasının yanı sıra, üretimin yönlendirilmesi, sağlıklı bir piyasa oluşturulması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması, sanayiciye, ihracatçıya, tüketicilere uygun fiyatla yeterli ürün arzının garanti edilmesidir. Asla unutulmamalıdır ki, üreticilerimize verilen destekler, tarımda sürdürülebilirliği sağlamaktadır. Cenabı Allah tan rahmeti bol, bereketi ve ürünü bol bir sezon niyaz ediyor; bütün çiftçilerimize doğal afet ve bütün olumsuzluklardan uzak çalışmalar; Ziraat Odalarımızın yönetici ve personeline de başarılar temenni ediyorum. TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 5

4 Bayraktar ın adaylığı yurt genelindeki Ziraat Odalarınca büyük memnuniyetle karşılandı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Kurulu nda yeniden aday olacağını açıkladı. Bayraktar ın bu açıklaması Türkiye genelindeki Ziraat Odalarınca büyük memnuniyet yarattı. Ziraat Odası başkanları, bu kararının ardından Bayraktar a il il, bölge bölge toplu teşekkür ziyaretlerine başladı. Akyazı - Bayraktar, delegesi olduğu Sakarya nın Akyazı İlçesi Ziraat Odası Genel Kurulu nda yaptığı konuşmada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği nde hizmet etmeye devam edeceğim ve Mayıs ayında yapılacak TZOB Genel Kurulu nda yeniden aday olacağımı buradan bilmenizi istiyorum dedi. TZOB un 26. Genel Kuruluyla ilgili bilgi veren Bayraktar, Aralık ayında delege seçimlerini bitirdiklerini, Türkiye genelinde oda genel kurullarının Şubat ayı sonunda tamamlanacağını vurguladı. Mart ayında il kongrelerini yapacaklarını hatırlatan Bayraktar, Mayıs ayında da TZOB Genel Kurulu nu gerçekleştireceklerini belirtti. Şemsi Bayraktar, şunları söyledi: Türkiye Ziraat Odaları Birliği nde hizmet etmeye devam edeceğim ve Mayıs ayında yapılacak TZOB Genel Kurulu nda yeniden aday olacağımı buradan bilmenizi istiyorum. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mayıs ayında yapılacak Genel Kurulda aday olacağını delegesi olduğu memleketi Akyazı da açıkladı BAYRAKTAR Oda Başkanları Bayraktar a il il, bölge bölge toplu teşekkür ziyaretlerine başladı. "DEVAM" DEDİ Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği bizim dönemimizde idari ve mali yönden fevkalade güçlendi. Bizden önce Ziraat Odaları Birliği parası, hizmet binası olamayan bir kurumdu. Hatta odalar da idari ve mali yönden güçlü değildi. Yeterli hizmeti veremiyordu. 60 yıllık, ihtiyaçlara cevap vermeyen ama bir türlü de değiştirilemeyen Ziraat Odaları Kanunu nun çıkarılmasını sağladık. Odalarımızı, TZOB u idari ve mali yönden güçlü hale getirdik. Bugün baktığınızda Türkiye Ziraat Odaları Birliği, 4,5 milyon üyesiyle Türkiye nin en büyük meslek kuruluşu. Yaklaşık 800 tane odamız var ve yüzde 80 inin de kendi binası var. Laboratuvarlar, ürün işleme tesisi kuruyorlar. Bu dönemde, 200 e yakın kırsal kalkınma projesini hayata geçirdik. Odalarımızı daha iyi hizmet eder hale getirdik. Tek tuşla odalarımızın bilançosunu Ankara dan görebileceğiz TZOB bünyesinde otomasyon sistemini kurdukları bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Tek tuşlamayla odalarımızın bilançosunu Ankara dan görebileceğiz. Odalar da tuşa bastığında TZOB u görebilecekler. Tapu Kadastro ya, TÜİK e, Nüfus İdaresi ne, Çiftçi Kayıt Sistemi ne girebilecekler. Bu kuruluşlarla entegre bir sistem. Sosyal Güvenlik Kurumu nun bütün bilgilerine rahatlıkla ulaşabilecekler. Otomasyonu bitirdik, bazı pilot bölgelerde kullanmaya başladık. Tarım sektörünün önemini kaybetmeyen bir sektör olduğunu vurgulayan Bayraktar, her türlü ihtiyaçlarınızı erteleyebilirsiniz ama hayatın kaynağı olan gıdayı erteleyemezsiniz. Bu yüzden çiftçilerimiz çok hayati bir görev ifa ediyorlar. Üzülerek ifade etmeliyim ki bunu Türkiye de anlamayan bazı kesimler var. Çiftçiyi hor gören, devlete yük olarak gören bir anlayış var. Biz bunlarla da mücadele ediyoruz dedi. Ne şartlarda üretim yaptığımızın kimse farkında değil Sektör olarak doğal şartlara açık üretim yaptıklarını belirten Bayraktar, şunları söyledi: 2014 yılında önce kuraklık ardından don felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bu bölgede sel felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bizim de buraya gelip o bölgeleri ziyaret etme şansımız oldu yılına geldiğimizde, oldukça fazla yağan kar, Türkiye nin hububat üretimi için önemli. Kar sayesinde Türkiye, bu yıl özellikle buğdayda 22 milyon tonun altına düşmeyecek. Geçen sene kuraklık yüzünden 19 milyon tondu. Geçen ay Bursa çevresini gezdim, Orhangazi ve Gemlik te aşırı kar, zeytin dallarını kırmış, işin bir de bu boyutu var. Oradan Akdeniz e geçtim. Antalya da sel felaketi Demre de, Kumluca da, Finike de sera ve sebze bahçelerine zarar vermiş. Ne şartlarda üretim yaptığımızın kimse farkında değil. Bu koşullarda 77 milyon ülke nüfusunu, 37 milyon turisti doyuruyorsa, 18 milyar dolar ihracata neden oluyorsa ve 62 milyar dolarlık milli hasıla elde edebiliyorsa o zaman gelip bu çiftçinin elini öpeceksin. Ben çiftçiyi eleştirenlerin büyük bir vebal altında olduğuna inanıyorum. Bu manada çiftçinin hangi şartlarda üretim yaptığını Türkiye nin her tarafında anlatmaya çalışıyorum. HABERLER Dünya ticaretinde rol almak, daha fazla ihracat yapmak, çiftçinin malını daha iyi fiyattan değerlendirmek istiyorsak, yapısal sorunları çözerek, daha verimli, kaliteli, standart üretim yapmak zorunluluğumuz var diyen Bayraktar, şöyle devam etti: Yeni ruhsatlandırılan fındık alanları var. Bunların içinde Sakarya nın ilçeleri de bulunuyor. Geçen sene Trabzon da dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda, biz bunu gündeme getirdik. Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı bunu gündeme getirdi. Sayın Bakanın talimatıyla bir yıllık bir çalışma yapıldı, tespitler gerçekleştirildi. Bu sayede üreticilerimiz ruhsatlarına kavuşmuş olacaklar, desteklemelerden yararlanacaklar. Sakarya Milletvekillerinin de bunda katkısı var. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Türk çiftçisini temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu nda (SGK) Yönetim Kurulu Üyeliği de yapıyorum. Geçen ayki toplantıda, Sosyal Güvenlik Kurumu nun kararını yönetimden çıkardık. Toplantıda ihale kararını onayladık. Akyazı da bu yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu binasını inşa edeceğiz. Hedeflerinin tarlaya girerken de tarladan çıkarken de yüzü gülen üretici kitlesi olduğunu, bunun için mücadele ettiklerini bildiren Bayraktar, TZOB Genel Başkanı olarak, üreterek bu ülkeye hizmet eden üreticilerimizden onur duyuyorum, Ziraat Odası Başkanları na her fırsatta şunu söylüyorum, Türk çiftçisine hizmet ibadettir. Çocuklarımızı Türk çiftçisinin ürettikleriyle doyuruyoruz. Kimse nankör olmasın dedi. 6 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 7

5 HABERLER HABERLER KONYA ZİRAAT ODALARINDAN TEŞEKKÜR ANKARA ZİRAAT ODALARINDAN TEŞEKKÜR Konya ilindeki Ziraat Odaları, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın adaylığını yeniden açıklamasını büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, Bayraktar a teşekkür ve destek ziyaretinde bulundular. 25 odayla Türkiye nin en fazla Ziraat Odası na sahip ili olan Konya dan, toplu olarak TZOB Genel Merkezi ne gelen oda başkanları, Genel Başkan Bayraktar tarafından kabul edildi. Oda başkanları, gönüllerindeki dileğin Bayraktar ın Genel Başkanlığa devamı yönünde olduğunu ifade ederek, şunları kaydettiler: Bu temennimiz ve dileğimiz Sayın Genel Başkanımızın geçen hafta yaptığı açıklamayla gerçeğe döndü. Ziraat Odaları Birliği nin tarihinde en büyük atılımların yapıldığı, gelişmelerin yaşandığı bir döneme damgasını vuran Sayın Bayraktar ın Ziraat Odaları olarak bizlere, Türk çiftçisine ve ülkemize yaptığı büyük hizmetlere minnettarız. Yeni dönemin daha büyük atılımların habercisi ve büyük dayanışmamızın, büyük ailemizin daha da başarılı çalışmalara imza atacağı bir dönem olduğuna yürekten inanıyoruz. Konya Ziraat Odaları olarak Genel Başkanımıza olan güven ve desteğimizi hem sözlü hem de yazılı olarak kendilerine arz ediyoruz. Kendisine seçimlerde başarılar diliyor, Türk çiftçisine ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyoruz. Türkiye nin en fazla üyeye sahip sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Ziraat Odaları Birliğimizin gurur verici çalışmalarına bizler de ülkemiz tarımının başkenti Konya mızdan omuz vereceğimizi taahhüt ediyoruz. Kabulde, TZOB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur da bulundu. Ankara Ziraat Odaları, adaylığını yeniden açıklayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar a teşekkür ve destek ziyaretinde bulundu. Ankara ilindeki 16 Ziraat Odası nın oda başkanları, TZOB Genel Merkezi nde, Genel Başkan Bayraktar tarafından kabul edildi. Oda başkanları, Bayraktar ın Genel Başkanlığa devamını istediklerini, Genel Başkan Bayraktar ın geçen hafta yaptığı açıklamayla kendilerini sevindirdiğini ifade ederek, şunları kaydettiler: Şemsi Bayraktar döneminde, Ziraat Odaları Birliği nin tarihindeki en büyük atılımları, gelişmeleri gerçekleştirdiğini görüyoruz. Sayın Bayraktar ın, adeta kuruma damgasını vurduğunun yakından şahidiyiz. Türk çiftçisine ve Ziraat Odaları olarak bizlere yaptıkları büyük hizmetleri takdirle karşılıyoruz. Kendisine minnettarız. Yeni döneminde daha büyük atılımlar yapacağına inanıyoruz. Ankara Ziraat Odaları olarak Genel Başkanımıza olan güven ve desteğimizi hem sözlü hem de yazılı olarak kendilerine arz ediyoruz. Kendisine seçimlerde başarılar temenni ediyor, seçimin Türk çiftçisine ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. Kabulde, TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Gamzeli de bulundu. 8 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 9

6 HABERLER HABERLER BAYRAKTAR, TARIM ENVANTERİ TAKİP SİSTEMİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISINA KATILDI Bayraktar: Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak YOZGAT ZİRAAT ODALARINDAN TEŞEKKÜR Yozgat Ziraat Odaları, adaylığını yeniden açıklayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar a teşekkür ve destek ziyaretinde bulundular. Yozgat ilindeki 14 Ziraat Odası nın oda başkanları, TZOB Genel Merkezi nde, Genel Başkan Bayraktar tarafından kabul edildi. Oda başkanları, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın geçen hafta adaylığını açıklamasıyla, Yozgat Ziraat Odalarının bu yöndeki taleplerini gerçeğe dönüştürdüğünü bildirdiler. Yozgat Ziraat Odalarının başkanları şunları kaydettiler: TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı olağanüstü çalışmalar, insanüstü gayretiyle Ziraat Odaları Birliği tarihine tartışmasız damga vurmuştur. Sayın Bayraktar, geçesini gündüzüne katarak, bütün zamanını Ziraat Odalarının gelişmesi daha da iyi noktalara varması için harcamıştır. Çiftçiye hizmeti bir ibadet görmüştür. Türk çiftçisine ve ülkemize yaptığı büyük hizmetlere minnettarız. Yeni dönemde Ziraat Odalarının daha büyük merhaleler kat edeceğine yürekten inanıyoruz. Yozgat Ziraat Odaları olarak Genel Başkanımıza olan güven ve desteğimizi hem sözlü hem de yazılı olarak kendilerine arz ediyoruz. Kendisine seçimlerde başarılar diliyoruz. Seçimlerin Türk çiftçisine ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Kabulde, TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Gamzeli de bulundu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülke tarımının en önemli sorunlarından birinin plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanması olduğunu bildirerek, Üretim planlaması, tarımımız açısından hayati önemde. Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak dedi. Bayraktar, Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi Bilgilendirme Toplantısı ndaki konuşmasında, bilginin önemli olduğunu, bilginin güç demek olduğunu belirtti. Ülke çapında tarımın envanterini, tam olarak ortaya koymak, politika oluşturanlara bilgi, güç sağlayacağını vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi: Tarımın envanteri de doğru ve güvenilir bir şekilde ortaya konulmadan isabetli kararlar alınamaz. Durumu net olarak ortaya koymamız gerekir. Aksi takdirde tarımsal politikaları sağlıklı bir şekilde belirleyemeyiz. Tarımsal politikaları doğru belirlememiz, tarımsal potansiyelimizin tamamını kullanmamıza imkan sağlar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, 2014 yılında tarımsal işletmelerin üretim bilgilerini kayıt altına alma çalışması başlattı. Bu çalışma çerçevesinde oluşturulan Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi (TÜKAS), işletme bilgilerini kayıt altına alacak ve sürekli güncelleyecek. TÜKAS ile tarımsal envanter tam olarak ortaya çıkarılacak. Sistem, ülke genelinde, tarım işletmesi bazına kadar inerek, sağlıklı tarımsal istatistiklere ulaşılmasına imkan verecek. Bu yönüyle de sistem, tarımımızda adeta bir çığır açacaktır. Böyle önemli bir çalışmanın gerçekleştirilmesini sağlayan ve tarımımızın hizmetine sunan Bakanlarıma çok teşekkür ediyorum. Bu projeyi, tarımda Cumhuriyet tarihimizin en önemli projelerinden biri olarak görüyoruz. Üretim planlaması açısından önemli Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi ni, üretim planlaması açısından önemli bulduklarını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Bilindiği gibi, tarımımızın en önemli sorunlarından biri plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanmasıdır. Bir sene bir üründe fiyatın yükseldiğini gören çiftçimizin, ertesi sene o alana yönelmesi nedeniyle ürün bolluğu ve dolasıyla fiyatlarda aşırı düşüş ya- 10 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 11

7 HABERLER HABERLER şanabiliyor. Bunu zaman zaman TÜİK rakamlarında da görüyoruz döneminde tarımda üretici fiyatlarında yüzde 22 dolaylarında bir artış olurken, gıda fiyatlarında yüzde 44 artış yaşandı. Neredeyse ürün tarlada kalıyor, üretici maliyetini bile kurtaramadan büyük zararlara uğruyor. Üretim planlaması, tarımımız açısından hayati önemde. Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak diye düşünüyorum. Ne kadar tarım alanımız olduğunu, hangi ürünlerin ekildiğini, ne kadarının nadasa bırakıldığını veya işlenmediğini sistem aracılığıyla görmemiz mümkün olacak. Buna göre, üretimin ne miktarda gerçekleşebileceğini daha ürün ekildiğinde aşağı yukarı tahmin edebileceğiz, buna göre çiftçimizi yönlendirebileceğiz, gerekli önlemleri alabileceğiz. Bu çiftçimiz için çok büyük bir kolaylık olacak. Plansız üretimden kaynaklanan zarara uğramasını önleyebilecek, üretim planlamasına imkan tanıyacak. Bilindiği gibi, tarımımızın 2023 hedefleri var. Cumhuriyetimiz 100 ncü yılında 85 milyona ulaşacak nüfusumuzu, 50 milyon turisti doyurabilir, çevre ülkelerin gıda açığını kapatabilir, tarım ve gıdada 40 milyar dolar ihracata ulaşabiliriz. Tarımımızın envanterini tam olarak ortaya koyacak bu sistem, hedeflere ulaşabilmemiz için büyük bir ihtiyacı da cevap verecektir. Proje mühendislerin arazide çiftçimizle birebir çalışmasını sağlayacak Aynı zamanda bu projenin, mühendislerin doğrudan arazide, çiftçimizle birebir çalışmasını, onlara rehberlik etmesini de sağlayacağını belirten Bayraktar, şöyle dedi: Çiftçimizin aktardığı sorunlar, anında online çözüm merkezlerine iletilebilecek ve sorunlara hızlı çözümler üretme imkanı mümkün olacak. Gördüğümüz kadarıyla sistem, ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmuş. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, biz de 2013 yılı Ocak ayında başlattığımız otomasyon projesini tamamladık. Bu kapsamda, Birliğimiz ile ülke geneline yayılmış 759 Ziraat Odamızdaki 900 e yakın personelimize eğitim verdik. Otomasyon sistemimizle, tarımla ilgili verilere anında ulaşıp, tarımı kesintisiz izleyip, politikaların belirlenmesine katkıda bulunacağız. Sistemimiz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mızın Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile entegre çalışabilecek. Bakan Eker Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, konuşmasında, bütün tarihsel süreçlerde var olan en önemli sektörün tarım olduğunu vurgulayarak, bu sektörün ekonomik, kültürel, sosyal hayatta etkinliğinin ve modasının geçmediğini söyledi. Türkiye'nin tamamına ilişkin üretim tarım havzalarını belirlediklerini hatırlatan Eker, 32,5 milyon parsel tarım arazisinin envanterini tuttuklarını ifade etti. Proje hakkında bilgiler veren Eker, yılda 2 defa Türkiye'nin tarım parsellerinin tamamının uydu görüntülerini aldıklarını dile getirdi. Eker, 10 bin Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) personelinin bu uydu görüntülerindeki parsellerde tek tek çalışmalar yaptığını ve hayvan varlığı, parsel büyüklüğü, işletme bilgileri, makine, ekipman bilgileri ve fotoğrafını, ellerindeki bilgisayarlarla sisteme kaydettiklerini, bilgilerin merkeze aktarıldığını söyledi. Bugüne kadar 41 bin 106 köy ve mahallede veri girişi yapıldığını ifade eden Eker, 2 bin civarındaki mahalle ve köyde de veri çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Eker, sistemde 345 farklı tarımsal ürünün, 102 çeşit alet ve ekipmanın kayıtlı olduğuna dikkati çekerek, hayvancılık ile ilgili 9 ayrı veri grubu alanlarının bulunduğunu, türleri ayrı ayrı kaydettiklerini belirtti. Merkezde 40 personelin olduğunu, bu sistemin 24 saat takip edildiğini ve sorunların anında değerlendirildiğini ifade eden Eker, "Bu sistem Türkiye'deki mobil uygulamaların kullanıldığı en büyük saha projesidir. 'Bilgi teknolojilerini Türkiye'de en iyi kullanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıdır' derken abartıda bulunmadım" ifadelerini kullandı. Geçen yıl hazirandan bugüne kadar alınan verilerle 23 milyon 570 bin hektar tarım alanında sayım yapıldığını, 23 milyon 425 bin hektar alanda ürünün varlığı tespit edildiğini bildiren Eker, 131 milyon 157 bin küçükbaş ve büyükbaş hayvanın sayımının gerçekleştirildiğini, ayrıca 3 milyon 173 bin 344 tarımsal ekipman tespit edildiğini kaydetti. Kalkınma Bakanı Yılmaz Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, konuşmasında, kayıt dışılığın azaltılması ve sektörün modern, kayıtlı bir sektör haline gelmesi açısından Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi'nin hayati öneme sahip olduğunu belirterek, bu projenin milli gelir hesaplarını da etkileyeceğini ifade etti. Tarımın, 21. yüzyılda da stratejik öneme sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, "Tarım her zaman dünyanın gündeminde olan ve olacak bir sektör. Dolayısıyla hiçbir zaman modası geçecek bir sektör değil. O yüzden tarım sektörüne çok büyük önem ve öncelik veriyoruz" diye konuştu. Tarımdaki kayıt dışılığa dikkati çeken, projenin kayıt dışılığın kayıt altına alınmasına da katkıda bulunacağını ifade eden Yılmaz, "Kayıt dışılığın azaltılması anlamında, sektörün modern, kayıtlı bir sektör haline gelmesi bakımından bu projemiz hayati öneme sahip. Milli gelir hesaplarını da bu etkileyecek. Tarım, sonuçta milli gelirin bir unsurudur. Tarımı ne kadar iyi hesaplarsak, tarımsal istatistikleri ne kadar doğru tespit edersek makro istatistiklerimizi de çok daha sağlıklı şekilde elde etmiş olacağız dedi. Tarımsal istatistiklerin AB müzakerelerinde de öncelikli bir alan olduğuna işaret eden Yılmaz, bu alanda yapılan çalışmaların AB müzakerelerine de önemli katkılarda bulunacağını söyledi. Tarım Reformu Genel Müdürü Küsek Tarım Reformu Genel Müdürü Gürsel Küsek de takip sistemini canlı olarak sinevizyonla uygulamalı olarak anlattı. Sistemle personelin gerçek konumunun, hangi parsellere ilişkin kayıtları girdiğinin, ne kadar yol kat ettiğinin görülebildiğine işaret eden Küsek, sahadaki çalışanlarla interaktif bilgi paylaşılabildiğine dikkati çekti. 12 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 13

8 HABERLER HABERLER BAYRAKTAR, ADAPAZARI ZİRAAT ODASI GENEL KURULU NDA Arazilerimiz parçalanmış, parçalanmaya da devam ediyor. İşletme bazında ortalama arazi büyüklüğümüz 59 dekara inmiş durumda. Üstelik bu alanda yaklaşık 10 parselden oluşuyor. Bu kadar küçük arazilerde verimli tarımsal faaliyet yürütülemez. Sakarya da işletmelerin arazi büyüklüğü yüzde 70 i 20 dekar ile 100 dekar arasında. İşletmelerimiz çok küçük. Bu şekilde bitkisel üretim ve hayvancılık yapmamız mümkün değil. O yüzden bu arazilerin parçalanmasını önlemek ve toplulaştırma çalışmalarına önem vermek lazım. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye de 30 ilde büyükşehir belediyesi olduğunu, tarım topraklarının yüzde 57 sinin bu büyükşehirlerin hudutları içinde bulunduğunu bildirerek, Büyükşehir belediye başkanlarına ve valilere sesleniyorum: Allah aşkına verimli tarım arazilerini imara açmayın, vebal altına giriyorsunuz. Toprak Kurullarında daha dikkatli ve hassas davranalım. Biz bu toprakların sahibiyiz. Bu toprakları korumaya devam edeceğiz dedi. Bayraktar, Adapazarı Ziraat Odası Genel Kurulu nda yaptığı konuşmada, Aralık ayında delege seçimlerini bitirdiklerini, Türkiye genelinde oda genel kurullarının sürdüğünü, Şubat ayı sonunda tamamlanacağını vurguladı. Mart ayında il kongrelerini yapacaklarını hatırlatan Bayraktar, Mayıs ayında Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Kurulu nu gerçekleştireceklerini belirtti. Ziraat Odalarını ve TZOB u idari ve mali yönden güçlü hale getirdik İdari ve mali yönden güçlü olmayan Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği nin kendi dönemlerinde idari ve mali yönden güçlendiğini bildiren Bayraktar, Yönetime geldiğimizde sandalyesi olmayan Ziraat Odaları vardı. 60 yıllık, ihtiyaçlara cevap vermeyen ama bir türlü de değiştirilemeyen Ziraat Odaları Kanunu nun çıkarılmasını sağladık. Odalarımızı, parası, kendine ait hizmet binası olmayan TZOB u idari ve mali yönden güçlü hale getirdik. Daha iyi hizmet verir hale getirdik dedi. Bayraktar, şunları söyledi: İl ve ilçelerin yüzde 90 ında teşkilat kurduk. 800 e yakın Ziraat Odamız var. Ziraat Odalarımızın yüzde 70 i kendi hizmet binasına sahip. Yine Ziraat Odalarımızın yüzde 45 inde tarımsal araç ve makine parkı, 75 adet toprak tahlil laboratuvarı kurduk. Odalarımızın ürün işleme, paketleme ve ambalajlama tesisleri var. Zeytinyağı fabrikası kurdular. Odalarımızın birçoğunda girdi temin mağazaları var. Kırsal kalkınmayla ilgili 200 e yakın proje yaptık, bu projeler kapsamında Avrupa Birliği nden aldığımız hibeleri çitçimizin hizmetine sunduk. Otomasyonu kurduk. Tarımın önemini kaybetmeyen bir sektör olduğuna dikkati çeken Bayraktar, Gıda sektörü enerji ile birlikte dünyanın öncelikli sektörlerinden biri. Gıda hayatın kaynağı. Çiftçilerimiz çok hayati bir görev ifa ediyorlar. Gıda güvenliğini sağlayan ülkeler şanslı olacak. Sadece çiftçileri değil, ülkeleri zenginleşecek. Sektörümüz 5,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 62,5 milyar dolarlık hasıla üretiyor, 18 milyar dolar ihracat yapıyor. 77 milyon ülke nüfusunu, 37 milyon turisti besliyor dedi. Yapısal sorunlara rağmen üretimden vazgeçmeyen çiftçi Sıkıntılara, yapısal sorunlara rağmen, üretimden vazgeçmeyen çiftçinin hizmetinde olmaktan gurur duyduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Hedeflerimiz büyük. Bunun için öncelikle yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor. Girdi maliyetleri yüksek. Mazot, elektrik, gübre, ilaç gibi girdilerde vergi yükü çok ağır. Bunun aşağı çekilmesi lazım. Sulama çok önemli. Sakarya da işlenebilir arazilerin sadece yüzde 10 unu sulayabiliyoruz. Ülke genelinde halen sulanamayan 2,77 milyon hektar alan var. Bu alanların sulamaya açılması önemli. Bu alanlar sulamaya açılırsa net ithalatçı olduğumuz ve 3,6 milyar dolar ithalat yaptığımız yağlı tohumların üretiminde patlama olur. İthalatçı olmaktan kurtuluruz. İmkân sağlandığında, yağlı tohumlar, yem bitkileri, süs bitkileri başta olmak üzere bitkisel üretimin birçok alanında üretim artışı olur. Türkiye de 30 ilde büyükşehir belediyesi var ve tarım topraklarının yüzde 57 si bu büyükşehirlerin hudutları içinde. Buradan büyükşehir belediye başkanlarına ve valilere sesleniyorum: Allah aşkına verimli tarım arazilerini imara açmayın, vebal altına giriyorsunuz. Bunun vebalinden kurtulamazsanız. Cenab-ı Allah bu toprakları bize üretim yapın, insanınızı besleyin diye bahşetti. Fabrikanın üzerine fabrika kurulmaz. Gelin bu toprakları koruyalım. Toprak Kurullarında daha dikkatli ve hassas davranalım. Biz bu toprakların sahibiyiz. Bu toprakları korumaya devam edeceğiz. Üretici örgütleri idari ve mali açıdan güçlendirilmeli Tarımda örgütlenme, planlama eksikliği olduğunu, üretici örgütlerinin idari ve mali açıdan güçlendirilmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, şunları söyledi: Çiftçimizin ekonomik örgütleri, idari ve mali açıdan güçlü olmadıkları için planlama yapamıyorlar, piyasayı yönlendiremiyorlar, depolama tesisleri, soğuk hava depoları kuramıyorlar. Piyasaya ürünü düzenli bir şekilde sunamıyorlar. Bundan dolayı üretici ve market fiyatları arasında çok büyük farklar oluşuyor. Çiftçimiz de mağdur oluyor, tüketicimiz de mağdur oluyor. Çiftçimiz malını zararına elden çıkarmak zorunda kalıyor. İşin başka bir yönü de israf. Dünyada gıdada büyük bir israf varken, tarımsal kayıplar da çok büyük boyutlarda. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarımda üretim ve kullanımda büyük kayıplar görülüyor. Sorunların çözümünü de sadece kamuya da bırakamayız. Meslek kuruluşları olarak da çalışmalı, sorunların çözümüne katkı sağlamalıyız. Yapısal sorunları çözmeli, daha verimli, kaliteli, standart üretim yapmalıyız. Burada eğitim çok önemli. Bilgi çok önemli. Hangi kanunu çıkarırsak çıkaralım. Hangi tedbirleri alırsak alalım, eğer bilgi eksikliği varsa, çiftçimizi doğru enforme edemiyorsak, netice almanız mümkün değil. Çiftçi eğitimine önem veriyoruz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ile yaptığımız protokoller çerçevesinde, çiftçi eğitimi, kadın çiftçi eğitimi, genç çiftçi eğitimi, güvenli traktör kullanımı, Tarım Bağ Kur u eğitimlerini ortaklaşa sürdürüyoruz. Ağaçlandırma seferberliğini sürdürüyoruz. Ankara da eğitim merkezi inşa ettik. Tarım üstü açık fabrika Tarımın üstü açık fabrika olduğunu, iklim şartlarına açık bir üretim yapıldığına dikkati çeken Bayraktar, çiftçinin üretim sezonunda doğal afetlerle uğraştığını, başta kuraklık, don olmak üzere hemen her afetin görüldüğünü, bunun sonucu olarak bitkisel üretimde azalma meydana geldiğini belirtti. Buğdayda üretimin 22 milyon 50 bin tondan 19 milyon tona indiğini bildiren Bayraktar, üretim sezonunun da afetlerle başladığını Ege, Akdeniz, Marmara daki çoğu ilimizde aşırı yağış, sel, su baskınlarıyla karşı karşıya kaldık. Geçen ay Bursa çevresini ziyaret ettim. Orhangazi ve Gemlik te aşırı kar, zeytin dallarını kırmış. Oradan Akdeniz e geçtim Antalya da sel felaketi Demre de Kumluca da Finike de sera ve sebze bahçelerine zarar vermiş. Fakat kar yağışının iyi olması buğday başta olmak üzere hububat üretimine çok olumlu yansıyacak. Kar bereket diye konuştu. SGK çalışmaları Türk çiftçisini temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu nda (SGK) Yönetim Kurulu Üyeliği de yaptığını hatırlatan Bayraktar, SGK daki çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: 1994 yılından beri prim kesintisi yapılan çiftçilerimizin, ben oraya girdikten sonra gelir ve yapılandırmalarını sağladık. Kadın çiftçilerimizin de sıkıntıları vardı yılından önce aile reisi olmadıkları için bizim tarafımızdan verilen öneriyle Kanun değişikliğine gidilerek birçok kadın çiftçimizi emekli etme şansımız oldu. Prim ödeyemeyecek durumda olan çiftçilerimiz vardı. Muafiyet hakkı getirerek sağlık hizmeti görüyorlar. 65 yaş üstü çiftçilerimiz bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu na dâhil oluyorlar ve prim ödemek zorunda kalıyorlardı. Teklifimizle bunu önledik. Kendileri istemedikleri sürece prim ödemeyecekler yılında yüzde 5 olan prim kesintileri bizim teklifimizle yüzde 2 ye düşürdük. 12 aydan fazla prim borcu olan çiftçilerimiz borçları ileri bir tarihe ertelenerek, tekrar ödemek suretiyle sağlık hizmetinden faydalanabilecek ve emekli olabilecekler. Sosyal Güvenlik Kurumu nda bizimle ilgili konularda sorunları çözmeye çalışıyoruz. 14 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 15

9 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Üretici market fiyatlarında makas bir türlü kapanmıyor Bayraktar: "Üretici ve market arasındaki fiyat farkı maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22 yi buluyor." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını bildirerek, üretici ve market arasındaki fiyat farkı maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22 yi buluyor. Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor. Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruş oluyor dedi. Bayraktar, çiftçinin, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazananın yine aracı olduğunu vurguladı. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalara devam ediyoruz. Fiyat farkı Ocak ayı üretici ve market fiyatları arasındaki fark incelendiğinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının mayda- nozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, lahanada yüzde 257,14 ü bulduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Maydanoz, portakal, kuru incir ve lahanayı, yüzde 241,31 ile limon, yüzde 237,06 ile kuru üzüm, yüzde 206,27 ile pırasa, yüzde 202,32 ile nohut, yüzde 201,30 ile ıspanak, yüzde 200,88 ile karnabahar izliyor. Mandalinada yüzde 198,80, elmada yüzde 197,98, kuru fasulyede yüzde 193,92, marulda yüzde 193,41, kuru kayısıda yüzde 190, sütte yüzde 173,91 üretici market fiyat farkı var. Bu fark, havuçta yüzde 157,67, yeşil soğanda yüzde 156,13, kırmızı mercimekte yüzde 146,62, pirinçte yüzde 142,85, kabakta yüzde 140,62, patateste yüzde 136,84, salatalıkta yüzde 134,22, kuru soğanda yüzde 123,91, domateste yüzde 120,93, sivri biberde yüzde 101,17 oldu. Üretici market fiyat farkı, patlıcanda yüzde 98,03, yeşil mercimekte yüzde 91,98, yumurtada yüzde 86,05, kuzu etinde yüzde 79,52, zeytinyağında yüzde 78,03, iç fındıkta yüzde 67,79, dana etinde yüzde 54,90, Antep fıstığında yüzde 51,46 ile yüzde 100 ün altında kaldı. Üreticiden tüketiciye fiyatlar Üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor. Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruş oluyor. Üreticide kilogramı 42 kuruş olan lahana, markette 1 lira 50 kuruşa, kilogramı 82 kuruş olan limon 2 lira 78 kuruş, kilogramı 3 lira 35 kuruş olan kuru üzüm 11 lira 29 kuruş, kilogramı 77 kuruş olan pırasa 2 lira 35 kuruş, kilogramı 2 lira 26 kuruş kuruş olan nohut 6 lira 83 kuruş, kilogramı 85 kuruş olan ıspanak 2 lira 57 kuruşa, kilogramı 91 kuruş olan karnabahar 2 lira 75 kuruşa satılıyor. Görüldüğü gibi çiftçimiz, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazanan yine aracı. Bu durum, çiftçinin ekonomik örgütlenmesi güçlendirilmeden çözülemez. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri ve kooperatifler, tarımda fiyat istikrarını sağlıyor, üreticiyi koruyor, planlı üretim sonucu pazarlama sıkıntısını en aza indiriyor. Böylece çiftçi de kazanıyor, tüketici de uygun fiyatla ürün alabiliyor. Hem üreticinin hem de tüketicinin zarar görmemesi için acilen üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın daraltılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, bu konuda yapılacak çalışmalara Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) olarak katkı sağlamaya hazır olduklarını bildirdi. Markette elma ve pirincin fiyatı düştü, fiyat artışında yeşil soğan birinci Bayraktar, Ocak ayında market fiyatlarında lahana, portakal, yeşil mercimek, kuru kayısı, kuru incir, süt, mısırözü yağı ve toz şeker fiyatlarında değişim olmazken, fiyat düşüşü yüzde 10,06 oran ile en fazla elmada görüldüğünü, elmadaki fiyat düşüşünü yüzde 9,14 ile pirincin izlediğini belirtti. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 46,88 oran ile yeşil soğanda meydana geldiğini belirten Bayraktar, yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 46,64 ile patlıcan, yüzde 36,93 ile mandalina, yüzde 35,39 ile kabak, yüzde 29,17 ile kuru üzüm, yüzde 25,51 ile kuru soğan, yüzde 21,96 ile salatalık, yüzde 20,84 ile marul, yüzde 20,19 ile sivri biber, yüzde 20,06 ile maydanoz, yüzde 18,14 ile karnabahar, yüzde 10,80 ile limon, yüzde 9,78 ile pırasa, yüzde 9,52 ile domates, yüzde 8,76 ile patates, yüzde 8,70 ile fındık izledi. Fiyat artışı yumurtada yüzde 6,51, Antep fıstığında yüzde 3,61, nohutta yüzde 3,41, kuzu etinde yüzde 2,79, zeytinyağında yüzde 2,71, ıspanakta yüzde 2,43, havuçta yüzde 2,33, kuru fasulyede yüzde 2,29, tavuk etinde yüzde 1,34, dana etinde yüzde 1,22, kırmızı mercimekte yüzde 1,11, ayçiçeği yağında yüzde 1,03 oldu dedi. Üreticide elmanın fiyatı düştü, fiyat artışında mandalina birinci Ocak ayında üretici fiyatlarında lahana, karnabahar, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, yumurta, süt ve zeytinyağı fiyatlarında değişim olmadığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Fiyatı düşen ürün elma oldu. Elma fiyatları yüzde 9,19 geriledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 97,62 ile mandalinada meydana geldi. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 71,43 ile sivri biber, yüzde 70,91 ile patlıcan, yüzde 60 ile yeşil soğan, yüzde 47,83 ile maydanoz, yüzde 43,10 ile marul, yüzde 42,43 ile kabak, yüzde 39,63 ile salatalık, yüzde 34,22 ile domates, yüzde 24,43 ile havuç, yüzde 19,05 ile portakal, yüzde 15,32 ile ıspanak, yüzde 14,92 ile patates, yüzde 14,36 ile fındık izledi. Fiyat artışı kuru soğanda yüzde 5,50, dana etinde yüzde 4,13, kuzu etinde yüzde 3,88, limonda yüzde 3,16, Antep fıstığında yüzde 3,08, pırasada yüzde 2,68, kuru üzümde yüzde 1,52 oldu. Fiyat değişimlerinin nedenleri Üreticilerde fiyatı artan ürünlere baktıklarında, fiyatı en fazla artan mandalinadaki fiyat artışında, yavaş yavaş sezonun sonuna yaklaşılması sonucu arzdaki daralmanın etkili olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: Sivri biber, patlıcan, kabak, salatalık, domates gibi ürünlerde arz örtüaltından sağlanıyor. Mevsimsel olarak hasat edilen ürün miktarındaki azalmanın yanı sıra özellikle Antalya da seraların selden zarar görmesi sonucu arzda meydana gelen daralma, ürün fiyatlarına yansıdı. Yeşil soğan, marul ve maydanoz gibi ürünlerde de arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyatlarda artış görüldü. Üreticilerde fiyatı düşen tek ürün elma oldu. Talepte görülen daralma, elma fiyatlarını düşürdü. Bayraktar, genel olarak değerlendirdiklerinde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiğinin görüldüğünü bildirdi. 16 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 17

10 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! DOĞAL AFETLER Çiftçinin Belini Büküyor Bursa da özellikle şehir merkezinde maddi hasar meydana geldi. Ağaçlar söküldü. Bir vincin devrilmesi sonucu bir kişi hayatı kaybetti. Bursa'nın Mustafakemalpaşa İlçesi nde samanlığın çatısının uçmasını engellemeye çalışan üreticimiz hayatını kaybetti. Daha çok ahırlarda çatıların uçması, toprak yapıların yıkılması nedeniyle maddi kayıp yaşandı. Balıkesir de lodos fırtınası, seralar, ahırlar, küçükbaş hayvan barınakları ve tavuk kümeslerinde hasara yol açtı. Fırtına nedeniyle çatısı çöken ahırlarda hayvanlar zarar görürken, pek çok ağaç da kökünden söküldü. Sökülen ağacın saplandığı bir kişi yoğun bakımda bulunuyor. çelerinde dal kırılmalarına, büyük oranda portakal dökümlerine neden oldu. İlçede yıllık üretimi 10 bin ton olan portakalda yaklaşık yüzde 50 zarar meydana geldi. Hasar Tespit Komisyonu oluşturuldu ve çalışmalara başlandı. Bilecik te de ahırların, samanlıkların çatıları uçtu, sebze alanları zarar gördü. Kocaeli nde daha önce kar yağışından zarar gören seraları, bu sefer de fırtına vurdu. Daha yeni seralarının nay- İzmir Tire de çok ciddi bir kayıp yaşanmamakla birlikte henüz hasat edilmeyen toplam ürünün yüzde 20 si kadar zeytin, fırtına nedeniyle döküldü, ağaçlarda dal kırılmaları yaşandı. Edirne de hafta sonu meydana gelen aşırı yağış nedeniyle çok büyük bir kayıp bekleniyor. Her taraf sular altında kalmış durumda. Nehirlerin toplam debisi saniyede 3 bin metre küpe ulaştı. Şehirdeki tüm yönetim birimleri seferber olmuş durumda. 2 köy için boşaltma emri verildi. Tekirdağ da seralar rüzgardan zarar gördü. Yer yer sel basınları meydana geldi. Çatılar rüzgârdan uçtu. Aşırı yağış alan ekili tarlalarda yüzde 20 ile yüzde 30 çürüme meydana geldi. Bayraktar: "31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar nedeniyle çiftçimiz bir kez daha mağdur oldu." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık ve don başta olmak üzere üretim döneminde hemen hemen bütün afetleri yaşayan üreticilerin, 2015 yılına da afetlerle başladığını bildirerek, Ocak ayında meydana gelen aşırı yağmur ve kar yağışı ve su baskınlarının ardından, 31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar nedeniyle çiftçimiz bir kez daha mağdur oldu dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın üstü açık bir fabrika olduğunu, çiftçinin, iklim koşullarında meydana gelen olumsuzluklardan en fazla etkilenen kesim olduğunu belirtti. Yaşanan doğal afetlerin, içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen üretimi bırakmayan çiftçinin belini büktüğünü vurgulayan Bayraktar, hafta sonu meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışların büyük zarara yol açtığına dikkati çekti. Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Muğla, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, İzmir, Edirne ve Tekirdağ da hasar var Fırtına nedeniyle ahırların, küçükbaş hayvan barınaklarının, kümeslerin, seraların zarar gördüğünü, yer yer ağaçların kökünden söküldüğünü, bazı yerler de ise dallarda kırılmalar meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Şiddetli fırtınanın yol açtığı hasarlar nedeniyle de can kayıpları da yaşandı.illerde ilk tespitlere göre meydana gelen hasar durumuna baktığımızda, Yalova'da etkili olan kuvvetli lodos, ildeki seraların yüzde 80 inde zarara yol açtı. Örtüaltı sebze ve kesme çiçek büyük maddi zarar gördü. Meyve bahçelerinde ise ağaç sökülmeleri, dal kırılmaları oldu. Balıkesir in Burhaniye İlçesi nde bir çiftçi, içinde bulunduğu ahırın çatısı çökünce yaşamını yitirdi. Yine Balıkesir in Edremit İlçesi nde ise ağaçlarda kırılmalar, daha çok sebzelerde hasar meydana geldi. Çanakkale de daha çok ahır çatılarının zarar görmesi nedeniyle maddi kayıp yaşandı. Zeytinliklerde dal kırılmaları meydana geldi. Biga da çatıya çıkan bir kişi hayatını kaybetti. Muğla da soğuk esen fırtına seralarda ve turunçgillerde zararlara neden oldu. Özellikle Dalaman ve Ortaca da tarımsal alanlarda oluşan zararlar, çiftçilerimizi mağdur etti. Muğla Dalaman da ilçenin denizden gelen rüzgarlara açık olması soğuk ezen fırtınanın büyük oranda zarar vermesine neden oldu. Fırtınanın kesilmiş olmasına rağmen, 2 gündür yağış devam ediyor. Fırtına seraların uçmasına, yıkılmasına, portakal bahçelerinde dal kırılmalarına, portakal dökümlerine neden oldu. Yine Muğla Ortaca da seralarda zarar yok denecek kadar azken, portakal bah- lonlarını yenileyen üreticiler, büyük maddi kayba uğradı. İldeki seraların ancak yüzde 10 unun sigortalı olduğu dikkate alındığında, kaybın faturası daha da ağır hissedildi. Seraların yanı sıra bazı ahırların çatıları uçtu. Sakarya da bazı ahırların çatıları uçarken, seraların yüzde 90 ı hasar gördü. Seraların büyük çoğunluğunda sigorta yok. Hasar tespit çalışmaları devam ediyor Hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini bildiren Bayraktar, çalışmalar tamamlandıktan sonra kayıplar net bir şekilde ortaya çıkacak. Bununla birlikte hali hazırdaki verilere göre, üreticilerin büyük kaybı olduğu görülüyor dedi. Bu yaranın sarılması gerektiğini, doğal afetlerin devam ettiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 13 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 23 Ağustos Aralık 2014 tarihleri arasında meydana gelen afetlerden zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları düşük faizli kredi borçları, yüzde 3 faizle bir yıl süreyle ertelenmişti. 31 Aralık tan sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir. Bayraktar, yaşanan afetlerin son olması dileğiyle ölenlere Allah tan rahmet, yakınlarına sabırlar diledi. 18 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 19

11 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Traktör sayısında en fazla artış Konya da Çorum da 943, Mersin ve Kars ta 909, Kahramanmaraş ta 874, Niğde de 844, Nevşehir de 814, Diyarbakır da 735, Osmaniye de 728, Muş ta 725, Aksaray da 722, Burdur da 705, Bolu da 691, Tekirdağ da 679, Edirne de 661, Isparta da adetle ikinci, Balıkesir 57 bin 147 adetle üçüncü, Bursa 56 bin 369 adetle dördüncü, İzmir 56 bin 368 adetle beşinci sırada bulunduğunu bildiren Bayraktar, Ankara da 48 bin 180, Samsun da 47 bin 453, Adana da 47 bin 165, Denizli de 43 bin 846, Antalya da 42 bin 173 adet traktör bulunuyor dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktör sayısındaki en fazla artışın Konya da olduğunu, Manisa nın toplam sayıda birinciliğini koruduğunu bildirerek, traktör sayısında Manisa nın 78 bin 150 adetle, 2014 deki artışta ise Konya nın 3 bin 440 adetle birinci oldu dedi. Traktör sayısının 2014 yılında, 2013 yılına göre, 61 bin 121 adet artarak 1 milyon 565 bin 817 adetten 1 milyon 626 bin 938 adede ulaştığını belirten Bayraktar, 2014 Aralık ayında traktör sayısındaki artışın 7 bin 814 ü bulduğu bilgisini verdi. En fazla artış Konya da Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, traktörde iller arasında 2014 yılında en fazla artışın 3 bin 440 adetle Konya da, 2 bin 260 adetle Manisa da, 1999 er adetle İzmir ve Denizli de, 1874 adetle Bursa da, 1740 adetle Balıkesir de, 1711 adetle Gaziantep te, 1583 adetle Adana da, 1531 adetle Aydın da, 1486 adetle Afyonkarahisar da, 1450 adetle Sakarya da, 1436 adetle Ankara da, 1261 adetle Şanlıurfa da, 1246 adetle Samsun da, 1220 adetle Kayseri de görüldüğünü belirtti. Şemsi Bayraktar, 2013 yılında traktör sayısının Yozgat ta 1173, Kütahya da 1158, Erzurum da 1152, Antalya da 1103, Sivas ta 1068, Çanakkale de 1065, Muğla da 1052, Ardahan da 1015 arttığını bildirdi. Rize de bir yılda 1 adet arttı Traktör sayısındaki artış 2014 yılında, Karabük te 95, Gümüşhane de 89, Giresun da 80, Artvin de 79, Bingöl de 57, Hakkari de 47, İstanbul da 24, Trabzon da 14, Rize de ise sadece 1 adette kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Traktör sayısındaki artış, 2014 yılında Adıyaman da 975, Kastamonu da 973, Tokat ta 956, 646, Uşak ta 645, Malatya da 629, Düzce de 615, Hatay da 609, Amasya da 607, Eskişehir de 580, Kırklareli nde 521, Kırşehir de 511, Kocaeli nde 507, Çankırı da 474, Karaman da 472, Van da 460, Kilis te 422, Mardin de 421, Elazığ da 408, Bilecik te 403, Sinop ta 288, Kırıkkale de 250, Bartın da 237, Erzincan da 235, Iğdır da 228, Şırnak ta 222, Batman ve Bitlis te 214, Siirt te 196, Ağrı da 160, Yalova da 135, Zonguldak ta 128, Bayburt ta 123, Ordu da 107, Tunceli de 103 adet oldu. Traktör sayısında Manisa birinci, Rize sonuncu Traktör sayısında Manisa 78 bin 150 adetle birinciliğini sürdürürken, Konya 77 bin 18 Bayraktar, şunları kaydetti: Aydın da 39 bin 282, Tokat ta 37 bin 908, Ayfonkarahisar da 37 bin 597, Çorum da 36 bin 411, Sakarya da 32 bin 935, Şanlıurfa da 32 bin 913, Mersin de 30 bin 716, Kütahya da 30 bin 657 traktör var. Traktör sayısı, Çanakkale de 29 bin 621, Edirne de 29 bin 497, Yozgat ta 29 bin 97, Sivas ta 27 bin 902, Tekirdağ da 27 bin 828, Muğla da 27 bin 380, Gaziantep te 26 bin 941, Kastamonu da 26 bin 240, Kayseri de 25 bin 292, İstanbul da 21 bin 739, Diyarbakır da 21 bin 151, Eskişehir de 20 bin 491, Malatya da 20 bin 320 adet. Hatay da 19 bin 640, Burdur da 19 bin 551, Isparta da 19 bin 433, Bolu da 19 bin 272, Nevşehir de 19 bin 272, Kırklareli nde 18 bin 990, Amasya da 17 bin 976, Kahramanmaraş ta 17 bin 701, Kars ta 17 bin 168, Uşak ta 16 bin 694, Aksaray da 16 bin 544, Erzurum da 16 bin 116, Niğde de 15 bin 66, Osmaniye 14 bin 887, Kocaeli nde 14 bin 809, Adıyaman da 13 bin 808, Çankırı da 11 bin 960, Karaman da 10 bin 33 traktör var. Traktör sayısı, Muş ta 9 bin 972, Kırşehir de 9 bin 960, Bilecik te 9 bin 812, Düzce de 9 bin 642, Mardin de 9 bin 411, Zonguldak ta 8 bin 883, Ardahan da 8 bin 817, Elazığ da 8 bin 674, Kırıkkale de 8 bin 388, Sinop ta 8 bin 55, Van da 7 bin 968, Ağrı da 7 bin 492, Erzincan da 6 bin 164, Batman da 5 bin 149, Karabük te 5 bin 127 adette kalıyor. En az traktör ise 4 bin 946 adetle Kilis te, 4 bin 777 adetle Bartın da, 3 bin 753 adetle Iğdır da, 3 bin 213 adetle Gümüşhane de, 3 bin 3 adetle Bitlis te, 2 bin 827 adetle Giresun da, 2 bin 749 adetle Bayburt ta, 2 bin 351 adetle Yalova da, 2 bin 316 adetle Siirt te, 2 bin 159 adetle Şırnak ta, 2 bin 153 adetle Ordu da, 1343 adetle Tunceli de, 1104 Artvin de, 1006 Bingöl de, 779 adetle Hakkari de, 187 adetle Trabzon da, 41 adetle Rize de bulunuyor. 20 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 21

12 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Kanatlı ve süt sektörlerinde üretim ve ihracat artışı nın Eylül ayında, aylık 1 milyar adet üretim sınırının geçildiğini, 2011 yılı Ocak ayında 1,1 milyarı, 2012 yılı Mart ayında 1,2 milyar, 2012 Ekim ayında 1,3 milyar adedin, 2013 yılının Ekim ayında ise 1,45 milyar adedin aşıldığını vurgulayan Bayraktar, 2014 yılında aylık yumurta üretimi 1,35 milyar ile 1,51 milyar adet arasında değişti. Aralık ayında aylık yumurta üretimi 1,5 milyar adedi aşarak 1 milyar 510 milyon 857 bine ulaştı dedi. Tavuk ve hindi eti üretimi arttı Tavuk etinde 2009 yılında 1 milyon 293 bin, 2012 yılında 1 milyon 724 bin, 2013 yılında 1 milyon 758 bin 363 ton olan üretimin, 2014 yılında, 2013 yılına göre yüzde 7,8 artarak 1 milyon 894 bin 669 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: yon dolara, 2013 yılında 608,07 milyon dolara çıktı. İhracat, 2014 yılında, 2013 yılına göre yüzde 7,2 artarak 651 milyon 262 bin 121 dolara yükseldi. Tavuk yumurtası ve tavuk eti hem üretimde hem ihracatta yüz akı durumunda yılında 877 milyon 944 bin 741 dolar, 2013 yılında 1 milyar 14 milyon 420 bin 333 dolar olan ihracat, 2014 yılında 1 milyar 53 milyon 411 bin 698 dolara çıktı. Bayraktar, üreticiyi yemde dışa bağımlılıktan kurtaracak, ucuza yem teminini sağlayacak destekler hayata geçirilirse, yumurta ve tavuk eti üretimi çok daha fazlaya çıkarılabileceğini vurgulayarak, Rekabet gücünü ve pazarları korumak ve yeni pazarlar elde etmek için ihracat destekleri artırılmalıdır dedi. 938 bin 510 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarının, 2014 yılında yüzde 8,7 artışla 8,6 milyon tonu aşarak, 8 milyon 625 bin 743 tona çıktığını bildirdi. Aralık ayında, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının, 2013 Aralık ayına göre yüzde 4,8 artarak 653 bin 490 tondan 684 bin 760 tona yükseldiğini belirten Bayraktar, 2013 yılında 281 milyon 591 bin 165 dolar olan süt ve süt ürünleri ihracatı, 2014 yılında yüzde 23,4 artarak 347 milyon 519 bin 54 dolara yükseldi dedi. Süt sektöründe üretim artışının hızla devam ettiğini, toplam süt üretiminin 2013 yılında 18,2 milyonu geçtiğini bildiren Bayraktar, okul sütü gibi uygulamalarla süt tüketiminin artırılması, tüketimin, üretim artışını karşılaması gerektiğini vurguladı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013 yılında, kanatlı sektörünün hem üretimde hem de ihracatta yüz güldürdüğünü bildirerek, Tavuk yumurtası üretimi 17 milyar 145 milyon adede, tavuk eti üretimi 1 milyon 895 bin tona yükseldi. Kümes hayvanları eti ve yumurta ihracatı ise 1 milyar 53 milyon dolar oldu dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2009 yılında 13 milyar 832 milyon 726 bin olan yumurta üretiminin, 2010 yılında 11 milyar 840 milyon 396 bin adede indiğini, 2011 yılında 12 milyar 954 bin 686 bin adede, 2012 yılında 14 milyar 910 milyon 774 bin adede, 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adede, 2014 yılında ise yüzde 8,7 artışla 17 milyar 145 milyon 389 bin adede çıktığını belirtti. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tavuk yumurtası üretiminin 2013 yılında çift hanelerde arttığını, 2010 yılında, 2009 a göre yaklaşık 2 milyar adet azalarak 11,8 milyar adede inen üretimin, döneminde 5,3 milyar adet arttığını vurguladı. Bayraktar: "Tavuk yumurtası üretimi 17 milyar 145 milyon adede, tavuk eti üretimi 1 milyon 895 bin tona yükseldi. Kümes hayvanları eti ve yumurta ihracatı ise 1 milyar 53 milyon dolar oldu. Tavuk yumurtası ihracatı yüzde 1 düştü." Şemsi Bayraktar, 2014 yılında yumurta üretiminin, 2013 yılına göre 648 milyon 638 bin arttığını bildirdi. Tavuk yumurtasında 2010 yılı Aralık ayında, 2013 Aralık ayına göre yüzde 14,8 artarak 147 bin 201 tondan 169 bin 53 tona çıktı yılının Aralık ayına göre tavuk eti üretiminde yüzde 8,4 lük artış görüldü. Tavuk etinde de 2014 yılında yüzde 7,8 lik bir artış var yılında 1 milyon 293 bin 315 ton, 2010 da 1 milyon 444 bin 59 ton, 2011 de 1 milyon 613 bin 309 ton, 2012 yılında 1 milyon 723 bin 919 ton, 2013 yılında 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretimi, 2014 yılında 1 milyon 894 bin 669 tona çıktı yılında 30 bin 242 ton, 2010 yılında 31 bin 965 ton, 2011 yılında 36 bin 331 ton, 2012 yılında 41 bin 931 ton, 2013 yılında 39 bin 627 ton olan hindi eti üretimi, 2014 yılında yüzde 22,8 artışla 48 bin 662 tona yükseldi. Kanatlı sektöründe ihracat 1 milyar 53 milyon dolar Tavuk yumurtasında, 2009 yılında 126,6 milyon, 2010 yılında 156,2 milyon, 2011 yılında 284,2 milyon, 2012 yılında 350,6 milyon, 2013 yılında 406,35 milyon dolar olan ihracatın, 2014 yılında yüzde 1 düşüşle 402 milyon 149 bin 577 dolara indiği bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti: Kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün ihracatının 2009 yılında 150,8 milyon dolarken, 2010 yılında 203,3 milyon dolara, 2011 yılında 385,4 milyon dolara, 2012 yılında 527,3 mil- Sanayiye aktarılan inek sütü 8,6 milyon tonu aştı Bayraktar, 2013 yılında 7 milyon 22 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 23

13 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! IÇEKÇILIK SEKTÖRÜ dedi. Sevgililer Günü nün simgesi kesme gülde Türkiye büyük potansiyele sahip. Ülkemiz rahatlıkla gül bahçesi haline gelebilir Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Şubat Sevgililer Günü nde çiçekçilik sektörünün jest beklediğini bildirerek, Bu özel günde süs bitkileri sektörüne bir jest yapılmalı, KDV oranı yüzde 18 den yüzde 8 e düşürülmelidir. Böyle yapılırsa gül fiyatları ucuzlar dedi. Sevgililer Günü gibi özel günlerin üreticiye de fırsat sunduğunu bildirerek, 14 Şubat, en çok çiçek gönderiminin yapıldığı günlerden biri. Güller bu özel günde çok tercih edilen çiçektir. Sevgililer Günü nün simgesi kesme gülde Türkiye büyük potansiyele sahip. Ülkemiz gül bahçesi haline gelebilir Bayraktar, yaptığı açıklamada, dayanıklılığı az, üretimi meşakkatli olan kesme gülde üretimin desteklenmesi, ucuz ithalata izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Gerekli destek sağlanması halinde 2014 yılında 3,8 milyon artışla 83,4 milyon adetten 87,2 milyon adede yükselen kesme gül üretiminin, çok daha fazla üretim rakamlarına rahatlıkla ulaşacağını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günler, üreticimize de fırsat sunuyor. 14 Şubat, en çok çiçek gönderiminin yapıldığı günlerden biri. Güller bu özel günde çok tercih edilen çiçektir. Sevgililer Günü nün simgesi kesme gülde Türkiye büyük potansiyele sahip. Ülkemiz gül bahçesi haline gelebilir yılında İzmir de 33 milyon 285 bin, Mersin de 23 milyon 223 bin 350, Yalova da 14 milyon 394 bin 650, Antalya da 11 milyon 195 bin, Adana da 2 milyon 820 bin, Şanlıurfa da 1 milyon, Samsun da 630 bin 600, Kocaeli nde 240 bin, Ordu da 179 bin 96, İstanbul da 150 bin, Bursa da 27 bin 500, Balıkesir de 24 bin, Kastamonu da 12 bin 750, Hatay, Malatya, Düzce, Kahramanmaraş, Kırklareli nde ise az miktarda gül üretiliyor. Son yıllarda gelir getiren bir tarım faaliyeti haline gelen süs bitkileri sektörü, hızla gelişiyor. İstihdam ve ihracata katkı sağlıyor. Süs bitkileri içinde en çok üretilen kesme çiçeklerdir. Ülkemiz, mevcut iklim ve coğrafi yapısıyla, kesme çiçek üretimi açısından büyük potansiyeli olan ülkelerin başında gelmektedir. Kesme çiçek sektörü sağladığı istihdam ve ihracat hacmi dolayısıyla birçok ülkenin ekonomisinde giderek artan bir öneme sahiptir. Bugün, Hollanda gibi ülkeler süs bitkileri ihracatından milyarlarca dolar gelir sağlamaktadır. Ülkemizde bölge, iklim ve üretim teknikleri gibi özellikler göz önüne alarak, iç pazar ve ihracata yönelik üretim yapılıyor. Kesme çiçek üretim 1 milyar 25 milyon adet Kesme çiçek üretiminin büyük bölümünün örtüaltında yapıldığını, 2014 yılında 1 milyar 25 milyon 490 bin 295 adet kesme çiçek üretildiğini belirten Bayraktar, Üretimi en çok yapılan kesme çiçek türü karanfildir. Karanfil üretimi 2014 yılında 600 milyon 306 bin 680 adet olarak gerçekleşti. Karanfil üretimini 128 milyon 966 bin 610 adetle gerbera, 87 milyon 198 bin 966 adetle gül, 42 milyon 294 bin 975 adetle kasımpatı ve 36 milyon 526 bin 900 adetle lale izledi dedi. Süs bitkileri sektörünün katma değer ve istihdam oluşturma değeri yüksek, özelikle atıl işgücünün değerlendirilmesinde önde gelen sektörlerden biri olabileceğini vurgulayan Bayraktar, 2010 yılında 56 milyon dolar olan süs bitkileri ihracatının, 2011 yılında 76 milyon dolara çıktığını, 2012 yılında 73 milyon dolara gerilediğini, 2013 yılında tekrar 77 milyon doları geçtiğini, 2014 yılında ise 86,8 milyon dolara ulaştığını bildirdi. Sektörün gelişmesi için yapılması gerekenler Türkiye de kesme çiçek üretiminin gösterdiği artışına rağmen, dünya kesme çiçek ticaretinden büyük bir pay alamadığını belirten Bayraktar, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: Hem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hem de Orman ve Su İşleri Bakanlığı sektörde yetkili. Sektörün bir sahibi olmalı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nda sektör için bir daire başkanlığı kurulmalı. Kesme çiçek ihracatının dolayısıyla da gelirlerin artmasında ihracat sezonunun uzamasının önemli bir etkisi oldu. İhracat her ne kadar 2014 yılında 86,8 milyon dolara çıksa da milyarlarca dolarlık ihracat yapabilecek potansiyel mevcut. Süs bitkilerinde, 2013 yılında Hollanda, 3,8 milyar doları kesme çiçek olmak üzere 8,7 milyar dolarlık ihracat yaptığı göz önüne alırsak daha kat edecek epey bir yolumuz var. Süs bitkileri sektörde, genel olarak yabancı orijinli bitkiler kullanılıyor. Gerek dış mekân süs bitkilerinde gerekse kesme çiçeklerde, ürün çeşitliliğinde yetersizlik söz konusu. Geliştirilen çeşitlerin ıslahçı hakları koruma altına alınmalıdır. Düşük faizli, uzun vadeli yatırım ve işletme kredisi veya değişik kaynaklardan hibeyle sektörün desteklenmesi gerekmektedir. Süs bitkilerinin de bir tarımsal faaliyet olduğu gerçeğinden hareketle süs bitkilerinde uygulanan yüzde 18 lik KDV oranı mutlaka yüzde 8 e indirilmelidir. Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji, yıl boyu kontrollü üretim ve topraksız tarım gibi modern üretim tekniklerinin kullanımı teşvik edilmeli, birim alandaki verimlilik, üretimde kalite, depolama tekniklerinin geliştirilmesi, raf ve vazo ömrünün artırılması konularında çalışmalar artırılmalıdır. Üretim konusunda özellikle doku kültürü laboratuvarlarının kurulması önemlidir. Özellikle Asya ve Orta Doğu için kurak koşullara dayanıklı az bakım isteyen dayanıklı türlerin üretimine öncelik verilmelidir. Özellikle ihracatın artırılması amacıyla tanıtım, reklam faaliyetleri ve koordinasyonu sağlayacak güçlü bir dış pazarlama organizasyonunun oluşturulması gerekir. Sektörde katma değerinin daha hızlı artırılabilmesi için; süs bitkileri Araştırma- Geliştirme kuruluşlarının çalışmalarına ağırlık verilmeli ve bu kuruluşlar yaygınlaştırılmalıdır. 24 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 25

14 TZOB DİYOR Kİ! TÜRKİYE üretiminde sınır tanımıyor Bal üretimi, 2014 yılında yüzde 8,2 artışla ilk kez 100 bin ton sınırını geçerek 102 bin 486 tona ulaştı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye nin bal üretiminde sınır tanımadığını bildirerek, Bal üretimi, 2014 yılında yüzde 8,2 artışla ilk kez 100 bin ton sınırını geçerek 102 bin 486 tona ulaştı yılında üretim 94 bin 694 tondu dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, arıcılığa çok uygun floralara sahip olan Türkiye de bal üretimin hızla arttığını, bir bir eşikleri geçtiğine dikkati çekti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 1994 yılında 54 bin 908 ton olan bal üretiminin, 2014 yılına kadar yüzde 86,7 artışla 102 bin 486 tona yükseldiğini belirten Bayraktar, döneminde kovan sayısının da yüzde 86,5 artışla 3 milyon 786 bin 588 kovandan 7 milyon 60 bin 973 kovana çıktığını vurguladı de kovanların yüzde 97,3 nün yeni, yüzde 2,7 sinin eski tip olduğunu bildiren Bayraktar, eski tip kovan sayısının 193 bin 442, yeni tip kovan sayısının 6 milyon 867 bin 531 e ulaştığını belirtti. İlk 5, Muğla, Ordu, Adana, Aydın ve Sivas tan oluştu Bayraktar, şunları kaydetti: Muğla bal üretimini 15 bin 282 tona çıkararak birinci oldu yılının birincisi Ordu, 15 bin 39 ton bal üretimiyle ikinci sırada yer aldı. Adana, 9 bin 715 tonla üçüncü oldu. Muğla ve Ordu toplam bal üretiminin yüzde 29,6 sını karşıladı. Bu illere Adana nın da eklenmesiyle üç ilin payı yüzde 39,1 i buluyor. Bal üretiminde Muğla, Ordu, Adana yı 3 bin 447 tonla Aydın, 3 bin 39 tonla Sivas, 2 bin 884 tonla Mersin, 2 bin 877 tonla İzmir, 2 bin 711 tonla Antalya, 2 bin 638 tonla Balıkesir, 2 bin 26 tonla Siirt izledi. Bal üretimi, Van da 1982, Diyarbakır da 1619, Bitlis te 1429, Şanlıurfa da 1400, Bingöl de 1288, Denizli de 1264, Kars ta 1260, Giresun da 1253, Erzurum da 1244, Çanakkale de 1240, Hakkari de 1132, Trabzon da 1007, Erzincan da 1007 ton de Samsun da 975, Gümüşhane de 954, Konya da 921, Osmaniye de 916, Manisa da 910, Artvin de 850, Hatay da 836, Afyonkarahisar da 813, Çankırı da 799, Malatya da 795, Bursa da 748, İstanbul da 722, Kahramanmaraş ta 719, Rize de 692, Edirne de 687, Sakarya da 663, Ankara da 654, Tunceli de 641, Muş ta 638, Kırklareli de 632, Burdur da 600, Tekirdağ da 572, Elazığ da 519, Kocaeli nde 503,Tokat ta 502 ton bal üretildi. Son iki Kırşehir ve Kilis Üretim, Kayseri de 491, Niğde de 488, Adıyaman da 473, Düzce de 470, Kastamonu da 450, Yalova da 361, Karaman da 351, Çorum da 341, Bayburt ta 319, Isparta da 288, Batman da 262, Sinop ta 256, Aksaray da 254, Yozgat ta 240, Karabük te 239, Iğdır da 225, Bolu da 221, Kütahya da 215, Amasya da 209, Ardahan da 203, Mardin de 182, Şırnak ta 181, Bilecik te 179, Zonguldak ta 172, Gaziantep te 160, Bartın da 159, Kırıkkale de 138, Uşak ta 122, Nevşehir de 116, Ağrı da 114, Eskişehir de 113 tonda kaldı. Bal üretiminde son iki sırayı ise 85 tonla Kırşehir ve 14 tonla Kilis aldı. Türkiye arıcılığa çok uygun Özellikle Türkiye nin bol çiçekli geniş mera alanları ve akasya, kestane, ıhlamur gibi nektarlı çiçek açan ormanlarının arıcılığa çok uygun olduğunu vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: Arıcılık çok fazla sermayeye, tarım arazisine gerek duymadan yapılabilecek, genç çiftçilerle kadın çiftçilerimizin uğraşı alanı olabilecek, istihdam oluşturacak, kırsal kalkınmaya destek olacak bir sektör. Ülkemizde kıyılardan iç bölgelere doğru farklı yükseltilerin olması, bitkilerin farklı tarihlerde çiçeklenmesine neden olmakta, bu durum bitkilerin farklı bölgelerde yılın değişik dönemlerinde arılar için her an nektar kaynağının bulunabilirliğini sağlamaktadır. Aslında ülkemizde arıcılık; topoğrafik yapısı, farklı iklimler ve tarım bölgelerine sahip olunması, sanayi ve yerleşim yerlerinden uzak büyük alanların varlığı, kimyasal ilaç ve gübre kullanımının olmadığı işlenmeyen tarım alanlarının, mera ve çayırlıkların fazla, sabit ve gezginci arıcılığa elverişli olması nedeniyle tarım arazisi olmayanların hatta kadın çiftçilerimizin de rahatlıkla yapabileceği tarımsal faaliyettir. Bu özellikleri ile ülkemiz, kendi coğrafyasındaki diğer ülkelere göre arıcılıkta avantajlı ülkelerden biridir. Ülkemizde çoğunlukla gezginci olarak yapılan arıcılıkta, arıcılarımızın büyük bir kısmı arılarını Akdeniz ve Ege bölgelerinde kışlatmakta, ilkbaharda Mayıs ayında İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ya götürmektedirler. Arıcılarımızın bir kısım çiçek balı için Sivas, Erzurum, Muş, Bingöl ve Bitlis e, ayçiçeği balı için Trakya ve Ege bölgelerine gitmektedirler. Ülkemizde çiçek balının yanı sıra, büyük miktarlarda çam balı üretimi de yapılmaktadır. Yapılması gerekenler Üreticilerin arıcılıktaki girdi maliyetleri ve pazarlamadaki zorluklar yüzünden ürettikleri balı değeri fiyattan satamadıklarının altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti: Polen, arı sütü, arı zehiri gibi diğer arıcılık ürünleri ise talep olmadığı için arıcılarımız tarafından yeterince üretilmemektedir. Bu nedenle diğer ürünler için pazarlar araştırmalı, sadece bal üretimiyle sınırlı kalınmamalıdır. Baldaki kaçakçılık önlenmelidir. Yine bal üreticilerimizin sahte bal üreticilerine karşı korunması şarttır. Sektörün daha fazla desteklenmesi gerekir. Arıcılıkta ihracatın artırılması için, girdi maliyetleri azaltılmalı, standart üretim yapılmalı, üretim kontrol edilmeli, yapılan üretimin ne olduğu, içeriği, kalıntı maddelerin olmadığı belirtilmeli, standartlara uygun ambalajlama yapılmalıdır. 26 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 27

15 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Kırmızı ette üretim 1 milyon tonu geçti Tarımda İstihdam Kasım Ayında 5,18 milyona indi Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda istihdamın Kasım ayında 5,18 milyona indiğini bildirerek, Tarımsal faaliyetin azaldığı Kasım ayında bile tarım, 5 milyon 180 bin kişiye istihdam sağladı. İstihdamın 5 te 1 ini karşıladı dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 Kasım ayında 25 milyon 874 bin olan istihdamın 13 milyon 453 bini hizmetler, 5 milyon 180 bini tarım, 5 milyon 273 bini sanayi, 1 milyon 967 bini inşaat sektörlerinde gerçekleşti. Kasım ayında sanayinin istihdam rakamında tarımı geride bıraktığını 93 bin daha fazla istihdam sağladığını belirten Bayraktar, tarım Türkiye de önemli bir istihdam kapısı. Hala istihdamın yüzde 20 sini karşılıyor. İstihdamda hizmetlerin payı yüzde 52, sanayinin payı yüzde Haziran da 2, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında 2,2, Ekim ayında 2,1 puan azalttığını hatırlattı. Şemsi Bayraktar, Kasım ayında tarımda çalışan sayısının, Ekim ayına göre 224 bin kişi azalarak 5 milyon 404 bin kişiden 5 milyon 180 bin kişiye indiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en düşük düzeye indiğini hatırlattı. Bayraktar, Mart ayında tarımın istihdamda yüzde 20,8 olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3 e, Mayıs ta yüzde 21,9 a, Haziran da yüzde 22,3, Temmuz da yüzde 22,4 e çıktığını, Ağustos ayında yüzde 22,1 e, Eylül ayın- Bayraktar: "Kırmızı et üretimi, 2014 yılında yüzde 1,2 artarak 1 milyon 8 bin 272 tona ulaştı." Üretim artışını son çeyrekteki yüzde 9,3 lük büyüme sağladı. İlk üç çeyrekte yüzde 3,5 gerileyen kırmızı et üretimi son çeyrekteki 402 bin 335 tonluk üretimle yüzde 1,2 lik yıllık artışa ulaştı yılının ilk çeyreğinde 184 bin 975 ton, ikinci çeyreğinde 218 bin 432 ton, üçüncü çeyreğinde 202 bin 530 ton olan kırmızı et üretimi son çeyrekte 402 bin 335 tona yükseldi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı ette üretim artışının devam ettiğini, üretimin ilk kez 1 milyon tonu geçtiğini bildirerek, Kırmızı et üretimi, 2014 yılında yüzde 1,2 artarak 1 milyon 8 bin 272 tona ulaştı dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında 776 bin 915 bin ton, 2012 yılında 915 bin 845 ton, 2013 yılında 996 bin 125 ton olan toplam kırmızı et üretiminin 2014 yılında 1 milyon 8 bin 272 tona tona yükseldiğini belirtti yılında kırmızı et kaynakları içinde en fazla artış oranının yüzde 43,7 ile manda etinde görülürken, keçi eti üretiminin yüzde 13,7, sığır eti üretiminin yüzde 1,5 arttığını, koyun eti üretiminde ise yüzde 3,9 gerilediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: 2011 yılında 644 bin 906 ton olan sığır eti üretimi, 2012 yılında 799 bin 344 tona, 2013 yılında 869 bin 292 tona, 2014 yılında 881 bin 999 tona çıktı. Koyun eti üretimi, 2011 yılında 107 bin 76 tondu. Bu rakam 2012 yılında 97 bin 334 tona indi yılında 102 bin 943 tona çıkan koyun eti üretimi, 2014 yılında 98 bin 978 tona indi. Keçi etinde, 2011 yılında 23 bin 318 ton olan üretim, 2012 yılında 17 bin 430 tona düştü, 2013 yılında 23 bin 554 tona, 2014 yılında 26 bin 770 tona yükseldi. Manda etinde 2011 yılında 1615 ton olan üretim, 2012 yılında 1736 tona çıktıktan sonra 2013 yılında 336 tona gerilemişti yılında üretim 526 tona çıktı. Sığır etinin payı yüzde 87,5 e çıktı Sığır eti üretimin toplam kırmızı et üretiminin yüzde 87,5 ini karşıladığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: Kırmızı et üretiminin yüzde 87,5 i sığır etinden, yüzde 9,8 i koyun etinden, yüzde 2,65 i keçi etinden, yüzde 0,05 i manda etinden oluştu. Koyun etinin payı 2013 yılında yüzde 10,3 idi, 2014 yılında yüzde 10 un altına indi yılında kırmızı et üretiminin yüzde 83 ü sığır etinden oluşuyordu. Bu oran 2014 yılında yüzde 87,5 e çıktı. Et ithalatına karşıyız TZOB olarak et ithalatına karşı olduklarını, ana hedefin, ette ithalatın ülke gündeminden tamamıyla çıkarılması olması gerektiğini belirten Bayraktar, İthalat yapılan dönemde, kasaplık, besilik, damızlık canlı hayvan ve karkas olmak üzere 3,5 milyar dolara yakın bir döviz dışarı aktarılmıştır. Eğer bu miktar ülke içinde kullanılacak olsaydı ülke hayvancılığı daha iyi konuma gelirdi dedi. Bayraktar, önceliğin ithalattan ziyade, iç üretimin desteklenmesi, yem ve canlı hayvan başta olmak üzere maliyet düşürücü tedbirlerin hayata geçirilmesi, ıslah çalışmalarına devam edilmesi, hem üretici hem tüketici açısından piyasanın düzenlenmesi olması gerektiğini vurguladı. Şemsi Bayraktar, ana hedefin ette ithalatın ülke gündeminden tamamıyla çıkarılması zorunluluğuna da dikkati çekti. Bayraktar: "Tarımsal faaliyetin azaldığı Kasım ayında bile tarım, 5 milyon 180 bin kişiye istihdam sağladı. İstihdamın 5 te 1 ini karşıladı." 20,4, inşaatın payı yüzde 7,6 düzeyinde bulunuyor dedi. Tarım Kasım da işsizliği 2 puan düşürdü TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Kasım ayında tarımın kadınlarda işsizliği 4,5 puan düşürerek yüzde 17,5 den yüzde 13 e, erkeklerde 1,2 puan düşürerek yüzde 10,9 dan yüzde 9,7 ye, toplamda işsizliği 2 puan düşürerek yüzde 12,7 den yüzde 10,7 e indirdiğini bildirdi. Bayraktar, tarımın işsizliği Mart ayında 1,9, Nisan da 1,8, Mayıs ta 1,9, da yüzde 21,5 e, Ekim ayında yüzde 20,7 ye, Kasım ayında ise yüzde 20 ye indiğini bildirdi. Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti: Mevsim şartlarına rağmen tarım 5 milyon 180 bin kişiye istihdam sağlarken, bu rakam sanayide 5 milyon 273 bini ancak buluyor. Tarım, sanayiden, Kasım ayına rağmen 93 bin kişilik daha az istihdam sağlıyor. Kasım ayında tarımın 2 milyon 812 bin erkek, 2 milyon 368 bin kadına iş ve aş sağladığını, çalışan erkeklerin yüzde 15,5 i, çalışan kadınların yüzde 30,7 si tarımda istihdam ediliyor. 28 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 29

16 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Süt üretiminin 6 dörtte biri ilden Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, süt üretiminin dörtte birinin 6 ilden elde edildiğini bildirerek, Konya, İzmir, Balıkesir, Erzurum, Kars ve Sivas 4,57 milyon ton süt üretimiyle toplam ülke üretiminin dörtte birini karşıladılar dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılında 18 milyon 224 bin ton olan toplam süt üretiminin 2014 yılında yüzde 1,5 artışla 18 milyon 499 bin tona çıktığını belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre, üretilen bu sütün 2014 yılında yüzde 91,2 sinin inek sütünden oluştuğunu bildiren Bayraktar, 2014 yılında yüzde 1,3 artışla 16 milyon 867 bin ton inek sütü üretildiğini vurguladı. Bayraktar, inek sütünde kültür ineklerinden elde edilen sütün 2014 yılında yüzde 4,2 artışla 9 milyon 319 bin tona, kültür melezi ineklerden elde edilen sütün yüzde 0,5 artışla 6 milyon 564 bin tona çıkarken, yerli ineklerden elde edilen süt yüzde 16,4 azalmayla 984 bin tona indi. Türkiye de 2014 yılında yüzde 1,1 artışla 1 milyon 113 bin ton koyun, yüzde 11,5 artışa 463 in ton keçi, yüzde 5,3 ile 55 bin ton manda sütü üretildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 2014 yılında, 2013 yılına göre üretim yüzde 5,8 azalsa da Konya, 908 bin ton süt üretimiyle birinciliğini korudu. Üretimini yüzde 15,3 artırarak 872 bin tona çıkaran İzmir, Konya ile arasındaki farkı 207 bin tondan 36 bin tona indirdi. Üçüncülüğü yüzde 5,3 artışa üretimini 791 bin tona çıkaran Balıkesir aldı. Dördüncü Erzurum un üretimi yüzde 0,9 azalmayla 742 bin tona indi. Üretimini yüzde 25,9 artıran Kars, 671 bin ton üretimle Sivas ı geride bırakarak beşinci oldu yılında üretimi yüzde 5 azalan Sivas, 590 bin tonla altıncı sırada yer aldı. Aydın, 440 bin ton üretimle yedinci, Afyonkarahisar 409 bin tonla sekizinci, Diyarbakır 365 bin tonla dokuzuncu, Burdur 350 bin tonla onuncu sırayı aldı. Üretim, Aydın da yüzde 5,9, Afyonkarahisar da yüzde 10,3, Diyarbakır da yüzde 20,1, Burdur da yüzde 1,2 arttı. Türkiye nin üretimi teşvik edici politikalarla birlikte bu üretiminden katma değer yaratacak pahalı ürünler üretmesi ve dünya pazarlarına girmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: İçme sütü tüketim rakamlarının düşüklüğüne bakıldığında son 3 yılda yürütülen okul sütü programının ne kadar isabetli bir politika olduğu görülmektedir. Bu program peynir, yoğurt gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmelidir. Sütte tüketim artırılamazsa, sektörde sıkıntı meydana gelecek. Türkiye de üretilen sütün yüzde 11'i sokak sütü şeklinde pazarlanmaktadır. Bu miktar aslında kayıt dışılığın boyutunu ve sorunun büyüklüğünü göstermesi açısından önemlidir. Sütte kaliteye göre fiyatlandırma sistemine geçilmenin acil olduğu sektörün bütün taraflarınca kabul edilmektedir. Asıl sorun bunun nasıl gerçekleşeceği, atılacak adımların neler olacağıdır. Bu konuda tarafların da desteğiyle detaylı bir çalışma yapılmalıdır. Bu konuda kurumların görüşüne açılan süt tedarik yönetmelik taslağı beklentileri karşılayacak şekilde düzenlenerek, en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. Kayseri de 345 bin, Denizli de 344 bin, Aksaray da 340 bin, Çanakkale de 340 bin, Muş ta 320 bin, Ardahan da 320 bin Samsun da 318 bin, Ağrı da 315 bin ton üretim yapıldı. En az üretim 13 bin tonla Yalova da, 26 bin tonla Rize de, 29 bin tonla Bayburt ta, 29 bin tonla Kilis te, 37 bin tonla Karabük te gerçekleştirildi. Konya nın toplam ülke süt üretiminin yüzde 4,91 ini, İzmir yüzde 4,71 ini, Balıkesir in yüzde 4,27 sini, Erzurum un yüzde 4,01 ini, Kars ın yüzde 3,63 ünü, Sivas ın yüzde 3,19 unu ürettiğini belirten Bayraktar, 6 ilin toplam süt üretiminin 4 milyon 573 bin tonu bulduğunu, bu miktarla ülke süt üretiminin dörtte birine yakını olan yüzde 24,7 sinin bu illerden karşılandığını bildirdi. İhracat-ithalat Bayraktar, süt ve süt ürünleri ihracatının 2010 yılında yaklaşık 168 milyon dolar iken 2014 yılında yüzde 106,9 oranında Yapılması gerekenler artarak 347,5 milyon dolara yükseldiğini belirtti. Türkiye nin 2014 yılında 347,5 milyon dolarlık ihracatı yaklaşık 170 ülkeye gerçekleştirdiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Irak gibi Ortadoğu ülkelerinden, ABD ye, Hollanda, İspanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinden Tayland a, Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerine ve Azerbaycan, Türkmenistan gibi Türk devletlerine süt ve süt ürünleri ihracatı yapılmaktadır. İthalat ise 2010 yılında 123,8 milyon dolar iken 2014 yılında yüzde 29 oranında artışla 159,7 milyon dolara çıkmıştır. Özellikle 2011 yılından itibaren ithalat düşmüş, bunda ihtiyacın iç üretimle karşılanmasını öngören süttozu desteğinin etkisi büyük olmuştur. Bu etki, ihracatımızı da etkilemiş, sanayicilere dünya fiyatlarından sağlanan hammadde, dış pazarlarda rekabet etmelerine olanak sağlamıştır. Bu dönemde ciddi oranda süttozu satışı da gerçekleşmiştir. Türkiye de üretici eline geçen çiğ süt fiyatları yakın zamanda, çeşitli yerlerde yapılan ihalelerle belirlenmekteydi. Oluşan bu fiyata bağlı olarak da; ihale dışı, aracılarda, büyük çiftliklerde fiyatlar şekillenmekteydi. Fakat son yıllarda ihale yoluyla oluşan fiyat kaldırılmış, bunun yerini Ulusal Süt Konseyi nde belirli dönemlerde taraflarca belirlenen Tavsiye Fiyat uygulaması almıştır. İhale sisteminin aksayan yönlerini gidermeye yönelik çalışmalar yapılmalı ve tekrardan bu sisteme dönüş yapılmalıdır. Süt ve süt ürünlerinde üretici ve perakende fiyatları arasında önemli fiyat marjları söz konusudur. Üretici para kazanamazken, tüketicinin süt ürünlerini böylesine pahalı tüketmesi ve birilerinin buradan ciddi paralar kazanması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda, gerekli tedbirler alınmalı, nihai tüketici fiyatından tarafların adil pay almasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Süt fiyatlarının durumunu değerlendirmede çiğ süt/yem fiyatı karşılaştırılması yapılır ve alım gücü (parite)nin 1,5 in altında olmaması istenir. Ülkemizde paritenin son yıllarda 1 seviyelerinde seyrettiği, bazı yıllarda ise 1 in altına düştüğü görülmektedir. Bu durum göstermektedir ki; üretici mevcut piyasa fiyatları ile bu girdi fiyatları karşısında bırakın kar elde etmeyi, üretimi bile devam ettirmekte zorlanmaktadır. Üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için paritede belirlenen dengeyi sağlayacak tedbirlerin alınması gerekmektedir. 30 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 31

17 TZOB DİYOR Kİ! Zeytinde hedef ikinciliği Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2014 yılında meyve veren zeytin ağacı sayısı yüzde 8,9, toplam zeytin üretimi yüzde 5,5, sofralık zeytin üretimi yüzde 12,3, yağlık zeytin üretimi yüzde 3,4, zeytinyağı üretimi yüzde 45,75 arttığını bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, dünyada zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98 inin Türkiye nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde yapıldığını belirtti. Zeytin üretiminde öne çıkan ülkelerin sırasıyla İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Suriye ve Tunus olduğunu ifade ederek, dünya üretiminde Avrupa Birliği ülkelerinin payının yıllar itibarıyla yüzde arasında değiştiğini vurguladı. Dünya zeytin üretiminde öne çıkan ülkelerin aynı zamanda önemli zeytinyağı üreticisi ülkeler olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Son beş sezon ortalamasına göre dünya zeytinyağı üretimi yaklaşık 3 milyon tondur. Bugün ülkemizde Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde zeytin yetiştirilmekle birlikte üretimin önemli bir bölümü Ege Bölgesi nde yapılmaktadır. İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Balıkesir, Hatay, Mersin, Çanakkale, Bursa üretimde önde gelen illerimizdir. Bursa ilimizde üretilen zeytinin tamamı sofralıktır. Mersin ve Manisa illerimizde de sofralık zeytin üretimi ağırlıktadır. Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Çanakkale ve Hatay illerimizde gerçekleştirilen zeytin üretiminin yüzde 75 inden fazlası yağlıktır. İhracatta önemli artış bekliyoruz Yağlık ve sofralık olarak yararlanılan zeytin, hem yüksek besin değerine sahip sağlıklı bir gıda olması hem de iç ve dış ticaretimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Zeytin ve zeytinyağı ihracatımızdan, 2012 yılı rekor üretiminin değerlendirildiği 2013 yılında 436, 2014 yılında 226,5 milyon dolar gelir elde edilmiştir ürününün değerlendirileceği 2015 yılı zeytin ve zeytinyağı ihracatında da önemli bir artış bekliyoruz. Hem üretim artışı hem dış piyasalardaki ürün azlığı bunu sağlayacaktır. Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri İspanya ve İtalya da rekoltede düşüş oldu. 2014/2015 sezonunda İspanya da zeytinin çiçeklenme döneminde meydana gelen aşırı sıcaklıklar ve hastalık, İtalya da ise zeytin sineği ve yaz döneminde meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle üretiminin düşük olması, üretimin arttığı Türkiye için avantaj yaratıyor. Meyve veren zeytin ağacı sayısı artıyor 1995 yılında 81,4 milyon olan meyve veren zeytin ağacı sayısının 2000 yılında 89,2 milyona, 2005 yılında 96,6 milyona, 2007 yılında 100 milyonu aşarak 104,2 milyona çıktığını bildiren Bayraktar, meyve veren ağaç sayısının 2010 yılında 111,4 milyona, 2012 yılında 120,8 milyona, 2013 yılında 129 milyon 161 bine, 2014 yılında yüzde 8,9 artışla 140 milyon 712 bine çıktığını vurguladı. Bayraktar, 2008 yılında 45,5 milyon olan meyve vermeyen zeytin ağacı sayısının, 2014 yılında 28,3 milyona indiğine dikkati çekti. Bayraktar, şunları kaydetti: 2000 yılında 1,8 milyon ton olan zeytin üretimi, 2007 yılında 1 milyon 75 bin tona kadar geriledi yılında 1 milyon 820 bin tonla rekor seviyeye ulaşan toplam zeytin üretimi, 2013 yılında 1 milyon 676 bin ton, 2014 yılında yüzde 5,5 artışla 1 milyon 768 bin ton oldu yılında 480 bin ton olan sofralık zeytin üretimi 2013 yılında 390 bin tona indikten sonra 2014 yılında yüzde 12,3 artışla 438 bin tona yükseldi yılında 1 milyon 340 bin ton olan yağlık zeytin üretimi, 2013 yılında 1 milyon 286 bin tona düştükten sonra 2014 yılında yüzde 3,4 artışla 1 milyon 330 bin tona çıktı. Yine 2012/2013 üretim sezonunda 201 bin tonla rekor seviyeye ulaşan zeytinyağı üretimi, 2013/2014 sezonunda 130 bin tona kadar geriledi. Zeytinyağı üretimi 2014 yılında yüzde 45,75 artışla 189 bin 481 tona yükseldi. İç tüketim hala yetersiz Zeytinde var yılı ve yok yılı arasındaki makasın kapanma düzeyine geldiğini, üretimin giderek arttığını belirten Bayraktar, zeytinyağı tüketimimiz geçmiş yıllara nazaran artış göstermiş ve kişi başına 2 kilograma çıkmışsa da zeytinyağı üreticisi ülkeler arasında en az zeytinyağı tüketimi yine Türkiye dedir. Nitekim kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi Yunanistan da 24 litre, İtalya ve İspanya da 14 litre, Tunus, Portekiz, Lübnan, Suriye de ise 8 litre civarındadır. Görüldüğü üzere iç tüketim hala yetersizdir dedi. Dünya ikinciliği hedefi için kalıcı tedbirler alınmalı Üretimde dünya ikinciliği hedefleri doğrultusunda, kalıcı tedbirlerin alınmasının sektörde istikrar açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Bu üretim dalından gereği gibi istifade edilebilmesi ve sektörün daha da ileriye gitmesi bakımından; fark ödemesi desteğine devam edilmeli, sofralık zeytine de prim verilmeli, tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalı, İhracatta yeni pazarlar bulunmalı, tanıtım ve pazarlama stratejilerinin geliştirilmesiyle hedef pazarlar değerlendirilmelidir. Sadece üretim artışına değil, pazarlama olanaklarına da odaklanılmalı, stok müessesesi oluşturulmalı, hangi amaçla olursa olsun zeytinliklerin tahrip edilmesi önlenmeli, zeytinlikler korunmalıdır. 32 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 33

18 TZOB DİYOR Kİ! TZOB dan okul sütü programına destek Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sağlıklı beslenme açısından çok önemli olan okul sütü programını sonuna kadar desteklediklerini bildirdi. Bayraktar, okul sütü programı konusunda yaptığı açıklamada, geleceğin fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı toplumunu oluşturması gereken çocukların sağlıklı ve iyi beslenmesinin bir mecburiyet olduğunu belirtti. Sağlıklı beslenme sağlıklı çocukluk, sağlıklı çocukluk da sağlıklı yetişkinlik ve sağlıklı nesiller demek olduğunu vurgulayan Bayraktar, düzenli süt tüketimi alışkanlığının, çocuklara küçük yaşta iken kazandırılması gerektiğine dikkati çekti. İçme sütü tüketimi yetersiz Okul sütü programlarının içme sütü alışkanlığı kazandırılarak sağlıklı nesiller yetiştirmek yanında, aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanıldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Süt beslenme açısından çok önemli. Hayvansal protein ihtiyacının yüzde 45 i süt ve süt ürünlerinden sağlanıyor yılında topla süt üretimimiz 18,2 milyon tonu aşsa da ülkemizde içme sütü tüketimimiz yetersiz. Sütü daha çok, peynir, yoğurt, ayran gibi süt ürünleri şeklinde tüketiyoruz. Kişi başına yıllık içme sütü tüketimi, Finlandiya da 130 kilogramı, Estonya da 115 kilogramı, Avustralya da 110 kilogramı, İngiltere de 105 kilogramı geçmektedir. Ülkemizde 2013 yılı verilerine göre kişi başına içme sütü tüketimi 37,3 kilogram düzeyindedir. Böylesine düşük kişi başına içme sütü tüketimi, süt üretimi planlandığı gibi yakın zamanda 25 milyon tona çıkarsa sıkıntı yaşatacaktır. Bu nedenle Hükümetimizin son üç yıldır uygulamış olduğu tüm dünyada talep artırıcı politikalardan biri olarak kabul edilen okul çağındaki çocuklarımıza 200 mililitre uzun ömürlü süt dağıtımı, eleştirilere ve tartışmalara rağmen başarılı bir şekilde yürütülmüştür. TZOB olarak, uygulama dönemlerinde de belirttiğimiz üzere, sağlıklı beslenme açısından çok önemli olan okul sütü programını sonuna kadar destekliyoruz. Bu programı önemsiyoruz. Haftada 3 gün 200 er milimetre süt dönemi okul sütü ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı nın 22 Temmuz 2013 tarihli Resmi Gazete de, uygulama esaslarının belirlendiği tebliğin ise 10 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Bayraktar, şu bilgileri verdi: Çıkarılan mevzuata göre, program kapsamında, eğitim öğretim yılının ikinci döneminde, özel okullar dahil, 30 bin 885 okulda, velilerinden izin alınmış toplam 6,3 milyon anaokulu, uygulama sınıfı ve ilkokul öğrencisine, pazartesi, çarşamba ve cuma günlerinde, haftada 3 gün 200 er mililitre uzun ömürlü (UHT) içme sütü dağıtılacak. Özel öğretim kurumları, programa eşdeğer süt veya süt ürünü tüketilmesini sağlamaları halinde, velinin görüşü esas alınarak kurum yönetiminin kararı doğrultusunda programın kapsamı dışında tutulabilecek. Okul sütü programları; sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından sosyal, tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağlıyor. Bu nedenle, sağladığı fayda ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alındığında, bu programın kesintisiz devam ettirilmesi ve üretim durumuna göre, peynir, yoğurt gibi süt ürünleri, bal ve fındık, kayısı, kuru üzüm, elma, turunçgil gibi çeşitli gıdalarla takviye edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kuru üzüm de dağıtılacak Başbakan Ahmet Davutoğlu nun okullarda kuru üzüm de dağıtılacağını açıkladığına dikkati çeken Bayraktar, bu yıl, okul sütü programıyla birlikte kuru üzüm dağıtılması kararını da doğru buluyor, destekliyoruz dedi. Açıklamasında, programı yürütenlere ve destek sağlayan herkese teşekkür eden Bayraktar, okul sütü uygulamasının uzun yıllar kararlılıkla devam ettirilmesini temenni ettiklerini vurguladı. AYIN KONUSU SERACILIK 34 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI

19 AYIN KONUSU AYIN KONUSU SERACILIK Ümit Bayram Kutlu Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Bugün ülkemiz seracılığı Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi kıyı şeridinde dağılma ve gelişme göstermektedir. Bu dağılımda belirli yerlerde üretim merkezleri oluşmuştur. Güneyde Antalya ve İçel illerini kapsayan ve Hatay dan Samandağı na kadar uzanan seracılık, batıda İzmir ve Muğla illeri çevresinde yoğunluk kazanırken kuzeyde Yalova da toplanmıştır. Türkiye de 2014 yılında toplam 28,6 milyon ton yaş sebze üretilmiş olup, bunun %21,7 sine tona tekabül eden 6,2 milyon tonu örtüaltında gerçekleştirilmiştir. Örtüaltı Üretim Miktarları 2014 Yıl Cam sera Plastik sera Yüksek tünel Alçak tünel Toplam Kaynak: TÜİK, 2014 Ürünler (Ton) (%) Domates ,8 Hıyar ,6 Karpuz ,5 Biber (sivri) ,2 Patlıcan ,2 Kavun ,3 Kabak (sakız) ,7 Biber (dolma) ,5 Diğer ,2 Sebze toplamı ,0 Muz ,0 Çilek ,7 Kayısı 646 0,2 Üzüm 378 0,1 Şeftali (nektarin) 66 0,0 Meyve toplamı ,0 Toplam Kaynak: TÜİK, yılında örtüaltı tarım alanlarımızda 2002 ye göre %21,1, 2013 e göre %5,5 lik artış gerçekleşmiştir. TÜİK verilerine göre Ülkemiz toplam örtüaltı varlığı da olup bunun Örtüaltı tarım alanlarımızın dekarlık (%58,5) bölümü seralardan, dekarlık (%41,5) bölümü tünellerden oluşmaktadır. (ortalama işletme büyüklüğü 4 da). Örtüaltı Süs Bitkileri Üretimi yılı itibari ile örtüaltı tarım alanlarımızda 6.56 milyon ton sebze ve meyve üretimi gerçekleşmiştir. Bu miktarın %94,8 ine tekabül eden 6.22 milyon tonluk kısmı sebzelerden oluşmaktadır. Sebzeler içinde domates 3,29 milyon ton ile (%52,8) ilk sırada yer almaktadır. Domatesi sırası ile hıyar, karpuz ve biber takip etmektedir. Son yıllarda, sıcak su kaynaklarının sağladığı ucuz ısıtma olanağı nedeniyle Kütahya, Aydın, Denizli, Afyon, Manisa, Yozgat, Kırşehir gibi iç bölgelerde ve tarım alanlarının sulamaya açılması nedeniyle de Güney Doğu Anadolu Projesi yöresinde (Şanlıurfa) seracılıkta hızlı gelişmeler görülmektedir yılı ekonomi Bakanlığı verilerine göre seracılık 250 milyon TL ile en fazla yatırım yapılan 3. Tarım sektörü olmuştur. Ürünler Adet Karanfil Gerbera Gül (Kesme) Kasımpatı (Krizantem) Diğer Kesme Çiçekler Fresia Solidago (Altınbaşak) Gypsohilla Lisianthus Lilyum (Zambak) Kesme çiçekler Dış Mekan Süs Bitkileri İç Mekan Süs Bitkileri Çiçek Soğanları Çiçek Soğanları ve Diğer Süs Bitkileri Toplam Kaynak: TÜİK, 2015 Örtüaltı Üretimine Yönelik Sağlanan Destekler A Yatırım Aşamasında Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında, kontrollü örtüaltı üretme koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda Örtüaltı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında yönetmelik e uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatiflerince %25 - % 75 arası indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılabilmektedir. Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi (KKYDP) çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları (Jeotermal, Güneş enerjisi) kullanılarak, 3 dekardan küçük olmamak üzere yapılan sera projelerine (KDV hariç) TL üst limite kadar %50 hibe desteği sağlanabilmektedir. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü nce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı konusunda; en az 10 milyon ABD Doları karşılığı TL tutarında yatırım yapmayı ve yatırımın faaliyete geçmesinden itibaren en az on kişiye on yıl süreyle istihdam sağlamayı taahhüt eden yatırımcıya, hazineye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis edilebilmektedir. 25/2/2011 tarih ve sayılı Mera Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde; Jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan yerlerin tahsis amacı değişikliği taleplerinde istenecek bilgi ve belgeler ile tahsis amacı değişikliği yapılabilmektedir. Yatırımlarda Devlet Yardımları Bakanlar Kurulu Kararı ve Uygulama Tebliği çerçevesinde. Seracılık yatırımları Bölgesel Teşvik için sunulan KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği ve faiz desteği gibi avantajlardan yararlanabilmektedir. B- Üretim Aşamasında Örtüaltı Kayıt Sistemine Kayıt yaptıran üreticilerimiz TARSİM, Bombus arısı, Biyolojik ve Biyoteknolojik Mücadele desteklemelerinden, ayrıca sübvansiyonlu kredilerden faydalanabilmektedirler yılında üretim yapan üreticilerimize; Mazot Desteği 4,6 TL/da, Gübre Desteği 6 TL/da, Toprak Analizi Desteği 2,5 TL/da (ÇKS başvurusu olması halinde) Örtüaltı İyi Tarım Desteği, 150 TL/da, Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Desteği, 600 TL, TARSİM (Sera Sigortası) Desteği: Poliçenin % 50 si, Örtüaltı Bombus Arısı Desteği: Dekara en fazla 2 adet olmak üzere 60 TL/Koloni, Örtüaltı Bitkisel Üretimde Biyolojik ve Biyoteknolojik Mücadele Desteği (paket toplamı 460 TL/da olacak şekilde) 38 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 39

20 AYIN KONUSU AYIN KONUSU Akın Tepe Ziraat Yüksek Mühendisi Batı Akdeniz Tar. Araşt. Enst. ANTALYA Bugün ülkemizde seracılık Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi kıyı şeridinde yaygın olarak yapılmaktadır. Bu dağılımda belirli yerlerde üretim merkezleri oluşmuştur. Güneyde Antalya, Mersin ve Adana illerini kapsayan ve Hatay dan Samandağı na kadar uzanan seracılık, batıda İzmir, Muğla ve Aydın illeri civarında, Marmara bölgesinde Yalova ve İstanbul da yoğunlaşırken, Karadeniz bölgesinde ise Samsun da toplanmıştır (Çizelge 1) MODERN SERACILIK modüler sera sistem ve donanımları, ihtiyaç olan doğru sera ekipmanları ile mümkündür. Modern sera sistemleri Gotik sera yapısında ve örtüaltı bitki yetiştiriciliğinde ileri teknoloji kullanılarak kaliteli ve yüksek verim elde edilmesidir. Günümüz teknolojisinde, geleneksel seracılık ile kıyaslandığında oldukça üstün yanları olan topraksız tarım ile yıl boyunca gerçekleştirilen üretimin, modern seraların Çizelge yılı itibarıyla örtüaltı alanlarının bölgelere göre dağılımı (hektar) Bölge Adı Cam sera Plastik sera Yüksek tünel Alçak tünel Toplam Alan Üretimdeki Payı (%) Akdeniz 7.307, , , , ,07 81,3 Ege 709, , ,95 599, ,26 10,3 Karadeniz 0,73 213, , , ,18 4,9 Marmara 28,21 777,12 942,72 14, ,06 2,9 İç Anadolu 12,60 62,73 36,12 1,59 113,04 0,2 Doğu Anadolu 0,35 42,87 15,40 0,80 59,42 0,1 Güneydoğu Anadolu 15,40 124,60 5,00 10,40 155,40 0,3 TOPLAM 8.073, , , , , Dr. Volkan Gözen Ziraat Yüksek Mühendisi Batı Akdeniz Tar. Araşt. Enst. ANTALYA denle standartlar, normlar ve üretim yapılacak bitkinin istekleri doğrultusunda sistem, örtü malzemesi ve sera içi donanımlarının doğru olarak projelenmesi ve tercihi büyük önem taşımaktadır. Isı, ışık, nem, hava gibi ideal yaşama ortamını oluşturan konfor koşullarının kontrol altına alınarak, üretimde maksimum başarı elde edebilmek için gerekli sera ortamını sağlamanın koşulları; Standartlara uygun doğru bir sera konstrüksüyon sistemi seçimi Bir serada dikkat edilmesi gereken fiziki ölçüler Yüksek ışık geçirgenliğine ve uzun ömre sahip bir örtü malzemesi seçimi, İyi projelendirilmiş emniyetli bir ısıtma sistemi, Işık kontrolü ve enerji tasarrufu için ısı perdesi ve gölgeleme sistemi, İyi bir ısı dağılımı ve nem dengesi için, sirkülasyon Yatırımcının beklediği gelir ve kazancı sağlayabilmesi için, iyi projelendirilmiş emniyetli bir ısıtma sistemi ile ideal konfor koşullarının sera ortamında sağlanarak bitkiye sunulması şarttır. Işık kontrolü ve enerji tasarrufu için ısı perdesi ve gölgeleme sistemi, geceleri yüksek düzeyde ısı tasarrufu sağlarken gündüz sıcak saatlerde, gölgeleme ve serinletme imkanı sağlar. Bu sistem, İhtiyaç olduğu dönemlerde otomatik olarak açılıp kapanarak, kontrollü bir gölgeleme ve enerji tasarrufu sağlarlar. Öneriler Seralarda, genel olarak üretimde temel sorunlar verim, kalite ve aşırı ilaç kullanımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunların en aza indirgenmesi, tamamen sera tasarımına ve teknolojisine bağlıdır. Bu yüzden modern seracılık yatırımlarına başlamadan önce sera tipinin ve büyüklüğünün iyi belirlenmesi, kaliteli ve güvenli üretimin başarıya ulaşmanın yanısıra, yatırımın geri dönüşü açısından önemli bir faktördür. Ayrıca kurulacak sera tesisinin karlılığı, tamamen bölgenin iklim faktörlerine bağlıdır. Özellikle ihracatımızı Avrupalı tüketicilere de ulaştırabilmek için, gıda güvenliğini esas alan iyi tarım uygulamaları ancak modern seracılık ile mümkündür. Modern seraların; oluk altı yüksekliğinin yüksek ve çatı havalandırmalarının (taban alanının en az % 35 i olmalı) olması gerekir. Plastik seralar için gotik çatı tipleri kullanılmalı, yan örtüde de polykarbon veya cam örtü tercih edilmelidir. Cam seralar için, iç hacmi daha büyük ve çatısı daha yüksek olan wide-span (geniş açıklıklı) tipi seralar Akdeniz sahil şeridine daha uygundur. Venlo tipi seralar ise, daha çok, soğuk olan bölgelerde fakat alternatif enerji kaynakları ile ısıtmanın mümkün olduğu yerlerde önerilmektedir. Ülkemizde son 10 yılda Bakanlığımızın destekleri ve teşvikleri ile örtüaltı işletme büyüklüğü 2 da seviyesinden 4 dekara çıkmıştır. Modern seracılıkta beklenen gelişmeler; sürdürülebilir üretim tekniklerinin ve sertifikalı üretimin yaygınlaştırılması ile aynı zamanda iyi tarım uygulamaları ve biyolojik mücadelenin de teşvik edilmesiyle hızla gelişecektir. Böylelikle bugün olduğu gibi gelecekte de, seracılık yatırımcılar için fırsat oluşturmaya devam edecektir. Sera içi havanın iklim dengesi ve oluşan yüksek nemin dağıtılması için sirkülasyon fanları önemlidir. Sera içerinde CO 2 yetersiz ise verim ve kalite düşer. CO 2 miktarı bilgisayar kontrolü ile otomatik olarak dengede tutulmaktadır. Kaynak: TÜİK, 2014 Seralar, iklime bağlı çevre koşullarının kontrol altına alındığı, bitkinin yetiştirilmesine uygun hale getirildiği ve üretimin bütün yıl boyunca yapılabildiği tesislerdir. Hızlı nüfus artışı, gittikçe parçalanan arazi büyüklüğü, her geçen gün küçük alanlardan daha fazla yararlanmayı gerektirmektedir. Örtüaltı tarımı, birim alandan daha fazla verim alınmasını sağlayarak, yıl boyu üretim ile düzenli bir işgücü kullanımı imkanı sunmaktadır (Anonim, 2007). Tasarımı doğru yapılmış, iklimsel fonksiyonları çözülmüş, bitkilerin istekleri ile bağdaşan modern vazgeçilmez unsurudur. Yüksek verim ve yüksek kalitenin elde edilebildiği, kontrollü üretimin yapılabildiği modern seracılıkta; üretimde başarıyı sağlayan ve kontrol altına alınması gereken konfor koşulları; ısı, ışık, nem ve havadır. İlk kez kurulacak veya modernize edilecek seraların kurulumunda kullanılacak yapı elemanları, sera örtü malzemeleri ile sera içerisinde veya sera üretimi ile bağlantılı olarak sera dışında sabit montajlı olarak kullanılacak alet ve ekipmanların tümü, asgari TS EN no lu Türk Standartlarını karşılamak durumundadır. Bu ne- Bütün bu toplam sistem cihazlarının manuel olarak kontrolu kolay değildir. Bu nedenle, iklim parametrelerini dengede tutabilmek için, iklim kontrol otomasyon ünitesi, ısıtma sistemi, sirkülasyon fanları, havalandırma pencereleri, CO 2 uygulaması, ısı ve gölge perdesi, sisleme, nem kontrol ve soğutma sistemlerini, dış ve sera içi iklim parametrelerini mini meteoroloji istasyonu ve sensörler vasıtasıyla ölçerek sera içi iklimi ideal dengede tutmak üzere bütün sistemleri otomatik olarak çalıştırır, Dengeli bir besleme ve sulama için doğru projelenmiş bir sulama, PH ve EC kotrollü gübreleme ve dozajlama sistemi gereklidir. Kaynaklar: 1- TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu,( 2- Anonim, Meslek Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) Bahçecilik Sera Yapım Tekniği, Ankara, 37s. 40 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 41

21 AYIN KONUSU AYIN KONUSU 1. Önemi ve Tanımı Seralar, iklime bağlı çevre koşullarının kontrol altına alındığı, bitkinin yetiştirilmesine uygun hale getirildiği ve üretimin bütün yıl boyunca yapılabildiği tesisler olarak kısaca tanımlanabilir. Hızlı nüfus artışı, gittikçe parçalanan arazi büyüklüğü, her geçen gün küçük alanlardan daha fazla yararlanmayı gerektirmektedir. Örtüaltı tarımı, birim alandan daha fazla verim alınmasını sağlayarak, yıl boyu üretim ile düzenli bir işgücü kullanımı imkanı sunmuştur. (Anonim, 2007). 2. Örtüaltı Tarımının Gelişimi Türkiye de seracılık faaliyetleri ilk kez 1940 lı yıllarda Antalya da kurulan tarımsal işletmelerde araştırma amaçlı seraların inşa Dr. Volkan Gözen Ziraat Yüksek Mühendisi Batı Akdeniz Tar. Araşt. Enst. ANTALYA Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Önemi ve Tanımı Çizelge 1. Türkiye de Sera Alanlarının (hektar) Yıllara Göre Gelişimi Yıl Cam sera Plastik sera Yüksek tünel Alçak tünel Toplam alan , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,44 edilmesi ile başlamıştır. Seracılıkta yılları arasında gelişim oldukça yavaş olmuştur. Bu dönemde Antalya ve İzmir illeri civarı az sayı da ticari amaçlı seralar kurulabilmiştir ve sonrası yıllarda plastiğin örtü materyali olarak kullanılmaya başlanması ile gerek sera, gerekse alçak tünel alanlarında hızlı bir artış görülmüştür. Ülkemizde seracılığın tarihçesi 1960 lı yılların sonuna gider. O yıllardan bugüne sürekli alan ve üretim miktarı olarak artış gösteren örtüaltı tarımına yılları arasında uygulanan sera yatırımlarına ve serada yetiştiriciliğe uygulanan %25 lik kaynak kullanımı ve destekleme fonu teşviki önemli katkı sağlamıştır lı yıllarda yüksek teknolojinin kullanıldığı modern seraların ve topraksız tarımın girişi, 2000 li yıllarda sürdürülebilir üretim tekniklerinin ve sertifikalı üretimin yaygınlaşmasını da teşvik etmiştir (Tüzel ve ark., 2010). Günümüzde, Bakanlığımızca ve ilgili diğer kurumlarca sağlanan destek, hibe ve krediler Çizelge yılı itibarıyla örtüaltı alanlarının bölgelere göre dağılımı (hektar) Bölge Adı Cam sera Plastik sera ile modern şartlarda üretim yapan örtüaltı işletmeleri hızla artmaktadır. 3. Türkiye de Örtüaltı Yetiştiriciliği 3.1. Alan Sera alanı sıralamasında Çin ve Güney Kore nin ardından İspanya ile birlikte üçüncü sırayı paylaşıyoruz. Avrupa kıtasında ise yine İspanya ile ilk sıradayız. Avrupa lideriyiz yılı tahminen 650 bin dekar alanda örtüaltı (sera) tarım faaliyeti yürütülmektedir. Örtüaltı tarımından elde edilen yıllık gelir toplamı 10 milyar TL yi geçmiştir (GTHB, 2015) Ülkemizde sera alanlarının yılları arası gelişimi Çizelge 1 de verilmiştir yılı verilerine göre Türkiye deki örtüaltı varlığımız 61.5 bin ha alana ulaşmış olup, bunun 8.1 bin ha ı (% 13,4) cam sera, 27.8 bin ha alanı plastik sera (%36,4), 9.8 bin ha alanı yüksek plastik Yüksek tünel Alçak tünel Toplam Alan Üretimdeki Payı (%) Akdeniz 7.307, , , , ,07 81,3 Ege 709, , ,95 599, ,26 10,3 Karadeniz 0,73 213, , , ,18 4,9 Marmara 28,21 777,12 942,72 14, ,06 2,9 İç Anadolu 12,60 62,73 36,12 1,59 113,04 0,2 Doğu Anadolu 0,35 42,87 15,40 0,80 59,42 0,1 Güneydoğu Anadolu 15,40 124,60 5,00 10,40 155,40 0,3 TOPLAM 8.073, , , , , Çizelge 3. Örtüaltı sebze üretimi (ton) tünel (%36,4) ve 15.7 bin ha alan (% 37,6) ise alçak plastik tünel alanlarından oluşmaktadır (TÜİK, 2014). Buna göre, 2013 yılı itibarıyla, toplam örtüaltı alanımız ha alan olup, % Ürünler Toplam Üretimdeki Payı (%) Domates ,9 Biber ,1 Hıyar ,9 Karpuz ,8 Patlıcan ,2 Kavun ,3 Kabak (sakız) ,8 Marul ,1 Fasulye (taze) ,7 Diğer sebze ,3 Toplam Kaynak: TÜİK, ,3 ü Akdeniz Bölgesinde, % 10,3 ü Ege Bölgesinde ve % 4,9 u Karadeniz Bölgesinde yer almaktadır (Çizelge 2). Örtüaltı alanlarının 8.1 bin ha (%13) cam sera, 27.8 bin ha ı (% 45) plastik sera, 9.8 ha ı (% 16) yüksek tünel ve 15.7 bin ha ı (% 26) alçak tünele aittir (TÜİK, 2014). Bugün ülkemizde seracılık Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi kıyı şeridinde yaygın olarak yapılmaktadır. Bu dağılımda belirli yerlerde üretim merkezleri oluşmuştur. Güneyde Antalya, Mersin ve Adana illerini kapsayan ve Hatay dan Samandağı na kadar uzanan seracılık, batıda İzmir, Muğla ve Aydın illeri civarında, Marmara bölgesinde Yalova ve İstanbul da yoğunlaşırken, Karadeniz bölgesinde ise Samsun da toplanmıştır Örtüaltında Yetiştiriciliği Yapılan Türler 2013 yılı TÜİK verilerine göre toplam örtüaltı alanımızın % 86,4 ü sebze, % 11,5 i meyve ve %2,1 i süs bitkileri alanından oluşmaktadır (TÜİK, 2014) Sebze Üretimi Ülkemizde örtüaltı sebze üretimimiz özellikle Akdeniz ve Ege sahil şeridinde yer alan bölgelerde gelişmiştir. Sebze üretimimiz 2013 yılında 850 bin ha alanda 28,4 milyon ton dur. Örtüaltı sebze üretim değerimiz ise, 2013 yılı rakamlarına göre 61.5 bin ha da alanda 5,94 milyon ton üretim ile toplam sebze üretiminde %21 lik paya sahiptir. Üretimi yapılan türler içerisinde 3.2 milyon ton üretim ile domates (% 53,9) ilk sırayı alırken sırasıyla, domatesi 1 milyon ton ile hıyar (% 16,9), bin ton ile karpuz (%10,8), bin ton ile biber (% 8,1) ve bin ton ile patlıcan (% 4,2) izlemektedir. Kavun, kabak, marul ve fasulye gibi diğer sebze türlerinin üretimdeki payı ise % 6,2 dir (TÜİK, 2014). Çizelge yılı Türkiye deki süs bitkilerinin üretimi değerleri (adet) Ürünler 2013 Toplam Üretimdeki Payı (%) Kesme çiçekler ,3 Çiçek Soğanları ve Diğer Süs Bitkileri(1) ,9 İç Mekan Süs Bitkileri ,5 Çiçek Soğanları ,8 Dış Mekan Süs Bitkileri ,5 (1) Veriler 2013 yılından itibaren derlenmeye başlamıştır. Kaynak: TÜİK, TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 43

22 AYIN KONUSU AYIN KONUSU geçmemesine rağmen genellikle Mersin ve ilçelerinde şeftali, nektarin, erik ve kayısıda birkaç yüz dekar alanda ısıtmasız yetiştiricilik yapıldığı görülmektedir. Nisan ayı ortasında hasadına başlanan nektarin, şeftali ve kayısı, ağırlıklı olarak Rusya, Ukrayna ve İran a ihraç edilmektedir (Tüzel ve ark., 2015). 4. Beklentiler Arazilerin ekonomik kullanımına olanak sağlaması nedeniyle sera işletmelerinin ülkemiz genelinde artan bir ivme ile yayılması beklenmektedir. İklim kontrollü modern sera yatırımlarının ise ucuz enerji kaynaklarının bulunduğu bölgelere kaydığı görülmektedir. Ülkemiz jeotermal ısı potansiyeli bakımından Dünyanın 7 nci, Avrupa nın ise 1 inci jeotermal kaynağa sahip ülkesi durumundadır. Bakanlığımız 2012 yılında Jeotermal Seracılığı Geliştirme faaliyetleri ile jeotermal seracılık stratejik planı hazırlayarak, jeotermal ısıtmalı modern seracılığı geliştirme hedeflenmiştir. Böylelikle çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeden, doğal kaynakları koruyarak, sürdürülebilir ve güvenilir örtüaltı üretimi yaygınlaştırılacaktır (Anonim, 2012). Çizelge yılı Türkiye deki meyve üretim Türler Alan (ha) Üretim (Ton) Çilek 4.181, Kayısı 32, Muz 2.851, Şeftali (Nektarin) 3,00 60 Üzüm (Sofralık-Çekirdekli) 17, Üzüm (Sofralık-Çekirdeksiz) 0,50 6 TOPLAM 7.086, ,00 Kaynak: TÜİK, Süs Bitkileri Üretimi Türkiye de süs bitkilerinin üretimi 2013 yılı verilerine göre değerlendirildiğinde, üretim alanlarının %71.8 ini (3.240,18 ha) açık alan, %26.67 ( ha) sini plastik seralar ve %1.52 (68.77 ha) sini ise cam seralar oluşturmaktadır. Ülkemizde adet süs bitkisi üretilmektedir. Örtüaltında üretilen miktarı ise adet olup, toplam üretimin % 93,9 unu oluşturmaktadır. Serada süs bitkileri üretim değerleri bakımından iller bazında incelediğimizde Antalya ( adet), İzmir ( adet) ve Yalova ( ,00 adet) illerinin ilk üç sırayı almaktadır (TUİK, 2014). Ülkemizde örtüaltı süs bitkileri yetiştiricilik sektöründe toplam üretimde en fazla paya %68,3 lük oran ile kesme çiçek üretimi üretimi yer almıştır. Ticari anlamda kesme çiçek üretimi Yalova da başlamış ve daha sonra Ege ve Akdeniz bölgelerine de yayılmıştır. Kesme çiçek yetiştiriciliğinin %92 ye yakın büyük bir kısmı seralarda yapılmakta ve üretim alanları Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. En fazla yetiştirilen türleri ise adet ve % 64 lük pay ile karanfil, adet ve %13,3 lük pay ile gerbera ve adet ve % 9 luk pay ile gül yetiştirilmektedir (TÜİK,2014) Meyve Üretimi Ülkemizde örtüaltında üretilen en önemli meyveler muz ve çilektir. Muz üretimi sınırlı bir plantasyonda sadece Akdeniz kıyılarında yapılmaktadır Seraların %11,5 i oranında meyve türlerinin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Son 10 yılda toplam örtüaltı meyve üretimimiz 4,6 kat artış göstermiş ve kayıtlara geçen hali ile 2013 yılında örtüaltında 7.08 hektar alanda ton meyve üretilmiştir (Çizelge 5). Meyvelerin örtüaltı yetiştiriciliği tüm dünyada da artmaktadır. Özellikle sert çekirdekli meyve türlerinin örtüaltında yetiştirilmesi, pazara erken meyve arzı ve ihracat süresinin uzamasına katkıda bulunabilmekte ve önemli bir meyve üreticisi olan ülkemizin yetersiz olan taze meyve ihracatına imkân verebilmektedir yılında seralarda sadece çilek ve muz yetiştiriciliği yapılırken, bugün gelinen noktada bu iki meyve türüne asma ve sert çekirdekli meyve türlerinin (şeftali, kayısı, erik, nektarin) yetiştiriciliği eklenmiştir. İstatistik kayıtlarına Tarımsal üretimin en yoğun kolunu oluşturan örtüaltı sektörü bitkisel üretimin ve buna dayalı sanayinin desteklenmesi, geliştirilmesi, ürünlerin paketlenmesi, işlenmesi, muhafaza edilmesi ve kaliteli hammaddenin temini için tarım-sanayientegrasyonunun geliştirilmesi amacı ile Tarıma Dayalı İhtisas Organize Tarım Bölgelerinin geliştirilmesi çalışmaları Bakanlığımızca sürdürülmekte, yapılacak yenilik ve stratejiler ile sektöre yeni bir ivme kazandırılacaktır (Anonim, 2012).. Ayrıca AB ye uyum sürecinde sektöre yönelik bir dizi iyileştirme çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar; sera işletmelerinin yapısal özellikleri ve işletme büyüklüklerinin iyileştirilmesi, sera içi iklimlendirme ve teknoloji kullanımı, kontrollü koşullarda sertifikalı fide üretiminin yaygınlaştırılması, entegre hastalık ve zararlı yönetim çalışmaları, modern şartlarda topraksız tarım yapan işletme sayılarının artması, bitki büyüme düzenleyicilerinin yasaklanması ve bombus arılarının kullanımının desteklenmesi gibi çalışmalar ile gelecekte seracılık ülkemiz için kârlı yatırım kolu olmaya devam edecektir. Kaynaklar Anonim, Meslek Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) Bahçecilik Sera Yapım Tekniği, Ankara, 37s. Anonim, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü. Örtüaltı bitkisel üretime yönelik Bakanlığımızca yürütülen faaliyetler ve desteklemeler. Türktarım Kasım-Aralık Sayı:208, Tüzel, Y., Gül, A., Daşgan, H.Y., Öztekin, G.B., Engindeniz, S., Boyacı, H.F., Ersoy, A., Tepe, A., Uğur, A., Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Gelişimi. VII. Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, Ocak 2010, Ankara, Bildiri Kitabı 1: Tüzel, Y., Gül, A., Daşgan, H.Y., Öztekin, G.B., Engindeniz, S., Boyacı, H.F., Örtüaltı Yetiştiriciliğinde Değişimler Ve Yeni Arayışlar. VIII. Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, Ocak 2015, Ankara, Bildiri Kitabı 1: TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu,( erişim tarihi ). GTHB, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ( Uretim/Tarla-Ve-Bahce-Bitkileri/Ortu-Alti-Yetistiricilik, erişim tarihi ) 44 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 45

23 AYIN KONUSU AYIN KONUSU Hatice Çakır TZOB Teknik Müşavir Ülkemizde örtüaltı yetiştiriciliği özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara kıyı şeridinde yoğunlaşmıştır. Örtüaltı yetiştiriciliğinin kıyı şeridinde yoğunlaşmanın nedeni iklim koşullarının uygun olmasıdır yılı itibarıyla 649 bin 118 dekar örtüaltı alanından toplam ton üretim elde edilmiştir. Örtüaltı üretim alanının örtü tiplerine göre dağılımına baktığımızda, toplam örtüaltı yetiştiriciliği yapılan alanın yüzde 12,5 inde cam sera, yüzde 46 sında plastik sera, yüzde 24 ünde alçak tünel, yüzde 17,4 ünde ise yüksek tünel bulunmaktadır. ÜLKEMİZDE Örtüaltı yetiştiriciliğinde ilk sırada yer alan ilimiz Antalya dır. Toplam 649 bin 118 dekar örtüaltı tarım alanının yüzde 38,2 si Antalya ilimizde bulunmaktadır. Antalya İlini yüzde 24,5 ile Mersin, yüzde 14,6 ile Adana İllerimiz izlemektedir. Toplam örtüaltı tarım alanının yüzde 77,3 ü bu üç ilimize aittir. Yapı bakımından, cam seraların yüzde 62,8 i ile plastik seraların yüzde 51,9 u Antalya, plastik seraların yüzde 25,2 si Mersin, yüksek tünel varlığının yüzde 48 i Mersin, alçak tünellerin ise yüzde 57,6 sı Adana da bulunmaktadır. YETİŞTİRİCİLİĞİ Ülkemizde örtüaltı yetiştiriciliği, ekolojik koşulların kısmen veya tamamen kontrol altına alınarak ürünlerin yetişme döneminin uzatılmasının ya da mevsimleri dışında yetiştirilmesine olanak sağlaması, birim alandan yüksek verim alınabilmesi, küçük alanların ekonomik olarak daha iyi değerlendirilmesinin mümkün olması, istihdama olan katkısı, yıl içerisinde düzenli bir işgücü kullanımı sağlaması, diğer sektörlerdeki gelişmeye olan katkıları nedeniyle önemli bir üretim kolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Örtüaltı yetiştiriciliğinde geçmişten günümüze gelinen noktada üretim alanı ve miktarı artış göstermiştir. Ülkemizde sebze üretimimizin yüzde 42,6 sı örtüaltı üretimden elde edilmekte olup, elde edilen ürünler iç pazarın yanı sıra dış piyasalara da arz edilmektedir. Özellikle son yıllarda modern tarım tekniklerinin kullanılması ile birim alandan elde edilen ürün miktarı da artış göstermiştir. Üretimdeki artışın yanı sıra, kayıt altına alma ve izlenebilir bir üretim modeliyle kaliteli ve güvenilir ürünler elde edilmektedir. Kaliteli ve güvenilir ürünlerin elde edilmesinde sektöre verilen teşvikler önemli katkı sağlamıştır. İşletme ve yatırım destelerinin yanı sıra, örtüaltında iyi tarım uygulamaları, biyolojik ve biyoteknolojik mücadelenin desteklenmesi, bombus arası desteği gibi verilen teşvikler ile bugün örtüaltı tarımı ülkemizde önemli bir yere gelmiştir. Örtüaltı Yetiştiriciliğinde Mevcut Durum Ülkemizde örtüaltı yetiştiriciliği 1940 lı yıllarda Antalya da kurulan seralar ile başlamıştır. Seracılığımızın gelişimi 1960 lı yıllara kadar yavaş olmuş ancak 1960 lı yıllardan itibaren plastiğin örtü malzemesi olarak kullanılmaya başlanması ile hızlı bir gelişme dönemine girilmiştir. En hızlı gelişim dönemi ise yılları arasında olmuştur yılında 15 bin 250 dekar olan örtüaltı tarım alanı 1985 yılında yaklaşık 200 bin dekara ulaşmıştır yılı itibarıyla örtüaltı tarım alanımız 649 bin 118 dekara ulaşmıştır. Tablo 1. Yıllar İtibarıyla Örtüaltı Üretim Alanı Yıllar Toplam Örtüaltı Alan(Da) Kaynak: Ekin Dergisi Nisan-Haziran 1998, ZMO V. Teknik Kongre, TÜİK. Sera alanlarımızın yetiştirilen ürünlere göre dağılımına baktığımızda ana ürün grubu yüzde 95,3 ile sebzeler olup, bunu yüzde 3,5 ile kesme çiçek ve iç mekan bitkileri ve yüzde 1,2 ile meyveler izlemektedir. Örtüaltı meyve üretimi 2014 yılı itibarıyla 339 bin 742 tondur. Örtüaltı meyve üretiminin yüzde 53 ünü muz, yüzde 46,7 sini ise çilek oluşturmaktadır. Görüldüğü üzere yetiştirilen meyve türleri arasında ana ürünler muz ve çilek olmakla birlikte, son yıllarda üzüm, kayısı ve şeftali(nektarin) gibi meyve türlerinin yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Örtüaltı sebze üretimi 2014 yılı itibarıyla 6 milyon 224 bin 383 tondur. Örtüaltı sebze üretiminin yüzde 52,8 ini domates, yüzde 17,6 sını hıyar, yüzde 10,5 ini karpuz, yüzde 8,5 ini biber, yüzde 4,2 sini patlıcan, yüzde 2,3 ünü kavun, yüzde 1,7 sini kabak, yüzde 1,4 ünü de marul oluşturmaktadır. Bu türlerin yanı sıra sırasıyla taze fasulye, taze soğan, ıspanak, semizotu, roka, maydanoz, tere, lahana, börülce, pırasa, pepino, dereotu, kırmızı turp, bezelye, nane, taze sarımsak, enginar, brokoli, bamya örtüaltında yetiştirilen diğer sebzelerdir. Örtüaltı yetiştiriciliğinde öne çıkan ürünlerin toplam üretimden aldıkları paya baktığımızda, toplam muz üretimimizin yüzde 71,5 i, toplam hıyar üretimimizin yüzde 59,4 ü sı, sivri biber üretimimizin yüzde 42,7 si, toplam çilek üretimimizin yüzde 42,2 si, toplam sofralık domates üretimimizin yüzde 41,4 ü, toplam kabak(sakız) üretimimizin yüzde 36 sı, toplam patlıcan üretimimizin yüzde 31,7 si örtüaltı üretimden elde edilmektedir. Verilere bakıldığında yaş sebze meyve üretiminde örtüaltı yetiştiriciliğinin ne denli önemli olduğu açıkça görülmektedir. 46 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 47

24 AYIN KONUSU AYIN KONUSU Tablo 3. Ülkemizde Örtüaltı Alanların İllere Göre Dağılımı (Da) İller Toplam Cam sera Plastik Sera Yüksek Tünel Alçak Tünel Antalya Mersin Adana Muğla Samsun İzmir Aydın Hatay Tekirdağ Yalova Bilecik Eskişehir Amasya Diğer İller Toplam Kaynak: TÜİK, 2014 Ülkemiz ekonomisi ve üreticilerimiz açısından büyük önem taşıyan örtüaltı yetiştiriciliğinde sektöre üretim ve yatırım aşamasında verilen desteklerin önemi büyüktür. Yatırım aşamasında, önemli desteklerden biri Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Tablo 2. Örtü Tiplerine Göre Sera Varlığı (Da) Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında kullandırılan düşük faizli kredilerdir. Karar kapsamında kontrollü örtüaltı üretim koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda Örtüaltı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere yüzde 25 ile yüzde 50 arasında indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılabilmektedir. Yatırım aşamasında desteklenen konulardan biri de alternatif enerji kaynakları kullanılarak yapılan teknolojik seraların kurulmasıdır. Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi çerçevesinde, jeotermal, güneş enerjisi gibi alternatif enerji kaynakları kullanılarak yapılan en az 3 dekar olmak üzere sera projelerine TL üst limite kadar yüzde 50 hibe desteği sağlanabilmektedir. Ayrı- Örtü Tipi Cam Sera Plastik Sera Yüksek Tünel Alçak Tünel Toplam Kaynak: TÜİK, 2014 ca Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü nce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı yapacak müteşebbislere belirli kriterler çerçevesinde hazineye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis edilebilmektedir. 25/2/2011 tarih ve sayılı Mera Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan yerlerin tahsis amacı değişikliği taleplerinde istenecek bilgi ve belgeler ile tahsis amacı değişikliği yapılabilmektedir. Teknolojik seraların kurulmasına yönelik verilen desteklerle birlikte topraksız tarım yapılan alanlar son yıllarda artış göstermiştir yılında topraksız tarım alanı 100 dekar iken 2012 yılında bu rakam 7000 dekara ulaşmıştır. Üretim aşamasında, gübre, mazot, toprak analizi, tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetleri tarım sigortası gibi genel desteklerden örtüaltı yetiştiriciliği yapan üreticilerimiz de faydalanabilmektedir. Örtüaltı üretimine özgü verilen desteklere baktığımızda, Örtüaltı Kayıt Sistemine kayıt yaptıran üreticilerimiz için dekara en fazla 2 adet olmak üzere koloni başına 60 lira bombus arısı desteği, örtüaltında iyi tarım uygulamaları yapılması halinde dekara 150 lira, örtüaltında biyolojik mücadele yapılması halinde dekara 350 lira, biyoteknolojik mücadele yapılması halinde ise dekara 350 lira ödeme yapılmaktadır. Kaliteli ve güvenilir ürünlerin elde edilmesinde verilen destekler önemli katkı sağlamıştır. Sektörde Karşılaşılan Sorunlar ve Öneriler Ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan örtüaltı yetiştiriciliğinde karşılaşılan sorunların çözümü sektörün daha da ileri gitmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bugün gelinen noktada, örtüaltı yetiştiriciliği yapan üreticilerimiz pek çok sorunla karşı karşıyadır. İşletmelerin küçüklüğü, pazarlama sorunları, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin altında ürün satmak zorunda kalması gibi ülkemiz tarımında karşılaşılan genel sorunlar örtüaltı yetiştiriciliğinin de temel sorunlarıdır. 48 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 49

25 AYIN KONUSU Ülkemiz seraları işletme yapısı ve sera büyüklüğü yönünden aile işletmeleri şeklinde olup genelde küçük alanlara sahiptir. Aile tipi küçük işletmelerin yaygınlığı, sermaye yetersizliğini beraberinde getirmekte, üretici serasına gereken yatırımı yapamamakta ve modern teknolojilerin kullanımı da buna bağlı olarak sınırlı kalmaktadır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılsa da işletmelerin yenilenmesinde ve modernizasyonunda arzu edilen seviyeye gelinememiştir. Bu durum üreticilerimizin tarım sigortası yaptırmasına da engel teşkil etmektedir. Nitekim seraların yenilenmesi, örtü malzemelerinin yenilenmesi için gerekli harcamayı yapacak güce sahip olmayan üreticilerimiz, seraların sigorta şartlarına uygun olmaması nedeniyle sigorta yaptıramamaktadır. Özellikle seracılığın yoğun olarak yapıldığı Akdeniz Bölgesinde önemli konulardan biri de mülkiyet sorunudur. Her ne kadar Hazine ve 2/B arazilerinin satışı ile ilgili mevzuat çıkmış olsa da hala mülkiyet sorunu devam etmektedir. Mülkiyet sorunu nedeniyle Örtüaltı Kayıt Sistemine kayıt yaptıramayan üreticilerimiz desteklerden yararlanamamaktadır. Ülkemizdeki seraların önemli bir bölümünün küçük işletmeler olması ve bu işlemlerin büyük oranda iklim koşullarına bağlı kalarak üretim yaptığı dikkate alındığında, daha verimli ve kaliteli bir üretim yapılabilmesi için mevcut seraların modernizasyonu sağlanması için üreticiler desteklenmeli ve mülkiyet sorunu çözülmelidir. Örtüaltı yetiştiriciliği yapan üreticilerimize hala en yüksek tarife olan ticarethane tarifesinden elektrik verilmektedir. Seralarda elektrik enerjisi, sulama, havalandırma, ısıtma ve aydınlatmada kullanılmaktadır. Bu durumda üreticilerimiz en yüksek tarifeden elektrik ücreti ödenmektedir. Seracılık faaliyetlerinin iklime bağlı kalmadan, işletme karının artırıldığı üretim şekli olduğu gerekçe gösterilerek tarımsal sulama elektrik abone kapsamına dahil edilmemektedir. Seralar, ülke insanının beslenmesini sağlayan, istihdam yaratan, yaş meyve sebze ihracatımızda söz sahibi olmamızı sağlayan tarımsal amaçlı üretim faaliyetlerinin yapıldığı işletmelerdir. Maliyetlerin düşürülerek işletmelerin rekabet gücünün artırılabilmesi bakımından seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır. Elektriğin yanı sıra seracılıkta temel üretim girdileri olan gübre, örtü malzemesi ile mazotta uygulanmakta olan KDV oranları indirilmelidir. Üretimin sürdürülebilir kılınması, teknolojik yeniliklerin işletmelere aktarılması, mevcut seraların modernizasyonunun sağlanması, kısaca üreticilerimizin işletmelerine gereken yatırımı yapabilmeleri, yeterli gelir elde etmeleriyle mümkündür. Ancak, üreticilerimiz ürettikleri ürünlerini pazarlamada sıkıntılar yaşamaktadır. Üreticilerimizin binbir emekle ürettikleri üründe yeterince söz sahibi değillerdir. Üreticilerimizin kendi ürettiği üründe söz sahibi olabilmesi, sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi ancak örgütlenme ile mümkündür. Üreticilerimiz tam olarak örgütlenemediğinden herhangi bir pazarlık gücü de bulunmamaktadır. Bu yapıda üretici düşük fiyata ürün satarken tüketici de daha pahalıya ürün tüketmek durumunda kalmaktadır. AB ülkelerinde pazarlanmanın büyük bir çoğunluğu üretici örgütlerince yapılmaktadır. Sorunun çözümüne yönelik olarak üreticilerin örgütlenmesi ve örgütlenme bilincinin oluşması eğitim ve yayım faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermekle mümkündür. Bunu yanı sıra, Tarımsal Üretici Birlikleri ne gerekli kaynak aktarılarak finansman bakımından güçlendirilmelidir. Birlikler bu şekilde fonksiyonel hale getirilerek bir müdahale kurumu gibi çalışmaları sağlanmalıdır. Mevcut üretim potansiyelimiz de dikkate alındığında iç ve dış talebin artırılması büyük önem arz etmektedir. İhracat imkanlarının artırılması bakımından dış pazar talepleri dikkate alınarak ihracat imkanları artırılmalıdır. Kalite ve standartlar dış ticaretimizde tarife dışı engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaş sebze meyve ihracat miktarının artırılması için alıcı ülkelerin kalite ve standartlarla ilgili düzenlemeleri yakından takip edilmeli, üreticiler bilgilendirilmelidir. İhracatta istenen analizlerin ücretleri düşürülmeli, analiz laboratuarlarındaki denetimler artırılmalıdır. İhracat iadelerinin sektör üzerindeki olumlu etkileri dikkate alındığında örtüaltında yetiştirilen ve ihracatımızda öne çıkan ürünlere ihracat iadesi verilmelidir. Sonuç Ülkemiz örtüaltı yetiştiriciliği iklim koşulları, mevcut pazarlara olan yakınlığımız, jeotermal enerji potansiyelimiz gibi önemli imkanlara sahiptir. Bu imkanların eğitim, yayım ve denetim faaliyetleriyle birleştirilmesi; gıda güvenliği ve izlenebilirliğin sağlanmasına yönelik üretim sistemleri ve tarım teknolojileriyle entegrasyonunun artırılmasıyla sahip olduğumuz potansiyel daha etkin bir şekilde değerlendirilebilecek, ülkemiz ve üreticilerimize olan katkısı daha da artırılabilecektir. Kaynaklar İTO, 2000, Türkiye de Seracılığın Gelişimi ve Geleceği Paneli, İstanbul Ticaret Odası Yayını, , İSTANBUL. ZMO, Teknik Kongre, 2010, TÜZEL, Y., GÜL, U., DAŞGAN, H.Y., ÖZTEKİN, G.B., ENGİNDENİZ,S., BOYACI, H.F., ERSOY, A., TEPE, A., UĞUR, A., Örtüaltı Yetiştiriciliğinin Gelişimi Türkiye Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, Ocak 2010, Ankara, ZMO, Teknik Kongre, 2014, TÜZEL, Y., GÜL, A., DAŞGAN, H.Y., ÖZTEKİN, G.B., ENGİNDENİZ, S., BOYACI, H.F., Örtüaltı Yetiştiriciliğinde Değişimler ve Yeni Arayışlar Türkiye Ziraat Mühendisliği VIII. Teknik Kongresi, Ocak 2015, Ankara, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türktarım Dergisi, Sayı 208, Kasım-Aralık Türkiye Ziraat Odaları Birliği Zirai İktisadi Rapor , Ankara TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI

26 AYIN KONUSU AYIN KONUSU Sibel Şerifoğlu TZOB Teknik Müşavir Özellikle sanayideki hızlı gelişim ve insan faaliyetleri sonucu atmosfere verilen sera gazlarındaki artış günümüzde iklim değişikliği kavramını önemli kılmaktadır. İnsanlık için son derece önemli olan bu konuda çalışan pek çok kurum ve kuruluş vardır. Bunlardan biri Dünya Meteoroloji Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından1988 yılında kurulan ve insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere çalışmalar yapan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) dir. Ülkemiz de IPCC üyesi ülkeler arasında yer almaktadır. IPCC nin 5. Değerlendirme Raporu na göre iklim sistemindeki ısınma kesindir ve 1950 lerden beri gözlenen değişikliklerin çoğu bin yıllık bir zaman dilimine kadar benzeri görülmemiş düzeydedir. Bu dönemde atmosfer ve okyanuslar ısınmış, kar ve buz miktarları azalmış, deniz seviyesi yükselmiş ve sera gazlarının atmosferdeki konsantrasyonları artmıştır. IPCC nin bir önceki raporunda iklim değişikliği karşısında Akdeniz havzası en hassas bölgelerden birisi olarak belirtilmiştir. Yine IPCC nin son raporunda da Akdeniz Havzasında yağışların azalması ve kuruma belirtilerine dikkat çekilmiştir. Türkiye nin Akdeniz Havzası nda yer alması konuya verilmesi gereken önemi bir kez daha ortaya koymaktadır. SERACILIK VE TARIM SİGORTASI Büyük bir coğrafya ve farklı iklim bölgelerine sahip olan ülkemizde, son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, dolu, don gibi afetler daha fazla yaşanmakta, tarım ürünleri daha fazla etkilenmektedir. Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık vb. hadiselerle karşı karşıya gelmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından, ülkemizde gerçekleşen doğal afet sayıları 1940 yılından günümüze kadar her yıl için değerlendirilmiştir yılından 2008 yılına kadar oluşan olağan üstü olaylara bakıldığında en fazla 1963 yılında 329 olarak gerçekleştiği görülmektedir yılından itibaren ise her yıl doğal afetlerin artışı dikkat çekmektedir. Şöyle ki; 2009 yılında olağan üstü olay sayısının 461, 2010 yılında 555, 2011 yılında 324, 2012 yılında 538, 2013 yılında 461, 2014 yılında ise 500 olduğu görülmektedir yılında ülkemizde yaşanan kuraklık ve don başta olmak üzere, dolu, aşırı yağış, sel gibi doğal afetler tarım alanlarımızda büyük zararlara neden olmuştur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2014 yılında en fazla olağan üstü olay %36 ile fırtına - hortum, %35 ile şiddetli yağış-sel, %15 ile dolu, %5 ile kuvvetli kar, %4 ile yıldırım%3 ile don olayları olmuştur. Ülkemizde seracılık en fazla Akdeniz Bölgesinde yapılmakta, serada yapılan üretimle çeşitli sebze ve meyveler her mevsim tüketime sunulmaktadır. Yaşanan doğal afetler serada gerçekleştirilen ürünlerin yanı sıra seralara zarar vermekte, üretici daha fazla zararla karşı karşıya kalmaktadır. Üreticilerin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için, devlet destekli 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu 21 Haziran 2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk olarak 2006 yılı Haziran ayında başlanan Kanun uygulamaları halen devam etmektedir yılında özellikle seracılığın yoğun olduğu Akdeniz Bölgesinde gerçekleşen afetler serada üretilen ürünlere zarar verirken çoğu çiftçinin seraları yıkılmasına neden olmuştur. Ürünlerini sigorta yaptıran üreticilerimiz tazminatlarını alarak afetin etkilerini azaltırken, sigorta yaptıramayan üreticiler zor durumda kalmışlardır yılı Haziran ayında başlayan tarım sigortası uygulamalarının her yıl kapsamı genişletilerek, daha çok risk ve ürün sigorta kapsamına alınmıştır. Son olarak 2015 yılını kapsayan Bakanlar Kurulu Kararı 2014/7093 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı tarih ve sayılı (4. Mükerrer) Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı ile 2015 yılında, seralar için dolu ana riski ile birlikte fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek riskleri paket halinde Örtüaltı Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin arazi, sera, işletme ve ürün bilgileri dikkate alınarak sigorta kapsamına alınmıştır ve 2007 yıllarında seracılık yapılan toplam dekar alanda tarım sigortası yapılmıştır yılına gelindiğinde sigortalı sera alanı miktarı 19,5 kat artarak dekara ulaşmıştır. Ülkemizde 2007 yılında toplam dekar alanda seracılık yapılıyor iken toplam alanın yüzde 1,3 ü sigortalanmıştır yılında ise seracılık yapılan toplam dekar alanın yüzde 20 si sigortalanmıştır. Tarım sigorta sisteminin başlangıcından bu yana geçen 9 yıllık süreçte seracılık yapılan alanlarda gerçekleşen sigorta oranının yüzde 20 seviyesine çıkması oldukça önemlidir yılında sigorta yaptıran toplam üretici 10,8 milyon TL hasar ödemesi almıştır yılından bu yana en fazla hasar ödemesi 2012 yılında 15 milyon TL olarak gerçekleşmiştir yılı tarımsal üretimin döneminin başladığı Ekim ayından ocak ayına kadar afetler sık sık yaşanmaya devam etmiştir. Akdeniz Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesinde aşırı yağışların neden olduğu sel ve ocak ayında düşük hava sıcaklıklarının neden olduğu don seralara ve ürünlere zarar vermiştir. Ülkemizde tabii afetlerin verdiği zararların karşılanması konusunda tek sistem tarım sigortası olması göz önüne alındığında üreticilerin sigorta yaptırması oldukça önemlidir. Tarım sigortası yaptırmayan üreticilerin karşılaştığı zararların başka türlü telafisi bulunmamaktadır. Bu nedenle üreticilere devlet destekli tarım sigorta sistemi iyi anlatılmalıdır. Halen ülkemizde üreticiler tarım sigortaları konusunda genel bilgiye sahip olmakla birlikte teknik detayları bilmediği için sigorta yaptırmaktan kaçınmaktadır. Sera sigortası başvuru işlemleri Üreticilerimizin sigorta işlemlerini gerçekleştirebilmesi için öncelikle Örtüaltı Kayıt Sistemindeki o yıla ait sera ve içindeki ürün bilgilerini güncellemesi gerekmektedir. Kayıtlarını güncellemiş olan üreticilerimiz ürününü sigortalatmak için TARSİM'e üye sigorta şirketine veya acentesine başvuru yapmalıdır. Sera sigortalarında sigorta işlemleri bitkisel üretimde olduğu gibi doğrudan yapılmamaktadır. Sigorta acenteleri, üreticilerin ilk başvurudaki beyanı ile düzenlenen önbilgi formunu sisteme kayıt ederek, risk inceleme organizasyonunu başlatmaktadır. Yapılan risk incelemesi ile sigortalanacak seraya ait özellikler belirlenmekte ve sisteme kayıt yapılmaktadır. Seranın özellikleri ile belirlenen risk grubuna göre Devlet Destekli Sera Sigortası Genel Şartlar ile Tarife Ve Talimatlar doğrultusunda poliçe, sigorta şirketi tarafından düzenlenmektedir. 52 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 53

27 AYIN KONUSU TEKNİK Sera sigortalarında, sera yapı malzemeleri, içindeki teknik donanım ve serada yetiştirilen bitkisel ürünler için risk inceleme-değerlendirme sonucuna göre dolu, deprem, taşıt çarpması ile fırtına, hortum, yangın, heyelan, sel ve su baskını, kar ve dolu ağırlığı riskleri, teminat kapsamına alınabilmektedir. Sera Sigortasında, poliçede yazılı primin %50'si Devlet tarafından karşılanmakta, üreticinin ödeyeceği primin %25'i peşin, kalan %75'i de vadeli olarak alınmaktadır. Üreticiler seralarda kapsamda yer alan herhangi bir afetin yaşanması durumunda hasar ihbarını, en geç 24 saat içinde sigorta poliçesinin düzenlendiği acente ya da Tarım Sigortaları Havuzuna (TARSİM'e) yapmalıdır. Hasar tespitleri Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından görevlendirilen eksperler tarafından yapılır. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, en geç 30 gün içinde yine TARSİM tarafından üreticilere banka kanalıyla ödenmektedir. Sera üreticilerinin sigorta yaptırmama nedenleri Üreticiler %50 devlet desteğine rağmen prim tutarlarını yüksek bulmaktadır. Üreticilerin tarım sigortaları konusunda genel çerçevede bilgileri olmasına rağmen teknik ayrıntılar konusunda bilgi düzeyleri yetersizdir. Sigorta yaptıran ancak teknik ayrıntılar nedeniyle afet yaşasa da tazminat alamayan üreticilerin sigorta sisteminden uzaklaşmaktadır. Seracılık yapan üreticilerin çeşitli nedenlerle halen çiftçi kayıt sistemine dahil olmamaları sigorta yaptırmalarına engel olmaktadır. Ülkemizde kurulan seraların bir kısmı ekonomik yeterli olmayan üreticilerin ucuza mal etmek üzere kendi çabalarıyla yaptığı seralardır. Bu durumdaki seralar sigorta kabul şartlarını taşımamaktadır. Arazilerin bir kısmı 2B arazileri, bir bölümünü de intikal yapılmamış alanlardan oluşmaktadır. Sigorta kabul şartları arasında önem taşıyan direk diplerine beton yapılması maliyeti artırdığı için çok tercih edilmemektedir. Bu durumdaki seralar sigortalanmamaktadır. Poliçe düzenleyen acenteler üreticilere yeterli bilgi vermemektedir. Eksper ve üretici arasında iletişim yeterli düzeyde değildir. Bazı eksperlerle yaşanan iletişim sorunu üreticilerin sigorta yaptırmalarını engellemektedir. Sonuç Ülkemizde örtüaltı yetiştiriciliği, ekolojik koşulların kısmen veya tamamen kontrol altına alınarak ürünlerin yetişme döneminin uzatılmasının ya da mevsimleri dışında yetiştirilmesine olanak sağlaması, birim alandan yüksek verim alınabilmesi, küçük alanların ekonomik olarak daha iyi değerlendirilmesinin mümkün olması, istihdama olan katkısı, yıl içerisinde düzenli bir işgücü kullanımı sağlaması, diğer sektörlerdeki gelişmeye olan katkıları nedeniyle önemli bir üretim kolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülke ekonomisinde büyük önem taşıyan seracılıkta sigortalanan alanın yüzde 20 ye çıkması oldukça önemli olmakla birlikte halen yetersizdir. Sera sigortalarında sigortalanma oranının artırılması için öncelikle devlet desteğine rağmen üreticiler için halen yüksek olan prim tutarları yeniden gözden geçirilmelidir. Üreticilerin tarım sigortası yaptırmama nedenleri incelenerek bu sistemin daha fazla yaygınlaştırılması için gereken önlemler alınmalıdır. Yüksek maliyetlerle kurulan seraların yaşanan afet sonrası yaşanan zararın en aza indirilmesi, binbir emekle üretilen ürünlerin zayi olmaması, üreticilerin afetler karşısında gelir kayıplarının azaltılması bakımından devlet destekli tarım sigortalarına gereken önem verilmelidir. Kaynak: 1-MGM web sayfası 2-TARSİM web sayfası 3- IPCC 5. Değerlendirme Raporu KAYBOLAN DEĞERİMİZ TOPRAKLARIMIZ Yerkabuğu üzerindeki parçalanmış ve ayrışmış mineral ve organik maddelerden uzun yıllar sonucu oluşan canlı doğal kaynak olan toprak, canlıların durak yeri ve besin maddelerinin kaynağı, içerisinde ve üzerinde canlı barındıran ve sürekli değişim halinde bulunan bir ortamdır. Tarım için gerekli üretim ortamı olduğu kadar, kentleşme ve endüstrileşme için de zorunlu bir üretim maddesidir. Tarım dışı kesimlere iş gücü ortamı sağlayan, çok uzun sürede oluşan değerli ve yaşam için gerekli ama gerekli tedbir alınmadığında kısa sürede yok olan kıt bir kaynaktır. Dünyamız var olduğundan beri toprağa bağlı kalan insanın yaşamasında ve konforunun sağlanmasında toprak her zaman birebir etkili bir faktör olmuştur. Toprak canlıların yaşamsal ihtiyaçları için gerekli besin maddelerini temin ettikleri barındıkları bir ortamdır. İnsanlar yiyecek, giyecek, yakacak ve barınma gereksinimlerini karşılamak için doğrudan ya da dolaylı olarak toprağa bağlıdırlar. Besin maddeleri için kullanılan tahıllar, sebzeler ve meyvelerin toprakta yetiştirilmesi, hatta hayvansal gıdaların elde edilmesine yönelik hayvanların beslenmesinde kullanılan yem bitkilerinin üretimi için de toprak önemlidir. Bu nedenle dünya nufusunun artmasına bağlı olarak insan ve hayvanlar için gerekli olan gıda ve barınmaya olan talep toprağa olan ilgiyi de artırmıştır. Bunun sonucu olarak bütün sektörlerin temel yapı taşları olan toprak ve su kaynakları, dünyada yaşanan sanayileşme süreci ve hızlı nüfus artışıyla birlikte, aşırı kullanıma maruz kalmıştır. Su kaynakları, içme-kullanma ile birlikte büyük bir kirlenmeye, toprak kaynakları ise aşırı ve amaç dışı kulanım sonucunda telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya bırakılmıştır. Başka bir ifadeyle, doğal kaynakları bilinçsizce kullanım ve bunun sonucunda meydana gelen kayıplar ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Bu olumsuzluklardan soyutlanamayan Ülkemizde de toprak-su varlığındaki Dr. Fethi Güven TZOB Teknik Hizmetler Kurulu Başkan Vekili kullanma durumu ve buna bağlı olarak çıkan olumsuzluklar yıllar itibariyle artma trendine girmiştir. Çok çeşitlilik arzeden jeolojik yapı, iklim, bitkisel örtü ve topoğrafi koşulları nedeni ile dünya yüzünde yaygın bulunan büyük toprak gruplarının çoğunu kapsayan ülkemizde, topraklar, hızlı bir şekilde tarıma, yerleşim yerine ve sanayinin kullanımına açılmış ve kullanımında önemli artışlar yaşanmıştır. Sınırlı ve sonlu olan, toprak kaynaklarında meydana gelen kayıplar ve bu kayıplara karşı önleyici bir yaklaşımın zamanında ortaya konulmaması ülkemiz ekonomisi açısından ciddi sorunlar ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Özellikle İkinci Dünya savaşından sonraki yıllarda çok sayıda traktörün yurdumuza girmesiyle işlenen tarım arazileri hızla genişlemeye başlamıştır. Tarımda makinalaşmaya bağlı olarak, gübre gibi girdilerin kullanımındaki artışlar ayrıca, nüfus artışı ve nüfus artışına bağlı olarak büyüyen ülke ihtiyaçları, tarımsal alanların büyümesini ve üretimin artırılmasını zorlamıştır. Bu zorunluluk sonucu, özelikle 1950 yılından itibaren tarım arazileri on yılda %58 oranında artarak, 16 milyon hektardan 25 milyon hektara ulaşmıştır yılından sonra genişleme hızı azalmakla 54 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 55

28 TEKNİK TEKNİK birlikte, 1970 yılından işlenen alan 27,3 milyon hektar olmuştur. Daha sonradaki yıllarda çok az bir artışla yaklaşık milyon hektara ulaşmış, Aslında bu durum ilk yıllarda tarımın lehine gibi gözükmüşse de orman ve mera gibi devamlı bitki örtüsü altında bulundurulmak zorunda olan bu arazilerin tarıma açılması birkaç olumsuzluğu beraberinde getirmiş, meraların daralması ve hayvancılıkta gelişme çabaları sonucu meralardan faydalanan hayvan yoğunluğu oransal olarak artmış, aşırı otlatma sonucu meralarda ot verimi ve kalitesi düşerken çayır bitkisi flora türlerinde önemli azalmalar olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan gerek aşırı otlatmanın sonucu meralarda gerekse de meralardan tarla olarak açılan meyilli alanlarda tedbir alınmaksızın yapılan tarım, erozyonlara ve verim azalmasına sebep olmuştur yılı itibarı ile toplam tarım alanı 23.8 milyon hektara düşmüştür. Bu alanın 20.5 milyon hektarını toplam işlenen tarım alanı, yaklaşık 3.3 milyon hektarını ise bağ bahçe sebze alanları oluşturmaktadır. Aslında tabloya bakıldığında ülkemiz topraklarının en önemli sorunu tarımsal arazilerimizin amaç dışı kullanımı ve yanlış arazi kullanımından kaynaklanan erozyon, tuzluluk ve çoraklaşmadır. Ülkemizin her yıl binlerce dekar birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi, konut, sanayi ve turizm yapılaşmaları nedeniyle elden çıkmakta ve araziler kabiliyetlerine uygun kullanılmamaktadır. Tarım topraklarının haksız işgalinde karayolları, hem bizzat kapladığı geniş alanlar, hem de çevresinde geliştirdiği endüstriyel ve kentsel yerleşim nedeniyle çok olumsuz etkide bulunabilmektedir. Karayolu bunun yanında enerji ve iletişim ağlarını yanında toplayarak bu olumsuz etkiyi hızlandırmaktadır. Alternatif olarak kullanılabilecek geniş verimsiz alanlar varken verimli, hatta yatırım yapılarak sulamaya açılmış tarım arazilerinin bile tarım dışı amaçla kullanımı israftan başka bir şey değildir. Ancak alınan tüm yasal önlemlere rağmen bu durumun engellendiği söylenemez. Amaç dışı arazi kullanımları özellikle Trakya, Çukurova, Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Gediz, Menemen, Salihli, Kemalpaşa, Tarsus ve Düzce gibi verimli tarım alanlarının bulunduğu bölgelerde yoğunlaşması konunun önemini artırmaktadır. Böylece hem verimli tarım alanlarının kaybı söz konusu olmakta, hem de bu alanlarda daha önce büyük masraflarla yapılmış sulama ve tarımsal altyapı yatırımları heba olmaktadır. Yanlış Arazi Kullanımı da topraklarımızın elden çıkmasına yol açan faktörlerden biridir. Her yıl tonlarca toprağın kaybolup gitmesine neden olan erozyon ülkemiz topraklarının en önemli sorunu durumundadır. Erozyon uzun yıllar sonucu oluşmuş topraklarımızın kısa sürede elden çıkmasına neden olmaktadır. Aslında Dünyada pek çok ülke erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre çölleşme ile mücadele için yıllık sadece 2,4 milyar dolar harcanması yeterli olabilecek iken, dünyada çölleşmeden doğrudan etkilenen bölgelerde yılda yaklaşık 42 milyar dolar kayıp oluşmaktadır. Yapılan çalışmalar Türkiye de sadece akarsularla birlikte alandan taşınan toprağın ABD'den 6, Avrupa'dan 17 ve Afrika'dan 22 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Atmosfere verilen sera gazlarındaki artışı sonucu oluşan küresel ısınmaya bağlı iklimin değişiklikleri, bitki örtüsündeki azalış ve tahribat, meralarımızın özelliklerini kaybetmesi erozyonu, topraklarımızın en büyük sorunu haline getirmiştir. Topraklarımızın yaklaşık %90 ında, tarım alanlarının %59 unda, meraların %64 ünde, orman arazilerinin ise %54 ünde çeşitli derecelerde erozyon belirlenmiştir. Yapılan araştırmalara göre; her yıl erozyonla kaybedilen 1 milyar 400 milyon ton toprağın yaklaşık 500 milyon tonu tarım alanlarından gitmektedir. Bu durum erozyon sonucunda her yıl yaklaşık 50 milyar m 3 yağışın depolanamıyor olması anlamına gelmekte, verimli topraklarımız kaybolmakta, tarımsal üretim düşmekte ve gıda güvencemiz tehlike altına girmektedir. Diğer taraftan Türkiye genelinde Ülkesel Toprak Etütlerine göre 2,78 milyon ha arazide tuzluluk ve drenaj, 1.5 milyon hektarında ise çoraklaşma problemi vardır ve çoraklaşan bu arazi toplam işlenen tarım arazilerinin % 5.48 ine eşdeğer büyüklüktedir. GAP ın sulamaya açılması ile birlikte yapılan yanlış sulama, toprak ve bitki yönetiminden dolayı bugüne kadar 15 bin hektar alan tuzlulaşmıştır. Konya ovasında aşırı şekilde çekilen yeraltı sularının yarattığı olumsuz etkiler ve azalan su miktarı ile birlikte başlayan Tuz Gölünün kuruması, önümüzdeki dönemlerde İç Anadolu da başlayacak olan kuraklık ve çölleşmenin de etkisi ile birlikte tarım toprakları elden çıkacaktır. Diğer taraftan ülkemizdeki tarım işletmeleri dengesiz büyüklük dağılımına sahip olduğu gibi, işletmeleri oluşturan tarım arazileri de çok parçalı, düzensiz ve dağınık parsellerden oluşmaktadır. Bu durum tarımsal üretimimizi kısıtlamakta, girdi maliyetlerini yükseltmekte, arazi sınırlarından kaynaklanan önlenemez üretim kayıplarına neden olmakta, teknolojinin ve modern alet ve makinalarının verimli kullanılmasını güçleştirmekte, bunun sonucu olarak tarımsal üretimden alınan verim düşmektedir. Sonuç itibariyle, Türkiye dünyada toprak rezervi azalan 20 ülkeden biridir. Bu nedenle topraklarını çok dikkatli ve doğru kullanmak zorundadır. Toprak ve su kaynaklarının korunması insanlığın ve yaşamın sağlıklı devamlılığı için önemlidir. Bu nedenle; Öncelikle ayrıntılı toprak etütleri tamamlanmalı, ülkesel arazi kullanım planı yapılmalıdır. Bu kapsamda tarım, turizm, sanayi ve yerleşim alanları belirlenmeli, Toprak ve su gibi envanterinin çıkarılmasında önümüzdeki dönemlerde çok önemli konuma gelecek kaynakların devlet eli ile somut olarak bilinmesi korunması ve geliştirmesi için yeniden Toprak-Su teşkilatları oluşturulmalı, Toprak Kanunu, tavizsiz ve kararlı biçimde uygulanmalı ve tüzük uygulanır hale getirilmelidir. Yasanın etkin bir biçimde uygulanabilmesi için, Toprak Koruma Kurullarında üye sayılarının tekrar düzenlenerek, çiftçi kuruluşlarının ve diğer sivil toplum örgütlerinin etkinliği artırılmalı, 6537 sayılı toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak olan 15 Mayıs 2014'te yürürlüğe giren yeni Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Uygulama Yönetmeliği titizlikle uygulanmalı, Sıkı kontrol ve denetimle tarım arazileri üzerinde kaçak yapılaşma önlenmeli, Özellikle çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olan Konya ovasını sulayacak olan KOP ile, GAP, DAP gibi bölgesel projeler bir an önce tamamlanmalı, Tuzluluk ve çoraklaşmaya neden olan bilinçsiz sulamanın önlenmesi için yöre üreticisi eğitilmelidir. Unutulmamalıdır ki Dünya bize dedelerimizin mirası değil, torunlarımızın emanetidir. KAYNAK D.İ.E. Prof Dr N. ÇEPEL,Toprak Kirliliği Erozyon ve Çevreye Verdiği Zararlar TEMA Vakfı Yayınları. Çevresel Toprak Sorunları, Prof Dr Ayten KA- RACA, Çevresel Toprak Sorunları, Ankara Üni. Fen Biliml. Enst. 2006, Ankara 56 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 57

29 TEKNİK TEKNİK Aysun Çilingiroğlu TZOB Teknik Müşavir Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kooperatifçilik Kooperatifçiliği en iyi Birlikten kuvvet doğar sözü ile açıklamak mümkündür. Kooperatiflerde temel amaç kar değil, işbirliği ve dayanışmadır. Kooperatifler yerel düzeyde direncin, küresel düzeyde ise gücün temsilcileridir. BM rakamlarına göre küresel düzeyde 2.6 milyon kooperatif bulunmakta ve bu kooperatifler 1 milyar ortağı bünyesinde barındırmaktadır. Kooperatifler, tam ve geçici statüde 250 milyon istihdam yaratmaktadır. Bunun milyonunun tarımsal kooperatifler tarafından kendi hesabına çalışan kooperatif ortakları olduğu bilinmektedir. 26,4 milyon kişinin de kooperatif ofislerinde istihdam edildikleri araştırmalar sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kooperatiflerin yarattığı istihdam, dünya çalışan nüfusunun % 12 sine tekabül etmektedir. Ve bu kooperatifler yıllık 3 trilyon dolar ciroluk iş hacmini oluşturmaktadır. Ülkemizde kooperatifçilik 150 yıllık geçmişi olmasına ve sayıca yeterli kooperatif bulunmasına rağmen kendinden beklenen gelişmeyi gösterememiştir. Ülkemizde kooperatifçilik az ortaklı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kooperatifçiliğin esas amacı olan; ölçek ekonomisi, işbirliği ve sinerji etkisi bakımından ülkemiz, az ortaklı kooperatif yapısı ile dünya uygulamalarının oldukça gerisindedir. Kooperatiflerin kendilerinden beklenen görevleri yerine getirecek yönetim anlayışına, idari kapasiteye ve teknik Birlikten Kuvvet Doğar bilgiye sahip olmaması, egemen pazar güçlerinin kooperatifleri özel sektörün rakibi olarak görme ve göstermeleri kooperatifçiliğin önündeki başlıca engeller olarak durmaktadır. Küçük işletmelerin çok yoğun olduğu bu tarımsal yapıda ekonomik örgütlenme yetersiz kalmış, tarımsal örgütler arasında yeterli koordinasyon sağlanamamıştır. Öte yandan ortaya koydukları faaliyet sonuçları bakımından Avrupa da kooperatiflerin Pazar payları oldukça yüksektir. Örneğin Hollanda da kooperatiflerin tarım pazarındaki payı % 90, Yeni Zelanda da süt ve süt ihracat piyasasının % 95 i, et piyasasının % 70 i, tarımsal üretimin % 50 si, gübre piyasasının % 70 i, Norveç te süt kooperatifleri süt ürünleri üretiminin % 99 nu karşılamaktadır. Türkiye de bu oran kooperatiflerin uzun süreli geçmişine rağmen, halen % 2 ler düzeyindedir. Ülkemizde daha güçlü kooperatiflere gereksinim vardır. Ortaklarının ve toplumun gereksinimlerini karşılamak için daha güçlü ve yaratıcı kooperatiflerin olması şarttır. Kooperatifler gıda güvenliğine katkıda bulunmalıdır. İstihdam yaratmadaki rollerini sürdürmeleri önemlidir. Kooperatifler ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasında önemli katkı sağlamaktadır. Mülga Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından, değişen ülke ve dünya koşulları çerçevesinde ülke kooperatifçiliğinin mevcut sorunlarının giderilerek, ideal bir yönde geliştirilmesi ve kamu ile diğer aktörlerin görevlerinin net bir şekilde tanımlanması amacıyla Kooperatifçilik Strateji Belgesi ve Eylem Planı ( ) oluşturulmuştur. Strateji ile belirlenen eylemler, planlanan takvim çerçevesinde uygulanmaya başlanmıştır ve ülkemiz kooperatifçiliği için çok önemli bir adımdır. Ancak bu strateji belgesi ve eylem planının 2016 yılında biteceği göz önünde bulundurularak, biran evvel uygulanmaya başlaması önem taşımaktadır. Sürdürülebilirlik yaşamını sürdürme, devam ettirme veya dayanma kapasitesidir. Kooperatifler dünyada bir milyar insanla temas halindedir ve bu yüzden sürdürülebilirliğin en önemli paydaşlarından biri olabilecektir. Başta tarımsal faaliyetler olmak üzere sağlık ve eğitim gibi sosyal, bankacılık ve sigorta gibi finansal konular başta olmak üzere pek çok sektörde faaliyette bulunan kooperatifler, sürdürülebilir kalkınmayı başarmada önemli görevler üstlenmektedir. Kooperatifler ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasında önemli katkı sağlamaktadır. Geniş kesimleri bünyesinde barındıran ortaklık modeli olması bakımından kooperatifler her geçen gün yeni bir başarıya imza atmaktadır. Kooperatiflerin ülkemizde istenilen seviyeye gelebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir. 58 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 59

30 TEKNİK TEKNİK Neşe Tezer TZOB Teknik Müşavir Yardımcısı ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARININ GÜVENLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KULLANIMI Zirai Mücadele ilaçlarını ruhsatlı bayilerden veya yetkili kurumlardan satın alınız. İlaçlarınızı reçete yazma belgesi olan teknik elemanlara reçete yazdırarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından bayilik izni olan bayilerden satın alınız. Ruhsatsız, kaçak etiketi Türkçe olmayan veya sahte zirai mücadele ilaçlarını kullanmayınız. Ruhsatsız, kaçak ya da sahte ilaç satışı suçtur. Lütfen bunları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlüğüne bildiriniz. İçeriği belli olmayan kaçak veya sahte ilaçlar yetiştirdiğiniz ürünlere, çevreye ve size zarar verir. Zirai mücadele ilaçlarını satın alırken üretim ve son kullanma tarihini kontrol ediniz. Ambalajı bozulmuş ilaçları satın almayınız. Zirai Mücadele ilaçlarını kilit altında ve özel yerlerde depolayınız. Zirai mücadele ilaçlarını çocukların ve ilgisiz kişilerin ulaşamayacağı yerlerde, kilitli depo veya dolaplarda saklayınız. Depo veya dolap anahtarını kendiniz muhafaza ediniz. Zirai mücadele ilaçlarını gıda veya hayvan yemi bulundurduğunuz yerlerde tutmayınız. Zirai mücadele ilaçlarını hayvan barınaklarında muhafaza etmeyiniz. Zirai mücadele ilaçlarını insan ve hayvan sağlığında kullanılan ilaçlarla bir arada tutmayınız. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Zirai Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği (ZİMİD) tarafından ortaklaşa yürütülen, Bitki Koruma Ürünlerinin Güvenli ve Sürdürülebilir Kullanımı Projesi başlatılmış ve bu kapsamda çiftçilerimizi bilinçlendirici el broşürü ve ziraat mühendislerine yönlendirici teknik talimat hazırlanmıştır. Bitki Koruma Sektörü, herbisitler, fungusitler, insektisitler ve bio-pestisitler gibi bitki koruma ürünleri sunarak tarım, meyve yetiştiriciliği, ormancılık ve bahçecilik alanlarında kullanım için çözümler sağlamaktadır. Bu ürünlerin pazara ulaşmaları için önce uzun bir araştırma ve geliştirme sürecinden geçmeleri gerekmektedir. Bundan sonra ise bitki koruma ürünü üreticilerinin Avrupa Birliği düzeyinde başlayan son derece katı ve kompleks bir ruhsat prosedürünü aşmaları gerekmektedir. Her iki prosedür komplike ve maliyetlidir ve de ürünün kullanıcı, tüketici, hayvan popülasyonu ve bitki örtüsü, yer altı suları ve genel olarak çevre için güvenli olmasını garanti edecek bir dizi çalışmayı içerir. Bu çalışma ve gerekliliklerin önemli bir bölümü kullanıcıların (çiftçilerin ve onların işçilerinin) güvenliğiyle ve kullanıcıların ürünün doğru uygulanması için almak zorunda oldukları önleyici önlemlerle ilgilidir. Üreticilerin ve onların işçilerinin güvenlik standartları en son çıkarılan bütün yasal gerekliliklerin ötesine gider ve bütün ürünler resmi olarak yazılmış koruma, hijyen ve önleme tedbirleriyle etiketlenir. Bitki koruma ürünlerini uygulayan operatörler zaman zaman ve özellikle kişisel koruyucu ekipmanların rahatsızlık verici olabildiği sıcak ve nemli iklimlerde, ürün etiketindeki koruyucu giysi kullanılması önerilerine uymayabilmektedirler. Ayrıca, bu tür iklimlerde zararlılar ve hastalıklar bol miktarda olabilmekte ve bundan dolayı yıl boyunca bitki koruma ürünleriyle birçok ilaçlama yapmak gerekli olabilmektedir. Bitki koruma sektörü, bitki koruma ürünleri kullanılırken mesleki korunmayı ve ürün etiketindeki önerilere gereği gibi uyulmasını teşvik eder. Kapsam ve amaçlar Güvenlik önlemlerinin alınması özellikle Avrupa kıtasının yiyecek ihtiyacının büyük kısmını karşılayan bir bölge olan Akdeniz ülkelerinin sıcak, kuru ve bazen nemli koşullarda zorlanabilmektedir. Bu durum sektörün on yıl önce başlangıçta Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan daki milyonlarca çiftçinin güvenlik koşullarının iyileştirilmesini amaçlayan Güvenli Kullanım Girişimini başlatılmasında iki belirleyici faktördü. Daha sonra Güvenli Kullanım Girişimi, aralarında Polonya, Litvanya, Letonya, Romanya, Slovakya, Bulgaristan, Kıbrıs ve Türkiye nin ve daha yakın bir zamanda Sırbistan ın da bulunduğu ülkelere yayıldı. ECPA (Avrupa Bitki Koruma Derneği) bu girişimi, Güneydoğu İspanya da en yoğun sera oluşumlarının bulunduğu Almeria bölgesinde başlattı zira seralar, kişisel koruyucu ekipmanların kullanımında en zorlu çalışma şartlarını barındırır. Bu projenin amacı; bitki koruma ürünlerinin üzerindeki etikete uyumla ilgili güvenlik konularında çiftçilerimize bilinci ve farkındalığı artırmaktır. Çiftçilerimize aşağıdaki konularda uyarılarda bulunuyoruz; Zirai mücadele ilaç etiketini dikkatle okuyunuz, etikette yer alan bilgi ve ikazlara uyunuz. Zirai mücadele ilacı uygulama belgesi alınız ve ilaç uygulamalarının kayıtlarını tutunuz. Zirai mücadele ilaçlarını reçetelerine ve etiketlerine uygun olarak kullanınız. Zirai mücadele ilaçlarını yalnızca etiketinde belirtilen ürünlerde ve zararlı organizmalara karşı kullanınız. Zirai mücadele ilaçlarını etiketinde belirtilen tekerrür ve dozlarda kullanınız. Zirai mücadele ilaçlarını, yüksek dozlarda uygularsanız ürünlerde kalıntıya sebep olursunuz. Yüksek kalıntı tespit edilen ürünler yetkili kurumlarca imha edilir, ayrıca yasa gereği ceza uygulanır. Yüksek dozlarda ilaç uygularsanız doğal düşmanların ölmesine, doğal dengenin bozulmasına ve başka zararlıların ortaya çıkmasına neden olursunuz. Yüksek dozlarda ilaç uygularsanız zararlı etmenler direnç kazanır. Devamlı aynı ilacın kullanılması da dirence neden olur. İlaçlar direnç kazanan zararlıları öldürmez. İlaçları ne az ne de fazla kullanınız, etikette verilen doza uyunuz. İlaç hazırlanırken mutlaka ölçü kabı kullanınız. Çok sayıda ve aşırı dozda ilaç kullanarak paranızı boşa harcamayınız. Zirai mücadele ilaçlarını uygulamak için sertifika alın veya ilaçlamayı sertifikalı uygulayıcılara yaptırın. Bu kanuni bir zorunluluktur. Aksi durum cezai işlem gerektirir. Ürünlerinizde kullandığınız ilaçların mutlaka kayıtlarını tutunuz. Bunun için üretici kayıt defterinizi kullanınız. Kullanılan ilaçların kayıtlarının tutulması yasal zorunluluktur. Aksi durum cezai işlem gerektirir. Tüm uygulamalarınızı kaydediniz. İleride yapacağınız çalışmalarda bu kayıtlar çok işinize yarayacaktır. Reçete yazma yetkisine sahip teknik elemanların, gerekli görmesi durumunda ilaç kullanınız. Çok ilaç değil doğru ilaç kullanınız, doğru ilaç reçeteye yazılan ilaçtır. Reçetede yazılan ilaç dışında başka ilaç kullanmayınız. Doğru ilaç ve uygun makine ile doğru zamanda ilaçlamanızı yapınız. 62 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 63

31 TEKNİK TEKNİK İlaçlamadan önce zirai mücadele makinenizi kontrol ediniz. Zirai mücadele ilaçlarını hazırlamadan önce mutlaka koruyucu malzemelerinizi giyiniz ve ilaçlama bitinceye kadar çıkartmayınız. Zirai mücadele ilaçlarını uygularken hedef dışı bulaşmaları engelleyiniz. Zirai mücadele ilaç ambalajlarını çevreye atmayınız. Zirai mücadele ilaçlarının boş ambalajlarını tarla kenarlarına ya da çeşme başlarına atmayarak doğayı ve çevreyi koruyunuz. Uygulama sırasında boşalan ilaç ambalajlarını üç kez temiz su ile çalkalayarak temizleyiniz. Çalkalama suyunu ilaçlama makinesinin deposuna boşaltınız. Temizlenmiş boş ilaç ambalajlarını ayrı bir torbada veya kutuda muhafaza İyi ve etkili bir ilaçlama için zirai mücadele makinesinin gerekli kontrol ve ayarlarını yapınız. Bahçeniz, bağınız, seranız ve tarlanız için uygun zirai mücadele makinesini ve meme tipini seçiniz. İlaçlama makinesinin meme ve basınç ayarlarının düzgün olduğunu kontrol ediniz. İlaçlamaya başlamadan önce ilaçlama makinesinin temiz olduğundan ve ilaç artığı bulundurmadığından emin olunuz. Uygulama öncesi ilaçlama makinesinin kalibrasyonunu yapınız. İlaçlamadan sonra makinenizi bol sodalı veya arap sabunlu suyla doldurup 24 saat bekletiniz, sonra çalkalayınız, depoyu boşaltınız ve bol su ile yıkayınız. Eldiven takınız. Zirai mücadele uygulamalarında nitril malzemeden üretilen eldivenlerin kullanılması gerekir. Çizme giyiniz. İş tulumu giyiniz. Uygun malzemeden üretilmiş çok kullanıma uygun ya da tek sefer kullanılıp atılan iş tulumlarını tercih ediniz. Maske takınız. Zirai mücadele uygulamalarında karbon filtreli maskelerin kullanılması gerekir. Kullanacağınız koruyucu malzemelerin ilacınıza uygun olduğundan emin olunuz. İlacınızı açık havada hazırlayınız. İlaç hazırlarken ve uygulama sırasında ilacı solumayınız, bir şey yemeyiniz ve sigara içmeyiniz. Zirai mücadele ilaçlarını uygulamaya hazırlarken ve uygularken mahlulün (ilaçlı suyun) toprağa ve su kaynaklarına bulaşmamasına dikkat ediniz. İlaç uygulamalarını rüzgarsız havalarda yaparak, zerrelerin hedef dışı alanlara ve ürünlere taşınmasını önleyiniz. Makinenizin kalibrasyonunu yaparak yeterli ilaç miktarını hesaplayınız, ilaçlamanıza yetecek miktarda mahlul hazırlayınız ve ilaçlama sonrası atık mahlul bırakmayınız. Hazırladığınız mahlulü gecikmeden uygulayınız. İlaçlama makinesi deposunda bekletmeyiniz. Yağışlı havalarda ilaçlama yapmayınız. İlaç uygulamalarınızı sabah erken saatlerde veya akşam serinliğinde yapınız. Sıcak saatlerde ilaçlama yapmayınız. ediniz. Biriktirdiğiniz üçlü yıkamaya tabi tutulmuş boş ilaç ambalajlarını bakanlık tarafından belirli yerlere yerleştirilmiş olan toplama konteynırlarına ya da ilgili toplayıcı kurumlara götürerek teslim ediniz. Üçlü yıkama yapılarak temizlenen ilaç ambalajları tehlikeli atık sayılmadığından geri dönüşümleri yapılabilmektedir. Bu işlemi yaparak milli ekonomiye katkı sağlayınız. Uygulama yapılan tarım alanlarına insan ve hayvanların girmesine izin vermeyiniz. Son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye (bekleme süresi) mutlaka uyunuz. Acil yardım durumlarında doktora başvurunuz. İlaçlanan alanlara bölgenin ilaçlandığını belirten uyarıcı levha (ikaz) koyunuz. İlaçlanan alanlara ilaç etiketinde belirtilen süre boyunca çocukların ve hayvanların girmesine engel olunuz. İlaç bekleme süresi dolmadan ürünü hasat etmeyiniz. Bekleme süresi dolmadan ürünleri yemeyiniz ve yedirmeyiniz. Bekleme süresine uyulmadan hasat edilen ürünlerde kalıntı yüksek olur. Bitki koruma ürününü kullanırken baş dönmesi, bulantı, göz kararması gibi belirtiler hissederseniz uygulamaya hemen son veriniz. Zirai mücadele ilaçlarından kaynaklı herhangi bir zehirlenme olduğunda ilaç ambalajı ile birlikte en yakın sağlık merkezine başvurunuz. Gerekli durumlarda Ulusal Zehir Uygulama yapılan alanlara önlem almadan girerek, ilaçlanmış ürünlere sürtünmek ya da dokunmak yoluyla deri temasından sakınınız. Bu tür ürünler yüksek ilaç kalıntısı nedeniyle tüketilemez ve ihraç edilemez. Bu tür ürünler imha edilir ve ceza uygulanır. Danışma Merkezi ni (114) arayınız. Zirai mücadele ilaçlarının üzerinize dökülmesi durumunda kıyafetlerinizi derhal değiştiriniz ve ayrı yıkayınız. Zirai mücadele ilaçlarının vücudunuza temas ettiği yerleri su ve sabunla iyice temizleyiniz ve gözlerinizi bol su ile iyice yıkayınız. Kaynak: Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Teknik Hizmetler Kurulu Başkanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ve Zirai Mücadele ilaçları Üreticileri Derneği ortaklaşa yürütülen çalışma sonucunda oluşturulmuştur. Uygulama sonrası temizliği ihmal etmeyiniz. Uygulamayı bitirdikten sonra ilaçlama makinesinin depo ve dış temizliğini yapınız. Uygulama sırasında kullandığınız eldiven ve çizmelerinizi iyice yıkadıktan sonra depoya kaldırınız. Uygulama sırasında giydiğiniz iş tulumunu günlük elbiselerinizden ayrı yıkayınız ve depoya kaldırınız. İlaç uygulamalarından sonra mutlaka duş alınız ya da el, kol ve yüzünüzü sabun kullanarak iyice yıkayınız. Temizlik için kullandığınız suyun dere, göl vb. sulara karışmasına engel olunuz. 64 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 65

32 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN ÖZDEMİR DEN ZİYARET Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Karakoçan Ziraat Odası nı ziyaret etti. Elazığ Ziraat Odası Başkanı İbrahim Hacıoğulları nın da Özdemir e eşlik ettiği ziyarette, yöre ve bölge sorunları ele alındı; fikir teatisinde bulunuldu. TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir, Karakoçan Ziraat Odası Başkanılığına seçilen Necmettin Turgut a hayırlı olsun dileklerini iletti ve yöre ve bölge çiftçisi için başarılı çalışmalar yapılması temennisinde bulundu. Malkara Ziraat Odası Karakoçan Ziraat Odası ÇİFTÇİLERE BİTKİ SEMİNERİ Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği ve Ziraat Odası Başkanlığı tarafından çiftçilere 'Bitki Besleme ve Tarımsal İlaçlar' konulu seminer verildi. Ziraat Odası Salonunda düzenlenen seminer büyük ilgi gördü. Konferansta, bir ilaç firmasının Marmara Bölgesi Temsilcisi Ziraat Mühendisi Yunus Emre Daharlı tarafından, bölgedeki tahıl ve hububat hastalıklarına karşı yeni üretilen pas ilacı tanıtıldı. Daharlı, bitki besleme ürünleri hakkında açıklamalarda bulundu; seminerin sonunda çiftçilerin soruları yanıtlandı. BAŞKANDAN YEM KIRMA MAKİNESİ HİBESİ KURU ÜZÜM PROJESİ ÜRETİCİLERİ SEVİNDİRDİ Sandıklı Ziraat Odası Afyonkarahisar ın Sandıklı İlçesi Ziraat Odası Başkanı Süleyman Yıldız, 1 Ocak'ta yapılan oda seçimlerinde söz verdiği yem kırma ve esme makinesini alarak seçimden iki gün sonra köylülere teslim etti. Başkan Süleyman Yıldız, özellikle hayvancılığın yoğun olduğu Yavaşlar köyünün yanı sıra çevre köylere de hizmet verecek makineyi Yavaşlar Köyü Muhtarı Bayram Danyeri'ne, imzalanan protokolle hibe ettiklerini belirtti. yıldız, "Genel kurulumuzda Yönetim Kurulumuzun divana sunduğu teklifler içinde yer alan yem kırma ve ezme makinesini sözümüzü iki günde gerçekleştirdik. Makinemiz saatte 3 ton kapasiteli. İmkanlarımız dahilinde makine ve ekipman desteklerimiz köylerimize devam edecektir" dedi. Sarıgöl Ziraat Odası "Okullarda kuru üzümün verilmesi sağlık yönünden de yararlı olacak. Bilindiği gibi üzüm başlı başına eczane gibi, enerji kaynağı Sınavlardan önce bir avuç kuru üzüm yenildiğinde kan şekerini dengeler ve öğrencilerimizin sınav stresini yener. Ülkemizde kişi başına kuru üzüm tüketimi 250 gram, İngiltere de ve Avrupa da kişi başına kuru üzüm tüketimi 1.70 kilogram. Okullarda öğrencilerimize dağıtılacak kuru üzümle de üzüm yeme alışkanlığını Avrupa seviyelerini çıkaracağız. Projeyi oda olarak destek vermekteyiz. PROJELER BU YIL DA DEVAM EDECEK Osmaneli Ziraat Odası Bilecik'in Osmaneli ilçesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve Ziraat Odaları Birliği ile imzalanan ortak protokol çerçevesinde Tarımsal Nüfus Gençleşiyor projesi ve Sürü Yönetimi Elemanı Benim projesi 2015 yılında da devam edecek. Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Ünver, proje ile tarımsal genç nüfusun tarıma kazandırılması, tarımsal gelişmeleri takip eden, bilinçli üretim yapan, aldığı eğitimi uygulayan, modern üretimin gereklerini yerine getiren kişilerin yetiştirilmesi kırsal göçün engellenerek, tarımla uğraşan genç çiftçilerin profesyonelleşmesi hedeflendiğini belirtti. Ünver, Proje kapsamında arıcılık, organik tarım, seracılık, örtüaltı sebze yetiştiriciliği, bitki zararlıları ile mücadele, meyve ağacı budama, zeytin budama gibi kurslar verilmesi için başvuruda bulunduk. Hepsi de kabul edildi dedi. Ünver, yürütülecek her program için İlçe Ziraat Odaları, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde duyurular yaparak kursiyer kayıtlarını yapılacağını, İŞKUR un ise kursiyerlerin uygunluğunu belirleyeceğini kaydetti. Eğitimlerin İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Halk Eğitim Müdürlükleri tarafından verileceğini ifade eden Ünver, Kursiyerler ise aldıkları eğitimle kendi işletmelerinde verimlilik, kalite ve maliyetleri aşağıya çekerek işletme karlılığını artırma konusunda bilinçli ve eğitimli birer üretici olma bilincine sahip olmak istiyor. Kurs bitiminde katılımcılara sertifika verilecek diye konuştu. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, Manisa'da konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu nun okullarda kurum üzüm dağıtılacağını müjdelemesi üzerine "18 milyon öğrencimize 60 bin ton kuru üzüm dağıtımı yapılacağını açıklaması üzüm üreticilerimizi sevindirdi" dedi. Manisa'daki açıklamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun okullarda sütün yanında kuru üzüm de dağıtılacağını müjdelemesi, üzüm üreticilerini sevindirdi. Okullarda dağıtılacak olan kuru üzümler sayesinde kuru üzüm piyasasında da canlanma olacağını belirten Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, şöyle devam etti: 66 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 67

33 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN KÖY PROJELERİ YAYGINLAŞACAK Altınordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt, bu yıl çiftçilere yönelik yeni projeleri faaliyete geçireceklerini belirterek, Yeni projelerimizin hayata geçmesiyle köyün, köy hayatının önemi artacak, köyden kentlere göçü bir nebze olsun düşüreceğiz dedi. Bir süre önce köy tavukçuluğunu canlandırmak için başlattıkları Serbest Sistem Doğal, Yumurta Tavukçuluğu Projesi nin başarılı bir şekilde devam ettiğini de vurgulayan Cörüt, Şu ana kadar 50 ye yakın çiftlik kurduk ve bu sayıyı arttırmaya devam ediyoruz. 200 kişi de bunun için başvuru yaptı, dosyaları inceleniyor. Burada amaç tamamen çiftçilerimizin menfaatinedir. MERALARIN UMUDU DÖRT KANATLI TUZ ÇALISI Altınordu Ziraat Odası Çiftliklerden elde ettiğimiz 134 bin yumurtayı Altınordu Yumurta markasıyla İstanbul pazarına gönderiyoruz şeklinde konuştu. Cörüt, Köylerde üretilen bu organik yumurtalar için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından İyi Tarım Uygulamaları Belgesi almak için çalışma başlattık. Köy tavukçuluğu kapsamına alınan çiftçiler fındık ve kivi bahçelerinde kimyasal gübre kullanamıyor. Bu durumda bir kaç yıl sonra organik, kivi ve organik fındık ortaya çıkacak. Çünkü kimyasal ilaç, gübre, kireç kullanmıyorsun. Tamamen doğal oluyor. Yine bizim tavuklarımızın yumurtaları da doğal oluyor. İşte o zaman daha yüksek fiyatlara yumurtayı, kiviyi, fındığı satmış olacağız. Proje şu anda yerine yeni oturuyor açıklamasında bulundu. Fındık altı koyunculuk projesi geliştirdiklerini, bu projenin hayata geçmesiyle küçük baş hayvan sayısının artacağını belirten Cörüt, Hep köyden kente göçü tartışıyorduk. Bu projelerle biz köylünün köyünde kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. İsim vermiyorum ama köy tavukçuluğu projesinden yararlanıp büyükşehirlerden köyüne geri dönen 4 aile var. Halen değişik şehirlerden gelmek isteyen ve projesinin onayını bekleyen 18 aile var. Projenin meyvelerini almaya başladık dedi. Süt inekçiliğini de geliştirmek için Bakanlığın hibe destekleriyle süt ve süt ürünleri işleme paketleme tesisi ile yem fabrikası kurmayı hedeflediklerini belirten Cörüt, hayvancılık projelerinin başarılı olması için öncelikle yem ihtiyacının karşılanması gerektiğine dikkat çekti. Niğde Ziraat Odası Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, erozyonla mücadelede etkili ve zayıf meralarda hayvanlara yem kaynağı dört kanatlı tuz çalısı bitkisinin Niğde için umut olacağını söyledi. Kenar, Odamızın teknik biriminin araştırmaları sonucu ülkemizde birkaç noktada denenen ve olumlu sonuçlar alınan bu bitki ilimizde de ümit vaat etmektedir dedi. Yıllık yağışı 50 mm ile 400 mm arasında olan yerlerde rahatlıkla hayatta kalabilen dört kanatlı tuz çalısının derin bir kök yapısına sahip olduğunu ifade eden Başkan Kenar, Kıraç, tuzlu ve eğimli alanlara uyum sağlamasının yanı sıra diğer tuz çalılarının aksine soğuklara dayanıklılığı da yüksektir dedi. Bitkinin eğimli ve erozyona açık taşlık arazilerin yanında mera ve orman arazilerinde de başarıyla yetişebildiğini belirten Kenar, Bu bitkinin yaprakları diğer otların kurumaya başladığı sonbahar ve kış aylarında hayvanların yiyeceği için önemli bir besin kaynağıdır. Bu sayede özellikle kış aylarında aç kalan yaban hayvanları hiçbir masraf sarf etmeden beslenebilecek. Yine meralarda ekilen bu bitki sayesinde çiftçilerimiz hayvanlarını rahatlıkla besleyebilecekler. Ağır otlatma nedeniyle ilimiz meraları çok zayıf bir durumda; bu bitki, meraların sorunlu bölgelerinde çok önemli düzelmeler sağlayacak diye konuştu. PEYNİR ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI MASAYA YATIRILDI Ezine Peynirciler Derneği yöneticileri, Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan'ı ziyaret etti. Ziyarette üreticinin ve yerel imalatçıların sorunları görüşüldü. Ezine Peynirciler Derneği Başkanı Ali Kahrıman, büyük imalatçıların sanal olarak süt fiyatlarını yükseltmesi ve bölge dışından süt temininin yöre üreticisinin yok olmasına neden olabileceğini söyledi. Kahrıman, şöyle devam etti: YENİ TEKNOLOJİLER TAKİPTE İzmir de açılan 10. Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, yurdun değişik yörelerinden gelen çiftçilerin ilgi odağı oldu. Balıkesir in Burhaniye ilçesinde, Ziraat Odasının öncülüğünde 250 çiftçi de, katıldıkları fuarda yeni teknolojileri ve üstün verimli hayvanları görme imkanı buldu. Bayramiç Ziraat Odası "Ezine peyniri bir marka olmuşsa, bu markalaşmanın gerçek sahipleri yöre mandıracılarıdır. Yörede imalat yapan bu tesisler büyük firmalarla mücadele etmektedir. Eğer bu küçük ölçekli imalathaneler yok olursa, bu üreticinin sonu demektir. Bizler Ezine, Bayramiç ve Ayvacık bölgesinde bulunan hayvan üreticilerinin sütlerini işliyoruz. Bu da Ezine peynirinin ülke genelinde marka olmasını sağlamıştır. Kazdağları yöreye bir farkındalık oluşturmaktadır. Yöremiz, hava, iklim ve bitki örtüsü bakımında çok sayıda endemik bitkiye sahiptir. Bu özellikler Ezine peynirini farklı kılmaktadır. Küçük ölçekli imalathaneler yok olursa bu yöre üreticisinin sonunu hazırlar. Dernek yönetimi olarak Bayramiç Süt Üreticileri Birliğinin yanlış uygulama içinde olduğunu düşünüyoruz. Birliğin müstahsili kollamak yerine zarar verdiğini görüyoruz. Yöre Ziraat Odaları, Derneğimiz ve süt birlikleri el ele verirse hem küçük ölçekli imalathaneler ayakta kalır, hem de üretici sütünü değerinde satar." Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan ise Bayramiç, Ezine ve Ayvacık Ziraat Odalarının daha aktif olmaları, üretici ve imalatçının sorunlarını tespit edip önlem alması gerektiğini ifade etti. Pehlivan "Sütteki soğuk zincirde, süt fiyatlarının belirlenmesine kadar birçok konuda odaların aktif olması gerekir. Bu birlik, dernek ve odaların uyum içinde olmasını gerektirir. Üretici küçük ölçekli imalatçılar sayesinde ayakta kalır. Çok sayıdaki köyümüzde süt üretimi yeterli tonajda olmasa da küçük ölçekli imalatçılar bu sütleri alarak üreticinin ayakta kalmasını sağlamaktadır. Ayrıca bölgede önemli ölçüde soğuk hava tesislerine ihtiyaç var. Peynirciler Derneği ve Ziraat Odaları öncülüğünde bölgeye bir soğuk hava tesisi kurabiliriz" dedi. Ziyarete Ezine Peynirciler Derneği yöneticileri Özcan Özsoy, Kadir Tınmaz, Rıza Ünal ve Ali Engürlü katıldı. Dernek yöneticileri ve Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan'ı ve yeni seçilen meclisi üyelerini kutlayarak görevlerinde başarılar diledi. Burhaniye Ziraat Odası Burhaniye Ziraat Odası Başkanı Ali Duman, İzmir Fuarının çiftçiler açısından önemine vurgu yaptı; çiftçiler de yenilikleri görmekten duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Başkan Ali Duman, bütün fuarlara çiftçilerle birlikte katılmak istediklerini vurgulayarak, Çiftçilerimiz memnun. Biz de memnunuz. Çiftçilerimiz yenilikleri ve değişiklikleri görmekten mutlu oldu. Bu tür organizasyonları devam ettireceğiz dedi. Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hulusi Sarı da Burhaniye Ziraat Odası olarak fuarları takip ediyoruz. Gübre ilaçlama hakkında, makineler hakkında bazı bilgiler edinmek için geldik ve bilgilendik. Geziyi tertipleyenlere teşekkür ederim diye konuştu. 68 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 69

34 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN TARIMDA GELİŞMELER Düzce nin birçok tarımsal üretimde Türkiye genelinde önemli konuma geldiği bildirildi. Çilimli Ziraat Odası Meclis Başkanı, Ziraat Mühendisi Kenan Varol, Düzce bölgesinde coğrafik özellikleri bakımından üretiminde üstünlük sağlanan tarımsal ürünlerin desteklenmesinin bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığını söyledi. Varol, Düzce nin 180 tonluk üretimile kültür mantarı yetiştiriciliğinde Türkiye sıralamasında 11., böğürtlen yetiştiriciliğinde 14 tonluk üretimle 8., laha- ZİRAİ DONA KARŞI ERKEN UYARI SİSTEMİ Trakya Kalkınma Ajansı nın Sosyo-Ekonomik Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında Havsa Ziraat Odası tarafından hazırlanan 'Doğru ve Verimli Tarımın Yolu; Erken Takip Sistemi' projesi tamamlandı. Edirne nin Havsa ilçesinde kurulacak uyarı sistemi ile ilgili Havsa Kaymakamlığı Toplantı Salonu nda yapılan proje kapanış Çilimli Ziraat Odası na yetiştiriciliğinde bin 300 tonluk üretimle 9., balkabağı yetiştiriciliğinde 9 bin tonluk üretimle 3., dane mısır yetiştiriciliğinde 36 bin tonluk üretimle 25., fındık yetiştiriciliğinde 65 bin tonluk üretimle 5., çeltik yetiştiriciliğinde ise 1700 tonluk üretimle 17. sırada yer aldığını belirtti. Düzce nin ayrıca 10 milyon adet üretimle et tavukçuluğunda Türkiye de 6. sırada, 4 bin baş manda ile 11. sırada yer aldığını anlatan Varol, üretimdeki artışa çiftçilere yönelik destekleme politikalarının önemli katkı sağladığını vurguladı. Varol, Sel, don gibi doğal afetlerden dolayı meydana gelen hasarlarda hasar tespit çalışmalarında zarar ve kayıp ödemelerinde bir takım zorluklar yaşanmakla beraber, bu zorlukların ortadan kalkmasına yönelik çalışmaların ve bu sorunun en büyük sivil toplum kuruluşu olan Ziraat Odaları ile tarımsal ürün sigortası yapan şirketlerin ortak çalışması ile çözülebilir. Ziraat odaları artık çiftçiden sadece aidat alan kurum hüviyetinden çıkıp proje üreten zor durumda çiftçinin yanında olan kurum hüviyetine sahip olmalıdır. Ziraat odalarının önümüzdeki süreçte proje odaklı ve üreticiyi destekleme odaklı çalışmalara yer vermesi bölgemizde tarımsal üretimle geçimimi sağlayan aile işletmelerinin güçlenmesini sağlayacaktır dedi. Havsa Ziraat Odası toplantısına Havsa Belediye Başkan Yardımcısı Tufan Baş, Havsa Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Yavuz Kartal, Havsa Ziraat Odası Başkanı Muammer Şimşek, Trakya Kalkınma Ajansı İzleme ve Değerlendirme Birim Başkanı Hüseyin Tuluğ Bayram, oda üyeleri ve Havsalı çiftçiler katıldı. 'Doğru ve Verimli Tarımın Yolu, Erken Takip Sistemi' ile bölgede aşırı gübre ve ilaç kullanımı gibi nedenlerle verimliliği düşen önemli bir doğal kaynak olan tarım arazilerinin sahip oldukları ekonomik potansiyelin tamamının ekonomiye kazandırılması, olumsuz hava koşulları nedeniyle zarar görerek heba olan tarım ürünlerinin risklerden korunarak, düşük gelirli tarım üreticilerinin, sürdürülebilir istihdamlarının korunması amaçlandığı kaydedildi. Sistem ile ayrıca, Havsa İlçesinde Tarımsal Erken Uyarı Sisteminin Kurulması ve bölgedeki çiftçilere tanıtımı, eğitimi ve kullandırılması, kırsal bölgelerde tarımdan elde edilen gelirlerin arttırılması hedefleniyor. Uygulama süresi 6 ay ve toplam maliyeti 122 bin 316 TL olan projenin yüzde 90 ının Trakya Kalkınma Ajansı tarafından karşılandığı, proje kapsamında 4 kişinin istihdam edildiği bildirildi. KULU DA HAYVAN SAHİPLERİ VE ÇİFTÇİLERE KONFERANS Konya nın Kulu ilçesinde hayvan sahipleri ve çiftçilere modern ve bilimsel üretim, ekili alanlar ile çiftçi mallarını koruma konularında konferans verildi. Kulu Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu nda gerçekleştirilen konferansa Kaymakam Hüseyin Avcı, Belediye Başkanı Ahmet Yıldız, Garnizon Komutanı Mikail Arıkan, Ziraat Odası Başkanı İsmet Erdoğan, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Tufan SÜRÜ YÖNETİMİ KURSU AÇILDI Kulu Ziraat Odası Başkanlığı, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü, İşbirliği ile organize edilen Sürü Yönetimi Kursu açıldı. Kursun açılışına İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı, Garnizon Komutanı ve diğer kurum amirleri katıldı. Ziraat Odası Başkanı İsmet Erdoğan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin modern ve bilimsel üretim yapmaları amacıyla eğitim çalışmalara çok önem verdiklerini belirtti. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Çetin Çelikkaya da 120 saat sürecek kursa 71 kursiyerin kayıt yaptırdığını, 120 saat sürecek Kulu Ziraat Odası Kaya, Milli Eğitim Müdürü Ayhan Yapar, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanı Mehmet İnal, Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı Menderes Orhan, Halk Eğitim Merkez Müdürü Çetin Çelikkaya, hayvan sahipleri ve çiftçiler katıldı. Konferansta konuşma yapan Ziraat Odası Başkanı İsmet Erdoğan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin modern ve bilimsel üretim yapmaları amacıyla eğitim çalışmaları içinde olduklarını söyleyerek, 500 küçükbaş hayvanı olan yetiştiricilerin her yıl 5 bin TL destek başvurusu yapabileceklerini ifade etti. İlçe Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürü Tufan Kaya ise, hayvan sahiplerine sürü yöneticisi, merada hayvan bakımı, sürü yöneticiliğinde güvenlik, küçükbaş hayvan kayıt bakım ve ıslahı, barınak ortamı, küçükbaş hayvanlarda zapturapt, küçükbaş hayvan besleme ve besleme hastalıkları konularını içeren bilgilerin verildiğini söyledi. Kaymakam Hüseyin Avcı, Belediye Başkanı Ahmet Yıldız, Garnizon Komutanı Mikail Arıkan yaptıkları konuşmalarda sürü sahiplerine sürülerini ekili alanlarda kesinlikle otlatmamalarını ve bu konuda cezai işleme tabi tutularak zarara uğramamaları için uyarılarda bulundu. olan eğitim sonrasında kursiyerlere sertifikalarının törenle verileceğini belirtti. Bu arada, ilçedeki hayvan sahipleri ve çiftçilere modern ve bilimsel üretim, ekili alanlar ile çiftçi mallarını koruma konularında konferans verildi. Konferansa Kaymakam Hüseyin Avcı, Belediye Başkanı Ahmet Yıldız, Garnizon Komutanı Mikail Arıkan, Ziraat Odası Başkanı İsmet Erdoğan, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Tufan Kaya, Milli Eğitim Müdürü Ayhan Yapar, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanı Mehmet İnal, Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı Menderes Orhan, Halk Eğitim Merkez Müdürü Çetin Çelikkaya, hayvan sahipleri ve çiftçiler katıldı. 70 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 71

35 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN TARIM DANIŞMANLARI İÇİN YENİ ARAÇ ÖTV KALKARSA ÇİFTÇİMİZ RAHAT NEFES ALACAK Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, ÖTV nin kalktığı zaman çiftçinin rahat bir nefes alacağını söyleyerek, "ÖTV kalkmazsa çiftçimizin durumu çok zor olacak" dedi. Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, Tekirdağlı çiftçinin sorunları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Geçen yılın sonlarına doğru yağan yağmurların, verim açısından etkili olduğunu Susurluk Ziraat Odası Susurluk Ziraat Odası Başkanı Özkan Gürkök, çiftçilere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla Tarım danışmanları için her türlü arazi şartlarına uygun 4X4 araç alındığını bildirdi. Oda bünyesinde görev yapan üç Tarım Danışmanı ile bölge çiftçisinin daha kaliteli ürünler yetiştirmesini hedeflediklerini belirten Başkan Gürkök, danışmanların çalışmalarının yöreye uygun ürünler ve hastalık zararlıdan ari ürünler yetiştirilmeye başlandığını vurguladı. Gürkök, Çiftçilerimiz danışmanlık hizmetinden ücretsiz olarak yararlanıyor. Ziraat Odamıza üye çiftçilerimizden Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı, kuruda 100 dönüm ve üzeri, sulu tarımda 50 dönüm ve üzeri, 10 dönüm üzerinde bağ ve meyve bahçesi bulunan üreticilerimiz tarımsal danışmanlık hizmeti ve desteklemeden faydalanabiliyor bilgisini verdi. Süleymanpaşa Ziraat Odası ve çiftçinin elinde ayçiçeği ile kanolanın yoğun olduğunu söyleyen Saygı, şöyle devam etti: "Ancak soğanların birazı tarlalarda kaldı. Onun haricinde karpuzda da çiftçilerimiz mağdur oldu. Geçen yıl karpuz para yapmadı. Ama ayçiçeği, buğday ve kanolalarda verim olarak çok güzel bir yıl yaşadık. Bunlarda güzel bir verim aldık. Kanolanın fiyatları bu yıl iyi gidiyor. Ama ayçiçeği fiyatları istediğimiz gibi olmadı, buğday da aynı şekilde. Buğdayda bu yıl satış ofisinin açılmamasından dolayı epey bir sıkıntı yaşadı çiftçilerimiz. Cumhuriyet tarihinde ilk defa buğday satış ofisi açılmadı." Ocak ayının ortalarına doğru Tekirdağ da meydana gelen lodostan, seracılık yapan çiftçilerin etkilendiğini söyleyen Saygı, "Tekirdağ da meydana gelen lodos bizi epey bir etkiledi. Uzun yıllardan beri görmediğimiz bir lodosla karşılaştık. Bu afet çok zarar verdi çiftçimize. Çiftçilerimiz bizlere ve Tarım İl Müdürlüğüne müracaat ettikten sonra bazı tespitleri yapıldı. Onun ötesinde kanolada erken ekilenlerde bir sıkıntı olmadı ama geç ekilen kanolalarda donma tehlikesi oldu" dedi. EĞİTİM OLUMLU SONUÇ VERDİ Eskişehir Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, çiftçilere son iki yıldır verilen eğitimlerle yem ihtiyaçlarını kendilerinin karşılamasının hayvancılığı daha kârlı hale getirildiğini söyledi. Buluşan, çiftçilerin kendi hayvanlarının ihtiyacı olan yemi üretmelerinin yarı yarıya bir kar sağladığını belirtti. Bu konuda son ÇİFTÇİMİZ SÖZLEŞMELİ TARIMA YÖNELMELİ Tepebaşı Ziraat Odası iki yıl içinde eğim verdiklerini anlatan Süleyman Buluşan, "Kaba yem en çok tercih edilen yem biçimi. Çiftçiler, rasyon hazırlayarak, hayvanların daha dengeli beslenmesini sağlıyorlar. Hayvanın yaşı, et veya süt hayvanı olması, yaşa bağlı enerji ve protein oranı da rasyon hazırlarken dikkat edilmesi gereken unsurlardır. Hayvan yetiştiricilerimizin de kendi yetiştirdikleri yemden memnun olukları bir gerçek. Fabrika yemleri süt verimini arttırıyor ama kendi yetiştirdikleri yemle süt veriminin yanında et veriminin de fazla olduğunu söylüyorlar. Kendi yetiştirdikleri yemlerin besin değerinin daha fazla oluyor. Bir de maliyet olayı var, hayvan yetiştiricileri kendi yemlerini ürettiklerinde yarı yarıya kadar kara geçiyorlar'' dedi. Bu eğitimler sayesinde hayvan yetiştiricilerinin dışarıdan iki misli fiyata artık ezme almadıklarını anlatan Buluşan, ''Kendi ürettikleri yem bitkileri (yonca, fiğ), mısır, arpa ile beslenme maliyetini asgariye indirerek hayvancılığı karlı hale getiren üreticilerimizin sayısı artmıştır. Ülke olarak yem bitkilerine yapılan desteğin ve eğitimlerin arttırılması ile hayvancılığı bilinçli ve planlı hale getireceğiz. Yani kısacası her şey üretim üretim ve üretim'' diye konuştu. Yenişehir Ziraat Odası de 15 bin dönüm biber ekiliyordu. Şimdi de aynı şekilde ekim yapılıyor. Fakat eskiden ilçemizde 40 ihracatçı firma varken şimdi 15 lere düştü. Üstelik hep aynı çeşit mahsul var diye konuştu. Yenişehir biberinin eskiden iç piyasada da çok tüketildiğini belirten Sadi Aktaş, Artık Türkiye nin bir çok bölgesinde biber ekiliyor. Bu yüzden bizim çiftçimiz hem az ekecek, hem de değişik biber çeşitleri ekecek. Başka türlü para kazanması mümkün değil dedi. Başkan Aktaş, mahallelere gidip çiftçiyi bilgilendirdiklerini sözlerine ekledi. Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş, çiftçinin sözleşmeli tarıma yönelmesi gerektiğini söyledi. Çiftçinin, tohumluk ve slajlık mısır, taahhütlü bezelye gibi ürünlere yönelmesi gerektiğini belirten Başkan Aktaş, Ayrıca klasik biber ekiminden ayrı ihracat firmalarının istediği biber ve değişik ürünlere yönelmeli. İhracat firması ilçemizde istediği ürünleri bulamayınca başka yerlere gidiyor. Avrupa artık kilo ile alım yapmıyor, gram ile alım yapıyor. Bu yüzden renk ve çeşitte Avrupa nın istediği ürünlere yönelinmeli. İşçilik maliyetleri çok yüksek. Çiftçi fazla ekim yaptığında kazancını işçilere veriyor. Ama küçülse ve aile tarımına yönelse daha çok kazanacak. Yenişehir de eskiden 72 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 73

36

37 TZOB

38 Resmi Gazete de Yayımlanan Tarımla İlgili Kanun, Karar, Yönetmelik ve Tebliğler 4 Şubat 2015 Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik 7 Şubat /7253 Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar 12 Şubat 2015 Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Ana Statüsünde Değişiklik Yapılmasına Dair Ana Statü 14 Şubat 2015 Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulunun 10/2/2015 Tarihli ve 2015/1 Sayılı Kararı 17 Şubat Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 19 Şubat /7258 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Taşra Teşkilatında, 5 Adet İlçe Müdürlüğü Kurulması Hakkında Karar 21 Şubat 2015 Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi ( ) ile İlgili 31/12/2014 Tarihli ve 2014/45 Sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı

ZİRAAT ODALARI ÇİFTÇİMİZİN YİNE SESİ OLDUK TZOB GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR 2014 YILINDA DA YAZILI BASINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDU

ZİRAAT ODALARI ÇİFTÇİMİZİN YİNE SESİ OLDUK TZOB GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR 2014 YILINDA DA YAZILI BASINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDU ÇİFTÇİMİZİN YİNE SESİ OLDUK TZOB GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR 2014 YILINDA DA YAZILI BASINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDU TZOB Genel Başkanı Bayraktar Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,

Detaylı

- Çalıştay Hakkında...4. - Protokol...5. - Protokol Konuşmaları...6. - Konuşmacılar...15. - Çalıştay Sonuç Raporu...17. - Değerlendirme...

- Çalıştay Hakkında...4. - Protokol...5. - Protokol Konuşmaları...6. - Konuşmacılar...15. - Çalıştay Sonuç Raporu...17. - Değerlendirme... 1 İÇİNDEKİLER - Çalıştay Hakkında...4 - Protokol...5 - Protokol Konuşmaları...6 - Konuşmacılar...15 - Çalıştay Sonuç Raporu...17 - Değerlendirme...44 - Çalıştay dan Kareler...47 3 ÇALIŞTAY HAKKINDA AMAÇ:

Detaylı

TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ

TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI Ş. ŞEMSİ BAYRAKTAR IN TZOB 24 ÜNCÜ GENEL KURUL TOPLANTISI AÇIŞ KONUŞMASI TZOB 24 ÜNCÜ GENEL KURUL TOPLANTISI 18-19-20 Mayıs 2007-Ankara

Detaylı

JEOTERMAL SERALARDA HEDEF, 30 BİN DEKAR 2023 DE 600 MW ELEKTRİK ÜRETİMİ HEDEFLİYORUZ

JEOTERMAL SERALARDA HEDEF, 30 BİN DEKAR 2023 DE 600 MW ELEKTRİK ÜRETİMİ HEDEFLİYORUZ 4 Ayda Bir Yayınlanır. ÜCRETSİZDİR Yıl: 3 Sayı: 6 Ekim 2012 ISSN 1302-4388 JEOTERMAL SERALARDA HEDEF, 30 BİN DEKAR GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER JEOTERMAL KAYNAK UYGULAMALARINDAN

Detaylı

Benim Projem Destek Rehberi Yapı Kredi KOBİ lerin yanında!

Benim Projem Destek Rehberi Yapı Kredi KOBİ lerin yanında! yapıkredi.com.tr 444 0 448 Benim Projem Destek Rehberi Yapı Kredi KOBİ lerin yanında! İçindekiler Yapı Kredi KOBİ Bankacılığı 1 KOBİ lere hibe ve destek programları Destek programlarından hangi konularda

Detaylı

DEV HANGİ ÜNLÜ HANGİ SEKTÖRE MAKARNA ÜRETİMİNDE NASIL DÜNYA 5.Sİ OLDUK? İHRACATIN BAŞKANLARINA GÖRE YENİ TEŞVİK SİSTEMİ KONYA ŞEKER 700 MİLYON $

DEV HANGİ ÜNLÜ HANGİ SEKTÖRE MAKARNA ÜRETİMİNDE NASIL DÜNYA 5.Sİ OLDUK? İHRACATIN BAŞKANLARINA GÖRE YENİ TEŞVİK SİSTEMİ KONYA ŞEKER 700 MİLYON $ Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi Yıl 1 Sayı 5 Mayıs 2012 Fiyatı: 10 TL TİKA, UMUT OLDU TİKA, KARA KITAYA RÖNESANS'TAN DEV YATIRIM OTO FUARLARA 7 MİLYON ZİYARETÇİ KATILDI DOĞTAŞ 65 ÜLKEYE İHRACAT İHRACAT

Detaylı

49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU 49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Ankara Sanayi Odası 49. Yıl Başarı Ödül Töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın katılımıyla 27 Aralık 2012 tarihinde yapıldı. Törene, Başbakan Erdoğan

Detaylı

Kırklareli. Bartın. Kastamonu. İstanbul. Zonguldak. Karabük. Yalova. Adapazarı Bolu. Çankırı. Bilecik. Bursa. Ankara. Kırıkkale. Balıkesir.

Kırklareli. Bartın. Kastamonu. İstanbul. Zonguldak. Karabük. Yalova. Adapazarı Bolu. Çankırı. Bilecik. Bursa. Ankara. Kırıkkale. Balıkesir. TÜRKİYE NİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ VE NÜFUS HAREKETLERİ TÜRKİYE NÜFUSUNUN YAPISAL ÖZELLİKLERİ - Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı - Çalışan Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı - Nüfusun Cinsiyete

Detaylı

Birlik beraberlik bozulmadı

Birlik beraberlik bozulmadı ATIKLARDAN ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞLADI Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, TÜBİTAK destekli Zeytin Atıklarından Elektrik Enerjisi Üretme Ar-Ge Projesi nde enerji üretiminin başladığını açıkladı.

Detaylı

ERGOBizK fl 2010-Say. ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r

ERGOBizK fl 2010-Say. ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r 01 ERGOBizK fl 2010-Say ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r Ak n Kozano lu: "Ana hedefimiz, sahip oldu umuz küresel güç ve tecrübeyle Türkiye sigorta ve emeklilik pazar nda daima

Detaylı

Tarım ve gıda, insan yaşamının sürdürülmesinde olmazsa olmazlardan. 62 milyar $ la Avrupa tarımında lider olduk 3 RÖPORTAJ 8 YENİ ÜRÜN 7 ÖDÜL

Tarım ve gıda, insan yaşamının sürdürülmesinde olmazsa olmazlardan. 62 milyar $ la Avrupa tarımında lider olduk 3 RÖPORTAJ 8 YENİ ÜRÜN 7 ÖDÜL 1 PINAR ÜRETİCİSİNİN GAZETESİ SAYI: 117 / Ocak 2014 / 20.000 ADET 62 milyar $ la Avrupa tarımında lider olduk Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, 62.5 milyar dolarlık hasılasıyla Türk tarımında

Detaylı

Avrupa Birliği ne Yönelik Düzenlemeler Çerçevesinde Türk Tarım Politikaları ve Sektörün Geleceği Üzerine Etkisi

Avrupa Birliği ne Yönelik Düzenlemeler Çerçevesinde Türk Tarım Politikaları ve Sektörün Geleceği Üzerine Etkisi YÖNETİM VE EKONOMİ Yıl:2006 Cilt:13 Sayı:2 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. MANİSA Avrupa Birliği ne Yönelik Düzenlemeler Çerçevesinde Türk Tarım Politikaları ve Sektörün Geleceği Üzerine Etkisi Neslihan

Detaylı

GAYRİMENKUL DEĞERLEME SEKTÖRÜNÜN HABERLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM YENİ 2B DÜZENLEMESİ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. Değerlemede Öncü...

GAYRİMENKUL DEĞERLEME SEKTÖRÜNÜN HABERLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM YENİ 2B DÜZENLEMESİ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. Değerlemede Öncü... GAYRİMENKUL DEĞERLEME SEKTÖRÜNÜN ARTIBIR MART HABERLERİ 2013 KENTSEL DÖNÜŞÜM YENİ 2B DÜZENLEMESİ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ Değerlemede Öncü... Günümüzün en gözde mesleklerinden S.P.K. Lisanslı Gayrimenkul Değerleme

Detaylı

AYDIN ORGANİK VE İYİ TARIM YOL HARİTASI RAPORU

AYDIN ORGANİK VE İYİ TARIM YOL HARİTASI RAPORU AYDIN DA ORGANİK VE İYİ TARIM UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI STRATEJİSİ VE YATIRIM ÖNERİLERİ ANALİZİ PROJESİ AYDIN ORGANİK VE İYİ TARIM YOL HARİTASI RAPORU 02/05/2014 ZOBU CONSULTING impartially on

Detaylı

Bireysel Emeklilik Sistemi Gelişim Raporu

Bireysel Emeklilik Sistemi Gelişim Raporu Bireysel Emeklilik Sistemi Gelişim Raporu 28 Bireysel Emeklilik Sistemi Gelişim Raporu 28 bes28gr@egm.org.tr Bu raporun elektronik versiyonuna ve seçilmiş istatistiklerin verilerine www.egm.org.tr/bes28gr.htm

Detaylı

2008 UYGULAMA RAPORU HAYATBOYU ÖGRENME PROGRAMI (LLP) - ducation and Traini~ AB EGiTiM VE GENÇLiK PROGRAMLARI MERKEZi BAŞKANllGI ~ Eğitim ve Kültür ~

2008 UYGULAMA RAPORU HAYATBOYU ÖGRENME PROGRAMI (LLP) - ducation and Traini~ AB EGiTiM VE GENÇLiK PROGRAMLARI MERKEZi BAŞKANllGI ~ Eğitim ve Kültür ~ 2008 UYGULAMA RAPORU HAYATBOYU ÖGRENME PROGRAMI (LLP) - ducation and Traini~ AB EGiTiM VE GENÇLiK PROGRAMLARI MERKEZi BAŞKANllGI ~ Eğitim ve Kültür ~ ÖNSÖZ 1999 yılında başlayan adaylık sürecinin

Detaylı

Özışık'a stratejik görev

Özışık'a stratejik görev Durmuş Tanış: 'İşi ehline veririm' Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Kariyer Günlerine katılan Tanışlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı hemşehrimiz Durmuş Tanış başarı hikayesini anlattı. Yozgat

Detaylı

KONYA TİCARET ODASI TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİM, AB YE UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİMİN DURUMU VE KONYA YA İKİNCİ BİR ÜNİVERSİTE İHTİYACI

KONYA TİCARET ODASI TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİM, AB YE UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİMİN DURUMU VE KONYA YA İKİNCİ BİR ÜNİVERSİTE İHTİYACI KONYA TİCARET ODASI TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİM, AB YE UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİMİN DURUMU VE KONYA YA İKİNCİ BİR ÜNİVERSİTE İHTİYACI Etüd-Araştırma Servisi Nisan 2008 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 BİRİNCİ

Detaylı

ZİRVE SONUÇ kitabı. www.balkanekonomizirvesi.com

ZİRVE SONUÇ kitabı. www.balkanekonomizirvesi.com ZİRVE SONUÇ kitabı www.balkanekonomizirvesi.com www.balkanekonomizirvesi.com / 3 1. RUMELİSİAD ULUSLARARASI BALKAN EKONOMİ ZİRVESİ 01-02 ARALIK 2012 PROJE SAHİBİ DESTEKLEYEN KURUMLAR I. RUMELİSİAD ULUSLARARASI

Detaylı

Haber. Toprağın Tadı Dergisi nin ücretsiz ekidir.

Haber. Toprağın Tadı Dergisi nin ücretsiz ekidir. Haber Toprağın Tadı Dergisi nin ücretsiz ekidir. BAYRAMDAN SONRA DA BAYRAM Konya bayram coşkusunu 6 yeni fabrikanın açılışı ile uzatıyor 1954 yılında tamamladığı ilk PANAGRO Et-Süt Entegre Gıda Kompleksi

Detaylı

Türkiye nin her yerinde aynı kalitede hizmet alıyoruz. Hilton Worldwide Türkiye: Çukurova Bölge Direktörlüğü: Müşterilerimizin çözüm ortağıyız

Türkiye nin her yerinde aynı kalitede hizmet alıyoruz. Hilton Worldwide Türkiye: Çukurova Bölge Direktörlüğü: Müşterilerimizin çözüm ortağıyız Sayı: 5 Eylül 2014 Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır ISSN: 2148-4619 Çukurova Bölge Direktörlüğü: Müşterilerimizin çözüm ortağıyız Zaman Yolcusu: "Dinlemenin" kısa tarihi Güvenli

Detaylı

İklim Değişikliğinin Tarımsal Ürünlere Etkisi Üzerine Bir Araştırma Projesi. Proje No; TR51/12/TD/01/020

İklim Değişikliğinin Tarımsal Ürünlere Etkisi Üzerine Bir Araştırma Projesi. Proje No; TR51/12/TD/01/020 Karapınar Ziraat Odası İklim Değişikliğinin Tarımsal Ürünlere Etkisi Üzerine Bir Araştırma Projesi Proje No; TR51/12/TD/01/020 Hazırlayanlar Prof. Dr. Süleyman SOYLU Prof. Dr. Bayram SADE 2012-KONYA 1

Detaylı

Promosyonlar çalışanlara dağıtılıyor. Önergelerimiz ve raporumuz Şûraya damgasını vurdu. Avea ya Sus! dedik

Promosyonlar çalışanlara dağıtılıyor. Önergelerimiz ve raporumuz Şûraya damgasını vurdu. Avea ya Sus! dedik M E M U R - S E N K O N F E D E R A S Y O N U EGITIM-BIR-SEN E Ğ İ T İ M C İ L E R B İ R L İ Ğ İ S E N D İ K A S I H A B E R B Ü L T E N İ S A Y I : 3 5 Y I L : 6 A R A L I K 2 0 0 6 Avea ya Sus! dedik

Detaylı

Uluabat yok olmasın! Mayıs - Haziran 2009 Sayı:3 YENİ TEŞVİK YASASI OSBÜK TE 2.YILMAZ DÖNEMİ

Uluabat yok olmasın! Mayıs - Haziran 2009 Sayı:3 YENİ TEŞVİK YASASI OSBÜK TE 2.YILMAZ DÖNEMİ YENİ TEŞVİK YASASI OSBÜK TE 2.YILMAZ DÖNEMİ ÇALIŞMA HAYATINDA ÇİLE BİTİYOR! KÜRESEL KRİZDEN KURTULUŞ: E-TİCARET Mayıs - Haziran 2009 Sayı:3 Uluabat yok olmasın! HOSAB Arıtma Tesisi için çalışıyor Doğalgaz

Detaylı

TÜRKİYE NİN EN BÜYÜK İLK 1000 İHRACATÇI FİRMASI

TÜRKİYE NİN EN BÜYÜK İLK 1000 İHRACATÇI FİRMASI 2013 TÜRKİYE NİN EN BÜYÜK İLK 1000 İHRACATÇI FİRMASI 2013 Yılı Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan İhracat İlk 1000 firmamızı performansları nedeniyle yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Detaylı

ebülten Bülend Engin: ÇTSO olarak ilklere imza atan oda olduk ÇANAKKALE TİCARET VE SANAYİ ODASI ORTAK KOMİTE VE MECLİS TOPLANTISI YAPILDI

ebülten Bülend Engin: ÇTSO olarak ilklere imza atan oda olduk ÇANAKKALE TİCARET VE SANAYİ ODASI ORTAK KOMİTE VE MECLİS TOPLANTISI YAPILDI ETKİNLİKLER... 1 DUYURULAR... 8 İHALELER.... 10 FUARLAR... 11 DIŞ TİCARET TALEPLERİ. İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ. MEVZUAT... 11 ORTAK KOMİTE VE MECLİS TOPLANTISI YAPILDI Bülend Engin: ÇTSO olarak ilklere imza

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİNDE VE TÜRKİYE DE TARIMSAL ÖRGÜTLENME

AVRUPA BİRLİĞİNDE VE TÜRKİYE DE TARIMSAL ÖRGÜTLENME T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI Dış İlişkiler ve Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı AVRUPA BİRLİĞİNDE VE TÜRKİYE DE TARIMSAL ÖRGÜTLENME AT Uzmanlık Tezi Semiha KÖROĞLU AT Uzman Yardımcısı

Detaylı

TÜRKİYE KENDİ OTOMOBİLİNİ ÜRETEBİLİR Mİ

TÜRKİYE KENDİ OTOMOBİLİNİ ÜRETEBİLİR Mİ YIL : 15 SAYI : 77 EYLÜL 2014 ULUSAL SANAYİCİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ NİN YAYIN ORGANIDIR TÜRKİYE KENDİ OTOMOBİLİNİ ÜRETEBİLİR Mİ TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: Üretimin Sürdürülebilirliği Açısından

Detaylı

Tüketici odaklı olmak...

Tüketici odaklı olmak... AYIN RÖPORTAJI a 6 ISSN: 1309-0054 Sayfa 5 Sayfa Sayfa 5 65 Sayfa 9 OCAK-ŞUBAT 2014 www.deloitte.com.tr Tüketici odaklı olmak... Tüketiciyi merkeze alma odaklı bir dönüşüm sürecini, Deloitte işbirliğiyle

Detaylı