*192101* Ayl k Siyasi Gençlik Dergisi * Say : 132 *Nisan 2008 *Fiyat : 1 YTL * ISSN:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "*192101* Ayl k Siyasi Gençlik Dergisi * Say : 132 *Nisan 2008 *Fiyat : 1 YTL * ISSN: 1302-7506"

Transkript

1 *192101* Ayl k Siyasi Gençlik Dergisi * Say : 132 *Nisan 2008 *Fiyat : 1 YTL * ISSN:

2 Newroz eyleminde polis taraf ndan herkesin gözü önünde kolu k r lan kardeflimize sözümüzdür; Güzel günler görece iz Güzel günler görece iz çocuklar Motorlar maviliklere sürece iz Çocuklar inan n, inan n çocuklar Güzel günler görece iz, güneflli günler Motorlar maviliklere sürece iz Hani flimdi bizde Cumalar, pazarlar çiçekli bahçeler vard r, Yaln z cumalar, yaln z pazarlar Hani flimdi biz bir peri masal dinler gibi seyrederiz Ifl kl caddelerde ma azalar, Hani bunlar 77 katl yekpare camdan ma azalard r. Hani flimdi biz hayk r r z Cevap: Aç l r kara kapl kitap: Zindan Kay fl kapar kolumuzu K r lan kemik, kan Hani flimdi bizim sofram za Haftada bir et gelir Ve, çocuklar m z iflten eve Sapsar iskelet gelir Hani flimdi biz nan n, güzel günler görece iz çocuklar Güneflli günler görece iz Motorlar maviliklere sürece iz çocuklar Ifl kl maviliklere sürece iz Çocuklar inan n, inan n çocuklar Güzel günler görece iz güneflli günler Motorlar maviliklere sürece iz NAZIM H KMET Güzel günler görece iz

3 Ç D E K L E N R SUNU Merhabalar, Yeni say m zda dergimiz yeni bir biçimle karfl n za ç k yor. Görsel yönü daha zengin, daha okunabilir ve kullan fll bir dergi için okurlar m z n elefltiri ve önerilerini bekliyoruz. Bu say m zda YDG olarak devrimci ve demokratik gençlik hareketinin de ilgisini çekece ini düflündü ümüz çeflitli yaz lara yer veriyoruz. Gençli e söz ve karar hakk n n tan nmas ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kald r lmas üzerinden devam eden kampanyam z n politik yönden derinleflmesine hizmet edece ini düflündü ümüz bu yaz larla genel sürece kendi cephemizden katk sunmay hedefliyoruz. Bu do rultuda gençlik hareketinde önemli bir gündem oluflturan Genç-Sen üzerine bir de erlendirmeye sayfalar - m zda yer veriyoruz. Bununla birlikte düzenin ö rencilere bir lütufmufl gibi sundu u Ulusal Ö renci Konseyi üzerine de bir analize yer vererek bu örgütlülü ün ö renci gençlik aç s ndan bir haktan öte bir kand rmaca oldu unu gözler önüne seriyoruz. Ayr ca devrimci dayan flman n güçlenmesi ve devrimci saflarda demokratik bilincin geliflmesi aç s ndan polemik yaz lar na önem veriyoruz. Bu do rultuda bu say m zda DGH l dostlar m z n genel siyasi hatt üzerine bir elefltiri yaz s na yer veriyoruz. Gençli in örgütlendi i araçlardan biri olan TMMOB Ö renci Kollar üzerine bir de erlendirme de söz konusu örgütlenmenin olumlu ve olumsuz yanlar - n özetlemektedir. Bu say m zda emperyalizmin ülkemizde ve Avrupa genelinde ö renci gençli in e itim ve mesleki haklar na sald r lar n özetleyen projesi olan Bologna Süreci do rultusunda May s 2007 y l nda gerçekleflen Londra Toplant s n n belgelerinin analizine yer veriyoruz. Emperyalizmin 2010 y l na kadarki ve sonras ndaki planlar n anlamak ve önümüze gelecek sald r lar öngörebilmek aç s ndan bu araflt rmalara önem veriyoruz. Dergimizde ayr ca Mart ay içinde yo unlaflan sivil faflist sald r - lara karfl verilen direnifllere, emekçilerin yükselen eylemlerine ve Kürt halk n n Newroz dönemindeki direngenli i üzerine yaz ve haberlere de yer veriyoruz. Mart ay n n direngenli ini 1 May s a tafl ma görevi devrimcilerin sorumlulu undad r. Yo un ve militan bir mücadeleyle direnifli büyütmek için fedakarca ve kolektif flekilde harekete geçelim! syan Ankara da faflist sald r ve direnifl... 7 Newroz isyand r Özgür Okul TMMOB ö renci kollar içinde söz ve karar hakk istiyoruz! Forum Almanya da ö renciler üniversite yönetimine nas l kat l yor? Ufuk Ö renci Konseyleri neyi amaçl yor? Denge Ciwane Avrupa da Bologna Dünyada Bologna Kolektifin Sesi Gençli e Notlar Genç-Sen üzerine DGH nereye gidiyor? Göçmen Genç YDG Kad n Komisyonu Amaçlar ve Çal flma lkeleri Genç Kad n Emperyalist yasa tasar s : SSGSS Komünist ustalardan ö renelim! Bellek Haluk Zorusevmez UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY LTD. fit Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A a Mah. mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray-Fatih/ STANBUL Tel: (0212) FAKS: (0212) Sahibi ve Yaz iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask : Yön matbaac l k Tel: (0212) umutyayimcilik@ttmail.com ISSN Yeni Demokrat Gençlik in adresleri: yenidemokratgenclik@hotmail.com yenidemokratgenclik@yahoogroups.com BÜROLAR KARTAL: STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) Cep: ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI fihani NO:11 KAT:3 DA RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) Cep: ZM R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) Cep: MALATYA: SMET YE MAHALLES, N YAZ M SR CAD., ERSOY APT. NO: 9 TEL: (0422) Cep: ERZ NCAN: ORDU CAD. ORDU fihani KAT:3 TEL: (0 446) CEP: BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) Cep: MERS N: S L FKE CAD. ÇAVDARO LU fihani KAT: 3 NO: 118 MERS N CEP: AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: FAKS: BANKA HESAP NUMARALARI Selma fiahin Ziraat Bankas stanbul/aksaray fiubesi Euro Hesab : TL Hesab : Vakflart Bankas stanbul/aksaray fiubesi

4 4 Yeni Demokrat Gençlik Bahar n direngenli iyle 1 May s a! Ülke gündeminin oldukça yo un oldu u ve s kça de iflti i bir süreçten geçiyoruz. Ezilenlerle ezenler aras ndaki mücadelenin bir sonucu olan bu süreç birçok burjuva ak m aç s ndan anlafl lmaz veya karmafl k olarak görülse de bizler aç s ndan sürecin nedenleri ve izledi i istikamet oldukça nettir. Ülke gündeminin oldukça yo un oldu u ve s kça de iflti i bir süreçten geçiyoruz. Ezilenlerle ezenler aras ndaki mücadelenin bir sonucu olan bu süreç birçok burjuva ak m aç s ndan anlafl lmaz veya karmafl k olarak görülse de bizler aç s ndan sürecin nedenleri ve izledi i istikamet oldukça nettir. Dünyaya hakim olan emperyalist-kapitalist sistem ciddi bir kriz içindedir. Krizleri yap sald r, ufak önlemlerle çözülebilecek gibi de ildir. Emperyalist sistemin en önemli gücü olan ABD nin resesyona girdi i, ekonomik aç dan büyük sorunlar yaflad art k medyada s kça duyulan bir belirleme oldu. ABD Merkez Bankas n n flu an ald önlemlerin geçici, pansuman nitelikte oldu unu ABD li yetkililer dahi aç ktan belirtmektedir. Mortgage krizi, Citibank ve Merrill Lynch gibi büyük bankalar n bilançolar ndaki inan lmaz zararlar kaç n lmaz gidiflat n habercisidir. Prof. Korkut Ertürk, ABD nin kriziyle ilgili olarak daha hâla sonun bafl nday z ifadesini kullanarak süreci özetlemektedir. Ancak bu sorun sadece ABD ekonomisiyle s n rl de ildir. Çin de Bank of China n n da zarar ilan etmesi, ard ndan ngiltere de Northern Rock n kamulaflt - r lmas krizin tüm dünya çap nda etki yarataca n bizlere göstermektedir. ABD ekonomisinin resesyona girmesinin ABD emperyalizmine ba ml olan ülkemizde daha boyutlu flekilde hissedilece i aç kt r. Zaten 1929 Büyük Buhran ndan bu yana ABD birçok kez resesyona girmifl, ancak bunlar n baz lar dünya çap nda etki yaratmam flt. Ancak ülkemiz aç s ndan ABD nin girdi i her resesyonun anlam istisnas z flekilde kriz olmufltur. Gerçek iflsizli in % 10 un üzerinde seyretti i, cari aç n kendi rekorunu tekrar tekrar k rd -, finans ve bankac l k sisteminin neredeyse tamam - n n do rudan uluslararas flirketlerin eline geçti i ülkemiz, dünyadaki en hafif dalgalanmadan dahi ciddi flekilde etkilenmektedir. Emperyalizmin ekonomik krizinin derinleflmesini en çok hisseden ülkelerden biri olan ülkemizde bunun anlam daha fazla iflsizlik, yoksulluk, sefalet, halk karfl t reformlar vs.dir. Emekçiler ülkemize bahar getirdi Elbette bu, iflin bir boyutudur. Di er boyutunda ise halk m z n demokratik devrim mücadelesine öncülük eden komünistlerin 8. Oturumlar nda da vurgulad klar, halk m z n yaratt dipten gelen dalgan n yüzeye ç kaca öngörüsüdür. Bu öngörünün hakl l, oturumun üstünden henüz 1 y l geçmesine karfl n halk m z n çeflitli alanlarda tepkisini daha bariz flekilde ifade etmesinden anlafl lmaktad r. Ve bu e ilim ivme kazanmaya da devam edecektir. Sald r - lar daha güçlü, daha kitlesel, daha militan mücadelelerin koflullar n haz rlayacakt r. Son dönemde iflçi s n f n n ve emekçilerin yükse-

5 Yeni Demokrat Gençlik 5 len tepkisi gerici medyada dahi saklanamamakta, suni gündemler üzerinden kopar lan tüm gürültüye ra men gündemin üst s ralar ndaki yerini kaybetmemektedir. TEKEL iflçilerinin farkl illerde gerçeklefltirdikleri kitlesel eylemler, kendilerine sald ran polise karfl gösterdikleri direnç ortadad r. Tersane iflçilerinin köleli e isyan ülke gündeminde yank s n bulmufl ve devleti ad m atmaya zorlam flt r. Ve en son SSGSS ye karfl iflbirlikçi sendika yönetimlerinin tüm aksi çabalar na karfl n tabandan gelen bas nçla düzenlenen 2 saatlik ifl b rakma eylemi emekçiler taraf ndan büyük bir coflkuyla sahiplenilmifl ve ülke çap nda on binlerce emekçi yaln zca ifl b rakmakla kalmayarak sokaklara ç km fl, meydanlar doldurmufltur. Bu tepkinin büyüklü ü karfl s nda hükümet geri ad m atmak zorunda kalm flt r. Hükümetin IMF den kredi alabilmesi bu yasan n geçmesine ba l oldu u için kimi k smi tavizlerle ve sendika a alar ile diyalog görüntüsü ad alt nda S n r ötesi operasyondan baflar - s zl kla dönen devletin h nc n silahs z halk tarayarak ç karmaya çal flmas halk serh ldanlar n n gerçekleflmesini önlemek bir yana tetiklemektedir. süreç devletin lehine çözülmek istenmektedir. Ancak emekçilerin yükselen hareketinin böylesi basit tiyatro gösterileriyle dindirilmesi mümkün de ildir. Hayat flartlar n n her geçen gün kötüye gitti i, zaten s n rl olan sosyal haklar n budand, iflsizli in artmaya devam etti i, oldukça yüksek olan vergi yükünün yeni vergilerle artt r ld, sebzemeyvenin dahi et fiyatlar yla yar flt bu flartlar alt nda emekçilerin tepkisini ve bask s n kontrol alt na almalar mümkün de ildir. Bu hem hükümet aç s ndan hem de sendikalar n bafl - na çöreklenmifl olan sendika yönetimleri için geçerlidir. Newroz atefli serh ldanlarla harland Ezilenler aç s ndan bir di er mücadele alan n ise Kürt ulusunun imha ve inkar politikalar na karfl hayk rd talepler oluflturmaktad r. S n r ötesi operasyondan baflar s zl kla dönen devletin h nc n silahs z halk tarayarak ç karmaya çal flmas halk serh ldanlar n n gerçekleflmesini önlemek bir yana tetiklemektedir. Gerek operasyon esnas nda gerillay sahiplenerek gerekse de Newroz alanlar n doldurarak son y llar n en kitlesel, militan duruflunu sergileyen Kürt halk Van da, Mersin de, zmir de, Siirt de, Viranflehir de, Yüksekova da ve daha birçok flehirde bedeller ödeme pahas na askere ve polise karfl direnmifltir. Operasyon protestolar nda ve Newroz eylemlerinde katledilen 4 gence ra men direniflin büyüyerek sürmesi, cenaze törenlerinin kitlesel ve militan flekilde örgütlenmesi ve gençlerin barikat bafllar nda faflizme olan öfkelerini hayk rmalar oldukça de erlidir. Kürt halk, devletin yok etmekatletme ve ekonomik yard m vaatleri ile kand rma politikalar karfl s nda sinmeyecek kadar bilinçlidir ve düflman n iyi tan maktad r. Ezilen kitlelerin taleplerine karfl devletin gösterdi i tahammülsüzlü ün nedeni aç kt r. Bunu yaln zca AKP hükümetinin tasarrufu ile aç klamak mümkün de ildir. Devletin ülkemizdeki yap s ndan kaynakl olarak emekçilere ve Kürt ulusuna sald r lmaktad r. Ülkemizde hakim olan sistemin emperyalizme ba ml faflist bir düzen olmas ndan kaynakl kolluk kuvveleri silahs z halka atefl açmakta, en basit hak istemine coplarla, gazlarla sald rmaktad r. Dolay s yla bizim aç m zdan temel olarak iki taraf vard r: ezenler ve ezilenler, faflizm ve halk m z. Ezenlerin gündeminde taraf olmayal m Bu anlamda emekçilerin ve Kürt ulusunun mücadelesi sayesinde bekledikleri cevab halktan alamasa da egemen s n flar n kendi belirledikleri gündemler de sistemin yaflad krize yeni örnekler sunmaktad r. Üniversitelerde türban tart flmas n n yeterli etkiyi yaratmamas üzerine egemen s n flar n kendi içlerinde devam eden ç kar-güç mücadelesi daha da sertleflmifltir. Genifl kitleler ulusu taraf ndan zor durumda b rak lan AKP hükümetinin yard m na Yarg tay Baflsavc s koflmufl ve AKP ye kapatma davas açarak halk düflman yüzünü etti i hakaretlerle ortaya seren Erdo- an n bir anda mazlum-demokrat rolü oynamas için koflullar haz rlam flt r. Erdo an flehir flehir gezip mazlum edebiyat yaparken d flar da

6 6 emekçiler coplanmaya, Kürt gençleri ise kurflunlanmaya devam etmektedir. Bizim için net olan olgu iddia edildi i üzere AKP nin bu düzene muhalif-fleriat yanl s bir parti olmad d r. AKP nin mevcut düzenle hiçbir sorunu yoktur. Gerek AKP nin 5 y l aflk n prati inde gerekse de AKP kadrolar n n daha 80 li y llardan bu yana (ço unlukla hükümet olarak) sürdürdükleri görevlerinde görülece i üzere kurulu sistemin do al birer parças olduklar anlafl lmaktad r. Bununla beraber ülkemizin yar -sömürge statüsü nedeniyle egemen s n flar n efendileri olan ABD ve AB emperyalistleriyle AKP nin temelde hiçbir sorunu olmad gibi, emperyalizmin dayatt politikalar uygulamakta gösterdikleri ba l l kla efendilerinin deste ini de hissetmektedirler. AKP ye kapatma davas n n ard ndan gündeme gelen Ergenekon çetesi kapsam nda aralar nda lhan Selçuk, Ü eski rektörü Kemal Alemdaro lu ve Do u Perinçek in de oldu u birçok kiflinin gözalt na al nmas da yine ezenlerin kendi içindeki güç mücadelesinin bir yans mas d r. Nas l AKP fleriat için çaba harcayan bir parti de ilse kendilerine ulusalc diyen bu kesim de ça dafl ve laik de ildir. Bürokrat Yeni Demokrat Gençlik Kemalist kesimin oluflturdu u bu ç kar grubu da en az di erleri kadar faflist ve emperyalizme ba ml d r. Kopar lan gürültünün arkas nda hiçbir flekilde devletin niteli i ve emperyalizmle iliflkisi konusunda ayr m bulunmamaktad r. Bu mücadele bizim mücadelemiz de ildir. Bizim gerçek sorun ve taleplerimizi, özgür bir gelecek özlemimizi temsil etmemektedir. Halka karfl kurflun s kmada ortak olan, halk m z n eme i ve kan üzerinden bu soygun düzenini sürdürenlerin kendi aralar ndaki güç mücadelesinde bizim taraf olmam z mümkün de- ildir. Biz kendi kavgam z, kendi bayra m z alt nda veriyoruz. Biz Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk n n reddedilmesini, Kürt ulusu ve di er milliyetler üzerindeki her türlü ayr mc l ve inkar reddediyoruz. Biz emekçilerin yo un bir sömürü ve bask alt nda çal flt r lmalar na, her türlü haklar n n gasp edilerek geleceklerinin çal nmalar n n karfl ç k - yoruz. Ba ms z bir ülke, özgür bir gelecek ve gerçek demokrasi için Demokratik Halk Devrimi ni savunuyor ve bu u urda ezilen tüm kitlelerin gerçek ç karlar için mücadele ediyoruz. Gerçek taleplerimiz için kampanyam za kat lal m! Bu gerçeklik içinde kampanyam z n anlam da daha iyi anlafl lmaktad r. Gençli in kendisini ve gelece ini ilgilendiren her türlü konuda söz ve karar hakk n ve örgütlenme özgürlü ünü savunan kampanyam zla hem alanlara ç kan halk m za hem de bulundu umuz alanlardaki kitlelere alternatifsiz olmad m z, sorunlar m z bireysel de il birleflerek çözebilece imizi, kendimizi ilgilendiren konularda en do ru olan bulabilece imizi, sistemin bizi örgütsüzlefltirerek, birbirimizden kopararak ve suni saflaflmalar yaratarak bölerek yönetti ini anlatmak için elimizde çok say da veri bulunmaktad r. Sürecin hareketlili i devam edecektir. Önümüzde s n f mücadelesi aç s ndan önemli bir hesaplaflma alan olan 1 May s var. Mart ay nda bahar erken getiren emekçilerin coflkusunu, Newroz da isyan atefllerini tutuflturan Kürt halk n n direngenli- ini devrimci gençli in militan gelene i ile birlefltirerek 1 May s faflizmden hesap sorma alan na çevirelim, gelece in ellerimizde oldu- unu cesaretle hayk ral m!

7 Yeni Demokrat Gençlik 7 Ankara da faflist sald r ve direnifl 24 Mart Pazartesi günü Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co rafya Fakültesi nde son günlerde üniversitelerde yo un flekilde yaflanan faflist sald r lara bir yenisi daha eklendi. Bir ö renciyi sat rla yaralayan eli kanl ülkücü faflistler bir sonraki gün de sald r lar na devam etti. Fakültenin yemekhanesinde devrimci ve demokrat ö rencilere sald ran faflistler anti-faflist direniflle karfl laflt lar. Ülkücü faflistlerin sald r lar n müdahale etmeden izleyen polis, direnifl karfl s nda ö rencilere gaz bombalar ile sald rd. Bir süre olaylar sakinleflti, ancak toplu bir flekilde okuldan ç k p bas n aç klamas yapmak isteyen ö rencileri polisin tehdit etmesi sonucu tekrar çat flma yafland. Ard ndan polis taraf ndan üç devrimci-demokrat ö renci gözalt na al nd. Polis ablukas na ra men ö renciler fakülteden Yüksel Caddesi ne kadar Faflizme karfl omuz omuza! ve Yaflas n devrimci dayan flma! sloganlar yla yürüyüp, di er üniversitelerden gelen ö rencilerin de kitlesel kat l m yla birlikte bas n aç klamas yapt lar. Ayn saatlerde Ankara Üniversitesi Tando an Kampüsü nde yine benzer flekilde ülkücü faflistlerin afifl asmak isteyen ö rencilere sald r p yaralad haberinin gelmesiyle birlikte ö renciler kitlesel bir flekilde Tando an Kampüsu ne geçtiler. Kampüs içinde rektörlü- ün ve polisin müdahalesine ra men eylem yapan 500 kadar ö renci daha sonra yine Yüksel Caddesi nde bas n aç klamas yaparak da ld. Bir sonraki gün DTCF deki olaylar s ras nda gözalt na al - nan üç ö rencinin tutukland n n haberinin gelmesiyle birlikte anti-faflist ö renciler 27 Mart tarihinde bir bas n aç klamas düzenlediler. Okunan bas n aç klamas nda üniversitede insanlar öldürmeye teflebbüs eden faflistlerin ellerini kollar n sallayarak aram zda dolafl rken devrimci, demokrat, anti-faflist ö rencilerin hapishanelere gönderildi ine dikkat çekildi. Üniversitelerin gerçek sahiplerinin ö renciler olmas karfl s nda polisin üniversiteden ç kmas, soruflturmalar n son bulmas, tutuklu arkadafllar n serbest b rak lmas gerekti i vurguland. Okullarda Polis flgali Ve Soruflturmalar Son Bulsun! Söz, Eylem Hakk m z Engellenemez! fliarlar yla bas n aç klamas n n okunmas n n ard ndan DTCF de faflistler taraf ndan kafas ndan sat rla yaralanan ö renci bir konuflma yaparak yaflad klar n anlatt. Konuflmay yapan arkadafl m z eli kanl faflistlerin d flar da serbestçe dolaflmas na ra men ona yard m etmek isteyen arkadafllar n n tutuklanarak hapishaneye gönderildi ini belirtti. Ankara YDG * 17 Mart Pazartesi günü Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü ö rencilerinin öncülü ünde 16 Mart 1978 de Beyaz t ta faflistlerce katledilen devrimciler an ld. Siyasal Bilgiler Fakültesi nde yap lan etkinlik öncesi ve sonras nda anti-faflist ö rencilere yönelik polis terörü yafland. Erken saatlerden itibaren okulu abluka alt na alan polis, kendi okuluna girmek isteyen ö rencileri kampüse almak istemedi. Birçok ö renci fiziki sald r ya maruz kal rken 10 a yak n kifli de gözalt na al nd. Okul içerisinde as lm fl olan 16 Mart tan bugüne katleden devlettir! yaz l ozalit afifl ÖGB ler taraf ndan y rt ld. Ö rencilerin kararl tutumu sonucunda tüm bu sald r lara ra men etkinlik gerçeklefltirildi. Etkinli in ard ndan sloganlar at larak kampüs içinde bir eylem gerçeklefltiren ö renciler kampüs önünde yapt klar bas n aç klamas ile faflist sald r lara karfl mücadeleyi sürdüreceklerini bir kez daha dile getirdiler. Etkinli e Gençlik Derne i, DGH, DPG, Ekim Gençli i, Genç Kurtulufl, Marksist Bak fl, Ö renci Kolektifleri, SGD, Tüm- GD ve YDG kat ld, ayr ca TKP li ö renciler destek verdi. Bu yo un kat l ml etkinlik 16 Mart devrim flehitlerini anman n ötesinde son zamanlarda üniversitelerde yo unlaflan faflist sald r lara, devlet terörüne yönelik bir cevap niteli i tafl d. Ancak zaman zaman etkinli in düzenleyicisi ö rencilerin da n k durufllar ndan kaynakl sald r lara ve ÖGB nin müdahalelerine karfl koymada s k nt lar yafland. Özellikle son zamanlarda yaflanan faflist bask lar karfl s nda, yo un polis ablukas na ve sald r lar na ra men etkinli in yap lmas anlaml yd.

8 8 Newroz isyand r! Van Van da Newroz a izin verilmemesine ra men halk kendi inisiyatifini kullanmas Newroz u egemenlerin korkusu haline getirmifltir. Tüm flehri egemenlere ve onlar n kolluk kuvvetlerine dar eden emekçi Kürt halk, bu çat flmalarda bir flehit vermifltir. 4 gün süren bu çat flmal eylemlerden korkan devlet güçleri flehri polis iflgaline alm flt r. Ayr ca Partizan bildirisi da t ld için ö renci yurdu Newroz öncesinde askerler taraf ndan bas l p bildiriler toplanmaya çal fl lm flt r. Ertesi gün Yurtsever Gençli in de bildiri da tmas üzerine yurt bir kez daha bas lm flt r. Van YDG Yeni Demokrat Gençlik Amed Amed de Newroz kutlamalar günler öncesinden mahallelerde yap lan gösterilerle bafllad. Amed halk her gün çeflitli yerlerde gösteri düzenleyerek Newroz un geliflini kutlad. Merkezi Newroz kutlamalar süreci ise yer sorunuyla bafllad. Tertip komitesinin srar sayesinde devlet geri ad m atmak zorunda kald. Yüz binlerce insan sabah saatlerinde Newroz alan na ak n etti ve kent boflald. Sar, k rm z, yeflil flamalar n dalgaland alan yöresel k yafetli kad n ve erkeklerle tam bir renk cümbüflüne döndü. Di er illerden Amed e gelen ESP lilerin arama noktas ndan içeri al nmamas yla bafllayan gerginlikte halk polis barikatlar n y kt ve aramay kald rd. Konuflmalar n ard ndan Kürtçe türküler eflli inde halaylar çeken halk, ya an ya mura karfl alan terk etmeyerek kutlamaya devam etti. Kutlama boyunca jet uçaklar n n sürekli kitle üzerinde alçak uçufl yapt gözlendi. Yaflanan kutlama akflam boyunca flehir merkezinde de devam etti. Çeflitli mahallelerde bir araya gelen halk gösteriler düzenledi. Kutlamalarda polisin sald r s yla k sa süreli çat flmalar yafland. Amed YDG Erzincan Ezilenlerin ezenlere karfl direniflinin sembolü olan Newroz bu y l da Erzincan n çeflitli ilçe ve beldelerinde kutland. Bizler de Erzincan n Ça layan beldesindeki Newroz kutlamalar na kat ld k. Akflamüzeri beldenin karfl s ndaki da da lastik yak lmas ile Newroz kutlamas bafllad. Lastik yak ld ktan bir müddet sonra belde alan nda toplan lmaya baflland ve Ça layan Meydan nda Yaflas n Newroz, Newroz piroz be slogan yla atefl yak ld. Bir müddet sonra Partizan taraf ndan son sürece iliflkin bir aç klama yap ld. Aç klamadan sonra coflkulu bir flekilde halaya devam edildi. Etkinlik at lan sloganlarla bitirildi. Erzincan YDG Malatya Newroz kutlamalar na sald ran devlet Malatya da 17 DTP liyi 21 Mart öncesi gözalt na ald. Buna ra men kutlamalar fieker Stad nda yap ld. Burada yak lan Newroz atefliyle kutlamalar bafllad. Ayr ca Partizan, DHP ve HÖC de Cemal Gürsel Mahallesi nde Newroz u kutlad. Bu eylemin duyurusunu yapan ve bildiri da tan 2 si YDG li 7 devrimci genç gözalt na al nd. 21 Mart akflam saat de Cemal Gürsel Sa l k Oca önünde bir araya gelen kitleye eylem bafllamadan önce polis sald r p bir kifliyi gözalt na almaya çal flt. Kitlenin kararl durufluyla polis engellendi. Polis burada biber gaz kullanarak kitleyi da tmak istedi. Ancak kitle meflaleleri tutuflturarak eyleme bafllad. Yaflas n halklar n kardeflli i-newroz piroz be pankart n açan kitle sloganlarla kutlama yap laca alana geldi. Newroz ateflini yakan kitle ad na yap lan konuflmalarda faflizme karfl isyan etmek gerekti i vurguland. Malatya YDG Sivas Devrimci ve demokrat ö rencilerin düzenlemek istedi i Newroz kutlamalar na sald ran polis, Gençlik Federasyonu ndan 6 arkadafl m z gözalt na ald ve etkinli- in yap laca Alibaba Mahallesi ni savafl alan na çevirdi.

9 Yeni Demokrat Gençlik 9 Ancak bask lara karfl n Newroz coflkuyla kutland. Polisin tutumu üzerine 22 Mart ta bas n aç klamas düzenlendi ve Adliye önüne yürünerek suç duyurusunda bulunuldu. Sivas YDG Mersin 19 Mart Perflembe günü MEÜ Çiftlikköy Kampüsü Cumhuriyet Meydan ndaki Rektörlük binas önünde toplanan 1000 i aflk n ö renci, meydanda yakt klar atefl etraf nda Newroz u kutlad. Ö renciler polisin y na na karfl n eylemi sorunsuz flekilde bitirdiler. Mersin de 21 Mart tarihinden bir hafta önce birçok semtte Newroz kutlamalar nda çat flmalar yafland. Çay, Çilek, fievket Sümer, Yeni Pazar, Siteler ve Demirtafl mahallelerinde Newroz öncesi bir haftaya yay lm fl eylemler yap ld. DTP nin örgütledi i Newroz 21 Mart ta kutland. On binlerce kiflinin kat ld coflkulu Newroz kutlamas nda çarp c ve renkli görüntüler yaflan rken, polisin yo un y - nak yapt görüldü. Yap lan aramalarda onur k r c yaklafl mlar nedeniyle on binlerce kifli on dakikal k oturma eylemi yapt. Kad nlar n beyaz tülbentle içeri girmesine izin verilmedi. Kutlamada konser verecek olan MKM-Der sanatç lar na ait enstrümanlardan davul parçaland. Toplat lma karar bulunmamas na ra men Azadiya Welat gazetesinin alana sokulmas na izin verilmedi. Sahnedeki sivil polislerin yurtsever gençlik taraf ndan dövülmesi sonras k sa süreli bir gerginlik yafland. Newroz kutlamalar n n sona ermesinin ard ndan binlerce kifli yürüyüfle geçti. Yürüyüfle geçen kitleye müdahale eden polis, çok say da kifliyi gözalt na ald. Ard ndan Demirtafl, Günefl, fievket Sümer, Hal ve Gündo du mahallerinde kutlamalar devam etti. Kutlamalar n sürdü ü bu mahallelerde polisin panzerlerden evlere rastgele su s kt bildirildi. Mersin YDG zmir 23 Mart Pazar günü Gündo du Meydan nda yap lacak olan Newroz etkinli ine valili in izin vermemesi sonucu saat de DTP il binas önüne toplanmaya bafllayan binlerce kifli bask lar protesto etti. Polis taraf ndan abluka alt na al nan kitle saatlerce burada tutuldu. Bu s rada halaylar ve z lg tlarla kutlama bafllad. Konuflmalar n ard ndan da lan kitle ara sokaklarda polisin sald r s na u rad. Polisle çat flan kitleye polis atefl açt ve bir kifli yaraland. Eyleme YDG liler de flamalarla kat ld. zmir 12 Mart tan 16 Mart a katliamlar n sorumlusu sistemdir Gazi, Beyaz t, Halepçe ve Qamifllo katliamlar - n protesto etmek amac yla Partizan, YDG, Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi, Gençlik Derne i, ESP, DTP olarak ortak bir bas n aç klamas örgütledik. Bas n aç klamas n n sonlar - na do ru bafl n BBP ve MHP li faflistlerin çekti i bir grup taraf ndan slogan at larak provokasyon yarat lmaya çal fl ld. Bizler de bu provokasyonu bofla ç karmak için eylemi sonland r p E itim- Sen de yap lacak olan salon etkinli ine geçtik. Sunumlardan sonra kitle hep beraber devrimci marfllar ve fliirler okundu ve sinevizyon gösteriminden sonra etkinlik bitirildi. Erzincan YDG

10 10 Yeni Demokrat Gençlik ZGÜR OKUL Kukla temsilcilere ihtiyac m z yok! Liselerde ö rencilerin kendilerini okul idaresinde ifade etmesini, sorunlar n dile getirmesini sa layan okul temsilciliklerinin, ö rencilerin demokrasi bilincini gelifltirmek amaçl oluflturuldu unu söyleyen idareciler taraf ndan yok say ld n somutta görmekteyiz. Ö renciyi d fllayan bir e itim sisteminde ö renci temsilcili inin yok say lmamas zaten olas de ildir. Okul temsilcisi, s n f temsilcileri aras ndan seçilir. S - n f temsilcisi, okul temsilcisi kadar olmasa da okul yönetiminde normal bir ö renciye k yasla daha çok söz sahibidir. S n f temsilcisinin görevi, ö rencilerin s n f düzeyinde sözcüsü olmakt r. Elbette ki bilinçlenmemifl s n f temsilcileri ö rencilerin demokratik ve akademik haklar ndan habersizdir. Bu yüzden de s n f temsilcili inin as l ifllevini yerine getiremezler. Okullarda her sene yap lan okul temsilcili i seçimlerinde bol bol demokrasiden söz edilirken seçimler bittikten sonra gerek demokrat ö retmenler gerekse de demokrat okul idaresi taraf ndan okul temsilcili ine ö rencinin demokratik haklar hariç her türlü görev verilir. Çünkü bu okul temsilcili i ö renciye öylesine üstünkörü bir biçimde veriliyor ki, ö renci alt doldurulmam fl bir ö rencinin sorunlar n idarede dile getirme görevindeki bir kukla ile karfl karfl ya kal yor. Liselerde yaln zca birkaç sosyal aktivite düzenlemek ten veya okul hat ralar yapt rmaktan baflka bir ifle yaramayan temsilci kukla ile ö rencilerin temsil haklar gasp ediliyor. Ö rencinin kendisi ile ilgili kararlarda yer almas demokratikçe engelleniyor. Biz YDG li liseliler olarak bu temsilcilikleri ifllevli hale getirmeye çal flmal y z. E er amac m z; okulumuzda demokratik haklar m za sahip ç kmak ve yaflad m z her alanda oldu u gibi okulumuzda mücadele yürütmekse temsilciliklerin bizler için birer araç haline gelmesi kaç - n lmaz olur. Çünkü bugün temsilci görevine getirilen ö renciler; daha çok sosyal çevresi olan, idare ile iliflkileri iyi olan ö renciler olduklar ndan genel anlamda ö rencinin demokratik haklar n savunacak bilince sahip de iller. Dolay s yla bilinçli ö renciler olarak bizlere düflen, bu temsilcilikleri ifllevli hale getirmek için bu görevleri yüklenmeye çal flmakt r. Liselilerin kafas nda oluflan temsilciliklerin görevlerinin ne olmas üzerine oluflan soru iflaretlerini do ru cevapland rmal, en az ndan onlara temsilci görevine gelen kifliye haklar m z savunmas için zorlama yapmalar na yard m etmeliyiz. Reform ad alt nda üniversitelerde gerçeklefltirilen özellefltirmelerin, gelece in üniversitelileri olarak gerçek yüzünü görmeli ve liselerimizde paral e itimin yan s ra bu yeni sistemi teflhir edici çal flmalar yapmal y z. Sadece özellefltirilen üniversiteleri de il; emekçi anne babam z n her türlü iflyerini özellefltirerek bizleri sömüren bu sistemi sürekli teflhir etmeliyiz. Apolitiklefltirilen gençli i sarsmak, özellikle bu dönemde onlar duyarl hale getirmek gerekiyor. Bunun için de yapmam z gereken b kmadan, usanmadan onlar rahats z etmektir. Daha do rusu bu sistemden rahats z olmas gerekti inin fark na varmas n sa lamakt r. Lisede örgütlenme faaliyetimizin en önemli araçlar ndan biri de YDG dergisidir. Dergimizle gençlere gitmeli; ancak dergiyi sadece satmakla yetinmemeliyiz. Onlarla birlikte dergiyi incelemeli ve tart flmal y z. Dergi hakk nda yorum yapmalar n sa lamal y z. Bu, hem onlar n dergiyi sahiplenmelerini ve içeri iyle bilinçlenmelerini hem de yay n m z gelifltirmemizi sa lar. LÖB örgütlenmeleri de bizler için birer araç olmal - d r. Liselilerin bir araya gelerek demokratik haklar için örgütlendi i LÖB lerde yer almak ve aktif olarak çal flmak örgütlenme faaliyeti yürütecek olan her liseli YDG linin önceli i olmal d r. Çünkü LÖB ler liselilerdeki ilerici gençlerin bir araya gelmesiyle oluflur. Bizim YDG olarak amac m z da ileri gençli i örgütlemek oldu- una göre bu gençli in bulundu u her yerde biz de olmal y z. Havalar n s nd bu aylarda piknik, film gösterimi vb. tarzda etkinlikler düzenlemek de örgütlenme için birer ad md r. Özellikle piknikler düzenleyerek gençlerle daha yak n iliflkiler kurabilir, propagandam z yapabiliriz. Bu tip etkinliklerde siyasi tart flma ortamlar yaratabilir ve kitlesel toplant lar alabiliriz. Mücadelemiz her alanda oldu u gibi lisedeki sorunlara da yönelik oldu undan örgütlenme çal flmalar na a rl k vermeliyiz.

11 Yeni Demokrat Gençlik 11 D CLE ÜN VERS TES NDEN EYLEMLER... Dicle Üniversitesi birkaç ayd r süren sessizli ini Mart ay n n takvimsel gündemlerle bozdu. Mart ay n bahar tazeli iyle geçiren Dicle Üniversitesi hareketli bir ay geride b rakt. Mart ay 8 Mart Dünya Emekçi Kad nlar Günü yle ilgili etkinliklerle bafllad. ki farkl fakültede Ö renci Derne inden arkadafllar n haz rlam fl oldu u sinevizyon gösterildi. Daha sonraki gün Fen-Edebiyat Fakültesi önünde toplanan kitle davul-zurna eflli inde halaylar çekti. Ertesi günkü konserinden kaynakl Diyarbak r da bulunan sanatç Rojda güne iliflkin k sa bir konuflma yaparak etkinli e destek sundu. Ard ndan eylem sonland r ld. Bu etkinlikler boyunca 8 Mart n s n fsal yönden de erlendirilmemesi önemli bir eksiklikti. Geçen ay Dicle Üniversitesi ni kardefl üniversite ilan edip yaflanan bask lardan kaynakl üniversiteyi ziyarete gelen SGD üyelerini kampüs içerisine almayan polisin bask lar n k namak için bas n aç klamas gerçeklefltirildi. Bas n aç klamas 400 civar nda kitleyle beraber polis eflli inde yap ld. Ayn gün kampüs içerisinde Diyarbak r daki birçok dinci, cemaatçi kurum ve kurulufllar baflörtüsü yasa- yla ilgili bas n aç klamas yapt lar. At lan sloganlara bak l rsa, zulme karfl duracaklar n söylüyorlard. Fakat bunu T. Kürdistan gibi bir bölgede söylemeleri oldukça ilginçti. Çünkü daha dün Newroz kutlamalar nda 15 yafl nda bir çocu un kolu sokak ortas nda k r l rken zulme karfl olduklar n söyleyenler meydanda yoktular. 16 Mart 1988 de Irak Kürdistan n n Halepçe kasabas nda binlerce Kürdün katledilmesini protesto eden anmalar gerçeklefltirildi. lk olarak ayr günlerde s ras yla E itim, Mimarl k, T p Fakültesi kantinlerinde katliam anlatan belgesel izlendi. Daha sonra yaklafl k 1500 kiflilik bir yürüyüfl yap ld. Fen-Edebiyat önünden T p Fakültesi önüne kadar yüründü. Burada bas n metni okunarak tekrar Fen-Edebiyat önüne gelindi ve daha sonra ö rencilerin haz rlad skeç gösterildi. Skeç sonunda eylem sloganlarla sonland r ld. Dicle Üniversitesi nde Newroz kutlamalar her y l oldu u gibi bu y l da genifl kat l mla gerçeklefltirildi. 19 Mart günü Newroz la ilgili foto raf sergisi aç ld. Daha sonra Fen-Edebiyat kantininde sinevizyon gösterilmek istendi fakat bu giriflim dekanl n elektri i kesmesi sonucu k smi olarak sabote edildi. Elektriklerin kesilmesine öfkelenen kitle refleks gelifltirerek dekanl bast. Dekan yerinde bulamayan kitle fakülteyi sloganlarla inleterek d flar ç kt, daha sonra da T p Fakültesi kantinine giderek sinevizyon burada gösterildi. 20 Mart Perflembe günü de Fen-Edebiyat önünde toplanan ö renciler davul-zurna eflli inde halaylar çekti. Z lg tlarla beraber NEWROZ P ROZ BE sloganlar at ld. Her fakültenin kendine ait pankartlarla gelmesiyle beraber yaklafl k 2 bin kifli Newroz un kutlanaca alana yürüdü. Kampüs içinde yer alan basketbol sahas öncesinde kutlamalara haz r hale getirilmiflti. Alan balonlarla süslenmifl, Mazlum Do an n resmi as lm flt. Kutlamalar Newroz piroz be fleklinde haz rlanan demir çubu un yak lmas yla bafllad. Daha sonra büyük bir atefl yak larak etraf nda halaylar çekilmeye baflland. Kutlamalara tahammülü olmayan polis, o gün akflam ö renci arkadafllar n evine bask n yaparak iki ö renciyi gözalt na ald Mart nda 14 HPG gerillas n n kimyasal silahla katledilmesinin ard ndan bunlardan dördünün Amed e getirilmesiyle görkemli bir anma gerçeklefltirilmiflti. Bunun üzerine polis sald rm fl ve bir anda Amed savafl alan na dönmüfltü. Her yerde çat flmalar bafllam fl ve bu çat flmalar dört gün boyunca sürmüfltü. Bu çat flmalar boyunca acizleflen kolluk güçleri 11 kifliyi katletmiflti. Dicle Üniversitesi nde serhildanda katledilenler an s na yap lan belgesel de izlendi. Belgesel gösteriminden sonra yemekhanenin arkas ndaki tepeye 11 adet fidan dikilerek katledilenler ölümsüzlefltirildi. AMED YDG

12 12 Yeni Demokrat Gençlik TMMOB Ö renci Kollar için de söz ve karar hakk istiyoruz! Hakim s n flar n sald r lar n n, bask lar n n, hak ihlallerinin ve birçok alanda tasfiyecili in artarak yafland günümüzde, mesleki örgütlenmelerin önemi her zaman oldu undan daha fazla kendini göstermektedir. Bugün emekçiler, hakim s n flar n büyük çaba harcayarak yaratmaya çal flt klar spekülasyonlara ra men kendi gündemlerini ülke gündemine yerlefltirmeyi baflarm flt r. Birçok flehirde yap lan bas n aç klamalar, eylemler, grevler, kurulan platformlar n faaliyetleri tüm bask lara, y ld rma politikalar na ra men sürüyor. TMMOB un SSGSS ye yaklafl m Emek Platformu nda da bulunan ve muhalif durufl içinde olan Türk Mühendisler ve Mimarlar Odas Birli i (TMMOB) SSGSS yasa tasar s n n sosyal devlet anlay - fl n n tasfiyesi anlam na geldi ini, tüm emekçilerin bu yasayla hayatlar n n kararaca n vurgulayan eylemler, bas n aç klamalar ile tepki oluflturmaktad r. TMMOB Yönetim Kurulu Baflkan Mehmet So anc Bilefleni oldu umuz Emek Platformu nun SSGSS Yasa Tasar s na karfl itirazlar 7 temel bafll k alt ndad r; - Prim ödeme gün say s 7000 olarak belirlenmelidir. - Emeklilik yafl olarak kalmal d r. - Ayl k ba lama oranlar nda hak kayb olmamal d r. - Fiili hizmet zamlar n n kapsam daralt lmamal d r. - Temel teminat paketi-ilaç-fiyatland rma komisyonlar na meslek örgütleri temsilcileri al nmal d r. - Emekli ayl klar n n hesaplanmas nda refah pay n n tamam yans t lmal d r. - Katk -kat l m paylar kald r lmal d r fleklinde bir aç klama yapt. Yap lan aç klamada emekçilerden ve halktan yana olan herkese mücadele ça r s nda bulunuldu. Yönetim kurulundan böyle bir ça r gelirken yerellerdeki odalarda mücadelenin farkl laflmas, stanbul gibi bir metropol flehrinde bile TMMOB özgülünde yasa tasar - s na karfl tepkinin yeterince ortaya konam yor olmas göz önünde bulundurulmas gereken olumsuzluklardand r. Ancak olumsuzluklar na ve eksikliklerine ra men emekçilerin dayat lan gündemlerden s yr larak kendi gündemlerini yaratmas na TMMOB un da katk sunuyor olmas önem tafl r. Tam da bu noktada TMMOB- Ö renci Kollar n n kendi gündemlerini yaratma noktas ndaki s k nt lar na de inmek gerekir. TMMOB Ö renci Kollar TMMOB ö renci kollar, yönetmelikte belirlenen amaçlar do rultusunda çal flmak isteyen tüm ö rencilere aç kt r. Ö renci kollar yönetmeli ine göre ö renciler özelinde; üniversite ö renci temsilcilikleri ve flube/oda komisyonlar olmak üzere iki çeflit organ kurulabilir. Madde 3 - Odalar/fiubeler, TMMOB taraf ndan kendisine üye olmas karar alt na al nan meslek disiplinlerinin e itiminin verildi i üniversitelerde, Oda/fiube Yönetim Kurulu karar ile Üniversite Ö renci Temsilciliklerini kurabilirler. Üniversite Ö renci Temsilcilikleri Odalar n ö renci üyeleri aras ndan oluflturulur. Madde 4 - fiube etkinlik alan nda belirlenen Üniversite Ö renci Temsilciliklerinin bilefliminden fiube Ö renci Komisyonlar oluflturulur. fiube Ö renci Komisyonu üyeleri her ö retim y l bafl nda yeniden belirlenir. fiubelerin Ö renci Üye Komisyonlar n n üyeleri aras ndan belirlenecek temsilcilerin bilefliminden Oda Ö renci Komisyonlar oluflturulur. Ö renci kollar maddi olarak odaya ba l durumdad r. Ayr bütçesi bulunmamaktad r. Çal flmalar nda Oda olanaklar ndan TMMOB ve Odalar n bu konulardaki yasal düzenlemelerine ve bütçe esaslar na uygun olarak ve olanaklar çerçevesinde yararlan rlar. Bu da ö rencilerin mesleki ve bilimsel araflt rmalarda ve çal flmalarda maddi s k nt lar nedeniyle yetersiz kalmas - na neden olmaktad r. Örne in, ö renci kollar olarak flehirleraras genel organizasyonlar yap ld nda Oda yönetimi taraf ndan verilen ödeneklerin yetersiz kalmas nedeniyle ö renci say s na kota zorunlulu u do makta ve bu da çal flman n verimini k s tlamaktad r. Oda yönetiminin denetimindeki ö renci kollar Yine ö renci kolu yönetmeli ine göre; Çal flmalara kat lan ö rencilere meslek disiplini ile ilgili Odadan ö renci üye kimli i verilebilir. Bunlarla ilgili ö renci üye kayd tutulur. Bu durumda olanlar Oda Genel Kurullar na kat labilirler, ancak oy, seçme ve seçilme haklar yoktur. Ayr ca ö renci kollar, sadece oda/flube yönetim kurulun-

13 Yeni Demokrat Gençlik 13 ca belirlenen bir yönetim kurulu üyesi ile koordinasyon içinde olabilirler. Yönetmelikte yer alan bu maddeler ö rencilerin kendilerini ifade etme noktas nda s n rlay c olmaktad r. Ayr ca ö renci kollar kendi içinde özerk yap da görünmesine ra men bu maddeler oda yönetiminin ö renci kollar üzerinde söz sahibi oldu unun göstergesidir. Buna karfl n ö rencilerin oda yönetiminde söz hakk bulunmamaktad r. Ö rencilerin bire bir kendi gelecekleri ile ilgili konularda söz, yetki, karar hakk na sahip olmamalar ve karar mekanizmas n n sadece oda yönetimine odakl olmas büyük bir eksikliktir. Bu noktada kampanyam z sürecinde söz, yetki, karar hakk m z için TMMOB ö renci kollar nda da mücadele vermenin önemi ortaya ç kmaktad r. Mesleki yeterlilik, ömür boyu e itim, yetkin mühendislik gibi yasa tasar lar ile ilgili olarak odalar farkl tepkiler ortaya koymaktad r. Örne in; Kimya Mühendisleri Odas yetkin mühendisli e karfl ç karken nflaat Mühendisleri Odas nda kabul görmüfltür. Ne kadar süslü sunulursa sunulsun ö rencilerin pek ço u pembe hayallerin arkas ndaki emperyalist politikalar n fark nda olarak bu yasalara karfl ç kmaktad r. Fakat bu konuda odan n çizgisinde etkili olamayan ö renciler, kendi komisyonlar nda çal flma yürütmeye kalkt klar nda da yasalara destek veren odalar taraf ndan engellenmektedir. Kald ki Bologna süreci ile yürürlü e sokulan bu yasalara karfl neredeyse hiçbir ö renci kolunda çal flma yürütülmemektedir. Emekçilerin aksine ö renciler kendi gündemlerini yaratma konusunda yetersiz kalmakta ve tepkilerini ortaya koyamamaktad r. Ö renci kollar n aktiflefltirelim Gelece i ile ilgili al nan kararlarda, ö rencilerin, tüm di er kanallar n yan nda TMMOB da söz hakk na sahip olmas önemli bir yerde durmaktad r. Pek çok odada az msanmayacak say da ö renci üye bulunmas na ra men pek az nda ö renci komisyonu bulunmaktad r. Var olanlarda da ö renci üyelerin çok az aktif olarak komisyonlarda yer almaktad r. Bizler, TMMOB da var olan ö renci kollar nda yer almal, olmayan odalarda da kurulmas na ön ayak olmal y z ve emperyalist yasalar n teflhirini yaparak ö rencilerin gündemlerine tafl mal, hem oda yönetiminde söz, yetki, karar hakk m z için hem de bu yasalara karfl etkin mücadele yürütmeliyiz. stanbul Üniversiteleri YDG YTÜ DE FAfi ST SALDIRI 18 Mart ta Y ld z Teknik Üniversitesi nde Yurtsever Demokratik Gençli in ast klar nevroz afifllerine ÖGB lerin müdahalesiyle karfl lafl ld. ÖGB ler hiçbir gerekçe göstermeden DTP imzal afiflin ç kar lmas n gerekli gördüler. Yaflanan münakaflan n ard ndan YTÜ lü yurtsever ö renciler haklar na sahip ç kmaya çal fl rken ÖGB ve siviller olay s ras nda toplanan ö rencilere dönüp Neler yapt klar n görün, bunlar PKK li fleklinde provokasyonlarla di er ö rencileri k flk rtmaktan geri kalmad lar. Sivil polisin sald r s na destek veren ÖGB ler ö rencilerin baz lar na kemerlerle sald r rken, baz lar n da yerde tekmeleyerek susturmaya çal flt lar. Yaflanan bu arbede hocalar n müdahaleleriyle durdurulurken, okul çevik kuvvetin de yolda olmas sebebiyle tatil edildi. Okulun tatil edildi ini kantinde otururken anlayan ö renci grubu tüm sivil, ÖGB ve faflist ö rencilerin engellemelerine karfl okuldan topluca ç k fl yapt. Ertesi gün ise Davutpafla Kampüs ünde bulunan sivil polislerinin bir grup faflist ö renciye panoya Tek bayrak, tek millet, tek dil alt yaz l bayraklar ast rmalar ise bekledikleri ilgiyi görmedi. Tüm bu bask ve y ld rma çabalar na ra men devrimci demokrat ö renciler YTÜ de birlik oluflturabilmifltir. YTÜ YDG

14 14 Yeni Demokrat Gençlik f rum KAMPANYAMIZ ÜZER NE Genel olarak kampanyam z üzerinde üniversitelerde nas l bir çal flma yap laca ve mesleki örgütlenmeler ve ö renci örgütlenmeleri üzerinde kampanyam z gündemlefltirmek gerekti inden daha önceden bahsetmifltik. Kampanya sonuç olarak bir ihtiyaçtan do maktad r. Örgütümüzün uzun bir dönemdir ele ald, gündemindeki emperyalist e itim politikalar ve mesleki hak gasplar na iliflkin çal flmalar m z n bir devam niteli indedir. Ve süreç içerisinde öne ç kan, ö rencilerin bu yasalardan ve uygulamalardan habersiz olufludur. Sürecin anti-demokratik flekilde ilerletildi idir. Ö rencilerin söz, yetki ve karar aflamalar nda olmay fl d r. Tüm bunlarla birlikte gençlik, gelece inin önüne set çekenlerin amaçlar ndan habersizdir. Bizim için en vahim olan da budur. Gelece ine dair kayg tafl - yan, önündeki engelleri aflarak hayatta iyi bir ifl için çabalayan gençli in kendisine do rultulan bu sald r - lara karfl çaba sarf etmemesi elbette düflünülemez. Yaln z gençlik, sorunlar n çözebilecek veya bu yönde geliflim gösteren, onun haklar n koruyacak örgütlemelere eriflememektedir. Buna ra men gelecek kayg s tafl d su götürmez olan gençlik, farkl gündemlerle meflgul edilmektedir. Asl nda ö rencilerin gündemini oluflturan kendi sorunlar olmas na ra men bu, sistem taraf ndan sürekli manipülasyona u rat lmaktad r. Bunun en somut örne ini türban tart flmalar nda yaflamaktay z. Ülke gündemine bak ld nda egemen s - n flar içindeki farkl ç kar gruplar n n bitmek bilmeyen ç kar savafl tüm halka mal edilmeye çal fl lmaktad r. Cumhuriyet, laiklik, fleriat kavramlar kitleleri sürekli oyalamak ve yedeklemek için yap lmakta ve halk n tarafs z kalmamas, bunun için harekete geçmesi istenmektedir. Tüm bu geliflmelere ra men Tuzla daki iflçi ölümleri ve daha sonras ndaki eylemler, Sosyal Güvenlik Yasas, iflçi grevleri asl nda ezilen kesimlerin gündeminde olan ve onlar n gündemlefltirmeye çal flt kendi öz sorunlar olarak ortaya ç kmaktad r. Bu konuda son dönemlerde emekçi kesim sesini daha fazla duyurma olana na sahip olmufltur. Bunun nedeni ise emperyalist politikalar n ülkede h z kesmeden uygulanmas sonucu kitlelerin duydu u rahats zl kt r. Bu nedenle s n f mücadelesinin keskinleflti i bir ortamda bunu köreltmeye çal flmak egemen s n flar n emekçiler üzerindeki her zamanki politikas olmufltur. Ö renciler ezilenlerin taraf ndad r. Bu nedenle hedefimiz ö rencilerin, e itimin paral hale getirilmesine ve sosyal güvenlik reformuna karfl emekçilerin hakl mücadelesi do rultusunda saflaflmas n sa lamakt r. Ö renciler zorda, YÖK Baflkan sefahat içinde Bunlar yaflan yorken ve emekçiler giderek yoksullafl yorken, hayat giderek pahal lafl yorken, YÖK Baflkan rahat yaflaman n koflullar n kendince oluflturmaya bafllad. Baflkan olur olmaz kendisine daha önce verilmeyen bir lojman verildi. Kendisine ayr - ca yine daha önceden olmayan bir milyon YTL lik

15 Yeni Demokrat Gençlik 15 z rhl araç tahsis edildi. YÖK Baflkan Özcan h z n alamad en son 4 bin 300 YTL olan maafl n az bularak Maliye Bakanl ndan 12 bin 900 YTL ye ç kar lmas n talep etti. Bu da yaklafl k % 200 zam demek. Yürütme Kurulu nda çal flanlar için de % 130 zam talebinde bulundu. Normal memur statüsünde olan bu kuruma maafl zamlar memur maafllar ndaki art fla yönelik yap l yor olmas na ra men ayr cal kl bir talepte bulunuldu. Tabii bunlar Özcan n projeleri için birer mükafat ve avans niteli indedir. Tüm bunlarla birlikte Özcan ö renciden daha fazla para alman n yollar n ar yor ve üniversiteleri paral yapal m diyor. Emekçi çocuklar na üniversite kap lar n kapamak istiyor. Bize kaynak yok diyenler ya maya ortak oluyor Maddi imkans zl ktan ötürü bin bir zorlukla okuyan on binlerce genç varken onlara karfl l ks z burs verilmiyor ancak, 4 küsur milyar maafl n be enmeyen YÖK baflkan ve flürekas n n talebi dikkate al n yor. Sonuçta ö rencilerin söz hakk n n engellenmesi sorunu yine ön planda. Tüm bu pervas zca yaflananlar bize göstermektedir ki, egemenlerin kaynak yok, üniversitelere para aktaram yoruz demeçlerinin tamamen safsatadan ibarettir. YÖK çal flanlar n n istedikleri maafllar kendilerinin belirledi i bir durumda bu talebi dikkate alaca n söyleyen devlet, ö rencilerin demokratik ve akademik ve ekonomik taleplerine kulak t kamaktad r. Ö rencilerin sosyal koflullar onlar ilgilendirmemektedir. Ö rencilerin bar nma sorunu, anlafl lan onlar n ivedilikle çözebilece i bir sorun olmaktan uzakt r. Ö rencilerin ekonomik sorunlar göz önüne al nd nda özellikle paras zl ktan harç paras n yat ramayan n kayd n yapmayan YÖK, 4 bin 300 YTL olan maafl yetersiz bularak % 200 zam isteyebilme pervas zl n gösterebilmektedir. Üniversitelerde söz, yetki ve karar aflamalar nda bulunmak, ö rencilerin bu duruma müdahale etme imkan n tan mak anlam na gelir. Maddi imkans zl ktan ötürü bin bir zorlukla okuyan on binlerce genç varken onlara karfl l ks z burs verilmiyor ancak, 4 küsur milyar maafl n be- enmeyen YÖK baflkan ve flürekas n n talebi dikkate al n yor. Harç paralar n n art r lmas na yönelik haz rlanan tasar lara karfl direnen, paras z e itim talep eden ö rencilere ise gaz bombalar ve coplarla karfl l k veriliyor. Sonuçta ö rencilerin söz hakk n n engellenmesi sorunu yine ön planda. Üniversitelerdeki harç paralar n n art r lmas na yönelik çal flmalar n oldu u veya olaca düflünüldü- ünde bir ön haz rl k olarak bu sald r ya karfl iyi haz rlanabilmenin yolu bu kampanyaya yüklenmekten geçmektedir. Bu süreç (paral üniversite) kaç - n lmaz olarak önümüzde duruyorken, ö rencilerin örgütlenmeye dönük ad m atabilmesi için kampanyam z önemli bir ad m olarak görmeliyiz. Üniversiteler önümüzdeki dönemler daha da s - naca n bugünden söylemek mümkün. Bunu en iyi flekilde de erlendirip kitlelere gitmekte srarl bir tutum tak narak ve kampanyam z en etkili flekilde anlatabilmenin araçlar n kullanabilme yetene ini göstererek bu süreçten verimli bir flekilde ç kabilece imizi biliyoruz.

16 16 Yeni Demokrat Gençlik Bir ö renci birli ini oluflturanlar ö renci birli inin ba l oldu u üniversitenin kay tl tüm ö rencileridir. Ö renciler bir ö renci parlamentosu ve bununla birlikte bir yönetici organ yani hükümetini seçiyor. Baz küçük üniversiteler parlamentoya gerek kalmadan direkt yönetimi seçebiliyorlar. Yasama ve yürütme organlar parlamento seçilmedi i bu gibi durumlarda bu yönetimin elinde bulunuyor. Almanya da ö renciler üniversite yönetimine nas l kat l yor? Ö renci birlikleri, üniversite ö rencilerinin ba l olduklar Üniversitelerin Yüksek Ö renim Anayasas çerçevesinde yüksekö retim politikalar n belirleyen bileflenlerden biridir. Ö renci birlikleri özellikle Almanya`da ve sviçre nin belirli kantonlar nda üniversitelerin kamusal ve hukuki alanda meflrulu u olan temsilci bileflenlerdir. Tarihsel süreç Ö renci birliklerinin tarihsel oluflumunun 19. yy. bafl na kadar uzand n görebiliriz. Önceleri yaln zca hemflericilik-yurttafll k konular üzerinden örgütlenen bu birlikler 1930 lu y llar n ortalar na do ru milliyetçi bir yap - ya bürünmüfl, daha sonra da Alman faflist partisinin gençlik kollar n n görev ve çal flmalar n üstlenmifltir. 2. Emperyalist paylafl m savafl ndan sonra bu ö renci birlikleri yasaklanm fl ve üniversitelerde yeniden sözde özgür-demokratik bir flekilde örgütlenen ö renci birliklerinin kurulmas teflvik edilmiflti. Üniversitelerde geliflen demokratik hareketlerin sonucunda üniversite ö rencilerinin özgül sorunlar n tan mlama ve buna uygun politika üretme, sosyal yard m vb. çal flmalar yürüterek bu ö renci birliklerinin yeniden flekillenmesini sa lam fllard r. Bu uygulaman n sözdeli i fluradan geliyor; ö rencilere sa lanan bu imkan üniversitelerde politika yapmaya geldi mi geçmiflte yaflanan s k nt lardan dolay yasaklan yordu ten 1960 l y llara kadar geçen süre içerisinde ö rencilerin siyasal çal flmalar yapma ihtiyac ndan çok savafl sonras nda üniversite birliklerini bar nma, k - yafet, s nma, kitap defter gibi temel ihtiyaçlar sa lamak için çal flma yürütmeye itiyordu. Üniversite birliklerinin siyasallaflmas sorunu 1960 l y llarda yeniden gündeme gelip tart flmaya aç ld. Yürütülen tart flmalar n esas n ö renci gençli in üniversite yönetimlerinde söz hakk na sahip olmas gereklili i, siyasi görüfllerin, örgüt ve partilerin temsil edilebilmesi ve en önemlisi de ö rencilerin temel hak ve isteklerinin eflde er söz hakk yla karar mercilerinde bulunmalar üzerineydi. Almanya n n birçok eyaletinde bu do rultuda yo un tart flmalar sürerken ö renci birliklerinin üniversite yönetiminden ba ms z ve özerk bir örgütlülük olmas gerekti- i konusunda hemfikir olunurken, eflde erlilik ilkesi anayasa mahkemesine kadar tafl n p, ö rencilerin söz-yetkikarar mekanizmas na kat lmas engellenmeye çal fl l p 1973 e de in de bu böyle devam etti te Hamburg Üniversitesi profesörlerinin Anayasa Mahkemesine tafl - d klar eflde erlilik ilkesi hakk n n yasal olmayaca gerekçesi kabul edilip Bavyera ve Baden Würtemberg eyaletlerinde ö renci birlikleri fiilen yasakland. Almanya n n tüm eyaletlerinde ö renci birliklerinin yasal düzlemde ifllemesi 1990 y l nda ancak mümkün olabildi. Ö renci birli i nedir, nas l ifller? Bir ö renci birli ini oluflturanlar ö renci birli inin ba l oldu u üniversitenin kay tl tüm ö rencileridir. Ö renciler bir ö renci parlamentosu ve bununla birlikte bir yönetici organ yani hükümetini seçiyor. Baz küçük üniversiteler parlamentoya gerek kalmadan direkt yönetimi seçebiliyorlar. Yasama ve yürütme organlar parlamento seçilmedi i bu gibi durumlarda bu yönetimin elinde bulunuyor. Ö renci birlikleri d fl nda bölümler de kendi içlerinde ayr ca birlikler oluflturup bölümün özgül ihtiyaçlar noktas nda örgütlenip bu noktada parlamentoya isteklerini sunup, bu do rultuda bir politika isteminde bulunuyorlar. Kendi içlerinde de düzenli toplant lar alan bu bölüm birliklerinin kendi tüzükleri de zorunlu olmasa bile genelde mevcut oluyor. Almanya genelinde geçerli olan yaz l bir ö renci birli i tüzü ü olmamas n n yan s ra bu birliklerdeki çal flmalar gönüllülük üzerinden yürütülüyor. Ö renci birliklerinin görevi esas olarak üniversite yönetimine ve kamuoyuna karfl ö renci

17 Yeni Demokrat Gençlik 17 istek ve ihtiyaçlar n savunmak, dile getirmek ve bu u urda çal flma yürütmektir. Üniversiteden üniversiteye de ifliklik gösteren bu durum sonucunda, baz üniversitelerde yönetimin kimlerin elinde oldu una ba l olarak kimi zaman profesörlerin atamalar n sa l yor veya engel olabiliyor. Dönemlik harçlar n belirlenmesinde söz sahibi olup bu olanaklar yaratabiliyor. Eyaletlerin e itim ö retim politikalar n n yönünü çizmek amac yla di er üniversitelerle eylem birli ine gidebiliyor. Dekanl klar, rektörlükleri günlerce-haftalarca iflgal edebilirken, fakültelerin kap s na kilit vurup boykot karar ald - rabilirken, bazen de sadece kültürel etkinlikler ve yaz flenlikleri düzenlemekle s n rl kalabiliyor. Ö renci birliklerinin politik flekilleniflini belirleyen o dönem seçimle parlamentoya girmifl olan parti, örgüt ve gruplar n nas l bir bileflen oluflturduklar yla ilintili olarak daha sonradan flekilleniyor. Ö renci birliklerinin kendilerine ait belirli birer bütçeleri oldu u için ö renciler için hukuk dan flmanl n n, burs dan flmanl n n yan s ra elefltirel teoriler komitesi, kamuoyu çal flmas komitesi, ö renci harçlar karfl t eylem birli i komitesi, uluslararas uyuflmazl k komitesi, yüksek ö retim politikas komitesi gibi komiteleri ve bunlar n yan s ra ö renci birlikleri içerisinde otonom bir flekilde çal flma yürüten anti-faflist/ rkç l k karfl t komite, yabanc lar komitesi, eflcinseller komitesi, cinsiyet çal flmalar komitesi, bedensel engelliler komitesi, çocuklu ö renciler komitesi gibi belirli alanlarda da uzmanlaflarak bu do rultuda ö renci ihtiyaçlar na cevap olmaya çal fl yorlar. Ö renci birliklerinde yaflanan en büyük sorun üniversite yönetimlerinde ö renci birli i temsilcili inin en fazla % 20 oran nda söz hakk na karfl l k profesörlerin söz ve karar hakk nda salt ço unluk ilkesinin geçerli olmas d r. Bu da kendi içerisinde çal flmas na müdahale edilmeyen ö renci birliklerinin asl nda üniversite yönetimlerinde söz ve karar hakk n n yeterli olmad ve ö renci birliklerinde ö rencilerin kendi kendilerine oyaland klar izlenimini birçok ö rencide do uruyor. Bunu en somut flekliyle ö renci birli i parlamentosu seçimlerindeki ö renci kat l m n n % 10 ile % 20 aras nda olmas nda görebiliyoruz. Özellikle Hessen eyaletinde e itim bakanl bunu çok iyi de erlendirip ö renci parlamentosunun meflrulu unu sa lamak bahanesiyle her üniversitede yap lacak olan seçimlere kat l m n kay tl ö renci say s n n % 25 inin alt na düflmemesi gerekti i, aksi halde ö renci birli inin öncelikli olarak bütçesinin kesilmesi, bir sonraki aflamada da kapat lmas üzerine yeni bir yönetmelik ç kar ld. Bu sebeple özellikle Hessen eyaletine ba l üniversitelerde her y l yap lan ö renci birli i seçimlerinde tasfiye edilme korkusuyla seçim çal flmalar yap - l yor ve son senelerde baraja oldukça yak n rakamlarla bu baraj ancak afl labiliyor. Bu durumu ö rencilerin apolitikleflme ve özellikle son dönemlerde yürürlü e giren yüksekö renim harçlar nedeniyle zaten gönüllülü e dayal olan bu birliklerde çal flan ö rencilerin sosyal-politik faaliyet yürütmekten çok harçlar ödeyebilmek için çal flmak zorunda kalmas ya da bir an önce okulu bitirmeye çal flmas, akademik kariyerine odaklanmas gibi nedenlere ba layabiliriz. Bunun yan s ra özellikle sa, muhafazakar görüfllü ö rencilerin kas tl olarak seçimlere ö renci birliklerinin marjinal ve ayk r politikalar üretmesi ve genele mal olmamas sav yla genelde sol partilerin, sosyal demokrat partilerin, sosyalist örgütlenmelerin oluflturdu u ö renci birliklerini boykot etmesi ve direk üniversite yönetimine ba lanmas istemi de son anda Hessen Yüksekö retim Yönetmeli i nden geçmedi. Kaynakça: Preuß Ulrich, das politische Mandat der Studentenschaft, Frankfurt am Main,1969. Keller Andreas, Hochschulreform und Hochschulrevolte, Marburg, Sambale Jens, Das Elend der Universitäten, Hamburg, Von Wissel Carsten, Hochschule als Organisationsproblem, Berlin,2007. Almanya dan bir YDG li

18 18 Yeni Demokrat Gençlik UFUK ÖZGÜL B R ÇALIfiMANIN DE ERLEND R LMES Az say da genç iflçinin çal flt atölyelerde-küçük çapl iflyerlerinde sendikalaflmak mümkün de ildir. Bu çerçevede daha farkl araçlar n da de erlendirilmesi faydal olacakt r. Bu gibi iflyerlerinde ekonomik çapl bir mücadelenin olanaklar da oldukça s n rl oldu u için sosyal dayan flmay gelifltirecek yöntemler, iflçiler aç s ndan daha anlaml olabilirdir. Kampanyam z n hemen öngününde gerçeklefltirdi imiz anket çal flmalar m z n, halk gençli ini anlamak ve kitlelerin belirli sorunlar ile taleplerini ö renmek ad na bizlere de erli veriler sundu unu söyleyebiliriz. Son iki say m zda bu çal flmalar n baz sonuçlar üzerine yaz lar dergimizde bulmak da mümkün. Bu gerçekli e ra men iflçi gençlik içerisinde görece nesnel bir genelleme yapmaya yetecek kadar ön çal flma yapt m z söylenemez. Bunun nedeni olarak, iflçi gençlik çal flmalar m z n sadece belirli alanlarda olmas n n etkisi yads namazd r. Ancak buna ra men, bahsi geçen alanlar m zda gerçeklefltirilen makul say daki anketi, o bölgenin özgünlüklerini de göz ard etmeden de erlendirmenin önemli oldu unu söyleyebiliriz. Gerçeklefltirilen anketlerin, 3 ayr çal flma bölgesinde çeflitli sektörler baz nda ele al nd n ve sonuçlardaki farkl laflman n temelde bu çal flma bölgelerine göre ayr flt n söyleyebiliriz. Bu bölgelerden birisinde iflçiler temel sorunlar n a rl kl olarak emeklerinin karfl l n alamamak olarak belirtmifllerdir. Yine ayn çal flma bölgesinde öne ç kan bir di er sorun da sigortas zl k sorunudur. Di er iki çal flma bölgesinde ise temel sorun, çal flma saatlerinin fazlal - ve iflin yoruculu u olarak belirtilmifltir. Her ne kadar çal flmam z bir genelleme yapmaya yetecek kadar bilimsel ö e içermiyor olsa da iflçi gençli in burada bahsi geçen sorunlar n n gayet genel sorunlar oldu unu reddetmek mümkün de ildir. Bahsi geçen çal flma saatleri sorunu öylesine bir sorun olarak ortaya ç kmaktad r ki, iflçi gençli in afl r yorucu bu tempo karfl s nda baflka birçok konuyu tali gördü ü anlafl lmaktad r. Sigortas z ve hiçbir çal flma akdi olmadan yaflamak zorunda olan iflçilerin ç kan her ek ifli (mesai) ücret almaks z n yerine getirmek zorunda olmas nedeniyle ortaya ç kan bu sorun, çekilmez bir durum yaratmaktad r. Bu durum özellikle hal iflçilerinin çal flma koflullar nda s kl kla yaflanan bir gerçeklik haline gelmifltir. Haftan n belli günlerinde saate kadar ç kan mesainin nas l bir etki yaratt ortadad r. De erlendirilmeye tabi tutulan genç iflçilerin, haftal k izin haklar ndan sigortaya, ayl k ücretlerden patron bask s na kadar çeflitli alanlarda say labilecek sorunlar bulunmaktad r. Küçük iflyerleri aç s ndan bakt m zda örgütlenmenin de önünde oluflan ciddi sorunlar bunlara eklemek gerekmektedir. Az say da genç iflçinin çal flt atölyelerde-küçük çapl iflyerlerinde sendikalaflmak mümkün de ildir. Bu çerçevede daha farkl araçlar n da de erlendirilmesi faydal olacakt r. Böylesi iflyerlerinde ekonomik çapl bir mücadelenin olanaklar da oldukça s n rl oldu u için sosyal dayan flmay gelifltirecek yöntemler, iflçiler aç s ndan daha anlaml olabilirdir. Anket çal flmas yap lan bölgede yayg n flekilde çocuk iflçili i oldu unu görmekteyiz. Bu durum, sadece bahsi geçen bölgede de il ülkenin tamam nda yaflanan bir sorun olarak karfl m za ç kmaktad r. Anket çal flmas kapsam nda gitti imiz iflyerlerinde hem sigortas z çal flma hem de çocuk iflçili i gerçekli i nedeniyle patronlar n bizlerden korktuklar na (yetkili oldu umuzu düflünerek) tan k olduk. Elde etti imiz tüm bu bilgiler ve dahas anket çal flmas kapsam nda sorular m z cevaplayan genç iflçilerin % 75 inin kendi alanlar nda sendika kurulmas n talep etmesi, örgütlenme isteminin ne kadar fazla oldu unu göstermektedir. Öyle ki anket çal flmalar nda hiçbir gençlik kesimi, iflçi gençlik kadar örgütlenmeye aç k ç kmam flt r. Dar kapsam na ra men bu çal flman n bizlere önemli veriler sundu u aç kt r. Bu nedenle benzeri çal flmalar yayg nlaflt rarak iflçi gençlik içerisindeki örgütlenme düzeyimizi artt rmam z n olanaklar fazlas yla mevcuttur.

19 Yeni Demokrat Gençlik 19 Ö renci Konseyleri Neyi Amaçl yor? Ö rencilerin öz örgütlülüklerinin öneminden s kça bahsediyoruz. Bu konuyla ilgili önceden yeterince de- inmedi imiz, ö rencileri temsil etti ini iddia eden bir örgütlenme olan ö renci konseyleri üzerinde durman n yararl olaca n düflünmekteyiz. Söz konusu bu örgütlenme ö rencilere bahfledilen bir hakm fl gibi alg lanabilmektedir. Bu nedenle ö renci konseylerinin yap s n, niteli ini incelemekte yarar var. Nas l kurulduklar na dair önceden de inmemize ra men bu konuyu biraz daha açt m zda esas nda bu kurumlar n gerçek misyonlar n da görebilece iz. Ö renci konseylerinin yönetmeli inden ve raporlar ndan yola ç kmak, bu kurumlar hakk nda sa l kl bir fikre sahip olmam z aç s ndan önemlidir. Bu kurumun nas l kuruldu una dair k sm ise en sona b rak yoruz. Öncelikle Ö renci Konseyinin yönetmeli inde yer alan amac na de inelim: Madde 1- Türkiye deki yüksek ö retim kurumlar na kay tl ö rencilerin e itim, sa l k, spor ve kültürel ihtiyaçlar - n n karfl lanmas n gözetmek, ulusal ç - karlar konusunda duyarl olmalar n sa lamak, yüksek ö retim kurumlar yönetim organlar ile ö renciler aras nda etkili bir iletiflim kurarak etkili bir iletiflim kurarak ö rencilerin beklenti ve isteklerini yönetim organlar na iletmek ve ö rencilerin e itim ve ö retim konusunda kararlara kat l m n sa lamak amac yla Devleti korumaya yeminli, ö renciden bihaber Genel bir göz at ld nda bize ters gelen bir fley gözükmemesine ra men asl nda kullan lan ifadelerin önemi büyüktür. Buradan bak ld nda ihtiyaçlar n karfl lanmas n gözetmek, ihtiyaçlar n karfl lanmas n göz önünde bulundurmak anlam n tafl maktad r. Bu nedenle amaç k sm nda ö rencilere karfl bir zorunluluk hükmünden özenle kaç n ld belli olmaktad r. kinci olarak ise ulusal ç karlar konusu bir ö renci örgütlülü ünün amaç k sm nda yer edinmektedir. Bu da, resmi devlet anlay fl n n her konuda -Kemalizm, Ermeni Sorunu, Kürt Sorunu, Türk Resmi Tarihi gibi konularda- d - fl na ç kan, farkl düflüncelere yer olmad n bizlere göstermektedir. Ulusal ç karlar konusuna birazdan de inece iz. Bununla ilgili daha aç k ifadelere raporlar k sm nda rastl yoruz. 10 fiubat 2006-Ulusal Ö renci Konseyi Raporu ndan al nt larla devam edelim. Rapor Ö renci Konseyleri Sorunlar Raporu olarak düzenlenmifl ve Ulusal Ö renci Konseyi Yönetim Kurulu taraf ndan haz rlanm fl. Raporda, Ulusal anlamda ö rencilerin sorunlar n tespit ederek bunlar n ivedilikle çözülmesi yolunda kararlar alm flt r denilmekle birlikte bu kararlara dair en ufak bir ayr nt - dan bahsedilmemifl. Sorunlar ne olarak ve nas l tespit edildi bunu da raporda göremiyoruz. Bununla ilgili herhangi ayr bir rapor da haz rlanmam fl. En az ndan süre itibar ile yaklafl k olarak rapor tarihi göz önünde bulunduruldu unda iki y l aflk n bir zaman geçmesine ra men bugüne kadar herhangi bir ö renci sorununun çözüldü ünü ve bu kurumlarca bu yönde bir çaba da göremedik. Devam nda temel ilkeler belirlemesi yap larak flöyle denilmektedir: Her fleyden önce Laik Cumhuriyet in savunucusu olaca n, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet in temel de erlerine sahip ç kaca n, Anayasal ilkelere ba l kalaca n, Ulusal menfaatleri savunmak için meflru olan her türlü fiili yapaca n, yukar da say lan ilkelere ayk r olan hiç bir toplulukla ifl birli i yapmayaca n, bölücülerle iflbirli i içerisinde olan topluluklarla mücadele edece ini oy birli i ile benimsemifl ve kabul etmifltir. Ö renci Konseyleri Her fleyden önce diyerek bafllam fl ilkelerine. Bu ilkeler aras nda ö rencilerin temel hak ve özgürlüklerini savunaca na dair bir ifade göremiyoruz. Çünkü öncelikler farkl. Çünkü konseyin her fleyden önce farkl bir gündemi var. Her fleyden önce devlet geliyor, sonra bölücülerle mücadele. Sayelerinde ö renci sorunlar na dair bir fley yapmayacaklar n da böylece ö renmifl oluyoruz. Alt maddelik böyle upuzun bir mücadele hatt n n belirlenmesinden sonra s ra ö renciye gelmeyecek anlafl -

20 20 Yeni Demokrat Gençlik lan. Keza faflist birer örgütlenme olduklar n net flekilde gösteren bu hedefleriyle zaten oldukça meflguller. YÖK ün kurdu u ama tan mad bir örgüt Üniversite Ö renci Konseylerinin Genel Sorunlar bafll ise bize bu kurumlar n kendini ele verdi i bir de- erlendirme. Bu bafll m zda en önemli problem olarak karfl m za, ilgili Ö renci Konseylerinin okullar nda yeterince tan nm yor, hak ve yükümlülüklerini bilmiyor olmas fleklinde karfl m za ç kmaktad r. Özellikle okul yönetimlerimizin bu noktada ö rencileri yeterince bilgilendirmiyor olmas bu problemin en önemli yönünü oluflturmaktad r. Bu kurumlar n ö rencilerin örgütü olmad ayan beyan ortada. Ö renciler taraf ndan kurulmad her haliyle belli. Hak ve hükümlülüklerini bilmeyen, okul yönetiminin ö rencileri yeteri kadar bilgilendirmedi ini söyleyen bir konseyden bahsediyoruz. Konsey okul yönetimine Madem böyle bir konsey kurdun, kurdu un konseyi ve haklar m z bize anlat, ö renelim demektedir. O zaman flunu sormak gerekmiyor mu, Bilmedi in örgüte niye girersin de baflkan olursun, ö rencileri niye temsil etmek istiyor ve ne ad na bunu yap yorsun? Baflka bir soruna daha de iniliyor raporda, Ö renci Konsey Baflkan arkadafllar m zdan ald m z bilgiler do rultusunda, bu arkadafllar m z n temsil konusunda ve sosyal faaliyet anlam nda, Üniversite Yönetimleri taraf ndan desteklenmedi ini bilmekteyiz. Anlafl ld kadar yla, temsil edememe durumu var. YÖK taraf ndan kurulan bir örgütün, ona ait bir kurum taraf ndan tan nmamas ö renciye tahammülün olmad n asl nda bizlere göstermektedir. Bunun yan nda, Özellikle temel sorunlardan biri de Ö renci Konsey Baflkanlar n n baz lar n n, hiç bir senato toplant s na kat lam yor olmas d r Ayr ca ilgili yönetmeliklerde aç kça belirtilmesine karfl n, Ö renci Konsey Baflkanlar n n ihtiyaç duydu u ve yapmak zorunda oldu u harcamalar n baz üniversiteler taraf ndan karfl lanm yor olmas da, Ö renci Konsey Baflkanlar n n çal flmalar n olumsuz yönde etkilemektedir. Bu noktada ö rencilerin taleplerini dile getirmek konusunda hiç bir ilgiliye ulaflam yor olmas ve muhatap olarak kabul edilmemeleri çok büyük s k nt lara sebep olmaktad r. Aç kça görülüyor ki, yap lanma olarak faflist ve gerici unsurlarca tafl nan konseylere ra men okul yönetimlerince tan nmak istenmemektedir. Asl nda bu, bir anlamda okul yönetiminin? Hak ve hükümlülüklerini bilmeyen, okul yönetiminin ö rencileri yeteri kadar bilgilendirmedi ini söyleyen bir konseyden bahsediyoruz. iflimize burnunu sokma demesinden baflka bir fley de- ildir. Sonras nda, ö rencilerin flehir içi ulafl m, Kredi Yurtlar Kurumu, Burslar ve G da ihtiyac ile ilgili olarak, bir tak m taleplerinin oldu unu bilmekteyiz. Bu do rultuda Üniversite Yönetimiyle iflbirli i yap labilece i gibi ilgili Ö renci Konseyleri bunlar bizzat da yapabilirler ancak yukar da da belirtti imiz flekilde henüz kendi üniversitelerinde temsili kabul edilmeyen ö rencilerin baflka organlarca kabulü mümkün görünmemektedir deniliyor. Ne demek bu? Ö renci sorunlar için çal flma yapmayacak m y z? Bu sorunlara karfl bir fley yap lamayaca mant ç kart lm fl. Dil olarak bu tarz ifadeler, beklentiler raporda devam ediyor. Esas sorunun çözümünde kendini merkeze koymas gereken Ö renci Konseyi, çözüm için sürekli okul yönetimlerinden bir fley bekliyor ve bunun için en ufak bir çabaya dahi giriflmek istemiyor nedense. Muhatap al nm yoruz baflkalar bizi hiç almaz gibi asl nda kaçk nc, ifli bürokrasiye havale eden bir anlay fl var ortada. flte sorunumuz! Ö renci Konseyi nin gördü ü en önemli sorun yabanc dil sorunu olmufl. Alt sat rl k -burada bunu yazmayaca z- bu sorunda Bölüm ayr m yap lmadan temel yabanc dil e itiminin ö rencilere verilmesi gerekmektedir denilmifl. Ö renci sorununa dair tek sorun bu görülüyor. Onca sorunumuz varken s rf milliyetçi histeri ile Türk Ö rencisinin, yabanc ö rencilerden hiç bir fark bulunmamas na ra men fleklinde kaleme al nm fl uzunca. Tam bir z rval k. En son olarak raporun talepler k sm nda ise, Bolonya Süreci ile ilgili olarak özverili bir flekilde üniversitelerin Ulusal Ö renci Konseyi ile birlikte çal flmas istenmektedir. Bu sürece iliflkin niye kat ld m za dair en ufak bir de erlendirme ne yaz k ki yok. Böyle bir dert de yok. Zaten TUÖK u do uran Bolonya Süreci, bir de karfl dursun! Bu kadar da de il. Madde 39 da haklar nda uzaklaflt rma veya ç karma cezas kesinleflen Ulusal Ö renci Konseyi ve Ö renci Konseyleri temsilcilerinin ö renci temsilcili i, üyeli i ve buna ba l tüm görevleri sona erer denilmektedir. Böyle bir disiplin yönetmeli inin oldu u bir üniversitede ö renci haklar için mücadele eden; paras z, bilimsel, demokratik, ana dilde e itim talep eden binlerce ö renci soruflturmal k olabiliyor, uzaklaflt rma alabiliyor, okuldan ç kar labiliyorken TUÖK nas l bu konuda mücadele edecek? Bu YÖK ün konseylere yükle-

21 Yeni Demokrat Gençlik 21 di i anlam bize özetliyor. 6 Ocak 2008 de TUÖK Baflkan Volkan Y lmaz n yapm fl oldu u bas n aç klamas bu anlam aç yor: Ulusal Ö renci Konseyi olarak üniversitelerdeki özgürlüklerin geniflletilmesi gerekti ini düflünüyoruz. Ancak bu özgürlüklerin s n r içinde ülkemizin milli birli ini ve bütünlü ünü bozan davran fllar yer almamal d r diyor. Demokrasi mücadelemiz yine milli menfaatlere kurban ediliyor. Ulusal ç karlar o kadar önemli ve dar ki, her fley bunun taraf ndan yutuluyor. Konseyin kuruluflu Ö renci konseylerinin kurulmas ndan bahsetmifltik yaz n n bafl nda. Ö renci Konseyleri 20 Eylül 2005 y l nda Resmi Gazete de yönetmeli i yay mlanarak yürürlü- e girdi. Hemen ard ndan 29 Aral k 2005 te ise genel kurula gidildi. Üç ay gibi k sa bir sürede ulusal bir örgütlenmeye var lmas TC gibi demokrasi düflman bir ülkede çok zor gerçekleflebilecek bir olgu oldu una göre aç kça YÖK taraf ndan yap lan giriflimlerle Bolonya Süreci için alelacele kurulmufl oldu u gözlerden kaçm yor. YÖK ün kitlesi hemen harekete geçirildi ve Ulusal Ö renci Konseyi oldu-bittiyle kuruldu. Buna birkaç örnekle aç klamaya çal flal m. Bolonya Süreci nin ülkemizde anlat lmas na iliflkin YÖK bölgesel tan tma toplant lar ald. zmir, Mersin, Sivas, stanbul, Urfa, Konya da yap lan toplant lara ö renci kat l m na bir göz atal m. 7 Mart 2005 zmir de 143 kat l mc dan 5 i ö renci, 14 Mart 2005 Mersin de 155 kat l mc dan 15 i ö renci, 18 Mart 2005 Sivas ta 109 kat l mc dan 31 i ö renci, 25 Mart 2005 stanbul Toplant s 21 üniversiteden hiçbir ö renci kat lmam fl, 29 Nisan 2005 Urfa da 107 kat l mc dan 29 u ö renci, 16 May s 2005 Konya da 142 kat l mc dan 20 si ö rencidir. Ö renci kat l m yüzde 13 lerde kalmaktad r. stanbul gibi onlarca üniversitenin kat ld bir toplant da hiç ö renci kat l m olmamas ilginçtir. Bu toplant lar bölgesel üniversite toplant lar olup ö renci kat l m n n onlarca üniversiteye ra men kat l mdaki oran son derece düflüktür. lk toplant lar n yap ld tarihe bak ld nda Konseyin daha henüz ortada olmad görülecektir. Konseyler bu zaman zarf nda oluflturulmufl ve YÖK taraf ndan tüzü ü haz rlanm flt r. Dolay s yla Bolonya Süreci belgelerinde bahsi geçen sürece ülkemizde ö rencilerin aktif bir flekilde kat ld na dair belirlemeler görüldü ü gibi gerçek d fl d r. Ayr ca tüzü ünde yer alan okuldaki ö rencilerin seçimlerde % 60 kat l m flart ne kadar gerçekçi? Bugüne kadar böyle bir seçim çal flmas na tan k olduk mu? Evet, konseylerin tüzü ünü dahi uygulamad görülmektedir. Ö renci Konseylerinin bu güne kadar ö renci haklar noktas nda en ufak bir çözüm getirdi ini söylemek söz konusu de ildir. Çünkü bahsetti imiz gibi böyle bir niteli inin olmas n düflünmek YÖK ün zihniyeti içerisinde ve YÖK ün de onay verdi i bir durum olamaz. YÖK ün ö renciler örgütlensin, hakk n aras n diye bir kayg tafl yarak ö rencilere ön ayak oluflturdu unu düflünmek zaten imkans zd r. O zaman Ö renci Konseyleri YÖK ile iflbirli inde çal flmakta ve YÖK ün faaliyetleri do rultusunda çal flmalar - n oluflturmakt r. Kendi özerk bir iflleyiflinin olmamas, aksine YÖK taraf ndan faaliyetleri denetlenen bir kurum olmas söz konusudur. Ve YÖK yine buna ra men Ö renci Konseyleri ile aras n mesafeli tutmakta, gelifltirmeye çal flmamaktad r. Bunu Konseyin raporlar ndan görebiliyoruz. Bu da ö renciye asl nda tahammülün olmad n (faflist niteli- i olsa bile) bunlar n zoraki oluflturulan ve AB sürecinde ve Bolonya Süreci nde olmas gereken göstermelik kurumlar oldu u gerçe ini gözler önüne seriyor. Gözümüzün içine baka baka kand r yorlar. Ö renci haklar na sahip ç kaca n söyleyen Ulusal Ö renci Konseyi YÖK üniversiteleri paral yapal m derken alk fl tutuyor. Kendi tüzü üne bile ayk r bir flekilde ö rencileri temsil etti ini söylüyor ö renci konseyi. Hem de Türkiye deki 2.5 milyon ö renciyi temsil ettiklerini söylüyorlar. Kand r lan 2.5 milyon ö renci, fark nda m y z? Sakarya YDG

22 22 Den gê Ci wanê Yeni Demokrat Gençlik Newroz atefli Kürt halk n n direngenli iyle harland Newroz dan yaklafl k 10 gün kadar önce çiflleri Bakan valilerin Newroz da sorun ç karmayaca n aç klam flt. Gerçekten de sadece Van valisi ve emniyeti de il, Hakkari-Yüksekova, Siirt valileri ve emniyetleri de hiçbir flekilde ülkemiz egemenleri aç s ndan sorunlu olabilecek bir hal ve tutum içerisinde bulunmam fllard r. Geçti imiz dönem hava operasyonlar yla bafllayan süreç daha sonras nda Irak Kürdistan na yönelik kara harekat na dönüflmüfl, ancak tarihinin en rezil operasyonuna imza atan ülkemiz egemenleri rotay ülke içerisine çevirmifltir. S n r ötesi sald r n n ülkemiz egemenlerince k s tl planlanmas sald r n n kapsam ve amac hakk nda ipuçlar vermektedir. Ancak ülkemiz egemenlerinin planlad ndan daha önce hem de apar topar çekilmesinin nedeni operasyonun k s tl bir zaman dilimi aç s ndan planlanmas de il, operasyonun baflar s z olmas, fiyaskoyla sonuçlanmas d r. S n r ötesi operasyonun s n r içine evrildi i ve kesintisizce sürdürüldü ü dönem içerisinde ilk baflta ABD li generallerce yap lan Kürt Ulusal Hareketi yle masaya oturulmas ve uzlafl ça r lar, DTP lilerin ilk önce Cumhurbaflkan Gül ile, hemen ard ndan da Cemil Çiçek le görüflmesi ülkemiz egemenlerinin Kürt Ulusal Hareketi ni tasfiye etmek için belirli planlar oldu unu ortaya sermektedir. Kald ki hakim sistemin de bu plan gizlemek gibi bir derdi yoktur. Ayn dönem Baflbakan n a z ndan 12 milyon dolarl k yat r m plan n n kaç r lmas (!) da bunu göstermektedir. Bir yandan cellatl k bir yandan papazl n iç içe geçti i süreç her ne kadar çeliflkili gibi görünse de ülkemiz egemenlerinin kitleleri yönetme ve manipüle etme tarz n n somut yans mas oldu undan pek flafl rt c de ildir. Tüm bu koflullar alt nda 2008 Newroz u gerçeklefltirildi. Newroz dan yaklafl k 10 gün kadar önce çiflleri Bakan valilerin Newroz da sorun ç karmayaca n aç klam flt. Gerçekten de sadece Van valisi ve emniyeti de il, Hakkari-Yüksekova, Siirt valileri ve emniyetleri de hiçbir flekilde ülkemiz egemenleri aç s ndan sorunlu olabilecek bir hal ve tutum içerisinde bulunmam fllard r. Amed deki, stanbul daki Newroz a izin verilmesine bak p, sorunun valiler ve emniyet müdürlerinde oldu u izlenimine kap l nmamal d r. Faflizm, her alan özgülünde farkl politikalar uygulam flt r. Bu farkl politikalar n sonucu olarak 2 kifli faflizmin kolluk güçleri taraf ndan katledilmifl, onlarca/yüzlerce yaral verilmifl ve yüzün üzerinde gözalt yaflanm fl, gözalt na al nanlar n önemli bir k sm da tutuklanm flt r. Ülkemiz egemenlerinin Irak Kürdistan na yönelik operasyonun fiyaskoyla sonuçlanmas n n ard ndan, bu operasyonun bedelini Kürt halk ndan ç kartaca öngörülemeyen/bilinemeyen bir durum de ildir. Newroz da bunun bedelinin Kürt halk na nas l ödetilece- inin, Kürt ulusal sorununa önümüzdeki dönem nas l yaklaflaca n n da göstergesidir. Gerçekten de Baflbakan n geçen senelerde ifade etti i gibi, kad n, çocuk, genç, yafll demeden herkese sald r lm fl, Kürt analar yerlerde süründürülmüfl, coplanm fl, tüm kitlenin üzerine kurflun ya d r lm flt r. Bu y lki Newroz da sadece Türk egemen s - n flar n n yaklafl m n görmek, Kürt halk n n

23 Yeni Demokrat Gençlik 23 günlere yay lan direniflini, kitleselli ini, militanl n görmemek devrimci bir tutum olmayacakt r. Sald r n n oldu u yerde direnifl de boy vermektedir. Kurflun ya muruna ra men geri çekilmeyen, net durufl sergileyen, militanl ndan taviz vermeyen Kürt halk n n, bilhassa Kürt halk gençli inin direnifli önemlidir ve de erlidir. Bu direniflte egemen sisteme öfkenin aç a ç kt net bir flekilde görülmektedir. Özellikle halk gençli ini küçümseyen, güvenmeyen, devrimci dinamiklerinden flüphe duyan düflüncelerin befl para etmeyece i daha net bir flekilde ortaya ç km flt r. Ayn flekilde bu devrimci dinamiklerle bütünleflmenin önemi de ortaya ç kmaktad r. Kürt ulusunun ulusal haklar konusunda bu y lki Newroz un gösterdi i devrimci dinamiklere ra men masa bafl nda emperyalistler ve onlar n gerici iflbirlikçileriyle anlaflma çabalar da kendisini göstermektedir. Bu anlam yla Kürt halk n n devrimci dinamikleri, ülkemiz egemenleri ve emperyalistler taraf ndan masa bafl anlaflmalar nda bo ulmak istenmektedir. Böylelikle Kürt ulusunun tarihsel haklar yok say lmaya çal fl l p, budanmas amaçlanmaktad r. Kendi sürecimizi söz, yetki, karar hakk n n tan nmas ve örgütlenme özgürlü ünün sa lanmas olarak ele alan bizler aç s ndan süreç nettir. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk tan nmal d r. Ve kesinlikle bunun d fl ndaki hiçbir yaklafl m devrimci ve do ru bir tutum olmayacakt r. Kürt ulusu kendi kaderini tayin hakk n n koflullar n elde edinceye kadar mücadelesini sürdürmelidir. Kürt halk gençli inin yaflam fl oldu u sorunlar sadece ulusal taleplere indirgenemez. Elbette yukar da da vurgulad m z gibi Kürt halk gençli inin ulusal talepleri vard r. Bu talepleri dillendirmeleri ve bu do rultuda örgütlenmeleri de anlafl l r bir tutumdur. Ancak flunu da biliyoruz ki, Kürt halk gençli inin sadece ulusal çeliflkileri bulunmamaktad r. Ayn zamanda s n fsal, ekonomik, demokratik, akademik vb. çeliflkileri de bulunmaktad r. Faaliyet yürüttü ümüz alanlarda bu çeliflkileri gündemlefltirmek, Kürt halk gençli iyle bütünleflmek önemlidir. Önemli olan bu bütünleflmenin nas l gerçeklefltirilece idir. Bütünleflmeden anlad m z yaln zca tarihsel günlerde alanlarda birlikte olmak de ildir, sadece serh ldanlar n oldu u dönemlerde sokakta birlikte tafl atmak de ildir. Elbette bunlar önemlidir, dahas bu görevlerin yerine getirilmesi olmazsa olmazd r. Ancak kendimizi bu görevlerle s n rlarsak, misyonumuzu yerine getirmifl olmayaca z. Kürt halk gençli iyle bütünleflmekten anlad m z Kürt halk gençli inin örgütlü oldu u kitle örgütlerinde çal flmalar m z yo unlaflt rmakt r. Politikalar m z, yönelimlerimizi bu kitle örgütleri içerisinde Kürt gençli ine tafl maya çal flmakt r. Hiçbir flekilde kitle örgütlerinde hakim olan anlay fllar bahane edilerek, bu örgütlerin d fl nda durmak kabul edilemez. Bu tutumun pratik sonucu örgütlü, ileri Kürt halk gençli inden kopmakt r. Kürt halk gençli inin örgütlü oldu u kitle örgütlerinde çal flmalar m z yo unlaflt r rsak Kürt gençli iyle ba lar m z artacakt r. Kendi örgütsel gücümüze uygun olarak bu kitle örgütlerindeki çeflitli komisyonlarda-birimlerde yer ve görev almak, kendi politikalar m z do rultusunda öneriler sunmak olumlu sonuçlara ulaflmam z sa layacakt r. Böylelikle daha ileri bir duruflun nas l gerçeklefltirilece ini, politika ve yönelimlerimizin nas l yaflam bulaca n daha net bir flekilde tart flma f rsat n da yakalayabilece iz.

24 24 Emperyalizmin e itime dönük sald r lar devam ediyor Yeni Demokrat Gençlik Avrupa da Bologna, Dünya da Bologna! Emperyalizmin dünya çap nda e itime dönük yeniden yap land rma projesinin Avrupa aya n n ad olan Bologna Süreci ile birlikte neo-liberal politikalar n sonuçlar n son y llarda daha iyi görmekteyiz y l na kadar Avrupa çap nda Avrupa Yüksekö retim Alan n yaratmay hedefleyen bu süreçle birlikte Anglosakson-Amerikan e itim modeli Avrupa çap nda tamamen hakim k l nmak istenmektedir. Bu projeyle birlikte üniversitelerdeki e itimin istihdam sorununa, ekonominin yaflad krizlere ve iflsizli i çözmeye yard mc olmad iddialar yla iflveren in talepleri do rultusunda bir emekçi kitlesinin yarat lmas /e itilmesi hedeflenmektedir. Buna göre esnek çal - flabilen, s n f kardeflleriyle sürekli bir rekabet içinde olan, birden fazla iflçinin iflini yapabilece ini kan tlayan ucuz ifl güçleri aranmaktad r. Bu do rultuda Avrupa n n çeflitli ülkelerinde ve ülkemizde eflgüdümlü olarak ç kar lmaya çal fl lan yeni ifl yasalar ve sosyal güvenlik reformlar yla ö rencilere mezuniyetin ard ndan da uzun y llar staj yapmas dayat lmakta, gençlerin mezuniyet sonras ndaki çal flma haklar gasp edilmektedir. Sermayenin de iflen ihtiyaçlar na göre emekçinin gereken donan ma sahip olmas için emekçilerin ifl ç - k fllar nda özel kurslara kat larak mesleki e itimlerini sürdürmeleri ve esnek çal flabilmesi aç s ndan yaflam boyu ö renim ad alt nda bilgimiz, sermayenin istemlerine göre belirlenmek istenmekte ve emekçinin önüne köleleflmekten baflka seçenek konulmamaktad r. Bu proje do rultusunda haz rlanan reformlar Fransa da, Yunanistan da ve Almanya da kitlesel ö renci ve emekçi eylemleriyle protesto edilmektedir. Macaristan da ise bu do rultuda haz rlanan yasa fiubat ay içerisinde yap lan referandumla reddedildi. Ülkemizde ise yetkin mühendislik yasas, mesleki yeterlilik yasas da bu proje do rultusunda, AB ye uyum ad alt nda yasalaflmakta, gençlere uzun y llar devam eden stajlar ve kendilerini kan tlamalar amac yla s navlar, sertifika programlar dayat lmaktad r. Bu projeyle birlikte ö renci ve ö retim üyesi hareketlili i ad alt nda ö rencilerin farkl ülkelerde e itimlerini sürdürmeleri sa lanmaktad r. Yarat lan bu olanakla paralel flekilde diplomalarda-kredilendirmede ortakl k ad alt nda ö rencinin diplomas n n di er Avrupa ülkelerinde de geçerli olabilmesi için çal flmalar yap lmakta, böylece yaln zca beyin göçü de il, ayn zamanda yoksul ülkelerden zengin ülkelere do ru (vas fl ) emekçi göçünün de kolaylaflmas hedeflenmektedir. Daha ucuza çal flmay kabul eden emekçilerin, özellikle de vas fl emekçilerin, ülkeden ülkeye tafl nmas n n önü aç larak emekçiler aras rekabet k z flt r lmak istenmektedir. Bu do rultuda ülkemizde ç kar lan yabanc lar n çal flma izinleri ile ilgili yasayla Baflbakan n müjdesini verdi i 120 dolara çal flan doktorlar beklenmektedir. Yine geçti imiz aylarda Danimarka n n ülkemizden üniversite mezunu, vas fl emekçileri talep etti i de medyada yerini alm flt. Ayr ca bu projeyle birlikte çok uluslu flirketlerin istedikleri ülkelerde uygun koflullarda faaliyet yürütmesi hedeflenmektedir. Böylece ülkemizde büyük uluslararas mühendislik, avukatl k flirketlerinin, yabanc özel hastanelerin flube açmas mümkün olacakt r. ABD li ve Avrupal birçok özel üniversitenin hem bu yasalarla hem de diplomada denklik sa lanmas sayesinde ülkemizde özel üniversite açmak için s raya girmesi de e itimin ticarilefltirilmesinde önemli bir mesafe kaydedilmesine neden olacakt r. Mesleki yaflamda yap lmas talep edilen de ifliklikler do all nda ders müfredat n da etkilemektedir. Amerikan e itim modelinin benimsenmesi, özel okullar n teflvik edilmesi, paral e itimin savunulmas, müfredatlar n yo unlaflt r larak ö retim süresinin k salt lmak istenmesi, meslek yüksek okullar n n öne ç kar lmas, üniversitesanayi iflbirli i ad alt nda ö rencinin sermayedar için ça-

25 Yeni Demokrat Gençlik 25 l flmaya zorlanmas, e itimin bireysel bir hak olarak ele al narak toplumsal yönünün gasp edilmesi hem Bologna Sürecinde hem de ülkemizde YÖK ün kabul etti i Stratejide aç kça belirtilmifltir. Londra toplant s Bologna Sürecine yön vermek amac yla bir araya gelen, Sürece üye ülkelerin e itim bakanlar en son 2007 May s nda Londra da toplanarak 2010 y l na kadarki dönemin planlamas n yapt lar y l nda ilan edilen Bologna Süreci ile birlikte 2010 y l na kadar Avrupa Yüksekö renim Alan n n yarat lmas hedefleniyordu. Bu toplant da bugüne kadar at lan ad mlar de erlendirilerek kat edilen mesafe oldukça olumlu bulunmufl ve çeflitli eksik noktalar tespit edilip 2010 y l na kadar bunlar n da tamamlanmas karara ba lanm flt r. Bununla birlikte bu iflbirli inin 2010 y l ndan sonra da devam etmesi gerekti i üzerine prensipte anlafl lm flt r. Toplant n n en önemli kararlar ndan biri ise bu süreçle birlikte Avrupa üniversitelerinin dünya çap nda rekabete girmesinin ve di er k talarda yaflayan baflar l ö renciler aç s ndan çekici bir hale getirilmesinin hedeflenmesidir. Çok büyük bir sermaye potansiyeline sahip olan e itimin sektörleflerek ticarete aç lmas, halklar n yo un mücadeleler sonucu elde etti i kamusal e itim hakk n n reddedilerek e itimin paral hale getirilmesi ve paral gençlerin istedikleri ülkelerde istedikleri gibi okumas n n sa lanmas için çeflitli emperyalist güçler aras nda ciddi bir rekabet yaflanmaktad r. Örne in Avrupa da birçok ülkede müfredatlar yo unlaflt r larak e itim süresi k salt lmakta, böylece daha k sa sürede meslek sahibi olmak isteyen Amerikal, Asyal ö rencilerin Avrupa y tercih etmesi beklenmektedir. flte Bologna Süreci do rultusunda at lan ad mlara paralel olarak yaln zca Avrupa içinde de il dünya çap nda rekabet etmek aç kça hedef olarak konulmaktad r. Rekabet, kiflisel geliflim ve kalite Zaten Londra Toplant s n n belgeleri incelendi inde en çok kullan lan kavramlar n rekabet, kiflisel geliflim ve kalite oldu unu görmekteyiz. Rekabet ve kalitenin ticari yaflamda da en s k kullan lan ifadeler olmas flafl rt c de ildir. Burada rekabet ve kaliteden anlafl lmas gerekenin e itim hizmeti veren okullar n bunu paras karfl l nda vermesidir. Rekabet de zaten Toplant n n en önemli kararlar ndan biri ise bu süreçle birlikte Avrupa üniversitelerinin dünya çap nda rekabete girmesinin ve di er k talarda yaflayan baflar l ö renciler aç s ndan çekici bir hale getirilmesinin hedeflenmesidir. farkl e itim flirketleri aras nda yaflanmaktad r. Kiflisel geliflim ise daha çok biz gençlere yöneliktir. Bu, YÖK Stratejisinde de vurgulanan bir kavramd r. YÖK stratejisinde insanlar n çeflitli konularda bilgi edinmeye hakk oldu u, kendilerine yat r mda bulunabilece i, bunun için imkanlar n sa lanmas gerekti i; ancak tek karfl ç k labilecek noktan n bu hizmetin paras z verilmesi oldu u belirtilmekteydi. Özcesi kendini gelifltirmek, bilgili olmak istiyorsan paras n da ödemelisin, paran yoksa bilgi de alamazs n denilmektedir. flte Londra Raporu belgelerinde de bu kavramlar n s kça kullan lmas ve bu sürece önderlik edenlerin baflar ölçütü olarak e itimi bilimsel yan yla, içeri iyle de il de elde edilen kârla de erlendirmesi ö renci gençli i bekleyen sorunlar n ipuçlar n vermektedir. Yine bu kavramlar n s kça kullan lmas e itimin toplumsal bir hak olmas gerekti ini de yads maktad r. Bu konferansta 2005 Bergen Konferans nda belirlenen önceliklerden olan; (1) Kalite güvencesi, (2) Derece sistemi ve (3) E itim sürelerinin tan nmas alanlar na, (4) Yaflam boyu ö renme ve (5) Ortak derecelerin oluflturulmas ve tan nmas öncelik alanlar ilave edildi. Buna göre 2010 y l na kadar yaflam boyu ö renim ve ortak dereceler ve diplomalarda ortakl k üzerine süregiden pürüzlerin temizlenmesi hedeflenmektedir. Bahsini etti imiz vurgular Londra Bildirgesi nde flöyle ifade edilmektedir: Avrupa n n zengin ve kozmopolit kültürel miras temelinde, hareketlili i kolaylaflt rmak, istihdam gelifltirmek ve Avrupa n n çekicili i ile rekabet gücünü art rmak üzere, kurumsal özerklik, akademik özgürlük, f rsat eflitli i ve demokratik ilkelere dayal bir AYA oluflturmaktay z. Bologna reformlar n n dünyan n birçok bölgesinde, Avrupal ve uluslararas ortaklar n ilgisini çekmesi ve bir tart flma platformu oluflturmaya teflvik etmesi memnuniyet vericidir. ( ) Avrupa Yüksekö retim Alan geliflirken ve küreselleflmenin zorluklar na cevap vermeye

26 26 çal fl rken, mevcut iflbirli inin 2010 dan sonra da devam etmesi gerekti i inanc nday z. (abç) Bu toplant da al nan karara göre y llar aras nda Bologna Süreci Sekretaryal görevini Nisan 2009 da Belçika n n Leuvan ve Louvain-la Neuve flehirlerinde gerçekleflecek Bakanlar Konferans na kadar Benelüx ülkeleri (Hollanda, Belçika ve Lüksemburg) üstlenecektir. Bologna Sürecinin d fl boyutu E itim alan nda dünya çap nda emperyalistler aras nda ciddi bir mücadele yaflanmaktad r. Bu konudaki rekabet ABD, AB ve özellikle Asya da Çin in aras nda öne ç kmaktad r. Dolay s yla pazar pay ndan geri kalmak istemeyen AB emperyalizminin Bologna Süreci nin içeri ini geniflletmesi ve yaln zca Sürece üye olan 40 aflk n ülkeyi de il dünyan n di er bölgelerini de kapsamay hedeflemesi, rakip sermaye güçlerinin aleyhine yay lmak istemesi do ald r. Bunun için de rekabetin yan s ra uluslararas alanda ortak ad mlar n at lmas, ö renci gençli e dönük benzeri sald r lar n gerçekleflmesi de gerekmektedir. Örne in AB üyesi ülkelerin üniversitelerinin Asya ve Afrika da flube açabilmesi, geri b rakt r lm fl ülkelerden vas fl iflgücünü ihtiyaç do rultusunda merkez ülkelere tafl yabilmesi ve di er sermaye gruplar n n ihtiyaç duyduklar emekçiyi bu ülkelerde de rahatça bulabilmesi aç s ndan müfredatta, diplomada ve yasal süreçlerde ortakl k sa lanmas gerekmektedir. Dolay s yla ülkemiz halk gençli inin sorun ve talepleri yaln zca Avrupa ülkelerindeki gençlerle de il, ayn zamanda Asyal, Latin Amerikal, Afrikal ö rencilerle de ortaklaflmaktad r. Yeni Demokrat Gençlik Bu da göstermektedir ki 1999 daki Bologna Bildirgesi nde bahsi geçen Avrupa e itim sisteminin uluslararas alanda çekicili inin artt r lmas ve rekabet gücünün yükseltilmesi hedefine bir ad m daha yaklafl lm flt r. Londra toplant s n n net hedefleri Bologna Sürecinin önümüzdeki dönemde net politikalarla ve özel hedeflerle hareket etmesi gerekti ini belirten Londra Toplant s raporunda özellikle istihdam, yaflam boyu ö renme, esnek ö renme ve sosyal yön üzerinde durulmas gerekti i vurgulanmaktad r. Yaflam boyu ö renme ve esnek ö renme ile birlikte yaln zca emekçilerin ifl ç k fllar nda özel sertifika programlar na kat lmas istenmemektedir, ayn zamanda müfredattan baz derslerin ç kar lmas ve buradaki bilgilerin ö renci taraf ndan farkl yollarla genellikle de paral yollarla- elde etmesi beklenmektedir. Ayn zamanda uzaktan e itim, elektronik e itim vb adlarla internet veya vcd lerle e itim verdi ini iddia eden flirketlerin önü de aç lmaktad r. Ülkemizde son dönemde medyan n kupon karfl l da tt üniversite haz rl kdil kursu içeri ine sahip cd dizileri ve internette aç lan üyelere özel dershaneler de bu esnek e itimin araçlar aras ndad r. Buna göre paran varsa bilgiye ulaflmak için onlarca yol bulunmaktad r. Paran yoksa ise devlet üniversitesinde dahi olsan söz konusu bilgi müfredattan kald r ld için elde etmen mümkün olmayacakt r. Ayr ca bu hedefe ulafl lmas amac yla yüksek ö renim kurumlar yla araflt rma kurumlar ve sermaye-sanayi çevreleriyle iflbirli inin gelifltirilmesi, ulusal strateji ve politikalar n belirlenmesi istenmektedir. Ülkemizde bu konuda ad mlar at lm fl ve geçen sene YÖK Stratejisi bu hedefleri içerecek flekilde kabul edilmifltir. Buna göre; - Üniversite ile sanayi dünyas aras nda hareketlili in artt r lmas, yani akademisyenlerin ve ö rencilerin sermaye için daha fazla çal flmas, - En iyi araflt rmac lar n ve akademisyenlerin teflvik edilmesi, yani emekçiler ve ö renciler aras nda rekabet ortam n n yarat lmas, - Teknoloji parklar n n yarat lmas, yani akademik dünyan n sermayenin talepleri ve maddi deste i do rultusunda araflt rmalar yapmas n sa lanarak bilime köstek vurulmas, - Bu teknoloji parklar ndaki araflt rma merkezlerinin üniversite ve ifl dünyas ile ortak merkezler oluflturmas,

27 Yeni Demokrat Gençlik 27 - Araflt rma sonuçlar n n iletiflimine ve ticarilefltirilmesine odaklan lmas kararlaflt r lmaktad r. Sermayenin kat l m ile katledilen akademik özgürlük Görüldü ü üzere üniversite e itimi üzerine konulan tüm hedefler, tüm araflt rmalar ve tüm üretim ifl dünyas n n talepleri ve maddi deste- i do rultusunda düzenlenecektir. Zaten araflt rmalar n maddi aç dan sermaye gruplar nca desteklenmesi araflt rman n sonucunun da paray sa layan n ç karlar do rultusunda sonuçland r lmas na neden olacakt r. Böylesi bir ortamda akademik özgürlükten bahsetmek mümkün olmayacakt r. Ülkemizde akademik özgürlükten zaten uzun y llard r bahsedilemese de art k bu durum tüm Avrupa çap nda geçerli olacakt r. Londra Toplant s yla ilgili belgelerde BUSINESSE- UROPE (Avrupa fl Dünyas Konfederasyonu) adl Avrupa sermaye çevrelerinin en büyük örgütünün 2005 y l nda Bologna Sürecinin Dan flman Üyesi olarak kabul edilmesi ve ard ndan bu örgütün çal flmalara aktif flekilde kat lmas selamlanmaktad r. Rapora göre bu örgüt bir yandan Süreçle ilgili olarak üyelerini bilgilendirir ve tavsiyelerde bulunurken öte yandan da Bologna Sürecine yönelik ifl çevrelerinin görüfl ve önerilerini dile getirmektedir. Londra Toplant s raporlar nda Sürece iflverenin kat l m n n yüksek ö renimin kalitesi aç s ndan bir güvence oldu u net flekilde ifade edilmektedir. Sosyal boyut Londra Toplant s nda dikkati çeken en önemli olgulardan biri de Sürecin sosyal boyutu üzerine çok say da vurgunun yap lmas ve 2010 a kadarki süreçte temel hedefler aras nda sosyal yönün gelifltirilmesinin kararlaflt - r lmas d r. Bu konuda Londra Toplant s n n temel raporlar n n yan s ra Sosyal Boyut üzerine özel bir çal flma da haz rlanm flt r. Ayr ca Ö renci gözüyle Bologna belgesinde de ö renciler aras nda yap lan anketlerden ç kan sonuçlar do rultusunda sosyal boyuta önem verilmesi gerekti inin üzerinde özellikle durulmufltur. Sosyal boyuttan kas t olarak ise ö rencilerin ö renim süresince yaflad klar çeflitli sosyal-ekonomik sorunlar n hafifletilmesi belirtilmektedir. Bunun gereklili ini ise 2 aç dan temellendiriyorlar. lki gerek Sürece üye ülkelerin kendi içlerinde gerekse de di er k talardan Avrupa ya gelen ö rencilerin ö renimlerini yar da b rakmak zorunda kalmalar na mani olunmas, böylece daha fazla ö rencinin sürece kat lmas için teflvikte bulunulmas d r. Ekonomik ve sosyal sorunlardan dolay ö renimini yar da kesmek zorunda kalan ö rencilerin say s n n fazla olmas kitlesel talebe mani olacak kötü bir reklam ifllevi görecektir. Bu anlamda meselenin ilk boyutu Avrupa üniversitelerinin rekabette baflar l olabilmesi ve ö renci kitlelerinin gözünde çekicili ini korumas d r, böylece sermayenin artt r lmas d r. kinci yön ise Sürece yönelik üye ülkelerdeki ö renci kitlelerinin memnuniyetsizli i, kuflkular, yaflad s k nt lar n n yaratt bas nçt r. Özellikle son y llar n en kitlesel ö renci eylemlerinin yaflanmas, haz rlanan reformlar n ö renci muhalefetine ra men gündeme gelmesi ve üye ülkelerin büyük ço unlu- unda ö rencilerin koflullar n n giderek kötüleflti ini net flekilde ifade etmesi devletlerin bu konuda ad m atmak zorunda kalmas, en az ndan ö rencileri bir beklenti içine sokmalar istenmektedir. F rsatta eflit olmak yeterli mi? AB üniversitelerinin çekicili i ve rekabeti aç s ndan f rsat eflitli ine belgelerde vurgu yap lsa da bu yeterli midir? Herkesin yurtd fl nda okuma hakk n n oldu u, herkesin yüksek ö renime girebilmesi için baflvuru yapmada eflit oldu u aç kt r. Ancak okuma olana n n olmas, gereken flartlar yerine getirmek, karfl lafl - lan güçlükleri aflmak herkes için mümkün olmamaktad r. flte burada s n fsal ayr mlar daha net flekilde görülmektedir. Örne in ülkemizde ÖSS ye herkes baflvurabilir, ancak herkes kazanamaz, kazanmak için dershanelere para ay rmak gerekir. Kazananlar n hepsi

28 28 de ö renimine devam edemez, çünkü bar nmadan beslenmeye ve harçlara kadar çok say da yere para ödemek zorundad r. Bu zorluklar n her birinde binlerce ö renci elenmektedir. Ya da ö renci de iflimi program yla farkl bir ülkede bir veya iki dönem ö renim sürdürmek mümkündür. Ancak bursun devam için ders baflar s flart vard r. Derste baflar l olmak için iyi derecede ngilizce bilmek zorunludur. Burs ülke flartlar na göre yetersizdir. Ailenizin desteklemesi veya çal flman z zorunludur. Bunun gibi onlarca engeli aflmak için sosyal ve ekonomik aç dan iyi bir deste e sahip olman z gerekmektedir. Dolay s yla görülmektedir ki f rsat eflitli i üzerine söylenen onlarca güzel sözün asl nda hiç anlam yoktur. Ö rencilerin sosyal ve ekonomik koflullar na yönelik politikan n yine ticari aç dan de erlendirilerek rekabet ve çekicilikle s n rland r lmas Yeni Demokrat Gençlik e itimin toplumsal bir hak oldu unu reddetmek anlam na gelmektedir. Ayn zamanda toplumsal aç - dan dezavantajl gruplara yap lacak destek de burs ve kredi olanaklar n n artt r lmas ile s n rl d r ve çok say da flartla birlikte verilmektedir. Buna göre derste baflar ilk flartlardand r. Ayr ca üniversiteyi zaman içinde bitirmek de gerekmektedir. Ö renciler makul çal flma ve yaflam flartlar na sahip olmal d r ki ö renimlerini herhangi bir engelle karfl laflmadan makul bir zaman diliminde bitirebilsinler. Okul uzad takdirde burs da tehlikeye girmektedir. Ve sonuç itibariyle okul döneminde verilen burs ve kredilerin önemli bir k sm mezuniyetin ard ndan ödenmesi flart yla verilmektedir. Bunun etkileri flimdiden Avrupa ülkelerinde yüksek mebla larda borçlanan binlerce ö renciyle sonuçlar n göstermektedir. Böylesi bir politika iflsizli in yüksek oldu u bizim gibi ülkelerde de daha boyutlu sorunlar yaratmaktad r/yaratacakt r. Ö renci gözüyle Bologna Bologna Sürecine üye 36 ülkenin ulusal ö renci birliklerinin çat örgütlenmesi olan ESIB n Londra Toplant s nda bakanlara sundu u Ö renci gözüyle Bologna 2007 adl belgede örgüte üye ülkelerde yap lan anket sonuçlar de erlendirilmektedir. Belge esas olarak bu süreçle birlikte ö rencilerin yaflam koflullar n n kötüleflti ini ve sosyal boyutun en kayg verici yön oldu unu vurgulamaktad r. Anketin önemli sonuçlar ndan birisi, çok say da ülkede reformlar n yaln zca üst yap sal aç dan hayata geçti ine, oysaki reformlar n getirdi i ekonomik sorunlar n göz ard edildi ine yönelik yap lan belirlemedir. Dolay - s yla reformlar yasalaflm fl olsa da çözülmesi gereken çok say da sorun oldu u vurgulanmaktad r den bu yana yaln zca birkaç ülkede ö renciler ö renim flartlar nda iyileflme oldu unu belirtirken çok say da ülkede geliflim olmad veya kötüye gitti i görülmektedir. Kötüye gitmesinin temel nedeni olarak ise finansal deste in az olmas ve harçlar n yüksekli i gösterilmektedir. Özellikle Almanya, ngiltere, Avusturya ve Macaristan da sosyal-ekonomik flartlar n kötüye gitti- i ö renciler taraf ndan yüksek bir oranla savunulmaktad r. ESIB in bir di er gözlemi ise ülkelerin önemli bir k sm nda ö renci birliklerinin ba ms zl n n sorunlu oldu- unun vurgulanmas d r. Birçok ülkede ö renci temsilcilerine hükümetin, kurumlar n ve sürecin di er ortaklar - n n eflit bir bileflen olarak davranmas, ö rencilerin sürecin bilefleni olarak kabul edilmesi bir yana sorun yaratan bir kitle olarak tan mlanmas elefltirilmektedir. ESIB in raporunda Avrupa Yüksekö renim Alan n n d fl boyutunun Avrupal üniversitelerin dünya çap nda pazarlanmas olarak gösterildi i ve kooperatif perspektiften öte ekonomik aç dan ele al nd elefltirilmektedir. Ö renci raporunda ö renci de iflim program na kat lan ö rencilerin de ciddi sorunlarla karfl laflt belirtilmektedir. Özellikle Akdeniz ve Do u Avrupa n n yoksul ülkelerinden Bat Avrupa ya gelen ö rencilerin yaflam ve okuma flartlar nda kendi ülkelerine nazaran daha fazla güçlük çektikleri belirtilmektedir. Kendilerine verilen burs ve kredinin yetersiz oldu u da aç klanmaktad r. Ayr ca kendilerine ayr mc davran ld

29 Yeni Demokrat Gençlik 29 da vurgulanmaktad r. Özellikle Almanya, Polonya ve Macaristan yabanc ö rencilere yönelik ayr mc l n en fazla yafland ülkeler olarak belirtilmifltir. bir anlam yoktur. Zaten belgeleri inceledi imizde YÖK ün kelimenin tam manas yla bir yalanc oldu u da ortaya ç kmaktad r. Yukar daki veriler de iflte bunun bir sonucudur. Örne in YÖK e göre 2005 den bu yana ö rencilerin yaflam koflullar ciddi oranda düzelmifltir! Ö rencilerin ö renim yaflamlar nda ciddi ekonomik-sosyal sorunlar yoktur! Ö renciler Bologna Sürecine kat lmakta ve desteklemektedir! Normal flartlarda ba ms z ö renci birliklerinin ve ö retim üyesi örgütlerinin haz rlamas gereken raporlar, böylesi örgütlenmeler ülkemizde YÖK taraf ndan tan nmad için YÖK haz rlamakta ve yalan söylemektedir. Örne in Bologna Sürecine ülkemizde ö rencinin kat l m düzeyi 5 üzerinden 4 ile Avrupa ülkelerinden oldukça yüksektir. Ya da ö renci birliklerinin ba ms zl konusunda TC en yüksek dereceyi-güçlü ba ms zl - iflaretlemifl. Özcesi bu verilerin bizim için bir anlam yoktur. Ülkemizde ö rencilerin örgütlenme özgürlü ü k - s tland için, söz ve karar hakk tan nmad için efendilerine rahatl kla yalanlar söyleyebiliyorlar. Önümüzdeki y llar e itimde emperyalist projelerin daha bariz hayata geçirilece i y llar olacakt r. Ö rencilerde flimdiden yükselen tepki daha da artacakt r. Bizlere düflen görev de bu reformlar n emperyalist kökenli projeler oldu unu göstererek anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmek ve egemenlerin planlar n bofla ç kartarak haklar m z savunmakt r. Ve Türkiye Türkiye, 5 temel öncelik alan ndan dördünde, Bologna Ülkeleri ortalamas n n üzerinde performans göstermifltir; yaln z bir alanda (Yaflam Boyu Ö renme) Bologna ülkeleri ortalamas 3,7 iken Türkiye nin notu 3 tür. Türkiye, 2005 te 43 ülke aras nda 3.44 ortalama ile 33. s rada iken; 2007 de, 4.16 ortalama ile, aralar nda Almanya n n da bulundu u 9. s rada yer alan ülkeler aras ndad r. Yine belgelerde 2005 den bu yana Ulusal Ö renci Konseyi nin kuruldu u vurgulanarak ö rencilerin sürece daha fazla katk sundu u (!) iddia edilmektedir. Tabii bu verilerin bu ülkede, bu e itim sistemi içinde okumak zorunda b rak lan biz gençler aç s ndan hiç- Kaynaklar - Londra Bildirgesi - European Higher Education in a Global Setting. A Strategy for the External Dimension of the Bologna Process - Bologna Process Stocktaking Report Bergen to London Secretariat Report on the Bologna Work Programme Key issues for the European Higher Education Area Social Dimension and Mobility - Bologna with student eyes 2007-ESIB - The National Unions of Students in Europe

30 30 K OLEKT F N Yeni Demokrat Gençlik SES Halk gençli iyle bütünleflen bir devrimci gençlik örgütü yaratal m! Kampanya boyunca örgütün bir bütün olarak, ortak hedefler do rultusunda, eflgüdümlü ve yo un bir flekilde faaliyet göstermesi ve hedeflerine daha üst boyutta ulaflmas aç s ndan örgütsel ve düflünsel birlik oldukça önemlidir ve haz rl k dönemi de esas olarak bunu kapsamaktad r. Gençli e kendisini ve gelece ini ilgilendiren her türlü konuda söz ve karar hakk tan nmas ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kald r lmas talebiyle bafllayan kampanyam z n ilk ay n geride b rakt k. Bu kampanyam z n öncesinde belirli bir haz rl k dönemini yaflam fl olmam z oldukça önemlidir. Kimi alanlar m zda ilk dönemin sonlar nda bafllayan ve tatil döneminde devam eden, kimi alanlar m zda ise ikinci dönemin bafl nda gerçeklefltirilen anket çal flmas ile yüzlerce gence öngördü ümüz kampanya ile ilgili sorular sorulmas bize de erli veriler sunmufltur. Bununla birlikte tatil döneminde alanlar m zda bahar sürecine yönelik neler yapabilece imizin ve kampanyam - z n bir öneri olarak tart fl l p de erlendirilmesi, kampanya bafllamadan önce fiubat say s nda da bahar sürecine yaklafl m m z n genel hatlar yla aç klanmas söz, yetki, karar hakk ve örgütlenme özgürlü ü üzerine örgütleyece imiz çal flman n örgütlülü ümüzce anlafl lmas nda, tart fl lmas nda ve zenginlefltirilmesinde yararl olmufltur. Yo unlaflt r lm fl emek dönemleri olan kampanyalar n baflar ya ulaflmas aç s ndan öncesindeki haz rl n önemi ortadad r. Kampanya boyunca örgütün bir bütün olarak, ortak hedefler do rultusunda, eflgüdümlü ve yo un bir flekilde faaliyet göstermesi ve hedeflerine daha üst boyutta ulaflmas aç s ndan örgütsel ve düflünsel birlik oldukça önemlidir ve haz rl k dönemi de esas olarak bunu kapsamaktad r. E itim ve mesleki haklar m z için harekete geçelim! Yeni Demokrat Gençlik olarak, 1 y l aflk n bir süredir temel gündemimiz olarak emperyalizmin gençli- in e itim ve mesleki haklar na yönelik kapsaml sald r paketlerinin teflhiri üzerinde duruyoruz. Ülkemizin Avrupa Birli i ne üyelik sürecinde uyum paketle-

31 Yeni Demokrat Gençlik 31 ri ad alt nda Meclis gündemine getirilen birçok yasan n temel hak ve özgürlüklerimize sald r niteli i tafl d n savunuyoruz. Emperyalizm yap sal krizini aflabilmek amac yla gençli in daha fazla sömürülmesi ve sermayenin ihtiyaçlar na daha iyi cevaplar verebilmesi için e itim sürecinden çal flma yaflam na kadar yaflam m z ilgilendiren her konuda de ifliklikler yapmakta ve esas olarak da geçmifl dönemlerde mücadeleler sonucu elde etti imiz haklar gasp edilmektedir. Bu süreçle birlikte e itimin ticarilefltirilmesi ve paral hale getirilmesi, özel okullar n ön plana ç - kar lmas, özel e itim içinde çok uluslu flirketlerin etkinli inin artt r lmas istenmektedir. Müfredat n iflveren in taleplerine uygun flekilde yeniden düzenlenmesi, ara eleman yetifltiren meslek okullar n n teflvik Emperyalizmin gelece imizi karartan politikalar na karfl gelece imizin ellerimizde hayk rmak aç s ndan örgütlenmek birinci flartt r. Örgütlenmeden, birlik olmadan güçlü karfl koyufllar gelifltirmemiz mümkün de ildir. edilmesi, mezuniyetin ard ndan uzun y llar staj yapt ktan ve çeflitli s navlar geçtikten sonra ünvan m za kavuflmam z talep edilmektedir. Sermayenin de iflen ihtiyaçlar na uygun olarak mesle imizi sürdürürken de sertifika veren kurslara kat l p becerilerimizi artt r p esnek çal flabilmemizi, emperya- oldu unu list flirketlerin istedi i ülkede uygun ve benzer flartlarda faaliyet gösterebilmesini ve istedi i çal flan n diledi i ülkede çal flt - rabilmesi için diplomas n n her ülkede geçerli olmas n planlamaktalar. Emeklilik hakk m z n daralt larak (ülkemizdeki ortalama yaflam süresi dikkate al nd nda tamamen gasp edilerek) 65 yafl na kadar çal flmaya mecbur b - rak lmam z ve daha sayamayaca m z birçok uygulama emperyalizmin paketlerinde bulunmaktad r ve gerek ülkemizde gerekse de di er Avrupa ülkelerinde yo un protestolara ra men gündeme getirilmektedir. flte bizler yaln zca gündeme gelen veya görünür olan de il, ayn zamanda bizden saklan lan, emperyalizmin esas hedeflerini ve planlar n ö renmek amac yla e itim ve mesleki haklar m z koruma perspektifiyle çal flmalar m z sürdürüyoruz. Ancak aç kt r ki yaln zca gündeme gelen onlarca yasaya hay r! demekle ve emperyalizmi mahkum etmekle yetinmemiz mümkün de ildir. Daha somuta inmemiz ve gerçekli imize uygun olarak basitten karmafl a belirli pratik ad mlar atmam z gerekmektedir. Ortaklaflabilece imiz herkesle birlikte hareket ederek e itim ve mesleki haklar m za dönük neo-liberal politikalar teflhir etmek ve uzun vadede kitlesel eylemlerin önünü açarak haklar m z savunmak hedefimizdir. Ancak ülkemizde halk gençli inin önemli bir sorunu bulunmaktad r. Gerek devrimci ve demokratik hareketin hatal yaklafl mlar gerekse de devletin bask lar sonucu genifl ö renci kitlelerini kucaklayan, ö rencilerin ekonomik-akademik-demokratik taleplerini savunan ve ö renciler ad na devlete karfl haklar n savunacak bir örgütlenme bulunmamaktad r. Belirli üniversitelerde kitlesel ö renci derneklerinden bahsedilebilse de bu durum geneli yans tmamaktad r. Böylesi bir örgütlenmenin noksanl ise do al olarak ö rencilerin kendilerini ilgilendiren konularda sa l kl bilgi sahibi olmas n engellemekte, ö renciler günlük yaflamda karfl laflt klar onlarca sorunda kendilerine yard m edecek bir odak bulamamakta, sosyalleflme-dayan flma için gerekli ad mlar at lamamaktad r. Bu da ö rencilerin yaln zlaflmas n, bireycileflmesini, umutsuzlaflmas n beraberinde getirmektedir. Bununla beraber ö rencileri ilgilendiren konular n geniflli i, bahsini etti imiz sald r - lar n kapsam ve bunlar n hem ülke çap nda hem de yerellerdeki yans malar n n farkl l nedeniyle yerellerde ö renci özörgütlülüklerinin oluflturulmas oldukça önemlidir. Ö rencilerin bir araya gelip örgütlenme özgürlü ünü savunmas, sorun ve taleplerini inceleyip somut hedefler belirlemesi ve okul yönetimi nezdinde söz ve karar hakk na kat - l m talep etmesi ileriki sürecin daha etkili ve kitlesel eylemlerinin temelini oluflturacakt r. Örgütlenelim! Emperyalizmin gelece imizi karartan politikalar na karfl gelece imizin ellerimizde oldu unu hayk rmak aç s ndan örgütlenmek birinci flartt r. Örgütlenmeden, birlik olmadan güçlü karfl koyufllar gelifltirmemiz mümkün de ildir. Bu, genifl gençlik kitleleri için oldu u kadar YDG aç s ndan da geçerlidir. YDG olarak süreci bir kampanya fleklinde ele almam z da, geçti imiz dönemde att m z olumlu ad mlar ileriye tafl mak, geliflmemize engel olan çeflitli zaafl yanlar m zdan kurtulmak ve her alan m zda daha güçlü, daha etkili örgütlenmeler oluflturmak amac n içermektedir. Bunun

32 32 için her bir YDG linin sürece kat lmas ve katk sunmas vazgeçilemez bir ihtiyaçt r. Bizler ülkemizin emperyalizmin zincirlerinden kurtulmas, faflist düzene karfl halk m z n özgürleflmesi, halk için demokrasinin kurulmas ve daha iyi koflullarda yaflam sürdürebilmemiz için devrimci mücadelede yer al yoruz. Bugünümüzün ve gelece imizin önündeki en büyük engeller olan emperyalizme, faflizme ve feodalizme karfl çözümü devrimde görüyoruz. Bu gerçeklik her bir YDG li aç s ndan asgari düzeyde geçerlidir/geçerli olmal d r. Yeni Demokrat Gençlik Kolektif faaliyete olan ihtiyaç fiayet örgütlü bir durufl sergilemeye olan ihtiyac hissediyorsak o zaman kolektivizmin hakim oldu u bir örgütsel yap için emek harcamal y z. Kolektif faaliyetin, yoldaflça iliflkilerin olmad bir alanda kitlelere dönük baflar l çal flmalar yapmak bir yana devrimcili e olumlu yaklaflan gençlerin dahi uzaklaflmas na sebep oluruz. Bu nedenle örgütlü-kolektif faaliyet üzerinde daha fazla durmakta yarar vard r. Hedeflerimize ulaflabilmemiz aç s ndan örgütlü hareket etmemizin gereklili ini vurgulam flt k. Bunun elbette belirli nedenleri var. Örne in faaliyet için gereken ifllerin paylafl m amac yla örgütlülü e ihtiyaç duymaktay z. Devrimci mücadelemizi yönetmek ve denetlemek için, ortaya ç kan sorunlara çözüm bulmak ve yeni kararlar almak için, süreç hakk nda (ülke ve dünya gündemi veya örgütsel durum üzerine) bilgi sahibi olmak aç s ndan örgüte baflvuruyoruz. Faaliyet gösterdi imiz alanlarda bilgi ve fikir toplamak, ald m z kararlar n do rulu unu gerçek yaflamda s namak ve gerekli önlemleri almak, farkl alanlarda mücadele yürüten yoldafllar n koordineli flekilde çal flmas n sa lamak için örgütümüze de er veriyoruz. Dünyaya bak fl m z gelifltirmek, karfl laflt m z sorunlara devrimci çözümler bulmak ve devrimci sürece katk sunmak, halk m z n kurtulufl davas nda yer almak, emek harcamak için örgütleniyoruz. Bizleri bireycilefltiren, yabanc laflt ran, kölelefltiren, yozlaflt ran mevcut gerici sisteme karfl kendimizi korumak, kitleleri ayd nlatmak, toplumsallaflmak için örgütlü hareket etmeyi kabul ediyoruz. Bir a aç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeflçesine Örgüt içinde olmak hem bireye hem de örgüte önemli kazan mlar sa lar. Naz m Hikmet in fliirinde vurgulad gibi bir a aç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeflçesine olabilmek, toplumsallafl rken ba ms z bireyler oldu umuzun fark na varmak, sistemin tektiplefltirme sald r lar na karfl koymak için örgütlenmeye ihtiyaç duyar z. Örgütlenmeye karar veren her genç, yeni bir dünya ile tan fl r. Hayata daha farkl aç lardan bakmay ö renir, düflünce ve anlama tarz n gelifltirir, yeni yeteneklere sahip olur, daha öncesinde bilmedi i-görmedi i bilgilerlegerçekliklerle tan fl r, yeni pratik deneylere giriflir, toplumu-çevresini yeniden anlamland r r ve biçimlendirir. Böylece inisiyatifi gelifltikçe özgürlü ü hisseder, özgürleflme mücadelesinin aktif bir bilefleni haline gelir. Bir genç, devrimci olmak hedefiyle örgütlendi inde bundan örgüt de kazan m sa lar. Say sal olarak geliflim göstermekle kalmaz, her yeni kat l mla birlikte niteliksel olarak de iflim gösterir. Her yeni örgütlü birey örgütün kolektif yetene ini gelifltirir, daha öncesinde sahip olmad olanaklara kavuflmas n sa lar, karar alma gücünü pekifltirir, faaliyetlerin daha güçlü denetlenmesini sa lar. Her yeni birey, bir yandan örgütün politikalar n ve dünyay yorumlay fl n ö renip kendisini ve çevresini sorgularken öte yandan ayn tarz örgüte de uygular. Söylenenle yap lan aras ndaki uyumu inceler, politikalardaki tutarl l denetler, bu konuda katk sundukça örgüte olan ilgisi ve ba l l da artar. Bu da örgütün kendini yenilemesine, gelifltirmesine hizmet eder. Uyumlu çal flman n önemi Kendi içinde yüksek düzeyde uyuma sahip olan, birbirine ba l yoldafllardan oluflan örgütlülüklerin sahip oldu u potansiyel oldukça fazlad r. Kendi içlerinde sorunlar yaflayan, birbirlerinden haz et-

33 Yeni Demokrat Gençlik 33 meyen, ayn ortamda bulunmaktan-paylaflmaktan memnun olmayan devrimcilerden oluflan bir örgütün baflar kazanmas ise mümkün de ildir. Dolay s yla kendi içinde uyum-ba l l k düzeyi yüksek olan örgütlenmeler oluflturmam z oldukça önemlidir. Ancak yaln zca uyumba l l k yetmemektedir. Ayn zamanda do ru bir önderlik ve politik bir yönelim de gerekmektedir. Yukar da bahsini etti imiz uyumlu örgütlenmelerin sahip oldu u büyük potansiyel kötü bir önderli in alt nda örgüt aç s ndan y k c sorunlar do urabilir, tasfiyeye neden olabilir. Burada önderlikten kast m z n alanlarda öne ç kan birkaç yoldafl olmad n, bir bütün olarak alandaki tüm yoldafllar n dahil oldu u alan örgütlülü ü oldu unu ak ldan ç karmamak gerekir. Çünkü YDG bir bütün olarak halk gençli ine devrimci mücadelede önderlik-öncülük etme iddias ndad r. Kiflisel olarak anlaflamayan, ortak hareket etmek istemeyen devrimcilerden oluflan bir alanda çok deneyimli-iyi yoldafllar da olsa bu yoldafllar n baflar flans düflüktür. Yine iliflkileri iyi olan, birlikte olmaktan memnun olan yoldafllar n bulundu u bir alanda iliflkiler politik de ilse donan ml birkaç yoldafl n örgütün yönelimini de ifltirmesi çok zordur. Dolay s yla bir bütün olarak, alandaki yoldafllar m z n politik-devrimci mücadele verme, kitlelere gitme, harekete geçme gibi temel konularda ortaklaflm fl olmas gerekir. Böylesi bir uyumun yakaland alanlarda politik yönelim-önderlik do ruysa, her bir devrimci sürece kat l m sa layabiliyorsa, denetliyorsa, özelefltiri verildi inde hata düzeltiliyorsa k sa sürede önemli baflar lar elde etmek, sa lam bir yap oluflturmak mümkündür. Fakat uyumun yüksek oldu u ancak politik ba n-birli in zay f oldu u alanlarda ise bu potansiyel olumsuz yönde aç a ç kacak ve örgütün yöneliminde sapmalara neden olacakt r. Örne in böylesi alanlarda kafa-kol tarz ahbap-çavufl iliflkileri daha rahat görülmekte ve devrimci bir örgütten öte küçük bir sistem-içi arkadafl çevresi haline dönüflülmektedir. Böylesi bir durumda ise sürecin devrimcilikten kopmaya do ru gidece i ve binbir emekle-de erle yarat lan örgütlülü ün da lmas na neden olaca görülmelidir. Özcesi alanlar m zda uyum ve birlik düzeyi yüksek olmal ve do ru bir önderlik ve politik yönelim için ortak bir kafa yoruflun sa lanmas gerekmektedir. Baflar ya ulaflmak için Örgütümüzün verimlili ini ve baflar s n etkileyen çeflitli k staslar vard r. Örne in görevleri-faaliyeti belirlerken bunlar n kendi içlerinde uyuma ve ba a sahip olmas gerekmektedir. Bir alan m zda herhangi bir faaliyeti örgütlerken gerek haz rl k esnas nda gerekse de faaliyet s ras nda çok say da iflin baflar lmas gerekmektedir. Zaten amac m z da çok çeflitli görevleri uyumlu flekilde-eflgüdüm içinde hayata geçirerek faaliyetten baflar l sonuçlar elde edebilmektir. Bu nedenle her bir yoldafl m z n görev paylafl m s ras nda örgütledi imiz faaliyetin önemini, amac n, beklentilerimizi bilmesi ve kendi üstlendi i görevin bu genel plan n içindeki yerini ve önemini bilince ç karmas gerekmektedir. Böylesi bir iç ba l l k yoldafllar aras ndaki iliflkileri de olumlu yönde etkileyecektir. Bununla beraber faaliyetimizin sonunda elde etmeyi planlad m z kazan m n-sonucun da, en az ndan genel hatlar yla, kolektif taraf ndan bilinmesi gerekmektedir. Bu hem görevi yarat c flekilde yerine getirmek için motivasyona neden olacakt r hem de olas sorunlarda genel hedefi bilen yoldafllar m z n yarat c ve inisiyatifli hareket etmesini sa layacakt r. Sonundaki hedefimiz belli de ilse veya yaln zca birkaç yoldafl n bilincinde yer edinmiflse, baflar sa lansa dahi bu örgütlülükte genel bir memnuniyet sa lamayacak veya herhangi bir aksilikte herkes baflkas n n müdahalede bulunmas n bekleyip pasifize olacakt r.

34 34 Bununla birlikte planlama yaparken her bir yoldafl m z n alandaki örgütlülü ümüzün sahip oldu u potansiyele inanmas gerekmektedir. Örgütü fazla zorlamayan pratiklerle yetinilmesi de, örgütün gerçekli ini oldukça aflan hedeflerin belirlenmesi de örgütün iç uyumunu ve yoldafll k iliflkilerini olumsuz etkileyecektir. Dolay s yla kararlar ortak flekilde al n rken ve görev paylafl m yap l rken baflar ya olan inançta da ortaklafl lmas na büyük ihtiyaç vard r. Özellikle kampanya sürecinde oldu umuz ve her bir alan m zda belirli planlar haz rlad m za göre bu planlar n alandaki YDG lilerin katk s yla ve onay yla hayata uygulanmas bizi hedefimize bir ad m daha yaklaflt racakt r. Alan gerçekli ine uygun somut hedefleri belirlemek de önemlidir. Aç kt r ki hepimiz devrim için örgütleniyoruz ve devrimi örgütlemek, hissetmek ve yaflamak için bir araday z. Ancak hepimiz devrimin önümüzdeki birkaç sene içinde gerçekleflmeyece ini, uzun bir yolumuzun oldu unu biliyoruz. Do all nda her bir yerelde yaln zca devrim perspektifiyle güçlü örgütlenmeler kurmam z mümkün olmayacakt r. Alan m z n durumuna uygun olarak ileriye do ru somut kazan mlar n hedeflenmesi örgütün birli i ve geliflimi aç s ndan önemlidir. Örne in kampanya bitti inde, yaz döneminde nas l bir örgüt haline gelmek istiyoruz? Hangi sorunlardan kurtulmal y z? Politik düzeyimizi nas l artt rabiliriz? Çevremizi nas l geniflletebiliriz? Hangi sorun üzerinden nas l bir taleple ça r larda bulunmal y z? gibi sorulara verdi imiz cevaplar, o hedefe ulaflmada gerekli ara aflamalar da belirlememizi sa layacak ve bu yönde ataca m z her ad m, örgütleyece imiz her eylem daha ileride varmak istedi imiz yere ulaflmada bizi motive edecektir ve birli imizi gelifltirecektir. Yeni Demokrat Gençlik Örne in yeni bir faaliyet alan nda YDG yi örgütlemeye çal flan yoldafllar m z ilk görev olarak alanda ö rencilerin yer ald çeflitli örgütlenmeleri inceleme ve olanaklar anlamay görev olarak belirlemifltir. Bu amaçla kulüp, TMMOB, Genç-Sen gibi örgütlerin toplant lar na ve çal flmalar na kat lm fllar ve süreç içinde her bir alanda çok say da olana n ortaya ç kt n fark etmifllerdir. Ancak gelinen aflamada örgütsel gücümüzü aflan oranda olanaklarla karfl lafl ld için yoldafllar m z yeni bir plan ve hedefi kendi gerçekliklerine göre belirlemekte ve ona göre en fazla etkinlik gösterebilecekleri alanlar tercih etmektedir. Bir baflka alanda kad n komisyonu oluflturan yoldafllar m z flehirlerindeki çeflitli kad n örgütlerini gözlemleme, çeflitli faaliyetlere kat lma ve ard ndan politikalar m za en yak n olan, kitlelerle en rahat ba kuraca m z alan seçip orada komisyon olarak faaliyet göstermeyi kararlaflt rm flt r. Bir alan m zda ise kitlesel temele sahip olan ö renci derne inin bünyesindeki belirli komisyonlara yo unlaflma karar al nm flt r. Bu örnekler ço alt labilir. Ancak bizim için net olan kitleye ulaflabilece- imiz, kendimizi ifade edebilece imiz alanlar tespit etmek ve seçti imiz alanlarda net hedeflerle çal flma yürütmektir. Politikalar m z nettir, kitle hareketinin yükselece ini, gençli in ciddi rahats zl klara sahip oldu unu biliyoruz. Bu nedenle dar grupsal ç - karlar n, küçük hesaplar n peflinde koflmadan, kolay yoldan baflar elde etme çabas na girmeden, hedeflerimiz do rultusunda emek harcamaktan kaç nmayarak planl bir hat izlersek baflar ya ulaflaca m z biliyoruz. leriye do ru ad m att m z alanlar m zda kararlar ortak flekilde al nd ktan sonra do ru bir ifl bölümünün gerçekleflmesi ve gelen verilerin düzenli olarak de erlendirilmesi hedeflerimize bekledi imizden önce varmam z dahi sa lamaktad r. flbölümü ve iflbirli i Yoldafllar m z n hedeflerde ortaklaflmas yla beraber pratik faaliyette de ortak çal flmalar yürütmek gerekmektedir. flbölümü ve iflbirli i burada kendisini göstermektedir. Ancak bunun için büyük gruplardan öte alt birimler oluflturmak yararl olacakt r. Çeflitli bilimsel araflt rmalar belirli bir amaç için kurulan gruplar n en fazla 6-8 kifliden oluflmas gerekti ini belirtmektedir. Aç kt r ki, say artt kça insanlar n iletiflim kurmas, bir konuya odaklanmas, rahatça katk sunmas, denetlemesi güçleflecektir. Ancak küçük gruplarda hedefe odaklanma ve birbirine destek olma daha fazla hayat bulmaktad r. Bunun alanlar m zdaki karfl l kur-

35 Yeni Demokrat Gençlik 35 du umuz komisyonlard r. Ülke çap nda ve alan genelinde belirledi imiz politika ve planlara hayat verirken daha küçük birimlerle ve daha somut görevlerle hareket etmek ve farkl birimler aras ndaki çal flmalar n koordinasyonunda baflar sa lamak bizi ileriye tafl yacakt r. Örne in bir alan m zda 30 YDG li varsa, 30 YDG linin sürekli bir araya gelip kararlar almas yerine çeflitli komisyonlar içinde mücadele etmeleri ve bu amaçla üniversite-lise-semt vb. komisyonlar oluflturmalar do ru olacakt r. Bununla beraber alan m zda 30 liseli arkadafl m z varsa daha alt birimler oluflturmak, farkl liselerde veya farkl s n flarda okuyan arkadafllar m zla daha alt birimlere gitmek yararl olacakt r. Alt gruplar -birimleri-komisyonlar belirlerken yoldafllar n kendi aralar ndaki uyuma da özen göstermek gerekmektedir. Yoldafllar n birbirleriyle anlaflmalar yetmeyecektir. Ayn zamanda birbirlerini desteklemeleri, teflvik etmeleri, yoldaflça bir yar flma içinde olmalar da gerekmektedir. Politik çal flmalarda, günlük yaflam n planlanmas nda, faaliyet için emek harcamada vb. olumlu yönlerimizi desteklemek, hata yapan-geri düflen yoldafllara yard mc olmak ama her zaman kendimizi aflmaya çal flmak, her zaman daha iyisini amaçlamak, hedeflerimizi her zaman bir ad m ileride belirlemek ve kiflisel geliflimi kolektif geliflime ba l k larak deneyimlerimizi-ö rendiklerimizi di er yoldafllarla paylaflmak, sürekli üretim içinde olmak, sürekli katk sunmak bizim iyi devrimciler olmam z ve kitlelerin sevgi ve sayg s n kazanmam z sa layacakt r. Ancak bir arada durmada, emek vermede, devrimcileflmede, örgütümüzü daha iyiye götürmede hem kolektif olarak hem de her bir yoldafl n iste i, çabas belirleyici bir yerde durmaktad r. Örgüt son tahlilde sadece bir araçt r. Özgürleflmek için örgüte ihtiyaç vard r ancak örgütün iflleyiflini, içeri ini, amac n kavramad ysak örgüt içinde özgürleflmek bir yana kendimizi bask alt nda dahi hissedebiliriz. Gönüllü olarak kat ld m z bu kavgada ideallerimize uygun bir yaflam sürmek ve bu do rultuda emek vermek için örgüt içinde bir birey olarak yerimizi, önemimizi görmemiz gerekmektedir. Örgütümüzün hedeflerini, politikalar n, pratik çabalar n anlamaya çal flmal, sorgulamal, katk sunmal ve mücadelemiz için al nteri dökmeliyiz. Çal flmalar m zda sorumluluk tafl d kça, yarat c oldukça, inisiyatif gelifltirdikçe ve mütevazi flekilde emek harcad kça hem geliflti imizi, ilerledi imizi, özgürleflti imizi hissedece iz hem de örgütümüzün geliflti- ini, mücadelemizin ilerledi ini ve daha fazla gencin saflar m za kat ld n görece iz. Bu anlamda kolektif karar almay sa lamak, al nan kararlarda bireysel sorumluluk ve katk y hissetmek ve örgütün kolektif denetimini ve yard m n hissetmek oldukça önemlidir. Bunu baflarmak içinse belirledi imiz hedeflerin alan m za uygun, özel hedefler olmas na, etki gücümüzü artt rmaya yard mc olacak zorlukta olmas na ve faaliyetimizin sonunda kazan m n somut flekilde hissedilmesine dikkat etmeliyiz. Böylesi bir durumda baflar s zl klar da ortak flekilde sahiplenilecek ve deneyim hazinemizi zenginlefltirecektir. Hedeften emin olmadan, zoraki flekilde da t lan bildiriden bir yarar gelmeyecektir. steksiz bir ruh haliyle, sonuçta ne bekledi imizi bilmeden binlerce bildiriyi 2-3 saatte da t p evimize dönebiliriz ama bunun örgütümüze bir yarar olmayacakt r. Ancak daha kapsaml bir plan n parças olarak somut bir hedefle da t lan bildirinin sonunda yeni iliflkilerle tan flmak, politikalar m z yüzlerce insana duyurmak, sürece müdahale etmek vb. çeflitli hedeflere ulaflabiliriz. Baflaramad m zda ise bunun nedenini araflt rarak belki de uzun dönemli hedeflerimizdeki öznel yönleri anlamak ve zaman nda düzeltmek mümkün hale gelebilecektir. flçi ve emekçilerin hareketlili i gelifliyor. Kürt ulusu haklar için direnmeyi sürdürüyor. Bu geliflmelere gençlik cephesinden de ses verebilmek için bizlere önemli görevler düflmektedir. Bu anlamda kampanyam z binlerce gence tafl mak, kitle örgütlerinde etkili çal flmalar yapmak ve bu süreç içinde 1 May s, 18 May s gibi özel gündemleri etkili flekilde de erlendirmek kitlelerle ba - m z n geliflmesine hizmet edecektir.

36 36 g e n ç l i e n o t l a r YDG anlay fl ve alanlar m zda ald m z toplant lar üzerine tart flmalar düzenledi imiz bilinmektedir. Bu tart flmalar süresince belki de en fazla üzerinde durdu umuz konu, örgütümüzün kitlelere kapal yap s olmufltur. Kitlelere kapal l ktan kast m z ise YDG nin politikalar ve amaçlar ile birlikte ele al nd nda kitle örgütü olmas na ve genifl kitleleri hedef almas na karfl n kitleselleflmede, genifl kitlelere seslenmede sorunlar yaflamas d r. Aradan geçen zamana ra men, gerek YDG anlay fl nda gerekse de toplant lara yaklafl m konusunda bahsi geçen sorunlar m z asgari oranda dahi aflamad m z görülmektedir. YDG toplant lar n düzenli flekilde gerçeklefltirme, toplant lar m z n gündemlerinin duyurusunu yapma, ulaflabildi imiz gençlerin de sürecimize kat l m n sa lama vb. konular nda özellikle tart flmalar n ilk döneminde belirli çabalar olsa da ve bu çabalar olumlu sonuçlar verse de bunun devam n getiremedik. Bugünkü gerçekli imizde YDG toplant lar birçok alan m zda düzenli olarak al nsa da di er konular gündemimizden düfltü. Bu durumun nedeni, geçmiflte ortaya koyduklar m zdan farkl bir gerekçeye dayanmamaktad r. Halihaz rda YDG nin nas l bir örgütlenme oldu unun örgütlü bileflenimiz taraf ndan tam olarak anlafl labildi ini söylemek bu nedenle mümkün de ildir. Anti-faflist anti-emperyalist bir gençlik örgütlenmesi oldu unu söyledi imiz YDG, anti-faflist, anti-emperyalist, devrimci bilince aç k olan tüm halk gençli ini kapsamak gibi bir hedef tafl maktad r. Bu nitelik belirlemesinin d fl nda herhangi bir gerekçeyle halk gençli ine Yeni Demokrat Gençlik ÇALIfiMALARIMIZIN HER ADIMINDA K TLELERLE B RL KTE Anti-faflist anti-emperyalist bir gençlik örgütlenmesi oldu unu söyledi imiz YDG, anti-faflist, anti-emperyalist, devrimci bilince aç k olan tüm halk gençli ini kapsamak gibi bir hedef tafl maktad r. Bu nitelik belirlemesinin d fl nda herhangi bir gerekçeyle halk gençli ine YDG nin kap lar n kapatmak ya da buna denk düflecek uygulamalara giriflmek asla kabul edilebilir olamaz. YDG nin kap lar n kapatmak ya da buna denk düflecek uygulamalara giriflmek asla kabul edilebilir olamaz. Daha öncesinde de belirtti imiz gibi YDG yi adeta bir tekkeye çevirerek d flar dan gelen herkesi kendimize benzetmeye çal flt m z örnekler bulunmaktad r. Bu kendimize benzetme giriflimi, politik kayg lardan d flar ç kt anda yani be eni, sosyal yaflam, hayat tarz na kayd r ld anda yukar da tasvir etti imiz tekke örne i ortaya ç kmaktad r. Bu nedenle de ifltirme olgusu, politik yaklafl mlar ve örgüte adapte olma üzerine oldu u müddetçe anlafl l r kalacakt r. Ancak bunun d - fl ndaki konularda herhangi bir zorlama, srarl ve h zl ca de ifltirme çabas, kendi al flkanl klar yla örgüte dahil olmaya çal flan kifliler nezdinde olumlu bir etki yaratmayacakt r ve bu ben-

37 Yeni Demokrat Gençlik 37 zememe, de iflmeme nedeniyle örgütün temel bilefleni ile yeni kat lmak isteyen kiflilerin aras nda do all - nda bir çeliflki oluflacakt r. Bu durumun, YDG nin daha fazla geliflmesine de engel olaca aç kt r. Bu geliflememe durumu, sadece nicelik (say ) anlam nda de il, ayn zamanda nitelik konusunda da kendisini gösterecektir. Örgüt sadece de ifltiren de il, ayn zamanda her kat lanla kendisi de de iflen canl bir organizmad r. Bu de iflime engel olmaya çal flmak, bu nedenle her fleyden çok örgütün geliflimine de engel olmak demektir. Son süreçte YDG nin kitlelere yaklafl m konusunda kendisini sorgulamas, yukar da bahsetti imiz sorunun afl lmas anlam nda bir bafllang ç olarak görülmelidir. Bu de iflim, her ne sebeple olursa olsun kitleselleflmek için her yol mübaht r anlay fl yla kar flt r lmamal d r. YDG nin politik hatt ve temel ald anti-faflist, anti-emperyalist durufltan taviz vermeden bir kitleselleflmeden bahsetti imiz aç kt r. Bu nedenle tart flt m z as l konu, yüz binlerce anti-faflist anti-emperyalist gencin YDG de örgütlenmesine engel olan nedenin ne oldu udur. Buradan ç karaca m z as l sonuç, niteli ini teorik düzlemde belirledi imiz YDG nin iflletilmesinde önemli bir hata yapt m zd r. Var olan örgütsel yap m zla yüz binlerce anti-faflist, anti-emperyalist gencin ortak noktas nedir? sorusu, cevab n mutlaka bulunmas gereken bir sorudur. Elbette ki bizlerle anti-faflist, anti-emperyalist gençlerin ortak noktas, birincisi faflizmin ve emperyalizmin sald r lar, ikincisi ise hedeflerimizdir. Son dönemde halk n ve onun bir parças olan halk gençli- inin yaflad sorunlar boyutlanmaktad r. Elbette ki bu s k nt lar n nedeni, egemen sistemin artan sald r - lar ile aç klanabilir. Görece uzun bir süredir durgun bir seyir izleyen kitlelerin kendili inden tepkileri de aç kça görülece i üzere son dönemde art fl kaydetmektedir. fiu aç kt r ki egemen sistemin temel kayg - s, kitlelerin kendili inden tepkisinin devrimci hareketle birleflmesine engel olmakt r. Ancak var olan bu çeliflkinin en önemli nedeni asla tek bafl na egemenlerin engelleri de ildir ve olamaz. Bu durumun as l nedeni, bizlerin yani devrimci öznelerin yaklafl mlar nda gizlidir. Dar grupçuluk, kitle inisiyatifini önemsememe, tali konularla u raflma ve genel çapta yaflanan içe dönüklük, devrimci hareketin kitlelerle bütünleflmesine engel olmaktad r. YDG de bu hatal anlay fllar n flu ya da bu ölçüde hâla etkisi alt ndad r. çe dönük olma ya da d fla kapal olma konusu, örgütümüzün belli bafll temel sorunlar ndan ar namamas ndan kaynaklanmaktad r. Belirledi imiz program n varl na ra men de iflen örgütsel yap m zla paralel komisyonlar n ifllemesinden elefltiri tarz na kadar, tart flmalar n nas l yap laca ndan ortaya ç kan baz sorunlarda nas l tav r al naca na kadar belli konularda yaflanan kafa kar fl kl, içe dönük tart flmalar n ya da genel olarak kitlelere kapal tart flmalar n zeminini oluflturmaktad r. Burada yapt m z aç klama, özellikle kitlelere iliflkin baz tart flmalar n gereksizli ini ifade etme çabas d r. Henüz pratikte karfl laflmad m z sorunlar n srarla tart fl lmas anlafl l r olamaz. Elbette ki bunu söylememiz ampirik bir tutum tak nd m z anlam na gelmemelidir. Henüz kitlelere kapal l k tart flmalar n n bafl nda da belirtti imiz gibi YDG iflleyifline yönelik belirlemelerimiz, genel çapta DKÖ deneyimlerinden, dünya devrimci hareketinin miras ndan önemli ölçüde faydalanm fl ve kendi gerçekli imiz üzerine kurulmufltur/kurulmaya çal fl lmaktad r. Bu belirlemelerin bafl nda da YDG toplant lar n n içeri i gelmektedir. YDG toplant lar, elbette ki YDG içi sorunlar tart flabilece imiz bir araçt r ancak bu araç daha fazlas yla politik tart flmalar üzerine yo unlaflmad müddetçe kitleleri kapsayan bir nitelikten de uzak kalacakt r. Burada belirtmek istedi imiz en önemli konu ise, mevcut içe dönük tart flmalar m z n esasa iliflkin olmamas d r. Örgütsel iflleyiflte ortaya ç kan gerçek anlamda basit sorunlar n asl nda sadece politik tutumla ve kitle çal flmas yla bertaraf edilebilece ini de yine beslendi imiz devrimci hareketin kendisinden ve tarihinden yararlanarak aç kça iddia edebiliriz. O halde temel program, hareket tarz üzerinde netleflti imiz YDG yi iflletmek için anti-faflist anti-emperyalist halk gençli ini de kapsayan politikalar m z hayata geçirmemiz gerekmektedir. YDG toplant lar, karar alma mekanizmas olma boyutuyla bu iflleyiflin ilk ad m d r. Bu nedenle YDG toplant lar n içe dönük tarz ndan kurtararak kitlelerin artan kendili inden tepkisini kucaklayacak politikalar n tart fl ld, netlefltirildi i araçlar haline getirmemiz, ilk ad m do ru atmam z anlam na gelecektir. Sonras ise, netlefltirdi imiz politikalar ne kadar uygulad m za ba l d r ki bu da sorunun esas n oluflturmaktad r.

38 38 GENÇ-SEN ÜZER NE Genç-Sen in kurulufl sürecinde dergimizde yay nlam fl oldu umuz yaz - m z ile (Nisan 2007) Genç- Sen üzerine anlay fl m z genel hatlar ile ortaya koymufl, yanl fl gördü ümüz örgütlenme yaklafl m n, kayg lar m z ayr nt l flekilde anlatm flt k. Geldi imiz süreçte kayg lar m z n hakl l ortaya ç km flt r. Genç- Sen in geçirdi i pratik süreç, yap lan kurulufl kongresi, toplanan temsilciler meclisi süreçleri bu gerçekli i göstermektedir. Yeni Demokrat Gençlik Merkezden yerele mi yerelden merkeze mi? Kayg ve elefltirilerimizi özetlerken öncelikle Genç-Sen in merkezden yerellere örgütlenme modeline de inmek gerekmektedir. Kitle örgütlerinde merkezden yerellere iflleyen de il, kitle zeminine ulaflm fl, kitle inisiyatifini aç a ç kartabilen yerel örgütlülüklerden merkezi bir örgütlülü e yani yerellerden merkeze örgütlenmeyi savunuyoruz. Bunun aksi flekilde kurulacak her örgütlenme de kitle inisiyatifinin aç a ç kart lmas sürecinde sorunlarla karfl laflmam za neden olacakt r. Genç-Sen in kurulufl sürecine bakt m zda tepeden inme bir örgütlenmenin nas l kurulabilece ine dair bir örnekle karfl laflmaktay z. Birkaç siyasetin bir araya gelerek kitle taban olmadan, hatta kurucu genel kurulunun örgütlendi i süreçten tutal m da tüzükprogram tart flmalar na kadar kitleler ile tart fl lmayan, kitle inisiyatifinin aç a ç kmas na, bunun program ve tüzü e yans mas na önem vermeyen bir hat hakim oldu. Kurucu genel kurul da sendikan n kurulmas n duyurmaktan çok kurulda yaflanan olaylar ve seçimler ile gündemde yerini ald. Ülkemizde kitlelerin demokrasi bilinci dumura u ram fl oldu u için kitle örgütlerinin devrimci-demokrat çevrelerce kurulmas ve kitle örgütlerinin ifllemesi konusunda bu çevrelere sorumluluk düfltü ü bir gerçekliktir. Sendikan n da devrimci-demokrat çevrelerin öncülü ünde kurulmas normal olmas na karfl n gerek ülke merkezli kurulmas, gerekse de sendikan n program, tüzü ü, çal flma ilkeleri gibi esas meselelerin kitle inisiyatifinin tamamen d fl nda oluflturulmas daha bafllang ç döneminde sendikan n örgütlenme anlay fl yla hedef olarak ortaya koydu u genifl kitle inisiyatifinin aç a ç kart lmas olgusu aras ndaki açmaz ortaya sermektedir. Adeta siyasetler birlikteli i tarz nda örgütlenen ve siyasetler aras nda anlay fl birli inin olmad böylesi bir örgütlenmenin ki bu örgütlenme direk merkezi olarak kuruldu u için zaten kitlelerden uzaklaflt r lm fl oldufarkl bir kurulufl gösteremeyece i de aç kt r. Sendikan n kitle inisiyatifinin aç a ç karabilmesinin önünde önemli engellerden biri de sendika içerisinde bulunan farkl devrimci demokratik yap lara mensup Genç-Sen üyelerinin tak nd klar tav rlard r. Birçok üniversitede sendika toplant lar nda birkaç siyasi yap n n (genellikle de bu örgütlenmelerin sözcülerinin) sürekli tart flt, örgütsüz insanlar n veya farkl düflüncelere sahip üyelerin kendilerini ifade etmelerinin önünü kapatacak flekilde toplant lar al nmaktad r. Son derece iyi niyetli olarak kitleye öncülük etme ad na bu yöntemin uyguland n düflünsek dahi kitlenin kendini ifade edemedi i yerde örgütlenmesi, inisiyatifli davranmas mümkün olmayacakt r. Demokratik mekanizmalar n iflletilmesine dönük bir di er sorun da seçim dönemleri yaflanan pratiklerde kendini göstermektedir. Gerek kurucu genel kurulunda kitlelerden uzak yürütülen tart flmalardan sonra yap lan seçimler gerekse de baz üniversitelerde temsilciler meclisi öncesi nereden geldi i, ne zaman örgütlendi i belli olmayan, sadece temsilci seçimlerinde oy kullanmak için toplant ya kat ld aflikar üyelerin ortaya ç kmas -ki bu üyeleri seçim toplant lar öncesinde ve sonras nda herhangi bir toplant da gören yok- demokratik mekanizmalar n iflletilmesinin, kitle inisiyatifinin aç a ç kmas n n önünde engel olarak durmaktad r. Aç kt r ki böylesi oyunlara baflvuran kimi siyasi yap lar n kitle insiyatifinin aç a ç kmas yla ya da demokratik mekanizmalar n iflletilmesi konular yla pek de ilgilenmedikleri anlafl lmaktad r. Temsilciler genel kurulu salonunda divan seçimine gerek görülmeden en çok üyesi bulunan 3

39 Yeni Demokrat Gençlik 39 üniversite divana al nm fl ve son derece ilginç tart flma yöntemlerine baflvurulmufltur. Öyle ki ilk el kald ran 5 kifliye konuflma hakk vermeye kadar varan demokratik bir yöntem kullan lm flt r. Ayr ca tüzükte bahsi geçen, kararlar n üyelerin salt ço unlu u taraf ndan al nmas karar da YTÜ, ODTÜ gibi üye say s n n fazla, toplant lara kat lan aktif üyelerin az oldu u alanlarda karar al namamas na sebep olmaktad r. D SK in gerçekli i gözard edilmemelidir Sendikan n durdu u nokta ve gelece i aç s ndan D SK yönetiminin sar sendikal anlay fl n n, D SK in bafl na çöreklenmifl olan sendika a alar n n da oynad rol büyüktür. Aç kt r ki D SK gibi bir sendikan n olanaklar n kullanmak birçok avantaj sunmaktad r. Ancak D SK yönetiminin sar sendikal duruflu ve ö renci gençli in karfl laflt birçok sorunun karfl s ndaki tutumu bilinmektedir. Bu konuya Genç-Sen ile ilgili anlay fl m z belirtti imiz ilk yaz da de indi imiz için burada sadece yaz m zdan bir al nt yaparak geçmek daha do ru olacakt r. D SK in D SK bünyesindeki ilerici, devrimci sendikac lara söz hakk vermedi i veya bu sendikac lara yönelik sald r lara somut bir cevap vermedi i, taban n taleplerinin somutlanmad da bilinmektedir. flçi s n f içerisinde böylesi geri bir durufla sahip olan D SK in ö renci hareketini yükseltmeye neden destek verdi i de sorgulanmal d r. Bu sendika kurulduktan sonra bizlerin sürekli tetikte olmam z gerekecektir. Ekonomik mücadeleye hapsolunmamal d r Genç-Sen in kuruldu u günden bugüne bakt m zda çal flmalar n n neredeyse tamam n n salt ekonomik mücadele eksenli oldu u görülmektedir. Gelinen süreçte sendika, paral e itim sorununu esas alarak çal flma yürütmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken Genç-Sen in mücadele hatt n neredeyse bir bütün ekonomik sorunlar etraf nda flekillendirmesi ve paral e itim sorununu bütünlüklü de il parçal ele alan bir pratik hat sergiliyor olmas d r. Yap lan çal flmalar lokal ekonomik sorunlara karfl yap lan birkaç pratik faaliyeti aflmamaktad r. Yol ücretlerine karfl yürütülen çal flmalar, yemekhane ücretlerine karfl yap lan boykotlar vb. çal flmalar n ilerisine gitmemektedir. Bu çal flmalar n önemli ve gerekli olmas n n yan nda özerkdemokratik üniversite, bilimsel, nitelikli, anadilde e itim taleplerimizle birlikte ortaya konulmad, ekonomik sorunlar bütünlüklü ele al n p siyasal mekanizmalar teflhir edilmedi i sürece eksik ve yetersiz kalaca aç kt r. Anadilde e itim vazgeçilmez bir taleptir Bu sorun sendikan n tüzü ünde yer alan anadilde e itim talebinde kendisini daha net göstermektedir. Sendikan n tüzü üne bin bir tart flmayla giren anadilde e itim talebinin tüzükten ç kart lmas gelinen süreçte sendikan n en yo un tart flma konusu olmaya devam etmektedir. Ve bu konuda sendikan n bugüne de in en ufak bir çal flmas dahi olmam flt r. Ancak ülkemiz faflizm ile yönetildi i ve faflist içerikli e itim, faflist nitelikle flekillenmifl e itim kurumlar n n varl sendikan n gündemine yeterince girmiyorken farkl faaliyetler sendikan n önüne ç kart lmaktad r. Yüksek ö renim gençli inin yürüttü ü en küçük faaliyetlere dahi tahammül edemeyen sistem, soruflturmalarla, sivil faflist-idare- polis el birli i ile sald rmaktad r. Yap - lan bas n aç klamalar na sald r p gözalt na almalar, üniversiteler içerisinde yap lan afiflleme çal flmalar na sald r lar, özel güvenlik birimleri taraf ndan ö rencilerin sözlü ve fiziki sald r lara maruz kalmas sendikan n bu tür sald r lara karfl faaliyetlerini kendili inden bir flekilde dayatmaktad r.

40 40 Liseler ve Genç-Sen Genç-Sen in mevcut yap lanmas içerisinde bir baflka açmaz da Genç-Sen in liselerde nas l bir örgütlenme tarz izleyece inin bir türlü netlefltirilememesidir. Liseli gençli in Genç-Sen de nas l örgütlenece i, liseli gençli e Genç-Sen içerisinde nas l bir rol biçilece i, söz hakk tan n p ayr bir örgütlülük mü yarat laca yoksa Genç-Sen in mevcut mekanizmas içerisinde MYK ve ÜT lere ba ml, söz hakk olmayan bir örgütlülük mü kurulaca bir türlü netlefltirilemeyen bir konu olarak durmaktad r. Liseli gençli in nas l örgütlenece i konusunun yan s ra bu örgütlenme çal flmas arac l ile liseli gençli e Genç-Sen in yönetiminde söz ve karar hakk verilecek midir? fiu ana kadar yürütülen faaliyetlere bakt - m zda liseli faaliyetinin birçok alanda bulunmad n, bu faaliyetin bulundu u alanlarda da liseli gençlerin Genç-Sen dahilindeki faaliyetlerine karfl n söz hakk - n n olmad n görmekteyiz. Liseliler liseli platformlar olarak örgütlenmekte, isteyen liseliler üniversite temsilciliklerine üye olabilmekte ancak üniversite temsilciliklerine üye olan liseliler Genç-Sen in üye say s n art rmamakta, liseliler ayr ca il koordinasyonuna kat labilmekteler. Liseli üyelere örgütlendikleri mekanizmalar içerisinde söz hakk verilmesine karfl n oy hakk verilmemektedir. Ayr ca liseli ö rencilere oy hakk verilmedi i için yönetim kademelerine liseli ö renciler dâhil olamamaktad r. Yeni Demokrat Gençlik Genç-Sen in MYK ve Temsilciler Meclisi gibi karar organlar n n salt üniversite ö rencilerinden oluflmas bunun en somut örne idir. Sendikan n yapt Temsilciler Meclisi toplant s nda liselilerin ÖSS ye karfl çal flma yapmalar na, liseli çal flmalar n n olmad yerlerde ÜYK üyelerinin görev alarak liseli çal flmalar n bafllatmalar na ve ÖSS karfl t çal flmalar yaymalar na karar verildi. Bunun yan nda 2. TM de liseli çal flmalar na dair rapor beklenmesi de sorunu boyutland rmaktad r. Liselilere örgütlenme hakk tan n p karar hakk tan nmamakta, hiçbir flekilde müdahil olamad bir toplant da liselilerin çal flmalar na dair kararlar al nabilmekte, hatta bu toplant için liselilerden rapor talep edilmektedir. Liselilere sadece üniversiteli a abeyleri, ablalar göz kulak olacak flekilde ve örgütlülü ün yönetimine kar flmamak flart yla örgütlenme hakk verilmektedir. Genç-Sen içerisinde YDG lilerin çal flmas YDG olarak kitle örgütlerinin birer araç oldu unu bilmekte ve ismi-tabelas ne olursa olsun hiçbir arac toptan reddetmemekteyiz. Genç-Sen in faaliyetlerine, örgütlenme anlay fl na ve ortaya koydu u politik tav rlara karfl elefltirilerimizi genel hatlar yla ve en öne ç kan yönleriyle yaz boyunca ortaya koymaya çal flt k. Ancak tüm bunlar n yan nda Genç-Sen de yüksek

41 Yeni Demokrat Gençlik 41 ö renim gençli i içerisinden az msanmayacak bir kitle hak arama mücadelesi ekseninde bir araya gelmifl bulunmaktad r. Bu kitle örgütlenmeye ilgi göstermektedir ve çeflitli beklentilere sahiptir. Bizlerin de hak arama mücadelesi ekseninde kitlelerin bir araya geldi i bir örgütlenmeden uzak durmam z, içerisinde yer almamam z, ortak-paralel çal flmalar yürütmememiz düflünülemez. Genç-Sen anlay fl ortaya koymak ile beraber her bir alan m zda örgütsel gücümüze, di er kitle örgütleriyle iliflkimize ve Genç-Sen in durumuna uygun olarak de erlendirmemizi yapaca z. Bu noktada yukar da belirtti imiz elefltirilerimiz çerçevesinde Genç-Sen in ayr bir noktada durdu unu ve kurulacak iliflkinin boyutunun her alan m zda de ifliklik gösterece ini ön görmek zor de ildir. Genç-Sen do rudan merkezi bir örgütlenme olarak kurulmufl olmas na karfl n yerellerde oturmufl bir yap lanmas n n ve netleflmifl bir merkezi politik yöneliminin olamamas ndan dolay baz üniversitelerde siyasetler platformu halinde çal fl lmakta ve kitlelerin kendini ifade etmesi mümkün olmamaktad r. Baz üniversitelerde ise demokratik mekanizmalar n oluflturulabildi i, ö rencilerin kendilerini ifade edebilmesinin önünde bir engelin bulunmad ve alanda ald klar kararlara hayat verebildikleri bir tablo görülmektedir. Bu anlamda genel bir Genç-Sen anlay fl ortaya koymak ile beraber her bir alan m zda örgütsel gücümüze, di er kitle örgütleriyle iliflkimize ve Genç-Sen in durumuna uygun olarak de erlendirmemizi yapaca z. Farkl görüfllerden ö rencilerin kendisini ifade edebildi i, herkesin düflüncesini ve önerisini özgürce ve eflit koflullarda sunabildi i ve kararlar n demokratik yollarla al - n p uyguland alanlarda Genç-Sen in yerel örgütlenmesinde yer alaca z. Ancak böylesi bir potansiyeli göremedi imiz takdirde Genç-Sen in çal flmalar n takip etmeyi ve önerilerimizi-elefltirilerimizi sunmay ihmal etmeden farkl kitle örgütlenmelerini esas m za alaca z ve Genç-Sen le ortaklaflman n yollar n arayaca z. Bizler merkezi düzeydeki tart flmalar esas m za almadan, dar grupsal çat flmalara girmeden yerellerde güçlü ö renci örgütlenmelerinin oluflturulmas için alan özgünlü ünü yans tan araç ve politikalarla, net ve somut önerilerle tüm ilerici kesimle ortaklaflmak için çaba harcayaca z. Dar grupsal tart flmalara ve çekiflmelere dahil olmadan ancak bu yönlü pratikleri elefltirerek ve D SK in genel çizgisini teflhir ederek yerellerde kitlelerin gerçek sorun ve talepleri üzerinden hareket etmeyi amaçl yoruz. Özetlersek, kitle örgütü çal flmalar m z n henüz bafllamad, alan n somut koflullar nedeni ile ö renci derne i, LÖB çal flmalar m z yürütemedi imiz ayn zamanda da alanda bulunan Genç-Sen örgütlenmesi içerisinde kendimizi ifade edebildi imiz durumlarda Genç-Sen içerisinde faaliyet yürütmemiz gerekli olacakt r. Genç-Sen içerisinde faaliyet yürütürken bir taraftan Genç-Sen çal flmalar na kat l rken, somut öneriler getirirken ve al nan kararlar n hayat bulmas için emek harcarken di er taraftan Genç-Sen in merkezi yönelimine dönük elefltirilerimizi ve alanda uygulanmas gerekti ini düflündü ümüz politik çizginin propagandas n yapaca z. Bizler halk muhalefetinin dipten gelen dalgas n n yükselmeye bafllad, halk gençli inin ciddi sorun ve sald r larla karfl karfl ya kald koflullarda harekete geçmesinin flartlar n n giderek olgunlaflt n görmekte ve böylesi bir dönemde tüm ilerici-demokratik kesimin mümkün olan en genifl çapta ortak hareket etmesini önemli buluyor ve her türlü dar grupsal tav r ve çekiflmeleri büyük birer hata olarak tan ml yoruz.

42 42 Yeni Demokrat Gençlik DGH nereye gidiyor? Özgür Düflün dergisinin Mart-Nisan 2008 tarihli 42. say s nda yay nlanan DGH Geçici Merkez Yürütme Kurulu nun (GMYK) Mart 2008 tarihli Genç-Sen Üzerine Görüfller bafll kl yaz s, Genç-Sen de erlendirmesinden öte DGH n içinden geçti imiz sürece yaklafl m n ve anlay fl n ortaya serdi inden önemli bir yerde durmaktad r ve elefltirilmeyi hak etmektedir. Bu yaz da DGH n yönelimine damgas n vuran pasifist ve tasfiyeci anlay fl aç kça görmek mümkün oldu u için ve yaz genelinde Genç-Sen üzerine derinlikli bir anlay fl ortaya konulamad ndan bizler DGH n Genç-Sen üzerine yaklafl m na de inmeyerek belirli bafll klar alt nda genel hatt üzerinde duraca z. YDG nin Genç-Sen üzerine yaklafl m n farkl bir yaz konusu olarak devrimci ve demokratik kamuoyuyla paylaflaca z. Ö renci gençli e DGH n yaklafl m DGH GMYK n n yaz s nda ö renci gençlik ve ö renci gençlik hareketi üzerine ilginç görüfller ortaya at lm fl. Bu görüfller ele al nd nda DGH n günümüzde sergiledi i tasfiyeci ve pasifist tutumu da anlamak mümkün olmaktad r. Ancak iflin üzücü taraf GMYK yapt büyük tespitleri kan tlama veya alt n doldurma-örnekleme gibi bir zahmete katlanmad ndan tespitlerin ayaklar havada kalm flt r. DGH günümüzde üniversitelerin yaln zca orta-üst ve üst s n flar n bir ayr cal haline geldi ini iddia etmekte ve bu nedenle yüksek ö renim gençli i içinde akademik-ekonomik mücadelenin zeminini kaybetti ini, tümüyle siyasal mücadele yürütülmesini savunmaktad r. ( dönemindeki) ö renci gençlik, henüz Türkiye de üniversitelere giriflin sadece orta ve orta-üst s - n flar n bir ayr cal na dönüflmedi i, dershane sektörünün yayg nlaflmad bir zamanda ve ço unlukla emekçi ailelerden geliyordu. Bugünde ve yak n gelecekte daha da artan bir flekilde üniversite sadece orta ve orta-üst s n flar ile özel üniversiteler dolay m yla sadece üst s n flar n bir ayr cal olarak kalacakt r. Böylesi iddial bir tespitin ard ndan hiçbir kan t n sunulmamas GMYK n n yaklafl m n n ciddiyetsizli ini ortaya sermektedir. Ö rencilerin sendikal veya akademik-ekonomik mücadelesinin sona erdi ini iddia etmek bu kadar basitleflmemeli. Çok aç k bir gerçektir ki, üniversitelerde e itim görmek ciddi bir maddi yük getirse de on binlerce emekçi çocu u çok zor flartlarda ö renimini sürdürmektedir. Özellikle taflra üniversitelerinde, meslek yüksek okullar nda ö rencilerin önemli bir k sm emekçi ailelerden gelmektedir. Yine devletin sundu u k s tl bir olanak olan yurtlarda yaflamaya mecbur kalan binlerce ö renci bulunmaktad r. Yurt koflullar nda kalan, tatil dönemlerine staj için ter döken, maddi yetersizliklerinden kaynakl bar nma ve beslenme sorunlar yaflayan, sosyal imkanlardan yararlanamayan yüz binlerce ö rencinin ayr cal kl s n flar n çocuklar oldu una inanmak mümkün de ildir. Zaten bu konuda yap lan bilimsel araflt rmalar da tersini göstermektedir. Ö renci gençlik üzerine akademisyenlerin ve araflt rmac lar n çok say da araflt rmas mevcuttur ve bu araflt rmalar n bir k sm n n de erlendirmesine önceki say lar m zda yer vermifltik. Ancak bu yaz da yaln zca birini, stanbul Bilgi Üniversitesi yay nlar ndan ç kan ve Umut Sarp Zeylan n derledi i E itimli stanbul gençli inin de erler dünyas adl çal flmaya baflvurmak yeterli olacakt r. stanbul gibi büyük flehirlerde okuman n emekçi çocuklar için çok daha zor oldu u aç kt r. Ancak bu zorluk daha ileri tespitleri gerekli k lmamaktad r. stanbul da ö renim gören gençlerin annelerinin % 87 si çal flmamaktad r. Çal flan annelerin % 69.2 si ücretlidir. Babalar n n ise % 55.5 i ücretliyken % 29.3 ü kendi hesab na çal flmakta ve % 7.1 i iflverendir. Ayr ca ö rencilerin % 10.6 s part-time ifllerde, % 5.7 si ise okul d fl nda tam zamanl ifllerde çal flt n belirtmektedir. Bu verileri ço altmak mümkündür. Ancak metropol üniversitelerinde okuyan ö renciler aç s ndan dahi emekçi halk çocuklar n n ciddi bir yo unlu a sahip oldu u net bir gerçekliktir. DGH GMYK n n uzaklara bakmas na da gerek yok. Kendi üyelerinin s n fsal durumunu da incelese eminiz bu tespitlerin yanl fll n görecektir. Ve bu tespitin do al sonucu olarak GMYK teorisini ileriye götürerek akademik-ekonomik mücadelenin iflas n ilan edip sadece siyasal mücadelenin gereklili ini belirtiyor. Ne ki günümüzde ö renci-gençlik alan nda mücadele zemini akademik-ekonomik de il; tümüyle siyasald r. Ve devam ediyor. Bugün için siyasi saflaflma belirleyicidir ve

43 Yeni Demokrat Gençlik 43 ö rencilerin gündeminde yemekhane ücretlerinden ziyade Kürt meselesi, srail-ortado u iliflkileri, türban sorunu, AB- ABD ile Türkiye iliflkileri flu veya bu düzeyde ve fakat belirleyici flekilde etkindir ve önümüzdeki günlerde daha da fazlas yla belirleyici olacakt r. Ve tam da bu tespitin yap ld Mart ay ndan birkaç gün önce, ne tesadüftür ki, Samsun da ulafl m zamlar - na karfl bine yak n ö rencinin kat ld yürüyüfl gerçeklefliyor ve tespitlerini temellendirme derdi olmayan DGH önderli ini gerçek yaflamda çürütüyor. Bu konuya farkl örnekler vermek de mümkündür. Örne in geçti imiz dönem Amed de yaflanan yurt boykotu, stanbul da ulafl m zamm na karfl yap lan eylemler, geçti- imiz y llarda stanbul ve Ankara üniversitelerinde yemekhane zamlar na ve ulafl m ücretlerine karfl yap lan eylemler ve boykotlar, not sisteminin de iflmesine karfl verilen kitlesel refleks eylemleri, TMMOB un Ankara eylemine kat lan binlerce ö rencinin yetkin mühendisli e karfl att sloganlar da ö rencilerin gündeminde siyasal bafll klar n yan nda ekonomik bafll klar oldu unu da göstermektedir. Ayr ca sistemin tüm çabas na, medyan n tüm provokatif çal flmalar na karfl n suni bir gündem olan türban tart flmalar do rultusunda ö rencilerin seferber olmad görülmektedir. Ayr ca yaz da da utangaçça de inilen YÖK Baflkan n n paral e itim üzerine yapt - aç klamalar n sorunlar artt raca ama yine de (!) genel tabloyu de ifltirmeyece i tespiti de yanl flt r. GMYK n n gündeminde olmasa da emperyalizmin dünya çap nda ve Avrupa özgülünde gençli e dönük kapsaml sald r lar ve planlar vard r. Bu, ülkemizde kendisini AB ye uyum süreci ad alt nda ç kar lan neo-liberal reformlarla göstermektedir ve YÖK Stratejisi nin haz rlanmas n da sa layan Bologna Süreci nin ürünleridir. Dergimizde bu konuda çok say da araflt rmaya yer verildi i için burada tekrar etmeyece iz ancak çok aç k bir gerçektir ki, önümüzdeki süreçte bu proje hayat buldu u oranda e itim toplumsal bir hak olmaktan ç kacak, tamam yla ticarileflecektir. Bu sald r larla hedeflenen halk gençli inin okullardan uzaklaflt r lmas de ildir. Belirli bölümler halk gençli ine daha fazla kapal olacakken sermayenin ucuz iflgücü peflinde oldu u meslek yüksek okullar nda, mühendislikte, t pta vb. alanlarda halk gençli inin ucuz ifl gücü olarak y llarca çal flmas, staj ad alt nda sömürülmesi, çeflitli s navlarla ve sertifika programlar yla özel kurslara devam etmeye mecbur b rak lmas ve esnek çal flt r lmas hedeflenmektedir. tici güç olarak sermayeyi gösteren ve Avrupa da büyük ö renci eylemlerine neden olan ekonomik-akademik hak gasplar n getiren bu süreçle birlikte ö renciler ucuz ve esnek iflgücü haline getirilmeye çal fl l rken ve onlarca yasa ülkemizde meclis gündemindeyken DGH GMYK yenilgiyi bafltan kabul etmifl ve ekonomik-akademikdemokratik mücadeleyi hem politik yaz lar nda hem de pratik hatt nda gündemlefltirmeyerek reddetmifltir. Ö renci gençli in politik sorun ve taleplerinin oldu- u aç kt r. Devrimci gençlik örgütlerinin görevi de zaten egemen s n flar n gerçek yüzünü ve amaçlar n ortaya koyup teflhir ederek gençli in düzene yedeklenmemesi ve anti-emperyalist anti-faflist bilinci kazan p harekete geçmesidir. Ancak bunlar halk gençli inin günlük yaflam nda karfl laflt ve ülkemizdeki hakim sistemin çürümüfllü ünün ve halk düflmanl n n sonucu olarak ortaya ç kan sorunlar reddetmek anlam na gelmemektedir. Tam tersine DGH GMYK n n yapt gibi ekonomik mücadele ile siyasi mücadeleyi ay rmamak, aras ndaki iliflkiyi görmek ve gençli in temel haklar na yönelik sald r lar n kökeninin emperyalizm oldu unu göstermek için koflullar daha uygundur. GMYK n n, üniversite ö renimini orta ve üst s n flar n ayr cal olarak ilan ederek bu kitlenin ekonomik sorunlardan öte genel siyasi gündemleri ele ald tespiti yanl flt r ve bugün DGH n gençlik mücadelesi içindeki pasif tutumunun nedenlerinden birini de göstermektedir. GMYK, haz rlad yaz da bu derin tespitleri yapt ktan sonra bu görüflleriyle çeliflki içinde kendini çürütmeye odaklanm flt r. Yaz n n bafl nda ekonomikakademik mücadelenin kaybolan zeminine de inip bu

44 44 Yeni Demokrat Gençlik GMYK, yaz n n bafl nda ekonomik-akademik mücadelenin kaybolan zeminine de inip bu flartlarda sendikal bir örgütlenmenin gereksizli inden bahsederken ilerleyen sat rlar nda özörgütlülüklerin önemine ve akademik mücadeleye yaklafl - m n anlat yor. flartlarda sendikal bir örgütlenmenin gereksizli inden bahsederken ilerleyen sat rlar nda özörgütlülüklerin önemine ve akademik mücadeleye yaklafl m n anlat - yor. Madde 43: Demokratik Gençlik Hareketi faaliyetinin merkezine program n n propagandas na dayal siyasi faaliyeti koyar, akademik-ekonomik mücadelenin özörgütlülükler arac l yla bizzat kitle taraf ndan yürütülmesini önemser, bu mücadeleye önderlik eder. GMYK herhalde ilk kongrelerinde bu maddenin de ifltirilmesini önerecektir, çünkü zemini kaybolan, tümüyle siyasal çal flma n n gerekli oldu u bir alanda akademik-ekonomik mücadeleye önem verip önderlik etmeye de gerek kalmayacakt r. (DGH) gençlik mücadelelerinde kendi özgücüne yaslanarak infla etti i ve gençli in bulundu u alan n özgünlü ünde hayat bulan özörgütlülükleri etkinlikle kullanma, önderlik etme ve kitle inisiyatifini ön plana ç karma zemininde hareket eder, etmektedir. Böylece ö rencilerin gündeminde olmad n iddia etti i gündemlere öncülük ederek kendini reddeden GMYK bu kadarla da kalm yor, bir de bu tespitini reddederek bir yaz da üst üste 2. kez kendisiyle çeliflkiye düflme baflar s n gösteriyor. Yukar da kitlelerin kurup yürüttü ü kitle örgütlerine önderlik etti ini vurgularken ard ndan yaz da s kça parmak bas ld üzere bu örgütleri yaln zca kendi özgücüne ve iliflkilerine dayanarak kurdu u örgütler olarak tan ml yor, bununla da yetinmiyor, DGH n kendi kurdu u bu örgütleri yegane araçlar olarak ilan ediyor. Kitle ba lar n n, DGH nin kendi aktivistleriyle ve yak n çevre iliflkileri dolay m yla kuruldu u örgütlenmeler, siyasi duruflun yaflam n her alan nda kitlelere tafl nabilece i günümüzün yegane araçlar d r. flte GMYK n n çözüm olarak en sonunda sundu u ve DGH n y llard r kitlelerin sorunlar ndan kopuk hatt n aç klayan uzun yaz n n sonunda dilin alt ndaki bakla ç k yor ve yegane çözümü ve ayn zamanda GMYK n n politik seviyesini bize gösteriyor: ayn alandaki s n rl DGH üye ve kitle iliflkileriyle kurulan kulüp ve dernekler. Bu konuyu derinlefltirmek mümkündür ancak GMYK n n yaz s ndaki çeliflkilerin bollu u nedeniyle k saca geçmek zorunda kal - yoruz. Özörgütlülükler anlay fl m z da baflka bir yaz da ele alaca z. GMYK, bu konuda çeliflkiler de tafl sa bunca tespit yap yor ancak yaz içinde öyle bir tespit daha yap yor ki, sadece bir bütün olarak yaz y de il kendi örgütsel mevcudiyetini de redde kadar ifli götürüyor. Bugün, yayg n ve kitlesel bir ö renci-gençlik mücadelesinden söz etme olana yoktur. Bu tespitin sat r aras okundu unda ve yaz n n genelindeki tespitlerle birlikte ele al nd nda pasifizmin ve tasfiyecili in aç ktan ilan edildi ini görmekteyiz. Bugün yayg n ve kitlesel ö renci hareketinin olmad ortadad r. Özellikle T. Kürdistan ndaki belirli üniversiteler haricinde kitlesel ö renci eylemleri örgütlenememektedir. Ancak GMYK burada böylesi bir hareketten söz etme olana n reddederek bunun nesnel gerçekli in bir sonucu oldu unu ilan ediyor. Özcesi devrimci gençlik örgütleri, birer özne olarak, ne kadar çabalarsa çabalas n bu durumu de ifltiremeyecektir! Ve ard ndan flöyle temellendiriyor: Zira ö renci gençli in mücadelesi, sahip oldu u kitlenin toplumsal üretimin d fl nda olmas gibi temel bir belirleyenin ortaya ç kard gerçeklik zemininde ancak ve ancak s n f mücadelesinin ivme kazand dönemlerde itici bir güç olabilme özelli i bar nd rmaktad r. O zaman DGH ne yapmal? Kitlelerin somut sorunlar üzerinden politikalar belirleyip kitlelere ça r larda bulunmamal, militan bir hat-

45 Yeni Demokrat Gençlik 45 t reddetmeli ve ayd nlanma çal flmalar n öne almal, entelektüel birikimi sa layan makalelerden oluflan bir yay n ç karmal, sinema ve tiyatro kulüplerinde, salt bu kulüplerin hareket alan yla s n rl etkinlikler örgütlemeli, halk gençli i üzerine özellikle AB emperyalizminin dayatt onlarca yasan n, hak gasp n n gündemde oldu- u bu dönemde bu konular es geçerek sempozyum ve festivaller örgütlemelidir. Bu pratik hatt bu tespitlerle birlikte el ald m zda DGH n pasifist ve tasfiyeci yaklafl m daha net görülebilmektedir. Ö renci gençli- in kendi öz sorunlar üzerinden ba ms z ve kal c bir örgütlenme kuramayaca n hükmeden ve bu hükmü daha öncesinde 68 ve 96 da baflar lamamas üzerinden temellendiren ve bu dönemlerdeki baflar s zl bir toplumsal yasa olarak kabul eden DGH önderli i de birilerinin, di erlerinin s n f mücadelesini yükseltmesini beklemekle zaman n geçirecek ve mücadelenin yükseldi i gün pratik hatt n de ifltirecektir! Politik kitle örgütü meselesi DGH GMYK nin handikab yaln zca gençlik kitlelerine yaklafl m nda kendisini göstermemektedir. Örgütsel anlay fl nda da tasfiyecilik bariz flekilde kendisini deflifre etmektedir. GMYK, önderlik etti i DGH n örgütsel niteli i hakk nda yaflad kafa kar fl kl n örtmek amac yla s k s k DGH n politik bir kitle örgütü oldu unu vurgulamaktad r. Oysa ki kuruluflu, çal flma tarz, kitle temeli vb. özellikler göz önüne al nd nda DGH da YDG gibi demokratik kitle örgütüdür. GMYK n n parti-komsomol ile DKÖ iliflkisini do ru ele alamamas komsomolla kitle örgütü aras nda mu lak yeni bir örgütsel ara aflama yaratmas na sebep olmaktad r. Bu da ülkemiz flartlar nda illegal örgütlenmesi gereken devrimci bir partinin gençlik örgütünün legalize olarak deflifre olmas na ve tasfiyesine sebep olmaktad r. Kitle örgütlerinin siyasal kitle örgütleri ve mesleki kitle örgütleri diye ikiye ayr lmas do ru de ildir. Kitle örgütlerinin siyasal nitelikleri, faaliyetlerinde, düzene karfl durufllar nda, yaflama koflullar na, çal flma ortamlar na itirazlar nda kaç n lmaz olarak vard r; bu özellik geliflebilirdir ve hatta gelifltirilmesi de gerekir. Ancak, her ne olursa olsun, kitle örgütlerinin esas yan onlar n kendi bafllar na siyasal amaçlar belirlememeleri, bu amaçlar komünist partisi önderli inde yerine getirmeleridir. Kitle örgütlerini siyasal ve mesleki biçiminde adland rmak hem devrimci-demokratik kitle örgütlerinin siyasal bir öze sahip olduklar n görmemek hem de kitle örgütlerinin komünistler önderli inde daha geliflkin siyasal bir yap ya kavuflturulmas amac na yabanc olmakt r. Yani ekonomik mücadeleyi öne ç karan, özörgütlülük olma iddias ndaki kitle örgütlerinin do ru bir politik önderlik alt nda anti-emperyalist anti-faflist ve anti-feodal bir çizgiye-niteli e yükseltebilece i reddedilmekte ve ekonomik mücadele ile siyasal mücadele aras ndaki diyalektik iliflki yok say lmaktad r. Siyasal kitle örgütleri derken DGH l arkadafllar - m z YDG gibi devrim perspektifine yak n olan, kitleleri devrime yönlendirmede di erlerinden daha ileri olan, bir anlamda devrim aflamalar nda iktidar organlar kimli ine bürünebilecek ya da bu organlar n bir parças olabilecek kitle örgütlerinden bahsetmeye çal - fl yorlar. Ancak, bilinmelidir ki, bu kitle örgütleri di er kitle örgütlerinin de bir toplam, bir devam, bunlar n güçlü bir biçimi olabilirler ancak onlardan öz itibar yla farkl olmazlar, bu da farkl adland r lmalar n gerektirmez. Bunlar da kitle örgütleridir ve ancak, di- er kitle örgütlerinden daha güçlüdürler, daha ileridirler, daha genifl bir kesime hitap eder, daha fazla komünistlerin-devrimcilerin önderli ini benimserler vs Bu durumda bu kitle örgütlerini daha güçlü, daha ileri, daha örgütleyici vs. olarak di erlerinden ay rabiliriz, ama siyasal ve mesleki olarak de il. Belirtti imiz gibi bu flekilde adland rmalar kitle örgütlerinin içeri ini kavramamak ya da eksik kavramaya neden olur; kitle örgütlerindeki gerçek amac m z da olumsuz yönde etkiler. Kitle örgütünü kitle örgütü yapan en temel nokta,

46 46 Yeni Demokrat Gençlik onun biçimsel olarak legal ya da illegal olmas de il, onun sorunlara bak fl aç s, mücadeleyi ele al fl biçimi ve yöntemidir. Yani bir örgütlenmeye niteli ini veren onun hedefi, örgütlenme yöntemi ve iflleyiflidir. Ayn zamanda bir örgütün eylemleri, iç disiplini vs. o örgütün niteli ini belirler. Kitle örgütlerinin bileflenleri aras nda üst düzey bir eylem bütünlü ü ve disiplini aranmaz/aranamaz. S k bir disiplin ve üst düzeyde birlik, onun nesnel koflullar ndan kaynakl olanaks zd r. DGH faaliyetçileri bulunduklar alanlarda dostun da düflman n da bildi i devrimcilerdir. Ancak GMYK n n kendi içindeki ifl bölümünden kitle taban na yaklafl m na ve haz rlad belgelere kadar inceledi- imizde karfl m zda bir kitle örgütünden çok bir komsomol veya devrimci Kitle bir partinin gençlik örgütünü görmekteyiz. GMYK n n toplant lar aras ndaki dönemde örgütü Siyasi Büro nun yönetmesi ve tüzükte SB ile ilgili iflleyen süreç hakk nda bilgi verilemeyece inin aç klanarak SB nin gizli tutulmas bu tespitimize bir örnektir. Yaln zca bu da de il. Elefltirdi imiz yaz da geçen DGH, ( ) sahip oldu u en küçük birimler üzerinden tek tek her üye ve ileri sempatizan n n çal flma alanlar nda kitle-önderlerine dönüflmesini esas al r. Al nt s nda yer alan partilere özgü ileri sempatizanl k kavram n n kitle örgütüne tafl nmas da tehlikelidir. Ayr ca ideolojik birli in aranmamas gereken örgütleri! kendilerini parti yerine koyarak ça r larda bulunmamal d r. Her ikisi de bu düzen aleyhinde çal flma yapmalar na ra men, parti bu düzeni y kmay bizzat üstlenen bir araç olarak ça r larda bulunurken kitle dernekleri böyle davranmamal d r. kitle örgütlerinde bu ilkeyi hesaba katmayan DGH n tüzü ünde geçen Emperyalist, revizyonist ve her türden gerici ak mlar n karfl s nda sürekli ideolojik ve politik mücadele yürütmek. ( ) Her Hareket üyesi; Bilimsel Sosyalizmi incelemek ve hayata uygulamak, Hareketin birli ini savunmak, aç k yürekli ve dürüst olmak, emekçi halkla ayn kaderi paylaflmak, çal flkan ve sade bir hayat sürmek; revizyonizme, her türden oportünizme, bölücülü e, komploculu a, ikiyüzlülü e, bencilli e, kibirlili e, ve mevki düflkünlü üne karfl mücadele etmekle yükümlüdür vurgular da bir DGH üyesinden komsomol üyesinden beklenilenlerin istendi ini bizlere göstermektedir. DGH üyeleri flayet bu k staslara uyacak seviyedeler ise bu sevinilecek bir durumdur ancak bir kitle örgütünden çok devrimci bir partinin tüzü ünü and rmaktad r ve partinin görevlerini kitle örgütüne yüklemek de aç ktan tasfiyeciliktir. Sadece bu kadar da de il. GMYK SB nin netsizli inin yaratt tehlike SB nin aç klamalar nda da kendisini göstermektedir. SB nin Ekim 2007 tarihinde Özgür Düflün dergisi üzerinden yapt ça r da DGH l lar iktidar için savaflmaya ça r lmaktad r. YEN DÖNEMDE DEMOKRAT K HALK DEVR M N N KIZIL GÜZERGÂHIN- DA CESARET VE CÜRETLE SAVAfiALIM, KT DARLAfiALIM. Bu bir demokratik kitle örgütünün önderli i aç s ndan affedilmez bir ça r d r. Ayr ca tüzü ün bafl nda Demokratik Gençlik Hareketi nin amac, program nda ayr nt land rd Yeni Demokratik Cumhuriyete ulaflmakt r vurgusu da demokratik kitle örgütlerinin devrimin dolayl destekçileri olabilece i gerçekli ini inkar etmektedir. Burada baz temel bilgileri hat rlatmakta yarar var. Burada daha derli toplu olmas aç s ndan ülkemiz Proletarya Partisi nin yay n organ olan Komünist in ilk say s ndan uzun bir al nt yapaca z: Parti, do rudan siyasi iktidar mücadelesi yürüten ve buna ba l olarak örgütlenen bir araçt r. Var olan sömürü düzenini y kma ve proletarya önderli inde bir iktidar kurma mücadelesi verir. Oysa kitle örgütleri devrim ve iktidar mücadelesine do rudan de il, dolayl yoldan hizmet eden araçlard r. Dolay s yla muhteva bak - m ndan ayr olan parti ile kitle örgütleri var olufl amaçlar n n farkl l na ba l olarak, örgütlenme ve mücadele metotlar nda da kesin bir farkl l k gösterirler. Kitle örgütleri kendilerini parti yerine koyarak ça r larda bulunmamal d r. Her ikisi de bu düzen aleyhinde çal flma yapmalar na ra men, parti bu düzeni y kmay bizzat üstlenen bir araç olarak ça r larda bulunurken kitle dernekleri böyle davranmamal d r. Komprador patron-a a devletini y kaca z fliar ancak ve ancak partinin bir fliar olabilir. Kitle dernekleri, en fazla bu düzeni lanetleyen, düzen aleyhine propaganda yapan, kahrolsun komprador patron a a devleti, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun milli zulüm gibi fliarlar üstlenebilir. Çünkü kahrolmas istenilen bu hedefleri bizzat y kmay üstlenen araç kesinlikle kitle dernekleri de ildir ve olamaz. Onlar, partinin görevini üstlenemez. DGH nezdinde gördü ümüz lafta sert, keskin ve sol yaklafl mlar, pratikte ise tam tersi, sa c -pasifist

47 Yeni Demokrat Gençlik 47 bir durufltur. Burada laftaki sol anlay fla da k saca de- inelim. Sol anlay fl, devrimciler örgütünü kitle örgütleriyle kar flt r r. Devrimciler örgütünün sahip olmas ve kavuflturulmas gereken özellikleri kitle örgütlerine uygulamaya çal fl r. Kitle örgütlerine parti örgütü gibi ele alma yaklafl m yla yaklafl r. Düflünce, örgütlenme ve prati iyle partinin bir kolu, onun bir bürosuymufl gibi yaklafl r. DGH anlay fl n n ciddiyetsizli i Yukar da de indi imiz temel konular d fl nda k saca de inmemiz gereken baz vurgular da bulunmaktad r. Yaz n n bafl nda GMYK nin yapt tarih anlat m oldukça geneldir ve yanl fllarla doludur. Bu yanl fll klar üzerinde uzunca durulabilir ancak yer darl ndan kaynakl bir örnek yeterli olacakt r. Zaten dönem hakk nda bilgi sahibi olan herkes yaz n n bafl n okurken ciddiyetsizli i fark edecektir dönemini anlatt yerde GMYK kitle hareketinin yo unlu undan bahsederek ö rencilerin Talebe Birlikleri nde örgütlendi ini ve devrimci önderlerin bu kitleyi FKF ye aktard n belirterek flöyle devam ediyor: Bu durumda neden FKF tercih edildi? Yoksa yasal düzlemde FKF ye nazaran çok daha hareket alan sa layan sendikal örgütlenme ak llara m gelmemiflti? Günümüzde sendika kurulmamas n bu flekilde temellendiren GMYK nin ortaya att kan t n veya k yas n yüzeyselli i bir yana bahsi geçen dönemde sendikalar n FKF ye göre daha fazla hareket alan sa lad do ru de ildir. Devletin bask lar o derece fazlayd ki iflçi s n f sendikal hakk n korumak için Büyük Haziran Direnifli ne baflvurup isyan etmek ve büyük bedeller ödemek zorunda kalm flt r. Bununla birlikte 68 de Talebe Birlikleri ve 96 da Ö renci Derneklerinin kitleselli i ve ard ndan gerilemesini toplumsal bir yasa ilan eden DGH politik önderlikteki cesaretsizli ini sergilemektedir. Ö renci özörgütlülü ü olma iddias nda olan ve farkl görüfllerden genifl bir ö renci kesimine hitap eden Talebe Birlikleri, Ö renci Derne- i, Sendika gibi örgütler aras nda hiyerarflik bir iliflki varm fl gibi isim ve tabela farkl l klar ndan yola ç karak sendikalarda örgütlenmeyi geriye gidifl say yor ve bir sürü laf ederek somut hiçbir fley söylememeyi baflar - yor. Genç-Sen içinde çok farkl görüfl ve yap lar olmas - na karfl n ifline daha fazla yarayan bir siyasal yap dan al nt yap yor (yaz daki ciddiyetsizli in bir sonucu olarak al nt n n kayna n da vermiyor) ve herkese aç k olma iddias nda olan bu kitle örgütleri içinde do ru bir politik önderlik ve yaklafl mla t kan klar n afl labilece ini, dar grupçu tav rlara karfl ç k labilece ini hesaba katmayarak kendi güçsüzlü ünü aç a vuruyor. Yaz y sonland r rken somut bir perspektif sunamayan GMYK n n yapt DGH övgüsü ve yap lan tespitler de sonuç itibariyle lafazanl a denk düflmektedir. Yaz da DGH n somut önerilerinden biri flöyle: Çok daha kapsaml bir genel durum tablosu, yerleflke (kampus) ve liseleri aflarak ülke genelinde yap lmal ve toplumsal saflaflman n ana eksenleri belirlenmelidir. Bugünkü burjuvafeodal gericili in, iç ve d fl belirleyenlerle flekillenen ve temelini yar -sömürge yar -feodal bir ekonomi politi in belirledi i sosyo ekonomik yap s do ru tahlil edilmelidir. S n f mücadelesinin esas ve tali alanlar isabetle belirlenmeli ve mevzilenme bu bilimsel temele oturtulmal d r. Yaz boyunca esasta ö renci gençlik ve örgütsel yap üzerine getirdi imiz elefltirilere ek olarak bu al nt da DGH önderli inin yaflad politik t kan kl deflifre etmektedir. Devrimci gençlik hareketi, yaflad t kan kl aflarken daha özelefltirel yaklaflmay, daha mütevaz olmay, kitlelere güvenmeyi, gerçekli i araflt rmay, ö renmeyi ön plana ç karmak zorundad r. Halk gençli i çok ciddi sorunlarla karfl karfl yad r. Somut ve net hedefler do rultusunda ortak hareket edebilirsek devrimci bir alternatif olmam z için koflullar müsaittir. *Al nt lardaki boldlar bize aittir.

48 48 Göçmen Genç Yeni Demokrat Gençlik Birlikte hareket etmenin önemi Yeni Demokrat Gençlik ve AT K-YDG olarak, gerek Yeni Demokrat Gençlik in Adana da yapt konferans, gerekse fiubat ay içerisinde bizlerin gerçeklefltirdi i 18. Kongremiz özgülünde, iki kurum aras nda yaflanan karfl l kl ziyaretler birçok aç dan önemli veriler sunmaktad r. Özellikle Yeni Demokrat Gençlik in son y llarda gündemine alm fl oldu u merkezileflme yönelimi ile birlikte, bu iki kurum aras ndaki çal flma ve ba n dünden farkl bir biçimde ele al nmas n n gereklili i kendini dayatmaktad r. Anti-emperyalist mücadeleyi farkl iki üretim iliflkisine sahip alanlarda yükseltmeye çal flan bu iki kurum, dünden bugüne devam eden ortak paylafl mlar n, gelinen aflamada daha organizeli ele almak durumundad r.yeni Demokrat Gençlik in merkezileflmesini tamamlamas yla birlikte en üst boyuta tafl nmas gereken bu perspektifin gerçekleflmesi ise flimdiden karfl l kl çal flmalar m zda do ru ve besleyici örgütsel bilgi ve deneyimlerin pratik dolafl m n n sa lanmas na ba l d r. Somut bir örnek olarak Bologna Süreci Yeni Demokrat Gençlik in uzun bir dönemdir ana gündemi olan bu konu, AT K-YDG aç s ndan ise, son dönem karfl l kl ziyaretlerimiz esnas nda Yeni Demokrat Gençlik in elefltiri ve önerileri ba lam nda dikkat çekilen yeni bir konu niteli indedir. Bologna sürecinin mimarlar olan Avrupal emperyalist-kapitalist ülkeleri faaliyet alan belirlemifl olan AT K- YDG nin bu süreci gelinen aflamada gündemine alarak bir araflt rma sürecine girmifl olmas dahi, iki kurumun karfl l kl paylafl mlar n n ne denli önemli oldu- una güzel bir örnek teflkil etmifltir. Somut olarak 18. Kongre karar m z do rultusunda bu sürecin tek tek örgütlü bulundu umuz alanlardaki Ülke Gençlik Komitelerimiz taraf ndan araflt r l p, raporlar n haz rlanmas, hem AT K-YDG için hem de bu raporlar n Yeni Demokrat Gençlik in çal flmalar na sunulmas halinde elde edilecek bilgi ve deste in anlam görülmelidir. Bununla birlikte Bologna Süreci ile ö rencilerin farkl ülkelere gidifl/gelifllerinin artmas, her iki kurumun ortaklafla çal flabilecekleri ve birbirlerini besleyecekleri bir di er noktad r. Özellikle Türkiye den gelen ö renci potansiyeli, AT K-YDG olarak bizlerin birinci dereceden hedef kitlesidir. AT K-YDG, buraya gelen gençli in karfl laflaca (bar nma, uyum, ayr mc l k vb.) temel sorunlar ele al rken, hiç flüphesiz onlar n geldikleri ülkedeki özgün sorunlar n n bilinmesini de zorunlu k lmaktad r. Bu noktada Yeni Demokrat Gençlik in bilgi ve prati i, bizlerin çal flmas n destekleyen bir ihtiyaç olarak aç a ç kmaktad r. Yine Avrupa da birçok ö renci, ö renimlerini tamamlamak üzere Türkiye ye gitmektedir. Dünden farkl olarak, Bologna süreci ile birlikte daha da artacak olan bu gidifllerde, baflta buradaki YDG lilerin, Türkiye deki üniversitelerde YDG çal flmalar na kat lmalar n sa lamak, bu konuda yarat lacak di er önemli bir katk olacakt r. K sacas, salt Bologna Süreci özgülünde bile ortaklaflmam z halinde her iki kurumunun ciddi kazan mlar n n olaca n öngörebiliyoruz. Bununla birlikte, Yeni Demokrat Gençlik için ihtiyaç olan bir web sitesinin, AT K-YDG sitesi üzerinden karfl lanmas, YDG dergisinde AT K-YDG için bir bölümün ayr lmas gibi bir dizi küçük ad mlar, orta vadede yarat lmas gereken iflte bu ba n ön çal flmalar olarak kavranmal d r. Sab rl ve do ru bir çal flma tarz ile ilerlenmesi gereken bu örgütsel perspektifin, devrim ve demokrasi mücadelesinde tafl d anlam ve önem, tüm YDG liler taraf ndan kavranmak zorundad r. Bizler aç s ndan Türkiye deki demokrasi mücadelesine katk lar m zda Yeni Demokrat Gençlik in ve Yeni Demokrat Gençlik aç - s ndan AT K-YDG nin önemi faaliyetçilerimizce iyi kavrand nda geliflmenin kaç n lmaz oldu u ortadad r. Anti-emperyalist mücadelede, süreci kavrama ve anlamadaki ideolojik ve sosyal pratikteki yak nl m - z daha ileriye tafl mak, tek vücudun iki ayr kolu gibi hareket etmek ve süreci lehimize çevirmek için zorunlu olan bu durumu yaratmak esas görevlerimiz aras ndad r.

49 Yeni Demokrat Gençlik 49 YDG Kad n Komisyonu Amaçlar ve Çal flma lkeleri 2 Mart ta Ankara da örgütlenen YDG Genç Kad n Buluflmas nda son hali verilen YDG Kad n Komisyonlar n n amaçlar n ve çal flma ilkelerini özetleyen belgeye yer veriyoruz. 1. Yeni Demokrat Gençlik; cinsiyet ayr mc l na, cinsel sömürüye, kad n bedenine yönelik metalaflt rma sald r lar na, erkek-egemen anlay fla ve onun yans mas olan geleneksel kad n kiflili inin halk gençli i içindeki izdüflümlerine karfl mücadele yürütür. YDG, kad n n ezilen cinsiyet olmas n n s n fl toplum gerçekli inin bir ürünü oldu u bilinciyle hareket eder. Yeni Demokratik Devrim perspektifli bir mücadele olmaks z n kad n n kurtulufl yolunun aç lamayaca ndan hareketle, kad nlar n yaflad klar sorunlar n çözümünü egemen s n flara karfl yürütülen devrimci mücadele ile birlikte ele al r. 2. Yeni Demokrat Gençlik; genç kad nlar n hak kazanmas, bilinçlendirilmesi, e itilmesi ve örgütlenmesi için kendi içinde ve çal flma yürüttü ü örgütlerde kad - na özgü örgütlülükler (kad n haklar komisyonlar, komiteleri, bölümleri vb) oluflturur. Bu amaçla mücadele yürüten di er devrimci ve demokratik kurumlarla ortaklaflmay önemser. * 3. Devrimci gençlik hareketi içinde yer alan ve antiemperyalist, anti-faflist, anti-feodal bir hatta faaliyet yürüten demokratik bir kitle örgütü olan YDG nin bünyesinde faaliyet yürüten Kad n Komisyonu, genç kad nlar n YDG saflar nda örgütlenmesi hedefiyle çal flmalar yürütür. Genç kad nlar içinde Yeni Demokratik Devrim bilincini yayarak genç kad nlar bu do rultuda seferber etmeyi hedefler. YDG nin genel politikalar n genç kad nlar n özgün sorun ve talepleriyle birlefltirerek derinlefltirir ve devrimci-demokratik kad n hareketi ile devrimci-demokratik gençlik hareketi aras ndaki ba n geliflmesi için çaba harcar. 4. YDG Kad n Komisyonu; YDG nin yerel örgütlülüklerinde kurulan temel komisyonlara dahildir. Komisyon, YDG nin program n kabul etmekte ve çal flmalar - n YDG nin genel yönelimine uygun bir hatta ele almaktad r. flçi, köylü ve ö renci gençlik içindeki çal flmalar - n esas çal flma alanlar olarak belirleyen YDG aç s ndan tali bir komisyon niteli inde olmas na karfl n, genç kad nlar n halk gençli i içindeki yeri ve yaflad özgün sorunlar ve sahip oldu u özgün talepler sebebiyle kad n komisyonu temel komisyonlar aras nda yer almaktad r. 5. YDG Kad n Komisyonu; demokratik bir kitle örgütü bünyesinde kurulmas ndan dolay kendi iç iflleyiflinde de demokratik kitle örgütlerinin çal flma ilkelerini uygular. Buna göre Kad n Komisyonu içinde yer almak gönüllülü e dayan r. flçi, köylü veya ö renci komisyonlar nda yer alan YDG liler istekleri ve ihtiyaçlar do rultusunda Kad n Komisyonu kurarak komisyonun çal flmalar nda yer alabilirler. 6. YDG Kad n Komisyonu; demokratik merkeziyetçilik ilkesine uygun flekilde faaliyet yürütür. Faaliyetlerinde demokrasi esas, merkeziyetçilik ise talidir. Kararlar komisyon toplant s nda üyelerinin görüfllerini serbestçe ifade etmesinin ard ndan oy çoklu u ile kabul edilir ve uygulan r. 7. YDG Kad n Komisyonu; kendi içinde özerk bir iflleyifle sahiptir. YDG nin genel ve alan özgülündeki yönelim ve politikalar na uygun bir hat izlemekle yükümlüdür. Alan genelindeki toplant larda ve YDG Konferanslar nda Kad n Komisyonu üyeleri de komisyonlar n temsil ederler ve YDG nin politik hatt n n belirlenmesinde söz sahibi olurlar. 8. YDG Kad n Komisyonu; bünyesinde faaliyet yürüttü ü yerel örgütlülük taraf ndan düzenlenen merkezi toplant larda denetlenir ve yönlendirilir. Kad n komisyonu merkezi toplant larda kendi özgün çal flmalar ve yaklafl mlar hakk nda rapor sunmakla yükümlüdür. Ka-

50 50 Yeni Demokrat Gençlik d n komisyonunun da temsil edildi i merkezi toplant larda yerel örgütlülü ün gerçekli ine ve genel ve alan özgülündeki politikalara uygun olarak, di er tüm komisyonlarda oldu u gibi, kad n komisyonlar n n faaliyetine yön verilir. 9. YDG Kad n Komisyonu; YDG içinde genç kad nlar n hem nitelik hem de nicelik aç dan geliflimi için çal - fl r. Genç kad nlar n YDG bünyesinde örgütlenmesi için çaba harcarken örgüt içinde ortaya ç kan erkek-egemen, gerici, ataerkil anlay fllara ve uygulamalara karfl mücadele yürütür, örgütümüzün kad n sorunu konusunda sürekli olarak e itilmesini ve politikalar n n derinlefltirilmesini hedefler. 10. YDG Kad n Komisyonu; baflta YDG olmak üzere halk gençli inin ve halk n içinde yer ald tüm demokratik kitle örgütlerinde (sendikalarda, ö renci derneklerinde, kulüplerde vb.) kad nlar n daha aktif flekilde yer ve görev almas n savunur. Demokratik kitle örgütlerinde kad n komisyonlar n n oluflturulmas n ve bu örgütlenmelerin faaliyetlerinde kad nlar n özgün sorun ve taleplerinin bu komisyonlar arac l yla gündemleflmesi için çaba harcar. 11. YDG Kad n Komisyonu; kad n n örgütlenme özgürlü ünün, söz ve karar hakk n n önündeki engellerin kald r lmas için mücadele eder. Siyasi faaliyetin erkek ifli olarak görülmesine karfl ç kar, genç kad nlar n sosyal kurtulufl mücadelesine kat lmas için çaba harcar. 12. YDG Kad n Komisyonu; baflta genç kad nlar olmak üzere tüm halk gençli inin paras z, bilimsel, anadilde, demokratik e itim hakk n savunur, okullar n yönetiminde ö rencilerin söz ve karar hakk elde etmesi için mücadele eder. E itim sisteminde bir bütün olarak okul öncesi e itimden yüksekö renime kadar yar -feodal sistemin kad nlara biçti i geleneksel rolü pekifltiren tüm vurgular n kald r lmas n talep eder. Cinsiyetçi e itim ve ö retim sistemine karfl mücadele eder. Genç kad nlar n siyasi, dini, felsefi vb inançlar na uygun flekilde giyinmesinin önündeki tüm bask ve yasaklar n kald r lmas n talep eder. 13. YDG Kad n Komisyonu; k l k k yafet yönetmeli i ad alt nda liseli kad nlara yönelik ayr mc ve afla lay c uygulamalara ve yasaklara karfl ç kar. Özellikle k z meslek okullar nda okuyan ö rencilerin geleneksel kad n rollerine uygun e itim görmesini reddeder. 14. YDG Kad n Komisyonu; ö renci yurtlar nda genç kad nlar üzerinde uygulanan keyfi denetimlerin, yurda girifl-ç k fl saatindeki s n rland rmalar n ve ö rencilere yönelik tüm bask lar n kald r lmas n talep eder, yurt ö rencilerinin yurt yönetiminde söz ve karar hakk sahibi olmas, yurt koflullar n n düzeltilmesi, kontenjanlar n artt r lmas için mücadele eder. 15. YDG Kad n Komisyonu; iflçi ve emekçilerin sendikal, kadrolu ve sosyal güvenceli flekilde çal flmas n savunur. flsizli e, zorunlu mesaiye, düflük ücretlere, esnek çal flmaya, sigortas z ve sendikas z çal flt r lmaya karfl yürütülen mücadeleyi sahiplenir. Kad n emekçilerin eflit ifle eflit ücret almas talebiyle mücadele eder. Kad nlar n toplumsal üretime eflit olarak kat lmas n savunur, kendi yetenek, nitelik ve becerilerini gelifltirmesi için çaba harcar. fle al nmada ve iflten at lmada kad na uygulanan ayr mc l a karfl ç kar. Her iflyerinde uzmanlar n denetiminde krefl ve emzirme odalar n n aç lmas n talep eder. 16. YDG Kad n Komisyonu; tar m n emperyalist politikalar kapsam nda tasfiye edilmesine karfl ç kar. Tar mda çal flan tüm kad nlar n sosyal güvence kapsam na al nmas n talep eder, önemli bir k sm ücretsiz iflçi statüsündeki kad n iflçilerin/köylülerin haklar n savunur. K rsal kesimde özellikle yayg n olarak görülen yar -feodal gelenek, görenek, töre ve tabular n bask s na karfl genç kad nlar n bilinçlendirilmesi için çal flmalar yürütür. 17. YDG Kad n Komisyonu; ev ifllerinin ve çocuk bak m n n kad nlar n asli görevi olarak görülmesine karfl ç kar, ev ifllerinin ve çocuk bak m n n tüm aile bireyleri taraf ndan paylafl lmas n savunur. Ev emekçilerinin görevi olarak görülen bitmez tükenmez ev ifllerinin kad n n toplumsallaflmas n engelledi ini ve kad n edilgenlefltirdi ini savunur ve buna karfl çal flma yürütür.

51 Yeni Demokrat Gençlik YDG Kad n Komisyonu; okulda, iflyerinde, evde, sokakta, gözalt nda, hapishanelerde kad na yönelik fliddete ve cinsel taciz ve sald rganl a karfl mücadele eder. 19. YDG Kad n Komisyonu; ulusal kimli inden dolay ezilen Kürt ulusundan ve di er az nl k milliyetlerden kad nlar n örgütlenmesine önem verir. Kürt ulusundan ve di er milliyetlerden genç kad nlar n s n fsal ve ulusal taleplerini sahiplenir, tam hak eflitli ini savunur. 20. YDG Kad n Komisyonu; çocukluktan itibaren sa l kl, bilimsel bir cinsel e itimin verilmesini talep eder. Cinselli e yönelik gerici, feodal, anti-bilimsel yarg, gelenek, tabu ve yasal yapt r m ve uygulamalara karfl mücadele eder, halk gençli inin bilinçlenmesi için çaba harcar. Afla lay c bir uygulama olarak bekaret kontrolüne karfl ç kar. 21. YDG Kad n Komisyonu, sa l n özellefltirilmesine ve ticarilefltirilmesine karfl ç kar. Sa l k hizmetlerinin ülkenin her yerine ulaflmas n, ana-çocuk sa l ve gebelik-do um ve do um sonras sa l k hizmetlerinin tüm kad nlar için paras z ve eflit olmas n talep eder. 22. YDG Kad n Komisyonu; kad n ikinci s n f insan konumuna hapseden burjuva-feodal kültüre ve onun tüm kurumlar na karfl mücadele eder. Özellikle medyan n kad n bedenini metalaflt rmas na karfl ç kar. 23. YDG Kad n Komisyonu; sistem taraf ndan korunan ve yayg nlaflt r lan fuhufla, pornografiye ve her türlü yozlaflt rma politikalar na karfl mücadele eder. 24. YDG Kad n Komisyonu; cinsel kimlikleri ve yönelimleri nedeniyle insanlar n afla lanmas na ve bask görmesine karfl mücadele eder. 25. YDG Kad n Komisyonu; devrimci demokratik saflarda yer alan kad n örgütlülükleri ile eylem birli ine, dayan flmaya ve ortak hareket etmeye önem verir, bu do rultuda çaba gösterir. 26. YDG Kad n Komisyonu, 8 Mart Dünya Emekçi Kad nlar Günü olarak kabul eder, bu günün ücretli izin günü olmas için mücadele yürütür. * YDG Program ndan Ça dafl Dehaklar dururken isyan atefli sönmez! Binlerce y l önce bir 21 Mart günü Demirci Kawa taraf ndan zalim Dehak a karfl yak lan atefl, bir isyan ateflidir. Devlet y llarca Kürt sorununu inkar ve imha politikas yla çözmeye çal flt. Newroz u y llarca yasaklad, bununla bir sonuç alamay nca Nevruz Türklerin Ergenekon dan ç kt klar gündür diyerek inkar politikas n devam ettirdi. Newroz günü alanlara ç kan Kürt halk na azg nca sald rd. Bu y l da Van, Hakkari, Urfa, Siirt, Malatya, Mersin de Newroz kutlamalar na sald ran devlet onlarca devrimci, demokrat ve yurtseveri tutuklad. Peki devlet neden böyle sald r yor? Kendini, iktidar n korumak için, baflta Kürt ulusu olmak üzere çeflitli milliyetlerden halk m z bask alt nda tutmak için sald r yor. Newroz birilerinin deyimiyle bahar n gelifliyse; biz de bar fl içinde bahar karfl lamak isteriz. Fakat operasyonlarla gerillalar bombalan rken, rkç floven dalga ile Kürt halk na yaflam hakk tan nmazken, onlarca emperyalist yasa ile haklar m za sald r lar olurken, yani Ça dafl Dehaklar zalimliklerini devam ettirirken bizlere Demirci Kawa n n isyan bayra n yükseltmekten baflka çare kalm yor. flte bunun için diyoruz ki: Newroz SYANDIR! Dünyan n en güçlü ordular ndan biri olan TSK y çaresiz b rakan Kürt halk n n direnifl gelene i, kitle deste idir. Agit ten, Hayri den, Beritan dan, Zilan dan, Diyarbak r 5 No lu zindan nda bedenini bir atefl topu yap p isyan ateflini yakan Mazlum dan günümüze kadar Newroz u isyan bilenler bize bu gerçe i gösteriyor. Newroz un alevleriyle kitleleri örgütlemek için bugün her zamankinden daha fazla çal flmal y z. Kitlelerin içinde olup gelece i kurmak için ana müdahale etmeli, planlar yaparak devletin sald r - lar na karfl harekete geçmeliyiz. flte o zaman Newroz isyand r dememiz anlaml olur. Malatya YDG

52 52 Yeni Demokrat Gençlik GENÇ KADIN Çözüm için harekete geçelim! Okulda, evde, iflyerinde, sokakta, hapishanelerde K sacas yaflam n her alan nda hayat n yükünün tafl nmas için yap lan ifl bölümü; kad n hem ekonomik, cinsel, hem de ulusal aç dan daha yo un sömürmektedir. Ataerkil sistemin çeflitli eller arac l yla uygulad bu bask elbette ki tesadüf de ildir. Kad n n bilinçlenmesi ve mücadelede yer almas ; egemenlerin en korkulu rüyalar ndand r. Çünkü kad n, u rad sömürü ve katland bask lar nedeniyle emekçi halk kesiminde çeliflkileri en yo un yaflayand r ve bu durum onun özgürlük mücadelesini en ön saflarda verece i, bu sayede onlar sömürenlerin mezar kaz c lar olaca anlam na da gelmektedir. Bu yüzdendir ki sistem, olas bir bilinçlenmenin önüne geçebilmek için, kad n n zincirlerine yeni ekler yapmaktad r. Yüzy llar önce bafllayan bu sömürünün gün geçtikçe farkl yol ve yöntemlerle daha da artarak somutlaflt n görmekteyiz. Daha geçti imiz haftalarda çeflitli etkinliklerle direnifllerini and k New York lu kad nlar n. Biz bu gündem fl nda sömürüyü reddederken; yine ayn günlerde Adana ve Antalya da 2 kad n kocalar taraf ndan dövülerek hastanelik edildi. Yine ayn gün bir yak n taraf ndan tecavüz girifliminde bulunulan ancak ç l klar n duyup gelen komflular taraf ndan kurtar lan kad n, yarg ya baflvurdu unda daha dehflet verici bir kararla karfl laflt. Yarg, henüz suçu sabit görülmeyen kiflinin emelini gerçeklefltirememesinden, komflular taraf ndan engellenmesinden dolay suçlu olmad na karar verdi. Her gün bu tip örneklerin onlarcas yla ile karfl laflmak mümkündür. Yine ayn gün Baflbakan Erdo an, 8 Mart dolay s yla kad nlara seslenen bir konuflma yaparak Türk ulusundan emekçi kad nlara kutsal bir görev biçti. O na göre kad nlar n her biri 3 çocuk yapmal d r ki nüfus art fl sa lanabilsin ve Türk rk n n soyu tükenmesin. Ayr ca akabindeki toplant lar nda uluslararas konuklar na da naçizane önerileri olan Erdo an, tavsiyelerini dinlemeleri yönünde telkinlerde bulunarak, bunlar büyük bir piflkinlikle dile getirmifltir. Söylevin ard ndan burjuva medyada kopan f rt nada ise Erdo- an n konuflmas n n tek kusurlu yönünün aile planlamas na ayk r olmas sebebiyle olas bir nüfus patlamas n n yol açaca tehlike üzerinde durulmufltur. Bu sayede konuflman n asl nda ne içerdi inin üstü kapat lmaya çal fl lm flt r. Oysa Baflbakan n bu söyleminin rkç oldu u aflikard r ve bu bir yana kad nlara, özellikle emekçi kad nlar gününde yapt konuflma arac l - yla tabiri yerindeyse kuluçka makinesi misyonu biçmifltir ve bunu büyük bir aymazl kla savunmufltur. Bu kesinlikle kabul edilebilir bir durum de ildir ve faflizmin kad na hangi gözle bakt n somutlayan en çarp c ve en son örne idir. Bunlar n yan nda y llar aras nda tam 500 kad n n sadece namus sebebiyle katledildi ini; tecavüze u rayanlar n % 90 n n kad n oldu u ve bunlar n yar s n n 18 yafl n n alt nda oldu unu; acil yard m hatt n arayan kad nlardan yüzde 57 sinin fiziksel fliddete, yüzde 46,9 unun cinsel fliddete, yüzde 14,6 s n n aile içi cinsel tacize ve yüzde 8,6 s n n tecavüze maruz kald n ; yap lan bir araflt rmaya göre, fliddet sonucu ölen 40 kad ndan 34 ünün evde öldü ünü, 20 sinin as ld n ya da zehirlendi ini söylemek herhalde katliamlar n ve sömürülerin boyutunu gözler önüne sermemize bir hayli yard mc olmaktad r.

53 Yeni Demokrat Gençlik 53 Bütün bunlar olurken, yani kad n her geçen gün zincirlerine daha da ba ml hale geliyorken; kad nlar n yer almad /alamad bir toplumsal mücadeleden bahsetmek mümkün müdür? Elbette hay r. flte bu nedenledir ki; toplumsal olarak hep ezilen ve ikinci s n f insan olarak geleneksel rollere mahkum edilen; kendi kimli ine yabanc laflma temelinde erkekten güç alan bir duruma gelerek daha da ezik bir konuma düflen kad n, kendi kimli inin yaratt özellikleriyle tafl d devrimci potansiyeli aç a ç kararak özgürleflebilir. Kad n n yaflad sorunlar n daha özgün koflullar ve çözüm yollar içermesi söz konusudur. B rakal m erkeklerle omuz omuza mücadele vermeyi, daha henüz onlar n yan nda konuflamayan, insan yerine konmayan kad nlar vard r. Bu ba lamda kad nlar n ufkunun yine kendini daha kolay ifade edebilece i ve kendini herhangi bir erkekten daha iyi anlayabilecek bir kad n/kad n örgütlülü ünün yard - m yla aç lmas oldukça mümkündür. Ayr ca bir soruna en iyi çözümü, o konuda en yo un çeliflkisi olanlar n bulabilece ini, yak c l n hissetti i oranda çözüme daha çok yaklaflaca n hepimiz pekala biliyoruz. Keza kad n n özgürlük mücadelesinin, yaln z sistemin verili iliflkilerini reddetmekle yeterli olmayaca- ve temelleri derinde yatan ataerkil sisteme karfl mücadelenin daha uzun süre devam edece ini, toplumsal rollerin mücadele içinde de karfl m za ç kabilece inden kaynakl sorunun çözümünde en büyük muhataplar yine kad nlard r. Ayr ca bütün bu sebeplerden kaynakl kad n sorunu, daha özel bir çal flmayla çözüme ihtiyaç duymaktad r. Nitekim bizim örgütümüzde de konferans m zda ald m z karar fl nda komisyon/birim çal flmalar bu sorunun çözümü için oldukça ifllevlidir. Bundand r ki 2 Mart tarihinde yapt m z toplant da karar alt na ald m z kad n komisyonunun çal flma tarz ve ilkeleri fl nda bu birimlerin çal flmalar n, mümkün oldu unca maddi koflullar n yaratma çabas içinde olarak, bafllatmak gerekmektedir. Esas-tali ayr m yla ele ald m z komisyon çal flmalar içinde kad n komisyonlar taliler aras nda temel olarak yer almaktad r. Bunun anlam nitelikli-yeterli bileflim olmamas durumunda dahi bütün gücümüzü esas faaliyet alanlar nda (üniversite, lise ve semt) kurulacak komisyonlar göz ard ederek esas m z kad n komisyonu kurmak olarak belirlemek de ildir. Ancak taliler aras nda yer al yor diyerek koflulu oldu u halde esas komisyon çal flmalar yla kendimizi daraltarak kad n sorununun çözüm yollar n görmezden gelmek de de ildir. Hatta henüz yeterli koflullar olmayan alanlar m zda bu çal flman n bafllat labilmesi için çaba içine girmeli, kad n örgütlenmesi konusunu gündemimize daha çok almal y z. Öyle ki Genç Kad n Buluflmas n n ard ndan belirli alanlarda kad n komisyonlar n n amaçlaflt r lmas tehlikesinin öne sürülerek istekli arkadafllar n elefltirilmesine de dikkat etmeliyiz. S n f mücadelesinde kullan lan ve kullan lacak olan bütün araçlar n yanl fl bir anlay flla amaçlaflmas ihtimali söz konusudur ve nitekim çokça yaflam fl zd r bu durumu. Alanlar n somut koflullar ndan dolay flu aflamada Buluflma da her alanda komisyon kurma yönlü bir karar ç kmasa da toplant n n yap l fl amac da bunun koflullar n haz rlamakt r. Yani biz devrimcilerin; ciddi bir sorun olan kad n sorununun çözümünde büyük bir öneme sahip olan bu çal flma tarz n her yerde ifllevli bir flekilde nas l yürütebilece imizin koflullar n araflt r p uygulamaya çal flmas olumlu olacakt r. Kald ki komisyonu nas l kurabilece imizden öte komisyonu amaçlaflt rmayal m ad alt nda daha tali ve sonraki meselelerin öne ç kar lmas bizi, komisyon kurma talebinde olan genç kad n arkadafllar çekinceye itecek ve prati e girmemizin önünde engel olmaya bafllayacakt r. Mart ay nda bafllatt m z Söz ve Karar Hakk m z çin Örgütlenelim kampanyam z, kad n komisyonlar - m zda daha bir anlaml d r. Sistem içinde en çok inisiyatifleri engellenen kad nlar olmaktad r ve bu ba lamda söz ve yetki hakk için, gençlik katmanlar içerisinde en yo un mücadele yürüten ve yürütmesi gerekenler kad nlard r. Evde, okulda, iflyerinde fikirlerine dan fl lma gere i duyulmad gibi birçok yerde yok gerek sistem gerek toplum taraf ndan say labiliyorlar. Bu nedenle özellikle içinde faaliyet yürüttü ümüz kitle örgütlerindeki kad n komisyonlar nda yer almak, olmayan yerde kurulmas için çaba harcamak kampanyam z n baflar s n olumlu yönde etkileyecektir. Bu sayede gerek kitle örgütlerinde gerekse de YDG içinde kad n sorununun çözümünde kat edece imiz yol; yaflam n her alan nda söz ve yetki alan ndaki inisiyatifimizi elimize alma mücadelemizle paralel ilerleyecektir.

54 54 Yeni Demokrat Gençlik EMPERYAL ST YASA TASARISI: SSGSS AB uyum yasalar çerçevesinde yöneltilen sald - r lar n önemli bir parças n oluflturan SSGSS yasa tasar s esasta çal flmakta olan emekçileri de il, okuyan ve gelece e dair planlar olan biz gençleri hedef almaktad r. Yasa tasar s n n her yönü asl nda 2008 de ifle bafllayacaklar kapsamaktad r. Türkiye nin Bologna Süreci ne girmesiyle zaten k skaca al nan gençler içerisinden zorlu koflullar sonras nda okullar n bitirip ifl hayat na bafllamay baflarabilenler, ç kart lmaya çal fl lan bu yasalar dâhilinde geleceklerini güvence alt na alamayacaklard r. Yasa; sa l k haklar n n gasp, daha fazla prim ödeyerek daha düflük emekli maafl al nmas, dul ve yetimlere tan nan ayr cal klar n törpülenmesi, paras olanlar n daha çok yükseltilip yoksul kesimin uçuruma itilmeye çal fl lmas n n meflrulu unu sa l yor. Bu sald r üzerine Emek Platformu sosyal güvenlik tasar s yla oluflacak hak kay plar n 19 madde alt nda flöyle s - ral yor: 1- Emeklilik için kad nlarda 58, erkeklerde 60 olan yafl s - n r kademeli olarak kad n ve erkeklerde 65 e; prim gün say s 7 binden 9 bine yükseltiliyor. 2- Halen fiili hizmet zamm ndan yararlanan çal flanlar n bu haklar baz sektörlerde ellerinden al n yor. 3- Malullük ve ölüm ayl hak etmek için aranan befl y ll k hizmet süresi 10 y la; 900 günlük prim gün say s ise 1800 e ç k yor. 4- Haz rlanan tasar da ayl k ba lama oran her 360 prim gün say s için yüzde 2 ye indiriliyor. 5- Emekli ayl klar n n hesaplanmas na iliflkin kazançlar n güncellenmesinde kullan lacak katsay n n belirlenmesinde geliflme h z n n (refah pay n n) yüzde 100 ü yerine yüzde 30 u dikkate al nacak. 6- fl kazas ve meslek hastal sonucu yüzde 25 ve daha yüksek oranda sakat kalan çal flanlara ba lanan sürekli ifl göremezlik gelirinin alt s n r kald r l yor. 7- Tasar da alt s n r ayl düflürüldü ünden, özellikle mevsimlik, geçici süreli ve yar zamanl çal flanlar, daha az ayl k alma durumuyla karfl karfl ya kalabilecektir. 8- Çal flan ve ölüm geliri-ayl alan çocuksuz dul efl ayl -, yüzde 75 den, yüzde 50 ye düflürülüyor. 9- Emekli ayl klar n n yükseltilmesinde yaln zca enflasyon oran ndaki art fl dikkate al naca ndan, emekli, dul ve yetimlere refahtan pay verilmiyor. 10- Asgari ücretin üçte biri tutar nda, alt ay süreyle verilmesi kabul edilen süt emzirme yard m, bir defaya mahsus olarak düzenleniyor. 11- Asgari ücretin üç kat tutar nda verilmesi kabul edilen cenaze yard m bu tasar da bir asgari ücret tutar na indiriliyor. 12- Yetim k z çocuklar için ödenmekte olan evlenme yard m (çeyiz paras ) yetim ayl n n 24 kat tutar ndan, 12 kat na düflürülüyor. 13- Çal flanlarla emekli, dul ve yetimlerin yararlanacaklar sa l k hizmetlerine iliflkin tedavi yöntemleri, ilaç ve t bbi malzemelerin miktar ve sürelerinin belirlenme yetkisi kurum yönetimine b rak larak bu konuda bir belirsizlik yarat - l yor. 14- Difl protezlerine yafl s n r getirilerek 18 yafl n doldurmam fl veya 45 yafl ndan gün almam fl kifliler protez bedelinin yüzde 50 sini kendi cebinden ödeyecek. 15- Çal flanlarla emekli dul ve yetimler, özel hastanelerden yararlanmak için sa l k hizmetinin yüzde 20 sini cepten ödeyecek. 16- Sosyal Güvenlik Kurumu nun oluflturaca bir komisyonun belirleyece i tedavi yöntemleri d fl ndakilere, üç kat - na kadar fark ücreti ödenmesi öngörülüyor. 17- Muayene ve tedaviler için flimdilik 2 YTL; protez, ortez ve ilaç bedelleri için yüzde 10 ve yüzde 20 oran nda de- iflen oranlarda kat l m pay ödenecektir. 18- Çal flmas sona eren sigortal lardan, önceki y l içinde 90 gün prim ödeyenlerin kendileri, 120 gün prim ödeyenlerin ise kendileriyle birlikte bakmakla yükümlü oldu u kiflilerin, alt ay süreyle sa l k yard mlar ndan yararlanma hakk kald r l yor.

55 Yeni Demokrat Gençlik 55 Kars ta SSGSS Paneli 25 Mart 2008 Cumartesi günü Kars Sanat Merkezi nde TTB taraf ndan SSGSS konulu bir panel düzenlenmifltir. Panel sunumunda AKP hükümetinin SSGSS ile hedefledikleri, geçmiflten günümüze sa l k sigortas ve sa l k uygulamalar, sa l k ocaklar gibi konular panelistler taraf ndan tek tek irdelenmifltir. Kat l - m n az olmas na ra men soru cevap ve karfl l kl irdeleme fleklinde sunulan panelde AKP hükümetinin SSGSS ile ilgili as l hedefledi i olgunun sa l kta özellefltirme oldu unun genifl bir aç l m yap lm flt r. Ayr ca TTB nin özellikle büyük flehirlerde hükümete karfl bu yasayla ilgili eylemliliklerde oluflan tepkinin nedenleri ve önümüzdeki süreçte TTB nin de içinde bulundu u Emek Platformu nun bundan sonra tepki olarak ortaya koymay düflündü ü her türlü çal flmaya halk m z n genifl kat l m sa lamas gerekti inin ifade edilmifltir. Kars YDG Mersin Üniversitesi nde polis-idare iflbirli i! 5 Mart Çarflamba günü Mersin Üniversitesi de 4 yurtsever ö renci kiflilik sivil polisler taraf ndan okul içerisinden kaç r larak gözalt na al nd. Bu olaydan sonra üniversite ö rencileri olay n oldu u yerde toplanarak rektörlü ün aç klama yapmas için oturma eylemi yapt. Rektörün yapt aç klamada, yaflanan olaylar hofl de il dedikten sonra yaflananlardan haberimiz vard diyerek çeliflkili konuflmas tepkilere neden oldu ve 6 Mart tarihinde eylem karar al nd. Ayr ca 2 yurtsever ö renci otobüsteyken bafllar na silah dayanarak gözalt na al nd, yurtsever ö rencilerin kald evler polisler taraf ndan bas larak arand ve evdekiler darp edildi. 6 Mart Perflembe günü saat te Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi önünde toplanan kitle sloganlar eflli inde Rektörlük binas n n önüne kadar yürüdü. Rektörlük binas önünde yap lan bas n aç klamas nda polis-idare iflbirli inin bir kez daha kan tland na, rektörlü ün çeliflkili ifadeler verdi ini ve kara harekât yla beraber devrimci-demokrat-yurtsever kesimlere yönelik sald r lar n daha da artt na de inildi. Yap lan bas n aç klamas sloganlar eflli inde sona erdi. Mersin Üniversitesi YDG 19- Genel Sa l k Sigortas primlerini devletin ödeyece i kifliler için asgari ücretin üçte biri olarak belirlenen yoksulluk s n r, nas l elde edildi ine bak lmaks z n hanenin tüm gelirlerini dikkate alaca ndan, toplumun büyük bir bölümü sa l k sigortas primi ödemekle yükümlü tutulacak. Yasa, birçok maddesiyle kabul edilece i tarihten sonra ifle girecek gençleri, kendi sosyal güvenceleri olmay p bir yak n n n üzerinden bu haklar n kullanan insanlar ve zaten kay tl istihdam düflük olan kad n emekçileri daha fazla olumsuz yönde etkiliyor. En basit örne i; birçok nedenlerle belirli dönemlerde ifle gidemeyen kad nlar 7000 gün prim gününü doldurmakta zorlan rken 9000 gün ödeyemeyeceklerinden kay t d fl çal flma talebinde bulunmaya sürüklenecek ve ülkenin yar -sömürge kimli inden dolay üretimden kopar larak eve mahkûm edilecektir. Bunun yan nda emekçilerin çal flma koflullar gözönünde bulunduruldu unda -birçok sektörde meslek hastal klar n n görüldü ü, ifl kazalar n n s radanlaflt günümüzde- emekçilerin 9000 ifl gününü doldurabilmeleri gerçeklik d fl d r. Primini doldurabilenlerse oldukça flansl say lacaklar. Yine 6. maddede alt s n r n kald r lmas ak l almaz bir hak gasp yken hâkim s n flar n bunu emekçilerin önüne pervas zca koymalar kabul edilemez bir durumdur. Yasa tasar s - n n sa l kla ilgili olan bölümlerinde ise her fleye ra men büyük çabalarla kazan lm fl haklar n geri al nma çabas bizler taraf ndan bertaraf edilmek zorundad r. Bugün sa l k sigortas birçok ilac karfl lamamakta, SSK l lar özel hastanelerde de tedavi ediliyor görüntüsünde, özel hastanelerin ald klar ücret farklar n n hastanenin inisiyatifine göre de ifliyor olmas hâkim s n flar n sa l a bak fllar n ortaya sermek ve her alanda özellefltirme politikalar - n uygulayabilmek için kendilerine yeni yeni f rsatlar yaratabildiklerini görmek aç s ndan yeterli olmaktad r. Tüm bunlar yaparken de kendilerini yasada saf d fl b rakabilmeyi de baflarmaktalar: meclistekilerin bu yasa d - fl nda tutulmas n yasalarla güvence alt na alma ifllemlerini çok piflkince yapabilmektedirler. Fakat 14 Mart ta gerçekleflen 2 saatlik ifl b rakma eylemi gösterdi ki; asl nda birlikte ve örgütlü mücadele etmek, kendilerini en tepede gören insanlara bile geri ad m att rabilmektedir. Biz gençler de gelece imize sahip ç kma ad na Fransa da, Yunanistan da oldu u gibi eylemliliklere kat lmal ve egemenlerin gözümüze takmak istedikleri pembe gözlükleri elimizin tersiyle itmeyi baflarabilmeliyiz. Sosyal ve ekonomik haklar n, e itimin, sa l k sektörünün al n r-sat l r ve kâr amac güden, sermayenin bir parças haline gelmifl/geliyor olmas n n karfl s nda mücadele etmeliyiz. Marmara Üniversitesi nden bir YDG li

56 56 Yeni Demokrat Gençlik Komünist ustalardan ö renelim! MARKS ZM-LEN N ZM-MAO ZM N TAR H 7 Do u da devrimler Bolfleviklerin önderlik etti i devrimci mücadele dünya ölçe inde nüfuz alan yaratm flt. Devrim Orta ve Uzakdo u nun ezilen halklar na bir ilham kayna yd. ran da ve Çin de milli devrimler geliflmekteydi. Mücadelenin nüfuz alan na ilk dahil olan ran devrimcileriydi. Nitekim Japonya zaferinden sonra ran da bir meflruti monarflinin (anayasal monarfli) kurulmas na Rusya devrimcileri destek olmufltu. Ancak devrim di er taraftan da Rus Çarl n n meflrutiyetle beraber oluflturulan anayasay ve seçilmifl heyeti la vetme giriflimiyle karfl laflmaktan kendini kurtaramad. En nihayetinde, ran da geliflen bu devrimci dönem, iki emperyalist güç (Britanya-Rusya) aras nda da s k fl nca ancak 1911 e kadar sürebildi. ( ) Çin de ise devrim 1911 le beraber Sun Yat Sen önderli inde, Üç lke fl nda yerini al yordu. Bu hareketlilikte de Rus Devriminin aç k izleri söz konusudur. kinci Enternasyonalizm de Sömürgecilik ve Savafl Emperyalizmin krizinin derinleflmesi ve giderek artan savafl tehlikesi ile birlikte sömürgecilik ve savafl konular na olan do ru yaklafl m n ne olmas gerekti i sorunu, enternasyonal devrimci proleter hareket için hayati bir önem arz ediyordu. kinci Enternasyonal de bu konulara iliflkin çok güçlü revizyonist görüfller öne sürüldü.1907 Enternasyonal Kongresinde, Kongre komitesi, yaln zca marjinal bir az nl k taraf ndan karfl ç k lan, sömürgeci politikalar onaylayan bir karar bile ald. Kararda flöyle deniliyordu: Kongre genel olarak sömürgelerin yararl l n n ve gereklili inin -özellikle iflçi s n f için- fazlas yla abart ld n ilan eder. Bununla birlikte, sömürgeci politikalar ilkesel olarak ve daimi olarak reddetmez, çünkü sosyalist bir rejim alt nda bu politikalar insanl n geliflimi için ifle yarayabilir. Savafl konusunda, enternasyonal sol lider Bebel, belirli hiçbir do rultusu ve hareket tarz olmayan mu lak ve belirsiz bir çözüm önerdi. Sadece Lenin ve Rosa Lüksemburg taraf ndan yap lan, emperyalist savafl n kapitalist s n f sisteminin ortadan kald r lmas - n h zland rmak amac yla ele al nmas ve faydalan lmas yönünde bir de ifliklikle bu belirsiz karara net devrimci bir karakter verilmifl oldu. De ifliklik flunlar içeriyordu: E er bir savafl ç kma ihtimali varsa, en etkili yöntemleri kullanarak böyle bir savafl n patlak vermesini engellemek için çaba sarf etmek, enternasyonal sosyalist hareketin de deste ini arkas na alan iflçi s n f ve onun bahsi geçen ülkedeki parlamenter temsilcilerinin görevidir. Ayr ca, öyle ya da böyle, e er bir savafl ç karsa, ivedi bir flekilde engellenmesi için müdahale etmek, savafl n yol açt politik ve ekonomik krizin teflhirini yaparak halklar ayakland rmak ve kapitalist s n f sisteminin çöküflünü h zland rmak da onlar n görevidir. Savafl sorunu üzerine yap lan tart flmalarda, revizyonist liderler, devrimcilerin argümanlar yla yüzleflemiyorlard. Bundan dolay, 1910 Kongresi ve 1912 kinci Enternasyonal Konferans nda Lenin-Lüksemburg taraf ndan yap lan savafl karfl t kararlar n temelini oluflturan de ifliklikleri kabul etmek zorunda kald lar. Ancak sonraki geliflmelerin de kan tlad gibi, Kautsky ve Bebel gibi revizyonistlerin ve sözüm ona merkezcilerin sö-

57 Yeni Demokrat Gençlik 57 mürgeci politikalar konusunda ve de emperyalist savafl konusunda devrimci bir tav r tak nma noktas nda hiçbir gayretleri yoktu. Revizyonist Teorilere Karfl Savafl Savafltan önceki dönem itibariyle, Marksizm, Rus partisi içerisindeki ayd n tabakas n n bir k sm taraf ndan bir di er sald r yla karfl laflt. Stolipin gerileme döneminde, devrimin yenilmesi karfl s nda cesaretleri k - r lan bu entelektüeller, Marksizm i gelifltirmek için bir çabaya girifltiler. Diyalektik Materyalizme sald ran dört kitap, hepsi de Marksist oldu unu iddia eden yazarlar taraf ndan yay mland. Lenin bunlara, 1908 de yaz lan ve 1909 da yay mlanan meflhur kitab, Materyalizm ve Ampriokritisizm de cevap vermifltir. Öncelikli olarak modern idealistlerin gerici fikirlerini teflhir ederken, ayn zamanda Marksizm ve diyalektik materyalizm felsefesine bir girifl özelli i teflkil etmede ve do al bilimler alan ndaki son bulgular üzerine felsefi ç - kar mlar yapma noktas nda oldukça yararl bir eserdi. Bolflevik Partinin teorik dayanaklar n sa lamlaflt r yor ve yeni bilimsel bulgular n fl nda Marksist felsefeyi daha yüksek bir seviyeye tafl - yordu. ( ) Birinci Dünya Savafl ve Sosyal fiovenizm Emperyalizmin yükselme döneminde keskinleflen çeliflkiler savafl için haz rl klar h zland rd. Dengesiz geliflmesinden dolay ngiltere ye, özellikle ABD ve Almanya olmak üzere, di er endüstriyel güçler taraf ndan ciddi bir flekilde meydan okundu. ABD süregelen endüstriyel güç olmufltu fakat ABD nin Amerika k tas na yo unlaflmas onu ngiltere için h zl bir tehdit olmaktan uzaklaflt rm flt. Alman mallar yine de kararl bir flekilde ngiliz mallar n çeflitli dünya pazarlar ndan uzaklaflt - r yordu. Üstelik onun bir Avrupa gücü olmas ngiltere için do rudan bir tehdit olmas n daha çok sa l yordu. Böylece yüzy l n bafl nda bafll ca yar flç lar ngiltere ve Almanya yd. Toplam askeri harcamalar n dörtnala gitmesinden dolay ordunun en son teknolojik kanad olan ve ticaret yollar n n kontrolü için en esas kanat olan donanma fazlas yla ço alt l yordu ve 1885 y llar aras nda 11 milyon pound olarak kalan ngiliz donanma masraflar te dört kat ndan biraz daha fazlas na f rlam flt r, 90 lar n ortas nda 90 milyon mark harcayan Almanya n n masraflar savafltan önce 400 milyon marka yükselmifltir. Düflman bloklar da oluflturulmufltu. Almanya, Avusturya-Macaristan ve talya dan oluflan üçlü ittifak kendi karfl lar na o zaman n Fransa ve Rusya s n alarak 1882 de kuruldu. Alman ve ngiliz çeliflkisi keskinleflti- inden ngiltere, 1907 de Fransa ve Rusya ile birlikte üçlü itilaf oluflumuna kat ld. Savafl esnas nda veya savafltan hemen önce müttefiklerde baz de iflmeler olmas na ra men bu oluflum ana savaflan güçlerdi. talya taraf de ifltirdi, ABD ve Japonya itilaf devletlerine kat - l rken, Bulgaristan ve Türkiye ittifak güçlerine taraf oldu. Her bir ana emperyalist güç baz sömürgelere, pazarlara veya hammadde kaynaklar na gözünü dikmiflti ve sald rmak için bir f rsat kolluyordu ün ortalar nda emperyalist güçler savafl için arad klar sebep oluflmufltu. Habsburg taht n n varisi olan Avusturya arflidükü Ferdinand, 28 Haziran 1914 te bir S rp milliyetçisi taraf ndan öldürülmüfltü. Hemen Avusturya-Almanya ittifak bunu göz diktikleri topraklar üzerinde savafl ilan etmek için sebep gösterdi. Avusturya 28 Temmuz da S rbistan a sald rd, Rusya ona cevap verdi. Almanya bunun üzerine 1 A ustos ta Rusya ya savafl ilan etti, 3 A ustos ta Fransa ve 4 A ustos ta ngiltere savafla girdi. Dünya Savafl kinci Enternasyonal partilerine y llard r erteledikleri çözümlemelerini yerine getirmeleri ve savafl sosyalizm savafl na çevirmek için f rsat sa lad. Fakat bu krizde, oportünistlerin önderli indeki kinci Enternasyonal, Enternasyonalizmin içinde bulunan sahte görünüfllü unsurlardan dolay burjuva milliyetçili inin batakl na kap ld. kinci Enternasyonalin yönetici rolündeki partisi olan Alman Sosyal-Demokratik Parti bu yola girdi. Partinin savafl kredileri konusunda parlamenter oylamadan önce ticaret birli i bürokratlar nca sa lanan ezici ço unluk savafl desteklemiflti. Asl nda onlar 2 A ustos ta iflverenlerle grevin olmad bir anlaflma yapm fllard. Sadece Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg karfl ç kt ; oportunist Kautsky çekimser oy kulland. Devrimci proletarya için kinci Enternasyonal, Alman sosyal-demokratlar n n tüm savafl karfl t önergelerine ihanet ederek ve parlamentoda savafl kredilerine oy vererek (emperyalist savafla destek yönünde oy kulland lar) 4 A ustos 1914 te sona ermifltir. Onlar hemen Fransa, ngiltere, Belçika ve di er ülkelerdeki sosyalistlerin büyük bir k sm izledi. kinci Enternasyonal kendi aralar nda kavga eden sosyal-flovenist partilere parçalanarak son buldu. Devam edecek

58 58 stanbul Yeni Demokrat Gençlik 8 Mart k z ld r k z l kalacak! Kars Kars 8 Mart günü yaklafl k 150 kiflinin kat l m yla saat de flehir meydan nda gerçeklefltirilen bas n aç klamas nda D SK in inisiyatifinde devrimci yap lardan da önerilerin al nd bir bas n metni okundu. Devrimci yap lar meydanda son süreçte Kürt halk na yönelik faflist sald r lar, üniversitemizdeki devrimci demokrat ö rencilere yönelik bask politikas n sloganlarla teflhir etti. Bas n aç klamas alk fl eflli inde bir süre yürünerek sonland r lm flt r. Kars YDG 9 Mart ta Kad köy de gerçekleflen eylemde YDG liler olarak Kad n erkek el ele örgütlü mücadeleye! pankart yla alanda yerini alan Genç-Sen de yürüdük. Eylem boyunca hem ö renci sorunlar na hem de genel sorunlara de inen sloganlar att k. 8 Mart, Kad n olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kad n kurtulmaz! fliar n n vurguland bir gün olma özelli ini tafl - yor olmas yla önemini göstermektedir. stanbul YDG Trabzon Bu y l 8 Mart; YDG, HÖC, ÖEP, Ekim Gençli i nin örgütledi i bir etkinlik ve bas n aç klamas yla kutland. 8 Mart Cumartesi saat de Trabzon HD de yap lan etkinli imize yaklafl k 50 kifli kat ld. Etkinli in ard ndan Meydan Park na geçerek bir tiyatro gösterisi yapt k. Sonras nda Kad n erkek el ele emperyalizme karfl mücadeleye pankart yla bir bas n aç klamas yap ld. 10 Mart Pazartesi günü ayn tiyatro oyununu KTÜ Makine Mühendisli i kantininde gerçeklefltirmek istedik. Okunan fliirden sonra tiyatro bafllad ama bir tiyatroya bile tahammülü olmayan kolluk güçlerinin müdahalesi gecikmedi. Bizler de tiyatro oyunumuzu d flar da gerçeklefltirip sloganlarla eylemimize son verdik. 11 Mart ta bu etkinlikten kaynakl 3 arkadafl m z gözalt na al nd. fade al nmas n n gerekçesiyse aç klamada geçen Kürdü, Laz, Ermeni si, Çerkez i, Alevi si, Sünni siyle kimliklerimizi hedef gösterip üzerimize sald ranlara karfl yine alanlarday z denilmesidir. Trabzon YDG Erzincan 8 Mart Dünya Emekçe Kad nlar günü egemenlerin tüm içeri ini boflaltma çabalar na ra men, emekçi vurgusunu öne ç kararak kutland. Bizler de Erzincan YDG olarak bu y l oluflturulan 8 Mart Kad n Platformu nda yerimizi ald k. lk olarak saat 12:30 da Erzincan E itim-sen flubesi önünden Cumhuriyet Meydan na kadar bir yürüyüfl düzenlendi. Cumhuriyet Meydan na gelindi inde bas n aç klamas yap ld. Bas n aç klamas ndan sonra kitlesel olarak E itim-sen binas na gidildi. Burada kad n sorunlar n anlatan tiyatro gösterimi yap ld ktan sonra 8 Mart etkinli i sona erdi. Erzincan YDG Malatya 8 Mart kutlamak ve direniflte olan TEKEL iflçilerine destek olmak için Malatya da bir yürüyüfl düzenlendi. HD önünde bir araya gelen kitle, burada kortejler oluflturarak davul zurna eflli inde direniflte olan Tekel fabrikas önüne do ru yürüyüfle geçti. Gelen kitleyi iflçiler sloganlar ve karanfillerle karfl lad. Eyleme Malatya YDG de haz rlad Cinsel, ulusal, s n fsal sömürüye son, Kad n erkek el ele örgütlü mücadeleye dövizleriyle kat ld. Malatya YDG Adana 8 Mart günü Adana da Devrimci 8 Mart Platformu nun düzenledi i eyleme yaklafl k 100 kifli kat ld. Akflam saat de bafllayan meflaleli yürüyüflte Cinsel s n fsal ulusal sömürüye son pankart aç larak, k sa bir yürüyüfl yap ld ve ard ndan bas n aç klamas okundu. Adana YDG zmir 8 Mart günü saat 13:00 de Konak Pier önünde Ka-

59 Yeni Demokrat Gençlik 59 d n olmadan devrim olmaz Devrim olmadan kad n kurtulmaz pankart arkas nda toplanan Al nteri ve Partizan okurlar buradan Sümerbank önüne kadar yürüdü. Ellerinde iflçi, köylü, Filistinli, Afganistanl, Irakl, Kürt kad nlar n n ve devrim mücadelesinde ölümsüzlü e u urlad m z kad n flehitlerin resimleriyle yürüyen kitle alana geldi inde devrim flehitleri an s na sayg duruflu yapt ve ard ndan haz rlanan ortak bas n aç klamas okundu. zmir YDG Mersin 8 Mart ta saat 10:00 da Mersin Devlet Hastanesi önünde eylem alan n dolduranlar hep birlikte 8 Mart kad n-erkek elele mücadele günüdür diye hayk rd. Mitingde Partizan n yan s ra Liseli Ö renci Birli- i de paras z e itim ve her türlü bask ya karfl eylemde yerini ald. Miting alan na gelindi inde alanda sayg duruflunun ard ndan 8 Mart n tarihi anlat ld ve halaylar eflli- inde miting bitirildi. Mersin YDG Neden ve nas l yaz yazmal y z? Dergimize çeflitli konular hakk nda yaz yazma konusu birço umuzun ortak s k nt s d r. Toplant lar m zda, birebir görüflmelerde hepimizin karfl laflt bir sorun; ben yazam yorum, kendimi haz r hissetmiyorum, dergideki yaz lar gibi yazamam vb. yak nmalar ya da ço u zaman kendine güvensizliktir. Yak nma ve kendine güvensizlik, devrimciyiz diyen bizlere ait olabilir mi? Bu soruya hepimizin hay r dedi ini duyar gibiyim. Hay r! Çünkü dünyay temellerinden sarsacak bir davaya inan yoruz. Tabii tek bafl na inanmak yeterli de ildir. Halk n duygular n, düflüncelerini, sorunlar n nas l sistemli hale getirip tekrar onlara götürece iz? flte yaz yazma bu araçlardan bir tanesidir. Toplumsal bilincimiz emperyalist-kapitalist sistem taraf ndan yok edilmeye çal fl l yor. flledikleri suçlar n üstünü örtmek için bize haf zas z bir yaflam biçimi dayat l yor. Sürekli bir bilgi kirlili i dayat l yor, üstelik bunu da tan nm fl yazarlar arac l yla yap yorlar. fiöyle bir burjuva yay nlara bakal m; fiyatlar ne kadar ucuz ve ne kadar fazla sayfa var de il mi? Bunlar halk n okunmas için yap lm yor mu? Evet! Halk okusun, fakat ne okuyaca m z bile onlar haber yap p bize sunabiliyor. Bütün bunlar, gerçekleri halktan gizlemek, saltanatlar n n devam etmesini sa lamak için yap yorlar. Burjuva kalemflörler köflelerinde halk sürekli yalanlarla uyutmaya, rkç floven zehri halka empoze etmeye çal fl yorlar. Buna karfl bizlerin de halk gençli ine gerçekleri sürekli bir flekilde anlatmam z, yazmam z gerekmez mi? Yaz nas l yaz l r bunu mu bilmiyoruz (!) kendimizi yeterli mi görmüyoruz, yoksa halk gençli inin ayd nlanmas na katk sunmak m istemiyoruz? Halk gençli inin gerçekleri görüp devrimci olmas n, örgütlenmesini hepimiz istiyoruz. O halde bu tutuklu u aflmam z gerekti i karfl m za ç kmaktad r. Öncelikle flunu bilmeliyiz ki yazma ifli bir al flt rma iflidir; ne kadar bol ve çeflitli konuda düflünürsek o kadar kolay ve güzel yazar z. Yaz yazanlar m z n ço u eminim ilk yazd klar yla flimdiki yazd klar yaz lar aras ndaki fark çok rahat görebiliyordur. lk yaz lar m zda; düflünceler, fikirler da n k ve kar fl kt r, ifadeler net de ildir. Sonraki yaz lar - m zda fikirler birbiriyle uyumlu, anlat m ak c, ifadeler ise daha nettir. Güzel yazmak için acele etmeye gerek yok. Önce bir yazmaya bafllayal m. Yazmak için bir konu belirledikten sonra bu konu hakk nda anlatacaklar m z bütün ayr nt lar yla kafam zda canland rmam z gerekir. Yazmadan önce haz rl k yapmam z yani konunun hangi yönlerini, neden inceledi imizi, gözlem sonuçlar ndan ne bekledi imizi önceden belirlememiz gerekir. Sonra düflünmemiz, k yaslama yapmam z, karar verip, sonucu de erlendirmemiz gerekir. Tabii düflünme için de okuma al flkanl m z n olmas gerekir. Bir roman, gazeteyi, dergiyi, makaleyi okurken; dikkatle, zevkle ve elefltirerek okumam z; düflünce ufkumuzu gelifltirecek, yaz yazmam z kolaylaflt racakt r. Ama henüz iflimiz bitmifl de il, yani gözlem yapmak, düflünmek ve okuyarak yaz yazamay z. Anlat lacak fleylerin kafada canland r lmas ndan sonra bunlar bir s raya, düzene koyma; klasik bir girifl, geliflme ve sonuç plan ç karmam z gerekir. Daha sonra s raya konan duygu ve fikirlerin anlafl l r bir dille yaz lmas na geçebiliriz. Unutmayal m bizler yazmak için yazmay z. Yazd klar m zla halk gençli ine devrimci fikirleri götürmeli, onlar harekete geçirebilmeliyiz. Halk gençli inin bilincine seslenirken ayn zamanda onlar n duygular na, özlemlerine, öfkelerine de seslenmeliyiz. Yaflam n her alan nda oldu u gibi yaz n alan nda da alternatifler yaratmad kça halk gençli ini kazanmam z, onlar harekete geçirmemiz zor olacakt r. Malatya dan bir YDG li

60 60 B E L L E K Yeni Demokrat Gençlik AÇLIK, ÖLÜM, UMUTSUZLUK HER TARAFTAN BANA SESLEN YOR; ÇÖL ONLARI YUTMUfi Bu sözler 1915 te Osmanl mparatorlu u nda görev yapan bir Alman subay olan Armin T. Wegner e ait. Ço u Suriye ve Zor bölgesine sürülen Ermenilerin yaflad klar n belki de en iyi anlatan sözlerdir bu sözler. Dünyada genifl yank lar uyand ran birtak m geliflmeler oldu bu topraklarda. Peki, neler yafland o dönemde? Sadece flimdiki zamanla o dönemi anlamaya çal flmam z yeterli ve do ru olmayacakt r elbette. O döneme gitmek gerekiyor gerçekleri ö renmek için. Dönemin bafl aktörlerinin yaflanan olaylara yaklafl mlar na bakmak gerekir ÖNCES NDE YAfiANANLAR Osmanl aç s ndan 1839 da Gülhane Hatt- Hümayunu ile bafllayan süreçte merkezi daha sa lamlaflt rmak düflüncesi ön plandayd. Bunu en iyi gerçeklefltiren ise Sultan 2. Abdulhamid ( ) idi. Sultan 2. Abdulhamid Müslüman halklar bir arada tutmaya özen gösteriyordu. Bu yüzden de Ermenileri bir tehdit olarak alg - lamaya bafllam flt. Do uda Ermenilerin oluflu, kendi ismiyle an lacak olan Hamidiye Hafif Süvari Alaylar n n kurulmas na neden oldu. Bölgedeki Kürt afliretlerine kurdurulan bu alaylar Ermenileri denetim alt nda tutmak içindi. Çal flmalar na 1890 y l nda bafllanan bu alaylar 1891 de fiilen kurulmufl bulunuyordu. Sultan 2. Abdulhamid in Jön Türkler taraf ndan tahttan indirilmesiyle bu alaylar la vediliyor ve Afliret Hafif Süvarileri ad yla yeniden düzenleniyor. Ancak ifllevinde bir de ifliklik olmuyor. Art k iktidarda ttihat ve Terakki Partisi vard r ve emperyalizmin politikalar do rultusunda Do u Sorunu halledilmelidir. Soyk r m politikas n n (ki sadece Ermenilere yönelik de ildir. Ermeni, Rum ve Süryanilere yöneliktir) temelinde yatan gerçeklik, dönemin emperyalist ç kar dalafllar ve bu ba lamda ngiliz, Frans z ve Rus emperyalistlerine karfl Alman emperyalistlerinin politikalar n n karfl karfl ya gelmesidir. 1. Emperyalist Paylafl m Savafl da sorunun çözümü için gerekli kaos ortam yaratm flt r. Daha savafl n bafllar nda o bölgeyi Ermeni, Rum ve Süryanilerden temizlemek için politikalar na h z verdiler. Toplumda bir Ermeni düflmanl yaratmaya çal flt - lar. Osmanl Ordusunun Rus Ordusundan ald yenilgilerin faturas Ermenilere kesilmiflti. Resmi makamlar n aç klamalar na göre Ermeniler Rus Ordusuna yard m ediyor ve Osmanl y s rt ndan vuruyordu. Bu durumu önlemek içinse Ermeni, Rum ve Süryanilerin Rus s n r boyundan sürülmeleri gerekiyordu. (Oysa onlar tüm Anadolu dan sürülmüfllerdi) ttihatç lar dindar olmamalar na ra men toplumdaki Ermeni düflmanl n t rmand rmak için dini de kullanm fllard r. (özellikle Kürtlerle dindafl olmalar ndan kaynakl Kürtler Hamidiye Alaylar nda kullan lm flt r) Adeta bir nefret kampanyas na bafllan r. Resmi makamlar durmadan Ermenilere güvenilemeyece ini, onlar n kale içindeki hainler oldu unu, toplumu içten içe kemirdiklerini propagandas n yaparlar. Böylece büyük bir felaketin gerçekleflmesi için gerekli olan kaos ortam yarat lm flt r. Nefret kampanyas bir süre sonra sonuç verir ve 1915 fiubat nda Zeytun da ilk çat flmalar bafllar. Zeytun bir sorundur ve çözülmek için Ermenisizlefltirilmelidir. Ermenilerin sürgünü ve muhacirlerin iskan yaflananlar n basit bir asker kaçaklar n n pefline düflmek olmad, derinlerdeki bir Türklefltirme politikas n n görünürdeki küçük bir buzda k sm oldu u flüphesizdir. Mart ay bafl nda Talat Pafla emreder: Ermenilerin harekat ve faaliyetleri tezeyut eden

61 Yeni Demokrat Gençlik 61 menat kda son derece fliddet ve süratle hereket olunmak ve her vakay- müessir ve kat vesait ile mahallinde esbab- vukuyla imha etmek icap eder. ADIM ADIM 24 N SAN 1915 E DO RU Kitlesel bir k y m gerçeklefltirmek için öncelikle o toplumun direnç noktalar n n ortadan kald r lmas gerekir. Bu k y mda da direnç noktalar ndan en dinami i olan gençler; k y m öncesi askere al n rlar. H zl bir flekilde gerçekleflen bu uygulamalar sonucu yaklafl k 300 bin Ermeni askere al n r. Bir süre sonra silahlar ndan ar nd r - larak amele taburlar nda angarya ifller yapt r lan Ermeniler ciddi anlam yla uçurumun k y s na itilirler. 24 Nisan gecesi 250 yi, birkaç gün içinde 2400 ü aflacak bir Ermeni ayd n kitlesini hedef alan polisiye operasyon yap l r. Bu ayd nlar iflkencelerden geçirilir ve ço u da öldürülür. Sa kalanlar ise yine sürgün yollar ndad r. Yap lan bu polisiye operasyonun sebebini Talat Pafla flöyle itiraf eder: Anadolu nun çeflitli yerlerinde sevkiyat bafllay nca, bu stanbul daki Ermeniler aras nda ve özellikle komitelerde büyük heyecan yaratt. Ermeni komitelerinin yönetim merkezi, yani d fl örgütün beyni stanbul da bulunuyordu. Bu flehir ayn zamanda bütün askeri hareketlerin de merkeziydi. Bu uygulamayla Ermenilerin yaflayaca korkunç trajediyi dünyaya anlatacak olanlar ortadan kald r lm fl oluyordu. Bu flekilde Ermeniler hem dünyadan izole edilmifl hem de direnç noktalar k r lm fl oluyordu. Geriye kalanlar yaln zca çocuklar, kad nlar ve yafll lard r. Art k direnifl gösterecek kimsenin kalmay fl ttihatç lar n istediklerini rahatça yapabilmelerinin önünü açm flt r. Hükümet aç - s ndan plan n birinci aflamas baflar yla gerçekleflmifltir. Ermeni, Rum ve Süryani tehciri konvoylar halinde Zor, Suriye, Musul un bat s ve Halep in do usuna do ru h zla yap l r. Kad n, çocuk ve yafll lardan oluflan bu konvoy uzun bir yolculu a ç kart l r. Açl k ve susuzluk insanlar n ço unun sevkiyat bölgelerine ulaflamadan ölmelerine sebep olur. Ayr ca Teflkilat- Mahsusa n n (Gizli servis) adamlar eflk ya k l nda bu konvoylara sald r r ve insanlar yollarda katleder. Üstelik bütün bunlar konvoyu koruyan askerlerin gözleri önünde olur. Sevk bölgesine ulaflanlar ise çöl ortas ndaki toplama kamplar nda açl k, susuzluk ve bulafl c hastal klardan kaynakl ölür. Teflkilat- Mahsusa n n Erzurum merkez sorumlusu Bahaettin fiakir ünlü bir telgraf nda flöyle diyor: Nef i ve tagrip olundu unu bildirdi iniz eflhas- müzirre imha ediliyor mu? Yoksa yaln zca i zam ve sevk mi olunuyor vazihen bildiriniz kardeflim! Yani sürgün etti iniz kiflileri imha ediyor musunuz yoksa sadece sevk mi ediyorsunuz diye soruyor. Baflka bir isme dönelim: Reflit Akif Pafla. fiura-y Devlet Baflkan d r ve bu s fat yla Bakanlar Kurulu üyesidir. Reflit Akif Pafla, Meclis in 21 Kas m 1918 tarihli oturumunda oldukça önemli bir konuflma yapar: güne vas l olmayan kabinedeki hizmeti ahire-i acizanemde muttali (ö renmifl) oldu um baz serair (gizli fleyler) vard r. Bu tehcir emri sureti resmiyyede dahiliye naz r mahuda taraf ndan verilmifl, vilayete tebli edilmifltir. Bu emri resmii takiben ise çetelerin ifay vazife-i mel uneyye flitap etmesi (lanetli vazifeyi bir an önce yapmas ) için merkezi umumi taraf ndan her cihete evamiri menhuse (u ursuz emir) tamim olunmufltur. Binaenaleyh, çeteler meydan alm fl ve mukatele-i zalime (zalimane katliamlar) yüz göstermifltir. Yani Osmanl Devleti nin bir bakan meclis kürsüsünden diyor ki, ben dahiliye nezareti evrak aras nda bölgelere yollanan tehcir emrine paralel imha emrini gördüm te yaflananlar n bir toplu öldürme olay oldu u, baflta Mustafa Kemal olmak üzere, dönemin aktörleri aç - s ndan tart fl lan bir konu bile de ildi. Ana tart flma Türklerin nas l cezaland r lmas gerekti i üzerineydi. (Temel Demirer) Gerçekten de bak ld nda yaflananlar bir kabul edifl var. Mesela 1928 y l nda Genelkurmay Baflkanl - n n Frans zcadan tercüme ettirdi i bir eserde 800 bin Ermeni ile 200 Rum katl ve tehcir yüzünden veya amele taburlar nda ölmüfltür deniliyor. Yine Mustafa Kemal, Amerikal General Harbort ile görüflürken 800 bin Ermenin öldürülmüfl oldu unu söyler. (Rauf Orbay n hat ralar, Yak n Tarihimiz C: 3 sf: 179) 1915 teki kitlesel k y m n ad katliam m yoksa soyk - r m m tart flmalar na gelince, jenosit (soyk r m) kelimesi kinci Dünya Savafl sonras na ait bir kelime oldu u için elbette ki o dönemde kullan lamazd te yaflananlar anlatmak için, katliam, taktil, teb-it, k tal gibi kelimeler kullan l yordu. Yaflananlar n soyk r m olup olmad n anlamak için elbette öldürülen insanlar n say s na bakmayaca z. As l dikkat edilmesi gerekenin kitlesel imhan n sistematik bir flekilde olup olmad - d r. Talat Pafla n n 15 Eylül 1915 te Halep Valisi fiükrü Bey e çekti i telgrafta yaflananlar n ne kadar sistemli oldu u apaç k ortadad r. fiöyle der Talat Pafla: Önlemler ne kadar trajik olursa olsun varl klar ortadan kald r lmal d r. Yafla ve cinsiyete bak lmamal, vicdan muhasebelerine girilmemelidir. Bizler bu ülkenin devrimci gençleri olarak baflta Ermeni soyk r m olmak üzere faflizmin gerçeklefltirdi i tüm katliamlar n hesab n bu düzeni tarihin çöplü üne yollayarak soraca m za bir kez daha söz veriyoruz. Amed YDG

62 62 Yeni Demokrat Gençlik Merhaba sevgili YDG liler. Bu ay dobra dobra içinde bulundu- um ruh halini sizlere anlatmak istiyorum. Geçen ay dergide ç kan yaz mdan sonra baz çok bilmifller beni cahillikle ve politik olmamakla itham ettiler. Yaz m n bir k sm nda de indi- im Polonya Süreci hakk nda bilgi sahibi olmayan bu çok bilmifller o Polonya Süreci de il Bologna Süreci olacakt diyerek bana ukalal k yapt lar. Bu çok bilmifller beni cahillikle suçlarken asl nda kendileri cahilliklerini aç a ç kart - yorlar ama fark nda de iller. Sanki biz Bologna Sürecini bilmiyoruz. Sanki biz bu dergiyi okumuyoruz. Daha ben bu dergide yazmaya bafllamadan önce de YDG ye gönül vermifl birisi olarak genç arkadafllar ma yard mc oluyordum ve politik aç - l mlarda bulunuyordum. Bir gün bizim gençler abi biz bir politik süreç bafllatacaz, bu Yetkin Mühendislik falan hakk nda dediler. Ben de onlara o zaman onay verip izlemeye bafllad m ama daha sonra bakt m ki çok yanl fl yerlere gidiyor konu, hemen bir yaz kaleme alarak bu yasalar n hepsinin Bologna Süreci diye bir sürecin parçalar oldu unu anlatt m. Yani buradan da anlayaca n z üzere Bologna Süreci ni bu örgütte ortaya atan benim zaten. Kendi oluflturdu um politikay bilmeyecek kadar cahil birisi miyim ki ben? Ancak bu Kad n Buluflmas ndaki mevzu baflkayd. Orada erkek arkadafllar n komple düfltü ü durumu anlatan bir süreçten bahsediyordum ben. Bu da geçti imiz ay aç klamaya giriflti im Polonya Süreci ydi. Zaten beni anlayan arkadafllar m Haluk abi üzülme bunlar gençler daha, senin dedi ini yorumlayabilecek kapasiteye henüz eriflemediler diyerek beni rahatlatmaya çal flt lar. Ancak flimdi üzülmedim diyemem. Böyle bir haks zl a maruz kalacak ne yapt m sormak istiyorum. fiimdi sevgili gençler, ben aylard r bu dergide yaz yaz yorum. Evet bir köflem var ama sad k okuyucular m benim köflemi bulabilmek için her ay YDG içerisinde turlamak zorunda kal yorlar. Neden mi? Çünkü her ay yaz m n yay nland sayfa de ifliyor. Mesela Gençli e Notlar 19. sayfa, syan 3 te ve di erleri de ayn flekilde yerli yerinde ama benim yaz m adeta göçebe bir kavim gibi her say baflka bir yere tafl n yor. Hay r hangi ayd hat rlam yorum ama bir keresinde ben kendi yaz m kaybettim dergi içerisinde. Yani o derece bir haks zl kla karfl karfl yay m. Ben bunun nedenini çok iyi biliyorum. lk yaz lar mda biraz kendileriyle u raflt m için onlar da bana KOMPLO! bunu yap yorlar ama YDG içerisindeki tan nm fll m ve destekçilerim sayesinde yaz m komple yay nlamamay göze alam yorlar. flte geçen ay anlatmaya çal flt m resmi YDG anlay fl buydu. Sizler daha toysunuz ama ben biraz ifllerin içine girince hemen fark ettim ki yaz m n her say farkl bir yerde yay nlanmas na neden olan güç, ayn zamanda kad nlar n gözlerine bakamayan gençlere gülen güçtü. Tembellik hakk m z gasp eden yine ayn güçtü. Buradan onlara seslenmek istiyorum: bofluna u raflmay n beni ve destekçilerimi y ld ramazs - n z. Sevgili gençler, ezilenler ile ezenler aras ndaki mücadelenin nas l da artt n eminim ki sizler de görüyorsunuzdur. Mazlum ve emekçi AKP ye karfl aç lan kapatma davas ve dahas bu davan n Anayasa Mahkemesi nde kabul edilmesi beni oldukça üzdü. AKP, seçim dönemleri öncesinde da tt kömür, erzak gibi yard mlarla halk m z n zor zaman nda yan nda olabilmifl, icraatlar yla bizi refaha ç karm fl yak n tarihimizin en iyi hükümetiydi ki zaten rekor oranda ald oy da bunu kan tlamaktad r. Ancak dava üzerine yorum yapmayaca m çünkü sizlerin de bildi i gibi ben çok okunan bir yazar olarak dava sürecini etkilemek istemiyorum. Ama içinde bulundu um ruh halini eminim ki sizler anlayabiliyorsunuzdur. Bu konular derin mevzular oldu u için uzun uzun anlatmak laz m ama malum bana ayr lan yer k s tl. Baz lar 4-5 sayfa farazi konular üzerine yazabilirken benim bu sayfayla s n rland r lmam yap - lan haks zl n boyutu göstermektedir. Neyse yine ayn konuyu açmayaca m. Malum bahar geldi flimdi hepinizin içi k p r k p rd r. Daha fazla sizi de üzmeden yaz m bitirmek istiyorum. Hepinizin gözlerinden öperim. Önümüzdeki ay buluflmak dile iyle.

63 Anket çal flmas ndan örnekler 1. Üniversitenizde al nan kararlara ö rencilerin yeterli katk s n n oldu unu düflünüyor musunuz? 2. Sizi ve gelece inizi ilgilendiren konularda görüfllerinize yeterince baflvuruluyor mu? 3. Ö rencilerin üniversite yönetimi nezdinde kendilerini ifade edebilece i mekanizmalar n yeterli oldu- unu düflünüyor musunuz? 4. Üniversite yönetimine güveniyor musunuz? 5. ÖTK çal flmalar ndan haberdar m s n z? 6. ÖTK seçimlerine kat ld - n z m? 7. ÖTK çal flmalar ndan memnun musunuz? 8. Üniversitedeki sosyal ve kültürel çal flmalar n yeterli oldu unu düflünüyor musunuz? 9. Bir kulübe üye misiniz? 10. Üniversitenizdeki kulüp çal flmalar ndan memnun musunuz? 11. Üniversitenizde ö renci derne i var m? Çal flmalar ndan haberdar m s n z? 12. ÖD çal flmalar ndan memnun musunuz? 13. Bir kulübe veya derne e üye olmay düflünüyor musunuz? 14. Okulda ve yurtta temel gereksinimlerinizi karfl layabiliyor musunuz? Talep-flikayet ve önerilerinizi sorunsuz aktar p, cevap alabiliyor musunuz? 15. fl bulma konusunda umutlu musunuz? 16. Bologna süreci ile ilgili bilgiye sahip misiniz? 17. Üniversitelerde e itim bilimsel tabanl m? Dicle Mersin

64

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ MO Ö renci Üye Kurultay 2004 12 E itimde Eflitsizlik ve Yabanc laflma lker GÜNDEZ Kurultay Sekreteryas

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN Yahya ARIKAN* Meslek yasam z n 20. y l n geride b rak rken,yeniliklerle dolu bir süreci yaflamaktay z. Toplumsal yaflamda ve meslek yaflam m zda sosyal

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 178 2010/20 ISBN No: 978-605-5614-56-0 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Tasar m / Uygulama Referans Medya ve Reklam Hiz. Ltd. Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir. TÜB TAK BAfiKANLIK, MERKEZ VE ENST TÜLERDE ÇALIfiIRKEN YÜKSEK L SANS VE DOKTORA Ö REN M YAPANLARA UYGULANACAK ESASLAR (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Esaslar n amac ; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt

Detaylı

TOPLUMSAL ETK NL KLER

TOPLUMSAL ETK NL KLER 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 8 MART DÜNYA EMEKÇ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS SAVAfiA HAYIR M T NG 398 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 400 STANBUL SERBEST MUHASEBEC MAL MÜfiAV RLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED

Detaylı

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi Amaç MADDE 1 Bu yönergenin amacı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi ne kayıtlı öğrencilerin eğitim, sağlık, spor

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL D ü n y a Ü n i v e r s i t e l e r S e r v i s i Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL BAfiLANGIÇ nsan Haklar Evrensel Beyannamesinin 40. y ldönümünde 6-10 Eylül tarihleri

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu mali ÇÖZÜM 177 GENEL SA LIK S GORTASI LE HAYATIMIZDA NELER DE fiecek? Ali TEZEL* 1-G R fi 1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu ad verilen 5510 say l Sosyal Sigortalar ve

Detaylı

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 23 dönem Çalışma Programında; Oda etkinliklerinin TMMOB örgütlülüğü ile ilişkilendirilerek ortak alanlar

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan 11 NİSAN 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler 4/C'lilerin eylemi TÜRK Büro-Sen öncülüğünde, 4/C'lilerin haklarının iadesi amacıyla ülke çapında eylemler düzenlenmeye başlatıldı.

Detaylı

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan. EVOK Güvenlik, ülkemizde büyük ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetlerine kalite getirmek amac yla Mustafa Alikoç yönetiminde profesyonel bir ekip taraf ndan kurulmufltur. Güvenlik sektöründeki 10 y ll k bilgi,

Detaylı

Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV ISBN No: 978-99-44-234-22-1 Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun Kapak Can Eren Tasar m / Uygulama Referans Ajans Tel: +90.212 347 32 47

Detaylı

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlat n z. Bunu yüreklere yerlefltirmek için elveriflli

Detaylı

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI Haberler 4857 SAYILI fi KANUNU LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI 14 May s 2004 tarihinde Sendikam z Binas Mesut Erez Konferans Salonunda 4857 Say l fl Kanunu le lgili Yönetmeliklerin

Detaylı

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER Merdan ÇALIfiKAN* I. G R fi 1163 say l Kooperatifler Kanunu na göre kooperatiflerin zaruri 3 organ bulunmaktad r. Bunlardan en yetkili

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ 120 kinci Bölüm - Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi 1. ARAfiTIRMANIN AMACI ve YÖNTEM Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi, tüketici enflasyonu, iflsizlik

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) I Dr. Leyla ÇAKICI GERÇEK Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alapl MYO Ö retim Üyesi GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) II Yay n No : 2323 Hukuk Dizisi : 1151 1. Bas - Eylül 2007 - STANBUL 2. Bas - Ekim

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE Sayı :2010/800/ 25.11.2010 Konu : Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararla ilgili görüşlerimiz hk. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE İlgi: 9.11.2010 gün ve

Detaylı

STRATEJ K V ZYON BELGES

STRATEJ K V ZYON BELGES STRATEJ K V ZYON BELGES BEYAZ K TAP S UNUfi Sivil toplum; demokrasi, insan haklar ve hukuk devleti kavramlar n n yerleflmesiyle ilgili taleplerden ekonomiyle ilgili endiflelere kadar sosyal yaflama dair

Detaylı

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

YARGITAY 2. HUKUK DA RES YARGITAY 2. HUKUK DA RES 2674 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 6 Y l 2007 YARGITAY 2. HUKUK DA RES E: 2005/20742 K: 2006/5715 T: 18.04.2006 M RASÇILIK SIFATI M RASIN NT KAL ZAMAN YÖNÜNDEN UYGULANACAK

Detaylı

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Otomasyon Sistemleri E itiminde Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Murat Ayaz Kocaeli Üniversitesi Teknik E itim Fakültesi, Elektrik E itimi Koray Erhan Kocaeli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi,

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER Erol LENGERL / Akis Ba ms z Denetim ve SMMM A.fi. 473 474 2. Salon - Paralel Oturum VIII - Sistem ve Süreç Denetiminde Karfl lafl lan

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ATILIM ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Bu Yönergenin amacı Atılım Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idarî

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas 1 Prof. Dr. Yunus Kishal Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri 4. Bas Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulama Tebli leri

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ 5899 ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 16/4/2012 No : 2012/3073 Yayımlandığı

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

29 Ekim coflkusu. 25-29 Ekim 2008. Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

29 Ekim coflkusu. 25-29 Ekim 2008. Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek 25-29 Ekim 2008 Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek PDF 28 Ekim 2008 Sal Kongrenin perde arkas Çukurova Patoloji Derne i'nin Patoloji Dernekleri Federasyonu ile ortaklafla düzenledi i kongrenin perde

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER OSMANLI VE CUMHUR YET DÖNEM PULLARINDA ANADOLU TÜRK M MARLI I VE M MAR S NAN M MARLIK HAFTASI 2004 SERG LER

M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER OSMANLI VE CUMHUR YET DÖNEM PULLARINDA ANADOLU TÜRK M MARLI I VE M MAR S NAN M MARLIK HAFTASI 2004 SERG LER 4 SERG M MAR S NAN ESERLER NDEN ÖRNEKLER 09/22.04.2004 - Sergi Mimar Sinan n camileri, külliyeleri, köprüleri vb. yap lar n n Y. Mimar Ali Saim Ülgen taraf ndan haz rlanm fl rölövelerinden oluflan sergi,

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR), yüksek öğrenim gören öğrencilere burs ve kredi vermek, yurtlar yaptırmak ve yurt

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 31. OLAĞAN GENEL KURULU

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 31. OLAĞAN GENEL KURULU TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 31. OLAĞAN GENEL KURULU EMO İZMİR ŞUBESİ 30. DÖNEM İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KOMİSYON RAPORU 6 Şubat 2016 Türkiye her 100 bin çalışan başına düşen ölümlü

Detaylı

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya 287 MAKEDONYA E T M S STEM NDE TÜRKLER N KADRO SORUNU VE GET R LEN ÖNER LER Bayramali LUfi Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya Genel olarak Makedonya ve Nüfus Da l m Güneybat Avrupa da Balkan yar

Detaylı

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi ve Personel E itimi Mehmet TOMBAKO LU* Girifl Sürdürülebilir kalk nman n temel bileflenlerinden en önemlisinin enerji oldu unu söylemek abart l olmaz kan s nday m. Küreselleflen

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

BASINDA TEKS F. TÜRK YE TEKST L, ÖRME VE G Y M SANAY fiç LER SEND KASI ve TEKST L SEKTÖRÜ ( )

BASINDA TEKS F. TÜRK YE TEKST L, ÖRME VE G Y M SANAY fiç LER SEND KASI ve TEKST L SEKTÖRÜ ( ) BASINDA TEKS F TÜRK YE TEKST L, ÖRME VE G Y M SANAY fiç LER SEND KASI ve TEKST L SEKTÖRÜ (2007-2011) TEKS F TÜRK YE TEKST L, ÖRME VE G Y M SANAY fiç LER SEND KASI GENEL MERKEZ Ziya Gökalp Cad. Aydo mufl

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ATAÇ Bilgilendirme Politikası ATAÇ Bilgilendirme Politikası Amaç Bilgilendirme politikasının temel amacı, grubun genel stratejileri çerçevesinde, ATAÇ İnş. ve San. A.Ş. nin, hak ve yararlarını da gözeterek, ticari sır niteliğindeki

Detaylı

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti içi disiplin mekanizması (cinsel taciz, aile içi şiddet vs. gibi durumlarda işletilen) AKP CHP MHP BBP HDP Parti içi disiplin

Detaylı

Afyon Kocatepe Üniversitesi Yabancı Dil Hazırlık Sınıfı Eğitim-Öğretim

Afyon Kocatepe Üniversitesi Yabancı Dil Hazırlık Sınıfı Eğitim-Öğretim Afyon Kocatepe Üniversitesi Yabancı Dil Hazırlık Sınıfı Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, Afyon Kocatepe Üniversitesi zorunlu yabancı dil hazırlık sınıfının eğitim-öğretim

Detaylı

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama 21 G R fi Araflt rman n amac na ba l olarak araflt rmac ayr ayr nicel veya nitel yöntemi kullanabilece i gibi her iki yöntemi bir arada kullanarak da araflt rmas n planlar. Her iki yöntemin planlama aflamas

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA B üyükçekmece deki yeni kampüsünü e itim ve ö retime açan, anas n f, ilkö retim, anadolu ve fen liselerini içeren Ç nar Koleji 32 bin metrekarelik alana kurulu

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI I. AMAÇ ve KAPSAM MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI Madde 1. Bu esasların amacı, Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim elemanlarının ulusal ve uluslararası düzeyde

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU EĞİTİM, ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı Ağrı İbrahim Çeçen

Detaylı

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi. 4 Ankara- Baflkent OSB, bir ilk i daha gerçeklefltirdi. Kooperatif olarak örgütlenip, daha sonra organize sanayi bölgesine dönüflen OSB ler aras nda genel kurulunu yapan ilk kurulufl oldu. Sanayi ve Ticaret

Detaylı

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU 26-27.01.2007 stanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu stanbul Barosu stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi STANBUL BAROSU

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri United Technologies Corporation Tedarikçilerden fl Hediyeleri Girifl UTC, malzeme ve hizmetleri bunlar n de erine bakarak sat n al r ve bu süreç içinde hem en iyi de er sa layan fiyat, hem de tedarikçilerle

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MART 2016 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ

Detaylı

İnşaat Mühendisleri Odası Kurum İçi Eğitim Kitabı (1 Eylül 2015) Öğrenci Üye İşlemleri

İnşaat Mühendisleri Odası Kurum İçi Eğitim Kitabı (1 Eylül 2015) Öğrenci Üye İşlemleri 213 Öğrenci Üye İşlemleri 214 Öğrenci üye işlemleri Öğrenci üye işlemleri Öğrenci Üye Yönetmeliği, Öğrenci Üye Sınıf ve Üniversite Temsilcileri ise İMO Öğrenci Üye Örgütlülüğü Sınıf ve Üniversite Temsilciliği

Detaylı

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi ÇÖZÜM Say : 90-2008 KISM SÜREL VEYA ÇA RI ÜZER NE ÇALIfiANLAR LE BU KANUNA GÖRE EV H ZMETLER NDE AY ÇER S NDE 30 GÜNDEN AZ ÇALIfiANLAR 01.10.2010 TAR H NE KADAR YEfi L KART ALAB LECEKLER Mustafa BAfiTAfi*

Detaylı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: - 2008 YILINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TEMELLERİ ATILDI - İLAÇ VE TIBBİ MALZEME KONUSUNDA

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Ö renim Protokolü

Ö renim Protokolü 21 3.3. Ö renim Protokolü ve Kay t Süreci 3.3.1. Ö renim Protokolü Ö renim Protokolü bölüm baflkan veya onun görevlendirdi i bölüm koordinatörü dan flmanl nda ö renci taraf ndan haz rlanan ve de iflimi

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz. - Günlük siyaset acının üstünü nasıl örter? - Gazze yi ve Filistin i içselleştirmek yerine farz olarak görenlerin destansı trajik hali - BM Genel Sekreteri, AKP Kadın Kolları ve Hrant Dink Ortak paydası

Detaylı

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU 2015-2016 EĞİTİM ve ÖĞRETİM YILI MERKEZİ YERLEŞTİRME PUANIYLA YATAY GEÇİŞ İŞLEMLERİ (EK MADDE-1 E GÖRE) ve BAŞVURULARI Yükseköğretim Kurumlarında Ön lisans ve Lisans

Detaylı

1 6/01/2004 tarihli say l Resmi Gazete de yay mlanan ve 01/05/2004

1 6/01/2004 tarihli say l Resmi Gazete de yay mlanan ve 01/05/2004 NfiAAT TAAHHÜT filer NDE VE ÖZEL NfiAATLARDA ASGAR fiç L K B LD R M UYGULAMASINDA SON DURUM ( L fi KS ZL K BELGES ) Recep SEL MO LU Yeminli Mali Müflavir 1 6/01/2004 tarihli 25348 say l Resmi Gazete de

Detaylı

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com NTERNET S TES TANITIMI RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com ran slâm nk lâb n n 25. y ldönümü münasebetiyle hizmete aç lan ran slâm Cumhuriyeti

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (ULUTÖMER) TÜRKÇE KURSU, EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (ULUTÖMER) TÜRKÇE KURSU, EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (ULUTÖMER) TÜRKÇE KURSU, EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1 - (1) Bu Yönergenin

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU

ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU İLERİ ARAŞTIRMALAR ŞUBAT 2016 0 Odamız 15 No.lu Eğitim Meslek Komitesi Üyeleri ve sürücü kursu olarak hizmet veren kuruluşların temsilcilerinin katılımlarıyla

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı