Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma"

Transkript

1 Tralleis Elektronik Dergisi e-tralleis 4 (2015) 1-7 ADÜ Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma Mehmet Hoyraz 1 Ramazan Sezer 1 Mustafa Demirtaş 1 Atakan Koç 1 Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, 09100, AYDIN ESER BİLGİSİ Araştırma Makalesi Tarım Bilimleri Sorumlu yazar: Atakan KOÇ, atakankoc@yahoo.com Yayına Kabul Tarihi: Özet: Ağız sütü yeni doğmuş buzağılar için hayati öneme sahip bir besin maddesidir. Bu çalışmada İzmir in Torbalı İlçesi nde bir işletmeden 2013 Kasım Şubat ayları arasında doğum yapmış 51 baş Siyah Alaca inekten alınan ağız sütü örneklerinde ağız sütü kalitesi (ASK) belirlenmiştir. Ağız sütü bileşenleri ve ağız sütü somatik hücre sayısının değişimini belirlemek amacıyla bu örneklerden rastgele seçilen 17 si analiz edilerek ağız sütü yağ (ASYO), ağız sütü protein (ASPO), ağız sütü laktoz (ASLO), ağız sütü toplam kuru madde (ASTKMO) oranları ile ağız sütü somatik hücre sayısı (ASSHS) belirlenmiştir. İneklerin ASK değerleri 50 mg/ml ile 140 mg/ml arasında değişmiştir (ortalaması, ± mg/ml). ASK üzerine laktasyon sırası etkisi önemsiz bulunmuş, ancak, Log 10ASSHS nin ASK ile olan korelasyonu yüksektir (r=0.62; P>0.05). ASYO, ASPO, ASLO, ASTKMO ve Log 10ASSHS ortalamaları sırasıyla %6.99±0.588, %13.28±0.750, %3.97±0.126, %24.27±0.862 ve 5.95±0.122 (891,251 hücre/ml) dir. Yeni doğmuş buzağıları kaliteli ağız sütü ile beslemek için süt sığırı işletmelerinin tümünde ASK nin belirlenmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Ağız sütü kalitesi, inek, laktasyon sırası, yağ oranı, protein oranı, somatik hücre sayısı A Research on Colostrum Quality and Constituents of Holstein-Friesian Cows Abstract: Colostrum is a vital nutrient for new-born calves. In this study, 51 colostrum samples taken from Holstein- Friesian cows gave birth (between November 2013 and February 2014) on a private dairy cattle farm located in Torbalı county in İzmir were used to determine colostrum quality. Of these, 17 were randomly selected for fat (CFC), protein (CPC), lactose (CLC), and total dry matter (CTDMC) content, as well as colostrum somatic cell count (CSCC) analysis to determine the changes of colostrum constituents and somatic cell count depending on colostrum quality. Colostrum quality varied between 50 mg/ml and 140 mg/ml (mean, ± mg/ml). The effect of parity on colostrum quality was found to be statistically insignificant. However, the correlation coefficient between colostrum quality and Log 10CSCC was determined to be high (r=0.62; P>0.05). Mean values for CFC, CPC, CLC, CTDMC and CSCC were 6.99±0.588%, 13.28±0.750%, 3.97±0.126%, 24.27±0.862% and 5.95±0.122 (891,251 cells/ml), respectively. To feed all newborn calves with high quality colostrum, it is advised to determine colostrum quality on all dairy cattle farms. Key words: Colostrum quality, cow, parity, fat content, protein content, somatic cell count 1

2 Giriş Memelilerde doğum sonrasında üretilen ilk süt ağız sütü ya da kolostrum olarak adlandırılır. Ağız sütü kalitesi (ASK) ve bileşimi türe ve aynı tür içerisinde ırklara göre önemli farklılık gösterir. ASK, içerisinde bulunan bağışıklık proteini miktarına göre değerlendirilmekte ve bağışıklık proteinleri immünoglobulin (Ig) olarak adlandırılmaktadır. Plasentadan yavruya antikor geçişinde plasenta tipinin ve yapısının etkili olduğu, ruminant, domuz ve atlarda gebelik sırasında yavruya antikor geçişinin söz konusu olmadığı, ancak bu türlerde doğum sonrasında üretilen ilk süt olan ağız sütünde bulunan Ig lerin (antikorların) oral yolla geçtiği belirtilerek bu maddelerin pasif bağışıklıkta rol oynadığı ifade edilmiştir (Arda ve ark., 1994; Koç, 2013). Diğer taraftan inek eğer doğuma yakın buzağı ishal aşısı ve enterotoksemi gibi aşılarla (Altuğ ve ark., 2013) aşılanmışsa ve kanında yüksek oranda bağışıklık maddeleri varsa, ASK ve aynı zamanda bağışıklık proteini miktarının da yüksek olacağı vurgulanmıştır (Arda ve ark., 1994). Yeni doğan buzağıların ölümlerinin kandaki antikor miktarı ile yakından ilişkili olduğu belirtilerek (Arda ve ark., 1994; Moran, 2005), doğum sonrasında ineğin ağız sütünde bulunan bağışıklık proteinlerinin büyük moleküller olduğu, bu moleküllerin bütün olarak buzağının vücuduna ince bağırsaklarda bulunan gözenekler tarafından alındığı (Koç, 2013), bu gözeneklerin doğum sonrasındaki yaklaşık 36 saat içerisinde kapanması nedeniyle (Arda ve ark., 1994) ağız sütünün doğum sonrasında kısa süre içerisinde buzağıya içirilmesinin önemli olduğu bildirilmektedir (Moran, 2005). ASK, ineğin yaşı, ırkı, kuru dönemin uzunluğu, buzağılama mevsimi, ağız sütü üretim miktarı, kuru dönem beslemesi, vücut kondisyonu, stres, sürü büyüklüğü ve gebeliğin son döneminde yapılan aşılamalara göre değişiklik göstermektedir (Kaygısız ve Köse, 2007; Kehoe et al., 2007; Collier et al., 2012; Indra et al., 2012; Altuğ ve ark., 2013). Kuruya ayrılmayan hayvanlarda bağışıklık proteini salgılama-biriktirme döneminin olmaması nedeniyle IgG yoğunluğunun ve ASK nin düştüğünü vurgulanmıştır (Collier et al., 2012). Ağız sütü oluşumunun doğumdan gün önce başladığı ve seçici taşıma ve immünoglobulin (Ig) birikmesiyle ve bol miktarda protein, yağ ve karbonhidrat sekresyonuyla birlikte gerçekleştiği bildirilmiştir (Collier et al., 2012). Ig lerin fiziksel, biyolojik, kimyasal ve antijenik özelliklerine göre 5 sınıfa (IgG, IgA, IgM, IgD ve IgE) ayrılabileceği belirtilerek maymun ve fareler dışındaki hayvanlarda IgD nin bulunmadığı ifade edilmiştir (Arda ve ark., 1994). İnek ağız sütünde üç çeşit immunoglobulin (IgG, IgM ve IgA) bulunduğu (Koç, 2013) Ig yoğunluğunun doğumdan 5-10 gün önce pike ulaşıp, IgA ve IgM nin lokal olarak meme bezi içerisine üretilirken, meme salgısındaki IgG nin çoğunun humoral (vücut sıvısı) kaynaklı olduğu bildirilmiştir (Collier et al., 2012). Sığırlarda IgG nin IgG1 ve IgG2 gibi iki çeşidinin bulunduğu belirtilerek, serumda bulunan IgG lerin Arda ve ark. (1994) %50 ye, Indra et al. (2012) %80 e yakınını IgG1 lerin oluşturduğunu belirtmişlerdir. IgG1 in yüksek yoğunluğunun ağız sütünün eşsiz özelliği olduğu ve plazmadan kan-süt bariyerini geçerek ağız sütüne seçici olarak taşındığı, IgG2 nin polimorfonükleer lökosit (PMN) ler tarafından bakterilerin opsonofagositozunda ve antikor-bağımlı PMN hücre toksisitesinde önemli bir rolü bulunduğu ifade edilmiştir (Collier et al., 2012). Ağız sütündeki bağışıklık proteinlerinin %85-90 ını oluşturan IgG nin sistemik 2

3 bağışıklıkta, IgM nin erken bağışıklık ve septisemiden korumada etkili olduğu, IgA nın ise görevinin tam bilinmediği belirtilerek, etkili bir bağışıklık için her üç bağışıklık proteininin bulunması gerektiği ifade edilmiştir (Koç, 2013). Yeni doğan buzağıların yaşamlarının ilk 3-6 saati içerisinde yeterli bağışıklık proteini alması gerektiği belirtilerek, kaliteli ağız sütünün 90 mg/ml den fazla bağışıklık proteini içermesi gerektiği, mg/ml arasında bağışıklık proteini içeren ağız sütünün iyi kalitede, mg/ml bağışıklık proteini içerenlerin orta kalitede, 40 mg/ml den daha az bağışıklık proteini içerenlerin ise kötü kalitede ağız sütü olduğu bildirilmiştir (Moran, 2005; Indra et al., 2012). Buzağıya verilecek ağız sütü miktarının ise doğum sonrasındaki ilk altı saat içerisinde en az 100 mg/ml bağışıklık proteini alacak şekilde kalitesine göre hesaplanabileceği belirtilmiştir (Moran, 2005). ASK yı belirlemede kullanılan Kolostrometrenin antikor yoğunluğu ile yakından ilişkili olan ağız sütü özgül ağırlığını belirlediği bildirilerek (Kaygısız ve Köse, 2007), laktasyon sırasının ASK üzerine etkisini önemli (Kaygısız ve Köse, 2007; Kaygısız ve Bayram, 2007) ve önemsiz (Doğan, 2014) bulan araştırmalar vardır. Kaygısız ve Köse (2007) Siyah-Alaca ineklerin %25 inin, Kaygısız ve Bayram (2007) Esmer ırkı ineklerin %48.7 sinin iyi kalitede ağız sütü ürettiklerini bildirmişlerdir. Diğer taraftan Doğan (2014) Aydın da bir işletmede yetiştirilen 34 baş Siyah-Alaca inekten aldığı ağız sütü örneklerinde kalitenin 50 mg/ml ile 140 mg/ml arasında değiştiğini bildirerek ortalamasının 95.44±3.74 mg/ml bulunduğunu ifade etmiştir. Pensilvenya da 55 süt sığırı işletmesinde ağız sütü içeriğini belirlemek için yapılan bir çalışmada sürü büyüklüğünün ASK ve yönetim uygulamalarını etkilediği, üreticilerin ağız sütü depolama ve besleme zamanı konusunda eğitilmesinin buzağılarda hastalık ve ölüm oranlarının azaltılmasına katkı sağlayacağı bildirilmiştir (Kehoe et al., 2007). Bu çalışmada Siyah-Alaca ineklerde doğum sonrasında ilk sağımda alınan süt örneklerinden ASK nin ve içeriğinin belirlenmesi ve ASK üzerine laktasyon sırasının etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem Araştırmada kullanılan ağız sütü örnekleri İzmir in Torbalı İlçesi nde bulunan ve Siyah Alaca yetiştiriciliği yapan özel bir işletmeden 2013 Kasım ve 2014 Şubat ayları arasında doğum yapmış 51 baş inekten alınmıştır. Ağız sütü alınırken ineklerin laktasyon sıraları da kaydedilmiştir. Tüm ineklerde doğum sonrasında ilk 30 dak da yapılan ilk sağımda alınan ağız sütleri 0.5 L lik pet su şişelerine konulmuş ve kalitesi belirlenene kadar buzdolabının buzluğunda saklanmıştır. Ağız sütü içerisinde bulunan bağışıklık proteinlerinin yoğunluğu ASK nin belirlenmesinde kullanılan bir kriterdir. Kolostrometre, sütün yoğunluğunu belirlemede kullanılan laktodansimetreye benzer bir şekilde ASK yı belirlemektedir. ASK, sığırlar için kullanılan ve mg/ml arasında ölçüm yapan bir kolostrometre (Biogenics-1980 Colostrometer TM ) ile oda sıcaklığında tespit edilmiştir. Ancak araştırmada kullanılan ağız sütlerinden kalitesi 140 mg/ml den yüksek olan 9 baş ineğin ASK sı en üst değer olan 140 mg/ml olarak kabul edilmiştir. ASK nin kolostrometre ile belirlenmesinden sonra rastgele olarak seçilen 17 ağız sütü örneği içerik ve somatik hücre sayısını (SHS) belirlemek için Bentley 150 Milk Analyser ve Somacount 150 cihazları kullanılarak analiz edilmiştir. 3

4 İstatistik Analiz ASK üzerine ineklerin laktasyon sırası ve SHS etkisi ile ASSHS üzerine laktasyon sırası ve ağız süt kalitesi etkisi araştırılmıştır. SHS verileri istatistik analiz öncesinde logaritmik transformasyonu yapılmıştır. ASK, ağız sütü yağ oranı (ASYO), protein oranı (ASPO), laktoz oranı (ASLO), toplam kuru madde oranı (ASTKMO) ve modele kovaryet olarak eklenen ASSHS (Log10ASSHS) ile Log10ASSHS özelliği için modele kovaryet olarak eklenen ASK için istatistik model aşağıdaki gibidir: yij= µ + ai + b(xij- X ) + eij Burada yij: gözlem değerini, µ: genel ortalamayı, ai: laktasyon sırası etkisini (i=1, 2, 3 ve 4+), b: Log10ASSHS nin ASK, ASYO, ASPO, ASLO ve ASTKMO üzerine regresyon katsayısını, Log10ASSHS özelliği için ise ASK nin Log10ASSHS üzerine regresyon katsayısını, : ASK, ASYO, ASPO, ASLO ve ASTKMO için Log10ASSHS ortalamasını, Log10ASSHS için ASK ortalamasını, Xij: ASK, ASYO, ASPO, ASLO ve ASTKMO özellikleri için X Log10ASSHS yi; Log10ASSHS için ASK yi, eij: hata terimini ifade etmektedir. Ayrıca ASK, ASYO, ASPO, ASLO, ASTKMO ve Log10ASSHS arasındaki korelasyon katsayıları da belirlenmiştir. Verilerin analizinde MİNİTAB 13.0 Paket Programı ndan yararlanılmıştır. Bulgular Siyah Alaca ineklerin ASK ve içeriğinin değişimini belirlemeye yönelik olarak yapılan bu çalışmada 51 baş inekten alınan ASK genel ortalaması ±3.356 mg/ml olarak belirlenmiştir. Laktasyon sırasına göre ASK nin değişimi Çizelge 1 de, ASYO, ASLO, ASPO, ASTKMO ve Log10ASSHS nin değişimi ise Çizelge 2 de verilmiştir. ASK üzerine laktasyon sırasının etkisi önemsiz (P>0.05) iken Log10ASSHS etkisi önemli (P<0.05) bulunmuştur. Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü laktasyon sıraları için ASK ortalamaları sırasıyla ±5.79 mg/ml, ±9.02 mg/ml, 96.67±6.13 mg/ml ve ±5.77 mg/ml bulunmuştur. Çizelge 1. Ağız sütü kalitesinin laktasyon sırası ve somatik hücre sayısına (Log 10ASSHS) göre değişimi n S, mg/ml En Küçük En Büyük Laktasyon sırası X ± X Ö.D ± ± ± ± Log 10ASSHS 15.56±7.52* - - Genel Ortalama ± *P<0.05 e göre önemli. Ö.D. Önemli değil, ASSHS: Ağız sütü somatik hücre sayısı 4

5 Çizelge 2. Ağız sütü içeriğinin laktasyon sırası ve somatik hücre sayısına (Log 10ASSHS), Log 10ASSHS nin ise laktasyon sırası ve ağız sütü kalitesine göre değişimi ASYO % ASLO % ASPO % ASTKMO % Log 10ASSHS n Laktasyon sırası X ± S X Ö.D. 7.80± ± ± ±1.47 X ± S X Ö.D. 4.18± ± ± ±0.22 X ± S X Ö.D ± ± ± ±2.00 X ± S X Ö.D ± ± ± ±2.01 X ± S X Ö.D. 5.92± ± ± ±0.248 Log 10ASSHS 1.23± ± ± ± Ağız sütü ±0.08 kalitesi Genel Ortalama ± ± ± ± ±0.122 ÖD: Önemli değil. ASYO: Ağız sütü yağ oranı, ASLO: Ağız sütü laktoz oranı, ASPO: Ağız sütü protein oranı, ASTKMO: Ağız sütü toplam kuru madde oranı ASYO, ASLO, ASPO ve ASTKMO üzerine laktasyon sırası ve Log10ASSHS etkisi önemsizdir (P>0.05). Diğer taraftan Log10ASSHS üzerine ASK etkisi de önemsizdir (P>0.05). ASYO, ASPO, ASLO, ASTKMO ve Log10ASSHS genel ortalamaları sırasıyla %6.99±0.588, %13.28±0.750, %3.97±0.126, %24.27±0.862 ve 5.95±0.122 ( hücre/ml) olarak bulunmuştur. ASK, ASK içeriği ve Log10ASSHS arasındaki fenotipik korelasyonlar Çizelge 3 de verilmiştir. ASK ile Log10ASSHS arasındaki korelasyon yüksek (0.62) ve istatistik olarak önemli (P<0.01) bulunmuş, diğer korelasyonlar ise düşük düzeyde ve istatistik olarak önemsizdir (P>0.05). Çizelge 3. Ağız sütü kalitesi, içeriği ve somatik hücre sayısı (Log 10ASSHS) arasındaki fenotipik korelasyonlar Ağız sütü kalitesi g/l ASYO % ASLO % ASPO % ASTKMO % ASYO, % 0.06 ASLO, % ASPO, % ASTKMO, % Log 10ASSHS 0.62** **: P<0.01 e göre önemli. ASYO: Ağız sütü yağ oranı, ASLO: Ağız sütü laktoz oranı, ASPO: Ağız sütü protein oranı, ASTKMO: Ağız sütü toplam kuru madde oranı Tartışma Bu çalışmada 51 baş ineğin ASK ortalamasının ±3.36 mg/ml bulunması genel olarak bu işletmedeki ineklerin ürettiği ASK ların yeterli olduğu şeklinde değerlendirilebilir. Çünkü Moran (2005) buzağılara içirilecek ASK nın en az 80 mg/ml bağışıklık proteini içermesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu çalışmada ineklerden elde edilen ağız sütü ortalama kalitesi Özhan ve ark. (2001) ve Moran (2005) in belirttikleri iyi kalite sınıfına girmektedir. Diğer taraftan bu çalışmada bulunan ASK ortalaması Doğan (2014) ın bildirdiği değerden (95.44±3.74 mg/ml) daha yüksektir. Ancak, beş inekten alınan ASK sının Moran (2005) in bildirdiği 5

6 kaliteli ağız sütü alt sınırı olan 80 mg/ml nin altında bulunması, buzağıları kaliteli ağız sütü ile beslemek için ASK sının belirlenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Moran (2005) doğum yapan ineklerin hepsinin kaliteli ağız sütü üretmediğini belirterek, ilk sağımda 8 L den fazla süt veren ineklerin ASK nın düşük olacağını ve sadece ilk sağımdan elde edilen ağız sütlerinin kullanılması gerektiğini belirtmiştir. Aynı araştırıcı ayrıca yeni doğan buzağıların tek öğünde 3-4 L ağız sütü ile beslenmelerinin yeterli olacağını bildirirken, Indra et al. (2012) 3-4 öğün halinde ilk gün 6 L ağız sütü vermeyi önermişlerdir. Ayrıca iyi kalitede ağız sütünün heba edilmeyerek bir ya da iki litrelik plastik şişe ya da torbalarda depolanması gerektiği de vurgulanmıştır (Moran, 2005; Kehoe et al., 2007). Bu çalışmada ineklerin %9.8 inin (5 baş) ASK sının 80 mg/ml nin altında 50 mg/ml ye kadar düşmesi Kaygısız ve Köse (2007), Kaygısız ve Bayram (2007) ve Doğan (2014) ın bildirdiklerine benzer olarak ineklerin tamamının kaliteli ağız sütü üretmediklerini göstermektedir. Doğan (2014) Aydın da bir işletmede yetiştirilen 34 baş Siyah-Alaca inekten 8 inin ASK sının 80 mg/ml nin altında bulunduğu bildirmiştir. Bu çalışmada ASK üzerine laktasyon sırasının etkisinin önemsiz bulunması Doğan (2014) ile benzerlik gösterirken, Kaygısız ve Köse (2007) nin Siyah-Alaca, Kaygısız ve Bayram (2007) nin Esmer ırkı sığırlar için bildirdiği sonuçları ile uyumlu değildir. Laktasyon sırasının etkisinin bu çalışmada önemsiz bulunması işletmede sağlık korumaya yönelik alınan önlemlere bağlanabilir. Özellikle genç hayvanların çeşitli hastalıklara karşı aşılanmasının yanında ineklerde gebeliğin sonlarına doğru yapılan kombine ishal aşısı ve enterotoksemi aşısı gibi aşılar ağız sütünde maternal antikor düzeyinin artmasını sağlayarak (Altuğ ve ark., 2013) ASK nin yükselmesine de önemli katkıda bulunduğu söylenebilir. Diğer taraftan bu çalışmada ağız sütünde bulunan ASYO (%6.99±0.59) ve ASLO (%3.97±0.13) oranları Kehoe et al. (2007) den yüksek, ASPO (%13.28±0.75) ise aynı araştırıcıların bildirdiği değerden (%14.9) daha düşüktür. Ağız sütü içerisinde SHS nin normal süte göre daha yüksek bulunması, doğum sonrasında üretilen ilk süt olan ağız sütü miktarının düşük olması nedeniyle birim hacimdeki SHS yoğunluğunun yüksek bulunmasının yanında, ASK sının (bağışıklık proteini miktarının) artmasına paralel olarak meme dokusu bağışıklık mekanizması aktivitesinin de yükseldiği şeklinde yorumlanabilir. Sonuç Buzağıları doğumdan kısa süre sonra ağız sütü ile beslemenin öneminin yanında, verilen ASK de büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmadan da açıkça görüldüğü gibi her ineğin ürettiği ağız sütü yeni doğan buzağıları beslemek için yeterli kaliteye sahip değildir. Sığır işletmelerinde yeterli miktarda bağışıklık proteini almalarının sağlanması için yeni doğmuş buzağıların ilk beslemesi yapılmadan önce ASK nın kolostrometre aracılığı ile belirlenip, beslemenin ASK ya göre yapılması stratejisi benimsenmelidir. Diğer bir deyişle kaliteli ağız sütü üreten ineklerin fazla ağız sütleri depolanarak ASK sı düşük olan ineklerin buzağılarının beslenmesinde kullanılmalıdır. Beklenenin aksine bu çalışmada laktasyon sırasının ASK üzerine etkisinin önemsiz bulunması, işletmede sağlık korumaya yönelik alınan önlemlere bağlanabilirken, ağız sütü içeriği üzerine laktasyon sırası etkisinin önemsiz bulunması veri sayısının az olması nedeniyle yapılacak başka çalışmalarla desteklenmeye ihtiyaç duyulmaktadır. 6

7 Kaynaklar Altuğ, N., Özdemir, R., Cantekin, Z Ruminantlarda koruyucu hekimlik: I. Aşı uygulamaları. Erciyes Üniv. Vet. Fak. Dergisi. 10 (1): Arda, M., Minbay, A., Aydın, N., Akay, Ö., İzgür, M., Diker, K.S İmmunoloji. Medisan Yayın Seri No: 13. Ankara. Collier, R.J., Annen-Dawson, E.L. Pezeshki. A Effects of continuous lactation and short dry periods on mammary funtion and animal health. Animal 6(3): Doi: /S Doğan, Z Siyah-Alaca buzağılarda farklı sütten kesme yaşının büyüme performansı üzerine etkileri. YL Tezi. Adnan Menderes Üniv. Fen Bilimleri Ens. Aydın. Indra, E., Daina, K., Jeļena, Z Analysis of factors influencing immunoglobulin concentration in colostrum of dairy cows. Lucrări Ştiinţifice - Seria Zootehnie, vol. 57, p: Kaygısız, A, Bayram, M İneklerde kolostrum kalitesinin belirlenmesi. Türktarım Tarım ve köyişleri Bakanlığı Dergisi, Kasım-Aralık (178) : Kaygısız, A., Köse, M Siyah Alaca ineklerde kolostrum kalitesi ve kolostrum kalitesinin buzağı gelişme özelliklerine etkisi. Tarım Bil. Der., 13 (4) Kehoe, S.I., Jayarao, B.M., Heinrichs, A.J A survey of bovine colostrum composition and colostrum management practices on Pennsylvania dairy farms. Journal of Dairy Science. 90 : 9 : Koç, A Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ders notları. Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Aydın. Moran, J Calf Rearing: A Practical Guide. Second edition. Landlinks Press, 150 Oxford Street (PO Box 1139) Collingwood, Vic, 3066, Australia. Özhan, M., Tüzemen, N., Yanar, M Büyükbaş Hayvan Yetiştirme. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Ders notu Yayın No : 134. Erzurum. 7

8 Tralleis Elektronik Dergisi e-tralleis 4 (2015) 8-17 ADÜ Diyarbakır İli Arıcılığın Yapısı ve Sorunları Hasan DEMEN 1 Mete KARACAOĞLU 2 Aytül UÇAK KOÇ 3 1. Diyarbakır İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, DİYARBAKIR 2. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, 09100, AYDIN 3. Adnan Menderes Üniversitesi, Koçarlı Meslek Yüksekokulu, 09100, Aydın ESER BİLGİSİ Araştırma Makalesi Tarım Bilimleri Sorumlu yazar: Aytül UÇAK KOÇ, aucak@adu.edu.tr Yayına Kabul Tarihi: Özet: Bu çalışma, Diyarbakır ilinde arıcılığın sosyo-ekonomik yapısı, koloni yönetimindeki uygulamaları, hastalık ve zararlılarla mücadele yöntemleri, koloni kayıpları ve arıcılıkta yaşanan sorunların belirlenmesi için yapılmıştır. Bu amaçla, Diyarbakır Arıcılar Birliği ne üye 432 arıcılık işletmesi koloni sayısı bakımından üç gruba ayrılarak (I. Grup: 1-99 koloniye sahip 19 arıcı, II. Grup: koloniye sahip 44 arıcı, III. Grup: 300 ve üzeri koloniye sahip 15 arıcı) 78 i ile yüz yüze görüşme yapılmıştır. Anket sonuçlarına göre, arıcıların yaş ortalaması 46.4±1.47 yıl, eğitim düzeyi olarak %52-63 ü ilkokul mezunu iken arıcıların %70.5 inin tek gelir kaynaklarının arıcılık olduğu belirlenmiştir. Arıcıların %52 si ana arının yaşını takip ettiğini, %28 i kolonilerin ana arılarını iki yılda bir değiştirdiklerini belirtmişlerdir. Kolonilerini yılda 4 den fazla yer değiştirenlerin oranı ise %44.9 dur. Arıcıların yaklaşık %95 inin varroaya karşı kimyasal mücadele ettiklerini ve %43.59 unun bu parazite karşı yılda dört kereden fazla mücadele ettikleri belirlenmiştir. En yüksek bal verimi 24.53±4.28 kg ile üçüncü grupta, en düşük bal verimi ise 18.41±1.71 kg ile ikinci grupta (P<0.05) elde edilmiş. Diğer taraftan, arıcıların yılında koloni kış kayıpları %30.65 olarak belirlenmiştir. Arıcılar, genellikle koloni yönetimi, hastalık ve zararlılara karşı mücadele, polen, arı sütü ve propolis üretimi konularında kendilerini geliştirmek istediklerini ifade etmişlerdir. Yöredeki arıcıların öne çıkan sorunları arasında konaklama, desteklemelerin yetersizliği, koloni yönetimi ve arıcılığın örgütlü bir yapıdan uzak olmaları olarak sıralanabilir. Anahtar Kelimeler: Anket, Arıcılık, Bal verimi, Koloni kayıpları, Sorunlar, Diyarbakır Beekeeping Structure and Problems in Diyarbakır Province Abstract: In this study, the socio-economic structure of beekeeping in Diyarbakır province, colony management practices, disease and pest control methods, the problems and bee colony losses were determined. For this purpose, 432 members of Diyarbakır Beekeepers Association are divided into three groups (I. Group: 19 beekeepers having 1-99 colonies, II. Group: 44 beekeepers having colonies and III. Group: 15 beekeepers having more than 300 colonies) and 78 of the were chosen for face to face interview. According to the survey results it was determined that the average age of beekeepers is 46.4±1.47 years and as the group proportions 52-63% of them graduated from primary school, and 70.5% of beekeepers stated that their main income source is beekeeping. Fifty-two percent of the beekeepers stated that they record the age of the queen bee, 28% of them stated that they renew the queen bees of their colonies in every two years. The percentage of the replacement frequency of the colonies more than 4 times in a year is 44.9%. About 95% of the beekeepers struggled against to varroa with chemicals, and 43.59% of the them fight against to varroa is more than 4 times in a year. The highest honey yield per colony were determined at the third group and the average was 24.53±4.28 kg, and the lowest honey yield was obtained for the second group with 18.41±1.71 kg (P<0.05). On the other hand, wintering colony looses between 2011 and 2012 was determined to be 30.65%. In general, beekeepers usually want to develop themselves about colony management, struggle against to diseases and pests 8

9 and to produce pollen, royal jelly and propolis. The problems come out among the beekeepers in the region are accommodation, insufficient supports from the government, colony management and lack of organized structure. Key Words: Questionnaire, Beekeeping, Honey yield, Colony losses, Problems, Diyarbakır Giriş Öncelikli amaçları farklı olsa da arıcılığın günümüzde hem gelişmiş refah toplumlarının hem de gelişmekte olan toplumların önemle üzerinde durdukları bir üretim dalı olduğu gözlenmektedir. Gelişmiş ülkelerde arıcılık, arı ürünleri üretim faaliyeti olması yanı sıra öncelikle bitkisel üretimin bir girdisidir. Bitki tozlaşmasındaki etkinliği ile bal arıları bu ülkelerde yoğun tarım teknikleri arasında sayılmakta ve arıcılığa her türlü destek verilmektedir. Toprağa bağımlı olmaması, yatırım ve işletme maliyetlerinin düşük olması, her türlü materyal ve ekipmanın yurt içi kaynaklardan sağlanabilmesi, diğer tarım dallarına kıyasla az işgücü kullanması, ürünlerinin kolayca saklanabilmesi ve değer fiyatla satılabilmesi gibi özellikleri ile arıcılık gelişmekte olan ülkelerde ise kırsal nüfusa iş, gelir ve sağlıklı beslenme olanağı sağlama aracı olarak kabul edilmektedir (Karacaoğlu ve Uçak Koç, 2007). FAO nun 2013 yılı verilerine göre koloni sayısı bakımından ilk sırayı 8 milyon dokuz yüz bin koloni ile Çin alırken, ikinci sırada 6 milyon altı yüz bin koloni ile Türkiye yer alır. Koloni sayıları bakımından ilk sırada yer alan Çin, bal üretiminde de ilk sırada (446 bin ton) yer almakta, Çin i Türkiye (94 bin ton), ABD (67 bin ton) ve Arjantin (59 bin ton) takip etmektedir. Arıcılık, Anadolu insanının kültüründe yer edinmiş geleneksel bir tarımsal faaliyettir. Türkiye nin her yöresinde arıcılık yapılmaktadır. Türkiye de, 1970 li yıllarda iki milyon olan koloni varlığı 2000 li yıllarda dört milyon iki yüz bine, bal üretimi 20 bin tondan 70 bin tona yükselmiştir. Sonraki on beş yıllık süreçte koloni varlığımız milyon daha artmış olmasına karşın bal üretimimiz, iklimde yaşanan dalgalanmalar nedeniyle yıllara göre bin ton arasında değişmiştir. Bu süreçte koloni verimlerinde önemli bir değişiklik olmamış bal verimi kg arasında kalmıştır. Ülkemiz koloni varlığı bakımından dünya ülkeleri içinde ilk sıralarda yer almasına karşın kovan başına bal verimi düşüktür. Arıcılıkta, istenen üretim ve ihracat rakamlarına ulaşılabilmesi için çözülmesi gereken bazı sorunlar olduğu açıktır. Kolonilerin verim azlığının en önemli nedeni, ülkemiz nektar kaynakları ile koloni varlığı arasındaki uyumsuzluktur. Türkiye, birim alana düşen koloni sayısı bakımından sıkıntılıdır (kilometre kareye 7 koloni). Oysa arıcılığı gelişmiş ülkelerde bu oran çok daha azdır (1 in altında). Arıcılığımızın diğer bir önemli sorunu da arıcılık işletmelerinin yapısı ve niteliklerine ilişkin bilgilerin yetersiz olmasıdır. Bal üretimimizin artması ve kovan başına verimin üst sınırlara çıkabilmesi arıcılık için gerekli olan nektar kaynaklarının çoğaltılması ve arıcılığın sistemli tarzda yapılmasına bağlıdır. Türkiye de 1980 li yıllardan başlayarak üniversiteler ve araştırma kurumlarından araştırıcılar, başta arı biyolojisi olmak üzere arı ıslahı, koloni yönetimi, hastalık ve zararlıların tanımlanması ve sağaltılması konularında artan nicelik ve nitelikte çalışmalar yapmaktadır. Yine konu ile ilgili bilim insanları, arıcılıkta faaliyet gösteren işletmelerin sosyo-ekonomik, teknik yapılarına ilişkin veriler ve yayım, bilgiye ulaşma yolları gibi bilgiler değerlendirilmiştir. Bu çalışmalarda, arıcılar genel olarak, nakliye ve konaklama yeri, bal fiyatı, pazarlanması ve finans sorunları, arı hastalık ve zararlılarıyla mücadele yöntemlerinde karşılaştıkları sorunları dile getirmişlerdir. Araştırıcılar ise, arıcıların koloni yönetimindeki eksiklikleri, kayıt tutma, ana arı kullanımı, arı ürünlerinin çeşitlendirilmesi ve ürün pazarlama konularında sorunlar olduğunu belirtmişlerdir 9

10 (Erkan, 1998; Cengiz, 1999; Kösoğlu ve ark., 2000; Yaşar ve ark., 2000; Saner ve ark., 2005; Sıralı ve Doğaroğlu, 2005; Demir, 2007; Günbey, 2007; Ören ve ark. 2010; Uçak Koç ve Karacaoğlu, 2015). Türkiye arıcılığında, TÜİK 2013 yılı verilerine göre koloni varlığı ve bal üretimi bakımından beşinci sırada yer alan Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde toplam 389 bin adet koloniden 5478 ton bal üretilmektedir. Bu çalışmada da Güneydoğu bölgesinin en büyük ili olan Diyarbakır da arıcılığın yapısı, arıcılık işletmelerin sosyal yapısı, teknik arıcılık uygulamaları, pazarlama ve arıcılık sorunlarına yönelik bilgiler üretilecektir. Materyal Yöntem Diyarbakır İl ine bağlı 4 merkez ilçe dahil 15 ilçede Arı Yetiştiricileri Birliği ne üye 432 arıcı, koloni sayılarına göre gruplandırılarak tabakalı tesadüfî örnekleme yöntemine göre belirlenen 78 arıcı çalışmanın deneklerini oluşturmuştur. Koloni sayısı bakımından işletmeler üç gruba ayrılmış, her bir tabakadan kaç işletmenin örneğe çıkacağı tabakalı tesadüfî örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Buna göre; birinci grupta 1 99 koloniye sahip 19 arıcı, ikinci grupta koloniye sahip 44 arıcı, üçüncü grupta 300 ve üzeri koloniye sahip 15 arıcı yer almıştır. Bu arıcılar ile yüz yüze görüşülerek anket soruları sorulmuştur. Arıcılara kişisel, teknik arıcılık bilgileri, pazarlama ve organizasyon ile ilgili 112 soru yöneltilmiştir. Anketler arıcılar ile karşılıklı görüşmeler sonucu doldurulmuş olup, 78 adet anketin tamamı 2012 yılı Mayıs- Ağustos aylarında yapılmıştır. Ankete başlamadan önce, anket sorularının doğru ve anlaşılırlığını test etmek için deneme anketi yapılmış ve böylece meydana gelebilecek olumsuzlukların en aza indirgenmesi sağlanmıştır. Anket verilerinin değerlendirilmesinde oransal dağılımdan yararlanılmıştır. Ayrıca toplanan veriler Microsoft Excel programında değerlendirilmiş ayrıca verilere varyans analizi (Anova) ve Khi kare bağımsızlık testi uygulanmıştır. 10 Bulgular Arıcıların Sosyo-Ekonomik Nitelikleri Bu çalışmada, 78 arıcının yaş ortalaması 46.4±1.47 yıl olarak belirlenirken, 1. grupta 49.8 ± 2.98 yıl, 2. grupta 44.9±1.96 yıl, 3. grupta 46.3±3.36 yıl olarak belirlenmiş, varyans analizi sonucuna göre grupların yaşlarının benzer olduğu belirlenmiştir (Çizelge 1). Ankete katılan arıcıların %60 ı ilkokul mezunu, 78 arıcının %70 i arıcılığın asıl meslekleri olduğunu belirtmelerine karşın, arıcılığı yapma nedeni olarak 3. grup deneklerin çoğunluğu ek gelir sağlama cevabını vermişlerdir. Bu çalışmada arıcılık deneyimleri ortalama 13.8±1.00 yıl olarak belirlenirken, deneyim yılı 1. gruptan 3.gruba doğru artarken (Çizelge 1), gruplar arasındaki fark önemli bulunmuştur (P<0.05). Bu anket çalışmasında arıcılar genel olarak koloni yönetimi, arı hastalık ve zararlıları ve arı ürünleri yetiştiriciliği konusunda kendilerini geliştirmek istediklerini belirtmişlerdir. Teknik Arıcılık Faaliyetleri Diyarbakır İlinde yürütülen bu anket çalışmasında, arıcıların %45 i kayıt tutmadığını yaklaşık %3 ü düzenli olarak kayıt tutuğunu, %52 si ise kovan üstüne ve deftere zaman zaman not aldığını belirtmişlerdir. Yine arıcıların %53 ü ana arının yaşını takip ettiğini belirtirken, ana arıyı yenileme sıklığı olarak %69.2 si ana arıyı 2 yıldan daha uzun bir sürede yenilediğini, %39.74 ü ana arıyı ana arı yetiştiren işletmelerden satın aldığını belirtmiş, bu oran koloni sayıları 300 den fazla olan 3. grupta %60 a kadar yükselmiştir (Çizelge 1). Ana arıyı satın alan arıcıların %32.26 sı ana arı kabulünde sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir. Ankete katılan arıcıların %34.62 si kolonilerini oğul yoluyla çoğalttığını, ü kolonilerini bölerek çoğalttığını belirtmişlerdir. Araştırmada elde edilen verilere uygulanan X² testi sonucu koloni çoğaltma yöntemleri bakımından 2. ve 3. grupların 1. gruptan farklı olduğu saptanmıştır (P<0.05). Ankete katılan arıcıların % 95 i sonbahar beslemesi yaptığını belirtirken gruplar arasında koloni sayıları 150 den fazla olan 3.

11 grubun tamamı sonbahar beslemesi yaptığını belirtmiştir. Arıcıların % 80 inin sonbaharda şeker şurubu ve kek beslemesi yaptığı, %19 unun Kek (Vit.+Antibiyotik) verdiği 2. ve 3. grubun %20 sinin keke antibiyotik ve vitamin kattığını koloni sayısı arttıkça şeker şurubuna vitamin ve antibiyotik katma oranının arttığı belirlenmiştir. Anket çalışmasında, erken ilkbahar beslemesi yaptığını söyleyenlerin oranı %99 dur. Erken ilkbahar döneminde arıcıların %85 i şeker şurubu, %69.23 ü kek, %13 kek (Vit.+Antibiyotik), %13 ü şeker şurubu (Vit.+Antibiyotik), %1.28 i kek (polenli) ile besleme yapmaktadır. Arıcıların hiç biri kolonilere glikoz şurubu vermediğini belirtmişlerdir. Arıcılar son 3 yıl içerisinde ortalama 32 çuval şeker tüketmişlerdir. Koloni başına şeker tüketimi ise 9 kg dır. Koloni sayısı 100 den küçük olan 1. grupta yer alan arıcıların koloni başına şeker tüketimi 12.5 kg, 2. grupta 10 kg ve 3. grupta 6.5 kg olup, 1. ve 2. grup 3. gruptan farklı bulunmuştur (P<0.05). Ankette, koloni kayıplarının 2009 yılından 2012 yılına doğru bir artış gösterdiği ve son yılda üç grupta da koloni kayıplarının yaklaşık %30 olduğu ifade etmişlerdir. Arıcılar, varroayı, yavru hastalıklarını, kireç hastalığını, petek güvesini tanıdığını, arıcıların sadece yarısının arı felci ve nosemayı tanıdığını belirtmişlerdir. Arıcıların büyük çoğunluğu (%90) varroa ile mücadelede kimyasal ilaçlar kullandığını söylemişlerdir. Varroaya karşı mücadeleyi erken ilkbahar-geç sonbaharda yaptığını belirten arıcıların %12.82 si yılda 4 kez, %43.59 u da 4 kereden fazla mücadele ettiklerini belirtmiştir (Çizelge 1). Varroa ile mücadelede yılda 4 ten fazla kimyasal mücadele edenlerin oranı 1. gruptan 3.gruba doğru %31 den %60 a kadar çıkmış, gruplar farklı bulunmuştur (P<0.05). Ankete katılan arıcılara kolonilerini yer değiştirme sıklığı sorulduğunda, sadece 1. grupta %5.26 sı sabit arıcılık yaparken 2. ve 3. gruptaki arıcıların kolonilerini yılda 4 kereden fazla yer değiştirdiği belirlenmiştir. Bu çalışmada, erken ilkbaharda kolonilerin kaç çerçeve arısı olduğu sorusuna arıcıların %72 si 4-6 çerçeve, %18 i 4 çerçeveden az olduğunu, %10 u 7-10 çerçeve olduğunu belirtmişlerdir. Arıcıların %62 si 6-8 çerçeve arı ile kıştan çıktığını belirtmişlerdir. Ankete katılan arıcılar genel olarak 2-3 kez bal hasadı yaptığını, hasada temmuz başlarında başladığını ağustos sonuna kadar devam ettirdiklerini belirtmişler. Diyarbakır da nektarlı bitkilerden ovada üçgül ve sarıdiken (altın diken) Karacadağ eteklerinde ağırlıklı olarak bulunan geveni nektar kaynakları olarak belirtmişlerdir. Bal dışında hangi arı ürünü üretiyorsunuz sorusuna arıcıların %5 i polen, %12 si oğul, %4 ü balmumu, %3 ü ise ana arı üretiyorum cevabını vermiştir. 11

12 Çizelge 1. Gruplara göre arıcıların sosyal yapısı ve koloni uygulamalarına yönelik bilgiler Özellikler 1.grup 2.grup 3.grup Genel (Koloni sayısı <100) (Koloni sayısı: arası) Koloni sayısı >300 N=78 N=19 N=44 N=15 Arıcının yaşı (yıl) 49.8± ± ± ±1.47 Arıcılık deneyimi (yıl) 10.2±1.41 a 13.9±1.40 b 18.1±2.25 c 13.8±1.00 Koloni Sayıları (adet) 59.74±5.02 a ±7.82 b ±19.19 c ±13.95 Ana arıyı satın alanlar (%) a b 60.0 c Ana arı yenileme sıklığı (%) İki Yılda Bir a a b İki Yıldan Fazla a a b Ana arı kabulünde sorun yaşayanlar (%) 0 a b b Ek beslemede katkı Şeker şurubu (Vit.+Antibiyotik) b a 10.0 a yapanlar (%) Kek (Vit.+Antibiyotik) Koloni Kayıpları (%) b a a a a b a a 31.3 a Arılarınızı nasıl çoğaltıyorsunuz Oğul yoluyla b a a Güçlü kolonileri bölerek a b b Satın alarak b 0 a 0 a 3.85 Varroa ile mücadele sıklığı Yılda 4 kez a b 6.67 a Yılda 4 kereden fazla a b 60 c Kolonileri yer değiştirme sıklığı (%) sabit Kez kez kez ve üstü 21.1 a 43.2 b 80.0 c 44.9 Koloni Bal verimleri (kg) 20.95±3.94 ab 18.41±1.71 a 24.53±4.28 b 20.21±1.59 Koloni başına şeker tüketimi (kg) 12.5 b 10 b 6.5 a 9 P<0.05: a,b,c 12

13 Pazarlama ve Organizasyon Faaliyetleri Ankete katılan arıcıların %87 si balı teneke ile, %3 ü kavanoz ile, %10 u da açıkta pazarladığını, üçüncü grup ürettiği balın tamamını teneke ile pazarladığını belirtmiştir. Araştırmada arıcılardan elde edilen verilere uygulanan Khi Kare testi sonucu balı pazarlama yöntemleri bakımından grupların farklı olduğu saptanmıştır (P<0.05). Ankete katılanların %80 i balı tüccara, %10 u birlik, koop. v.b., %8 i köydeki aracıya, %2 si de kendi pazarladığını belirtmiştir. Balın teneke satış fiyatını arıcıların %38 i 200 TL, %44 ü 200 TL den az, %18 i ise 300 TL olarak yanıtlamışlar, ücretini de genel olarak peşin aldıklarını belirtmişlerdir. Ankete katılan arıcıların tümü Arıcılar Birliğine üye olduğunu, devletin verdiği teşviklerden haberdar olduklarını belirtmişlerdir. Arıcılara arıcılığın desteklenmesi için; Devlet ve arıcı birlikleri neler yapmalı sorusuna arıcıların verdiği yanıtlar aşağıda özetlenmiştir. 1. Arıcılara arı ve kovan desteğinin yapılması, 2. Destek miktarlarının arttırılması, koloni desteğinin 8 TL si birlik tarafından kesildiği ve bunun çözülmesi, 3. Arıcıların denetlenmesi, 4. Nektarlı bitki üretiminin artırılması, 5. Balın değer fiyata satılmasının sağlanması, 6. Faizsiz kredi desteğini arttırıp süresinin en az 3 yıl yapılması, 7. Konaklama sorununun çözülmesi, 8. Arıcı örgütlerinin yetiştiricilik konusunda bilgi vermesi 9. Sahte bal ile mücadele edilmesi, 10. Kamu görevlilerinin arıcıların sorunlarına duyarlı olması, 11. Üretilen balların analizini yaparak pazarlama sorununun çözülmesi, Arıcı neler yapmalı neler yapmalı sorusuna ise arıcıların verdiği yanıtlar aşağıda özetlenmiştir. 1. Dürüst davranıp sağlık bal üretmeli, 2. Birlikte hareket edip balı işleyip pazarlayacak işletmeler kurmalı, 3. Balda kalıntı bırakan ilaçları kullanmamalı, 4. Arıcılık ile ilgili eğitimleri talep edip, katılım sağlamalı, 5. Hastalıklarla mücadelede kimyasal ilaç kullanmamalı olarak belirtmişlerdir. Tartışma Bu çalışmada da önceki çalışmalarda belirtildiği gibi (Erkan, 1998; Parlakay ve Esengün, 2005; Günbey, 2007; Tunca ve Çimrin, 2012; Uçak Koç ve Karacaoğlu, 2015) arıcıların yaş ortalaması 40 ın üzerindedir. Ayrıca, araştırmada her on arıcıdan altısının ilkokul mezunu olduğu, babadan kalma bir meslek olması ve aile bireylerinin katkı düzeyleri diğer çalışmalar ile benzerlik göstermiştir (Çiçek ve ark., 1993; Erkan, 1998; Çakmak ve ark., 2003; Günbey, 2007; Pirim ve ark., 2011; Uçak Koç ve Karacaoğlu, 2015). Arıcıların arıcılık deneyimleri 10 yılın üzerinde ve literatür ile uyumludur (Erkan, 1998; Özbilgin ve ark, 1998; Kösoğlu ve ark, 2000; Erkan ve Aşkın, 2001; Şahinler ve Gül, 2003; Parlakay ve Esengül, 2005; Demir, 2007). Arıcıların deneyim yılı arttıkça koloni sayıları da artış göstermiştir. Arıcıların son üç yıldaki koloni sayılarının ortalaması 178.8±13.95 adettir. Ülkemizin farklı illerinde yapılan çalışmalarda ortalama koloni sayıları arasında farklar yüksektir. Bazı araştırıcılar koloni sayısını 50 den az (Çiçek ve ark., 1993; Parlakay ve Esengün, 2005) belirlerken, bazıları adet arasında (Özbilgin ve ark., 1998; Çakmak ve ark., 2003), bazıları da adet arasında (Çelik, 1994; Günbey, 2007) belirlemişlerdir. 13

14 Genel olarak yıllık koloni kaybı ortalaması %22.5, bazı araştırıcıların bulduğu değerden yüksek bulunurken (Uzundumlu ve ark., 2011; Tunca ve Çimrin, 2012; Uçak Koç ve Karacaoğlu, 2015) bazı araştırıcıların bulduğu değerden de düşük bulunmuştur (Aydın ve ark., 2003; Sıralı ve Doğaroğlu, 2005; Kekeçoğlu ve Rasgele, 2013). Son yıllarda tüm dünyada önemini koruyan konulardan birisi de kış kayıplarıdır. Bu çalışmada %13.14 ile %31.3 arasında değiştiği belirlenen koloni kış kayıpları COLOSS un yılı için yayınladığı rapora ve Tunca ve Çimrin (2012) ile benzerlik göstermiştir. Bu çalışmada yıllar arasında koloni kış kaybının farklı bulunması yıllara göre önemli iklimsel farklılıkların görülmesine bağlanabilir. Araştırma sonuçlarına göre, 3. grupta koloni sayıları 300 den fazla olan arıcıların son üç yıllık ortalama bal verimleri 24.53±4.28 kg, genel ortalama ise 20.21±1.59 kg olarak belirlenmiştir. Belirlenen bal verimi (20.21±1.59) ülkemizin bazı yörelerinde yapılan çalışmalardan genel olarak yüksek bulunmuştur (Çiçek ve ark., 1993; Özbilgin ve ark., 1998; Kösoğlu ve ark., 2000; Erkan ve Aşkın, 2001; Uzundumlu ve ark., 2011). Araştırmada arıcıların koloni bal verimlerinin ülke ortalamasından yüksek belirlenmiştir. Bunun nedeni olarak, kolonilerini fazla sayıda yer değiştirmeleri özellikle 3. grubun yılda 8-10 kez kolonilerini yer değiştirmesi olarak gösterilebilir. Arıcılar genel olarak balın toptan teneke fiyatını 200 TL den aza sattıklarını, nakliye ve şeker masrafları düşünüldüğünde oldukça düşük bulduklarını ifade etmişlerdir. Arıcılar balın fiyatının düşük olmasında, sahte bal ve kaçak balın etkisi olabileceği gibi, örgütlü bir yapıya sahip olmamanın da payı olduğunu ifade etmişlerdir. Arı yetiştiriciliğinde ortaya çıkan teknik ve 14 ekonomik sorunların önemli bir kısmı örgütlenme eksikliğinin bir sonucudur. Arıcıların girdi teminin yanında damızlık materyal sağlamada ve üretilen ürünlerin pazarlanmasında üretici örgütlerinin geliştirilmesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Arıcıların önemli sorunları arasında konaklama ve konaklamada arılıkların yakın olması gelmektedir. Bölgeye diğer bölgelerden gelen arıcıların belli zamanlarda çok yoğunlaşması yerli arıcıları sıkıntıya sokmaktadır. Bölge dışından çok sayıda arıcının gelmesi sınırlı sayıdaki nektar kaynaklarını bölüşmelerine, bölge arıcılarının göç sayısının artmasına, kolonilerini daha sık beslemelerine, arılıkların birbirine yakın olması yağmacılık, varroa ve bazı hastalıkların bulaşmasını hızlandırmaktadır. Ayrıca diğer bölgelerden gelen arıcıların balını bu bölgede de satışa sunması bölgedeki bal fiyatlarının aşağıya çekilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle konaklama ile ilgili yönetmelik yeniden düzenlenmeli ve belli bölgede koloni yığılmalarını önlemek için gerekirse sınırlamalar getirilmelidir. Sonuç Türkiye de arıcılık işletmelerinin tanımlanmasına yönelik çalışmalar Aydın ve Muğla dan Van a, Tekirdağ dan Adana ve Mardin e kadar tüm Türkiye yi kapsayacak şekilde yapılmıştır (Kösoğlu ve ark., 2000; Erkan ve Aşkın, 2001; Aydın ve ark., 2003; Çakmak ve ark., 2003; Parlakay ve Esengün, 2005; Kekeçoğlu ve ark., 2007; Pirim ve ark., 2011; Tunca ve Çimrin, 2012; Kekeçoğlu ve ark., 2013). Türkiye deki ekolojik, ekonomik ve sosyal farklara karşın, Türkiye arıcılığı ile ilgili bilgi üretmeye yönelik çalışmalarda ve bu araştırmada da sorulan sorulara alınan yanıtlar, sorunlar ve beklentiler benzer bulunmuştur. Türkiye de koloni sayısının fazlalığı ve yoğun gezgin arıcılık, işletmelerin benzer yapıda ve beklentide olmasının en önemli

15 nedenleri arasındadır. Arıcılar için en önemli sorun, konaklama yeri ve arı nakilleridir. Türkiye de arıcılar ortalama 4-6 kez yer değiştirmektedir. Bu hem yerel arıcılar hem de yerel halk arasında sürtüşmelere yol açmaktadır. Arıcıların diğer en önemli sorunu balın değerlendirilmesinde yaşanan sıkıntılardır. Bu konuda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve ek talep yaratılması konularında arıcı örgütlerinin yetersiz kaldığı söylenebilir. Türkiye de son istatistiklere göre 100 bin ton üretilmektedir. Kişi başına bal tüketimi ise 1 kg ın altındadır. Bal dışsatımı da 5-10 bin ton arasındadır. Bu durum talebe bağlı olarak yıllar itibariyle artan oranda stok sorunu yaratarak bal fiyatlarına yansımaktadır. Son olarak Türkiye gibi önemli bir arıcılık ülkesinde, bal dışında polen, arı sütü, propolis vb. gibi öteki arı ürünleri üretiminin yok denecek kadar az olması bu çalışmada da saptanmıştır. 15

16 Kaynaklar Aydın, L., Çakmak I., Güleğen, E., Korkut M Güney Marmara Bölgesi Arı Hastalık ve Zararlıları Anket Sonuçları. Uludağ Arıcılık Dergisi, 3(1): Cengiz, M.M Erzurum Yöresinde Arıcılığın Yapısal Analizi (Yüksek Lisans Tezi). Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Tekirdağ. Çakmak, İ., Aydın, L., Seven, S., Korkut, M Güney Marmara Bölgesi nde Arıcılık Anket Sonuçları. Uludağ Bee Journal Dergisi, Şubat 2003, Bursa. Çelik, H Kalecik İlçesinde Gezginci Arıcıların Sorunları ve Arıcılıkta Yararlanılan Bilgi Kaynakları Üzerine Bir Araştırma. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Çiçek, A., Yücer, A.A., Karakoyun, H Tokat İlinde Arıcılığın Yeri, Ekonomik Önemi ve Sorunları Üzerine Bir Araştırma. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 10: Demir, Y Mardin İlinde Arıcılığın Yapısal Analizi. Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 2007,Erzurum. Erkan, C., Van ili Bahçesaray ilçesi arıcılık faaliyetleri, Yüzüncü yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Van. Erkan, C., Aşkın, Y Van İli Bahçesaray İlçesinde Arıcılığın Yapısı ve Arıcılık Faaliyetleri Yüzüncü Yıl Üniv Zir Fak Tarım Bil Derg (J. Agric. Sci.), 2001, 11(1):19-28, Van, Günbey, V.S Van İli Gezginci Arıcılık Hareketlerinin Belirlenmesi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Yüksek Lisan Tezi. 2007, Van. Karacaoğlu, M. ve Uçak Koç, A Ege bölgesi arıcılığında kısıtlar ve fırsatlar. Ege Bölgesi Arıcılık Semineri, Şubat 2007, s: Kekeçoğlu, M., Gürcan, E.K., Soysal, M.İ Türkiye Arı Yetişticiliğinin Bal Üretimi Bakımından Durumu. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 4(2): Kekeçoğlu, M., Rasgele, G. P Düzce İli Yığılca İlçesindeki Arıcılık Faaliyetleri Üzerine Bir Çalışma, U. Bee J. February 2013, 13 (1): Kösoğlu M., Karacaoğlu M., Gençer V Aydın İli Karpuzlu İlçesi Arıcılarının Sosyo-Ekonomik Nitelikleri ve Temel Sorunları, Türkiye III. Arıcılık Kongresi. Adana, (Poster). Ören, N., Alemdar, T., Parlakay, O., Yılmaz, H. I., Seçer, A., Güngör, C., Yağar, B., Gürer, B. B Adana İlinde Arıcılık Faaliyetinin Ekonomik Analizi. TEAE Yayın No: 178. Özbilgin, N., Alataş, İ., Balkan, C., Öztürk, A.İ., Karaca, Ü Ege Bölgesi Arıcılık Faaliyetlerinin Teknik ve Ekonomik Başlıca Karakteristiklerinin Belirlenmesi. Menemen, İzmir Parlakay, O., Esengün, K Tokat İli Merkez İlçede Arıcılık Faaliyetinin Ekonomik Analizi ve İşletmecilik Sorunları. GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2005, 22 (1), Pirim, L., Çan, F.M., Sönmez, M.M Bingöl Arıcılık Raporu, Sektörel Araştırmalar Serisi-4,Bingöl. ad/bing%c3%b6l%20ar%c4%b1 c%c4%b1l%c4%b1k%20raporu. pdf. 16

17 Saner, G., Engindeniz, S., Çukur, F., Yücel, B İzmir ve Muğla illerinde faaliyet gösteren arıcılık işletmelerinin teknik ve ekonomik yapısı ile sorunları üzerine bir araştırma, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Yayın No:126, Ankara. Sıralı, R., Doğaroğlu, M Trakya Bölgesi Arı Hastalıkları ve Zararlıları Üzerine Anket Sonuçları. Uludağ Arıcılık Dergisi, 5: Şahinler, N., Gül, A Hatay İlinde Arıcılığın Yapısal Analizi, Sorunları ve Çözüm Önerileri. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 8(1-2): , 2003.Hatay. Tunca Rİ., Çimrin, T., Kırşehir İlinde Bal Aarısı Yetiştiricilik Aktiviteleri Üzerine Anket Çalışması. Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2(2): Uçak Koç, A., Karacaoğlu, M Beekeeping Structure, Problems and Colony Losses in the Aegean Region of Turkey. International Scientific Symposium, Modern Animal Husbandry-Food Safety and Durable Development, İaşi, Romania. October 22 23, Uzundumlu, A.S., Aksoy, A., Işık, H.B Arıcılık İşletmelerinde Mevcut Yapı ve Temel Sorunlar; Bingöl İli Örneği. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg., 42 (1): Yaşar, N., Güler, A., Yesiltas, H. B., Bulut, G., Gökçe, M Karadeniz Bölgesi Arıcılığının Genel Yapısının Belirlenmesi. Arıcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü, Ordu. 17

18 Tralleis Elektronik Dergisi e-tralleis 4 (2015) ADÜ Bal Arılarında (Apis mellifera L.) Ana Arı Maiyet Feromonları Aytül Uçak Koç Adnan Menderes Üniversitesi, Koçarlı Meslek Yüksekokulu, Güney Kampüsü, 09100, Aydın ESER BİLGİSİ Derleme - Tarım Bilimleri Sorumlu Yazar: Aytül Uçak Koç, aucak@adu.edu.tr Yayına Kabul Tarihi: Özet: Bal arılarında ana arı, salgıladığı maiyet feromonları sayesinde etrafında bir grup işçi arının toplanmasını sağlar. Bu işçi arılar ana arıyı yalayarak, besleyerek, onu tımarlayarak ondaki feromonları kendi bünyelerine alırlar. Maiyet feromonları işçi arılardan diğer işçi arılara doğrudan temas ve besin alışverişi ile aktarılır. Maiyeti oluşturan işçi arılar belli aralıklarla sürekli değişir. Ana arının maiyet feromonları 9- oksodekanoik asit, 9- hidroksi dekanoik asit, metil p-hidroksibenzoat, 4-hidroksi-3-metilloksfenietanol, metil oleat, koniferil alkol, palmitil alkol, linoleik asit olarak tanımlanmıştır. Maiyet feromonları genel olarak, işçi arıların ana arıyla ilgilenmesi, işçi arıların kovan içi ve kovan dışı aktivitelerinin yapılması (temizlik, petek yapımı, savunma, nektar ve polen toplama ve yavru yetiştirme vb), işçi arıların yumurtalık gelişiminin engellenmesi, yeni ana arıların koloniye kabulü gibi koloni yaşamının birçok durumunda etkilidir. Bu derlemede, bal arısında ana arının maiyet feromonları ile ilgili bilgilerin derlenerek sunulması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: bal arısı, ana arı, maiyet feromonu, 9-ODA, 9-HDA Retinue Pheromones of Queen in Honeybees (Apis mellifera L.) Abstract: Queen honey bee allows to collect a group of workers her around by way of pheromones. This group constitutes queen retinue. Worker bees constituted retinue take queen s pheromones into their own body by way of licking, feeding or grooming. From retinue worker bees to other workers transfer via food exchange. Retinue worker bees change consistently at regular intervals. Retinue pheromones of queen is defined as (E)-9-oxodec-2- enoic-asid (R) and (S) 9-hydroxydec-2-enoic acid (9-HDA), methyl p-hydroxybenzoate (HOB), 4-hydroxy-3- methoxy-phenylethanol (HVA), methyl oleate, coniferyl alcohol, palmityl alcohol and linoleic acid. Retinue pheromones generally is effective in many cases of colony life such as workers take care of queen bee, doing activities outside and inside of beehive (cleaning, honeycomb construction, defense, nectar and pollen collection and brooding, etc.) the prevention of worker bees ovarian development also the acceptance of the colony of new queen bees. In this review, it will be presented researches about the retinue pheromones from past to present. Key Words: honeybee, queen, retinue pheromone, 9-ODA, 9-HDA Giriş Feromonlar, sosyal böcekler arasında önemli iletişim yollarından biridir (Bortolotti ve Costa, 2014). Bireylerin dış salgı bezlerinden salgılanan feromonlar, aynı türün bireyleri tarafından algılanıp, davranışsal ve fizyolojik olarak değişim meydana getiren kimyasal bileşiklerdir. Bal arılarında feromonlar, çoğunlukla aynı koloninin bireylerini etkilese de farklı kolonilerin üyelerini (alarm feromonu) de etkileyen bazı mesajlar içerir (Free, 1987). Feromonlar, tüm bal arısı kastları arasında, 18

19 ana arı işçi arı, işçi arı işçi arı, işçi arı erkek arı ve ergin arılarla yavrular arasında iletişim sağlar. Bal arısı topluluğunun kompozit yapısı, gelişim süreci boyunca koloni bireyleri arasında birçok koordineli aktivitede ayrıntılı bir iletişime ihtiyaç duyar. Bu karmaşık yapıdaki sosyal yaşamda kilit unsur olan feromonlar, bir yavrunun ergin olma garantisini sağlar. Ayrıca bu feromonlar değişen ve beklenmeyen çevresel şartların da üstesinden gelebilmesi için koloniye öncülük eder. Feromonlar kolonide gelişme, üreme, tarlacılık davranışı, savunma, yönelme gibi birçok aktivitede rol oynarken, koloni yaşamının hemen her aşamasında etkindir (Winston, 1987; Trhlin ve Rajchard, 2011). Bal arılarında da diğer hayvanlardaki gibi iki tip feromon vardır. Bunlardan biri primer (öncül) diğeri de releaser (dağıtımcı) feromonlardır. Öncül feromonlar hem gelişimsel hem de davranışsal değişikliklerin oluşmasında ve kimyasal mesajı kabul eden bireyde tetikleyici, karmaşık ve uzun dönemde etkilidir. Dağıtımcı feromonlar, daha zayıf bir etkiye sahip olup, oluşumu basit ve etkisi geçicidir. Böceklerin tümünde feromonlar, dağıtımcı tipte olup, cinsellik, bir arada toplanma, yayılma, alarm, iz sürme, tanıma gibi fonksiyonları vardır (Ali ve Morgan, 1990). Böcek feromonlarının çoğu, hava akımlarıyla taşınarak antenler tarafından algılanmaktadır. Bal arıları da bu dağıtıcı mekanizmayı alarm ve nasanov feromonunda kullanmaktadır. Benzer şekilde ana arı çiftleşme uçuşunda feromonlarını erkek arılara, oğul salkımında ise işçi arılar birbirlerine mesajı bu yolla iletmektedir (Winston, 1987). Öncül feromonlar ise, koloni öz dengesinin sürdürülmesinde, sosyal harmoninin evrimleşmesinde büyük bir olanak sağlar (Le Conte ve Hefetz, 2008). Tüm işçi arı feromonları dağıtımcı feromonlar olarak dikkate alınırken, ana arı ve yavru feromonları özellikle öncül feromonlar olarak tanımlanır. Ana Arı Maiyet Feromonları Ana arı, koloni fonksiyonlarını düzenleyen temel faktördür. Bu düzenleme, geniş bir şekilde farklı bezler tarafından üretilen ve karmaşık kimyasal bir karışım olan feromonlar yoluyla sağlanmaktadır (Breed, 1981; Moritz ve Crewe, 1988; Breed ve Stiller, 1992). İşçi arılara çekici gelen ana arı feromonları, ana arının etrafında bir topluluk oluşturur. Bu topluluğa ana arı maiyeti veya ana arı heyeti de denir. İşçi arılar, ana arının feromon harmanı sayesinde onun etrafında toplanırken (maiyet davranışı), ana arıya dokunarak ve yalayarak ana arının feromonlarını kendi bünyelerine alırlar. Kolonideki işçi arıların bir kısmı doğrudan ana arıya temas ederek ana arının feromonlarını kendi bünyelerine alırken bir kısmı da kendi aralarında duyarga teması ve besin alış verişi yoluyla ana arı feromonlarıyla buluşurlar ve böylece feromonlar tüm koloni bireylerine dağıtılır (Keeling ve Slessor, 2005). Ana arı maiyet feromonları ise en çok temas yoluyla geçmektedir. Araştırıcılar uçucu bileşenlerin bazılarının hızlıca balmumu tarafından emildiğini (Naumann ve ark., 1991), emilen bileşenlerin hava akımlarıyla yayılması sonucu özellikle acemi genç işçi arıların kovanlarını tanımasında bir işaret olabileceği görüşündeler (Breed ve ark., 1998). Ana arı bileşenleri, işçi arılarda çeşitli fizyolojik ve davranışsal değişikliklere yol açarak, ana arının üreme üstünlüğünün korunması ve sosyal hiyerarşinin kurulması sonucu koloninin öz dengesini sağlarlar. Bu bileşenler işçi arı uyumunun sürdürülmesi, ana arı yetiştirme davranışının baskılanması, işçi arıların yumurtalık gelişiminin engellenmesi ve işçi arı aktivitelerinin (temizlik, petek yapımı, savunma, nektar ve polen toplama ve yavru yetiştirme vb) uyarılmasında etkilidir. Ana arı yaşlandığında, hastalandığında (ana arı feromonu azalır) ya da öldüğünde (ana arı feromonu yok olur) işçi arılar saat içinde genç larvalardan ana arı yetiştirmeye başlar. Ana arı maiyet feromonları, kolonide işçi 19

20 arıların ana arının etrafında toplanmasını onu beslemesi ve tımarlamasını sağlar. Çiftleşme uçuşları boyunca erkek arılar için cinsel çekiciliği, oğul vermeye hazırlanan arıların da bir arada toplanmasını sağlar. Kolonide hızlı bir populasyon artışı sonucu maiyet feromonları koloni bireylerine yeterince ulaştırılamaz (Naumann ve ark., 1993) ve işçi arılar ana arı yetiştirmeye başlar (Winston ve ark., 1991). Uçucu feromon mesajları koloni içinde hava sirkülasyonu ile sürdürülür. Ana arı maiyet feromonları sinerjik bir yapıya sahiptir. Bu nedenle mesajın tam olarak iletilebilmesi için maiyet feromonlarındaki tüm komponentlerin iletilmesi gerekebilir. Ancak tüm komponentler bir birim olarak algılandığında ana arı burada ve fonksiyonel olarak uygun mesajı iletmiş olur (Slessor ve ak., 2005). Ana Arı Maiyet Feromonlarının Tarihsel Gelişimi Ana arı feromonlarıyla ilgili çalışmalar 1960 lı yıllarda başlamıştır. O yıllarda yapılan çalışmalarda, 9 ODA nın ana arının başlıca mandibular feromonu olduğu ve kolonideki fonksiyonel rolleri tanımlanmıştır (Barbier ve Lederer, 1960). Daha sonra, ana arının mandibular bezlerinden salgılanan 9-ODA dan başka, 9-ODA nın 2 enantiyomeri (R) ve (S)- 9- hidroksidekanoik asit (9 HDA) ile metil p- hidroksi benzoat (HOB) ve 4- hidroksi -3- metiloksfeniletanol (HVA) adlı dört bileşen belirlenmiş ve 9-ODA ile birlikte birbiriyle sinerjik etkiye sahip mandibular feromonlar olarak tanımlanmıştır (Slessor ve ark., 1988). Ana arı mandibular feromonlarının, koloni içinde ana arıdan işçi arılara ve işçi arılardan diğer işçi arılara anten, vücut teması ve beslenme vasıtasıyla aktarıldığı Naumann (1991) tarafından bildirilmiştir. Yapılan kimyasal analizlerde ana arıda var olan metil oleat (Wossler ve Crewe, 1999), palmitat, oleat, etil stereat, etil ve metil palmitoleatın metil oleat ile sinerjik olduğu ve ana arı maiyetinde 7 adet esterin etkili olduğu belirtilmiştir (Keeling, 2001). Daha sonra ise, metil oleat, koniferil alkol, palmitil alkol ve linolenik asitin 9-ODA, 9-HDA, HVA ve HOB ile sinerjik etkiye sahip olduğu ve toplam dokuz bileşenin ana arı maiyet feromonlarını (ana arı maiyet feromonları=ana arı mandibular feromonları + metil oleat, koniferil alkol, palmitil alkol, linoleik asit) oluşturduğu bildirilmiştir (Keeling ve ark., 2003). Ayrıca, ana arı tarafından üretilen etil palmitat ın larvalar tarafından da üretildiği ve bunun işçi arıların yumurtalık aktivitesini engelleyen aktif bir aracı olduğu belirtilmiştir (Mohammedi ve ark., 1998). Etil oleatın da ana arıda major bir ester olduğu (Keeling, 2001) ana arı maiyetine katılan işçi arıların gelişiminin düzenlenmesinde etkili olduğu (Mohammedi ve ark., 1996), aynı esteri gezgin feromon olarak tanımlayan Slessor ve ark. (2005) ana arının feromonal yeteneklerinde son derece önemli bir ester olduğunu da belirtmişlerdir. Etil oleat ortalama olarak tarlacı arılarda 45 ng, larvalarda 50 ng (Le Conte ve ark., 1989; Leoncini ve ark., 2004) ve ana arılarda yaklaşık olarak 6300 ng (Keeling, 2001) olarak ölçülmüştür. Etil oleat ve etil palmitatın işçi arıların larvaları tanımasında etkili olduğu (Le Conte ve ak., 1994), bu esterlerin polen toplama davranışını etkilediği belirtilmiştir (Pankiw ve Page, 2001). Ana Arı Maiyet Feromonlarının Koloni Bireyleri Üzerine Etkileri Koloninin üreme ve işçi arı fizyolojisi kısmen ana arı maiyet feromonunun kontrolü altındadır (Pankiw ve ark., 1998). Fischer ve Grozinger (2008) bu feromonların besin depolama yollarını şekillendirdiğini, mandibular feromonla bulaşık işçi arıların aç kaldıklarında daha uzun süre hayatta kaldıkları ve vücut yağ düzeylerinin daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Ana arı maiyetini oluşturan işçi arıların sayısı değişmekle beraber ortalama 8-10 adettir. Yapılan bir gözlemde ana arı hareket halinde iken ana arıya eşlik eden ortalama 6 işçi arı, yumurtlarken 8 işçi arı ve dinlenirken 10 adet işçi arı tespit 20

21 edilmiştir. Ana arı maiyetinin sayısı, ana arının yaşına ve yumurtlama düzeyine göre değişmektedir. Örneğin bir yaşında yumurtlayan bir ana arıya dokunan işçi arı sayısı yaklaşık olarak 8 iken yeni çiftleşen ana arıda 5, bakire ana arının etrafında ise 4 işçi, yaşlanmış ya da haploid yumurta oranı artan ana arının etrafında ise 6 işçi arının bulunduğu belirtilmiştir (Free, 1987). De Hazan ve ark.(1989), bakire ana arılara göre çiftleşmiş ve yumurtlayan ana arılara işçi arıların ilgisinin daha çok olduğunu ve belli yaştan sonra da bu ilginin azaldığını, 0-1 günlük yaştaki ana arıların maiyet grubunun olmadığını, 2-4 günlük yaştaki ana arılar ile orta sayıda işçi arının ilgilendiğini, 5 günlük yaştan 18 aylık yaşa kadar olan ana arıların maiyetindeki işçi arı sayısının diğer yaştaki ana arılara göre daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Richards ve ark., (2007) ise mandibular bez ekstratlarının bakire ve tohumlanmış ana arılarda maiyet davranışı üzerine etkisini araştırmışlar ve yapay tohumlanmış ana arıların mandibular bez ekstratlarının bakire ana arılara göre, çok sayıda erkek arıyla tohumlanan ana arıların 1 erkek arıyla tohumlanan ana arılara göre daha çekici olduğunu belirtmişlerdir. Araştırıcılar bu durumu ana arının çiftleşmesinin, kimyasal bileşenleri salgılaması açısından önemli olarak yorumlamışlardır. Ana arı heyetinde yer alan işçi arılar kısa sürelerle değişmektedir. İşçi arıların yarısından fazlası ana arıyla 30 saniyeden daha az ilgilenirken, bazıları ana arıyla birlikte hareket ederek 41 dakikaya kadar birlikte olmaktadır. Ana arı maiyetini oluşturan işçi arıların yaşı, birkaç saatlikten 36 gün yaşa kadar değişmektedir. Ana arı maiyet arılarının sayısı yumurtlamanın azaldığı ya da neredeyse hiç olmadığı kış aylarında ana arıyla ilgilenen işçi arı sayısı da azalmaktadır. Ana Arı Feromon Miktarları Ana arının feromon miktarının ana arının fizyolojik durumuna göre değiştiği, çiftleşmiş ve yumurtlayan bir ana arının ortalama 200 g (E) 9 -ODA, 80 g (E) 9 - HDA, 20 g HOB ve 2 g HVA salgıladığı bildirilmiştir (Slessor ve ark., 1988; Pankiw ve ark., 1996). Yapılan bir çalışmada bir günlük yaştaki bakire Karniyol ırkı ana arılarda, 9-ODA miktarının oldukça düşük miktarda ( g) olduğu, ana arı 3 günlük yaşa geldiğinde ortalama g a, 5 günlük yaştaki ana arılarda bu miktarın g, 8 günlük yaştaki ana arılarda ise g a kadar yükseldiği bildirilmiştir. Yüksükten yeni çıkmış ana arılarda en düşük iken, 2 yaşında yoğun olarak yumurtlayan ana arılarda ise en yüksek düzeyde olduğu ana arının ilk 8 günlük yaşamı boyunca 9- ODA nın miktarının hızlıca 6.5 kata kadar arttığı, ana arının çiftleşme periyodu ve yumurtlamaya başladığı zaman 9-ODA nın artış oranı yaklaşık olarak iki kat azaldığı belirtilmiştir (Apsegaite ve Skirkevicius, 1999). Engels ve ark. (1997) Karniyol ırkı ana arılarda çiftleşmeden hemen sonra 9 -ODA miktarını 180 g, 3 aylık yaştaki yoğun olarak yumurtlayan ana arıda 190 g olarak bildirmişlerdir. Slessor ve ark. (1990) ise, iki yaşında yumurtlayan ana arılarda 9 -ODA içeriğinin en fazla miktarda salgılandığını ( g) belirtmişlerdir. Apsegaite ve Skirkevicius (1999), bir günlük Kafkas ırkı ana arılarda 9- ODA miktarının 1-19 g, 8 günlük yaşta 5-45 g, 21 günlük yaştakilerde (çiftleştikten sonra yumurtlamaya başladığında) g ve 2 yaşındaki ana arılarda g arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Apsegaite ve Skirkevicius, (1999), 9 -ODA miktarının ırklar arasında (A. m. caucasica, A.m. mellifera, ve A. m. carpatica) oldukça yüksek varyasyon gösterdiğini bildirmiş ve 2 yaşında ana arılarda 9 -ODA miktarını Kafkas ırkında g, Esmer de g, Karpat arısında ise g olarak belirlemişlerdir. Aynı araştırıcılar, bu değerin Kafkas x Esmer melezinde g, Kafkas 21

22 x Karniyol melezinde g, İtalyan x Kafkas melezinde g, Kafkas x Karpat melezinde ise g olduğunu, ancak aralarındaki farklılıkların istatistiki olarak önemli olmadığını belirtmişlerdir. Strauss ve ark. (2008), günlük yaştaki çiftleşmemiş ana arılarda (1. Grup), yine çiftleşmemiş 7 ve 8 günlük yaşta iki gün 5 dakikalık CO2 muamelesi gören ana arılar, erkek arı yumurtası yumurtlamaya başladıktan sonraki 7. günde (2. Grup), doğal çiftleşmiş, yumurtlamaya başladıktan sonraki 7. gündeki ana arılarda (3. Grup), 9-ODA, 9-HDA, HOB, HVA, 10-HDAA ve 10-HDA miktarlarını belirlemişlerdir. Araştırıcılar, toplam 6 bileşeni 1. grupta g, 2. grupta g, 3. grupta ise g olarak belirlemişlerdir. Ana arı maiyet feromonlarının yanı sıra, Gilley ve ark., (2006) kapalı bir erlenmayer içinde gezinen ana arıda E-ßocimene ve feniletanol gibi bazı uçucu bileşenler belirlemişlerdir. Aynı araştırıcılar, bu iki uçucu bileşenin ana arı tarafından salınım miktarının, ana arının çiftleşme ve yumurtlama durumuna, koloni şartlarına ve mevsime göre değiştiğini bildirmişlerdir. Araştırıcılar bakire ana arı, yeni çiftleşmiş ve bir süredir güçlü bir kolonide yumurtlayan ana arıların E-ßocimene miktarını ve bu bileşenin uzun süredir bir kovanda yumurtlayan ana arılarda daha fazla üretildiğini, henüz yeni çiftleşmiş ana arılarda düşük miktarda olduğunu ve bakire ana arı ve işçi arılarda ise salgılanmadığını bildirmişlerdir. Maisonnasse ve ark. (2009) tarafından uçucu primer bir feromon olarak da kabul edilen E-ß-ocimene in işçi arı larvaları tarafından da salgılandığı, özellikle ilk 3 günlük yaşta olanlar tarafından 4-5 günlük yaştaki larvalara göre daha fazla salgılandığı, bu uçucu bileşiğin ergin işçi arıların yumurtalık gelişimini engellediği bildirilmiştir. Doğal çiftleşmiş ve yapay tohumlanmış ana arılar feromonlar bakımından kıyaslandığında yapay tohumlanmış ana arıların mandibular feromon gelişiminin doğal çiftleşmiş ana arılara göre daha geç olduğunu, bu durumun da ana arıların anasız kolonilere kabulünü olumsuz etkilediği bildirilmiştir (Cobey, 2007). Tergal bez salgısının üretilmeye başlaması yapay tohumlanmış ana arılarda çiftleşme uçuşunun eksikliğinden dolayı geciktiği ve ana arının çıkış sonrası 40 güne kadar gecikme eğilimi gösterdiği bildirilmiştir (Smith ve ark., 1993). Sonuç Feromonların sosyo-kimyasal olması, meydana geldiği kimyasal bileşenlerin karmaşık yapısı, bağlamsal ilişkisi ve ayrıca sinerjik olmaları tanımlanmasını ve fonksiyonlarının net olarak ortaya konmasını zorlaştırmaktadır. Bal arısı kolonisinin verimliliği ana arıya bağlıyken ana arının verimliliği de işçi arılara bağlıdır. Ana arı işçi arı arasındaki iletişimi sağlayan feromonlardır. Ana arı maiyetinde işçi arıların ana arı ile ilgilenmesi ana arının maiyet feromonlarını tam olarak salgılamasıyla yakından ilişkilidir. Ana arının yetişme ve gelişme dönemindeki bakım ve besleme koşulları, yeterli erkek arıyla çiftleşmesi gibi faktörler ana arının maiyet feromon salgısını etkilemekte, ana arının egemenlik kurma ve yönetme gücü feromonların yeterli miktarda salgılanmasıyla oluşmaktadır. 22

23 Kaynaklar Ali, M.F., Morgan, E.D Chemical communication in insect communities: A guide to insect pheromones with special emphasis on social insects. Biological reviews of the Cambridge Philosophical Society, 65(3): Apsegaite, V., Skirkevicius, A Content of (E) -9-Oxo-2 decenoic acid in pheromones of honeybees (Apis mellifera L.) queens. Pheromones, 6: Barbier, J., Lederer, E Structure chimique de la substance royale de la reined abeille (Apis mellifera L.). Comptes Rendus de I Académie des Sciences - Series III - Sciences de la Vie, 251: Bortolotti, L., Costa, C Chemical Communication in the Honeybee Society, in: Neurobiology of chemical communication. Mucignat, C. & Caretta Ed. Taylor & Francis Group, Boca Raton, FL. pp Breed, M.D Individual recognition and learning of queen odors by worker honeybees. Proceedings of the National Academy of Sciences, 78, Breed, M.D., Stiller, T.M Honey bee, Apis mellifera, nest mate discrimination: hydrocarbon effects and the evolutionary implications of comb choice. Anim. Behav., 43, Breed, M.D., Leger, E.A., Pearce, A.N., Wang, Y.J Comb effects on the ontogeny of honey bee nestmate recognition. Animal Behaviour, 55: Cobey, S Comparison studies of instrumentally inseminated and naturally mated honey bee queens and factors affecting their performance. Apidologie, 38: , DOI: /apido: De Hazan, M., Lensky, Y. and Cassier, P Effect of queen honey bee (Apis mellifera) ageing on her attractiveness to workers., Comparative Biochemistry and Physiology, 93A: Engels, W., Rosenkranz, P., Adler, A., Taghizadeh, T., Lübke, G. and Francke, W Mandibular gland volatiles and their ontogenetic patterns in queen honey bees, Apis mellifera carnica. Journal of Insect Physiology, 43(4): Fischer, P., Grozinger, C.M Pheromonal regulation of starvation resistance in honey bee workers (Apis mellifera). Naturwissenschaften, 95: Free, J.B Pheromones of Social Bees. Chapman and Hall Lmt. 11 New Fetter Lane, London EC4P4EE, Printed Great Britain at the University Press, pp. 218 Cambridge. Gilley, D.C., DeGrandi-Hoffman,G., Hooper, J. H Volatile compounds emitted by live European honey bee (Apis mellifera L.) queens. Journal of Insect Physiology, 52, Keeling C.I., Isolation and identification of new components of the honey bee (Apis mellifera) queen retinue pheromone. PHD Dissertation, Simon Fraser University, Vancouver. Keeling C.I., Slessor K.N., Higo H.A., Winston M.L New components of the honey bee (Apis mellifera L.) queens retinue pheromone. Proceedings of the National Academy of Sciences, (USA) 100, Keeling C.I., Slessor K.N A scientific note on the aliphatic esters in queen honey bees. Apidologie, 36: Le Conte, Y., Arnold, G., Trouiller, J., Mason, C., Chappe, B., Ourisson, G Attraction of the parasitic mite Varroa to the drone larvae of honey bees by simple aliphatic esters. Science, 245: Le Conte, Y., Sreng, L., Sacher, N., Trouiller, J., Dusticier, G., Poitout, 23

24 S.H Chemical recognition of queen cells by honey bee workers Apis mellifera (Hymenoptera: Apidae). Chemoecology, 5/6:6-12. Le Conte, Y., Hefetz, A Primer pheromones in social Hymenoptera. Annual Review of Entomology, 53: Leoncini, I., Le Conte, Y., Costagliola, G., Plettner, E., Toth, A.L., Wang, M., Huang, Z., Becard, J., Crauser, D., Slessor, K.N., Robinson, G.E Regulation of behavioral maturation by a primer pheromone produced by adult worker honey bee. Proceedings of the National Academy of Sciences, USA 101: Maisonnasse, A., Lenoir, J.C., Costagliola, G., Beslay, D., Choteau, F., Crauser, D., Becard, J.M., Plettner, E., Le Conte, Y A scientific note on E-ß-ocimene, a new volatile primer pheromone that inhibits worker ovary development in honey bees. Apidologie, 40: Mohammedi, A., Paris, A., Crauser, D., Le Conte, Y Effect of aliphatic esters on ovary development of queenlessbees (Apis mellifera L.) Natureissenschaften, 85: Moritz R.F.A., Crewe R.M Chemical signals of queens in kin recognition of honeybees (Apis mellifera L.). Journal of Comparative Physiology, A 164, Naumann, K., Winston, M.L., Slessor, K.N., Prestwich, G.D. and Webster, F.X The production and transfer of honey bee (Apis mellifera L) queen mandibular gland pheromone. Behavioral Ecology and Sociobiology, 29: Naumann, K., Winston, M.L. and Slessor, K.N Movement of honey bee (Apis mellifera L.) queen mandibular gland pheromone in populous and unpopulous colonies. Journal of Insect Behavior, 6: Pain, J., Roger, B., Theurkauff, J Sur l existence d un cycle annuel de la production de pheromone (acide ceto- 9-decene-2oique chez les reines d abeilles (Apis mellifica ligustica Spinola). Comptes Rendus des Seances de la L Academie de Science, Paris, 275, Pankiw, T., Winston, M.L.., Plettner, E., Slessor, K.N., pettis, J.S., Taylor, O.R., Jr Mandibular gland components of European and Africanised honey bee queens (Apis mellifera L.). Journal of Chemical Ecology, 22: Pankiw, T., Huang, Z., Winston, M.L. and Robinson, G.E Queen mandibular gland pheromone influences worker honey bee (Apis mellifera L.) foraging ontogeny and juvenile hormone titers. Journal of Insect Physiology, 44(7 8): Pankiw, T., Page, R.E Brood pheromone modulates honey bee (Apis mellifera L.) sucrose response thresholds. Behavioral Ecology and Sociobiology, 49: Richard, F.-J., Tarpy, D.R., Grozinger, C.M Effects of insemination quantity on honey bee queen physiology. PLOS ONE, 2(10): e980. Slessor K.N., Kaminski L.A., King G.G.S., Borden J.S., Winston M.L Semiochemical basis for retinue response to queen honey bees, Nature 332, Slessor, K.N., Kaminski, L.A., King, G.G.S. and Winston, M.L Semiochemicals of the honey bee queen mandibular glands. Journal of Chemical Ecology,16: Slessor K.N., Winston M.L., Le Conte, Y Pheromone communication in the honeybee (Apis mellifera L.). Journal of Chemical Ecology, 31(11):

25 Smith R.K., Spivak M., Taylor O.R., Bennett C., Smith M.L Maturation of tergal gland alkenes profiles in European honey bee queens, Apis mellifera L., Journal of Chemical Ecology. 19, Strauss, K., Scharpenberg, H., Crewe, R.M., Glahn, F., Foth, H. and Moritz, R.F.A The role of the queen mandibular gland pheromone in honey bees (Apis mellifera): Honest signal or suppressive agent? Behavioral Ecology and Sociobiology, 62: Trhlin, M., Rajchard, J Chemical communication in the honey bee (Apis mellifera L.): A review. Vet Med-Czech, 56(6): Winston, M.L The Biology of the Honey Bee. Cambridge, MA: Harvard University Press. Winston, M.L., Higo, H.A., Colley, S.J., Pankiw, T., Slessor, K.N The role of queen mandibular pheromone and colony congestion in honey bee (Apis mellifera L.) reproductive swarming (Hymenopthera: Apidae). Journal of Insect Behaviour, 4: Wossler, T.C., Crewe, R.M Mass spectral identification of the tergal gland secretions of female castes of two African honey bee races (Apis mellifera) Journal of Apicultural Research, 38:

26 Tralleis Elektronik Dergisi e-tralleis 4 (2015) ADÜ Organik Tarım ve Ege Bölgesinde Faaliyet Gösteren Ticari Firmaların Potansiyeli İlkay YAVAŞ 1*, Hüseyin Nail AKGÜL 2 1 Adnan Menderes Üniversitesi, Koçarlı MYO, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Aydın, 2 Adnan Menderes Üniversitesi, Koçarlı MYO, Makine ve Metal Teknolojileri Bölümü, Aydın ESER BİLGİSİ Derleme Tarım Bilimleri Sorumlu yazar: İlkay YAVAŞ, iyavas@adu.edu.tr Yayına Kabul Tarihi: Özet: Hızlı nüfus artışı gıda ihtiyacını artırmaktadır. Bu da, daha fazla gübre ve kimyasal kullanımına yol açmaktadır. Yoğun girdi kullanımından dolayı, çevre, insan ve hayvan sağlığına olumsuz etkiler gözlenmektedir. Bu olumsuz etkiler ilk olarak Avrupa ülkeleri tarafından fark edilmiş ve ekolojik dengeye zarar vermeyen Organik Tarım Sistemi ortaya konmuştur. Günümüzde organik tarım uygulamaları neredeyse dünyadaki tüm ülkelerde yapılmaktadır. Avrupa ülkeleri organik tarım öncülerindendir. Türkiye'de ise organik tarım uygulamaları son yıllarda hızlı bir artış göstermiştir. Bu çalışmada Dünya da, Avrupa da ve Türkiye de organik tarım potansiyeli incelenmiştir. Ayrıca Ege bölgesinde organik tarımda üretim yapan firmaların sayısı ve yetiştirdikleri ürün çeşidi belirlenmiştir. Buna göre Ege bölgesindeki firmalardan 107 si zeytin, 35 i incir, 25 i üzüm, 11 i kestane ve ceviz, 8 i meyve-sebze ve nar, 7 si badem, 6 sı çam fıstığı, 4 ü pamuk, mısır, narenciye ve kiraz üretimi yapmaktadırlar. Anahtar kelimeler: Dünya, Türkiye, Ege bölgesi, Ekolojik denge, Organik tarım. Potential of Operating Companies in Aegean Region and Organic Farming Abstract: Rapid population growth has revealed the need for food. This has led to use more fertilizers and chemicals. Because of the intensive input use, it also emerged to adverse effects on environment, human and animal health. These negative effects were first noticed by European countries, and reveal the Organic Agriculture System which is not harmful to the ecological balance. Today, organic farming practices are carried out in almost all countries in the world. The European countries are one of the pioneers of organic farming. In Turkey, organic farming practices have shown a rapid increase in recent years. This study has examined the potential of organic agriculture in the World, Europe and in Turkey. It also determined the number and variety of products grown in organic farming in the Aegean region manufacturing companies. According to the company in the Aegean region 107 of olive, 35 of fig, 25 of grapes, 11 of chestnut and walnut, 8 of pomegranate, 7 of almonds, 6 of pine nuts, 4 of cotton, corn, citrus and cherry production are making. Keywords: World, Turkey, Aegean region, Ecological balance, Organic agriculture. Giriş Organik tarım sistemi, münavebe uygulamaları, hayvan gübresi, baklagiller, yeşil gübre kullanarak, zararlılarla organik mücadelede bulunmayı, uygun toprak işleme yöntemlerini kullanarak toprak verimliliğini, çevreyi, insan, bitki ve hayvan sağlığını korumayı amaçlamaktadır (Yolcu ve ark., 2008; Demiryürek, 2011). Bunun yaparken sentetik gübre, tarım ilaçları, bitki büyüme düzenleyicileri ve yem katkı maddelerini kullanmayı 26

27 yasaklamakta ya da büyük ölçüde sınırlandırmaktadır (Demiryürek, 2011). Organik tarım çalışmaları, 1950 sonrası ABD nin Marshall yardımı ile birlikte yerini modern tarım sistemine bırakmış, yoğun kimyasal ilaç ve gübre kullanımı ile makineleşme dönemi başlamıştır. Tarımsal destekleme programları ile birlikte modern tarımın önemi artmıştır. Fakat 1979 sonrası DDT gurubu pestisitlere yasak getirilmesi ile birlikte organik tarım tekrar önem kazanmıştır (Anonim, 2015a). Dünya da Organik Tarım Dünyada organik tarım uygulamaları ilk olarak bitkisel ürünler ile başlamış daha sonra organik et ve süt ürünlerine olan talebin artması ile birlikte organik hayvansal üretim uygulamaları da yaygınlaşmıştır (Yolcu ve ark., 2008). Organik tarım ilk kez Avrupa ve ABD de başlamış ve daha sonra diğer ülkelere yayılmıştır. Günümüzde ise organik tarım uygulamaları hemen hemen dünyadaki tüm ülkelerde yapılmakta ve organik üretim alanları giderek artmaktadır yılları arası dünya organik tarım alanları hızlı bir şekilde artış göstermiştir yılında 11.0 milyon hektar olan ekim alanı, 2013 yılına gelindiğinde 43.1 milyon hektara ulaşmıştır. Geçen 14 yıllık süreçte, organik tarım alanları yaklaşık 4 kat artış göstermiştir (Şekil 1). Şekil 1. Dünya organik tarım alan gelişimi ( ) (Anonim, 2015b) Dünyadaki organik tarım alanlarının 17.3 milyon hektarı Okyanusya, 6.6 milyon hektarı Latin Amerika, 3.4 milyon hektarı Asya, 3.0 milyon hektarı Kuzey Amerika, 11.5 milyon hektarı Avrupa ve 1.2 milyon hektarı Afrika da bulunmaktadır (Şekil 2). 27

28 Milyon hektar Afrika Asya Avrupa Latin Amerika Kuzey Amerika Okyanusya Şekil yılı kıtalara göre organik tarım alanı (milyon hektar) (Anonim, 2015b) Şekil 3 te görüldüğü üzere 2013 yılı dünya organik tarım alanlarının %66 sını otlaklar, %19 unun işlenebilir ürünler, %8 ini daimi ürünler, %6 sını tarımsal alan ve ürünler ile %1 ini diğer tarımsal alanlar oluşturmaktadır (Anonim, 2015b). Şekil 4. Organik üretici sayısı (2013) (Anonim, 2015b) Şekil 3. Organik tarım alan kullanımı (2013) (Anonim, 2015b) Şekil 4 te gösterilen 2013 yılı verilerine göre dünya organik üreticilerinin %36 sı Asya, %29 u Afrika, %17 si Avrupa, %16 sı Latin Amerika ve %1 i Kuzey Amerika ve Okyanusya da bulunmaktadır (Anonim, 2015b). Çizelge 1 incelendiğinde 2013 yılı en geniş organik üretim alanına sahip ülkelerin sırasıyla Avustralya, Finlandiya, Zambiya ve Hindistan olduğu gözlenmektedir (Anonim, 2015b). 28

29 Çizelge 1. En geniş organik üretim alanına sahip ülkeler (2013) (Anonim, 2015b) Ülkeler Üretim alanı (milyon hektar) Avustralya 17.2 Finlandiya 9.2 Zambiya 6.1 Hindistan 5.7 Arjantin 3.7 Çin 3.5 Namibya 2.4 Amerika 2.2 Brezilya 1.9 İspanya 1.7 Türkiye 1.4 İtalya 1.4 Romanya 1.4 Avrupa da Organik Tarım Organik gıda üretiminde Avrupa ülkeleri önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle Avrupa organik tarım öncüleri arasında yer almaktadır. İstekli tüketici kitlesi, organik üretim ve etiketlemede yasal koruma ve düzenlemelerin olması, tarımsal destek politikaları, örneğin organik üretim için dönüşüm ve bakım ödemeleri organik tarım sektörünün gelişimine olumlu yönde katkıda bulunmuştur. Avrupa Birliği nin de desteği ile organik tarım hızlı bir şekilde gelişim göstermiştir. Avrupa birliğinde 2013 yılı verilerine göre 10.2 milyon hektar alan organik olup, tarım alanlarının %5.7 sini oluşturmaktadır. Son 10 yılda Avrupa ve Avrupa Birliği nde organik tarım alanlarındaki büyüme Avrupa Birliği ne yeni üyelerin girişi ile birlikte 2004 yılındakine oranla neredeyse 2 katına çıkmıştır (Anonim, 2015b) yılı Avrupa da organik tarım alan miktarı 0.1 milyon hektar iken, 2004 yılından sonra Avrupa Birliği ne 10 yeni üyenin katılımı ile organik tarımsal alan artmış, 2004 yılında 6.4 milyon hektar olan ekim alanı 2013 yılında 11.5 milyon hektara ulaşmıştır (Şekil 5) (Anonim, 2015b). Şekil yılları arası organik tarım alanlarının durumu (Anonim, 2015b). 29

30 Avrupa da en geniş organik tarım alanına sahip ülkeler 2013 yılı verilerine göre sırasıyla İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya dır (Şekil 6) (Anonim, 2015b) yılı tarım alanlarının 43 milyon hektarı organik olup, dünya organik tarım alanlarının %27 sini Avrupa oluşturmaktadır yılı Avrupa da organik tarımsal alan hektara (%3 e) kadar artış göstermiştir. En fazla organik alan açısından büyüme İtalya ( hektar), Ukrayna ( hektar) ve Portekiz ( hektar) de gözlenmiştir. En yüksek nisbi artış Bulgaristan ve Ukrayna da ve her ikisi için %44 oranında olmuştur (Şekil 7) (Anonim, 2015b). Şekil 6. Avrupa da organik tarım alanlarının dağılımı (2013) (Anonim, 2015b) Şekil 7. Organik tarımsal alanda en iyi gelişim gösteren 10 ülke (2013) (Anonim, 2015b) yılı verilerine göre Avrupa da 4.6 milyon hektar alan (Avrupa Birliği nde 3.9 milyon hektar) işlenebilir ürün (tarım alanlarının %40 ı) olarak kullanılırken, 4.8 milyon hektar ya da tarım alanlarının %42 si daimi otlak olarak kullanılmıştır. Yaklaşık 1.3 milyon hektar veya tarım arazilerinin %11 i daimi ürünler için ayrılmıştır. Ekilebilir alanların büyük bir kısmını ise tahıllar ve yem bitkileri oluşturmuştur. Daimi ürünler içerisinde ise zeytin, üzüm ve fındık yer almıştır yılında işlenebilir alan ve daimi otlaklarda önemli azalmalar gözlenmiştir. En yüksek artış daimi ürünlerde olmuş, 2004 yılının yaklaşık 3 katına çıkmıştır. En büyük daimi otlak alanları İspanya dadır ve bunu Almanya ve İngiltere takip etmiştir. En geniş ekili arazi alanına sahip ülkeler ise İtalya (0.8 milyon hektar), İspanya (0.7 milyon hektar) ve Fransa (0.6 milyon hektar) olmuştur. Tarımsal alanlar dışında, 30

Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma

Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma Tralleis Elektronik Dergisi http://dergi.adu.edu.tr/tralleis e-tralleis (2015) 1-7 ADÜ Siyah-Alaca İneklerin Ağız Sütü Kalitesi ve İçeriği Üzerine Bir Araştırma Mehmet Hoyraz 1 Ramazan Sezer 1 Mustafa

Detaylı

Diyarbakır İli Arıcılığın Yapısı ve Sorunları

Diyarbakır İli Arıcılığın Yapısı ve Sorunları Tralleis Elektronik Dergisi http://dergi.adu.edu.tr/tralleis e-tralleis 4 (2015) 8-17 ADÜ Diyarbakır İli Arıcılığın Yapısı ve Sorunları Hasan DEMEN 1 Mete KARACAOĞLU 2 Aytül UÇAK KOÇ 3 1. Diyarbakır İl

Detaylı

Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): 99-108, 2012

Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): 99-108, 2012 Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): 99-108, 2012 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ. Araş. Gör. Ertuğrul KUL

ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ. Araş. Gör. Ertuğrul KUL ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ Araş. Gör. Ertuğrul KUL İletişim Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 55139 Kurupelit-Samsun Tel: +90 (362) 3121919/1167 Fax: +90 (362) 4576034 E-mail: ekul@omu.edu.tr

Detaylı

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması Rıdvan KOÇYİĞİT Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Zootekni

Detaylı

Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu

Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu U.İşcan 1 M.Özder 2 A.R.Önal 2 1 Türkoğlu İlçe Tarım Müdürlüğü, Kahramanmaraş 2 Namık Kemal Üniversitesi,

Detaylı

DİYARBAKIR İLİNDE ARICILIĞIN YAPISI VE SORUNLARIN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

DİYARBAKIR İLİNDE ARICILIĞIN YAPISI VE SORUNLARIN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI 2015-YL-021 DİYARBAKIR İLİNDE ARICILIĞIN YAPISI VE SORUNLARIN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Hasan DEMEN Tez Danışmanı:

Detaylı

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi Arıcılığın Tanımı Arı Yetiştirme Arıcılık; bitkisel kaynakları, arıyı ve emeği bir arada kullanarak, bal, polen, arısütü, balmumu, propolis, arı zehiri gibi ürünler ile

Detaylı

Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi. Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT

Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi. Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT Amaç Türkiye arıcılığının yapısı ve sorunlarını ortaya koymak Doğal kaynaklardan

Detaylı

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi Muhammet

Detaylı

kosoglumustafa@gthb.gov.tr mustafakosoglu@gmail.com

kosoglumustafa@gthb.gov.tr mustafakosoglu@gmail.com KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Ünvan Uzm. Mustafa KÖSOĞLU Mühendis Dahili 281 E-mail Doğum Tarihi - Yeri kosoglumustafa@gthb.gov.tr mustafakosoglu@gmail.com 17.05.1970- İstanbul EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Üniversite

Detaylı

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ Arş. Gör. Atilla KESKİN 1 Arş.Gör. Adem AKSOY 1 Doç.Dr. Fahri YAVUZ 1 1. GİRİŞ Türkiye ekonomisini oluşturan sektörlerin geliştirilmesi

Detaylı

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu Sabri TÜZÜN 1, Murat ÇİMEN 1*, İsa BAŞ 1, Yusuf DEMİR 1, Mehmet KOTAN 1, Maas TAYFUR 1 Özet Bu çalışma ile Edirne ilinden

Detaylı

Türkiye de Görülen Bal Arısı (Apis mellifera) Hastalıkları* Honeybee (Apis mellifera) Diseases in Turkey

Türkiye de Görülen Bal Arısı (Apis mellifera) Hastalıkları* Honeybee (Apis mellifera) Diseases in Turkey Atatürk Üniversitesi Vet. Bil. Derg. 2016; 11(3): 339-347 Derleme/Review DOI:10.17094/ataunivbd.282993 Türkiye de Görülen Bal Arısı (Apis mellifera) Hastalıkları* İbrahim BALKAYA 1, Hakan GÜLBAZ 2, Hamza

Detaylı

Hizan İlçesindeki (Bitlis) Aricilik Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma

Hizan İlçesindeki (Bitlis) Aricilik Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty of Mustafa Kemal University Araştırma Makalesi Research Article Geliş Tarihi: 10.03.2016 Kabul Tarihi: 08.05.2016 ISSN:1300-9362

Detaylı

İZMİR İLİNDE ARICILIĞIN EKONOMİK YÖNLERİ VE SORUNLARI*

İZMİR İLİNDE ARICILIĞIN EKONOMİK YÖNLERİ VE SORUNLARI* Tarım Ekonomisi Dergisi 2014; 20(2): 113-120 İZMİR İLİNDE ARICILIĞIN EKONOMİK YÖNLERİ VE SORUNLARI* Sait ENGİNDENİZ 1, Kubilay UÇAR 1, Cansu BAŞARAN 1 Özet Türkiye'de arıcılık, çok eski yıllardan beri

Detaylı

Edirne İlinden Kış Aylarında Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağ ve Protein Değerlerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Edirne İlinden Kış Aylarında Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağ ve Protein Değerlerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Edirne İlinden Kış Aylarında Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağ ve Protein Değerlerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Sümeyye MEMKEZE 1, Murat ÇİMEN 1*, Rahime Kamer ÖNOĞLU 1, Neslihan ÇİÇEK

Detaylı

Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA

Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji AD. 12. Gıda Kongresi Edirne, 05-07 Ekim 2016 1

Detaylı

Farklı Kondisyon Puanlarına Sahip Simmental Irkı Sığırlardan Elde Edilen Sütlerin AB Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Farklı Kondisyon Puanlarına Sahip Simmental Irkı Sığırlardan Elde Edilen Sütlerin AB Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi ISSN: 2148-0273 Cilt 5, Sayı 1, 2017 Vol. 5, Issue 1, 2017 Farklı Kondisyon Puanlarına Sahip Simmental Irkı Sığırlardan Elde Edilen Sütlerin AB Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Duygu ULAŞ 1, Yeliz

Detaylı

Türkiye Arı Yetiştiriciliğinde Çukurova Bölgesinin Yeri ve Önemi

Türkiye Arı Yetiştiriciliğinde Çukurova Bölgesinin Yeri ve Önemi Hayvansal Üretim 41: 48-54 (2000) Türkiye Arı Yetiştiriciliğinde Çukurova Bölgesinin Yeri ve Önemi Ulviye Kumova 1 Ali Korkmaz 2 1 Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi.

Detaylı

A Research on the Determination of Honey Bee Diseases and Pests in Van Province

A Research on the Determination of Honey Bee Diseases and Pests in Van Province YYÜ TAR BİL DERG (YYU J AGR SCI) 2014, 24(2):168-174 Geliş Tarihi (Received): 29.01.2014 Kabul Tarihi (Accepted): 02.04.2014 Araştırma Makalesi/Research Article (Original Paper) Van İli Arı Hastalıkları

Detaylı

GEZGİNCİ ARICILIK SİSTEMİNDE ÜRETİM GELİR ve GİDERLERİNİN EKONOMİK ANALİZİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

GEZGİNCİ ARICILIK SİSTEMİNDE ÜRETİM GELİR ve GİDERLERİNİN EKONOMİK ANALİZİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA GEZGİNCİ ARICILIK SİSTEMİNDE ÜRETİM GELİR ve GİDERLERİNİN EKONOMİK ANALİZİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Bekir DEMİRTAŞ (1) Ali KORKMAZ (1) (1) Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Erdemli/İçel Öz Gezginci

Detaylı

Kek ve Şurup (Sakkaroz) Yemlemesinin Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin Performansı Üzerine Etkileri

Kek ve Şurup (Sakkaroz) Yemlemesinin Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin Performansı Üzerine Etkileri Hayvansal Üretim 41: 65-75 (2000) Kek ve Şurup (Sakkaroz) Yemlemesinin Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinin Performansı Üzerine Etkileri Ahmet Güler O.M.Ü. Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü. SAMSUN

Detaylı

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA LAKTASYONUN İLK 10 GÜNÜNDE SÜTÜN BİLEŞİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİM

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA LAKTASYONUN İLK 10 GÜNÜNDE SÜTÜN BİLEŞİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİM Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. 30 (1), 37-40, 1999 SİYAH ALACA SIĞIRLARDA LAKTASYONUN İLK 10 GÜNÜNDE SÜTÜN BİLEŞİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİM Özel ŞEKERDEN 1 İbrahim TAPKI 1 Mehmet ŞAHİN 2 ÖZET: Bu araştırma

Detaylı

Siyah Alaca Sığırlarda Kuruda Kalma Süresi, Servis Periyodu ve İlkine Buzağılama Yaşı ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler

Siyah Alaca Sığırlarda Kuruda Kalma Süresi, Servis Periyodu ve İlkine Buzağılama Yaşı ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2004) 18(1): 69-79 Siyah Alaca Sığırlarda Kuruda Kalma Süresi, Servis Periyodu ve İlkine Buzağılama Yaşı ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler Serdar DURU *

Detaylı

Türkiye de Yetiştirilen Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarda Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Servis Periyodu *

Türkiye de Yetiştirilen Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarda Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Servis Periyodu * Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg. 38 (2), 143-149, 2007 ISSN : 1300-9036 Türkiye de Yetiştirilen Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarda Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Servis Periyodu * Halil ÖZKÖK Feyzi UĞUR

Detaylı

Bal Arılarının Beslenmesi. Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

Bal Arılarının Beslenmesi. Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Bal Arılarının Beslenmesi Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Ölüyorum dedim, inanmadınız! Benim ölümü göremezsiniz! Siz, polen beklemeye devam edin! Biz, avuç avuç ölürüz! Soykırım

Detaylı

Iğdır İlinin Hayvansal Atık Kaynaklı Biyogaz Potansiyeli. Biogas Potential from Animal Waste of Iğdır Province

Iğdır İlinin Hayvansal Atık Kaynaklı Biyogaz Potansiyeli. Biogas Potential from Animal Waste of Iğdır Province Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(1): 61-66, 2012 Iğdır İlinin Hayvansal Atık Kaynaklı Biyogaz Potansiyeli Iğdır Üniversitesi

Detaylı

ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ

ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ F.Ü. Sağlık Bil. Dergisi 006, 0(), -6 ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ İsmail SEVEN Pınar TATLI SEVEN Fırat Üniversitesi, Sivrice Meslek Yüksekokulu, Elazığ TÜRKİYE

Detaylı

RESEARCH ARTICLE. Ardahan İlinde arıcılık işletmelerinin sorunları ve beklentileri

RESEARCH ARTICLE. Ardahan İlinde arıcılık işletmelerinin sorunları ve beklentileri Eurasian Journal of Veterinary Sciences www.eurasianjvetsci.org RESEARCH ARTICLE Ardahan İlinde arıcılık işletmelerinin sorunları ve beklentileri Pınar Ayvazoğlu Demir¹*, Erol Aydın¹, Kemal Yazıcı², Turgut

Detaylı

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 1. SÜT VERİM ÖZELLİKLERİ

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 1. SÜT VERİM ÖZELLİKLERİ OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2007,22(1):41-46 J. of Fac. of Agric., OMU, 2007,22(1):41-46 GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 1. SÜT VERİM ÖZELLİKLERİ

Detaylı

Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu

Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu Fırat TOK*, Murat ÇİMEN**,

Detaylı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren

Detaylı

İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Neslihan ÇİÇEK 1, Murat ÇİMEN 1*, Deniz EFESOY 1,

Detaylı

Türkiye ve Dünya da Manda Yetiştiriciliği 1

Türkiye ve Dünya da Manda Yetiştiriciliği 1 ISSN: 2146-8168 Sayı: 8, Yıl: 2013, Sayfa: 65-70 http://bilader.gop.edu.tr Dergiye Geliş Tarihi: 04.08.2013 Yayına Kabul Tarihi: 31.12.2013 Baş Editör: Naim Çağman Alan Editörü: Yalçın Tahtalı Türkiye

Detaylı

Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü

Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü Her şeyden önce... Kovan Seçimi Arı Irkı Seçimi Arıcılık Yapılacak Bölge Seçimi Arılık Seçimi» çok önemlidir. Ancak...

Detaylı

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Islah Stratejileri Saf yetiştirme Melezleme a) Birleştirme

Detaylı

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 2. DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 2. DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2007,22(1):47-54 J. of Fac. of Agric., OMU, 2007,22(1):47-54 GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 2. DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ

Detaylı

Erzurum Yöresi Arıcılarının Karşılaştıkları Bal Arısı Hastalıkları*

Erzurum Yöresi Arıcılarının Karşılaştıkları Bal Arısı Hastalıkları* Atatürk Üniversitesi Vet. Bil. Derg. 2016; 11(3): 273-281 Araştırma Makalesi/Research Article DOI:10.17094/ataunivbd.282981 Erzurum Yöresi Arıcılarının Karşılaştıkları Bal Arısı Hastalıkları* İbrahim BALKAYA

Detaylı

EGE MELEZÝ BAL ARILARININ ARI SÜTÜ VERÝMLERÝ ÜZERÝNE ETKÝLERÝ. Mete KARACAOÐLU, Mustafa KÖSOÐLU, Aytül UÇAK KOÇ

EGE MELEZÝ BAL ARILARININ ARI SÜTÜ VERÝMLERÝ ÜZERÝNE ETKÝLERÝ. Mete KARACAOÐLU, Mustafa KÖSOÐLU, Aytül UÇAK KOÇ ADÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 2004; 1(1) : 29-33 FARKLI YÖNTEMLERÝN EGE EKOTÝPÝ ( A. m. anatolica ) ve KAFKAS (A. m. aucasica) x EGE MELEZÝ BAL ARILARININ ARI SÜTÜ VERÝMLERÝ ÜZERÝNE ETKÝLERÝ ÖZET 1 2 1

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi: 20 Şubat 2017 Resmi Gazete Sayısı: 29985 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MADDE

Detaylı

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ ARICILIĞA GENEL BAKIŞ TÜRKİYE VE DÜNYADA ARICILIK Dünyada 65 milyon koloni ile 1.5 milyon ton bal üretimi yapılmaktadır. Türkiye ise 5 milyon koloni ile Çin in arkasından 2.,bal üretim miktarı 94.000 ton

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

Türkiye de Arıcılık Faaliyetinin Mevcut Durumu ve Trend Analizi Yöntemiyle Geleceğe Yönelik Beklentiler *

Türkiye de Arıcılık Faaliyetinin Mevcut Durumu ve Trend Analizi Yöntemiyle Geleceğe Yönelik Beklentiler * U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 2, 17-24 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Türkiye de Arıcılık Faaliyetinin Mevcut Durumu ve Trend Analizi Yöntemiyle Geleceğe Yönelik

Detaylı

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Türk Tarım Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 3(6): 365-370, 2015 Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi www.agrifoodscience.com Türk Bilim ve Teknolojisi Bal Arısı Şurubuna Katılan Bitki Ekstraktı

Detaylı

ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM

ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM İNCİ AKGÜL ZİRAAT MÜHENDİSİ ORGANİK TARIM PROJELER KOORDİNATÖRÜ Giriş Arıcılık; arı kolonilerini ve bitkisel kaynakları birlikte kullanarak arı sütü, bal ve polen gibi çeşitli

Detaylı

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü TARIMSAL ÜRETİM DEĞERİ BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMDE İZMİR İN ÜLKE SIRALAMASINDAKİ YERİ (TUİK-2014)

Detaylı

ARI ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

ARI ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ARI ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Ulviye KUMOVA (1) Ali KORKMAZ (2) (1) Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Balcalı / ADANA (2) Alata Bahçe Kültürleri Araştırma

Detaylı

Van İli ve İlçelerindeki Sığırcılık İşletmelerinde Kullanılan Yem Çeşitleri ve Hayvan Besleme Alışkanlıkları

Van İli ve İlçelerindeki Sığırcılık İşletmelerinde Kullanılan Yem Çeşitleri ve Hayvan Besleme Alışkanlıkları Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 2001, 11(1):29-37 Geliş Tarihi: 30.10.2000 Van İli ve İlçelerindeki Sığırcılık İşletmelerinde Kullanılan Yem Çeşitleri

Detaylı

Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde Yetiştirilen Siyah Alaca Buzağılarda Büyüme Performansı ve Yaşama Gücü

Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde Yetiştirilen Siyah Alaca Buzağılarda Büyüme Performansı ve Yaşama Gücü Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 7(1): 383-389, 2017 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

DERLEME MAKALESİ / REVIEW ARTICLE

DERLEME MAKALESİ / REVIEW ARTICLE TÜRKIYE ARICILIĞININ 1935 YILINDAN 2015 YILINA KADAR DEĞERLENDİRİLMESİ Evaluation of Turkish Beekeeping Between 1935-2015 Recep SIRALI 1, Zümrüt MARAZ 2, Dilruba AKSOY 3 1 Namık Kemal Üniversitesi, Veteriner

Detaylı

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA 305 GÜNLÜK SÜT VERİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN PATH ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA 305 GÜNLÜK SÜT VERİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN PATH ANALİZİ İLE İNCELENMESİ İYAH ALACA IĞIRLARDA 305 GÜNLÜK ÜT VERİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN ATH ANALİZİ İLE İNCELENMEİ Ö. İşçi 1, Ç. Takma 2 Y. Akbaş 2 ÖZET İncelenen kantitatif bir özellik üzerine çeşitli faktörlerin doğrudan

Detaylı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI 2015 TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ Ülkemiz coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun

Detaylı

Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Buzağılarda Büyüme Performansı ve Yaşama Gücü *

Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Buzağılarda Büyüme Performansı ve Yaşama Gücü * YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, 2010, 21 (3), 169-173 ISSN: 1017-8422; e-issn: 1308-3651 ORİJİNAL MAKALE Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Buzağılarda Büyüme Performansı ve

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University Araştırma Makalesi / Research Article 13(1), 1-10, 2016 Denizli İli Özel İşletme Koşullarında

Detaylı

Ethem AKYOL 1, Duran ÖZKÖK, 2 Cahit ÖZTÜRK 3, Ahmet BAYRAM 4. Uludağ Arıcılık Dergisi Kasım

Ethem AKYOL 1, Duran ÖZKÖK, 2 Cahit ÖZTÜRK 3, Ahmet BAYRAM 4. Uludağ Arıcılık Dergisi Kasım BAZI SAF VE MELEZ BALARISI (Apis mellifera L.) KOLONİLERİNİN OĞUL EĞİLİMİ, YAŞAMA GÜCÜ, KIŞLAMA YETENEĞİ VE PETEK İŞLEME ETKİNLİKLERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA A Study On Determination Of The

Detaylı

KIRMIZI ALACA SIĞIRLARININ SÜT VERİMİ VE SÜT KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

KIRMIZI ALACA SIĞIRLARININ SÜT VERİMİ VE SÜT KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA 1 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ZZO-YL-2010-0002 KIRMIZI ALACA SIĞIRLARININ SÜT VERİMİ VE SÜT KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Halil YILMAZ DANIŞMAN

Detaylı

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri Onur Girişgin, Mehmet Özüiçli, Levent Aydın Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Bursa - TÜRKİYE VARROOSİS

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016 ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 173-180 Araştırma Makalesi Research Article Akdeniz

Detaylı

Batman İlinden Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağın Türk ve Avrupa Birliği Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Batman İlinden Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağın Türk ve Avrupa Birliği Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Cilt 1, Sayı 1, 2013 / Vol. 1, Issue 1, 2013 Batman İlinden Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağın Türk ve Avrupa Birliği Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi Eyüp Ablak*, Murat Çimen**, Damla Karakoç*,

Detaylı

Kocaeli Ġlinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Kocaeli Ġlinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi ISSN: 2148-0273 Cilt 5, Sayı 1, 2017 Vol. 5, Issue 1, 2017 Kocaeli Ġlinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi 1 Barış ALTÜRK, 1 Kerem

Detaylı

Türkiye Arı Yetiştiriciliğinin Bal Üretimi Bakımından Durumu

Türkiye Arı Yetiştiriciliğinin Bal Üretimi Bakımından Durumu Türkiye Arı Yetiştiriciliğinin Bal Üretimi Bakımından Durumu M. Kekeçoğlu 1 E. K. Gürcan 2 M. İ. Soysal 2 1 Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni ABD. 2 Namık Kemal Üniversitesi Ziraat

Detaylı

Siyah Alaca Sığırlarda Kısmi Süt Verimlerinden Yararlanılarak 305 Günlük Süt Veriminin Tahmini

Siyah Alaca Sığırlarda Kısmi Süt Verimlerinden Yararlanılarak 305 Günlük Süt Veriminin Tahmini Siyah Alaca Sığırlarda Kısmi Süt Verimlerinden Yararlanılarak 305 Günlük Süt Veriminin Tahmini İ. Keskin S. Boztepe Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Konya Bu çalışmada, Konya nın

Detaylı

Elazığ İlinden İlkbahar ve Kış Mevsimlerinde Elde Edilen İnek Sütlerinde Bazı Biyokimyasal Parametrelerin Karşılaştırılması

Elazığ İlinden İlkbahar ve Kış Mevsimlerinde Elde Edilen İnek Sütlerinde Bazı Biyokimyasal Parametrelerin Karşılaştırılması ISSN: 2148-0273 Cilt 6, Sayı 1, 2018 Vol. 6, Issue 1, 2018 Elazığ İlinden İlkbahar ve Kış Mevsimlerinde Elde Edilen İnek Sütlerinde Bazı Biyokimyasal Parametrelerin Karşılaştırılması Şeymanur ENGİN 1,

Detaylı

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI Şebnem BORAN Gözde SEVİLMİŞ Süt özellikle protein, yağ, vitamin (C vitamini hariç) ve mineraller (başta kalsiyum ve fosfor olmak üzere) gibi beslenmede çok önemli olan toplam

Detaylı

Bal Arisi Kolonilerini (Apis mellifera L.) Ek Yemlerle Beslemenin Koloni Performansi Üzerine Etkileri

Bal Arisi Kolonilerini (Apis mellifera L.) Ek Yemlerle Beslemenin Koloni Performansi Üzerine Etkileri Bal Arisi Kolonilerini (Apis mellifera L.) Ek Yemlerle Beslemenin Koloni Performansi Üzerine Etkileri Nuray SAHINLER ve Serafettin KAYA Mustafa Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Zootekni Bolümü, ANTAKYA

Detaylı

Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinde Polen Toplama Sıklığının Koloni Gelişimi ve Bal Üretimi Üzerine Etkisi

Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinde Polen Toplama Sıklığının Koloni Gelişimi ve Bal Üretimi Üzerine Etkisi GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2012, 29 (2), 49-54 Bal Arısı (Apis mellifera L.) Kolonilerinde Polen Toplama Sıklığının Koloni Gelişimi ve Bal Üretimi Üzerine Etkisi Servet Arslan* Gaziosmanpaşa Üniversitesi,

Detaylı

TÜRKİYE DE ve DÜNYA DA HAYVANSAL ÜRETİM. Prof. Dr. Numan AKMAN A.Ü. Ziraat Fakültesi

TÜRKİYE DE ve DÜNYA DA HAYVANSAL ÜRETİM. Prof. Dr. Numan AKMAN A.Ü. Ziraat Fakültesi TÜRKİYE DE ve DÜNYA DA HAYVANSAL ÜRETİM Prof. Dr. Numan AKMAN A.Ü. Ziraat Fakültesi TARIM ZİRAAT_1 Tarım. İng. Agriculture Büyük Türkçe Sözlük: Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA DOKTORA TEZİ Cafer Şafak EYEL İşletme Ana Bilim Dalı İşletme

Detaylı

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Farklı Buğday Tiplerinin Yaş Gluten Miktarları Bakımından Kalitelerinin Belirlenmesi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Farklı Buğday Tiplerinin Yaş Gluten Miktarları Bakımından Kalitelerinin Belirlenmesi Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Farklı Buğday Tiplerinin Yaş Gluten Miktarları Bakımından Kalitelerinin Belirlenmesi doi: 10.17932/ IAU.IAUD.m.13091352.2015.7/26.41-46 Hayrettin KANIT 1* Murat

Detaylı

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! KONU Yağ Asidi Profillerinin Hayvan Beslemedeki Önemi ve Analizleri İLGİ ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini,

Detaylı

EĞİTİM BİLGİLERİ. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı 2014. Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü 1992

EĞİTİM BİLGİLERİ. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı 2014. Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü 1992 KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Şeref CINBIRTOĞLU Unvan Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon 452-2562341 / 130 e-mail scinbirtoglu@gmail.com Doğum Tarihi-Yeri 1971- Almanya DOKTORA YÜKSEK LİSANS LİSANS EĞİTİM BİLGİLERİ

Detaylı

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ Behiye AKSOY(DENGİZ), Nazif EKİCİ Buldan Tarım İlçe Müdürlüğü ÖZET Bu çalışma da Buldan merkez, belde köylerinde hayvan yetiştiriciliği ve yakın gelecekteki durumu incelenmiştir.

Detaylı

Dicle Vadisinde Pamuk Üretimi Yapan İşletmelerin Mekanizasyon Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma

Dicle Vadisinde Pamuk Üretimi Yapan İşletmelerin Mekanizasyon Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma Dicle Vadisinde Pamuk Üretimi Yapan İşletmelerin Mekanizasyon Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma Abdullah SESSİZ 1, M. Murat TURGUT 2, F. Göksel PEKİTKAN 3 1 Dicle Üniversitesi, Ziraat Fakültesi,

Detaylı

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Türk Tarım Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 6(9): 1134-1140, 2018 Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Çevrimiçi baskı, ISSN: 2148-127X www.agrifoodscience.com Türk Bilim ve Teknolojisi İlkbahar

Detaylı

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

Keçi sütünün Beslenmede Yeri Keçi Sütü Dr. Akın Pala Yrd. Doç. akin@comu.edu.tr Zootekni, COMU Kuru madde Protein Kazein Laktoz Yağ Mineraller Kalsiyum Fosfor Keçi ile inek ve insan sütlerinin karşılaştırılması http://akin.houseofpala.com

Detaylı

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2002, 39 (2):73-78 ISSN 1018-8851 Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Arzu DUMAN 1 Erdinç DEMİRÖREN

Detaylı

9. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi (3-5 Eylül 2015 /KONYA)

9. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi (3-5 Eylül 2015 /KONYA) Farklı Sütten Kesim Yaşının Siyah Alaca Buzağıların Canlı Ağırlık Artışı, Vücut Ölçütleri ve Süt Maliyetine Olan Etkisi Tugay Ayaşan 1 Hatice Hızlı 1 Adnan Ünalan 2 1 Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü

Detaylı

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri Türker SARAÇOĞLU, Nurettin TOPUZ, Cengiz ÖZARSLAN Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları Bölümü, Aydın turksar@hotmail.com

Detaylı

SÜT KOYUNCULUĞUNDA LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ. Researchıng the Lactatıon Curve Modelles of Producıng Sheep Mılk

SÜT KOYUNCULUĞUNDA LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ. Researchıng the Lactatıon Curve Modelles of Producıng Sheep Mılk SÜT KOYUNCULUĞUNDA LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ Researchıng the Lactatıon Curve Modelles of Producıng Sheep Mılk Funda ÇOBAN Zootekni Anabilim Dalı G.Tamer KAYAALP Zootekni

Detaylı

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ Büyük tarımsal ekonomiler sıralamasında 7. sırada yer alan ülkemiz tarımının milli gelire, istihdama ve dış ticarete katkısı giderek artmaktadır. Tarım sektörü; 2008 yılında

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU

VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU TÜRKİYE DE YAPILAN BİR ANKET ÇALIŞMASINDA: Arıcılar; % 34 ü yaşlı, zayıf kovan ve kraliçeyi, % 26 sı varroosisi, % 20 si aşırı soğuk ve rutubeti, %12 si açlığı, % 4 ü kireç

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE LER LİSTESİ Adı Soyadı: Savaş Atasever Doğum Tarihi: 8 Ocak 970 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Zootekni Ondokuz Mayıs Üniversitesi 99 Y. Lisans Zootekni Ondokuz

Detaylı

Prof.Dr. Recep AYDIN

Prof.Dr. Recep AYDIN Prof.Dr. Recep AYDIN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1965 Çaycuma T: 4422312561 F: raydin@atauni.edu.tr recepaydin67@gmail.com

Detaylı

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Çiftçi Eğitimi. Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Çiftçi Eğitimi. Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu 2005 2010 Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi 2009 Çiftçi Eğitimi Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu Program (Cumartesi) Program (Pazar) Sunumlar I. Oturum Problem ve Çözüm Projenin

Detaylı

MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU MUĞLA İLİ TARIM VE HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 08.05.2013 Güney Ege Kalkınma Ajansı 2014-2013 Bölge Planı çalışmaları kapsamında, Ekonomik Araştırmalar ve Planlama Birimi tarafından 8 Mayıs 2013

Detaylı

Araştırma Notu 18/229

Araştırma Notu 18/229 Araştırma Notu 18/229 18 Mayıs 2018 15-19 YAŞ ARASINDAKİ 700 BİN GENÇ NE İŞGÜCÜNDE NE EĞİTİMDE Gökçe Uysal * ve Yazgı Genç ** Yönetici Özeti 2012-2016 dönemine ait Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ HAKKINDA UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (tebliğ 2016/26) *BUZAĞI DESTEKLEMESİ *MALAK DESTEKLEMESİ *ANAÇ KOYUN VE KEÇİ DESTEKLEMESİ *ÇİĞ SÜT DESTEKLEMESİ

Detaylı

Holştayn Irkı Sığırlarda Bazı Verim Özellikleri

Holştayn Irkı Sığırlarda Bazı Verim Özellikleri Kocatepe Veteriner Dergisi Kocatepe Veterinary Journal ARAŞTIRMA MAKALESİ RESEARCH ARTICLE Holştayn Irkı Sığırlarda Bazı Verim Özellikleri Önder AKKAŞ 1, E. Hesna ŞAHİN 2* Anahtar Kelimeler Siyah Alaca

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ARICILIK

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ARICILIK A. ANAKARALARIN KOLONİ SAYILARI VE BAL ÜRETİMLERİ DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ARICILIK H. Vasfi GENÇER Yasin KAHYA A. Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Sayısı ve Bal Üretimi (2002) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)

Detaylı

Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi

Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi Hayvansal Üretim 43(2): 79-85 (2002) Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi Metin Şengonca 1 Mustafa Kaymakçı 1 Nedim Koşum 1 Turgay Taşkın 1 Jörg Steinbach 2 1 Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine

Detaylı

Tunceli İli Pertek İlçesinden Elde Edilen Akkaraman Koyunu ve Yerli Kıl Keçi Sütlerinde Temel Lezzet Parametreleri

Tunceli İli Pertek İlçesinden Elde Edilen Akkaraman Koyunu ve Yerli Kıl Keçi Sütlerinde Temel Lezzet Parametreleri Cilt 1, Sayı 1, 2013 / Vol. 1, Issue 1, 2013 Tunceli İli Pertek İlçesinden Elde Edilen Akkaraman Koyunu ve Yerli Kıl Keçi Sütlerinde Temel Lezzet Parametreleri Ceren ÇALPUCU*, Murat ÇİMEN**, Tolga İNAL*,

Detaylı

Konuklar Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Döl Verim Özellikleri *

Konuklar Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Döl Verim Özellikleri * Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg., 42 (1): 19-26, 2011 J. of Agricultural Faculty of Atatürk Univ., 42 (1): 19-26, 2011 ISSN : 1300-9036 Araştırma Makalesi/Research Article Konuklar Tarım İşletmesinde Yetiştirilen

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

SİYAH-ALACA TOSUNLARIN DEĞİŞİK DÖNEMLERDEKİ VÜCUT ÖLÇÜLERİ VE VÜCUT ÖLÇÜLERİNDEN CANLI AĞIRLIĞIN TAHMİNİ. Atakan KOÇ,Numan AKMAN

SİYAH-ALACA TOSUNLARIN DEĞİŞİK DÖNEMLERDEKİ VÜCUT ÖLÇÜLERİ VE VÜCUT ÖLÇÜLERİNDEN CANLI AĞIRLIĞIN TAHMİNİ. Atakan KOÇ,Numan AKMAN ADÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 007; 4(1-) : 1-5 SİYAH-ALACA TOSUNLARIN DEĞİŞİK DÖNEMLERDEKİ VÜCUT ÖLÇÜLERİ VE VÜCUT ÖLÇÜLERİNDEN CANLI AĞIRLIĞIN TAHMİNİ ÖZET 1 Atakan KOÇ,Numan AKMAN Bu çalışmada on sekiz

Detaylı