Milli Gemiden, Milli Denizaltıya...

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Milli Gemiden, Milli Denizaltıya..."

Transkript

1 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMı KUTLU OLSUN for the English edition 19 DOSYA Say : 113 Denizcilik & Ekonomi Gazetesi Özden Örnek: Umarım ve biliyorum ki çok yakında konvansiyonel ve piyasadaki en iyi denizaltı yapımları ile rekabet edebilecek bir denizaltı projesinin uygulaması başlayacaktır. 06 Cem Gürdeniz: Mavi Vatan savunması, Mavi Vatan diplerinden başlar. Sualtına hakim Cumhuriyet Donanması, Cumhuriyet in en büyük güvencesi olmaya devam edecektir. 27 Milli Gemiden, Milli Denizaltıya... Freedom of Seas kavramı üzerinden dünyadaki tüm ticaret yollarını kontrol eden, muazzam konvansiyonel gücüne eklediği nükleer gücü ile dünya denizlerinin tek hakimi idi. Ancak 2000 li yılların ilk çeyreği Fukuyama nın tarihin sonu tezi yerle bir oldu. Dünya Avrasya ya kayan yeni dünyayı konuşmaya başladı. Bugün Rusya ve Çin ABD nin gücünü frenleyecek şekilde hamleler yapmakta ve yeni dünyada güç gösterilerinin yeni adresi de daha önce olduğu gibi denizler! Denizlerdeki bu güç gösterisi haliyle yeni platformları ve yeni silahlar için teknolojik gelişmeleri tetikliyor: Quantum Bilgisayar, Nanoteknoloji, Hipersonic Silahlar, Yönlendirilmiş Enerji Silahları, Gelişmiş EM Koruma ve Destek Sistemleri, İnsansız Araçlar ve Sürü Odaklı Sistemler, İnsan Performans Değiştiricileri, İleri Karar Destek ve Bilgi İşleme Sistemleri, Yeni Nesil Ağ Destekli C2 Sistemler, Siber Savunma/Saldırı Teknolojileri ve her gün bir Soğuk savaş sonrası dünya denizlerinde tek hakim vardı: Kendini Yeni Roma İmparatorluğu olarak tanımlayan Amerika Birleşik Devletleri yenisi eklenen onlarca teknolojik gelişme. Bu yenilikler ve tırmanan gerginlik devletleri daha güçlü donanmalara sahip olmaya itiyor. Bu anlamda Deniz Savunma Sanayi büyük pazar olma önemini koruyarak ve her geçen gün artırarak devam ediyor yılları arasında Deniz Savunma Sanayi pazar payının 800 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Önümüzdeki 10 yılda ise 25 milyar dolarlık amfibi pazarı, 37 milyar dolarlık destroyer pazarı, 63 milyar dolarlık fırkateyn pazarı olacağı öngörülmekte. Denizaltı piyasasının 2016 tutarı 22,8 milyar dolar iken, 2026 da 36,3 milyar dolar olması beklenmektedir. Türkiye ise yerli dizaynı MİLGEM ve diğer suüstü platformları ile dünya savunma sanayi pazarı ihracat sahnesine hazırdır. Ancak harp sahası her geçen gün değişmekte ve yeni gelişmeler gizliliği her geçen gün daha da ön plana çıkarmaktadır. Bu gizliğin 21. yüzyıldaki adresi de sualtı olacak. Sualtı haberleşme ağları, uzun menzilli torpidolar, denizaltılar ve birbiri ile irtibatı olan onlarca insansız sualtı aracı Akustiğin yerine yeni bir enerji sistemi bulunamamışken bu gizlilik donanmaların hem avantajları hem de korkulu rüyaları olmaya devam edecek. Gelecek sualtında şekillenecek! Daha güçlü komuta kontrol sistemleri ile gizliliği sağlayan donanmalar da asimetrik farklar yaratacaklar. Ve Türk Deniz Kuvvetleri okuduğu bu yeni durumu, Milli Denizaltı vizyonu ile birleştirerek kendisine quantum sıçraması yaratacak bir adım atmakta. Şimdiden MİL- DEN i dalarken görmekteyiz! Alper Köse: Üzerinde çalıştığımız 21 proje arasında 'Milgem İ' sınıfı fırkateynler, denizaltı modernizasyonları, denizde ikmal gemisi, araştırma gemisi, römorkör projeleri, hava savunma fırkateyni bulunmaktadır. 08 Ropemaking is the art of craftsmanship and science Our Timm ropes are the result of continous development and craftsmanship since With the industry's increased demand for high performance fiber solutions we proudly offer our highest quality, EU approved Acera genuine HMPE fibre ropes. Mustafa Kaval: İstanbul da daha geniş kadro ile planlı ve organize şekilde yapılanarak sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak yeni alt yapıların kurulması için göreve hazırız. 14 ISSN wilhelmsen.com OPTIMISING PERFORMANCE

2 02 HABER 'Bayraktar' Deniz Kuvvetleri'ne teslim edildi Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen Amfibi Gemi (LST) Tedarik Sözleşmesi kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacına binaen, ana görev fonksiyonu amfibi harekat ve ateş desteği olan amfibi gemi (LST-Landing Ship Tank) için başlatılan çalışmalar kapsamında, TCG Bayraktar adı verilen gemi Anadolu Deniz İnşaat Kızakları Sanayi ve Ticaret AŞ (ADİK Tersanesi) tarafından inşa edildi. Boyu 139, eni 19,60 metre olan ve deplasmanı 7 bin 254 ton olarak dizayn edilen gemi, 2 metreden sığ sulara kapak atabiliyor. TCG Bayraktar ın, 1200 ton yük veya çeşitli tank, zırhlı araç ve diğer araç taşıma kapasitesi bulunuyor. Yüzde 71 yerli sanayi desteğiyle üretilen milli tank gemisi; nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılar için tam personel korumasına sahip. TCG Bayraktar ayrıca, ikmal yapmadan 30 gün denizde kalabiliyor ve 5 bin deniz milinden fazla yol alabiliyor. Savaş gemisi inşa eden 10 ülkeden biriyiz Teslim töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık yeni bir heyecanı birlikte paylaştıklarını belirterek, Çaka Bey, Barbaros Hayrettin Paşa nın torunları olarak bu milletin evlatlarına imkanlar sunulduğu zaman neleri başarabileceğinin yeni bir örneğini bugün bütün dünyaya gösterdiklerini söyledi. Türkiye geride kalan 14 yılda her alanda çok büyük bir gelişim ve değişime imza attı. Özellikle Savunma Sanayi nin geldiği bu seviye değişimin en önemli örneği. Savunma Sanayimizde milli teknolojilerin kullanılması ordumuzun caydırıcı gücünü her geçen gün artırıyor. Milli silahlarımızın kullanılmasının terör ile mücadelede nasıl bir fark oluşturduğunu hep birlikte görüyoruz. Ülkemiz hali hazırda dünyada bir savaş gemisinin milli olarak tasarım inşa ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülkeden bir tanesi konumundadır. Bu açıdan Türkiye 2023 hedefini yakalamıştır. Elde ettiğimiz başarılar sonucunda geçmişte neredeyse tamamıyla dışa bağımlı olduğumuz seviye ile günümüzde ulaşmış olduğumuz seviye arasında gözardı edilemeyecek bir fark oluştu. Geldiğimiz aşama itibari ile suüstü askeri gemi ihtiyaçlarımızı yurt içi askeri ve özel sektör tersanelerimiz ile karşılayabiliyoruz. Bu kapsamda son yıllarda yürütülen MİLGEM, Çok Maksatlı Amfibi Gemisi, Sismik Araştırma Gemisi, Denizaltı Kurtarma Gemisi, Çıkarma Gemileri, Karakol Botları, Yardımcı Gemiler, Sahil Güvenlik Gemileri ve Botlarımız gibi projelerimiz ile gerek askeri tersanelerin gerek özel sektör tersanelerin gerekse de yerli sanayi firmalarımızın katılımıyla birçok projeyi başarı ile yürütüyoruz. Özellikle askeri denizcilik sektörünün bugün ki durumuna bakıldığında geçmişte tedariki gerçekleştirilen projelerin bugün milli imkanlar ile yapıldığı çok net bir şekilde görülüyor. Askeri ve özel tersanelerimizde inşası yapılarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim ettiğimiz 40 a yakın platform var. Halihazırda sözleşmeleri devam eden 20 den fazla platformun inşa ve modernizasyon çalışmaları da tüm hızıyla devam etmektedir. Bu platform çalışmalarına ek olarak Milli komuta kontrol yazılımı ve diğer milli elektronik ve silah sistemlerine ait projelere de Savunma Sanayimiz tarafından devam edilmektedir. TCG Sancaktar ekim ayında teslim edilecek Anadolu Tersanesinin, yerli savunma sanayisinin önemli bir parçası olan amfibi gemilerin inşası görevini üstlendiğini hatırlatan Işık, tersanenin bu yıl içinde teslim almayı planladıkları Sancaktar gemisine de ev sahipliği yaptığını kaydetti. Bayraktar gelişmiş ve ileri muharebe elektronik komuta kontrol imkanlarıyla harekat ve lojistik görevlerine katkı sağlamanın yanında gerektiğinde doğal afette görev alacak. Bayraktar, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara harekat alanlarıyla çevre ve uzak denizlerin uluslararası sularında emniyetle seyir yapabilecek ve ayrıca amfibi harekat ile idari ve lojistik fonksiyonlarına katkı sağlayacak. Bugün içinde olduğumuz Anadolu Tersanesi nde inşası sürmekte olan Sancaktar gemisi ekim ayında teslim alındığında bu coğrafyadaki en modern çıkarma gemilerine sahip olacağız. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın bu gemimizi barış ve huzur dolu günlerde kullanmasını, inşallah savaşa ihtiyaç olmaz diyoruz ama ihtiyaç olduğu durumda da en güzel, en verimli şekilde kullanmasını diliyorum." Askeri Gemi Kurallarına uygun olarak, SSM ve Türk Loydu denetiminde inşa edilen bu kapsamdaki gemiler, yine Türk Loydu tarafından sertifikalandırılacak. Gemide, bir adet 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş kalkışına olanak sağlayacak helikopter platformu yer alıyor. Yükleme ve boşaltma işlemlerini sağlayabilmek amacıyla geminin üç tarafında birer kapak bulunuyor. Gemide, ayrıca her biri 8 ton yük veya 40 kişi taşıyabilen, 20+ knot sürat yapabilen 4 LCVP (Landing Craft, Vehicle, Personnel) çıkarma aracı yer alıyor. MT YAZ SAH B Yeşim Yeliz Egeli MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam, Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Genel Yayın Yönetmeni Yeşim Yeliz Egeli yesimegeli@marinedealnews.com Yazı işleri Müdürü (Sorumlu): Nevzat Ağca nevzatagca@marinedealnews.com Haber Merkezi Yüksel Tuğrul, Nur Tuna, Yüce Yöney Reklam Rezervasyon & Abonelik Tel: (0212) Belçika Temsilcisi: Sezin Morkaya Slaats Londra Temsilcisi: Patrick Wheater Bodrum Temsilcisi: Yiğit Uygur MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam, Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Adres: Merkez Mah. Perihan Sk. No.118/ Şişli, stanbul, Türkiye Tel: (0212) Faks: (0212) E-posta: info@marinedealnews.com Bask : KUBAN Matbaacılık ve Yayıncılık Adres: vedik Organize Sanayi Matbaacılar Sitesi 558. Sokak No: 20 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) Fax: (0312) kubanmatbaa@hotmail.com Dağ t m: s-mail ISSN YAYGIN SÜREL YAYIN Yıl: 10 Sayı: 113 (, stanbul) Yaz, fotoğraf ve illüstrasyonlar n tüm haklar MarineDeal News Gazetesi ne aittir. Yaz l izin olmaks z n hiçbir şekilde yaz, fotoğraf ve illüstrasyonlardan al nt yap lamaz. Yay nlanan yaz lar n sorumluluğu yazarlara, yay nlanan ilanlar n sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir.

3 HABER 03 TCG Anadolu nun üretim aşamasına geçildi Sedef Tersanesi Yönetim Kurulu göre konuşlandırılacak Kara kuvvetleri, Hava kuvvetleri ve Amfibi birlik Ötesi İz Takip Sistemi, Elektro Optik boyu 232 m, eni 32 m ve yüksekrini içeren Elektronik Harp Suiti, Kızıl etmeyi hedefliyoruz. Gemimizin Üyesi Orkun Kalkavan, Türkiye de ilk kez inşa edilecek Çok Maksatlı Komuta Kontrol Sistemleri, NATO Dayrektör, Torpido Karşı Aldatma liği 57 metre olacak ve mil Amfibi Hücum Gemisi nde devam Harp Karargâhı Sistemleri bulunacaktır. Aselsan-Havelsan İş Ortaklığı geliştirilecektir. Türkiye den Amerika kıtasına hiç- Sistemi gibi sistemler milli olarak seyir halinde bulunabilecek. Yani eden tasarım aşamalarına bağlı olarak üretime geçildiğini açıkladı. tarafından da, Savaş Yönetim Sistemi Entegrasyon ve İşletim Yazılımı çerçevesinde devam ettiğini ifa- gelebilme kapasitesine sahip ola- Çalışmaların entegre iş planı bir yere uğramadan gidip tekrar Türkiye, askeri gemi inşaa sektöründe kendi milli tasarımlarını üreterek öz kaynakları ile imal edebilen Taarruz ve Karşı Tedbirleri sistemle- Nisan ayında gemimizi teslim kabiliyetlerine dikkat çekti. Genesis-Advent, Radar Elektronik de eden Orkun Kalkavan, 2021 caktır diyerek geminin teknolojik ve bu projeleri yurtdışına satabilen ülke konumuna yükseldi. Bugün Savunma Sanayi konusundaki belirlenen stratejiler doğrultusunda tersanelerde Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri, Yeni Tip Karakol Gemileri, Süratli Amfibi Gemileri (LCT), Sahil Güvenlik Botları, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi (MOS- HIP) gibi onlarca proje teslim edilirken, halen Lojistik Destek Gemileri (LDG), Tank Çıkarma Gemileri (LST), Kurtarma ve Yedekleme Gemileri (KURYED), Sismik Araştırma Gemisi, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projeleri devam ediyor. MİLGEM ile elde edilen tecrübeler sayesinde ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı önderliğinde Türk tersanelerinde üretilen Yeni Tip Karakol Botları, MRTP, sahil güvenlik ve devriye botları Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Malezya, Gürcistan, Romanya ve Mısır da ordu ve kolluk kuvvetleri için ihraç edilebilmekte. Pakistan Deniz Kuvvetleri ve bazı ülkelere de korvet ihraç edilmesi ile ilgili çalışmalar ise sürdürülmekte. Tüm bu başarılı projeler arasında Türkiye nin milli imkanları ile inşa edilmekte olan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TGC Anadolu, dikkatleri üzerine çekiyor. Türkiye nin alan ve kapasite bakımından en büyük özel işletmesi olan Sedef Tersanesi nde yapılmakta olan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi nde gelinen son nokta, Sedef Tersanesi Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Kalkavan tarafından kamuoyuna duyuruldu. Orkun Kalkavan, Türkiye de ilk kez inşaa edilecek Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi nde devam eden tasarım çalışmalarına bağlı olarak üretim aşamasına geçildiğini açıkladı. Gemimiz 1 Haziran 2015 te Savunma Sanayi Müsteşarımızla imzaladığımız Sözleşme sonucunda yürürlüğe girmiştir. Sözleşmemiz başlayalı 18 ay oldu. Halen tasarım çalışmaları devam etmesine karşın son iki üç aydır üretim aşamasına geçtik. Gemimiz 114 bloktan oluşacak. Yaklaşık 22 adet bloğumuz şu an sahada yer almakta. Gemimiz tamamlandığında içinde kullanılan malzemelerin yüzde 68 i yerli olacak. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi GENESİS ADVENT Savaş Yönetim Sistemi sayesinde geminin silah ve sensörlerinin kontrolü ile birlikte gemi savunmasının sağlanması, görev kuvveti komuta kontrol ve amfibi harekât desteği sağlanacaktır. Harekât öncesinde göreve

4 04 BAKIŞ Baştan aşağı fiyasko! Yeşim Yeliz Egeli Geçen ay iki fuarın da tamamlanmasını beklediğim için adil olmak adına yazmamıştım. Fuar katılımcılarımızdan da rica ettik sağolsunlar katılım gösterdiler, bu sayımızda fuar hakkında görüşlerini paylaştılar. Ben de daha iyi bir fuara nasıl kavuşuruz diye sabırla bekleyen biri olarak, bu fuarlardan kendilerini sorumlu hissedenlere içtenlikle soruyorum: Gerçekten bu işe ne zaman yürekten sarılırlar da Uluslararası Denizcilik Sektöründe güçlü bir oyuncu olmaya aday ülkemin, üstelik Türkiye'de köklü de bir Oda'sı varken, bizi temsil edecek estetik anlayışı yansıtacak vizyona ne zaman sahip olacaklar, bir haber verseler de o tarihe hazırlansak... Biz koşacak güçteyiz dedik, oyun kurucu, yaratıcı, girişimci olabiliriz diye haykırdık, birileri gülerken ısırıp, hadsizce 'haddini bil' diyerek, prangaları bağlayıp bileklerimizden geri çekti Şimdilik olanlar yine bize oldu, herkes anladı, iyi niyetli sektör üyelerimiz yine sineye çekecek mi bilemeyiz, niyetlerin ne olduğunu zaman gösterecek, biz de yılmaz takipçisi olacağız. İlahi adalet diyorum başka da bir şey demiyorum! Geçtiğimiz iki fuar tarihi arasında gerçekleşen, nisan ayı DTO Olağan Meclis Toplantısı'nda, İlker Meşe nin (Bu Fuardan sorumlu üye olduğu için), gerçekleşen DTO fuarının sunumunu yaptıktan sonra bitiş cümlesinde, Bazı eksiklikler vardı ancak iyi ve başarılı bir Fuardı, açıklamasıyla, damarlarımdaki kan, bir anda kontrolümden çıktı ve yine kendinden aldığı o güçle beynime hücum etti, elim otomatik olarak havaya kalktı, ve olanlar oldu Kürsüye çıktım ve konuştum, doğaçlama konuşmamın sertliği başarılı ve iyi bir fuardı denmesindendi, yani benden değil damarlarımdaki o kan! dan ötürü Kimse kusura bakmasın ama bu sözler bir katılımcı olarak kanıma dokundu! Özür dilemek de erdemdir diye düşündüm ve İlker Meşe'ye '...Bu Fuara mı iyi ve başarılı dediniz?' diye sordum. Tekrar kürsüye çıktı ve dediğini tekrarladı. Detayına sonraki yazılarımda gireceğim ancak açıkça soruyorum, biz nerede yaşıyoruz ve hangi yüzyılda? Anadolu nun ücra, kuş uçmaz kervan geçmez bir kırsalında mıyız? Dünyanın cazibe merkezi, Türkiye nin hem kalbi hem beyni tüm dünya liderlerinin imrendiği İstanbul da mıyız! Biz bunca olanağa rağmen İstanbul da Fuar yapamayacaksak, nerede yapacağız. Uluslararası iş yaptığını söyleyen, ki öyle olan bir sektörün üyeleri olarak gerçek bir Fuar a ne zaman sahip olacağız? Emeğimizin ve zamanımızın sömürülmediği gerçek bir fuara Terör var, Türkiye zor dönemden geçiyor dedik, Fuar a katıldık, her anlamda iyi niyetimizi gösterdik, dünya markası olan organizatör, hatrının geçtiği 100 kişiyi, zahmet verip Türkiye ye getiremedi. Bırakın yabancıyı, yerli ziyaretçiyi ikna edemedi. Ziyaretçiden geçtim, hadi o da ülkenin şartlarından diyelim, biz katılımcıların günahı neydi, fuara katılmak mı, umutlanmak mı? Fuar zemini, organizasyondaki her şey; havalandırmadan, olmayan seminerlere kadar tüm yetersizliklere de mi terör sebep oldu? Siz davet ettiniz de o kişiler mi gelmedi, bir bilelim... Rica ederiz, aklımızla dalga geçmeyiniz Dünyada fuar markalarının sahibi olduğunu savunan organizatörün üst düzey yöneticileri, Fuar demeyelim de bu panayırdan haberdar oldu mu, merak ediyorum? Bize layık gördükleri bu organizasyonsuzluktan mutlular mı acaba, tek bir özür dahi açıklamadılar. Basiretleri mi bağlandı, yoksa tüm iyi niyetiyle bir enkazı devralan kişilerin arkasında gerçekten bir dünya devi yok muydu? Yoksa onlara fuarı veren kişiler mi yanıldı ya da hiç ilgilenmediler mi? Hatayı nerede arayacağız, nasıl düzelteceğiz, onca yerli kaynağın hebaya gitmesinin hesabını kimden soracak üyelerimiz, bir daha olmasının önüne nasıl geçeceğiz? Bir de, üyesinin değil de organizatörün zararını karşılayacağını vaad eden koca yürekli bir Oda mız var, bu nasıl olacak merak ettim? Vizyon, kalite, yeni, kültür, gelişmişlik ile vicdan kelimelerinin anlamını biz mi yanlış biliyoruz, sorumluluğu veya verdiği sözü yerine getirmek bu kadar mı zor, üstelik dünyada en iyilerden biri olduğunu iddia edip onlarca vaatte bulunulmuşken İkili ilişkilere sahip olmaktan mı ibaret, iş yapmak? İş sahibi kendiyle kavga etmez mi daha iyisini yapmalıyım diye Biz 3'üncü dünya ülkesi miyiz ki, fuar alanı bizim köydeki Çukur Tarla gibiydi. Şantiyelerdeki tuvaletler bile daha konforlu. Sektörün dibindeydik, öyle binlerce kişiye çarpmadım koridorda yürürken, topu topu 2 kabin tuvaletin önünde uzayan sıralar da olmadı. İyi bir fuar olması için ziyaretçi profili, katılımcı ve ziyaretçi ülke sayısı ile bu kişilerin profil kalitesi, fuarda öne çıkan yeni ne kadar inovasyon sunulduğunu konuşmamız gerekirken, bize dayatılan bu kalitesizliği bünyem kabul etmiyor. Aza kanaat edecek bir durum yok, biri iyi benim diyor, Oda yönetimi onca teklifin arasından onca geçmiş tecrübesiyle seçme vizyonunu ortaya koyuyor, adaylar arasından bir organizatöre karar veriyor. Bizim kaderimiz de bu iki tarafa inanmakla inanmamak arasında kalıyor. Sektör iki rakip ile ikiye bölünüyor. Sonra neden marka yaratamıyoruz diye sızlanıyoruz. Nasıl yaratacağız isteyene destek olan mı var, köstek olan mı? Yabancı organizatörlerin fuarı büyütmek için değil büyütmemek, kendilerine rakip yaratmamak için bu işlere talip olduklarını, Oda Fuar Komisyonuna sunumumuzda anlattık, hiç mi esinlenmediler, dönüp geçmiş Fuarlara baksalardı? Seni, beni, bizden iyi kim düşünür Haydi öyle olsa bile sorgulayıp denetleseler yine bir derece ama Fuar da hatırı sayılır bir yabancı pavyon bile yoktu. Rönesans geçirmediğimiz için değil, işin hakkını vermediğimiz, sorgulamadığımız, kendimize değer vermediğimiz için markamız yok, bu anlayışla gidersek bu katılımcıyı da bir daha zor bir arada görürüz! Herkes ama herkes şapkasını önüne koysun ve bir kere karşısındakinin kaybını düşünsün, ülke olarak itibarımızı düşünsün, o giriş alanı, güneşten kaçmak için standını tavaf edenler, standından gölge stantlara kaçan insanlar Kol kırılıp yen içinde kalmasın, sorunları kilimin altına süpürdükçe akıldan, mantıktan hatta vicdandan uzaklaşıyoruz. Karşılama alanı demeye bin şahit lazım gelen engebeli arazideki turnikelerden günde 5+5, 10 kere, tuvaletler berbat olduğu için belediyenin çimlik alandaki tuvaletine gidip gelerek, giriş-çıkış yapan kişi sayısıyla oluşan ziyaretçi sayısı açıklamak yerine (11 bin), gerekli kriterler organizatör tarafından yerine getirilseydi de gerçek alıcı, marka değeri yüksek 1000 yetkili gelseydi, biz de berbat olduğu için değil de yoğunluktan tuvalete gidemeseydik. Oda nın 7 binden fazla üyesi var. Toplist 100 firma, hatrının geçtiği 10 kişiyi ağırlasa, çoğunluğu maalesef yan sanayiciden ibaret kalan organizasyonda yan sanayicimiz yeni potansiyel müşterileriyle buluşurdu. Türk armatörünün gücü, 5 kıtada fuarlar düzenlediğini söyleyerek bu işi üstlenen organizatörün açığını kapatmaya yeter de artardı bile, ama onları bile getiremediler! Oda yönetim kurulu, meclis üyeleri bile tam takım gelmedi. Hanımefendiler, beyefendiler Ben, bizi ittikleri, yerleştirmek istedikleri bu ligi hiç beğenmediğim gibi TOBB un bu fuarların gerekli kriterleri, nitelikleri yerine getirip getirmediğini denetlemesi gerekir diyorum. Yazıktır; ülkemin, insanımın emeğine, bu dar boğazda ürettiği, havaya giden kaynağına, vaktine çok yazık. Diğer fuarı yazmıyorum bile! *YURT İÇİNDE FUAR DÜZENLENMESİNE DAİR USUL VE ESASLAR Amaç MADDE 1-(1) Bu Esasların amacı, fuarcılık sektörünün Ülke ve sektör genel menfaatlerine uygun biçimde geliştirilmesi, sektörün küresel standartlara ulaştırılması ve bu kapsamda fuar takviminde yer alan fuarların uygun fuar merkezlerinde veya yeterli standartlara sahip geçici alanlarda yetki belgesine sahip şirketler tarafından düzenlenmesini sağlamaktır. Fuar düzenlenebilir alanlar MADDE 7-(1) Fuarlar, fuar merkezleri ile bu maddenin ikinci fıkrasında sayılan özelliklere sahip alanlarda veya fuar düzenlemek amacıyla geçici olarak tanzim edilerek bu özellikleri taşır hale getirilecek alanlarda düzenlenebilir. *İş bu Esaslar, TOBB Yönetim Kurulunun 03 Kasım 2014 tarihli ve 94 sayılı Kararına istinaden, tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5 DOSYA 05 Deniz Savunma Sanayinde yükselen teknolojiler Türkiye küresel güç olma yolunda Savunma Sanayi nde dev yatırımlar yapıyor. Ancak devletimizin ve Donanmamızın planlamalarına baktığımızda daha yolun başında sayılırız. Önümüzdeki dönemde yerli sanayi ve teknoloji kuruluşlarımızın katkılarıyla devlet ve özel sektör tersanelerinde üretilecek çok sayıda suüstü ve sualtı platformunun Türk ve dünya denizlerinde seyir yaptığını görebiliriz Dünya ticaret hacmindeki artış ve hızla gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerine paralel olarak denizcilik sektöründe önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin en yoğun şekilde yaşandığı alanların başında hiç kuşkusuz, Savunma Sanayi ve Deniz Kuvvetleri geliyor. Bölgesinde önemli bir güç olan Türkiye, içinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında ön almak ve küresel bir güç olma yolunda ilerlemek için Deniz Kuvvetlerine önemli yatırımlar yapıyor. MarineDeal News olarak Savunma Sanayinde yaşanan bu gelişmelere daha yakından bakabilmenizi sağlamak amacıyla, KÜDENFOR Kurucusu Amiral(E) Cem Gürdeniz in danışmanlığında, Deniz Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler ve Sualtı Teknolojileri konusunda iki ayrı dosya hazırladık. Bu doğrultuda, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek in makalesine ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı Deniz Araçları Daire Başkanı Alper Köse ile yapılan röportajı sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Ardından, 8 Mart 2017 tarihinde yapılan Küdenfor Çalıştayı ndaki çok değerli sunumların kısa birer özetini bulabilirsiniz. Ayrıca, hazırladığımız Sualtı Teknolojileri dosyasında Milli Denizaltı projesi yolunda çalışan kurum ve kuruluşların makalelerini, 27. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz. Bu yayına makaleleri ve görüşleriyle katkı sağlayan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz.

6 06 DOSYA Özden Örnek: Başarı hayal gücüyle sınırlıdır Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Emekli Amiral Özden Örnek, Türk Silahlı Kuvvetleri nin önümüzdeki dönemde sahip olduğu gücü koruması ve artırmasında, Savunma Sanayi Müsteşarlığı bünyesinde yapılan yerli katkısı yüksek projelerin geçmişini ve mevcut durumunu değerlendirdi Devlet harcamaları bilindiği üzere bir ülkenin ekonomisinin itici gücüdür. Bu harcamaların en büyük payı da genelde savunma harcamalarıdır. Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın kurulmasının altında yatan esas neden bu harcamaların TSK nın hedeflerini karşılamak üzere sanayiye yetenek kazandırmak ve kazanılan yeteneklerin kurumsallaştırılmasını sağlamaktır. Maalesef 2004 yılına kadar olan sürede, birazcık da TSK komuta heyetlerinin baskısı ile, SSM bu amaçtan farklı olarak TSK ya raf malzemesi temin etmiştir (hazır gemi, hazır uçak, hazır silah gibi). Bugün Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan Sayın Faruk Özlü SSM in bu kısır döngüden kurtulmak için 2004 yılında alınan kararlarla ilgili şöyle demektedir: 15 Mayıs 2004 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısını savunma sanayimiz açısından bir büyük dönüşümün başlangıcı olarak kabul etmek gerekir. Bu toplantıda önemli ve büyük projelerin ihale süreçleri iptal edildi. MİLGEM, ATAK, insansız hava aracı ve bugünkü ALTAY tankı gibi yabancı ana yüklenicilerle Türkiye de lisans altında üretimi öngörülen proje modelleri iptal edildi. Bunun yerine yerli şirketlerin ana yüklenici olacakları proje modelleri benimsendi. Yabancıya ihale verip bize iş ver diyorduk Bu dönüşümden önce, uluslararası ihale yapıyor, doğal olarak ihaleyi kazanan firmaya da işi veriyorduk. O yabancı firmaya da Sen bu ihaleyi kazandın ama sen bizim yerli şirketlerimize buradan iş payı ver, onları alt yüklenici yap diyorduk. Yani kendi işimizi önce yabancıya veriyor, sonra da ana işi verdiğimiz firmadan bizimkilere iş payı vermesini istiyorduk. 15 Mayıs 2004 teki o toplantı bu sistem tersine döndürülmesinin başlangıcı olmuştur. Bu tarihten sonra yapabilecekleri her işte yurtiçi firmaları ana yüklenici olarak seçtik. Bu defa yabancı şirketler bizim firmalarımızdan iş isteme, alt yüklenici olma durumunda oldular. Bu sayede son 10 yılda savunma sistemlerinin yurt içinden karşılanma oranı yüzde 55 ler seviyesine çıktı. Sayın Bakanın bu açıklamasındaki her şeye, o günleri 1985 yılından itibaren içinde yaşamış bir kişi olarak, katılıyorum. Katılmadığım en son satırdaki yüzde 55 değerlendirmesidir. Bakan bu rakamı verirken parça bazında mı yoksa maliyet yönünden mi yüzde 55 olduğunu belirtmemiştir. Bu konu aşağıda anlatacaklarım için önemli değil ama savunma sanayi bakımından nerede olduğumuzu iyi tespit edemez ve işi siyasi söyleme dökersek yanılgılarımız çok olur. Kaldı ki toplam savunma ihtiyaçlarımız göz önüne alınırsa maliyet yönünden yüzde 55 bana göre şişirilmiş bir rakamdır. En önemli milli ürün Büyükada da bu miktar maliyet yönünden yüzde dir. Eğer savunma harcamalarımızın büyük kısmını yerli piyasada yapmak istiyorsak bu rakam hedefimiz için çok önem kazanmakta bir ölçüde etkinlik ölçüm sayısı olmaktadır. Savunma sanayinin ilk milli olarak gerçekleşen projesi Deniz Kuvvetlerinin GENESİS Savaş Yönetim Sistemi'dir. Onu takiben birçok milli ürünü üzerinde barındıran MİLGEM Projesinin ilk gemisi TCG Heybeliada gelmektedir (Bu gemide sözü edilen millilik oranı maliyet açısından yüzde den aşağı değildir). Her iki proje de hem başarılı hem de kurumsallaştırılmış projelerdir. Şunu demek istiyorum: bugün deniz kuvvetleri bu projede öğrendikleri sayesinde suüstü gemilerinin hemen hemen bütün türlerini tasarlayıp, dizayn edebilecek ve milli ürünlerle donatacak duruma gelmiştir. En önemlisi böyle karmaşık projelerin Proje Yönetimini de öğrenmiş ve kurumsallaştırmıştır. Tabii ki bu sayede pek çok özel sektör sanayi kuruluşu da kazanılan yetenekleri kurumsallaştırmıştır. Kısacası savunma sanayinde yerli üretim değişik şekillerde karşılanabilir ama önemli olan kazanılan yeteneğin kurumsallaşmasıdır. Umarım ve biliyorum ki çok yakında konvansiyonel ve piyasadaki en iyi denizaltı yapımları ile rekabet edebilecek bir denizaltı projesinin uygulaması başlayacaktır. Bu adım ülkemiz için çok önemlidir. Bir denizaltıyı her şeyi ile (silah ve cihaz) yerli üretmek dev bir adım olacaktır. Söylediklerim temenni değil tamamen bilgiye dayanmaktadır. Zira emekli olduğum 2005 yılında bir denizaltının silah ve cihaz bakımından teknoloji, hardware ve software için gereksinim duyulacak bütün konuları projelendirilmişti. Aradan geçen zaman içerisinde bu projelerde olan gelişmeler gurur vericidir. Bu ifademi son bir ay içerisinde teyit ettim. Genelde harp silah araçları az bir kısmı hariç tutulursa software ve hardware den meydana gelir. Bugün ülkemiz için software her şekliyle bir sorun olmaktan çıkmıştır. Pek çok özel ve devlet kurumu her türlü software i üretebilecek durumdadır. Harp silah araçlarının üretiminde ülke olarak sorunumuz hardware kısmındadır. İhtiyaca göre, hele yarınki ihtiyaca göre hardware üretmek her şeyden önce yoğun bir ARGE faaliyeti gerektirmektedir. İşte bizim yumuşak karnımız bu noktadadır. Kanaatimce bu konuda devlet olanaklarının öncülüğüne gereksinim vardır. Önemli olan bir protipin üretilmesidir. Seri ve sürekli üretim ise özel sektör tarafından sağlanmalıdır. Esasında çevremize bir baktığımızda veya ülkemizin sanayi olanaklarını gerçekten ve samimi olarak tanımaya başladığımızda helva yapmak için her türlü olanağın olduğunu sorunun sadece helvayı yapmakta olduğunu görebiliriz. İşte bu noktada kanaatimce büyük iş, SSM ve araştırma merkezlerine düşmektedir. Bunun içinde bir devlet politikasına gereksinim vardır. Özellikle yüksek nitelikli teknolojiye çok gereksinim duyulmaktadır. Bu tip teknoloji transferi, ülkelerle dost geçinerek ancak temin edilebilir. Bu nedenle siyasetçilerin diğer ülkeler ile ilişkilerimizde bu noktayı göz önünde bulundurmalıdırlar. Savunma sanayi ile ilgili çok önemli bir nokta var. Savunma sanayinde yer alacak özel ve devlet kurumları bir pazarın oyuncularıdır. Daha önemlisi önce pazarı yaratmak gerekmektedir. Örneğin bir taraftan belli bir radar üzerinde prototip için ARGE yaparken ihtiyaç önemlidir diye dış ülkelerden karşılanırsa yurt içi milli üretime geçmek hayal olur. Bu konu ise TSK tarafından çok titiz bir planlamayı gerektirmektedir. Kısacası savunma sanayi toplam olarak çok dikkatli ve titiz bir planlamaya ihtiyaç duymaktadır. Harp silah araçlarının temininde sadece savaşan platformlar değil o platformlara konacak olan silahlarda çok önemlidir. Bugünün ortamında kullanabilecek top, roket, güdümlü mermi, torpido vs. o kadar yüksek fiyatlara ulaşmıştır ki, bu silahları yerli üretmek için büyük bir sebep haline gelmiştir. Bunların hangisi devlet olanakları ile hangisi özel sektör olanakları ile yapılacaktır bir karar gereksinim vardır. Belki bugüne kadar karşılaşmadığımız ama savunma sanayimiz geliştikçe karşılaşacağımız bir önemli konuda üretilen malzemelerin yurt dışına satışlarıdır. Bu satışların ne şekilde gerçekleşeceğine dair bir devlet politikasına gereksinim vardır. Üretilen malzemelerin batının bize yaptığı gibi ticari kopyalarımı yoksa üretilen malzeme olduğu gibi mi satılacaktır? Siyasetçi buna karar vermek zorundadır. Savunma sanayinde yer alan özel sektör kurumlarının en büyük sorunlarından biri finanstır. Çoğunlukla ihaleye katılan bir katılımcı teminat mektubunu karşılamakta bile sıkıntı çekmektedir. Zira savunma sanayi projeleri genelde yüksek tutarlı projelerdir. Dolayısıyla rekabette üretim yeteneği olan bir firma adil olmayan şartlarla karşılaşmaktadır. SSM belki de bu konuda teşvik adı altında bir şeyler yapabilir. Daha söylenecek pek çok konu var ama bu yazının amacı ile kısıtlı kalarak burada kesiyorum. Söylemek istediğim son bir konu da var. Bugün bizim ve bütün dünya bahriyelerinin en büyük korkusu hâlâ sualtı tehdididir. Maalesef bu konudaki teknoloji ses dalgasına sıkışıp kalmıştır. Akustik olanakların dışında bir çok ülkede araştırmaların devam ettiğini biliyoruz. Ancak bugüne kadar bizlere intikal eden bir teknolojik yenilik yok. Dolayısıyla üniversitelerimizin ve TÜBİ- TAK ın bu konudaki (sualtında arama ve tespit sorununu çözmek için akustik ve akustik dışı olanakların kullanılması) araştırmalarına büyük ihtiyacımız vardır. Belki de bu konuda kullanıcı da hayal gücü ve maddi olanakları ile sorunun çözümüne katılmalıdır. Her türlü radar, her türlü güdümlü mermi, her türlü muhabere cihazı (uydu dahil), her çapta kara ve deniz topları ile bunların ihtiyacı olan mermilerin cephanesi, kripto cihazları başta olmak üzere pek çok önemli harp silah ve aracını üretebilecek yetenekteyiz. Galiba birazcık etkin planlamaya ihtiyacımız var. Motor üretimimiz ülke geneli dikkate alınarak planlamalıdır. TCG Heybeliada inşası sırasında öğrendiğimiz iki konu vardı: İstemek ve projeyi yapmaktan korkmamak. Savunma sanayimizin de bu iki ögeye çok ihtiyacı vardır. Şurası gerçektir ki son 20 yılda çok büyük mesafeler kat ettik. İnsanın başarısı sadece hayal gücü ile sınırlıdır.

7 DOSYA 07 Savunma Sanayi projelerinde son durum Dünyada gelişen teknoloji ile birlikte harp türleri ve araçları değişirken, bu değişimden en fazla etkilenen alanlar arasında Deniz Kuvvetleri bulunuyor. Yeni çağı yakalamak ve gelişen harp teknolojilerinde ön almak adına Savunma Sanayi Müsteşarlığı yönetiminde Türk Donanması nda son dönemde büyük bir değişim yaşanıyor. 90 lı yılların sonunda fikir olarak başlayan Milli Gemi Projesi hayat buldu ve ilk gemiler çoktan Deniz Kuvvetlerinin envanterine kaydoldu. Burada en dikkat çeken gelişme bu gemilerin ve botların yüksek yerli katkıyla üretilmesi oldu. SSM ve TSK nın üretilen gemilerin yurt içi tersanelerde ve yerli sanayi ekipmanlarıyla inşa edilmesi konusunda gösterdiği özen, kısa sürede karşılık buldu ve Türkiye, kendi gemisini inşa eden az sayıda ülke arasında yerini aldı. Şimdi sıra proje aşamasında olan Milli Denizaltı üretmekte. Türk tersanelerinin ve yan sanayinin Milli Gemi projesinden edindiği deneyim ve bilgi birikimini Milli Denizaltı projesinde de göstereceği konusunda sektörde görüş birliği hâkim. Bu ay SSM bünyesinde hayata geçirilen bazıları tamamlanmış bazıları da değerlendirme aşamasında olan projeleri sizin için derledik. Umarız bu projelere yenileri eklenerek bu listeyi kısa süre sonra güncellemek zorunda kalırız.

8 08 DOSYA 'Milli gemiler milli kaynaklarla inşa ediliyor' Savunma Sanayi Müsteşarlığı Deniz Araçları Daire Başkanı Alper Köse, son yıllarda önemli projelere öncülük ederek Türk Savunma Sanayi nin büyük gelişim göstermesine katkıda bulunan Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) nın uzun vadeli hedefleri doğrultusunda önümüzdeki dönemde önemli projelere imza atacağını ifade etti Alper Köse, bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı, bilgiye ulaşımın her geçen gün kolaylaştığı bir yüzyılda yaşamanın sağladığı avantajları en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiğine inandığını belirterek Ülkemizin oldukça zorlu bir dönemden geçtiği bu yıllarda savunma sektörü olarak devlet kurumlarına, tersanelerimize, sistem tedarikçisi kuruluşlarımıza, özel sektör temsilcilerimize, alt yüklenici ve KOBİ lerimizin üstüne bilginin kullanımı ve ulaşımı noktasında büyük görevler düşmektedir. Gerek ulusal savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanmasında gerekse uluslararası camiada bilinirlik, caydırıcılık gibi sorumluluklarımızın yerine getirilmesinde teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha önemli bir konuma gelmiş bulunmaktadır diyerek SSM bünyesinde yapılan projeler hakkında bilgiler verdi. Müsteşarlığımız, Türk Silahlı Kuvvetleri nin ve diğer kamu güvenlik kurumlarının platform, sistem, teçhizat ve donanım ihtiyaçlarının tedarik edilmesi misyonunu, yerli savunma sanayimizin geliştirilmesi bakımından bir fırsat olarak değerlendirilerek mümkün olduğunca yerli katkı ve milli teknolojilerle karşılama faaliyetlerine yoğun olarak devam etmektedir. Deniz Araçları Daire Başkanlığı, Müsteşarlığımızın misyon ile vizyonuna uygun olarak yerlileştirme ve milli imkanlar ile tedarik özelindeki stratejisini başarı ile sürdürmekte olup, Askeri Gemi İnşa sektörüne yönelik bir çok faaliyetleri uzun vadeli planlar çerçevesinde sürdürmektedir. SSM Deniz Araçları Daire Başkanlığı nın hâlihazırda 2 adet kamu ve 5 adet özel sektör tersanesinde devam etmekte olan 9 adet sözleşmesi bulunmaktadır. İstanbul Tersanesi Komutanlığı nda MİLGEM Projesinin devam gemileri olan 3. ve 4. geminin inşa/donatım ve test faaliyetlerine devam edilmektedir. Üçüncü gemi 18 Haziran 2016 tarihinde denize indirilmiş olup test faaliyetleri sürmektedir. Dördüncü geminin ise inşa, donatım ve test faaliyetleri devam etmekte olup, 2017 nin ilk yarısında denize indirilmesini planlamaktayız. Gölcük Tersanesi Komutanlığı nda devam etmekte olan Yeni Tip Denizaltı Tedarik Projesinde, hâlihazırda birinci denizaltıya ilişkin inşa ve test faaliyetleri sürdürülmektedir. İkinci denizaltıya ilişkin inşa faaliyetlerine başlanmış olup devam etmektedir. Beş adet özel sektör tersanesinde devam etmekte olan projelerimizden biri olan Amfibi Gemi (LST) Projesi kapsamında 1. Geminin testleri tamamlandı, geçici kabul sürecine girilmiş durumdadır. 2. Geminin seyir kabul testlerine başlanacaktır yılı içerisinde 2 adet geminin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi planlanmaktadır. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projesi kapsamında, Sözleşme gereğince yüklenici tarafından sunulan tasarım dokümanlarının incelenmesi/onaylanması çalışmaları ve gemi inşa faaliyetleri devam etmektedir. Lojistik Destek Gemisi Projesi kapsamında, gemilerin üretim kabul test faaliyetlerine devam edilmektedir yılı içerisinde 2 adet geminin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi planlanmaktadır. Diğer bir özel sektör tersanemizde tasarım, inşa, donatım ve test faaliyetlerinin gerçekleştirildiği denizaltı kurtarma ana gemisi TCG Alemdar ın geçici kabulü 28 Ocak 2017 tarihinde tamamlanmış olup garanti sürecine girilmiştir. Yine aynı özel sektör tersanemizde yürüttüğümüz Sismik Araştırma Gemisi nin nisan ayında MTA Genel Müdürlüğüne tesliminin gerçekleştirilmesini planlamaktayız. Bunlara ek olarak, yılın ilk yarısında iki adet Kurtarma ve Yedekleme Gemisi nin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı na teslim edilmesini öngörüyoruz. Son olarak ise Sahil Güvenlik Komutanlığı na teslim ettiğimiz Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemilerimizin garanti periyodunun sonlarına gelindiğinden bahsedebiliriz. Geçmiş yıllarda özel sektör ve askeri tersanelerde tamamlamış olduğumuz 14 adet projemiz bulunmaktadır. Önümüzdeki senelerde sözleşmesi imzalanacak 10 adet projemiz mevcut. Bunlardan yakın tarihte imzalayacağımız 4 adedi ile ilgili kısaca bilgi vereyim. MİLGEM Projemizin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci gemilerinin tedarikine yönelik hazırlanmış olan Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) bildiğiniz üzere 2016 senesinin ikinci yarısında yayımlanmıştı. Tekliflerin değerlendirilmesine devam edilmektedir. İhale sürecini çok yakın bir tarihte sonlandırarak projeyi Savunma Sanayi İcra Komitesi ne arz etmeyi hedeflemekteyiz. Yangın, karaya oturma, arızalanma sebebiyle kendi imkânları ile seyir yapamayacak olan ve hasara uğrayan gemileri kurtarmak ve yedeklemek amacıyla 3 adet Çok Maksatlı Açık Deniz Römorkörü için TÇD yayımlanmış ve teklifler alınmıştır. Teklif değerlendirme sürecinin önümüzdeki aylarda tamamlanacağını değerlendiriyorum. Türk Tipi Hücumbot Projesi için hazırlanan Bilgi İstek Dokümanı (BİD) 25 Temmuz 2013 tarihinde duyurulmuştur. Müsteşarlığımız ve kuvvet personeli tarafından gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde Teknik Şartname hazırlıklarının tamamlanmasına müteakip TÇD hazırlık çalışmalarına başlamayı hedeflemekteyiz. TF-2000 Projesi ile ilgili olarak ise proje modelinin belirlenmesine yönelik faaliyetlerimizi sürdürmekte olduğumuzu söyleyebiliriz. Daralan iç ve dış pazarlara rağmen 2015 yılında yaklaşık 5 milyar dolar olarak gerçekleşen sektör ciromuz ve yaklaşık 1.7 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımızın artırılması için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. 165 adet gemi ve bot ihraç edildi SSM nin gelecek yıllardaki vizyonu hakkında değerlendirmelerde bulunan Alper Köse, Son yıllarda Müsteşarlık olarak teslim ettiğimiz MİLGEM, YTKB, LCT, MOSHIP, SGAK, yüksek süratli Sahil Güvenlik Botları ve halen yürütmekte olduğumuz LST, LHD, KURYED gibi projeler ile askeri gemi inşa sektöründe yerlileşme noktasında çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Son 10 yıl içerisinde dünyada bu kadar farklı tipte askeri gemiyi tasarlayan ve inşa edebilen sayılı ülkelerden biri haline geldik dedi. Özel sektörün başarılı projeler ortaya koyması sonucu, projelerimizden elde edilen kazanımlar sonucunda, bazı tersanelerimiz, Malezya, Bahreyn, Tanzanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Gürcistan, Pakistan, Malezya, Türkmenistan, Nijerya, Norveç ve Romanya ya, çeşitli tip ve boyutlarda 165 adet gemi/bot ihracatında bulunulmuştur. Önümüzdeki yıllarda yerli tasarım, inşa ve yerli katkı payının artırılarak savunma sanayinde üniversiteler, tasarım otoriteleri, tersanelerimiz, vakıf şirketleri, kurum/kuruluş/ şirketler ve alt yüklenicilerimiz ile askeri gemi inşa sektöründe faaliyet gösteren bütün paydaşlar ile beraber top yekûn bir çalışma gerçekleştirmeyi hedeflediğimizi belirtmek isterim. Geniş tabanlı bir katılımcı topluluğu ile gerçekleştirilecek çalışmalarda, etkin ve verimli süreçlerin ortaya çıkarılması esnasında yapılacak tartışmaların sektörün iletişimi ile koordinasyonuna da katkı sağlayacağı da aşikârdır. Savunma sanayindeki rekabet yeni teknolojilerin geliştirilmesi sonucunu doğurmakta ve deniz platformlarında geniş kullanım alanı bulmaktadır. Ancak yüksek teknoloji sistemlerin geliştirilmesi, deniz platformlarına entegrasyon süreçleri ile sistemin doğrulama ve geçerleme faaliyetleri daha önceden kendini ispatlamış sistemlere nazaran daha fazla zaman gerektirmektedir. Ayrıca özellikle deniz platformlarında gelişen yeni ihtiyaçlar nedeniyle artık proje yönetiminden program yönetimine doğru bir geçiş yaşanmaktadır. Bu da aynı amaca hizmet eden birden fazla projenin yakın koordinasyonunu zorunlu kılmaktadır. Herhangi birindeki olumsuzluk maalesef diğer projeleri de olumsuz etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra ihtiyaçların zaman içinde değişimi de süreçlerimizi etkileyebilmektedir. Deniz projelerimizde eskiden beri süre gelen bir alışkanlığımızı da bu kapsamda süreçleri daha az etkileyecek şekilde değiştirmek istiyoruz. Mevcut durumda gereksinim tanımlama, tasarım, gemi inşa ve Entegre Lojistik Destek süreçleri sanki bağımsız süreçlermiş gibi birbiri içine girmiş durumda. Bu süreçleri daha yönetilebilir hale getirmek ve son dakika değişikliklerinin önüne geçerek gereksiz takvim uzamalarını engellemek niyetindeyiz. 50 den fazla yerli firmaya iş imkânı 2017 yılı itibari ile Deniz Araçları Daire Başkanlığında, 4 adet Grup Müdürlüğü altında muhtelif aşamalarda (Sözleşme yürütmesi, teklif değerlendirme, TÇD hazırlık aşaması, fizibilite aşaması, planlama vb...) olan 40 a yakın sayıda proje yürütüldüğünün altını çizen Alper Köse, Gelecek projelerimiz hakkında değişen ihtiyaçlar ve öncelikler nedeniyle şimdiden proje listesi vermek doğru olmayacaktır. Ancak üzerinde çalıştığımız başlıca yeni projelerimiz; Milgem İ sınıfı fırkateynler, fırkateyn ve denizaltı modernizasyonları, araştırma gemisi, denizde ikmal gemisi, bot projeleri, yüzer havuz tedariki, romörkör projeleri, hava savunma fırkateyni ve diğerleri olmak üzere 21 projemiz gündemimizdedir dedi. Deniz Araçları Daire Başkanlığımız olarak yürütmüş olduğumuz projelerde azami ölçüde yerli sanayimizin projelerimizde görev almasını destekliyoruz. Bu kapsamda projelerimizde Sanayileşme Daire Başkanlığımızın yürüttüğü Sanayi Katılımı/ Offset sözleşmesi ile bir katkı yapmaya çalışıyoruz. Milli gururumuz olan MİLGEM projemizde bu kat-

9 DOSYA 09 kı oranı yüzde 65 in üzerinde yerli sanayi katılımı gerçekleştirilmiş olup, tüm proje kapsamında 50'den fazla yerli firmaya iş imkânı sağlanmıştır. Türkiye de iç talebin milli ürünler ile karşılanmasına yönelik geçmiş yıllarda belirlenen stratejiler neticesinde, bugün ülkemizde askeri gemi inşa eden özel tersanelerde önemli ölçüde tasarım, üretim, entegrasyon ve test kabiliyetleri kazanılmış ve milli ürünler ortaya çıkarılmıştır. Kendi platformlarımızda başarı ile kullanılan milli ürünler, diğer ülke/firmaların dikkatini çekmekte ve dünya ölçeğinde birçok ülkede üreticilerin tekliflerine girmekte veya ihtiyaç sahibi kuvvetler tarafından talep edilmektedir. Bu da geçmişte belirlenmiş olan stratejilerin ne kadar yerinde olduğunu bize göstermektedir. Önümüzdeki dönemde de SSM, deniz platformlarının, deniz platformlarında kullanılan sistem/cihazların hem tasarımını hem de modernizasyonunu yapabilen yüklenicileri/alt yüklenicileri destekleyerek, ihracatı artırmaya yönelik çalışmalarına devam etmektedir. Müsteşarlığımızın kuruluş kanununda modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunun sağlanmasına yönelik SSM ye verilmiş olan görevlerin gerçekleştirilmesi kapsamında birçok faaliyetler eş zamanlı olarak yürütülmektedir. Kanun metninde de ifade edildiği gibi Müsteşarlığımız TSK nın ihtiyaç duyduğu sistem/cihaz/ekipman/platformların tedarik edilmesinin ile modern savunma sanayinin geliştirilmesi misyonu kapsamında dünya üzerindeki çalışmalar güncel olarak takip edilmekte ve faydalı görülen uygulamalar ülkemizde gerçekleştirilmektedir. Yerli ve milli sanayinin ihtiyaçların karşılanması noktasında, gelişmiş ülkelerin ortak özelliğidir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de kendi sanayisini ve teknolojisini bu düzeye çıkartmak için çalışmaktadır. Bu gelişme aşamasında devlet desteğini sağlamak hem sanayici için hem de devletin kendisi çok önemlidir. Müsteşarlığımızın platform projesini yürüten Deniz Araçları Daire Başkanlığı ile ilgili diğer birimleri (Ar-Ge Daire Başkanlığı, Sanayileşme Daire Başkanlığı, Alt Sistemler Daire Başkanlığı, vb...) ile koordineli olarak yerli sanayinin ve milli teknolojilerin gelişimine yönelik stratejiler belirlenmekte ve konu özelinde çözümler geliştirmek dâhil birçok uygulamaya gidilmektedir. 'Yerli motor öksüz kalmadı' Son dönemde Tülomsaş gibi bazı kurum ve kuruluşların ürettiği teknolojilerin SSM projelerinde kullanılmamasından dolayı SSM ye karşı bazı eleştiriler olmuştu. Bu konudaki sorumuzu yanıtlayan Köse, Yerli kurum ve kuruluşların geliştirdiği sanayi ürün ve teknolojilerin projelerde kullanılmamasına yönelik yapılmış olan eleştirilerin konu özelinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum dedi. Mesela Tülomsaş lisans altında üretilmekte olan motorların deniz platformlarında neden kullanılmadığına yönelik iletmiş olduğunuz eleştiri ile ilgili olarak Müsteşarlık geçmiş yıllarda ilgili birimleri ile beraber koordineli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Söz konusu motorların deniz platformlarında kullanımına yönelik güç miktarları, ağırlıkları, boyutları, çevresel testlere yönelik gereksinimleri, kullanılacak platformların hız/su çekimi gibi birçok parametresi incelenmiş ve inceleme sonuçlarına göre karar kullanılıp/kullanılmamasına yönelik karar verilmiştir. Son olarak aynı konu özelinde gerçekleştirilmiş çalışmalar sonrasında Alt Sistemler Daire Başkanlığı uhdesinde yerli motor geliştirilmesine yönelik bir proje başlatılmış olup konunun öksüz kalmadığını size ifade etmek isterim. Bu vesile ile şunu açıkça ifade etmek isterim ki; Müsteşarlık olarak yerli ve milli teknolojilerin gerçekleştirilmesi konusuna azami ehemmiyet veriyoruz. Bu konu özelinde Müsteşarlık olarak çok detaylı çalışmalar gerçekleştiriyor ve ülke olarak göğsümüzü kabartacak örneklerin ortaya çıkması adına dünya pazarının ve teknolojik değişimleri de göz önüne alarak stratejiler belirliyoruz. Bu anlayış içerisinde çalışmalarımıza devam edip ülkemiz için güzel örnekleri ortaya çıkarmaya devam edeceğiz. SSM nin açtığı ihalelerde çok sayıda yerli firma yarışıyor ancak bir tek firma kazanıyor, elenenlerin çalışmalarının ise heba olduğu konusunda birtakım görüşler bulunuyor. Bu konuda açıklamalarda bulunan Alper Köse Ben gerçekleştirilen hiçbir çalışmanın beyhude olmadığına inananlardanım dedi. Bir proje özelinde yapılan çalışmaların, çalışmayı yapana ve teklif dosyasını yayımlayanlara mutlaka artı bir değer kazandırdığını düşünüyorum. Bildiğiniz üzere Müsteşarlığımızca yapılmış olan ihalelerde belirtilmiş olan ihtiyacın karşılanmasına yönelik yüklenici adayları tarafından birbirinden farklı birçok tasarım sunulmaktadır. Bahse konu tasarımların birbirlerine karşı avantajlı ve dezavantajlı yönleri bulunmaktadır. Sunulmuş olan tasarımların birbirinden farklı olmasının ihtiyacın karşılanması noktasında sağlamış olduğu zenginlikten istifade edilmesi sözleşmelerin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine de yardımcı olmaktadır. Kaldı ki Müsteşarlığımızın gerçekleştirdiği ihalelerde tarafsızlık, şeffaflık, rekabet, vb. hususları da göz önünde bulundurulmaktadır. İhtiyacın karşılanmasında idari ve hukuki olarak bütün istekli firmaların görüşlerinin tetkik edilmesi/ teklif dosyalarının incelenmesi objektifliğin sağlanması adına bir zorunluluktur. Yukarıda da belirttiğim üzere ihtiyacın karşılanmasında en optimum çözümün bulunması hususunda en doğru ihale yönteminin açık ihale olduğunu ve herkesin fikrinin alınması olduğunu düşünmekteyim. Dolayısı ile mevcut değerlendirme sürecinin etkin, tarafsız ve optimum olduğunu kıymetlendiriyorum. Genç nüfusun daha etkin kullanılması hususunda ise burada sorumluluğun sadece Müsteşarlığımıza düşmediğini, savunma sanayinde faaliyet gösteren üniversiteler, kurum/kuruluşlar, yükleniciler ve alt yüklenicilere de birçok faaliyetler düştüğünü söyleyebilirim. Mevcut kabiliyetlerimizin geliştirilmesi ve daha etkin kullanılması konusundaki düşüncelerinizi paylaştığımı ifade edebilirim. İDEF ten sonra bir çalıştay düzenelenebilir Son olarak Küdenfor Deniz Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler Çalıştayı ve İDEF Fuarı konusunda değerelendirmelerde bulunan Alper Köse, SSM nin İDEF 2017 nin ardından bir çalıştay yapmasının faydalı olabileceğini kaydetti. Çalıştay esnasında yapmış olduğum sunumda da üzerinde durduğum gibi; gerçekleştirilen projelerin ve geçmiş dönemlerde planlanmış olan stratejik hedeflerin sonuç vermeye başladığı bu günlerde, yerlileştirme sürecine ilave olarak askeri gemi inşa sektöründe yaratılan kabiliyet ve ürünlerin sürdürülebilirliğini sağlamak adına ihracat başarısının nasıl elde edileceği proaktif bir yaklaşım ile sorgulanmalıdır. Tehdit, ihtiyaç, teknolojik ilerleme ve güncel gereksinimleri özümsemeden sektördeki değişimler ve yeniliklere karşı edilgen olup sonuçlardan ve rekabet içerisinde olunan ülkelerden etkilenmenin ihracat hedefinin dolayısı ile sürdürülebilirlik politikasının tam manası ile gerçekleştirilmesinde orta ve uzun vadede bir fayda sağlamayacağı aşikârdır. Müsteşarlığımız projelerinde görev alan özel tersaneler, alt yükleniciler, tasarım firmaları, üniversiteler ve ilgili kurum/kuruluşlar ile sektörün sorunlarını dinleyip, önerilerini almak ve denizcilik sektörüne yönelik hedeflerimizi ve sorunlara yönelik çözümlerimizi paylaşabilmek amacıyla IDEF 2017 den bir süre sonra çalıştay yapılmasının faydalı olacağını değerlendirmekteyiz. Bu şekilde savunma sanayi denizcilik sektöründeki ihtiyaçların daha etkin bir şekilde değerlendirilip, uygulamaya geçirilmesine katkı sağlanacağı düşünülmektedir.

10 10 DOSYA Kadir Sağdıç: Türkiye ve 'Planlama' Emekli Amiral Kadir Sağdıç, Türkiye Cumhuriyeti ndeki ekonomik planlama faaliyetlerinden başlayarak Savunma Planlamasına ve 21. yüzyılda akılcı davranımının gereklerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu Başarılı devletler, toplumlar, kurumlar, şirketler ve bireylerin en önemli ortak özellikleri, etkinliklerini iyi bir planlama disiplini içinde yönetmeleridir. Aksi durumda varlıklarını sürdüremezler. Planlama nedir? Literatürde Planlama nın çeşitli tanımları vardır. Genel anlayışa göre Planlama, ki aynı zamanda Öngörü olarak da algılanabilmektedir, belirli hedef ya da amaçlara erişilebilmesi için gerekli olan etkinlikleri tasarlayan ve yöneten düşünce sürecidir. Planlama, öngörülen geleceğe göre çeşitli senaryolar altında devlet, kurum ve kişilerin amaçlarına giden yollarda nelerle karşılaşabileceklerini hesaplayarak (forecasting), amaçlarına ulaşabilmek için almaları gerekli önlemleri belirleyen akılcı NATURE INSPIRES US, WE INSPIRE DESIGNS davranımın (intelligent behaviour) en temel özelliğidir. Türkiye Cumhuriyeti bizzat kendisi kuruluş günlerinden itibaren kurucusu yüce Mustafa Kemal Atatürk ün vizyonu, müthiş iradesi ve ulusumuzun tükenmez enerjisi ile vücut bulmuş bir planlama harikasıdır. Bu planın aşamaları öncelikle Milli Mücadele ile sağlanan beka ve hemen ardından da devrimlerle çağdaş uygarlık normlarına erişmeyi hızlandırarak refahın artırılması olmuştur. Bir taraftan sosyal yaşamda adalet ve eğitim dahil çağdaş bir sıçrayış yapılırken, diğer taraftan We are proud to present our new design Turkey s 1st Seismic Research Vessel. Seismic Research Vessel is a multi-purpose research vessel that the scientists will have the opportunity to perform geophysical, geotechnical, bathymetric, hydrographical and oceanographic, hydro-acoustic researches in addition to her 2D and 3D Seismic research capability. The vessel is equipped with an8 x 8 of streamer winches, towing points, and gun winches. She has an excellent hull form and dual redundant diesel electric propulsion system and azimuth type thrusters to get the best speed and fuel consumption performances. Deck layout accommodates a fully automated deployment and recovery equipment handling system for research equipment. The Seismic is designed by 100% Turkish Engineers. However, we created this document in English. Because; Ülkemizde de ileri teknoloji düzeyine sahip deniz platformlarının tasarlanabileceğini ve insanlarımızın imkân verildiğinde neler başarabileceğini farklı bir dilde de anlatmak istedik. Phone: Pbx Website: Mail: info@seft.com.tr Address: Teknopark İstanbul Sanayi Mah. Teknopark Bulvarı No:1/4A, Kat:2,Kapı No:303; 34906, Pendik, İstanbul, Turkey bunun sürdürülebilir olması için çok zayıf olan ekonominin hızla geliştirilmesi arayışlarına girişilmiştir. Hatırlanmalıdır ki, o günün Türkiye sinde yol, su, altyapı yok, sermaye birikimi yok, iğneden, patiskadan, çimentodan, şekere kadar her şey ithal ürün. Henüz Planlama sistematiği tam olarak bilinmediği için SSCB li ve ABD li uzmanların katılımıyla Birinci Beş yıllık Sanayi Planı hazırlanmış ve yıllarını kapsayacak şekilde yürürlüğe konmuştur. Planda Kongre nin öngördüğü, Türkiye de hammaddesi bulunan 20 fabrikanın kurulması, bölgeler arası denge sağlanması dahil, öneriler uygulamaya konulmaya çalışıldı devriminden sonra DPT kuruluyor. Amaç; Devlet in ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlarının belirlenmesinde hükümete danışmanlık yapmaktaydı. Hükümetçe belirlenen amaçları gerçekleştirmek için kalkınma planları ve yıllık planlar hazırlardı. Teşkilat 2011 yılında Kalkınma Bakanlığı olarak yeniden organize edildi. Sistem yıllar ilerledikçe plüralist, yaygın katılımcı ve paydaşların da görüşlerini almaktan uzaklaşarak, bürokratların ve hükümetlerin önceliklerine 5 yılda bir plan geliştiren bir mekanizmaya dönüştü. Stratejik seviyede planlamanın bir bileşeni olarak savunma planlaması Tüm ulusların var oluşlarının temel iki anayasal fonksiyonu beka ve eğitimdir. Bu ikisinin organik ilişkilendirilmesi hem bu iki fonksiyonun birlikte gelişimini, beraberlerinde de üçüncü fonksiyon olan refahın gelişimini sağlar. Bu gerekçelerle bekanın geliştirilmesinde Savunma Sanayi çok önemli bir yere sahip endüstriyel sektördür. Başarıda Katma Değeri (Reward) çok yüksek, başarısızlıkta da o ölçüde telafisi mümkün olmayan (penalties) acımasız özelliklere sahiptir. Günümüz TSK Planlama Programlama ve Bütçeleme Sistemi'ne (PPBS) bir göz atalım. Sistemin ana bileşenleri (modülleri ya da dokümanları), kamuoyunda 5N1K olarak bilinen format içinde KİM, NE ZAMAN, NEREDE, NASIL, NEDEN, NE YAPA- CAK tanımlaması içinde oluşturuluyor. Modüller bir faaliyet akışı içinde, birinin sonucu bir sonrakinin temel girdisi olarak ve hemen hemen tüm karargah birimleri kendi alanlarında planlamaya katkı sağlayabilecekleri tarzda ilişkilendirilmiştir. Ardışık ve hiyerarşik konumda olan tüm bu çalışmalar birbirine bağlı dişli bir mekanizma tarzında Kuvvet Planlama döngüsünü oluşturuyor. Kuvvet Planlama Sürecini Gen. Kur.Bşk.lığı yönetiyor. Süreç, önceleri 2 yıl idi, şimdilerde 3 yıllık bir döngü içinde işletiliyor diye biliyorum. Ayrıca Kuvvetlerin PPBUS leri var, iki yılda bir tüm planlama çevriminde olanların katılımıyla Kuvvet Planlama Seminerleri oluyor. Süreç, Kuvvet Akademilerinde de (yeni haliyle Ulusal Güvenlik Akademisinde!) ders olarak okutuluyor. Yani TSK da görevli herkesin ve her verinin PPBS sürecinde harmonik bir şekilde ilişkilendirilmiş bir işlevi var. Artık çok zeki tek adam altın çocuklara ihtiyaç yok. Gerçek anlamda ortak akıl bir sistem içinde kuvvet planlaması yapılabiliyor. Birilerinin araya bir şey monte etme şansı da pek yok. Ederse de, eğer gerçek ihtiyaç değilse bu müdahale bir iki yıl içinde sistemden düşecektir. Ayrıca, Deniz Kuvvetlerinde her yıl düzenli olarak amirallerin katılımıyla yapılan yıllık Komutanlar Toplantısında SHP nin güncel hali de görüşülüyor. Son yıllarda oluşan kumpas tasfiyesinde Amirallerimizin yarısını, birçok iyi yetişmiş ve kritik personelimizi yitirdik. İlave olarak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası paralize edilen komuta yapısı ve siyasetin aşırı müdahalesinin ek olumsuzlukları da olacaktır. Bu duruma rağmen, PPBS sürecine olan olumsuz etkilerin kısmen sistem bütünlüğü sayesinde zaman içinde onarılacağı umudundayım, yeter ki Cumhuriyetin temel değerlerine adanmış asker profilimizi kaybetmeyelim. Planlama Programlama Bütçeleme Sistemi (PPBS) döngüsü Savunma (Beka) ihtiyaçlarını Zaafiyetler (Deficiencies) aşamasından başlayarak, İhtiyaçlar (Requirements) tespiti, Tedarik (Acquisition), İşletme (Operation), ve Hizmet Dışına Çıkış (Phase out) aşamalarında ele almaktadır. İlk aşama olan zaafiyetler irdelenirken, Milli Siyaset Belgesinin öngördüğü ulusal ve uluslararası güvenlik düzenlemelerinin Türkiye'nin Milli askeri stratejisinde ne şekilde Askeri Hedeflere dönüştüğü, bu hedeflerin ele geçirilmesi ve idamesinde ne tarz operasyonel konsept ve kuvvet kom-

11 DOSYA 11 binasyonlarının uygulanacağı değerlendirilmektedir. İşte daha bu aşamada Mevcut Kuvvet yapısının yeterliliği güncel ve öngörülebilir gelecekteki teknolojiler ışığında yetersizlikleri (zaafiyetleri) test edilmektedir. PPBS döngüsünün ikinci önemli halkası, ilk aşamada belirlenen zaafiyetlerin giderilmesi için İhtiyaçların (Requirements) belirlenmesidir. Bu aşama mevcut ve yakın gelecek teknolojilerinin Yöneylem Araştırması ve Temel Bilimler Tekniklerinin birlikte kullanıldığı Maliyet/Etkinlik (Cost/ Effectiveness) Analizleri ve Simülasyon Modelleriyle ihtiyaçların tespitinde yoğun bir şekilde kullanılması, sonuçlarının da gecikmediği sürece yansıtılması gereken aşamadır. Bu aşama belki de en kritik süreçtir. Aynen gömleğin ilk düğmesi ya da vidanın ilk dişi geçirmesi gibidir. Tedarik sürecinin ihtiyaç (gereksinim) tanımı aşamasında hatalı kararlar alındıysa, büyük kaynak, zaman israfıyla ve hatta kanınızla ödersiniz. Doğru seçim ve değerlendirmeler yapıldıysa, o durumda zor aşama geçilmiş, tedarik maliyetleri yüksek de olsa felsefi olarak kolay olan aşamalara gelinmiş demektir. İhtiyaçların belirlenmesi aşamasının Analiz ve Simülasyonları, Talep (Savunma Bakanlığı ve Kuvvetler) ve Arz (Savunma Teknoloji ve Sanayi Üreticileri) taraflarının birlikte (interactive) çalışmasını gerektirmektedir. Her ne kadar karar sorumluluğu talep tarafındaysa da, istenen şeylerin erişilebilir ve maliyet/etkin olduğu arz tarafı ile etkileşim sağlanmadan eksik kalır, ya da karar hatalarına saplanılabilir. Savunma Donanımları hizmetteki işlevlerini, ömür (life cycle), fiziki ömür, ekonomik ömür, teknolojik ömür gibi kavramlar çerçevesinde sürdürürler. Bunlardan en uzun olanı fiziki ömür, sonraki ekonomik ömür, en kısa olanı da teknolojik ömürdür. Teknolojik ömür eksponansiyel olarak gittikçe kısalmaktadır. Zira geliştirdiğiniz sistemin öngördüğü hedef parametreleri ile sensör ve kontrol sistemlerindeki ilerlemeler tedarik süresinde bile geçersiz (obsolute) kalabilmektedir. ECM / ECCM döngüsü gibi. Yakın tarih teknolojik ömrü çok çabuk dolmuş Arsenal Çöplüğüne dönmüştür. En çarpıcı örnekler teknoloji devi ve aynı zamanda kurbanı ABD dir. Bizzat ABD li eleştirmenler ve ABD Dz.K.K. bazı gerçekleri ifşa etmek durumunda kalmışlardır. Örneğin STEALTH teknolojilerinin abartılarak efsaneleştirdiği sözde hayalet uçak F-117 artık hayalet değildir. Yugoslavya krizinde Sırplar SAM ile birini düşürmüşler ve parçalarını müzelerine koymuşlardır. Benzer şekilde yeni bombardıman uçağı F-22 RAPTOR artık görülebilmektedir ve manevrası düşüktür. Aynı şekilde yeni Fighter F-35 ler RADAR kesit alanları küçülsün diye silahlar gövdeye alındığından şişman tavuğa dönmüş, manevrası ve seyir siası düşmüştür, üstelik yeni sensörler karşısında ne kadar görünmez olduğu belli değildir. ABD Dz.K.K. uçağın bu haliyle uçak gemilerini sahile fazla yaklaşmak zorunda bıraktığını ve sahil G/M bataryalarının menziline girdiğinden yakınmaktadır. Üstelik bu mega projelerin mega batıkları ABD kamu oyunda her iki parti tarafından savunma zaafiyeti dışa vurulmasın ve savunma sanayi devleri zarar görmesin diye gündeme getirilmemektedir. ABD nin sıkıntıları bir ölçüde de mega proje paradoksundan kaynaklanmaktadır. Öyle ki, tedarik kontratlarında gemi, uçak, tank gibi temel savaş araçları sayısı arttıkça Öğrenme Eğrisi (Learning Curve) ve Büyük Ölçek (Scaling) etkileriyle birim maliyetler düşmekte, buna karşılık uzayan tedarik sürecinde teknolojik ömür zaafiyeti doğmaktadır. Ara üretim paketlerinde bu zaafiyetin aşılması da kolay olmamaktadır. Bu nedenle temel teknolojinin ve dizaynın felsefesi ABD ye ait olsa da, başta Avrupa olmak üzere teknoloji kopyalayan (reverse engineering) diğer ülkeler aynı teknolojiyi, birkaç yıl içinde de onun da daha iyisini yapabilmektedirler. Örneğin Çin liler SAM dizaynında ABD, RF, ve Fransa teknolojilerinden esinlenmişler ve söylenen o ki, gerek roket tahrik ve kontrol sistemlerinde, gerekse sensör hassasiyetlerinde (sensitivity) rakiplerinden daha iyi bir konuma gelmişlerdir. İnsanın aklına art niyetli şeyler de gelmiyor değil hani. Biz Milli SAM Projemizde Çin ile işbirliği yapıyorduk, birden bire geçen sene Antalya da ev sahipliği yaptığımız G-20 Zirvesinde Obama nın baskısıyla (NATO yu ima ederek) Türkiye tek taraflı olarak projeyi iptal ettiğini açıklayıvermiştir. Oysa hatırlanacaktır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Uluslararası Antlaşmalara aykırı olarak Rus yapımı S-300 füzelerini almaya teşebbüs ettiğinde Türkiye nin sert Vetosu (resti) ile karşılaşmış, silahlar Adaya gelemeden bu kez Yunanistan a yerleştirilmiştir. Ancak o yıllarda NATO bu silahların sorumluluk sahasındaki bir ülke tarafından tedarik edilmesine karşı çıkmamıştır. Şimdi NATO gerekçesiyle Çin teknolojisi ile işbirliğini kesmemiz, kendi elimizle kurduğumuz bir çifte standart değil midir? Acaba Türkiye nin bu füzelerle çok daha farklı bir bölge gücü olmasının önüne mi geçilmiştir? Üstelik o G-20 Zirvesinde zor durumda bırakılan Çinli lider ülkesine dönüşü sonrasında bu Ülkeden yurdumuza gelen Turizmin, aslen en önemli ihracat gelirimizin önünü de kesmek durumunda kalmıştır. Son zamanlarda sıkça kullanılan bazı terimler, 4.ncü Sanayi Devrimi, ve Nesnelerin İnterneti gibi tanımlamalardır. Esasen Savunma Sanayi aşama aşama İkinci Dünya Harbinden günümüze dek bu olguları geliştiren ve uygulayan bir sektördür. Bu tanımlar diğer sanayi sektörleri için yeni olabilir, ama Savunma Teknolojilerine değildir. Savunma Teknolojilerinde yeni döneme damgasını vuran çok önemli bir uygulama alanı İnsansız-UNMANNED araçlardır. Burada belki fazla yeni teknolojiler olmayabilir ama, mevcut teknolojiler çok ucuz ve kolay erişilebilir hale gelmişlerdir. Ancak harekatın başarısı ve etkinliğini çok iyi artıracak bir Kuvvet Çarpanı (Force Multiplier) durumundadırlar. Deniz Teknolojilerindeki çok önemli bir diğer tespit ise, Sualtı teknolojilerininin stratejik öneminin, gizliliğinin ve gizeminin 21.yy da giderek artmış olmasıdır. Günümüzde planlamada başarılarıyla dikkat çeken devletler ve son sözler G-8 ve G-20 gibi kategorilerde yer alan, özellikle fert başına milli gelirleri bugün için 30 bin ABD dolarını aşmış olan ülkeler doğal olarak planlamadaki başarılarının ödülü olarak dünyanın en gelişmiş ülkeleri statüsü kazanmışlardır. G-8 deki Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya, Birleşik Krallık ve an excellent ship repair on time Tersan Ship Building Yard Aci Cesme Mevkii Bogazici Cad. No: 28 Tavsanli, Altinova, Yalova, Turkey Tel: Tersan Floating Dock No.1 Tersaneler Caddesi, No: 48 Tuzla, Istanbul, Turkey Tel: info@tersan.com.tr ABD ülkeleri, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 65'ini temsil ediyorlar. İkinci Dünya Harbi sonrasında Almanya, son 20 yıl içinde de G.Kore ve Çin kamu sektörü ve özel sektörü çok iyi bir eşgüdüm ve bütünler ekonomik faaliyetler içinde organize etmeleriyle stratejik seviyede planlamanın çok başarılı bir örneğini vermektedirler. Bu ülkelerde başat planlama aktörü Devlettir. Genellikle Keynesiyen ekonomik politikalar izlemektedirler. Bir çok yeni ekonomi teorisyeni olsa da, düşünülenler tüm bu genel teorinin türevlerinden öte değildir. Ekonomik girdileri sistematik bir ilişki içinde açıklayan 1930 ların bu teorisi halen geçerliliğini korumaktadır. Zira küreselleşmenin tepe yaptığı 1990 lar sonrasında 21.yy da yeniden korumacı ekonomilere yöneliş vardır, bu da ekonomik faaliyetlerin düzenlenmesinde ekonomik ortamı, karma ekonomiye ve yarı kapalı sisteme dönüştürmektedir. Türkiye ise maalesef, aşırı küreselleşme etkisi altında özel sektörü adeta başıboş bırakmış, kamu sektörünü ise yok etmiştir. Günümüz Türkiyesi ekonomik faaliyetlerin doğrudan ve dolaylı olarak en önemli girdisi ve aktörü olan İnsan Gücünü çağdaş gereksinimlere cevap verecek yeteneklerde geliştirecek bir Eğitim Sistemi kuramamıştır. Dahası, özgür düşüncenin ön şartı olan laiklik olgusunu baskılayarak, var olan eğitim potansiyelini de ilahiyat ağırlıklı olarak bozmaktadır. Özellikle eğitilmiş insan gücü Gayri Safi Milli Hasılanın ve diğer hayat standartlarının artmasının sebebi ve sonucudur. Toplumun proaktif yaşam tarzı algılama ve uygulamalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Anayasanın ilk dört maddesinde tanımlı Kurucu Devlet Yapısına sadık kalarak gerçek anlamda bir plüralist (çoğulcu ve katılımcı) bir toplum sürecine geçilmesi elzemdir. Türkiye söz konusu ülkelerden 20 yıl önce çok daha iyi konumda iken, şu anda Orta Gelir tuzağına yakalandıysa, bunun sebebi içinde bulunduğumuz bilişim ve yüksek teknoloji ağırlıklı 4. Sanayi Devriminin gereği temel bilimler ve çağdaş eğitimde geri kalışımızdır. Bu açığımızın süratle kapatılması şart olmuştur. Kaybedilecek bir dakika bile yoktur. we build precious ships Tersan Floating Dock No.2 Aci Cesme Mevkii Bogazici Cad. No: 28 Tavsanli, Altinova, Yalova, Turkey Tel:

12 12 DOSYA Operasyonel karar destek sistemleri MİL-SYS Genel Müdürü Betülhan Kahraman, gemilerin ve harekatın sevk ve idaresinde son kullanıcının harekat etkinliğini artırabilecek nitelikte bir harekat idaresi karar destek sistemine olan ihtiyaçlar ile bu ihtiyaçları karşılayabilecek konseptlere ilişkin bilgiler sundu Deniz Savunma Sanayinde özellikle 1980 yılları sonrasında Deniz Kuvvetleri envanterine katılan yeni nesil modern suüstü platformları ile birlikte edinilen know-how sayesinde, özellikle Komuta-Kontrol sahasında büyük ilerlemeler kat edilmiştir. Bu dönemdeki gelişme sayesinde yakın dönemde Türk Deniz Kuvvetleri kendinin şekillendirdiği Savaş Yönetim Sistemine sahip olmuş, MİLGEM sınıfı korvetlerin entegrasyonunu kendi kaynakları ile gerçekleştirmiş ve Türk Savunma Sanayi artık sensörüyle, atış kontrol ve silah sistemleri ile gemi seviyesi entegrasyonu gerçekleştirecek yeterliğe erişmiştir. Diğer yandan, Falkland Savaşı sonrasında edinilen tecrübeler, modern platformlardaki harp verilerinin işlenmesindeki kolaylıkla birleşerek, gemi harekat idaresi konusunda süreçlerin daha formal ve etkin bir hale gelmesine neden olmuş ve neticede gemilerin harp ve harekat yönetim etkinliği artmıştır. Teknolojik Gelişmeler ve Harekat Yönetim süreçlerine yönelik gelişmeler, modern platformlarını inovasyon entegrasyonu için çok uygun platform haline getirmiştir. Sistemlere ait verilerin ağlar üzerinden sayısal olarak dağıtım ve erişime açık hale getirilmesi ve bu verilerin süreçlerle harmanlanarak algoritma tabanlı işlemlerden geçirilmesi ile karar desteğe yönelik olarak kullanılması mümkün kılınmıştır. Süreçlerin bu bilgilerle desteklenmesi, bir taraftan süreçlerdeki hata olasılıklarını asgari hale indirgemiş, süreç işleyiş süreçleri ve harekata yönelik reaksiyonların kısalmasını sağlarken, süreç etkinliklerinin artmasına neden olmuştur. Deniz harekatı kapsamında ilk etapta iki seviye karar destek sistemi gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir. Bunlardan ilki, geminin kendi sevk ve idaresine ait Gemi Seviyesi Karar Destek Sistemi, bir diğeri ise gemilerde veya Deniz Kuvvetlerinin karargahlarında kullanılabilecek Karargah Karar Destek Sistemi'dir. Karargah Seviyesi Operasyonel Karar Destek Sistemi Karargah Seviyesindeki bir karargah sistemi ise, emrine verilmiş gemilerle deniz harp sahasında görev yapacak bir komutana, muhasım kuvvetin harekat sahasındaki varlığı çerçevesinde, o harp sahasına hangi kuvvet formasyonu ile nerede ve nasıl konuşlanarak harbi karşılayacağına yönelik analitik nispi etkinlik analizi yapabilmelidir. Bu tür bir nispi etkinlik analizinin birçok girdisi olabilecektir. Ancak, ilk etapta, kabul edilebilir bir nispi analiz için aşağıdaki ana alanlarda detaylandırılacak parametrelerin mukayese için yeterli olabileceği değerlendirilmektedir. Bu alanlar; n Konuş Durumu ve Coğrafi Yapıya Bağlı Etkinlik n Platform Harp Gücü Mukayesesi n Lojistik ve Diğer Etkiler Bu alanların harp etkinliğinin belirlenmesine olan etkileri aşağıda basit örneklerle açıklanmıştır. Deniz Harbinin ilk safhası, Taktik Komutan emrine verilen birliklerin harekat sahasında, verilen askeri vazifeyi karşılayacak tarzda konuşlanmasıdır. Muhasım birliklere bağlı bir nispi etkinlik analizinde, istihbarat ve keşif/gözetleme faaliyetlerine bağlı olarak muhasımın gerçek zamanlı mevkileri ile sahada konuşlanan birliklerimizin karşılıklı konuş durumu, harekatın başlangıcındaki dengenin belirlenmesindeki en önemli adımlardan birini teşkil eder. Bu nedenle, coğrafi sahada muhasıma nispeten konuşlanma, deniz harbinin sonucuna da etki edebilecek temel karar noktalarından biridir ve harekat planları genellikle bu safhaya yönelik esasları içerir. Yandaki örnekte yer alan konuşlanmada (Dış Hat/İç Hat), kırmızı kuvvet sahip olduğu ateş gücünü mavi birlikler üzerine konsantre edebilecek ve mavi birlikleri kontrol edebilecek dış hat pozisyondadır. Bu nedenle de harp etkinliği bağlamında avantajlı bir konumdadır. Bu nispi konuş durumu, nispi harp etkinliğinin ölçülmesinde bir metrik olarak yer alabilecektir. Nispi konuşlanmanın etkileri yanında, coğrafi sahanın yapısı bağlamında da her bir deniz gridi harp etkinliği açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Üstte verilen örnekte, 1 nolu grideki temas kıyıdan uzak ve açık denizde olup her türlü tehdide açık bulunmaktadır. Buna mukabil, 2 nolu griddeki temas, kıyıya uzaklığına bağlı olarak hem sensör hem de güdümlü mermi seeker larının seçicilik dezavantajından yararlanabilecek konumdadır. Ancak bulunduğu yer itibariyle sensörleri sadece belli bir sektöre açık bulunmaktadır. Diğer yandan konuşlandığı dost adada bir arama sensörü bulunduğu taktirde EMCON uygulama imkanına da sahip bulunmaktadır. Bu nedenle, bir deniz sahasında, her bir ölçülebilecek parçların (gridlerin) harp etkinlik değerleri, coğrafi konuş açısından bir metrik olarak hesaplanabilecek ve platformlara atanabilecektir. Platform Harp Gücü Mukayesesi Diğer ana parametre alanlarından biri olan Platform Harp Gücü, konvansiyonel kuvvet mukayesesinde uzun zamandır kullanılan bir mukayese yöntemidir. Bu yöntemde muhasım ve kendimize ait platformların; n İmha Kabiliyeti (Silah Tip ve Yükleri, Yeniden Yükleme Gereksinimi) n Savunma Kabiliyeti (Soft ve Hardkill, Y/S-NBC, Paket Taarruz Doyma Noktası, RCS Etkinliği) n Keşif/Gözetleme ve Komuta/ Kontrol Kabiliyetleri n Manevra Kabiliyeti (Sürat, Sığa(Yakıt İkmal İhtiyacı) gibi parametreler kullanılarak mukeyse gerçekleştirilebilir. Genel olarak halihazırda, elimizde bulunan Harp Oyunu Veri Tabanlarında bu bilgiler mevcut olup, daha isabetli sonuçlar verecek şekilde detaylandırılıp geliştirilebilir. Operatif Karar Destek Sistemi Konsepti Dolayısıyla, keşif gözetleme gayretlerine bağlı olarak muhasım ve dost birliklerin güncel mevkileri ve kimliklerine bağlı olarak oluşturulan Tanımlanmış Taktik Resim bağlamında iki kuvvetin gerçek veya gerçeğe yakın zamanlı teşhis edilen birimleri arasında, platform harp imkan ve kabiliyetlerine bağlı olarak bu mukayese değerleri de coğrafi etkilerle birlikte değerlendirilerek, nihai nispi harp etkinliği mukayesesinde, dinamik veriler ile yer alabilecektir. Şu ana kadar örneklerle açıklanan ana fonksiyon alanları üzerinden bakıldığında; Coğrafi Analiz, Platform Kabiliyetleri, Konuş Durumu, Alt Yapı, diğer etkiler) ifadesinde gösterildiği şekilde, GK/GG/GB karargahlarında Savaş Yönetim Sistemi ile iştirak halinde sahadaki gerçek zamanlı veri ve parametreleri kullanarak, pozitif (numerik, amprik) fonksiyonlara bağlı dinamik harekat sahnesi/kuvvet mukayesesi yapabilecek bir karar destek sistemi oluşturulabilecektir.

13 DOSYA 13 KÜDENFOR 'Deniz Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler' Çalıştayı Güçlü Donanma, Güçlü bir Türkiye! Dosya Fotoğraflar: Ekrem Şerif Egeli Savunma Sanayi Müsteşarlığı himayesinde, Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR) danışmanlığında ve ASELSAN koordinatörlüğünde 8 Mart 2017 günü Rahmi M. Koç Müzesi Konferans Salonu nda Deniz Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler konulu bir çalıştay organize edildi. Çalıştaya, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Deniz Araçları Daire Başkanı Alper Köse, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Murat Üçüncü, ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kaval, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Ahmet Çakır, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, BAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Güngör, Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi Komutanı Müh. Albay Mustafa Civelek ile TÜBİTAK, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, METEKSAN, Koç Bilgi ve Savunma Teknolojileri, STM, OTOKAR, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU Mind), HOYTEK, DESİSTEK, Türk Loydu, SEFT, ARMELSAN, TEKNOPARK mühendis ve temsilcileri, üniversitelerin mühendislik fakültelerinden dekan ve öğretim üyeleri ile emekli Amiraller, KÜDENFOR Danışma Kurulu Üyeleri, deniz subayı mühendisler ve basın mensupları olmak üzere 174 katılımcı iştirak etti. KÜDENFOR Kurucu Direktörü Amiral Cem Gürdeniz in Deniz Savunma Sanayinin jeopolitik önemine vurgu yapan açılış konuşması ile başlayan çalıştayın ilk paneli "21 inci Yüzyıl Türk Deniz Savunma Sektörü ve Rekabetçi yaklaşımlar oldu. İkinci panelde "21 inci Yüzyıl Deniz Harekât Sahasında Yükselen Teknolojiler konusu incelenirken son panel "Değişen Paradigma: Sualtı Yüzyılı-Tanımlanmış Sualtı Resmi (TSR) konusunda icra edildi. İlk kez Savunma Sanayi Müsteşarlığı himayesinde, ASELSAN koordinesinde icra edilen KÜDENFOR çalıştayında özellikle başta sualtı teknolojileri olmak üzere deniz savunma sanayinin tüm alanlarında Türkiye de öne çıkan tüm kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları bir araya getirilerek, küresel çapta deniz savunma sanayinde her geçen gün önem kazanan, oyun değiştirici ve kuvvet çarpanı rolündeki silah, sensör, komuta kontrol ve durumsal farkındalık teknolojileri uzmanları tarafından çok boyutlu tartışıldı. Çalıştay dosyamızda kurumların yaptıkları sunumlara kısaca yer vereceğiz. SAR BOAT DOUBLE ENDED PASSENGER FERRY CARBON COMPOSITE CATAMARAN PASSENGER FERRY BUNKER & SUPPLY VESSEL ÖZATA TERSANESİ Hersek Mah. Hersek Sok. No:65 Altınova Yalova/TÜRKİYE P: (3 lines) F: / info@ozatashipyard.com

14 14 DOSYA Emekli Amiral Cem gürdeniz: / Küdenfor Değişen Deniz Teknolojileri Paradigması Savunma sanayi müsteşarlığı orkestrasyonu altında deniz kuvvetleri ve ulusal olanaklarla başarılan ilk milli gemi projesine, daha sonra sivil tersanelerde üretilen kendi dizaynımız pek çok savaş gemisi eklendi. Silah, sensör, komuta-kontrol, yardımcı sistemler, yangın/yara savunma ve diğer destek sistemlerinin yerli sanayi kuruluşları tarafından inşa edilmesi önemli bir gelişme. Savunma sanayinde birleşenler kazanıyor. Aynı yetenek veya platformu üreten küçük çaplı pek çok firma yerine savunma sanayi maestroluğunda rol paylaşımına yönelik harmonik bütünleşmeler geleceğimiz açısından çok önemlidir. İhtisaslaşma, araştırma ve geliştirmeye yönelik bütçe artımı yurt dışındaki rekabet gücünü artıracaktır. Savunma sanayi müsteşarlığının siyaset üstü bir kurum olarak güvenilir arabulucu ve yönlendirici rolü tüm zamanlardan daha önemlidir. Avrasya nın jeopolitik çekim merkezinde, bulunduğumuz yarımada coğrafyası bir deniz devleti olan Türkiyemizin deniz gücünde değil gerileme, duraksamasına bile izin vermez. Bu coğrafyada savunma, güvenlik, refah ve mutluluğumuz denizlere tam bağımlıdır. Bu gerçeği göremez isek tarih tekrar eder. Denizden istilalar kaçınılmaz olur. Deniz jeopolitiğinde onarılmaz yaralar almaya devam ederiz. 20 Temmuz 1974 sabahı 35 parça çıkarma gemimiz olmasaydı bugün ne KKTC vardı, ne de Kıbrıs Türk ü. Küresel, kıtasal ve bölgesel stratejik değerlendirmeler ile teknolojik değerlendirme ve öngörü sürecini bir araya getirmek hedeflenmelidir. Dr. Tuba AKINCILAR TAN / ASELSAN Deniz savunma alanında akıllı platformlar "Gemi sanayini esas olarak değiştirecek olan şey insansız gemilerdir. Burası, geminin ne olduğunu yeniden tanımlama şansı bulacağımız yerdir. Neyse ki, diğer endüstriler entegre ve bağlantılı sistemlerin yolunda çok daha hızlı ilerlediler ve denizcilik alanından önce Akıllı Çağ a girdiler. Böylece, onların hatalarını öğrenerek özellikle sistem mimari tasarımında bu hataları dikkate alabiliriz. Gelecek 20 yılda, büyük veri, bulut bilişim, siber fiziksel sistemler, RFID çipler gibi yeni teknolojilerin varlığı ve makineler arası haberleşme gemi dizaynı ve operasyonlarını derinden etkileyecektir. Akıllı gemi konsepti; yeni nesil veri yönetimi, karar destek, otonom ve uzaktan kontrollü e-seyir, operasyonel optimizasyon, gelişmiş platform yönetimi ve ileri seviye haberleşme gibi konuları içermektedir. Akıllı gemi teknolojisinin içerisinde; Gemi Sevk Kontrol Yazılımları, Giyilebilir Teknolojiler, Etkin gemi tasarımı, veri dağıtım sistemleri, sualtı ve suüstü iletişim sistemleri, karar destek algoritmaları, sualtı tespit ve sınıflandırma algoritmaları, gerçek zamanlı gemi modeli, seyir emniyeti karar destek algortirmaları, otonom platform ve seyir algoritmaları ve Torpidolara karşı savunma sistemleri bulunmaktadır. Ayrıca; akıllı sensörler, büyük veri, nesnelerin interneti, veri madenciliği, derin öğrenme, telemetre, robotic, uydu haberleşmesi gibi önümüzdeki dönemde doğacak ve gelişecek teknolojilere de ağırlık verilmelidir. Endüstri 4.0 denizciliğe çok önemli katkılar sağlayacak bir teknoloji devrimi olduğunu ifade etmeliyiz. Bu doğrultuda geliştirilecek Denizcilik 4.0 ın Donanma ya uygulanması büyük önem arz etmektedir lerde Mekanik güç (Buhar Makinesi), 1900 lerde Seri Üretim, 1970 lerde Bilgisayar Tabanlı Kontrolün yerini 2010 larda artık Robotik, Siber- Fiziksel Sistemler almaktadır. Buna dikkat ederek çalışmalarımızı bu alanlarda yoğunlaştırmak gerekiyor. MUSTAFA KAVAL / ASELSAN Deniz Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler Çalıştayı 21. yy'da tarih denizde yazılacak Dünyada harp ortamı ve çeşitleri değişiyor, bu değişime uyum sağlayabilenlerin varlıklarını sürdürebileceği görülüyor. Bu sebeple oyun değiştiren teknolojik gelişme ve ürünler konusunda yatırımlar artırılmalıdır. Ancak, mevzuat dahil bir takım değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. İhtiyaç makamları ile sanayinin yüksek seviyede etkileşimi ve ülke kaynaklarının verimli kullanımı ulusal/ uluslararası rekabet gücü için önemlidir. Deniz Savaş/Görev Sistemleri ileri teknoloji ve karmaşık sistemler sistemidir. Türkiye, deniz savunma sistemlerinin tüm kademelerinde kritik teknoloji, ürün ve altyapılara sahip olmalıdır. Bu amaçla ASELSAN A.Ş. ye önemli görevler düştüğü bilinmektedir. Bu doğrultuda şu an, Aselsan bünyesinde toplam 5132 çalışanla faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Sahip olduğumuz 5 AR- GE merkezinde 3000 den fazla mühendis çalışmalarına devam ediyor. Aselsan; kara, deniz, hava ve uzay platformları için her türlü teknolojik gelişmeyi yakından takip eden, sadece teknolojiyi kullanan değil, aynı zamanda geliştiren ulusal ve uluslararası işbirliği ortamında aktaran/satan bir modelde faaliyetlerini sürdürmektedir. Modern tarih boyunca yaklaşık her yüzyılda bir güç daima denizlerde el değiştirmiştir. Enerji sektörünün ihtiyacı olan ham petrolün yüzde 98 i ticari yüklerin ise yaklaşık yüzde 85 i deniz yoluyla taşınmaktadır. Yılda 5 bin denizcilik şirketi 200 ana rotayı izleyerek 20 bin liman arasında 9,5 milyar ton civarında yük taşımaktadır. Deniz taşımacılığı demiryolu taşımacılığından 4, kara ulaşımından 7, hava ulaşımından 21 kez daha ucuzdur. Ham petrolün yaklaşık yüzde 30 u ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 50 si denizler altından çıkarılmaktadır. Güney ve Doğu Çin Denizleri'nden Doğu Akdeniz e; Kuzey Buz Denizi'nden Antarktika ya kadar her bölge değerli kaynak ve madenlerin paylaşımlarındaki mücadele yeni ihtilafların kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır, çıkacaktır. 21. yüzyıl bir kez daha tarihin denizde yazıldığı bir yüzyıl olacaktır. Dünya (ABD, Çin, Rusya, İsrail, İngiltere, Hindistan vb.) 2050 ye ve muhtemel deniz savaşlarına hazırlanmaktadır. Ülkeler bir yandan (özellikle denizaltı) filolarını genişletirken bir yandan da yüksek teknolojilere yatırım yapmaktadır. Özellikle; Görünmezlik Teknolojileri, Sualtı Teknolojileri, Drone ve Robot Teknolojileri, Akıllı ve Otonom Deniz Araçları gibi konulardaki teknolojik çalışmalar son yıllarda hızla artmıştır. Deniz savunma sektörünün merkezi İstanbul da daha geniş kadro ile planlı ve organize şekilde yapılanarak sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak yeni alt yapıların kurulması için göreve hazırız. Sincerely Professional

15 DOSYA 15 N. Burak Karahanoğlu / BİLGEM Bilişim Teknolojileri Enstitüsü Teknolojik ve konjonktürel gelişmeler, sualtı hakimiyetinin önemini artırmaktadır. Gerek terör saldırıları, gerekse gelişen teknoloji ile ortaya çıkan gelişmiş platformlar, dünyada tehdit oluşturmaktadır. Sualtında tehdit oluşturabilecek unsurlar ise, genel olarak; Sessiz, zor tespit edilen, modern sensör ve sistemlere sahip gelişmiş D/A platformları, mini denizaltılar, intikal araçları, dalgıçlar, otonom araçlar ve mayınlar şeklinde sıralanabilir. Potansiyel olarak büyük tehdit oluşturabilecek bu unsurların erken tespit ve teşhisi büyük önem taşımaktadır. TSR, belirli bir alanda bulunan unsurların tespit, teşhis ve tehdit analizini içeren sualtı taktik resmidir. Çok sayıda farklı sensör ve platform aynı ağa bağlı. Suüstü, sualtı ve havada insansız otonom sistemlerin gittikçe önem kazandığını görüyoruz. Her bir platform, ağa bağlı bir sensör gibi davranıyor ve bu modüler ve açık mimari genişleyebilirlik sağlıyor. Ortak arayüzler sayesinde üretilen veriye bütün katılımcılar tarafından ulaşılabiliyor. Farklı nodlardan gelen veriler uydu aracılığı ile merkeze iletiliyor. Merkezde bu verilerin analizi ve değerlendirilmesi sonucunda tanımlanmış sualtı resmi oluşturuluyor. Bu TSR ile tehditler belirleniyor ve gerekli operasyonel kararlar uydu aracılığı ile görev gruplarına iletiliyor. TSR nin içerdiği bilgiler arasında; hedef listesi, sınıflandırma bilgileri, hedeflerin davranışları ve takip kararları bulunuyor. Bu bilgilerin temini için: ISR adımları bir döngü içinde zamanında ve etkili olarak sürekli uygulanır. Emre EGE / DESİSTEK Otonom sualtı görev unsurları için yeni nesil teknolojiler Sualtında robot sürüleri ve uygulamaları ile birden fazla sualtı aracının beraber iş birliği içerisinde çalışabilmesi amaçlanıyor. Burada; homojen, aynı tip araçlarla, Heterojen, sualtı sensörleri, AUV ler, ROV lar, Glider lar öne çıkan konular arasında. Sualtındaki robot sürüleriyle örneğin; okyanusta bir uçak kazası arama kurtarma çalışmaları mümkün. Kara sularının gözetlenmesi, şamandıraların aralarında görev yapan Glider lar, sualtı sensörleri ağı, sualtı haritalama ve görüntüleme imkanları, AUV & ROV veya balık çiftlikleri ve balıkçılar için stok ve kaynak gözleme gibi görevler mümkün. Bu teknolojilerin geleceği için İtalya da ön çalışmalarına başlandı. Sualtındaki podların içerisinde çeşitli çalışmalar yapılıyor. Seralardaki ısıtma ve sulama ihtiyacının sualtında olmaması önemli bir avantaj. Gelecekte tarım işçisi olarak ROV kullanımı yaygınlaşacak. Ayrıca sualtında dalga enerjisiyle, suüstünde güneş enerjiyle çalışan, sensör taşıma amaçlı AUV ler yaygınlaşabilir. SUAT GENÇ / TÜBİTAK Araştırma destek programları Araştırma Destek Programları (ARDEB) programımız çerçevesinde, farklı alanlarda başlıca 10 adet araştırma destek grubu bulunuyor. Bunları; Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek grubu (SAVTAG) önemli bir yer tutuyor. SAVTAG'a makine teçhizat, sarf malzemesi; hizmet alımı; saha çalışması; kongre/ konferans katılımı; proje sonuçları paylaşımı; bursiyer ve yardımcı personel gibi destekler sağlıyoruz. SAVTAG, 21 Ocak 2006'da kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı MSB, SSM ve Başbakanlık tarafından bildirilen Savunma, Uzay ve Güvenlik Ar-Ge proje önerilerinin projelendirilmesi, yürütülmesi ve sonlandırılması faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. SAVTAG her koşulda firma önceliğini değil, ülkemiz için ihtiyaç önceliğini esas alarak faaliyetlerini yürütmektedir. İlgili projeler ilk etapta kurumdan gelen ihtiyaca göre yayınlanan çağrı dökümanıyla başlar. Bize ulaşan proje önerilerinde AR-GE niteliği olması şartı aranır ve öneriler araştırma grubumuz tarafından format açısından incelenir. Bu noktada; çağrı dökümanına uygun bulunmayanlar Grup Yürütme Kurulu (GYK) kararıyla iade edilir. Ön değerlendirme sonucunda uygun olduğu tespit edilen proje önerileri, komisyon değerlendirmesine alınır. Değerlendirme sonucunda proje önerileri uygun bulunan Proje Yöneticisi Kuruluş/ Proje Yürütücüsü Kuruluş (PYÖK/PYK) lerden, 2. aşama proje önerisi hazırlamaları istenir. Sunulan proje önerileri, komisyon kararına uygunluk açısından grup tarafından incelenir. Uygun bulunmayan projeler, panel değerlendirmesine alınmadan GYK kararıyla iade edilebilir. 2. aşama proje önerileri panel aşamasına alınarak panelistler tarafından değerlendirilerek puanlanır. Gerekli hallerde revizyon istenebilir. SAVTAG GYK panelist puanlamalarını dikkate alır ve yürütücü kuruluş seçim kararı verilir. Proje maliyet unsurlarının değerlendirildiği bütçe paneli gerçekleştirilerek, bütçe son halini alır ve sözleşme imzalanır. Değerlendirme ve yürürlüğe alma süreci geçildiğinde projenin izleme süreci başlar. Grup Yürütme Kurulu tarafından atanan proje izleyicileri projeyi takip eder. PYK tarafından gelişme raporu çerçevesinde proje sürekli gözlem ve inceleme altında tutularak hedeflere ulaşılmasına katkı sağlanır. Bugüne kadar SAVTAG tarafından başlatılarak sonuçlandırılmış pek çok proje bulunuyor. Bunlar arasında; GÖKTÜRK-2 projesi, Sentetik Açıklıklı Radar, Milimetrik Dalga Radar Teknikleri, Isıl PİL gibi projeleri sayabiliriz.

16 16 DOSYA Volkan Görsel / ROKETSAN Yeni nesil torpido sistemlerinde son durum Yeni nesil torpido sistemleri ile ilgili teknoloji ve çalışmaların analizi yapıldığında Platform-merkezli yerine Ağ-merkezli (Network-centered) sualtı harbi dikkat çekiyor.tüm safhalarda taktik sahaya ait verinin platformlar arasında paylaşılması ve karar vericilerin platformlardan bağımsız olarak süreci yönetebilmesi ön görülüyor. Bu yeni sistemler; sahadaki her bir platformun tüm taktik sahneye uygun olarak davranış geliştirmesi olanağı veriyor. Ağ merkezli harp konsepti keşif/ tespit/sınıflandırma seviyesinde uygulanmaktadır. Suüstü ve hava platformları ile sualtı platformları arasında veri paylaşımı konsepti de uygulamaya alınmaktadır. Yeni nesil Güdümlü Mermi (G/M) Kapsülü konseptinde günümüzde; Kovandan çıkış ve kanatçıkların serbest kalması ve Fırlatıcının ayrılması ve füzenin seyir fazına geçilmesi mümkündür. Fırlatıcılar, yüksek tahrip gücüne sahip G/M lerin D/A lardan atılabilmesi amacıyla kullanılır ancak kapsülün elektrik motoru yoktur ve tamamen statik hidrodinamik kuvvetlerin etkisi ile seyir yapar. Ayrıca, G/M nin atılma noktası, denizaltının bulunduğu yer ile sınırlıdır. Yeni nesil G/M kapsülünde gelecekteki konseptin içerisinde; Kontrol tahrik sistemi, batarya, görev bilgisayarı, ataletsel ölçüm birimi ve sevk sistemi eklenerek menzil artırımı bulunuyor. Ayrıca; Denizaltı gizliliğinin korunması, Harekat sahasının optimal kullanımı, Ani Saldırı kabiliyeti, sınırlı reaksiyon zamanı, Sualtı/ suüstü yörünge/konsept optimizasyonu gibi unsurlar gelecekte G/M kapsüller için yapılan çalışmalar arasında bulunuyor kts hızında seyir yapabilen kısa menzilli torpido Süperkavite Torpido; D/A lara ve S/Ü gemilere karşı, tepki verme fırsatı verilmeden ani hücum amaçlı kullanılır. Çok yakında aniden tespit edilen denizaltılara karşı ani tepki ile Torpidolara karşı-tedbir amaçlı atım yapabilmektedir. Ancak; sebep oldukları yüksek gürültü eşiği sebebiyle akustik algılayıcılardan mahrumdurlar; bu algılayıcıların yerleşebileceği yüzeyler de çok kısıtlı ve uygunsuzdur. Denizaltından ayrılıştan itibaren yaydıkları yüksek gürültü sebebiyle denizaltının yerini belli etme riski mevcuttur. Gelecekte, Süperkavite Torpidoların daha yüksek enerji kapasiteli (daha uzun süreli) yakıt kullanımı amaçlanıyor. Hedef tespiti mümkün ise hibrid itki sistemi (başlangıç seyir fazında geleneksel motor, hedef tespiti ile roket motorunun devreye girmesi) ve hedef tespitini mümkün kılacak algılayıcıların yerleştirilmesi probleminin çözülmesi (ör. Barracuda da Alman'ların burun diskine ve kanatlara algılayıcı yerleştirme çalışmaları) için çalışmalar yapılıyor. Ayrıca, denizaltı konumunun tespitine sebep olmayacak kovan çıkışı itki sistemi tasarımı, kontrolü kolaylaştırmak ve kavitasyon zarfını korumak için kontrol yüzeylerine ilaveten vektör-kontrollü itki sağlayıcıların kullanılması ve derinlik kısıtını aşmak için şiddet ayarlı kavitasyon üreteci tasarımı var olan sorunların çözümüne ilişkin çalışmalar arasında yer alıyor. Sonuç olarak, gemilerin mevcut/konvansiyonel özsavunma ve hava savunma sistemleri sesüstü taarruz sistemlerine karşı tedbirde yetersiz kalmaktadır. Savunma doktrinlerinin ve taarruz sistemlerinin asimetrik tehdide karşı revize edilmesi gerekmektedir. Hempaguard Hempaguard is recommended for any type of vessel with any trading pattern as well as during extended idle periods. We believe that nothing compares with the Hempaguard fouling defence system. hempaguard.hempel.com Can Emre Bakım / METEKSAN Sualtında geniş alan kaplaması Dünyada ilk denizaltı Tahtelbahir i 1719 yılında Osmanlı Devleti üretmiştir lü yıllara geldiğimiz zaman sualtını görüntüleme ihtiyacı oluştu ve sonar sistemleri doğdu. Dünyada bilinen ilk Taktik Sualtı Resmi (TSR) uygulaması Sosus dur. Denizaltılarına karşı savunmasız olduğunu farkeden ABD, soğuk savaş zamanında bu uygulamayı geliştirmiştir. İlk başarılı Sosus istasyonu 1952 yılında inşa edilmiştir. 40 adet hidrofon içeren 2,5 km'lik bir dizinden oluşmaktadır. Başarısından sonra ABD, 30 noktaya istasyonu inşa etmiştir. Kullanılan sensörler, klasik sensör dediğimiz, suda yayılan yani basıncı elektriksel sinyale çeviren sensörlerdir. Üçgenlenme dediğimiz yöntemle izinler oluşturuyoruz. Güncel TSR sistemlerinin Asya-Pasifik Bölgesinde örnekleri mevcut. Japonya 2013 itibariyle ABD ile işbirliğine gitti. Burada amaç; Güney Çin Denizi altındaki denizaltı hareketlerini anlamaktı. Hindistan da benzer iş birliğine gidildi. Çin 2016 da bir Sualtı Çin Seddi adında sualtı görüntüleme sistemi üzerine çalıştıklarını belirtmişlerdir. Artık eski sensörlerin yerini yeni nesil sensörler - fiber optik akustik sensör almıştır. Buradaki kritik faktör, yurt dışından bizim bunları tedarik etmek istediğimiz zaman, hiçbiri fiber optik akustik sağlamıyor. Vektör sensörlerden de piyasadan düşük adette elde edilebiliyor. Fiber optik akustik sensörlerde Mandrel Tabanlı ve FBG Tabanlı tasarımlar olarak da iki farklı tasarım yapılabilmekte. Tasarımlar çok düşük frekanslarda çok yüksek algılama yapabiliyor. FBG tabanlı sensörler şehir hareketini algılamakta yani sismik hareketlerde çalışmaktadır. Biz, Mandrel tabanlı olanların hassasiyeti daha yüksek olduğu için genelde kullanıyoruz. Fiber optik sensörün en önemli özelliklerinden biri de üzerinde aktif eleman bulunmamasıdır. Böylece, bu sensör yüzlerce kilometre uzaklığa koyulduğunda üzerine hat çekilerek algılama yapılabiliyor.

17 DOSYA 17 Emre Yüce / Havelsan Yeni Nesil Siber Teknolojileri ve Savaş Sistemleri Havelsan; milletimizin öz sermayesi ile 1982 de kurulmuş, lider teknoloji firmasıdır. Havelsan, hem yurt içinde hem yurt dışında askeri, kamu ve özel sektör için özgün sistemler geliştiren, günümüzün en son teknolojileri ile akıllı çözümler sunan Türkiye'nin entegratör şirketi olduğunu söyleyebiliriz. Havelsan ın dört ana faaliyet alanı arasında; Komuta Kontrol Savaş Sistemleri, Eğitim ve Simülasyon Teknolojileri, Anayurt ve Siber Güvenlik Çözümleri ve Yönetim Bilgi Sistemleri bulunuyor. Bugüne ve özellikle geleceğe damga vuracak siber sistemler ve saldırılar konusunda; siber savaşın, diğer savaş alanları ile benzer askeri imkan ve kabiliyetlere gereksinim duyacağını belirtmek gerekiyor. Siber savaşın faktörleri arasında ortam, erişim, taktik, silahla, insan gibi faktörler yer alıyor. Bu alanda geliştirilen teknolojier geleceğin harp sistemlerini de önemli ölçüde etkileyecek. N. Burak Karahanoğlu / HOYTEK Otonom Deniz Görev unsurlarının Taktik sualtı resmine katkısı 20 yılı aşkın süredir yüksek teknoloji ile uğraşan ekip tarafından 2015 yılında kurulan Hoytek, Uzaktan kumandalı sualtı sistemleri (ROV), Otonom sualtı sistemleri (AUV) ve coğrafi bilgi sistemleri konusunda ürünler ve çözümler geliştirmektedir. Otonom Sualtı Aracı; suüstünde herhangi bir bağlantısı olmayan ve operatörden bağımsız (Otonom)Sualtında kendi kendine hareket edebilen araçlara Otonom Sualtı Aracı denmektedir. Bunlar; üzerindeki sensörlerden gelen bilgilerle belli aksiyonlara karar verebilen ve bu aksiyonları uygulayabilen ve belli görevleri gerçekleştirebilen robotlardır. Sonar datası toplayarak dip haritası çıkarır ve mayın tespitinde, sualtı harita çıkarmada, petrol ve gaz aramalarında kullanılır. Denizaltılardan bırakılacak AUV lerin alan taraması yapıp otonom olarak geri dönmesi bu araçların gelişimi açısından önemli. Gelecekte AUV lere göre dizayn edilen denizaltılar görebiliriz. Tamamen otonom mayın tarama ve temizleme yapabilen araçlar bu teknolojinin vizyonları arasında bulunuyor. Ayrıca AUV lerin suüstü ile haberleşmesinin ilerletilmesi konusundaki çalışmalar da sürüyor. Dünyada tüm bu gelişmelerin arasında Türkiye nin Vizyonu AUV konusunda yurt dışından bağımsız olunması mutlaka bulunmalıdır. Ayrıca; Milli insansız sualtı aracı geliştirilmesi projesine çok kısa süre içerisinde başlamamız gerekiyor. Bunların yanı sıra; sualtı araştırma, arkeoloji ve haritalama, Otonom mayın karşı tedbirleri konsepti geliştirilmesi ile Denizaltı ve AUV ortak konsept oluşturulmasına önem vermeliyiz. Ahmet Ceyhun İLGÜY / ARMELSAN Platformlardan Sualtı gözetlemesinin Taktik Sualtı Resmine katkısı Suüstü platformlarından yapılan sualtı gözetlemelerinin Taktik Sualtı Resmine (TSR) katkısı son dönemde üzerinde önemli çalıştığımız bir konu. Burada aktif ve pasif sensörler vasıtasıyla denizaltı, mayın ve torpidoların tespiti amacıyla çok çeşitli teknolojiler kullanılıyor. Teknolojik gelişmenin odaklandığı noktalar arasında suüstü gemileri (DSH) denizaltılar, mayın, torpido, sabit montajlı aktif sonar ve çekili aktif ve pasif dizinler bulunuyor. Denizaltılar pek çok pasif sensörler ile donatılmış ve suüstü ve sualtındaki en önemli oyuncudur. Üzerlerindeki teknolojik cihazlar sayesinde TSR yi tek başlarına dahi oluşturabilirler. Denizdeki en karışık konuların başında gelen TSR ye pek çok unsur katkıda bulunabiliyor. Öncelikle harekat unsurları; sualtı ortamının modellenmesi için tüm şartlar analiz edilerek sensörlerden alınan bilgiler harmanlanarak değerlendirilir. Frekanslar ve su şartlarına bağlı olarak çeşitli teoriler kullanılıyor ve buna bağlı olarak tehdit ve tespit tezleri çıkartılır. Armelsan olarak, 3 farklı sistemle çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Bunlardan birincisi DSH maksatlı aktif sonarla tespit, izleme ve sınıflandırma sistemi. Bu sistem içerisinde tarama, zum, ses analizi, vaziyet zaviyesi tahmini yapmayı hedefliyoruz. Özellikle düşük süratte seyreden denizaltının çevresinde dönen denizaltı veya botu askıya almış denizaltlarının tespit ve izleme yapması amacıyla vaziyet zaviyesi buluyoruz. Bu sistemleri yaparken kullandığımız donanımlar da gitgide kompakt hale geldi. Pasif sonar sınıflandırma ise, araştırma merkezinin kurulduğu zamanlarda, özellikle sonoboylardan alınan sinyallerin pasif olarak sınıflandırılmasına ilişkin geliştirme süreci uzun yıllardır devam ediyor. Amacımız tam otomatik ya da yarı otomatik sınıflandırma imkanları sağlamak. 3'üncü olarak portatif dalgıç tespit sonarı ile belirli bölgeler veya limanlarda bulunan gemileri korumak amacıyla sistemler geliştiriyoruz.

18 18 DOSYA Sinan TOPUZ / MİLSOFT Küresel ve Bölgesel Deniz Savunma Sanayi Durum Tespiti Bir geminin kullanım ömrünün yıl olduğu dikkate alındığında yeni teknolojiyle gemi inşa sürecinde dizayn, konsept oluşturma, İhtiyacı inşa kontratına bağlama, bütçeleme, yetki alınması, planların hazırlanması, personel görevlendirme ve değerlendirme gibi süreçlerin tamamlanıp bir geminin faaliyete başlaması için 10 yıl civarında bir süre gerekiyor. Çalışmaların, geleceğin teknolojileri ve ihtiyaçları dikkate alınarak yapılması doğru olacaktır. 71 büyük amfibi gemi faaliyet gösteriyor. 13 yeni amfibi 9 ülkede inşa halinde, 12 si ise plan aşamasında. Gelecek 10 yılda amfibi gemi pazarının 25 milyar dolar olması öngörülüyor. 188 destroyer faaliyet gösteriyor. 39 u inşa ediliyor. Piyasa değerinin gelecek on yılda 37 milyar dolar olması öngörülmektedir. Dünyada 451 (yüzde 47,8 Avrupa- yüzde 23,2 Asya) fırkateyn faaliyet göstermektedir. 69 üretim aşamasında, 26 ülke için 141 adet üretilmesi planlıdır. Gelecek on yıllık piyasa değerinin 63 milyar dolar olması öngörülmektedir. En yüksek üretim planı; 15 adet ile Rusya ve Kanada (31 milyar dolar) geliyor. İngiltere 13 ( ,2 milyon dolar dizayn kontratı, tahmini 13.8 milyar dolar), G. Kore 6 (13,7 milyar dolar), Avustralya 9 (35 milyar dolar) Malezya 6 (LCS)- 2 milyar dolar ve S.Arabistan da da önemli planlama bulunuyor. Bölgesel olarak fırkateynelerin yüzde 47,8 i Avrupa da, 23,2 si Asya Pasifik Bölgesindedir. Gelecek ile ilgili planlarda yüzde 39 Asya Pasifik, yüzde 34 Avrupa, yüzde 14,9 Kuzey Amerika, yüzde 12 Güney Amerika şeklindedir. Batıda; daha az gemi daha fazla çok maksatlı gemi anlamına gelmektedir. Güncel olarak İspanyollar ın Navantia Avente 2200 ü S. Arabistan a satmak için yoğun çaba içinde. Malezya nın LCS adını verdiği 6 gemisi de 2 milyar dolarlık bütçe ile 6 gemisini 2019 dan itibaren faaliyete geçirecek. İngiltere de BAE ihaleyi 2012 de aldı. İlk gemi 2021 de göreve başlayacak. 264 korvet faaliyet gösteriyor. 40 adet üretim halinde ve şu an 15 ülke için 65 adet korvet inşası planlanıyor. Üretimi yapılanların ederi 3,2 milyar dolar iken planlananların maliyeti 5,2 milyar dolara ulaşıyor. Güncel üretim planının yüzde 65 i Asya Pasifik, yüzde 20 si Avrupa, yüzde 15 i Orta Doğu ve Kuzey Afrika, yüzde 12,3 i Latin Amerika da bulunuyor. Savaş Gemisi piyasasının gelecek 10 yıllık değerinin 157 milyar dolar olması bekleniyor. Dünya da 451 denizaltı mevcut. Halen 69,3 milyar dolarlık proje devam ediyor. Bunlar arasında 12 gemilik Avustralya projesi 37,5 milyar dolarla büyük çaplı bir proje. Hindistan 2030 için 24 denizaltı planlıyor Tayland ilk denizaltısını 385,5 milyon dolara Çin den satın aldı. Pakistan Çin den 8 adet Tip 039 A sipariş etti. Bangladeş Çin den iki adet Tip 35 alıyor. İsrail envantere girecek son denizaltı ile 3 ü AIP li 6 denizaltısı olacak da dünyadaki denizaltıların yarısı Asya Pasifik bölgesinde faaliyette olması bekleniyor. Kimse elektronik harbin unutulduğunu düşünmesin. Rusya nın özellikle Ukrayna silahlı kuvvetlerini Elektronik Harp ile kör ve sağır bırakması, Ukrayna birliklerinin ne yapacaklarını bilememesi mutlaka not edilmelidir. Ruslar, Ukrayna İnsansız Hava Araçlarını, radarlarını ve iletişimlerini kullanılmaz hale getirdi. Çünkü Ukrayna Silahlı kuvvetleri her şeyin normal gideceği şartlara göre cihazlarını ve eğitimlerini yapmışlardı. Rusya aynı beceriyi Suriye de de gösterdi. Rusya 2020 ye kadar EH birlik ve ekipmanını yenilemeyi planlamaktadır. Bu arada karıştırma tehdidini ne kadar kuvvetli algılandığı DAR- PA nın geliştirdiği projeden görülebilecektir. Tabii bu hususların kara gücünü özel olduğunu düşünmek saflık olur. Türkiye nin sorun yaşayabileceği diğer ülkelerin de geri kalmak istemeyeceklerinin altını çizmek gerek. Kısaca ilk bakışta mücadele başladıktan sonra, EH in sonucu olarak karanlıkta kalan dolayısı ile kendi kendine karar veren sistem ve inisiyatif sahibi komutanlardan bahsetmekte fayda var PİYASA TAHMİNLERİ n E/H Sistemleri Milyar USD n Komuta Kontrol Sistemleri 14 Milyar USD n Güdümlü Mermi 29 Milyar USD n Sonar 4 Milyar USD n Top Sistemleri 18.7 Milyar USD n Programlanabilir Telsiz Milyar USD n Radar Sistemleri 13.4 Milyar USD n Güdümlü Mermi 10 yılda kümülatif harcanacak miktar 287 milyar dolar. M. Arif Alcar / STM Uzay mekiğinden sonra üretilen en karmaşık araç: Denizaltı Varlığı bilinen ancak nerede olduğu bilinemeyen bir denizaltının yarattığı tehdit algısı karşı tarafın denizaltıyı bulabilmek veya etkisiz hale getirebilmek için aşırı gayret sarf etmesine, denizdeki birliklerinin hareketlerinin kısıtlanmasına neden olmaktadır. Denizaltı bu etkiyi, bulunduğu her deniz sahasında yaratabilmektedir. Diğer unsurların ulaşamadıkları ileri noktalarda, liman ağızlarında, kanal çıkışlarında blokaj yaratabilmekte, ileri noktalara baskın saldırılar yapabilmektedir. Denizaltılar; çok uzun mesafelere satha bağlı olmaksızın ulaşabilir ve çok uzun mesafelerdeki Deniz, Hava ve Kara hedeflerini vurabilir. Ayrıca, politik alanda kullanılan stratejik silah olması da denizaltıların önemli özellikleri arasında bulunuyor. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte denizaltı yukarda bahsedilen taktik özelliklerine ilaveten stratejik özellikler de kazanmıştır. Artık denizaltılar daha sessiz çalışan ekipmanlar, ses ve titreşimlerin yayılmasını önleyici teknolojiler ve diğer unsurlardan gelen radar ve sonar transmisyonlarının yansımasını önleyici tedbirler sayesinde daha zor tespit edilebilir, havadan bağımsız tahrik sistemleri veya nükleer enerji sayesinde çok uzun mesafelere satha bağlı olmaksızın ulaşabilir durumdadır. Güdümlü mermi, balistik füzeler ile de çok uzun mesafelerdeki deniz, hava ve kara hedeflerini vurabilmektedirler. Tüm bu yeni özellikler denizaltıyı politik alanda da kullanılan stratejik bir silah haline dönüştürmektedir. Bu nedenlerle de henüz denizaltıya sahip olmayan birçok ülke denizaltı silahına sahip olabilmek için çalışmakta, denizaltıya sahip ülkeler ise mevcut denizaltılarını yenilemek ve sayısını artırmak için. Denizaltılar, Uzay Mekiğinden sonra yapılmış en karmaşık araç olarak adlandırılmaktadırlar. Bu karmaşıklığın üstesinden gelebilmek için de daima en son teknolojiye haiz olmaları istenir. Denizaltıları dizayn eden kurumlar daima bu düstur ile hareket ederler. Teknolojilerin denizaltılara uygulanabilmesindeki en büyük kısıtlar güç sistemi, gürültü, ağırlık ve hacimdir. Dolayısı ile aynen uzay araçlarında olduğu gibi teknolojinin denizaltıya sığacak şekilde küçültülmesi, sessizleştirilmesi ve az güç tüketir hale getirilmesi gerekir. Titreşim sönümleme ve aktif gürültü azaltıcı teknolojilerde gelişmeler yakından izlenmelidir. Diğer taraftan, Sualtı Savunma Harbi unsurlarının sahip oldukları denizaltıları tespit teknolojilerinde meydana gelen gelişmeleri karşılayabilmek için denizaltıların gürültü yayılımını önleyen ve sonar dalgalarını emen kaplama ve boyalara olan ihtiyacı artacaktır. Denizlerin derinliklerinde gizlenmekte olan bir denizaltıyı kolaylıkla tespit edecek bir teknoloji henüz bulunamamıştır. Yakın gelecekte de bulunabilecek gibi görünmemektedir. Bu nedenle de denizaltılar halen dünya savaş ve politika sahnesinde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. Hakan Öktem / Koç Bilgi ve Savunma Denizaltılar sessizleştikçe sinyal işlemenin önemi artıyor Şu an, sualtındaki en büyük eksikliğimiz onu yeterince anlayamamak, anlasak da bilgileri bir araya getiremiyoruz. Ancak sualtındaki tüm teknolojik gelişmelerin esas meselesinin, denizaltı savunma harbi olduğunu biliyoruz. Sualtı taktik resminin oluşması için sinyal işlemi olmazsa olmazdır. Denizaltındaki bütün resmi akustik olarak görmeye çalışıyoruz. Akustik olmayan sensörleri ise yardımcı olarak destekliyoruz. Ama sinyal işlemek yetmez, bir araya getirmek ve anlamlandırmak zorundayız. Sinyal işleme dediğimiz problem sualtında çok zor bir iş. Burada tespit, konumlandırma ve sınıflandırma var. Bilgileri bir araya getirmek giderek zorlaşıyor çünkü denizaltı her geçen gün sessizleşiyor. Onları bulmak giderek zorlaştığından ve sensör sistemlerindeki ilerlemeler nedeniyle yeni sinyal işleme teknikleri geliştirmek zorundayız. Sensörler geliştikçe yeni tip sinyal işlemek gerekiyor. Bu konuda yeni teknolojiler kullanılarak farklı sensör tipleri üzerinde çalışıyoruz. Ama etkin bir sualtı çalışması yapabilmek için bilgileri birleştirmeden daha fazla ilerleyemeyiz. Dolayısıyla eğer sinyal işliyorsak platformlar arasında bu bilgileri birleştirmek zorundayız. Örnek olarak, sualtında en çok ihtiyacımız olan şey, veri toplamak ve karar destek unsurları. Mesela, yeni tip mayınlar aylarca aynı yerde duruyor ve sadece üzerinden geçen belli bir tip sensörü algıladığında patlıyor ya da bir mayın düşman bölgesine sessizce gönderilip istediğiniz zaman patlatabilecek teknolojiler geliştiriliyor. Bunun gibi farklı sistemlerle çalışan şamandıralar ve dip mayınlar yeni dönemde yoğunlaşılması gereken konu olarak karşımıza çıkıyor. Milli denizaltı inşası Türkiye de uzun yıllardır konuşuluyor ancak neden yapılmıyor bilmiyorum. Gerekli çalışmaları yapan çok sayıda kurum ve kuruluş var, bu bilgi ve teknolojiler birleştirdiğinde her şey yapılabilir.

19 May 2017 Issue: 113 Turkish Shipping & Economy Newspaper From national ship to national submarine Emphasising its objective of safeguarding the freedom of the seas, the US used to be the world s dominant power; the ruler of the waves controlling the world s trade routes; its position fortified by the nuclear power which in turn enhanced its conventional power. But the first quarter of the 2000 s saw the collapse of historian Francis Fukuyama s end of history thesis. Talk of the center of the new world moving towards Eurasia beganall across the globe. Today, Russia and China are making moves that undermine the US s power. And as always, the seas remain the main scene for shows of power, even in the new world. These shows of power naturally trigger technological innovation, give way to the emergence of new platforms and new weapons: Quantum computers, nanotechnology, hypersonic weapons, directed energy weapons, state-of-the art EM Defense and Support systems, unmanned vehicles, advanced decision support and IT systems, new generation network powered C2 systems, cyber defense/assault technologies and the ever growing range of technological innovations. All of There was a single hegemon in the seas of the world after the cold war: The United States of America, the self-described new Roman Empire these and the continuously rising tension are pushing states to own even more powerful naval forces. In this sense, the maritime defense industry remains a large market, with its importance growing everyday. The estimated volume the maritime industry will reach between the years 2013 and 2030 is 800 billion dollars. Over the next decade, the expected volume for amphibious warships is 25 billion dollars; 37 billion dollars for the destroyer market and 63 billion dollars for frigates. The 2016 volume of the submarine market was 22.8 billion dollars, with this amount expected to reach 22.8 billion in Turkey is prepared to export to the global defense industry market with its domestically designed national warship MİLGEM and other above water craft. However, the field of war is changing everyday and every new development increases the importance of secrecy. The key area for this secrecy will be underwater equipment and craft in the 21st century. Submersible communication networks, long-range torpedoes and dozens of unmanned underwater craft that communicate seamlessly with one and other.. As acoustics has not been replaced with a new energy system just yet, this secrecy will continue to serve both as an advantage and the worst nightmare for the world s naval forces. The future will be shaped underwater! New equipment that offers more powerful command control systems and ensures secrecy in communications will create disproportional differences. And the Turkish Naval Forces, which has done a completely correct reading of the new situation, has combined its understanding of the new era with its vision for a National Submarine. We are already seeing the national submarine MİLDEN submerging into the waters! Liquid Robotics, Boeing demonstrate warfare capabilities Liquid Robotics and Boeing have for the first time used a network of persistent unmanned surface vehicles (USV) to detect, report and track a live submarine in a naval demonstration. Four Sensor Hosting Autonomous Remote Craft (SHARC) were deployed off the coast of Northern Scotland during the British Royal Navy s Unmanned Warrior 2016 demonstration. The autonomous surface vehicles used advanced Boeing acoustic sensors in the live anti-submarine warfare (ASW) mission. Over the two-week demonstration, the SHARCs detected and tracked an advancing unmanned underwater vehicle and a manned diesel submarine. The SHARCs provided detailed and actionable intelligence to commanders through more than 100 automated contact reports, proving the USVs efficacy to autonomously conduct ASW missions and exchange data in real time. The Boeing and Liquid Robotics team are redefining the state of the art for autonomous maritime warfare, said Kory Mathews, Vice President, Autonomous Systems for Boeing Defense, Space & Security. Our work during Unmanned Warrior demonstrates without a doubt the practicality of using autonomous systems to provide real-time actionable intelligence to our warfighters. In addition to the ASW mission, two SHARCs equipped with meteorological and oceanographic sensors were deployed to the North Atlantic to gather data that ultimately contributed to sensor prediction models for Unmanned Warrior and Joint Warrior, a major biannual collective training exercise also hosted by the Royal Navy. The SHARCs operated 24/7 in harsh conditions unfavorable for manned operations waves in excess of 6.6 meters and winds of more than 60 knots to autonomously provide real-time data on the weather and ocean conditions critical to the safe operation of the Unmanned Warrior systems. May 2017

20 20 NEWS Birns connectivity solution for DeepFlight new submarine Birns Inc. has been selected by DeepFlight, a manufacturer of personal submarines, to supply a range of custom penetrator assemblies for its newest submarine model, the DeepFlight Super Falcon 3S. The custom penetrators will be crafted from anodized aluminum and rated to 400FSW. The Super Falcon 3S was specifically designed for ocean tourism and to provide underwater excursions at luxury resorts around the world. We are thrilled to be partnering with DeepFlight as they prepare for the exciting launch of the Deep- Flight Super Falcon 3S submarine, says Eric Birns, Birns president and CEO. It s wonderful that Deep- Flight is creating more opportunities for the public to access and experience the ocean in such a unique and exciting manner. We re proud to have been chosen to support them in this innovative new facet of marine exploration. Rolls-Royce has been chosen by Norway-based Kvaerner to provide a mooring system for Statoil s oil platform Njord A. Njord A is being upgraded by Kvaerner and Rolls-Royce has been chosen to provide an upgrade to its mooring system. The contract has a value of about 15 million. Njord A is a semisubmersible floating steel platform, with an integrated deck with drilling and processing facilities, as well as living quarters. It is located in the Njord oil field, around 130 km northwest of the Kristiansund and 30 km west of the Draugen field. Njord A has a 12-point mooring system which will be upgraded to a modern 17-point system. Rolls-Royce will supply low pressure hydraulic driven winches, fairleads and a control system. The semisubmersible four-column production platform will be moored at about 330 meters water depth. The delivery from Rolls-Royce is scheduled for The platform is planned to be back in operation offshore in 2020 and to operate for another 20 years. Knut Hovland, Rolls-Royce, director of Customer & Services Marine, said: We are proud to be part of this extensive upgrade programme. It is the first time in the Norway s history as an oil producing country that a platform is being towed to shore for an extensive upgrade. Previous upgrades have been done offshore. Wärtsilä power package for DEME s newbuild The technology group Wärtsilä is to supply the engines and other propulsion machinery for DEME s new offshore construction vessel Orion being built at the Cosco shipyard in China. This will be the first vessel of its kind to be fueled by liquefied natural gas (LNG) and in addition to the dual-fuel engines, Wärtsilä will also provide its LNGPac fuel storage and supply system and propulsion systems. We are pleased to have been involved in this newbuild project from the conceptual design stage, since this enables our input on providing the most fuel efficient solution. We are also delighted that the Wärtsilä 46DF engine has been selected, as the dual-fuel version of this well proven and popular engine has only recently been introduced, says Arthur Boogaard, general manager, Business Development Special Vessels at Wärtsilä. The metres long Orion will be deployed by DEME s subsidiary GeoSea for the construction of the offshore wind farms, to service the oil and gas industry and for decommissioning of offshore installations. The vessel will be powered by four 9-cylinder Wärtsilä 46DF dualfuel electric propulsion engines, and two 6-cylinder Wärtsilä 20DF dual-fuel engines. Wärtsilä will also supply two custom made retractable thrusters, four underwater demountable thrusters, the Wärtsilä LNGPac storage and supply system, as well as commissioning, site supervision and extended project management services. The Wärtsilä equipment is scheduled for delivery to the yard in the latter part of The Orion is expected to be delivered to the owners in

21 NEWS 21 Subsea 7 expands fleet with two newbuild vessels Subsea 7, a provider of seabed-tosurface engineering, construction and services, has taken delivery of two newbuild vessels, Seven Arctic and Seven Kestrel. With this delivery, Subsea 7 has completed its fleet investment programme that has added six newbuild vessels to the company s fleet since Seven Arctic is a heavy construction flex-lay vessel designed to meet the demands of deep water and harsh environments. Capable of working at depths of 3,000 metres, the vessel features a 1,000t offshore crane and a 600t top tension (tiltable) lay system. Seven Kestrel is a dive support vessel, certified by DNV-GL, encompassing an 18-man twinbell saturation diving system rated to 300m water depth. These vessels were designed by Subsea 7 engineers in collaboration with Hyundai Heavy Industries Shipyard in Ulsan, South Korea and Wärtsilä Ship Design, Norway. John Evans, Chief Operating Officer said: We have one of the most modern, capable and diverse fleets of vessels in our market segment that differentiates our industry leading service. The arrival of Unique Group customises CCTV inspection systems Seven Arctic and Seven Kestrel further strengthens our fleet and client offering. Seven Arctic delivers an important step change in our subsea construction capability, particularly in ultra-deep water fields which pose increasingly technical challenges, whilst Seven Kestrel reinforces our leading diving capabilities. The company stated that both vessels will transit to the North Sea for further crew familiarisation before starting operations in the spring. Unique Group s Survey Equipment division, through its Oceanvision brand, has recently delivered two custom-made portable CCTV inspection systems to an undisclosed energy services company based in Singapore and Australia. The CCTV inspection systems were developed through Oceanvision s software which enables local control of the camera and light functions. The camera systems consist of a special small pan, tilt and zoom camera with built-in dimmable LED lights. The portable camera systems also have the newly developed dimmable 15,000 lumens LED flood lights (OV-HELIOS-15k). The subsea camera units are connected to a 100m umbilical with quick release connectors to the portable suitcase unit. The suitcase unit consists of digital recording unit, laptop and LAN Multicast for any additional users connected to the LAN. In addition, an analogue monitor is fitted for real time video presentation to the operator, with an option of video recording for later use. Sharad Kumar, director of business development at Unique Group, said: For over 20 years, the Oceanvision brand has been offering cutting edge CCTV solutions with customised hardware and software to ensure maximum efficiency for the clients. These camera systems are multipurpose and can be deployed in any vessel within a short span of time. ECA Group s H300 ROV goes to China ECA Group will provide a H300 remotely operated vehicle (ROV) system to the Guangdong Research Institute of Water Resources and Hydropower, in China. The ROV will conduct inspection works of hydro-electric dams and related power plant. Parts to be monitored and inspected are most frequently the dam wall itself, but also other specific parts like the spillway, the structures used to provide the controlled release of flows from the dam into the downstream area. The ROV H300 intergrates Super Seaking DST sonar system and a two function electric manipulator arm, which is installed on a dedicated skid underneath the ROV.

22 22 NEWS 4D Nav, Ocean s new software to simultaneously operate multiple vehicles Ocean Infinity has awarded 4D Nav the contract for InfinityView, a mission planning and monitoring software for its multiple autonomous vehicle systems. 4D Nav s managing partner, Stewart Cannon, said: We are excited to be awarded this project and be part of the Ocean Infinity team. I believe this operation will be a game-changer in the seabed exploration world and points toward the future of the industry. The software should optimize the mission planning for all autonomous underwater vehicles (AUV), unmanned surface vehicles (USV) and the host vessel by applying deep learning technology. As the planned missions are being executed all of the autonomous vehicles and the host vessel will be tracked against their planned missions. If any deviations occur InfinityView will dynamically update the mission plan to allow corrective decisions to be made and executed. This software is imperative in the coordination and monitoring of the multiple autonomous vehicles that will operate in the ocean simultaneously. 4D Nav s experience and proven mission planning software, gives us confidence in the success of InfinityView, stated Jake Klara, commercial manager. In the second quarter of 2017, Ocean Infinity will begin sea trials on the simultaneous operation of multiple autonomous vehicles to be used in the exploration of the seabed. New workshop targets subsea solutions for offshore wind OrbisEnergy in Lowestoft will host the first of a series of workshops on May 3 tackling subsea engineering issues in the offshore wind industry. With support from the Offshore Renewable Energy (ORE) Catapult, organisers are keen to get input and ideas from companies and encourage diversification into the growing and lucrative offshore renewables market. The day is the first of a series of workshops over the next two years which will cover a range of engineering challenges facing offshore wind, including operations and maintenance, materials and electrical infrastructure. The workshop runs from 9:30 am to 3:30 pm with a range of expert speakers and sessions to talk through ideas in work groups. The workshops are being run by SCORE, which offers grants and business support to develop ideas, and are supported by the Innovate UK Knowledge Transfer Network and ORE Catapult. Speakers include ORE Catapult senior innovation manager Andy Macdonald, who will outline the challenges, and SCORE project manager Rob Bush who will explain the support, including grants, it can offer to small and medium-sized companies with ideas to improve efficiency and cost savings in the offshore renewable energy sector. A previous SCORE grant was given to Scour Prevention Systems innovative use of recycled car tyres as a low-cost solution for sediment loss around turbine monopoles and cabling. The Supply Chain Innovation for Offshore Renewable Energy (SCORE) programme is a 6m scheme part-funded by the European Regional Development Fund (ERDF). It is led by the Nwes enterprise agency, through delivery partnership with ORE Catapult and energy sector consultants Nautilus Associates. It is open to companies with fewer than 250 employees and assets of less than 50 million euros. Grants range from 2,000 to 50,000. Applicants can be based anywhere in England, but the impact of their work must benefit the renewables industry in Norfolk, Suffolk, Essex and Cambridgeshire International Registries, Inc. in affiliation with the Marshall Islands Maritime & Corporate Administrators committed to the quality of the world fleet We are committed to upholding the values of safety, security, and environmental protection. This is evidenced through the quality of our fleet and outstanding port State control record as the only major international flag to remain on the United States Coast Guard s Qualship 21 roster for 13 consecutive years. We achieve this goal through 24/7 service provided from 27 offices, staffed with experienced personnel, located in major shipping and financial centers around the world. piraeus@register-iri.com blog.register-iri.com BAE Systems builds Royal Navy s new attack submarine The UK s Ministry of Defence has negotiated a new 1.4 billion contract for the Royal Navy s new attack submarine, the sixth in a total fleet of seven. The submarine, named Agamemnon, is part of the Astute Class submarines. The submarines are being built by BAE Systems in Barrow-in-Furness, Cumbria. Defence secretary Sir Michael Fallon said: This latest investment means we are well on our way to completing our fleet of Astute submarines. These are the most advanced submarines ever operated by the Royal Navy and are already providing unprecedented levels of stealth and attack capability across the world. Construction of the 7,400 tonne, 97-meter long Agamemnon began in 2012, and is underway in the Devonshire Dock Hall at Barrow. Rear admiral Paul Methven, director Submarines Acquisition for the Submarine Delivery Agency, said: The signature of this contract secures another world-class nuclear submarine for the Royal Navy. These are the most technologically advanced submarines we have ever operated, offering much greater firepower, better communications and more advanced stealth technology than their predecessors. Will Blamey, managing director of BAE Systems Submarines, said: Securing the contract for the sixth Astute class submarine is a significant milestone for BAE Systems and the result of many years of hard work by our highly skilled workforce.

23 NEWS 23 Russian Navy orders 12 ROVs from Tetis Pro EnerMech nets Azeri platform testing, inspection contracts EnerMech has won contracts in the Caspian valued at more than 40 million (USD49.8 million) to supply a range of services. BP Exploration (Caspian Sea) has commissioned the company to manage its crane operation, maintenance and inspection needs across seven platforms in the Azeri sector. In response EnerMech will increase its Azerbaijani workforce over the next three months. The ATA consortium in Azerbaijan has asked the company to provide hydrotesting, flange management, camera inspection, and enhanced water blasting services on two new platforms serving the Shah Deniz 2 gas/condensate field development. EnerMech will also provide ultra-high pressure tubing installation, pressure testing and flushing of tubing, with supervisors from the UK and Asia training local pipe fitters on the project. In addition, BP has contracted the company to supply nitrogen/ helium leak detection - pre-engineering is under way in London. Finally, BOS Shelf has commissioned the company to undertake jacket riser testing, subsea safety isolation valves, and subsea spool testing at its Baku Deepwater Jackets Factory, along with hydro testing, riser pigging, and bolt tensioning work. Russian company Tetis Pro informed that it will supply 12 new remotely operated vehicles (ROVs) to the Russian Navy by the end of The ROVs will be supplied from a range able to perform tasks at a depth of over 300 meters, the Marlin 350. The Marlin 350 is developed by Tetis Pro for search operations of underwater objects and it can be deployed in coastal or inland waters. As the company informed, the Russian Navy plans to use the ROVs in search and rescue operations, in particular for the search and inspection of submarines in distress. The Marlin 350 ROV is equipped with six propellers, with four horizontal placed on the vector diagram. During the S&R operations the Navy will be able to deploy additional equipment onto the Marlin 350, such as HD camera, multibeam sonar, altimeter, underwater navigation system, as well as other equipment. New search areas assigned for missing crew of Stellar Daisy The Uruguayan Navy has designated new search areas for the missing crew of the illfated ship Stellar Daisy having found ship remains that gave different indications about the possible location of the last life raft. The navy said that six ships continued the search for the missing seafarers today amid favorable weather conditions. However, the navy s ship ROU 04 General Artigas has left the search party and is bound for the port of Montevideo. The search and rescue operation was launched on March 31, after the South Korean VLCC carrying 24 crew members sank in the South Atlantic, some 3,700 kilometers off Uruguay. Two Filipino nationals were rescued after the incident, on April 2, but there have been no positive developments in the operation ever since. Based on the initial findings it is believed that the converted ship had split in half following a hull crack causing shifting of cargo and subsequent sinking of the bulk carrier. Just a few days after the incident, Polaris Shipping, owner of the ship, confirmed that another of the firm s vessels reported a crack on the outer hull of a tank- the 1993-built bulk carrier Stellar Unicorn, and sent it for repairs. As a result of the incidents in question, the company said that it had launched inspection of all its operated vessels. 2017

24 24 NEWS Indian Navy tests BrahMos land attack missile The Indian Navy announced it has carried out a maiden firing of the land attack version of the BrahMos supersonic cruise missile. This missile has been in service with the Indian Army since 2007 but this is the first launch of the missile from an Indian Navy ship. The navy said BrahMos was fired from the Indian guided missile frigate INS Teg off the eastern coast, on April 21. Jointly developed by India and Russia, BrahMos has been in service with the Indian Navy since 2005 in the anti-ship version. The majority of Indian Navy frontline ships, like the Kolkata, Ranvir and Teg classes of ships, are capable of firing this missile. The land attack variant of the missile will enhance the Indian Navy s capability to neutralise selected targets deeper inland and far away from coast. Turkish STM enters Colombian Navy frigate bid Turkish shipbuilder STM said it has offered its solutions for the Colombian Navy s Plataforma Estratégica de Superficie (PES) frigate acquisition program at the Colombiamar 2017 trade fair and congress. Colombia plans to acquire four frigates under the PES program to replace the existing Almirante Padilla-class vessels, which are expected to be decommissioned in While STM did not provide details on the design for the program, the company will likely adapt the Turkish Navy s Milgem platform to Colombian Navy requirements. Milgem (translates to national ship) covers the construction of four Ada-class corvettes, four TF-100-class and four TF-2000-class frigates for the Turkish Navy. STM is authorized to offer export versions of the designs to international customers. Other known international competitors in the bid include French shipbuilder DCNS with its 4,000t Belh@rra frigate and British BMT Defence Services who joined forces with Saab to offer the Venator-110 frigate design. Russian Navy to Receive Biggest Nuclear Submarine in the World 8000 people working as one, for you. Like the sea, we cover most of the planet. Like the sea, we have the power to change the seemingly immovable. And like the sea, we re always there as an essential part of your business. We re Lloyd s Register, and for more than 250 years we ve been shaping the future while delivering solutions for the maritime industry every day. But while we re proud of our history, it s creating tomorrow that drives us. WITH OUR EXPERTS ON YOUR TEAM, YOU HAVE A SOLUTION FOR EVERY CHALLENGE. COME AND DISCUSS YOUR REQUIREMENTS ON STAND 4.201, LWS4 AT POSIDONIA Shaping the future. Delivering solutions today. The nuclear submarine Project (Belgorod) will become the largest submarine in the Russian Navy, Russian newspaper Izvestia reported. Its size will outperform the heavy nuclear-powered Typhoon missile cruiser Project 941, currently the largest nuclear submarine according to the Guinness World Records. Project is designed to carry out research missions. It will carry uninhabited deepsea vehicles and bathyscaphes, as well as special scientific equipment. It will be engaged in studying the bottom of the Russian Arctic shelf, searching for minerals at great depths, and also laying underwater communications. The submarine is being developed based on the unfinished Antey-class strike missile carrier Project 949A. These boats were built in the USSR as a response to the deployment of US aircraft carrier compounds in the global ocean. Twenty Granit supersonic anti-ship cruise missile launchers were aboard. The Navy command told Izvestia that the submarine s upgrade would be completed in It is expected to measure up to 184 meters in length. This is 11 meters longer than Russia's largest nuclear submarine, the Typhoon. Professor of the Academy of Military Sciences Vadim Kozyulin told the newspaper that the "Belgorod" submarine would become not only the largest, but also a unique submarine of the Russian naval fleet. "According to data, the 'Belgorod' will carry the 'Losharik' autonomous deepwater station. It will transport and install autonomous nuclear submarine modules designed to charge uninhabited submarines on the seabed. The submarine will ensure the deployment of a global underwater monitoring system, which the military is building on the bottom of the Arctic waters," he said. Before the construction of the Project submarine started, the Typhoon sub had been one of the most unique weapons systems in the world. It's length is 173 meters, the width 23 meters. There are combat posts, crew cabins, a sauna, a swimming pool, a gym and even a smoking room inside. Moreover, it is equipped with 20 launchers of the largest RSM-52 sea-launched ballistic missiles, each of which has 10 nuclear warheads. There are six torpedo tubes in the bow of the submarine, which can shoot torpedoes, underwater high-speed missiles and place mines. At the moment out of the six nuclear-powered Project 941 submarines built for the Russian navy, there is only one in service the TK-208 "Dmitry Donskoy." The ship tests new types of naval weapons and equipment. The first launches of the newest sea-based ballistic missile Bulava were carried out from it

25 The EU Regulation on Ship Recycling No. 1257/2013 (the SR Regulation ) is about to come into force in its entirety in the next months (latest by end of 2018) having a serious impact on ship-owners and operators. Overview of the EU Ship Recycling Regulation Application of the SR Regulation The SR Regulation applies mainly to EU Flagged Ships and, with a lesser intensity, to any vessel calling at a port or anchorage of an EU Member State. The EU Regulator has therefore gone beyond its own physical borders by imposing its own requirements also to vessels flying a non-eu Flag. As standard practice within the international community the SR Regulation does not apply to i) warships ii) ships below 500GT and iii) Non-commercial government vessels. Coming into Force of the SR Regulation Some articles, mainly relating to the implementation of the Inventory of Hazardous Material ( IHM ) are already in force. As from the obligation to carry on board an IHM would also apply to non-eu Flags calling at a port or anchorage of an EU Port. The SR Regulation will become fully applicable by the end of 2017 when the minimum threshold of Ship Recycling Facilities authorised by the European Commission should be reached or by the From this moment onwards any European Flagged vessel shall be recycled within such approved facilities and according with the parameters outlined by the SR Regulation. Purpose of the SR Regulation History of the SR Regulation is pretty much tied to the Hong Kong Convention ( HKC ). In fact if one had to compare the SR Regulation to the HKC, one would easily fall under the impression that the former is a paraphrased version of the latter. This is (almost) the case as the intention of the EU lawmaker is simply that of rendering effective, through concrete and applicable measures, the values and principles of the HKC. In fact the main problem with the HKC lies with its entry into force which, unfortunately, is not set to happen any time soon in view of the minimum number of ratifications required. The HKC is at the forefront of ship recycling and has set the minimum highest standards in such field. For this reason the EU has decided to go one step further through the SR Regulation (which is applicable in its entirety throughout the whole EU) by imposing a number of its provisions also to non-european ships. What s happening right now in the EU Currently, ship recycling is governed by the EU Waste Regulations (the Waste Regulation ). The Waste Regulation is itself drafted on the bases of the Convention on Transboundary Movement of Waste ( The Basel Convention ). The main issue concerning the Waste Regulation is that it addresses waste in general not taking in consideration the peculiarities of ships, hence making the Waste Regulation a very weak instrument. A container full of disposable material (i.e. electronic appliances etc) cannot be treated au pair of a ship containing a variety of hazardous materials, manned by human beings and possibly attached by a number of claims, liens and several other encumbrances. Negative repercussions are felt by practitioners upon application of the regulation (i.e. over bureaucratic notification systems in place) which renders abidance to such provisions cumbersome and not practical in a scenario where the prices of raw material to be obtained from the recycling phase remains extremely volatile. The Waste Regulation has gone even further by allowing the owner of any asset defined as waste (including ships) leaving or transiting an EU port to be treated within an OECD or an EFTA country also party to the Basel Convention. Challenges of the SR Regulations The main challenges of the SR Regulation are two: i) Costs linked to treatment of vessels in accordance with the SR Regulation within EU approved recycling facilities; and ii) Flagging out of vessels for purposes of ship recycling in an attempt by practitioners to avoid the imposition of its provisions. Comment The ultimate aim of the European Union is not the imposition of obligations and additional costs on Ship-owners simply to sustain its authoritative role but the protection of the environment through the creation of a safer working environment within such industry and a safer and more environmental friendly ship recycling industry. The EU is well aware that it will not be able to reach such objectives simply by imposing such requirements within the small European Market only. In fact the number of yards all over the world adopting practices in compliance with the HKC and the SR Regulation is on the increase. The number of applications received from non-eu recycling facilities is a tangible proof of this. It is clear that EU s real ambition is a 180 degree twist of the main players approach and attitude towards ship recycling, instilling strong values and principles in this regard through Dr. Stephan Piazza st.piazza@hotmail.com the imposition of clear procedures. The intention of the EU is clearly that of eradicating bad practices in this field in order to avoid such images as those of a giant container carrier beached on a south Asian bay with fluids dumped into the sea and naked handed workers cutting same into pieces. What if such goals are not reached? The EU in this case must be brave enough and trigger Article 29 of the SR Regulation.

26 26 NEWS March

27 DOSYA 27 DENİZ KUVVETLERİ, SAVUNMA SANAYİ VE SUALTINDAKİ GELECEK 'Mavi Vatan savunması, Mavi Vatan diplerinden başlar' 21 inci yüzyılda denizlerdeki hesaplaşmanın merkezinin suyun altı olacağını ifade eden Amiral Cem Gürdeniz, bu süreçte diğer temel harp alanlarında olduğu gibi sadece eksikliklerimizi tamamlamak veya mevcut bilgiler ışığında tespit edilen harekat ihtiyaçlarını karşılamaktan öte, fark ve sürpriz yaratacak yetenekler üzerine de gidilmesi gerektiğini kaydetti Uluslararası Savunma Fuarları devletlerin ulusal savunma sanayi olanak ve yeteneklerinin arenasıdır. Türkiye nin artık ulusal bir markası haline gelen IDEF in ilki, 1987 yılında IDEA adı ile Evren-Özal ikilisi tarafından Ankara da açılmıştı. Aradan yıllar geçti. Bir denizci olarak beni en çok etkileyen 2013 yılında İstanbul da yapılanı oldu. IDEF, 2013 e Türkiye gelmiş geçmiş en görkemli eseri ile katıldı. TCG Heybeliada, Ada sınıfı korvetlerin yani MİLGEM in sancak gemisi. Fuardan tam bir hafta önce, dünyanın en yaygın savunma dergisi olan Jane s Defense Weekly nin 24 Nisan 2013 sayısının kapağında kocaman bir Türk bayrağı üzerinde, ilk MİLGEM (Milli Gemi), TCG Heybeliada korvetinin fotoğrafı vardı. Dergi içinde konu ile ilgili haber başlığı da çok dikkat çekici idi. Anadolu Hırsı- Anatolian Ambition. Bu haber ve başlık, bayrak ve memleket sevgisi olan her yurttaşı etkileyecek önemdeydi. Hele Türk Savunma Sanayi uyanışının son 30 yılı göz önüne alınırsa. İlk IDEF ler, ne yazık ki küresel silah tacirleri ve onların yerli ortaklarının gösteri alanıydı. Unutulmamalıdır ki, küresel çapta, savunma bütçelerinin toplamının 2 trilyon dolara dayandığı günümüzde silah ticareti, dünya ticaretinin en büyük ve en kârlı faaliyet alanlarının başında geliyor. Ulusal güvenliğinizi dışa bağımlılıkla ipotek altına alan bu kârlı sömürü alanına yeni rakiplerin girmesi ve Türkiye gibi ulus devletlerin savunma sanayinde yerli katkı payını yüksek tutan projeler üretmesi, küresel pazarda dengeleri bozan bir gelişmedir. O nedenle özellikle 90 lar sonrası başta TSK Güçlendirme Vakfı Firmaları (Aselsan, Havelsan, Roketsan, TAİ, MKE) olmak üzere, Türk savunma sanayi firmaları ile yan sanayinin sergilediği başarı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin muharip birliklerinin barışta caydırma sağlaması, savaşta zafer kazanması kadar önemlidir. Bu çerçevede savunma sanayinde deniz sistemlerinin özel durumuna vurgu yapmak gerekir. Avrasya nın jeopolitik çekim merkezinde, bulunduğumuz yarımada coğrafyası bir deniz devleti olan Türkiyemizin deniz gücünde değil gerileme, duraksamasına bile izin vermez. Bu coğrafyada savunma, güvenlik, refah ve mutluluğumuz denizlere tam bağımlıdır. Bu gerçeği göremez isek tarih tekrar eder. Denizden istilalar kaçınılmaz olur. Deniz jeopolitiğinde onarılmaz yaralar almaya devam ederiz. 20 Temmuz 1974 sabahı 35 parça çıkarma gemimiz olmasaydı bugün ne KKTC vardı, ne de Kıbrıs Türk'ü. Caydırıcı bir deniz gücü son 94 yılda hayata geçmeseydi bugün Ege de açık deniz alanı kalmamıştı. Kısacası bu coğrafyada yaşayanlar tercihini karasal değil, denizsel devletten yana kullanmak zorundadır. Deniz gücü, kara gücünün tamamlayıcısı değil; deniz ile iç içe yaşayan Türk ulusunun vazgeçilmez asıl unsuru olmalıdır. Deniz gücümüzün en önemli unsurları arasında yeri her zaman en yukarıda olan donanmanın ardından mutlaka savunma sanayi gelmelidir. Nasıl ki donanmamız Anadolu da yaşamanın güvencesi ise savunma sanayimiz de bu güvencenin omurgasıdır. Zira savaşlar kan ve demirle yapılır. Demir ise savunma sanayinin çocuğudur. O büyümeden ve gelişmeden özgürlük ve bağımsızlık olmaz. O nedenle savunma sanayi müsteşarlığının mottosu çok anlamlı ve güçlüdür. "istiklal ve istikbalimiz için " Kıbrıs barış harekatı sonrası maruz kaldığımız ambargo ve harekatta ortaya çıkan aksaklıklardan çıkarılan dersler ile deniz kuvvetlerimiz hızla araştırma merkezi ve AR- GE sürecinin tohumlarını atmış, pek çok baskı ve engellemeye rağmen, bu tohumlar milli gemi projesinde somutlaşan başarı ile meyvelerini vermiştir. Kollektif gayretler sonucu Türkiye, yüksek tonajlı ve karmaşık bir suüstü savaş gemisini dizayn ve inşa edebilen az sayıda devletin arasına girebilmiştir. Bu yönü ile savunma sanayimizin amiral gemisinin MİL- GEM olduğunu söyleyebiliriz. Savunma Sanayi Müsteşarlığı orkestrasyonu altında Deniz Kuvvetleri ve ulusal olanaklarla başarılan bu büyük projeye, daha sonra sivil tersanelerde üretilen kendi dizaynımız pek çok savaş gemisi eklendi. Eklenmeye de devam ediyor. Platformların içini dolduracak silah, sensör, komutakontrol, yardımcı sistemler, yangın/ yara savunma ve diğer destek sistemlerinin ulusal imkanlarla dizayn ve üretimi de Türk mühendislerinin yaratıcılığı sayesinde geometrik dizi ile katlanarak gelişiyor. Türkiye 21 inci yüzyıl virajına çok hızlı girdi. Bu virajda sadece fırsatlar değil, aynı zamanda savunma ve güvenliğine yönelik endişeleri de arttı. Türkiye nin bu konjonktürde en büyük güvencesinin silahlı kuvvetleri ve savunma sanayi olduğu bir gerçektir. Bu nedenle savunma sanayinde gereksiz finans, zaman ve emek kayıpları yaşanmamalıdır. Türkiye jeopolitiğinin deniz ayağında 21 inci yüzyılda karşı karşıya kalmaya devam edeceğimiz temel sorun alanları güneydoğu sınırlarımızda yaşananlar dışında tamamen deniz ağırlıklıdır. Ege, Karadeniz, Türk Boğazları ve Akdeniz de mevcut sorun alanlarının sonuçları jeopolitik etki yaratır. Bunu önlemenin temel yolu, denizde güçlü ve her an harbe hazır olmaktır. Türk dış ve güvenlik politikalarını donanma ve ganbot diplomasisi uygulamaları ile desteklemektir. Tüm dünyada özellikle deniz kuvvetleri alanında süratli ve kapsamlı bir silahlanma görüyoruz. 4 üncü Sanayi Devrimi'nin dümen suyunda ilerleyen deniz silah sanayi, suüstü ve hava sistemlerinde hipersonik uçaklardan, dronlara; gezgin füzelerden manyetik raylı toplara çok geniş bir spektrumda gelişmesine devam ederken, suyun altında devrimsel nitelikte aynı başarı bir türlü sağlanamıyor. Denizaltı ve mayınların tespiti hala çok zor. Öldürücü güçleri her an artıyor de 37 ülkenin denizaltısı varken bugün bu sayı 44 ülkeye çıkmıştır. Şunu söyleyebiliriz, suyun altı 21 inci yüzyılda denizlerdeki hesaplaşmanın merkezi olacaktır. Bu nedenle silahlanma ve teknolojide paradigma değişikliği için söylenebilecek en önemli husus donanmaların ateş gücünün ve durumsal farkındalık yeteneklerinin suyun altına yönelmesi olarak özetlenebilir. Suüstünde kriz ve savaş dönemlerinde gerekli ateş gücü korunurken ve geliştirilirken donanmaların artık fark yaratacak, oyun değiştirecek kuvvet çarpanlarına ihtiyaçları sualtı dünyası ve teknolojilerinden karşılanmaya başlanmıştır. Bu kapsamda 21 inci yüzyılda sürpriz yeteneklere odaklanma hedefinde sualtı alanında ileri donanmalara yetişen değil, modern ve yeteneklerinin sınırı bilinmeyen bir savunma sanayi sahibi olmalıyız. Bu alanda hayal gücümüzü sonuna kadar zorlamalıyız. Sualtı dünyasına hakimiyet, egemenlik ve bağımsızlığımızın en büyük garantörlerinden birisidir. Bu süreçte diğer temel harp alanlarında olduğu gibi sadece eksikliklerimizi tamamlamak veya mevcut bilgiler ışığında tespit edilen harekat ihtiyaçlarını karşılamaktan öte fark ve sürpriz yaratacak yetenekler üzerine de gitmeliyiz. Bu amaçla üniversiteler, TÜBİTAK ve savunma sanayi iş birliği artırılmalıdır. Mavi Vatan savunması, Mavi Vatan diplerinden başlar. Sualtına hakim Cumhuriyet Donanması, Cumhuriyet in en büyük güvencesi olmaya devam edecektir.

28 28 DOSYA Sualtı teknolojilerini Aselsan şekillendiriyor ASELSAN Torpido ve Sualtı Sistemleri Program Direktörü Mehmet Karaduman, Türkiye ve Dünya Savunma Sanayinde Yükselen Teknolojiler kapsamında ASELSAN ın sualtı savunma sistem ve teknolojileri ile ilgili çalışmaları hakkında bilgiler verdi Sualtı savunma sistemleri, sahip olunması önemli ölçüde saha tecrübesini gerektiren ve savunma pazarını kontrol eden gelişmiş ülkelerce hassasiyetle korunan teknolojileri içermektedir. Özgün ve yerli savunma sistemlerinin geliştirilmesine liderlik yapan Aselsan, sualtı teknolojilerinin stratejik önemi nedeniyle geçtiğimiz on yıllık süre içerisinde bu alana yönelik önemli yatırımlar yapmış ve bu yatırımların sonuçlarını sahip olduğu kurumsal bilgi birikimi ve nitelikli işgücünün etkisiyle kısa süre içerisinde almaya başlamıştır. Aselsan, edindiği alt yapılar, tecrübeler ve geliştirdiği ürünlerle torpido karşı tedbir teknolojilerinde yurt içinde mükemmeliyet merkezi haline gelmiş, yurt dışı pazarda ise rakipleri ile rekabet edebilir düzeye erişerek Türkiye nin bu alanda özgün ürün geliştirebilen sayılı ülkeler arasında yer almasını sağlamıştır. Bu kapsamda, denizaltıların torpidolara karşı savunulmasında kullanılan Zargana Torpido Karşı Tedbir Sistemi geliştirilerek Deniz Kuvvetlerimizin envanterindeki tüm denizaltılara entegre edilmiştir. Zargana, denizaltılarımıza torpidolara karşı savunma harekatı kapsamında kritik öneme sahip reaksiyon hızı ve modern teknoloji ürünü akustik karıştırıcı ve aldatıcıları ile yeni ve güçlü bir savunma imkanı kazandırmıştır. Aselsan tarafından aynı dönemde öz kaynaklar ile suüstü gemilerinin torpidolara karşı savunulması amacıyla Hızır Torpido Karşı Tedbir Sistemi geliştirilmiş olup sistem MİLGEM ve LHD gemilerine entegre edilecektir. Hızır sistemi, sahip olduğu triplet yapıdaki çekili hidrofon dizini sayesinde, tehdit torpidoları yeterli reaksiyon gösterilebilecek mesafelerden tespit edebilmekte ve geminin torpido tehdidine karşı uygun sakınma tedbirleri uygulamasına imkan sağlamaktadır. Sistem, triplet hidrofon yapısının sağladığı sancak/iskele belirsizliği çözümü ile geminin manevra yapmasına gerek duymaksızın tehdidin yönü anında bulunabilmektedir. Torpido karşı tedbir sistemlerinin etkinliğini en üst düzeye taşımak amacıyla Hızır ve Zargana Sistemleri ile entegre çalışacak Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu (TORK) geliştirme çalışmalarına TÜBİ- TAK TEYDEB 1501 desteği ile başlanmış olup sistemin deniz testlerine devam edilmektedir. TORK, geliştirilmesi tamamlandığında dünyada bu konuda ön almış bir ürün olarak pazarda yerini bulacak ve Deniz Kuvvetlerimiz bu savunma silahı ile önemli bir yetenek kazanacaktır. Aselsan, torpido karşı tedbir sistemlerine yönelik çalışmalarına paralel olarak Kulaç askeri iskandil sistemini geliştirmiş ve Deniz Kuvvetlerimizin Ay Sınıfı denizaltılarına entegrasyonunu tamamlamıştır. Kulaç ın suüstü gemileri için olan modeli ise MİLGEM ve LHD gemilerine entegre edilecektir. Kulaç aynı zamanda, Endonezya bahriyesine ait bir denizaltıya entegre edilerek yurtdışına ihraç edilen ilk sualtı akustik sistem olma özelliğini kazanmıştır. Benzer çalışmalar, sonar ve sonobuoy alanlarında da yürütülmüştür. Bu çalışmalar sonucunda aktif sonar yayınlarının tespitini ve analizini yapan Milli Denizaltı Intersept Sonar Sistemi geliştirilmiş olup, 2017 yılı içerisinde Deniz Kuvvetlerimizin envanterindeki Ay Sınıfı Denizaltılara entegrasyon çalışmalarına başlanacaktır. Bununla beraber Aselsan, öz kaynakları ile tamamladığı Mayın Tespit Sonar Sistemi nin (MATESS), mayın avlama gemilerinin modernizasyonuna yönelik kullanımı konusunda faaliyetlerine devam etmektedir. Denizaltı Savunma Harbinin önemli unsurlarından biri olan Pasif Sonobuoy ise Aselsan öz kaynaklarıyla geliştirilmiş olup, saha testlerine devam edilmektedir. Sistemin 2017 sonunda üretime hazır hale getirilmesi hedeflenmektedir. Sualtı akustiğinde teknolojik atılım Aselsan, sualtı akustik sistemlerindeki birikimiyle geleceğe yönelik ileri teknoloji çalışmalarına da hız vermiştir. Hâlihazırda, Sualtı Tasarsız Haberleşme Ağı (AKUSTİKA) Projesi bunun en güncel örneğidir. Hareketli sualtı unsurlarının aralarında otomatik olarak kurulan akustik bir ağ üzerinden haberleşmesini öngören bu teknoloji geliştirme projesine TÜBİTAK TEYDEB 1511 desteğiyle 2015 yılında başlanmıştır yılı içerisinde tamamlanması öngörülen projede kazanılacak teknolojinin yakın gelecekte yeni nesil torpido karşı tedbir efektörleri, torpidolar, Denizaltı Savunma Harbi (DSH), Sualtı IFF, Akustik İmza Toplama ve Kıyı-Liman Güvenliği gibi birçok alanda kullanılması hedeflenmektedir. Aselsan, sualtı sistemlerinin geliştirilmesi sürecinde kazandığı yetenek ve altyapıları yeni ürünlerin geliştirilmesinde de kullanmaktadır. Bu kapsamda, TORK projesinde kazanılan teknolojik yetenekler ile modern hafif torpido geliştirme çalışmalarına başlanmıştır. Eş zamanlı olarak, Hızır sistemine düşük frekans çekili aktif sonar yeteneği ilave edilerek bi-statik çalışan uzun menzilli sonar sistemi geliştirilmesine yönelik faaliyetler devam etmektedir. Sonuç olarak, Aselsan sualtı akustik alanında kısa süre içerisinde gerçekleştirdiği teknolojik atılım ile geleceğe yönelik yüksek teknolojiye sahip sistemlerinin geliştirilmesi faaliyetlerini hızla sürdürmektedir. Aselsan, bu alandaki faaliyetleri ile Türkiye de sualtı ve akustik sistemler konusunda sürdürülebilir teknolojiyi kazanmış olup, Türk Deniz Kuvvetlerimizin günümüz ve gelecekteki güvencesi olmaya devam edecektir. some always guide Marine Insurance Brokers

29 DOSYA 29 TSR'nin ve sensör teknolojilerinin kullanımı Meteksan'dan Can Emre Bakım, üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin, taktik sualtı resminin oluşturulması ve yeni geliştirilecek aktif ve pasif platform sonar sistemlerinin performanslarının rakipleri ile rekabetçi bir noktaya gelebilmesi için, yerli sensör teknolojilerinin kullanımının elzem olduğunu değerlendirdi Askeri alanda 1'inci Dünya Savaşı ndaki Alman U-Boat saldırıları ve sivil alanda ise HMS Titanic faciası, sualtının, tehdit platformların ve engellerin tespitine karşı görüntülenmesinin gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu durumda sonar sistemlerinin ıslak taraf (su içindeki) yapı taşları olan sualtı akustik algılayıcı sensörlerinin keşfini tetiklemiştir. Özellikle soğuk savaş döneminde, Amerika Birleşik Devletleri nin Sovyet nükleer denizaltılarının balistik füzelerine karşı savunmasız olduklarını fark etmesi üzerine, bu tehdit platformları yüzlerce kilometre öteden tespit edebilecek sualtı erken uyarı sistemlerine ihtiyaç duyulduğu anlaşıldı. SoSuS (Sound Surveillance System) adı verilen projenin 1952 yılında hayata geçirilen ilk istasyonunda hedef, denizaltıların düşük frekanslardaki makine kaynaklı gürültülerini SOFAR kanalı vasıtası ile uzak mesafelerden tespit etmekti. Toplam uzunluğu 2,5 km olan ve 40 adet hidrofondan oluşan bir sensör dizinine sahip olan istasyonun başarısı üzerine kısa zaman içerisinde ABD, doğu ve batı sahilleri ile Galler ve Grönland sahillerinde olmak üzere, toplam 30 adet SoSuS istasyonunu devreye aldı. Bu istasyonlarda kullanılan Piezo Elektrik Seramik (PZT) tabanlı hidrofonlar eş yönlü algılama yapmakta ve düşük alış hassasiyeti seviyelerine (RVS) sahipti. Sevk sistemi, pervane ve yankısız/sönümlendirici malzeme teknolojilerinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak yıllar içerisinde sessizleşen denizaltılar, tespit edilmesi güç tehdit platformlar haline geldiler. Bu da sualtında yeni nesil akustik algılayıcı sensörlerin geliştirilmesini zorunlu hale getirdi. Bu kapsamda çok kristalli PZT tabanlı hidrofonların yerini, fiber-optik akustik algılayıcı sensörler, vektör sensörler ve tek kristal PZT tabanlı hidrofonlar alırken; çok kristalli PZT tabanlı transdüserlerin yerini, tek kristal PZT tabanlı transdüserler almaya başladı. Belirtilen yeni nesil sensörler, ihraç lisanslarına tabi olmaları sebebi ile Türkiye tarafından yurt dışından tedarik edilememekte ya da ihracat lisansları altında sınırlı adetlerde tedarik edilebilmektedir. Ayrıca yurt dışından temin edilmeleri durumunda boyut, şekil ve teknik kriterleri ile kullanılacak/geliştirilecek olan milli sistemlerin kullanım amacı ve/veya frekans-frekans aralığı gibi bir takım gizli tutulması arzu edilen karakteristik bilgilerinin deşifre olması, bu bilgiler hakkında fikir yürütülebilmesi mümkün olmaktadır. Bu sebeple yeni nesil akustik algılayıcı sensörlerin milli imkânlarla üretimi stratejik bir önem arz etmektedir. Çok kristal PZT tabanlı hidrofonlar sudaki akustik dalganın yarattığı basıncı elektriksel sinyale dönüştürürken, fiber optik akustik algılayıcı sensörler fiber üzerinde meydana gelen faz değişimleri ile akustik dalgaları algılamaktadır. Fiber optik akustik algılayıcı sensörler, Mandrel ve Fiber Bragg Grating (FBG) tabanlı olmak üzere iki farklı yöntemle geliştirilebilmektedir. FBG tabanlı sensörler genel olarak çok düşük frekanslardaki algılama kabiliyetleri ile ivmeölçer tasarımlarında yer almakta olup, özellikle 10Hz altındaki sismik hareketlerin algılanması amacı ile kullanılmaktadırlar. Mandrel tabanlı geliştirilen fiber optik sensörlerde ise fiber, mandrel ismi verilen özel tasarlanmış plastik makaraların etrafına sıkıca sarılmaktadır. Akustik dalganın sensör mandrel üzerindeki fiberde yaratmış olduğu deformasyon, ışığın katettiği mesafenin referans mandrele göre değişmesine sebep olmaktadır. Referans ve sensör mandrellerden alınan sinyaller arasındaki faz farkları, akustik enerji hakkındaki bilgiyi içermektedir. Sağ üsteki şekilde METEKSAN Savunma tarafından milli imkanlarla geliştirilmiş, denizde performans testleri tamamlanmış prototip bir fiber optik akustik algılayıcı sensör görülmektedir. Eş yönlü algılama yapan bu sensörler; düşük frekanslarda yüksek alış hassasiyetleri (RVS), içlerinde aktif eleman bulundurmamaları sebebi ile EMI etkilerine karşı dayanıklı olmaları, kolay çoklanabilme yetenekleri ve küçük boyutları sebebi ile güncel pasif sonar tasarımlarında yer almaktadırlar. Özellikle denizaltıların en etkin pasif sonar sistemi olan yan dizin sonarlarında (Flank Array Sonar) algılayıcı sensör elemanı olarak, son yıllarda gittikçe artan sayıda uygulama alanı bulmaktadır. Bir diğer yeni nesil akustik algılayıcı sensör tipi olan vektör sensörleri, çok kristalli PZT tabanlı hidrofonlardan ayıran en temel özellik yönlü algılama kabiliyetleridir. Parçacık hızı ölçümü üzerine tasarlanan vektör sensörlerin, ataletsel vektör sensör ve MEMS vektör sensör olmak üzere iki farklı tipi bulunmaktadır. Ataletsel vektör sensörler, merkezlerinde bulunan 3 eksenli ivmeölçer vasıtası ile akustik dalgaların yarattığı parçacık hareketlerini 3 eksende ayrı ayrı ölçmektedir. Bu ölçümlere ilave olarak sensör üzerinde bulunan basınç algılayıcı sensörün ölçtüğü şiddet verisinin de sinyal işleme algoritmasına dâhil edilmesi ile tek bir sensör yapısında ve yüksek hassasiyette, sancak-iskele belirsizliği olmaksızın hedef kerterizi tespiti ve otomatik hedef takibi yapılabilmektedir. Vektör sensörler yön kestirim yetenekleri, yüksek alış hassasiyetleri ve küçük boyutları sebebi ile önümüzdeki 5 yıl içerisinde; halen çekili dizinlerde kullanılmakta olan ve en büyük sıkıntısı çok kristal PZT tabanlı sensör yapıları ile iskele-sancak belirsizliği olan triplet hidrofonların yerini alacaktır. METEK- SAN Savunma tarafından geliştirilmiş ataletsel vektör sensöre ait aşağıdaki deniz testi grafik sonuçları, düşük gürültülü bir hedef platformun, tek sensör ile 3000 yd. mesafeden, 360 derece boyunca, 3 dereceden düşük bir hata ile takip edildiğini göstermektedir. Tek kristal piezoelektrik seramikler ise üstün özelliklerinden dolayı çok kristal seramiklere göre yeni nesil tasarımlarda tercih sebebidir; çünkü tek kristal seramikler yüksek piezoelektrik yük katsayısı ve gerinim değerlerine sahiptirler. Bu özelliklerinden dolayı, tek kristal seramiklerin çok kristalli seramiklere kıyasla en önemli performans özelliği, aynı anda geniş frekans band aralığı ve yüksek algılama/gönderme hassasiyetine sahip olmalarıdır. Tek kristal seramiklerin göstermiş olduğu bu üstün performans yeni nesil hidrofon, transdüser ve dizinlerin daha küçük hacimlerde tasarlanabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu da eşdeğer çıkış gücü için daha düşük enerji kullanımı ve daha uzun süre batarya dayanımı veya tersi, yani aynı süre batarya beslemesi için daha yüksek çıkış gücü ve menzil avantajı demektir. METEKSAN Savunma üstün performansa sahip yeni nesil sualtı akustik algılayıcıların tasarlanıp üretilmeleri konusunda yapmış olduğu öncü çalışmalardan destek alarak ülkemizde ilk defa tek kristal seramik kullanarak bir hidrofon tasarlamış ve akustik ölçümlerini tamamlamıştır. Aynı boyutlara sahip çok kristal piezoelektrik seramik kullanılarak üretilen hidrofon karşılaştırma amaçlı olarak kullanılmıştır. Seramiklerin boyutları ve fiziki şekilleri aynı olmasına rağmen, üretilen tek kristal ve çok kristal hidrofonların çalışma frekans band aralıklarında ve khz arasında yapılan RVS (Alış Voltaj Duyarlılığı) ölçümlerinde gerçekleşen iyileşmelere ait grafiksel sonuçlar, karşılaştırmalı olarak aşağıdaki şekillerde görülmektedir. Sonuç olarak; üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin, taktik sualtı resminin oluşturulması ve yeni geliştirilecek aktif ve pasif platform sonar sistemlerinin performanslarının rakipleri ile rekabetçi bir noktaya gelebilmesi için, belirtilen sensör teknolojilerinin kullanımının elzem olduğu değerlendirilmektedir. METEKSAN Savunma da Türkiye nin Sualtı Akustiği Mükemmeliyet Merkezi görevi doğrultusunda bu alanda dünyadaki gelişen yeni teknolojileri takip etmekte ve oluşturduğu deneyimli mühendislik ekibi ve altyapısı ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını son teknoloji sistemler ile karşılamaya devam etmektedir.

30 30 DOSYA AYESAŞ: Milli Denizaltıya Genesis Modeli AYESAŞ İş Geliştirme Müdürü Dr. Tahir ÇONKA, denizaltı inşasında MİLGEM uygulamasındakine benzer Milli Denizaltı (MİLDEN) aşamasına geçilmesinin Türk Deniz Kuvvetleri ve Savunma Sanayimizin çok yakından bildiği ve başarılı şekilde uygulayabileceği bir model olacağını ifade etti Mustafa Kemal Atatürk 20 Eylül 1924 tarihinde Hamidiye Kruvazörü Hatıra Defterine şu satırları kaleme almış; Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti nin Donanması da mühim ve büyük olmak gerektir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir. Bunun ilk azimet noktası, sefain-i harbiye tedarikinden evvel onları muvaffakıyetle sevk ve idareye muktedir kumandanlara, zabitlere, mütehassıslara malikiyettir li yılların başından itibaren, Atatürk ün bu ülküsünden hareketle, Türk Deniz Kuvvetleri nin silah gücünde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı nın Uzun Ufuk, GENESİS ve MİLGEM projesi gibi çalışmalarla önemli bir yükselme ve gelişme yaşanmaktadır. Türkiye nin eşsiz ancak bir o kadar tehditler ve risklerle dolu jeopolitik konumu, çevre ülkelerde yaşanan karışıklıklar, Suriye nin, Rusya ve ABD gibi küresel güçlerin hegemonya alanı haline gelmesi, Kıbrıs ta çözülemeyen uzun dönemli sorunlar, Yunanistan ile yaşanan karasuları ve kıta sahanlığı anlaşmazlıkları ve Boğazlar ın dünya güç dengesinde artan önemi gibi sebepler; Türkiye nin deniz gücüne her zaman olduğundan daha fazla önem vermesini gerektirmektedir. Türk Deniz Kuvvetleri tarafından büyük bir titizlikle hazırlanarak 2015 Ekim ayında yayınlanan Türk Deniz Kuvvetleri Stratejisi dokümanında ifade edildiği üzere; Anavatanın bekasına yönelik denizden gelebilecek tehditlerin caydırılması; gerektiğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin diğer unsurları ile müştereken kesin sonuçlu harbin kazanılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin denizlerdeki hükümranlık haklarının, deniz alaka ve menfaatlerinin korunması, çevre denizlerimizde deniz güvenliğinin sağlanması, Türkiye nin yakın çevresinde istikrarlı bir güvenlik kuşağı oluşturulmasına katkı sağlanması, KKTC nin savunmasının ve deniz hak ve menfaatlerinin korunmasının desteklenmesi gibi hedefler; çevre denizlerimizde etkinlikte görev yapabilecek tipte ve yetenekteki platformların geliştirilerek idamesini gerektirmektedir. Türkiye nin deniz ticaretinin yoğun olarak gerçekleştiği deniz ulaştırma yollarının güvenliğine katkı sağlanması, Türkiye nin dış politika ve savunma sanayi hedeflerinin desteklenmesi, İttifak Deniz Stratejisinin desteklenmesi, küresel barış ve istikrara katkı sağlanması gibi Türk Deniz Kuvvetleri'nin harekât yarıçapının genişlemesine yol açan hedefler ise, çevre denizlerimizin ötesinde harekât icra edebilecek, güç aktarımı yapabilecek, ittifak/ koalisyon kuvvetlerine komuta edebilecek yetenekte platform ihtiyacını artırmaktadır. Yine aynı dokümanda; bir taraftan çeşitlenen ve artan yetenek ihtiyaçlarının, diğer taraftan kısıtlı kaynakların, platformların hem tehdit, hem yetenek tabanlı olarak çok maksatlı geliştirilmesini dikte etmekte olduğu ifade edilerek bahse konu yetenek ihtiyaçları çerçevesinde önümüzdeki dönemde tedarik edilmesi planlanlanan platformlar arasında orta vadede (6-10 yıl) Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Denizaltıların tedariğine önemli bir yer verilmiştir. Ayrıca; yeni platform tedariklerinin yanında süreç içerisinde, envanterde bulunan platformların modernizasyon ve idamesine devam edilirken, Gemi Entegre Savaş İdare Sistemi (GENESİS) ve Kuvvet Ağı İletişim Sistemleri Projesi ile Ağ Destekli Komuta Kontrol Yeteneğinin sürekli geliştirilmesinin önemine değinilmiştir. Belirtilen zaman periyodunda geliştirilecek sistemler ve envantere yeni girecek platformlarla kazanılacak yetenekler kısmında Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Denizaltılarla ilgili olarak; dalmış durumda ve gizlilik içinde uzun süre harekât icra edebilme yeteneği, yüksek süratli gelişmiş torpidoları, satıh hedeflerine (kara dâhil) atılabilen güdümlü mermi kabiliyeti ile denizaltı ve suüstü harbi yeteneğimizin güçlendirilmesinin hedeflendiği strateji dokümanında önemli bir husus olarak vurgulanmıştır. Suüstü platformlarındaki model sualtına uygulanabilir Türk Deniz Kuvvetleri yeni gemi ihtiyacını 2000 li yıllara kadar büyük oranda yurt dışı tedarik projeleri ile giderme yoluna gitmiştir. Bu süreçte, bir kısım deniz platformları doğrudan diğer ülkelerce hizmet dışına çıkartılan platformların Türk Deniz Kuvvetleri envanterine katılması yoluyla edinilirken, bir kısım deniz platformları ise tasarımın, platform ve gemi inşa malzemelerinin paket olarak yurt dışı bir firmadan alınması, müteakiben sınıfının ilk ya da bir kaç gemisinin yurt dışı tersanelerde, diğer gemilerin ise Türk Deniz Kuvvetleri bağlısı askerî tersanelerde inşa edilmesi şeklinde tedarik edilmiştir. Buna paralel olarak 1990 lı yılların sonlarına kadar suüstü platformlarının savaş sistemleri de (çoğunlukla platformlar ile birlikte) yurt dışından tedarik edilmiştir yılından itibaren savaş sistemleri alanında başlatılan GENESİS ve 2004 yılından itibaren harp gemisi inşası alanında başlatılan Millî Gemi (MİLGEM) projeleri sayesinde ilk kez bir savaş gemisinin tüm analiz, tasarım, geliştirme, bütünleştirme ve doğrulama aşamaları tamamen millî olarak gerçekleştirilmiştir. Türk Deniz Kuvvetleri tarafından hazırlanan Strateji Dokümanında da belirtildiği şekilde 1998 yılından itibaren atılan çok kritik önemdeki adımlardan Uzun Ufuk ve GENESİS Projelerinde AYESAŞ olarak yer aldığımız ve katkı sağladığımız için gururluyuz yılında başlatılan ve aynı kararlılıkta devam ettiğini memnuniyetle gördüğümüz suüstü platformlarındaki başarılı çalışmaların, coğrafyanın getirdiği olumsuzluklardan etkilenmemeleri, sürpriz unsur olarak beklenmedik zamanlarda ve yerde ortaya çıkabilme özellikleri, askeri-politik gelişmeleri kısa sürede etkileyebilme yetenekleri ile stratejik bir unsur olan denizaltılarda da gerçekleştirilmesi çok önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Suüstü platformlarında GENESİS Projesinde gerçekleştirilen modelin; yani önce yazılım ve donanım olarak geliştirilen milli Savaş Yönetim Sistemi ile mevcut gemilerin modernizasyonu, ardından yeni gemi inşa aşamalarına geçilmesi denizaltı projelerininde de GENESİS Projesinin benzer şekilde uygulanmasını gündeme getirmiştir. Suüstü ve denizaltı koşullarının birbirinden çok farklı olması sebebiyle bire bir aynı şekilde kullanılamasa bile suüstü projelerinden edinilen bilgi birikimi, tecrübe ve hepsinden kıymetlisi özgüven ile denizaltı projelerinde GENE- SİS Projesi aşamalarının benzer şekilde uygulanmasında hiçbir engel bulunmamaktadır. GENESİS Projesi; gerek modernizasyon, gerek yeni gemi inşa ve gerekse Komuta Kontrol (Karargâh) Merkezi uygulamaları şeklinde farklı platformlarda hayata geçirilebilecek, esnek, jenerik ve geniş kapsamlı bir proje olarak tasarlanmıştır. GENESİS Projesinin suüstü platformlarındakine benzer şekilde denizaltı platformlarına uygulama aşamaları aşağıdaki şekilde gerçekleşebilecektir. Halihazırda yurtdışından teknoloji transferi ile tedariği devam etmekte olan Yeni Tip Denizaltı Projesi kazanımlarını, bilgi birikimini azami ölçüde kullanarak ve milli olarak suüstünde GABYA Sınıfı Fırkateynlerin modernizasyonuna benzer şekilde PREVEZE Sınıfı Denizaltıların Modernizasyonunun gerçekleştirilmesi, GENESİS PREVEZE Modernizasyonu sonrasında suüstündeki MİLGEM uygulamasındakine benzer Milli Denizaltı (MİLDEN) aşamasına geçilmesi Böyle bir model; Türk Deniz Kuvvetleri ve Savunma Sanayimizin çok yakından bildiği ve başarılı şekilde uygulayabileceği bir model olacaktır. Denizaltılar ile ilgili olarak halihazırda iki proje öne çıkmaktadır. Birincisi; AYESAŞ olarak da içinde yer almaktan gurur duyduğumuz ve halen inşası devam etmekte olan 6 adet havadan bağımsız tahrikli (AIP) Yeni Tip Denizaltı inşa Projesi ile Preveze Sınıfı Denizaltıların Modernizasyonu projesidir. PREVEZE Sınıfı Denizaltı modernizasyon projesinin Savaş Yönetim Sistemine yönelik olan ve MÜREN PREVEZE olarak adlandırılan TÜBİTAK BİL- GEM Yükleniciliğinde yürütülen projede AYESAŞ olarak ana donanım alt yüklenici adaylarından birisi olarak Yeni Tip Denizaltı Projesindeki tecrübemizi projeye aktarmak için sabırsızlanıyoruz. Havadan bağımsız tahrik sistemine (AIP) sahip 6 adet Yeni Tip Denizaltının azami yerli katkı ile Gölcük Tersanesi Komutanlığı'nda inşa edilerek tedarik edilmesi amaçlanmaktadır. Buna ek olarak, denizaltı tasarımı, inşası, entegrasyonu ve sistemleri konusunda bilgi birikimi ve tecrübe oluşturulması hedeflenmektedir. Proje ile denizaltı konusunda Türkiye'nin kendine yeter bir ülke olması yolunda ilerleme kaydedilmektdir. Halen dünyada denizaltı inşa edebilen 14 ülkeden

31 DOSYA 31 biri olan Türkiye nin güçlü silahlı sistemler ve savunma sanayisiyle bu alanda özgün tasarım ve üretim yapabilen en güçlü ülkeler arasında yer almasının sağlanması hedeflenmektedir. Yeni Tip Denizaltı çalışmalarına firmamız AYESAŞ ile birlikte savunma sanayimizin önde gelen şirketleri tarafından büyük destek verilmektedir. Yer aldığımız bu projede AYESAŞ tarafından Yeni Tip Denizaltı Konsolları'nın tasarım ve üretimi ile korumalı kabinetleri ve Silah Kontrol Üniteleri (WCU) elektronik kartları Sincan tesislerimizde üretilmektedir. Alman ATLAS Elektronik firması ile birlikte gerçekleştirilen konsol tasarım faaliyetleri, su soğutmalı denizaltı konsol teknolojilerine sahip olunması açısından çok önemli görülmektedir. Ayrıca yüksek teknoloji içeren konsol, korumalı kabinet ve WCU elektronik kartlarının AYESAŞ Sincan tesislerinde üretimi ise hem altyapı açısından, hem de ileride Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza sağlanacak Lojistik destek açısından yüksek öneme haizdir. Donanma Komutanlığı Gölcük Tersane Komutanlığı nın 1975 yılından bu yana denizaltı inşasında edindiği tecrübe, bilgi ve birikimi ile Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında Reis sınıfı denizaltıları gerçekleştirmek için inşa çalışmalarını sürdürmektedir. Projenin ilk denizaltısı olan Pirireis in yapımı 2020 yılında tamamlanacak. Pirireis in ardından aynı sınıfa ait 5 denizaltı daha 2025 yılı sonuna kadar teslim edilecek. Reis sınıfı denizaltılar, Deniz Kuvvetleri nin denizlerin altındaki gücüne güç katacak. Savunma Sanayi Müsteşarımız İsmail Demir in de bir konuşmasında ifade ettiği üzere; Yeni Tip Denizaltı Projesi'nden bahsederken ikinci adımın 'milli denizaltı' olduğunu bilmemiz gerekir. Yeni Tip Denizaltı Projesinde yurtdışından aldığımız destekle inşa edecek olduğumuz denizaltılarımızdan hemen sonra bir milli denizaltı projesini hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bunun ilk çabaları şu anda aslında başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızla görüşmelerimizde, bir yandan bu tür hazırlık faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve sanayimizi de bu hazırlık içinde olmaya teşvik ediyoruz. Denizaltı konusunda Türkiye'nin kendine yeter bir ülke olmasına doğru yol almaktayız. Denizaltımızın ve diğer platformlarımızın içinde kullanılan unsurlar, başta motor olmak üzere onların da millileştirilmesi ilerideki bir hedefimiz. İçinden geçtiğimiz günlerde dost bildiğimiz ülkeler dahil olmak üzere çevremizdeki bazı ülkelerin durumlarının da etkisiyle nasıl kuşatılmaya çalışıldığımızı hep beraber görüyoruz. Burada da tekrar tekrar bize hatırlatılmış olan unsur güçlü bir Türkiye'nin olması. Güçlü bir Türkiye de ancak güçlü bir silahlı kuvvetlerle olur. Güçlü bir silahlı kuvvetler de güçlü silahlar, güçlü sistemlerle hayata geçer. Bu da savunma sanayi demektir." Sonuç olarak; 2000 li yılların başından beri yürütülmekte olan suüstü platformlarındaki modernizasyon ve yeni gemi inşa çalışmaları son derece başarılı bir şekilde hedeflenen seviyelere ulaşmış ve aynı kararlılıkta devam ettirilmektedir. Son yıllarda suüstü gemilerinin ihracatında yaşanan gelişmeler ülkemiz için bir gurur vesilesi olmaya başlamıştır. Benzer şekilde bir atılımın denizlerin stratejik silahı olan denizaltı platformlarında da gerçekleştirilmesi ülkemiz ve Savunma Sanayimiz açısından kritik öneme haizdir. Bu konuda Yeni Tip Denizaltı Projesi ve Preveze Sınıfı Modernizasyon Projesi ile çalışmalar başlamış olup GENESİS Projesi ruhu ile bu çabaların 2020 li yılların başlarında başarıya ulaşacağına kesin gözle bakılmaktadır. AYESAŞ ve Vestel Savunma Sanayi (VSS) olarak; suüstü platformlardaki başarılar için çok önemli kilometre taşı niteliğinde olan GENESİS Gabya Sınıfı Fırkateyn Modernizasyon Projesinin birinci gemisindeki ilk donanım üreticisi olarak yaşadığımız haklı gururu, Yeni Tip Denizaltı Projesindeki konsol-kabinet gibi savaş yönetim sistemi donanım öğeleri üretimi konusunda teknoloji transferi için Savunma Sanayi Müsteşarlığımız tarafından belirlenmiş yerli firma olma kimliğimiz ve tecrübemiz ile tüm denizaltı projelerimizde yer alarak destek verme arzumuzu bu yayın aracılığla paylaşmak isteriz.

32 32 DOSYA Havelsan denizaltında kritik görevlere hazır Havelsan Komuta Kontrol ve Savaş Sistemleri Genel Müdür Yardımcılığı; denizaltı inşa ve donatım projelerine ilişkin Havelsan ın yürüttüğü çalışmalar hakkında kurumsal bir değerlendirme yaptı Savaş yönetim sistemleri konusunda nice başarılara imza atmış olan HAVELSAN, suüstü ve hava platformlarında edindiği tecrübeleri denizaltı platformlarına taşıma kararlılığını ortaya koyarak, denizaltı platformları için komuta kontrol ve savaş sistemi geliştirme çalışmalarına 2000 li yılların sonlarında başlamıştır. İlk olarak SEDA (Sonar Entegre DenizAltı) projesi, tamamen özkaynaklı bir ARGE projesi olarak başlatılmış ve bu kapsamda denizaltı platformlarına özgü bir savaş yönetim sistemi geliştirilmesi hedeflenmiştir. İkinci olarak da, denizaltı platformlarının olmazsa olmazı olarak nitelendirilebilecek, milli bir torpido atış kontrol sistemi geliştirilmesi sektörün ortak paydası Türk P ve I Sigorta A.Ş. Muhittin Üstündağ Cad. No: Koşuyolu / İstanbul T : F : info@turkpandi.com için çalışmalar başlatılmış ve bu amaçla bir diğer AR-GE projesi olan TORAKS projesi tanımlanmıştır. Asimetrik bir güç olan denizaltıların en önemli özelliği ve diğer platformlardan en büyük farkı sessizlik ve gizliliği olduğundan, denizaltı platformları çok çeşitli sualtı akustik algılayıcılar (sonarlar) ile donatılmıştır. Akustik algılayıcıların yanında, platformda çeşitli akustik olmayan (RADAR, periskop, vb.) algılayıcılar da mevcuttur. Denizaltılarda kullanılacak olan savaş yönetim sisteminin, hem akustik hem de akustik olmayan algılayıcılardan alınan verileri bütünsel bir şekilde değerlendirip taktik resmi doğru şekilde oluşturması hayati önem taşımaktadır. Torpido ise, denizaltının görevini yapabilmesi için kontrol edilmesi gereken en önemli silahı olduğundan, torpido atış kontrol sistemi, bir denizaltı platformunun diğer kritik unsurunu oluşturmaktadır. Denizaltı platformlarındaki savaş yönetim sistemleri; n Sensörlerden aldıkları bilgileri karmaşık algoritmalar kullanarak vektörel izlere dönüştürebilen, n Görev yapılan sahadaki sualtı, suüstü ve deniz yüzeyine yakın unsurları içerecek şekilde taktik resmi oluşturan ve bu unsurların dost veya düşman olduğunu sınıflandırabilen, n Denizaltı üzerindeki muhtelif torpido ve güdümlü mermilerle hedeflere angaje olmaya yönelik planlamaların yapılmasına imkân veren bir sistemdir. Denizaltı platformlarımızda kullanılması amacıyla, milli savaş yönetim ve torpido atış kontrol sistemlerinin geliştirilmesi hedefine ulaşma yolunda SEDA ve TORAKS projeleri Havelsan a büyük katkı sağlamaktadır. TORAKS projesinin milli torpido geliştirme ve seri üretim projesi olan AKYA projesinde de kullanılması HAVEL- SAN ın hedefleri arasındadır. Havelsan ın hem daha önce görev alıp başarı ile teslim ettiği MELTEM, GENESİS, MİLGEM ve Barış Kartalı savaş yönetim sistemleri, hem de SEDA ve TORAKS projeleri kapsamında yapmış olduğu çalışmalar ile edindiği deneyim, REİS Sınıfı denizaltılar için yürütülen Yeni Tip Denizaltı Projesinde (YTDP) Havelsan ın yerli altyüklenici olarak savaş yönetim sistemi geliştiricisi rolünü üstlenmesini sağlamıştır. Aynı proje kapsamında gerçekleştirilen Mk-48 torpidolarının entegrasyonu için de Havelsan yerli altyüklenici olarak sorumluluk üstlenmiştir. Havelsan Mk-48 entegrasyonu kapsamında gerçekleştirdiği zamanında ve başarılı teslimatları nedeni ile birlikte çalıştığı torpido üreticisi tarafından 2016 yılı için Başarılı Altyüklenici Firma Ödülü ne layık görülmüştür. REİS sınıfı denizaltıların Türk Deniz Kuvvetleri ne teslimatının ardından, savaş yönetim sisteminin konfigürasyon kontrolü Havelsan sorumluluğuna geçecek ve ileride ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar kapsamında yapılması gereken tüm modifikasyonlar Havelsan tarafından gerçekleştirilecektir. Ayrıca YTDP Projesinde Havelsan ın kazandığı teknolojik kazanımlar PREVEZE ve GÜR sınıfı denizaltıların modernizasyonlarının, tamamen milli yazılımlar ve çözümlerle yapılabilmesine de imkân sağlayacaktır. YTDP Projesi nde üstlenilen sorumluluk ve gerçekleştirilen başarılı teslimatlar, Havelsan ın yurt dışında da benzer görevler almasının yolunu açmaktadır yılı sonlarında yapılan anlaşma ile Havelsan, Pakistan Deniz Kuvvetleri nin AGOSTA sınıfı denizaltılarındaki savaş yönetim sistemini güncel teknolojiye dayalı yeni bir sistem ile modernize etmektedir. AGOS- TA sınıfı denizaltıların modernizasyonunda savaş sistemi ana entegratörlüğü görevini de Havelsan üstlenmiştir. Bu proje ile kazanılacak deneyimler, Havelsan ın savaş sistemi entegratörü rolünü daha da güçlendirecektir. Savaş yönetim sistemleri ve torpido atış kontrol sistemleri ile ilgili çalışmalarının yanında, Havelsan, suüstü platformları için geliştirdiği özgün ürünü Gemi Veri Dağıtım Sistemi ni, YTDP kapsamında, Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi (DBDS) adı altında denizaltı platformlarına da uyarlamıştır. DBDS, denizaltının harekât sahasında ihtiyacı olan her türlü bilgiyi, kaynağından temin ederek, ilgili sistemlere süratli, güvenli, istenen sıklıkta ve formatta sağlayan bir tür sinir sistemi işlevi görmektedir. Bu sistem aynı zamanda denizaltılarda akustik olmayan tüm sensörlerin savaş yönetim sistemine entegrasyonu görevini de yerine getirmektedir. Türk Deniz Kuvvetleri nin stratejik ortağı olan Havelsan yurt içinde ve yurt dışında tamamladığı başarılı teslimatlardan güç alarak, bundan sonraki dönemde de denizaltı platformlarında kritik roller üstlenmeye devam edecektir.

33 DOSYA 33 Hedef, milli denizaltı dizaynı ve üretimi STM Denizaltı Projeleri Yöneticisi Hakan Doğan Savcı Türkiye nin dünyada denizaltı dizayn edebilen 10 ülke arasına girebilmesi için yapılan çalışmaları sıraladı STM Deniz Projeleri Direktörlüğü bünyesinde yer alan Denizaltı Projeleri Yöneticiliği, Denizaltı Dizayn Yöneticiliği ve Silah Sistemleri Yöneticiliği bir arada STM nin Denizaltı ile ilgili projelerinin gerçekleştirilmesi, yürütülmesi ve gelecekle ilgili plan ve stratejilerin oluşturulması için 2006 yılından beri artan bir şevkle çalışmaktadır. Türkiye; çevrili olduğu denizlerdeki hak ve menfaatlerinin korunması, ülkeye denizden gelebilecek tehlikelerin karasularına girilmeden bertaraf edilmesi, jeopolitik konumunun gerektirdiği denizlerde bölgesinin en güçlüsü olma ve bağlı bulunduğu ittifak içerisindeki görevlerini başarı ile yerine getirebilme felsefesi ile her zaman için nitelik ve nicelik yönünden üstünlüğü tartışılmayacak bir denizaltı kuvvetini hizmette bulundurmuştur. Türkiye artık kendi denizaltısının tasarımını kendisi yapabilen, bu denizaltıyı en fazla oranda yerli katkı ile inşa edebilen, teknolojideki gelişmeleri takip ederek uygun zaman ve ekonomiklik ile bu gemileri modernize edebilen, geminin hizmet dışına ayrılışı da dâhil olmak üzere ömür boyu maliyetini öngörerek bütçelenmesini yapabilen bir yapıya sahip olma gayreti içindedir. STM olarak ise hedefimiz Denizaltı Dizaynı ve Modernizasyonu konusunda yetenek kazanmak ve bu yeteneği Milli Denizaltı projelerinin gerçekleştirilmesi için Milli Makamların emrine sunmaktır. Dünyada özgün olarak klasik (nükleer tahrik sistemi ile yürütülmeyen) denizaltı dizayn edebilen ülke sayısı 10'dur. STM kendisi için koyduğu bu hedefle ve ülke içinde yapılacak diğer gayretlerle birlikte Türkiye nin bu 10 ülke içinde hak ettiği yeri alacağına inanmaktadır. Faaliyetlere başlanan 2006 yılından günümüze kadar geçen 11 yıllık sürede bahse konu hedefe ulaşmak için başlangıçta yapılan birçok faaliyet ve hazırlık sonrası temel yapısal kurulum tamamlanarak Aralık 2009 tarihinde ThyssenKrupp Marine Systems (TKMS) firması ile bir alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile Gölcük Tersanesi'nde inşası halen devam eden 6 adet Reis Sınıfı denizaltının 15 bin kalem inşa malzemesi, 300 civarında sistem ve cihazın yerlileştirilmesi ve Gölcük Tersanesi'nin altyapısının dikey inşa yöntemlerini uygulamaya imkân veren modern tezgâhlarla donatılması sağlanmaktadır. Bu sözleşmenin hemen sonrasında Mart 2011 tarihinde Ay Sınıfı Denizaltı gemileri modernizasyon projesinde ana yüklenicilik görevi alınmış ve bu proje kapsamında TCG Doğanay ve TCG Dolunay denizaltılarının modernizasyonu bütçesinde ve kısa sürede başarı ile tamamlanmıştır. Bu iki proje sayesinde oluşturulmaya başlanan sinerji uluslararası alanda da ilk meyvesini 22 Haziran 2016 tarihinde Pakistan ile Fransız dizaynı Agosta 90B sınıfı denizaltıların modernizesi sözleşmesinin imzalanması ile vermiştir. Proje ile denizaltıların 14 adet sistemi yenileri ile değiştirilecek ve bu sayede denizaltıların üstün ve güncel savaş gücüne ulaşması STM tarafından sağlanacaktır. Bu projeye çok benzeyen Preveze Sınıfı Denizaltıların Yarı Ömür Modernizasyonu projesi için de çok kısa sürede ihtiyaçların tamamını karşılayan bir teklif hazırlanıp Milli Denizaltıya giden yolda bir kilometre taşı olarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na sunulmuştur. STM, dünya çapındaki tüm denizaltı tedarik, modernizasyon, dizayn faaliyetlerini yakından takip etmekte ve diğer ülkelerce gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlere katkıda bulunmak için tekliflerini sunmaktadır. STM adı denizaltı dizayn ve modernizasyonu konusunda tüm dünyada bilinen bir marka haline gelmiştir. Geçen süre içinde sadece sözleşmeli projeler ile uğraşıl- mamış, bunun yanı sıra küçüklü büyüklü birçok konsept denizaltı çalışması tamamlanarak bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar ilgililer ile paylaşılarak Milli Denizaltı hazırlık ve etüt çalışmalarına destek olunmuştur. Türkiye nin kendi denizaltısının tasarımını kendisinin yapması hedefi doğrultusunda maksimum desteği sağlamak Başlamak bitirmenin yarısıdır. KDA XC-01 konsept Denizaltı üzere STM, denizaltı dizayn ve modernizasyonuna yönelik faaliyetlerini artırarak ve yapılanmasını yeni ve dinamik personelle güçlendirerek sürdürmektedir.

34 34 DOSYA İstanbul Shipyard Askeri Gemiler İnşa Koordinatörü Zafer Ispartalı Denizaltı inşasında buz dağının görünmeyen kısmı Hepimiz çok iyi biliriz ki, buz dağının suyun altında kalan, yani görünmeyen kısmı çok daha büyük ve heybetlidir. Bu husus aslında fiziksel bir tespit olmasına rağmen, eskiden beri birçok konuda, aslında bilinenden daha farklı ve fazla bir gerçek olduğunun belirtilmesi için kullanılmıştır. Günümüz savunma sanayi teknolojileri kapsamında tam da bu anlamda görünenden ve bilinenden çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu konusunun sıkça tartışıldığı ve bu yaklaşıma dair vizyonun geleceğin teknolojilerini şekillendirdiği bir dönem yaşıyoruz. Suyun altında güçlü olmak artık bugün suyun üstünde güçlü olmaktan çok daha önemli hale gelmiş durumdadır. Deniz Kuvvetlerimiz bu konuda da her zaman olduğu gibi bayrağı çok daha ileri taşımak için çalışmalarını yapmakta ve sadece çevre denizlerimizde değil, tüm dünya denizlerinde operasyon yapabilecek kabiliyete sahip olmak için tasarlamış olduğu projelerini bir bir hayata geçirmektedir. Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi ve Kurtarma Yedekleme Gemileri Projeleri Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile İstanbul Denizcilik Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında imzalanan 2 farklı sözleşme ile gerçekleştirilen bu projeler ülkemiz gemi inşa sanayinin sualtı teknolojileri konusunda artık uluslararası ölçekte hangi noktalara ulaştığının en önemli göstergeleridir. Bu sözleşmeler kapsamında inşa edilen Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi TCG ALEMDAR (A-582) 28 Ocak 2017 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmiş ve aktif olarak görevine başlamıştır. Ayrıca, Kurtarma Yedekleme Gemilerimiz TCG IŞIN (A-583) ve TCG AKIN (A-584) ın da bu yaz teslim edilmesi ve hizmete girmesi planlanmaktadır. Bugün artık Türkiye Cumhuriyeti bu projeler kapsamında sahip olduğu 3 ayrı gemi sayesinde 600 metre derinliğe kadar tüm denizaltılara hem yaşam desteği sağlayacak hem de personelini o derinliklerden kurtaracak imkan ve kabiliyetlere kavuşmuştur. TCG ALEMDAR (A-582), ana görev fonksiyonu olarak 600 metre derinliğe kadar kazaya uğrayarak batmış durumda olan denizaltılarda bulunan personele öncelikle ulaşıp yaşam desteği sağlamak ve daha sonra uygun ekipmanların kullanımıyla personelin kurtarılması için tasarlanmış bir platformdur. Ayrıca ana görev fonksiyonunun yanında dalış destek faaliyetleri, sualtı kaynak/kesme/onarım işlemleri, tam teşekküllü hastane imkanları ile her türlü tıbbi müdahaleleri, hasta transfer sistemleri ve helikopter iniş/kalkış kabiliyeti ile daha ileri müdahaleye ihtiyacı olan hastaların karaya transferi gibi işlemleri de başarı ile icra edebilecek yeteneklerle donatılmıştır. Tüm bu görevlerin başarıyla icra edilebilmesi için sahip olduğu sensör teknolojileri ve platform sistemleri ise yine belki de başka bir yazıda dile getirilecek seviyede önemlidir. Dizel elektrik tahrik ve sevk sistemi, akıllı güç yönetim sistemi, tünel tipi ve asansörlü tip iticiler, dinamik konumlandırma sistemi, entegre platform kontrol ve izleme sistemi gibi ileri teknoloji ürünü sistemler geminin diğer sahip olduğu yeteneklerdir. TCG ALEMDAR (A-582), uluslararası sertifikasyon ekipleri tarafından yapılan sörveyler neticesinde hem Amerikan hem de NATO denizaltı kurtarma cihazları ile kullanılabilecek şekilde sertifiye edilmiştir. Ayrıca gemi, dünyada her iki kurtarma cihazıyla da operasyon yapma sertfikasına sahip tek platform olarak kayıtlara geçmiştir. Peki denizin altında o kadar derinlerde yapılan operasyonların detayları ve bu operasyonları başarılı bir şekilde icra etmek için sahip olunması gereken teknolojiler nelerdir? TCG ALEMDAR (A-582) ile Deniz Kuvvetleri'mizin ve dolayısıyla ülkemizin kazanmış olduğu imkan kabiliyetlere kısaca bir göz atalım: n Denizaltı Arama Sistemleri: Olası bir denizaltı kazası neticesinde icra edilecek operasyonun ilk aşaması kazaya uğramış denizaltının bulunması faaliyetidir. Bu kapsamda gemi aktif ve pasif sualtı izleme sistemlerine sahiptir metre derinliğe kadar yedeklenebilen yandan taramalı sonar sistemi, karinaya monteli aktif ve pasif sonar sistemleri, yüksek hassasiyetli akustik konum belirleme sistemi, çok bimli iskandil gibi sistemler sayesinde hızlı bir şekilde denizaltının yerinin tespit edilmesi sağlanmaktadır. n Denizaltı Havalandırma ve Dekompresyon Sistemi: 600 metre derinliğe kadar kazaya uğrayarak batmış denizaltı içine gemide mevcut yüksek basınçlı ve debili özel kompresör sistemlerinde üretilen hava basılarak personele yaşam desteği sağlanmaktadır. Denizaltı içinde birikmiş zehirli gazların analizi, ihtiyaç duyulan hava miktarının hesabı ve denizaltının basıncının düşürülmesi operasyonları yapılabilmektedir. n Uzaktan Kumandalı Sualtı Cihazı (ROV): 1000 metreye kadar olan tüm sualtı operasyonlarında kullanılabilen, uzaktan kontrollü, robotik kollara, çok yönlü motorlara (9 adet), muhtelif kamera ve aydınlatma sistemlerine sahip sualtı cihazıdır. Özellikle deniz dibi boru hatları, fiber optik kablo yolları, petrol/doğal gaz platformları gibi farklı alt yapıların sualtında kontrol/bakım/ onarım faaliyetlerinde uygulama alanları mevcuttur. n Dinamik Konumlama Sistemi: Geminin tüm sensörlerinden aldığı pruva, rüzgâr, akıntı, sürat bilgisi gibi verileri işleyerek, ana itici pervaneleri ve diğer tüm yardımcı itici sistemleri kullanarak geminin bir noktada sabit durmasını sağlayan sistemdir. Özellikle dalış ve denizaltı havalandırma sistemi faaliyetlerinde geminin mutlaka belirlenen noktada çevresel faktörlerden etkilenmeden sabit durabilmesi gerekmektedir. n Sabit Basınç Odası: Denizaltıdan kurtarılan ya da herhangi bir dalış faaliyetinde kazaya uğramış dalgıçların tedavilerinin gemi üzerinde yapılabilmesi sağlanmaktadır. Tedavi gören personelin sağlık durumlarının izlenmesi için merkezi hasta izleme sistemi monitörleri, muhtelif özelliklerde gaz analizörleri ve dahili kamera sistemi gibi imkanlar bulunmaktadır. Ayrıca yine uzun süreli tedavi ihtiyaçları göz önüne alınarak basınç odası tuvalet, lavabo, iklimlendirme sistemi, sabit yangın söndürme sistemi gibi destek sistemleri ile donatılmıştır. n Dalış İstasyonu: Tüm dalış faaliyetleri dalış istasyonundan yönetilmekte, dalgıçlar için dalış derinliğine göre ihtiyaç duyulan karışım gazların akışı sağlanmakta, dalgıçların soluduğu gazların analizi yapılmakta ve tüm operasyonlar dalgıç başlıklarına koşulmuş olan kamera ve mikrofonlar vasıtası ile takip edilmektedir. Kısa bir not ekleyerek yazımızı tamamlayalım; bu ay içerisinde hizmete girmesi planlanan TCG IŞIN (A-583) ile birlikte envantere girecek olan yeni Uzaktan Kumandalı SuAltı Cihazı (ROV), Yandan Taramalı Sonar Sistemi ve Kurtarma Vinci ile ülkemizin sualtı arama/ kurtarma kabiliyeti 3000 metre derinliğe ulaşacaktır. Ülke olarak çevre denizlerimizde, özellikle sualtı kaynakları konusunda stratejik hamleler içinde olduğumuz bu dönemde Türk Deniz Kuvvetleri'ne kazandırılmış bu yetenekler, ülkemizin sualtında da sahip olduğu gücün işareti olacaktır. Ayrıca bu projeler, gerçekleştirdiği Milli Harp Gemisi İnşa projeleriyle artık tüm dünya denizlerinde aktif bir oyuncu olma yolunda önemli adımlar atan Türk Deniz Kuvvetleri'nin gelecek dönemde sualtı teknolojilerine olan ilgisini artıracağının da göstergesidir. Geleceği, buz dağının suyun altında kalan kısmını görenler şekillendirecektir.

35 MilSOFT geliştirdiği Savaş Yönetim Sistemi (SYS) ve Data Link İşlemcisi ile denizaltılarımızın silah, sensör ve seyir sistemlerini entegre edebilecek, link sistemleri yolu ile dış platformlarla bilgi ve emir alışverişi yaptırabilecek yeteneğe sahiptir. n Geliştirilmeye başladığı dönemden itibaren katmanlı ve dağıtık bir mimariyi (Open Architecture Computing Environment (OACE)), bakım-idame kolaylığını (teknik ve maliyet), uluslararası standartlara uyumluluğu hedefleyen en son savaş yönetim sistemi mimarilerini temel almıştır, n Bu konuda başı çeken ve teknolojileri belirleyen uluslararası organizasyonların (Object Management Group - OMG C4I grup gibi) yaklaşımlarını ve ortaya koyduğu standartları henüz taslak oldukları aşamalardan itibaren temel almış ve bunları uygulamaya koyup hayata geçiren dünya çapında kuruluşlar arasında yer almıştır, n Ağ Destekli Yetenek (ADY), Taktik Resim ve her türlü platforma entegre edilebilecek düzeyde modüler ve ölçeklendirilebilir bir altyapıya sahip olan sistem üzerinde tam Link-16 desteği için Link-16/Link-22 veri yapıları kullanılmış ve ilgili uygulama yazılımları geliştirilmiştir, n Mevcut SYS Link 16/22 tabanlı bir sistem olup, herhangi bir veri kaybı olmadan ve tüm fonksiyonlarını destekleyecek şekilde Link 16 ve Link 22 taktik data link veri iletişimi özelliklerine sahip ve bu linklerle tam olarak entegre olmuş durumdadır. Tüm Link 16/22 bilgilerini ve olanaklarını Link 16/22 çözünürlüğüne sahip olarak herhangi bir kısıtlama olmadan tüm konsollarda kullanabilmektedir, n Mevcut mimari yapı sayesinde istenilen tüm silah, sensör, E/H sistemi sisteme kolaylıkla entegre edilebilmektedir. MilSOFT un tamamladığı ve hali hazırda yürüyen EH projeleri vardır ve bu projelerdeki birikimini EH sistemlerinin komuta kontrol sistemlerine entegrasyonu için kullanılabilecektir. n EH sistemleri tarafından elde edilen/kullanılan bilgiler aynı zamanda Link 16 EW mesajları ile Link16 ağı üzerinden diğer birimlere aktarılabilmekte ve aynı ağ üzerinden alınarak KKS de kullanılabilmektedir. Bu kapsamda MilSOFT Link16 kabiliyeti EW mesajlarını da içermektedir n Sistem altyapısı, sisteme herhangi bir silah veya sensör entegrasyonunu desteleyecek altyapıya sahiptir. Teknolojisi tamamen tarafımızca en güncel teknolojilere ve kavramlara uygun olarak geliştirilmiştir n WAIS sistemi Savaş Yönetim Sistemi ile entegredir. Böylelikle WAIS ten alınan tüm veriler iz Yönetimine girmekte ve WAIS verileri diğer tüm sensör verileri gibi İz Yönetimi tarafından değerlendirilerek taktik resmin bir parçası olarak sunulmakta ve kullanılmaktadır n SYS Yazılımı, sensörlerden elde edilen veriler ile Komuta Kontrol Sistemi Yazılımı operatörlerinin sisteme sağladığı verilere dayanarak, taktik resmi oluşturmaktadır. n Verinin dağıtık olarak tutulması ve gerçek zamanlı veri dağıtımı için OMG DDS (Data Distribution Services) geliştirilmiştir. n Komuta Kontrol ile ilişkili tüm alt sistemlerin SYS entegrasyonu; Radar, E/O, G/M, (Mesaj İşletim Sistemi (MHS), Navigasyon, Otomatik Tanıma Sistemi (AIS) gibi alt sistemler de dâhil olmak üzere) sağlanmıştır. n GEMKOMSİS Komuta Kontrol Sistemi, IHO standartlarında üretilmiş S-57/S-63 ve ARCS sayısal haritaları, IMO standartlarında belirtilen, IHO tarafından tavsiye edilen renk ve sembollere uygun olarak sergilemektedir. Söz konusu renk ve semboller, Special Publication S-52, Appendix 2 (Color and Symbol Specifications for ECDIS) dokümanına uygun olarak kullanılmaktadır. n Harita üzerinde taktik resim unsurlarını kolay seçilebilir kılmak için katmanlı bir yapı öngörülmüştür. Bu katmanlar Sistem İzleri, AIS İzleri, S-57 veya ARCS haritaları, Taktik Şekiller, Gridler, Navigasyon, Arama Kurtarma gibi katmanları içermektedir. n SYS yazılımının koşacağı bilgisayar gücü MilSOFT KKS nin dağıtık ve açık sistem mimarisi sayesinde pool of processor konseptinde bilgisayar gücünün de bu amaçla artırılmasına kolayca izin vermektedir Milsoft SYS konusundaki başarısını S/G A/K Gemisi Savaş Yönetim Sistemi, GENE- SIS Arakatman Yazılımları Projesi, ESSM Entegrasyonu Projesi, Mil-DDS-MilSOFT Arakatman Yazılımları Projesi ve yurt dışına ihracatı gerçekleştirilen Naval Information Exchange System (NIXS) Projesi ile göstermiştir. MilSOFT Taktik Data Linki İşlemcisi (Mil-DLP), Link 11/16/22 kabiliyetli hava/suüstü/sualtı/kara platformları arasında taktik bilginin veri link kabiliyeti kullanılarak paylaşılmasına olanak sağlamaktadır. n Çoklu link işleme kabiliyetine sahiptir, aynı anda Link 11 ve Link 16 ağlarına bağlanabilir. n Linklerden bağımsız tüm Link 11/16/22 içeriğini kapsayan normalize mesaj seti kullanır, Komuta-Kontrol sistemleri için linkten bağımsız tek bir arayüz sunar. n Link standart dokümanlarıyla uyumludur( STANAG 5511/5516/5522/5616, SLIRS, Mil-STD-6016) n NATO standart Link 11/16/22 ve çoklu link işletme süreçlerini temel alır. (ADatP-11/16/33) n Link 11 Link 16 Link 22 arasında karşılıklı veri transferi gerçekleştirir. n Link 11/ Link 16 ve Link 22 için ayrı ayrı koşan Korelasyon uygulamasına ek olarak çoklu link korelasyonu kabiliyeti de sağlar. n Ölçeklendirilebilir bir DOSYA 35 Denizaltı yapımında kullanılabilecek sistemler MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi Sinan Topuz, inşa edilecek denizaltının sisteminde kullanılabilecek yerli sistemler konusunda teknik değerlendirmelerde bulundu mimariye sahiptir. Farklı platformların ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde Link bazında (Link 11/16/22) ya da mesaj bazında açma/kapama seçeneği sunmaktadır. n Dış sistem bağımlılıkları taktik veri linki işleme mantığından izole edilmiştir. Platform, işletim sistemi ve donanım bağımsızdır. Farklı sistemlere kolaylıkla taşınabilir. n Değişmeye ve gelişmeye açık bir mimariye sahiptir. Link standartlarında olabilecek yeni Link eklenmesi, mesaj eklenmesi/çıkarılması, mesaj alan güncellemeleri gibi değişiklikleri en az eforla ürüne yansıtacak şekilde ve OACE standartlarına uygun olarak geliştirilmiştir. n Farklı entegrasyon modellerine uygun bir tasarıma sahiptir. Kendi başına çalışma, komuta kontrol sistemine entegre çalışma, bağdaştırıcı kullanarak Legacy komuta kontrol sistemleri ile entegre çalışma, bağdaştırıcı kullanmaksızın MilSOFT Komuta-Kontrol Sistemi ile entegre çalışma çözümleri uygulanabilir. n Harici kütüphanelere bağımlılığı yoktur, yüzde 100 MilSOFT tarafından üretilmiştir. n MilSOFT tarafından geliştirilmiş olan ve OACE standardında kullanılması tavsiye edilen Veri Dağıtım Servisi (DDS) ara katmanını kullanır. n Mil-DLP, farklı Taktik Veri Link sistemleri ile link ekipmanı olmadan testlerin gerçekleştirilebilmesini sağlayan SIMPLE kabiliyetini Link 11/16/22 için desteklemektedir. n Mil-DLP, Link 16 verilerinin görüş hattı ötesine (BLOS: Beyond Line of Sight) iletilebilmesini sağlayan JREAP-C kabiliyetine sahiptir. n Mil-DLP nin diğer ülke Taktik Veri Link sistemleri ile birlikte çalışabilirliği (interoperability) NATO CWIX tatbikatında ve IDLS (International Data Link Symposium) demolarında başarılı bir şekilde test edilmiştir. Data Link sistemlerindeki MilSOFT un geçmiş çalışmaları: HELSIM ve MELTEM-2 MPA Link 11; MELTEM-3 MPA, ERCİYES C-130 ve HİSAR Link- 16; MİLGEM, GVLS ve LST Link-11/16, NTSP Link-11/22 Taktik Data Link işlemcileri.

36 36 DOSYA Sualtı hakimiyeti için Otonom Sualtı Araçları Türkiye nin kendi Otonom sualtı araçlarını (AUV) üretmesi gerektiğini ifade eden Hoytek Genel Müdürü Dr. Bertan Tezcan, bu konuda dünyada söz sahibi olmamız, bu kritik teknolojide bağımsız olmamız ve yeni geliştirdiğimiz alt teknolojileri (sonar, akustik modem, vs...) bu platform üzerinde test etmenin mümkün olabileceğini kaydetti 2014 yılında düşen MH370 sefer sayılı Malezya havayolları uçuşu sonrasında başlayan sualtı enkaz arama çalışmaları herhangi bir neticeye ulaşmadan 3 yıl sonunda geçenlerde sona erdirildi. Faaliyet başarısız oldu ama sualtı araştırmaları konusunda bir bilincin oluşmasına yardımcı oldu. Şu an elimizde 5 km çözünürlükte olan sualtı haritaları harici hiçbir şey yok. Mars ın ve Ay'ın daha detaylı haritaları mevcut olmasına karşın sualtında ancak 5 km'den büyük olan oluşumları haritada görebiliyoruz. Teleskoplarla veya robotlarla Mars tan canlı görüntü alsak da sualtından hâlâ böyle canlı bilgi alamıyoruz. Aynı sorun kendini savunma sektöründe de gösteriyor. Uçak gemileri ve fırkateyn gibi korkutucu suüstü platformları denizaltılara karşı savunmasız durumda kalabiliyorlar. Bunun en güzel ve güncel örneği 2007 yılında tatbikat yapan USS Kitty Hawk adlı uçak gemisinin yanında suüstüne çıkan Çin Song tipi denizaltıdır. Çin denizaltısı, en az 12 savaş gemisi ve en az iki adet Amerikan denizaltısı tarafından tespit edilemeden uçak gemisinin burnunun dibine kadar gelmiştir. Savaş durumu olsaydı bu denizaltı kolayca uçak gemisi ve diğer birkaç gemiyi rahatça torpido ile batırabilecek konumdaydı. Sualtı alanındaki hem sivil hem de askeri bu gelişmeler insansız sualtı araçlarının gelişmesinin çok büyük bir gereklilik olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sualtında sürekli olarak hareket edebilen ve görev icra edebilen, üzerindeki sensörler vasıtasıyla sualtı haritası ya da tanımlanmış sualtı resminin oluşmasına, denizaltı, mayın gibi zor tespit edilebilen yabancı unsurların tespit edilmesine olanak sağlayan bu tür cihazlara otonom sualtı aracı adı verilmektedir. Otonom sualtı cihazları (AUV) son yıllarda gelişen yazılım, batarya ve sensör teknolojileri sayesinde mümkün hale gelmişlerdir. Bu cihazlar genelde batarya limitlerinden dolayı 6-8 saat süreyle seyrüsefer hızları 3 knot olacak şekilde görev yapabilmekte ve topladıkları bilgileri ancak geri döndüklerinde komuta merkezi ile paylaşabilmektedirler. Sualtı haberleşme kısıtlarından dolayı bu cihazlarla görev sırasında uzun mesafelerde bağlantı kurulamaması hem kaybolma riskini artırmakta hem de canlı bilgi paylaşımını imkansız hale getirmektedir. Dünyada AUV konusunda ürünü olan ülke sayısı azdır ve teknolojisi hâlâ gelişmektedir. Nisan 2017 başında, bu sektördeki en önemli fuarlardan biri olan sivil sualtı teknolojileri fuarı Ocean Business a Türkiye den tek firma olarak uzaktan kumandalı sualtı aracı ROV100 ürünümüzle HOY- TEK olarak katıldık. Bu fuarda hem sivil hem de askeri alanda sualtı teknolojileri konusunda en son gelişmeler sergilenmektedir. Fuarda bizi ziyaret etme nezaketinde bulunan Prof. Dr. Hayrettin Köymen ile sualtı teknolojilerinin geleceği hakkında konuştuk, aynı zamanda fuardaki sonar ve sualtı haberleşme teknolojilerini inceleme fırsatı bulduk. En büyük sonar üreticilerinden olan Sonardyne firma temsilcileri Prof. Dr. Köymen in Birmingham Üniversitesi'nde 40 yıl kadar önce yayınladığı doktora tezinin bugünkü yüksek hızlı transducer ve sonar teknolojisinin temelini oluşturduğunu ve halen doktora tezinin sektörde en çok kullanılan yayınlardan biri olduğunu bahsettiler. Bu fuar bize gösterdi ki; Dünyada AUV teknolojisi ve gerekli alt teknolojiler gelişme aşamasında. Şu an en çok uğraşılan konuları şöyle özetleyebiliriz: n Uzun süreli görevler için batarya ve AUV motor teknolojileri geliştirilmesi n Tamamen otonom mayın tarama ve temizleme konseptinin geliştirilmesi: İnsan faktörünü tamamen mayın avlama konseptinin dışına çıkararak emniyetin artırılması. Bu kapsamda insansız suustü platformu, mayın tespiti için AUV, mayın teşhisi için ROV ve mayın imha için tek atımlık ROV nin entegre bir şekilde kullanılması gündemdedir. n AUV'lerin suüstü ile haberleşmesinin ilerletilmesi: Akustik modemler kısa mesafe ve düşük bantta iletişim kabiliyetine sahiptir. Bu hız ve mesafe artırılması pek çok AUV'nin aynı anda kullanılmasının (SWARM) yolunu açacaktır. Bu konuda Türkiye nin de sualtı teknolojilerinde dünyayı yakalama şansı bulunmaktadır. Türkiye için otonom sualtı cihazı vizyonunu şu şekilde özetleyebiliriz: n AUV konusunda yurt dışından bağımsız olmalıyız: Kendi AUV mizi üreterek bu konuda dünyada söz sahibi olmamız, bu kritik teknolojide bağımsız olmamız ve yeni geliştirdiğimiz alt teknolojileri (sonar, akustik modem, vs.) bu platform üzerinde test etmemiz mümkündür. n Sualtı araştırma, arkeoloji ve haritalamaya öncelik vermeliyiz: Bu hem sualtı bilgisine hakim olmamızı sağlayacak hem de milli teknolojilerin gelişmesinin önünü açacaktır. n Tamamen otonom mayın tarama ve temizleme konseptinin geliştirilmesi: Bu konuda da gerekli adımlarla modern mayın avlama teknolojisine Dünya ile aynı zamanda hakim olabiliriz. HOYTEK olarak sualtı teknolojilerinde Türkiye nin öncü ülkelerden birisi olması bilinci ile hareket etmekteyiz. Bu kapsamda geliştirdiğimiz ROV ler yanında milli AUV çalışmalarımız da devam etmektedir. AUV lerdeki kritik haberleşme bariyerini ortadan kaldırmak için Bilkent Üniversitesi Akustik ve Sualtı Teknolojileri Araştırma Merkezi (BASTA) ile iş birliği alanları belirlenmiş, bununla ilgili fırsatların değerlendirilmesine başlanmıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizlerimizin altı doğal zenginlikler anlamında henüz keşfedilmemiştir. Dünyadaki diğer ülkeler 6000 m derinliklerde kıymetli maden araştırmalarına başlamışlardır. AUV cihazların kullanımı ve yaygınlaşması ile sualtı zenginliklere ulaşım imkanı doğacak ve ülke ekonomisine de büyük katkı sağlanacaktır.

37 Sene Yer: Tabi ki ABD. Bilgi Endüstrisi Derneği (Information Industry Association) başkanı Paul G. Zurkowski dünyayı yeni bir kavram ile tanıştırıyor. Bilgi okur-yazarlığı! Kitap okuma, Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada iken ve kitap okumaya ayırdığımız süre günde ortalama sadece 1 dakika iken ne anlatıyorsun be adam diyebilirsiniz Lakin biz, cephede dahi kitap okuyan bir neslin evlatlarıyız. Çanakkale Savaşı'nın en şiddetli zamanında Atatürk ü ziyarete gelen gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın, O'nun odasını tasvir ederken, Balzac ın, Maupassant ın, Boule de Suif in ve Lavedan ın eserlerinin masasının üstünde durduğundan bahsetmektedir. Atatürk, iğneyle kuyu kazar gibi edindi bu bilgileri. Bugün ise bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki! Lakin bu bilgiyi işleyecek, yorumlayacak ve yönlendirecek beyinler bulmak bir o kadar zor! Ahh Paşam, ahh dediğinizi duyar gibiyim. Ancak konumuza dönmeliyiz. Bilgi okur-yazarlığı üzerine geçtiğimiz 40 sene içerisinde onlarca tanım yapılmış. Ancak 90 lı yılların başında yapılan öyle bir tarif var ki meselenin bel kemiğini oluşturmuş. Bilgi okur-yazarı, doğru ve yeterli bilginin akıllı karar vermenin temeli olduğunu bilir, bilgi gereksinimini fark eder, bilgi gereksinimine dayalı sorular formüle eder, olası bilgi kaynaklarını belirler, başarılı araştırma stratejileri geliştirir, her tür bilgi kaynağına erişir, bilgiyi değerlendirir, bilgiyi düzenler, yeni bilgiyi mevcut bilgisiyle bütünleştirir, bilgiyi eleştirel düşünme ve problem çözme amacıyla kullanır. Hem entelektüel birikime hem de farklı düşünme yetisine sahip yöneticilere ihtiyacımız var. Dünyadaki dönüşümü okuyabilen, yönlendiren beyinler ancak bize rota çizebilir! Kendi alanlarında çok kıymetli insanlar tanıdım. Ancak, gelecek tahlili yapmakta bir o kadar başarısızdılar. Bizim analiz yeteneğine sahip birikimli liderlere ihtiyacımız var. Sadece önündeki bilgiyi okuyan ve onu ezberleyen hafızlara değil! Yukarıdaki tanımın 90 lı yıllarda yapılmış olması tesadüf değil. 4'üncü Sanayi Devrimi'ne giden yolun taşlarının döşendiği yıllar. Bu değişimi anlamak için 90 lardan beri yaşanan teknolojik dönüşüme bir bakalım: 1990 yılında Detroit teki en büyük üç şirketin birleşik piyasa değeri 36 milyar dolar, toplam gelirleri 250 milyar dolar ve toplam çalışan sayısı 1,2 milyon idi yılında Silikon Vadisi'ndeki Geleceğin Amerikan Donanması: Dağılmış, insansız ve sualtında en büyük üç şirketin toplam piyasa değeri çok daha yüksek: 1,09 trilyon dolar. Yaklaşık aynı miktarda gelir üretiyorlar (247 milyar dolar.) Ama sadece 10 kat daha az çalışanla. ( ). Ayrıca, bugün 1 GB depolamanın ortalama yıllık maliyeti 0,03 dolardan daha az, 20 yıl önce bu maliyet 10 bin doların üzerindeydi. Teknolojik ve ekonomik alanda yaşanan bu değişim Deniz Harp sahasına da yansıyor elbette. Bu anlamda dikkat çekici iki tatbikattan söz edebiliriz. Bunlardan biri İngiliz Donanması tarafından 27 Mart-7 Nisan 2017 tarihleri arasında Plymouth ta Portsdown Teknoloji Parkı'nda icra edilen siber savunma, dijital etki ve yapay zeka konuları üzerine odaklı Information Warrior (IW17) tatbikatı. Diğeri ise Unmanned Warrior 2016 isimli tatbikat. Alanında dünyada bir ilk! Başta ABD olmak üzere 18 batılı ülkenin iştirak ettiği bir tatbikat. Ortam istihbaratından, denizaltı savunma harbine; mayın karşı tedbirlerinden, gözetleme, hedefleme ve keşif ile komuta/kontrol alanlarına kadar birçok safhada denemeler yapıldı. İnsansızlaşan ve dijitalleşen donanmalar 4'üncü Sanayi Devrimi'ne göz kırpıyor! Ne demişti Viktor Hugo: Hiçbir ordu zamanı gelmiş bir düşünceye karşı koyamaz. Dünya insansız araçlarını, yapay zekayı, dijital devrimleri ve siber savunma yöntemlerini konuşurken, biz klasik deniz harbi yöntemleri ile NATO nun neşriyatlarındaki harp tekniklerinin denenmesi ile yol alamayız! Donanmanın, deniz kuvvetlerini kabının dışına çıkaracak komutanlara ihtiyacı var! The National Interest haber sitesi 2016 Ekimi'nde Amerikan Donanması Kurmay Başkanı Oramiral William F. Moran ın açıklamalarının manşetini şu şekilde atmıştı: Geleceğin Amerikan Donanması: Dağılmış, İnsansız ve Sualtında Dünya donanmaları bir taraftan insansız cihazlara yönelirken, diğer taraftan suyun altına iniyor. Dünya, denizaltıların insansız sualtı araçları ile donatılmış birer ana gemi (mother ship) olarak kullanılması konseptini tartışıyor. Karadan atılacak balistik mermilerin içinden suya bırakılacak torpidoları konuşuyor. İnsansız cihazlarla düzenlenecek sürü saldırılarını konuşuyor. Sualtından taktik resmin tesis ve idamesini konuşuyor. Karasularının şamandıralar arası konumlu glider'lar ve sualtı sensörleri ağı ile takip edilmesini konuşuyor. Sualtı haritalamayı, balık stoklarını hesaplamayı, beraber çalışabilen Deniz Mehmet Irak denizpirireis@gmail.com sualtı araçları kolonilerini, sualtında tarımı, sualtında dalga enerjisiyle çalışan UAV leri konuşuyor. Gizlilik ve ateş gücü donanmaların hâlâ en güçlü silahı iken, denizaltıların önümüzdeki dönemde deniz harp sahasının kaderini belirleyecek en önemli unsuru olacağı gerçeği karşımızda durmakta! Akustik enerji hâlâ en geçerli metot! Yerine bulunmuş yeni bir enerji yok! Denizaltılar hâlâ en gizli silahlar! Hal bu iken, klasik görüşlerimizden sıyrılmalıyız. Yeni yüzyılda, deniz harbinin kazananını suyun altı tayin edecek. Bu bilinmezlikte var olabilenler kazanma hazzını yaşayacaklar. Keynes ne demişti: Yeni fikirleri yakalamaktan daha zor olan şey, beynimizin tüm köşelerini tutmuş olan eski fikirlerden kurtulmaktır! Türk donanması Milli Denizaltı inşası ile başlayan bu süreci en iyi şekilde okuyacak ve geleceğin suyun altında olduğunu görecektir.

38 38 HABER CMD seminerinde Montrö vurgusu Karadeniz de Güven ve Güvenlik Artırıcı Önlemler (KGGAÖ) kapsamında Denizcilik Alanında İş Birliği (Cooperation in Maritime Domain) Semineri Nisan 2017 tarihlerinde Deniz Müzesi Komutanlığında (Beşiktaş/İstanbul) yapıldı. Türkiye nin dönem başkanlığını yürüttüğü 2017 yılı aynı zamanda KGGAÖ inisiyatifinin 15 inci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen seminere, Karadeniz e kıyıdaş; Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya Federasyonu ve Ukrayna temsilcileri ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu, Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi temsilcileri katıldı. Toplantının, 6 kıyıdaş devletin katılımı ile Türk Deniz Kuvvetlerinin ev sahipliğinde yapılması öncelikle, Türk Deniz Kuvvetlerinin Bölgesel gücünü göstermek açısından önemli bir gösterge oldu. Toplantıda, Türk Deniz Kuvvetleri nin bu anlamda oynadığı tarihsel Güvenilir Arabulucu rolü bir kez daha öne çıktı li yılların başından itibaren bölgede barışın tesisi ve idamesi için diplomatik anlamda birçok ilke imza atan Deniz Kuvvetleri'ni Kırım krizinden sonra ilk defa Rus ve Ukrayna lı yetkilileri aynı masa etrafında buluşturması da tarihi öneme sahip bir başarı olarak nitelendirildi. Toplantı süresince Karadeniz Ekonomik İşbirliği ile Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler arasında başlayan işbirliği sürecinin tarihsel gelişimi vurgulandı. Ayrıca, kıyıdaş ülkelerin işbirliği süreçlerinin artırılması için yapılması gerekenler tartışıldı. Karadeniz in deniz alanının mutlaka barış sahası olarak muhafaza edilmesi gerektiği, bu alanda yaşanacak gerginlik ve çatışmalardan öncelikle kıyıdaş ülkelerin etkileneceği, ekonomi, ulaştırma ve enerji alanlarında kayıplara engel olunamayacağına vurgu yapıldı. Karadeniz in büyük güçlerin çekim alanı haline gelmesinden dolayı kıyıdaş ülkelerin tırmanan gerilimden zarar görebileceğine dikkat çekildi. Bu sebeple, Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi nin Karadeniz de idame edilen barış sürecine olan olumlu katkıları ele alınırken, Sözleşme nin hiçbir şekilde tartışmaya açılmaması gerekliliği toplantıya katılan ülke temsilcileri tarafından da önemle vurgulandı. Wärtsilä, yenilikçi deniz çözümlerini ve servis hizmetlerini tanıttı Güç Santralleri ve Gemi Makineleri alanında satış ve servis hizmetiyle dünyanın lider kuruluşları arasında yer alan Wärtsilä nın, Türkiye ofisi Deniz Çözümleri ve Servis Departmanı 18 Nisan 2017 tarihinde düzenlediği seminerde denizcilik sektörü temsilcilerini bir araya getirdi. Wärtsilä nın mevcut ürün portföyü ve yeni ürünleri hakkında bilgi verilen seminerde, firmanın dünyanın farklı bölgelerinde çalışan teknik uzmanları da denizcilik sektöründeki teknolojik gelişmeleri sektörle paylaştı. Seminerde; LNG çözümleri konusunda Piero Zoglia, Pompalar ve Vanalar konusunda Jasper van de Kant, Motor ve Tahrik Sistemleri Projeleri konusunda Diego Pauluzzi, Servis Hizmetleri konusunda Joop van der Heijden, Eniram- Skylight Performans İzleme Hizmetleri konusunda Kapt. Jan Wilhelmsson ve Wärtsilä Türkiye Servis Hizmetleri konusunda Emrah Şen son gelişmeler ile ilgili bilgiler verdi.

39 HABER 39 ABS, gemilerde enerji verimliliği semineri düzenledi ABS Türkiye, 2017 yılının ilk seminerini 12 Nisan 2017 de İstanbul Marriott Hotel Asia da, denizcilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden 100 ün üzerindeki katılımcı ile gerçekleştirdi. Gemilerde Performans Yönetim Sistemleri ve Enerji Verimliliği konusunun ele alındığı seminerde, ABS in iki uzmanı Dr. Jan Otto de Kat ve Dr. Soren Hansen Gemilerde Performans Yönetim Sistemleri, Gemilerde Enerji Verimliliği, MARPOL de ki Son Çevresel Regülasyonlar ve Balast Suyu Yönetimi ni içeren konularda sunumlar yaparak Türk denizcilik sektöründen katılım gösteren ilgililerle bilgi ve tecrübelerini paylaştılar. Dr. Jan Otto de Kat sunumunda, gemilerde operasyonel performansı artıran sistemlerin dört ana başlıkta değerlendirildiğinden bahsetti. Bunlar arasında; yeni inşaat esnasında dizayn ve enerji verimliliği optimizasyonu yapmak; Yeni inşaat sonrası pervane, sevk sistemlerinde ve makinalarda yapılacak enerji verimliliği optimizasyonu tonaj ve hacim artırımı çalışmaları; gemilerdeki teknolojik geliştirmeler, operasyonel optimizasyon ve planlı bakım, tutum; çevresel performans gelişimi (SEEMP, EEDI, SOx, NOx, ECA, MRV/IMO, Balast Suyu Yönetimi ve Gemilerdeki Çöp & Atık yönetimi) bulunuyor. Enerji Verimliliği Yönetimi ile ilgili olan bölümünde Dr. Jat Otto de Kat tekne ve pervane uyumu ile dizayn edilmiş bir gemide uygun makinaların seçilmesinin enerji verimliliğine katkı sağlamasının yanında CO 2 salınımınıda azaltarak optimum bir gemi elde edilebileceğini ama konvensiyonel diesel makinalarının yanında hybrid akülü sistemler ile Air Lubrication adı verilen ve özellikle düz ve geniş bir sualtı yüzeyi olan büyük tanker ve dökme gemilerinde uygulanabilen Hava yağlama / Hava filmi sistemi ile de verimliliğin artırıldığını ve bunların CO 2 salınımını en aza düşüren yeni teknolojiler olduğunu ama bunların yanında rüzgâr ve yelken sistemleri ile birlikte güneş enerjisinin, biofuel, hidrojen ve fuel cells (yakıt hücreleri) gibi yeni teknolojilerin önümüzdeki yıllarda inşa edilecek gemilerde kullanılacağını belirtti. Dr. Kat ın yeni teknolojilerle ilgili sunumunun en önemli kısımlarından birisi ise; son zamanlarda tartışılan ve çok uzak olmayan bir zamanda özellikle uzun seyirlerde göreceğimiz insansız diye tabir edilen ve uydu sistemleriyle sevk ve idare edilecek Smart Ship Akıllı Gemi teknolojisiydi. Dr. Kat ve Dr. Hansen in paylaştığı sunumlardaki diğer önemli konulardan birisi, halen gündemde yerini koruyan Balast Suyu Yönetimi (BWMC) kuralları oldu. BWMC konusundaki gelişmeler ve uygulama yöntemlerine yönelik olan sunumlarında, altı çizilen konular arasında ise; 8 Eylül 2017 tarihi itibari ile 400 grt ve üzerinde ki her gemide Balast Suyu Yönetimi uygulamasının mecburi olduğu ve bu konuda IMO nun şimdilik yeni bir uzatma vermesi söz konusu olmaması bulunuyordu. Konvansiyon un başlaması konusunda zamanın çok kısaldığı ve ABD Sahil Güvenliği (US Coast Guard) tarafından onaylı ekipmanların şu anda kısıtlı sayıda olduğu ifade edildi. Toplantıda dikkat çeken konular arasında; erken yenileme sörveyi ve havuz; bayrak devletlerinin harmonizasyonu bozarak IOPP sertifikasını erkenden yenilemesinin fayda ve zararları, seçilecek BWM sisteminde dikkat Türk Loydu 3 yıl daha Cem Melikoğlu na emanet Türk Loydu Vakfı nın 20 Nisan 2017 tarihinde yapılan Genel Kurulu nda Yönetim Denetim Kurulu Üyeleri seçimi yapıldı. Seçimin ardından yapılan görevlendirmede Cem Melikoğlu nun Yönetim Kurulu Başkanlığı'nın üç yıl daha sürdüreceği açıklandı yılında değiştirilen ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü nün tarihinde tescili ile yenilenerek yürürlüğe giren Türk Loydu Vakfı Resmi Senedi gereğince, Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeliği için adayların şahısların kurumlara ayrılan kontenjanları üzerinden bireysel başvuru yapmalarına ve Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin, Genel Kurul iradesi ile seçilmesi yöntemine geçilmişti. 20 Nisan da yapılan seçimde; TMMOB Gemi Mühendisleri Odası ndan Cem Melikoğlu, Gürsel Yıldız, Gürsel Gürçay, Ferhat Acuner ve Hakan Akyıldız, Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nden Atilla Oksay ve Akif Eroğlu, İMEAK Deniz Ticaret Odası ndan Halim Mete ile İstanbul Sanayi Odası ndan Atilla Çiftçigüzeli Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu üyeliklerine, Denetim Kurulu üyeliklerine ise Derya Turgut, Ufuk Teker ve Ali Önder seçildi. Seçimin ardından yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında; Cem Melikoğlu Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, Atilla Çiftçigüzeli Başkan Vekili, Halim Mete sayman olarak seçilerek görevlerine başladılar. İlk Hedef IACS üyeliği Genel Kurul da denetim raporlarının okunup görüşülmesinin ardından Türk Loydu, yönetim ve denetim kurullarının ibrası ile 2017 yılı bütçe takdimi görüşülerek onaylanmıştı. Cem Melikoğlu, seçimin ardından yaptığı açıklamada; ilk hedeflerinin uzun yıllardır üzerinde çalışılan Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği olduğunu ifade etti. edilecek hususlar, BWMS maliyetinin yaşlı gemiler için analizi gibi konular yer aldı. Seminerler devam edecek Seminer sonrası görüşlerini aldığımız ABS Türkiye Ülke Müdürü Seyfettin Tatlı, sektörün tümüne açık olan seminer ve eğitimleri çok önemsediklerini ifade etti. Uzun zamandır süre gelen kriz döneminde doğal olarak bir seri önlem almalarına karşılık eğitim ve seminer faaliyetlerinden asla ödün vermediklerini kaydeden Tatılı, ABS nin alışılmış standart ve kalitedeki seminerleri önümüzdeki dönemde de devam edecek. Klas kuruluşlarının en önemli vazifelerinden birisi de, sanayimize yeni teknolojileri, gelişen kural ve regülasyonları zamanında aktarmak. ABS Türkiye olarak da bunu en önemli görevlerimizden birisi olarak kabul ediyoruz. Toplantıda gelen sorulardan anlıyoruz ki, sektörde Balast Suyu Yönetimi halen netleşmemiş. Bu sebepten dolayı, ABS olarak bizim görüşümüz, BWMS Teknolojisi Değerlendirme Hizmeti nin aktif olarak kullanılarak gemi işletmecilerine en uygun çözümün sağlanmasıdır dedi.

40 40 GÖRÜŞ Çocukları gören oldu mu? Çocukları yok sayan bir eğitim sisteminde yetişen bir nesli daha gözümüz kırpmadan harcıyoruz. Hatalarımızın bedelini gelecekte değil, bugün çocuklarımızı kaybederek ödeyeceğiz Yüce Yöney İSTANBUL 21. yüzyıl gerçeklerle yüzleşme dönemi olacak gibi görünüyor. Bir önceki yüzyılda yapılan siyasal, ekonomik ve toplumsal hataların sonuçları olanca keskinliğiyle karşımıza çıkıyor artık. Doğanın bozduğumuz dengesi, bitmek bilmeyen şiddet, norm haline gelen toplumsal adaletsizlikler, mükemmel ama yanlış yönde gelişen teknoloji, devasa boyutlardaki eşitsiz gelişim, her alandaki baskıcı yöntemler dünyanın her yerinde ekolojik krizlere, toplumsal patlamalara yol açmış durumda. Elbette Türkiye de bu durumdan payını alan ülkelerden biri, hem de fazlasıyla. Distopik bir dünyada, kaotik bir bölgede, özellikle çocuklar için karanlık bir tablo var. Tek tek yazmaya mecal yetmez çocukların maruz kaldığı hak ihlallerini. Ancak geçen ay açıklanan PISA 2015 in üçüncü raporundan sonra eğitime dair iki çift laf etmek kaçınılmaz oldu. Türkiye nin yüzleşmesi gereken acı gerçeklerden biri de bu işte. Türkiye nin OECD ülkeleri içinde öğrenci memnuniyetinde sonuncu olduğunu belirliyordu rapor. Eğitim, çeşitli biçimlerde geleceklerini yok ettiğimiz çocukların dertlerinden biri sadece, ama çok yakıcı bir dert. Rapor bu derdi, çocuklara reva gördüğümüz mutsuzluğu bir kez daha gözler önüne serdi. Anahatlarıyla hatırlayacak olursak durum şu: Türkiye deki öğrenciler, verileri incelenen 28 OECD ülkesi içinde, yaşam memnuniyeti sıralamasında 10 üzerinden 6,12 puanla son sırada yer buldu. Rapordaki bilgilere göre, Türkiye de sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu söyleyen öğrenci oranı 58.8; ders çalışırken stres yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 56 oldu. Türkiye de 15 yaş ortalamasındaki öğrencilerin yüzde 28,6 sı hayatından hiç memnun olmadığını belirtti (OECD nin ortalaması yüzde 11,8 idi). Hayatından çok memnun olduğunu söyleyen öğrenci oranı da yüzde 34,1 olan OECD ortalamasına yaklaşamadı bile: yüzde 26,3. Türkiye de kendilerini okula ait hissettiklerini söyleyen öğrencilerin oranı da yüzde 61 oldu; OECD ortalaması ise yüzde 73 tü. Bu istatistik bile zaten bildiğimiz bilgileri teyid ediyor aslında. Ülkemizdeki öğrencilerin mutsuzluğunun nedenlerini keşfetmek için yarattığımız eğitim sistemine, öğrencileri hapsettiğimiz yapılara bakmak yeterli. Kuşkusuz hakim ideoloji kayda değer çok faktörü belirlese de siyasal iktidarın temsilcisi değişsin ya da değişmesin temel nitelik çok fark etmiyor aslında. Çok uzun süredir ve giderek artan biçimde öğrenciler, çocuklar baskı altına alınıyor, köşeye sıkıştırılıyor. Kabaca ne yaptığımıza bakalım mı?.. Devlet okulları hem bilgide hem anlayışta farklılıklardan uzak, tektip bir zihniyetin temsilcisi. Özel okullar ise farklı adlar altında yenilik diye birbirinin aynı zihniyette olan bir dizi metot pazarlıyor ebeveynlere. Velileri piyasa ilişkisi çerçevesinde algılayan, müşteri yerine koyan bir sistem var. Kimi bütçesinin, kimi çocuğunun özel durumunun, kimi gelecek kaygısının, kimi çaresizliğinin yönlendirmesiyle karşılık veriyor bu okullara. Havada uçuşan yöntemlerin vitrini çok güzel, imkanı olan kaçınamıyor, veriyor maddi karşılığını. Ancak parayla saadet olmuyor, öğrencilerin çoğu mutsuz, çok büyük bir bölümü dünya standartlarının altında bilgiye sahip yine de Modernist mimarinin en kaba biçimleriyle varedilmiş koca koca, kendilerini psikolojik olarak ezen binalara sokulmuş çocuklar baştan mutsuzluğa mahkum gibi. Çocukların kendini var etmesine izin vermeyen, hepsine kağıt üzerinde biçilmiş standart kimlikler veren bir eğitim anlayışının uzantısı olarak çocukları kısıtlayan binalarda yapılıyor eğitim. Kimsenin ayırtedici özelliklerini ortaya koyamayacağı, herkesi tektipleştiren zihniyet binalara da aynı kimliği veriyor, çocukların renklerini öldürüyor, hayalgüçlerini, kendilerini farklı ifade biçimlerini yok ediyor. Rastlantı değil elbette. Zaten daimi baskı üzerine kurulu bir eğitim sistemi yok mu! Çocuklara öyle bir yükleme yapılıyor ki dersler yetmiyor, dışarıdaki (Bu ifade bile hapishanede olmayı çağrıştırmıyor mu zaten) zamanlarından çalınıyor. Baskıyla, her yerde ders çalışacaksın, çünkü başarılı olmak zorundasın, çünkü tek çare bu sistemde başarılı olmak ve başarının tanımı da tek denilerek, aileleriyle ilişkilerinden, arkadaşlarıyla yaşama haklarından, hayatı keşfetme olanaklarından çalınıyor, yaşam hakları gaspediliyor. Çoktan geçmişte kalması gereken ödevle öğretim bitmek bir yana giderek ezici bir hal alarak öğrencilerin sırtlarına yükleniyor. Ebeveynler çocuklarıyla, çocuklar ebeveynleriyle yaşadıklarını sanıyor ama öyle değil. Güzellikleri değil, sadece sorunları paylaşan evliliklerde olduğu gibi çocuklarla ebeveynler ders, ödev itiş kakışı içinde kendilerini ve tabii birbirlerini kaybediyor. Neden derslerde öğretilenler yetemiyor, neden ödevle öğrenmek zorunda çocuklar, neden başarının tek ölçütü sınav ve neden çocuklarımızı hayatlarının en güzel dönemlerini yaşama şansları varken bu yok edici sisteme mahkum ediyoruz? Neden 240 soruda üç yanlış yaptığı için bir çocuğun geleceğinin yok olmasına itiraz etmiyoruz? Başka bir eğitim mümkün mü? Evet, dünyada örnekleri olduğu gibi mümkün. Ama önce içimize işleyen baskıcı ruhtan kurtulmalıyız. Eğer eğitim sistemimizi değiştirebilirsek o yoldan geçecek çocukların yaşam biçimimizi ve yönetim biçimimizi bile değiştirmesi mümkün. Yoksa bundan mı korkuyoruz, değişimden! Bu yüzden mi doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine toplumsal farklılıklar içeren, nüfusunun farklı ihtiyaçları, farklı talepleri olan, halkının birçok dil konuştuğu bir ülkede merkezi bir eğitim sisteminde ısrar ediyoruz; eğitimde çoğulculuktan ve özgürlükten korkuyoruz? Sözümüz ne çocuklara? Bu memlekette yaşanmaz yurtdışında okumalısın ya da olanağımız yok, burada okuyacaksın, o zaman kuralına göre oynaman lazım Bu ne acınası durum. Neden her iki halde de çocukları baskı altına alıyoruz; neden öğretmenlere, okullara, yetkililere, sisteme değebilecek her yere ulaştırmıyoruz sözümüzü? Çünkü en kolayı maddi olarak bize tabi gözüken, tahakkümümüz için fazla çaba harcamak zorunda olmadığımız çocuklarımızı baskı altına almak. Ne harika insanlarız değil mi! Bir yanda maaşları yetersiz, okulun üzerinde baskı kurduğu, müfredatın yetiştirilmesi kıskacında sıkışmış, öğrenciye ulaşmayı denemekten vazgeçmiş öğretmenler; bir yanda mevcut düzende sesini çıkarmayan, sistemi değiştiremediği için çocuğunun değişmesini, çocukluğunu terk etmesini isteyen basiretsiz ebeveynler, bir yanda çocukların keşfetme, hayatı öğrenme, oyun oynama haklarını ellerinden alan şehirler, bir yanda tektipleşmeyi duvarlarının rengine bile yedirmiş, aynı tören salonlarında, aynı konuşmaların, aynı sözlerin içinde silikleşmiş, betona teslim edilmiş okullar, bir yanda sahibin sesi olmayı benimsemiş yöneticiler, bir yanda kendilerine oy verecek insanlar yetiştirmenin peşindeki politikacılar Çocukların mutlu olmasını mı istiyoruz şimdi? Haydi oradan Bu soluk alınmaz tabloda çocukları gören oldu mu?

41 Somali korsanları diye anılan ve 2006/2011 arası Afrika Boynuzu, Aden Körfezi, Arap Denizi ve Hint Okyanusu'nu haraca kesen korsanlar grubu tarihteki diğer korsanların arasına katılıp kitapların sayfaları arasındaki yerlerini mi aldılar yoksa bir müddet için kendilerini unutturdular mı? 2005 te gündeme gelen ve 2008 lerde zirveye oturan Somali Korsanları 2011 e gelindiğinde 237 gemiye saldırmış, bir yıl zarfında 11 gemi ve 216 rehine ele geçirmiş, milyonlarca dolarlık fidye toplamışlardı. O zamanlar korsanlığın yarattığı ticari hacim 7 milyar dolar civarında idi. Bu mali hacmin içindeki önemli kalemlerin başında bölgede görev yapan savaş gemilerinin maliyeti, korsan bölgeleri dışında seyretmek için kullanılan ekstra yakıt, kontr-korsan faaliyetlerine harcanan paralar ve gemilerde alınan ekstra güvenlik önlemleri gelmekteydi. Alınan tüm bu tedbirler Somali Korsanları'nı bitirememişti ancak bastırabilmişti den sonraki beş yıl zarfında Somali korsanları kayda deger bir ticaret gemisine saldırma olayı gerçekleştirmediler yılı hemen öncesine bir dönüp Somali karasularında korsanlığın asıl başlama nedenlerine bir göz atalım. İlk kaçırılan gemiler ne tür gemilerdi ve niçin kaçırılmıştı? Bunları yıllar önce yine bu sütunda yazmıştım. Somali korsanlarının çıkış nedeni Somalili balıkçıların karasularını başta, İran, İspanyol ve Uzak Doğulu trol avcılarından korumak içindi. Somali karasularında avlanan trolcüler, bölgede konuşlanan savaş gemilerinin ve özel koruma görevlilerinin ilgi odağı hiçbir zaman olmadılar ve yıllarca süren iç ve bölgesel savaşların olumsuz etkilerinden henüz kurtulamamış Somali nin de sahillerini ve karasularını koruyacak bir donanması veya Sahil Güvenlik Somali korsanları tekrar sahnede güçleri mevcut değildi. Bu durumda, deniz ve deniz ürünlerini korumak yöresel balıkçılara kalacaktı. İşte böyle oldu, birkaç balıkçı gemisini rehin alarak başlayan bu korsanlık faaliyeti 2011 lere gelindiğinde, dünyanın belli başlı ülkelerinin savaş gemilerini bu bölgeye yönlendirecek kadar güçlenmişti. Somali Korsanları ile mücadele etmek için uluslararası örgütler kuruldu. MSCHOA (Maritime Security Centre of Horn of Africa), UKM- TO (United Kingdom Marine Trade Operations), EUNAVFOR (European Union Marine Trade Operations) bu uluslararası kuruluşların başında gelen birkaçı. Bu uluslararası kuruluş ve donanmaların mevcudiyeti, bunların yanı sıra; gemilerde alınan tedbirler ve kullanılan silahlı muhafızlar sayesinde korsanlar geçici dahi olsa bastırıldı ve arası kayda değer bir gemi kaçırma olayına rastlanmadı yılında Somalililer, artık korsan mı desek balıkçı mı bilemiyorum ama, uzun bir aradan sonra tekrar sahnede idiler ve yine ticari gemilere değil İran, İspanyol ve Tayvanlı trolcülere saldırıp teknelerine el koymakla işe başladılar. Aynen 2005 te başladıkları gibi. Bu işlemi karasularını ve deniz ürünlerini korumak uğruna mı yaptılar, yoksa bu trol teknelerini tekrar başlamayı planladıkları korsan faaliyetlerinde ana gemi (Mother Ship) olarak kullanmak üzere tutacaklar mı? Bunu zaman gösterecek. Yukarıda da bahsettiğim gibi, 2005 yılında da faaliyetlere bu şekilde başlamamışlar mıydı? Bu trolcü teknelerin kaçırılmasından kısa bir süre sonra, 13 Mart 2016 tarihinde Mogadishu dan Djibouti e seyreden Panama Bayraklı M.T. Aris 13 Tankeri Afrika Boynuzu nun takriben 11 mil açıklarında, mürettebatı ile birlikte, Somalili korsanlar tarafından kaçırıldı ve serbest bırakılması için fidye talebinde bulunuldu. Bilahare askeri güçlerin müdahalesi sonucu gemi ve personelin serbest bırakıldığı duyuldu. Kaçırma olayının sorumluluğunu 2008 lerin meşhur korsan kabilesi Majerteen/ Siwaaqroon üstlendi. Bu acaba yine riskli bölgelerde uzun sürecek olan bir karmaşanın başlangıcı mıydı? Somali de balıkçılıkla geçindiklerini iddia eden kabile üyelerinden bazıları son günlerde uluslararası basına verdikleri demeçlerde sıkça gelecekte daha fazla ve daha sıklıkla yabancı gemi kaçıracaklarını tekrarlayıp durmaktalar. Bunun göstergelerini aslında son bir yıldır Aret Taşc yan aret.tasciyan@turkpandi.com görmekteyiz da askeri güçlerin ve gemilerde görevli silahlı korumaların müdahaleleri sonucu 11 korsan teşebbüsü püskürtülmüş ve henüz geçen hafta içinde de 20 kişilik bir korsan grubu bir gemiyi 40 dakika takip ettikten sonra takipten vazgeçmiştir. Tüm bunlar aradan 10 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen korsanlığın kökünün kazılamadığını ve bölgeden askeri güçleri ve silahlı korumaları çektiğimiz anda tüm filmin baştan başlayacağını göstermektedir gibime geliyor. Mercan Denizcilik, filosuna 2 yeni tanker ekledi Denizcilik sektöründe genç, dinamik ve modern kimyasal tankerleri ile sektörün en iyileri arasında yer alan MRC Denizcilik, filosuna 40 milyon dolara iki yeni tanker daha ekleyerek, büyümesini sürdürüyor. Kurulduğu 2002 yılından bugüne yüksek standartlı hizmet veren ve sürekli yükselmeye devam eden MRC Denizcilik, büyüme hedeflerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Yeni yatırımlarına hız kesmeden devam eden MRC Denizcilik hali hazırda bünyesinde bulunan 4 adet kimyasal tanker sayısını yeni siparişleriyle 6 ya yükseltti. MRC Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Alpsel Mercan yeni yatırımları ile ilgili; Son yıllarda deniz taşımacılığı küresel krizlerin de etkisiyle kısmen durağan bir dönemden geçmekte. Bu durağan dönemin biterek sektörün yeniden hareketleneceğine olan inancımızın bir neticesi olarak firmamız bünyesine yeni gemiler katmayı hedefliyor ve bu yönde sağlam adımlar atıyoruz yorumlarında bulundu. Filosunu teknolojik gelişmeleri güncel olarak yakından takip ederek hep yeni ve genç tutmayı ilke edinen MRC Denizcilik, yeni gemilerinde de sektörün ihtiyaçlarını her anlamda karşılamayı hedefliyor. Yeni gemilerinin her biri 20 milyon dolar olan MRC Denizciliğin filosundaki tankerlerin toplam değeri 120 milyon doları buldu. ANY PROPULSION SYSTEM, ANY VESSEL, ANYWHERE IN THE WORLD Wärtsilä Propulsion Services offer a complete set of efficiency improving upgrades, as well as environmental solutions, field services, and spare parts. We also offer propulsion controls & monitoring, metallurgical repairs, and underwater services to keep your propulsion systems running smoothly. Find out more about our Propulsion Services at wartsila.com/services.

42 42 HABER Exposhipping 2017 beklentileri karşıladı mı? Bir Exposhipping Fuarı daha geride kaldı. Önümüzdeki yıllarda, Fuar ın, daha başarılı ve yüksek katılımlı düzenlenmesi adına Fuar katılımcılarına; katılımı, organizasyonu, seminerleri, stant kurulumunu, fuar alanının fiziki şartlarını nasıl bulduklarını ve bir sonraki Exposhipping İstanbul Fuarı'na katılıp katılmayacaklarını sorduk Artı Denizcilik / Ayhan YILDIZEL Fuara katılım, geçmiş yıllara göre daha az, bunda aynı dönemde iki ayrı fuar düzenlenmesinin etkisi de olmuştur. Tersaneler bölgesine bu kadar yakın olmamıza karşın, yurt içi katılımcı son derece sınırlıydı. Türkiye nin Pazarı olabilecek ülkelerdense, neredeyse yok denecek sayıda ziyaretçi vardı., Yurt dışı fuarlarla karşılaştırıldığında, asıl tartışılması gereken Nemo Marin / Mete Tarihmen Uluslararası katılımdan memnun kalmadım. Lojistik olarak sektöre yakınlık sayesinde geçen senelere göre daha çok ziyaretçimiz oldu. Maalesef, yurtdışı fuarlarla karşılaştırılamayacak kadar küçük bir fuar oldu. Kesinlikle uluslararası katılım sağlanmalı ki, zaman içerisinde en azından Posidonia ebatlarına ulaşılabilsin. Sektör fuarlarının vizyonu sektörü bölmek değil, bir araya Türkiye nin bu sektörde bir fuara ihtiyacı var mı? Eğer varsa mutlaka dış pazarlara dönük kurgulanmalıdır. Denizcilik sektörünün bütününü fuarda görmekten ziyade gemi inşa ile sınırlıydı, hatta yat inşa sanayi yoktu. Yapılan konferanslara katılım sağlamadım. Fuarın iş bağlantılarına faydasını değerlendirecek olursak sadece bir Azerbeycanlı firma standımızı ziyaret getirip daha anlamlı organizasyonlar düzenlemek olmalı. Fuarı uluslararası alanda temsiliyet açısından hiç başarılı bulmadım ve sektörün büyük bir kısmını da fuarda göremedim. Herhangi bir konferans/seminer/workshop a katılamadım! Mevcut müşterilerimizle halihazırda devam eden işlerimizle ilgili aldığımız neticeler oldu. Maalesef kayda değer hiçbir yeni bağlantı kuramadık. etti ve fuar genelinde hiç bağlantı kurulamadı. Stant kurulumundan aldığımız hizmet ise yeterliydi. Fuarın fiziki şartları oldukça yetersizdi, özellikle giriş, tuvaletler ve fuarın genel görüntüsü uygun değildi. Bir sonraki fuara bugünkü koşullarda bir değişme olmazsa katılmayı düşünmüyorum. Harcanan emek ve kaynağın karşılığı alınamıyor. Stant kurulumunu değerlendirecek olursak 10 üzerinden 7 olarak bir puan verebiliriz. WC ler ve zemin felaketti. En azından zemin konusunda önceden uyarılmış/bilgilendirilmiş olmayı beklerdik. İnşallah önümüzdeki 2 yıl içerisinde Tuzla yakınlarında bir fuar merkezi mevcut hale gelir. Sektöre aidiyetimiz açısından daha iyi bir sonraki Fuar olması umuduyla katılmayı düşünüyorum. Bir kısım firmalar, sektöre yönelik yakın tarihlerdeki iki fuar nedeniyle katılım yapmadı. Fuara katılan firmalar, sektöre sahip çıkma ve diğer gruba tepki olarak katılım sağladı. İstemesek de bir bölünme oldu. Katılımcıları, her şartta kaleyi bekleyenler olarak tanımlamak doğru olur. Yabancı katılımcılar temsilcilik bazındaydı. Doyurucu bir katılım olmadı. Gerek sektör içerisinden ve gerekse kamu kurumlarından bir çok ziyaretçimiz oldu. Öncelikle bu Fuar ilk defa sektörle iç içe oldu. Bu devam etmeli. Bununla birlikte gerek fuar alanı ve gerekse yan destekler kesinlikle çok çok daha iyi hale getirilmeli. Yurt dışındaki fuarlarda bu konular çok iyi. Yerli üreticiyi öne çıkaran ya da yerli üreticiyi kesin olarak destekleyen bir vizyon ile hareket edilmeli, gerekirse yerli üretici alanı olarak ayrı bir bölüm ayrılmalı. Mevcut hali ile temsilci firmaların bolca ve güçlü olduğu bir Pazar gibi duruyor. Fuarın uluslararası temsilcilik konusunda çok başarılı olabildiğini düşünmüyorum. Sektörün bir parçası yoktu. Uluslararası firmaların ve tersanelerin gerek bölünmüş olan Hakan Elektrik Ahmet Zurnacı sektör ve gerekse ülkenin mevcut siyasi yapısı bahanesiyle fuara gelmediklerini gördük. Sektörümüzün değişik birimlerine yönelik kendimizi tanıtma ve sektörümüzü anlatma yönünde hedeflerimiz vardı. İç piyasaya ve sektörümüzün önde gelenlerine yönelik hedeflerimizi yakaladık diyebiliriz. Genel olarak şartlar çok yeterli değildi. Yeme içme, tuvalet ve diğer ihtiyaçlar noktasında çok daha iyi olması gerekir. Bu alanların seyyar değil, kalıcı yapılardan oluşması gerekir veya daha donanımlı olması gerekirdi. Sektör bizim sektörümüzdür. Her şartta sahip çıkmamız gerekiyor. Uluslararası katılım çok zayıftı, ancak yerel katılımdan memnunduk. Birçok firmayla görüşme şansımız oldu. Lokasyon olarak iyi, ancak altyapı olarak yetersizdi. Özellikle tuvalet konusu ciddi anlamda sıkıntılıydı. Politik stabilizasyon, dış ülkelerle güvene dayalı bir ilişki, devamında uluslararası yatırımın yönünü tekrar ülkemize çevirecektir diye düşünüyorum. Bu fuarda liman, marina gibi yan dalları pek göremedik. Daha çok gemi yan sanayi ağırlıktaydı. Fuar esnasında açılış MTR / Özgür ALEMDAĞ günü konferansa ve Human Element teki konuşmamıza katıldık. Oldukça verimliydi ancak katılımcı sayısı çok yetersizdi. Fuar genelinde uluslararası bağlantı maalesef kuramadık, ancak yerel bağlantılarımız oldu. Stant kurulumunda aldığımız hizmetten çok memnun kaldım. Fuarın fiziki koşulları, zemin ve güneş dışında, iyiydi ancak tuvaletler çok yetersizdi. Katılım firma olarak görünürlüğümüzü artırdı ve bize olan güvenin aynı şekilde sağlamlaşmasını sağladı. Güncel gelişmelerle paralel olarak uluslararası katılımın da artması halinde tekrar katılmayı planlıyoruz. Bosfor Elektronik / Turgut Karadeniz Katılımcılar kendi firmalarını tanıttılar. Katılımcı sayısı yerli yabancı yeterli değildi. İlgi beklediğimizden azdı ancak gelen profil genelde iyi ve işine odaklıydı. Yurt dışı fuarlara göre mekan, katılımcı sayısı yeterli değildi. Fuarlar iki yılda bir yapıldığı için, yerli-yabancı olmak üzere katılımcısı fazla olmalı. Katılımcılar açısından metrekare fiyatlarının daha makul ve devlet destekli olması gerekir. İki ayrı fuarın aynı zamanda olması bölünmeye neden oldu. Sektörün bütününü göremedik. Fuar esnasında seminerlere maalesef katılamadık. Herhangi bir iş bağlantısı da yapamadık. Birtakım eksiklikler vardı ama yetkililer ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştılar. Fiziki şartlar bizim açımızdan iyi olmadı ve Direk güneş ışığına maruz kaldık. WC olayı da kötüydü. Şartlar iyi olduğu sürece bir sonraki fuarlarda olmak isteriz.

43 HABER 43 MENGİ YAY / Hüseyin Mengi Katılımcı profili gayet iyi idi ancak aynı zamanda yine iki fuar olması sektörü ikiye böldü. Genel anlamda ziyaretçi oranı (özellikle yabancı ziyaretçi artık ülkemize gelmiyor) düşüktü, katılımcılar birbiriyle daha çok kaynaştı diyebiliriz. Kesinlikle daha fazla katılımcı, tanıtım ve ziyaretçi gerekli. İlk olarak uluslararası ortamda gerek ekonomik gerekse genel anlamda güvenli bir ülke olduğumuzu kanıtlamalıyız. Fuara yurt dışı katılımlara da ağırlık vermek zorundayız. Düzenlenen konferans ve seminerlere şahsen katılmadım ancak firmamız adına katılan yöneticilerimiz oldu. Mevcut katılımcılar ile görüşmeler dışında direk müşteri maalesef göremedik. Zeminden kaynaklanan problem yüzünden bütün stantlar yamuktu. Otopark, WC ve yerlerde bulunan engeller dışında, genel anlamda, fuar iyiydi denebilir. Ancak bir sonraki fuara sanırım katılmayacağız. Bulutlu Marine / Cem Bulutlu Katılımcı profili düşüktü, uluslararası katılım daha fazla olabilirdi. Ziyaretçi sayısı beklediğimizin üzerindeydi; sektörden beklediğimiz ilgiyi görmüş bulunmaktayız. Yurtdışı fuarlarıyla karşılaştırdığımızda organizasyon yeterli düzeyde değildi. Türk denizcilik sektörünün uluslararası platformda tek bir fuarla temsil edilmesi görüşündeyiz. Türk denizcilik sektörünün bütününü fuarda göremedik. Fuar sırasında gerçekleşen konferans ve seminerlere katılamadık. Fuar yeni iş bağlantılarımıza fayda sağladı ancak uluslararası yeni bir bağlantı kuramadık. Stant kurulumu sırasında almış olduğumuz hizmetten memnun kalmadık, teknik birçok aksaklık söz konusuydu. Hazırlık için geldiğimizde standımız kurulmamıştı, yaklaşık 3-4 saat standın kurulmasını bekledik. Organizasyon toparlamaya çalıştı ama oldukça yetersizdi. Fiziki şartlar bir hayli kötüydü, zemin düz değildi, WC çok ama çok kötüydü, çadırda açık kalan alanlar yüzünden standımızda akşamüstü oturulmuyordu, sigara içme alanlarında küllük yoktu, yapılan müzikli eğlencelerin saati ve desibeli belli zamanda ve belli düzeyde olmalıydı. Sektörel şartların ne şekilde gelişeceğine bağlı olarak bir sonraki fuara katılım sağlamayı düşünebiliriz. PANGEA / Başak Bilgin Yerel mümessilliklerin yabancı temsilcileri dışında, kayda değer bir uluslararası ziyaretçi katılımı ile maalesef karşılaşmadık. Yerel anlamda ilgi gördük, ancak beklentilerimizin altındaydı. Sektörün kalbine yakın bir lokasyon seçilmiş olması, hem ziyaretçi sayısını (özellikle piyasadan) artırdı hem de sektör ile ilgisi olmayan sivil ziyaretçi sayısını azalttı. Öncelikli olarak hem organizasyon ekibi hem de sektör için bir çok ilk i barındırdığı için, organizasyon yurt dışı fuarlarına kıyasla DİKKAN / Serdar Keskin Fuarda biz dahil bütün katılımcılar endüstriyle bir kaynaşma ortamı yakalamış oldu. Uluslararası katılım benzer ve başarılı organizasyonlarla birlikte artış gösterecektir. Ziyaretçi profili fuar alanının tersanelere yakınlığı açısından memnun ediciydi. Armatör / işletme, yabancı brokerların katılımını sağlamak için daha kapsamlı çalışmalar yürütmek yararlı olacaktır. Yurt daha küçük ve hazırlıksızdı. Rakip firmanın fuar yapmaya karar vermesi ve Deniz Ticaret Odası nın bu durumu kontrol edememesi nedeniyle, tersane katılımları ağırlıklı olarak Exposhipping de değil Europort ta gerçekleşmiştir. Sektör olarak tüm pazarlama etkinliklerinde birleşilmesi ve bu tip bölünmelerin ivedilikle önüne geçilmesi gerekmektedir. Yeni bağlantılar konusunda maalesef hayal kırıklığına uğradık. Tuvalet ve su tedariği anlamında (özellikle temizlik için kullanılacak su), tesis son derece yetersizdi. Organizasyonun bir çadır içinde yapılıyor olması havalandırma/ısıtma konusunda misafirlerimizi hayal kırıklığına uğrattı. Stant alanı ve çadır kompleksi, yurt dışındaki fuarlar ile kıyaslanamayacak kadar ilkel ve amatörceydi. Fuar alanında herhangi bir anons sistemi yoktu, bir duyuru da yapılmadı. Ek olarak, nihai bir karar vermeden önce sektörün bu konudaki eğilimlerini önümüzdeki 2 sene gözlemlemek niyetindeyiz. dışında benzer içerikli fuarların tek çatı altında toplanması katılımı ve temsiliyeti daha güçlü kılmaktadır. Fuarda, yurtdışı ve müşteri tabanlı katılımcı olmadığı için yeterli temsil sağlandığını düşünmüyorum. Tersanelerin katılımı, müşteri çekmek açısından yetersizdi. Fiziki şartlar kesinlikle daha iyi olabilirdi. Uluslararası bir katılımın beklendiği bir organizasyonda sergi alanından sosyal alana hatta lojistik alanlarına varana kadar büyük bir özen gösterilmesi gerekmektedir. Bir sonraki fuara katılmayı; Tersanelere hizmet veren bir kurum olduğumuz için tersanelere yakın bir lokasyonda potansiyel müşterilerimiz ile buluşma şansını bize sağlaması nedeniyle organizasyon katılımını sürekli hale getirmeyi amaçlıyoruz. W&O / Burçin Gaye Özen Fuarda, Uluslararası katılımcı dahil olmak üzere, katılımcı profili yeterince geniş değildi. Türk ziyaretçi profili geniş olsa da, armatör tarafında pek ziyaretçi yer almıyordu. Katılımcı tersane profili de yeterli değildi. Doldurulamayan ve boş stant alanları da gözümüze çarpan başka bir nokta. WC ler, dinlenme alanları, çadırın kondisyonu, iklimlendirme, ışıklandırma, yürüme alanlarındaki tümsekler-çukurlar, fuar katılımcılarının haritadaki yerleri, fuar öncesi ve fuar sırası reklamlar, konuşmacılar ve konferanslara ilişkin tanıtımlar ve daha sayılabilecek birçok husus ile ilgili genel bir fuar organizasyon eksikliği dikkat çekti. Fuar organizasyonu yetkisindeki yukarıda sayılan görsel ve kullanıma yönelik birçok husus organizasyonun eksikliğini gösterdiğinden uluslararası temsiliyet de zayıf kalmıştır. Konuşmacılar ve Türk denizcilik sanayi anlatımı ile ilgili konferansların ayarlanması hususu eksikti. Maalesef, Türk denizcilik sektörü bütün olarak fuarda yer almamıştır. Bize bahsedilen İnovasyon Pavilyonu hazırlanması düşüncesi fuar öncesinde bu fuar ile ilgili beklentilerimizi üst düzeye çıkaran harika bir fikir olmuştu, ancak fuarda bu hususta da bir aktivite göremedik. Fuar süresince hiçbir konferans ya da seminere katılmadık. Ancak, kendi fuar alanımızın beklediğimiz bağlantılarımız açısından faydalı olduğunu söyleyebilirim. Stant kurulumu için de dış kaynaklı bir firma ile çalıştık ve memnun kaldık. Fuarın fiziki şartlarının çok kötü olduğunu söylemeliyim. Özellikle, WC ler yetersiz ve günümüz şartları için çok eksikti. Sigara içme alanlarında jeneratörlerden damlayan yakıtlar yerleri kirletmiş ve etrafta paletler, kullanılmayan malzemeler gelişigüzel bırakılmıştı. Dinlenme alanı yoktu. Girişlerde ve otoparktan girişe yürüme alanlarında kullanılan kırmızı halılar müthiş düzensiz, eski ve kirliydi. Fuarın bir tarafında hava çok sıcakken, diğer tarafında rüzgarlar esiyordu. Yürüme yollarında kasisler-çukurlar vardı. Otopark düzenli ve yeterli büyükte de olsa fuar etrafı ve otopark çöplerle çevriliydi. Otoparkı işaret eden trafik levhaları çimenliklere düşmüş, atıl vaziyette duruyordu.

44 44 HABER Toplumların karşı karşıya olduğu en büyük problem, kendi kendilerine verdikleri zarardır larda demir perde çöktükten sonra batı toplumlarının peşinde koştuğu özgürlük kavramına olan ilgi de azaldı Alman liderlerin ortak endişesi Gökhan Esin Sebebi çok basit; çünkü komünizmi engellemek için övgüler beslenen "özgürlük" kavramına artık ihtiyaç kalmamıştı. Peki, o günlerin yere göğe sığdırılamayan "özgürlük" kavramının günümüzdeki durumu nedir? Özgürlüğe olan gönül bağı durgun bir döneme girdi, hatta geçmişe kıyasla ciddi bir düş kırıklığı yaşıyor. Nedeni basit! Çünkü AB'nin son günlerdeki en büyük savaşı ne komünizmle ne de başka bir akımla, AB nin tek savaşı var; o da Avrupa Birliği'nin hayatına devam etmesidir. BREXIT'in resmi şekilde onaylandıktan sonra yani boşanma projesi başlatıldığında Merkel'in açıklamalarından çıkan sonuç çok açıktı; "29 Mart itibariyle kalan üyelerimizle hayata devam etmeye odaklanacağız!" Şu sıralar Birliği tehdit eden en önemli düşman, "komünizm" falan değil, üye ülkelerdeki siyasal gelişmeler. Hatırlarsanız, eskiden AB'nin genişleme hedefi vardı, Ticaret serbestliği ve özgürlükler ne kadar artırılabilir?" sorusuna cevap arardı. Günümüzdeyse bunların tam tersi şekilde, Birliğin devamından endişe ediliyor. Gelin şimdi meseleye tersten bakalım. Özgürlüklerin ekonomi, istikrar açısından müthiş önemli olduğu söylenir, iyi ama özgürlüklerin Avrupa Birliği'ne kıyasla daha düşük olduğu ülkelerin küresel ticaret içindeki payının yükseldiğinin farkında mısınız? Çin in küresel ekonomi içindeki payı her geçen gün yükseliyor. Şu sıralar dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, dahası gelecekte bir numaraya yükselebileceğine yönelik kuvvetli analizler var. Filmi biraz geri sarıp, 1930 lara dönelim. O tarihlerde birçok batılı düşünür "komünizm" sevdalısıydı. İkinci Dünya Savaşı öncesindeki faşist dönemde dahi birçok batılı, komünizmi savunuyordu. Bu akımın ana sebebi nedir? Muhakkak ki bir grup bu fikre inanmıştı fakat başka bir grup var ki İşte diğer grubu anlamak için önemli sosyal analizler yapıldı. Şöyle anlatalım; eğer çevrenizde büyük bir fikir dolaşıyorsa, düşüncenin temelini tam olarak anlamasa dahi muhakkak bazıları bu fikri cazip bulabiliyor. Kişi, bu fikri savunan grup içinde itibar elde ediyor. Acı ama sosyolojik açıdan gerçek bir hikâye! Peki, günümüzdeki büyük fikir nedir? Komünizm olmadığı ortada! Şimdi Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier in yemin konuşmasına bakalım. Steinmeier'in dillendirdiği otokrasi yukarıda bahsettiğimiz, AB'nin korktuğu siyasal gelişme olabilir mi? Eğer öyleyse otokratlar sahneyi devralacak korkusu başlamış diyebiliriz. Meseleye bir örnek üzerinden bakalım; Çin in gelecekteki küresel rolünü tahmin etmek çok güç ama Çin Komünist Partisi hiç yıkılmayacak gibi sağlam duruyor. Demek ki, yakın bir tarihte otokrasinin itibar kaybetmesini beklemek hata olacak. İşte bu ve benzeri sebeplere dayanarak AB endişeli. Ancak özgür bir ülkenin garantisi insan kaynağıdır. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Günümüzde insanlığın çoğu açlık sınavı vermiyor, eğitim alabiliyor, yeterli seviyede eğitim alamasa dahi internet sayesinde birçok bilgiye ulaşabiliyor. Eğer ortada büyük fikir olarak adlandırılan bir akım varsa bunu araştırabiliyor. Tüm bu incelemesine göre de karar veriyor. Diğer bir deyişle, 1930 larda matematik dehası olarak doğan köylü bir çocuğun yeteneğini gösterebilmesi ile bugünkü şartlar aynı değil. Bugün bilgiye ulaşmak daha kolay. Acaba AB bu değişimi görmedi mi? Yoksa inanmıyor mu? Turizm sezonu açılırken denizlerde emniyet ne durumda? Marmaris, ulaşım ve turizm ayağıyla ülke kalkınmasında önemli rol oynayan Türk Denizcilik sektörünün temsilcilerini ağırladı. Turizm mevsiminin açılışı sayılan Turizm Haftası na denk gelen 19 Nisan da Marmaris Netsel Marina da gerçekleşen panele katılanlar arasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka, Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, TOBB Başkan Yardımcısı Halim METE, Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu, Deniz Ticaret Odası Marmaris Şubesi Başkanı Hasan Mengi, Deniz Turizm Birliği Derneği Başkanı Erkan Özatağ yer aldı. Deniz turizminden taşımacılığa, denizlerde güvenlikten su araçları sorumluluk sigortalarına kadar birçok konunun masaya yatırıldığı panelde; Türkiye nin deniz turizmi ve taşımacılığı açısından öne çıkan bölgelerinde emniyet durumu, deniz ulaşımı ve turizminde Su Araçları Sorumluluk Sigortası yaptırılması zorunluluğu, denizde can ve mal güvenliği ve çevre koruma gibi konular masaya yatırıldı. Panelde Denizcilik sektörü için sigorta olmazsa olmazdır. Sigorta, medeniyettir, güvencedir. Denizlerde dolaşan her bir kişinin hayatı bizler için çok değerli diyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka 341 milyar dolarlık dış ticaretimizin kıymet bazında bakıldığında yüzde 58 i deniz yoluyla taşınıyor. Hacimsel baktığımızda bu oran yüzde 87 ye denk geliyor. Yani dünya standartlarında denizi kullanan bir ülkeyiz. Denizcilik sektörü milli ekonomimiz içerisinde yüzde 9 luk paya sahip. Sahil şeridi boyunca 172 adet uluslararası trafiğe açık, sertifikalı limana sahibiz. Bu limanlarda yıllık 430 milyon ton yük gemilere indirilip bindirilmekte. Yat inşaatında Türkiye hem kapasite, hem dizayn ve üretim bakımından dünya sıralamasında üçüncü sırada. Bu da zaten deniz turizmine yansımasıyla kendini gösteriyor. Yaklaşık 30 bin kişinin istihdam edildiği bir sektör. 61 adet marina alanıyla 25 bin tekneye yat bağlama kapasitesi sunuyoruz. 22 adet gemi geri dönüşüm tesisine sahip Avrupa daki tek ülkeyiz. Yaklaşık 2 milyona yakın yolcu ile çok önemli bir kurvaziyer destinasyonumuz var. Son zamanlarda hükümetimiz tarafından deniz turizmi ile ilgili çok önemli düzenlemelerimiz var. Bunların başında Türk Bayrağı na geçiş ve denizciliğe sağlanan destekler geliyor dedi. Deniz turizmi mutlak sigorta koruması altına alınmalı! Deniz Turizm araçları arasında P&I sigortası kullanımı dahili kabotajda ne yazık ki çok yaygın değil. Sadece Yunan Adalarına ve uluslararası sefer yapan turistik deniz araçları ile hatlı yolcu taşımacılığı yapan deniz araçları arasında P&I sigortası kullanımı yoğunlukta. Toplam deniz aracı sayısına bakıldığında P&I sigortalı deniz aracı sayısının yüzde 5 oranının altında olduğu öngörülüyor. Yani, Türkiye de hem deniz aracı sahipleri hem yolcular herhangi bir kaza riskine karşı korumasız. Marmaris te gerçekleşen panelde bu konuda görüşlerini açıklayan Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, Türkiye nin dört bir yanının sularla çevrili olduğunu ve deniz turizminin turizm gelirlerinde çok önemli bir kanal olduğunu düşünürsek, gerek yolcu tarafında gerekse gemi ve teknelerin sigortalanması tarafında daha hassas olunması gerektiğini düşünüyoruz. Olası risklerin karşılanabilmesi, karşılıklı mağduriyetlerin yaşanmaması için sigorta denetimlerinin yapılması da bu noktada daha çok önem kazanıyor. Yolcular tarafından bakıldığında uygun teminata sahip olunmaması olası kazalarda oluşabilecek ölüm veya maluliyette mağduriyetler yaşanmakta, işletme açısından bakıldığında ise yolcuların haklarını aramaları durumunda tabi olacakları sorumlulukları karşılamaları zorlaşmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda ciddi kazalar meydana geldi. Bunlardan en çarpıcıları Bodrum ve Antalya da yaşandı. Kazalarda hayatını kaybeden turistlerin tazminat talepleri karşısında işletmeciler ödeme yapmakta zorlandı. Bu konuyu uluslararası krizler açısından da ciddiye almak gerekiyor. Olası kazalarda yolcu sigortalarının yapılmamış olması ciddi krize bile sebep olabilmektedir. Bu açıdan öncelikle deniz turizmi mutlak sigorta koruması altına alınmalıdır. Mevzuatta uygun limit olmaksızın teknelerin liman çıkışlarına izin verilmemesi, denetimlerin çok iyi yapılması gerekmektedir dedi.

45 HABER 45 Gemi fiyatları 2019 a kadar yükseliş trendinde Meltem Süloğlu snp@pelikan.com.tr Kuru yük endeksindeki yükseliş hız kesmesine rağmen, satışlar aynı hızla devam ediyor. Son 3 yılın en yoğun ilk yarı yılı olacak gibi görünüyor yılında da fiyatlar bu kadar hızlı olmasa da yükselmişti ve ardından 3 yıllık keskin düşüş meydana gelmişti. Bu sene bu şekilde keskin bir düşüş beklemek doğru değil. Önümüzdeki 1,5 yılda yükselişin devamı olacak gibi görünüyor. Kısa vadede ise, satış fiyatlarındaki düşüş alım fırsatı olarak değerlendirilmelidir diye düşünüyoruz. Yatırımcı psikolojisi dipten yüzde yükselmiş gemileri pahalı olarak düşünebilir. Uzun vadeli trende bakıldığında ise hala gemilerin göreceli ucuz olduğu görülebilir. Kısa vadede alımlar aşırı olduğundan potansiyel alıcılar biraz çekinceli görünüyor. Armatörlere bilgi vermek açısından aşağıdaki şekilde kıyaslama yapabiliriz. Initiator D ( dwt, 2007 Japon inşa) 2015 yılının başında 12,5 milyon dolara satıldı. Bugun 8 yaşında benzer bir geminin fiyatı ise Four Kitami (56000 dwt, 2009 Japon inşa) 14,9 milyon dolara satıldı. 2 ay önce benzer gemi 12,5 milyon dolara satılmıştı. Market kuru yük tonajında 2016 yılındaki tüm kayıplarını geri aldı ve üzerine prim yaptı. Son 3 aydaki yükseliş oldukça sert oldu ve önümüzdeki aylarda bir miktar düzeltme yapması yüksek olasılık olarak görünüyor. Tanker piyasası düzelme eğiliminde. Piyasa raporlarına ve de market beklentilerine baktığımızda önümüzdeki 1-2 sene süresinde petrol fiyatlarının dolar seviyesine yükselmesi, armatörleri zorlayabilir. Aynı zamanda tersanelerde inşa edilen gemilerin çoğunun tanker olmasından dolayı, büyük tankerlerin fiyatlarının gelecek 1 senede yükselmesi zor görünüyor. Nisan ayı satışlarına baktığımızda Capesize tonajında Yuritamaou ( dwt, 2007 Japon inşa) 24 milyon dolara satıldı. Sadece 2 ay önce bu yaş / tip gemilerin fiyatı 16 milyon dolar idi. Giant Ace ( dwt, 2009 Kore inşa) 28,3 milyon dolara el değiştirdi. Panamax tonajında, Imperial ( dwt, 2007 Japon inşa) 13,8 milyon dolara satıldı. Seatrust ( dwt, 2013 Kore inşa) 22,6 milyon dolar gibi inanılmaz bir rakama gitti. United Galaxy (81500 dwt, 2012 Japo inşa) 20,5 milyon dolara satıldı. Nweland Victoria ( dwt, 2002 Japon inşa) 5 milyon dolara satıldı. -Supramax tonajında, Erossos Luck ( dwt, 2009 Japon inşa) 14,5 milyon dolara satıldı. Bu geminin armatörü aynı gemiyi geçen yıl 8,5 milyon dolara satın almıştı. Navlun kazancını da katarsak 1 senede yüzde 100 kazanç sağladığını söyleyebiliriz. Lark ( dwt, 2007 Çin inşa) 7,5 milyon dolara satıldı. Kmtc Challenge ( dwt, 2002 Kore inşa) 7 milyon dolara satıldı. Sea Moon ( dwt, 2009 Çin inşa) 9,8 milyon dolara satıldı. Topflight ( dwt, 2005 Filipin inşa) 8 milyon dolara satıldı. Handy tonajında Cape Knox ( dwt, 2006 Japon inşa) 7,4 milyon dolara satıldı. Jin Yu ( dwt, 2012 Japon inşa) 15 milyon dolara satıldı. Merganser ( dwt, 2012 Çin inşa) 10 milyon dolara satıldı. Daha küçük tonajda, Bogdan ( dwt, 1997 Bulgar inşa) 2 milyon dolara satıldı. Agia Ekaterini ( dwt, 2009 Japon inşa) 7.5 milyon dolara satıldı. Koster tonajında (2.900 dwt, 2002 Slovak inşa) 1.5 milyon dolara satıldı. Tanker segmentinde ise, VLCC Front Sicilia ( dwt, 2000 Japon inşa) 21,5 milyon dolara satıldı. Aframax tonajında Ambrosia ( dwt, 2006 Japon inşa) 11,4 milyon dolara satıldı. Ratna Shalini ( dwt, 2010 Kore inşa) 25 milyon dolara satıldı. Tom Trinity ( dwt, 2000 Kore inşa) 7,8 milyon dolara satıldı. Miseno ( dwt, 2012 Kore inşa) 23,8 milyon dolara satıldı. Paslanmaz tonajında St Dare ( dwt, 1996 Japon inşa) 6,1 milyon dolara satıldı. Hurda marketinde rakamlar ton başına 400 dolar seviyesine ulaştı. Mevsimsel etkilerden dolayı, rakamların buradan gevşemesini bekliyoruz. KURUYÜK M/V PACIFIC CANO- PUS TYPE: BC DWT MTS ON 18,12M DRFT BLT 1/2012 AT DALIAN SHIPBUILDING INDUS- TRY, CHINA CC GRT 29174, NRT LOA 295M, BEAM 46,06M, DEPTH 24,8M HOLDS 9, HATCHES 9 GRAIN , BALE M/E MAN-B&W 6S70MC-C, BHP TOTAL SPEED 14,5KNOTS GENS: 3 X 900 KW USD 28.5 MLN SATILDI M/V DONG-A ARTE- MIS TYPE: BC DWT MTS ON 18,22M DRFT BLT 3/2012 AT HYUN- DAI SAMHO HEAVY IN, KOREA, SOUTH KR GRT 27639, NRT LOA 291,97M, BEAM 45,05M, DEPTH 24,7M HOLDS 9, HATCHES 9 GRAIN , BALE M/E MAN-B&W 6S70MC-C, BHP TOTAL SPEED 14,5KNOTS GENS: 3 X 750 KW USD 33 MLN SATILDI M/V BOAVISTA TYPE: BC DWT MTS ON 14,9M DRFT BLT 9/2010 AT TAIZHOU KOUAN SHIPBUIL, CHINA GL GRT , NRT LOA 229,5M, BEAM 38,04M, DEPTH 20,7M HOLDS 7, HATCHES 7 GRAIN M/E MAN-B&W 6S60MC-C, BHP TOTAL SPEED 14,1KNOTS GENS: 3 X 700 KW USD 16 MLN SATILDI M/V GLOBAL F TYPE: BC DWT MTS ON 13,87M DRFT BLT 11/1998 AT SUMITOMO HI YOKO- SUKA, JAPAN GL, SS / DD GRT 38364, NRT LOA 225M, BEAM 32,3M, DEPTH 19,2M HOLDS 7, HATCHES 7 GRAIN M/E SULZER 7RTA48T, BHP TOTAL SPEED 14,5KNOTS GENS: 3 X 420 KW USD 5 MLN SATILDI M/V JS BANDOL TYPE: BC DWT MTS ON 12,95M DRFT BLT 11/2010 AT YAN- GZHOU DAYANG SHIPBU, CHINA BV, SS GRT , NRT LOA 189,99M, BEAM 32,3M, DEPTH 18M HOLDS 5, HATCHES 5 GRAIN 71549, BALE X 35T CRANES M/E MAN-B&W 6S50MC-C, BHP TOTAL SPEED 14,3KNOTS GENS: 3 X 645 KW USD 12 MLN SATILDI M/V NORDIC AAR- HUS TYPE: BC DWT MTS ON 12,04M DRFT BLT 7/2000 AT SANO- YAS HISHINO MEIS- HO, JAPAN NK, SS / DD GRT 29499, NRT LOA 189,9M, BEAM 32,29M, DEPTH 17,1M HOLDS 5, HATCHES 5 FOLDING GRAIN 66597, BALE X 30T CRANES M/E SULZER 6RTA48T-B, BHP TOTAL SPEED 14,5KNOTS ON 30,5TS, IFO 380 GENS: 3 X 650 KW USD 6.3 MLN SATILDI M/V AMIRA NADIA TYPE: BC DWT MTS ON 11,61M DRFT BLT 9/1997 AT HALLA ENG & HI - SAMHO, KOREA, SOUTH BV, SS / DD GRT 26341, NRT LOA 189,5M, BEAM 30,4M, DEPTH 16,5M HOLDS 5, HATCHES 5 GRAIN 56300, BALE X 30T CRANES M/E MAN-B&W 6S50MC, BHP TOTAL SPEED 14KNOTS USD 3.7 MLN SATILDI Bureau Veritas your reliable partner for ships classification and certification For further details please contact us: Bureau Veritas Deniz ve Gemi Siniflandirma Hizmetleri Ltd.Sti. Centrum Is Merkezi - Aydinevler Sanayi Cd. - No 3/ Kucukyali Maltepe - İstanbul Tel: Fax: Visit us at: Move Forward with Confidence

46 46 YAŞAM Ataköy Marina Mega Yat Limanı kapılarını dünyaya açıyor Türkiye nin en büyük yat limanları arasında yer alacak Ataköy Marina Mega Yat Limanı ile CNR Avrasya Boat Show eş zamanlı olarak 2 Mayıs tarihinde kapılarını açıyor. Açılış ile ilgili basın toplantısında konuşan Ataköy Marina ve Yat İşletmeleri A.Ş Genel Müdürü Süheyl Demirtaş, DATİ Yatırım Holding A.Ş. tarafından hayata geçirilen İstanbul Turizm Merkezi nin önemli halkalarından biri olan Ataköy Marina Mega Yat Limanı nı hizmete açmanın gururu ve mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Ataköy Marina Mega Yat Limanı nın, DATİ Yatırım Holding tarafından yaklaşık 62 milyon dolarlık bir yatırımla gerçekleştirildiğini belirten Süheyl Demirtaş, şunları söyledi: DATİ Yatırım Holding olarak Türkiye ye, 25 metreden 100 metreye kadar uzunluktaki 232 mega yata aynı anda ev sahipliği yapma kapasitesine sahip gerçek anlamda ilk mega yat limanını kazandırıyoruz. Mega Yat Limanı ile pek çok özel yapım, seçkin tekne artık rahatlıkla İstanbul a uğrayabilecek. Liman sayesinde bu özel tekneler kış aylarını da İstanbul da geçirme imkânına kavuşurken, her türlü bakım ve onarım işlerini de burada yaptırabilecek. Mega Yat Limanı, turist sayısı itibarıyla dünyada ilk 10 ülke arasında yer alan, ancak en çok para kazandıran turizm türlerinden biri olan yat turizminde potansiyelinin yüzde 10 unu bile değerlendiremeyen Türkiye nin bu alanda önemli bir gelir elde etmesine katkı sağlayacak. Ataköy Marina Mega Yat Limanı nı, 2 tarihinde adına yakışır bir törenle hizmete açacaklarını belirten Süheyl Demirtaş, açılışa Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türk denizcilik sektörünün önde gelen oda ve derneklerinin başkanları ve üyelerini davet ettiklerini bildirdi. Mayıs ayında 12'incisi düzenlenecek olan, Türkiye de amatör denizcilik sektörünün en büyük buluşması olan CNR Avrasya Boat Show Denizde Fuarı'na ilginin yoğun olması bekleniyor yılının mega yat, tekne, bot, katamaran ve yelkenlilerin yanı sıra sektöre ilişkin tüm aksesuar ve ekipmanların da vitrine çıkarılacağı fuara Bulgaristan, Rusya, İngiltere, İspanya, Fransa, Yunanistan, İran ve İtalya başta olmak üzere çok sayıda ülkeden ziyaretçinin gelmesi hedefleniyor. Yerli ve yabancı 10 bin VIP ziyaretçinin beklendiği CNR Avrasya Boat Show Denizde ye, her yıl olduğu gibi Orta Doğu, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerinden de ziyaretçi ilgisi oldukça yoğun olacak. Standard Club, İstanbul Kokteyli düzenlendi P&I kulüplerinin oluşturduğu International Grup (İG) üyesi Standard Club, 20 Nisan akşamı İstanbul da Türk denizcilik sektörünü bir araya getirdi. Standard Club P&I şirketinin her yıl geleneksel olarak düzenlediği İstanbul Kokteyli nde katılımcılar, keyifli bir akşam yaşadılar. Eren Eruç, denizdeki anılarını RMK Müzesi'nde anlattı 16 dalda dünya rekoru sahibi Okyanus Kürekçisi Erden Eruç, 12 Nisan 2017 günü Rahmi Koç Müzesi Fenerbahçe Vapuru nda okyanus tecrübelerini ve anılarını denizseverlerle paylaştı. KÜDENFOR Danışma Kurulu üyesi ve okyanus kürekçisi Erden Eruç yılları arasında değişik zaman dilimlerinde, kürek çekerek gerçekleştirdiği Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusları geçişleri ile okyanus kürekçileri arasında, üç okyanusta 600 günle en uzun süre denizde kalan ikinci kişi olarak dünya denizcilik tarihine geçmiştir. Guinness Rekorlar Kitabı Eruç un 2009 yılında 312 gün ile Denizde en uzun süre kalan yalnız kürekçi, 2012 yılında Üç okyanusu küreklemiş ilk kişi ve 2014 yılında Kendi kas gücüyle solo devrialemi başarmış ilk kişi rekorlarını yayınladı. Erunç'un 6 Şubat 2016 da kendisine verilen dördüncü sertifika ise, merkezi Londra da bulunan Okyanus Kürekçileri Derneğine göre 29 bin deniz mili ile olan Kariyerinde toplam en uzun mesafeyi kat etmiş, okyanus kürekçisi rekoruna aittir.

47 MAVİ MİZAH 47 'Mavi Vatan, Mavi Çocuk, Mavi Uygarlık' Bu yıl çocuklar 23 Nisan da; Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR), Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Araştırma Merkezi (BAUTURBAM), Bebekliler Derneği/Bebek Semt Girişimi ve Sarıyer Denizcileşme Merkezi ortak organizasyonuyla Bebek İskelesinde buluşup denizi yakından tanıma fırsatı buldular. Çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren denizciliğe teşvik edilmesinin, deniz korkusunun sevgiye ve tutkuya dönüştürülmesinin ülkemizin geleceği için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Biliyoruz ki bu güzel deniz ülkesinde, mavi vatanımızı mavi uygarlıkla buluşturmak elimizde. Bu buluşma gerçekleştiğinde, daha bağımsız, daha demokratik, daha akılcı, daha bilimsel, daha üretken, daha çalışkan, daha cesur, daha çevreci ve tüm bunların sonucunda daha zengin ve daha mutlu olacağımızın farkındayız. Bu farkındalıkla, bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mızı çocuklarımız ve aileleri ile birlikte, denizle içiçe etkinliklerle kutlamaya karar verdik. Bebekliler Derneği ve Bebek Semt Girişimi olarak, geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizin ikincisini bu yıl, bu doğrultuda yaptığı çalışmalarla bize ilham veren Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu ve Sarıyer Denizcileşme Merkezi ile birlikte Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Ortaköy Yat Klübü ve Boğaziçi Dernekleri Platformu nun da katkılarıyla planladık. Bu etkinliğin arka planında Bebek in gelecekte bir denizcileşme merkezi olması hayali de yer alıyor. 23 Nisan da İstanbul Boğazı Neşeyle Doldu Denizlerle çevrili, içinden deniz geçen İstanbul da 200 binin üzerinde denizi hiç görmemiş çocuğun yaşadığı tahmin ediliyor. DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, Görmediğim şeyi bilemem, bilmediğim şeyi sevemem, sevmediğim şeyi de koruyamam anlayışından hareketle, bu yıl da denizi görmemiş İstanbul çocuklarını denizle tanıştırdı. TURMEPA nın gerçekleştirdiği bu etkinlik ile dezavantajlı bölgelerde yaşayan yaklaşık 300 çocuk, deniz otobüsü ile İstanbul Boğazı nı tanıma ve deniz sevgisini tatma fırsatı buldu. En önemlisi çocuklarımız, bu yıl da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nı büyük bir coşku ve mutlulukla kutladı. Çatalca, Çekmeköy, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sancaktepe ve Sultanbeyli de yaşayan ve bu ilçelerde okullara giden ilköğretim öğrencilerini, her sene olduğu gibi bu yıl da İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü belirledi. Bu yıl 9'uncusu kez düzenlenen TURMEPA çocuk şenliği, İDO ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleştirildi. Çocukların etkinlik alanlarına taşınmasını City Turizm in üstlendiği etkinliğe Burla Makina da destek verdi. Projenin bu yılki teması İstanbul Boğazı nı ve Marmara Denizi ni Tanıyalım ve Koruyalım oldu. Bu sene İstanbul Boğazı nda gerçekleştirilen etkinlikte çocuklar, boğaz turu yaparak denizle daha yakından temas kurmanın, denizle iç içe olmanın keyfini çıkardı. Çocuklar şarkılar eşliğinde unutulmaz bir bayram yaşadılar. Etkinlik çerçevesinde 70 TURME- PA Gönüllüsü, projenin bir parçası olarak çocuklara çevrelerine ve geleceklerine sahip çıkmanın önemini anlattı, atıkların denizlere ve çevreye verdiği zararları oyunlar eşliğinde aktardı, rehberlik etti. Düzenlenen eğitimlerde çocuklar, İstanbul Boğazı nın tarihi ve önemi konusunda bilgilendi, abi ve ablarıyla eğlenceli oyunlar oynayarak bilgilerini pekiştirdi.

48 Soldan Sağa > Boğaçay VIII ASD 80t / 2015 > Boğaçay IX ASD 80t / 2015 > Yeniçay I ASD 30t / 2015 > Yeniçay II ASD 30t / Yıldır, Römorkör ve Kılavuz İşletmeciliğinde ilklerle başı çekiyor olmaktan Gururluyuz! Genç, modern, yüksek teknolojili filomuzla öncü, 9 u ASD tip 16 Römorkör ile güçlü, 777 ton çekme gücü kapasite ile Türkiye de lider, 7 farklı liman başkanlığı sınırında güvenilir, 150 bin manevrada sıfır kaza istatistiği ile örnek, 156 yeni inşa römorkör üretimimizle, Türkiye nin dünyada gururu olmaktan onurluyuz. Sanmar Denizcilik A.Ş. Aydıntepe Mh. Güzin Sok. No: İçmeler / Tuzla, İstanbul - TÜRKİYE 2017 HEDEF TOPLAM 20 RÖMORKÖR 925 TON ÇEKME GÜCÜ T: :: info@sanmar.com.tr sanmar.com.tr

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK Türkiye nin MİLLİ YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK 2015 yılında 5 milyar ciroya ulaşan savunma sanayisi sektörü, 1.7 milyar lık ihracata imza atıyor. Türk savunma sanayisinin her

Detaylı

İ İİN İ ŞA VE GEMİ İİN İ ŞA YAN SANAYİYE

İ İİN İ ŞA VE GEMİ İİN İ ŞA YAN SANAYİYE ASKERİ GEMİ İNŞA VE GEMİ İNŞA YAN SANAYİYE YÖNELİK İ HEDEFLERİMİZ İ İ Serdar DEMİREL Deniz Araçları Daire Başkanı TAKDİM PLANI Neden Güçlü Bir Askeri Gemi İnşa Sanayi? Ana Yüklenici Odaklı Çalışmalar Yan

Detaylı

AR-GE VİZYON SAVUNMA SANAYİİNDE GELİŞMELER (2002-2012)

AR-GE VİZYON SAVUNMA SANAYİİNDE GELİŞMELER (2002-2012) Mayıs 2013 Sayı 3 SAVUNMA GEViZYON AK PARTi Ar-Ge Başkanlığı AR-GE VİZYON AK PARTi Ar-Ge Başkanlığı SAVUNMA İNDE GELİŞMELER (2002-2012) SAVUNMA İNDE GELİŞMELER (2002-2012) Milli sanayimizle güçlenen milli

Detaylı

10.04.2012. Ertuğ YAŞAR ANADOLU Tersanesi / ADĐK

10.04.2012. Ertuğ YAŞAR ANADOLU Tersanesi / ADĐK Ertuğ YAŞAR ANADOLU Tersanesi / ADĐK Osmanlı Donanması Gölcük Askeri Tersanesinde ilk Askeri Gemi inşaatı (Oil tanker): 1931 1960 lara kadar Gölcük Askeri Tersanesinde Yardımcı Sınıf gemilerin inşaatı

Detaylı

Türkiye'nin ilk milli uçak gemisi "TCG Anadolu" ilk kez görüntülendi

Türkiye'nin ilk milli uçak gemisi TCG Anadolu ilk kez görüntülendi Türkiye'nin ilk milli uçak gemisi "TCG Anadolu" ilk kez görüntülendi İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, "(TCG Anadolu) Şu an sahada

Detaylı

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları, Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları, Bugün, ulusal savunmamızın güvencesi ve bölge barışı için en önemli denge ve istikrâr unsuru olan Türk Silahlı Kuvvetleri nin etkinliğini ve

Detaylı

Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Şubat 2008

Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Şubat 2008 A k i G i P j l i S i i E Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Şubat 2008 Takdim Planı Son 15 Yılda Türkiye de İnşa Edilen Askeri Gemiler RMK Marine in Askeri Proje Teklif Çalışmaları Sahil Güvenlik

Detaylı

Amfibi Gemi (LST) Projesi

Amfibi Gemi (LST) Projesi ÖZEL HABER ADİK, Amfibi Gemi İçin Ana Alt Yüklenici Takımı ile İmzaları Attı ADİK Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (Dz.K.K.lığı) nın çıkarma filosunun tedarikçisi konumuna gelen Anadolu Deniz İnşaat Kızakları

Detaylı

Tersane. Kuruluş ,500 m 2 kapalı alan 50 m uzunluk ve 400 ton deplasmana kadar yüksek süratli ileri kompozit bot inşa kapasitesi

Tersane. Kuruluş ,500 m 2 kapalı alan 50 m uzunluk ve 400 ton deplasmana kadar yüksek süratli ileri kompozit bot inşa kapasitesi YONCA-ONUK A.O Tersane Kuruluş 1986 12,500 m 2 kapalı alan 50 m uzunluk ve 400 ton deplasmana kadar yüksek süratli ileri kompozit bot inşa kapasitesi 2 Kalite Yönetim Sistemi Kalite Yönetim Sistemi Çevre

Detaylı

DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI GÖLCÜK TE DENİZ SAVUNMA İHTİSAS OGRANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULMASI

DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI GÖLCÜK TE DENİZ SAVUNMA İHTİSAS OGRANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULMASI DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI GÖLCÜK TE DENİZ SAVUNMA İHTİSAS OGRANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULMASI Savaş Gemisi ve Denizaltı Üretimi Gemi inşa sektörü, değişik endüstri ürünlerinin birleşimini içeren bir imalat

Detaylı

4.0 KURULUŞUN BAĞLAMI

4.0 KURULUŞUN BAĞLAMI 4.0 KURULUŞUN BAĞLAMI 4.1 KURULUŞ VE BAĞLAMININ ANLAŞILMASI Tersanemiz Hakkında Anadolu Deniz İnşaat Kızakları Sanayi ve Ticaret A.Ş. (A.D.İ.K) 1981 yılında Tuzla Tersaneler bölgesine taşınmış olup burada

Detaylı

2-3 EKİM 2018, ANKARA

2-3 EKİM 2018, ANKARA DESTEKLERİYLE ORGANİZATÖR 2-3 EKİM 2018, ANKARA S O N U Ç R A P O R U OPERASYON ve İÇERİK PARTNERİ www.inpps.com ZİRVE HAKKINDA Terörle mücadele, malların dolaşımının kontrolü ve uluslararası sınırlardaki

Detaylı

METEKSAN SAVUNMA SANAYĠĠ A.ġ.

METEKSAN SAVUNMA SANAYĠĠ A.ġ. METEKSAN SAVUNMA SANAYĠĠ A.ġ. 1 Bilkent Grubu BİLKENT UNİVERSİTESİ BİLKENT HOLDİNG Name Title METEKSAN MATBAA VE ENERJİ GRUBU TEPE GRUBU 2 Bilkent Üniversitesi Bilkent Üniversitesi Türkiye nin ilk vakıf

Detaylı

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI 2017-2021 ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI ssm.gov.tr SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI 2017-2021 ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI ssm.gov.tr

Detaylı

TERSANELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TERSANELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TERSANELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1/16 Takdim Planı * Kuruluş * Tersanelerin Önemi * Devam Eden Faaliyetler 2/16 Tersaneler Genel Müdürlüğü; Tersaneler Genel Müdürlüğü Kuruluş * 25 Temmuz 2016 tarihli, 667 Sayılı

Detaylı

BASIN BİLDİRİSİ. RS : GMD.PG-0100-1910-15/462-1721 16 Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI

BASIN BİLDİRİSİ. RS : GMD.PG-0100-1910-15/462-1721 16 Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI BASIN BİLDİRİSİ RS : GMD.PG-0100-1910-15/462-1721 16 Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI Roketsan tarafından Karapınar Konya da kurulan MSB Atış Test ve

Detaylı

T.C. Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı SAVUNMA SANAYİ Bilal AKTAŞ Sanayileşme Daire Başkanı

T.C. Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı SAVUNMA SANAYİ Bilal AKTAŞ Sanayileşme Daire Başkanı T.C. Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı SAVUNMA SANAYİ Bilal AKTAŞ Sanayileşme Daire Başkanı 09 Haziran, Konya SAVUNMA TEDARİK SİSTEMİ SAVUNMA TEDARİK ÇEVRİMİ İhtiyaç Makamı İhtiyaç SAVUNMA

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

KOÇ SAVUNMA SANAYİ GRUBU ŞİRKETLERİ IDEF 2011 DE GÖVDE GÖSTERİSİ YAPACAK

KOÇ SAVUNMA SANAYİ GRUBU ŞİRKETLERİ IDEF 2011 DE GÖVDE GÖSTERİSİ YAPACAK KOÇ SAVUNMA SANAYİ GRUBU ŞİRKETLERİ IDEF 2011 DE GÖVDE GÖSTERİSİ YAPACAK Koç Savunma Sanayii Grubu şirketleri Otokar, RMK Marine, Koç Bilgi ve Savunma Teknolojileri ve KaTron; İstanbul'da düzenlenecek

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının karşılanmasında bağımsızlığın önemini gündeme getirmiş, halkımızın

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı TAKTİK İHA MOTORU GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ BİLGİ İSTEK DOKÜMANI SSM-TİM-BİD-001 Rev.:1.0 Ocak 2011 İÇİNDEKİLER T.C... 0 M.S.B.... 0 SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI...

Detaylı

Firma Profili. Ağustos 2014

Firma Profili. Ağustos 2014 Ağustos 2014 TARİHÇE Kuruluş :2002 (SE Teknoloji Çözümleri) Özel yazılım, donanım tedariki, uzak mesafe kablosuz ağlar, danışmanlık ve sistem entegrasyonu Yurt içinde Üretim Kaynak Kullanımı ve Otomasyonu,

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı DENİZDE İKMAL MUHAREBE DESTEK GEMİSİ (DİMDEG) PROJESİ İHALE İLANI

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı DENİZDE İKMAL MUHAREBE DESTEK GEMİSİ (DİMDEG) PROJESİ İHALE İLANI T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı DENİZDE İKMAL MUHAREBE DESTEK GEMİSİ (DİMDEG) PROJESİ İHALE İLANI Mayıs 2016 Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) Projesi İhale İlanı Proje /Sistem Adı:

Detaylı

Savunma Sanayii Müsteşarlığı Lojistik Yol Haritası. İbrahim Sami EREL Uzman

Savunma Sanayii Müsteşarlığı Lojistik Yol Haritası. İbrahim Sami EREL Uzman Savunma Sanayii Müsteşarlığı Lojistik Yol Haritası İbrahim Sami EREL Uzman 28 Şubat 2012 GÜNDEM DURUM TESPİTİ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE LOJİSTİK YAPILANMA ÖMÜR DEVRİ YÖNETİMİNDE HEDEFLER VE LOJİSTİK DESTEK YAKLAŞIMI

Detaylı

Askeri Gemilerde Entegre Platform Kontrol ve Köprüüstü Sistemleri Endüstri Günü

Askeri Gemilerde Entegre Platform Kontrol ve Köprüüstü Sistemleri Endüstri Günü Askeri Gemilerde Entegre Platform Kontrol ve Köprüüstü Sistemleri Endüstri Günü YALTES A...Bu sunuda yer alan tüm bilgiler YALTES A.. ne ait olup YALTES A.. nin yazılı izni alınmaksızın başka amaçla kullanılamaz,

Detaylı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji KASIM 2014 KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ

Detaylı

Türkiye 'Uçak Gemisi' Yapabilecek

Türkiye 'Uçak Gemisi' Yapabilecek On5yirmi5.com Türkiye 'Uçak Gemisi' Yapabilecek Murad Bayar, AA muhabirinin, Türk Savunma Sanayiinin kabiliyetlerine ve projelerine ilişkin sorularını yanıtladı. Yayın Tarihi : 7 Mayıs 2011 Cumartesi (oluşturma

Detaylı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı SERVO MOTOR GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ BİLGİ İSTEK DOKÜMANI SSM-İSM-BİD-001 Rev.:1.0 Aralık 2012 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 1 1. AMAÇ... 2 2. KAPSAM... 2 3. TANIMLAR

Detaylı

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler sektörde üretilen mal ve hizmetlerin hedef kitleye yeterli düzeyde ulaşmasını da zorlaştırıyor. Artık sadece

Detaylı

ÜRÜN KATALOĞU. nurolmakina.com.tr

ÜRÜN KATALOĞU. nurolmakina.com.tr ÜRÜN KATALOĞU nurolmakina.com.tr NURETTİN ÇARMIKLI Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurol Şirketler Topluluğu ülkemizin kalkınmasına, etik değerlere, insana ve çevreye önem veren evrensel ilkelerinden

Detaylı

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı. Basın Bülteni Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı. Şişecam, Yenişehir Cam Kompleksi nde yer alan Anadolu Cam Fabrikası 4. Cam

Detaylı

SAT-Sualtı Taarruz Timleri Harekatı İçin İntikal Botları Projesi (D-12) Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) İlan Metni (27 Mart 2007)

SAT-Sualtı Taarruz Timleri Harekatı İçin İntikal Botları Projesi (D-12) Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) İlan Metni (27 Mart 2007) SAT-Sualtı Taarruz Timleri Harekatı İçin İntikal Botları Projesi (D-12) Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) İlan Metni (27 Mart 2007) Kapsamı: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nın ihtiyacına binaen 2+2(opsiyon) adet

Detaylı

http://www.trthaber.com/foto-galeri/balikesirdeki-yerli-helikopter-projesi/13610/sayfa-1.html Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) yerli helikopter üretimi için Ar-Ge çalışmalarına başlayan firmanın

Detaylı

Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası

Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası 16/03/2016 DARPA Modern askeri çatışmalar giderek artan oranda, düşman saldırılarının aynı anda birçok yönden geldiği karmaşık ve belirsiz muharebe

Detaylı

Devam eden projelerimiz 1

Devam eden projelerimiz 1 HAKKIMIZDA GÜNAL Gemi, yüksek teknoloji ürünü uluslararası standartlardaki projeleri, Türk Sanayi nin Öncü Borulama Firmalarından Biri Olarak Standartlara Uygun Tamamlamayı Hedefler. İstanbul da Kurularak

Detaylı

Savunma Sanayii İhracat Kanunu Çalışmaları. Sektör Ortak Görüş Notu

Savunma Sanayii İhracat Kanunu Çalışmaları. Sektör Ortak Görüş Notu Savunma Sanayii İhracat Kanunu Çalışmaları Sektör Ortak Görüş Notu 20.4.2015 SaSaD HAKKINDA Savunma Sanayii İmalatçılar Derneği, Milli Savunma Bakanlığı nın desteği ve yönlendirmesi ile 1990 yılında savunma

Detaylı

T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI YAN SANAYİ BÜTÜNLEŞTİRME ESASLARI

T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI YAN SANAYİ BÜTÜNLEŞTİRME ESASLARI T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI YAN SANAYİ BÜTÜNLEŞTİRME ESASLARI ARALIK 2009 İÇİNDEKİLER TANIMLAR VE KISALTMALAR... 2 1. AMAÇ... 4 2. KAPSAM... 4 3. HEDEFLER... 4 4. GENEL ESASLAR...

Detaylı

Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü. Mayıs 2008, Gebze

Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü. Mayıs 2008, Gebze Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü Mayıs 2008, Gebze Organizasyon Başbakanlık TÜBİTAK Ar-Ge Elektronik ve Kriptoloji Marmara Araştırma Merkezi Metroloji Savunma Sanayi Uzay Teknolojileri

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti 1 Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti Genel Her yıl olduğu gibi Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) Üye firma ve kurum ve kuruluşlardan topladığı veriler ile

Detaylı

AKILLI TEKNOLOJİLER ENTEGRE ÇÖZÜMLER. Cenk ÖZEN OPERASYONLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI. 1/22 28 Kasım 2017

AKILLI TEKNOLOJİLER ENTEGRE ÇÖZÜMLER. Cenk ÖZEN OPERASYONLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI. 1/22 28 Kasım 2017 AKILLI TEKNOLOJİLER ENTEGRE ÇÖZÜMLER Cenk ÖZEN OPERASYONLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI 1/22 28 Kasım 2017 1982 TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI ANA FAALİYET ALANLARI KOMUTA KONTROL VE SAVAŞ SİSTEMLERİ

Detaylı

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI VİZYON 2035 KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ Vizyon-2035 Dokümanı, Hv.K.K.lığının geleceğe yönelik hedeflerini belirlemek amacıyla; Dünya ve Türkiye de güvenlik anlayışındaki

Detaylı

ULUSAL GÜVENLİK AMAÇLI TESLİM VE HİZMETLERE İLİŞKİN KDV İSTİSNASI

ULUSAL GÜVENLİK AMAÇLI TESLİM VE HİZMETLERE İLİŞKİN KDV İSTİSNASI ULUSAL GÜVENLİK AMAÇLI TESLİM VE HİZMETLERE İLİŞKİN KDV İSTİSNASI CEM ALTINOVA Vergi Danışmanı, SMMM 1. Giriş Katma Değer Vergisi Kanunu nun 13. maddesine, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede

Detaylı

8-Haz-16 Türkiye-Filistin İş Forumu

8-Haz-16 Türkiye-Filistin İş Forumu 8-Haz-16 Türkiye-Filistin İş Forumu 29-30 Mayıs 2016, Kudüs, Ramallah, Nablus Türkiye-Filistin İş Forumu Ramallah Toplantısı 1 29-30 Mayıs 2016, Kudüs, Ramallah, Nablus Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)

Detaylı

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI 11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI MADEN DERECE MENŞEİ CFR(USD/MT) DEMİR %65 TÜRKİYE 152-154 DEMİR %60/59 TÜRKİYE 131-133 DEMİR %55/54 TÜRKİYE 112-114 11-16 ŞUBAT CEVHERİ PİYASA FİYATLARI MADEN

Detaylı

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU Toplantı Gündemi 1. Açılış Konuşması (Meclis Başkanı Sn. Yılmaz KÜÇÜKSEYHAN tarafından) 2. 2016 Yılı Türk Savunma ve Havacılık Sanayii Performansı Sunumu

Detaylı

PROJE TEKLİF FORMU FİZİBİLİTE RAPORU HAZIRLANMASI GEREKMEYEN KAMU YATIRIM PROJESİ TEKLİFLERİ İÇİN

PROJE TEKLİF FORMU FİZİBİLİTE RAPORU HAZIRLANMASI GEREKMEYEN KAMU YATIRIM PROJESİ TEKLİFLERİ İÇİN FİZİBİLİTE RAPORU HAZIRLANMASI GEREKMEYEN KAMU YATIRIM PROJESİ TEKLİFLERİ İÇİN PROJE TEKLİF FORMU 1. PROJE TANIMLAMA BİLGİLERİ Adı: Türkiye Deniz Araştırma Alt Yapısının Analizi Etüt Projesi Yeri: Seyir,

Detaylı

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı! İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı! Türkiye ve Kıbrıs'ta lisans düzeyinde denizcilik eğitimi veren 20 Üniversitenin yanı sıra Ulaştırma,

Detaylı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI 2023 e 10 Kala Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı nda konuya yönelik düşüncelerimi ifade etmeden önce sizleri, şahsım ve İstanbul

Detaylı

ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ SARF MALZEME DEPOSU. GELİŞİM FAALİYETLERİ Hizmet İçi Eğitim Sürekli İyileştirme

ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ SARF MALZEME DEPOSU. GELİŞİM FAALİYETLERİ Hizmet İçi Eğitim Sürekli İyileştirme ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ DOĞRUDAN TEMİN İŞLEMLERİ 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu/22-a-b-c-d-e Bendleri Avans İşlemleri GELİŞİM FAALİYETLERİ Hizmet İçi Eğitim Sürekli İyileştirme RAPORLAMA ÇALIŞMALARI 3 Aylık

Detaylı

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı 3i Programme Taahhütname ARKA PLAN BİLGİSİ Temel denetim alanları olan mali denetim, uygunluk denetimi ve performans denetimini kapsayan kapsamlı bir standart seti (Uluslararası

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

Tarih: 04.02.2014 Sayı: 1705

Tarih: 04.02.2014 Sayı: 1705 Tarih: 04.02.2014 Sayı: 1705 Konu: Samsun Mobilya Sektörünün İhracat Kapasitesinin Artırılması Projesi & Samsun Sağlık Ekipmanları Sektörünün İhracat Kapasitesinin Artırılması Projesi İçin Ortak Tanıtım,

Detaylı

SAVUNMA SANAYİİ İÇİN ARAŞTIRMACI YETİŞTİRME PROGRAMI (SAYP)

SAVUNMA SANAYİİ İÇİN ARAŞTIRMACI YETİŞTİRME PROGRAMI (SAYP) SAVUNMA SANAYİİ İÇİN ARAŞTIRMACI YETİŞTİRME PROGRAMI (SAYP) DENİZ DEMİRCİ TEKNOLOJİ YÖNETİMİ GRUP MÜDÜRÜ SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ODTÜ, 25 Kasım 2013 SSM AR-GE VE TEKNOLOJİ YÖNETİMİ Türk Silahlı Kuvvetlerinin

Detaylı

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı JEAN MONNET BURS PROGRAMI 2015-2016 AKADEMİK YILI İZLEME VE ÇALIŞMA ZİYARETİ BRÜKSEL, 21-22 NİSAN 2016 Burs Programı JEAN MONNET BURS PROGRAMI 2015-2016 AKADEMİK YILI İZLEME VE ÇALIŞMA ZİYARETİ BRÜKSEL,

Detaylı

Stratejik Plan Özeti

Stratejik Plan Özeti Stratejik Plan Özeti 2017-2021 www.aselsan.com.tr ASELSAN, yenilikçi teknolojilerden, bilimsel yaklaşımlarla kazanılmış birikimden ve etik değerlerden asla ayrılmadan başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak

Detaylı

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, doğrudan hizmet ihracatını gerçekleştirmenin yanısıra, mal ve servis ihraç eden birçok sektörün yeni pazarlar bulmasına

Detaylı

SAVUNMA SANAYİİNDE ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ UYGULAMALARI

SAVUNMA SANAYİİNDE ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ UYGULAMALARI T.C. Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı SAVUNMA SANAYİİNDE ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ UYGULAMALARI Bilal AKTAŞ Sanayileşme Daire Başkanı 10 Haziran 2015 Milli Savunma Bakanı SAVUNMA

Detaylı

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs 17 7 Mart 17, Ankara İÇERİK Ankara Kalkınma Ajansı Onuncu Kalkınma Planı Bölge Planı 11-13 Bölge Planı 14-23 Ankara Kalkınma Ajansı Tarafından Sağlık

Detaylı

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK 3357 SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 19/12/1996, No: 96/9012 Dayandığı Kanunun Tarihi : 28/2/1995, No:

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi

Detaylı

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU Toplantı Gündemi 1. Açılış Konuşması ve Bilgi Arzı (Meclis Başkanı Sn. Yılmaz KÜÇÜKSEYHAN tarafından) 2. 2017 Yılı Türk Savunma Sanayii Performans Değerlendirmesi,

Detaylı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ACİL MÜDAHALE VE DALIŞ EĞİTİM BOTU PROJESİ İHALE İLANI Ağustos 2015 Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botu Projesi İhale İlanı Proje /Sistem Adı: Acil Müdahale ve Dalış

Detaylı

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve Düzce Üniversitesi 2015-2019 stratejik planında Düzce Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) doğrudan yer almakta olup, bu plan kapsamında ortaya konulan hedeflere ulaşılmasında önemli bir işleve sahiptir. Bu

Detaylı

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI 1. Programın Amacı ve Kapsamı 2013 yılı itibarıyla yaklaşık 105 milyar TL ile GSYH nin yaklaşık yüzde 7 si olarak gerçekleşen

Detaylı

Türk Armatörler Birliği

Türk Armatörler Birliği Cilt 1, Sayı 5 Bülten Tarihi : 13 MAYIS 2016 TAB E-BÜLTEN MAYIS 2016 Türk Armatörler Birliği Yeni Tip Denizaltı Projesi İç Bloklarının Tamamlanma Töreni Türk Armatörler Birliği Kahvaltısı Dünya denizcilik

Detaylı

MİDES FUAR ALANI ZİYARETİ

MİDES FUAR ALANI ZİYARETİ ÇERKEZKÖY TİCARET VE SANAYİ ODASI MİDEST FUAR ve İŞ GEZİSİ ORGANİZASYONU 04-07 KASIM 2014 MİDEST 2014 FUARI Değişik iş kolları yan sanayilerine yönelik olarak 21.000 m2 alanda kurulu, iki bine yakın firmanın

Detaylı

Ankara Stockholm İstanbul Konya Cinnah Caddesi 39/14 06680 Çankaya Tel: +90.312. 442 92 22 Fax: +90.312. 442 92 48

Ankara Stockholm İstanbul Konya Cinnah Caddesi 39/14 06680 Çankaya Tel: +90.312. 442 92 22 Fax: +90.312. 442 92 48 Küresel Düşün, Profesyonel Hareket Et fcc@fcc.com.tr www.fcc.com.tr Ankara Stockholm İstanbul Konya Cinnah Caddesi 39/14 06680 Çankaya Tel: +90.312. 442 92 22 Fax: +90.312. 442 92 48 Fagelviksvagen 9c

Detaylı

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ Ekim 2013 E-mail:cluster@konyacluster.com Konya Kümelenme Merkezi Konya da kümelenme faaliyetleri 2006-2007 yılında Konya

Detaylı

GÜRÇAY MAKİNE HAKKINDA

GÜRÇAY MAKİNE HAKKINDA GÜRÇAY MAKİNE HAKKINDA 1994 yılında Şerafettin Gürçay tarafından kurulan Gürçay Makine, tecrübeli kadrosu ve ileri teknoloji üretim donanımıyla kısa bir süre içerisinde sektörünün önde firmalarından biri

Detaylı

ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ

ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ dan, Röportaj Konumuz Olan 2014 Yılı Değerlendirmeleri ve 2015 Yılı Hedefleriyle İlgili Bilgiler Aldık. Firmanız

Detaylı

YENİ UFUKLARIN FUARI

YENİ UFUKLARIN FUARI YENİ UFUKLARIN FUARI GEMİ İNŞA VE YAN SANAYİ GEMİ BAKIM VE ONARIM GEMİ EKİPMAN VE TEKNOLOJİLERİ LOJİSTİK VE TEKNOLOJİLERİ LİMAN LETMECİLİĞİ VE TEKNOLOJİLERİ MEGA YAT EKİPMAN VE TEKNOLOJİLERİ GEMİ GERİ

Detaylı

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI DENİZ GNEL KUVVETLERİ SEKRETERLİK KOMUTANLIĞI H.ÖZEL DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI KENDİ İ KUVVETİNİ İ İ KENDİN İ GELİŞTİRİ İ Muhrip ve denizaltı overholları Savaş gemileri inşası H.ÖZEL İNŞA EDİLEN İLK

Detaylı

Sizi geleceğe taşır...

Sizi geleceğe taşır... Sizi geleceğe taşır... HAKKIMIZDA Elizi Reklam İnşaat Turizm Tarım Gıda ve Hayv. San. Tic.Ltd.Şti. firması olarak 2001 yılında Antalya da faaliyetine başlamıştır. Şirketimizin ana faaliyet konusu sera

Detaylı

Türk Deniz Görev Grubu

Türk Deniz Görev Grubu Türk Deniz Görev Grubu Ağustos 2015 1 1 İçindekiler Türk Deniz Görev Grubu... 2 TDGG 2010 Yılı Aktivasyonu... 4 TDGG 2011 Yılı Aktivasyonu... 5 TDGG 2014 Yılı Aktivasyonu... 6 1 Türk Deniz Görev Grubu-TDGG

Detaylı

Kara Araçları Sektöründe UYGULANAN SAVUNMA SANAYİ POLİTİKALARIN ANALİZİ, ÖĞRENİLEN DERSLER VE TECRÜBELER. ERCAN ERTÜRETEN Otokar 16 Haziran 2008

Kara Araçları Sektöründe UYGULANAN SAVUNMA SANAYİ POLİTİKALARIN ANALİZİ, ÖĞRENİLEN DERSLER VE TECRÜBELER. ERCAN ERTÜRETEN Otokar 16 Haziran 2008 Kara Araçları Sektöründe UYGULANAN SAVUNMA SANAYİ POLİTİKALARIN ANALİZİ, ÖĞRENİLEN DERSLER VE TECRÜBELER ERCAN ERTÜRETEN Otokar 16 Haziran 2008 Kara Araçları Sektörü Analizi Kara araçlarında tasarım, geliştirme,

Detaylı

SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur?

SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur? SANGEM nedir ve nasıl bir oluşumdur? Kısa adı SANGEM olan Sanayi Geliştirme Merkezi, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) nın öncülüğünde Eskişehir sanayine rekabet üstünlüğü kazandırmak, yenilikçi sanayi modeli

Detaylı

T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANI SN. FİKRİ IŞIK KATILIMLI TOPLANTI

T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANI SN. FİKRİ IŞIK KATILIMLI TOPLANTI T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANI SN. FİKRİ IŞIK KATILIMLI TOPLANTI 23.02.2017 Sayın Valim, Değerli Konuklar, Basınımızın Kıymetli Temsilcileri, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve şahsım adına, sizleri sevgi ve saygıyla

Detaylı

NO DIG EXPO TURKEY. 4 th. in conjunction with eş zamanlı olarak

NO DIG EXPO TURKEY. 4 th. in conjunction with eş zamanlı olarak NO DIG EXPO TURKEY ALTYAPI VE KAZISIZ TEKNOLOJILER FUARI 29-31 MART 2018, İSTANBUL FUAR MERKEZI in conjunction with eş zamanlı olarak WATER LOSS FORUM TURKEY 4 th www.waterlossforum.org BU FUAR 5174 SAYILI

Detaylı

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir. 1 12 Mart 2019 SIPRI 2018 GÜNCELLEMESİ SIPRI Mart 2019 tarihi itibari ile 2018 yılı ihracat ve ithalat verilerini güncellemiştir. Bu güncellemede dikkati çeken husus 2014-2018 döneminde Türk Savunma ve

Detaylı

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara SUNUM İÇERİĞİ 1. İstanbul Sanayi Odası nın Sanayi Üniversite İşbirliğine Bakışı ve Bu Kapsamdaki Rolü 2. Sanayi- Üniversite

Detaylı

BÖLÜMLER VE PROGRAMLAR

BÖLÜMLER VE PROGRAMLAR GİRİŞ Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu; Türk Deniz Kuvvetlerinin suüstü gemileri, denizaltıları, uçak/ helikopterleri, SAT/ SAS ve diğer kara birlikleri ile Sahil Güvenlik Komutanlığının sahil güvenlik

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

Yenileşim ve Gelecek 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011 "Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011 Küresel Rekabetin Sonucu Apple iphone Globalizasyon ve Glokalizasyon Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkeler için ürün geliştirmesi

Detaylı

MÜSİAD 2 EXPO BY QATAR DOHA Exhibition and Convention Center. Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Sektör Kurulu Başkanlarım,

MÜSİAD 2 EXPO BY QATAR DOHA Exhibition and Convention Center. Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Sektör Kurulu Başkanlarım, MÜSİAD 2 EXPO BY QATAR 17-19.01.2018 DOHA Exhibition and Convention Center Sayın Büyükelçim (Fikret Özer), Sayın TOBB Başkanım, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Sektör Kurulu Başkanlarım, İş Dünyasının

Detaylı

ÖZMAK GEM GEMİ ve MAK. SAN SAN. Tİ T C. LTD LT. ŞTİ T. www.ozmakgemi.com MİLGEM İ PROJESİ PROJES

ÖZMAK GEM GEMİ ve MAK. SAN SAN. Tİ T C. LTD LT. ŞTİ T. www.ozmakgemi.com MİLGEM İ PROJESİ PROJES ÖZMAK GEMİ ve MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. www.ozmakgemi.com MİLGEM PROJESİ ÖZMAK Hakkında Özmak Gemi Mak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. 1979 yılında Gemi Makinaları İşletme Mühendisi Sayın Rahmi Kanbay tarafından

Detaylı

İstanbul Denizcilik AR-GE ve Danışmanlık A.Ş. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Semineri, 6-7 Kasım 2012, GİSBİR, TUZLA

İstanbul Denizcilik AR-GE ve Danışmanlık A.Ş. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Semineri, 6-7 Kasım 2012, GİSBİR, TUZLA ANADOLU Tersanesi İstanbul Denizcilik AR-GE ve Danışmanlık A.Ş. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Semineri, 6-7 Kasım 2012, GİSBİR, TUZLA } PHd in EU Studies; Marmara Üniversitesi, Avrupa Topluluğu Enstitüsü;

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER 4 Haziran 2012 SUNUŞ GÜNDEMİ Pazara Giriş Koordinasyon Yapısı Yeni Yaklaşım Pazara Giriş Komitesi Ülke Masaları

Detaylı

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ JEAN MONNET BURS PROGRAMI 2018-2019 AKADEMİK YILI BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ ANKARA, 1 Ağustos 2018 İSTANBUL, 2 Ağustos 2018 Burs Programı 2018-2019 AKADEMİK YILI BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

Detaylı

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI Övgü PINAR-Nurel KILIÇ Yapı fuarları; mal ve hizmet üreten kuruluşlar ile yine bu sektörde çalışan yöneticiler, mimarlar, mühendisler,

Detaylı

Hizmetlerini yasaların gerektirdiği standartlar çerçevesinde, günün gereklerine ve sizin şartlarınıza uygun, gerçekçi yöntemlerle sunar.

Hizmetlerini yasaların gerektirdiği standartlar çerçevesinde, günün gereklerine ve sizin şartlarınıza uygun, gerçekçi yöntemlerle sunar. TANITIM SUNUMU HAKKIMIZDA Piyamer Yatırım ve Danışmanlık Limited Şirketi 2015 yılında kurulmuş olup, KOBİLER başta olmak üzere çeşitli sektörlerdeki firmalara Yönetim Sistemleri ve Dış Ticaret konularında

Detaylı

SSM Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Savaş/Silah Sistemleri Çalıştayı MiKES Profili 15 Mayıs 2008

SSM Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Savaş/Silah Sistemleri Çalıştayı MiKES Profili 15 Mayıs 2008 SSM Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Savaş/Silah Sistemleri Çalıştayı MiKES Profili 15 Mayıs 2008 Mikrodalga Elektronik Sistemler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Çankırı Yolu 5.km 06750 Akyurt Ankara

Detaylı

ENDAZE. TMMOB Gemi Mühendisleri Odası. www.gmo.org.tr GEMİ İNŞAA&TASARIM SEKTÖRÜNDE DEVLET DESTEĞİ SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRDİK

ENDAZE. TMMOB Gemi Mühendisleri Odası. www.gmo.org.tr GEMİ İNŞAA&TASARIM SEKTÖRÜNDE DEVLET DESTEĞİ SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRDİK ENDAZE TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Gemi ve Deniz Teknolojisi dergisinin özel sayısıdır. Gemi Mühendisleri Odası üyelerine faks ve e-posta yolu ile iletilir. Ulaşmasını istediğiniz faks/eposta detaylarını

Detaylı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ACİL MÜDAHALE VE DALIŞ EĞİTİM BOTU PROJESİ İHALE İLANI Nisan 2013 Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botu Projesi İhale İlanı Proje /Sistem Adı: Proje /Sistem Kapsamı:

Detaylı

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum. 1.İZMİR KOBİLER VE BİLİŞİM KONGRESİ TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI RAHMİ AKTEPE NİN AÇILIŞ KONUŞMASI 3 KASIM 2018/İZMİR Sayın İzmir Sanayi Odası Başkanım, Sayın Ege Bölgesi Sanayi Odası 2.Başkanım,

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI 02.04.2015 1 OFFSET E İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER 663 sayılı KHK nın 13. ve 50. maddeleri, 6518 sayılı Kanunun 45. ve 52. Maddelerine istinaden Bilim, Sanayi

Detaylı