SLÂM SANATLARI TAR H

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SLÂM SANATLARI TAR H"

Transkript

1 T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2084 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1117 Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program SLÂM SANATLARI TAR H Editör Prof.Dr. Muhittin SER N Yazarlar Prof.Dr. Muhittin SER N (Ünite 1, 4) Prof.Dr. Ara ALTUN (Ünite 2) Prof.Dr. Fatma Çiçek DERMAN (Ünite 5) Prof.Dr. Mehmet Hüsrev SUBAfiI (Ünite 9) Prof.Dr. Fatma Banu MAH R (Ünite 6) Prof. U ur DERMAN (Ünite 7) Doç.Dr. Aziz DO ANAY (Ünite 8) Yrd.Doç.Dr. Nuri ÖZCAN (Ünite 10) Dr. brahim Ayd n YÜKSEL (Ünite 3) ANADOLU ÜN VERS TES

2 Bu kitab n bas m, yay m ve sat fl haklar Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Ö retim tekni ine uygun olarak haz rlanan bu kitab n bütün haklar sakl d r. lgili kurulufltan izin almadan kitab n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay t veya baflka flekillerde ço alt lamaz, bas lamaz ve da t lamaz. Copyright 2010 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission in writing from the University. Genel Akademik Koordinatörler Prof.Dr. brahim Hatibo lu (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Prof.Dr. Ali Erbafl (Sakarya Üniversitesi) Program Koordinatörü Prof.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan Ö retim Tasar m Birimi Genel Koordinatör Prof.Dr. Levend K l ç Genel Koordinatör Yard mc s Ö retim Tasar mc s Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö retim Tasar mc s Yard mc lar Arfl.Gör.Dr. Mehmet F rat Arfl.Gör. Nur Özer Canarslan Grafik Tasar m Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö r.gör. Cemalettin Y ld z Ölçme De erlendirme Sorumlusu Ö r.gör. Zeliha fienel Kitap Koordinasyon Birimi Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Dizgi Aç kö retim Fakültesi Dizgi Ekibi slâm Sanatlar Tarihi ISBN Bask Bu kitap ANADOLU ÜN VERS TES Web-Ofset Tesislerinde adet bas lm flt r. ESK fieh R, Mart 2014

3 İÇİNDEKİLER Ünite 1: Sanat.. 2 Ünite 2: Erken Dönem İslam Mimarisi.. 10 Ünite 3: Osmanlı Mimarisi 38 Ünite 4: Hat Sanatı 64 Ünite 5: Tezhip Sanatı 98 Ünite 6: Minyatür Sanatı 124 Ünite 7: Cilt ve Ebru Sanatı Ünite 8: Türk Çini Sanatı 170 Ünite 9: Diğer Sanatlar 194 Ünite 10: Türk Din Mûsikisi iii

4 iv

5 ÖNSÖZ İslâmiyet, hicrî birinci yüzyıl içinde geniş bir coğrafyaya yayılarak İslâm ı kabul eden uluslar arasında din ve medeniyet birliği kurmayı başarmıştır. Müslüman milletler arasındaki bu din ve kültür birliğini ileri sürerek çoğu sanat tarihçileri müslüman ulusların sanat eserlerini İslâm sanatı adı altında toplamayı uygun bulmuşlardır. İslâm dünyası daha ilk asırdan başlayarak felsefe, ilim ve sanatın her kolunda dinî gayretle yüksek değerde eserler ve ünlü şahsiyetler yetiştirerek İslâm sanatını zenginleştirmişlerdir. Müslümanlar, Orta Asya dan Atlas Okyanusu na kadar farklı dine bağlı milletlerin kültür ve sanat mirasını, İslâm ın inanç ve dünya görüşüyle birleştirerek İslâm kültürünü en üst seviyeye ulaştırmışlardır. Çağlar boyunca oluşan ve gelişen İslâm medeniyetini bütün derinliği ve zenginliği ile kavrayabilmek için güzel sanatların hat, süsleme, minyatür, cilt ve özellikle mimari gibi göze; şiir ve mûsiki gibi kulağa hitap eden sanat dallarını dikkate almak ve öğrenmek gerekir. Bu düşüncelerle İslâm sanatları konusunda genç kuşaklara gerekli bilgiler vermek, gönüllerde sanat sevgisi ve zevkini uyandırmak, İslâm medeniyetinin sanatlarla kazandığı zenginliği göstermek amacıyla İslâm Sanatları Tarihi adıyla bu kitap sahalarında uzman, değerli öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. İslam Sanatları Tarihi adlı çalışmanın hazırlanmasında büyük gayret ve emekleri geçen değerli ünite yazarlarımıza, imla ve dizgide özveriyle çalışanlara, Açıköğretim Fakültesi Program Koordinatörelerine ve diğer görevlilere en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu kitabın öğrencilerimize de İslam sanatlarını ve tarihini anlamalarına ve sevmelerine katkıda bulunması ümidiyle başarılar dilerim. Prof.Dr. Muhittin SERİN (Editör) v

6 KISALTMALAR a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale a.mlf. : Aynı müellif AY : Arapça Yazmalar b. : Bin, İbn bk. : Bakınız DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi FY : Farsça Yazmalar GY : Güzel Yazılar h. : Hicrî Ktp. : Kütüphane, Kütüphanesi m. : Milâdî m.ö. : Milâttan önce m.s. : Milâttan sonra nr. : Numara, numarası nşr. : Neşreden ö. : Ölümü s. : Sayfa sy. : Sayı trc. : Tercüme, tercüme eden ts. : Tarihsiz TSMK : Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi TY : Türkçe Yazmalar vb. : Ve benzeri vr. : Varak yy. : Yüzyıl vi

7 1

8 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Sanatın tanımlayarak, çeşitlerini sıralayabilecek, Sanatın doğuşu konusunu açıklayabilecek, Sanatın fert ve toplum üzerindeki bazı etkilerini tartışabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Sanat, sanatkâr, zanaat, Estetik duygusu Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Müze, tarihî eser ve tarihî yerleri sık sık bir rehberle veya bilgilenerek kendiniz geziniz, Bir sanatkârın atölyesini ziyaret ederek bir eserin oluşum safhalarını dikkatlice izleyerek gözlemlerinizi yazınız. 2

9 Sanat TANIMI Sanat Arapça sana a fiilinden türemiş isimdir. Sözlükte el alışkanlığı ile yapılan iş, ustalık; hünerle yapmak, eser yaratmak gibi anlamları yanında sanat, insan ruhuna has duygu ve düşünceleri gören ve dinleyende derin bir zevk ve hayranlık uyandıracak biçimde ortaya konma konusundaki hayal gücü, çaba ve yaratıcılığının ifadesi olarak açıklanmıştır. Günümüzde İngilizce art, Almanca kunst, Arapça fen karşılığında kullanılan sanat kelimesi, önceleri sadece mimarlık, heykel ve resim gibi görsel (plastik) sanatlar için kullanılmış; yeni tanımlamalarla şiir, edebiyat, müzik (fonetik), süsleme ve sahne sanatları da sanat kapsamı içine alınarak sınıflandırılmıştır. Bir sanatı yapmak için gerekli bilgi ve hünere sahip olan kimseye sanatkâr, usta veya artist denir. Sanat kelimesinin yanına hat sanatı, resim sanatı, Türk sanatı, halk sanatı, güzel sanatlar gibi isim ve sıfatlar eklenerek mânası sınırlandırılmış, belirlenmiştir. Zanaat, sınaat sanâat kelimesinden bozulmuş; insanların maddî ihtiyacını karşılamak için el emeği ve becerisi ile yapılan ve sanat özelliği olmayan iş anlamında kullanılmıştır. Sanat bir melekedir. Bir işi yapa yapa disiplinli bir eğitim sonunda geliştirilen ruha ait yaratma gücüdür. Sanat eserleri bu hüner ve kudretin ürünüdür. İnsanın yaratılışında var olan bu güç, ruhtan tabii olarak zorlamadan fiil haline gelir. Sanat eserlerinin yaratıcısı sanatkârdır. Sanatkâr yetiştiği toplumun sevinç ve dertlerini, bütün değerlerini nefsinde şiddetle duyan ve yaşayan insandır. Bu nedenle fertler kendilerini sanatkârda bulurlar. Engin ruh dünyasında sefere çıkan sanatkâr, derin bir sezgi, bir ruh titreşimi, bir vecd hali içinde keşfettiği sırları, sanat eserleri olarak topluma hediye eder. İlim adamlarının araştırmaları gibi sanatkârın bir eser ortaya koyma konusundaki çabası da bir usul dairesinde yapılan şuurlu bir harekettir. Genelde sanatkâr, kendi kültür çevresinin sanat anlayışı içinde klasikleşmiş form ve kaidelere bağlı kalır. Böylece kültür değişmeleri ve onu takip eden ve sosyal hayatı etkileyen buhranların sanata aksettiği dönemlerde dahi topluma yaratıcı, terbiye edici his ve fikirler telkin eden, kalıcı, özgün sanat eserleri ortaya koyar. Sanat, uzun tarihî bir estetik tecrübeden sonra medeniyetlerin en son elde edilen meyvesidir. Bir toplumun ilk çöküş işaretleri de sanat alanında başlar. Sanatı yozlaşan toplumlarda maddî ve mânevî kültür değerleri de beraberinde yıkılır. 3

10 Sanatın Doğuşu ve Gelişmesi Sanatın nasıl doğduğu, insanlık tarihi kadar aydınlatılması güç bir iştir. Filozofları ve arkeologları bir hayli uğraştırmış estetik ilminin konuları arasındadır. İnsan, güzellikleri duyabilen bir varlık olarak yaratılmıştır. İlk insanın maddeye hükmetmeye başladığı andan itibaren, ruhunda tohum halinde bulunan güzellik duygusu da uyanmıştır. Hayatını devam ettirmek, bazı temel ihtiyaçlarını gidermek için tabiatı düzelten, değiştiren; toprağı, taşı, ağacı işleyen insan, biçimlendirdiği eşyadan zevk almış, bu estetik zevkini tekrarlayarak geliştirmiştir. Sanatın doğuşunda ve tarih boyunca serpilip gelişmesinde insanın yaratılışında var olan bu estetik zevkle beraber inançların da önemli rol oynadığı kabul edilmiştir. Din, sanatın üstünde onu besleyen bir kaynak olarak daima milletlerin tarihine, yaşayış tarzına, maddî mânevî kültür faaliyetlerine hükmetmiş, şekil ve yön vermiştir. Yeryüzünde tarihten günümüze ulaşmış göz kamaştırıcı âbideler, müze ve kütüphanelerde korunan sanat eserleri, eşyalar, din ile sanat arasındaki ilişkiyi, aynı zamanda yüksek dinî heyecan, inanç ve düşüncelerin maddî şekiller alabildiğini gösteren örneklerdir. Büyük bir titizlikle korunan, ilgi duyulan camiler, mescidler hıristiyan katedralleri hep inanmış insanların yaptığı dünya sanatının zenginlikleri arasında yer alır. Sanat, ruh güzelliğinin madde planında parlaması olduğuna göre, insanın sanat eserine hayranlığı şekle sokulan ruha ve fikredir. Şekil, renk, ses ve çizgiyle anlatılmak istenen ruhun ıstırapları, mutluluk ve güzellikleridir. Sanat kökleri mâzide olan gelenek, inanç, ortak duygu ve düşüncelerin dilidir. Bu dil evrenseldir. Değişik şekillerde her kültür çevresinde görülür. Fakat sanat eserinden aynı kültür ve medeniyet değerleri içinde doğmuş, yetişmiş insanlar daha çok zevk alırlar. Sanatın doğuşunda din kadar milletlerin sanat, zevk ve hayat anlayışları da sanat eserlerinin üslûp kazanmasında belirleyici bir etken olmuştur. Aynı medeniyet çerçevesinde yer alan milletlerin müşterek dinî ve sosyal ihtiyaçlarına bağlı olarak biçimlendirdikleri, sanat eserlerinde üslûp ve teknik farklılıklar göze çarpar. Toprağa atılan tohum, şartlara ve iklime göre nasıl özündeki gizli şekli gerçekleştirirse milletler de ruhlarındaki özü sanat yoluyla ifadelendirir, kendi renklerini sanata yansıtırlar. Bu nedenle medeniyetlerde zaman ve mekâna göre çeşitli usul ve malzemelerle şekillenen pek çok dinî ve millî sanat dalı vardır. İnsanlığın tarih boyunca çeşitli iklim ve coğrafyada kazandığı ve nesilden nesile aktardığı bilim ve sanat alanındaki bu birikimleri, deneyimleri yeni oluşan medeniyet ve kültürler içinde farklı kompozisyon ve farklı anlayışla devam ederek sanat eserlerinin biçim ve estetik yapılarını tabii olarak etkilemiştir. Sanat, Fert ve Toplum Medenî seviyesi yüksek toplumlarda sanat asil bir duygu olarak insanları ruhen besler ve yüceltir. Sanattan anlamak ve zevk almak, fertlerin sahip olduğu din ve sanat terbiyesine, kültürüne bağlıdır. Dinî ve millî hislerle, büyük bir hayranlıkla seyrine doymadığımız, İstanbul Süleymaniye, Edirne Selimiye, Sultan Ahmed gibi toprağı vatan yapan mâbedler toplumun süreklilik şuurunu ayakta tutan, dinî hayatı daha içten ve daha feyizli yaşamamıza sebep olan birer sanat şaheserleridir. Sanatı toplumun medenî yükselişi için yapan Mimar Sinan, Mustafa Itrî, Dede 4

11 Efendi, Şeyh Galib, Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisârî ve Mustafa Râkım gibi dâhi sanatkârlar en yüksek gönül titreşiminde ortaya koydukları eserleriyle asırlardır gönülleri titrettikleri ve yücelttikleri bir gerçektir. Bugün bestelenmiş gibi hâlâ coşkuyla söylenen bayram tekbiri, salât-ı ümmiyye ruhun ilâhî güzellik karşısında duyduğu hayranlığın ifadesidir. Âşık Yûnus hâlâ aramızdadır. Her dost meclisinde onun şifalı ellerini bazan mûsiki, bazan şiir kalıpları içinde üstümüzde hissederiz. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî gibi gönül erleri ilâhî bir kaynaktan aldıkları hikmetli sözleri, şiir ve söz kalıplarına dökerek kitleleri arkalarından sürüklemişler, dirliği ve düzeni bozulmuş toplumlarda sanatlarıyla güçlü bir duygu, düşünce ve iman birliği sağlamış, nesilleri birbirine bağlamışlardır. Eski zamanın büyükleri insanlığın yüzünü güzele ve doğruya çevirmek, özellikle din eğitiminde mâneviyatı yükseltmek ve insanları Allah a yönlendirmek amacıyla sanatın büyüleyici etkisinden yararlanmışlardır. Dâvûd peygamberin Allah vergisi güzel ve gür sesiyle Zebûr dan okuduğu sûreleri dinleyen bütün mahlûkların onunla beraber Allah ı tesbih ettikleri, böylece Hz. Dâvûd un ilâhî sözleri sanat yoluyla daha etkileyici bir biçimde insanlara bildirdiği ve gönülleri uyardığı bilinir (Sâd 38/18, 19, 20). Bütün dinlerin ibadet ve âyinlerinde, askerî ve millî duyguların güçlendirilmesinde, doğumdan ölüme kadar hayatın bütün safhalarında şiir, mûsiki ve diğer güzel sanatlar etkili bir şekilde yerini almış, bu alanda eserleriyle bütün dünya insanlarını etkileyen büyük sanatkârlar yetişmiştir. Sanat eğitimi aynı zamanda ahlâk eğitimidir. Sanat eğitimi alan bir kimse bir taraftan kendi sanat ve anlama yeteneğini geliştirirken, bir taraftan da ruhî incelikler kazanarak güzelliğin özlemini çeker, kemale doğru yol alır. Tarihte bütün uygar toplumlar sanatın bu eğitici ve terbiye edici rolünden yararlanmışlardır. Osmanlı toplumunda eğitim ve öğretim çağına gelmiş olan gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için genelde temel eğitimin yanında şiir zevk ve bilgisi, mûsiki ve hüsn-i hat gibi sanatların eğitimi de verilirdi. Daha küçük yaşta güzel yazı öğrenmeye başlayan çocuklar, hocalarının dizi dibinde hem güzel yazının kurallarını öğrenmiş, kabiliyetlerini geliştirmiş hem de ahlâk terbiyesi görmüş olurlardı. Gençler sanat eğitimi sırasında, kendi kabiliyetleri ölçüsünde sabırlı ve çalışkan, düzenli ve temiz olma gibi güzel huylar da kazanırlardı. Toplumda örnek insan olarak saygı gören hattat, talebelerinin bütün zaaflarını yakînen takip eder, ders sırasında meşkinin altına çıkartmaları yaptıktan sonra, gerekli gördüğünde, sözlü uyarılarının yanında arada bir talebeye başarıları ile gurura kapılmamasını, kin, haset ve kıskançlık gibi bütün ruhî güzellikleri silip yok eden kötü huylardan temizlenmesi gerektiğini de yazardı. Böylece hat sanatını öğreten hoca, topluma örnek insan olarak hazırlandığı talebesine huzurlu bir hayatın da yolunu göstermiş olurdu. Osmanlı kültüründe Enderun Mektebi, resmî mektepler ve üstatların evleri, özellikle daha geniş alanda güzel sanatlar akademisi konumunda olan tekkeler sanat eğitimi yapılan, tarihte büyük sanatkârlar yetiştirmiş kurumlardır. Tekkelerde tasavvuf ahlâkı safiyeti içinde gençler sanat eğitimi yanında, kendilerine ve topluma zararlı duygu ve düşüncelerden arındırılırlardı. Günümüzde etki alanını daha da genişleten sanat, eğitim, moral, reklam ve politik propaganda aracı olarak ve ticarî amaçlarla ve daha pek çok alanda hızlı, ileri teknik iletişim vasıtaları ile kısa sürede bütün dünya insanlarını 5

12 etkileyecek bir güce ulaşmıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin, sanatın bu gücünden yararlanarak dünya milletleri üzerinde kendi kültür ve sanatlarını üstün kılma çabası ve yarışı içinde oldukları görülür. Bu nedenle çağımızda güzel sanatlar eğitim ve öğretimi devlet eliyle programlanarak kurumsallaştırılmıştır. Bilgi, emek ve büyük servetler harcanarak müze ve kütüphaneler kurulmuş, şehirlerin tarihî dokuları büyük bir duyarlılıkla korunmuş, sanatla beraber yaşayan insanların sanat bilgisi, zevk ve anlayışları geliştirilmiş, böylece sanat ve sanatkâr toplumun sevgi ve ilgi odağı haline gelmiştir. Topkapı Sarayı Müzesi, British, Louvre, Metropolitan, Pergamon gibi müze ve kütüphaneler sahip oldukları çok zengin koleksiyonlarla dünya tarihine, ulusların kültür ve sanatlarına açılan, bilime ışık tutan ve bilimi yönlendiren muhteşem kuruluşlardır. Devletler sahip oldukları bu kültür ve sanat çeşitliliği ve zenginliği ile güç kazanmakta, uluslararası kültür ve sanat yarışında öne geçmektedirler. Ayrıca müze, kütüphane ve tarihî çevreleriyle ilgi çeken şehirler de artan turizm gelirleriyle ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Gelişmiş ülkelerin uzun zamandan beri eski uygarlıkların kültür ve sanatlarına karşı gösterdikleri aşırı ilgi ve sevgisi, dünya kültür ve sanatlarını koruma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma gibi hedeflerinin yanında, sanat eserleri aracılığı ile milletlerin ruh inceliklerini, duygu ve düşüncelerini öğrenmek ve bu uluslar üzerindeki politikalarını bu alanda yapılan bilimsel araştırmalara göre belirlemek ve böylece hâkimiyetlerini güçlendirmek amacına da yöneliktir. Milletlerin medenî seviyeleri ve üstünlükleri ortaya koydukları ve sahip oldukları sanat eserleriyle ölçülür. Çünkü bir dönemin maddî ve mânevî kültür değerleri en saf bir şekilde sanat eserlerine siner. Ancak millî özelliği olan sanat eserlerinin tesiri bütün dünyayı sarar ve o zaman sanat evrensel bir değer ve güç kazanır. Milletlerin hayatı, kökleri mâzide olan güzel sanatlarının canlı tutulmasına, öğretilmesine, sevilmesine ve korunmasına bağlıdır. Böylece uluslar ya varlıklarını devam ettirirler veya hâkim kültür içinde erir, tarih sahnesinden silinirler. Sanatı tanımlayınız ve sınıflandırınız. Özet Günümüzde İngilizce art, Almanca kunst, Arapça fen karşılığında kullanılan sanat kelimesi, önceleri sadece mimarlık, heykel ve resim gibi görsel (plastik) sanatlar için kullanılmış; yeni tanımlamalarla şiir, edebiyat, müzik (fonetik), süsleme ve sahne sanatları da sanat kapsamı içine alınarak sınıflandırılmıştır. Sanatın doğuşunda ve tarih boyunca serpilip gelişmesinde insanın yaratılışında var olan bu estetik zevkle beraber inançların da önemli rol oynadığı kabul edilmiştir. Din, sanatın üstünde onu besleyen bir kaynak olarak daima milletlerin tarihine, yaşayış tarzına, maddî mânevî kültür faaliyetlerine hükmetmiş, şekil ve yön vermiştir. Dinî ve millî hislerle, büyük bir hayranlıkla seyrine doymadığımız, İstanbul Süleymaniye, Edirne Selimiye, Sultan Ahmed gibi toprağı vatan yapan mâbedler toplumun süreklilik şuurunu ayakta tutan, dinî hayatı daha 6

13 içten ve daha feyizli yaşamamıza sebep olan birer sanat şaheserleridir. Sanatı toplumun medenî yükselişi için yapan Mimar Sinan, Mustafa Itrî, Dede Efendi, Şeyh Galib, Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisârî ve Mustafa Râkım gibi dâhi sanatkârlar en yüksek gönül titreşiminde ortaya koydukları eserleriyle asırlardır gönülleri titrettikleri ve yücelttikleri bir gerçektir. Bugün bestelenmiş gibi hâlâ coşkuyla söylenen bayram tekbiri, salât-ı ümmiyye ruhun ilâhî güzellik karşısında duyduğu hayranlığın ifadesidir. Âşık Yûnus hâlâ aramızdadır. Her dost meclisinde onun şifalı ellerini bazan mûsiki, bazan şiir kalıpları içinde üstümüzde hissederiz. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdakilerden hangisi plastik sanatlardan biridir? a. Resim b. Şiir c. Edebiyat d. Müzik e. Dînî mûsikî 2. Bir sanatı yapmak için gerekli bilgi ve hünere sahip kişiye verilen ad aşağıdakilerden hangisidir? a. Sanatkâr b. Zanaatkâr c. Bilge d. Âlim e. Meleke 3. Aşağıdakilerden hangisinde sanat kelimesinin ilk dönemlerdeki tanımının içine giren sanat dalları bir arada ve doğru olarak verilmiştir? a. Mimarlık, heykel, resim b. Resim, mimarlık, şiir c. Şiir, resim, heykel d. Edebiyat, müzik, şiir e. Müzik, sahne sanatları, heykel 4. İnsanların maddi ihtiyacını karşılamak için el emeği ve becerisi ile yapılan işlere verilen ad aşağıdakilerden hangisidir? a. Zanaat b. Fen c. Sanat d. Fonetik Sanat e. Nakış 7

14 5. I. El alışkanlığı ile yapılan iş II. Ustalık III. Hünerle yapmak IV. Eser yaratmak Yukarıdakilerden hangileri Arapça sana a fiilinden türemiş sanat isminin anlamlarındandır? a. Yalnız I b. I ve II c. II ve III d. I, II, III e. I, II, III, IV Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. a Cevabınız doğru değilse Sanat, Tanımı kısmını tekrar okuyunuz. 2. a Cevabınız doğru değilse Sanat, Tanımı kısmını yeniden okuyunuz. 3. a Cevabınız doğru değilse Sanat, Tanımı kısmını yeniden okuyunuz. 4. a Cevabınız doğru değilse Sanat, Tanımı kısmını yeniden okuyunuz. 5. e Cevabınız doğru değilse Sanat, Tanımı kısmını yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Sanat insan ruhuna has duygu ve düşünceleri gören ve dinleyende derin bir zevk ve hayranlık uyandıracak biçimde ortaya konma konusundaki hayal gücü ve yaratıcılığın ifadesidir. Sanatlar genel olarak hitap ettikleri organlara göre ikiye ayrılır. 1. Plastik sanatlar (görsel sanatlar), 2. Fonetik sanatlar (kulağa hitap eden sanatlar). Yararlanılan Kaynaklar Yetkin, Suut Kemal (1938), Estetik, İstanbul. Charles, Lalo (1948), Estetik (trc. Burhan Toprak), İstanbul. Ziyaeddin Fahri (1927), Bedîiyât, İstanbul. 8

15 9

16 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Erken İslâm dönemi mimarisinin özelliklerini ve yayılma alanlarını açıklayabilecek, Asya da Türk-İslâm Mimarisi nin erken örneklerini tanıyabilecek Camiler yanında Türk-İslâm mimarisinin getirdiği mezar anıtları, medreseler, kervansaraylar gibi mimari tiplerin gelişmesini açıklayabilecek, Osmanlı mimarisi gelişimine giden yolda, Anadolu Türk-İslâm devri mimarisini tanıyabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Emevî, Abbâsî, Mağrip ve Mısır da Erken İslâm Mimarisi Karahanlılar ve Gazneliler döneminde mimari Büyük Selçuklular dönemi mimarisi, Mısır da Türk Memlükleri Türkiye Selçukluları ve Anadolu da XIV. yüzyıl Beylikler i mimarisi Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; İslâm ın başlangıç ve yayılma dönemi ile ilgili tarihî ve coğrafî bilginizi gözden geçirin ve bu dönemle ilgili daha çok görsel malzeme içeren kaynağa ulaşınız. Asya da ilk Türk-İslâm egemenlik çevresinin (Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu gibi) tarihi ve yayıldığı coğrafya ile ilgili bilgilerinizi konuyu temellendirmek bakımından gözden geçirin ve daha çok görsel malzeme içeren yayınlara ulaşın. Anadolu da Türk-İslâm döneminin başlangıcı sayılan XI-XIV. yüzyıllarla ilgili tarihî gelişmelere ait bilgilerinizi gözden geçirin ve daha çok görsel malzeme içeren yayınlara ulaşın. 10

17 Erken Dönem İslâm Mimarisi GİRİŞ Hz. Muhammed in 632 yılında vefatından sonraki ilk yüzyıl içinde İslâm sanatı ilk eserlerini vermeye başlamıştır. 661 yılında halifeliğin Emevîler e geçmesi üzerine merkez Medine den Şam a taşınmış, merkezin Şam a taşınmasıyla da bu çevrede yaşayan Antik kültürün mirası ile bağdaşabilecek yapı faaliyeti başlamıştır. Burada doğan ve yerleşen üslûp, bütün Kuzey Afrika ve İspanya yı etkilemiş, hatta, Abbâsî üslûbunun geliştiği ileriki 300 yıl içinde bile İspanya da, Bağdat a karşı bilinçli bir şekilde uygulanmıştır. Erken İslâm mimarisinde cami tiplerinin geliştirilmesine büyük önem verildiği görülür. İlk camiler, basit çevre duvarlarına sahip, çoğunlukla üzerleri açık ibadet yerleridir. Hz. Muhammed in bütün faaliyetlerinin merkezi olan ve daha sonra genişletilen ve Velîd zamanında (712) avlu etrafında sütunlar ve düz çatı ile örtülü hale getirilen Mescid-i Nebî ilk camilere de örnek olmuştur. Genel gelişme tablosunun dışında kalmakla beraber, Mekke de Mescid-i Harâm (Kâbe), bütün İslâm dünyasının kalbi ve bütün camilerin mihrap yönü olmasıyla apayrı bir önem taşımaktadır. Metinde adı geçen yapılarla ilgili görselleri araştırınız. 1. Emevî Devri Mimarisi Resim 2.1:Şam Emevîye Camii iç görünümü. 11

18 Çoğu Emevîler tarafından yaptırılmış olan ilk camiler ordugâh camileridir. Geniş alanları kaplayan bu camilerin erken tarihlileri arasında, Basra ve Kûfe camileri ile eski Kahire de (Fustat) Amr Camii ve Kayrevan da (Kuzey Afrika) Sîdî Ukbe Camii nin ilk şekli hakkında bilgiler bugüne ulaşmıştır. Amr Camii 642 de yapılıp 673 te genişletilmiş, başlangıçta avlu ve mihrap yokken sonradan açık bir avlu ve sütunlara dayalı bir ana mekân meydana getirilmiştir. İlk yapılışı 702 yılına ve Halife Abdülmelik e ait olan Kudüs teki Mescid-i Aksâ daha sonra 780 de yenilenmiş, değişiklikler geçirmiş, Haçlıların saray haline getirmesinden sonra Selâhaddin-i Eyyûbî tarafından geri alınarak tekrar cami haline getirilmiştir. Burada Justinyen devrinden kalma bazı kısımlarından yararlanılarak, dikine gelişme gösteren bir yapı inşa edilmiştir. Daha sonraki eklemelerle mihrap duvarında enine bir nefi bulunan ve kesişme yerinde bir de kubbesi olan geniş, sütunlu bir yapı haline getirilmiştir. Emevî mimarisinin en önemli yapısı ise Şam da, Emevîyye Camii dir. İlk camilerin basit planlarından tamamen ayrılan bu cami gerek mimari planı gerekse biçimiyle asırlarca İslâm dünyasının pek çok yerinde uygulanmıştır. Halife I. Velîd zamanında yılları arasında tamamlanmış olan Şam Emevîyye Camii burada eskiden bulunan bir Roma tapınağı ile bir Bizans bazilikasının yerine inşa edilmiştir. Tamamen yeniden biçimlendirilmiş olan bu yapı, revaklı bir avlunun güneyinde yer alır. Caminin üç minaresi ve dört ana kapısı vardır. Altta yüksek, üstte daha alçak sütunlarla kemerler, iki katlı bir düzenle ana mekânı üç paralel nefe ayırır. Bu üç nefi tam ortada dikine bir nef keser. Bu dikine nefin ahşap çatısı yükseltilmiştir. Kesişme yerinde ise kubbe yer alır. Yapıda bir kısmı sonradan meydana çıkarılan mozaik süslemeler çok dikkat çekicidir. Köşkler, servi ağaçları ve cennet manzaraları ile zenginleştirilmiş bu mozaik resimlerde insan ve hayvan figürlerine yer verilmemiştir. Abdülmelik tarafından 691 yılında Kudüs hareminde yaptırılmış olan Kubbetü s-sahre dir. İslâm sanatının ilk anıtsal yapısı gözü ile bakılan bu eser, Hz. Muhammed in Miraç gecesi bastığı ve Allah a yükseldiği kabul edilen kutsal kaya üzerinde ikinci bir hac merkezi ziyaretgâh olarak yaptırılmıştır. Sekizgen yapının içinde ikinci bir sekizgeni sütun ve kemerler oluşturmakta, en içte de daireye geçilmektedir. Bunun üzerini 20 m. çapında ve 20 m. yüksekliğinde kubbe örter. İçi zengin mozaik kaplamalıdır. IX. yüzyıl başlarında kubbe çökmüş, mozaikler dökülmüş ve onarım görmüştür. En esaslı onarım da Kanûnî Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış ve dışı mozaik yerine çinilerle kaplanmıştır. Emevî devri, camiler ve anıt yapıları dışında sivil mimariyi temsil eden yapılar büyük iskân bölgelerinin dışında müstahkem saray veya kasır olarak hizmet vermiş binalardır. Ürdün de Kusayru Amre, kesme taş mimarisiyle ve üç bölümlü tonozlu esas mekânıyla diğer Emevî kasırlarından farklıdır. II. Velîd in hilâfetinden önceki bir dönemde yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu kasrın duvar resimleri İslâm sanatı tarihi bakımından önem taşımaktadır. Emevî çöl sarayların bilinen ilk örnekleri arasında Halife Hişâm b. Abdülmelik devrinde 727 yılında yapılmış olan Kasrü l-hayri l-garbî, II. Velîd zamanında yapımına başlandığı tahmin edilen Kasrü l-müşettâ, Hırbetü l-mefcer Emevî sivil mimarisinin en ilgi çekici örneklerindendir. Kasrü l-müşettâ nın muhteşem kabartmaları II. Abdülhamid tarafından Alman İmparatoru Kaiser II. Wilhelm e hediye edilmiştir. Günümüzde Berlin 12

19 Pergamon Müzesi nde sergilenmektedir. Bu kasırlar plan bakımından genelde ana avlu etrafında gelişmiş mimari bölümlerden ve bu iç mekânı içine alan tahkimatlı duvarlardan oluşmaktadır. 2. Abbâsî Devri Mimarisi İslâm dünyasında Emevîler in yerine 750 de Abbâsîler in yönetimi ele geçirmeleriyle siyasî, askerî, idarî, ilim ve sanat alanlarında çok büyük değişiklikler olmuştur. İslâm halifeliğinin başkenti Şam dan Bağdat a taşınmasıyla Sâsânî ve Mezopotamya sanat geleneklerinden devşirilen biçimlerle İslâm sanatı Orta Asya doğulu bir çehre kazanmıştır. Ayrıca Orta Asya dan devşirilen Türk birliklerinin hilâfet ordusunun saflarına katılmasıyla İslâm sanatı Türk sanatı ile bütünleşmeye başlamıştır. Abbâsî mimarisinin getirdiği yenilikler arasında şehircilik anlayışı vardır. Bağdat başta olmak üzere, yeni şehirleşmeler dinî mimariyi ve sivil mimariyi yeni bir yönde geliştirmiştir. Hârûnürreşid in ünlü Bağdat ından bugün bir şey kalmamıştır. Halife Mansûr un Bağdat şehri ( ) daire şemalı ve dört ana girişli bir merkez olarak düşünülmüş, ortada saray ve cami, surlara doğru da mahalleler ve çarşılar yer almıştır. Abbâsî devrinde en önemli mimari gelişmelerden biri yeni Sâmerrâ şehrinin kurulması olmuştur. Dinî ve sivil mimari alanında yepyeni bir anlayışın somut belgesi olan bu şehir 836 ile 883 arasında yeni mimari anlayışın geniş ölçüde uygulandığı bir merkez olmuştur. Nüfusunun 1 milyona ulaştığı kaydedilen Sâmerrâ da dünyanın en büyük camilerinden biri, kişinin namaz kılabildiği Mütevekkiliye Camii yaptırılmıştır. Halife Mütevekkil in yıllarında yaptırdığı bu cami, tuğla mimarisiyle ve 3800 m 2 lik yüzölçümüyle Abbâsî devrinin yeniliklerinden biridir. Avlu etrafında, pâyelere oturtulmuş olan çatılı revaklar ve nef halinde düzenlenen ana mekânın dışında malviye denilen spiral minaresi yükselir. 58 m. yüksekliğindeki minareye 2,50 m. genişliğinde rampalarla çıkılır. Aynı minare, yakındaki Mütevekkiliye (Caferiye) şehrinde Ebû Dülef camii nde de tekrarlanmıştır. İslâm sanatı içinde bilinen ilk türbe Kubbetü s-suleybiyye dir. Sonraki türbe mimarisinin gelişmesi Orta Asya Türkleri yle başlayacaktır. Burada, 862 tarihli yapı, Dicle nin batı kıyısında küçük bir tepecik üzerinde yükselir. İç içe iki sekizgen ve ortadaki sivriltilmiş bir kubbe ile örtülüdür. Müstansır, Mu tez ile Mühtedî burada gömülüdür. Emevîler de olduğu gibi Abbâsîler de de çöl sarayları ve kasırlar yapılmış olmakla birlikte bunlar daha çok yeni şehircilik anlayışı ile birlikte yürütülmüştür. Rakka ve Hırakla dairevî şema gösteren, yeni merkezler VIII. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış olan Ühaydır Sarayı Bağdat ın 120 km. kadar güneyinde bulunan, surla çevrili bir çöl sarayı olarak bazı özelliklere sahiptir. Tuğla süslemeler ve sivri kemerler yanında içte, mekânların ayrı ayrı avlular çevresinde beyt denilen bir düzende sıralanmış olması ve genellikle üç kollu tarma düzeni denilen mimari planlamayı göstermesi ilgi çekicidir. Abbâsî devrinin en büyük saraylarından biri olan Cevsaku l-hakānî Sâmerrâ da Halife Mu tasım tarafından Türk beyi Artuk Ebü l-feth b. Hâkān için yaptırılmış fakat çok beğendiği için kendisi kullanmıştır. Yan yana üç tonozla örtülü bir anıtsal girişe sahiptir. Arka arkaya mekân gruplarından oluşan sarayda dört kollu bir taht salonu, serdâb denilen serin yer altı mekânları bulunmaktadır. Bunların yanında alçı süslemeleri odalarda 13

20 stukoları, harem duvarlarında figürlü freskleri dikkat çekmektedir. Bu freskler Abbâsî devri resim sanatı için çok zengin bir kaynak oluşturmaktadır. Bu figürlerde Orta Asya resim geleneğini hatırlatan ve Türkler tarafından geliştirildiği anlaşılan tipler görülür da Mütevekkil in kendi merkezi için yaptırdığı Belkuvârâ Sarayı üç avlu ile ulaşılan dört kollu taht salonuna sahiptir. İkinci avluda, dikdörtgen planlı ve sütunlu ayrı bir camisi vardır. Sâmerrâ daki alçı süsleme üslûpları mermer tozu ile alçının karışmasından meydana gelen bir çeşit kaplama esasına dayanır. Kalıpla veya çizilerek yaşken süslemeler yapılır. Derin kesim veya mâil kesim konturlarda derin gölgeler veya hafif kabartılar oluşturur. Damgan da Tarı Hane Cami ile İsfahan ın doğusundaki Nâyin Camii İran sahasında Abbâsî sanatını temsil eden iki önemli eserdir. Buhara şehrinde Sâmânoğlu Türbesi dört yanda aynı değerde cepheleriyle kare planlı ve kubbeli bir yapıdır. Bu yapı tuğla mimarisi ve dekoruyla Orta Asya mimarisiyle yakın bağlantılıdır. Sepet örgüsü biçimindeki tuğla dekorlu cephelerin üst kısmını sivri kemerli galeriler çevreler. Bu tarz, erken devir İslâm mimarisi için bir yenilik olarak görülür. Emevî devri sanatı Geç Antik devrin mirası üzerinde bir sentez yaratmıştır. Abbâsî devri sanatı ise Türkler in büyük etkisiyle doğuya dönük bir üslûbun uygulayıcı ve geliştiricisi olmuştur. Abbâsîler den sonra İslâm sanatı genelde Türk sanatıyla temsil edilmiş ve örneklendirilmiştir. İran da Büyük Selçuklular la başlayan yenilikler ve yerleşen üslûplar daha sonraki devreleri etkilemiştir. Mısır da da Tolunoğulları ndan sonra Türk Memlüklerin bu gelişmenin sürdürülmesinde hâkim bir rol oynadıkları görülür. Kuzey Afrika, geleneklerini koruyarak uzun yıllar aynı şemaları tekrar etmiştir. İspanya da ise Emevî sanatının devamı olan bir üslûp Akdeniz çevresindeki diğer sanatları da etkileyerek kuvvetli bir gelenek kurmuştur. 3. İspanya ve Mağrip Sanatı 711 de İspanya ya geçen müslümanlar burada 1492 ye kadar hüküm sürdüler. Bu süre içinde gelişen sanat üslûpları çevreyi kuvvetle etkilemiş, Mağrip denilen Kuzey Afrika Endülüs adı verilen İspanya da çeşitli sülâlelerin siyasî egemenlikleriyle sanat gelişmesini sürdürmüştür. Bütün Kuzey Afrika da Kayrevan Sîdî Ukbe Camii nin modeli esas alınmış, dinî mimaride ve camilerde çeşitli şekillerde bu şema ve form uygulanmıştır. Endülüs te 786 da I. Abdurrahman ın başlattığı Kurtuba Camii, 990 yılına kadar üç kez genişletilmiştir. Avlunun kıble tarafında, sütun ve kemerlere dayalı kapalı bir ana mekân şemasına sahip olan ilk yapı kıbleye dik dokuz nefiyle Suriye geleneğini yaşatmıştır. Fakat son eklemelerle simetrisi bozulmuştur. Yüzlerce sütunla ve iki katlı kemerlerle bir ormanı andıran cami, içi, kırmızı tuğla ve beyaz taşın birlikte kullanılmasıyla değişik bir manzara gösterir. Bu camide at nalı kemerler ve sonraki eklemelerde dilimli kemerler de uygulanmıştır. II. Hakem devrine ait olan bugünkü zengin süslemeli mihrap bölgesi, yan yana üç kubbe ile örtülüdür. Damarlı kubbeler zengin süslemeleriyle ve çevredeki dilimli, iki renkli kemerlerle at nalı biçimindeki mihrap nişinin bulunduğu bölgeye ayrı bir özellik kazandırmaktadır. Batı İslâm sanatının en önemli ürünlerinden biri olarak görülen Kurtuba Camii nin mimari unsurları ve süslemeleri yalnız Kuzey Afrika İslâm mimarisini değil, Avrupa ve Akdeniz mimarisini de etkilemiştir. 14

21 İspanya da Benî Ahmer Devleti nin merkezi Gırnata (Granada) İslâm sanatının son önemli ürünlerini verecektir. Nasrîler olarak da tanınan Gırnata emîrlerinden kalan en önemli yapı XIV. yüzyıldan kalma Elhamra Sarayı dır. Üç kısımdan meydana gelir: Meşver denilen kısım sultanın davalara baktığı ve tebaasını kabul ettiği yerdir. Bunun dışında taht salonu vardır. Harem kısmının merkezinde aslan heykelleriyle fıskıyeli havuzu bulunan avlu yer alır. Divan kısmı da havuzlu avlu esasına dayanır. Bütün saray, çeşitli köşklerden meydana gelmiştir. Plan, ihtiyaca göre meydana gelmiş, sağlamlıktan çok rahat ve gösterişli süslemeler tercih edilmiştir. Resim 2.2: İspanya Elhamra Sarayı aslanlı avlu Kaynak : Muhittin Serin arşivi 4. Mısır da Erken İslâm Mimarisi Mısır da ilk bağımsız müslüman Türk devletinin kurucusu Tolunoğlu Ahmed, Sâmerrâ da görevli bir Orta Asyalı Türk emîrinin oğludur. Kahire den yüzyıl kadar önce el-katayi adını verdiği şehri kuran Tolunoğlu Ahmed, sivri kemeri, süslemesi, gelenekleri ile Türk mimarisini de Mısır a 15

22 taşımıştır. Tolunoğlu Ahmed 868 de Mısır a egemen olduktan sonra 870 te el-katayi şehrini kurmuş, 873 te su kemeri ve hastahane yaptırmıştır. Kısa süren parlak bir devrin temsilcisi olan camisi ise Mısır ın İslâm devri anıtları içinde çok önemli bir yere sahiptir. Tolunoğlu Camii, yılları arasında yapılmış tuğla bir yapıdır. Tuğla geleneği Sâmerrâ yolu ile ve Türkler le Orta Asya dan Mısır a gelmiştir. Sivri kemerlerin kullanıldığı bu yapıda, köşeleri yuvarlatılmış pâyelerle avlunun kıble yönünde beş paralel nef meydana getirilmiş, diğer yanlar iki nefle teşkilâtlandırılmıştır. Sâmerrâ Mütevekkiliye Camii nin yarı büyüklüğündeki yapının minaresi duvarların dışında, rampalarla çıkılan spiral bir kule şeklindedir. XIII. yüzyılda Memlük Sultanı Lâçin tarafından yaptırılan ekler ve onarımlar sırasında dıştan merdivenli kare bir kaide örülmüştür. İlk müslüman Türk devleti olan Tolunoğulları 905 te Mısır egemenliğini tekrar Abbâsî halifelerine bırakmıştır. 933 e kadar da Mısır da bir kargaşa devri sürmüş, nihayet bu tarihte Ferganalı soylu bir Türk ailesinden gelen Mehmed Akşit in Mısır a vali olmasıyla X. yüzyılın ortalarına kadar Mısır ı düzene sokmuştur. 943 te yaptırılan Şerif Tetabe (Tabataba) Meşhedi, dört kollu pâyeler üstünde 20 x 30 m. boyutlarında ve üzeri eşit dokuz kubbe ile örtülü bir yapıdır. Bir de stuko süslemeli mihrabı bulunan bu yapının mimari planı bu devir için çok ilgi çekici bir yenilik olarak görülür. Bu iki Türk devletinden sonra Mısır, 969 dan itibaren Fâtımîler in egemenliğine girmiştir. Kuzey Afrikalı, Berberî ve Şiî olan Fâtımîler, Mehdiye ve Kayrevan dan sonra, kerpiç surlarla çevirdikleri Kahire yi kurarak merkez yapmışlardır. Fâtımî mimarisinde, kesme taşın çok kullanılması ve cephelerin kuvvetle belirtilecek biçimde ele alınması yanında, iç süslemede bitki motifleri önemli özelliklerdir. Buna karşılık, planlarda genellikle Tolunoğlu Camii ile Kayrevan Camii örnek alınmış, değişik ölçülerde uygulanan bu planlarla yeni bir mimari meydana getirilmiştir yıllarında tamamlanan el-ezher Camii, paralel nefleri ile Tolunoğlu Camii ni örnek almış, Kayrevan daki gibi iki kubbe dikine uzanan orta nefin iki ucuna yerleştirilmiştir. Pâyeler yerine de devşirme sütunlar kullanılmıştır. Sonradan medrese haline getirilen ve Memlük devrinde minareleri eklenen yapı Kahire Üniversitesi ne temel olmuştur. Genel manzarası ile kale görünümü veren ve taşkın cephesiyle dikkati çeken Hâkim Camii ( ) Tolunoğlu Camii ni küçük ölçüde tekrarlar. Akmer Camii ise 1125 te tamamlanmıştır. Kahire de devir açan zengin ve çeşitli süslemelere sahip kesme taştan cephesinde birbirinden ayrılan kısımların geometrik düzeni Türk ruhunun hâkimiyetini gösterir. Kitâbesinde zâviye adı geçen el- Cüyûşî Camii, ana mekânın planı bakımından ilgi çekici bir yapıdır te Bedr el-cemâlî tarafından yaptırılan yapının mihrap önünde ortada bir kubbe, yanlarda iki tonoz, bunun da arkasında yan yana üç tonozla enine bir dikdörtgen mekân elde edilmiştir. XI ve XII. yüzyıllara ait olan Fâtımî türbelerinde kare plan tromplu kubbe ve mukarnas dolgular kullanılmıştır. Seb Abenat (yedi kızlar) adı ile tanınan türbeler açık türbe geleneğini devam ettirirler ve Mısır daki ilk türbeler olarak görülürler tarihli Seyyide Rukıyye Türbesi de aynı mimari unsurların kullanıldığı bir yapıdır. Şiî olan Fâtımîler in İran la kuvvetli bağları vardı. Bu mimari unsurlar da İran da bu sırada Büyük Selçuklu mimarisinin olgunlaştırdığı geleneksel unsurlardır. Bedr el-cemâlî tarafından XI. yüzyılda yaptırılan Kahire nin ünlü sur kapılarının kardeş olan mimarları Urfalı idiler. 16

23 1171 de Fâtımî Devleti ne son veren Selâhaddin-i Eyyûbî, güneye doğru ülkesini genişletti. Eyyûbîler kısa süren egemenlik devrelerinde ( ) sanat alanında da Selçuklular ın ve Zengîler in olgunlaştırdığı üslûbu yaydılar. Eyyûbî devri anıtlarından çok azı günümüze ulaşmıştır. Mısır da bazı türbeler dışında, onların getirdiği ilk medreselerden de bir şey kalmamıştır. Suriye de medreseler Selçuklu ve Zengî geleneğine bağlıdır. Camilerde revaklı avlu, dilimli kubbeler ve stuko süsleme hâkimdir. Bu gelişmeler dışında İslâm sanatı İran, Anadolu, Hindistan ve diğer çevrelerde bütünüyle Türk sanatı çerçevesi içinde gelişmesini sürdürmüştür. Bu gelişme sadece mimaride değil, çini ve keramik, halı, maden işleri ve kitap sanatında da hep Türk sanatlarından ayrılamayan bir gelişmenin ürünleri olmuştur. İran da Büyük Selçuklu sanatı kendinden sonraki bütün Doğu İslâm sanatlarını sonuna kadar etkileyecek kuvvetli bir gelenek kurmuştur. Anadolu da tamamlanarak, Osmanlı mimarisinde en parlak devrine ulaşan bu gelişmeyi Türk-İslâm Sanatı başlıkları altında inceleyeceğiz. Mısır da erken İslâm döneminde genel yapı tiplerinden ayrılan ve değişik bir örtü sistemi taşıyan yapı hangisidir? Resim 2.3:Kahire Tolunoğlu Cami Kaynak:Muhittin Serin arşivi 17

24 TÜRK - İSLÂM MİMARİSİ Son zamanlardaki araştırma ve yayınlarla Türk mimarisinin Anadolu daki gelişmesinin kökenlerinin İran dan Doğu Türkistan a kadar olan bölgede, Türkler in meydana getirdiği ve geliştirdiği mimarinin esaslarıyla sıkı sıkıya bağlı olduğu artık iyice kabul edilmiştir. Anadolu Türk mimarisinin gelişmesini iyice kavrayabilmek için erken devir Türk mimarisinin Asya daki gelişmesini göz önünde bulundurmak gerekir. İslâmlık tan önceki dönemde Asya da Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar Türk Sanatının erken devrini temsil ederler. Mimari açıdan, Hunlar ve Göktürkler den elimizde bulunan, genellikle mezarlar ve buralardan elde edilen taşınır sanat eserleridir. Uygurlar ise Buda dinini geniş ölçüde benimsemişlerdi. Bununla beraber Maniheist tapınakların İran âteşkedelerini Budist tapınakların stupaları tekrarladığı anlaşılır. Hoço daki geniş kalıntılar arasında Uygur saraylarının planı geniş ölçüde aydınlığa kavuşmuştur. Kubbeli mezar anıtları, sivri kemerler, kubbeli mekânlar Uygurlar ın uygulamış olduğu mimaride açıkça görülür. Bunun yanında Anadolu Türk mimarisinde ileride çok önemli bir geçiş unsuru olacak olan üçgenlerle kubbeye geçişe de ilk defa burada rastlanması ilgi çekicidir. Uygur tapınaklarının duvar resimleri ise Türk resim sanatının öncüleri arasındadır. Metinde adı geçen yapılarla ilgili görselleri araştırınız. 1. Karahanlılar Devri Mimarisi Asya da Türk-İslâm mimarisinin ilk eserleri Karahanlılar devrinde ortaya çıkar. Karahanlılar Göktürklere bağlı iken 840 tan sonra devlet kuran Karluk Türkleri dir. 960 yıllarında müslüman olan Karahanlılar 999 da Buhara yı alarak Sâmânoğulları Devleti ne son vermişlerdir. Resim 2.4:Büyük Selçuklu mezar anıtlarından Merv de Sultan Sencer Türbesi 18

25 İlk Karahanlı eserleri kerpiç yapılardır. Sonraları ise tuğla mimarisinin en güzel örneklerini ortaya koymuşlardır. İlk kerpiç yapılarından Eski Dehistan Mezarlığı nda Şir-Kebir adındaki büyük kubbeli yapı ştuk (alçı) kaplamalarıyla ve sağlamlığıyla dikkati çeker. Karahanlı camilerinden iki önemli örnek ise Anadolu Türk mimarisinde en olgun şekline kavuşacak olan enine gelişmiş, mihrap önünde kubbeli cami planıyla merkezi planlı cami formunun ilk örnekleri olarak ele alınabilecek plan olgunluğu gösteriyor. Kerpiç ve tuğlanın birlikte kullanıldığı Buhara yakınındaki Hazar Camii kare planlı bir yapıdır. Ortada tuğladan pâyelerin taşıdığı dört tuğla kemer, merkezî kubbeyi taşımaktadır. Köşelerde de birer kubbe yer alır. Aradaki boşluklar ise tonozlarla örtülmüştür. Bu ilgi çekici XI. yüzyıl yapısının yanı sıra, eski Merv yakınında XI. yüzyıl sonu ile XII. yüzyıl başlarından Talhatan Baba Camii tamamen tuğladan yapılmıştır. Enine dikdörtgen planın ortasında, mihrap önünde yapının bütün genişliğiyle bir kubbe yer almaktadır. Yanlara doğru ortada birer geniş pâyeye oturtulmuş olan bu kubbe tromplu bir kubbedir. Yan taraflarda ise tonozlar kullanılmıştır. İleriki gelişmelere esas olan bu iki plan tipinin bu olgunlukta karşımıza çıkması oldukça dikkat çekicidir. Diğer Karahanlı camilerinden ilk haliyle günümüze ulaşan eser yoktur. Buhara da Mugak Attari Camii nin portal cephesi pişmiş toprak zengin süslemeler arasında çini süslemenin de kullanıldığı erken bir örnektir. Buhara daki yapıların çoğu Arslan Han tarafından ( ) yaptırılmıştır. Bunlardan 1119 tarihli Namazgâh Camii nin mihrap duvarındaki sarı kırmızımtırak küçük parlak tuğlalardan geometrik kûfî kitâbeler ilgi çeker. XII. yüzyıl başlarında yapılan Mescid-i Cuma ise orijinal şekliyle zamanımıza gelememiştir. Ancak Buhara şehrinin sembolü haline gelen ve Kalan Minaresi adı verilen minaresi, Arslan Han ın adı ve 1127 tarihini veren kitâbesiyle Karahanlı tuğla işçiliğinin en olgun bir örneğidir. Kuşaklar halinde değişik geometrik süslemelerle kaplanmış olan minarenin bir yakın benzerine de Özkent te rastlanmaktadır. Buhara daki minareye öncü olduğu kabul edilen bu minarenin bağlı olduğu cami de yıkılmıştır. Tirmiz yakınında Çar Kurgan da tarihli diğer bir Karahanlı minaresinde Serahslı bir ustanın adını görüyoruz: Ali b. Muhammed. On altı yivli bir gövde halinde yükselen bu minare de Karahanlı minarelerinin başka tipte bir uygulamasıdır. Her iki tip minare de Türkistan da silindirik, ince, uzun ilk minare örnekleridir. Karahanlı mimarisinin geliştirdiği çok önemli bir yapı tipi de türbelerdir. Erken tarihli İslâm türbelerinden ilki Sâmerrâ da Kubbetü s-suleybiye ve Buhara da Sâmânoğulları türbesidir. Karahanlı türbeleri ise cephe mimarisine özel bir önem veren, tuğla süslemelerin hâkim olduğu zengin bir mezar anıtı mimarisinin erken örnekleridir. Özbekistan da 978 tarihli Arap Ata Türbesi, en eski Karahanlı eseridir. Kare planlı ve tek kubbeli yapı, kubbeye geçişte kullanılan üç dilimli, yonca biçimli tromplarıyla ileriki gelişmeler için önemli bir adım teşkil eder. Ayşe Bibi ve Balaci Hatun türbeleri Karahanlı tuğla mimarisinin diğer iki önemli eseridir. Ayşe Bibi Türbesi, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ın kızı Ayşe Bibi için yaptırılmıştır. Cephesinin iki yanında yer alan minare biçimindeki ortası daralan kuleleri ve cephenin bütünü, altmış dört değişik süsleme ile işlenmiş sırlı tuğla ile kaplanmıştır. Karahanlılar şaşılacak olgunlukta ve büyük ölçüde bir kervansaray mimarisinin de geliştiricileridir. Şemsü l-mülûk Nâsır b. İbrâhim in yaptırdığı iki kervansaraydan tarihli Ribât-ı Melik in piştak denilen anıtsal giriş kapısı ile cephesi ayaktadır. Karahanlılar ın Dehistan, Akçakale, Dâye Hatun, Başane (Kurtlu Şehir) Kervansarayları Büyük Selçuklu Ribatlarıyla yakın plan ve form benzerliklerine sahiptir. Başane kervansarayı ise plan şemasıyla Anadolu daki sultan hanların plan şemasını 19

26 andırmaktadır. Üzerinde iyice durulması gereken Türk mimarisinin bu erken devrinde Karahanlılar, camileriyle ve türbeleriyle ileriki gelişmeleri etkileyecek olan ilk adımları atarken, kervansaray mimarisinde gerçekleştirdikleri avlu-eyvan ve kubbe kompozisyonlarıyla da öncülük etmişlerdir. Resim 2.5: Buhara Kalan Minare Kaynak: Asaru l-islami t-tarihiyye fi l-ittihadi s-sovyetiyye 2. Gazneliler Devri Mimarisi Daha önceleri Büyük Selçuklular la başlatılan Türk mimarisinin Karahanlılar da gördüğümüz parlak gelişmesi Gaznelilerle devam etmiştir. Hint ve İslâm dünyalarının buluşma yeri haline gelen Gazne, Sultan Mahmud zamanında en parlak devrini yaşamıştır. Onun Arûs-i Felek Camii kaynak bilgilerine göre XI. yüzyıl başında ağaç direkler üzerine zengin süslemeli düz çatılı bir yapı olarak yapılmıştır. Daha sonra Anadolu Selçukluları nın ağaç direkli camilerinde kalem işi, çini mozaik gibi değişik malzemelerle benzer özelliklere rastlayacağız. Gazne de önceleri kule zannedilen iki anıtsal yapının hava fotoğraflarının yardımı ile yıkılmış olan camilere ait minareler 20

27 olduğu anlaşılmıştır. Sultan III. Mesud a ait olduğu kitâbesinden anlaşılan ilk minare, taş kaide üstünde yıldız biçiminde yükselir. Üst yarısı silindir şeklinde iken yıkılmıştır yılına tarihlenen bu yapıda içte spiral bir merdiven vardır. Şerefelerin ahşap olma ihtimali kuvvetlidir. Yıldız biçiminin her tarafı eşit karelere bölünmüş ve her kare içinde zengin tuğla süslemeler yer almıştır. Yazı, bitki dekoru ve geometrik süsleme değişik şekiller gösterir. Kitâbesinden Behram Şah a ( ) ait olduğu anlaşılan ikinci minare de bunun daha basit bir tekrarıdır. Gazneli minarelerinin böylece Karahanlı minarelerinden farklı olduğu görülmektedir. Bu da Türk mimarisinin araştırma ve yaratma kuvvetini gösteriyor. En önemli Gazneli camii, şüphesiz Leşker-i Bâzâr Ulucamii dir. Son yıllardaki kazılarla kalıntıları ortaya çıkarılan bu yapı sarayın sur duvarına bitişiktir. Daha sonraki mihrap önü kubbeli yapıların öncüsü olarak görülen bu yapı XI. yüzyıl ilk yarısı içinde Sultan Mahmud ( ) veya I. Mesud ( ) zamanında yapılmıştır. Mihrap önünde iki nef boyunca uzanan büyük kubbesiyle bu cami tipi Karahanlı camileri gibi çok önemli gelişmelere yol açmış, Büyük Selçuklular tarafından İran camilerinde geliştirildikten sonra Artuklular la Anadolu ya, Memlükler le Mısır a kadar gelişmesini kuvvetle sürdürmüştür. Gazneliler in kaynaklarda adı geçen medreselerinden hiçbir örnek kalmamıştır. Gazneliler in sarayları Türk saray mimarisinin erken örnekleri arasında olup, son yıllardaki kazılarla oldukça aydınlığa çıkmıştır. Güney Afganistan da Bust şehrinin karşı kıyısında Leşker-i Bâzâr Sarayı, geniş bir alana yayılmış olan çeşitli yapılardan meydana gelir. XI. yüzyıl başlarına tarihlenen ve Sultan Mahmud devrinden kalan güney kasrı, geniş bir avlu çevresinde uzunlamasına planlanmış, düzgün bir şemaya sahiptir. Dört eyvan şemasına bağlı olan avlunun kuzeyinde, girişinde caminin de bulunduğu taht salonu yer alır. Taht salonunun duvarları Sultan Mahmud un hassa ordusunu canlandıran ve belge niteliği de taşıyan figürlerle doldurulmuştur. Çok tahrip edilmiş olan bu duvar resimlerinde askerler nehir kıyısında çok etkileyici bir manzaraya karşı yapılmış olan bu saraydan başka, Gazne şehrinde 1112 tarihinden kalma Sultan III. Mesud un sarayı da son yıllardaki kazılarla meydana çıkarılmıştır. Bu da dört eyvan şemasına bağlı bir avlu etrafında yer alan düzenli mekânlardan meydana gelir. Köşe kulelerine sahip bir sur duvarı ile çevrilidir. Burada çok zengin mermer süslemeler duvar kaplamalarında hâkim unsurlardır. Gazneli sarayları çok tahribe uğramış ve tekrar tekrar onarılarak kısmen kullanılmıştır. Gazneliler in Türk mimarisine önemli bir katkıları da kervansaray mimarisinde ortaya çıkar tarihlerinde Sultan Mahmud tarafından Şehnâme yazarı Firdevsî nin hâtırasına yaptırıldığı son zamanlardaki araştırmalardan anlaşılan Ribât-ı Mâhî (veya Çahe) Meşhed yakınında, Serahs yolu üzerindedir. Köşe kuleleri bulunan kare planlı yapı, ortada geniş bir dört eyvanlı avluya sahiptir. Sivri kemerli revakların arkasında yer alan tonozlu sağır mekânlardan başka çok önemli bir gelişme, eyvanların arkasında yer alan kubbeli mekânlarda kendini gösterir. Böylece Selçuklular dan önce eyvan-kubbe birleşmesi bir Gazneli yapısında bütün açıklığıyla ortaya çıkmış oluyor. Bununla da Karahanlı ve Selçuklu mimarileri arasındaki bağlantı kesintisiz olarak takip edilebilmektedir. 3. Büyük Selçuklular Devri Mimarisi ve Etkileri Horasan da 1040 ta kurulan Büyük Selçuklu Devleti, Alparslan ve Melikşah devirlerinde büyük bir imparatorluk haline geldi de Sultan Sencer in ölümünden sonra Irak, Kirman, Suriye Selçukluları ile devam eden 21

28 imparatorluk, Atabekler le Suriye ve Azerbaycan da devamını bulmuş, XIII. yüzyılda da Anadolu da Türkiye Selçukluları ile en parlak devrini yaşamıştır. İran da Büyük Selçuklular ın geliştirdiği plan ve mimari formlar yalnız İran da değil Doğu İslâm dünyasında da devam etmiştir. Bunların en önemlilerinden biri, anıtsal cami mimarisidir. Bu tipin ilk örnekleri arasında İsfahan Mescid-i Cuması öne çıkar arasında Melikşah devrinde en önemli kısımlarıyla ortaya çıkan yapı sürekli eklemeler ve onarımlarla dört eyvan şemasına sahip geniş avlu etrafında tonoz ve kubbelerle örtülü geniş bir yapı halini almıştır. Mihrap önünde güney eyvanına bitişik olan anıtsal kubbe, 1080 yılında Melikşah ın emriyle yapılmıştır. Dört yuvarlak pâyenin birleştirilmesinden meydana gelen demet pâyeler üzerine oturan büyük kubbe, üç dilimli tromplarla hafifçe sivrilerek tamamlanır. Selçuklu kubbelerinin geleneksel formunu meydana getiren bu kubbe diğer Selçuklu yapılarında da tekrarlanacak bir örnek oluşturmaktadır. Bu plan şeması, Anadolu ve Mısır a kadar izlenebilecek bir gelişmenin başlangıç noktasıdır. Mescid avlusunun kuzeyinde Melikşah ın emriyle hanımı Terken Hatun adına yaptırılmış Kümbet-i Hâkî yer almaktadır. Hemen hemen mescid kubbesiyle aynı plan şemasına sahip olan bu kubbe yapısında tuğla mimari, zeminden kubbenin kilit noktasına kadar, düşey silmelerle gotik prensiplerle karşımıza çıkar. Avrupa gotik mimarisinden çok önce yapılmış olan bu yapıda kubbeye geçişi yine üç dilimli tromplar sağlamaktadır. Büyük Selçuklu mimarisinin teknik ve estetik açıdan en olgun yapısı gözüyle bakılan bu eser, aslında küçük ölçüde ele alınmış bir yapı olduğundan derhal kavranılan bir etkiye sahiptir. İran daki Kazvin Mescid-i Cuma ve Mescid-i Haydariyye si gibi diğer Selçuklu camileri bu iki kubbenin değişik uygulamaları şeklinde, hafif sivri tromplu kubbeli yapılar olarak görülür. Selçuklu mimarisinin İran da en önemli camilerinden biri, bütün mimari yenilikleri ve araştırmaları tek bir yapı içinde toplayan Zevvâre Cuma Camii dir tarihli bu küçük ölçüde Selçuklu camii yüzyıllar boyu Asya camilerinin planlarına öncülük etmiştir. Yandan girişli, tuğla minareli ve dört eyvanlı avlunun kıble yönünde mihrap önü kubbesi bulunan bu yapıda, 7,45 m. çapındaki kubbe artık plan içindeki yerini almıştır. Böylece Karahanlı ve Gazneli mimarisinde geniş ölçüde uygulanmış olan dört eyvanlı avlu şeması ilk defa cami mimarisinde eyvana bitiştirilen mihrap önü kubbesiyle birlikte bir bütünlük içinde ortaya çıkmış oluyor. İşte bu plan şeması İran ve Orta Asya camilerinin vazgeçilmez plan şeması olacaktır. Hemen aynı tarihlerden komşu Ardistan Mescid-i Cuması da aynı prensiplerle yapılmıştır. Bundan sonra birer birer eski Selçuklu camileri başta olmak üzere bütün camiler dört eyvanlı revaklı avlular eklenerek genişletilmeye başlanmıştır. Büyük Selçuklular, daha önce uygulanmış olan mimari elemanları yeni bir mimari içinde değerlendirerek orijinal bir üslûp yaratmıştır. Pratik bakımdan namaza pek uygun olmayan bu cami planında asıl mihrap yanında başka mihraplar da koyma gereği ortaya çıkmıştır. Eyvanların yüksekliğini örtmek için çoğunlukla revaklar iki katlı yapılmıştır. Birbiriyle güç kaynaşan unsurların bir araya getirilerek yaratıldığı bu anıtsal mimari o kadar benimsenmiştir ki onlardan sonra da vazgeçilmez bir şekil olarak çeşitli ölçülerde tekrarlanmıştır. Büyük Selçuklu mimarisinde minarelerde de bir üslûp birliği yaratılmıştır. Bir iki ender örnek dışında, zengin tuğla işçiliğiyle tuğladan silindirik ve ince uzun minare formu tekrarlanmıştır. En erken medreseler Gazneliler devrinde ortaya çıkmıştır. Ancak Büyük Selçuklular, Şiîliğe karşı Sünnîliğin geliştirilmesi ve devlet memuru 22

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz. Karahanlılar Dönemine ait Kalyan Minaresi (Buhara) Selçuklular Döneminden kalma bir seramik tabak Selçuklulara ait "Varka ve Gülşah adlı minyatür Türkiye Selçuklu halısı, XIII. yüzyıl İlk dönemlere Türk

Detaylı

SLÂM SANATLARI TAR H

SLÂM SANATLARI TAR H T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2084 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1117 Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program SLÂM SANATLARI TAR H Editör Prof.Dr. Muhittin SER N Yazarlar Prof.Dr. Muhittin

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER Fatımiler Hz. Muhammed in kızı Fatma nın soyundan geldiklerine inanılan dini bir hanedanlıktır.tarihsel olarak Fatımiler İspanya Emevileri ile Bağdat taki

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

İSLAM SANATLARI TARİHİ

İSLAM SANATLARI TARİHİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM SANATLARI TARİHİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

TÜRK MİMARLIK TARİHİ

TÜRK MİMARLIK TARİHİ düzen ve anlam düzen ve anlam Bartolomeu Velho,1568 düzen ve anlam düzen ve anlam düzen ve anlam düzen ve anlam düzen ve anlam düzen ve anlam ideal olanı bulmak ideal olanı bulmak Bu dünya benim tasarımımdır.

Detaylı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Üç Şerefeli Camii Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Üç Şerefeli Cami......................... 4 0.1.1 Osmanlı Mimarisinde Çığır Açan İlklerin Buluştuğu Cami............................

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI SASANİLER (226-651) Sasaniler daha sonra Emevi ve Abbasi Devletlerinin hüküm sürdüğü bölgenin doğudaki (çoğunlukla Irak) bölümüne hükmetmiştir.

Detaylı

- 61 - Muhteşem Pullu

- 61 - Muhteşem Pullu Asaf Bey Çıkmazı Kabaltısı Sancak Mahallesindedir. Örtüsü sivri tonozludur. Sivri kemerle güneye ve ahşap-beton sundurmalı sivri kemerle kuzeye açılır. Üzerinde kesme ve moloz taşlardan yapılmış bir ev

Detaylı

Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı

Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı Kemal Esmek, 019 2014, MANİSA Hindistan a gelen Türkler, Hint mimarisine ilgi göstermeseler de, eski tapınakların

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 1 632-1258 HALİFELER DÖNEMİ (632-661) Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, her biri İslam ın yayılması için çalışmıştır. Hz. Muhammed in 632 deki vefatından sonra Arap

Detaylı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ Ulu Cami Medresesi, kuzey-batı köşesine sokulmuş olan Küçük Mescit ve onun bitişiğindeki muhdes bir yapı sebebiyle düzgün bir plân şeması ve âbidevi bir görünüş arz etmez. Bununla beraber

Detaylı

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Ankara da SELÇUKLU MİRASI Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Çizim: Yük. Mim. Mehmet Emin Yılmaz 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları,

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU Fakültemiz lisans programında açılan MĐM 376 Anadolu Uygarlıkları Teknik Seçmeli Dersi kapsamında yapılması planlanan Đstanbul

Detaylı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı SURUÇ İLÇEMİZ Suruç Meydanı Şanlıurfa merkez ilçesine 43 km uzaklıkta olan ilçenin 2011 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 100.912 kişidir. İlçe batısında Birecik, doğusunda Akçakale, kuzeyinde Bozova İlçesi,

Detaylı

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ DERS NOTLARI VE ŞİFRE TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ EMEVİLER Muaviye tarafından Şam da kurulan ve yaklaşık

Detaylı

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ SELANİK AYASOFYA CAMİSİ BAKİ SARI SAKAL SELANİK AYASOFYA CAMİSİ Aya Sofya (Azize Sofya) tapınağı Selanik in merkezinde, Ayasofya ve Ermou sokaklarının kesiştiği noktadadır. Kutsal İsa ya, Tanrının gerçek

Detaylı

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ 13 ŞUBAT - 1- Erken Dönem İslam Mimarlığı İslam Mimarlığı 20 ŞUBAT - 2- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Camiler 27 ŞUBAT - 3- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Medreseler,

Detaylı

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi Eski Mağara Camisi'ne Yeni Mağara Camisi'nin batı duvarının yanından gidilerek ulaşılmaktadır. Tamamen terk edilmiş olan yapının içinin ve cephesi her geçen gün daha fazla tahrip olduğu görülmektedir.

Detaylı

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA] Orta Asya'daki ağaç direkli ahşap camilerin Anadolu'daki örnekleri Selçuklu'nun ahşap ustalıkları ile 13.yy dan günümüze ulaşmıştır. Ayakta kalan örnekleri Afyon ve Sivrihisar Ulu Camileri, Ankara Arslanhane

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı Selçuklu Dönemi (1071-1308) Oğuzların devamı olan XI. yüzyılın yarısında kurulan, merkezi Konya olan Selçuklular

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANADOLU SELÇUKLU CAMİİLERİ Konya Alâeddin Camii - 1155-1219 Niğde Alâeddin Camii 1223 Malatya Ulu Camii 1224

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları PERVARİ İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 185 3.6. PERVARİ İLÇESİ 3.6.1. PALAMUT KÖYÜ UMURLU MEZRASI HANI Han Umurlu Mezrasının hemen dışındadır. Yapı üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını

Detaylı

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir. Atatürk Müzesi Müze binası, eski Adana nın merkezi olan tarihi Tepebağ da, 19. yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, cumbalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle

Detaylı

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz ERKEN OSMANLI SANATI (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz Osmanlı mimarisinin erken döneminden günümüze gelen yapıların çoğu dini mimariye bağlıdır. Dönem üsluplarını ve plan gelişmesini

Detaylı

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ 2 www.mirasimiz.org.tr KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ Kudüs, Müslümanlarca kutsal sayılan bir şehirdir. Yeryüzündeki ikinci mescid, Müslümanların ilk

Detaylı

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA Ulu Cami / Malatya - Battalgazi YAPIM TARİHİ: İlk yapı muhtemelen I. Alaaddin Keykubat döneminde (1224 civarı ) yapılmıştır. Daha sonraları

Detaylı

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TALAS SAVAŞI (751) Diğer adı Atlık Savaşıdır. Çin ile Abbasiler arasındaki bu savaşı Karlukların yardımıyla Abbasiler kazanmıştır. Bu savaş sonunda Abbasilerin hoşgörüsünden etkilenen

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları BAYKAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 75 3.3. BAYKAN İLÇESİ 3.3.1. VEYSEL KARANÎ TÜRBESİ Baykan ilçesine bağlı Ziyâret beldesindeki Veysel Karanî Câmii ve Türbesi nin ne zaman ve kimler tarafında

Detaylı

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Hanları - Kervansarayları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Hanları ve Kervansarayları............... 4 0.1.1 Rüstempaşa Kervansarayı................

Detaylı

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) CAMÝÝ VE MESCÝTLER Ekleyen kapadokya Pazartesi, 12 Mayýs 2008 Son Güncelleme Pazar, 24 Aðustos 2008 Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) Nevþehir il merkezinde bulunan Damat Ýbrahim

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti Selçuklular, 1100 KAPALI MEDRESELER Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti altında geçen ikinci

Detaylı

İlahiyat Önlisans İslam Sanatları Tarihi 1.ÜNİTE NOTLARI. *Sanatın sözlük anlamı: el alışkanlığı ile yapılan. -Ustalık -Hünerle yapmak -Eser yaratmak

İlahiyat Önlisans İslam Sanatları Tarihi 1.ÜNİTE NOTLARI. *Sanatın sözlük anlamı: el alışkanlığı ile yapılan. -Ustalık -Hünerle yapmak -Eser yaratmak İlahiyat Önlisans İslam Sanatları Tarihi 1.ÜNİTE NOTLARI *Sanatın sözlük anlamı: el alışkanlığı ile yapılan -Ustalık -Hünerle yapmak -Eser yaratmak *Plastik sanatlar: resim heykel ve mimarlıktır.. *Bir

Detaylı

KONU I: ORTA ASYA TÜRK MİMARİSİ

KONU I: ORTA ASYA TÜRK MİMARİSİ KONU I: ORTA ASYA TÜRK MİMARİSİ Orta Asya daki Türk Mimarisi eserlerinin büyük bölümü Altınordu devri sonrasına aittir. Daha önceki dönemlere ait eser yok denecek kadar azdır. Bunda zamanın tahribatının

Detaylı

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran Tarihi ve bugünü ile Her an Harran Güneydoğu haritası (Urfa, Harran) İbrahim Ur dan Kenan Ülkesine giderken Harran dan geçti mi? Yakup Harran da Yakup un kuyusunun fotoğrafı Yakup un kuyusu (?) Ay Tanrısı

Detaylı

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir Selimiye Camiinin "Dört minaresi kubbenin dört yanındadır...bu minarelerin hem ince hem üçer yollu olmasının güçlüğü malumdur. 'Ayasofya kubbesi gibi kubbe Devlet-i Islamiyede bina olunmamıştır' deyü Hristiyanların

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ Yazarlar Doç.Dr. Ender GEREDE (Ünite 1, 5, 7, 8) Yrd.Doç.Dr. Uğur TURHAN (Ünite 2) Dr. Eyüp Bayram ŞEKERLİ

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ BAKİ SARISAKAL SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ (İSHAK PAŞA CAMİSİ) Selanik Alaca İmaret Camisi Alaca İmaret Camisi Selanik şehir merkezinin kuzey bölümünde bulunmaktadır. Aziz Dimitris

Detaylı

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ İlk bölümde Orta Asya mimarisinin bazı unsurlarının Anadolu yu etkilediğinden söz etmiştik. Bu etkileşim İran üzerinden Erzurum-Sivas hattından Anadolu nun batısına doğru yayılır.

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Tur Danışmanımız: Doç. Dr. Deniz Esemenli, Sanat Tarihçisi Buluşma Noktası: Üsküdar Meydanı, III. Ahmet Çeşmesi önü Tur başlama saati: 09.00 Gezimizin

Detaylı

Roma mimarisinin kendine

Roma mimarisinin kendine Roma Bahçe Sanatı Daha sonraları Roma İmparatorluğunun en fazla geliştiği yıllarda, Romalı generallerin harpler sonucu dünyanın dört köşesine Roma mimarisinin taşınmasına sebep olmuştur. Roma mimarisinin

Detaylı

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

FOSSATİ'NİN AYASOFYA ALBÜMÜ FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ Ayasofya, her dönem şehrin kilit dini merkezi haline gelmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da inşa ettirdiği en büyük kilisedir. Aynı zamanda dönemin imparatorlarının

Detaylı

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI.Tarih biliminin konusunu, tarihçinin kullandığı kaynakları ve yöntemleri kavrar..tarihî olayların incelenmesinde yararlanılan zaman kavramlarını

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER» Genel Bilgi» Ulu Camii» Gülabibey Camii» Sulu Camii» Haliliye Camii» Eski Hükümet Konağı ve Gazipaşa İlkokulu» Yeraltı Hamamı» Abdalağa Hamamı» Hanlar» Serap Çeşmesi...»

Detaylı

SELÇUKLU MİMARİSİ BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU

SELÇUKLU MİMARİSİ BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU SELÇUKLU MİMARİSİ 2017-18 BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU SELÇUKLU MİMARİSİ - Türklerin ilk tarihi belgelerini Göktürk İmparatorluğu (VI-VII. yy) ile bıraktıklarını görüyoruz. Türk unvanını

Detaylı

Cumhuriyet Dönemi nde ;

Cumhuriyet Dönemi nde ; O Orta Asya Türklerinin bahçe düzenlemeleri hakkındaki bilgilerimiz oldukça kısıtlıdır. Bunun en büyük nedeni belki de Türklerin mekan olusturmada toprak, kerpic gibi cabuk dağılan malzeme kullanmalarının

Detaylı

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI İlk Özbekistan-Türkiye uluslararası arkeolojik çalışmalar

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Prof. Dr. Cazim HADZİMEJLİS* BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Osmanlıların Balkanlarda çok büyük bir rolü var. Bosna Hersek te Osmanlıların çok büyük mirası

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Türk Bahçesi Günümüze kadar gelen bazı

Detaylı

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU Fakültemiz lisans programında açılan MĐM 376 Anadolu Uygarlıkları Teknik Seçmeli Dersi kapsamında yapılması planlanan Đstanbul Dolmabahçe

Detaylı

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE Mir (Cencekir) Kalesi:...9 Geramon Kilisesi...40 Halmun (Elamun) Kilisesi...4 Beyaz Köprü...46 Köprü...47 AVRUPA KONSEYİ DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ

Detaylı

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI)

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI) 3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI) İstanbul da Bâb-ı Hümâyun ile Ayasofya arasında XVIII. yüzyıla ait büyük meydan çeşmesi ve sebil. Osmanlı dönemi Türk sanatının çeşme mimarisinde meydana

Detaylı

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları ERUH İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 115 3.4. ERUH İLÇESİ 3.4.1. EMİR NASREDDİN KÜLLİYESİ Eruh a bağlı Kavaközü Köyü nde, vadi içindedir. Külliyeyi oluşturan yapıların hiç birisinin üzerinde kim tarafından

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ OSMANLI MİMARLIĞI

CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ OSMANLI MİMARLIĞI CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER 661-750 Y. Doç. Dr. UZAY YERGÜN EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ TUNUS KAYRAVAN 670-726 (F: A.Ç., 2006) ŞAM EMEVİYE, 706-714 EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ 756-1031 KUDÜS MESCİD-ÜL

Detaylı

Bazı Dini/Tarihi Yapıların Sırları

Bazı Dini/Tarihi Yapıların Sırları Zigurat Taoizm de Tapınaklar Kiliseler Medine deki Eğik Minarenin Sırrı Hacer-i Muallak Kâbe Ölçülerindeki Cami: İsmail Ağa Camii Sivas Divriği Ulu Camiindeki Gölgeler Süleymaniye Camii İs Odası Şemsi

Detaylı

SELANİK HORTACI CAMİSİ

SELANİK HORTACI CAMİSİ SELANİK HORTACI CAMİSİ BAKİ SARISAKAL SELANİK HORTACI CAMİSİ Portakapı Mahallesinde günümüzde Egnatia Caddesinin üzerinde Erken dördüncü yüzyılda inşa edilmiştir. İlk başta bir pagan tapınak ya da türbe

Detaylı

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. Kayseri deki Sinan Kurşunlu Camii Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. yüzyıl mimari karakterini taşıyan tek kubbeli, tek minareli, son cemaat mahalli

Detaylı

2» Sergi. SELÇUKLU SANATI9ndaıı. örnekler. YAPI ve KREDİ BANKASI. MALAZGİRT ZAFERİ'nin. yıldönümünde. Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 900.

2» Sergi. SELÇUKLU SANATI9ndaıı. örnekler. YAPI ve KREDİ BANKASI. MALAZGİRT ZAFERİ'nin. yıldönümünde. Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 900. YAPI ve KREDİ BANKASI Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 2» Sergi MALAZGİRT ZAFERİ'nin 900. yıldönümünde SELÇUKLU SANATI9ndaıı örnekler 26 Ağustos Perşembe 2 Ekim Cumartesi 1971 26 Ağustos 1071 Malazgirt

Detaylı

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir. Konutlarda genellikle beyaz kesme taş, yer yer de bağdadi tekniğinde ahşap kullanılmıştır. Yerli dile 'Sacak' (Köşk) denen çıkmalar ahşap ya da taş konsollara oturan ahşap hatıllarla desteklenir. Orhan

Detaylı

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ). MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: 850-500). Ö n e m l i M e d merkezleri: Nush-i Jan, Godin II Safha, ve Baba Jan

Detaylı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt Önsöz Medeniyet; bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Türk medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir. Dünyanın

Detaylı

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA : MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA I j : Şemsi Paşa Camii Boğ az'a karşı Üsküdar iskelesinin solunda kurulmuştur. Cami medrese ile birlikte arsanın düzeni olmayan durumuna uyularak sınırlı boyutlar içinde, büyük

Detaylı

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı. TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN SONRA EĞİTİMDE GELİŞMELER Çeşitli dinî inanışlara sahip olan Türk topluluklarının İslamiyet

Detaylı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Köprüleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Köprüleri......................... 4 0.1.1 Gazimihal Köprüsü.................... 4 0.1.2 Beyazid Köprüsü.....................

Detaylı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Çarşıları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Çarşıları ve İş Merkezleri................ 4 0.1.1 Alipaşa Çarşısı(Kapalı Çarşı).............. 4 0.1.2

Detaylı

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751) Türk İslam Tarihi, Türk İslam Tarihi konu anlatımı, Türk İslam tarihi, Türk İslam tarihi ders notları, ilk Türk İslam devletleri özet, ilk Türk İslam devletleri özet tablosu, İslamiyeti kabul eden ilk

Detaylı

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler 95 Sur içi Camisi Tek Kitapta! İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., İstanbul un tarihsel ve mimari açıdan en zengin bölgesi Sur içini inci gibi süsleyen

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Rönesans Heykel Sanatı

Rönesans Heykel Sanatı Rönesans Heykel Sanatı Ortaçağda heykel mimariye bağımlıdır. Fakat Rönesans döneminde, heykel mimariden bağımsız eserler olarak karşımıza çıkar. Heykeller meydanlarda, saraylarda ve köşklerde sergilenmeye

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine

Detaylı

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları TİLLO İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 43 3.2. TİLLO İLÇESİ 3.2.1. İBRAHİM HAKKI (İSMAİL FAKİRULLAH) TÜRBESİ Tillo merkezde İsmail Fakirullah mezarlığının içerisindedir. Üzerinde kim tarafından ve ne

Detaylı

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 990 SİLOPİ Yeşiltepe Höyüğü... Nuh Nebi Camii ve Medresesi... Şerif Camii...6 Görümlü Camii...7 Mart Şumuni Kilisesi...9 Dedeler Köyü Kilisesi...0 Han Kalıntısı... Tellioğlu Kasrı...

Detaylı

Selçuklu yıldızı ilham alınarak tasarlanan logomuz, renkleri ve içinde barındırdığı anlamlar ile eğitimi, köklü tarihi ve medeniyeti simgelemektedir.

Selçuklu yıldızı ilham alınarak tasarlanan logomuz, renkleri ve içinde barındırdığı anlamlar ile eğitimi, köklü tarihi ve medeniyeti simgelemektedir. 1 Selçuklu yıldızı ilham alınarak tasarlanan logomuz, renkleri ve içinde barındırdığı anlamlar ile eğitimi, köklü tarihi ve medeniyeti simgelemektedir. Aynı zamanda Murad Hüdavendigar ın dünyaya örnek

Detaylı

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI Kültür varlıkları ; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi

Detaylı

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ETKİNLİKLER/KONFERSANS ETKİNLİKLER/KONFERSANS Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü Züriye Oruç 1 Prof. Dr. Salim Koca'nın konuk olduğu Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü konulu Şehir Konferansı gerçekleştirildi.

Detaylı

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ BAKİ SARISAKAL SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ Hamza Bey Camisi Hamza Bey Camisi diğer adıyla Alkazar, Alkazar ismini ünlü sinema salonundan almaktadır. Hamza Bey Camisi 20. yüzyılda

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU EYLÜL - EKİM I.ÜNİTE :TARİH BİLİMİ Kaynaştırma *İşlenen ve anlatılan konular aracılığı ile öğrenci tarihin tanımı eğitimine tabi olan * Tarihin zamanla alakalı bir bilim olduğunu kavrar. hakkında bilgi

Detaylı

İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ

İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ 3 GÜN 2 GECE 23-27 NİSAN 2014 İSTANBUL "Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine mükemmel bir yer

Detaylı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul 191 Camii minaresi Camii, Ýstanbul un Fatih ilçesinde, Hýrka-i Þerif civarýnda, Hüsrev Paþa Türbesi yakýnýnda, caddesi, Hoca Efendi sokaðýnda bulunmaktadýr. Bu camiin bânîsi, Sultan Ýkinci Bayezid in veziri

Detaylı

"MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI"

MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI "MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI" Öğr.Gör. Atanur Meriç İlk çağlardan beri bir konaklama yeri olan Adana, aynı zamanda önemli bir güzergahın,

Detaylı

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ 1.GÜN 24 Mayıs 2015 Pazar Ankara Tahran 2. GÜN 25 Mayıs 2015 Pazartesi Tahran Tebriz Saat 18.00 de Ankara Esenboğa Havalimanı Dış hatlar servisinde

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI GRAFİK VE FOTOĞRAF TÜRK SANATI TARİHİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI GRAFİK VE FOTOĞRAF TÜRK SANATI TARİHİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI GRAFİK VE FOTOĞRAF TÜRK SANATI TARİHİ Ankara, 2013 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Tarihi Öğretim Yılı Dönemi Sırası 2014-2015 2 1 B GRUBU SORULARI 12.Sınıflar Öğrencinin Ad Soyad No Sınıf Soru 1: Aşağıdaki yer alan ifadelerde boşluklara

Detaylı

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON İslam ın Serüveni BİRİNCİ CİLT İslam ın Klasik Çağı MARSHALL G. S. HODGSON 4 İçindekiler Tabloların Listesi... 6 Haritaların Listesi... 7 Önsöz... 9 Marshall Hodgson ve İslam ın Serüveni... 13 Yayıncının

Detaylı