İçindekiler. etkilipratikingilizce

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İçindekiler. etkilipratikingilizce"

Transkript

1

2 İçindekiler Uçmak Fly... 6 Tutmak Hold... 6 Düşmek Fall... 7 İçmek Drink... 7 Araba Sürmek Drive... 8 Göndermek Send... 8 Büyümek / Büyütmek Grow... 9 Acımak / Acıtmak Hurt... 9 Göstermek Show Ateş etmek / Vurmak Shoot Sallamak Shake Tırmanmak - Climb Düşürmek - Drop Katlamak - Fold Duymak - Hear Gülmek - Laugh Almak / Çıkarmak / Tutmak - Take Atmak - Throw Dokunmak - Touch Uyumak - Sleep Dönmek / Döndürmek / Çevirmek - Turn Yakalamak - Catch Bulmak - Find

3 Anlaşmak / Razı olmak To Agree Dövmek / Yenmek To Beat Başlamak To Begin Kırmak To Break Seçmek To Choose Bölmek To Divide Tadını çıkarmak To Enjoy Başarısız olmak / Başaramamak To Fail Vermek To Give Katılmak To join İşaret etmek / Göstermek To Point Ödemek To Pay Oynamak To Play Konuşmak To Speak Okumak To Read Yürümek To Walk Yuvarlamak / Yuvarlanmak To Roll Çekmek To Pull İzlemek To Watch Tekme atmak To Kick Beslemek To Feed Kaçırmak / Iskalamak To Miss Nefret etmek- To Hate Bağırmak To Shout Korumak To Protect

4 Bakmak To Look Dans etmek To Dance Yok etmek / Parçalamak To Destroy Toplamak / Biriktirmek To Collect Pişirmek To Cook Kavga etmek To Fight Açıklamak / Anlatmak To Explain Doldurmak To Fill Karşıdan karşıya geçmek To Cross Temizlemek To Clean Gülümsemek To Smile Kapatmak / Kapanmak To Close Şarkı söylemek To Sing Ders çalışmak To Study Kaldırmak / Çıkarmak / Ortadan kaldırmak To Remove Öğretmek To Teach Fiyat / Maaliyet / Masraf To Cost Yerleştirmek To Place Artmak / Arttırmak To Increase Antrenman yapmak / Eğitmek To Train Öğrenmek To Learn Atlamak / Zıplamak To Jump Değiştirmek To Change Varmak / Ulaşmak To Arrive Oluşturmak / Üretmek / Yaratmak To Create

5 Ölçmek To Measure Dinlemek To Listen Hareket ettirmek / Yerini değiştirmek To Move Durmak To Stop Çalışmak To Work Yazmak To Write Tartışamak / Görüşmek / Konuşmak To Discuss Yükseltmek / Kaldırmak To Raise Görmek To See Üretmek To Produce Uzanmak / Dökmek / Sermek To Lay Örtmek / Kaplamak To Cover Ağlamak To Cry Kazanmak To Win Zarar / Hasar Vermek To Damage İşaretlemek To Mark Yanmak / Yakmak To Burn Aramak / Çağırmak To call Yapmak / Üretmek To Make İstemek To Want Uzanmak / Ulaşmak To Reach Hatırlamak To Remember Dinlenmek To Rest Paylaşmak To Share Beklemek To Wait

6 Endişe etmek / Dert etmek To Worry Karşılaştırmak To Compare Kaydetmek / Para biriktirmek / Kurtarmak To Save Uzanmak / Uzatmak To Extend Rol yapmak / Performans sergilemek To Perform Tartışmak To Argue Görünmek / Ortaya Çıkmak To Appear Yok Olmak / Ortadan Kaybolmak To Disappear Basmak / Bastırmak To Press Kapatmak To Shut Değiştirmek To Replace Takip etmek To Follow Kurmak / İnşa etmek To Build Bağlamak / Bağlanmak To Connect Kontrol etmek To Check Saldırmak To Attack Ölmek To Die Sormak To Ask Kesmek To Cut Koymak To Put

7 Uçmak Fly İngilizce de fly uçmak demek. Uçmak fiili de düzensiz bir fiil ve ikinci hali Flew. I flew to Berlin yesterday. Dün Berlin e uçtum. I don t like flying on a plane. Uçakta uçmayı sevmiyorum. 3. hal- Flown Tutmak Hold İngilizce de hold tutmak demek. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali Held. Hold Aynı zamanda nefes tutmak anlamında da kullanılıyor. Can you hold this for a second? Şunu bir saniye tutar mısın? I can t hold my breath more than 1 minute. 1 dakikadan fazla nefesimi tutamıyorum. 3. hal Held 6

8 Düşmek Fall İngilizce de fall düşmek demek. Bu da düzensiz bir fiil ve ikinci hali Fell. I fell on the floor yesterday. Dün yere düştüm. I keep falling off the bike. Bisikletten düşüp duruyorum. 3. hal Fallen İçmek Drink İngilizce de drink içmek demek. Bu da düzensiz bir fiil ve ikinci hali Drank. He drank a litre of coke. Bir litre kola içti. I need to drink water. Su içmem lazım. 3. hal - Drunk 7

9 Araba Sürmek Drive İngilizce de araba sürmek drive demek. Drive fiili de düzensiz bir fiil ve ikinci hali Drove. Drive direk araba sürmek anlamına geliyor. O yüzden cümle kurarken araba sürdüğünü vurgulamana gerek yok. I drove to work yesterday. Dün işe araba sürdüm. I love driving. Araba sürmeye bayılırım. 3. hal - Driven Göndermek Send İngilizce de göndermek send demek. Bu da yine düzensiz bir fiil ve ikinci hali Sent. I sent him some food. Ona biraz yiyecek gönderdim. He sends me money every month. Bana her ay para gönderir. 3. hal Sent 8

10 Büyümek / Büyütmek Grow İngilizce de büyümek grow demek. Bu da yine düzensiz ve ikinci hali Grew. Grow Aynı zamanda yetiştirmek anlamına da gelebiliyor. My kids are growing so fast. Çocuklarım çok hızlı büyüyor. I like growing tomatoes. Domates yetiştirmeyi seviyorum. 3. hal - Grown Acımak / Acıtmak Hurt İngilizce de acımak veya acıtmak hurt demek. Bu da düzensiz bir fiil ve ikinci hali Hurt. My foot hurts. Ayağım acıyor. If you keep doing that you re going to hurt yourself. Eğer bunu yapmaya devam edersen kendine zarar vereceksin (acıtacaksın). 3. hal Hurt 9

11 Göstermek Show İngilizce de göstermek show demek. Show düzenli bir fiil ve bu yüzden ikinci hali Showed. Can you show me where your car is? Bana arabanın nerede olduğunu gösterir misin? He showed me how to kick the ball. Bana topa nasıl vuracağımı gösterdi. 3. hal - Shown Ateş etmek / Vurmak Shoot İngilizce de ateş etmek veya vurmak (silah) shoot demek. Shoot aynı zamanda basketbol gibi sporlarda atış yapmak veya futbolda şut çekmek için de kullanılıyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali Shot. He shot me! Beni vurdu. Don t shoot! Ateş etme! 3. hal - Shot 10

12 Sallamak Shake İngilizce de sallamak shake demek. Shake düzensiz bir fiil ve ikinci hali Shook. Shake the drink before you open it. İçeceği açmadan önce salla. Don t shake it too much! Çok fazla sallama. 3. hal - Shaken Tırmanmak - Climb Climb İngilizce de tırmanmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali climbed. He climbed the tree and now he is stuck. Ağaca tırmandı ve şimdi orada mahsur kaldı. We need to climb the fence. Çitlere tırmanmamız lazım. 3. hal - Climbed 11

13 Düşürmek - Drop Drop İngilizce de düşürmek veya bırakmak anlamına geliyor. Cebinden bir şey düşürmek veya yüksekten bir şey bırakmak gibi durumlarda drop fiili kullanılır. İkinci hali dropped. I dropped my phone yesterday. Dün telefonumu düşürdüm. Be careful or you are going to drop it. Dikkat et yoksa düşüreceksin. 3. hal - Dropped Katlamak - Fold Fold İngilizce de katlamak demek ve düzenli bir fiil. İkinci hali folded. Can you fold this for me? Bunu benim için katlar mısın? How many times can you fold a piece of paper? Bir parça kağıdı kaç defa katlayabilirsin? 3. hal - Folded 12

14 Duymak - Hear Hear İngilizce de duymak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali heard He thinks that he heard a noise. Bir ses duyduğunu sanıyor / düşünüyor. Did you hear that? Duydunmu? (sesi) 3. hal: Heard Gülmek - Laugh Laugh İngilizce de gülmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali laughed. He laughed when he heard the joke. Şakayı duyunca güldü. Can laughed all night yesterday. Can dün bütün akşam güldü. 3. hal - Laughed 13

15 Almak / Çıkarmak / Tutmak - Take Take İngilizce de aslında almak anlamına gelmekle birlikte farklı anlamlarda da kullanılabiliyor.take düzensiz bir fiil ve ikinci hali took. Take aynı zamanda çıkarmak ve tutmak anlamlarında da kullanılabiliyor. He took a piece of paper from his pocket. Çebinden bir kağıt parçası çıkardı. Take my hand! Elimi tut! Take the ball. Topu al. He took a picture. Resim çekti. I took the bus. Otobüsle geldim/otobüse bindim. 3. hal - Taken 14

16 Atmak - Throw Throw İngilizce de atmak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali threw. He threw the notebook out of the window. ( Defteri camdan dışarı attı. Throw the ball! ( Topu at! 3. hal - Thrown Dokunmak - Touch Touch İngilizce de dokunmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali touched. Don t touch that.it s dirty! Ona dokunma. Pis o! 3. hal - Touched 15

17 Uyumak - Sleep Sleep İngilizce de uyumak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali slept. He slept at my house tonight. Bu akşam benim evimde uyudu. Where are we going to sleep tonight? Bu akşam nerede uyuyacağız? 3. hal - Slept Dönmek / Döndürmek / Çevirmek - Turn Turn İngilizce de dönmek, döndürmek, çevirmek gibi anlamlara gelebiliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali turned. He turned the pages quickly as he read the book. Kitabı okudukça sayfaları çabucak çevirdi. Turn left over here. Buradan sola dön. Turn around. Arkanı dön. 3. hal - Turned 16

18 Yakalamak - Catch Catch İngilizce de yakalamak demek ve düzensiz bir fiil.ikinci hali caught. He caught a lot of fish today. Bugün çok balık yakaladı. Catch the ball when I throw it to you. Topu sana attığımda yakala. 3. hal - Caught Bulmak - Find Find İngilizce de bulmak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil.ikinci hali found. Did you find your keys? Anahtarlarını buldun mu? I found the money that I lost yesterday. Dün kaybettiğim parayı buldum. 3. hal Found 17

19 Anlaşmak / Razı olmak To Agree To agree İngilizce de anlaşmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali agreed. They agreed to not see each other anymore. Daha fazla görüşmemeye karar verdiler. Did they agree to do this? Bunu yapmaya razı oldular mı? 3. hal - Agreed Dövmek / Yenmek To Beat To Beat İngilizce de dövmek veya yenmek anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve İkinci hali beat. I beat him at pool yesterday. Dün onu bilardoda yendim. You have to play carefully to beat your opponent. Rakibini yenmek için dikkatli oynamalısın. 3. hal - Beaten 18

20 Başlamak To Begin To begin İngilizce de başlamak demek ve düzensiz bir fiil. İkinci hali began. Let s begin! Hadi başlayalım! We should begin studying. Ders çalışmaya başlamalıyız. 3. hal - Begun Kırmak To Break To break İngilizce de kırmak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. Break fiili aynı zamanda rekor kırmak derken de kullanılıyor. İkinci hali broke. He broke his nose yesterday. Dün burnunu kırdı. You are going to break the window if you are not careful. Dikkatli olmazsan camı kıracaksın. 3. hal Broken 19

21 Seçmek To Choose To choose İngilizce de seçmek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali chose. Do I really have to choose? Gerçekten seçmem gerekiyor mu? Choose any car you want. İstediğin herhangi bir arabayı seç. 3. hal - Chosen Bölmek To Divide To divide İngilizce de bölmek anlamına geliyor ve ikinci hali divided. Divide the money equally. Parayı eşit bir şekilde böl. What is 2 divided by 2? 2 bölü 2 kaç? We divided the garden into two sections. Bahçeyi 2 kısıma ayırdık. 3. hal Divided 20

22 Tadını çıkarmak To Enjoy To enjoy İngilizce de tadını çıkarmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali enjoyed. Enjoy geniş zamanda kullanıldığı zaman genelde hoşlanıyorum gibi bir anlama geliyor. Mesela I enjoy running, Koşu yapmaktan hoşlanıyorum demek. He enjoyed a glass of coke. Bir bardak kolanın tadını çıkardı. He enjoys playing basketball. Basketbol oynamaktan hoşlanıyor. 3. hal - Enjoyed Başarısız olmak / Başaramamak To Fail To Fail İngilizce de başarısız olmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali failed. I failed the exam. Sınavda başarısız oldum. 3. hal - Failed 21

23 Vermek To Give To give İngilizce de vermek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali gave. I gave her 10 liras. Ona 10 lira verdim. Can you give me a piece of paper? Bana bir parça kağıt verir misin? 3. hal - Given Katılmak To join To join İngilizce de katılmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali joined. Will you join us tonight? Bu akşam bize katılır mısın? 3. hal - Joined 22

24 İşaret etmek / Göstermek To Point To point İngilizce de işaret etmek veya göstermek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali pointed. Can you point at the man who hit you? Sana vuran adamı gösterir misin? He pointed at the sky. Gökyüzünü gösterdi/işaret etti. 3. hal - Pointed Ödemek To Pay To pay İngilizce de ödemek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali paid. Did you pay for that? Bunun için ödeme yaptın mı? I didn t pay for the coffee yet. Kahve için henüz ödeme yapmadım. 3. hal - Paid 23

25 Oynamak To Play To play İngilizce de oynamak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali played. They played all day. Bütün gün oynadılar. He is playing football. Futbol oynuyor. 3. hal - Played Konuşmak To Speak To speak İngilizce de konuşmak anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali spoke. I know! We spoke yesterday. Biliyorum! Dün konuştuk. We are going to speak next week. Gelecek hafta konuşacağız. 3. hal - Spoken 24

26 Okumak To Read To read İngilizce de okumak anlamına geliyor. Read düzenli bir fiil ve ikinci hali read(farklı okunuyor). I finally read that book. O kitabı sonunda okudum. What are you reading? Ne okuyorsun? 3. hal - Read (okunuşu farklı) Yürümek To Walk To walk İngilizce de yürümek anlamına geliyor. Walk düzenli bir fiil ve ikinci hali walked. He walked home. Eve yürüdü. We are going to walk to school. Okula yürüyeceğiz. They are walking. Yürüyorlar. 3. hal - Walked 25

27 Yuvarlamak / Yuvarlanmak To Roll To roll İngilizce de yuvarlamak veya yuvarlanmak anlamına geliyor. Roll düzenli bir fiil ve ikinci hali rolled. She is rolling on the ground Yerde yuvarlanıyor. Don t roll the ball. Topu yuvarlama. 3. hal - Rolled Çekmek To Pull To pull İngilizce de çekmek anlamına geliyor. Pull düzenli bir fiil ve ikinci hali pulled. He pulled the rope İpi çekti. Stop pulling my shirt! Gömleğimi çekmeyi bırak! They pulled the net. Fileyi çektiler. 3. hal - Pulled 26

28 İzlemek To Watch To watch İngilizce de izlemek anlamına geliyor. Watch düzenli bir fiil ve ikinci hali watched. We watched the movie all night. Bütün akşam filmi izledik. They are watching the match. Maçı izliyorlar. 3. hal - Watched Tekme atmak To Kick To kick İngilizce de tekme atmak anlamına geliyor. Kick düzenli bir fiil ve ikinci hali kicked. Kick aynı zamanda İngilizce de topa ayakla vurmak anlamında da kullanılıyor. He kicked the ball. Topa vurdu. He kept kicking me! Bana tekme atıp durdu! / Bana sürekli tekme attı. 3. hal Kicked 27

29 Beslemek To Feed To feed İngilizce de beslemek anlamına geliyor. Feed düzensiz bir fiil ve ikinci hali fed. The boy fed the elephant. Çocuk fili besledi. They are feeding the tigers. Kaplanları besliyorlar. 3. hal - Fed Kaçırmak / Iskalamak To Miss To miss İngilizce de kaçırmak/ıskalamak anlamında kullanılıyor. Miss düzenli bir fiil ve ikinci hali missed. Miss aynı zamanda özlemek anlamında da kullanılıyor. The bullets missed him. Kurşunlar onu ıskaladı. He missed the goal. Golü kaçırdı. I really missed you. Seni gerçekten çok özledim. 3. hal Missed 28

30 Nefret etmek- To Hate To hate İngilizce de nefret etmek anlamına geliyor. Hate düzenli bir fiil ve ikinci hali hated. We hate going to school. Okula gitmekten nefret ediyoruz. I hate you! Senden nefret ediyorum! 3. hal - Hated Bağırmak To Shout To shout İngilizce de bağırmak anlamına geliyor. Shout düzenli bir fiil ve ikinci hali shouted. The kids are shouting. Çocuklar bağırıyor. Stop shouting! Bağırmayı kes! 3. hal Shouted 29

31 Korumak To Protect To protect İngilizce de korumak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali protected. The duck is protecting its babies. Ördek yavrularını koruyor. Don t worry. I ll protect you. Merak etme, ben seni korurum. 3. hal - Protected Oturmak To Sit To sit İngilizce de oturmak anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali Sat. The man is sitting. Adam oturuyor. They are sitting on the beach. Sahilde oturuyorlar. You sat all day! Bütün gün oturdun! 3. hal - Sat 30

32 Bakmak To Look To look İngilizce de bakmak demek ve düzenli bir fiil. İkinci hali looked. The man is looking at the plant. Adam bitkiye bakıyor. He looked up. Yukarı baktı. 3. hal - Looked Dans etmek To Dance To dance İngilizce de dans etmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali danced. They danced together. Birlikte dans ettiler. Let s dance. Hadi dans edelim. 3. hal Danced 31

33 Yok etmek / Parçalamak To Destroy To destroy İngilizce de yok etmek veya parçalamak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Destroyed. I destroyed the glass. Camı kırdım/parçaladım. They are going to destroy the building today. Bügün binayı yok edecekler. 3. hal - Destroyed Toplamak / Biriktirmek To Collect To collect İngilizce de toplamak/biriktirmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali collected. They are collecting seafood. Deniz ürünleri topluyorlar. He collects toys. Oyuncak biriktiriyor. 3. hal - Collected 32

34 Pişirmek To Cook To cook İngilizce de pişirmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali cooked. He is cooking food. Yemek pişiriyor. He cooked hamburgers. Hamburger pişirdi. 3. hal - Cooked Kavga etmek To Fight To Fight İngilizce de kavga etmek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali fought. The giraffes fought. Zürafalar kavga etti. They are fighting. Kavga ediyorlar. 3. hal - Fought 33

35 Açıklamak / Anlatmak To Explain To explain İngilizce de anlatmak ve açıklamak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali explained. She explained how to cook. Nasıl yemek yapılacağını anlattı. She explained the lesson. Dersi anlattı. 3. hal - Explained Doldurmak To Fill To fill İngilizce de doldurmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali filled. He filled the tank. Depoyu doldurdu. 3. hal - Filled 34

36 Karşıdan karşıya geçmek To Cross To cross İngilizce de karşıdan karşıya geçmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali crossed. They are crossing the street. Karşıdan karşıya geçiyorlar. 3. hal - Crossed Temizlemek To Clean To clean İngilizce de temizlemek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali cleaned. The truck cleaned the streets. Kamyon yolları temizledi. They are cleaning the streets. Sokağı/sokakları temizliyorlar. 3. hal Cleaned 35

37 Gülümsemek To Smile To smile İngilizce de gülümsemek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali smiled He is smiling. Gülümsüyor. He smiled yesterday. Dün gülümsedi. 3. hal - Smiled Kapatmak / Kapanmak To Close To close İngilizce de kapatmak veya kapanmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve İkinci hali closed. Can you close the door? Kapıyı kapatır mısın? /kapatabilir misin? The doors closed. Kapılar kapandı. 3. hal - Closed 36

38 Şarkı söylemek To Sing To sing İngilizce de şarkı söylemek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali sang. They sang. Şarkı söylediler. We are going to sing tomorrow. Yarın şarkı söyleyeceğiz. 3. hal - Sung Ders çalışmak To Study To study İngilizce de ders çalışmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali studied. NOT: Bu fiili lütfen to work iş anlamında çalışmak fiili ile karıştırma. He studied all night for the exam. Bütün akşam sınava çalıştı. We need to study. Ders çalışmalıyız. 3. hal - Studied 37

39 Kaldırmak / Çıkarmak / Ortadan kaldırmak To Remove To remove İngilizce de kaldırmak, çıkarmak veya ortadan kaldırmak gibi anlamlarda kullanılıyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali removed. He removed his gas mask. Gaz maskesini çıkardı. She will remove the cap. Kapağı çıkaracak. 3. hal - Removed Öğretmek To Teach To teach İngilizce de öğretmek anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali taught. She is teaching English. İngilizce öğretiyor. I taught him math. Ona matematiği ben öğrettim. 3. hal - Taught 38

40 Fiyat / Maaliyet / Masraf To Cost To cost İngilizce de Fiyat/Maaliye/Masraf anlamlarında kullanılıyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali cost. Fuel costs a lot. Benzin çok pahalı/maaliyetli. How much does this cost? Bu kaç para? 3. hal - Cost Yerleştirmek To Place To place İngilizce de yerleştirmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali placed. She placed the cookies on the plate. Kurabiyeleri tabağa yerleştirdi. 3. hal - Placed 39

41 Artmak / Arttırmak To Increase To Increase İngilizce de artmak ve arttırmak gibi anlamlarda kullanılıyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Increased. The number of likes increased. Beğen sayısı arttı. 3. hal - Increased Antrenman yapmak / Eğitmek To Train To train İngilizce de eğitmek veya antrenman yapmak demek ve düzenli bir fiil. İkinci hali trained. The man trained the elephant. Adam fili eğitti. He is training. Adam antrenman yapıyor. 3. hal - Trained 40

42 Öğrenmek To Learn To learn İngilizce de işaret etmek veya göstermek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali learned. Murat is learning English. Murat İngilizce öğreniyor. They learned to dance. Dans etmeyi öğrendiler. 3. hal - Learned Atlamak / Zıplamak To Jump To jump İngilizce de atlamak veya zıplamak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali jumped. The kids are jumping on the bed. Çocuklar yatağın üzerinde zıplıyor. The squirrel jumped. Sincap atladı. 3. hal - Jumped 41

43 Değiştirmek To Change To change İngilizce de değiştirmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali changed. They are changing the bed sheet. Yatak örtüsünü değiştiriyorlar. We should change seats. Koltuk değiştirmeliyiz. 3. hal - Changed Varmak / Ulaşmak To Arrive To arrive İngilizce de varmak veya ulaşmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve İkinci hali arrived. The train arrived at the station. Tren istasyona vardı. The girls arrived home. Kızlar eve ulaştı/vardı. 3. hal - Arrived 42

44 Oluşturmak / Üretmek / Yaratmak To Create To create İngilizce de oluşturmak, üretmek veya yaratmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali created. He created a new Website. Yeni bir web sitesi oluşturdu. They created dust. Toz ürettiler. He created a new product. Yeni bir ürün üretti. 3. hal - Created Ölçmek To Measure To measure İngilizce de ölçmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali measured. He measured my height. Boyumu ölçtü. We need to measure the table. Masayı ölçmemiz lazım. 3. hal - Measured 43

45 Dinlemek To Listen To listen İngilizce de dinlemek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali listened. I m listening to music. Müzik dinliyorum. They are listening to the teacher. Öğretmeni dinliyorlar. 3. hal - Listened Hareket ettirmek / Yerini değiştirmek To Move To move İngilizce de hareket ettirmek veya yerini değiştirmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali moved. NOT: Move aynı zamanda taşınmak anlamına da geliyor. We need to move the chairs. Sandalyelerin yerini değiştirmemiz lazım. We are moving next week. Haftaya taşınıyoruz. 3. hal Moved 44

46 Durmak To Stop To stop İngilizce de durmak anlamında kullanılıyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali stopped. Why did the car stop? Araba neden durdu? The motorcycle stopped. Motosiklet durdu. 3. hal - Stopped Çalışmak To Work To work İngilizce de çalışmak (İş olarak çalışmak, ders olarak değil) anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali worked. They are working. Çalışıyorlar. 3. hal Worked 45

47 Yazmak To Write To write İngilizce de yazmak anlamında kullanılıyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Wrote. She wrote a book. Kitap yazdı. Can you write it on my notebook? Defterime yazabilir misin? 3. hal - Written Tartışamak / Görüşmek / Konuşmak To Discuss To discuss İngilizce de tartışmak, görüşmek ve konuşmak anlamlarında kullanılıyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali discussed. They discussed the price. Fiyatı tartıştılar. We are discussing the plans. Planları tartışıyoruz. 3. hal Discussed 46

48 Yükseltmek / Kaldırmak To Raise To raise İngilizce de yükseltmek ve kaldırmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali raised. They raised their hands in the air. Ellerini havaya kaldırdılar. He raised his glass. Bardağını kaldırdı. 3. hal - Raised Görmek To See To see İngilizce de görmek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Saw. I saw what you did. Ne yaptığını gördüm. I saw an eagle. Kartal gördüm. 3. hal - Seen 47

49 Üretmek To Produce To produce İngilizce de üretmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali produced. They are producing cars. Araba üretiyorlar. They produced bread. Ekmek ürettiler. 3. hal - Produced Uzanmak / Dökmek / Sermek To Lay To lay İngilizce de uzanmak, dökmek ve sermek gibi anlamlara Gelebiliyor. Düzensiz bir fiil ve İkinci hali laid. They are laying on the beach. Sahilde uzanıyorlar. I am going to lay down for five minutes. Beş dakika uzanacağım. 3. hal - Laid 48

50 Örtmek / Kaplamak To Cover To cover İngilizce de örtmek veya kaplamak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali covered. She covered the strawberries with chocolate. Çilekleri çikolata ile kapladı. The house is covered with snow. Ev karla kaplı. 3. hal - Covered Ağlamak To Cry To cry İngilizce de ağlamak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali cried. She is crying. Ağlıyor. 3. hal - Cried 49

51 Kazanmak To Win To win İngilizce de kazanmak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali won. They won the match. Maçı kazandılar. I am going to win tomorrow. Yarın kazanacağım. 3. hal - Won Zarar / Hasar Vermek To Damage To damage İngilizce de hasar vermek veya zarar vermek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali damaged. They damaged the roof. Çatıya zarar verdiler. You are going to damage the car! Arabaya zarar vereceksin! 3. hal - Damaged 50

52 İşaretlemek To Mark To mark İngilizce de işaretlemek anlamında kullanılıyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali marked. He marked the wood. Tahtayı işaretledi. 3. hal - Marked Yanmak / Yakmak To Burn To burn İngilizce de yakmak veya yanmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali burned. The house is burning. Ev yanıyor. Burn all the money. Bütün parayı yak. 3. hal - Burned 51

53 Aramak / Çağırmak To call To call İngilizce de aramak ve çağırmak anlamında kullanılıyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali called. Call aynı zamanda hitap etmek anlamında da kullanılıyor. He is calling his friend. Arkadaşını arıyor. Can you call Mert here? Mert i buraya çağırır mısın? He is called x. Ona x derler. 3. hal - Call 52

54 Yapmak / Üretmek To Make To make İngilizce de en çok yapmak ve üretmek anlamlarında kullanılıyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali Made. Make kelimesinin değişik anlamları var ve hepsini öğrenmek zaman alacaktır. Birkaç örneğe bakalım. The car made a u-turn. Araba u-dönüşü yaptı. She is making adjustments to the camera. Kameraya ayarlamalar yaptı. He is making a vase. Vazo yapıyor. They are making a mess. Ortalığı dağıtıyorlar. I made a mistake. Hata yaptım. 3. hal Made 53

55 İstemek To Want To want İngilizce de istemek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali wanted. They want a toy. Oyuncak istiyorlar. 3. hal - Wanted Uzanmak / Ulaşmak To Reach To reach İngilizce de uzanmak veya ulaşmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali reached. He reached the top of the mountain. Dağın tepesine ulaştı. The dog is trying to reach the food. Köpek yemeğe uzanmaya çalışıyor. 3. hal - Reached 54

56 Hatırlamak To Remember To remember İngilizce de hatırlamak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Remembered. He remembered the sunset. Günbatımını hatırladı. I remember you from somewhere! Seni bir yerden hatırlıyorum! 3. hal - Remembered Dinlenmek To Rest To rest İngilizce de dinlenmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve İkinci hali Rested. The dog is resting. Köpek dinleniyor. I need to rest. Dinlenmem lazım. 3. hal - Rested 55

57 Paylaşmak To Share To share İngilizce de paylaşmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Shared. The dog and the cat shared the food. Kedi ve köpek yemeği paylaştı. Can you share that information with us? Bu bilgiyi bizimle paylaşır mısın? 3. hal - Shared Beklemek To Wait To wait İngilizce de beklemek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Waited. They are waiting in line. Sırada bekliyorlar. Can you wait for me in the house? Evde beni bekler misin? 3. hal - Waited 56

58 Endişe etmek / Dert etmek To Worry To worry İngilizce de endişe etmek veya dert etmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Worried. He is very worried. Çok endişeli. Don t worry. Everything is going to be fine. Endişe etme. Her şey iyi olacak. 3. hal - Worried Karşılaştırmak To Compare To compare İngilizce de karşılaştırmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Compared. Don t compare apples to oranges. Elmalarla portakalları karşılaştırma. He keeps comparing me with Mert. Beni sürekli Mert ile karşılaştırıyor. 3. hal - Compared 57

59 Kaydetmek / Para biriktirmek / Kurtarmak To Save To save İngilizce de kaydetmek, para biriktirmek ve kurtarmak gibi anlamlara gelebiliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Saved. The cat saved the boy. Kedi çocuğu kurtardı. He is saving money. Para biriktiriyor. Can you save the file please? Lütfen dosyayı kaydeder misin? 3. hal - Saved Uzanmak / Uzatmak To Extend To extend İngilizce de uzanmak veya uzatmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Extended. The pier extends to the sea. İskele denize uzanıyor. 3. hal - Extended 58

60 Rol yapmak / Performans sergilemek To Perform To perform İngilizce de rol yapmak ve performans sergilemek anlamında kullanılıyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Performed. Genelde konserler ve tiyartro oyunları gibi şeyler için sık kullanılır. Metallica is going to perform in Istanbul tonight. Metallica bu akşam İstanbul da sahne alacak/performansını sergileyecek. 3. hal - Performed Tartışmak To Argue To argue İngilizce de tartışmak anlamında kullanılıyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Argued. He argued with his friend. Arkadaşıyla tartıştı. They are arguing. Tartışıyorlar. 3. hal - Argued 59

61 Görünmek / Ortaya Çıkmak To Appear To appear İngilizce de görünmek ve ortaya çıkmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Appeared. The sun is appearing. Güneş ortaya çıkıyor. 3. hal - Appeared Yok Olmak / Ortadan Kaybolmak To Disappear To disappear İngilizce de yok olmak/ortadan kaybolmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Disappeared. Disappear, appear fiilinin zıttı. The plane disappeared behind the clouds. Uçak bulutların arkasında yok oldu. He disappeared. Ortadan kayboldu. 3. hal - Disappeared 60

62 Basmak / Bastırmak To Press To press İngilizce de bastırmak anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Pressed. Adam düğmeye bastı. The man pressed the button. Press your hands together. Ellerini birbirine bastır. 3. hal - Pressed Kapatmak To Shut To shut İngilizce de kapatmak anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve İkinci hali Shut. Adam kapıyı kapattı. The man shut the door. Kadın camı kapatıyor. The woman shutting the window. 3. hal - Shut 61

63 Değiştirmek To Replace To replace İngilizce de değiştirmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Replaced. Adam musluğu değiştirdi. The man replaced the faucet. Ampulü değiştirmen lazım. You need to replace the lightbulb. 3. hal - Replaced Takip etmek To Follow To follow İngilizce de takip etmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Followed. Bizi twitter da takip et. Follow us on Twitter. Kayakçıyı takip ediyorum. I am following the skier. 3. hal - Followed 62

64 Kurmak / İnşa etmek To Build To build İngilizce de kurmak veya inşa etmek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Built. Çatıyı inşa ediyorlar. They are building the roof. I am building a house. Ev inşa ediyorum. 3. hal - Built Bağlamak / Bağlanmak To Connect To connect İngilizce de bağlamak veya birleştirmek anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Connected. Noktaları birleştirdi. He connected the dots. Kabloyu arabaya bağlıyor. He is connecting the wire to the car. 3. hal - Connected 63

65 Kontrol etmek To Check To check İngilizce de kontrol etmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Checked. Pilot uçağı denetliyor/kontrol ediyor. The pilot is checking the plane. Adam arabadaki yağı kontrol etti. The man checked the oil in the car. 3. hal - Checked Saldırmak To Attack To attack İngilizce de saldırmak anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Attacked. Askerler saldırıyor. The soldiers are attacking. Ayı kameramana saldırdı. The bear attacked the cameraman. 3. hal - Attacked 64

66 Ölmek To Die To die İngilizce de ölmek anlamına geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali Died. Adam öldü. The man died. 3. hal - Died Sormak To Ask To ask İngilizce de sormak anlamında kullanılıyor. Düzenli bir fiil ve ikinci hali Asked. Öğretmen soru sordu. The teacher asked a question. 3. hal - Asked 65

67 Kesmek To Cut To cut İngilizce de kesmek anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Cut. Havuçları kesti. He cut the carrots. Tahtayı kesiyor. He is cutting the wood. Kabloyu kesti. He cut the cable. 3. hal - Cut Koymak To Put To put İngilizce de koymak anlamına geliyor ve düzensiz bir fiil. İkinci hali Put. Arabaya gaz koyuyor. He is putting gas into the car. Tabaklarına yemek koyuyorlar. They are putting food on their plates. 3. hal - Put 66

İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs

İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs İngilizce Düzenli Fiiller İngilizce düzenli fiiler -ed takısı alan fiillerdir. Mastar Hali clean finish use Past Simple Past Participle

Detaylı

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma Lesson 63: Reported speech Ders 63: Bildirilen konuşma Reading (Okuma) He told me that he would come. (Bana geleceğini söyledi.) She said that she would be fine. (İyi olacağını söyledi.) He promised that

Detaylı

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 19: What. Ders 19: Ne Lesson 19: What Ders 19: Ne Reading (Okuma) What is it? (O nedir?) What is your name? (İsmin nedir?) What is the answer? (Cevap nedir?) What was that? (O neydi?) What do you want? (Ne istersin?) What did

Detaylı

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları www.zaferfotokopi.com

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları www.zaferfotokopi.com ATA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ VİZE SORULARI YABANCI DİL l Sipariş ve Bilgi İçin : ZAFER FOTOKOPİ SINAVINIZDA BAŞARILAR DİLER. 0.332 353 78 75 Rampalı Çarşı 1 Kat No: 135 Meram/KONYA www.zaferfotokopi.com

Detaylı

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend. 1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is 1. This is girlfriend. a. hers b. to him c. of her d. his 1. There are people

Detaylı

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» «Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» Soru sormak için kullanılan kalıplar. Önemli soru kelimeleri. Sorulan sorulara cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar. Anlık kararlar ve öneriler için sık kullanılan

Detaylı

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Lesson 31: Interrogative form of Will Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Reading (Okuma) Will it be sunny tomorrow? (Yarın güneşli mi olacak?) Will you lend her the car? (Arabayı ödünç verecek misin?)

Detaylı

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

«Sık kullanılan slang ifadeleri» «Sık kullanılan slang ifadeleri» Slang, İngilizce de günlük hayatta kullanılan resmi olmayan ve kitaplarda bulamayacağın ifadeler. Slang ile ilgili en zor şey, kullanıldığı durumları iyi bilmek. Burada

Detaylı

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları Lesson 67: Tag Questions Ders 67: Etiket Soruları Reading (Okuma) You will come with us, won t you? (Sen bizimle geleceksin, değil mi? ) The water is cold, isn t it? (Su soğuk, değil mi?) You really like

Detaylı

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE Does he go to the theater? O tiyatroya gider mi? ÖRNEK CÜMLELER VE KALIPLAR Yes, he goes to the theater. Evet, o tiyatroya gider. Do you like swimming? Yüzmeyi sever misin?

Detaylı

Lesson 69: Articles. Ders 69: Tanımlıklar

Lesson 69: Articles. Ders 69: Tanımlıklar Lesson 69: Articles Ders 69: Tanımlıklar Reading (Okuma) Could you open the window? (Pencereyi açar mısın? The Sun is shining. (Güneş parlıyor.) I go out only twice a month. (Ayda sadece iki kere dışarı

Detaylı

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future Ders 33: Yakın gelecekten bahsederken be going to, be + verb~ing kalıplarının soru zamiri formları Reading (Okuma)

Detaylı

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?) Birinci tekil ve çoğul şahıs zamirleriyle (I-WE) kullanılır. Gelecek zamanın yardımcı fiili olmasının yanısıra, MODAL yardımcı olarak fikir sorma veya teklif ifade eder. Ayrıca kesin kararlılık, tehdit

Detaylı

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) He is having an exam on Wednesday. (Çarşamba günü sınav oluyor-olacak.) Mary is spending

Detaylı

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular Lesson 66: Indirect questions Ders 66: Dolaylı sorular Reading (Okuma) Could you tell me where she went? (Bana nereye gittiğini söyler misiniz?) Do you know how I can get to the hospital? (Hastaneye nasıl

Detaylı

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They İsteklilik (willingness), kararlılık (determination), istek (request) ikram - teklif (offer), red (refusal) ve geçmişte alışkanlık (habit in the past) ifade eder. A WILLINGNESS - DETERMINATION (isteklilik

Detaylı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden Lesson 22: Why Ders 22: Neden Reading (Okuma) Why are you tired? (Neden yorgunsun?) Why is your boss angry? (Patronun neden sinirli?) Why was he late? (Neden geç kaldı?) Why did she go there? (Neden oraya

Detaylı

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2 Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2 Reading (Okuma) His job is driving a bus. ( Onun hobisi otobüs sürmek. ) Thank you for choosing my lesson. ( Benim dersimi seçtiğiniz için teşekkür ederim. ) Her

Detaylı

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil Reading (Okuma) She wants to go to a movie. ( Sinemaya gitmek istiyor. ) I m planning to work in Canada. (

Detaylı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden Lesson 22: Why Ders 22: Neden Reading (Okuma) Why are you tired? (Neden yorgunsun?) Why is your boss angry? (Patronun neden sinirli?) Why was he late? (Neden geç kaldı?) Why did she go there? (Neden oraya

Detaylı

Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları

Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları Lesson 59: Negative yes-no Questions Ders 59: Olumsuz Evet-Hayır Soruları Reading (Okuma) Isn t James playing soccer this year? Aren t they coming to the party? (Partiye gelmiyorlar mı?) (James bu sene

Detaylı

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 1., 2. ve 3. sorularda verilen kelimelerden hangisi anlam bakımından diğerlerinden farklıdır? TEST - 1 (2011-2012) 6., 7. ve 8. sorularda boş bırakılan yerlere uygun düşen

Detaylı

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman Lesson 20: Where, when Ders 20: Nerede, ne zaman Reading (Okuma) Where is the City Hall? (Belediye binası nerede?) Where are you now? (Şu an neredesin?) Where is he working? (Nerede çalışıyor?) Where did

Detaylı

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için Can, could, would like to, may. a) can: e bilir, a bilir. can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için kullanırız. Olumlu cümle (can olumlu) cümlede yetenek bildirir. I can speak

Detaylı

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN Hungry Planet II Ünite 6 Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE Okutman Hayrettin AYDIN 1 Ünite 6 HUNGRY PLANET II Okutman Hayrettin AYDIN İçindekiler 6.1. QUANTIFIERS (MIKTAR BELIRTEN KELIMELER)... 3 6.1.1.

Detaylı

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ Hungry Planet Part 2 Ünite 6 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ 1 Ünite 6 HUNGRY PLANET PART 2 Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ İçindekiler 6.1. QUANTIFIERS (MIKTAR BELIRTEN KELIMELER)...

Detaylı

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK - 01 - Build biıld YAPMAK, İNŞA ETMEK - 02 - Burn börn YANMAK, YAKMAK - 03 - Burst börst PATLAMAK - 04 - Buy bay SATIN ALMAK - 05 - Cast kest ATMAK, FIRLATMAK - 06 - Catch keç YAKALAMAK - 07 - Come kam

Detaylı

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Reading (Okuma) Walk on this road. (Bu yoldan yürü.) Write an email to me. (Bana bir e-posta yaz.) Dance on the stage! (Sahnede dans et!) Good night,

Detaylı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR Ders Adı : Yabancı Dil-1 Sınav Türü : Bütünleme WWW.NETSORULAR.COM Sınavlarınızda Başarılar Dileriz... Yabancı Dil I A A DİKKAT! 1. Bu testte

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought SBS PRACTICE TEST 6 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. I was shopping officer. What were you doing he stole your bag? 1. Mustafa Kemal

Detaylı

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Another Brick in the Wall (Duvardaki Bir Başka Tuğla) Pink Floyd We don't need no education Need: İhtiyaç duymak Education: Eğitim İhtiyacımız yok, eğitime hayır

Detaylı

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak Lesson 24: Prepositions of Time (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları Zaman Edatlarını Kullanmak Reading (Okuma) I was born in 2000. ( 2000 de doğdum) We work in the garden in

Detaylı

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: Nerelerde Kullanılır: 1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: My father is going to buy me a bike. (Babam bana bisiklet alacak.) The teachers are

Detaylı

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde 52 Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde Reading (Okuma) Go straight on, and you will see the station. (Düz devam edin, istasyonu göreceksiniz.) Hurry up, and

Detaylı

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +?

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +? Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +? Reading (Okuma) I do not run. (Koşmam.) We do not go to the park. (Parka gitmeyiz.) You do not dance. (Dans etmezsin.) They do not

Detaylı

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref WOULD FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be She hoped (that) we would com I thought that he would ref WILLINGNESS (gönüllülük) She would not The car would not POLITE

Detaylı

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative)

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative) Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative) Reading (Okuma) I often watch movies at the movie theater, and my cousin does too. (Sinemada sık

Detaylı

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl Lesson 23: How Ders 23: Nasıl Reading (Okuma) How are you? (Nasılsın?) How are your parents? (Ailen nasıl?) How was the interview? (Görüşme nasıldı?) How is your work? (İşin nasıl?) How do you go to school?

Detaylı

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim Lesson 21: Who Ders 21: Kim Reading (Okuma) Who are your friends? (Arkadaşların kimler?) Who is your new boss? (Yeni patronun kim?) Who is your English teacher? (İngilizce öğretmenin kim?) Who was the

Detaylı

DECEMBER 6 YRS

DECEMBER 6 YRS 2016 2017 DECEMBER 6 YRS Vocabulary to practise in DECEMBER! Christmas tree (Yeni yıl ağacı), Santa Claus (noel baba), bell (zil),deer (geyik), sleigh (kızak), banana (muz), apple (elma), orange (portakal),

Detaylı

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,?

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,? Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,? Reading (Okuma) I can walk. (Yürüyebilirim.) He can write an email. (Bir e-posta yazabilir.) You can dance. (Dans edebilirsin.) They can

Detaylı

1. A lot of; lots of; plenty of

1. A lot of; lots of; plenty of a lot of lots of a great deal of plenty of çok, bir çok many much çok, bir çok a little little az, biraz a few few az, birkaç 1. A lot of; lots of; plenty of a lot of ( en yaygın olanıdır ), lots of, plenty

Detaylı

The Present Perfect Tense. Ali is looking for his key. He can t find it. He has lost his key. Finished. Done Been

The Present Perfect Tense. Ali is looking for his key. He can t find it. He has lost his key. Finished. Done Been The Present Perfect Tense Ali is looking for his key. He can t find it. He has lost his key. I / you / we / they have He / she / it / Ahmet / Esra has Finished Lost Done Been (Past Participle) When we

Detaylı

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not Reading (Okuma) I hope you will visit me one day. ( Umuyorum bir gün beni ziyaret edeceksin ) I think your sister will like that cellphone. ( Bence kız

Detaylı

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her Lesson 58 : everything, anything each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey Her biri, her Reading (Okuma) Is everything okay? (Her şey yolunda mı?) Don t worry, everything will be fine. (Endişelenme,

Detaylı

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri Lesson 57 : all, both, each Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri Reading (Okuma) All the birds flew away. ( Bütün kuşlar uçtu.) Did you eat all of the cakes? ( Tüm kekleri yedin mi?) Not all the seats

Detaylı

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. SARGIN YAYINCILIK REFLECTIONS Sevgili Öğrenciler, Reflections 8. Sınıf İngilizce Soru Bankası, M.E.B. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından

Detaylı

Get kelimesinin temel anlamları

Get kelimesinin temel anlamları Get kelimesinin temel anlamları Öncelikle Get kelimesinin temel anlamlarına bakalım. Get kelimesinin iki temel anlamı; Almak veya satın almak Ulaşmak, varmak ve gelmek Bu iki kullanımı bilmen, Get kelimesinin

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. SBS PRACTICE TEST 2 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. 3. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcükleri seçiniz I am your true friend Mehmet. A true friend

Detaylı

Simple Past Tense (Geçmiş Zaman)

Simple Past Tense (Geçmiş Zaman) Detaylı bilgi ve Temel Seviye Eğitimlerimiz ya da Özgün Materyallerimiz İçin; https://www.facebook.com/groups/ydsonlinedershane 1 İçindekiler 1.)Simple Past Tense in Cümle Yapısı... 3 A)Olumlu Cümleler...

Detaylı

Çimen biçtin mi? Ne kadar süre aldı? Ne kadar sıklıkla buzdolabınızı eritirsiniz? Ne zaman kardeşin hamster besledi?

Çimen biçtin mi? Ne kadar süre aldı? Ne kadar sıklıkla buzdolabınızı eritirsiniz? Ne zaman kardeşin hamster besledi? Portatif merdivene tırmanan adam tabelayı indirecek (sökmek / çıkaracak). Çimen biçtin mi? Ne kadar süre aldı? Ne kadar çöpü Michael dışarı attı. Çiftçi ahir baştan aşağıya süpürürdü mü? Ne kadar sıklıkla

Detaylı

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d.

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d. 1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d. for 1. I am taking some books. a. hers b. her c. to her d. she 1. bottle

Detaylı

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ What are you cooking, Fatma Hanım? What is it, Mrs. Miller? What do you want? What is his name? What have you in your basket? What can I do for you? What is the meaning of Topkapı

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. We can t go out today it s raining

Detaylı

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog) Going Home 02: At a Duty-free Shop Hi! How are you today? Today s lesson is about At a Duty-free Shop. Let s make learning English fun! Eve Dönüş 02: Duty-free Satış Mağazasında Exercise 1 Vocabulary and

Detaylı

Present continous tense

Present continous tense Present continous tense This tense is mainly used for talking about what is happening now. In English, the verb would be changed by adding the suffix ing, and using it in conjunction with the correct form

Detaylı

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1 MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1 1. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcüğü seçiniz 3. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. We have got flowers

Detaylı

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION 1. Çeviri Metni - 9 Ekim 2014 A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION Why is English such an important language today? There are several reasons. Why: Neden, niçin Such: gibi Important: Önemli Language:

Detaylı

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman Lesson 72: Present Perfect Simple Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman Reading (Okuma) I have been to that cinema before. (Daha önce o sinemaya gittim.) He has studied English. (İngilizce eğ itimi aldı.) They have

Detaylı

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney CALUM SAILS AWAY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474 23

Detaylı

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble.

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble. Unıt 1 3 1 VOCABULARY LIST arrive : varmak, ulaşmak late : geç brush : fırçalamak leave : ayrılmak, terk etmek call : çağırmak, adlandırmak listen : dinlemek cartoon : çizgi film live : yaşamak chat :

Detaylı

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

«Merhaba demek ve selamlaşmak» Hello Hi Hey Nasıl gidiyor? demek How s it going? ( How s it goin? ) How are you doing? ( How ya doin? ) How are you? ( Howar ya? ) Fine, thanks. And you? ( Bunu kullanmamaya çalış ) Good. How about you?

Detaylı

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak Lesson 42: have to, don t have to Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak Reading (Okuma) We have to go to school tomorrow. ( Yarın okula gitmeliyiz. ) I have to get up at 5 am tomorrow. ( Yarın sabah 5

Detaylı

YABANCI DİL I Okutman Salih KILIÇ

YABANCI DİL I Okutman Salih KILIÇ ORTAK DERSLER YABANCI DİL I Okutman Salih KILIÇ 1 Ünite: DAYS TO REMEMBER (PART II) Okutman Salih KILIÇ İçindekiler.1. PRESENT SIMPLE: 3RD PERSON SINGULAR (GENIŞ ZAMANDA 3. TEKIL ŞAHIS KULLANIMI)... 3.2.

Detaylı

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf Konuşma balonunda boş bırakılan yere 1 hangi seçenek gelmelidir? 5 Resimdeki öğretmen öğrencilerine ne söylemiş olabilir?... at the board!...! A) Read B) Write C) Sing D) Look A) Please come in. B) Quiet,

Detaylı

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ Listmania Part 2 Ünite 12 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 12 LISTMANIA PART 2 Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 4 12.1.1. Review of verb forms...

Detaylı

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) We use it to express a future decision, intention, or plan made before the moment of speaking (Konuşma anından daha önce düşünülmüş kararlar,

Detaylı

Lesson 56 : One, Other, Another. Ders 56: Bir, Diğer, Başka

Lesson 56 : One, Other, Another. Ders 56: Bir, Diğer, Başka Lesson 56 : One, Other, Another Ders 56: Bir, Diğer, Başka Reading (Okuma) I met two Asians last night: one is from Japan and the other is from the Philippines. (Dün gece iki Asyalıyla bir araya geldim:

Detaylı

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Reading (Okuma) He can cook almost any dish. (Neredeyse her yemeği pişirebilir.) You must solve your problems. (Sorunlarını çözmen gerekir.) He could be

Detaylı

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ State Of The Art Part I Ünite 8 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ 1 Ünite 8 STATE OF THE ART PART I Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ İçindekiler 8.1. BE GOING TO... 3 8.1.1. FUNCTIONS

Detaylı

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less Reading (Okuma) Jason is more active than Kevin in the class. ( Jason sınıfta Kevin den daha aktif.) This cellphone is cheap, but that one is cheaper.

Detaylı

MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN

MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN Şekiller Shapes Daire-Circle Kare-Square Üçgen-Triangle Çocuğa Sorunuz: Türkçe-İngilizce Kare ne demek? What does kare mean? İngilizce-Türkçe What does square

Detaylı

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: Informal Greetings (Gayri Resmi selamlaşmalar) - Hi. (Merhaba) -Hello. (Merhaba)

Detaylı

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk Türkçe Çeviri Do, do, do, do, do, do, do, do, do This hit Bu hit That ice cold* Çok havalı Michelle Pfeifer, that white gold Michelle Pfeifer, şu beyaz altın** This

Detaylı

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar)

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar) Lesson 38: Infinitive 3 (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3 (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar) Reading (Okuma) He knows how to cook spaghetti. ( O spagettinin nasıl pişirileceğini

Detaylı

İmran Ünal ER 1. AŞAMA. Vocabulary of the Second Week

İmran Ünal ER 1. AŞAMA. Vocabulary of the Second Week 1. AŞAMA Vocabulary of the Second Week İNGİLİZCE OKUNUŞ TÜRKÇE Örneğin: Sabah dişleri fırçalarken Apple Eypıl Elma Family Femili Aile Holiday Holidey Tatil Thank Tenk Teşekkür etmek Student Sutıdınt Öğrenci

Detaylı

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy (Esrarengiz bir toplantı) List of characters (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy (Halit, doğum günü olan oğlan) Leila, the mysterious girl and phone voice (Leyla, esrarengiz kız ve telefon

Detaylı

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved 5 4 Usta-Çırak Usta sen ol bu sefer çırağın ben. Yaklaşa yaklaşa mesafe kalmadı. Dünden hazırız ama cesaret olmalı Sen bana aşık ben sana aşık Ne duruyoruz ki başlasak artık? Seni çözmek için alt yazı

Detaylı

- The Present Continuous Tense (fiimdiki Zaman) - Time Expressions (Zaman Deyimleri) - now : flimdi, - at the moment : fiu anda ÖZET TEST I

- The Present Continuous Tense (fiimdiki Zaman) - Time Expressions (Zaman Deyimleri) - now : flimdi, - at the moment : fiu anda ÖZET TEST I ! ÜN TE I KONULAR - The Present Continuous Tense (fiimdiki Zaman) - Time Expressions (Zaman Deyimleri) - now : flimdi, - at the moment : fiu anda ÖZET TEST I !NG!L!ZCE 7 BU ÜN!TEDE NELER Ö"RENECE"!Z? Bu

Detaylı

fishing camping climbing drawing knitting puzzles checkers chess origami tic tac toe blind man s buff chinese whispers soccer dodgeball stamps

fishing camping climbing drawing knitting puzzles checkers chess origami tic tac toe blind man s buff chinese whispers soccer dodgeball stamps Resimli Kelime Bilgisi fishing camping climbing drawing knitting puzzles checkers chess origami tic tac toe blind man s buff chinese whispers soccer dodgeball stamps Ünite Kelimelerinin anlamları fishing:

Detaylı

ÜNİTE 13 SIMPLE PAST TENSE TO DO YABANCI DİL I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Geçmiş Zaman. Düzenli ve düzensiz fiillerin geçmiş zamanda kullanımı

ÜNİTE 13 SIMPLE PAST TENSE TO DO YABANCI DİL I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Geçmiş Zaman. Düzenli ve düzensiz fiillerin geçmiş zamanda kullanımı SIMPLE PAST TENSE TO DO İÇİNDEKİLER Geçmiş Zaman BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Düzenli ve düzensiz fiillerin geçmiş zamanda kullanımı HEDEFLER YABANCI DİL I Bu ünitede amaçlanan kazımlar;

Detaylı

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad): Gelecek zamanın (Future Tense) yardımcı fiili olarak kullanılmasının yanısıra Modal Yardımcı olarak İSTEKLİLİK (WILLINGNESS), PROMISE (Vaad) POLITE REQUEST AND OFFER (Kibar istek ve ikram), STRONG DETERMINATION

Detaylı

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili )

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) 1 M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) FUNCTIONS ( FALİYETLER ) Asking for and giving information about classroom object ( Sınıftaki nesneler

Detaylı

Lesson 27: Prepositions of Direction (from, to, into, onto, away from) Ders 27: Yön Edatları Yön Edatlarını Kullanmak.

Lesson 27: Prepositions of Direction (from, to, into, onto, away from) Ders 27: Yön Edatları Yön Edatlarını Kullanmak. Lesson 27: Prepositions of Direction (from, to, into, onto, away from) Ders 27: Yön Edatları Yön Edatlarını Kullanmak. Reading (Okuma) I come from Austria. ( Avusturya dan geliyorum.) Last summer, I went

Detaylı

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi 7. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Eric Clapton - Wonderful Tonight (Bu Gece Harika(sın)) It's late in the evening; Late: Geç Evening: Akşam Akşamın geç bir vakti She's wondering what clothes to wear.

Detaylı

Lesson 25: Prepositions of Place (in, at, on, under, over, near, into, in front of) Ders 25: Yer Edatları Yer Edatlarını Kullanmak

Lesson 25: Prepositions of Place (in, at, on, under, over, near, into, in front of) Ders 25: Yer Edatları Yer Edatlarını Kullanmak Lesson 25: Prepositions of Place (in, at, on, under, over, near, into, in front of) Ders 25: Yer Edatları Yer Edatlarını Kullanmak Reading (Okuma) He lives in Hong Kong. (Hong Kong da yaşar.) I watch TV

Detaylı

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much QUANTIFIERS (2) BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ İÇİNDEKİLER Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much HEDEFLER YABANCI DİL I Bu ünitede amaçlanan kazanımlar;

Detaylı

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

function get_style114 () { return none; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); } function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); } Wish sözcük anlamı olarak istemek, dilemek anlamı taşımaktadır.cümlenin

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3*

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3* SBS PRACTICE TEST 3 1. Konuşma balonunda sorulan soruya karşılık resme göre verilebilecek doğru yanıt hangi seçenektedir? What s Bob doing now? 3. Verilen cümledeki boşluğa tamamlayan ifadeyi seçeneklerden

Detaylı

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT 8. SINIF ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAZANIM TESTLERİ TÜRKÇE MATEMATİK T.C İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK FEN VE TEKNOLOJİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ İNGİLİZCE Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır 1.SAYI

Detaylı

Past Continnons Tense ile sormak için Was veya were sözcükleri soru cümlesinin başında kullanılır. Cevabında mutlaka Yes / No bulunur.

Past Continnons Tense ile sormak için Was veya were sözcükleri soru cümlesinin başında kullanılır. Cevabında mutlaka Yes / No bulunur. Bu derste Past Continuous Tense zamamnını öğreneceksiniz. Past Continuous Tense geçmişte sürekli olarak gerçekleşen olayları anlatmak için kullanılan bir zamandır. Past Continuous Tense yardımcı fiil olarak

Detaylı

The Future Tense (Gelecek Zaman) will, be going to yap lar Time Expressions (Zaman Sözcükleri) tomorrow : yar n, next week: gelecek hafta, next year

The Future Tense (Gelecek Zaman) will, be going to yap lar Time Expressions (Zaman Sözcükleri) tomorrow : yar n, next week: gelecek hafta, next year ! ÜN TE III KONULAR The Future Tense (Gelecek Zaman) will, be going to yap lar Time Expressions (Zaman Sözcükleri) tomorrow : yar n, next week: gelecek hafta, next year : gelecek y l, next month: gelecek

Detaylı

Lesson 50: if, because, when. Ders 50: eğer, çünkü, sırasında/-dığında

Lesson 50: if, because, when. Ders 50: eğer, çünkü, sırasında/-dığında Lesson 50: if, because, when Ders 50: eğer, çünkü, sırasında/-dığında Reading (Okuma) If it rains, I ll stay here. ( Eğer yağmur yağarsa, burada kalacağım. ) We can go on a picnic if you want. ( Eğer Istersen

Detaylı

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS CygnusLanguage.com Brush teeth Comb hair See a movie 4 6 7 8 9 0 4 4 6 7 8 4 6 7 Do homework Go shopping Read a book Get on the bus Get dressed Go to bed Get up Wash hands

Detaylı

BASIC IRREGULAR VERBS 1-5

BASIC IRREGULAR VERBS 1-5 BASIC IRREGULAR VERBS 1-5 He was the best of us all. She was mine, and we were sweethearts. My travels to Afghanistan began many, many years ago. They drove at night or in the early morning to avoid air

Detaylı

DERS YILI 4.SINIF 1. SEVİYE TESPİT SINAVI 13 OCAK 2016 ÇARŞAMBA. Sınıf :... Süre : 90dk. 2.OTURUM SORU KİTAPÇIĞI MATEMATİK İNGİLİZCE

DERS YILI 4.SINIF 1. SEVİYE TESPİT SINAVI 13 OCAK 2016 ÇARŞAMBA. Sınıf :... Süre : 90dk. 2.OTURUM SORU KİTAPÇIĞI MATEMATİK İNGİLİZCE Kitapçığı 2015-2016 DERS YILI 4.SINIF 1. SEVİYE TESPİT SINAVI 13 OCAK 2016 ÇARŞAMBA Adı Soyadı:... Not:... Sınıf :... Süre : 90dk. 2.OTURUM SORU KİTAPÇIĞI MATEMATİK İNGİLİZCE GENEL AÇIKLAMA TÜRKÇE- SOSYAL

Detaylı

SHOULD - HAD BETTER - OUGHT TO - BE SUPPOSED TO - NEED NEEDN T

SHOULD - HAD BETTER - OUGHT TO - BE SUPPOSED TO - NEED NEEDN T SHOULD = HAD BETTER = OUGHT TO should : hafif zorunluluk, gereklilik had better : iyi olur ought to : yukardakilerle yakın anlamda SHOULD Özne +should /ought to+ fiil(1) +nesne OLUMLU / AFFIRMATIVE FORM

Detaylı

ÜNİTE 10 PRESENT CONTINUOUS TENSE YABANCI DİL I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Present Continuous Tense. Bu ünitede amaçlanan kazımlar;

ÜNİTE 10 PRESENT CONTINUOUS TENSE YABANCI DİL I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Present Continuous Tense. Bu ünitede amaçlanan kazımlar; PRESENT CONTINUOUS TENSE BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ İÇİNDEKİLER Present Continuous Tense HEDEFLER YABANCI DİL I Bu ünitede amaçlanan kazımlar; Günlük faaliyetler hakkında bilgi verebilme

Detaylı

Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil

Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil Lesson 48:... enough to + verb, too... to + verb Ders 48:... yeterli/kafi + fiil, çok fazla/ aşırı... (to) + fiil Reading (Okuma) Your son is old enough to drive. ( Oğlun araba kullanacak kadar büyük.

Detaylı

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık. Lesson 12 One Crazy Story Turkish Tea Time turkishteatime.com Made with love. Ever have one of those nights? You know, the kind you can't wait to tell all your Turkish friends about the next day? Before

Detaylı