Oğlum enfeksiyon kaptı şimdi bize kim bakacak?

Transkript

1 Denizli Büyükşehir Belediyesi nin en önemli projelerinden biri olan teleferik projesinde çalışmalar devam ediyor. Çalışmaları incelemek için bölgeye giden Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bağbaşı ile Zeytinli Yaylası arasında kurulacak olan teleferik sisteminin Eylül ayı sonunda tamamlanacağını söyledi. devamı 10 da Çocukluğundan bu yana dedesinin ve anneannesinin oyuncak yerine kalem, resim defteri, boya hediye etmesi sayesinde resim yapmaya başlayan İzmirli sanatçı Derya Var, Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında "Uluslararası Barış Elçiliği Ödülü"ne layık görüldü Ödül almayı beklemediğini söyleyen İzmirli sanatçı Var, Aşkın Kanatları ve Dervişler ismini verdiğim iki eserim sergilenmeye layık görüldü. Bu ödülü almayı hiç beklemiyordum, benim için de sürpriz oldu. Mevlana'nın 'Ne olursan ol gel' felsefesinden yola çıkarak yaptığım iki resimle ödüle layık görüldüm. Türkiye'den ilk kez birine bu ödül verildi. Çok onurluyum. Benim için çok anlamlı bir ödül. Çünkü son yıllarda yaşanan acımasız savaşlar, yitirilen genç fidanlar vicdanlarımızı çürüttü. O yüzden barışa çok ihtiyaç var diye konuştu. 16 da 29 Mayıs 2014 Perşembe Oğlum enfeksiyon kaptı şimdi bize kim bakacak? Soma'daki maden faciasında eşi Ergün Sidal'ın öldüğünü doğumdan sonra öğrenen Tomurcuk Sidal,"Aileden biri hastalandığında hep o koşardı. Şimdi 10 günlük bebeğim enfeksiyon kaptı, onu kim doktora götürecek, o da şanssızmış dedi Soma'daki denetimsizliğin yüzlerce kat fazlasının bina yapımında görüldüğünü ve İzmir in 20 deprem şehrinden birisi olduğunu belirten İzmir Şube Başkanı Alim Murathan,"Bu gerçeğe rağmen İzmir Deprem Master Planı 14 yıldır tamamlanmıyor. Yetkililer sorumluluktan kaçıyor dedi PKK'nın son dönemlerde yaptığı çocuk kaçırmalarını anlatan Başbakan Erdoğan, terör örgütünün 134 çocuğu dağa kaçırdığını açıkladı. Erdoğan, Kimler kaçırdı? Biliyorsunuz değil mi? BDP'ye HDP'ye s- eslendim'bu çocukları siz getireceksiniz' dedim. Çünkü bunlar o adresleri gayet iyi biliyor. Getirmemeleri halinde, teslim etmemeleri halinde, B planımızı, C planımızı uygulamaya koyacağız" dedi. 7'de

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 29 Mayıs 2014 Perşembe Tiyatro sevgisini "demir İzmir Ulaşım Sergisi için bir destek de sizden İzmir tarihinin ve kültürünün çeşitli dönemlerini kentliyle buluşturan Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), Kent ve Ulaşım adıyla yeni bir sergi hazırlığına başladı. Bu yılın ikinci yarısında açılacak sergi için İzmirliler den de katılım bekleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Sergide geçmişten günümüze İzmir ulaşım tarihini İzmirliler ile buluşturmak istiyoruz. Yaşadığımız güzel kenti daha iyi anlatabilmek için vatandaşlarımızın da katkısı bizleri mutlu edecektir. İzmirliler i ellerinde bulunan ve kent ulaşımı ile ilgili sergilenebilecek eski ehliyet, afiş, fotoğraf, ulaşım ve güzergah haritaları, her türlü bilet, ulaşım kartları, vapur jetonları ya da üniforma gibi malzemelerle sergimize katılarak bizlere destek olmaya çağırıyoruz diye konuştu. Yetkililer, objeler için müzeye son teslim tarihinin 1 Temmuz 2014 olacağını söyledi. Sergiye destek vermek isteyenler aşağıdaki iletişim bilgilerinden APİKAM a ulaşabilecek. Telefon: (Serhan Kemal Saygı- Sinem Kayacık) Adres: Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Şair Eşref Bulvarı No: 1/A Çankaya/İZMİR. e-posta: apikam@apikam.org.tr Bu çocuklar bir harika İzmir Büyükşehir Belediyesi nin bu yıl 2.sini düzenlediği Renklerle Doğal Yaşam Parkı konulu resim yarışmasına gelen birbirinden güzel 372 eser, jüri üyelerini çok terletti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, Renklerle Doğal Yaşam Parkı konulu resim yarışmasının bu yıl ikincisini düzenledi. 5,6,7 ve 8. sınıf öğrencilerine açık olan yarışmaya 372 öğrenci katıldı. Doğal Yaşam Parkı nda barınan 130 dan fazla türde hayvanı tanımaları, onlara karşı hislerini, düşlerini paylaşmasına katkıda bulunmayı amaçlayan yarışmaya eser gönderen çocuklar, resme yansıttıkları hayal güçleriyle jüri üyelerini büyüledi. Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gören Bulut, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Umur Türker, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Enginoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Mete Sezgin ve İzmir Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Şahin Afşin tarafından oluşan jürinin zorlu seçiminin ardından, ilk 4 eser ve sergilenmek üzere 50 resim belirlendi. Ödül töreni 1 Haziran da Yarışmada ilk 4 sırayı Hasan Ali Yücel Ortaokulu ndan Berkin Ünsal, TAKEV Özel İlköğretim Okulu ndan Çağıl Yetiş, Ege İhracatçı Birlikleri Ortaokulu ndan Duru Köseoğlu, Maltepe Ortaokulu ndan Seren Uçak paylaştı. Doğal Yaşam Parkı nda 1 Haziran 2014 Pazar günü düzenlenecek ödül töreninde ilk 4 sırayı paylaşan çocuklara bisiklet, sergilenmeye değer görülen 50 eser sahibine de boyama kitabı hediye edilecek. Çim de müzik keyfi başlıyor Büyükşehir Belediyesi nin geleneksel Çim Konserleri, bugün Orkestra Allegra yla başlıyor. Havagazı Fabrikası nın tarihi atmosferi, bu yaz İlhan Şeşen, Tual, Pamela, Kargo, İlkay Akkaya, Eylem Aktaş, Selçuk Balcı, Ege ve Bulutsuzluk Özlemi gibi tanınmış sanatçı ve grupları ağırlayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Soma da yaşanan maden faciası nedeniyle ertelediği sanat etkinlikleri, geleneksel Çim Konserleri yle başlıyor. Yaz aylarında perşembe akşamlarının klasiği haline gelen çim konserlerinin ilki, bu akşam saat de Tarihi Havagazı Fabrikası nda gerçekleşecek yılından bu yana geleneksel hale gelen konser dizisinin açılışında Orkestra Allegra sahne alacak. Her yıl İzmirliler den büyük ilgi gören konser dizisi, yaz boyunca yine birbirinden ünlü sanatçı ve grupları Tarihi Havagazı Fabrikası nın mistik atmosferinde ağırlayacak. Büyükşehir, konser dizisiyle İlhan Şeşen, Tual, Pamela, Kargo, İlkay Akkaya, Eylem Aktaş, Selçuk Balcı, Ege ve Bulutsuzluk Özlemi ni ağırlayacak. Hepsi birbirinden güzeldi İzmir Büyükşehir Belediyesi nin çim konserleri kapsamında geçtiğimiz yıllarda Yeni Türkü, Nev, Mercan Dede, Hayko Cepkin, Zuhal Olcay, Feridun Düzağaç, Yüksek Sadakat, Bülent Ortaçgil, Zeynep Casalini, Suavi, Jehan Barbur, Ayşegül Yeşilnil, Modern Folk Üçlüsü, Pinhani, Ezgi'nin Günlüğü, Düş Gezginleri, Turkish Brass Ensemble Orkestrası, Fasl ı İzmir, Ephessus Brass, Fastrip, Centimetre, Novanon Flute Quartet, Ege Yaylı Çalgılar Beşlisi, Happy People, Ayşe Tütüncü Dörtlüsü, Mavisiyah Flemenko Topluluğu, Baba Zula gibi şarkıcı ve gruplar sahneye çıkmıştı. parmaklık"ların ardına taşıyor Devlet Tiyatroları sanatçısı Tanülkü, 33 yıldır cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara tiyatro oyunu sahneliyor. Tanülkü: "Ben de bu kaderin mahkumu olmak istiyorum. Kaderim, Türkiye'deki bütün cezaevlerindeki mahkumlara ulaşmak. Benim için tiyatro bir dokunuş, bir koku, çok önemsiyorum. Onun için ölünceye kadar da bu işi yapacağım" Devlet Tiyatroları sanatçısı Turgay Tanülkü, 33 yıldır Türkiye'deki kapalı ve açık ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlüleri tiyatro ile buluşturuyor. Tanülkü, cezaevinde oyun sahnelemek üzere geldiği Eskişehir'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatroyla 1960'lı yıllarda okul müsamerelerinde tanıştığını, sahne temizleyip, dekor taşıdığını anlattı. Devlet Tiyatroları'nda 40'ıncı yılını tamamlayan Tanülkü, 1981 yılından itibaren 13 bin 600 tutuklu ve hükümlüye tiyatro sahnelediklerini söyledi. Tanülkü, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından 223 cezaevindeki tutuklu, hükümlülerle buluşturulması planlanan "Masallar, İnsanlar, Bir de Türküler" adlı tiyatro oyunuyla 2,5 aydır yeni bir turnede olduklarını bildirdi. "76 milyona 'sanatçıyım' diyen kişi sorumluluk duyacak, halktan insanlara yolda 'merhaba' diyecek. Onlarla hayatı paylaşacak, yakın olacak. 'Ben çok çağdaşım, dünya görüşüm aydınlık' diyerek halkı küçümsemek, kendi özüne ters düşmek demektir" -Turneyle 168 bin mahkuma ulaşmayı hedefliyor "223 merkezi cezaevinde, 3 yıl içinde 168 bin mahkuma daha ulaşmaya çalışacağım" diyen Tanülkü, tiyatroyu, cezaevlerinde yapmasının nedenini ise şöyle anlattı: "Orada mahkum arkadaşlarımla tiyatro yapıyorum. Oyunun galasına mahkumların anne, babası, eşi çocuğu geliyor. 2 saat açık görüş yapmış oluyorlar. Oyun bitiyor, o koca koca insanlar ailelerinin, annelerinin, babalarının çocuklarının oturduğu koltuğu kokluyorlar. Bu yüzden benim için tiyatro bir dokunuş, bir koku, çok önemsiyorum. Onun için ölünceye kadar da bu işi yapacağım. Sağlığım el verirse, Türkiye'deki bütün cezaevlerine gideceğim. Ben de bu kaderin mahkumu olmak istiyorum. Kaderim, Türkiye'deki bütün cezaevlerindeki mahkumlara ulaşmak. Geçtiğimiz 33 yılda bin 740 mahkumun da rol aldığı tiyatro yaptım. Bu sene k- endim oynuyorum ama Metris ve çeşitli cezaevlerinde yeni tiyatro çalışmalarımız devam ediyor." Çocuğu olmadığını ancak cezaevindeki bazı tutuklu ve hükümlülerin çocuklarını okutamayacakları için kendisine emanet ettiğini aktaran Tanülkü, "23 tane evladım var. Üniversitede okuyorlar. Bu sene 2 tane daha evlat geldi. Bu mahkumlar, bana evlat armağan etti. Eşimle beraber onlar için çalışacağım. Gurur duyuyorum yaptığım işten, iyi ki böyle bir mesleğim varmış" ifadesini kullandı. -"Sanatçı toplumuna yakın olmalı" Tanülkü, Devlet Tiyatrolarında birçok oyunda rol aldığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Sinemalarda, ekonomik sıkıntılar olunca, dizilerde oynuyoruz. Ama onun dışında tiyatro olmalı. Tiyatro bir gönül olayı çünkü seyircinle, aynı salonda aynı havayı soluyorsun. Onların oyun sırasındaki aksiyon halini yaşamak, bence en güzel iş." Bazı sanatçıların "halka inmek" sözünü kullanmasını eleştiren Tanülkü, şöyle devam etti: "Sanatçı toplumuna yakın olmalı. 'Halka iniyorum' diyeceğine, 'halka çıkıyorum' demeli. O yüzden büyük bir saygısızlık olarak görüyorum. Bu toplum, o sokak insanı olmazsa, biz sanatçı olamayız. Onun için koruma ordularıyla halkın arasında dolaşmak da çok saçma ve düzeysizlik geliyor. Bu halk olmasa, sen oyuncu olamazsın. Oyuncuyum deme özgürlüğün olamaz. Herkes haddini bilmeli. 76 milyona 'sanatçıyım' diyen kişi sorumluluk duyacak, halktan insanlara yolda 'merhaba' diyecek. Onlarla hayatı paylaşacak, yakın olacak. 'Ben çok çağdaşım, dünya görüşüm aydınlık' diyerek, halkı küçümsemek, kendi özüne ters düşmek demektir. Onun için lütfen herkes, kendim dahil haddimizi bilmeliyiz. Dizilerin ve filmlerin insana barışı, sevgiyi ve eleştiriyi getirmesi gerekiyor. Bir duruş olmalı, insanımıza paylaşımı öğretmeliyiz." (AA) Ben de kader mahkumuyum Karabağlar da kitap kurdu çocuklara ödül Karabağlar Belediyesi Reşat Nuri Güntekin Çocuk K- itaplığı na üye olup en çok kitap okuyan çocukları ödüllendirdi. Karabağlar Belediyesi Kültür Müdürlüğü, hem Reşat Nuri Güntekin Çocuk Kitaplığı na üye çocuk sayısını artırmak hem de çocukları kitap okumaya özendirmek için çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam ediyor eğitim ve öğretim dönemi arasında bin 500 kütüphane üyesi çocuk tarafından en çok kitap okuyan 13 çocuk ödüllendirildi. Bozyaka Kültür Merkezi nde düzenlenen ödül töreninde çocuklarla bir araya gelen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ödül alan minik okurlara teşekkür belgesi, kitap ve kırtasiye seti hediye etti. Çocuklara tek tek teşekkür belgelerini verip onları öpen Başkan Selvitopu, bu yaşlarda kitap okumanın çok önemli olduğunu, çocukların boş vakitlerinde kitap okuyup hayal güçlerini geliştirmeleri gerektiğini söyledi. Reşat Nuri Çocuk Kitaplığı nın Karabağlar Sanat ve Antika için doğru adres Urla! Urla nın tarihi Zafer Caddesi, namı diğer Sanat Sokağı, her Cumartesi saat ve saatleri arasında sanat ve antika severleri ağırlamaya hazırlanıyor. Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ın yerelden yönetim anlayışıyla hayat bulan Sanat Sokağı etkinlikleri bundan sonra sokak esnafının istekleri doğrultusunda, birlikte karar verilerek gerçekleştirilecek. Urla da yaşayan sanatçıların, zanaatkârların ve esnafın birleşerek oluşturduğu Urla Sanat Sokağı Platformu ile geçtiğimiz günlerde toplantı yapan Başkan Sibel Uyar, sokağın canlanması, etkinliklerin geliştirilmesi adına yeni kararlar aldı. Toplantı sonrası yapılan ilk etkinliğe yüzün üzerinde sanatçı ve zanaatkâr katıldı. Ressamların, Türk el Sanatları ve ahşapustalarının, asırlık antikacıların, seramik sanatçılarının yer aldığı etkinlikte Başkan Sibel Uyar ve katılımcılar keyifli bir gün geçirdiler. Haziran ayı itibariyle Cumartesi günleri yapılması planlanan Antika ve Sanat Sokağı organizasyonu, sıcak havanın etkisiyle ve saatleri arasında yapılacak. Serin Urla akşamlarında misafirlerini ağırlayacak olan Urlalı sanatçılar, canlı müzik, dans gösterileri, yazar söyleşileri ve kitap imza aktiviteleriyle çok zengin organizasyonlara imza atmaya hazırlanıyorlar. Başkan Sibel U- yar ın da katıldığı ve alışveriş yaptığı Antika ve Sanat Sokağı etkinliği, 7 Haziran Cumartesi günü tüm sanat ve antika sevenlere güzel bir akşam vaat ediyor. Fotoğraf altı sanat sokağı: Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar Urla Sanat Sokağı nda hem alışveriş yaptı hem de esnafın istek ve şikayetlerini dinledi. için çok önemli bir kazanım olduğuna da değinen Başkan Selvitopu, Ünlü Yazar Reşat Nuri Güntekin in bir dönem yaşadığı bu binayı restore ederek Karabağlar a kütüphane olarak kazandırdık. İlçemiz açısından ve ilçemizde yaşayan çocuklarımız için çok güzel bir mekan olduğunu düşünüyorum. Karabağlar daki tüm yurttaşlarımızı buraya üye olup kitap okumaya bekliyorum. dedi. Yavaşlı da katıldı Etkinliğe ünlü şair-yazar Erdoğan Yavaşlı da katıldı. Çocuklarla kitap okuma konusunda sohbet e- den Yavaşlı, Karabağlar da bulunan Reşat Nuri Güntekin Çocuk Kitaplığı na üye olan ve bu kütüphanenin kitaplarından faydalanan çocukların çok şanslı olduğunu söyledi. Yazar Yavaşlı ayrıca Çilek e Mektuplar kitabını imzalayıp çocuklara hediye etti. Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Mayıs 2014 Perşembe Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI İzmir'de hesap bilgisine ulaştıkları kişilerin kredi kartlarından para transferi ve harcama yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen 16 şüpheliden 7'si tutuklandı. İzmir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 15 ilde banka hesaplarından interaktif yöntemle nitelikli hırsızlık suçunu işlediği iddia edilen şebeke üyelerini takibe aldı. Yaklaşık 6 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından operasyon düzenleyen ekipler şebekenin elebaşı B.Ö'nün (39) de aralarında bulunduğu 16 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 22 cep telefonu, 3 masa üstü bilgisayar, 5 dizüstü bilgisayar, 2 taşınabilir bellek, banka hesap SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Mayıs Şubat Perşembe Bir virüs ile 600 bin liralık dolandırıcılık Hesap bilgisine ulaştıkları kişilerin kredi kartlarından para transferi ve harcama yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen 16 şüpheliden 7'si tutuklandı defterleri, dekontlar ve hesap bilgisi yazılı not kağıdı ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 16 Şüpheliden 9'u savcılık kararıyla serbest bırakıldı. Örgütün elebaşı olduğu iddia edilen B.Ö. ile birlikte 7 şüpheli ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. "TİNBA VİRÜSÜ GÖNDERİYORLAR" Polis ekiplerinin yaptıkları çalışmada şebekenin nasıl çalıştığıyle ilgili detaylar da ortaya çıkarıldı. İnternet bankacılığı kullanan şikayetçilerin çoğunluğunun aynı bankanın müşterisi olduğu, bankadan verilen kullanıcı kodu ve şifrenin yanı sıra, hesaba tanımlı akıllı anahtar cihazını kullanarak bankacılık işlemlerini gerçekleştirdikleri belirlendi. Şüphelilerin Rusya'daki bilgisayar korsanları aracılığıyla edindikleri "tinba virüsü"nü sahte uçak bileti ve GSM operatörü abonelerine e-fatura ya da içeriği belli olmayan sıkıştırılmış dosya içinde maille gönderdikleri, bu maili açan kişinin bilgisayarında kontrolü ele geçirdikleri belirlendi. Bu yöntemle, İzmir başta olmak üzere 15 ayrı ilde çok sayıda şirket ve kişiyi dolandırdığı ve haksız kazanç elde ettiği öne sürülen şüphelilerin, paraları işsiz ve fakir kişilerin hesabına aktarıp, karşılığında komisyon verdikleri öğrenildi. Şüphelilerin 15 değişik eyleminde 559 bin liralık işlem yaptıkları öğrenildi. (AA) "1 liralık" gaspa 2 yıl 11 ay hapis cezası Konak ilçesinde bir kişiden bıçak zoruyla 1 lira isteyen sanık 2 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya "silahla yağma" suçundan 15 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan sanık Uğur Ö. ve avukatı Ali Balcı katıldı. Sanık üzerine atılı suçlamaları reddederken kendisine iftira atıldığını, takdiri mahkemeye bıraktığını söyledi. Avukatı Ali Balcı, müvekkilinin suçunun teşebbüs aşamasında kaldığını belirterek, tahliyesini ve ceza verilmesi halinde hükmün açıklan geri bırakılmasını talep etti. Mahkeme Başkanı İbrahim Korkmaz, sanık Uğur Ö'nün önce 12 yıl hapis cezası verdi. Ardından suçun teşebbüs aşamasında kaldığı, olaydan herhangi bir zarar meydana gelmediği gerekçesi ve sanığın pişman olduğunu belirtmesi nedeniyle cezayı 2 buçuk yıla indirdi. Mahkeme heyeti olayda kullandığı bıçak nedeniyle de 5 ay hapis cezası verdiği sanığı toplam 2 yıl 11 ay hapis cezası çarptırdı ve tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verdi. 19 Aralık 2013 günü Aziziye Parkı nda Bilal E'den "1 lira" isteyen Uğur Ö'nün, cebindeki 3 lira bozuk parayı bankın üzerine koyan mağdura "Al o parayı oradan bana ver" diyerek bıçak çıkarıp tehdit ettiği ileri sürülmüştü. Olay yerinden kaçarak durumu polise bildiren Bilal E'nin verdiği eşkal doğrultusunda başka suçlardan sabıkası olan Uğur Ö. yakalanarak tutuklanmıştı. (AA) Dayakcı polisler için 3 yıl hapis cezası istendi Maden faciası düğün hayalini de evini de yarıda bıraktı Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında şehit olan nişanlı işçinin düğün hayali de, yuva kurmak için yaptığı evi de yarıda kaldı. Ev için kredi çeken madencinin babası, her gün gördüğü ve tek oğlunu hatırlatan evi bitirip hatırası olarak boş bırakacağını söyledi. İzmir'in Kınık ilçesinde ikamet eden Halil ile Fatma Dalbudak çifti'nin tek erkek çocukları olan 24 yaşındaki Hüseyin Dalbudak, Soma'daki faciada şehit olan madenciler yarasında yer aldı. Üç yıldır orada çalışan Dalbudak, beş ay önce nişanlandı. Yuvasını kurmak için babasının evinin yanında yeni bir ev yapmaya başladı. Bunun için 15 bin lira kredi çeken aile, kaba inşaatı bitirdi. Evin tamamlanmasından sonra düğün hazırlıklarına başlamak için çabaladıklarını belirten baba Dalbudak, hayallerinin yarım kaldığını söyledi. Şimdi her gün kapıda oğlunun arabasını ve evi görünce yıkıldığını belirterek şunları anlattı: "Evdeydim olay günü. Telefon geldi, 6 civarı. Oğlum aradı. Soyunma odasında telefonu açan yok. Aynı vardiya başka arkadaşını aradım, yine açan yok. Saatler sonra çıkardılar. Bana yaralı dediler, sonra öldüğünü söylediler. Üç yıl önce başladı madene. Hiç tehlike var demiyordu, biliyordu göndermeyeceğimi. Ben gitmesini istemiyordum. Daha önce göçükler olduğu için göndermek istemedim. Tek çocuğum olduğu için göndermek istemedim. Aralık ayında nişanlamıştı. Eve martta başladık. Madenden kalan boş zamanlarında evle ilgileniyordu. 15 bin lira kredi çektik. Madendeki özel eşyaları gelmedi, bir tek telefonu geldi. Telefonuyla en son nişanlısıyla görüşmüş gece. Çok sevilen bir kişiydi. Çok çalışkandı. Herkese yardımcı olmaya çalışıyordu. Çok etkileniyoruz. Kapıyı açıyorum, arabasını görüyorum. Evden çıkıyorum, evini görüyorum. Çok zor oluyor, zor dayanıyoruz. Ölenle ölünmüyor. Evi bitirince düğün yapacaktı. Ev çocuğumun yadigârı. Bitirip öyle bırakacağım, kiraya vermeyeceğim." (CİHAN) İzmir Barosu'nun, geçtiğimiz yıl Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında İzmir Kordonboyu'nda bir kızın saçını çekip copla vurdukları iddiasıyla haklarında suç duyurusunda bulunduğu 2 polis memuru hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla 1 ile 3 yıl arası hapis cezası istemiyle dava açıldı İzmir Barosu'nun, geçtiğimiz yıl Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında İzmir Kordonboyu'nda bir kızın saçını çekip copla vurdukları iddiasıyla haklarında suç duyurusunda bulunduğu polis memurları İ.G. ve M.K. hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla 1 ile 3 yıl arası hapis cezası istemiyle dava açıldı. Olayın televizyon ekranlarına görüntüleri yansımasının ardından İzmir Barosu'ndan yapılan suç duyurusu üzerine soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı, polis memurları ve tanık ifadeleri, müfettişlerin raporu ve baronun dilekçesini inceleyerek iddianame hazırladı. İddianamede, polis memurlarının görüntülerde yer alan kişilerin kendileri olduklarını, mağdurların kendilerine hakaret ettiklerini, ayrıca üç gündür uykusuz ve yorgun olduklarından dolayı davranışlarına hakim olamayıp böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerini söyledikleri belirtildi. Polis memuru M.K nin, görüntülerde yer alan ve kimlikleri tespit edilemeyen bir kişinin şahsın sırtına iki kez copla vurduğu, beyaz tişörtlü genç bir kızın saçını çekip sırtındaki çantasına copla vurduğu, yanlarında bulunan polis memuru M.B'nin "vurma" diyerek bağırması üzerine sanıkların eylemine son verdiği iddianamede kaydedildi. Görüntüyü çeken muhabir ve sanıkları uyaran polisin de ifadesinin alındığı bilgisine yer verilen iddianamede, mağdurların sanıklara karşı hakaret ettiklerine veya saldırdıklarına dair bir bilgilerinin olmadığını söyledikleri, kamera kayıtlarında da mağdurların iddia edilen şekilde hareket ettiklerine dair bir görüntünün bulunmadığı belirtildi Sayılı Yasaya aykırılık teşkil eden Toplantı ve gösteri yürüyüşlerini sonlandırılmak amacıyla görevli olan 2 polisin olaya karışmayan, sahil kenarında oturan arkadaş grubu içerisindeki bazı kişilere karşı "hukuka aykırı olarak zor kullanma yetkilerini aşarak gereksiz yere copla vurmak ve tokat attıkları" bildirilen iddianamede, sanıkların "görev gereklerine aykırı hareket ederek suçsuz vatandaşların mağduriyetine" ve "Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve kolluk kuvvetlerini zan altında bırakacak eylemlere" neden oldukları gerekçeleriyle "Görevi kötüye kullanma" suçundan yargılanmaları talep edildi. İddianamede ayrıca mağdurların kimliklerinin tespit edilmemesi nedeniyle sanıklar hakkında etkili eylem suçundan dava açma imkanı bulunmadığı belirtildi. İzmir'de Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında, Kondonboyu'nda oturan ve eylemle ilgileri olmadığı öne sürülen gençlerle iki polis memuru arasında yaşananların görüntüleri televizyonlara yansımış, görüntüler üzerine İçişleri Bakanlığı nın görevlendirdiği müfettişler kask numaralarından kimliklerini belirlediği iki polisi açığa alarak soruşturma açmıştı. İzmir Barosu, polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunurken, bakanlığın görevlendirdiği müfettişler de sanık polis memurları hakkında dava açılması için hazırladıkları dosyayı İzmir Valiliği'ne göndermiş, dosya cumhuriyet savcısına iletilmişti. (AA) Savcılık, Alp Gürkan ın mal varlığına el koyulması talebini reddetti Manisa nın Soma ilçesindeki maden faciasıyla ilgili adli süreç devam ediyor. Madenin bağlı olduğu Soma Holding in patronu Alp Gürkan ın mal varlıklarına tedbir koyulması talebi, savcılık tarafından reddedildi. Savcılık ayrıca tutuklanan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Can Gürkan ve Genel Müdür Ramazan Doğru'nun mal varlıklarına el koyulması talebini de reddetti. Soruşturma kapsamında bugüne kadar 36 kişi gözaltına alındı, sekizi tutuklandı. Soruşturmayı yürüten beş savcı, faciadan yaralı kurtarılan 400 den fazla işçinin de ifadesini aldı. Bazı müdahil avukatları, Alp Gürkan, Can Gürkan ve Ramazan Doğru'nun mal varlıklarına tedbir koyulmasını talep etti. Savcılık bu talebi, mahkemeye göndermeden reddetti. Gerekçe olarak ise malların suç örgütü kapsamında elde edilmemiş olmasını gösterdi. (CİHAN) T.C GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Kemeraltı Vergi Dairesi Müdürlüğü) İLAN LİSTESİ Kemeraltı Vergi Dairesi mükelleflerinden olup Adı-Soyadı/Ünvanları aşağıda yazılı mükellefler/vergi sorumluları adına tanzim edilmiş Vergi/Ceza ihbarnameleri ile eklerinin adı geçenlerin dairemizce bilinen adreslerinde bulunmamaları nedeni ile posta ve memur eli ile tebliği mümkün olmamıştır.bu nedenle İlanen Tebliğ yapılması zorunluluğu doğmuş olup,213 sayılı V.U.K.nun 103,104,105,106 maddeleri gereğinceilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen 15 nci (onbeş) gün ilan tarihi olarak kabul edilerek ilgililerin iş bu ilan tarihinden başlıyarak 1 (Bir) ay içinde Kemeraltı Vergi Dairesi Müdürlüğüne bizzat veya bilvakale müracat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı,ilan tarihinden başlıyarak 1 (Bir) ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmış ne de adresini bildirmiş olanlara 1(Bir) ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı. İLAN OLUNUR.23/05/2014 Sıra No Vergi Nosu Adı Soyadı/Unvanı Adresi Tebliğin İlgili Bulunduğu Vergi veya Cezanın Dönemi Nevi veya kodu Miktarı TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/03 KDV 6.001, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ 7.415, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " KARAR HARCI 803, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/04 KDV 3.793, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ 4.592, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/06 KDV 3.658, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ 4.245, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/08 KDV , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/11 KDV 3.356, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ 3.455, TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR 2008/12 KDV , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " VERGİ ZİYAI C , TAŞ İNŞAAT OTO GEREÇLERİ SAN.TİC.VESER.HİZ.LTD.ŞTİ. ÇANKAYA MAH. 141 SOKAK NO.77/01 KONAK İZMİR " GECİKME FAİZİ ,00 Sondakika 29/5 Basın: 6287 Resmi İlanlar: de Ayağı kopan madenciye tazminat Soma'da 6 yıl önce geçirdiği maden kazasında sağ bacağını kaybeden 51 yaşındaki Serdar Karadeniz, o günden bu yana sürdürdüğü hukuk mücadelesini kazandı. Karadeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 yılında Soma'da bir madende çalışırken ayağının toz bandında sıkıştığını ve raporlu olarak hastanede yattığı sırada işten çıkarıldığını belirtti. Sağ bacağı kesilen 2 çocuk babası Karadeniz, çok zor günler yaşadığını ve şirketin verdiği sözleri yerine getirmediğini kaydederek, bacağından 8 kez ameliyat olduğunu, bunların masraflarını kendisinin karşıladığını ifade etti. Hakkını aramak için hukuk mücadelesine giriştiğini dile getiren Karadeniz, şunları söyledi: "6 senedir mahkemeye gidip geliyorum. Hayat mücadelesi verdim, verilen sözler yerine getirilmedi. Dün nihayet sonuçlandı. Tatmin edici bir netice çıktı, memnunum. Ancak bir taraftan ayağımı kaybettim. Tazminat ayağımı geri getirmiyor." Karadeniz, şirketten kazandığı tazminat miktarını söylemek istemediğini ancak kendi davasındaki bu kararın, 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasında mağdur olanlar için emsal olabileceğini belirtti. (AA)

4 29 Mayıs 2014 Perşembe Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ihracat şampiyonları listesinde Ege Bölgesi patronları rekora koşuyor. İzmir, ilk 1000 ihracatçı listesinde 70 firma ile İstanbul un ardından ikinci il oldu. Geçen yıl Gaziantepli ihracatçılar ikinci olmuştu İhracat şampiyonları listesine 2013 yılında Ege Bölgesi nden 138 firma girmeyi başardı. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ihracat şampiyonları listesinde 2012 yılında 129 Egeli firma varken, 2013 yılında bu sayı 138 e yükseldi. Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi nden sonra listeye en fazla firma sokan ikinci bölge oldu. İzmir, ilk 1000 ihracatçı listesinde 70 firma ile İstanbul un ardından ikinci il oldu. Geçen yıl ikinciliği Gaziantep e kaptıran İzmir, 2013 yılında tekrar ikinci sıraya yükseldi. Egeli ihracat şampiyonları Türkiye ye 2013 yılında 11 milyar 980 milyon dolarlık döviz kazandırdı. İhracatın şampiyonlar ligi olarak tamımlanan, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her yıl açıklanan en fazla ihracat yapan 1000 firma listesinde, 2013 yılında Ege Bölgesi nden 138 firma yer buldu. Aynı listede 2011 yılında 118, 2012 yılında ise 129 Egeli firma yer almıştı yılında Türkiye ye 11 milyar 980 milyon dolar döviz kazandıran firma Ege Bölgesi ihracatının yüzde 67 lik dilimini gerçekleştirdi.izmir 70 firma ile ilk 1000 ihracatçı listesine Ege Bölgesi nden en fazla firma sokan il olurken, Denizli 24 firma ile ilk 1000 listesinde yerini aldı yılında 20 firma ile ilk 1000 ihracatçı listesinde yer bulan Manisa bu yıl 18 firmasıyla listedeki konumunu güçlendirdi. İzmir, Denizli ve Manisa dan toplam 112 firma İlk 1000 ihracatçı listesine girdi. Aydın ilinden 8 firma, Balıkesir den 6 firma, Afyon dan 4, Muğla ve Kütahya dan 3 er ve Uşak tan 2 firma ilk 1000 ihracatçı listesinde yer almanın mutluluğunu yaşadı. Türkiye genelinde en fazla ihracat yapan 4. firma olan Vestel Dış Ticaret A.Ş. 2 milyar 251 milyon dolarlık ihracat rakamı ile Ege Bölgesi nin ihracat şampiyonu oldu. Vestel Dış Ticaret A.Ş., 2011 ve 2012 yıllarında da Türkiye genelinde en fazla ihracat yapan 4. Firma o- larak listede yer almıştı.ege Bölgesi nde ikinci sırada Pergamon Status Dış Ticaret A.Ş. yer aldı yılında performansını yüzde 20 arttırarak 809 milyon 939 bin dolarlık ihracat rakamına ulaşan Pergamon Status Dış Ticaret A.Ş. Türkiye geneli sıralamada da 5 basamak yükseldi ve 14. Firma oldu. Pergamon Status Dış Ticaret A.Ş. İzmirli firmalar sıralamasında ise 1. Sırada yer aldı yılında 765 milyon 751 bin dolarlık dövizi ülkemize kazandıran Petkim Petrokimya Holding A.Ş. Ege Bölgesi nde en fazla ihracat yapan üçüncü firma oldu. Türkiye İhracat Şampiyonları Listesi nde, 2013 yılında 467 milyon 978 bin dolarlık ihracatla İzmir Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş., 25 sırada yer alırken, Ege Bölgesi nde en fazla ihracat yapan dördüncü firma olarak kayıtlara geçti. Denizli merkezli Başak Metal Tic.ve San. A.Ş. ise, 293 milyon 111 bin dolarlık dışsatımla Türkiye genelinde 37., Ege Bölgesi nde 5., Denizlili firmalar arasında ise 1. Sırada yer aldı. Uğur Soğutma Makinaları Tekstil Serigrafi Baskı Maden ve Mermer San. ve Tic. A.Ş. Aydınlı firmalar arasında 120 milyon 698 bin dolarlık dışsatımla Aydın şampiyonu olurken, Balıkesir Elektro Mekanik San. Tesisleri A.Ş. 114 milyon 296 bin dolarlık ihracatla Balıkesir ihracat şampiyonu, Muğla merkezli KLC Gıda Ürünleri İth. İhr. ve Tic. A.Ş. 84 milyon 78 bin dolarlık döviz girdisi ile Muğla şampiyonu, Afyon Yumurta İth. İhr. ve Tic. A.Ş. ise 46 milyon 204 bin dolarlık ihracatla Afyonkarahisar ihracat şampiyonu olarak listede yer aldı.üizmir de de rafinerisi bulunan ve ihracatının büyük bölümünü İzmir den gerçekleştiren Tüpraş Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. ise, 2011 ve 2012 yıllarından sonra 2013 yılında da üst üste Türkiye ihracat şampiyonu oldu. TÜPRAŞ, 2013 yılında 4 milyar 134 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ilk 1000 ihracatçı listesindeki Egeli firma sayısının 2012 yılında 118 den 129 a, 2013 yılında ise 138 e çıkmasının gururunu yaşadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, 2013 yılında en fazla ihracat yapan ilk 1000 firma listesinde Ege Bölgesi nin 138 firma ile ikinci sırada yer almasından mutlu olduklarını kaydetti. Ege Bölgesi nin yüzyıllara dayanan ihracatçı kimliği olduğuna işaret eden Ünlütürk, Bu liste, Ege Bölgesi nin Türkiye ihracatındaki gücünü ortaya koyuyor. Önümüzdeki süreçte, İnovasyon, Tasarım, Ar- Ge ve Markalaşma çalışmalarına ağırlık vererek ilk 1000 ihracatçı listesindeki konumumuzu daha da güçlendirmek istiyoruz yılında gümrük kayıtlarına göre 22 milyar doları aşan Ege Bölgesi ihracat rakamının 2023 yılında 100 milyar dolara çıkması için çalışmalarımızı yürütüyoruz şeklinde konuştu.hracat şampiyonları listesine, 2013 yılında Ege Bölgesi nden 138 firma girdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan listede 2012 yılında 129 Egeli firma varken 2013'te 138 e yükseldi. Ege, Marmara'dan sonra listeye en çok firma sokan bölge oldu. Egeli şampiyonlar, bölge ihracatının yüzde 67 lik dilimini yaparak Türkiye ye 2013 yılında 11 milyar 980 milyon dolar döviz kazandırdı. İzmir, ilk bin ihracatçı listesinde 70 firmayla İstanbul un ardından ikinciliğe yerleşti; geçen yıl ikinciliği Gaziantep e kaptırmıştı. Denizli ise 24 firmayla ilk bin listesinde yerini aldı yılında 20 firma ile listeye giren Manisa, bu yıl 18 firmasıyla konumunu güçlendirdi. İzmir, Denizli ve Manisa dan toplam 112 firma listeye girdi. Aydın'dan sekiz, Balıkesir den altı, Afyonkarahisar dan dört, Muğla ve Kütahya dan üçer, Uşak tan iki firma da ilk bin ihracatçı listesinde yer almanın mutluluğunu yaşadı.türkiye genelinde en fazla ihracat yapan dördüncü firma olan Vestel Dış Ticaret A.Ş., 2 milyar 251 milyon dolarla Ege Bölgesi nin şampiyonu oldu. Firma, 2011 ve 2012 yıllarında da dördüncü firma olarak listede yer almıştı. Türkiye'ye 2013 yılında 765 milyon 751 bin dolarlık döviz kazandıran Petkim Petrokimya Holding A.Ş., Ege Bölgesi nde en çok ihracat yapan üçüncü firma oldu. Listede 467 milyon 978 bin dolarla İzmir Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş. 25. sırada yer alırken Ege Bölgesi nde en çok ihracat yapan dördüncü firma olarak kayda geçti. Denizli merkezli Başak Metal Tic. ve San. A.Ş. ise 293 milyon 111 bin dolarla Türkiye genelinde 37., Ege Bölgesi nde beşinci, Denizlili firmalar arasında ise ilk sırada yer aldı. Uğur Soğutma Makineleri Tekstil Serigrafi Baskı Maden ve Mermer San. ve Tic. A.Ş., 120 milyon 698 bin dolarla Aydın şampiyonu olurken Balıkesir Elektro Mekanik San. Tesisleri A.Ş. 114 milyon 296 bin dolarla Balıkesir şampiyonu, KLC Gıda Ürünleri İth. İhr. ve Tic. A.Ş. 84 milyon 78 bin dolarla Muğla şampiyonu, Afyon Yumurta İth. İhr. ve Tic. A.Ş. 46 milyon 204 bin dolarlık ihracatla Afyonkarahisar şampiyonu oldu. İzmir de de rafinerisi bulunan ve ihracatının büyük bölümünü bu ilden yapan Tüpraş Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. ise 2011 ve 2012'ten sonra 2013 yılında da üst üste ülkenin ihracat şampiyonu oldu. Firma, geçen yıl 4 milyar 134 milyon dolarlık ihracat yaptı.ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, yaptığı açıklamada ilk bin ihracatçı listesindeki Egeli firma sayısının 2012 yılında 118 den 129 a, 2013'te ise 138 e çıkmasının gururunu yaşadıklarını söyledi. Ege Bölgesi nin yüzyıllara dayanan ihracatçı kimliği olduğuna işaret eden Ünlütürk, Bu liste, Ege Bölgesi nin Türkiye ihracatındaki gücünü ortaya koyuyor. Önümüzdeki süreçte inovasyon, tasarım, ar-ge ve markalaşma çalışmalarına ağırlık vererek ilk bin ihracatçı listesindeki konumumuzu daha da güçlendirmek istiyoruz yılında gümrük kayıtlarına göre 22 milyar doları aşan Ege Bölgesi ihracat rakamının, 2023 yılında 100 milyar dolara çıkması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. dedi. ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Serteser: "Kentin yüzde 50 ihracatını oluşturan mermer ve yüzde 30 ihracatını oluşturan gıda sektörünün sorunları var. Bu sektörlerde 1 liralık ithalat yapılıyorsa, 5 liralık da ihracat yapılıyor. Yani ithal girdisi az, ara mal ithal girdisi az ürünlerimiz. Dolayısıyla cari açığımıza önemli katkıda bulunuyoruz" şeklinde konuştu Kuzey Ege'nin önemli turizm merkezlerinden Ayvalık ilçesinde üretilen yatların fiyatları, 60 bin liradan başlayıp İstanbul Boğazı'ndaki lüks yalılarla yarışabilecek ölçüde 2 milyon liraya kadar çıkabiliyor

5 129 ubat Mayıs Perşembe embe İhracatın çok iyi gittiğini söyleyen Standard & Poors un Başanalisti Gill: "Merkez Bankası kurun artık daha istikrarlı olması sebebiyle faiz indirimine gitmiş olabilir. Eğer Merkez Bankası enflasyon hedefini gerçekleştirmek istiyorsa, faiz indirimine gitmesi beni şaşırtır" şeklinde konuştu Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors un Başanalisti Frank Gill, Türkiye nin bu yıl ihracat artışının çok olumlu olduğunu belirterek, Merkez Bankası nın kurun önceye kıyasla artık daha istikrarlı olduğu düşüncesiyle faiz indirimine gitmiş olabileceğini söyledi. AA muhabirinin, Merkez Bankası nın politikalarına ilişkin sorularını yanıtlayan Gill, Merkez Bankası'nın kur üzerindeki yoğun baskı nedeniyle ocak ayında faizleri artırdığını, şimdi ise tekrar indirdiğini söyledi. Merkez Bankası'nın şu anda enflasyon ve kurun birbiriyle olan ilişkisine bakıyor olabileceğini i- fade eden Gill, "Merkez Bankası kurun artık daha istikrarlı olması sebebiyle faiz indirimine gitmiş olabilir" değerlendirmesini yaptı.gill, Merkez Bankası nın yeniden faiz indirimine gitme olasılığının sorulması üzerine, şu görüşleri paylaştı: "Benim asıl endişem, dış finans piyasalarında sermaye akımının yavaşlamasına neden olabilecek bir gelişme olmasıdır. Merkez Bankası belki başka ölçütlere bakıyordur ama enflasyon yüksek. Eğer Merkez Bankası enflasyon hedefini gerçekleştirmek istiyorsa, faiz indirimine gitmesi beni şaşırtır. Bu yıl sonu itibarıyla Türkiye'de enflasyonunun ortalama yüzde 9'un biraz altında olmasını bekliyoruz." Türkiye nin ekonomik büyümesinin ilerleyen dönemde kademeli olarak artmasını beklediğini vurgulayan Gill, "Türkiye'nin bu yıl yüzde 2,4 büyüme kaydetmesini bekliyoruz döneminde Türkiye'nin ekonomik büyümesinin yüzde 3'ün hemen altından kademeli olarak artmasını bekliyoruz" dedi. Türkiye nin cari açığının toplam büyüklüğünün halen risk olarak görüldüğünü söyleyen Gill, "Fakat cari açık daralmaya devam ediyor. Türkiye'de cari açığın GSYH'ye oranı bu yıl sonu itibarıyle yüzde 6,4 olarak gerçekleşebilir. Türkiye'de kredi genişlemesi de yavaşlamaya devam ediyor" şeklinde konuştu. Son dönemde kaydedilen ihracat artışının ekonomik büyümeye ciddi oranda katkı yapmasının son derece olumlu olduğunu vurgulayan Gill, şöyle devam etti: "Türkiye için özellikle ihracat alanında bölgesinde büyük fırsatlar söz konusu. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgesinde... Bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye'de ihracat artışı yaklaşık yüzde 10'du. İhracatın artması Türkiye için gayet olumlu. Bu ekonominin yeniden dengelendiğini ve net ihracatın büyümeye katkıda bulunduğunu gösteriyor. Türkiye için sadece Irak değil, İran pazarı da önemli. Yaptırımların kaldırılması ile İran gibi büyük bir piyasayı Türkiye ye açabilir."küresel piyasalarda yatırımcıların Latin Amerika da dahil olmak üzere yatırımlarını yaparken gelişen piyasalardaki politik risklere pek odaklanmadıklarını belirten Gill, "Piyasalarda küresel olarak halen büyük miktarda likidite var ve yatırımcılar makroekonomik temellere pek bakmıyorlar" dedi. Buna rağmen Türkiye deki mevcut politika düzenlemelerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Gill, "Mevcut politika düzenlemeleri içerisinde ekonominin yıllarındaki ekonomik büyümeyi kaydetmesini beklemiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.(aa) Yabancılara gerçekleştirilen konut satışı bu yılın dört aylık döneminde yüzde 48 artarak 5 bin 194 adede yükseldi. İNDER Başkanı Durbakayım, "5 bin konutun her birini 300 bin liradan hesaplarsak 1 milyar 500 bin lira yapar. Bunu da dolara çevirirsek 750 milyon - 1 milyar dolar arasında bir rakama tekabül eder" dedi Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Satıcı: "Domates fiyatının düşmesinde yüzde 50 mevsimsel etkenler, yüzde 50 de bu dönemde ihracatın desteklenmemesi etkili oldu"

6 29 Mayıs 2014 Perşembe Terör örgütü PKK nın dağa kaçırdığı çocuklarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ı eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "HDP'den yardım isteyen bir başbakan ile karşı karşıyayız" dedi Milliyetçi Haraket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, devlet adamı olmanın olgunluk gerektirdiğini belirterek, "Bir siyasetçi, devleti yöneten kişi, kendi vatandaşına sille tokat giriyorsa hala onun peşinden giden akılları nasıl anlayacağız?" diye sordu MHP Grup Başkanvekili Halaçoğlu, Mersin Gazeteciler Cemiyeti nce Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye Konuşuyor' konferansına katıldı. Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı da olan Halaçoğlu '20. Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Ermeniler' konulu bir sunum yaptı de hükümet tarafından hangi nedenden dolayı Türk Tarih Kurumu Başkanlığı görevinden alındığını hep merak ettiğini ifade eden Halaçoğlu, alınma nedeninin dönme Ermenilerle ilgili araştırmalarından kaynaklanmadığını kaydetti yılı Mayıs ayında Ermeni diasporasının yapacağı bir toplantıya kendisinin kabul edilmediğini vurgulayan Halaçoğlu, "Bunun üzerine başka kişileri gönderdim. Türkiye'de de bir açıklama yapıp, Boston daki Taşnak Arşivleri nin açılması halinde 20 milyon TL vereceğimi söyledim. Fakat daha bu haber çıkar çıkmaz kendi aralarında tartışma başladı. Ertesi hafta diasporanın yöneticileri beni aradı. Görüşmek istedi kabul ettim, ardından Ermenilerin haftalık gazetesi ile röportajını kabul ettim. İşte tüm mesele buydu. Yani artık diaspora Ankara ya gelip, bizimle masaya oturacaktı ki bu durum bu işin bitmesi anlamına geliyordu. Benim görevden alınmamın temel sebebi bu. Dış devletler görevden alınmam için baskı yaptı. Ocak ayının başına kadar kalabilseydim bu iş bitmişti." şeklinde konuştu. Bu işin özellikle Amerika nın işine gelmediğine dikkat çeken Halaçoğlu şöyle devam etti: "Çünkü bu konuyu Demokles'in kılıcı gibi Türkiye nin tepesinde tutuyordu. Bunu Amerika neden kaybetsin ki. Çünkü kimse doğruları aramıyordu çünkü doğruları aramak için bakın Türkiye'nin teklif ettiği Tarihçiler Komisyonu vardır, neden kabul etmiyorlar. Çünkü kabul ettikleri takdirde Amerika'nın gönderdiği bir kamyon dolusu tüfeği nasıl izah edeceklerdi veya Rusya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin gönderdiklerini nasıl izah edeceklerdi. Ermenileri onların kullandığı ortaya çıkacaktı. Nitelik öldürülmeden 15 gün önce Hrant Dink, Fransız TV5 kanalına yaptığı mülakatta asıl bizden özür dilemesi gerekenler Fransız ve İngilizler demek durumundaydı. Ve o adam ondan 15 gün sonra öldürüldü. Dolayısıyla Türkiye'nin hiç işine yaramayacak bir ölüm hadisesiydi o. Tamamen Türki-ye'yi cendere altında tutan ve Türkiye'yi suçlayan bir ölüm hadisesi sona erdi." "518 bin 105 Müslüman Türk'ün katledildiği bir ortamda birileri çıkıp da diyorsa ki sizlere üzüntümüzü belirtiyoruz taziyede bulunuyoruz deyip 518 bin 105 kişiye dilemiyorsa o zaman ben 518 bin 105 kişiden özür diliyorum." diyen Halaçoğlu şunları söyledi: "Bütün mesele şu aslında: Ne kadar bilinçli olursak bilgili olursak bu gibi zırvaların önüne geçeriz. Çünkü Kuran-ı Kerim de hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu diyor. Ve oku diye başlıyor. Bizi kim yönetecekse yönetecek kişiyi çok iyi tahlil etmek zorundayız. Türk milleti o- larak kendi değerlerimize ne kadar sahip çıkıyoruz buna cevap vermek mecburiyetindeyiz. Eğer bir şeyler yanlış ise ters gidiyorsa bunun sebebi yöneticilerden çok bize aittir. K- endimizin yaptığı yanlışlardır. Onun için ben bir bilim adamı olarak diyorum ki; ne olursa olsun, hele hele bu gibi işgal altına girmiş toprakların insanların geçmişlerini sürekli hatırlamak, çocuklarına öğretmek zorunda. Yöneticileri çok iyi tahlil etmek zorundayız. Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir. Biz neye layıksak öyle yönetilmek durumunda kalıyoruz. Türk milleti tekrar kendi belliğine dönmek zorundadır. Bir çuval kömüre, 3 makarna paketine kanmamalıdır. Çanakkale de hayatını kaybeden ecdadımızın kemiklerini sızlatmamamız gerekiyor. 7 düvele karşı durmuş bir ecdadın torunları olarak şuurlu olmamız lazım. Düşünmüyoruz, İslam dünyası düşünmüyor. İslam dünyası aklını kullanmıyor, günü birlik politikalarla götürüyor işi, onun için de sürekli olarak sömürülüyor, kaale alınmıyor. Bugün İslam dünyası zavallı halde ama sebebi İslam değil, biziz. Çünkü inancımızı sadece camilerdeki hocalara bırakmışız, okumuyoruz. Kur'an-ı Kerim'in mealini bir okusak. Dün söylenenlerle bugünü mukayese edebiliriz." "Ama tutar siyasetçi, bir devleti yöneten kişi kendi vatandaşına sille tokat giriyorsa hala onun peşinden giden akılları hâlâ nasıl anlayacağız" diye soran Halaçoğlu, "Nasıl değerlendireceğiz. Hiç kimse alınmasın söylediklerimden, bir gerçek var devlet adamı olgun olmak zorundadır. Devlet adamı olmak ayrı bir kültür ister. Sokak ağzıyla konuşamazsınız. Toplumu, milleti bölemez, ayıramaz, birbirine düşman haline getiremezsiniz. Bu bir ülkenin yok olmasının birinci adımıdır. Tüm insanları inancına, kimliğine bakmadan kucaklarsanız bunun adı milliyetçiliktir." ifadesini kullandı. (CİHAN)

7 SAYFA 7 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Mayıs Şubat Perşembe MB'yi eleştirmek en doğal hakkım! AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, "Merkez Bankası neymiş? Bağımsızmış. Bilecekler ki biz bu millete er veya geç bunun hesabını vereceğiz. Vakti dolar, dolduğu zaman biz gereğini yaparız ayrı mesele ama bu işi çözmek zorundayız" diye konuştu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, faizlerin yüksek olduğunu, bunu söylemesine rağmen Merkez Bankası'nın farklı anlayışın içinde olduğunu belirterek sert tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, "Neymiş? Bağımsızmış. Bilecekler ki biz bu millete er veya geç bunun hesabını vereceğiz. Vakti dolar, dolduğu zaman biz gereğini yaparız ayrı mesele ama bu işi çözmek zorundayız" dedi. Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, 100 yıl önceki Mondros Mütarekesi'nde, Sevr'de masanın kenarına iliştirilmiş ülke olmadığını ifade ederek, "Masanın altından zaman zaman zevkle, zaman zaman ikazla ayakların birbirine tokuşturulduğu dönem değil. Onlar geçti" değerlendirmesinde bulundu. Sorunları kaşıyarak etnik köken, din, mezhep, yaşam tarzı farklılıklarını tahrik ederek kimsenin operasyon yapmasına müsamaha göstermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "İçeride hiç kimsenin bu milleti, dışarıda da kimsenin bu devleti azarlar tavır takınmasına eyvallah demeyiz. Her türlü eleştiriye, yapıcı, yol gösterici her türlü tavsiyeye elbette açığız" diye konuştu. Cumhuriyet tarihinde AB'ye tam üyelik konusunda en kararlı adımları atan, en çok reformu yapan, Türkiye'yi AB'ye en çok yaklaştıran hükümet olduklarını dile getiren Erdoğan, Avrupa'nın demokratik değerlerini benimsemek, temel insan hak ve özgürlüklerini en ideal anlamda tesis etmenin temel hedefleri olduğunu kaydetti. Erdoğan, bu hedeflere doğru kararlılıkla ilerlediklerini belirtti. AB ile müzakerelere başlamak için gerekli adımları attıklarını söyleyen Erdoğan, Başbakan olmasıyla müzakerelerin başlamasına yönelik kararı çıkardıklarını anımsattı. Erdoğan, artık Türkiye'nin AB'ye ihtiyacından çok AB'nin Türkiye'ye ihtiyacının ortaya çıktığının altını çizerek, "Yükselen ırkçılığın, İslamofobinin hatta antisemitizmin panzehiri çok net biçimde görülmüştür ki Türkiye'dir. Güçlü ekonomisiyle, standartları yükselen demokrasisiyle, bölgesinde herkesle diyalog kurabilme gücüyle Türkiye, AB için çok büyük imkandır" dedi. Son yıllarda Türkiye'nin, bazı AB ülkelerinde iç politika malzemesi yapılmak istendiğine işaret eden Erdoğan, tüm uyarılarına rağmen buna sessiz kalındığını ve AB değerlerini dahi tehdit edecek bir eğilimin güç kazanmaya başladığını söyledi. Erdoğan, hükümetlerine ve AK Parti'ye karşı takınılan ayrımcı ve ırkçı tavrın, hakkaniyetle bağdaşmayan yaklaşımın Türkiye'ye zarar vermeyeceğini, Avrupa değerlerini örseleyeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: Türkiye'ye yönelik ırkçı manşetlere sessiz kalanlar, yarın manşetlerin maliyetini gördüklerinde vakit çok geç olabilir. Biz manşetlerle gelen hükümet değiliz, manşetlerle de gitmeyiz. İşte en son 30 Mart'ta manşetlerin, milli iradenin yerine geçemeyeceğini herkes gördü. Avrupa'nın da bunu görmesini diliyorum. Türkiye hakkında değerlendirme yaparken manşetlere değil, gerçek fotoğrafa bakıp hakkaniyet ölçüsünde değerlendirme yapmalarını kendi adımıza değil, onların iyiliği adına temenni ediyorum." - "BANKALAR KARDA YARIŞIYOR" Erdoğan, faizin düşmeye başladığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Merkez Bankası bağımsızdır ayrı bir konu ama Merkez Bankası uygulamaları hakkında kanaat açıklamak bir başbakanın en tabii hakkıdır. Enflasyon yükseldiği zaman vatandaş gidip de bunun hesabını Merkez Bankası'na sormaz. Türkiye'de faizden dolayı yatırımlar çöktüğü zaman veya geri gittiğimizde vatandaş bunun hesabını Merkez Bankası'na sormaz. Hesabını gelir bize sorar. Biz atmosferi balans etmekle görevliyiz. Onun için de bizim düşüncelerimiz çok açık, nettir. Bu faiz oranı yüksektir. Faizin düşmesi lazım ki Türkiye'de reel yatırım artsın. Biz sıcak parayla bir ülkenin kalkındığına inanan iktidar değiliz. Kimse bizi bununla aldatmasın. Biz, reel yatırım için gelene mukayese edilemeyecek derecede hoş bakar, onların atacağı adımlara her türlü desteği veririz çünkü bize gelecek fayda orada. Eğer yüksek faizle kredi vermeye kalkarsanız, özellikle yerli sermaye yatırım yapabilir mi? Yapamaz. Finansın maliyeti ucuzsa yatırım yapma şansı vardır, maliyeti yüksekse bu yatırımı yapmak çok zordur. Daha yatırımı bitiremeden çöken girişimcileri biliyoruz. Bunun önünü açmamız böyle olacak. Finans sektörü şöyle kar etmiş, böyle kar etmiş. Öyle ballandıra ballandıra anlatılıyor ki bir çok vatandaşımız bankaların kapısına üşüşüyor, sonra onlar da birbirleriyle karda yarışıyorlar. Birisi diyor ki 'benim karım 1.5 katrilyon', öbürü diyor ki 'Benim ki 1.2 katrilyon', biri diyor 'şu kadar katrilyon' falan. Tamam da kardeşim biz finans sektörünün varlığından rahatsız değiliz. 1.5 kazanacağına 750 kazan arkadaş. Ama bu ülkedeki yatırımcıya daha düşük faizlerle ver." Fazla kazanmanın hırsının ülkeyi yüceltme hırsının çok ötesinde olduğunu dile getiren Erdoğan, "ABD'de faiz oranı 1, Japonya'de eksi, İsrail'de 1 civarında. Onlar bunu bu şekilde yapıyor da siz niye burada bunu düşünmüyorsunuz? Elli dereden elli türlü su getiriyor. Onlar bu oranda faizle kazanmıyor mu? Kazanıyor. Ama onlarda kazanma hırsı bu kadar fazla değil çünkü onlar kendi ülkelerini de düşünüyor" diye konuştu. Bu ifadelerinin finansçıları rahatsız edebileceğini belirten Erdoğan, "Çok kazanmaya alışmışlar Bir de kendi öz sermayeleriyle değil ha, onu da söyleyeyim. Mudinin imkanıyla. Açarken bir sermaye koyacak, o kadar da olsun" dedi. - MERKEZ BANKASI'NA ELEŞTİRİ Merkez Bankası'nın enflasyon oranlarını bugüne kadar tutturamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Yıl içinde bir kere, iki kere, üç kere hep revize ettiniz. Faizi de aynı şekilde... Ama artık yetti, bunu söylemek zorundayım. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bize değişik yerlerden değişik gerekçeler getiriyorlar. Bırakın o işleri. Biz yüzde 63 devletin borçlanma faiziyle aldık, o zaman enflasyon yüzde 30'du. Faiz inmeye başladı, indi, indi, onunla beraber enflasyon da indi, tek haneli rakamları yakaladık. Bundan daha güzel örnek olur mu? Enflasyonla faiz doğru orantılıdır, ters orantılı değil. Birini yükseltirken birini indirirsen bütün dengeleri alt üst edersin. Çünkü ikisi birden ya düşer ya yükselir. Nitekim 5 puan artırdılar, bu arada enflasyon da sıçradı. Artık bunu görmemiz lazım. Ona göre de herkesin başını iki elinin arasına alıp değerlendirmesi lazım. Bu ülke bizim. 'Bilmem hangi kuruluş ne demiş' değil, biz ne dedik bunu düşünmeleri lazım. Bizim süratle kalkınmamız ve bu ülkenin yatırımlarına devam etmesi lazım. İşsizliği de reel yatırımla çözeceğiz. Sıcak para gelir, faiz nasıl olsa yüksek, parayı koyar, buradan alır, geri götürür. Reel yatırım için gelsin, başımız gözümüz üstüne, eyvallah. Her türlü desteği veriyoruz. Hele hele dördüncü, beşinci, altıncı bölgede arsasından, arazisinden tutun vergi muafiyetlerinde, enerjide, her şeyde destek veriyoruz. Yeter ki yatırım yapsınlar. Biz siyasetçiyiz. Halka hesabı biz veriyoruz. Onun için Merkez Bankası yönetimi veya yöneticileri sadece kendileri içinde bir hesabı yapmak durumundadırlar. Onların hesabı verdiği merci millet değil, biz de değiliz. Neymiş? Bağımsızmış. Bilecekler ki biz bu millete er veya geç bunun hesabını vereceğiz. Vakti dolar, dolduğu zaman biz gereğini yaparız ayrı mesele ama bu işi çözmek zorundayız. Daha önce kendilerine de bunları söyledim, söylüyorum, buna rağmen farklı anlayışın içindeler. Faizde genel bir havayla bir düşüş var, onlar da bunu görüyorlar. Ama bu onların yarım puanlık repoyu düşürmeleriyle sağlanmış bir şey değil. 'Bu ayıptır' dedim, böyle yarım puan, yarım puanla bu milletle dalga geçmeyin. Alınacak kararların ciddi olması lazım." (AA) Erdoğan rakam verdi: 134 çocuk dağa kaçırıldı PKK'nın son dönemlerde yaptığı çocuk kaçırmalarını anlatan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün 134 çocuğu dağa kaçırdığını açıkladı. Ağrı'da halka hitap eden Erdoğan, Diyarbakır'da çocukları kaçırılan annelerin günlerdir oturma eylemi yaptığını hatırlattı. PKK terör örgütünün adını anmayan Erdoğan, "134 yavru dağa kaçırıldı. Kimler kaçırdı? Biliyorsunuz değil mi? Ben dün grup konuşmamda söyledim ve BDP'ye HDP'ye seslendim, 'bu çocukları siz getireceksiniz' dedim. Çünkü bunlar o adresleri gayet iyi biliyor. Getirmemeleri halinde, teslim etmemeleri halinde, iktidar olarak B planımızı, C planımızı uygulamaya koyacağız. BDP, HDP zaman zaman gidip alıp geliyorlar ya. Nasıl alıyorlar? İşbirliği içindeler ya onun için. Bizler kimin ne yaptığını, her şeyi biliyoruz. Doğubayazıt'ta kaçırılan 6 taşeron işçiyi de getirecekler. Neymiş? Vahit Kiler, devlete vergi veriyor ya onlara da verecekmiş. Hale bak ya? Bunları nereye soksan girer. Mafya mı, terör mü, eşkiya mı, ne dersen hepsi bunlarda var. Alın teri dökmeden, hizmet vermeden haraç istiyor haraç. Bana da vereceksin diyor. Arkadaşıma söyledim; kesinlikle vermeyeceksin dedim. Bu mücadele haysiyet ve onur mücadelesidir." açıklamasında bulundu. Bal: Cumhurbaşkanı ne Sezer ne Gül gibi olmalı Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal, nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiği konusunda yaptığı açıklamada, "Ne Sezer gibi ne de Gül gibi bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. İkisinin ortası bir cumhurbaşkanı olmalı." dedi. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal, 'Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu'nda ortak paydanın "Cumhurbaşkanını halkın seçmesi memnuniyet verici ama mevcut seçim sistemi ve Anayasa yeterli değil. Cumhurbaşkanı şeffaf, dürüst, hesap verebilir ve her görüşten insanı kucaklayabilen bir olmalı." şeklinde öne çıktığını ifade etti. İdris Bal, Muhsin Yazıcıoğlu soruşturma dosyasıyla ilgili çok iddianın ortaya atıldığını ancak bunun sonunun bir türlü getirilemediğini ifade etti. Bal, dosyanın kapatılma yoluna girdiğini belirterek "Ama vicdanlarda kapanacak mı?" diye sordu. Önemli olanın vicdanlarda bu dosyaların kapanıp kapanmadığı olduğunu ifade eden Bal, adaletin herkese gerektiğini ve yargının itibarının önemli olduğunu ifade etti. Dosyanın kapanmaması gerektiğini vurguladı. "Bu kadar şüphenin olduğu bu dosyalar, kapanamaz, kapanmamalıdır." diyen Bal, konunun takipçisi olacaklarını söyledi. Çözüm süreciyle ilgili ise Bal, birçok rapor hazırladığını ve uyarılarda bulunduğunu hatırlattı. "24 saatten fazla bir ülkenin karayolu kapatılır mı?" diye soran Bal, yola çukur açılıp kontrol edildiğini ifade ederek "Ne biçim devlet ne biçim hükümet." diye konuştu. "Herkese karşı delikanlı, herkese karşı kabadayı, herkese karşı Kasımpaşalı; teröre, gerçek paralel yapıya karşı... Böyle devlet, böyle iktidar olmaz." diyen Bal, çocukların kaçırıldığını, yolların kesildiğini ama cumhurbaşkanı seçimleri var diye duyulmasın dendiğini kaydetti. "Keşke gerçek barış olsaydı da gidip halay çekseydik." diyen Bal, "Yolumuzu kim kesiyor, kim çukur açıyor, kim çocukları kaçırıyor." diye sordu. Gemi ağza almış gerçek bir paralel yapı olduğunu dile getiren Bal, bunun karşısında aciz kalındığını ve vatandaşın korunamadığını kaydetti. Bal, "Örgüte silahlı mücadeleyle yapamadığını yaptınız. Önce bunun hesabını vereceksiniz." şeklinde konuştu. Nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiği konusunda da Bal, "Ne Sezer gibi ne de Gül gibi bir Cumhurbaşkanı istiyoruz." dedi. Bir ölümlü için çıkılabilecek en yüksek makamın cumhurbaşkanlığı olduğunu anlatan Bal, ikisinin ortası bir cumhurbaşkanı istediklerini vurguladı. (CİHAN)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Mayıs Şubat Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Mayıs Şubat Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com TÜBİTAK TEMİZLENİRKEN... Biliyorsunuz darbe teşebbüsünde gündeme gelen ve devlet adamlarının dahi telefonlarını dinleyen bir kuruluş olarak gündeme girdi ve üzerinde epey şeyler konuşuldu yazıldı. Peki bir bilim kurumu olan Tübitak nasıl sessizce Parelel yapının kontrolüne girdi, neden bu diğer olaylarda olduğu gibi farkedilmedi, neden, neden?? Nedenler çok saymakla bitmez. Asıl geç kalmış bir operasyonun yankılarından bahsedeceğim bugün. Yaklaşık 4 bin kişinin çalıştığı Tübitak da 250 kişi görevden alınmı, uzaklaştırılmış ve pasif görevlere verilmiş. İşte bunun için parelel yapının adamı eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Palaz, bir açıklama yaparak bilim kurumunun siyasete alet edilmemesi gerektiğini savunmuş. Peki güzel alet edilmemesi konusunda herkes hem fikir ama yıllardır siz orayı babanızın çiftliği gibi kullanırken bilime mi hizmet ediyordunuz yoksa başka birine mi, hatta Amerika'ya mı onu neden söylemiyorsun efendi. Hem devlet adamlarına dinlenemez telefonlar verip de onları yine kendin dinlerken bilim mi yapıyordunuz acaba? Bırakın bu safsataları millet ne olduğunuzu gördü, aslında yıllardır görüyordu da Tayyip efendi ve avanesi geç uyandı, hatta kendi tabirleriyle yanıldılar. Bu nasıl yanılma ise... Peki şimdi Tübitak tam olarak bu adamlardan temizlendi gerçek bilim merkezi haline getirildi mi bilemiyorum. Ama bildiğim tek şey var ki böyle kurumlar hiçbir kimseye, ideolojiye, partiye, düşünceye ve gruba teslim edilmemeli, başında tarafsız ve gerçekten bilim adamı insanlar bulunmalı ve amacı bilime hizmet etmelidir. Bakın neler diyor bu Palaz efendi, hani derler ye merdi kipti sirkatin söyler diye. "TÜBİTAK ta şahsıma karşı yapılan baskı ve dayatmaların, yıllarca özveriyle çalıştığım kurumdan atılmakla son bulacağını düşünmüştüm. Ancak 21 Şubat 2014 tarihinde işten atılmakla sonlanan süreç sonrasında yaşanan gelişmeler gösteriyor ki hukuksuzca yapılan muameleler hız kazanarak devam etmekte: - Son 2 ay içerisinde 250 den fazla mühendis ve bilim insanı hiçbir hukuki ve insani kriter gözetilmeksizin kurumdan atıldılar. - Yüzlerce çalışan tasfiye edildi ve uzmanlık alanlarının dışında görevler verilerek savruldu. - Kurumsal hafızayı temsil eden 90 a yakın üst düzey yönetici görevlerinden el çektirildi. - Kuruma yıllarını vermiş, tecrübeli ve yetkin 30 üst düzey yönetici gerekçe dahi gösterilmeksizin hukuksuzca kurumdan atıldı. - Bu süreç içinde yüzlerce çalışan baskı, mobbing ve ayrımcılığa maruz kalmaya devam etmektedir. Son dönemde kurum Türkiye de hiçbir yerde yaşanmamış bir şekilde hukuksuzluğun merkezi haline geldi. Özellikle Başbakanlık ta bulunan böcek konusunda, şahsımdan bilirkişi raporunda tahrifat yapmam istenmiş, bununla ilgili işten atılmakla tehdit edilmiştim. Bu hukuksuz isteklere karşı durmam ve bunu kamuoyuyla paylaşmam sonrasında kurumda her türlü insani ve hukuki normlar hiçe sayılarak işten atmalar, baskılar, istifaya zorlamalar başladı. TÜBİTAK çalışanları bir kısım medya ve bazı odakların hedefi haline gelerek insafsız bir kıyıma maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor." Daha epey iddialarda bulunuyor ama ben bunların önemli olanlarını size aktardım. Şimdi sözün özü şu: Tübitak ve bunun gibi benzeri kurumlar asıl sahipleri bilim adamlarına ve uzmanlarına bırakılmalı, buralar birilerinin at oynattığı, kendi amaçlarına kullandıkları kurumlar olmaktan çıkarılmalı, yasaları buna göre yeniden yapılandırılmalı ve bu tür kurumlar iktidar kim olursa olsun sadece mensubu olduğu Türk Milletine hizmet etmekle yükümlü olmalıdırlar. Tire Özel Bilgi Koleji öğrencisi robot tasarım yarışmasında DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ İzmir'in Tire ilçesindeki Özel Bilgi Koleji, Romanya'da başşehri Bükreş'te düzenlenen 12. Infomatrix World Final Bilişim Projeleri Yarışması'nda, robot tasarımı dalındaki projeyle dünya üçüncüsü oldu. Dünyanın sayılı bilişim olimpiyatları arasında yer alan Infomatrix, her yıl binlerce proje müracaatını ön elemeden geçiriyor. Finale kalanlar, saygın üniversitelerin öğretim görevlilerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendiriliyor. Bu yıl finale kalan 43 ülkenin 257 projesi Bükreş te yarıştı. Özel Bilgi Koleji öğrencisi Berat Çabuk, dünyanın diğer genç bilişimcileriyle Romanya da buluştu. GSM kontrollü, insansız hava aracı projesiyle bronz madalya kazandı. Finalistler, projelerini ilgili jürilere İngilizce olarak sundu. Başarılı öğrenci Çabuk'un proje danışmanı Volkan Güçük, yaptığı açıklamada, Berat, hem zeki hem de meraklı bir öğrenci. Bize düşen, onun önünü açmak ve tıkandığı yerlerde yardım etmek oldu. Önümüzdeki yıllarda da kendisine benzer başarı hedefleri koyan öğrenci ve velilerimize destek olmaya devam edeceğiz. Bu başarıyı Tire ye ve Türkiye ye kazandırdığımız için çok mutluyum. dedi. Berat Çabuk ise, Romanya ya giderken ve dört gün boyunca çok heyecanlıydım. Ödül töreninde projemin adı okunduğunda çok sevindim. Bu başarıyı sağlayan okuluma, öğretmenlerime ve Uzay Teknolojileri Kulübü'ndeki ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. şeklinde konuştu. Özel Bilgi Koleji Müdürü İsmail Özgüç de şunları kaydetti: İlçede bulunan bir okul olarak, altı yılda 13 Türkiye birincisi çıkardığımız için sürekli test çözdüren bir okul olduğumuzu düşünenler var. Oysa bizim amacımız, düşünen ve üreten bireyler yetiştirmektir. Her yıl değişik sınav dallarında madalyalar kazanıyoruz. Özellikle sanat ve spor başarılarına çok önem veriyoruz. Bilgisayar Tasarım Olimpiyatı'nda ise ilk olarak bu yıl dünya üçüncülüğü aldık. Bu başarılarda emeği geçen öğretmenlerimi ve öğrencilerimi tebrik ediyorum. Infomatrix'i düzenleyen komitede Romanya Milli Eğitim Bakanlığı Genel Müdürü Nuşa Dumitriu ve Lumina Eğitim Enstitüsü Genel Sekreteri Dr. Ragıp Gökçel de yer aldı. Romanya Parlamentosu Bilişim ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Varujan Pambuccian, dünya finali ödül töreninde yaptığı konuşmada genç bilişimcilere başarılar diledi, merakla çalışarak gelecek yarınlar adına daha yeni icatlar yapılabileceğini vurguladı. Ödül töreninde ayrıca Romanya halk danslarından örnekler sergilendi. Lumina Eğitim Kurumları öğrencileri de şarkılarıyla törene renk kattı. Narlıdere çöp toplamada yaz saatine geçiyor Narlıdere Belediyesi Mithatpaşa ve Güngören Caddesi üzerinde 2012 yılında başlattığı konteynersiz çöp toplamada yaz saati uygulamasına geçiyor. Narlıdere Belediyesinin pilot proje olarak Mithatpaşa ve Güngören Caddesi üzerinde uyguladığı saatli çöp toplama çalışmalarında yaz saatine geçiliyor. Haziran ayı itibari ile artık çöpler belediye ekipleri tarafından Saat:21.00 da toplanmaya başlanacak. Çöplerin sokaklarda oluşturduğu kötü görüntü ve çevre kirliliğinin önüne geçmeyi amaçlayan projede önemli bir yol kat edildiğini söyleyen Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, daha temiz bir Narlıdere için var güçleriyle çalıştıklarını ifade ederek En iyi temizlik kirletmemektir dedi. Batur Narlıdere Belediyesi temizlik ekipleri en çok kullanılan Mithatpaşa Caddesi ve Güngören Caddesi üzerinde gün boyu sokakları temiz tutmak için çalışıyorlar. Fakat sokakları temiz tutmak için biz halkımızdan da destek bekliyoruz. Etraflarını kirleten, çöp atan, çevre temizliğine dikkat etmeyenleri uyarmalarını veya belediyemize bildirmelerini istiyoruz. İzmir in en güzel ilçesinde yaşadığımızı unutmadan Narlıdere li olma bilinci ile harekete geçmeli, etrafımızı da uyarmalıyız. Narlıdere Belediyemizin meclis üyeleri kurdukları komisyon ile çevre temizliği konusunda yapılan çalışmaları vatandaşlarımıza aktarmak için çalışıyorlar. Konteynersiz Çöp toplama projesini hayata geçirdiğimiz Narlıdere de Haziran ayı itibari ile yaz saati uygulamasına geçiyoruz. Ekiplerimiz artık çöpleri Saat:21.00 da toplamaya başlayacaklar. Bunun için vatandaşlardan saatleri arasına evsel atıklarını dışarıya çıkartmalarını, bu saatler dışında sokağa çöp bırakılmamasını önemle rica ediyorum. Meclis üyelerimizin çöp toplama yaz saati uygulaması ile ilgili hazırladıkları el broşürleri ile tek tek vatandaşın kapısını çalarak vatandaşlarımızı bilgilendiriyorlar. Sloganımız NARLIDEREYİ SEVİYORUM, ÇEVREMİ KO- RUYORUM. Daha güzel bir Narlıdere için Mithatpaşa ve Güngören Caddesi sakinlerinin bu uygulamaya katılımlarını, saatleri arasına evsel atıklarını dışarıya çıkartmalarını ve desteklerini bekliyorum dedi. Bakan Yıldız: Soma faciasının sorumlusu UYKUSUZ ŞOFÖR! Soma da meydana gelen olay sonrası hayatlarını kaybeden madenciler için büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Bakan Taner Yıldız, "Her türlü şart yerine getirilmiş ama şoför uykusuz kalınca maalesef kaza kaçınılmaz oluyor. Soma'daki facia da bundan ibarettir" diye konuştu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Soma da meydana gelen ve 301 madencinin şehit olduğu kaza ile ilgili ilginç bir benzetmede bulundu. Benzetmesinde Ankara dan Kayseri ye gidecek 30 kişilik grup için kiralanacak otobüs sözleşmesinde yer alacak maddeleri sıralayan Bakan Yıldız, bu maddelere uyulmasına rağmen 'şoför uykusuz' binmişse kaza yapabildiğini dile getirdi. Bakan, bu örneğe göre, işletmecilikte birçok tarafın olduğunu ve tarafların her biri beraber olduğunda doğru bir işletmecilik elde edilebileceği ifadesini kullandı. Bakan Taner Yıldız, Kayseri programı kapsamında Kayseri Ticaret Odası nın (KTO) Meclis toplantısına katıldı. Meclisin açılış konuşmasını yapan KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, yaptıkları çalışmalarla madencilerin yaşadığı sorunları anlattı. Ardından Bakan Taner Yıldız konuşma yaptı. Programa yarım saat gecikmeli katılan Bakan Taner Yıldız konuşmasının büyük bölümünü Soma daki maden ocağında meydana gelen olaya ayırdı. Soma da meydana gelen olay sonrası hayatlarını kaybeden madenciler için büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Bakan Taner Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şöyle bir benzetme yaparsak çok büyük bir hata yapmış olmayız. Her birimiz madenciliğe yakın olmayabiliriz. Ama bu işin çok tarafı var derken şunları kastediyoruz. Biz Kayseri den Ankara ya yaklaşık 30 kişilik bir grubu götürme kararı alalım. Bizden otobüs kiralıyorlar. Otobüs kiralarken biz sözleşme imzalıyoruz. Diyoruz ki, bakın Kayseri den Ankara ya gidene kadar iki tane araç muayene istasyonuna uğrayacaksınız. Yolda sizi 4 defa trafik polisleri çevirecek, ehliyet ve ruhsatınızı da soracaklar, bunu hazır edin. Takometre var otobüsünüzde, 120 i geçmeyeceksiniz. 'Ama kadranda 180 gösteriyor' diyor. Biz de 120 geçmeyeceksiniz diyoruz. Bir de alkol kullanmayacaksınız diyoruz. Bu sözleşmede yer alıyor. Giderken çok alternatifler olabilir. Araç muayene istasyonuna uğramayabilir. Uğradığında es geçmesini isteyebilir. Araç muayene istasyonundakiler es geçebilir. Egosuz muayenesinden, lastiklerin ne kadar canlı olup olmadığına kadar birçok muayeneden geçer. Trafik polislerimiz çevirir. Ehliyet sorar. Burada da istemediğimiz ilişkiler olabilir. Kaldı ki çok doğru ilişkilerde olabilir. Otobüs seyrediyor. Yolunda gidiyor. Kontroller yapılıyor. Kontrolleri yapılmayan da olur. Trafik polislerinin de atladığı olabilir. Ama muayenelerini yaptık. Buna rağmen hıza da uysun. Alkollü de araç kullanmasın. Buna rağmen uykusuz binmişse şoför kaza yapabiliyor. Söylemek istediğim şudur: Bu işin kamu yanı var. Özel sektör işletmeciliği var. Teknik işletmeciler yanı var. Denetimler, teftişler var. Bunların her biri beraber olduğunda doğru bir işletmecilik elde edilebiliyor. 'ÖLÇÜM YAPAN CİHAZLAR VAR, 301 CANIN VEBALİ SADECE KANUNLARLA SINIRLI DEĞİL' Bakan Taner Yıldız, maden ocağında ölçüm yapan 48 adet sensörün yani cihazların bulunduğunu hatırlatarak, Soma da hayatını kaybeden 301 madencinin vebalinin sadece kanunlarla sınırlı olmadığını ifade etti. Bakan Taner Yıldız, sensörlerle ilgili bilgiler de verdiği konuşmasını otobüs örneği ile devam ettirerek, şunları anlattı: Burada fabrikaları, işyerleri olan arkadaşlarımız var. Biraz önce başkanımız kaskı giydiremiyoruz dedi. Giydireceksiniz. Giydirmediğiniz takdirde işçi kardeşimizin başına tuğla düşse bu sizin sorumluluğunuzdur. Şimdi örneğimizde şoför takometrede de hız sınırını aşmamış olabilir. Ama acaba aşar mı diye yazıyorsunuz. Oraya sensörler konulmuş. 48 tane. Biz nasıl ki oda sıcaklığını görmek için kullandığımız cihaz varsa öyle orada da cihaz var. Eğer bulunduğumuz bu odanın sıcaklığı 35 derecenin üzerine BELGEM de eğitim gören 845 çocuk daha sertifikalarını aldı İngilizce seferberliği Bornova Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi nde (BELGEM) ingilizce eğitimi alan ilkokul ve ortaokul öğrencileri sertifika heyecanı yaşadı. Bahar dönemi boyunca alanında uzman öğretmenlerle ingilizcelerini geliştiren çocukların heyecanına Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila da ortak oldu. Bornova Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi nden bahar döneminde ingilizce kursu alan 845 ilköğretim okulu öğrencisi düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Çamdibi ndeki İZBAŞ Düğün Salonu nda düzenlenen törene Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila da katıldı. Törende aileler de çocuklarının sertifika almasının mutluluğunu yaşadı. Bornova Belediyesi nin verdiği destek eğitimiyle okullarında gördükleri ingilizce derslerinde başarılarını artıran çocuklar mutluluklarını Başkan Atila ile paylaştı. Atila ile birlikte fotoğraf çektirme yarışına giren çocuklar, sertifikalarını gururla ailelerine gösterdi. Çocuklara belediye desteği sürecek Gelecek nesillerin bugünden donanımlı yetiştirilmesi için ellerinden gelen desteği vereceklerini söyleyen Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Bizlerin en değerli varlıkları çocuklarımız. Onların eğitimi için biz belediye olarak sizler de aileleri olarak elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Çocuklarımızın hem eğitimleri için hem de spor yapmları için gereken desteği her zaman vereceğiz. Amacımız kentimizde yaşayan çocuklarımızın daha iyi noktalara gelebilmesini sağlamak. Onları bir adım öteye götürebilmek. Çocuklarımızın daha başarılı olabilmesi için hep birlikte mücadele edeceğiz dedi. çıktıysa klimanın çalışması ya da çalışmamışı olacak ve terleyecektik. Buranın işletmecisine deniyor ki. Bak arkadaş biz bu cihazları koyduk ama kontrol edebilir. Orada alınan ölçümlerde ister karbonmonoksit, karbondioksit, oksijen değerleri, metan gazı değerlerini ölçen cihazlardır. Bu cihazların doğru yerde ölçüp ölçmediğini kontrol etmeliyiz. İşletmecilik bu. Bu kadar tarafları olan bir konusunun, 301 canımızın vebali sadece kanunlarla sınırlı değildir. Bizim dünya ve ahiret ölçümüzle de sınırlıdır. Bunun karşısında herhangi bir yöneticinin ister kamu yada işletmecilerin ve özellikle bizim kayıtsız kalma ihtimali söz konusu değildir. 'EVİN MİSAFİR ODASINDAN KÖMÜR OCAĞINA GİRİLİYORDU' Soma olayında orada bulunan basın mensuplarına bilgi paylaşımı yaptıklarını hatırlatan Bakan Taner Yıldız, basın mensuplarının bilmediği konularla ilgili aktardıkları bilgileri şöyle anlattı: Soma daki arkadaşlarımız bize sordu. 'Siz şu ana kadar ocak kapattınız mı?' dediler. Bizim o ana kadar 130 tane kömür ocağı kapattığımızdan bilgisi yoktu. Zonguldak ve bir kısım illerde oturduğu evin misafir odasından maden ocağına girilen yer vardı. Abartılı ama yaşandı. Günlük 1 ton kömür çıkartarak ocak işlettiğini söyleyen vardı. 2 ay önce kaza oldu. Bir işçi kardeşimiz hayatını kaybetti. Hangisi dedim. Mühürlediğimiz işletme ocak çıktı. Mührü kırmış ve çalışmışlar. Biz teknik olarak her an 10 bin civarındaki işletmenin başında olamayız. Olamayacakları için de biz teknik nezaretçiler koyduk. Bakan Taner Yıldız, Kayseri Ticaret Odası ndaki program sonrasında Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Olağan Genel Kurulu'na katıldı ve burada da sanayicilere hitaben konuşma yaptı. (CİHAN) Türkiye nin şampiyonları ödüllerini Soma için aldı Samanyolu Eğitim Kurumları tarafından bir yıl boyunca katıldıkları ulusal ve uluslararası yarışmalarda derece elde eden 320 öğrenciye ödülleri verildi. Soma faciası nedeniyle ertelenen ödül töreninde, hayatını kaybeden işçiler dualarla anılırken, başarılı öğrenciler ödüllerini Soma'da hayatını kaybeden madenciler için aldı Samanyolu Eğitim Kurumları tarafından yılı arasında 'Türkiye nin Şampiyonları' ödül töreni düzenlendi. Geçtiğimiz haftalarda Manisa Soma da yaşanan ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciası nedeniyle ertelenen tören, Soma da hayatını kaybeden işçilere saygı duruşu ve dua okunarak başladı. Bağımsız milletvekilleri Ertuğrul Günay ve İlhan İşbilen, Trabzon eski Milletvekili Kemalettin Göktaş, Samanyolu Eğitim Kurumları Genel Müdürü Hakan Yılmaz ve ödül alacak öğrencilerin ailelerinin katıldığı ödül töreninde çeşitli branşlarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Samanyolu Eğitim Kurumları Genel Müdürü Hakan Yılmaz, eğitim-öğretim yılı içerisinde, olimpiyat, proje, spor, dil, sınav ve kültür sanat olmak üzere 6 kategoride toplam 320 öğrencinin ödül almaya hak kazandığını söyledi. Yılmaz, Bu tablo sadece Samanyolu Eğitim Kurumları'nın değil, siz değerli konuklarımızın ve tüm Anadolu insanının gurur duyacağı bir tablo. Ben sözü daha fazla uzatmadan sizleri bu gurur verici tabloyla baş başa bırakmak istiyorum. ifadelerini kullandı. Ulusal ve Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda derece elde eden öğrenciler ödüllerini Kültür eski Bakanı ve İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay ın ellerinden aldı. Öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Günay, Türkiye nin ismini bilim alanında yükseklere çıkarmaya çalışan herkese, güzel çalışmalara manevi önderlik eden isimlerden başlayarak teşekkürlerini iletti. Günay, Soma da yaşanan maden kazasının tekrarlarının yaşanmaması için bilimi ve eğitimi daha da yükseklere çıkarmanın önemli olduğuna değindi. Günay, Bundan bir süre önce vatanımızın bir köşesinde ülkemizin geliştiğini kalkındığını söylerken, bu gelişmenin ve kalkınmanın nimetlerinden sadece zenginlerin daha zengin olarak istifade etmiş olmasınlar. Yoksulların da hayat şartları iyileşsin ve onlar da iş kazalarında yüzlerce kişi kurban olup gitmesin. 300 den fazla kardeşimizin bir faciada yaşamını yitirmesini bir daha yaşamam üzere saygıyla eğiliyorum. Bu okulları çoğaltarak, bilimin, okulların eğitimini, sayısını ve kalitesiyle bu acıların yaşanmamasının yollarını açmaya çalışacağız. Çünkü bu acıları en temel önlemi bilimi ve eğitimi yükseltmeye çalışmaktır. şeklinde konuştu. Bilim Olimpiyatları'nda derece elde eden ilk ve ortaöğretim öğrencilerine de ödüllerini İzmir Bağımsız Milletvekili İlhan İşbilen verdi. Öğrencilerin gösterdikleri başarının gurur verici olduğunu kaydeden İşbilen, Bu evlatlarımıza emek veren kardeşlerimizin ve destek olan ailelere, mütevelli heyetleri ne kadar iftihar etseler, övünseler yeri olduğunu anlamış oldum. Yaşım 60 ın üzerinde ama bunu itiraf etmek de bana bugün bir ders oldu. dedi. Törende; olimpiyat dalında 72, Proje dalında 35, Spor dalında 117, Sınav dalında 13, Kültür Sanat dalında 19, Yabancı Dil dalında ise 62 ve toplamda 318 başarı öğrenci ödüllerini aldı. (CİHAN) KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ORTAK ADIM ATACAKLAR İzmir in 480 bin nüfuslu en büyük ilçesi Karabağlar da kentsel dönüşüme yönelik çalışmalar devam ederken Şehir Plancıları Odası, Karabağlar Belediyesi ile işbirliği içinde çalışma kararı aldı. Başkan Selvitopu nu makamında ziyaret eden İzmir Şubesi Yönetimi kentsel dönüşüme ilişkin görüş ve önerilerini Başkan la paylaştı. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Karabağlar Belediyesi ile işbirliği içinde çalışacak. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu'nu ziyaret eden Şehir Özcan PEHL VANOĞLU ozcanpehlivanoglu@yahoo.com SON TÜRK SÜRGÜNÜ 25. YAŞINDA!.. Türk Milleti çileli, acılı, gözyaşına boğulmuş bir millettir. Tarih, sürgün niteliğindeki göçlerle doludur. Bu yüzden çocukların oyunlarında bile göç vurgusu önemli bir yer tutar. Çünkü çocuklar için göç, adeta yeni yerler görmek için çıkılan bir gezinti gibidir. Türk; sosyal, ekonomik, kültürel, askeri ve siyasi nedenlerle pek çok kez farkında olmasa bile zihninin derinlerinde daima göçe hazırdır. Türk ün göçlerinde ölüm, katliam, soykırım vardır. Açlık, hastalık ve yoksulluk ise işin cabasıdır! Türk her insanoğlu gibi(!), göç sona erip rahata erince yaşadıklarını çabucak unutur. Ve bu unutkanlık sayesinde de daima yeni göçler için uygun zemin oluşur. Hangi millet, tarih boyunca başına gelen acı ve tatlı hatıraları unutmamıştır; o millet tarih sahnesinde huzur, güven ve mutluluğu en azami nispette yakalamıştır. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük Zorunlu Göç, bundan 25 yıl önce 1989 yılında Türklerin başına Bulgaristan da gelmiştir. Unutmasak ve incelesek, bugün bile bu göçün istatistikleri gözümüzü korkutur. Ayrıca her bir Türk ün göçü, onun için çok önemli bir dram ve travmadır. Göçü yaşamamış olanların bunu anlaması mümkün değildir. Bulgaristan dan zorunlu göçe ve öncesinde asimilasyona tabi tutulanların tek ortak özellikleri Türk olmalarıdır. Bu nedenle sürüldüler. Hemde çok yeni yani 25 yıl önce... Biz bunu da çoğu şey gibi çabuk unuttuk! Kendisi de, bir 1989 Zorunlu Göç ünün kurbanı olan, büyük Türk edebiyatçısı Ömer Osman Erendoruk o günleri bir şiirinde şöyle anlatıyor; Türkçe söylemek yasak, Türkçe yürümek yaya Türkçe işitmek yasak, Türkçe bakmak dünyaya Türkçe sevinmeyeceksin, Türkçe gülmeyeceksin. Alnından akan teri Türkçe silmeyeceksin. Türkçe bağlamak yasak ayakkabı bağını. Türkçe ayırmak yasak solunu ve sağını. Sofrada ekmeğini Türkçe dilmeyeceksin. Türkçe yaşamayacak, Türkçe ölmeyeceksin... Mesele, Erendoruk un dizelerinden de çok rahat anlaşılıyor. Ancak Bulgarların, Bulgaristan da Türkleri yok etme planı, 1878 yılından önce yürürlüğe konmuştur. Bu plan sabırla 1989 a ulaşmış ve 2014 te de artan oranda uygulama alanı bulmaktadır. Hemde Avrupa Birliği Üyesi olan Bulgaristan da!.. Türkiye nin aydın müsveddeleri ve medyası; pkk haklarını, Barthelemos un sızlanmalarını, Ermeni masallarını, tarikat ve cemaatlerin arzularını konuşmaktan yanıbaşlarında sıkıntıdan inleyen Bulgaristan Türklerini duymazlar ve onların 25. yılına girmiş olan acılarını anlamazlar. Çünkü Türk değildirler... İnsan hakları ve yardım dernekleri, Bulgaristan a uzanamazlar arası, isim ve dinleri değiştirilerek, papazlarca vaftiz edilenlerin, hristiyan mezarlıklarında haçların altında ebedi uykularını yaşamaları onları hiç rahatsız etmez. Çünkü bu ölüler Türk tür... Öyleyse nerede yattıkları onlar için önemli değildir! Varsa yoksa kürt, ermeni, rum, arap, Suriyeli, Filistinli, Somalili vs. gibiler. İnsanlık açısından önemli olayların 25, 50 ve 100. yılları, tarihsel dönüm noktalarıdır. Bulgaristan Zorunlu Göç ü de, işte bu dönüm noktalarından birini yaşamaktadır. Görüyorum ki; bu tarihsel dönemeçte, göç gündeme getirilmemekte ve adeta unutturulmaya çalışılmaktadır. Bu göç bize yani Türklere çok önemli şeyler anlatmakta ve gelecek için mesajlar vermektedir dan 2014 e, Türkler açısından Bulgaristan da pek bir şey değişmediği gibi Türkiye de Türkler için durum çok vahim bir noktaya gerilemiştir. Onun için Türkiye Türkleri; Bulgaristan ı ve Bulgaristan Türklerinin başına gelenleri iyi okumalı ve de buradan çıkaracağı sonuçlarla, gelecek için doğru öngörülerde bulunmalıdır göçünde ve öncesinde, Bulgaristan da Türklük Mücadelesi vermiş olan herkesi saygıyla anıyor, göçleri unutturmayacağımıza dair söz veriyor ve halen başta Bulgaristan Türkleri olmak üzere bütün Türk Dünyası nın arkasında olduğumuzu 77 düvele buradan ilan ediyorum... Gaziemir in 30 yıllık rüyası gerçekleşti Gaziemir Belediyesi, tüm birimleriyle Yeni Hizmet Binası nda vatandaşa hizmet vermeye başladı. Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, 30 yıldır herkesin yapacağım dediği belediye binasını yapmanın gururunu yaşıyorum. Artık Gaziemir de 50 yıl kimse belediye binası konuşmayacak diye Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ve yönetim kurulu üyeleri, özellikle kentsel dönüşüm konusunda Karabağlar Belediyesi ile yeni dönemde de karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak istediklerini söyledi. Ziyarette, Karabağlar ilçesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenmiş riskli alanlarla ilgili son gelişmeler değerlendirildi. Ayrıca, vatandaşların beklentilerine yönelik belirsizliklerin giderilmesi ve Karabağlar'da yapılması düşünülen plan revizyonu çalışmaları da genel ilkeleriyle ele konuştu. Gaziemir Belediyesi, tüm birimleriyle Önder Caddesi ndeki yeni hizmet binasında vatandaşa hizmet vermeye başladı. Eski binanın olduğu yerde inşa edilen ve altında iki kat yeraltı otoparkı bulunan akıllı, çevreci, teknolojik yeni hizmet binası 14 bin metrekare alanı kaplıyor. Bu alanın 5 bin 700 metrekaresi 2 kat yeraltı otoparkından oluşuyor. Toplamda 175 araç kapasiteli otopark belediye personelinin yanı sıra halka da hizmet veriyor. En son teknoloji ile inşa edilen bina, enerji tasarruflu ve gün ışığından en fazla yararlanacak biçimde tasarlandı. 19 adet müdürlük ile 3 adet rezerv müdürlüğün yer aldığı hizmet birimleri alındı. Karabağlar Belediyesi ile bu dönemde de ortak paydada buluşmayı amaçladıklarını ve bu doğrultuda katkı koymaya hazır olduklarını belirten Özlem Şenyol, Başkan Selvitopu nun kentsel dönüşüm konusundaki bilgi, birikim ve tecrübesinin Karabağlar için bir şans olduğunu vurguladı. DAYANIŞMA BİZİ MEMNUN EDER Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu da Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yönetim kurulu üyelerinin gerçekleştirdikleri ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Selvitopu ayrıca ortak akılla kenti yönetmekten yana olduklarını hatırlatarak, Açık, şeffaf, katılımcı anlayışla Karabağlar ı yönetme taraftarıyız. Bu doğrultuda ortaya konulacak her türlü görüş ve öneri bizim için önemlidir. Karabağlar halkına fayda sağlayacak her türlü dayanışma bizi memnun eder. dedi. toplam 8 bin 300 metrekare alana yayılıyor. Modern çağın gereklilikleri doğrultusunda tasarlanmış olan müdürlükler vatandaşa daha kaliteli, daha çağdaş bir hizmet verebilmek adına açık ofis düzeninde tasarlandı. Bu gurur bana nasip oldu 250 bin nüfusa hizmet verecek şekilde hazırlanan yeni hizmet binasının Gaziemir e çok yakıştığını söyleyen Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, Gaziemir in gelecek 25 yılını düşünerek hayata geçirdiğimiz projelerle kentin kaderini değiştirdik. 30 yıldır her adayın seçim vaatlerinde yer alan belediye yeni hizmet binasını yapma gururuna ben eriştim. Artık 50 yıl Gaziemir de kimse belediye binası konuşmayacak diye konuştu.

9 SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Mayıs Şubat Perşembe Sedat KAYA YALNIZ ADAM BAŞBAKAN, YA VEFAT EDERSE!!! Ak Partiyi en büyük bekleyen tehlike işte bu... Başbakana bağlı bir parti olan Ak parti'de, benim kanaatimce hemen herkes tam olarak gerçek düşüncelerini söyleyemiyorlar... Denizli Böyle Görünecek Denizli Büyükşehir Belediyesi nin en önemli projelerinden biri olan teleferik projesinde çalışmalar devam ediyor. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bağbaşı ile Zeytinli Yaylası arasında kurulacak olan teleferik sisteminin Eylül ayı sonunda tamamlanacağını söyledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi nin en önemli projelerinden biri olan teleferik projesinde çalışmalar devam ediyor. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bağbaşı ile Zeytinli Yaylası arasında kurulacak olan teleferik sisteminin Eylül ayı sonunda tamamlanacağını söyledi. Denizli yi yayla ve kış turizmiyle buluşturacak olan teleferik sisteminin kurulum çalışmaları başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi nin en önemli projelerinden birisi olan teleferik projesi tamamlandığında Denizli yeni bir turizm alanına kavuşacak. Bölgede incelemelerde bulunan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, sistemin kurulum çalışmalarının devam ettiğini belirterek, Denizli için en önemli projelerden birisi olan yayla turizmiyle ilgili olarak çalışmalarımız devam ediyor. Şuanda teleferikle ilgili olarak ilk ayak aşağıda kuruldu. Eylül ayının sonunda da tamamen çalışmalar bitmiş olacak ve Denizli halkının hizmetine sunulacak dedi. Denizli için ayrı bir güzellik katacak sistemin kente önemli bir kazanım olacağını ifade eden Başkan Zolan, Bu proje, Denizli nin önemli ihtiyaçlarından biriydi. Sistem kurulduğu zaman, Denizli halkı yazın serinlemek için kışın da karla buluşmak için bu bölgeye akın edecek. Denizli artık dağları ile buluşabilecek. Diğer yandan bölgeye yapacağımız yatırımlar ile bu yer daha cazip hale gelecek. Burada en önemli konu alt yapı konusu olacak. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak çevrenin kirlenmemesi için kanalizasyon başta olmak üzere arıtma sistemlerini kuracağız ve buradaki doğal güzelliği koruyacağız dedi. Yani Başbakana sırtlarını dayamışlar, öylece devam ediyorlar. Başbakanın söylemlerinde kullandığı veya işaret ettiği bazı noktaları, Ak Partili yöneticilerinin neden dillendirmediğini düşünecek olursak evet bir korku var... O korkuda şu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın Seçimlerde aldığı oyların % 'sinin hemen hemen hepsini Başbakanın aldığını düşünürsek, Başbakanın vefat etmesi halinde Ak Partinin eski Ana vatan Partisi veya Doğru yol Partisi durumuna düşmemesi kaçınılmaz bir son olur... Başbakanın şuan çok güvende olduğunu da tahmin edemiyorum... Çünkü en yakını gördüklerinin de zor bir döneme girdiklerinde yanından ilk ayrılacaklarının da farkında bir siyasetçi Başbakan... Başbakan büyük bir siyasetçi olmamış olsa idi, şimdiye kadar iktidar partisi olarak devam edilmeyebilirdi... Başbakan gerçekten yalnız bir adam... Bu başarıyı yakalamasında da en büyük etkenlerden birisi, yalnız bir adam olduğunu tüm halkın anlaması ve halkın gözünden de kaçmadığı için bu oylar alınıyor Başbakanı normal vatandaşlar daha çok koruyor ve destekliyor Yani bu yalnız adamı yalnız bırakmamak için verilen tüm oylar, yoksa bu oyları alabilecek başka bir yalnız adam yoktur... Ve bu yalnız adam bir gün vefat ederse işte o zaman göreceğiz en yakınındakileri veya yakın gözükenleri veya çok seviyorum diyerek parti içerisinde nemalananları... Şimdi herkes acaba neden şimdi bu söylemler diye düşünüyor olabilirler En görünen olay ise 17 Aralık ta birebir kaldığı yalnızlığını görebiliriz.. Yani görünen köy kılavuz istemez.. Bence Ak partili siyasetçilerin (bazıları için geçerli) kaçak güreşme sezonunu kapatmalılar Birde bu müdür sıfatında olanlar var ya, hani sorsanız tayinleri çıktıklarında ülkenin her köşesi bizim toprağımız derler ama bulundukları memleketten tayin olunan yere gitmemek için atılan taklaların nereye kadar ulaştığını görmemek mümkün değil.. İşte Başbakan vefat ederse, Başbakanın sırtından nemalananların bir kez daha yüzsüz olduklarını göreceğiz Yok dava adamıyız, yok Başbakanın adamıyız yok şuyuz yok buyuz Hepsi ağızda Geçin artık bunları, her geçen gün gerçek yüzleri yani maskeleri tek tek düşüyor Başbakan uzun adam değil, Yalnız adam Taş Heykel Kolonisi başladı Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Kömürcüoğlu Mermer tarafından ortaklaşa düzenlenen ve bu yıl 4.sü gerçekleştirilen Türkiye ve Denizli nin tek "Taş Heykel Kolonisi" 7'si yurt dışından 10 sanatçının katılımıyla başladı. Başbakanlık Tanıtma Fonu ile desteklenen Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Kömürcüoğlu Mermer tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen 4. Uluslararası Taş Heykel Kolonisi düzenlenen törenle başladı. Törene Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Kömürcüoğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kömürcüoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasını Kömürcüoğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kömürcüoğlu yaptı. Kömürcüoğlu 4 yıl önce başlattıkları taş heykel kolonisinde figüratif ağırlıklı güzel eserlerin ortaya çıkacağını kaydetti. Koloniye 37 ülkeden 133 sanatçının başvurduğunu, jürinin 195 proje içerisinden yapılacak 8 eseri seçtiğini dile getiren Kömürcüoğlu, 10 sanatçının 26 Haziran'a kadar çalışmalarını tamamlayacaklarını ardından eserlerini sergileyeceklerini sözlerine ekledi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da bugüne kadar kendi imkanları ile taş heykel kolonisini gerçekleştiren iş adamına teşekkür ederek, "Her yıl burada ortaya çıkan eserleri zevkle izler, taşın içerisinden çıkan o güzelliği hep beraber görürdük. Denizli turizm kenti, doğal taşların, travertenlerin olduğu şehir. Denizli Büyükşehir Belediyesi de bu işe destek olmalı düşüncesiyle öncelikle üç yılda yapılan eserleri Delikliçınar Meydanı'nda sergiledik. Sonrasında bu işe daha çok destek verme kararı aldık. Yurt içinden ve yurt dışından gelen sanatçılarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bir aylık çalışma sonunda burada çok güzel eserlerin ortaya çıktığını göreceğiz" dedi. Denizli Valisi Abdülkadir Demir yaptığı konuşmada, taş heykel kolonisinin kentin kültür ve sanat anlamında önemli etkinliklerinden biri haline geldiğini belirtti. Kolonide ortaya çıkarılan eserlerin şehrin farklı köşelerinde görülebildiğini ifade eden Demir, şöyle konuştu: "Amatörce başlayan bu etkinliğe Büyükşehir Belediyesi de büyük destek vermeye başladı. Bu destek kentimiz açısından da çok önemli. Her zaman söylüyoruz, Denizli binlerce yıldır zaten bu işe yabancı değil, herhalde bu konuda en büyük tecrübeye sahip kentlerden bir tanesi. Bu kentte 19 antik şehir, bine yakın kültürel ve tarihi eser alanı var. Her taraf aslında bu eserlerle dolu. Ama bunun bu çağda, bu çağın anlayışıyla tekrar gündeme gelmesinin son derece önemli olduğuna inanıyorum." 4. Uluslararası Taş Heykel Kolonisi'ne Türkiye'den Ali Dirier, Evrim Kılıç ve Tülay Çakmak'ın yanı sıra İtalya'dan Adriano Ciarla ve Pasquale Martini, Ukrayna'dan Vladimir Protas ve Yury Mysko, Japonya'dan Mitsunori Koike ve Takao Suzuki, Gürcistan'dan Irodi Gvesesioni katılıyor. Belediyeler ve emniyetten ortak operasyon Denizli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü, Pamukkale ve Merkezefendi Belediyeleri Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından seyyar satıcı ve dilencilere yönelik düzenlenen operasyonda 15 seyyar satıcı ile ilgili işlem yapılırken 5 dilenci şehir merkezine dışına çıkarıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü, Pamukkale ve Merkezefendi Belediyeleri Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından seyyar satıcı ve dilencilere yönelik operasyon düzenlendi. Yapılan denetimlerde şehrin ana arterlerinde, ışıklı kavşaklarda, yayaların yoğun kullandığı ana cadde ve sokaklarda, parklarda seyyar satış yapan ve dilencilik yapan şahıslara yönelik 3 gün boyunca yapılan operasyonlarda, 15 adet seyyar satıcının malları müsadere edilmiş, dilencilik yapan 5 kişi kent merkezi dışına çıkartılarak dilencilik yapmaktan men edilmiştir. Ayrıca 5 kişiye de idari yaptırım tutanağı düzenlenerek cezai işlem yapılmıştır. Denizli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı nca yapılan açıklamada halkın sağlık, huzur ve güvenliğini sağlamaya yönelik denetimlerin artarak devam edeceği bildirildi. Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü nden Değirmenci ye ziyaret Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 167. Kuruluş yıl dönümü nedeniyle 18. Bölge Tapu Kadastro Bölge Müdürü Semih Ural, Bölge Müdür Yardımcısı Kenan Çiftçi, Pamukkale Tapu Müdürü İlhan Karaduman ve Merkezefendi Tapu Müdürü İbrahim Yılmaz Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci yi ziyaret etti. TAPU, BUGÜNE KADAR HEP GÜ- VEN OLDU Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Türkiye'nin köklü ve önemli kuruluşlarından birisi olduğunu kaydeden Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 167. Kuruluş yıldönümü inşallah hayırlara vesile olsun. Tapu Kadastro deyince tabi hukukçu olmam münasebetiyle işin ehemmiyetinin insan hayatında ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Tapu kütükleri, Türk hukuk sisteminde en güvenilir kayıtlardır. Tabi ki burada çalışan arkadaşlarımız önceden koca koca kitaplarda kayıt tutarken şimdilerde teknoloji sayesinde daha iyi şartlarda hizmet verir hale geldiler yıldönümünde Tapu Kadastroda görev alan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Tapu bugüne kadar hep güven demek oldu. Aleniyet ilkesi gereği tapuda ne yazıyorsa ona güvenerek işleminizi yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla orada diğer kamu kurum ve kuruluşlarına göre biraz daha hassas olması beklenir ki zaten öyle. İşlem hacmi açısından da herhalde Türkiye'deki en yoğun çalışan kurumlardan biridir Tapu Kadastro Müdürlüğüdür. Ziyaretinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum dedi.

10 17 Şubat 2013 Perşembe 29 Mayıs 2014 Perşembe

11 ACİL TELEFONLAR 20 yıllık araç devrine son İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Şubat Mayıs Perşembe MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, terör örgütünün çocuk kaçırmalarıyla ilgili Başbakan'ın PKK terör örgütünün eylemlerine hoş görünmek amacıyla kınamak yerine HDP'yi göreve çağırdığını söyledi -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı'na tekrar seçildi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ise yeni dönemin başkan vekilleri oldu Sekiz kişilik encümende tam bir koalisyon sağlandı; üç üye CHP den, üç üye AK Parti den, iki üye de MHP den seçildi. Yerel seçimlerin ardından ilk kez toplanan Ege Belediyeler Birliği nde genel kurul heyecanı yaşandı. Kültürpark İzmir Sanat taki genel kurul toplantısına, birlik üyesi belediyelerin başkan ve temsilcileri katıldı. Yeni dönemde görev yapacak başkan ve yetkili kurulları belirlemek için yapılan seçimde aday gösterilen tek isim Kocaoğlu oldu. Başkan Kocaoğlu, 88 geçerli oyun tamamını alarak bir kez daha Ege Belediyeler Birliği Başkanı seçildi. Birinci Başkan Vekili Ergün, İkinci Başkan Vekili Çerçioğlu oldu. Kâtip üyeliklere Turgutlu Belediye Başkanı Turgay Şirin, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Kırkağaç Belediye Başkanı Yaşar İsmail Gedüz ve Ahmetli Belediye Başkanı Ahmet Alhan getirildi. Encümen ise şu isimlerden oluştu: Cengiz Ergün (Manisa-MHP), Özlem Çerçioğlu (Aydın-CHP), Haluk Alıcık (Aydın Nazilli- MHP), Ahmet Çibik (Afyonkarahisar İscehisar-AK Parti), Zeynel Bakıcı (İzmir Selçuk-AK Parti), Mehmet Kocadon (Muğla Bodrum-CHP), Mahmut Badem (İzmir Ödemiş-AK Parti). Başkan Aziz Kocaoğlu, oylamanın ardından kendisine duyulan güven ve teveccühün yansıması olarak bir kez daha Ege Belediyeler Birliği Başkanı seçilmesi sebebiyle üyelere teşekkür etti. Görev dağılımının siyasi kaygılar duyulmadan eşit bir anlayışla yapılmaya çalışıldığını belirterek, asıl amacın birlik içinde hizmet etmek olduğunu söyledi. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 29 Şubat Mayıs Perşembe Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Perihan Öztürk, öncü ben olarak isimlendirilen benlerin cilt kanserinin habercisi olabileceğini söyledi Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan ağız kokusuna, kolay tedavi edilen sebeplerin yanı sıra solunum ve sindirim sistemindeki kanser gibi çok ciddi hastalıkların da neden olabileceği düşünülüyor Memorial Diyarbakır Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Doç. Dr. Ediz Yorgancılar, ağız kokusunun sık rastlanan toplumsal bir rahatsızlık olduğunu belirterek, kimi zaman bu rahatsızlığın kişisel bir incinme sebebi de olabileceğini söyledi. Ağız kokusu şikayetiyle çok sayıda hastanın kendilerine başvurduğunu ifade eden Doç. Dr. Yorgancılar, söz konusu rahatsızlığın kolay tedavi edilebilen sebeplerinin yanı sıra ciddi sebeplerinin de olabileceğini vurguladı. Doç. Dr. Yorgancılar, ağız kokusu yaşayan ve hiçbir sebep bulunamayan hasta gruplarına da işaret ederek, "Ağız kokusu toplumun yaklaşık yüzde 15'ini etkileyen bir rahatsızlık. Erkeklerde kadınlara o- ranla 3 kat daha fazla görülüyor. Ağız kokusunda, ağız ve diş temizliği bilinci istenilen düzeyde gelişmediğinden yüzde 90 oranında ağız içi hijyen eksikliğine bağlı sebepler etkili oluyor" dedi. - Tedaviyle ağız kokusundan kurtulmak söz konusu" Ağız dışında üst solunum yolu ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının da ağız kokusuna yol açabileceğini kaydeden Yorgancılar, şöyle konuştu. Ağız kokusuna kimi zaman solunum ve sindirim sistemiyle ilgili sebepler dışında metabolik sebepler olarak gruplandırılan şeker hastalığı, böbrek ve karaciğer hastalıkları da neden olabiliyor. Hatta bazı kötü huylu hastalıkların da belirtisi ağız kokusu olabilir. Solunum ve sindirim sisteminde yerleşmiş kanser gibi hastalıklarda bu bölgelerde bir çeşit doku çürümesi gelişip ağız kokusuna sebebiyet verebiliyor. Kokunun sebebinin bulunabilmesi için kapsamlı bir muayene ve tetkikle araştırılması gerekir. Hastaların çoğunda kokuya neden olan sebep bulunup, tedaviyle ağız kokusundan kurtulmak söz konusu oluyor. Ancak bazen tüm araştırmalara rağmen bazı hastalarda tam nedenini bulamıyoruz. Tüm dünyada ağız kokusunun nedeni bulunamayan bir hasta grubu söz konusu." Doç. Dr. Yorgancılar, ağız kokusu şikayeti bulunanların hekime başvurmalarını önererek, ağız kokusunun hafife alınmaması gerektiğini belirtti. Yorgancılar, ağız kokusu şikayetiyle başvuranlarda genellikle tedavi edilebilir boyutta hastalıklarla karşılaştıklarını anlatarak, şunları kaydetti: "Bu şikayete sahip hastalarda kapsamlı bir muayene yapıyor, gerekli tetkiklerin sonuçlarına göre bir tedavi protokolü uyguluyoruz. Sigara alışkanlığı olanlara mutlaka sigarayı bırakmalarını öneriyoruz. Toplumsal bilinç, sosyo kültürel seviye ve insan ilişkileri arttıkça, ağız kokusunun önemi daha çok ortaya çıkıyor ve kişi bundan daha çok muzdarip olup hekime başvuruyor. Kimi zaman hastalar, hangi uzmanlık branşına başvuracağını bilemiyor. Önemli olan bir hekime giderek, bu soruna çözüm bulmaya çalışmaktır. Ağız kokusuna sebebiyet veren hastalık veya hastalıklar tedavi edilir, şeker ve böbrek hastalarının kan değerleri normal seyrine geçerse büyük oranda ağız kokusundan kurtulmak mümkün. Ağız kokusuna neden olan hastalık kötü huylu dahi olsa çoğunlukla tedavisi yapılabiliyor. Sonuçta ağız kokusu bir kader değildir. Hafife alınmamalı ve mutlaka nedeni araştırılarak, tedavi edilmelidir." (AA)

13 SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Gökçeada depreminin hissedildiği COĞRAFYA ÇOK GENİŞ DASK Yönetim Kurulu Başkanı Yazıcı: "7-8 ilden hasar ihbarı aldık ve halen ihbarlar devam ediyor. Çoğu Çanakkale'den olmak üzere 386 hasar ihbarı aldık. İkinci sırada Tekirdağ ve üçüncü sırada İstanbul var" dedi Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, Ege Denizi'nde 24 Mayıs'ta yaşanan 6,5 büyüklüğündeki depremin çok geniş bir alanda hissedildiğini belirterek, "7-8 ilden hasar ihbarı aldık ve halen ihbarlar devam ediyor. Çoğu Çanakkale'den olmak üzere 386 hasar ihbarı aldık. İkinci sırada Tekirdağ ve üçüncü sırada İstanbul var" dedi. Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ege Denizi'nde meydana gelen 6,5 ölçeğindeki depremin, vatandaşlara ülkedeki afet gerçeğini ciddi bir şekilde hatırlattığını söyledi. Depremin hissedildiği illerde sigortalılık oranının, ülke ortalamasının üzerinde olduğunu vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti: "Çanakkale'de sigortalılık oranı yüzde 44. Balıkesir'de yüzde 38 seviyesinde. Depremin etkilediği çevre illere bakarsanız Tekirdağ yüzde 54, İstanbul yüzde 46, Edirne yüzde 45 seviyesinde. Marmara Bölgesi, diğer bölgelere kıyasla oldukça bilinçli. Batı illerimizde sigortalılık oranı daha yüksek, Doğu illerimizde düşük. Gökçeada depreminin hissedildiği coğrafya çok geniş. 7-8 ilden hasar ihbarı aldık ve halen ihbarlar devam ediyor. Çoğu Çanakkale'den olmak üzere 386 hasar ihbarı aldık. İkinci sırada Tekirdağ ve üçüncü sırada İstanbul var. Balıkesir'den de ihbar geldi. Gökçeada gibi denizde, uzakta görünen depremin ne kadar etkili olduğunu gördük." Söz konusu depremde can kaybı yaşanmaması, olayın mal kaybı ve hasarla atlatılmasının, yapı kalitesiyle ilgili olduğunu aktaran Yazıcı, Çanakkale'deki birkaç ağır hasarlının dışında çoğunun hafif düzeyde kaldığı bilgisini verdi. Binalarına sigorta yaptıranların hasarlarının karşılanacağını dile getiren Yazıcı, genellikle her depremden sonra sigorta yaptıran kişi sayısında artış görüldüğünü anlattı. Depreme karşı sigorta yaptırma konusunda toplumda bilinirliğin yüzde 90'dan fazla olduğuna ancak eyleme geçmede sıkıntı yaşandığına dikkati çeken Yazıcı, "Deprem olduktan sonra belli bir hareket sağlanıyor. Telefonlarımız kilitleniyor. Sorgu yapanlar ve bilgi almak isteyenler oluyor. Poliçesi bitmiş mi bitmemiş mi diye soracak kişiler arıyor. Ege Denizi'ndeki depremden sonra da bunları yaşadık ama kalıcı büyüme ve süreklilik sağlamamız lazım" ifadesini kullandı. - Aylık bir paket sigara parasına deprem sigortası Yazıcı, ülke genelinde 6 milyon 351 bin konutun deprem sigortası bulunduğunu bildirdi. Sigorta yaptıran kişilerin bir konut için yılda ortalama 111 lira ödediğine değinen Yazıcı, "Günlük 30 kuruşa denk geliyor. Aylık bir paket sigara parası. Bu fiyat gerçekten çok uygun" diye konuştu. Vatandaşların sigorta yaptırmamak için mazereti olamayacağına işaret eden Yazıcı, bu konuda ihmaller bulunduğunu savundu. Selamet Yazıcı, sigortanın ancak depremden önce yaptırılması halinde işe yarayacağını dile getirerek, şunları kaydetti: "Can kaybı yok Allah'a şükür ama mal kayıpları, hasarlar var. Nasıl gidereceğiz? Sigortayla. Niye böyle bütçemize ekstra umulmadık harcama kalemi girsin ki? Sigortalılık oranını yükseltmeyi hedefliyoruz. Şu anda 6 milyon 351 bin olan sigortalı konut sayısını 2017'de 10 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Oranı yüzde 36'dan 50'ye çıkarmayı amaçlıyoruz. Bunu başarabileceğimizi düşünüyorum. Bu bir ticari olay değil sosyal olay. DASK, ticari şirket değil. Depremden sonra yapılan sosyal dayanışmayı depremden önce yapıyoruz; sigorta mekanizmasıyla. Başımıza gelmese bile başkasının hasarına ödeme yaptığı için sosyal dayanışmanın en güzel örneklerinden biri." (AA) SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 29 7ubat Mayıs Perşembe Akdeniz Foku'na ÖZEL KORUMA Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğünce Akdeniz fokunun yoğun olarak yaşadığı ve ürediği Bodrum-Milas ilçeleri kıyı şeridinde çalışma başlatıldı. Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürü Uslu: " Akdeniz fokunun soyunu sürdürebilmesi Türkiye ve Yunanistan ın elindedir" şeklinde konuştu Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğünce Akdeniz fokunun yoğun olarak yaşadığı ve ürediği Bodrum-Milas ilçeleri kıyı şeridinde çalışma başlatıldı. Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürü Kamil Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akdeniz fokunun 1900 lü yılların başına kadar tüm Akdeniz havzasında ve Doğu Atlantik kıyılarında Portekiz den Batı Afrika sahillerindeki Senegal e kadar geniş bir coğrafyada yaşadığını, 1980 lere gelindiğinde ise dünyada sadece doğu Akdeniz de ve doğu Atlantik kıyılarında kaldığını söyledi. Akdeniz fokunu korumak için bazı çalışmaların yürütüldüğünü belirten Uslu, "Bu nadir deniz canlısı bugün dünyada sadece esas olarak Türkiye, Yunanistan ve Moritanya kıyıları ile Portekiz in Madeira Adaları olmak üzere yeryüzünde dört ülkede yaşamaktadır. Ülkemizde yaklaşık 100, Yunanistan da ise civarında bir popülasyona sahiptir" dedi. Akdeniz fokunun Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlanan "Kırmızı Liste"de de soyu kritik derecede tehdit altında olan tür olarak sınıflandırıldığını vurgulayan Uslu, "Türün dünyadaki en büyük popülasyonu Ege Denizi ndedir. Dolayısıyla Akdeniz fokunun soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varlığını koruyabilmesi esas olarak Türkiye ve Yunanistan ın elindedir. Bu durumda Türkiye, türün dünya çapında korunmasında önemli sorumluluk taşıyan ülkelerden biri olma konumundadır" diye konuştu. -"Muğla da Tür Eylem Planı hazırlandı" Muğla da türün korunması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğünce çalışma başlatıldığını anlatan Uslu, şöyle konuştu: "Gerek uluslararası yükümlülüklerimiz, gerekse ulusal mevzuatımızdan kaynaklanan sorumluluklarımız gereği korunması gereken Akdeniz fokunun neslinin devamını tehdit eden faktörler ve bu faktörlerin ortadan kaldırılması için alınması gereken önlemleri belirlemek üzere Muğla da Tür Eylem Planı'nın hazırlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğünce türün yoğun olarak yaşadığı ve ürediği Bodrum-Milas ilçeleri kıyı şeridinde ilk çalışmalar başlatılmıştır yılında çalışma, Muğla geneline yayılacaktır. Uslu, yürütülecek çalışmada türün popülasyon büyüklükleri, üreme ve beslenme alanlarının özellikleri ile yaşam alanına ve türe yönelik tehdit düzeylerinin belirlenerek kayıt altına alınacağını dile getirdi. -"Bilgi toplanacak" Kamil Uslu, arazi çalışmaları sırasında balıkçılar, yöre halkı, balık çiftliği işletmecileri, dalış merkezleri, turizm acenteleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yapılarak tür hakkında bilgi toplanacağını ifade etti. Raporlanan bilgilerin doğruluklarının arazi çalışmaları sırasında test edileceğini anlatan Uslu, şunları söyledi: "Çalışmaların yürütüldüğü bölgelerde, yerel yetkililerle görüşmeler yapılacak, çalışma ve bulgular hakkında bilgilendirilecek ve eylem planı sürecine katkı vermeleri için destekleri talep edilecek. Arazi çalışmalarından elde edilen veriler, türe ait tüm yaşam alanları ve yaklaşık birey sayıları ile alandaki koruma statüleri uygun ölçekli topoğrafik haritalara işlenecek. Proje çalışması tamamlandığında tüm paydaşların bilgilendirildiği bir çalıştay yapılacak." Akdeniz fokunun Türkiye için değil tüm dünya için önemli olduğuna işaret eden Uslu, "Türün özellikle Muğla kıyılarında yaşıyor olması Muğla turizmi açısından da son derece önemli. Çünkü turizm artık sadece deniz, kum, güneşten oluşmuyor. Doğa turizmi de dünya turizminde çok önemli bir yer teşkil ediyor. Böyle bir türün varlığının uluslararası ölçekli turizm fuarlarında gösterilmesi, tanıtım logolarında yer alması Muğla nın turizm potansiyelini, değerini ve marka değerini artıracaktır diye konuştu. (AA) Çeşme'de taş ocağı isyanı İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler Yarımada daki taş ocaklarını Meclis gündemine taşıdı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ın yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde Çeşme nin önemine değinen Güler, İzmir in Türkiye nin gözde turizm yeri olan Çeşme, marka değeri ile dünyada aranan yerlerin başında gelmektedir. Yarımada nın bu cennet köşesi balık çiftlikleri ve rüzgar enerjisi için kurulacak tribünler sonrası şimdi de taş ocaklarının tehdidi altındadır dedi. İşletmesine izin verilen taş ocağının, Yarımada nın su gereksinimini karşılayan Kutlu Aktaş Barajı nın koruma alanı içerisinde olduğunun altını çizen Güler, yeni taş ocağı izni ile Çeşme nin doğal güzelliklerine ve turizm değerine bir darbe daha vurulmaktadır dedi. Su kaynakları ve zeytinlik alanlar tehdit altında! Taş ocağına ilişkin projenin bir çok eksiklikleri ve soru işaretlerini barındırdığını belirten Güler şöyle dedi: Reisdere ve Germiyan Mahallesi nde üçüncüsü açılacak olan taş ocağı maden izni başta yöre insanı olmak üzere kamuoyunda büyük endişelere neden olmuştur. Projede ÇED raporuna gerek görülmemesi, açılacak madenin Kutlu Aktaş Barajı nın koruma alanı içerisinde bulunması nedeniyle DSİ görüşünün olmaması akla ilk gelen sorular. Yine tozluluğun ölçüm hesaplanmasında Çeşme Meteoroloji İstasyonu yerine söz konusu alana çok daha uzak mesafedeki Selçuk İstasyonu verilerinin kullanılması gibi pek çok konu kamu vicdanında yanıt bekleyen sorulardır. İzin verilen taş ocağının Yarımada ya içme ve kullanma suyu sağlayan Kutlu Aktaş Barajı nı tehdit etmesi vahim bir sorun. Çünkü bu yıl yağışsız geçen kış ayları ve kurak geçeceği öngörülen yaz ayları göz önüne alındığında, Yarımada nın içme ve kullanma suyu kaynaklarını tehdit edecek böyle bir girişimin sonuçları çok daha vahim olacaktır. Ayrıca tesisten gerek patlatma gerekse ocaktan çıkan kalkerin, kırılıp elenmesi, stoklaması, yüklenmesi ve taşınması sırasında çıkacak tozdan zarar görecek zeytin alanları var. Konu tüm yönleriyle yöre insanını ve kamu vicdanını rahatsız etmiş, akıllara kuşku düşürmüştür. Konunun, projenin kamu yararı çıkarı lehinde titiz ve eksiksiz bir şekilde incelenmesi, soruna telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan çözüm bulunması zorunludur. İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği yazılı soru önergesinde yanıt bekleyen sorular şunlar: Projesine onay verilen maden ocağının Kutlu Aktaş Barajı koruma alanı içerisinde kaldığı ve bu anlamda içme ve kullanma suyu kaynaklarını tehdit ettiği doğru mudur? Konuya ilişkin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nün(dsi) görüşü alınmış mıdır? DSİ nin raporu varsa ne yöndedir? Yoksa bu bir eksiklik değil midir? Projede, tesisten gerek patlatma sırasında gerekse ocaktan çıkan kalkerin kırılıp elenmesi ve taşınması sırasında ortaya çıkacak tozumanın hesaplanmasında; bölgenin hemen yanı başında bulunan Çeşme Meteoroloji İstasyonu yerine çok uzakta bulunan Selçuk İstasyonu verilerinin kullanılmasının nedeni nedir? Proje onayı verilen tesisin kurulacağı yerin 1. derece yangına hassas bölge olması bağlamında ne gibi tetkik çalışmalar yapılmış buna göre ne gibi önlemler alınmıştır? Bunlar nelerdir? Kurulması öngörülen tesisin Germiyan ve Reisdere mahallelerinde, mera alanında olduğu doğru mudur? Eksiklikleri ve kusuru bulanan projeye onay veren, iş ve işlemlerde imzası bulunan yetkililer hakkında ne gibi işlemler yapılacaktır? Yargıya intikal eden konu sonuçlandırılıncaya kadar yapılan iş ve işlemleri durdurmayı planlıyor musunuz? Kara haberi en son o duydu Soma'daki maden faciasında eşi Ergün Sidal'ın öldüğünü hamile Tomurcuk Sidal, herkesten 6 gün sonra öğrendi. Elektrik teknisyeni eşinin ölümünden 2 gün sonra oğlunu dünyaya getiren Sidal: "Aileden biri hastalandığında hep o koşardı. Şimdi 10 günlük bebeğim enfeksiyon kaptı, onu kim doktora götürecek, o da şanssızmış babası gibi" dedi Soma'daki maden faciasında eşi Ergün Sidal'ın öldüğünü bebeğini dünyaya getirdikten sonra öğrenen Tomurcuk Sidal (21), "Ben onu yaşıyor biliyordum ama çoktan gömmüşler. Doktorlar bana söylenmesini istememiş. Duyduğumda inanmadım, bebeğim olmasa yıkılırdım" dedi. İzmir'in Kınık ilçesindeki tek katlı evlerinde mutlu bir yaşam sürdükleri elektrik teknisyeni 29 yaşındaki eşinin ölüm haberini 6 gün sonra duyan Sidal, AA muhabirine yaşadıklarını anlattı. Hamile olduğu için doktorlar ve ailesi tarafından ölümünün kendisinden gizlendiğini anlatan Tomurcuk Sidal, bebeğini dünyaya getirdiği hastaneden çıkışından günler sonra kara haberi aldığını ifade etti. Ergün Sidal'ın madende çalışmak istemediğini de kaydeden Sidal, "Ben onu yaşıyor biliyordum, çoktan gömmüşler. Doktorlar tehlikeli olur diye bana söylenmesini istememiş. Kaza olduğunu biliyordum ama eşimin kurtulduğunu düşünüyordum. Duyduğumda inanmadım, bebeğim olmasa yıkılırdım" dedi. "Yaşamıyorum sadece nefes alıyorum" Yuvasının bozulduğunu gözyaşlarıyla anlatan Tomurcuk Sidal, eşinin ölümünden 2 gün sonra dünyaya gelen erkek bebeğinin adını babasının isteği üzerine "Durmuş" koyduklarını anlattı. Karnındaki bebeği babasının dört gözle beklediğini dile getiren Sidal, şöyle konuştu: "Doğmadan bebeğim babasız kaldı. Çocuğunun okuyup da madenci olmasını istemiyordu. O okumuştu, okuduğunun karşılığını alamadı. Ailesine bakabilmek için madene gitmek zorunda kaldı." Eşinin ölüm haberini aldıktan sonra artık yaşamadığını, sadece nefes aldığını anlatan Tomurcuk Sidal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim çok büyük hayallerimiz yoktu, sadece çocuğumuzu büyütmek, mutlu mesut bir yuva kurmak istiyorduk o kadar. Böyle olsun istemezdim. Oğlumun boynu hep bükük kalacak, yaşadığı sürece hep eksik olacak. Yaşananlar çok kötü. Onun için elimizden geleni yapacağız ama büyüyünce neden babasının olmadığını soracak. Onun boşluğunu dolduramayacağız." Durmuş enfeksiyon kaptı Henüz 10 günlük oğlunun enfeksiyon kaptığını söyleyen Tomurcuk Sidal, "Aileden biri hastalandığında hep o koşardı. Şimdi 10 günlük bebeğim enfeksiyon kaptı, onu kim doktora götürecek, o da şanssızmış babası gibi" dedi. Eşi Ergün Sidal'ın 3-4 çocuk istediğini de anlatan Sidal, oğlu Durmuş'un tek çocuk olarak büyümek zorunda kalacağı için anne olarak çok üzüldüğünü söyledi. Ergün Sidal'ın madencilikten emekli babası Durmuş Sidal da bebeğin sağlık durumunun çok kötü olmadığını yine de gelinine ve kendi adını taşıyan torununa sahip çıkacağını dile getirdi. (AA)

14 SAYFA 15 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Mayıs Şubat Perşembe Yamanlar basketbol şampiyonluğu için Diyarbakır'a gidiyor İzmir şampiyonluğunun ardında Türkiye şampiyonası yarı finalini başarıyla geçen Karşıyaka Yamanlar Koleji, Diyarbakır a şampiyonluk için gidiyor. Liselerarası Türkiye Basketbol Şampiyonası finalleri, 31 Mayıs 4 Haziran 2014 arasında Diyarbakır da yapılacak. Son üç yıldır Türkiye finallerinde İzmir in ve Ege Bölgesi'nin tek temsilcisi olan Karşıyaka Yamanlar Koleji nde bu yıl hedef, Türkiye şampiyonluğu olarak belirlendi. Okulun basketbol koçu Ziya Uyanık, yaptığı açıklamada, Milli takımlarda yer alan öğrencilerimizin de desteğiyle bu sezon İzmir'e, liselerarası Türkiye şampiyonluğunu getirmek istiyoruz. Hesaplarımızı zirve için yaptık, bunu da başaracak güce sahibiz. dedi. Özel Karşıyaka Yamanlar Koleji Müdürü Şakir Ural da, Öğrencilerimizin bilim yarışmalarında kazandıkları başarıların yanında spordaki başarıları, bize eğitimde doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Öğrencilerimizden Türkiye şampiyonluğu bekliyoruz. diye konuştu. (CİHAN) Pınar Karşıyaka: 67 - Fenerbahçe Ülker: 74 İHALE İLANI HAVA TEKNİK OKULLAR KOMUTANLIĞI "058 GM Nu.lı MYO Yemekhane Binası Onarımı" yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale kayıt numarası : İdarenin a) Adresi : Hava Teknik Okullar Komutanlığı Gaziemir/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : / c) Elektronik posta adresi : Elektronik posta yoluyla bildirim yapılması öngörülmemiştir. ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2. İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 Adet Onarım İşi. b) Yapılacağı yer : Hava Teknik Okullar Komutanlığı Gaziemir/İZMİR c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 (On) gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 75 (Yetmişbeş) takvim günüdür. 3. İhalenin a) Yapılacağı yer : Hava Eğitim Komutanlığı-İhale Komisyon Başkanlığı Güzelyalı/İZMİR b) Tarihi ve saati : 11 Haziran :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası, ya da Esnaf ve Sanatkar Odası veya ilgili Meslek Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sanatkar odasmdan veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu İdari şartnamede belirlenen geçici teminata ilişkin geçici teminat mektubu veya geçici teminat mektupları dışmdaki teminatların Saymanlık ya da Muhasebe Müdürlüklerine yatırıldığını gösteren makbuzlar İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz İdari şartnamenin 7.4 ve 7.5'inci maddelerinde belirtilen, şekli ve içeriği Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde düzenlenen yeterlik belgeleri Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş, ihaleye katılmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi İsteklinin ortak girişim olması halinde, şartname ekinde yer alan standart forma uygun iş ortaklığı beyannamesi Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yansından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere, en az beş yıldır en az % 51 hissesine sahip mimar veya mühendis ortağının mezuniyet belgesinin sunulması durumunda; ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından, ilk itan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son beş yrldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge İhaleye iş ortaklığı olarak teklif verilmesi halinde ; İş ortaklığının her bir ortağı tarafından bu şartnamenin 7.1 maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan belgelerin ayrı ayrı sunulması zorunludur. İş ortaklığının tüzel kişi ortağı tarafından, iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine/en az %51 hissesine sahip ortağına ait olması halinde bu ortak (h) ve (ı) bendindeki belgeyi de sunmak zorundadır Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri : İlk ilan tarihinden geriye doğru son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlerdeki deneyimini gösteren ve teklif edilen bedelin % 70'inden az olmamak üzere tek sözleşmeye ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler : Yapım işlerinde, İş Deneyiminde Değerlendirilecek Benzer İşlere Dair Tebliğde yer alan; B/III gurubu işler ile bu gruba ait bakım, onarım işleri benzer iş olarak kabul edilecektir İhale edilecek işi de içeren yapım işlerine ait iş deneyim belgesi yanında sadece ihale konusu işe ilişkin iş deneyim belgeleri de sunulabilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri; İnşaat Mühendisliği. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, Hava Eğitim Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Güzelyalı/İZMİR adresinde görülebilir ve 68 (Altmışsekiz)Türk Lirası karşılığı aynı adresten satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları (veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri) zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Hv.Eğt.K.lığı İhale Kom.Bşk.lığı'na elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin % 3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer Hususlar : İhalede uygulanacak sınır değer katsayısı (N): 1,00 Sondakika 29/5 Basın: 6337 Resmi İlanlar: de Karışıyaka direnemedi Karışıyaka Fenerbahçe Ülker, Pınar Karşıyaka'yı mağlup ederek seride 3-0 öne geçti ve finale yükseldi Türkiye'de düzenlenen ilk ve tek veteran basketbol turnuvası olarak düzenlenen "Uluslararası Bergama Veteran Turnuvası" Bergama Belediyesi ve Barilla sponsorluğunda gerçekleştirildi. Efsane basketbolcuları, Bergama'da üçüncü kez bir araya getiren turnuvanın bu yılki sloganı "Bütün basketler SOMA için" oldu. Turnuva, basketbol severlerin büyük ilgisiyle karşılandı. Üç yıl önce basketbol dünyasının tanınmış isimleri Ufuk Akyüz, Burak Güner ve Fatih Dalay tarafından Türkiye'de 40 yaş ve üzeri basketbolcuları bir araya getrimek için düzenlenen "Uluslararası Bergama Veteran Turnuvası", bu kaz UNESCO dünya mirası adayı olan Bergama'da gerçekleştirildi. Bu yıl 12 erkek ve 7 kadın takımının katıldığı turnuvada 250'ye yakın sprocu mücadele etti. Üç ayrı yaş kategorisinde gerçekleştirilen turnuvaya Türk basketbolunun unutulmaz yıldızı Tamer Oyguç'un yanı sıra Beko Basketbol Ligi'nde mücadele eden Türk Telekom takımının kaptanı milli oyuncu Hüseyin Beşok ile kadın basketbolunun en önemli yıldızlarından Galatasaray Odeabank ve A Milli Takımın oyun kurucusu Işıl Alben'in de katılması turnuvaya olan ilgiyi artırdı. Turnuva sonunda +35 kadınlarda finalde As Bergama'yı yenen Galatasaray şampiyon olurken, +40 erkeklerde de Basketbol Akademisi İstanbul'u uzatma sonunda yenen Galatasaray şampiyonluğa uzandı. +45 erkeklerde ise tek devreli lig usulü oynanan müsabakaların ardından Bodrum Legends, İzmir Basket ve İzmir Veteranları'nı geride bırakan Basketbol Akademisi İstanbul birinci oldu. Barilla tarafından verilen "Barilla En Değerli Oyuncu Ödülü"ne ise +35 kadınlarda Galatasaray'dan Şebnem Tümer, +35 erkeklerde yine Galatasaray'dan Çağatay Çırpıcıoğlu ve Fenerbahçe Ülker, Beko Basketbol Ligi play off yarı final üçüncü maçında deplasmanda Pınar Karşıyaka'yı mağlup ederek seride 3-0 öne geçti ve adını finale yazdırdı. Fenerbahçe Ülker'in finaldeki rakibi Banvit - Galatasaray Liv Hospital eşleşmesinden turu geçen takım olacak. Beko Basketbol Ligi'nde ilk finalist Pınar Karşıyaka'yı deplasmanda yenerek yarı final serisinde durumu 3-0'a getiren Fenerbahçe Ülker oldu. Beko Basketbol Ligi play-off yarı final serisinin üçüncü maçında Pınar Karşıyaka'nın cezası nedeniyle sadece kadın ve çocukların izlediği müsabakada rakibini mağlup eden Fenerbahçe Ülker, seride 3-0 öne geçerek finale yükseldi. Karşılaşmaya hızlı başlayan ev sahibi ekip, ilk 5 dakikada 2 sayı şansı tanıdığı Fenerbahçe Ülker karşısında 11-0'lık seriyle aradaki farkı 14 sayıya (16-2) çıkardı. Ancak kalan bölümde dengeyi sağlayan Fenerbahçe Ülker, Bogdanovic ve Preldzic ile etkili olduğu bölümde rakibini yakaladı. İki takımın 3 sayılık atışlarla etkili olmaya çalıştığı periyotta Fenerbahçe Ülker, yakaladığı 12-0'lık seriyle bitime 40 saniye kala Emir Preldzic ile eşitliği yakaladı ve periyot bu sonuçla tamamlandı. İkinci periyotta Ömer Onan ve Bjelica'nın 3 sayılık basketleriyle öne geçen Fenerbahçe Ülker, iki takımın da sayı üretmekte zorlandığı devrenin son 4 dakikasına üstün girdi. İnanç Koç'un üst üste sayılarıyla 18. dakikada öne geçen Pınar Karşıyaka önünde tekrar üstünlüğü yakalayan Fenerbahçe Ülker, devreyi önde bitirdi. Üçüncü periyodun başında Batista ile etkili olmaya çalışan rakibi karşısında Bogdanovic ve Ömer Onan ile sayılar bulan Fenerbahçe Ülker, 23. dakika içinde aradaki farkı 7 sayıya (43-36) çıkardı. Son 3 dakikaya da önde giren konuk ekip, Mutlu Demir'in sayılarına rağmen periyodu önde kapattı. Son periyodun başında Bogdanovic ve Emir Preldzic ile bulduğu basketlerle 34. dakika içinde 10 sayılık (63-53) farkı yakalayan Fenerbahçe Ülker, 3 sayılık basketlerle aradaki farkı 13 sayıya (71-58) çıkardı. Pınar Karşıyaka, son bölümde aradaki farkı indirmesine rağmen son 17 saniyesine Fenerbahçe Ülker'in üstünlüğüyle girilen müsabakayı sarı-lacivertli ekip, galip tamamladı. Bu sonuçla seride durumu 3-0'a getiren Fenerbahçe Ülker adını finale yazdıran ilk takım oldu. (CİHAN) Veteranlar SOMA için 'üç'lük attı +45 erkeklerde de Basketbol Akademisi İstanbul takımının kaptanı Tamer Oyguç layık görüldüler. Bergama Belediyesi ve Barilla'nın desteği ile gerçekleşen turnuvada, basketbol camiasının efsanevi eski oyuncularından kurulu veteran takımları, yakın zamanda Bergama'nın komşu ilçesi Soma'da yaşanan elim maden kazası nedeniyle sahaya, "Bütün Basketler SOMA için" parolası ile çıktılar. Turnuvada bu parola doğrultusunda Toplum Gönüllüleri Vakfı ile ortak düzenlenen bağış kampanyası ile bir çocuğun dört yıllık eğitim masrafının sağlanacağı tutarda yardım toplandı. (AA)

15 SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Dokuz Eylül Üniversitesinde yaşanan iptal, öğrencileri çileden çıkardı 29 Mayıs 2014 Perşembe ÖĞRENCİLER REKTÖRE KAFA TUTTU Organizasyona ilişkin rektörün geri adım atmaması karşısında öğrenciler direnme kararı aldı. Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu nun, bu organizasyonu ısrarla düzenlemek istediği öğrenildi. Müjdat Gezen e, haber gönderen Dokuz Eylül Üniversitesi Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu Öğrenci Üyeleri, Biz bu organizasyonu yapacağız. Rektör, bizi kovarsa kovsun dediği de gelen bilgiler arasında Okuldan Atılsak Bile ÖZEL HABER Dokuz Eylül Üniversitesi kulüplerinden Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğunun organize ettiği Müjdat Gezen ve Uğur Dündar söyleşisi, geçtiğimiz günlerde, rektörlük tarafından iptal edilmişti. Yaşanan bu iptale, Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu ve birçok topluluk ile birlikte kişi-kurum ve kuruluşlardan tepki gelmişti. Dokuz Eylül Üniversitesi Dekanlığının, düzenleyebilirsiniz, onayına rağmen rektörlüğün, kişilerin siyasi konuşmalarını gerekçe göstererek organizasyonu iptal etmesi neticesinde Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu Başkanı Ekrem Ergin Saçlı bir basın toplantısı düzenleyerek; 26 Mayıs Pazartesi günü İktisadi Bilimler Fakültesi salonunda Uğur Dündar ve Müjdat Gezen'le gerçekleştireceğimiz söyleşimiz bağlı olduğumuz birim olan dekanlığımızın 'Olur' vermesine rağmen rektörlüğümüz tarafından konuklarımızın siyasi konuşmaları gerekçe gösterilerek iptal edilmiştir. Daha önce de Yeditepe Üniversitesi ve Ege Üniversitesi'nde aynı durum yaşanmıştı. Bu tarz haberleri tüm yurttaki Cumhuriyetçi- Atatürkçü düşünce topluluklarından alıyoruz. Asıl hedef Uğur Dündar'ı, Müjdat Gezen'i susturmak değil, üniversitelerdeki cumhuriyetçi kurumları, vatansever öğrencilerin birlikteliğini yok etmektir. Üniversitelerin Atatürkçü ve Cumhuriyetçi düşünce toplulukları bilimin ve aydınlanmanın öğrenci ile birleştiği yerdir. Özgür bilim, özerk üniversite, aydınlık Türkiye mücadelemizi hiçbir baskıcı tavırla şekillendirmeyeceğiz. Bu engel bizim için, üniversitemiz için utanç vericidir. Bu utancı temizlemesi için rektörlüğümüze çağrı da bulunuyoruz. Etkinliğimizi engellendiğiniz için bizden ve konuklarımız Uğur Dündar ile Müjdat Gezen'den derhal özür dileyiniz demişti. REKTÖR İLE DALGA GEÇTİLER Yaşanan bu iptal, organizasyonu düzenleyen topluluk tarafından tepkiyle karşılanırken, Müjdat Gezen ve Uğur Dündar da buna sessiz kalmadı. İzmir Ekonomi Üniversitesinin organizasyonuna katılan ve orada konuşan Gezen ile Dündar, rektörleri ti-ye aldı. Dündar ın, organizasyonu iptal eden rektörler şimdi neredeler; sorusuna ironi ile cevap veren Müjdat Gezen, Buradalar diyerek masanın altına baktı. Dündar ise, Evet. O kadar küçüldüler şeklinde devam etti. Bu ikilinin organizasyonu, Ege Üniversitesinde de iptal olmuştu. ÖĞRENCİLER, REKTÖRE KAFA TUTTU Organizasyona ilişkin rektörün geri adım atmaması karşısında öğrenciler direnme kararı aldı. Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu nun, bu organizasyonu ısrarla düzenlemek istediği öğrenildi. Müjdat Gezen e, haber gönderen Dokuz Eylül Üniversitesi Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu Öğrenci Üyeleri, Biz bu organizasyonu yapacağız. Rektör, bizi kovarsa kovsun dediği de gelen bilgiler arasında. İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ: DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ BURAYA GELSİN Müjdat Gezen in ve Uğur Dündar ın, organizasyonlarına katılarak söyleşi yaptığı Ekonomi Üniversitesinden ise, ilginç bir teklif geldi. CDT nun, bu organizasyonu her şeye rağmen düzenlemek istediğini öğrenen Ekonomi Üniversitesi, O kardeşlerimizi burada ağırlayalım. Organizasyonlarını, Dokuz Eylül Üniversitesi adına bizim üniversitede yapsınlar. Seve seve ağırlarız dedi. Müjdat Gezen ve Uğur Dündar, buna sıcak baktı. Jeoloji Mühendisleri: İzmir Deprem Master Planı 14 yıldır tamamlanmıyor TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, İzmir Deprem Master Planı'nın 14 yıldır tamamlanmadığını söyledi. Boğaziçi Üniversitesi tarafından "Radius" projesi kapsamında yıllarında yapılan plana göre 40 km. lik İzmir fayının, 6,5 büyüklüğünde bir deprem olması halinde 11 merkez ilçede hayatı durduracağını kaydetti. Yapılan hesaplamaların ilk etapta 195 bin 376 binanın ağır hasar görebileceği veya yıkılacağı, 225 bin 990 binanın orta, 283 bin 111 binanın hafif hasar görebileceği, en az 5 bin 862 ve en çok 19 bin 538 kişinin hayatını kaybedeceği aktaran Murathan, ayrıca en az 17 bin 586 ve en çok 195 bin 376 kişinin yaralanabileceği, 1 milyon 474 bin 785 kişininse açıkta kalabileceğinin öngörüldüğünü, buna rağmen 14 yıldır planın uygulanmaya koyulmadığını söyledi. İzmir Valiliği başta olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinin sorumluluk almaktan kaçındığını öne süren Murathan, il genelinde 13 diri fay bulunduğunu, bunların 1/1000, 1/5 bin ve 1/25 bin binlik imar planları çıkarılmadığı için binlerce insanın hayatının risk altında olduğunu öne sürdü. Özellikle diri fayların geçtiği bölgelerde içme suları, doğalgaz hatları, metro, otoyollar, hastaneler, okullar ve üniversiteler olduğunu vurgulayarak, bir depremde gerekecek barınma alanlarının da dolgu zemin üstünde planlandığını söyledi. 'İZMİR DEPREM MASTER PLANINI REVİZE EDİLMELİ' Türkiye de yapı denetim sisteminin çöktüğünü iddia eden Oda Şube Başkanı Murathan, bunun en bariz örneğinin Soma maden faciası olduğunu söyledi. Soma'daki denetimsizliğin yüzlerce kat fazlasının bina yapımında görüldüğünü ve İzmir in 20 deprem şehrinden birisi olduğunu belirterek, Aradan 14 yıl geçmiş, İzmir Deprem Master Planı'nın öngördüğü birçok proje ve öneri. gerek İzmir Valiliği gerekse Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yerine getirilmemiştir. Bu sorumluluk İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü nedir. Bu üç kurumun, valilik koordinasyonunda planı revize etmesi ve 14 yıl önce öngörülen konuları ivedi olarak yerine getirmesi gerekmektedir. İzmir, depreme hazır değildir. dedi. Depremleri önlemenin mümkün olmadığını ancak daha sonra yaşanabilecek olayların afete dönüştürülmemesi gerektiğini ifade eden Alim Murathan, Şehir Plancıları Odası ile birlikte deprem üzerine bir araştırma yapmak istediklerini, valilik ve belediyenense sorumluluktan kaçtığını savundu. Murathan, ivedi olarak yapılması istenenleri şöyle sıraladı: Afet planlamasının mutlaka revize edilmesi gerekiyor. O planlamanın en önemli ayağı, şehirdeki aktif diri fayların mutlaka haritalanması ve nereden geçtiğinin belirlenmesi, bunların önlemlerinin alınması. İçme suyu,, doğalgaz ve enerji hatları, trafo merkezlerini, otoyollar ve viyadükler nereden geçiyorsa ona göre önlem alacağız. Oda olarak proje hazırladık, ilgili kurumlara İzmir Kent Jeolojisi olarak ilettik, bunun da cevabını alamadık. 13 aktif fayın en büyük deprem potansiyeli üreten İzmir fayından başlamamız gerekiyor. O da kentten, doğudan batıya 40 kilometre nereden geçtiğini saptamamız lazım. 'DİRİ FAYLARIN BELİRLENMESİ HALİNDE O BÖLGE İMARA KAPATILIR' Söz konusu planın yapılmamasının gerekçesini ise şöyle açıkladı: Bu planın yapılmasından neden sakınılıyor diye sorabilirsiniz? Kenti yönetenler, sorumluluk almak istemiyor. Eğer İzmir fayının geçtiği yerleri belirlerseniz, birtakım yerlerin boşaltılması ve birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Herkes bundan kaçıyor. Başta İzmir Valiliği olmak üzere, Afet Müdürlüğü olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere. Onun için de 1/1000 1/5 bin ve 1/25 bin binlik planları haritalara işlemiyorlar. (CİHAN) Hediye boyayla başladı ULUSLARARASI başardı Çocukluğundan bu yana dedesinin ve anneannesinin oyuncak yerine kalem, resim defteri, boya hediye etmesi sayesinde resim yapmaya başlayan İzmirli sanatçı Derya Var, Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında "Uluslararası Barış Elçiliği Ödülü"ne layık görüldü Çocukluğundan bu yana dedesinin ve anneannesinin oyuncak yerine kalem, resim defteri, boya hediye etmesi sayesinde resim yapmaya başlayan İzmirli sanatçı Derya Var, Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında "Uluslararası Barış Elçiliği Ödülü"ne layık görüldü. Derya Var, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anneannesi ve dedesinin de resim sanatıyla ilgilendiğini ve sergilerinin bulunduğunu, çok küçük yaşlarda resim ile tanışmasına bu kişilerin oyuncak yerine getirdikleri kalem, resim defteri ve boyanın neden olduğunu anlattı. Son 15 yıldan bu yana profesyonel olarak resim yapmaya başladığını ve uluslararası çalıştaylarda kendini ifade etmeye çalıştığını dile getiren Var, sufizme olan ilgisi nedeniyle dervişleri ve mevleviliği konu aldığı eserlerle barışı vurguladığını dile getirdi. Şu ana kadar 40'a yakın sergi açan Var, şöyle konuştu:"şangay'da düzenlenen Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında Asya'da Güven Artırıcı Önlemler ve Diyalog Barış Topluluğu'nun etkinliği kapsamında yapılan bir resim sergisine davet edildim. 'Aşkın Kanatları' ve 'Dervişler' ismini verdiğim iki eserim sergilenmeye layık görüldü. Bu ödülü almayı hiç beklemiyordum, benim için de sürpriz oldu. Mevlana'nın 'Ne olursan ol gel' felsefesinden yola çıkarak yaptığım iki resimle ödüle layık görüldüm. Türkiye'den ilk kez birine bu ödül verildi. Çok onurluyum. Benim için çok anlamlı bir ödül. Çünkü son yıllarda yaşanan acımasız savaşlar, yitirilen genç fidanlar vicdanlarımızı çürüttü. O yüzden barışa çok ihtiyaç var. Bu ödülün çok uluslu liderlerin katıldığı bir toplantıda bana verilmesi geleceğe olan ümitlerimi yeşertti. Kimsenin burnunun kanamasını istemiyoruz. Ben buradan dünya liderlerine şöyle seslenmek istiyorum. Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz." Barışa, huzura olan açlığı tuvale yansıttı Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman'dan aldığı ödüle layık görülen eserleri günde 6 saat çalışarak ortalama iki haftada tamamladığını anlatan Var, şöyle devam etti: "Ben eserlerimde genellikle dervişleri çalışıyorum. Bir yerde kendi ruhumu da terbiye ediyorum. İnsanın kendi içsel yolculuğunu anlatıyorum. Dil, din, ırk farklı olabilir ancak bunlar en büyük zenginliğimiz. Aynı çatı altında bir araya gelinebilir, hatta daha renkli bir mozaiğin ortaya çıkması da sağlanıyor. Eserlerim aslında sessiz bir çığlık. Hoşgörüye, barışa olan bir susuzluk. Resimler aracılığıyla da bunu insanlara aktarıyorum. Sufizm ve Mevlana'nın hoşgörü mesajlarını iletmeye çalışıyorum. Etkinliğe Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül de katılacaktı ancak Soma'daki maden faciası nedeniyle katılamadı. Bir eserimi de sayın Cumhurbaşkanımıza hediye ettim." (AA) Madenzedelere müjdeli haber Faciada hayatını kaybeden işçilerin ailelerine ölüm geliri ve ölüm aylığı hazirandan itibaren ödenmeye başlanacak Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden 234 işçinin ailesine hem ölüm geliri hem de ölüm aylığı bağlanacak. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden 301 işçinin sosyal güvenlik dosyaları SGK tarafından incelendi. İncelemenin ardından faciada hayatını kaybeden 234 işçinin ailelerine hem ölüm geliri hem de ölüm aylığı bağlanacak. Yaşamını yitiren işçilerden 45'inin eşi veya çocuğu olmadığı, 13'ünün Bağ-Kur borcunun bulunduğu ve 9'unun ise henüz 900 günlük çalışma primine ulaşmadığı tespit edildi. Bu işçilerin anne ve baba hak sahipliği için yapılacak Kanun düzenlenmesin ardından maaşları yakınlarına ödenebilecek. Haziran ayının 17'si ila 26'sı arasında ödenecek aylık ve gelirlerin yanı sıra, faciada hayatını kaybedenlerin ailelerine bir defaya mahsus olmak üzere 415'er lira cenaze yardımı da ödenecek. Mevzuata göre, iş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerle ölen sigortalının yakınlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekiyor. Öte yandan, İŞKUR tarafından faciadan yara almadan kurtulan işçilere, kısa çalışma ödeneği ile Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmesi hizmetlerinin de sağlanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi. (AA)