ASTIM ATAĞI NEDENİYLE ALERJİ DEPARTMANI VE ACİL SERVİSTE TEDAVİ EDİLEN HASTALARDA ORTAYA ÇIKAN NÜKSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ASTIM ATAĞI NEDENİYLE ALERJİ DEPARTMANI VE ACİL SERVİSTE TEDAVİ EDİLEN HASTALARDA ORTAYA ÇIKAN NÜKSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASTIM ATAĞI NEDENİYLE ALERJİ DEPARTMANI VE ACİL SERVİSTE TEDAVİ EDİLEN HASTALARDA ORTAYA ÇIKAN NÜKSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ YAN DAL UZMANLIK TEZİ Uzm. Dr. ERDEM TOPAL TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. İPEK TÜRKTAŞ ANKARA OCAK 2013

2 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASTIM ATAĞI NEDENİYLE ALERJİ DEPARTMANI VE ACİL SERVİSTE TEDAVİ EDİLEN HASTALARDA ORTAYA ÇIKAN NÜKSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ YAN DAL UZMANLIK TEZİ Uzm. Dr. ERDEM TOPAL TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. İPEK TÜRKTAŞ ANKARA OCAK 2013

3 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... i Sayfa No: KISALTMALAR... iv TABLOLAR VE FİGÜR DİZİNİ... v 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Astım Tanım ve Epidemiyoloji Astım Gelişiminde Rol Oynayan Risk Faktörleri Kişisel faktörler Çevresel faktörler Patogenez Tanı ve Sınıflandırma Tanı Sınıflandırma Tedavi Korunma Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Kontrol edici ilaçlar Semptom giderici ilaçlar Astım ilaçlarının kullanımı i

4 Astımın uzun süreli tedavisi Astım Atağı Astım atak tedavisi Evde astım atak tedavisi Acil serviste astım atak tedavisi Astım atağında acil servisten eve gönderilme kriterleri Astım atak sonrası gözlenen nükslerle ilişkili risk faktörleri GEREÇ ve YÖNTEM Olgu Seçimi Çalışma Şekli Çalışma Planı Tanımlamalar Etik Kurul Onayı İstatistiksel Değerlendirme BULGULAR Demografik özellikler Çocuk acil servisi veya çocuk alerji-astım polikliniğine astım atağı nedeniyle başvuran hastalara uygulanan tedaviler Astım atak tedavisinden sonra hastaların izlem sonuçları ve nüks oranları Acil serviste tedavileri düzenlenen hastaların izlem sonuçları Alerji-astım polikliniğinde tedavileri düzenlenen hastaların izlem sonuçları TARTIŞMA ii

5 5.1. Demografik veriler, yakınmalar ve uygulanan tedaviler Kliniklere başvuran hasta sayıları ve cinsiyet Başvurudaki yakınmalar Astım atağından önce yakınmaların süresi Başvurudan önce hastaların evde uyguladıkları tedaviler Başvuruda atak şiddeti Eşlik eden alerjik hastalıklar Sigara maruziyeti Atak tedavisinden sonra hastaların izlem sonuçları Atak tedavisinden sonra hastaların izlemlerinde yakınmaların süresi Atak tedavisinden sonra hastaların izlemlerinde nüks oranları Atak tedavisinden sonra, izlemde gelişen nüks üzerine hastayı değerlendiren hekimin etkisi Hastalara yazılı hareket planının verilmesinin nüks üzerine etkisi Sigara maruziyetinin nüks üzerine etkisi SONUÇLAR KAYNAKLAR ÖZET SUMMARY EK iii

6 KISALTMALAR ISAAC : The International Study of Asthma and Allergies in Childhood BHR : Bronşiyal hiperreaktivite β 2 : Beta 2 Th : T hepler IL-4 : İnterlökin 4 IL-5 : İnterlökin 5 IL-13 : İnterlökin 13 IgE : İmmünglobulin E LTC 4 : Lökotrien C 4 ÜSYE : Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu RAST : Radioallergosorbent test GINA : The Global Initiative For Asthma ÖDİ : Ölçülü doz inhaler KTİ : Kuru toz inhaler RNA : Ribo Nükleik Asit LT : Lökotrien İKS : İnhaler kortikosteroid LTRA : Lökotrien Reseptör Antagonisti LABA : Uzun Etkili β 2 Agonist SFT : Solunum Fonksiyon Testi PaO2 : Parsiyel Oksijen Basıncı SaO2 : Oksijen Saturasyonu PaCO2 : Parsiyel karbondioksit basıncı iv

7 TABLO VE ŞEKİL DİZİNLERİ Sayfa No: TABLO DİZİNLERİ Tablo 1. Astım Gelişiminde Etkili Risk Faktörleri 6 Tablo 2. Tedavi Öncesinde Klinik Bulgulara Göre Astım Şiddetinin Belirlenmesi 10 Tablo 3. Astım Kontrol Düzeyleri 11 Tablo 4. Astımlı Çocuklarda Yaşa Göre Önerilen İnhalasyon Yöntemleri 13 Tablo 5. Astım Tedavisinin Basamakları ve 5 Yaş Altındaki Çocuklarda Tedavi 14 Tablo 6. Astım Tedavisinin Basamakları ve 5 Yaş Üstü Çocuklarda Tedavi 15 Tablo 7. Astım Atağının Ağırlık Derecesinin Değerlendirilmesi 17 Tablo 8. Acil Serviste Atak Tedavisi 19 Tablo 9. Atak Şiddetine Göre Başvuru Öncesi Kısa Etkili Beta-2 Agonist Kullanımı 26 Tablo 10 Hastaların Demografik Özellikleri 27 Tablo 11. Hastaların Astım Şiddet ve Hastalık Kontrol Düzeyleri 28 Tablo 12. Hastaların Son 3 Ayda Düzenli Kullandığı Kontrol Edici İlaçlar 29 Tablo 13. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Olguların Şikayet Süreleri ve Son 1 Yılda Geçirmiş Oldukları Atakların Demografik Özellikleri 30 Tablo 14. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Hastaların Yakınmaları 30 Tablo 15. Orta Şiddeteki Ataklarda Sistemik Steroid Verilme Oranı 31 Tablo 16. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Hastalara, Eve Gönderilirken Reçete Edilen İlaçlar 32 Tablo 17. Astım Atağı ile Çocuk Acil Servisine Başvuran Hastaların Yakınmaları 33 v

8 Tablo 18. Astım Atağı ile Çocuk Acil Servisine Başvuran Hastaların 4-7. Günlerdeki Yakınmaları 34 Tablo 19. Astım Atağı ile Çocuk Alerji-Astım Polikliniğine Başvuran Hastaların İlk Üç Gündeki Yakınmaları 35 Tablo 20. Astım Atağı ile Çocuk Alerji-Astım Polikliniğine Başvuran Hastaların Günlerdeki Şikayet Durumları 36 Tablo 21. Çocuk Acil Servisi ve Çocuk Alerji-Astım Polikliniğinde Değerlendirilen Hastaların İlk Üç Gündeki Yakınma ve Nüks Durumu 36 Tablo 22. Çocuk Acil Servisi ve Çocuk Alerji-Astım Polikliniğinde Değerlendirilen Hastaların Günler Arasındaki Yakınma ve Nüks Durumu 37 Tablo 23. İlk 3 gün ve günler arasındaki nüksler 38 Tablo 24. Hastaların İlk 7 Gün İçerisinde Nüks Oranları ve Öksürük ile Uyanılan Gece Sayısı 38 ŞEKİL DİZİNLERİ Şekil 1. Astımda Hava Yollarındaki İnflamatuvar Cevap ve Hava Yolunun Yeniden Yapılanması (remodelling) 8 Şekil 2. Astım Atağı ile Başvuran Hastaların İzlem Şeması 25 vi

9 1. GİRİŞ Astım geri dönüşümlü hava yolu obstrüksiyonu, hava yolu inflamasyonu ve bronş aşırı duyarlılığı ile karakterize, çocuklarda sık görülen kronik bir hastalıktır. Dünyada 300 milyon, ülkemizde ise 3,5 milyon astımlı hasta olduğu bilinmektedir. Prevalans, çocukluk yaş grubunda %2-15 arasında değişmektedir (1). Çocuk acil servis başvurularının %6 sını astım atakları oluşturur. Böyle hastaların %15-20 si acil serviste gözlemde tutulmakta veya yatırılmaktadır (2-4). Öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi veya ağrı başlaması astım atağı olarak tanımlanmaktadır (1). Hastaların düzenli kullanmaları gereken koruyucu ilaçların yetersiz kalması, ilaçların uygun teknikte ve önerilen dozda kullanılmaması ya da tetiği çeken bir faktörle karşılaşma atağa neden olabilir. Astım ataklarının sıklık ve şiddeti, hastalığın mortalite ve morbiditesini belirleyen en önemli faktördür. Astım atağı ile başvuran hastalarda öncelikle atağın şiddeti belirlenir. Atak şiddeti; hastanın ilk görüldüğü andaki fizik inceleme ve laboratuvar bulguları temel alınarak hafif, orta, ağır ve hayatı tehtit eden atak olarak sınıflandırılır (5). Daha sonra bu sınıflamaya uygun bir tedavi planı oluşturulur. Çocuk acil servislerinde astım atağı nedeniyle tedavi edilip eve gönderilen çocukların, daha sonra aynı yakınmalarla tekrar acil servise geri gelmeleri nüks olarak adlandırılır. Bu durum klinik pratikte büyük bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Astım atağı nedeniyle acil servislere başvuran hastalarda yapılan çalışmalar; astımı persistan olanlarda, yakınmaları acile başvurmadan çok önce başlamış olanlarda, 2 yaşından küçük hastalarda ve önceki yılda atak nedeniyle 1

10 üçten fazla hastane başvurusu olan hastalarda nüks oranlarının daha yüksek olduğunu göstermiştir (6-8). Ancak, acilde atak şiddetine uygun tedavinin verilmemesi, hastanın erken taburcu edilmesi ya da hastanın evinde devam etmesi gereken ilaçların doğru seçilememesi gibi hekimle ilgili nedenler de nükslerin ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Biz bu çalışmada, atak nedeniyle hastaneye başvuran astımlı çocuklarda tedavi tamamlanıp eve gönderildikten sonra ilk 72 saat ve günler arasında ortaya çıkan erken ve geç dönem nüks oranları ile nüksleri etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçladık. Bu belirlemeler sonucunda özellikle hekimler için nükslerin önlenmesine yönelik öneriler oluşturmayı planlıyoruz. 2

11 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Astım Tanım ve Epidemiyoloji Astım genetik yatkınlığı olan insanlarda çeşitli çevresel allerjenler ve spesifik olmayan etkenlerle karşılaşma sonucu ortaya çıkan kronik, inflamatuvar bir hava yolu hastalığıdır. Kronik inflamasyon, öksürük, nefes darlığı, hışıltılı solunum, göğüste sıkışma ve ağrı hissi ataklarına neden olan hava yolu aşırı duyarlılığı ile ilişkilidir. Ataklar genellikle tüm akciğerde yaygın hava yolu tıkanıklığı ile birliktedir ve çoğunlukla kendiliğinden veya tedaviyle geri dönebilmektedir (5). Anket yöntemi kullanılarak yapılan ve 56 ülkeyi içeren, toplam 155 merkezde gerçekleştirilen Uluslararası Çocukluk Çağı Astım ve Alerji Çalışması [The International Study of Asthma and Allergies in Childhood (ISAAC)], yaş grubu çocuklarda astım prevalansını % arasında bulmuştur (9, 10). Ülkemizde ise çocukluk döneminde yapılan en geniş epidemiyolojik çalışma 2000 yılında Türktaş ve ark. ları tarafından yapılmıştır. Yirmi yedi ilin kent merkezi ve kırsal kesiminden 0-17 yaş arasında toplam 46,813 çocuk çalışmaya alınmış olup, kümülatif prevalans %14.7; doktor tanılı astım prevalansı da % 0.7 olarak bulunmuştur (11). ISAAC yöntemiyle ülkemizde 6 12 yaş arası çocuklarda araştırılan astım prevalansı, 1995 de % 9,8 iken, 2004 de % 17,8 e yükselmiştir (12). Dünya genelinde de, çocukluk çağı astım prevalansında her 10 yılda bir %50 oranında artış olduğu bildirilmektedir (13). Astım prevalansındaki bu artışın sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak tanı yöntemlerindeki ilerlemeler, astım tanısının daha erken yaşlarda konulabilmesi, 3

12 hışıltılı bronşit, allerjik bronşit, hiperreaktif hava yolu hastalığı gibi tanılardan giderek vazgeçilmesi ve annelerde sigara içiciliğinin artması prevalansı artıran etkenler arasında sayılmaktadır (14) Astım Gelişiminde Rol Oynayan Risk Faktörleri Kişisel faktörler Genetik: En önemli risk faktörü genetik yatkınlıktır (5). Ancak tek gen hastalığı olmadığından kalıtım şekli kesin olarak belirlenememiştir. Çocuğun ebeveynlerinden birinde astım olması durumunda astım riski %20-30 lara, ebeveynlerden her ikisinde astım olması bu riski %60 70 lere çıkartmaktadır (1). Atopi: Atopi kişinin herhangi bir allerjene karşı IgE sentezlemesi durumudur. Atopi astım gelişimi için risk faktörü olarak bilinse de, hastalığın gelişimindeki rolü tam olarak aydınlatılamamıştır (15,16). Atopi astım için yaşa bağımlı bir risk faktörüdür. Özellikle 3 yaşın altındaki çocuklarda atopi, ileri yaşta astım için en önemli risk faktörü olarak kabul edilmektedir (17). Bronşiyal hiperreaktivite (BHR): Sağlıklı kişileri etkilemeyecek düzeydeki küçük uyarılara karşı abartılı bir bronkospazm yanıtının ortaya çıkması bronşiyal hiperreaktivite olarak tanımlanır. Ancak, her BHR si olan kişide klinik bir hastalık olması gerekmez. Asemptomatik BHR olarak tanımlanan ve genetik geçişli olduğu düşünülen bu durum da ilerde astım gelişimi için risk faktörü olarak kabul edilmektedir (18,19). Solunum semptomlarının astıma bağlı olabileceği düşünülen hastalarda bu testlerin negatif bulunması, hekimi astım tanısından uzaklaştırır (1). Çünkü, hangi yaşta olursa olsun semptomatik astımlı hastalarda BHR bulunması gerekir. 4

13 Cinsiyet: Erkek cinsiyet çocukluk dönemi astımı için önemli bir risk faktörüdür. On dört yaşından önceki dönemde astım prevalansı erkek çocuklarda 2 kat fazladır (5). Ergenlik dönemiyle birlikte kızlarda astım görülme sıklığı artmaktadır. Obezite: Obezite de astım için risk faktörüdür (20). Burada, leptin gibi belli mediatörlerin hava yolu fonksiyonunu etkilemesi ve astıma eğilimi artırması söz konusu olabilir (20,21) Çevresel faktörler Allerjenler: İç ve dış ortamdaki allerjenlerin astım alevlenmelerine yol açtıkları iyi bilinmesine rağmen (20,22,23), astım gelişimindeki rolleri tam aydınlatılamamıştır (20). İnfeksiyonlar: Solunum yolu viral infeksiyonları hem hastalık gelişiminde hem de atakların tetiklenmesinde risk faktörüdür. Tüm solunum yolu virusları her yaşta en önemli atak tetikleyicisidir (24,25). Halen tartışılmakta olan hijyen hipotezi nde; erken çocukluk döneminde geçirilen kızamık, kabakulak gibi viral infeksiyonlar ile sık geçirilen barsak infeksiyonlarının immün sistemdeki dengeyi T Helper-1 hücreleri lehine bozarak, alerji gelişimi için koruyucu rol oynayacağı ileri sürülmektedir. Sigara: Gebelikte annenin sigara içmesi, bebeğin akciğer gelişimini bozmaktadır (26). Gebelikte içilen sigaranın bebeklik döneminde bronşiolit riskini artırdığı, bronşial hiperreaktiviteye neden olduğu bilinmektedir (27,28). Sigara dumanından kaçınmak, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarını önlemede en önemli faktörlerden biridir (29). 5

14 Hava kirliliği: Dış ortam hava kirliliği ile astım arasındaki nedensel ilişki halen tartışmalıdır (30). Hava kirliliğinin olduğu ortamda büyüyen çocuklarda akciğer gelişimi kısıtlı olmakla beraber, bunun astıma yol açıp açmadığı bilinmemektedir (20,31). Diyet: Yapılan çalışmalar, beslenme ve astım arasında ilişki olabileceğine işaret etmektedir (32,33). İnek sütünden veya soya proteininden elde edilen hazır mamalar ile beslenen çocukların, anne sütü ile beslenen çocuklara göre daha fazla hışıltı atakları geçirdikleri gösterilmiştir (34). Batı tipi beslenme tarzı, işlenmemiş gıda ve omega 6 çoklu doymamış yağlardan zengin diyetle (margarin, bitkisel yağ) beslenme, ya da omega 3 gibi çoklu doymamış yağ asidi, vitamin E ve C, çinko, antioksidan (meyve, sebze) besin alımının azalması astım gelişiminde risk faktörü olarak düşünülmektedir (35,36). Tablo 1. Astım gelişiminde etkili risk faktörleri (1) KİŞİSEL ETKENLER Genetik Atopik bünye Bronşial hiperreaktivite Erkek cinsiyet Obezite ÇEVRESEL ETKENLER Allerjenler İnfeksiyonlar Sigara: (Aktif ve pasif içicilik) İç ve dış ortam hava kirliliği Diyet Patogenez Astımlı hastalarda, bronşların histopatolojik incelemesinde; bronş düz kaslarında hiperplazi ve hipertrofi, anjiogenez ve vaskülaritede artma, kronik 6

15 inflamatuvar hücre infiltrasyonu, goblet hücrelerinde hiperplazi, lamina propriada kollajen birikimi, bazal membranda kalınlaşma ve solunum yolu elastisitesinde azalma görülmektedir (37). İnhalasyon yoluyla giren allerjen, bronş epitel hücreleri arasında yer alan dendritik hücreler aracılığıyla T helper (Th0) lenfositlere sunulur. Mikro ortamdaki IL-4 yardımıyla Th0 hücreler Th2 lenfositlere farklılaşır ve IL-4, IL-5, IL-13 salgılar. Bu sitokinler, hem B lenfositlerden immünglobulin E (IgE) sentezini başlatır, hem de adezyon moleküllerinin yapımını arttırarak eozinofillerin aktivasyonuna ve akciğerlere akümülasyonuna neden olur. Duyarlanmış kişi tekrar aynı antijenle karşılaştığında mast hücreleri degranüle olur. Salınan tüm sitokinler bronkospazm, vazodilatasyon, submukozada ödem ve mukus sekresyonunda artışa neden olur. Astımda eozinofil ve lenfositler gibi kronik inflamatuvar hücrelerden salınan sitokinler ile büyüme faktörleri, bronşlarda subepiteliyal fibrozis, düz kas hipertrofisi, neovaskülarizasyon ve goblet hücre hipertrofisine yol açarak, remodelling adı verilen kalıcı yapısal değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olur (şekil 1). 7

16 Şekil 1. Astımda hava yollarındaki inflamatuvar cevap ve hava yolunun yeniden yapılanması (remodelling) (1) Tanı ve Sınıflandırma Tanı Çocuklarda astım tanısı, hastanın yakınmaları ile birlikte öz ve soygeçmişini içeren ayrıntılı bir öykü ve fizik inceleme ile konur. Laboratuvar testleri ve tedaviye yanıt ile tanı desteklenir. Astım tanısında nöbetler halinde gelen öksürük, hışıltı, nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissi gibi yakınmaların tekrarlayıcı olması dikkat çeker (38). Özellikle çocuklarda bu yakınmaların viral ÜSYE sırasında ortaya çıkması gribin göğse inmesi olarak tanımlanmaktadır. Allerjik astımlı hastalarda aynı yakınmalar allerjenle temas sonrasında da oluşacağı için, öyküde mevsimsel tekrarlar yer alır. Aile öyküsünde astım/atopi 8

17 varlığı tanıya her zaman yardımcıdır. Daha önce bronkodilatör ve kortikosteroid tedavisine iyi yanıt alınması da tanıyı destekler (5). Astımda fizik muayene bulguları hasta atakta değilse tamamen normal olabilir. Hasta atak döneminde ise hışıltı ve ronküsler en sık saptanan fizik muayene bulgusu olup, havayolu obstruksiyonu sonucu ortaya çıkarlar (1). Astımlı hastaların muayenesinde astıma eşlik eden alerjik rinit, kronik sinüzit, atopik dermatit bulgularının saptanması da tanı koymada yardımcıdır. Laboratuvar testleri klinik tanıyı desteklemek, ayırıcı tanı yapmak, hastalığın ağırlık derecesini saptamak, komplikasyonları saptamak, tedavinin etkinliğini ortaya koymak ve izlem için kullanılır (39). Solunum fonksiyonlarının ölçümü ve özellikle solunum fonksiyon bozukluğunun geri dönüşümlü olduğunun gösterilmesi astım tanısını büyük oranda doğrular (1). Bronş provokasyon testleri; astımda tam olarak tanı konulamayan durumlarda başvurulan testlerdir. Metakolin, histamin, adenozin, mannitol ve soğuk hava kullanılarak ya da egzersiz ile provokasyon yapılarak tanı doğrulanmaya çalışılır (5). Atopi astım için en önemli risk faktörüdür. Küçük çocuklarda saptanması astım tanısını destekler (40). Çevre kontrol önlemlerini sağlıklı belirliyebilmek için de önem taşımaktadır. Atopiyi değerlendirmek için epidermal deri testleri ile in vivo, radioallergosorbant test (RAST) ile in vitro olarak allerjenlere özgül IgE araştırılır (5) Sınıflandırma 9

18 Astım şiddeti, düzenli koruyucu ilaç kullanmayan hastalarda; semptomların sıklığı, atakların sıklığı ve solunum fonksiyon testi kullanılarak intermittan, hafif persistan, orta persistan ve ağır persistan olarak sınıflandırılır (Tablo 2). Tablo 2. Tedavi Öncesinde Klinik Bulgulara Göre Astım Şiddetinin Belirlenmesi (1) İntermittan Semptomlar <1 kez/hafta Kısa alevlenmeler Gece semptomları 2 kez/ay FEV1 veya PEF %80 PEF veya FEV1 değişkenliği/variabilitesi < %20 Hafif Persistan Semptomlar >1 kez/hafta ama <1 kez/gün Alevlenmeler aktivite ve uykuyu etkileyebilir Gece semptomları>2 kez/ay FEV1 veya PEF %80 PEF veya FEV1 değişkenliği/variabilitesi<%20-30 Orta Persistan Semptomlar hergün var Alevlenmeler aktivite ve uykuyu etkileyebilir Gece semptomları>1 kez/hafta Günlük kısa etkili inhaler β2-agonist kullanımı var FEV1 veya PEF %60-80 arasında PEF veya FEV1 değişkenliği/variabilitesi>%30 Ağır Persistan Semptomlar hergün var Sık alevlenmeler var Sık gece semptomları var Günlük aktivitelerde kısıtlanma var FEV1 veya PEF %60 PEF veya FEV1 değişkenliği/variabilitesi>%30 Ancak, ilaç kullanan hastalarda bu yöntemle sınıflama yapmak karışıklığa neden olmaktadır. Bu nedenle son yıllarda tüm dünyada kullanılan astım tanı-tedavi rehberleri, ilaç kullanmakta olan hastaların yukarıda ifade edilen şiddet sınıflamasına göre izlenmesi yerine, hastalığın kontrol altında olup olmadığına göre sınıflandırılarak izlenmesini önermektedir (5). Bu öneriye göre; yakınmalar göz önüne alınarak kontrollü, kısmi kontrollü ve kontrolsüz astım olarak sınıflandırma yapılmaktadır (Tablo 3). 10

19 Tablo 3. Astım Kontrol Düzeyleri (1) Özellikler Kontrollü Kısmi kontrollü Kontrolsüz (Aşağıdakilerin tümü) (Bulgulardan birinin veya ikisinin olması ) Gün içi semptomlar Yok (Haftada iki veya daha az) >2 kez/hafta Aktivite kısıtlanması Yok Var Kısmi kontrollü Gece semptomu/uyanma Yok Var bulgulardan üç Kurtarıcı/Rahatlatıcı tedavi kullanımı Yok (Haftada iki veya daha az) >2 kez/hafta veya daha Solunum Fonksiyon Testleri (FEV1) * Normal < %80 fazlasının varlığı Alevlenme Yok 1/yıl *Solunum fonksiyon testleri beş yaş altında güvenilir değildir Tedavi Uluslararası Astım Uzlaşı Raporlarında başarılı bir astım tedavisinin ana hedefleri şu sekilde belirtilmiştir: 1. Semptomların kontrol altına alınması veya çok aza indirilmesi 2. Akciğer fonksiyonlarının normal veya normale yakın tutulması (FEV 1 ve/veya PEF in beklenen değerin %80 inin üzerinde olması) 3. Fizik aktivitede hiçbir kısıtlama olmaması 4. Geri dönüşümsüz havayolu obstrüksiyonu gelişiminin önlenmesi, kurtarıcı ilaçlara gereksinim duyulmaması veya nadiren duyulması, dolayısıyla ilaç yan etkilerinden uzaklaşılması 5. Astım morbiditesinin azaltılması (ataklar, acil servis başvuruları ve hastane yatışları) 6. Astım mortalitesinin önlenmesi Korunma 11

20 Farmakolojik tedavi astımda kontrolün sağlanması ve yaşam kalitesinin artırılmasında oldukça etkilidir. Buna rağmen astım gelişiminin engellenmesi, semptomların kontrol altına alınması ve atakların önlenmesi adına risk faktörleri ile temasın ortadan kaldırılması veya azaltılmasına yönelik önlemler mümkün olduğunca uygulanmalıdır. Astım ataklarına tetikleyiciler olarak tanımlanan viral solunum yolu infeksiyonları, alerjenler, hava kirliliği ve ilaçlar gibi çok sayıda faktör neden olmaktadır. Hastanın tetikleyici etkenlerle temasının azaltılması astım kontrolünü artırır ve ilaç gereksiniminde azalmaya neden olur (1) Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar semptomları kontrol eden (koruyucu) ve semptom giderici (rahatlatıcı) ilaçlar olmak üzere iki gruba ayrılır (5) Kontrol edici ilaçlar Astım semptomlarının kontrolünü sağlamak üzere her gün düzenli kullanılan ve uzun süre devam edilen ilaçlardır. İnhaler ve sistemik steroidler, lökotrien modifiye ediciler, uzun etkili inhaler β-2 agonistler, kromonlar, metilksantinler, yavaş salınımlı oral β-2 agonistler bu gruba girmektedir (5) Semptom giderici ilaçlar Hızla etki ederek bronkokonstriksiyonu düzeltip, semptomları gideren, bu nedenle gerektiğinde kullanılması gereken ilaçlardır. Bu grupta; hızlı etkili inhaler β-2 agonistler, sistemik steroidler, antikolinerjikler ve kısa etkili oral β-2 agonistler vardır Astım ilaçlarının kullanımı 12

21 Astım tedavisi inhalasyon, oral veya parenteral (subkütan, intravenöz ya da intramüsküler enjeksiyon) yol ile yapılabilir. İnhaler tedavi her yaştaki çocuk hastada ilk sırada yer alır. Çocuklar yaşlarına uygun bir cihaz ve eğitimle ilaçlarını inhalasyon yoluyla kullanabilirler. Astım için kullanılan inhaler ilaçlar; basınçlı ölçülü doz inhaler (ÖDİ), kuru toz inhaler (KTİ) ve nebülizatör için solüsyonlar şeklinde bulunmaktadır. Çocuğun yaşına göre önerilen inhalasyon yöntemleri tablo 4 de verilmiştir. Tablo 4. Astımlı Çocuklarda Yaşa Göre Önerilen İnhalasyon Yöntemleri (1) Yaş 1. Seçenek 2. Seçenek 0-3 yaş ÖDİ+Yüz maskeli aracı tüp Nebülizer 4-6 yaş ÖDİ+Aracı tüp Nebülizer 6-12 yaş ÖDİ+Aracı tüp veya yapabiliyorsa KTİ Nebülizer >12 yaş Kuru toz inhaler (KTİ) ÖDİ+Aracı tüp Astımın uzun süreli tedavisi Hastalık aynı kişide bir dönem kontrol altındayken, sonradan kısmen ya da tam olarak bozulabilir. Bu nedenle hastalığın kontrol altında olup olmadığına göre ilaç çeşidi ve dozu ayarlanır. Kontrol sağlanana kadar doz arttırılır, sonra optimal kontrolü devam ettirecek doza doğru azaltılır. Bu yöntem basamak tedavisi olarak isimlendirilir. Düzenli koruyucu tedavi almayan hastalar kontrol durumu yerine astım şiddeti açısından değerlendirilirler. Buna göre; hasta intermittan ise tedavi 1. basamaktan, hafif persistan ise 2. basamaktan, orta persistan ise 3. basamaktan, şiddetli persistan ise 4-5. basamaktan başlanır (5). 13

22 Hastaların 5 yaşın altında veya üstünde olmasına göre verilecek basamak tedavileri tablo 5 ve tablo 6 de özetlendi (1). Tablo 5. Astım Tedavisinin Basamakları ve 5 Yaş Altındaki Çocuklarda Tedavi (1) *İKS: İnhaler kortikosteroidler, **Üçüncü basamak sağlık kuruluşuna gönderilmesi önerilir. Not: 4-6 hafta içinde klinik düzelme görülmediyse hasta uyumunu ve çevre koşullarını gözden geçirin. 14

23 Tablo 6. Astım Tedavisinin Basamakları ve 5 Yaş Üstü Çocuklarda Tedavi (1) *İKS: İnhaler kortikosteroidler, **Üçüncü basamak sağlık kuruluşuna göndermeyi düşün *** Sadece tüm kontrol edici tedavilere rağmen astımı kontrol altına alınamayan atopik olduğu kanıtlanmış olgulara uzman merkezlerce uygulanması önerilmektedir. 15

24 2.2. Astım Atağı Öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi gibi semptomların ortaya çıkması astım atağı olarak adlandırılmaktadır (5). Atak tanısı öykü ve fizik inceleme ile konur. Öyküde; atağın ne zaman başladığı, ne ile tetiklendiği, şiddeti, öncesinde kullanmakta olduğu tedaviler, önceden hastane/yoğun bakım yatış öyküsü, son bir yılda acil başvurusu, son üç ayda sistemik steroid kullanımı sorgulanmalıdır (5) Astım atak tedavisi Evde astım atak tedavisi Atak tedavisinin başarısı, tedavinin hastalığın kötüleşmeye başladığı ilk andan itibaren uygulanması ile yakından ilişkilidir. Bu amaçla hafif ve orta ataklar için, tedaviye evde başlanması önerilir. Hastalara atakları nasıl ve ne zaman tedavi edeceğini gösteren yazılı bir eylem planı verilmiş olması, tedaviye evde başlamayı çok kolaylaştıracaktır. Tedavi Bronkodilatörler Kısa etkili β2 agonistler (SABA): İlk bir saat içinde 20 dakika arayla 2-4 puf uygulanır. Yanıta göre SABA doz ve sıklığı ayarlanır. Hafif ataklarda 3-4 saat arayla 2-4 puf, orta ataklarda 1-2 saat arayla 6-10 puf olarak SABA kullanımı sürdürülür. Kısa etkili bronkodilatörlerin ölçülü doz inhaler formlarının spacer denen bir aracı cihazla verilmesi ile nebülizatörle verilmesi arasında etkinlik farkı yoktur (41-43). Steroidler 16

25 İlk birkaç dozluk SABA tedavisine yanıt vermeyen her hastanın acil servise başvurması gerekmeyebilir. Hasta, hekimine danışarak veya verilmiş eylem planına göre sistemik steroide başlayabilir. Sistemik steroidler mg/kg/gün prednizolon veya eşdeğeri olarak tedaviye eklenmelidir (44) Acil serviste astım atak tedavisi Atak tedavisine, atak şiddeti belirlendikten sonra başlanmalıdır. Atağın şiddeti hastanın ilk görüldüğü andaki fizik muayene ve laboratuvar bulgularına göre hafif, orta, ağır ve hayatı tehtit edici olmak üzere dört grupta incelenir (Tablo 7). Atağın şiddeti belirlendikten sonra uygun tedaviye hemen başlanmalıdır. Tablo 7. Astım Atağının Ağırlık Derecesinin Değerlendirilmesi (1). Bulgu/semptom Hafif Orta Ağır Hayatı tehdit eden Nefes darlığı Eforla, yatabilir Konuşurken, oturmayı tercih eder Dinlenmede, öne eğilmiş Konuşma Cümleler Kısa cümleler Kelimeler Bilinç Solunum hızı Huzursuz olabilir Artmış Çoğunlukla huzursuz Artmış Çoğunlukla huzursuz >30/dk Çok huzursuz ve konfüzyon Yardımcı solunum kaslarının kullanılması Genellikle yok Genellikle var Genellikle var Torako-abdominal, paradoks hareket Hışıltılı solunum Ekspirasyon sonunda Belirgin Belirgin Sessiz akciğer Nabız/dakika < >120 Bradikardi Pulsus paradoksus Yok, <10 mmhg mmhg >25 mmhg PEF >%80 %60-80 <%60 PaO2 (oda havası) Normal >60 mmhg < 60 mmhg ve/veya PaCO2 <45 mmhg <45 mmhg > 45 mmhg SaO2 (oda havası) >%95 %91-95 < %90 Oksijen: Astım atağının ağırlığı ne olursa olsun tüm hastalarda atak sırasında hipoksemi gelişir. Bu nedenle oksijen saturasyonunu %95 in üzerinde tutacak şekilde nasal kanül, maske veya hoodla (6-10lt/dak) oksijen verilmelidir. 17

26 Hızlı etkili inhaler β2-agonistler: Salbutamol nebül, nebülizatör aracılığı ile (0.15 mg/kg/doz; en çok: 5 mg, en az: 1.25 mg/doz) verilmelidir. Bu işlem hastanın yanıtına göre 1 saat içinde 3 kez tekrarlanabilir. Sistemik steroid: Ağır-orta atakta, inhaler kısa etkili bronkodilatöre ilk 1 saatte yanıt yoksa veya yanıt 1-2 saatten uzun devam etmiyorsa, son 3 ayda sistemik steroid kullanımı varsa ya da hasta sistemik steroid kullanıyorken atağa girdiyse hemen verilmelidir (5). İpratropium bromür: Çocuklarda β-2 agonistler ile ipratropium bromürün birlikte kullanımı ilaçların etkinliğini arttırır. Hafif atak tedavisinde inhaler ipratropium un yeri yoktur. Metilksantinler: Hafif ve orta şiddete atağı olan çocuklarda kullanılmaz. Şiddetli ya da hayatı tehdit eden ataklarda bronkodilatör ve steroide yanıt vermeyen çocuklarda önerilir. Magnezyum: Hafif ataklarda intravenöz MgSO 4 ın yeri yoktur. Orta-ağır atakta hastane yatış oranında azalma, SFT de düzelme, semptomlarda iyileşme sağlamaktadır (45). Heliox: Helyum gazı düşük yoğunluğu nedeniyle atakta hava yolunun direncini ve türbülansını azaltır, oksijen ve karbondioksit difüzyonunu arttırır (5). Sadece ağır atak veya hayatı tehdit edici ataklarda, klasik tedaviye yanıtı yetersiz olan hastalarda ek olarak kullanılabilir. Acil servise atak nedeniyle başvuran hastaların tedavisinde izlenecek yol tablo 8 da gösterilmiştir (1). 18

27 Tablo 8. Acil Serviste Atak Tedavisi (1) 2.3. Astım atağında acil servisten eve gönderilme kriterleri Acil serviste 1-4 saat izlem sonrasında; fizik muayenesi normal olan, PEF/FEV 1 >%70, SpO 2 >% 95, solunum sıkıntısı olmayan, kısa etkili β-2 19

28 agonistlere 3-4 saatten daha kısa aralıklarla gereksinim duymayan, ilaç tedavisine evde devam edebilecek durumda olan hastalar eve gönderilebilir. Acil servisten taburcu edilecek hastalarda şu noktalara dikkat edilmelidir (5). - Ailenin ilaçları ve aracı tüpü temin ettiğinden emin olunmalıdır - Acilde başlanan sistemik steroid tedavisine 3-5 gün devam edilmelidir - Bronkodilatör ilaca ihtiyaç olduğu kadar devam edilmelidir - İnhaler steroid tedavisi hemen başlanmalı veya devam edilmelidir - Atağı tetikleyen faktörler gözden geçirilmelidir - Tedavi planı aileye yazılı olarak verilmelidir - 24 saat sonra kontrole çağrılmalıdır Astım atak sonrası gözlenen nükslerle ilişkili risk faktörleri Yapılan çalışmalarda, atak tedavisi düzenlenip eve gönderildikten sonra, yakınmalarında artış olması nedeniyle tekrar doktora başvuruya neden olan risk faktörleri belirlenmiştir. Bu risk faktörleri; 2 yaşından küçük olma, öncesinde ağır persistan astım tanısı almış olma, başvurudaki hışıltının 2 günden daha önce başlamış olması ve son bir yılda astım atağı nedeniyle hastane başvuru sayısının üç veya daha fazla olmasıdır (6-8). Ayrıca, acilde atak şiddetine uygun tedavinin verilmemesi ve hastanın evinde devam etmesi gereken ilaçların doğru seçilmemesi gibi hekimle ilgili nedenler de nükslere neden olabilir. Bu nedenle astım atağı nedeniyle başvuran hastaların atak şiddetleri doğru şekilde belirlenmeli ve atak şiddetine uygun tedavi verilmelidir. Hastalar eve gönderilirken de öyküsünde nüks açısından risk faktörleri olanlar daha yakından izlenmelidir. 20

29 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Olgu Seçimi Mart Eylül 2012 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Acil Servisi ve Çocuk Alerji ve Astım polikliniğine astım atağı nedeniyle başvuran hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınma kriterleri: 6 ay ile 17 yaş arasında olup, daha önce doktor tarafından astım tanısı almış olma, kısa etkili β 2 agonistlerle tedavi gerektiren en az 3 hışıltı atağı öyküsünün olması, başvurudaki atağın hafif ya da orta şiddette olması. Dışlanma kriterleri: 6 aydan küçük olma, iki yaşından küçük olup Respiratuar Sinsiyal Virüs döneminde atak geçiren tüm hastalar, başvuruda atağın ağır olması, hastaneye yatış gerektiren atak olması, astım tanısına ve/veya hışıltı ataklarına kronik akciğer hastalığının (kistik fibrozis, bronşektazi, bronkopulmoner displazi) ya da konjenital kalp hastalığının eşlik etmesi. Ayrıca, prematür doğum öyküsü, doğum ağırlığının 2500 gramdan düşük olması, β 2 agonist ve kortikosteroid tedavisinin kontrendike olduğu hastalar da çalışmaya dahil edilmediler Çalışma Şekli Prospektif bir çalışmadır Çalışma Planı Astım atağı ile çocuk acil servisine ya da çocuk alerji-astım polikliniğine başvuran hastalar, bu bölümlerde çalışan hekimler tarafından değerlendirildiler. Doktorlar aileler ile konuşarak önceden hazırlanmış olan anket formlarına, 21

30 hastaların demografik verileri, özgeçmişleri, astım öyküleri, daha önceki astım ataklarının özellikleri, kullanmakta oldukları astım ilaçları, acil servise başvurmadan hemen önce kullandıkları atak ilaçlarını kaydettiler (EK-1). Ayrıca doktorlar, hastaların fizik muayene bulgularını, acil serviste uyguladıkları tedavileri ve eve gönderirken yazdıkları reçeteleri de anket formlarına kaydettiler. Astım atağı ile başvuran hastaların başvurudaki atak şiddeti GINA rehberine göre belirlenmiştir (5). Hastaneye yatış kararı; hastanın öyküsü, risk faktörleri, tedaviye yanıtı ve son aldığı bronkodilatörden sonra 3-4 saatlik gözlem süresince iyilik halinin devamlılığı dikkate alınarak verilmiştir. Tedavileri düzenlenip eve gönderilen hastaların yakınmalarında artış olması ya da tedaviye rağmen yakınmalarında gerileme olmaması durumunda tekrar doktora başvurmaları tavsiye edilmiştir. Acil servisten veya alerji-astım polikliniğinden tedavileri düzenlenen hastalar, eve gönderildikten sonra ebeveynler, 3. ve 7. günlerde primer araştırmacı (E.T) tarafından telefon ile aranarak 2 ayrı görüşme yapılmıştır. Bu görüşmelerde ailelerle konuşularak öksürük, hışıltı ve nefes darlığı gibi semptomların devamlılığı, ilaç kullanımı ve tekrar doktora başvuru olup olmadığı sorularak anket tamamlanmıştır Tanımlamalar Nüks: Atak tedavisi düzenlenip eve gönderilen hastalarda, şikayetlerde artış olması ya da tedaviye rağmen şikayetlerin gerilememesi nedeniyle tekrar doktora başvuru nüks olarak tanımlanmıştır. 22

31 Kontrol edici tedavi: Astımı kontrol altına almak için uzun süre kulanılan inhaler kortikosteroidler, lökotrien reseptör antagonistleri ve uzun etkili β 2 agonistlerinden birinin ya da birkaçının birlikte kullanılması olarak tanımlandı. Astım şiddeti: Yeni tanı alan ya da astım tanısı olup düzenli kontrol edici tedavi kullanmayan hastalarda son 4-8 haftadaki yakınmalarının durumu göz önüne alınarak, hastalık GINA rehberine göre intermittan, hafif persistan, orta persistan ve ağır persistan astım olarak sınıflandırılmıştır. Astım kontrolü: Düzenli kontrol edici tedavi alan hastalar GINA rehberine göre yakınmalarının durumu göz önüne alınarak kontrollü, kısmi kontrollü ve kontrolsüz astım olarak sınıflandırılmıştır. Astım atak şiddeti: Astım atağı nedeniyle başvuran hastaların fizik muayene ve laboratuvar bulgularına göre atak şiddeti GINA rehberine göre hafif, orta, ağır ve hayatı tehdit eden atak olarak sınıflandırılmıştır Etik Kurul Onayı Çalışmamıza; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Etik Kurulu, 25 Mayıs 2011 tarihli ve 197 sayılı kararı ile onay vermiştir İstatistiksel Değerlendirme Verilerin analizi SPSS for Windows 15.0 paket programında yapılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler sürekli değişkenler için ortalama ± standart sapma veya ortanca (minimum-maksimum) şeklinde, kategorik değişkenler ise gözlem sayısı ve (%) olarak gösterilmiştir. Tek yönlü analiz ile çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastalar ile çocuk acil servisinde görülen hastalar karşılaştırılmıştır. Karşılaştırması yapılan değişkenler: Astım atağı nedeniyle hastanede yapılan 23

32 müdahalede verilen tedaviler, hasta eve gönderilirken verilen tedaviler, hastanın takiplerinde 3. ve 7. gündeki şikayetlerin devamlılığı (öksürük, nefes darlığı, hışıltı v.b.), şikayet nedeniyle uyanılan gece sayısı ve nüks oranı olmuştur. Bağımsız iki örneklem arasında ortancaların karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Kategorik değişkenler Pearson un Ki-Kare veya Fisher in Kesin Sonuçlu Ki-Kare testiyle değerlendirilmiştir. Bağımlı iki örneklem arasındaki oranların karşılaştırılmasında McNemar testi kullanılmıştır. Sonuçlar p<0.05 ise istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. 24

33 4. BULGULAR 4.1. Demografik özellikler Çalışmamız süresince, astım atağı tanısıyla çocuk acil servisine veya çocuk alerji-astım polikliniğine 816 olgu başvurmuştur. Çalışma kriterlerini karşılayan ve izlemlerinde kendilerine ulaşılabilen toplam 662 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan olguların 446 (%67.4) sı çocuk alerji-astım polikliniğinde, 216 (%32.6) sı çocuk acil servisinde görülmüştür (şekil 2). Alerjiastım polikliniğinde görülen hastaların %78 i daha önce astım tanısı almışken, acil serviste görülen hastaların ise %22 si daha önce astım tanısı almıştı. Astım atağı nedeniyle başvuran (n: 816 ) Çalışma dışı bırakılan Ağır atak: 62 Çocuk alerji-astım polikliniği n:484 Çocuk acil servisi n:270 Ulaşılamayan: 38 Ulaşılamayan: 54 Çalışmayı tamamlayan n:446 Çalışmayı tamamlayan n:216 Şekil 2. Astım Atağı ile Başvuran Hastaların İzlem Şeması 25

34 Atak şiddeti hastaların, %54.1 (n=441) inde hafif, %38.3 (n=313) ünde orta, %7.2 (n=59) sinde ağır ve %0.4 (n=3) ünde çok ağır şiddette idi. Hafif şiddete atak tanısı konulan hastaların %31.8 (n=124) i, orta şiddete atak tanısı konulan hastaların ise %30.4 (n=83) ü başvuru öncesi kısa etkili β-2 agonist (bronkodilatör) tedavisi almıştı (tablo 9). Tablo 9. Atak Şiddetine Göre Başvuru Öncesi Kısa Etkili β-2 Agonist Kullanımı Tüm hastalar Çocuk acil servisi Çocuk alerji-astım polikliniği p (n:662) (n:216) (n:446) Hafif, n (%) 124 (31.8) 14 (16.9) 110 (35.9) <001 Orta, n (%) 83 (30.4) 30 (22.6) 53 (37.9) <001 Total, n (%) 207 (31.3) 44 (20.4) 163 (36.5) <001 Çalışmaya alınan hastaların ortalama yaşı (±47.37) ay olup, çocuk acil servisinde görülen hastaların yaş ortalaması (±37.02) ay, çocuk alerjiastım polikliniğinde görülen hastaların yaş ortalaması 79.9 (±48.15) aydı (p<001). Hastaların 429 (%64.8) u erkek, 233 (%35.2) ü kız idi. 84 (%12.7) hastanın intrauterin dönemde, 128 (%19.3) hastanın ise evde sigara ile tamas öyküsü vardı. Hastaların 437 (%66) sine başvuru öncesi astım tanısı konulmuştu. 145 (%21.9) olguda eşlik eden başka bir alerjik hastalık (alerjik rinit %18.4, atopik egzema %4.2) mevcuttu. 84 (%12.7) olgunun da ebeveyninde astım tanısı mevcuttu. Hastaların %48.5 i alerji-astım polikliniğinde düzenli takipteydi ve %43.5 i düzenli kontrol edici ilaç alıyordu. Düzenli takipleri olan hastaların 134 (%41.7) ü hastaneye başvurudan önce evde bronkodilatör almıştı. Çalışmaya dahil edilen 26

35 hastaların %78.9 u il merkezinden, %16.3 ü ilçeden ve %4.8 i il dışından başvurmuştu (tablo 10). Tablo 10. Hastaların Demografik Özellikleri n (%) Yaş (ay), mean (±SD) (±47.37) Cinsiyet Erkek Kız Prenatal sigara maruziyeti Pasif sigara maruziyeti Anne sütü 6 ay Ebeveynde astım Önceden astım tanısı olan Eşlik eden atopik hastalık Atopik egzema Alerjik rinit Alerji uzmanı tarafından düzenli takip Son 3 aydır düzenli kontrol edici tedavi 429 (64.8) 233 (35.2) 84 (12.7) 128 (19.3) 533 (80.5) 84 (12.7) 437 (66.0) 145 (21.9) 28 (4.2) 122 (18.4) 321 (48.5) 288 (43.5) Yaşadığı yer Şehir merkezi İlçe İl dışı 522 (78.9) 108 (16.3) 32 (4.8) Başvuru sırasında düzenli kontrol edici tedavi almayan 374 (%56.5) hastanın 161 (%24.3) ine intermittan, 149 (%22.5) una hafif persistan, 49 (%7.4) una orta persistan ve 9 (%1.4) una ağır persistan astım tanısı konulmuştur. 27

36 Düzenli kontrol edici tedavi alan 288 (%43.5) hastanın 83 (%12.5) ü kontrollü, 195 (%29.5) i kısmi kontrollü ve 16 (%2.4) sı kontrolsüz astım olarak kabul edilmiştir. Son bir yıl içinde hastaların 330 (%49.8) unun ataklar arasında efor dahil yakınmasının olmadığı, 160 (%24.2) ının sadece eforla, 54 (%8.2) ünün koku, soğuk hava, sigara dumanı ile ve 118 (%17.8) inin de efor, koku, sigara dumanı ve soğuk hava ile yakınmalarının tetiklendiği öğrenilmiştir. Astım şiddeti ve kontrolü açısından çocuk acil servisinde görülen hastalar ile çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (sırasıyla p=0.072, p=0.304) (Tablo 11). Tablo 11. Hastaların Astım Şiddet ve Hastalık Kontrol Düzeyleri Çocuk acil servisi Çocuk alerji-astım (n: 216) polikliniği (n: 446) Astım şiddeti İntermittan 75 (34.7) 86 (19.3) Persistan Hafif 68 (31.5) 81 (18.2) p=0.072 * Orta 14 (6.5) 35 (7.8) Ağır 2 (0.9) 7 (1.6) Astım kontrolü Kontrollü 19 (8.8) 64 (14.3) Kısmi kontrollü 37 (17.1) 158 (35.4) p=0.304 Kontrolsüz 1 (0.5) 15 (3.4) Ataklar arası yakınmalar Yok 136 (63.0) 194 (43.5) Sadece eforla (a) 43 (19.9) 117 (26.7) Soğuk hava, sigara, kötü koku ile (b) 16 (7.4) 38 (8.5) Her ikisi (a+b) 21 (9.7) 97 (21.7) *p: Astım şiddeti arasındaki fark p: Astım kontrol düzeyi arasındaki fark 28

37 Hastalar son 3 aydır kullandıkları kontrol edici ilaçlar açısından incelendiğinde; 238 (%36) hasta sadece inhaler kortikosteroid, 114 hasta (%17.2) sadece montelukast, 73 (%11) hasta inhaler kortikosteroid ve montelukast, 31 hasta (%4.7) inhaler kortikosteroid ve uzun etkili β 2 agonist tedavisi alıyordu. 9 olgu (%1.4) ise inhaler kortikosteroid, uzun etkili β 2 agonist ve montelukastı birlikte alıyordu. Hastaların 374 (%56.5) ü düzenli kontrol edici tedavi almıyordu (tablo 12). Tablo 12. Hastaların Son 3 Ayda Düzenli Kullandığı Kontrol Edici İlaçlar Kontrol edici tedavi n (%) Kullanmayan İnhaler kortikosteroid (İKS) Montelukast Uzun etkili β 2 agonist İKS +Montelukast İKS+Uzun etkili β 2 agonist İKS+Montelukast+Uzun etkili β 2 agonist 374 (56.5) 238 (36) 114 (17.2) 31 (4.7) 73 (11) 31 (4.7) 9 (1.4) Hastaların, atak yakınmaları başladıktan sonra hastaneye başvurma süresinin ortancası 4 gün olup, bu süre 1 gün ile 60 gün arasında değişiyordu. Alerji-astım polikliniğinde görülen hastaların başvuru öncesi yakınmaların ortanca süresi 4.5 (min-max:1-60) gün iken, acil serviste görülen hastaların yakınmalarının ortanca süresi ise 3 (min-max:1-30) gün idi ve aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<001). Son 1 yıldaki atak sayısına bakıldığında, 29

38 hastaların son bir yılda ortanca atak sayısı 2 olup, aralık hiç atak geçirmeme ile 7 atak geçirme arasında değişiyordu. Son 1 yıldaki geçirilen atağın sayı, şiddet ve süresiyle ilgili veriler tablo 13 de verilmiştir. Tablo 13. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Olguların Şikayet Süreleri ve Son 1 Yılda Geçirmiş Oldukları Atakların Demografik Özellikleri Atak yakınmalarının başlama süresi, ortanca (min-max)*, gün Son atak geçirme zamanı, ortanca (min-max), gün Son 1 yılda atak sayısı, ortanca (min-max) Son 1 yılda sistemik steroid gerektiren atak sayısı, ortanca (min-max) Son 1 yılda hastane yatışı gerektiren atak sayısı, ortanca (min-max) *min-max: minimum-maximum 4 (1-60) 90 ( ) 2 (0-7) 0 (0-6) 0 (0-3) Çalışmaya alınan hastalarda en sık görülen ilk başvuru yakınması öksürük (%99.2) olmuştur. En az görülen başvuru yakınması ise göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma hissidir (%2.7). Astım atağı tanısı konulan hastaların doktora başvuru sırasındaki yakınmaları tablo 14 de verilmiştir. Tablo 14. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Hastaların Yakınmaları (n: 662) Yakınmalar n (%) Gündüz öksürüğü Gece öksürüğü Hışıltı Nefes darlığı Göğüs ağrısı Balgam çıkarma 657 (99.2) 616 (93.1) 457 (69) 122 (18.4) 18 (2.7) 78 (11.8) 30

39 4.2. Çocuk acil servisi veya çocuk alerji-astım polikliniğine astım atağı nedeniyle başvuran hastalara uygulanan tedaviler Orta şiddete atakla başvuran hastaların ilk tedavileri sırasında sistemik steroid alma oranının çocuk alerji-astım polikliniğinde %97.8, çocuk acilde %90.9 olduğu görülmüştür (p=0.026) (tablo 15). Tablo 15. Orta Şiddeteki Ataklarda Sistemik Steroid Verilme Oranı Çocuk acil servisi (n:132) Çocuk alerji-astım polikliniği (n:139) p Sistemik steroid verilme, n(%) 120 (90.9) 136 (97.8) Hafif atak ile başvuran hastalar eve gönderilirken verilen tedaviler açısından incelendiğinde; çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastalara kısa etkili β 2 agonistlere ek olarak daha fazla oranda inhaler steroid ve montelukastın verildiği görülmüştür (p<0.001 ve p=0.003). Orta şiddette atakla başvuran hastalar eve gönderilirken; alerji-astım polikliniğinde değerlendirilen hastaların %96.4 üne, acil serviste değerlendirilen hastaların ise %75.9 una sistemik steroid reçetesi verilmiştir (p<0.001). Benzer şekilde eve yazılan reçetelerde kısa etkili β- 2 agonistlere inhaler steroid eklenmesi durumunun, alerji-astım polikliniğinde değerlendirilen hastalarda daha fazla olduğu görülmüştür (p<0.001). Astım atağı nedeniyle başvuran hastalar eve gönderilirken verilen tedaviler tablo 16 da özetlenmiştir 31

40 Tablo 16. Astım Atağı Nedeniyle Başvuran Hastalara, Eve Gönderilirken Reçete Edilen İlaçlar Çocuk acil servisi Çocuk alerji-astım p (n:216) polikliniği (n:446) Hafif atak Kısa etkili β 2 agonist 83 (100) 306 (100) İnhaler kortikosteroid 24 (28.9) 266 (86.9) <0.001 Sistemik steroid 8 (9.6) 20 (6.5) Montelukast 5 (6) 64 (20) Antibiyotik 10 (12.0) 25 (8.2) Orta atak Kısa etkili β 2 agonist 133 (100) 140 (100) İnhaler kortikosteroid 42 (31.6) 121 (86.4) <0.001 Sistemik steroid 101 (75.9) 135 (96.4) <0.001 Montelukast 20 (15) 33 (23.6) Antibiyotik 15 (11.3) 7 (5) Eve gönderilirken doktor tarafından evde devam edilecek ilaçların nasıl kullanılacağını gösteren bir haraket planının yazılı olarak verilmesi açısından hastalar incelendiğinde, acil serviste görülen hastaların 33 (%15.3) üne bu plan verilmişken, çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastaların ise 252 (%56.5) sine verilmiştir (p<0.001) Astım atak tedavisinden sonra hastaların izlem sonuçları ve nüks oranları Acil serviste tedavileri düzenlenen hastaların izlem sonuçları 32

41 Hastalar eve gönderildikten sonraki üçüncü günde yakınmaların devamlılığı açısından değerlendirildiğinde; %81 inde gündüz öksürüğü, %43 ünde gece öksürüğü, %32 sinde de hışıltının devam ettiği görülmüştür. İlk 3 gün içinde yakınmalarda artış ya da değişiklik olmaması nedeniyle 29 (%13.4) hasta tekrar doktora başvurmuş ve nüks olarak kabul edilmiştir. Bunların %6.9 (n=2) unun 1. günde, %20.7 (n=6) sinin 2. günde ve %72.4 (n=21) ünün 3. günde tekrar doktora başvurduğu görülmüştür (tablo17). Tablo 17 Astım Atağı ile Çocuk Acil Servisine Başvuran Hastaların Yakınmaları (n:216) Yakınmalar Gündüz öksürüğü Gece öksürüğü Hışıltı Nefes darlığı Nüksle başvuru süresi 1.gün 2.gün 3.gün Başvuruda n (%) 215 (99.5) 201 (93.1) 182 (84.3) 43 (19.9) 3. günde n (%) 175 (81) 93 (43.1) 70 (32.4) 1 (0.5) 29 (13.4) 2 (6.9) 6 (20.7) 21 (72.4) Acil serviste tedavi edilip eve gönderilen hastalar 7. günde yakınmaların devamlılığı açısından incelendiğinde; %17.1 inde gündüz öksürüğü, %9.6 sında gece öksürüğü, %4.8 inde de hışıltının devam ettiği görülmüştür günler arasında yakınmalarında artış olması ya da hiç değişiklik olmaması nedeniyle 14 (%7.5) hasta tekrar doktora başvurmuştur. Geç dönem nüks olarak kabul edilen bu 33

42 hastaların %14.3 (n=2) ü 4. günde, %7.1 (n=1) i 5. günde, % 42.9 (n=6) u 6. günde, % 35.7 (n=5) si de 7.günde başvurmuşlardır (tablo 18). Tablo 18. Astım Atağı ile Çocuk Acil Servisine Başvuran Hastaların Günlerdeki Yakınmaları Yakınmalar Gündüz öksürük Gece öksürük Hışıltı Nefes darlığı Nüksle başvuru süresi 4.gün 5.gün 6.gün 7.gün Başvuruda (n:216) n (%) 215 (99.5) 201 (93.1) 182 (84.3) 43 (19.9) 7. günde (n:187)* n (%) 32 (17.1) 18 (9.6) 9 (4.8) 1 (0.5) 14 (6.5) 2 (14.3) 1 (7.1) 6 (42.9) 5 (35.7) *İlk üç günde nüks olan olgular, 4.-7.günler arasındaki değerlendirmeye alınmamıştır Alerji-astım polikliniğinde tedavileri düzenlenen hastaların izlem sonuçları Çocuk alerji-astım polikliniğinde tedavileri düzenlenip eve gönderilen hastaların üçüncü gündeki yakınmalarının devamlılığına bakıldığında; %63.9 unun gündüz öksürüğü, %30 unun gece öksürüğü, %11.7 sinin hışıltısı devam etmiştir. Bu hastalardan tekrar doktora başvuran olguların sayısı 25 (%5.6) idi. Bunların % 8 (n=2) i 1. gün de, % 28 (n=7) i 2. gün de, % 64 (n=16) ü 3. gün de başvurmuştur (tablo 19). 34

43 Tablo 19. Astım Atağı ile Çocuk Alerji-Astım Polikliniğine Başvuran Hastaların İlk Üç Gündeki Yakınmaları (n:446) Yakınmalar Başvuruda 3. günde Gündüz öksürüğü Gece öksürüğü Hışıltı Nefes darlığı Nüksle başvuru süresi 1.gün 2.gün 3.gün n (%) 442 (99.1) 415 (93) 275 (61.7) 79 (17.7) n (%) 285 (63.9) 134 (30) 52 (11.7) 8 (12.1) 25 (5.6) 2 (8) 7 (28) 16 (64) Çocuk alerji-astım polikliniğinde tedavileri düzenlenip eve gönderilen hastaların yedinci gündeki yakınmalarının devamlılığına bakıldığında; %17.1 inin gündüz öksürüğü, %9.3 nün gece öksürüğü ve %6.2 sinin hışıltısının devam ettiği görülmüştür günler arasında yakınmalarında artış olması ya da hiç değişiklik olmaması nedeniyle 36 (%8.6) hasta tekrar doktora başvurmuştur. Bunların % 13.9 (n=5) u 4. günde, %22.2 (n=8) si 5. günde, %30.6 (n=11) sı 6. günde, % 33.3 (n=12) ü de 7.günde başvurmuşlardır (tablo 20). 35

44 Tablo 20. Astım Atağı ile Çocuk Alerji-Astım Polikliniğine Başvuran Hastaların Günlerdeki Şikayet Durumları Yakınmalar Gündüz öksürüğü Gece öksürüğü Hışıltı Nefes darlığı Nüksle başvuru süresi 4.gün 5.gün 6.gün 7.gün Başvuruda (n:446) n (%) 442 (99.1) 415 (93) 275 (61.7) 79 (17.7) 7. günde (n:421)* n (%) 72 (17.1) 39 (9.3) 26 (6.2) 5 (1.2) 36 (8.6) 5 (13.9) 8 (22.2) 11 (30.6) 12 (33.3) *İlk üç günde nüks olan olgular, günler arasındaki değerlendirmeye alınmamıştır. Astım atağı ile başvuran hastalar üçüncü günde nüks açısından karşılaştırıldığında; çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastalarda nüks oranlarının daha düşük olduğu izlenmiştir (p=0.001) (tablo 21). Tablo 21.Çocuk Acil Servisi ve Çocuk Alerji-Astım Polikliniğinde Değerlendirilen Hastaların İlk Üç Gündeki Yakınma ve Nüks Durumu Yakınmalar Çocuk acil servisi Çocuk alerji-astım polikliniği p n (%) n (%) Gündüz öksürük 175 (81) 285 (63.9) <0.001 Gece öksürük 93 (43.1) 134 (30) Hışıltı 70 (32.4) 52 (11.7) <0.001 Nefes darlığı 1 (0.5) 8 (1.8) Nüks 29 (13.4) 25 (5.6)

45 Astım atağı nedeniyle çocuk acil servisine ve çocuk alerji-astım polikliniğine başvuran hastalar günler arasında nüks açısından karşılaştırıldığında; çocuk alerji-astım polikliniğinde tedavi edilen hastalar ile çocuk acil serviste tedavi edilen hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığı anlaşılmıştır (p>0.05) (tablo 22). Tablo 22. Çocuk Acil Servisi ve Çocuk Alerji-Astım Polikliniğinde Değerlendirilen Hastaların Günlerdeki Yakınma ve Nüks Durumu Yakınmalar Çocuk acil servisi Çocuk alerji-astım p (n: 187 ) polikliniği (n:421) Gündüz öksürük 32 (17.1) 72 (17.1) Gece öksürük 18 (9.6) 39 (9.3) Hışıltı 9 (4.8) 26 (6.2) Nefes darlığı 1 (0.5) 5 (1.2) Nüks 14 (6.5) 36 (8.6) *İlk üç günde nüks olan olgular günler arasındaki değerlendirmeye alınmamıştır. Çocuk acil servisi ve çocuk alerji-astım polikliniğinde görülen hastalar ilk 3 gün içinde ve günler arasında nüks oranları açısından kendi içlerinde de incelenmiştir. Acil serviste görülen hastaların nüksleri ilk 3 günde daha fazlayken (p<0.001), alerji-astım polikliniğinde görülen hastaların günler arasındaki nükslerinin daha fazla (p=0.004) olduğu görülmüştür (tablo 23). 37

Türk Toraks Derneği. Erişkin Astımı Tanı ve Tedavi Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society

Türk Toraks Derneği. Erişkin Astımı Tanı ve Tedavi Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Erişkin Astımı Tanı ve Tedavi Cep Kitabı www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Astım ve Allerji Çalışma Grubu Rehberin

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Tıkandım, Nefes Alamıyorum. Tunçalp Demir

Tıkandım, Nefes Alamıyorum. Tunçalp Demir Tıkandım, Nefes Alamıyorum Tunçalp Demir Olgu 1 55 yaşında erkek hasta 2-3 yıldır nefes darlığı, öksürük, balgam çıkarma yakınmaları mevcut. Nefes darlığı düz yolda giderken bile oluyor. Geçen yıl 1 kez

Detaylı

ASTIM TANI ve TEDAVİSİ

ASTIM TANI ve TEDAVİSİ ASTIM TANI ve TEDAVİSİ TANIM Nöbetler şeklinde öksürük, dispne, hışıltılı solunum, göğüste tıkanıklık yakınmaları Diffüz, değişken, genellikle reverzibl hava yolu obstrüksiyonu Bronş aşırı duyarlılığı

Detaylı

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum Bölüm 28 Çocuğum Astımlı mı Kalacak? Dr. S. Tolga YAVUZ Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum yollarında ortaya çıkan ve şiddeti zaman içinde değişmekle

Detaylı

Kronik inflamasyonun neden olduğu bronş hiperreaktivitesidir.

Kronik inflamasyonun neden olduğu bronş hiperreaktivitesidir. Bronşial astım ve tedavisi Dr. Müsemma Karabel Sunu Planı Pediatrik astımın özellikleri Klinik Bulgular Tanı basamakları Öykü GINA önerisi anket:2008 FM LAB Pediatrik astımın tedavisi Atak tedavisi Pediatrik

Detaylı

ASTIMDA YENİ BİYOLOJİK AJANLAR. Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD

ASTIMDA YENİ BİYOLOJİK AJANLAR. Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD ASTIMDA YENİ BİYOLOJİK AJANLAR Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD Astım-Yeni biyolojik tedaviler Omalizumab (Anti-IgE) Mepolizumab

Detaylı

TTD Kış Okulu 2015 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen

TTD Kış Okulu 2015 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen TTD Kış Okulu 2015 Havayolu Hastalıkları Modülü Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen Olgu 1: 46y, E. 8 yıldır astım tanısıyla takipli Son 3 aydır artan yakınmaları var: Haftada 4-5 gün semptomları var Ayda 3-4 kez

Detaylı

TTD Kış Okulu 2016 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen

TTD Kış Okulu 2016 Havayolu Hastalıkları Modülü. Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen TTD Kış Okulu 2016 Havayolu Hastalıkları Modülü Dr.İ.Kıvılcım Oğuzülgen Olgu 1: 46y, E. 8 yıldır as0m tanısıyla takipli Son 3 aydır artan yakınmaları var: Ha=ada 4-5 gün semptomları var Ayda 3-4 kez nokturnal

Detaylı

OLGU I. 28 Y, erkek, özel bir şirkette yönetici Zaman zaman nefes darlığı, özellikle koşu sırasında öksürük Oskültasyon : Normal

OLGU I. 28 Y, erkek, özel bir şirkette yönetici Zaman zaman nefes darlığı, özellikle koşu sırasında öksürük Oskültasyon : Normal OLGU I 28 Y, erkek, özel bir şirkette yönetici Zaman zaman nefes darlığı, özellikle koşu sırasında öksürük Oskültasyon : Normal NASIL İLERLERSİNİZ? 1-Bronş provokasyon testi 2-Ek tetkik gerekli değildir

Detaylı

ASTIM TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Prof.Dr. Özkan Karaman Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk İmmunoloji ve Allerji Bilim Dalı

ASTIM TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Prof.Dr. Özkan Karaman Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk İmmunoloji ve Allerji Bilim Dalı ASTIM TEDAVİSİNDE YENİLİKLER Prof.Dr. Özkan Karaman Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk İmmunoloji ve Allerji Bilim Dalı ozkan.karaman@deu.edu.tr TEMELDEKİ AMAÇ ASTIM KONTROLÜNÜN SAĞLANMASIDIR ASTIM KONTROLÜNÜN

Detaylı

HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM

HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM 1. PUADER KONGRESİ ANTALYA 2012 Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara ipektur@gmail.com STRİDOR? VİZİNG? BRONŞİOLİT %80 ÜSYE %20 BRONŞİOLİT BRONŞİOLİT

Detaylı

Anafilaksi olgu senaryoları

Anafilaksi olgu senaryoları Anafilaksi olgu senaryoları Sekiz aylık bebek, kahvaltıda aile için hazırlanan sahanda yumurtadan ekmeğin ucuyla verilmesinden 20 dakika sonra tüm vücunda yaygın kızarma, dudaklarda şişme ve göğsünde hırıltı

Detaylı

ASTIMDA ATAK TEDAVİSİ

ASTIMDA ATAK TEDAVİSİ ASTIMDA ATAK TEDAVİSİ Yrd.Doç.Dr. Teyfik TURGUT Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ Astımlı bir hastada hızlı ve progresif olarak nefes darlığı, öksürük, hırıltılı

Detaylı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ve akciğerin artmış kronik inflamatuar yanıtı ile ilişkili ve genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı hava akımı

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi Bölüm 17 Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Dr. Gülhan AYHAN ve Dr. Ömer AYTEN Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMINDA TEDAVİ. Dr. Arif KUT

ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMINDA TEDAVİ. Dr. Arif KUT ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMINDA TEDAVİ Dr. Arif KUT ASTIM Kronik enflamatuvar bir hastalıktır Çok sayıda hücre ve mediatör rol alır Solunum yollarında aşırı duyarlılık vardır Tekrarlayıcı öksürük ve hırıltı ile

Detaylı

Prof. Dr. Cansın Saçkesen. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dalı

Prof. Dr. Cansın Saçkesen. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dalı Prof. Dr. Cansın Saçkesen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dalı Akut Astım Atağı Kronik havayolu enflamasyonu sonucunda havayollarında aşırı duyarlılık meydana gelir ve bunun sonucunda

Detaylı

Hışıltılı Bebeğin Tedavisi. Dr Suna Asilsoy

Hışıltılı Bebeğin Tedavisi. Dr Suna Asilsoy Hışıltılı Bebeğin Tedavisi Dr Suna Asilsoy Astıma bağlı vizingi olanlar Diğer nedenlere bağlı vizing geliştirenler Hışıltı fenotiplerinin ortaya çıkış zamanları Thorax 1997; 52: 946 952. Persistan vizing

Detaylı

Astım hastalığı kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun süreli olmaktadır. Kalp

Astım hastalığı kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun süreli olmaktadır. Kalp Bölüm 18 Evde Astım Takibi Dr. Ömer AYTEN ve Dr. Gülhan AYHAN Astım hastalığı kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun süreli olmaktadır. Kalp yetmezliği hastalığı, yüksek tansiyon hastalığı,

Detaylı

ASTIM EPİDEMİYOLOJİ PATOFİZYOLOJİ 31.01.2012 HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI

ASTIM EPİDEMİYOLOJİ PATOFİZYOLOJİ 31.01.2012 HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI HAVA YOLU OBSTRUKSİYONUN FİZYOLOJİK SONUÇLARI ASTIM Dr. Bengü MUTLU Bir çok uyarıya karşı artan havayolu cevabı ile karakterize kronik inflamatuar bir hastalıktır İnflamatuar süreçte mast hücreleri, eozinofiller, T lenfositler, makrofajlar, nötrofiller,

Detaylı

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması Bölüm 11 Astım ve Cerrahi İşlemler Astım ve Cerrahi İşlemler Dr. Gözde KÖYCÜ ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Detaylı

TÜM DÜNYADA KİŞİNİN ASTIM HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR

TÜM DÜNYADA KİŞİNİN ASTIM HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR Pediatrik Astım TÜM DÜNYADA 300.000 KİŞİNİN ASTIM HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR Pediatrik astımın özellikleri Klinik Bulgular Tanı basamakları Öykü: GINA önerisi anket:2008 FM LAB Pediatrik astımın

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği 2010-2011 Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği Mehmet Ceyhan, Eda Karadağ Öncel, Selim Badur, Meral Akçay Ciblak, Emre Alhan, Ümit Sızmaz Çelik, Zafer Kurugöl,

Detaylı

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler Dr.Ersoy Civelek Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji SUAM ersoycivelek@gmail.com Çocuklar

Detaylı

14 Aralık 2012, Antalya

14 Aralık 2012, Antalya Hamilelerde Uyku Bozukluğunun Sorgulanması ve Öyküden Tespit Edilen Huzursuz Bacak Sendromunda Sıklık, Klinik Özellikler ve İlişkili Olabilecek Durumların Araştırılması A Neyal, G Benbir, R Aslan, F Bölükbaşı,

Detaylı

ASTIM TEDAVİSİ. Dr. Haluk Türktaş

ASTIM TEDAVİSİ. Dr. Haluk Türktaş 1 ASTIM TEDAVİSİ Dr. Haluk Türktaş Astım hava yollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Bu nedenle astımda tedavinin amacı hava yollarındaki inflamasyonu kontrol altına almaktır. Günümüzde astımnın

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım 1 Çocuk Sağlığında Eşitsizlikler (DSÖ verileri 1999) Yılda 10 milyon çocuk 5. yaşlarını kutlayamadan ölmektedir 2020 e kadar aynı Geri kalmış-gelişmekte olan ülkelerde

Detaylı

Astım-KOAH Overlap Sendromu. Yrd. Doç. Dr. Serhat Karaman Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Astım-KOAH Overlap Sendromu. Yrd. Doç. Dr. Serhat Karaman Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Astım-KOAH Overlap Sendromu Yrd. Doç. Dr. Serhat Karaman Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Sunum Planı Tanı Tarihçe (Çok yakın tarih! ) Rehberlerde Akos Prevelans Klinik Literatür

Detaylı

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD Gebelikte Astım Yönetimi Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD ık Kadın Doğum uzmanları hangi koşullarda astımlı hasta ile karşılaşırlar? Astımlı

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 27 Mart 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 27 Mart 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 27 Mart 2017 Salı Uzman Dr. M. Tuğba Çöğürlü Alerji-İmmünoloji Bilim Dalı 27.03.2018 Prof.

Detaylı

ASTIM ASTIM NASIL BİR HASTALIKTIR

ASTIM ASTIM NASIL BİR HASTALIKTIR ASTIM NASIL BİR HASTALIKTIR ASTIM Astım solunumun gerçekleştiği alveol denen hava keseciklerine soluk havasını ileten hava yollarında daralma ile kendini gösteren ve ataklar (krizler) şeklinde seyreden

Detaylı

ÇOCUKLARDA SİGARAYA MARUZİYETİN ETKİLERİ. Dr.Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

ÇOCUKLARDA SİGARAYA MARUZİYETİN ETKİLERİ. Dr.Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı ÇOCUKLARDA SİGARAYA MARUZİYETİN ETKİLERİ Dr.Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı PASİF SİGARAYA MARUZİYET Çocuklar zamanlarının %60-80 kadarını iç ortamlarda Türkiye

Detaylı

ASTIM TANI ve TEDAVİ. Dr Suna Asilsoy Çocuk Allerji Bilimdalı

ASTIM TANI ve TEDAVİ. Dr Suna Asilsoy Çocuk Allerji Bilimdalı ASTIM TANI ve TEDAVİ Dr Suna Asilsoy Çocuk Allerji Bilimdalı GINA Ġlk yayın 30 yıl önce Tüm yaş grublarına uygulanmış Altta yatan patojenik ve inflamatuar mekanizma Kanıta dayalı tedavi Son revizyon 2008

Detaylı

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır Toraks Derneği, Göğüs Hastalıkları Uzmanları ve solunum hastalıkları alanında çalışan diğer uzmanlık dallarındaki hekimler tarafından 1992 de kurulan bir ulusal uzmanlık derneğidir. Toraks Derneği nin

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

OKUL ÖNCESİ HIRILTILI ÇOCUKLARDA TEDAVİNİN OLGULAR İLE TARTIŞILMASI

OKUL ÖNCESİ HIRILTILI ÇOCUKLARDA TEDAVİNİN OLGULAR İLE TARTIŞILMASI OKUL ÖNCESİ HIRILTILI ÇOCUKLARDA TEDAVİNİN OLGULAR İLE TARTIŞILMASI Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Prof Dr Fazilet Karakoç 3 yaşında erkek hasta term olarak doğmuş

Detaylı

AKUT ASTIM ATAĞI TEDAVİSİ

AKUT ASTIM ATAĞI TEDAVİSİ AKUT ASTIM ATAĞI TEDAVİSİ Prof. Dr. Ayten P. Uyan İzzet Baysal Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı 11.Türk Toraks Kongresi, 23-27.Nisan.2008 ASTIM Astım klinik şiddeti hastadan hastaya değişen

Detaylı

Dr. Nalan Ogan. Ufuk Ü.T.F. Göğüs Hastalıkları A.D.

Dr. Nalan Ogan. Ufuk Ü.T.F. Göğüs Hastalıkları A.D. Dr. Nalan Ogan Ufuk Ü.T.F. Göğüs Hastalıkları A.D. Giriş Astım ve KOAH, en sık görülen kronik akciğer hastalıkları Her ikisi de havayolu obstruksiyonu ve kronik havayolu inflamasyonu ile karakterize Sigara

Detaylı

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER:

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER: Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 5 1. HİZMET KAPSAMI: Çocuk Alerji Bilim Dalı, 0-18 yaş grubu ayaktan ve yatan hastalara tanı ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmet haftada 7 gün ve 24

Detaylı

Küçük çocuklarda astım tedavisinde güncel kılavuzlar AAIR 2010

Küçük çocuklarda astım tedavisinde güncel kılavuzlar AAIR 2010 Küçük çocuklarda astım tedavisinde güncel kılavuzlar AAIR 2010 2007 den beri yayınlanmış 4 büyük kılavuz derlenmiş NAEPP in EPR-3 2008 EAACI nin PRACTALL Consensus report, 2008 ERS task force 2008 GINA

Detaylı

Türk Toraks Derne i. Eri kin Ast m Tan ve Tedavi Cep Kitab. Cep Kitaplar Serisi. Turkish Thoracic Society

Türk Toraks Derne i. Eri kin Ast m Tan ve Tedavi Cep Kitab. Cep Kitaplar Serisi.  Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derne i Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derne i Cep Kitaplar Serisi Eri kin Ast m Tan ve Tedavi Cep Kitab www.toraks.org.tr Türk Toraks Derne i, bu cep kitab n n 2012 y l nda bas m için

Detaylı

Obstrüktif Havayolu Hastalıkları nda Tedavi Astım ve KOAH Tedavisi Dr. Alev GÜRGÜN

Obstrüktif Havayolu Hastalıkları nda Tedavi Astım ve KOAH Tedavisi Dr. Alev GÜRGÜN Obstrüktif Havayolu Hastalıkları nda Tedavi Astım ve KOAH Tedavisi Dr. Alev GÜRGÜN Dr. Ersin Aslan a saygı ile Astım tedavisinin amacı Hastalık Kontrolünü Sağlamak ve Sürdürmek Minimal gündüz semptomu

Detaylı

BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ BURUNDAN (NAZAL) UYGULANAN YÜKLEME (PROVOKASYON) TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN... Kayıt (protokol) numarası :... Doğum tarihi (gün/ay/yıl) :... Adresi :...... Telefon numarası

Detaylı

ALLERJİK HASTALIKLARDA KORUNMA

ALLERJİK HASTALIKLARDA KORUNMA ALLERJİK HASTALIKLARDA KORUNMA Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerjik Hastalıklar Bilim Dalı Allerjik ı Hastalıklar Bilim Dal Plan Tanım Primer korunma

Detaylı

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet Sunum planı Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet En sık hekime başvuru nedeni Okul çağındaki çocuklarda %35-40 viral enfeksiyonlar sonrası 10 gün %10 çocukta 25 günü geçer. Neye öksürük

Detaylı

Bronş Provokasyon Testleri

Bronş Provokasyon Testleri Bronş Provokasyon Testleri Doç.. Dr. Gül G l KARAKAYA Hacettepe Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Göğüs s Hastalıklar kları AD Erişkin Allerji Ünitesi Bronş aşırı duyarlılığı ığı Değişik ik uyaranlara karşı

Detaylı

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi ALLERJİ AŞILARI Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi Allerji aşıları Allerjen immunoterapi Allerjik bir hastaya giderek artan miktarlarda allerjen

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER:

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER: Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 5 1. : ALERJİK GÖĞÜS HASTALIKLARI BİLİM DALI Alerjik Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, 12 yaşın üzerindeki ayaktan ve yatan hastalara tanı ve tedavi hizmetleri

Detaylı

Ciddi KOAH Astım. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Ciddi KOAH Astım. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Ciddi KOAH Astım Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. TANIM KOAH; tam olarak geri dönüşlü olmayan hava akımı sınırlanması ile karakterize bir hastalıktır. Kr. Bronşit + Amfizem

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Koruma, Tanı ve Tedavi Raporu 2014

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Koruma, Tanı ve Tedavi Raporu 2014 Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Koruma, Tanı ve Tedavi Raporu 2014 Prof. Dr. Ali Kocabaş, Prof. Dr. Sibel Atış, Prof. Dr. Lütfi Çöplü, Prof. Dr. Ertürk Erdinç, Uzm. Dr. Begüm Ergan, Prof. Dr.

Detaylı

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI 2018-2020 ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ Proje Adı tarih Hedef İzlenecek strateji Sorumlu kişiler DEVAM EDEN PROJELERİMİZ: İkinci Ve Üçüncü Basamak

Detaylı

Akut Astım Atağı. Nasıl Tedavi Edelim? Prof Dr Nermin GÜLER. Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerji Bilim Dalı

Akut Astım Atağı. Nasıl Tedavi Edelim? Prof Dr Nermin GÜLER. Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerji Bilim Dalı Akut Astım Atağı Nasıl Tedavi Edelim? Prof Dr Nermin GÜLER Istanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Allerji Bilim Dalı Akut Astım Atağı Bronşiyal astımlılarda çeşitli uyaranlar

Detaylı

ASTIM TANI ve TEDAVİSİ

ASTIM TANI ve TEDAVİSİ ASTIM TANI ve TEDAVİSİ Dr. Dilşad Mungan Tanım Astım hava yollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır, bu inflamatuar süreçte başlıca T lenfositler, eozinofiller ve mast hücreleri olmak üzere birçok

Detaylı

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Çocuklarda: %8.6-15.4 Erişkinde: %20 AKINTI KAŞINTI Allerjik Selam Allerjik Rinit Bulguları AKSIRMA ATAKLARI

Detaylı

ANAFLAKSİ. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ

ANAFLAKSİ. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ ANAFLAKSİ Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ Hayatı tehdit eden birçok hastalığın ilk tanı ve tedavisi Acil Servis te yapılıyor Anafilaksi gibi, bu hastalıkları içeren kılavuzlar diğer kliniklerce

Detaylı

Doç Dr Ömür AYDIN. Ankara ÜTF Göğüs Hastalıkları ABD İmmunoloji-Allerji BD

Doç Dr Ömür AYDIN. Ankara ÜTF Göğüs Hastalıkları ABD İmmunoloji-Allerji BD Doç Dr Ömür AYDIN Ankara ÜTF Göğüs Hastalıkları ABD İmmunoloji-Allerji BD Mesleksel astım tedavisinde temel prensipler Mesleksel astımda prognoz Maruziyetin kesilmesi/azaltılmasının sonuçları Mesleksel

Detaylı

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı MAYIS 2017 KOAH Tanısı Alan Hastalarda Spirometri Yapılma Oranı KOAH.1 KOAH tanısı alan hastalarda spirometri yapılma

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin EĞİTİM MODÜLÜ EĞİTİMCİ REHBERİ MART - 2011

Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin EĞİTİM MODÜLÜ EĞİTİMCİ REHBERİ MART - 2011 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin EĞİTİM MODÜLÜ EĞİTİMCİ REHBERİ MART -

Detaylı

Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin HİZMET İÇİ EĞİTİM MODÜLÜ KATILIMCI REHBERİ

Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin HİZMET İÇİ EĞİTİM MODÜLÜ KATILIMCI REHBERİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Astım ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Tanı ve Tedavisinde Birinci Basamak Hekimler İçin HİZMET İÇİ EĞİTİM MODÜLÜ KATILIMCI REHBERİ

Detaylı

Arı sokmalarında mast hc ve bazofillerden ani mediyator salınımı görülür. Anafilaksi sırasında serum triptaz düzeyinde (aktif mature B triptaz )

Arı sokmalarında mast hc ve bazofillerden ani mediyator salınımı görülür. Anafilaksi sırasında serum triptaz düzeyinde (aktif mature B triptaz ) Arı sokmalarında mast hc ve bazofillerden ani mediyator salınımı görülür. Anafilaksi sırasında serum triptaz düzeyinde (aktif mature B triptaz ) artış gösterilmesi tanıyı doğrular. VIT ve böcek sokmalarında

Detaylı

17.08.2012-KOAH TEDAVİSİNDE SFT ZORUNLULUĞUNUN KALDIRILMASINA HÜKMEDEN SUT MADDELERİNE YÖNELİK SPÇG GÖRÜŞÜ

17.08.2012-KOAH TEDAVİSİNDE SFT ZORUNLULUĞUNUN KALDIRILMASINA HÜKMEDEN SUT MADDELERİNE YÖNELİK SPÇG GÖRÜŞÜ 17.08.2012-KOAH TEDAVİSİNDE SFT ZORUNLULUĞUNUN KALDIRILMASINA HÜKMEDEN SUT MADDELERİNE YÖNELİK SPÇG GÖRÜŞÜ GİRİŞ Ülkemizde KOAH prevalansı 40 yaş üzeri erişkin nüfusta %19 dur, diğer bir ifadeyle yaklaşık

Detaylı

Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan

Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan ilaç dışında- kullanabilecekleri güvenilir bir antibiyotik

Detaylı

TÜTÜN VE ASTIM. Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri

TÜTÜN VE ASTIM. Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri TÜTÜN VE ASTIM Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri Kısa Dersimizin Hedefleri KISA DERSİMİZİN AMACI: Öğrencileri tütünün astım üzerindeki zararlı etkileri ile astım hastalarına ve ebeveynlerine

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

AKUT ASTIM TEDAVĠSĠ. Dr.Arzu BakırtaĢ Gazi Hastanesi Çocuk Allerji ve Astım Bilim Dalı

AKUT ASTIM TEDAVĠSĠ. Dr.Arzu BakırtaĢ Gazi Hastanesi Çocuk Allerji ve Astım Bilim Dalı AKUT ASTIM TEDAVĠSĠ Dr.Arzu BakırtaĢ Gazi Hastanesi Çocuk Allerji ve Astım Bilim Dalı Önce astım atağının Ģiddeti belirlenmelidir. Astım atak Ģiddeti nasıl belirlenir? Oksijen saturasyonu(pulse oksimetri)

Detaylı

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyb. Hemş. Dr. Selda ÇELİK İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim

Detaylı

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 3. OLGU Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 43 yaşında erkek hasta, çiftçi Yakınması: Öksürük, balgam, balgamla karışık kan tükürme, nefes darlığı Hikayesi: Yaklaşık 5 aydır öksürük ve balgam yakınması olan

Detaylı

BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii. Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL

BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii. Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL HASTAYI POLİKLİNİKTE NASIL DEĞERLENDİRELİM? 1) Klinik özellikler ( semptom, bulgu, eşlik eden hastalıklar) Reaksiyon ilaç aşırı duyarlılık

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

TÜTÜNÜN ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLLARI SAĞLIĞINA ETKİLERİ. Ders 1 Modül: Tütün ve Çocuk Sağlığı

TÜTÜNÜN ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLLARI SAĞLIĞINA ETKİLERİ. Ders 1 Modül: Tütün ve Çocuk Sağlığı TÜTÜNÜN ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLLARI SAĞLIĞINA ETKİLERİ Ders 1 Modül: Tütün ve Çocuk Sağlığı Mini Dersin Hedefleri MİNİ DERSİN AMACI: Aktif veya pasif yollarla sigara dumanına maruz kalmanın, çocuklarda

Detaylı

BRONŞ DUYARLILIK TESTLERİ. Prof. Dr. Tunçalp Demir

BRONŞ DUYARLILIK TESTLERİ. Prof. Dr. Tunçalp Demir BRONŞ DUYARLILIK TESTLERİ Prof. Dr. Tunçalp Demir BRONŞ DUYARLILIK TESTLERİ 1.)REVERSİBİLİTE 2.)BRONŞ PROVOKASYON TESTLERİ REVERSİBİLİTE Tanım Havayolu obstrüksiyonu bulunan olgularda, farmakolojik bir

Detaylı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Kronik Öksürük Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Epidemiyoloji Polikliniklerde en sık 5. şikayet %88-100 neden saptanıyor Spesifik tedavi

Detaylı

Dr Mahir İğde. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun

Dr Mahir İğde. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun Dr Mahir İğde Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun Kronik Öksürük Yakınmalı Bir Hasta: BK, 6y, Kız, Samsun Şik: Öksürük Hikayesi: 3 aylıktan bu yana zaman

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ Sayfa No 1 / 7 1.AMAÇ: Hastanede tedavi ve bakım alan tüm hasta / hasta yakınlarının hastalık, tedavi ve bakımları, riskleri ve taburcu olduktan sonra evdeki bakımları hakkında eğitilmelerini sağlamak

Detaylı

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır. 1 / 5 1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk a detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır. 2. Kapsam: Bu talimat çocuk ın değerlendirilmesine ilişkin faaliyetleri

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI AKUT ASTIM ATAĞI NEDENİYLE YOĞUN BAKIMDA TAKİP EDİLEN HASTALARIN ÖZELLİKLERİ Dr.Selen USLU UZMANLIK TEZİ Olarak hazırlanmıştır

Detaylı

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite Fizyopatolojisi İmmün sistem kemoterapötik ya da biyoterapötik

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRENİM HEDEFLERİ SFT parametrelerini tanımlayabilmeli, SFT ölçümünün doğru yapılıp yapılmadığını açıklayabilmeli, SFT sonuçlarını yorumlayarak olası tanıyı

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar AKCİĞER KANSERİ Doç.Dr.Filiz Koşar Akciğer Kanseri Nedir? Kanserler genellikle ilk ortaya çıktığı dokuya göre adlandırılır. Akciğer kanseri ilk önce akciğerde başlar Akciğerler göğüs boşluğumuzun büyük

Detaylı

XXV. Avrupa Allergoloji ve Klinik İmmünoloji Akademisi (EAACI)* Kongresi 2006 Viyana da Türkiye den En İyi Araştırma Ödülü Alan Çalışmalar

XXV. Avrupa Allergoloji ve Klinik İmmünoloji Akademisi (EAACI)* Kongresi 2006 Viyana da Türkiye den En İyi Araştırma Ödülü Alan Çalışmalar XXV. Avrupa Allergoloji ve Klinik İmmünoloji Akademisi (EAACI)* Kongresi 6 Viyana da Türkiye den En İyi Araştırma Ödülü Alan Çalışmalar Üç-Altı Yaş Astımlı Çocuklarda Adenozin -Monofosfat (AMP) a Bronşiyal

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

İnek sütü alerjisi artıyor mu? Prof Dr Esen Demir EÜTF Çocuk Alerji ve Klinik İmmunoloji BD Çocuk Göğüs hastalıkları BD

İnek sütü alerjisi artıyor mu? Prof Dr Esen Demir EÜTF Çocuk Alerji ve Klinik İmmunoloji BD Çocuk Göğüs hastalıkları BD İnek sütü alerjisi artıyor mu? Prof Dr Esen Demir EÜTF Çocuk Alerji ve Klinik İmmunoloji BD Çocuk Göğüs hastalıkları BD WAO 2013 Alerji prevalansı %10-40 Gelişmiş ülkelerin çoğunda prevalans >%20 EAACI

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı Uzman Dr. M. Tuğba Çöğürlü KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Giriş DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk çağının en sık görülen

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? Dr. Sabri Atalay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği KLİMİK

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı