Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr"

Transkript

1 YIKIMLARA KARÞI BÝRLEÞELÝM MÜCADELE EDELÝM! Sultanbeyli de Kentsel Dönüþüme Karþý Halk Toplantýsý Kitle Örgütlerinin Dayanýþmasý, Geleneksel Yaz Pikniðine Taþýndý Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi'nde kentsel dönüþüme karþý halk toplantýsý yaptýk. Mayýsta Yaþam Kooperatifi olarak iki Kitle örgütlerinin her yaz yýldýr bu konu gündemimizde idi. 1 Mayýs a barýnma hakkýmýzýn d ü z e n l e d i ð i g e l e n e k s e l arkasýnda durduðumuzu göstermek üzere katýlmýþtýk. s. 16 dayanýþma pikniði, 26 Aðustos ta düzenlendi. Mayýsta Yaþam Eðitim ve Dayanýþma Kooperatifi, 1 Mayýs Mahallesi; Site, Esenevler, Mustafa Kemal ve Aþýk Anadoluda Yaþam Tüketim Veysel Mahalleleri olarak bölünmüþ, Site ve Esenevler Ümraniye Kooperatifi ve Devrimci 78 liler ilçesine, Aþýk Veysel ve Mustafa Kemal Mahalleleri Ataþehir Federasyonu nun düzenlediði ilçesine baðlanmýþtý. Bu bölünmenin sebebi þu anda daha net p i k n i k, H e y b e l i a d a d a gerçekleþti. s. 16 anlaþýlýyor. s den 2012 ye Ortadoðu da Deðiþmeyenler ve Deðiþenler 1 Mayýs Mahallesi'nde Yýkýmlar s Troçkizm Dosyasý - 5 Stalinizm in somutlaþmasý olarak tarif ettikleri rejimlerin yerinde çoktan beri yeller estiði kendileri tarafýndan defalarca ilan edildiði halde, her türlü baþarýsýzlýðýn faturasýný hala ayný adrese çýkarmaya devam edenlerin çokluðu ibret vericidir. AY L I K K O M Ü N Ý S T G A Z E T E F Ý YAT I : 1 T L ( K D V D A H Ý L ) S AY I : 27 EYLÜL 2012 devamý s te W W W. K O Z O N L I N E. O R G Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr AKP Emekçilere Sus Payý Teklif Ediyor Arap Baharý ndan Kürt Baharý na AKP, batýda yükselebilecek bir mücadele çizgisi karþýsýnda birkaç cephede birden savaþmak zorunda kalmamak için bir takým tertipler hazýrlama peþindedir. Bunlarýn ilki kýdem tazminatýna yönelik saldýrýnýn geri çekilmesi olmuþtur. En son yýllardýr parasýz eðitim için mücadele eden öðrencilerden harç alýnmayacaðýnýn ilan edilmesi gündeme gelmiþtir. Bu adýmlar, bir tür sus payýdýr ve bir rüþvet teklifi olarak görülmelidir. Arap Baharý denen dalganýn Suriye ye sýçramasýyla ve bilhassa Erdoðan ýn ne zamandýr korktuðu gibi sahici bir Kürt Baharý na yerini býrakmasýyla birlikte, AKP nin düþüþ süreci artýk herkesin gördüðü bir gerçeklik haline gelmektedir. Kürtlerin Baas rejiminin Batý Kürdistan dan çekilmesini baþarýyla deðerlendirmesini takiben Erdoðan ýn korktuðu baþýna gelmiþtir. Solun Önündeki Ödev AKP Ýstikrar ý Dinamitlemeye Devam Ediyor Bugünün þartlarýnda AKP nin silahlý silahsýz saldýrýlarý ve tehditlerinin son bulmasý hedefi öne çýkarýlmalýdýr. Emekçilerle ezilenlerin ve onlarýn çýkarlarý için mücadele edenlerin bir savunma çizgisine çekilmeleri en büyük hata olacaktýr. Mevcut durumu istismar ederek mevzileri korumak ve yeni mevziler kazanmak üzere mücadele ederek AKP hükümetini geriletmek için, Kürtlerle dayanýþma ve eylem birliði içinde olarak seferber olmak gerekir. AKP Suriyeli Nusayrileri kýsaca Alevi diye hedef göstermek suretiyle, Malatya örneðinde görüldüðü gibi genel olarak Alevilere yönelik saldýrý ve tehditlerin artmasýna vesile olmuþtur. Böylelikle gerileyen AKP istikrar saðlamak maksadýyla aslýnda istikrarý dinamitleyen yöneliþlerden kendini alamamaktadýr. Alevilere Yönelik Saldýrý Ýstanbul da Protesto Edildi Tutuklanan KESK liler için Eylemler KCK maskesi altýnda yapýlan operasyonlarda 22 KESK üyesi kamu emekçisinin tutuklanmasý üzerine birçok yerde eylemler ve basýn açýklamalarý gerçekleþti. Malatya'da geçtiðimiz hafta içerisinde kimi Alevi evlerine ýrkçý faþist kesimlerce saldýrý gerçekleþmiþti. Bu saldýrýlar Ýstanbul da birçok yerde tepkiyle karþýlanarak protesto edildi. 3 Taksim de Yürüyüþ 4 Ýzmir de Basýn Açýklamasý 4 Kartal da Basýn Açýklamasý Gülsuyu, Tuzla ve Esenyurt eylemlerin gerçekleþtiði yerler arasýndaydý. 3 Malatya Saldýrýsýna Esenyurt'tan Yanýt 4 Tuzla da Basýn Açýklamasý 5 Gülsuyu nda Kitlesel Protesto Haziran, Mücadelemize Iþýk Tutuyor Ýzmir de Kitlesel 2 Temmuz Eylemi Sivas Katliamý nýn yýldönümü olan 2 Temmuz öngelen süreçte pek çok farklý yerelde farklý kurumlar tarafýndan ya da ortaklaþa yerel eylemler düzenlendi. Türkiye iþçi sýnýfý mücadelesi tarihinin büyük ayaklanmasý olarak anýlan Haziran Ayaklanmasý 42. yýldönümünde Ýzmir de çeþitli eylem ve etkinliklerle anýldý. s. 5 Bu eylemlerin yaný sýra 2 Temmuz Pazartesi günü Ýzmir / Konak ta kitlesel bir yürüyüþ ve anma eylemi gerçekleþtirildi. Eylem, Ýzmir Alevi Bektaþi Federasyonu bileþenleri tarafýndan örgütlendi. s. 3 6 Esenyurt ta Panel Billur Tuz Ýþçileri Mücadelelerini Kararlýlýkla Sürdürüyor Ýzmir Çiðli Organize Sanayi Bölgesi nde bulunan Billur Tuz Fabrikasý nda çalýþan 54 iþçi, Tek Gýda-Ýþ Sendikasý na üye olduklarý için 9 Ocak ta iþten atýldýlar. Ýzmir de farklý iþ kollarýnda benzer gerekçelerle iþten atýlan veya direniþte bulunan iþçilerden Savranoðlu Deri Fabrikasý iþçileri, Hugo Boss iþçileri ve Ýzmir Basma Sanayi iþçileri ile birlikte, sýnýf dayanýþmasý temelinde ortak eylemler ve etkinlikler düzenlediler. s.5 KöZ Söyleþileri: 1 Mayýs, Suriye ve Solun Görevleri 1 Mayýs taki siyasal tabloyu, Türkiye de ve Ortadoðu da yaþanan geliþmeleri anlamak ve solun önündeki görevleri tartýþmak için KöZ söyleþileri düzenledik. Söyleþilerde emekçilerin, ezilenlerin en geniþ muhalefet hattýný örmenin imkanlarýný tartýþtýk. 6 Yenibosna da Söyleþi 8 Gülsuyu nda Söyleþi 2 Patron Bir Gün Bile Dayanamadý 6 UYEK Pikniði 7 Sultanbeyli de Dayanýþma 3 Roboski Yürüyüþüne Polis Barikatý 7 Güney Kültür Merkezi Pikniði 7 Yenibosna da Dayanýþma

2 Sayfa 2 KOMÜNiST KöZ Eylül 2012 Tuzla'da özel sayý ve ozalit çalýþmasý KöZ olarak Batý Kürdistan daki geliþmeler ýþýðýnda AKP nin artan ve daha da artacak saldýrýlarýný püskürtmenin yollarýný konuþmak için bir halk toplantýsý yapmak istemiþtik. Ancak Tuzla da bulunan HDK bileþenlerine götürdüðümüz öneri HDK nýn içinde olmadýðýmýz için kabul edilmemiþti. HDK da kendi önüne bir halk toplantýsý koymuþtu. Biz de örgütleyicisi olmasak da 'yapýlacak olan toplantýya katýlabilir ve oradan söylemek istediklerimizi söyleriz' demiþtik. HDK yapacaklarý halk toplantýsýný iptal etti. Biz de bunun üzerine bir söyleþi yapmaya karar verdik. 'Suriye'de Ýç Savaþ ve Türkiye'de Ezilenler' baþlýklý söyleþinin hazýrlýðý için beþ kiþi olarak bulunduðumuz mahallenin farklý yerlerinde çeþitli ozalitler yaptýk. Ozalitlerde þunlar yazýlýydý: 'Mesele mecliste cemevi olunca AKP ve CHP ayný çizgide' 'Kürtlere özgürlük Ortadoðu'ya barýþ' 'Kürtlerin esareti iþçilerin esaretidir' 'Tersanede iþçi, Roboski'de Kürt katili AKP, destekçisi CHP' 'Ne AKP ne CHP / Kurtuluþ ezilenlerin birleþik mücadelesinde' 'Dersim '38'de CHP / Roboski 2012'de AKP / Katliamlarý emekçilerin birleþik mücadelesi durduracak' 'Tutuklu BDP'lilere özgürlük' 'TOKÝ'de sel, tersanede iþ cinayeti / AKP'ye karþý birleþelim mücadele edelim' 'Roboski de köylüleri bombalayan AKP, Kamýþlý'da Kürtleri boðazlamaya hazýrlanýyor / Geçit vermeyelim' 'Tecavüzcüler polis þefi / Ýþte AKP demokrasisi' 'Esad Halep te, AKP Roboski de kendi halkýný bombalýyor'. Ayrýca, Batý Kürdistan daki Devrimci Dalgayý Türkiye ye Taþýmak için AKP'nin Saldýrýlarýna Birlikte Karþý Koyalým' baþlýklý KöZ'ün özel sayýsýný mahallede derneklere, kahvelere, esnaflara daðýttýk. Ayný zamanda yapýlacak söyleþinin ilanýný da daðýttýk. Demokrasi için Kürtlere Özgürlük! Tuzla dan Komünist KöZ Okurlarý Patron bir gün bile dayanamadý! Merhaba! Ben 20 yaþýndan sonra Kürdistan dan Ýzmir e göç etmek zorunda kalan bir kundura iþçisiyim. Mardin de bir bakkal dükkânýmýz vardý. Ama zamanla iþlerimiz kötü gittiði için kapatmak zorunda kaldýk. Babamýz artýk bize Mardin de ekmek olmadýðýný söylüyordu. Göç etmek ile ilgili endiþelerimiz olsa da ailemizin birliði sürerse hiçbir yerde sýrtýmýzýn yere gelmeyeceðini düþünüyorduk. Eþyalarýmýzý kamyona yükledik Ýzmir e geldik. Çocukluðunu Mardin de geçirmiþ biri olarak 20 yaþýndan sonra Ýzmir e taþýndýðýmýzda ortama ayak uydurmakta zorluk çektim. Ýlk zamanlarda babamla birlikte Ege Üniversitesi nin ek binalarýnýn inþaatlarýnda, daha sonra ise tekstilde çalýþtým. O günlerde Ýþkur un bir Avrupa Birliði projesi kapsamýnda açtýðý üç aylýk meslek edindirme kursuna katýldým. Katýldýðým kurs kundura iþinde sayacýlýk kursu idi ve Iþýkkent te veriliyordu. Kursun bitiþi ile birlikte ayakkabý iþverenleri bizleri kapýþtýlar. Ben de gözümü halen çalýþýyor olduðum atölyede açtým. Bir fabrika kadar olmasa da çok sayýda kiþiyi çalýþtýran geniþ bir atölye olan iþyerimizdeki çalýþma koþullarý sitedeki çoðu iþyerine göre daha iyi durumda. Ben 11 saat çalýþýyorum. Bir saatlik yemek molasý ile birlikte 12 saatim sitede geçiyor. Ama sitenin genelinde iþçilerin iþ saatleri belirsizdir. Çift baþý çalýþýldýðý için iþçiler iþ olduðu zaman gece gündüz çalýþýyorlar. Bir iþçi aðabeyimizin sýk sýk söylediði gibi Iþýkkent te ayakkabýlar iþyerlerinin en güzel, en aydýnlýk yerlerinde teþhir edilirken iþçiler ayný iþyerinin karanlýk bodrumunda çalýþýr. Benim çalýþtýðým iþyerinde iyi kötü bir havalandýrma sistemimiz var ama pek çok atölyede bundan bahsetmek mümkün deðil. Pek çok iþçi koþullarýn saðlýklý olmadýðýný bildiði halde çaresizlikten umursamaz bir tavýr içinde. Oysa kullandýðýmýz maddelerden, soluduðumuz havaya kadar bugün karþýlaþtýklarýmýzýn acýsý gelecekte mutlaka çýkacak. Koþullarýn bu kadar aðýr olduðu sitede on binlerce iþçi çalýþýyor. Bine yakýn dükkânýn bulunduðu sitede her dükkânda on iþçinin çalýþtýðýný varsaysak bile en az on bin iþçinin çalýþtýðýný söyleyebilirim. Sitede çalýþan iþçilerin önemli bir kýsmý Kürdistan dan gelenler. Roman iþçi de çok. Benim gördüðüm kadarýyla Manisalý ve Balkan göçmeni de var epey. Tüm bu iþçilerin yüzde doksaný ise sigortasýzdýr. Sadece büyük firmalar sigorta yapýyor. Küçük atölyelerde sigorta yapýlsa dahi iþçinin kazancýndan kesip veriyorlar. Yani küçük atölyelerde sigortasý olan da primlerini kendi maaþýndan ödüyor. Benim çalýþtýðým iþyerinde sabit ücret olduðu için elime geçen parayý az çok biliyorum. Asgari ücretin dýþýnda kalan çalýþmamýzý da parça baþý üzerinden prim olarak alýyoruz. Bu kýsým bordroya elbette yansýmýyor. Tabii sitede bahsettiðim þekilde bir çalýþma istisna sayýlýr. Çünkü iþçiler çift baþý çok düþük ücretlerle çalýþýyor ve çoðu zaman alacaklarýný dahi alamýyorlar. Parça baþý fiyatlarý ise yýllardýr hiç deðiþmeden ayný þekilde duruyor. Arkadaþlarýmla konuþtuðumuz zaman pek Kayýþdaðý'nda örgütlenme doðrultusunda adýmlar Biz, Mayýsta Yaþam Eðitim Kooperatifi Tuzla þubesinde HaziranBiz, Mayýsta Yaþam Eðitim Kooperatifi Tuzla þubesinde Haziran sonunda baþlatýlan Marksist kavramlar seminerlerine katýlan kooperatif ortaklarýndanýz. Seminerler öncesinde KöZ den tanýdýðýmýz arkadaþlarla yaptýðýmýz fikir alýþveriþleri sonucunda, kooperatifte Marksist kavramlarla iliþkili olarak temel sorularýmýza yanýt vereceðini düþündüðümüz seminerler dizisinin baþlatýlmasý gerektiðini düþündük ve her hafta yaklaþýk 25 kiþilik katýlýmla seminerleri gerçekleþtirdik. Bu ihtiyaçla gerçekleþtirdiðimiz seminerler çerçevesinde edindiðimiz yeni fikirler komünist bir partinin en acil ihtiyaç olduðunu düþündürdü bize. Komünist parti kurma ihtiyacý, bizi bir þeyler yapmaya teþvik etti. Özellikle örgütlenmenin gerekliliðini ve önemini daha net kavradýk. Örgütlenmenin yaþadýðýmýz bölgede oluþturulmasý ve geliþtirilmesine dair neler yapabileceðimize iliþkin, aklýmýzdaki fikirleri nasýl hayata geçirebileceðimizi tartýþtýk. Bu fikirler çerçevesinde; Kayýþdaðý dan komünistler olarak ilk yapmamýz gerekenin Mayýsta Yaþam ýn Tuzla þubesindeki ders faaliyetlerinin sorumluluðunu almak olduðuna karar verdik. Bu kararýmýzý destekleyecek biçimde ve örgütlülüðümüzü artýrma yolunda, ikame ettiðimiz Kayýþdaðý'nda (Ataþehir) 'Kapital okumalarý' baþlatmaya karar verdik. Böylelikle hem temel aldýðýmýz Marksist felsefenin inceliklerini tartýþabileceðimiz bir platforma sahip olabileceðiz hem de KöZ'ün tanýnmasýna ve KöZ ün arkasýnda duran çok kiþinin umutsuz olduðunu görüyorum. Koþullarýn deðiþeceðine pek inanmýyorlar. Oysa çalýþma koþullarýmýz deðiþebilir. Ýþçiler birlik olup patronun karþýsýna dikilirse, nasýl bir güç olduðunun farkýna varýrsa çok þey deðiþir. Bundan yirmi gün önce iþyerinde ilginç bir þey yaþadýk. Elimizde yetiþtirmemiz gereken yüklü sipariþler vardý. Patron da destek olmak için klimalý odasýndan çýkýp geldi. Elinden iþ geldiði için arka monte makinesine geçip arka kapattý. Patron çalýþýrken kan ter içinde kaldý. Ertesi gün iþyerine geldiðimizde patronun iþe gelmediðini gördük. Patron çalýþtýðýmýz günün akþamýnda soluðu hastanede almýþ. Bir sonraki gün odasýndan atölyeye indiðinde patronun yüzünde maske vardý. Kullandýðýmýz solüsyon, sarý ilaç gibi kimyasallar patronun astýmýný azdýrmýþ. Bizim yýllar boyunca maruz kaldýðýmýz koþullara ve çalýþtýðýmýz tempoya patron bir gün bile dayanamamýþtý! Ýþte tüm bu koþullarda yaþayacak ve çalýþacak kadar güçlü olan bizlerin bilinçlenip, birlik olursak alamayacaðýmýz hak, deðiþtiremeyeceðimiz þey yok. Ýzmir den KöZ Okuru Bir Kundura Ýþçisi komünistlerin çoðalmasýna zemin oluþturabilme imkanlarýný artýrmýþ olacaðýz. Biz bir örgütten koparak gelmiyoruz. Hepimiz ayrý ayrý, örgütlenme ve parti ihtiyacýnýn gerekliliðini savunuyorduk ve ayrý ayrý durmak yerine örgütlü olarak bu düþüncemizi savunmaya karar verdik. Ayrý ve baðýmsýz bir iddiaya sahip bir örgüt oluþturmadýk fakat devrimci partinin kuruluþ kongresi toplanana dek örgütlü durmaya, birbirimizin sorumluluðunu almaya karar verdik ve bu doðrultuda bir araya geldik. Ve biz diyoruz ki; KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak örgütlü durmak için attýðýmýz bu adýmý ilerleteceðiz. Yaþasýn Komünistlerin Birliði Kayýþdaðý ndan Komünistler Suriye deki geliþmeler ve Antakya'daki eylemlilikler Merhaba arkadaþlar, Sizlere þu anda sözde Arap Baharý'nýn yaþandýðý Suriye nin yanýbaþýndaki sýnýr þehri Hatay dan yazýyoruz. Hatay da emek karþýlýðý verilen ücret oldukça düþük olduðundan birçok aile ya sýnýr ticaretiyle ya da uluslararasý nakliyecilik yaparak geçimini saðlýyor. Suriye de yaþanan çatýþmalar, muhaliflerin yol kesmeleri, sýnýr kapýlarýnýn kapanmasý birçok kiþinin iþsiz kalmasýna ve esnafýn kepenk kapatmasýna yol açtý. Yýllardan beridir ayný þehrin sokaklarýný, pazarlarýný, yollarýný paylaþan farklý din ve milletlerden emekçiler yýllardan sonra kurulan mülteci kamplarý ile birlikte kendilerini ister istemez mezhep çatýþmalarý gündemi içerisinde buldular. Kentin yapýsýný mercek altýna alacak olursak bir tarafta devlet tarafýndan asimile edilen ve devrimciler gözünde sürekli kadro kaynaðý olarak görülen Nusayriler (Arap Alevileri), diðer tarafta genelde sað siyaset tarafýndan örgütlenen Sünni Türk ve Araplar, dýþarýdan nüfus yapýsýný bozmak için getirilen Afganlar ve hoþgörü ortamýnda dini inançlarýný yerine getirebilen Ermeni ve Hristiyanlar bulunuyor Hatay'da. Bunlarýn hepsinin Suriye meselesindeki ortak paydasý savaþýn ekonomik faturasýný birlikte ödemek. Suriye de olaylar ilk patlak verdiðinde bu mesele üzerinde sessizlik ve hareketsizlik vardý. Þubat ayýnda çok kýsa zamanda kitle örgütleri ve siyasetler tarafýndan organize edilmek istenen miting güvenlik gerekçesiyle valilik tarafýndan yasaklandý. Buna raðmen basýn açýklamasý kitlesel katýlýmla birlikte bir yürüyüþe ve mitinge dönüþtü. Kitle kurumlarý ve siyasetler Türkiye nin Suriye ye müdahalesine karþý çýkan ve Suriye halkýnýn kendi kaderini tayin etmesi gerektiði söylemleri ile kortejin ön saflarýnda yerlerini aldýlar. Ancak bunlardan çok en arkadaki baðýmsýz halk korteji sayýsýyla ve rengiyle mitinge damgasýný vurdu. Burada birçok insan hayatýnda ilk defa bir mitinge Suriye bayrak ve flamalarýyla geldi. Antakya da ilk kez bir mitingde Türkçe sloganlardan çok Arapça sloganlar yankýlandý. Bu mitingden sonra Antakya birkez daha sessizliðe büründü. Bir hafta sonra gerçekleþen ÖDP mitingine 800 kiþi bile katýlmadý. Yaz sürecinde baþlayan festivalle birlikte bu konu siyasetler arasýnda panel ve çeþitli etkinliklerde yoðun olarak konuþulmaya baþlandý. Yine de üzülerek belirtelim ki kimi siyasetler böylesine önemli bir meseleyi bile kendi dar çýkarlarý için kullanacak basit etkinlikler organize ediyorlar. Týpký ÖDP mitingi ve baþkalarý gibi (!) Halbuki bu mesele yalnýzca bir siyaseti veya bir kesimi ilgilendirmiyor. Þu anda Antakya da maalesef gündem daha çok dedikodular üzerinden, kaygýlar ve korkular üzerinden insanlar arasýnda tartýþýlýp konuþuluyor. Festivallerle bu konularý daha çok çevrenin birlikte örgütlü þekilde konuþmasýný ve birlikte hareket etmesini önemsedik; elimizden geldiðince bu etkinlikleri desteklemeyi ve içinde olmayý hedefledik. Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz Antakya'dan KöZ Okurlarý KOMÜNÝST KÖZ SÜRELÝ AYLIK SÝYASÝ GAZETE SAHÝBÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ: ÞÜKRÜ DEMÝR YÖNETÝM YERÝ: RASÝMPAÞA MAHAALLESÝ SÜLEYMAN BEY SOKAK NO:6/1 KADIKÖY / ÝSTANBUL. TEL: kozonline@gmail.com WEB SÝTE: / BASILDIÐI YER: ÖZDEMÝR MATBAASI DAVUTPAÞA CADDESÝ GÜVEN SANAYÝ SÝTESÝ C BLOK NO:242 TOPKAPI/ÝSTANBUL TEL:

3 Eylül 2012 Sayfa 3 Ýzmir de Roboski yürüyüþüne polis barikatý Sivas ta yakanlar AKP yi kuranlar Sivas Katliamý nýn yýldönümü olan 2 Temmuz a ön gelen süreçte pek çok farklý yerelde farklý kurumlar tarafýndan ya da ortaklaþa düzenlenen yerel eylemlerin yaný sýra 2 Temmuz Pazartesi günü Ýzmir / Konak ta kitlesel bir yürüyüþ ve anma eylemi gerçekleþtirildi. Roboski Katliamý nýn 6. ayýnda Halklarýn Demokratik Kongresi nin (HDK) çaðrýsý ile 28 Haziran Perþembe günü Fuar Basmane Kapýsý önünde bir araya gelen yaklaþýk 200 kiþi Konak a doðru bir yürüyüþ gerçekleþtirmek istedi. Beyazýt, Halepçe, Sivas, Gazi, Roboski Katliamlarýnýn Faili Devlettir - Halklarýn Demokratik Kongresi, Roboski ve Urfa nýn Sorumlularý Hesap Versin Unutmadýk, Unutturmayacaðýz pankartlarýný taþýyan kitlenin önüne barikat kurularak yürüyüþ yapmasý engellendi. Uzun süren bir bekleyiþin ardýndan polisle sürdürülen görüþmeler sonucunda yürüyüþe izin verilmemesini protesto için oturma eylemi gerçekleþtirildi. Oturma eyleminin ardýndan basýn açýklamasý okundu ve Roboski de devletin gerçekleþtirdiði katliamýn üzerinden geçen altý aya raðmen sorumlularýn ortaya çýkarýlmadýðý vurgulandý. KESK e yönelik tutuklama terörüne, Urfa Cezaevi nde katledilen tutsaklara deðinilen açýklamada mevcut iktidarýn yargýladýðýný iddia ettiði 12 Eylül uygulamalarýný arattýðý vurgulandý. Eylem süresince sýk sýk Katil Devlet Hesap Verecek!, Baskýlar Bizi Yýldýramaz!, Kürdistan Faþizme Mezar Olacak! sloganlarý atýldý. Ýzmir den Komünistler Malatya daki saldýrý Esenyurt ta protesto edildi Malatya'da geçtiðimiz hafta içerisinde kimi Alevi evlerine ýrkçý faþist kesimlerce saldýrý gerçekleþmiþti. Bu saldýrýlar birçok yerde tepkiyle karþýlanarak protesto edildi. Böyle bir protesto da Halklarýn Demokratik Kongresi giriþimiyle, Partizan ve Halkevleri'nin destek verdiði ve bizim de katýldýðýmýz bir eylemle Esenyurt'ta gerçekleþti. Malatya Doðanþehir ilçesine baðlý Sürgü beldesinde tanýdýk bir provakosyon daha yaþanýyor. Geçmiþte Maraþ'ta, Çorum'da, Sivas'ta ve Madýmak'ta yaþananlarý hatýrlatýyor. Senaryo ayný ve oyuncular da geçmiþteki abilerini hatýrlatýyor. Ama þunu bilsinler ki Kürt ve Alevi düþmanlýðý üzerinde yapýlan politik hesaplar tutmayacaktýr. Ýzmir Alevi Bektaþi Federasyonu bileþenleri tarafýndan örgütlenen eylem kitle örgütleri, sendikalar ve siyasal örgütlenmelerin Cumhuriyet Meydaný nda toplanmasýyla baþladý. Ýlk toplanma anýnda katýlým çok yüksek deðilken yürüyüþün baþlamasýna yakýn kitle giderek kalabalýklaþtý. Yürüyüþü sahil þeridinden yaptýrmak isteyen polis ile eylemin düzenleyicileri arasýnda uzun süren tartýþmalarýn sonucunda, kitlenin de giderek kalabalýklaþmasýný göz ardý edemeyen polis, trafiðin en yoðun olduðu bir saatte 2. Kordon Yolu nu trafiðe kapatýp, yürüyüþe açmak zorunda kaldý. Yürüyüþte Alevi Bektaþi Federasyonu nun yaný sýra KESK, HDK, Halkevleri, ÖDP, Partizan pankart açarken; EÖC, Devrimci Hareket, DHF, Alýnteri ve Mücadele Birliði ise Dün Maraþ'ta Bugün Sivas'ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta! pankartý arkasýnda ortak bir kortej oluþturdular. HDK nýn pankartýnda Sivas, Gazi, Roboski; Katliamlarýn Faili Devlettir! þiarý yer alýrken, Ýzmir Alevi Bektaþi Federasyonu nun pankartýnda ise Her Yer Madýmak, Her Her Yanýyor; Unutmadýk Unutturmayacaðýz! sloganý yer alýyordu. Pek çok örgütlenme de yürüyüþe flamalarý ile katýldý. Yürüyüþ boyunca KESK kortejinden aðýrlýklý olarak Faþizme Karþý Omuz Omuza, Sivas ýn Iþýðý Sönmeyecek!, Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek sloganlarý atýlýrken KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak sýklýkla Katil Devlet Hesap Verecek!, Sivas ýn Katili Sermaye Devleti!, Sivas ýn Hesabý Sorulacak! sloganlarýný attýk ve attýrdýk. KESK in karþý karþýya kaldýðý son tutuklama saldýrýsýna karþý kortejden KESK li Tutsaklar Onurumuzdur sloganý atýldý. Bizler de bu slogan sonrasýnda Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük sloganýný attýk. Bunun dýþýnda farklý kortejlerden Sivas ta Yakanlar AKP yi Kuranlar, Sivas Þehitleri Ölümsüzdür sloganlarý atýldý. 2. Kordon dan Konak a kadar süren yürüyüþ Eski Sümerbank önünde sona erdi. Saygý duruþunun ve örgütleyici kurumlar adýna basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan anma etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi. Pek çok kortejde Roboski de devletin giriþtiði katliamla Sivas Katliamý nýn baðýný kuran türden sloganlarýn atýldýðý eyleme üç bine yakýn kiþi katýldý. Sivas ýn Hesabýný Emekçiler Soracak! Ýzmir den Komünistler Eylem Depo / Kapalý Durak denen mevkide 1 Aðustos günü saat 19:00'da gerçekleþti. Yürüyüþlten sonra bir basýn açýklamasý gerçekleþti. Bu eyleme 150 civarýnda bir kitle katýldý. Eylemde Malatya Sivas olmayacak", "Faþizme karþý omuz omuza", "Yaþasýn halklarýn kardeþliði", Kurtuluþ yok tek baþýna ya hep beraber ya hiçbirimiz sloganlarý atýldý. Yapýlan basýn açýklamasýnda taþýnan pankarta þu ifadeler yazýlýydý: 'Bir Olalým Diri Olalým Birlik Olalým / Yeni Çorum, Maraþ, Sivas, Gazi ve Roboski Katliamlarýna Geçit Vermeyelim (HDK)' Basýn açýklamasýnda okunan metinde ise þunlar ifade edildi: AKP iktidarýnýn Suriye politikasýnýn ülke içinde bir mezhep ve etnik çatýþmasýna sebep olacaðýný uyardýk, uyarmaya da devam edeceðiz. Daha önce de Adýyaman, Erzincan ve Didim'de evlere iþaret konmasý tehdidi dün Malatya Doðanþehir'de fiziki bir saldýrýya dönüþtü. Ancak yýllardýr bir arada yaþayan halklarýn arasýnda herhangi bir sorun yaþanmamýþtýr. Yeterki iktidarlarca bir kýþkýrtma tahrik olmasýn. HDK olarak halklarýmýzýn bu oyunu bozacaðýna inanýyoruz. Tüm halklarýmýzý bu tür giriþimlere prim vermemek üzere tam hak eþitliðinde, kardeþçe yaþamak için duyarlýlýða davet ediyoruz. Esenyurt'tan Komünistler KESK li tutsaklar serbest býrakýlsýn KESK Ýstanbul Þubeler Platformu, KCK maskesi altýnda yapýlan operasyonlarda 22 KESK üyesi kamu emekçisinin tutuklanmasý üzerine 28 Haziran günü Galatasaray Meydaný nda toplanarak Taksim e Baskýlar, Tutuklamalar Bizi Yýldýramaz pankartý açarak yürüdü. Yürüyüþ sýrasýnda KESK li tutsaklar onurumuzdur, Gözaltýlar, tutuklamalar, baskýlar / Bizi yýldýramazlar, Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek, Faþizme karþý omuz omuza, KESK li tutsaklar onurumuzdur, AKP den hesabý emekçiler soracak, Zafer direnen emekçilerin olacak, Yaþasýn halklarýn kardeþliði, Biji biratiya gelan, KESK li tutsaklar serbest býrakýlsýn, Gücünüz KESK e yetmeyecek / Emekçiler inatla direnecek sloganlarýný atýldý. Alana gelindiðinde Roboskî Katliamý yla ilgili basýn açýklamasý yapan HDK liler tarafýndan karþýlanan KESK liler basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Basýn açýklamasýný okuyan Hamdi Çelik Yine bir zulüm döneminden geçiyoruz. Kendinden olmayan herkese kin duyanlarýn yarattýðý öfke dalgalarý gözaltý ve tutuklamalarla, 'þafak operasyonlarýyla' girdaba dönüþerek emek ve demokrasi güçlerini boðmaya çalýþýyor. Bütün toplumu ezerek, yakarak kendi kurumaya yüz tutumuþ kemiklerini ýsýtmaya çalýþan bir iskeletler sýnýfýnýn eðlencesine tanýklýk ediyoruz dedi. KESK Genel Baþkaný Lami Özgen ise emekçilerin haklarýnýn gasp edildiðinden ve direnildiðinde de AKP nin baskýlarýn dozunu arttýrdýðýndan bahsederken, mücadelenin meþruluðuna deðinildi.kesk in emek ve halk düþmanlarýnýn hedefinde olduðunu iþaret etti. Basýn açýklamasýnýn devamýnda KESK in sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçasý olduðunu bilen kamu emekçilerinin mücadele örgütü olduðu, hak verilmez, alýnýr þiarýyla hareket edenlerin fiili ve meþru mücadelesinin adý olduðu belirtilirken, KESK in Türkiyeliliðinden bahsedildi. Basýn açýklamasý KESK Türkiyeli dir, KESK onurdur, onurumuzu çiðnetmeyiz diyerek sonlandý. Basýn açýklamasý yapýlýrken açýklama sloganlarla sýk sýk kesildi. Eylemde ilgi çeken nokta HDK Roboski Katliamý yla ilgil basýn açýklamasý yaparken eylemlerin birleþtirilmemesiydi. Birleþmesi gerekirdi çünkü egemenler emekçilere ayrý ayrý vurmuyor. Bu durum HDK nin yönetiminde de yer alan KESK baþkaný Lami Özgen in yahut eylemlerin organizesinde sorumlu olanlarýn ve arkasýnda duranlarýn siyasi basiretsizliðidir. Eylem birliklerinden parti oluþabileceði yanýlgýsý hâlâ Türkiye solu saflarýnda yaygýn ve umutsuz þekilde devam etmektedir. Bu yanýlgýya ve geride býraktýðýmýz süreçte Blok un daralýp HDK'ye evrilip solun çatýsý olma iddasýna karþýn, bahsedilen KESK eyleminde de görüldüðü üzere þu ana kadar saðlýklý bir eylem birliði dahi yürütülememiþtir. HDK den Çatý Partisi ne ilerleyen süreçte parti kurmanýn eylem birlikleriyle yahut masa baþý iþlerle olamayacaðýný; partinin gelenekte, ilke ve amaçlarda birleþmiþ devrimcilerin uzun soluklu faaliyeti sonrasý kurulabileceðini, Bolþeviklerden aldýðý mirasla gören KöZ ün arkasýnda duran komünistler bu gerçeði döne döne ifade edecektir. Ýstanbul'dan Komünistler

4 Sayfa 4 Eylül 2012 Malatya / Sürgü de Alevi evlerine yapýlan saldýrý sonrasýnda Tuzla'daki HDK toplantýsýnda TKP den 'Tuzla Halký olarak bir basýn açýklamasý yapalým' diye bir öneri geldi. TKP basýn açýklamasýnýn günü öneriyi getirdiði günün ertesi günü olarak önerdiði için basýn açýklamasýnýn tüm hazýrlýklarýný (basýn metni, sloganlar, yer ve saat) yaparak gelmiþti. Ortak pankart arkasýnda yürünmesi ve flama ve döviz taþýnmamasý önerildi. HDK da bulunan bileþenler basýn açýklamasýný ortak yapabileceklerini, örgütleyicisi olarak katýlacaklarýný ancak basýn metni üzerinde deðiþiklik yapmak gerektiðini belirtti. Suriye de yaþanan geliþmelerin ve Kürtlere karþý yapýlan baskýlarýn metne eklenmesi gerektiði söylendi. TKP deðiþikleri yapacaðýný söyledi, ancak ertesi gün basýn açýklamasýna kýsa bir zaman kala basýn açýklamasýnýn bu haliyle okunacaðý bildirildi. Basýn açýklamasýna Aydýnlý'da bulunan bütün dernekler çaðýrýldý. Açýklama için Tuzla Endüstri Meslek Lisesi'nin önünde buluþuldu. 'Malatya Sivas Olmayacak, Gericiliðe ve Irkçýlýða Boyun Eðmeyeceðiz - Tuzla Halký' yazýlý pankartýn arkasýnda yaklaþýk 700 kiþi Tuzla sahiline kadar yürüdü. Açýklamada 'Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði', 'Malatya, Sivas Olmayacak', 'Sivas ta Yakanlar, AKP yi Kuranlar', 'Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz' gibi sloganlar atýldý. Basýn açýklamasýný TKP okudu. Basýn açýklamasýný Tuzla Halký'nýn Basýn açýklamasý deðerlendirmesi Malatya da yaþanan saldýrýlar sonrasýnda Tuzla'da bir basýn açýklamasý düzenlendi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan açýklamayý örgütleyen bileþenler, HDK ve TKP olarak bir deðerlendirme toplantýsý düzenlendi. Deðerlendirme toplantýsýna KöZ olarak biz de katýlacaðýmýzý söyledik. Bir aksilik olmayacaðý söylendi. Toplantýya BDP, EMEP, Mayýsta Yaþam, Çalýkaðýl Derneði ve KöZ katýldý. TKP deðerlendirmeye katýlmadý. Toplantý üç tane gündem önerisi ile baþladý: basýn açýklamasýnýn deðerlendirmesi, Kürt sorununda demokratik çözüm üzerine tartýþma toplantýlarý yapma önerisi, KöZ ün Batý Kürdistan da yaþanan geliþmeler üzerine halk toplantýsý yapma önerisi. Basýn açýklamasý önerisini TKP yapmýþtý. Deðerlendirmede açýklamayý 'Tuzla Halký' olarak yapalým diye kabul ettiklerini belirttiler. Basýn metninde birkaç deðiþiklik önerisi yapýlmýþ, TKP de deðiþikliði kabul etmiþti. Sonrasýnda TKP arayýp basýn metnini olduðu gibi býrakma kararýný Yayla Gençliði denilen grubun aldýðýný söyledi. Açýklamanýn bütün hazýrlýðýný TKP yaptýðý için sloganlarda Kürtlerle ilgili ya da Kürtçe hiçbir slogan olmadýðý için öne çýkanýn 'Tuzla Halký' olmadýðý, TKP olduðu söylendi. Bunun dýþýnda açýklamada HDK destekleyen bileþen olacaðýný söylemiþ fakat açýklamada katýlýmcý olduðunu belirttiler. Bu konuda da eksiklik olduðunu söylediler. Biz de KöZ olarak böyle bir basýn açýklamasýnýn katýlým olarak iyi ve moral verici olduðunu söyledik. 'Batý Kürdistan da yaþanan geliþmeler ve tecavüzcü polisin terfi almasý konusu da basýn metninde ve sloganlarda olsaydý iyi olurdu. Bu geliþmeleri nasýl deðerlendirdiðimizi söylemiþ olurduk.' dedik. 'Bu fýrsat kaçmýþ oldu ama önümüzdeki süreçte bu konuda ortak bir halk toplantýsý yapabiliriz' diye belirttik. Önerimizi getirdikten sonra EMEP 'Ramazan ayýnda insanlar oruç tutuyor. Bu yüzden bu dönemde ev ziyaretleri yapalým ve iftar yemekleri verelim. Yapabiliyorsak halk toplantýsý yapalým.' dedi. BDP ise kendilerinin de böyle bir etkinlik yapmak istediklerini ama daha çok 'Kürt sorununda demokratik CHP ye dokunmayan Malatya protestosu düzenlediði söylendi. Oraya katýlan siyasetlerin ise katýlýmcý olduðu söylendi. Açýklamaya TKP, HDK (BDP, ESP, EMEP, Mayýsta Yaþam, Limter-Ýþ), KöZ, Çalýkaðýl Derneði, Karer Derneði, Muþ Vartolular Derneði katýldý. Tuzla da HDK dýþýnda bulunan diðer siyasetlere ve bazý kitle örgütlerine ise haber verilmemiþti. Açýklamanýn içeriði sadece AKP yi vuruyor ancak CHP ye dokunmuyordu. Sivas Katliamý'nda sadece faþistlerin rolü olmadýðý gün gibi ortada iken CHP nin yadsýnamayacak rolünden bahsedilmedi. CHP nin etkisi altýndaki kitleye yine bu partinin imkânlarýný kullanarak ulaþmaya çalýþtýklarý için basýn açýklamasýnda CHP'ye dokunmadan, hatta onu yok sayarak eleþtirmekten çekinildiði gözlendi. Bu yüzden açýklamaya katýlanlarýn çoðunluðu CHP li idi. Açýklamada Batý Kürdistan da yaþanan geliþmelerden de bahsedilmemiþti. Açýklamanýn ardýndan deðerlendirme yapalým denildi. Deðerlendirmeye TKP ve ESP katýlmadý. Deðerlendirmede Kürtlerden bahsedilmemesi ve açýklamanýn Tuzla halký tarafýndan deðil sadece TKP tarafýndan düzenlendiði yönünde eleþtiriler yapýldý. 93 Sivas ta Kemalistler Tuttu, Faþistler Vurdu Ne AKP, Ne CHP, Kurtuluþ Birleþik Mücadelede Tuzla dan Komünistler çözüm ne olmalý' baþlýklý bir toplantý yapmak istediklerini, HDK ile yapmanýn iyi olacaðýný ifade etti. KöZ olarak ' Bugün Batý Kürdistan da yaþanan geliþmeler ýþýðýnda Þemdinli de çatýþmalar var. AKP tedirgin. Ne söyleyeceðini bilmez bir durumda. Biz bugün yaþanan geliþmeleri nasýl tarif ediyoruz, bunu duyuralým. Bu konuyu konuþalým.' dedik. Bu öneri üstüne EMEP tekrar söz aldý. 'Halk toplantýsý yapalým kararý çýkarsa biz de sorumluluk alýrýz' dedi. Bu öneri kabul edildi ancak halk toplantýsýný kimin yapacaðýný konuþmaya gelince orada bir sorun çýktý. HDK daki kurumlar 'bu toplantýyý HDK da bulunanlar ile yaparýz, dýþýnda olan kurumlar ile yapmayýz' dedi. Biz ise 'böyle bir halk toplantýsýnýn örgütleyicisi olmak isteriz' dedik. HDK Genel Merkezi'nde HDK dýþýnda bulunanlarla toplantý yapmama kararý aldýklarýný belirttiler. Biz de 'TKP nin getirdiði öneriyi HDK da kabul ettiniz, neden bunu kabul etmediniz?' diye sorduk. HDK ise TKP nin deðil 'Tuzla Halký'nýn öneri getirdiðini, bu yüzden kabul ettiðini söylediler. Ayrýca bu toplantýnýn HDK yürütme toplantýsý olduðunu söyleyip bize 'burada ne iþiniz var' diye sordular. Biz de 'TKP de HDK da mý yer alýyor, bu dernekler de HDK nýn içinde deðil' dedik. 'Bugün buradaki toplantýnýn basýn açýklamasýnýn deðerlendirme toplantýsý olduðunu biliyorduk; o yüzden geldik' dedik. KöZ olarak bu halk toplantýsýnda olamayacaðýmýzý anladýðýmýz için toplantýdan ayrýldýk. Halk toplantýsý kararý alýndýðý için yine de yapýlacaðýný düþündük. Ancak HDK kararý geri aldý. Bu geri alma kararýný nerede aldýðýný bilmiyoruz. Çünkü çalýþma yürüttüðümüz kitle örgütü HDK nýn içinde yer alýyor ve bu karar kitle örgütünün olmadýðý bir toplantýda geri alýndý. KöZ olarak 'Batý Kürdistan daki geliþmeler ýþýðýnda AKP nin gerilemesinin yolunu nasýl açarýz' diye yapmak istediðimiz bu halk toplantýsý olmayýnca Tuzla da bir söyleþi düzenlemeye karar verdik. Saldýrýlara Karþý Ayrý Dur Birlikte Vur Tuzla dan Komünistler TKP nin hazýrladýðý basýn açýklamasý metni: AKP iktidarýnýn on yýllýk siyasi geçmiþinde bu ülke halklarýný ileriye taþýyan herhangi bir karar bulunmamaktadýr. Daha yakýn zamanda Sivas ýn katillerini, Kemal Türkler'in katilini, 7 TÝP li gencin katillerini salýveren AKP iktidarý birkaç gün önce yaþadýðýmýz Malatya saldýrýsýna ve Ayazaða daki Kürt iþçilere yapýlan saldýrýlara alan açmaktadýr. Kardeþler, AKP iktidarý katillerini birer birer salývermektedir. Bunun siyasi karþýlýðý ise katillere, hýrsýzlara, çetelere, halk düþmanlarýna özgürlük anlamýný taþýmaktadýr. Malatya'nýn Sürgü beldesinde açýkça yaþanan ýrkçý-yobaz saldýrýya ne AKP iktidarýndan ne de devletin kolluk kuvvetlerinden, ne valisinden ne de belediye baþkanýndan herhangi bir ses çýkmamýþtýr. Biz bu senaryoyu 1993 Sivas Madýmak tan biliyoruz. Kör, saðýr, dilsiz görevi üstlenen devlet yetkilileri açýkça Alevi yurttaþlarýmýzý ölüme terk etmiþtir. Medya ise kýþkýrtma, tahrik, tehlike baþlýklarý üzerinden Alevi yurttaþlarýmýza yapýlan saldýrýlarý meþru kýlmýþtýr. Kardeþler, Þunu çok iyi biliyoruz bu ülkede baskýya, zulme, sömürüye maruz býrakanlarýn temsilcileri ne meclisin ceylan derisi koltuklarýnda oturanlardýr ne de medya baronlarýdýr. Burada toplananlar bu ülkenin ilerici, namuslu, onurlu insanlarý kendi sorunlarýmýzýn bu beceriksiz iktidar ve onlarýn yalakalarý tarafýndan çözülemeyeceðini bu olayla birlikte bir kere daha görmüþ olduk. Kardeþler, Yýllardýr bu ülke halklarýn örgütsüzlüðünden fýrsat bilenlere artýk dur yeter deme vakti çoktan gelmiþtir. Onlara biat eden boyun eðen bir halk toplamý olmadýðýmýzý göstereceðiz. Malatya Sürgü'deki Alevi kardeþlerimizin yalnýz olmadýðýný, Ayazaða daki Kürt emekçilerinin yanýnda olduðumuzu ülke genelinde örgütlü eylemlikler ile göstermiþ bulunuyoruz. Bu eylemliklerimiz bir uyarý niteliðindedir. Gericileri, faþistleri ve onlarýn iktidarýný uyarýyoruz: bizleri yakarak, idam ederek, yok sayarak boyun eðdireceðinizi zannediyorsanýz, yanýlýyorsunuz Bedreddinlerden, Pir Sultanlardan, Denizlerden, Sivas'tan, Maraþ'tan Çorum dan tanýrsýnýz bizleri. Malatya'da da boyun eðmedik eðmeyeceðiz. KESK e yönelik devlet terörü Kartal da protesto edildi Geçtiðimiz hafta KESK ve ESP üyelerinin gözaltýna alýnmasý Kartal, Tuzla, Pendik ve Maltepe HDK'nin yaptýðý yürüyüþle protesto edildi. Kartal da City Bank önünde toplanan 200'ü aþkýn emekçi coþkulu bir þekilde Heykel'e kadar sloganlar eþliðinde yürüdü. Bizim de katýldýðýmýz eylemde 10 dakika alkýþlý oturma eylemi yapýlacaðý duyurulunca kýsa bir süre oturma eylemi yapýldý. Okunan basýn açýklamasýnda ise þunlar belirtildi: "23 Haziran tarihinde ESP'ye yönelik bir polis komplosu gerçekleþmiþ ve 8 sosyalist gözaltýna alýnmýþtýr. Tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilen sosyalistlerden 5'i tutuklanmýþtýr. Yine dün 25 Haziran tarihinde Ankara merkezli olmak üzere birçok ilde KESK genel merkezleri ve þubelerine polis baskýnlarý yapýlmýþ, 'Demokratik Emek Platformu üyesi olmak', 'KCK/Türkiye Meclisi içerisinde yer almak' iddiasýyla 71 sendikacý gözaltýna alýnmýþtýr. AKP hükümetinin yapmýþ olduðu bu tutuklamalar ve baskýnlarýn esasen tüm yurttaþlar üzerinde psikolojik baský yaratmak için yapýldýðýný ve bir cadý kazanýnýn kaynatýldýðýný görüyoruz. Buradan HDK Kartal, Tuzla, Pendik ve Maltepe ilçe meclisleri adýna AKP hükümetine sesleniyoruz. Kürt halkýnýn emek mücadelesinin ve tutsaklarýn yanýnda yer alýyoruz ve almaya da devam edeceðiz. Bu operasyonlar bize 1940'larýn Almanya'sýndaki Yahudi avýný, 1990'lar Ruanda'sýndaki Tutsi avýný, 1950'ler Amerika'sýndaki McCarthy dönemini hatýrlatýyor. Size þunu söylüyoruz ki tüm avcýlar gibi bir gün sizde hesap vereceksiniz. KESK, KESK'e baðlý sendikacýlar ve sosyalist siyasetçilere yönelik devlet terörüne son verilsin. Terörle mücadele yasasý ve Özel Yetkili Mahkemeler derhal kaldýrýlsýn." Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler KESK li tutsaklar için Ýzmir de basýn açýklamasý 25 Haziran Pazartesi günü aralarýnda KESK Genel Baþkaný Lami Özgen in de bulunduðu 71 kamu emekçisinin bir þafak operasyonu ile gözaltýna alýnmasý Ýzmir de ayný gün yapýlan refleks bir eylemle protesto edildi. Eski Sümerbank önünde toplanan ve aðýrlýklý olarak KESK e baðlý sendikalarýn mensubu kamu emekçilerinden oluþan kitle Büyükþehir Belediyesi önüne yürüyüþe geçti. KESK Ýzmir Þubeler Platformu nun Susmayacaðýz, Direneceðiz! Baskýlar Bizi Yýldýramaz! pankartý açtýðý yürüyüþte Gözaltýlar, Tutuklamalar, Baskýlar Bizi Yýldýramaz!, Barýþ Ýsteyen KESK e Dokunma!, KESK li Tutsaklar Onurumuzdur!, Faþizme Karþý Omuz Omuza!, Ýnadýna Sendika Ýnadýna KESK! sloganlarý atýldý. Belediye binasý önünde gerçekleþtirilen açýklamada KESK Ýzmir Þubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramis Saðlam hali hazýrda 39 üye ve yöneticisinin hapiste olduðunu hatýrlatarak AKP'nin kendisi gibi düþünmeyen Kürtlerin siyaset yapmasýna tahammül edemediði gibi sendikacýlýk yapmalarýna da tahammül edemediðini vurguladý. Saðlam, AKP sendikal hak ve özgürlükler, barýþ ve demokrasi mücadelesi veren herkesi gözaltýna almaya, tutuklamaya karar vermiþ durumda. Son dönemde örneklerini sýkça görmeye baþladýðýmýz bu tür gözaltý ve tutuklamalarýn demokratikleþme söylemlerinin arttýðý, yeni anayasa tartýþmalarýnýn yapýldýðý, yargý paketleri nin hazýrlandýðý bir dönemde gerçekleþmiþ olmasý dikkat çekicidir diye konuþtu. Açýklamanýn ardýndan 10 dakika boyunca oturma eylemi gerçekleþtirildi. Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük! Ýzmir'den Komünistler

5 Eylül 2012 Sayfa 5 Billur Tuz iþçileri mücadelelerini kararlýlýkla sürdürüyor Ýzmir Çiðli Organize Sanayi Bölgesi nde bulunan Billur Tuz Fabrikasý nda çalýþan 54 iþçi, Tek Gýda-Ýþ Sendikasý na üye olduklarý için 9 Ocak ta iþten atýldýlar. Yine, Ýzmir de farklý iþ kollarýnda benzer gerekçelerle iþten atýlan veya direniþte bulunan iþçilerden Savranoðlu Deri Fabrikasý iþçileri, Hugo Boss iþçileri ve Ýzmir Basma Sanayi iþçileri ile birlikte, sýnýf dayanýþmasý temelinde ortak eylemler ve etkinlikler düzenlediler. Mart- Mayýs sürecinden Haziran a kadar, Ýzmir de baþta Sendikal Güç Birliði olmak üzere DÝSK e baðlý sendikalarýn yaný sýra birçok siyasi parti ve hareketler de direniþteki iþçilerin eylemlerine destek oldular. Biz, Deri Tekstil ve Kundura iþçileri Derneði olarak, HDK Emek Komisyonu bileþenleri ile tüm bu süreçlerde söz konusu eylem ve etkinliklere omuz vererek; Ýzmir de geliþen sýnýf mücadelesinin bir parçasý olmaya gayret ettik. HDK Emek Komisyonu bileþenleri ile Billur Tuz direniþinin iþçi sýnýfýnýn tüm kesimleri tarafýnda duyulmasýný saðlamak ve kamuoyu yaratmak amacý ile neler yapabileceðimizi tartýþtýk. Emek Komisyonu üyesi birkaç arkadaþ, Yörsan iþçilerinin mücadelesini ve Yörsan ürünleri kullanmýyoruz kampanyasýnýn baþarýlý bir kampanya ile Yörsan iþçilerinin haklarýný kazandýklarýn dile getirdi. HDK Emek Komisyonu olarakböyle bir kampanya baþlatýp tüm Türkiye çapýnda söz konusu kampanyayý baþarýya ulaþtýrabiliriz sonucuna vardýk. Billur Tuz kullanmýyoruz kampanyasý kararýndan sonra, 11 Haziran da Bornova Migros önünde kampanya baþlatýldý. Ýzmir in çeþitli ilçelerindeki büyük alýþveriþ merkezlerinin önlerinde Billur Tuz iþçilerinin neden iþten atýldýklarýný, demokratik haklarýný ve taleplerini içeren bildirileri daðýttýk. Her hafta farklý farklý ilçelerdeki alýþveriþ merkezlerinin önlerinde veya meydanlarda basýn açýklamasý yaptýk ve bildiri daðýttýk; basýn açýklamalarý yapmaya ve bildiri daðýtmaya devam ediyoruz. En son Çiðli, Karþýyaka ve Basmane Deri Ýþçileri Kahvesi önünde etkinliklerimizi yaptýk. Karþýyaka Çarþý da yapmýþ olduðumuz etkinliðe ise halkýn yoðun ilgisinin olmasýnýn yaný sýra yürüyüþe katýlarak bildiri daðýtanlar da oldu. Basmane Deri Ýþçileri Kahvesi nin önünde yaptýðýmýz basýn açýklamasý ve eyleme ise deri iþçileri oldukça ilgi gösterdiler. DÝSK e baðlý çeþitli sendikalarýn þube baþkanlarý ve üyeleri de basýn açýklamasý ve eyleme katýlarak destek verdiler. Öðlen arasý olmasý nedeniyle, Ramazan ayý ve aþýrý sýcaktan dolayý kalabalýðýn az olmasýna raðmen deri iþçileri Billur Tuz iþçilerinin haklý mücadelesinin yanlarýnda olduklarýný söylediler. Deri iþçilerinin oturduklarý kahveler ve lokantalarda bildiri daðýtýmlarý yaparak, Billur Tuz iþçlerinin haklý mücadelesini anlattýk. Emek Komisyonu bileþeni arkadaþlarla, iþçilerin çalýþtýðý bölgeyi sokak sokak gezerek, yaklaþýk bin civarýnda bildiri daðýttýk ve ajitasyon çalýþmasý yaptýk. Eylem sona erdikten sonra bir deri iþçisi arkadaþýmýzýn atölyesinde eylem deðerlendirmesi yaparak yemek yedik. Yaptýðýmýz deðerlendirmede, eylemin bugüne kadar yapýlan en iyi eylemlerden bir olduðunu; baþta HDK Emek Komisyonu nun ve Deri Ýþçileri Derneði nin kendi muhataplarý ile birebir temas etmesinin olumlu olduðu belirtildi. Biz de dernek olarak; zaten bileþeni olduðumuz Emek Komisyonu toplantýlarýnda iþçi sýnýfýnýn en dinamik kesimleri arasýnda gördüðümüz sendikasýz, sigortasýz ve kayýt dýþý çalýþan kesiminin örgütlendirilmesi amacý ile yýllardýr mücadele verdiðimizi vurgulayarak bu alanlarýn örgütlenmesinin önceliðinden bahsettik. Bu kesimlerde çalýþan iþçilerin büyük çoðunluðunun Kürdistan dan, baþta savaþ ve ekonomik nedenlerden dolayý gelmek zorunda kalan iþçilerden oluþtuðunu ve bu iþçilerin en aðýr koþullarda, hiçbir sosyal haklara sahip olmadan, en düþük ücretlerle aðýr sömürü altýnda olduklarýný vurguladýk. Söz konusu kesimlerin þimdi de kentsel dönüþüm adý altýnda kondularýnýn baþlarýna yýkýlmasý ile karþý karþýya olduklarýný dile getirdik. Özellikle bu kampanyanýn varoþlarda kendi muhataplarýmýz tarafýndan ve HDK tarafýndan da sahiplenilmesinin anlamlý olacaðýný vurguladýk. Hem de, son zamanlarda týrmanan ve iþçi sýnýfýný bölen þovenizme karþý mücadelede etkili olacaðýný anlattýk. Deri iþçilerinin bölgesinde bu gibi eylemelerin yapýlmasýnda neden ýsrarcý olduðumuz yapýlan bu eylemle anlaþýlmýþ oldu. Emek Komisyonu üyelerinin tamamý yapýlan eylemin oldukça iyi olduðunu söyleyerek moral depoladýlar. Bu kampanya çerçevesinde 30 bin kundura iþçisinin çalýþtýðý Ayakkabýcýlar Sitesi nde bir eylem yapýlmasýnýn öneminden de bahsettik. Ancak bu günlerde ayakkabý iþçilerinin yoðun bir iþsizlik (kesat) dönemi yaþadýðýndan dolayý Site de kimsenin olmamasý nedeniyle kýþlýk sezon baþladýðýnda eylemin yapýlmasý kararý çýktý. Dernek olarak, HDK Emek Komisyonu içerisinde Ýzmir deki ekonomik ve demokratik haklarýmýz için birlikte mücadelenin önemini bir kez daha vurgulayarak iþçi sýnýfýnýn kýsmi deðil, bütünsel çýkarlarý hedefi ile mücadele verilmesinin öneminin farkýndayýz. Bu mücadeleyi büyüterek, ayný zamanda sosyal þovenizme karþý mücadele verme bilinciyle hareket ediyoruz. Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek Yaþasýn Eylemli Sýnýf Dayanýþmasý Kurtuluþ Yok Tek Baþýna ya Hep Beraber ya Hiçbirimiz Ýzmir'den Deri Tekstil ve Kundura Ýþçileri Malatya'daki saldýrýya Gülsuyu ndan kitlesel tepki Ramazan sýrasýnda, AKP nin Alevileri hedef göstererek düþmanlýðý kýþkýrtan tutumu sonucunda Malatya Sürgü de yapýlan saldýrý sonrasýnda Ýstanbul un birçok semtinde olduðu gibi Gülsuyu Mahallesi nde de büyük bir protesto eylemi örgütlendi. KöZ, Halk Cephesi, Partizan, ESP ve Pir Sultan Abdal Derneði nin örgütleyip sahiplendiði eyleme BDP ve kimi HDK bileþenlerinin taraftarlarý da destek verdi. Pazartesi günü Gülensu son duraktan baþlayan eylem Gazi Ayaklanmasý nýn ardýndan ayný bölgede gerçekleþen eylemden sonra en kitlesel protesto olarak dikkat çekti. Eyleme 4 binin üzerinde mahalleli ortak imzalý pankartýn arkasýnda canlý bir biçimde katýldý. Eylemde Gülsuyu uyuma / Malatya'ya sahip çýk, Katil devlet hesap verecek, Faþizme karþý omuz omuza, Yaþasýn halklarýn kardeþliði, Hepimiz Kürdüz / Hepimiz Aleviyiz, Kurtuluþ yok tek baþýna ya hep beraber ya hiçbirimiz, Malatya faþizme mezar olacak sloganlarý atýldý. Roboski deki katliam lanetlendi. Yoldan geçen arabalar ve insanlarýn alkýþlarla destek verdiði eyleme katýlmayanlarýn ilgisi de dikkat çekiciydi. Planlandýðý gibi E-5 düzeyine gelindiðinde basýn açýklamasý yaparak daðýnýlacaðý sýrada polis barikatýyla karþýlaþýldý. Bununla birlikte polisin basýn açýklamasýný 200 metre geride yapma yolundaki dayatmasýný, eylemi örgütleyen ve yürüten komite kabul etmedi ve kitlenin de aktif desteði ile polis geri adým atmak zorunda kaldý. Bu arada polis ile eyleme katýlanlarýn bazýlarý arasýnda zaman zaman gerginliði arttýran davranýþlar olduysa da eylem herhangi bir olumsuzluk yaþanmadan, bilakis hem katýlanlarýn hem de izleyenlerin moralini yükselterek sonlandýrýldý. Eylemi örgütleyen bileþenlerin Salý günü yaptýklarý deðerlendirme toplantýsýnda genel olarak eylem olumlu olarak deðerlendirildi. Bu güçbirliðinin sürmesi yönünde dilek ve öneriler yapýldý; özeleþtiriler ifade edildi. KöZ ün arkasýndaki komünistler olarak eylemin örgütlenmesinde inisiyatif aldýðýmýz gibi eylemde de aktif olarak yerimizi aldýk. Bunun sonuçlarýný daha sonra mahallelilerden gördüðümüz sýcak ilgi ve içinde çalýþma yürüttüðümüz kuruma gelip gidenlerin artmasýyla da gözledik. Alanýmýzdaki devrimci güçlerin eylem birliði bakýmýndan olumlu bir örnek olan bu eylemin baþarýlý bir biçimde örgütlenmesinde bileþenlerin asýl eylemden önce, Pazar günü yaklaþýk 500 kiþilik bir kitleyle sokak aralarýnda dolaþarak mahalleliyi ertesi günkü eyleme çaðýrmasýnýn ve diðer hazýrlýk faaliyetlerinin katkýsý büyük oldu. Kurtuluþ Yok Tek Baþýna ya Hep Beraber ya Hiçbirimiz Yaþasýn Komünistlerin Birliði Gülsuyu ndan Komünistler Haziran ýn mirasý, Ýzmir de anýldý Türkiye iþçi sýnýfý mücadelesi tarihinin büyük ayaklanmasý olarak anýlan Haziran Ayaklanmasý 42. yýldönümünde Ýzmir de çeþitli eylem ve etkinliklerle anýldý. 'Billur Tuz Ýþçileri ile Dayanýþma Bu yýl Ýzmir de DÝSK e baðlý çeþitli sendikalar, Sendikal Güç Birliði, birçok siyasi parti ve siyasi çevrelerin de katýldýðý Haziran anmasý, Billur Tuz grevcileriyle dayanýþma eylemi çerçevesinde gerçekleþtirildi. HDK nin de destek verdiði eylem, Çiðli Organize Sanayi Bölgesi nde 5 aydýr direniþte bulunan Billur Tuz iþçileri ile dayanýþma eylemi olarak gerçekleþtirildi. Yönetim binasý önünde toplanan yaklaþýk 600 kiþilik grup, Billur Tuz fabrikasýnýn önünde bulunan direniþ çadýrýna doðru yürüyüþe geçti. Bir saati aþkýn yürüyüþ boyunca farklý farklý fabrikalarda çalýþan iþçiler iþ býrakarak fabrikalarýn bahçelerine inip alkýþlarla destek verdiler. Eylem boyunca, dayanýþma sloganlarý ve Haziran Ayaklanmasý nýn önemini hatýrlatan ajitasyonlar yürüyüþ güzergahýndaki tüm fabrikalardan duyuldu. Kimi metal fabrikalarýnda çalýþan iþçiler ise iþlerini býrakarak yürüyüþe katýldýlar. Bu yoðun ilgi 40 derece sýcaðýn altýnda bunalan bizleri de hayli heyecanlandýrarak bir nebze de olsa serinletti. Yürüyüþ süresince organize sanayi iþçileri, özellikle tekstil fabrikalarýndaki kadýn iþçiler fabrikalarýn bahçelerine inerek bahçe duvarlarýna kadar gelip alkýþlarla eyleme destek verdiler. Dýþarý çýkamayan iþçilerin kortej geçerken pencerelerden el sallamalarý görmeye deðerdi. Billur Tuz Fabrikasý önüne vardýðýmýzda bin kiþiye ulaþan kortej, direniþteki iþçiler tarafýndan da coþku ile karþýlandý. Direniþ çadýrý önünde sendika þube baþkanlarý Haziran iþçi ayaklanmasý ile bugünkü direniþler baðlamýnda konuþmalar yaptýlar. Konuþmalarda AKP nin iþçi sýnýfýnýn kazanýlmýþ haklarýna dönük topyekûn saldýrýlarýna Haziran direniþi ruhuyla karþýlýk vermeliyiz. Bu yüzden bu direniþleri inançla ve ýsrarla sürdürerek, sýnýf dayanýþmasýný güçlendirmeliyiz dendi. Bu yýl DÝSK e baðlý sendikalarla Sendikal Güç Birliði nin birlikte örgütlediði Haziran Billur Tuz Ýþçileri ile Dayanýþma Eylemi hemen hemen tüm kesimler tarafýndan sýnýf dayanýþmasý adýna olumlu bir örnek olarak deðerlendirildi. Söz konusu eyleme HDK Emek Komisyonu bileþenleri toplam 50 kiþiyi aþkýn bir güç ile destek verdi. Yapýlan deðerlendirmede HDK nin daha fazla katýlým saðlamasý gerekirdi þeklinde öz eleþtiriler de yapýldý. Panel Bu etkinliklerin dýþýnda farklý siyasi yapýlar ve sendikalar da Haziran paneli ve söyleþileri yaptýlar. Biz de HDK Emek komisyonunun aktif bir bileþeni olarak bu etkinliklerde sorumluk aldýk ve katýlým saðladýk. HDK Emek Komisyonu Haziran etkinlikleri arasýnda yaklaþýk 120 kiþinin katýldýðý bir panel ve Ýzmir Basma Sanayi iþçileri ile dayanýþma gecesi düzenledi. Panel, yaklaþýk 4 saat sürdü. Panelde akademisyen Aydýn Arý, TÜMTÝS ten Þükrü Günseli, Söz ve Eylem dergisinden Münir Köymen ve KESK dönem sözcüsü Ramiz Saðlam konuþmalar yaptýlar. Panelde konuþmacýlar Haziran büyük iþçi ayaklanmasýnýn tarihsel ve sosyal arka planýný, dünyada ve Türkiye deki sýnýf mücadelesinin kendiliðinden hareketlerini ve güncel iþçi eylem ve direniþlerini farklý farklý çerçevelerden ele alarak izleyenleri bilgilendirmeye çalýþtýlar. Panelde konuþmacýlar DÝSK in kuruluþunu aktarýrken Haziran da iþçilerin harekete geçirdiði dinamiðin günümüzde de olduðunu sýk sýk vurguladýlar. Konuþmalarda ayný zamanda kapitalizmin krizlerine, emekçi hareketin örgütlenmesinin ve sendikalarýn önündeki engellere de deðinildi. Bornova'da Ýþçi Þenliði Ýzmir de yaklaþýk bir yýlý bulan mücadeleleriyle gündeme gelen Ýzmir Basma Sanayi iþçileri, Ýþhakder üyeleri ile birlikte Bornova Büyük Park ta bir þenlik düzenlediler. Þenliðe direniþteki Savranoðlu deri iþçileri ve Billur Tuz iþçilerinin yaný sýra Sendikal Güç Birliði ve HDK Emek Komisyonu bileþen ve üyeleri de destek verdiler. Yaklaþýk 200 kiþinin katýldýðý þenlikte; Haziran Ayaklanmasý ve çeþitli iþ kollarý ve alanlardaki güncel direniþler hakkýnda konuþmalar yapýldý. Birçok müzik grubunun da sahne alarak destek verdiði þenlikte, Ýzmir Basma Sanayi iþçilerinin haklý mücadelesi ile Haziran da güzel bir dayanýþma örneði sergilendi. Yaþasýn Eylemli Sýnýf Dayanýþmasý Ýzmir'den Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri

6 Sayfa 6 Eylül 2012 Yeni Haziranlar nasýl yaratýlabilir? 10 Haziran Pazar günü Esenyurt'ta bulunan Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði'nde Haziran ile ilgili bir panel gerçekleþtirildi. Panele konuþmacý olarak Ýþçi Gazetesi'nden Aykut Özer, Munzur Pekgüleç ve o dönemi yaþamýþ Ramak iþçisi Celal Altýnbýçak katýldý. '15-16 Haziran Ýþçi Direniþi Yolumuza Iþýk Tutuyor' pankartýnýn asýlý olduðu salonda toplam 25 kiþi vardý. Ýlk konuþmayý Ýþçi Gazetesi'den Aykut Özer yaptý. Özer konuþmasýnda þunlarý belirtti: "DÝSK'in tabanýndaki iþçilerin militan bir mücadele vermeleri yüzünden bu sendikanýn yetkilerini týrpalamak, yani DÝSK'e üye olmanýn önüne ciddi engeller çýkarmak için dönemin Adalet Partisi hükümeti ve muhalefetteki CHP'nin de desteðiyle 1970 yýlýnda meclisten bir yasa geçti. Ama 1970 yýlýnýn 15 Haziran gününde iþçi sýnýfý Ýstanbul'da bu yasaya karþý direniþe geçti ve ilk gün 75 bin iþçi sokaða çýktý. Ýkinci gün DÝSK'li iþçilere Türk- Ýþ'ten iþçiler, iþsizler, devrimci öðrenciler ve gençlik de destek verdi ve bu sayý 150 bini buldu. Olayýn daha fazla büyümesinden çekinen hükümet yasayý geri çektiðini duyurdu. Aykut Özer Haziran eylemi ile ilgili olarak bu eylemin en önemli özelliðinin hem kitlesel oluþu hem de militan bir eylem oluþu olduðu ifade etti. Ayrýca bu eylemin siyasi bir eylem olduðunu, sadece bir takým sendikal demokratik talep için sokaða çýkýlmadýðýný, hükümetin de hedef alýndýðýný ifade etti. Daha sonra Haziran eyleminin içinde yer alan iþçi Celal Altýnbýçak deneyimini ve yaþadýklarýný paylaþtý. Celal Altýnbýçak kendisinin o dönem Alibeyköy / Silahtaraða'da bulunan Rabak Fabrikasý'nda çalýþtýðýný söyledikten sonra çalýþma hayatýnda nasýl bir sorumluluk duygusuyla çalýþtýðýný bir deneyimle örnekledi. Sendikanýn iþçilerden her ay aidat olarak topladýðý Celal Altýnbýçak o dönemi anlatýrken bütün geliþmeleri anlatmaktan çok özellikle kendi fabrikasýndaki geliþmeleri ve bu iþçilerin diðer iþçilerle eylemlerini anlattý: "Olaylar baþlamadan önce bu yasaya karþý sendika bizim fabrikada ve bölgede toplantý yaptý. Eylem iki gün deðil, tam sekiz gün sürdü. Ýþverenler bu eylemden çok korkmuþladý, öyle ki iþçiler eylemde olmasýna raðmen iþveren kamyonla iþçilere yemek daðýtýyordu." Celal Altýnbýçak Haziran eylemini örgütlediði ve katýldýðý için üç defa idamla yargýlandýðýný; üç ay ceza evinde yattýðýný ama tüm bu mücadelesinden asla piþmanlik duymadýðýný ifade ederek konuþmasýný bitirdi. Son konuþmacý Munzur Pekgüleç'ti. Munzur Pekgüleç 12 Eylül sonrasý iþçi sýnýfýnýn kimi eylemliliklerini ve örgütlenmelerini anlatýrken Kazlýçeþme deri iþçilerinin örgütlenme deneyimini, Netaþ grevini ve 89 Bahar Eylemleri ile kamu emekçilerinin 90larýn ilk yarýsýndaki çýkýþýný aktardý. Bu eylemlerin kimilerin de sendika bürokrasisinin oynadýðý uðursuz rolden bahsetti. Þimdilerde ise irili ufaklý birçok direniþeylemin olduðunu ama bu tekil iþçi direniþlerinin birleþtirilemediðini (TEDAÞ, Hey Tekstil, Çapa, THY örneklerinde olduðu gibi), ayrýca sermaye sýnýfýnýn abuk subuk gerekçelerle grev yasaklarý getirdiðini, bu saldýrýlarýn ancak birleþik bir mücadele hattýyla püskürtülebileceðini ifade etti. Panele katýlan bir yoldaþýmýz söz alarak KöZ adýna bu konuda görüþlerimizi ifade etti: "Yeni Haziranlar nasýl yaratýlabilir? O dönem iþçi sýnýfýnýn bileþimi ve yapýsý ile þimdiki yapýsý çok farklý. Tarýmda makinalaþmayla birlikte kýrdan þehre göçün yaþandýðý ve buna paralel sanayileþmenin yaþandýðý o dönemki üretim süreci þimdiki gibi bölünüp parçalanmamýþtý. Þimdi ise esnek üretim, taþeronlaþtýrma uygulamalarýyla sendikasýzlaþma artmýþ ve örgütlenme zorlaþmýþtýr. Bugün o döneme göre þöyle önemli bir fark da bulunmaktadýr: devletin Kürt halkýna karþý sürdürmüþ olduðu haksýz savaþýn bir sonucu olarak ve kimi tarým politikalarýyla 90'lý yýllardan sonra milyonlarca Kürt, batýya özellikle büyük metropollere göç ederek yeni bir iþçi sýnýfý oluþmuþtur. Bu emekçiler her yýl Newrozlarda alanlara çýkmaktadýr ve her yýl 1 Mayýslara daha güçlü katýlmaktadýr. Bu önemli dinamiði sýnýf hareketinin bir parçasý olarak görüp iþçi sýnýfýnýn diðer kesimleriyle buluþturarak AKP'nin ve onun devletinin tüm emekçilere ve ezilenlere yönelik saldýrýlarýný nasýl püskürtmek gerekir? Bunu düþünmeliyiz." Esenyurt'tan Komünistler Batý Kürdistan daki devrimci dinamiði Türkiye ye taþýyalým 10 Aðustos'ta, çalýþma yürüttüðümüz alanda son dönemde Ortadoðu ve Suriye'de yaþanan siyasal olaylarý ve solun görevlerini anlamak için bir söyleþi organize ettik. Söyleþi, yoldaþýn yaptýðý sunumla baþladý: "AKP zayýflýyor, zayýfladýðý için saldýrganlaþýyor. Saldýrganlaþtýkça daha da itibarsýzlaþýyor seçimlerden AKP'nin güçlenerek çýktýðý söylendi. Biz KöZ olarak aksini iddia ettik: AKP, anayasayý deðiþtirmek için yeterli sandalyeye sahip deðil, Meclis'te yasalarý çýkabilmek için CHP yle uzlaþmak zorunda. Öte yandan AKP sürekli kavga halinde; her kesimle kavga ediyor. Türkiye solu mevcut siyasal gündemi yanlýþ deðerlendiriyor, yanlýþ kavrýyor Mayýs'ýnda bir zafer tablosu çizildi. 1 Mayýs kalabalýk ve kitleseldi fakat bu kalabalýk apolitik bir kitleydi. Geçen 1 Mayýs'ta mevcut politik siyasal gündeme müdahale edilemedi. Burjuva basýnda 1 Mayýs sonrasý yansýtýlan bayram havasý da 1 Mayýs'ýn burjuvazi için istenilen þekilde geçtiðini göstermektedir. 1 Mayýs'ta Roboski ile iþ cinayetlerinin hesabý sorulamadý. Ýþ cinayetlerini gündem edenler Roboski Katliamý'ný es geçtiler. Roboski Katliamý'ný gündem edenler iþ cinayetlerini Türkiye soluna havale ettiler. Roboski Katliamý ile iþ cinayetleri arasýndaki bað kurulup bu gündemler 1 Mayýs'ýn ana gündemi haline getirilemedi. Böylelikle birleþik bir mücadele hattý saðlanamamýþ oldu. 1 Mayýs'tan sonra Suriye gündemimize girdi. Suriye de yaþanan olaylar AKP'nin daha da sýkýþtýðýný, sýkýþacaðýný göstermektedir. Batý Kürdistan da fiili bir yönetim oluþtu. AKP Ortadoðu da bir bataklýða düþmüþ durumda. Böyle bir durumda komünistlerin görevi 'savaþý nasýl durdururuz'dan ziyade 'mevcut durumdan nasýl yararlanýlacaðýný düþünmek'tir. AKP zayýflarken yerine onun yedek lastiðinin geçememesine yönelik bir plan yapmak ve buna göre siyaset yapmak gerekir. Batý Kürdistan'da yaþanan devrimci dalgayý Ýstanbul a, Ankara'ya, Türkiye metropollerine taþýmak gerekir. Burjuvazinin asýl korkusu da budur: Güney'deki devrimci dalganýn metropollere taþýnmasýdýr. Devrimci bir parti olmadan devrimci bir siyaset yapmak elbette mümkün deðildir. Hali hazýrdaki sorunlar elbette bir devrim sorunudur. Fakat mevcut sorunlarýn bu düzende çözülemeyecek olmasý bu sorunlarla ilgilenilmeyeceðini, bunun için siyaset yapýlmayacaðý anlamýna gelmez. Yürüttüðümüz siyasal faaliyet, parti öncesi bir siyasettir. Bu faaliyet ile kendimizle diðer akýmlar arasýnda ayrým çizgilerini çekmek, bu ayrým çizgileriyle kendi muhataplarýmýzý yaratmak gayretindeyiz. Önümüzdeki dönemde Alevilere, Kürtlere, emekçilere karþý saldýrýlarý, Batý Kürdistan'daki geliþmelere baðlayacak, 'Batý Kürdistan'a saldýrýya hazýrlananlar içeride evimizi yýkanlardýr' diyen bir hat izlemek gerekir. Ancak bu þekilde soyut bir mücadele ve dayanýþma vurgusundan çýkýlýr ve gerçek bir birleþik mücadelenin önü açýlýr ve olanaklarý artar. Böyle ortak bir mücadeleyle þovenizme ve milliyetçiliðe karþý mücadele edilebilir. Batý Kürdistan'daki mücadele dinamiðini buraya taþýma sorumluluðunu almadan ortak bir mücadele hattý örmenin ve þovenizme karþý mücadele edebilmenin imkâný ve yolu yoktur. Solun asýl görevi kendi örgütsel sorunlara boðulmak deðil, birleþik bir mücadele için emekçilerin ezilenlerin en geniþ eylem birliðini saðlamak olmalýdýr. Bu da BDP nin merkezinde olduðu bir savunma hattýyla saðlanabilir. Ýçinden geçilen dönemde solun asýl yapmasý gereken þovenizme ve sosyal þovenizme karþý Kürdistan'daki devrimci dinamiði tereddütsüz sahiplenerek ezilenlerin en geniþ eylem birliðini kurmaktýr." Sunumun ardýndan söyleþi soru-cevap kýsmýyla devam etti. Bu kýsýmda emekçilerin en geniþ eylem birliðini yaratmak için neler yapýlmasý gerektiði tartýþýldý. Söyleþiye 8 kiþi katýldý. Beklediðimiz katýlým olmasa da uzun bir zamandan sonra gerçekleþtirdiðimiz söyleþi verimli geçmiþ oldu. Söyleþilere ve çalýþma yürüttüðümüz alanda gazetenin görüþlerini daha düzenli anlatmaya devam edeceðiz. Yaþasýn Komünistlerin Birliði! Yenibosna'dan Komünistler Emekçilerin deneyimleri Umut Yeþerende Emek Kolektifi nin pikniðine taþýndý Ýçerisinde çalýþma yürüttüðümüz Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði'nden Ýþçilerin Sesi gazetesinin okuru olan arkadaþlar 8 Temmuz'da Umut Yeþerende Emek Kolektifi nin (UYEK) bir pikniðinin olduðunu; derneðin de bu pikniðe katýlacaðýný söylediler. Biz de hem bu dernekte çalýþma yürüttüðümüz için hem de UYEK'te yer alan kurumlarýn çalýþmalarýný deneyimlerini daha yakýndan görmek için bu pikniðe katýlma kararý aldýk. Pikniðe ayrýca iki Mayýsta Yaþam ortaðý da katýldý. Sabah kahvaltýsý ve öðle yemeðini UYEK'in karþýladýðý ve 150 ye yakýn kitlenin katýldýðý piknik Beykoz da gerçekleþti. Pikniðin açýlýþ konuþmasýný yapan arkadaþ þunlarý ifade etti: Ýlk kez 2011 yýlý 1 Mayýs'ýn da Ýþçi Sýnýfýnýn Kurtuluþu Kendi Eseri Olacaktýr pankartý altýnda yürüyen, çeþitli iþ kollarýndan sendikalý-sendikasýz iþçiler 2012 yýlýnda da UYEK kortejiyle birlikte yürüdüler. Tekel direniþinden bu yana, çeþitli mücadeleler içerisinde tanýþan iþçiler deneyimlerini paylaþmak üzere yaptýklarý toplantýlarda öncelikle yaþama bakýþlarýndaki paralellikleri dikkate alarak bu toplantýlarý sürdürma kararý aldýlar. Daha sonra bürokratik, göstermelik hiyararþik yapýlarýn sahteliðinden þikayetlerinin de ortaklaþýlmasýyla ve Sendikal Güç Birliði nin (SGB) kuruluþunun açýlanmasýyla bu kolektif somutlaþtý. UYEK ortaya çýktýðýnda içerisinde Tek Gýda -Ýþ'in yolda býraktýðý Tekel iþçileri, Gökkuþaðý Hareketi, Kocaeli Belediye Ýþçileri, Tez-Koop-Ýþ 2. Nolu Þube Baþkaný ve temsilcileri, Deri Ýþ eski yönetici ve temsilcileri, Selüloz-Ýþ SEKA iþçileri ve TEKSÝF üyesi iþçiler vardý. Daha sonra bu oluþuma plaza iþçileri, biliþim çalýþanlarý ve taþeron iþçileri katýldýlar. Ýþyeri bültenleri bu dönemde yayýnlanmaya baþlandý. Sýnýf kardeþliðini önemseyen, hiyerarþiye yer vermeyen, deneyimlerini paylaþarak dayanýþan yatay demokratik bir zeminde kolektif bir çalýþma ortamý böylece oluþtu. UYEK'in kendisini tanýtmasýnýn ardýndan pikniðe katýlan Türk Hava Yollarý'ndan iþten atýlan kimi iþçiler ve 29 Mayýs Birliði içerisinde yer alan bir iþçi konuþtu. THY'dan atýlan iþçiler konuþmalarýnda ortak Hava-Ýþ Sendikasý yönetiminin kendilerine sahip çýkmadýklarýný; iþçileri arkasýnda duramayacaklarý bir eyleme çýkarttýklarýný; eylemden önce sendikanýn bu yaþanacak geliþmeleri öngörmesi gerektiðini ifade etti. Ayrýca, sendikanýn iþçilerle bu eylemi örgütlemek için bir toplantý yapmadýðýný; iþten atýlan iþçilerin kamuoyunda bilinenin aksine 305 iþçi olmadýðýný 460 iþçi olduðunu; iþten atýlan iþçilerin sadece bu iþçilerin ya da THY de çalýþan iþçilerin mücadelesiyle geri iþe alýnmasýnýn mümkün olmadýðýný; çeþitli sendikalarýn ve emek örgütlerinin destekleri ve dayanýþma greviyle bu iþin baþarýlacaðýný belirtti. Daha sonra Çapa da 130 gündür direniþte bulunan taþeron iþçileri gelinen süreci anlattýlar. Kurduklarý direniþ çadýrýnýn 21 Þubat'ta bilgilendirme çadýrý olarak kurulduðunu fakat 1 Nisan'dan itibaren direniþ çadýrýna dönüþtüðünü; bu hastanede 1500 taþeron iþçisinin çalýþtýðýný, çadýrýn önünde destek istemek için ve Taþeron Çalýþmaya Hayýr þiarlarý bir imza kampanyasý yürüttüklerini; ve zaman zaman hastane içerisinde yürüyüþ yaptýklarýný ifade ettiler. 6 Temmuz Cuma günü 1000 kadar bir iþçiyle saat 11:00-16:00 arasýnda Çapa dan Cerrahpaþa Hastanesi ne, oradan da Beyazýt Meydaný na yürüyüp daha sonra Rektörlüðe yürüyerek bir görüþme gerçekleþtirdiklerini söylediler. Çapa iþçileri saðlýk alanýnda örgütlü olan SES, Dev-Saðlýk Ýþ ve Türk Tabipler Birliði nin desteklerini yeterince alamadýklarýný ancak bu mücadele baþarýya ulaþýncaya kadar direniþe devam edeceklerini, bu direniþin baþarýsýnýn iþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin verecekleri desteðe baðlý olduðunu belirttiler. Casper bilgisayar iþçileri de yaþadýklarý bir sendika deneyimini paylaþtýlar. Daha sonra Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri adýna bir iþçi arkadaþ derneðin faaliyetlerini anlattýktan sonra bir tekstil iþyerinde bir kýsým iþçilerin sendika deneyimi yaþadýklarýný; 13 iþçiyle temas kurulduðunu; bu iþçilerin 4 tanesinin iþten atýldýðýný anlattý. Öðle yemeðinin ardýndan pikniðin forum bölümüne geçildi. Bu bölümde de özellikle THY ve Çapa taþeron iþçilerinin sorunlarý üzerinde yoðunlaþýldý. Çapa iþçilerinin 6 Temmuz günü gerçekleþtirdikleri yürüyüþ ayrýntýlý bir biçimde anlatýldý. Taþeron çalýþma ile ilgili düþüncelerini söyleyen kimi konuþmacýlar ise asla örgütlenemez denilen taþeron iþçilerinin örgütlenmeleri ve bu direniþi sürdürmelerinin çok önemli olduðunu, buradan gerçekleþecek bir kazanýmýn domino etkisi yaparak diðer taþeron iþçilerinin de önünü açacaðýný iddia etti. THY iþçileri de iþten atma ve getirilen grev yasaðý ile ilgili olarak torba yasayla sivil havacýlýk iþ koluna yönelik bir düzenleme getirildiðini; THY'd son sekiz yýlda altý bin iþçinin iþten atýldýðýný ifade etti. Forum kýsmýnda bizden de bir yoldaþ konuþarak aktarýlan somut deneyimlerin önemli olduðunu ifade etti ve KöZ ün geçtiðimiz 1 Mayýs a yönelik deðerlendirmesini aktardý. Forumda son olarak Mayýsta Yaþam Kooperatifi bir konuþma gerçekleþtirdi. Mayýsta Yaþam Kooperatifi, kendilerinin misafir bir kurum olarak bu pikniðe katýldýklarýný; katýlma amaçlarýnýn bu pikniðe katýlan kesimlerin deneyimlerini dinlemek ve onlarla irtibata geçmek olduðunu söyledi. Mayýsta Yaþam'ýn 10 yýldýr dört ayrý mahallede faaliyet sürdürdüðünü; bu mahallelerde iþçi ve emekçi çocuklarýyla eðitim dayanýþmasý için bir arada olduklarýný; sadece öðrencilerle temas etmediklerini, bu öðrencilerin aileleriyle de bað kurduklarýný ifade etti. Daha sonra þunlarý belirtti: Deðiþik alanlarda faaliyet sürdüren kitle örgütlerine 1 Mayýs ta bir arada yürümek için çaðrýda bulunmuþtuk. Bu çaðrýyý UYEK e de yapmýþtýk fakat maalesef bir ortaklýk saðlanamadý. Bizim Çapa direniþindeki iþçileri ziyaret etmememiz bizim bir eksikliðimiz. Bundan sonra piknikten pikniðe bir araya gelmenin dýþýnda ilþki ve irtibat içinde olmamýz gerektiðini düþünüyorum. Saat 09:30 da baþlayan piknik 18:00 de sona erdi. Esenyurt'tan Komünistler

7 Eylül 2012 Sayfa 7 Kitle örgütlerinde dayanýþma yaz faaliyetleriyle devam ediyor Sultanbeyli Mayýsta Yaþam Haziran Etkinliði Mayýsta Yaþam Kooperatifi Sultanbeyli Þubesi nde, Haziran ýn tarihçesini konuþtuk. Etkinliðe katýlanlarýmýzýn büyük bir kýsmý halihazýrda bir atölyede çalýþýyordu, dolayýsýyla etkinlikte ifade edilen tarihin bir parçasý olanlar olarak bu günü andýk. Dün bu yürüyüþe katýlanlarýn bulunduðu havza geniþlemiþ, bulunduðumuz mahalle bu atölyeleri dolduranlarýn meskeni olmuþ durumda. Dolayýsýyla o gün birleþerek bir yumak halinde devleþen iþçi kitlesi, bugün artmýþ ancak kendi tarihine de o denli yabancý kalmýþ durumda. Dolayýsýyla bu etkinlik bizim için unutturulan bir tarihin hatýrlanmasý anlamýnda önem taþýyordu. Etkinlikte genelde olarak ayaklanmanýn nasýl gerçekleþtiðini konuþtuk. Tembellik Hakký ný Tartýþtýk Koopertifte 'tembellik hakký' konulu bir sohbet gerçekleþtirdik. Önce 'Aðustos Böceði ve Karýnca'nýn hikayesini izledik ve bu hikayede dile getirilenlerin ne kadar gerçek olup olmadýðýný konuþtuk. Bugün gerçekten aðustos böceði gibi çalýþanlarýn rahatça ýsýnýp yemek yediði vb. bir durum olup olmadýðýný tartýþtýk. Ömrü boyunca çalýþmaktan baþka yolu olmayanlarýn daha iyi çalýþmasýný öðütleyenlerin bu masalla, ilkokul sýralarýndaki eðitimle vb. bizlere çalýþmanýn kutsallaþtýrmak üzere anlatýldýðýný konuþtuk. Ancak günlük hayatýmýzýn bu çalýþmanýn karþýlýðýný almak üzere organize edilmediðini vurguladýk. Paul Lafargue ýn Tembellik Hakký kitabýna göndermeler yapýlan konuþmada; çalýþma sözcüðünün Fransýzca kökenin; 'zahmetli iþ, acý veren iþ, bir çeþit iþkence' demek olduðu, eskiçað Atina sýnda çalýþmanýn kölelere özgü, aþaðýlýk bir uðraþý sayýldýðýný, dinlerin de çalýþmayý bir taraftan kutsallaþtýrdýðýný anlattýk. Atasözlerine gönderme yaptýk: 'Çalýþmaya utanan, aç kalýr.', 'Baða bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.', 'Çalýþan el, tok karýn üzesindedir', 'Çalýþan kul mahrum kalmaz'. Daha sonra kitabýn çalýþmanýn 15 saatleri bulduðu þartlarda aþýrý çalýþmanýn yarattýðý olumsuzluklarý hedef alamak üzere kaleme alýndýðýna deðindik. Ve bugün kendi çalýþma þartlarýmýzdan hareketle 'Çalýþýyor muyuz? Ýnsanlýktan mý çýkýyoruz? Aþýrý mý çalýþýyoruz?' sorularýný sorduk ve kendi çalýþma þartlarýmýzýn aðýrlýðý üzerine konuþtuk. Yolda geçen süreyi de kattýðýmýzda ortalama olarak 12 saat çalýþýldýðýný, haftasonlarýnda çalýþmanýn artýk normal bir uygulama olduðunu konuþtuk. Kapitalist toplumda çalýþmanýn, her çeþit düþünsel yozlaþmalarýn, her türlü organik bozukluklarýn nedeni olduðunu ifade ederek; kapitalist üretimde, ne kadar çok çalýþýlýrsa o kadar çok yoksullaþýldýðý üzerinde durduk. Týpký geçmiþte olduðu gibi açlýkla terbiye edildiðimizi, iþsizlik yüzünden kötü þartlarda çalýþmayý büyük bir istekle razý olduðumuzu belirttik. Bütün bu deðerlendirmelerin ardýndan nasýl bir toplum istediðimizi, çalýþmanýn ne zaman külfet olmaktan çýkabileceðini deðerlendirmeye çalýþtýk. Herkesten yeteneðine göre alýnan, herkese gereksinimine göre verilen bir dünyada çalýþmanýn bambaþka olacaðýný konuþtuk. Alman Ýdeolojisi'nde ifade edilen "Herkesin bir baþka iþe meydan vermeyen bir faaliyet alanýnýn içine hapsolmadýðý, herkesin hoþuna giden faaliyet dalýnda kendini geliþtirebildiði komünist toplumda, toplum genel üretimi düzenler. Bu da, benim için, bugün bu iþi, yarýn baþka bir iþi yapmak, canýmýn Güney Kültür Merkezi nin 10. Geleneksel Yaz Pikniði, 24 Haziran da Kemerburgaz da Baðcýlar Belediyesi piknik alanýnda yapýldý. Biz de bu pikniðe katýldýk ve piknikte KöZ standý açtýk. Pikniðe 6 kiþiyle katýldýk, ayný zamanda mahalleden EMEPli iki arkadaþlarla beraber ortak sofra kurup sohbet ettik. Güney Kültür Merkezi adýna yapýlan açýlýþ konuþmasýndan sonra Grup Özgürlük Korosu devrimci türküler ve marþlar seslendirdi. Dinletiden sonra serbest kürsü bölümüne geçildi. Serbest kürsü bölümünde GKM adýna bir kiþi söz alarak kurumun faaliyetlerini anlattý. Bu konuþmanýn arkasýndan GKM'den baþka bir arkadaþ söz alarak þunlarý ifade etti: GKM adýna 2002 yýlýnda bir araya gelerek Esenyurt gibi bir varoþ bölgesinde bu kurumu açtýðýmýzda bize yadýrgayarak bakanlar oldu. Neden Taksim gibi, Kadýköy gibi yerlerde bir kültür merkezi açmýyorsunuz da Esenyurt gibi devletin bir terör yuvasý olarak baktýðý bir varoþ semtinde böyle bir kurum açýyorsunuz, burada ne kadar tutunacaksýnýz? diye soranlar oldu. Ama biz bunlara kulaklarýmýzý týkadýk çünkü Esenyurt iþçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin yaþadýðý önemli bir bölgeydi ve bizim de bu insanlarla iþimiz vardý. Bize bunu diyenlerin de hevesleri kursaklarýnda kaldý. Daha sonra GKM Kadýn Komisyonu adýna kadýn bir arkadaþ konuþtu. Konuþmacý Baþbakan Erdoðan'ýn Uludere Katliamý ile kürtajý eþ tutmasýný eleþtirerek Kadýnlarýn kararlý tutumu sonucu istediðince, hiçbir zaman avcý, balýkçý ya da eleþtirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, öðleden sonra balýk tutmak, akþam hayvan yetiþtiriciliði yapmak, yemekten sonra eleþtiri yapmak olanaðýný yaratýr" sözleri üzerinden istediðimiz toplumu konuþtuk. Bugün çalýþma þartlarýnýn kýsaldýðý, vardiya sayýsýnýn arttýðý þartlarda insanlarýn kendilerini özgürce þekillendirdiði bir dünyada çalýþmanýn nasýl olacaðýný hayal ettik. Yýldýzlarýn Altýnda Film Ýzledik Bulunduðumuz mahallede 'yýldýzlarýn altýnda' film izledik. Bir önceki buluþmamýzda çalýþma þartlarýmýz hakkýnda tartýþmýþtýk. Bunun devamý olarak, Þarlo nun Modern Zamanlar adlý filmini izlemeye karar verdik. Kooperatifimizin hemen yanýnda film hazýrlýklarýna baþladýðýmýz anda mahalledeki çocuklarýn ilgisini çekmeye baþladýk. Etkinlikten birkaç gün öncesinde film etkinliðini yapabileceðimiz bir duvar olup olmadýðýnýn araþtýrmasýný yaptýk. Ancak yakýn çevremizde uygun bir yer bulamadýk. Daha sonra kooperatifin önünü deðerlendirebileceðimizi fark ettik. Kooperatifte daha önceki elimizde kalan iki alçýpaný yan yana getirdik ve üzerine sinema perdesini gerdik. Kooperatifin önündeki kaldýrýma sinema sistemimizi kurduk ve filmin baþlama saatini beklemeye baþladýk. Bu arada film izlemek üzere gelen tanýmadýðýmýz kiþilerle de sohbet etme imkaný bulduk. Film baþladý ve herkes filmi izlemeye baþladý. Daha sonra çekirdek yiyerek film izleme fikri ortaya atýldý. Herkes elinde çekirdekle filmi izlemeye ve kahkahalarla gülmeye baþladý. Film yoldan geçenlerin de dikkatini çekmeye baþladý. Onlarýn da bir kýsmý filmi izlemeye katýldý. Özellikle çocuklarýn ilgileri dikkat çekiciydi. Bundan dolayý çocuklar için bir animasyon filmi gösterimi yapma kararý aldýk. Riva'ya Gittik Mayýsta Yaþam Kooperatifi Sultanbeyli Þubesi olarak 15 Temmuz günü kooperatifimizin ortak ve destekçileri ile birlikte Beykoz un Riva ilçesinde bir günlük bir kamp gerçekleþtirdik. 20 kiþinin katýldýðý kamp Cumartesi akþamý gerçekleþti. Cumartesi günü çadýrlarýmýzý ve malzemelerimizi alýp yola koyulduk. Yaklaþýk 45 dakikalýk yolculuktan sonra Riva ya ulaþtýk. Yolda iþlerin daha rahat yürümesi için görev paylaþýmý yaptýk: Mangal ekibi, çadýr ekibi, semaver ekibi Akþam ilk olarak yemek ve barýnma sorununu çözdük ve daha sonra denize girmeyi planladýk. Daha sonra ise müzik dinletisi yaparak günü tamamladýk. Sabah uyandýk ve hemen kahvaltýyý hazýrlamaya baþladýk. Çünkü arkadaþlar denize girmek için sabýrsýzlanýyordu. Hep birlikte denize girmek üzere plaja yöneldik. Öðle saatlerine kadar denizden çýkmadýk. Öðle yemeðini de yedikten sonra saat 16:00 a kadar yüzdük ve toplanmak üzere denizden ayrýldýk. Katýlan tüm arkadaþlar çok memnun kaldýklarýný ve her yýl mutlaka böyle etkinlik yapmamýz gerektiðini ifade etti. Sultanbeyli Mayýsta Yaþam'dan Komünistler Güney Kültür Merkezi'nin pikniðine katýldýk AKP'nin kürtajla ilgili kadýnlara yönelik saldýrýsý durdurulmuþtur diye ifade etti. Özellikle emekçi kadýnlarýn kadýnlara yönelik her türlü baský þiddet, taciz, töre cinayetlerine karþý örgütlenmeleri gerektiðinin altýný çizdi. Piknik alanýnda Yeni Ýþçi Dünyasý imzasýyla "Kapikatilzmde Gelecek Yok Gelecek Ýþçilerin Emekçilerin Ellerinde " þiarýyla asýlan pankartýn yanýsýra genç bir kadýn Yeni Dünya Gençliði ni tanýtan kýsa bir konuþma yaptý. Ýþçi, ögrenci gençleri; Yeni Dünya Gençliði nin Aðustos ayýnda yapacaðý kampa katýlmaya çaðýrdý. Serbest kürsü bölümünde GKM adýna baþka bir kiþi birleþik mücadele vurgusuyla siyasi bir konuþma gerçekleþtirdi.bu arkadaþ konuþmasýnda bir yýl önce bir dizi Ortadoðu ve Afrika ülkesinde baþlayan va Arap Baharý denilen halk ayaklanmalarýnýn kimi ülkelerde hala etkisini sürdürdüðünü; bu ülkelerden bir tanesinin de Suriye olduðunu ve bu ülkede olup bitenlere Türkiye nin burnunu soktuðunu belirtti. Suriye Lideri Beþer Esad'ý halkýný katletmekle suçlayan Türkiye nin kendi tarihine bakmasý gerektiðini; Türk devletinin Aðrý, Zilan, Koçgiri ve Dersim de ve daha dün Uludere de Kürtleri ve Alevileri katlettiðini ifade ederek Türkiye nin Suriye ye müdahalesine kesinlikle karþý durmamýz gerekir. Fakat bu asla Esad ý desteklediðimiz anlamýna gelmemelidir dedi. Biz de serbest kürsü bölümünde KöZ adýna bir mesaj gönderdik: Merhaba dostlar. Öncelikle burada bulunan herkesi KöZ adýna selamlýyoruz. Ayrýca bu pikniði düzenleyen GKM den arkadaþlarý Yenibosna Mayýsta Yaþam Mayýsta Yaþam Yenibosna þubesinde dayanýþma faaliyeti yaz mevsimi boyunca kesintisiz devam etti. Yaz dönemi dersleri Haziran dan beri devam ederken Aðustos ayýnda bir iftar yemeði verdik; ayrýca birçok aileye de bayramlaþma ziyaretinde bulunduk. Ayný zamanda, öðrencilerimizden gelen talep ile ders faaliyetimizi Kanarya Mahallesi ne de taþýmýþ olduk. Yürüttüðümüz çalýþmayla 26 Aðustos taki Adalar pikniðine 115 kiþiyi taþýmýþ olduk. Yaz Dönemi Dersleri Mayýs ayýnýn ortasýndan itibaren yaz dönemi, yani Temmuz-Eylül dönemi için dersleri planlamaya baþladýk LYS gruplarýnýn dersleri devam ederken beri taraftan yaz için oluþabilecek gruplarý belirlemeye baþladýk. Gelen talepler üzerine Eylül ayýnýn ortasýnda yapýlacak KPSS sýnavlarý için bir grup ve gelecek sene sýnava girecekler için iki tane farklý YGS-LYS Grubu oluþtu. Dersler Haziran ayýnýn ortasýndan itibaren baþladý. Dersler baþladýktan sonra Eylül ayýnda bütünleme sýnavýna girecek 3 kiþilik bir çalýþma grubu da oluþturuldu. Yaz faaliyetini desteklemek için mahallede üç kez bildiri daðýtýmý yaptýk ve yaklaþýk 2500 adet bildiri daðýttýk. A3 boyutunda afiþleri mahallenin belli noktalarýna astýk. Benzer þekilde mahallede bulunan altý köy derneðine kurumu tanýtan materyaller býraktýk. Ve on iki tane ozaliti mahallenin belli noktalarýna astýk. Bu vesileyle sekiz öðrenciyle tanýþma olanaðýmýz oldu. Piknik çalýþmasý ve devam dersler vesilesiyle on beþ yeni öðrenciyle tanýþma olanaðýmýz oldu. Yaz boyunca devam eden ders faaliyetine yaklaþýk otuz kiþi katýldý. Bu gruplardan yirmi öðrenci Eylül dönemine taþýnmýþ oldu. Yaz Döneminde Ders Faaliyeti Kanarya Mahallesi ne Sýçradý Benzer olanaklar ve tempoya sahip herkesin bir çalýþma grubu olabileceðini anlattýðýmýz öðrencilerin bir kýsmý, geldikleri mahallenin kuruma ters düþtüðünü söylediker. Biz de kendileri gibi benzer ihtiyaclarý olan baþka öðrenciler olmasý durumunda Kanarya Mahallesi nde ders verebileceðimizi söyledik. Böylelikle Kanarya Mahallesi nde derslere gelebileceðini söyleyen yaklaþýk 10 kiþilik bir grup ortaya çýktý. Ýftar Yemeði ve Piknik Çalýþmasý Hem 26 Aðustos taki Adalar pikniðinin duyurusunu yapmak hem de devam eden ders faaliyetlerini güçlendirmek için bir iftar yemeði organize ettik. Ýftar yemeðini kurumun yönetim toplantýnda gündem ettik. Yönetim toplantýsýnda iftar gününü planlamak için bir ekip oluþtu ve gidilebilecek öðrencilerin evleri netleþti. 12 Aðustos ta verilen iftar yemeðine yaklaþýk 50 kiþi katýldý. Ýftara katýlan öðrenciler ve onlarýn velilerle iftar yemeði sonrasý hem eðitim sistemini hem de kurumdaki eðitim faaliyetini konuþma olanaðýmýz oldu. Ýftara üç aile katýldý. Ýftar yemeðinin yapýlmasýnda öðrencilerin de dahil olduðu 7 kiþi sorumluluk aldý. Ýftar yemeði çalýþmasý boyunca sekiz aileyle ilk kez tanýþmýþ olduk. Aileleri hem piknikten hem de iftar yemeðinden haberdar etmeye çalýþtýk. Bayramlaþma ve Bayramda Ev Ziyaretleri Ýftar yemeðinden sonra piknik çalýþmasýna devam ettik. Bayramlaþma vesilesiyle evlere girmek için yönetim toplantýsýnda ortaklarýn bayramlaþmak için gelebileceði bir gün ayarlandý. Bu vesileyse bayramda 15 ailenin evine gitmiþ olduk. Hem pikniðin hem de devam eden derslerin duyurusunu yapmaya devam ettik. Bayramýn son günü kurumda da bir bayramlaþma gerçekleþti. Bu bayramlaþmaya yirmi kiþi katýldý. Piknik çalýþmasý boyunca yaklaþýk 200 kiþiyle temas ettik. Piknikten bir gün önce yaptýðýmýz toplantýda pikniðe gelebilecek yaklaþýk 170 kiþi görünüyordu; ancak bu kesimlerden 115 kiþiyi piknik alanýna taþýyabildik. Pikniðe beklediðimiz sayýda kiþiyi taþýyamasak da çalýþma yürüttüðümüz alanda birçok aileyle bað kurmaya baþlamýþ olduk. Yaz boyunca yaptýðýmýz ev ziyaretleri, bayramlaþma ve sürdürdüðümüz derslerde asýl gayemiz, öðrenci gruplarýyla çalýþma gruplarý vesilesiyle baðýmýzý artýrmaktý. Hali hazýrda öðrencimiz olan veya olabilecek öðrencilerin aileleriyle temasý artýrmak ve bu vesileyle Ekim baþýnda yapýlacak Yenibosna ortaklar meclisi toplantýsýnýn daha güçlü geçmesini saðlamaya çalýþacaðýz. Öðrencileri, aileleriyle beraber Mayýsta Yaþam Kooperatifi ne resmi ortak olmalarýný saðlamaya çalýþacaðýz. Yenibosna'dan Komünistler ve piknikte emeði geçen herkese teþekkür ediyoruz. Dostlar; iþçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin birlik ve dayanýþmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduðu bir dönemden geçmekteyiz. AKP hükümeti ve onun sermaye devleti iþçilere, emekçilere ve ezilen Kürt halkýna topyekün saldýrýyor. Bir tarafta saðlýkta dönüþüm adý altýnda saðlýk alaný tamamen ticarileþtiriliyor, Kentsel dönüþüm ve deprem bahanesiyle emekçilerin evleri baþlarýna yýkýlmak isteniyor. Diðer taraftan kan emici asalaklar iþçi sýnýfýnýn kýdem tazminatýna göz dikmiþ durumdalar. AKP hükümeti kadýnlara kürtaj yasaðý getirmek isteyerek onlarýn yaþam alanýna müdahale ederken eðitim alanýnda da le saldýrýyor. Devlet ve AKP hükümeti ayný zamanda Kürt halkýnýn eþitlik ve özgürlük istemini þiddetle kanla bastýrmaya çalýþýrken Uludere'de 35 yoksul Kürt köylüsünü uçaklarla bombalayarak katlediyor. Sivas Madýmak'ta Alevi aydýn yazar ve devrimci 35 insaný katleden canilerin davasýný zaman aþýmýna uðratýyor. Saldýrýya uðrayan bütün kesimlerin göreviyse yan yana omuz omuza bu saldýrýlara karþý birlikte durmaktýr. Ancak o zaman bu saldýrýlarý püskürtebilir ve yeni mevziler kazanabiliriz. Kurtuluþ yok tek baþýna ya hep beraber ya hiçbirimiz! Piknikte davul-zurna eþliðinde halaylar çekildi; çeþitli oyunlar oynandý ve ödüller daðýtýldý. Ayný zamanda Vedat Baran söylediði Kurmanci, Zazaki ve Türkçe türkülerle kitleyi coþturdu. Piknikte Haziran ayýnda yaþamýný yitiren Nazým Hikmet, Ahmet Arif, Orhan Kemal ve Kazým Koyuncu da anýldý. Pikniðe 400'e yakýn bir kitle katýlým gösterdi. Esenyurt'tan Komünistler

8 Sayfa 8 Eylül 2012 Siyasal tablo ve solun önündeki görevler 7 Temmuz Cumartesi günü, Gülsuyu Anadoluda Yaþam Kooperatifi nde 1 Mayýs ý ve 1 Mayýs tan itibaren gerçekleþen siyasi geliþmelere yönelik deðerlendirmemizi aktarmak için bir söyleþi gerçekleþtirdik. Ýki yoldaþýmýzýn konuþmacý olduðu ve yaklaþýk 3 saat süren söyleþiye yaklaþýk 50 kiþi katýldý. Ýlk Turdaki Konuþmalar Ýlk konuþmada þunlar ifade edildi: Ýçinden geçtiðimiz dönemden son iki aydýr yaþanan geliþmeleri deðerlendireceðimiz bir söyleþi düzenliyoruz. Bu konularda komünistlerin tutumunun ne olmasý gerektiðini konuþacaðýz. Bu geliþmeleri üç baþlýk altýnda deðerlendirebiliriz. Birincisi, solun kendi durumu ve siyasal durum hakkýndaki tezata dair. Ýkincisi, solun siyasal tabloyu deðerlendirirken karþýya karþýya bulunduðu tuzaklar karþýsýndaki körlüðü. Üçüncüsü, acil görevlere dair umursazlýða dair olacak. Ve buna dair ne yapmamýz gerekiyor, ona dair olacak. Ýki aylýk geliþmelere 1 Mayýs tan baþlamak lazým. Solun kendi durumuna dair kof ajitasyon tablosunu en çok 1 Mayýs deðerlendirmelerirnde görebiliyoruz. Yüz binlerin, milyonlarýn 1 Mayýs alanlarýna aktýðý, yüz binlerin coþkulu bir biçimde faþizmi lanetlediði bir tablo sunuluyor. Evet, 1 Mayýs kalabalýk geçti ama bu kalabalýk örgütsüz bir kalabalýktý. 1 Mayýs, karnaval havasýnda, herkesin kendini göstermeye çalýþtýðý, ortak bir politik tutumun takýnýlmadýðý bir havada geçti. Genel geçer sol lafýzlara kilitlenmiþ bir biçimde geçti. Ülkedeki en acil gündem olan bir politik sorunun üzerinden atlandý. Biz o dönemde Roboski ile iþ cinayetlerini birleþtirmek gerekir dedik. Bu konu ýskalandý. Roboski, sadece KöZ ün kortejinde hesap sorma kaygýsýyla yer aldý. Ama yalnýz kaldýk. Sol, karnavalýn bir parçasý oldu. Gerçekleþen siyasal gündemlerde sol pasif bir tutum almýþ oldu. 1 Mayýs tan da 10 gün sonra Wall Street Journal haberi ile alevlenen Roboski meselesi, tepki olarak yeniden konuþulmaya baþlandý. Týpký daha önceki Dersim, Ermeni soykýrým meselesinde olduðu gibi bu soruna yönelik tok bir tutum takýnýlamadý. Daha sonra da kürtaj gündemi geldi. Daha sonra grev oldu ve o konuþuldu. Güçlü, gürül gürül gelen sol olduðu söylenmesine raðmen asýl gerçeklik tersi. Fýrsatlarý kaçýran, bir arada duramayan ve ortak bir tutumu alamayan bir sol var. Ýkincisi baþlýk ise siyasal tabloya dair körlükler. Ýmkanlara ve tehlikelere dair körlük var. Ýmkanlara dair olan körlük esas olarak AKP ile alakalý. Söz konusu AKP olunca güçlenen, ilerleyen bir AKP var deniyor. AKP nin bu yüzden pervasýzlaþtýðý söyleniyor. Güçlenen AKP karþýsýnda savunmaya düþen bir sol tablosu çiziliyor. Halbuki KöZ olarak 2 senedir tam tersi bir tablo var diyoruz. Seçimlerden beri, hatta ondan da önce AKP nin gerilediði, onun yerine CHP nin hazýrlandýðýný söylüyoruz. Bir yanda hükmetme sorunu olan bir AKP var. Halkýn yarýsýnýn desteklediði AKP var ama anayasa bile yapamýyor. Ne vizyonu ne tutumu var. Baþkanlýk meselesindeki pazarlýklara endekslenmiþ bir AKP var. Güçlenen bir hareketin yapmasý gerekeni yapamýyor. Daha zayýf bir pozisyonu var. Hýrçýnlaþan bir AKP de var. Planladýðý doðrultuda çalýþamayan, Amerika ve TÜSÝAD ýn desteðinin yitirildiðini ve CHP nin hazýrlandýðýný gören bir AKP var. Uzlaþma projesi olarak sunulan AKP gitgide herkesle kavga ediyor. CHP ile, Amerika ile, Ýsrail ile, kendisini destekleyen liberallerle, cemaat ile tartýþan bir AKP var. Giderek toplumda kendini destekeleyebilecek kesimlerden desteðini yitiren bir AKP var. Arap Baharý nýn semeresini yemek isteyen, onlarý etkisi almaya çalýþan AKP projesi de çökmüþ. Ýçeride dýþarýda daha sýkýþmýþ bir AKP var. Hýrçýnlaþtýðý oranda ideolojik pozisyon belirlemeyen bir AKP var. AKP nin hýrçýnlýðý MHP ye, Ýslamcýlýðý Saadet Partisi ne, demokrasiciliði BDP ye yarayor. AKP, hiçbir tutumun arkasýnda tok duramýyor. Sürekli küçümsenen de bir CHP var öbür tarafta. CHP, 1 Mayýs a giderek daha aktif katýlýyor, daha önemlisi Kürt sorununu çözmek için Erdoðan ile görüþmeye gidiyor. Bu demokratlýk rolünü AKP den çalmaya aday olan bir CHP var. Bu tehlike solun manevra alanýný daraltýr. Bu tehlike görülemiyor. Sürekli yalýtýlmasý, etkisinden kurtulmasý gereken bir partidir CHP. Fakat solun siyasal tablonun analizlerine dair CHP pek yer tutmuyor. Solda ise acil görevlere dair bir umursamazlýk söz konusu. Hükümet sendeler, gerilerken, demokratlýk yapacaðým deyip emekçilere rezil olurken, milliyetçilik yapacaðým derken MHP ye kan verirken solun yapmasý gereken þey ne? Emekçilerin, ezilenlerin en geniþ muhalefet hattýný örmek. 1 Mayýs ta Roboski ile iþ cinayetlerini birleþtirmek ve bu hattý sürdürmek. Bugün bu muhalefet hattý nasýl örülür? Demokrasi ve anayasa elbette devrim sorunudur fakat bugünkü anayasa tartýþmasý, emekçilerin muhalefetini büyütmek için bir kaldýraç olarak kullanmalýdýr. Kürtlerin haklarýnýn geliþmesi elbette önemli bir þey. Ama bu soruna odaklanmak, emekçi hareketini birleþtirmeyi zorlaþtýrýr. Anayasa tartýþmalarýný emekçi hareketini birleþtirme kaygýsý ile ele almak gerekir. Kentsel dönüþümden üniversite öðrencilerin sorunlarýna bütün sorunlarýný birleþtiren, bunlarý Kürtlerin kimlik haklarýyla güvence altýna alacak bir tartýþmayý yürütmek gerekir. Bunu yapmasý gereken asýl özne kim? Odaðýnda BDP nin bulunduðu sol güçler. Bunun olabilmesi için ise HDK ye dair bir problemin çözülmesi gerekir. HDK bir çatý partisi hazýrlýðý mýdýr bir eylem birliði midir, bu belli deðildir. Ýkisini de yapmak isteyen ama ikisini de yapamayan, içe kapanan bir HDK var. HDK, esas olarak kendi örgütsel sorunlarýna yoðunlaþmýþ durumda. Biz onlar yapmýyorlar deme kolaycýlýðýna düþmüyoruz. KöZ olarak baþýndan beri savunduðumuz pozisyon solun kendi iç örgütsel hesaplarýyla kaybedeceði vaktin olmamasý gerektiðidir. Esas olarak herkesin kendi örgütsel öncelikleri vardýr ama bu hesaplar en geniþ eylem birliðini saðlamanýn önüne geçiyorsa bunlar yanlýþ hesaplardýr. KöZ ün devrimci parti kurma iddiasý bu eylem birliklerinin yaratýlmasýnda sorumluluk almasýný engellemez. HDK nin bileþenlerinin ve onun dýþýndaki sol güçlerin en geniþ eylem birliðini yaratmasý gerektiðini savunuyoruz. Ýlk turda KöZ adýna konuþan ikinci yoldaþ ise þunlarý ifade etti: Bugün Ortadoðu daki geliþmelerin bütün yükü hemen hemen Türkiye üzerinde. AKP Ýngiliz ve Amerikan emperyalizmine karþý Yýldýrým Akbulut kadar bile direnç gösteremiyor. Bu iç politikaya da yansýyacaktýr. Tayyip Erdoðan Suriye ye müdahalenin aktörü olmamak için elinden geleni yapýyor. Bunun vahim bir sonuç doðuracaðýnýn farkýnda, direnç gösteremiyor. Yükselen bir savaþ ikliminden Türkiye nin kaçma ihtimali yok. Bu durumlarýn bizim önümüze koyduðu ödevler nedir? Solda hakim olan bir eðilime dikkat çekmek gerek. Yaklaþan savaþ ihtimali karþýsýnda solun bütün kesimleri savaþa hayýr tutumunda ortaklaþmýþtýr. Bu pasifizm veya sosyal pasifizm diyen savaþtan kaçýnan bir reflekstir. Her þey bir tarafa KöZ bu süreçte bugün ve bundan sonra savaþa hayýr çizgisinde olmayacaktýr. Bu savaþýn AKP nin devrilmesini ve onun boþluðunun yedek lastiði CHP tarafýndan doldurulmamasýný saðlamak lazým. Genel olarak BDP ve Blok vekillerinin sadece Kürt meselesi ile tutum aldýklarý, Kürt sorununa dair çalýþan bir topluluk oluþturduðunu söylüyorlar. Gerek sol hareketinin basýnýnda gerek burjuva medyada niye böyle söyleniyor? Bu istikametteki adýmlarýn üstünü örten refleksler var. Yaklaþan savaþ ikliminde emekçilere ve ezilenlere yönelik saldýrýlarýn artacaðýný göz önünde bulundurarak emekçi ve ezilenlerin sorunlarýna dair BDP yi daha fazla öne çýkarmak gerekir. Bu yöndeki düzeltmeleri CHP nin yapacaðýný sanmak, dosdoðru AKP ye yedeklenmek olur. Emekçi hareketin genel sorunlarýný gündeme taþýyýp diðer akýmlarýn da gündemine sokmak gerekiyor. Bu ortamdan AKP nin yenilgiyle çýkmasý ve CHP nin yerini dolduramamasý için bunu yapmak gerekir. Savaþ, buna dair elveriþli fýrsatlar sunuyor. Bunlarýn bugün HDK çerçevesinde dile getirilmesi elbette çok anlamlý olurdu. HDK kendisini çatý parti projesi olarak tarif etmeseydi anayasaya dair perspektifler burada açýlabilirdi. Sanki mevcut anayasada tek sorun Kürtlerin haklarýymýþ gibi bir tablo çiziliyor, ayný zamanda BDP nin savunduðu fikriyatlarýn da Kürt sorunun çözümü doðrultusunda öneriler olduðunu söyleniyor. Ýkisi de doðru deðil. Bu anayasanýn kökten deðiþmesi icab eder ki demokratik bir anayasa olsun. BDP nin savunduðu çerçeve anayasaya girse bile bu Kürt sorununun çözümü olmaz. Esas olarak AKP hükümetinin yenilgisi, CHP nin de onun yerini dolduramamasý perspektifini önüne koymalýdýr HDK. Suriye meselesine gelelim. Suriye Baasý, güya Alevi partisi olarak tarif ediliyor. Nusayri, bir kere Alevi demek deðildir. Ýkincisi, böyle bir tarif AKP nin saldýrganlýðý bakýmýndan ciddi tehlikeler doðurabilir. Savaþ olsa da olmasa da, Türkiye çatýþmalarýnýn zaten içinde olduðu için, öbür tarafý Aleviler olarak göstermektedir. Buradan doðacak bütün gerilimleri Aleviler üzerindeki baskýlarý büyütmek için kullanacaktýr. AKP, Kürtleri bir kenara koyduðu gibi Alevilerden de vazgeçecektir. Bunu biz mi yapacaðýz? Hayýr, yapamayýz. Bu dengeyi deðiþtirecek güçler üzerinde etkimiz olabilir. Biz her bulunduðumuz alanda demokratik bir anayasa nasýl olmalý nýn üzerinde durmalýyýz. Bunun BDP veya genel olarak HDK üzerinde yankýsý olur mu olmaz mý, bu baþka bir konudur. Yapýlmasý gereken budur, bunu yapmayanlar kusurludur. Bu itibarla yeni bir anayasada emekçilerin haklarý ne olmalý gibi konularýn tartýþýlmasýna elveriþli bir iklim vardýr. Bunun savaþla, Kürt meselesiyle alakasý yok demek yanlýþ olur. Kürt sorunun çözümü BDP nin savunduðu AB kriterleri deðildir. Savaþ konusunda da mesele savaþý önlemek, savaþtan kaçýnmak deðildir. Suriye ile savaþ çýkar mý, çýkmaz mý? diye fal açmaya gerek yok. Savaþý engelleyecek olan da sol deðil. Tezkere kazasýný savunanlar ancak bunu savunur. Bugün de herhangi bir muhalefet hareketi, hükümetin þu ya da böyle þekilde hareket etmesine yol açmayacak. AKP bu bataklýða düþtükçe düþecek. Yerini kim dolduracak? O yerde gözü olan CHP nin maskesini düþürebilmek gerekir. 1 Mayýs taki tablodan buraya gidilir mi? Çok zor. 1 Mayýs ta kendi kimliðini, örgütsel varlýðýný göstermeye, üzerinde etkili olduðu kurumlarý öne çýkarmaya yönelik bir hazýrlýk oldu. Bu yüzden de Roboski gibi temel siyasi meseleler geçiþtirildi. Önümüzdeki süreçte de pasifizm, þovenizm gibi konularýn alanlara taþýnmasý gerekir. Alevilere yönelik saldýrýlar ve baskýlarýn artmasý da bugün göz önünde bulundurulmasý gereken bir þeydir. Savaþ iklimi içerisinde olduðumuz düþünerek savaþ konusundaki sahip olduðumuz mirasýn temel çizgisini kalýnlaþtýran ve bu çizgiden ayrýþanlarý vuran bir tutuma sahip olmalýyýz. Ýkinci Tur Konuþmalar Ýlk tur konuþmalardan sonra bir ara verildi ve aradan sonra soru-cevap kýsmýna geçildi. Sorulardan sonra ikinci tur konuþmalara geçildi. Ýlk turun ikinci konuþmacýsý olan yoldaþ þunlarý ifade etti: Sorularda asýl düþman kendi yurdundadýr dendi. Bu slogan somut olarak ülke topraklarýnýn iþgal altýnda olduðu koþullarda dile getirilmiþtir. Bu tekerlemeyi bugün kullanmayacaðýz, þu an bu koþullar yoktur. Bugün Suriye ye saldýranla gecekondumuzu yýkan aynýdýr dememiz lazým. Meramýmýzý somut geliþmeler üzerinden ifade etmeliyiz. Biz Suriye nin yanýndayýz demenin de alemi yok. Bunu diyenler çok fazla deðil ama yarýn öbür gün artabilir. Biz onun bunun yanýnda deðiliz. Suriye deki sorunu Suriye deki emekçi ve ezilenler çözülecek. Bu müdahaleye en ufak bir þekilde taraftar olmayacaðýz. Biz savaþtan kendi hedeflerimiz doðrutulsunda ilerleyeceðiz. Madem savaþý durduramayýz, ne yapacaðýz? Biz bu savaþý iç savaþý çevirelim, savaþý devrimle durduracaðýz diyecek durumda deðiliz. Bunu söyleyediðiniz zaman bu istikamette bir þeyler yapmanýz gerekir. Bizim öncellikle hedefimiz arasýnda bu yok. Aksi takdirde siyasi bir parti gibi davranmýþ oluruz. Burada sol hareket arasýndaki kimi unsurlarýn Bolþevizm in kimi referanslarýný hatýrlamalarý ve bize yönelmelerini bekleriz. Biz komünistlerin birliði saðlamak istiyoruz, savaþ çýksa da çýkmasa da bizim yaptýðýmýz faaliyet buna hizmet etmelidir. HDK nin siyasal bir etken olmasý için aðýrlýk merkezinde BDP olmalý. BDP orada yoksa HDK yoktur. Orada BDP nin ne yaptýðý önemlidir. Vurgumuz herkes HDK ya gitsin deðil, HDK en geniþ eylem birliðinin önünde engel olmasýn dýr. Biz en geniþ kesimlerin birliðini savunduðumuz için kitle örgütlerinde çalýþacaðýz elbette. Ama biz bunu yaparsak kitleleri harekete mi geçirmiþ oluruz? Kitle örgütlerinin çizgisine uymak demek söyleyeceðimizi söylememek olur. Herkesi alanlara çaðýrdýðýmýz gibi kurumlarý da alanlara çaðýrýrýz. Ama bu, asýl sözümüzü söylememize engel olmamalýdýr. Kitle örgütlerinin suyuna gitmek yerine þu sloganlarý öne çýkarmak ve kendi sözümüzü söylemeliyiz. Bizim sözümüz önümüzdeki süreçte de radikal olacak. Bu sözümüzü her halükarda söylemekten asla vazgeçmeyiz. Elbette, AKP yi düþürmeyiz, CHP nin önünü kesemeyiz. Ama bu çizgiyi devam edersek yüzünü komünistlerin birliðine dönen ve Komünist Enternasyonal ilkelerini savunan çevrelerinin ortaya çýkmasýný saðlamýþ olur. Buna engel olacak hiçbir þeye de müsaade edilmemesi gerekir. Görünüþe göre baðýmsýz bir Kürdistan ý savunan bir parti yok. Federasyon isteyenler var. Türkiye de demokratik özerklik perspektifi var. Þu anda esas olarak bir bütün olarak Kürdistan ýn baðýmsýzlýðýný savunan bir hareket yok. Tersi var. Savaþ olursa veya nasýl sonuçlanýrsa sonuçlanýrsa buradan baðýmsýz bir Kürdistan çýkmaz. Öznel bir faktöre baðlýdýr Kürdistan, bu da bir devrimdir. Böyle bir savaþ Türkiye yi, Irak ý, Suriye yi böler diyenler var. Olasýlýk olarak baðýmsýz birleþik bir Kürdistan ýn söz konusu olduðunu düþünmüyoruz. Öyle bir beklentiye girmemizin alemi yok. O Kürdistanlý komünistlerin temel programatik hedefi olur, kayýtsýz þartsýz da destekleriz. Anayasada þöyle bir üçkaðýt yapýlýyor: ilk defa parlamentodan darbesiz, sivil bir anayasa yapýlýyor deniyor. AKP ve liberaller, böyle diyor. Bu doðru deðil. Anayasa, eski anayasayý yürürlükten kaldýran bir eylemle yapýlýr. Eski düzenin radikal bir biçimde çözülmesini gerektirir. Bu anayasa tarafýndan seçilmiþ hiçbir kurum anayasa yapamaz. Kurucu meclis, eski anayasýnýn yürürlükten kaldýrýlmasýyla ve hiçbir anayasasýnýn sýnýrlarý olmadan gerçekleþir. Bu devrimci bir çaðrýdýr. Demokratik bir anayasa bile yapmak için eski anayasayý yürürlükten kaldýrmanýz gerekir. Bu fikri savunmak da hala suçtur. Böyle bir anayasa tartýþmasý olamaz. Peki kurucu meclis nasýl olur? Eðer biz kitle örgütlerinde, yerel meclislerde anayasa tartýþmalarý açarsak buralarda herkesin anayasa önerilerinin ortaya çýkmasýný saðlarsak bunu Anayasa Komisyonu na taþýyabiliriz. Çünkü mecliste bu baðlantýlarý saðlayabilecek bir grup var. HDK bugün iki arada bir derede dursa bile o bünyede bu propaganda ve ajitasyonu yapmak için bir zemin vardýr. HDK ve onlarýn etrafýnda kitle örgütlerinin anayasa tartýþmalarýný yürütmek uygun ve elveriþli olur. Söyleþinin ilk konuþmasýný yapan yoldaþ, son konuþmasýnda þunlarý vurguladý: Savaþý devrimciler niye durduramaz? Oportünistler ve liberaller savaþýn hükümete baský yoluyla engellenebileceðini savunur. Liberal demokrasi içindeki mekanizmalar savaþý engelleyemez. Bugün toplumsal muhalefetin durumuna baktýðýmýz zaman, 9 sene önceki durumla kýyasladýðýmýz zaman muhalefet daha güçlü bir konumda. Burjuvazi içi rekabette AKP daha zayýf. Savaþa hayýr diyecek milletvekillerimiz de var. Evet, savaþtan bir Kürdistan çýkmayacak ama Ortadoðu, Irak döneminde iþaret ettiðimiz döneminde istikrarsýzlýða gebe bir bölge. Ortadoðu da sularýn durulmasýný deðil, tersi söz konusu. Kürdistan sorunu kendini daha fazla hissettirecek. Ýþçilerin birliðinden önce komünistlerin birliði dememiz iþçiler arasýnda politik çalýþma yürütmüyoruz anlamýna gelmiyor. Biz þöyle bir parti kuracaðýz diye bir çalýþma yürütmüyoruz iþçiler arasýnda. Böyle bir çalýþma ancak politik bir çalýþma, kitleleri örgütlendirme gayretiyle mümkündür diyoruz. Komünistler dýþýnda kimse iþçilerin en geniþ birliðini savunamaz diyerek bunu savunuruz. Savaþ, yýkým vb. konularda ajitasyon yürütmemiz komünistlerin birliðinin muhataplarýnýn artmasýný engellemez. Ýkinci konuþmacýnýn son konuþmasýyla söyleþi sonlandýrýldý: Biz stratejik hedeflerimize siyasal faaliyetle ulaþmaya çalýþýyoruz. Biz bu yüzden kitle örgütleri ile 1 Mayýs lara katýlýyoruz. Doktrinterlikten uzak durmanýn birinci koþulu böyle bir faaliyet içinde görüþlerimizi savunmaktýr. Kitle örgütleri, tam da sözümüzü bu faaliyetin içinde söylememiz için gerekli þarttýr. Ama bu bizim açýmýzdan artýk geride kalmýþtýr. Irak Savaþý sýrasýnda kitle faaliyeti içinde siyaset yapan bir konumda deðildik. Doktrinerliðe daha çok yakýndýk. Bugün ise doktrinerlik pozisyonuna düþmeyecek bir pozisyondayýz. Siyasi hedefimizin komünistlerin birliðine ulaþmak olduðunu elbet unutmayacaðýz. Önümüzdeki dönemin baþarýsýnýn ölçüsü ise bu çizginin müdahale kapasitesini artýrýp artýrmamak ve komünist çevrelerin yüzünü platforma dönmelerinin saðlanmasý olmalýdýr. Ýstanbul dan Komünistler

9 Eylül 2012 Sayfa 9 Troçki'nin tasfiyecilik karþýsýndaki tutumu hakkýndaki yanýlsamalar - 2 ("Troçki'nin Tasfiyecilik Karþýsýndaki Tutumu Hakkýnda Yanýlsamalar" baþlýðý ile gazetemizde yayýnlanan yazýnýn ikinci kýsmýdýr) Stalinizm Bahanesinin Kalkmasýyla Troçkizm in Foyasý da Meydana Çýkar Stalinizm in somutlaþmasý olarak tarif ettikleri rejimlerin yerinde çoktan beri yeller estiði kendileri tarafýndan defalarca ilan edildiði halde, her türlü baþarýsýzlýðýn faturasýný hala ayný adrese çýkarmaya devam edenlerin çokluðu da ibret vericidir. Besbelli ki bu durumda Stalinizm fiziki ve somut bir engelden ziyade bir ruh haline veya bir anlayýþ ve davranýþ biçimine indirgenmiþ olmaktadýr. Bu da oportünizmi ikna ile düzeltilecek bir yanýlgý olarak görme kusurunun yeniden tezahüründen baþka bir þey deðildir. Kaldý ki, böyle bir bakýþ açýsý ancak Stalinizm i burjuvaziden ve safkan sosyal demokrasiden daha tehlikeli ve güçlü bir düþman olarak görenlerin meþrebine sahip olmayý gerektirir ve önünde sonunda onlarla buluþmaya varýr. Nitekim Troçki nin ve onun çizgisini izleyenlerin serüveni incelendiðinde bunu görmek zor deðildir. Bu serüven boyunca, Troçki nin kendisi gibi onun takipçileri de, bazen Stalinizm e karþý sade suya sosyal demokratlarla yahut baþka oportünist akýmlarla uzlaþma veya ittifak arayýþý içinde olmuþtur. Bazan bunlara karþý bu kez Stalinist diye tarif ettikleri akýmlarla benzer arayýþlara yönelmiþlerdir. Bu kýsýr döngünün baþdöndürücü girdabýndan sýyrýlmak istedikleri ölçüde ise zaman zaman büsbütün siyasetin dýþýna çýkarak, ideolojik mevzilerde oyalanmayý tercih edenler de az deðildir. Ýlginçtir ki buna benzer tutumlarýn çeþitlerini kendilerine anti-troçkist etiketini yakýþtýranlar arasýnda da görmek mümkündür. Bu tutumlarýn ortak kusuru, Lassalle den beri kendini deðiþik kisvelerde gösteren oportünizmin gerçek mahiyetini gizleyen etiketler arama ve her seferinde oportünizmin türlerinden birine karþý diðerleriyle kýrýþtýran veya bunlarla birbirine karýþan tutumlardan kurtulamamaktýr. Oportünizm daima sýnýf mücadelesine burjuvazi cephesinden sýzan ve Komünist Manifesto dan beri burjuva sosyalizmi, küçük burjuva sosyalizmi, yahut reel sosyalizm diye tarif edilen tutumlarýn bir ifadesidir. Bu tarifler Lenin in emperyalizm tahlilinin en önemli ve özgün boyutunu oluþturan sosyal emperyalizm, sosyal þovenizm, sosyal hain tanýmlarýyla, yani sosyalist etiketi altýndaki oportünizm tanýmlamasýyla bir derinlik kazanmýþtýr. Bu itibarla oportünizme karþý mücadelede bu kýlavuzu elden býrakýp yeni ve yanýltýcý tarifler peþinden koþarak adým atmak mümkün deðildir. Oportünizmin ancak Bolþevizm in mirasýna sahip çýkan bir devrimci partiyle etkisiz hale getirilebileceðini ve proleter devrimin ancak bu takdirde zafere ulaþacaðýný unutanlarýn oportünizme ve revizyonizme karþý mücadele etmek yerine anti-stalinizm yahut anti-troçkizm etiketleri altýnda muhalif tutumlar benimseyenlerin tasfiyeci bir tutumun aktörü haline gelmesi mukadderdir. Tasfiyecilerden daha tehlikeli bir tasfiyecilik dediðinde Lenin in kastettiði de bu olsa gerektir. Anti-Troçkizm etiketiyle de ayný istikamette yol almanýn mümkün olduðunu ibretle görmek için de sayýsýz örnek mevcuttur. Parti Saflarýndan Kitlesel Tasfiyeler Stalin Dönemine Özgü Deðildir Troçkistlerin liberallerle yan yana düþtüðü benzer bir durum da Stalin dönemini tasfiyeler, infazlar vb. ile anma durumunda gündeme gelir. Stalin döneminin eleþtirisini ele alýrken Troçkistler, çoðunlukla ürkütücü boyuttaki tasfiye rakamlarýna, teröre vb. takýlmaktadýrlar. Sorun sanki esas olarak büyük tasfiyelerin yapýlmýþ olmasýyla ilgiliymiþ gibi ele alýnmaktadýr. Bu durumda da bütün bu iþlemlerin muhtevasý, büyük rakamlarýn ve göz alýcý geliþmelerin ardýnda kaybolmaktadýr. Zira Bolþevizm in burjuva, liberal ve liberter eleþtirmenleri de Stalin dönemine iliþkin ayný eleþtirileri Lenin zamanýndan baþlayarak yapmaktadýrlar. Genel olarak demokrasi, genel olarak diktatörlük terimlerinden sýyrýlmadýkça bu karmaþa içinden çýkmak da mümkün deðildir. Oysa Lenin hem Rus Devrimi ni bu genel terimlerle eleþtiren Kautsky ile ünlü polemiðinde hem de Devlet ve Ýhtilal de tam da bu konuya parmak basmýþtý. Ýlginçtir ki ayný dönemde Troçki de, Kýzýl Ordu Komutaný iken, iç savaþýn ortasýnda ve Komünist Enternasyonal Ýkinci Dünya Kongresi nin arefesinde kaleme aldýðý Terörizm ve Komünizm baþlýklý polemiðinde Kautsky yi ayný doðrultuda eleþtirip mahkum etmekte ve proletarya diktatörlüðü altýnda rejimin terör uygulamalarýna baþvurmasýnýn meþruluðunu açýkça savunmuþtur: Bu hususta Sovyet Hükümeti nin sadece devrim düþmanlarýna karþý baþvurduðu þiddet (Fransýzca metinde terör diye geçiyor ç.n.) tedbirlerinin aramalar, tutuklamalar ve kurþuna dizmeler- bazýlarý tarafýndan Sovyet Hükümeti nin halihazýr güçler iliþkisine denk düþmediði için baþvurmak zorunda olduðu tedbirler olarak deðerlendirildiðini unutmamak gerekir. Ama bu gün tüm dünyada ayakta kalmak için korkunç bir kitlesel baskýya baþvurmayan bir rejim bulmak mümkün deðildir. Çünkü demokratik haklar da dahil olmak üzere, bütün hak hukuk çerçevesini delen düþman sýnýflar, acýmasýz bir kavga içinde güçler iliþkisini kendi lehlerine çevirme peþindedir. (L. Troçki, Terörizm ve Komünizm) Troçki, o zaman Bolþevik Parti nin resmi yayýnlarý arasýnda sayýlan bu kitabýnda proletarya diktatörlüðü altýnda rejim düþmanlarýna karþý baský tedbirlerinin meþru olduðunu savunmaktadýr. Bu nedenle liberal ve liberter eleþtirmenler, týpký vaktiyle Kautsky nin de yaptýðý gibi, genel olarak demokrasi ve genel olarak baský tedbirleri oyununa baþvurarak Bolþevikleri eleþtirirken elbette Troçki nin bu kitabýný da zaman zaman kanýt olarak göstermektedirler. Buna karþýlýk Troçkistler bakýmýndan bu kitaba gönderme yapýldýðýna nadiren rastlanýr. Aksine içinde ayný zamanda, zorunlu çalýþma, sendikalarýn askerileþmesi vb. tedbirlerin de savunulduðu bu kitap; Troçkistler arasýnda adeta unutulmak istenen bir talihsizlik gibidir. Bir Ayrýlýk Konusu da Savaþý Ýç Savaþa Çevirme Konusundaydý Ýlginçtir, Troçki ile Lenin arasýnda Zimmerwald sürecindeki ayrýlýklardan biri de savaþ ve barýþ konularý hakkýndaydý. Lenin savaþý iç savaþa çevirme konusunda ýsrar ederken, Troçki barýþ konusuna vurgu yapmaktaydý; zaten Zimmerwaldcýlarla Zimmerwald Solu denen Bolþeviklerin baþýný çektiði grup arasýndaki baþlýca ayrýlýk da hemen barýþ tutumuna karþý savaþý iç savaþa çevirme ve kendi burjuvazimizin yenilgisi ehveni þerdir fikri etrafýnda oluþmaktaydý. Troçki nin bu konudaki tutumu az çok Paris Komünü arefesinde ayaklanmak çýlgýnlýk olur diyen Marx ýnkini andýrýr. Ama sonradan göðü fethetmeye çýkan komünarlarý selamlayan Marx gibi, Troçki de bu çýlgýnlýða 1905 te olduðu gibi 1917 Temmuzu ndan itibaren (7 Kasým da Bolþeviklerin Sovyetlere danýþmadan ikili iktidara son vermesi konusunda malum tereddüdü geçirmesine raðmen) ortak olacaktý. Hatta Marx tan farklý olarak bizzat içinde ve komuta kademesinde yer alarak. Tam bu noktada ince bir ayrýma dikkat çekmekte Bolivya Devrimi nden bir grup silahlý iþçi yarar var: bir iç savaþ ihtimali belirdiðinde buna kalkýþmanýn çýlgýnlýk olacaðýný söylemekle, eski Narodnik Plehanov un 1905 Devrimi nin ardýndan yaptýðý gibi silaha sarýlmamak gerekirdi demek arasýnda muazzam bir fark vardýr. Bu fark bizzat Troçki tarafýndan deðilse de, Plehanov gibilerle ve daha beterleriyle kýrýþtýrarak þekillenen takipçilerinin zihninde bir aykýrýlýk doðmasýna yol açmaktadýr. Bunun en kritik ve trajik örneklerinden biri Bolivya Devrimi sýrasýnda görülmüþtür. O tarihsel dönemeçte silahlanarak ayaklanan Bolivyalý madencilerin önderliðini yürüten Dördüncü Enternasyonal Bolivya Seksiyonu POR (Devrimci Ýþçi Partisi) ve onun önderlik ettiði CUB un (Bolivya Sendikalar Konfederasyonu) iktidarý bizzat ve derhal devirmesine Dördüncü Enternasyonal yönetimi, bu çýlgýnlýk mülahazasýyla engel olmuþtu. Ama karþýdevrimci burjuvazinin bu alicenaplýðý k ö t ü y e kullanmasýyla, Bolivya Devrimi bir kan gölünde boðulacaktý. Ne var ki, tarihin bir cilvesi, Troçki Bolþevik saflara katýldýktan sonra, Ýç Savaþ ta tam da komuta kademesinde yer alacaktý. Bilhassa Kronstadt Ayaklanmasý ve onun bastýrýlmasý konusu, Troçkistler bakýmýndan bu konuda en bariz ikilemlere neden olmaktadýr. Her ne kadar Troçki nin kendisi (kendisi bizzat bu harekatýn içinde ve baþýnda olmadýðý halde) Kronstadt Ayaklanmasý nýn bastýrýlmasýnýn bütün sorumluluðu üstlendiðini hayatýnýn sonuna kadar söylemiþ olsa da, Troçkistlerin büyük çoðunluðu bu konuda oldum olasý kekeme kalmaktadýr; en azýndan bu tedbiri tok bir biçimde savunana nadiren rastlanýr. Liberal akýmlarla ittifak ve iþbirliði arayýþlarý içindeki Troçkist akýmlarýn bu tür konulara girmekten kaçýndýðý apaçýk bir olgudur. Lenin Zamanýndaki Tasfiyeler Buna benzer biçimde, Troçkistler Bolþevik Parti bünyesinde yapýlan toplu tasfiyelerin sadece Stalin döneminde olduðunu vurgulayýp, Troçki nin sorumluluk taþýdýðý zamanlardaki uygulamalarýn üzerini örterek kendilerini liberal eleþtirmenlerden ayýrt etme gayreti içindedirler. Oysa genel olarak tasfiye veya genel olarak diktatörlük tedbirleri gibi terimlerden uzak durmadýkça bu ayrýmý saðlamak mümkün deðildir. Bu takdirde Lenin dönemi ile sonrasý arasýndaki gerçek farkýn ortaya çýkmasý da imkansýzlaþýr. Troçkizm in merkezci çizgisinin kendini gösterdiði hususlardan biri de buradadýr. Gerçekten de geniþ ölçekte tasfiyelerin sadece Stalin dönemine özgü bir yöntem olduðu sanýlmamalýdýr. Aksine, Lenin zamanýnda da partinin arýndýrýlmasý için parti saflarýndan geniþ kesimlerin ihraç edildiði uygulamalar olmuþtur. Troçki de birçok durumda bu uygulamalarýn taraftarý olmakla kalmayýp, bizzat uygulayýcýlarý arasýndadýr döneminde partiye katýlanlarýn arttýðý ve ardýndan gericilik döneminin geliþine koþut olarak üye sayýsýnýn dikkat çekici bir tarzda düþürüldüðü de bir vakýadýr. Bu durum esasen partinin profesyonel devrimciler örgütü niteliðinin korunmasý kaygýsýyla ilgilidir. Sýnýf mücadelesinin yükseliþ ve geri çekilme evrelerine paralel olarak, emekçi yýðýnlar arasýnda devrimci mücadeleye aktif olarak katýlanlarýn artýp azaldýðý rahatlýkla gözlenebilen bir olgudur. Bu nedenle kendini profesyonel devrimcilerle sýnýrlamak isteyen bir partinin üye sayýsýnýn da bu gelgitlere paralel olarak artýp azalmasý gayet tabiidir. Yükseliþ dönemlerinde saflarýný aktif olarak mücadeleye katýlan emekçilere açamayan bir parti, kitle hareketine müdahale etme ve yönlendirme imkanlarýný yitirir, ödevlerini yerine getiremez ve doktrinerliðe, ültimatomculuða mahkum olur (Lenin in 1905 döneminde parti içinde açtýðý ve kapýlarý açýn önerisini yaptýðý tartýþma buna iliþkindir). Geri çekilme dönemlerinde ise tam tersi bir eðilim kendini gösterir. Yükseliþ zamaný partiye yönelen unsurlar þartlarýn deðiþmesiyle kendiliklerinden uzaklaþmazlar. Aksine partiyi bu dönemi atlatana kadar bir sýðýnak gibi görüp, riskleri azaltmak için fren rolü oynamaya baþlarlar. Yükseliþ döneminde itici bir rol oynayan unsurlar, geri çekilme döneminde bir ölü aðýrlýk haline gelirler. Bu durumda, partinin onlarý ileri çekemediði ölçüde kendini bu unsurlardan arýndýrmasý þarttýr. Aksi takdirde partinin yapýsýný ve çizgisini bozan bir etken haline gelirler. Baþka örnekler bir yana, bu durumu devrim sonrasý Rusya da gözlemek konu açýsýndan anlamlýdýr. Ýç savaþ arifesinde, 1919 yýlýnda Bolþevik Parti nin üye sayýsý sadece 250 bin'di. Buna karþýlýk, 1921'de, onuncu parti kongresinde toplam 732 bin 521 asil ve aday üye temsil edilmiþti. Demek ki, iç savaþ sýrasýnda, bilhassa bu savaþýn Kýzýl Ordu nun zaferiyle sonuçlanmasý üzerine, parti üyelerinin sayýsý üçe katlanmýþtý. Bu üyelerin niteliðini ve sýnýfsal bileþimini anlamak için þu gösterge yeterlidir: 732 bin küsur üyenin yüzde 57'si okur yazar deðildi. Anlaþýlan iç savaþ sýrasýnda büyük kitlelerle köylü kökenli üyeler kaydedilmiþti. Bunlardan yaklaþýk 200 bini On Birinci Kongre'ye (1922) varmadan, kýsmen kendiliklerinden ama büyük ölçüde planlý bir tutumun sonucunda tasfiye oldu: bu kongrede temsil edilen üye sayýsý 532 bindi. Arada geçen bir yýl içinde üyelerin yaklaþýk dörtte biri tasfiye olmuþtu. Bu tasfiyenin kimleri hedef aldýðý konusunda fazlaca þüpheye yer yoktur: besbelli iç savaþ sýrasýnda partiye giren ve neden girdikleri de pekala anlaþýlýr olan köylü kökenli ve niteliksiz unsurlar tasfiyenin hedefi olmuþtur. Bu örnek de göstermektedir ki, Bolþevik Parti de üyelerin kitlesel olarak parti dýþýna atýlmasý Stalin dönemine özgü olan bu yöntem deðildir. Lenin sonrasýnda hissedilir biçimde kendini gösteren þey bu deðil, tasfiye iþlemine hedef olanlarýn nitelikleri ve kimlikleridir. Gerek parti içinde gerekse de parti dýþý muhalefete iliþkin tutum bakýmýndan da tablo aþaðý yukarý böyledir. Bu bakýmdan Lenin zamaný ve sonrasý arasýnda parti üyeleri arasýnda yapýlan arýndýrma yahut temizlik lere soyut olarak deðil, bu uygulamalarýn hedefleri ve sonuçlarý göz önünde tutularak yaklaþmak gerekir. Bu takdirde iki dönem arasýnda tam bir zýtlýk olduðunu görmek zor deðildir.

10 Sayfa 10 Eylül 2012 Lenin Dönemindeki Tedbirler Partinin Bolþevik Niteliðini Korumaya Dönüktür Ama konumuz Stalin döneminin ayrýntýlý bir irdelenmesi olmadýðýndan, tekrar Troçki ye ve parti konusuna dönebilmek için, önemli bir dönüm noktasýna deðinmek gerekiyor. 1921'de parti saflarýnda büyükçe bir temizlik yapýlmýþ olmasýna raðmen, 1922'de Lenin hala alarm iþaretleri vermekteydi. Ama bu kez fazla ve niteliksiz üyelerin yarattýðý sorunlar konusunda deðil, partiye yeni üye alýnmasýna iliþkin normlarýn deðiþtirilmesi konusunda alarm verdi. 1922'de, On Birinci Kongre arifesinde Zinoviev'in önerisiyle partiye hýzla üye kaydetme yönünde bir tüzük deðiþikliði gündemdeydi. Yani bir önceki temizlik harekatýnýn peþinden partiye yeniden hýzla üye kaydedilmesi gündemdeydi. Zinoviev'in önerisi aday üyelik sürelerini kýsaltma yönündeydi; bunun gerekçesi ise açýkça ifade edilmiþ olmasa da Sovyet Cumhuriyetleri ne yeni katýlan Orta Asya daki ülkelerde yeni rejimi oturtup sevk ve idare etmek için yeterli derecede eðitilmiþ kadronun bulunmayýþý ve parti kadrolarýnýn sayýsýnýn da bu boþluðu doldurmaya müsait olmamasýydý. Lenin bu deðiþikliðe þiddetle itiraz etti. Önce Merkez Komitesi'ne gönderdiði bir mektupla bu deðiþikliði önlemeye çalýþtý; parti üyeliði için deneme sürelerinin iþçiler için 6 aya, diðerleri için 12 aya düþürülmesine þiddetle karþý çýktý. Ona göre 10 yýldan tecrübeli aðýr sanayi iþçileri için bu süre 6 ay, diðer iþçiler için 18 ay olmalý, köylüler ve Kýzýl Ordu mensuplarý için 2 yýl, diðerleri için ise 3 yýllýk bir deneme süresi konulmalýydý. Merkez Komitesi öneriyi benimsemedi. Troçki de Stalin gibi, partinin Leninist niteliðini tehdit eden Zinoviev in önerisini destekleyenler arasýndaydý. Hastalýðý nedeniyle kongreye katýlamama olasýlýðýný göz önünde bulundurarak, Lenin bir mektup daha gönderdi: "Bugün partimizin bileþiminde yeterince proleter olmadýðýndan kuþku yok. Kimse bunu inkar edemez ve istatistiklere kýsa bir bakýþ bu tezi doðrulayacaktýr. Savaþtan beri Rusya'da fabrika iþçileri öncesine kýyasla çok daha az proleter karakteri göstermektedir. Çünkü savaþ sýrasýnda askerden kaçmak isteyenler fabrikaya girmiþtir. Bu, herkesin bildiði bir olgu. Öte yandan ayný þekilde kesindir ki partimiz genelde ve ortalama düzeyde, gerçekten proleter bir önderliðin gerektirdiðinin çok altýnda bir ortalama politik eðitime (eðer üyelerinin büyük çoðunluðunun düzeyi ele alýnýrsa) sahiptir; üstelik öylesine güç bir dönemde, hýzla baðýmsýz bir sýnýf politikasýna yönelen köylülüðün devasa aðýrlýðý hesaba katýldýðýnda bu daha çok böyledir. Sonra bir hükümet partisine girme giriþimlerinin bu sýralarda son derece önemli bir eðilim olduðunu da hesaba katmak gerekiyor. Bolþeviklerin siyasi baþarýlarýyla bu günlerde heyecanlanan kamuoyunun proleter olan her þeyden ne kadar uzak olduðunu anlayabilmek için Smyena Uyek yayýnlarýný anýmsamak yeterli.... Ýþçiler için 6 aylýk aday üyelik bu yöneliþi hiçbir biçimde durduramayacaktýr; çünkü bu kadar kýsa bir aday üyelik süresini her bakýmdan aþmaktan daha kolay bir þey yoktur. Üstelik bizim koþullarýmýzda birçok aydýn ve yarý aydýnýn iþçi olmalarýnýn önünde hiçbir güçlük yoktur. Bütün bunlardan çýkardýðým þu sonuç þudur: beyaz muhafýzlar partimizin proleter olmayan bileþimini bilinçli olarak hesaba katmaktadýr; bu olguyu çok önemsiyorum ve gözümde büyüyor. Bu sonuç, üyeliðe kabul için aday üyelik süresini kesinlikle uzatmamýz gerektiðini gösteriyor. Eðer iþçiler için 6 aylýk sürede ýsrar edersek kendimizi ve baþkalarýný kandýrmamak için iþçi kavramýný mutlaka tanýmlamak zorundayýz. Öyle ki iþçi kavramýný yalnýzca yaþam koþullarý nedeniyle fiilen proleter zihniyetini özümsemiþ olanlarla sýnýrlamalýyýz. Oysa proleter zihniyetinin özümsenmesi ancak yýllarca fabrikada çalýþmakla ve herhangi bir sebeple deðil, ekonomik ve sosyal varoluþ koþullarýnýn dayattýðý sebeplerle çalýþmakla mümkündür." (TE, c.33, s ) Moskova Duruþmalarý ndan bir kare Lenin mektubunun sonunda partinin niteliðinin korunmasý için, partinin niteliksiz üyelerden arýndýrýlmasý iþlemlerinin pratikte bir çözüm getirmeyeceðinin farkýnda olduðunu belirtiyordu. Buna karþýlýk yeni üyelerin kabulü konusunda daha titiz davranmak; aday üyelerin eðitimini ve sýnanmasýný daha titizce yapmak ve yerel örgütleri yeni üye katýlýmlarý konusunda merkezi olarak denetlemek gerektiðini vurguluyordu. Kongre de bu uyarýlarý dikkate almadý. Buna karþýlýk partiyi güvenilmez unsurlardan temizleme doðrultusunda, muðlak ve keyfi yorumlara açýk bir karar aldý. Böylece partinin þiþirilmiþ bulunan üye sayýsýnýn kitlesel tasfiyelerle azaltýlmasýna 1922'den sonra da devam edildi. 1923'teki On Ýkinci Kongre'ye varýldýðýnda 150 bin üye daha tasfiye olmuþ ve üye sayýsý 386 bine düþmüþtü. Ne var ki, Lenin'in öngördüðü gibi, asýl çözüm kitlesel tasfiyelerle saðlanamazdý. Sonradan dönem dönem temizlik yapma kapýsý açýktýr diye, kitleler halinde niteliksiz unsuru üye kaydetmek iþe yarar bir yöntem olmadýðý gibi, temizlikler sýrasýnda kimin gidip kimin kalacaðý da þüphelidir. Nitekim 1922 de güvenilmez unsurlar diye tasfiye edilenlerin arasýnda Kolontay ve Þliapnikov un baþýný çektiði Ýþçi Muhalefeti hareketinin tabanýný oluþturan sanayi iþçileri ve sendikacýlar önemli bir yer tutuyordu. Doðrusu, üye seçimini titizlikle yapmak ve uygun bir aday üyelik döneminde hem sýnayarak hem eðiterek üye kaydetmeye özen göstermekti. Kaldý ki bu husus Leninist parti anlayýþýnýn en temel yönüyle ilgilidir: Leninist bir örgütün üyelerini seçerek alma hakký ve ödevi vardýr. Ama ayný nedenle bir merkez komitesinin kendi seçtiði ve kendisini seçen üyeleri kitleler halinde tasfiye etmesi olaðan ve kabul edilebilir bir durum deðildir. Daha doðrusu eðer böyle bir zorunluluk kendini dayatmýþsa, bunun sorumluluðunu niteliksiz üyelerde deðil, örgütün sorumlu organlarýnda aramak gerekir. Lenin'in temizlik yapma yerine, aday üyelik sürelerini uzatýp iyi deðerlendirmeyi önermesi bu anlayýþla uyum içindedir. Dolayýsýyla rasgele üye kaydedip sonra tasfiyelere yönelmek yerine üye seçimi hakkýnda daha titiz bir sistem oturtmak, partinin karþý karþýya bulunduðu sorunlara en doðru yaklaþýmdý. Lenin On Birinci Kongre öncesinde Merkez Komite üyelerine gönderdiði mektupta þu uyarýda da bulunmuþtu: "Gerçeðe gözümüzü kapatmazsak bugün partinin proleter politikasýnýn üyelerin tümü tarafýndan deðil, partinin eski tüfekleri diyebileceðimiz çok ince bir tabakanýn benzersiz ve devasa otoritesi tarafýndan belirlendiðini kabul etmek gerekir. Bu tabakanýn içinde küçücük bir iç mücadele; onun otoritesinin tamamen yok olmasýna deðilse bile, hiç deðilse zayýflamasýna ve artýk belirleyiciliðin elinden kaçmasýna yetecektir." (TE., c. 33, s. 260) Ne yazýk ki, tam da böyle oldu. 1924'ten itibaren önce Ekim Devrimi'ne katýlan Bolþevik kuþaðý içinde bir çatýþma suni zorlamalar ve çarpýtmalarla baþlatýldý; sonra da daha 1922'de incelmiþ bulunan eski tüfekler tabakasý önce itibarýný yitirip, özellikle 30'lu yýllarda tümüyle tasfiye oldu. Stalin Dönemindeki Temizlikler Partinin Bolþevik Niteliðini Korumaya Deðil, Bolþevik Parti nin Tasfiyesine Yöneliktir Kongre Lenin in uyarýlarýný dikkate almayýp bu deðiþiklik önerisini benimsediyse de, onu uygulamaya geçirmek için Lenin in ölümünü beklemek gerekti. Lenin in gözlerini yumduðu 1924 yýlýnda üye sayýsý tekrar iki katýna çýktý: On Üçüncü Kongre'de temsil edilen üye sayýsý 735 bin 881'di; yalnýz Lenin'in ölümünden, yani Ocak 1924'ten Mayýs 1924'e kadar üye kaydedilenlerin sayýsý 240 bindi; bunlar sanki Lenin'in son uyarýlarýyla alay edercesine Lenin Kayýtlarý adý altýndaki kampanya ile partiye katýlmýþlardý. Bu iþlem bir kerede olup bitmedi, kah siyasi kah baþka mülahazalarla art arda sürdü. Dikkat çekmek gerekir ki bu dalgalarýn en büyüðü Moskova Duruþmalarý nýn olduðu döneme tekabül etmez. Bu dönemin özgünlüðü partinin ve Kýzýl Ordu nun bilhassa yönetim kademelerinde görece büyük bir tasfiyenin olmasýyla ilgilidir; ve bunlarýn büyük çoðunluðunun (Kamenev, Zinoviev, Buharin, Radek, Tuhaçevski vb. hatýrlanýrsa) Troçkizm le baðlantýlý olmadýklarý bir sýr deðildir. Bir nevi doldur/boþalt iþlemini andýran bu zincirleme operasyonlarýnýn sonunda partinin bileþiminin nasýl deðiþtiði incelendiðinde, partiyi arýndýrma adý altýndaki bu iþlemlerin nasýl bir tasfiye operasyonunu ifade ettiði görülür. Bu iþlemlerin sonucunda parti bariz bir biçimde, hem yapýsý hem de bileþimi bakýmýndan, Ekim Devrimi ne önderlik eden partiden açýk seçik uzaklaþmýþtýr. arþivlerden yararlanan birçok araþtýrmada bu evrim hakkýnda çok ayrýntýlý tahliller mevcuttur. Ama bu ayrýntýlara girmeden, herhangi bir tartýþmaya konu olamayacak þekilde Stalin döneminde sunulan bir rapordan bu evrimi izleyelim. Malenkov un 1939 da toplanan SBKP nin On Sekizinci Kongresi ne sunduðu rapora göre, partinin o kongrede temsil edilen 1 milyon 589 bin üyesinden sadece yüzde 8.3 ü partiye 1920 den önce kayýt olmuþtu. Bir baþka deyiþle Lenin in 1921 deki mektubunda partiyi asýl yöneten ince kuþak dediði, eski Bolþevik kuþak neredeyse tamamen ortadan kalkmýþ durumdaydý. Ýç savaþ sýrasýnda partiye katýlanlarýn yüzde 80 i artýk yoktu arasýnda partiye kaydolanlarýn yüzde 75 i, arasýnda kaydolanlarýn ise yarýsý tasfiye olmuþtu. Daha ilginci, beþ yýl önce toplanan bir önceki Merkez Komite üyelerinden yüzde 70 i de fiziki olarak tasfiye olmuþtu. Bir Dönüm Noktasý: Zafer Kongresi Ayný zamanda Zafer Kongresi diye de anýlan On Yedinci Kongre Kruþçev in ilk kez merkez komiteye seçildiði kongredir. 5 yýl sonra bu MK nýn yüzde 30 u geri kalanlarý tasfiye ettikten sonra, Kruþcev de 18. Kongre de ilk kez politbüroya seçilecekti. 17. Kongre'de bulunan 1966 delegeden 1108'i bir sonraki kongreye kadar geçen beþ yýl içinde karþýdevrimci suçlarý nedeniyle tutuklandýlar. Bu kongrede Merkez Komitesi'nin yedek ve asil üyesi olarak seçilen 139 kiþiden 100'ü tutuklandý ve kurþuna dizildi dönemine yakýndan bakýldýðýnda On Yedinci SBKP kongresinin önemli bir dönemeç noktasý olduðu görülmektedir; hatta bu dönemeç Sol Muhalefet'in tasfiye edildiði On Beþinci Kongre'den daha ilginçtir. 1934'teki On Yedinci Kongre sýrasýnda partide 1 milyon 854 bin 488 asil ve 935 bin 298 aday üye vardý. Fakat On Sekizinci Kongre sayýmlarýna göre partinin üye sayýsý 'i asil üye ve 888 bini aday olmak üzere toplam 'dir. 1934'den 1939'a kadar geçen beþ yýllýk sürede üye ve aday üyelerin toplamýndaki eksilme 300 binin üzerindedir; fakat normal olarak 1939'daki On Sekizinci Kongre'den önce aday üyelerin en azýndan üçte birinin asil üye olmalarý gerektiði gözönüne alýnýrsa, üye sayýsýndaki eksilme en az bu rakamýn iki katýndan fazladýr; resmi organ olan Partinin Hayatý nýn verdiði rakamlara göre, bu rakam 800 bindir. O tarihte 1917 Devrimi ne önderlik eden partinin merkez komitesinde yer alanlardan bir tek Stalin bu konumunu korumuþtu; o merkez komitesinden o zaman hayatta kalan ise bir kendisi bir de Troçki vardý. Genel Sekreter Stalin bu dönemi 1936'da sunduðu raporunda þöyle deðerlendirmiþti: "Parti, yýllarý arasýndaki koþullarda böylesine büyük bir katýlma akýmýnýn, üye sayýsýnýn anormal ve istenmez bir artýþý olduðunu sezmezlik edemezdi. Parti, saflarýna sadece dürüst ve sadýk kimselerin deðil, bilakis rastlantý sonucu gelmiþ ögelerin de, parti bayraðýný kiþisel çýkarlarý için kullanmak isteyen ikbal avcýlarýnýn da girdiklerini biliyordu. Parti, sadece üyelerinin sayýsý ile deðil, bilakis her þeyden önce nitelikleri ile güçlü olduðunu bilmezlik edemezdi. Bu nedenle, ortaya partinin bileþimini düzenleme sorunu çýktý. Partinin, üyeler ve aday üyeler bakýmýndan 1933'te baþlamýþ bulunan arýndýrýlmasýný sürdürme kararý alýndý; ve bu iþ fiili olarak 1935 Mayýs ayýna deðin uzatýldý. Ayrýca, partiye yeni üye alýmýnýn durdurulmasý kararlaþtýrýldý. Bu iþ fiili olarak 1936 Eylül'üne deðin durduruldu; yeni üyeler alýnmasýna ancak 1 Kasým 1936 günü baþlandý... Partimiz þimdi biraz daha az kalabalýk, ama buna karþýlýk üyelerinin niteliði bakýmýndan daha iyi." (Aktaran Gül Özgür, Rusya'da 1917 Sosyalist Ekim Devrimi ve Kadýnlarýn Kurtuluþu, Dönüþüm Y., s.150) Ayný dönemde Kýzýl Ordu daki durumun nasýl bir tablo arzettiðine bakmak da ibret vericidir.

11 Eylül 2012 Sayfa 11 Kýzýl Ordu daki Tasfiyeler 1940 sonbaharýnda Sovyet Piyade Teftiþ Kurulu Komutaný bir generalin raporuna göre, o yaz 225 topçu komutanýndan hiçbiri askeri akademide eðitim görmüþ deðildi. Bunlarýn sadece 25'i askeri okuldan mezun olmuþ, geri kalanlarý ise yalnýzca asteðmenler için açýlan kurslarý tamamlamýþlardý. 1940'ýn baþýnda tümen komutanlarýnýn % 70'inden fazlasý, alay komutanlarýnýn %60'ý sadece bir yýldýr bu görevlerde bulunuyorlardý. Bütün bunlar tarihin en korkunç savaþýnýn arifesinde oluyordu. Sonradan Kruþçev bu tasfiyelerin ne kadar ciddi bir zaaf yarattýðýný teslim edecek ve idam edilenlerden bazýlarýnýn itibarýný iade edecekti; tabii o sýrada kendisinin de çiçeði burnunda ama tam yetkili ve sorumlu bir Merkez Komite üyesi olduðunu hatýrlatmaktan kaçýnarak. Bu konudaki açýklamalarýn yapýldýðý ünlü kapalý oturum sýrasýnda geçtiði rivayet edilen bir konuþma tabloyu güzel tarif etmektedir. Kruþçev raporunu okurken delegeler arasýndan biri Peki sen o zaman neredeydin Nikita Sergeyeviç yoldaþ? diye sorar. Konuþmasýný kesen Kruþçev kim o soruyu soran? dediðinde kimsenin sesi çýkmaz. Kruþçev de ben de tam senin olduðun yerdeydim diyerek konuþmasýný sürdürür. Her þey bir yana, faþist Almanya'nýn Sovyetler Birliði'ne saldýrýsýndan az önce Kýzýl Ordu'da yapýlan tasfiyelerin boyutlarý dehþet vericidir: bu dönemde en deneyimli, en nitelikli 82 bin kadar komutan ve askeri görevli tasfiye edilmiþtir. Alman ordularýnýn Barbarossa Harekatý sýrasýndaki inanýlmaz hýzlý ilerleyiþinin açýklamalarýndan biri de burada olsa gerektir. Eðer iþgale karþý (örneðin Stalingrad daki gibi) muazzam bir sivil direniþ ortaya çýkmamýþ olsaydý bu savaþýn akýbetinin ne olacaðý aþikar görünmektedir. Ordudaki temizliðin komutanlar düzeyindeki dökümü þöyledir: 4 orgeneralden 3 ü, ikinci derecedeki 12 orgeneralin tümü, 67 korgeneralin 60 ý, 199 tümen komutanýndan 66'sý, 377 tugay komutanýndan 221'i; Deniz Kuvvetleri'nde ise 2 donanma oramirali, ikinci derecedeki 6 amiralin tümü, 11 ordu komiserinin tümü, 28 kolordu komiserinin 25'i, 97 tümen komiserinin 79'u, 36 tugay komiserinin 34'ü ya tutuklandý ya da kurþuna dizildi. Toplam üzerinden bir hesap yapýldýðýnda üst düzey subaylarýn yüzde 86'sýnýn, toplam subaylarýn da yarýsýnýn kurþuna dizildiði ortaya çýkmaktadýr. Bir ordu, komutanlar düzeyinde, savaþ sýrasýnda bile, 1930'larýn sonundaki tasfiyeler sýrasýndaki kadar büyük bir kayýp veremezdi (Bu rakamlar Kruþçev'in 1956'da sunduðu raporlardan derlenmiþtir). Brejnev in askeri hiyerarþide önemli basamaklarý hýzla týrmanýp sonra parti yönetimindeki yerini almasý da bu temizliklerin ardýndan baþlayacaktýr. Kýzýl Ordu da rütbelerin ve niþanlarýn geri gelmesi ve ayný zamanda merkez komitelerinde rütbeli ve madalyalý asker üyelerin göze çarpmaya baþlamasý da bu dönemin çarpýcý görünümlerindendir. Parti Genel Sekreteri nin ayný zamanda Kýzýl Ordu Komutaný olmasý da. Ama hiç kuþkusuz konu sadece Kýzýl Ordu nun yapýsý ve bileþiminin deðiþmesiyle ve partinin üye sayýsýndaki artýþ ve eksilmelerle ve üye bileþiminin niteliðindeki deðiþmelerle ilgili deðildir. Partinin iþleyiþinde de önemli bir deðiþim göze çarpmaktadýr. Partinin Bileþimi ve Ýþleyiþindeki Deðiþim 1918 baþýnda bin civarýnda olan partinin asil üyelerinden 200 bine yakýný 1939 baþýnda hala hayattaydýlar; ama 1918'de üye olanlarýn sadece yüzde 10'u 1939'da hala parti üyesiydiler. Sýk sýk iç savaþ sýrasýnda hayatlarýný kaybeden partililerin öneminden söz edilir; oysa rakamlara vurulduðunda bunlarýn oraný yüzde 30'u geçmemektedir. Demek ki, 20 yýlda 1918'de SBKP üyesi olanlarýn yüzde 60'ý civarýndaki bir kýsmý ya fiziki olarak tasfiye edilmiþ yahut sadece partiden atýlmýþtýr. Buradan anlaþýlan, 30'lu yýllarda parti üyelerinin iç savaþtakinin iki misli oranýnda bir kýyýma uðramýþ olduðudur. Üstelik tüm bu eksilme bütün bir dönem içinde, yýllarý arasýnda yoðunlaþmaktadýr. Daha net söylemeli; devrime önderlik eden kuþaðýn tasfiyesi ve yerine yeni bir kuþaðýn geçiþi, tam da sosyalizmin geri dönüþsüz zaferi ilan edildiði sýralarda gerçekleþmiþtir. Lenin 1922 yýlýnýn Kasým ayýnda Komintern'in Dördüncü Kongresi'nde yaptýðý yaþamýnýn son konuþmasýnda, parti ve devlet katýndaki geliþmeler karþýsýndaki kaygýlarýný geniþ bir dinleyici kitlesi önünde son defa dile getiriyordu: "Biz eski devlet mekanizmasýný devraldýk, bu bizim talihsizliðimizdir. Sýk sýk bu mekanizma bize karþý çalýþmaktadýr. 1917'de iktidarý aldýðýmýzda hükümet memurlarý bizi sabote ettiler. Bu bizi çok ürküttü ve lütfen geri gelin diye yakardýk. Hepsi geri geldi fakat bu da bizim talihsizliðimizdi. Þimdi koskoca bir devlet çalýþanlarý ordumuz var fakat üzerlerinde denetim saðlayacak eðitimli güçler yok. Pratikte tepede biz politik iktidarý kullanýrken mekanizma nasýlsa iþliyor fakat aþaðýda hükümet memurlarý tamamen keyfi bir kontrole sahipler ve sýk sýk kontrollerini b i z i m tedbirlerimize karþý kullanýyorlar. Yukarýda, ne kadar olduðunu bilmiyorum, fakat her halükarda, sanýrým birkaç bin, dýþarýda ise birkaç onbin kendi insanýmýz var. Aþaðýda ise, bazen bilerek ve bazen bilmeden bizim aleyhimize çalýþan Çar'dan ve burjuva toplumundan aldýðýmýz yüz binlerce eski memur var." (TE., c.34, s.394 ve devamý; ayrýca III. Enternasyonal Konuþmalarý, Koral, s.162 ve devamý.) Lenin Aralýk 1922'de ikinci bir hamle yaparak daha sonralarý Lenin'in Vasiyetnamesi olarak adlandýrýlacak bir metinle, Merkez Komitesi'nin üye sayýsýnýn en az 100 kiþiye çýkartýlmasýný önerdi. (Bkz. Son Yazýlar, Son Mektuplar, Ekim Y., s ) On Ýkinci Parti Kongresi delegelerine hitaben yazýlan bu metinde, bu yeni yüz üyenin tabandaki iþçilerden alýnmasý gerekliliðinin üzerinde duruyordu. Lenin'e göre Merkez Komitesi'ne alýnacak iþçiler Sovyet örgütlerinde uzun süre çalýþmýþ olanlardan seçilmemeliydi; çünkü bu Güya Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin mirasýna sahip çýkma iddiasýný dillerinden düþürmeyen Troçkistler Komünist Enternasyonal gibi politik ve örgütsel bir mevzinin elden gitmesine engel olmadý. iþçiler, mücadele edilmesi gereken geleneklere ve önyargýlara alýþmýþ durumdaydýlar. Bu nedenle Merkez Komitesi ne seçilecek iþçi üyeler Sovyet örgütlerinde çalýþma düzeyine çýkmýþ olanlardan daha alt tabakada olmalýydý. Lenin, ancak bu þekilde devlet cihazýnýn yenilenmesi ve geliþtirilmesinde etken rol oynayabilecek nitelikte, kendilerini Sovyet sistemine adamýþ bir kadro nun oluþturulabileceði kanýsýndaydý. (Bkz. Lenin, age, s.17.) Merkez Komitesi'nin büyütülmesinin yanýsýra Lenin, Ýþçi ve Köylü Denetimi Komiserliði'nin de radikalce yenilenmesini önermekteydi. Son yazdýðý yazý olan Az Olsun Öz O l s u n makalesinde, Rusya'nýn kültürel geriliðinden kaynaklanan geleneksel bürokrasinin Sovyet yönetimini de etkisi altýna almasýndan yakýnýyordu. Ancak yazýnýn önemli bir bölümü, iþçi köylü denetiminin önemi ve bunun eleþtirisine ayýrmýþtý. Lenin'e göre, Ýþçi Köylü Denetimi kurumlarýndan daha kötü örgütlenmiþ bir kurum yoktu ve mevcut koþullarda Ýþçi Köylü Komiserliði'nden hiçbir þey beklememek gerekiyordu, Lenin bu alanda radikal bir reform yapýlmasýný ve Ýþçi Köylü Denetimi'nin daha küçük ve örnek bir kurum haline dönüþtürülmesini öneriyordu. (Bkz., Az Olsun, Öz Olsun, Son Yazýlar, Son Mektuplar içinde, s ) Çoðu kez bu süreç ya nesnel etkenlerle yahut psikolojik/kiþisel etkenlerle izah edilir. Oysa baþka nesnel koþullarda ve farklý kiþilerin rol aldýðý süreçlerde benzer geliþmelerin olduðu görülmüþtür; bundan sonra da görülmesi muhtemeldir. Bu bakýmdan söz konusu sürecin iþlemesinde hatýrý sayýlýr bir yeri olan bir iþleyiþ mekanizmasýna dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü ne nesnel koþullar ne de kiþilikler kaçýnýlabilir niteliktedir. Kaçýnýlabilir olan devrimci partinin iþleyiþ kurallarýndaki ve üyelerinin seçiminde gözetilmesi gereken ilkelerdeki deðiþikliklerdir; devrimcilerin üzerinde durmak zorunda olduklarý asýl sorunlar, öznel alanýn sorunlarý olmalýdýr. Troçki nin oldum olasý acemisi olduðu ve onun izinden gidenlerin bir türlü kavramadýðý sorunlar da bu alandadýr. Kuþkusuz, devrim öncesinde ve devrim sýrasýnda olduðu gibi geçiþ döneminde de devrimci partinin önemli ve belirleyici bir rolü olduðunu görmeyenler; bu rolü küçümseyenler yahut büyük ve süslü laflarýn arasýnda kaybolmasýna yol açanlar bu geliþmelerin açýklanmasýnda Bolþevik Partisi'ndeki evrimi büyüteç altýna koymayý da ihmal etmektedirler. Oysa tam tersi yapýlmalýdýr. SSCB'deki yozlaþma sürecinin anlaþýlmasýnda anahtar sorunlar burada yatmaktadýr. Bu bakýmdan son bir noktaya daha dikkat çekmekte yarar var. Söz konusu olan Bolþevik Parti nin alamet-i farikasý sayýlmasý gereken demokratik merkeziyetçi iþleyiþin akýbetiyle ilgili bir göstergedir. 1917'deki Altýncý Kongre'den 1925'teki On Üçüncü Kongre'ye kadar (1924 Mayýs), iç savaþ koþullarýna raðmen Bolþevik Parti nin kongreleri birer yýl, bazan daha az arayla toplanmýþtýr; ki bu zaten tüzük gereðiydi. Bundan sonra, On Dördüncü Kongre bir öncekinden 19 ay sonra toplanabilmiþtir (1925 Aralýk); On Beþinci Kongre bundan tam 24 ay sonra (1927 Aralýk), On Altýncý Kongre 30 sonra (1930 Haziran), On Yedinci Kongre 44 ay sonra (1934 Ocak) ve On Sekizinci Kongre tam 61 ay sonra toplanmýþtýr (1939 Þubat). Stalin'in saðlýðýnda toplanan son kongre olan On Dokuzuncu Kongre bir öncekinden tam 13 yýl sonra toplanmýþtýr (1952 Þubat). Bu arada savaþ yýllarýnda kongre yapýlmadýðý gibi, bir tek tam katýlýmlý (plenum) Merkez Komitesi toplantýsý dahi yapýlmýþ deðildir. Demokratik merkeziyetçilik kavramýný borçlu olduðumuz Lenin in parti modelindeki deðiþimin en bariz göstergelerinden biri olsa gerektir. Ýlginçtir ki Leninizm e sahip çýkma iddiasýnda olanlarýn çoðu Lenin zamanýndaki iþleyiþ ve uygulamalardan ziyade sonrasýný kendilerine örnek almaktadýr. Benzer bir tabloyu Komünist Enternasyonal ile ilgili olarak da görmek mümkündür. Lenin zamanýndaki ilk dört kongre yaklaþýk bir yýl arayla bazan da kýsa zamanda toplanmýþken ondan sonraki ilk kongre iki yýl aradan sonra toplanmýþtýr. Altýncý Kongre öncekinin 4 yýl ardýndan toplanmýþtýr. Yedinci ve son dünya kongresi bundan 7 yýl sonra 1935 te toplanmýþtýr. Bunun ardýndan Komünist Enternasyonal 15 Mayýs 1943 te bir kongre toplamaya bile gerek duyulmadan bir Yürütme Kurulu bildirisi ile tasfiye edilmiþtir. Bu uzayan kongre aralýklarý boyunca Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu, Komünist Enternasyonal in dünya kongrelerini ikame etmiþtir. Bu deðiþimin dönüm noktasý olan Beþinci Kongre ise Troçki nin hazýr bulunduðu son Komintern kongresidir ve Troçki bu deðiþiklik konusunda hiçbir tutum almamýþ, sessiz kalmýþtýr. O kongre ayný zamanda Troçkizm e karþý uluslararasý bir mücadele açýlmasý kararýnýn alýndýðý kongredir. Ýlginçtir Troçkist tasfiyeciliðe karþý mücadele kararýný alan Komintern sonuçta Bolþevizm in en önemli mirasý ve kazanýmlarýndan olan Komünist Enternasyonal i tasfiye etmiþtir. Güya Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin mirasýna sahip çýkma iddiasýný dillerinden düþürmeyen Troçkistler ise bu politik ve örgütsel mevzinin elden gitmesine engel olmadýklarý gibi yerinin doldurulmasý yönünde o gün bugündür somut bir adým atmýþ deðillerdir. Zaten Troçki nin Zimmerwald sürecindeki tutumunu takip ederek bunun gerçekleþmesi de mümkün deðildir. Bunun yerine Troçkist hareketin en sýk tekrarlanan tekerlemelerinden biriyle karþý karþýya gelinir: savunulacak politik ve örgütsel mevzi kalmadýysa ideolojik mevzilere sarýlmak gerekir. Kulaða hoþ gelen bu tekerleme doðru deðildir ve Troçkizm in örgütsel sorunlar karþýsýndaki tutumunu yansýtýr. Öte yandan Troçkistlerin iddia ettikleri gibi Komünist Enternasyonal in ideolojik mevzilerine ve orada kristalleþmiþ bulunan Bolþevizm in ideolojik mevzilerine sahip çýktýklarý da doðru deðildir.

12 Sayfa 12 Eylül 2012 Troçki ve Troçkistler Komünist Enternasyonal in ilk dört kongre karar ve tezlerine kayýtsýz þartsýz sahip çýkmazlar Enternasyonalizm konusu belki de Troçkizm hakkýnda bir baþka efsanenin perdesinin aralanmasýna da katkýda bulunabilir. Komünist Enternasyonal in tasfiye edilmesinden sonra uluslararasý örgütlenme giriþimlerinin neredeyse Troçkistlerin tekelinde bulunmasýna ve dünya devriminden söz etmenin Troçkistlik kanýtý olarak ele alýnmasýna bakýlýrsa, enternasyonalizm ve dünya devrimi fikirlerinin adeta Troçki ve Troçkistlere özgü olduðu sanýlabilir; böyle sananlar çoktur. Troçkistler ve bu nedenle Troçkizm e iltihak edenler arasýnda da buna inananlar çoðunluktadýr. Oysa bu da doðru deðildir. Komünist bir dünya partisinin yaratýlmasýný aðýrlýk merkezi olarak alan ve bunu uluslararasý bir sovyet cumhuriyetleri birliði perspektifine baðlayan Komünist Enternasyonal dir; bu konudaki asýl katký da Lenin e aittir. Troçki ise Komünist Enternasyonal in ilk yýllarýndaki katkýlarý ne olursa olsun; özellikle Bolþeviklere katýlmadan önce baþka bir tutuma sahipti. Bu tutum Zimmerwald bildirisine yansýyan ve sonra da yeni bir enternasyonalin kuruluþunu geciktiren tutumdur. Sonrasýnda da Troçki nin ve takipçilerinin izlediði çizgi, Komünist Enternasyonal in gösterdiði çizgiden çok Troçki nin Zimmerwald sürecinde izlediði merkezci çizgidir. O nedenle bu çizgi ne SBKP nin ve proletarya diktatörlüðünün tasfiye olmasýna ne de Komünist Enternasyonal in tasfiyesinin önüne geçebilmiþtir. Troçki nin ve takipçilerinin Zimmerwald da olduðu gibi enternasyonalist ve sosyal þovenizme karþý bir tutumu takip ettikleri doðrudur. Ama bu gerçeðe bakýp, Troçki ile Lenin'in zaten birbirlerine yakýn ve özdeþ tutumlarda olduðu sonucuna mý varmalý? Yoksa onlarý ayýran ve yeni bir enternasyonalin kurulmasýnýn gecikmesinde önemli bir etken olan Troçki nin enternasyonalizm konusundaki merkezci tutumundan ileri gelen bu ayrýlýðýn altýný mý çizmeli? Elbette Zimmerwald Konferansý na katýlanlarýn hepsi de bu bakýmdan enternasyonalisttiler. Hatta Kautsky ve Bernstein gibi niceleri daha kendi partilerini sosyal þoven tutumu nedeniyle terk etmiþlerdi. Ama bu bir ortak nokta deðildir. Zira asýl ince ayrým Zimmerwaldcýlarla Bolþeviklerin temsil ettiði Zimmerwald solu arasýndaki ayrýmdýr. Troçki o zaman da olduðu gibi, sonradan da bu çizgide olmamýþtýr. Sorun ancak böyle anlaþýlýrsa ve sadece böyle anlaþýldýðýnda Troçki'nin geçmiþteki ve sonra da devam eden, Troçkistler tarafýndan da teorize edilerek içselleþtirilen hatalý tutumu ayýrdedilebilir. Bu ayný zamanda Troçkist akýmlarýn yahut Bolþevik geleneðe Troçki'nin izinden giderek yahut açýk ya da örtük biçimde oradan feyz alarak baðlanma hayalini kuranlarýn neden merkezciliðe yahut Menþevizm e doðru yol aldýðýnýn anlaþýlmasýna da katký sunar. Öte yandan, her ne kadar genel olarak Troçkistler Komünist Enternasyonal'in Ýkinci Enternasyonal çizgisine oturmasýna bir tepki ve yanýt olarak doðup Leninist geleneði sürdürme iddiasýyla ortaya çýktýklarýný ileri sürseler ve pek çok sözüm ona baðýmsýz tarihçi de bunu doðrulayan saptamalar yapsalar da, bu akým ve takipçileri hiçbir aþamada Bolþevizm in devrimci geleneðinin sürdürücüsü olamamýþtýr. Çünkü; bu geleneðin sürdürülmesi için, Komünist Enternasyonal'in ilk dört kongresinin temel belgelerine sahip çýkmak önemli olsa da yetmez. Bunun gereklerini de yerine getirmek gerekir. Bolþevik-Leninist gelenek, ancak enternasyonalistdevrimci bir örgüt zeminindeki devrimci pratikle geliþtirilerek yaþatýlabilir. Troçki de onu takip eden Troçkistler de Komünist Enternasyonal in yerini tutacak bir Leninist dünya partisini teþkil ettiklerini hiçbir zaman iddia etmediler. Adý Dördüncü Enternasyonal olan orijinali de dahil bir dizi uluslararasý örgüt yarattýklarý durumlarda bile, bunlarýn gerçek anlamda bir dünya partisinden uzak olduðunu daima teslim ettiler. Bu þartlarda Troçkist hareketin tarihi Komünist Enternasyonal in yerini tutacak ve onun mirasýna sahip çýkan bir enternasyonali inþa etme faaliyetinden ziyade, Komünist Enternasyonal in ideolojik mirasýna sahip çýkma iddiasýnýn damgasýný taþýr. Troçki nin, Geçiþ Programý nda da yer alan savunulacak politik mevzi kalmadýðýnda ideolojik mevzileri savunmak gerekir sözlerinin kýlavuzluðunda sürdürülen bu iddia da (bu sözlerin doðru olup olmadýðý tartýþmasý bir yana) temelsizdir. Troçkist akýmlar kendi bildikleri yoldan, kah sosyal demokrasinin kanatlarý altýnda kah karþý-devrimci veya küçük burjuva ilan ettikleri muhtelif akýmlarýn dümen suyunda mütemadiyen yol alma iddiasýndadýrlar. Bir yandan da bilhassa bu orta yolcu/kuyrukçu tutumu terk etmeyi þart koþan Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin çizgisine sadýk olma iddiasýný elden býrakmamaktadýrlar. Troçkistler bu iddiayý öteden beri tekrarlýyor olsa bile, daha Troçki nin zamanýndan itibaren, Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin karar ve tezleri orasýndan burasýndan kýrpýlmaya baþlanmýþtýr. Troçkist akýmlarýn ve teorisyenlerin elinde giderek içeriði boþaltýlmýþ bir tekerlemeye dönüþmüþtür. Son zamanlarda, bilhassa SSCB ve benzerlerinin tarihe karýþmasýný takiben artýk bu iddia da yavaþ yavaþ rafa kaldýrýlmaktadýr. Komünist Enternasyonal e katýlmanýn 21 koþulu, parti örgütlenmesine iliþkin tezler, sendikalar hakkýndaki tespitler gibi belli baþlý tezleri ne geçmiþte ne de halen Troçkistlerin tavizsiz biçimde sahip çýktýðý tezler deðildir. Troçki nin ve takipçilerinin baþka akýmlarla iliþkilerinde bunlarý referans kabul ettikleri görülmüþ deðildir. Onlarýn referanslarý daha çok Stalinizm karþýtlýðý çerçevesinde olmuþtur ve bu çerçevede safkan sosyal demokratlara ve muhtelif liberal akýmlara kadar varan bir yelpazeye açýk olmuþlardýr. Ne tuhaftýr ki, Stalinist diye adlandýrdýklarý akýmlara, ancak onlar sosyal demokratlara yaklaþtýklarý zaman yahut onlarla bir araya gelmelerini telkin etmek üzere yaklaþmak da adetlerindendir. Bunu sýk sýk Komünist Enternasyonal in Tek Cephe (bazen Birleþik Ýþçi Cephesi diye de tercüme edilir) taktiði kýlýfýna sokarak ve Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin referanslarýna sahip çýkma görüntüsü altýnda savunurlar. Komünistler için oportünistlerle tüm baðlarýn koparýlmasý ve bu ayrýmlarýn korunmasý için bir anlam taþýyan bu perspektif, Troçkistlerin elinde ayrým çizgilerinin muðlaklaþmasýna hizmet eden bir taktik haline gelmektedir. Daha çarpýcý olan bir geliþme ise, ilk dört kongre döneminin en önemli kararlarýndan biri olan ulusal sorun hakkýndaki tezlerin akýbeti ile ilgilidir. Bilindiði gibi Komünist Enternasyonal in ikinci kongresinde bu konu hakkýndaki tezler Lenin tarafýndan sunulmuþ ve komisyon tartýþmalarýnda Hintli komünist Roy un müdahaleleriyle düzeltilmiþ ve geniþletilmiþtir. Lenin de raportörü olduðu tezler hakkýnda Roy un eleþtirilerinin yerinde olduðunu ve buna uygun düzeltmelerin yaný sýra, Roy un Troçki ve Sol Muhalefet tezlerinin de ek olarak oylamaya sunulacaðýný kongre önünde açýkça dile getirmiþtir. Bu tartýþma ve onu izleyen sürecin ana konusu ise, ulusal kurtuluþ mücadelesinde burjuva akýmlara karþý tutum ve komünistlerin bu akýmlarla iliþkisi konusudur. Sonuçta benimsenen karar Bolþeviklerin demokratik devrimde burjuva akýmlarla iliþkiye dair tutumuyla oldukça benzer bir tutumu önermektedir. Lenin in ölümünden sonra toplanan ilk dünya kongresi olan ve öncekilerle kýyaslanmayacak kadar uzun bir aradan sonra toplanan Beþinci Kongre ise bilhassa bu bakýmdan tayin edici bir önem taþýmaktadýr. O kongrede yine Roy, Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu nun (KEYK in) Dördüncü Kongre sonrasýnda izlediði çizginin Ýkinci ve Dördüncü Kongre kararlarýna aykýrý olduðunu, özellikle Türkiye de Kemalist hareket ve Çin de Kuomintang karþýsýnda komünistlerin ve Komünist Enternasyonal in duruþunun düzeltilmesi gerektiðini söylemiþtir. Bu eleþtiri, kongrede Çinli ve Türkiyeli oportünistlerin aktif katkýsýyla KEYK in çizgisini aklamak üzere yanýtlanmýþtýr. Sonuçta karþý-devrimci burjuva akýmlarý olan Kemalist hareketle Kuomintang ý Ýkinci Kongre tezlerindeki ulusal devrimci akým tarifine uyduran bir revizyon yapýlmýþtýr. Böylece KEYK in o süreçte izlediði oportünist ve revizyonist tutum resmileþtirilmiþtir. Bu süreç oldukça ilginçtir, zira kongrede oylamaya sunulan komisyon raportörü olarak söz alan Manuilsky nin raporudur; bu Komünist Enternasyonal teamüllerine pek uygun bir durum deðildir. Ama daha ilginci ve konumuzla daha yakýndan iliþkili olan ise, bu kongrenin Troçki nin hazýr bulunduðu son Komintern kongresi olmasýdýr. Troçki ve onu þu ya da bu ölçüde destekleyen delegelerden hiçbiri bu revizyon karþýsýnda Roy kadar tok bir tutum göstermemiþtir. Doðrusu, komünistlerin Kuomintang ý desteklemesi gerektiðini savunan tutumun öncüleri arasýnda Cen Du Siyu vardýr. Cen Du Siyu sonradan Uluslararasý Sol Muhalefet içinde Troçki nin yanýnda yer alacaktýr. Öte yandan, Troçki Kýzýl Ordu nun baþýnda iken, bu ordunun süvari birlikleri komutaný olarak önemli görevleri olan Frunze nin iç savaþýn en kritik dönemlerinde Kuvayý Milliyecileri eðitmek ve danýþmanlýk etmek üzere görevlendirilmiþ olduðunu hatýrlamak da yararlý olacaktýr. Troçki nin bu konudaki suskunluðunun ardýnda bu gibi etkenlerin rolü olduðunu düþünmek zorlama olmaz. Sonuç itibariyle, sonraki polemiklerde söylenenlerle gözleri baðlý olmadan bu konuya bakýldýðýnda Troçki nin bu esaslý revizyon karþýsýnda tutum almadýðý açýktýr. Öte yandan bu kongre sadece ulusal sorun konusunda bir revizyonun damgasýný taþýmakla kalmamýþtýr. Ayný zamanda bu kongre KEYK nin Komünist Enternasyonal dünya kongrelerini ikame edecek tarzda öne çýkarýlmasýnýn önünü açacaktýr. Troçki bu konuda da sessiz kalmýþtýr. Ýlginçtir ki sonuçta Komünist Enternasyonal in tasfiyesi de bir dünya kongresiyle deðil, bir KEYK kararýyla olmuþtur. Bütün bu olgulara raðmen Komünist Enternasyonalin Beþinci Kongre si mevzubahis olduðunda, Troçkistler bu konulara girmekten oldum olasý kaçýnýrlar. Bu kongreden sadece Troçkizm e karþý bir uluslararasý kampanya açýlmasý kararýný hatýrlamayý tercih etmektedirler. günümüzde pek çok Troçkist akým Komünist Enternasyonal in kuruluþ dönemine damga vuran referanslarý çoktan beri, resmen yahut adýný koymadan rafa kaldýrmýþ durumdadýr. Yine de Leninizm in yolunu takip etme iddiasýný kaybetmeyen ama bir türlü ileri sýçrayamayan bu tür hareketler, bir bütün olarak merkezci bir çizgiyi kalýnlaþtýran ve etraflarýna da bulaþtýran bir çürümenin özneleri ve zemini olmaktan kurtulamamýþtýr. Buna karþýlýk, Troçkizm e karþý mücadele etme iddiasýný sürdüren ve sonuna kadar Komünist Enternasyonal in çizgisine baðlý kalan veya bunu savunan akýmlar açýsýndan ise, zaten ilk dört kongrenin referans alýnmasý diye bir sorun dahi yoktur. Bu akýmlar açýsýndan zaten Beþinci Kongre den sonrasý ile öncesi arasýnda bir kopukluk yoktur. Dolayýsýyla Altýncý Kongre de benimsenen programý referans almak onlar açýsýndan önceki sürecin tümünü kapsayan bir referansý ifade eder. Kuruluþ Kongresi ile Komünist Enternasyonal in tasfiyesini ilan eden KEYK kararý arasýndaki sözüm ona sürekliliði izah etmek de onlara düþer. Açýktýr ki Komünist Enternasyonal, sadece kuruluþunda benimsediði çizgiyi ifade eden ilke ve perspektiflerin terk edilmesi ve revize edilmesiyle kalmamýþtýr. Çizgisi çarpýtýlýp içi boþaltýldýktan sonra, bir kongre toplanmasýna dahi hacet görülmeden, gereksiz olduðu ilan edilerek kapatýlmýþtýr. Güya Komünist Enternasyonal in özgün çizgisine sadakat iddiasýyla ortaya çýkan Troçkist hareket, bu Enternasyonal in tasfiyesine engel olamadýðý gibi, o çizgiye sadýk bir Komünist Enternasyonal i de yaratabilmiþ deðildir. Troçkizm i düþman ilan ederek buna karþý çok yönlü ve kapsamlý bir mücadele baþlatan Komünist Enternasyonal de Troçkist hareketin tümüyle tasfiye olmasýný saðlayamadýðý gibi kendisi tasfiye olmuþtur. Öte yandan, bu akýmýn iddialarýný yerine getirememesi sadece devrimci bir enternasyonalin kurulamamýþ olmasýyla sýnýrlý deðildir. Dördüncü Enternasyonal geleneðinin bu zaafý ayný zamanda Komünist Enternasyonal'in tasfiyesinin ve SSCB'nin yozlaþýp yýkýlmasýnýn önlenemeyiþi anlamýna da gelmektedir. Veyahut bu duruma ve revizyonizmin hakimiyetinin artmasýna tepki olarak ulusal-devrimci akýmlarýn güçlenmesine zemin sunmuþtur. Bu nedenle Dördüncü Enternasyonal geleneðine baðlý akýmlar sadece baþarýsýz akýmlar olarak bir masumiyet karinesinden yararlanamazlar. Aksine oportünizmin bir türü olarak sadece Leninist- Bolþevik geleneðin sürekliliðinin korunmasýnda bir boþluk oluþturmakla kalmamýþ, aksine bu baðýn kurulmasýný önleyen bir tarihsel etken haline de gelmiþtirler. Bu tablodan anlaþýlmasý gereken açýktýr: oportünistlerle ve oportünizmin çeþitlerinden/sonuçlarýndan birinden baþka bir þey olmayan tasfiyecilerle baðlar, tam ve kesin olarak koparýlmadan bu çizgiye sadýk kalmak mümkün deðildir. Bu niteliði titiz biçimde korumadan, oportünizme ve tasfiyeciliðe karþý mücadele etme yeteneðine sahip bir devrimci örgüt yaratýlýp yaþatýlamaz. Oportünizm ile mücadele de ancak böyle bir partinin üstesinden gelebileceði bir ödevdir. Bu gerçek, Troçkizm in tarihine damga vuran temel çizgiyi ifade ettiði gibi, pek çok anti-troçkist yahut Troçkizm dýþý akýmýn da içinde debelendiði ve Bolþevizm in mirasýna sahip çýkan komünistlerin öncelikli ödevlerini kavrama konusundaki özrü de ifade eder.

13 Eylül 2012 Sayfa denortadoðu da deðiþmeyenler ve deðiþenler 2012 ye KöZ ün siyaset sahnesine adým atmasýndan kýsa bir süre sonra Afganistan ýn, sonra da Irak ýn iþgali gündeme geldi. Güney Kürdistan ýn baðýmsýzlýðý yahut özerkliði de esas olarak bu dönemde konuþulur oldu. Bu konulara dair KöZ; kendisini soldaki tüm akýmlardan farklý kýlarak, ayrým çizgilerini kalýnlaþtýrdý. Bugün, Irak Savaþý nýn arifesini de hesaba katarsak, on yýl sonra ayný konularýn gündeme geldiði bir dönemden geçiyoruz. Bu sefer emperyalistler Suriye de bir rejim deðiþikliðini saðlamak için nasýl bir müdahalede bulunmak gerektiðini tartýþýyor, Suriye Kürtlerinin baðýmsýzlýðý ve özerkliði gündemin baþköþesinde yer edinmiþ durumda. O bakýmdan, Ortadoðu da içinden geçtiðimiz dönemde devrimcilerin görevlerinin ne olduðunu anlamak isteyenler öncelikle bu iki dönemi karþýlaþtýrmalý, söz konusu dönemler arasýndaki esaslý benzerliklerin üzerinde olduðu kadar iki dönemi birbirinden ayýran farklýlýklarýn da üzerinde durmalý. Irak ve Suriye deki Geliþmeler Emperyalistler Arasýndaki Paylaþým Mücadelesinin Iþýðýnda Deðerlendirilmeli 11 Eylül ün hemen ardýndan ve uzun bir süre boyunca sol akýmlarýn neredeyse tamamý yaþanan geliþmeleri Kautskyci bir bakýþ açýsýyla, adýný koymadan ultra-emperyalizm teorisinden beslenerek, açýklamaya çalýþtýlar. Bu yüzden de Irak Savaþý ný her þeye kadir bir Amerika nýn imparatorluk kurma hevesiyle dünya halklarýna açtýðý savaþýn bir parçasý olarak yorumladýlar. Amerika nýn artan saldýrganlýðý da bu süper güc ün esas olarak SSCB nin yýkýlmasýyla rakipsiz kalmasýyla açýklandý. Sol akýmlar kendilerini bu imparatorluk teorisine o kadar inandýrdý ki iþi Ýngiliz emperyalizmini Amerika nýn finosu olarak adlandýrmaya kadar vardýrdý. Buna karþýlýk KöZ Amerika nýn Ortadoðu ya yönelik müdahalelerini Leninist emperyalizm kavrayýþýna uygun bir þekilde ele aldý. Afganistan da, Irak ta yaþanan geliþmelerin emperyalistler arasýnda kâh diplomatik manevralar kâh savaþ yoluyla gerçekleþen paylaþým mücadelelerinin bir parçasý olarak ele almak gerektiðini savundu. Özellikle Irak ta bir tarafta Amerikan ve Ýngiliz emperyalizminin diðer tarafta Alman ve Fransýz emperyalizminin yer aldýðý bir mücadelenin verildiðini her fýrsatta tekrarladý. Amerika nýn saldýrganlaþmasýnýn da, Amerikan ýn rakipsiz kalmasýndan çok diðer emperyalistlerle arasýndaki güç farkýn belirsizleþmesinden kaynaklandýðýný, ilerleyen dönemde ABD nin göreli üstünlüðü azaldýkça bu ve benzeri saldýrganlýklarýn artacaðýný belirtti. On yýl sonra, Ortadoðu daki emperyalist paylaþým mücadelesi sürüyor. 11 Eylül 2001 de Dünya Ticaret Merkezi ne yönelik saldýrý emperyalistler arasýndaki mücadeleyi nasýl tetiklemiþse, bugün de burjuva basýnýn Arap Baharý adýný koyduðu isyan ve gösteri dalgasý ayný mücadeleleri tetikliyor. Tunus tan Yemen e uzanan bu paylaþým mücadelesinin son ayaðý ise bugün Suriye dedir. Bugün Ýngiltere sinden Fransa sýna tüm emperyalist devletlerin Esad rejimine karþý tavýr alýyor olmasý paylaþým mücadelesinin doðasýndan çok, üzerinde daha sonra duracaðýmýz baþka faktörlerle ilintilidir. Üstelik bu türden ortaklýklar ilk kez yaþanýyor deðildir deki Birinci Irak Savaþý nda ayný devletler bir gönüllüler koalisyonu olarak Irak ý iþgal etmiþler, on bir yýl boyunca da Irak a yönelik bugün Esad a aldýklarý tavrýn aynýsýný almýþlardý. Kendi Kaderini Tayin Hakkýyla Baþka Devletlerin Ýçiþlerine Müdahale Etmemeyi Birbirinden Ayýrmak Gerekir Irak Savaþý sýrasýnda sol akýmlarýn çoðu, emperyalizm kavrayýþlarýna da baðlý olarak, Amerikan karþýtlýðýný anti-emperyalizmle eþitleyerek hareket etmiþti. Bu nedenle de ABD emperyalizmine karþý olmak adýna Ortadoðu daki savaþlar sýrasýnda önce Taliban la Baas hükümetini, sonrasýnda da bu hükümetlerin artýklarýnýn baþýný çektiði direniþ hareketlerini desteklemiþtir. Üstelik bu desteði uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýyla gerekçelendirmiþtir. Bu ilkeyi kullanmadýklarý zaman da söz konusu gerici hareketlere sunulan destekler Afgan yahut Irak halkýný savunmak gerekir mazeretiyle gerekçelendirilmiþtir. KöZ ise iþgal öncesinde ve sonrasýnda uluslarýn kendi kaderini tayin hakký ile baþka devletlerin içiþlerine karýþmama politikasýný birbirinden titizlikle ayýrdý. Uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný bir ulusun devlet kurma hakký olduðunun altýný çizerek Ortadoðu daki diktatörlüklerin varlýklarýn savunulmasýnýn bu baðlamda deðerlendirilemeyeceðini gösterdi. Antiemperyalizm mazeretiyle bu tür diktatörlüklere destek sunanlarýn da aslýnda bir baþka emperyalist devletin kuyruðuna takýldýðý KöZ tarafýndan sýklýkla iþlenen bir konu oldu. halkýný savunmak türünden mazeretçi sloganlarýn kofluðunu da sergilemiþtir. Bir halký savunmanýn, bir halka, bir mücadeleye destek vermenin soyut temennilerle saðlanamayacaðýnýn, siyasal bir desteðin somut bir muhataba, somut araçlarla sunulmasý gerektiðini savundu. Ortada Irak halký gibi bir muhatabýn bulunmamasý bir yana, Irak halkýna destek verdiðini söyleyenlerin aslýnda Irak taki Baasçý direniþçilere destek verdiðini ifade etti. Buna karþýlýk Irak devletinin tebaasý olan tüm emekçilere düþman bu karþý devrimci hareketlere sunulan desteðin platonik olmanýn ötesine geçemediði, bilinç bulandýrmanýn ötesinde bir anlam taþýmadýðý da KöZ tarafýndan sýklýkla tekrarlandý. Tablo deðiþmemiþtir. Bugün de Beþir Esad ve Baasçý suç ortaklarý yine solun geniþ kesimleri tarafýndan Irak direniþindeki kadar açýk olmasa da desteklenmektedir. Gerekçeler yine aynýdýr: Amerikan emperyalizminin müdahalesine karþý olmak, komþularýn içiþine karýþmayan barýþçý bir dýþ politikayý savunmak, Suriye halkýný savunmak vs. vs. Dün olduðu gibi bugün de söz konusu desteðin platonik olmanýn ötesine geçemediði açýktýr ama anti-emperyalist bir mücadelenin kimler tarafýndan nasýl verileceðine dair kafalarý karýþtýrdýðý da bir o kadar açýktýr. Amerika Bölgedeki Devletleri Bölerek Yönetmek mi Ýstiyor? ABD nin Ortadoðu ya yönelik müdahalesini yorumlayan sol akýmlar sýklýkla Amerika nýn bir imparatorluk taktiði olan Böl ve Yönet i uyguladýðýný, Irak a yönelik saldýrýlarýn temelinde de önce Irak ýn sonrasýnda da Ýran ýn parçalanmasý hedefinin yattýðýný savundu. Ayný akýmlar bugün de ABD nin Libya yý ve Suriye yi bölmek için planlar yaptýðýný savunuyorlar. KöZ ise Amerika nýn Ortadoðu ya bölgedeki diktatörlükleri zayýflatýp parçalamak için gelmediðini ileri sürdü. KöZ e göre bölgedeki olasý istikrarsýzlýklarý engellemek ve bölgedeki dengeleri kendi lehine çevirmek için kapsamý hükümet deðiþikliklerinin ötesine geçmeyen müdahale ve iþgaller planlýyordu. Bu yüzden de ABD nin bölgedeki devlet aygýtlarýný zayýflatmayý deðil güçlendirmeyi hedeflediðini, ayný zamanda bölgedeki herhangi bir sýnýr deðiþikliðine de karþý olduðunu vurguladý. Tam da bu nedenle tüm sol akýmlar ABD Irak ý bölüyor vaveylasý koparýrken, KöZ Irak ta Kürtlere tanýnan haklarýn Irak ý parçalamak deðil Irak ýn bütünlüðünü saðlama kaygýsýyla verildiðini savundu. Ayný þekilde ABD nin Türkiye deki bölgesel yönetimleri güçlendirerek, Kürt sorununu çözmeyi umduðunu hatýrlattý. Amerika nýn bölgedeki istikrarý koruma yönündeki tutumu bugün de on sene öncekinden farksýzdýr. Tunus ta, Mýsýr da Amerika ayaklanma dinamiklerini ateþlemek yerine bu dinamikleri söndürmeye, hükümetleri kontrollü bir þekilde deðiþtirmeye gayret etmiþ ve bunda baþarýlý olmuþtur. Suriye meselesinin bu kadar uzamasýnýn, þu ya da bu devletin Suriye ye müdahale konusunda atak davranmamasýnýn bir nedeni emperyalistlerin Beþar Esad ýn yerine kimi koyacaklarýný bilememeleriyse; diðer bir nedeni Irak takine benzer bir müdahalenin Suriye nin geri dönülmez bir þekilde parçalanmasýna yol açmasýndan endiþelenmeleridir. Güney Kürdistan, Batý Kürdistan ve Ýþbirlikçilik Irak Savaþý boyunca ve sonrasýnda uzun bir süre için Güney Kürdistan daki hareketler Türkiyeli akýmlar tarafýndan iþbirlikçi olmakla suçlandýlar. Suçlamanýn gerekçesi PDK ve YNK nýn ABD ile olan yakýn iliþkisi ve Irak ýn iþgaline onay veren tutumlarýydý. Parçanýn çýkarlarý uðruna bütünün çýkarlarýný feda ettikleri için her iki akým da hain ilan edildi. KöZ ise Güney Kürdistan daki hareketleri iþbirlikçilikle suçlayanlarý her þeyden önce ezen ulusla ezilen ulus arasýndaki ayrýmlarý unutmakla eleþtirdi. Ezen ulusun sosyalist ve devrimcilerin ezilen ulusun baðrýnda boy veren hareketleri eleþtirmesinin sadece ezen ulus þovenizmine hizmet edeceðini hatýrlattý. Güney deki hareketleri eleþtirmek isteyenlerin bu eleþtirilerinin ancak Kürdistan da Kürdistan ýn baðýmsýzlýðý için pratik politik bir mücadele yürüttükleri koþulda devrimci bir amaca hizmet edeceðini vurguladý. Üstelik söz konusu Güney Kürdistan olunca, Irak la Güney Kürdistan arasýnda parça-bütün iliþkisi kurmanýn imkânsýz olduðu, Güney Kürdistan ý Irak ýn bir parçasý olarak tanýmlamanýn, Kürdistan ýn ilhakýný meþrulaþtýracaðý KöZ tarafýndan sýkça tekrarlandý. Güney deki hareketler eðer parça-bütün iliþkisi üzerinden eleþtirilecekse bunu Güney Kürdistan ýn Kürdistan ýn diðer parçalarýyla iliþkisine bakarak yapmak gerektiði KöZ ün öne çýkardýðý noktalar arasýndaydý. Ayrýca KöZ ABD ile Güneyli Kürtler arasýnda uzun erimli bir uzlaþmanýn mümkün olamayacaðýný, zira ABD nin Irak a Kürtlere özgürlük vermeye deðil Kürtlerin sýnýrlý özgürlüðünü elinden almaya geldiðini savundu. Bu yüzden de daha savaþ bitmeden Irak taki temel problemlerden birinin aykýrý bir güç olarak duran peþmerge birliklerinin Irak a baðlanýp baðlanmayacaðý konusu olacaðýný öngörmüþtü. PDK ve YNK Leninist anlamda birer ulusal devrimci hareket olmadýklarý için Türkiyeli sol akýmlarýn taþýdýðý bölünme endiþesi de ne yazýk ki boþunaydý. Zira Güneyli hareketler ABD planýna boyun eðerek federal bir Irak içinde yer almaya razý geleceklerdi. Ancak, tüm bu sýnýrlýlýklara karþýn, KöZ Güney Kürdistan ýn Irak sýnýrlarý içinde özerk bir statüye kavuþmasýnýn dahi, Amerika nýn niyet ve emellerinden baðýmsýz olarak, Kürtlerin Irak a olan baðlarýný zayýflatacaðýný ve bölgedeki devrimci geliþmelerin önünü açacak bir mevzi olacaðýný ifade etmiþti. Savaþýn ertesindeki geliþmeler bu öngörüleri doðruladý yýlýna kadar Irak taki ana tartýþmalar Güneyli Kürtlerin Irak a entegrasyonu konusunda düðümlendi. Nihayetinde tüm tehditlere, sol çýkýþlara karþýn Güney Kürdistan sorunu peþmergelerin Irak ordusuna entegre edilmesiyle çözülmüþ oldu. Ama ilerleyen dönemde Güneyli Kürtlerin elde ettiði mevziinin Türkiyeli Kürtlerin toparlanmasýna da hizmet ettiði görüldü. Ayný þekilde, söz konusu statünün saðlanmasýyla birlikte Barzani nin TC ve Amerika ile birlikte PKK ye karþý ortak bir giriþimde bulunmasý iyice zorlaþtý. Barzani bu kez ciddi, PKK ye büyük kýskaç türü haberler Türk burjuva basýnýn temcit pilavý gibi ýsýttýðý karþýlýksýz temenniler olmanýn ötesine geçemedi. Daha da önemlisi Suriye deki son geliþmelerin gösterdiði üzere Güney Kürdistan daki özerk yönetim Suriyeli Kürtler açýsýndan hem önemli bir maddi destek hem de gerisine düþülmeyecek siyasal bir eþik oldu. Batý Kürdistan daki Kürtlerin, Güney deki Kürtlerin gerisindeki bir statüyü kabul etmeyeceðini görmek gerekir. O halde týpký on yýl önce olduðu gibi, Suriye Kürdistaný nda da önemli bir mevzii kazanýlmýþtýr. Ancak yine on sene önce olduðu gibi, bugün de emperyalistler Suriye yi bölmek þöyle dursun, Suriye nin bütünlüðünü korumak için Kürtlere Esadsýz bir Suriye ye baðlanmayý dayatacaklardýr. Sürprizli Geliþmeler ve Statükoculuk Tüm bu olaylar dizisi, KöZ ün Irak Savaþý sýrasýnda bölgede sürprizli geliþmelere hazýrlýklý olmak gerekir saptamasýnda bulunurken ne kast ettiðini daha somut bir biçimde ortaya koymaktadýr boyunca sürprizli geliþmeler Irak taki siyasal krizler, iktidar boþluklarý, kýsacasý Güneyli Kürtlerin önüne çýkan fýrsatlardý. Bugün ise Esad ýn kendisini korumak, Türkiye yi sýkýþtýrmak ama ayný zamanda Kürtleri Türkiye ye ezdirmek için yaptýðý geri çekilme hamlesi Batý Kürdistan da iktidar boþluðu doðuran bir baþka sürprizli geliþmedir. Tek farkla ki, bu kez Suriyeli Kürtler gerici Baas ile gerici Özgür Suriye Ordusu arasýndaki dalaþa taraf olmayýp kendi bayraklarýný göndere çekiþmiþtirler. Ki bu durum baþlý baþýna, bölgeye dahil olan hiçbir aktör tarafýndan öngörülemeyen bir sürpriz olmuþtur. Ýþte bu sürprizli geliþmeler ve yarattýklarý devrimci fýrsatlar nedeniyle solun geneli kâh savaþa karþý soyut ve karþýlýksýz bir barýþ ajitasyonu yaparak kâh bu ajitasyonla el ele giden bir felaket telalýðýna soyunarak kurulu dengeleri umutsuzca savunmaya giriþirken, geçmiþte olduðu gibi bugün de KöZ ýsrarla kurulu dengelerin altýný oyan geliþmelere parmak basmaktadýr. Devrimci Parti Ýhtiyacý Ortadoðu da geride kalan on sene içerisinde deðiþmeyenleri sýralarken üzerinde beklide en çok durulmasý gereken nokta bölgede dün olduðu gibi bugün de söz konusu imkânlarý devrimci bir þekilde deðerlendirecek bir partinin eksik olmasýdýr. KöZ Irak Savaþý boyunca devrimci dinamiklere dikkat çekerken diðer akýmlarýn aksine partisiz bir þekilde politika yapmaya, arkasýnda durulamayacak taktik sloganlar üretmeye yeltenmedi. Tersinden, Kürdistan ýn dört parçasýnda örgütlenmiþ bir komünist parti olmadýðý sürece Kürdistan ýn özgürleþmesinin ve Ortadoðu ya barýþýn gelmesinin mümkün olmadýðýný ifade etti. Bugünkü hareketler Ortadoðu daki dengeleri bir daha geri dönülemeyecek þekilde dönüþtürmektedirler. Ancak bu hareketlerin hiçbirisi bölgedeki ezen ulus devletlerinin boyunduruklarýný parçalayacak bir programa ve mücadele çizgisine sahip deðildirler. Bu bakýmdan, aralarýnda iktidar sorununa yaklaþým bakýmýndan birazdan deðineceðimiz önemli farklar bulunsa da, dün Güney Kürdistan da olduðu gibi bugün de Batý Kürdistan da federal çözüme karþý çýkacak bir parti mevcut olmadýðýndan, Suriyeli Kürtler bir kez daha Suriye boyunduruðuna mahkum kalacaklardýr. Deðiþenler Geride býraktýðýmýz on sene içerisinde kendini ýsrarla hatýrlatan inatçý gerçeklere iþaret etmek, hem KöZ ü diðer akýmlardan ayýrt eden farklýlýklarý belirgin kýlmak hem de süre boyunca yapýlmýþ öngörülerin saðlamasýný yapmak açýsýndan faydalýdýr. Ancak sadece bu benzerliklere odaklanmak iþçilerin ve ezilenlerin mücadelesinin içinde bulunduðu yeni koþullarý anlamayý güçleþtirecek, dolayýsýyla da böyle bir tutumu benimseyenleri doktriner bir çizgiye sürükleyecektir. O bakýmdan on yýl öncesiyle sonrasýný kýyaslarken deðiþmeyen durumlar kadar deðiþen iliþkilere bakmak da gereklidir. Batý Kürdistan daki Devrim Farklýlýklardan söz etmeye baþlayýnca elbette öncelikle Irak ta ve Suriye deki iktidar boþluðu sýrasýnda Kürtlerin takýndýðý tutumu karþýlaþtýrmak gerekir. Irak taki kriz sýrasýnda, Güney de zaten 1991 den itibaren fiili bir özerkliðe sahip olan Kürtler yeni bir adým atmadý. Bu özerkliðin hukuki bir statü kazanabilmesi için ABD nin de onayýný alarak Irak ta Þii ve Sünnilerle pazarlýk masasýna oturdu. Bugün Suriye deki geliþmeler ise farklý bir mecrada seyretmektedir. Suriyeli Kürtler iktidar

14 Sayfa 14 Eylül 2012 boþluðunu kendi bölgelerinde iktidara el koyarak doldurdular. Batý Kürdistan da Kürdistan bayraðýnýn göndere çekilmesi bir ayrýntý deðildir. Bilakis, tam da bu eylem Batý Kürdistan da yaþananlarý Arap Baharý diye adlandýrýlan isyan dalgasýndan ayýrt etmektedir. Tunus tan Mýsýr a Arap coðrafyasýndaki isyanlar, tüm kitleselliðine ve yaydýðý sarsýcý enerjiye karþýn emperyalistlerin güdümündeki hükümet deðiþikliklerinin ilerisine geçemedi. Baþka bir deyiþle, Doðu Avrupa ve Kafkas ülkelerindeki muhtelif renklerle anýlan sözüm ona devrimlerle ayný kaderi paylaþtý. Halbuki Suriye Kürtleri, emperyalistlerin güdümündeki bir hükümet deðiþikliði projesine yedeklenmek þöyle dursun tüm gerici güçlerden baðýmsýz yeni bir egemenlik alaný yaratarak yönetime el koymuþtur. Çekilen bayraðýn simgelediði þey budur. Bu yüzden de Batý Kürdistan daki geliþmeler bir parçasý olduðu Arap Baharý yla deðil yaklaþýk 140 yýl önce gerçekleþmiþ bir baþka tarihsel eylemle, Paris Komünü yle benzerlik göstermektedir. Bu nedenle de tereddütsüz bir þekilde devrim olarak anýlmalýdýr. Venezuela da albay eskisi Chavez in Bolivarcý kent konseylerinde Sovyet iktidarý gören, Tahrir Meydaný nda devrim arayan solun Suriye deki geliþmelerin adýný koyma konusundaki tutukluðu ibret vericidir. Sürekli devrim lafazanlýðý yapan bu akýmlar sahici bir devrimle karþý karþýya kaldýklarýnda yalpalayýp kurulu düzenden yana tutum takýnmaktadýrlar. Geliþmelerin doðrultusu esas alýndýðýnda Batý Kürdistan daki geliþmeler Güney dekiyle ayný istikamette deðildir. Zira bugünkü Suriye Kürdistaný nýn aksine Güney de on yýl önce fili bir özerk yönetim mevcuttu. Savaþ sonrasýndaysa söz konusu özerklik biraz törpülenerek tescillenmiþ oldu. Güney de fiili özerklik kýsýtlanarak bir federal devlet çatýsý altýna sýkýþtýrýlýrken, Batý da hiçbir statüye sahip olmayan Kürtler bir devrim yaparak yönetime el koydular. Aslýna bakýlýrsa bugün Batý Kürdistan da hüküm süren durum daha çok yirmi yýl öncesine, yani ilk Irak Savaþý nýn ertesinde ortaya çýkan durumla karþýlaþtýrýlabilir. Hatýrlanacaðý üzere o zaman iþgal koalisyonu hava bombardýmanýndan sonra kara ordularýyla Baðdat a doðru yürüyüþe geçince Güneyli Kürtler ayaklanmýþtý. Ancak o zaman da bugün olduðu gibi bir Kürt devletinin kurulmasýndan endiþe eden ABD, Saddam ile masaya oturma yolunu seçmiþti. ABD yle anlaþan Saddam ýn ilk iþi ise Güneyli Kürtlerin üzerine yürümek olmuþtu. Ancak Güneyli Kürtlerin kendi egemenliklerini ilan edememelerinde bu türden olumsuz koþullarýn olduðu kadar, hatta ondan daha fazla kendi önderliklerinin tutumu belirleyici olmuþtu. PDK ve YNK o zaman Amerika ya bel baðlayýp bayraklarýný göndere çekmeye çekindiler. Bugünse PYD var olan iktidar boþluðundan devrimci bir þekilde faydalanmayý bildi. Baþka bir deyiþle, Suriye Kürdistaný örneðinde, devrimci bir durumda önderliðin belirleyici olduðu saptamasý bir kez daha doðrulanmýþ oldu. ABD ve Diðer Emperyalistlerin Pozisyonu Öznel etmenler kategorisinde deðerlendirilmesi gereken önderlik sorunu sadece bölgede iktidarýn alýnýp alýnmamasýný deðiþtirmekle sýnýrlý kalmamýþ ayný zamanda Ortadoðu da patlak veren geliþmelerin nesnelliðini de on yýl öncesine kýyasla deðiþtirmiþtir. Amerika nýn Irak a yaklaþýmý ile Suriye ye yaklaþýmý kýyaslandýðýnda ilk göze çarpacak þey Amerika nýn Suriye ye müdahale konusunda daha gönülsüz olduðu, açýk bir iþgalin, hatta Libya daki olduðu türden bir bombardýmanýn dahi ABD nin gündeminde bulunmamasý olacaktýr. Bu gönülsüzlüðün nedenlerinden biri elbette geçen on yýl içerisinde ABD nin önce Afganistan da, sonra Irak ta, ondan sonra tekrar Afganistan da yürüttüðü iþgal operasyonlarýnýn yarattýðý yýpranmýþlýktýr. Hem iþgalin mali külfeti hem de iç politikadaki bedeli bu türden iþgalleri þimdilik ABD nin gündemine almasýna engeldir. Ancak yukarýda sözünü ettiðimiz öznel faktörün, yani Suriye Kürdistaný ndan ABD den baðýmsýz hareket eden bir önderliðin varlýðý bundan daha belirleyici bir caydýrýcý etkendir. Zira Suriye deki Baas iktidarý Irak takinden daha saðlam temellere dayanmamaktadýr. Üstelik Irak takinin aksine Suriye deki hükümet Arap Baharý nýn yarattýðý iklimi istismar eden isyancýlarýn hareketiyle sarsýlmaktadýr. Rejimin bu zayýf durumuna karþýn ABD Suriye de devrimci bir durumun ortaya çýkmasýna meydan vermemek için, Suriye ye karþý doðrudan yýkýcý bir müdahalede bulunmamaktadýr. Suriye Kürdistaný ndaki durum sadece ABD nin deðil tüm emperyalistlerin tutumunu belirlemektedir. On yýl öncesinde Amerika ve Fransa arasýnda gizlenemez bir çekiþme hüküm sürerken bugün iki emperyalist kutup arasýnda benzer boyutta bir kutuplaþma gözlemek mümkün deðildir. Hatta Suriye de Libya da olduðu gibi kim erken müdahale edecek diye bir yarýþ da söz konusu deðildir. Bunun nedeni de emperyalistler arasýndaki çeliþkilerin yumuþamasý deðil, Batý Kürdistan da emperyalistlerin hesaplarýna uymayan hamlelerde bulunan bir harekettir. O halde Irak takinin aksine Suriye de bir yandan rejim deðiþikliði için bastýran ama diðer yandan Esad ý devirmek için gerekli hamleleri yapmaya çekinen bir emperyalistler topluluðu vardýr karþýmýzda. Bölgede bir devrimi tetikleyecek dinamikler çoðalýrken emperyalistlerin bu dinamikler üzerindeki denetimi azalmaktadýr. Türkiye nin Bölgedeki Pozisyonu Deðiþmiþtir On yýl içinde deðiþen tek þey emperyalist devletlerin bölgedeki pozisyonu deðildir. Türkiye nin de bölgedeki konumlanýþý deðiþmiþtir. Türkiye de týpký diðer emperyalistler gibi çeliþkili, hatta bindiði dalý kesen bir konuma sürüklenmiþtir. Doksanlarýn sonunda Ortadoðu da Türk devletinin görece tarif edilmiþ bir politikasý bulunuyordu. Soðuk savaþ zamanýnda çizilmiþ bu politika Türkiye nin komþularýyla gergin ama statükolarý sürekli gözeten bir iliþki anlamýna geliyordu. Bu yýllarda AB ile arasýnda iki tarafýn da çok bir þey beklemediði uzatmalý bir iliþkisi olan Türkiye kendi Kürtlerine de herhangi bir demokratik vaatle yaklaþmýyordu. Bu yüzden de kendi Kürtlerine karþý gerektiðinde imhayý da beraberinde getirecek þiddet politikalarý uygulamaktan kaçýnmýyordu. Ayný tutumun bir sonucu olarak da Türkiye kendi sýnýrý dýþýndaki Kürtlerin þu ya da bu biçimde tanýmlanmýþ bir statüye kavuþmasýný da kýrmýzý çizgilerimiz tehditleriyle engelleyebiliyordu. Dahasý Amerika nýn rehin aldýðý Abdullah Öcalan ý kendisine teslim etmesi Türk devletine PKK karþýsýnda askeri ve moral olarak üstünlük saðlamýþtý. Ama Öcalan ýn Türkiye ye teslim edilmesi bölgede Türkiye nin pozisyonunu da deðiþtirecek baþka bir planýn parçasý idi. Nitekim bu plan ilerledikçe Türkiye nin soðuk savaþ sonrasý konumlanýþý AKP hükümeti aracýlýðý ile deðiþtirildi. Bu deðiþime direnen güçlerin yol açtýðý tezkere kazasý bir yana býrakýlýrsa, komþularýyla gergin bir iliþki kurup statüko bekçiliði yapan Türkiye gitti; yerine komþularýyla sözüm ona sorunsuz bir iliþki kurup bölgede Amerikan hakimiyetinin yayýlmasý için çabalayan bir Türkiye geldi. Amerikan hakimiyetinin yayýlmasý elbette bölgede Amerika yla sorunlu iliþkileri olan hükümetlerin de deðiþtirilmesini de içeriyordu. Ortadoðu da Amerikan planlarýna uygun bir þekilde barýþ ve demokrasi propagandasý yapan bir Türkiye nin ortaya çýkmasý zorunlu olarak Türkiye nin kýrmýzý çizgilerinin bulanýklaþmasý anlamýna geliyordu. Dýþ politikada bu planý uygulamak ayný zamanda iç politikada Kürt sorununu Kürtlerin kültürel haklarýný tanýyarak çözmeye çalýþmak anlamýna geliyordu. Hesap kendi Kürtlerini barýþarak teslim alan Türkiye nin Ortadoðu daki rejim deðiþikliklerinde Amerika nýn taþeronluðunu üstlenmesi üzerine kuruluydu. Ancak iki önemli faktör Türkiye nin bu amacýna ulaþmasýný engelledi. Birincisi olarak Türkiye içeride PKK yi tasfiye etmeyi baþaramadý. Ýkinci olarak, dýþarýda, Arap Baharý Türkiye nin güney sýnýrlarýna gelip dayandý. Böylelikle on yýl öncesine kýyasla Türkiye çok daha çeliþkili bir pozisyonda bulunmaktadýr. Ne Kürtlerin üzerine Saddam ýn seksenlerde yapmýþ olduðu gibi kimyasal silahlarla yürüyebilir ne de Kürtlerin özerkliðini kýsýtlamak için Suriye Kürtlerinin üzerine Ýran la birlikte ortaklaþa yürüyebilir. Bilakis, Türkiye ABD nin güdümünde Suriye de Esad ý devirmek için uðraþtýkça bölge devletleri Türkiye yle daha az iþbirliði yapacaklardýr. Özetle, Türk devletinin Suriye karþýsýndaki pozisyonu Irak sürecinden hem daha zayýf hem de daha çeliþkilidir. Bir yandan Amerika nýn bastýrmasý nedeniyle Suriye de Esad ý göndermeye çalýþmaktadýr ama diðer yandan da Esad ýn zayýflamasýyla karþýsýna çýkan Batý Kürdistan gerçekliði karþýsýnda ne yapacaðýný bilememektedir. Üstelik ABD, Suriye de de Irak ta olduðu gibi federal bir çözüme razý gelecekken böyle bir çözüm Türkiye nin uykularýný kaçýrmaktadýr. Ancak korkunun ecele faydasý olmadýðý gibi Türkiye nin son on yýldaki yönelimi Suriye deki Kürtlerin özerkliðini yasaklayacak tüm araçlarý terk etmesine yol açmýþtýr. Tam da bu yüzden Türkiye nin Suriye ye iliþkin politikasý sürekli hýrýldayan ama harekete geçmekten aciz bir devletin politikasýndan baþka bir þey deðildir. PKK, on yýl öncesinde sürekli isim deðiþtirip meþruiyet kazanmaya çalýþan bir konumdayken bugün Türk devletiyle adý konulmamýþ bir þekilde de olsa pazarlýk masasýna oturmakta, bununla da yetinmeyip açýk seçik bir müzakere için bastýrmaktadýr. Ayný PKK, Suriye deki devrimci geliþmelere önderlik etmektedir. On yýl öncesinde Öcalan Türk siyasi hayatýnda lanetli bir figürken, bügün Türkiye de kamuoyu kosterin onarýmýnýn ne zaman biteceðini, Öcalan ýn ev hapsine ne zaman ve nasýl geçeceðini tartýþmaktadýr. Besbelli ki geçen yýllarda Türk devletinin PKK karþýsýnda eli zayýflamýþtýr. Türkiye deki Siyasal Dengeler Deðiþmiþtir Irak Savaþý na kýyasla Türkiye deki siyasal dengeler de deðiþmiþtir. Irak Savaþý, Türk burjuva siyasetinde önemli bir temizliðin yaþandýðý 2002 seçimlerinden hemen sonra çýkmýþtýr seçimlerinin en önemli sonucu taptaze bir partinin, AKP nin yirmi yýl sonra ilk kez bu denli güçlü bir þekilde hükümet olmasýydý. AKP nin karþýsýnda ise Amerika nýn ve TÜSÝAD ýn çeki düzen vermek istediði kesimlerin sözcülüðüne soyunmuþ taþlaþmýþ ve geleceksiz bir parti olarak CHP vardý. AKP, Irak Savaþý ný takip eden beþ yýl boyunca ABD nin ve TÜSÝAD ýn da desteðini alarak bu köhnemiþ muhalefete karþý mücadele etti. Bu süre boyunca da yine Amerika nýn isteklerine uygun bir þekilde silahlý kuvvetleri geriletirken gücüne güç kattý seçimleri ve onu takip eden Cumhurbaþkanlýðý seçimleri AKP açýsýndan bir zirve oldu. Ancak zirveye ulaþan AKP ayný zamanda misyonunu tamamlamýþ ve geriletilmesi gereken bir parti idi. AKP ye yürü ya kulum diyenler peþ peþe desteðini çekince AKP nin önce tökezleme, sonrasýnda da iniþ süreci baþladý. Siyasi güç dengelerini anket ve seçim sonuçlarýna bakarak ölçmeye çalýþanlarýn uzunca bir süre göremediði, hatta aksi yönde vehimlere kapýldýðý bu durum bugün itibariyle artýk en kör gözün bile görebileceði açýklýkta cereyan etmektedir. AKP on yýl öncesine kýyasla iniþe geçmiþ, herkesle kavgalý; ülke içinde ve dýþýnda tutarlý bir politikasý olmayan, tepkisel çözümlerle durumu idare etmeye çalýþan bir parti durumundadýr. Sadece bu durum bile baþlý baþýna bir istikrarsýzlýk dinamiðidir. Lakin CHP de on yýl öncesiyle ayný yerde deðildir. AKP nin iniþe geçmesine paralel olarak, CHP de ABD ve TÜSÝAD tarafýndan muhalefet boþluðunu doldurmasý için hazýrlanmaktadýr. Ancak köhnemiþ bürokratik bir yapýdan AKP ye halkçý ve demokrat bir temelde meydan okuyacak bir muhalefet partisi yaratmak kolay deðildir. CHP þu anda hükümetin yedek lastiði rolünü oynayacak pozisyonda olsa da AKP nin karþýsýnda saðlam bir muhalefet örebilecek bir duruma kýsa vadede gelemeyecektir. Baþka bir deyiþle hükümet hýzla yýpranýrken karþýsýna on yýl öncelikte tazelikte bir muhalefet partisi de çýkamamaktadýr. Solun Tablosu Deðiþmektedir Sözü edilen deðiþiklikler yaþadýðýmýz topraklardaki solun durumunu da deðiþtirmiþtir. Irak Savaþý, sol hala 19 Aralýk Operasyonu nun sonuçlarýný yaþarken, ölüm oruçlarý henüz noktalanmamýþken gerçekleþmiþti. Söz konusu dönem o zamanki ismiyle önce DEHAP ýn siyaset sahnesinden çekildiði, sonrasýnda ise DTP nin istediði dalgayý yaratamadýðý bir dönemdi. Ayný þekilde DEHAP etrafýnda oluþan blok 2002 seçimlerine barajýn aþýlamayacaðý belli iken parti adýyla katýlmýþ ve parlamento dýþýnda kalmýþtý. Müteakip 2004 yerel seçimlerinde ise SHP çatýsý altýnda seçimlere giren DEHAP yaþayabileceði en büyük seçim baþarýsýzlýðýný yaþamýþtý. Kýsacasý 2003 yýlý solun bütünü açýsýndan olabilecek en geri noktaya iþaret ediyordu. Dahasý PDK ve YNK nýn Irak ýn iþgali konusunda ABD ile ortak hareket etmesi, PKK nin ise konuya iliþkin net bir tutum koyamamasý Türkiye solundaki iþbirlikçilik ve ihanet suçlamalarýný arttýrmýþtý. Kürtlere yönelik linç ve diðer saldýrý giriþimleri de artýyordu. Vaziyet böyle iken Türkiye solunun önemli bir kýsmý DEHAP ve DTP ile arasýndaki mesafeyi azamiye çýkardý. Süreç sadece Kürtlerin baðýmsýzlýðý yönündeki her türlü giriþimi lanetleyen sosyal þovenist eðilimleri deðil, Kürtlerle ilgili en ufak bir gündeme dair bile ses çýkarmayan þovenist eðilimleri de körüklüyordu. Bugünse ortada farklý bir tablo vardýr. Her þeyden önce odaðýnda BDP nin bulunduðu muhalefet hareketleri tüm sýkýntýlarýna raðmen 2007 ve 2011 seçimlerinde meclise, her defasýnda vekil sayýsýný arttýrarak girmiþtir. Üstelik söz konusu vekillerin parlamentodaki varlýklarý DEP milletvekillerinin 1994 teki durumuyla kýyaslanabilir de deðildir. O zaman DEP liler polis zoruyla meclisten atýlýrken, halihazýrdaki vekiller meclis kurup oturumlara müdahale etmekte, varlýklarýyla mecliste gizli oturum yapýlmasýný engellemektedirler. Ayný zamanda milletvekili pozisyonlarýný HPG li gerillalarla kucaklaþmaya varan hamleler yapacak kadar istismar etmektedirler. Bu tutumlarýnýn da emekçi ve ezilenler nezdinde bir etkisi olduðu açýktýr. Dahasý, son bir yýldýr muhalefet güçlerini dar tartýþmalara hapseden HDK sürecine karþýn, bugün sol güçler daha derli toplu bir durumdadýr. Eylem ve etkinliklerin parçalanmasý önemli oranda azalmýþtýr. Benzer þekilde Irak Savaþý sýrasýnda yurtsever subaylarý etrafýna toplama gayretindeki TKP dahi Suriye konusunda açýktan sosyal þovenist bir pozisyona alamamakta, eylem ve etkinliklerde BDP ile arasýndaki uçurumu azaltmaya çalýþmaktadýr. Kýsacasý Irak iþgaline kýyasla solda emekçilerin ortak savunma hattýný örmenin koþullar bugün çok daha fazladýr. Komünistlerin Durumu ve Ödevleri Proletaryanýn önderlik boþluðunun ulusal ve uluslararasý düzlemde hala sürmesine karþý, bu boþluðu dolduracak partiyi yaratma iddiasýný taþýyan KöZ ün arkasýnda duran komünistlerin durumu da deðiþmiþtir. KöZ ün arkasýnda duran komünistler, on yýl önce siyasal bir varlýk kazanmaya çalýþýyorlar, ilkelerini duyurmaya ve ayrým çizgilerini kalýnca çekip solun geri kalan kýsmýyla aralarýndaki farklarý belirginleþmeye çalýþýyorlardý. Taktiklerden söz ettikleri zamansa bunlarý en genel ve soyut þekliyle tarif ediyor öyle tartýþýyorlardý. Gelinen noktada bu durum deðiþmiþtir. KöZ ün arkasýnda duran komünistler, çoktandýr bir siyasi varlýk kazanmýþlar, ilkeleri ve ayrým çizgileriyle kendilerini solun geri kalanýndan ayýrt etmiþlerdir (Savaþa, Irak a ve Güney Kürdistan a dair bu yazýda sergilediðimiz görüþ ve tutumlar bu durumu doðrulayan örneklerden bir tanesidir sadece). Artýk taktiklerden propagandasýný yapmak maksadýyla konuþmak yerine, bir partinin uygulamasý gereken ve uygulayabileceði taktiklerden farklý olsalar da, taktikler tarif edip uygulayabilecek bir kapasiteye ve esnekliðe kavuþmuþturlar. KöZ ün arkasýnda duran komünistler, Ortadoðu da devrimci dinamikler kendini iyiden iyiye belli etmeye baþlarken deðiþen ve deðiþmeyen faktörleri kendi durumlarýndaki bu deðiþikliðin bilincinde olarak ele alýyorlar. Devrimci bir partinin izlemesi gereken taktikleri bulup çýkarmak için deðil, bu olumlu iklimi devrimci partiyi yaratma mücadelesinde azami oranda istismar etmek için.

15 Eylül 2012 Sayfa 15 KöZ ün Sözü Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr Eylül ayý HPG güçlerinin eylemlerinin yükseldiði ve TC nin silahlý ve silahsýz kuvvetlerinin adeta tümüyle savunmaya geçtiði bir Ramazan ayýnýn ve bu hýzýn kesilmediði bir Ramazan Bayramý nýn peþinden geliyor. Geride býraktýðýmýz Ramazan ayý ve bayramý, yakýn zamana kadar vatandaþ statüsü bile olmayan Batý Kürdistanlýlarýn kendi topraklarýnda egemenliklerinin ilan ediþlerinin damgasýný taþýdý. Bu devrimsel geliþme Kürdistan ýn tüm parçalarýnda yanký bulduðu gibi, en çok zaten bu geliþmeden önce gerilla eylemlerinin artmakta olduðu Kuzey Kürdistan ý esaret altýnda tutan gerici TC hükümetini sarstý; sarsmaya da devam ediyor. Son genel seçimlerde toplam oy sayýsýný arttýrmakla birlikte meclisteki ezici çoðunluðunu kaybeden; seçimlerden beklediði sonucu alamamýþ olsa da kendisinin yedeði ve payandasý olarak meclisteki yerini alan CHP ye muhtaç bir konuma düþen AKP bu noktadan itibaren zaten gerileme sürecine girmiþti. Arap Baharý denen dalganýn Suriye ye sýçramasýyla ve bilhassa Erdoðan ýn ne zamandýr korktuðu gibi sahici bir Kürt Baharý na yerini býrakmasýyla birlikte, bu düþüþ süreci artýk herkesin gördüðü bir gerçeklik haline gelmektedir. AKP hükümetinin ABD nin Ortadoðu ya yönelik planlarý doðrultusunda dostum diye baðrýna bastýðý Beþir Esad yönetimiyle köprüleri atýp Baas ýn devrilmesi doðrultusunda en aktif rolü üstlenmesi ile geliþen süreç boyutlanarak sürmekte. Batý Kürdistan da Kürtlerin özerkliklerini ilan etmesinden önce yoðunlaþmaya baþlayan HPG eylemleri bu geliþmeyle birlikte bir ivme kazanarak boyutlanmaktadýr. AKP Esad rejimini karþýsýna almýþ ve ABD ile Ýngiltere nin de onayýyla Özgür Suriye Ordusu nu kendi topraklarýnda konuþlandýrýp bizzat donatýp yönlendirerek Suriye deki gerici iç dalaþa bilfiil dahil olmuþtur. AKP nin bu yöndeki gayretleri sadece ABD ve müttefiklerinin ýsrarlarýndan ötürü deðildir. Suriye deki istikrarsýzlýðýn sürmesi halinde, bu istikrarsýzlýðýn TC nin en uzun sýnýrlarýný aþmasýndan endiþe ettiði için AKP telaþ içindeydi. Ama bu gayretlere raðmen AKP umduðu ve muhtaç olduðu çözüme ulaþmaktan hala uzaktýr ve uzaklaþmaktadýr. Nitekim PYD nin Baas rejiminin Batý Kürdistan dan çekilmesini fýrsat bilerek baþarýyla deðerlendirmesini takiben Erdoðan ýn korktuðu baþýna gelmiþtir. Gelinen noktada Esad rejiminin Özgür Suriye Ordusu nun uzaktan kumandalý saldýrýlarýyla yýkýlabileceðini öngören kimse yok. Bununla birlikte AKP nin Suriye de bir istikrarsýzlýk ortamýnýn en kýsa zamanda sona ermesi için attýðý acil adýmlara Baas ýn Batý Kürdistan dan çekilerek yanýt vermesiyle asýl istikrarsýzlýk Türkiye sýnýrlarýna sýçramýþ durumda. Þimdi bu dalganýn Türkiye nin batýsýna ve metropollere sýçramasý telaþý AKP yi de rakiplerini de sarmýþ durumdadýr. Kaldý ki TC nin endiþelerinin baþýnda Kuzeyli Kürtlerin de Güney ve Batý Kürdistan daki gibi, bir statü elde etme yönünde mücadelelerinin yükselmesi olsa da sadece bu deðildir. Suriye de Irak taki gibi bir emperyalist federatif çözümün gündeme gelmesi halinde TC bir de Hatay Sorunu ile yüzyüze kalmaktan endiþe etmekte ve bu nedenle Suriye de üniter yapýyý Sünni Araplarýn egemen olduðu bir çerçevede koruyacak bir çözüm arayýþý içindedir. Ancak bu doðrultuda AKP nin attýðý beceriksiz adýmlar tam tersi sonuçlar vermeye de müsaittir. ÖSO nun Hatay da konuþlandýrýlmasý ve Baas tan kaçak gericilerin Hatay da misafir edilmeleri þimdiden orada bir huzursuzluk kaynaðý olmuþ durumdadýr. Hükümetin destekleyip kýþkýrttýðý bu gerici unsurlar Hatay ýn yerli halký üzerinde intikamcý bir terör deðilse de huzursuzluk yaratan sistematik bir tacizi giderek yükseltmektedir Hatay Anlaþmasý gereðince hala bir referandum olasýlýðýnýn bulunduðu koþullarda Suriye de özerk bir Nusayri bölgesinin tarifi ile Hatay da da Ankara yý endiþelendirecek geliþmelerin olmasý da çok uzak bir olasýlýk deðildir. Bugüne kadar oraya Afganlar gibi deðiþik Sünni topluluklarý yýðarak nüfus dengelerini deðiþtirmek için sistematik bir arayýþ içinde olan TC bugün AKP nin Suriyeli mültecileri ayný bölgeye yýðmasýyla boyutlanmýþ durumdadýr. Öte yandan AKP Suriyeli Nusayrileri kýsaca Alevi diye hedef göstermek suretiyle, (Malatya örneðinde görüldüðü gibi) genel olarak Alevilere yönelik saldýrý ve tehditlerin artmasýna da vesile olmuþtur. Böylelikle gerileyen AKP istikrar saðlamak maksadýyla aslýnda istikrarý dinamitleyen yöneliþlerden kendini alamamaktadýr. Suriye politikasýyla da AKP genel olarak Ortadoðu daki istikrarý dinamitleyen bir konumdadýr ve bu emperyalist planlar açýsýndan kabul edilebilir bir durum olmaktan çýkmaktadýr. AKP kendi planlarýný deðil de Amerika nýn dayattýðý planlarý uyguluyor olsa da Ortadoðu da baþarýsýzlýk ve istikrarsýzlýðýn faturasý kendisine çýkarýlacaktýr. Hal böyle olunca da Türkiye nin hassasiyetlerini yok sayan, federal Suriye türünden olasýlýklarýn ABD nin gündemine geleceði açýktýr - bu da AKP açýsýndan bir diðer kâbus senaryosudur. Böyle bir senaryonun gerçekleþmesini engellemek isteyen Türkiye nin daha saldýrgan bir dýþ politik çizgiye yönelmesi olasýlýðý kuvvetlenmektedir. Zaten Beþir Esad ve gerici Baas rejimine karþý, bir baþka gerici güç olan Müslüman Kardeþler i destekleyip kýþkýrtan; ABD, Ýngiltere, Katar ve Suudi Arabistan dolarlarýyla beslenen sözümona Özgür Suriye Ordusu nu donatýp eðiterek, hatta sevk ve idare edip yaralýlarýný saðaltarak bilfiil Suriye deki kirli savaþýn içinde olan AKP hükümeti; bu müdahaleler yeterli olmadýðý ölçüde, bizzat TSK eliyle bir askeri müdahale tehditlerini savurmakta ve sýnýr ötesi bir savaþýn hazýrlýklarýný yapmaktadýr. Bilhassa Batý Kürdistan daki geliþmelerin ardýndan bu tehditkâr savaþ çýðýrtkanlýðýný Batý Kürdistan a ve tüm Kürtlere yöneltmektedir. Oysa Ýçiþleri Bakaný Hakkâri ye giremeyen, Þemdinli de varlýðýný fiilen gösteremeyen bir hükümetin kendi baþýna ve kendi imkânlarýyla bir komþu ülkenin topraklarýna girme tehditlerini kendine sevdalý bu hükümet ve giderek azalan taraftarlarýndan baþka kimsenin ciddiye almadýðý apaçýktýr. Bu nedenledir ki, AKP sadece kof tehditlerle yetinemeyeceðinin farkýndadýr. Batýda yükselebilecek bir mücadele çizgisi karþýsýnda birkaç cephede birden savaþmak zorunda kalmamak için týpký daha önce 90lý yýllarda olduðu gibi, bir takým tertipler hazýrlama peþindedir. Bunlarýn ilki kýdem tazminatýna yönelik saldýrýnýn geri çekilmesi olmuþtur. En son yýllardýr parasýz eðitim için mücadele eden öðrencilerden harç alýnmayacaðýnýn ilan edilmesi gündeme gelmiþtir. Uzun zamandýr kentsel dönüþüm adý altýnda gecekondulara yönelik saldýrý planlarý aniden durdurulmaktadýr. Fýrsat bu fýrsat diyerek sokaða dökülen eðitim emekçilerinin daha keskin bir mücadele sürecine girmesini önlemek üzere yapýlan vaadler de bu kapsamdadýr. Bu geliþmeler açýktýr ki Kürdistan da yükselen savaþ karþýsýnda bocalayan TC nin metropollerdeki emekçileri ve ezilenleri yedekleyerek Kürtlerin üzerine daha güçlü bir biçimde saldýrma hazýrlýklarýnýn iþaretidir. Nitekim askeri olarak HPG eylemleri karþýsýnda çaresiz kaldýðý oranda AKP hükümeti KCK operasyonlarýyla durduramadýðý Kürt hareketine yönelik daha geniþ çaplý bir siyasi saldýrýnýn peþindedir. Ne var ki, BDP ye dönük dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýný da içeren saldýrýlarý gerçekleþtirmek AKP nin kendi baþýna altýndan kalkabileceði bir iþ deðildir. Bunun için CHP nin desteðine ve metropol sokaklarýnýn en azýndan sükunet içinde olmasýna muhtaçtýr. Ama CHP de az çok etkisi altýnda olan sendikal örgütlenmeler vasýtasýyla AKP nin sus payý teklif ederek sakinleþtirmek istediði kesimleri kendi terkisine alarak güçlenmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede AKP ben verdim beni destekleyin derken, CHP etkisi altýndaki sendikacýlar da biz mücadele ettik, kazandýk diyerek ayný kesimleri hem Kürt hareketi ile dayanýþma içinde bir eylemliliðe girmekten uzak tutmak hem de birbirleriyle rekabet halinde arkalarýna takmak peþindedirler. AKP ve rakipleri bir yandan da Kürtlere yönelik tehditlerini arttýrmaktadýr. Ama uluslararasý dengelerin belirleyici güç odaklarý cephesinde giderek Suriye de bir çözüm olasýlýðýnýn konuþulmaya baþlandýðý koþullarda bu tür kof tehditler bir emperyalist çözüme köstek olmaktan baþka bir anlam ifade etmez. Emperyalist efendilerinin planlarýný AKP hükümetinin hamasetle engel olacaðýna inanmak ise safdilliktir. Efendilerinin planlarýnýn uygulanmasýna itiraz eden AKP hükümeti gereksizleþir ve yerini bu planlarý uygulayacak kabiliyette yeni bir hükümete býrakýr. Bu bakýmdan önümüzdeki süreçte AKP nin gerileyiþi ivme kazanmýþ durumdadýr. Ama AKP hükümetinin kendi kendine çekilmeyeceði kuþkusuzdur. Bugüne kadar bu hükümeti hangi siyasal güçlerin gerilettiði de ortadadýr. Gelecek yerel seçimlerde Kürt illerinde ve Kürtlerin yoðun olduðu seçim bölgelerinde bu gerileyiþin süreceði de besbellidir. Ama AKP nin metropollerde ve batýda da geriletilmesi gerekir. Bu konuda göç etmeye zorlanmýþ Kürt emekçilerinin belirleyici bir rol oynamaya devam edeceði besbelli olsa da, emekçi hareketinin geri kalan kesimlerinin güncel sorunlarýndan ve mevcut tablonun sunduðu olanaklardan hareketle kendi talepleriyle güç ve eylem birliði içinde harekete geçerek batýda da bir cephe açýlmasýna önayak olmasý elzemdir ve mümkündür. Böyle bir seferberliðin saðlanmasý bu doðrultuda mücadele etme iddiasýndaki bütün özneler bakýmýndan bir ödevdir. AKP bu olasýlýðýn farkýnda olduðunu belli eden iþaretler vermektedir. Kendisine karþý batýda bir cephenin açýlmasýný önlemek üzere hükümetin esasen bir savunma tedbiri olarak attýðý bu adýmlar, bir tür sus payýdýr ve bir rüþvet teklifi olarak görülmelidir. Bunu kabul etmek yerine bu geri adýmlarý fýrsat olarak kabul etmek ve bundan yararlanarak mevcut mevzileri tahkim edip yenilerini kazanmak üzere bir atýlým göstermek zorunludur. Varolanlarý korumanýn ve yeni mevziler kazanmanýn tek yolu budur. Bu ayný zamanda Kürdistan daki mücadeleye sunulacak en geçerli ve gerekli destek olacaktýr. O nedenle demokratik haklar için birleþik ve kitlesel bir seferberliðin ayný zamanda Kürdistan daki barýþ ve özgürlük talepleriyle dayanýþma tutumuyla örülmesi þarttýr. Bu bakýmdan emekçilerin, ezilenlerin ve onlarýn çýkarlarý için mücadele edenlerin ödevi genel olarak barýþ ve genel olarak silahlarýn susmasý taleplerinden uzak duran bir seferberliði örgütlemekten geçer. Bugünün þartlarýnda silahlar sussun dileðini dile getirmekten ziyade, AKP nin silahlý silahsýz saldýrýlarý ve tehditlerinin son bulmasý hedefi öne çýkarýlmalýdýr. Bugün savunma çizgisine çekilen, hükümet ve genel olarak devlettir. Bu þartlarda emekçilerle ezilenlerin ve onlarýn çýkarlarý için mücadele edenlerin bir savunma çizgisine çekilmeleri en büyük hata olacaktýr. Mevcut durumu istismar ederek mevzileri korumak ve yeni mevziler kazanmak üzere mücadele ederek AKP hükümetini geriletmek için, Kürtlerle dayanýþma ve eylem birliði içinde olarak seferber olmak gerekir. AKP nin yerini onun bütün saldýrýlarýnýn ve tehditlerinin mahcup destekçisi olan CHP nin almasýný önlemenin yolu da budur. AKP nin saldýrýlarýnýn CHP eliyle sürdürülmesini önlemek için de bu yolu tutmak zorunludur. Barýþ için savaþmayanlarýn onurlu bir barýþý hak edemeyeceðinin bir kez daha bilinçlere kazýnmasý için; savaþ hazýrlýklarýný ve silahlý tehdit ve saldýrýlarý durdurmasý gerekenlerin silah tekelini elinde tutmak isteyen sömürücü sýnýflar olduðunu öne çýkararak; emekçilerin ve ezilenlerin ancak kendi mücadeleleriyle, kendi güç birliði ve eylemlilikleriyle kazanýp koruyacaklarý mevzilerin kalýcý olabileceðini göstererek hareket etmek gerekir. KöZ ün arkasýnda duran komünistler bu hedefleri unutmadan emekçilerin ve ezilenlerin bu yönde kitlesel bir seferberliðinin ve eylem birliðinin saðlanmasý için inisiyatif alan güçlerle omuz omuza mücadelede üzerlerine düþen sorumluluðu yerine getirecek ve ayný amaç ve ilkeleri benimseyen komünistlerle buluþmak üzere mücadeleyi azimle sürdürecek.

16 Kitle Örgütlerinin Dayanýþmasý Geleneksel Yaz Pikniðine Taþýndý Kitle örgütlerinin her yaz düzenlediði geleneksel dayanýþma pikniði, 26 Aðustos ta düzenlendi. Mayýsta Yaþam Eðitim ve Dayanýþma Kooperatifi, Anadoluda Yaþam Tüketim Kooperatifi ve Devrimci 78 liler Federasyonu nun düzenlediði piknik, Heybeliada da gerçekleþti. Piknik için sabah Maltepe de buluþuldu. Yaklaþýk on farklý mahalleden gelen araçlar Maltepe ye vardýktan sonra kiraladýðýmýz tekne ile Heybeliada ya doðru yola çýktýk. Adaya 11:00 gibi varýldý. Alana yerleþtikten sonra ise her mahalle kendi ortak sofrasýný kurarak kahvaltý yaptý. Kahvaltýdan sonra davul zurna eþliðinde çekilen halaylardan sonra kurumlar, konuþmalarýný yapmak için sahneye davet edildiler. Ýlk konuþmayý yapan Mayýsta Yaþam Kooperatifi, gerçekleþtirdikleri Genel Kurul dan itibaren yaz döneminde yaptýklarý faaliyetleri aktardý. Yürütülen fasikül ve müfredat çalýþmasý, çalýþma gruplarý, kurumun bu seneki üniversite sýnavlarýndaki baþarýsý ve farklý mahallelerdeki ders faaliyetleri bu konuþmada aktarýldý. Yürütülen faaliyetin daha da güçlenmesi için herkes sorumluluk almaya davet ederek kuruma ortak olmaya çaðýrýldý. Anadoluda Yaþam Kooperatifi ise mahallelerdeki yalnýzlaþma ve bireyselleþmeye dikkat çekerek bir arada durmamýz gerektiðinden bahsetti; ayný zamanda önümüzdeki dönem kurum olarak tüketim faaliyetlerine dair neler yapacaklarýný aktardý. Devrimci 78 liler Federasyonu, 12 Eylül ün yarattýðý tahribata dikkat çekerek 12 Eylül ün halen devam ettiðinden bahsetti; 12 Eylül karanlýðýnýn kaldýrýlmasý için örgütlü durmak gerektiðini belirtti. Pikniðin örgütleyicisi olan kurumlardan sonra sýra söz almak isteyen diðer kurumlar veya siyasetlere geldi. KöZ Gazetesi adýna konuþan yoldaþ AKP nin savunmaya geçerek kýdem tazminatý saldýrýsýnýn durdurulmasý, üniversite harçlarýnýn kaldýrýlmasý gibi rüþvet ler teklif ettiðini, AKP nin sýkýþtýðý böylesi bir durumda emekçilerin maruz kaldýðý bütün saldýrýlara eylemli ve kitlesel bir yanýt vermek gerektiðini ifade etti; ortak bir mücadele hattý yaratmak gerektiðine dikkat çekti. Yeni Dünya Ýçin Çaðrý ve Güney Kültür Merkezi adýna konuþan arkadaþ ise faaliyetlerini anlattýktan sonra AKP nin emekçilere ve Kürtlere yönelik saldýrýlarýna dikkat çekti. Daha sonra Kent Hareketleri nden TMMOB üyesi bir arkadaþ ve Site ve Esenevler Mahalleleri Dayanýþma Derneði nden katýlýmcýlar, kitle örgütleri olarak bir arada durmanýn önemine vurgu yapan konuþmalar yaptýlar. Kurum konuþmalarýndan sonra kýsa bir müzik dinletisi gerçekleþti ve daha sonra halat çekme, çuval yarýþý ve bilgi yarýþmalarý gibi çeþitli oyunlar oynandý. Bu oyunlardan sonra öðle yemeði faslý gerçekleþti. Öðle yemeðinden sonra ise yaklaþýk 1.5 saat süren kentsel dönüþüm forumu gerçekleþti. Forum, Kent Hareketleri nden TMMOB üyesi mimar arkadaþýmýzýn afet yasasý hakkýnda sunumu baþladý. Sunumun ana vurgusu, forumun olduðu gibi, kitle örgütlerinde örgütlü durmak ve mücadeleyi ortaklaþtýrarak sürdürmenin gerektiði oldu. Sunumdan sonra Ümraniye, Gülsuyu, Sultanbeyli ve Okmeydaný gibi kentsel dönüþüm tehdidi altýndaki mahallelerde faaliyet yürüten kurumlar faaliyetlerini ve deneyimlerini aktardýlar. Forumda sýk sýk kurumlar ve mahalleler arasýndaki irtibatý güçlendirmek ve deneyimleri daha sýk paylaþmak gerektiði vurgulandý; bu vesileyle Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun önemine dikkat çekildi. Ýstanbul un farklý farklý bölgelerinden (Esenler, Esenyurt, Gazi Mah., Gülsuyu, Kanarya Mah., Okmeydaný, Sultanbeyli, Tuzla, Ümraniye, Yenibosna vd.) yaklaþýk 480 kiþinin katýldýðý piknik, saat 18:45 te sona erdi yýlýndaki pikniðe nazaran katýlým biraz düþük olsa da de bu pikniðe katýlan farklý kurumlar, birbirileriyle tanýþma fýrsatý buldular. Ayný zamanda, kentsel dönüþüm forumu ile mücadeleleri ortaklaþtýrmanýn imkanlarýný tartýþtýlar. Kitle örgütleri, yakaladýklarý bu iliþkileri önümüzdeki dönemde Kitle Örgütleri Koordinasyonu na taþýmaya gayret edecek. Ýstanbul dan Komünistler 1 Mayýs Mahallesi'nde Yýkýmlar 1 Mayýs Mahallesi; Site, Esenevler, Mustafa Kemal ve Aþýk Veysel Mahalleleri olarak bölünmüþ, Site ve Esenevler Ümraniye ilçesine, Aþýk Veysel ve Mustafa Kemal Mahalleleri Ataþehir ilçesine baðlanmýþtý. Bu bölünmenin sebebi þu anda daha net anlaþýlýyor. 1 ay öncesinde Büyükþehir Belediyesi nin 1/5000 nazým imar planýnýn onaylanmasýyla Esenevler Mahallesi ve Site Mahalleleri nin yýkým planý açýklanmýþ oldu. Dolayýsýyla, mahalleyi bölmekteki amacýn yýkýmlara dönük planlý bir çalýþma olduðu ortaya çýktý. Bir bütün olarak 1 Mayýs Mahallesi ni imara açmak (yýkmak) daha zordu. 1 Mayýs Mahallesi ne toplu olacak bir saldýrýya mahalle halkýnýn toplu cevap vereceði biliniyordu. Bu nedenle mahalleyi dörde böldüler ve yýkýmý böylece parça parça gerçekleþtirmek istiyorlar. Ýlk once de bölünen mahallelerden gözlerine Site ve Esenevler Mahallesi ni seçtiler. Planýn açýklandýðý günlerde Site Mahallesi muhtarý iki defa toplantý gerçekleþtirmiþti. Bu toplantýlarý üçüncü toplantýdan itibaren takip etmeye baþladýk. Bizim katýlmadýðýmýz ilk iki toplantýda pek bir þey çýkmamýþtý. Toplantýlar daha çok muhtar ve çevresindekiler tarafýndan anlamsýzlaþtýrýlmýþtý. Bizim katýldýðýmýz toplantýda da ayný þey oldu. Bu toplantýya bizim dýþýmýzdaki siyasetler de katýldý ama sadece gözlemci oldular. Kürsüdekiler toplantýya gelen insanlarý bu iþin dýþýnda tutmaya çalýþýp bir komisyon kurma önerisi getirdiler. Yani önceden hazýrlanmýþ 20 kiþilik bir liste ile toplantýya geldiler. 20 kiþilik bir komisyon bu iþlerin tümüyle ilgilensin, sizler bu iþlerle uðraþmayýn. Zaten uðraþamazsýnýz da Bunun için zaman ve para olmasý gerekir diyerek halký alttan alta tehdit ettiler. Üçüncü toplantýnýn olacaðýndan öncesinde haberdar olduðumuz için Kent Hareketleri nden bilirkiþilerle de öncesinde görüþüp bu süreç hakkýnda bilgi almýþ ve onlardan da bir kiþinin bu toplantýlara katýlmalarý gerektiðini söylemiþtik. Onlar da toplantý günü bir arkadaþlarýný gönderdiler ve toplantýda bu konuyla ilgili bilgiler verdiler. Konuþmalarýnda dernek fikrinin bu sürecin olmazsa olmazlarýndan olduðunu belirttiler. Aslýnda üçüncü toplantýda dernek öneriler gelmeye baþlamýþtý. Ama toplantý divaný muhtar ve çevresindekilerden oluþtuðu için bu öneriler bastýrýldý. Biz bu toplantýdan sonar Kent Hareketleri yle görüþmeleri devam ettirdik; Ayazma, Sulukule ve Fikirtepe örneklerinde bu süreçlerin nasýl olduðuna dair bilgiler toplanmýþ olduk. 1 Mayýs Mahallesi'nden Komünistler Sultanbeyli de Kentsel Dönüþüme Karþý Halk Toplantýsý Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi'nde kensel dönüþüme karþý halk toplantýsý yaptýk. Mayýsta Yaþam Kooperatifi olarak iki yýldýr bu konu gündemimizde idi. 1Mayýs a barýnma hakkýmýzýn arkasýnda durduðumuzu göstermek üzere katýlmýþtýk. Mahallede HDK ile bir araya geldik ve mahallede nasýl bir çalýþma yürütülebileceðini tartýþtýk. Biz de kentsel dönüþüm mahallelinin de gündemi olduðu için kentsel dönüþümle ilgili halk toplantýsý yapmayý kararlaþtýrdýk. Toplantýyý örgütleyen kurumlar Mayýsta Yaþam Kooperatifi, BDP, EMEP, ESP idi. El ilanlarý ve ozalit hazýrladýk. Mahallede hep beraber çalýþmasýný yürüttük. Toplatýya yaklaþýk 150 kiþi katýldý. Toplantýda Kent Hareketleri nden Arif Belgin, Avukat Ziya Çelik, Sultanbeyli Belediyesi BDP Meclis Üyesi Sami Mercan ve BDP Sultanbeyli Ýlçe Baþkaný Subutay Açýk konuþmalar yaptýlar. Toplantý Sultanbeyli Pirsultan Abdal Kültür Derneði nde yapýldý. Konuþmalar baþlamadan önce Ayvansaray da olan kentsel dönüþümle ilgili hazýrlanýlan belgesel izlendi. Bu gündem belirli zamanlarda unutulsa, zaman zaman kimi geliþmelerle sýcak bir gündem haline gelse de bu projeden vazgeçilmeyeceði, parça parça yýkýmlarla gündeme geleceði açýkça ortadadýr. Yýkýmlar bütün mahallelerin gündemindeyken, bu saldýrýyý savuþturmak; mahallelerde yaþayan ve evlerini korumak isteyen bütün güçlerin bir araya gelmesiyle mümkündür. Bu da yetmez tüm mahalleler arasýnda oluþturulacak bir koordinasyonla hareket edildiðinde, bütün deneyimler ve çözüm önerileri bir potada toplanabilir ve böyleilikle birbirimizin deneyimlerinden öðrenmeyi becerebiliriz. Mahallemizde baþlangýç olan ve belirli bir sýnýra sahip olan önemli bir adýmý atmýþ bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemde bütün bu deneyimleri ve ortak bir gücü oluþturacaklarla biraraya gelmek üzere hareket etmeyi ödevimiz sayýyoruz. Kurtuluþ Yok Tek Baþýna, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz! Sultanbeyli Mayýsta Yaþam'dan Komünistler

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

Ermeni Sorunu Hakkýnda Söylenmeyenler Fransýz Ulusal Meclisi Ermenilere 1915 te yapýlan soykýrýmý inkar edenlerin suç iþlemiþ kabul edilmesini öngören bir yasayý onayladý. AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI:

Detaylı

Troçkizm Dosyasý - 4 Troçki ve Troçkizm sorunu gündeme geldiðinde, bu akýmýn karþýsýnda yer alanlar bakýmýndan sürekli devrim konusu kadar, hatta belki ondan fazla akla gelen konulardan biri de Troçki

Detaylı

Troçkistler ve Troçkizm Karþýtlarýný Buluþturan Sürekli Devrim Efsanesi Sürekli devrim teorisi herhalde Troçkizmle özdeþ kabul edilen baþlýca kavramlardandýr. Hatta Lenin sonrasý sosyalist kuþaklar arasýnda

Detaylı

BDP ye Yönelik Saldýrýlara Son! KCK Davasý Tutuklularýna Özgürlük!

BDP ye Yönelik Saldýrýlara Son! KCK Davasý Tutuklularýna Özgürlük! TROÇKÝZM DOSYASI Bugün troçkizm konusunda Türkiye solunun zaaflarýný irdelemek ve troçkizmin bir politik akým olarak nasýl bir oportünist merkezciliði ifade ettiðine ýþýk tutmak oportünizme ve tasfiyeciliðe

Detaylı

AYLIK GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 17 EYLÜL 2010 Komünist Manifesto yu ezbere bilen bir oportünist Referandum sürecinde solun Evet veya Hayýr kamplarýna karýþan kesimleri kendi pozisyonlarýný

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 YTL (KDV DAHÝL) SAYI:5 MART 2008 Tasfiyeci Rüzgarlar Þiddetlenirken Kim Hangi Yolda Yürüyor? (2) Geçtiðimiz sayýda belirttiðimiz gibi, Hangi Yolda Yürüyoruz baþlýklý makalede

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 12 EKÝM 2009 Fransa da Kaðýtsýzlar Bakanlýðý kuruldu 26 Haziran günü Paris in yoksul kenar mahallelerinden birinde, iþgal edilmiþ bir binanýn kapýsýna

Detaylı

Kuruluþunun 90. Yýlýnda TKP'nin Mirasýna Nasýl Sahip Çýkýlýr 28 Ocak tarihiyle TKP yi Türkiye ye getirmek için bindikleri gemide Mustafa Suphi ve on beþlerin Kemalistler tarafýndan katledilmesinin yýldönümü

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

Çatý Partisini Eleþtirmenin Dayanýlmaz Hafifliði Çatý partisi tartýþmalarý; üçüncü cephe, çatý partisi, sadece koordinasyon iþlevi görecek geniþ iþlevi olmayan bir çatý partisi, çatý partisine giderken

Detaylı

27 Mayýs ýn Ardýndaki «Kürt Sorunu» Anlaþýlmadan 71-72 Kopuþu da Kavranamaz AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 6 MAYIS 2008 Neredeyse yarým yüzyýl önce gerçekleþen 27 Mayýs darbesi, uzunca

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 4 OCAK 2008 Ýlk Dört Kongreyi Savunmak Stalin i Karalamanýn Kýlýfý mýdýr? KöZ rehberinin Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresi olduðunu söylerken

Detaylı

Bugün 15-16 Haziranlar Neden Güncel ve Nasýl Mümkündür? 19 Haziran günü Maltepe de 15-16 Haziran olaylarýný anmak için Bugün 15-16 Haziranlar Neden Güncel ve Nasýl Mümkündür? adlý yaklaþýk yüz kiþinin

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ EÐÝTÝM SEMÝNERÝ RESÝMLERÝ Çimento Ýþveren Dergisi Özel Eki Mart 2003, Cilt 17, Sayý 2 çimento iþveren dergisinin ekidir Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Projesi Sendikamýz

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Kamu Emekçileri Bülteni Özel Sayýsý: 247 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Ekim 2005 Fiyatý 250.000 TL (25 Ykr) Ümraniye, Sarýgazi, Sultanbeyli ve Taþdelen'deki sýnýf

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 9 MART 2009 Halepçe Katliamý nýn 21. Yýlý! Güney Kürdistan da Süleymaniye nin doðusunda bir Kürt kasabasý olan Halepçe 16 Mart 1988 günü onlarca Irak

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI BASIN AÇIKLAMALARI Egemenler Arasý Dalaþýn Yapay Sonucu Zamlar EKONOMÝK KRÝZ VE ETKÝLERÝ 6 Aðustos 1945'te Hiroþima'ya ve 9 boyutu bulunmaktadýr. Daha temel nokta Aðustos 1945'te Nagasaki'ye

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ ÝKK TOPLANTISI ÞUBEMÝZDE GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ 4 Kasým 2010 tarihinde ÝKK toplantýsý Þubemizde gerçekleþtirildi. ÞUBEMÝZ SOSYAL ETKÝNLÝKLER KOMÝSYONU TOPLANDI Þubemiz sosyal etkinlikler komisyonu 05 Kasým 2010

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Oda Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ ýn yaptýðý, 21 Haziran Dünya Güneþ Günü dolayýsýyla Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarýnýn Kullanýmýna Ýliþkin

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 2009-10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 1. Genel Açýklamalar: 88/12944 sayýlý Kararnameye iliþkin olarak

Detaylı

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri Barodan Haberler Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Baromuzca Akþehir Ýlçesinde Türk Medeni Kanunu'nda Edinilmiþ Mallar ve Tasfiyesi ile Aile Konutu konulu konferans gerçekleþtirildi. Meslektaþlarýmýzýn

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 2008-96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir Ýstanbul, 19 Kasým 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 4857 sayýlý

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

Neden sendikalý olmalýyýz?

Neden sendikalý olmalýyýz? Neden sendikalý olmalýyýz? Türkiye Porselen Çimento Cam Tuðla ve Toprak Sanayi Ýþçileri Sendikasý DÝSK/CAM KERAMÝK-ÝÞ GENEL MERKEZÝ Merkez Mah. Doðan Araslý Cad. No: 133 Örnek Ýþ Merkezi Kat 3 Daire 58

Detaylı

Sayfa 2 ARALIK 2010 Teknik sebeplerden ötürü bir süredir elimize ulaþmayan Finike'de yürütülen çalýþmalara dair yazýlarý bu sayýmýzda özet bir biçimde yayýnlýyoruz. Finike'den gelen yazýlar 1 Mayýs çalýþmalarýndan

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 3 EKÝM 2007 Yeni Anayasa Hakim Sýnýflarýn Ýç Çatýþmalarýnýn Ürünü Olacak Demokratik Anayasa Savaþan Ýþçilerle Gelecek Emperyalistler Arasý Denge Kayda

Detaylı

Önce Suriye yoðun tehditlere maruz kaldý. Emperyalistler saldýrýnýn eþiðine geldi. Rusya nýn kimyasal silahlarýn imhasý önerisinin

Önce Suriye yoðun tehditlere maruz kaldý. Emperyalistler saldýrýnýn eþiðine geldi. Rusya nýn kimyasal silahlarýn imhasý önerisinin edi bese!... Mehmet Ezer... 10 yaşında. 25 Mart günü Silvan da BDP mitingine polisin saldırısı sonucu başından gaz bombası ile vuruldu... Mehmet ilk müdahalenin ardından Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle birlikteyiz. Yaz mevsiminin en sýcak günlerinin yaþandýðý Temmuz ayý içerisindeyiz. Tabi ki bu sýcaklar ne devletin baský ve terörünü ne de iþçilerin,

Detaylı

Ümraniye Ýþçi Kurultayý 11 Aralýk ta toplanýyor!

Ümraniye Ýþçi Kurultayý 11 Aralýk ta toplanýyor! Kamu Emekçileri Bülteni Özel Sayýsý: 269 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Kasým 2005 Fiyatý 250.000 TL (25 Ykr) Söz, karar, inisiyatif iþçilerde! Ümraniye Ýþçi Kurultayý

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 1 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

SENDÝKAMIZDAN HABERLER SENDÝKAMIZDAN HABERLER Sendikamýza Üye Ýþyerlerinde Çalýþanlardan Yýlýn Verimli Ýþçisi Ve Ýþvereni Seçilenlere Törenle Plaketleri Verildi 1988 yýlýndan bu yana Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) nce gerçekleþtirilen

Detaylı

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM IX FÝYATLAR 145 146 FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM 2000 yýlýnda önceki yýlýn önemli ölçüde altýnda seyreden fiyat artýþlarý 2001 yýlýnýn ikinci ayýnda kurlarýn serbest býrakýlmasý sonucu üçüncü

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! Asýlsýz iddia neden ortaya atýldý? Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! 19 Haziran 2004 tarihinde, Ovacýk Altýn Madeni ile hiçbir ilgisi olmayan Arsenik iddialarý ortaya atýlarak madenimiz

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði www.tutevsiad.org BÝRLÝKTEN KUVVET DOÐDU TÜRK-ÇÝN EKONOMÝK VE TÝCARÝ ÝÞBÝRLÝÐÝ FORUMU NDA BÝZDE TÜTEVSÝAD OLARAK YERÝMÝZÝ ALDIK T.C. Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn 8-11

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Kasým 2005 III. Demir Çelik Kongresi, II. Ýþ Makinalarý Sempozyumu Makine Magazin Dergisinin 112. sayýsýnda Demir çelik sektörünün Zonguldak buluþmasý

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Þu sýra baþta Ýsviçre olmak üzere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa ülkelerinin hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerinin insan haklarý derslerinde, seminerlerde ve doktora

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

Sayfa 2 NÝSAN 2010 Antakya da Sel Felaketi ve Sonrasý KÖZ Düþsün Yüreðine Hiç Sönmemek Üzere Bulunduðumuz mahallede Köz gazetesinin arkasýnda duranlar

Sayfa 2 NÝSAN 2010 Antakya da Sel Felaketi ve Sonrasý KÖZ Düþsün Yüreðine Hiç Sönmemek Üzere Bulunduðumuz mahallede Köz gazetesinin arkasýnda duranlar Hasan Coþkun yoldaþ kavgamýzda yaþayacak! Komünizm davasýnýn ve komünistlerin birliði þiarýnýn en ateþli savunucularýndan Hasan Coþkun yoldaþý 15 Mart gecesi yitirdik. Yoldaþýn cenazesi 17 Mart günü Ümraniye

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 13 OCAK 2011 Bu program, Avrupa Birliði ve Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan finanse edilmektedir. YENÝLÝKÇÝ YÖNTEMLERLE KAYITLI ÝSTÝHDAMIN

Detaylı

ANKARA 3. Alevi KurultayýI Yapýldý 7 DE Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMA Haberin Devamý 2 DE

ANKARA 3. Alevi KurultayýI Yapýldý 7 DE Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMA Haberin Devamý 2 DE 8 Reyhanlý'daki patlamalar baþta Ýstanbul ve Ankara olmak üzere birçok kentte Emek ve Demokrasi Güçleri tarafýndan protesto edildi. Ýstanbul'da Mecidiyeköy Cevahir AVM önünde bir araya gelen Emek ve Demokrasi

Detaylı

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26 30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/2008 12:26 Konu: 30 Soruluk Test Gönderim Zamaný: 21-Mart-2007 Saat 10:32 MALÝYET MUHASEBESÝ DENEME SINAVI 1- Aþaðýdakilerden hangisi maliyet muhasebesinin

Detaylı

ÝÞÇÝ SINIFI 2012 YILINA DA KAVGAYLA GÝRDÝ. Meclise Yürümek Ýsteyen Emekçilere Polis Saldýrdý Kamu emekçileri

ÝÞÇÝ SINIFI 2012 YILINA DA KAVGAYLA GÝRDÝ. Meclise Yürümek Ýsteyen Emekçilere Polis Saldýrdý Kamu emekçileri www.emegindunyasi.info Aylık İşçi Gazetesi / Fiyatı 1 TL 13 Mart 1982 de 12 Eylül Askeri faþist diktatörlüðü tarafýndan Ýzmir Buca zindanýnda asýlarak idam edilen iþçi sýnýfýnýn üç önderi Ýzmir de yapýlacak

Detaylı

Mart 2010 Proje Hakkýnda NBÞ sektörünün ana girdisi olan mýsýrýn hasadý, hammadde kalitesi açýsýndan yetiþtirilmesi kadar önemli bir süreçtir. Hasat sýrasýnda gerçekleþtirilen yanlýþ uygulamalar sonucunda

Detaylı

SAYFA 15 28 ARALIK 2018 Genç futbolcu Oðuzhan Batman tekrardan sahalara dönmek için gün sayýyor. Genç futbolcu ameliyat oldu Rýfat KARA Yeni Çorumspor U19 takýmýnýn baþarýlý futbolcusu Oðuzhan Batman sakatlýðý

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Kasım 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli İlçesi CHP Belediye Başkanı aday adaylarının

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için. iþçi cephesi. Kapitalist Sömürüye, Emperyalist Ýþgallere Irkçýlýða ve Þovenizme Karþý

Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için. iþçi cephesi. Kapitalist Sömürüye, Emperyalist Ýþgallere Irkçýlýða ve Þovenizme Karþý Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için iþçi cephesi Yeni Dönem sayý: 27 Mayýs 2006 http://iscicephesi.org Kapitalist Sömürüye, Emperyalist Ýþgallere Irkçýlýða ve Þovenizme Karþý 1 Mayýs

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR

ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için iþçi cephesi Yeni Dönem sayý: 26 Nisan 2006 http://iscicephesi.org Sözde Vatandaþ tan Þemdinli ye ve þimdi yeniden... Baþbakan çocuklarýn katlini

Detaylı

14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar

14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar 14 Mart kitlesel grevi ve sendikalar Ali E. Bilgin 2007 sonu ve 2008 baharý uzun zamandýr sessizliðe gömülmüþ iþçi sýnýfýnýn yeniden hareketlendiði bir dönemi ifade eder. Ýþçi sýnýfý, 1995 den bu yana

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? REC Hakkýnda ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 21 Araç 1: Kaynaþma Tanýþma Etkinliði 23 Araç 2: Uzun Sözcükler 25 Araç

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR! BURJUVAZÝ Kapitalist üretimin iki yönü vardýr: Yýkýcý olan ve devrimci olan. Kapitalizm tarafýndan sürekli mahvedilen küçükmülk sahipleri, durumlarý gereði yalnýzca yýkýcý yaný görürler. Politik temsilcileri

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde) V KAMU MALÝYESÝ 71 72 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 1996 yýlýnda yüzde 26.4 olan

Detaylı

kamu amu emekçileri mekçileri bülteni

kamu amu emekçileri mekçileri bülteni KURTULUÞ YOK TEK BAÞINA YA HEP BERABER YA HÝÇBÝRÝMÝZ! ülteni kamu amu emekçileri mekçileri bülteni e-mail: kamuemekcileri@yahoo.com Mayýs 2006 * Sayý 14 * Fiyatý 0.5 YTL Haklarýmýzý, geleceðimizi ve onurumuzu

Detaylı

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Yeni Evrede Baþyazý KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Bir ülkede kapitalizm ne denli geliþkin ve bunun sonucu iþçi sýnýfý nicelik olarak ne kadar büyük ve ne kadar örgütlü olursa olsun, iþçiler

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

SAYFA 15 11 EYLÜL 2018 Milli raketler Çorum'da Masa Tenisi Milli Takýmý 18-23 Eylül tarihleri arasýnda Ýspanya'da düzenlenecek olan Büyükler Avrupa Þampiyonasý öncesi Çorum'da kampa girdi. Metin Bekar

Detaylı

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır!

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır! UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN Bu söz Roboski-Uludere Katliamını hep hatırlamak, için söylendi. O katliam anını hepimiz duyduk... Hepimizin tanıklık ettiği gelişmeler... Bombalama sesini duyan köylülerin sınıra

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 21 MAYIS 2011 1978 1 Mayýsý nýn Rövanþý Alýndý Bu yýlki 1 Mayýsla birlikte 1978 in rövanþý alýnmýþ oldu. 1978 1 Mayýsý sadece Ýstanbul da 12 Eylül öncesinde

Detaylı

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI MEMUR PERSONEL ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ GÖREV TANIMI Memur Personel Þube Müdürlüðü, belediyemiz bünyesinde görev yapan memur personelin özlük iþlemlerinin saðlýklý bir

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı