ZİRAAT MÜHENDİSİ SİMGEUÇGUN ARICILIK KURSU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ZİRAAT MÜHENDİSİ SİMGEUÇGUN ARICILIK KURSU"

Transkript

1 ZİRAAT MÜHENDİSİ SİMGEUÇGUN ARICILIK KURSU

2 ARICILIĞIN ÖNEMİ Az sermayeli tarımsal ekonomik faaliyet sağlar Çiftçiye ek gelir kaynağı sağlaması Polinasyona katkı sağlaması Yüksek besin içerikli gıda üretimine katkı sağlaması Alternatif tıbbi uygulamalarda kullanılması

3 POLİNASYON NEDİR Her hangi bir yolla çiçeklerin erkek organı üzerinden alınan polenlerin aynı çiçeğin veya aynı türün başka bir çiçeğinin dişicik tepesine taşınmasıdır.

4 KISACA POLİNASYON; Meyve ve tohum üretiminin temeli demektir. Polinasyon olmadan meyve ve tohum üretimi mümkün değildir. YETERSİZ POLİNASYON YETERLİ POLİNASYON

5 POLİNASYON VE BAL ARILARININ ÖNEMİ Günümüz tarımında yapılan yoğun kültürel işlemler, özellikle tarımsal hastalıklara ve zararlılara karşı dikkatsiz ve düzensiz pestisit kullanımı, yabani polinatörlerin sayısını önemli ölçüde azaltmıştır. Bu eksikliği giderecek olan yegane tozlayıcıda bal arılarıdır. Ayrıca bal arıları, büyük kolonilere sahip, taşınabilen, yönetilebilen ve temini kolay olan polinatörlerdir.

6 NEDEN ARICILIK?

7 Dünyada ve Ülkemizde bal tüketimi giderek artmaktadır Bal arılarından; balın yanı sıra balmumu, balmumu, arı sütü, arı sütü, arı arı zehri, zehri, polen propolis gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece değerli ürünleri üretilmektedir. Arı ürünleri ile tedavinin son yıllarda gelişmesiyle tüm bu arı ürünlerine yönelik taleplerde artmaktadır

8 Bal arılarının ülke ekonomisine asıl katkısı doğal ve tarımı yapılan bitkilerde sağladığı tozlaşma hizmetleri ile doğal denge ve tarımsal üretimde gerçekleştirdiği artışlardır.

9 TÜRKİYE DE ARICILIK o Çok zengin çiçek (flora) kaynaklarına sahiptir. o Koloni varlığı ile dünyanın ikinci ülkesi konumundadır. o Birbirinden farklı iklim ve coğrafik bölgeleri bulunmaktadır. o Tarımsal amaçlı işlenmeyen toprak alanları çok fazladır.

10 TÜRKİYE ARICILIĞININ TEMEL SORUNLARI Arıcıların eğitim ve teknik bilgi düzeyinin yetersiz olması, Arı hastalık ve zararlılarının teşhis ve tedavilerinin zamanında ve etkili olarak yapılamaması, Standartlara uygun olmayan kovan ve malzemelerin kullanılması, Zirai ilaçlamanın çok yoğun ve bilinçsizce yapılması, Her bölgeye uygun arı ırk ve ekotipinin tespit edilmeyişi, Ana arı üretiminin ihtiyacı karşılayamamasından dolayı yaşlı ve verimsiz anaarıların uzun süre kovanda tutulması

11 ARICILIK MALZEMELERİ

12 MODERN KOVAN

13 KOVAN VE PARÇALARI

14 1-) KOVAN DİP TAHTASI Uçuş tahtası, kovan bekçiliği yapan arılar için bir nöbet tutma yeri ve kovanın havalandırılması sırasında kanat çırparak kovana hava pompalayan arılar için durak yeridir. Aynı zamanda bu tahta arıların kovana giriş çıkışlarını kolaylaştırır. Kovan dip tahtası eğer tek parçadan yapılamıyorsa parçaların birleşme yerinde boşluklar bırakılmamalıdır. Çünkü dip tahtasındaki her boşluk ve çatlak dışarıdan gelen bakteri, mantar ve böcekler için bir yaşam alanı sağlar. Özellikle güve kelebekleri yumurtalarını bu çatlaklar içerisine bırakır.

15 UÇUŞ TAHTASI

16 2-) GÖVDE YADA KULUÇKALIK Arıların Esas Yaşam Alanıdır. Arıların giriş deliği bu bölümdedir. Ana arı genellikle bu bölümde bulunur ve yumurtlama işlemlerini buradaki petek üzerinde yapar. Arı kolonisi kış mevsimini kuluçkalıkta geçirdiği için kovan gövdesinin sağlamlığına ve kış şartlarına dayanıklılığına daha çok özen gösterilmelidir.

17

18 3-) ÇERÇEVELER Kuluçkalık ve ballık içinde yan yana yerleştirilen ve temel petek takılarak arıların iş ve zamandan tasarruf sağlamalarını ve bunun sonucu daha üretken olmalarını imkan veren kovan kısımlarıdır.

19

20 4-) ÖRTÜ TAHTASI Kovan kapağı altına yerleştirilen iç kapak durumundadır. Örtü tahtası 2-4 parçalı veya yekpare tek parça olarak yapılabilmektedir. Gezginci arıcılık yönünden tek parça olması daha uygundur. Sağlam Bez Yada Çuval Parçaları Da Kullanılabilir. Hatta Birçok Arıcı Bunu Tavsiye Etmektedir. Bez Parçasının Avantajı Kovan Örtüsü Açılırken Ses Yaparak Arıyı Kızdırmaması Ve Özellikle Yazın Kovan İçi Havalandırmasına Yardımcı Olmasıdır. Ayrıca Kovan İçindeki Nem Ve Rutubetin Atılmasına Da Yardımcı Olur.

21

22 5-) KAPAK Bütün kovan parçalarının ve arıların koruyucusudur. Düz veya geriye meyilli olabilir. Kovan içerisine yağmur ve kar sularının girmesini önler. Özellikle gezginci arıcılık yapılması halinde kovan kapağının ön ve arka kısımlarında havalandırma deliklerinin olması gereklidir. Kapakta Havalandırma Delikleri Muhakkak Bulunmalı Ve Yazın Bu Delikler Açılmalıdır. Yine Kovan Kapağı Yerine İyi Oturan Ve Hava Şartlarından Kovanı Koruyacak Şekilde Yapılmalıdır. Eğer Kovan Hazır Olarak Satın Alınacaksa Muhakkak Arıcılıkla Uğraşan Firmalardan Alınmalıdır.

23

24 KOVANLARDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR 1) Kovan Gövdelerinin Kalınlığı En Az 2.5x3 cm Olmalı Kovan Gövdelerinde Kullanılacak Tahtalar İyi Kurutulmuş, Budaksız Ve Sağlam Ağaçlardan yapılmalıdır. (tercihen ıhlamur veya çam tahtası) 2) Kovanlar daha önce denenmiş ve kabul görmüş ölçülere göre yapılmalı ve aynı ölçülerde olmalı 3) Kovan Gövdesinin Özellikle Birleşme Yerlerinden İçeriye Rutubet Almaması İçin İzolasyona Dikkat Etmelidir. 4) Kovanların Yalnızca Dışa Bakan Tarafları Beyaz Yada Krem Rengi Boya İle Boyanmalıdır. 5) Seyyar Arıcılık Yapacaklar Düz Kovan Kapağını,Sabit Arıcılık Yapacaklar İse Beşik Şeklindeki Kovan Kapağını Tercih Etmelidirler.

25 6) Arıların Kovan İçinde Rahatça Çalışması Ve Özellikle Yaz Günlerinde Kovan İçinin Havalanabilmesi İçin,Gerekli Boşlukların Bırakılması Gerekir. Buna Göre; Yanlardaki İki Çerçeve İle Kovan İç Yüzeyi Arasında En 7.5 mm, Çerçeve Başları İle Kovan İç Yüzeyi Arasında 10 mm, Dip Tahtası İle Çerçeve Alt Çıtası Arasında 25 mm, Bir Çerçevenin Ortası İle Diğer Çerçevenin Ortası Arasındaki Boşluk mm, Çerçeve Üst Çıtaları Arasında 12 mm, Çerçeve Üst Çıtaları İle Örtü Tahtası Arasında 10 Mm Boşluk Olmalıdır. 7) Kovan Dip Tahtası Mümkünse Muhakkak Seyyar Yapılmalıdır.

26

27

28 MODERN KOVANLARIN AVANTAJLARI 1) Çerçeveli kovanın bütün parçalarının hareketli olması nedeniyle çıkarıp tamir etmek ve yenilemek mümkündür. 2) İlkel kovanlara göre sağlam ve uzun ömürlüdür. 3) Bu tip kovanlarda bilinen bütün arıcılık teknikleri rahatlıkla uygulanabilir. 4) Koloniler istenildiği zaman bala veya diğer arı ürünleri üretimine yönlendirilebilir. 5) İstenilen şekilde ve istenildiği zaman besleme yapılabilir. 6) Her türlü hastalık ve zararlılar ile istenilen şekilde mücadele edilebilir. 7) Ana arı yakından görülebilir ve gerektiğinde yenilenebilir. 8) İstenildiği zaman bal hasadı yapılabilir. 9) Gezginci arıcılık yapmak için idealdir.

29 BAL ARILARINDA VÜCUT YAPISI

30 ARININ ANATOMİSİ Arının vücudu baş, göğüs ve karın olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Arıların bütün vücudu kitinli kalınca bir katmanla örtülüdür. Bu katman bir dış iskelet meydana getirir ve hayvanın iç organlarının korunmasını sağlar.

31

32 Ayrıca arıların vücudu sık bir tüy tabakasıyla kaplıdır.

33

34

35

36 ARININ BAŞ YAPISI Arının başında bulunan bütün organlar yapacakları işlere göre özel oluşum kazanmışlardır.

37 BAŞTA BULUNAN ORGANLAR 1. Gözler; 1 çift petek ve 3 adet basit göz bulunur. 2. Duyargalar; 1 çift 3.Besleme organları; ağız, yalayıcı emici yapıda çene 4. Beyin

38 GÖZLER Arılarda başın iki yanında iki adet bileşik (petek) göz ve üst kısmında 3 adet ocelli adı verilen basit göz bulunur. Bileşik gözler de ommatidium adı verilen basit gözlerden oluşmuştur ve her bir ommatidium karşısındaki cismin küçük bir kısmını algılayarak cismin bir bütün halinde görünümünü gerçekleştirir.

39

40

41 DUYARGALAR Bir çift olarak başın ön ve orta kısmında bulunur. Arıların, koku ve tat alma, dokunma, sıcaklık, rüzgar hızı ve yönünü algılama organı olarak görev yapmaktadır. Bu organ bir anlamda arının burnu olarak kabul edilmektedir. Koklama duyusu insana benzerlik gösterir. Ancak işçi arılar mum, çiçek, nektar ve diğer kokuları insandan kat daha kuvvetli algılarlar. Ana ve işçi arıda 12, erkek arılarda 13 parçadan oluşur.

42

43 ARILARDA AĞIZ YAPISI Ağzın en ilginç yeri, birbirine çok ince dokularla ekli ve her yönde hareket edebilen, yaklaşık olarak 80 boğumdan meydana gelen dildir. Dilin uzunluğu 6-9 mm arasında değişir ve çok incedir. Ortasında çok küçük tüylerle kaplı derin bir kanal vardır. Buradan geçen sıvılar ağza ulaşır. Arı, sıvı besin maddelerini bu kanal yoluyla emer. Dilinin ucundaki çok hassas bir tat alma organı olan kaşıkçık (püskül), dilin daldırılamayacağı pelteleşmiş sıvıların alınmasına yarar.

44

45

46 Görevi bittiği zaman dil, arkaya doğru kıvrılır ve 'Labial Palpus' adı verilen iki dudak boynuzunun birleşmesiyle meydana gelen bir kının içine yerleşir

47 İşçi arılar üst çenelerini polen toplama, mum işleme ve bir maddeyi tutmada kullanır. Alt çene ve alt dudak birleşerek hortum şeklindeki dili oluşturur. Dil çiçekten nektar ve sıvı maddeleri emmede kullanır.

48 GÖĞÜS (THORAX) Bal arısının göğsü protoraks, mezotoraks ve metatoraks olmak üzere üç ayrı halkadan meydana gelir. Her halkada ön, orta ve arka bacaklar denen toplamı altı olan birer çift bacak vardır. Uçma, gıda toplama, petek işleme ve yürüme vücudun bu kısmında bulunan organların çalışması ile gerçekleşir.

49

50 BAL ARISININ AYAKLARI İşçi arılarda her biri 6 segmentten oluşan 3 çift bacak vardır. Ön bacaklar yürüme ve tutunma işlevi yanında; duyargaları, baş ve ağız parçalarının temizlenmesini sağlar. Orta bacaklar thoraxın temizlenmesinde, polenlerin arka bacaklara iletilmesinde, balmumu plakalarının yerinden çıkarılmasında ve solunum deliklerinin temizlenmesinde kullanılır. Arka bacaklarda polenleri ve propolisi kovana taşımada kullanılan polen sepeti bulunmaktadır.

51

52

53 Arının ayaklarının ucunda yapışkan tüy yastıklarıyla bir çift çengel bulunur. Tüy yastıkları hayvanın dik ve kaygan yüzeylerde kaymadan, düşmeden yürümesini sağlar. Arı yerden kalkmak istediği zaman ayaklarının ucundaki çengellere dayanarak kendini itiverir. Arının kanatları da göğüs bölümünde yer almıştır. Bunlar, işçi arının en güçlü ve gerekli hareket aracıdır.

54 BAL ARISININ KANATLARI Arının kanat gücü kuşlara oranla çok üstündür. Bu kanatlar, her iki yanda ve birer çift olmak üzere göğsün son iki halkası üzerinde bulunur. Öndeki kanatlar daha büyüktür ve arının uçuş süresince havada kalabilmesini sağlarlar. Arkadaki kanatlar ise uçuşta yön tayinine yararlar.

55 Arının arka kanatlarının ön kenarlarında bir takım kancalar vardır. Bunlar ön ve arka kanatları birbirine kenetleyerek uçuş sırasında tek kanat gibi iş görmelerini sağlar, böylece arının uçuş yeteneğini artırırlar. Hız azalınca da kanatlar birbirinden ayrılır. Kanatlar, bütün bunlardan başka, mutluluk, hayret ve kovana ya da çiçeklerin bulunduğu yere çağırma ifadesi olarak çeşitli tonda vızıltı sesi çıkarmaya yararlar.

56

57 KARIN (ABDOMEN) Abdomenin ve 7. segmentlerin alt kısmında balmumu salgı bezleri ile 7. segmentin üst kısmında koku salgı bezi bulunmaktadır.

58 İşçi arıların karınlarının son dört halkasında balmumu üretmeye yarayan mum keseleri bulunur. Son halkada ana arının ve işçi arıların en güçlü korunma silahı olan iğne yer alır. Bu iğne bir zehir kesesine bağlıdır.

59 İşçi arılardaki bu iğne testere ağzı görünümünde olup bu çıkıntılar iğnenin batış yönünün tersindedir. Bu nedenle arı iğnesini soktuğu yerden çıkaramaz ve orada bırakır. Bağırsak sistemi de iğne mekanizmasına bağlı olduğundan bağırsaklarında bir bölümü iğne ile kopar. Bu şekilde bağırsaklarını kaybeden arı bir süre sonra su kaybından dolayı ölür.

60 BAL ARISI VE IRKLARI

61 COĞRAFİK DAĞILIMA GÖRE ARI TÜRLERİ DOĞU ARILARI Apis dorsata Apis florea Apis cerana AFRİKA ARILARI Bal üretiminde önemi yoktur. BATI ARILARI Apis mellifera caucasica Apis mellifera carnica Apis mellifera mellifera Apis mellifera ligustica

62 BAL ARISI IRKLARININ TANIMLANMASINDAKİ AYIRICI ÖZELLİKLER MORFOLOJİK ÖZELLİKLER Vücut büyüklüğü Renk Kıl Örtüsü Kanat boyutları ve kanat damarları Dil uzunluğu DAVRANIŞSAL ÖZELLİKLER Hırçınlık eğilimi Yağmacılık eğilimi Oğul eğilimi Propolis toplama eğilimi FİZYOLOJİK ÖZELLİKLER Yaşama gücü Yumurtlama hızı Petek örme Uçuş etkinliği Bal verimi

63 A-) DOĞU ARILARI Apis florea Apis dorsata Apis cerena

64 Apis florea Kökenleri güneydoğu Asya'ya aittir. Diğer bal arılarına kıyasla küçük cinste cüce bal arılarıdır. Apis florea arıları yüksek ağaç dallarında ve açıkta ördükleri tek petek üzerinde yaşarlar. Apis florea nın peteği çok küçüktür. Önemli polinotörlerdir. Yuvaları açık halde bulunur.

65

66 Apis dorsata Dev bal arısı olarak da adlandırılır. Uzunluğu 8 10 cm ye kadar ulaşabilen tek türdür. Yuvalar çoğunlukla yerden çok uzaktaki, ağaçlarda, uçurum çıkıntıların altında, bazen de binaların üzerindeki maruz kalmış yerlerde inşa edilir. Rahatsız edildikleri zaman kötü davranışları ile tanınırlar.

67

68 Apis cerena Batı balarısına yani Apis mellifera ya çok benzemektedir. Çin, Pakistan, Hindistan, Kore, Japonya, Malezya, Nepal, Bangladeş ve Güneydoğu Asya'da bulunan bal arısı türüdür. Küçük koloniler halinde kovuklarda çok petekli yuvalarında yaşamaktadırlar. Bu türün en önemli özelliği yönetilebilir olmasıdır.

69

70

71

72 B-) BATI ARILARI Apis mellifera caucasica Apis mellifera mellifera Apis mellifera ligustica

73 Apis mellifera carnica Karniyol Arısı Orijinal Vatanı Avusturya alplerinin güney kısımları ve kuzey balkanlar (Yugoslavya)dır. İtalyan arılarına çok benzerler. İnce yapılı ve uzun dillidirler. ( mm.) Tüyleri kısa ve sıktır. (Gri arılar) Derilerinde kahve renginde bantlar bulunmaktadır.

74

75

76 DAVRANIŞLARI Kovanlar uzun süre açık kalsa bile arılar sağa, sola dağılmazlar. Kışları oldukça düşük populasyonla kışlarlar ve bal tüketimleri düşüktür. Yavrulama kapasiteleri oldukça iyidir. Yavru geliştirme polenin ilk gelişi ile başlar ve bundan sonra çok hızlı bir gelişme göstererek, yaz aylarında karniol arı polen yeterli ise çok fazla yavru geliştirir. Ancak, yavrulama, polen miktarı ile sınırlanabilir. Kışın koloni populasyonu süratli düşer Yağmacılık kabiliyetleri yoktur ve propolisi çok az kullanırlar. Kırmızı üçgülden iyi yararlanırlar.

77 Apis mellifera caucasica o Orijinal vatanı Orta Kafkasya nın yüksek vadileridir. o Görünüş Şekil, vücut ölçüleri ve tüyleri bakımından karniyol arılara çok benzerler. o Kitin rengi siyah, fakat abdomenin ilk halkası üzerinde kahverengi benekler bulunmaktadır. Karniyol arıların işçi arıları daha çok gri kahverengi, Kafkas arı ise daha az gridir. o Kafkasın bazı renkleri sarıdır. o Bunlar alçak vadilerde yaşarlar.

78

79 o Propolisi çok kullanırlar. o Kışın sert aylarında uçuş deliklerini daraltıp, tek bir delik bırakacak şekilde ve çatlakları kapatmak şeklinde propolis kullanırlar. o Kuzey bölgesinde iyi kışlamamaktadırlar. o Sarı kafkas arılarının bal verimleri diğer esmer arılardan daha iyidir. o Esmer arılarda bal sıralanması düzgün ve yağmacıdırlar. o Ülkemizde Artvin in Borçka ilçesinde camili havzasında saf olarak bulunmaktadırlar.

80

81 DAVRANIŞ Bu konuda pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Peteklerde centilmen ve sakindir. Yavru yetiştirmede istekli ve gayretlidir. Güçlü koloniler oluşturulabilmektedir. Yaz ortasından önce güçlü koloni oluşturmazlar. Oğul verme kabiliyeti zayıftır.

82 Apis mellifera ligustica Orijinal vatanı İtalya dır. Bu nedenle İtalyan arısı olarak da bilinir. Esmer arılardan daha küçük, ince ve uzundurlar. Orijinal vatanında sarı renkte varyasyonlar göstermektedir. Bazı kolonilerde geniş ve açık bantlar, bazılarında ise kahverengi noktalar şeklinde gölgeler bulunmaktadır. Oldukça açık renkli formlarında, abdomende sadece küçük bir siyah nokta bulunan arılar Altın Arı olarak adlandırılmaktadır.

83

84

85 DAVRANIŞ Peteklerde sakin çoğunlukla iyidir ve genellikle centilmen arılardır. Oğul verme ve yavrulama kabiliyeti oldukça yüksektir. Erken ilkbaharda bu gelişme kış aylarına kadar devam eder. Güçlü kolonilerle kışlarlar ve bal tüketimleri de fazladır. İtalyanların uzun dilleri kırmızı üçgülden yaralanmalarını sağlamaktadır. Bal sırlamaları oldukça düzgün ve beyaz olup, diğer bütün ırklardan çok daha güzel petek bal örmektedirler. Akdeniz ikliminin arılarıdır. Kısa ve yumuşak nemli kışlar, sıcak yaz ayları ve uzun bir bal akış dönemi için ideal arı genotipidir.

86 Apis mellifera mellifera Esmer arı olarak da bilinir. Alplerin kuzey ve batısı, bütün Avrupa, Orta Rusya. Saf ırk olarak, İspanya nın bir bölgesinde lokal olarak, Fransa, Polonya ve Rusya da bulunmaktadır. Dili kısadır Oldukça büyük arılardır Renkleri siyahtır.

87 DAVRANIŞ Açık havada genellikle sinirli, sıkça agresiftirler fakat her zaman değil. İlkbaharda yavaş gelişir ve orta büyüklükte koloni teşkil ederler. Geç yaz aylarında ve kışın güçlü koloni oluştururlar Oğul verme eğilimi zayıftır. Kötü kış şartlarına iyi dayanan koloni performansı vardır. Yavru hastalıklarına ve mum güvesine hassastırlar.

88 İlkbahar aylarında gelişme iyi, özellikle ilkbaharda bal verimi diğer ırklara göre oldukça düşüktür. Bu nedenle de modern arıcılıkta bu arı tercih edilmemektedir. Ancak yavru peteklerinde açlık ve tehlikeye karşı her zaman az miktarda bal bulunmaktadır.

89

90 BAL ARILARININ YAPISI KOVANDAKİ YAŞAMLARI VE GÖREVLERİ

91 BİR KOLONİDE ANA ARI İŞÇİ ARI ERKEK ARI

92

93 ANA ARI Koloninin en uzun bireyidir. Her kolonide sadece bir adet bulunur. 16 günde gözden çıkar. Gözden çıktıktan 4 gün sonra çiftleşir. Çiftleştikten 1 hafta sonra yumurtlar. 5-7 yıl yaşayabilirler. Günde yumurta atarlar.

94 ANA ARI

95 Ana arı döllenmiş yumurtalardan gelişir. İşçi arılarla aynı kalıtsal materyale sahiptir. İşçi arılarla arasındaki farklılık besleme döneminde meydana gelmektedir. İşçi arılar 3 günlük larva dönemin sonunda bal ve polenle beslenirken ana arılar tüm larva dönemde arı sütü ile beslenirler. Normal koşullar altında her kovanda bir ana arı bulunur.

96 Arı Sütü Üzerinde Ana Arı Larvaları

97 Ana Arının Gelişim Süresi Yumurta Larva Pupa 3 gün 6 gün 7 gün Toplam 16 gün

98 Ana Arı Larvası

99 Vücudu diğer bireylere oranla daha narin, ince ve parlaktır. Yumurtlama aktivitesinin yüksek olduğu dönemde karın bölgesi uzar. Kanat uzunluğu vücuduna oranla kısa olduğu için uçma yeteneği gelişmemiştir. Yumurtlayan ana arı kovanda genç larvaların olduğu çerçevelerin yakınında bulunur. Çevresinde sürekli bakıcı işçi arıları bulunur. Nasanof, balmumu arı sütü ve salgı bezleri ile polen sepetçikleri yoktur. (Nasanof: Koku Bezi)

100 Abdomenin sonunda iğnesi ve buna bağlı zehir kesesi vardır. Yalnız işçi arılarınınkinin aksine iğnesinde çentik sayısı çok daha azdır ve genellikle iğnesini rakip ana arılara karşı kullanır.

101 Ana Arı Yüksüğü

102 Uçları kırmızı kahverengine dönüşür Bu görünüm yüksüklerin olgunlaştığını ve ana arıların çıkma zamanının geldiğini gösterir. Yüksükler ışığa tutulduğunda ana arının canlılığı saptanabilir. Ana arı yüksük içerisinde başı yüksüğün uç kısmına gelecek şekilde durur. Çıkış sırasında, önce çenelerine yer açabilecek şekilde üstteki sırrı ısırarak deler. Daha sonra kendi etrafında dönerek deliği genişletir. Yüksük mührünün kenarlarını kemirerek kısmen keser, sonra bacaklarıyla ileriye doğru iterek kapağı kaldırır ve dışarı çıkar.

103 Ana Arının Yüksükten Çıkışı

104 Hemen koloni içerisinde çıkmaya hazır olan diğer ana arı gözlerini arar, onları kenarından keserek delik açıp iğneleyerek öldürür. Eğer göz içerisindeki ana arı pupa devresine girmişse iğnesini kullanmaz ve sadece yırtmakla yetinir Kapalı olmayan ana arı yüksükleri ile hiç ilgilenmez. Bunlar da işçi arılar tarafından yok edilirler. Diğer çiftleşmemiş ana arılar da aynı anda çıkarlarsa sonuçta sadece bir tanesi hayatta kalana kadar kavga ederler

105 Gözden çıktıktan 4-8 gün sonra güneşli, sıcak ve rüzgarsız bir hava çiftleşme uçuşuna çıkar. Açık havada 8-10 adet erkek arıyla çiftleşir. Ana arıyla çiftleşen erkek arılar ölürken yeteri kadar erkek arıyla çiftleşen ana arı kovanına geri döner. Ve 2-7 gün sonra yumurtlamaya başlar.

106 Ana arı feromon adı verilen kokular salgılayarak işçi arıları etrafına çeker, kolonide birliği ve düzeni sağlar. Ana arı feromonlarının yokluğu yeni bir ana arı üretimini tetikler. Yumurtadan yeni çıkmış döllü birkaç genç larva sürekli arı sütü ile beslenir.

107 Eğer kovanda yeni bir ana arı üretecek yaşta larva yoksa o zaman kolonide yalancı ana arı oluşur. Yalancı ana arılar yumurta bırakabilirler. Ancak çiftleşmedikleri için dölsüz yumurtlarlar ve yumurtalarından erkek arılar gelişir. Teknik arıcılıkta, kolonilerin ana arıları 1 veya 2 yılda bir yenilenmelidir. Çünkü ana arı çiftleşme uçuşu sırasında depoladığı spermatozoaları, ilk iki yıl içerisinde büyük ölçüde tüketmektedir.

108 ANA ARI OLUŞUMUNA ETKİ EDEN FAKTÖRLER Ana arısızlık Ana yenileme Oğul verme

109 ANA ARISIZLIK Herhangi bir nedenle ana arı öldüğünde veya yok olduğunda,1 saat kadar sonra kolonide rahatsızlık başlar Ana arının yokluğunu algılayan arılar değişik yaşlardaki genç larvaların çevresine ana arı memesi yaparlar Aynı anda yapılan memelerde farklı gelişme devrelerinde larvalar bulunur

110 Bir kovanda yalancı ana arı olduğu şu şekillerde anlaşılabilir Erkek arılarda artış, işçi arılarda azalış, yalancı ananın varlığının en büyük kanıtıdır. Yalancı ana arı petek gözlerine gelişi güzel yumurtlar. Normal ana arı yumurtayı peteğin tam ortasına bırakır. Yalancı ana arının bıraktığı yumurtalar petek gözlerinin sağında ya da solunda olduğu gibi, bazı gözlere 5-6 yumurta bıraktığı da olur. Gözlere atlanarak rastgele yumurta konur. Arılar sağa sola küçük ana arı yüksükleri yaparlar.

111 Yalancı analardan kurtulmak için Kovan arılıktan metre uzağa götürülür ve bir çarşafın üzerine bütün arılar silkelenir. Götürülen kovanın yerine boş bir kovan konulur. Duman ya da tüyle çarşaf üzerindeki arılar uçmaya zorlanır. İşçi arılar uçarak eski kovanlarının yerine konmuş olan yeni kovana girerler. Yalancı analar hem beslenip irileştikleri için uçamazlar, hem de uçsalar bile sürekli içerde oldukları için kovanın yerini unuttuklarından yerlerine dönemezler.

112 ANA YENİLEME Kolonide bulunan ana arı uzun süre değiştirilmezse, koloniler kendi ana arılarını kendileri değiştirirler. Bu memeler ana arı nın verimi azaldığı zaman yapılırlar. Bu da genellikle ilkbahar başı,yaz ortası veya sonbahar sonunda meydana gelir. Memeler çerçevelerin yüzeyinde yapılırlar. Memelerde hemen hemen aynı yaşta larvalar bulunurlar. Sayıları 1-15 arasında değişir.

113 OĞUL VERME Oğul verme mevsiminde oğul hazırlığı yapan kolonilerde, koloninin hayatta kalabilmesi için gerekenden çok fazla ana arı memesi yapılır. Bu tip kolonilerde birkaç gün ara ile kabartılmaya başlanmış her yaşta ana arı memesi bulunur. Memeler genellikle petek kenarlarına yapılır. Oğul hazırlığı yapan kolonilerin ana arısı yumurtayı kestiği için kolonide günlük yumurta bulunmaz

114 Bir koloninin oğul vermesinin nedenleri Hızlı üreme sonucu koloninin kovana sığmayacak kadar çoğalması, Sıcaklık ve kolonide yeterli havalandırmanın olmayışı Kolonide yavru yetiştirecek ve bal depolayacak yerin kalmayışı Nektar kaynaklarının zenginliği Ana arının yaşlı olması Genetik yapının etkisi olarak sıralanabilir

115 Bal Arılarında oğul vermenin engellenmesi Kovanın ballık yada çerçeve ekleyerek koloninin sığabileceği kadar genişletilmesi. Kovanların aşırı sıcaklarda serinletilmesi için gölgeliklerin kullanılması yada kovanların beyaza boyanması Ana arının gençleştirilmesi Genotipin ıslah edilmesi

116 KULUÇKALIKTAKİ PETEKLERİN ÖZELLİKLERİ Ana arının yumurta atacağı petek gözleri işçi arılar tarafından temizlenir ve parlatılırlar Ana arı da ancak böyle petek gözlerine yumurta bırakmaktadır Ayrıca ana arı ilkbahar ve yaz aylarında beyaz renkli peteklere, sonbahar döneminde ise koyu renkli peteklere yumurta atma eğilimi içerisindedir Bu olaya etki eden faktör, koyu renkli peteklere rengini veren önceki dönemde çıkmış olan yavrulara ait gömlek kalıntılarıdır

117 Gömlek değişimi esnasında eski gömlekler hücre duvarlarına yapışmakta ve soğuk havalarda bir izolasyon maddesi gibi görev görerek yavrunun üşümesini önlemektedir. Sıcak mevsimlerde de beyaz petekleri sıcaklığı fazla tutmadığı için dolayısıyla havalandırmaya katkıda bulunduğu için tercih etmektedirler

118 İŞÇİ ARI Koloninin en küçük bireyidir. Her kolonide adet bulunur. Döllenmiş yumurtalardan oluşur. 21 günde gözden çıkar. Yumurtalıkları gelişmemiştir. Kovanın tüm işlerini yaparlar.

119

120 İlkbahar ve yaz başlarında meydana gelen işçi arılar gün kadar yaşayabilirken yaz sonu ve sonbaharda meydana gelen işçi arılar daha uzun süre yaşayabilirler.

121 İşçi Arının Gelişim Süresi Yumurta Larva Pupa 3 gün 6 gün 12 gün Toplam 21 gün

122 Bir İşçi Arının Yaşam Evreleri

123 İŞÇİ ARILARIN KOVAN İÇİ GÖREVLERİ Petek gözünden çıkan işçi arılar yaşamlarının ilk üç gününü kendisini, petek gözünü temizler. Besleyici arılardan yiyecek alarak beslenir, Yavru sayası üzerinde gezerek yavrulu alanın ısıtılmasına yardımcı olur.

124 4-6 ; günlük yaşa ulaşan işçi arılar petek gözlerinden aldıkları bal+polen karışımı ile yaşlı larvaları beslerler ; 5 günlük yaşa ulaşan işçi arıların arı sütü salgı bezleri gelişmiştir. Bu dönemden itibaren genç larvaları ve ana arıyı besleyecek arı sütü üretmeye başlarlar. Ayrıca bu dönemde bakıcı işçi arı sayısına da bağlı olmakla birlikte çevreyi tanıma uçuşlarına başlarlar

125 13-18 ; 12 günlük yaştan itibaren mum salgı bezleri gelişir ve bal mumu üretip petek örmeye başlarlar günlük yaşa ulaştıklarında kovan girişinde nöbet tutarlar.

126 21 günlük yaşımı tamamlayan işçi arıların kovan içi görevleri sona ermektedir. Bu yaştan sonra nektar ve polen toplama gibi kovan dışı faaliyetlere başlarlar.

127 İşçi Arının Yaşamı Gün Yaptıkları İşler 0-3 Petek gözlerini temizleme. 4-6 Yaşlı larvaları nektar ve polenle besleme Genç larvaları arı sütüyle besler Balmumu salgılama ve petek örme Kovanın savunması, havalandırılması, temizliği, nektarın tarlacı arılardan alınması ve olgunlaştırılması, polenin petek gözlerine depolanması. 22- Nektar, polen, Simge propolis UÇGUN ve su toplanması.

128 İşçi Arı Günde kez nektar seferi yaparlar ve her seferinde mg nektar taşırlar. Günde 5-20 kez polen seferi yaparlar ve her seferinde mg polen taşırlar. Propolis taşıyan arılar her seferde 10 mg propolis taşırlar. Su taşıyan arılar günde sefer yaparlar ve her seferde 50 mg su taşırlar.

129 İŞÇİ ARI GÖZLERİ

130 POLEN TOPLAYAN İŞÇİ ARI

131 Nektar Paylaşan İşçi Arılar

132 İŞÇİ ARININ BACAĞINDA POLEN YÜKÜ

133

134 PETEK ÖREN İŞÇİ ARILAR

135 PETEK ÖRME Arı peteklerinin temel inşaat malzemesi balmumudur. Arılar balmumunu, karınlarının altında yer alan 4 çift salgı bezinden salgılarlar. Bu salgı bezlerinin bitiştiği yerde iki küçük aralık vardır. Balmumu bu aralıklarda ufak ince pullar şeklinde oluşur. Arılar bu küçük tabakaları almak için tüylerden oluşan arka bacaklarındaki kancalarını kullanırlar. Bunu balmumu plakasına geçirir ve arka bacaklarıyla çekip dışarı çıkarırlar. Sonra ileri iterek önce orta, sonra ön ayaklarına ulaştırırlar.

136 Son olarak plakayı çene kemikleri ile alır ve yoğurarak işlenebilir kıvama getirirler.bir mum pulcuğu alınır alınmaz, aralıktan hemen ikincisi çıkar. Yalnız balmumunun salgılanması için en önemli unsur sıcaklıktır. Bu yüzden işçi arılar peteği inşa etmeye başladıklarında ilk olarak birbirlerine zincir halinde kenetlenir, adeta bir top halini alırlar. Bu sayede balmumu için gerekli olan 35 C ısı sağlanmış olur. Yoğurma işlemi bu en uygun ısı derecesinde yapılır ve böylece plastikleştirilmiş, inşaata elverişli balmumu hazır olur.

137 ÖLÜ ARILARIN DIŞARI ATILMASI Arı öleceğini anladığı zaman kalan son enerjisini yuvasını terk etmek için kullanır. Böylelikle yuvadan uçarak gider uzak bir yerde ölür. Ve ölümleri çok anidir. Fakat kovan içinde kış aylarında yaşanan ölümler ani hastalıklardan doğan ölümler soğuk havalarda yavru arıların ölümü gibi vakalarda ise arılar kovan içinde ölürler. Bu ölü arıların kovandan uzaklaştırılması ise kovan içinde temizlik işleriyle görevli olan genç arılara düşmektedir Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte temizlikçi arılar iş başındadır.

138 Ölen arıları yeni doğan yavruların gözlerden çıkarken bıraktıkları kalıntıları kısaca kovanda olmaması gereken her şey dışarı atılır. Bu arada unutmayınız ki hiçbir arı asla yuvasına pislemez. Kış ayı boyunca da bağırsaklarında biriktirdikleri atıkları ise bahara kadar tutarlar. Havaların ısınmasıyla kış uykusundan kalkan arılar kovandan çıktıkları andan itibaren ilk işleri bağırsaklarını temizlemek olur.

139 Kovanı Savunan İşçi Arılar Yaban bal arısının en büyük düşmanıdır. Yağmacı ve arı katilidir. Bal arılarının ölüsünü de dirisini de affetmez. Genellikle sonbaharda doğadan ihtiyaçlarını gideremedikleri için kovanlara saldırırlar. Bal arılarını canlı canlı yakalar ve yuvasına götürür. Müdahale edilmezse kovanın yerini diğer arı kardeşlerine öğretmelerinin sonucunda kovanı işkal eder ve balı da arıları da öldürür yerler.

140

141 ERKEK ARI Tek görevleri ana arı ile çiftleşmek olan, bal üretmeyen arılardır. Koloninin en tombul bireyidir. Her kolonide adet bulunur. Döllenmemiş yumurtalardan oluşur. 24 günde gözden çıkar. Gözden çıktıktan 14 gün sonra olgunlaşır. Havada çiftleştikten sonra ölürler. 6-7 ay yaşayabilirler. Erkek arılar, diğer arılar tarafından sadece koloni kalabalık olduğunda ve bol miktarda nektar ve polen bulunduğunda yetiştirilirler Erkek arıların iğnesi bulunmaz.

142

143 ERKEK ARININ GELİŞİM SÜRESİ Yumurta Larva Pupa 3 gün 7 gün 14 gün Toplam 24 gün

144 ERKEK ARILARIN OLUŞUMU Ana arı, dron hücresi denen hücrelere döllenmemiş yumurtalar bırakır. Ana arının çiftleşmesine diğer arılar izin vermiyorsa veya sperm kesesi boşaldıysa ana arı işçi arı hücrelerine de döllenmemiş yumurtalar bırakabilir. Döllenmemiş yumurtaların erkek arılara dönüşme sürecine partenogenez denir. (PARTENOGENEZ:Döllenmemiş bir dişi gametin gelişip yeni bir birey meydana getirmesine denir.)

145 Bazen bir koloni kraliçesiz kalır ve yeni kraliçe yetiştirmekte zorlanır. Bu durumda "yalancı ana" olarak da bilinen bazı işçi arılar erkek arı yumurtası bırakmaya başlarlar. Yalancı anaların oluştuğu bir koloniye gerçek kraliçe yerleştirmek oldukça zordur. Yalancı ana arı bulunan kovan

146 Petek Üzerinde Erkek Arı Gözleri

147 YAĞMACILIK Arıların kötü davranışlarından biri olan yağmacılık arıların toplu olarak kendilerine ait olmayan kovanlara ya da bal kaynaklarına saldırmaları sonucu meydana gelir. Yağmacılık genelde bal özü ve çiçek tozunun azaldığı aylarda görülür. Kuvvetli kovanlar zayıf kovanlara saldırarak ballarını yağma ederler. Yağmacılık esnasında ortalık tam bir savaş meydanına döner ve binlerce arı telef olur.

148 YAĞMACILIĞIN BELLİ BAŞLI BELİRTİLERİ ŞUNLARDIR 1.Kovanın uçma tahtasında öldürülmüş arıların bulunması. 2.Kovandan balla yüklü arıların çıkması 3.Kovan giriş deliğinden ya da diğer aralıklardan toplu halde kovana girmeye çalışan arılar ve bunlara karşı savaşan kovanın yerli arılarının görülmesi.

149 Yağmacılık bütün arılıkta görülürse, arılığın bir çok yerinde tütsü yakmak gerekir. Ayrıca güzelce hazırlanmış bir körükle arılık sürekli gezilerek, yoğun bir şekilde biriken arı yığınları üzerlerine duman verilerek dağıtılır. Fazla hücuma uğrayan kovanların giriş delikleri küçültülür, gerekirse üzerleri bezlerle örtülerek korumaya alınır

150 YAĞMACILIĞIN SEBEPLERİ VE ÖNLEME YÖNTEMLERİ 1. Koloni kontrollerinde üst örtüsünü yarım olarak açmak ve uzun süre açık tutmak yağmacılığa neden olur. 2. Kovanları mümkün olduğu kadar geniş aralıklarla yerleştirmek gerekir. 3. Özellikle ilk ve sonbaharda zayıf kovanların uçma deliklerini küçültmek. 4. Kafkas gibi yağmacı ırkların bulunduğu arılıklarda beslemeyi gündüz saatlerinde yapmamak.

151 5) Kovana bir gece içinde bitirebileceğinden fazla şurup verilmemelidir. 6) Arılıkta herhangi bir yerde bal bulaşığı, ballı petek, propolis kırıntıları gibi malzeme ve petekler bırakılmamalıdır. 7) En çok yağmacılık bal hasadında olur. Bunun için kovanlardan balı hasat ederken kovanlara bal bulaştırılmamalı, hasat çadırına arıların girmesi engellenmeli yağmacılık arttığı taktirde hasada ara verilmelidir. 8) Sağılan balların konulduğu depolar arı saldırılarına karşı korunaklı yapılmalıdır. Özellikle arıların girebileceği delikler tıkanmalı ve depo içinde ballar açıkta bırakılmamalıdır. 9) Depo arılıktan mümkün olduğunca uzağa yapılmalıdır

152 ARILARDA HABERLEŞME Arılar büyük bir ustalıkla, yön bulmayı başarırlar. Onlar bizim görebildiğimizden, daha fazla renk görürler. Bizim aldığımızdan daha fazla koku alırlar. Güneş ışığını, polarize edilmiş olarak görebilirler. Arılar,danslarıyla, hayvanlar âleminde, eşi olmayan bir sembolik dille bilgilerini aktarırlar.

153 Dans eden arı, ritmik hareketlerle, bazı kimyasal uyarılar, ses, dokunma ve elektriksel sinyaller kullanarak haberleşirler. Bir besin kaynağı bulan arı, bunu toplamakla yetinmez ; koloninin yararlanması için, arkadaşlarına haber verir. Bunun yöntemi, kaynağın yönünü, mesafesini ve ne olduğunu anlatan bir hareket biçimi olan arı dansıdır. Bu amaçla, farklı iki dans yapılır. Bunlar, "dairesel dans" ve "kuyruk sallama" dansları olup; danslar kovanda petek üzerinde yapılır.

154 1) DAİRESEL DANS Kovanın yakınındaki besin kaynağını göstermek için yapılır. Bir arı, ne zaman kovana yakın bir besin kaynağı bulsa, dairesel dans adı verilen basit bir dans yapar. Dairesel dans, peteğin üstünde bir sağa, bir sola dönerek yapılır. Diğer işçi arılar, bu hareketleri dikkatle izler ve taklit ederler.

155 Dairesel dans, kaynağın, 100 m den az olduğunda yapılan danstır. Dansın yönü, sık sık değiştirilir ve her yönde 1-2 halka çizilir. Süresi birkaç saniye olmakla beraber, bir dakikaya kadar sürebilir.

156

157 2)YARIM DAİRE DANSI (KUYRUK SALLAMA DANSI) Uzaktaki besinlerin yerini bildirmek için yapılır. Çemberlerin kesiştiği doğrultu kovan ile besin ve Güneş arasındaki açıları gösterir. Aynı anda kuyruksallıyormuş gibi karın uzaklığa göre titreştirilir.

158 Dairesel danstan kuyruk sallamaya(yarım daire dansına) geçiş şeklinde yapılan dansa orak veya hilal dansı denir. Kaynağın uzaklığı artıkça hilalin uçları birbirine yaklaşır. 100 m lik fazla mesafe anlatılırken tümüyle kuyruk sallama dansına geçilir.

159 1- Eğer besin kaynağı, tam Güneş yönünde veya tam aksi yönde ise, dansın orta kısmı yere dik gelecek şekilde olur. 2- Dansın düz olarak verilen doğrultusu, yerçekimi doğrultusu ile 80 derecelik bir açı yapıyorsa; bu, yiyecek kaynağının, Güneş'in 80 derece sağında olduğunu gösterir. 3-Arı, düz yolu, yukarı doğru alıyorsa; yiyecek kaynağı tam Güneş yönündedir. Aşağı doğru alıyorsa; kaynak Güneş'in tam aksi yönünde demektir.

160 KOKUYLA HABERLEŞME Kovanın çok yakınındaki besinler işçi arının üzerinde bulunur. Bu besin kokusu arkadaşlarına koklatılır. Ancak işçi arı uzaktan gelmişse, bu koku kaybolur. Bu durumda işçi arı uzaktan getirdiği nektardan bir miktar kusarak; kovan arkadaşlarına koklatılır. Doğal olarak bu koku antenlerle alınır.

161 Her bitkinin kendine özgü kokusu vardır. Arılar bu kokuları, birbirinden ayırma yeteneklerine sahiptir. Örneğin bir bahçedeki 700 tür bitkiden herhangi birisinin kokusunu hemen tanırlar. İşçi arı eğer kokusunu alamadığı bir besin kaynağına rastlamışsa o zaman karnının sonundaki dişi bezlerini açarak; kendi kokusundan bir miktar, oradaki besin kaynağına bırakır. Daha sonra kovandaki işçi arılara kendi kokusunu vererek besinin cinsini bildirir.

162 Diğer bir koku bildirme işlemi ise başka bir amaç için yapılır. Toplayıcı arı besini tamamen emdiğinde besin kaynağına özel bir koku bulaştırır. Bu koku Melisa çiçeğinin kokusuna benzer. İnsanlar tarafından da kolaylıkla algılanabilir. Arılar ise kendi kovan arkadaşlarının kokularına, fazlasıyla hassastırlar. Çok uzaklardan bu kokuyu duyabilirler. Bal arılarının kokularını çiçekleri işaretlemeleri sayesinde başka arılar bu çiçeğin nektarının daha önce başka arılarca tüketildiğini hemen anlar ve o çiçeği terk ederler. Bu sayede vakit ve enerji kaybetmezler.

163 BAL ARILARINDA BESLENME

164 Bal arıları gelişme, büyüme, bakım işleri ve kuluçka üretimi amacıyla karbonhidrat, protein, yağ, mineraller, vitaminler ve suya ihtiyaç duymaktadırlar. Çiçek ve salgı nektarları bal arılarının karbonhidrat ihtiyacını karşılayan en önemli kaynak iken, geriye kalan bütün besin madde ihtiyaçlarını polen karşılamaktadır.

165 KARBONHİDRATLAR Bal, arıların karbonhidrat gereksinimini karşılar. Nektardaki şeker içeriği % 3 den % 80'e kadar değişir Arıların en hazır şekilde aldıkları şekerler, genellikle nektarlarda bulunan glikoz, fruktoz ve sakarozdur.

166 PROTEİNLER Polen, balarısı kolonileri için tek doğal protein kaynağı durumundadır. Polen, bal arılarının yavru yetiştirmesinde ve genç dönemlerinde dokularının, kaslarının, salgı bezlerinin ve diğer organlarının yeterince gelişmesi için gerekli olan protein, lipit, sterol, vitamin ve minareleri sağlayan yegane besin maddesidir.

167 SU Arılar suyu kovan dışında bir kaynaktan veya nektardan sağlarlar Su, kesif veya kristalize olmuş balın sulandırılması, yavru gıdası üretimi ve sıcak günlerde kovan içi sıcaklığın azaltılması için kullanılır Genel olarak su kovana getirildiği gün kullanılmakta ve gözlerde depolanmamaktadır Arı kolonileri kuluçka yetiştirme döneminde günde 200 gramdan daha fazla suya gereksinim duyar.

168 VİTAMİNLER Vitaminlerin çoğunun bal arılarının sindirim sisteminde mikroorganizmalar tarafından üretilebildiği düşünüldüğünden Özellikle yağda eriyen vitaminlere gereksinimlerini belirlemek zordur A ve K vitamini içeren diyetle beslenen arıların yavru yetiştirmesini 2 kat daha fazla teşvik ettiği belirlenmiştir

169 MİNARELLER Arılar mineral ihtiyaçlarını polen, nektar ve sudan karşılarlar Polen yaklaşık olarak %2,9-8,3 oranında mineral madde içerir Arılar, gerek duydukları tuzu da rektumdan yeniden absorbe ederler Aşırı derecede mineral bal arılarına zehirli olabilir

170 ARICILIKTA MEVSİMSEL ÇALIŞMALAR I. İlkbahar dönemi çalışmaları II. Oğul dönemi çalışmaları III. Bal mevsiminde yapılacak çalışmalar IV. Sonbahar dönemi çalışmaları V. Kışlatma

171 İLKBAHAR DÖNEMİ BAKIM ÇALIŞMALARI

172 1-) İLKBAHARDA YAPILACAK İŞLEMLER Hava sıcaklığının C üzerine çıktığı zaman kovanlarda ilk kontroller yapılır. İlk kontroller kısa ve seri bir şekilde yapılarak yavruların üşümesi engellenir.

173

174 Ana arının varlığı ve performansı gözlenir. Genç ve sağlıklı ana arı varsa, gözlere düzgün yumurta atıyorsa sorun yok demektir. Ana arı yaşlı ve dağınık yumurta atıyorsa genç bir ana arı ile değiştirilmeli veya genç analı zayıf bir koloni ile birleştirilmelidir. Arılıkta bulunan zayıf koloniler birleştirilmelidir. Birleştirme için en basit yöntem olan gazete kağıdı kullanarak birleştirme yöntemi uygulanmalıdır.

175 Gazete Kağıdı İle Arı Birleştirme Analı kovan alt kata, anasız kovan üst kata konulur. Araya da gazete kağıdı konularak kovan kapatılır. 3-4 gün sonra gazete parçacıkları atılır ve iki kovan tek kata toplanır.

176 Koloniler 1:1 şeker şurubu (1 lt su kg şeker) veya çeşitli karışımlarla yapılan kek ile ana arı yumurtlamasını teşvik etmek için beslenmelidirler. Arılar tükettikçe ve koloni içerisinde kullanılan yemliklerle verilmelidirler

177 KOLONİ BESLEME

178 Güçlü Kolonide Düşük Verim Kovanda bol miktarda yavru olduğu durumda, ergin arılar yavru bakımına ağırlık vereceğinden dolayı tarlacı arı azalacak ve bal verimi düşecektir.

179 Teşvik Yemlemesine Başlama Teşvik yemlemesi, koloninin ana nektar akımına bol tarlacı arı kadrosuna sahip olarak girmesini sağlar. Teşvik yemlemesine yöredeki ana nektar akımından en az 5-6 hafta önce başlanmalıdır.

180 İlkbaharda Yapılacak İşlemlerin devamı Tüm kolonilerde hastalık ve parazitlerle mücadele yapılmalıdır. Kullanılacak ilaçların bal arılarına tescilli olmasına, doğru zamanda ve dozda kullanılmasına dikkat edilmelidir.

181 Kolonilerin gelişmesinin sağlanması yanında oğul vermeleri de önlenmelidir. Oğlu önlemek ve gelişmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde petek verilmeli, yapay oğullar alınmalıdır. Çıkan oğullar yakalanmalıdır.

182 Çıkan Oğulun Alınması

183 SUNİ OĞUL ALMA Oğul mevsimi yaklaştığında, doğal oğul çıkışını beklemeden arıcı tarafından alınan oğul a suni arı oğulu alma işlemi denilmektedir. Suni arı oğulu alma iki sebepten dolayı alınır. İlki büyük arı oğulu mevsiminde hızla gelişen kovanın gelişme hızını azaltarak doğal oğul un çıkışını engellemek için. İkincisi ise kovan sayısını artırmak için. Sebebi ne olursa olsun, suni oğullar iyi huylu, çalışkan, sokucu olmayan, kolayca oğul a meyletmeyen ve diğer üstün niteliklere sahip kovanlardan alınmalıdır.

184 Suni oğul un doğal oğul a göre en büyük avantajı, oğul alma zamanına arıcının kendisinin karar vermesidir. Doğal çıkan oğul arısının zamanı önceden kestirilemez ve bazen arıcı arılıkta değilse bu arı kaçar gider. Ya da çok yüksek bir yere konan doğal oğul u almak için saatlerce uğraşmak gerekebilir. Suni oğul u artık soğukların bittiği ve doğal oğul mevsimine yaklaşık gün kaldığı zamanlarda alırsak en verimli sonucu elde ederiz.

185 2-)OĞUL ÇALIŞMALARI OĞUL NEDİR? Bal arısı kolonilerinin çoğalma içgüdüsü ile yeni bir koloni oluşturmak üzere, ana arının bir kısım işçi arı ile birlikte kovanını terk etmesidir. Bal arısı kolonileri çoğalma içgüdüsü ile oğul verme olayını yapacakları gibi kontrollü koşullarda arıcı da oğul üretimi yapabilmektedir.

186 OĞUL VERME Oğul gözü denilen ana arı yüksükleri yapılır. Bu gözlere yumurta bırakılır ve larva gelişir. Ana arı gözünün sırlandığı 9. günde eski ana arı bir miktar ergin arı ile birlikte çıkar. Yeni ana gözden çıkar ve çiftleşerek kovana hakim olur.

187 Koloni oğul vermeye devam edecekse birinci oğul dışındaki oğullar, genç ana arılarla çıkarlar. En son çıkan oğulda kovandaki dölsüz ana arıların tamamı bulunur. Bu ana arıların sadece bir tanesi çiftleşerek ana arı görevi yapacaktır. Ancak son çıkan oğullar çok küçüktür. OĞUL

188 OĞUL VERME NEDENLERİ Arıların çoğalma içgüdüsü. Kovan havalandırmasının yetersizliği. Kovan içerisinde yer darlığı. Ana arı feromonunun dengesiz dağılımı. Kovanın aşırı güneş altında kalması. Ana arının yumurtlayacağı alan kalmaması

189 OĞULA ENGEL OLMAK İÇİN Yaşlı ana arı değiştirilmelidir. Oğul veren koloniden ana arı yetiştirilmemelidir. Koloniler sık sık kontrol edilmelidir. Kolonilerin genetik yapısı iyileştirilmelidir. Gelişen kolonilerden yapay oğul alınmalıdır. Kuluçkalığa işlenmiş boş petek verilmelidir. Ana arı belirli bir süre kafese alınmalıdır. Kovanlar üzerinde gölgelik oluşturulmalıdır. Kapalı çerçeveler zayıf kolonilere verilmelidir.

190 Demaree Yöntemi : Oğul Önleme Oğul gözleri var ise tamamı yok edilir. Sırlanmış kuluçka ve yumurta içeren petekler ana arı ile birlikte kuluçkalık ortasına konulur ve boşluklar boş peteklerle doldurulur. Ortaya ana arı ızgarası ve üzerine ballık konulur. Ballığa diğer kuluçka petekleri konulur ve boşluklar çerçeve ile tamamlanır. 10 gün sonra yapılan kontrolde oluşan ana arı yüksükleri iptal edilir.

191 OĞULUN ALINMASI İçerisinde başka kovanlardan arıları silkelenerek toplanmış ballı, polenli ve yavrulu 5-6 çerçeve bulunan boş kovan hazırlanır. Oğulun bulunduğu yerin altına bu kovan konularak ani bir vuruşla oğul, arada bırakılan boşluğa düşürülür ve kovan kapatılır. Bir müddet sonra temel petekli çerçeve verilerek arıların işlemesi sağlanır.

192 OĞULUN ALINMASI

193

194

195

196 DALA KONMUŞ OĞULLAR

197 YAKALANAN OĞULLAR

198 BAL HASADI

199 BAL HASAT DÖNEMİ Bölgeler göre değişmekle birlikte genelde Eylül ayı içerisinde yapılır. Gerektiği durumlarda yılda birkaç defa ve farklı zamanlarda da hasat yapılabilir.

200 BAL HASAT ZAMANI Peteğin 2/3 ü sırlandığı zaman petekler hasada gelmiş demektir. Erken hasat edilen ballarda su oranı yüksek olacağı için balın kalitesi düşecek ve balda bozulma olacaktır.

201 Hasat edilen ballar süzme veya petekli olarak pazara sunulabilirler. Süzülen petekler tekrar kovanlara geri verilerek arıların temizlemeleri sağlanır.

202 BAL HASAT ÇALIŞMALARI

203 1-KÖRÜĞÜN YAKILMASI

204 NEDEN? Körük arıcıların arılarla ilgilenmeleri sırasında arıları sakinleştirmek için kullanılan bir arıcılık aletidir. Elimizdeki malzeme her ne olursa olsun yandığında duman verecektir. Arılara da duman yangın hissi uyandırarak olası bir yer değişikliğine başlama girişimi olarak kovanda bulunan besini miğdelerine almalarını sağlar. Duman, bal yiyerek açlık duygusu ortadan kalkmış arıların saldırganlık eğilimini düşüreceği ve ayrıca arının yönünü değiştirmek maksadı ile kullanılmaktadır.

205 DUMAN bazı durumlarda duman sanıldığı gibi arıyı sakinleştirmemektedir. Tam tersi arıyı daha da huzursuzlandırıp arıcıyı çalışmasında başarısızlığa götürmektedir nedeni ise dumanda kullanılan malzemedir. kurutulmuş tezek, mısır kocanı, parçaları, pamuklu bez vb. Duman verici şeyler yakılır.

206 2-MASKENİN GİYİLMESİ

207 3-KOVANA DUMAN VERİLMESİ

208

209 4-ARILARIN UZAKLAŞTIRILMASI VE PETEKLERİN ALINMASI

210

211 4-SIRLARIN ALINMASI MAKİNE İLE

212 SIR TARAĞI İLE

213 5-Süzme Makinesine Yerleştirme

214

215 5-Süzme İşleminin Bitirilmesi

216 SONBAHAR DÖNEMİ ÇALIŞMALARI 1. Kovanlarda genel kontroller yapılır. 2. Ana arının varlığı ve performansı gözlenir. Genç ve sağlıklı ana arı varsa, gözlere düzgün yumurta atıyorsa sorun yok demektir. Kovan kışı rahat geçirebilir.

217 3. Ana arı yaşlı ve dağınık yumurta atıyorsa genç bir ana arı ile değiştirilmeli veya genç analı zayıf bir koloni ile birleştirilmelidir. 4. Ortalama 15 kg bal bırakılmalıdır. SAĞLIKLI KOVAN

218 5. Arılıkta bulunan zayıf koloniler birleştirilmelidir. 6. Birleştirme için en basit yöntem olan gazete kağıdı kullanarak birleştirme yöntemi uygulanmalıdır 7. Kolonide yeterli bal ve polen olsa dahi koloniler yeni kadro gelişimi için, 2:1 şeker şurubu veya çeşitli karışımla yapılan kekler ile beslenmelidirler. 8. Tüketildikçe koloni içinde kullanılan yemlikle besleme yapılmalıdır kg şeker ile 15 kg bal üretilir.

219 ŞURUP HAZIRLAMA Su iyice kaynatılarak ateşten indirilir. İlkbaharda 1:1, sonbaharda 2:1 oranında şeker katılarak karıştırılır. Kristalize olmaması için içerisine bir adet limon sıkılır. Şeker karamelize olacağından dolayı tekrar kaynatılmamalıdır.

220 10.Arıların balı depolaması için, besleme sürekli fakat azar azar yapılmalıdır. Aksi halde aşırı kuluçka yapabilirler. 11.Sıcak havalarda balın sırlanması için teşvik etmelidir. Sırsız bal ortamdan nem alarak fermente olabilir. 12.Soğuk havada kekle beslenmelidirler. 13.Kek ile besleme yapılacaksa 1 kısım bal 40 o C ye kadar ısıtılarak 3 kısım pudra şekeri ile iyice karıştırılır. Karışım 1 kg lık poşetlere konularak poşetin alt kısmı kesilerek arılı çerçeveler üzerine yerleştirilir.

221 14.Tüm kolonilerde hastalık ve parazitlere, karşı mücadele yapılmalıdır. 15.Kullanılacak ilaçlar tescilli olmalı, doğru zaman ve dozda kullanılmalıdır. 16.Çam balı ishale neden olan dekstrin içerdiği için kovanda bırakılmamalıdır.

222 17. Kovandaki çerçeveler düzenlenerek fazla petekler alınmalıdır. 18. En sonda bulunan çerçevenin yanına bölme tahtası konularak kovanın boş kalan kısmından soğuğun girmesi önlenmelidir.

223 Arı Kışlatma Kışlatma Nedir Bal arısı kolonilerinin aktif sezon sonrasında dinlenecekleri dönem olup hava sıcaklığının C nin altına düşmesiyle başlar. Bu dönemde bal arıları kış salkımı oluştururlar ve sadece bal yerler.

224 Salkım merkezinde sıcaklık 33 0 C iken salkım yüzeyindeki sıcaklık C civarındadır. Arılar salkım içerisinde nöbetleşe olarak salkım içinden dışına doğru hareket ederler.

225 Kışlatma Esnasında Kolonilere kış yiyeceği olarak bal ve polenli petekler bırakılır. Petekler tamamen balla dolu olmayıp alt yarılarındaki gözler boş olmalıdır. Arılar bal dolu gözler üzerinde değil, balla dolu kısmın hemen altındaki boş gözler üzerinde salkım kurarlar.

226 Kovan içerisinde yeterli besin stoğu olmalı. Varroa ya karşı ilaçlama yapılmış olmalı. Su basmasına karşı sehpalara alınmalı. Çatlak, kırık ve delik kovan kullanılmamalı. Kovanlar hafif öne eğik yerleştirilmeli. Varroa:arılarda kanat ve bacaklarda deformasyon, kısa bacaklılık gibi vücut anormallikleri ve yetişkin arılarda verim düşüklüğüne neden olan, hatta kovanın tamamen sönmesine bile sebep olabilecek tehlikeli bir hastalıktır. Bir kovandan diğer kovana kolayca bulaşabilecek, önlem alınması gereken önemli bir hastalıktır.

227 Kovan kapakları altına hava geçiren ve nem tutan maddeler konulmalı. Uçma delikleri daraltılmalı. Kovan içerisinde boş petek bırakılmamalı. Bölme tahtası ile petekler sıkıştırılmalı. Kovanlar, varsa sundurma altına alınmalı. Kovanlar hiçbir şekilde rahatsız edilmemeli. Boş petekler depolanmalı ve mum güvesine karşı ilaçlama yapılmalı.

228 KIŞLATMA İŞLEMLERİ 1. Kışlatmaya alınacak koloniler bulunduğu yerde bırakılabileceği gibi kışı ılık geçen bölgelere de taşınabilirler. 2. Kışı ağır geçen yerlerde kovanlar çeşitli maddelerle sarılabilir. 3. Sağlıklı bir kışa hazırlık dönemi kışlatma çıkışı koloni kaybını da en aza indirecektir. 4. Sonbaharda yapılacak olan çalışmalar kışlatma başarısını da o oranda etkileyecektir.

229

230 Her canlı türünde olduğu gibi bal arılarını da etkileyen, yaşama gücünü, verimini düşüren bir çok hastalık, parazit ve zararlıları vardır. Balarısı hastalık, parazit ve zararlılarının tümü bulaşıcı nitelikte olup, önlem alınmadığı durumlarda arılık içerisinde koloniden koloniye, arılıklar arasında ve gezginci arıcılık nedeni ile bölgeler arasında yayılarak kısa bir süre içerisinde tüm ülke arıcılığını etkileyecek duruma gelmektedir.

231 ARI HASTALIKLARININ SINIFLANDIRILMASI A-) Yavru Hastalıkları 1. Bakteriyel Hastalıklar a) Amerikan Yavru Çürüklüğü b) Avrupa Yavru Çürüklüğü 2. Fungal Hastalıklar a) Kireç Hastalığı b) Taş Hastalığı 3. Viral Hastalıklar a) Tulumsu Yavru Çürüklüğü

232 BAKTERİYEL HASTALIKLAR 1-)Amerikan Yavru Çürüklüğü Paenibacillus larvae adlı spor oluşturan bir bakteridir Sporlar uygun şartlarda kovanda 33, toprakta 60, temel petek ve bal içerisinde 45 yıl canlı kalabilmektedirler.

233 Hastalık etmeni sporlar, larvalara beslenme esnasında kontamine olmuş besinler yolu ile bulaşır B.larvae sporları ergin arılarda hastalığa neden olmazken larva ve pupalarda hastalık oluşturmaktadır. Larvalar ilk üç günlük dönemde arı sütü ile beslendiklerinden hastalığa karşı bağışık durumdadırlar.

234 Bal ve polenle beslemenin yapıldığı yaşlı larvalarda bulaşık besinlerle sindirim sistemine giren sporlar çimlenirler. Vegetatif gelişme sonucu barsak çeperlerini tahrip ederek vücut boşluğuna yayılan bakteriler larval dokularla beslenerek gelişmelerine devam ederler. (vegetatif üreme: eşeysiz üreme)

235 Hastalık etmeni sporlarla bulaşık yavrular yumurtadan çıkıştan 9-10 gün sonra pupa döneminde ölürler Hasta larvaların renkleri önce sarı sonra kahve rengi ve siyaha dönüşür. Ölü larva ve pupalar üzerinde B.Larvae tarafından hastalık yapabilme kabiliyetine sahip 2,5 milyar adet spor üretilebilir. Ölü pupaların işçi arılar tarafından petek gözlerden temizlenmesi esnasında sporlar kovan içerisinde her yere yayılırlar.

236 Ölü larva ve pupalar üzerinde B.Larvae tarafından hastalık yapabilme kabiliyetine sahip 2,5 milyar adet spor üretilebilir. Ölü pupaların işçi arılar tarafından petek gözlerden temizlenmesi esnasında sporlar kovan içerisinde her yere yayılırlar.

237 BAL ARISI KOLONİLERİNDE AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞI BELİRTİLERİ 1. Yavrulu alan muntazam değildir 2. Açık ve kapalı gözler birbirine karışmıştır.

238 3. Kapalı gözler üzerinde delik ve çukurluklar vardır. 4. Kapalı gözlerin rengi matlaşmıştır.

239 5. Hastalıklı yavru pupa döneminde ölmüş ise dil sertleşerek petek gözü ikiye ayıracak şekilde yukarı doğru uzanır.

240 6. Üzerleri delinmiş ve içeri çökmüş petek gözler bir çöple karıştırıldığında ölü larva lastik gibi uzar.

241 7. Kovandan ekşi tutkal kokusu gelir. 8. Ölü larvalar kuruyarak petek gözlerin tabanına yapışırlar. 9. Hastalıklı koloniler zayıflar gelişemez ve aktiviteleri azalır.

242 AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞININ BULAŞMA YOLLARI Hastalıklı koloni satın alınması Kullanılmış arı malzemelerinin satın alınması Hastalıklı kolonilerin sağlıklı kolonilerle birleştirilmesi, hastalıklı kolonilerden sağlıklı kolonilere petek verilmesi Arıların kovanlarını şaşırması Arılık içi veya arılıklar arası yağmacılık Kontrolsuz yapılan gezginci arıcılık Arıların balla beslenmesi

243

244 AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞI İLE MÜCADELE YÖNTEMLERİ Bu hastalıkla ilgili herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Bazı arıcılılarımız yasak olmasına rağmen arılarında antibiyotik kullanarak bu hastalığı tedavi etmeye çalışsalar da antibiyotiklerin sporlara etkimemesinden dolayı hastalık tekrar ortaya çıkar. Bu sebeple hastalıkta en önemli nokta korunmadır. Hastalık taşıyan kovanlar kesinlikle nakledilmemelidir.

245 Zayıf kovanların birleştirilmesi ve yavrulu çerçeve takviyesi gibi işlemler kontrolden sonra yapılmalıdır. Arıcılıkla ilgili bütün malzemeler temiz tutulmalı ve dezenfekte edilmelidir. Etrafta petek ve bal artıkları bırakılmamalıdır. Kovanlar kuvvetlendirilmeli, gerektiğinde vitaminli şurup ve kekle beslenmelidir. Böylece arının direnci arttırılarak hastalıktan en az miktarda etkilenmesini sağlanmalıdır.

246 Kaynağı bilinmeyen ballar oğullar ve koloniler arılığa sokulmamalı ve şaşırmalar önlenmelidir. Diğer arı hastalıkları ve parazitleriyle mücadele edilmelidir. Eğer hastalık çok ilerlemişse kovan gövdesi hariç arılar çerçevelerle birlikte yakılmalıdır. Bu hastalık ihbarı mecburi hastalıklar arasındadır ve herhangi bir kimyasal ilaçla tedavisi yoktur

247 Hastalıktan korunmanın en iyi yolu koruyucu tedbirleri almaktır. Bulaşık malzeme ve peteklerin dezenfeksiyonunda potasyum hipoklorit ve formaldehit (%2'lik) kullanılabilir. Ancak özellikle formaldehit uygulamasında dikkatli olunmalıdır. Çünkü bal formalini absorbe eder ve formalin arılar için öldürücü olabilir. Formalin uygulanmış bal ve petekler arılara verilmemelidir ve imha edilmelidir.

248 AVRUPA YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ Etmeni Melissococcus pluton'dur. Ancak bu hastalık oluştuğunda genelde ortamda Bacterium, Bacillus alvei ve Bacillus laterasporus bakterileri de bulunabilir. Bacillus alvei ve Bacillus laterasporus saprotif(çürükcül) bakteriler olup hastalığın bulaşmasında rol oynamazlar

249 Avrupa yavru çürüklüğü mevsimsel bir bakteriyel hastalıktır. Genellikle mayıs- haziran aylarında görülür. İlk nektar akımında, koloninin hızlı gelişme gösterdiği dönemde ortaya çıkar ve sadece genç (2 günlük) yaştaki larvaları etkiler

250 HAYAT EVRESİ Larvalar bakteriyi besleyici arıların getirdikleri besinlerle sindirim sistemine alırlar. Mide ve bağırsakta gelişmeye başlar. Larva, pupa dönemine girdikten sonra etmen bağırsaktan dışkı ile petek gözün içine atılır. Petek gözün içindeki bu atıkları işçi arılar temizlik esnasında alır ve dışarı atarlar. Ancak bu sırada diğer larvalara da bakteriyi bulaştırırlar. Patojen bakteri yavrunun gıdasını ve bağırsak içeriğini hızla tükettiği için larvanın pupa dönemine çok zayıf girmesine veya pupa döneminde ölmesine neden olur. Ölümler diğer fırsatçı patojenlerinde olaya karışması ile hızlanır.

251

252

253 BELİRTİLERİ Petek üzerinde yavrulu alan düzgün olmayıp açık ve kapalı gözler birbirine karışmıştır. Ölümler genellikle açık gözlerde larva döneminde görülür(%90), eğer ölüm gözler kapandıktan sonra yani pupa döneminde olmuşsa göz kapağı delinir ve rengi açılır. Larvanın rengi önce sarıya, sonra kahverengi ve siyaha dönüşür

254

255 Ölü larvalar sulu ve yumuşaktır. Hastalıklı kolonide gelişme hızı düşer, ergin arı sayısı ile yavru miktarında büyük azalma görülür. Arıların polen ve nektar toplama aktivitesi azalır. Kapalı petek göz üzerindeki sır tabakasının rengi matlaşarak içeriye doğru çöker. Ölü larvalar tabanın dibine yapışmaz Kovandan kokuşmuş et kokusu gelir.

256

257 Her üç bireyin larvası da bu hastalığa yakalanır. Hastalıklı larvalar genellikle bakıcı arılar tarafından dışarı atıldığı için güçlü kolonilerde uzun süre fark edilmeyebilir. Ancak ölümler çok fazla olursa ve kovan güçlü değilse larvalar atılamaz ve petek gözü içerisinde çürümeye başlarlar. Ölü larvalar petek gözü tabanında C şeklinde kıvrılmış durumdadırlar. Gözün tabanına yapışmazlar ve petek göze bir kibrit çöpü sokulduğunda gözden rahatlıkla çıkarılabilirler. Göze bir çöp sokularak karıştırıldığında 2-4 cm kadar bir uzama gözükür.

258 AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ İLE AVRUPA YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ ARASINDAKİ ÖNEMLİ FARKLAR

259 1- Ölmüş larvaların gözün tabanında C harfi şeklinde görülmesi. Amerikan Yavru çürüklüğünde ölümler larva pupa döneminde kapalı gözlerde oluşur. Bundan dolayı C şeklinde ölmüş yavru gözükmez. 2- Ölen yavruların gözün tabanına yapışmaması. Amerikan Yavru çürüklüğünde çürüme oluştuğundan dolayı gözün tabanına yapışma olur. 3- Ölü yavru bulunan göze çöp sokulduğunda yavrudaki çürüme miktarı Avrupa Yavru Çürüklüğüne göre daha az olduğundan uzama Miktarı da azdır (2-4 cm kadar uzar)

260 KORUNMA YOLLARI Hastalıklı koloniler başka yere taşınmamalıdır Hastalıklı koloniler diğerleri ile birleştirilmemeli Koloniler şurup ve keklerle güçlendirilmelidir Kullanılan alet ve ekipmanlar temiz olmalıdır Kullanılan temel petek, polen vb. temiz olmalıdır Varroa mücadelesi zamanında yapılmalıdır

261 FUNGAL HASTALIKLAR A-) KİREÇ HASTALIĞI Etmeni: Ascosphaera apis adında bir mantardır

262 HASTALIĞIN NEDENLERİ 1-) Bu hastalık bir mantar hastalığı olduğundan dolayı en önemli nedeni kovan içi nemdir. Kovan içinin nemi normalden daha fazla ise hastalık hızla yayılır.

263 2-) Bakterilerle mantarlar arasında bir antagonizma vardır. Bakterileri öldürmek için yoğun antibiyotik kullanıldığında bu mantar için uygun bir ortam oluşturulur ve hastalık hızla yayılır.

264 3-) Stres (Olumsuz koşullar, Açlık) 4-) Diğer hastalık ve zararlılar. 5-) Uygun olmayan kullanılmış siyah petekler 6-) Katkılı balmumu kullanımı 7-) Genetik yapı ve Yetersiz beslenme 8-) Çevre kirliliği ve Koloni kontrolleri ve yanlış bakım

265 BULAŞMA VE HAYAT EVRESİ Mantar sporları toprakta, bitkilerde, su kaynaklarında, polen ve bal toplayan tarlacı arıların vücut kılları arasında bulunabilir. Fungus ergin arılarda hastalık yapmaz, larvalara işçi arılar tarafından besinlerle bulaştırılır. İlk 3 gün bulaşma olmaz. Çünkü bu dönemde arı sütü ile beslenirler. Arı larvaları açık yavru gözlerinde 4-5 günlük olduklarında bulaşma gerçekleşir. Süre geçtikçe larvaların hastalığa yakalanma riskleri azalır. Ölümler genellikle olgun larva veya pupa döneminde olur.

266 Besin yoluyla arı larvasına bulaşan mantar sporları, larvanın orta bağırsağında gelişerek misel oluştururlar. Gelişen miseller, daha sonra bağırsak çeperini delerek karın boşluğuna yayılır ve bir kısmı da larvanın dış tabakasını delerek dışarı çıkarlar. Bu dönemde larvada büyüme durur ve ölümler görülmeye başlanır. Larva derisinden dışarı yayılan mantar miselleri, vücut yüzeyinde beyaz kümeler oluşturur. Larva giderek sertleşir ve mumya görünümü alır.

267 Larva eğer tek bir cinsiyete ait miseller ile kaplanmışsa mumyalar beyaz renktedir. Bu yüzden bu hastalığa kireç hastalığı adı verilir. Eğer fungusun miselleri iki cinsiyete de ait iseler mumyalaşmış larvada larvada siyah benekler veya koyu gri noktalar görülür.

268 BELİRTİLERİ Kolonideki arı sayısının çeşitli nedenlerle azalması sonucunda yavrulu çerçevelerin dış kenarında bulunan erkek arı larvalarının gelişmesi için gerekli olan optimum sıcaklık sağlanamaz. Eğer mantar sporları bu sırada aktif hale geçerse, hastalığın ilk belirtileri yavrulu çerçevelerin kenarındaki erkek arı gözlerinde görülür. Hastalığın ileri dönemlerinde çerçevenin orta kısımlarında da mumyaları görmek mümkündür. Temizlikçi arılar açık veya kapalı gözlerdeki mumyaları buradan çıkartarak kovanın dip tahtası veya uçuş tahtası üzerine bırakırlar. Kurumuş mumya larvaları petek gözüne yapışmazlar.

269 HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI 1) Temel nemin sağlanması 2) Kovanın dip tahtası nemli toprak üzerine konulmamalıdır. 3) Hastalık nedeniyle zayıflamış kolonilere, genç arılı çerçeve ilave edilmeli. 4) Kolonide stres yaratan açlık, aşırı antibiyotik kullanımı ve diğer hastalıklar gibi faktörlerden koloni korunmalıdır. 5) Bulaşık koloninin ana arısı mutlaka değiştirilmelidir.

270 6) Hastalığa hassas olan kolonilerle çalışmaktan kaçınılmalıdır. 7) Arıların protein ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanan keklere katılan bira mayası, süt tozu ve soya unu gibi maddeler arının sindirim sistemi ortamını bazikleştirir ve yüksek protein içeriğinden dolayı bakteri ve mantarların gelişmesini arttırır. 8) Bu hastalığa karşı etkili bir ilaçla mücadele yöntemi geliştirilememiştir. Ancak %0,7'lik timol solüsyonu veya %4'lük formaldehitin gömeçler üzerine püskürtülmesi şeklinde uygulamalar mevcuttur.

271 B-) TAŞ HASTALIĞI Etmeni: Aspergillus flavus dur Zoonoz bir hastalıktır. İnsanlarda üst solunum yollarında enfeksiyonlara sebep olabilir.

272 BULAŞMA VE YAYILMA Bu funguslara toprakta yaygın olarak rastlanılmakla birlikte bal arıları, böcekler, memeliler ve kuşlara zararlı etkileri bulunmaktadır. Hastalığın erken dönemlerinde teşhisi oldukça güç larvadaki gelişmesi çok hızlı olmaktadır. Hastalığın ileri safhalarında larvaların başının arka kısmına yakın beyazımsı sarımtırak yüzük şeklinde bir halka gözlenmektedir. Larva ölümden sonra sertleşerek kırılması güç bir yapıya dönüşmektedir. Bu sebepten dolayı hastalık taş hastalığı olarak isimlendirilmiştir.

273 Sonuç itibariyle Fungus larvanın vücut duvarını patlatarak yalancı bir dış kabuk oluşturur. Bu devrede larvaların dış yüzeyleri yeşil renkli fungal sporlar tarafından kaplanabilmektedir. Temizlikçi arılar gözleri temizlerken sporları diğer larvalara bulaştırarak kolonide hastalığın yayılmasına neden olurlar. Taş hastalığı çoğunlukla larvalar üzerindeki belirtilere bakılarak teşhis edilebilmekle beraber, tam bir teşhis için kültürü alınmalıdır.

274 KORUNMA YÖNTEMLERİ 1) Kovanların havalandırılmasına dikkat edilmelidir 2) Arılık yerinin seçimine dikkat edilmelidir 3) Sonbaharda kovandan alınan fazla petekler iyi muhafaza edilmelidir 4) Fazla petekler formalin veya etilen oksitle dezenfekte edilmelidir 5) Hastalıklı kolonilerden elde edilen bal insan ve arı beslenmesinde kullanılmamalıdır

275 VİRAL HASTALIKLAR TULUMSU YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ Etmeni normal mikroskopla görülemeyen bir virüs olup bu hastalık torba çürüklüğü olarak da adlandırılır. Hastalık henüz ülkemizde görülmemekle birlikte komşularımız olan,yunanistan,ermenistan,ira n ve Gürcistan'da enfeksiyon mevcuttur.

276 HAYAT EVRESİ Larvalar bu virüsü, işçi arıların yavru gıda bezlerinden gelen bulaşık salgılarla vücutlarına alırlar. Kuluçka süresi 6-7 gün kadardır. Hasta larvalar pupa haline geçmeden ölürler. Virüs, larvanın deri değiştirme düzenini bozduğu için eski deri baş kısmından kopamaz ve iki deri tabakası arasında bir miktar sıvı toplanır. Bunun sonucunda baş bölgesi şişkin hale gelerek kıvrılır, vücut adeta tuluma benzer bir görünüm alır.

277

278

279 BELİRTİLERİ Hasta koloniler zayıflar ve bal veriminde düşüş görülür. Hasta larvalar pupa dönemine geçmeden ölür. Ölümler açık gözlerde az, sırlanmış gözlerde daha fazladır. Ölü larvalarda petek gözüne yapışma olmadığı için kolaylıkla çıkarılabilir.

280 Larvanın rengi başlangıçta beyazdır. Hastalık ilerledikçe saman sarısı ve griye dönüşür. Ölü larvanın rengi gri siyahtır. Daha sonra vücut kurur ve L harfi şeklinde gözün içinde sertleşir.

281

282 HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI Bir virüs hastalığı olduğundan ilaçla tedavi yöntemi yoktur.koloniler hastalığı kolayca yenebilir. Ana arısı değiştirilerek kuluçka kısa bir süre içinde olsa durdurulur. Bu arada kovandaki hastalıklı larvaların işçi arılarca tamamen temizlenmesi sağlanır.

283 Bakteriyel Hastalıklar a) Septisemi B-) Ergin Hastalıkları Protozoan Hastalıklar a) Nosema. Viral Hastalıklar a) Akut Arı Felci b) Kronik Arı Felci Diğer Hastalıklar a) Dizanteri

284 Bakteriyel Hastalıklar a) Septisemi Hastalık kan zehirlenmesi olarak bilinir. Bir ergin arı hastalığıdır. Etmeni: Pseudomanas Apiseptica Burnside adında gram negatif bir bakteridir.

285 BULAŞMA VE YAYILMA Bu hastalığa neden olan bakteri doğada nemli toprakta, bitkilerde durgun sularda ve bataklıklarda bulunur. Çeşitli yollardan arının trake sistemine girer ve buradan kan sıvısına girerek hastalık yapar. Hastalık özellikle havalandırması yetersiz ve yüksek nem bulunan kolonilerde görülür. Ayrıca yoğun bir şekilde yapay gıdalarla beslenen arılarda ortaya çıkar.

286 BELİRTİLERİ Septisemiye yakalanan arılar hızla ölürler. Kan sağlıklı arılarda solgun sarımtırak renkte iken hasta arılarda açık kahverenginden tebeşir beyazına dönüşür. Hastalığa yakalanan arılarda kaslar hızla refleks kaybına uğrar, uçma yeteneği kaybolur, besin tüketimi durur, koloni zayıflar. En yüksek ölüm düzeyi bulaşmadan saat sonra görülür. Ölen arılar ele alındığında baş, göğüs, kanat ve bacak gibi vücut kısımları hemen ayrılır. Ölü arılarda kokuşma görülür.

287 KORUNMA VE KONTROL Koloniler güneş alan ve hava akımı bulunan arılıklarda tutulmalı Arılık yeri nemli olmamalı ve kovan içinde nem birikmemelidir Arılar üzerinde stres yaratabilecek uygulamalardan kaçınılmalı Varroa ve nosema ile mücadele edilmelidir Yoğun yapay yemlemeden kaçınılmalıdır

288 Protozoan Hastalıklar Etmeni Nosema apis adı verilen bir protozoadır. Spor oluşturarak çoğalırlar. Ergin arı hastalığıdır. a) Nosema

289 En çok ilkbaharda görülür Sporlar gıda veya su ile ağızdan alınırlar Hasta arılarda milyon N. apis sporu oluşur Hasta arıların su kaynaklarını ziyareti ile diğer arılara ve kolonilere de bulaşır

290 HASTALIĞIN BELİRTİLERİ 1) Ergin arılarda görülür. 2) Arılar kanatlarını çırparlar fakat uçamazlar. 3) Kovan önündeki otlara çöplere tutunurlar. 4) Koloni zayıflar ve söner.

291 5) Hasta arıların mideleri Sütbeyazı rengindedir Mide şişer ve kıvrımları azalır

292 6) Hasta arıların abdomenleri şişer ve uzar 7) Hasta arılar dışkılarını kovana bırakırlar ve N. apis sporlar dışkı ile diğer arılara bulaşır

293 NOSEMA HASTALIĞININ KOLONİLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 1. Sonbaharda arı populasyonda büyük azalma olur 2. Arıların ömrü kısalır 3. İşçi arıların arı sütü üretimi azalır 4. Kış kayıpları artar 5. Ana arı kayıpları artar 6. Ana arıların yumurtlama hızı azalır 7. Koloni gelişme hızı düşer 8. Bal verimi azalır

294 NOSEMA HASTALIĞININ YAYILMASINI HIZLANDIRAN ETMENLER 1. Hastalıklı kolonilerden sağlıklı kolonilere arılı, yavrulu, ballı veya polenli petek verilmesi 2. Koloni kontrollerinde arıların ezilmesi 3. Kovanların uzun süre kapalı kalması 4. Uzun süren arı taşımacılığı 5. Arıların kışın rahatsız edilmesi 6. İlkbaharda kovanların sık sık açılması 7. Ana arı veya paket arısı yetiştiriciliği 8. Yetersiz besleme, kolonilerde stresin oluşması

295 KORUNMA VE KONTROL YÖNTEMLERİ 1) Koloniler kış aylarında rahatsız edilmemelidir 2) Koloniler aç bırakılmamalı, şurupla beslenmelidir 3) Arılık yerinin seçiminde dikkatli olunmalıdır 4) Sonbahar bakımına özen gösterilmeli 5) Her kolonide genç ve kaliteli bir ana arı olmalıdır 6) Koloni populasyonu yeterli olmalıdır 7) Yeterince bal ve polen bulunmalıdır 8) Hastalık ve parazitlerle mücadele edilmelidir 9) Kovanların havalandırması yeterli olmalıdır

296 VİRAL HASTALIKLAR PARALİZ (ARI FELCİ) a) Akut Arı Felci b) Kronik Arı Felci

297 ETMENİ: İki çeşit virüstür. Bunlar; kronik arı paraliz (felç) virüsü (CBPV) akut arı paraliz virüsü (ABPV)dir.

298 Hastalığın etmeni RNA yapıdaki bir virüstür yılında tüm coğrafi bölgelerimizde görülmüştür. Hastalık genelde haziran ve temmuz aylarında görülür. Sonbaharda ise hastalıkta azalma olur. Virüsün inkübasyon ısısı optimum 35 C'dir. Bulaşma şekli kesin olarak bilinmemekle beraber arılar arasında bal alışverişi ile olduğu sanılmaktadır. (inkübasyon:mikroorganizmaların belirli sıcaklıkta tutularak gelişmesini sağlama işlemi.)

299 HASTALIĞIN BELİRTİLERİ Hastalığın en önemli belirtisi üzerlerine duman verildiği halde arılar vızıltı çıkarırlar fakat uçmazlar. Bacak ve kanatları sürekli şekilde titrer. Hasta arıların midesindeki sıvılar dışarı atılamadığı için karınları nosemalı arılarda olduğu gibi şişkindir. Hasta arıların vücut kılları döküldüğü için parlak ve cilalı bir görünümü vardır.

300 Kovanda hasta arılar çerçevenin üst kısmında toplanırlar Sıcak ve kurak havada hastalığın şiddeti artar. Toprak ve bitkiler üzerinde sürünerek yürürler Vücut yüzeyleri koyu esmer bir renk alır. Abdomen normalden daha ufakmış gibi görünür.

301 Hasta arılar 2-4 hafta içinde ölürler. Hastalık nedeniyle tarlacı arıların sayılarında görülen azalmadan dolayı kolonideki yavru gelişimi olumsuz etkilenir. Bundan dolayı genç arıların sayısında bir azalma görülür. Bakıcı arıların azalması sonucu koloninin düzeni bozulur. CBPV virüsü ergin arıların sinir sistemini tahrip eder. Sinir hücrelerinin içinde yayılır ve istem dışı kasılmalara sebep olur.

302 KORUNMA VE KONTROL Paraliz virüsünü kontrol altına alabilecek etkili bir mücadele yöntemi bulunamamıştır. Hastalığa dayanıklı hatlar yetiştirilmelidir. Hasta kolonilerin anaları yenilenmelidir. Koloniler arasında yağmacılık önlenmelidir

303 Diğer Hastalıklar a) Dizanteri Dizanteri, bulaşıcı olmayan ve hazım bozuklukları nedeniyle ergin arıların ishale yakalanmaları şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık birçok sebepten dolayı ortaya çıkabilir. Bunlar arasında Fermente olan gıda stokları, sonbaharda sulandırılan şurupla besleme, kirli şurupların verilmesi, rutubet yada nemlilik, arıların uzun süre kapalı tutulmaları, akide,pekmez,lokum,ham şekerle yapılan beslemeler sayılabilir.

304 BELİRTİLERİ Uyuşuk arılar, şişen abdomenler, sarıdan kahverengiye kadar dışkı ile bulaşan kovanlar, hastalık hafif seyrediyorsa koloniye fazla zarar vermez ancak nosemayla birlikte seyrediyorsa nosemanın yayılma hızını arttırır. Hastalık şiddetli seyrederse toplu ölümler başlar ve koloni sönebilir.

305 SEPTİSEMİ(kan zehirlenmesi) Septisemi bir ergin arı hastalığıdır. ETMENİ: Pseudomanas Apiseptica Burnside adında gram negatif bir bakteridir.

306 Çeşitli yollarla arının trake sistemine girer ve buradan kan sıvısına geçerek hastalık yapar. Hastalık özellikle havalandırması yetersiz ve yüksek nem bulunan kolonilerde ortaya çıkar. Septisemi, nosema ve parazit hastalıklarıyla bir arada görülebilir.

307 Septisemiye yakalanan arılar hızla ölürler. Kan, sağlıklı arılarda solgun sarımtırak renkte iken; hasta arılarda açık kahve renginden tebeşir beyazına dönüşür. hastalığa yakalanan arılarda uçma yeteneği kaybolur, besin tüketimi durur, koloni zayıflar. Ölen arılar ele alındığında baş, göğüs, karın, kanat ve bacak gibi vücut kısımları hemen ayrılır.

308 KORUMA VE KONTROL Koloniler güneş alan ve hava akımı bulunan arılıklarda tutulmalı Arılık yeri nemli olmamalı ve kovan içinde nem birikmemelidir Arılar üzerinde stres yaratabilecek uygulamalardan kaçınılmalı Varroa ve nosema ile mücadele edilmelidir Yoğun yapay yemlemeden kaçınılmalıdır

309 1. Bal Arısı Parazitleri a) Trake Akarı b) Varroa C-) Bal Arısı Parazit ve Zararlıları 2. Bal Arısı Zararlıları a) Bal Mumu Güvesi b) Arı Biti 3. Diğer Bal Arısı Zararlıları - Yaban Arıları - Karıncalar - Arı Kuşu - Ayı - Kirpi - Örümcekler

310 1. Bal Arısı Parazitleri a) Trake Akarı b) Varroa A-) TRAKE AKARI Trake akarı (Acarapis woodi rennie) genellikle işçi arıların solunum sistemine yerleşen bir iç parazit akardır. Bazen ana arı ve erkek arılarda da görülebilir. Trake akarının dişisi ergin arının ilk göğüs gözeneğinden içeri girerek trake içerisine yerleşir ve yumurtalarını bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar trake duvarını ağızları ile delerek arının kanı ile beslenirler..

311 Ergin akarın ömrü gündür. Ölü arılarda 1-2 gün yaşayabilirler. Gelişmeleri için en uygun sıcaklık 34 C dir. En hızlı gelişimini kış boyunca kovan içinde devam ettirir. Kış sonunda yumurtası ve dışkılarıyla arının soluk borusunu iyice kirletmiş durumdadır. Erken ilkbaharda arı ilk uçuşa çıktığında ise, kovandan belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra tıkanık soluk boruları nedeniyle yeterli hava alamaz ve kovandan uzak bir yerde ölür.

312

313 BELİRTİLERİ Yıllarca hiçbir belirti göstermeden gizli olarak yaşayabilir Trake akarı ile bulaşık arılarda dikkati çeken en önemli belirti uçma yeteneğinin kaybolmasıdır. Bulaşık arılar kovan yakınında yerde sürünerek hareket ederler. Soğuk havalarda kovan kenarında küçük kümeler oluştururlar. Kanatlar normal değildir ve sanki yerinden çıkmış gibi sarkıktır. Arılar küçük ot ve benzeri bitki parçalarına tutunmaya çalışırlar. Karın şişkin durumdadır.

314 Trake akarı ile bulaşık bu arılarda görülen belirtiler nosema, pestisit zehirlenmeleri ve arılarda paralize yol açan diğer hastalık belirtilerine benzer. Bu nedenle, kesin teşhis hastalıklı arılar laboratuvarda incelendikten sonra verilmelidir Akar, genellikle solunum borusunda olduğu için mutlaka etki maddesi bromoproplate olan fumigant ilaçlar kullanılmalıdır.

315 B-)VARROA Varroa bal arılarının larva, pupa ve erginlerin kanlarını emerek yaşayan, mücadele edilmediğinde; bulaşık kolonilerin fiziksel veya fizyolojik olarak zarar görerek ölmesine neden olan bir dış parazittir. Varroa ilk olarak 1904 yılında Java adalarında Hindistan arısı (Apis cerana) üzerinde tespit edilmiştir. Varroa paraziti Hindistan arısından bal arısı (Apis mellifera) kolonilerine geçerek Rusya, Bulgaristan, 1972 Yugoslavya ve 1977 yıllarında Türkiye de tespit edilmiştir. Varroa; ülkemizde epideminin yaygın olduğu 1980 yılına kadar koloninin sönmesine neden olmuştur.

316 BULAŞMASI Varroanın ülkemizde hızla yayılmasının en önemli nedeni ülkemizde yoğun olarak yapılan gezginci arıcılıktır. Varroa enfestasyonunun olduğu bölgeye götürülen arılara bulaşan varroalar buradan diğer bölgelerede yayılmıştır.

317 Bulaşması ve yayılması genel olarak aşağıdaki şekilde özetlenebilir. 1) Bulaşık kolonilerden sağlıklı kolonilere yavru ve genç işçi Verilmesi 2) Kolonilerin kontrolsüz olarak birleştirilmesi ve suni oğul üretimi ile yeni kovanların oluşturulması 3) Bulaşık arıların kovanlarını şaşırarak diğer kovanlara girmesi 4) Arılıklar arasında zayıf koloniler nedeniyle sık sık yağmacılık yapılması

318 5) Etkili olmayan yöntemlerle zararlıya karşı yapılan kimyasal mücadeleden olumlu sonuç alınamaması 6) Zararlı ile bulaşık olduğu bilinen ülkelerden kontrolsüz paket arı, ana arı veya arı kolonisi alınması 7) Gezginci arıcılığın yeterince denetlenmemesi 8) Zararlı ile toplu mücadeleye önem verilmemesi

319 Dişi Varroa nın ( ) Morfolojisi Ergin dişi varroa; mm uzunluğunda mm genişliğinde, oval şekilli Koyu kırmızı-kahverengi Delici-emici ağız yapısı Vücut; sırt ve karından basık olup üst kısmı dış bükeydir.

320 Erkek Varroa ( ) Morfolojisi mm çapında ve dairesel yapıda olup, beyaz-gri veya sarımsı renktedirler, Ağız yapıları yavru ve ergin arılardan kan emmeye uygun olmadığından beslenemezler. Ağızları dişiye sperm aktaracak şekilde değişikliğe uğramıştır. Erkek varroalar ergin hale geldikten 1 gün sonra cinsi olguluğa erişerek petek gözler içerisinde çiftleşirler. Çiftleşme sonrası erkek varroalar öldüklerinden petek gözlerin dışında ve arıların üzerinde bulunmazlar.

321

322 Varroanın Yaşam Döngüsü Ergin-döllenmiş dişi varrolar 5-6 günlük larvaların bulunduğu petek gözlere girerler Aynı petek göze birden fazla varroa girebilir. Gözler kapandıktan 2-3 gün sonra ilk yumurta bırakılır. İlk bırakılan yumurtalar döllenmemiş olup erkek varrolar gelişmeye başlar. Ergin dişi varrolar 4-7 yumurta bırakabilirler. Yumurtalar 1 defada bırakılmayıp 30 saat ara ile bırakılırlar

323

324 Dişi varroların yumurtlamış olduğu yumurtaların tamamı ergin hale gelemez.

325

326 Erkek ( ) varroalar gelişmelerini 5-6, dişi ( ) varroalar ise gelişmelerini 6-7 günde tamamlayarak yavru arılarla beraber petek gözlerden çıkarlar.

327 Ergin varroalar; arı ve yavruların olmadığı ortamda 5 günden fazla canlı kalamazlar.

328 KOLONİYE ETKİSİ Kısa süreli fakat sık sık hemolenf emerler. Her emmede arı vücut ağırlığının yaklaşık %0,1'ini kaybeder. Varroalar arıların kitini tabakasını delerler ve bu yaralardan diğer zararlı mikroorganizmalar vücuda girer. Hemolenf emmesi sonucu arı devamlı olarak protein kaybeder. Bu durumda olan arılar her türlü mikrobik enfeksiyondan etkilenebilirler. Mikrobik enfeksiyon ve protein kaybı arıların ömrünü kısaltır.

329 Koloniler rahatsız olduklarından dolayı kış salkımı yapamaz ve ana arıyı soğuktan koruyamazlar. Üzerinde 6-10 akar bulunan larvalar gelişemeyip ölür. 5'ten az akar bulunan larvalar ise gelişmesini tamamlamakta ancak kanatsız, tek kanatlı veya bacakları eksik anormal bireyler oluşur.

330 Varroalar sindirim sistemlerinde taşıdıkları mikroorganizmaları arının kitin tabakasını delerek emgi yaptıkları sırada arılara bulaştırırlar. Ağırlık yaparak arıların faaliyetlerini yavaşlatırlar İşçi arıların yavru bakımı zayıflar ve buna bağlı olarak ana arının yumurtlama kapasitesi azalır

331 VARROA NIN ZARARLARI Kolonilerin gelişmesini durdurur Önlem alınmadığında kolonileri söndürür Arıların ömür uzunluğu azalır, kış kayıpları artar Arılar küçük, kanatsız ve deforme olmuştur Larvalar beslenemez ve yavru ölümleri olur Varroların açtığı yaralardan diğer mikroplar girer Nosema, arı felci, AYÇ, AvYÇ hastalıkları artar İşçi arılarda protein kaybı olur Erkek arılarda canlı ağırlık ve sperma miktarında azalma

332

333 İşçi arıların bir kısmı uçamadığından kovan önünde sürünürler. İşçi arılar varroa ile bulaşık yavru gözlerini mühürlemeyerek yavruları dışarı atabilirler. Parazitli pupaların beyaz vücudunda koyu kırmızı-kahve renkli benekler görülür.

334

335

336 Varroanın Tespiti Erkek arı pupaları kontrol edilir Deforme işçi arı varlığı kontrol edilir. İşçi arıların üzerinde gözle tespit edilir. Kovan dip tahtasına beyaz gres yağlı karton konularak düşen varroalar sayılır. Kovan dip tahtasındaki kalıntılar incelenir.

337

338

339 VARROA İLE MÜCADELE Mücadele için en uygun dönem kolonilerde kuluçka faaliyetinin ve kapalı yavru gözlerinin en az olduğu erken ilkbahar ve geç sonbahardır. İlaçlamalar balda kalıntı bırakmaması için nektar akımı ile bal hasadı arasında kalan dönemin dışında yapılmalıdır. Öncelik korunmaya verilmelidir. Unutulmamalıdır ki kullanılan çoğu kimyasal balda kalıntı bırakır ve balın kalitesinin düşmesine neden olur.

340 Yağmacılık önlenmeli bunun için kovan uçuş delikleri daraltılmalıdır. Arıların kovanları şaşırması engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Yoğun enfestasyona maruz kalmış kovanlar yakılmalıdır. Kovanın oğul vermesi önlenmelidir. Kovanlar yerden en az 50cm yükseğe konulmalıdır ve devamlı güneş alan yerler seçilmelidir. parazite karşı kullanılacak ilaçların etkinliğini ve başarı şansını arttırmak için ilaçlamaların yavrusuz dönemde yapılması şarttır.

341 KİMYASAL MÜCADELE Kimyasal mücadele için seçilecek preperatların doğru zamanda ve doğru dozlarda kullanılması gerekmektedir. Aksi taktirde ya kullanılan ilaca karşı bir direnç gelişir veya hiçbir etkisi olmaz. İlaçlar kapalı yavru gözünde gelişen akarlara etki etmeyeceğinden ilaçlama erken ilkbahar veya geç sonbahar mevsiminde kapalı yavru gözlerinin en az olduğu dönemde yapılmalıdır.

342

343

344 FORMİK ASİT UYGULAMASI Doğru kullanıldığında % oranında etkinlik gözlenir C aralarında kullanılmalıdır. Çevre sıcaklığı 30C ve üzerine çıkarsa arılar için zararlı olabilir. Uygulamanın ilk haftasında Çevre sıcaklığı 28C ye ulaşması durumunda formik asit plakaları toplanmalıdır. Aksi taktirde ana arı ve yavru kayıplarıyla koloninin sönmesi söz konusu olabilir. Tek uygulama 250 ml formik asit( % 65 lik)/plaka 35 ml formik asit( % 65 lik)/plaka, 4 gün ara ile 6 kez kullanılır Normalde teknik düzey formik asit % 85 konsantrasyonda pazarlanmaktadır. % 65 konsantrasyon hazırlamak için 3 kısım asit 1 kısım su karışımı hazırlanır. Kovan giriş delikleri tamamen açık olmalıdır. Tek katlı kolonilerde günlük en az 8 gr, çift katlı kolonilerde 20 gr formik asitin buharlaşması gerekmektedir.

345

346 OKSALİK ASİT Avrupa konseyi tarafından organik arıcılık uygulamalarında kullanımına izin verilmiştir (EU Council, Regulation No:1804/1999). Özellikle kolonilerde yavrunun bulunmadığı kasım-aralık aylarında uygulanır. 3 FARKLI KULLANIM ŞEKLİ VARDIR Damla Yöntemi Sprey Yöntemi Fumigasyon

347 Damla yöntemi 35 gr Oksalik asit dihidrat 1 litre 1/1 lik şeker şurubunda eritilir. Zayıf kolonilere 30 ml, orta büyüklükteki kolonilere 40 ml, güçlü kolonilere 50 ml petek aralarından arılar üzerine damlatılır. Uygulamada kullanılan solüsyon soğuk olmamalıdır. Uygulama 5 C üzerindeki hava sıcaklıklarında yapılmalıdır.

348 Sprey şeklinde kullanım 30 gr Oksalik asit dihidrat 1 lt suda eritilir. Hazırlanan çözelti her petek için 5 ml olacak şekilde peteğin iki yüzeyine püskürtülür. Yavrusuz kolonilerde % 95 etkinliği mevcuttur. Kolonide yavru olduğunda etkinlik % 65 e düşer.

349 Fumigasyon (Dumanlama) 1 gr Oksalik asit dihidrat kristalleri ısıtıcının buharlaşma haznesine konulur. Kovanın giriş deliği kapatılarak arıların dışarı çıkması önlenir. 12 volt araba aküsüne bağlanarak ısıtıcı çalıştırılır. Yaklaşık 3 dakika içerisinde Oksalik asit dihidrat buharlaşır. Isıtıcı alındıktan sonra koloninin ağzı 15 dakika kapalı tutulur. Uygulama kapalı gözlerdeki varroaları etkilemez.

350 DUMANLAMA

351

352 UÇUCU (Esansiyel) YAĞLAR Uzun süreli uygulamalarda balda az da olsa kalıntı bırakabilirler. Varroaya karşı iki şekilde etki ederler. Direk temas yolu ile değdiklerinde bir kaç dakika içerisinde ölüm gerçekleşir. Uçucu yağ içeren besinlerle beslendiklerinde uçucu yağ yeteri kadar etkili ise ergin dişiler yumurtlayamazlar. Konsantrasyon düşük ise ergin dişiler yumurtlamasına rağmen yumurtadan oluşan yeni bireyler gelişmesinde gecikme gözlenir. Yavru arıların ergin hale gelerek gözü terk etmeleri sonucu gelişmesini tamamlamış varroalar ölür. Şurup içerisine katılan uçucu yağlar besin zinciri içerisinde larval besinlere karışarak yavrularına ulaşır. Petek gözlerde larva ve pupalar ile beslenen varrolarda yumurtlayamama ve gelişme bozuklukları gözlenir. Farklı bitkilerden elde edilen veya farklı bileşenlere sahip uçucu yağ karışımları varrolara karşı her bir bileşenin etki mekanizmasının farklı olmasından dolayı daha etkili olabilirler. Nane, biberiye, kekik ve tarcın yağları, thymol, eucalyptol, menthol camphor

353 THYMOL Thymol kekik yağının yaklaşık % 50 sini oluşturan uçucu bir maddedir. Thymol uygulanması iki uygulama şeklinde varroa bulaşıklığına göre 6 veya 8 hafta sürer. Ağır ve çekici kokusu nedeni ile yağmacılık eğilimini arttırabilir. Bu nedenle arılıktaki kolonilerin tamamına uygulanması gerekir. Thymol tabletleri veya kristalleri yavru alanından uzağa konulmasında fayda vardır. Preparatın konulduğu yerdeki yavrular işçi arılar tarafından temizlenir. Ayrıca bal var ise kovanın başka yerine taşınır gr thymol kristali ızgaralı bir kutuya yerleştirilerek petek aralarına asılır. Kısmen fungal bir hastalık olan kireç hastalığına karşıda etkilidir Özellikle sıcak havalarda kullanımına dikkat edilmelidir. Yağmacılık ve kovanı terk etme gözlenebilir.

354 İlaçla mücadelenin yanı sıra değişik bazı yöntemlerle de varroa ile mücadele edilebilir. Fiziksel olarak yapılan mücadelede yüksek ısıdan faydalanılır. Bunun için kovanlar özel hazırlanmış depolarda kovanın sıcaklığı C'ye çıkarıldığında varroaların arıyı terkettikleri görülmüştür. Göz tabanı geniş olan plastik petekler kullanıldığında işçi arılar günde gelişimini tamamlayarak ergin dişi arı oluşur. Bu süre içinde varroa gelişimini tamamlayamadığından petek içinde ölür. Ayrıca kış aylarında kovan uçuş deliği genişletilerek arıların kuluçka faaliyetleri azaltılıp varroanın kontrolü sağlanmaya çalışılmaktadır.

355 Diğer bir yöntem ise biyolojik mücadeledir. Varroalar yumurtlamak için öncelikle erkek arı gözlerini tercih ederler. Eğer kovanın ortasına yarısı örülmüş erkek arı gözü bulunan çerçeve verilirse arılar bunu tamamlarlar. Ana arı buraya dölsüz yumurta bırakır ve varroalar gözler kapanmadan yumurtlamak için bu gözlere girerler. Bu çerçeveler kovandan alınarak yakılır.

356 2. Bal Arısı Zararlıları a) Bal Mumu Güvesi b) Arı Biti a) Bal Mumu Güvesi Büyük balmumu güvesi (Galleria melonella L.) larvaları bal ve depolanmış polenler üzerinde beslenerek ağır ekonomik kayıplara neden olur. Sağlıklı kolonilerde balmumu güvesi zararı işçi arılar tarafından etkili bir şekilde kontrol edilebilir.

357 zayıf kolonilerde büyük kayıplar meydana getirir. Larvaları özellikle havalandırması yetersiz olan sıcak depolardaki kovanlarda, ballı veya süzülmüş çerçevelerde büyük ürün kayıplarına neden olur. Ürün kaybının temel sebebi çok hareketli olan larva dönemleridir. Larvalar beslenmek için balmumu içerisinde tüneller açarak ilerlerler ve peteğin yapısını bozarlar. Yumurtalarını bal arılarının ulaşamayacağı yarık ve deliklere yumurtlarlar. Normal koşullarda (24-26 C) bu yumurtalardan 5-8 günde larvalar çıkar.

358 Yeni çıkan larva ipeksi yapılı bir tünelde peteğin tabanına doğru ilerlemeye başlar. Sıcaklık ve besine bağlı olarak 1-5 ay beslenir ve büyür. Bu dönem sonunda larva boyu 1 mm'den 22 mm'ye kadar büyür. Peteklere en çok bu larva dönemindeyken zarar verir. Larvalar polen yanında arı larvası gömleği ve dışkı ile beslenir

359 MÜCADELE Mücadelede pek çok kimyasal, biyolojik ve fiziksel yöntem kullanılmaktadır. -15'te 2 saat ve -12 C' 3 saatlık düşük ısı uygulamalarında zararlının tüm gelişme dönemleri ölmektedir. 49 C'de 40 dakikalık ısı uygulaması ile balmumu içine gizlenmemiş halde bulunan olgun larvaları öldürülebilir. Kullanılan kimyasallar bal ve balmumunda kalıntı bırakmaktadır. Soğutma ve ısıtma teknikleri ise pahalı olmaktadır.

360 Buna karşın biyolojik olarak B. Thuringiensis bakterileri kullanılır. Ticari olarak hazırlanmış toz veya süspansiyon olarak satılır. G. melonella bu materyali çok az miktarda almış bile olsa ölür. Bal mumu güvesinin en etkili düşmanı arılardır. Bu nedenle kolonileri güçlü tutmak çok önemlidir. Güçlü kolonilerde arılar güve larvalarını kovan dışına taşıyarak zararlı etkilerinden kurtulurlar.

361 B-) ARI BİTİ Pireden biraz daha kısa ve yuvarlak, kestane renkli 6 ayaklı yengeç gibi her yana hareket edebilen ayakları çengelli bir bittir.

362 Arı biti kovan içerisinde yaşar ve çoğalırlar. Ergin bitler, ana ve işçi arıların göğüs karın ve sırt kısmında bulun, kıllara tutunurlar. Yumurtalarını bal sırları üzerinde bırakırlar. Arı bitleri, arıların yedikleri gıda maddeleriyle beslenerek yaşamlarını sürdürürler Arı sütünü çok severler.

363 Bitler anaların beslediği yiyeceğe ortak olduğundan yavru gelişmesine engel olur. Böylece verim düşer. Bitle yüklü analar diğer şartlar elverişli olsa bile yeterli beslenemeyeceklerinden ister istemez, ana arının yaptıkları yumurta sayısı azalır veya tamamıyla kesilir.

364 Mekanik Mücadele Eğer bir kovan içerisinde yaygı değilse sadece ana arı üzerinde de bulunuyorsa temiz bir çöp, kürdan veya kibrit çöpü, ballı gözlerden birine batırılarak bitin üzerine dokundurulur. Bala yapışan bit öldürülerek yok edilir. Temmuz ve ağustos aylarında larva döneminde bulunacağı dikkate alınır. Bu dönemde bal sırları kazınırsa bitin tümü veya tümüne yakını bir kısmı ortadan kaldırılmış olur.

365 Kimyasal Mücadele Tütün dumanı ile yapılan arı bitleri hemen kovan tip tahtasına düşerler. Ölü olarak değil sadece uyuşmuş olarak, körük içerisinde tütün yakılır. Kovan dip tahtasına hepsini örtecek şekilde kağıt serilir. Kovan uçuş deliğinden ve yemleme deliğinden bolca duman verilir. Duman serin olmalı yakıcı olmamalıdır. Uyuşan bitler bir süre sonra dip tahtası üzerine düşerler. Uygulamadan 10 dakika sora kağıt alınarak birlikte yakılır. Bitler tümüyle yok oluncaya kadar haftada bir kere tekrarlanır.

366 3. Diğer Bal Arısı Zararlıları - Yaban Arıları - Karıncalar - Arı Kuşu - Ayı - Kirpi - Örümcekler YABAN ARISI

367 ARI KUŞU

368 KİRPİ, KARINCALAR, ÖRÜMCEKLER, AYI

İlkbahar Dönemi Çalışmaları

İlkbahar Dönemi Çalışmaları İlkbahar Dönemi Çalışmaları İlkbaharda Yapılacak İşlemler Hava sıcaklığının +14 0 C üzerine çıktığı zaman kovanlarda ilk kontroller yapılır. İlk kontroller kısa ve seri bir şekilde yapılarak yavruların

Detaylı

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi

Arıcılığın Tanımı. Arı Yetiştirme Ürünler. Ürünler. Ürünler. Ürünler. Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi Hayvan Yetiştirme ve Besleme Dersi Arıcılığın Tanımı Arı Yetiştirme Arıcılık; bitkisel kaynakları, arıyı ve emeği bir arada kullanarak, bal, polen, arısütü, balmumu, propolis, arı zehiri gibi ürünler ile

Detaylı

A R I C I L I K MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZIRAATTIR. KEMAL ATATÜRK

A R I C I L I K MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZIRAATTIR. KEMAL ATATÜRK A R I C I L I K MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZIRAATTIR. KEMAL ATATÜRK ARILARIN BİYOLOJİK EVRELERİ: Yumurta : Petek üzerinde işçi arılar için yapılmış gözler küçük, döllenmemiş yumurtadan oluşan erkek arıların

Detaylı

Veteriner Hekim ; Abdullah AKIN

Veteriner Hekim ; Abdullah AKIN Veteriner Hekim ; Abdullah AKIN 1-İşçi ARI 2-Kraliçe ( Ana ) Arı 3-Erkek Arı 1-İşçi Arı 1-İşçi Arılar İşçi arılar, bir arı kolonisinde çiftleşme kapasitesine sahip olmayan dişi arılar. Pek çok arı

Detaylı

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ ARICILIĞA GENEL BAKIŞ TÜRKİYE VE DÜNYADA ARICILIK Dünyada 65 milyon koloni ile 1.5 milyon ton bal üretimi yapılmaktadır. Türkiye ise 5 milyon koloni ile Çin in arkasından 2.,bal üretim miktarı 94.000 ton

Detaylı

Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü

Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü Arıcılığa Başlarken... Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü Her şeyden önce... Kovan Seçimi Arı Irkı Seçimi Arıcılık Yapılacak Bölge Seçimi Arılık Seçimi» çok önemlidir. Ancak...

Detaylı

BAL ARISININ TAKSONOMİSİ

BAL ARISININ TAKSONOMİSİ BAL ARISININ TAKSONOMİSİ Alem (Kingdom) : Hayvanlar (Animalia) Şube (Phylum) : Eklembacaklılar (Arthropoda) Alt Şube (Subphylum) : Antenliler (Antennata) Sınıf (Class) : Böcekler (Insecta) Takım (Order)

Detaylı

Veteriner Hekim : Abdullah AKIN

Veteriner Hekim : Abdullah AKIN Veteriner Hekim : Abdullah AKIN Langsroth Kovanı 1-Kovan Kapağı, 2-örtü Tahtası, 3-Ballık Kuluçkalık, 4-Dip Tablası 5-Uçuş Tahtası Langsroth Kovan Ekipmanları Kovan Dip Tahtası Kovanın en altında bulunan

Detaylı

VETERİNER HEKİM: ABDULLAH AKIN

VETERİNER HEKİM: ABDULLAH AKIN VETERİNER HEKİM: ABDULLAH AKIN OĞUL NEDİR? Arıların çoğalma içgüdüsü ile; yeni bir arı ailesi oluşturmak için bir ana arı önderliğinde bir gurup arının kovanı terk etmesidir Koloni bireylerinin %30 - %70

Detaylı

Arı ürünleri ve Etkin Üretim Yöntemleri. Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU

Arı ürünleri ve Etkin Üretim Yöntemleri. Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU Arı ürünleri ve Etkin Üretim Yöntemleri Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU ARI ÜRÜNLERİNDE VERİMLİLİĞİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER BÜTÜN ÜRÜNLER İÇİN YAKLAŞIK OLARAK AYNI DÜZEYDE ETKİ EDER GENETİK YAPI KULUÇKA ETKİNLİĞİ

Detaylı

AHMET ALİ YAĞCI VETERİNER HEKİM

AHMET ALİ YAĞCI VETERİNER HEKİM AHMET ALİ YAĞCI VETERİNER HEKİM ARILI KOVANLARININ KONULDUĞU VE ARICININ ÇALIŞTIĞI YERE ARILIK DENİR GEZGİNCİ? SABİT? Arıcılık büyük ölçüde doğa koşullarına bağlıdır! DOĞA KOŞULLARI? İKLİM BİTKİ ÖRTÜSÜ

Detaylı

ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM

ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM ARICILIKTA ORGANİK ÜRETİM İNCİ AKGÜL ZİRAAT MÜHENDİSİ ORGANİK TARIM PROJELER KOORDİNATÖRÜ Giriş Arıcılık; arı kolonilerini ve bitkisel kaynakları birlikte kullanarak arı sütü, bal ve polen gibi çeşitli

Detaylı

KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST

KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST 0533 6508818 KARASİNEKLER Familia : Diptera 0.5 1 Cm boyunda Siyah Gri renktedirler. Ortalama ömürleri 3 4 haftadır. KARASİNEKLER Ağız tipi

Detaylı

ARILAR. Arıların yaşadıkları yere arı kovanı denir. Her kovanda yaklaşık 50.000 (elli bin) arıdan oluşan bir arı kolonisi yaşar.

ARILAR. Arıların yaşadıkları yere arı kovanı denir. Her kovanda yaklaşık 50.000 (elli bin) arıdan oluşan bir arı kolonisi yaşar. ARILAR Arıların yaşadıkları yere arı kovanı denir. Her kovanda yaklaşık 50.000 (elli bin) arıdan oluşan bir arı kolonisi yaşar. Böyle bir kovan içinde farklı arılar farklı görevleri yerine getirmek zorundadır.

Detaylı

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti)

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) 8. Familya: Curculionidae Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) Sitophilus granarius (L.) Erginler koyu kahve veya kırmızımsı gri renkte, 3-5 mm. boydadır. Baş kısmı

Detaylı

Arıcılıkta Yeni Yaklaşımlar

Arıcılıkta Yeni Yaklaşımlar Arıcılıkta Yeni Yaklaşımlar Yeni Yaklaşımlar? Ana Arı Genotipinin Önemi Kovan Yapısı ve Yönetimi Varroa ile Mücadele Arı Ürünleri Kestane Balı Hijyenik Bal Üretimi Polinasyon Koloni Ölümleri Arı Besleme

Detaylı

BAL ARISININ TAKSONOMİSİ

BAL ARISININ TAKSONOMİSİ BAL ARISI Bal Arısının Taksonomisi Arının Morfolojisi ve Anatomisi Bal Arılarının Büyüme ve Gelişmesi Arı Kolonisini Oluşturan Bireyler Baş Göğüs Karın Yumurta Larva Pupa Ana Arı İşçi Arı Erkek arı BAL

Detaylı

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ Badem Anadolu nun en eski meyve türlerinden birisidir. Ancak ülkemizde bademe gerekli önem verilmemekte, genellikle tarla kenarlarında sınır ağacı olarak yetiştirilmektedir. Ülkemizde

Detaylı

ARICILIK ANASIZ KOLONİLERİN ANALANDIRILMASI

ARICILIK ANASIZ KOLONİLERİN ANALANDIRILMASI ARICILIK ANASIZ KOLONİLERİN ANALANDIRILMASI Analandırmak amacıyla kovana yumurtlayan ana arı vermede esas kural koloni ile ana arının karşılıklı olarak birbirini kabul etmelerini sağlamaktır. Bunun için

Detaylı

VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU

VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU TÜRKİYE DE YAPILAN BİR ANKET ÇALIŞMASINDA: Arıcılar; % 34 ü yaşlı, zayıf kovan ve kraliçeyi, % 26 sı varroosisi, % 20 si aşırı soğuk ve rutubeti, %12 si açlığı, % 4 ü kireç

Detaylı

ARININ MORFOLOJİSİ VE ANATOMİSİ

ARININ MORFOLOJİSİ VE ANATOMİSİ Dünyada 100.000 dolayında böcek türü taksonomik olarak sınıflandırılmıştır. Bu 100.000 tür içinde 23.000 dolayında arı bulunmaktadır. Bal arılararı evrimleri süresünce diğer böcek türlerinden farklılık

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

Bal Arılarının Beslenmesi. Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

Bal Arılarının Beslenmesi. Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Bal Arılarının Beslenmesi Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Ölüyorum dedim, inanmadınız! Benim ölümü göremezsiniz! Siz, polen beklemeye devam edin! Biz, avuç avuç ölürüz! Soykırım

Detaylı

A H M E T A L İ Y A Ğ C I V E T E R İ N E R H E K İ M

A H M E T A L İ Y A Ğ C I V E T E R İ N E R H E K İ M ARILARIN BESLENMESİ A H M E T A L İ Y A Ğ C I V E T E R İ N E R H E K İ M BAL ARILARININ DOĞAL BESİN MADDELERİ NEKTAR BAL POLEN NEKTAR Bazı bitkilerin özel yapıya sahip organları tarafından salgılanan

Detaylı

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ Ordo (Takım): Blattoptera (Hamam böcekleri) Vücutları kahverengi tonlarında, yassı ve ovaldir. Antenler çoğunlukla

Detaylı

ANA ARIYLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

ANA ARIYLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER ANA ARIYLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER Yumurtlayan ana arı, işçi arılardan daha uzun yapıda olup iri ve gösterişlidir. Kanatları karnının 2/3 ünü kaplar. Göğsü, işçilerinkinden daha geniş olduğundan ana

Detaylı

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM 1 Timsahlar dişlerini kendileri temizleyemezler. Timsahlar yemek yedikten sonra dişlerinin temizlenmesi için ağızlarını açarlar.

Detaylı

ARICILIK İLKELERİ. İşçi Arı

ARICILIK İLKELERİ. İşçi Arı ARICILIK İLKELERİ Arıcılık, bal arısı (Apis mellifera) kolonilerin bulundukları yörelere göre nektar akımının en bol olduğu dönemlerde ergin arı populasyonunun en üst düzeye ulaştırılması ve bu populasyonun

Detaylı

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ÜREME ORGANI ÇİÇEK ÇİÇEKLER BİTKİLERİN EŞEYLİ ÜREME ORGANIDIR. ÇİÇEĞİN KISIMLARI taç yaprak TAM ÇİÇEĞİN ŞEKLİ başçık sapçık dişicik

Detaylı

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz.2015 - Ankara Ekin Kurdu (Zabrus Spp) Ergini Geniş bir baş ve fırlayan sırt kısmının görünüşünden

Detaylı

Bitkilerde Eşeyli Üreme

Bitkilerde Eşeyli Üreme Bitkilerde Eşeyli Üreme İki farklı cinsiyete ait üreme hücrelerinin birleşmesiyle yeni canlılar oluşmasına eşeyli üreme denir. Oluşan yeni canlı, ana canlılardan farklı kalıtsal özelliklere sahiptir. Bitkiler

Detaylı

GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE

GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE A. GENEL RODENT KONTROLÜ Kemirgenler olarak tabir edilen rodentler, üreme ve canlı kalma gücü çok yüksek, depo, ambar, tarla vb gibi uygun yerlerde

Detaylı

NERGİS ZARARLILARI

NERGİS ZARARLILARI MORDOĞANDA NERGİS ÇİÇEKÇİLİĞİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM YAKLAŞIMI İLE İYİLEŞTİRİLMESİ VE KIRSAL KALKINMAYA KATKISI PROJESİ NERGİS ZARARLILARI Büyük nergis soğan sineği (Merodon equestris) Ergin sineklerin

Detaylı

Domates Yaprak Galeri Güvesi Tuta absoluta

Domates Yaprak Galeri Güvesi Tuta absoluta Tuta absoluta Bu nesne Türkiye Tarımsal Öğrenme Nesneleri Deposu kullan-destekle kategorisinden bir öğrenme nesnesidir. Kullan-Destekle nesneleri bilimsel çalışmalarda kaynak gösterilerek kullanmak istisna

Detaylı

F. Takım: Coleoptera

F. Takım: Coleoptera F. Takım: Coleoptera 1. Familya: Dermestidae a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) b)trogoderma granarium Everst. (Khapra böceği) a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) Erginleri 3 mm. kadar olan

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

VETERİNER HEKİM:ABDULLAH AKIN

VETERİNER HEKİM:ABDULLAH AKIN VETERİNER HEKİM:ABDULLAH AKIN BAL ARILARININ DOĞAL BESİN MADDELERİ NEKTAR BAL POLEN NEKTAR Bazı bitkilerin özel yapıya sahip organları tarafından salgılanan şekerli bir sıvıdır Arılar tarafından toplandıktan

Detaylı

The project is funded by European Union Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. ARICILIKTA MEVSİMSEL ÇALIŞMALAR ve BAKIM İŞLERİ

The project is funded by European Union Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. ARICILIKTA MEVSİMSEL ÇALIŞMALAR ve BAKIM İŞLERİ The project is funded by European Union Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. ARICILIKTA MEVSİMSEL ÇALIŞMALAR ve BAKIM İŞLERİ Bu kitapçık BTC Şirketi maddi desteği ile üretilmiştir.

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı)

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı) Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı Zararlı Organizma Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı) Sınıf: Insecta Takım: Hymenoptera Familya:Cynipidae Tanımı Konukçuları Zarar

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 ZEYTİN

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Zeytin

Detaylı

ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ

ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ Araş. Gör. Emre UĞURLUTEPE Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, KIRŞEHİR emre.ugurlutepe@ahievran.edu.tr (Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına

Detaylı

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER BAL TANIMI Bal, Türk Gıda Kodeksi 2000/39 sayılı Bal Tebliğinde "Bal; bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies ACTA TURCICA Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies Yıl III, Sayı 1/1, Ocak 2011 Kültürümüzde Arıcılık, Editörler: Emine Gürsoy Naskali, Hilal Oytun Altun www.actaturcica.com

Detaylı

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü A R I C I L I K. Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü A R I C I L I K. Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü A R I C I L I K Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun / 2010 Kapak Tasarımı Dizgi/Baskı Refik YILMAZ Çiftçi Eğitimi ve Yayım Şube Müdürlüğü Samsun İl Tarım Müdürlüğü Çiftçi

Detaylı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri Yavuz-1 CEVİZ (KR-2) Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Verimsiz bir çeşittir. Nisbi Periyodisite görülür. Meyvesi oval şekilli

Detaylı

ARICILIKTAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN ORGANİK OLABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

ARICILIKTAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİN ORGANİK OLABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR ORGANİK ARICILIK Doğada bulunan nektar, polen, su ve propolisin arılar tarafından toplanarak, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarda suni besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında

Detaylı

TEKNİK ARICILIK KOŞULLARI VE İLKBAHAR BAKIMI

TEKNİK ARICILIK KOŞULLARI VE İLKBAHAR BAKIMI TEKNİK ARICILIK KOŞULLARI VE İLKBAHAR BAKIMI Hasad Hayvancılık Dergisi,2009 Sayı 287 yayınlanmıştır. Mustafa KÖSOĞLU Giriş Arıcılıkta başarı, her üretim dalın olduğu gibi üretim materyalini iyi tanımak

Detaylı

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI SAMSUN TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ ARICILIK Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun, 2003 İÇİNDEKİLER Sayfa No 1. Giriş... 1 2. Tarihsel Gelişim İçersinde Arıcılık... 1 3. Arıcılığın Yeri

Detaylı

Arı. 1-Arı Taksonomisi:

Arı. 1-Arı Taksonomisi: Arı 1-Arı Taksonomisi: Dünyada 100.000 dolayında böcek türü taksonomik olarak sınıflandırılmıştır. Bu 100.000 tür içinde 23.000 dolayında arı türü bulunmaktadır. Bal arıları evrimleri süresince diğer böcek

Detaylı

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER)

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) Vücut prosoma ve opisthosomadan oluşmuştur. Cephalothorax bölümü kısadır. Abdomen ise bazı türlerde mesosoma ve metasoma olarak ikiye ayrılmış (akrep), bazı türlerde

Detaylı

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR? Saman nezlesi tanımı yanlış isimlendirilmektedir. Çünkü saman bu olaya neden olmaz. Hastalık; akan / kaşınan burun ve göz, hapşırma, boğaz kaşıntısı ve burun, boğazda çok miktarda akıntıdan oluşmaktadır.

Detaylı

Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım. ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım. FİLLER Filler

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ MANTARLAR (FUNGİ) ALEMİ Genellikle çok hücreli olan ökaryot canlılardır. Kloroplastları yoktur. Bu nedenle fotosentez yapamazlar.parazit

Detaylı

İLKBAHAR BAKIM VE BESLEMESİ

İLKBAHAR BAKIM VE BESLEMESİ İLKBAHAR BAKIM VE BESLEMESİ KOVAN SİCİL DEFTERİ Önce yağlı boyayla her kovana bir numara verilir. Bu deftere her kovan için bir sayfa ayrılır. Hangi mevsimde kovana ne gibi işler yapılacağı Kovanın durumu

Detaylı

Yer Yumurtasının Kontrolü Ve Çözüm Önerileri. Dr. Tolga Erkuş Ross Breeders Anadolu

Yer Yumurtasının Kontrolü Ve Çözüm Önerileri. Dr. Tolga Erkuş Ross Breeders Anadolu Yer Yumurtasının Kontrolü Ve Çözüm Önerileri Dr. Tolga Erkuş Ross Breeders Anadolu Neden Önemli??? Yer yumurtası nedir? Temiz görünüşlü yer yumurtası nedir? Sanitasyon ne işe yarar? Yer yumurtasına nasıl

Detaylı

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ MEYVE AĞAÇLARINDA TERBİYE SİSTEMİ VE BUDAMA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAHÇIVANLIK EĞİTİMİ KURSU Ankara MEYVE AĞACININ KISIMLARI 1- KÖK Toprak altı organıdır Meyve ağacının

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 ZEYTİN

Detaylı

"ARI ÜRÜNLERİNDE ÜRETİM ve TÜKETİMİNDE GIDA GÜVENLİĞİ "

ARI ÜRÜNLERİNDE ÜRETİM ve TÜKETİMİNDE GIDA GÜVENLİĞİ "ARI ÜRÜNLERİNDE ÜRETİM ve TÜKETİMİNDE GIDA GÜVENLİĞİ " 5 Temmuz 2012 İstanbul Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU Bal ve Diğer Arı Ürünleri ile Sağlık Yaşam Platformu Bal ve Diğer Arı Ürünleri ile Sağlıklı Yaşam

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni 1. TANIMI VE YAŞAYIŞI Hastalığa neden olan etmen obligat bir parazittir. Hücrelerarası gelişir,

Detaylı

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi Fen Bilimleri 7. Sınıf Aşağıda, sindirim sistemi ile ilgili verilen ifadelerden doğru olanlarının yanına (, yanlış olanlarının yanına (Y) koyunuz. Aşağıda verilen resimde sindirim sistemi organlarının

Detaylı

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprak Nedir? Toprağın Tanımı Toprağın İçindeki Maddeler Toprağın Canlılığı Toprak Neden Önemlidir? Toprağın İnsanlar İçin Önemi Toprağın Hayvanlar İçin Önemi

Detaylı

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Porsuk Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Genel olarak 15-20 m boylanır. 2-2.5 m çap yapabilir. Yenice - Karakaya (Karabük)

Detaylı

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta ÖNEMLİ ZARARLILARI Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) Ergin 20 mm yumurta Larva 35-40 mm ÖNEMLİ ZARARLILARI ÇİÇEK TRİPSİ (Frankliniella tritici) Küçük sigara şeklinde 1,3 mm uzunluğunda, genelde sarı renkli

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

6. Familya: Tenebrionidae

6. Familya: Tenebrionidae 6. Familya: Tenebrionidae a) Tenebrio molitor L. (Un kurdu) b) Tenebrio obscurus L. (Esmer Un kurdu) c) Tribolium confusum Duv.(Kırma biti) d) Tribolium castaneum (Hbst.) (Un biti) e) Latheticus oryzae

Detaylı

Arı Yetiştiriciliği ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ. 1. Giriş

Arı Yetiştiriciliği ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ. 1. Giriş Arı Yetiştiriciliği ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ 1. Giriş Arıcılık, Anadolu insanının bir geleneği olarak Ülkemizde çok eski dönemlerden beri yapıla gelmektedir. Çok eski bir geçmişe sahip olmasına karşın arıcılığın

Detaylı

KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG

KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG KOYUN IRKLARI Koyunları verimlerine göre 3 grupta toplayabiliriz. Etçi ırklar, Sütçü ırklar, Yapağıcı ırklar, Bir işletmede yetiştirilecek koyun ırkı seçilirken şu hususları dikkate

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ 2014 2015 YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği 1 YUMURTA TAVUKÇULUĞU Yumurta tavukçuluğu piliçlerde 20.haftadan sonra klavuz yumurta görülmesiyle başlar. Yumurta verimi 23. haftada

Detaylı

Prof. Dr. N. Münevver Pınar

Prof. Dr. N. Münevver Pınar Prof. Dr. N. Münevver Pınar Balda polen analizi Melissopalinoloji, baldaki polen ve sporları inceleyen bir bilim dalıdır. Bal yüzyıllardır doğal besin olarak kullanılmaktadır. Bitkiden üretilen balın ham

Detaylı

ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ

ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ F.Ü. Sağlık Bil. Dergisi 006, 0(), -6 ELAZIĞ ARICILIK İŞLETMELERİNDE KOLONİLERİN EK BESLENME ŞEKİLLERİNİN TESPİTİ İsmail SEVEN Pınar TATLI SEVEN Fırat Üniversitesi, Sivrice Meslek Yüksekokulu, Elazığ TÜRKİYE

Detaylı

Bir çekirge sürüsü yaklaşık 2 milyar bireyden oluşur. Ortalama 3 bin ton ağırlığa ulaşır. Bu bazen 50 bin tona yaklaşır. Bir birey bin yumurta

Bir çekirge sürüsü yaklaşık 2 milyar bireyden oluşur. Ortalama 3 bin ton ağırlığa ulaşır. Bu bazen 50 bin tona yaklaşır. Bir birey bin yumurta Tanımlanmış hayvanların 5/4 ü bu sınıfa girer. Toplam tür sayısı 2 milyon civarındadır. Karasal hayvanlar olmalarına rağmen derin denizler hariç tüm biyotoplara uyum sağlamıştır. Atların ayak izinde, birikmiş

Detaylı

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri Onur Girişgin, Mehmet Özüiçli, Levent Aydın Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Bursa - TÜRKİYE VARROOSİS

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.

Detaylı

Dünyada ve Türkiye'de A R I C I L I K

Dünyada ve Türkiye'de A R I C I L I K Dünyada ve Türkiye'de A R I C I L I K Arıcılık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda önemli gelişme kaydeden bir sektör haline gelmiştir. Ülke ekonomisine önemli katkısı olan arıcılık dünyanın

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

Kısacası arıcılık tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.

Kısacası arıcılık tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Organik Arıcılık Arıcılığın Tarihi Arıcılığa ait ilk bulgular 16.000 yıl öncesine dayanır. 4.000 yıl önce Mısır da gezginci arıcılık yapılmaktaydı. 3.200 yıllık Firavun mezarında kurumuş bal bulunmuştur.

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Sinekler gerek sebep oldukları hastalıklar gerekse verim kayıplarından dolayı sığır yetiştiriciliğinde ekonomik kayıplara neden

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

BAL ARILARININ EMBRİYONİK GELİŞİMİ:

BAL ARILARININ EMBRİYONİK GELİŞİMİ: BAL ARILARININ EMBRİYONİK GELİŞİMİ: Bal arıları koloni halinde yaşamlarını sürdüren gelişmiş sosyal böceklerdir. Bir bal arısı kolonisi sayıları ekolojik şartlar ve mevsime göre değişen, anatomik, fizyolojik

Detaylı

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME HÜCRE: Canlıları oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir.bütün canlılar hücrelerden oluşmuştur. * İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, tek hücreli canlıların

Detaylı

Arı yetiştiriciliğinde verim alabilmek için; kullanılacak damızlığın bölgeye adapte olabilen ve genetik potansiyeli bilinen ırk olması temel kuraldır.

Arı yetiştiriciliğinde verim alabilmek için; kullanılacak damızlığın bölgeye adapte olabilen ve genetik potansiyeli bilinen ırk olması temel kuraldır. ANA ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ Arı yetiştiriciliğinde verim alabilmek için; kullanılacak damızlığın bölgeye adapte olabilen ve genetik potansiyeli bilinen ırk olması temel kuraldır. Ülkemizde Doğu Anadolu, Karadeniz,

Detaylı

Arıcılık Üretiminin Arttırılması Yolu ile Azerbaycan Kırsalında Gelirin İyileştirilmesi. Ahmet İnci Uluslararası Arıcılık Danışmanı

Arıcılık Üretiminin Arttırılması Yolu ile Azerbaycan Kırsalında Gelirin İyileştirilmesi. Ahmet İnci Uluslararası Arıcılık Danışmanı Arıcılık Üretiminin Arttırılması Yolu ile Azerbaycan Kırsalında Gelirin İyileştirilmesi Ahmet İnci Uluslararası Arıcılık Danışmanı 05.02.2017 Bölüm 1 AZERBAYCAN DA ARICILIĞIN GÜNCEL YAPISI 2 Azerbaycan

Detaylı

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi Kaplan 86 Cevizi Dik, yayvan bir taç gelişmesi gösterir. 5 yaşındaki bir ağacın ortalama verimi 4-5 kg'dır. Meyve salkımı 2-3'lü olur. Meyveler elips şeklinde olup, kabuktan kolay ayrılır. Taze ceviz olarak

Detaylı

ARICILARIN KENDİ ANA ARILARINI ÜRETME TEKNİĞİ

ARICILARIN KENDİ ANA ARILARINI ÜRETME TEKNİĞİ ARICILARIN KENDİ İHTİYAÇLARI ANA ARILARI ÜRETME TEKNİĞİ ÜRETECEĞİNİZ YÜKSEK VERİMLİ IRKLARIN GENÇ ANA ARILARI İLE; Ana arıları ölen kolonilerinizin sönmesini önleyebilirsiniz. Yaşlı ana arıları gençlerle

Detaylı

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Karışımlarda kullandığımız türlerin karakteristik özellikleri ve avantajları kısaca burada açıklanmıştır. Karışımlarımız Genel olarak:

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ BAĞIRSAK PARAZİTLERİ VE KORUNMA YOLLARI BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ?

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

DNA ve Özellikleri. Şeker;

DNA ve Özellikleri. Şeker; DNA ve Özellikleri Hücrelerdeki hayatsal olayların yönetimini çekirdek sağlar. Çekirdek içinde, hücrenin beslenme, solunum, üreme gibi canlılık faaliyetlerin yönetilmesini sağlayan genetik madde bulunur.

Detaylı

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ GÜLDER GÜMÜŞKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ HASTANESİ TROMBOSİT NEDİR? 1 Kemik iliğinde yapılan kan hücrelerinden biridir. Pıhtılaşma hücreleri olarak bilinir. 1mm 3 kanda

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ 11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ DAVRANIŞ Canlıların çevrelerindeki canlı veya cansız varlıklardan gelen uyarılara göre oluşturdukları tepkiye davranış denir. Canlıların davranışlarını inceleyen bilim

Detaylı

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Döllenme Sperm hücresinin ovuma girip kaynaşması olayına (fekondasyon) Döllenme denir. Bu olgu

Detaylı

Barbus conchonius (Rosy barb)

Barbus conchonius (Rosy barb) Barbus conchonius (Rosy barb) 10 cm uzunluğa ulaşabilir. Kökeni: Kuzey Hindistan 24 C de toplu yaşamayı sever. Eşleşmeye hazır dişi gül pembe rengini alır. Dirençli ve hareketli balıklardır. Barbus üretimleri

Detaylı