İNTEGRATİF TIP DERGİSİ TURKISH JOURNAL OF INTEGRATIVE MEDICINE NÖRALTERAPİ ETKİ TEORİLERİ

Transkript

1 İNTEGRATİF TIP DERGİSİ TURKISH JOURNAL OF INTEGRATIVE MEDICINE DERLEME / REVIEW Turgay Altınbilek 1, Elif Kaya 2, Esra Pınar Erdoğdu 3, Sedat Yıldız 4 1 Muayenehane. Fenerbahçe mah. Ahmet Mithat efendi cad. no: 6 D:4 Kadıköy / İstanbul 2 Muayenehane. Teşvikiye mah. Güzelbahçe sok. No:7 D: 4 Şişli / İstanbul 3 Muayenehane. Bağdat Cad. No: 471 / 2 Kadıköy / İstanbul 4 İntegratif Tıp Derneği, Isparta NÖRALTERAPİ ETKİ TEORİLERİ. Nöralterapi etki teorileri. Integr Tıp Derg. 2016;4(2): Yazışma Adresi: Turgay Altınbilek. Fenerbahçe M. Ahmet Mithat Efendi Cad. No:6 D:4 (Sahil Yolu, Fenerbahçe Muhtarlığı arkası, Finansbank üstü) Kadıköy/İstanbul. E posta: turgayaltinbilek@hotmail.com GİRİŞ Kabul/Yayın Tarihi: 4 Kasım 2016 Nöral Terapi (NT) bedende ortaya çıkan hastalık, ağrı ve fonksiyon bozukluklarının teşhis ve tedavisi amacıyla; skarlara, akupunktur noktalarına, tendon ve ligament insersiyolarına, periferik sinirlere, otonomik gangliyonlara, tetik noktalara ve diğer dokulara lokal anestezikerin (LA) enjeksiyonu ile yapılan bir tedavi yöntemidir (1,2,3,4). NT, Ferdinand ve Walter Huneke tarafından 1926 yılında keşfedilmiş olup çalışmaları ise 1928 yılında lokal anesteziklerin bilinmeyen uzak etkileri adı altında yayınlanmıştır. Ferdinand ve Walter Huneke 1920 li yıllarda Nöralterapinin etkisini daha çok vejetatif sinir sistemi üzerinden açıklamışlar ve vejetatif sinir sisteminin fonksiyonunu normal hale getirerek etki ettiğini ileri sürmüşlerdir (4,5) yılında Ferdinand Huneke tarafından kazara bozucu alan tedavisi yapılarak, ilk gözlenen ve belgelenen Huneke fenomeni veya yıldırım reaksiyonu tanımlanmıştır (2,5). NT lokal etkisinin yanı sıra, nöral, hormonal, hücresel ve psişik olarak sistemik etkiler de göstermektedir (2,5). NT teknikleri direkt ve indirekt teknik olarak ikiye ayrılır. Direkt teknik bozucu alan (BA) olarak adlandırılan cerrahi kesilerin ve diş çekimlerinin oluşturduğu skar dokularına ve otonomik gangliyonlara LA in enjeksiyonu ile yapılır. İndirekt teknik segmental tedavi olarak adlandırılır. Hasta organının bulunduğu veya hastanın ağrısının bulunduğu aynı nörolojik

2 segmentin cilt yüzeyine veya periostuna LA enjekte edilerek yararlı bir etki elde edilebilir. Etkisini kutanovisseral refleks olarak adlandırılan yol üzerinden gösterir (2). 120 yıldan uzun süredir kullanılan LA ler, etkili, güvenilir ve yan etkileri az olan tedavi yöntemleridir. (6) NT, 50 yıldan uzun süredir Avrupalı hekimler tarafından akut ve kronik ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde LA ler kullanılarak uygulanmaktadır (1). Uluslar arası Nöralterapi Birliği, farklı kökenli baş ağrıları dahil akut ve kronik ağrılar, enflamasyon, dolaşım yetesizliği, BA lardan kaynaklanan çeşitli kronik hastalıklar, siyatik, artritik eklem, omuz veya dirsek sendromu gibi lokomotor sistem hastalıkları, prostat, alerji gibi iç hastalıkları ve spor yaralanmalarında NT nin iyileşmeye yardımcı olabileceğini ifade etmiştir (7). Kanser, genetik hastalıklar, beslenme yetersizliği, diyabet, tüberküloz, depresyon dışındaki psikolojik hastalıklar ve kronik hastalıkların terminal döneminde NT uygulanmaması önerilmiştir (2,4). NT nin etkilerini açıklamak amacı ile yıllardır dört teori kullanılagelmektedir (2,4,8 ) Sinir sistemi teorisi Birçok kronik ağrı vakası, sinir liflerinin membran potansiyellerinin iletimindeki değişimlere sebep olan değişiklikler ve otonom sinir sistemindeki değişiklikler ile ilişkilidir. Bu değişiklikler komşu gangliyonlara yayılabilir ve hem duysal hem de motor lifleri etkileyebilir. Anormal sinyaller, spinal kanalda aşağı ve yukarı doğru etkiye sahip olabilecek olan, spinal kolondaki kapı-kontrol mekanizmasını etkisi altına alabilir. Bu etki, spinal kanal düzeyinde kontrol ve seçim mekanizmalarında başarısızlık ile bir elektriksel kaos durumu yaratır. Anormal sinirsel sinyaller beyne taşınır, merkezi ve otonom sinir sistemlerinde ve hormonal sistemde kargaşaya sebep olur. Bu merkezi değişiklikler sırasıyla, periferdeki değişikliklerin devamlılığını hızlandırır ve tehlikeli bir döngü oluşturur. Nöralterapi bu döngüyü kırmakla ilişkilidir. Nöralterapide ilk basamak, otonom sinir sistemine anormal sinyali veren yapı olan primer lezyonu bulmaktır. Bu yapıya odak veya bozucu alan adı verilir. Sıklıkla bir hasar bölgesi, muhtemelen bir skar, veya henüz belirlenememiş bir diş absesi gibi klinik olarak belirgin olmayan bir hastalık olabilir. Her hangi bir akut hastalık, iyileşse bile, etkilenen organı bir odak veya bozucu alan olarak bırakabilir. Örneğin akut üst solunum yolu enfeksiyonunda, sinüsleri etkilenen insanda, sinüsler kronik hastalık oluşturan bir odak haline gelebilir. Bu sinüs odağı, kronik boyun ağrısı, migren, baş ağrıları, kronik yorgunluk ve PMS gibi çeşitli semptomlardan sorumlu olabilir. 29

3 Fasyal devamlılık teorisi Osteopatik çalışmalar vücutta, her bir kası saran ve belirli kas gruplarını ayıran fasyanın (bağ dokusu) birbiriyle bağlantılı ve sürekli olduğunu ve bir organ gibi kabul edilebileceğini göstermiştir. Örneğin, ayak fasyası ve beynin meninksleri sınırı arasında bir devamlılık vardır. Her hangi bir yapışıklık veya skar, fasyada bir gerginlik oluşturarak etkiler. Gerginlik, skar veya yapışıklık bölgesinden uzak bölgelerde de faysal sistem boyunca düzensizlik meydana getirecektir. Sıklıkla kullanılan bir benzetme, mükemmel bir düzgünlükte serilmiş bir yatak çarşafıdır. Eğer birisi, yatak çarşafını iki parmağıyla sadece bir inç kadar kaldırırsa, çarşafın çevresine doğru yayılan kırışıklıklar olacaktır. Böylece, bir apendektomi skarının sırt kasları ve sakroiliak eklemlerin ligamentleri ile devam eden karın kaslarının fasyasında çekime sebep olabileceğini anlamak kolaydır. Böylece skar dokusu, sakroiliak eklemde yer değiştirmeye sebep olabilir. Fasyadaki çekim, ayrıca, diğer normal dokuların elektrik yükleri ile karşılaştırıldığında skar dokusunun sahip olduğu farklı elektrik yükü tarafından da oluşturulmaktadır. Skar dokusu hücrelerinin, diğer normal vücut dokularının tutabildiği 80 mv ile karşılaştırıldığında, 1,5 V (1500 mv) tan fazla yük tutabildiği gösterilmiştir. Bu elektrik gücü, skarı fasyaya yapıştıracak ve vücudun her hangi başka bir yerinde gerilim hatları oluşturacaktır. Skara lokal anestetik enjekte edilmesi ile uzun süreli normal sınırlar içinde bir elektrik yükü elde edilecek ve skar faysa üzerindeki çekici gücünü durduracaktır. Temel sistemi teorisi Bu teori çoğu nöralterapist tarafından kabul edilmektedir, fakat buna rağmen hala tam olarak anlaşılamamıştır. Bu hücre dışı boşluk anlayışına yeni bir bakış açısından söz eder. Fasya gibi hücre dışı madde de tüm vücut boyunca bağlantılıdır. Mikroskopik düzeyde, fibroblast denen hücreler, otonomik sinir sonlanmaları, kapillerler ve lenf kanallarından, aynı zamanda, fibroblastlar tarafından üretilen hücre dışı boşluğu dolduran, glikoprotein ve proteoglikanlardan meydana gelmektedir. Bu taban sisteminin, elektrik iletkenliği, iyonik ve ozmotik özellikler gibi belirli kimyasal ve fiziksel özellikleri vardır. Temel sistemdeki değişiklikler aniden ve eş zamanlı gerçekleşir ve bütün vücudu etkiler. Bu etkiler ancak, bir sıvı kristal matriks modeli kullanılarak fizik ile açıklanabilir. Sıvı kristal değişik fazlarda değişik karakteristik özelliklerle birlikte bulunabilir. Bir sıvı kristal tabakası belirli bir fazda bulunur, elektriksel durumuna bağlı olarak bu fazdaki renk mavi veya kırmızı olabilir. Eğer deneyi yapan kişi, matrikse ait olan sıvı kristallerinin milyonlarcasının sadece bir tanesinin elektrik yükünü değiştirirse (doğru çevresel koşullar sağlandığında) aynı matriks içindeki bütün sıvı kristaller elektrik yüklerini hemen ve eş zamanlı olarak değiştireceklerdir, ve daha önceden kırmızı görünen matriks şimdi mavi görünmeye başlayacaktır. 30

4 Hücre dışı boşluğun proteoglikanları ve glikoproteinlerinin tamamen bir sıvı kristal gibi davrandıkları gösterilmiştir. Sistemin küçük bir parçasına müdahale edilmesiyle (yukarda belirtilen özelliklerin değişmesi gibi) temel sistem üzerinde dramatik bir etki ortaya çıkabilir. Eğer kronik ağrı veya hastalık zamanında (örneğin koroner arterlerin spazmlarına bağlı kronik göğüs ağrıları) sisteme uygun bir müdahalesi yapılırsa, (örneğin nöralterapide sık sık kalple ilgili problemlere yol açtığı bilinen yirmi yaş dişinin çekilmesi) sistemdeki faz değişikliği diş çekimi anında meydana gelir ve göğüs ağrısı derhal ve kalıcı olarak ortadan kalkabilir. Lenfatik sistem teorisi 1970 lerdeki deneyler bir lenf noduna veya bir lenfatik kanala novokain enjeksiyonunun lenfatik kanalın dramatik genişlemesine yol açtığını ve o kanaldan lenfatik sıvı akımının hızında dramatik bir artış olduğunu göstermiştir. Vücudun belirli bölgelerinde lenfatik kanallar spazm içinde olabilir, kanallarından iletime izin vermezler, ve bu uzun süreler için kalıcı olabilir. Etkilenen lenf noduna lokal anestetik enjeksiyonundan sonra, lenfatik sistem çoğunlukla hemen normal aktivitesini geri kazanır. Lenfatik sistemin blokajının migren veya gerilim tipi baş ağrılarının sebebi olduğunda (beyin veya beyin zarlarındaki toksinlern birikimine bağlı olarak), tonsil dokusuna bir lokal anestetiğin enjeksiyonu ile lenfatik drenaj yeniden sağlanır, beyin detoksifiye edilir ve baş ağıları kaybolur. Sonuç olarak NT kronik ağrı ve hastalıkların tedavisinde faydalı ve farklı bir tedavi seçeneği olabilir. Fakat bu konuda daha geniş ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu görüşündeyiz. Kaynaklar 1. Dosch P. 1-Frank BL. Neural therapy: Review Article. Phys Med Rehabil Clin N Am 1999; 10(3): Klinghardt D.K. Neuraltherapy:The Journal of Neurological and Orthopadic Medicine and Surgery 1993;14(2): Gibson RG, Gibson SLM. Neural Therapy in the Treatment of Multiple Sclerosis:The Journal of Alternative and Complementary Medicine 1999;5(6): Brobyn TL, Chung MK, LaRiccia PJ. Neural Therapy: An Overlooked Game Changer for Patients Suffering Chronic Pain? :Review Article. J Pain Relief 2015; 4(3): Dosch P, Dosch M. Manual of Neural Therapy According to Huneke. 2 nd ed. Stuttgart: Thieme; Weinschenk S. Neural therapy.a review of the therapeutic use of local anesthetics: Acupuncture and Related Therapies 2012; 1(1):

5 7. Harris GR. Wonder Why? Effective Treatment of Chronic Pain by the Integration of Neural Therapy and Prolotherapy: Journal of Prolotherapy 2010; 2(2): Klinghardt D.K.,(2002). Neuraltherapy Part II: The Autonomic Nervous System and Its Relationship to Headache. Explore! Volume 11, Number 3,