ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ETLİK PİLİÇLERDE KISINTILI YEMLEMENİN PERFORMANS, KARKAS ÖZELLİKLERİ, PLAZMA IGF-1 KONSANTRASYONU VE ASİTES OLUŞUMU ÜZERİNE ETKİLERİ Abdolahad SHADDEL TELLİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ANKARA 2011 Her hakkı saklıdır

2 ÖZET Doktora Tezi ETLİK PİLİÇLERDE KISINTILI YEMLEMENİN PERFORMANS, KARKAS ÖZELLİKLERİ, PLAZMA IGF- 1 KONSANTRASYONU VE ASİTES OLUŞUMU ÜZERİNE ETKİLERİ Abdolahad SHADDEL TELLİ Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Ömer Faruk ALARSLAN Bu çalışma kısıntılı yemlemenin etlik piliçlerde performans, karkas özellikleri, plazma IGF-1 konsantrasyonu ve asites oluşumu üzerine olan etkilerini araştırmak amacı ile yapılmıştır. Araştırma toplam 280 adet erkek etlik piliç üzerinde yürütülmüştür. Çalışma, kontrol ve üç deneme grubunda 5 tekerrürlü olarak düzenlenmiştir. Kontrol grubunda ad-libitum olarak yemleme yapılırken, birinci, ikinci ve üçüncü deneme gruplarında, günde sırasıyla 8, 16 ve 24 saat süreyle kısıntılı yemleme uygulanmıştır. Deneme sonunda ortalama canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yaşama gücü ve verim indeksi bakımından kontrol ve diğer gruplar arasındaki farklılıklar istatistiki olarak önemli bulunmazken (P>0.01) yem değerlendirme sayısı bakımından ortaya çıkan farklılıklar istatistiki olarak önemli olmuştur (P<0.05). Araştırma sonunda sırasıyla kontrol ve deneme gruplarında canlı ağırlıklar; , , ve g, canlı ağırlık artışları; , , ve g, yem tüketimi; , , ve g, yem değerlendirme sayısı ise; 2.066, 2.029, ve olarak tespit edilmiştir. Deneme sonunda ölçülen but, göğüs, kanat ve yenilebilir iç organ miktarları değişmezken; karkas randımanı önemli düzeyde yükselmiş (P<0.05) ve abdominal yağ miktarı ise önemli düzeyde azalmıştır (P<0.01). Denemenin 49. gününde etlik piliçlerden elde edilen hematokrit ve sağ karıncık / toplam karıncık (RV/TV) değerleri kısıntılı yemlemenin etkisiyle önemli düzeyde azalmıştır (P<0.05). Hematokrit ve RV/TV değerleri serbest yemlenen grupta daha yüksek, 24 saat kısıtlama uygulanan grupta daha düşük bulunmuştur. Guplarda IGF-1değerleri kısıntılı yemlemenin etkisiyle 21. ve 26. günlerde önemli düzeyde azalırken (P<0.05) denemenin sonu itibariyle bu etki önemsiz bulunmuştur. Sonuç olarak, kısıntılı yemleme uygulaması hayvanlarda yem değerlendirme sayısı ve karkas randımanını iyileştirerek, abdominal yağ miktarı ve IGF-1 değerini azaltarak, olumlu etkilerde bulunmuştur. Ancak asites oluşumu bakımından gruplar arasında herhangi bir farklılık gözlenmemiştir. Eylül 2011, 70 sayfa Anahtar Kelimeler: Kısıntılı yemleme, etlik piliç, performans, karkas özellikleri, asites, IGF-1 (İnsulin benzeri büyüme faktörü) i

3 ABSTRACT Ph.D. Thesis EFFECT OF RESTRICTED FEEDING ON PERFORMANCE, CARCASS QUALITY, PLASMA IGF-1 CONCENTRATION AND DEVELOPMENT OF ASCITES IN BROILER CHICKENS Abdolahad SHADDEL TELLİ Ankara University Graduate School of Natural and Applied scinceos Department of Animal Science Supervisor: Prof. Dr. Ömer Faruk ALARSLAN This experiment was conducted to investigate the effects of feed restriction on broiler performance, carcass traits, plasma concentration of IGF-1 and development of ascites.the total of 280 day-old (Roos- 308) male broiler chicks were used in present study. The experiment was held with a randomly allocated control group and three treatment groups with five replicates each. The birds were fed ad libitum in the control group while in experimental groups, feed availability were restricted for 8, 16 and 24 hrs per day for the 1st, 2nd and 3rd groups, respectively. Average final body weight, body weight gain, feed consumption, livabilitiy and production index were not affected by feed restriction, but feed conversion ratios was significantly differ among groups (P<0.05). Body weight was , , and g; body weight gain was , , and g; feed intake was , , and g and feed conversion ratio was 2.066, 2.029, and for control and other three above mentioned treatments respectively. At the end of the experiment, although feed restriction had no significant effect on weight of thigh, chest, wings and abdominal edible organs percentage, but carcass performance was significantly increased (P<0.05) and abdominal fat was decreased (P<0.01) by feed restriction. At 49 th d of experiment, haematocrit and RV/TV values were significantly decreaed by feed restriction (P<0.05). Hematocrit and RV/TV values were highest in control birds and lowest in 24h restricted treatments. At the 21 th and 26 th d of experiment, the plasma IGF-1 concentration was decreased in restricted groups (P<0.05), but not at 49 th day. In conclusion, feed restriction in broiler chickens lead to improvment in feed conversion ratio and carcass performance and decrease abdominal fat percentage and plasma IGF-1 values. Also feed restriction had no significant effect on ascites incidance. September 2011, 70 pages Key Words: Feed restriction, broiler chickens, performance, carcass traits, ascites, IGF-1 ii

4 TEŞEKKÜR Doktora öğrenimim boyunca çalışmalarımı yönlendiren, tez çalışmamın her aşamasında bilgi, öneri ve yardımlarını esirgemeyerek, akademik olduğu kadar, beşeri ilişkilerde de engin fikirleriyle yetişme ve gelişmeme katkıda bulunan, danışman hocam Sayın Prof. Dr. Ömer Faruk ALARSLAN a (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni), tez çalışmam sırasında önemli katkılarda bulunan, tez izleme komitesi üyeleri, Sayın Prof. Dr. İbrahim ÇİFTCİ (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni) ve Sayın Prof. Dr. Çiğdem ALTINSAAT (Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi), araştırmada kullanılan Ross- 308 etlik civcivleri sağlayan, Eşrefi Damızlık Tavukçuluk Sanayii, çalışmalarım süresince birçok fedakarlıklar göstererek, bana inanan ve destekleyen canım aileme en derin duygularla teşekkür ederim. Teşekkürler Türkiye. Abdolahad SHADDEL TELLİ Ankara, Eylül 2011 iii

5 İÇİNDEKİLER ÖZET. i ABSTRACT.. ii TEŞEKKÜR.. iii ŞEKİLLER DİZİNİ.. vi ÇİZELGELER DİZİNİ vii 1. GİRİŞ KAYNAK ÖZETLERİ Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin Performans ve Karkas Özellikleri Üzerine Etkileri Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin Asites ve Ölüm Oranı Üzerine Etkileri Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin IGF-1 Plazma Konsantrasyonunu Üzerine Etkileri MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Hayvan materyali Yem materyali Yöntem Deneme karma yemlerinin hazırlanması ve yapıları Deneme gruplarının oluşturulması ve denemenin yürütülmesi Araştırmada incelenen kiriterler ve uygulanan örnek hazırlama işlemleri Performans değerlerinin saptanması Kesim sonuçları İç organ değerlerinin tespiti Kesim ağırlığı Karkas ağırlığı Karkas randımanı Taşlık ağırlığı Karaciğer ağırlığı RV/TV randımanı ve asites durumu Kan örneklerin toplanması, IGF-1 ve hematokrit değerinin ölçümü Ölüm oranı, yaşama gücü ve verim indeksleri İstatistik analizler ARAŞTIRMA BULGULARI Performans Sonuçları Canlı ağırlık Canlı ağırlık artışı Yem tüketimi Yem değerlendirme sayısı iv

6 4.2 Karkas, Karkas Parçaları ve Organ Ağırlıkları Hematokrit ve RV/TV Değerleri Ölüm Oranı, Yaşama Gücü ve Verim indeksleri IGF-1 Hormonunun Düzeyleri TARTIŞMA VE SONUÇ Performans Değerleri Karkas Değerleri Asites Belirtileri Yaşama Gücü ve Verim İndeksi IGF-1 Düzeyi KAYNAKLAR.. 63 ÖZGEÇMİŞ.. 70 v

7 SİMGELER DİZİNİ kcal kg g C ME HP M S ng ml DCP Ca P RV TV ELISA IGF-1 Kilokalori Kilogram Gram Celcius Metabolik enerji Ham protein Metiyonin Sistin Nanogram Mililitre Dikalsiyum fosfat Kalsiyum Fosfor Right ventricular Total ventricular Enzyme linked immunosorbent assay İnsülin benzeri büyüme faktör-1 vi

8 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1 Büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktör hattı. 33 Şekil 3.1 Ventrikül ölçümlerinin gösterilmesi vii

9 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1 Araştırmada kullanılan yem ham maddelerinin kimyasal bileşimleri 38 Çizelge 3.2 Araştırmada kullanılan rasyonların temel yapısı (%).. 39 Çizelge 4.1 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama canlı ağırlık üzerine etkileri (g/piliç) Çizelge 4.2 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama canlı ağırlık artışı üzerine etkileri(g/piliç/hafta).. 47 Çizelge 4.3 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama yem tüketimi üzerine etkileri (g/piliç/hafta). 48 Çizelge 4.4 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama yem değerlendirme sayısı üzerine etkileri (g yem tüketimi / g canlı ağırlık artışı) 49 Çizelge 4.5 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin karkas, karkas parçaları ve organ ağırlıkları üzerine etkileri (g) 50 Çizelge 4.6 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin karkas, karkas parçaları ve organ ağırlıkları üzerine etkileri (karkasın % si) Çizelge 4.7 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama hematokrit ve RV/TV değerleri üzerineetkileri Çizelge 4.8 Deneme sonu kısıntılı yemlemenin yaşama gücü ve verim indeksi üzerine etkileri. 53 Çizelge 4.9 Etlik piliçlerde kısıntılı yemlemenin ortalama IGF-1 konsantrasyonu üzerine etkileri (ng/ml).. 54 viii

10 1. GİRİŞ Gelişmekte olan ülkeler, yumurta ve tavuk eti üretimini sürekli olarak artırma yoluna gitmekte ve bu gelişmeye paralel olarak ortaya çıkacak sorunları da gidermeye çalışmaktadırlar. Tavuk eti üretiminde en önemli sorunların başında etlik piliçlerin vücutlarında özellikle karın, taşlık ve karaciğerlerinde yağ birikmesi olmaktadır. Bu ise tüketiciler tarafından istenmeyen bir durumdur. Özellikle piliçlerde taşlık etrafında oluşan ve kesim sırasında atılan yağ miktarı canlı ağırlığın % 3.5 ine kadar çıkabilmekte (Öztürkan vd. 1993) ve bu da ekonomik kayıp oluşturmaktadır. Ayrıca insanların da az yağlı et talepleri böyle bir işlemi gerektirmektedir. Etçi damızlıklarda gelişme hızına paralel olarak iştah artışı gözlenmektedir. Hızlı büyüme, iştahın artması, yemden yararlanmanın iyileşmesi ile beraber bir takım olumsuzluklar da bu genetik ıslah sonucu ortaya çıkmıştır. Bazı ırklar tükettikleri yem miktarlarını besin maddesi ve enerji ihtiyaçlarına göre ayarlayabilirler. Ancak, yarı ağır ve ağır ırklar bu ayarlamayı yapamaz ve ihtiyaçlarından fazla yem tüketmektedirler. Bu nedenle aşırı yağlanma meydana gelmekte ve tüketilen yemin ürüne dönüşme oranı gerilemekte, ayrıca hayvanın sağlığı bozulmaktadır (Ödünçsav 1992). Özellikle de piliç döneminde uygulanan serbest yemlemede, bu durum daha belirgin bir hal almaktadır. Zira serbest yemlenen hayvanlar daha fazla enerji tüketecek, cinsel olgunluğa daha erken gelecek ve ileriki dönemlerde verim özellikleri ve sağlıkları olumsuz yönde etkilenecektir. Kısa sürede yüksek kesim ağırlığına ulaşan, yemden yararlanma gücü fazla olan sürülerde yağlanma (Plavnik vd. 1986, Yu ve Robinson, 1992), ani ölüm sendromu, asites (Scheele vd. 1991) ve iskelet sistemi bozuklukları (bilhassa bacaklarda meydana gelen olumsuzluklar) gibi yaşama gücünü azaltan hastalıklar (Leeson ve Summers 1988) meydana gelmektedir. Yüksek iştaha sahip hayvanların ihtiyaçlarından fazla yem tüketmesi sonucu abdominal bölge (Lin 1981) başta olmak üzere iç organların etrafı, deri altı ve üreme organlarında önemli ölçüde yağlanma olmaktadır. Tüketici talepleri de göz önüne alındığında karkasta ve abdominal bölgede yağlanmanın az olması istenir. Son yıllarda tüketicinin yağsız ete yönelmesi etlik 1

11 piliçlerde karın yağının azaltılmasına yönelik çalışmalara hız kazandırmıştır. Cherry vd. (1978), erken yaşlarda yem sınırlamasının karında yağ birikmesi ve telafi edici büyümenin sağlanmasında genotipler arasında farklılığın olduğunu bildirmiştir. Kanatlı yetiştiriciliğinde üretim maliyetinin % 70 ini oluşturan yem giderleri nedeniyle yemden tasarruf sağlanması üretim için önem arz etmektedir (Scheideler ve Baughman 1993). Bu olumsuzluklar neticesinde üretimdeki kayıplar maliyeti zorlayıcı bir seviyeye ulaştırmıştır. Söz konusu olumsuzlukların giderilmesi yönünde genetik olmayan uygulamalar ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle büyüme hızını belirli bir süre yavaşlatan ancak kesim ağırlığını ve karkas kompozisyonunu olumsuz yönde etkilemeyen yemleme programları geliştirilmiştir. Bu tip yemleme programlarından birisi de kısıntılı yemleme (restricted feeding) olarak adlandırılır. Hayvansal üretimin amacına uygun olarak en yüksek verim seviyesinde ekonomik bir kazanç sağlayan sınırlı (kısıntılı) yemleme kaçınılmaz bir ekonomik zorunluluk olarak (Ödünçsav 1992) karşımıza çıkmakta, farklı dönemlerde değişik metotlarla uygulanabilmektedir. Kısıntılı yemlemede hayvanların belirli yaşta belirli canlı ağırlığa ulaşmaları için sınırlı miktar ya da kalitede yem tüketmeleri sağlanır (Aksit vd. 1988). Kısıntılı yemlemede, yemin sınırlama düzeyi ile süresinin, genotipin ve cinsiyetin hayvanların canlı ağırlık artışına olumlu etkisi vardır (Túmova vd. 2002). Sınırlı yemleme kanatlı endüstrisinde ekonomik bir yetiştiricilik sağlamaktadır (Scheideler ve Baughman 1993). Tüm kanatlı üretim kollarında olduğu gibi etlik piliç üretiminde de üstün performans değerlerine ulaşabilmek etlik piliçlerin gereksinmesi olan optimum çevre şartlarının eksiksiz sağlanmasına bağlıdır. Bu çevre şartları içerisinde, rasyonun bileşimi, besleme (yemleme), bakım koşulları, genetik yapı ve aydınlatma programı gibi konular çok önemli yer tutmaktadır. Asitesin genetiksel ya da çevresel faktörlerden mi meydana geldiği araştırılmaya başlanmış ve iki faktöründe etkili olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çevresel faktörlerin bu sendromda daha etkili olduğu bildirilmiştir. Çevresel faktörlerin başında yüksek rakım, metabolizma hızının yüksek olması, hastalıklar, yem içeriği ve yemleme yöntemleri geldiği tespit edilmiştir. 2

12 Özellikle 1300 m den daha yüksek rakımın asitesi tetiklediği, bununda hızlı metabolizma reaksiyonları için gerekli oksijenin yüksek rakımda karşılanamamasına bağlı olarak ortaya çıktığı anlaşılmıştır (Agudelo 1983). Bu nedenle özellikle yüksek rakımda asitese yakalanma riskini azaltmak için çeşitli yöntemler denenmektedir. Bu yöntemlerin amacı metabolizmayı yavaşlatarak oksijen ihtiyacını azaltmak ve yetiştirme süresini biraz uzatarak, asites ve ölüm oranını düşürmektir. Bu tedbirler havalandırma koşullarının iyileştirilmesi, yem konstrasyonun düşürülmesi, aydınlatma süresinin kısıtlanması, yemleme periyodunun düşürülmesi gibi yöntemlerdir. Uzun yıllar yüksek gelişme hızı ve canlı ağırlık artışı yönünde yapılan genetik çalışmalar sonucu et verimi en üst düzeye çıkarılmıştır. Ancak hızlı büyümenin fizyolojik baskısı olarak yaşama gücünün düştüğü, asites ve ani ölüm sendromu, iskelet sistemi bozuklukları, özellikle bacak problemlerinin arttığı (Rendall ve Mills 1981), karkas kalitesinde gerilemeler ve karın yağında artış (Lin 1981) olduğu görülmektedir. Kanatlı eti üretiminde kullanılan yüksek verimli genotiplerin besin maddesi içeriği yoğun yemlerle beslenmeleri sonucunda hızlı canlı ağırlık artışı ve yüksek kesim ağırlığına ulaşılmasına karşılık metabolik kusurlara bağlı kayıplarda artış olmuştur. Son yıllarda etlik piliçlere sürekli yem tüketme olanağı veren serbest yemleme yöntemi yerine aralıklı ya da öğün yemleme yöntemi üzerinde durulmaktadır (Altan vd. 1998). Etlik piliçlerde kısa sürede kesim ağırlığına ulaşması için kullanılan serbest yemleme yönteminde hayvanlara tüketebildikleri kadar yem verilmektedir. Uygulaması kolay bir yöntem olmakla beraber tüketilen yem miktarının artması yemlerin sindirim kanalından geçiş hızını etkilemekte, yemler kısa süre sindirim kanalında kaldığı için sindirilme derecesi düşmekte ve yemden yararlanma olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca besin madde içeriği yüksek rasyonlarla besleme sonucu hızlı büyüme sağlanırken vücutta yağ depolarının artması, iskelet sisteminde bozukluklar ve metabolik hastalıklar gözlenebilmektedir. Etlik piliçlerde bu olumsuzlukları önlemek amacıyla kısıntılı yemleme uygulanmaktadır. Hayvanların yem tüketimi sınırlandığında yemleri 3

13 daha yüksek oranda sindirdiği ve yemden daha etkin bir şekilde yararlandığı düşünülmektedir (Leeson ve Summers 1988). Asites, hızlı gelişme gösteren piliçlerde karında sıvı toplanması ile karakterize olan, özellikle soğuk kış mevsiminde ve denizden yüksekliği 1300 m nin üzerinde olan bölgelerde önemli kayıplara yol açan bir metabolik kusurdur (Hernandez 1987, Julian 1993). Asites, yol açtığı ölümlerin yanısıra gelişme dönemindeki piliçlerde canlı ağırlık kaybı ile karkas kalitesindeki gerilemelere bağlı olarak, yaşanan ekonomik kaybın boyutları büyüktür (Maxwell ve Robertson 1997, Widemen 1998). Saha araştırmaların sonunda Birleşik Krallık ve ABD de asitese bağlı ölüm oranını % 1.4, dünya ortalaması ise % 4.2 olarak bildirilmektedir. Optimum koşullarda asitese bağlı ölüm oranı % 2-5 arasına değişirken, optimum olmayan çevre koşullarında bu oran % 30 a kadar çıkabilmektedir (Iqbal vd. 2001). Türkiye ve İran da yüksek rakamlı bölgelerde, sırasıyla Doğu Anadolu ve Kuzey Batı da özellikle kış aylarında % düzeylerinde asitese bağlı kayıpların olduğu saptanmıştır (Özkan 2001, Khajali ve Dordi 2005). Asites spesifık bir hastalık değil, organizmanın metabolik ihtiyaçlarını karşılayan kalp, akciğer ve damar sistemleri arasındaki ilişkiler zincirinde, O 2 nin yetersizliğine (hypoxia) bağlı gelişen fizyolojik ve patolojik bir sürecin son aşaması olarak tanımlanmaktadır (Currie 1999). Hızlı gelişme gösteren günümüz etlik piliçlerinde vücutta oksijen ihtiyaçlarının karşılanması, ya dokulardaki hızlı gelişmeye bağlı yüksek metabolizma talebi ya da ortamda yetersiz oksijen bulunmasından kaynaklanır (Decuypere vd. 2000). Asites gelişimi sürecinde etlik piliçlernde kan parametrelerinde önemli değişikler gözlenmektedir (Yersin vd. 1992). Oksijen yetmezliğine vücudun ilk tepkisi kalp atışı hızının artmasıdır. Yetmezlik durumu devam ederse kanın oksijen taşıma kapasitesini arttırmak için erythropoetin salgısı artar ve eritrosit üretimi, hematokrit (kanda çökelen hücre hacmi) yükselir. Vücudun oksijen gereksinimini karşılamak için kalp daha fazla kan pompalar. Akciğerde arterial damarlarda basınç artışı ile (Pulmonary hypertension, PHS ) kalbin sağ tarafının yükü daha da artar ve sağ karıncıkda genişleme ve deformasyon gelişir. Pulmonar arterdeki basınç artışı 4

14 asitesi başlatan en önemli etken olarak kabul edilmektedir. İlerleyen süreçte, sağ karıncıklar ve atrium arasındaki valfin işlevi bozulur (Wideman 1999). Günümüzde hızlı gelişmeye bağlı organizmada oluşan sistemik oksijen yetmezliğinin etlik piliçlerin asitese duyarlığının artmasına neden olduğu konusunda fikir birliğine varılmış durumdadır. Günümüzde etlik piliç genotiplerinin büyük çoğunluğu hızlı gelişmelerine bağlı metabolizmanın talebi olan yeterli oksijen karşılama kapasitesine sahip değildir (Cawthon vd. 2001). Bu bakımdan aydınlatma ve yemleme programlarına veya yem içeriğinde yapılacak düzenlemelerle gelişme hızını yavaşlatması ve asitese bağlı kayıpların azaltması mümkündür (Arce vd. 1992, Decuypere vd. 2000). Asites sendromunun vermiş olduğu zararları en aza indirmek için çeşitli üretim teknikleri denenmektedir. Bu yöntemlerden biri ticari yetiştiricilikte uygulanan kısıtlı yemlemeyle ağırlık artışının engellenmesidir (Arce vd. 1992). Kanatlı ve memelilerde kısıtlı yemlemenin ardından büyümede oluşan telafinin büyüklüğüne birçok faktör etki etmektedir. Kısıtlamanın niteliği, şiddeti ve süresi, kısıtlama sırasında sürünün büyüme düzeyi, cinsiyet, genetik yapı, yem tüketimini etkileyen çevresel faktörler, kısıtlama esnasındaki fiziki olgunluk derecesi ve kısıtlı yemlemenin ardından uygulanacak yemleme programının sekli etki etmektedir. Bazı araştırıcılar kısa süreli yem sınırlamasından sonra telafi edici büyüme saptadıkları halde (Plavnik ve Hurwitz 1988) bazı araştırıcılar telafi edici büyüme sağlayamadıklarını bildirmişlerdir (Washburn ve Bandari 1978, Cabel ve Waldroup 1990). IGF-1 ın kas hücreleri üzerinde etkileri daha çok dolaşımdaki normal ya da normale yakın konsantrasyonları ile olur (Florini vd. 1997). IGF-1 plazmadaki düzeyıni etkileyen önemli faktörü beslenme durumudur. Yetersiz beslenmede kan konsantrasyonlarının düştüğü, özellikle uzun süreli açlıkta GH (Büyüme Hormonu) etkisine direnç oluşturduğu gözlenmiştir (Scanes ve Harvey, 1989). 5

15 Literatür bildirişleri incelendiğinde erken dönem yem kıstlamasının çoğunlukla yemden yararlanmanın iyileştirilmesi ve asites görülme sıklığının azaltmasında başarılı olduğu görülmektedir. Ancak son dönem çalışmalarında, besi süresi uzatıldığında (Gonzales vd. 1998), yüksek rakım koşullarına (Balog vd. 2000) ve düşük sıcaklığa bağlı olarak etlik piliçlerin yem kısıtlamasına tepkilerinde değişiklik olabileceği ortaya konulmuştur. Son yıllardaki çalışmalar, asitese dayanıklılığın artırması yönünde seleksiyon çalışmalarında kullanılabilecek parametrelerin saptanması üzerinde yoğunlaşmıştır. Nabız sayısı, hematokrit, sağ karıncıkda genişleme, büyüme oranı, tiroit bezi hormonları ve IGF-1 hormon düzeyi bu amaçla üzerine durulan parametrelerdir. Diğer yandan erken yaşlarda, kısıntılı yemleme telafi edici büyüme, yemden yararlanma ve karın yağı depolaması üzerine etkileri konusunda farklı bulgular elde edildiği görülmektedir. Bu çalışmada, yem kısıtlaması yöntemlerini belirtilen özellikler açısından irdelemek ve uygulanan kısıntılı yemleme programı sonucunda bir değişim olup olmadığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Buna göre çalışmamızın, büyütme döneminde yem tüketimini kısıtlayarak gelişmenin geciktirilmesi, yemden yararlanmanın iyileştirilmesi, verimin yükseltilmesi ve asitesle ilişkili bazı fizyolojik parametreler üzerıne olan etkisinın belirlenmesi amaçlanmaktadır. 6

16 2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1 Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin Performans ve Karkas Özellikleri Üzerine Etkileri Etlik piliçlerde kısıntılı yemleme, yemden yararlanmayı iyileştirmek, karkastaki yağ depolanmasını ve özellikle abdominal yağ birikimini azaltmak amacıyla uygulanmaktadır. Diğer yandan kısıntılı yemleme sonrasındaki telafi edici büyüme döneminde en az yemle en yüksek canlı ağırlık artışının gerçekleştirilmesi kısıntılı yemleme çalışmalarının ana ilkesidir. Kısıntılı yemleme sonrasında ortaya çıkan performansı etkileyen başlıca etmenler; kısıtlama süresi, kısıtlama şiddeti, kısıntılı yemlemenin başlama yaşı ve genotiptir. Bu konuda bazı araştırıcılar erken yaşta başlatılan kısıntılı yemleme ile telafi edici büyümenin sağlanabildiğini ileri sürerken, bazı araştırmacılar ise sınırlı yemlemeye başlama yaşının telafi edici büyüme üzerinde etkili olmadığını bildirmektedirler. Son yıllarda metabolik sorunların çözümüne yönelik olarak, erken yaşlarda (0-3. hafta) büyüme hızının yavaşlatılması amacıyla kısıntılı yemleme programlarının yapılması önerilmiştir. Bu çalışmalarda, büyütme döneminde yem tüketimi sınırlandırılarak gelişmenin geciktirilmesi, yemden yararlanmanın iyileştirilmesi ve karkas yağının azaltılması amaçlanmaktadır. Erken yaşlarda yem sınırlamasından sonra piliçlerin telafi edici büyümeye ulaşıp ulaşmadığı henüz tartışmalı bir konudur. Telafi edici büyümenin sağlanması genotip, cinsiyet, kısıntılı yemlemenin süresi, başlama zamanına ve sınırlamanın şiddetine bağlı olarak değişmektedir (Cherry vd. 1978). Costa (1981), her gün yemlenen piliçlerin gün aşırı yemlenenlere kıyasla yemden daha etkin yararlandığını saptamıştır. Her gün yemlenen piliçlerin yemdeki karbonhidratları doğrudan enerji kaynağı olarak kullanmalarına karşın, gün aşırı yemlenenlerin yem verilen günlerde yağ olarak depolayarak, yemsiz günlerde yağı okside ettiklerini ileri sürmüştür. McDaniel (1983), etlik damızlıklarda hızlı büyüme yönünde yapılan ıslah çalışmaları gelişme hızının yanı sıra hayvanların iştahını da artırması, damızlıklarda aşırı 7

17 yağlanmaya bağlı sorunlara yol açmıştır. Yüksek iştaha sahip damızlık piliçlerin gereksinimlerinden daha fazla yem tüketmeleri sonucu karın bölgesi ve iç organların etrafı başta olmak üzere deri altı ve üreme organlarında önemli miktarda yağ birikmektedir. Vücuttaki aşırı yağlanma sonucu dişi etlik piliçlerde cinsel olgunluk yaşı gecikirken yumurta verim performansı düşmektedir. Bu sorunların çözümü amacıyla etlik damızlık piliçler büyütme döneminde sınırlı yemleme programı önerilmiştir. Robbins vd. (1984) aydınlatma programının etlik piliçlerin gelişimi ve karkastaki yağ oranını araştırmak amacıyla yaptıkları çalışmada erkek ve dişi etlik piliçleri ayrı yetiştirilmek üzere her iki gruba da sürekli aydınlatma ve 16 saat aydınlık ve 8 saat karanlık uygulaması yapmışlardır. Araştırmanın sonunda 16 saat aydınlık 8 saat karanlık uygulaması yapılan erkek-dişi etlik piliçlerde canlı ağırlık ve yem tüketim değerleri sürekli aydınlatma yapılanlara göre daha az olmuştur (P<0.05). Ayrıca dişilerdeki yem tüketimi ve yemden yararlanma oranı da sürekli aydınlatma yapılanlara göre belirgin şekilde daha düşük bulunmuştur. Ouart vd. (1989) iki gün süre ile erkek ve dişi etlik piliç gruplarında yem kısıtlaması uygulamışlar ve 49. günde yapılan kesimde karkas ve değerli parçaların ağırlık ortalamaları arasındaki farklılığı önemsiz bulmuşlardır. Pinchasov ve Jensen (1989), erkek ve dişi ticari etlik piliçleri üzerinde 7-17 günler arası uyguladıkları kısıtlı yemlemede 49. günde göğüs eti ağırlığının karkasa oranı yönünden gruplar arasında önemli bir farkın olmadığını kaydetmişlerdir. Etlik piliçlerde kısıntılı yemleme uygulamasının amacı hızlı büyümenin getirmiş olduğu fizyolojik baskının olumsuz etkilerini azaltmaktır. Bu nedenle etlik piliçlerde erken yaşlarda (0-3 hafta) büyüme hızının baskılanması maksadıyla sınırlı yemleme uygulanır. Büyümenin sınırlı yemleme ile kontrol edilmesinden sonra tekrar serbest yemlemeye geçildiğinde yavaşlayan büyüme telafi edilebilir. Telafi (geciktirilmiş) büyümesi adı verilen bu uygulamada, büyüme bilinçli olarak genetik potansiyelin altında tutulmaktadır. Sonrasında serbest yemlemeyle aynı yaşta aynı genotipte normal 8

18 gözlenen büyüme hızından fazla bir büyüme hızı ve yemden yararlanmada hızlı bir şekilde kötüleşme söz konusudur (Yu vd. 1990). Bennett vd. (1990) etlik piliçlerin gün aşırı yemlendiği bir çalışmada, yem verilen günlerde besin maddelerinin özellikle de yağın depolandığı, yemleme yapılmayan günlerde ise besin maddelerinin katabolize edildiğini tespit etmişlerdir. Aynı araştırmacılar her gün yemlenen piliçlerin yemde bulunan karbonhidratı dogrudan enerji kaynağı olarak kullandıklarını, gün aşırı yemlenenlerin besin maddelerini yem verilen günlerde yağ olarak depo ederek yemsiz günlerde bunu yaktıklarını ileri sürmüşlerdir. Monsi ve Ayodele (1990) 0-5 haftalık dönemde etlik piliçlere günde 3-6 saat süreyle kısıntılı yemleme programı uygulamışlardır. Araştırmacılar canlı ağırlık, yem tüketimi ve yem maliyetinde 5. hafta itibariyle azalma olduğunu, ancak çalışmanın 10 haftalık bir dönemde yapılması halinde performans sonuçları bakımından bir farklılığın meydana gelmediğini bildirmişlerdir. Ballay vd. (1992) erkek etlik piliçler üzerinde yaptıkları çalışmada serbest düzeyde besledikleri grup ile değişik günlerde bir gün ara ile aç bırakılan 8 değişik grubu karşılaştırmışlardır. Araştırmacılar, 39. günden sonra 6 gün süre sınırlı beslenen hayvanların serbest beslenenler ile aynı canlı ağırlığa ulaştıklarını, besi döneminin ilk 18 gününde 6 günden daha uzun bir süre sınırlı beslenen hayvanların ise canlı ağırlıklarının daha düşük olduğunu bildirmişler; ancak 6 günden daha uzun bir süre sınırlı yemlemenin yem değerlendirme katsayısını iyileştirdiğini ifade etmişlerdir. Erkek piliçlerde 0-18 günler arası uyguladıkları devamlı ve gün aşırı yem kısıtlamasını izleyen 42. günde yapılan kesimde 6 günden fazla süren kısıtlama programının but eti ve karkas oranını olumsuz yönde etkilediği sonucuna varmışlardır. Etçi damızlıklarda gelişme hızına paralel olarak iştah artışı gözlenmiştir. Hızlı büyüme, iştahın artması, yemden yararlanmanın iyileşmesi ile beraber bir takım olumsuzluklar da bu genetik ıslah sonucu ortaya çıkmıştır. Bazı ırklar tükettikleri yem miktarlarını besin maddesi ve enerji ihtiyaçlarına göre ayarlayabilirler. Ancak, yarı 9

19 ağır ve ağır ırklar bu ayarlamayı yapamaz ve ihtiyaçlarından fazla yem tüketmektedirler. Bu nedenle aşırı yağlanma meydana gelmekte, tüketilen yemin ürüne dönüşme oranı gerilemekte ve bunun sonucunda hayvanın sağlığı bozulmaktadır (Ödünçsav 1992). Scheideler ve Baughman (1993), yaptıkları iki çalışmanın ilkinde kontrol grubunu ad-libitum olarak beslemişler ve bu grubun yem tüketim miktarının % 50 sini günlerde muamele grubuna vermişlerdir. İkinci çalışmada ise, kontrol grubunun yem tüketim miktarının % 65 ini günlerde muamele grubuna vermişlerdir. Araştırmacılar her iki çalışmada da sınırlı beslemeye tabi tutulan etlik piliçlerin 21, 35 ve 45. günlerde telafi edici büyüme gösterdiklerini ifade etmişlerdir. Araştırmacılar birinci ve ikinci çalışmada 42. günde kontrol grubu ve muamele gruplarının yem değerlendirme katsayıları arasında istatistiki bir farklılık olmadığını (birinci çalışma için yem değerlendirme katsayıları kontrol ve muamele gruplarında sırasıyla 1.73 ve 1.68, ikinci çalışma için ise 2.01 ve 1.89) ve farklı muamelelerin grupların karkas yağ yüzdesi ve abdominal yağ miktarlarını etkilemediğini bildirmiştir. Etlik piliçler son otuz yılda ortalama olarak her yıl % 5 oranında hızlı büyüme yönünde seleksiyona tabi tutulmuşlardır. Vücut ağırlığı yönünden 1950 deki hayvanlarla karşılaştırıldığında 1991 yılı itibari ile etlik piliçlerde vücut ağırlığı yönünde % 250 ile % 300 oranında artan bir genetik seleksiyon gerçekleştirilmiştir Söz konusu seleksiyon ile genel olarak kaslarda, özelliklede göğüs kasındaki artış diğer organ büyüklüklerine göre oldukça yüksektir (Havenstein vd. 1994). Zubair ve Leeson (1994), erkek etlik piliçlerde çeşitli dönemlerde yapılan sınırlı beslemenin büyüme ve karkas özellikleri üzerine etkisini incelemişlerdir.sınırlı baslemenin telafi edici büyümeyi etkilemediğini ve gruplarda karkas özellikleri bakımından istatiksel bir farklılığın bulunmadığını bildirmişlerdir. Palo vd. (1995) etlik civcivlerde, erken dönemde besin maddesi kısıtlamasının performans ve sindirim sistemi gelişimi üzerinde etkileri incelemek üzere yaptıkları 10

20 bir çalışmada, 7-14 gün yaş arasında yem kısıtlaması yapılarak, 14. günden sonra ad-libitum yemlemeye geçilmiştir. Kısıtlama yapılan grupta, 14. günlük yaşta, canlı ağırlık ve sindirim sistemi organlarının oransal ağırlıklarının azaldığı (P<0.01) ve karaciğer dışında diğer sindirim organlarının oransal ağırlıklarının düşmediğini bildirmişlerdir. Kısıtlama yapılan civcivlerin, 21. gün duedenum, jejenum ve ileum ağırlıkları, kontrol grubuna göre daha fazla olmuştur. Yem kısıtlaması yapılan grupların, 48 günlük yaşta kontrol grubunu canlı ağırlığına ulaşamadıkları, ancak yemden yararlanma oranlarının, deneme boyunca kısıtlama yapılan grupta daha iyi olduğu (P<0.01) bildirilmiştir. Deaton (1995), yaptığı çalışmada, erken dönemde yem kısıtlamasının etlik piliçlerin performansı üzerine etkisini araştırmıştır. Bu denemede yapılan yem kısıtlaması kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yem tüketim esasına dayanmıştır ve çalışma 9 adet deneme gruplarıyla yürütülmüştür. Yem sınırlaması güne kadar güne kadar ayrı ayrı deneme gruplaryle yapılmış ve bunlardan 1 den 5 e kadar olan gruba kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yemin sırasıyla % 60, % 75 ve % 90 verilmiştir. 6 dan 9 a kadar olan deneme gruplarına ise % 60 ve % 80 oranında yem verilmiştir. Çalışma sonunda, erken dönemde yem sınırlamasının, yem dönüşüm oranı üzerine etkisinde iyileşmeler görülmüştür. Serbest yemleme uygulanan kontrol grubuyla karşılaştırıldığında yem tüketimi % 90 oranında kısıtlanan grupta erkek ve dişilerde 14. gündeki canlı ağırlığa göre 41. günde % 8 oranında küçülme görülmüştür. Kontrol grubuna göre % 75 oranında yem kısıtlaması yapılan grupta ise 14. gündeki canlı ağırlığa göre 41. gündeki tartımlarda % lik bir canlı ağırlık kaybı olmuştur. Yine 49. gündeki yapılan tartımlarda hem erkeklerde hem de dişilerde 16. güne kadar % 60 oranında yem kısıtlaması yapılan grupta ise kontrol grubuna göre % 27 oranında canlı ağırlık kaybı olmuştur. Çalışmada ölüm oranı ve ayak problemleri bakımından gruplar arasında önemli bir fark bulunmadığı bildirilmiştir (P>0.05). Saleh vd. (1996) etlik piliçlerde sınırlı beslemenin telafi edici büyüme, abdominal yağ ağırlığı ve yem değerlendirme sayısı üzerine etkisini incelemişler ve besi döneminin 8, 9, 12 ve 13. günlerinde ad-libitum beslenen hayvanların yem tüketim miktarlarının % 20, % 30, % 40 ını tüketen ve diğer günlerde ad-libitum düzeyde beslenen grupların 11

21 besi sonu canlı ağırlıkları arasında istatistiki farklılık bulunmadığını bildirmişlerdir. Ayrıca araştırmacılar yem değerlendirme sayısında sınırlı beslemenin uygulandığı dönemde bir iyileşme olduğunu ancak besi sonunda grupların yem değerlendirme sayıları arasında fark bulunmadığını ifade etmişlerdir. Payawal (1996) yaptığı çalışmada, sınırlı beslemenin çeşitli düzeylerinin ad-libitum olarak beslenenlere göre % 25, % 50, % 60 sınırlı) büyüme ve karkas kompozisyonu üzerine etkisini araştırmış ve sınırlı beslemenin yem değerlendirme sayısını iyileştirirken, karkas kompozisyonu üzerinde önemli bir etkiye sahip olmadığını bildirmiştir. Etlik piliçlerde sınırlı yemleme, yemden yararlanmayı iyileştirmek, karkastaki yağ depolanmasını, abdominal yağ birikimini azaltmak, anormal iklim koşullarının zararlarını önlemek ve ölüm oranlarını kontrol edebilmek maksadıyla başvurulan bir yöntemdir (Bozkurt 1996). Ayrıca, telafi edici büyümenin gerektiği dönemlerde en az yemle en yüksek canlı ağırlık artışının gerçekleştirilebilmesi için yem kısıtlaması uygulanmaktadır. Niteleyici (kalitatif) sınırlama hayvanlara verilen karma yemde bir ya da birkaç besin maddesinin oranını hayvanın ihtiyacının altında verilmesi şeklinde uygulanır. Karma yemde genellikle enerji, protein ya da lizin gibi sınırlayıcı bazı amino asitlerin düzeyi sınırlandırılır. Karma yeme glikolik asit gibi iştahı azaltan kimyasallar ya da iyot veya çinko katılır. Bu uygulamada genellikle enerji ve protein tüketimi azaltılarak gelişmenin önlenmesi amaçlanmaktadır (Leeson ve Summers 1997). Bonnet vd. (1997) yaptıkları çalışmada, 4 haftalık yaştaki erkek etlik piliçleri 3 gruba ayırmış; 1. gruba 22 C ve sürekli yemleme, 2. gruba 32 C ve sürekli yemleme, 3. gruba ise 22 C ve aralıklı yemleme (günde dört defa) ve tüm hayvanlara 23A:1K aydınlatma programı uygulamışlardır. Çalışmanın sonucunda en yüksek canlı ağırlık 1. grupta (2.301 g), ikinci yüksek canlı ağırlık 2. grupta (1.857 g) ve en düşük canlı ağırlık ise 3. grupta (1.729 g) gözlenmiştir (P<0.05). Günlük yem tüketimi bakımından iki ortalama grubu oluşmuş, 1. grup en yüksek ortalamaya (159 g) sahip olurken, 2. ve 12

22 3. grup aynı ortalama grubunda yer almıştır (sırası ile; 110 g ve 105 g) (P<0.05). Yem dönüşüm oranları bakımından ise üç ortalama grubu oluşmuş, 3. grup en yüksek ortalamaya (2.94) sahip olup yem değerlendirme en kötü olurken, 2. grup ikinci yüksek ortalamaya (2.40) sahip olmuş, 1. grup ise en düşük ortalamaya (2.06) sahip ve en iyi yem değerlendirme değerine ulaştığı bildirilmiştir (P<0.05). Coşkun vd. (1997) etlik piliçlerde iki farklı kısıntılı yemleme uygulamasının besi performansı, karkasta yağlanma ve yaşama gücü üzerine etkilerini inceledikleri çalışmada, her grupta 107 adet olmak üzere toplam 321 adet Avian etlik civciv kullanılmıştır. Kontrol grubuna ad-libitum yemleme uygulanırken diğer iki gruptan birine 7-8, 11-12, ile günlerde % 40 kepek ve % 20 yulaf ile seyreltilen yem ad-libitum olarak verilmiş, diğer gruba ise aynı günlerde 3.1 kj/g CA 0.67 miktarında olmak üzere kısıtlı miktarda yem verilmiştir. Kısıtlama programlarının canlı ağırlık artışı üzerine etkisi olumsuz yönde olmuş ve kısıtlamanın bitirildiği 21. günden sonra ortak yemleme programı uygulanmış olmasına rağmen düşük canlı ağırlık artışı telafi edilememiş ve denemeye son verilen 45. günde gruplardaki canlı ağırlıklar ortalama 2335, 2178 ve 1970 g olmak üzere önemli ölçüde farklı bulunmuştur (P<0.01). Buna karşılık bir kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarları kontrol grubunda 1.78 kg kısıtlama uygulanan gruplarda ise 1.84 ve 1.77 kg olarak gerçekleşmiştir. Yaşama gücü kısıtlı miktarda yem verilen grupta % 100 olarak bulunurken bu değer kontrol grubunda % 92.52, seyreltilmiş yem verilen grupta % olarak bulunmuştur. Kısıtlama uygulamalarının abdominal yağ ağırlığı ve karkastaki yağ oranı üzerine önemli bir etkisi gözlenmemiştir. Altan vd. (1998) iki farklı genotipe sahip etlik piliçlerde, gelişmeyi geciktirmek amacıyla uygulanan farklı sınırlı yemleme programlarının gelişme ve karkas özelliklerine etkilerini araştırmışlardır. Erken yaşlarda sınırlı yemleme programlarıyla sağlanan gelişme geriliğinin kesim yaşına kadar telafi edilebilirliği ve yem tüketimi ile karkas özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla civcivler rastgele 3 gruba ayrılmıştır. 1. grup serbest yemlenerek kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. 2. gruba 7-14 günler arası, 3. gruba günler arasında yaşama payı enerji gereksinimlerini karşılayarak yem sınırlaması uygulanmıştır. Yemin sınırlandığı 13

23 gruplarda görülen gelişme geriliğinin 6. haftada telafi edildiği gözlenmiştir. Altıncı haftada yemden yararlanma bakımından yemleme grupları arasında önemli bir fark olmadığı, 7. haftada sınırlı yemleme uygulanan gruplarda kontrol grubuna göre toplam yem tüketiminin daha düşük, yemden yararlanmanın daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmada, yem sınırlamasının karkas verimi, karın yağı, but ve göğüs oranlarına etkisi olmamıştır. Sonuç olarak sınırlı yemleme yöntemleriyle sağlanan gelişme geriliğinin 6. haftada telafi edildiği görülmüştür. 7. haftada en yüksek canlı ağırlık günlerde sınırlama yapılan 2. grupta saptanmıştır. Genotipe bağlı olarak sonuçlarda önemli bir farklılık saptanmamıştır. Erken yaşlarda yem sınırlanmasının karında yağ birikmesi ve telafi edici büyümenin sağlanması bakımından genotipler arasında farklılıkların olduğu bildirilmektedir (Cherry vd. 1998). Washburn ve Bandari (1978), 0-4 hafta sınırlı yemlenen etlik piliçlerde, karın yağının önemli düzeyde azaldığını saptamışlardır. Altan vd. (1998) iki farklı genotipteki etlik piliçlerle yaptığı çalışma sonucunda, erken yaşlarda yem sınırlaması uygulanarak geciktirilen gelişmenin 6. haftada telafi edildiğini, karkas kalitesi, yem tüketimi ve yemden yararlanmada hiçbir gerileme meydana gelmediğini saptamışlardır. Çevre sıcaklığının olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla kümeslerde kullanılan soğutma ve izolasyon sistemlerinin pahalı olmasından dolayı, son yıllarda bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için farklı yöntemlere başvurulmaktadır. Bunlar arasında farklı yemleme metotlarının uygulanması önemli bir yer almaktadır. İklimi sıcak olan ülkelerde, yaz ayları boyunca çevre sıcaklığı saatleri arasında C'ler arasında değişmektedir. Yaz aylarındaki bu sıcaklık artışları, kanatlı işletmelerinde yumurta verimi ve canlı ağırlıkta kayıplara yol açmaktadır. Tavuklarda sıcaklık stresini azaltmak için, günün en sıcak olduğu saatleri arasında tavukların önünden yemlerin çekilmesi (kısıntılı yemleme programı) gibi yemleme tekniği kullanılmaktadır (Ertaş 1998). 14

24 Attia vd. (1998) yaptıkları çalışmada, ad-libutum olarak besledikleri kontrol grubu ile bir hafta süreyle kontrol grubunun tükettiği yem miktarının % 50 siyle beslenen grup ve aynı miktar yemle iki hafta süreyle beslenen grupla karşılaştırmışlardır. Çalışma sonucunda sınırlı beslemenin canlı ağırlığı, yem tüketimini ve yem değerlendirme sayısını etkilediğini; en düşük canlı ağırlığa iki hafta süreyle sınırlı beslenen etlik piliçlerin ulaştığını, ancak; bir hafta süreyle sınırlı beslenen grubun 7. hafta sonunda ulaştığı canlı ağırlık ile kontrol grubunun canlı ağırlığı arasında istatistiki farklılık bulunmadığını ifade etmişlerdir. Andersen vd. (1999) etlik piliçlerde yemleme zamanı üzerine yaptıkları çalışmada, geleneksel yöntem dediğimiz sürekli aydınlatma ve serbest yemleme yöntemine kıyasla hayvanları günde 4 saat aç bırakıp, farklı aydınlatma programı uygulamanın performans değerleri açısından daha iyi sonuç verdiğini bildirmişlerdir (P<0.05). Ayşan vd. (2000) tarafından Japon bıldırcınları üzerinde yürütülen bir çalışmada, erken yaşta günün belli saatlerinde aç bırakma ve nicel (kantitatif) kısıntılı yemleme uygulamalarının, besi ve karkas üzerine olan etkileri incelenmişlerdir. Bu amaçla 75 bıldırcın, üç gruba ayrılmış her grup 3 tekerrürde tekrarlanmış, her gruba toplam 25 bıldırcın konulmuştur. Her 3 gruba da yapısında % 22 ham protein, 3100 kcal/kg metabolik enerji bulunan etlik piliç yemi verilmiştir. Deneme boyunca serbest yemleme, kontrol grubunu, günde 4 saat (saat: arası) kısıntılı yemleme, 2. grubu ve kontrol grubuna verilen yeme göre günlük % 50 kısıtlama ise 3. grubu oluşturmuştur. Araştırmada Japon bıldırcınlarının besi süresince haftalık yem tüketimleri, canlı ağırlıkları, canlı ağırlık kazançları ve yemden yararlanma oranları ile 5. haftanın sonunda grupların canlı ağırlık ortalamalarına yakın olmak üzere her gruptan 6 adet bıldırcın kesilerek karkas özellikleri saptanmıştır. Araştırmada, besi sonunda yem tüketimi ve yemden yararlanma oranının yemleme uygulamalarından önemli düzeyde etkilendiği (P<0.05), canlı ağırlık kazancının etkilenmediği (P>0.05) belirlenmiştir. Kontrol grubuna göre diğer 2 grubun toplam yem tüketiminin daha düşük; yemden yararlanma oranının daha iyi olduğu bulunmuştur. Yemleme uygulamalarının karkas üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur. 15

25 Bozkurt vd. (2000) iki değişik nicel sınırlama yönteminin (erken yaşta sınırlı yemleme ve bitiş döneminde 7 saat süre ile aç bırakma) ve soğuk su tüketiminin sıcak iklim koşullarında yetiştirilen etlik piliçlerin besi performansı ve bazı kesim özellikleri üzerine etkileri araştırmışlardır. Deneme toplam 1020 adet Avian genotipinde etlik piliç ile Haziran ayında yürütülmüştür. Denemeye alınan 21 günlük yaştaki etlik piliçler her biri 3 tekerrürlü 4 gruba eşit olarak rastgele dağıtılmışlardır. Deneme sonu canlı ağırlığı üzerine muamelelerin etkisi önemli olmazken (P>0.05), cinsiyetin etkisi önemli bulunmuştur. Erkek etlik piliçler dişilerden daha yüksek canlı ağırlığa ulaşmışlardır (P<0.01). Piliç başına en fazla yem tüketimi ve en fazla yemden yararlanma değeri soğuk su tüketen grupta belirlenmiş, sınırlı yemlenen gruplardan diğerlerine kıyasla daha düşük yemden yararlanma değeri elde edilmiştir. Üç haftalık deneme süresince belirlenen yaşama gücü değerleri sayısal olarak birbirine benzerdir. Kesim randımanı, abdominal yağ ağırlığı ve oranı (%) ile göğüs ağırlığı oranı (%) üzerine muamelelerin etkisi önemli bulunmazken yem sınırlamasının göğüs ağırlığını azalttığı belirlenmiştir (P<0.05). Sonuç itibariyle, sınırlı yemleme yöntemlerinin ve soğuk su tüketiminin ad-libitum yemlenen gruba kıyasla performansı iyileştirmediği belirlenmiştir. Konca vd. (2000) tarafından yapılan bir çalışmada sıcak şartlarda kısıtlı yemleme yaşı ve süresinin etlik piliçlerde performans ve abdominal yağlanmaya etkisi incelenmişlerdir. Araştırmada, 1. muamele grubunda bulunan etlik piliçler sürekli yemlenirken 2., 3. ve 4. muamele grupları 8. günden itibaren; 5., 6. ve 7. muamele grupları 12. günden itibaren; ve 8., 9. ve 10. muamele grupları 16. günden itibaren sırasıyla; 5, 7 ve 9 ar gün boyunca günde 8 saat aç bırakılmışlardır. Araştırma 7-42 günlük dönemde tesadüf parselleri deneme planında ve 3 tekerrürlü olarak yürütülmüş olup her bir tekerrürde 8 piliç kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, muamelelerin 21. gündeki canlı ağırlık ve 7-21 günlük dönemdeki günlük canlı ağırlık artışı değerlerini önemli olarak etkilemiştir (P<0.05). Kısıtlı yemleme yaşı ve süresinin etlik piliçlerde yem tüketimi, yem değerlendirme katsayısı ve abdominal yağlanmaya etkisi önemsiz bulunmuştur (P>0.05). 16

26 Bozkurt vd. (2001) etlik piliçlerde bitirme döneminde uygulanan sınırlı yemleme üzerine yaptıkları çalışmada, yem kısıtlama oranı arttıkça yemden yararlanma oranının iyileştiğini bildirmişlerdir. Etlik piliçlerde büyütme döneminde uygulanan sınırlı yemleme verim dönemindeki yaşama gücünü ve civcivlerin yemden yararlanma değerlerini olumlu yönde etkilemiştir. Aralıklı yemleme, aydınlatma programı içinde belirli sürelerde karanlık uygulanması ile veya otomatik yemliklere yem iletiminin durdurulması yolu ile uygulanabilmektedir (Ak 2001). Ersan ve Özkan (2001), sınırlı aydınlatma ve sınırlı yemleme programları uygulanarak; etlik piliçlerde gelişmenin geciktirilmesinin performans ve stresle ilişkili kan parametrelerine etkileri incelenmiştir. Bu amaçla 360 adet Cobb genotipinden erkek etlik civciv kullanılmıştır. Sınırlı aydınlatma grubunda 0-3 günler arasında sürekli aydınlatma yapılmış, 3-7 günler arasında aydınlık süre kademeli azaltılarak 14A: 10K programa ulaşılmış ve bu program 7-28 günler arasında sürdürülmüştür. Yirmi sekizinci günden itibaren tekrar 23A: 1K programa dönülmüştür. Her bir aydınlatma grubundaki civcivlere serbest ve sınırlı olmak üzere iki farklı yemleme uygulanmıştır. Sınırlı yemleme grubunda civcivler 0-6 günler arası serbest yemlenmiş, 7-28 günler arasında yem tüketimi günde 8 saat olarak sınırlandırılmış, günler arası ise tekrar serbest yemleme yapılmıştır. Deneme sonunda, aydınlatma sınırlamasına bağlı oluşan gelişme geriliği telafi edilirken yem sınırlaması gruplarında canlı ağırlıklar serbest yemleme grubuna göre önemli düzeyde daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Genel olarak, aydınlatma ve yem sınırlamaları heterofil sayısı ve hetrofil/lenfosit (H/L) oranını artırmıştır. Lenfosit sayısı azalırken monositin değişmediği saptanmıştır. Uygulanan yöntemlerin etlik piliçler üzerinde benzer düzeyde ılımlı bir stres oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Özdoğan (2002), yemleme süresini sınırlayarak ya da dönüşümlü yemleme uygulayarak yapılan erken dönem yem kısıtlamasının etlik piliç verim özellikleri üzerine etkilerini araştırmak amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın canlı materyalini 1500 adet günlük etlik piliç erkek civciv oluşturmaktadır. Araştırmada bir kontrol (G1), günlük yaşlarda yemleme süresi 8 saat kısıtlanan (G2) ve

27 günlük yaşlarda dönüşümlü yemleme yapılan (G3) olmak üzere toplam 3 grup bulunmaktadır. Canlı ağılıklarda gruplar arasında 4., 5. ve 6. haftalarda önemli (P<0.01, P<0.01 ve P<0.05) farklılıklar bulunmuştur. G1, G2 ve G3 ün 6. hafta canlı ağılıkları sırası ile g; g ve g bulunmuştur. Piliç başına toplam yem tüketimi G1, G2 ve G3 te sırasıyla g; g ve g bulunmuş ve yemden yararlanma oranları 1.95, 1.91 ve 1.93 olarak hesaplanmıştır. Toplam yaşama gücü değerleri G1, G2 ve G3 te 6 hafta sonunda sırasıyla % 94.02, % ve % olarak hesaplanmış, gruplar arası farklar istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur. İndeks değerleri G1, G2 ve G3 te sırası ile , ve olarak belirlemiştir. Bu çalışmadaki sonuçlara göre G2 de canlı ağırlığı etkileyici düzeyde yem kısıtlaması meydana gelmemiş, dönüşümlü yemleme ertesi yemden yararlanma gücü gelişmiş olan G3 ün 2 haftalık süredeki telafi büyümesi kontrol grubunun canlı ağırlığını yakalamaya yetmemiştir. Günümüzde sınırlı yemleme uygulaması iki farklı şekilde yapılmaktadır. Bunlar nicel ve nitel yem sınırlamalarıdır. Nicel sınırlamada (kantitatif) hayvanların tüketeceği yem miktarı sınırlandırılır. Yem tüketim zamanının, yem miktarının ve ışık süresinin sınırlandırılması şeklinde uygulanır. Yem tüketim miktarının sınırlandırılmasında hayvanlara belirli aralıklarla yem verilir. Etlik piliçlerde daha çok yemden yararlanmayı iyileştirmek ve karkas yağını azaltmak maksadıyla sınırlı yemleme uygulanır. Son yıllarda etlik piliçlerde nicel sınırlama yöntemlerinden olan aralıklı ya da öğün yemleme programları uygulanmaktadır. Yem miktarının sınırlandırılmasında verilecek yem miktarının tespitinde, serbest yemleme şartlarına tabi tutulan hayvanların yem tüketimi temel alınır. Genelde yem miktarının sınırlanmasının yemden yararlanmayı olumlu yönde etkilediği ve böylece hayvanların yemi daha yüksek oranda sindirdiği bilinmektedir (Çalışlar vd. 2003). Susblla vd. (2003) etlik piliçlerde (Inghams TM 70 ırkı) sınırlı ve kısıntılı yemleme programlarının, ön mide, pankreas ve ince bağırsak proteolitik enzimlerinin aktivitesi üzerine etkilerini belirlenmek amacı ile bir nicel, nitel yem sınırlaması ve serbest yemleme grubu ile deneme yapmışlardır. Nitel grubu 5-11 günler arasında rasyonda %40 serbest yemleme gruba karşı sınırlanmıştır. Nicel grup ise 5-17 günler arasında 18

28 her gün 3 ve 5 saat periyotlar şeklinde yemleme zamanı kısıtlanmıştır. Denemenin değişik zamanlarında, 17., 34. ve sonunda hayvanlar kesilmiş ve proteolitik enzimlerin aktivitesi gruplar arasında incelenmiştir. Elde edilen verilere göre nitel grupta, ön mide ve pankreasta, proteolitik enzimlerin aktiviteleri, azaltılıp ve buna karşı, ince bağırsakta aktivitesi yükseltilmiştir. Nicel grupta ise sadece pankreas aktivitelerinde bir düşüş gözlenirken, ön mide üzerinede hiç bir etki bulunmamış buna karşın, ince bağırsak proteolitik enzimlerinde aminopeptidaz aktivitesi üzerine olumlu etki bulunmuştur. Nitrojen tutumu bakımından 17. günde düşüşler gözlenirken 37. gün serbest yemleme grup düzeyine ulaşılmıştırlar. Sonuç olarak bu denemede, proteolitik enzimlerinin aktivitesinin kısıntılı yemleme programlarının etkisiyle iyileştiği ve buna bağlı olarak protein sindiriminde yükselmeler oldüğü saptanmıştır. Çalışlar vd. (2003) tarafından yapılan çalışmada, günlerde sınırlı yemlenen etlik piliçlerin bazı verim ve karkas özelliklerine etkisini araştırmak amacıyla Cobb- 500 hibrit erkek civcivler kullanılmıştır. Tesadüf parselleri deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak düzenlenen çalışmada, 4 farklı yemleme düzeyi (kontrol grubu, kontrol x % 90, kontrol x % 80, kontrol x % 70 i kadar yem) kullanılmıştır. Her tekerrürde 20 adet olmak üzere (12 adet /m2), 4 grupta toplam 240 adet civciv kullanılmıştır. Yerde barındırılan deneme hayvanlarına, günler arasında etlik civciv başlatma yemi, günler arasında etlik civciv büyütme yemi, günlerde etlik piliç geliştirme yemi ve günler de ise antikoksidiyal eklenmemiş olan kesim öncesi etlik piliç bitirme yemi verilmiştir. 24 saat süreyle ışıklandırma yapılmıştır. Piliçlerin canlı ağırlık artışları, yem tüketimleri ve yemden yararlanma oranları haftalık olarak yapılan tartımlar ile gruplar düzeyinde belirlenmiştir. Deneme sonunda (42. gün) kesilen piliçlerin tamamında canlı ağırlık kazancı, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve soğuk karkas ağırlığı; her gruptan ise ortalamaya en yakın seçilen 6 adet piliçte ise but, kanat, göğüs, boyun, karaciğer, taşlık ve abdominal yağ ağırlıkları gibi karkas değerleri saptanmıştır. Serbest yemleme (kontrol) ve serbest yemlenen grubun % 90 ı, % 80 i ve % 70 i düzeyinde yemleme yapılan gruplarda deneme sonu canlı ağırlıkları sırayla; , , ve g, toplam canlı ağırlık artışları; , , ve g, yem tüketimleri; 3736, 3492, 3337 ve 3151 g, yemden yararlanma oranları ise; 1.82, 1.69, 1.66 ve 1.65 olarak 19

29 bulunmuştur gün itibariyle canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma bakımından gruplar arasındaki farklılık önemli (P<0.01) çıkmıştır. Ancak denemenin yürütüldüğü günler arasıda ise sınırlı yemlemenin yem tüketimi ve yemden yararlanmaya etkisi çok önemli (P<0.01), canlı ağırlık kazancına etkisi önemsiz (P>0.05) olmuştur. Sınırlı yemlemenin soğuk karkas randımanına, göğüs ve taşlık oranına etkisi önemsiz (P>0.05), sırt, kanat, boyun, karaciğer ve abdominal yağ oranlarına etkisi önemli (P<0.05), but oranına etkisi ise önemli (P<0.01) bulunmuştur. Camacho vd. (2004), üç değişik dönemde; 1. (7-14) 2. (14-21) ve 3. (21-28) günler arasında nicel sınırlama ( her gün 8 saat aç bırakma) yönteminin dişi ve erkek etlik piliçlerin besi performansı, bazı kesim özellikleri ve ölüm oranı üzerine etkileri araştırılmıştır. Deneme toplam 3600 adet Ross * Peterson genotipinde etlik piliç ile Ekim ve Kasım aylarında yürütülmüştür. Deneme sonu canlı ağırlığı üzerine muamelelerin etkisi önemli olmazken (P>0.05), cinsiyetin etkisi önemli bulunmuştur. Erkek etlik piliçler dişilerden daha yüksek canlı ağırlığa ulaşmışlardır (P<0.01). Yem tüketimi ve yemden yararlanma değeri kontrol grupta, sınırlı yemlenen gruplara göre daha düşük değer elde edilmiştir ama bu farklıklar istatistik olarak önemli bulunmamıştır. Kesim randımanı, abdominal yağ ağırlığı ve oranı (%) ile göğüs ağırlığı oranı (%) üzerine muamelelerin etkisi önemli bulunmazken yem sınırlamasının ölüm oranını azalttığı belirlenmiştir (P<0.05). Azman vd. (2004) farklı aydınlatma programlarının etlik piliçlerin performansı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Yapılan çalışmada 599 adet Avian ırkı etlik civcivler, 5 grup oluşturacak şekilde tesadüfî olarak deneme ünitelerine dağıtılmıştır. Bu çalışmada, 5 farklı aydınlatma programı uygulanmıştır. 1. gruba 23A:1K, 2. gruba 16A:8K, 3. gruba 14A:10K, 4. gruba 12A:12K, 5. gruba ise 10A:14K uygulaması yapılmıştır. Deneme süresince hayvanlara 1. hafta 29 C 2. hafta 26 C, 3. hafta 23 C ve 4. haftan sonra ise 21 C sıcaklık sağlanmış ve hayvanlara kesime kadar geçen 42 gün boyunca serbest yemleme yapılmıştır. Deneme sonunda canlı ağırlık, karkas ağırlığı ve yaşama gücü oranı bakımından gruplar arasında bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). 20

30 Rahimi vd. (2005) yaptıkları çalışmada, 400 adet etlik pilici 23A:1K ve 1A:3K olmak üzere 2 farklı aydınlatma programında yetiştirmişlerdir. İlk 10 gün tüm hayvanlara 23A:1K programı uygulanmıştır. Denemenin sonucunda 14-28, ve 1-42 günlerdeki canlı ağırlıklar bakımından gruplar arasında bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Aralıklı aydınlatma programında 1-14 günlük yaştaki canlı ağırlıklar diğer gruptan yüksek bulunmuştur (P<0.05). Tüm dönemlerde gruplar arasında yem tüketimleri bakımından bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). 4 haftalık yaşa kadar her iki grupta yem dönüşüm oranları bakımından farklılık bulunmamış (P>0.05), günlük dönemde ve 42 günün sonunda yem dönüşüm oranı, aralıklı aydınlatılan grupta daha iyi çıkmıştır (P<0.05). Ölüm oranları bakımından ise gruplar arasında bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Fassbinder ve Karasov (2006), yaptığı çalışmada, erken dönemde yem kısıtlamasının etlik piliçlerin sindirim kanalında sindirim ve enzim performansı üzerine etkisini araştırmışlardır. Bu denemede yapılan yem kısıtlaması kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yem tüketim esasına dayanmıştır. Kontrol grubu gün, 1. yem sınırlanan grup güne kadar ve 2. yeme sınırlanan güne kadar sınırlanmış ve tekrar 17. güne kadar yemlemiştir. Kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yemin % 54, birinci ve % 34 ikinci sınırlı gruplara verilmiştir. Çalışma sonunda, ikinci grupta sindirim performansında iyileşmeler görülmüştür (P<0.01). Toplam bağırsak ağırlığı ve maltaz enzimi faaliyeti bakımından sırasıyla 2. > kontrol > 3. yüksek bulunmuştur (P<0.05). Zhan vd. (2007), etlik piliçlerde iki farklı kısıtlı yemleme uygulamasının besi performansı, karkas özellikleri ve kan plazmada T3 düzeyi üzerine etkilerini inceledikleri çalışmada, her grupta 40 adet olmak üzere toplam 480 etlik civciv kullanılmıştır. Kontrol grubuna ad-libitum yemleme uygulanırken diğer grup 1-21 günler arasında her gün 4 saat yemleme zamanı kısıtlanmıştır. Kısıntılı yemlenen grupta 21. performansı, karkas özellikleri ve kan plazmada T3 düzeyi bir azalma göstermiş ve kontrol gruba göre bahsedilen kriterler bakımından önemli farklıklar saptanmıştır (P>0.05). Bu dönmeden sonra düşük canlı ağırlık artışı telafi edilmiş ve denemeye son verilen 63. günde gruplardaki canlı ağırlıklar, canlı ağırlık artışı, yem 21

31 tüketimi, T3 düzeylerinde önemli ölçüde farklılık bulunmamıştır. Buna karşılık abdominal yağ oranı yükselmiş ve farklılıklar önemli bulunmuştur (P<0.05). Robert (2009), yaptığı çalışmada, erken dönemde yem kısıtlamasının etlik piliçlerin (Roos-308) performansı üzerine etkisini araştırmıştır. Bu çalışmada 3 adet deneme yürütülmüştür. 1.grup herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan (kontrol grup), 2.grup 7-14 günler arasında (8 g/gün/piliç) ve 3.grupta 7-11 günler arasında (6 g/gün/piliç) yem verilmiştir. Bu dönemden sonra tüm gruplara serbest yemleme programı yapılmıştır. Çalışma sonunda, canlı ağırlıklar kontrol grubunda 2441 g, 2. grupta 2485 g ve 3. grupta 2521 g saptanmıştır. Bu özellik bakımından grupları karşılaştırmıştır ve istatistik olarak hiçbir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). 2.2 Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin Asites ve Ölüm Oranı Üzerine Etkileri Kısa sürede yüksek kesim ağırlığına ulaşan, yemden yararlanma gücü fazla olan sürülerde yağlanma, ani ölüm sendromu, asites ve iskelet sistemi bozuklukları (bilhassa bacaklarda meydana gelen olumsuzluklar) gibi yaşama gücünü azaltan hastalıklar meydana gelmektedir. Classen ve Riddell (1989), 0-21 günlük büyütme döneminde aydınlık süreyi 6 saate azaltıp daha sonra kademeli olarak veya aniden 23 saate yükseltmenin, 23 saat sürekli aydınlatmaya göre ölüm oranlarında iyileşmeler sağladığını bildirmişlerdir. Artan gün uzunluğunun sürekli aydınlatılan gruplar arasında kesim ağırlıkları bakımından önemli bir fark olmadığı, yemden yararlanmanın daha iyi, yem tüketiminin daha az olduğunu saptamışlardır. Yüksek yerlerde yetiştirilen etlik piliçlerin havadaki oksijen düzeyinin azalmasına bağlı olarak oksijen gereksinimlerini yeterince karşılayamadığı ve bu durumun, asites oluşumunu artırdığı ifade edilmektedir. Yine soğuk havanın, hayvanların metabolizmasını hızlandırarak oksijen gereksinimlerini artırdığı ve asitese yol açtığı belirtilmektedir. Ayrıca devamlı ışık uygulaması yapılan broyler sürülerinde, ışığın yem tüketimini artırarak büyümeyi hızlandırmasından dolayı asites eğiliminin yüksek olduğu ileri sürülmektedir (Julian vd. 1989). 22

32 Reeves vd. (1991) etlik damızlık erkek piliçlerle yaptıkları çalışmada, yem sınırlamasının solunum sıklığını azalttığını, solunun hacmini ve arterial kanda oksijen içeriğini artırdığını saptamış ve kalpte sağ karıncıklarda büyüme ile kanın oksijen düzeyinin gerilemesinin yakından ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Shlosberg vd. (1991), etlik piliçlere ilk 28 gün pelet yem yerine toz yem verilmesinin, yem tüketimini dolayısıyla enerji alımını azaltarak asitese bağlı mortaliteyi büyük ölçüde önlediğini açıklamışlardır. Etlik piliçlerde uygulanan değişik yem kısıtlama programlarının büyümeyi yavaşlatarak asitese bağlı mortaliteyi önemli düzeyde azalttığı bildirilmiştir. Etlik piliçlerde gelişmenin yavaşlatılması için önerilen erken dönem yem sınırlaması uygulaması, öncelikle içbükey bir gelişme eğrisi elde ederek yemden yararlanmayı iyileştirmek, ve asitesi önlemek için önerilen bir manejmen tekniktir. Erken dönem yem sınırlamasının başarısı, sınırlamanın süresi ve şiddetine bağlı olarak değişmektedir (Yu ve Robinson 1992). Erken dönem yem kısıtlamasının hayvanın metabolizmasını yavaşlatacağına ve oksijen ihtiyacını azaltacağına inanılmaktadır. Erken dönem yem kısıtlamasına tabi tutulan bir kanatlıda kas ve yağ oluşumu yavaşlamaktadır. Geçici büyüme geriliği, ileride hayvanın kalp damar sistemi gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Kalp damar sistemi gerilemiş büyüme oranından etkilenmez (Gonzales 1992). Asites gelişimi sürecinde etlik piliçlerin kan parametrelerinde önemli değişiklikler gözlenmektedir. Oksijen yetmezliğine vücudun ilk tepkisi, kalp atış hızının artmasıdır. Yetmezlik durumu devam ederse kanın oksijen taşıma kapasitesini arttırmak için eritropoetin salgısı artar, eritrosit üretimi ve hematokrit değer (kanda çökelen hücre hacmi) yükseltir (Yersin vd. 1992). Arce vd. (1992) Meksika da 1940m ve 2500m rakımdaki çalışmaları birleştirmiştir. Hayvanların ya gün aşırı besleme programı ile 7-28 gün arası değişen periyotlarda 23

33 besleniyor ya da günde sadece 8 saat yemliklere geçmelerine izin veriliyordu. Bütün çalışmalarda, tam beslenen kontrol grubu en çok ağırlık kazandı ve en yüksek asites mortalitesini sergilemişlerdir (% 8-15 e karşı % 40). Sanıldığı gibi vücut ağırlığında daha büyük bir kayıp olmasıyla beraber, gün aşırı besleme programında asiteste daha büyük bir düşüş elde edilmiştir. Yeme ulaşımın günde 8 saat ile sınırlandırılmasıyla asites mortalitesi büyük oranda düşürülmüştür. Bu, özellikle elle beslemenin yapıldığı ve yemliklerin kolayca kaldırılabildiği yerlerde çok pratik bir yöntem olmuştur. Asites mortalitesi yem tüketimini azaltarak düşürülüyor gibi görünürken kısıtlama programının süresine bağlı olarak kesim ağırlığında g düşüş olacaktır. Çoğu ticari yetiştirmelerde bu gün pazar ağırlığına 2-3 gün gecikme ile ulaşılması anlamına gelmektedir. Sağ karıncık (ventrikül) ağırlığının toplam karıncık (ventrikül) ağırlığına oranı (RV/TV) pulmonar arterial basınç artışının göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu oran sağlıklı piliçlerde 0.20 civarında olarken 0.25 in üzerinde olması pulmonar hipertansiyon sendromu (PHS) tanısına ve bunu takip eden süreçte muhtemel asites gelişimine işaret etmektedir. Yüksek rakım ya da havada düşük oksijen basıncı organizmanın oksijen gereksinimini karşılamak için kalp atım hızının artmasına bu da pulmonar hipertansiyona yol açmaktadır (Julian 1993). Yem tüketimi ve büyüme hızı, pelet yem yerine toz yem kullanılarak asites sorunu kısmen azaltılabilir. Toz yem kullanımı ile rasyonun enerji seviyesi de azaltarak muhtemel bir asites vakasının ortaya çıkması engellenebilmektedir. Kullanılan yem tipinin önemi özellikle asitesin ortaya çıktığı dönemlerde artar. Yapılan çalışmalarda asitese bağlı ölümlerin % 8-16 ya ulaştığı dönemlerde pelet yem yerine toz yem kullanıldığında asitese yakalanma oranının düştüğü gözlenmiştir (Yetişir ve Yıldırım 1996). Etlik piliç genotipleri arasında asites ile ilişkili organ gelişimi ve kan hematokrit düzeyleri bakımından farkılılıklar saptanmıştır. Bu nedenle son yıllardaki çalışmalar, asitese dayanıklılığın artırılması yönünde seleksiyon çalışmalarında kullanılabilecek parametrelerin saptanması üzerinde yoğunlaşmıştır. Nabız sayısı, elektrokardiyografi 24

34 değerleri, hematokrit, sağ ventrikülde genişleme ve büyüme oranı, bazı hormon düzeyleri ve aktivitesi bu amaçla üzerinde durulan parametrelerdir (Sholsberg vd. 1996). Kesikli ışıklandırma programının uygulanması sonucu, sürekli yem tüketimini engellenmekte, bunun sonucunda hayvanların canlı ağırlık artışında azalmaya neden olmaktadır. Bu problemin en güvenilir çözümlerden birisi etlik piliçlerde asitese dayanıklı hatların yetiştirilmesi ve asitesle ilgili genetik markerlerin belirlenerek asitese duyarlı olan hayvanların sürüden uzaklaştırılması olacaktır (Balog vd. 1997). Hızlı büyüme hayvanların oksijen gereksinmesini önemli ölçüde artırmakta, buna bağlı olarak çabuk gelişen etlik piliç ırkları yavaş gelişenlere, daha hızlı büyüyen erkek etlik piliç de dişilere göre asitese daha duyarlı olmaktadır (Silversides vd. 1997). Fedde ve Wideman (1998), bir çalışmada 3, 6 ve 9 saat yemsiz bırakılan piliçlerde solunumun düzeldiğini, akciğer damarlarında daralmaının azaldığını ve RV/TV oranının düştüğünü ortaya koymuşlardır. Olkowski vd. (1998) ise, yem sınırlaması ile kalp atım hızı düşük olan günümüz etlik piliçler hatlarında kalp hızının fizyolojik olarak normal sınırına çıkarıldığını ortaya koymuştur. Tavukların sağ karıncıkları (ventrikülleri) nispeten ince duvarlıdır ve hipertirofi ile artan iş yüküne cevap verir. Ventriküllerin kalınlaşması sağ karıncık kapakçık fonksiyonunu etkiler ve geriye akış ve sistemik hipertansiyonla sonuçlanır. Anatomik sınırlamalara ek olarak, hızlı ağırlık kazancının yanı sıra, geliştirilmiş yem etkinliğini artırmaya yönelik genetik seleksiyon istem dışı olarak etlik piliçlerde marjinal pulmonary kapasiteye katkıda bulunmuştur (Wideman 1999). Pelet yem tüketimi ile asites sıklığı arasında pozitif bir kolerasyon vardır. Pelet yem kanatlının hızlı büyümesine yol açmakta ve oksijen ihtiyacını artırmaktadır. Yemlerdeki yağ oranı da oksijen ihtiyacını artırır. Etlik civcivler 3-4 haftalık oluncaya kadar yemleri ile aldıkları bütün yağı okside ederler. İlerleyen haftalarda yemle birlikte alınan yağ oranı arttıkça, vücut yağı doğrudan olarak depolanır. Bunun sonucu 25

35 olarak genç civcivlerin rasyonlarına yağ katılması asitese olan duyarlılıklarını artırır (Olkowskivd. (1999). Asites özgün bir hastalık değil, organizmanın metabolik gereksinimlerini karşılayan kalp, akciğer ve damar sistemleri arasındaki ilişkiler zincirinde, oksijen yetmezliğine (hypoxia) bağlı gelişen fizyolojik ve patolojik bir sürecin son aşaması olarak tanımlanmaktadır. Hızlı gelişme gösteren günümüz etlik piliçlerinde vücutta oksijen gereksiniminin karşılanmaması, ya dokulardaki hızlı gelişmeye bağlı yüksek metabolizma talebi ya da ortamda yeterli oksijen bulunmamasından kaynaklanır. Her iki neden birlikte de sebep olabilir (Decuypere vd. 2000). Sağ ventrikül ağırlığının toplam vetrikul ağırlığının oranı (RV/TV) pulmonar arterial basınç artışının göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu oran sağlıklı piliçlerde 0.20 civarında olurken 0.25 in üzerinde olması pulmonar hipertansiyon sendromu tanısına ve bunu takip eden süreçte muhtemel asites gelişimine işaret etmektedir (Roch vd. 2000). Solunum yollarında kanın yoğunlaşması akciğerdeki damar sisteminde kan akışının yavaşlamasına yol açar. Bununla birlikte akciğerdeki kan damarlarında büzülme olur. Vücudun oksijen gereksinimini karşılamak için kalp daha fazla kan pompalar. Akciğerde arterial damarlarda basınç artışı ile pulmonary hypertension (PHS ) kalbin sağ tarafının yükü daha da artar ve sağ ventrikülde genişleme ve deformasyon gelişir. Pulmonar arterdeki basınç artışı asitesi başlatan en önemli etken olarak kabul edilmektedir. İlerleyen süreçte, sağ ventriküler ve atrium arasındaki valfin işlevi bozulur. Genel olarak dolaşım sisteminde basınç artar, özellikle karaciğer yüzeyinden olmak üzere akciğer ve kalpten vücut boşluklarına sıvı sızmaya başlar. Gelişme geriler, ağırlık kaybı olur, karında sıvı birikimi nedeni ile akciğer ve kalp üzerindeki basınç artar ve son aşamada oksijen yetmezliğine bağlı olarak ölüm meydana gelir (Decuypere vd. 2000). Etlik piliç yetiştiriciliğinde 24 saat aydınlatma prensibi uygulanmaktadır. Ancak bu durum metabolizmanın dinlenmesine fırsat vermeden sürekli enerji ve buna bağlı olarak devamlı oksijen ihtiyacının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 26

36 Metabolizmanın gerekli oksijeni karşılayamaması hayvanın asitese yakalanmasına yol açmaktadır. Günümüzde aydınlatma süreleri kısıtlanmaya ve böylece sürekli yem tüketimini durdurarak metabolizmanın yavaşlaması ve oksijen ihtiyacının karşılanabilmesine yönelik yöntemler uygulanmaktadır. Etlik piliçlerde aydınlatma kısıtlamalarının büyüme oranının azaltıldığı değişik yönünde bildirişleri olan çalışmalarda vardır. Işıklandırma süresinin azaltılmasının büyüme hızını hafif bir şekilde gerileteceği, ek oksijene gerek duyan aktiviteyi azaltacağı ve sonunda yem etkinliğini iyileştireceği bildirilmiştir. Sonraki araştırmalarda daha uzun karanlık periyotların veya kesikli ışıklandırmanın asites sendromunu azaltıcı etkisi olan yem kısıtlamasına benzer bir şekilde sonuç verdiği gözlemlenmiştir (Hassanzadeh vd. 2000). Balog vd. (2000) 0-3 hafta veya 1-4 haftalar arasında günde 8 saat yemleme yapılarak uygulanan yem miktar sınırlamasının, asites görülme oranını (RV/TV) önemli düzeyde düşürdüğünü ancak tümüyle önlemeye yetmediğini bildirmişlerdir. Sadece 6 hafta sürekli sınırlı yemlenen grupta % 4 gibi düşük bir asites oranı elde edilebilmiştir. Etlik piliçler son otuz yılda ortalama olarak her yıl % 5 oranında hızlı büyüme yönünde seleksiyona tabi tutulmuşlardır. Vücut ağırlığı yönünden 1950 deki hayvanlarla karşılaştırıldığında 1991 yılı itibari ile etlik piliçlerde vücut ağırlığı yönünde % 250 ile % 300 oranında artan bir genetik seleksiyon gerçekleştirilmiştir. Söz konusu seleksiyon ile genel olarak kaslarda, özellikle de göğüs kasındaki artış diğer organ büyüklüklerine göre oldukça yüksektir. Göğüs kası beyaz kas olduğu için ve oransal olarak ta hayvanın oksijen ihtiyacı ile ilişkisi olduğundan artan göğüs kası üretimi oransal olarak kalp, kan ve akciğer miktarındaki artışla paralellık göstermemiştir (Decuypere vd. 2000). Yüksek rakım koşullarında, erken dönem yem sınırlamasının asitesi tümüyle önlemeye yetmediği, sadece üretim dönemi boyunca sınırlı yemleme yapılan gruplarda asitesi azalttığı, bununla birlikte kesim ağırlığını önemli ölçüde gerilettiği bildirilmiştir (Balog vd. 2000). 27

37 Kanatlılar, yemlerin pelet veya kırılmış şekillerini, toz formuna göre daha fazla tükettikleri için büyüme hızları artar. Pelet formda yem tüketen hayvanların metabolizma hızı toz formda yem tüketenlere göre daha hızlı olduğu için hayvanın oksijen tüketimi artmaktadır. Her ünite metabolik vücut ağırlığı için hayvanın alması gereken oksijen miktarı 2-3 haftalık yaşa geldiği zaman en yüksek seviyesine çıkmakta, oksijenin kullanımı ve tüketimi bu yaşta doruk noktasına ulaşmaktadır (Malan vd. 2001). Moghadam vd. (2001), piliçlerde asites sendromuyla ilgili genetik parametrelerin belirlenmesi amacıyla Cornish ve White Rock ırkılarının morfolojik özellikleri 11 jenerasyonun gözlemine dayandırılmış ve çalışma sonucunda vücut ağırlıkları ile ilgili olarak White-Rock hattının kalıtım derecesi 0.12, Cornish hatının 0.22 olarak bildirilmiştir. Bu türlerde asitesin görülme sıklığının düşük olması sebebiyle korelasyon değerinin tahmin edilemeyeceği, buna rağmen asitese yakalanma sıklığının erkeklerde dişilere nazaran daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Erkek civcivlerden elde edilen sonuçlara dayanılarak, kalıtım derecesi ve genetik korelasyon değeri baba hattında sırasıyla 0.22 ve 0.35 iken, ana hattında bu değerler sırasıyla 0.41 ve 0.22 olarak bulunmuştur. Çalışma sonucunda, kalp yetmezliğinin tavuklarda kalıtımsal olduğu ve görülme sıklığının vücut ağırlığıyla pozitif genetik korelasyona sahip olduğu bildirilmiştir. Asites oluşumunu tetikleyen başlıca çevresel faktörler, düşük sıcaklıkta büyütme, yüksek rakıma bağlı oksijen yetmezliği ve akciğerlerde değişik nedenlerle oluşan hasarlardır. Ancak günümüzde hızlı gelişmeye bağlı organizmada oluşan sistemik oksijen yetmezliğinin etlik piliçlerin asites duyarlığının artmasına neden olduğu konusunda fikir birliğine varılmış durumdadır. Günümüz etlik piliç genotiplerinin büyük çoğunluğu hızlı gelişmelerine bağlı metabolizmanın talebi olan, yeterli oksijen karşılama kapasitesina sahip değildir bu bakımdan aydınlatma ve yemleme veya yem içeriğinde yapılacak düzenlemelerile gelişme hızını yavaşlatılması ve asitese bağlı kayıpların azatılması mümkündür (Cawthon vd. 2001). 28

38 Lee ve Leeson (2001), 6-12 günler arasında sınırlama yapılan erkek piliçlerin oluşan gelişme geriliğini günde telafi ettiğini bildirmiştir. Bu çalışmada serbest yemleme grubunda % 7.5 olan ölüm oranı belirtilen sınırlama düzeyinde % 3.3'e gerilemiş ancak bu fark önemli bulunmamıştır. Iqbal vd. (2001) saha araştırmalarının sonunda Amerika Birleşik Devletlerin de, asitese bağlı ölüm oranını % 1.4, dünya ortalamasını ise % 4.2 olarak bildirmişlerdir. Optimum koşullarda asitese bağlı ölüm oranı % 2-5 arasında değişirken, optimum dışı çevre koşullarında bu oran % 30 a kadar çıkabilmektedir. Pakdel vd. (2002) asitese bağlı karekterlerin kalıtım derecesini tahmin etmek amacıyla 4000 adet etçi piliç ile soğuk şartlarda yapılan çalışmada, hematokrit için 0.46, vücut ağırlığı için 0.42, sağ ventriküler ağırlık için 0.47, toplam ventriküler ağırlık için 0.46, sağ ventrikülerin toplam ağırlığa oranı 0.45, toplam ölümler için 0.32 ve kalpte su toplanması için 0.18 olarak belirlenmiştir. Ananın etkisi, vücut ağırlığı, toplam ventriküler ağırlık, toplam ölüm oranına önemli derecede etkili olmaktadır. Sonuç olarak asites ile ilişkili karekterler için tahmin edilen kalıtım derecesi ve ananın genetik etkisinin önemli derecede çıkması, direk ve ananın genetik etkisi asites sendromunun gelişmesinde önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Dozier vd. (2002) kısıntılı yemleme programları (bir gün aç bir gün yemleme) çok kolay olduğundan dolayı bir deneme uygulayarak; etlik piliçlerde gelişmenin geciktirilmesinin performans, karkas özellikleri ve ölüm oranı üzerine etkilerini incelemişlerdir. Bu amaçla 1200 adet Avian 89 Hubbard genotipinden erkek etlik civciv kullanılmıştır. Sınırlı yemleme grubunda civcivler 1. grup deneme boyuca 0-54 günler arası serbest yemlenmiş, 2. grup 8 ve 10. günler 3. grup 8, 10, 12 ve 14 günler arası ve 4. grup ise 8, 10, 12, 14, 16 ve 18 günler arası yem tüketimi günde 24 saat olarak sınırlandırılmış ve sonra tekrar serbest yemleme yapılmıştır. Denemenin hemen bittiği dönemde canlı ağırlıkları 2., 3., ve 4. grup da sırasıyla % 29, 35, ve 41 serbest yemleme gruba karşı düşüş göstermiştir. Ortalama canlı ağırlık artışlarında 3. ve 4. gruplarında tekrar yemlemeden sonra bir yükselme belirlenmiştir. Deneme sonunda, 2 ve 4 gün aç bırakılan hayvanlarda oluşan gelişme geriliği telafi edilirken canlı ağırlık, 29

39 karkas ağırlığı, ölüm oranı ve yem tüketimi bakımından serbest yemleme grubuna göre farklılık önemli bulunmamıştır. Halbuki 6 gün aç bırakılan hayvanlarda, tüm bu özellikler bakımından farklılıklar serbest yemleme grubuna göre önemli bulunmuştur. Asites hayvanın karın boşluğunda meydana gelen sıvı toplanmasıyla karakterize edilir. Bu sendrom, sulu karın olarakda adlandırılmaktadır. Arazın başka bir belirtisi ise büyümüş, gevşek bir kalp ve karaciğerdeki farklılaşmadır. Büyümüş gevşek bir kalp oluşumuna sebep ise sağ karıncık ve sağ kulaıcığın aşırı çalışmasıdır. Karaciğerdeki değişim ise, organda kan toplanmasıyla leke oluşması veya kapsül şeklinde sıvı birikmesidir. Asites sendromunun gelişimi sırasında hayvan klasik bir hematolojik değişim gösterir. Hematokrit, hemaglobin ve kırmızı kan sayısında hızlı artış meydana gelir Düşük oksijen basıncı damardaki kan akışının azalmasına buna bağlı olarak ta damarların tıkanması ve hipertansiyon, asites sendromunun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır (Balog 2003). Asitesin ortaya çıkmasında dış faktörlerin büyük bir önem arz ettiği bilinmektedir. Bu dış faktörlerden yüksek rakım, düşük sıcaklık, yem içeriği, kümesin havalandırılması, hayvanların diğer hastalıklara yakalanması, aydınlatma periyodu ile altlık gibi koşulların asitesi tetiklediği yapılan araştırmalarda görülmüştür. Bu etkilerden en önemli olanları yüksek rakım ve beslenmedir. Çünkü bu iki faktörün etlik piliç yetiştiriciliğinde % 30'lara varan kayıplara yol açtığı bildirilmmektedir (Balog 2003). Balog (2003) etlik piliç yetiştiriciliğinde genetik, ıslah ve beslenme faktörleri üzerine yapılan çalışmalar neticesinde, hayvanlarda hızlı büyüme ve buna bağlı olarak da metabolizma faaliyetlerinin artmasına neden olmuştur. Neticede hayvanlarda vücut ağırlığı artışı, buna bağlı olarak fazla oranda oksijen tüketimine neden olmaktadır. Fazla oksijen ihtiyacının meydana getirmiş olduğu aktivitenin oluşması kalp ve akciğer organlarının fazla çalışmasına yol açmaktadır. Neticede bu hızlı aktivite sonucunda kalp ve akciğer organlarında fonksiyonel bozukluklar ve buna bağlı olarak kalp ve akciğerlerde su toplanmasına yol açmakta bu da asites denilen sendromun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak da sendromun ileri aşamasında hayvanlarda ölüm meydana gelmektedir. 30

40 Demir vd. (2004) yaptıkları çalışmada, erken dönemde yem kısıtlamasının etlik piliçlerin performansı, asites ve kan elemanları üzerine etkisini araştırmıştır. Bu denemede yapılan yem kısıtlaması kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yem tüketim esasına dayanmıştır ve çalışmada 5 adet deneme yürütülmüştür. Yem sınırlaması, güne kadar yapılmış ve bunlardan 2. ve 3. gruba, kontrol grubunun 24 saatte tükettiği yemin sırasıyla % 25, % 50 oranını verilmiştir. 4. ve 5. deneme gruplarına ise aynı günlerde sırasıyla 8 ve 16 saat yemleme zamanı kısıtlanmıştır. Çalışmanın günler arasında canlı ağırlık artışı ve yem tüketimi bakımından 4. ve 5. gruplarda bir düşüş gözlemiş ve farklıklar önemli bulunmuştur. Buna karşı günler arasında bu farklıklar ortadan kaldırılmıştır. Çalışmanın ve günler arasında yem değerlendirme sayısı bakımından farklıklar önemli bulunmamıştır. Çalışmanın sonunda asitese bağlı ölüm oranı ve RV/TV bakımından gruplar arasında önemli bir fark bulunduğu bildirilmiştir (P<0.05). 16 saat kısıntılı yemlenen grupta asites görülme oranını (RV/TV) önemli düzeyde düşürdüğü saptanmıştır. Khajali ve Dordi (2005) İran da 2100m rakımdaki etlik piliçlerde iki farklı kısıtlı yemleme uygulamasının besi performansı ve asites görülme özellikleri (Serum LDH, RV/TV) üzerine etkilerini inceledikleri çalışmada, her grupta 90 adet olmak üzere toplam 180 adet etlik civciv (Arbor Acre) kullanılmıştır. Kontrol grubuna ad-libitum yemleme uygulanırken diğer gruplara 9, 11 ve 13. günlerlerde 24 saat kısıntılı yemleme programı uygulanmıştır. Kısıntılı yemlenen grupta 42.gün performans özelliklerinde bir azalma gözlenmiş ve kontrol grubuna göre performans kriterleri bakımından önemli farklılıklar saptanmıştır (P<0.05). Buna karşı gruplar arasında asitese bağlı ölüm oranı, serum LDH aktivitesi ve RV/TV değerleri önemsiz bulunmuştur. Hayvanlara verilen yemlerin pelet veya toz formda olması, metabolizmanın hızını yavaşlatmakta ya da hızlandırmaktadır. Pelet yem tüketimi ile asites sıklığı arasında pozitif bir kolerasyon vardır. Pelet yem kanatlıların hızlı büyümesine yol açmakta ve oksijen ihtiyacını artırmaktadır (Ocak 2006). 31

41 Mohepdini vd. (2009) günde 1 ile 8 saat arasında aç bırakma şeklinde uygulanan aralıklı yemleme yönteminin, etlik piliçlerde verimliliği olumlu yönde etkilediğini, yem dönüşüm oranında 0.04 düzeyinde iyileşme ve ölüm oranında % 0.2 lik bir gerilemenin yanı sıra hayvanların kanında hematokrit miktarının azaldığını bildirmişlerdır. Ancak kalp ağırlğı ve RV/TV oranına üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. Aralıklı yemleme ile yemlerin sindirim kanalında kalış süresi, dolayısıyla sindirim dereceleri de artış göstermiştir. Saffar ve Khajali (2010) tarafından yapılan çalışma ile, gün içinde yemleme süresini kısıtlayarak ya da hayvanlara bir gün aç bir gün tok uygulayarak, yapılan erken dönem yem kısıtlamasının etlik piliç verim özellikleri ve asites görülme sıklığı üzerine etkilerini araştırmak amaçlanmıştır. Araştırmanın canlı materyalini 400 adet günlük etlik (Roos-308) erkek civciv oluşturmaktadır. Araştırmada bir kontrol (G1), 5-11 günlük yaşlarda her gün yemleme süresi iki seferde 8 saat (08-12 ve 13-17) kısıtlanan (G2), grubuna ilaveten rasyona probiyotik eklenmiş (G3), 9-11 günlük yaşlarda hayvanlar bir gün ara ile 24 saat kısıtlanan (G4) ve G4 grup gibi rasyonuna probiyotik eklenmiş (G5) olmak üzere toplam 5 grup oluşturulmuştur. Kısıtlanan günler canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma oranları bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar bulunmuş (P<0.05) ve kontrol grubuna göre bir düşük gözlenirken, kesim öncesi bu özelliklere bakımından önemli farklılıklar bulunmamıştır. Buna ters olarak gruplar arasında abdominal yağ bakımından farklılıklar önemli bulunmuş (P<0.05) ve kontrol grubuna göre daha düşüş veriler elde edilmiştir. Çalışmanın sonunda, asitese bağlı ölüm oranı ve RV/TV bakımından gruplar arasında önemli bir fark bulunmadığını bildirilmiştirler (P>0.05). 2.3 Etlik Piliçlerde Kısıntılı Yemlemenin IGF-1 Plazma Konsantrasyonunu Üzerine Etkileri İnsülin Benzeri Büyüme Faktörleri ((IGF) genellikle yerel olarak etki gösteren ve spesifik hücrelerde büyümeyi uyaran, primer aminoasit dizilimleri birbirlerine ve insan proinsüline benzeyen küçük peptidtir. Yapısal ve fonksiyonel olarak growth faktörler ailesi içerisinde yer alır. Kısmen büyüme hormonuna (GH) bağımlı ve GH nın 32

42 anabolik ve mitojenik etkilerinden birçoğuna aracılık eden bir peptid grubudur. IGF-1, büyüme hormonun büyümeyi hızlandırmada major mediatör olarak görev alan ve 7647 dalton ağırlığında küçük bir peptidtir. Postnatal yaşam boyunca dolaşımda anlamlı seviyelerde bulunur ve insüline benzer dozlarda glukoregülatuar ve mitojenik özellik gösterir. Büyüme, birçok hormonun görev aldığı somatotropin hat olarak tanımlanan hormonal bir sistemin kontrolünde karmaşık bir olaydır. Bu olayın kotrolünde ilk sırayı hormonal etkili maddeler, bir başka deyişle endokrin kontrolörler olan GH, IGF-1, insulin, katekolaminler, tiroidi bezi hormonları, glikokortikoidler ve seksüel steroidler alırlar. IGF-1 plazma düzeylerini etkileyen önemli faktörü beslenme durumu olduğu, yetersiz beslenmede kan yoğunlaşmasının düştüğü, özellikle uzun süreli açlıkta GH etkisine direnç oluşturduğu gözlenmiştir (Florini vd. 1997). Büyümenin endokrin kontrolü, büyüme hormonunun merkezi yer tuttuğu sayısız hormonun beraberce etkilediği kompleks bir olayda merkezi yer tutan GH yağ metabolizmasını direkt olarak etkilerken, protein metabolizması üzerindeki anabolik etkisi GH kontrolü altında karaciğerde oluşturulan IGF-1 üzerinden gerçekleştirilir (Şekil 2.1) (Daughaday vd. 1972). Şekil 2.1 Büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktör hattı (Daughaday vd. 1972). 33

43 Hart ve Johnsson (1986), IGF-1 aracılığıyla gerçekleştirilen büyümeyi sağlayıcı GH etkisinin önemli ölçüde protein sentezinin artması, buna bağlı olarak kas dokusundan köken aldığı ve bu olgunun metabolik mekanizmasının hücreye amino asit transportunun artması, protein ve amino asit yıkılımının azalmasıyla gerçekleştirildiği ortaya konmuştur. Tollefsen vd. (1989), IGF ailesi peptidlerinin, embriyonik ve fötal büyüme ile gelişimde önemli bir rol sahip olduğu bildirmiş ve IGF-1 in kas büyümesi ve gelişimi üzerinde başka hormonlara göre daha güçlü olduklarını ispatlamışlardır. IGF-1 in dolaşımdaki düzeyi normal değerlerinin % 50 üzerinde olduğu zaman kemik ve kas büyümesini yaklaşık olarak % 30 arttırdığı bildirilmiştir. McGuinness ve Cogburn (1990), büyüme hormonu yanında IGF-1 in plazma düzeyleri ile büyüme oranı arasındaki ilişkiler incelenmiş ve tüm kanatlılarda hem ırklar arasında hem de ırk içinde büyüme oranı ile plazma IGF-1 düzeyleri arasına bir ilişkinin varlığını saptanmışlardır. Büyüme oranı ile plazma IGF-1 düzeyleri arasında pozitif bir korelasyonun bulunduğunu bildirmelerine karşın, açlık ve beslenme düzeyine göre IGF-1 değişebileceği ve düştüğünü de öne sürmüşlerdir. Kita vd. (1997) yaptıkları bir çalışmada, 1., 2., 3., ve 6. haftalar yem kısıtlamasının (açlığın) leghorn tavukların kanında IGF-1 düzeyleri üzerinde etkisini araştırmıştırlar. Bu çalışmada her hafta 2 gün açlığa maruz kalan hayvanlarda radioimmunoassay yönteminle IGF-1 miktarı incelemişler ve sonunda açlığın IGF-1 miktarını önemli derecede düşürdüğünü ve yaşa bağlı olarak IGF-1 miktarının yükseldığıni bildirmişlerdir. Kita vd. (1998) yaptıkları çalışmada, 6 haftalık yaştaki erkek etlik piliçleri 6 gruba ayırmış ve her altgruba 5 er hayvan yerleştirmişlerdir. 1. gruba sürekli yemleme, diğer 4 gruba 2 gün açlık uyguladıktan sonra tekrar serbest yemleme programı yapılmıştır. Çalışmanın bu aşamasında 1. grup ve diğer 4 gruptan sırasıyla 0, 0.5, 1, 2 ve 6 saat serbest yemleme yapıldıktan sonra kalplerinden kan alınmış ve radioimmunoassay yönteminle IGF-1 miktarı ölçülmüştür. Tüm açlığa maruz kalan gruplarda IGF-1 34

44 düzeylerinde bir düşüş gözlenirken, tekrar serbest yemlemeye döndükten 2 saat sonra yükselmeye başlamış ve 6 saat sonra kontrol grup seviyesine ulaşmıştır. Araştırmacılar beslenme durumu ile IGF-1 düzeylerinde ilişkinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Buyse vd. (2000) etlik piliçlerde metabolik parametreleri belirlenmek amacı ile bir nicel, nitel yem sınırlaması ve serbest yemleme grubu ile deneme yapmışlardır. Denemenin sonunda, uzun zaman aç bırakılan etlik piliçlerde T3 ve IGF-1 in düştüğünü bildirmişlerdir. IGF-1 konsantrasyonun plazmada değişmesinde, tiroit hormonlarının salgılamasınının sorumlu olduğunu bildirmişlerdir. Zhengwei vd. (2001), GH etkisini aracılık eden IGF-1 mutajen bir polipeptiddir ve insulin benzeri nitelikleri ile Insulin-Like Growth Factor (IGF) olarak isimlendirilmiştir. IGF-1 in karaciğerdeki sentezini etkileyen en önemli faktör GH dir ve karaciğerde sentezlenen IGF-1 kan yoluna verilir ve hedef dokuya ulaşır. IGF-1 plazma düzeylerini etkileyen bir diğer faktörü ise beslenme durumu olduğu, yetersiz beslenmede kan konsantrasyonlarının düştüğü, özellikle uzun süreli açlıkta GH etkisine direnç oluşturduğu gözlenmiştir. Kubikova vd. (2001) etçi damızlıkların 13. haftalık yaşında metabolik parametreleri belirlenmek amacı ile bir nicel, nitel yem sınırlaması ve serbest yemleme grubu ile deneme yapmışlardır. Nitel grubunda rasyonda % 30 testere talaşı kullanıp ve nicel gruplarında sırasıyla etçi damızlık firması tarafından önerilen ve onun iki katı açlıkla maruz bırakılmıştır. Denemenin sonunda plazma metabolitlerinin (T3, gulukoz, IGF- 1) birbirleri ile karşılaştırmıştır. Elde edilen veriler, plazmada T3 ve IGF-1 in düştüğünü göstermiştirler. Luger vd. (2001) Son zamanlarda, asites ile tiroid fonksiyonları arasındaki ilişkiyi vurgulamış, ancak kandaki tiroid hormon düzeylerindeki değişmenin asitesin erken teşhisinde kullanılmaya uygun olmadığını belirtmiştir. Dolayısı ile asitesli piliçlerde tiroid hormon düzeyindeki değişimin asites gelişim sürecinin bir parçası mı yoksa asitese neden olan bir etmen mi olduğu henüz aydınlatılmamıştır. 35

45 Kita vd. (2002) bir çalışmada, plazma IGF-1 düzeyi ile besleme durumu arasında ilişkinin olduğunu belirtmek üzere erkek beyaz leghorn tavukları ile deneme yapmıştırlar. Tavuklara 6 haftalık yaşa kadar serbest yemleme programı kullanılıp ve sonra 35 er aynı ağırlıkda olan tavukları denemeye seçilmişlerdir. Bu aşamada tavuklar 7 gruba ayrılmış ve her altgrupba 5 er hayvan yerleştirilmiştir. 1. gruba sürekli yemleme, diğer 6 gruba 2 gün açlık uyguladıktan sonra tekrar serbest yemleme programı yapılmıştır. Denemenin bu aşamasında 1.ve 2. gruptan hemen kan alınmıştır. Diğer 5 gruptan sırasıyla 1, 2, 6, 24 ve 48 saat serbest yemleme yapıldıktan sonra kalplerınden kan alınmış ve radioimmunoassay yönteminle IGF-1 miktarı ölçülmüştür. IGF-1miktarı 1. grupta 20.8, 2. grupta 11.7 ve diğer 5 grupta sırasıla 13.1, 11.0, 13.5, 13.2, 28.9 µg/l saptanmıştır.tüm açlığa maruz kalan gruplarda IGF-1düzeylerinde bir düşüş gözlenirken, tekrar serbest yemlemeye döndükten sonra yükselmeye başlamış ve 6 saat sonra kontrol grup seviyesine ulaşmıştır. Ancak 4. ve 5. grpta IGF-1 miktarı kontrol grup sevıyesini aşmıştır. Bu araştırmacılar, IGF-1 düzeylerı büyümenin ve beslenme durumunun arasında ilişkinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Somatomedinler, büyüme hormonunun uyarıcı etkisiyle karaciğerden ve böbreklerden salıverilirler, konsantrasyonları büyüme hormonu ile ayarlanan transport proteinlerle taşınırlar. İnsülin etkisi ve iyi beslenme, kan somatomedin düzeyini artırır. Serumdaki somatomedinlerin yarı ömürleri, peptit hormonlarınkinden daha uzundur. Somatomedinler, spesifik membran reseptörlerine bağlanarak hormonal etki gösterirler. Somatomedinler, kıkırdak metabolizmasında rol oynarlar, sülfatın kıkırdak içine katılmasını sağlarlar, büyümeyi uyarıcı etki gösterirler, kas ve yağ dokusunda insülin benzeri aktivite gösterirler, hücre çoğalması ile ilgili aktivite gösterirler. Tiroit hormonları normal büyüme ve iskelet gelişimi için önemli bir role sahiptir. Insülin like growth faktör-i (IGF-I) önemli büyüme faktörlerindendir ve tiroit hücrelerin üremesi ve gelişimi için gereklidir. IGF-I, tiroit bezinde fibroblastları, foliküler hücreleri ve endotel hücrelerini uyarır (Kurşunluoğlu 2007). 36

46 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal Hayvan Materyali Bu araştırmada kuluçkadan yeni çıkan günlük yaşta toplam 280 adet Roos-308 erkek etlik civciv kullanılmıştır Yem materyali Araştırmada kullanılan yem ham maddeleri, Şebester Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği nden temin edilmiş ve temel yem karmaları (civciv başlatma, piliç geliştirme ve piliç bitirme), yine aynı çiftlikteki yem ünitesinde hazırlanmıştır. Tüm deneme yemleri hayvanlara toz formda verilmiştir. 3.2 Yöntem Deneme karma yemlerinin hazırlanması ve yapıları Deneme karma yemleri, yem ham maddelerinde yapılan ham besin maddelerinin analiz sonuçları dikkate alınarak, ART-DENGE yönteminin bilgisayar programında hazırlanmıştır (Alarslan 2010). Yem hammaddelerinin kimyasal bileşimine ait değerler çizelge 3.1 de verilmiştir. Araştırmada hayvanlara verilecek rasyonlar Roos- 308 hibrid katoloğunda belirtilen ihtiyaçları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Deneme yemleri yem katkıları, önce yüksek karıştırma kapasiteli mikserde premiks halinde getirilmiş ve daha sonra karma yem mikserine, yemlerin üretimi sırasında karıştırılmıştır. Bu yemlerin yapıları ve kimyasal bileşimi çizelge 3.2 de verilmiştir. Besin maddeleri ile şeker ve nişasta analizleri yapıldıktan sonra yem ham maddelerinin metabolik enerji değerleri aşağıdaki formüle göre hesaplanmıştır (Anonymous 1991). ME (kcal/kg)=53+38[(%hp)+(2.25 %HY)+(1.1 %Nişasta)+(1.05 %Şeker)] 37

47 Çizelge 3.1 Araştırmada kullanılan yem ham maddelerinde saptanan kimyasal bileşimler Bileşimler Mısır Soya küspesi Balık unu Et- ke. unu Bitkisel yağ Metabolik enerji (kcal/kg) Kuru Madde (%) Ham Protein (%) Ham Yağ (%) Ham Kül (%) Ham Sellüloz (%) N'siz Öz M. (%) Sis 1 (%) Lys 1 (%) Met 1 (%) Ca 1 (%) P 1 (%) : Kimyasal bileşim değerlerine göre hesaplanmıştır (Anonymous 2005). 38

48 Çizelge 3.2 Araştırmada kullanılan rasyonların temel yapısı (%) Yem Ham Maddeleri Başlangıç (0-10 gün) Büyütme (11-24 gün) Bitirme (25-49 gün) Mısır Soya küspesi Et-kemik unu Balık unu Bitkisel yağ Mermer tozu DCP DL-Metionin L-Lizin Min + Vit. Kar Tuz Toplam Analitik Değerler ME (Kcal/Kg) Ham Protein Ham Yağ Ham Sellüloz Ca Toplam P Lizin Metionin Met + Sis : vitamin ve mineral ön karmanın 2.5 kg ı I.U. vitamin A, I.U.vitminD3, mg vitamin E, mg vitamin K3, 3.000mg vitamin B1, mg vitamin B2, mg vitamin B6, 40 mg vitamin B12, mg Niasin, mg Kalsiyum D- pantetonat, mg Folik asit, 50 mg Biotin, mg vitamin C, mg Manganez, mg Çinko, mg Demir, mg Bakır, mg Iyot, 500 mg Kobalt, 200 mg Selenyum, mg Molibden içermektedir. 39

49 3.2.2 Deneme gruplarının oluşturulması ve demenin yürütülmesi Bu araştırma, İran, İslami Azad Üniversitesi Şebester birimi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Tavukçuluk Tesislerinde Ekim - Kasım ve Aralık aylarında rakımı 1500 metre olan bir bölgede yürütülmüştür. Bu denemede 4 grup, 5 tekerrür bulunmakta ve her tekerrürde 14 hayvan olmak üzere toplam 280 adet erkek etlik piliç, yetiştirme kafeslerine dağıtılmıştır. Araştırmanın ilk 14.gününde tüm gruplara o dönem için hazırlanan rasyonlar serbest olarak verilmiştir. IGF-1 hormonu bilindiği üzere büyüme ve besin maddelerini metabolizması üzerine doğrudan etki etmekte ve bu fonksiyon büyümenin 2. haftası sonunda salgılanmasının yükselmesiyle bu hormon artmaktadır. Bu dönemde yapılacak bir yem kısıtlamasıyla bu hormonun etkileri kontrol altına alabilmektedir. İşte bu sebeple kısıntılı yemleme uygulamaları 15. gün itibariyle başlatılmıştır. 1.grup her hangi bir kısıntılı uygulamaya gidilmeden serbest yemlenirken, 2.grupta günde 8 saat, 3.grupta 16 saat ve 4.grupta 24 saat (1gün tok 1 gün aç ) yem kısıtlaması programı uygulanmıştır. Kısıtlamanın başlandığı bu dönemde etlik piliç büyütme rasyonu kullanılırken kısıtlama programı 1 hafta (7 gün) sürmüştür. Bu sürenin sonunda yani 22. günde kısıtlamalı yemleme programı son verilerek serbest yemleme programına devam edilmiştir. Denemenin başından sonuna kadar hayvanların önünde devamlı olarak temiz ve taze su bulundurulmuştur. Kuluçkadan çıkışın ardından hemen sonra yem ve su serbest olarak verilmiş; deneme boyunca kümeste 24 saat aydınlatma uygulanmıştır. Kümes içi sıcaklığı ilk hafta 32, 2. hafta 30 C civarında tutulmuş; sonraki her hafta sıcaklık 3 C düşürülerek 22 C ye ulaşılmış ve deneme sonuna kadar da bu sıcaklıkta sabit tutulmuştur. Deneme boyunca hayvanlarda kullanılan aşı çeşitleri, (kuş gribi, newcastel, bronşit) bölge veterinerlik kurumu tarafından belirtilen programa göre 9. günde uygulanmıştır. Deneme gruplardan toplam 40 hayvan olmak üzere, plazma IGF-1 hormonunu belirtmek için 4 sefer kan alınmıştır. Bunların ilki kısıtlamaya girmeden önce (15. gün başında) ikincisi kısıtlamanın bittiği gün (22.gün sonunda ) üçüncüsü serbest 40

50 yemlemeye geçildikten 4 gün sonra (25. günün sonunda) ve dördüncüsü ise kesilmeden önce (48. gün ) alınmıştır. Alınan kanda plazmalar ayrılmış, sonrasında elde edilen örnekler analiz yapılıncaya kadar -30 º C de derin dondurucuda saklanmıştır. Deneme sonunda tüm hayvanlar kesilerek karkas randımanı değerleri elde edilmiştir. Her alt gruptan canlı ağırlığı birbirine ve grup ortalamasına yakın 2 şer adet hayvan kesilip, değişik karkas parçaları; taşlık, karaciğer ve kalp gibi organlar ile abdominal yağ miktarı tespit edilmiştir. Klinik olarak, asites tespiti için gün arasında ölen hayvanların karın bölgesi sıvı miktarı ölçülmüştür. Subklinik olarak ise, hayvanlardan alınan kalpler ikiye bölünerek sağ ventrikül ve toplam ventriküller tartılmıştır Araştırmada incelenen kiriterler ve uygulanan örnek hazırlama işlemleri Performans değerlerinin saptanması Deneme gruplarındaki civcivlerin canlı ağırlık ve yem tüketimleri her hafta sonu aynı saatlerde 6 saat aç tutulduktan sonra tartılıp saptanmıştır. Toplam verilerin yem miktarından, artan yem miktarı çıkartılarak yem tüketimleri belirlenmiştir. Yemden yararlanma değerleri her grup için tüketilen yem miktarının canlı ağırlık artışına oranlanması ile hesaplanmıştır. Yemden yaralanma değerlerinin tespitinde aşağıdaki formül kullanılmıştır. Yemden yaralanma değerleri = Haftalık yem tüketimi (g) / Haftalık canlı ağırlık artışı (g). Deneme süresince ölümler günlük olarak kaydedilip yem tüketimleri hesaplanırken, bu durum göz önüne alınmıştır. 41

51 Kesim sonuçları Denemenin 49. gününde (deneme sonu) her gruptan 10 piliç (her alt grubun ortalama canlı ağırlığına yakın) kontrollü kesim uygulanarak, karkas ağırlığı, karkas randımanı ve abdominal yağ miktarı belirlenmiştir. Kesilen hayvanların tüyleri tüy yolma makinesinde yolunmuş ve elde edilen karkasların sıcak karkas ağırlıkları tespit edilmiştir. Daha sonra karkaslar soğuk hava deposunda + 4 C de 24 saat bekletilmiştir. Bu süre sonunda soğuk hava deposundan alınarak soğuk karkas ağırlıkları belirlenmiştir. Soğuk karkaslarda; but, göğüs, kanat ve diğer kısımların oranları, karkas parçalama esaslarına uygun şekilde saptanmıştır İç organ değerlerinin tespiti İç organların ağırlıkları tespit edilerek, istatistiki analizde canlı ağırlık farkından gelebilecek hatayı elemine için, canlı ağırlığın %' si olarak değerlendirmeye alınmıştır Kesim canlı ağırlığı Denemeye alınan piliçlerin 49. gün sonundaki canlı ağırlıkları hassas terazi ile (20g) tartılarak değerlendirmeye alınmıştır Karkas ağırlığı Etlik piliçler 49. gün kesilip, tüyleri yolunup, iç organları, abdominal yağ, ayak ve başı alındıktan sonra, kalan kısmı değerlendirmeye alınmıştır. 42

52 Karkas randımanı Kesim yapılan piliçlerin iç organları çıkartıldıktan sonra geriye kalan karkasın kesim canlı ağırlığına oranlanmasıyla bulunmuş değerlerdir Taşlık ağırlığı Bezli mide ve oniki parmak bağırsağı ile birleştiği noktadan kesilmiş ve içi boşaldıktan sonra tartılarak tespit edilmiştir. Ağırlık, canlı ağırlığın %' si olarak değerlendirmeye alınmıştır Karaciğer ağırlığı Karaciğer üzerinde bulunan safra kesesi alınarak tartım yapılıp değerlendirmeye alınmıştır. Ağırlık, canlı ağırlığın %' si olarak değerlendirmeye alınmıştır RV/TV oranı ve asites durumu Kesim yapılan piliçlerin kalpleri laboratuvara sevk edilerek Julian (1987) tarafından belirtilen yöntemle işleme tabi tutulmuştur. Kalp örneği üzerindeki kulakçıklar (atriumlar), büyük damarlar ve yağ dokusu kesilerek uzaklaştırılmıştır. Daha sonra kalan alt kısmı dikine ikiye ayrılarak sağ karıncık (RV) ve toplam karıncık (TV) tartıları elde edilip ve buna göre de RV/TV oranı tespit edilmiştir (Şekil 3.1). Elde edilen sonuçlar Julian (1987) tarafından önerilen yönteme göre yorumlanmıştır. 43

53 Şekil 3.1 Ventrikül ölçümlerinin gösterilmesi Kan örneklerin toplanması, IGF-1 ve hematokrit değerinin ölçümü Denemede kanda IGF-1 hormonunun seviyesini belirtmek amacı ile dört kere kan alınmıştır. Bunların ilki kısıtlamaya girmeden önce (15. gün başında) ikinci kısıtlamanın bittiği gün (22. gün sonunda), üçüncüsü serbest yemlemeye geçildikten 4 gün sonra (25. günün sonunda) ve dördüncü ise denemenin bittiği gün (49. gün) alınmıştır. İlk aşamada civcivlerin kalplerinden, diğer aşamalarda kanat altı damardan kan örnekleri toplanmıştır. Alınan kan örnekleri 3500 RPM hızında 15 dakika süreyle santrifüj işlemine tabii tutulup ve plazmalar ayrılmıştır. Sonra elde edilen örnek analize kadar -30 º C derin dondurucuda tutulmuştur. IGF-1 miktarının ölçümü için tüm örnekler derin dondurucudan dışarı çıkarılıp ve oda koşullarına bırakılmıştır. Bu sırada örnekler eriyip, sıvı hale gelmişlerdir. Bu aşamada plazmalar şeyker işlemine tabi tutulup ve IGF-1 hormonun ölçümünde Chicken Insulin like 44

KSÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ KSÜ ARAŞTIRMA FONU PROJE NO: 99/6-26-1 ETLİK PİLİÇLERDE ERKEN DÖNEMDE SINIRLI BESLEMENİN PERFORMANSA ETKİLERİ

KSÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ KSÜ ARAŞTIRMA FONU PROJE NO: 99/6-26-1 ETLİK PİLİÇLERDE ERKEN DÖNEMDE SINIRLI BESLEMENİN PERFORMANSA ETKİLERİ KSÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ KSÜ ARAŞTIRMA FONU PROJE NO: 99/6-26-1 ETLİK PİLİÇLERDE ERKEN DÖNEMDE SINIRLI BESLEMENİN PERFORMANSA ETKİLERİ SONUÇ RAPORU Doç. Dr. Ercan EFE Kahramanmaraş 2000 ETLİK

Detaylı

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI 2.3.2. ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI : Yumurtlama Öncesi Tüy Dökümünün Yumurtacı Tavukların Performansına Etkisi : TUAM -Veteriner Fakültesi Birimi : Metin PETEK*, Faruk BALCI, Hasan BAŞPINAR Yayınlandığı Yer

Detaylı

Etlik Piliçlerde Kısıtlı Yemlemenin Performans Özelliklerine Etkisi [1]

Etlik Piliçlerde Kısıtlı Yemlemenin Performans Özelliklerine Etkisi [1] Kafkas Univ Vet Fak Derg 8 (): -, DOI:.9/kvfd..88 RESEARCH ARTICLE Etlik Piliçlerde Kısıtlı Yemlemenin Performans Özelliklerine Etkisi [] A. Ahad SHADDEL TELLİ * Ömer Faruk ALARSLAN ** Çiğdem ALTINSAAT

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 1. Dünya hayvan üretimi 2. Kanatlı eti üretimi 3. Yumurta üretimi 4. Kanatlı üretiminin geleceği 5. Dünya yem üretimi 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN

Detaylı

JAPON BILDIRCINLARINDA SINIRLI YEMLEMENİN BÜYÜME EĞRİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ. ABDULLAH ÇULFACI Yüksek Lisans Tezi Zootekni Anabilim Dalı

JAPON BILDIRCINLARINDA SINIRLI YEMLEMENİN BÜYÜME EĞRİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ. ABDULLAH ÇULFACI Yüksek Lisans Tezi Zootekni Anabilim Dalı JAPON BILDIRCINLARINDA SINIRLI YEMLEMENİN BÜYÜME EĞRİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ ABDULLAH ÇULFACI Yüksek Lisans Tezi Zootekni Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Metin SEZER 2. Danışman Doç. Dr. Sefa TARHAN 2008 Her hakkı

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hacı Murat KILIÇ BILDIRCINLARDA BÜYÜTME DÖNEMİ SINIRLI YEMLEME UYGULAMASININ YUMURTLAMA DÖNEMİ VERİM ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİ ZOOTEKNİ ANABİLİM

Detaylı

Güz Döneminde Besiye Alınan Hindilerde Askorbik Asit Uygulamasının Besi Performansı ve Bazı Karkas Özelliklerine Etkileri

Güz Döneminde Besiye Alınan Hindilerde Askorbik Asit Uygulamasının Besi Performansı ve Bazı Karkas Özelliklerine Etkileri Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2003) 17(2): 1-8 Güz Döneminde Besiye Alınan Hindilerde Askorbik Asit Uygulamasının Besi Performansı ve Bazı Karkas Özelliklerine Etkileri Taşkın DEĞİRMENCİOĞLU * İbrahim

Detaylı

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği. ET VERİMİ Et verimi kavramı Karkas kalitesi Karkas bileşimini etkileyen faktörler Karkas derecelendirme Karkas parçalama tekniği Et kalitesi 1 Et Verimi Kavramı Et verimi denilince: Genel anlamda; hayvanların

Detaylı

YAZ KOŞULLARINDA ETLİK PİLİÇLERDE GECE-GÜNDÜZ YEMLEMESİ VE AYDINLATMANIN PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ

YAZ KOŞULLARINDA ETLİK PİLİÇLERDE GECE-GÜNDÜZ YEMLEMESİ VE AYDINLATMANIN PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI YAZ KOŞULLARINDA ETLİK PİLİÇLERDE GECE-GÜNDÜZ YEMLEMESİ VE AYDINLATMANIN PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ MEHMET ÖCAL

Detaylı

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama) KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama) -Ders Notu- Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı Adana ADANA-2008 ÖNSÖZ Hayvan beslemenin

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim KONU İLGİ Düvelerin beslenmesi Sütten kesimden tohumlamaya kadar olan dönemde besleme ve yönetimsel pratikler TERCÜME VE DERLEME

Detaylı

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com Broyler Performans ve Besin Değerleri broyler cobb-vantress.com Giriş Bu kitapçık, Cobb500 broylerleri için saha ve karkas hedeflerini ve bunlara ulaşmayı sağlayacak önerileri kapsamaktadır. Kitapçıkta

Detaylı

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğumdan ergin çağa kadar olan büyümedir. Neonatal (yeni doğan) dönemi Infancy (yavru) dönemi Puberty (ergenlik) dönemi Adölesan (gençlik) dönemi Adult (erginlik) dönemi

Detaylı

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri 2017-2018 ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü Kanola

Detaylı

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri Tavukçuluk Araştırma Dergisi 7 (1): 17-22, 2007 Basılı ISSN:1302-3209 - Çevrimiçi ISSN:2147-9003 www.turkishpoultryscience.com Ankara Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde

Detaylı

Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveynlerin Çeşitli Verim Özellikleri

Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveynlerin Çeşitli Verim Özellikleri Tavukçuluk Araştırma Dergisi 9 (1): 5-10, 2010 Basılı ISSN:1302-3209 - Çevrimiçi ISSN:2147-9003 www.turkishpoultryscience.com Ankara Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen

Detaylı

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 01330 Adana Bir ineğin kendisinden beklenen en yüksek verimi

Detaylı

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT ÜRETİMİNİN ZAMANLAMASI İLK BUZAĞILAMA 305 GÜN 60 GÜN İKİNCİ BUZAĞILAMA 365 GÜN SÜT SIĞIRI BESLEMEDE KRİTİK GÜNLER 3

Detaylı

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2002, 39 (2):73-78 ISSN 1018-8851 Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Arzu DUMAN 1 Erdinç DEMİRÖREN

Detaylı

Abalım bir markasıdır

Abalım bir markasıdır KÜÇÜKBAŞ YEMLERİ Abalım bir markasıdır İyi kalite, yüksek verim Ülkemizin önde gelen sanayi topluluğu Abalıoğlu bünyesinde faaliyet gösteren Abalıoğlu Tarımsal Üretim A.Ş., 1969 yılında ülkemizin ilk özel

Detaylı

ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü

ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü 2017-2018 ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü ENERJİ Kanatlılarda Besin Maddesi İhtiyaçları ve Rasyon İçeriğinin Hesaplanması

Detaylı

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi Broyler Damızlık Sürü Yönetimi Hızlı Tüylenen damızlık cobb-vantress.com Giriş Cobb broiler sevk ve idare Kitapçığı, damızlık proramınızı oluşturmak için Cobb damızlık yönetim rehberi ve Cobb karma yem

Detaylı

Farklı Düzeyde Protein ve Enerji İçeren Karma Yemlerin Etlik Piliçlerde Verim Üzerine Etkisi*

Farklı Düzeyde Protein ve Enerji İçeren Karma Yemlerin Etlik Piliçlerde Verim Üzerine Etkisi* Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 2(2): 36-42, 2007 ISSN 1304-9984 Farklı Düzeyde Protein ve Enerji İçeren Karma Yemlerin Etlik Piliçlerde Verim Üzerine Etkisi* Ali ÖZBEK 1 Veysel

Detaylı

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ 2014 2015 YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği 1 YUMURTA TAVUKÇULUĞU Yumurta tavukçuluğu piliçlerde 20.haftadan sonra klavuz yumurta görülmesiyle başlar. Yumurta verimi 23. haftada

Detaylı

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi Broyler Damızlık Sürü Yönetimi Yavaş Tüylenen damızlık cobb-vantress.com Giriş Cobb broiler sevk ve idare Kitapçığı, damızlık proramınızı oluşturmak için Cobb damızlık yönetim rehberi ve Cobb karma yem

Detaylı

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU BROYLERLERİN PERFORMANSI ÜZERİNE SEÇMELİ YEMLEMENİN ETKİSİ

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU BROYLERLERİN PERFORMANSI ÜZERİNE SEÇMELİ YEMLEMENİN ETKİSİ T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU BROYLERLERİN PERFORMANSI ÜZERİNE SEÇMELİ YEMLEMENİN ETKİSİ Prof. Dr. M. Rifat OKUYAN Proje numarası: 2001-07-11-038 Başlama Tarihi: 29/01/2001

Detaylı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı İÇERİĞİ Kanatlı hayvancılık sektörü genetik calışmalar, yem teknolojisi ve beslenme rejimlerindeki bilimsel ilerlemelerle sürekli gelişmektedir. Dünyada artan kaliteli

Detaylı

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ 21-22 Nisan 2015 / İZMİR YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ KANATLI HAYVAN BESLEMEDE DUT YAPRAĞI TOZU VE DUT YAPRAĞI SİLAJI TOZUNUN HAYVAN PERFORMANSI, SERUM PARAMETRELERİ, ET KALİTESİ VE YEM MALİYETİ ÜZERİNE

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Broylerlerde Yaz Mevsiminde Erken Dönem Sıcak ve Yem Çekme Uygulamasının Vücut Sıcaklığı ve Bazı Performans Parametreleri Üzerine Etkileri

Broylerlerde Yaz Mevsiminde Erken Dönem Sıcak ve Yem Çekme Uygulamasının Vücut Sıcaklığı ve Bazı Performans Parametreleri Üzerine Etkileri Erciyes Üniv Vet Fak Derg 4(1) 5-10, 2007 J Fac Vet Med Univ Erciyes 4(1) 5-10, 2007 M.K. TÜRKYILMAZ, Araştırma E. Makalesi FİDAN Research Article Broylerlerde Yaz Mevsiminde Erken Dönem Sıcak ve Yem Çekme

Detaylı

RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER

RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER KAFES YUMURTA TAVUĞU RASYONU Ca % P % Ver. Mik.% HP Yem Mad. HP % ME kcal/kg % ME kcal/kg Ca % P % Mısır 8 3400 0,05 0,3 52,00 4,16 1768,00 0,026 0,156 Arpa 11 2650 0,07

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA

Detaylı

TUJ ERKEK KUZULARIN ENTANSİF ŞARTLARDAKİ BESİ PERFORMANSLARI İLE KESİM VE KARKAS ÖZELLİKLERİ

TUJ ERKEK KUZULARIN ENTANSİF ŞARTLARDAKİ BESİ PERFORMANSLARI İLE KESİM VE KARKAS ÖZELLİKLERİ Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. 28 (1), 64-73, 1997 TUJ ERKEK KUZULARIN ENTANSİF ŞARTLARDAKİ BESİ PERFORMANSLARI İLE KESİM VE KARKAS ÖZELLİKLERİ Muhlis MACİT, Mevlüt KARAOĞLU, Mustafa YAPRAK, Sinan KOPUZLU

Detaylı

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! KONU Yağ Asidi Profillerinin Hayvan Beslemedeki Önemi ve Analizleri İLGİ ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini,

Detaylı

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI I. YARIYIL D. KODU DERİN ADI Z/ Teo. Uyg. Top. Kredi VZD 101 Uzmanlık Alan Dersi Z 8 0 8 0 9 VZD 102 Tez Hazırlık Çalışması Z 0 1 1 0 1 eçmeli Dersler(eçmeli

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi KONU etkisi İLGİ Tamponlanmış organik asit kombinasyonunun broyler performansına Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Beslemede Balık Unu na Alternatif Yemler Bezelye Konsantresi Günümüzde balık yemi formülasyonlarında yaygın olarak kullanılan yukarıda adı geçen bitkisel

Detaylı

Etlik Piliçlerde Su ve Altlığa Kalsiyum Karbonat İlavesinin Kümes İçi Amonyak Konsantrasyonu ve Performansa Etkisi

Etlik Piliçlerde Su ve Altlığa Kalsiyum Karbonat İlavesinin Kümes İçi Amonyak Konsantrasyonu ve Performansa Etkisi Hayvansal Üretim 39-40: 91-97 (1999) Etlik Piliçlerde Su ve Altlığa Kalsiyum Karbonat İlavesinin Kümes İçi Amonyak Konsantrasyonu ve Performansa Etkisi Mehmet Bozkurt 1 Ahmet Alçiçek 2 Metin Çabuk 2 1

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

ENERJİ METABOLİZMASI

ENERJİ METABOLİZMASI ENERJİ METABOLİZMASI Soluduğumuz hava, yediğimiz ve içtiğimiz besinler vücudumuz tarafından işlenir, kullanılır ve ihtiyaç duyduğumuz enerjiye dönüştürülür. Gün içinde yapılan fiziksel aktiviteler kalp

Detaylı

2.3. ZOOTEKNİ VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ 2.3.1. HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

2.3. ZOOTEKNİ VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ 2.3.1. HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 2.3. ZOOTEKNİ VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ 2.3.1. HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI : Saccharomyces cerevisiae Canlı Maya Kültürünün Süt Sığırlarında Süt Verimi ve Bileşenleri İle Bazı

Detaylı

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI VZO-YL

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI VZO-YL T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI VZO-YL 2011 0001 SICAK STRESİ ALTINDAKİ BROİLERLERDE YERLEŞİM SIKLIĞI VE YEM KISITLAMASININ PERFORMANS, KARKAS VE ET KALİTE

Detaylı

RUMİNANTLARDA TELAFİ EDİCİ BÜYÜME. Prof.Dr. Nurettin GÜLŞEN

RUMİNANTLARDA TELAFİ EDİCİ BÜYÜME. Prof.Dr. Nurettin GÜLŞEN RUMİNANTLARDA TELAFİ EDİCİ BÜYÜME Prof.Dr. Nurettin GÜLŞEN GİRİŞ Owens (1995) büyümeyi protein, yağ ve kemiklerin birikimi olarak, Hornick (2000) endokrin sistemin etkisi sonucunda besin maddelerinin kullanılabilirliği

Detaylı

ALİ ÖZBEK YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

ALİ ÖZBEK YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI FARKLI DÜZEYDE PROTEİN VE ENERJİ İÇEREN KARMA YEMLERİN ETLİK PİLİÇLERDE VERİM ÜZERİNE ETKİSİ ALİ ÖZBEK YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ISPARTA - 2006 T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ

Detaylı

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com Broyler Performans ve Besin Değerleri broyler cobb-vantress.com Giriş Bu kitapçık, Cobb5 broylerleri için saha performansları ve karkas randıman hedeflerini ve bunlara ulaşmayı sağlayacak besleme önerilerini

Detaylı

Serpil AKÇAY 1 Ramazan YETİŞİR 2

Serpil AKÇAY 1 Ramazan YETİŞİR 2 Tavukçuluk Araştırma Dergisi 11 (2): 5-9, 2014 Basılı ISSN:1302-3209 - Çevrimiçi ISSN:2147-9003 www.turkishpoultryscience.com Ankara Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Farklı ten Broyler Kuluçkalık Yumurtalarını,

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website.

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website. KATALOG 2017 35 YILDIR TAVUKCULUK SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTERMEKTEYİZ ÜLKEMİZİN PEK ÇOK YERİNE SATIŞLAR BİZİM TARAFIMIZDAN YAPILMAKTADIR. BURSA GÖKÇE KÖY'DEKİ KULUÇKAHANEMİZDE ÖRDEK,HİNDİ,ETLİK VE YUMURTALIK

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ SPORCU BESLENMESİ SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ Yeterli ve dengeli beslenmenin bir sporcunun başarısını garanti etmediği, ancak yetersiz ve dengesiz beslenmenin bazı sağlık problemlerine ve performans

Detaylı

Broiler Damızlık Sürülerinde Kümesler Arasında Horoz Değişiminin Döllülük Oranı Üzerine Etkisi *

Broiler Damızlık Sürülerinde Kümesler Arasında Horoz Değişiminin Döllülük Oranı Üzerine Etkisi * TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2007, 13 (3) 265-268 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Broiler Damızlık Sürülerinde Kümesler Arasında Horoz Değişiminin Döllülük Oranı Üzerine Etkisi * Mete GÜÇBİLMEZ 1 Okan

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) TC MERSİN ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ BİRİMİ PROJE SONUÇ RAPORU Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) 2009-6 Belirli Oranlarda Nükleotid Katkılı Yemlerle Beslenen Alabalıklarda (Onchorynchus mykiss

Detaylı

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016 DAMIZLIK ROSS 308 BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016 Giriş Bu kitapçık; Ross 308 (yavaş tüylenen) damızlık sürüleri için beslemeye ilişkin tavsiyeler içermektedir ve Ross Damızlık Sevk-İdare

Detaylı

www.akuademi.net [XV. ULUSAL SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU, 01 04 Temmuz 2009, Rize]

www.akuademi.net [XV. ULUSAL SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU, 01 04 Temmuz 2009, Rize] ERZURUM İLİNDEKİ TÜKETİCİLERİN SU ÜRÜNLERİ TÜKETİM ALIŞKANLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Pınar OĞUZHAN 1 * Simay ANGİŞ 1 Muhammed ATAMANALP 1 1 Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Anabilim Dalı.

Detaylı

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME Dönemsel Besleme Sağmal ineklerin besin madde ihtiyaçları; laktasyon safhası, süt verimi, büyüme oranı ve gebelik durumuna bağlı olarak değişim göstermektedir. Bu açıdan

Detaylı

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi Halim İbrahim ERBAŞ Nadir BAŞÇINAR Mehmet KOCABAŞ Şebnem ATASARAL

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ HIZLANDIRILMIŞ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU KULUÇKADAN ÇIKIŞ SONRASI YEME GEÇİŞ SÜRESİNİN ETLİK CİV

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ HIZLANDIRILMIŞ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU KULUÇKADAN ÇIKIŞ SONRASI YEME GEÇİŞ SÜRESİNİN ETLİK CİV TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ HIZLANDIRILMIŞ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU KULUÇKADAN ÇIKIŞ SONRASI YEME GEÇİŞ SÜRESİNİN ETLİK CİVCİVLERİN METİYONİN GEREKSİNİMİ, PERFORMANS VE SİNDİRİM

Detaylı

SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR. Süt ineklerinin beslenmesini başlıca 4 dönemde incelemek mümkündür.

SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR. Süt ineklerinin beslenmesini başlıca 4 dönemde incelemek mümkündür. SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR Süt ineklerinin beslenmesini başlıca 4 dönemde incelemek mümkündür. 1. Birinci Dönem: Doğumu takiben süt veriminde hızlı bir artışın görüldüğü dönemdir.

Detaylı

JAPON BILDIRCINLARINDA CANLI AĞIRLIK İÇİN YAPILAN İKİ YÖNLÜ SELEKSİYONUN VE CİNSİYETİN KARKAS VE BAZI ORGAN AĞIRLIKLARINA ETKİLERİ

JAPON BILDIRCINLARINDA CANLI AĞIRLIK İÇİN YAPILAN İKİ YÖNLÜ SELEKSİYONUN VE CİNSİYETİN KARKAS VE BAZI ORGAN AĞIRLIKLARINA ETKİLERİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2006, 19(2),185-189 JAPON BILDIRCINLARINDA CANLI AĞIRLIK İÇİN YAPILAN İKİ YÖNLÜ SELEKSİYONUN VE CİNSİYETİN KARKAS VE BAZI ORGAN AĞIRLIKLARINA ETKİLERİ Halil

Detaylı

Filiz AKDAĞ* The effect of slaughter age on slaughter and carcass characteristics in indigenous water. buffaloes

Filiz AKDAĞ* The effect of slaughter age on slaughter and carcass characteristics in indigenous water. buffaloes YERLİ IRK MANDALARDA KESİM YAŞININ KESİM VE KARKAS ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Filiz AKDAĞ* The effect of slaughter age on slaughter and carcass characteristics in indigenous water buffaloes Summary: This

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

Proje Adı: Farklı Kompozisyona Sahip Meralarda Serbest Yetiştirilen Yumurta Tavuklarının Performans ve Kalite Parametrelerinin Ölçülmesi

Proje Adı: Farklı Kompozisyona Sahip Meralarda Serbest Yetiştirilen Yumurta Tavuklarının Performans ve Kalite Parametrelerinin Ölçülmesi Proje Adı: Farklı Kompozisyona Sahip Meralarda Serbest Yetiştirilen Yumurta Tavuklarının Performans ve Kalite Parametrelerinin Ölçülmesi Proje No: NKUBAP.00.24.AR.12.07 Farklı Kompozisyona Sahip Meralarda

Detaylı

Oğlaklarda Süt Tüketimi Kısıtlamasının Besleme Maliyetine Etkisi. The Effects On Restrictions Of Milk Intake On Feeding Costs In Goat Kids

Oğlaklarda Süt Tüketimi Kısıtlamasının Besleme Maliyetine Etkisi. The Effects On Restrictions Of Milk Intake On Feeding Costs In Goat Kids Oğlaklarda Süt Tüketimi Kısıtlamasının Besleme Maliyetine Etkisi G. Mısır 1, C.Tölü, B. Coşkun, H. I. Akbağ 1 Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Bölümü-Yalova E-posta:

Detaylı

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ 1. GİRİŞ Beyaz et insan beslenmesinde besin değeri açısından tartışılmaz bir öneme ve yere sahiptir. Tavuk eti; uluslararası terminolojide Kanatlı Eti kavramı içinde değerlendirilmektedir.

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

Etlik Piliçlerde Öğün Yemleme Uygulamalarının Performans, Bazı Kan Parametreleri ve Korku Davranışı Üzerine Etkileri

Etlik Piliçlerde Öğün Yemleme Uygulamalarının Performans, Bazı Kan Parametreleri ve Korku Davranışı Üzerine Etkileri Hayvansal Üretim 54(2): 5-9, 2013 Araştırma Makalesi Etlik Piliçlerde Öğün Yemleme Uygulamalarının Performans, Bazı Kan Parametreleri ve Korku Davranışı Üzerine Etkileri Zümrüt Açıkgöz, Özge Altan, Figen

Detaylı

Saanen ve Saanen Melezi Erkek Oğlakların Besi Performansları*

Saanen ve Saanen Melezi Erkek Oğlakların Besi Performansları* Saanen ve Saanen Melezi Erkek Oğlakların Besi Performansları* O. Karadağ 1 E. Köycü 2 1 Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsü, Bandıma, Balıkesir 2 Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni

Detaylı

1.1. Sığırlarda Büyüme ve Gelişme

1.1. Sığırlarda Büyüme ve Gelişme 1 1. GİRİŞ Sığır yetiştiriciliğinin ülke ekonomisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. 2004 yılı istatistiklerine göre Türkiye 10 548 000 baş sığır varlığı ile sığır sayısı bakımından dünyada 25. sırada

Detaylı

Ebeveyn Sürüsü 2. Basım

Ebeveyn Sürüsü 2. Basım Ebeveyn Sürüsü 2. Basım W-36 KAHVERENGİ Performance Performans Standartları Standards Manual Kitapçığı Performans Özeti Dişilerde Yaşama Gücü, 1. 18. Haftalar % 94 Dişilerde Yaşama Gücü, 19. 75. Haftalar

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI 2.1.3. FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI : Bursa Bölgesindeki Holstein İneklerde Kuru Dönem ve Laktasyonun Çeşitli Evrelerinin Bazı Kan Parametrelerine Etkisi : - İşbirliği Yapan Kuruluş(lar) : - : Nurten GALİP*,

Detaylı

Farklı Besleme Yöntemlerinin Hindilerde Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışına Olan Etkilerinin Belirlenmesi

Farklı Besleme Yöntemlerinin Hindilerde Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışına Olan Etkilerinin Belirlenmesi Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 6(2): 151-156, 2016 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

Broiler Diyetlerinde Enerji : Protein Oranları. Prof. Julian Wiseman Hayvansal Üretim Profesörü Nottingham, Birleşik Krallık

Broiler Diyetlerinde Enerji : Protein Oranları. Prof. Julian Wiseman Hayvansal Üretim Profesörü Nottingham, Birleşik Krallık Broiler Diyetlerinde Enerji : Protein Oranları Prof. Julian Wiseman Hayvansal Üretim Profesörü Nottingham, Birleşik Krallık Giriş: Enerji (E) ve Proteinin (P) önemi E : P oranları E : P oranı nasıl manipüle

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT. .... YILI KURS PLANI KURS MERKEZİNİN ADI ALAN ADI KURSUN ADI KURSUN SÜRESİ AY HAFTA GÜNLER DERS SAATİ KONULAR. AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ 18 SAAT MODÜL VE YETERLİLİK MODÜL SÜRESİ TOPLAM SÜRE BAŞLAMA TARİHİ

Detaylı

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Kahverengi Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Kahverengi Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri çuluk Araştırma Dergisi 7 (1): 10-16, 2007 ISSN:1302-3209, www.turkishpoultryscience.com Ankara çuluk Araştırma İstasyonu Ankara çuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Kahverengi cı Ebeveyn ve Hibritlerin

Detaylı

NIRLINE. NIRLINE Amino Asit Analizleri İle Ekonomik Üretim Yaparak Gıda Kalitenizi Arttırın!

NIRLINE. NIRLINE Amino Asit Analizleri İle Ekonomik Üretim Yaparak Gıda Kalitenizi Arttırın! Amino Asit Analizleri İle Ekonomik Üretim Yaparak Gıda Kalitenizi Arttırın! KONU İLGİ Kanatlı beslemede amino asit, sindirilebilir amino asit parametrelerinin önemi ve analizleri amino asit analizleri

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ Birlikle el ele, hayvancılıkta daha ileriye... Mehmet Ak Ziraat Mühendisi Sorumlu Müdür 048 9 4 www.burdurdsyb.org www.facebook.com/burdurdsyb Konuya başlamadan önce, yazıda

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar Süt sığırı işletmelerindeki en önemli sorunlarda birtanesi periparturient

Detaylı

Kanatlı Hayvan Hastalıkları

Kanatlı Hayvan Hastalıkları Kanatlı Hayvan Hastalıkları Kanatlı sektörü ile ilgili genel bilgiler 1930 Merkez Tavukçuluk Enstitüsü 1952 Saf ırkların ilk kez ithal edilmesi 1963 Damızlık (Parent stock) ithali 1970 Yatırımlarda artma

Detaylı

1. Keçi eti 2. Et Verimi ve Kalitesi için ıslah

1. Keçi eti 2. Et Verimi ve Kalitesi için ıslah 1. Keçi eti 2. Et Verimi ve Kalitesi için ıslah akin@comu.edu.tr http://akin.houseofpala.com Etin kimyasal içeriği Yaşa, cinsiyete, beslemeye bakılmadan kimyasal yapı da ortalama: %70 su, %18 protein,

Detaylı

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü Proteinler, yağlar ve karbohidratlar balıklar amino asitlerin dengeli bir karışımına gereksinim tarafından enerji

Detaylı

Beyaz Et Kalitesi ve Kanatlı Hayvan Besleme İlişkisi

Beyaz Et Kalitesi ve Kanatlı Hayvan Besleme İlişkisi Beyaz Et Kalitesi ve Kanatlı Hayvan Besleme İlişkisi Prof. Dr. Necmettin CEYLAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı ceylan@agri.ankara.edu.tr Prof.

Detaylı

Kanatlı. Bacillus Amyloliquefaciens in Enzim Aktivitesi

Kanatlı. Bacillus Amyloliquefaciens in Enzim Aktivitesi Bacillus Amyloliquefaciens in Enzim Aktivitesi KONU Bacillus amyloliquefaciens in enzim aktivitesi İLGİ Probiyotik türü olan Bacillus amyloliquefaciens in enzim aktivitesi üzerine yapılan değerlendirme

Detaylı

(A Research on the Effects of Only Barley Ration Added Urea As A Protein Source on the Fattening Performance of Lambs).

(A Research on the Effects of Only Barley Ration Added Urea As A Protein Source on the Fattening Performance of Lambs). TEK YEM ARPA RASYONUNA PROTEİN KAYNAĞI OLARAK ÜRE KATILMASININ KUZULARDA BESİ Lalahan PERFORMANSINA Hay. Araşt. Enst. ETKİLERİ Derg. 1998, ÜZERİNDE 38 (1) 4148 BİR ARAŞTIRMA TEK YEM ARPA RASYONUNA PROTEİN

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 Verim Arzının Zaman İçinde Değişimi Verim Arzının dış görünümü olan iş verimi işin tekrarlanması

Detaylı

Farklı Oksijen İçerikli İçme Sularının Etlik Piliçlerde Bazı Davranış Özelliklerine Etkisi

Farklı Oksijen İçerikli İçme Sularının Etlik Piliçlerde Bazı Davranış Özelliklerine Etkisi Farklı Oksijen İçerikli İçme Sularının Etlik Piliçlerde Bazı Davranış Özelliklerine Etkisi Ecmel DİNÇER, Cemil TÖLÜ, Ali KARABAYIR Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü,

Detaylı