TRİGEMİNAL NEVRALJİ NİN KLİNİK ÖZELLİKLELERİ VE TEDAVİSİ
|
|
- Osman Akagündüz
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız - Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı TRİGEMİNAL NEVRALJİ NİN KLİNİK ÖZELLİKLELERİ VE TEDAVİSİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Emrah COŞKUNLU Danışman Oğretim Üyesi: Prof. Dr. Turgay SEÇKİN İZMİR 2014
2 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ VE AMAÇ KRANİO FASİAL NEVRALJİLER TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN TANIMI N.TRİGEMİNUS UN İNERVASYON ALANLARI N.Oftalmicus N. Maxillaris N. Mandibularis TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN ETYOLOJİSİ Santral Etyoloji Periferik Etyoloji TRİGEMİNAL NEVRALJİ FİZYOPATOJİSİ KLİNİK ÖZELLİKLERİ TANI Tanı Kriterleri TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN KLİNİK AYRIMI İdiopatik Trigeminal Nevralji (gerçek; esansiyel) Semptomatik Trigeminal Nevralji Herpes Zoster ve Postherpetik Trigeminal Nevralji Anestezia Doloroza TRİGEMİNAL NEVRALJİDE TEDAVİ Medikal Tedavi Carbamazepin Diphenylhydantoin Stilbamidine... 26
3 Mephenesin Karbamat Baklofen Okscarbazepin Lamortrigine Gababentine Cerrahi Tedavi Ekstradural Sensorial Kök Bölünmesi Periferal Nöroktomiler Preganglionik Operasyonlar Ganglionizis Gasser Ganglionuna Alkol, Fenol ve Sıcak Su Enjekte Edilmesi Trigeminal Traktomi Mikrovasküler Dekompresyon Alternatif Tedaviler Gama Knife Radiocerrahi TARTIŞMA VE SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ... 49
4 ÖNSÖZ Bu tezi hazırlamamda benden desteğini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. TURGAY SEÇKİNE e ve çalışmalarım boyunca bana yardımcı olan Dr. Ulaş ÖZKOÇ a, Dr. Baran SEVER e Dt. Mehmet ÖZTÜRK e ve Dt. BİLAL CEMŞİT SARI ya teşekkürlerimi borç bilirim. Ayrıca eğitim ve öğretim hayatım boyunca, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen annem Nezahat COŞKUNLU, babam Şerif COŞKUNLU, kardeşlerim Emine COŞKUNLU ve Emel COŞKUNLU ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
5 1. GİRİŞ VE AMAÇLAR Ağrı, organizmayı ve organizmanın dokularını zedeleyen veya zedelenme tehlikesi gösteren, çeşitli iç ve dış uyaranlarla ortaya çıkan bir duyum ve davranış şeklidir. Ağrı organizma için erken uyarıcı bir alarm sistemi ve tehlikeli durumlardan koruyabilecek bir işlev olarak da görülebilir. Ağrı sübjektif bir histir ve herhangi bir doku harabiyeti veya benzer bir fizyopatolojik nedene bağlı olmaksızın da gelişebilir. Ağız bölgesinde çeşitli sinirsel hastalıklardan kaynaklanan ağrılar, çoğu kez diş ağrılarıyla karıştırılır. Bu nedenle, diş hekimi bölgesiyle ilgili ağrıları iyi bilmelidir. Ağız ve yüz bölgesinde görülen sinirsel ağrıların büyük bir kısmı bu bölgenin büyük çoğunluğunun inervasyonunu sağlayan Trigeminal sinir kaynaklıdır.(1) Trigeminal nevralji, 5. kafa çifti olan N.Trigeminus un sensitif dallarının dağıldığı alanlarda lokalize olan üç daldan herhangi birini veya iki veya üç dalı ayrı anda tutan paroksismal, şiddetli, keskin ağrı krizleri ile karakterize bir hastalıktır. Ağrılar çoğu kez tek taraflı olmaktadır. Bu hastalığın başka bir özelliği de kutanöz veya mukozal trigger zone ların bulunması ve bu nedenle ağrıların deri veya mukozaya dokunmakla başlayabilmesidir.(2) Trigeminal nevralji dışındaki diğer kranio fasial nevraljilerin insidansı oldukça düşük olmakla birlikte, pratikte bu hastalıkların sinüs hastalıkları, TME hastalıkları ve özellikle diş ağrıları ile karıştırılmaları konunun önemini arttırmaktadır.(3) 1
6 Bu çalışmadaki amacımız diş hekimlerini yakından ilgilendiren Trigeminal nevralji olgusunu tanıtmak, diğer nörolojik bozukluklar ve kranio fasial nevraljilerde Trigeminal nevraljinin farklılıklarını ve yeni tedavi yöntemlerini incelemektir.(4) 2
7 2. KRANİO FASİAL NEVRALJİLER Nevralji özellikleri bakımından birçok ağrılı sendromda görülenlerden ayrıcalı nitelikler taşır. Bu durum kısmen farklı fizyopatolojik mekanizmalarla oluşması nedeniyledir. Yine bu nedenlere bağlı olarak klinik tablo özellikleri ve tedavisi de diğer ağrılı semptomlardan oldukça ayrıdır. Nevraljik ağrı çok kısa süreli (saniyelik) fakat çok şiddetli şimşek vari, keskin, vurucu bir ağrıdır. Nevraljik ağrı özellikleri şöyle özetlenebilir. a. Çok ani başlar ve çok kısa süreli (şimşek vari, keskin, patlayıcı ağrı) b. Kısa ya da geniş zaman aralıkları ile tekrarlar. Devamlı bir ağrı değildir. (paroksismaldir) c. Ağrı, bir kranial ya da periferik sinirin anatomik dağılış alanı içinde algılanır. d. Spontan olarak ortaya çıktığı gibi, derinin belirli ve sınırlı alan ya da noktalarının ağrılı olmayan, dokunma ile de ortaya çıkar. Bu noktalara tetik noktaları denir. e. Nevraljik ağrıların kesilmesi ile birlikte geçici olarak sinirin anatomik alanı ve tetik noktalarında uyaranlara karşı duyarlılık azalır. Yani geçici bir refrakter period içinde ağrısız rahatlama devreleri bulunur. f. Ağrının oluştuğu anlarda, kısa süreli motor aktivite (örneğin fasial tik, bacağın çekilmesi gibi) ya da vasomotor aktivite; aynı sinire ait alanda ya da segmental dağılış için de ortaya çıkabilir. g. Nevraljik ağrıların iinervasyon alanı içinde çoğu kez duyumun klinik muayenesi normaldir. (idiopatik türlerde) 3
8 Nevraljik ağrının bu özellikleri başlıca aşağıdaki klinik sendromlarla görülür: 1. Trigeminal ve Glossofaringeal Nevralji gibi kranio fasial nevraljiler 2. Tabetik Ağrı 3. Ağrılı Diyabetik Nöropati 4. Post-herpetik Nevralji 5. Post-rizotomi Ağrıları 6. Bazı travmatik periferik sinir lezyonları Bununla beraber, yukarıdaki klinik özellikleri en iyi şekilde üzerinde taşıyan grubu kranio fasial nevraljiler meydana getirirler. Bunların dışında da Esansiyal Trigeminal nevralji gelir. Kraniofasial- Nevraljiler: 1. Trigeminal nevralji 2. Glossofaringeal nevralji 3. Oksipital nevralji 4. N. İntermedius nevraljisi 5. Sfenopalatin ganglion nevraljisi (Sluder Nevraljisi) ve varyantları 6. Post-herpetik Fasial Nevralji 7. Vagal nevraljiler 8. Temporomandibuler eklemle ilgili nevraljiler 9. Diş, KBB ve Servikal vertebralara İlişkin fasial ve kranial nevraljik ağrılar 10. Atipik Fasial Nevralji(5) 4
9 3.TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN TANIMI Trigeminal sinirin inerve ettiği alanlarda tek taraflı paroksismal, elektrik çarpması tarzında ve oldukça şiddetli ağrılarla karakterizedir. Özellikle ağız, nazal kavite ya da yüzün bir veya birden fazla bölgesinde bulunan hassas noktaların (trigger points) soğuk ve sıcak gıdaların alınması, hafif bir rüzgâr, yüze ışık teması, yutkunma ve hareket etmek gibi uyarıcı nedenler ile uyarılması ağrıyı başlatabilir. Ağrı nöbetler şeklinde gelir ve oldukça şiddetlidir. Nöbetten sonra bölgede künt bir ağrı devam eder. Büyük sıklıkla yüzün sağ tarafında tutulma olur. İki taraflı tutulma nadirdir. Hayatın dekatında daha sık olur ve kadınlarda erkeklerden fazla görülür. 40 yaşından önce olması ve bilateral tutulum halinde ayırıcı tanıda Multiple Skleroz düşünülmelidir. Etyopatogenez üzerinde tam bir görüş birliği olmamasına rağmen hem periferik hem de santral mekanizmaların etkili olduğu düşünülür. Rapor edilmiş vakaların %95 inde ağrının kaynağı maxiller ya da mandibuler daldır. Ağrı ataklarının süresi erken dönemde birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilir. İleri devrede ise bir saatten fazla olabilir ve günde 50 atağın üstüne çakabilir. Pentoserebellar köşe tümörü, anevrizma, Multiple Skleroz gibi tanımlanmış bir patolojik neden saptandığında bu Trigeminal Nevraljiler semptomatik olarak adlandırılır. Patolojik neden saptanamazsa idiopatik olarak tanımlanırlar. Budurumda sinirin yolu boyunca herhangi bir noktada olası aberran arterler, vasküler malformasyonlar ve tümörler gibi nedenlerle myelin kılıfın parçalanmasının neden olması düşünülür. Yine idiopatik nedenler arasında diş ve periodontal lezyonlarsayılabilir. (6) 5
10 4. N. TRİGEMİNUS UN İNERVASYON ALANLARI Motor ve sensitif sinir iplikleri ihtiva eden bu sinirin motor iplikleri çiğneme kaslarıyla m.tensör veli palatini ve bazı hyoid üstü kaslarına gider. Sensitif iplikleri ise yüz derisi, ağız ve burun mukozası ile konjunktiva (conjunctiva) nın büyük bir kısmının duyusunu sağlarlar. Motor ipliklerin başlangıç çekirdeği pons da oluptractus mesemcephalicus n. Trigemini ile sensitif çekirdeğin iç tarafında bulunan nucleus motorius n.trigemini dir. sensiif ipliklerin sonlandığı duyurucu çekirdek ise tractus spinalis n.trigemini olup yine pons içindedir. Buradaki motor ve sensitif çekirdeklerden başlayan sinir iplikleri pons un ön yüzü ile yan yüzünün birleştiği sınır üzerinde iki kök halinde görünürler. Bunlardan kalın olan kök radix sensibilis olup duyurucu, ince olanı ise radix motoria adını alıp motor ipliklerden meydana gelmiştir. Sensitif olan ipliklerin başlangıç hücreleri ganglion trigeminale denilen denilen bir ganglion içinde bulunur. Bu ganglion sinirin yolu üzerinde olup os temporale nin pars petrosa sının ön-üst yüzündeki tepeye yakın olan bir çukurcuk (impressio trigemini) içinde bulunur. Bir fasulye şeklinde olan bu ganglion a arachnoidea ile duramater kemikle birlikte bir loj yaparlar. Cavum trigeminale denilen bu boşluk içinde liquor cerebrosspinalis de bulunur. Sözü edilen bu ganglion içinde bulunan hücrelerin protoplazmik uzantıları ganglionun konvex kenarından çıkarak perifere, aksonları ise encephalon daki duyurucu çekirdeğe giderler. Radix motorii bu ganglionun iç yanından ve ona uğramadan geçer. Ganglionun hemen konvex kenarında n.trigeminus üç dala ayrılır. Bunlardan biri n.ophtalmşcus, diğeri n.maxillaris ve üçüncüsü de n.mandibularis dir. 6
11 4.1. N. Ophtalmicus Nervus trigeminusun birinci ve en üstte olan bu uç dalı orbitaya giderek orada dağılır. Ganglion tigeminale den ayrıldıktan sonra hemen sinus cavernosus içine giren n.ophtalmicus bunun dış yan duvarı boyunca öne doğru ilerleyerek fissura orbitalis superior hizasına kadar gelir ve burada 3 dala ayrılarak sonlanır. Bu 3 daldan biri n.nasociliaris, diğeri n.frontalis, anulus tendincus communis içinden diğer ikisi de bu anulus un dış yanında olmak üzerinde fissura orbitalis superior yolu ile orbitaya girerler. N. lacrimalis: orbitanın dış yan duvarı boyunca öne doğru giderek gl.lacrimalis e ulaşır. Bu bezde ve dış yan birleşiği çevresinde dağılarak sonlanır. N. lacrimalis in verdiği bir yan dal(ramus comminicus cum nervi zygomatici) kendisini n. zygomaticus la birleştirir. Böylece n. zygomaticus yolu ile ganglion pterygopalatinum dan gelen parasempatik sinir iplikleri n. lacrimalis içine girerek ve bu yolla gl. Lacrimalis e giderler. N. frontalis:orbita içine fissura orbitalis superior dan giren bu sinir orbitanın tavanı boyunca öne doğru giderken orbitanın ortasına gelmeden n. supraorbitalis olmak üzere iki dala ayrılır. Bunlardan birincisiorbitanın içyan köşesi ve çevresi derisinde dağıldığı gibi sclerada da dağılır. N.supraorbitalis ise tekrar iki dala ayrılarak foramina veya incisura supraorbitalia medale et laterale yi geçip bu bölgenin içyan bölümü ile göz kapaklarında, alın derisine dağılırlar. N. nasociliaris: Bu dal anulus tendineus communis içinden n.oculomotorius ve n.abducens ile birlikte geçerek orbitaya girer. Burada n.opticus ile n.rectus bulbi superior arasında olarak orbitanın iç yan duvarına gelir. Bu sırada ramus comminicans cum ganglio ciliari denilen dalcıklar verir 7
12 ki bunlar da ganglion ciliareyi geçerek Nn. ciliares breves adındaki dallar içinde bulbus oculiye girerler. Nn.ciliares longi denilen n.nasociliaris dalları ise ganglion ciliareye uğramadan bulbus oculi içine girerler. Bulbus oculi içine giren bütün bu dallar onun doyurucu sinirleridir. Orbitanın içyan duvarında yoluna devam eden n.nasociliaris bu defa n.ethmodidalis posterior ve anterior dallarını verir. Bu dallar da aynı addaki deliklerden geçerek ethmoid hücreleri ile burun boşlukları mukozasında dağılırlar. N.nasociliaris in uç dalı olan n.infratrochlearis ise göz kapakları iç yan birleşiği ve burun sırtı derisinde dağılarak sonlanır N. maxillaris Sadece sensitif sinir ipliklerinden meydana gelen bu sinir gangllon trigemimale den ayrıldıktan sonra sinus cavernosus un dışyan duvarı alt bölümüne gelir. Sonra foramen rotundum u geçerek fossa pterygopalatina ya girer. Burada yan dallarını verdikten sonra n. İnfraorbitalis denilen uç dalanlı vererek sonlanır. Maxillaris in yan dalları: N. zygomaticus: Bu dal fissura orbitalis inferior u geçerek orbita nın dışyan duvarına gelir. Burada foramen zygomaticoorbitale ye girmeden r. Comminicans nervi lacrimalis denilen yan dalını verir ki bu sinir içinde gözyaşı bezine giden parasempatik sinir iplikleri bulunur. foramen zygomaticoorbitale ye girdikten sonra da bu kanal boyunca ramus zygomaticotemporalis ve ramus zygomaticotemporalis olmak üzere iki dala 8
13 ayrılır. Bunlardan birincisi şakak bölgesinde diğeri de arcus zygomaticus ve gözkadışyan pakları birleşiği çevresindeki deride dağılarak sonlanır. Ramus meningeus: Foramen rotundum u geçmeden ayrılan bu dal duramater de dağılır. Nn. pterygopalatini: Fossa pterygopalatina içinde ayrılan bu dallar yine aynı çukur içinde Nn. nasalis posteriores ve Nn. palatini dallarına ayrılırlar. Nn. Nasalis posteriores, foramen sphenopalatinum u geçip burun boşluklarına gelirler. Burada bu boşlukların arka kısmının dışyan ve içyan duvarları mukozasında dağılırlar. Bunlardan bir kısmı canalis incisivus u geçip palatum durum un bölge mukozasında sonlanırlar. Nn. palatini minores gibi dallara ayrılarak bunla rda aynı addaki kanalları geçtikten sonra palatum durum un arka kısım mukozası ile palatum molle ve tonsilla palatina da dağılırlar. Rami alveolares superiores posteriores: Bu dallar da fossa pterygopalatina içinde olarak n. maxillaris den ayrılıp tuber maxillae üzerindeki foramina alveolaria denilen deliklerden geçerek canalis alveolarise gelir burada plexus dentalis superior u meydana getirirler. Bu plexus dan ayrılan dallar da molar ve premolar dişlerle bunların gingiva larından dağılırlar N. mandibularis: Sensitif ve motor ipliklerinden yapılı olan bu sinir ganglion trigeminale yi terkettikden hemen sonra foramen ovale yi geçip fossa infratemporalis e gelir. 9
14 Foramen ovale nin hemen altında ve sinirin içyanında bir ganglion (ganglion oticum) bulunur. Fossa infratemporalis içinde yan dalları ile iki uç dalları olan m. alveolaris inferior ve n. lingualis i vererek sonlanır. N. mandibularis in yan dalları: Ramus meningeus: foramen spinosum dan kafa boşluğuna giren bu dal duramater de dağılır. Nn. temporales profundi: Facies infratemporalis ossis sphenoidalis ile m. pterygoideus lateralis arasından geçerek m. temporalis e ulaşır ve onun içyüzünde dağılırlar. N. massetericus: N. mandiularis den ayrıldıktan sonra dışyana doğru giderek incisura mandibulae yı geçip m. masseter in arka bölümünün içyan yüzünden kas a gider. N. pterygoideus lateralis: Aynı addaki kasa giderek dağılır. N. pterygoideus medialis: Ganglion oticum un önkenarını dolandıktan sonra aşağa doğru gidip aynı addaki kasın arka kenarından kasa girerek dağılır. Daha önce m. tensor tympani ve m. tensor veli palatini ye giden dallar verir. N. buccalis: M. pterygoideus lateralis in iki demeti arasından geçen bu dal m. buccinator un dışyüzüne gelerek burada dallarına ayrılır. Bunlardan bir kısmı yanak derisi ve mukozasında ve diğer bir kısmı da vestibulum oris içinde ve molar dişler hizasında olmak üzere gingiva da dağılırlar. N. auriculotemporalis: N. mandibularis den çok defa iki dal halinde ayrıldıktan sonra birleşerek meydana gelen bu sinir arkaya doğru gidip çene ekleminin arka kenarı hizasında dışyana yönelir. Daha sonra parotis bezi içine giren bu sinir tedricen yüzeyyelleşerek dışkulakyolu ile çene eklemi 10
15 arasında olmak üzere eri altında a. temporalis superficialis in arkasında yer alır. Bundan sonra yukarı şakak bölgesine kadar yükselerek burada dallarına ayrılır. Temporal bölge derisinde dağılan bu dallardan başka parotis bezi içinde rami parotidei denilen dalları verdiği gibi rami comminicantes cum nervo faciali adını alan bir dalla da n. facialis le anastomos yapar. Bu anastomik dal içinde ganglion oticum dan gelen parasempatik iplikler bulunur. Bu parasempatik iplikler parotis bezinin fonksiyon sinirleridir.(7) 11
16 5. TRİGEMİNAL NEVRALJİ ETYOLOJİSİ Hastalığın etyolojisi uzun süredir tartışma konusudur. İleri sürülen fikirlere göre esas olarak iki ana guruba ayrılmaktadır. Santral etyoloji teorisi olarak adlandırılabilecek birinci grupta hastalığın talamik sendromun özel bir şekli olduğu ileri sürülmektedir. Periferik etyoloji teorisinde ise aşağı beyin sapındaki dejeneratif değişiklikler sorumlu tutulmaktadır. Santral etyoloji teorisi her ne kadar belirli bir ölçüde olayı açıklamakta ise de gerek Gasser Ganglionu ve gerekse sensitif köklerde dejeneraif değişikliklerin gösterilmesi periferik etyoloji teorisinin taraftar kazanmasına sebep olmuştur. Trigeminal sinirin gangliondan ponsa kadar olan yolu üzerinde karşılaştığı hafif bir basıncın dahi nevraljiye neden olabildiği iyi bilinmektedir. Bu yol boyunca sensitif köklerin en az üç yerde basınçla karşılaşabilecekleri bildirilmiştir. Bu bölgeler; 1. Gangliondan hemen sonra 2. Petroz kemik apeksi 3. Sinirin ponsa girdiği yer. (2) 12
17 6. TRİGEMİNAL NEVRALJİ DE FİZYOPATOLOJİK MEKANİZMALAR Trigeminal Nevraljideki esas olayın trigeminal kök boyunca herhangi bir yerde belirli sayıda sinir lifinde oluşan segmental demiyelinizasyon yaşlanmanın normal bir hadisesi olmakla beraber uzun süreli hafif sinir kompresyonlarında (dışarıdan sinire sıkıştırma tarzında kuvvet uygulanması) da demiyelinizasyon ilk gözlenen değişikliktir. Sinirdeki bu patolojik değişime bağlı olarak ortaya çıkan ektopik impulslar ve ağrı taşıyıcı liflerin etaptik aktivasyonunundan da (impulsun sinapstan değil de lateral bir kontakt yerinden iletilmesi) bahsedilmesi. Trigeminal nevralji konusundaki sayısız literatürden anlaşıldığına göre, kök kompresyonu ve primer bir demiyelinizasyon hastalığın oluşturduğu kalın sinir liflerinin demiyelinizasyonu, paroksismal trigeminal ağrının temel fizyopatolojik nedenidir.(5) 13
18 7. KLİNİK ÖZELLİKLERİ Genellikle Trigeminal Nevralji vakalarının çoğu ilk kez diş hekimi tarafından görülür. Hasta diş ağrısı olduğunu düşünerek bir diş hekimine müracat eder ve genellikle hastanın zorlamasıyla bir veya daha fazla diş çekilir. Ne kadar erken olursa olsun Trigeminal Nevralji nin başlangıcı genellikle hastalar tarafından gayet iyi hatırlanır. Başlangıcın ılımlı ve tedrici olduğu ve sıklıkla hatırlanamayan diğer fasial ağrı problemlerinin aksine Trigeminal Nevraljin nin çok şiddetli bir başlangıcı vardır. Bazen ileride ağrının ortaya çıkacağı sahada parestezi ve dizastenin olduğu prodromal bir devre bulunabilir. Bu episodlar genellikle gerçek Trigeminal Nevralji ağrısından ayırt edilir. Bazı hastalarda ilk ataktan sonra ağrının çok sık olarak geleceği döneme kadar aylar ve hatta bir yıla kadar uzayabilen uzun ve ağrısız invertal olabilir. Spontan remisyon ortak özelliktir. Rustan ve Mc. Donald Trigeminal Nevralji li 155 kişiden 78 nin spontan remisyonun 1 yıl ve ya daha uzun sürdüğü bildirilmiştir. Uzun dönem spontan remisyon hikâyesi olan hastalar en az cerrahi tedavi isteyen hastalardır. Trigeminal Nevralji de spontan remisyon ve Multiple Skleroz nadiren birlikte görülür. Ağrı, Trigeminal sinirin bir ve ya birden fazla dalında olup, rutin nörolojik muayenede objektif bir olgu yoktur. Trigeminal Nevralji esas olarak orta ve ileri yaşlarda görülür ve arteroskleroz ile olan korelâsyonu gayet iyi bilinir. Kadınlarda erkeklere göre 3/2 oranda daha sıktır. Ancak kadınlarda niçin daha fazla görüldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber Posterior Fossa nın kadınlarda erkeklere göre daha küçük olması ve Superior Serebellar arterde yaşla birlikte artan horizontal loop un laterale doğru 14
19 gelişmeye devam edemeyerek bunun yerine ponsa doğru ilerlemesi ile bu durum izah edilmeye çalışılmıştır. İkinci ve üçüncü dallar eşit miktarda etkilenmesine rağmen birinci dal tutulması vakaların %2-5 in de görülür ve alt ateriyel loop un Parsiyo Majorun inferolateral bölümünü komprese eder. Ağrının ikinci yada üçüncü dallarında ortaya çıktığı vakalarda ise genellikle Superior Serebellar artere iyi bir loop Parsio Majorun superomedial bölümünü komprese eder. Vakaların %13 ünde ağrı bilateraldir. Ancak yüzün her iki tarafına ağrının aynı anda gelmesi çok nadirdir. Ağrının özelliği yüzeyel, yoğun, keskin ve paroksismal olmasıdır ve hastalar tarafından yanıcı, birden fazla iğnenin batması, bıçak saplanması ve ya şimşek çakması şeklinde ifade edilir. Yanakta fişek şeklinde meydana gelen ağrılar ve dental girişim sırasında sinir uçlarının açığa çıkması şeklindeki ağrı tanımlanması 1853 de Trousseau nun epileptiform nevralji önerisinin nedenidir. Tekrarlayan ve birkaç saniye ve ya 1 2 dakika süren bıçak saplanması şeklinde keskin ağrılar gelir. Ağrı atakları arasında hasta sakindir, fakat bir sonraki atağın kaygısı içindedir. Bu ağrılar trigeminal dalların uçlarında künt bir ağrı ile sonlanır. % 91 vakada trigger zonların bulunduğu bildirilmiştir. Bu sahada çok hafif bir temas dahi ağrıyı başlatabilir. Bu zonlar genellikle yüzün orta bölümünde burun ve dudaklar çevresinde ve bazı koşullarda trigger zon farklı trigeminal sinir dallarında ağrıya neden olur. Hafif bir dokunma, titreşim şeklindeki stimuluslar, çimdik ve ya iğne batması şeklinde stimulusların ağrı yaratmasından daha etkilidir. Kugelberg ve Linblum un bir çalışmasında dokunma ve vibrasyonun en etkili stimulus olduğu ortaya çıkarılmıştır. Vibrasyon stimulusun oluşumu ile 15
20 ağrı oluşumu arasındaki latent süre, frekans ve ya ampitud yükseltilerek kısaltılır. Klinik olarak traş makinesı kullanma, konuşma, çiğneme, yüz yıkama, yüze gelen hafif bir esinti ağrı ataklarını tetikler. Hastanın bildirdiğine göre, ağrı atağı sonrasında takiben birkaç dakika süresince trigger zonun stimulusuyla ağrı oluşturmayan zaman periodu vardır. Bu latent periodun süresi genellikle atağın uzunlığu ve keskinliği ile orantılıdır. Klasik trigeminal nevralji ağrısı her durumda birkaç ayla, 1-2 yıl sonrasına kadar trigeminal sinirin aynı dalında görülür. 16
21 8. TANI Bu hastaların nörolojik muayenesi genellikle normaldir. Yine de görme keskinliği, extraoküler göz hareketleri, duyma, korneal veya konjiktival duyu, fasial duyu, çiğneme kaslarının kuvvetine bakılmalıdır. Hastalar sinüs enfeksiyonu, dental ve gingival hastalık yönünden kontrol edilmelidir. Trigeminal Nevralji, diğer bütün yüz hastalıklarından ayrılmalıdır. Hastalık atipik unilateral fasial ağrı ile karışabilir. Ancak bunlar elektrik şokuna benzemeyen devamlı yanıcı ağrı ile karakterizedir. Tetiklenen alanlar yoktur, genellikle Trigeminal alan dışındadır. Atipik yüz ağrıları kadınlarda sıktır.(4) -Bu hastalara C. MRI mutlaka çekilmeli ve tümör, baziller anevrizma, MS araştırılmalıdır. -Sinüs enfeksiyonları, dental hastalıklar, temporomandibuler eklem hastalıkları yüz ağrısına neden olabilmekte ancak ağrının seyri ve şiddeti farklıdır. Temporal arteritte oluşan paroksizmal ağrı bazen ile Trigeminal Nevralji ile karışabilmekte ancak bunda çiğneme ile artan ve pulsatil olan bir ağrı vardır, tetikleyi bölge ise yoktur. -Anjina Trigeminal ve GF nevraljilerle karışabilmektedirler. -Cluster baş ağrısı kısa şiddetli ve göz arkasında ağrılı spazm ile karekterize olup, Trigeminal nevralji ile karışabilir. Cluster daha çok gençlerde görülür ve daha uzun sürer, tetik noktası yoktur. Tek taraflı göz ağrısı, ptoz ve küçülen pupil ile birlikte ise cluster kesindir. TG N ergotamine Cluster ise karbamezepine cevap vermez. 17
22 -Herpes ağrısı TG nevralji ile karışabilmektedir. Ancak ağrı 1. dalı tutmaktadır. Herpetik veziküller olması tanıyı sağlar. - Trigeminal Nevralji küme başağrısı ve fasial ağrılarla karışabilir. Ancak bunlar intermittant yanıcı ve zonklayıcı disestetik ağrılardır. Sıklıkla lakrimasyon, rihinitis, fasiyal terleme, fasiyal kızarıklık gibi otonomik belirtilerle birliktedir.(8) -Mastikasyon ve TME kaslarını tutan myofasial ağrıları Trigeminal Nevraljiden ayırmak güçtür. Bu sendromda ağrı daha çok yüzün lateralinde sızı, yanma ve kramp tarzındadır. Palpasyonda, eklem ve kasların hareketi ile ağrı artar. Ağrı saçlı deri veya boyuna yayılabilir. (1) 8.1. Tanı Kriterleri a) Süresi birkaç saniye 2 dakika arasında değişen yüzde ve frontalde paroksismal ataklar, b) Ağrının birbirini takip eden en az 4 karakteristik özelliği vardır, 1. Trigeminal sinirin bir veya daha fazla dalına dağılım 2. Ani, şiddetli, keskin, yüzeysel, bıçak saplanması gibi ve yanıcı şekildedir, 3. Ağrı şiddetlidir, 4. Trigger noktalarına dikkatsizce yapılan uyarılar veya günlük aktivite sırasında; yemek yeme, konuşma, yüz yıkama veya diş fırçalama sonucu oluşur, 5. Ataklar arası hasta asemptomatiktir. c) Nörolojik defekt, d) Ataklar hastalarda tipiktir, 18
23 e) Fasial ağrıların hikâyesi, fiziksel muayenesi ve gerektiğinde yapılan özel araştırmaları ayırıcıdır. Görünemeyen kütlesel lezyonlar dışındaki tüm durumlarda bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MRI) ve scanning görüntülemeleri uygulanmalıdır. Kaide grafisi de dahil olmak üzere kraniografi, posterior fosaysa özel bir önem verilecek şekilde kontrast madde enjeksiyonundan sonra yapılan kompütarize tomografi ve komplet odiovestibüler testler preoperatif dönemde her hastaya yapılmalıdır. Ayrıca genç hastalarda arteriovenöz malformasyon açısından selektif vertebral anjiografi yapıldıktan sonra hasta operasyon için hazırlanmalıdır. Bir klinisyen; posterior ve Middle Fossanın BT ve MRI gibi radyolojik değerlendirmesi ile dental ve nörolojik değerlendirmeden sonra herhangi bir anormalliği görünmeyen yaşlı bir hasta ile karşılaştırıldığında Pretrigeminal Nevraljinin diagnozunda carbamezapin veya baklofen kullanılabilir. (4) 19
24 9. TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN KLİNİK AYRIMI Hastalık klinik özelliklerine göre 4 grupta incelenir: İdiopatik(esansiyel,gerçek) Trigeminal Nevralji Semptomatik Trigeminal Nevralji Herpes Zoster ve Postherpetik Nevralji Anestezia Doloroza 9.1. İdiopatik Trigeminal Nevralji N.trigeminus un santral vaya periferik herhangi bir yerinde teşhis olunamayan bir uyarandan dolayı ortaya çıkan ağrılardır. Anatomik karakteri ve hangi lezyonun nasıl bir fizyolojik mekanizma ile buna sebep olduğu bilinmektedir. Bazı vakalarda bulunabilen herhangi bir uyaran ortadan kaldırılırsa dahi bu tip nevraljinin devam ettiği görülür. Bu şekildeki bir uyaranın bulunmaması, esansiyel nevralji için karakteristik olup, bir teşhis elemanıdır. Vakaların çoğunda ağrılar aşağıdaki klinik özelliklere sahiptir; 1. Ağrılar paroksismaldir. Ağrılar keskin saplanma şeklinde, elektrik benzeri, yanma şeklinde tanımlanır. Dayanılmaz şiddettedir devamlı olmayıp birkaç saniye ve nadiren birkaç dakikadan fazla devam eden nöbetler şeklindedir. Bu nöbetleri takiben çoğu kez hasanın ağrılı duyular hissetmediği veya diğer semptomların söz konusu olmadığı 2-3 dakikalık bir rahatlatıcı devre vardır. 2. Ağrılar uyarılabilir karakterdedir. Ağrı sadece dokunma şeklindeki stimülasyonlarla vaktinden evvel başlatılabilir. Bu kutanöz veya intraoral tetik 20
25 noktalarının mevcudiyeti sayesinde olur. Bu bölgeler yapılan araştırmalara göre 2 4 mm boyutlarında ve burun kanatları ile ağız çevresindedir. Bu bölgelere basınç ağrıyı başlatır. Ayrıca soğuk, konuşma ve çiğneme gibi fonksiyonlar da krizleri başlatabilmektedir. 3. Ağrı, Trigeminal Sinirin sensitif inervasyon bölgesinde hissedilir ve tek taraflıdır. Başlangıçta ağrı çoğu zaman n.trigeminus un üç dalından birinde lokalize olmaktadır. Fakat hastalık ilerledikçe diğer dallara da yayılır. Buna rağmen yek taraflı karakterini muhafıza eder. İdiopatik Trigeminal Nevralji de ağrının V.kafa çiftinin sensitif inervasyon bölgesinde olması gerekir. Eğer boyun ve kafatası derisinin 1/3 posterior kısmında ağrı varsa başka bir teşhis düşünülmelidir. 4. Sensiif (duyu) kaybı yoktur. Ayırt edici özelliklerinden biri de fasial sensibilite bir bozukluğun olmayışıdır. Ne olursa olsun bu tipik ağrı krizleri üç safha gösterir. 1. safha, duyusal olup belirtiler tipik özellikler gösterir. 2. safha, motor inervasyonun etkilenmesidir. Motor mimikler görülür. Tamamen irade dışı olan yüz ürpermeleri ve adale kasılmaları gibi durumlar ortaya çıkar. En belirgini orbicularis oris ve göz orbiküler kasının kasılmasıdır. 3. safhada sempatikler işe karışır, vazomotor hadiseler boş gösterir. Ağrı bölgesinde hiperesteziler, göz yaşarması (oftalmik sinir ağrılarında), burun akması (maksiler sinir ağrılarında), tükürük fazlalaşması (alt çene ağrılarında) görülür. 21
26 9.2. Semptomatik Trigeminal Nevralji Hastalık herhangi bir enfeksiyonla ilgilidir ve pulpitis, 20 yaş dişi çıkarılması, sinüzit, bazı TME patolojileri gibi durumlar ağrı krizlerine neden olabilmektedir. Bu tipte ağrılar genellikle tek taraflı, sürekli ve ara sıra şiddetlenen tiptedir. Krizler arasında da daimi ağrı ve yalnız tek sinirde hassasiyet vardır. Etyolojisine göre şöyle sıralanabilir. a) Genellikle küçük ve yavaş ilerleyen tümörler(nörinom) b) Vasküler anomaliler (Anevrizma, Vasküler malfomayon, damarlarda meydana gelen permaebilite bozuklukları) c) Kemik anomalileri (platibasia, petroz kemik hipertrofisi veya aynı kemiğin apeksi tarafından, ponstan çıktığı yerin yanında sensitif köke basınç yapması gibi. d) Bu hastalık sensitif kökün ponsa girdiği yerdeki bir skleroik plakla da ilgili olabilir. e) Çok az oranla sifilis, diabet, paget hastalığı gibi diğer durum bozuklukları.(2) 9.3. Herpes Zoster ve Postherpetik Nevralji Herpes Zoster, Shingles (zona) olarak da tanımlanır. Duyu siniri ganglionlarının bir viral varisiella enfeksiyonu olarak da tanımlanır. Bu oluşum herhangi bir duyu sinirini etkileyebilir, fakat tek bir gangliondan dağılıp kendini sınırlamaya yönelir. Trigminal siniri tutup ağrılı bir nöropaiye neden olabilir. Herpes Zoster etkilenen bölgede birden patlak veren ağrıyla kendini gösterir, kısa bir süre 22
27 sonra veziküllerin görünmesi olayı takip eder. Yüz ve derin kulak ağrısı veziküler döküntüden önce gelişir. Dökünyülerden sonra ağı geçmezse postherpetik nevralji tanısını alır. Bazı hastalarda deri lezyonları iyileştikten sonra ilgili bölgede ağrı kalır ve kronikleşir, hiperestezi görülmesi teşkil eder. Genellikle yanıcı bir ağrıdır ve bölgeye dokunulması ağrıyı siddetlendirir. Postherpetik Trigeminal Nevralji ağrısından sonraki rahatlama zor görülür. Nonnarkotik analjezikler ve antienflamatuar ilaçların denenmesi, ağrıyı kontrol etmek için yapılan memnun edici sonuçlar alınan çalışmalardır. Ramsey Hunt Sendromu, Geniculat Ganglionun Herpes Zoster enfeksiyonuna denir. Veziküler döküntüler dış kulak yolundadır ve ağrı kulak içinde posterior farenkste hissedilir Anestezia Doloroza Anestezia Doloroza sinir veya dallarına yapılan nörolitik bloklar sonucu gelişen bir tedavi komplikasyonudur. Spinal rizotomiden sonra da benzer ağrı sendromu görülebilir. Fakat Trigeminal Nevralji veya travmatik sinir yaralanması sonrası uygulanan ablatif lezyonlar sonrası da görülür. Hasta ağrılı uyuşukluktan yakınır. Ağrı, yanıcı, zonklayıcı veya acı şeklinde olabilir. Ağrı tetiklenmez ve devamlıdır. Etkili farmakolojik veya ablatif tedavisi yoktur. Talamus ve internal kapsül bölgesinde derin beyin stimülasyonu Anestezia Doloroza tedavisnde tek etkili yöntemdir.(3) 23
28 10. TRİGEMİNAL NEVRALJİDE TEDAVİ Medikal Tedavi Trigeminal Nevralji tedavisinde farmakolojik yöntemlerle başlanmalı, bu yeterli olmazsa cerrahi ve alternatif tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Trigeminal Nevraljinin farmakolojik tedavisinde başlıca dayanak antikonvülsan ajanlar olan Carbamazepin ve Difenilhydantoindir. Bunlardan başka tedavide: 1) Stilbamidine 2) Mephenesin 3) Baklofen 4) Lamortrigine 5) Okscarbazepin 6) 2. Kuşak ilaçlar - Clonazepam - Pimozide - Divalproeks Sodyum - Gababentine Carbamazepin En çok bilinen preparatı Tegretol olan Carbamazepin Trigeminal Nevralji tedavisinde en etkili ve ilk tercih edilen ilaçtır ve hastaların yaklaşık 2/3 ünde yarar sağlar. Carbamazepin trisiklik bir ilaçtır. (5-Hdibenzapine 5- Carboksimide) Spinal Trigeminal Nükleustaki snaptik iletimi, Na, K geçişini 24
29 azaltarak süprese eder. Carbamazepin, toksisite meydana getirmeden hastaların % 66 ında ağrının azaltılmasında etkili olduğu bildirilmiştir. Geçirilmiş kemik iliği sekresyonu olan trisiklik bileşiklere hassasiyeti olan ve MAO inhibitörleri kullanan hastalarda kontraendikedir. Carbamazepin tedavisinde yaşlı hastalarda azar azar ve dikkatlice başlanmalıdır. Günlük 100 mg (0.5 tablet) ile başlanmalı ve doz 2 günde bir 100 mg artırılarak 600 mg a çıkarılmalıdır. Genel kullanım dozu 600 mg 1200 mg / gündür. Ağrıda daha düşük dozda azalma gözlenirse dozun artırılmasına gerek yoktur. Bir hafta sonunda günlük 600 mg lık dozda fayda sağlanamaz ise günlük doz bir hafta süresince 800 mg a çıkarılır. Ağrının şiddetine bağlı olarak günlük doz 1800 mg a kadar artırılabilir. Daha yüksek dozun fayda sağladığı gösterilmemiştir. Carbamazepin in kandaki seviyesini sabit tutmak için 8 saatte bir alınması uygundur. Thomson ve arkadaşları, Carbamazepin plasma konsantrasyonunun 5.7 ile 10.1 microgram / ml arasında olduğunda ağrı kontrolünde en iyi sonucun alındığını söylemişlerdir. Ağrı ataklarını durdurmak için başlangıçta oluşan uykusuzluk, titreme, bulantı ve anoreksi gibi yan etkileri tolere etmek bazen zor olabilir. Carbamazepin bazı hastalarda gastrik irritan etki gösterir. Nadiren plastik anemi görülmülştür. Carbamazepin tedavisine başlamadan önce temel tüm kan testleri, hatta karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri yapılmalıdır. Ayrıca hastalarda ani ateş, boğaz ağrısı, stomatit, kolay çürüme, peteşi gelişimi hakkında doktorlarına haber vermeleri konusunda uyarılmalıdır. Carbamazepin alan hastalarda kongestif kalp yetmezliği veya diüretik hormonun uygunsuz sekresyonuna bağlı su intioksikasyonu 25
30 bildirilmiştir. Sadece % 10 hastada yan etkilere bağlı olarak Carbamazepin uygulaması durdurulmaktadır Diphenylhydantoin Trigeminal Nevralji hastalarının % 25 inde yalnızca Phenytoin kullanımı ile ağrılar azaltılmıştır. Eksperimental olarak Trigeminal Aparat ve periferik dallarda meydana getirilen hipereksitabilite durumları Diphenylhydantoin ile deprese edilebilmektedir. Phenytoin kullanımının Trigeminal Nevralji tedavisindeki etkisinin geçici olduğu gösterilmiştir. Ayrıca ilacın intravenöz ya da oral yolla kullanımı arasında fark olmadığını göstermiştir. İlaç genel kullanımı günlük dozu mg arası değişir. Uzun süreli ağrı kontrolünü sağlamak için tedavi Carbamazepin, Baklofen ve Mephesin ile kombine olarak yürütülmelidir. Oral yoldan 24 saat içinde verilen total doz 1000 mg olabilir. Yüklü doz verilen yaşlı hastalarda baş dönmesi, uykusuzluk, ataksi, gingival hiperplazi, görme bulanıklığı, kullanma, uyuşukluk gibi yan etkilerin izlenmesi önemlidir. Porfiria, Myastenia Gravis, anormal kardiak iletim, disritmi hallerinde kullanılması kontrendikedir. Bazı hastalarda ise ilacın yüksek dozlarında meydana gelen toksisite ilaçtan beklenen faydanın ele edilmesini engeller Stilbamidine Bu ilacın Trigeminal Nevraljide kullanımı ilk olarak Smith ve Miller tanımlamıştır. Stilbamidine nin beyin sapında anestesi, hiperestezi, hipoaljezi ve parestezi etkilerinin olduğu bilinmektedir ve bu yüzden Trigeminal Nevralji tedavisinde kullanılmıştır. Araştırıcılar ilacın kullanımından sonra 1 14 hafta 26
31 içinde ağrıların azaldığını, 2 6 yıl boyunca da ağrı ataklarına rastlanmadığını bildirmişlerdir. Stilbamidine nin günlük dozu 1 2 gramı aşmayacak şekilde; 150 mg lık intravenöz dozlarla ayarlanır. Ağrı ataklarının tekrarlaması halinde ilaç tedavisine birkaç gün için ağız yoluyla devam edilir. İlacın yan etkileri olan fasiyal paresteziler ve hepatorenal toksisitenin görülmesi durumunda ilaç dozuna sınırlamalar getirilir. Stilbamidine kullanımı; ümit verici diğer ajanların bulunmasıyla azalmıştır Mephenesin Karbamat Mephenesin in eksperimental olarak meydana getirilen hiper ekstibilitenin deprese edilmesinde Diphenylhydantoin e göre daha etkin gösterilmiştir. Hatta bazı yazarlar Trigeminal Nevralji hastalarında önce Mephenesin ve daha sonra Mephenesin Karbamat ın tek başına veya Diphenylhydantoin ile birlikte kullanılması sonucu vakaların % 86 sında tatminkar sonuçlar aldıklarını bildirmişlerdir. Her ne kadar ilaç yaygın olarak kullanılmasa da Diphenylhydantoin e refraktör olan hastalarda kullanılması düşünülmelidir da King, yedi yıl boyunca Tolseram denen ilacı Trigeminal Nevraljili hastalarda denemiştir. Tolseram, karbomik asit esteri olan Mephenesin in preperat adıdır. İdiopatik Trigeminal Nevraljili 52 hastaya ağız yoluyla bu ilaç uygulanmıştır. Buna göre 1. gün 1 gram Tolseram süspansiyonu her 3 saatte bir verilmiştir. 2. gün doz 2 grama, 3. gün doz 3 grama artırılmıştır. 5 9 grama kadar dozun artırılabileceği bildirilmiştir. Ağrıların ortadan kalkmasından sonra doz birkaç hafta içinde azaltılır. Ağrı atakları tekrarlarsa bunu elimine etmek için & 15 lik 500 ml glikoz çözeltisi 27
32 içinde 4 gr Mephenesin intravenöz olarak 6 12 saatte bir verilir. King tarafından gösterildiği üzere, oral yolla ilaç kullanan hastalarda % 60 oranında başarı sağlanmış ve cerrahi tedavi gereksiz görülmüştür Baklofen Antispastik bir ilaç olan Baklofen, Trigeminal Nükleus komplekslerinde iletim depresyonunu sağlayarak analjezik etki yaratır. Baklofenin etkisini göstermek için yapılan deneylerde Baklofen in yalnız veya Carbamazepin le birlikte Trigeminal Nevraljideki etkisi gösterilmiştir. En sık kullanılan preparatı Lioresaldir. Trigeminal Nevralji hastalarında Baklofen tedavisinin başlangıcı umut vericidir. Çünkü Carbamazepin in nadiren hayatı tehdit eden yan etkileri yoktur. Baklofenin diğer önemli avantajı da Carbamazepin ve Phenytoin ile güçlü sinerjistik etkisinin olmasıdır. Baklofen oral kullanımında hızla abzorbe olur. Biyolojik yarılanma süresi 3 4 saattir ve küçük metabolik değişiklik ile böbreklerden primer olarak itrah edilir. Renal atılımı nedeniyle eğer renal bozukluk varsa dozajın değiştirilmesi gerekir. Başlangıç etkisi % 70,3 yıl sonra % 47 dir. Başlangıç dozu günde 3 kez, 5 10 mg dır. Ağrı geçene kadar ve yan etkilerin gelişimine kadar günlük doz her gün 10 mg artırılmalıdır. Genelde uygulanan dozajı mg / gündür. Kısa yarılanma ömrü nedeni ile Baklofen in dezonun her 4 saatte bir kontrolü zordur. Baklofen in Carbamazepin ile kombinasyonu tek olarak kullanımından daha etkilidir. Carbamazepin e ve Okscarbazapine gibi dozajın artmasıyla görülen birkaç yan etki azalır. Uykusuzluk, baş dönmesi, GİS hastalıkları ortak yan etkilerdir. Yaklaşık % 10 hastada Baklofen in çeşitli yan etkileri 28
33 tolere edilemez. Carbamazepin ve Phenytoin in aksine Baklofen in aylarca kullanımından sonra aniden bırakılmasından sakınılmalıdır. Uzun süreli tedavinin bırakılmasından sonra halusilasyonlar ve ataklar bildirilmiştir. Baklofen, günde azaltılmalıdır. Eğer geri çekme semptomları gelişirse en yüksek dozaja tekrar başlanmalı ve haftada 5 10 mg azaltılarak bırakılmalıdır Okscarbazepin Carbamazepin in alternatifidir. Dozajı 1 / 3 daha yüksektir. Başlangıç dozu 300 mg dır ve ağrı azalıncaya kadar günlük 300 er mg lık artışlarla azar azar artırılmalıdır. En sık kullanılan preparatı Trileptaldir. Okscarbazepin, terapisi sırasında plasma Na düşmesi görülür ve kalp hastalıklarında veya diüretik kullanan hastalarda Na değerinin dikkatlice ölçülmesi gerekir. Carbamazepin, Okscarbazepin ve Phenytoin gibi antinevraljik ilaçların en önemli nörofizyolojik etkileri Na kanallarının çevresel veya merkezi blokaji ile segmental inhibisyonun yapılmasını kolaylaştırmasıdır Lamortrigine Phenytoin ve Carbamazepin in uzun süre kullanımı Trigeminal Nevralji tedavisinde yan etkileri ortaya çıkarır. Daha hafif yan etkiler yüzünden tedavide Na kanal blokerleri tercih edilir. Lamortrigine birkaç olası mekanizmayı etkileyen yeni bir antiepileptik bileşiktir. Bu mekanizmalardan biri de Na kanal blokajıdır. Bazı ayarlar Trigeminal Nevralji şikayeti olan 4 hasta üzerinde Lamortrigine in başarısını bildirmişlerdir. 29
34 Yapılan çalışmalarda Lamortrigine nin başlangıç dozu 25 mg / gündür. 3 günde bir 25 mg artırılarak maksimum 400 mg / güne çıkarılmıştır. Bu çalışmalarda hastaların plasma seviyeleri de kontrol edildiğinde doz artımı süresince ve maksimum dozda plasma seviyelerinin değişmediği görülmüştür. En sık kullanılan preparatı Lamictaldir Gababentine Antikonvülsan bir ilaç olan Gababentine nin Trigeminal Nevralji tedavisinde üstünlük sağladığı gösterilmiştir. Valzania ve arkadaşları Gababentine in ilk kez tedavi görecek hastaların % 83 ünde, daha önceden Carbamazepin ile tedavi edilen hastaların % 57 sinde etkili olduğu gösterilmiştir. Gababentine ortalama dozajı mg / gündür mg / gün ile değişen oranlarda verilebilir.(4) Trigeminal Nevraljide Cerrahi Tedavi Trigeminal nevraljinin etiyolojisi kesin olmadığından çok sayıda cerrahi tedavi yöntemi geliştirilmiş ve hastalığın tedavisine ait ilerlemeler modern nöroşirjideki gelişmelere yakın bir paralellik göstermiştir. Trigeminal nevraljinin tedavi amacı ile trigeminal sinirin periferik dallarına ve gasser ganglionuna çeşitli kimyasal maddelerin enjeksiyonu 19. yy.da yaygın olarak kullanılmış ve alkol, fenol ve kaynatılmış su dâhil olmak üzere 20. yy. başlangıç yıllarına kadar enjekte edilen maddelere ait liste giderek kabarmıştır. Bu maddelerin her birinin enjeksiyonunu takiben belirli derecede başarılı sonuçlar alınmış olmasına karşın modern nöroşirjideki gelişmelere bağlı olarak günümüzde son derece kısıtlı bir uygulama alanı kalmıştır. 30
35 Eğer ilaçlar yardımcı olmuyorsa veya çok fazla yan etkileri varsa, trigeminal nevralji için değişik cerrahi seçenekleri mevcuttur. Atipik trigeninal nevraliye genellikle cerrahi tedavi etkisizdir. Her cerrahi seçeneğin avantaj ve dezavantajları vardır Ekstradural Sensorial Kök Bölünmesi Frazier ameliyatı olarak da bilinen, temporal ekstradural sensorial kök bölünmesi trigeminal nevraljinin tedavisi için geliştirilmiş önemli ameliyatlardan biri olup, en önemli avantajı motor kökün ve parsiyo majorun birinci dalının konunabilme imkânının olmasıdır. Kafaya uygun pozisyon verildikten sonra eksternal oditor meatusun 2 cm önünde zygomanın alt kenarından yukarı doğru uzanan yaklaşık 8 cm lik vertikal insizyon yapılır. Temporal kas, zygomanın altına kadar sıyrılır ve temporal kemiğin bir burrhole açılarak yaklaşık 4 cm çapında olacak şekilde kraniektomi yapılır. Temporal lobun tedricen elevasyonu ile temporal fossada yapılan ekstradural diseksiyon mediale ve foramen spinosum önüne doğru ilerler. Foramen spinosumda orta meningeal arterle, foramen rotumdumda trigeminal sinirin ikinci dalı ile karşılaşır. Foramen spinosumun 2-3 mm önünde ve medialinde, foramen ovalede üçüncü dal bulunur. Foramen ovalede künt diseksiyona başlanır ve 3. ve 2. dalları ekspoze edecek şekilde diseksiyon yapılır. Birinci dal ekspoze edilmez. Sonra gasser ganglionu ve sensorial kökü ekspoze edecek şekilde diseksiyon yapılır. Ganglionun arkasından 2. dal ile aynı hat üzerinde olacak şekilde dura propria açılır. Serebrospinal sıvı buradan aspire edilerek senserial kökün ekspojuru 31
36 sağlanır. Ganglionun hafifçe çekilmesi ile sensorial lifler laterale doğru yer değişirir ve medialde kalan motor liflerden ayrılarak sensorial kök kesilir Periferal Nöroktomiler Periferal nöroktömilerde temel prensip; foramen mentalis, foramen nasopalatnus veya foramen mandibulariste sinir liflerinin koparılması ya da harabiyetidir. Bu tip operasyonlaın yapılması kolaydır ve büyük yan etkileri yoktur. Bu yöntemde hastanın ağrılarının olduğu bölgedeki sinir dalına anestezi yapılır. Ağrı tamamen geçince anestezi derinleştirilip ensizyon yapılır ve ilgili foremene ulaşılır. Sinir dalı pensle tutulup çeşitli yöntemlerle uzaklaştırılır. Böylece trigeminal alanda en basit şekilde denevasyon sağlanmış olur. Bu operasyonun başarılı olup olmaması çeşitli faktörlere bağlıdır. Wilcox başarılı bir operasyon için bütün liflerin kesilmesi gerektiğini; Ginwilla, Gratham, Greeg ve Segerberg ise uzun bir sinir dalı parçasının çıkarılması gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca yumuşak dokularda kalan distal dallarda iyice disseke edilip çıkarılmalıdır. Periferal nöroktomide önemli olan sinir dejanerasyonunun olabildiğince uzun sürede oluşmasını sağlamaktadır. Baurmash ve Mendel foramenleri kemik doku ile; Cherrich, Mauson, Thoma sentetik maddelerle; Wilcox amalgamla tıkamayı önermektedir. Ancak bazı hastalarda yabancı cisim reaksiyonları saptandığı bildirilmektedir. Bunu önlemek için sinir dallarının koterize edilerek kesilmesi önerilmiştir. Bayger ve Stenger, Quinn ve Weil periferik nöroktominin olumlu etkisinin hastalarda etkisinin geçtiği halde devam ettiği belirtilmektedir. 32
37 Operasyonlarda sinir dokusuna yapılan travmaların ganglion semilunare de geçici dejeneratif değişimler meydana getirecek ağrıların uzun süre görülmemesini sağladığını savunmaktadır Preganglionik Operasyonlar Retrogasserian rizotomi olarak bilinen bu yöntem nöroşirürjist tarafından yapılan gasser ganglionunun hangi duyu kökünün kesilmesi gerektiğinin belirtildiği intrakranial bie işlemdir. Kesilen sinirin innerve ettiği bölgede devamlı anesteziye neden olur. Preganglionik operasyon periperik nöroktemiden daha tehlikeli bir girişimdir. Kornea duyu kaybı gibi komplikasyonlar görülebilir. Gerçek trigeminal nevraljili hastalarda iyi sonuç verirken, atipik nevraljilerde etkisizdir Gangliolizis Trigeminal nevralji tedavisi ile ilgili olarak gangliolizis yöntemi pek çok araştırma konusu olmuştur. Bu yöntemde amaç hastada ağrı kontrolü sağlarken, sinirde en az derecede zarar oluşturmaktır. Ganglioziste küçük iğnelerle yanak içinden gasser ganglionun arka köklerine ve foramen ovaleye ulaşıp lezyon oluşması gerekir. İğnelerin konumlandırılmasında röntgen ve floroskop kullanılır. a) Radyofrekans ile rizotomi b) Gangliona gliserol enjeksiyonu (8) a) Trigeminal Radyofrekans Rizotomi (RF) Trigeminal radyofrekans rizotomi (RF) trigeminal nevraljinin cerrahi tedavisindeki en etkin ve düşük riskli yöntemlerden biridir. Bu uygulama 33
38 sırasında, kafa tabanında ve kafa içinde bulunan trigeminal ganglion (yüz duyu siniri çekirdeği) içinde radyofrekans enerjisiyle kontrollü olarak ısıtılarak lezyon (harabiyet) yapılır ve bu yolla ağrı geçirilebilir. Bu uygulama özel ve yüksek maliyetli radyofrekans iğne- elektrod sistemi ile yanaktan girilerek yapılır; diğer beyin ameliyetlarında olduğu gibi kesi izi yoktur-yani kapalı bir ameliyattır. Bununla birlikte, iğne-elektrod sistemi ile özel bir delikten (foramen ovale) kafa içine, beyin zarları içinde yerleşmiş olan sinir çekirdeğine girilir. Dolayısıyla beyin, sinir ve damar yapılarına yakın çalışılır; yani bir cins beyin ameliyatı olarak düşünülmelidir. Diğer beyin ameliyatlarıyla kıyaslandığında riski düşük bir uygulama olmakla birlikte, yine de nadir de olsa ciddi yan etkileri olabilir; bu yüzden sadece beyin cerrahları (nöroşirürji uzmanları) tarafından yapılmalıdır. RF uygulaması sırasında hasta ağrıyan bölgenin bulunabilmesi için uyanık olur; ameliyat sırasında duyulan ağrının azalması için çeşitli ilaçlar verilir. Yanaktan iğne-elektrodla girdikten sonra, uygun sinir çekirdeğine ulaşıldığında elektrik enerjisi verilerek ağrıyan bölgeye yayılım olup olmadığı sorulur ve arayarak uygun alan tespit edilir. Daha sonra elektrod ucu radyofrekans enerjisi ile ısıtılarak sinir çekirdeği içinde lezyon (harabiyet) yapılır. Hastaların çoğunda ameliyat sonrası ağrı hemen azalır ya da geçer. Hemen her hastanın yüzünde kısmi uyuşukluk ortaya çıkar. Bu uyuşukluk genellikle kısmidir; yani tam bir duyu kaybı değildir ve hastaların çoğunda ciddi bir rahatsızlık kaynağı olmaz. 34
39 Trigeminal radyofrekans rizotomi (RF) ile ağrı kontrol oranı 5 yıl sonunda tek uygulama ile %50 dir; yani hastaların yarısında tek uygulama ile uzun süreli ağrı kontrolü sağlanır. Ağrı tekrarladığı taktirde aynı uygulama (RF) aynı koşullarda tekrarlanabilir ve bu ek uygulama da ağrı kontrolünü sürdürebilir. Tek veya birden fazla uygulamayla hastaların %90 ında uzun süreli, bazen de yaşam boyu ağrı kontrolü sağlanabilmektedir. Yani hastaların büyük çoğunluğunda (%90) RF ile uzun süreli ağrısız bir yaşam sağlamak mümkün olabilmektedir. Trigeminal radyofrekans rizotomi (RF) ile ağrı kontrol oranı 5 yıl sonunda tek uygulama ile %50 dir; yani hastaların yarısında tek uygulama ile uzun süreli ağrı kontrolü sağlanır. Ağrı tekrarladığı taktirde aynı uygulama (RF) aynı koşullarda tekrarlanabilir ve bu ek uygulama da ağrı kontrolünü sürdürebilir. Tek veya birden fazla uygulamayla hastaların %90 ında uzun süreli, bazen de yaşam boyu ağrı kontrolü sağlanabilmektedir. Yani hastaların büyük çoğunluğunda (%90) RF ile uzun süreli ağrısız bir yaşam sağlamak mümkün olabilmektedir. Trigeminal radyofrekans rizotomi (RF) düşük riskli bir uygulama olmakla birlikte nadir de olsa bazı yan etki veya komplikasyonlara yol açabilmektedir. Bunlar arasında en sık görüleni göz kırpma refleksinin kaybına bağlı olarak gözde konjunktivit-keratid-lökom gibi görme sorunlarına yol açabilecek sıkıntıların ortaya çıkmasıdır. Bunun oranı %2-3 kadardır ve gözün koruyucu ilaçlarla 3-6 ay kadar iyi korunmasıyla büyük oranda önlenebilir. Bu yüzden önceden uyarılmamış ya da uyarı hasta tarafından unutulmuş dahi olsa, ameliyattan sonra hastalarda bulanık görme veya göz kızarması olursa acil olarak bir göz hastalıkları uzmanına gitmeleri gerekir. Ameliyattan sonra yüzde nadir de olsa daha değişik türde ağrılar 35
40 ortaya çıkabilir; bunlar genellikle ilaçlarla kontrol edilebilir. Diğer ciddi kalıcı komplikasyonlar (beyin, damar yapıları ve sinirlerde harabiyet... vb) %1 in altındadır. Uygulamaya bağlı olarak ölüm riski sıfır değildir; ancak de 1 in (1/10 000) altındadır. Trigeminal radyofrekans rizotomi (RF), trigeminal nevralji tedavisinde yaygın kullanılan diğer bir tedavi yöntemi olan mikrovaskuler dekompresyonla (MVD) kıyaslandığında tedavideki değeri yaklaşık olarak eşittir. Her iki uygulama da ağrı kontrolünde yüksek etkinliklidir; Bununla birlikte etkinlikleri, nüks oranları, yan etkileri, riskleri, komplikasyonları ve uygulama olarak tekrarlanabilirlikleri gibi birçok faktör göz önüne alındığında yapılan araştırmalarda birbirine üstünlükleri kanıtlanamamıştır.(9) b) Gangliona gliserol enjeksiyonu: Gliserol trigeminal nevraljinin gasser ganglionuna yapılan fenol enjeksiyonları ile daha viskoz bir madde olma özelliğinden yararlanma gayesiyle Jefferson tarafından kullanılmıştır. Daha sonra trigeminsl nevralji tedavisi olarak trigeminal sisternayı kalıcı bir şekilde tantanyum tozunun yerleştirilmesinde uygun özellikleri nedeniyle araç olarak gliserol kullanılmıştır. Birkaç hastada tamamen rastlantı eseri tantanyum tozu ile birlikte gliserol enjeksiyonundan sonra ağrının uzun süre tamamen ortadan kalktığı gözlenmiştir. Bu olaydan sonra ilk kez Hakanson tarafından trigeminal sistem içine yapılan saf gliserol enjeksiyonu ile trigeminal nevralji tedavisi yapılmaya başlanmıştır. Gliserolun trigeminal ganglion ve köklere ne şekilde etki ederek paroksismal ağrı tedavisi sağladığı tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte bu uygulama için uygun bazı fiziksel ve kimyasal özellikler vardır. Gliserol, spesifik nörolitik etkisi olan bir maddedir. Araştırmacılar, bu 36
N.Optalmicus N.Mandibularis N.Maxillaris
TRİGEMİNAL NEVRALJİ Trigeminal nevralji;etyolojisi bugün için bile tam olarak bilinmeyen, peroksimal, trigeminal sinirin bir ya da daha fazla dalının innerve ettiği sahaya yayılan şiddetli ağrı ataklarıyla
DetaylıTRİGEMİNAL NEVRALJİ TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi: SEVGÜL GÜLER. Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr.
T.C EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AĞIZ DİŞ VE ÇENE HASTALIKLARI CERRAHİSİ ANABİLİM DALI TRİGEMİNAL NEVRALJİ TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: SEVGÜL GÜLER Danışman Öğretim
DetaylıBAŞ VE BOYUN DAMARLARI
BAŞ VE BOYUN DAMARLARI DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 BAŞ VE BOYUN ARTERLERİ A. Carotis externa Boyun, yüz ve saçlı derideki yapıların arteriel beslenmesini sağlar. Ayrıca dil ve maxilla yı da kanlandırır.
DetaylıFOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019
FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS SINIRLARI Linea temporalis superior Os zygomaticum proc. Frontalis Arcus zygomaticus FOSSA TEMPORALIS TABANI
DetaylıBAŞ VE BOYUN. Cranium ve Fossa Cranii
BAŞ VE BOYUN 1 Cranium ve Fossa Cranii Cranium (Kafa iskeleti): Santral sinir sistemi yapılarını içeren Neurocranium ve yüz iskeletini oluşturan Viscerocranium dan oluşur. Calvaria (Kafatası): Frontal,
DetaylıNEVRALJİLER. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D.
NEVRALJİLER Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D. Nevralji nedir? Ağrı: Gerçek ya da potansiyel doku hasarıyla ilişkili hoş olmayan duyusal ve duygusal deneyimdir. Nevralji ise, genellikle belirli bir sinirin
DetaylıAnatomi Ders Notları
REGİONES CORPORİS ( VÜCUT BÖLGELERİ) İ OLUŞTURAN OLUŞUMLAR Regiones capitis Regiones colli Regiones pectoris Regiones abdominis Regiones dorsi Regiones membri thoracici Regiones membri pelvini REGİONES
DetaylıMandibula ya Tutunan Kaslar
Mandibula ya Tutunan Kaslar Journal of Clinical and Analytical Medicine Musculus Temporalis Fossa temporalis i doldurur. Fossa temporalis ve fascia temporalis ten başlar. Ramus mandibulae nin üst ön bölgesinde
DetaylıDuyuların değerlendirilmesi
Duyuların değerlendirilmesi Subjektif duyusal yakınmalar Uyuşma,karıncalanma, keçeleşme ve iğnelenmeler-periferik nöropati Yumuşak halıda yürüyormuş hissi, bacaklarda ve gövdede sıkışma, elektriklenme-derin
DetaylıMAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ
MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ Trigeminal Sinirin Dalları N. ophthalmicus N. maxillaris N. mandibularis Maksiller Sinirin Dalları N. infraorbitalis N.zygomaticus N.alveolaris superioris anterioris N.alveolaris
DetaylıÇENE, YÜZ BÖLGESİ NEVRALJİK AĞRILAR, TANI VE TEDAVİLERİ
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı ÇENE, YÜZ BÖLGESİ NEVRALJİK AĞRILAR, TANI VE TEDAVİLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Ece ŞENGÜN Danışman Öğretim
DetaylıÇene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi
Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.
DetaylıBaş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen
Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından
DetaylıMUSCULI FACIALES. Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD
MUSCULI FACIALES Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD Musculi capitis Musculi capitis (Başın Kasları) iki grupta incelenir: A)Yüz kasları (Musculi faciales) B)Çiğneme kasları (Musculi
DetaylıBURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel. Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür.
BURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür. Yapısı iki kısımda incelenir: - Nasus externus (dış burun) - Cavitas
DetaylıBurun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!
On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10
DetaylıYüz Felci (Fasiyal Palsi)
Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,
DetaylıEpilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;
Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak
DetaylıÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA
ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri
DetaylıDr. Ayşin ÇETİNER KALE
Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Spatium intercostale Birbirine komşu kostalar arasında bulunan boşluk İnterkostal kaslar tarafından doldurulur. Spatium intercostale V. a. ve n. intercostalis ler kostanın alt kenarı
DetaylıTRİGEMİNAL NEVRALJİ TANI VE TEDAVİSİ
T.C EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AĞIZ - DİŞ VE ÇENE HASTALIKLARI CERRAHİSİ ANABİLİM DALI TRİGEMİNAL NEVRALJİ TANI VE TEDAVİSİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Ceyhun ARICIOĞLU Danışman Öğretim Üyesi:
DetaylıSİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder
SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca
DetaylıYAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek
Detaylı21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi
21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların
DetaylıOmurga-Omurilik Cerrahisi
Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve
DetaylıTemelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde
EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik
DetaylıKAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD
KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMASI VE RADYOLOJİ Hangi hastalara görüntüleme
DetaylıPROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ
PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı
DetaylıHİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM
HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve
DetaylıHisar Intercontinental Hospital
Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan
DetaylıHipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul
Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi
DetaylıGöz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi
Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Fonksiyonel & Klinik Anatomisi
DetaylıKATARAKT İKİ GÖZDE BİRLİKTE Mİ ORTAYA ÇIKAR?
Katarakt, saydam olan göz merceğinin saydamlığını kaybederek görmenin azalmasıdır. Gözün renkli tabakası irisin arkasında yer alan ve saydam bir yapı olan göz merceğinin, görme işlevinde önemli bir rolü
DetaylıPERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli
PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,
DetaylıSu Çiçeği. Suçiçeği Nedir?
Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan
Detaylı11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI
11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI B) ÇEVRESEL (PERİFERAL) SİNİR SİSTEMİ Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir
DetaylıMULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık
MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine
DetaylıKan Kanserleri (Lösemiler)
Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci
DetaylıGEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI
GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan
DetaylıDolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları
DetaylıNöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.
NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan
Detaylı(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ
ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma
DetaylıPRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları
PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları Dr. Aksel Siva Nöroloji Anabilim Dalı ve Baş Ağrısı Kliniği İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Istanbul GÜNCEL TIP AKADEMİSİ 17 19 Nisan
Detaylıİnmede Tedavisi BR.HLİ.102
BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan
DetaylıDr. Melda Apaydın İKÇU Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir. TNRD 1. Dönem, 4. Kursu, 26-28 Haziran, İstanbul, 2015
Dr. Melda Apaydın İKÇU Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir TNRD 1. Dönem, 4. Kursu, 26-28 Haziran, İstanbul, 2015 Kranial Sinir İntra-aksiyal segment Sisternal segment Kraniyal segment Ekstrakraniyal
DetaylıT.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI
T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer
DetaylıİNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak
İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak
DetaylıTarifname TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON
1 Tarifname TRİGEMİNAL NEVRALJİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, trigeminal nevraljinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1
DetaylıSAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane
DetaylıDOÇ. DR. M. FIKRET ERGÜNGÖR. BEYIN VE SINIR CERRAHISI UZMANı
DOÇ. DR. M. FIKRET ERGÜNGÖR TRİGEMİNAL NÖRALJİ VE ATİPİK FASİAL AĞRILAR BEYIN VE SINIR CERRAHISI UZMANı Doç. Dr. M. Fikret ERGÜNGÖR Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı TRİGEMİNAL NÖRALJİNİN TARİHSEL ÖZETİ:
DetaylıGÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)
Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne
DetaylıNEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit
NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron
DetaylıKafa Çiftleri Lezyonları ve Dişhekimliği Açısından Önemi. N. Trigeminus ( 5. Kafa çifti ) N. Facialis ( 7. Kafa çifti ) N. Vagus ( 10.
1 Kafa Çiftleri Lezyonları ve Dişhekimliği Açısından Önemi N. Trigeminus ( 5. Kafa çifti ) N. Facialis ( 7. Kafa çifti ) N. Vagus ( 10.Kafa çifti) 2 N. Trigeminus 5. kafa çiftidir. Büyük bir alana duysal
DetaylıProf. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER
Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıAKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR
AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız
DetaylıÖksürük. Pınar Çelik
Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin
Detaylıİlgili ganglionlar. Burun mukozasının koku hücreleri (I. nöron) Bulbus olfactorius (II. nöron)
KRANİAL SİNİRLER Sinir adı Lif özelliği Çekirdek sahası / beyin sapında ilişkili çekirdekler Craniumdan giriş veya çıkış yeri İlgili ganglionlar inervasyon sonlanması Duyu inervasyon sonlanması Korteks
DetaylıSantral (merkezi) sinir sistemi
Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece
DetaylıDAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL
DetaylıADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği
ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal
DetaylıNörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu
Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına
DetaylıSpondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz
Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis
DetaylıBÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?
BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar
DetaylıÇiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR
Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları Masseter İç pterigoid Dış pterigoid Temporal Suprahyoid kaslar digastrik, geniohyoid ve stylohyoid Çeneyi Kapatan Kaslar Masseter
Detaylı8 Merdiven çıkmak, yürümek gibi hareketler baş ağrınızın şiddetini etkiliyor mu? (azaltıyor, etkisiz, arttırıyor)
Baş ağrısı yakınması ile gelen hastalarda şu yol izlenmelidir: Anamnez FM NM Gerekirse tetkikler/primer-sekonder baş ağrısı ayrımı Tanı Tedavi Baş ağrısı anamnezi alırken şu sorular sorulmalıdır: 1 Başınızın
DetaylıENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.
DetaylıKarolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME
Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size bir antikanser ajan olan Docetaxel tedavisi önerildi. Tedavi yaklaşık 1,5 saat sürer ve üç hafta aralıklarla
DetaylıTetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ
Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani
DetaylıRomatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar
DetaylıDr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı
Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
KULLANMA TALİMATI FUSİNAT 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: Mikrokristal selüloz PH 200, krospovidon, laktoz anhidrat,
DetaylıBeyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)
Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya
DetaylıMS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.
Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi
DetaylıBEL AĞRISI. Dahili Servisler
BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı
Detaylıhasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi
hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday
DetaylıFTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon
FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Complex Regional Pain Syndromme yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ Genellikle travmalardan sonra ortaya çıkar Belirgin bir sinir hasarı
Detaylıİnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.
Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları
DetaylıMotor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener
Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)
DetaylıSes Kısıklığı Nedenleri:
Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar
DetaylıRomatizma BR.HLİ.066
Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre
Detaylı30.10.2013 BOYUN AĞRILARI
BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket
DetaylıProf. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı
Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı İÇERİK 1. Kuvvet Kaynakları A. Doğal Kuvvet Kaynakları B. Mekanik kuvvet Kaynakları 2. Ortodontik Kuvvet Özellikleri
DetaylıLENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?
LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.
DetaylıKEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?
KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin
DetaylıSERVİKAL DİSK HERNİSİ
TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DİSK HERNİSİ (Boyun Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Omurga, omur denilen
DetaylıZoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)
1 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 2 Prospektüs 3 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) Steril,apirojen Formülü Beher Zoladex LA Subkütan implant, enjektör içinde, uygulamaya hazır, beyaz
DetaylıBeyin ve Sinir Cerrahisi. (Nöroşirürji)
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) BR.HLİ.016 Beyin, omurilik ve sinir hastalıklarının cerrahi tedavisi ile ilgilenen Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümümüz, tecrübeli ve konusunda yetkin hekim kadrosu
DetaylıVARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon
VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni
DetaylıEndometriozis. (Çikolata kisti)
Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis
DetaylıProf. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan
Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş
DetaylıÇINLAMA KONUSUNDA EN SIK RASTLANAN SORULAR
KULAK ÇINLAMASININ NEDENİ? Bazı zamanlar kulağımda zil sesi duyuyorum bu normal midir? Tamamiyle değil. Kafa içinde ki bu seslere genel olarak tinnitus denilir ve çok yaygındır. Tinnitus zaman zaman ortaya
DetaylıDoppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ
Doppler Ultrasonografi PROF. DR. NEVZAT UZUNER ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Ekstrakraniyal Doppler Ultrasonografi Endikasyonları GİA veya inme geçiren hastalar Boyunda üfürüm duyulan hastalar Subklaviyan
DetaylıProf. Dr. Gökhan AKSOY
Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler
DetaylıEMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener
EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır
DetaylıTRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ
TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ İbrahim TEMİZ Acıbadem Atakent Üniversitesi Hastanesi Acil servis sorumlusu Hazırlanma Tarihi: 01/09/2015
DetaylıVaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV
Göğüs Ağrısına Yaklașım A.Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D Dr. Murat BERBEROĞLU 03.07.2012 Sunu Planı Vakalar Giriș ve Epidemiyoloji Patofizyoloji Tanısal Yaklașım -öykü - risk faktörleri -fizik muayene -test
DetaylıGünümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.
Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları
DetaylıKaraciğer vücudun en büyük organıdır. Vücudun birçok fonksiyonu karaciğer tarafından idare edilir.
KARACİĞER BİYOPSİSİ Karaciğer biyopsisi karaciğerden küçük bir parçanın alınıp mikroskopta incelenmesi ile hastalıkların karaciğere verdiği zararın tespit edilmesidir. Karaciğer biyopsisi genellikle ince
DetaylıYrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.
Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Sunu Planı Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi ve fizyolojisi Etiyoloji Klinik Tanı Tedavi Tanım ve Epidemiyoloji
Detaylı