Hücrenin Görevleri. Öğr. Gör. Nurhan Bingöl

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Hücrenin Görevleri. Öğr. Gör. Nurhan Bingöl"

Transkript

1 Hücrenin Görevleri Öğr. Gör. Nurhan Bingöl

2 HÜCRE I. GİRİŞ Yaşayan tüm canlılar, milyonlarca hücrenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bir binanın tuğlaları gibi, canlıların vücutları da hücrelerle örülmüştür. İnsanlar, hayvanlar ve bitkilerin yapısı buna Örnek olarak gösterilebilir. Bakteriler ve bazı parazitlerse tek bir hücreden oluşmuş ilkel canlılardır. Demek ki hücre, canlılığın tüm karakteristik özelliklerini gösterebilen en küçük birimdir. Temelde, tüm hücreler benzer özellikler gösterirler.

3 Varlığı ilk defa 1665 yılında Robert HOOKE tarafından tespit edilen ve cellula (odacık=hücre) olarak adlandırılan hücre, ancak mikroskop yardımıyla görülebilmektedir. Organellerinin görülebilmesi için elektron mikroskobu gereklidir: İnsan vücudunda trilyonlarca (yaklaşık olarak 75 trilyon) hücre vardır. Bu sayının yaklaşık 1/3'ünü eritrositler oluşturur.

4 Hücreler, yapı ve görevleri bakımından büyük farklılıklar gösterir. İnsan vücudunun en küçük hücreleri, 2-4 mikron (fim) çapındaki trombositler ve mikrogliya hücreleridir. Buna karşılık, en büyük hücreyse dışarıdan hiçbir müdahaleye gerek kalmaksızın çıplak gözle görülebilen, 120\m çapındaki yumurta hücresidir (ovum). Hücrelerin boyları da çapları gibi büyük farklılıklar gösterir. Bazı hücrelerin boyları birkaç mikronken, sinir hücrelerinin boyları, uzantılarıyla beraber 1 metreyi bulabilmektedir. Yapılarının %70-85'i su, %10-20'si protein, geri kalan %5-10'u da lipidler, karbonhidratlar ve elektrolitlerdir.

5 Hücrelerin şekilleri de farklıdır. Oluşumuna katıldıkları doku ve organların yapısına göre yuvarlak, yassı, ipliksi, iğsi, prizmatîk ve küp biçiminde olabilirler.

6 1. Şekil- Vücudumuzdaki hücrelerden bazıları

7 Vücudumuzdaki tüm hücreler belli bir görevde uzmanlaşmıştır. Örneğin hastalıklarla savaşmak, O2 taşımak, hareketliliği sağlamak, çeşitli biyokimyasal maddeler (protein, kimyasal madde, enzimler, hormonlar vb.) üretmek, gıda depolamak, bir araya gelerek yeni hayatlar oluşturmak ve böylece insan neslinin devamını sağlamak gibi görevler yaparlar.

8 HÜCRENİN YAPISI Hücreler basitçe hücre zarı, ortasında çekirdek, içerisinde çeşitli organeller ve bunlar arasında kalan boşluğu dolduran sitoplâzmadan oluşur.

9 A. Hücre Gövdesi (Sitoplâzma) Sitoplâzma, hücrenin en büyük ve en önemli maddesidir. Çekirdek dışında kalan ve hücre zarıyla çevrili boşluğu dolduran tüm oluşumlar, sitoplâzma kavramı içerisine girer

10 Çiğ yumurta akı kıvamında, renksiz ve saydam bir sıvıdır. Yapısının büyük bir kısmı (%60-90, ortalama %75) su,, geri kalan kısmıysa (% 10-40) proteinler, şekerler, yağlar (lipid), enzimler, hormonlar, iyonlar (Na, K, Cl) ve minerallerden oluşur. Hücredeki hayatî olayların büyük çoğunluğu, sitoplâzmada ve sitoplâzma içerisindeki organellerde gerçekleşir. Bu organeller, sitoplâzma içerisinde asılı bir şekilde dururlar.

11 1. Organeller (Organitler) Hücrelerin, organizmanın canlılık özelliği gösteren en küçük birimi olduğunu biliyoruz. Sahip oldukları bu özelliği, bünyelerinde bulunan çeşitli organeller vasıtasıyla gösterirler. Genel olarak hücrelerde bulunan organelleri şöyle sıralayabiliriz: Mitokondri, golgi aygıtı, endoplâzmik retikulum, ribozom, lizozom, sentrozom, peroksizomlar, mikroflaman ve mikrotübüller.

12 2. Şekil- Hücrenin yapısı ve organelleri

13 a. Mitokondri (Mitochondria) Hücrede enerji üretiminin yapıldığı, etrafı çift zarla çevrili silindirik yapılardır. Gıdalarla alınan yağ ve şeker, mitokondrilerde son ürün CO2 ve suya (H2O) kadar yıkılarak ATP (adenozin trifosfat) sentezlenir. Bundan dolayı bu yapıya enerji üretim ve solunum merkezi de denilebilir.

14 Mitokondride ATP sentezi aerobik glikolizis (glikozun parçalanması), elektron transport ve oksidatif fosforilasyon olaylarıyla meydana gelir. Bu olaylarda 1 mol glikozun oksidasyonu sonucu 38 ATP, 1 mol palmitik asitin yakılması sonucuysa 129 ATP sentezlenir. Sentezlenen bu ATP molekülleri, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere, gerekli bölgelere (enerji ihtiyacının çok olduğu kaslar, sinirler vb.) sevkedilirler. Bundan da anlaşıldığı gibi, enerjiye daha fazla ihtiyaç duyan hücrelerde mitokondri sayısı daha fazladır.

15 b. Golgi Aygıtı Adını, İtalyan hekim ve bilim adamı Camillo GOLGİ'den alır. Beyincikteki golgi hücresiyle deride ve kas kirişlerinde bulunan golgi reseptörleriyle karıştırılmamalıdır. Hücre içerisinde, çekirdeğin yakınında ağ biçiminde topluca bulunan çok sayıda kesecikten oluşmuştur. Bütün insan ve hayvan hücrelerinde bulunur.

16 Özellikle sekresyon (salgılama) yapan hücrelerde (süt, ter ve tükürük bezleri vb.) sayıları daha fazladır. Ribozomlarda sentezlenen proteinlere gerektiğinde, golgi aygıtı tarafından şeker ve sülfatlar eklenir. Lipoproteinler, glikoproteinler, mukopolisakkaritler, bağ doku maddeleri vb. golgi aygıtı tarafından sentezlenir. Bunun dışında, yine hücre içinde sentezlenen çeşitli hormon ve enzimler de golgi aygıtı tarafından, son şekilleri verilip paketlenerek hücre dışına gönderilir.

17 c. Endoplâzmik Retîkulum (Endoplasmic reticulum, ER) Hücre zarıyla çekirdek arasında uzanan, zar yapısındaki kanallar sisteminden oluşmuştur. Bu sistemin bazı bölgelerinde ribozomlar bulunur. Bu bölgelere granüllü endoplâzmik retîkulum (GER) denir. Ribozom bulundurmayan bölgelerineyse düz endoplâzmik retîkulum adı verilir. GER'de protein sentezi yapılırken, Düz ER'de, -ki bunlar steroit üreten hücrelerde daha çok bulunur çeşitli steroit hormon ve yağların sentezi yapılır.

18 ç. Ribozom (Ribosome) Hücrenin en küçük organelidir. Salgı, sinir ve karaciğer hücrelerinde daha çok bulunur. Protein sentezinde görevli yapılardır. Endoplâzmik retikulum üzerinde ya da sitoplâzmada serbest hâlde bulunurlar. Ribozomlarda sedimantasyon (çökme) kat sayısı 80 S'dir ve 60 S ve 40 S lik iki ayrı parçaya ayrılabilir. Yapısı, RNA (ribozomal RNA) ve proteinlerden oluşmuştur.

19 d. Lizozom (Lysosome) Eritrositler dışında, canlı hücrelerin tümünde bulunur; Özellikle makrofaj, çok çekirdekli Lökosit ve karaciğer hücrelerinde sayıları daha fazladır. Yuvarlak ve zarla çevrili bir yapıya sahip olup, içlerinde çeşitli enzimleri barındırırlar. Hücrenin sindirim görevini yürütür. Lizozomlar, hücre sindirimi için ve dışarıdan hücreye alınan bakteri, antijen, yabancı protein vb. maddelerin etkisiz hâle getirilmesinde ve parçalanmasında rol oynarlar. Lizozomlar içlerinde ribonükleaz, deoksiribonükleaz, asit fosfataz, [3 galaksidaz gibi enzimler ihtiva eder.

20 Lizozomlar etkilerini 2 şekilde gösterir: Yabancı partiküllerin sindirimi, Otophagy (otofaji): Hücrenin işe yaramayan kendi organellerinin yine kendisi tarafından ortadan kaldırılması, Otolysis (otolizis): Zamanla yaşlanan ya da içi partikülle dolan lizozomların parçalanıp içeriğinin hücre içine boşalması, bunun sonucunda da bulunduğu hücreyi parçalaması, Thyroglobulinden tyroksin sentezi yapmak: Bu gibi bazı hormonların, lizozomlar tarafından sentezlenmesi

21 e. Sentrozom (Centrosome) Hücrede çekirdek yakınına yerleşmiş, içerisinde bir ya da iki adet sentriol ihtiva eden küçük yuvarlak organellerdir. Hücre bölünmesi esnasında, o da ikiye bölünür. Mitoz bölünme sırasında, gelişiminin en üst noktasına ulaşır. Sonra tekrar küçülür. Hücre bölünmesinde aktif role sahip olan sentrioller, mikrotübüllerden yapılmıştır.

22 f. Peroksizomlar (Peroxysome) Hidrojen peroksit (H2O2) metabolizmasıyla ilgili enzimleri taşır. Lizozomlarla benzer özellikler göstermelerine rağmen ayrı bir organel olarak kabul edilmektedir. Birçok hücrenin (karaciğer ve böbrek hücreleri) bünyesinde bulunur. Endoplâzmik retikulumla (ER) aralarında sıkı bir ilişki vardır. Peroksizomlar, sanki ER'nin genişleyip bir kese yapmasıyla oluşmuş gibidir. Membranı, tek katlı olup ER membranının devamı gibidir.

23 H202(hidrojen peroksit)'yi parçalayan katalaz enzimini taşırlar. H2O2, hücre için toksik bir maddedir. Katalaz enzimiyle H20'ya (su) ve 02'ye dönüştürülerek etkisiz hâle getirilir. Karaciğer ve böbrek peroksizomları, nükleik asitlerin yapısında bulunan pürinlerîn (adenin, guanin) parçalanmasında görevlidir.

24 g. Mikroflaman ve Mikrotübüller Mikroflaman (microflaman) a en iyi örnek kas hücrelerinde bulunan aktin ve miyozindir. Aktin, miyozine göre daha çok bulunur. Mikrotübüller (microtubul), hücrenin iskeleti görevi görürler. ATP enerjisi kullanarak bazı organellerin taşınmasında (mitokondri, veziküllerin vb.) görev alırlar. Hücrenin şeklinin korunmasında ve hücre bölünmesinde de görevlidirler. Bugün, hücre zarı İçerisindeki proteinlerin hareketlerinin de mikrotübüller vasıtasıyla olduğu düşünülmektedir.

25 2. Cansız Maddeler Sitoplâzma içerisindeki yapıları organeller, inklüzyonlar ve diğer komponentler olarak sınıflandırabiliriz. Organeller, bir zarla çevrilidir. Hücredeki metabolik olaylara doğrudan katılırlar. Endoplâzmık retikulum, golgi aygıtı, mitokondri ve lizozom bu yapılara örnektir. İnklüzyonlar hücrenin geçici komponentleridir. Her hücrede bulunmayabilirler. Bunların dış kısımları bir zarla çevrili olabildiği gibi zarsız da olabilir. Pigmentler, lipidler, karbonhidratlar, elektrolitler ve salgı tanecikleri bu gruba girer.

26 Diğer komponentlerin etrafları bir zarla çevrili değildir. Farklı yapı ve fonksiyonları vardır. Sentriol, mikrotübül ve mikroflaman bu gruba girer. Hücre içindeki bu oluşumlar içerisinde canlı olanlar organellerdir. Cansız oluşumlarsa kofullar, su, elektrolitler (anyon ve katyonlar), yedek besinler, atık maddeler, salgı tanecikleri, pigment tanecikleri vb.dir.

27 3. Hücre İçi Sıvı Hücrede sitoplâzma ve çekirdek içerisinde sıvı bulunur. Her ikisi birlikte hücre içi sıvı olarak adlandırılır. Vücuttaki toplam sıvının %60'ını hücre içi sıvı oluşturur. 70 kg ağırlığındaki bir insanda ortalama 28 litre hücre içi sıvı vardır. Hücre içi sıvı, yüksek yoğunlukta potasyum, düşük yoğunlukta sodyum ve klor ihtiva etmektedir. Bu iyonlar, hücredeki elektriksel potansiyeli dengelemekle görevlidir.

28 Hücredeki metabolik olaylar, tümüyle burada gerçekleşir. Miktarı normal koşullarda değişmez. Ancak herhangi bir nedenden dolayı azalma olursa, devamlı alış veriş hâlinde bulunduğu interstisyel (hücreler arası sıvı=doku sıvısı) sıvıdan bu eksiklik karşılanır.

29 Hücre Zarı ( Plâzmalemma ) 1. Hücre Zarı ve Fonksiyonları Sitoplâzmayı dıştan çepeçevre kuşatan, ekstrasellüler aralıktan ayıran ve hücreye şeklini veren, bir zardır. Çift katlı fosfolipid molekülleri arasında düzensiz bir dağılım gösteren protein moleküllerinden oluşmuştur. Bu protein moleküllerinin bir kısmı zarı boydan boya kat eder biçimde (integral veya intrinsik proteinler) ya da zarın iç veya dış yüzüne gömülü (periferal veya ekstrinsik proteinler) bulunur. Çift katlı fosfolipid yapıysa fosfat içeren yağ moleküllerinden yapılmıştır.

30 3. Şekil- Hücre zarının yapısı

31 Su, polar maddeler için iyi bir çözücüdür. Polar olmayan (apolar) maddeler örneğin yağlar, suda çözünemezler. Böyle maddelere, hidrofobik (suyu sevmeyen) maddeler denir. Hücre zarının yapısında bulunan fosfolipidlerde, hem hidrofobik bir kısım (lipid) ve hem de hidrofilik (suyu seven) bir kısım (fosfat) bulunmaktadır. Bu şekilde hem polar hem de apolar grup taşıyan moleküllere amfipatik maddeler adı verilir. Böyle maddeler su içerisine konulduklarında, hidrofilik kısımlar dışta, hidrofobik kısımlar içte olmak üzere bir araya toplanarak miçel yapısı oluştururlar (4. Şekil).

32 4. Şekil- Miçel yapı ve fosfolipid molekülü

33 Hücre zarının fosfolipid moleküllerinden oluşan çift katmanlı bir yapısı olduğu daha önce belirtilmişti. Bu fosfolipid yapının, suyu seven (hidrofilik) baş kısmı, zarın iç ve dış kenarında yerleşmişken; suyu sevmeyen (hidrofobik) kuyruk kısmıysa zarın orta kısmında yerleşmiştir (3. Şekil). Orta kısımda toplanan apolar ve hidrofobik kısımlar, aralarındaki suyu dışarı iterler ve bunun sonucunda aralarında bir çekim gücü oluşur. Hidrofobik kuyruk kısımlarının bir arada tutunmalarını sağlayan bu güce hidrofobik çekim gücü adı verilir.

34 Hücre zarı, gözenekli bir yapıda olmasına rağmen sitoplâzmanın dışarıya sızmasına engel olur. Seçicigeçirgen yapısıyla sadece küçük moleküllerin geçmesine izin verir. Büyük moleküllerse ancak fagositoz ya da pinositoz yoluyla zarı geçebilir. Zarın kalınlığı yaklaşık olarak 7,5-10 nanometre kadardır. Zar kütlesi ise %55 oranında protein, %42 oranında fosfolipid, kolesterol vb. ile %3 oranında da karbonhidratlardan oluşmuştur.

35 Hücre zarının görevleri Hücreye madde giriş çıkışını kontrol etmek ve düzenlemek, Hücreyi dış ortamdan (ekstrasellüler aralıktan) ayırmak, Sitoplâzmayı, dolayısıyla hücreyi korumak ve iç ortamı düzenlemek, Hücreye belirli bir şekil kazandırmak

36 2. Hücre Zarından Madde Taşınma Yolları' a. Zar Geçirgenliği (Permeabilite) Hücre zarı, hücrenin dış kısmıyla (ekstrasellüler sıvı) temas hâlinde bulunduğu bölgedir. Hücreye girecek ve hücreden çıkacak, maddeler için seçici ve kuvvetli bir set oluşturur. Besin maddeleri, ancak bu zarı geçerek hücre içerisine girerler. Aynı şekilde hücre atıkları da ancak bu zarı geçerek hücre dışına çıkabilirler.

37 Zarın geçirgenliği, hücreden hücreye ve çeşitli şartlara göre farklılıklar gösterebilir. Hücrenin elektriksel faaliyetlerinde de hücre zarı önemli rol oynar. Örneğin, sinir ve kas hücrelerinin elektriksel uyarılmaları, hücre zarının karakteristik özellikleri sayesinde olur. Dolayısıyla hormon, ilâç vb. maddeler etkilerini ancak hücre zarı vasıtasıyla gösterebilirler. Bundan dolayı zar, bazı hormonların geçişine izin verirken, bazılarına izin vermez.

38 b. Taşıma Yolları Hücre zarından madde taşınma yolları, değişik biçimlerde sınıflandırılabilir. Örneğin, maddenin geçişi esnasında enerji harcanıp harcanmaması göz önüne alınırsa, şöyle bir sınıflandırma yapılabilir: Enerji harcanmadan, yani molekülün kendi kinetik enerjisi sayesinde gerçekleşen taşınma sistemi (pasif taşınma). Örneğin; basit difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve ozmoz. Bu yolla madde taşınması esnasında hücreler enerji harcamazlar. Molekül ve atomlar, kendi konsantrasyonlarının yüksek olduğu taraftan düşük olduğu tarafa, kendi kinetik enerjileri sayesinde difüze olurlar (taşınırlar). Bu maddeleri zarın bir tarafından diğer tarafına yönlendiren en önemli neden, konsantrasyon farkıdır.

39 Maddenin hücre zarından taşınması sırasında, hücre zarının aktif olarak rol oynadığı ve enerji harcamasının yapıldığı taşınma yolu (hücresel enerjiye bağlı taşınma sistemi). Örneğin aktif taşıma ve endositoz-ekzositoz.

40 Şimdi bu, madde taşınma yollarını teker teker inceleyelim:

41 1- Taşıyıcılar Aracılığıyla Taşıma Şekerler ve amino asitler polar (kutuplu) moleküllerdir. Bunların çapları 8 A 'dan büyük olduğu için normal yollardan hücre zarını geçemezler. Halbuki, bu iki maddenin de hücre zarını bolca geçmeleri gerekir. Çünkü, hücrenin enerji üretimi ve protein sentezi yapabilmesi için bu iki maddeye ihtiyacı vardır. Öyleyse, başka bir mekanizmayla hücre zarını geçmeleri gerekmektedir.

42 Yapılan deneyler, bu maddelerin zar yüzeyinde özel yerlere bağlandığını ve zarın dış yüzünden iç yüzüne (hücre içine) taşındığını göstermiştir. Bu tür taşınma şekline taşıyıcılar aracılığıyla taşınma denir. Zira, hücre zarında bulunan taşıyıcı moleküller, taşımaya aracılık ederler. Bu yolla zarı geçen maddeler kimyasal özgüllükleri, rekabet ve doymuşluk yaratma özellikleriyle basit difüzyonla geçen maddelerden ayrılırlar.

43 1. Tablo- Hücre zarından madde taşınma şekillerinin enerji gereksinimine göre sınıflandırılması

44 2. Tablo- Hücre zarından madde taşınma şekillerinin taşıyıcı gereksinimine göre sınıflandırılması

45 Basit difûzyon ve taşıyıcılarla taşınmayı birbirinden ayıran özellikler:

46 1) Özgüllük Taşıyıcılarla taşınmada, taşıyıcıların bazı kimyasal gruplara özgü olması özelliğidir. Örneğin şeker taşıyan sistem, amino asitleri taşımaz. Bazı sistemler o kadar özgüldür ki aynı atom sayısı ve kimyasal grupları taşıyan iki molekülden birisinin molekül biçiminde küçük bir değişiklik olsa, bunu ayırt edebilmekte ve o molekülü taşımamaktadır.

47 2) Doymuşluk Basit difüzyonda, hücre dışında bulunan ve difüzyonla hücre içine girecek olan maddenin dıştaki yoğunluğu ne kadar artarsa, hücreye giren madde miktarı da o kadar artar. Taşıyıcılarla olan taşınmadaysa maddenin hücreye girişi, dıştaki yoğunluğun artmasıyla bir yere kadar artar, bir noktadan sonra durur. Buna göre, taşıma sisteminin bir kapasitesi olduğu söylenebilir. Dıştaki yoğunluk, bu taşıma kapasitesinin üzerindeyse fazlası taşınmaz. Başka bir deyişle taşıma sistemi doymuştur. Sistemin doyması, hücre yüzeyindeki Özgül bağlanma yerlerinin tümüyle işgal edilmesi ve sistemin maksimum kapasiteyle çalışması anlamına gelmektedir.

48 3) Rekabet Birbirine benzer iki madde, aynı taşıyıcı sistemle taşınıyorsa birbiriyle rekabet eder. Örneğin amino asitlerden alanin ve glisin aynı taşıyıcıyı kullanırlar, yani aralarında rekabet vardır.

49 i. Kolaylaştırılmış Difûzyon Bu taşınma sisteminde, bir taşıyıcı molekül (hücre zarındaki protein molekülleri) vardır. Buna en güzel örnek, glikozun hücre içine ya da dışına taşınmasıdır. Taşıyıcı moleküller, taşınacak molekülleri her iki yönde de taşıyabilirler. Bu sistem, "konsantrasyon farkı" etkisiyle çalışır. Böyle olduğundan, madde kendi kinetik enerjisiyle taşınır. Ayrıca dışarıdan artı bir enerjiye ihtiyaç yoktur. Madde yoğunluğunun yüksek olduğu yerden, düşük olduğu yere doğru bir taşınma söz konusudur. Hücre içi ve dışının yoğunluğu eşitlenince, içe ve dışa madde taşınması aynı hızda olur ve hücre içinde maddenin yoğunluğu değişmez (5. Şekil).

50 5. Şekil- Difüzyon ve kolaylaştırılmış difüzyon

51 ii. Aktif Taşıma (Active Transport) Bu sistemin çalışma mekanizması pasif taşınmanın tersinedir. Taşınacak molekülün düşük konsantrasyondan yüksek konsantrasyona doğru, bir taşıyıcı molekül aracılığıyla taşınmasıdır. Yokuş yukarı taşınma diye tabir edilen bu sistemde, enerjiye ihtiyaç duyulur. Enerji ihtiyacı, ATP molekülünden sağlanır. Bu sistemde moleküller genellikle tek yönde taşınır (6. Şekil). Bazı sistemlerde, taşıyıcı molekül taşınacak maddeyi, her iki yönde de taşıyabilir. Ancak, taşıyıcının taşınacak moleküle karşı affinitesi (birleşme isteği, meyli) bir tarafta yüksek, öteki taraftaysa düşüktür. Taşınmanın bir yöne doğru olması ve yoğunluğun bir tarafta yüksek tutulabilmesi için bu şarttır.

52 6. Şekil- Aktif taşıma ve ozmoz

53 Aktif taşınmaya en önemli örnek, sodyum ve potasyum iyonlarının hücre zarı aracılığıyla taşınmasıdır. Sodyum, hücre dışında içerideki miktarından 10 kat fazladır. Potasyumsa, hücre içinde dışa göre kat daha fazladır. Bu iyonların hücre içinde ve dışındaki yoğunluk farkı, aktif taşınmayla muhafaza edilir. Na K pompası, bu sistemle çalışır. Taşıyıcı molekül, hücre içinden 3 mol sodyumu hücre dışına taşır. Arkasından da hücre dışından 2 mol potasyumu hücre içine taşır. Tüm bu olaylar için 1 mol ATP kullanılır.

54 2- Diğer Taşıma Şekilleri i. Basit Difüzyon Kolaylaştırılmış difüzyon gibi, madde yoğunluğunun yüksek olduğu bölgeden düşük olduğu bölgeye doğru taşınmadır. Ancak, aralarında bir fark vardır. Kolaylaştırılmış difüzyon olayı, bir taşıyıcı molekül aracılığıyla gerçekleşirken; basit difüzyonda, böyle bir aracı maddeye gerek duyulmaz. Bir pasif taşınma olan basit difüzyon olayı, maddenin daha çok yoğun olduğu taraftan, daha az yoğun olduğu tarafa, enerjiye ihtiyaç duymaksızın difüze olmasıdır. Örneğin, zarı kolayca geçebilen bir maddenin hücre içi yoğunluğu, hücre dışına göre daha düşük olsun. Bu madde hücre içine doğru difüze olur. Bu geçiş, hücre içiyle dışının yoğunluğu eşitleninceye kadar devam eder, sonra durur(bkz.:5. Şekil).

55 ü. Endositoz, Ekzositoz, Pinositoz ve Fagositoz Bir kese (vezikül) yardımıyla bir maddenin hücre içine alınmasına endositoz (endocytose), hücre dışına atılmasınaysa ekzositoz (exocytose) denir. Endositoz sırasında hücre zarı, dışarıdan içeriye doğru çukurlaşarak içeri alınacak maddenin etrafını çepeçevre sarar. Böylece içeriye alınacak madde, bir vezikül içine alınmış olur. Vezikül bu şekilde sitoplâzmaya geçer. Sonra hücre zarı tekrar birleşir. Vezikül içine alınan madde sıvıysa bu olaya pinositoz (pinocytose=hücre içmesi); katıysa fagositoz (phagocytose=hücre yemesi) denir.

56 Bu şekilde içeriye alınan maddeler kimyasal değişikliğe uğrar, yani sindirilirler. Proteinler ve nükleik asitler gibi iri moleküller bu yolla hücreye alınır. Lökositler ve makröfajların fagositoz yetenekleri vardır.bu hücreler, bakterileri fagosite ederek parçalar. Ekzositozla da hücre içindeki atık maddeler, endositozun tersi bîr mekanizmayla hücre dışına gönderilir. Bütün bu olaylar metabolik enerji (ATP) harcanarak gerçekleşir (7. Şekil).

57 7. Şekii- Endositoz ve ekzositoz

58 iii. Ozmoz (Osmosis) İki bölüm arasında, suya geçirgen, fakat katı maddelere geçirgen olmayan bir zar varsa ve bölümlerden birisindeki su yoğunluğu yüksekse su molekülleri yüksek yoğunluktan alçak yoğunluğa doğru geçer (Bkz.: 6. Şekil). Ozmoz deyimi, pasif taşınma kuralları çerçevesinde suyun difüzyonunu ifade eder, Ozmoz olayında, suda çözünen maddelerin çok önemli rolü vardır. Bir eriyikteki katı madde yoğunluğu, o eriyiğin ozmolaritesi olarak kabul edilir. Eriyiğin ozmolaritesi ne kadar çoksa suyun yoğunluğu o kadar azdır.

59 Hücreler, ozmotik bir sistem gibi davranır. Zira, hücre, zarı daima suya karşı geçirgendir.2 Su molekülleri çok yoğundan az yoğuna doğru hareket ettikleri için, suyun geçtiği tarafta su miktarı (volüm) artar. Başlangıçta iki bölüm arasında geçici bir volüm farklılığı olsa bile, son volüm iki tarafta da eşit olur. Bir ozmol, iyonize ve dissosiye olmayan (çözünmeyen) parçacıkların 1 mol gramına eşittir. Yani maddenin gram olarak molekül ağırlığının o molekülün çözeltiye saldığı, serbest hareketli taneciklerin sayısına bölünmesiyle saptanır. Buna göre 180 gram glikoz (Bu, glikozun mol ağırlığıdır.) 1 ozmol glikoza eşittir. Çünkü glikoz dissosiye olmaz. Böyle bir glikoz eriyiği, litrede 1 ozmol yoğunlukta glikoz taşır.

60 Bununla birlikte eriyikteki bir madde iki iyona dissosiye oluyorsa, bu maddenin 1 mol gramı 2 ozmole eşittir. Çünkü burada parçacık sayısı 2'dir. Örneğin 1 mol NaCl eriyiği, litrede 2 ozmol partikül taşır. Çünkü NaCl iki partiküle, Na+ ve Cl'a iyonize olur. Böylece NaCl'nin 1 mol gramı (58,5 g) 2 ozmole eşittir. Bunun gibi bir eriyik, 1 mol glikoz ve 1 mol NaCl taşıyorsa bu eriyiğin ozmolaritesi, litrede 3 ozmol olur. İki ayrı eriyiğin ozmolar değeri aynıysa, su molekül yoğunluğu da aynıdır.

61 Bir hücreyi, kendi ozmolar değerine eşit bir sıvı içine (izoozmotik, izotonik sıvı) koyarsak, hücre içiyle dışı arasında devamlı bir alış veriş vardır. Fakat hücreye giren ve çıkan sıvı miktarı birbirine eşittir. Yani hücrenin volümü değişmez. Eğer hücre, ozmolaritesi kendisininkinden daha düşük bir sıvı içine (hipoozraotik, hipotonik sıvı) konulursa, su molekülleri hücre içine girer ve hücre şişer. Eğer hücre, ozmolaritesi kendisininkinden daha yüksek bir sıvı içine (hiperozmotik, hipertonik sıvı) konulursa, su molekülleri hücre dışına çıkar ve hücre küçülerek büzülür (8. Şekil).

62 Buna göre, bir çözeltinin ozmolaritesi (katı madde yoğunluğu) hücreninkine eşitse, bu çözeltiye izotonik çözelti denir. İçerdikleri su konsantrasyonu ve çözünmüş parçacık sayısı birbirine eşittir, %0,9'luk NaCl (serum fizyolojik), %5'lik glikoz eriyiği (dextroz) ve %1,4 sodyumbikarbonat yaklaşık olarak izotoniktir.

63 8. Şekil- Farklı çözeltilere konuian hücrenin ozmotik kurallar İçinde su a!tp vermesi

64 Eğer çözeltinin ozmolaritesi, hücreninkinden daha düşükse, bu çözeltiye hipotonik çözelti denir. Hipotonik çözelti, hücreye göre daha az çözünmüş parçacık sayısına, ancak daha fazla su konsantrasyonuna sahiptir. İzotonik eriyiklerden daha düşük konsantrasyona sahip eriyikler hipotoniktir. Eğer çözeltinin ozmolaritesi, hücreninkinden daha yüksekse bu çözeltiye hipertonik çözelti denir. Hipertonik çözelti, hücreye göre daha fazla çözünmüş parçacık sayısına, ancak daha az su konsantrasyonuna sahiptir. Dolayısıyla su molekülleri, hipotonik çözeltilerden hipertonik çözeltilere doğru hareket ederler. îzotonik eriyiklerden daha yüksek konsantrasyona sahip eriyikler hipertoniktir (%10, %20, %30 Dextroz ve %3, %5 NaCl hipertonik solüsyonlara örnektir.).

65 Karşılaştırmalı bir Örnek verecek olursak (hücreyi yok sayarsak), %10'luk NaCl, %20'lik NaCI'ye göre hipotonik, %1'lik NaCI 'ye göreyse hipertoniktir (birbirlerine göre). Ozmotik basınç Katı maddeleri geçirmeyen ve sadece suyun geçişine izin veren, seçici geçirgen bir membranla ayrılmış iki bölüm düşünelim. Bu bölümlerden birincisinde sadece su, ikincisindeyse NaCl eriyiği bulunduğunu varsayalım. Normal şartlarda su molekülleri, birinci bölümden ikinci bölüme doğru geçmeye başlarlar (ozmozla).

66 İkinci bölümden, aradaki membrana doğru (suyun geçiş yönünün tersine) bir basınç uygulanacak olursa, ozmozun yavaşladığı hatta bir süre sonra durduğu gözlenir. Ozmozu tamamen durdurmak için gereken basınca, NaCl eriyiğinin ozmotik basıncı denir.

67 Ozmotik basınçta partiküllerin (parçacık) Önemi Bir eriyikteki parçacıkların yarattıkları ozmotik basınç (iyonun ya da molekülün oluşturduğu), parçacıkların kütlelerine değil, sıvının birim hacminde bulunan parçacık sayısına bağlıdır. Bunun nedeni, parçacıkların kütlesi ne olursa olsun membrana aynı miktarda basınç uygulamalarıdır. Yani bütün parçacıklar, birbirine eşit bir enerjiyle hareket ederler.

68 Kütleleri farklı olduğu halde eşit basınçla membrana çarpmalarının nedeni, büyük kütleli parçacıkların yavaş hareket etmeleri, küçük kütleli parçacıklarınsa daha hızlı hareket etmeleridir. Özetle, bir eriyiğin ozmotik basıncını, o eriyikteki parçacıkların sayısal konsantrasyonu belirler. Parçacıkların kütlesi önemli değildir, Ozmolarite, eriyiğin litresinde bulunan ozmoldür. Ozmolsa parçacıkların sayısal konsantrasyonunu ifade etmek için "gram" yerine kullanılan bir birimdir. Basit bir deyişle ozmol, eriyikteki parçacık sayısını, ozmolariteyse bir litre sıvıdaki parçacık yoğunluğunu gösterir.

69 3- Diyaliz (Dialysis) Bir zarın bir tarafında iki veya daha fazla eriyik hâlinde katı madde varsa ve bu zar, bu maddelerden bazılarının geçmesine izin veriyorsa diyaliz olayı meydana gelir. Zarın geçmesine izin verdiği madde, bir tarafta yüksek yoğunlukta bulunuyorsa, bu madde diğer tarafa difüze olur. Böylece eriyikten bir kısım madde ayrılmış olur.

70 Suni böbrekte aynı prensiple çalışmaktadır. Hastanın kanı (her seferinde 500 ml kadar) bir dizi diyaliz tüpünden geçirilir. Diyaliz tüpünün dış tarafında, kanda bulunan ve difüze olabilen maddeleri aynı yoğunlukta taşıyan bir sıvı vardır. Ancak bu sıvıda, uzaklaştırılması istenen madde bulundurulmaz. Böyle olunca, uzaklaştırılması istenen maddeler (Örneğin üre), difüzyonla dış taraftaki sıvıya geçer. Kan için lüzumlu maddelerse dıştaki eriyiğe geçmez. Böylece, kan zararlı maddelerden temizlenmiş olur.

71 4- Filtrasyon Bir zarın iki tarafı arasında basınç farkı varsa, sıvı ve erimiş maddeler, basıncın yüksek olduğu taraftan düşük olduğu tarafa geçer. Bu olaya filtrasyon (süzülme) adı verilir. Burada zar, bir elek gibi iş görür ve gözeneklerinin büyüklüğüne göre madde geçişine izin verir. Madde ya da sıvının geçiş hızı, basıncın büyüklüğüyle doğru orantılıdır. Kılcal damarlardan eriyiklerin damar dışına çıkışı (ekstrasellüler sıvıya geçişi) filtrasyonla olur.

72 3. Hücre Zarının Dinlenim Potansiyeli Canlı hücrelerin membranında, bir potansiyel farkı (gerilim) vardır. Bu potansiyel fark, uygun metotlarla ölçülebilir. Hücre zarında dinlenim potansiyeli denilen bu olay, hücre türüne göre değişiklik gösterir. Hücrelerin etkinlik göstermedikleri bir dönemde (örneğin kas hücresinin kasılmadığı, salgı hücresinin salgı yapmadığı dönem), tespit edilen potansiyel farkına dinlenim potansiyeli denir.

73 Hemen hemen tüm hücrelerde hücre içi, hücre dışına göre negatif bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyel farkının sebebi, intrasellüler sıvıyla ekstrasellüler sıvı arasındaki iyonların farklı dağılışıdır. Hücre zarı seçici geçirgen olduğu için, hücre içi ve hücre dışı sıvıların içerdikleri madde konsantrasyonu da farklılık göstermektedir. Oluşan bu farkın sebebi, Na*, Cl" ve K+ iyonlarından kaynaklanır. Hücre içindeki anyonların büyük kısmı negatif yüklü proteinlerdir.

74 Aksiyon potansiyelinden sonra, yani hücrenin kendi özel yapısına göre etkinlik gösterip (örneğin kas hücresinin kasılması vb.) tekrar eski hâline dönmesinden sonra, dinlenim potansiyeline geçiş süreci başlar. Na iyonu, aktif taşınmayla devamlı hücre dışına; K iyonuysa hücre içine taşınmasıyla zar dinlenim potansiyeline geçmiş olur. Bu geçiş sonucunda hücre içindeki K* konsantrasyonu, dışarıya göre yaklaşık olarak 50 kat artarken; Na konsantrasyonu, yaklaşık olarak 10 kat düşer.

75 9. Şekil- Dinlenim potansiyelinde iyon değişimi

76 Dinlenim durumundaki hücre zarı, Na+ iyonları için az geçirgendir. Onun için Na+ konsantrasyonunun düşmesi, geriye difüzyonla tekrar yükseltilemez. Hücre zarı, K+ için nispeten geçirgendir. Büyük konsantrasyon değişikliği yüzünden K+ iyonları, hücre içinden dışına bir miktar difüze olabilir. Zar, Cl ~ iyonları için de geçirgendir. Ancak Cl~ iyonlarının, bu potansiyel değişim üzerine pek fazla etkisi olmamaktadır (9. Şekil).

77 4. Aksiyon Potansiyeli Hücrelerde İmpuls iletimi hücre zarı (membranı) ile ilgili bir olaydır. împuls, (kablodaki elektrik akımı gibi) membran boyunca iletilir. Hücre membranı, hücre içi sıvıyla hücre dışı sıvıyı birbirinden ayırır. Hücre içi ve hücre dışı sıvının iyonik yapısı birbirinden çok farklıdır. İyonların türü ve konsantrasyonundaki (yoğunluğundaki) farklılık nedeniyle, içerideki ve dışarıdaki elektriksel yük de farklıdır.

78 Hücrenin iç (intrasellüler) ve dış ortamında (ekstrasellüler), pozitif ve negatif elektrik yükü taşıyan iyonlar (Na+, K+ ve (X ) bulunur. Kural olarak benzer yükler (- ile - ve + ile +) birbirini iter, farklı yüklerse ( - ile + ) birbirini çeker. Farklı elektrik yüklerinin bir araya gelmesi (birbirini çekmesi), elektriksel yükle olmaktadır. Elektrik yükleri birbirinden ayrı tutulursa (ya da ayrı tutulmaya çalışılırsa) iki ayrı nokta arasında potansiyel fark var demektir. Bu fark yüklerinin birbirini çekmeleri, elektriksel bir güç doğurur. Bu güç, yükün hareketine (akımına) neden olur ki, buna da elektrik akımı denir.

79 Hücrelerin iç ve dış ortamında bulunan İyonlar, elektrik yükünün taşınmasını sağlarlar. Ancak hücre membranı lipidlerden yapıldığı için, yapısında elektrik yükü taşıyan çok az iyon bulundurur. Bu yüzden bunlar elektrik akımı için uygun bir ortam oluşturmaz.

80 Bu şekliyle hücre membranı, hücrenin içindeki ve dışındaki elektrik yükleri arasına yerleşmiş, tecrit edici (iki tarafı birbirinde ayıran) bir set oluşturur. Bu set, hücre içindeki ve hücre dışındaki farklı yükleri (+ ve - yükleri) birbirinden ayırdığı için, içerisiyle dışarısı arasında potansiyel fark oluşacaktır. Membran potansiyeli denilen bu potansiyel fark (için dışa göre ya da dışın içe göre + veya -.yüke sahip olması), bir ucu hücre içine bir ucu hücre dışına yerleştirilen elektrotlarla ölçülebilir.

81 Hücre istirahat (dinlenim) halindeyken, yani uyarılmadığı zaman, ölçülen potansiyel farkına dinlenim potansiyeli denir. Hücre aktifken membran potansiyeli değişir. Bu esnada ölçülen potansiyel farkınaysa aksiyon potansiyeli denir. Aksiyon potansiyeli, bir sinir veya kastaki etkinlik esnasında meydana gelen elektriksel değişikliktir. Aksiyon potansiyelinin devam süresi, sinirlerde 1 milisaniye (saniyenin binde biri), kaslarda 4 milisaniye, kalp kasında ise 200 milisaniye (0,2 saniye) kadardır.

82 Aksiyon potansiyelinin oluş mekanizması Hücrede aksiyon ve dinlenim potansiyelinin oluşmasında, Na* ve K* iyonları rol oynar. Bu iyonların bulundukları yerdeki konsantrasyonları ve yer değişiklikleri, bulundukları yerin elektriksel yükünü belirler. Hücre dinlenim durumundayken polarize olmuş (kutuplaşmış=bir tarafın negatif diğer tarafın pozitif olması) durumdadır ve bir denge durumu söz konusudur. Zira, içerisi negatif (-), dışarısı pozitif (+) yük taşımaktadır.

83 Dinlenim durumundaki iyon dağılımında K+ içeride, Na+ dışarıda bulunur. Bu iyonların hücre zarını geçişleri, belli kurallar dahilinde gerçekleşir. Hücre içi K+ konsantrasyonu yüksek olduğu için hücre dışına doğru K+, sızdırma kanallarından difüze olurken Na+ hücre içine girer. Fakat sızdırma kanalları nedeniyle membranın istirahatte K+'a olan geçirgenliği Na+'a kıyasla çok daha fazladır. Bu nedenle K*'un pasif dışarı akışı Na+'un pasif hücre içine akışından daha fazladır.

84 Membran hücre içindeki anyonların çoğuna geçirgen olmadığı için (ki bunlar negatif yüklü proteinlerdir) K+'un dışa akımı eşit oranda anyon akımıyla birlikte olmaz ve membran dışarısı içeriye göre pozitif olacak şekilde polarize bir durumda kalır. Dinlenim zar potansiyelinin oluşmasında diğer önemli faktörse Na+~K+ ATPaz pompasıdır. Bu pompayla hücre dışına 3 Na+, hücre içineyse 2 K+ aktif olarak taşınır.

85 10. Şekil- Aksiyon potansiyelinde iyon ve elektriksel yük değişimi

86 Hücre etkinlik gösterdiği sırada, yani aldığı uyarı sonucunda aksiyon potansiyeli oluşması esnasında, hücre membranının Na+ geçirgenliği 500 kat artar ve Na+ hızla içeri girer. Na+ un içeriye girmesiyle, denge durumu bozulur ve membranın dinlenim dönemindeki potansiyeli değişerek pozitif değere ulaşır. Na**nın içeriye girmesiyle polarize durum bozulur. Membran potansiyelinin pozitif değere ulaştığı bu döneme, depolarizasyon dönemi adı verilir. Depolarizasyon döneminde iyon dağılımı değişir. Na+ iyonlarının hücre içine girmesiyle, hücre içinde Na+ ve K+ iyonları bulunur. Bunun sonucunda elektriksel yük durumu da değişir ve hücre içi pozitif değere, hücre dışıysa negatif değere ulaşır.

87 Depolarizasyon döneminden sonra repolarizasyon dönemi başlar. Bu dönemde, Na* geçişi durdurulur ve K* geçirgenliği artırılır. Sonuçta K* hücre dışına difüze olur. İçeriye giren Na+ kadar K+ dışarıya çıkar. Bunun sonucunda iyon dağılımı, dinlenim durumundakinin tersine döner. Yani K* dışarıda, Na* ise içeridedir. İyon dağılımı ters olmasına rağmen, elektriksel yük durumu dinlenim potansiyeli değerini kazanır. Bir başka deyişle hücre içi negatif, hücre dışı pozitif olur. Repolarizasyon dönemi böylece tamamlanır. Buraya kadar meydana gelen olaylar (depolarizasyon ve repolarizasyon), enerji, sarfı gerektirmez.

88 Bundan sonra hücrenin eski durumuna (dinlenim potansiyeline) dönüş süreci başlar. Na+'nın tekrar hücre dışına çıkması ve K+,nın hücre içine girmesiyle, hem iyonik dağılım hem de elektriksel yük dağılımı bakımından dinlenim potansiyeline geçilmiş olur. Na* dışarıda, K* içeride olmak üzere hücre içi negatif, hücre dışıysa, pozitif değer taşır. Na* nın dışarı çıkması ve K+ nın içeri girmesi, sodyum-potasyum pompa sistemi sayesinde olur. Bu sistemin çalışması için metabolik enerjiye ihtiyaç duyulur. Hücre dinlenim durumuna geçtikten sonra, tekrar uyarılmaya hazırdır (10. Şekil).

89 Görülüyor ki, yaptığımız en basit hareketlerde bile milisaniyeler içerisinde, hücrelerde moleküler düzeyde, birçok karmaşık fakat muazzam biyokimyasal olay cereyan etmektedir. Farkına bile varamadığımız bu olayların sayesinde, hayatî organlarımız çalışır ve istediğimiz hareketleri yapabiliriz, kısacası yaşamımızı sürdürebiliriz.

90 C. Çekirdek (Nucleus) Bölünme yeteneğine sahip olan hücrelerde bulunur. Genellikle hücrenin orta kısmında yerleşmiştir. Şekli yuvarlak, elips ya da dikdörtgen şeklinde olabilir. Hücrelerden bazıları bir veya birden çok çekirdeğe sahip olabilirken, bazılarında hiç çekirdek bulunmaz. Örneğin eritrositlerin çekirdeği yoktur. Bununla birlikte normal lökositlerde bir, karaciğer hücreleri ve kemik iliğinin polikaryositlerindeyse birden fazla çekirdek bulunabilmektedir.

91 Sitoplâzmadan çift katlı bir zarla (çekirdek zan) ayrılmıştır. Bu zarın İç kısmını dolduran sitoplâzmaya benzer sıvıya nükleoplâzma denir. Bazen üzerinde çok küçük gözenekler bulunur. Endoplazmik retikuluma bağlantılı ve sanki devamı gibidir. İçerisinde bir ya da birden fazla çekirdekçik bulunur. Çekirdeğin en önemli özelliği; bir kontrol merkezi gibi görev yapmasıdır. Bünyesinde iki çeşit nükleik asit bulundurur. Bunlardan birincisi çekirdekçiklerde bulunan RNA' (ribonükleik asit), ikincisiyse, DNA (deoksiribonükleik asit)'dır. DNA molekülleri, nesilden nesile aktarılan genetik şifreyi taşır ve kromozomların yapısını oluşturur

92 Çekirdekçik (Nucleolus) Hücre çekirdeğinde bulunan küçük, yuvarlak yapılardır. Sayıları bir ila yüz arasında olabilir. Bazen de hiç bulunmaz. Elektron mikroskobunda kalın iplikli bir yumak şeklinde görülür, İçlerinde DNA bulunmaz. Esas yapılarını RNA oluşturur.

93 Kromozom (Chromosome) Kalıtsal Özellikleri belirleyen genleri taşırlar. Belli sayıda, değişik şekillerde ve uzun DNA zincirinin kendi üzerinde düzensiz bir şekilde sarılmasıyla oluşmuş genetik yapılardır. Kromozomlar, ancak hücre bölünmesi sırasında (mitoz) belirlenebilir. Çünkü hücre dinlenme halindeyken (enterfaz) açık olduklarından teker teker belirlenemezler. Organizmada, çekirdeksiz eritrositler dışındaki bütün hücrelerde kromozom bulunur(11.,şekil).

94 11. Şekil- İnsandaki kromozomlar

95 Yalnız hücre bölünmesi sırasında, özellikle metafaz evresinde tespit edilebilen kromozomların uzunlukları fim arasında değişir. Üzerinde, yeri kromozomdan kromozoma değişen ve sentromer denilen bir boğum vardır. Kromozomların sayısı insanlarda 23 çifttir (46 adet=2n). Bunun 22 çifti bedenî (otozomal), bir çiftiyse cinsiyet (gonozomal) kromozomudur. Cinsiyet kromozomu (seks kromozomu), kadınlarda XX şeklinde, erkeklerdeyse XY şeklindedir.

96 Cinsiyete göre beden hücrelerinde, bu cinsiyet kromozomlarının her ikisi de (XX ya da XY olarak) bulunur. Ancak, gametlerde (sperma ve ovum) yalnız bir tanesi (X ya da Y olarak) bulunur. Yani spermalardan bir kısmı X kromozomu taşırken, diğerleri Y kromozomu taşır. Bununla beraber ovum, her zaman X kromozomu taşır.

97 Erkek cinsiyet hücresinin (sperma hücresi) kadın cinsiyet hücresi (ovum) ile birleşmesine döllenme denir. Çocuğun cinsiyetinin belirlenmesinde, erkek sperma hücresinden gelecek olan kromozom çeşidinin önemi büyüktür. Şöyle ki, ovumda sadece X kromozomu olduğunu biliyoruz. Döllenme esnasında bu X kromozomunun yanına, sperma hücresinden X kromozomu gelirse, çocuğun cinsiyeti kız (XX); Y kromozomu gelirse, çocuğun cinsiyeti erkek (XY) olur.

98 DNA (Deoksiribonükleik asit) DNA molekülü uzun, ince, çift iplikçikli ve kendi etrafında kıvrılan bir merdiven ya da spiral (sarmal) görünümündedir. Etrafı protein yapısında bir kılıfla kaplıdır. Bu merdivenin basamaklarıysa dört temel kimyevî maddeden (baz) oluşur. Bunlar adenin (A), timin (T), guanin (G) ve sitozin (C) dir. Bu harfler, DNA'da şifrenin yazılımında kullanılan alfabeyi oluşturur. Bahsedilen bu 4 bazdan 3 tanesinin tek iplikçik üzerinde yan yana gelmesiyle ortaya çıkan baz üçlüsüne, triplet (kot) adı verilir. Her bir triplet, bir amino asidi şifreler. Bu 4 bazın üçlü kombinasyonu hesaplandığında ( 43=64 ) 64 tane kodun meydana geldiği görülür. Bunun anlamı bu 4 bazla, 64 adet amino asit kodlanabilecektir (12. Şekil).

99 Bu bazlardan adenin (A) sadece timinle (T) guaninse (G) sadece sitozinle (C) birleşir. Bu birleşme Hidrojen (H+) bağı yardımıyla olur. DNA'nın yapısında bunlar dışında, pentoz şekeri (deoksiriboz şekeri) ve fosfat molekülü (fosforik asit) de; bulunur. A=T veya C=G'nin pentoz şekeriyle yaptıkları birleşiklere nükleosit, bir nükleosid molekülünün fosforik asitle birleşmiş hâline nükleotit adı verilir.

100 DNA'nın iki temel görevi vardır: a) Genler içinde, anne ve babadan gelen kalıtımsal (genetik) özellikleri saklamak, b) Kendilerinin benzer kopyalarının üretilmesini sağlamak

101 12. Şekil- Kromozom ve DNA

102 RNA (Ribonükleik asit) Nükleotitlerin art arda yerleşmesiyle oluşmuş, tek bir sarmal zincirden oluşan yüksek kütleli moleküllerdir. Nükleotit dizisinde şeker ribozdur, asitli bazlarsa adenin, sitozin, guanin ve urasildir. DNA'daki timin'in yerini RNA' da urasil almıştır.

103 RNA'nın üç çeşidi vardır: 1) Ribozomal RNA (r-rna): Hücre sitoplâzmasında bulunan ve protein sentezinden sorumlu olan ribozomların yapısal ve fonksiyonel bir kısmını (RNA, türden türe değişmekle birlikte, ribozomların % 40 ilâ 60 ını meydana getirir) oluşturur. Protein sentezinde rol oynar.

104 2) Messenger RNA (m-rna): Haberci ya da elçi RNA olarak da isimlendirilir. Bir genin kopya edildiği RNA çeşididir. Yani DNA'da yazılı olan şifreyi, kendi diline çevirerek kopyalayan RNA'dır. DNA'nın iki zincirinden biriyle temasa geçerek kodlamayı yapar. Bu kodlamada DNA üzerindeki her baza, RNA üzerinde onunla eşleşebilen bir baz karşılık gelir. Böylece her adenine bir urasil her guanine bir sitozin karşılık gelir. Bu şekilde kodlanmış olan RNA molekülü, tıpkı bir fotoğrafın pozitifi ve negatifi gibi kalıtım şifresinin karşı tip hâlindeki eşidir. Bu şifre daha sonra ribozomlarda çözülecektir.

105 3) Transfer RNA (t-rna):'taşıyıcı RNA da denir. 70 ilâ 80 nükleotitli bir moleküldür. Şekli, üç yapraklı bir yoncaya benzer. Molekülün iki ucunun oluşturduğu bir de sap kısmı vardır. t-rna, protein sentezi sırasında, gerekli amino asitlerin taşınmasında rol oynar. Her bir amino asidi farklı t-rna taşır. Sentez esnasında, bir ucuyla taşıdığı amino aside, diğer ucuyla da m-rna üzerindeki kendine uygun bölgeye bağlanır.

106 Gen (Gene) Bir proteini ya da proteinin bir parçasını şifreleyen ve böylece, bireye genetik bir özellik kazandıran DNA parçasıdır. Bir başka deyişle özgül bir proteinin sentezinden sorumlu olan DNA parçacığıdır. Bir gen (=sistron) üzerinde, protein sentezi için gerekli olan bütün bilgiler bulunur. Kromozom üzerinde bulunduğu yere lokus adı verilir. Genlerin uzunluğu ilâ çift nükleotit kadardır. Bununla birlikte mikroskopta görülmezler. Bugün insan vücudunda yapılan incelemeler sonucunda, 300'den fazla genin yeri tespit edilmiştir.

107 Protein sentezi Protein, canlıları oluşturan hücrelerin yapı taşı olan ana maddedir. Tabiattaki bilinen 20 civarındaki amino asidin, çeşitli biçimlerde birbirleriyle birleşmesi sonucunda oluşur. Amino asitlerin bir kısmı vücutta sentezlenebilirken, bir kısmı vücutta sentezlenemez ve mutlaka dışarıdan alınması gerekir (elzem amino asitler).protein sentezi kısaca yazılım (transkripsiyon), çeviri=şifrenin okunması (translasyon) ve protein üretimi aşamalarından oluşur. DNA'da kayıtlı olan şifreler, ancak deşifre edildikleri zaman bir anlam ifade ederler.

108 Yani bir yemek tarifi gibi, uygulamaya konulmadığı zaman bir anlam ifade etmezler. Bir yemek tarifi hiçbir zaman yemeğin kendisi değildir. DNA'lardaki bu şifreler ancak m-rna'lar vasıtasıyla sitoplâzmaya çıkarılarak deşifre edilebilirler. Bu şifrelerin, RNA yapısına aktarılmasına transkripsiyon denir. Transkripsiyonda DNA bir şablon vazifesi görürken, m-rna onun negatif bir kopyasını oluşturur. m-rna, sonra çekirdeği terk ederek sitoplâzmaya çıkar.

109 Sitoplâzmaya çıkan şifrenin protein sentezinde kullanılmasına da translasyon denir. Translasyonda m-rna'da kayıtlı olan şifre, ribozomlar tarafından okunur. Ribozom m-rna üzerinde ilerleyerek şifreleri okurken, okunan bu şifreye uygun amino asidi taşıyan t-rna'ların getirdikleri amino asitleri sırayla birbirine bağlayarak protein sentezi yapılmış olur (13. Şekil).

110 13. Şekil- Protein sentezi

111 III. HÜCRELERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ Hayatın temel yapı taşı olan hücre, bir bütün olarak vücudun tüm faaliyetlerini basitleştirilmiş bir şekilde taklit eder. Kendi zarından içeriye gıda alır, enzimler arayıcılığıyla bu gıdaları sindirir. Çalışmak ve ısınmak için enerji tüketir. Çoğu hücreler, atıklarını boşaltma ve kendilerinin bazı küçük yaralarını iyileştirme kabiliyetine sahiptir.kimileri yer de değiştirebilirler.vücudun ihtiyacı olduğu takdirde, kendi benzerlerini üretirler. Ayrıca bütün hücreler, canlılığın tipik ve belirli özelliklerini ortaya koyarlar. Buna göre hücreler;

112 1) Uyarılabilirler : Her bir hücre, dış etkenlerle (hormonal, kimyasal, elektriksel, termik vb.) ve iç etkenlerle (glikojen yapımı ve yıkımı vb.) uyarılabilirler. 2) Metabolizma ve enerji değişimi yapabilirler : Hücreler, O2, basit moleküllü yapı taşları ve gıda maddeleri alırlar. Bunları çeşitli işlemlerden geçirirler. CO2, H20 ve metabolizma artıkları gibi atıkları dışarıya verirler. Hücrelerin bu özel faaliyetleri enerji tüketimiyle ilgilidir.

113 3) Hareket edebilirler: İleri derecede gelişmiş canlılardaki bazı hücreler, yalancı ayaklar (uzantılar) oluşturarak hareket edebilir. Bu uzantıları yardımıyla fagositoz da yapabilirler. Bazıları amiboid hareketlerle, bazıları da sitoplazmalarındaki dalgalanmalarla yer değiştirebilirler. Örneğin, sperma hücreleri hareketli kuyruklarıyla hareket ederler.

114 4) Gelişebilirler: Hücrelerin bölünebilmesi için, belirli bir gelişme dönemini tamamlamaları gerekmektedir. Bu gelişme dönemi hücreden hücreye değişiklik gösterir. Hücrelerin ömürleri karşılaştırıldığında da büyük farklılıklar olduğu görülür. Örneğin, bağırsak epitel hücrelerinin canlılık süreleri saatken eritrositlerin (alyuvar) canlılık süreleri 4 aya kadar çıkar. Sinir hücreleriyse çok daha uzun yıllar canlılıklarını korurlar. Kalp kası ve sinir hücrelerinin yenilenme yetenekleri yoktur. Buna karşılık yüzeyel deri hücreleri için, sürekli olarak fizyolojik yenilenme (rejenerasyon) söz konusudur.

115 5) Çoğalabilirler: Hücreler, bölünerek çoğalırlar. Bir canlının büyüyüp gelişmesi de onu oluşturan hücrelerin bölünerek çoğalmasıyla olur. Bölünme, sitoplâzma ve çekirdekte beraberce gerçekleşir. Bir hücrenin bölünebilmesi için yeterli büyüklüğe ulaşması gerekir.

116 IV. HÜCRE BÖLÜNMESİ ve ÇOĞALMASI Hücreler olgunluğa eriştiklerinde, bölünerek yeni hücreleri oluşturur. Her dakika, insan vücudunda milyonlarca hücre ölmektedir. Sağlıklı hücreler üreyerek, ölenlerin yerini alacak yeni hücreler meydana getirir. Böylece insan vücudunda yaşayan hücrelerin sayıları üç aşağı beş yukarı sabit kalır. Hücre bölünmesi 1-2 saat içerisinde gerçekleşen periyodik bir olaydır. Kanserli hücreler diğer hücrelere göre daha hızlı ve kontrolsüz ürer ve tümör oluşumuna neden olurlar.

117 Canlı hücrelerin, nesillerini devam ettirebilmek için kendilerine benzer yeni hücreler meydana getirmelerine bölünme denir. Bölünme, hücrenin hayatını devam ettirmesinin bir gereği olmamakla birlikte, büyüme ve gelişme için kaçınılmaz hayatî bir olaydır. Hücre bölünmesi amitoz, mitoz ve mayoz olmak üzere üç ayrı şekilde gerçekleşir. Şimdi bunlara teker teker göz atalım;

118 a) Amitoz Bölünme (amitose): Nadir görülen en basit hücre bölünme şeklidir. Hücrelerin doğrudan doğruya ikiye ayrılarak, boğumlanarak ya da tomurcuklanarak bölünmesidir. Bölünme çekirdekten başlar, sitoplâzmanın bölünmesiyle devam eder. Ancak bu bölünmede mitoz ve mayoz bölünmenin tersine, çok hücreli organizma ve gamet oluşumu sağlanamaz

119 14. Şekil- Mayoz ve mitoz bölünmede kromozomların durumu

120 b) Mitoz Bölünme (mitose): Somatik hücrelerde, genellikle büyüme ve gelişme dönemlerinde (fötal hayat ve çocukluk dönemi) daha çok görülür. Mitoz hücre bölünmesi 4 evrede gerçekleşir. 1) Profaz 2) Metafaz 3) Anafaz 4) Telofaz

121 15. Şekil- Mitoz bölünme evreleri

122 Profaz evresinde, kromatin (chromatin) iplikleri, çubuk biçiminde kromozomlara ayrılmak üzere toplanır. Bu sırada çekirdek yavaş yavaş erir ve sentrozomlar eşlenerek, ışınsal taneciklerden oluşan bir yıldızcık (aster) oluşturur. Bu yıldızcık, iki yeni yıldızcığa bölünür. Bunlar birbirinden uzaklaşarak, hücrenin iki karşıt kutbuna gider. Aralarında ipliksi uzantılar oluşur. Bu uzantılar, hücrenin ortasında birleşerek mekik biçimini alır. Bu sırada çekirdek zarı erir ve her bir kromozom, mekiğin bir teline tutunarak hücrenin orta bölümünde yer alır. Küçükler ortada, büyükler kenarlarda bulunur. Şekilleri "V" ya da çengel şeklinde kıvrılmış gibidir.

123 Metafaz evresinde, kromozomlar kendilerini eşleyerek belirirler. Boylan kısalıp kalınlaşırlar. Metafazın sonunda kromozomların her biri, iki kromatite ayrılmaya başlar ve hücrenin orta düzlemine toplanır. Sonra anala/ evresi başlar. Kromozomlar boylamasına iki ince ipliğe ayrılır. Kromatit (chromatide) denilen bu parçalar birbirinden ayrılarak, hücrenin iki kutbuna doğru, mekik telleri boyunca ilerler; Bu evrede, ayrıca mekiğin, dolayısıyla hücrenin de uzadığı görülmektedir.

124 Telofaz evresinde, aşağı yukarı profaz evresinde olanların tersi olur. Hücrenin kutuplara ulaşan kromatitlerinin çevresinde çekirdek zarı oluşur. Kromozomlar, yine ince tellerden bir yumak oluşturacak biçimde toparlanır ve çekirdek ortaya çıkar. iki ayrı çekirdek oluştuktan sonra, sitoplâzma da ikiye bölünür. Orta yerinden boğumlanan sitoplâzma, iki yeni kütleye ayrılır. Mîtoz bölünmeden sonra hücre, bir ara evre olan interfaza girer. Hücre, normal boyutlarına ve fonksiyonlarına kavuşur. înterfaz sırasında her kromozom, telofaz evresinde gelen kromozom teliyle özdeş yeni bir kopya çıkarır ve kendini eşler. Böylece kalıtımsal özellikler birinden diğerlerine aktarılmış olur (Bkz.: 14. ve 15. Şekil).

125 c) Mayoz Bölünme (meiose): Mayoz hücre bölünmesi birbirini izleyen iki aşamada gerçekleşir. Bunlar şu evrelerden oluşur: 1- Birinci mayotik bölünme (İndirgeme bölünmesi), Birinci Profaz Birinci Metafaz Birinci Anafaz Birinci Telofaz

126 2- İkinci mayotik bölünme (eşitleme bölünmesi), İkinci Profaz İkinci Metafaz İkinci Anafaz İkinci Telofaz

127 Mayoz bölünme, cinsiyet hücrelerinde görülen bir bölünme şeklidir. Haploit hücre (türe has kromozom sayısının yarısına sahip hücre, insanda N=23) oluşmasını sağlar. Bu bölünme şekli, bir kromozom bölünmesini izleyen iki hücre bölünmesinden ibarettir.

128 2N kromozomlu primer (birincil) ovosit (oosit=olgunlaşmamış kadın cinsiyet hücresi) ve spermatositlerin (erkek. cinsiyet hücresi) N kromozomlu hücrelere dönüşmek için, geçirdikleri iki olgunlaşma bölünmesidir. Böylece sperma hücresinin ovumu döllemesiyle yine diploit hücre (yarısı anneden, yansı babadan gelmek üzere türe has kromozom sayısını gösteren hücre, insanda 2N=46) meydana gelir. Mayoz bölünme sonunda kadınlarda, içinde sadece X kromozomu bulunan 4 adet gamet oluşur. Ancak bu dört hücreden üçü, yozlaşıp bozulur. Yalnızca bir hücre bütün sitoplâzma kütlesini kendisinde alıkoyar. Erkeklerdeyse ikisi X kromozomu, İkisi Y kromozomu taşıyan 4 adet gamet oluşur.

129 Primer oosit ve spermatositler 46 kromozom taşır. Birinci mayotik bölünme sonunda kromozom sayısı yarıya (23) iner. Oluşan bu iki yeni hücre, ikinci mayotik bölünme evresine girer. Bu bölünme, aynı mitozda olduğu gibidir. Her bir hücre kromozom sayısı azalmaksızın ikiye bölünür. Böylece ana hücreden, kromozom sayısı ana hücrenin yarısına eşit 4 yeni hücre oluşur (Kadınlarda bu dört hücreden sadece birisi işlev görebilirken erkeklerde dördü de işlev görür). Sonuç olarak, kadınlarda mayoz sonunda bir, erkeklerdeyse dört yeni hücre oluşur (Bkz.: 14. Şekil).

Hücrenin yapısı ve çeşitleri. Öğr. Gör. Nurhan Bingöl

Hücrenin yapısı ve çeşitleri. Öğr. Gör. Nurhan Bingöl Hücrenin yapısı ve çeşitleri Öğr. Gör. Nurhan Bingöl HÜCRE I. GİRİŞ Yaşayan tüm canlılar, milyonlarca hücrenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bir binanın tuğlaları gibi, canlıların vücutları da hücrelerle

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması HÜCRE Dicle Aras Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması Hücre Bölünmesi Hücre bölünme ve çoğalması iki şekilde gerçekleşir. Vücut soma hücrelerinin bölünme ve çoğalma biçimi Mitoz (mitosis),

Detaylı

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

Mayoz Bölünmenin Oluşumu MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? 03 Ocak 2012, 23:39 Osman BEDEL MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? Kromozom sayılarının nesiller boyu sabit tutulması mayoz bölünme ile sağlanır. Mayoz özel bir hücre bölünmesidir. Bu bölünme ile

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! DERS : BİYOLOJİ KONU: HÜCRE BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimidir.( Virüsler hariç) Şekil: Bir hayvan

Detaylı

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. HÜCRE BÖLÜNMELERİ Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. I. MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar bir çok canlı grubu

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK 3) Çekirdek Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. Prokaryot hücreli canlılarda bulunmaz. GÖREVLERİ: 1) Genetik maddeyi taşıdığından

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ Hücre içi ve hücre dışı sıvılar bileşimleri yönünden oldukça farklıdır. Hücre içi sıvı intraselüler sıvı, hücre dışı sıvı ise ekstraselüler sıvı adını alır.

Detaylı

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER NÜKLEİK ASİTLER Nükleik asitler, bütün canlı hücrelerde ve virüslerde bulunan, nükleotid birimlerden

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA 2) Sitoplazma Hücrenin içini dolduran sıvıdır. İçinde inorganik ve organik maddeler vardır. Ayrıca görevleri birbirinden farklı olan organeller de bulunur.

Detaylı

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1 HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1 Hücrenin bölünmeye başlamasından itibaren onu takip eden diğer hücre bölünmesine kadar geçen zaman aralığına hücre döngüsü denir. Hücreler belli

Detaylı

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi. KONU 9. HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar birçok canlı grubu tarafından gerçekleştirilebilir. Mitoz bölünme sonunda bölünen hücrelerden

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ *Hücrenin yaşam döngüsü: Hücrenin; bir bölünme sonundan, ikinci bir bölünme sonuna kadar olan zaman sürecinde; geçirdiği yaşamsal olaylara hücrenin yaşam döngüsü denir. Hücreler,

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 1) Canlılarda özelliklerin genlerle kontrol edildiği ve her genin en az bir özellikten sorumlu olduğu bilindiğine göre, I. Diploid canlılarda her özellik için iki gen bulunması

Detaylı

Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller

Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller Hücre zarının en önemli görevi hücreyi dış ortamdan ayırmak ve hücreye madde giriş ve çıkışını kontrol etmektir. Böylece maddelerin, özellikle

Detaylı

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir.

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir. DERS: BİYOLOJİ KONU: C.T.B(Vitaminler e Nükleik Asitler) VİTAMİNLER Bitkiler ihtiyaç duydukları bütün vitaminleri üretip, insanlar ise bir kısmını hazır alır. Özellikleri: Yapıcı, onarıcı, düzenleyicidirler.

Detaylı

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Atomların molekülleri,

Detaylı

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden

Detaylı

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi HÜCRE Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi Hücre Canlıların en küçük yapı taşıdır Bütün canlılar hücrelerden oluşur Canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilir Bitki ve hayvan hücresi = çok

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı Hayvan hücreleri mikroskop ile incelendiğinde hücre şekillerinin genelde yuvarlak

Detaylı

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ

BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ BAKTERİLERİN GENETİK KARAKTERLERİ GENETİK MATERYALLER VE YAPILARI HER HÜCREDE Genetik bilgilerin kodlandığı bir DNA genomu bulunur Bu genetik bilgiler mrna ve ribozomlar aracılığı ile proteinlere dönüştürülür

Detaylı

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR HÜCRE İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR ANLAMINA GELEN HÜCRE DEMİŞTİR.ANCAK HÜCRE BİLİMİNİN

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ 1 HÜCRE Kompleks çok hücreli organizmaların, (hayatın karakteristik özelliklerine sahip) en küçük yapısal birimine HÜCRE denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 TEK ZARLI ORGANELLER 4) Koful Hücre içerisinde çeşitli görevleri bulunan organeldir. Genel olarak hayvan hücrelerinde çok sayıda küçük küçük ;bitki hücrelerinde

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 10. Sınıf 1) Hücre döngüsünün interfaz evresini yeni tamamlamış bir hücre ile bu hücrenin döngü sonunda oluşturduğu yeni hücrelerde; I. DNA miktarı II. Gen Sayısı III. Gen

Detaylı

MEMBRANLARDAN MADDE GEÇİŞİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

MEMBRANLARDAN MADDE GEÇİŞİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. MEMBRANLARDAN MADDE GEÇİŞİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Maddeler hücre membranından başlıca iki şekilde geçebilir: 1. Difüzyon: Madde konsantrasyonunun (yoğunluğunun)

Detaylı

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA HÜCRE İSKELET ELEMANLARI Sitoplazmanın içinde bulunan özel proteinlerdir. 3 çeşit hücre iskelet elemanı bulunur. Her iskelet elemanının görev ve yapısı

Detaylı

S evresi: Organellerin iki katına çıkarılması devam ederken DNA sentezi olur.

S evresi: Organellerin iki katına çıkarılması devam ederken DNA sentezi olur. HÜCRE DÖNGÜSÜ İnterfaz: Bölünmeyen bir hücre interfaz durumundadır. Bu safhada replikasyon ve bölünme için hazırlık yapılır. Çekirdek belirgindir, bir yada daha fazla çekirdekçik ayırt edilebilir. Kromozomlar

Detaylı

Biyolojik zarların genel yapısı sıvı mozaik modelle açıklanır.

Biyolojik zarların genel yapısı sıvı mozaik modelle açıklanır. 6 Hücre zarları 6 Hücre zarları 6.1 Biyolojik zarın yapısı nasıldır? 6.2 Hücre zarı, hücre tutunması ve tanımasında nasıl bir rol oynar? 6.3 Zardan madde geçişlerinde pasif taşıma 6.4 Zardan madde geçişlerinde

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? * * 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız?

Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? * * 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız? Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Numarası : A 1- DNA molekülünün görevlerini yazınız? 2- ATP molekülünün görevini açıklayınız? 3- Hücre teorilerinin açıklayınız? 4- Ökaryatik hücre yapısına sahip canlıları yazınız?

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında oluşmuş kanalcıklardır. Yumurta hücresi, embriyonik hücreler ve eritrositler(alyuvar)

Detaylı

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Bitkilerde bulunan hücredir.bu hücrelerde hücre duvarı bulunduğundan hayvan hücresinden ayrılır. Hücre duvarı vardır. Kofulu büyük ve az sayıdadır. Şekli dikdörtgen

Detaylı

HÜCRE ZARINDA MADDE İLETİMİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE ZARINDA MADDE İLETİMİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE ZARINDA MADDE İLETİMİ PROF.DR.MİTAT KOZ Nelerin Hücre Zarından geçmesi gereklidir? Besin maddeleri Atık maddeler Hücreye gelen sinyal molekülleri Hücreden gönderilen sinyal molekülleri Sıvı girebilmeli

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir CANLILARDA ÜREME EYLÜL 3.HAFTA MİTOZ VE EŞEYSİZ ÜREME Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir Üreme canlıların ortak özelliğidir 3 4 Canlılar hücrelerden meydana gelir

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3

10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3 10. SINIF KONU ANLATIMI 6 MAYOZ BÖLÜNME-3 Mayoz Bölünmenin Genel Özellikleri Üreme ana hücrelerinde görülür. Üreme hücrelerinin oluşmasını sağlar. Sadece 2n kromozomlu hücrelerde görülür. 4 yeni hücre

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

ayxmaz/biyoloji 7-Hücreye antijen özellik kazandırır.kalıtımın kontrolü altındadır Örn: Kan grupları 8- Oluşumunda golgi etkendir Hücre zarı

ayxmaz/biyoloji 7-Hücreye antijen özellik kazandırır.kalıtımın kontrolü altındadır Örn: Kan grupları 8- Oluşumunda golgi etkendir Hücre zarı Hücre zarı özellikleri ve görevleri 1-Hücreyi çepe çevre kuşatır 2-Yağ-protein ve karbonhidrattan oluşur.temel yapı yağdır. 3-Hücreye şekil verir 4-Hücreyi dış etkilerden korur 5-Bazı organelleri oluşumunda

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #19

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #19 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #19 1) X Ağız Mide İnce bağırsak Şekildeki grafikte insanın sindirim kanalındaki X maddesinin değişimi gösterilmiştir. Buna göre X maddesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Glikojen

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #6

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #6 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #6 1) Canlılar soylarının devam ettirebilmek için üreyerek yeni bireyler meydana getirir. Bu üreme olaylarıyla ilgili olarak; I. Bakterinin ikiye bölünerek kendine benzer yeni

Detaylı

Bütün hücrelerin olmazsa olmazları. Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom

Bütün hücrelerin olmazsa olmazları. Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom Bütün hücrelerin olmazsa olmazları Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom Hücre Ökaryotik hücre Nukleus var Zarla çevrili organeller var Genellikle prokaryotik hücreye oranla daha büyüktür. Ökaryotlardaki

Detaylı

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM

1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1. ÜNİTE : HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1 DNA (Deosiribo Nükleik Asit) Kalıtım maddesi hücre çekirdeğinde bulunur. Kalıtım maddesi iğ ipliği (Yumak) şeklinde bir görünümdedir. İğ ipliğindeki kalıtım maddesi

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

Çekirdek 4 bölümden oluşur Çekirdek zarı: karyolemma Kromatin: Chromatin Çekirdekcik: Nucleolus Çekirdek sıvısı: karyolymph

Çekirdek 4 bölümden oluşur Çekirdek zarı: karyolemma Kromatin: Chromatin Çekirdekcik: Nucleolus Çekirdek sıvısı: karyolymph NUKLEUS Bir hücrenin tüm yapılarının ve etkinliklerinin kodlandığı kromozomu Ayrıca, DNA sını dublike edecek ve 3 tip RNA yı ribozomal (rrna), haberci (mrna) ve transfer (trna)-sentezleyecek ve işleyecek

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 29. ADIM HÜCRE 6- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ 3

ADIM ADIM YGS-LYS 29. ADIM HÜCRE 6- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ 3 ADIM ADIM YGS-LYS 29. ADIM HÜCRE 6- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ 3 TURGOR BASINCI: Hücre içindeki suyun hücre çeperine yaptığı basınca TURGOR BASINCI denir. Turgor durumundaki bir hücrenin turgor basıncı

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12 1) İnsanda döllenme sırasında, I. Spermdeki çekirdek, sentrozomun yumurtaya geçmesi II. Spermdeki akrozomun patlayarak zona pellusidayı eritmesi III. Yumurtadaki salgı maddelerinin

Detaylı

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre, hücre yapısı ve şekilleri

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre, hücre yapısı ve şekilleri HÜCRE Dicle Aras Hücre, hücre yapısı ve şekilleri Hücre Canlıların, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimleridir. 3.9.2015 2 Canlıların Ortak Özellikleri Hücrelerden oluşurlar, Solunum yaparlar,

Detaylı

www.demiraylisesi.com

www.demiraylisesi.com YÖNETİCİ MOLEKÜLLER C, H, O, N, P atomlarından meydana gelir. Hücrenin en büyük yapılı molekülüdür. Yönetici moleküller hücreye ait genetik bilgiyi taşır, hayatsal faaliyetleri yönetir, genetik bilginin

Detaylı

ayxmaz/biyoloji 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki ana DNAdan yeni DNA molekülleri hangi sonulca üretilir A B C D

ayxmaz/biyoloji 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki ana DNAdan yeni DNA molekülleri hangi sonulca üretilir A B C D 1. DNA replikasyonu.. için gereklidir A) sadece mitoz B) sadece mayoz C) mitoz ve mayoz D) sadece gamet oluşumu E) sadece protein sentezi 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki

Detaylı

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen ortak bir özelliktir. Hücre büyüyüp gelişirken madde ve enerji gereksinimleri artar. Sitoplâzma hücre zarına oranla daha hızlı

Detaylı

Hücre Yapısı: Somatik ve Germ Hücrelerinin Bölünme ve Farklanmaları. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

Hücre Yapısı: Somatik ve Germ Hücrelerinin Bölünme ve Farklanmaları. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Hücre Yapısı: Somatik ve Germ Hücrelerinin Bölünme ve Farklanmaları Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Embriyonal yaşamın başlangıcından itibaren hücre bölünmesi başlar ve gelişmeyle ilgili her aşama hücre bölünmesiyle

Detaylı

2n n. Kromozom sayısı. Zaman

2n n. Kromozom sayısı. Zaman Mitoz Döllenme Mitoz MAYOZ BÖLÜNME 10. SINIF ÜNİTE, KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI 10.1.2. ve Eşeyli Üreme 10.1.2.1. u açıklar. a. un evreleri temel düzeyde işlenir. Evreler açıklanırken mikroskop, görsel

Detaylı

Hücrede Madde Geçişi MADDE ALIŞ-VERİŞLERİ OSMOZ

Hücrede Madde Geçişi MADDE ALIŞ-VERİŞLERİ OSMOZ Hücrede Madde Geçişi MADDE ALIŞ-VERİŞLERİ OSMOZ Osmoz: İki çözelti arasında seçici-geçirgen zar bulunduğunda; su molekülleri az yoğun çözeltiden, çok yoğun çözeltiye doğru geçiş yapar. Bu olaya osmoz denir.

Detaylı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞINIM

HÜCRE ZARINDA TAŞINIM HÜCRE ZARINDA TAŞINIM Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ YDÜ TIP FAKÜLTESİ BİYOFİZİK AD Küçük moleküllerin zardan geçişi Lipid çift tabaka Polar moleküller için geçirgen olmayan bir bariyerdir Hücre içindeki suda

Detaylı

Diffüzyonun özel bir halini ortaya koyan ve osmozis adı verilen bu olgu, bitkilerin yaşamında büyük öneme sahip bulunmaktadır.

Diffüzyonun özel bir halini ortaya koyan ve osmozis adı verilen bu olgu, bitkilerin yaşamında büyük öneme sahip bulunmaktadır. 3. Osmozis Ayrımlı geçirgen (yarı geçirgen) bir zarla ayrılmış ortamda suyun, su potansiyelinin (su yoğunluğunun) yüksek olduğu yönden daha düşük olduğu yöne geçişi Osmozis olarak bilinmektedir. Osmozis,

Detaylı

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi Bugün gelinen noktada genetik Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi «Genetik bilgiden hastaların ve ailelerin yararlanması için tüm sağlık çalışanları insan genetiğinin temelinde

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA

12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA 12. SINIF KONU ANLATIMI 2 DNA VE RNA DNA (DEOKSİRİBONÜKLEİK ASİT) Temel nükleik asittir. Prokaryot hücrelerin sitoplazmasında, ökaryot hücrelerde çekirdek, mitokondri ve kloroplast organelinde bulunur.

Detaylı

Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır.

Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır. Mitoz bölünme, hücredeki kalıtım maddesinin yavru hücrelere eşit miktarda bölünmesini sağlayan karmaşık bir olaydır. Hücre mitozla bölünmeden önce DNA eşlemesi olur. Hücre mitozla bölünmeye başlamadan

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ

ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ ADIM ADIM YGS-LYS 27. ADIM HÜCRE 4- HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ Hücre zarı canlıdır ve seçici-geçirgendir. Bu özelliği nedeniyle bazı maddeler hücre zarından geçebilirken bazı maddeler geçemez. Hücre

Detaylı

Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları

Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları Hücre ve Hücre Organelleri Üniversite Hazırlık Konu Anlatımları Hücre, göze ya da odacık, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

ÜNİTE I HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1.1 HÜCRE BÖLÜNMESİ Hücre bölünmesi canlılar aleminde görülen en önemli biyolojik olaylardan biridir.

ÜNİTE I HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1.1 HÜCRE BÖLÜNMESİ Hücre bölünmesi canlılar aleminde görülen en önemli biyolojik olaylardan biridir. ÜNİTE I HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM 1.1 HÜCRE BÖLÜNMESİ Hücre bölünmesi canlılar aleminde görülen en önemli biyolojik olaylardan biridir. Hücre büyürken, hücre zan genişler, hacmi artar. Ancak hücrenin

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 1) Bir hücrenin X maddesini difüzyonla almakta olduğu görülmüştür. Bu hücre ve içerisinde bulunduğu ortamla ilgili, I. Ortamdaki X yoğunluğu hücreden daha fazladır. II. X in

Detaylı

ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ

ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ ÜNİTE 5:HÜCRE ZARI VE MADDE GEÇİŞMESİ Anahtar kavramlar 5.1.Hücre zarları sıvı haldedir ve yağ ile protein moleküllerinden meydana gelmişlerdir. 5.2.Hücre zarlarının birbirlerini tanımasında karbonhidrat

Detaylı

MİTOZ ÇALIŞMA KÂĞIDI A. Aşağıdaki resimli bulmacayı çözünüz.

MİTOZ ÇALIŞMA KÂĞIDI A. Aşağıdaki resimli bulmacayı çözünüz. MİTOZ ÇALIŞMA KÂĞIDI A. Aşağıdaki resimli bulmacayı çözünüz. B. Numaralandırılmış evrelerle ilgili aşağıdaki cümlelerde ifadeyi doğru tamamlayan koyu renkli ifadeyi yuvarlak içine alınız. 2. / 5. resimde

Detaylı

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri Ortamdan ham materyali alırlar Enerji üretirler. Bu enerji iç ortam dengesini sağlamak ve sentez reaksiyonlarını yürütmek

Detaylı

madde2 Transport protein Transport protein

madde2 Transport protein Transport protein Terimler Uniport taşınma Hücre zarına yerleşmiş bir transport proteinin tek bir maddeyi tek yönde taşıması. Taşınan maddeye göre pasif veya aktif olarak gerçekleşir madde Transport protein Simport taşınma

Detaylı

Bölüm 04 Ders Sunusu. Hücre Zarlarından Geçiş

Bölüm 04 Ders Sunusu. Hücre Zarlarından Geçiş Bölüm 04 Ders Sunusu Hücre Zarlarından Geçiş Eric P. Widmaier Boston University Hershel Raff Medical College of Wisconsin Kevin T. Strang University of Wisconsin - Madison Copyright The McGraw-Hill Companies,

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #17

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #17 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #17 1) Memeli bir hayvanın vücudunda gerçekleşen biyokimyasal tepkimelerden bazıları aşağıdaki gibidir. I Glikojen Glikoz ATP III Buna göre I, II ve III ile gösterilen metabolik

Detaylı

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları

Paleoantropoloji'ye Giriş Ders Yansıları ANT139 PALEOANTROPOLOJİ YE GİRİŞ Genetiğin Basit Temelleri, Kavramlar, Mendel Genetiği, Gen Aktarımı 3. Ders Canlılığı anlayabilmek için moleküler seviyeye inmek gerekir! Hücre Yaşayan organizmaların temel

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #15

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #15 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #15 1) Bir hücrede meydana gelen bölünme evrelerinden birine ait şekil yukarıdaki gibi ise; I. Diploit kromozomludur. II. Glikozu nişasta şeklinde depolar. III. Sitoplazması boğumlanma

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ 1 2 HÜCRELERİN GENEL ÖZELLİKLEİ Hücreler hem morfolojik (şekilsel) hem de metabolik olarak çok büyük farklılıklar gösterirler. E.coli isimli bakteri 1µm (µm=mikrometre=

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

HÜCREDE MADDE ALIŞ VERİŞİ

HÜCREDE MADDE ALIŞ VERİŞİ 1 HÜCREDE MADDE ALIŞ VERİŞİ Zardan Geçebilecek Büyüklüklteki Maddelerin Alış Verişi Zardan Geçemeyecek Büyüklükteki Maddederin Alış Verişi Pasif Taşıma Aktif Taşıma Endositoz Ekzositoz Difüzyon Ozmoz Fagositoz

Detaylı

7) I. C0 2 ve 0 2 II. Amino asitler III.Madensel tuzlar IV.Glikoz

7) I. C0 2 ve 0 2 II. Amino asitler III.Madensel tuzlar IV.Glikoz HÜCREDE MADDE ALIŞVERİŞİ TEST 1) Ökaryot canlıların hücre zarında, 5) İçerisinde nişasta ve benedikt çözelitisi bulunan bir bağırsak parçası, glikoz ve iyot çözeltisi bulunan deney kabına daldırılıyor.

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1.Hücresel yapıdan oluşur 2.Beslenir 3.Solunum yapar 4.Boşaltım yapar 5.Canlılar hareket eder 6.Çevresel uyarılara tepki gösterir 7.Büyür ve gelişir (Organizasyon) 8.Üreme

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

Membran Organizasyonu

Membran Organizasyonu Membran Organizasyonu Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Tıp Fakültesi Biyofizik AD Biyolojik Zarlar plazma zarları mitokondri, kloroplast, lizozom gibi organelleri sitoplazmadan ayıran hücre içi zarlar mitokondri

Detaylı

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ

MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELİ Vücuttaki tüm hücrelerin membranları, üzerlerinde elektrik yükü depolayacak özelliktedir Hücrelerin normal işlevlerini yerine

Detaylı

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır. Seçmeli Ders: Dokular ve Organlar Arası Metabolik İlişkiler 1.HAFTA Normal metabolizmada aktif olan günlük akış; Yaşamak için gerekli olan enerji akışı, dışardan alınan gıdalardan elde edilir. Kullanılan

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #1

YGS ANAHTAR SORULAR #1 YGS ANAHTAR SORULAR #1 1) Yıkımları sırasında Tüketilen O2 miktarı 2) H2O2 H2O2 H2O2 Grafikte bazı organik bileşiklerin yıkımları sırasında tüketilen oksijen miktarı verilmiştir. Buna göre organik bileşiklerin

Detaylı

BAKTERİLER ALEMİ SELİN HOCA

BAKTERİLER ALEMİ SELİN HOCA BAKTERİLER ALEMİ SELİN HOCA Prokaryot hücre yapısına sahip olan tek hücreli canlılardır. Gözle göremediğimiz için keşfedilmeleri ancak mikroskobun icadı ile olmuştur. Keşfedilmemiş bakteri çeşidi sayısının

Detaylı

Hücre çekirdeği (nucleus)

Hücre çekirdeği (nucleus) Hücre çekirdeği (nucleus) Toplam hücre hacmının 1/20-1/10'unu kapsar. Değişik hücrelerde mekanik etkilerle, yer ve şekil değiştirebilir, bu nedenle hücrelerde farklı şekillerde görülebilir. Çekirdek, hücre

Detaylı

ÜNİTE 6 Nükleoproteinler ve Nükleik Asitler

ÜNİTE 6 Nükleoproteinler ve Nükleik Asitler ÜNİTE 6 Nükleoproteinler ve Nükleik Asitler Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Nükleoprotein ve nükleik asitlerin yapısını, Nükleozid, nükleotid tanımlarını, Azotlu bazları, Nükleik asitlerin metabolizmasını

Detaylı

BİYOLOJİK MEMBRANLAR. Prof.Dr. Kadir TURAN V 1

BİYOLOJİK MEMBRANLAR. Prof.Dr. Kadir TURAN V 1 BİYLJİK MEMBRANLAR Prof.Dr. Kadir TURAN V 1 MEMBRANLAR MBC-IV.th edition Membranların genel yapısı Non-kovalent etkileşimlerin bir arada tuttuğu lipid ve proteinlerin oluşturduğu ince bir film yapısındadır.

Detaylı

HÜCRE ZARINDAN MADDE TAŞINMASI

HÜCRE ZARINDAN MADDE TAŞINMASI HÜCRE ZARINDAN MADDE TAŞINMASI Prokaryotlardan en karmaşık çok hücreli ökaryotlara kadar canlı sistemlerin hepsinde canlı organizma ve cansız ortam arasında madde alışverişi vardır. Hücresel seviyede madde

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #5

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #5 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #5 Miktar 1) I.Hemoglobinin yapısındaki karbon atomu sayısını tespit etmek II. Solunumda kullanılacak gazların hangi molekülle taşınacağını tespit etmek III. Kanın ph ını tespit

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur. BAKTERİLER GENEL ÖZELLİKLERİ: -Prokaryot hücre yapılı, tek hücreli canlılardır. -Halkasal DNA ya sahiptirler. Bazı bakterilerde plazmit bulunur. Plazmit: Küçük ve halka şeklinde DNA parçacıklarıdır. Bakterilerin

Detaylı

DNA ve Özellikleri. Şeker;

DNA ve Özellikleri. Şeker; DNA ve Özellikleri Hücrelerdeki hayatsal olayların yönetimini çekirdek sağlar. Çekirdek içinde, hücrenin beslenme, solunum, üreme gibi canlılık faaliyetlerin yönetilmesini sağlayan genetik madde bulunur.

Detaylı