Türkiye nin Çölleşme Haritası Dokümanı Hazırlanması Raporu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türkiye nin Çölleşme Haritası Dokümanı Hazırlanması Raporu"

Transkript

1 T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İklim Verileri Kullanılarak Türkiye nin Çölleşme Haritası Dokümanı Hazırlanması Raporu Aralık ANKARA

2

3 Önsöz Kuraklık ve çölleşme, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birlikte, sonuçları açısından günümüzde insanoğlunun karşı karşıya olduğu ve mutlaka ciddiye alması gereken en önemli küresel ve bölgesel çevre konularından biridir. Çölleşme, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi nde (BMÇMS), iklimsel değişimleri ve insan etkinliklerini de içeren, fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik etmenler arasındaki karmaşık etkileşimlerin, kurak, yarıkurak ve kurakça-yarınemli alanlarda oluşturduğu arazi bozulumu olarak tanımlanmıştır. Buna göre, kutup ve kutupaltı coğrafi kuşakları dışında dünyanın hemen her bölgesinde oluşabilen arazi bozulması, kurak, yarıkurak ve kurakça-yarınemli arazilerde oluştuğunda çölleşme olarak kabul edilmiştir. Çölleşme, iklim değişikliği, uzun süreli, geniş alanlı (yaygın) ve şiddetli kuraklık olayları, yanlış arazi yönetimi, arazi ve su kullanımı ile toprak ve egemen iklim arasındaki uyumsuzluğun birleşiminin bir sonucudur. Ayrıca, çölleşmenin, yerel ve küresel iklimi de etkileyebildiği unutulmamalıdır. Günümüzde gerçek çöllerin, çölümsü steplerin ve çölleşmeye eğilimli alanların bulunduğu, çok kurak, kurak, yarıkurak ve kurakça-yarınemli araziler, Yerküre karalarının yaklaşık % 41.3 nü kaplar. Yeryüzündeki gerçek çöllere, Büyük Sahra, Gobi, Takla Makan, Sonoran ve Navajo, Atacama, Namib, Kalahari, Arabistan, Suriye, Kızıl Kum ve Kara Kum çölleri ile Avustralya çölleri örnek verilebilir. Kurak ve yarıkurak alanlarda su noksanlığı çok belirgindir ve yağışlar düzensizdir. Bu bölgelerde yağış azlığı yanında, günlük ve yıllık sıcaklık farklarının yüksek, havanın nem içeriğinin (su buharı karışma oranı ya da özgül nem) düşük ve evapotranspirasyonun yüksek olması tanıtıcı bir özelliktir. Ayrıca toprağın organik madde içeriği düşüktür ve çoğu durumda toprak derinliği azdır. Toprak derinliği fazla ya da yeterli olsa bile, düşen yağış yetersiz olduğu için, toprakta biriken yararlanılabilir su tutarı da azdır. Kurak ve yarıkurak iklim bölgelerinde çoğunlukla açıklanan ekolojik koşullara uyum sağlamış klimaks flora ve fauna bulunur ve sırasıyla, genellikle bozkır (step) ve çayır (preri) ile çalı (maki ya da çaparal), savan ve kuru orman biyom ve ekosistemleri geniş alanlar kaplar. Bu çalışmanın ana amacı, coğrafi olarak Türkiye iklimini ve arid bölgelerini en iyi temsil eden, en türdeş, uzun süreli ve güncel klimatolojik verilere dayanarak Türkiye nin çölleşmeye eğilimli alanlarını gösteren Aridite İndisi (Aİ) temelli çölleşmeden etkilenebilirlik haritasını hazırlamak ve Türkiye de çölleşme etmen ve süreçlerini denetleyen iklim, iklimsel değişkenlik ve kuraklık özellikleri ve koşullarını dikkate alarak Türkiye nin Klimatolojik Olarak Çölleşme Potansiyeline Sahip Olan Çölleşmeye Duyarlı ya da Açık Arazilerinin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıflarını belirlemek ve haritalamak şeklinde belirlenmiştir. Uzun zamandan beri Türkiye nin çölleşmeye duyarlı kurak (yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli) arazilerinin iklim açısından çölleşmeden etkilenebilirlik (ya da çölleşme duyarlılık) şiddet sınıflarını belirlemeye yönelik bir çalışma yapmayı istiyordum. Bu çerçevede, bana bu çalışmayı yapma cesaret ve olanağını veren Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürü Sayın Hanifi AVCI Bey e; bazı haritalarımı Coğrafi Bilgi Sistemleri programında kullanmak amacıyla sayısallaştıran, topografya ve çölleşmeden etkilenebilirlik sonuç haritasının üretilmesi konusunda birlikte çalıştığımız ve doğrudan yardımlarını aldığım ÇEM Genel Müdürlüğü Orman Mühendisi Sayın Aslıhan Karadağ Hanım ve Harita Mühendisi Timuçin DİZDAROĞLU Bey ile Çölleşme İzleme ve Değerlendirme Şube Müdürü Sayın Kenan ŞAHİN Bey e teşekkür etmeyi bir borç bilirim. 8 Aralık 2013, Çanakkale Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ ODTÜ İstatistik Bölümü Bağlantılı Öğretim Üyesi (Lisans ve Yüksek Lisans: Fiziki Coğrafya ve Jeoloji; Doktora: Klimatoloji ve Meteoroloji) 1

4 2

5 İçindekiler 1. İklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme İlişkisi Karasallık, Rüzgar ve Kuraklığın Hidroklimatolojik ve Çölleşme Etkileri Veri ve Yöntem Veri Yöntem...14 (1) Potansiyel Evapotranspirasyon (2) Aridite İndisi (3) Köppen - Geiger İklim Sınıflandırması (4) Değişkenlik Katsayısı Analiz Sonuçları ve Değerlendirilmesi Türkiye İkliminin ve İklim Dinamiğinin Ana Çizgileri Türkiye nin Hidroklimatolojisi...23 (1) Ortalama Yağış (2) Ortalama Potansiyel Evapotranspirasyon (3) Ortalama Yağış-Potansiyel Evapotranspirasyon Dengesi (4) Yıllık Yağış, Potansiyel Evapotranspirasyon ve Aridite İndisi Dizilerindeki Yıllararası Değişkenlik Klimatolojik Açıdan Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıflarının Belirlenmesi Sonuç ve Tartışma Kaynaklar

6 1. İklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme İlişkisi Sera gazlarının atmosferdeki birikimlerinin çeşitli insan etkinlikleri nedeniyle sanayi devriminden beri hızla artması sonucunda kuvvetlenen sera etkisinin en önemli sonucu, Yerküre nin enerji dengesi üzerinde ek bir pozitif ışınımsal zorlama oluşturarak dünya ikliminin daha sıcak ve daha değişken olmasını sağlamasıdır. İster küresel isterse bölgesel ölçekte olsun, iklim değişikliği ekstrem (aşırı) hava ve iklim olaylarının sıklığında, şiddetinde, alansal dağılışında, uzunluğunda ve zamanlamasında değişiklikler oluşmasına neden olmaktadır. Örneğin, yağış, alansal ve zamansal olarak yüksek bir değişkenlik göstermiş ve döneminde, çok geniş bölge ve kıtalar üzerinde yağış tutarlarında azalış (kuraklaşma) ve artış eğilimler gözlenmiştir. Buna göre, Kuzey ve Güney Amerika nın doğu bölümleri, kuzey Avrupa ve Asya nın orta kesimleri ile kuzeyinde anlamlı artış eğilimleri gözlenirken, anlamlı kuraklaşma ya da azalış eğilimleri ise Sahel, Türkiye yi de kapsayan Akdeniz havzası, Güney Asya nın bir bölümü ile Afrika nın güneyinde görülür (ör. IPCC, 2007, 2013; Türkeş, 1999, 2011, 2012ab; Türkeş ve Erlat, 2003, 2005; Türkeş ve Tatlı, 2010, 2011, vb.). Bu sonuçlara ek olarak, dünyanın birçok bölgesi ve Türkiye deki şiddetli yağış olaylarında (aşırı yüksek ve aşırı düşük yağışlar, vb.) da artışlar gözlenir (ör. IPCC, 2013; Türkeş ve Tatlı, 2009; Türkeş ve ark., 2009ab; Yozgatlıgil ve ark., 2010; Tatlı ve Türkeş, 2011ab; Öztürk ve ark., 2012; Sen ve ark., 2012, vb.). Türkiye yağışlarındaki uzun süreli eğilimler ve değişimler incelendiğinde, genel olarak kış (Şekil 1a) ve ilkbahar yağış toplamlarında Türkiye nin Akdeniz yağış rejiminin egemen olduğu Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile İç ve Doğu Anadolu bölgelerinin iç ve güney bölümlerinde belirgin bir azalma eğiliminin (kuraklaşma) olduğu görülür. Kış mevsiminde Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gözlenen kuraklaşma eğilimlerinin bazıları istatistiksel olarak anlamlıdır (Şekil 1a). Bu sonuç Türkiye için daha önce yapılan yağış eğilimleri ve değişimlerine ilişkin çalışmalarla genel olarak uyumludur. Başka bir deyişle, kış mevsiminde Türkiye nin özellikle batı, güney ve karasal iç-güney bölgelerinde gözlenen kuraklaşma eğilimi, yaklaşık olarak bu bölgelerde 2009, 2010 ve 2011 yıllarında egemen olan ortalamadan daha yağışlı (nemli) koşulların varlığına karşın sürmektedir. Türkiye de gözlenen kuraklaşma eğilimi, istasyonların bir bölümünde 1970 li yılların başında, bir bölümünde ise 1980 li yılların başında etkili olmaya başlamış, Karadeniz (ör. Doğu Karadeniz bölümünde, Rize istasyonu) ve Akdeniz kıyısındaki bazı istasyonlar (ör. Alanya) ile karasal Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki bazı istasyonlarda (ör. Mardin) son yıllara kadar etkili olmuştur (zaman dizisi çizimleri burada verilmedi). 4

7 K A R A D E N İ Z 40 Marmara Denizi 40 Ege Denizi km A K D E N İ Z -3 to to to 0 0 to to to 3 (a) Kış toplam yağış tutarlarındaki eğilimler K A R A D E N İ Z Marmara Denizi 40 Ege Denizi km A K D E N İ Z -5 to to to 0 0 to to to 5 Yıllık toplam yağış tutarlarındaki eğilimler Şekil 1: M-K sıra ilişki katsayısı anlamlılık sınamasına göre, Türkiye kış mevsimi ve yıllık toplam yağış tutarlarındaki uzun süreli eğilimlerin alansal dağılış desenleri (Türkeş, 2013). Kırmızı renkli ters üçgen simgeleri, toplam yağış dizilerindeki azalma (kuraklaşma) eğilimlerini gösterirken, koyu yeşil renkli artı simgeleri toplam yağış dizilerindeki artma eğilimlerini gösterir. İçi noktalı ve dolu daha iri kırmızı üçgen simgeler (görece kalın ve daha kalın koyu yeşil artı simgeler), M-K u(t) sınama örneklem değerlerine karşılık gelen harita simgelerini içeren lejanta göre, sırasıyla dizilerdeki % 5 ve % 1 anlamlılık düzeyindeki azalma (artma) eğilimlerini gösterir. 5

8 Yaz mevsiminde, önceki çalışmaların sonuçlarına benzer olarak, birkaçı istatistiksel olarak önemli olmak üzere, hem artış hem de azalış eğilimleri egemendir (şekil verilmedi, bkz. Türkeş, 2013). Sonbaharda ise, önceki çalışmalardan ayrı olarak, daha önce gözlenen artış eğilimlerinin kuvvetlendiği ve artış eğilimi gösteren istasyon sayısının arttığı görülür. Sonbaharda, Türkiye nin güneydoğu köşesini kaplayan bir alan dışında yağışlarda artış egemendir. Gözlenen artış eğilimleri, İç Anadolu da, Batı Karadeniz Bölümü nde, Güney Marmara ve Kuzey Ege bölümlerinde çoğu % 1 anlamlılık düzeyinde olmak üzere, istatistiksel olarak önemlidir (şekil verilmedi, bkz. Türkeş, 2013). Bu artış eğilimlerinin ortaya çıkmasında, Azorlar bölgesi üzerindeki subtropikal yüksek basınç ile Grönland ve İzlanda üzerindeki orta enlem alçak basıncı arasındaki geniş ölçekli atmosferik basınç dalgalanması olarak tanımlanan Kuzey Atlantik Salınımı nın (NAO) negatif evresiyle bağlantılı olarak son yıllarda gözlenen uzun süreli ortalamadan daha nemli koşullar etkili olmuş olabilir. Türkiye deki yıllık toplam yağışlardaysa, temel olarak kış ve sonbahar yağışlarındaki eğilim ve değişimlerin beklenen bir yansıması olarak, Türkiye nin Akdeniz yağış rejiminin egemen olduğu batı ve güney bölgelerinde bir azalma eğilimi görülür (Şekil 1b). Öte yandan, Trakya nın Tekirdağ ve İstanbul yöreleri ve Karadeniz Bölgesi ile İç ve Doğu Anadolu bölgelerinin kuzey ve doğu bölümlerinde yıllık toplam yağışlarda bir artma eğilimi egemendir. Gözlenen artış ve azalış eğilimlerinin ancak birkaçı istatistiksel olarak önemlidir. Genel olarak Doğu Akdeniz Havzası nın ve Türkiye nin yıllık, ilkbahar ve özellikle kış yağışlarında gözlenen önemli azalma eğilimleri, bu bölgede egemen olan cephesel orta enlem ve Akdeniz alçak basınçlarının sıklıklarında özellikle kışın gözlenen azalma ile yüksek basınç koşullarında gözlenen artışlarla bağlantılı olabilir. Türkiye yağışlarındaki değişkenliğin ve değişikliklerin atmosferik nedenlerine ilişkin yeni çalışmalara göre (Türkeş ve Erlat, 2003, 2005), Türkiye deki şiddetli ve geniş alanlı kış kuraklıklarının önemli bir bölümüyse, NAO değişkenliğinin kuvvetli pozitif indis evrelerine karşılık gelir. NAO ise, coğrafi olarak Azorlar bölgesi üzerindeki subtropikal yüksek basınç ile Grönland ve İzlanda üzerindeki orta enlem alçak basıncı arasındaki geniş ölçekli atmosferik basınç dalgalanması olarak tanımlanır. Yağışların yanı sıra, uzun süreli klimatolojik ve meteorolojik gözlemlerin çözümlemelerinden elde edilen yeni bulgular, 1950 lerden beri bazı ekstremlerde özellikle günlük ekstrem hava sıcaklıklarında (ör. en yüksek ve en düşük sıcaklıklar, tropikal ve yaz günleri, vb.), donlu gün sayılarında ve sıcak hava dalgalarının sıklığı ve uzunluğunda da önemli değişiklikler ortaya çıktığını göstermektedir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli 1nci Çalışma Grubu nun İklim Değişikliğinin Fiziksel Bilim Temeli başlıklı yeni raporuna 6

9 (IPCC, 2013) göre, birçok aşırı hava ve iklim olaylarında 1950 den beri değişiklikler olduğu gözlenmiştir. Küresel ölçekte, yüksek olasılıkla soğuk gün ve gecelerin sayıları azalmış, sıcak gün ve gecelerin sayısı artmıştır. Avrupa, Asya ve Avustralya nın geniş bölgelerinde sıcak hava dalgalarının sıklığı olasılıkla artmıştır. Kuvvetli yağış olaylarının sayısının artış gösterdiği kara bölgeleri, kuvvetli yağışların azaldığı karalardan olasılıkla daha fazladır. Kuvvetli yağış olaylarının sıklığı ya da şiddeti olasılıkla Kuzey Amerika ve Avrupa da artmıştır. Bu tür değişiklikler, genel olarak Doğu Akdeniz ve Türkiye de, özellikle 1990 lı yıllarla birlikte donlu ve kar yağışlı günlerin belirgin bir şekilde azalması (Erlat ve Türkeş, 2008, 2012; Kartum ve ark., 2011); önemli bir bölümü istatistiksel olarak anlamlı olmak üzere, sıcak günlerin ve gecelerin sayıları (Erlat ve Türkeş, 2013) ile gece en düşük ve gündüz en yüksek hava sıcaklıklarının artması; gündüz en yüksek-gece en düşük sıcaklık farklarının (günlük sıcaklık genişliği) azalması (Kuglitsch ve ark., 2010; Türkeş, 2013; Türkeş ve ark., 2002; Türkeş ve Sümer, 2004;) vb. şeklinde kendisini hissettirmiştir. Başka bir deyişle, Türkiye de yaklaşık son 25 yıllık dönemde, hem sıcaklık rejimi belirgin olarak daha ılıman ve sıcak koşullara doğru değişmiş, hem de sıcak hava dalgalarının sıklığında ve şiddetinde önemli değişimler gerçekleşmiştir. Bunlara ek olarak, sera gazlarının atmosferik birikimlerindeki artışların, yüzey (deniz ve kara) sıcaklıklarının ve alt troposfer hava sıcaklıklarının yanı sıra, hava basıncı, rüzgar, buharlaşma, bulut, yağış ve nem gibi değişkenlerde bölgesel ve küresel değişikliklere yol açması beklenmektedir. En gelişmiş iklim modelleri, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında dönemi için, yüksek olasılıkla 1.5 C ile 4.5 C arasında bir artış olacağını öngörmektedir (IPCC, 2013). Türkiye de ve onu çevreleyen bölgelerde (genel olarak Balkanları ve Orta Doğu Bölgesini içeren Doğu Akdeniz Havzası) gözlenen iklim değişikliği ve değişkenliğine ilişkin çalışmalar ile küresel ve bölgesel iklim modellerinin benzeştirmeleri ve kestirimleri, Türkiye de önemli iklimsel değişimlerin olduğunu ve Akdeniz havzasındaki birçok ülke ile birlikte gelecekte Türkiye nin de iklim değişikliğinden olumsuz etkileneceğini gösterir (ör. IPCC, 2013; Türkeş, 1998, 2012ab; Türkeş ve ark., 2002; Türkeş ve ark., 2009ab; Türkeş ve ark., 2011, vb.). Tüm bu nedenlerle, iklim değişikliğinin etkilerini önlemek ya da en azından azaltabilmek ve ona uyum açısından, Türkiye nin gelecekteki ikliminin öngörülmesi yaşamsal bir önem taşır. Tatlı ve Türkeş ( 2011a), Öztürk ve ark. (2011, 2012, 2013), Türkeş ve ark. (2011) ve Sen ve ark. (2012), Türkiye nin gelecek iklimini ve iklimsel değişkenliklerini ortaya koymaya yönelik sınırlı bölgesel iklim modeli çalışmalarına örnek olarak verilebilir. 7

10 2. Karasallık, Rüzgar ve Kuraklığın Hidroklimatolojik ve Çölleşme Etkileri Kuraklık ve çölleşme, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birlikte, sonuçları açısından günümüzde insanoğlunun karşı karşıya olduğu ve mutlaka ciddiye alması gereken en önemli küresel ve bölgesel çevre konularından biridir. Çölleşme, iklimsel değişiklikler ile fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel etmenlerin ve aralarındaki karşılıklı etkileşimlerin sonucunda, özellikle kurak, yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli alanlar ile kuraklık/nemlilik özellikleri ne olursa olsun Akdeniz iklim bölgelerinde oluşan arazi bozulması ve ekolojik üretkenliğin azalması sürecidir (UNCCD 1995, Türkeş 1990, 1999 ve 2011 tanımlarına dayanarak, Türkeş 2012ab e göre). Çölleşmenin ileri aşamalarında, fiziksel bozulmalar ya da yeni jeomorfolojik oluşumlar (ör. Kumullar, çöller, vb.) ortaya çıkabilir (Türkeş, 2011b, 2012ac). Gerçekte, çölleşme, hem insanın hoyrat arazi kullanımından hem de uzun süreli kuraklıklar gibi olumsuz iklim koşullarından kaynaklanır. Öte yandan, kurak ve yarıkurak arazilerin çölleşmesinden insan etkinliklerinin mi, yoksa iklimsel etmenlerin mi birinci derecede sorumlu olduğu konusunda ise, tam bir bilimsel uzlaşma yoktur. Ancak, çölleşmenin birçok etmenin karmaşık etkileşimlerinin bir sonucu olduğu ve doğrudan nedenlerin, nüfus yoğunluğunun, geleneklerin, arazi ayrıcalıklarının ve başka sosyoekonomik ve politik etmenlerin bir işlevi olan insan etkinlikleri ile bağlantılı olduğu da açık bir gerçektir. Konuyla ilgili dikkat çeken bir başka önemli nokta ise, iklim, jeomorfoloji, litoloji (ana materyal, kayaç özelliği) ve toprak türleri, çölleşmenin hızını ve şiddetini belirlemede önemli olmasına karşın, çoğu zaman bu etmenler, toprağın gelişimini ve taşınmasını yönlendiren egemen iklim açısından arazi kullanımı yönetimi ilkelerinin belirlenmesi ve uygulanmasında dikkate alınmamaktadır (Türkeş, 2012ab). Bu kapsamda, aşağıdaki paragraflarda, konunun özellikle rüzgar, karasallık ve kuraklık boyutu, hidroklimatolojik ve çölleşme etkileri açısından özetle değerlendirilecektir. 8

11 İklim türü ve çölleşme arasındaki ilişki ve iklimin bu yolla bir alandaki çölleşmeyi denetleme gücü açısından önemli görülen etmenlerden biri karasallıktır (kontinentalite). Karasallık, günlük ve yıllık sıcaklık farklarının yüksek olduğu karasal iklimler ile bu farkların düşük olduğu sıcaklık rejimi düzenli denizel iklimler arsındaki farkın bir ölçüsü olarak kullanılan bir iklim indisi olarak tanımlanabilecek olan bir karasallık indisi ile belirlenir ve değerlendirilir. Karasal ve denize iklimler arasında gözlenen bu fark, kara yüzeylerinin çok düşük etkili ısı kapasitesinin yanı sıra, genel olarak daha düşük buharlaşma dolayısıyla atmosferik nem (su buharı) tutarlarının bir sonucudur (Türkeş, 2010). Günlük (gün içindeki en yüksek ve en düşük hava sıcaklıkları arasındaki) ve yıllık (en sıcak ve en soğuk ay arasındaki) sıcaklık farklarının en yüksek olduğu iklim koşullarının bir göstergesi olarak kullanıldığı için, toprak oluşum ve erozyon koşullarını, fiziksel ve kimyasal ufalanma ve ayrışma şiddetini, rüzgar erozyonu ve deflasyonunu, üst toprak nemliliğini, vejetasyon gelişmesini yakından denetleme yoluyla, çölleşme süreçlerini olumsuz yönde etkiler. Sonuç olarak, dünyanın çölleşmenin etkili olduğu birçok bölgesinin, kurak ve yarı kurak olmalarının yanı sıra denizlerin ılımanlaştırıcı ve nemli etkilerinden uzak karasal iklim bölgelerinde yer alması, karasallığı, çölleşme açısından klimatolojik kuraklık (aridite) ve yaz kuraklıkları kadar önemli yapmaktadır. Rüzgar ise, kurak, yarıkurak ve kuru(kurakça)-yarınemli arazilerdeki toprak erozyonunu etkileyen, doğal vejetasyon ve tarımsal bitkilere havayı kurutarak (atmosfer kuraklığı, havanın bağıl nemin azalması ve doyma noktasından uzaklaşması ya da doyma açığının büyümesi, vb.) ve şiddeti arttığında doğrudan fiziksel olarak zarar vererek çeşitli ciddi sorunlar yaratan en önemli iklim etmeni olarak kabul edilir. Rüzgar erozyonunu, ötekilere ek olarak, yazı kurak subtropikal Akdeniz ikliminin egemen olduğu yarıkurak ve kurakça-yarınemli bölgelerde egemen olan toprak erozyonu süreçlerinden biridir. Aridite arttıkça, rüzgar erozyonunun etkisi ve şiddeti de artış gösterir. Rüzgar erozyonunu denetleyen başlıca etmenler, toprağın erozyon direnci, yüzey pürüzlülüğü, yağış, eğim ve bakı, rüzgar etkisine açık alanın uzunluğu ve vejetasyon olarak sıralanabilir. Toprağın erozyona olan direnci, toprağı oluşturan kırıntılı tanelerin kütlesi ve boyutu tarafından denetlenir. Eğer kütle yeterliyse, tane rüzgarın kuvvetiyle hareket etmeyecek yerinde kalacaktır. Yüzey pürüzlülüğü, özellikle yüzeydeki sırt morfolojisi, yüzeye yakın rüzgar hızını azaltır ve taneleri durdurur. Rüzgarın aşındırıcılığını azaltmanın en etkili yoluysa, toprağı canlı bitkilerden oluşan koruyucu bir manto ya da ürün artıklarından oluşan kalın bir malç ile kaplamaktır. Akdeniz iklim bölgesinde, örneğin Türkiye nin Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile İç Anadolu nun güneyinde özellikle yarıkurak bir iklimle nitelenen Konya Havzası nda, yazın ve sonbahar başında (genellikle Nisan ya da Mayıs-Ekim arasında kalan dönem) oluşan toprak su açığı, toprak partiküllerinin birbirlerinden ayrılmasına ve rüzgar erozyonuna uygun koşulların ortaya çıkmasını sağlar (Türkeş ve Akgündüz, 2011). Kuvvetli ve sürekli rüzgarlar (fırtınalar), aşırı yağışlar, sel ve seyelanlarla birlikte, erozyona, üst toprak ve çökel taşınımına, kütle hareketlerine, yağışın olmadığı zamanlardaysa toprak neminin azalmasına, üst toprağın ve doğal vejetasyonun kurumasına neden olarak, kuruyan ve partiküllerin birbirinden ayrıldığı üst toprakta erozyona ve çölleşmeye neden olur. Sıcak, kuru ve fırtınalı hava koşulları, orman ve çalılık yangınlarının şiddetini ve sıklığını arttırdığı gibi büyük yangınlarının denetimi ve söndürülmesini de zorlaştıran önemli bir hava ilişkili etmendir (Türkeş, 2010; Altan ve ark., 2011; Türkeş ve Altan, 2012ab, 2013, 2014). Kuraklık, iklim değişimleri ile bağlantılı olarak (iklimin çeşitli zaman ölçeklerindeki kendi değişkenliği) oluşur ve ardışık birkaç yıl ya da daha uzun bir süre boyunca etkili olabilir. Temel olarak, şiddet, süre ve coğrafi yayılış bileşenleri ile nitelendirilebilen üç boyutlu bir doğa olayı olan kuraklığın tek bir tanımı yoktur. Günümüzde kuraklıklar, meteorolojik, tarımsal, hidrolojik ve sosyoekonomik kuraklık olmak üzere 4 ana gruba ayrılarak incelenir. Kuraklığın en genel tanımı, başta yazdığımız meteorolojik kuraklık için yapılandır (Şekil 1). Tarımsal kuraklık, bitki kök derinliğindeki toprak nemi (toprak su içeriği) azaldığı zaman ortaya çıkan ve ürün kaybına neden olan kuraklık çeşididir. Hidrolojik kuraklık ise, belirli bir bölgede ya da yörede belirli bir dönem için hidrolojik sistem ve haznelerde biriken su tutarının gerekli olan su tutarından daha az olduğu zaman ortaya çıkar. Meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklıklar, hem kuraklığın şiddeti ve süresi arttıkça ve sistemin (tarım, enerji, ekolojik, kentsel ve sosyoekonomik, vb.) kuraklığa karşı açık olma ve etkilenme düzeyi yükseldikçe, hem de kuraklık risk yönetimi ve kuraklık yönetimi planlarının bulunmaması 9

12 ya da bulunsa bile iyi çalışmaması durumunda, sonuçları açısından sosyoekonomik kuraklığa dönüşebilmektedir (Şekil 1). Kuraklık olayları, insan yaşamını ve sağlığını, sosyoekonomik ve ekolojik sistemleri doğrudan ya da dolaylı olarak çeşitli düzeylerde etkileme gücüne sahip ciddi bir tehdittir. Uzun süreli kuraklık olayları, tarım, orman ve hayvancılığı, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını, yeterli ve nitelikli içme suyuna erişimi, enerji üretimini, özellikle dağ ve karasal sucul ekosistemleri çok olumsuz etkiler. Bu yüzden, suyun kullanımı ve yönetimi ile ilgili etkinliklerden, yağışların yetersizliğinden ya da yağış şeklinin ve şiddetinin değişmesi (ör. kar yağışının azalması, hızlı kar erimesi ve kısa süreli sağanakların ya da şiddetli yağışların sıklığının artması, vb.), etkilenme süresine göre kuraklık olgusunun izlenmesi ve planlanmasını zorunlu kılmaktadır. Kuraklığın başlangıç ve bitiş zamanlarının belirsiz olması, toplam etkinin artması, aynı anda birden fazla kaynak üzerinde etkili ve ekonomik etkisinin yüksek ve doğasının karmaşık olması yüzünden, kuraklık olaylarını belirlemek ve izlemek kolay değildir. Uzun süreli ve geniş alanlı meteorolojik kuraklık sonucunda, toprakta bitkinin kökleriyle kullanabileceği suyun (toprak nemi) azalması ya da tükenmesi, tarım alanlarının sulanmasında önemli sorunların yaşanması, hidrolojik açıdan ise, barajlarda yeterli tutarda su toplanamaması, içme suyu kaynaklarının yetersiz kalması ve çevrenin, toplumsal yaşamın ve sosyoekonomik sistemlerinin olumsuz yönde etkilenmesi gibi önemli sorunların ortaya çıkması, kaçınılmaz olarak beklenen olumsuz sonuçlardır. Kuraklık olayları, özellikle Türkiye nin batı ve güney bölgelerinde egemen büyük iklim durumundaki yazı kurak subtropikal Akdeniz ikliminin görüldüğü yarıkurak, kurakça(kuru)-yarınemli ve nemlice(hümid)-yarınemli arazilerde oluşan uzun süreli, şiddetli ve geniş alanlı kuraklıklar, arazi bozulumunun önemli olduğu çölleşmeye açık alanlarda, çölleşme süreçlerini hızlandırıp kuvvetlendirerek, çölleşme ile savaşım eylem ve etkinliklerini kısıtlar ve çölleşme riskini de arttırır. Kuraklık olaylarının, gerçekte çok sayıda olan, başlıca çevresel, ekolojik, klimatolojik, hidrolojik, tarımsal, vb. etkileri özetle şunlardır: (i) Yeraltı suyunun çekilmesi ve azalması; (ii) Akarsu akımlarının azalması; (iii) Su kirliliği; torak ve suyun tuzlanması; (iv) Toprağın yapay gübrelerle kirlenmesi; (v) Toprak erozyonu ve çölleşme riskinin artması; (vi) Çalı/maki yangınlarının ve orman yangını riskinin artması; (vii) Orman ve karasal sucul ekososistemlerin hasar görmesi ve biyoçeşitliliğin zayıflayıp azalması; (viii) Vejetasyonun ve tarımsal ekosistemlerin hastalık, zararlı, yangın ve rüzgar gibi diğer hasar verici etmen ve olaylardan daha fazla etkilenmesi (etkilenebilirlik düzeylerinin yükselmesi). 10

13 Çizelge 1: Meteoroloji Genel Müdürlüğü nün çalışmada verileri kullanılan klimatoloji ve meteoroloji istasyonlarının alfabetik listesi. Adana Cizre İnebolu Niğde Adapazarı Çanakkale İskenderun Ödemiş Adıyaman Çankırı İslahiye Pınarbaşı Afyonkarahisar Çatak İspir Polatlı Ağrı Çemisgezek İzmir Rize Akhisar Çorlu İzmit Salihli Aksaray Çorum Kahramanmaraş Samandağ Akşehir Denizli Kaman Samsun Alanya Develi Karaisalı Sarıyer Amasra Dikili Karaman Sarız Amasya Dinar Karapınar Seydişehir Ankara Diyarbakır Karataş Siirt Antakya Doğubeyazıt Kars Silifke Antalya Edirne Kastamonu Simav Arapgir Edremit Kayseri Sinop Ardahan Elazığ Keles Sivas Artvin Elbistan Kırıkkale Siverek Aydın Emirdağ Kırklareli Sivrihisar Balıkesir Ereğli K. Kırşehir Solhan Bandırma Erzincan Kızılcahamam Şanlıurfa Bartın Erzurum Kilis Tatvan Başkale Eskişehir Konya Tefenni Batman Fethiye Köyceğiz Tekirdağ Bayburt Finike Kulu Tokat Bergama Florya Kumköy Tortum Beypazarı Gaziantep Kütahya Tosya Beyşehir Geyve Malatya Trabzon Biga Giresun Manisa Tunceli Bilecik Göksun Manvgat Ulukışla Bitlis Göztepe Mardin Uşak Bodrum Gümüşhane Marmaris Uzunköprü Bolu Hadim Mersin Van Bolvadin Hakkari Merzifon Yalova Burdur Hınıs Milas Yozgat Burhaniye Hopa Muğla Yumurtalık Bursa Iğdır Muş Yunak Ceylanpınar Ilgın Nallıhan Zara Cihanbeyli Isparta Nevşehir Zonguldak 11

14 3. Veri ve Yöntem 3.1 Veri Bu bölümde, Meteoroloji Genel Müdürlüğü nün (MGM) klimatoloji ve meteoroloji istasyonlarında döneminde kaydedilen aylık ortalama hava sıcaklığı (günlük ortalama hava sıcaklıklarının aylık ortalaması) ( C) ve aylık toplam yağış (mm ya da kg/m 2 ) zaman dizileri kullanıldı. Verilerin türdeşliği, sürekliliği, aylık eksik verilerin o istasyondaki toplam verinin % 5 ini aşmaması vb. koşullar ve kurallar dikkate alınarak (Türkeş, 1998, 1999; Türkeş ve ark., 2002), aylık ortalama hava sıcaklığı ve aylık toplam yağış verileri için 150 istasyonun döneminde kaydedilen uzun süreli zaman dizileri kullanıldı (Çizelge 1, Şekil 2). 12

15 13 Şekil 2: Meteoroloji Genel Müdürlüğü nün (MGM) çalışmada kullanılan 152 klimatoloji ve meteoroloji istasyonunun Türkiye fiziki haritası üzerindeki konumları ve coğrafi dağılışları.

16 çalışma dönemi dikkate alındığında, çalışmada kullanılan 150 istasyonun verilerinin yaklaşık % 3 ü 20 yıl ve daha kısa; % 3 ü yıl arasında; % 30 u yıl arasında; % 24 ü yıl ve % 40 ı yıl arasında değişen uzunluktadır. Ayrıca, kapatılmış klimatoloji istasyonlarından Biga ve Çatak istasyonunun önceki çalışmalarımızda kullandığımız eski verilerinden yararlanarak, harita analizinde boş kalan bu iki yörenin coğrafi ve iklimsel olarak daha iyi temsil edilmesi sağlandı Yöntem (1) Potansiyel Evapotranspirasyonun Buharlaşma ve terleme birbirinden belirgin bir biçimde ayrılan iki süreç olmasına karşın, oluşum düzenekleri birbirine benzediği ve sonuçları aynı olduğu için bu iki kavram özellikle su bütçelerinde birleştirilerek ele alınmaktadır. Topraktan, açık su yüzeylerinden ve vejetasyondan atmosfere yönelik toplam su kaybına karşılık gelen bu birleşik sürece evapotranspirasyon (buharlaşma-terleme) adı verilir (Türkeş, 2010). İdeal toprak nemi, bitki örtüsü ve atmosfer koşulları altında gerçekleşen potansiyel evapotranspirasyon (PET) ise, her zaman yeteri kadar sulu, etkin olarak büyüyen (çok canlı) ve kısa yeşil bitkilerle (çim, vb.) tümüyle kaplı yüzeylerden gerçekleşen evapotranspirasyon olarak tanımlanır (Türkeş, 2010). PET kavramı, ortamda sürekli su bulunduğu için, doğal açık su yüzeylerinden olan buharlaşma şeklinde de kabul edilebilir. Yeryüzündeki herhangi bir yerdeki aylık potansiyel ve gerçek evapotranspirasyon (PET ve AET) tutarlarını belirlemek için çeşitli tutarlı yöntemler geliştirilmiştir. Bunların en yalın olanları günlük ya da aylık ortalama sıcaklık ile yeryüzünde emilen Güneş radyasyonunun şiddetini ve süresini hesaplamak için gerekli olan enlem ve tarih bilgilerini içeren Thornthwaite yöntemidir. Hesaplama için gerekli olan değişkenlerden de anlaşılabileceği gibi, PET aynı zamanda, yeryüzünün belirli koşullar altında gizli ısı akısı düzeneğiyle enerjiyi yüzeyden atmosfere geri göndermesinin maksimum kapasitesinin bir ölçüsüdür (Türkeş, 2010). Bu çalışmada BMÇMS nde temel alınan Aridite İndisinin (Aİ) hesaplanmasında kullanılan iki temel değişkenden biri olan potansiyel evapotranspirasyon (PET) değerleri, Thornthwaite yöntemi kullanılarak hesaplandı (Thornthwaite, 1948; Willmott, 1977). Bunun için, önce Thornthwaite yaklaşımı ile istasyonların aylık ısı indisi (I) aşağıdaki formül ile hesaplanır: (1) Burada, T(I), aylık ortalama sıcaklığı ( C); XN, dengenin oluştuğu ay sayısını gösterir. Ampirik olarak elde edilen (A) değişkeni, aşağıdaki şekilde tanımlanır: (2) Düzeltilmemiş potansiyel evapotranspirasyon (UPE), T(I) nin, ısı indisinin (I) ve A nın bir fonksiyonu olarak aşağıdaki eşitlikten hesaplanır: (3) T(I) 26.5 ºC olduğu zaman, UPE(I) aşağıdaki yaklaşım ile hesaplanır: (4) 14

17 Bulunan UPE değeri için ya hesaplama yoluyla ya da Thornthwaite in gün ve ay uzunluklarına göre değişimi içeren düzeltme tablosu (Thornthwaite, 1948) kullanılarak, düzeltilmiş potansiyel evapotranspirasyon (DPE, bundan sonra PET) değeri elde edilir. Topraktan evapotranspirasyon ile su kaybı (toprak suyunun ya da neminin azalması), örneğin ay ölçeğinde, aylık PET aylık toplam yağıştan (Y) büyük olduğunda gerçekleşir. Toprak nem dengesi kuramını ilk geliştiren klimatolog olan C. Warren Thornthwaite, yağış ve evapotranspirasyon (PET ve AET) değerlerini kullanarak aynı zamanda bir iklim sınıflama sistemi de geliştirmiştir (burada verilmedi; bkz. Türkeş, 2010). Bu nedenle, Aridite İndisinin hesaplanmasında, PET değerlerinin Thornthwaite yöntemiyle hesaplanması, bu iki yönteme göre elde edilen iklim tiplerinin karşılaştırılmasına da olanak sağlar. Çizelge 2: Yeryüzündeki çok kurak, kurak, yarıkurak ve kurakça-yarınemli arazilerin BMÇMS Kuraklık İndisine (Aİ) göre sınıflandırılması ve bunların kapladığı alanlar. Karakteristik Biyom/ekosistem Sınıflandırma Kuraklık İndisi (Aİ = Y / PE) Alan (milyon km 2 ) Gerçek çöl Çok kurak Aİ < Yarıçöl, çölümsü step Kurak 0.05 < Aİ < Bozkır, çayır, çalı Yarıkurak 0.20 < Aİ < Çalı, savan, kuru orman Kurakça-yarınemli 0.50 < Aİ < Toplam Pay (%) (2) Aridite İndisi Aridite, yeryüzünün herhangi bir yerinde egemen olan fiziki coğrafya denetçilerinin ve uzun süreli atmosfer dolaşımı düzeneklerinin oluşturduğu sürekli yağış ve nem açığı koşulları ya da klimatolojik kuraklık şeklinde tanımlanabilir (Türkeş, 2012ac). Bu koşulların yıl boyunca ya da yılın çok büyük bir bölümünde egemen olduğu alanlara, arid ya da kurak bölge adı verilir. Bu tanımda, iklimsel dalgalanma ve değişikliklerin olasılığı göz ardı edilir. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi nde (BMÇMS), kurak, yarıkurak ve kuru-yarınemli alanlar, kutup ve kutupaltı bölgeler dışında olmak üzere, yıllık yağışın potansiyel evapotranspirasyona oranı arasında bulunan alanlar olarak tanımlanmıştır (UNCCD, 1995). Sözleşme deki Aridite İndisi (Aİ), Türkiye deki kurak arazi tiplerini belirlemek ve çölleşmeden etkilenebilirlik düzeylerini değerlendirmek için kullanılmıştır (ör. Türkeş, 1999, 2012a, vb.). Aridite İndisi (Aİ), aşağıda verilen basit eşitlikle hesaplanır: Burada, Y, yıllık toplam yağış (mm) ve PET, yıllık toplam düzeltilmiş potansiyel evapotranspirasyondur (mm). Aİ değerleri, eşitlikte gösterildiği gibi yıllık zaman dizileri elde edilecek şekilde hesaplanabileceği gibi, elde edilen yıllık Aİ zaman dizisi değerlerinin belirli bir dönem için ya da uzun süreli ortalaması alınarak klimatolojik olarak da hesaplanabilir. Bu çalışmada kullanılan Aİ değerleri, iki istasyon dışında, bu çalışma için güncellenen ve yeniden hesaplanan yıllık Aİ zaman dizilerinin uzun süreli ortalamalarından elde edildi. Genel olarak, 1.0 ın altındaki Aİ değerleri, bir istasyonda ya da yörede kaydedilen yıllık toplam yağışın potansiyel olarak aynı alanda gerçekleştiği kabul edilen buharlaşma ve terleme yoluyla atmosfere verilen suyu karşılamadığını, başka bir deyişle ortalama ya da egemen iklim koşullarında yıllık su açığı bulunduğunu gösterir (Çizelge 2 ve 3). (5) 15

18 Çizelge 3: Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre dünyadaki büyük iklim grupları (Türkeş, 2010). Ana grup A B C D E Açıklaması Nemli tropikal (sıcak) iklimler: Genel olarak nemli; aylık ortalama sıcaklığın tüm aylarda + 18 C ve üzerinde olduğu, kışsız iklimler. Kurak iklimler: Yıllık buharlaşmanın yıllık yağıştan çok fazla olduğu, sürekli bir su açığı ile nitelenen iklimler. Nemli orta enlem iklimleri (ılıman): Genel olarak nemli; en soğuk ayın ortalama sıcaklığının 0 C nin üzerinde ve +18 C nin altında olduğu, en sıcak ayın ortalama sıcaklığının + 10 C yi geçtiği iklimler. Nemli soğuk orta enlem iklimleri (kışları şiddetli): Genel olarak nemli; en soğuk ayın ortalama sıcaklığının 0 C ye eşit ve daha düşük, en sıcak ayın ortalama sıcaklığının ise + 10 C nin altında olduğu, kışları şiddetli geçen soğuk iklimler. Polar iklimler (kutupsal): En sıcak ayın ortalama sıcaklığının + 10 C den düşük olduğu yazsız iklimler. (3) Köppen-Geiger İklim Sınıflandırması Bu çalışmada, Aridite İndisinden sonra iklimsel çölleşme ölçütlerinin belirlenmesinde kullanılan değişkenlerin en önemlilerinden biri, Köppen-Geiger İklim Sınıflandırmasıdır. Sıcaklık ve yağış gibi, temel ölçüm alet ve donanımlarıyla, çoğu zaman çok özel bir gözlemci eğitimine gerek olmaksızın, yeryüzünün hemen her yerinde kolaylıkla ölçülebilen değişkenlerin temel alınması, bu sistemin en önemli üstünlüğüdür. Köppen-Geiger sistemi, büyük iklim kümelerini, büyük kümelerin içindeki alt kümeleri ve sıcaklık ve yağışın belirli mevsimsel özelliklerini ayırmak için kısa harf simgelerini kullanır. Buna göre, beş ana iklim kümesi, A, B, C, D ve E büyük harfleriyle gösterilir. Köppen in dayandığı beş büyük vejetasyon grubu, ekvatoral ya da tropikal kuşak (A), kurak kuşak (B), ılıman orta enlem kuşağı (C), soğuk ya da kar kuşağı (D) ve polar (kutupsal) kuşak (E) vejetasyonu arasında belirgin bir ayrım yapar (Çizelge 3 ve 4). Örneğin, A, C ve D büyük kümeleri, ağaç topluluklarının (ör. orman ve odunsu vejetasyon) büyümesi için gerekli olan sıcaklık ve yağış koşullarına sahiptir. Sınıflandırmada kullanılan ikinci harf simgesi genel olarak yağış koşullarını ve üçüncü harf simgesi ise sıcaklık koşullarını (Çizelge 4) dikkate alır. 16

19 Çizelge 4: Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre, dünyadaki büyük iklim grupları, başlıca iklim tipleri, bunların harf simgeleri ve genel özellikleri (Türkeş, 2010). Ana grup İklim tipi Simge Genel Özellikleri - Tropikal nemli (Yağmur Ormanı) Af Yıl boyunca yağışlı A Nemli Kısa bir kurak mevsimle (kış) birlikte, öteki tropikal - Tropikal muson Am aylarda (Mayıs-Eylül arasında) bol yağışlı. iklimler - Tropikal savan Aw Kurak bir kış mevsimi - Subtropikal çöl BWh Alçak enlem (sıcak) çölü B Kurak - Subtropikal step BSh Alçak enlem yarıkurak iklim iklimler - Orta enlem çöl BWk Orta enlem (soğuk) çölü - Orta enlem step BSk Orta enlem (soğuk) yarıkurak iklim - Akdeniz Csa Kurak ve çok sıcak bir yaz Csb Kurak ve sıcak bir yaz C Nemli orta enlem iklimleri (ılıman) - Nemli subtropikal - Denizel batı kıyı Cfa Cwa Cfb Kurak bir mevsim yok, çok sıcak yaz Kurak kış ve çok sıcak bir yaz Kurak bir mevsim yok, sıcak yaz Cfc Kurak bir mevsim yok, serin yaz D Nemli soğuk orta enlem iklimleri (kışları şiddetli) E Polar iklimler - Nemli karasal Dfa Soğuk; kurak bir mevsim yok, çok sıcak yaz Dfb Soğuk; kurak bir mevsim yok, sıcak yaz Dsa Soğuk; yazı kurak ve çok sıcak Dsb Soğuk; yazı kurak ve sıcak Dwa Soğuk; kurak bir kış, çok sıcak bir yaz Dwb Soğuk; kurak bir kış, sıcak bir yaz Dfc Soğuk; kurak bir mevsim yok, serin bir yaz - Subarktik Dfd Soğuk; kurak bir mevsim yok, çok soğuk bir kış, Dwc Soğuk; kurak bir kış, serin bir yaz Dwd Soğuk; kışı kurak ve çok soğuk - Tundra ET Gerçek bir yaz mevsiminin yaşanmadığı polar tundra iklimi - Don (Buz) EF Polar buz takkesi Sonuç olarak, Köppen-Geiger iklim sınıflandırma sistemine göre elde edilen bu simgelerin kullanılması yoluyla, yalnız bir istasyon ya da bir coğrafi alan biriminde egemen olan iklim türü değil, aynı zamanda o iklim türünün mevsimsel özellikleri de belirtilmiş olur. Hava sıcaklığı ve yağış gibi en temel klimatolojik değişkenler kullanılarak hesaplanmasına karşın, geniş alanlı ya da büyük ölçekli iklim ve bitki örtüsü kuşakları ve bölgelerinin belirlenmesinde yaygın bir kabul gören Köppen-Geiger iklim sınıflandırma sistemi, iklim türünün mevsimselliğine ve belirli iklim ögeleri açısından sayılı günlere ilişkin belirli bir düzeyde bilgi sunması açısından da işlevseldir. 17

20 (4) Değişkenlik Katsayısı Çalışmada elde edilen yıllık toplam yağış (Y), yıllık toplam PET ve yıllık Aİ değerlerindeki yıllararası değişkenliklerin istasyonlar arasında objektif bir karşılaştırmasını yapabilmek amacıyla, yıllararası değişkenliğin alansal desenleri değişkenlik katsayısı (DK) yöntemi ile incelendi. DK (%), bir istasyona ait zaman dizisinin standart sapmasının uzun süreli ortalamasının yüzdesi olarak hesaplanır: Burada, σ, yıllık toplam yağış (ya da yıllık toplam PET ya da yıllık Aİ) dizisinin standart sapmasını (yağış ve PET için mm, Aİ birimsiz) ve X, yıllık toplam yağış (ya da yıllık toplam PET ya da yıllık Aİ) dizisinin uzun sureli ortalamasını (yağış ve PET için mm, Aİ birimsiz) gösterir. DK, istatistiksel olarak, bir istasyonda uzun yıllar boyunca kaydedilen gözlemlerin uzun süreli ortalama çevresindeki olası yüzde değişiminin genel bir göstergesidir. DK yaklaşımında, standart sapma uzun süreli ortalamaya göre normalleştirilerek yüzde cinsinden ifade edildiği için, ortalamalarının büyüklüğünden etkilenmeksizin farklı iklim bölgelerindeki yıllararası değişkenliğin nesnel bir biçimde karşılaştırılmasını sağlar. Bu durum özellikle, yağış gibi alan ve zamanda çok değişkenlik gösteren iklim öğeleri ya da değişkenleri için daha önemlidir. Uzun süreli ortalamanın çevresinde görece daha az saçılma gösteren değişkenlerin (ör. bu çalışmada incelenen yağış gibi iklim öğelerinin) değişim katsayıları küçüktür. Tersine, bir diziyi oluşturan gözlemlerin uzun süreli ortalama çevresinde fazla saçılması, o gözlem dizisindeki yıldan yıla değişkenliğin yüksek oluşunun bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. (5) 18

21 19 Şekil 3: Köppen iklim sınıflandırma sisteminin birinci, ikinci ve üçüncü harflerine göre, Türkiye deki iklim tiplerinin coğrafi dağılışı (Türkeş 2010 e göre yeniden çizildi). Haritadaki beyazlıklar, orman alanlarını (orman, maki ve çalılıklar karışık) gösterir.

22 4. Analiz Sonuçları ve Değerlendirme 4.1 Türkiye İkliminin ve İklim Dinamiğinin Ana Çizgileri Türkiye de hava ve iklim koşulları, temel olarak, yüksek atmosfer batı rüzgarları kuşağındaki polar jet akımlarıyla ilişkili kuzey Atlantik-Avrupa polar cephesine bağlı gezici alçak ve yüksek basınç sistemleri, tropikal Hadley hücresi dolaşımının alçalıcı koluyla bağlantılı dinamik oluşumlu subtropikal Azor yüksek basıncı (özellikle yazın), termik oluşumlu Sibirya yüksek basıncı (özellikle kışın) ile tropiklerarası yaklaşma kuşağının (ITCZ) yazın güney Asya da 30 kuzey enlemlerine kadar çıkmasıyla etkili olan Muson alçak basıncının (Muson dolaşımının) alansal ve zamansal değişimleri ve karşılıklı etkileşimleri tarafından denetlenir (Türkeş, 2008, 2010; Türkeş ve Erlat, 2006; Türkeş ve Tatlı, 2009; Tatlı ve Türkeş, 2013, vb.). Türkiye iklimindeki tüm zaman ölçeklerinde gelişen doğal değişimler de (yıl içindeki ve yıllararası değişimlerden uzun süreli dalgalanmalar ve eğilimlere kadar), bu geniş ölçekli basınç merkezlerinin ve onların karşılıklı etkileşimlerinden doğan dolaşım ve salınım desenlerindeki değişkenlikler ile yakından bağlantılıdır. Türkiye deki egemen iklim tipi ise, birçok farklı bölgesel alt iklim ve yağış rejimi tipleri bulunmasına karşın, subtropikal okyanusların doğu bölümlerinde, temel olarak subtropikal yüksek basınçlar ile polar cepheye bağlı orta enlem siklonlarının karşılıklı etkileşimleriyle gelişmiş olan yazı kurak ve sıcak/çok sıcak subtropikal Akdeniz iklimidir (Şekil 2). Atlantik kaynaklı nemli hava akımlarıyla taşınan cephesel orta enlem ve Akdeniz depresyonları, yaz mevsimi dışında yılın önemli bir bölümünde Türkiye ye kolaylıkla ulaşır. Bu uygun koşullar, yazın polar jet akımının ortalama koşullarda yaklaşık 60 K enlemlerindeki polar cephe kuşağına ve ötesine göçü sonucunda ortadan kalkar. Genel atmosfer dolaşımdaki bu değişiklik, Türkiye nin Karadeniz Bölgesi ve Kuzeydoğu Anadolu Bölümü dışında kalan yerlerinde, yaz boyunca genellikle uzun süreli kuru ve sıcak iklim koşullarının (yaz kuraklığı) oluşmasına neden olur (Türkeş, 1998, 2010; Erlat ve Türkeş, 2013; Türkeş ve Erlat, 2003; Türkeş ve Tatlı, 2009, 2011, vb.). 20

23 Köppen iklim sınıflandırma sisteminin birinci ve ikinci harfleri dikkate alındığında, Türkiye de İç Anadolu Bölgesi nin orta bölümü ve Doğu Anadolu nun en doğusunda Van-Iğdır bölümü orta enlem yarıkurak step (BSk), Marmara kıyı bölümü dışında Karadeniz kıyı kuşağı nemli orta enlem (ılıman) iklimlerin kurak mevsimi olmayan yazı sıcak ve çok sıcak nemli subtropikal (Cfb, Cfa) ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile İç Anadolu nun batı ve güney bölümleri yazı kurak sıcak ve çok sıcak subtropikal Akdeniz (Csb, Csa) iklim sınıfına girer (Şekil 3). Öte yandan, İç ve Doğu Anadolu bölgelerinin genel olarak orta-kuzey bölümlerinde uzanan geniş bir kuşak yazı kurak nemli karasal (soğuk) (Ds), kuzeydoğu Anadolu nun (Erzurum-Kars Bölümü) ve İç Anadolu nun kuzeyindeki görece dar bir alan ise kurak mevsimi olmayan nemli karasal (soğuk) (Df) iklim sınıfında yer alır. 4.2 Türkiye nin Hidroklimatolojisi (1) Ortalama Yağış Yağış klimatolojisi açısından, Türkiye nin en yağışlı alanları, birçok istasyonda 1000 mm nin üzerine çıkan ortalama toplam ile Batı Akdeniz ve Batı ve Doğu Karadeniz bölümleridir (Şekil 4a). Türkiye nin en çok yağış alan istasyonu, yaklaşık 2300 mm yıllık ortalama ile Rize dir. Yıllık ortalama toplam yağış, karasal İç Anadolu Bölgesinde, Doğu Anadolu nun kuzey ve doğu bölümlerinde genel olarak 500 mm nin altındadır. 400 mm den daha az yıllık ortalama toplam yağış tutarları, karasal İç Anadolu Bölgesi nde, özellikle Konya Bölümü ile Ankara nın batısında Eskişehir e kadar olan bölümü de içeren geniş bir alanda egemen durumdadır. Yıllık ortalama yağış yalnız Konya kapalı havzasının güney bölümünde ve Iğdır yöresinde 300 mm nin altındadır (Şekil 4a). Kışın Doğu Karadeniz ve Batı Akdeniz kıyı kuşağında 650 mm den fazla olan ortalama toplam yağış tutarları, karasal İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde 150 mm nin altındadır (Türkeş, 1998, 2010). İlkbahar mevsiminde, Türkiye nin en yağışlı alanı, 300 mm nin üzerindeki toplam yağış ile Doğu Karadeniz Bölümü dür. Yazın, Suriye sınırında 5 mm nin altına inen yaz yağışı, Doğu Karadeniz Bölümü nde 450 mm nin üzerine çıkar. Sonbahar yağış toplamları da, kışın olduğu gibi, kıyılardan içerilere doğru azalır. Sonbaharda, Türkiye nin en fazla yağış düşen alanı, mm nin üzerindeki bir yağış ile Karadeniz kıyı kuşağı, en yağışlı istasyonu yaklaşık 800 mm yağış toplamı ile Rize dir (harita verilmedi). (2) Ortalama Potansiyel Evapotranspirasyon Yıllık ortalama potansiyel evapotranspirasyon (PET) tutarları, hava sıcaklığı ve buharlaşma arasındaki üstel ilişkiye dayanılarak, beklendiği gibi; en düşük nemli, soğuk-karasal bir iklimin egemen olduğu (Şekil 3) kuzeydoğu Anadolu Bölümü ve yazı sıcak soğuk-karasal bir iklimin hüküm sürdüğü Van-Başkale Yöresinde; en yüksek, yazı çok sıcak ve kuru subtropikal Akdeniz ve step iklimlerinin hüküm sürdüğü Güneydoğu Anadolu da Türkiye-Suriye sınırına yakın alanlarda (Şekil 3) olmak üzere, yaklaşık 550 mm ile yaklaşık 1050 mm arasında değişir (Şekil 4b). (3) Ortalama Yağış-Potansiyel Evapotranspirasyon Dengesi Hidroklimatoloji çalışmalarında, toplam yağış-toplam potansiyel evapotranspirasyon farklarının (Y-PET) alan ve zamandaki değişimleri, hem aylık, mevsimlik ve yıllık ortalama koşullarda hem de belirli bir yılın aylık, mevsimlik ya da yıllık PET değerlerinin yağışları karşılama durumuna göre iklimsel toprak nem dengesindeki değişimleri göstermek amacıyla incelenir. Başka bir deyişle, Y-PET tutarları, ortalama koşullarda yıllık toplam yağışın yıllık toplam PET i karşılamasının bir ölçüsü olarak da kullanılır. 21

24 Şekil 4: MGM nin 151 klimatoloji ve meteoroloji istasyonunda kaydedilen uzun süreli gözlemlere göre, (a) yıllık ortalama toplam yağış (mm), (b) yıllık ortalama toplam potansiyel evapotranspirasyon (PET) (mm) ve (c) yıllık ortalama Y-PET (mm) tutarlarının Türkiye üzerindeki coğrafi dağılış desenleri. 22

25 Buna göre, hesaplanan yıllık ortalama Y-PET tutarlarının alansal dağılış deseni incelendiğinde, 200 mm den daha büyük (1 200 mm nin altında) Y-PET farkları ile nitelenen, ortadan kuvvetliye değişen bir yıllık toprak nem açığının Türkiye nin önemli bir bölümünde oluştuğu görülür (Şekil 4c). Bu yıllık toprak su ya da toprak nem açığı deseninde, 400 mm nin altındaki Y-PET değerlerinin, Konya-Karapınar-Ulukışla yöresinden Silifke-Mersin yöresine doğru uzanan bir koridorda (Bolkar Dağları nın 1500 m ve üzerindeki yükseltileri dışında), Iğdır Yöresinde ve Mardin Eşiği dışında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde etkili olduğu görülür (Şekil 4c). Burada tanımlanan bu alanlar, sonraki bölümlerde daha ayrıntılı olarak göreceğimiz ve tartışacağımız gibi, Türkiye nin hem bugün hem de gelecekte klimatolojik olarak çölleşmeden etkilenebilirlik düzeyi en yüksek olan arazileridir (Şekil 7). Ortalama koşullarda, yıllık 1500 mm ile en yüksek toprak su fazlası, Doğu Karadeniz bölümünde nemli ılıman orta enlem iklimlerinin batı kıyısı ya da gerçek okyanusal iklim tipi ile nitelenen Rize Yöresi için hesaplanır. Şekil 5 ten de açıkça görülebileceği gibi, 200 mm den küçük olan Y-PET farkı değerlerinin coğrafi olarak tutarlılık sergilediği geniş bir alan, Kuraklık İndisi kullanılarak çizilen Türkiye nin kurak (yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli) alanlarıyla açık bir biçimde çakışmaktadır. Aridite İndisine ve başka kuraklık ya da yağış etkinliği indislerine ve iklim sınıflandırmalarına göre, çölleşmenin baskın ve tanıtıcı fiziki coğrafya gösterge ve özellikleri (jeomorfoloji, ekolojik biyocoğrafya, hidroloji, vb.) açısından, günümüzde Türkiye de gerçek çöllerin yer aldığı çok kurak ve çöl benzeri koşulların yaşandığı gerçek kurak (arid) araziler yoktur (Türkeş, 2010, 2012ab). Buna karşılık, Türkiye de, aridite koşullarına göre, farklı şiddetlerde çölleşmeye açık ya da çölleşmeden etkilenebilirliği olan, yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli bölge ve yöreler vardır (Çizelge 3; Şekil 5). 23

26 24

27 Şekil 5: Yıllık Aridite İndisi (Aİ) değerlerinin Türkiye üzerindeki coğrafi dağılışı. Haritada, (i) tam kırmızı dolgu (yarıkurak), (ii) çapraz tarama (kurakça-yarınemli) ve (iii) kare tarama (nemlice-yarınemli) ile gösterilen tüm alanlar, Türkiye nin klimatolojik olarak yıllık su açığı bulunan, kuraklık ve çölleşmeye eğilimli bölgelerine karşılık gelirken; (iv) mavinin tonlarında renklendirilen ancak taranmamış yerlerde, indis değerleri arasında kalan alanlar yarınemli, (v) arasında kalan alanlar nemli/çok nemli ve (vi) 2.0 den yüksek olan alanlar ise çok fazla (aşırı) nemli bölgeleri gösterir. Yarıkurak iklim koşullarına sahip araziler, İç Anadolu Bölgesi nde Konya Ovası nı; Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Siverek, Şanlı Urfa ve Ceylanpınar ile Türkiye-Suriye sınır arasında kalan ve Suriye Çölünün Türkiye ye doğru kuzey uzantısını oluşturan bölümü; İç Anadolu Bölgesi nde Nallıhan Yöresini ve Doğu Anadolu da Iğdır Yöresini içermektedir (Çizelge 3; Şekil 5). Kurakça-yarınemli araziler, karasal İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin büyük bir bölümü ile Orta ve Doğu Akdeniz in (Mersin-Silifke yöresi) bir bölümünde, Doğu Anadolu nun doğusunda ve batısında yayılmaktadır. Çizelge 5: Aridite İndisine (Aİ) göre Türkiye nin kurak ve nemli arazilerinin sınıflandırılması ve çölleşmeden etkilenme ve etkilenebilirlik açısından değerlendirilmesi (Türkeş 1999 ve 2012 e göre değiştirilerek güncellendi). Sınıflandırma Aİ Çölleşme açısından değerlendirme Çok kurak < 0.05 Gerçek iklimsel çöller (Türkiye de yok) Kurak Çölleşmeye açık (Türkiye de yok) Yarıkurak Çölleşmeye açık (Konya Havzası ve Iğdır Yöresi) Kurakça-yarınemli Çölleşmeye açık (Güneydoğu Anadolu ve iç bölgeler) Nemlice-yarınemli Çölleşmeye açık (Batıda ve kuru-yarınemlinin çevresinde) Yarınemli Kötüleşen koşullarda çölleşmeye eğilimli olabilir Nemli ve çok nemli Çölleşme yok (Temel olarak Karadeniz Bölgesi nde) Aşırı nemli 2.00 < Çölleşme yok (Doğu Karadeniz, Rize ve Hopa yöresinde) Çizelge 6: Aridite İndisine (Aİ) göre Türkiye de belirlenen kurak ve nemli arazilerin hektar (ha) ve yüzde (%) cinsinden Türkiye üzerinde kapladığı alanlar. Sınıflandırma Aİ Alan (ha) Alan (%) Yarıkurak Kurakça-yarınemli Nemlice-yarınemli Yarınemli Nemli ve çok nemli 1.00 < Türkiye Toplam Çizelge 6 da, Aridite İndisine (Aİ) göre Türkiye de belirlenen kurak ve nemli arazilerinin hektar (ha) ve yüzde (%) cinsinden Türkiye üzerinde kapladığı alanlar gösterildi. Buna göre, bugünkü iklim koşullarında Türkiye arazisinin % 5.77 si yarıkurak, % i kurakça-yarınemli ve % ü nemlice-yarınemli aridite sınıflarına girer. Başka bir deyişle, Türkiye arazisinin yaklaşık % 60 ı, ortadan şiddetliye değişen bir derecede yıllık su açığının yaşandığı ve çölleşmeye açık (etkilenebilirliği olan) hidroklimatolojik koşullar ile nitelenir. Türkiye de yıllık su açığının zayıf olduğu nemliye yakın yarınemli araziler Türkiye nin % sini kaplarken, klimatolojik olarak yıllık su açığının hiç olmadığı ya da toprak su (nem) dengesinin yıl boyunca açık vermediği nemli ve çok nemli araziler Türkiye nin % lik bir bölümünde egemendir (Çizelge 6). 25

28 26 Şekil 6: Aridite İndisi (Aİ) değerlerine göre, Türkiye deki yarıkurak (tam kırmızı dolgu), kurakça-yarınemli (kırmızı çapraz tarama) ve nemlice-yarınemli (kırmızı kare tarama) bölgelerin bitki örtüsüyle (orman, maki ve çalı birlikte) kaplı alanlar ile birlikte gösterimi.

29 Şekil 6, Türkiye deki yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli iklim bölgeleri ile bitki örtüsü (orman, maki ve çalı birlikte) arasındaki ilişkiyi genel olarak göstermektedir. Buna göre, konu genel olarak iklim türlerinin ya da arid (kurak) alanların coğrafi dağılışı açısından ele alındığında, yarıkurak ve kurakça-yarınemli alanlar ile bitki örtüsü (burada ormanlar ve çalılar) dağılışı ve yoğunluğu arasında şöyle bir ilişki görülür (şekil 6): Genel olarak, Toros Dağları ve Kuzey Anadolu Dağlarına komşu ya da jeomorfolojik açıdan onların birer kolu durumundaki dağlık alanlar ile mikroklimatolojik açıdan (uygun yerel topografya, bakı, yağış rejimi, toprak, yeraltı suyu, vb. nedeni ile) uygun alanlar dışında, karasal bir iklim ile nitelenen Doğu Anadolu Bölgesi nin Erzincan-Erzurum ve Iğdır-Van yöreleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile komşu olduğu güney bölümü, Güneydoğu Anadolu Bölgesi (yaklaşık GAP alanına karşılık gelir) ve karasal İç Anadolu bölgesinin büyük bölümündeki yarıkurak ve kurakça-yarınemli alanlarda vejetasyon zayıf ve seyrektir. Türkiye nin İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yarıkurak ve kurakça-yarınemli arazilerinin karakteristik vejetasyon formasyonları, yükseltisi 1500 m den fazla olan dağlık alanlar ve özellikle onların kuzey bakıları dışında kalan alanlarda, sırasıyla, genellikle step, seyrek ağaçlı step ve ağaçlı step ile kuru orman ve Akdeniz orman ve çalılarından (maki) oluşmaktadır (Atalay, 1994, 2008; Türkeş, 2012c). Kuru ormanlar ile çayır ve antropojen stepler, Karasal Doğu Anadolu Bölgesi nin yarıkurak ve kurakça-yarınemli bölümlerindeki egemen vejetasyon formasyonudur. Bu seyrek bitki örtüsü, arazinin tümüyle bozulmadığı ve iklim değişikliklerinin kurak koşullarda önemli bir artışa ya da yağış tutarlarında ve su kaynaklarında önemli bir azalışa neden olmadığı durumlarda, biyolojik üretkenliğini sürdürme, arazi yüzeyini koruma ve toprağı tutma gücüne sahiptir. (4) Yıllık Yağış, Potansiyel Evapotranspirasyon ve Aridite İndisi Dizilerindeki Yıllararası Değişkenlik Yıllık ve mevsimlik (burada verilmedi) toplam yağış dizileri kullanılarak Türkiye deki 151 istasyon için hesaplanan değişkenlik katsayısı (DK, %) değerlerine göre, yıllık (Şekil 7a) ve mevsimlik toplam yağışlarda yıllararası değişkenliğin en düşük olduğu bölge, Karadeniz; en yüksek olduğu bölgeler, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu dur. Yıllık toplam yağışlardaki yıllararası değişkenlik, ülkenin genellikle Akdeniz yağış rejiminin egemen olduğu güneyinden, genellikle her mevsim yağışlı Karadeniz kıyı kuşağına, özellikle Doğu Karadeniz bölümüne doğru gidildikçe azalır (Şekil 7a). Daha somut bir biçimde belirtmek gerekirse, Akdeniz kıyı kuşağında ve Türkiye-Suriye sınırına yakın bölümlerde yaklaşık % dolayında olan yıllararası yağış değişkenliği, Doğu Karadeniz Bölümü nde yaklaşık % 14 dolayındaki bir oranla nitelenir (Şekil 7a). Kışın Türkiye nin batı, güney ve doğu bölgelerinde, DK lar % 35 in oldukça üzerinde; Karadeniz de % 30 dolayındadır (Türkeş, 1998, 2010) (burada verilmedi). Yaz yağışlarının değişkenliği, Karadeniz Bölgesi nde % 25 ve % 55 arasında değişirken, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, % 80 ve % 150 arasında çok yüksek değerler göstermektedir. Hesaplama yöntemi gereği ve kuramsal olarak, ortalama hava sıcaklıklarının ve gün uzunluklarının bir fonksiyonu olan yıllık ortalama toplam Y-PET tutarlarındaki yıllararası değişkenlik, beklendiği gibi oldukça küçüktür ve alansal dağılış deseni belirgin bir coğrafi otokorelasyon ve yönlü gradyan göstermez (Şekil 7b). Tersine, değişkenlik katsayısı oranları, Türkiye üzerinde yaklaşık genel olarak % 3.5 ile % 5.0 arasında değişen oldukça sade bir dağılış gösterir. Buna göre, en yüksek yıllararası değişkenlik yaklaşık % 5.5 ile Batı Akdeniz de Alanya Yöresinde iken, en düşük değişkenlik yaklaşık % 3.5 ile Bursa ve Şanlı Urfa-Ceylanpınar yörelerinde görülür (Şekil 7b). Yıllık yağış toplamları için hesaplanan değişkenlik katsayıları, yıllık toplam PET tutarları için hesaplananlardan çok büyük olduğu için, beklendiği gibi, Yıllık Aridite İndisi (Aİ) dizilerindeki yıllararası değişkenlik, büyüklük ve dağılış deseni açısından yıllık toplam yağış dizilerindeki yıllararası değişkenliğe çok benzer (Şekil 7c). Yıllararası Aİ değişkenliği, Türkiye nin genel olarak yağış mevsimselliğinin (yağışın yıl içindeki değişimi) yüksek olduğu (yağış rejimi düzensiz) subtropikal Akdeniz iklimi ile nitelenen güney bölgelerinden, her mevsim yağışlı (mevsimsellik zayıf, yağış rejimi düzenli) nemli orta enlem (ılıman) iklimi ile nitelenen Karadeniz Kıyı kuşağına, özellikle çok nemli ve sıcak okyanusal batı kıyısı ikliminin yaşandığı Rize yöresine doğru azalma eğilimi sergiler. Bu harita, aynı zamanda bize, yıllararası değişkenlik yükseldikçe, kuraklık olaylarının oluşma sıklığının (olasılık) da büyüdüğünü ya da artma eğiliminde olduğunu gösterir (Türkeş, 2010; Türkeş ve Tatlı, 2009; vb.). 27

30 Şekil 7: MGM nin 151 klimatoloji ve meteoroloji istasyonunda kaydedilen uzun süreli gözlemlere göre, (a) yıllık toplam yağış, (b) yıllık toplam PET ve (c) yıllık Aridite İndisi zaman dizileri kullanılarak hesaplanan değişkenlik katsayılarının (%) Türkiye üzerindeki coğrafi dağılış desenleri. 28

31 Değişkenlik katsayısı yaklaşımında, standart sapma uzun süreli ortalamaya göre normalleştirilerek yüzde cinsinden ifade edildiği için, ortalamaların büyüklüğünden etkilenmeksizin farklı iklim ya da yağış bölgelerindeki yıllararası değişkenliğin nesnel bir karşılaştırılmasını sağlar (Türkeş, 2010; Türkeş ve Akgündüz, 2011). Bu durum özellikle, yağış gibi Akdeniz havzasında ve Türkiye de alan ve zamanda çok değişkenlik gösteren iklim öğeleri ya da değişkenleri için daha önemlidir. Genel olarak açıklamak gerekirse, uzun süreli ortalamanın çevresinde görece daha az saçılma gösteren değişkenlerin değişkenlik katsayıları küçüktür. Tersine, bir diziyi oluşturan gözlemlerin uzun süreli ortalama çevresinde fazla saçılması, o gözlem dizisindeki yıldan yıla değişkenliğin yüksek oluşunun bir göstergesi olarak kabul edilmelidir (Türkeş 2010, Türkeş ve Erlat, 2005). Akdeniz iklim bölgesinde, aridite arttıkça, yüksek yıllararası değişkenlik kuraklık olasılıklarının artmasının da bir göstergesidir. Öte yandan, yağış tutarları ya da nemlilik arttıkça (ör. nemlice-yarınemli ve nemliye doğru), yüksek değişkenlik daha yüksek olasılıkla aşırı yağış, sel ve taşkın oluşumlarının bir göstergesi olabilmektedir (Türkeş, 1999, 2010, vb.). Sonuç olarak, Akdeniz ikliminin egemen olduğu özellikle yarıkurak, kurakça-yarınemli ve nemlice-yarınemli bölgelerde yıllararası yağış değişkenliği yüksek olduğu için, değişkenlik katsayısı öteki yağış ve yağış ilişkili indis ve göstergelerle birlikte (ör. sızma, yüzey akışı, Etkili Yağış İndisi, buharlaşma, ET, PET, Standartlaştırılmış Yağış İndisi (SPI), Palmer Kuraklık indisleri (ör. PDSI, PHDI, nem anomali ya da Z indisi), çeşitli kuraklık indisleri, vb.), erozyonun ve çölleşmenin oluşmasında ve bunların etkilerini azaltmaya yönelik mücadele ve yönetim eylem ve etkinlikleri açısından kullanılabilir yararlı bilgiler sunan önemli bir göstergedir. Yıllararası yağış değişkenliği yükseldikçe, arazi bozulumu ve çölleşmenin etkilerini azaltmaya yönelik mücadele ve yönetim eylem ve etkinlikleri zorlaşır. 29

32 5. Klimatolojik Açıdan Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıflarının Belirlenmesi Buraya kadar elde edilen ve yorumlanan Türkiye nin yıllık yağış (Y) ve PET koşullarına ilişkin çeşitli klimatolojik dağılış haritalarına ve yıllık Aridite İndisine (Aİ) ek olarak, bu bölümde Köppen-Geiger İklim Sınıflandırmasının yazı sıcak ve kurak subtropikal Akdeniz iklimi (Csa ve Csb), step iklimi (BS), sıcak çöl iklimi (BW) ve yazı sıcak soğuk iklim (Dsa ve Dsb) tipleri ile yıllık yağış ve yıllık Aİ değerlerinin değişkenlik katsayıları için önerilen aşağıdaki ölçütler kullanılarak, Türkiye nin klimatolojik olarak çölleşmeye açıklık ya da çölleşmeden etkilenebilirlik şiddet sınıfları belirlendi (Sekil 8). Türkiye nin klimatolojik olarak çölleşmeden etkilenebilirlik şiddet sınıflarına giren arazilerin belirlenmesinde kullanılması önerilen ölçütler şunlardır: (1) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik derecesi ya da şiddeti ekstrem ( aşırı ): 1. Kuraklık indisi (AI), 0.50 den küçük olmalı (AI < 0.50); 2. Köppen-Geiger iklim sınıfına göre, Cs (Csa ve Csb) ya da BS ya da BW sınıfına girmeli; 3. Yıllık ortalama yağış toplamı (Y) 400 mm den küçük olmalı (Y < 400); 4. Y-PET (-400) mm nin altında olmalı (Y-PET < -400) (fark negatif olmak üzere, 400 mm den büyük olmalı); 5. Yıllık yağış toplamı (Y) ya da yıllık kuraklık indisi (AI) değerlerinin değişim katsayıları (Y.DK ya da AI.DK, %) % 20 ye eşit büyük olmalı (DK ³ 20). 30

33 (2) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti kuvvetli : 1. Kuraklık indisi (AI) 0.50 ye eşit küçük olmalı (AI 0.50); 2. Köppen-Geiger iklim sınıfına göre, Cs (Csa ve Csb) ya da BS ya da BW ya da Dsa sınıfına girmeli; 3. Yıllık ortalama yağış toplamı (Y) 500 mm den küçük olmalı (Y < 500); 4. Y-PET (-300) mm nin altında olmalı (Y-PET < -300) (Fark negatif olmak üzere, 300 mm den büyük olmalı); 5. Yıllık yağış toplamı (Y) ya da yıllık kuraklık indisi (AI) değerlerinin değişim katsayıları (Y.DK ya da AI.DK, %) % 20 ye eşit büyük olmalı (DK ³ 20). (3) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti orta : 1. Kuraklık indisi (AI) 0.50 den büyük ve 0.65 e eşit küçük olmalı (0.50 < AI 0.65); 2. Köppen-Geiger iklim sınıfına göre, Cs (Csa ve Csb) ya da BS ya da BW ya da Dsa ya da Df (Dfa ve Dfb) sınıfına girmeli; 3. Yıllık ortalama yağış toplamı (Y) 600 mm den küçük olmalı (Y < 600); 4. Y-PET (-200) mm nin altında olmalı (Y-PET < -200) (Fark negatif olmak üzere, 200 mm den büyük olmalı); 5. Yıllık yağış toplamı (Y) ya da yıllık kuraklık indisi (AI) değerlerinin değişim katsayıları (Y.DK ya da AI.DK, %) % 18 ye eşit büyük olmalı (DK ³ 18). 31

34 32 Şekil 8: Türkiye nin klimatolojik olarak çölleşme potansiyeline sahip olan Çölleşmeye Duyarlı ya da Çölleşmeye Açık arazilerinin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıflarının coğrafi dağılış desenleri. Harita üzerinde görülen eğriler, topografya (orografi, yükselti, bakı, vb.) ve çölleşme duyarlılık alanları arasındaki ilişkiyi genel olarak göstermek için çizilen 1250 m ve üzeri (1250, 1500, 2000 ve 3000 m) değerdeki eş yükselti eğrilerine karşılık gelir.

35 (4) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti zayıf : 1. Kuraklık indisi (AI) 0.65 ten büyük ve 0.80 e eşit küçük olmalı (0.65 < AI 0.80); 2. Köppen-Geiger iklim sınıfına göre, Cs (Csa ve Csb) ya da BS ya da Ds (Dsa ve Dsb) ya da Df (Dfa ve Dfb) sınıfına girmeli; 3. Yıllık ortalama yağış toplamı (Y) 700 mm den küçük olmalı (Y < 700); 4. Y-PET (-100) mm nin altında olmalı (Y-PET < -100) (Fark negatif olmak üzere, 100 mm den büyük olmalı); 5. Yıllık yağış toplamı (Y) ya da yıllık kuraklık indisi (AI) değerlerinin değişim katsayıları (Y.DK ya da AI.DK, %) % 18 ye eşit büyük olmalı (DK ³ 18). (5) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik derecesi etkisiz : Türkiye nin ilk 4 sınıfa girmeyen geri kalan alanlarında (Şekil 8), çölleşme süreçlerinin klimatolojik olarak etkili olması beklenmez. Yukarıda bu çalışma için önerilen ölçüt ve sınır değerleri temel alınarak CBS tabanlı sorgulamalar sonucunda elde edilen Türkiye nin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıfları haritasının gösterdiği coğrafi dağılış desenine göre, beklendiği şekilde, Türkiye nin çölleşmeden etkilenebilirlik (ya da çölleşme hassasiyet) şiddeti kuvvetli olan arazileri, yaklaşık olarak İç Anadolu Bölgesi nde Konya Kapalı Havzasını; Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde, Siverek, Şanlı Urfa ve Ceylanpınar ile Türkiye-Suriye sınır arasında kalan ve Suriye Çölünün Türkiye ye doğru kuzey uzantısını oluşturan bölümünü; İç Anadolu Bölgesi nde Nallıhan Yöresini ve Doğu Anadolu da Iğdır Yöresini içerir (Şekil 8). Türkiye de fazla geniş olmayan birkaç alanda görülen çölleşmeden etkilenebilirlik şiddet sınıfı ekstrem olan araziler, karasal İç Anadolu Bölgesi nde Konya Kapalı Havzası nın orta-güney bölümünde; Karapınar, Karaman ve Konya Ereğlisi yöresinde; karasal-soğuk Doğu Anadolu Bölgesi nde Iğdır yöresindeki küçük bir alanda ve yazı çok sıcak ve kuru karasal Güneydoğu Anadolu (Karasal Akdeniz) Bölgesi nde Ceylanpınar yöresinde egemendir (Şekil 8). Genel olarak çölleşmeden etkilenebilirlik açısından orta şiddet sınıfına giren kurakça-yarınemli araziler ise, Türkiye nin karasal İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin büyük bir bölümü ile Orta ve Doğu Akdeniz de Mersin-Silifke yöresinde ve Doğu Anadolu nun doğusunda Iğdır, Doğu Beyazıt ve Van arasındaki bir yörede yayılış gösterir (Şekil 8). 33

36 6. Sonuç ve Tartışma Bu çalışmada, Türkiye nin yıllık yağış ve potansiyel evapotranspirasyon koşullarına ilişkin çeşitli klimatolojik dağılış haritalarına ve yıllık Aridite İndisine ek olarak, temel olarak Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasının yazı sıcak ve kurak subtropikal Akdeniz iklimi (Csa ve Csb), yazı sıcak orta enlem step iklimi (BS) ve yazı sıcak soğuk iklim (Dsa ve Dsb) tipleri ile yıllık yağış ve yıllık aridite indisi değerlerinin değişkenlik katsayıları için önerdiğimiz ölçütler kullanılarak, Türkiye nin klimatolojik olarak çölleşme riski potansiyeline sahip çölleşmeye duyarlı ya da çölleşmeye açık arazilerinin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıfları belirlendi ve bir öneri ve ilk çalışma niteliğinde olmak koşuluyla, Türkiye nin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Haritası hazırlandı (Şekil 8). Türkiye nin klimatolojik olarak çölleşme riski potansiyeline sahip olan çölleşmeye duyarlı ya da çölleşmeye açık arazilerinin Çölleşmeden Etkilenebilirlik Şiddet Sınıfları aşağıdaki gibidir: (1) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik (ya da çölleşme duyarlılık) derecesi ya da şiddeti ekstrem ( aşırı ): (2) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti kuvvetli : (3) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti orta : (4) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik şiddeti zayıf : (5) Arazinin çölleşmeden etkilenebilirlik derecesi etkisiz : Türkiye nin ilk dört sınıf dışında kalan alanlarını kapsayan bu sınıftaki arazilerde, klimatolojik olarak çölleşme etkili değildir. İlk üç sınıfa giren alanlar, Türkiye nin hem bugün klimatolojik olarak çölleşmeden etkilenebilirlik (çölleşme duyarlılık) düzeyleri dikkat çekici olan, hem de yüksek olasılıkla gelecekte çölleşme riski artabilecek olan arazileridir. Türkiye de gelecekteki arazi kullanımı ve arazi örtüsünün nitelik ve niceliksel olarak daha kötüye gidebilecek olması (arazi bozulumunun şiddetlenmesi) ve iklim model kestirimlerinin gösterdiği beklenen 34

37 iklim değişikliği nedeniyle Türkiye ikliminin daha sıcak ve kurak olması sonucunda (ör. IPCC, 2013; Öztürk ve ark, 2011, 2012, 2013; Sen ve ark., 2012; Tatlı ve Türkes, 2011; Türkeş ve ark., 2011; vb.), bu arazilerde zaten etkili olan çölleşme süreçlerinin önümüzdeki yıllarda daha da şiddetleneceğini (hız ve büyüklükteki artış) öngörebiliriz. Ayrıca, söz konusu arazilerde, özellikle jeolojik ve jeomorfolojik açıdan uygun kurak ve yarıkurak alanlarda [Neojen gölsel-karasal ve karasal çökeltiler, Kuvaterner den kalma alüvyal (killi, milli, kumlu, çakıllı) eski göl tabanları ör. Konya Ovası-, kurumuş ya da kurutulmuş bataklık ve sulak alanlar, vb.] çöl benzeri fiziki coğrafya (iklim, hidroloji ve su kaynakları, jeomorfoloji ve biyocoğrafya açısından) etmen ve süreçleri (ör. çölümsü step, zayıf bitki örtüsü, rüzgar deflasyonu ve erozyonu, vb.) ve yeryüzü şekilleri (ör. kumullar, kumul hareketleri, vb.) ortaya çıkabilir (Erinç, 1963; Kantarcı ve ark., 2011; Türkeş, 2011c, 2012a; Türkeş ve Akgündüz, 2011). Türkiye nin çölleşmeden etkilenebilirlik derecesi etkisiz sınıfına giren arazileri ise, bugünkü klimatolojik (Güneş ışınımı, sıcaklık, yağış ve avapotranspirasyon, rüzgar, aridite ve iklim, iklimsel değişkenlik, vb.) koşullar altında, yüksek olasılıkla ve kuramsal olarak çölleşme süreçlerine açık değildir ya da çölleşmeden etkilenebilirlikleri henüz ihmal edilebilir düzeydedir. Öte yandan, başka sosyoekonomik etmenlerin yanı sıra, farklı topografya ve iklim (özellikle yağış ve buharlaşma-terleme) koşulları, bu özelliklere sahip arazilerde -çölleşme olmasa bile- arazi bozulumunun oluşması ya da gelişmesi için ayırt edici koşullar yaratmaktadır. Sonuç olarak, bitki örtüsünün yok edilmesi, aşırı otlatma, orman yangınları, toprak ve suyun kirlenmesi, tuzlanması ve asitlenmesi, aşırı ve/ya da yanlış gübreleme, aşırı ve/ya da yanlış sulama, arazinin terk edilmesi, vb. gibi yanlış arazi kullanımı uygulamaları ya da etkinlikleri ve arazi kullanımı değişiklikleri, bu arazilerde de nitelik ve nicelik olarak farklı derecelerde arazi bozulumunun ortaya çıkmasına neden olabilir. Öte yandan, bu çalışmanın hazırlanmasında karşılaşılan en önemli zorluk, Türkiye de bulunan çeşitli özelliklerdeki klimatoloji ve meteoroloji istasyonlarının neredeyse tamamının, farklı düzeylerde de olsa kentleşmenin ve arazi kullanımı etkinliklerinin etkisinde kalmış olan çeşitli büyüklüklerdeki kentlerde ve yerleşme alanlarında kurulmuş olmasıdır. Buna bağlı olarak, çalışmada Türkiye nin yüksek arazilerini (yüksek plato ve dağlar) ve buralardaki zengin çalı ve orman vejetasyonunun yetişme (fizyolojik, ekolojik, vb.) koşullarını denetleyen iklim özelliklerini temsil edecek ya da yansıtacak istasyon verileri kullanılamadı. Bu nedenle, son yıllarda Meteoroloji Genel Müdürlüğünce Türkiye ölçeğinde yaygınlaştırılan otomatik hava ya da meteoroloji gözlem istasyonlarının, öncelikli olarak Türkiye nin Akdeniz ikliminin ve ikincil olarak karasal step ikliminin egemen olduğu nemlice-yarınemli, kurakça-yarınemli ve yarıkurak koşullarla nitelenen yüksek plato ve dağlık alanlarında (ör. Akdeniz Göller Yöresi, Orta ve Doğu Toroslar ve Güneydoğu Torosları; Ege Bölgesi ve İç Batı Anadolu dağları; Kaz Dağı, vb.) da kurulması, hem sürdürülebilir orman yönetimi, orman ekosistemlerinin korunması ve geliştirilmesi, hem de kuraklık risk yönetimi ve çölleşmenin belirlenmesi, değerlendirilmesi, izlenmesi ve çölleşme ile mücadele eylem ve çalışmalarının başarısı ve sürekliliği açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu alanlarda kurulacak otomatik meteoroloji gözlem istasyonları, hem Meteoroloji Genel Müdürlüğü nün temel aldığı ve kullandığı ölçüm, kalibrasyon ve telekomünikasyon standartlarına uygun olmalı, hem de Bakanlığın ve sektörün işlev ve hedeflerine (orman ekosistemlerinin ve biyoçeşitliliğinin korunması, izlenmesi ve geliştirilmesi; iklim değişikliği, kuraklık ve çölleşmenin belirlenmesi, izlenmesi ve önlenmesi; kuraklık risk yönetimi, vb.) yönelik özel yazılım, ölçüm alet ve sistemleriyle (algılayıcı, kaydedici, vb.) donatılmış olmalıdır. Bu amaçlarla kurulacak olan otomatik hava gözlem istasyonlarında, geleneksel klimatolojik ve meteorolojik ölçüm alet ve sistemlerine ek olarak, belirli derinliklerde toprak sıcaklığı ve toprak nemi, yaprak ıslaklığı, morötesi (özellikle UV-B) radyasyon ve su buharı, karbondioksit (CO 2 ), metan (CH 4 ) ve diazotmonoksit (N 2 O) gibi sera gazı akılarını ölçecek ölçüm alet ve sistemlerinin bulunması gereklidir. 35

38 7. Kaynaklar Atalay, İ Türkiye Vejetasyon Coğrafyası. Ege Üniversitesi Basımevi: İzmir. Atalay, İ Ekosistem Ekolojisi ve Coğrafyası. META Basım Matbaacılık Hizmetleri, Cilt I-II: İzmir. Erinç, S İç Anadolu da Karapınar çevresindeki kum reliefi hakkında. İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü Dergisi 7(13): Erlat, E. and Türkeş, M Analysis of observed variability and trends in numbers of frost days in Turkey for the period International Journal of Climatology 32 (12): DOI: /joc.2403 Erlat, E. and Türkeş, M Observed changes and trends in numbers of summer and tropical days, and the 2010 hot summer in Turkey. International Journal of Climatology 33 (8): DOI: /joc.3556 IPCC Climate Change 2007: The Physical Science Basis. Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (Solomon, S., et al. (eds.)). Cambridge University Press: Cambridge and New York. IPCC Climate Change 2013: The Physical Science Basis. Contribution of Working Group I to the Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change [Stocker, T.F., D. Qin, G.-K. Plattner, M. Tignor, S.K. Allen, J. Boschung, A. Nauels, Y. Xia, V. Bex and P.M. Midgley (eds.)]. Cambridge University Press, Cambridge, 1535 pp. Kantarcı, M.D., Özel, H.B., Ertekin, M. ve Kırdar, E Konya-Karapınar kara kumulu ağaçlandırmalarında kullanılan altı ağaç türünün bozkır yetişme ortamına uyumu konusunda bir değerlendirme. Bartın Orman Fakültesi Dergisi 13(19): Kartum, Ş., Koç, T. ve Türkeş, M Türkiye de kar yağışlarının başlangıç ve bitiş tarihlerinde gözlenen değişiklikler ve eğilimler. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book, s , April 2011: İstanbul. Kuglitsch, F. G., Toreti, A., Xoplaki, E., Della-Marta, P.M., Zerefos, C. S., Türkeş, M. and Luterbacher, J Heat wave changes in the eastern Mediterranean since Geophysical Research Letters, VOL. 37, L04802, DOI: /2009GL Öztürk, T., Altınsoy, H., Türkeş, M. and Kurnaz M. L Simulation of extreme events for the Central Asia cordex domain by using the RegCM 4.0. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book, pp , April 2011: İstanbul (in Turkish). Ozturk, T., Altınsoy, H., Türkeş, M. and Kurnaz M. L Simulation of temperature and precipitation climatology for central Asia CORDEX domain by using RegCM 4.0. Climate Research 52: Ozturk, T., Türkeş, M. and Kurnaz, M. L Projected changes in air temperature and precipitation climatology in Turkey by using RegCM 4.3. In: Proceedings of European Geosciences Union General Assembly 2013, April 2013, Vienna. Şahin, S. and Cığızoğlu H. K The sub-climate regions and the sub-precipitation regime regions in Turkey. Journal of Hydrology 451C: Sen, B., Topcu, S., Türkeş, M., Sen, B. and Warner, J. F Projecting climate change, drought conditions and crop productivity in Turkey. Climate Research 52: Tatlı, H. ve Türkeş, M. 2011a. Türkiye nin kurak ve nemli koşullarının model çıktı istatistiği (MOS) ile incelenmesi. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book, s , April 2011: İstanbul. Tatlı, H. and Türkeş, M. 2011b. Empirical orthogonal function analysis of the Palmer drought indices. Agricultural and Forest Meteorology 151: Tatli, H. and Türkeş, M Climatological evaluation of Haines forest fire weather index over the Mediterranean basin. Meteorological Applications. DOI: /met.136 (In press) Thornthwaite, C. W An Approach toward a rational classification of climate. Geography Review 38: Türkeş, M Türkiye de Kurak Bölgeler ve Önemli Kurak Yıllar. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi: İstanbul, 195 sayfa. Türkeş, M Influence of geopotential heights, cyclone frequency and southern oscillation on rainfall variations in Turkey. International Journal of Climatology 18: Türkeş, M Vulnerability of Turkey to desertification with respect to precipitation and aridity conditions. Turkish Journal of Engineering and Environmental Science 23: Türkeş, M İklim Değişikliği ve Küresel Isınma Olgusu: Bilimsel Değerlendirme. İçinde: Küresel Isınma ve Kyoto Protokolü: İklim Değişikliğinin Bilimsel, Ekonomik ve Politik Analizi (yay. haz. E. Karakaya), s Bağlam Yayınları No. 308: İstanbul. Türkeş, M Klimatoloji ve Meteoroloji. Birinci Baskı, Kriter Yayınevi - Yayın No. 63, Fiziki Coğrafya Serisi No. 1, ISBN: , XXII sayfa: İstanbul. Türkeş, M. 2011a. İklim Değişikliğinin Fiziksel Bilim Temeli: Fiziksel İklim Sistemi, Kuvvetlenen Sera Etkisi, Gözlenen ve Öngörülen İklim Değişimleri. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book, s , April 2011: İstanbul. 36

39 Türkeş, M. 2011b. Dünyada ve Türkiye de iklim değişikliği, kuraklık ve çölleşme. İçinde: II. Ulusal Toprak ve Su Kaynakları Kongresi Bildiri Kitabı (EK), 5-19, Kasım 2011: Kızılcahamam - Ankara. Türkeş, M. 2011c. Akhisar ve Manisa yörelerinin yağış ve kuraklık indisi dizilerindeki değişimlerin hidroklimatolojik ve zaman dizisi çözümlemesi ve sonuçların çölleşme açısından coğrafi bireşimi. Coğrafi Bilimler Dergisi 9: Türkeş, M. 2012a. Kuraklık, çölleşme ve Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Savaşım Sözleşmesi nin ayrıntılı bir çözümlemesi. Marmara Avrupa Araştırmaları Dergisi, Çevre Özel Sayısı 20: Türkeş, M. 2012b. Küresel İklim Değişikliği ve Çölleşme. İçinde: Günümüz Dünya Sorunları Disiplinlerarası Bir Yaklaşım (ed. N. Özgen), s Eğiten Kitap: Ankara. Türkeş, M. 2012c. Biyocoğrafyanın İlkeleri, Ekolojik Bir Yaklaşım - Ders Notları. Kriter Yayınevi, Kriter Yayın No: 100, Fiziki Coğrafya Serisi No. 2, ISBN: , XII sayfa, İstanbul. Türkeş, M Türkiye de gözlenen ve öngörülen iklim değişikliği, kuraklık ve çölleşme. Ankara Üniversitesi Çevre Bilimleri Dergisi 5 (1): XX-XX (Baskıda). Türkeş, M. and Akgündüz, A. S Assessment of the desertification vulnerability of the Cappadocian district (Central Anatolia, Turkey) based on aridity and climate-process system. International Journal of Human Sciences 8: Altan, G., Türkeş, M. and Tatlı, H Climatological and meteorological analysis of forest fires for the year of 2009 in Çanakkale and Muğla with the Keetch-Byram Drought Index. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book, s , April 2011: İstanbul, (in Turkish with an English abstract). Türkeş, M. and Altan, G. 2012a. Analysis of the year 2008 fires in the forest lands of the Muğla Regional Forest Service by using drought indices. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 9: , (in Turkish with an English abstract). Türkeş, M. ve Altan, G. 2012b. Çanakkale nin 2008 yılı büyük orman yangınlarının meteorolojik ve hidroklimatolojik analizi. Coğrafi Bilimler Dergisi 10 (2): Türkeş, M. ve Altan, G İklimsel değişimlerin ve orman yangınlarının Muğla Yöresi ndeki doğal çevre, doğa koruma alanları ve biyotaya etkilerinin bir ekolojik biyocoğrafya çözümlemesi. Ege Coğrafya Dergisi 22(2): Türkeş, M. and Altan, G Climatological analysis of forest fires occurred in 2011 over Turkey and their associations with hydroclimatic, surface weather and upper atmosphere conditions. International Journal of Human Sciences 11(1): , (in Turkish with an extended English Abstract). Türkeş, M. and Erlat, E Precipitation changes and variability in Turkey linked to the North Atlantic Oscillation during the period International Journal of Climatology 23: Türkeş, M. and Erlat, E Climatological responses of winter precipitation in Turkey to variability of the North Atlantic Oscillation during the period Theoretical and Applied Climatology 81: Türkeş, M. and Erlat, E Influences of the North Atlantic Oscillation on precipitation variability and changes in Turkey. Nuovo Cimento Della Societa Italiana Di Fisica C-Geophysics and Space Physics 29: Türkeş, M. and Tatlı, H Use of the standardized precipitation index (SPI) and modified SPI for shaping the drought probabilities over Turkey. International Journal of Climatology 29: DOI: /joc.1862 Türkeş, M. and Tatlı, H Use of the spectral clustering to determine coherent precipitation regions in Turkey for the period International Journal of Climatology 31: DOI: /joc.2212 Türkeş, M. and Sümer, U. M Spatial and temporal patterns of trends and variability in diurnal temperature ranges of Turkey. Theoretical and Applied Climatology 77: Türkeş, M., Sümer, U. M. and Demir, İ Re-evaluation of trends and changes in mean, maximum and minimum temperatures of Turkey for the period International Journal of Climatology 22: Türkeş, M., Koç, T. and Sarış, F. 2009a. Spatiotemporal variability of precipitation total series over Turkey. International Journal of Climatology 29: Türkeş, M., Akgündüz, A.S. ve Demirörs, Z. 2009b. Palmer Kuraklık İndisi ne göre İç Anadolu Bölgesi nin Konya Bölümü ndeki kurak dönemler ve kuraklık şiddeti. Coğrafi Bilimler Dergisi 7: Türkeş, M., Kurnaz, M. L., Öztürk, T. and Altınsoy, H Climate changes versus security and peace in the Mediterranean macroclimate region: are they correlated? In: Proceedings of International Human Security Conference on Human Security: New Challenges, New Perspectives, , CPRS Turkey, October 2011: İstanbul. UNCCD The United Nations Convention to Combat Desertification in those Countries Experiencing Serious Drought and/or Desertification, Particularly in Africa. Text with Annexes, United Nations Environment Programme (UNEP): Geneva. Yozgatlıgil, C., Asar, Ö., Kartal, E., Batmaz, İ., Türkeş, M. and Tatlı, H Forecasting the Extreme Precipitation in Turkiye. In: 10th Symposium on Stochastic Hydraulics Fifth International Conference on Water Resources and Environment Research, 5-7 July 2010: Quebec, Canada. Willmott, C.J WATBUG: A FORTRAN IV Algorithm for Calculating the Climatic Water Budget. Water Resources Center, University of Delaware: Newark, Delaware. 37

40 Hazırlayan: Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 29 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi Zirai Meteoroloji ve İklim Rasatları Dairesi Başkanlığı Ocak 21, ANKARA Özet 29 yılı sıcaklıkları normallerinin,9 C üzerinde

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 20142012 YILI ALANSAL YILI YAĞIŞ YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2014

Detaylı

15-19 ŞUBAT 2016 AŞIRI SICAKLIKLAR

15-19 ŞUBAT 2016 AŞIRI SICAKLIKLAR 15-19 ŞUBAT AŞIRI SICAKLIKLAR İklim değişikliğinin en önemli belirtilerinden bir tanesi de aşırı hava olaylarının birbiri ardına tekrar etmesidir. 2000 li yılların başından itibaren hemen hemen her sene

Detaylı

2011 YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

2011 YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Hidrometeoroloji Şube Müdürlüğü HAZİRAN 212- ANKARA 1 T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI

Detaylı

2016 YILI ŞUBAT AYI SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

2016 YILI ŞUBAT AYI SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ 2016 YILI ŞUBAT AYI SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ (2016 Şubat en sıcak Şubat ayı oldu.) 1. Genel Değerlendirme 2016 yılı Şubat ayı Türkiye ortalama sıcaklığı 8,2 C ile 1981 2010 ortalaması olan 3,5 C nin 4,7

Detaylı

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 ) Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) İller ve Bölgeler (2) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam İstanbul 18.257

Detaylı

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler 1. Bölge: Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Muğla 2. Bölge: Adana, Aydın, Bolu, Çanakkale (Bozcaada ve Gökçeada İlçeleri Hariç), Denizli,

Detaylı

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI 173 174 Elektrik, Elektronik-Biyomedikal-Kontrol Mühendisliği Hizmetleri EK-1 BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK) EMO Yönetim Kurulunun 06.11.2015 tarih ve 44/51 sayılı

Detaylı

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI 179 180 Elektrik, Elektronik-Biyomedikal-Kontrol Mühendisliği Hizmetleri BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK) EMO Yönetim Kurulunun 04.11.2017 tarih ve 45/56 sayılı

Detaylı

BÖLÜM -VII- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

BÖLÜM -VII- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI BÖLÜM -VII- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 136 Elektrik, Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği Hizmetleri BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI 2007 yılı içinde uygulanacak olan

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ HANEHALKI İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ BİLGİ NOTU 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 06/03/2014 tarihinde 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bir önceki yıla göre;

Detaylı

YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR

YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR 2002-2016 YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR 1 ADANA SANAYİ ODASI 2 ADANA TİCARET BORSASI 3 ADANA TİCARET ODASI 4 ADIYAMAN TİCARET VE SANAYİ ODASI 5 AFYONKARAHİSAR TİCARET BORSASI 6 AFYONKARAHİSAR

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

Klimatoloji Ve Meteoroloji. Prof.Dr. Hasan TATLI

Klimatoloji Ve Meteoroloji. Prof.Dr. Hasan TATLI Klimatoloji Ve Meteoroloji Prof.Dr. Hasan TATLI Klimatoloji ve Meteoroloji Prof. Dr. Hasan TATLI Coğrafya Bölümü Fen Edebiyat Fakültesi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 2 Ünite 11 Bölgesel İklimler

Detaylı

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22 FDR Adana Fren Test Cihazları FDR Adıyaman Fren Test Cihazları FDR AfyonFren Test Cihazları FDR Ağrı Fren Test Cihazları FDR Amasya Fren Test Cihazları FDR Ankara Fren Test Cihazları FDR Antalya Fren Test

Detaylı

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7769 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 17 4001 7770 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 9 4001 7771 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7858 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 8 ### 7859 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 4 ### 7860 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014 YEREL SEÇİM ANALİZLERİ Şubat, 2014 Partilerin Kazanacağı Belediye Sayıları Partilere Göre 81İlin Yerel Seçimlerde Alınması Muhtemel Oy Oranları # % AK Parti 37 45,7 CHP 9 11,1 MHP 5 6,2 BDP/HDP 8 9,9 Rekabet

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2014 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2015 tarihinde 2014 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle;

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2016 tarihinde 2015 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle;

Detaylı

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim 7 Haziran 2015 1 Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim Erol Tuncer 2 EROL TUNCER Giriş 2015 yılında siyasî tarihimizde bir ilk yaşanmış, aynı yılın 7 Haziran ve 1 Kasım günlerinde iki kez Milletvekili

Detaylı

YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR

YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR 2002-2018 YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR 1 ADANA SANAYİ ODASI 2 ADANA TİCARET BORSASI 3 ADANA TİCARET ODASI 4 ADIYAMAN TİCARET VE SANAYİ ODASI 5 AFYONKARAHİSAR TİCARET BORSASI 6 AFYONKARAHİSAR

Detaylı

ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL

ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL MÜŞTERİ FİYATLARI ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL 10-Avc ADANA 118,65 TL 3.084,90 TL 0,119 TL 10-Avc ANKARA 78,75 TL 2.047,50 TL 0,079 TL 10-Avc ANTALYA 111,30 TL 2.893,80 TL 0,111 TL 10-Avc BALIKESİR

Detaylı

MÜŞTERİ FİYATLARI ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL

MÜŞTERİ FİYATLARI ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL MÜŞTERİ FİYATLARI ÇIKIŞ VARIŞ TON/TL TIR/TL KG/TL 10-Avc ADANA 113,40 TL 2.948,40 TL 0,113 TL 10-Avc ANKARA 75,60 TL 1.965,60 TL 0,076 TL 10-Avc ANTALYA 106,05 TL 2.757,30 TL 0,106 TL 10-Avc BALIKESİR

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI İL KADIN ADI ERKEK ADI ADANA ADIYAMAN AFYONKARAHİSAR AKSARAY SULTAN SULTAN İBRAHİM RAMAZAN 1/17 2/17 AMASYA ANKARA ANTALYA ARDAHAN

Detaylı

22/12/2011 tarihli ve 28150 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 29/11/2011 tarihli ve 2011/2474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki LİSTE

22/12/2011 tarihli ve 28150 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 29/11/2011 tarihli ve 2011/2474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki LİSTE 22/12/2011 tarihli ve 28150 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 29/11/2011 tarihli ve 2011/2474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki S.NO 1 2 LİSTE BATI AKDENİZ GÜMRÜK VE TİCARET MÜDÜRLÜĞÜ (ANTALYA) 1 Antalya

Detaylı

DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 21 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi Zirai Meteoroloji ve İklim Rasatları Dairesi Başkanlığı Ocak 211, ANKARA Özet 21 yılı sıcaklıkları normallerinin 2,39

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 29/01/2014 tarihinde 2013 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle;

Detaylı

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK 0 NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK Verilerine Göre Hazırlanmıştır. İLİNİN NÜFUSU.. NÜFUSUNA KAYITLI OLANLAR NDE YAŞAYIP NÜFUS KAYDI BAŞKA İLLERDE OLANLAR.0 %... %. NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ 0 TUİK Verilerine

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu İÇİNDEKİLER Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu Çizelge 1 Türkiye genelinde il merkezlerinin su ihtiyaçları ve ihtiyaçların karşılanma durumu icmali Çizelge 2. 2013-2015 yılları

Detaylı

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet Tablo-1: İndirim veya artırım uygulanmayan iller için azami primler (TL)* İzmir, Yalova, Erzurum, Kayseri Otomobil 018 614 211 807 686 565 444 Kamyonet 638 110 583 055 897 739 580 Motorsiklet 823 658 494

Detaylı

ALANYA NIN BAZI EKONOMİK VE SOSYAL VERİLERİNİN MEVCUT İLLER İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

ALANYA NIN BAZI EKONOMİK VE SOSYAL VERİLERİNİN MEVCUT İLLER İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ ALANYA NIN BAZI EKONOMİK VE SOSYAL VERİLERİNİN MEVCUT İLLER İLE RAKAMLARLA ALANYA YÜZÖLÇÜMÜ 2.751 KM² ORMAN ALANI 178.971 HEKTAR TARIM ARAZİSİ 26.129 HEKTAR AKDENİZ E KIYISI 70 KİLOMETRE BELEDİYE 17 KÖY

Detaylı

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO Oto Kalorifer Peteği Temizleme Makinası, Araç Kalorifer Petek Temizliği Cihazı. kalorifer peteği nasıl temizlenir, kalorifer peteği temizleme fiyatları, kalorifer

Detaylı

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA YER DEĞİŞİKLİĞİ BAŞVURULARI İÇİN İLAN EDİLEN LİSTESİ 1 ADANA BİYOLOG GENEL BÜTÇE 1 1 ADANA EBE GENEL BÜTÇE 6 1 ADANA HEMŞİRE GENEL BÜTÇE 2 1 ADANA SAĞLIK MEMURU ÇEVRE SAĞLIĞI TEKNİSYENİ GENEL BÜTÇE 1 1

Detaylı

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI Yıllara Göre Akademik Personel,İdari Personel ve Öğrenci Sayıları Öğrenci Sayıları Akademik Personel 9.877..79.78 İdari Personel.7..79.. 9 9 9 977 7.99 8.78

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ ADANA 8140 BİYOLOG 0 1 LİSANS ADANA 8315 ÇOCUK GELİŞİMCİSİ 0 1 LİSANS ADANA 8225 DİYETİSYEN 0 1 LİSANS ADANA 8155 PSİKOLOG 0 1 LİSANS ADANA 8410 SAĞLIK MEMURU 6000 ÇEVRE SAĞLIĞI 4 LİSE ADANA 8410 SAĞLIK

Detaylı

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years,

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years, 2013 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam January February March April May June July August September October November December Total Türkiye 87 444 88 519

Detaylı

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015)

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015) Agrometeorolojik Verim Tahmin Bülteni Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim 2014-30 Haziran 2015) Meteoroloji Genel Müdürlüğü Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü / Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR HAZİRAN Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat Haziran ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 434 milyon sm3, %13,76 lik bir artış meydana gelmiştir.

Detaylı

ISITMA VE SOĞUTMA DERECE GÜN SAYILARININ ENTEGRASYONU

ISITMA VE SOĞUTMA DERECE GÜN SAYILARININ ENTEGRASYONU ISITMA VE SOĞUTMA DERECE GÜN SAYILARININ Murat BAYRAM Mak.Yük.Müh.-Şube Müd.V. B.İ.B.-Y.İ.G.M.-Binalarda Enerji Verimliliği Şubesi Doç.Dr. Bülent YEġĠLATA Harran Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine

Detaylı

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA 1 ADANA EBE 4 1 ADANA SAĞLIK MEMURU RÖNTGEN TEKNİSYENİ 1 1 ADANA SAĞLIK MEMURU TIBBİ SEKRETER 2 2 ADIYAMAN DİYETİSYEN 2 2 ADIYAMAN EBE 2 2 ADIYAMAN HEMŞİRE 1 2 ADIYAMAN SAĞLIK MEMURU TIBBİ SEKRETER 1 2

Detaylı

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI ADANA MERKEZ 111918 İL MEM İNŞAAT 1 ADANA MERKEZ 111918 İL MEM ELEKTRİK 2 ADIYAMAN MERKEZ 114014 İL MEM İNŞAAT 1 ADIYAMAN MERKEZ 114014 İL MEM ELEKTRİK 1 AFYONKARAHİSARMERKEZ 114972 İL MEM İNŞAAT 1 AFYONKARAHİSARMERKEZ

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği TEMMUZ Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat 4.5, 4., Temmuz ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 915,37 milyon sm 3, %28,43 lük bir artış meydana

Detaylı

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı Tüvturk Gezici istasyonlarında ağır vasıtalar (3.5 ton üzeri) hariç tüm motorlu ve motorsuz araçlar için muayene hizmeti verilmektedir. Gezici İstasyon

Detaylı

TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR

TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR Tüvturk Araç Muayene işleminin araç sahiplerine en az zaman kaybettirerek gerçkeleştirilmesi amaçlanarak kurulan araç muayene randevu sistemi yoğunluğu

Detaylı

Bülten No 2: Ekim 2011-Mayıs 2012

Bülten No 2: Ekim 2011-Mayıs 2012 AGROMETEOROLOJİK ÜRÜN VERİM TAHMİNİ BÜLTENİ Bülten No 2: Ekim 2011-Mayıs 2012 Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Bölümü Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR

TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR TÜVTURK ARAÇ MUAYENE RANDEVU ALINABİLEN İSTASYONLAR Tüvturk Araç Muayene işleminin araç sahiplerine en az zaman kaybettirerek gerçkeleştirilmesi amaçlanarak kurulan araç muayene randevu sistemi yoğunluğu

Detaylı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Aylık Yatırımcı Raporu: Veri tarihi: PROGRAM GENEL BİLGİLERİ. 1.2 İhraççı Bilgileri

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Aylık Yatırımcı Raporu: Veri tarihi: PROGRAM GENEL BİLGİLERİ. 1.2 İhraççı Bilgileri 1. PROGRAM GENEL BİLGİLERİ Kredi derecelendirme notu Kredi Derecelendirme İzleme Durumu Görünüm Fitch B+ - Negatif Eurobond Kredi Derecelendirme Notu Moody's B1 - Negatif 1.2 İhraççı Bilgileri İhraççının

Detaylı

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu VERGİ BİRİMLERİ Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu 2. Vergi Birimleri. 2.1. Vergi Birimlerinin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu Birimin Adı 31/12/1996 31/12/1997 31/12/1998

Detaylı

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 307

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /  307 2.9 Bölgesel Düzeyde Seçilmiş Özet Göstergeler Bu bölümde gerek İBBS Düzey-2, gerekse İBBS Düzey-3 e göre seçilmiş olan özet göstergeleri çok daha yalın bir şekilde yorumlayabilmek üzere, sınıf sayısı

Detaylı

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS 4 63 88 96 109,09% A1 KARAMAN 4 32 127 130 102,36% A2 İZMİR 1 3 1821 1864 102,36% A3 MALATYA 5 42 373 375

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS 4 63 88 96 109,09% A1 KARAMAN 4 32 127 130 102,36% A2 İZMİR 1 3 1821 1864 102,36% A3 MALATYA 5 42 373 375 TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS 4 63 88 96 109,09% A1 KARAMAN 4 32 127 130 102,36% A2 İZMİR 1 3 1821 1864 102,36% A3 MALATYA 5 42 373 375 100,54% A4 ELAZIĞ 5 39 308 309 100,32% A5 YALOVA 2 13

Detaylı

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim) KURUM ADI KADRO ADI 190160001 SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK MEMURU (ADANA TÜM İLÇELER Taşra) 5 0 75,57278 78,51528 190160003 SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK MEMURU (ARTVİN TÜM İLÇELER Taşra) 4 0 75,26887 75,34407 190160005

Detaylı

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK)

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK) BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK) 97 98 Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve Biyomedikal Mühendisliği Hizmetleri BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI (BK) 2011 yılı içinde uygulanacak olan tüm en az

Detaylı

BAYİLER. Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 18 Nisan :29 - Son Güncelleme Cuma, 03 Mayıs :39

BAYİLER. Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 18 Nisan :29 - Son Güncelleme Cuma, 03 Mayıs :39 Federal CNG Dönüşüm Sistemleri olarak, başta Konya olmak üzere Türkiye'nin her bölgesinde ve her ilimizde CNG Dönüşüm Sistemleri konusunda hizmet vermekteyiz. FEDERAL CNG DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİ Adana CNG Dönüşüm

Detaylı

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN ARALIK 2016 Bu eserin tüm telif hakları Samsun Ticaret ve Sanayi Odası na aittir. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası nın ismi kaydedilmek koşulu ile alıntı yapmak

Detaylı

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı Tüvturk Gezici istasyonlarında ağır vasıtalar (3.5 ton üzeri) hariç tüm motorlu ve motorsuz araçlar için muayene hizmeti verilmektedir. Gezici istasyonlar

Detaylı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Aylık Yatırımcı Raporu: PROGRAM GENEL BİLGİLERİ. 1.2 İhraççı Bilgileri

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Aylık Yatırımcı Raporu: PROGRAM GENEL BİLGİLERİ. 1.2 İhraççı Bilgileri Aylık Yatırımcı Raporu: 1.12.218-31.12.218 Veri tarihi: 1.1.219 1. PROGRAM GENEL BİLGİLERİ Kredi derecelendirme notu Kredi Derecelendirme İzleme Durumu Görünüm Fitch B+ - Negatif Eurobond Kredi Derecelendirme

Detaylı

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR Bilgi Notu-3: Toplumsal Olay Mağduru Çocuklar Yazan: Didem Şalgam, MSc Katkılar: Prof. Dr. Münevver Bertan, Gülgün Müftü, MA, Adem ArkadaşThibert, MSc MA İçindekiler Tablo Listesi...

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

Türkiye İletim Sistemi Bağlantı Kapasitesi Raporu ( Dönemi)

Türkiye İletim Sistemi Bağlantı Kapasitesi Raporu ( Dönemi) Türkiye İletim Sistemi Bağlantı Kapasitesi Raporu (2016-2026 Dönemi) 13.04.2016 Yönetici Özeti Bu rapor, Türkiye elektrik iletim sistemi mevcut durumu, TEİAŞ tarafından planlanan iletim sistemi yatırımları

Detaylı

2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1

2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1 2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1 1 30 Ocak 2016 tarih ve 29609 sayılı Resmi Gazete de Yayınlanan İşkollarındaki Ve Sendikaların Üye na İlişkin 2016 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT -İllerin Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmada niceliksel bir büyüme anlayışından ziyade, niteliksel bir Sosyo-ekonomik gelişme

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir.   a r k a. o r g. Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok Kaynak: TÜİK- Dünya Bankası; *:

Detaylı

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34> 3.2.2. ECZANELER Osmanlı İmparatorluğu döneminde en eski eczane 1757 yılında Bahçekapı semtinde açılmış olan İki Kapılı Eczahane'dir. İstanbul'da sahibi Türk olan ilk eczahane ise "Eczahane-i Hamdi" adıyla

Detaylı

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA ) KURUM KODU DPB NO KURUM ADI / POZİSYON UNVANI İL İLÇE TEŞKİLAT SINIF 490060001 12062 AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI HİZMETLİ IĞDIR TÜM İLÇELER Taşra YH 12 2 999 1000 1001 490060003 12079 AİLE VE

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR MAYIS Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat mayıs ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 513 milyon sm3, %15,92 lik bir artış meydana gelmiştir.

Detaylı

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI T.C. ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI ALTYAPI YATIRIMLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI SONUÇ RAPORU-EKLER Mühendislik Anonim

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 10 2014 Sayı 30 TEPAV İSTİHDAM İZLEME TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Mayıs 2014 verilerinin değerlendirildiği- 30. sayısında sigortalı ücretli

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014)

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014) 7942 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Hizmetli ADANA TÜM İLÇELER Taşra YH 12 9 2001 7943 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Hizmetli ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra YH 12 5 2001 7944 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Hizmetli AFYONKARAHİSAR

Detaylı

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim) 10020121001 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SANTRAL MEMURU (BOLU / MERKEZ - Merkez) 1 0 90,04922 90,04922 10020121003 AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI HİZMETLİ (ADIYAMAN / MERKEZ - Taşra) 1 0 86,74214

Detaylı

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ 2015 TEMMUZ- AĞUSTOS EKONOMİK İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ Erdem ALPTEKİN Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2014 yılında ülkemizde işsizlik oranı % 9,9 seviyesinde gerçekleşti.

Detaylı

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Yeni açıklanan 2015 yılı ölüm istatistikleri Türkiye nin eşitsizliklerle dolu karnesini bir kez daha gündeme getiriyor. Türkiye

Detaylı

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARAR. : 2017 Yıllık Kullanım Hakkı Ücretleri. : Yetkilendirme Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARAR. : 2017 Yıllık Kullanım Hakkı Ücretleri. : Yetkilendirme Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI Karar Tarihi : 14.12.2016 Karar No : 2016/DK-YED/486 Gündem Konusu : 2017 Yıllık Kullanım Hakkı Ücretleri KARAR ekleri incelenmiştir. : Yetkilendirme Dairesi

Detaylı

Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Şube, Mevduat ve Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı

Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Şube, Mevduat ve Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı Bankacılar Dergisi, Sayı 61, 2007 Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Şube, Mevduat ve Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı 1. Banka ve şube sayısı Türkiye de 2006 yıl sonu itibariyle 46 banka, 6.802

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8 Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2018* 2017 2016 2015 YILLIK 2,6 IV -3,0 III 1,8 II 5,3 I 7,4 YILLIK 7,4 IV 7,3 III 11,5 II 5,3 I 5,3 YILLIK 3,2 IV 4,2 III -0,8 II

Detaylı

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans)

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans) KURUM ADI ADI 390160001 SAĞLIK BAKANLIĞI PSİKOLOG (AĞRI TÜM İLÇELER Taşra) 1 0 72,44764 72,44764 390160003 SAĞLIK BAKANLIĞI PSİKOLOG (ARDAHAN TÜM İLÇELER Taşra) 1 0 72,11422 72,11422 390160005 SAĞLIK BAKANLIĞI

Detaylı

Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması

Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması TÜRKİYE DE YIĞMA BİNALAR İÇİN DEPREMSEL RİSK HARİTASI ELDE EDİLMESİ Yard. Doç. Dr. Ahmet TÜRER & Abdullah DİLSİZ (M.S.) 17.02.2005 AMAÇ & KAPSAM Bu çalışmada,

Detaylı

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı Basın Bildirisi Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı 01 Ocak - 31 Aralık 2011 tarihleri arası Ajans Press in takibinde olan yerel, bölgesel ve ulusal 2659 yazılı basın takibinden

Detaylı

2016 Türkiye de 185 bin 128 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi Ülkemiz karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet

2016 Türkiye de 185 bin 128 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi Ülkemiz karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet 1 2016 Türkiye de 185 bin 128 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi Ülkemiz karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 997 bin

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 10 2014 Sayı 31 TEPAV İSTİHDAM İZLEME TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Haziran 2014 verilerinin değerlendirildiği- 31. sayısında sigortalı

Detaylı

KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE

KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE MADDE 1-20/11/2012 tarihli ve 116 sayılı Makam Onayı ile yürürlüğe konulan Kamu

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2016 tarihinde 2016 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2014 tarihinde 2014 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 05/10/2015 tarihinde 2015 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU TEMMUZ 2017 Türkiye İstatistik Kurumu 03/08/2017 tarihinde 2017 yılı Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI 2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI 2016 yılında 726 firma ile 777 milyon dolar ihracat, 44 firma ile 344 milyon dolar ithalat yaparak 1 milyar 121 milyon dolar dış ticaret hacmi gerçekleştirmiştir. 2016 yılı

Detaylı

122. GRUPTA İHALE EDİLECEK SAHALARIN LİSTESİ. Belirlenen Taban İhale Bedeli TL. 1 Adana 3327245 3183357 II. Grup 81.07 Arama 6.06.2016 9,30 60.

122. GRUPTA İHALE EDİLECEK SAHALARIN LİSTESİ. Belirlenen Taban İhale Bedeli TL. 1 Adana 3327245 3183357 II. Grup 81.07 Arama 6.06.2016 9,30 60. 122. GRUPTA İHALE EDİLECEK SAHALARIN LİSTESİ Sıra No İli Erişim İlişkili Erişim Maden Grubu Alanı Ruhsat Safhası İhale Tarihi Saati Belirlenen Taban İhale Bedeli TL. 1 Adana 3327245 3183357 II. Grup 81.07

Detaylı

BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ METAVERİ

BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ METAVERİ BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ METAVERİ Kapsam Sektörel Kapsam 2003-2008 yılları için Avrupa Topluluğu nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması NACE REV.1.1 e göre; B C D E F G H I J K M

Detaylı

İleri Teknolojili Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yoğunluğu. Prepared by: Siemens Turkey Strategy and Business Development, SBD Istanbul, March 2010

İleri Teknolojili Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yoğunluğu. Prepared by: Siemens Turkey Strategy and Business Development, SBD Istanbul, March 2010 İleri Teknolojili Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yoğunluğu Prepared by: Siemens Turkey Strategy and Business Development, SBD Istanbul, March 200 Bilgisayarlı Tomografi milyon kişiye düşen cihaz sayısı İlk

Detaylı

2006 YILI İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Serhat Şensoy 1. 2006 YILI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

2006 YILI İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Serhat Şensoy 1. 2006 YILI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ 2006 YILI İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Serhat Şensoy 1. 2006 YILI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ Aletsel kayıtların başladığı 1861 yılından bu yana dünyada en sıcak yıl 0.58ºC lik anomali

Detaylı

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ ADIYAMAN 1. DERECE 0 3 756 2.067 0 2.826 ADIYAMAN 2. DERECE 0 0 350 210 0 560 ADIYAMAN KÖY İÇİ YOL 0 0 636 173 22 0 831 ADIYAMAN TOPLAM 0 3 1.742 2.450 22 0 4.217 AFYONKARAHİSAR 1. DERECE 67 115 216 1.868

Detaylı

GAZİANTEP (735) ATAMA YAPILACAK CEZA İNFAZ KURUMLARI ATAMA YAPILACAK KOMİSYON SINAVI YAPACAK KOMİSYON

GAZİANTEP (735) ATAMA YAPILACAK CEZA İNFAZ KURUMLARI ATAMA YAPILACAK KOMİSYON SINAVI YAPACAK KOMİSYON GAZİANTEP (735) EK - 2 SÖZLEŞMELİ YERLEŞTİRİLMESİ İÇİN SINAV İZNİ VERİLEN POZİSYONLAR 2 DİYARBAKIR Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 230 15 10 1 1 1 1 4 263 3 DİYARBAKIR Diyarbakır 2 Nolu

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 18.01.2019 Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2016 2017 2018* 14 II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 12 10 8 6 11,5 4

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/09/2015 tarihinde 2015 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2015 tarihinde 2015 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı