TÜRKĠYE NĠN 150 YILLIK BORÇ SERÜVENĠ ( ) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKĠYE NĠN 150 YILLIK BORÇ SERÜVENĠ ( ) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ"

Transkript

1 T.C. BAġKENT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠKTĠSAT ANABĠLĠM DALI ĠKTĠSAT YÜKSEK LĠSANS PROGRAMI TÜRKĠYE NĠN 150 YILLIK BORÇ SERÜVENĠ ( ) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ HAZIRLAYAN H. BAHAR AġCI TEZ DANIġMANI DOÇ. DR. MEHMET BULUT ANKARA 2007

2 Hatice Bahar AĢcı tarafından hazırlanan Türkiye nin 150 Yıllık Borç Serüveni adlı bu çalıģma jürimizce Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiģtir. Kabul (sınav) Tarihi: 18 / 09 / 2007 (Jüri Üyesinin Ünvanı, Adı-Soyadı ve Kurumu): Ġmzası Jüri Üyesi : Prof. Dr. Servet Mutlu BaĢkent Üniversitesi Jüri Üyesi : Doç. Dr. Hakan Mıhçı Hacettepe Üniversitesi Jüri Üyesi : Doç. Dr. Mehmet Bulut BaĢkent Üniversitesi

3 ÖZET Bu tez çalıģması; baģlangıcından 2005 yılına kadar Tükiye nin borçlarını 150 yıllık bir bütün olarak analiz etmektedir. BaĢlangıç noktası olarak Osmanlı Devleti nin 1854 te Kırım SavaĢı nda aldığı ilk dıģ borçlanma seçilmiģ ve bu ilk dönem Birinci Dünya SavaĢı nın sonuna kadar devam etmiģtir. Ardından Türk Devrimi gerçekleģmiģ ve 1923 te Türkiye Cumhuriyeti nin kurulmasıyla borçlanmada ikinci dönem baģlamıģtır ten 2005 e kadar geçen süreç de ikinci dönem olarak ele alınmıģtır. ÇalıĢmanın bu iki önemli bölümünün verilerle aktarılmasının ardından ekonomi ve borçlanma politikaları karģılaģtırılmıģtır. Bu karģılaģtırmanın sonucu olarak; Osmanlı borçlarının Türkiye ekonomisi üzerinde beklenilen etkiyi yaratmadığı gözlemlenmiģtir. Özellikle 1980 sonrası uygulanan liberal iktisat politikalarının ekonomi için daha tehlikeli olduğu saptanmıģ ve bunun Türkiye ekonomisini gittikçe dıģa bağladığı, özellikle de kreditör ülkelere karģı bağımlılığı artırdığı konusu üzerinde durulmuģtur. ÇalıĢmanın sonunda Osmanlı Devleti nin borçlanma politikalarıyla Tükiye nin borçlanma politikaları arasındaki benzerliklerden bahsedilmiģ ve Osmanlı Devleti nin baģına gelenlerin Türkiye için de olası olduğu noktası üzerinde durulmuģtur. Bu karģılaģtırmalar yapılırken iç borçlar, dıģ borçlar ve toplam borçlar gayrı safi milli hasılaya ve bütçe gelirlerine oranlanmıģ ve bu sayede 150 yıllık bir veri seti elde edilmiģtir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı borçları, dıģ borçlar, Türkiye ekonomi tarihi, borçlanma politikaları. I

4 ABSTRACT This thesis analyzes the Turkish debts from the beginning till 2005 as a period of 150 years. The period s starting point has taken as the year 1854 when the Ottoman Empire took his first foreign debt after the Kırım War and this first period continued until the First World War at So in the research the years between 1854 and 1914 has taken as the first part and analyzed. Then after the Turkish revolution at 1923 the Turkish Republic has come to the history scene and the years between 1923 and 2005 are analyzed as post-republic period. After expressing this two periods as the main two parts of the research, the economical policies of this two period is compared to each other and as a result the weight of the Ottoman Empire debts on the Turkish economy didn t find so effectly as respected. Also the economy policies that has changed after 1980 has found hazardous to the economy. Foreign debts has risen so rapidly after these liberal policies and this makes Turkish economy bounded to the world economy especially to the economies that has given credits. At the end of the thesis; the similarities between Ottoman Empire foreign debt policies and Turkish government s foreign debt policies tried to be shown and the posibile outcomes from this similarities tried to be given. The things that Ottoman Empire had lived may be possible for the Turkish economy. When comparing this two economies the ratios are taken between domestic debts, foreign debts and the total debt values to the gross domestic product and also to the government s incomes. As a result all ratios of the 150 years are given in this thesis as a data set. Key Words: Ottoman Empire debts, foreign debts, Turkish Economic history, debt policies. II

5 ÖNSÖZ Ġlk, orta ve lise eğitimlerini Türkiye deki okullarda tamamlayan öğrenciler, çok hoģlanmasalar da, hemen her yıl tarih dersinden sorumlu olurlar. Her yıl aynı konuları sürekli tekrar ederler ama yine de tarihlerine, hiç okumamıģcasına yabancı kalırlar. O öğrencilerden biri olarak ben de özellikle Osmanlı Ġmparatorluğu denildiği zaman; hiç bitmeyen savaģ ve anlaģmalarından ve sürekli ezberlemek zorunda kaldığımız tarihlerden oldukça Ģikayetçiydim. Hatta bazen, o kadar sene savaģmak zorunda mıydılar, diye hayıflanıp durduğum olurdu. Oysaki, bize anlatılan Osmanlı ile tezimi hazırlamak için okuduğum kaynaklardaki Osmanlı arasında oldukça fazla fark vardı. Zaten konu olarak Osmanlı dan itibaren Türkiye nin borçlarını seçmemdeki temel sebep de bu farkı daha detaylı araģtırma konusundaki merakımdır. Tarih derslerinde anlatılanlarla Osmanlı yı; savaģ meraklısı, ganimet avcısı, toprak zengini ve sefa düģkünü olarak algılayıp, yıllarca bu yanlıģ algı ile büyümüģtüm. Hatta özellikle son dönem padiģahlarını, basiretsiz ve sürekli hatalı iktisat politikaları uygulayan yöneticiler olarak hafızama yazmıģtım. Ancak bütün bunlar üniversite hayatım boyunca okuduklarım ve okuduklarımdan çıkardıklarımla değiģmeye baģlamıģtı, çünkü yıllarca tam olarak anlayamadığım noktalar vardı ve o noktalar beni derin bir sorgulamanın içine sokmuģtu. Sürekli okuyarak araģtırmak ve araģtırdıkça da artan heyecanım bana, Osmanlı nın cihan imparatorluğu olmasının altında yatan nedenlerin, tarih derslerinde bahsedilenlerden çok farklı olduğunu gösterdi ve nihayetinde yüksek lisansımın tez konusu olarak; iktisatla kesiģtiği nokta olan borçlar konusuna kadar beni sürükledi. Türkiye nin borçlanma tarihini araģtırırken, sıfır noktası olarak Cumhuriyetin ilan edilme tarihi olan 1923 ü almak bazı noktaların anlaģılmasını güçleģtirecekti, çünkü Türkiye kurulurken Osmanlı dan devraldığı borçlarını da geri ödemek durumundaydı. III

6 Peki bu borçlar ne kadardı? 1980 kuģağı çocuğu olarak duymaya alıģkın olduğum bir cümle vardı: Borçlu geldik, borçlu gideceğiz? Gerçekten borçlu mu gelmiģtik, yoksa yıllar içinde uygulanan politikalar ve dünya konjonktürü mü Türkiye yi bugün bu kadar borçlu hale getirmiģti? Tükiye nin borç sorununda Osmanlı borçlarının payı var mıydı, varsa ne kadardı? ĠĢte bütün bu sorulara yanıt arayıģı içinde baģladığım tezimi, büyük bir heyecanla ziyaret ettiğim arģivlerdeki belgelerin verdiği araģtırma azmi ve çok değerli hocalarımızın daha önce yaptığı çalıģmalar ıģığında ĢekillendirmiĢ bulunmaktayım. Elbetteki bu süreç kolay olmadı. Desteği ve sonsuz anlayıģından dolayı ilk teģekürümü sayın tez danıģmanım Doç. Dr. Mehmet Bulut a borçluyum. Bununla beraber bu tezi yazma fırsatını tanıyan enstitü müdürümüz sayın Prof.Dr.Doğan Tuncer e ve bölüm baģkanımız sayın Prof. Dr. Servet Mutlu ya sonsuz teģekkür ederim. Ancak ayrı bir paragrafa ihtiyaç duydum çünkü son olarak benim için çok Ģey ifade eden anne ve babama; benim dünyaya gelmeme vesile olduğunuz ve sevginizle büyüttüğünüz için sonsuz teģekkür ediyorum. Kararlarımda beni desteklediğiniz, geleceğe dair ümitlerimi kaybettiğimde tecrübelerinizle beni ayakta tuttuğunuz ve bazen düģüyormuģ gibi hissettiğimde sıkıca kolumdan tutup beni Ģefkatle sardığınız için size minnettarım. Benim için neler ifade ettiğinizi bir sevgi tezi yazsam da anlatamam. Eğer bu sayfaları bugün doldurabildiysem, sizin bana aktardıklarınızla bunu baģardığıma emin olabilirsiniz. IV

7 ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET...I ABSTRACT...II ÖNSÖZ...III ĠÇĠNDEKĠLER...V TABLOLAR LĠSTESĠ...VII ġekġller LĠSTESĠ...VIII KISALTMALAR...IX I.GĠRĠġ Genel Hatlarıyla Osmanlı Ekonomisi Batı nın Kapitalist Sistemi ve Osmanlı Devleti Osmanlı Ġngiliz Ticaret AnlaĢması ve Ekonomik Sonuçları Osmanlı Ekonomisinin YaĢadığı DeğiĢimler Ġmparatorluğu Borçlanmaya Ġten Faktörler Mali Sistemi Düzenleme Çabaları Ġlk Ġç Borçlanma TeĢebbüsleri Ġlk DıĢ Borçlanma TeĢebbüsleri Kırım SavaĢı ve Sonuçları...20 II. BÖLÜM OSMANLI DEVLETĠ NĠN DIġ BORÇLANMA SÜRECĠ DıĢ Borçlanmada Ġlk Dönem Abdülmecid Dönemi ( ) Abdülaziz Dönemi ( ) Düyun-u Umumiye ye Kadar Alınan Borçların Kullanım Yerleri Muharrem Kararnamesi ve Düyun-u Umumiye nin KuruluĢu Düyun-u Umumiye nin Gelirleri DıĢ Borçlanmada Ġkinci Dönem II. Abdülhamid Dönemi ( ) V. Mehmed Dönemi ( ) Son Osmanlı PadiĢahı Vahdeddin ( II. Mehmed )...40 V

8 III. BÖLÜM CUMHURĠYET TÜRKĠYESĠ NĠN BORÇLAR SERÜVENĠ Türkiye Cumhuriyeti ne Devredilen Osmanlı Ġktisadi Yapısı Düyun-u Umumiye Ġdaresi nin TBMM Tarafından Kaldırılması ve LozanKonferansı nda Karara Bağlanması Cumhuriyet Türkiyesi nin Borçlanması: Dönemi Atatürk Döneminde Borçlanma: Özel Sektör Öncelikli Ekonomi Döneminde Borçlanma: Dünya Ekonomik Krizi Sonrasında Türkiye de Borçlanma: SavaĢ Yılları ve Ġnönü Dönemi Borçlanması: den 1980 e Kadar Geçen Sürede Borçlanma Demokrat Parti Dönemi: Planlama Dönemi ve Borçlanmada Ġlk Dönem : Ġkinci AĢama: den 2005 e Kadar Geçen Süre ve Borçlanma Dönemi: 24 Ocak Kararları Dönemi: 5 Nisan Kararları Borçlanmada Son dönem: Rakamlarla Cumhuriyet Dönemi Analizi...61 IV. BÖLÜM DEĞERLENDĠRMELER VE SONUÇ...65 KAYNAKÇA...75 Ek-1. Toplam Borçların Bütçe Giderleri Ġçindeki Payları...79 Ek Yılları Arası DıĢ Borç, Toplam Borç ve Bütçe ĠliĢkileri...81 Ek-3. Düyun-u Umumiye nin Bütçe Giderleri Ġçerisindeki Payı...85 Ek-4. Osmanlı Borçlanmasının Ġkinci Döneminde Aracı KuruluĢlar...86 EK-5. Osmanlı Borçlanmasının Ġkinci Döneminde Borca KarĢılık Gösterilen Gelirler.87 Ek-6. Osmanlı Borçlanmasının Ġkinci Döneminde Nedenler...88 Ek-7. Osmanlı Borçlanmasının Ġkinci Döneminde Harcama Alanları...89 Ek-8. Cumhuriyet Dönemi Ġç, DıĢ ve Toplam Borç Rakamları (milyar dolar)...90 Ek 9. Cumhuriyet Dönemi Borçlanma Rakamları ve GSMH ya Oranları...91 Ek 10. Cumhuriyet Dönemi TL/$ Pariteleri...93 Ek 11. ġekil ten Sonra Türkiye de Ġç, DıĢ ve Toplam Borçlar...94 VI

9 TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo Yılları Arasında Alınan DıĢ Borçlar Tablo 2. Düyun-u Umumiye ye Kadar Alınan Borçların Kullanım Yerleri Tablo 3. Düyun-u Umumiye ye Kadar Alınan Borçlara KarĢılık Gösterilen Gelirler Tablo 4. Ġlk Dönemde Borcun Alınmasını Sağlayan Aracı KuruluĢlar Tablo 5. Ġlk Dönem DıĢ Borçlanmasının Nedenleri Tablo 6. Bütçe Gelirleri Ġçinde Düyun-u Umumiye ye Aktarılan Kısım ( Osmanlı Lirası ) Tablo 7. Düyun-u Umumiye den Sonraki DıĢ Borçlar Tablo ten 1923 e Kadar Alınan DıĢ Borçların Harcanma Alanları Tablo Sonrası Dönemi Borçlanma Politikası VII

10 ġekġller LĠSTESĠ ġekil ten Sonra Türkiye de Ġç, DıĢ ve Toplam Borçlar ġekil ten 1923 e Kadar Borç ve Bütçe Hareketliliği ġekil ten 2005 e Kadar Borç Ve Bütçe Hareketliliği ġekil 4. Cumhuriyet Dönemi Borç Verilerinin GSMH ya Oranlanması ġekil 5. Cumhuriyet Dönemi Borçlanmasında Kırılma Noktaları VIII

11 KISALTMALAR ABD : Amerika BirleĢik Devletleri AKP : Adalet ve Kalkınma Partisi CHP : Cumhuriyet Halk Partisi DÇM : Dövize Çevrilebilir Türk Lirası Mevduat Hesapları DP : Demokrat Parti DPT : Devlet Planlama TeĢkilatı DSP : Demokrat Sol Parti DYP : Doğru Yol Partisi GSMH : Gayrı Safi Milli Hasıla IMF : International Monetary Fund ( Uluslararası Para Fonu ) KĠT : Kamu Ġktisadi TeĢebbüsü OECD : Organization for Economic Co-operation and Development ( Ekonomik ĠĢbirliği ve Kalkınma Örgütü ) OL : Osmanlı Lirası REFAH-YOL : Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin Koalisyon Ġsmi SHP : Sosyal Demokrat Halkçı Parti TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCTA : Türkiye Cumhuriyet Tarihi Ansiklopedisi TEFE : Toptan EĢya Fiyatları Endeksi IX

12 I. GĠRĠġ Bir ülke, ortaya çıkan gelir yetersizliğini karģılamak için iç ve dıģ kaynaklara baģvurabilir. Eğer ülke içi kaynaklara baģvurulacaksa; bankalar, varlıklı kiģiler veya ekonomik kuruluģlardan borçlanılabilir. Ancak, devletin gereksinim duyduğu gelirin, elindeki kaynaklardan daha fazla olması halinde bazı ekonomik dengesizlikler ortaya çıkar ve bu durumda dıģ borç kullanımı zorunlu hale gelir. Osmanlı Ġmparatorluğu nda da borçlanma, ülkede yaģanan siyasi, ekonomik ve sosyal geliģmeler sonucunda ortaya çıkmıģtır. Ġmparatorluğun savaģ finansmanı ihtiyacının artması ve çeģitli nedenlerle, merkezi yönetime aktarılamayan vergi gelirlerinin yetersizliği, borçlanma ile finansman zorunluluğunu ortaya çıkarmıģtır. Böylelikle dıģ borçlanma baģlamıģ, Osmanlı dan Türkiye Cumhuriyeti ne devrolmuģ ve bugüne kadar ekonomi gündemindeki canlılığını yitirmeden gelebilmiģtir. Peki ilk dıģ borcun alındığı 1854 yılından günümüze bu 150 yıllık serüven nasıl bir seyir izlemiģtir? Bu soruyu yanıtlayabilmek için çalıģma beģ bölüme ayrılmıģtır. Ġlk bölüm; genel olarak Osmanlı ekonomisinin ve ilk borcu kullandıran Avrupa nın XVIII. ve XIX. yüzyıllardaki iktisadi geliģmeleri ıģığında aktarılmasının ardından, borçlanmaya giden yolda genel görünümün yansıltılması ile devam etmiģ, borçlanmanın nedenleri ile sonlandırılmıģtır. Daha sonra 150 yıllık süreç; Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti alt baģlıklarında incelenmek üzere ikiye ayrılmıģ ve ikinci bölümde; cumhuriyetin ilan edildiği 1923 e kadar geçen süre ve üçüncü bölümde 1923 ten 2005 yılına kadar geçen süre iç ve dıģ borçlanmalar ıģığında analiz edilmiģtir. Elde edilen tüm verilerin, değerlendirmeler ve sonuç bölümünde yorumlanmasının ardından çalıģma sonlandırılmıģtır. Değerlendirmeler yapılırken borç verileri GSMH ve bütçenin gelir kalemine oranlanmıģtır. Buradaki amaç, hesaplama tekniği sabit olmayan 150 yılı mümkün olduğunca objektif yorumlayabilmektir. Özellikle Osmanlı döneminde GSMH 1

13 hesaplamalarının yapılmamıģ olması ve bütçenin bügünkü Ģekliyle hazırlanmaması; değerlendirmeleri matematiksel olarak objektiflikten uzaklaģtırsalar da genel durumu anlamak için fikir vermektedirler. O döneme ait döviz kurları, oranlamalarda herhangi bir farklılık yaratmadığı için Osmanlı dönemi verileri Osmanlı Lirası ve Cumhuriyet dönemi verileri Amerikan Doları olarak tablolaģtırılmıģ, yorumlar tamamen oranlar üzerinden yapılmıģtır. Değinilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise borç stoklarının hesaplanmasıdır. Osmanlı dönemi borçları, değerli hocamız Prof. Dr. Tevfik Güran ın yapmıģ olduğu arģiv çalıģmalarından elde edilen bütçelerdeki borç kalemleri toplanarak hesaplanmıģtır. Bunlar stok borç olmakla birlikte bugünkü borç hesabına çok yakın olduğu düģünülmektedir. Bu borçlar, 1881 de Düyun-u Umumiye Ġdaresi nin kuruluģuna kadar, bütçelerde iç ve dıģ borç olarak ayrı kalemler halinde gösterilirken, 1881 den sonra Genel Borçlar baģlığı altında gösterilmiģtir. Bu nedenle arası borç rakamları kısmen iç borçları da içermektedir. Ancak o tarihten sonra dıģ borçlanmanın daha fazla yapıldığı gözönünde bulundurulursa büyük bir çoğunluğu dıģ borç değeridir Genel Hatlarıyla Osmanlı Ekonomisi Yüzyıllarca, 3 kıtada hüküm sürmüģ ve bir uygarlık bileģimi olan Osmanlı yı anlayabilmek, sistemi bütün olarak özümsemeyi gerektirir. Kurumlarını, kurumlarının iģleyiģlerini ve amaçlarını anlayamadan Osmanlı yı bildiğimiz söylenemez. Sosyal, iktisadi, dini, kültürel ve toplumsal iliģkilerde Osmanlı klasik düģünce sisteminin etkileri vardır ve bu Osmanlı da yaģamın her alanını etkileyen faktörleri içerir. Klasik Osmanlı zihniyetini belirleyen belli baģlı unsurlar vardır ve bunların baģında da gelenekçilik gelir. Gelenek, ya da baģka bir ifadeyle tecrübe birikimi, Ġslam ve Osmanlı sistemine; yeni Ģartlara uyum ve bu yeni Ģartlar karģısında esneyebilme özelliği kazandırmıģtır. ĠĢte bu özellik; Osmanlı sisteminin çok dinli, çok kavimli ve bir o kadar da renkli bir sosyal teģkilat olarak, asırlarca nasıl ayakta durduğunu anlaģılır hale getirir ( Tabakoğlu, 2005:141 ). 2

14 Gelenekçiliğin yanı sıra sistem fiskalizm ve provizyonizm diye adlandırılan iki temel özellik daha barındırır. Devlet gelirlerini mümkün olduğu kadar artırma yaklaģımında olan fiskalizm ve üretici ile tüketici açısından iktisadi faaliyetleri tanımlayan provizyonizm ilkeleri de Osmanlı klasik dünya görüģünü anlaģılır hale getirirler ( Genç, 2005:45 ) Osmanlı toplumunda ekonomideki en önemli sektör tarımdı. Devlet, toprakların iģlenmesini reayaya (halk) bırakmıģ ve ekonomik hayatı düzenlerken her köylü ailesinin, geçimini sağlayacak kadar toprağa sahip olmasına dikkat etmiģtir. Osmanlı Devleti nde ülke toprakları, mülkiyet hakkı bakımından mülk, miri ve vakıf arazi olmak üzere üçe ayrılmıģtır. Mülkiyeti kiģilere ait olan topraklar, mülk arazi; gelirleri cami, medrese, hastane, imarethane, han ve hamam gibi topluma hizmet veren kuruluģların masrafları için ayrılmıģ olan araziler, vakıf arazi ve mülkiyeti devlete ait olan topraklar da miri arazi olarak tanımlanmıģtır ( Ġnalcık, 2004: ). Miri araziler; hizmet karģılığı olarak devlet adamlarına tahsis edilen arazilerdi. Bu sistemde toprağın mülkiyeti devlete, tasarruf hakkı köylüye, üreticinin devlete vermesi gereken vergi ise dirlik sahibine aitti. Böylece devlet hazinesinden memur ve sipahi maaģları için para çıkmamıģ oluyordu. Has, zeamet ve tımar bu arazilerden elde edilen gelirlerdi. Yıllık gelir akçeyi aģmıyorsa tımar olarak adlandırılmıģtı ( Ġnalcık, 2004: ). Topraklarının büyük çoğunluğu tımar sistemiyle iģletilen Osmanlı için birçok görev tek bir çatı altında toplanmıģ oluyordu. HerĢeyden önce üretim, denetim altına alınmıģ bulunuyordu. Tımar sisteminde; toprak halk tarafından iģletilmekteydi. Aslında birbirine bağlı halkalardan oluģan sistemde; toprak köylüye veriliyor, köylü toprağı iģletiyor ve karģılığında hem kendisi doyuyor hem de orduya asker üretiyordu. Her an savaģa hazır 3

15 bir ordu oluģmasının yanı sıra, ülkenin her bir yanına yayılmıģ askerler güvenliği de sağlamıģ oluyorlardı. Tarım kadar hayvancılık da Osmanlı ekonomisinde önemli bir unsurdu. Göçebeler geçimlerini tamamen hayvancılıktan sağlıyorlardı. Osmanlı döneminin teknolojik seviyesi içinde hayvan, ulaģım ve üretimin en önemli güç kaynağıdır. Hayvanlar etleri ve sütleriyle önemli gıda kaynakları oldukları gibi kıl, yapağı ve derileri de sanayinin hammaddesini oluģturuyordu. Sanayi, Osmanlı yı ticarette üstün kılan malların üretimine de imkan sağlıyordu. Osmanlılarda sanayi XVII. yüzyıla kadar Avrupa dan ileri düzeydeydi. El tezgâhlarında her türlü araç ve gereç üretiliyordu. Silah sanayi ve tersaneler devletin elindeydi. Osmanlı Devleti nde özel sektörün elindeki en önemli sanayi dalı tekstil ( dokuma ) idi. Ankara'da sof, Bursa'da Ġpekçilik, Selanik'te çuhacılık, Bulgaristan'da aba, Kayseri, Manisa ve Tokat'ta dericilik yaygındı. Ayrıca, Osmanlı Devleti nde savaģ araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler de kurulmuģtu. Üretimde talepten çok arz önemliydi. Toplumsal refahı, arzı artırıcı politikalarla sağlamaya çalıģmıģlardır. Vergi oranları bu amaç için kullanılan temel politika araçlarından biriydi. Toplam talebi artırıcı politikaları kullanan bir sistem olan kapitalizm; karģılaģtırma yapabileceğimiz sistemlerin baģında gelir ve Osmanlı sistemi arzı artırıcı politikalarıyla kapitalizme ters düģmektedir ( Tabakoğlu, 2005:143 ). Klasik zihniyet iktisadi hayatın kurallarını da belirlemiģtir. Kendi içinde Osmanlı ya has tanımlarıyla genel bir iktisat sistemi oluģturarak, birçok yönden diğer sistemlerden de ayrılmıģtır. Osmanlı iktisat sisteminin temel aldığı nokta; adalet idealidir. Devlet uyguladığı politikalarda adaleti asıl hedef tutar ve bu sayede büyümesini sürdürür. Adalet, sosyal refah olarak değerlendirilir. Bu durumda devlet, uyguladığı politikalarla sosyal refahı maksimize etmeye çalıģır. Devletin birincil amacı adalet ile sosyal refah arasındaki 4

16 dengeyi sağlamaktır. Sosyal ve ekonomik iliģkilerde bu denge çok önemlidir. Hatta dengenin bozulduğu durumlar bunalım olarak adlandırılır ( Tabakoğlu, 2005:142 ). Klasik Osmanlı zihniyetini kapitalizmden ayıran faktörlerden biri de ahiliktir. Ahilik; Anadolu dan Orta Asya ülkelerine ve Ġran a kadar uzanan topraklarda; esnaf ve sanat erbabını bir çatı altında toplayan ve her türlü desteği veren teģkilatın adıdır. Ahilik teģkilatının yapısında Ġslam ın ruhunu yansıtan ana unsurları görmek mümkündür. Zira bu sistem, Müslümanların inanç ve düģünce sistemiyle yoğrulmuģ ve ihtiyaca göre kurulmuģtur. Kapitalizmi ve Batı medeniyetini meydana getiren en önemli faktör burjuva zihniyeti iken Osmanlı toplum ve ekonomisini büyük ölçüde ahi zihniyeti yönlendirmiģtir. Bu zihniyetin hakim olmasından dolayı Osmanlılar da, Batı kapitalizmini oluģturan sömürgeci faaliyetler, sınıf mücadeleleri görülmemiģtir ( Tabakoğlu, 2005: 146 ) Batı nın Kapitalist Sistemi ve Osmanlı Devleti XVIII. ve XIX. yüzyılın en önemli ekonomik geliģmesi, dünyanın çeģitli bölgelerinin Batı Avrupa merkezli kapitalist dünya ekonomik sisteminde bütünleģmesiydi ( Kıray, 1995:13) lerde doğup yaklaģık 200 senede geniģleyerek çevresindeki ülkeleri içine alan bu sistemden öncelikle; Kuzey ve Güney Amerika ile Doğu ve Güney Avrupa etkilenmiģtir. Sistemin, dünyanın diğer bölgelerine ulaģması, ancak XIX. yüzyılda Sanayi Devrimi nden sonra mümkün olabilmiģtir ( Kıray, 1995:13 ). Ekonomik anlamda bütünleģmenin mantığında dünya pazarı için üretim yapılması yatarken, sistem; kendi kendine yeten toplumları, kaderleri büyük ölçüde dünya ekonomisine bağlı toplumlara dönüģtürme amacı güder ( Kıray, 1995:13 ). 5

17 Osmanlı Devleti üretim ve tüketim açısından kendi kendine yeten devletler arasında ilk sırada yer alıyordu. Sosyal hayatını düzenlemiģ, ekonomik dengesini kurmuģ, hayatın her alanını kurumlarla tanımlamıģ, üretim ve ticaretini oldukça baģarılı bir Ģekilde gerçekleģtirmiģ ve tebaasında bulunan insanlara huzurlu bir ortam sağlamıģ bir devlet olarak Osmanlı nın, Avrupa ya doğru ilerleyiģi ve bu ilerleyiģi kendine özgü baģarılı askeri taktiklerle desteklemesi, bütünleģme mantığına ters düģmüģ ve belki de; o dönemde mutlak bir güç olan Osmanlı nın, ileride gerçekleģmesi mümkün tek kutupluluğunun önüne geçme ihtiyacını doğurmuģ olabilir. Avrupa kapitalizmi, geliģmesinin her aģamasında Osmanlı dan tavizler kopararak yaģamını zenginleģtirmeyi bilmiģtir. Osmanlı, tarihinin hiçbir döneminde herhangi bir devletin sömürgesi olmamıģtır. Ancak her dönemde Osmanlı dan artarak tavizler koparan bir Avrupalı devlet mutlaka olmuģtur ve bu tavizler özellikle ticaret iliģkileri esnasında ortaya çıkmıģtır. Ekonomi ve ticaret; Ġran devlet geleneğinde olduğu gibi, merkezi hazineyi olabildiğince fazla değerli madenlerle doldurabilmek için örgütlenmiģtir ( Ġnalcık, 2004:81 ). Osmanlı nın temel ilkelerinden biri olarak sayılan bu durum, devleti güçlü kılmaktaydı. Ancak ekonomik güç mutlaka askeri güçle desteklenmeliydi. Osmanlı fetih ve imparatorluk inģası sürecinin dinamikleri bu iki kavramın içiçeliğinden kaynaklanıyordu ( Ġnalcık, 2004:81 ). Ticarete değer veren Osmanlılar da, tüccarlar sosyal mertebede köylü, esnaf hatta bir kısım askeri zümre mensubunun da üstünde bir prestije sahip idiler. Ticaret; istenilen, övülen ve korunan bir faaliyet idi. Vergi yükü, ziraat ve madenciliğe kıyasla daha düģüktü çünkü himaye altında olan bir sektördü. Ticarette de klasik Osmanlı sisteminin prensipleri hakimdi. Ticareti kendi baģına bir amaç değil, araç olarak görüyorlardı ve bu faaliyeti devlete ait nakdi değerleri mümkün olduğu kadar yüksek seviyeye çıkarmak için yapıyorlardı. Ticaret; bağlantılı olduğu sektörleri direkt etkilerken, diğer sektörlerde meydana getirdiği üretim artıģı nedeniyle de son derece önemliydi ( Genç, 2005:206 ). 6

18 Avrupa da ise ticarete farklı amaçlar hakimdi. Ticaret, Merkantilist sistemin kuralları çerçevesinde yapılıyordu. Merkantilist ismi; tüccar anlamına gelen merchant kelimesinden geliyordu. Merkantalizm, Avrupa devletlerinin zenginleģme yolu olarak ithalatı kısıp, ihracatı arttırarak dıģ ticaret fazlası vermelerini, deniz aģırı topraklarda koloniler kurarak pazarlarını geniģletmelerini savunan bir öğretiydi. Bu öğretiyi uygulayan Avrupa devletleri, daha sonra birbirlerine karģı birer koz olarak kullanmak amacıyla kapitülasyonlar vermiģlerdir. Merkantalist Batı Devletleri, kapitülasyonların ilk Ģekillerini değiģtirip zorunlu ayrıcalıklar haline sokarak ve geniģleterek Osmanlı ekonomisini sonunda bir ekonomik sömürü aracı haline dönüģtürmeyi hedefliyorlardı. Osmanlı ekonomik yapısı da buna izin vermiģtir. Osmanlılar batıdan ithal sanayi mallarının imparatorluğa sürekli akımını teģvik ediyorlardı. Çünkü ülke pazarında bolluk yaratmayı ve artan gümrük gelirlerinden hazineyi yararlandırmayı en iyi siyaset sayıyorlardı ( Genç, 2005:208 ). 1 Aslında XIX. yüzyıldaki olayların akıģını etkileyen değiģimler XVI. yüzyılın sonu ile XVII. yüzyılın baģlarında ortaya çıktı. Bu dönemde ticaret yolunun Afrika yı dolanan yeni bir yola kayması sonucunda Osmanlı Devleti Doğu ile Batı arasındaki lüks madde ticaretindeki rolünü kaybetti. Bir taraftan da temel mallar ticaretine baģladı ( Kıray, 1995:14 ). Erken dönemde Osmanlı Devleti nin Batıyla alıģveriģinde en önemli maddeler; gümüģ ve gümüģ sikkelerdi. GümüĢün serbestçe ithali için Osmanlı Devleti, gümüģ üzerinde gümrüğü kaldırmıģtır lerden baģlayarak Doğu Akdeniz pazarını kaplayan ucuz Amerikan ve Avrupa gümüģ ve gümüģ paraları Osmanlı ekonomisini ve onunla birlikte devlet ve toplumun geleneksel temellerini sarsan bir fiyat devrimine yol açmıģtır ( Ġnalcık, 2004:240 ). Avrupa nın bu mallara olan talebi devletin toplumsal ve ekonomik yapısını da büyük oranda değiģtirmiģtir. Gitgide Avrupa ticaret sermayesi denetimine giren 1 Konuyla ilgili daha geniģ bilgi için bakınız; Mehmet Genç, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlılar da Ġç ve DıĢ Ticaret, Devlet ve Ekonomi, 2005,

19 Osmanlı Devleti nin yavaģ yavaģ yerel zanaatlarının yok olmaya baģlamasıyla hammadde ihracatı hızla artmıģ ve katı kurallara dayanan Osmanlı ekonomisi bütünüyle sarsıntıya uğramıģtır ( Kıray, 1995:15 ). Teknoloji devriminin yapıcı etkileri Osmanlı topraklarına girmezken, eski kurumların yıkım süreci baģlamıģtır. YoğunlaĢarak devam eden süreç siyasetten ekonomiye, hukuk düzeninden toplum düzenine giderek güçlenen kapitülasyonların etkisiyle bu yıkım adım adım gerçekleģmiģtir. Yıkım dönemi XIX. yüzyılın sonlarından XX. yüzyılın baģalarına yani; I. Dünya SavaĢı nın sonuna kadar sürmüģtür. Batı sermayesi yıkım sürecinde baģat etken rolünü oynarken, değiģimin yönünü belirleyici tohumları olmaktan geri kalmamıģtır ( Kazgan, 1999: 26-7 ) Osmanlı Ġngiliz Ticaret AnlaĢması ve Ekonomik Sonuçları Avrupa da Sanayi Devrim nin sonucu olarak daha fazla hammaddeye ihtiyaç duyulmaya baģlanmıģtı. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti de 1826 dan itibaren, hammaddesini dıģarıya çıkararak, esnafın iģsiz kalmasını önlemek amacıyla bir çeģit himaye sistemi olan yedd-i vahid (tekel) usulünü uygulamaya koymuģtur. Sistemin, ayrıca, yeni kurulmuģ olan Asakir-i Mansure-i Muhammediyye ordusuna kaynak bulmak ve üreticinin mahsulünü ucuza satarak aldanmasını önlemek gibi gayeleri de bulunuyordu. Yedd-i vahid uygulaması özellikle Ġngiliz tüccarlarını son derece rahatsız etmiģtir. Nitekim, Ġngiliz sefiri Ponsenby, yedd-i vahid usulü ile ticaret serbestisine konmuģ engellere Ģiddetle karģı çıkmakta; Türkiye de mahsul yetiģtirenler, bunların fiyatlarını tespit etmekte yegâne hakim olan imtiyazlı kimselere satmak mecburiyetinde kaldıkça, Türk sanayiinin geriliğe mahkûm kalacağını iddia etmekteydi. Kısaca yed-i vahid usulü, Ġngiltere nin Osmanlı Devletini gönlünce sömürmesini engellemekteydi ( Sayar, 1977:177 ). Bu sebeple Ġngilizler, Osmanlı ticaretinde kendilerine ters düģen hükümlerin kaldırılması için 1833 ten itibaren ünlü hariciye nazırları Palmerston aracılığıyla uğraģmaya baģladılar daki müzakerelerde Osmanlı heyetine baģkanlık eden gümrük emini Tahir Efendi, eski düzenden mümkün olduğunca az taviz vermeye 8

20 çalıģmıģ ve Ġngiliz isteklerine boyun eğmemiģti ( Gürsel, 1985:688 ). Bu durumda Ġngiliz diplomasisi, Osmanlı bürokrasisinin zayıf ve bunalımlı bir devresini kollamaya baģladı. Nitekim bu fırsat, iki yönlü bir Ģekilde, Ġngilizlerin karģısına çıktı de Londra büyükelçiliğinden hariciye nazırlığına getirilen Mustafa ReĢid PaĢa, Ġngilizlere yakın bir müzakereciydi. Londra büyükelçiliğindeyken mason locasına kayıtlı olan ReĢid PaĢa, Osmanlı Devleti ni, iktisadi bakımdan çökertecek bir antlaģmaya yanaģmaktan hiç çekinmedi. Bu sırada Mehmed Ali PaĢa, Mısır'da Osmanlı Devleti için büyük bir tehlike arz ediyordu ( Açba, 2004:3 ). ReĢid PaĢa, Mısır meselesinde Ġngilizler in yardımlarını temin bahanesiyle, Baltalimanı ndaki yalısında dört gün süren ve çok gizli tutulan pazarlıklar sonucunda, 16 Ağustos 1838 de Osmanlı-Ġngiliz ticaret antlaģmasını imzaladı. AntlaĢma, 8 Ekim 1838 de, önce Kraliçe Victoria, bir ay sonra da Sultan Mahmud tarafından tasdik olundu. Esas ve zeyl olmak üzere iki kısım halinde tanzim edilen antlaģmanın birinci kısmı, iç ticarete ait maddeleri; zeyli meydana getiren ikinci kısım ise Ġngiltere den ithal edilecek mallarla, transit eģyaların gümrüklendirilme Ģekillerini içeriyordu. AntlaĢmanın zeyl kısmının ikinci maddesine göre, zirai mahsullerle sair eģya üzerine konan yedd-i vahid yani tekel usulü, tamamen kaldırılıyordu. Bu maddeyle emperyalizmin önündeki engeller kaldırılarak, iktisadi sistemimiz felce uğramıģ oluyordu. Ayrıca, iç ticaretin, Osmanlı vatandaģlarına münhasır kalması da kaldırılıp, istisnasız bir Ģekilde Ġngiliz tüccarlarına veriliyordu ( Gürsel, 1985:689 ). AntlaĢmanın diğer önemli hükümlerine gelince, dördüncü madde ile, Britanya tebaası, Osmanlı memleketleri mahsulü olan bütün maddeleri, istisnasız olarak ihraç etme iznine sahip olacaklardı. Altıncı madde ile transit resmi kaldırılmaktaydı. Yedinci madde ile, Ġngiliz gemileriyle gelen Ġngiliz emtiası için, bir defa gümrüğü ödendikten sonra, ithalatçı veya alıcı tarafından nereye götürülürse götürülsün bir daha gümrük ödenmeyecekti ( Gürsel, 1985:689 ). AntlaĢmanın bu hükümleri ile, Osmanlı hazinesi, önemli bir gelir kaynağından mahrum kaldı. Önceden yabancı bir mal, bir eyaletten diğer bir eyalete geçerken, ilave gümrük ödemek zorunda bulunduğundan, fiyatı artarak rekabet gücünü kaybediyordu. 9

21 Bir yerden bir yere bir malı götürüp satarken, Osmanlı tüccarının ödediği vergi yüzde onikiyken, Ġngiliz tüccarları, ortakları ve adamlarının vergisi yüzde beģ olmuģtu. Böylece, Ġngiliz tüccarları, Osmanlı tüccarına karģı korunmuģ oluyordu. Bilahare transit resminin devam etmesine karar verilmiģ ise de, buna karģılık ithalat resimlerinde, yüzde ikiye varan bir indirime daha gidildi. Bu arada antlaģma hükümlerinin Mısır, Afrika eyaletleri dahil bütün Osmanlı ülkelerinde ve her sınıf halk tarafından tatbik ve riayet olunacağına dikkat çekildikten sonra, isteyen bütün dost devletlere de istisnasız olarak antlaģmanın teģmil edileceği taahhüt olunuyordu. Nitekim, XIX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar, Osmanlı dıģ ticaretinde birinci sırayı alan Fransa, menfaatlerine zarar geleceğini bilerek bu antlaģma hükümlerine Ģiddetle karģı çıktığı halde, çok geçmeden 25 Kasım 1838 de yukarıdaki maddeye istinaden aynı hükümleri ihtiva eden bir antlaģma imzaladı. Bunu, Avrupa nın diğer devletleri takip etmekte gecikmediler. 31 Ocak 1840 ta Ġsveç ve Norveç, 2 Mart 1840 ta Ġspanya, 14 Mart 1840 ta Hollanda, 30 Nisan 1840 ta Belçika, 1 Mayıs 1841 de Danimarka ve 20 Mart 1843 te Portekiz ile antlaģmalar imzalandı ( Açba, 2004:38-40 ). Aradan yirmi yıl geçtikten sonra, 1858 de antlaģmanın tesirlerini anlatan Ġngiliz Edward Michelson; Yabancı ülkelerde büyük ünü olan Türk sanayiinin birçok kolları, Ģimdi tamamen yok olmuģtur. Bunlar arasında pamuk sanayii baģta gelir ki, bunlar tamamıyla Ġngiliz sanayii tarafından sağlanmaktadır. ġam ın çelik bıçakları, Kıbrıs ın Ģekeri, Ġznik in çinisi, Teselya nın iplik boya sanayii hep yok olmuģtur. Bütün bu sanayi kollarının, bugün, Türk topraklarında artık izi bile kalmamıģtır (Ana Britanica, Cilt III: 175 )derken, Türk sanayiinin içinde bulunduğu durumu dile getirmiģtir. Bu antlaģma, ekonomik iliģkilerde, Venedikliler in, Hollandalılar ın ve Portekizliler in oynadıkları rolü, Ġngilizler e vermiģ; Ġmparatorluk üzerinde uzun yıllar sürdürülen ekonomik sömürüyü, uluslararası alanda hukuksallaģtırmıģtır ( Kepenek, 1986:10 ). Pamuk Ģu sözleriyle, sonradan Düyun-u Umumiye'ye kadar gidecek olan bir dıģ borç sürecinin baģlamasını 1838 Balta Limanı AnlaĢması'na bağlar: Ayrıca Osmanlı 10

22 Devleti özellikle malî bunalım dönemlerinde baģvurduğu önemli bir ek gelir kaynağını da kaybetmekteydi. Nitekim bir sonraki savaģ döneminde, Kırım SavaĢı sırasında, dıģ ticaretten ek vergi alınamayacak ve bunun da etkisiyle Avrupa para piyasalarında borçlanmanın yolu açılacaktır. ( Pamuk, 2005:206 ). Sonuç olarak; yapılan bu anlaģma ile bütün imparatorlukta geçerli olmak üzere gümrük vergileri pek düģük bir düzeyde dondurulmuģ, bütün tekeller kaldırılmıģ ve tüm Osmanlı ekonomisi Ġngiliz tüccarlarının denetimine verilmiģtir. Diğer Avrupa ülkeleri de çok geçmeden, bu antlaģmanın hükümlerinden yararlanmaya baģlamıģtır. Dolayısıyla, 1838 Balta Limanı AnlaĢması nın etkileri, gerçekten çok derin yapısal sonuçlar doğurmuģtur Osmanlı Ekonomisinin YaĢadığı DeğiĢimler 600 yıllık bir imparatorluğun iktisadi tarihini araģtırırken, sadece ilk dıģ borcunu aldığı yılı ve sonrasını değerlendirmek sağlıklı bir analiz yapabilmek için yeterli olmayacağı gibi, böyle büyük bir imparatorluğu borçlanma noktasına getiren süreç de tek bir nedene bağlanmamalıdır. Bundan dolayı çok derinlere inmeden; tarihte borç kullanma gerekliliğini doğuran sebeplere, Ġmparatorluğun gerek içinde gerekse dıģında yaģanan değiģimlere ve bu değiģimlerin yarattığı etkileģime bakılmalıdır Ġmparatorluğu Borçlanmaya Ġten Faktörler XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kısa süreli savaģlar geride kalmıģ, savaģlar daha uzun sürer olmuģtu. SavaĢların uzun sürmesi, Osmanlı maliyesini etkileyen temel nedenlerden biri haline gelmiģti. Kısa ya da uzun vadeli olsun, savaģ süresince sıkıntıdan bahsedilmesi normal olsa da; bu durum, son dönemlerde bunalım olarak adlandırılmaya baģlanmıģtı. Öyle ki savaģların mali yükü devleti çıkmaza sürükleyecek kadar büyümüģtü. 11

23 Ġlk zamanlar savaģlar bir bunalım öğesi değil, tam tersine bir kazanç kaynağıydı ve Osmanlı ekonomisinin bu savaģlarla gücüne güç kattığı söylenebilirdi. SavaĢlardan ganimet elde edilir, üzerinde tarım yapılacak yeni topraklar haritaya eklenir, topraksız fazla nüfusun iskanında bu topraklar kullanılır ve fethedilen bölge halkı da vergilendirilebilir yeni nüfus anlamına gelirdi ( Cezar, 1986:27 ). XVIII. yüzyıla gelindiğinde, yıllarca kendi iradesiyle savaģ baģlatan Osmanlı Devleti ilk kez bir savaģı kaybetmiģ, giriģtiği Osmanlı-Rus SavaĢı nda baģarılı olamamıģtı. SavaĢ uzadıkça da, artan giderleri yüzünden giderek ağır bir bunalımın içine girmiģti. Oysaki, savaģa girilmeden önce Osmanlı Devleti nin mali durumu oldukça iyiydi ve hatta bütçesinde fazlası bile vardı ( Cezar, 1986:29 ). Uzun süren savaģların getirdiği yük bir yana, maliye teģkilatı ve vergi sisteminde de bir takım sıkıntılarla beraber çözülmeler baģlamıģtı. Usulsüzlükler maliye kurumlarına sıçramıģ ve gelirlerin azalmasına sebep olmuģtu. Bundan baģka örfi vergiler de geliģi güzel artırılmıģtı. Vasıtalı vergiler; kethüdalar ve eminler vasıtasıyla alınırken, iltizam usulü ile mültezimlere ihale edilmeye baģlanması ve devlet ile mükellef arasında türlü suistimaller yapan, menfaatçi ve mesuliyet duygusu olmayan bir insan tipinin türemesine ortam sağlamıģtır. Zaman zaman devlet adamlarından bazıları bu durumu fark edip ıslahat yapılması gerektiğini düģünseler ve teģebbüsler de bulunsalar da, maliye eski durumuna döndürülememiģtir ( Karal, 1998:199 ). Düzenli vergi sisteminin kurulamaması, para değerinin sağlanamaması, israfın artması, devlet gelirlerinin sömürülmesi ve bunun karģılığında alınan tedbirlerin fayda sağlamaması, maliyede derin ve ağır sarsıntılara sebep olmuģtur. 12

24 Mali Sistemi Düzenleme Çabaları SavaĢlara ve zaman zaman girilen buhranlara rağmen klasik mali sistem ve örgütler, XVII. yüzyıldaki zor zamanları atlatabilmiģti, fakat II. Viyana KuĢatması nı izleyen yıllarda, gerek Osmanlı mali sistemi gerekse idare büyük değiģimler geçirmiģti. Girilen yeni bunalımın, yeni örgütlenme ve sistemde önemli değiģiklikleri gerektirdiği görülmüģtü. Bu nedenle devlet gelir ve giderleri önceden bilmek ve gerekli ayarlamaları yapmak için yeni kurumlar geliģtirmek yani maliyede merkezileģme yoluna gitmiģtir. MerkezileĢmek, gelirlerinin doğrudan merkezi hazineye aktarılması demekti. Bunun için de Ġstanbul un gücünün taģraya ulaģması ve taģradaki görevlilerin güçlerinin sınırlandırılması gerekiyordu. Bu sebeple, Devlet adına vergi toplayarak iktisadi güç elde eden ayanların bu yetkilerine son verildi. Tımar, sipahilerin denetiminden alınarak, iltizam sistemine aktarıldı. GeçmiĢte vakıflara dönüģtürülmüģ toprakları ve diğer kaynakları da denetlemek amacıyla Evkaf Ġdaresi kuruldu ve böylece elde edilen bütün gelirler doğrudan merkezi hazineye aktarılmıģ oldu ( Pamuk, 2005: ). Bu mali tedbir ve uygulamaların ömrü uzun olamamıģtır ama Osmanlı maliyesi, merkezileģme ve kadrolaģma yolunda geri dönülmez adımlar atmıģtı. Özellikle III. Selim in askeri reformlarında bu yenilikler açıkça görülüyordu. Yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra yeni vergiler ve cizye gibi kaynaklara yapılan yeni zamlarla aslında Osmanlı mali sistemi Tanzimat döneminin eģiğine gelmiģ ve Tanzimat Fermanı nın ilanı ile mali bunalım ve reform ihtiyacı açıkça ifade edilmiģti. Ferman ilan edildiğinde maliye bakanlığı yoktu. Bu görev klasik dönemin baģ defterdarı tarafından yapılmaktaydı. BaĢ defterdar, merkezi hükümete aktarılan gelirleri ve masrafları bilirdi fakat imparatorluğun diğer kısımlarında toplanan vergiler ve yapılan masraflar hakkında bilgisi yoktu. Ülke çapında bütün giderleri denetleyen bir kurum, yani Divan-ı Muhasebat, ancak 1879 da kurulabilmiģtir ( Sayar, 1977:206 ). 13

25 Tanzimat reformları maliyeye merkeziyetçiliği ve modern bir mali sistemi getiremedi. Eski yapı büyük ölçüde devam ediyor ve fermanda öngörülen mali ıslahat büyük ölçüde gerçekleģtirilemiyordu. SavaĢ döneminde mali sıkıntı, para yokluğuyla özdeģleģmiģti. Bu nedenle o yıllarda mali soruna çözüm arayanlar, diğer önlem ve çözümlerin yanı sıra akçe meselesini de ele almıģtı. Akçe meselesini tartıģanlar paranın tağģiģi konusunun üzerinde duruyorlardı. Osmanlı Devleti nde madeni para rejimi vardı. Sıkıntıların arttığı dönemlerde, paranın değeri ile oynayarak devlet hazinesine gelir sağlamaya çalıģıldı. I. Abdülhamid ve III. Selim dönemlerinde, halkın elinde bulunan altın ve gümüģü, mamul eģyanın kullanımının haram olduğu hakkında Ģeyh-ül islamdan fetva alınarak, belli bir bedelle devlete satmaya mecbur tutulup bir miktar değerli maden toplanabilmiģti ve bu yeni sikkeler tağģiģ edilip, gerçek değerinin yüzde yirmi fazlasına piyasaya sürülmüģtü ( Açba, 2004:43 ). Yasa kuvvetiyle parayı ucuza alıp, pahalıya satmaya dayanan bu operasyonlar enflasyonist bir etki yaratarak, genel fiyat düzeyinde yükselmelere neden olmuģtur. Aslında devlet vereceği maaģları da o oranda azaltmıģ oluyordu. Ancak kısa sürede devlete de zarar vermeye baģlayan bu düzenleme sonunda; kalpazanlık artmıģ, kalpazanlar devletin piyasaya sürdüğünden ayarı biraz daha yüksek para basarak, devlet kârını engelleyip, getirisinden kendileri yararlanmıģtır ( Cezar, 1986:34 ). Bunun yanı sıra Tanzimat döneminde paranın dolaģımı hakkında bir reform yapmak ve bu iģleve belli bir sistem getirmek için çabalara da giriģilmiģti. O zamana kadar Osmanlı para birimi kuruģtu. Zamanla daha büyük kaynaklar elde etmek için paraları bozma yoluna gidilmiģti. Fakat bunun sonucunda; para; değerini daha büyük oranda yitirmeye baģlamıģtır. II. Mahmut zamanında ise gümüģ içeriği artırılarak savaģ parası basılmaya baģlanmıģtı ve sonucunda paranın değeri oldukça yükselmiģtir. Basılan madeni paraların yanı sıra kaime-yi nakdiye-yi mutebere adında kağıt paralar da vardı. 14

26 Bunlar, Osmanlı- Rus SavaĢı sırasında, daha sonra Mehmet Ali PaĢa ya karģı yürütülen savaģı finanse etmek için 1839 da basılmıģtı ( Ortaylı, 2003: ). Aslında kağıt paranın hiçbir güvencesi yoktu ( Noviçev, 1979:106 ). O dönemde piyasaya sürülen kaimeler; karģılığı olmayan, el yazısıyla düzenlenmiģ ve yüzde sekiz faizle ihraç edilmiģ, üzerinde de seri numaraları bulunmayan kaimelerdi. ġekillerinin ve yazılarının sadeliği nedeniyle kısa zamanda önemli miktarda kağıt para piyasayı doldurdu ( Özçelik, 1993:54 ) ve kısa sürede gözden düģtü. DıĢ ticari iliģkilerin arttığı bu dönemde piyasada dolaģan ayarı bozuk paralar, uluslararası ödemelerde sorun yaratmaya baģlamıģtı. Bu sorunu ortadan kaldırabilmek için Ocak 1844 de Usul-ü Cedide üzere Taksim-i Ayar Kararnamesi ile kenarları kırpılamaz sikkeler tedavüle çıkarıldı. Böylelikle ilk defa standart bir ayarla merkezi bir darphanede basılan sikkeler ülkenin her yerinde dolaģıma sokulmak istenmiģtir ( Sayar, 1977:187 ). Yapılan bütün değiģikliklere rağmen artık Osmanlı, kendi mali olanaklarının son sınırına dayanmıģtı. Bu arada devletin yapısı ve iģlevi farklılaģmıģ; merkezi, büyük bir maaģlı ordu kurulmuģ ve devlet personeli maaģlı olmuģtu. Öte yandan eskiden vakıf sistemi içinde çözümlenen bazı imar ve yatırım faaliyetlerini de artık devlet doğrudan üzerine almıģtı. Merkezi bütçe gelirlerinden yol, köprü, kıģla, rıhtım, okul, hastane ve hatta fabrika gibi yatırımların masraflarını da finanse etmek gerekiyordu ( Kıray, 1995:16 ). Bunların yanı sıra her an patlaması muhtemel yeni savaģ tehlikeleri de Osmanlı maliyecileri tarafından hesaba katılması gereken bir konuydu. Hazine gelirlerinin azalması ve açıklarının artarak müzminleģmesi XIX. yüzyılda kendini daha da belirgin bir biçimde gösterdi. Merkezi denetimin oluģamaması nedeniyle vergi toplamak amacıyla yapılan harcamaların, toplanan vergi miktarını aģması da bütçe açığını arttırıyordu. Bunu kapamak için kaime-i mutebere basılması da çözüm getirmedi (Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, 1995, cilt IV: 93 ). 15

27 Bütün bunlara ek olarak, gelir yaratmak için zaman zaman, devlet borçlanmayı da çözüm olarak görmüģ ve XIII. yüzyılda kurulan Osmanlı Devleti yaklaģık dörtyüz yıl sonra iç borçlanma diye bir kavramla tanıģmıģtır Ġlk Ġç Borçlanma TeĢebbüsleri XVII. yüzyılın sonuna kadar, Ġslam devletlerinin çoğunluğunda olduğu gibi, Osmanlılarda da devlet, iltizam sistemini, hem vergi toplama hem de kısa vadeli iç borçlanma için kullanmaktaydı. ( Pamuk, 2007:30 ). Daha sonraları ortaya çıkan mali sıkıntılar iltizam sisteminin amacının dıģında kullanılmaya baģlanmasına neden olmuģ ve devlet, iltizamı bir çeģit iç borçlanma aracı olarak görmeye baģlamıģtır. Kontratların vadeleri uzatılmıģ, bu da devletin daha yüksek peģinatlar talep etmesini sağlamıģtır ( Çizakça, 1986: ). XVII. yüzyılın sonunda uygulanmaya baģlanan bir diğer yöntem de malikane sistemiydi. Bu uygulamada, bir gelir kaynağından vergi toplama hakkı, vergiyi toplayan kiģiye hayatının sonuna kadar satılmaktaydı ( Genç, 2005: ). Bu sistem sayesinde vergi toplayan kiģinin vergi kaynağı olan köylüye daha iyi davranacağı ve bu sayede de üretim artıģının olabileceği düģünülmüģtü ancak bu sistemin devlete sağladığı tek fayda; garanti gösterilen vergi gelirleri sayesinde daha rahat borçlanabilmesi olmuģtur ( Pamuk, 2007:29 ). Malikane sisteminden arzu edilen baģarı elde edilememiģti çünkü malikaneciler öldüğünde kontratlarının devlet denetimine dönmesi sağlanamadı. Malikane sistemine giriģte muaccele olarak adlandırılan meblağnın artması üzerine kiģiler ortaklıklar kurarak açık artırmalara girmeye baģladılar. Zamanla da bu ortaklıkların sayısı arttı ( Çizakça, 1986:76 ). Daha sonra 1775 te esham uygulamasına geçilmiģtir. Bu uygulama; bütçelerde belirtilen tarihten sonra sıkça karģılaģılan ve bugünkü tanımına çok yakın bir 16

28 tür iç borçlanma olup, belirli bir marjın üzerindeki mukataa gelirlerinin 2 halka satılması ile gerçekleģtirilmiģtir. Eshamın malikaneden farkı; malikane sisteminde gelirin tümünü ömür boyu toplama yetkisi malikaneciye açık artırmayla satılırken, eshamda sadece yıllık kâr yine ömür boyu Ģartıyla satılıyordu ( Çizakça, 1999:159 ). Kelime anlamı olarak Arapça sehm kökünden gelen esham pay demektir. KiĢi devlete bir bedel ödüyordu ve aldığı o hisseden ömür boyu yıllık kârdan payını almıģ oluyordu. Giderek bugünkü anlamda devlet tahvillerini andıran bir uygulama halini almıģ ve XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlaģmıģtır. Malikane sistemi artık yerini eshamlara bırakmıģ ve böylelikle bir anlamda devletleģtirme sağlanmıģtır. Malikane sisteminde özel mülkiyet gibi gözüken iģletmeler, eshamda doğrudan devlet tarafından iģletilir hale gelmiģtir ( Çizakça, 1999: 160 ). Esham, bugünkü devlet tahvillerine ve gelir ortaklığı senetlerine uygulama olarak en yakın sistemdir demiģtik ve bu nedenle daha önce çeģitli Ģekillerde gelir elde edilmiģ olmasına rağmen; esham, iç borçlanmadaki ilk örnektir. Hatta daha sonra 1980 lerde Özal hükümeti zamanında da eshamın tekrar ortaya çıktığını görmekteyiz ( Çizakça, 1999:170 ). Esham ihracı ile sağlanan fonların yeterli olmadığı zamanlarda kiģilerden doğrudan borç alma ve isteme yoluna gidilmiģtir ( Cezar, 1986:135 ). Bu konudaki ilk örnek, 1788 de Cezayirli Hasan PaĢa dan istenen kuruģluk borçtur. Bunu takiben sarraflardan da çok kısa süreli borçlar alınmıģtır. Daha sonra zenginlerin devlete borç vermesi, fetva ile duyurulmuģ ve yaygınlaģmasına çalıģılmıģtır ( Cezar, 1986:136 ). Bu Ģekilde sarraflara ve zenginlere yönelik, zorunlu iç borçlanma örnekleri görülmüģtür. 2 Mukataa, Osmanlı Ġmparatorluğu nda devletin gelir kalemlerinden biridir.arapça da kesiģme anlamına gelen bu kelime, bir gelirin belirli bir bedel üzerinden bir mültezime veya emine süreli, yıldan yıla veya kayd-ı hayat Ģartıyla kesilip verilmesi demektir. Buna göre ister iltizam suretiyle, ister emanet yoluyla ehsil edilen devlet varidatından her bir kalemde tespit olunan gelir toplamına da mukataa denir. Bkz., Türk Ansiklopedisi, s

29 Mali sistemi düzeltmek için yapılanlara ek olarak iç borçlanmalar da gelirleri artıramayınca dıģarıdan borçlanma fikri ile ilgili görüģler daha yüksek sesle söylenmeye baģlanmıģtır. Özellikle 1783 te Rusya nın Kırım ı iģgali ile birlikte savaģın kaçınılmaz hale gelmesi Osmanlı bürokratlarını dıģ borçlanmayı düģünmeye yönlendirmiģtir Ġlk DıĢ Borçlanma TeĢebbüsleri Ġlk kez borç alma fikri XVIII. yüzyılın sonunda II. Abdülhamid zamanında ortaya atılmıģtır. GerçekleĢmeyen bu düģünce hazinenin tamamen boģaldığı, Rusya ile savaģ halinde olunan III. Selim döneminde tekrar gündeme gelmiģtir. Ancak geçmiģte yabancı devletlerden borç alma örneği yoktu ve farklı görüģlere göre Hristyanlardan borç almak doğru olmadığından, böyle bir durum son çare ise Müslüman ülkelere baģvurulmasının daha doğru olacağı ifade edilmiģtir. Arnavutluk, Mezopotamya ve Filistin de isyan çıktığı dönemde büyük mali darlık içerisine giren Osmanlı Ġmparatorluğu nda, dıģ borç alma fikri ile müslüman ülkelere baģvurma fikri eģzamanlı olarak ortaya çıkmıģtır. Fas elçisine 1783 yılında mali darlığı ileten sadrazam, kuruģluk bir yardım istemiģtir. Fas hakimi, karģılıklı yazıģmalar ve hediye alıp vermelerle Osmanlı Ġmparatorluğu nu oyalamıģ ( Cezar, 1986:136 ) ve ilk dıģ borçlanma giriģiminde Ġmparatorluğun eli boģ kalmıģtır. BeĢ yıl sonra 1788 de, Fas gibi müslüman bir ülke olan Cezayir ve Tunus tan da borç alma giriģimleri sonuçsuz kalmıģtır. Müslüman ülkelerden borç alma giriģimlerindeki baģarısızlıktan sonra, yine mali darlıkla baģbaģa kalan Osmanlı Ġmparatorluğu nda gözler, Avrupa ülkelerine çevrilmiģtir. Daha önce yabancılardan borç almanın mekruh olduğunu bildiren ġeyhülislam bile, zorunluluk karģısında borç alınmasında sakınca olmadığını ilan etmiģtir. Bunun üzerine 1789 yılında Felemenk elçisinden kuruģ borç istenmiģ, ancak Fransız Ġhtilali nin yarattığı karmaģık ortam görüģmeleri sonuçsuz bırakmıģtır. Felemenk ten sonra Ġspanya dan borç istendiğinde de, Ġspanya Osmanlı ya borç para vererek, savaģta Osmanlı yanlısı duruma düģmek istemediğini bildiren bir cevap vermiģtir ( Cezar, 1986: ). DıĢ borç için Ġngiltere ye baģvuran Osmanlı 18

30 Ġmparatorluğu, Ġngiliz ordusuna kereste, buğday ve bakır teslim edilmesi karģılığında sterlinlik bir borç talebinde bulunmuģ, ancak verilecek malların miktarının belirlenme iģlemlerinin uzun sürmesi sonucu borç alınamamıģtır ( Morawitz, 1978:13 ). Osmanlı Ġmparatorluğu nun aldığı ilk dıģ borcun Kırım SavaĢı sırasında alınan dıģ borç olduğu bilinmektedir. Ancak bu borçtan önce ReĢit PaĢa nın sadrazamlığı ve Sultan Abdülmecit in padiģahlığı zamanında, 27 yıl vadeli, franklık bir borç sözleģmesi padiģahın onayı alınmadan sadrazam tarafından imzalanmıģtır. Yabancı ülkelerden borç almanın, Ġmparatorluğun saygınlığını zedeleyeceğini düģünen padiģahın onayı olmayınca, Osmanlı Ġmparatorluğu frank tazminat ödemek zorunda kalmıģ, sadrazam da görevden alınmıģtır ( Du Velay, 1978:78-80, Yerasimos, 1977:671). Bunun dıģında; ilk dıģ borçlanmanın 1840 yılında, Galata bankerlerinden Alleon ve Baltacı nın kurdukları Ġstanbul ( Dersaadet ) Bankası ndan yapıldığına dair bilgiler mevcuttur. Ancak bankanın kaynağının yabancı sermaye piyasalarından olmaması borçlanmaya, iç borç niteliği kazandırmıģtır ( Yerasimos, 1977: 668-9, Eldem, 1970: 230 ). Yine ilk dıģ borçlanma ile ilgili Kırım savaģının baģlangıcında ( ) Fransa dan sterlin tutarında bir borç alındığı kayıtlara geçmiģtir. Bu para avans mahiyetinde olup, 1854 borcu ile ödenmiģ olduğundan sözkonusu borçlanma, dıģ borçlar alanında gösterilmemiģtir ( Karamursal, 1989:92 ). Dolayısıyla, kayıtlarda bulunan ve dıģ borçlanma adına verilebilecek ilk tarih olan 1854 tarihi, görünüģte Kutsal Mekanlar sebebiyle çıkan, Kırım SavaĢı nın baģlama tarihidir ve uzun bir süre dıģ borç almamak için direnen Osmanlı, bu savaģı finanse edebilmek için ilk borç anlaģmasını yapmak zorunda kalmıģtır. 19

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Osmanlı borçları, dış borçlar, Türkiye ekonomi tarihi, borçlanma politikaları.

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Osmanlı borçları, dış borçlar, Türkiye ekonomi tarihi, borçlanma politikaları. ÖZET Bu tez çalışması; başlangıcından 2005 yılına kadar Tükiye nin borçlarını 150 yıllık bir bütün olarak analiz etmektedir. Başlangıç noktası olarak Osmanlı Devleti nin 1854 te Kırım Savaşı nda aldığı

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) 2- Tekstil ve Hazır Giyim Ticaretinde Kotalar ve Çin in Sektöre Etkisi Hande UZUNOĞLU Dünyada tekstil ve hazır giyim ticaretinde kota

Detaylı

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 15/16 Aralık 2016 16. yüzyılda Osmanlı da para kullanımında büyük bir artış gerçekleşmiştir. Madeni sikkelere dayanan para sistemlerinde tağşiş işlemlerinin değişik amaçları olabiliyordu.

Detaylı

11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 11.04.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ ġubat ayı cari iģlemler açığı piyasa beklentisi olan -3,1 Milyar doların hafif üzerinde ve beklentilere yakın -3,19 milyar dolar olarak geldi. Ocak-ġubat cari iģlemler

Detaylı

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 07.12.2017 İltizamın Yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlayan mali bunalım, 17. ve 18. yüzyıllarda da sürdü. Merkezi devletin taşradaki etkinliğini yitirmesi tarımsal artığı

Detaylı

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q4 1991-Q3 1992-Q2 1993-Q1 1993-Q4 1994-Q3 1995-Q2 1996-Q1 1996-Q4 1997-Q3 1998-Q2 1999-Q1 1999-Q4 2000-Q3 2001-Q2 2002-Q1 2002-Q4 2003-Q3 2004-Q2 2005-Q1 2005-Q4 2006-Q3 2007-Q2 2008-Q1 2008-Q4

Detaylı

NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI

NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI GENEL DURUM NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI Ġlimize ait sosyo-ekonomik göstergeleri incelediğimizde nüfus ve coğrafya olarak küçük ölçekte bir Ģehir olduğu görülür. Yüzölçümü büyüklüğüne göre 63. nüfus

Detaylı

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU TURKISH BANK A.ġ. 1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU A-BANKAMIZDAKĠ GELĠġMELER 1-ÖZET FĠNANSAL BĠLGĠLER Bankamızın 2008 yıl sonunda 823.201 bin TL. olan aktif büyüklüğü

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017 İktisat Tarihi I 5/6 Ocak 2017 I. Dünya Savaşı öncesinde merkezi devletin yıllık vergi gelirleri, imparatorluk ölçeğindeki toplam üretim ve gelirin % 11 ini aşıyordu İlk dış borçlar 1840 lı yıllarda Galata

Detaylı

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Piyasalar ve Bankalar Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye

Detaylı

Bilgi Raporu. KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: 24.04.2006

Bilgi Raporu. KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: 24.04.2006 KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi Tarih: 24.04.2006 Bilgi Raporu Sayı : 2006/130/190-2006/135/95 Konu : Osmanlı Dönemi Merkez Bankacılığı Cumhuriyet Dönemi Merkez Bankacılığı ve TCMB nin Kuruluşu

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL Üniversite Hastaneleri Birliği Platformu; 2009 Nisan, Ġstanbul Üniversitesi Toplantısı, 2009 Mayıs, Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2013 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU İran ın Nükleer Programı ve Türkiye nin Güvenliğine Etkileri Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU www.mustafakibaroglu.com Bilkent Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 15 Ekim 2009 Atılım Üniversitesi Ankara

Detaylı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu 11 1 13 1 * GSMH (milyar dolar) 1.9..79 1.86 1.3 1.83 1.578 1.61

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

Servet değer biriktirme araçlarının tümüne (tahvil, bono, hisse senedi, ev, arsa vb. verilen bir isimdir.

Servet değer biriktirme araçlarının tümüne (tahvil, bono, hisse senedi, ev, arsa vb. verilen bir isimdir. İktisadi analizde para, malların ve hizmetlerin satın alınmasında ve borçların geri ödenmesinde genel olarak kabul edilen şey olarak tanımlanmaktadır. Para servetten farklı bir kavramdır. Servet değer

Detaylı

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Yatırım (Sermaye Bütçelemesi) ve Finanslama Kararları Şirket Nedir? Finansal Yönetici Kimdir? Şirketin Amaçları Finansal piyasalar ve kurumların

Detaylı

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N 1 EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER 1 3 M A R T 2 0 1 4, P E R Ş E M B E Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N 1948 DEKİ EKONOMİK DURUM 2 TABLO I Ülke ABD Doları Danimarka 689 Fransa 482 İtalya

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ CARİ İŞLEMLER DENGESİ DIŞ TİCARET DENGESİ BORÇLANMA GÖSTERGELERİ VE CARİ İŞLEMLER DENGESİ NET ULUSLARARASI

Detaylı

KONU : Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri : VIII, No:39 Sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır.

KONU : Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri : VIII, No:39 Sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır. ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU Tarih 29 Ocak 2009 Ortaklığın Ünvanı / Ortakların Adı : TAT KONSERVE SANAYĠĠ A.ġ. Adresi : Sırrı Çelik Bulvarı No:3 34788-TaĢdelen ĠSTANBUL Telefon ve Fax No. : 0216 430 00 00

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

CARİ AÇIK NEREYE KADAR? CARİ AÇIK NEREYE KADAR? Prof. Dr. Doğan CANSIZLAR ANKARA - 14 Aralık 2011 1 Türkiye Ekonomisindeki Bazı Eşitlikler -Ekonomik Büyüme = Artan Dış Açık -Artan Dış Açık = Artan Dış Borçlanma -Artan Dış Borçlanma

Detaylı

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2-) T.M.O. İÇ TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAYI: 2013/8 HUBUBAT BÜLTENİ 23.09.2013 1-) TMO HUBUBAT ALIMLARI VE FİYATLARI A- HUBUBAT TÜĠK verilerine göre 2012 yılında 20.100 bin ton buğday, 7.100

Detaylı

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...

Detaylı

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018 İktisat Tarihi II 13 Nisan 2018 Modern Çağ ın Başlangıcında Avrupa Ekonomisi 11 yy başından itibaren Avrupa Rostow'un deyimiyle kalkışa geçmiştir. Bugünün ölçütleriyle baktığımızdaavrupa gelişmemiş bir

Detaylı

2015 EKİM KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 EKİM KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q3 1991-Q1 1991-Q3 1992-Q1 1992-Q3 1993-Q1 1993-Q3 1994-Q1 1994-Q3 1995-Q1 1995-Q3 1996-Q1 1996-Q3 1997-Q1 1997-Q3 1998-Q1 1998-Q3 1999-Q1 1999-Q3 2000-Q1 2000-Q3 2001-Q1 2001-Q3 2002-Q1 2002-Q3

Detaylı

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Cari İşlemler Hesabında Dördüncü Kez Fazla... 2 2. Dış Ticaret Açığında Gerileme... 2 3. Dış Ticaret Haddinde

Detaylı

Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU OCAK 2012 İçindekiler Bölüm 1 : Sağlık Turizminde Türkiye deki Gelişmeler... 2 Bölüm 2 : Kurumsal Kimlik Çalışmaları ve Yazışmalar... 3 Bölüm 3: Basılı Materyaller... 4 Bölüm4

Detaylı

TÜRK PLASTĠK SEKTÖRÜ SEKTÖR ĠZLEME RAPORU ( 2010 Yılı 2 Aylık Dönem ) Barbaros Demirci Genel Müdür

TÜRK PLASTĠK SEKTÖRÜ SEKTÖR ĠZLEME RAPORU ( 2010 Yılı 2 Aylık Dönem ) Barbaros Demirci Genel Müdür 1 PLASTĠK HAMMADDE Plastik Hammadde Üretimi : TÜRK PLASTĠK SEKTÖRÜ SEKTÖR ĠZLEME RAPORU ( 2010 Yılı 2 Aylık Dönem ) Barbaros Demirci Genel Müdür 2010 yılının ilk 2 ayında plastik hammadde üretiminin 111.667

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 DÜŞÜK BÜYÜMEYE DEVAM Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen 19.07.2013 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE) Haziran

Detaylı

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ekim 2009

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ekim 2009 TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI Ekim 2009 BU SONUÇLAR, SONAR YAYINCILIK LTD. ġtġ RAPOR ABONELERĠ ĠÇĠN GERÇEKLEġTĠRĠLEN ARAġTIRMADAN ALINMIġTIR. 2 Sonar AraĢtırma A.ġ. nin, Ekim ayında

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ İslam dünyasında faizli kredi işlevini görmek üzere geliştirilen araçlardan değildir?

1- Aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ İslam dünyasında faizli kredi işlevini görmek üzere geliştirilen araçlardan değildir? 1- Aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ İslam dünyasında faizli kredi işlevini görmek üzere geliştirilen araçlardan değildir? a) Kredi mektupları b) Borç transferleri c) İş ortaklıkları d) Kredi düzenlemeleri

Detaylı

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5746 Kabul Tarihi : 28/2/2008 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 12/3/2008 Sayı : 26814 Yayımlandığı Düstur : Tertip :

Detaylı

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? Bölüm 1 Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz? DR. HÜLYA ÜNLÜ 1-2 Sunumlar bilgi amaçlıdır. Tek başına yeterli değildir. Sunumlarda kullanılan Birincil Kaynak Mishkin in Kitabıdır. Finansal

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı

Maliye Politikası ve Bütçe

Maliye Politikası ve Bütçe Maliye Politikası ve Bütçe Giriş Bütçe ve kamu borcu arasındaki ilişki Bütçe açıklarının, vergi indirimlerinin ve artan kamu harcamalarının kısa veuzun dönem ekonomik etkileri Devlet Bütçesi Bütçe dengesi

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN. Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ YÜZDE 29 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ M. Kaya YAZGAN SaSaD Genel Sekreteri Giriş Bilindiği gibi Savunma Sanayii Ġmalatçılar Derneği SASAD her yıl yaptığı bir anketle yurdumuzun savunma sanayiinde

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 Bu sayıda; Dünya Bankası Küresel Ekonomik Beklentiler Raporundaki tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir. i Dünya Bankasından

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk. TÜRKĠYE SĠYASĠ GÜNDEM ARAġTIRMASI-NĠSAN 2013 AraĢtırma; Kantitatif AraĢtırma tekniklerinden ( Yüzyüze görüģme ) yöntemi uygulanarak 04-10 Nisan 2013 tarihleri arasında 21 il'de toplam 3.473 denek ile görüģme

Detaylı

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar Müşteri Değeri: Bir değişim işleminde müşterinin elde ettiği yararların katlandığı veya ödediği bedele oranı Müşteri Tatmini: Mal veya hizmetin, müşteri

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 i Bu sayıda; Ağustos Ayı Dış Ticaret Verileri, 2013 2. Çeyrek dış borç verileri değerlendirilmiştir. i 1 İhracatta Olağanüstü Yavaşlama

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com 2008 KÜRESEL KRİZİ SONRASI DÖNEM TÜRKİYE CUMHURİYETİ

Detaylı

Zorunlu çağrıyı doğuran pay edinimlerinden önceki ortaklık yapısı Adı Soyadı/Ticaret Unvanı. Sermaye Tutarı (TL)

Zorunlu çağrıyı doğuran pay edinimlerinden önceki ortaklık yapısı Adı Soyadı/Ticaret Unvanı. Sermaye Tutarı (TL) INFOTREND B TĠPĠ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.ġ. PAYLARININ ZORUNLU ÇAĞRI YOLUYLA VBG HOLDĠNG A.ġ. TARAFINDAN DEVRALINMASINA ĠLĠġKĠN BĠLGĠ FORMU 1. Çağrıya Konu ġirket e ĠliĢkin Bilgiler: a) Ticaret

Detaylı

TANZĠMAT TAN CUMHURĠYET E HÜKÜMET KONAĞI BĠNALARI. (Karadeniz Bölgesi Örneği)

TANZĠMAT TAN CUMHURĠYET E HÜKÜMET KONAĞI BĠNALARI. (Karadeniz Bölgesi Örneği) TANZĠMAT TAN CUMHURĠYET E HÜKÜMET KONAĞI BĠNALARI (Karadeniz Bölgesi Örneği) Proje No: 200908 Bitirme Raporu Yrd. Doç. Dr. Nurcan YAZICI ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ...II ÖZET (Türkçe/Ġngilizce)...III I. GĠRĠġ...1

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR ÖDEMELER DENGESİ Bir ülkedeki yerleşiklerin diğer ülkelerle (dış alemle) belirli bir dönemde (yılda) gerçekleştirdikleri iktisadi işlemlerin kaydedildiği tabloya ÖDEMELER DENGESİ

Detaylı

18. ve 19. Yüzyillarda Osmanli Borçlar Tarihine Bir Bakiş

18. ve 19. Yüzyillarda Osmanli Borçlar Tarihine Bir Bakiş 18. ve 19. Yüzyillarda Osmanli Borçlar Tarihine Bir Bakiş A View To The History Of Debt In 18 th And 19 th Centuries In The Ottoman Empire Metin KOPAR Özet Osmanlı Devleti son dönemlerinde borçlanmaya

Detaylı

Ödemeler Bilançosu ve Cari İşlemler Açığı

Ödemeler Bilançosu ve Cari İşlemler Açığı Ödemeler Bilançosu ve Cari İşlemler Açığı Ödemeler Bilançosu ve Cari İşlemler Açığı Ödemeler Bilançosu Ödemeler Bilançosunun Parçaları: Cari İşlemler Hesabı Sermaye ve Finans Hareketleri Hesabı Cari İşlemler

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no. 24886/07 Abdurrahman YABAN / Türkiye Başkan, Helen Keller, Yargıçlar, Egidijus Kūris, Jon Fridrik Kjølbro, ve

Detaylı

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU Sayfa No: 1 1. Raporun Dönemi 01.01.2012-30.09.2012 2. Ortaklığın Unvanı HektaĢ Ticaret T.A.ġ. 3. Yönetim ve Denetleme Kurulu Üyeleri Türk Ticaret Kanunu ve ilgili düzenlemeler gereğince ġirketimiz Ana

Detaylı

Muhasebe Müdürlüğü ne Tarih : SİRKÜ /12

Muhasebe Müdürlüğü ne Tarih : SİRKÜ /12 Muhasebe Müdürlüğü ne Tarih : 07.09.1998 SİRKÜ -1998 /12 Bilindiği üzere 29.07.1998 tarih ve mükerrer 23417 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4369 sayılı kanun ile G.V.K. nun 1, 2 ve 82/2

Detaylı

NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA

NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA TÜRKĠYE Ġġ BANKASI A.ġ. NIN BANKA BONOSU VE/VEYA ISKONTOLU TAHVĠLLERĠ VE/VEYA TAHVĠLLERĠNĠN HALKA ARZINA ĠLĠġKĠN SERMAYE PIYASASI KURULU TARAFINDAN 20.01.2011 TARIHINDE ONAYLANAN 26.01.2011 TARĠHĠNDE TESCĠL

Detaylı

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU Sayfa No: 1 1. Raporun Dönemi 01.01.2012-30.06.2012 2. Ortaklığın Unvanı HektaĢ Ticaret T.A.ġ. 3. Yönetim ve Denetleme Kurulu Üyeleri Türk Ticaret Kanunu ve ilgili düzenlemeler gereğince ġirketimiz Ana

Detaylı

Osmanlı Devleti DıĢ Borçları

Osmanlı Devleti DıĢ Borçları Osmanlı Devleti DıĢ Borçları 1854-1954 Döneminde Yüzyıl Süren Boyunduruk 1854-1914 BORÇLANMALARI GALATA BANKERLERĠ ve OSMANLI BANKASI DÜYUN-U UMUMĠYE ĠDARESĠ TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ NĠN KABUL ETTĠĞĠ OSMANLI

Detaylı

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır.

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır. SUNUŞ Türk hazır giyim sektörü her dönem sürdürdüğü yatırım eğilimi ve özellikle dıģ talebe bağlı üretim artıģı ile ekonomik büyümenin itici gücü olmakta, yatırım, kapasite ve üretim artıģı ile emek yoğun

Detaylı

ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRE SĠGORTALILIK BAġLANGICININ TESBĠTĠNDE DĠKKATE ALINIR MI?

ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRE SĠGORTALILIK BAġLANGICININ TESBĠTĠNDE DĠKKATE ALINIR MI? ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRE SĠGORTALILIK BAġLANGICININ TESBĠTĠNDE DĠKKATE ALINIR MI? (Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin Bir Kararı Üzerine Değerlendirme) Yrd. Doç.Dr. M. Fatih UġAN Özet: Özel Kanunda nitelikleri

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR Suyun insan hayatındaki önemi herkesçe bilinen bir konudur. Ġnsan yaģamı açısından oksijenden

Detaylı

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/12/2010 FAALİYET RAPORU

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/12/2010 FAALİYET RAPORU VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/2010 31/12/2010 FAALİYET RAPORU 1- Raporun dönemi, ortaklığın unvanı, dönem içinde yönetim ve denetleme kurullarında görev alan başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

2012 YILI SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FAALĠYET RAPORU

2012 YILI SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FAALĠYET RAPORU 2012 YILI SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FAALĠYET RAPORU ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye ĠliĢkin Bilgiler.... 1- Fiziksel

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR Paranın Fonksiyonları İktisadi analizde para, malların ve hizmetlerin satın alınmasında ve borçların geri ödenmesinde genel olarak kabul edilen şey olarak tanımlanmaktadır. Para

Detaylı

İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül)

İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül) İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül) 2- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcunun Borçluya Göre Alacaklı Dağılımı (2002-2015

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi: 2018 1. Çeyrek 19 Haziran 2018 YÜKSEK BÜYÜMEYİ TÜKETİM VE YATIRIM HARCAMALARI DESTEKLEDİ Seyfettin Gürsel 1, Ozan Bakış 2 ve Uğurcan Acar 3 Yönetici Özeti 2018 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2009 OCAK - ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2009 OCAK - ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2009 OCAK - ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME 2010 Ocak- Şubat İki Aylık Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatı 2010 yılının Ocak-Şubat döneminde Türkiye

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Para Piyasası Likit Emeklilik Yatırım Fonu(KAMU) Emeklilik Yatırım Fonu nun

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Kasım 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) 1) Adı, Soyadı Ġsmail Kapan 2) Doğum Tarihi 01.04.1956 3) Unvanı Yardımcı Doç. Dr. 4) Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hukuk Ġstanbul Üniversitesi 1982 Yüksek

Detaylı

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır tepav Economic Policy Research Foundation of Turkey Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır Ankara 26 Haziran 212 28, kişi başı gelirin ABD ye oranı (doğal log) Türkiye nin esas

Detaylı

İktisat Tarihi I. 29/30 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 29/30 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 29/30 Aralık 2016 19. Yüzyılda Osmanlı İktisadi Dünya Görüşünün Klasik Prensiplerindeki Değişmeler Osmanlı Devleti nin klasik dönemde iktisadi hayata olan müdahalelerinin temelinde faktör

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek 31.03.2014 YATIRIMSIZ BÜYÜME Seyfettin Gürsel*, Zümrüt İmamoğlu, ve Barış Soybilgen Yönetici Özeti TÜİK'in bugün açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2013

Detaylı

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ocak - 2010

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ocak - 2010 TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI Ocak - 2010 BU SONUÇLAR, SONAR YAYINCILIK LTD. ġtġ RAPOR ABONELERĠ ĠÇĠN GERÇEKLEġTĠRĠLEN ARAġTIRMADAN ALINMIġTIR. 2 AMAÇ Bu çalıģmanın ana amacı, Türk

Detaylı

KADIN PARLAMENTERLER. 14 Aralık 2009 ANKARA. Hazırlayan: AraĢtırmacı Yazar Yüksel BĠNĠCĠ Demokrat Parti AR-GE BaĢkanlığı

KADIN PARLAMENTERLER. 14 Aralık 2009 ANKARA. Hazırlayan: AraĢtırmacı Yazar Yüksel BĠNĠCĠ Demokrat Parti AR-GE BaĢkanlığı KADIN PARLAMENTERLER 14 Aralık 2009 ANKARA Hazırlayan: AraĢtırmacı Yazar Yüksel BĠNĠCĠ Demokrat Parti AR-GE BaĢkanlığı KADIN PARLAMENTERLER 1. DÜNYA PARLAMENTOLARI VE KADINLAR 2. TÜRKĠYE SĠYASETĠNDE KADIN

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi FİNANSMANI İŞLETME PİYASALAR FİNANSAL Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi İŞLETME FİNANSMANI Piyasa Piyasa,

Detaylı

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş FAALİYET RAPORU

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş FAALİYET RAPORU VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01.01.2011 31.03.2011 FAALİYET RAPORU 1- Raporun dönemi, ortaklığın unvanı, dönem içinde yönetim ve denetleme kurullarında görev alan başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad

Detaylı

EK-1 YABANCI PARA NET GENEL POZİSYON / ÖZKAYNAK STANDART ORANI BİLDİRİM CETVELİ

EK-1 YABANCI PARA NET GENEL POZİSYON / ÖZKAYNAK STANDART ORANI BİLDİRİM CETVELİ EK-1 YABANCI PARA NET GENEL POZİSYON / ÖZKAYNAK STANDART ORANI MEVDUAT BANKASI A.Ş./KALKINMA VE YATIRIM BANKASI Kapanış Kuru: Hesaplama Tarihi: Sıra No Hesap Kodu Hesap Adı DÖVİZ VARLIKLARI Bin YTL I -

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

KONSOLİDE EDİLMEMİŞ MALİ TABLOLAR ESAS ALINARAK DÜZENLENE SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE)

KONSOLİDE EDİLMEMİŞ MALİ TABLOLAR ESAS ALINARAK DÜZENLENE SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE) EK : 1 KONSOLİDE EDİLMEMİŞ MALİ TABLOLAR ESAS ALINARAK DÜZENLENE SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE) I- Ana Sermaye A) Ödenmiş Sermaye B) Kanuni Yedek Akçeler C) İhtiyari ve

Detaylı

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI 2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI BAġKAN: Mehmet Mustafa AÇIKALIN (Sivas) BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 25.10.2017 Toplum, Ekonomi ve Maliye Klasik Dönem olarak da adlandırılan 16. yy Osm. Devleti nin en parlak dönemidir. TOPLUMSAL YAPI: Artığı yaratanlarla artığa el koyanları birbirlerinden

Detaylı

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 21.Enflasyon Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 21.1.Nedenlerine Göre Enflasyon 1.Talep Enflasyonu:

Detaylı

TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME

TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME 05.04.2018 TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ve Karara İlişkin Tebliğ (2008-32/34)

Detaylı