AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ POLİTİKALARI VE TÜRKİYE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ POLİTİKALARI VE TÜRKİYE"

Transkript

1 T.C. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI YAYIN NO : DPT : 2679 AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ POLİTİKALARI VE TÜRKİYE Metin GENÇKOL Uzmanlık Tezi AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ UYUM DAİRESİ BAŞKANLIĞI EYLÜL 2003

2 ISBN (basılı nüsha) Bu Çalışma Devlet Planlama Teşkilatının görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazarına aittir. Yayın ve referans olarak kullanılması Devlet Planlama Teşkilatının iznini gerektirmez; İnternet adresi belirtilerek yayın ve referans olarak kullanılabilir. Bu e-kitap, adresindedir. Bu yayın 400 adet basılmıştır. Elektronik olarak, 1 adet pdf dosyası üretilmiştir

3 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... İ TABLO LİSTESİ... İX KISALTMALAR... Xİİ KISALTMALAR... Xİİ GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM AB'DE MALİ İŞBİRLİĞİNİN DOĞUŞ NEDENLERİ VE GELİŞİMİ 1.1. Nedenleri Ekonomik ve sosyal dengesizlikler SSCB nin yayılmacı hareketleri Dayanışma İlkesi AB mali yardımlarının türleri ve gelişimi Bütçeden sağlanan mali yardımlar Mali döneminde mali yardımlar-bir öngörü Yapısal Fonlar Yapısal Fonların amacı ( ) Yeni tüzük ve hedefler Yapısal Fonların alt başlıkları ATYGF-Yönverme Kısmı ABKF ASF Uyum Fonu ATYGF AYB den sağlanan mali yardımlar AB de Dış Yardımların Nedenleri ve Gelişimi i

4 Nedenleri Siyasi neden Ticari neden Barış ve istikrar Gelişimi Younde Antlaşmaları Gıda Yardımı Antlaşması Dünya ve OECD ölçeğinde AT yardımlarının yeri AT yardımlarının coğrafi gelişimi AT yardımlarının dağılımının ülkeler itibariyle gelişme seyri AT yardımlarının gerçekleşme oranları Maastricht Antlaşmasının getirdiği yenilik Amsterdam Antlaşmasının öncelik tanımı AT dış yardımlarında reform çalışmaları Yeni öncelikler Yeni yapılanmalar Yardımların gözden geçirilmesi Tüm yardım işlerinin idari yönden entegre edilmesi Tüm yardım faaliyetlerinin tek bir çatıda toplanması Komisyon delegasyonlarına yetki devri İKİNCİ BÖLÜM AKP ÜLKELERİYLE MALİ İŞBİRLİĞİ 2.1. Nedenleri ve Gelişimi Nedenleri Gelişimi Younde Antlaşmaları Birinci Younde Antlaşması İkinci Younde Antlaşması Arusha Sözleşmesi ii

5 Lome Antlaşmaları Birinci Lome Antlaşması İkinci Lome Antlaşması Üçüncü Lome Antlaşması Dördüncü Lome Antlaşması Lome Antlaşmalarının amaçları Lome Antlaşmalarının ilkeleri Lome Antlaşmalarının ayırt edici özellikleri Yardımların Sektörel Dağılımı Lome Antlaşmalarının temel araçları Teknik ve mali işbirliği Programlı yardımlar Programsız yardımlar Yapısal uyumun desteklenmesi Stabex Sysmin İnsani yardım ve rehabilitasyon yardımı Gıda yardımı Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yardım Proje yardımları AKP ülkelerine yardımların antlaşmalara göre dağılımı Yardımların bölgesel dağılımı Kişi başına yardım miktarı Yardımların kaynakları itibariyle dağılımı Ticari işbirliği Diğer işbirliği alanları AYB kredileri Cotonou Antlaşması Birinci öncelik: Fakirlikle mücadele Diğer öncelikler Önceliklere ulaşmada kullanılacak strateji Mali araçların etkinleştirilmesi iii

6 İşbirliği alanları Ekonomik işbirliği Bölgesel entegrasyonların desteklenmesi Kurumsal destek Sağlık Diğer işbirliği alanları AB-AKP mali işbirliği sonucu varılan nokta ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AKDENİZ ÜLKELERİYLE MALİ İŞBİRLİĞİ 3.1. Genel Çerçeve Ortaklık Antlaşmaları Dönemi ( ) Global Akdeniz Politikası veya Protokoller Dönemi ( ) Dördüncü Protokol veya YAP dönemi MEDA Dönemi (1995-) Avrupa- Akdeniz yardımlarının amaçları Ortaklık Antlaşmaları ve protokoller dönemi YAP dönemi MEDA Dönemi Yardımlardan en çok yararlanan ülkeler Protokoller ve MEDA kapsamında yapılan yardım miktarı Protokoller döneminde yardımlar MEDA I döneminde yardımlar Ülkeler itibariyle yardımların dağılımı Protokoller döneminde ülkeler itibariyle yardımlar MEDA döneminde ülkeler itibariyle yardımlar Akdeniz Ülkelerine yapılan yardımların sektörel dağılımı MEDA Programı MEDA yardım araçları iv

7 Ulusal endikatif programlar UEP lerin finansman metodu UEP lerin amaçları Yapısal uyum Merkezi olmayan işbirliği AT yatırım ortaklıkları Bölgesel endikatif programlar Krediler ve sübvansiyonlu krediler Diğer bütçe kalemleri Gıda yardımı Sivil toplum ve STKlar Rehabilitasyon ve mülteciler Ticari işbirliği MEDA II Programı MEDA II nin getirdiği yeni hedefler İkili İşbirliği öncelikleri MEDA II kapsamında mali yardım miktarı AYB kredileri DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MERKEZİ VE DOĞU AVRUPA ÜLKELERİYLE MALİ İŞBİRLİĞİ 4.1. Nedenleri MDAÜ ne yapılan yardımların miktarı PHARE PHARE programının amacı PHARE programının öncelikleri Kurumsal yapılanma Müktesebat ile ilgili yatırımlar PHARE yardımlarının dağıtımında uygulanan kriterler PHARE yardımlarının ülkelere ve yıllara göre dağılımı v

8 PHARE programı yardımlarının sektörel dağılımı PHARE programına yön veren araçlar PHARE programında yapılan reformlar Delegasyonlara yetki devri Sözleşme yetkisinin devri Ulusal Fonların kurulması Uygulama birimleri İkizleme yöntemi Bürokratik sürecin kısaltılması İzleme komiteleri PHARE kapsamındaki program türleri Ulusal Programlar Çok yararlanıcılı programlar Çok ülkeli programlar Sınır İşbirliği Programları ISPA Proje hazırlama prosedürü ISPA programının amacı Yatırım alanları ISPA yardımları ve ülkeler Yardım kriterleri SAPARD SAPARD programının amacı Yardım kriterleri SAPARD yardımları ve ülkeler PHARE, ISPA ve SAPARD için yardım kriterlerinin metodolojisi vi

9 BEŞİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE İLE MALİ İŞBİRLİĞİ 5.1. Gümrük birliği öncesi dönem ( ) Birinci Mali Protokol ( ) İkinci Mali Protokol ( ) Üçüncü Mali Protokol ( ) Dördüncü Mali Protokol ( ) Özel İşbirliği Fonu (1980) Körfez Savaşı dolayısıyla verilen krediler İdari İşbirliği Demokrasi, insan hakları ve sivil toplumun güçlendirilmesi Gümrük birliği sonrası dönem ( ) Bütçe kaynaklarından hibe şeklinde yardım YAP ( ) kapsamındaki yardımlar Özel AYB kredileri MEDA Programı MEDA yardımlarında Türkiye nin karşılaştığı sorunlar Hibeler Krediler Makro ekonomik yardım İdari İşbirliği Fonu Adaylık Dönemi ( ) Katılım Öncesi Stratejisi Türkiye ye mali yardımları düzenleyen tüzükler Adaylık dönemi mali yardımları Hibeler MEDA II Türkiye İçin Avrupa Stratejisi Deprem Yardımları vii

10 AYB Kredileri Euromed II TERRA Özel Eylem Programı ( ) Katılım Öncesi Kolaylığı Avrupa-Akdeniz Ortaklığı Kolaylığı ( ) Merkezi Olmayan Yapılanma MOY Birimleri ve görevleri Ulusal Mali Yardım Koordinatörü Ulusal Fon Ulusal Yetkilendirme Görevlisi Merkezi Finans ve İhale Birimi Mali İşbirliği Komitesi Ortak İzleme Komitesi Türkiye ye yönelik mali yardımların kıyaslanması Akdeniz ülkeleri ile kıyaslanması Bazı temel göstergeler Protokol dönemi kıyaslanması Gümrük birliği içinde kıyaslanması Türkiye nin AB ye karşı ticaret dengesi ve telafi oranı Bazı üyelerin AB ye karşı ticaret dengeleri ve telafi oranları Aday ülkelere karşı kıyaslanması Aday ülkelerin bazı temel göstergeleri Türkiye dışındaki adaylar için kişi başına yardım miktarı Türkiye için kişi başına yardım miktarı SONUÇ ABSTRACT KAYNAKÇA viii

11 TABLO LİSTESİ BİRİNCİ BÖLÜM Tablo 1 -Bazı üye ülkelerin Üye olmadan ve olduktan sonraki kişi başına gelirleri... 7 Tablo 2 -AT Mali planları... 9 Tablo 3 -Topluluk bütçesinden üye ülkelere yapılan net katkılar Tablo 4 -Yapısal Fonlardan üye ülkelere yapılan tahsisler ve ödemeler Tablo 5 -Yapısal Fonların dağılımı Tablo Mali perspektifinde Yapısal Fonlar Tablo 7 -Yapısal Fonların Topluluk İnsiyatifleri ve ülkeler itibariyle dağılımı Tablo 8 -Hedefler ve kaynakları Tablo 9 -AB Harcamalarının Sektörel Dağılımı Tablo 10 -AB Harcamalarının Sektörel Dağılımı Tablo 11 -AT dış mali yardımlarından en çok yararlanan ülkeler Tablo 12 -AT mali yardımlarının bölgesel dağılımı İKİNCİ BÖLÜM Tablo 13 -AKP ülkelerine mali yardımların sektörel dağılımı Tablo 14 -Kalkınmaya yönelik gıda yardımından yararlanan başlıca ülkeler Tablo 15 -AKF ve AYB nin gelişimi Tablo 16 -AKP ye AT mali yardımlarının bölgesel dağılımı Tablo 17 -AKP ülkelerine AYB kaynaklı krediler ve AKF kaynaklı risk kapitali ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Tablo 18 -Avrupa-Akdeniz İlişkilerinde 3 dönem Tablo 19 -Ortaklık Antlaşmaları çizelgesi Tablo 20 -Akdeniz Bölgesine AB yardımlarının bölgesel dağılımı Tablo 21 -En çok yardım alan 10 ülke ix

12 Tablo 22 -Akdeniz ülkelerine AT yardımı Tablo 23 -Ülkeler itibariyle taahhüt ve ödemeler Tablo 24 -Avrupa-Akdeniz İşbirliğinin mali kaynakları Tablo 25 -Protokol 1-4 döneminde bütçe ve AYB den yapılan yardımlar Tablo 26 -MEDA fonlarının ve AT ve AYB kaynaklı krediler Tablo 27 -MEDA taahhüt ve ödemeleri Tablo 28 -MEDA kapsamında yardım taahhütleri Tablo 29 -Akdeniz ülkelerine AYB kaynaklı krediler Tablo 30 -Sübvanse edilen AYB kredileri Tablo 31 -Akdenizli ortakların AB ye ihracatlarının toplam ihracatlarındaki payı 116 Tablo 32 -AB nin Akdenizli ortaklarıyla ticareti Tablo 33 -Akdeniz ülkelerinin AB karşısındaki ticari açıkları Tablo 34 -Avrupa-Akdeniz Ortaklığı: Taahhütler ve Ödemeler Tablo döneminde MEDA için taahhüt/ödeme oranları Tablo 36 -AYB kaynaklarının sektörel dağılımı Tablo 37 -AYB kaynaklarının ülkelere dağılımı DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Tablo 38 -Katılım Öncesi Yardım Araçları Tablo 39 -Katılım öncesi fonların ülkelere yıllık tahsisleri Tablo 40 -Aday ülkelerin üyelik başvuruları Tablo 41 -PHARE kapsamında yapılan yardım taahhütleri Tablo 42 -PHARE yardımları Tablo 43 -PHARE kapsamında yardım tahsisleri Tablo 44 -Sektörler itibariyle PHARE yardımları Tablo 45 -ISPA yardımları Tablo 46 -SAPARD yıllık yardımları BEŞİNCİ BÖLÜM Tablo 47 -Gümrük birliği öncesinde Türkiye ye sağlanan mali yardım x

13 Tablo 48 -Birinci Mali Protokol yardımları Tablo 49 -İkinci Mali Protokol yardımları Tablo 50 -Üçüncü Mali Protokol yardımları Tablo 51 -Özel İşbirliği Fonu yardımları Tablo 52 -Topluluk Mali Deklarasyonunda yer alan yardımlar Tablo 53 -YAP ( ) ve Akdeniz Ortaklığı ( ) Çerçevesinde AYB den Finanse Edilen Projeler Tablo 54 -MEDA nın Türkiye Ulusal Bölümünde Finansman Sağlanan Projeler Tablo 55 -Adaylık Sürecinde AB den Sağlanacak Mali Yardımlar Tablo Yılı İçin MEDA II Çerçevesinde Sağlanan Hibe Yardımıyla Finanse Edilecek Projeler Tablo Yılı İçin MEDA II Çerçevesinde Sağlanan Hibe Yardımıyla Finanse Edilecek Projeler Tablo döneminde Türkiye nin faydalanabileceği AYB Kredileri Tablo 59 -Akdeniz ülkeleri temel göstergeler Tablo 60 -Akdeniz ülkelerinin yüz ölçümleri Tablo 61 -Protokol döneminde yardım oranları Tablo 62 -AT-Türkiye ticaretinin gelişimi Tablo 63 -Bazı üye ülkelerin Topluluğa karşı ticaret dengeleri Tablo 64 -Net katkı, açıklar ve telafi Tablo 65 -Aday ülkelerin 2000 yılına ait bazı temel göstergeleri Tablo 66 -Aday ülkelere sağlanan AYB kredileri Tablo 67 -MDAÜ için kişi başına yardım miktarı xi

14 KISALTMALAR AB ABD ABKF AET AKÇT AKF AKP ALA AP ASF AT ATYGF AYB AYİO BDT BEP BM BYMA ÇBÜİ DB DPT DTM DTÖ ECU FASB GAP GSYİH IMF ISPA : Avrupa Birliği : Amerika Birleşik Devletleri : Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu : Avrupa Ekonomik Topluluğu : Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu : Avrupa Kalkınma Fonu : Afrika, Karayip ve Pasifik : Asya ve Latin Amerika : Avrupa Parlamentosu : Avrupa Sosyal Fonu : Avrupa Topluluğu : Avrupa Tarımsal Yönverme ve Garanti Fonu : Avrupa Yatırım Bankası : Avrupa Yardımı İşbirliği Ofisi : Bağımsız Devletler Topluluğu : Bölgesel Endikatif Programlar : Birleşmiş Milletler : Balıkçılık Yönverme için Mali Araçlar : Çok Borçlu Ülkeler İnsiyatifi : Dünya Bankası : Devlet Planlama Teşkilatı : Dış Ticaret Müsteşarlığı : Dünya Ticaret Örgütü : Avrupa Para Birimi : Fakirliğin Azaltılması için Strateji Belgesi : Global Akdeniz Politikası : Gayri safi yurt içi hasıla : International Monetary Fund : Instrument for Structural Policies for Pre-Accession xii

15 KOB : Katılım Ortaklığı Belgesi KOBİ : Küçük ve Orta Boy İşletmeler m : Milyon md : Madde MDA : Merkezi ve Doğu Avrupa MDAÜ : Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri MOY : Merkezi Olmayan Yapılanma OECD : Organisation for Economic Co-operation and Development OTP : Ortak Tarım Politikası PHARE : Poland and Hungary: Action for the Reconstruction of the Economy SAPARD : Special Accession Programme for Agriculture and Rural Development SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği STK : Sivil Toplum Kuruluşları TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TYO : Teknik Yardım Ofisi UEP : Ulusal Endikatif Programlar UKP : Ulusal Kalkınma Planı YAP : Yenileştirilmiş Akdeniz Politikası YBD : Yeni Bağımsız Devletler xiii

16

17 GİRİŞ Bu çalışmanın amacı, Türkiye-AB mali işbirliğinin ortaya çıkış ve gelişimini, Avrupa Birliği mali işbirliği ve dayanışma politikalarının çerçevesinde incelemek ve bu bağlamda Türkiye nin günümüze kadar almış olduğu mali yardımları, dönemler itibariyle, içinde bulunduğu ülke grupları karşısında değerlendirmektir. Bu kapsamda, özellikle gümrük birliği ve adaylık dönemleri değerlendirme konusu yapılmaktadır. Tarih boyunca kurulmuş olan çeşitli ekonomik birlikler, üyeler arasında karşılıklı çıkarları dengeleyemedikleri için başarısız olmuşlardır. Bunun nedeni birlik oluşturmanın tabiatından kaynaklanmaktadır. Doğal olarak ekonomik birlikler, birliği oluşturan üyelerin bazılarına diğerlerinden daha fazla yarar sağlar hatta bazılarına zarar bile verebilir. Bu durumda çıkar oluşturan etkilerin tanımlanabilmesi, ölçülebilmesi ve bir telafi mekanizması vasıtasıyla çıkar dengesinin sağlanabilmesi, üyeleri bir arada tutarak birliğin sürekliliğini korumak için zorunlu olmaktadır. Birbirinden çok farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeleri bir arada tutmayı sağlayabildiği için uzun süredir birlikteliğini sürdürebilen AB, tarihin en başarılı ekonomik birlik örneğini oluşturmaktadır. AB nin ekonomik birlik yönünü oluşturan AET, bu açıdan ele alınınca, gümrük birliği ile bunun gereği olan ortak ticaret politikası ve telafi mekanizması işlevini yerine getiren geniş bir ortak çıkar ve dayanışma sisteminden oluşmaktadır. AB ye bakıldığı zaman kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz arasındaki sanayileşme farkı hemen görülmektedir. Söz konusu farkın sonucu olarak anılan ülkelerin Topluluğa karşı büyük ticari açıklar vermeleri kaçınılmaz olmuştur. Yalnız başına böyle bir ticari ilişki, gelişmişleri daha fazla geliştiren ve az gelişmişleri daha geriye götüren bir süreç oluşturur. Bu döngüyü kırmak üzere Topluluk çeşitli telafi ve dayanışma 1

18 mekanizmaları geliştirmiştir. Bunların başında Avrupa Yatırım Bankası ve AB bütçesi gelmektedir. AB de telafi mekanizması, ticarette dezavantajlı ülkelere doğrudan kaynak aktarmayı öngörmemekte, bunun yerine bir dayanışma anlayışı içinde gelişme ve refahı bütün Topluluk coğrafi alanına yaymayı esas almaktadır. Bu kapsamda, Topluluk içinde yer alan bölgesel ekonomik dengesizlikleri ve farkları gidermeye yönelik ciddi ve kapsamlı kalkınma politikaları uygulamak yoluna gidilerek, Topluluğu birlik ve istikrar içinde tutacak bir yapıya kavuşturmak amaçlanmaktadır. Çalışmanın Birinci Bölümünde, AB nin üyelerine ve daha sonra dış ülke gruplarına yönelik mali işbirliği incelenmektedir. Gelişmeyi Topluluk sathına yaymaya yönelik dayanışma politikalarına atfedilen önem çok büyük boyutlardadır. Bir arada yaşamanın ve ortak bir pazara sahip olmanın, az gelişmişlerin zararına cereyan eden veya gelişmiş üye ülkelere daha çok yarar getiren ve sonuç olarak Topluluk çapında dengeli bir kalkınmayı önleyen sonuçları, anılan politikaları gerekli kılmaktadır. Dış yardımlar konusunda ise AB günümüzde, 140 ülkeyi kapsayan ve yıllık yaklaşık 10 milyar Euro seviyesine 1 yükselen yardım tutarı ile, dünyada ilk sıraya ulaşmıştır. Bütçenin yaklaşık yüzde 7-8 ini alan dış yardımlar, AB nin önemli dış politika araçlarından biridir. İkinci Bölümde AB ve Afrika, Karayipler ve Pasifik (AKP) ülkeleri arasındaki mali işbirliği genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılmaktadır. Eski sömürgeleri olmaları sebebiyle, AB, AKP ülkelerine büyük önem vermiş ve sıkı bir mali ve ticari işbirliğine gitmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğunun (AET) zaman içinde genişlemesiyle birlikte Topluluğa yeni katılan ülkelerin eski sömürgeleri de anılan ilişkilere dahil edilmiştir. 1 Söz konusu miktar Dünya kalkınma amaçlı yardımlarının yüzde 10 u mertebesindedir. 2

19 Üçüncü Bölümde, AB-Akdeniz mali işbirliği incelenmektedir. Akdeniz ülkeleri AB nin güneyinde en yakın komşularıdır. Bu nedenle, AB bölge ülkeleriyle yakın mali ve ticari ilişkiler geliştirmiştir. AB, bir dönem Türkiye nin de içinde ele alındığı bu ülkeler grubu ile kendi arasında 2010 yılına kadar bir serbest ticaret bölgesi oluşturmayı amaçlamaktadır. Dördüncü Bölümde, aday Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) ve aldıkları mali yardımlar incelenmektedir. Söz konusu ülkeler Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) dağılmasıyla birlikte AB nin ilgi odağı olmuştur yılı ile birlikte AB, MDAÜ yü kendi içine alabilmek için gittikçe yoğunlaşan ve derinlik kazanan mali işbirliği politikaları geliştirmiştir. 10 yıl içinde, 10 aday MDAÜ ye yapılan toplam yardımlar, AB dış yardımlarının en büyük kalemi haline gelmiştir. Söz konusu yoğun gayretler sonucu MDAÜ nün 8 tanesi 2004 yılında, 2 tanesi ise 2007 yılında üyeliğe hazır hale geleceklerdir. Beşinci Bölümde, AB ile en eski ve köklü ilişkilere sahip aday ülke olan Türkiye ve aldığı mali yardımlar incelenmektedir. 40 yıllık geçmişe sahip AB-Türkiye mali işbirliğinin değişik evreleri irdelenmektedir. Bölümün sonunda, Türkiye aldığı mali yardımlar itibariyle, gümrük birliği öncesi dönemde, sonrası dönemde ve adaylık döneminde Akdeniz ülkeleriyle, benzer Topluluk üyeleriyle ve aday ülkelerle karşılaştırılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, 5 bölümde incelenen AB mali yardımları yorumlanmakta ve bu yorumlar ışığında Türkiye nin AB ile ilişkilerinin seyrine ilişkin bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Türkiye nin ne zaman AB ye üye olabileceği veya AB nin ne zaman Türkiye yi üye olarak görmek isteyeceği konusunda AB mali yardımlarından bazı ip uçları aranmaktadır. Bu bölümde ayrıca, Türkiye nin kendine dönük AB mali işbirliği politikaları karşısında takip edebileceği bazı politika önerilerinde bulunulmaktadır. 3

20 BİRİNCİ BÖLÜM 1. AB DE MALİ İŞBİRLİĞİNİN DOĞUŞ NEDENLERİ ve GELİŞİMİ 1.1. Nedenleri Ekonomik ve sosyal dengesizlikler Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, çok farklı ekonomik ve sosyal yapılara sahiptir. Bu farklılıklar, ülkeler arasında olduğu gibi, bölgeler arasında da çok belirgindir ların başında, AB nin en zengin on bölgesindeki kişi başına gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH), en yoksul on bölgesindekinin üçbuçuk katı seviyesindeydi. İşsizlik oranı açısından bakıldığında, işsizliğin en yoğun olduğu bölgedeki oran, işsizliğin en az olduğu bölgedeki oranın yedi katı daha fazla idi (Bölgesel Politika ve Kohezyon 1996: 2). AET nin kurulduğu 1957 yılından itibaren, üye ülkelerde bulunan gelişmiş bölgeler daha çok gelişmiştir. Bunun nedeni, büyüyen pazardan pay alma endişesiyle yapılan yeni yatırımların, üretim maliyetlerini mümkün olduğunca düşürebilmek amacıyla, alt yapı itibariyle en gelişmiş bölgelere yönelmeleridir. Bu da, gelişmiş bölgelerin daha çok gelişmesi anlamına gelmektedir. Az gelişmiş bölgeler ise, cazibe merkezi olamamaktadırlar. Sonuçta, gelişmiş ve az gelişmiş bölgeler arasındaki makas gittikçe açılma eğilimi göstermiştir (TOBB: 2) yılında İrlanda, 1981 yılında Yunanistan ve 1986 yılında İspanya ve Portekiz in üye olmasıyla Topluluk içindeki ekonomik dengesizlik ve gelişmişlik farkları artış göstermiştir. Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ABKF), İrlanda nın üyeliğini takiben 1975 yılında oluşturulmuştur (TOBB: 3). AB de bölgesel sorunlar, merkez-çevre ilişkisi şeklinde görülmektedir. AB nin gelişmişlik yönünden önde olan ülkeleri merkezde, gelişme yönünden sorunlu bölgeler ise çevrede yer almaktadır. Çevre içinde, özellikle Akdeniz ülkeleri düşük kişi başına gelirde öne çıkmaktadır. (Armstrong 1990: 168) 4

21 Tüm bu farklılıklar, AB yi, zayıf bölgelere yardımda bulunmaya itmiştir. Zira, AB nin kuruluş amacı, ekonomik ve sosyal açıdan dengeli kalkınmış ve barış içinde bir bölge teminidir. Aksi halde, uzun ömürlü bir AB mümkün olmayacaktır. Bu husus, AB ülkeleri için geçerli olduğu gibi, diğer komşu ve bölge ülkeleri için de geçerli olan bir uluslar arası gerçektir. Armstrong a göre (1990: 171), AB entegrasyonu ve ekonomik ve parasal birliğin başarısı, ancak tüm üye ülkelerin ortaklıktan kazançlı çıkması ile mümkün olabilir. Avrupa asırlar boyunca kanlı ve uzun süren savaşlara sahne olmuştur. Bunların en yıkıcı olanı II. Dünya Savaşı olmuştur. Avrupa baştan aşağıya yıkıma uğramış, yıllar içinde elde edilmiş olan kazanımlar kısa bir sürede yok olmuştur. Bundan önceki asırlarda, Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ve Osmanlı İmparatorluğu ile yaptıkları savaşlar da Avrupa yı çok yıpratmıştır. Asırlar boyunca birleşik bir Avrupa Devletler Topluluğu hayali kurulması savaşların bu yok edici etkilerinden doğmuştur. II. Dünya Savaşı na kadar meydana gelen savaşlar, yıkıcı etkileri bakımından tolere edilebilir savaşlardır. Ancak, II. Dünya Savaşı nda silah teknolojisinin çok ileri bir düzeye ulaşmasıyla, dünya savaş tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. Artık savaşlar insanlığın varlığını tehdit edecek derecede tahrip edici boyutlara ulaşmışlardır. Özellikle, Avrupa gibi bir çok milletin bir arada yaşadığı dar bir coğrafyada refah ve saadet içinde yaşamanın tek yolu barış olarak görülmüştür. Bunu temine yönelik tek çıkış yolu ise, AB ülküsünü gerçekleştirmek şeklinde tezahür etmiştir SSCB nin yayılmacı hareketleri SSCB, II. Dünya Savaşından sonra, Hint Okyanusu, Akdeniz ve Orta Doğuya yayılma stratejisi içine girmiştir. Onun bu yayılma stratejisine karşı, AT da etki bölgesindeki ülkeleri bu yayılmadan korumak ihtiyacını hissetmiştir. Bu hem kendisinin bekası hem de bölge istikrarı için zaruri idi. Bu nedenle çevre ülkelere 5

22 yardımda bulunarak onları SSCB nin yayılmacı etkilerinden korumayı amaçlamıştır. Komünizmin yayılmasına engel olmak, bir başka deyişle Batı Avrupa değerler sistemini korumak amacıyla, AT, kendi üyelerine ve bölge ülkelerine çeşitli yardımlarda bulunmuştur Dayanışma İlkesi Güçlü ve zayıf ekonomilerin bir araya gelmesi sonucu kurulan AB de dengeli bir gelişmeyi sağlamak, ancak dayanışma ilkesinin hayata geçirilmesi ve telafi mekanizmalarının çalıştırılmasıyla sağlanabilir. AT içindeki ekonomik ve sosyal dengesizlikler, AT nin kuruluşundan itibaren dayanışma ilkesi nin benimsenmesine neden olmuştur. Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşmada öngörülen gümrük birliği ve gittikçe derinleşen işbirliği ile oluşturulan ortak pazarın olumsuz etkilerini telafi etmek üzere ortak eylem ve bir mali mekanizma gerekliliği ortaya çıkmıştır Ancak, buradaki ortak eylem ya da dayanışma felsefesi üye devletlerin kayıplarını doğrudan telafi etmekten çok, bölgesel farklılıkların giderilerek refah düzeyinin tüm Birlik dahilinde uyumlaştırılması anlamına gelmektedir. AT de mali yardımlardan en çok yararlanan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler olmuştur. Dayanışma ilkesini hayata geçirmek için Topluluk içinde, Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu, aday ülkeler için ise PHARE (Poland and Hungary: Action for the Reconstruction of the Economy), ISPA (Instrument for Structural Policies for Pre-Accession) ve SAPARD (Special Accession Programme for Agriculture and Rural Development) programları kullanılmaktadır. Dayanışma İlkesinin hukuki temellerini, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu (AKÇT) Kuran Antlaşma (md. 54), Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma (md. 2,3 ve giriş bölümü) ve daha sonra Avrupa Tek Senedi (md. 130D), Avrupa Birliği Antlaşması (md. 130A) ve Amsterdam Antlaşması (md ) oluşturmaktadır. Söz konusu Antlaşmalara bakıldığında AB nin üç temel üzerine oturduğu görülmektedir: 6

23 Gümrük Birliği Ortak ticaret politikası Genel dayanışma sistemleri ve telafi yöntemleri AT ye üye olarak giren zayıf ekonomili ülkeler, mali yardımların da büyük katkısıyla zaman içinde kayda değer ilerlemeler göstermişlerdir. Bu durumu çarpıcı bir biçimde Yunanistan, İspanya, Portekiz, İrlanda ve İtalya örneklerinde görmek mümkündür. Bu ülkelerin üye oldukları tarihteki kişi başına milli gelirleriyle, 2000 yılında sahip oldukları milli gelirleri karşılaştırmak meselenin açıkça anlaşılması açısından çok yararlı olacaktır. Tablo 1 -Bazı üye ülkelerin Üye olmadan ve olduktan sonraki kişi başına gelirleri (AB ortalamasının yüzdesi olarak) Ülke Üyelik tarihi Üyelik tarihindeki kişi 2000 yılı kişi başına başına gelir milli gelir Yunanistan İspanya Portekiz İrlanda Kaynak: Bilici 2002: 36 Tablo 1 incelendiği zaman göze çarpan husus, ekonomik açıdan diğer Avrupa ülkelerine kıyasla zayıf durumda olan ülkeler, üyelikle birlikte ekonomik açıdan çok daha iyi bir konuma yükselmişlerdir. Bu başarıda mali yardımların çok büyük bir katkısı olduğu üzerinde genel bir konsensüs bulunmaktadır. 7

24 1.2. AB mali yardımlarının türleri ve gelişimi AB mali yardımları temel olarak AT bütçesinden karşılanan hibe yardımlarından ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) tarafından sağlanan ayrıcalıklı kredilerden oluşmaktadır. Bunların dışında kalan mali yardım araçları da bulunmakla birlikte, toplam mali yardımlar içinde küçük bir yere sahiptirler Bütçeden sağlanan mali yardımlar AT bütçesi birden fazla yıla yayılan mali planlar şeklinde hazırlanmaktadır dönemini kapsayan 3. Mali Plan, 1999 Berlin Zirvesinde kabul edilmiştir. Planın müzakereleri yaklaşık 20 ay gibi uzun bir zaman almıştır. Uzun müzakerelerin sebebi, AB içindeki gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasında cereyan eden pastadan pay alma mücadelesidir. Az gelişmiş ülkeler, almakta oldukları mali yardımların artırılması için kıyasıya bir uğraş vermişlerdir. Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler ise aday ülkelere de yeterince pay ayrılmasını savunmuşlar, ancak Yunanistan, İspanya ve Portekiz den güçlü bir muhalefetle karşılaşmışlardır. Sonuç, az gelişmiş üye ülkelerin istediği gibi olmuş ve almakta oldukları mali yardımlarda artış gerçekleşmiştir. Örneğin, İspanya Mali Planı döneminde almış olduğu 43 milyar Euro mali yardıma karşılık, döneminde 50 milyar Euro ya çıkmayı başarmıştır. Az gelişmiş üye ülkelerin sıkı pazarlığı aday ülkelerin aleyhine olmaktadır Görüşmelerde, mali yardımın alınması, ilgili ülkenin kamu sektörü bütçe açığının GSYİH nin yüzde 3 ünü geçmemesi şartıyla mümkün olabileceği kararlaştırılmıştır.(bilici 2002: 39) 8

25 Tablo 2 -AT Mali planları (milyar euro) Plan Dönem Miktar 1. Mali Plan , 5 yıl Mali Plan , 7 yıl Mali plan , 7 yıl 640 Kaynak: Billici 2002: Mali döneminde mali yardımlar-bir öngörü 4. Mali Plan döneminde üye sayısının 27 ye çıkacağı düşünüldüğünde, mali yardımlardan yararlanan ülkeler kategorisinde ve kapsamında büyük değişiklikler olması kaçınılmazdır. ABKF den yararlanma şartı olan ülke kişi başına düşen GSYİH nin Topluluk ortalamasının yüzde 75 inden aşağı olması ve yeni üyelerin katılımı sonucu Topluluk ortalamasında ciddi bir düşme olacağı hesaba katılırsa, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin büyük bölümü mali yardım kapsamından çıkacaklardır. Çünkü, bu ülkelerin ortalamaları, ülke bölgelerinin büyük çoğunluğunda Topluluk ortalamasının üstüne çıkacaktır. Üye sayısının 27 ye çıkması sonucunda, Topluluk nüfusu yüzde 30 artarken, Topluluk GSYİH si sadece yüzde 7 artacaktır. Bu ise ortalamayı aşağı çekecek bir husus olacaktır. Ayrıca, AB de mali yardımlardan yararlanan nüfus, GSYİH si ortalamanın yüzde 75 inden az olan bölgelerdeki nüfus, günümüz itibariyle 36 milyon iken 2006 dan sonra 146 milyon gibi bir seviyeye 4 kat artışla ulaşacaktır. Tüm bu hususlar, mevcut bütçeden yardım alan ülkeleri olumsuz yönde etkileyecektir. Türkiye de üyelik hakkını elde edebilirse durum daha dramatik bir hale gelecektir. Zira, Türkiye nin kişi başına GSYİH si Topluluk ortalamasına göre çok düşük ve nüfusu da büyüktür. (Bilici 2002: 39) 9

26 Topluluk bütçesinden üye ülkelere yapılan net katkılar Tablo 3 de görülmektedir. Tabloya göre, döneminde bütçeye en fazla net katkı sağlayan ülkeler sırasıyla Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, İtalya, Belçika gibi Topluluğun gelişmiş ülkeleridir. Aynı dönemde bütçeden en fazla net yarar sağlayan ülkeler sırasıyla, Topluluğun az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz olmuştur. 10

27 Tablo 3 -Topluluk bütçesinden üye ülkelere yapılan net katkılar ( , m euro) Ülkeler Toplam Belçika Danimarka Almanya Yunanistan İspanya Fransa İrlanda İtalya Lüksemburg Hollanda Avusturya Portekiz Finlandiya İsveç İngiltere Diğer Toplam Kaynak: Şahin 1998:15 ve 22; The Community Budget 2000: 73 ve 95; Court of Auditors 1997: XXI, 1998: XV, 1999: XVII, 2000: XVII. Anılan kaynaklardan yararlanılarak yazar tarafından hesaplanmıştır. 11

28 Yapısal Fonlar Bu fonlar AB nin en önemli dayanışma mekanizmalarıdır. AT nin kurulmasından günümüze, Yapısal Fonların ne derece önem arzettiğini bu fonlara aktarılan kaynakların miktarına bakarak anlayabiliriz yılı Şubat ayında Brüksel de toplanan Avrupa Konseyi, dönemi için Yapısal Fonlara toplam 68 milyar ECU tutarında bir kaynak tahsis etmiştir (Avrupa Komisyonu web sayfası h). Aralık 1993 Edinburg Avrupa Konseyinde tahsis edilen miktar ise 145 milyar ECU dür. Yapısal Fonlardan, hemen hemen AB nüfusunun yarısı istifade etmektedir. Günümüzde bu fonlara aktarılan kaynaklar Topluluk bütçesinin yüzde 43 üne ulaşmıştır. Tarım harcamalarına ayırılan payın giderek azalmasıyla Yapısal Fonlara giden kaynaklar daha da artacaktır. (Bilici 2002: 41) mali programlama döneminde Yapısal Fonlardan üye ülkelere yapılan tahsisler ve ödemeler Tablo 4 degörülebilir. Tabloya göre, Yunanistan, İspanya ve Portekiz Yapısal Fonlardan büyük miktarlarda yardım almaktadırlar. Almanya nın aldığı miktarın yüksek olmasının sebebi, Almanya nın Doğu Almanya yı ilhak etmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü, Doğu Almanya nın, geri kalmış ekonomisi nedeniyle, kişi başına GSYİH si düşüktür yılında Tek Pazarın yürürlüğe girmesiyle, az gelişmiş bölgelerin karşılaşacakları ekonomik sorunları telafi etmek amacıyla Yapısal Fonlarda reform yapılması ve bütçelerinin artırılması karara bağlandı. Bu ekonomik sosyal kaynaşmanın AB için önemini göstermektedir. AB Antlaşmasında da bu husus, öncelikler içinde dahil edilmiştir. Tek Pazarla birlikte bölgeler arası ekonomik ve sosyal dengesizliklerin artma eğilimine girmesi kaçınılmazdır. Çünkü, serbest rekabet ve piyasa koşulları dengeli bir kalkınma temin etmek kabiliyetinden çok uzaktırlar. Bu durumda, Yapısal Fonların önemi birkat daha artmıştır. Tek tek ülkelerin bölgesel politikalar için ayırdıkları kaynakları, Maastricht Kriterlerine uyum sağlamak kaygısıyla, önemli miktarlarda kısmaları da bu önemin artmasına katkıda bulunmuştur. 12

29 Tablo 4 -Yapısal Fonlardan üye ülkelere yapılan tahsisler ve ödemeler ( , m euro) Tahsis Taahhüt Ödeme Taahhüt/tahsis (%) Ödeme/taahhüt (%) Belçika 1916,2 1891,4 1336,8 98,7 70,7 Danimarka 797,8 764,9 605,4 99,6 79,1 Almanya 20484, , ,7 98,9 78,6 Yunanistan 14565, , ,9 98,7 73,8 Ispanya 33112, , ,5 98,7 81,9 Fransa 14061, , ,7 97,9 73,5 Irlanda 5855,4 5822,8 5070,7 99,4 87,1 Italya 20733, , ,3 99,7 63,7 Lüksemburg 90,2 85,1 63,4 94,3 74,5 Hollanda 2287,2 2221,4 1374,6 97,1 61,9 Avusturya 1537,1 1537,0 1212,0 100,0 78,9 Portekiz 14585, , ,4 98,9 89,8 Finlandiya 1615,3 1615,1 1054,8 100,0 65,3 Isveç 1341,9 1332,8 937,2 99,3 70,3 Ingiltere 11916, ,6 7846,9 95,4 69,0 Toplam , , ,4 98,6 76,3 Yüzde hesaplamalar yazar tarafından yapılmıştır. Kaynak:Court of Auditors Yapısal Fonların amacı ( ) Yapısal Fonların nihai amacı AB yi oluşturan devletlerdeki ekonomik gelişme, yaşam standartları ve istihdam oranı farklılıklarını gidererek hep birlikte dengeli ve mümkün olduğunca eşit bir refah düzeyine erişmektir. Bu ise ancak Birlik çapında bir dayanışmayla mümkündür. AB yi birarada ve istikrarlı bir topluluk halinde sürdürmek böyle mümkün olacaktır. 13

30 döneminde Yapısal Fonlar kanalıyla desteklenecek projelerin belirlenmesinde kullanılmak üzere altı adet kriter veya hedef belirlenmiştir. Bu kriterler Yapısal Fonların amaçlarını özetlemektedir: 1- Az gelişmiş Bölgeler (Şahin 1998: 38) Bu kritere göre, bir bölgenin son üç yıldaki GSYİH ortalaması Topluluk ortalamasının %75 inden az ise Yapısal Fonlardan yardım alabilecektir. Bu kritere uyan bazı bölgeler aşağıdaki gibidir: Yunanistan : Tamamı Portekiz : Tamamı İrlanda : Tamamı Belçika : Hainaut idari bölgesi Almanya : Branderburg, Saxsony, Saxsony-Anhalt, Mecklenburg- Vorpommern ve Thüringe ve Doğu Berlin İspanya : Andalucia, Asturias, Cantabria, Castillaa y Leon, Castilla-La Mancha, Ceuta y Melilla, Comunidad Valenciana, Extremadura, Galicia, Kanarya Adaları ve Murcia Fransa : Fransanın deniz aşırı bölgeleri, Korsika ve Valanciennes'in çevresi, Douai ve Avesnes İtalya : Abruzzo, Basilicata, Calabria, Campania, Molise, Apuglia, Sardunya ve Sicilya Hollanda : Flevoland İngiltere : Kuzey İrlanda, Merseyside ve Dağlık Bölgeler ve Adaların Yatırım Alanları Avusturya : Burgenland idari bölgesi Anılan dönemde, Topluluk nüfusunun yüzde yirmibeşi yukarıda yazılan birinci kriter kapsamındaki bölgelerde yaşamakta idi. Bu oran, AT de bölgeler arasındaki 14

31 ekonomik dengesizlikleri çok güzel yansıtmaktadır. Kriter kapsamına, Yunanistan, Portekiz ve İrlanda tamamen, İspanya nın yüde 58 i ve İtalya nın yüzde 36 sı girmektedir. Hollanda, Avusturya, Fransa ve İngiltere nin yüzde 1,5 ila 6 sı birinci kriter kapsamında iken, Finlandiya, İsveç, Lüksemburg ve Danimarka tamamen dışındadır. Bu kriter kapsamında olan bölgeler, ABKF, Avrupa Sosyal Fonu (ASF), Avrupa Tarımsal Yönverme ve Garanti Fonu (ATYGF) ve Balıkçılık Yönverme için Mali Araçlar (BYMA) fonlarından yardım almışlardır. 2- Gerileyen Sanayi Bölgeleri ve Alanları (Şahin 1998: 41) Bu kriter kapsamına alınan bölgelerdeki toplam nüfus 60,4 milyondur. En çok yardım alan bölgeler AB nin İngiltere, İspanya, Fransa, Almanya ve İtalya gibi en çok sanayileşmiş bölgeleri olması cok ilgi çekicidir. Bu ise sanayi sektörünün sürekli kendisini yenilemesini gerektiren çok dinamik bir yapısı olmasından kaynaklanmaktadır. İlgili ülkeler, ABKF ve ASF den yardım almışlardır. 3- Uzun dönemde işsizlikle mücadele, emek piyasasından çıkarılan insanların ve gençlerin çalışma hayatına kazandırılması faaliyetleri ve kadın ve erkekler için eşit istihdam imkanlarının teşvik edilmesi (Şahin 1998: 43) Bu kritere göre sırasıyla İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya ve Almanya en çok yardım almışlardır. Bu kriter kapsamında ASF gerekli yardımları sağlamaktadır. 4- Sanayideki imalat sistemlerinin değişmesi ve değişen sanayilerde çalışanların yeni duruma uyumlarını sağlayacak faaliyetler (Şahin 1998: 44) Bu kriter diğerlerine göre çok düşük bir seviyede kalmaktadır. 15

32 5a- OTP reformunun temelindeki tarımsal yapının düzeltilmesini hızlandırıcı faaliyetler ile balıkçılık sektörünün yapısal düzenlemelerinin modernizasyonunun teşvikine yönelik faaliyetler (Şahin 1998: 44) 5b- Kırsal Kesim (Şahin 1998: 45) Kırsal kesim tanımlamasını belirleyen kıstaslar şunlardır: istihdamda tarımsal payın yüksekliği, tarım gelirlerindeki payın düşük oluşu, nüfus yoğunluğunun düşük olması ve/veya anlamlı bir nüfus azalışıdır. Bu kritere giren bölgelere ABKF, ASF ve ATYGF-YB fonlarından kaynak aktarılmıştır. En çok yardımı, toplamın yüzde yetmişi ile Fransa, Almanya ve İspanya paylaşmışlardır. 6- Çok Düşük Nüfus Yoğunluğu Olan Bölgeler (Şahin 1998: 46) Bu kritere göre, özetle nüfusu sekiz kişi/kilometrekareden daha az olan bölgeler bu kriterin kapsamına girmektedir. Sadece iki ülkeye sözkonusu kriter kapasamında yardım yapılmıştır. Bunlar Finlandiya ve İsveçtir. Yardımlar ABKF ve ATYGF-YB fonlarından yapılmıştır Yeni tüzük ve hedefler Yapısal Fonlar tarafından kaynak sağlanan programlar çok yıllıdır. Programlar kalkınma stratejilerine temel teşkil etmektedirler. Stratejiler, Komisyon tarafından tespit edilen ve tüm birlik için geçerli olan kurallar çerçevesinde, bölgeleri, üye ülkeleri ve Komisyonu birleştiren bir ortaklık oluşturmaktadır. Çok yıllı programlar ekonomik ve sosyal kalkınma bağlamında, altyapının gelişmesi, telekomunikasyon hizmetlerinin yaygınlaştırılması, firmalara yardım ve işçilerin eğitilmesi ve bilgi 16

33 toplumunun araçlarını ve know-how ını yaymak üzere faaliyet gösterirler Berlin Avrupa Konseyinde kabul edilen 21 Temmuz 1999 tarih ve EC No: 1260/1999 sayılı Konsey Tüzüğü, Yapısal Fonlar için üç hedef belirlemiştir (TOBB: 8): 1. Az gelişmiş bölgelerin kalkınması. Yapısal Fonların yüzde 70 lik kısmı bu hedefe gitmektedir. AB nüfusunun yüzde 22 si Hedef 1 kapsamına girmektedir. 2. Yapısal sorunları olan bölgelerin ekonomik ve sosyal olarak yeniden yapılanması şeklinde tanımlanan Hedef 2 için Yapısal Fonların yüzde 11.5 lik kısmı tahsis edilmiştir. AB nüfusunun yüzde 18 i Hedef 2 kapsamındadır. 3. İstihdamın arttırılması ve eğitim sisteminin modernize edilmesi şeklinde tanımlanan Hedef 3 için Yapısal Fonların yüzde 12.3 ü ayırılmıştır. Hedef 3 kapsamında olan bölgeler, Hedef 1 bölgelerinin dışında kalan ve söz konusu tedbirlerin arayı kapatma staratejileri nin (catch up) bir parçasını oluşturduğu tüm AB bölgeleridir (Avrupa Komisyonu web sayfası h) mali perspektifinde Yapısal Fonların üyeler ve hedefler itibariyle dağılımı Tablo 5 te gösterilmiştir. 17

34 Tablo 5 -Yapısal Fonların dağılımı (1999 fiyatları, m euro) Üye ülke Hedef 1 Hedef 1 altında Hedef 2 Eski Hedef 2 ve 5 b* Hedef 3 Toplam Yüzde pay geçiş desteği* Belçika Danimarka Almanya Yunanistan İspanya Fransa İrlanda Italya Lüksemburg Hollanda Avusturya Portekiz Finlandiya Isveç Ingiltere AB *Geçiş desteği, dönemi için, önceden olduğu gibi yüksek seviyede bir Topluluk bölgesel yardımını almasını mümkün kılmayacak derecede bir ekonomik ve sosyal düzeye 1999 yılı itibariyle erişen bölgelere sağlanacaktır. Yüzde paylar yazar tarafından hesaplanmıştır. Kaynak: AB Komisyonu Web Sayfası j 18

35 mali perspektifinde, üye ülkelere yapısal fonlar kapsamında toplam yaklaşık 213 milyar Euro luk bir mali yardım öngörülmektedir. Topluluk bütçesinin yaklaşık üçte birine tekabül eden bu miktarın yaklaşık 18 milyarlık bir kısmı Uyum Fonu altında iken geriye kalan 195 milyar Euro luk kısım Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu, Avrupa Sosyal Fonu, Balıkçılık Yönlendirme için Mali Araç ve Avrupa Tarımsal Yönverme ve Garanti Fonunun Yönverme bölümü için sarf edilecektir (Avrupa Komisyonu web sayfası h). Tablo Mali perspektifinde Yapısal Fonlar (euro) Yapısal Fonlar Yapısal Fonlar Öncelikli Hedefler Hedef 1 Hedef 2 Hedef milyar 195,00 milyar 182,45 milyar 135,90 milyar 22,50 milyar 24,05 milyar Topluluk Balıkçılık Yenilikçi Eylemler Uyum Fonu İnsiyatifleri 10,44 milyar 1,11 milyar 1,00 milyar 18 milyar Kaynak: Avrupa Komisyonu Web Sayfası i OTP kapsamında, Garanti Bölümü ve kırsal kalkınma için öngörülen meblağ yıllık yaklaşık 44 milyar Euro dur. Toplam olarak, OTP için yaklaşık 300 milyar Euro tutarında bir kaynak söz konusudur. (The Community Budget 2000: 105) döneminde Yapısal Fonlar için ayrılan kaynakların yüzde 93.8 i yukarıda yazılan üç hedef (objective programmes) doğrultusunda, yüzde 5.35 i belirli problemler için 19

36 ortak çözümler geliştirmeyi amaçlayan Topluluk İnsiyatifleri için kullanılmaktadır. İnsiyatifler şu kısımlara ayırılmaktadır: Interreg III: sınır-aşan (cross-border), uluslar arası (transnational) ve bölgeler arası (interregional) işbirliği. ABKF tarafından finanse edilmektedir. Urban 2: Geri giden kentsel alanlar ve kentler için sürdürülebilir kalkınma. ABKF tarafından finanse edilmektedir. Leader +: bölgesel insiyatifler yoluyla kırsal kalkınma. ATYGF-Yönverme tarafından finase edilmektedir. Equal: İşgücü piyasasına erişimde eşitsizlik ve ayırımcılık ile mücadele. ASF tarafından finanse edilmektedir. Yapısal Fonların Topluluk İnsiyatifleri ve ülkeler itibariyle dağılımı Tablo 7 de gösterilmiştir. 20

37 Tablo 7 -Yapısal Fonların Topluluk İnsiyatifleri ve ülkeler itibariyle dağılımı (1999 fiy, m euro) Üye ülke Interreg III Urban II Equal Leader+ Toplam Belçika Danimarka Almanya Yunanistan İspanya Fransa İrlanda Italya Lüksemburg Hollanda Avusturya Portekiz Finlandiya Isveç Ingiltere Ağlar AB Kaynak: Avrupa Komisyonu Web Sayfası j Bunlardan başka, Hedef 1 bölgeleri dışındaki balıkçılıkta yapısal uyum için Yapısal Fonların yüzde 0.5 i ve kalkınma yolunda yeni fikirleri denemek ve teşvik etmeye yönelik yenilikçi hareketler için Yapısal Fonların yüzde 0.51 i ayrılmıştır (Avrupa Komisyonu web sayfası h). 21

38 Hedefler Kapsamında yapılacak yardımların hangi fonlardan karşılandığı Tablo 8 de görülebilir. Tablo 8 -Hedefler ve kaynakları Hedef 1 Hedef 2 Hedef 3 ABKF ABKF ASF ASF ATYGF-Yönverme ASF BYMA Kaynak: Avrupa Komisyonu Web Sayfası j Yapısal Fonların alt başlıkları ATYGF-Yönverme Kısmı 1962 yılında kurulan fonun amacı OTP nin yürütülmesi için gerekli olan mali kaynakları sağlamaktır. Bu fonun garanti kısmı, tarımsal üretimde meydana gelebilecek sorunları gidermek ve önlemek, yönverme kısmı ise tarım sektöründe yapılması gereken yapısal değişimleri finanse etmekle görevlidir. Sadece Yönverme bölümünün harcama seviyesi 1982 yılında 638 milyon ECU den 1996 yılında 3,8 milyar ECU ye yükselmiştir.(şahin 1998: 64) ABKF 1975 yılında hayata geçirilen bu fon, Topluluk içindeki ekonomik ve sosyal olarak az gelişmiş bölgelerin kalkındırılması ve bu suretle Topluluk bölgeleri arasındaki ekonomik gelişmişlik farklarını azaltmaya yönelik amaçlarla kurulmuştur yılından önce Topluluk bölgesel politikası yeterli düzeyde değildi. Başka bir 22

39 ifadeyle, kapsamlı ve düzenli bir politikadan söz edilemezdi. Bu nedenle sorunlu bölgeler kendi ulusal kaynaklarından gelen yardımlara terk edilmiş bulunuyordu. Fon kapsamında finansmanı öngörülen proje alanları şunlardır (Şahin 1998: 68-69): a) Devamlı istihdam yaratmayı veya devam ettirmeyi sağlayacak verimli yatırımlar b) Alt yapı yatırımları c) Özellikle küçük ve orta boy işletmelerin faaliyetlerini destekleyerek, mahalli potansiyellerin geliştirilmesine yönelik tedbirler d) Yapısal Fonların kullandırılmasını düzenleyen kriterlerden 1'inci Kriter kapsamındaki bölgelerde olmak şartıyla, eğitim ve sağlık yatırımları e) Bölgesel gelişmeye katkıda bulunacak ve insan kaynaklarını geliştirecek ve işgücü piyasası ile ilişkili araştırma ve geliştirme faaliyetleri f) Çevrenin korunmasına katkıda bulunacak alt yapı yatırımları ve bölgesel gelişmeyle ilişkili verimli yatırımlar g) Üye ülkelerin sınır bölgelerinin Topluluk seviyesine yükseltilmesine yardımcı olacak faaliyetler ABKF na ayırılan bütçe kaynakları 1975 yılında 300 milyon ECU iken bu rakam zaman içinde hızla yükselerek 1995 yılında 10,8 milyar ECU ye ulaşmıştır (Şahin 1998: 69). Bir üye ülkenin Fondan yararlanabilmesi için kişi başına GSYİH si Topluluk ortalamasının yüzde 75 inde az olmalıdır. Hali hazırdaki Topluluk ortalamasının 22 bin Euro olduğu göz önüne alınırsa, ülke kişi başına GSYİH nin Euro dan az olması gerekmektedir. İspanya nın 17 bölgesi ile Yunanistan ve Portekiz in büyük bir kısmı bu kriter kapsamına girmektedir (Bilici 2002: 41-42) ASF Avrupa Sosyal Fonu Roma Antlaşmasının 123. maddesiyle 1958 yılında kurulmuş olması yönüyle Toplulukla birlikte var ola gelmiş köklü bir fondur. Bu fonun amacı Topluluk içinde istihdamı kolaylaştırmak ve işçilerin coğrafi ve mesleki 23

40 hareketliliğini artırmak ve ekonominin yeniden yapılanması sonucu ortaya çıkan sorunlara yardım etmektir. Fon kuruluşundan 1996 yılına kadar toplam 51,5 milyar ECU lük bir kaynak kullanmıştır Uyum Fonu Uyum Fonu, Maastricht Antalaşmasıyla (md 130D) öngörülmüş ve 30 Mart 1993 tarihli EEC 792/93 sayılı Konsey tüzüğü ile hayata geçirilmiştir. Fonun amacı, AB nin en fakir ülkeleri olan İspanya, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz de çevre ve ulaşım ile ilgili projelere kaynak sağlamaktır (Avrupa Komisyonu web sayfası h). Bu bağlamda, bölgeler arası ekonomik ve sosyal dengesizlikleri gidermek ve geri kalmış bölgeleri hızlı bir şekilde diğer bölgelerle dengeye gelmesini sağlamaktır. Uyum Fonu, satın alma gücü paritesine göre kişi başına GSYİH sı AB genel ortalamasının yüzde 90 ından az olan bölgelerin istifadesine sunulacaktır. (Bilici 2002: 42) mali döneminde söz konusu dört ülkenin fondan sağlayacağı kaynaklar ve toplam içindeki alt ve üst oranlar Şekil 1 de görülmektedir. 24

41 Şekil 1: Uyum Fonu tahsisleri ( , 1999 fiy, m euro) yüzde Yunanistan İspanya İrlanda Portekiz Kaynak: Avrupa Komisyonu Web Sayfası j ATYGF OTP, AT nin kuruluşundan günümüze en önemli ortak politikalarından biri olmuştur. Dolayısıyla mali yardımların en çok aktığı alanlardan biri OTP olmuştur. Başlangıçta bütçenin neredeyse tamamı tarım harcamalarına ayırılırken, 2000 lere gelindiğinde tarıma giden bütçe payı yüzde 40 lara kadar düşmüştür. OTP ye aktarılan kaynaklar ATGYF den sağlanmaktadır. Fonun yüzde 90 ı Garanti kısmına giderken yüzde 10 u da Yönlendirme kısmına akmaktadır. Yapısal Fonlara, Topluluğun kuruluşandan itibaren aktarılan kaynaklar ve oranları Tablo 9 ve 10 da görülmektedir. 25

42 Tablo 9 -AB Harcamalarının Sektörel Dağılımı (ödemeler, m euro) Genel Bütçe ATYGF- Garanti Bölümü 28,7 50,7 340, , , , , , , , , , , , ,1 Yapısal Fonlar 8,6 11,3 4,6 7,2 4,6 22,1 81,1 58,5 70,8 95,4 118,0 136,9 259,1 281,8 375,3 623,8 685, , ,5 ATYGF-Yönverme Bölümü 34,0 51,3 58,4 61,5 53,2 10,8 37,8 76,7 112,1 113,0 325,6 286,5 ABKF 150,0 300,0 400,0 525,0 699,0 ASF 24,5 19,5 37,0 56,5 83,7 248,3 244,0 148,6 211,7 172,5 538,1 530,0 Uyum Fonu BYMA Araştırma 73,4 59,2 63,4 64,9 76,3 70,1 110,3 115,9 127,2 180,8 266,9 267,6 Dış Faaliyetler 0,9 0,8 1,0 1,0 1,4 0,4 71,8 63,3 358,5 250,9 202,8 194,1 313,2 443,7 İdari Harcamalar 7,3 18,1 21,2 25,4 30,2 35,2 39,6 43,3 50,9 53,7 94,7 104,3 115,3 137,8 173,6 245,3 306,2 364,0 430,7 501,6 686,6 775,6 Geri Ödemeler ve Diger 0,6 0,9 1,6 130,4 178,1 253,0 309,8 383,1 541,6 586,8 707,1 831,2 Genel Bütçe Toplam 7,3 18,1 21,2 34,0 41,5 39,8 46,8 76,6 125,2 476, , , , , , , , , , , , ,7 AKF 3,4 15,8 53,3 65,3 83,4 106,7 108,3 104,6 106,5 115,0 145,6 154,4 131,5 157,8 172,0 76,0 248,6 244,7 401,0 465,3 AKÇT 70,3 21,8 28,2 20,8 22,3 22,6 29,1 35,7 31,0 37,7 32,4 45,7 45,6 49,8 51,0 40,5 58,0 208,5 84,2 95,5 67,3 87,5 Genel Toplam 1.626, , , , , , , , , , , ,5 Genel Bütçe (1) 2001(2) ATYGF- Garanti Bölümü , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,2 Yapısal Fonlar 1.808, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,5 ATYGF-Yönverme Bölümü 314,6 539,9 575,3 595,6 685,5 771,2 789, , , , , , , , , ,0 3521,5 3774,0 3510,4 3035,1 ABKF 793, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,7 ASF 700,5 620, , , , , , , , , , , , ,4 4546, ,6 6143,4 7602,8 7245,8 7675,0 8525,7 Uyum Fonu 795,0 851,6 1699, ,2 2323,0 2336,0 2731,7 2800,0 2500,0 BYMA 395,0 248,1 421,6 486,9 407,7 571,9 498,0 504,8 Araştırma 364,2 311, , ,0 677,9 775,4 964, , , , , , , , ,9 2878,7 2981,6 2968,7 2629,2 3600,0 3710,0 Dış Faaliyetler 603,9 738,4 901,3 996,5 963, ,3 809,2 768, , , , , , , ,2 3855,0 3822,6 4159,7 4729,5 5541,6 6377,8 İdari Harcamalar 829,9 941, , , , , , , ,8 2332, , , , , , ,1 4195,5 4171,3 4111,4 4725,3 4927,3 Geri Ödemeler ve Diger 958, , , , , , ,8 4403,6 3779,0 3313,1 1901, ,9 960, , , ,0 2111,3 1886,4 2175,6 2122,8 2214,7 Genel Bütçe Toplam , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,4 AKF 481,9 663,7 718,8 703,0 698,0 846,7 837, , , , , , , , , ,4 1213,0 1439,6 1275,4 2635,0 2553,0 AKÇT 115,6 139,7 207,7 255,2 267,9 298,1 308,9 277,2 229,9 288,6 314,3 412,2 596,4 424,0 297,5 255,3 459,0 184,9 184,6 178,0 190,0 Genel Toplam , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,4 (1) 2000 bütçesi (2) Taslak bütçe Kaynak : The Community Budget 2000:

43 Tablo 10 -AB Harcamalarının Sektörel Dağılımı (ödemeler, %) Genel Bütçe ATYGF- Garanti Bölümü Yapısal Fonlar ATYGF-Yönverme Bölümü ABKF ASF Uyum Fonu BYMA Araştırma Dış Faaliyetler İdari Harcamalar Geri Ödemeler ve Diger Genel Bütçe Toplam AKF AKÇT Genel Toplam Genel Bütçe ATYGF- Garanti Bölümü Yapısal Fonlar ATYGF-Yönverme Bölümü ABKF ASF Uyum Fonu BYMA Araştırma Dış Faaliyetler İdari Harcamalar Geri Ödemeler ve Diger Genel Bütçe Toplam AKF AKÇT Genel Toplam Kaynak : The Community Budget 2000:

44 AYB den sağlanan mali yardımlar AYB 1958 yılında Roma Antlaşması ile kurulmuş bağımsız bir bankadır. Bankanın görevlerinden bölgesel gelişmeyle ilgili olan birkaçı şunlardır (Karluk 2002: ): - Az gelişmiş bölgelerin gelişmesine yönelik projelerin finansmanı - Kırsal kalkınmayı temin edecek projelerin finansmanı Maastricht Antlaşmasıyla getirilen diğer bir görev: - Şirketlerin modernleştirilmesi veya başka yeni üretim alanlarına kaydırılması ilişkin projelerin finansmanı. Bu görevlerle AYB, ekonomik ve sosyal dengeyi gerçekleştirme yönünde krediler vermekte ve böylece kaynaklarının üçte ikisi Yapısal Fonların kapsamına giren alanlarda kullanılmaktadır döneminde az gelişmiş bölgelerdeki üretimin arttırılmasına yönelik olarak toplam 57 milyar ECU lük bir kaynak aktarılmıştır. 100 milyar Euro luk bir sermayeye sahip olan AYB, en fazla 250 milyar Euro ya kadar kredi açabilmektedir. AYB, Dünya kredi piyasalarında, AAA olan kredi notu sayesinde, en düşük faizle borç temin edebilmektedir. Bu nedenle, kar amacı taşımadığı da göz önüne alındığında, çok düşük faizle kredi açabilmektedir. Ayrıca, vade olarak da diğer kredi sağlayan kuruluşlara göre daha uzun vadeli kredi olanağı AYB tarafından üye ülkelere ve az da olsa mali yardım verilen üçüncü ülkelere sunulmaktadır.(bilici 2002: 37, 43) Bankanın kredi sağladığı proje alanları enerji, altyapı, sanayinin geliştirilmesi, çevrenin korunması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi gibi sektörleri kapsamaktadır. Proje harcamalarının tümü AYB tarafından finanse edilmemekte, ilgili üye ülkenin de katkı sağlaması gerekmektedir yılında toplam 36.8 milyar Euro tutarında bir 28

45 kredi AYB tarafından kullanıma sunulmuştur. Anılan tarihde AYB ye bağlı Avrupa Yatırım Fonu, 800 milyon Euro tutarında risk sermayesi kredisi ile KOBİ lere 960 milyon Euro kredi garantisi sağlamıştır AB de Dış Yardımların Nedenleri ve Gelişimi AB bütçesinin yüzde 95 i üye ülkelere mali yardımlar şeklinde giderken geri kalan yüzde 5 i ise AB nin dış yardımları kapsamında AB dışındaki çok sayıda ülkeye gitmektedir. Hibe şeklindeki bu yardımlar yanında Avrupa Kalkınma Fonundan (AKF) da üçüncü ülkelere kaynak sağlanmaktadır. Böylece toplam hibeler yüzde 7-8 düzeylerinde olmaktadır. (Bilici 2002: 43) AB açtığı krediler toplamının yüzde 7-10 düzeyindeki bir kısmını da üçüncü ülkelerin kullanımına sunmaktadır. Kredilerin bir kısmı bütçe garantisi altında olduğu gibi bazen de faizlerinin belli kesimi bütçe tarafından sübvanse edilmektedir. AB dış mali yardımları şu ülke gruplarına yönelmiştir (Bilici 2002: 43): AKP Ülkeleri MDAÜ Akdeniz Ülkeleri BDT Ülkeleri Asya ve Latin Amerika (ALA) Nedenleri Siyasi neden AT kuruluşundan itibaren kendi dışındaki ülkelere mali yardımlarda bulunmuştur. Bunun en temel nedeni, AT nin kendisini siyasi olarak buna mecbur hissetmesidir. AET nin kuruluş yılı olan 1957 de, altı kurucu üyeden Fransa, Belçika, Hollanda ve İtalya halen sömürge ülkelere sahip bulunmakta idiler. Bunun sonucu olarak, 29

46 kendilerine siyasi olarak bağımlı olan bu ülkelere karşı olan sorumluluklarını yerine getirmek zorundaydılar. Bu amaçla, AKF, Roma Antlaşmasına istinaden kuruldu. AKF nin görevi sözkonusu sömürgelere mali yardımda bulunmaktı. Kuruluşundan kısa bir süre sonra AKF sadece Sub-Saharan Afrika ya yönelik mali yardımlar yapmakla görevlendirildi. Yukarıda anılan sömürge ülkeler, Roma Antlaşmasında öngörülen yardım ilişkisini sürdürmek üzere AET ile 1963 yılında Younde Antlaşmasını imzaladılar. Bu antlaşmanın asıl amacı, soğuk savaş döneminde başlayan sömürgelerin bağımsızlaşması hareketleri neticesinde baş gösteren eski sömürgeleri kaybetme tehlikesine karşı, AET nin almış olduğu bir tedbir olmasıdır. Böylece AET, eski sömürgelerini etkisi altında tutmaya devam edecek ve başka güç merkezlerinin etki alanı içine girmesine mani olacaktır, özellikle Sovyetler Birliğinin çok hızlı yayılmacı bir karakter gösteren emperyalizmine karşı. Antlaşma ile AET, sözkonusu ülkelere teknik ve mali yardım vadetmektedir Ticari neden Diğer bir amaç ise, ticari amaçdır. AET yi kuran ülkelerden sömürge sahibi olanlar, sömürgeleriyle olan çok sıkı ticari ilişkilerini canlı tutabilmek için onlara ticari ayrıcalıklar vemişlerdir. Buna göre AET, bu ülkelerden yapacağı mal ithalatına gümrük vergisi muafiyeti tanıyacaktı. Aksi halde, gümrük birliğini uygulamaya koyan AET karşısında sömürge ülkeler çok zor durumda kalacaklardı. Bundan başka, gelişmiş ülkeler dünya piyasasındaki konumlarını korumak amacıyla az gelişmiş ülkeler ile kendileri arasındaki iş bölüşümünü devam ettirmek gayesini gütmektedirler. Buna göre, gelişmişler, yüksek teknoloji gerektiren ürünler, az gelişmişler ise teknoloji gerektirmeyen veya birinci gruba kıyasla çok geri teknolji gerektiren ürünler üretip satacaklardır. Az gelişmiş ülkeleri bu surette dünya ticaret sistemine veyahut ekonomik sistemine entegre etmek istemektedirler. 40 yılı aşkın AT mali yardımlarından sonra 2000 li yıllara gelindiğinde AB resmi kaynaklarının 30

47 kalkınma amaçlı mali yardımlarında ilk hedeflerinin fakirlikle mücadele olması bu argümanı desteklemektedir (European Commission 2001: 3) Barış ve istikrar AB, komşu bölge ülkelerini ve global çapta dünya ülkelerini de içine alan bir barış ve istikrar ortamı oluşturarak kendi içindeki barış, istikrar ve bütünleşmeyi sağlamlaştırmak istemektedir. (Delpuech 1997: 2) Gelişimi Younde Antlaşmaları Yukarıda 1963 yılında imzalanan I. Younde Antlaşmasına bir parça değinilmiştir. Bu antlaşma, bağımsızlığını kazanan 23 eski sömürge Afrika ülkesiyle imzalanmıştır. Böylece bu ülkelere ticari imtiyazlar 2 sağlanmış, teknik ve mali yardımlar öngörülmüştür. Karşılığında ise AET malları bu ülkelere serbest olarak girme hakkını almıştır. Beş yıl süreyle uygulanan birinciden sonra II. Younde Antlaşması, bir ülkenin daha katılımıyla imzalanmıştır. İkinci antlaşma birinci ile benzer hükümlere sahiptir. Bu antlaşma ile AET, sözkonusu ülkelerle, birinci antlaşma ile aynı mahiyeti taşıyan ilişkilerine devam etmiştir (Karluk 2002: 193). Daha sonra müteakip Younde Antlaşmaları imzalanmıştır. Bu konulara AKP ülkeleriyle mali ilişkiler bölümünde ayrıntılarıyla değinilecektir. 2 Tropik ürünler için 31

48 Gıda Yardımı Antlaşması Roma Antlaşmasından sonra AET imzaladığı Gıda Yardımı Antlaşması uyarınca da bazı yardım sorumlulukları yüklenmiştir. Bu antlaşma Roma Antlaşması ile birlikte AET nin dış mali yardımlarını dayanak teşkil eden ilk hukuki metinlerdir. Gıda Yardımı Antlaşmasını 1967 yılında imzalayan AET, OTP nin uygulanması sonucu oluşan tarımsal üretim fazlasını gıda yardımı olarak çok fakir bölgelere düzenli olarak dağıtmaya başlamıştır Dünya ve OECD ölçeğinde AT yardımlarının yeri AT 1990 lı yıllarda, üye ülkelerin ikili yardım antlaşmaları hariç, dünyanın beşinci büyük yardım sağlayan kuruluşu olmuştur yılında Topluluğun sağladığı toplam yardım miktarı 6.6 milyar dolara ulaşmıştır. Bu miktar, OECD ülkelerinin gerçekleştirmiş olduğu toplam yardımın yüzde 12.2 sine tekabül etmektedir. Bu oranın, otuz yıl önce yüzde üçler seviyesinde olduğu düşünülürse, AT yardımlarının reel artış trendinin ne denli yüksek olduğu anlaşılır. Eğer AT ve üyelerinin 1997 yılında yapmış oldukları yardımlar birlikte hesap edilirse, dünya toplam yardımlarının yüzde 55.3 üne ulaşır ki bu seviye AT nin ne kadar yüksek bir etki sahasına sahip olduğunu gösterir (Cox ve Chapman 1999: XIII) 32

49 Şekil 2 : 1997 yılında OECD yardımları (ödemeler, milyar $) Sütunlar soldan sağa, AT üyesi ülkeler, AT, Japonya, ABD, diğer Kaynak: Cox ve Chapman 1999: I AT yardımlarının coğrafi gelişimi Geçtiğimiz otuz yıl içerisinde, değişen Dünya ekonomik, sosyal ve siyasal yapısı, AT yardımlarını da hem coğrafi hem de, yukarıda işaret edildiği gibi, miktar olarak değiştirmiştir lerin başlarında AT yardımlarının yüzde 70 inden fazlası Sub- Saharan Afrikaya akmıştır lerde bu oran yüzde 60 dır lerde ise ortalama yüzde 30 a kadar düşmüştür. İlginç olan nokta ise, miktar olarak, aynı bölgenin iki milyar Dolarlık bir seviye ile hala en yüksek AT yardımı alan bölge oluşudur. Bölgeye giden AT yardımı 1990 larda miktar olarak artmıştır ve bu miktar diğer bölgelere giden AT yardımlarından gözle görülür şekilde yüksektir. Bu durum aynı zamanda AT yardımlarının miktar olarak ne denli yüksek seviyelere ulaştığını göstermesi açısından çok anlamlıdır. Yukarıda, AT dış yardımlarının siyasi sebebinde değinildiği gibi, ilk AT mali yardımlarının yapıldığı bölge, Roma Antlaşmasının 132. Maddesinde öngörüldüğü üzere, AKP ülkeleridir. 33

50 1990 lara geldiğimizde, AT yardımlarının bölgesel dağılımı ile ilgili en çarpıcı gelişme, MDAÜ ile YBD e giden yardımların oransal ve miktar olarak çok hızlı artması olmuştur. Sub-Saharan Afrika ya giden pay dramatik bir şekilde azalırken, 1990 lara geldiğimizde, AT yardımlarının iki grup yeni alıcısı ortaya çıkmıştır, MDAÜ ve YBD. Daha önce AT yardımlarının bu iki bölgeye giden miktarı neredeyse sıfır iken, yıllarında toplam AT dış mali yardımlarının yüzde 19 unu almışlardır. Aynı yıllarda gerçekleşen yardım miktarı ise yıllık ortalama 1.3 milyar dolardır. AT yardımlarından en çok faydalanan üçüncü bölge ise Ortadoğu ve Güney Avrupa ülkeleridir. Bu bölgenin toplam içindeki payı 1970 lerde ve 1980 lerde yüzde 6 nın altında iken yıllarında yüzde 14 seviyelerine ve ortalama gerçekleşme miktarı ise 974 milyon dolara ulaşmıştır yılları için Asya bölgesinin payı yüzde 12, miktarı ise 838 milyon dolardır. Aynı rakamlar, Latin Amerika için yüzde 10 ve 680 milyon dolardır. Bölgenin yardım alma oranı 1970 ve 1980 lerdeki seviyesi olan yüzde 6 dan az bir orandan yüzde 10 a çıkmıştır. Sözkonusu bölgeye yardım, 1976 yılında, Avrupa Parlamentosunun girişimleriyle başlamıştır. Kuzey Afrika ise yüzde 6 ve 386 milyon dolardır. Okyanusya nın rakamları, sadece yüzde 1 ve 70 milyon dolardır. 34

51 Şekil 3: AT mali yardımlarının bölgelere göre dağılımı ( , yıllık ort. ödeme, m$, 1997 fiyatları ile) Sütunlar soldan sağa, Sub-Saharan Afrika, Asya, L. Amerika ve Karayipler, Orta Doğu ve Güney Avrupa, Kuzey Sahara, Okyanusya, MDAÜ ve YBD Kaynak: Cox ve Chapman 1999: I AT yardımlarının dağılımının ülkeler itibariyle gelişme seyri Tablo 11 de AT yardımlarından en çok yararlanan ilk onbeş ülkenin, AT nin dış yardım politikalarında dönemler itibariyle meydana gelen değişiklikler sonucu, oluşan sıralama ve oran değişimi görülebilir. Bu değişim, AT nin dış yardım miktarlarında hızlı büyüme ve bölgeler itibariyle yaptığı yardımlardaki dağılımın değişmesinden kaynaklanmaktadır. 35

52 Tablo 11 -AT dış mali yardımlarından en çok yararlanan ülkeler ( , tahsis edilen toplam yardımların yüzdesi) % % % % Hindistan 6.5 Hindistan 6.3 Polonya 3.4 Mısır 5.5 Bengladeş 6.4 Etiyopya 4.3 Yugoslavya (eski) 3.4 Rusya Fed. 4.2 Senegal 5.5 Türkiye 3.8 Mısır 3.0 Etiyopya 3.7 Mali 5.4 Bengladeş 3.4 Etiyopya 2.8 Fas 3.1 Nijerya 5.1 Mısır 3.3 Rusya Fed. 2.2 Polonya 2.6 Burkina Faso 4.5 Sudan 2.9 Cote d ıvoire 2.0 Bosna-Hersek 2.5 Madagaskar 4.4 Tanzanya 2.6 Romanya 1.8 Yugoslavya (eski) 2.1 Zaire 4.1 Senegal 2.3 Sovyetler Birliği (eski) 1.8 Türkiye 1.9 Fildişi Sahilleri 4.1 Somali 2.2 Mozambik 1.7 Tunus 1.8 Kamerun 3.7 Zaire 2.1 Macaristan 1.7 Güney Afrika 1.7 Çad 3.0 Fas 2.0 Kamerun 1.6 Batı Şeridi/Gazze 1.7 Somali 3.0 Gana 1.8 Ruanda 1.5 Romanya 1.7 Moritanya 2.9 Madagaskar 1.8 Nijerya 1.5 Bulgaristan 1.5 Ruanda 2.2 Uganda 1.8 Bengladeş 1.5 Lübnan 1.3 Merkezi Cum. Afrika 15ülkenin toplam içindeki yüzde payı 2.0 Burkina Faso 1.8 Batı Şeridi/Gazze 1.5 Cezayir ülkenin toplam içindeki yüzde payı Kaynak: Cox ve Chapman 1999: ülkenin toplam içindeki yüzde payı ülkenin toplam içindeki yüzde payı 36.5 Tablo 11 de ilk göze çarpan husus, ilk onbeş yararlanıcı ülkenin toplam yüzde paylarının döneminden dönemine kadar ciddi bir düşüş trendi içinde olduğudur. İkinci olarak göze çarpan husus ise, ilk dönem ilk onbeşe giren ülkelerden onüç tanesi AKP ülkesi iken, son dönem sadece iki ülke ilk onbeşte kalmıştır. Bu durum yukarıda bahsedilen, AT yardımları içinde Sub-Saharan Afrika bölgesinin payının düşmesiyle örtüşen bir durumdur. Çünkü AKP bölgesi, Sub- Saharan Afrika bölgesini de içermektedir. Sonuç olarak, tüm AT yardımları içinde AKP ülkelerinin oransal önemi dönemler itibariyle çarpıcı bir azalma göstermektedir. 36

53 Hindistan, birinci ve ikinci dönemde birinci sırada bulunmaktadır. İlk dönem iki Asya ülkesi ve onüç AKP ülkesi listeye girmiştir. Üçüncü dönemde, ciddi bir politika değişikliği hemen farkedilmektedir. Bu dönemde, MDAÜ, YBD den dört ve Rusya olmak üzere beş yeni ülke listeye dahil olmaktadır. Bu sayı son dönemde, beş adet MDAÜ ve Rusya olmak üzere altıya yükselirken, Ortadoğu ve Akdeniz den beş ülke listeye girmektedir. Türkiye, ilk dönem sıralamada görünmezken, ikinci dönem büyük bir sıçrama yaparak üçüncülüğe yerleşmiştir. Fakat, üçüncü dönemde, tekrar listeden çıkmıştır. Dördüncü dönemde sekizinci sıraya girebilmiştir. Türkiye nin sözkonusu dönemlerde aldığı yardım tahsislerinin oranları ise sırasıyla yüzde 3.8 ve 1.9 dur. Bu oranların gerçekleşen yardım oranları olmadığına dikkat çekmekte yarar vardır. İlerleyen bölümlerde de görülebileceği gibi, Türkiye sözkonusu tahsislerden önemli bir miktarını bazı nedenlerden ötürü kullanamamıştır. Bu konu daha sonra detaylı bir şekilde incelenecektir. Türkiye nin listede çok değişken bir yere sahip olduğu görülmektedir. Bu durum Türkiye nin AT ile ilişkilerinde yaşadığı istikrarsızlığın göstergelerinden biridir. 37

54 AT yardımlarının gerçekleşme oranları Tablo 12 -AT mali yardımlarının bölgesel dağılımı ( , tahsis ve ödemeler, milyon Euro) Toplam Tahsis Toplam AKP Güney Afrika Asya L Amerika Akdeniz ve Orta Doğu MDAÜ Yeni Bağımsız Ülkeler Diğer Yüzde Pay Toplam AKP Güney Afrika Asya L Amerika Akdeniz ve Orta Doğu MDAÜ Yeni Bağımsız Ülkeler

55 Toplam Diğer Ödeme Toplam AKP Güney Afrika Asya L Amerika Akdeniz ve Orta Doğu MDAÜ Yeni Bağımsız Ülkeler Diğer Yüzde Pay Toplam AKP Güney Afrika Asya L Amerika Akdeniz ve Orta Doğu MDAÜ Yeni Bağımsız Ülkeler Diğer Kaynak: Cox ve Chapman 1999: I:4 39

56 Tablo 12 den de görülebileceği gibi, toplam AT yardımlarının dönemindeki gerçekleşme oranı toplam tahsislerin ancak yüzde 74 ü seviyesindedir. Bu oran uygulamadaki çeşitli sorunlardan kaynaklanan gecikmelerden ileri gelmektedir. Örneğin, bazı uzun vadeli programlarda uygulama güçlüklerinden doğan gecikmeler olmakta veya programa yeni ülkelerin katılmasıyla yaşanan bazı gecikmeler olmaktadır. Bazı programlar tabiatı veya prosedürü itibariyla daha çabuk gerçekleşebilmekte, bazıları ise prosedür ve işleyiş zorluklarından veyahut ilgili ülkelerin yardımı elde etme kabiliyetlerinin az oluşundan ötürü gecikmelere uğramaktadır. Veya bazı tahsisler iptal edilmekte-türkiye nin tahsislerinin Yunanistan vetosu sonucu iptal edilmesi gibi- bazıları çeşitli nedenlerden ötürü askıya alınmaktadır En yüksek gerçekleşme oranı yüzde 82 ile AKP ülkerinde görülmektedir. Bunun bir nedeni, bu bölgedeki ülkelerle olan mali işbirliği çalışmalarının eskiye dayanması ve bu nedenle oturmuş programlar olmasıdır Maastricht Antlaşmasının getirdiği yenilik 1991 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması, AB dış yardımlarına yeni bir bakış ve ufuk getirmiştir. Buna göre, yardımların ortak bazı belli hedefler doğrultusunda ve birbiriyle ahenkli ve tamamlayıcı olarak sarfedilmesi öngörülmüştür. Antlaşmanın 130 uncu maddesine göre tesbit edilen Ortak Hedefler şunlardır (Cox ve Chapman 1999: I-8): Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle en fakir ülkelerde, sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal gelişmenin temini Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine, mümkün olduğunca sorunsuz bir şekilde ve tedricen entegre edilmeleri Gelişmekte olan ülkelerdeki fakirlik ile mücadele İnsan hakları ve temel hakların gözetimi ve demokrasi ve hukuk hakimiyetinin birleştirilmesi 40

57 Yukarıdaki yardım hedeflerini gerçekleştirmek üzere Avrupa Komisyonuna yetki verilmiştir. Buna göre, Komisyon, yardımlar arasındaki uyum ve gerekli organizasyonları yapacak ve gelişmekte olan ülkeleri iligilendiren diğer Birlik politikalarında da bu hedefleri gözetecektir Amsterdam Antlaşmasının öncelik tanımı 1997 yılında imzalanan Amsterdam Antlaşması da, Maastrict Antlaşmasına benzer öncelikler tanımlamıştır: 1- Gelişmekte olan ülkelerde fakirlikle mücadele 2- Gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal gelişmeye kavuşturulmaları 3- Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine sorunsuz ve tedrici bir şekilde entegre edilmeleri AT dış yardımlarında reform çalışmaları AT dış yardımları, geçen 30 yıl içerisinde hem coğrafi olarak hem de miktar olarak çok büyük bir artış göstermiştir. Toplam yardımlar 1990 yılında 3.3 milyar Euro dan, 2000 yılında 9.3 milyar Euro ya yükselmiştir yılında, AB nin yardımda bulunduğu ülke sayısı 140 ın üzerinde gerçekleşmiştir. Bu kadar büyük ve yaygın bir dış yardımlar mekanizmasında ister istemez, organizasyon bozuklukları, uyumsuzluklar ve etkinlik azalması olacaktır. Yukarıda değinildiği gibi, Maastricht Antlaşması, yardımlar için birtakım ortak hedefler tayin etmiş ve Avrupa Komisyonuna bunların takibi görevini vererek, çok dağınık ve karışık bir mahiyet arz eden AB yardımlarını toparlamaya ve belli bir düzen ve disiplin altına almaya çalışmıştır. Fakat bu çalışmalar yeterli olmadığı için, 2000 yılında Avrupa Komisyonu dış yardımlar konusunda reform yapmak üzere girişimler başlatmıştır (European Commission 2001: 3). Söz konusu reformun ana başlıkları sunlardır: 41

58 Gelişme yardımlarını tarif edilen öncelikli alanlarda yoğunlaştırmak. Bu alanlar içinde en önemlisi gelişmekte olan ülkelerdeki fakirlikle mücadele olarak belirlenmiştir. Söz konusu ülkelerin dünya ekonomisine daha iyi entegre olmalarının temini. Projelerin kalitesini arttırmak ve zamanında uygulanmalarını temine yönelik olarak gerekli tedbirleri almak. Etkin bir mali yönetim sağlamak. Yukarıdaki başlıklar kapsamındaki düzenlemeler 2000 yılında hemen uygulamaya konulmuştur. Projelerin öncelik alanlarına yoğunlaştırılması, uyumları, hızlı uygulanışları alanlarındaki gözle görünür gelişmeler, hemen uygulamanın başlangıç yılında görülmüştür. Takip eden 2001 yılında ise reform çalışmalarının sonuçları daha açık bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, işleyiş, mali yönetim ve performans alanında görülen bazı iyileşmeler şunlardır (European Commission 2002: 11): Ödemelerde 2000 yılına kıyasla yüzde 20 düzeyinde bir artış Ödenecek taahhüt stokunda 1990 yılından bu yana ilk defa gerçekleşen ve yüzde 3 seviyesinde olan bir azalış Yine 2000 yılına kıyasla ferdi bütçe kalemlerinde meydana gelen yüzde 14 lük azalış Sözleşme prosedürü sayısınının 46 dan 8 e inmesi sonucu meydanan gelen hızlanma Yeni öncelikler Maastricht Antlaşmasında tespit edilen gelişme için yardım öncelikleri, Komisyon tarafından 26 Nisan 2000 de (COM (00) 212 final of 26 April 2000) altı öncelikli alan olarak yeniden tanımlandı. Fakirliği azaltmaya yönelik sadece bu altı öncelik alanında yoğunlaşmanın nedeni etkinliktir. Çünkü, fakirlikle ilgili bütün alanlarla ilgilenmek etkinliği büyük ölçüde azaltacaktır. Bu nedenle, Komisyon kendince en 42

59 önemli olarak gördüğü şu alanlarda yoğunlaşmayı hedeflemiştir (European Commission 2001: 11-12): Ticaret ve gelişme arasındaki bağlantı Komisyon, ticareti gelişme için çok önemli bir faktör olarak görmektedir. Bu nedenle, gelişmekte olan ülke mallarının AB ye girişlerinde tercihli giriş kolaylıkları sağlamayı hedeflemektedir. Ancak, gelişmekte olan ülkelerin ihracatçı sektörlerinin rekabet edebilirliklerinin arttırılması gerekmektedir. Entegrasyon ve bölgesel işbirlikleri için destek Komisyon, gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarında yapacakları bölgesel işbirliklerini destekleyecektir. Çünkü Komisyon, bunun ilgili ülkelerin rekabet güçlerini arttıracağı ve bölgesel istikrarı temin edeceğini düşünmektedir. Bunun somut kanıtlarından birisi AT entegrasyonudur. Fakirliği azaltma stratejileri ile dolaysız bir bağı olan makro ekonomik politikalara destek Sosyal hizmet sektörlerini de içeren makro ekonomik politikalar gelişmenin ana etmenlerinden birisi olarak görülmektedir. Bu bağlamda, eğitim sağlık gibi sosyal alanlara eşit erişim imkanının temini çok büyük bir önem arzetmektedir. Ulaşım Ulaşım sektörünün kalkınmada taşıdığı önem çok açıktır. Bölgesel gelişmeler için de iyi bir ulaşım ağı gayet gerekli bir unsurdur. AB, gelişmekte olan ülkelerdeki ulaşım projelerine katkıda bulunan temel yardım edici kuruluşlardan biridir. 43

60 Gıda güvenliği ve sürdürülebilir kırsal kalkınma Gıda politikalarının ülke ve bölge çapında uyumlaştırılması, gıda yardımına olan bağımlılığı azaltacağı için gelişme yolundaki ülkelerdeki önemli bir faktör olarak görülmektedir. Kurumsal kapasitelerin, özellikle iyi yönetim ve hukuk hakimiyeti alanlarında güçlendirilmesi Demokratik kurumların işlerliği, yolsuzluğun olmadığı iyi bir idari yapının tesis edilmiş olması, hukuk devleti ilkesinin kamu ve özel alanda hakim olması gibi hayati faktörler, gelişme yolunda kritik değerler taşımaktadırlar. Bu önceliklerin yanında, AT, aşağıdaki prensipleri de gelişmekte olan ülkelerle içinde olduğu her türlü faaliyette devamlılığı sağlayan temel faktörler olarak görmektedir (European Commission 2001: 12): 1- İnsan haklarını, 2- Kadın-erkek eşitliğini, 3- Çocuk haklarını, 4- Ve çevreyle ilgili konuları desteklemek ve teşvik etmek. Az önce belirtildiği gibi, gelişme yardımının en önemli önceliğinin fakirlikle mücadele olarak görülmekte olduğunun altını tekrar çizmekte fayda vardır. Avrupa Komisyonu, 21. Yüzyılda Dünya nüfusunun hemen hemen yarısının günde iki dolardan daha az, 1.5 milyarının da günde 1 dolardan daha az bir gelirle yaşadığını belirtmektedir. Ayrıca, BM tanımına göre sayıları 1971 yılında 24 olan en az gelişmiş ülke, 2001 yılında 49 a yükselmiştir. AT fakirlikle mücadele konusunda, 2000 yılında Cenevre de düzenlenen Dünya Sosyal Gelişme Zirvesinde tespit edilen aşırı fakirlik 3 içinde yaşayan dünya nüfusu oranını 2015 yılına kadar yarıya 3 Günde 1 dolardan daha az gelire sahip olan kişiler 44

61 indirme hedefine elinden geldiğince yardım etmek istemektedir. AT nin bu isteği, AT dış yardımları konusunda yapılan reform çalışmalarında yansımasını bulmuştur (European Commission 2001: 10) Yeni yapılanmalar Bunlar, dış yardım programlarının AB politikaları ve önceliklerine göre gözden geçirilmesi ve birleştirilmesi, tüm yardım işlerinin idari yönden entegre edilmesi, tüm yardım faaliyetlerinin Avrupa Yardımı İşbirliği Ofisi adında bir kurum altında toplanması ve proje yönetimi ile ilgili Komisyon delegasyonlarına büyük çapta bir yetki devridir (European Commission 2001: 13) Yardımların gözden geçirilmesi 16 Mayıs 2000 tarihinden başlamak üzere, stratejik çerçeve yaklaşımı ABnin dış yardımlarına yön veren bir prensip olarak kabul edilmiştir. Stratejik çerçeve, AB nin belli bir bölge ya da ülkeye yönelik yardım politikalarını ve önceliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca, projelerin uygulanması ile birlikte gelişen ve devam eden projelerin değerlendirilmesi konusu da reformun önemli bir parçası olarak ele alınmaktadır. Buna göre, projelerin etkinliği, etkileri, sürdürülebilirliği gibi çeşitli konularda projeler değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Proje programlaması birden fazla yılı kapsayacak ve ilgili ülkeler aktif bir şekilde bu çalışmalara katılacaklardır. Proje programlamasında kaliteyi sağlamak üzere Kaliteyi Destekleme Grubu adı altında bir çalışma birimi oluşturulmuştur. Bu birim, programlama çalışmalarının tüm aşamalarında minimum kalite standartlarına uyulması konusunda destek verici çalışmalarda bulunacaktır. Birim, programlama çalışmalarının değerlendirme sonuçlarına uyumunu temin edecek ve bu bağlamda hedefler tayin edebilecektir Tüm yardım işlerinin idari yönden entegre edilmesi 01 Ocak 2001 tarihinden geçerli olmak üzere, dış yardımların siyasi amaçları ve birden fazla yıla yayılan programlama çalışmaları konularında Gelişme ve Dış 45

62 İlişkiler Genel Müdürlükleri yetkili kılınmışlardır. Bu iki alan dışında kalan diğer faaliyet alanlarında ise Avrupa Yardımı İşbirliği Ofisi tek yetkili olacaktır. Diğer bir deyişle, Ofis, AB nin, bazıları hariç, tüm dış yardım programlarında, sözleşmeden yürütülmesine, finasmanından değerlendirilmesine kadar tek yetkili merkezi kuruluş olacaktır Tüm yardım faaliyetlerinin tek bir çatıda toplanması 01 Ocak 2001 tarihinden itibaren AYİO, AB Komisyonunun tüm dış yardımlarının uygulanmasında tek yetkili kuruluş olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, katılım öncesi yardım araçları olan PHARE, ISPA ve SAPARD, insana yönelik faaliyetler, makro-finans yardımları, Ortak Dış ve Güvenlik Politikası ve Hızlı Müdahale Birimi AYİO nun görev alanı dışında olan dış yardım konularıdır. AYİO nun görev kapsamına giren coğrafi bölgeler beş grup altında toplanmıştır: 1- Avrupa, Kafkasya, Orta Asya 2- Güney Akdeniz, Yakın ve Uzakdoğu 3- Afrika, Karayipler, Pasifik 4- Asya 5- Latin Amerika Ayrıca, gıda yardımı, insan hakları, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği gibi belli bir konuya ilişkin yardımların yönetimi de yine AYİO nun çatısı altında toplanmıştır. Bundaki amaç uygulamada tutarlılığı sağlamak ve kabiliyetlerin bir araya gelmesinden doğan itici güçten yararlanmaktır. Ofis bünyesinde yürütülmekte olan faaliyetlere destek olmak amacıyla ayrı bir idari birim ve orgaizasyonla ilgili işlere destek olmak amacıyla da başka bir idari birim oluşturulmuştur yılı itibariyle Ofis, 7 milyar dolarlık bir yardım kaynağının dağıtımı konusunda tek yetkili kuruluş olmuştur. Projelerin değerlendirilmesi ve kapatılması görevi de Ofis tarafından yerine getirilmektedir. 46

63 Komisyon delegasyonlarına yetki devri AYİO nun kurulmasıyla birlikte, merkezi bir yapıya sahip olan AB dış yardım faaliyetleri, bu merkezi yapıdan kurtarılarak yardımların uygulandıkları coğrafi bölgelerde bulunan Komisyon Delegasyonlarına yetki ve sorumluk devrine gidilmesi benimsenmiştir. Bu suretle yardımların yerinden yönetim ilkesine göre yürütülmesi amaçlanmaktadır. Çünki Komisyon yerinde ve sahada daha iyi yönetilebilecek ve daha iyi karar verilebilecek yardım faaliyetlerinin Brüksel den yönetilmesi ve karara bağlanması doğru değildir görüşü doğrultusunda bir hareket tarzı belirlemiştir. Sözkonusu devir çalışmalarının 2003 yılında tamamlanması planlanmaktadır yılında yetki devirleri tamamlanan 22 delegasyonun dağılımı şöyledir: Avrupa: Hırvatistan Yugoslavya Akdeniz: Mısır, Fas, Tunus ve Türkiye Asya: Çin, Hindistan, Endonezya ve Tayland Latin Amerika: Arjantin, Brezilya Bolivya, Meksika ve Nikaragua Afrika: Güney Afrika, Ivory Coast, Kenya, Mali ve Senegal Karayipler: Dominik Cumhuriyeti Türkiye de Avrupa yardımlarının desantralizasyon yapıldığı ülkelerden biridir. Bundan böyle, AB nin Türkiye ye yapacağı mali yardımlar Türkiye deki AB delegasyonu tarafından yürütülecektir. AYİO ile gelen diğer önemli bir yenilik ise bilgi akışına ilişkindir. Bilgi akışı daha önce homojen olmayan ve bu nedenle karışık bir yapıya sahipti. Yardımla görevli bulunan Komisyona bağlı her Genel Müdürlüğün kendine özgü bir bilgi akış sistemi vardı. Bu ise, bir bütün olarak AB yardımlarının koordine edilmesi, değerlendirilmesi gibi işlemleri zorlaştırıcı bir etki yaptığı açıktır. Bu etkileri ortadan kaldırmak için bilgi akış sistemi tek standart bir yapıya kavuşturulmuş ve kalitesinin yüksek bir düzeye çekilmesi hedeflenmiştir. 47

64 Diğer bir yenilik ise projelerin ve programların denetim mekanizmalarını güçlendirmektir. AYİO, bu amaçla, tek tip bir denetleme mekanizması geliştirmeye çalışmaktadır. İlk etapta Batı Balkanlar, Akdeniz, Latin Amerika, Asya ve AKP bölgeleri söz konusu çalışma kapsamına alınmıştır. Buna göre, bağımsız uzmanların kullanılacağı denetim faaliyetlerinde yüz ülkede üçbin projenin denetlenmesi öngörülmektedir. Hizmet içi eğitim de öncelikli alanlar sırasına dahil edilmiştir. AYİO, 48 adet Teknik Yardım Ofisinin faaliyetlerini nihayete erdirmiştir. TYO lerinin görevleri AYİO tarafından üstlenilecektir. Fakirliğin Azaltılması İçin Satreteji Belgesi (FASB) Dünya Bankası tarafından başlatılan FASB çalışmalarının amacı, yardım yapan ülkeler arasında koordinasyonun sağlanması ve yardım eden ve yardım alan hükümetler için bir strateji oluşturmaktır. Bu stratejileri ilgili yardım alan hükümetlerin üstlenmeleri esas alınmıştır. Strateji çalışmalarına sivil toplum kuruluşları, hükümetler, yardım verenler gibi ilgili tüm taraflar katılacaklardır. Böylece, tüm toplum kesimlerinn konsensüsünü kazanmış olan bir fakirlikten kurtulma stratejisi uygulanacaktır. Bunun da uygulanacak stratejinin etkinliğini ve uygulanabilirliğini artıracağına şüphe yoktur. AB de FASB lerin hazırlanmalarına yardım eden taraf olarak katkıda bulunmaktadır yılının sonunda AB nin, FASB lerinin hazırlanmasına katkıda bulunduğu ülkeler Benin, Kenya, Çad, Uganda, Sao Tome, Burkina Faso ve Etiyopya dır. 48

65 Sektör Yaklaşımı Bu yaklaşım, fakirlik azaltımı için yapılan sosyal hizmet alanındaki 4 projelerde genel kabul gören bir yaklaşım durumundadır. Buna göre, belli bir projeyi destekleyen tüm yardım edici ülkeler, buna AB de dahil, bir arada çalışmaktadır. Neticede bağış veren taraflar daha çok kaynakları ilgili yardım alan hükümetlere aktarabilmektedirler. 4 Eğitim, sağlık gibi. 49

66 İKİNCİ BÖLÜM 2. AKP ÜLKELERİYLE MALİ İŞBİRLİĞİ 2.1. Nedenleri ve Gelişimi Nedenleri Birinci Bölümde bir nebze bahsedildiği gibi, AET yi kuran altı ülkeden Fransa, İtalya, Hollanda ve Belçika nın AET nin kuruluş yılı olan 1957 de halen geniş coğrafyalara yayılan sömürgeleri bulunmaktaydı. Bu ülkeler sömürgeleriyle çok sıkı ekonomik ve ticari ilişkilere sahiptiler. AET nin kuruluşuyla birlikte tesis edilen gümrük birliği, sömürge ve sahipleri arasında bulunan ticari ilişkileri olumsuz bir yönde etkileyecekti. Çünkü, AET ülkeleri kendi aralarındaki gümrük tarifelerini kaldırırlarken üçüncü ülkelere karşı ortak bir tarife uygulamak durumunda idiler. Bu olumsuzlukları aşmak üzere ve aralarındaki sıkı ekonomik ilişkileri devam ettirebilmek için, AET sömürgelerle aralarındaki ticari ilişkiye ayrıcalıklı bir statü kazandıran ve onların bu ilişkiden doğan kayıplarını telafi etmeye yönelik bazı tedbirler alan bir takım hükümleri Roma Antlaşması na koymuştur. Sayılan bu hususlar, Roma Antlaşması nın 132. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, eski sömürgelere ortak üye konumu veriliyordu. Ayrıca, AET ye yapacakları ihracat üzerinden herhangi bir vergi alınmayacaktı. Bundan başka, bu ülkelere mali ve teknik yardım yapılması da öngörülüyordu. 50

67 Birinci bölümde anlatıldığı gibi, AT nin en eskiye dayanan ve köklü mali işbirliği, AKP ülkeleriyle başlatmış olduğu mali işbirliği çalışmalarıdır. AB-AKP ortaklığı, Kuzey-Güney işbirliği kapsamında, dünyanın en büyük mali ve siyasi ilişkisi olarak görülmektedir (European Commission 2001: 86) yılındaki AET-AKP ilişkisinin amacı, üye ülkelerin deniz aşırı sömürgeleriyle bir ortaklık tesisi idi. Daha sonra sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla birlikte girilen Lome Antlaşmaları dönemi, AKP ülkeleri ile AT arasında sözleşmeye dayalı çok geniş kapsamlı bir kalkınma işbirliği öngörmekte ve bunu sağlamak için AKP ülkelerine mali yardımda bulunmanın yanında, ticari ve kurumsal ilişkiler geliştirilerek kalkınma hedefi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır (Pinherio 1998a). Görüldüğü gibi, Lome Antlaşmaları ile birlikte, amaç sadece eski sömürgelerle olan ilişkileri devam ettirebilmek için bir ortaklık tesis etmek değildir. Artık amaç, eski sömürgelerin kalkınmalarını temine yönelik olarak onların kalkınma ihtiyaçlarını finanse etmektir (Pinherio 1998b) Pinherio (1998a), Lome ile AKP ülkelerinde hayat standardının yükseldiğini ve ekonomik ve sosyal olarak gelişme sağlandığını belirtmektedir Gelişimi Younde Antlaşmaları Birinci Younde Antlaşması Roma Antlaşması nı müteakip, AET ile 23 eski sömürge arasında, 1963 yılında, Birinci Younde Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma 1 Haziran 1964 de, beş yıl devam etmek üzere, yürürlüğe girmiştir. Roma Antlaşması nda öngörüldüğü gibi, ortak ticari ilişkilere ayrıcalıklı düzenlemeler getirilmiştir (Karluk 2002: 193). 51

68 İkinci Younde Antlaşması Birincisinin sona ermesinden sonra, 1969 yılında İkinci Younde Antlaşması imzalanmış ve 1 Ocak 1971 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Birincisinden farklı olarak bir eski sömürge daha Antlaşmaya iştirak etmiştir. İkinci Antlaşma birinci ile benzer hükümler taşımaktadır (Karluk 2002: 193) Arusha Sözleşmesi 1968 yılında imzalanan bu Antlaşmaya göre, üç İngiliz sömürgesiyle AT arasında bir ortaklık kurulmuş ve Younde antlaşmasıyla getirilen ayrıcalıklardan bu ülkeler de yaralanmaya başlamıştır. Antlaşma 1971 yılında yürürlüğe girmiş ve 1975 yılında sona ermiştir. Mali yardım ilk defa bu antlaşma ile düzenlenmiştir (Karluk 2002: 193) Lome Antlaşmaları Lome Antlaşmalarının temelleri sömürge döneminin sona ermesinden sonra başlatılan özel ticaret düzenlemeleri müzakerelerine dayanmaktadır. Özellikle Fransa kendisi için karlı olan eski sömürge ülkelerindeki pazarını kaybetmek istememiştir. Afrika ülkelerini ilişkiye iten saik ise, ticari imtiyaz ve mali yardım kazanma isteği olmuştur. Bu bağlamda, yukarıda değinilen Younde ve Arusha Antlaşmaları imzalanmıştır. İngiltere nin AET ye katılımıyla birlikte Karayipler ve Pasifik teki eski İngiliz sömürgeleri de ilişkilere dahil edilmiştir. Böylece Lome Antlaşmaları dönemi başlamıştır (Hewitt 1990: 289) Birinci Lome Antlaşması 1975 yılında, İngiltere nin 1973 te AET ye katılması sonucu eski İngiliz sömürgelerinin de katılımıyla, 46 AKP ülkesi ile AET arasında Birinci Lome Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile taraflar arasında ayrıcalıklı bir ticari yapı 52

69 oluşturulmuş ve AKP ülkelerine mali yardım yapılması öngörülmüştür. Buna göre AKP ülkeleri AET ye gümrük engeli olmaksızın mal satabilecekler ve karşılığında herhangi bir taviz vermeleri gerekmeyecekti (nonreciprocity). Ancak AET nin OTP ye konu olan tarımsal ürünler bu ayrıcalıktan yararlanmayacaktı (Dura 1997: 24). AKP ülkelerinde üretilen çoğu tarımsal ürün AT pazarına serbest giriş hakkı kazanmıştır (Urwin 1995: 214). Bu antlaşmanın getirdiği diğer bir hüküm ise, AKP ülkelerinin ihracat gelirlerine istikrar getirmeyi hedefleyen Stabex programıdır. Antlaşmanın öngördüğü mali yardımların kullanımında ve önceliklerin belirlenmesinde yararlanıcı ülkelere daha önce tanınmayan bir tercih serbestliği verilmiştir (Hewitt 1990: 285). Urwin (1995: 214), Birinci Lome Antlaşmasının Younde Antlaşmasından daha az yeni-sömürgeci olduğunu ifade etmektedir İkinci Lome Antlaşması dönemini kapsayan ikinci antlaşma 1979 yılında 63 AKP ülkesiyle imzalanmıştır. Mali yardımlar bu antlaşmaya da konu olmuş ve maden ürünleri ihracatı ile ilgili bir destekleme programı olan Sysmin uygulamaya sokulmuştur Üçüncü Lome Antlaşması 1984 yılında imzalanan antlaşmaya 66 AKP ülkesi katılmış ve antlaşma 1986 yılında yürürlüğe girmiştir. Antlaşmaya göre, AET ürünleri AKP ülkelerine serbest bir şekilde girecek, AKP tarım ürünleri de AET pazarına girebilecektir. Bu antlaşma ile de mali yardım öngörülmüştür (Dura 1997: 25) Dördüncü Lome Antlaşması Üçüncü antlaşmayı imzalayan 66 ülkeye ek olarak, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti nin de katılımıyla 68 AKP ülkesiyle Dördüncü Lome Antlaşması imzalanmıştır. 1 Ekim 1991 tarihinde yürürlüğe giren antlaşma 10 yıllık bir süreyi kapsayacaktır. 53

70 Lome Antlaşmalarının amaçları Antlaşmaların ana amacı (Cox ve Chapman 1999: 55), AKP ülkelerinin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmalarının hızlı bir şekilde gerçekleşmesini teşvik etmek AKP-AT ilişkilerini karşılıklı dayanışma ve menfaat ruhu içerisinde birleştirmek ve çeşitliliğini sağlamak 5 Yukarıda yazılan ana amaç Lome III ve IV de çok daha açık bir şekilde vurgulanmıştır. Buna karşılık, I ve II münhasıran ticari, sınai ve mali ilişkiler üzerinde yoğunlaşmıştır. Birinci ve ikinci antlaşmalar daha çok sınai kalkınma üzerinde durmuştur. Üçüncü antlaşmayla birlikte, başkalarına muhtaç olmadan kendi kendine kalkınma ve gıda güvenliği daha çok öne çıkmıştır. Dördüncü atlaşmada ise şu hususlar ön planda görünmektedir (Cox ve Chapman 56): İnsan hakları, demokrasi ve iyi idarenin teşvik edilmesi Kadının toplum içindeki statüsünü güçlendirmek Çevrenin korunması Adem-i merkezi işbirliği AKP ekonomilerinin çeşitlendirilmesi 5 Lome III madde 1; Lome IV ve Lome IVbis de aynı madde tekrarlanmıştır 54

71 Özel sektörün teşvik edilmesi Görüldüğü gibi, yapılan her yeni antlaşma ile birlikte, AKP ülkeleriyle varolan ilişkilerin boyutu ve kapsamı genişleme ve artma yönünde değişmiştir. Yapılan yeni antlaşmalarla birlikte yeni işbirliği sahaları açılmıştır Lome Antlaşmalarının ilkeleri Lome Antlaşmalarının temel ilkeleri şunlardır (Cox ve Chapman 1999:55): Taraflar arasında eşitlik, bağımsızlığa, karşılıklı menfaatlere ve ülkeler arası bağımlılığa saygı Her ülkenin kendi siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik politika tercihlerini belirleme hakkı İşbirliği esasına erişmeye dayalı ilişkilerin güvenliği Lome Antlaşmalarının ayırt edici özellikleri Lome Antlaşmalarının ayırt edici özellikleri, AB ve AKP arasında yükümlülükler ve hakları içeren sözleşmelere dayalı bir ilişki kurması, iki tarafın ortak statüsü ile 6 karşı karşıya gelmesi, ticaret ve mali yardımın bir arada ele alınması ve mali yardımların programlar doğrultusunda yapılması ve antlaşmaların 5 yıllık perspektifleri kapsaması şeklinde özetlenebilir. 6 Eşit ve bağımsız taraflar 55

72 2.2. Yardımların Sektörel Dağılımı AT nin AKP ülkelerine yaptığı yardımın temel kalemleri program yardımı, gıda yardımı, insani yardım ve STK ları yapılan yardımlardır. Bunların toplam AKP yardımları içindeki payı dönemimde yüzde 43 olarak gerçekleşmiştir. Yine bunların içinde en yüksek pay yüzde 51 ile proje yardımlarına aittir. Miktar olarak bu oran 15 milyar dolara eşittir. Program yardımı ise yüzde 25 ve 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Gıda yardımı yüzde 9 ve insani yardım ise yüzde 7 dir (Cox ve Chapman 1999: 52-53). Proje yardımlarının dağılımı şöyledir: Ulaşım ve haberleşme yüzde 12.1 Sosyal altyapı yüzde 7.5 Endüstri, madencilik ve inşaat yüzde 6.7 Enerji yüzde 5.6 Kırsal kalkınma yüzde 5.5 Tarım yüzde 5.1 Toplam AKP yardımlarının dönemimde yıllar itibariyle sektörel dağılımı Tablo 13 de verilmiştir. 56

73 Tablo 13 -AKP ülkelerine mali yardımların sektörel dağılımı ( , taahhüt, m euro ve toplam yardımın yüzdesi) Taahhütler (m euro) Total Programyardımı Yapısal uyum Stabex Sysmin Gıda yardımı (kalkınma) İnsani yardım İns Yar (rehb hariç) Rehabilitasyon STKlara yardım Doğal kaynaklar Tarım Ormancılık Balıkçılık Diğer üretici hizmetler Endüstri madencilik ve inşaat Ticaret Turizm Yatırımteşviki Ekonomil altyapı ve hizmetler Ulaşım ve telekomünikasyon Enerji Bankacılık finans ve işlet hiz Sosyal altyapı ve hizmetler Eğitim Sağlık ve nüfus Su temini Diğer Yönetim ve sivil toplum Çoklu sektör Çevre Kalkınmada kadın Kırsal kalkınma Diğer Sektör dışı TOPLAM Taahhütler (%) Programyardımı Yapısaluyum Stabex Sysmin Gıda yardımı (kalkınma) İnsani yardım İns Yar (rehb hariç) Rehabilitasyon STKlara yardım Doğal kaynaklar Tarım Ormancılık Balıkçılık Diğer üretici hizmetler Endüstri madencilik ve inşaat Ticaret Turizm Yatırımteşviki Ekonomil altyapı ve hizmetler Ulaşım ve telekomünikasyon Enerji Bankacılık finans ve işlet hiz Sosyal altyapı ve hizmetler Eğitim Sağlık ve nüfus Su temini Diğer Yönetim ve sivil toplum Çoklu sektör Çevre Kalkınmada kadın Kırsal kalkınma Diğer Sektör dışı TOPLAM Kaynak: European Commission/ODI database

74 2.3. Lome Antlaşmalarının temel araçları Teknik ve mali işbirliği Bu başlık altında yapılan yardımlar AKF den finanse edilmiştir. Buna göre iki grup yardım söz konusudur. Bunlar, programlı ve programsız yardımlardır (Cox ve Chapman 1999: 57) Programlı yardımlar Programlı yardımlar, AKP içindeki belirli ülke ve bölgelere yapılan yardımları içermektedir. Bu yardımların dağıtılmasında esas alınan kriterler, her beş yılda bir, coğrafi, ekonomik, demografik vb. özelliklere göre yeniden belirlenmekte ve ülkenin veya bölgenin içinde bulunduğu fiziki şartlar ve ülkenin veya bölgenin gelişmişlik düzeyinden de etkilenmektedir. Programlı yardımlar, Ulusal ve Bölgesel Endikatif Programlar şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Ulusal Endikatif Programlar kapsamında ülkelere aktarılacak kaynakların programlaması Komisyon ve ilgili ülkenin ortak çalışmasıyla yapılmaktadır. Bu programlara göre yapılan tahsis ve gerçekleşmelerde büyük gecikmeler söz konusu olmaktadır. Örneğin dönemini kapsayan II. Lome için kaynak aktaran AKF 5, ancak 1993 yılının sonunda kapatılabilmiştir. Programlı yardımların ikinci kısmı olan Bölgesel Endikatif Programlar, bir bölgedeki ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bölgesel işbirliği hareketlerine AT yardımlarının yaptığı desteği ifade etmektedir. AT, bu tür bölgesel işbirliklerine büyük önem atfetmektedir. Üçüncü ve dördüncü Lome den bu amaçla ayrılan kaynak miktarları sırasıyla 1 milyar Euro ve 1.25 milyar Euro dur. Oran olarak, programlı kaynakların yüzde 9.3 ve 9.6 sıdır. 58

75 Programsız yardımlar Programsız yardımlar programlı yardımlar altında işlenen iki grup yardımın dışında kalan yardımları kapsamaktadır. Bu bağlamda ülkelere yapılacak yardımlar, aniden ortaya çıkan ve müdahale gerektiren durumlarda, hızlı denebilecek bir karar mekanizması ile ve ülkelerin, ortaya çıkan duruma göre oluşturulan programsız yardıma layık olmalarına bağlı olarak tespit edilmektedir. Fakat toplam programsız yardım miktarı olarak bu alana tahsis edilen kaynak miktarı antlaşmada kesin miktar olarak belirtilmektedir. Bu başlık altında kaydedilen yardım kalemleri beş grupta toplanmaktadır: Yapısal uyumun desteklenmesi AT nin bu alana desteği 1980 lerin sonunda başlamıştır larda ise çok büyük değişikliklere uğramıştır yılları arasında, üç adet destekleme programı şeklinde uygulanmıştır (Cox ve Chapman 1999: 61): Sektörel İthalat Programları Genel İthalat Programları Yapısal Uyum Hizmetleri Bu programlar, yabancı paraların veya bunların benzerleri olan fonların 7 transferi yoluyla bütçenin veya bütçenin belli bir sektörünün desteklenmesi amacını taşıyan, çabuk para aktarımına imkan veren ve ekonomik ve kurumsal reformlara ilişkin 7 IV. Lome ile birlikte AKF nin gittikçe artan bir oranı Yapısal Uyum Desteğinden, gıda yardımından, Stabex ve Sysmin den benzer yada tamamlayıcı fon şeklinde aktarılmıştır döneminde, yapısal uyum tarafından, IV. Lome kapsamında, 1349 milyon Euro benzer fon sağlanmıştır. Bu sağlanan fonların yüzde 74 ü Yapısal Uyum Hizmetlerinden gelmiştir. Bu bağlamda üretilen kaynaklardan en çok döneminde 602 milyon ile sağlık ve 277 milyon Euro ile eğitim sektörleri yararlanmıştır. Bunlardan sonra ise, yol yapımı, kamu sektörü reformu, tarım ve projeler gelmektedir. 59

76 yerine getirilmesi gereken bazı şartlar getiren programlardır (Cox ve Chapman 1999: 61). İthalatı destekleme programlarında IV. Lome ile önemli değişikliklere gidilmiştir. Buna göre, ithalatı destekleme programları, ancak Dünya Bankası veya Uluslar Arası para Fonu ile yapısal uyum antlaşmaları imzalayan ülkelere verilmeye başlanmış ve bu yardımlar önemli şartlara bağlanmıştır. Yapısal Uyumun desteklenmesine yıllar itibariyle aktarılan kaynaklar Tablo 3 de görülebilir döneminde aktarılan toplam kaynak ise 3.5 milyar Euro dur. Söz konusu yardımlardan 42 Afrika, 9 Karayipler ve 2 Pasifik ülkesi olmak üzere toplam 53 ülke yararlandırılmıştır Stabex Az gelişmiş ülkeler olan eski sömürgelerin geleneksel ihracat ürünleri, tarım ürünleridir. Bu ülkelerin her biri bir veya birkaç tarım ürünü ihraç etmektedir. Bundan elde ettikleri döviz ile kalkınmaları için hayati önem taşıyan ithalat harcamalarını karşılamaya çalışmaktadırlar. Bundan dolayı, söz konusu ülkelerin ihracat ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar, bu ülkeleri ekonomik olarak çok ciddi döviz dar boğazlarına sokmaktadır. Bu olumsuz etkileri gidermek için, Birinci Lome Antlaşması ile, Stabex programı, özellikle tarımsal ürünlerin ihracat gelirlerinde meydana gelen dalgalanmalara istikrar kazandırmak amacıyla oluşturulmuştur. Stabex programına aktarılan kaynaklar, I. Lome ile 325 milyon Euro, II. Lome ile 550 milyon Euro, III. Lome ile 925 milyon Euro ve IV. Lome nin ilk dönemi ile 1500 milyon Euro, ikinci dönemi ile 1800 milyon Euro olmuştur döneminde ise toplam 3.4 milyar Euro tahsis edilmiştir yılı hariç, 1994 yılına kadar Stabex AKP ülkelerine giden yardımların yıllık olarak yüzde 10 u ile 24 ünü 60

77 oluşturmaktadır yılından itibaren bu oranlar yüzde 0 ile 8 arasında değişmektedir (Cox ve Chapman 1999: 62-63) Sysmin Bu program, Stabex programına çok benzer bir programdır. Yalnız, Sysmin madencilik sektörünün ihracat gelirlerine istikrar kazandırmak amacını taşımaktadır. Burada da aynı mantıksal kurgu işlemektedir. Bilindiği gibi, az gelişmiş ülkelerin tipik özelliği ekonomilerinin çeşitlenmiş olmayışı, diğer bir ifadeyle, sadece bir veya birkaç üründe uzmanlaşmış olmalarıdır. Bu ürünler ise ya tarım ürünleri ya da hammadde ürünleri gibi geleneksel ürünlerdir. Bundan dolayı, bu ülkeler bir veya birkaç ürüne dayanan çok basit ekonomilere sahiptirler. Bu nedenle ekonomileri, bu ürünleri ithal eden gelişmiş ülke ekonomilerine çok aşırı derecede bağımlıdırlar. Söz konusu ekonomik yapı, kalkınmak isteyen ve bunun için ithalat amacıyla dövize çok büyük ihtiyacı olan bu ülkeleri adeta bir cendereye sokmuş durumdadır. Çünkü, tarihsel bir perspektif ile bakıldığında, geleneksel ürünlerin zaman içinde, çeşitli nedenlerle, nisbi fiyatları sanayi ürünleri karşısında düşmektedir. Dolayısıyla bu ülkelerin ticaret hadleri devamlı kötüleşmektedir. Ayrıca, fiyatlardaki en küçük dalgalanmalar bu ekonomileri derinden etkilemektedir. Sonuç olarak, bu ülkeler bu kısır döngüyü bir türlü kıramamaktadırlar. Sanayileşmiş ülkeler için ise durum bunun tam tersidir. AKP ülkeleriyle eski ilişkilerini sürdürmek isteyen AT ülkeleri, bu ilişkilerden doğan ve sürekli az gelişmiş ülkelerin zararına işleyen bu ekonomik yapılanmanın meydana getirdiği kayıpları bir nebze de olsa telafi etmek durumunda kalmışlardır. II. Lome ile oluşturulmuş olan Sysmin programı da bu kabil telafi araçlarından sadece bir tanesidir. AKP ülkeleri madencilik ürünleri ihracatının zor durumda kaldığı belli durumlarda Sysmin programından yardım talep edebilmektedirler. Örneğin, belli bir madenin ihracat içindeki oranı 4 yıl boyunca yüzde 15 sınırını geçerse ve karşılaşılan bazı etkenlerden ötürü ihracat kapasitesi yüzde 10 dan fazla düşerse gibi bazı şartlar 61

78 dahilinde yardım talebi mümkündür. Bu hükümler ayrıntılarıyla ilgili antlaşmalarda düzenlenmiştir. II. ve III. Lome de özel krediler şeklinde olan yardımlar, IV. Lome ile birlikte hibe şeklini almıştır. Sysmin in bir önemli bir özelliği kaza sigortası gibi çalışmasıdır. Diğer bir deyişle, yukarıda belirtilen şartların vukuu halinde Sysmin devreye girmektedir (Cox ve Chapman 1999: 63-64) İnsani yardım ve rehabilitasyon yardımı Lome antlaşmaları kapsamında yapılan insani yardım çok acil yardımlar için söz konusudur. AKP bölgesinde meydana gelen göç, iltica gibi acil önlem gerektiren durumlarda bu yardım olaylara acilen müdahale edebilmek amacıyla antlaşmalara konulmuştur döneminde bu kapsamda yapılan toplam yardım 1.6 milyar Euro dur. Rehabilitasyon yardımı ise, savaş, kıtlık, göç gibi etkenlerden kaynaklanan bozulmaları rehabilite etmek amacıyla kullanılmaktadır döneminde, rehabilitasyon yardımı olarak toplam 550 milyon Euro sağlanmıştır (Cox ve Chapman 1999: 64-65) Gıda yardımı Bu yardım AKF den değil bütçeden finanse edilmektedir ve önemli bir yardım kalemidir döneminde toplam yardım miktarı 2.6 milyar Euro olmuştur. Bu miktarın 641 milyonu Etiyopya ya, 293 milyonu Sudan a, 262 milyonu Mozambik e, 207 milyonu Angola ya sarf edilmiştir (Tablo 14) (Cox ve Chapman 65). 62

79 Tablo 14 -Kalkınmaya yönelik gıda yardımından yararlanan başlıca ülkeler (tahsis, m Euro) Toplam AKP Etiyopya Sudan Mozambik Angola Malavi Ruanda Liberya Somali Kenya Haiti Eritre Uganda Asya Bengladeş Çin Hindistan Kore DPR Pakistan L. Amerika Peru Nikaragua Bolivya Akd. Ve O. Doğu Mısır Tunus Batı Bank/G MDAÜ(EAGGF: 420 m E) Bölgesel PHARE Arnavutluk YBD (EAGGF: 1117 m E) Sovyetler B. (eski) Rusya Fed Bölgesel Tacis Baltık Ülkeleri Gürcistan Diğer Toplam Gıda yardımı (toplam bütçe yardımının payı) Gıda yardımı (toplam AT yardımının payı) Kaynak: Cox ve Chapman 1999: 35 63

80 Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yardım STKların ortak finansmanı da AT yardımları içinde önemli bir kalemdir döneminde toplam yardım miktarı 500 milyon Euro olmuştur Proje yardımları AKF den Ülkesel ve Bölgesel Endikatif Programlar kanalıyla finanse edilen proje yardımları, AKP ye giden toplam yardımların yüzde 51 ini oluşturmaktadır. Buna ilaveten, yüzde 1 lik bir kısım da bütçeden gelmektedir AKP ülkelerine yardımların antlaşmalara göre dağılımı Tablo 15 de, yapılan yardımların kaynaklarına ve antlaşmalara göre dağılımı verilmektedir. 64

81 Tablo 15 -AKF ve AYB nin gelişimi (m Euro, cari; m Euro sabit, 1997 fiyatları) AKF toplam 1957 Roma Ant. AKF Younde I AKF Younde II AKF Lome I AKF Lome II AKF Lome III AKF Lome IV AKF Lome IV AKF Hibe a Özel kredi Stabex Sysmin Risk sermay AYB öz kaynakları b Top. AKF+AYB Kişi başına AKF (cari Euro) c K.b. sabit (Euro) a: Bölgesel işbirliği için yardım, faiz sünvansiyonu, yapısal uyum yardımı (Lome IV), acil yardım ve mülteci yardımı (Lome IV) ve diğer hibeleri içerir. b: AYB tarafından konulmuş olan bir tavan olup hiç bir zaman ulaşılamamıştır. c: AKF nin toplam cari değerinin her anlşama dönemi başlangıcındaki ülke nüfüsuna bölümüyle elde edilmiştir. Kaynak: Cox ve Jenny Chapman 1999: Yardımların bölgesel dağılımı döneminde, miktar olarak AKP ülkelerine yapılan yardımlar bir iki yıl düşük olmakla beraber, diğer yıllarda genellikle 2-3 milyar Euro civarında 65

82 seyretmiştir. Yardımın düşük gerçekleştiği yıllarda, örneğin 1986, 1990, 1997 yılları gibi, bunun nedeni, AKF nin bitiş dönemlerine rast gelmesidir. Tablo 16 ya dikkat edilirse, yardımın düşük olduğu yılları hemen izleyen yıllarda yeni bir AKF nin hayata geçirilmesiyle birlikte yardımlar tekrar normal seyrine dönmektedir. Tablo 16 -AKP ye AT mali yardımlarının bölgesel dağılımı ( , mil. Euro) Toplam Tahsis Toplam SS Afrika Karayipler Pasifik Bölgesel Diğer Ödeme Toplam SS Afrika Karayipler Pasifik Bölgesel Diğer Diğer kalemi rakamlarının 1986 ve 1987 yıllarında göreceli olarak yüksek olmasının nedeni, büyük oranda AKF 5 den (Lome II: ) tahsis edilen yardımları içermeleridir. Negatif tahsis, 1991 yılında, AKF 5 den arta kalan tahsisin AKF 6 ya aktarılması anlamına gelmektedir. Kaynak: Cox ve Chapman 1999: lerde AT yardımlarının büyük bir oranını alan bölge, izleyen on yıllar içerisinde özellikle eski SSCB ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmaları ile birlikte, AT yardımlarından çok daha düşük oranlarda faydalanmaya başlamıştır. Bununla beraber, söz konusu bölge halen AT yardımlarından, alınan toplam yardım miktarı olarak, en çok yararlanan bölgedir. 66

83 Birinci Younde sözleşmesinden itibaren 30 yıllık dönemde AKP ye giden Topluluk yardımları 800 milyon ECU den, IV. Lome de 12 milyar ECU ye çıkmış ve 15 kat artış göstermiştir (DTM 1999: 134) aralığında bölgeye yapılan toplam mali yardım 30 milyar Euro civarındadır. Söz konusu miktarın yüzde 77 si Lome Antlaşmaları kapsamında bölgeye akmıştır. Söz konusu dönemde yapılan bu yardım, gerçekleşme olarak, toplam AT yardımlarının yüzde 45 i, tahsisat olarak ise yüzde 40 ı seviyesindedir (Cox ve Chapman 1999: 49). Bahsedilen dönemdeki toplam AKP yardımının, gerçekleşme olarak, yüzde 78 gibi çok büyük bir kısmı Sub-Saharan Afrika bölgesine gitmiştir. Bu bölge AKP içinde en çok nüfus barındıran bölgedir. Bölge, AKP yardımlarından sürekli olarak en fazla payı alan bölge olmuştur. AKP içindeki diğer bölgelerin payları ise şöyle gerçekleşmiştir: Karayipler: yüzde 7.2 Pasifik Bölgesi: yüzde 3.2 Bölgesel 8 : yüzde 5.8 Diğer: yüzde 5.5. Bu bölüme giren yardımların büyük kısmı AKF 5 den finanse edilmiştir. Sub-Sahara bölgesinde en çok yardım alan bölgeler ise, Etiyopya, Cote d Ivoire, Mozambik, Kamerun, Sudan ve Tanzanya olmuştur. Bu ülkelerin toplam içindeki payı ise hemen hemen yüzde 30 olarak gerçekleşmiştir. Karayipler bölgesine giden yardımlarda, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti nin bölgeye dahil edilmesiyle birlikte oransal olarak büyük bir artış gözlenmiştir. Bölgede, en çok yardım alan ülkeler sırasıyla, Jamaika, Haiti, Dominik Cumhuriyeti, Trinidad ve Tobago olmuştur. Bunların aldığı payların toplamı yüzde 59 etmektedir. 8 Batı Afrika, Güney Afrika, Hint Okyanusu vs. 67

84 AKP bölgesine yapılan yardımların gerçekleşme oranları döneminde artış göstererek, da yüzde 73.2 den de yüzde 78 e ve de yüzde 81.9 a yükselmiştir Kişi başına yardım miktarı Yukarıda belirtildiği gibi, AKP bölgesi içerisinde yardımların büyük çoğunluğu Sub- Sahara bölgesine gitmiştir. Fakat, olaya kişi başına düşen yardım yönüyle bakılırsa, en çok yardım alan bölgelerin Karayipler, Pasifik ve Deniz Aşırı Ülke ve Topraklar olduğu görülecektir. Bu dağılım bize Sub-Sahara bölgesindeki nüfusun çok yoğun olduğunu göstermektedir (Cox ve Chapman 1999: 52) Yardımların kaynakları itibariyle dağılımı AKP ülkelerine yapılan AT yardımlarının üç kaynağı vardır: Bütçe AKF AYB AKP ülkelerine döneminde gelen yardımların yüzde 77 gibi büyük bir kesimi AKF den gelmiştir. Yüzde 16 sı ise bütçeden karşılanmıştır. Geriye kalan yüzde yedi AYB nin öz kaynaklarından ayrıcalıklı kredi olarak gelmiştir. Bütçeden gelen kaynaklar genelde bütçenin gıda ve insani yardım kalemleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar AKF tarafından yardım kapsamına alınmayan alanlardır (Cox ve Chapman 1999: 54-55). 68

85 2.8. Ticari işbirliği 1975 yılından itibaren, AT nin ayrıcalıklı ticari ortakları arasında en çok ayrıcalık AKP ülkelerine sağlanmıştır. AKP ürünlerinin yüzde 92 si AET ye herhangi bir vergi ödemeksizin ve kotaya tabi olmaksızın girebilmişlerdir. Bunun tek istisnası OTP kapsamına giren mallardır. Fakat bu kısımda AKP ülkeleri yine en çok kayırılan grup durumundadır. Öyle ki, AKP ülkeleri En Fazla Kayırılan Ülke rejiminden daha iyi bir ayrıcalık statüsüne sahip olmuşlardır. Örneğin 1997 yılında, AKP ülkelerinin En Fazla Kayırılan Ülke üzerinde yararlandığı ayrıcalık, AT toplam ithalatının yüzde 3.6 sı olmuştur. Değer olarak bu oran 750 milyon Euro ya karşılık gelmektedir. Bu miktar, AKP ülkelerine yapılan, tercihli ticaret ilişkisinden doğan, ciddi bir mali yardım olarak görülebilir. Söz konusu tarım ürünlerinde AKP ülkelerine getirilen tek kısıtlama miktar kısıtlamasıdır. Bundan başka herhangi bir vergi ödememişlerdir yılında AT, AKP ülkelerinden toplam 22 milyar Euro luk ithalat yapmıştır. Bunun yüzde 62.5 i sanayi ürünü, yüzde 37.5 i ise tarım ürünündür. AKP ülkelerinin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi üzerinde yararlandıkları ayrıcalık ise oran olarak yüzde 2.5 ve değer olarak 500 milyon Euro olarak gerçekleşmiştir. Dünya ticaret sisteminde gerek bölgesel gerekse çok taraflı ticaret rejimlerinde meydana gelen serbestlik sonucu AKP ülkelerinin yaralandığı ayrıcalıklar giderek azalmaktadır yılında AKP ülkelerinin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi üzerindeki ayrıcalıkları sadece 1.6 seviyesindedir. Ancak belli bazı sektörlerde ayrıcalık yüksek olmaya bir süre daha devam edebilecektir. Bunlar kimyasal, ayakkabı, ve giyim ürünleridir. Tarımsal ürünlerin ise ancak yüzde 50 si ayrıcalık kapsamında kalmaya devam edecektir ki bunların ayrıcalık oranları yüzde 10 civarındadır. Tüm bunlar göstermektedir ki dünya ticaretinin liberalleşmesi AKP ülkelerinin AB pazarındaki ayrıcalıklı statülerini tehdit etmektedir. Yukarıda anlatılan ticari ayrıcalıklardan başka, AB, AKP ihracatını geliştirmek için de çeşitli yardımlarda bulunmaktadır (Cox ve Chapman 1999: 58-59). 69

86 2.9. Diğer işbirliği alanları Bu başlık altında AKP ülkelerinde sanayinin geliştirilmesi alanındaki işbirliğini sayabiliriz. Bu amaçla, 1977 yılında AB ve AKP ülkeleri Sanayi Geliştirme Merkezi ni kurmuşlardır. Bu merkez, know-how ve teknoloji transferi dahil, sanayiyi geliştirmeye yönelik çeşitli projelere kaynak aktarmaktadır. Bu kuruluş AKF tarafından finanse edilmektedir. Kuruluşun döneminde aldığı toplam kaynak 133 milyon Euro dur (Cox ve Chapman 1999: 59). 10 yıllık bir süre için yürürlükte olan Dördüncü Lome Antlaşması, de dünyada, AB de ve AKP de meydana gelen gelişmeler doğrultusunda gözden geçirilmiştir. Burada üzerinde durulacak en önemli yenilik, insan haklarına saygı, demokratik kurallar ve hukuk hakimiyetinin antlaşmanın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesidir. Öyle ki, bu ilkelere uyulmaması halinde antlaşma askıya alınabilecektir (Cox ve Chapman 1999: 59) AYB kredileri Birinci Younde Sözleşmesi nden itibaren AKP ülkeleri, AKF den, risk sermayesi olarak, ve AYB öz kaynaklarından, ayrıcalıklı kredi almışlardır. Bu ayrıcalıklı kredilerin döneminde toplamı 3.7 milyar Euro olmuştur. Bunun 1.7 milyarı AYB den, geri kalanı ise AKF den gelmiştir. Söz konusu miktarın bölgelere dağılımı Tablo 17 de gösterilmektedir. 70

87 Tablo 17 -AKP ülkelerine AYB kaynaklı krediler ve AKF kaynaklı risk kapitali ( m euro) AKP ye top. AYB kredisi AYB kredileri: AKP Toplam toplam Sub-saharan Afrika Karayipler Pasifik Gruplandırılamayan Risk sermayesi: AKP toplam Sub-saharan Afrika Karayipler Pasifik Gruplandırılamayan Kaynak: Cox ve Chapman 1999: döneminde, yüzde taahhüt olarak, AYB kaynaklı kredilerin ve risk kapitalinin sektörler itibariyle dağılımı ise, enerji yüzde 25, endüstri, madencilik ve inşaat yüzde 24, ulaşım ve telekomünikasyon yüzde 13, su temini yüzde 7, bankacılık, finans ve işletmecilik yüzde 5, gruplandırılamayan yüzde 25 9, diğer yüzde 1 şeklinde bir dağılım göstermektedir (Cox ve Chapman 1999: 70). 9 Genellikle global kredi olarak bölgedeki bir kalkınma bankasına kredi vermek üzere verilen kredileri ifade etmektedir. 71

88 2.11. Cotonou Antlaşması Lome antlaşmaları doğrultusunda sürüp gelen AB-AKP ilişkileri, Haziran 2000 de, 77 AKP ülkesiyle imzalanan Cotonou Antlaşması ile yeni bir çerçeveye oturtulmuştur. Antlaşmanın 20 yıl sürmesi öngörülmekte ve önceki antlaşmaların yerini almaktadır. Antlaşmayı imzalayan 77 ülkenin toplam nüfusu 650 milyondur Birinci öncelik: Fakirlikle mücadele Cotonou Antlaşmasıyla tesis edilen yeni ortaklıkta, fakirlikle mücadele, en önemli gaye olarak karşımıza çıkmaktadır. (European Commission 2001: 85-86). AKP ülkeleriyle AT arasında 40 yıldır sürdürülen ekonomik, ticari ilişkilerin neticesinde gelinen bu nokta gerçekten çok ilginçtir. AB, Cotonou Antlaşması ile, fakirlik ile mücadele konusunda yeni bir strateji oluşturulmasını amaçlamaktadır Buna göre her AKP ülkesi için bir kalkınma stratejisi belirlenecektir. Globalleşme ve teknolojik ilerlemenin fakir ülkeleri dünya ekonomisinin dışına itmesi önlenmeye çalışılmaktadır. Bu ülkelerin eğitim, sağlık ve diğer temel hizmetlerden daha iyi yararlanmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Bundan başka, DTÖ kuralları bu ayrıcalıklı ticari ilişkinin devam etmesine engel olmaya başlamıştır. Bu nedenle ticaret ilişkisi gözden geçirilmiş ve DTÖ kuralarına tamamen uyan ve gerçekçi bir strateji belirlenmeye çalışılmıştır. Orta vadede ticari ilişkinin DTÖ kurallarına tamamen uydurulması hedeflenmektedir Diğer öncelikler Cotonou Antlaşmasına göre belirlenen öncelikler, AKP ekonomilerinin dünya ekonomisine sorunsuz ve tedrici olarak entegrasyonu 72

89 AKP ülkelerinin arz ve ticaret kapasitelerinin arttırılması Ve serbest global ekonomiye geçişi kolaylaştıran bir tarzda yeni ticari kapasite yaratılmasıdır Önceliklere ulaşmada kullanılacak strateji Yukarıda anılan önceliklere ulaşmak için, Eylül 2002 de görüşmelerine başlamak üzere, Ekonomik Ortaklık Antlaşmaları tesis edilecektir. Bu antlaşmalar, en geç 1 Ocak 2008 de yürürlüğe girecektir. Bu arada geçen hazırlık süresinde, Lome Antlaşmalarıyla getirilen ticari ayrıcalıklar devam edecektir. Antlaşmalar, AKP içindeki bölgesel entegrasyonlara çok büyük önem atfedecektir. AKP-AB ekonomik entegrasyon alanlarının geliştirilmesi için de azami gayret gösterilecektir. Bu suretle AKP ülkelerinin pazar paylarının ve rekabet güçlerinin arttırılması, özetle kalkınma seviyelerinin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Dünya nın en az gelişmiş ülkelerinden 40 tanesi AKP ülkeleri grubundan yer almaktadır. Bu ülkeler AB ye her türlü malı serbest bir şekilde satabileceklerdir (European Commission 2001: 86). Cotonou Antlaşması na göre, her ülkeye yapılan yardımlar, yine her ülke için hazırlanan ülke destekleme stratejisi ne göre dizayn edilecektir. Bu stratejiler, ülkenin gelecekteki gelişme çerçevesini çizecek ve STKlar bu çerçevede önemli aktörler olarak görülecektir. Strateji ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyal durumu analiz edecektir. Burada önemli olan nokta, her ülkenin bu stratejilerden sorumlu olmasıdır. Her ülke için beş yıllık süreyle kaynak tahsisleri yapılacak, fakat bunların kullanılması bundan böyle otomatik olarak değil, ülkenin gösterdiği performansa ve tanımlanmış ihtiyaçlara bağlı olarak sarf edilecektir. Bu kapsamda, insani yardım, ihracat geliri yardımı, borçtan kurtarma gibi daha önce Lome antlaşmalarında var olan yardım türleri de vardır. 73

90 Ülkenin performansı, kurumsal reformların uygulanması, kaynakların etkin kullanılması, cari faaliyetlerin etkinliği, fakirliğin azaltılması ve sürdürülebilir kalkınma için tedbirler gibi kriterlere göre ölçülecektir. Ülke stratejileri düzenli olarak gözden geçirilecektir Mali araçların etkinleştirilmesi Daha önce AKF altında toplanan, her biri ayrı bir hazırlama ve uygulama usulüne tabi çeşitli mali araçlar iki gruba indirgenmektedir. Buradaki amaç, kaybolan etkinliği sağlamaktır (European Commission 2001: 88). 1- AKF, hibe yardımları için kullanılacaktır dönemi için 13 milyar Euro luk AKF 9 öngörülmektedir. Bu miktarın 1.7 milyarlık bölümü AYB den kredi şeklinde gelmektedir. Bu miktar AKF 8 e göre yüzde 5 lik bir artışı temsil etmektedir. 2- Yatırım aracı, AYB tarafından finanse edilecek ve risk sermayesi ve özel sektör için kredi temin edecektir. Bu bağlamda gelecek kaynak miktarı ise 2.2 milyar Euro olacaktır. Stabex ve Sysmin ise lağvedilmiştir. Çünkü bu iki program kendilerinden beklenen olumlu sonuçları sağlamamışlardır. Bunun nedeni, bu iki programın olaylara çok geç müdahale etmesi olarak görülmektedir. Cotonou Antlaşması na göre, bir ülke AB ye uğrayacağı zararla ilgili tahminler sunacak ve buna göre, zararın vukuundan önce bu kaynakları yüzde 80 ine varan oranlarda temin edebilecektir. 74

91 İşbirliği alanları Ekonomik işbirliği AB-AKP ekonomik işbirliği, şu alanları kapsamaktadır: Yapısal uyum ve ekonomik reformların desteklenmesi 2000 yılında bu bölüme ayrılan kaynak 19 ülke için 570 milyon Euro dur. Rekabet edebilir bir özel sektörün geliştirilmesi 2000 yılı için ayrılan miktar 590 milyon Euro dur. Borç azaltılmasının desteklenmesi ve Çok Borçlu Ülkeler İnisiyatifi (ÇBÜİ) ÇBÜİ, IMF, DB ve AB nin desteklediği bir programdır. Buna göre, kredi kullanan ülkeler belli şartları yerine getirmek kaydıyla, söz konusu borçlarından kurtulabilmektedirler. Şimdiye kadar Uganda, Guyana ve Mozambik gerekli şartları yerine getirerek, sırasıyla, 4.9 milyon Euro, 6.44 milyon Euro ve 19.8 milyon Euro luk borçlardan kurtulmuşlardır Bölgesel entegrasyonların desteklenmesi AB, AKP içindeki bölgesel ekonomik entegrasyonları, Ekonomik ve sosyal gelişmeyi teşvik etmek için Kurumsal, yasal, ve idari kapasitenin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için Ekonomik ve siyasi işbirliği ve entegrasyonları teşvik etmek için 75

92 desteklemektedir (European Commission 2001: 90) yılında AB, 12 adet bölgesel entegrasyon hareketine destek vermiştir Kurumsal destek AB, bu kapsamda, şeffaf yönetim, hukuk hakimiyeti, yolsuzluğun ve rüşvetin önlenmesi, yargının bağımsızlığı gibi kurumsal konularda da AKP ülkelerine yardım etmektedir Sağlık Koruyucu hekimlik, tedavi, ilaç temini, AIDS ile mücadele, sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması gibi konularda yapılan AB yardımlarını kapsamaktadır Diğer işbirliği alanları Bölgeye yapılan diğer yardımlar şu alanları kapsamaktadır: Eğitim ve öğretim Kırsal kalkınma Çevre Ulaşım ve altyapı Demokrasi ve insan hakları Uyuşturucu Cinsiyet Gıda güvenliği Su Baskınları İnsani yardım 76

93 2.12. AB-AKP mali işbirliği sonucu varılan nokta Pinherio (1998a), AKP ülkelerinin büyük çoğunluğunun çok fakir veya fakir ülkeler olduğunu ifade etmektedir. Bunun nedeni olarak, söz konusu ülkelerin bölgedeki diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla çoğu alanda kötü bir kalkınma grafiği çizmiş olduklarını ve 1970 lerin ortalarından 1990 ların ortalarına kadar, gelişen dünya ekonomisi karşısında, bu ülkelerin gereken başarıyı gösteremeyerek geri düştüklerini ileri sürmektedir. AKP ülkeleri, dünya ticaretinde 1950 lerin sonunda sahip oldukları payı muhafaza edememişlerdir. Bu durum, göreceli olarak avantajlı oldukları ürünlerde dahi görülmektedir. Ayrıca, bu ülkeler, kalkınma yolundaki en büyük sorunları olan çeşitlenememiş bir ihracat gelirine sahip olmak tan bir türlü kurtulamamışlardır. Birkaçı hariç hiçbirisi ülkeye yatırım çekmeye muvaffak olamamıştır. Tüm bunların neticesi şudur: AKP ülkelerinin bir çoğunda kişi başına gelir artmak yerine düşmüştür. AT nin en sıkı işbirliğine sahip olduğu Sub-Saharan bölgesinde mutlak fakir durumda olan kişilerin nüfus içindeki oranı ve sayısı artış göstermiştir (Pinherio 1998a). Bazı Afrika ülkelerinin düşüş gösteren kişi başına gelirlerine karşılık, AT mali yardımlarının dışında tutulan bir kısım eski sömürgelerin 10 kişi başına gelirlerinin artmış olması dikkate değer bir gelişmedir (Hewitt 1990: 287). Hewitt e (1990: 290) göre, 1980 lerin sonuna değin sürdürülen AT-AKP ilişkileri, AKP bölgesindeki şehir ve kırsalda yaşayan halk kitlelerinin fakirlik düzeylerini ve yaşam standartlarını iyileştirmede başarılı olmamıştır. Tam tersine, kişi başına gelir ve gıda üretimi Lome öncesi döneme göre daha kötü bir noktaya gerilemiştir. 10 Hindistan, Sri Lanka, Bengladeş, Malezya gibi büyük ülkeler 77

94 Yazar ayrıca, 1980 lerin sonuna gelindiğinde söz konusu ülkelerin ihracatlarının hala geleneksel ihracat kalemlerinden meydana geldiğini belirtmektedir. Örneğin, Nijerya ve Gabon sadece petrol ihraç etmektedirler. AT nin bölgeden ithalatının yüzde 95 i geleneksel temel ürünlerden oluşmaya devam etmiştir. Bu gelişmeler, Lome Anlşamalarının hedefi olan AKP ülkelerinin sanayileşmesinin gerçekleşmediğini açıkça göstermektedirler. Yazar bu noktada çarpıcı bir duruma işaret etmektedir: Aslında söz konusu antlaşmalar ve buna göre şekillenen ilişkiler, bu ülkeleri, söz konusu temel ürünler ihracatıyla sınırlamış tır. Öyle ki, mamul veya yarı mamul ihracatı toplam ihracat içinde ancak yüzde 3-4 mertebesindedir. Görünen odur ki, söz konusu ilişkiler, 40 yıl boyunca AKP ülkelerinin değil kalkınmasını, gelişmesini, tam aksine, aşırı fakirlikten kurtulmasını dahi temin edememiştir. Üstelik bu fakirlik o kadar büyük ve tehlikeli boyutlara ulaşmıştır ki, Birleşmiş Milletler Konferansları, OECD Kalkınma Yardımı Komitesi ve Temmuz 2000 de toplanan G8 zirvesi de fakirlikle mücadeleyi gelişmekte olan ülkelerle ilgili önceliklerin birinci sırasına koymaktadırlar (European Commission 2001: 86). Fakirlikle mücadele, 1990 ların ortalarından itibaren AT nin gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma ile ilgili stratejilerinde daha açık bir amaç olarak belirtilmeye başlanmıştır. İlk defa, 1996 yılında hazırlanan Yeşil Kitap ile fakirlik ile mücadeleye özel bir yer verilmiştir. Aslında bunun anlamı, 10 yıllardır AT-AKP arasında sürdürülen ilişkilerin AKP nin zararına işlemiş olduğunu göstermesidir. 40 yıldır AKP ülkelerinin yararlandığı ticari ayrıcalıklar, bu ülkelerin AB ye yaptıkları ihracatın AB toplam ithalatı içindeki payını arttırmamış aksine azaltmıştır yılında yüzde 6.7 olan AB ithalatı içindeki AKP payı, 1999 yılında 2.8 e gerilemiştir. 78

95 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. AKDENİZ ÜLKELERİYLE MALİ İŞBİRLİĞİ 3.1. Genel Çerçeve Topluluk kuruluşundan itibaren, komşuları Akdeniz ülkeleriyle ilişki içinde olmuştur. Cezayir 1962 yılına kadar Fransa sömürgesiydi. Fas ve Tunus ise Topluluk kurulduğunda bağımsız olmakla birlikte Frank bölgesi içinde yer almakta idiler. Bu nedenlerle altı kurucu ülke, Akdeniz bölgesindeki ekonomik ve stratejik çıkarlarını ve bölge istikrarını ve pazar paylarını korumak ve bu amaçla bir ticaret politikası geliştirmek yoluna gitmişlerdir (Featherstone 1999: 187). AB-Akdeniz ilişkisini üç dönemde toplayabiliriz. Bunlar, Ortaklık Antlaşmaları dönemi, protokoller dönemi ve MEDA dönemidir (Tablo 18). Her üç dönem ilişkilerinde de ticari boyut çok önemli bir unsur olmuştur. AT, İspanya (1970), İsrail (1970), Mısır (1972), Lübnan(1972) ve Portekiz (1972) ile tercihli ticaret antlaşmaları yapmıştır. Türkiye (1963) ve Yunanistan (1961) ile ortaklık antlaşması yapmıştır. Akdeniz ülkeleri ihracatlarının yarısını AB ye 11 yapmakta ve ithalatlarının yarısını AB den sağlamaktadırlar. AB enerji ihtiyacının yüzde 20 sini Akdeniz ülkelerinden karşılamaktadır (Delpuech 1997: 13). Global Akdeniz Politikası ile birlikte yardım unsuru ilişkilerin içine yavaş yavaş girmiştir. Hibe yardımlarının ilişkilerde önemli bir yer kazanması ise ancak birinci mali protokollerin imzalanması sonucu görülmüştür. 11 Bu oran Kuzey Afrika ülkeleri için yüzde 66 lar seviyesindedir. 79

96 Tablo 18 -Avrupa-Akdeniz İlişkilerinde 3 dönem Dönem ismi İlişki adı Protokol dönemi MEDA dönemi Dönem Siyasi çerçeve Global Akdeniz Politikası (1972) İşbirliği çerçevesi Yardım çerçevesi Ortakılık antlaşmaları (Kıbrıs, Malta ve Türkiye ile). Ticaret antlaşmaları Ortaklık antlaşması olan üç ülke ile yapılan protokoller Kaynak: Final synthesis report 1998: 5 İşbirliği antlaşmaları Yenileştirilmiş Akdeniz Politikası (YAP) Barselona Bidirgesi Avrupa-Akdeniz ortaklığı antlaşmaları (zamanla işbirliği antlaşmalarının yerini almıştır) Protokol 1-3 Protokol 4 MEDA Tüzüğü Ortaklık Antlaşmaları Dönemi ( ) Bu dönemde, AB-Akdeniz ilişkileri kendiliğinden gelişen, diğer bir ifadeyle, belirli bir politika ve stratejiye göre şekillenmeyen bir tarzda gelişmekte idi. AB ve Akdeniz ülkeleri arasındaki işbirliği, 1960 ların ilk yıllarında başlamıştır. İlk ilişkiler, AT ve bazı Akdeniz ülkeleri arasında ortaklık antlaşmaları imzalanması şeklinde idi. İlk ortaklık antlaşması imzalanan ülke 1962 yılında Yunanistan olmuştur. Daha sonra, 1963 yılında Türkiye ile, 1971 yılında Malta ile ve nihayet 1972 yılında Kıbrıs ile ortaklık antlaşması imzalanmıştır. Ortaklık antlaşmaları yanında, söz konusu ülkelerle mali ve teknik işbirliği öngören protokoller imzalanmıştır. Söz konusu protokoller beşer yıllık süreler için hazırlanmaktaydı, fakat ödemelerde meydana gelen gecikmeler bu süreleri çoğu zaman uzatmıştır. Ortaklık antlaşmaları, ilk etapta ilgili ülkeler ve AT arasında tedrici olarak bir gümrük birliği tesis edilmesini öngörmekte idi (Final Report 2001: 3). Yukarıda anılan ülkelerden sadece Türkiye ile, 31 Aralık 1995 de, gümrük birliği gerçekleşmiştir. Nihai hedef ise bu ülkelerin tam üyelik statüsünü kazanmaları idi. Bunların içinde, ortaklık hedefine ulaşan tek ülke Yunanistan olmuştur. Diğer üç 80

97 ülke ise halen aday ülke durumundadırlar. Fakat bu ülkelerden Malta ve Kıbrıs, 2004 yılında tam üye statüsünü elde edeceklerdir. Ortaklık antlaşması imzalayan dört ülke, takip eden yıllarda AT ile protokoller imzalamışlardır. Protokoller, tarafların arasındaki mali ve teknik işbirliğini düzenlemekte idi. AT nin Akdeniz ülkeleriyle ilişkilerini belli bir politika çizerek sürdürdüğü ülkeler başlangıçta yukarıda zikredilen dört ülkeden ibaret kalmıştır. Yalnız bu durum çok sürmeyecek ve AT Akdeniz politikasını, diğer Akdeniz ülkelerini de içine alacak şekilde daha geniş bir çerçeveye oturtacaktır (Final Report 2001: 3). Bu dönemde yapılan AT mali yardımları miktar olarak sınırlı ve büyük oranda kredi türü yardımlardan oluşmaktadır Global Akdeniz Politikası veya Protokoller Dönemi ( ) 1972 yılında AT, Global Akdeniz Politikası (GAP) adıyla, Akdeniz politikasını çok daha geniş bir coğrafyayı kapsayacak şekilde yeniden belirleyen bir çerçeveyi kabul etmiştir. AT, Akdeniz ülkeleriyle ilişkilerini artık bu çerçeveye göre yürütecektir. GAP, esasen, AT ve Akdeniz ülkeleri arasında yapılan ikili antlaşmalara dayanan bir ilişki modeli getirmektedir. Bu ilişkide en önemli husus, AT nin, tek taraflı olarak, Akdeniz mamul ürünlerine serbest giriş hakkı tanımasıdır. Yalnız İsrail ile yapılan antlaşmada karşılıklı ticari tavizler verilmiştir. GAP ile birlikte, 1970 lerin ilk yarısında, Avrupa kıtasında yer almayan Akdeniz ülkeleri olan Cezayir, Mısır, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, İsrail ve Tunus ile ikili antlaşmalar imzalanmıştır. Bu antlaşmalar, yıllarında yürürlüğe girmişlerdir. Yugoslavya ile 1980 yılında bir işbirliği antlaşması imzalanmıştır. Söz konusu antlaşmalar uyarınca taraflar arasında mali protokoller imzalanmıştır. Cezayir, 81

98 Fransa nın eski sömürgelerinden olduğu için, 1958 yılında AKF 1 kapsamına alınmış bulunmaktaydı. GAP ye konu olan ülkeler yukarıdakilere ilaveten, Yugoslavya, Malta, Türkiye, İspanya, Portekiz ve Yunanistan dır. Yugoslavya ile 1970 yılında, Lübnan ile 1965 yılında ve İsrail ile 1964 yılında ayrıcalıklı olmayan ticaret antlaşmaları imzalanmıştır ve 1972 yılları arasında İspanya, Mısır ve Portekiz ile tercihli ticaret antlaşmaları imzalanmıştır. Topluluk, bu ülkelerden İspanya, Portekiz ve Yunanistan ı, 1980 lerde tam üye olarak kabul edecektir. Akdeniz bölgesi üç siyasi bölge olarak görülmektedir: Mağreb ülkeleri, Tunus, Fas, Cezayir Maşrık ülkeleri, Suriye, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Filistin Kuzey Akdeniz, Türkiye, Malta, Kıbrıs Dördüncü Protokol veya YAP dönemi Aralık 1989 da, Avrupa Konseyi, Akdeniz politikasına yeni bir yaklaşım getiren, Yenileştirilmiş Akdeniz Politikası nı (YAP) kabul etmiştir. Buna göre Akdeniz politikasına iki yeni unsur kazandırılmaktadır. Birincisi, ekonomik reform ve yapısal uyum için daha büyük destek verilmesidir. Bunun için 300 milyon Euro luk ayrı bir fon oluşturulmuştur. İkinci olarak, Akdeniz ve AB de bulunan sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmeye yönelik olarak 2 milyar Euro tutarında özel bir fon ayrılmıştır. Bundan başka, ticari işbirliği geliştirilmiştir. 82

99 İlk üç protokolü kapsayan 1978/ döneminde, mali yardımlardaki artış 1978/79 öncesi döneme kıyasla çok fazla olmamıştır. Dördüncü protokol döneminde ( ) ise, mali yardımlar bir önceki protokol dönemine kıyasla iki katından fazla bir artış göstermiştir MEDA Dönemi (1995-) 1995 yılında, 12 Akdeniz ülkesi, AB Komisyonu ve 15 AB üyesinin katılımıyla Barselona Bildirisi yayınlanmıştır. Barselona Bildirisi sonucu ortaya çıkan MEDA Tüzüğü 12, bundan böyle AB-Akdeniz ortaklığı çerçevesinde yapılan mali ve teknik işbirliğini düzenleyecek kurallar bütünüdür. MEDA genel olarak Akdeniz ülkelerindeki ekonomik ve sosyal reformu desteklemek üzere ihdas edilmiştir. Böylece, AB yardımlarının protokoller dönemindeki temel amacı olan gelişmekte olan ülkelere bu yolda yardım etmek korunmuş ve geliştirilmiş olmaktadır. Barselona Bildirgesi nden sonra, protokoller döneminde yapıla gelen işbirliği antlaşmalarının yerini almak üzere, her ülke ile ayrı bir Avrupa-Akdeniz Ortaklık Antlaşması imzalamak için görüşmeler başlatılmıştır Haziran ayı itibariyle ortaklık antlaşmalarındaki son durum Tablo 19 da gösterilmiştir. Daha önce Malta, Türkiye ve Kıbrıs ile imzalanan ortaklık antlaşmaları baki kalacaktır. 12 EC No 1488/96 sayı ve 23 Temmuz 1996 tarihli Konsey Tüzüğü 83

100 Tablo 19 -Ortaklık Antlaşmaları çizelgesi (Haziran 2002) Ortak ülke Müzakerelerin sonuçlanması Antlaşmanın imzalanması Antlaşmanın yürülüğe girişi Tunus Haziran 1995 Temmuz 1995 Mart 1998 İsrail Eylül 1995 Kasım 1995 Haziran 2000 Fas Kasım 1995 Şubat 1996 Mart 2000 Filistin Yönetimi Aralık 1996 Şubat 1997 Temmuz 1997 Ürdün Nisan 1997 Kasım 1997 Mayıs 2002 Mısır Haziran 1999 Haziran Lübnan Aralık 2001 Haziran Cezayir Aralık 2001 Nisan Suriye Müzakereler devam ediyor - - Kaynak: Arakon 2002: 22 Barselona Bildirgesinde konulan hedeflere ulaşmada ilerleme sağlamak üzere ilgili ülkelerin dış işleri bakanları her yıl bir araya gelecekler ve çalışmalarda bulunacaklardır. Bunun dışında değişik bakanlar, örneğin sanayi, enerji bakanları gibi, kendilerini ilgilendiren herhangi bir konu zuhur ettiği zaman bununla ilgili tertiplenecek konferanslarda bir araya geleceklerdir. Bu tür toplantılar, bürokratlar, parlamenterler, uzmanlar, sivil toplum temsilcileri arasında da yapılacaktır. AB nin Akdeniz bölgesine yönelik hibe yardımları MEDA ile birlikte büyük boyutlara ulaşmıştır dönemi için 3.4 milyar Euro. Söz konusu dönem için AYB kredileri ise 3.9 milyar Euro dur döneminde bölgeler itibariyle mali yardımlar Tablo 20 de gösterilmiştir. Toplam 10 milyarlık tahsisden ancak 7 84

101 milyar Euro luk kısmı gerçekleşebilmiştir. Buna göre gerçekleşme oranı yüzde 70 e ancak ulaşmıştır ki bu oran düşük bir rakamı ifade etmektedir. Tablo 20 -Akdeniz Bölgesine AB yardımlarının bölgesel dağılımı ( , taahhütler ve ödemeler, m euro) Taahhütler Toplam Toplam Kuzey Akdeniz Doğu ve Güney Akdeniz Batı Şeria ve Gazze Diğer Orta Doğu Bölgesel Gruplandırılmayan Ödemeler Toplam Kuzey Akdeniz Doğu ve Güney Akdeniz Batı Şeria ve Gazze Diğer Orta Doğu Bölgesel Gruplandırılmayan Kaynak: Cox ve Chapman 1999: Avrupa- Akdeniz yardımlarının amaçları Ortaklık Antlaşmaları ve protokoller dönemi 1987 yılına kadar olan dönemde, yardımların birinci amacı Akdeniz ülkelerinin ekonomik ve sosyal yönden kalkınmasına katkıda bulunmak idi. 85

102 Üçüncü protokol döneminde, genel hedefler aynı kalmakla beraber, yardımların kullanıldığı alanlar biraz değişmiştir. İkinci protokol döneminde önem arz eden alanlar olan ekonomik altyapı, sanayileşme ve tarım sektörünün modernizasyonu yerine, üçüncü protokolde tarım, endüstri, eğitim ve bölgesel işbirliğine daha çok önem atfedilmiştir YAP dönemi 1989 yılında kabul edilen YAP, AT nin Akdeniz politikasında şu önceliklere yer vermektedir (Final Report 2001: 3-4): Ekonomik reform sürecinin desteklenmesi Özel sektör yatırımlarının desteklenmesi AB nin ve üye ülkelerin ikili yardımlarını arttırmak AB pazarına girişin arttırılması Akdeniz ülkelerini, AB nin tek Pazar hareketine entegre etmek Ekonomik ve siyasi diyalogu, Akdeniz bölgesi düzeyinde güçlendirmek Genel olarak, YAP ile getirilen amaçlar, bölgenin bir bütün olarak ekonomik ve sosyal istikrarını sağlamak ve dört Akdeniz ülkesine, Cezayir, Mısır, Fas, Tunus, yapılacak yardımlarda büyük bir artışa gitmektir (Cox ve Chapman 1999: 81) döneminde, AT nin Akdeniz ülkelerine yönelik mali yardımları YAP kapsamında yürütülmüştür. 86

103 MEDA Dönemi Dünyada çok hızlı yaşanan ekonomik ve siyasi değişimler, özellikle SSCB nin dağılması, YAP da çok kısa süre içerisinde değişikliğe gidilmesine neden olacaktır. Böylece, Protokoller döneminde dördüncü ve son protokolden sonra, Akdeniz politikasında Barselona süreci denilen döneme girilecektir. Barselona Bildirgesi ne göre bir Avrupa-Akdeniz Ortaklığı kurulması öngörülmektedir. Kurulması öngörülen bu ortaklığın genel amaçları şunlardır (Cox ve Chapman 1999: 82-83): Barış ve istikrarın hakim olduğu bir bölge için siyasi ve güvenlik işbirliği. Buraya, insan hakları, demokrasi, iyi yönetim ve güvenlik konularını dahil edebiliriz. Barış ve istikrarın sağlanması ancak AB ve Akdeniz ülkeleri arasında var olan ve gittikçe açılma eğilimi gösteren gelir düzeyi farkının giderilmesi ile mümkün olacaktır ların sonlarına doğru 1 e 12 olan iki taraf arasındaki farkın 2010 yılında 1 e 20 olacağı öngörülmektedir. (Delpuech 1997: 5) Zenginliğin paylaşıldığı bir bölge için ekonomik ve mali işbirliği. Bu bağlamda, sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal kalkınma için gerekli olan çalışmaların yoğunlaştırılması, Avrupa-Akdeniz bölgesindeki gelişmişlik farklarının azaltılması ve istihdamın arttırılması ile yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve bölgesel entegrasyon hareketlerinin teşvik edilmesi. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek ancak 2010 yılında erişilmesi hedeflenen Avrupa-Akdeniz çapında bir serbest ticaret bölgesi ile mümkün olacaktır. Bunun için ise, Akdeniz ülkelerinin kendi aralarında olan işbirliğini geliştirmeleri ve ticareti arttırmaları gerekmektedir. İnsan kaynaklarını geliştirmek, toplumlar arası anlayışı teşvik etmek ve alışverişi sağlamak için sosyal, kültürel ve insani işbirliği. Din, kültür, eğitim 87

104 ve medya alanlarında, ayrıca kamu ve özel kuruluşlar arasındaki işbirliğini geliştirmek. Göçü doğuran sebeplerle mücadele ve yasadışı göçü önlemek. İnsan kaynaklarına yatırım, terörle, uyuşturucu kaçakçılığıyla ve organize suçlarla mücadele için işbirliği yapmak. Yukarıda yazılan ana hatlar, gerçek bir ortaklığın özelliklerini yansıtan çok ciddi hedefler mahiyetindedir. Fakat, bu hedeflere ulaşmak için de çok ciddi gayretler sarf edilmesi gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu bildirge, büyük bir coğrafi alanı içine alan Avrupa-Akdeniz bölgesinde, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel bir entegrasyon kurmayı amaçlamaktadır. Böylece, AT-Akdeniz ilişkilerinin boyutları değişmiştir. Şimdiye kadar sürdürülen ilişki Akdeniz ülkelerinin kalkınmasına yönelik olarak AT yardımları şeklinde iken, bundan sonra eşit tarafların ekonomik, sosyal ve siyasi ortaklığı şeklinde bir ilişki ağırlık kazanmaktadır. (European Commission 2001: 67) Böylece, Barselona sürecine kadar devam eden ve geleneksel olarak nitelenen ilişkilerin boyutunda önemli değişikliklere gidilmiştir. Geleneksel ilişkiler, Akdeniz ülkelerine verilen ticari imtiyazlar ve münferit projelere sağlanan mali yardımlar şeklinde özetlenebilir. Geleneksel yaklaşım söz konusu ülkelerin gelişme gayretlerinde onlara çok da yardımcı olamamışlardır. (Delpuech 1997: 4) Söz konusu entegrasyonun ekonomi ayağını gerçekleştirebilmek aşağıda belirtilen hususları içermektedir: Ticaretin serbestleştirilmesi Kurumsal modernleşme 13 Özel sektörün geliştirilmesi. Özel sektörün geliştirilmesi için, sınai işbirliği, Avrupa-Akdeniz ekonomik kurumları arasında bir ağ kurulması ve işletmeler arasında işbirliği sağlanması amaçlanmaktadır 13 Devlet için yeni bir rol belirlenmesi, mali piyasaların yeniden yapılandırılması. 88

105 Bu kapsamda, 2010 yılında AB ve Akdeniz ülkeleri arasında, DTÖ kurallarıyla uyum içinde olan bir serbest ticaret bölgesi kurulması hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek için, tarifeler ve tarife dışı engellerin kaldırılması belli bir takvime bağlanmıştır. Ancak, sadece mamul ürünler bu kapsama alınacaktır. Tarım ve hizmet sektörleri ise tedricen, karşılıklı ayrıcalıklar tanımak suretiyle serbestleştirilecektir. MEDA döneminde, insan hakları, demokrasi ve sivil toplumun desteklenmesi konuları üzerinde daha fazla durulan alanlar olmuştur. Avrupa-Akdeniz ilişkilerine bir bütün olarak baktığımız zaman, ilişkilerin ilk dönemlerinde sadece bir iki amaç olduğunu görmekteyiz. Fakat, YAP ve özellikle Barselona Bildirgesi ile birlikte, ilişkiler çok çeşitli politika alanlarını kapsar hale gelmiştir. Barselona Süreci, Akdeniz bölgesinde kalıcı bir bölgesel barış ve istikrara erişebilmenin ancak paylaşılan yüksek bir refah düzeyine erişmek ile mümkün olabileceğini kavramıştır. Öyle ki, Avrupa-Akdeniz işbirliği sadece ekonomik ve ticari olmaktan çıkmış, kültürel, sosyal ve hatta siyasal alanlarda çok çeşitli işbirliği alanlarına uzanan geniş bir yelpazeye dönüşmüştür. Çok çeşitli kültürel ve etnik yapılardan meydana gelen ve kırılgan bir yapıya sahip olan Akdeniz bölgesinde barış ve istikrarın sağlanması yolunda ekonomik dengesizliklerin giderilmesi çok önemli bir etken olacaktır yılında bölgede kişi başına düşen gelir rakamları Suriye de 990 dolardan Lübnan da 5000 dolara kadar uzanan bir değişim göstermekte idi. Bu nedenle, AB nin Akdeniz bölgesindeki politikasının temelinde söz konusu dengesizliklerin giderilerek fakirliğin önlenmesi yer almaktadır (European Commission 2002: 107). 89

106 3.3. Yardımlardan en çok yararlanan ülkeler Tablo 21 e bakıldığı zaman en çok yardım alan ülkenin dönem için Mısır olduğunu görülmektedir. Mısır, yüzde 26.7, 23.5 ve 25.4 lük yardım oranları ile söz konusu dönemde birinciliği daima korumuştur. Tablo 21 -En çok yardım alan 10 ülke (tüm bütçe kalemleri, , taahhütler, m euro) toplam % toplam % toplam % Mısır 26,7 Mısır 23,5 Mısır 25,4 Tunus 19,5 Batı Şeria/Gazze 12,9 Fas 12,8 Fas 10,6 Ürdün 10,4 Batı Şeria/Gazze 10,4 Batı Şeria/Gazze 10,4 Tunus 9,3 Cezayir 10,2 Cezayir 8,2 Fas 6,9 Türkiye 10,0 Ürdün 5,6 Cezayir 5,8 Tunus 9,9 Lübnan 2,8 Türkiye 5,6 Lübnan 6,9 Portekiz 2,5 Irak 4,7 Ürdün 5,8 Türkiye 1,9 Lübnan 2,1 Kıbrıs 2,9 Malta 1,8 Kıbrıs 1,9 Yemen 1,6 Toplam (tüm Akdeniz in yüzdesi) 89,9 Toplam (tüm Akdeniz in yüzdesi) 83,2 Toplam (tüm Akdeniz in yüzdesi) 95,8 Kaynak: Cox ve Chapman 1999: 75 Türkiye, birinci aralıkta yardımların yalnız 1.9 unu alabilmiş, ikincide artış göstererek bu oranı yüzde 5.6 ya çıkarmıştır. Bunun nedeni, Körfez Savaşında Türkiye nin uğradığı zarar dolayısıyla AB yardımındaki artış olmuştur. Üçüncü dönemde artış trendi devam etmiş ve yüzde 10 a ulaşmıştır. Miktar olarak, Mısır 2479 milyon, West Bank/Gaza 1141 milyon, Tunus 1130 milyon Euro ile ilk üç sırayı paylaşmaktadırlar döneminde Mısır yüzde 29 ile yine birinci sırada, Türkiye ise yüzde 5 ile ancak yedinci sıradadır. Tunus yüzde 15 lik pay ve 725 milyon ECU ile ikinci sırada 90

107 bulunmaktadır. Söz konusu dönemde Tunus un yardım payı düşüş trendi içindedir aralığında yüzde 22 den, aralığında yüzde 11 e gerilemiştir. Filistin Yönetimine yapılan yardımlar ise yüzde 12 den yüzde 16 ya yükselerek üçüncü en çok yardım alan ülke konumuna yükselmiştir (Tablo 22). Tablo 22 -Akdeniz ülkelerine AT yardımı ( , m ecu) Tutar Yüzde Tutar Yüzde Tutar Yüzde Mısır 469,3 30 Mısır 970,1 29 Mısır 1439,4 29 Tunus 341,7 22 Fil Yön 532,7 16 Tunus 724,8 15 Fas 185,7 12 Ürdün 427,8 13 Fil Yön 714,7 15 Fil Yön 182,0 12 Tunus 383,1 11 ürdün 526,9 11 Cezayir 143,6 9 Fas 286,6 9 fas 472,3 10 Ürdün 99,1 6 Cezayir 240,6 7 Cezayir 384,2 8 Lübnan 49,2 3 Türkiye 232,7 7 Türkiye 265,5 5 Türkiye 32,8 2 Lübnan 86,8 3 Lübnan 136,0 3 Malta 31,1 2 Kıbrıs 77,8 2 Suriye 96,3 2 Suriye 22,5 1 Suriye 73,8 2 Kıbrıs 87,3 2 Kıbrıs 9,5 1 Malta 22,6 1 Malta 53,8 1 Akdeniz ülkeleri 1566,6 100 Akdeniz ülkeleri 3334,6 100 Akdeniz ülkeleri 4901,2 100 Bölgesel 4,4 Bölgesel 363 Bölgesel 367,6 Diğer 121,0 Diğer 186,3 Diğer 307,3 Toplam 1692,1 3883,9 5576,1 Kaynak: Final Synthesis report 1998: ii döneminde MEDA kapsamında yapılan taahhüt ve gerçekleşmeler Tablo 23 de görülmektedir. Söz konusu dönemde toplam gerçekleşme oranı yüzde 29 olmuştur ki bu çok düşük bir orandır. Bu dönemde mali yardım programının çok hantal kaldığını göstermektedir. Türkiye için gerçekleşme oranı ise yüzde 5.4 ile çok başarısız bir mali işbirliğine işaret etmektedir. 91

108 Tablo 23 -Ülkeler itibariyle taahhüt ve ödemeler ( , m euro) Taahhüt Ödeme Yüzde Fas 796,6 166,8 20,9 Cezayir 194,2 30,4 15,6 Tunus 503,6 183,9 36,5 Mısır 698,7 221,5 31,7 Ürdün ,5 71,6 Lübnan ,7 17,4 Suriye 137 0,3 0 Türkiye 551,1 30,2 5,4 Batı Şeria/Gazze 207,7 85,2 41,0 Bölgesel (tek dahil) yar 577,8 277,9 48,1 Toplam 4179,8 1120,5 29,2 Kaynak: Annual Report of MEDA Programme 2000: Protokoller ve MEDA kapsamında yapılan yardım miktarı Protokoller döneminde yardımlar Protokoller kapsamında yapılan yardımların kullanılması herhangi bir zaman kısıtlamasına tabi değildir. Bir protokol doğrultusunda tahsis edilen herhangi bir yardım kalemi harcanıp tüketilinceye kadar baki kalmaktadır. Bu arada söz konusu yardım kaleminin dayandığı protokolün süresi 14 dolabilmekte ve bu durumda yerini yeni bir protokol almaktadır. Var olan dört protokol biraz da bu nedenle halen varlığını sürdürmektedir. Söz konusu dört protokol yedi Akdeniz ülkesini 92

109 kapsamaktadır. Bunlara ek olarak, İsrail de dört protokol ile aynı dönemlere sahip olan ayrı protokoller imzalamıştır, fakat bunlar yardım unsuru içermeyen sadece ticari hükümler taşıyan protokollerdir (Final Synthesis Report 1998: 13). Güney ve doğu Akdeniz ülkelerine protokoller kapsamında yapılan hibe yardımları zaman içinde artmıştır. Bunların dağılımı, Birinci Protokol, , 307 milyon ECU, İkinci Protokol, , 415 milyon ECU, Üçüncü Protokol, , 615 milyon ECU, Dördüncü Protokol, , 775 milyon ECU şeklindedir. Kuzey Akdeniz ülkelerinden Malta ve Kıbrıs a yapılan hibe yardımlarının protokoller itibariyle dağılımı şöyledir: Birinci Protokol, , 20 milyon ECU, İkinci Protokol, , 29.5 milyon ECU, Üçüncü Protokol, , 33 milyon ECU, Dördüncü Protokol, , 74 milyon Kıbrıs için, 45 milyon Malta için. Malta ve Mısır, su ve çevre ile ilgili bölgesel işbirliği kapsamında MEDA bütçesinden yararlanmışlardır. Kuzey Akdeniz ülkelerinden Türkiye ise kendi protokolleri kapsamında yardım almıştır: Birinci protokol, , 175 milyon ECU, İkinci protokol, , 195 milyon ECU, Üçüncü protokol, , 220 milyon ECU. Protokollerin yanında birkaç tane de bütçe kaynaklı yardım yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi, Körfez Savaşı dolayısıyla yapılan 500 milyon ECU lük bir yardımdır. Bunun 175 milyonu Mısır a, 150 milyonu Ürdün e, 175 milyonu da Türkiye ye verilmiştir. Protokoller ve MEDA kapsamında döneminde yapılan yadım miktarları Tablo 24 de görülebilir yıl 93

110 Tablo 24 -Avrupa-Akdeniz İşbirliğinin mali kaynakları ( ) Dönem Tarih Hibe ve risk sermayesi AYB kredileri Protokol Protokol Protokol Protokol 4 ve yatay işbirliği MEDA Kaynak: Final Report 2001: 5 Tablodan da anlaşıldığı gibi, ilerleyen dönemler itibariyle yardım miktarlarında artışlar olmuştur. Özellikle, dördüncü protokol döneminde büyük bir sıçrama yaşanmıştır. Bu dönemde, hibe ve risk sermayesi yardımları yüzde 112 oranında, AYB kredileri ise yüzde 221 oranında artmıştır. Böylece AYB kredilerindeki artış oranı, hibe ve risk sermayesindeki artış oranından, önceki dönemlerde olduğu gibi, çok daha fazla olmuştur. AYB kredileri miktar olarak hibe ve risk sermayesinin yaklaşık 2.5 katıdır MEDA I döneminde yardımlar MEDA I döneminde ( ), hibe ve risk sermayesi yardımları büyük bir artış göstererek yüzde 162 oranında artmış, AYB kredilerindeki artış oranı ise yüzde 29 larda kalmıştır. Böylece, hibe ve risk sermayesi yardımları miktar olarak AYB kredilerine çok yaklaşmıştır. Söz konusu miktar, kendinden önceki dönemlerde yapılan toplam yardım miktarından yaklaşık 800 milyon Euro daha fazladır. Yukarıda verilen oranlar ve miktarlar, AB nin Akdeniz politikasında dönüm noktaları olan YAP ve Barselona Bildirgesi ile geliştirilen yeni ve kapsamlı Akdeniz politikasıyla uyumlu olarak, AB nin söz konusu gelişmiş politikaları uygulayabilmek için daha fazla kaynak ayırmaya başladığını göstermektedir. 94

111 Dördüncü protokol döneminde görülen 1305 milyon Euro tutarındaki hibe yardıma, protokoller dışında olan bölgesel ekonomik işbirliği için ayrılan 230 milyon Euro, yapısal uyum kolaylığı için ayrılan 300 milyon ECU de dahildir. Fakat, Filistin için yapılan 60 milyonluk yardım bu rakama dahil edilmemiştir. Yine ilgili dönemde verilen AYB kredilerine 1800 milyon ECU tutarında, protokoller dışında uygulanan bölgesel krediler de dahil edilmiştir Ülkeler itibariyle yardımların dağılımı Protokoller döneminde ülkeler itibariyle yardımlar Tablo 7 de verilen yardım miktarlarının, ülkeler itibariyle dağılımı ise Tablo 25 de verilmektedir. Tabloda görüldüğü gibi, yardımlardan en çok yararlanan ülkeler sırasıyla Mısır, Fas ve Tunus olmuştur. Bunları Cezayir, Suriye, Ürdün ve Lübnan takip etmektedir. Türkiye, döneminde 550 milyon Euro civarında bir kaynak kullanabilmiştir. Bu miktarın 277 milyonluk kısmı altyapı alanına yönelmiştir arasında Türkiye ye yapılan yardım tahsislerinin yüzde 29 u enerji alanına yoğunlaşmıştır lerde ve 1990 ların başında, Türkiye nin aldığı yardımlar sadece 90 milyon Euro da kalmıştır. Buna Körfez Savaşı dolayısıyla verilen 175 milyon Euro luk yardımı da eklemek gerekir. Türkiye nin dördüncü protokol kapsamında alacağı yardımlar veto edilmiştir. 95

112 Tablo 25 -Protokol 1-4 döneminde bütçe ve AYB den yapılan yardımlar (m ecu) B ü t ç e A Y B Hibe Risk sermayesi Kredi Cezayir Mısır İsrail Ürdün Lübnan Fas Suriye Tunus Toplam Global 300 Protokol dışı Genel toplam Kaynak: Final Synthesis Report 1998: iv MEDA döneminde ülkeler itibariyle yardımlar dönemi itibariyle MEDA kapsamında Akdeniz Ülkelerine sağlanan mali yardımlar Tablo 26 da gösterilmektedir. 96

113 Tablo 26 -MEDA fonlarının ve AT ve AYB kaynaklı krediler Toplam MEDA Risk sermayesi AT faiz sübavansiyonu alan AYB AYB kaynaklı tahsisleri, faaliyetleri kredileri krediler Akdenizli Tutar Toplamın Tutar MEDA nın Sübvanse Faiz Faizler, Tuatar MEDA ya ortak yüzdesi (MEDA) yüzdesi edilen sübvansiyonu (MEDA nın oranı (%) krediler (MEDA) yüzdesi) Cezayir , ,2 Kıbrıs Mısır , , ,6 Ürdün ,9 40 1, ,8 Lübnan , ,9 Malta Fas , , ,2 Fil Yön , , ,0 Suriye , ,0 Tunus , , ,7 Türkiye , , ,7 Bölgesel , ,0 Teknik ,0 0 0,0 yardım Toplam , Bu karşılaştırma sadece büyüklük sıralaması vermek için yapılmıştır (MEDA ve AYB kaynakları sırasıyla 5 ve 3 yıllık dönemler itibariyle tahsis edilmektedir. Kaynak: Final Report 2001: döneminde yıllar itibariyle MEDA yardımları Tablo 27 de gösterilmektedir. Tablo 27 -MEDA taahhüt ve ödemeleri ( , m euro) Toplam Tahhütler ,1 4179,8 Ödemeler ,5 1220,5 Ödeme/taahhüt oranı (yüzde) Kaynak: Annual Report of MEDA Programme ,6 29,2 97

114 Türkiye MEDA nın devreye girmesiyle ilk beş yıl için 375 milyon Euro tutarında bir tahsis almıştır. Tablo 27 de görülen yardım taahhütlerinin ülkeler itibariyle dağılımı Tablo 28 de görülmektedir. Tablo 28 -MEDA kapsamında yardım taahhütleri ( , m euro) MEDA İkili Fas ,6 796,6 Cezayir ,2 194,2 Tunus ,7 503,7 Mısır ,7 698,7 Ürdün ,0 269 Lübnan Suriye Batı Şeria/Gazze ,7 207,7 Türkiye ,4 551,1** Toplam ikili ,3 3540** Bölgesel ,8* 577,8 Teknik yardım Genel toplam ,1 4179,9** *teknik yardım dahil **Türkiye ye yapılan 310,4 milyon Euro tutarındaki 2000 yılı taahhüdü, 2000 yılında tekrar taahhüdü yapılan ve ilk defa döneminde taahhüt edilen ancak ödenmeyen 134,3 milyon Euro tutarındaki 4 projeyi de içerir. Söz konusu projeleri iki defa hesaba katmamak için toplam rakamlardan çıkarmak doğru olur: Türkiye toplam: 685,4-134,3=551,1 İkili toplam: 3674,3-134,3=3540 Genel toplam: 4314,1-134,3=4179,8 Kaynak: Annual Report of MEDA Programme

115 3.6. Akdeniz Ülkelerine yapılan yardımların sektörel dağılımı döneminde yardımların yüzde 56 sı projeler kanalıyla tahsis edilmiştir döneminde toplam proje yardımları 2349 milyon ECU olarak tahsis edilmiştir döneminde, var olmayan yapısal uyum yardımları, döneminde yüzde 8 ve döneminde yüzde 11 seviyesindedir. Bu yardımlardan en çok yararlanan ülkeler Ürdün, Fas, Cezayir ve Tunus olmuştur. Gıda yardımı ilk dönem yüzde 11 ler seviyesinde iken, bu oran izleyen iki dönemde büyük bir azalış göstermiş ve yüzde 1 in altına inmiştir. Bu da Akdeniz bölgesinde gıda yardımının önemsiz bir kalem olduğunu göstermektedir. İnsani yardımlar, yüzde 4-7 arasında değişmiştir. Bu yardımlar esas itibariyle, Gazze ve Batı Şeridindeki mültecilere, Iraktaki Kürt mültecilere, Lübnan a ve Cezayir e gitmiştir. STK alanında, özellikle Cezayir, Tunus ve Fas da, yardımlar yüzde 1 civarında seyretmiştir. Bu ülkelerdeki STK lar ile AB deki benzerleri arasında işbirliğini geliştirmek için gayret edilmiştir. AB de bulunan STK, gelişmekte olan ülkelerde bulunan meslektaşlarına tecrübelerini aktararak onların gelişmelerine katkıda bulunacaklardır. AB, sosyal altyapı ve hizmetler alanında en çok su ihtiyacını temine yönelik projelere destek vermiştir. İlk dönem, yüzde 5 civarında olan su projeleri yardımı, ikinci dönem yüzde 8 olmuş, üçüncü dönem ise büyük bir artış göstererek yüzde 18 e yaklaşmıştır. Bu konudaki yardımların yaklaşık dörtte üçü AYB den kredi şeklinde gelmiştir. 99

116 Hizmetler ve sosyal altyapı alanında diğer bir alt başlık olan eğitime ise sırasıyla yüzde 1, 2 ve 9 olmuştur. Yine bu alanda sayabileceğimiz başlıklardan biri olan sağlık alanında ilk dönem yüzde sıfırdan son dönem yüzde 5 e varan bir gelişme olmuştur. Diğer sosyal altyapı ve hizmetler de yüzde sıfırdan yaklaşık yüzde 6 ya yükselmiştir. Bu başlık altında bankacılık, finansman ve işletmecilik hizmetleri bulunmaktadır. Genel olarak, sosyal altyapı ve hizmetler ve yapısal uyum başlıkları altında bulunan alanların istikrarlı ve büyük artışlar kaydettiğini görüyoruz. Buna karşılık, tarım, gıda, rehabilitasyon alanlarında büyük oranlı ve sürekli bir düşüş göze çarpmaktadır. Doğu ve güney Akdeniz ülkelerine ilk üç protokol döneminde yapılan mali ve teknik hibe yardımlar genel olarak projeler kanalıyla sağlanmıştır. Fakat, YAP ile birlikte yapısal uyum ve bölgesel işbirliği alanları politika olarak ön plana çıkmışlardır MEDA Programı MEDA 1997 yılında itibaren, AB nin doğu ve güney Akdeniz ülkeleriyle yürüttüğü mali işbirliğinde, önceden beri kullanılmakta olan mali araçların yerini alan bir mali işbirliği aracıdır. Tek bir mali araç ihdas edilmesinin nedeni, tahsis ve ödemeleri çabuklaştırmak ve esnekliğini arttırmak olarak özetlenebilir. MEDA yı diğer mali protokollerden ayıran bir fark, PHARE ve Tacis programlarında olduğu gibi, bir yılda söz konusu olan bir MEDA bütçesinin ancak bulunduğu mali yılda uygulanabilmesi ve bir sonraki yıla aktarılamamasıdır. MEDA tüzüğüne göre, finanse edilen projeler yeni bir ekonomik ve sosyal yapı oluşturmak üzere hazırlanmış belli bir politikanın parçası olmalıdır. Bundan böyle münferit projeler devri kapanmış, bunun yerini her ülke için yapılan ve reform 100

117 niteliği taşıyan programların uygulanması almıştır. AB tarafından finanse edilecek projeler de bu programlara göre belirlenecektir. Bu bağlamda, ulusal ve bölgesel endikatif programlar hazırlanacak. Bu programlar ülke ekonomilerinde reform yapılmasına destek verecektir. Ekonomik gelişme temin edilmeye çalışılırken bunun sosyal olarak kalıcı olması ve çevreyi korumaya özen göstermesi önemlidir. AB Bakanlar Konseyi, MEDA nın uygulanmasına konu olacak alanları dört genel başlık altında toplayan bir karar almışlardır: Yapısal uyum için destek; AB ve Bretton Woods kurumlarıyla uyumlu bir ekonomik reform gerçekleştirmek Ekonomik geçiş ve özel sektörü geliştirmek; özel sektörün ve özellikle KOBİ lerin elverişli bir ekonomik ortamda çalışmalarını temin etmek ve onları oluşturulması öngörülen serbest ticaret alanına hazırlamak amacıyla teknik yardım sağlanması Mali sektörün reforme edilmesi, sanayiin modernizasyonu, iş merkezleri kurulması. Sosyo-ekonomik dengenin güçlendirilmesi; sağlık, temel eğitim, kırsal kalkınma ve nüfus programları EDA dan bölgesel programlara ayrılacak kaynaklar yüzde 10, ulusal programlara ayrılacak kaynaklar ise yüzde 90 nispetinde olacaktır. Buna göre yardımlar her ülkeye ferdi olarak, hazırlanacak ulusal programlar doğrultusunda tahsis edilecektir. MEDA kapsamındaki ülkeler bölgesel programlar kapsamında yürütülecek olan faaliyetlere katılma ve bu bağlamda sağlanacak mali yardımlardan yararlanma hakkına sahiptir. Ancak, İsrail, Malta ve Kıbrıs ulusal programlar çerçevesinde yardım alamayacaklardır. MEDA ulusal programlarından yararlanacak ülkeler şunlardır: Cezayir, Mısır, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus, Türkiye, Batı Şeridi/Gazze. 101

118 Kıbrıs ve Malta ya yapılan yardımlar MEDA kapsamında değildir. Türkiye, daha önceden var olan mali kaynaklardan da yardım almaktadır. Başka bir istisna ise İsrail dir. İsrail, AB den herhangi bir mali yardım almamaktadır, Çünkü, İsrail, Malta ve Kıbrıs yardım alamayacak kadar gelişmiş bir düzeyde kabul edilmektedir. Bölgesel Endikatif Programlar kapsamında yapılmakta olan yardımlardan tüm Akdeniz ortakları yaralanabilmektedir MEDA yardım araçları Ulusal endikatif programlar Ulusal endikatif programlar (UEP), Barselona Bildirisinin ülkeler bazında gerçekleştirmeyi hedeflediği politikaları bünyesinde toplaması nedeniyle en önemli MEDA Programı uygulama aracıdır. Komisyon, UEP lerin hazırlanma prosedürü ve yöntemi ile ilgili olarak bir karar almıştır (6 Aralık 1996 tarih ve 96/706/EC sayılı Konsey Kararı). Buna göre, söz konusu ulusal programlar yardıma konu olacak ülke önceliklerini belirleyecek, özellikle ortaklık antlaşmalarında değinilen öncelikler, bu öncelikler için endikatif yardım miktarları tespit edecek ve programa hangi kurallar çerçevesinde kaynak aktarılacağını gösterecektir. Öncelikler belirlenirken, AB üyesi ülkeler, Komisyon ve ilgili Akdeniz ülkesi birlikte çalışacak ve karar verecektir. Buradaki amaç, herhangi bir koordinasyon problemi yaşanmasını önlemektir. Ayrıca, ilgili ülkede yürütülen tüm bölgesel yardım faaliyetleri ulusal programda belirtilecek ve takip edilecektir. Bu özellikleri ulusal programlar, herhangi bir ülkedeki tüm faaliyetleri birden görebilmek ve değerlendirebilmek imkanını vermektedir. 102

119 UEP lerin finansman metodu UEP ler hazırlanıp projeler belirlendikten sonra, uygulama aşamasında kaynak aktarılması metodu daha önce protokoller döneminde olduğundan farklı bir metodu takip edecektir. Bu metod performansa dayalı finansman metodudur. Buna göre ülkelere UEP ler kapsamında, ülkenin kullanımına tahsis edilmiş ve kullanması onun bir hakkı haline gelmiş bir yardım miktarı söz konusu değildir. UEP lerde de daha önceden belirlenmiş bir miktar vardır. Fakat bu miktar, tahsis edilmiş bir miktar değildir. Sadece referans mahiyetinde bir miktardır. Söz konusu referans miktardan ülkenin faydalanma derecesi onun göstereceği performansın düzeyine bağlıdır. MEDA Tüzüğü madde 5 te bu performansın hangi kriterlere göre ölçüleceği söylenmektedir. Bunlar, faydalanan ülkenin öncelikleri, değişen ihtiyaçları, yardımları massedebilme kapasitesi, yapısal reformda ilerleme gibi kriterlerdir. Ayrıca, programlarda, ülkenin kazandığı tecrübe, yapısal reformları uygulayabilme derecesi, makro ekonomik istikrar, sosyal ilerleme ve ortaklık antlaşması kapsamındaki ekonomik işbirliğinin sonuçlarına göre değişiklikler ve düzenlemeler yapılabilecektir. Bundan başka, ülkenin programı uygulayabilme derecesi de bu bağlamda önemli bir kriter olarak karşımıza çıkmaktadır (ilgili Konsey Kararı par. 4) UEP lerin amaçları UEP lerin önemli hedeflerinden birisi, Akdeniz ülkelerini 2010 yılında uygulamaya konulması öngörülen serbest ticaret alanına hazırlamaktır. Bu bağlamda yardıma konu olacak politika alanları şunlardır (ilgili Konsey Kararı par. 15): 103

120 Rekabetçi bir piyasa ekonomisi için gerekli olan kurum ve mevzuatın geliştirilmesi Uygun bir yasal ve idari çerçevenin oluşturulması Gümrük ve dolaylı vergiler ve standartların uyumlaştırılması gibi ticareti kolaylaştırıcı tedbirler Finans sektörünün geliştirilmesi Programın ve bununla ilgili proje finansman tekliflerinin hazırlanmasından sonra, bu çalışmaları yakından takip eden MED Komite kendi görüşünü bildirecektir. Komite görüşünü bildirmeden önce Komisyon ilgili ülkeyle finansman antlaşması müzakerelerini yapacaktır. Bu antlaşma, program kapsamındaki projelerin nasıl yönetileceği, uygulanacağı, denetleneceği ve değerlendirileceğini gösterecek, amaçları belirtecektir Yapısal uyum İlk kez 1992 yılında dördüncü protokol döneminde uygulamaya sokulan yapısal uyum aracı MEDA döneminde de varlığını sürdürmüştür. Yapısal uyum yardımından yararlanabilmek için tespit edilen şartlar şunlardır: Bretton Woods kurumlarının kabul ettiği reform programlarını uygulamak, Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu göz önünde bulundurmak döneminde yapısal uyum toplam tahsislerin yüzde 22.5 i ve ödemelerin ise yüzde 55 i olmuştur. Yapısal uyum aracının desteklediği alanlar şunlardır: Üretim kapasitesini arttırmak amacıyla, belli bir sektöre yönelik veya genel ithalat programları, 104

121 Makro ekonomik düzeydeki yapısal uyum programlarına ve bu programlardan etkilenen sektörlere teknik yardım yapılması Merkezi olmayan işbirliği Bu işbirliği aracı YAP ile birlikte uygulamaya sokulmuştur. Amacı, bölgesel düzeyde işbirliği gerektiren faaliyetleri gerçekleştirmek, çevre konusunda işbirliği yapmak ve ortaklığın finansmanı için faaliyet gösteren Avrupalı kuruluşların bu amaçla yaptıkları yatırımları risk sermayesi yoluyla teşvik etmek (EEC 1763/92). Bu bağlamda 7 adet program hazırlanması öngörülmüştür: MED-Avicenna, bilimsel araştırma ve teknolojik gelişme MED-Urbs, yerel yönetimlerin desteklenmesi MED-Campus, üniversiteler ve daha yüksek öğrenim kurumları MED-Media, profesyonel medya mensupları MED-Invest, KOBİler MED-Techno, yerel yönetimler, araştırma kurumları ve sanayi-faaliyete başlayamamıştır MED-Migration, göçmenlere yönelik kurum ve kuruluşlar-faaliyete başlayamamıştır Söz konusu programlar, ülkelerdeki kurumlar arası yatay işbirliği öngörmekte ve merkezi olmayan bir çalışma tarzı benimsenmektedir. Programlara toplam milyon ECU kaynak tahsis edilmiştir. Fakat programlardan beklenen verim sağlanamadığı için 1995 yılının sonunda büyük ölçüde askıya alınmışlardır. Bundan sonra, 1998 yılında MED-Urbs ve Media yeni bir çalışma sistemiyle birlikte yeniden faaliyete geçirilmiştir. 105

122 AT yatırım ortaklıkları 1988 yılında faaliyete başlayan bu mali araç, Akdeniz bölgesinden başka Latin Amerika, Asya gibi diğer bazı bölgeleri de içine almaktadır. 30 milyon ECU kaynak tahsisi ve üç yıllık bir deneme süresiyle kurulmuştur, fakat daha sonra bir Konsey Kararı ile 1 Ocak 1992 tarihinde başlamak üzere üç yıl daha uzatılmıştır yılında, 1999 yılına kadar devam etmek üzere tekrar uzatılan programa, 250 milyon ECU kaynak tahsis edilmiştir. Söz konusu miktar referans miktarıdır. Program, mali kurumların yatırım imkanlarını arttırmak için kurulmuştur. Bu bağlamda, programın amacı, AB ve Akdeniz ülkelerine yarar sağlayacak olan yatırım projelerini desteklemektir. Özellikle mali kurumlar arasında tesis edilen joint ventures şeklindeki projeler daha çok desteklenmektedir. Programa döneminde tahsis edilen kaynak miktarı 173 milyon ECU dür. Bu dönemde finansmanı sağlanan toplam faaliyet sayısı 1542 dir. Bu miktarın yüzde 44 ü Asya ve yüzde 31 i Latin Amerika ya ve aittir. Akdeniz bölgesine düşen miktar ise ancak yüzde 21 olmuştur. Bölgede söz konusu yardımlardan en çok yarar gören ülkeler Fas ve Tunus olmuştur. Daha sonra, bu iki ülkeden çok az miktarda olmakla birlikte, Mısır, Cezayir ve Ürdün gelmektedir yılının sonuna gelindiğinde 54 ülkede toplam 110 finans kurumu yardımlardan yarar sağlamıştır Bölgesel endikatif programlar Bölgesel endikatif programlar (BEP) 1997 yılında, dönemini kapsamak üzere MED Komite tarafından kabul edilmiştir. BEP ler, UEP lerin kapsamadığı alanları kapsamak ve böylece onlara yardımcı ve tamamlayıcı olmak gayesini taşımaktadır. Projeler MED Komite tarafından kabul edilecektir. Söz konusu programlara 1995 yılında 99 milyon, 1996 yılında 32 milyon, 1997 yılında 108 milyon ve 1998 yılında 92 milyon Euro kaynak tahsis edilmiştir. Fakat 106

123 gerçekleşmeler çok düşük kalmıştır ve 1997 yılında gerçekleşme oranları ancak yüzde 19 ve yüzde 12 olabilmiştir. BEP ler beş adet alanda faaliyet göstereceklerdir: En az iki Akdeniz ülkesini ilgilendiren bölgesel projeler. Mümkün olduğu kadar daha çok ülkeyi içine alan ve Avrupa-Akdeniz özelliği arz eden projeler tercih edilecektir. Merkezi olmayan işbirliği Özel projeler Proje hazırlama servisi AYB bölgesel faaliyetleri 3.8. Krediler ve sübvansiyonlu krediler AB nin Akdeniz ülkelerine yapmakta olduğu mali yardımların önemli bir bölümü AYB nin açmış olduğu kredilerden oluşmaktadır lerin sonlarında Akdeniz bölgesine AYB nin vermiş olduğu krediler yıllık ortalama 80 milyon Euro civarında olmuştur. Bu miktar 1980 lerin sonlarına gelindiğinde artış göstererek 200 milyon Euro ya ulaşmıştır ların ilk yarısında büyük bir sıçrama yaparak 650 milyon Euro seviyesine ulaşmıştır. MEDA I döneminde ise ( ), artış trendi devam etmiş ve 1 milyar Euro seviyesine yükselmiştir. AYB nin Akdeniz bölgesinde 1974 yılından itibaren vermiş olduğu kredilerin yüzde 90 ını enerji, ulaşım, su ve sanayi sektörleri ve çok sektörlü projelere verilen krediler oluşturmaktadır. Geriye kalan sektörler ise büyük ölçüde tarım, telekomunikasyon ve şehir altyapısı sektörleridir. AYB özerk bir kuruluştur. Kendi kaynakları vardır. AB Komisyonu ancak birkaç maddede AYB faaliyetlerine müdahale edebilmektedir. Bunlar: 107

124 Komisyonun bütçeden kaynak sağladığı kredi garantileri AYB bankasının açtığı kredilere Komisyon tarafından sağlanan faiz sübvansiyonları. AYB, bu yardımları Komisyon adına yürütmektedir. Yardımların amacı, Akdeniz bölgesinde sürdürülebilir, dengeli bir kalkınmayı yakalamaktır. Bunun için çevreye yapılan yatırımların arttırılması amaçlanmaktadır. Komisyon vermiş olduğu risk sermayesi kredilerinin yönetimini AYB ye vermektedir. Risk sermayesi ilk kez üçüncü protokol döneminde uygulamaya sokulmuştur. AYB, döneminde Komisyon adına toplam 752 milyon ECU tutarında bir kaynak yönetmiştir. Bu kaynağın 470 milyonluk kısmı, Komisyon un yapmış olduğu faiz sübvansiyonlardır. Geriye kalan 282 milyon ise, Komisyon un risk sermayesi suretinde vermiş olduğu kredileri kapsamaktadır. Başlangıcından günümüze kadar, toplam 282 milyon Euro risk sermayesi kredisi verilmiştir. Bu tür yardım, MEDA döneminde önem kazanarak büyük artışlar göstermiştir. Başlangıç dönemi olan 3. Protokolden (1986) MEDA I in sonuna kadar (1999) yardımlardan en çok yarar sağlayan ülkeler Fas, Mısır ve Tunus olmuştur. Türkiye bu alandaki toplam yardımların ancak yüzde 4 kadarını alabilmiştir. AYB nin yürütmekte olduğu risk sermayesi kredileri iki çeşittir. Bunlar, şartlı krediler ve dolaysız hisse alımıdır. Şartlı krediler, AYB tarafından yürütülen risk sermayesi kredilerinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Bu krediler, kredi alacak şirketlere yerel mali aracılar vasıtasıyla sağlanmaktadır. Kredilerden yararlanan şirketler küçük ve orta ölçekli şirketlerdir. Mali aracılar, kredi verdikleri şirketlere kredilerin geri ödenmesiyle ilgili şartlar ileri sürebildiği için bu kredilere şartlı krediler ismi verilmiştir. Dolaysız hisse alımında ise, AYB, sermaye bankalarında veya şirketlerde Topluluk adına hisse alımında bulunmaktadır. AYB nin hissesi en fazla yüzde 30 olabilmektedir. 108

125 Risk sermayesi kredileri kredi veren açısından yüksek risk taşımaktadır. Çünkü, bu krediler finans sisteminin yeterince gelişmediği ortamlarda faaliyet yapmakta olan KOBİ lere mali açıdan gelişmelerine yardım etmek amacıyla bazen de çok uzun vadelerle ve büyük geri ödeme kolaylıklarıyla verilmektedir. Bu yüzden bu çeşit krediler büyük riskler içerebilmektedirler yıllarını kapsayan MEDA I döneminde ise, AYB nin risk sermayesi ve faiz sübvansiyonu faaliyetleri toplam olarak 300 milyon ECU düzeyinde olmuştur. Bunun 166 milyonu risk kapitali, 135 milyonu ise faiz sübvansiyonudur. 300 milyon ECU tutarındaki meblağ, toplam MEDA kaynaklarının yüzde 9 una tekabül etmektedir. Zikredilen rakamlar, MEDA kapsamında bütçeden AYB na aktarılan kaynaklardır (Final Report 2001: 6) döneminde, AYB kendi kaynaklarından Akdeniz ülkelerine toplam 7.6 milyar Euro tutarında kredi açmıştır. Bu miktarın 2.9 milyarlık kısmı AB bütçesinden sağlanan faiz sübvansiyonlarıdır. Akdeniz ülkelerinin döneminde AYB den sağladıkları krediler ve faiz sübvansiyonları Tablo 29 da görülebilir. 109

126 Tablo 29 -Akdeniz ülkelerine AYB kaynaklı krediler (m euro) Protokol 1 Protokol 2 Protokol 3 Protokol 4 Protokol dışı MEDA Toplam Tümü Süb. Tümü Süb. Tümü Süb. Tümü Süb. Tümü Süb. Tümü Süb. Cezayir Kıbrıs Mısır İsrail Ürdün Lübnan Malta Fas Filistin Yönetimi Suriye Tunus Türkiye Toplam * * 2902 Tümü: AYB kaynaklı kredilerin toplam miktarı Süb: Faiz sübvansiyonundan yararlanan kredi miktarı *50 milyon ECU tutarındaki istisnai yardımı içerir Kaynak: Final Report 2001: 12 Protokoller döneminde en fazla yüzde 2 olabilen faiz sübvansiyonu oranı, MEDA döneminde ve protokoller dışında en fazla yüzde 3 olabilecektir. Protokoller döneminde tüm Akdeniz ülkelerinin istifadesine sunulan bu yardım, MEDA döneminde ve protokoller dışında çevre konusuyla sınırlandırılmıştır. Protokoller dışında bulunan AYB kredilerinin yüzde 30 u faiz sübvanisyonuna konu olurken, MEDA döneminde bu oran yüzde 27 olmuştur. Üçüncü protokol döneminde Malta ve Kıbrıs en fazla yüzde 1.5 sübvansiyon alabilmişlerdir. Protokol dışı, risk kapitali ve faiz sübvansiyonları alanında dördüncü protokolün eksik bıraktığı alanları kapsamak üzere oluşturulmuş olan bir mali yardım kalemidir. Amaçları aynı olan bu iki paket, sübvansiyon sağlanan alan ve yöntemlerde bazı farklılıklar taşımaktadır. Buna göre, dördüncü Protokol dönemindeki faiz sübvansiyonları 15, AYB tarafından verilen tüm kredileri kapsarken, protokol dışında 15 En fazla yüzde 2 110

127 verilen AYB kredilerinden sadece çevre ile ilgili olanlar faiz sübvansiyonu 16 alabilmişlerdir. AT nin 1999 yılı sonu itibariyle protokoller, protokol dışı ve MEDA döneminde yapmış olduğu faiz sübvansiyonu yardımları Tablo 30 da görülmektedir. Buna göre, Topluluk, 1999 yılı sonu itibariyle toplam 470 milyon Euro faiz sübvansiyonu sağlamıştır. Bunun 214 milyonluk kısmı protokoller döneminde, 120 milyonluk kısmı protokol dışı ve 135 milyonluk kısmı da MEDA döneminde yapılmıştır. Bu bağlamda, Komisyon ve AYB arasındaki çalışmalarda geçerli olan kurallar MEDA Tüzüğünün 6-7 ve Maddelerinde açıklanmıştır. 16 En fazla yüzde 3 111

128 Tablo 30 -Sübvanse edilen AYB kredileri (m euro) Protokol dışı MEDA Toplam (Prot. dışı+meda) Sübvanse edilen krediler Faiz sübvansiyonları Sübvanse edilen krediler Faiz sübvansiyonları Toplam sübvanse edilen krediler Toplam faiz sübvansiyonları Sübv. yüzdesi Cezayir 50 10,8 0 0, ,8 21,6 Kıbrıs 25 5,1 30 7, ,1 22,0 Mısır , , ,4 19,2 İsrail 10 2,4 0 0,0 10 2,4 24,0 Ürdün 13 3,1 40 1,5 53 4,6 8,7 Lübnan 50 10, , ,3 20,9 Malta 15 2,8 0 0,0 15 2,8 18,7 Fas 31 7, , ,3 25,4 Fil Yön 30 7, , ,7 20,8 Tunus 57 13, , ,0 23,6 Türkiye , , ,1 23,5 Toplam , , ,5 21,5 Kaynak: Final Report 2001: Diğer bütçe kalemleri Diğer bütçe kalemleri MEDA ve protokoller dışında Komisyon tarafında oluşturulan bütçe kalemleridir. Bunlar, Konsey Kararlarına dayanmaktadır. Söz konusu bütçe kalemleri şunlardır: Nüfus politikaları ve programları İnsan hakları ve demokrasi Kadın ve gelişim MEDA demokrasi STKlar Rehabilitasyon ve uyuşturucu Aids Cinsel sağlık Gıda yardımı 112

129 Çevre Bu alanlardan genelde Akdeniz bölgesinde kullanılanları gıda yardımı, STKlar, rehabilitasyon ve mülteciler alanlarıdır Gıda yardımı Yukarıda açıklandığı gibi, kalkınma amaçlı gıda yardımları AB nin Akdeniz bölgesine yapmakta olduğu mali yardımlarda başlangıçta önemli bir yer tutmuş olmasına karşın, bu yardım türünün toplam yardımlar içindeki önemi çok büyük azalmalar göstermektedir. Fakat yine de yardımların gözle görülür bir kısmı gıda yardımlarına ayrılmaktadır. Akdeniz bölgesinde en çok yardım Maşrık ülkelerine ve bunlar içinde de Mısır a gitmektedir Sivil toplum ve STKlar Bu alanda yapılan AB yardımları miktar olarak çok düşük yardımlardır. Örneğin, 1996 yılında, 9 milyon ECU ve 1997 yılında 8 milyon ECU tutarında bütçe ayrılmıştır. Söz konusu yardımların amacı gelişmekte olan ülkelerde demokrasi ve sivil toplumun gelişmesidir. Bu tür yardımlar ilk kez YAP ile birlikte gündeme getirilmiştir. Yardımların yürütülebilmesi için ayrı bir bütçe kalemi kurulmuştur yılında MEDA Demokrasi hayata geçirilmiştir. MEDA Demokrasi, MEDA programının dışında ve kendine özgü bir programdır. Programın kabul edilmesinden değerlendirilmesine kadar geçen tüm safhalarda tek otorite sadece Komisyondur. Diğer bir ifadeyle, Akdeniz ülkeleri hükümetleri, bu programlarda aktif bir katılım içinde değillerdir. MEDA demokraside de amaç aynıdır: demokrasi ve sivil toplum, temel hak ve özgürlükler, hukukun egemenliği konularında gelişme sağlamak. Kamu kurumları ve özel kurumlar yardımlardan yararlanabileceklerdir. Ayrıca, programın 113

130 yürütülmesinde, delegasyonlara yetki devri yapılmamıştır. Dolayısıyla, bu tür yardım faaliyetleri merkezi bir yapı arzetmektedir Rehabilitasyon ve mülteciler Bu alanda yapılan yardımları insani yardımlar olarak da nitelemek mümkündür döneminde yapılan insani yardım tahsisleri toplam olarak milyon ECU olmuştur. Bu miktar toplam tahsislerin yüzde 8 ine eşittir. Söz konusu yardımlar üç kategoride toplanmaktadır: Birleşmiş Milletler Kurtarma ve Çalışma Birimi ne aktarılan yardımlar Bunlar 1971 yılında başlatılmıştır yılında 47.8 milyon, 1993 yılında 21.9 milyon ECU tahsis edilmiştir. Komisyon, Akdeniz bölgesinde Filistin e bu tür yardımlarda bulunmuştur. Acil yardımlar Acil yardımlar, Filistin dışındaki mültecilere yapılmış ve STKlar kanalıyla aktarılmıştır. Rehabilitasyon yardımları Komisyon, Akdeniz bölgesinde Filistin e yardımda bulunmuştur Ticari işbirliği Ticari ilişkiler, AB-Akdeniz ülkeleri ilişkilerinde başından itibaren önemli bir rol oynamıştır yılında AB-Akdeniz ülkeleri arasında kurulması hedeflenen serbest ticaret bölgesi, bu ilişkilere verilen önemi göstermektedir. 114

131 AB ve Akdeniz ülkelerinin aralarında meydana gelen ticaretin toplam ticaretleri içindeki oranlarına bakılırsa, Akdeniz ülkelerinin AB ye ihracatlarının toplam ihracatları içindeki oranı bir hayli yüksek iken, AB nin Akdeniz ülkelerine ihracatının kendi toplam ihracatı içindeki oranı ancak yüzde 9-10 nispetindedir. Bu oranlardan çıkan ilk sonuç, Akdeniz ülkelerinin AB ye ticari yönden çok bağımlı olmalarıdır. Şekil 2 ve Tablo 31 de iki taraf arasındaki ticaret oranları verilmektedir. Şekil 2: AB nin Akdenizli ortaklarıyla ticareti ( , toplam AB ticaretinin yüzdesi) Üst çizgi ihracat, alt çizgi ithalat. Kaynak: Final synthesis report 1998: 11 Akdeniz ülkeleri AB ye karşı sürekli bir ticaret açığı içindedir ve 1997 yıllarında Akdeniz ülkelerinin söz konusu ticaret açığı oranı toplam olarak yüzde 60.7 ve 57.5 olarak gerçekleşmiştir. Bu açıklar AB açısından bakıldığında ancak yüzde 2 ler seviyesinde bir ticari fazlalığa tekabül etmektedir. 115

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU. Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU. Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman 2 AB MALİ YARDIMLARI Ekonomik ve sosyal gelişmişlik farklılıklarını gidermek 3 AB MALİ YARDIMLARI AB Üyeliğine hazırlanmaları

Detaylı

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ TARİHSEL GELİŞİM Avrupa Komisyonu tarafından sunulan öneri üzerine, Avrupa Konseyi 17 Temmuz 2006 tarihinde yeni bir Katılım

Detaylı

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık Ortak Tarım Politikasında Korumacılık Topluluk İçinde Koruma Toplulukta 3 Farklı Fiyat Uygulandı Hedef fiyat Müdahale fiyatı Eşik Fiyat Hedef fiyat En kötü koşullarda çalışan (verim düşük) üreticileri

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI Hazırlayan: Ömer Faruk Altıntaş Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ANKARA 5 Nisan 2007 Birincil Kurucu Antlaşmalar Yazılı kaynaklar

Detaylı

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ 1. AVRUPA TOPLULUKLARI 1.1. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu nun kurulması yönündeki ilk girişim, 9 Mayıs 1950 tarihinde Fransız

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü AVRUPA BİRLİĞİNEDİR? Hukuki olarak: Uluslar arası örgüt Fiili olarak: Bir uluslararası örgütten daha fazlası Devlet gibi hareket

Detaylı

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU 21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU I- ÖNCELİKLER LİSTESİ ÖNCELİK 21.1 Topluluk standartlarına uygun hukuki ve idari çerçeve ile bölgesel politikaların programlanması, yürütülmesi,

Detaylı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ DESTEĞİYLE TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN PROJELERİN GENEL BİR DEĞERLENDİRMESİ VE PROJELERDE ÇALIŞAN PERSONELİN

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ... 1 A. Kayıt Dışı Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 B. Kayıt Dışı Ekonominin Nedenleri... 4 C. Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü...

Detaylı

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 2, 2005 75 TÜRKİYE YE YÖNELİK AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE ADAY ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 2, 2005 75 TÜRKİYE YE YÖNELİK AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE ADAY ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 2, 2005 75 TÜRKİYE YE YÖNELİK AVRUPA BİRLİĞİ MALİ YARDIMLARI VE ADAY ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI Habib YILDIZ * ve Fatih YARDIMCIOĞLU ** Özet Avrupa

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

AT - Üçüncü Ülkelerle Yapılan Balıkçılık İşbirliği Anlaşmaları tarih ve COM(2002) 637 sayılı Komisyon Tebliği

AT - Üçüncü Ülkelerle Yapılan Balıkçılık İşbirliği Anlaşmaları tarih ve COM(2002) 637 sayılı Komisyon Tebliği AT - Üçüncü Ülkelerle Yapılan Balıkçılık İşbirliği Anlaşmaları 23.12.2002 tarih ve COM(2002) 637 sayılı Komisyon Tebliği Topluluğun Ortak Balıkçılık Politikası çerçevesinde, üçüncü taraflarla yapılacak

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu : ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1 Konu : Hükümetlerarası Konferans Nihâi Senedi ne ek Bildirgeler ve Nihâî Senet NİHÂÎ SENET NS / Anayasa 1 30

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

T.C. Kalkınma Bakanlığı T.C. Kalkınma Bakanlığı 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği- Turkey s Agricultural Policies at a Crossroads with respect to 2023 Vision 2023 Vision, Economic Growth and Agricultural

Detaylı

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101] 5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101] KARAR ADI NO E 2011/101 Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri ĠLGĠLĠ DĠĞER KARARLA R T...... 2005/201 Ulusal Bilim ve Teknoloji Sisteminin

Detaylı

AB YAPISAL POLİTİKA. Konya, 7 Aralık k 2006

AB YAPISAL POLİTİKA. Konya, 7 Aralık k 2006 AB YAPISAL POLİTİKA ARAÇLARI Nurşen Numanoğlu Konya, 7 Aralık k 2006 27.12.2006 Avrupa Birliği i Genel Sekreterliği 1 AB YAPISAL POLİTİKALAR Yapısal politikaların n amacı; - bölgesel kalkınma eşitsizlikleriyle

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran: Türkiye ile AB arasındaki gelir uçurumu azalmadı arttı Tarih : 14.12.2012 2011 DE HIZLI KALKINMA MASALINA ULUSLARARASI YALANLAMA TÜİK, EUROSTAT ve OECD işbirliğiyle

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ ve KADIN Avrupa Birliği Bakanlığı Sunum İçeriği AB nin kadın-erkek eşitliği ile ilgili temel ilkeleri AB nin kadın istihdamı hedefi AB de toplumsal cinsiyete duyarlı

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ İLKER GİRİT 04.11.2015 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI İÇERİK Birliğin Kuruluşu Birliğin Gelişimi Antlaşmalar

Detaylı

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME Niyazi ÖZPEHRİZ FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME 1. Giriş Finansal sistemin işleyişi, ekonomik büyüme üzerinde önemli etkilere sahip olabilmektedir. İyi işleyen bankacılık sistemi ve menkul

Detaylı

Topluluk Programları Bölgesel Kalkınma Hibe Programı Katılım Öncesi Mali Araç (2007 sonrası perspektif)

Topluluk Programları Bölgesel Kalkınma Hibe Programı Katılım Öncesi Mali Araç (2007 sonrası perspektif) TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ SÜRECİ Derya Sevinç TEPAV Dış Politika Direktörü-AB Takımı Üyesi Kayseri Erciyes Üniversitesi 23 Mart 2006 TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ MALİ İŞBİRLİĞİ SÜRECİ Slide 2 TÜRKİYE

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

Katılım Öncesi AB Hibelerinin Belediyeler Tarafından Kullanılması

Katılım Öncesi AB Hibelerinin Belediyeler Tarafından Kullanılması Katılım Öncesi AB Hibelerinin Belediyeler Tarafından Kullanılması Hasan Çoban ( hcoban@dpt.gov.tr ) 04 Mart 2008 İller Bankası Tesisleri Ankara Hazine Müsteşarlığı - İller Bankası Genel Müdürlüğü İşbirliğinde

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ NDE TARIM POLİTİKASI VE ÇEVRE

AVRUPA BİRLİĞİ NDE TARIM POLİTİKASI VE ÇEVRE AVRUPA BİRLİĞİ NDE TARIM POLİTİKASI VE ÇEVRE OTP İlk yıllarda; Gıda güvencesi ve verimliliğin arttırılması konularına odaklanılmış iken, Bu durum 1980 li yıllarda üretim fazlalığı, aşırı bütçe yüküne yol

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ Bilindiği üzere; Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg tarafından, 1951 yılında Paris te imzalanan bir Antlaşma ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Kasım 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI SOSYAL, BÖLGESEL VE YENİLİKÇİ POLİTİKALAR BAŞKANLIĞI

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI SOSYAL, BÖLGESEL VE YENİLİKÇİ POLİTİKALAR BAŞKANLIĞI T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI SOSYAL, BÖLGESEL VE YENİLİKÇİ POLİTİKALAR BAŞKANLIĞI UMUT AZAK AB İŞLERİ UZMANI 0312 218 16 60 uazak@ab.gov.tr adım adım üyelik 1996 Ticaret Gümrük Birliği 1999 Adaylık 2002

Detaylı

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum 1.2.2. YATIRIMLAR 1.2.2.1. Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum Kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının 2018 yılında reel olarak yüzde 1,4 oranında artması beklenmektedir. Bu dönemde, kamu kesimi

Detaylı

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM 1 SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM Temmuz 2018 Sağlık harcamaları ekonomik kriz sonrası yaşadığı düşüşten sonra artma eğilimi göstermiştir. 2016 yılında sağlık harcamaları, 2017 yılında beklenenden daha

Detaylı

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR «GENÇ TARIMCILAR GELECEĞE HAZIRLANIYOR» GÜNÜMÜZ TARIMINDA GERÇEKLER, HEDEFLER VE FIRSATLAR PANELİ TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR Prof.Dr. Cengiz SAYIN Akdeniz Üniversitesi / Ziraat Fakültesi

Detaylı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası OTP harcamalarının AB bütçesinin önemli bölümünü kapsaması, bu politikayı bütçe tartışmalarının da odak noktası yaparken, 2014-2020 Mali Çerçeve içinde tarım, kırsal

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

2007 2013 MALİ PERSPEKTİFİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN AVRUPA BİRLİĞİ KATILIM ÖNCESİ FONLARININ YAPISI

2007 2013 MALİ PERSPEKTİFİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN AVRUPA BİRLİĞİ KATILIM ÖNCESİ FONLARININ YAPISI 2007 2013 MALİ PERSPEKTİFİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN AVRUPA BİRLİĞİ KATILIM ÖNCESİ FONLARININ YAPISI GİRİŞ İbrahim ÇELİKTAŞ Avrupa Birliği, barış, refah, özgürlük ve demokrasiyi sağlamak ve kanlı çatışmaları önlemek

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU I. AVRUPA DA BİR B İR LİK YARATILMASI FİK R İN İN DOĞUŞU... 1 II. 9 MAYIS 1950 BİLDİRİSİ

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü AB Ar-Ge Politikaları 2003-2011 2011 Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü İçerik Avrupa Araştırma Alanı AB Ar-Ge Politikaları Araçları Avrupa Çapında Bölgesel Düzeyde Ulusal Düzeyde AB Ar-Ge

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ MALİ KAYNAKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ MALİ KAYNAKLARI AVRUPA BİRLİĞİ MALİ KAYNAKLARI 1. KATILIM ÖNCESİ YARDIM PROGRAMI 2001 yılı sonuna kadar Türkiye ye Avrupa Birliği nin çeşitli bütçe kalemlerinden mali ve teknik işbirliğine yönelik yardımlar gelmekteydi.

Detaylı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Avrupa Komisyonu SCHUMANN Roma Antlaşması Brüksel Almanya - Avrupa Parlamentosu Đktisadi Kalkınma Vakfı Adalet ve Özgürlükler AB - AVRO Politikaları AB Konseyi Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Üye Devlet

Detaylı

Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir?

Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir? tepav Economic Policy Research Foundation of Turkey Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir? Güven Sak 28 Şubat 2012 Çerçeve Ne yapmak istiyoruz? İnsan gücümüz dünyanın en büyük 10 uncu ekonomisi olma

Detaylı

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Türkiye den AB ne Göç 1961 den itibaren göçün değişen doğası 60 lar : Batı Avrupa da niteliksiz işgücü ihtiyacı

Detaylı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı SİYASİ GELİŞMELER HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER AB Liderleri 27 Haziran da Jean- Claude Juncker i AB Komisyon Başkan adayı olarak belirledi. Schulz yeniden AP Başkanı oldu. AB Liderleri Jean-Claude

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ ve KIRSAL KALKINMA

AVRUPA BİRLİĞİ ve KIRSAL KALKINMA AVRUPA BİRLİĞİ ve KIRSAL KALKINMA Kırsal alanlar için AB düzeyinde ortak bir tanım yapılmamıştır. Ancak, OECD nin kırsal alan tanımı AB metinlerinde de yer almaktadır. Bu tanıma göre, nüfus yoğunluğu,

Detaylı

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER 20. yy.da meydana gelen I. ve II. Dünya Savaşlarında milyonlarca insan yaşamını yitirmiş ve telafisi imkânsız büyük maddi zararlar meydana gelmiştir. Bu olumsuz durumun

Detaylı

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA)

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA) VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA) - Kalkınma Planı 2003 yılı Aralık ayında Avrupa Birliğine sevk edilmek üzere hazırlanmaktadır. Kalkınma Planı hazırlandığında, Programda yatırım

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ NİSAN 2016 ANKARA İçindekiler GİRİŞ... 2 AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ... 2 I. AB BÜTÇESİNİN GELİRLERİ... 2 II. AB BÜTÇESİNİN HARCAMALARI... 4 1. Akıllı ve Kapsayıcı Büyüme... 4 2. Sürdürülebilir

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE Eskişehir Sanayi Odası 25 Kasım 2015 Mali Yardımlar IPA Fonları 2014-2020 Döneminde 4.453,9 milyon avro Ana yararlanıcı kamu, bakanlıklar Türkiye AB Programları Toplam bütçe

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2011) Ankara

AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2011) Ankara AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER (Kasım 2011) Ankara İÇİNDEKİLER NÜFUS VE İŞGÜCÜ PİYASASI TASARRUFLAR 1. Nüfus 28. Gayri Safi Ulusal Tasarruflar 2. İstihdam 29. Gayri

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Kriz sonrası döneme nasıl bakmak gerekir?

Kriz sonrası döneme nasıl bakmak gerekir? tepav türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı Kriz sonrası döneme nasıl bakmak gerekir? Politikaların kalitesini arttırmaya yönelik bir çerçeve 26 Mayıs 2009 Çerçeve Türkiye deki koordinasyon tartışmalarının

Detaylı

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları Aralık 2004 AB Bölgesel Programları Dairesi Başkanlığı

Detaylı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE Çisel İLERİ 13 Ocak 2017 İKV Kamuoyu Araştırması 2016 Araştırmanın Künyesi: Nisan 2016 Türkiye genelinde 18 il 1254 katılımcı 7 bölge Araştırmayı nerede yaptık? AB yi duydunuz

Detaylı

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) Çölleşme; kurak, yarı-kurak ve yarı nemli alanlarda, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... iii x BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE DÜNYADAKİ BAŞLICA BÜTÜNLEŞME SÜREÇLERİ... 1 AVRUPA BİRLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ VE AMAÇLARI... 2

Detaylı

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası Büyümenin ve istihdamın artırılması için 2005 yılında kabul edilen Yenilenmiş Lizbon Stratejisi kapsamında, Avrupa Sosyal modelini yeniden şekillendiren Sosyal Gündem

Detaylı

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye OECD, hükümetlerin sınır (gümrük dahil) prosedürlerini geliştirmeleri, ticaret maliyetlerini azaltmaları, ticareti artırmaları ve böylece uluslar

Detaylı

2014-02 KALKINMA KURULU TOPLANTISI 13.11.2014 UŞAK

2014-02 KALKINMA KURULU TOPLANTISI 13.11.2014 UŞAK 2014-02 KALKINMA KURULU TOPLANTISI 13.11.2014 UŞAK GÜNDEM 1 2 3 4 5 Açılış ve Yoklama 2014 Yılı Ajans Ara Faaliyet Raporunun Görüşülmesi Bölge İllerinin Turizm Potansiyellerinin Değerlendirilmesi ve Kurul

Detaylı

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Belli bir yaşam standardı sağlayacak düzeye eriştirmek, Sektörler arasında kişi başına gelir farklılığı azaltmak Sektörde gelir dağılımını bireyler ve bölgeler arasında denge

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde 1 16-31 Temmuz 2012 SAYI: 41 MÜSİAD Araştırmalar ve Yayın Komisyonu İşsizlikte Belirgin Düşüş 2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Detaylı

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ Dünya Bankası tarafından yayınlanan İş Yapma Kolaylığı (Doing Business) 2017 yılı raporuna göre Belarus, iş yapma kolaylığı açısından 190

Detaylı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI 18 Mart 2016 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi nde 33 No lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslının

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ İZMİR TİCARET ODASI AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ Dilara SÜLÜN DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ AB MASASI ŞEFİ (TD) Mayıs 2006 AB OTOMOTİV SEKTÖRÜ AB, dünya otomotiv pazarının %35'ine sahiptir. Otomobil

Detaylı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE Çisel İLERİ 27 Şubat 2017 Mali Yardımlar IPA Fonları 2014-2020 Döneminde 4.453,9 milyon avro Ana yararlanıcı kamu, bakanlıklar Türkiye AB Programları Toplam bütçe yaklaşık 100

Detaylı

5.1. Ulusal Bilim ve Teknoloji Sistemi Performans Göstergeleri [2005/3]

5.1. Ulusal Bilim ve Teknoloji Sistemi Performans Göstergeleri [2005/3] Ek Karar 5.1. Ulusal Bilim ve Teknoloji Sistemi Performans Göstergeleri [2005/3] KARAR NO Y 2005/3 Ulusal Bilim ve Teknoloji Sistemi Performans Göstergeleri Ülkemizin bilim ve teknoloji performansı, aşağıdaki

Detaylı

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Kongresi Ankara, 25 Ağustos 2008 Y.Doç.Dr. İpek İlkkaracan İstanbul Teknik Üniversitesi Kadının

Detaylı

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

FASIL 5 KAMU ALIMLARI FASIL 5 KAMU ALIMLARI Öncelik 5.1 Kamu alımları konusunda tutarlı bir politika oluşturulması ve bu politikanın uygulanmasının izlenmesi görevinin bir kuruma verilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 5.1.1

Detaylı

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi Doç.Dr.Tufan BAL Dersin İçeriği Kırsal Kalkınma Kavramının Tarihçesi Kırsal Kalkınmada Temel Amaç Kırsal Alan Kalkınma Politikaları Kırsal

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018 Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018 AB Sürecinde Vatandaşın Özne Olması Fikret Toksöz AB BİR VATANDAŞ GİRİŞİMİ SONUCUNDA

Detaylı

Avrupa Birliği Nedir?

Avrupa Birliği Nedir? T.C. Ankara Üniversitesi Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik Bütünleşmeler Anabilim Dalı Dersin Adı: Uluslararası Ekonomik Bütünleşmeler ve Avrupa Birliği Avrupa Birliği Nedir? Belgin Akçay Ankara

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $) 4.2. HİZMETLER 1. Hizmetler sektörünün ekonomideki ağırlığı bir refah kriteri olarak değerlendirilmektedir (1). (2) tarafından bildirildiği üzere, sanayileşmeyle birlikte, ulaştırma hizmetleri ve belirli

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

ÇEVRE SEKTÖRÜ. Türkiye nin i Avrupa Birliği ne üyelik başvurusu. Katılım Ortaklığı Belgesi nin kabulü. 2003 Yılı Ulusal Programı nın hazırlanması

ÇEVRE SEKTÖRÜ. Türkiye nin i Avrupa Birliği ne üyelik başvurusu. Katılım Ortaklığı Belgesi nin kabulü. 2003 Yılı Ulusal Programı nın hazırlanması Sedat KADIOĞLU Müsteşar Yardımcısı ğ 27 Mayıs 2008, ANKARA SÜREÇ ÇEVRE SEKTÖRÜ Temmuz 1959 Türkiye nin i Avrupa Birliği ne üyelik başvurusu Aralık 1999 Mart 2001 Mart 2001 Temmuz 2003 Aralık 2004 Helsinki

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi kökeni Yunanca da ki oikia (ev) ve nomos (kural) kelimelerine dayanır. Ev yönetimi anlamına gelir. Ekonomi yerine, Arapça dan gelen iktisat

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ İçindekiler Yılın İlk On Bir Ayında %4,8 Artış Gerçekleşti...

Detaylı

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke! Türkiye de İnsanlar Zaman Yoksulu, Kadınlar Daha da Yoksul 1 KEİG Platformu 3 Ocak 2019 Zaman kullanımı ile ilgili karşılaştırmalı istatistiklere bakıldığında, Türkiye özel bir konuma sahip. İstihdamda

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi Büyükdere Cad. No. 106 34394 Esentepe - İstanbul AçıkDeniz Telefon Bankacılığı: 444 0 800 www.denizbank.com Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi 2013 Mali Verileri DenizBank bir Sberbank

Detaylı

İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR

İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR Araştırma Notu 09/31 01.03.2009 İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR Seyfettin Gürsel ***, Gökçe Uysal-Kolaşin ve Mehmet Alper Dinçer Yönetici

Detaylı

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ekim 2016 17 Ekim 2016, İstanbul İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR! İki yılda 457 bin yeni işsiz! Geniş tanımlı işsiz sayısı 6.3 milyonu aştı Tarım istihdamı 291 bin, imalat sanayi

Detaylı

ARTEV ENTELEKTÜEL VARLIK YÖNETİMİ İSTANBUL SANAYİ ODASI SUNUMU 30 MART 2012

ARTEV ENTELEKTÜEL VARLIK YÖNETİMİ İSTANBUL SANAYİ ODASI SUNUMU 30 MART 2012 ARTEV ENTELEKTÜEL VARLIK YÖNETİMİ İSTANBUL SANAYİ ODASI SUNUMU 30 MART 2012 İçerik Entelektüel Varlık Yönetimi Avrupa İnovasyon Değerlemesi İstanbul Sanayi Odası - Genel Bilgiler Avrupa İşletmeler Ağı

Detaylı

6- REKABET POLİTİKASI

6- REKABET POLİTİKASI 6- REKABET POLİTİKASI 8 Mart 2001 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesinin yayımlanmasından bugüne kadar yapılmış olan idari düzenlemeler Ek 6.1 de gösterilmiştir. I- ÖNCELİKLER LİSTESİ ÖNCELİK 6.1 Rekabet

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı