HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ HUKUK UYGULAMALARI DERSİ PRATİK ÇALIŞMASI (II) I-OLAY

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ HUKUK UYGULAMALARI DERSİ PRATİK ÇALIŞMASI (II) I-OLAY"

Transkript

1 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ HUKUK UYGULAMALARI DERSİ PRATİK ÇALIŞMASI (II) I-OLAY Kimyasal ürün imalatı yapan ve hem iç hem de dış piyasada kısa sürede ciddi bir başarı elde eden iş adamı Serkan, Ankara Ostim deki fabrikasını genişletmek ister. Bunun için fabrikanın hemen yanındaki araziyi TL ye satın alan Serkan, fabrikanın genişletme çalışmalarını koordine etmesi için Ahmet ile anlaşır. Ahmet, Serkan ın 2 sene önce fabrikanın kuruluşunda da çalıştığı kişidir. Mevcut fabrikanın organizasyon ve verimlilik başarısında Ahmet in bilgi ve birikiminin ciddi katkısını olduğunu düşünmesi, Serkan ın bu tercihinde en önemli etkendir. Ahmet işe başlar başlamaz Serkan ile ilk toplantısında yapılacak inşaat, alınacak makine ve diğer teçhizat, işe alınacak kalifiye personel, sürecin tamamlanması, ulaşılacak maksimum kapasite konularını ve takvimini netleştirir ve Serkan ın istekleri doğrultusunda planlamayı yapar. Plana göre 6 ay içerisinde kapasite artırım süreci tamamlanacak ve 1 yıl içerisinde üretimde optimum seviyeye ulaşılacaktır. Bu takvim çerçevesinde Ahmet, hemen inşaat için bir müteahhitle, makine ve teçhizat için Alman bir firmayla, kalifiye çalışanlar için ise piyasadaki en iyi işçilerle anlaşır. Aynı zamanda planlanan kapasite artışı için ileriye yönelik olarak hem iç hem de dış piyasadaki firmalarla önemli anlaşmalar yapılır. İnşaat izni hazırlıkları için tapuya gittikleri gün Serkan ve Ahmet büyük bir şok geçirir. Çünkü yeni satın alınan arazi tapuda Berkay a ait gözükmektedir. Sahte düzenlenmiş kimlikle Samet, araziyi arkadaşı Remzi ye devretmiş, sonra da taşınmaz gelecekte bölgenin değerleneceğini düşünen iş adamı Berkay a TL bedelle satılmıştır. Kapasite artırımının yapılamaması durumunda şu ana kadar yapılan sözleşmeler nedeniyle oluşacak toplam zararlarının TL olacağını öngören Serkan, fabrikayı komple bir başka yere taşıma halinde de maliyeti TL olarak hesaplamaktadır. Berkay, TL lik yapılan tekliflere bile olumlu cevap vermez ve TL den aşağı teklifi kabul etmeyeceğini söyler. Avukatına danışan Serkan, açıklamalar karşısında umutsuzluğa kapılır. O sinirle her şeyin sorumlusu olarak Ahmet i görerek işten çıkardığını ve daha önceki sözleşmesinde bulunan rekabet etme yasağını ihlal sebebiyle ödenecek cezai şart da dahil 1 tüm zararlar için talepte bulunacağını söyler. Her halükarda ticari hayatının mahvolduğunu düşünen Serkan, kör kütük sarhoş olduğu bir gün sokakta dolaşır. Nasıl olsa her şeyini kaybettiğini düşünen Serkan, baba yadigarı saati yoldaki işportada ayakkabı satan Halit e verir. Serkan sonraki gün sabah baba yadigarı saatini Halit e verdiğini hatırlar, hemen verdiği yerdeki esnaftan Halit in şu anda nerede tezgah kurduğunu öğrenir. Serkan Halit i ayakkabı tezgahında bulur, Halit ilerideki Sinan ı gösterir ve saati ona 400 TL ye sattığını söyler. S-1) Serkan ile Ahmet arasındaki ilişkiyi hukuki olarak nitelendiriniz. S-2) Arazi üzerinde yapılan işlemlerin geçerliliklerini değerlendiriniz. S-3) Arazinin mülkiyeti kime aittir? Serkan ın avukatı olsaydınız ona ne söylerdiniz? S-4) Serkan ın işlemler bakımından ehliyet durumunu değerlendiriniz. S-5) Serkan saatin iadesini isteyebilir mi? Neden? Nasıl? S-6) Serkan ın Ahmet ten cezai şartı isteyip isteyemeyeceğini tartışınız. 1 Serkan ile Ahmet arasında daha önceden, fabrikanın kurulması sürecinde imzalanmış bulunan sözleşmenin ilgili maddesi: "Rekabet yasağı Fabrikanın kurulması sürecinde görev alan çalışan, anlaşma'nın süresi boyunca ve anlaşma sona erdikten veya iptal edildikten sonra 3 yıl süreyle herhangi bir şekilde benzeri sektördeki bir fabrikanın kuruluşu, işletilişi ve kapasite arttırımı çalışmalarında, çalışan, danışman, yönetici ve sair sıfatla yer alamazlar. Rekabet yasağının anlaşma sürerken ihlali de sözleşmenin haklı fesih nedenidir ve işveren ABD Doları cezai şartı talebe hak kazanır." Sayfa 1 / 16

2 II-YARGITAY KARARI İNCELEMESİ T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/1-560 K. 2015/2371 T DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın reddine dair verilen gün ve 2010/110 E., 2012/363 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin gün ve 2012/14291 E., 2013/2536 K. sayılı ilamı ile; (... Dava ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil ve tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 240 parsel sayılı taşınmazın 3. kişi adına kayıtlı iken tarihinde 2/12'şer payının davalılar C. ve İ. Ç.'a satış suretiyle devredildiği, 243 parseldeki 12/72 payın ise miras bırakan S. Ç. tarafından tarihinde davalı C.'e satış suretiyle devredildiği, bu taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 575 ve 576 parsel sayılı taşınmazlardaki C.'e ait payın tarihinde davalı İ.'a satıldığı ve anılan 575 nolu parselin de ifraz görerek 929 nolu parselin davalı İ. adına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davacılar, miras bırakan tarafından yapılan işlemlerin kendilerinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nişi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve tarih 1/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ( TBK.m.237 ) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; 240 nolu parsel yönünden miras bırakanın üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın alıp davalılar adına tescil ettirmesi şeklindeki işlem ( gizli bağış ) yönünden tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, koşulların bulunması halinde Türk Medeni Kanununun tenkis hükümlerinin uygulanması suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği açıktır. Keza, muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiş olup, bu husus Hukuk Genel Sayfa 2 / 16

3 Kurulunun gün ve 479/719 sayılı kararında vurgulanmıştır. Bilimsel görüşler de bu doğrultudadır. Öte yandan, yasanın kişilere tanıdığı bir hakkın kullanılmasının kötü niyetle ilgisi yoktur. Tam tersine koşulların oluşması halinde, başka bir ifade ile işlemin muvazaalı olduğunun belirlenmesi durumunda işlemin tarafı olan kişilerin iyi niyetli olmadıkları kabul edilmelidir. Böylesi bir durumda ise süre geçmekle iyi niyetli kabul edilmelerine de yasal olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda belirlenen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve soruşturma yapılarak taraf delillerinin toplanması hasıl olacak sonuç çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir... ), Gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Davacılar vekili asıl ve birleşen dava ile, miras bırakanları S. Ç.'ın bir kısım mirasçılarını mirastan mahrum etmek amacıyla taşınmazlarını davalılara temlik ettiğini, dava konusu taşınmazlardan 240 nolu parselin bedeli miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalılar adına tescil ettirildiğini; 929 nolu parselin ise 243 nolu parselden ifrazen geldiğini miras bırakan tarafından davalılara muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek davalılara yapılan temlik işlemlerinin iptali ile parsellerdeki hisselerin murislerinin terekesine iadesine, aksi halde müvekkilinin miras payı oranında adlarına tesciline; olmazsa tasarruf işleminin müvekkilinin hissesi oranında tenkisine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın iyiniyetle açılmadığını, süreaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların dava açma hakkını kullanmalarının TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen "dürüst davranma" ilkesine aykırılık teşkil ettiği, ayrıca davanın makul süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, başlık bölümüne metni aynen alınan karar ile bozulmuştur. Yerel Mahkemece 240 nolu parsel yönünden bozma ilamına uyulduğu, 929 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükümde direnildiği; 240 nolu parsel için miras bırakanın üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın alıp davalılar adına tescil ettirmesi şeklindeki işlemde ( gizli bağış ) tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, koşulların bulunması halinde tenkis hükümlerinin uygulanması gerektiği, mirasçılık ve mirasın geçişinin, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği, Medeni Kanunun 513. maddesi uyarınca tenkis davasının mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve herhalde vasiyetnameler hakkında açılması, diğer tasarruflarda ise miras bırakanın ölümünden başlayarak beş yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının hükme bağlandığı, murisin 1986 yılında öldüğü, davalı vekillerinin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerektiği; 929 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; kök muris S. Ç.'ın tarihinde, davacı N.'ın babası ( murisin oğlu ) R.'in 1994 tarihinde, davacı C.'in babası ( murisin oğlu ) S.'nin 1987 tarihinde öldüğü, iptali istenen tasarrufların 1951 ve 1959 yıllarında yapıldığı, taşınmazın tasarruf tarihinden sonra pek çok ifraz ve başka taşınmazlarla tevhit işlemine tabi tutulduğu, bu şekilde onlarca yeni parsellerin ve iyiniyetle taşınmaz edinmelerinin oluştuğu, tasarruf tarihinden sonra taşınmazların hukuki ve fiili durumlarının tamamen değiştiği, davacıların kök muris tarafından yapılan tasarruf işlemlerinde muvazaa savını ileri sürmelerinin Anayasal dava hakkının doğal sonucu olduğu, ancak her hak gibi dava hakkının da sınırsız olmadığı, davacılar ile davacılar N. ve R.'in babaları kök murisin ölümünden sonra muvazaa iddiasını ileri sürmedikleri, bu şekilde icazet sayılan davranışları sonunda başlangıçta mevcut olduğu iddia edilen geçersizliliği geçerliliğe dönüştürerek içeriğini kabul ettikleri icazetle sağlık Sayfa 3 / 16

4 kazanan işlemin, bundan böyle başlangıçtaki sakatlık durumu ileri sürülerek yasal olmayan nedenlerle bozulmasını istemenin iyiniyet kuralına aykırı olduğu, davacıların dava açma hakkını kullanmalarının TMK 2. maddesinde tanımı yapılan "dürüst davranma" ilkesine aykırılık teşkil ettiği, ayrıca davanın makul süre içerisinde açılmadığı gerekçeleri ile 240 parsel yönünden bozma ilamına uyularak davacıların tenkis taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine; 929 parsel sayılı taşınmaz yönünden direnilerek muris muvazaası sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir. Direnme kararını davacılar vekili temyiz etmiştir. I- Yerel mahkemece 240 nolu parsel yönünden bozma ilamına uyularak, tenkis talebinin zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile reddine dair kurulan hükmün direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerektiğinden temyiz incelemesi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir. II-Direnmeye konu 929 nolu parsel yönünden Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, açılan muvazaa davasının dava açma hakkının kötüye kullanılması ve makul sürede dava açılmaması nedeniyle reddi kararının yerinde olup olmadığı; buna göre işin esasına girilerek muvazaa iddiasının araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 929 nolu parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 243 nolu parseldeki 12/72 payın miras bırakan S. Ç. tarafından tarihinde oğlu davalı C.'e satış suretiyle devredildiği, bu taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 575 ve 576 parsel sayılı taşınmazlardaki C.'e ait payın tarihinde davalı İ.'a satıldığı ve anılan 575 nolu parselin de ifraz görerek 929 nolu parselin davalı İhsan adına kaydedildiği, miras bırakanın tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere uygulama ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Yargıtay içtihatlarında ve l tarih 1/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun'un 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ( TBK.m.237 ) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiştir. Hukuk Genel Kurulunun gün ve 479/719 sayılı kararında da belirtildiği üzere muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünürdeki işlemin geçerli hale gelemeyeceği kuşkusuz bulunduğundan, muvazaa iddiası her zaman ileri sürülebilir. Bu nedenle muvazaa iddialarında zamanaşımı kabul edilmemiştir. Öyle ise yasanın kişilere tanıdığı bir hakkın kullanılması da kötü niyetle bağdaştırılamaz. Kaldı ki, işlemin muvazaalı olduğunun belirlenmesi durumunda işlemin tarafı olan kişiler iyi niyetli olamayacakları gibi süre geçmekle de iyi niyetli kabul edilmelerine yasal olanak bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından direnmeye konu 929 nolu parselin geldisi olan 243 nolu parseldeki payın 1968 yılında miras bırakan tarafından oğlu C.'e satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın ifraz edilerek anılan davalı tarafından miras bırakanın diğer oğlu davalı İ.'a satıldığı ve sonrasında da ifrazlar görerek başka parseller oluştuğu, dava konusu 929 nolu parselin anılan davalı adına tescil edildiği, diğer parsellerin de dava dışı kişiler adına kaydedildiği; bir kısım davacıların babası tarafından sağlıklarında dava açılmadığı, bu nedenle Sayfa 4 / 16

5 temliklerden uzun yıllar sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu görüşünü benimseyen direnme kararının isabetli bulunduğu bildirilmişse de, bu görüş kurul çoğunluğu tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle benimsenmemiştir. Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak 929 nolu parsel yönünden bozma ilamında belirtilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma yapılarak taraf delillerinin toplanması hasıl olacak sonuç çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : I-Yukarıda ( I. ) bentte açıklanan nedenlerle 240 nolu parsel yönünden yeni hükme yönelik davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliği ile, II- ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle 929 parsel yönünden davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY : Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal tescil davası niteliğindedir. Mahkemece, talebin hak düşürücü süre ve zamanaşımına tabi olmadığı, ancak davacı mirasçıların hakkı ileri sürmesinin TMK.2/2. Madde anlamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Özel Daire -tam aktarımla-...muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceğinin yargısal uygulamayla benimsendiği, bilimsel görüşlerin de bu doğrultuda olduğu, öte yandan yasanın kişilere tanıdığı bir hakkın kullanılmasının kötü niyetle ilgisi olmadığı, tam tersine koşulların oluşması halinde, başka bir ifade ile işlemin muvazaalı olduğunun belirlenmesi durumunda işlemin tarafı olan kişilerin iyiniyetli olmadıklarının kabul edilmesi gerektiği, böyle bir durumda süre geçmekle iyiniyetli kabul edilmelerine yasal olanak bulunmadığı; hal böyle olunca, belirtilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve soruşturma yapılarak taraf delillerinin toplanması hasıl olacak sonuç çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği... gerekçesiyle temyiz edilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir Yerel mahkeme önceki kararında ısrar ederek davanın reddine karar vermiş; direnme kararı niteliğindeki bu karar yine davacılarca temyiz edilmiştir. Bu hukuki soruna cevap aradığımızda, öncelikle TMK.nun 2/2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması yasağının kanunlar sistematiğindeki işlevini belirlemek gerekir. Bu işlevi öğretide SEROZAN'ın özlü ve çarpıcı anlatımıyla açıklarsak,...hakkın maddi sınırlarından söz edilince akla TMK.2/1'in güven ve bağlılık ilkesinden önce TMK. 2/2'nin hakkın kötüye kullanılması yasağı gelir...bilindiği gibi,tmk.2/2'nin asıl işlevi, atipik somut olaya özgü daraltıcı ayrığı ( dışlayıcı çekinceyi )içermeyen fazlaca geniş tutulmuş buyurucu yasa kuralının amaca uygun sınırlama ( teleolojik redüksiyon ) ile sınırlama işlevidir. Başka deyişle kuraldaki-istisna boşluğunu-doldurmaktır...hakkın kötüye kullanılması yasağı bir yandan kural sınırlarken,bir yandan da hak sınırlar...tmk.2/2'nin kuralının... iki kolu vardır: kural bir koluyla açık kural suistimalini kural uygulamasındaki açık adaletsizliği önler...bu işlev bağlamında, örtülü yasa boşluğu, somut olaya ilişkin zorunlu ayrığa yer vermediği için fazlaca geniş tutulmuş sayılan kuralın amaca uygun sınırlanması ve somut olayda uygulanması açık adaletsizliğe yol açan kuralın TMK.2/2 eliyle düzeltilmesi kavramları gelir... kuralın ikinci kolu ( işlevi ) de açık hak suistimalini önlemeye yarar...bu iki işlevi genelde çakışır...şöyle ki yasa kuralının kötüye kullanıldığı yerde hak, hakkın kötüye kullanıldığı yarde de yasa kuralı kötüye kullanılmış olur...belirli bir hak, ileri sürülmesi hak sahibinden beklendiği halde, somut ilişkinin gerektirdiği süre içinde ileri sürülmemiş ise ve bu sessiz, olumsuz tutum karşı yanda artık hakkın ileri sürülmeyeceği yolunda köklü bir kanı yaratmış ise, üstelik hakkın bundan Sayfa 5 / 16

6 sonra kullanılması da hak muhatabının eskisine oranla çok ağır yüklere katlandıracak ise,hak sahibinin bu hakkı ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması ( çelişik davranış:venire contra factum proprium ) anlamına gelir... ( RONA SEROZAN: Medeni Hukuk,Genel Bölüm-Kişiler Hukuku,İstanbul,2014, sh ). Somut olay gerçekleşmeleri şu şekildedir: Direnme kararı 929 parsele ilişkindir. Davacılar kök mirasbırakanın torunları, davalılar ise amcalarıdır. Muvazaa iddiasına konu tasarrufla taşınmaz kök mirasbırakanın 1959 yaptığı satış işlemiyle çocuğu olan davalı ( C )'e ondan yine satış işlemiyle yine davalı diğer çocuğu olan ( İ )'e geçmiştir. Kök mirasbırakan 1986 yılında ölmüştür. Kök mirasbırakanın ölüm tarihinde davacıların babaları sağ olduğundan, ölüm tarihi itibariyle davacılar mirasçı konumunda değildir. Daha sonra davacılardan birinin babasının 1987,diğerinin babasının 1994 yılında ölmeleri üzerine, davacılar kök mirasbırakana mirasçı olmuşlardır. Davacılar tarafından açılan bu dava 2010 yılında açılmıştır. Mirasbırakanın tasarrufunun 1959 yılında ve 243 parselden hisse satışı şeklinde olduğu, bu parselin zamanla çok sayıda ifraz/tevhit/parselasyon işlemlerine konu olduğu, tasarruf tarihindeki arazi niteliğini kaybederek arsa haline geldiği ve üzerinde yoğun yapılaşma gerçekleştiği; son olarak dava tarihi itibariyle 929 parsele işlem gördüğü ve bu parsel numarasıyla davaya konu edildiği anlaşılmaktadır. Tasarruf ve sonrasındaki gelişmelerden şu sonuçlara ulaşılabilir: Murisin ölümünden sonra davacılardan birisini babası ( 1 ) yıl, diğerinin babası ( 8 ) yıl daha yaşadıkları halde, sağlıklarında muvazaa iddiasıyla iptal/tescil davası açma hakkını kullanmamışlar; davacılardan birisi babasının ölümünden sonra ( 23 ) yıl, diğeri ise ( 16 ) yıl geçtikten sonra bu davayı açmışlardır. Gerek yakın mirasçıların gerekse davacıların, dava açma hakkını kullanmalarıyla ilgili hukuki ve fiili engelleri bulunduğu ileri sürülmemiştir. Dosya kapsamından, taşınmazın daha önce değersiz durumda iken, sonradan imarlı hale gelmesi ve gerçekleşen yapılaşmayla birlikte, değerli duruma geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; gerek davacıların babaları olan yakın mirasçıların, gerekse bizzat davacıların hakkın kullanılması konusunda uzun bir süre sessiz kalmaları, hakkın artık kullanılmayacağı yolunda davalılarda köklü bir kanı yaratmıştır. Ayrıca hakkın bu kadar gecikmeyle kullanılması, davalılar bakımından eskisine oranla çok ağır yüklere katlanma durumunu ortaya çıkarmıştır. Muris muvazaasının yaptırımı konusunda bir yasal düzenlemesi bulunmamakla birlikte; Yargıtay'ın İBK.kararları kanun hükmünde olduğundan, bir kuralın olmadığı söylenemez. Buna ilişkin Yargıtay'ın tarih ve ½ sayılı İBK. Kararı hakkın kullanılması için bir süre koymamış; aksine hakkın her zaman ileri sürülebileceğini kabul etmiştir. Kuralda bir istisna,hakkı sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hiç bir ayni veya alacak hakkının, hakkın ileri sürülebileceği muhatapları üzerinde, sınırsız bir şekilde baskı unsuru oluşturmasını, hukuk düzeni korumaz. İşte, yukarda alıntılandığı gibi, kuraldaki istisna boşluğunu dolduracak, hakkı sınırlayacak hüküm ( kural ); TMK.2/2.maddesindeki hakkın kötüye kullanılması yasağı olmalıdır. Sayın özel Dairenin bozma gerekçesindeki TMK.nun 2.maddesinin uygulama alanı bulmayacağına ilişkin gerekçesi kanımca,tmk.nun 2/2.maddesindeki hakkın kötüye kullanılması yasağı ile ilgili olmayıp; TMK.nun 2/1.maddesindeki dürüstlük kuralıyla ilgili açıklamalar niteliğindedir. Somut olayda TMK.nun 1/1.maddesinin uygulama alanı yoktur. Değerlendirilmesi gereken kural,tmk.nun 2/2.maddesidir. Açıkladığım nedenlerle, somut olayda, davacıların hakkı ileriye sürmesinin tipik bir hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ve bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olduğunu; temyiz edilen hükmün onanması gerektiğini düşünüyor; benim dışımda kalan Yüksek Genel Kurul Değerli çoğunluğunun bozma kararına katılmıyorum. Sayfa 6 / 16

7 T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1992/2-763 K. 1993/117 T DAVA : Taraflar arasındaki "şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 4. Asli ye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen gün ve 1990/999 E. 1991/880 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin gün ve 1992/ sayılı ilâmı: (... Ana yanında kalmasının çocukların bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yolunda ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı halen mevcut veya ileride meydana gelecek tehlikelerin varlığı da iddia ve ispat olunmadığı halde özellikle ana bakım ve şefkatine muhtaç yaştaki 1988 doğumlu küçüğün velayetinin babaya verilmesi usul ve kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Direnme kararı yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, tarafların evliliklerinden olma, doğumlu müşterek çocuklarının velâyetinin ana babadan hangisine bırakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, müşterek çocuk doğum tarihi itibariyle, ana bakım ve şefkatine muhtaç yaştadır. Özel Dairenin velâyet tevdiimde bu hususu özenle göz önünde bulunduran devamlılık kazanmış ilke niteliğindeki uygulaması, Hukuk Genel Kurulunun bir çok kararlarında da aynen benimsenmiştir. İlke bu olmakla birlikte, müşterek çocuğun velâyetinin, ana veya babadan birine bırakılırken, küçüğün menfaatlerinin göz önünde bulundurulacağı da kuşkusuzdur. Somut olayda, müşterek çocuğun, velâyetinin anaya bırakılarak onun yanında kalmasının fiziki, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olabileceği yolunda ciddi ve inandırıcı bir delil getirilemediği gibi, ileride de çocuk yönünden bu konularda tehlikelerin doğabileceği kanıtlanabilmiş değildir. 0 itibarla, temel kuraldan ayrılmayı haklı kılacak.bir yön bulunmadığından, müşterek çocuğun yaşı itibariyle, velayetinin anaya verilmesine işaret eden Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. 0 halde usul ve Yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. NOT: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı ile yabancı uyruklu ve gayrimüslim anne ile, Türk ve Müslüman babadan olan, ana şefkatine muhtaç ( 4 yaşında ) çocuğun velayetinin tevdii meselesi çözümlenmiştir. Konu, yabancı ülkelerde yaşayan Türklerin burada yaptıkları evlilikler sebebi ile günceldir. Hukuk Genel Kurulu Kararı 22/20 oy ile alınmıştır. Kararın muhalefet şerhinde olay her yönü ile geniş ve kapsamlı olarak incelenmiştir. Ahvali şahsiye hukukunda aslolan milli kültürün milli mevzuat ile korunması ve yaşatılmasıdır. Bozma kararı bu temel prensibe aykırı sonuç doğurduğu için bizde muhalefet şerhindeki düşüncelere katılıyoruz. kararın daha, iyi değerlendirilebilmesi, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararının ve Mahalli Mahkeme kararının da okunması ile mümkün olacaktır. KARŞI OY YAZISI Kan koca olan taraflar arasındaki geçimsizlik, ortak çocuk Esin'in yetiştirilmesinde kendisine verilecek kültür ve eğitim şeklinde eşler arasında oluşan fikir ayrılığından kaynaklanmıştır. İsviçre Sayfa 7 / 16

8 uyruklu olan anne, çocuğun Katolik mezhebi kurallarına göre, baba ise, Türk gelenek ve göreneklerine uygun olarak eğitilmesini istemektedir. Tarafların bu konuda anlaşma sağlayamamış olması, boşanmayla sonuçlanmıştır. Anne İsviçre mahkemesine açtığı dava ile boşanmayı ve velayet hakkını, davacı koca ise Türk yargısına başvurarak boşanma ve velayet hakkını elde etmiştir. Davalı kadın velayetin kendisine verilmesi gerektiğinden söz ederek temyiz isteğinde bulunmuş, boşanma. temyiz isteği dışında tutulmuştur. Mahkemece çocuğun uzun süreden beri Türkiye'de baba yanında Türk gelenek ve göreneklerine uygun olarak büyüdüğü, bu konularda belirli alışkanlıklar ve bilgiler edindiği, içinde büyüdüğü ortamın değiştirilmesinin çocuğun maddi manevi gelişmesini olumsuz yönde etkileyeceği vurgulanarak velayetin babaya tevdii uygun görülmüş ve anne yararına hakka ve hukuka uygun kişisel ilişki düzenlenmesi yapılmıştır. Velayeti dava konusu olan Esin; 1988 doğumlu olup, beş yaşını bitirmek üzeredir. Bir yıl sonra 8 yıllık ilk eğitime başlayacaktır. "Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlanmasının öğretim ve uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirler alır, teşkilat kurar" ( Anayasa Md.41 ). "Eğitim ve öğretim, Atatürk İlkeleri ve İnkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır..." ( Anayasa Md.42 ). Türk Milletinin bütün fertleri, Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlâkî, insani ve manevî ve kültürel değerlerini benimsemeye, kurmaya, geliştirmeye, ailesini, vatanını, milletini sevip yükseltmeye, Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları' davranış haline getirmeye yeterli şekilde eğitim ve öğretim almak ve geliştirmekle yükümlüdür ( 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu md.2 ). Görüldüğü gibi Milli Eğitim Temel Yasası; Türk vatandaşlarının, Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak, milli birlik ve bütünlük içinde ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmayı desteklemek, hızlandırmak ve en önemlisi Türk Milletin ) çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapma görev ve yükümlülüğünün bulunduğu ve bu ilkeleri gerçekleştirecek bilgi ve beceriyi kazanmayı zorunlu görmüştür. Ancak Türk toplumuna ve vatan bütünlüğüne yönelik olumlu adımların yalnızca maddi bilgiler edinmekle gerçekleştirilmesi her zaman ve genellikle olanaklı olmaz. Bunun için ayrıca Türk tarihinden, gelenek ve göreneklerinden, milli duygu ve düşüncelerinden ve bunların tarihi, milli, ahlaki, maddî, manevi değerler içinde biçimlenip geliştirilmesi de zorunludur. Bu nedenlerledir ki 222 sayılı ilköğretim ve Eğitim Kanunu, 4. maddesiyle, "Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar ilköğrenimlerini resmi veya Türk ilkokullarında yapmakla mükelleftir" ilkesini ve Temel Eğitim ve Öğretim Yasası' nın 112. maddesi de, din kültürü, ahlak eğitim ilk orta lise ve dengi okullarda okutulmasını, zorunlu ders olarak benimsemiştir. Din ahlak ve mesleki terbiyede; öğretim kurumlanyla, aileye birlikte görev verilmiştir. Medeni Kanunun 264/2, 265, 266. maddeleriyle ana babaya verilen bu görevlerle eğitim kurumlarının benimsediği düşünce ve ilkeler arasında sıkı sıkıya ve vazgeçilmesi mümkün olmayan zorunlu ilişkiler vardır. Bu iki kutsal kurumun birlik ve beraberlik içinde olması halinde amaca uygun kişilik kazandırılabilir. Çocuğun dini ve mesleki terbiyesinde, ana ve baba eşit haklara sahiptir ( M.K ). Nesebi düzgün olan çocuk babanın velayetine tevdi edilmemiş olsa bile, onun ismini taşır ve onun vatandaşlık haklarına sahip olur ( M.K. 259 ). Ana, baba ve çocuk birbirlerine karşı aile yararlarının gerektirdiği yardım, görüp gözetme görevleri ile yükümlüdürler ( M.K. 1, 260 ). Velayet İsviçreli anneye bırakıldığı takdirde çocuk İsviçre yasalarına, gelenek ve göreneklerine, dinine uygun eğitime tabi tutulacak ve bunun sonucu olarak da özellikle şu olanaklardan yoksun kalacaktır: Sayfa 8 / 16

9 a ) Türk tarihinden, gelenek ve göreneklerinden, milli duygu ve düşüncelerin den, bunların tarihi, ahlaki, maddi, manevi değerleri içinde biçimlenip gelişmesinden, b ) Emperyalizme karşı gerçekleştirilen milli mücadelenin oluşumu ile bunun sonucu büyük Önder tarafından gerçekleştirilen ve Türk Milletinin vazgeçilmez hasletlerini oluşturan ilke ve inkılâplarının kapsam ve niteliğinden ve Türk Milletine kazandırdığı milli birlik ve bütünlükten, Yurtta barış, Dünyada banş ilkesinden, c ) Türk milli eğitiminin amaçladığı atalarının tarihi gelişim içinde cesaret, fedakârlık ve kahramanlıklarından örnek alarak yurduna, toplumuna hizmet verme duygusunu, yurt sevgisini, yurdunu tanıma ve tanıtma olanaklarından, Avmpalıların düşünce biçimine aykırı olarak geniş ailenin Türk toplumunun temelini oluşturduğundan ( M.K. m ), ailenin benimsediği ahlaki ve manevi değerleri koruyup geliştirme duygusundan, d ) Vatandaşı olduğu topluluğun tabi olduğu milli, manevi değerlerden habersiz, buna karşılık her vesile ile, Türkün barbarlığını dünya kamuoyuna yayma çabası içinde bulunan ve bunu tarihi süreçler içinde yaymayı, işlemeyi amaç edinmiş bir ortamda yetişip gelişmesine ve en azından damarında bulunan Türk kanından utanç duyabilecek bir eğitim sistemiyle baş başa kalacaktır. Velayetin düzenlenmesinde çocuğun gelecekteki yaran yanında bağımlı olduğu topluluğun yararları daha önemli bir etkendir. ( Velidedeoğlu H.V. Türk Medeni Hukuku Ct.2 Aile Hukuku 5. bası 1981, s.266. Yalçınkaya M. Kaleli, ş; Boşanma Hukuk ct. 2, S.1842; Kaleli, Ş: Usul Hukuk Yönünden Velayetin Düzenlenmesi Davalan, ABD, 1978/1, S.42, Hak /2786/771 ). Çünkü kişi geçicidir, baki olan millettir, milletin bekası bireylerinin onu yaşatma, yüceltme azim ve iradesine bağlıdır. Nitekim, bu konuda yasal düzenleme de yetersiz görülmüş ve bu boşluk ( 1985 yılı hazırlanan T.M.K.Ö.T.nin maddeleriyle "velayetin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, terbjye ve ahlak bakımından yararlı esas tutulur" şeklindeki ifadelerle doldurulmuştur. Öntasarıda belirtilen terbiyenin yukarıda açıklanan Milli Eğitim Temel Yasası'nın benimsediği terbiye şekli olduğunda kuşku yoktur. Bu düzenleme çocuğun milli yararları ile toplumun yararlarının dengelemesini amaçlamaktadır. "Evlilik mevcut iken ana ve baba, velayeti beraberce icra ederler. Anlaşamazlarsa babanın reyi muteberdir" ( M.K. 263 ). Velayetin kullanılmasında ana babanın anlaşmaması halinde yasa koyucu hakem olarak araya bir üçüncü kişiyi sokmamış, bu konuda üstünlük babaya tanımıştır. Somut olayda baba, Türk ve İsviçre Medeni Kanunlarının tanıdığı bu hakkı kullanma imkanından yoksun bırakılmıştır. Çocuğunu bir daha görmesi olanaksız olacak şekilde İsviçre hakimince yapılan kişisel düzenleme karşısında, babanın çocuğunu Türkiye'ye kaçırmaktan başka çıkar yol kalmamıştır. Çocuğun Türk kültürüne göre yetiştirebilmek için İsviçre deki işini, düzenini terk etmeyi göze alabilmek takdirle karşılanması gereken bir davranıştır. Hukuk Genel Kurulu sayın çoğunluğunun bu ulvi davranışı bir sabıka olarak değerlendirmesi ve ayrıca çocuğu milli kültürü kazandıktan sonra gerekiyorsa yabancı ülkelerde eğitimini tamamlaması yerine Türklüğe tamamen yabancı bir kültür ile yetişmesinin yeğlenmesindeki tercihi anlamak mümkün değildir. Kaldı ki İsviçre'deki eğitim ve öğretimin Türkiye'dekinden daha üstün olduğunu kabul etmenin de izah edilir bir yanı yoktur. Gerçekten pozitif hukukumuzda; Türk milli kültürüne aykırı terbiye verilmesi, velayet hakkının alınması için bir neden olarak benimsenmiş ve uygulama ile de kararlılık kazanmıştır Velidedeoğlu, H.V. age., Sh.390Y.2.H.D., gün 394/3800 ). Velayetin düzenlenmesinde çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta olması, mutlak şekilde çocuğun anneye verilmesini gerektirmez. Bu husus, her olayın kendine özgü koşullarına göre değerlendirilmelidir. Gerçekten İkinci Hukuk Dairesi'nin gün ve 400/4254 sayılı ve yine İkinci Hukuk Dairesi'nin gün ve 1714/2025 sayılı kararlarında konu ile ilgili olarak "fiili duruma rağmen alıştıktan çevrenin değiştirilmesine sebep olacak şekilde çocukların velayetinin anneye verilmesi sakıncalıdır" denilmiş ve Hukuk Genel Kurulunun /2786/771 sayılı kararında da aynı konu, "çocuğun anne ihtimamına muhtaç olacak yaşta bulunması nedeniyle velayeti davalıya verilmiştir. Bu gerekçe yeterli değildir. Müşterek çocuğun ve tarafların durumu tartışılarak velayetin hangi tarafa verilmesinin küçüğün, tarafların ve dolayısıyla TOPLUMUN yararına olacağı göz önünde tutulmalıdır" denilerek vurgulanmıştır. Aynı şekilde, Sayfa 9 / 16

10 İkinci Hukuk Dairesi'nin gün ve sayılı kararında da; "tarafların 1987 doğumlu çocuklarının Konya'da oturan baba yanında olduğu anlaşılmıştır. Şehir merkezinde köye nazaran daha iyi imkânlara sahip okulda eğitim görmesi çocuğun fikri gelişmesi yönünden onun yararına olacağı düşünülerek velayetin babaya verilmesinin uygun olacağı düşünülmeden..." şeklindeki ifade İle de aynı husus belirtilmiştir. Yüksek İkinci Hukuk Dairesi nin benimsediği ana bakım ve şefkatine muhtaç olma kuralı, yukarıda belirtilen ve bunlara benzeyen ayrıcalıklı durumların bulunmaması halinde ve ayrıca ana babanın aynı konuda olduklarında uygulanan bir ilkedir. Milli benlik ve kültür yönünden birbirlerine yabancı olan anne, baba söz konusu olduğundan her Türkün, Türk yasalarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda yetiştirilmesi velayetin düzenlenmesinde önemli bir etkendir. Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki; küçük kız çocuğunun ana bakım ve şefkatine muhtaç olduğu için anaya verilmesi gerektiği görüşü, ana ve babanın farklı milliyetlere sahip olması halinde katı bir şekilde uygulanma olanağı yoktur. Bu ilke, aynı kültüre sahip ye aynı devlet vatandaşları arasında bile katı bir şekilde uygulanmadığına göre, farklı kültür ve vatandaşlık durumunda evleviyetle farklı şekilde uygulanmalıdır. Diğer taraftan, Türk Medeni Kanunu'nun 263. maddesine tekabül eden İsviçre Medeni Kanunu'nun ilgili maddesi, aile hukuku alanında 1975 yılında İsviçre' de yapılan köklü değişiklikler sırasında da olduğu gibi bırakılmıştır. Eşlerin anlaşmamaları halinde babanın reyinin muteber olduğu kuralı, bugün dahi İsviçre'de yürürlüğünü sürdürmektedir. İsviçre Mahkemesi, ana babayı boşamış ve çocuğun velayetini anneye vermiştir. Bu kararla düzenlenen velayet fıkrası aynen aşağıya alınmıştır. ( Horgen Bidayet Mahkemesi RamR 3/a 'ın kısmen kararı ) Davacı Anne 1949 doğumlu Katolik, Davacı Baba 1952 doğumlu Türk Müslüman SONUÇ : 1 Her iki tarafın evliliği Medeni Kanunun 142. maddesine göre boşanma ile sonuçlanacaktır. ( Boşanmayı gerektiren nedenlere kararda yer verilmemiştir. ) 2 Esin isimli, doğumlu ortak çocuğun bakımı ve velayeti davacı anneye verilecektir. Davalının ortak çocuk Esin'i hemen İsviçre'ye geri geçirip, davacıya verilmesine zorunlu kılınacak, 3 a ) Davalıya kızı Esin'i senede 3 hafta yazın 1 hafta kışın İsviçre'de ziyaret etme hakkı tanınmıştır. b ) Davalı ziyaretini 3 ay önceden yazılı olarak davacıya bildirmesi gerekir. Şayet davacı davalının belirttiği ziyaret tarihlerini kabul etmez ise, davacının oturduğu bölgenin kanuni okul tatillerinde yani yazın ilk üç haftada, kışında spor tatilinin ( Şubat ayı ) son haftası kanunen ziyaret günleri olarak geçerlidir. c ) Davalı, kızı Esin'i ziyaret etmeden önce, pasaportunu gereken ziyaret süresi içinde Wödensvil çocuk esirgeme kurumuna geçici olarak bırakılmalıdır. Davalı kızı Esin'i, İsviçre'ye getirdikten sonra gereken belediye dairesinde kızının pasaportundaki kaydını derhal iptal ettirmelidir. Şayet davalı bu şartları gerçekleştirmez ise davacı kendi haklarını koruyup kızı Esin'i davalıya, göstermekten vazgeçebilir. d ) Davalı ancak davacının gözetimi altında kızını ziyaret edebilir." Görüldüğü gibi, İsviçre Mahkemesi, hiç bir neden göstermeden davalı kocanın isteği dışında bir boşanmaya ve babanın çocuğunu bir daha görmesine imkân vermeyecek şekilde kişisel ilişki kurmak suretiyle velayeti, ortak yaşamı hiçbir yasal neden yokken bozan ve çocuğuna sahip çıkan babayı 6 ay hapse mahkûm ettirmekle kalmayıp, onu hataya düşürerek İsviçre'ye davet edip cezasını infaz ettiren davacı anneye verebilmektedir. Öyle ki, babanın pasaportunda bulunan çocuğun kaydına dahi tahammül gösterilmemektedir. Velayetin anneye verilmesinin diğer önemli bir sonucu, tamamen İsviçre toplumunun yararı göz önünde bulundurularak verilen hükmü tanımakla eş anlamlıdır. Zira çocuk İsviçre'ye gittikten sonra Sayfa 10 / 16

11 baba, çocuğunu ancak yukarıda belirtilen yerine getirilmesi imkânsız olan koşulları gerçekleştirdikten sonra görme olanağına, anne lütufta bulunduğu takdirde kavuşabilecektir. Kişisel ilişki İle ilgili olup tek taraflı milli yararlara göre düzenlenmiş olan yabancı mahkeme kararı, 2675 sayılı MÖHUH Kanunu'nun 34, 38, 42. maddeleri uyarınca tanınamaz ve bu kararın yerine getirilmesi ( tenfiz ) ve tanınması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulamaz. Sayın çoğunluğun görüşü, çocuğa ve mensubu olduğu topluma yarar sağlayacak nitelikte olmadığı gibi bir Türk evladını peşinen Katolik mezhebinin kurallarına göre eğitilmiş ve Türklükle ilgisi kesilmiş yabancı bir kimse durumuna getirme sonucunu doğuracak niteliktedir. Diğer yandan 2675 sayılı Yasanın öngördüğü usul kurallarına aykırıdır. Türk Mahkemesi bir tarafı bu ölçüde mağdur edecek bir karar verme imkânına sahip değildir. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluk görüşüne katılınamamıştır. Örnek nitelikte olan yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyiz. 9. Hukuk D. Üyesi E. Aydın Özkul 2. Hukuk D. Üyesi Nedim Turhan Ekrem Serin 9. Hukuk D. Üyesi YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNİN GÜN 4086/4386 SAYILI KARARI: Ercüment Ulusay ile Eva Ulusay arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm velayet yönünden davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Ana yanında kalmasının çocukların bedenî, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yolunda ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı halen mevcut veya ileride meydana gelecek tehlikelerin varlığı da iddia ve ispat olunmadığı halde özellikle ana bakım ve şefkatine muhtaç yaştaki 1988 doğumlu küçüğün velayetinin babaya verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ) tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ: Karı koca olan taraflar arasındaki geçimsizlik ortak çocuk Esin'in yetiştirilmesinde kendisine verilecek kültür ve eğitim şeklinde eşler arasında oluşan fikir ayrılığından kaynaklanmıştır. İsviçre uyruklu olan anne çocuğa Katolik mezhebi kurallarına göre baba ise Türk gelenek ve göreneklerine uygun olarak eğitilmesini istemektedir. Tarafların bu konuda anlaşma sağlayamamış olması boşanmayla sonuçlanmıştır. Anne İsviçre mahkemesine açtığı dava ile boşanmayı ve velayet hakkını, davacı koca ise Türk yasasına başvurarak boşanma ve velayet hakkını elde etmiştir. Davalı kadın velayetin kendisine verilmesi gerektiğinden söz ederek temyiz isteğinde bulunmuş, boşanma temyiz isteği dışında tutulmuştur. Mahkeme çocuğun uzun süreden beri Türkiye'de baba yanında Türk gelenek ve göreneklerine uygun olarak büyüdüğünü, bu konularda belirli alışkanlıklar ve bilgiler edindiğini içinde büyüdüğü ortamın değiştirilmesinin çocuğun maddi manevi gelişmesini olumsuz yönde etkileyeceğini vurgulayarak velayeti babaya vermeyi uygun görmüş ve anne yararına hakka hukuka uygun kişisel ilişki düzenlemesi yapmıştır. Velayeti dava konusu olan Ersin 1988 doğumlu olup, beş yaşını bitirmek üzeredir. Bir yıl sonra 8 yıllık ilk eğitime başlayacaktır. Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretim ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilat kurar ( Anayasa Md.41 ). Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, Sayfa 11 / 16

12 çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır... ( Anayasa md.42 ). Türk Milletinin bütün fertleri, Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimsemeye, kurmaya, geliştirmeye, ailesini vatanını, milletini sevip yüceltmeye, Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokraside, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmeye yeterli şekilde eğitim ve öğretimi almak ve geliştirmekle yükümlüdür ( 1739 sayılı temel eğitim, öğretim yasası madde 2 ). Görüldüğü gibi temel eğitim ve öğretim yasası, Türk vatandaşlarının, Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak milli birlik ve bütünlük içinde ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmayı desteklemek, hızlandırmak ve en önemlisi Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı seçkin bir ortağı yapma görev ve yükümlülüğünün bulunduğunu ve bu ilkeleri gerçekleştirecek bilgi ve beceriyi kazanmaya zorunlu görmüştür. Ancak Türk toplumuna ve Vatan bütünlüğüne yönelik olumlu adımların yalnızca maddi bilgiler edinmekle gerçekleştirilmesi her zaman ve genellikle olanaklı olmaz. Bunun için ayrıca Türk tarihinden, gelenek ve göreneklerinden, milli duygu ve düşüncelerinden ve bunların tarihi, milli, ahlaki, maddi, manevi değerler içinde biçimlenip geliştirilmesi de zorunludur. Bu nedenlerledir ki 222 sayılı ilköğretim ve eğitim yasası 4. maddesiyle "Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar öğrenimlerini resmi veya müsaadeli özel okullarında yapmak zorundadır" ilkesini temel eğitim ve öğretim yasasının 112. maddesi, Din kültürü, ahlak eğitimini ilk orta lise ve dengi okullarda okutulmasını zorunlu ders olarak benimsemiştir. Din, ahlak ve mesleki terbiyede öğretim kurumlarıyla, aileye birlikte görev verilmiştir. Medeni Kanunun 264/2, 265, 266. maddeleriyle ana babaya verilen bu görevlerle eğitim kurumlarının benimsediği düşünce ve ilkeler arasında sıkı sıkıya ve vazgeçilmesi mümkün olmayan zorunlu ilişkiler vardır. Bu iki kutsal kurumun birlik ve beraberlik içinde olması halinde amaca uygun kişilik kazandırılabilir. Çocuğun dini ve mesleki terbiyesinde ana baba eşit haklara sahiptir ( M.K ). Nesebi düzgün olan çocuk babanın velayetine tevdi edilmemiş olsa bile, onun ismini taşır ve onun vatandaşlık haklarına sahip olur ( M.K. 259 ). Ana, baba ve çocuk birbirlerine karşı aile yararlarının gerektirdiği yardım, görüp gözetme görevleri ile yükümlüdürler ( M.K. m.260 ). Bu ilkelerin ışığı altında İsviçre yasalarına gelenek ve göreneklerine, dinine uygun eğitime tabi tutulacak Türk vatandaşı çocuk bakın nelerden yoksun kalacaktır. a ) Türk tarihinden, gelenek ve göreneklerinden, milli duygu ve düşüncelerinden, bunların tarihi, milli, ahlaki, maddi, manevi değerleri içinde biçimlenip gelişmesinden, b ) Emperyalizme karşı gerçekleştirilen milli mücadelenin oluşumu ile bunun sonucu büyük Önder tarafından gerçekleştirilen ve Türk Milletinin vazgeçilmez hasretlerini oluşturan ilke ve inkılâplarının kapsam ve niteliğinden ve Türk milletine kazandırdığı millî birlik ve bütünlükten, Yurtta barış, Dünyada barış ülküsünden. c ) Türk milli eğitiminin amaçladığı atalarının tarihi gelişim içindeki cesaret, fedakârlık ve kahramanlıklarından örnek olarak yurduna toplumuna hizmet verme duygusunu, yurt sevgisini, yurdunu tanıma ve tanıtma olanaklarından, Avrupalıların düşünce biçimine aykırı olarak geniş ailenin Türk toplumunun temelini oluşturduğundan ( M.K ), ailenin benimsediği ahlaki ve manevi değerleri koruyup geliştirme duygusundan, d ) Vatandaşı olduğu topluluğun tabi olduğu milli, manevi değerlerden habersiz, buna karşılık her vesile ile, Türkün beraberliğine dünya kamuoyuna yayma çabası içinde bulunan ve bunun tarihi süreçler içinde yaymayı, işlemeyi amaç edinmiş bir ortamda yetişip gelişmesine ve en azından damarında bulunan Türk kanından utanç duyabilecek bir eğitim sistemiyle baş başa kalacaktır. Velayetin düzenlenmesinde çocuğun gelecekteki yararı yanında bağımlı olduğu topluluğun yararları da daha önemli bir etkendir. Çünkü kişi fanidir, baki olan millettir, milletin bekası bireylerinin onu yaşatma, yüceltme azim ve iradesine bağlıdır. Nitekim bu konuda yetersizlik görülmüş ve bu boşluk Sayfa 12 / 16

13 ( 1985 yılı hazırlanan T.M.K.Ö.T.nın maddeleriyle "velayetin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, terbiye ve ahlak bakımından yararlan esas tutulur" ) şeklindeki ifadelerle doldurulmuştur. Ön tasarıda belirtilen terbiyenin yukarıda açıklanan milli eğitim ve öğretim temel yasasının benimsediği terbiye şekli olduğundan kuşku yoktur. Bu düzenleme çocuğun milli yararlan ile toplumun yararlarının dengelenmesini amaçlamaktadır. Sayın İsviçre mahkemesi ana babayı boşamış ve çocuğun velayetini anneye vermiştir. Bu kararla düzenlenen velayet fıkrası aynen aşağıya alınmıştır. ( Horgen Bidayet Mahkemesi: /RamR 3/a 'ın kısmen karan ) Davacı Anne 1949 doğumlu Katolik Davalı Baba 1952 doğumlu Türk Müslüman Sonuç: 1 Her iki tarafın evliliği Medeni Kanunun 142. maddesine göre boşanma ile sonuçlanacaktır. Boşanmayı gerektiren nedenlere kararda yer verilmemiştir. 2 Esin isimli, doğumlu ortak çocuğun bakımı ve velayeti davacı anneye verilecektir. Davalının ortak çocuk Esini hemen İsviçre'ye geri getirip, davacıya verilmesine zorunlu kılınacak, 3 a )Davalıya kızı Esin'i senede 3 hafta yazın 1 hafta kışın İsviçre'de ziyaret etme hakkı tanınmıştır. b ) Davalı ziyaretini 3 ay önceden yazılı olarak davacıya bildirmesi gerekir. şayet davacı davalının belirttiği ziyaret tarihlerini kabul etmez ise davacının oturduğu bölgenin kanuni okul tatillerinde yani yazın ilk üç haftada, kışında spor tatilinin ( Şubat ayı ) son haftası kanunen ziyaret günleri olarak geçerlidir. c ) Davalı, kızı Esin'i ziyaret etmeden önce, pasaportunu gereken ziyaret süresi içinde Wödenswil çocuk esirgeme kurumuna geçici olarak bırakmalıdır. Davalı kızı Esin'i İsviçre'ye getirdikten sonra gereken belediye dairesinde kızının pasaportundaki kaydını derhal iptal ettirmelidir. Şayet davalı bu şartları gerçekleştirmez ise davacı kendi haklarını koruyup kızı Esin'i davalıya göndermekten vazgeçebilir. d ) Davalı ancak davacının gözetimi altında kızını ziyaret edebilir. Görüldüğü gibi, çok uygar bilinen bir ülkenin mahkemesi, hiç bir neden göstermeden davalı kocanın isteği dışında boşanmaya ve babanın çocuğunu bir daha görmesine imkân vermeyecek şekilde kişisel ilişki kurmak suretiyle velayeti ortak yaşamı hiç bir yasal neden yokken bozan ve babayı hasımhane bir tavırla ve suçu çocuğuna sahip çıkan babayı 6 ay hapse mahkûm ettirmekle kalmayıp onu hataya düşürerek İsviçre'ye davet edip cezasını infaz ettiren davacı anneye verebilmektedir. Öyleki babanın pasaportunda bulunan çocuğunun kaydına dahi tahammül gösterilememektedir. Velayetin anneye verilmesi demek; Tamamen İsviçre Medeni Kanununa göre verilen hükmü tanımakla eş anlamlıdır. Zira çocuk İsviçre'ye gittikten sonra baba çocuğunu ancak yukarıda belirtilen yerine getirilmesi imkânsız olan koşulları gerçekleştirdikten sonra görme olanağına anne lütufta bulunursa kavuşabilecektir. Kişisel ilişki ile ilgili olup tek taraflı milli yararlara göre düzenlenmiş olan yabancı mahkeme kararını 2675 sayılı MÖHUK. yasasının 34, 38, 42. maddeleri uyarınca tanınamaz ve bunların yerine getirilmesi ( tenfiz ) ve tanınması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulamaz. Sayın çoğunluğun görüşü çocuğa ve mensubu olduğu topluma yarar sağlayacak nitelikte olmadığı gibi bir Türk evladını peşinen Katolik mezhebinin kurallarına göre eğitilmiş ve Türklükle ilgisi kesilmiş yabancı bir kimse durumuna getirme sonucunu doğuracak niteliktedir. Diğer yönden 2675 sayılı yasanın öngördüğü usul kurallarına aykırıdır. Bu nedenlerle belirlenen görüşe karşıyım. Örnek nitelikte olan yerel mahkeme kararının onanması gerekir. Üye Nedim Turhan Sayfa 13 / 16

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T. 20.1.2016 TEDBİR NAFAKASI İSTEMİ (Tarafların Gerçekleşen Ekonomik ve Sosyal Durumları İle Günün Ekonomik Koşullarına Göre Takdir Edilen Nafaka

Detaylı

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz ZİYNET (ALTIN) EŞYASI İSPAT YÜKÜ. T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO : 2012/6-1849 KARAR NO : 2013/1006 KARAR TARİHİ:03.07.2013 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye

Detaylı

MURİS MUVAZAASI HAKKINDA KISA BİR İNCELEME. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

MURİS MUVAZAASI HAKKINDA KISA BİR İNCELEME. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA MURİS MUVAZAASI HAKKINDA KISA BİR İNCELEME Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 09.02.2017 ebru@eryigithukuk.com Muvazaa, bir sözleşmede tarafların iradeleri ile irade açıklamaları arasında

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/37925 Karar No. 2014/7 Tarihi: 13.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2,18-21 6356 S. TSK/25 GEÇERSİZ FESİH ALT İŞVEREN ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAAYA

Detaylı

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - DAVANIN CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ DOLMADAN AÇILDIĞI - TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÇERÇEVESİNDE HUKUKEN GEÇERLİ TÜM DELİLLERİ SORULUP TOPLANARAK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/5438 Karar No. 2016/20280 Tarihi: 17.11.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ ÖZETİ İşyeri devri halinde

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/841 Karar No. 2014/834 Tarihi: 24.01.2014 İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45 PROFOSYONEL SENDİKA YÖNETİCİSİNİN HİZMET ÖDENEĞİ HUKUKA AYKIRI BULUNARAK İPTAL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU T.C YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2013/21-2216 Karar No. 2015/1349 Tarihi: 15.05.2015 İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT

Detaylı

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas : 2013/8-132 Karar : 2013/1389 Tarih : 25.09.2013 EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL

Detaylı

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : - 1 GÜNLÜK ÇALIŞMA TESPİTİ : Zorunlu çalışma süresinin tespiti olmayıp, sadece 1 gün çalışıldığının tespiti istemini barındırmakta olup, bu tür davalarda işverenin davalı olarak gösterilme zorunluluğunun

Detaylı

AVUKAT YASİN GİRGİN

AVUKAT YASİN GİRGİN YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2009/352 Karar Numarası: 2009/348 Karar Tarihi: 15.07.2009 MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi TARİHİ : 13/02/2009 NUMARASI : 2008/1266-2009/138 Taraflar arasındaki

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/40952 Karar No. 2017/22871 Tarihi: 25.10.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 SENDİKANIN ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLUP OLMADIĞININ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/36528 Karar No. 2009/16179 Tarihi: 01.06.2009 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 FESİH TARİHİNİ İŞÇİNİN KESİN OLARAK BELİRLEYECEK NİTELİKTE İŞLEM YAPMASI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/768 Karar No. 2018/5989 Tarihi: 07.03.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK- LANAN FESİH İŞÇİNİN ASTI KONUMUNDA BİR BAŞKA

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/1967 Karar No. 2014/1792 Tarihi: 10.02.2014 İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ İŞYERİNE YENİ ALINAN İŞÇİLERİN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/34978 Karar No. 2017/14058 Tarihi: 13.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21 TİS VEYA İŞYERİ YÖNETMELİKLERİYLE BELİRLENMİŞ DİSİPLİN KURULUNU USULÜNE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/34893 Karar No. 2017/14190 Tarihi: 15.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46 DERS SAATİ KARŞILIĞI ÇALIŞMA BİR AYDA ÇALIŞTIĞI TOPLAM DERS SAATİNİN

Detaylı

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/13336 KARAR NO : 2013/13573 Y A R G

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17402 Karar No. 2011/19618 Tarihi: 30.06.2011 İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 CEZAİ ŞART KARŞILIKLIK İLKESİ BAKİYE ÜCRETİN YANINDA CEZAİ ŞARTINDA İSTENEBİLECEĞİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1856 Karar No. 2014/215 Tarihi: 16.01.2014 İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 REKABET YASAĞI SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ MAHKEMENİN TİCARET MAHKE- MESİ OLDUĞU

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/3212 Karar No. 2018/10029 Tarihi: 26.04.2018 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25 SENDİKAL FESİH KARİNESİ İŞÇİLERİN SENDİKA DEĞİŞTİRMELERİ NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMELERİNİN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/5173 Karar No. 2012/485 Tarihi: 24.01.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21 MUVAZAALI ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ İŞE İADENİN ASIL İŞVERENE VERİLMESİ İŞE İADE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi: 28.04.2015 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAKLARIN İHLALİ DURUMUNDA ORTAYA ÇIKAN

Detaylı

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI KARARI MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi T.C. KARARI Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 11. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.09.2012 gün ve 2011/1139

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26324 Karar No. 2015/14105 Tarihi: 07.09.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ

Detaylı

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD. 17.09.2012 T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD. 17.09.2012 T. 2012/9222 E. 2012/10360 K. T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013/14-612 Karar: 2013/1297 Karar Tarihi: 11.09.2013 KONU: TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI - DAVACIYA DAVAYI MİRASÇILARA YÖNELTME İMKANI TANINMADIĞI - MİRASÇILARIN TESPİTİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6,57 1475 S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi: 19.02.2015 İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİLİK ALACAKLARINA ETKİLERİ KIDEM TAZMİNATINDAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 17409 Karar No. 2014/19210 Tarihi: 21.10.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2015/4 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ İTİRAZI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi: 13.04.2015 MEVSİMLİK İŞLERİN İŞ YASASI PRATİĞİNDE YILLIK 330 GÜNÜ AŞMAYAN İŞLER OLARAK

Detaylı

KÜÇÜK ÇOCUĞUN DURUMU VELAYETİN ANNEYE VERİLMESİ

KÜÇÜK ÇOCUĞUN DURUMU VELAYETİN ANNEYE VERİLMESİ KÜÇÜK ÇOCUĞUN DURUMU VELAYETİN ANNEYE VERİLMESİ ÖZET: Boşanma sonucunda çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmuyorsa,

Detaylı

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. T.C 3. HUKUK DAİRESİ ESAS NO: 2012/8788 KARAR NO: 2012/13834 KARAR TARİHİ:30.05.2012 >İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASI >İŞTİRAK NAFAKASININ YARDIM NAFAKASINA DÖNÜŞMESİ >YOKSULLUĞA DÜŞEBİLECEK ALTSOY

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK /41

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK /41 T.C YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2015/9-2698 Karar No. 2017/1557 Tarihi: 06.12.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK /41 BELGELERE DAYALI OLARAK HESAP- LANMAYAN FAZLA ÇALIŞMA HAFTA TATİLİ VE GENEL

Detaylı

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği ) YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ T. 3.7.2006 E. 2006/4815 K. 2006/7231 İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

Detaylı

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 24.05.2017 belce@eryigithukuk.com İtirazın iptali davası; takip konusu yapılmış olan alacağa karşılık borçlu

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 582 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/1966 Karar No. 2012/6464 Tarihi: 05.04.2012 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/19244 Karar No. 2017/5337 Tarihi: 30.03.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 İŞ SÖZLEŞMESİNE SADECE İŞÇİ ALEYHİNE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/6739 Karar No. 2017/6752 Tarihi: 12.10.2017 İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68 ÖLÜMÜN SOSYAL GÜVENLİK RİSKİ OLDUĞU ÖLÜM AYLIĞI HEM EŞİNDEN HEM BABASINDAN

Detaylı

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ Özeti : Mevzuat hükümlerine aykırılığı gümrük idarelerince tespit edildiği tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra

Detaylı

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS: 2014/77 KARAR: 2015/1712 MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/7529 Karar No. 2013/12802 Tarihi: 29.04.2013 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN HUKUKİ SONUÇLARI ÖZETİ İşyeri devrinin temel ölçütü,

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/24063 Karar No. 2018/8966 Tarihi: 18.04.2018 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-

Detaylı

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden: Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden: ESAS NO ; 2017/1499 KARAR NO : 2017/1552 YARGITAY İLAMI MAHKEMESİ TARİHİ NUMARASI DAVACI DAVALI Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 15/04/2015

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/21710 Karar No. 2010/22886 Tarihi: 15.09.2009 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 İŞE İADE DAVASI SÜRERKEN İŞÇİNİN ÖLMESİ ÇALIŞTIRILMAYAN SÜRE ÜCRETİNE ÖLÜM

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/25068 Karar No. 2018/17398 Tarihi: 03.10.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/25 818 S. BK/100 İŞÇİLERİN İŞVERENİN GÖREVLENDİR- MESİYLE GİTTİKLERİ BİR BAŞKA

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/6057 Karar No. 2015/19194 Tarihi: 26.05.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/3 İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22 ÇALIŞMA KOŞULLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/22865 Karar No. 2016/20937 Tarihi: 28.11.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/7568 Karar No. 2014/13812 Tarihi: 21.05.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 İŞ SÖZLEŞMESİNİN VAR OLUP OLMADIĞI- NIN BAĞIMLILIK ÖLÇÜTÜNE GÖRE BELİRLE-

Detaylı

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2013/18-1755 Karar Numarası: 2015/1039 Karar Tarihi: 13.03.2015

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2013/18-1755 Karar Numarası: 2015/1039 Karar Tarihi: 13.03.2015 YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2013/18-1755 Karar Numarası: 2015/1039 Karar Tarihi: 13.03.2015 SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI ÇOCUK REŞİT OLUNCAYA KADAR VEYA BABA SOYADINI DEĞİŞTİRMEDİKÇE SOYADI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/6153 Karar No. 2017/5875 Tarihi: 19.09.2017 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88 ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇ- LARINDAN SORUMLULUĞU İÇİN HAKLI NEDEN OLMADAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/3079 Karar No. 2012/9383 Tarihi: 22.05.2012 İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 GELİR VEYA AYLIK ALAN KIZ ÇOCUKLARININ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ AKDEDİLMİŞ

Detaylı

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti T.C. D A N I Ş T A Y Esas No : 2014/3745 Karar No : 2014/3772 ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti Özeti :

Detaylı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas : 2014/2-813 Karar : 2016/157 Tarih : 24.02.2016 (4721 s. MK m. 166, 174) Taraflar arasındaki boşanma-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 2. Aile

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/16110 Karar No. 2014/94 Tarihi: 13.01.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/3 İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176 ISLAHIN BİR HAFTALIK KESİN SÜREDE

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/41 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/15363 Karar No. 2017/17435 Tarihi: 06.11.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/41 FAZLA ÇALIŞMA İŞÇİNİN BİR GÜNDE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/28964 Karar No. 2015/29704 Tarihi: 02.11.2015 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9 SENDİKALARIN DEMOKRATİK İŞLEYİŞE SAHİP OLUP OLMADIĞINI SENDİKA GENEL KURULLARININ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 3201 YHBK/3

İlgili Kanun / Madde 3201 YHBK/3 T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas No. 2010/10-472 Karar No. 2010/440 Tarihi: 29.09.2010 İlgili Kanun / Madde 3201 YHBK/3 YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASI GEÇİCİ 81. MADDEDEN BORÇLANILAN SÜREYLE OLUŞAN SİGORTA

Detaylı

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI Sirküler Rapor 26.07.2012/139-1 DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının E: 2010/6979 K: 2012/667 sayılı Kanun Yararına Bozma

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/ S.İşK/78. T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu. Esas No. 2008/21-53 Karar No. 2008/107 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/ S.İşK/78. T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu. Esas No. 2008/21-53 Karar No. 2008/107 Tarihi: T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas No. 2008/21-53 Karar No. 2008/107 Tarihi: 06.02.2008 İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/41 4857 S.İşK/78 İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖREMEZ HALE GELEN İŞÇİ MADDİ MANEVİ

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/2890) Karar Tarihi: 16/2/2017 BİRİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan ler Raportör Yrd. Başvurucu Vekili

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/5846 Karar No. 2016/6871 Tarihi: 22.03.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27 HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ KAPSAMI

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi: İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi: 06.05.2015 İŞE İADE BAŞVURUSUNUN KOŞULLARI İŞE İADE BAŞVURUSU KABUL EDİLEN İŞÇİNİN MAKUL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/648 Karar No. 2014/1121 Tarihi: 30.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK ÖZETİ: Mahkemenin 30.12.2010 tarihli kararı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3. T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/22557 Karar No. 2014/3546 Tarihi: 11.02.2014 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/3 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3. İŞ MAHKEMELERİNDEN VERİLEN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2009/12918 Karar No. 2011/12793 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2009/12918 Karar No. 2011/12793 Tarihi: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/12918 Karar No. 2011/12793 Tarihi: 02.05.2011 Yargıtay Kararları İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/31 1475 S.İşK/14 ASKERLİK NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERDİRİLMESİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/16007 Karar No. 2009/11809 Tarihi: 28.04.2009 İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/6 İŞYERİ DEVRİNİN ETKİLERİ KIDEM TAZMİNATI VE KIDEME BAĞLI HAKLARDAN DEVİR EDEN

Detaylı

İCRA İNKAR TAZMİNATI LİKİT ALACAK KAVRAMI MAL İADESİ YIPRANMA PAYI

İCRA İNKAR TAZMİNATI LİKİT ALACAK KAVRAMI MAL İADESİ YIPRANMA PAYI İCRA İNKAR TAZMİNATI LİKİT ALACAK KAVRAMI MAL İADESİ YIPRANMA PAYI ÖZET: Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için alacağın gerçek miktarının bedeli ve sabit olması veya borçlu tarafından alacağın tüm

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/35581 Karar No. 2016/298 Tarihi: 12.01.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE İŞ SÖZLEŞ-

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/53,54,57

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/53,54,57 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/27000 Karar No. 2010/19572 Tarihi: 21.06.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/53,54,57 YILLIK İZİN HAKKI İŞ SÖZLEŞMESİNİN YILLIK İZİN ÜCRETLERİ ÖDENEREK SONA

Detaylı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bir kişinin malvarlığı ya da şahısvarlığında zarara yol açan eyleme haksız fiil denir. Haksız fiil faili malvarlığı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/12378 Karar No. 2016/19443 Tarihi: 27.06.2016 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /29 TOPLU İŞTEN ÇIKARTMAYA İLİŞKİN YASAL PROSEDÜRE UYULMAMASININ FESHİ GEÇERSİZ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857.S. İşK/ 2,18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/21049 Karar No. 2013/19112 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857.S. İşK/ 2,18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/21049 Karar No. 2013/19112 Tarihi: 572 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/4 İlgili Kanun / Madde 4857.S. İşK/ 2,18-21 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/21049 Karar No. 2013/19112 Tarihi: 17.09.2013 HİZMET ALIMININ ÖZEL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81 T.C YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/4295 Karar No. 2017/6697 Tarihi: 21.09.2017 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81 SGK PRİMLERİNDEN İŞVEREN HİSSESİNİN HAZİNECE KARŞILANMASININ KOŞULLARI ÖZETİ:

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/13462) Karar Tarihi: 22/12/2016 BİRİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan ler Raportör Yrd. Başvurucu : Burhan ÜSTÜN

Detaylı

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken, A- 01/10/2011 yürürlük tarihli 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu ndan önce yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 43. maddesinde düzenlenen İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI müessesesi

Detaylı

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/3-1598 K. 2015/1159 T. 8.4.2015

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/3-1598 K. 2015/1159 T. 8.4.2015 T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/3-1598 K. 2015/1159 T. 8.4.2015 * YEMİN TEKLİFİ HAKKININ HATIRLATILMASI (Ancak İspat Yükü Kendisine Düşen Tarafın Yemin Deliline Başvuru Hakkının Varlığı İle Mümkün

Detaylı

T.C. Yargıtay. 7. Hukuk Dairesi E: 2015/40820 K: 2016/13362 K.T.:

T.C. Yargıtay. 7. Hukuk Dairesi E: 2015/40820 K: 2016/13362 K.T.: ALT İŞVEREN İLE ASIL İŞVEREN ARASINDAKİ SÖZLEŞME İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLMASI - İŞÇİYE ASIL İŞVERENE AİT FAALİYETLERİN YAPTIRILMASI - İLAVE TEDİYE ALACAĞI Özet: Asıl işveren ile alt işveren arasında imzalanan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/26985 Karar No. 2015/24025 Tarihi: 03.07.2015 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 İŞE İADE SONRASI İŞÇİNİN İŞE

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/36161 Karar No. 2010/31045 Tarihi: 01.11.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21 MUVAZAA ASIL İŞTE ÇALIŞIP ÇALIŞMAMAYA GÖRE YARDIMCI İŞLERDE İŞ ALAN ALT

Detaylı

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI Sirküler Rapor 08.10.2013/180-1 EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI ÖZET : Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığının 25.04.2013 Tarih,

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/4466 Karar No. 2014/3445 Tarihi: 24.02.2014 İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK. /4,13 İŞ KAZASININ UNSURLARI İŞ SÖZLEŞMESİ İLE ESER SÖZLEŞMESİNİN FARKI ÖZETİ Olayın,

Detaylı

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO : 2014/19-674 KARAR NO : 2016/76 DAVACI : vekili Av. Umut Çağatayhan Koksal DAVALI : vekili Av. Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama

Detaylı

TANIĞIN AKRABA OLMASI TANIK BEYANINI DEĞERSİZ KILMAZ

TANIĞIN AKRABA OLMASI TANIK BEYANINI DEĞERSİZ KILMAZ TANIĞIN AKRABA OLMASI TANIK BEYANINI DEĞERSİZ KILMAZ YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2012/2-387 KARAR NO : 2012/551 Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;... 5.

Detaylı

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T. 31.3.2014 AVUKATIN BAŞKA BİR AVUKATA KARŞI ASİL YA DA VEKİL SIFATIYLA TAKİP EDECEĞİ DAVA ( Barosuna Bir Yazı İle Bildirmemesi/Türkiye

Detaylı

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I ÖZET : -SAĞLIK YARDIMLARI : 5434 sayılı Kanunun sağlık yardımlarına ilişkin hükümleri 5510 sayılı Kanunun 106/8'inci maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, 5510 sayılı Kanunun Geçici 4'üncü maddesinde,

Detaylı

T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi. Karar Tarihi:

T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi. Karar Tarihi: ORTAK ÇOCUĞUN SOYADININ ANNE SOYADI İLE DEĞİŞTİRİLMESİ İSTEMİ - VELAYET HAKKI KAPSAMINDA ÇOCUĞUN SOYADINI BELİRLEME HAKKININ DA YER ALDIĞI - DEĞİŞİKLİĞİN ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARINA AYKIRI BULUNMADIĞI - DAVANIN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/32276 Karar No. 2010/216 Tarihi: 18.01.2010 Yargıtay Kararları İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14 İHBAR TAZMİNATI ÖDENMEDEN İŞÇİNİN EMEKLİ OLMASI İŞÇİNİN EMELİLİK

Detaylı

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF Aşağıdaki Satırları 5 defa klavye ile 5 defa da sanal klavye ile yazalım. 5 defa üst üste doğru olacak şekilde yazamıyorsak 3 defa klavye ile 3 defa

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/24463 Karar No. 2017/11027 Tarihi: 15.05.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2 İŞÇİNİN DEĞİŞİK ALT İŞVERENLERDE ASIL İŞTE ÇALIŞARAK GEÇEN SÜRELERDEN ASIL

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /41 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/5052 Karar No. 2016/7591 Tarihi: 14.03.2016 İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /41 İŞLETME DÜZEYİNDE TİS YETKİSİ İÇİN AYNI İŞVERENE AİT AYNI İŞKOLUNDA BİRDEN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/35044 Karar No. 2017/14049 Tarihi: 13.06.2017 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25 İŞÇİNİN İŞYERİNDE SATILAN ÜRÜNÜN PARASINI İŞVERENE ÖDEMEMESİ MÜŞTERİ-

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 410 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/21152 Karar No. 2012/20477 Tarihi: 12.06.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 DAVA ŞARTI GİDER AVANSININ

Detaylı

YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ E.2006/435 K.2007/7464 T.15.05.2007 YOLCU TAŞIMA. ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ E.2006/435 K.2007/7464 T.15.05.2007 YOLCU TAŞIMA. ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ E.2006/435 K.2007/7464 T.15.05.2007 YOLCU TAŞIMA. ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI Özet : Yolcunun ölümü halinde, bir can ve meblâğ sigortası türü olan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6, 57

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6, 57 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8485 Karar No. 2018/593 Tarihi: 18.01.2018 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6, 57 İŞYERİ DEVRİNİN TEK BAŞINA FESİH

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506.S. SSK/ 79

İlgili Kanun / Madde 506.S. SSK/ 79 T.C YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/7417 Karar No. 2013/12193 Tarihi: 10.06.2013 İlgili Kanun / Madde 506.S. SSK/ 79 USTA ÖĞRETİCİLER KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA TAM SÜRELİ ÇALIŞMANIN KOŞULLARININ EYLEMLİ

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2018/3896 Karar No. 2018/9503 Tarihi: 24.04.2018 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2 İŞİN ALT İŞVERENE İŞ YASASI KAPSAMIN- DA VERİLMİŞ OLMASININ MUVAZAA İDDİA- SININ

Detaylı

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1. İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 6, S. İşK/14

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1. İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/33206 Karar No. 2013/28313 Tarihi: 05.11.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 6, 59 1475 S. İşK/14 ALT İŞVERENLERİN

Detaylı

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER SSK (4/a) GÜNLERİ ÖLÜM AYLIĞINA YETENLER BAĞ-KUR (4/b) BORÇLARINI ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER Vakkas DEMİR * I- GİRİŞ Çalışma hayatındaki kişiler, zamanın ve ortamın koşullarına

Detaylı