T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA TEZİ Dt. Serhan DİDİNEN Tez Danışmanı Prof.Dr. Neşe AKAL ANKARA Şubat 2014

2

3 İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay İçindekiler Şekiller, Resimler, Grafikler Tablolar Semboller, Kısaltmalar i ii iv v viii 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER Temporomandibular Eklem Anatomisi ve Fonksiyonu Temporomandibular Eklemi Oluşturan Kemik Elemanları Temporomandibular Eklemi Oluşturan Yumuşak Doku Elemanları Temporomandibular Eklemin Damar Yapısı Temporomandibular Eklemin Sinir Yapısı Mandibula Fonksiyonlarındaki Kaslar Masseter Kası Temporal Kas Medial Pterigoid Kas Lateral Pterigoid Kas Temporomandibular Eklemin Biyomekaniği Temporomandibular eklemin Kayganlık Mekanizması 15 ii

4 2.6. Temporomandibular Düzensizliklerin Etyolojisi Temporomandibular Düzensizliklerin Sınıflandırılması TME Muayenesinde Kullanılan Yöntemler Fizik Muayene Radyografik Değerlendirme Psikolojik Değerlendirme Çocukta Temporomandibular Eklem Çocukta Temporomandibular Düzensizliklerin Etyolojisi Çocukta Temporomandibular Eklem Radyografisi Temporomandibular Eklem Düzensizliklerinin Tedavisi Bruksizm Uyku Sırasındaki Respiratuar Bozukluklar Bruksizmin Fizyolojisi ve Patolojisi Oklüzyon ve Bruksizm Stres ve Anksiyete Stres ve Diş Aşınması Çene Kaslarının Yüksek Oromotor Aktivitesi Katekolamin ve Nörokimya Bruksizmle İlgili Motor Aktivasyon: Uyaranların Rolü Uykunun Yapısı ve Tekrarlayan Dönüşsel Uyaranların Uyku Bruksizmi ile İlgisi Havayolu Açıklığı ve Orofaringeal Lubrifikasyon 52 iii

5 Uyku Bruksizmi Patofizyolojisi Özeti GEREÇ VE YÖNTEM Anket Formunun Uygulanması Hasta Muayenesi Hasta Velisinden Alınan Geri Bildirim İstatistiksel Analiz BULGULAR Sonuçların Genel Değerlendirilmesi Süt Dentisyondaki Çocukların Değerlendirilmesi Karma Dentisyondaki Çocukların Değerlendirilmesi Daimi Dentisyondaki Çocukların Değerlendirilmesi TARTIŞMA SONUÇ ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR TEŞEKKÜR ÖZGEÇMİŞ 133 iv

6 ŞEKİLLER, RESİMLER, GRAFİKLER Şekil 1. Temporomandibular eklem ligamanları Şekil 2. Uyku bruksizmi ve farkında olunan bruksizmin teşhisi ve farkına varılmasını gösteren ultradiyen siklusu Şekil 3. Bruksizmin oluşmasında etkili faktörler Resim 1. Temporomandibular eklemi oluşturan yapılar Resim 2. Temporomandibular eklem diski Resim 3. Temporomandibular eklem ve ligamanların anatomisi Resim 4. Temporomandibular eklem kaslarından temporal, masseterik ve pterygoid kaslar Resim 5. İç ve dış pterygoid kaslar Resim 6. Digastrik kas ve ligamanlar Resim 7. Masseter kası muayenesi Resim 8. Sternokleidomastoideus kası muayenesi Resim 9. Temporal kasın muayenesi Resim 10. Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı anket formu I Resim 11. Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı muayene formu II Resim 12. Ağız açıklığının tespiti Grafik 1. Dentisyonlara göre uyku bruksizmi ile uyku bruksizmi ve zararlı alışkanlığı bir arada gösteren çocukların dağılımı v

7 TABLOLAR Tablo 1: Wilkes sınıflaması Tablo 2: Okeson Sınıflaması Tablo 3: Çalışmaya dahil edilen çocukların cinsiyete ve dentisyon tipine göre dağılımları. Tablo 4: Çocuklardaki bruksizm varlığı ve ailesel farkındalığın dağılımı Tablo 5: Çocuklarda dentisyon tipi ve cinsiyete göre uyku bruksizmi dağılımı Tablo 6: Dentisyonlara göre uyku bruksizmi farkındalık miktarları Tablo 7: Gece uykuda takip sonrası dentisyona göre uyku bruksizmi değerleri Tablo 8: Bruksizm tiplerinin, stresin ve zararlı alışkanlıkların dentisyon tiplerine göre dağılımları Tablo 9: Deviasyon defleksiyon, krepitasyon klik ve ağız açıklığında kısıtlılık miktarları. Tablo 10: Sabah uyandığında diş dişeti hassasiyeti veya şakakta ağrı olan çocukların uyku bruksizmi görülme sıklığı Tablo 11: Sabah uyandığında diş dişeti hassasiyeti veya şakakta ağrı olan çocuklarda uyku bruksizminin ailesel farkındalığı Tablo 12: Lojistik regresyon analizi ile uyku bruksizminde farkındalığın değerlendirilmesi. Tablo 13: Lojistik regresyon analizi ile uyku bruksizminin değerlendirilmesi. vi

8 Tablo 14: Süt dentisyondaki çocuklarda uyku bruksizmi ve zararlı alışkanlıkların ki kare testi ile karşılaştırılması Tablo 15: Süt dentisyondaki çocuklarda uyku bruksizmi görülme sıklığı ve uyku bruksizminin ailesel farkındalığının değerlendirilmesi Tablo 16: Karma dentisyondaki çocuklarda şakak ağrısı ve uyku bruksizmi görülme sıklığının karşılaştırılması Tablo 17: Süt dentisyondaki çocukların bruksizm sayı ve yüzdeleri Tablo 18: Süt dentisyondaki çocuklardaki stres ile uyku bruksizminin karşılaştırılması. Tablo 19: Süt dentisyondaki eklem hareketleri, eklem sesleri ve ağız açıklığında kısıtlılık değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı Tablo 20: Diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı. Tablo 21: Diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi farkındalığına göre dağılımı Tablo 22: Karma dentisyondaki çocuklardaki bruksizm sayıları ve oranları Tablo 23: Karma dentisyondaki çocuklardaki stres ile uyku bruksizminin karşılaştırılması. Tablo 24: Karma dentisyondaki eklem hareketleri, eklem sesleri ve ağız açıklığında kısıtlılık değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı Tablo 25: Karma dentisyonda diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı. Tablo 26: Karma dentisyonda diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi farkındalığına göre dağılımı vii

9 Tablo 27: Daimi dentisyondaki çocuklardaki uyku bruksizmi sayıları ve oranları Tablo 28: Daimi dentisyondaki çocuklardaki stres ile uyku bruksizminin karşılaştırılması Tablo 29: Daimi dentisyondaki eklem hareketleri, eklem sesleri ve ağız açıklığında kısıtlılık değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı Tablo 30: Daimi dentiisyonda diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi varlığına göre dağılımı. Tablo 31: Daimi dentisyonda diş diş eti hassasiyeti ve şakakta ağrı değerlerinin uyku bruksizmi farkındalığına göre dağılımı viii

10 SEMBOLLER, KISALTMALAR TME: Temporomandibular eklem TMD: Temporomandibular düzensizlikleri TML: Temporomandibular ligaman AB: Anterior bant IZ: Intermediate zone PB: Posterior bant PLA2: Fosfolipaz A2 RDC/TMD: Temporomandibular düzensizlikler / teşhis kriterleri BT: Bilgisayarlı tomografi MRI: Manyetik rezonans görüntülemesi LLLT: Düşük doz lazer terapisi TENS: Transkutanöz elektriksel sinir uyarılması NSAİ: Non steroid antienflamatuar ilaçlar EMG: Elektromiyogram RMMA: Ritmik çiğneme kası aktivitesi ÜSYDS: Üst solunum yolu direnç sendromu L-DOPA: Levodopa SSRI: Selektif serotonin geri alınım inhibitörü GABA: Gama-aminobütrik asit EEG: Elektroensefalograf ix

11 CAP: Siklik alternan pattern DSM-IV: Diagnostic and Statistical Manual UB: Uyku bruksizmi CI: Güven aralığı RR: Rölatif risk AAOP: Amerikan Orofasial Ağrı Akademisi EKG: Elektrokardiyogram AASM: Amerikan Uyku Sağlığı Akademisi CgA: Kromogranin A VAS: Visual Analog Scale x

12 1. GİRİŞ Bruksizm sıkma, germe ve gcırdatmayla karakterize, diurnal(gündüz) veya nocturnal(gece) olabilen parafonksiyonel aktivite olarak tanımlanmaktadır. Bruksizm, genellikle uyku sırasında dişleri bilinç dışı bir şekilde sıkarak yapılan bir eylemdir. Normal olmayan bu eylem oldukça rahatsız edici bir sesin ortaya çıkmasına sebep olur ve genellikle kişi tarafından pek fark edilmez. 1 Bruksizm, temporomandibular eklemde (TME) aşırı yüklenmeye sebep olarak hyalüronik asit, kollajen ve proteoglikanları yok etmeye çalışan zararlı oksidatif radikallerin oluşumunu stimüle eder. Bu mekanizma ile bruksizmin temporomandibular düzensizliklerde (TMD) önemli bir rolü olduğu görülmektedir. Bruksizm diş yüzeylerinde aşınma, oklüzyon dikey boyutunda azalma, kas tonusunda artış ve temporomandibular eklemde adaptif değişikliklere neden olabilmektedir. Bruksizmin erken dönemde teşhis edilmesi ileride oluşabilecek temporomandibular eklem rahatsızlıklarının önüne geçilmesi ve oluşabilecek diğer olumsuz etkiler sebebiyle önem arz etmektedir. 2-4 Uyku bruksizmi, kişinin kendisi tarafından teşhis edilmesi çok zor bir durum olduğundan, özellikle çocuklardaki uyku bruksizminin teşhisi için ailelerde farkındalık yaratılması problemlerin erken dönemde çözülmesine yardımcı olacaktır. Uyku bruksizminin teşhisinde polisomnografi, elektromiyografi ve anketle kişiye veya velisine sorma yöntemleri kullanılsa da fikir birliğine varılmış bir yöntem belirlenememiştir. Teşhis edilmesi oldukça güç olan bu parafonksiyon, sonuçları itibariyle birçok sistemi ve kişinin sosyal hayatını önemli derecede etkileyebilmektedir

13 Bu tez çalışmasında çocuklarda uyku bruksizminin görülme sıklığı ve ailenin bu konudaki farkındalığının belirlenmesi amacıyla; 600 çocuk bruksizm açısından intraoral ve ekstraoral olarak değerlendirilmiş, velilerine anket uygulaması yapılarak bir hafta boyunca çocuklarını takip etmeleri ile bu topluluktaki bruksizm görülme sıklığı ve ailesel farkındalığın tespit edilmesi hedeflenmiştir. 2

14 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Temporomandibular Eklem Anatomisi ve Fonksiyonu Temporomandibular eklem(tme), mandibula ve temporal kemik arasında yer alan, vücudun morfolojik ve fonksiyonel açıdan en karmaşık yapıya sahip eklemlerinden birisidir. Temporomandibular eklem, hem kayma hareketi yapan ginglimoid eklem, hem de translasyon hareketi yapan artrodial eklem özellikleri taşıdığı için ginglimoartrodial eklem olarak adlandırılır. Mandibular kondilin, temporal kemiğin mandibular fossasına oturmasıyla oluşan eklemde, bu iki parça arasındaki hareketleri kolaylaştıran eklem diski bulunur. Eklem boşluğu bu disk aracılığıyla üst eklem boşluğu ve alt eklem boşluğu şeklinde iki bölüme ayrılır. Üst eklem boşluğu daha çok translasyon hareketinden, alt eklem boşluğu menteşe hareketi ve rotasyondan sorumludur. 2-4 Temporomandibular eklem, mandibular kondil, glenoid fossa ve artiküler eminens gibi kemik elemanlarından; eklem diski, eklem ligamanları ve retrodiskal dokular gibi yumuşak doku elemanlarından oluşmaktadır (Resim 1). 3 3

15 Temporal Kemik Disk Kondil Masseter Kası Fossa - Eminens Mandibula Kondil Resim 1. Temporomandibular eklemi oluşturan yapılar Elemanları Temporomandibular Eklemi Oluşturan Kemik Mandibular Kondil Mandibular kondilin üst ve ön yüzleri, kondilin eklem yüzeyini oluşturur. Yetişkinlerde kondil başı anteroposterior yönde 8 10 mm. uzunluğunda, mediyolateral yönde mm. kalınlığındadır. Sağ ve sol kondil arasında asimetriye rastlanabilmektedir. 2, 3, 5 Glenoid Fossa Glenoid fossa, TME nin temporal parçasıdır. Burası pars squamosa ossis temporalis in alt yüzeyinde kalan konkav bir alandır. Mandibular kondil bu konkav alana oturur. Ön duvarını temporal kemiğin 4

16 skuamoz kısmının artiküler eminensi, arka duvarını da dış kulak yolunun ön duvarı olan timpanik tabaka oluşturur. 2, 3 Glenoid fossanın, artiküler dokuyla örtülü esas fonksiyon gören kısmı artiküler fossadır. Artiküler fossanın düzenli bir şekli yoktur ve kondil başına birebir uyumlu bir şekilde bulunmaz. Bu alan dış kulak yolunu TME bölgesinden ayırır. Artiküler fossanın posterior kısmı hafif bir yükselme gösterir. Bu bölge posterior artiküler lip adını alır ve eklem kapsülü buraya tutunur. 2, 3 Artiküler Eminens Artiküler eminens, zigomatik arkın posterior kökünü, artiküler fossanın da anterior duvarını oluşturur. Geniş bir eklem yüzeyi vardır. Lateralinde artiküler tüberkül denilen küçük bir kemik çıkıntısı bulunur. Artiküler eminensin aksine artiküler tüberkülün eklem yüzeyi bulunmaz. Çünkü artiküler tüberkül bir eklem yüzeyi değildir, temporomandibular ligamanın (TML) tutunma yeridir. 2-4,6, 7 Artiküler fossanın tavanınını çok ince fibröz bir doku örtmesine rağmen artiküler eminensi oldukça kalın ve sıkı fibröz bir doku örter. Tavanın aksine artiküler eminens oldukça kalın ve yoğun bir kemikten oluşur. Tüm bunlar, artiküler eminensin, kondil, disk ve temporal kemiğin skuamoz parçasının artiküler yüzeyleriyle beraber devamlı yük altında olduğunu göstermektedir. 2-4,6, 7 5

17 Elemanları Temporomandibular Eklemi Oluşturan Yumuşak Doku Eklem Diski Disk; mandibular kondil, artiküler fossa ve artiküler eminens arasında yer alan sıkı, oval, fibröz bir plaktır. Eklem kapsülü ve dış pterigoid kasa da farklılaşacak olan mezenkimal bir doku bloğundan gelişir. Ön ve arkanın aksine, disk medial ve lateralde kapsüle bağlı değildir. Kondilin medial ve lateral kutuplarına tutunur. Bu sayede, ağız hareketleri sırasında kondille beraber hareket edebilmektedir. 2, 3, 8 Disk periferde gevşek dokularla eklemi kavrayan kapsüle tutunur ve eklem boşluğunu birbirinden tamamen ayrı olan iki kompartmana ayırır. Diskotemporal boşluk denilen üst boşluk ve diskomandibular denilen alt boşluk sinoviyal membrandan salgılanan sinoviyal sıvı ile doludur. 2, 3 TME diski, fonksiyon sırasında, eklemin mandibular ve temporal parçaları arasındaki uyumsuzlukları tolere edebilecek bir morfolojiye sahiptir. Diskin üst yüzü hafif konvekstir. Bu yapı artiküler fossanın konkav yüzeyine uyum sağlar. Disk kondilin medial ve lateraline kollateral ligamanlar aracılığıyla sıkıca tutunur. Bu tutunma, kondiler hareketler sırasında diskin aşırı mediolateral yönde hareket etmesini önler. 2, 3 6

18 Yandan bakıldığında disk morfolojik olarak önde kalın olan anterior bant(ab), ortada ince olan orta alan(intermediate zone-iz), arkada da en kalın olan posterior bant(pb) olmak üzere üç kısımda incelenir. Önden arkaya doğru AB:IZ:PB kalınlık oranı 2:1:3 tür (Resim 2). 2, 3 Resim 2. TME Diski. 1. Orta Bant, 2. Anterior Bant, 3. Posterior Bant. 3 Kondil ve artiküler fossanın eklem yüzeylerinde olduğu gibi, olgun diskin eklem yüzeylerinde de herhangi bir duyu siniri yoktur. Bu bölgede nörovasküler bir ağın olmaması, eklemin bu yüzeyinde etki kuvvetlerinin rol aldığını göstermektedir. 2, 3, 7, 8 Eklem diski, üzerinde her yöne dağılım gösteren kollajen lif demetleri bulunan yoğun fibröz ya da fibrokartilaj bir yapıdan oluşur. Bu tabakaların makaslama kuvvetlerine karşı direnebilecek farklı biyomekanik özelliklerinin olduğu düşünülmektedir. Diskin ana görevi mandibular kondil ve temporal kemikteki eklem yüzleri arasındaki stres konsantrasyonlarını azaltmaktır. Disk, eklem yüzleri arasındaki etkisiyle kuvveti eşit dağıtmaktadır. 2, 3, 7, 8 7

19 Ağız açma kapama sırasında disk ve kondil artiküler eminens boyunca kayarlar. Bu kemik yapıların yüzeyleri özellikle de eminens bölgesinde birbirleriyle uyumlu değildir. Bu nedenle kondil ve temporal kemik yüzeyindeki fibrokartilaj, yük dağılımı ve kayma için uygun değildir. Fakat esnek yapıya sahip olan eklem diski, bu iki yüzey arasındaki yükleri dağıtabilmekte, sürtünmeden iki yüzey arasında kayabilmektedir. Diskin yapısı ve mekanik bütünlüğü eklemin düzgün hareketini oluşturur. 2, 3, 7, 8 Temporomandibular Eklem Ligamanları Bütün eklemlerde olduğu gibi TME de de gerilime dayanıklı kollajen bağ dokusundan oluşan ligamanlar, yapıların korunmasında önemli rol oynarlar. Esneme özellikleri olmasa da büyük veya uzun sürekli kuvvetlere maruz kaldıklarında uzayabilirler. Doğrudan eklem fonksiyonlarına katılmaz, sadece hareketlerin kısıtlanmasında ve sınırlanmasında pasif engel olarak işlev görürler. TME de 2 tane aksesuar, 3 tane fonksiyonel ligaman bulunmaktadır (Şekil 1). 2, 3, 6-9 Fonksiyonel Ligamanlar Kollateral Ligaman Kapsüler Ligaman Temporomandibula Ligaman Aksesuar Ligamanlar Sfenomandibular Ligaman Stilomandibular Ligaman Şekil 1. Temporomandibular Eklem Ligamanları 3 8

20 Kollateral ligaman(diskal Ligaman) diskin kondilden uzaklaşmasını sınırlandırarak kondil ve diskin uyum içinde hareketini sağlar. Esas olarak eklemin yaptığı rotasyon hareketinde görev alır. 2, 3 Kapsüler ligamanın güçlendirilmiş lateral kısmı temporomandibular ligamanı oluşturur. Medial ve lateralde kollateral ligamanlarla kaynaşır. Ekleme gelen medial, lateral ve inferior kuvvetlere engel olur. Bunun yanında en önemli görevi sinoviyal sıvının devamlılığını sağlamaktır. 3, 9 Temporomandibular ligaman dışta oblik, içte horizontal olmak üzere iki bölümden oluşur. Oblik kısmı, kondilin aşırı öne hareketlerini engelleyerek rotasyonel ağız açma miktarını kısıtlar. Horizontal kısım ise, kondil ve diskin posterior hareketine engel olarak retrodiskal dokunun travmadan korunmasını sağlar. Bunun yanında kondilin lateral yönde yer değiştirmesini de engeller. 2, 3, 9 Sfeneomandibular ligaman meckel kıkırdağı ndan kaynağını alır. Mandibular hareketlerde hiçbir fonksiyonu yoktur. Esas görevi, ağız açma kapama sırasında mandibular kanaldan çıkan damar ve sinirlere ekstra baskı gelmesini önlemektir. Stilomandibular ligaman stiloid çıkıntı ve stilohyoid ligamandan angulus mandibulaya uzanan güçlendirilmiş servikal fasyadır. Ağız açıkken de kapalıyken de bu ligaman gevşektir. Sadece mandibulanın maksimum protrüzyonunda gerilir. Yani aşırı protrüziv hareketi engeller. 2, 3, 7, 9 9

21 Retrodiskal Dokular kalın, çift katlı, vaskülarize bir bağ dokusudur. Yüzeyi sinoviyal bir tabaka ile örtülüdür. Üstte fibroelastik, altta fibröz olmak üzere iki parçaya ayrılır. Bu iki parça birbirinden bir orta tabaka ile ayrılır. Orta tabaka, gevşek bağ dokusundan oluşmaktadır ve kapsüler ligamanın arkasına tutunur. Arka bağlantı, sinir ve damardan zengin bir bölgedir. Kondil hareketleri sırasında, retrodiskal doku içindeki venöz pleksustan içeri ve dışarı kan akışıyla doku basınçlarını dengeler (Resim 3). 2, 3, 9 A B C D E F G H I J Resim 3. Temporomandibular eklem ve ligamanlarının anatomisi. A. Sfenoid Kemik, B. Temporomandibular Ligaman, C. Kapsüler Ligaman, D. Kapsülün Posterior Görünüşü, E. Sfenoid Kemiğin Medial Pterigoid yüzeyi, F. Stiloid çıkıntı, G. Sfenomandibular ligaman, H. Mandibular Foramen, I. Stilomandibular ligaman, J. Angulus mandibulae 3 10

22 2.2. Temporomandibular Eklemin Damar Yapısı TME zengin bir vaskülarizasyon yapısına sahiptir. Esas olarak posteriorda yüzeyel temporal arter ve maksiller arter, anteriorda da masseterik arter ile beslenmesi sağlanmaktadır. 2, Temporomandibular Eklemin Sinir Yapısı TME nin motor ve sensitif innervasyonu, aurikulotemporal sinirin dallarından sağlanmaktadır. Bunun yanında masseter ve posterior derin temporal sinirler de innervasyona yardımcı olurlar. 2, 3, 6, Mandibula Fonksiyonlarındaki Kaslar Masseter Kası Zigomatik arktan başlayan ve aşağı doğru uzanarak mandibulanın alt sınırının lateral kısmına yapışan dikdörtgen şekilli bir kastır. Masseter kası kasıldığında mandibulayı yukarı kaldırır ve dişlerin temas etmesini sağlar. Etkili çiğneme için gerekli kuvveti sağlayan güçlü bir kastır. 2, 3, 9, Temporal Kas Yelpaze şeklinde büyük bir kastır. Temporal fossa ve kafatasının lateral yüzünden başlar. Lifleri zigomatik arktan geçerek aşağıya doğru güçlü tendonuyla koronoide ve mandibular ramusun anterior sınırına yapışır. Liflerinin yönüne göre ön, orta ve arka olmak üzere üç bölümde incelenir. Temporal kas bir bütün olarak kasıldığında, mandibulayı yukarı kaldırır ve dişler temas haline gelir. Sadece bir parçası kasılırsa, o parçanın liflerinin doğrultusunda hareket eder. Ön bölüm 11

23 kasıldığında alt çene dikey olarak yukarı hareket eder. Orta bölüm kasıldığında, alt çeneyi kapatır ve geriye alır. Arka bölümün fonksiyonu alt çeneyi geriye almaktır. 2, 3, Medial Pterygoid Kas Pterigoid fossadan başlar ve aşağı, geri, dışa uzanarak mandibular açının medial yüzeyine yapışır. Lifler kasıldığında, mandibula yukarı kalkar ve dişler temas eder. Bu kas aynı zamanda, mandibula protrüzyonda iken aktiftir. 2, 3, Lateral Pterygoid Kas Lateral pterygoid kas inferior ve superior olmak üzere farklı fonksiyon gösteren iki karna sahiptir. 2, 3, 9-11 Inferior lateral pterygoid kas sağ ve sol inferior lateral pterygoid kas, birlikte kasıldığında kondiller aşağıya, artiküler tüberküle doğru çekilir ve mandibula protrüzyona geçer. Tek taraflı kasılma kondilin mediotrüziv hareketine ve mandibulanın karşıt yöne doğru lateral hareketine neden olur (Resim 4, 5). 2, 3, 7, 9, 10 12

24 Pterygoid eklem Resim 4. Temporomandibular eklem kaslarından temporal, masseterik ve pterygoid kaslar Lateral Pterygoid Resim 5. İç ve dış pterigoid kaslar Lateral Pterygoid Medial Pterygoid Superior lateral pterigoid kas superior lateral pterigoid kas ağız açma sırasında inaktif iken, elevatör kaslarla birleştiğinde ve özellikle dişler kapanışta iken güç sarfedildiğinde aktiftir. Her iki lateral pterigoid kas kasıldığında disk ve kondili mediale çeker. 2, 3, 7, 9, 10 13

25 Bunların yanında mandibula hareketlerinden sorumlu yardımcı kaslar da mevcuttur. Bunlar; suprahyoid grup (digastirik, geniohyoid, mylohyoid, stilohyoid) ve infrahyoid grup (sternohyoid, omohyoid, sternotiroid, tirohiyoid) kaslar bulunmaktadır (Resim 6). 10 2, 3, 7, 9, Stilohyoid Digastrik Posterior Digastrik Anterior Resim 6. Digastrik kas ve ligamentler 2.5. Temporomandibular Eklemin Biyomekaniği Mandibulanın serbest hareketleri olan açma kapama, protrüzyon, retrüzyon, lateral kayma hareketlerinde rotasyon ve translasyon birlikte olur. Mandibular hareket, rotasyonel ve translasyonel hareketin birleşimidir. Rotasyonel hareket disk ve kondil arasında; ön arka, sağ sol translasyonel hareket ise daha çok üst eklem boşluğunda 2-4, 6, 9 olur. 14

26 Translasyon hareketinin sağ sol eklemlerde simetrik olması gerekmez. Translasyon, genellikle, hatta her zaman rotasyonla beraber olduğu için normalde rotasyonel hareketlerde, rotasyon merkezi, mandibula ya da kondilde olmaz. 2-4, 6, TME nin Kayganlık Mekanizması TME nin de içinde bulunduğu sinoviyal eklemlerin iç yüzü iki tip doku ile döşelidir. Bu dokular eklem kıkırdağı ve sinoviyal membrandır. İnsan vücüdunda sinoviyal eklemlerin eklem yüzeyleri, gelen yükleri tolere edebilmeleri için hyalin kıkırdakla döşelidir. Fakat sinoviyal bir eklem olan TME yüzeyleri, damardan yoksun yoğun fibröz bağ dokusu ile döşelidir. Yine de üzerine gelen yükleri tolere edebilmektedir. TME nin kemikleri dermal ya da membranöz kemiklerdir. Kıkırdaktan kemikleşme yerine direk olarak intramembranöz kemikleşme ile gelişirler. Gelişen bu kemikler, eklem yüzeyleri de dahil olmak üzere tümüyle periostla örtülür. Eklem yüzeylerini örten bu periost erken dönemde yoğun fibröz eklem dokularına dönüşür. Fibröz doku yaşlanmaya bağlı oluşabilecek kıkırdak bozulmalarına karşı daha dayanıklıdır ve fonksiyonel stresler karşısında rejenerasyon ve remodelasyon özelliğine sahiptir. 2-4, 7, 9, 12 Eklem dokuları için besin ve metabolik ihtiyaçlar sinoviyal sıvıdan sağlanır. Bu mekanizma sinoviyal membran tarafından düzenlenir ve sinoviyal membran eklem kıkırdağı kondrositlerinin beslenmesinin temel kaynağıdır. Eklemin kayganlığı; 2, 3, 9, 12 15

27 - sinoviyal membran - sinoviyal sıvı - disk - eklem yüzeylerini örten fibrokartilaja (eklem kıkırdağı) bağlıdır. 2, 3, 9, 12 Sinoviyal bir eklemin uzun vadede sağlıklı kalabilmesi stresi düzenleyen mekanizmaların etkinliğine bağlıdır. Fibrokartilaj belirgin derecede geçirgenliği olan mikropöröz bir dokudur. Bu nedenle, sinoviyal sıvı kondil ve eminensin eklem dokularında ve disk yüzeyinde bulunabilir. Ancak bu geçirgenlikte azalma olursa, sıvı değişimi daha uzun sürer ve strese maruz kalan dokunun sertlik miktarı artar. Bütün eklem dokularının, mekanik cevabı bu sertliğe bağlıdır. Bu mekanizmalar sayesinde sürtünme katsayısı sıfıra yakın olmakta ve hareketi kolaylaştırmaktadır. 3, 9, 12 TME yüzeyinde enflamasyon başladığında ortama fosfolipaz A2 (PLA2) salgılanır. Bu enzim fosfolipitlerin devamlılığını tehlikeye sokar. Bu durumu önlemek için hyalüronik asit, fosfolipitlere yapışır ve onların yok edilmesini önler. 3, 9, 12 Bruksizm olgularında, dişler sıkıldığında serbest radikaller salgılanarak hyalüronik asitle birleşir ve hyalüronik asidin yapısını bozarlar. Hyalüronik asit PLA2 ye engel olamadığından fosfolipitler parçalanmaya başlar ve eklem yüzeyleri arasındaki kayganlaştırıcı mekanizmanın tamamen çökmesine sebep olur. Eklem içinde artan basıncın kan akımını azaltabileceği ve bu durumun da artık ürünlerin eliminasyonunu zorlaştıracağı bilinmektedir. 3, 9, 12 16

28 Böyle durumlarda oluşan hipoksi, hücresel proliferasyon ve sentez mekanizmalarını bozabilmektedir. Bunun sonucunda rejenerasyon kapasitesi düşer ve dejeneratif değişikliklere yol açabilir. 3, 9, Temporomandibular Düzensizliklerin Etyolojisi Travma Temporomandibular düzensizliklerin (TMD) başında travma gelir. Ekleme gelen makrotravma, disk bağlarında, lateral ligamanda ya da kapsülde yani yumuşak dokuda yaralanmalara neden olur. Travmaya karşı verilen ilk yanıt, travmatik artrit ve effüzyondur. Bu durum vasküler geçirgenlikte artış veya dokudaki yırtıktan kaynaklı eklem içi kanamadır. Akut belirtiler genellikle 1 2 gün içinde hafifler ancak kanama; fibrozis, adezyonlar veya intraartiküler hiperplastik doku oluşumuyla sonuçlanabilir. Bu durum eklemde ağrıya ve hareketinde kısıtlanmaya yol açar. 2, 3, Çok görülen ve özellikle disk deplasmanına neden olabilecek travmatik olaylar, mandbulanın aşırı açılmasına neden olan uzun süreli diş tedavileri, endotrakeal entübasyon, esneme ya da çeneye gelen darbelerdir. 2, 3, Eklem Laksisitesi Gevşek eklem ligamanlarının disk düzensizlikleriyle ilgili olduğu düşünülmektedir. Çünkü redüksiyonlu disk deplasmanı olan TME lerin 2/3 ü hipermobil olduğu; hipermobil eklemlerin de 2/3 ünün redüksiyonu disk deplasmanına sahip olduğu görülmüştür. Kollajen metabolizmasındaki değişmenin de eklem laksisitesinde rolü vardır. Ağrılı 17

29 disk deplasmanları vakaları ile asemptomatik vakalar arasında kollajen miktarı farklıdır. 3 Bruksizm Bruksizmin temporomandibular eklem düzensizliklerinin etyolojisinde rolü olduğu düşünülmektedir. Bruksizm, eklemde aşırı yüklemeye neden olmakta ve bu aşırı yükleme hyalüronik asit, kollajen ve proteoglikanları yok etmeye çalışan zararlı oksidatif radikallerin oluşumunu stimüle etmektedir. Bruksizm diş yüzeylerinde aşınma, oklüzyon dikey boyutunda azalma, kas tonusunda artış ve TME de adaptif değişikliklere neden olmaktadır. 2, Temporomandibular Düzensizliklerin (TMD) Sınıflandırılması Temporomandibular bozuklukların sınıflandırılmasında daha çok Wilkes in ve Okeson un sınıflamaları kullanılmaktadır. 2, 3 Wilkes 3 sınıflaması, TME iç düzensizliklerinin erken, ara ve geç dönemde verdiği klinik ve radyografik bulgular değerlendirilerek yapılmıştır (Tablo 1). 18

30 Tablo 1. Wilkes sınıflaması(1989) 3 1. Evre I (Erken Dönem) : Ağrı veya çene hareketlerinde kısıtlılık yoktur, sadece çiğneme sırasında veya sonrasında resiprokal klik alınır. Radyolojik değerlendirmede hafif anterior disk deplasmanı saptanır. 2. Evre II (Erken / Ara Dönem) : Hafif ve orta derecede ağrı ile birlikte resiprokal klik sesi ve periyodik kilitlenme mevcuttur. Radyolojik değerlendirmede anterior disk deplasmanı saptanır. 3. Evre III (Ara Dönem) : Sık sık ağrı ile birlikte eklemde hassasiyet, zaman zaman oluşan ve devam eden kilitlenmeler vardır. Radyolojik görüntüde, disk pozisyonunda değişiklik ve deformasyon ile birlikte adezyonlar görülür. 4. Evre IV (Ara / Geç Dönem) : Zaman zaman şiddetlenen kronik ağrı ve çene hareketlerinde kısıtlılık gözlenir. Diskin şekil ve pozisyonunda ve kondil şeklinde değişiklik vardır. Sert doku değişiklikleri ile birlikte çok sayıda adezyonlar gözlenir. 5. Evre V (Geç Dönem) : Krepitasyon ile birlikte zaman zaman oluşan ağrı mevcuttur. Çene hareketlerinin kronik şekilde kısıtlanması, anterior disk deplasmanı, morfolojide değişiklik ortaya çıkar. Anatomik olarak büyük deformiteler ve disk perforasyonu gözlenir. 19

31 Okeson 2, 3 ise tüm temporomandibular düzensizlikleri ortak özelliklerine göre dört ana grupta toplamıştır: Çiğneme kası rahatsızlıkları, temporomandibular eklem düzensizlikleri, kronik mandibular hipomobilite ve büyüme bozuklukları. Dört ana grubun her alt grubunun tedavi yöntemi birbirinden farklıdır (Tablo 2). Tablo 2. Okeson Sınıflaması(1998) 2, 3 1. Çiğneme Kası 2. Temporomandibular Eklem Rahatsızlıkları Düzensizlikleri a. Reaksiyonel kas a. Kondil Disk Bütünlüğünün Kasılması Bozulması - Redüksiyonlu Disk Deplasmanı - Redüksiyonsuz Disk Deplasmanı b. Lokal Kas Ağrısı b. Eklem Yüzeylerinin Yapısal Bozukluğu - Şekil Sapmaları i. Disk ii. Kondil iii. Fossa - Adezyonlar i. Kondil Disk ii. Disk Fossa - Sublüksasyon - Spontan Dislokasyon c. Miyofasiyal Ağrı c. TME nin İltahabi Rahatsızlıkları - Sinovit - Kapsülit - Retrodiskit -Artritler i.osteoartrit ii. Osteoartroz iii. Poliartritler - İlgili Yapıların İltihabi Rahatsızlıkları i. Temporal Tendonit ii. Stilomandibular Ligamanın İltihabı d. Miyospazm e. Miyozit 3. Kronik Mandibular Hipomobilite a. Ankiloz - Fibröz - Kemiksel b. Kas Kasılması - Miyostatik - Miyofibrotik - Koronoid Engellemesi 4. Büyüme Bozuklukları a. Konjenital ve Gelişimsel Kemik Bozuklukları - Agenezi - Hipoplazi - Neoplazi b. Konjenital ve Gelişimsel Kas Bozuklukları - Hipotrofi - Hipertrofi - Neoplazi 20

32 Yöntemler 2.8. Temporomandibular Eklem Muayenesinde Kullanılan - Fizik Muayene - Radyografik Değerlendirme - Psikolojik Değerlendirme 3 Anamnez, TMD nin değerlendirilmesindeki en önemli kısımdır. Çünkü iyi bir anamnez hekimi doğru teşhise götürmektedir. Anamneze hastanın primer şikayeti öğrenilerek başlanmalıdır. Bu şikayetin süresi, nasıl ilerlediği, hastayı ne kadar etkilediği öğrenilir. Genel sistemik durum bir anamnezin olmazsa olmaz kısmıdır. Günümüzde, bilimsel çalışmalarda hasta standardizasyonu için, tüm dünyada kabul edilen 1992 yılında Samuel F. Dworkin ve Linda Le Reche nin başkanlığında hazırlanan Research Diagnostic Criteria / Temporomandibular Disorders (RDC/TMD) yani Temporomandibular Düzensizlikler / Teşhis Kriterleri kullanılmaktadır. Bunun amacı TMD hakkındaki bilgiler eşliğinde, TMD ile ilgili yapılacak araştırmalar için standardize edilmiş kriterler sağlamaktır. 2, 3, Fizik Muayene Fizik muayene tüm çiğneme sisteminin muayenesini içerir. Öncelikle, baş boyun bölgesi yumuşak doku asimetrisi ve kassal hipertrofi açısından değerlendirilir. Dişlerdeki aşınmalar, eklem hareketleri ve sesleri not edilir. Kaslar palpe edilerek, hassasiyet ve tetik noktaları incelenir. Ağız açıklığı palpasyondan önce ölçülmelidir. Ağız açıklığı, hastaya ağzını 21

33 açabildiği kadar açtırılıp, alt ve üst santral kesicilerin arasındaki mesafenin kumpasla ölçülmesi yoluyla tespit edilir. 2, 3, 21 Kassal düzensizliklerde, pasif germe sonucunda bir esneme olur ve açıklık bir miktar artar. Ağız açıklığı sırasında mandibula hareketleri de gözlenmelidir. Deviasyon veya defleksiyon dikkate değer verilerdir. 2, 3, 22 TME bölgesi hassasiyet ve eklem sesleri açısından değerlendirilir. Eklem muayenesi lateral ve posteriora palpasyon uygulamasıyla yapılır. Böylece hem ağrı noktaları hem de klik ve krepitasyon sesi anlaşılabilmektedir. Krepitasyon sesi ağız açıp kapatma sırasında, karda yürürken alınan sese benzer bir ses olup, eklem bölgesinde dejeneratif değişiklikleri düşündürür. Klik sesi redüksiyonlu disk deplasmanının tipik belirtisidir. TME ses muayenesi palpasyon sırasında elle uygulanabildiği gibi kulak önüne yerleştirilen bir steteskop aracılığıyla da yapılabilir. 2, 3, Çiğneme ve boyun kasları ile TME bölgesi genellikle parmak uçları ile palpe edilmektedir. Palpasyon çift taraflı da tek taraflı da yapılabilmektedir. Palpasyonda dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta muayene esnasında kasların istirahat pozisyonunda olması gerektiğidir. Sağlıklı kaslar palpe edildiğinde ağrı oluşmaz (Resim7, 8, 9). 2, 3 22

34 Resim 7: Masseter kası muayenesi Resim 8: Sternokleidomastoideus kası muayenesi Resim 9: Temporal kasın muayenesi 23

35 Palpasyona temporal kas, TME ve masseter kasların bilateral palpasyonuyla başlanır. Ağrı sorgulanmalı ve şikayetinde belirttiği ağrıyla aynı olup olmadığı belirtilmelidir. 2, 3 Palpasyon önce bilateral olarak kulak önüne uygulanmaktadır. Ağız yaklaşık 20 mm. açtırılarak kondilin lateral kutbu, tam açtırılarak da kondilin arkasında oluşan boşluk palpe edilir. 2, 3 Masseter kas, yüzeyel ve derin olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Kasın merkezinin palpe edilmesi, her iki kısmı da stimüle etmek için uygun bir bölgedir. Ancak palpasyon istirahat durumunda yapılmalıdır. 2, 3 Esas muayene noktaları olan temporal ve masseter kaslar ile TME palpasyonunda herhangi bir yanıt alınamazsa; trapez kası, digastrik kasın ön ve arka karnı, strenokleidomastoideus kası, lateral pterygoid bölge ve medial pterygoid bölge muayene edilmelidir. 2, 3 Sternokleidomastoideus kası, başparmak ve işaret parmağı arasında sıkıştırılarak palpe edilir. Eğer sternokleidomastoideus kasında hassasiyet varsa 5 saniyelik bası, yansıyan ağrıya sebep olmaktadır. 2, 3 Trapez kası, kafatasının yaklaşık 1 cm altından kafatasına baskı uygulamak suretiyle palpe edilmektedir. Diğer el, palpasyon 24

36 esnasında başı desteklemeli ve 5 saniye bası uygulandıktan sonra yansıyan ağrı izlenmelidir. 2, 3 Digastrik kasın ön karnının palpasyonunda ağrı oluşuyorsa ağız içinde etken olup olmadığı araştırılmalıdır. Digastrik kasın arka karnı, angulus mandibulanın arkasına bir parmakla uygulanan basıncın yansıyan ağrı yapıp yapmadığı araştırılmalıdır. 2, 3 Lateral pterigoid kasın ağız içi veya dışından muayenesi mümkün olmamakla birlikte lateral pterigoid bölge palpe edilebilir. Bu bölgenin palpasyonu ağız içinden, parmak ucu üst çene alveol kretin en arkasına gelecek şekilde yapılır. 2, 3 Medial pterigoid kas palpasyonu mandibular anestezi yapılan bölgeye parmağın yerleştirilmesi ve dışa kuvvet uygulanması şeklinde olmaktadır. 5 saniyelik bası sonucunda yansıyan ağrı oluşup oluşmadığına bakılmalıdır. 2, 3 Hasta şikayetinin kassal mı yoksa eklem içi kaynaklı bir problem mi olduğunu anlamak için abeslang testi yapılır. Abeslang(dil basacağı) ısırtılan tarafta ağrı olursa, düzensizlik kassaldır; karşı tarafta ağrı olmuşsa düzensizlik eklem içinden kaynaklanmaktadır. 2, 3 25

37 Radyografik Değerlendirme Nöroradyoloji alanındaki ilerlemeler sayesinde çeşitlenen ve değerlendirme güçleri artan radyolojik tetkikler TME deki pek çok yapısal anomali ve hastalık mekanizmasını aydınlatmaktadır. 2, 3, 26 TME yi ilgilendiren hastalıklar, mandibula veya diğer yakın kemik yapıların konjenital ve gelişimsel anomalileri ve edinsel hastalıklar (neoplaziler, kırıklar, çıkıklar, artrit ve inflamatuar hastalıklar, ankiloz ve disk hastalıkları) olarak özetlenebilir. Bu hastalıkların spesifik tanısında klinik muayene yeterli değildir. Doğru tekniğin seçilmesi hastanın daha az radyasyon almasıyla sonuçlanacağından önem arzetmektedir. 2, 3, 26 TME de görüntüleme yöntemleri ile, mandibula kondili, glenoid fossa, eklem diski ve ekleridir. Günümüzde TME değerlendirilmesinde en sık olarak; - Direkt radyografiler - Bilgisayarlı tomografi(bt) 2, 3, 26 - Manyetik rezonans görüntüleme(mri) - Radyonüklid görüntüleme - Ultrasonografi - Artrografi ve artroskopi teknikleri kullanılmaktadır. 2, 3, 26 26

38 Psikolojik Değerlendirme TME ağrı ve disfonksiyonlarında stresin ciddi bir rolü olduğu görüşü hakimdir. Psikolojik değerlendirme yapmak için anket formları bulunmaktadır. Bilimsel çalışmalarda RDC/TMD nin ikinci bölümündeki depresyon ve somatizasyon kriterleri kullanılmaktadır. Bunun kullanılmasındaki amaç, hastanın depresyon seviyesi konusunda hekime fikir vermesidir. Ancak bu kriterler depresyon teşhisi koymak için kullanılamamaktadır. Problemli vakalarda mutlaka psikiyatrik konsültasyon yapılmalıdır. 2, 3, Çocukta Temporomandibular Eklem Hamileliğin 10. haftasında gelişmeye başlayan TME, yapısı itibariyle erişkinlerle çocuklar arasında değişiklikler göstermektedir. Bebeklerde ve 2-3 yaşındakilerde kondil boynu kalın ve kısa, kortikal kemik ince, kemik iliği yoğun ve glenoid fossa sığdır. 7 8 yaşlarında büyüme başlamaktadır. Anatomisi yetişkin anatomisine benzer. Kondil glenoid fossa ile ilişkisini kaybetmeden kemik apozisyonu ile büyümeye devam eder. 30 Kondiler büyüme merkezi ile ilişkili olarak mandibulanın büyümesi 1 ile 5 yaşlar arasında meydana gelmektedir. Aktif mandibular büyümenin görüldüğü diğer zaman dilimi de 10 ile 15 yaşlar arasındadır. Bu ikinci evre büyüme merkezinden çok kas fonksiyonu ile ilişkilendirilmektedir Çocukta Temporomandibular Düzensizliklerin Etyolojisi Çocuklarda erken dönemde yüz, mandibula ve TME de meydana gelen yaralanmalar sonucu ileride mandibulanın büyümesinde 27

39 sorunların ve olası asimetri ve/veya kapanış bozukluklarının oluşabileceği belirtilmektedir. Ayrıca kapsül içi yumuşak dokuda ve kemik yapılarda anlamlı düzeyde bozulmaya, ilerleyen eklem dejenerasyonuna ve klinik engellere neden olabileceği bildirilmektedir. 30, 31 Çocuklarda yüzde görülen kırıkların büyük bölümü mandibulada, özellikle kondiler proçeslerde meydana gelir. Bu tür kırıklara neden olan travmalar kazalar sonucu ve çocuk istismarlarında olabilmektedir. Bu yaralanmalar genellikle çenenin alt kenarına gelen travma sonucu oluşur. Çocuklardaki kondil kırıklarının en belirgin klinik bulgusu çene ucundaki laserasyonlar olarak belirtilmektedir. Kondilin altında bir kırık oluştuğunda, kondil başı lateral pterygoid kasın hareketiyle ön arka yönde yer değiştirir. Kırık bölümlerinin yer değiştirmesine ve mandibulanın karşılayıcı postürüne bağlı olarak, çenede etkilenen yöne doğru deviasyon oluşabildiği gibi, bulgu vermeden oklüzal uyumsuzluk oluşmadan da seyredebilmektedir. 32 TME ankilozu, travma sonucu oluşan hematomun organize olması ve kalsifikasyonu ile meydana gelmekte ve çiğneme fonksiyonunu engelleyen durumlar ortaya çıkarmaktadır. Hipomobilite, TME yi olduğu kadar, onu çevreleyen yapıları da etkilemektedir. Kemik bloğunun kalınlığı yaralanmanın şiddetine bağlı olarak farklılık gösterir. Tek taraflı ankiloz olgularında yüzde asimetri, beklenen bir özelliktir. Çene ucu etkilenen tarafa doğru kaymakta ve bu taraftaki dikey yüksekliğin diğer tarafa göre daha az olduğu farkedilebilmektedir. Çift taraflı olgularda ise, ağzın açılması tamamen ortadan kalkmakta ve çene ucunun geri çekildiği görülebilmektedir. 33 Maloklüzyonun TMD ile ilişkisi birçok çalışmada belirtilmiştir. Epidemiyolojik çalışmalarda özellikle Angle II. sınıf, Angle III. sınıf, artmış overjet, çapraz kapanış ve açık kapanış gibi maloklüzyon tipleri TMD ile 28

40 diğerlerine göre daha yakından ilişkilendirilmiştir Ortodontik tedavinin TMD ye neden olduğuna ilişkin görüşler bulunmaktadır. Ancak günümüzde araştırmalar, çocukluğunda ortodontik tedavi gören bireylerin büyüdüklerinde TMD işaret ve semptomlarını gösterme riski taşımadıklarını ortaya koymaktadır. 37 Ortodontik tedavinin de bireylerde TMD görülme riskini azaltmayacağı ileri sürülmekle birlikte, yan çapraz kapanışın düzeltilmesinin böyle bir etki gösterebileceği bildirilmektedir Çocukta Temporomandibular Eklem Radyografisi Çocuklarda, özellikle konvansiyonel radyografiler ile alınamayan, kapsamlı değerlendirmelerin yapılması amacı ile ve tanı ve tedavi planlamasında üç boyutlu görüntüleme gerektiğinde BT önerilmektedir. Kondil kırıklarında yer değiştirme olup olmadığı ve yer değiştirmenin şiddeti ile yönü tedavi planlamasına direkt olarak etki etmektedir. Bunun yanında, travmaya bağlı ankiloz olgularında, birleşmenin fibröz ya da kemik yapıda olması da girişimsel olmayan tedavi ile cerrahi tedavi arasında verilecek kararı etkilemektedir. Bu tedavi planlamasında BT nin konvansiyonel radyografilere göre daha kesin sonuç verdiği bildirilmektedir. Ayrıca dejeneratif eklem hastalıklarında ve hemifasiyal mikrosomide BT analiz ve tedavi planlaması için en yararlı araç olarak görülmektedir. 41 Tedavisi Temporomandibular Eklem Düzensizliklerinin TMD multifaktöriyel bir bozukluk olduğundan, etkeni doğru belirlemek ve buna yönelik teşhis ve tedavi yapmak önem arzetmektedir. TMD tedavisinde aşağıdaki yöntemler kombine olarak kullanılmaktadır. 42, 43 2, 3, 29

41 1. Davranışsal Tedavi 2. Splint Tedavisi 3. Fizik Tedavi 4. Manüel Manipülasyon 5. Farmakoterapi ve Eklemiçi Enjeksiyonlar 6. Artrosentez 2, 3, 42, 43 Davranışsal Tedavi TMD tedavilerinin en önemli kısmını hastanın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi oluşturur. Bu problemden muzdarip hastalar eklem üzerine gelecek kuvvetlerin azaltılması konusunda eğitilmelidir. Yumuşak diyet önerilmeli, eklemi zorlayacak sakız çiğneme, büyük lokma ile yemek yeme gibi aktivitelerden kaçınmaları konusunda uyarılmalıdırlar. TME hastalarının tedavisinin temelinde davranışsal tedavi yatar. Bu seans ne kadar başarılı olursa hastanın tedaviye vereceği cevabın da o oranda başarılı olması beklenmektedir. 2, 3 Splint Tedavisi Oklüzal splintler TMD ile karşılaşıldığında ilk akla gelen tedavi yöntemlerindendir. Splintler şu amaçlarla kullanılabilmektedir: 2, 3 - Oklüzal kuvvetleri değiştirmek - Dişleri aşınmaktan korumak - Bruksizm ve parafonksiyonu azaltmak - Kuvvetleri dağıtmak - Kas kaynaklı ağrıları tedavi etmek - Nöromüsküler koordinasyonu sağlamak - Eklem kaynaklı ağrıları tedavi etmek - TME fonksiyonunu geliştirmek 30

42 - Dikey boyutu artırmak - Güvenli mandibular pozisyonu kesinleştirmek - Mandibular hareketlerin işleyişini değiştirmek - Mobil dişleri sabitlemek - Ayırıcı tanıda oklüzal faktörleri aydınlatmak 2, 3 TMD tedavisi amacıyla kullanılan splintler üç kategoride toplanmaktadırlar: 2, 3 - Yumuşak splint - Sert splint - Sert + yumuşak splint. 2, 3 Yumuşak splintlerin aktiviteleriyle ilgili bilgiler çelişkilidir. Yumuşak olduğundan oklüzal uyumlama yapmak oldukça zordur. Uyumlamada oluşan problemler semptomların daha da artmasına sebep olabilir. Yumuşak splintler dar bir endikasyona sahip olmakla birlikte karışık dişlenme dönemindeki çocuklarda kullanılabilmektedir. 2, 3 Sert splintlerde oklüzal temas daha doğru sağlanabilmektedir. Eksilen oklüzal temasları yeniden sağlamada etkin rol oynarlar. 2, 3 Yumuşak + sert splintlerin oturduğu çenedeki dişlerle temas eden iç yüzeyi yumuşak dışı oklüzal uyumlamanın yapılabilmesi amacıyla serttir. Ancak bu tip splintlerle ne kadar etkin tedavi yapılabileceği konusu aydınlatılmamış bir alan olarak durmaktadır. 2, 3 31

43 Fizik Tedavi Fizik muayenede öncelikle hastanın postürü göz önüne alınmalıdır. Çünkü TMD şikayeti olan birçok hastada postürle ilgili problem de olduğu belirtilmektedir. 2, 3 Fizik tedavinin TMD de kullanım amacı, iskeletsel kassal ağrıların dindirilmesi ve doku iyileşmesini aktive ederek mandibular fonksiyonun sağlanmasıdır. Bunu sağlamak amacıyla, termal terapiler, akupunktur, düşük doz lazer terapisi (Low Level Laser Therapy LLLT), transkütanöz elektriksel sinir uyarılması (TENS), ultrason, rotasyon, koordinasyon ve germe egzersizleri gibi yöntemler kullanılmaktadır. Özellikle TME cerrahisi yapılan hastaların tedavilerinin idamesi açısından fizik tedavi önemli bir yer tutmaktadır. 2, 3, Manüel Manüpilasyon Manüel manüpilasyon, redüksiyonsuz disk deplasmanında TME diskinin redüksiyonunu sağlayan oldukça non invaziv bir yöntemdir. Genel kural olarak hasta çenesinin bir hafta veya daha kısa redüksiyonsuz kaldığı durumlarda bu teknik başarılı bulunmaktadır. 2, 3 Farmakoterapi İlaç tedavisi TMD de etkili olsa da, diğer metodlarla bir arada kullandığında daha etkili olmaktadır. TMD tedavisinde sıklıkla kullanılan preparatlar; analjezikler, kortikosteroidler, non steroid antienflamatuar ilaçlar (NSAİ), kas gevşeticiler, trisiklik antidepresanlardır. Bunların yanında eklem içi enjeksiyon yapılan bazı preparatlar da bulunmaktadır. 3,

44 Artrosentez Diğer tüm cerrahi tekniklere göre ucuz ve uygulanması kolay olan bir tekniktir. Genel anestezi gerektirmemektedir. Ancak hekim, eklemin net bir görüntüsünü elde edemediğinden hissederek çalışmak zorundadır. 2, 3 TMD tedavisinde kullanılan diğer tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında, TME içi düzensizliklerde ve önceden açık eklem cerrahisi olan vakalarda etkili bir yöntemdir. Ağız açıklığının fibröz ya da kemik ankilozuna bağlı olarak kısıtlandığı durumlarda ve kapsül dışı TMD lerde artrosentez kontrendikedir. 2, 3 Çocukta Temporomandibular Düzensizliklerin Tedavisi Çocuklarda ve genç erişkinlerde TMD nin tedavisi, bazı özel durumlar haricinde erişkinlere benzer şekilde uygulanmaktadır. TMD nin erken tedavi ile önlenebileceğine ilişkin bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. Genellikle basit, konservatif ve geri dönülebilir tedavi yöntemleri önerilmektedir. Tedavi yöntemlerinin girişimsel olmayan terapi (fiziksel terapi), oklüzal terapi (oklüzyonun düzeltilmesi, splintleme) ve cerrahi tedavi (çenelerarası fiksasyon, kondilektomi, koronoidektomi, kaburga grefti ve tümörün çkarılması) olarak gruplandığı görülmektedir. 3, 58 33

45 2.11. Bruksizm Diş sıkma ve gıcırdatma, kişilerin gerek fizyolojik gerekse sosyal yaşamlarını oldukça ciddi biçimde etkileyen sonuçları sebebiyle diş hekimleri tarafından oldukça ilgilenilen bir konu olmuştur. Bu sonuçlar; diş aşınması, diş restorasyonunun kırılması, TMD nin şiddetlenmesi veya temporal kaynaklı baş ağrısı, gıcırdatma sesinden aile fertlerinin uyku kalitesinin bozulmasıdır. Diş aşınmasının belirgin bir bruksizm işareti olduğu inancı artık geçerli değildir. Çünkü etki ve sebep muayeneden yıllar önce bambaşka sebeplerden olmuş olabilir. Diş hekiminin ilk yapması gereken bruksizmin gece mi gündüz mü yapıldığını anlamaktır. Anamnez ile bazı sorular sorularak bu öğrenilmeye çalışılmalıdır. Ancak genellikle yeterli olmamaktadır. Elektronik kayıtlar ile laboratuar veya evde bruksizm teşhis edilmeye çalışılmaktadır Diurnal(gündüz) veya uyanık bruksizminde çene sıkmanın farkındalığı bulunmaktadır. Bu nedenle farkında olunan bruksizm de denilmektedir. Bruksizm prevalansının yetişkinlerde %20 civarında olduğu, çocuklarda ise %6 ile %20 arasında değiştiği bildirilmektedir. Bruksizm kadınlar arasında daha yaygındır. Farkında olunan bruksizmin, tıbbi olarak teşhis edilmiş tiklerle veya özellikle hayat stresinden ortaya çıkmış parafonksiyonlarla ilgili olabileceği düşünülmektedir Bruksizm konusunda birçok önerme kanıta bağlı olmayıp pratik deneyimler ve önceki bilgilerden kaynaklanılarak kullanılmaktadır. Gündüz yapılan sıradan olmayan çene aktiviteleri ve farkında olunan bruksizm, sıradan aktivitelerden ayırt edilmelidir. Sıradan aktiviteler fonksiyonel çiğneme, yutkunma ve konuşmayı içerir. Sıradan olmayan aktiviteler ise, fonksiyonel olmayan oromandibular ve lingual aktiviteleri kapsar. Bunlar; çene sıkma, bruksizm, diş gıcırdatma, yanak, dil veya 34

46 dudak ısırma, tırnak yeme, dil itimi, dudakların emilmesi, dilin protrüze edilmesi, dişetinin çiğnenmesi, bir objenin ısırılması, hipersalivasyon, başın veya çenenin geriye, ileriye veya lateral duruşu olup bu etkenler beraber veya yalnız görülebilir Diş sıkma, gıcırdatma ve tırnak yeme gibi oral parafonksiyonel aktivitelerin seneler boyu devam edebildiği birçok çalışmada gösterilmiştir. 72, 73 Diş hekimleri için parafonksiyonun farkında olunarak mı yoksa farkında olunmadan mı yapıldığını ve bir alışkanlığa bağlı olup olmadığını anlamak kolaydır. Bruksizm tek başına görülebildiği gibi, medikal problemli hastalarda ve ilaç kullanan kişilerde sekonder problem olarak da ortaya çıkabilir. 68, 74, 75 Ancak farkında olunan bruksizmin, Parkinson hastalığının erken bulgularından veya tardif diskinezi, çoklu sistem atrofisi gibi nörodejeneratif hastalıklardan ayrılması oldukça zordur. Bu durumlarda hastanın bir nörologla konsülte edilmesi gerekir Diş hekimleri uygun olmayan protezleri de değerlendirmelidir. Bu tip problemler orofasiyal sonuçlar doğurabileceğinden bu tip hastalar için öncelik, periodontal durumun ve sağlığın korunması olup, protetik ve ortodontik yaklaşımlar sorunun çözümü olmadan düşünülmemelidir. 65 Uyku bruksizmi olan hastaların %65 e yakın bir bölümü temporal bölgelerinde ağrı hissettiğini bildirmektedir. Bu bulgu stres veya respiratuar problemlere işaret edebilir. 79, 80 Aynı zamanda çıkartılan ses kişilerin partnerlerini veya aynı odada uyudukları kişileri rahatsız edebilir. Bu nedenle bruksizm olduğu hususunda uyarılan bazı insanlar tek başına uyuma isteğine sahiptirler ve bu problemden utanabilirler. Bu durumlar sosyal açıdan problem yaratabilir. Uyku bruksizminin %60 ila %80 inin kısa, periyodik olmayan vücut hareketleri ile ilişkil olduğu bildirilmektedir. 81, 82 35

47 Uyku bruksizminin hangi koşullarda var olduğunu anlamak için uyku fazları ve hangisinde daha çok bruksizm yapıldığının bilinmesi önemlidir. Uyku REM olmayan ve REM uykuları olarak iki aşamada incelenir. REM uykusu aktif uyku olarak tanımlanırken, REM olmayan uykunun birinci ve ikinci aşaması hafif, üçüncü ve dördüncü aşaması derin olarak adlandırılır. Her dakikada bu döngü tekrarlanır. 83 Bu olay ultradiyen siklusu ile şematize edilmiştir. Ultradiyen ritimler bir günde birden fazla döngüsü olan ritimlerdir. Kalp hızı, solunum sayısı, mide hareketleri, yeme, içme, idrar çıkarma ve dışkılama, REM/non-REM uyku dönemleri ultradiyen ritimler arasındadır. Elimizdeki bilgiler uyku bruksizmi ataklarının çoğunluğunun hafif, REM olmayan uyku aşamaları olan 1 ve 2 de meydana geldiğini, sadece %10 unun REM uykusunda gerçekleştiğini göstermektedir 84 (Şekil 2). Şekil 2: Uyku bruksizmi ve farkında olunan bruksizmin teşhisi ve farkına varılmasını gösteren ultradiyen siklusu 84 36

48 Araştırmacılar, uyanık durumdaki parafonksiyonları tanımlamak için direkt soru sorma ve davranışların izlenmesi yolunu kullanmaktadır. Eğer diş hekimi, hastanın alışılmadık hareketlerine bağlı olarak tardif diskineziden şüphelenirse, hastanın genel yaşamında evde video kaydı yapılması suretiyle, semptomlardan emin olabilir. Çünkü bu tip bulguların farkedilmesi hızlı bir diş muayenesinde mümkün olamamaktadır. Genelde atipik hareketler hastanın günlük rutininde ortaya çıkarılabilmektedir. Elektromiyogramlar (EMG) kullanılarak yapılan ölçümler ortaya çıkan farklı hareketlerin keşfedilmesinde etkili olsa da, sıradan(çiğneme, yutkunma, konuşma) ve sıradan olmayan hareketlerin 85, 86 ayrılması ciddi bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Sıradan olmayan hareketler basitçe; sıradan olan oromandibular hareketlerin daha sık ve/veya kuvvetli ortaya çıkmasıyla olur. Bu tip hareketler, tıbbi bir alt yapı veya psikososyal bir nedenle olabileceği gibi hiçbir tıbbi bulgu veya sebep olmadan da ortaya çıkabilir. İstemsiz çiğneme benzeri hareketler, oromandibular spazmoidik hareketler, aşırı yutkunma, oral tardif veya idiyopatik diskinezi, Parkinson titremesi, Gilles de la Tourette sendromunda oromandibular bölgede hareket düzensizliklerine rastlanılır 87, 88. Uyku sırasında en sık karşılaşılan oromandibular veya orofasiyal hareket düzensizlikleri uyku bruksizmi diş gıcırdatma, homurdanma, tikler, horlama ve uyku apnesidir. Bütün bu hareketler 1) Beraber uyuyan kişi veya ebeveynin farkettiği sıradan olmayan oromandibular aktivite veya ses, 2) Diş aşınması veya eklem kaslarında hipertrofi (bulgular konuyla ilgisiz de gerçekleşebileceği için güvenilir bir yöntem değildir.) 68, 89 37

49 3) Polisomnografik testler ile ses ve video kayıtları içeren EMG 85, ile teşhis edilebilir. 65 Bruksizmin uykuda teşhis edilmesinin zorlukları sebebiyle son yıllarda çalışmalar polisomnografik testler ve EMG üzerine yoğunlaşmıştır. Uyku kayıtları evde bir cihazla yapılacağı gibi, standart bir sistem kullanılarak uyku laboratuarlarında da yapılabilir. Buradaki en önemli husus sıradan oromandibular aktivitenin farklı hareketlerden ayırt edilebilmesidir. Ses ve video kayıtlarının bir arada kullanılması, daha kesin ve net bir bilgi vermesinden ötürü, bu tip ölçümlerde daha uygun kabul edilebilmektedir. Özellikle hareketin karakterini saptamak açısından bu önemlidir. Ancak, laboratuar kayıtları gerek pahalılığı gerekse zaman alıcı olmasının yanında hastanın doğal uyuma ortamının sağlanamamasından dolayı aslında çok da gerçeği yansıtıcı olmamaktadır. Bazı araştırıcılar bu altın standart görünümündeki yönteme alternatifler üretmektedirler. 100 Bu alternatifler, yatağın yanına kurulmuş dijital kamera veya bir ağız apareyine yerleştirilmiş diş kontaklarını ölçen bir cihaz veya mandibular hareket sensörü olabilmektedir. 95, 101, 102 EMG sinyallerinden üç tanesi uyku bruksizmi için teşhiste yardımcıdır. 93 Fazik veya ritmik iletilerin EMG de alınması için en az üç tane 0,25 ten 2 saniyeye kadar kısa olması gerekmektedir. Tonik ve devamlı iletilerin ise kayda alınması için EMG uyarısının 2 saniyeden fazla olması gerekmektedir. Bu iki olayın bir arada olmasına karma bölüm adı verilir. 38

50 Yukarıda belirtildiği üzere, en çok uyku bruksizmi aktivitesine hafif uyku aşamaları olan 1 ve 2 de, az olarak da REM uykusunda rastlanmaktadır. 93, 103, 104 Genç uyku bruksizmi vakalarındaki EMG kayıtlarının %90 ı fazik ve karma EMG aşamalarından oluşmakta olup, uyku bruksizminin tipik EMG hareketi ritmik çiğneme kası aktivitesi Ryhtmic masticatory muscle activity(rmma) olarak adlandırılmaktadır. 93, 105 Normal vakalarda RMMA saatte 1 kez olurken, uyku bruksizmi hastalarında saatte 2 ila 12 defa arasında olmaktadır. Yine de uyku bruksizmini ölçen araştırmacıların oromandibular aktivitenin spesifik değerlendirmesini yapması oldukça önemlidir. Normal hastaların %85 inde non fonksiyonel ısırma benzeri hareketler, tekrarlayan göz açıp kapamalar, dudak ısırma ve emmeler gözlenmiştir. Bu RMMA benzeri sinyallerin sadece %15 i uyku bruksizminin karakteristik sinyalleriyle benzeşmektedir. Uyku bruksizmi hastalarında non spesifik oromandibular aktiviteler tüm EMG sinyallerinin sadece %30 unu oluşturur Uyku Sırasındaki Respiratuar Bozukluklar Uyku bruksizmi değerlendirilirken, horlama, apne hipopnenin eşlik ettiği havayolu direncine bağlı uykuda nefes alma problemleri de uyku bruksizmini destekleyebilecek etkenler olarak ele alınmalıdır. Uykuda en çok görülen solunum problemi horlama olup, hava boşluğunun tetiklediği yumuşak doku vibrasyonuyla ortaya çıkan orofaringeal ses olarak tanımlanmaktadır. Horlama oranı yetişkinlerde %30 un üstündeyken, çocuklarda %3-10 arasındadır. Horlamanın obstrüktif uyku apnesi için risk faktörü olduğu unutulmamalıdır

51 Üst Solunum Yolu Direnç Sendromu (ÜSYDS), soluk alma çabasındaki artışla karakterize olup, hava akışı normalin %50 inden daha azdır. Bu durum aynı zamanda uykudaki mikro uyarılmaların artmasıyla karşımıza çıkar. Havayolu direnci, uyku apnesinin aksine genelde farinksin daralması olup %4 ün üstünde desatürasyona neden olmaz. Bu solunum problemi soluk alma çabasına bağlı uyarılma olarak da adlandırılır. Sık uyku bölünmesi nedeniyle gün boyu uyku hali ile karakterize bir klinik tablodur. Havayolu sınırlılığına bağlı solunum sendromlarına sahip hastaların daha çok insomnia, baş ağrısı, bruksizm gibi somatik şikayetleri bulunmaktadır. 106 Uyku Apne Hipopne Sendromu, obstrüktif, santral veya karma olabilir. Bu sendrom tekrarlanan ventilasyon yokluğu ile nefes almanın 10 saniye durmasıyla karakterize olup, oksijen desatürasyonunun %4 ü geçtiği durumdur. Uykuda saatte olan apne ve hipopne sayısına göre derecelendirme yapılmaktadır arası olanlar hafif kabul edilirken, 30 un üstündekiler şiddetli olarak geçmektedir. Bu sendrom genelde hafif uyku aşamaları olan 1 ve 2 ile REM uykusunda meydana gelmektedir. Aynı zamanda uykudan uyandırılma, yorulma ve gün içindeki uykulu olma durumundan kaynaklanan bir sendrom olup, kardiyovasküler hastalıkları destekler niteliktedir. 65, 107 Literatürde nocturnal ve diurnal bruksizmle uykudaki solunum bozuklukları arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. 65 Örneğin bir uyku laboratuarı çalışmasında diş gıcırdatanların %35 inin horlama da yaptığı belirtilmiştir. 65, 80 40

52 Bruksizmin Fizyolojisi ve Patolojisi Bruksizmin, fizyolojik aktivitenin artmış bir modeli olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Başka bir deyişle, bruksizm başlı başına patolojik bir olay olmadan, normal orofasiyal/oromandibular aktivitenin daha sık veya daha kuvvetli bir klinik tablosu olabilir mi? Asemptomatik hastaların büyük bir bölümünde diş sıkma olabilir. Uykuyla ilişkili RMMA ve diğer hareketler, gıcırdatma yapmayan vakalarda da görülebilir. 68, 92, 93, 108 Klinik şikayetler ve ilişkili hasar veya ağrı, bruksizmin uyanık zamandaki parafonksiyon veya uykuyla ilgili hareket bozukluğu olarak tanımlanmasına sebep olsa da, bruksizmin oluşmasının altındaki mekanizmalar, standart bir metodoloji olmaması sebebiyle, hala tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu rahatsızlığı tam olarak anlayıp, mekanizmasını çözebilmek ve ileri çalışmalara imza atmak için şu ana kadarki bruksizm değerlendirmeleri gözden geçirilmelidir. 65 Geçmiş senelerde uyku bruksizminin etyoloji ve fizyolojisinin incelenmesi, sadece mekanik faktörlerle davranışlar arasında sınırlandırılmıştır. Çok ileri vakalarda ise dopamin disfonksiyonu dikkate alınmıştır. Artık araştırmalarda daha geniş yelpazeli yeni bir bakış açısı kullanılmaktadır(şekil 3). 102,

53 Genetik Oklüzyon Stres Dopamin Sirkadyan ritim aktiviteleri Nörotransmitterler Şekil 3. Bruksizmin oluşmasında etkili faktörler Bruksizm genetik faktörlere bağlı olabileceği gibi, ailesel öğrenilmiş bir alışkanlık da olabilir. Genetik temelinin ilk kanıtı, ikiz popülasyonundaki birbirine benzer görülme durumu ve ailesel dağılımdaki baskınlığıdır. Anketlerle veya diş aşınmalarını temel alarak yapılan tek yumurta ve çift yumurta ikizi çalışmaları, genetiğin bruksizmde belirleyici faktörlerden biri olduğunu göstermiştir. 110, 111 Tek yumurta ve çift yumurta ikizlerinde çiğneme fonksiyonu benzer uygunlukta bulunmuştur. Bununla beraber başka bir ikiz çalışması, TME ile ilişkili işaret ve bulguların genetik bir temelinin olmadığını savunmaktadır. 73, 110, 111 Finlandiya da yapılan bir ikiz çalışmasında, çocukluktaki uyku bruksizminin çoğunlukla yetişkinlikte devam ettiği görülmüştür. 73 Bu çalışmanın sonucu, uyanık durumdaki ağız parafonksiyonu, diş sıkma ve gece diş gıcırdatmanın 20 yıl sonra devam edebildiği düşüncesiyle örtüşmektedir. 72 Bruksizm görülen hastaların %20 ila %50 sinin, aile fertlerinden birinde çocukluğunda diş gıcırdatma hikayesi görülmüştür Gen bölümlerinin spesifik analizi kan alınarak yapılabildiği gibi, DNA 42

54 örneklemesi yapılarak da bağlantı analizi oluşturulabilir. Bu kadar geniş uyku bruksizmi hastaları içeren aile bulunması zor olduğundan, spesifik genlerin tanımlanması birkaç merkezli çalışma gerektirmektedir. 65 Birçok sınırlama, bruksizmle direkt ilgili genlerin bulunması olasılığını azaltmaktadır. Uyku bruksizmi, sıklıkla diğer uyku parasomniası ve uykuda konuşmayla beraber bulunmaktadır. İki durumun paylaştığı genetik etki %30 civarındadır Bu kanıt, uyku bruksizmi veya uyanık durumdaki bruksizmin tek bir gen etkisiyle oluşmadığını göstermektedir. Bununla beraber, otonomik ve serebral uyarıcı sistemlerdeki değişiklikler, gen ve proteinlerde aktivasyona sebep olacağı için stres ve anksiyete faktörünün izole edilmesi oldukça zordur. Diş sıkma ve gıcırdatma hareketleri gibi oromotor aktiviteler, katekolamin salınımına bağlı olarak 118, 119 gelişebilmektedir. Spesifik gen arama çalışmalarında, mutlaka ailesel ve çevresel faktörlerin etkisi ve rolü değerlendirilmelidir. 73 Çocuklar ebeveynlerinin hareketlerini de taklit edebilirler. Bir çocuk anne veya babasının stres, sinirlenme ve üzgünlüğe karşı dişlerini sıkmasını aynen kendisinde gösterebilir Oklüzyon ve Bruksizm 20. yüzyılın ortalarından itibaren klinisyenlerin gözlemlerine dayalı olarak, oklüzyonun bruksizm oluşumunda rol oynadığı görüşü benimsenmiştir. Özellikle karşılıklı dişsel temas problemlerinin bruksizm oluşturduğunu gösteren bir çalışmanın yayınlanması bu düşünceyi daha yaygın hale getirmiştir. Oklüzyonun bruksizm oluşumundaki rolüyle ilgili oldukça az kanıt bulunmaktadır. 84 Tüm dişlerin sabit protezler ile kaplanması veya ortodontik tedavilerde oklüzyonun önemi bilinmesine rağmen, sağlıklı bir dişlenmede oklüzal tedavilerin bruksizm üzerine etkisi henüz kanıtlanamamış olup, çalışmalar çelişkili sonuçlarla 43

55 sürdürülmektedir. 84, Bunlardan daha önemli olarak diş teması 24 saat boyunca süren baskın bir aktivite değildir ve klinisyenler genelde bunu dikkate almayı unutmaktadırlar. Diş teması 24 saatlik bir gün diliminde yaklaşık 17 buçuk dakikadır. Bazı çalışmalarda, uyku bruksizmine bağlı kas aktivitesinin bir uyku periyodunda yaklaşık 8 dakika süreyle oluştuğu ve bir uyku periyodunun 7 ila 9 saat arasında değiştiği bildirilmektedir. 80, 93, 104, 124 Hastalar, diş tedavisinin konforsuz olduğuna dair duyduklarına, ağız tedavilerinden sonra acı veya baş ağrısı çekebileceklerine dayanıklı olduklarını bildirseler bile; bu tedaviye dayanıklı olmaları için yeterli değildir. Hasta ile diş hekimi arasındaki ilişki, hastanın mekanik operatif bir tedaviye inancı, güvenilir bir diş hekiminin bakımına hazır olması, iyileşme olaylarıyla birlikte zaman zaman değişiklik gösteren işaret ve bulguların olması, hastaların kişisel tatminini etkilemektedir Stres ve Anksiyete Yapılan çalışmalar birçok diş hekiminin bruksizmin, stres ve anksiyeteyle ilgili olduğunu düşündüğünü göstermektedir. 68, 99, Aynı zamanda bruksizmle beraber olan anksiyete ve hiperaktivite de, bruksizme sebep olarak gösterilmiştir. Ancak bazı çalışmalarda bruksizm gösteren hastalarda, bruksizm göstermeyen hastalara göre idrarda daha yüksek katekolamin seviyesine rastlanmıştır. Bu durum emosyonel stres ve bruksizm arasındaki bağlantıyı destekleyici nitelikte olduğunu göstermektedir. 119,

56 Birkaç parafonksiyonel alışkanlığın beraber olduğu da görülebilmektedir. Bu alışkanlıkların birbirinin üstüne ek olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. 72, 115, 117 Stres ve anksiyete ile bruksizm arasındaki ilişki ağırlıklı olarak anketlerle sağlanmaktadır. Bu yöntemlerin de zamanla bruksizmin motor aktivitesinin dalgalanma gösterebileceğini ve tek başına uyuyanlarda olduğu gibi, kesin hareketin ne olduğu konusunda farkındalığın olmadığını dikkate alması gerekmektedir. Ayrıca anksiyete seviyesinin ölçülmesi için Diagnostic and Statistical Manual isimli ölçme kriterlerinin kullanılması uygun olarak görülmektedir. Bu kriterler psikiyatrik bozuklukların teşhisi için kullanılmaktadır. 65 Bütün bu bilgiler ışığında, diş hekimleri psikolojik veya psikiyatrik bozukluklar, şiddetli ve patolojik anksiyeteler ve kişilik bozuklukları konusunda farkında olmalıdırlar. Psikologlara konunun danışılması bruksizmin teşhis ve sebeplerine ulaşmada etkili olabilir. Stresin bruksizm üzerine etkisinin daha detaylı incelenmesi gerekir. Bu nedenle bu kapsamda yapılacak çalışmaların, yaş, anksiyete, ilaç veya uyuşturucu kullanımı, tıbbi nörolojik hastalıkların varlığı, sigara kullanımı, kötü alışkanlıklar, ağrı ve diğer uyku bozukluklarının değerlendirilmesini 68, 127, 129, 130 içermesi gerekmektedir. Bruksizmin sebeplerini anlamak için, stres ve anksiyetenin diğer yardımcı değişiklikler olan otonomik ve motor uyarılabilirlikteki değişimler ile değişmiş fizyolojik uyanıklıktan izole edilemeyeceğini bilmek gerekir. Psikososyal ve biyolojik işaretlerin farklı olması stres ve 45

57 anksiyetenin bruksizmle olan ilişkisinin ortaya çıkarılmasında açık, basit ve değerli sonuçlar ortaya çıkmasını sağlar Stres ve Diş Aşınması Diş aşınması litratürde, anksiyete ve stresin rolü altında ortaya çıkmış bruksizmle ilişkilendirilmektedir. 68, 89 Ancak bu tip yöntem ve değerlendirmeler birçok sınırlamaya sahiptir. Diş aşınması, bruksizmin zayıf bir göstergesi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca diş aşınması aracılığıyla, gıcırdatma ve sıkma arasında da ayırıcı tanı yapılamamaktadır. Dişteki aşınmanın büyüklüğü, minenin yoğunluğu, tükrük kalitesi ve kayganlık etkisinin miktarıyla da ilişkili olabilmektedir. 68, 89, 131, Çene Kaslarının Yüksek Oromotor Aktivitesi En son ve kesin kanıtlar bruksizmin santral sinir sistemi aracılığıyla yönlendirilip, otonomik, beyinsel uyarılarla veya uyanıklık etkileriyle ortaya çıktığı hipotezini desteklemektedir. Uykudaki oromandibular aktivitelerin santral ve otonomik sinir sistemleriyle ortaya 66, 68, 131, çıktığı hipotezi birçok çalışmayla desteklenmiştir Katekolamin ve Nörokimya Uyku bruksizminin patofizyolojisinde nörokimyanın rolü genelde olgu raporları veya çeşitli medikamanlar kullanılan randomize klinik çalışmalardan bilinmektedir. 134 Tarihsel olarak bakıldığında diş gıcırdatmanın dopaminle ilk ilişkisi bir Parkinson hastası kişinin Levodopa(L-DOPA) ile tedavi edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. L-DOPA aminoasit yapısında bulunan, dopamin ve noradrenalin gibi 46

58 katekolaminlerin öncülü olan bir maddedir. L-DOPA vücutta ve beyinde dopamine çevrilir. Dopamin eksikliği durumunda, dopamin kan-beyin bariyerini geçemediği için L-DOPA halinde verilir. Dopamin reseptörlerine etki eden nöroleptiklerin ısırma benzeri hareketler ile diş gıcırdatması olan şizofrenik hastalarda kullanılması dolaylı olarak dopaminin oromandibular hareket düzensizliklerindeki rolünü artırmaktadır. Ayrıca propanolol ve klonidin ile de uyku bruksizminde azalma olduğunu belirten çalışmalar 68, 75, 137 bulunmaktadır. Ancak uygulamalar mutlaka tıbbi bir uzman gözetiminde yapılmalıdır. Çünkü klonidin şiddetli sabah hipertansiyonu yapmakta ve aynı zamanda kardiyoaktif ilaçların uzun süreli kullanımı uyku kalitesini bozabilmekte ve solunum problemi yaratabilmektedir. 138, 139 Serotoninin uyku bruksizmi patofizyolojisindeki etkisinin anlaşılması daha güçtür. Serotonin öncülü triptofan veya antidepresan etkili amitriptilin uyku bruksizmi üzerine etki göstermemektedir Ancak bazı çalışmalarda selektif seretonin geri alınımı inhibitörü(ssri) 134, 143 içeren medikamanların diş sıkmayı teşvik ettiği bildirilmiştir. Bazı çalışmalarda da gama-aminobütrik asitin(gaba) uyku bruksizminde rolü olabileceği düşünülmüştür. GABA ya afinitesi olan clonazepam, tiagabine, gabapentin benzeri preparatların uyku bruksizmine ve diş gıcırdatmaya azaltıcı bir etkisi olduğu gösterilmiştir. Gabapentin direkt olarak GABA ya bağlanmadığı için, gabapentin ile yapılan çalışmalar GABA nın uyku bruksizmine etkisiyle ilgili bilgi vermez Kolinerjik sistemin(asetilkolin benzeri ilaçlarla sağlanan) uyku bruksizminin oluşumuna etkisi bilinmemektedir. Uyku bruksizminde etkili reseptörler olan nikotinik reseptörler sigara içilmesi ile uyarılmakta olup, 47

59 129, 147, 148 sigara içmenin diş gıcırdatmayı olumsuz etkilediği bilinmektedir. Ancak sigara içmenin bir ağız alışkanlığı olarak mı, yoksa kolinerjik sistemdeki nikotinik reseptörleri uyararak uyanıklık ve devam eden beyin uyarıları ile mi uyku bruksizmini artırdığı henüz netleşmemiştir. 65 Etkileşimler de diğer bir olasılıktır. Uykuda ve uyanıkken olan bruksizm vakalarının %20 sinde dopamin ve noradrenalinin etkileşimi sonucu oluşan mekanizma bruksizmi meydana getirmektedir. Uyanık durumdaki bruksizmin azalmasında beyindeki prefrontal korteksin yeniden kanlanmasının etkili olduğu bildirilmektedir. 149 Bruksizm olayının beynin emosyonel bölgesi olan ventral tegmentum aracılığıyla noradrenerjik yollarla yönlendirildiği görüşü hakimdir. Bu teori strese bağlı mekanizma ile otonomik sinir sistemiyle oluşan bruksizmin bir arada olabileceğini göstermektedir Bruksizmle İlgili Motor Aktivasyon: Uyaranların Rolü Yükselen ve alçalan uyarı sistemleri uykuda ve uyanıklıkta önemli bir rol oynarlar. Nörokimyasallar (asetilkolin, monoamin, noradrenalin, serotonin, dopamin, öreksin/hipokretin, histamin) alt beyinden hipotalamusa kadar bölgelerde uyanıklık veya uyku durumunda değişik zamanlarda salgılanmaktadır. Uyanık durumdaki bruksizm stresle ve uyarılmışlıkla (otonomik kardiyak aktivite) ilişkilidir. Ancak birçok uyku bruksizmi bölümü geçici kardiyak sempatik aktivite altında olup, bu durumda ritmik masseter kası aktivitesinin başında hızlı bir kalp atım artışı meydana gelip, tekrarlanan uyku uyaranlarında kalp atımının azalmasıyla görülmektedir. Uyarılar, tekrarlayan kalp atım hızı, kas tonusu ve beyin aktivitesindeki artışı ifade ediyor olup, uykunun bir saatinde 8 ila 15 kez 103, 133, tekrarlanmaktadır. 48

60 Sempatik sinir sisteminin baskın olması kalp atım hızının fazla olmasını tarif ederken, parasempatik sinir sisteminin baskın olması adeta olayı kırıcı olarak görev yapmaktadır. Birçok çalışmacı uyku bruksizminin sempatik etki altında olduğunu göstermiştir. 84, 153, Uykunun Yapısı ve Tekrarlayan Dönüşsel Uyaranların Uyku Bruksizmi ile İlgisi Uyku döngüsü REM ve Non REM süreçlerinin her dakikası içinde tekrarlanmasıyla oluşmaktadır. Bir gece uykusunda ortalama 3 ila 5 kez uyku döngüsü yaşanmaktadır. Non REM uykusu da kendi içinde hafif uyku seviyeleri olan 1 ve 2 ile, derin uyku seviyeleri olan 3 ve 4 e ayrılmaktadır. Uyku bruksizminin %90 ı Non REM uykusunun 1. ve 2. seviyelerinde olup, %10 u uyku uyaranlarına bağlı olarak REM uykusunda olur. 84, 103 Uyku sırasında oluşan mikro uyaranlar elektroensefalografide (EEG) 3-10 saniyelik ani değişimlerle birlikte, kalp atım hızında ve kas tonusunda artışa sebep olurlar. 155 Uyarılar genç sağlıklı bir bireyde uykunun bir saatinde 8 15 kez meydana gelir. İlginç bir şekilde, uyku bruksizminin Non-REM uykusunda görülen ve her saniyede tekrarlanan Siklik Alternan Pattern(CAP) durumundaki uykuda görülen tekrarlayan uyaranlarla ilişkili olarak bulunduğu gözlenmiştir. Bu bulgular aynı zamanda birçok uyku bruksizmi atağının kümeler halinde CAP ile ilişkili olarak görülmesi bulgularıyla da desteklenmiştir. 84, 103 CAP ile ilişkili uyarılar doğal bir olay olup, vücut homestazının sürdürülmesi için bir sensör ve uyku sırasında koruyucu bir nöbetçi görevi görmektedir. 156 CAP, Non - REM uykuda ortaya çıkan periyodik EEG aktivitesidir. Zemin ritminden ayırt edilebilen geçici, maksimum 1 dakika 49

61 aralıklarla tekrarlayan elektrokortikal olaylarla karakterize sekanslardır. CAP uyku instabilitesi, uyku bozukluğu ya da her ikisinin varlığını gösterebilir. Non REM uykuda kendiliğinden ortaya çıkabilir, ancak uykuda solunum bozukluğu ya da periyodik bacak hareketleri, bruksizm gibi uyku patofizyolojilerinde de ortaya çıkar. Bu konuda kayıtlama ve skorlamanın kolaylaştırılması ve ortak bir terminoloji oluşturulması amacı ile 2002 de uzlaşı raporu yayınlanmıştır. 157 Özetlemek gerekirse, uyku bruksizmi ataklarının çoğunluğu şu sırayı izleyerek oluşmaktadır: 65 I) -8. dakikadan 4. dakikaya kadar sempatik kardiyak aktivitede artış 84 II) -4. Saniyede EEG aktivitesinin frekansının artması 150 III) Başlamadan bir önceki kalp atımında taşikardinin IV) 150, 158 başlaması Muhtemelen mandibular protrüzyon ve havayolunun açılması için çene açıcı kasların aktivitesinde artış 159 V) Respiratuar ventilasyon genişliğinde büyük bir artış 160 VI) Uyku bruksizmi RMMA ile birlikte olan veya olmayan diş gıcırdatmayı belirten EMG skorlamaları 65 Aynı zamanda birçok uyku bruksizmi hastasında öncelikle geniş bir yutkunma görüldükten sonra, RMMA diş gıcırdatmanın birkaç dakika öncesinden aktivitenin bitimine kadar yutkunma görülmemektedir. Bu durum uyku bruksizmi hastalarında tükrük volümünün daha az olduğunu belirtmekle birlikte, sempatik aktiviteye uygun bir gözlemdir

62 Klonidinin yukarıda bahsedilen adımlardan birinci adıma etki ederek, sempatik kardiyak aktiviteyi azaltarak uyku bruksizmi hastalarında RMMA olasılığını %60 azalttığı belirtilmektedir. Ayrıca, respiratuar uyku bozukluklarının tedavisi için kullanılan mandibular geliştirme apareyleri de dördüncü basamağa etki ederek uyku bruksizmi ataklarını %50 azaltmaktadır Havayolu Açıklığı ve Orofaringeal Lubrifikasyon Uyku bruksizmi patofizyolojisinde solunumun da araştırılması önemlidir. Uyku bruksizmi hastalarının solunumlarında çeşitli farklılıklar bulunmuştur. Uyku, çene açılması ve çenenin geride olduğu pozisyon, dil kas relaksasyonu, hava yolu açıklığında azalma ile ilişkilidir. Ayrıca birçok uyku bruksizmi atağı da supine pozisyonunda yatarken olmaktadır. Bu durum horlama ve diğer solunum düzensizlikleriyle de benzerlik göstermektedir. Bu bulguların hepsi, araştırmacılara havayolu açıklığının azalmasının veya havayolu direncinin artışının uyku bruksizmi oluşturabileceğini düşündürmüştür. Ayrıca havayolunu belirgin şekilde açan apareylerin uyku bruksizmi RMMA ataklarını azalttığı belirtilmektedir. 162 Bruksizmdeki diş aşınmasına tükürüğün etkisi çoğu zaman ihmal edilmiş bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. 89 Tükrük salgılanmasının uykuda daha az olduğu bilinmektedir. 132, 163 Uykuda tükrük fonksiyonunun değerlendirilmesi(akış, kıvam vb ) veya tükrük akışının direkt olarak ölçülmesi oldukça zordur. Tükrük alınması genelde hastaya tüpe tükürmesi şeklinde yapılan bir aktivite olduğundan, uykuda böyle bir durum olması uykunun devamlılığını bozacağından uygun değildir. Tükrük bezlerine kanül yerleştirilmesi suretiyle tükrük alınması çok invaziv olmakla 51

63 birlikte, ağza dışardan gelen tüpler sebebiyle diş gıcırdatma hareketiyle çakışacaktır. 161 İnsanlar uyanık durumdayken saatte kez yutkunma yaparken bu sayı, uykuda saatte 2 9 keze düşer. Laringeal yutkunma hareketleri sensörüyle yapılan ölçümlerde uyku bruksizmi hastalarının çoğunluğu oldukça az yutkunmuş olup, birçok diş gıcırdatma atağı büyük bir yutkunma hareketiyle sonlanmıştır. Bu durumlardan ötürü RMMA nın oral ve özofageal dokuların kayganlaştırılması ihtiyacını karşılamak için ortaya çıktığı hipotezi düşünülmüştür. 68, 131, 132 Tükürük salgısını artıran ilaçların RMMA, diş gıcırdatma ve diş aşınmasını azaltıp azaltmayacağı konusu hala üzerine çalışma yapılması gereken bir alan olarak beklemektedir. Aynı zamanda gastroözofageal reflü de diş aşınmasına yol açmakla birlikte, respiratuar problemleri olan uyku bruksizmi vakalarında dikkatle incelenmesi gereken bir alan olmaktadır. 161, Uyku Bruksizmi Patofizyolojisi Özeti Uyku bruksizminin oluşumundaki mandibula hareketleri, çiğneme aktivitesinden farklıdır. Uyku bruksizmi, ritmik bir motor aktivite olup çiğnemeden farklı olarak; 68, 131, 133 I) Herhangi bir besin öğütme işlemi olmadan meydana gelen II) Çeneyi açan ve kapatan kasların birlikte rol almasıyla III) Kortikal etki altında olmadan devam eden bir durumdur. 68, 131, 133 Özellikle çene açma refleksi ve kortiko-bulbar yollar uyku sırasında deprese olduğu için yukarıda bahsedilen kortikal etki olmamaktadır. 68, 131, 133 Bununla beraber insanlarda transkraniyal 52

64 manyetik stimülasyon kullanılan bir çalışmada bruksizmin beyin kökü etkisi altında olabileceği yargısına varılmıştır. 165 Uyku bruksizmi ve RMMA eksitatör ve inhibitör bağlantılar ve nörotransmitterler etkisinde olup, bunların beyin kökü ve korteks etkisindeki uyuma arasındaki farktan nasıl etkilendiği spesifik çalışmalar ile aydınlatılmalıdır. Uyku bruksizmi, uyuyan bir beynin aniden uyanmasına benzer şekilde görev yapan bir takım uyaran etkisi altında meydana gelmektedir. 65 Yeni ve gelişmekte olan görüntüleme sistemleri araştırıcılara, uyku sırasında bruksizm veya bacak hareketi gibi motor faaliyetlerin bağlantılarını ayınlatma imkanı tanımaktadır. Buna örnek olarak; Non REM uykusunun başında yüksek miktarda GABA inhibisyonu gerçekleşmektedir. Bu da beyinsel uyarılarla uyanma mekanizmasını tersine işletmektedir. Uyaranın seviyesi orexin / hipokretinin dominant rol aldığı hipotalamusun aktivitesi ile ilgili olduğu gibi, asetilkolin, serotonin, noradrenalin, histamin gibi diğer bağlantılarla da ilişkilidir. 65 Dopamin nöronları genelde uykuda çok aktif değildir. Ancak uyanık durumda uyarının oluşturulmasında ve dolaylı yoldan kas tonusunun artmasına katkıda bulunurken, aynı anda Non REM ve REM uykularında kas hipotonisini de sağlamaktadır. Unutulmaması gerekir ki, birçok uyku bruksizmi atağı, uyku aşamaları arasındaki geçişlerde de görülebilmektedir. Bu aşamalar arasındaki geçişler, nörokimyasalların, otonomik beyin faaliyetlerinin tekrar aktifleşmesini ve motor sistemin deaktivasyonunu içeren REM uykusuna geçişi ifade etmektedir. REM 53

65 uykusuna geçişle birlikte kas tonusunda azalma, davranışsal atoni ve fizyolojik hipotoniye geçiş olmaktadır

66 3. GEREÇ VE YÖNTEM Bu tez çalışmasında süt, karma ve daimi dişlenme dönemlerindeki çocuklarda bruksizm sıklığı ve aile farkındalığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Kliniği ne rutin diş tedavileri için başvuran 3 16 yaşları arasında 600 çocukta uyku bruksizmi görülme sıklığı ve bu parafonksiyonun ailesel farkındalığı incelendi. Hastalar, süt dentisyon, karma dentisyon ve daimi dentisyon gruplarından her bir gruba 200 çocuk düşecek şekilde seçildi. Çalışma sırasında hasta velilerine 6 adet soru içeren bir anket uygulanmış, hastalar intraoral ve ekstraoral olarak muayene edildi. TME muayenesinde eklem sesleri, ağız açıklığında kısıtlılık durumu ve eklem hareketleri kaydedildi. Uyku bruksizmini takip etmeyen hasta ebeveynleri, çocuklarını gece uykularında bir hafta boyunca düzenli olarak takip etmeleri konusunda uyarıldı. Bir haftanın sonunda veliler telefonla aranarak, çocuklarının bu süre zarfında uykuda diş sıkma ve gıcırdatma yapıp yapmadıkları konusunda bilgi alındı. Sistemik rahatsızlığı olan, kronik ilaç kullanan, velileri aramalara cevap vermeyen çocuklar çalışmaya dahil edilmedi Anket Formunun Uygulanması Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Kliniği ne başvuran hastaların ebeveynlerine çocuklarıyla ilgili diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı anket formu uygulandı. (Resim 10, 11) 55

67 Resim 10: Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı anket formu I 56

68 Resim 11: Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı muayene formu II 57

69 Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı anketinin ilk formunda hastanın kimlik bilgileri, başvuru nedeni ve sistemik tıbbi hikayesi ile birlikte 6 adet soru yöneltildi. Öncelikle velilere, çocuklarının uykuları sırasında diş sıkma veya gıcırdatmaya rastlayıp rastlamadıkları soruldu. Bu soruya evet yanıtı veren veliler, çocuklarını uykuda takip edip, durumun farkında olduklarından, uyku bruksizmi açısından farkında kabul edildi. Hayır yanıtı verip takip etmediklerini belirten veliler ise, bu konuda bilgilendirilmelerinin ardından, çocuklarını uykularında bir hafta boyunca takip etmeleri konusunda uyarıldı. İkinci soruda velilerden, çocukları uyanıkken diş sıkma veya gıcırdatma yapıp yapmadıkları öğrenildi. Üçüncü ve dördüncü sorularda uyku bruksizminin, hasta uyandıktan sonra karşılaşabileceği ve velisine farkındalık yaratabilecek semptomları değerlendirildi. Beşinci soruda, bruksizm dışındaki diğer zararlı ağız alışkanlıkları, altıncı soruda çocuğun stresli olup olmadığı soruldu Hasta Muayenesi Diş sıkma ve gıcırdatmada aile farkındalığı anket formunun ikinci bölümünde, hastanın dentisyon dönemi ve temporomandibular eklem muayenesi verileri kaydedildi. TME muayenesi sırasında eklem sesleri steteskop ile dinlenip krepitasyon sesi, klik sesi ve sesin olmaması şeklinde belirlendi. Ağız açıklığında kısıtlılık olup olmadığını belirlemek amacıyla hastanın maksimum ağız açıklığı durumunda, kendi elini sagittal 58

70 düzlemde konumlandırarak kaç parmağının ağza sığdığı saptandı. Hastaya, ağız açıp kapatma hareketleri yaptırılarak deviasyon veya defleksiyon varlığına bakıldı (Resim 12). Resim 12: Ağız açıklığının tespiti 3.3. Hasta Velisinden Alınan Geri Bildirim Anket formunda, hastanın uykusunda diş sıkma veya gıcırdatma yapıp yapmadığının sorulduğu birinci soruya hayır cevabı veren hasta velileri telefonla arandı, çocuklarını uykularında bir hafta izlemeleri ve bruksizme rastladıklarında bunu not almaları istendi. Bu telefon görüşmesinde sürekli takip ettiğini söyleyen veliler de ailesel farkındalığa sahip olarak kaydedildi. Hasta velileri, muayeneden bir hafta sonra telefonla tekrar aranarak uykuda diş sıkma veya gıcırdatmaya rastlayıp rastlamadıkları soruldu. Alınan veriler kaydedildi. 59

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları Masseter İç pterigoid Dış pterigoid Temporal Suprahyoid kaslar digastrik, geniohyoid ve stylohyoid Çeneyi Kapatan Kaslar Masseter

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA

Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA Hastanın Anatomik Yapısı ile tam uyumlu, Temporomandibular eklem (TMJ-Alt çene eklemi) Protezi Geliştirme, Tasarım ve Üretimi 40 Biyo/Agroteknoloji 14 Tıp Teknolojisi Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi Dr. Levent Vahdettin DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi Derin örtülü kapanış, maksiller keserlerin mandibuler keserleri % 50 veya daha

Detaylı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.

Detaylı

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD)

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 231-235, 1985 KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) Sevda SUCA* Cihan AKÇABOY* Temporomandibuler eklem hastalıkları ve fonksiyon bozuklukları eklemin stomatognatik

Detaylı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı İÇERİK 1. Kuvvet Kaynakları A. Doğal Kuvvet Kaynakları B. Mekanik kuvvet Kaynakları 2. Ortodontik Kuvvet Özellikleri

Detaylı

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Dr. Levent Vahdettin Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Ortodontik tedavilerin başlıca hedeflerinden biri de yüz estetiği ve güzelliğini sağlayıp, geliştirmektir. Yüz profilindeki değişiklikler,

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI

FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI Canan DAĞ PEDODONTİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN

Detaylı

YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE

YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt III, Sayı 1, Sayfa 183-191, 1986 YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE Sevda SUCA* Cihan AKÇABOY* Günümüzde yüz, boyun ağrısı ve eklem şikayeti ile dişhekimine

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite

Detaylı

STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU

STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU Prof. Dr. Meliha Rübendiz Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kendi kemik ve yumuşak doku elemanları TME Neromuskuler

Detaylı

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

ORTODONTİ ANABİLİM DALI ORTODONTİ ANABİLİM DALI Ortodonti; Latince de "düzgün diş anlamına gelmektedir. Genel olarak; çocuklar ve yetişkin bireylerin diş ve çene yapılarında meydana gelen bozuklukların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi

Detaylı

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz,

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz, ORTODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Ders Sorumluları: Prof. Dr. Zahir Altuğ altug@dentistry.ankara.edu.tr Prof. Dr. Hakan Gögen Doç.Dr. Çağrı Ulusoy DOR 601 Büyüme ve gelişim Z 3 0 3

Detaylı

T.C. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ

T.C. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrükrif ve Estetik Cerrahi A.D. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ Danışman Öğretim Üyesi:Doç.

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket

Detaylı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Total Kalça Protezi Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Koksartroz Primer Önceden geçirildiği bilinen bir hastalık yok Genelde yaşlanmaya bağlı Eklemde

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DÜZENSİZLİĞİ OLAN HASTALARIN KLİNİK VE PSİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE FARKLI KONSERVATİF TEDAVİ YAKLAŞIMLARININ

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran BRUKSİZME EŞLİK EDEN MİYOFASYAL AĞRI SENDROMLU ve TEMPOROMANDİBULAR RAHATSIZLIĞI OLAN

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ T. C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Hatice Dönmez

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 EKLEM 2 EKLEM Vücudumuza stresle en çok karşı karşıya kalan yapılardan biri eklemdir. Kas fonksiyonundan kaynaklanan gerilim ve gravitasyonel reaksiyonlardan kaynaklanan

Detaylı

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ DR. HÜSNÜ YAVUZYILMAZ I- SAGİTTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER 2- HORİZONTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER 3- FRONTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER I- SAGITTAL DÜZLEMDEKİ

Detaylı

PROF. DR. TÜLİN TANER

PROF. DR. TÜLİN TANER Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr YARALANMA TravmaRk Ani fiziksel

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı

Detaylı

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI Temporo Mandibuler Eklem (TME) hastalıkları oldukça sık görülür ve baş ağrısı, kulak ağrısı, yüz ağrısı gibi semptomlara neden olur. TME hastalıkları kapsamına hem gerçek TME patolojileri

Detaylı

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Dişler belirli bir düzene uyarak, ağızda karşılıklı iki grup meydana getirmişlerdir: Maksiller kemiğe ve böylelikle sabit olan

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Hatice Gökalp KAFATASI KAFA KAİDESİ MAKSİLLA MANDİBULA Kartilajın doku oluşumudur kartilajdan kemik oluşmasıdır Undiferansiye mezenşimal

Detaylı

Prof Dr Gökhan AKSOY

Prof Dr Gökhan AKSOY Prof Dr Gökhan AKSOY 1 2 A-MANDİBULER KONUM 3 SİSTEMİN HAREKETLİ BÖLÜMÜ OLAN MANDİBULANIN, CRANİUMA ÖZELLİKLE DE MAXİLLAYA GÖRE UZAYSAL KONUMUDUR. 4 SENTRİK İLİŞKİ SENTRİK OKLÜZYON ALT ÇENENİN DİNLENME

Detaylı

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik görüntüleme ve teknikleri, implant ekibi ve hasta için çok amaçlı tedavi planının uygulanması ve geliştirilmesine yardımcı olur. 1. Aşama Görüntüleme Aşamaları

Detaylı

Eklemler. Normal tam hareketli eklemin yapısında şu elemanlar bululnur.

Eklemler. Normal tam hareketli eklemin yapısında şu elemanlar bululnur. . Eklem İskeletin değişik kemikleri arasındaki bağlantıya eklem denilir. Hareket sisteminin pasif öğeleridir. Gövdenin tüm hareketleri eklemler sayesinde mümkün olmaktadır. Eklemler Tam hareketli (sinovial)

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

Omuz Ağrısı olan Hastaya Yaklaşım. Anatomi. Anatomi. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Omuz kompleksi:

Omuz Ağrısı olan Hastaya Yaklaşım. Anatomi. Anatomi. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Omuz kompleksi: Omuz Ağrısı olan Hastaya Yaklaşım Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Anatomi Omuz kompleksi: Humerus Klavikula Skapula tarafından oluşturulmuştur. Omuz eklemini oluşturan kemik yapı Anatomi Dört eklem Akromioklavikular

Detaylı

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki

Detaylı

genellikle istemli hareketle agrave olur (aksiyon distonisi) veya spesifik hareketle ortaya çıkar (yazıcı krampı) belli hareketlerle azalabilir veya

genellikle istemli hareketle agrave olur (aksiyon distonisi) veya spesifik hareketle ortaya çıkar (yazıcı krampı) belli hareketlerle azalabilir veya DİSTONİ Involunter, sürekli, belli bir paterni olan, çoğunlukla tekrarlayıcı kas kontaksiyonları kontraksiyon hızı yavaş veya hızlı olabilir kontaksiyonlar hemen her zaman patolojik bir postür oluşturur

Detaylı

Ortodonti. İlk Muayene zamanı:

Ortodonti. İlk Muayene zamanı: Ortodonti Ortodonti, diş, çeneler ve yüz bölgesinde oluşmuş bozukluk veya uyum sorunlarını tedavi eden branştır. Söz konusu bozuklukların önlenmesi ve ilerlemesinin önüne geçilmesi için de tedaviler yöntemleri

Detaylı

VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI

VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI BİTİRME TEZi Stj.

Detaylı

TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ

TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ KORTİKOSTEROİD ENJEKSİYONU BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Gülsen

Detaylı

1. GİRİŞ...1 2. GENEL BİLGİLER...2. 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri...2. 2.2. Ligamentler. 9. 2.3.TME Damar ve Sinirleri...

1. GİRİŞ...1 2. GENEL BİLGİLER...2. 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri...2. 2.2. Ligamentler. 9. 2.3.TME Damar ve Sinirleri... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. GİRİŞ.......1 2. GENEL BİLGİLER....2 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri.....2 2.2. Ligamentler. 9 2.3.TME Damar ve Sinirleri.... 13 2.4.TME Kasları...13 3. TME FİZYOLOJİSİ..22

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ

TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ BİTİRME

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır. TARİHÇE Adıyaman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 15/04/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 04/04/2011 tarihli ve 2011/1595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. Yükseköğretim

Detaylı

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK ve REKONSTRÜKTİF CERRAHİ ANABİLİM DALI ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Mehmet DAYAN Danışman Öğretim Üyesi : Doç.Dr.Yiğit

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Ortodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Ortodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Ortodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Ortodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Ortodonti

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

BOYUN VE BEL FITIKLARI

BOYUN VE BEL FITIKLARI BOYUN VE BEL FITIKLARI Genel Bilgilendirme Boynumuzda 7 adet belimizde ise 5 adet omurga kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdak yapılar bulunmaktadır. Diskler omurganın hareketliliğine

Detaylı

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür.

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür. En sık görülen baş ağrısıdır. Boyun baş ağrısı birlikteliği olarak da bilinir. Başta sıkışma, ağırlık tarzında künt bir ağrı mevcuttur. Başın tümünde hissedilen ağrılar genelde başın ön ve arkasında lokalizedir.

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı

OMUZ AĞRISI. Klaviküla (Köprücük Kemiği)

OMUZ AĞRISI. Klaviküla (Köprücük Kemiği) OMUZ AĞRISI OMUZ AĞRISI Çoğu kişinin omuz olarak tanımladığı organımız, sırtımızı kaşımaktan smaç vurmaya kadar birçok kol hareketini yapmamızı sağlayan, tendon ve kaslara bağlanan bir dizi eklemden oluşur.

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

FTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 207 Kinezyoloji I Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu yrd.doç.dr. emin ulaş erdem GİRİŞ İki ya da daha fazla kemiğin pivot noktasına ya da kavşağına eklem denir. Vücudun hareketi kemiklerin bireysel

Detaylı

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,

Detaylı

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

DİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı

DİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı DİZ MUAYENESİ Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Spor yaralanması nasıl değerlendirilmelidir? Hedefe odaklanmış ayrıntılı bir yaralanma öyküsü Hedefe

Detaylı

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Uykuda Hareket Bozuklukları. Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Uykuda Hareket Bozuklukları Hüseyin Yılmaz Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi İçerik Periyodik Ektremite Hareketleri - PLM Bruksizm RBD Periyodik Ekstremite Hareketleri (PLM) Stereotipiktir,

Detaylı

Çene Yüz Yaralanmaları

Çene Yüz Yaralanmaları ÇENE-YÜZ TRAVMALARI Çene Yüz Yaralanmaları Tedavi aşamaları İlk yardım ve acil tedavi Erken tedavi Kesin Tedavi Kontrol Basit Bridle Bağlama! Geçici redüksiyon ve sabitleme 0.5 mm çaplı tel ile lokal

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS NEDİR? Omurga, omur adı

Detaylı

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Endodonti Kambiz Mohseni kambizmohseni@gmail.com Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Kök kanal sisteminde temizlenmeyen her alan, tedavinin başarısını doğrudan etkilemektedir. Alt çene küçük azılar gösterdikleri

Detaylı

Distal Radio Ulnar Eklem Yaralanmaları. Doç. Dr Halil İbrahim Bekler

Distal Radio Ulnar Eklem Yaralanmaları. Doç. Dr Halil İbrahim Bekler Distal Radio Ulnar Eklem Yaralanmaları Doç. Dr Halil İbrahim Bekler DRUJ sorunları sık görülür. Ön kol, bilek fonksiyonlarını bozar. Yaralanma Mekanizması Hiperpronasyonda, ekstansiyonda bilek üzerine

Detaylı

e-bülten İÇİNDEKİLER Şubat 2009-23 AYIN VAKASI EĞLENCE KÖŞESİ HABERLER Ortodontist Dr.Med.Dent. Benan OĞUZ Dr.Med.Dent.

e-bülten İÇİNDEKİLER Şubat 2009-23 AYIN VAKASI EĞLENCE KÖŞESİ HABERLER Ortodontist Dr.Med.Dent. Benan OĞUZ Dr.Med.Dent. Ortodontist Dr.Med.Dent. Benan OĞUZ Dr.Med.Dent. Cem CANİKLİOĞLU e-bülten Şubat 2009-23 İÇİNDEKİLER ORTODONTİK SORUNLARIN SEBEPLERİ Beslenme bozuklukları,ağızdan nefes alma,parmak emme ve Yatış şeklinin

Detaylı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Programı

Detaylı

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK*** G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 25-32, 1985 T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

Detaylı

BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma

BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma İÇİNDEKİLER Giriş... x Çeviri Editörünün Ön Sözü...xii Resimsel İçerik Tablosu...xiii BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma 1 Normal Emme... 1 Anatomi...2 Emme ya da Biberon Kullanma: Memeden Emme ya da

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

AÇIK KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ

AÇIK KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ Dr. Levent Vahdettin AÇIK KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ Ön Açık Kapanış Anomalisinin Tanımı Ön açık kapanış, mandibula tamamen oklüzyona getirildiğinde, üst kesici dişlerin kronlarının

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği III. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği III. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 208 Kinezyoloji II El bileği III yrd. doç. dr. emin ulaş erdem EL BİLEĞİ EKSTANSÖR KASLARI El Bileği Ekstansör Kasları Primer M.Ekstansör karpi radialis longus M.Ekstansör karpi radialis brevis M.Ekstansör

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu Prof. Dr.Hidayet Sarı Tanım Özellikle omurgayı tutan ve ankiloza götüren kronik iltihabi sistemik romatizmal hastalıktır. Sakroiliak eklem iltihabı oluşturmak ana bulgusudur.

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Diş hekimlerinde Bel Ağrısından Korunma

Diş hekimlerinde Bel Ağrısından Korunma Diş hekimlerinde Bel Ağrısından Korunma Hastalığın en güzel ilacı, o hastalıktan korunmanın çarelerini öğrenmektir. HİPOKRAT Bu sunumun amacı; bel ağrısından korunmak için doğru oturuş, doğru çalışma ve

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011

Detaylı

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) 1)BAŞ a)yüz b)kranium (Kafatası) 2) GÖVDE a)toraks (Göğüs kafesi) b)karın 3) EKSTREMİTELER a)üst ekstremiteler b)alt ekstremiteler

Detaylı

Temporomandibular Eklem Anatomisi Ve Rahatsızlıkları. Temporomandibular Joint Anatomy and Derangements

Temporomandibular Eklem Anatomisi Ve Rahatsızlıkları. Temporomandibular Joint Anatomy and Derangements Dicle Tıp Dergisi, 2008 Cilt: 35, Sayı: 1, (77-85) Temporomandibular Eklem Anatomisi Ve Rahatsızlıkları Bahadır Odabaş, Seher Gündüz Arslan ÖZET Temporomandibular eklem (TME) dış kulak yolunun hemen önünde,

Detaylı

İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ

İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORTODONTİ ANABİLİM DALI İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ Dt. Asiye KUYUMCU

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı