BAŞYAZI. Prof. Dr. Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BAŞYAZI. Prof. Dr. Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı"

Transkript

1

2

3 BAŞYAZI Prof. Dr. Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı Söz medeniyeti Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. İslam medeniyeti bir söz medeniyetidir. Yüce Rabbimiz kelam sıfatıyla tenezzül buyurarak insanlara vahiy göndermiş ve kerim kitabımız Kur an, okunan bir söz olarak vahyedilmiştir. Âdem (a.s.) bir söz ile yaratılmış ve âlem Ol sözüyle var olmuştur. Âdem e söz için varlıkların isimleri öğretilmiştir. Cenab-ı Hak, insanları farklı dillerde yaratmış ve bunu kendi varlığının ayetlerinden biri olarak zikretmiştir. Kısaca söz, insanın evrene açıldığı ve yüreğindekini dışarıya açtığı mucizevi bir ayettir. Yüce Allah, ağızdan çıkan her sözün gözetici melekler tarafından kaydedildiğini ifade ederek (Kaf, 50/18.) sözün değerine işaret etmiştir. Sözde aranması gereken ilk özellik, onun doğru, anlamlı ve faydalı olmasıdır. Ayrıca sözün hakka, hakikate yaraşır güzellikte olması gerekir. Söz sadece insanın davranışını değil, aynı zamanda kişiliğini de belirlemektedir. Bu sebeple üslûb-u beyan aynıyla insan dır. Söz, hakikat, ahlak ve estetik boyutu olmak üzere üç temel esas üzerine bina edilir. Kur an-ı Kerim de sözle ilgili ayetler incelendiğinde sözün bu üç boyutu üzerinde durulduğu görülür. Müslümanlar İslami ilimleri oluştururken sözün mana ve hakikat ile ilişkisi üzerinde özellikle durdukları içindir ki, bu ilimlerin neredeyse tamamı, sözün hakikat, hikmet ve ahlakla ilişkisini ortaya koymak için var olmuştur. Nitekim usul-i fıkıhtaki delalet bahsi sözün hakikat değerini ortaya koyarken, İslam felsefesi sözün hikmet boyutunu, edebiyat ise sözün estetik boyutunu ortaya koymaktadır. Kur an da sözün karşılığı olan kavl kelimesini terkipleri ve türevleriyle bir araya getirdiğimiz zaman, sözün hakikat, hikmet, ahlak ve estetik boyutu ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda kavl-i hasen/güzel söz, kavl-i maruf/anlamlı ve olumlu söz, kavl-i adl/adaletli söz, kavl-i sedid/sağlam söz, kavl-i tayyib/ hoş söz, kavl-i kerim/gönül alıcı söz, kavl-i beliğ/açık söz, kavl-i meysur/kolay söz, kavl-i leyyin/yumuşak söz gibi müspet anlamda ve kavl-i su /kötü söz, kavl-i münker/çirkin söz, kavl-i zûr/yalan söz, kavl-i lahin/eğri büğrü söz, kavl-i zuhruf/süslü söz gibi menfi anlamda sıfatların kullanıldığı görülmektedir. Söz estetiğini ortadan kaldıran her türlü unsur, kadim kaynaklarımızda dilin afetleri başlığı altında ele alınmıştır. Gazzalî nin İhya sında dilin afetleri başlığı altında yer alan; boş konuşmalar, içi boş tartışmalar, husumet eseri söylenen sözler, alay etme, yalan, gıybet, iftira gibi hususlar (İhya-u Ulûmi d-din, 3/246.), bugün de söz estetiğinin yitirilmiş olmasının bir tezahürü olarak güncelliğini korumaktadır. Günümüzde konuşan her insanın bu gibi afetlere maruz kalması, kitle iletişim araçları marifetiyle her türlü estetikten yoksun sayısız sözün ortalıkta uçuşması, dahası bu sözlerin görüntüye ve yazıya dönüştürülmesi pek çok afete yol açan bir söz kirliliği oluşturmaktadır. Söz ile davranışı/eylemi birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Sözün kendisi de bir davranıştır. Davranışı güzel olanın sözü de güzel olur. Kur an-ı Kerim de de bu gerçek şöyle ifade edilir: Sağlam/doğru söz söyleyin. Ta ki Allah, amellerinizi güzelleştirsin ve günahlarınızı bağışlasın. (Ahzap, 33/70.) Dine bağlılık da, dindarlık da kendisini sözden ziyade davranış olarak ortaya koymalıdır. İçinde insani ve ahlaki erdemlerin bulunmadığı bir dindarlık, yanılgıdan ibarettir. Bu nedenle önemli olan kişinin dindarlığını sözde değil, özde yaşamasıdır. Sözü öze, özü söze feda etmeden bilgi, ibadet ve ahlak eksenli bir dindarlık gayemiz olmalıdır. Modern zamanlara gelindiğinde sözün değeri düşmüş, imaj yüceltilmiş, görüntü ve görsellik öne çıkarılmıştır. Sözle imajın farkı anlatılamayacak kadar büyüktür. Söz, hakikat terazisinde bir değere sahip iken, imajın böyle bir değeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla günümüzde Müslümanlara düşen görev, imajın ve görselliğin görüntüsüne kendimizi kaptırmadan sözü yüceltmeye devam etmek olmalıdır. Din görevlileri olarak yapacağımız en önemli hizmetlerden birisi, imaj ve görüntünün büyüsüne kapılmadan, bütün teknolojik imkânlarla birlikte sözün değerine inanmaya ve hikmetli sözü yüceltmeye devam ederek, din-i mübini İslam ı anlatmaktır.

4 içindekiler DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: Öz'ün tercümanı söz GÜNDEM Öz ün tercümanı söz...5 Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz Kur'an-ı Kerim'de söz...9 Dr. Ülfet Görgülü Hz. Peygamber in sünnetinde söz ün güzellik boyutu...12 Prof. Dr. Yavuz Köktaş Dil ve göz: Söz ve imaj üzerine...16 Prof. Dr. Tahsin Görgün Güzel söz söylemek...20 Yakup Bıyıkoğlu Beyaz rahmet 34 DİN-DÜŞÜNCE-YORUM Ahlaki şeffaflık...24 Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın Aracı insan...28 Doç. Dr. İsmail Karagöz Bir şahsiyet tezahürü olarak konuşma...32 Mukadder Arif Yüksel Beyaz rahmet...34 Prof. Dr. İsmail Çalışkan AİLE Aile içi iletişimde duyarlık...38 Prof. Dr. Ertuğrul Yaman Aile içi beklentiler...42 Mahbup Akyüz BİR AYET BİR YORUM Müminler ancak kardeştir...44 Doç. Dr. İbrahim Hilmi Karslı 42 Aile içi beklentiler BİR HADİS BİR YORUM Söz namustur...46 Prof. Dr. İ. Hakkı Ünal DİN GÖREVLİSİNİN HATIRA DEFTERİNDEN Hoca olmak...48 Dr. Ali Kumaş Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel Salman Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Faruk Görgülü Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu Mustafa Bayraktar (Dön. Ser. İşl. Müd.) Yayın Koordinatörleri Mustafa Bektaşoğlu mbektasoglu@mynet.com Elif Arslan elifarslan4@gmail.com Kâmil Büyüker kamilbuyuker@gmail.com Son Okuma Mustafa Bektaşoğlu - Sait Şan Uygulama Latif Köse Arşiv Ali Duran Demircioğlu Yönetim Merkezi Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A Çankaya/ANKARA Tel: (0312) Fax: (0312) diyanetdergi@diyanet.gov.tr Abone İşleri Tel : (0312) Fax : (0312) dosim@diyanet.gov.tr Abone Şartları Yurt içi yıllık: TL. Yurt dışı yıllık: ABD, 30 ABD Doları AB Ülkeleri, 30 Euro Avustralya, 50 Avustralya Doları İsveç ve Danimarka, 250 Kron İsviçre, 45 Frank Abone kaydı için, ücretin Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü nün T.C.

5 Kur'an ve sanat 50 KÜLTÜR - SANAT EDEBİYAT Kur an ve sanat...50 Mustafa Özçelik Yunus Emre de birlik ve beraberlik düşüncesi Vedat Ali Tok Toprağın bağrında açılan kapı...58 Hayrettin Durmuş ÖRNEK HAYATLAR Mahmud Celâleddin Ökten ( )...60 Mustafa Özdamar HİKMET PENCERESİ İstiğfar: Yöneliş ve yenilenme...62 M. Lütfi Arslan Yunus Emre'de birlik ve beraberlik düşüncesi 54 UZMAN GÖZÜYLE Evlilikte yapılan yaygın iletişim yanlışlıkları nelerdir? (I)...66 Dr. Mustafa Koç FIKIH KÖŞESİ Din İşleri Yüksek Kurulundan...68 İSLAMLA YENİDEN DOĞANLAR Prof. Dr. Gary Miller in İslam la tanışma hikâyesi Prof. Dr. Abdulaziz Hatip DAĞARCIK Dinî iletişim türleri...74 Yusuf Macit Din görevlisinin misyonu ve yol rehberi...75 Doç. Dr. Muammer Erbaş 58 Toprağın bağrında açılan kapı KÜRSÜDEN Din hizmetinde etkili ve anlamlı iletişim...76 Dr. Abdurrahman Candan KİTAP TANITIMI Mevlid'e ilmi bakış...79 Kâmil Büyüker İstiğfar: Yöneliş ve yenilenme 62 Ziraat Bankası Ankara - Akay şubesindeki İBAN: TR no lu hesabına yatırılması ve makbuzun fotokopisi ile abonenin hangi sayıdan başlayacağını bildirir bir dilekçe, mektup, yazı, faks veya e-postanın Diyanet İşleri Başkanlığı Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A Çankaya/ANKARA adresine gönderilmesi gerekir. Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın Diyanet Aylık Dergi (Türkçe) Temsilcilikler Yurt içi: İl Müftülükleri, İlçe Müftülükleri Yurt dışı: Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Din Hizmetleri Ataşelikleri web: diniyayinlar@diyanet.gov.tr sureliyayinlar@diyanet.gov.tr aylikhaber@diyanet.gov.tr Yayınlanacak yazılarda düzeltme ve çıkartmalar yapılabilir. Yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Tasarım - Baskı Cilt Evren Yayıncılık ve Bas. San. Tic. AŞ Konya Devlet Karayolu (29. km) Evren Yayıncılık Serpmeleri Oğulbey Kavşağı Nu: Gölbaşı/ANKARA Tel: (0.312) Fax: (0.312) Basım Yeri: ANKARA Basım Tarihi: ISSN

6 D iyanet Aylık Dergi İslam ın sağlıklı bilgisini ve kuşatıcı rahmet iklimini toplumumuzla paylaşmak ve günümüzde Müslümanların yaşadıkları sorunlara çözümler aramak düşüncesiyle yola çıktı. Yayın hayatına başladığı günden itibaren kendini sürekli yenileme gayretinde oldu. Bu gayretin bir devamı olarak ocak sayısıyla birlikte yeni bir içerik ve görselliğe kavuştu. Dünyada ve Türkiye de gündemi meşgul eden dini konuları Gündem başlığıyla; günümüzün dini problemlerini temel kaynaklarımızın ışığında ve bugünün bakış açısıyla Din- Düşünce-Yorum köşesinde; günümüz ailesinin sorunlarını ve çözüm önerilerini Aile başlığı altında ele almaya devam ediyoruz. Gündem konularımız çerçevesinde uzmanlarıyla yaptığımız söyleşiler, Bir Konu Bir Ayet, Bir Hadis Bir Yorum köşelerimiz, din gönüllüsü kardeşlerimizin kendilerini ifade edebildikleri ve din hizmeti yürütürken karşılaştıkları çarpıcı olayları okuyucularımızla paylaştıkları Din Görevlisinin Hatıra Defterinden köşesi zenginleşerek devam edecek. Yakın tarihimizde yaşayan, örnek hayatları, eserleri ve öğütleriyle geniş toplum kesimlerini etkileyen ve nesiller üzerinde kalıcı izler bırakan şahsiyetleri özellikle genç kuşaklarımıza aktarmak ve onlara model şahsiyetlerimizi tanıtmak üzere Örnek Hayatlar köşemizi hazırladık. Yaşanan tecrübeler ışığında hikmet merkezli veciz ve sürükleyici yazıları gönül diliyle Hikmet Penceresi nde bulacaksınız. Her ay sağlık, ekonomi, psikoloji, hukuk vb. bir konuda okuyucularımızın merak ettiğini düşündüğümüz hususlar için Uzman Gözüyle köşemiz, fıkhi konularla ilgili merak ettiklerinizi ise Din İşleri Yüksek Kurulu nun görüşleri doğrultusunda Fıkıh Köşesi nde bulacaksınız. Her biri ayrı bir ibret levhası olan, hem hislendiren hem de düşündüren hidayet öykülerini İslam la Yeniden Doğanlar köşemizde takip edebilirsiniz. Eskiden insanlar yola çıkmadan yolculuk boyunca ihtiyaç duyacakları temel maddeleri EDİTÖRDEN yanlarında götürdükleri dağarcıklarında taşırlardı. Biz de din görevlilerimizin mesleğini yaparken ihtiyaç duyacakları halkla ilişkilerden, beden diline, etkili iletişim tekniklerinden, hitabet, vaaz ve konuşma becerilerine kadar din hizmetinde kendilerine güç katacak azık mesabesindeki bilgileri Dağarcık köşemizde ele alıyoruz. Yine bütün din görevlilerimizin cemaatine etkili vaaz edebilecek konuma gelmesi projemizden hareketle, onlara materyal sağlayacak ve rehber olacak Kürsüden köşemizi açtık. Sizler için hazırladığımız her bir köşenin zihin ve gönül dünyamızı zenginleştirmesini ve yeni ufuklar açmasını diliyorum. Bu sayıda, insanın yüreğinden diline dökülen anlam katresi söz ü ele aldık. Söz, hakikati dile getirmenin vasıtası olma yanında hikmetin, değerlerin ve ahlakın da taşıyıcısıdır. Güzel söz kalplere huzur, yüzlere tebessüm, zihinlere ve gönüllere zenginliktir. Söz sorumluluktur. Söz öze mutabık olmalıdır. Sözün gücü, hakikatin tercümanı olmasıyla, söyleyenin gücü ise söylenenin doğru ve gönülden olmasıyla yakından ilgilidir. Esasen söz de bir eylemdir, hatta kimi zaman eylemden de etkilidir. Gücün üstesinden gelemediğini, bazen söz sonuca bağlar. Söz hikmetli olursa, Yunus un da dediği gibi savaşa son verir, avulu aşı bal eyler. Söz yerinde ve zamanında söylenirse anlamlı olur. Bazen de susmak en güzel söz olur. Bu duygu ve düşüncelerle hazırladığımız sayıda; sözün değerine ve etkisine ilişkin ipuçlarını, Öz ün Tercümanı Söz başlıklı yazıda bulabilirsiniz. Sözlerin en güzeli olan ilahî kelamdaki söze dair beyanlara Kur an-ı Kerim de Söz ve Sözün Kullanım Formları adlı makale ile ışık tutuyoruz. Üslubu beyan aynıyla insandır sözünün anlam derinliğini merak ediyorsanız Bir Şahsiyet Tezahürü Olarak Konuşma adlı yazıyı mutlaka okumalısınız. Birbirinden değerli kalemlerce yazılan gündem yazılarını ve yeni başlıkları istifadenize sunarken, söz ün bereketiyle sizleri baş başa bırakıyoruz.

7 Gündem Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Öz ün tercümanı söz SÖZÜ KISA SÖYLEMEK İSTİYORSANIZ, ANLAYAN BULACAKSINIZ. ZİRA LEB DEMEDEN LEBLEBİYİ ANLAYAN İÇİN UZUN SÖZE HACET YOKTUR. ARİFE İŞARET KÂFİDİR; ARİF OLANA BEDEN DİLİ, YÜZ İFADESİ, GÖZ VE KAŞ HAREKETİ BİLE YETERLİDİR. SÖZÜ ANLAYABİLMEK İÇİN GÖZ VE KULAKTAN ÇOK KALP VE GÖNÜL LÂZIM. HZ. ALİ (R.A.) YE İSNAT EDİLEN ŞÖYLE BİR SÖZ VARDIR: KALPTEN ÇIKAN SÖZ, KALBE ULAŞIR. AĞIZDAN ÇIKAN SÖZ, KULAK DUVARINI AŞAMAZ. Söz, insanoğlunun en temel iletişim aracıdır. İnsan gerek hem cinslerine karşı duygu ve düşüncelerini, gerekse Yaratanına karşı dua ve niyazlarını sözle ifade ede gelmiştir. Bu yüzden insanlık tarihinde sözün ayrı bir yeri vardır. Sözün olduğu yerde bir söyleyen, bir de dinleyen vardır. Söyleyenin ifade gücü söze kuvvet verdiği gibi, dinleyenin idrak kabiliyeti de sözün değerini yükseltir. Hz. Musa nın sözünün gücünü arttırmak için dilindeki düğümlerin çözülmesini istemesi ve ardından Harun la teyit edilmeyi talep etmesi çok anlamlıdır. (Bkz. Tâha, 20/27-31.) Kişi, bir mana beyan etmek, bir hususu anlatmak, bir problem ve teori ortaya koymak isterse önce derdini anlatacak bir söz, ardından ise söylediklerini anlayacak akıllı ve seviyeli bir insan arar. Çünkü sözün değerini arttıran, sözü doğru anlayacak muhataptır. Bu yüzdendir ki bütün peygamberler ve fikir önderleri sözü doğru ifade edebilmek kadar doğru anlayacak insan hasreti içinde olmuşlardır. Hz. İsa nın: Allah a giden yolda kim bana yardımcı olur? (Âl-i İmrân, 3/52.) çağrısı, sözüne kuvvet ve destek için bir arayıştır. Hz. Mevlana nın Hüsameddin Çelebi ye hitaben: Ben bu söylediklerimi senin idrakine göre söylüyorum ve bu âlemden sözü doğru anlayan insan hasretiyle gidiyorum. (Şefik Can, Mesnevi Tercümesi, III, b ) şeklindeki tazallüm/yakınması da bu türden bir feryattır. Sözün değeri, manasında ve söyleyenin gönül dünyasındaki derinliğinde saklıdır. Çünkü söz, kalbin tercümanı olan dilin terennümüdür. Duygunun kaynağı olan kalp ve onun tercümanı konumundaki dil, sözün değerini belirler. Nitekim Zemahşerî nin tefsirinde naklettiği şu hâdise kalp ve dil ilişkisini hikmetle ne güzel anlatmaktadır: Rivayete göre Davud (a.s.), Lokman Hekim den bir koyun keserek en iyi iki parçasını kendisine getirmesini ister. Lokman Hekim ona kestiği koyunun dil ve yüreğini götürür. Aradan birkaç gün geçince Davud (a.s.) yine Lokman Hekim den bir koyun keserek bu sefer en kötü iki parçasını ister. Lokman Hekim yine ona koyunun dil ve yüreğini götürür. Davud (a.s.) bunun hikmetini sorunca Lokman Hekim şöyle cevap verir: Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa da daha kötüsü bulunmaz. (Zemahşerî, Keşşâf, V, 18.) SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 5

8 Söz, anlamayana değil, anlayana söylenir. Hatta sözün uzunu ahmağa söylenir derler. Sözü kısa söylemek istiyorsanız, anlayan bulacaksınız. Zira leb demeden leblebiyi anlayan için uzun söze hacet yoktur. Arife işaret kâfidir; arif olana beden dili, yüz ifadesi, göz ve kaş hareketi bile yeterlidir. Sözü anlamayan ya da yanlış anlayanla işiniz zordur. Çünkü anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az demişler. Bütün mesele sözü doğru söyleyecek ve söyleneni doğru anlayacak insan bulmaktadır. Bu, insanlığın hasretidir. Namık Kemal için şöyle bir hikâye anlatırlar. Rivayete göre, Magosa da zindandayken Namık Kemal in yanına birini verirler. Üstat, şiirler yazar ve yazdıklarını o zindan arkadaşına okurmuş. O da bu şiirleri ağlayarak dinlermiş. Namık Kemal bu durumdan çok etkilenerek kendi kendine: Ne kadar duygulu ve hassas insan dermiş. Hatta dışarıdaki bir arkadaşına şu mealde bir mektup yazmış: Zindandayım ama çok mutluyum. Çünkü burada beni anlayan birine rastladım. Ben söylüyorum o ağlıyor, o ağlıyor ben söylüyorum. Namık Kemal bir gün zindandaki arkadaşına: Ben şiirlerimi okuyup konuştukça sen hep ağlıyorsun. Neler hissediyorsun bana anlatır mısın? diye sorar. Zindan arkadaşı Namık Kemal e: Sen yazdıklarını okudukça sakalın sallanıyor. Ben de sakalın sallandıkça köyümdeki keçimi hatırlıyorum. Onu çok severdim diye karşılık verir. Namık Kemal bu cevap karşısında yıkılır. Çünkü ne sandı, ne buldu? Sözü anlayabilmek için göz ve kulaktan çok kalp ve gönül lâzım. Hz. Ali (r.a.) ye isnat edilen şöyle bir söz vardır: Kalpten çıkan söz, kalbe ulaşır. Ağızdan çıkan söz, kulak duvarını aşamaz. Bir söz gönülden çıkıyorsa mutlaka adresine, kalbe ulaşır. Sözün tesirli olabilmesi aynı zamanda karakter ve şahsiyette model olmakla irtibatlıdır. Bir söz ağızdan çıkıyor ise kulak duvarını aşamaz. Söyleyen de önemli, dinleyen de. Söyleyenin gönülden ve samimiyetle söylemesi, dinleyenin de gönülden kulak vermesi son derece mühim. Nitekim Eşrefoğlu Rumî der ki: Dil dudak deprenmeden sözden anlayan gelsin. İnsanoğlu kendisini nasıl biliyorsa karşısındakini de öyle zanneder; sözü gönlündeki duygulara göre algılar ve yorumlar. O yüzden herkese anlayabileceği sözleri söylemek ve layık olduğu muameleyi yapmak İslami hassasiyettendir. Kılıç kullanılacak yerde ihsan; ihsan edilecek yerde kılıç olmaz. Kerim olana kerem, leim/kötü olana levm/ kınama yaraşır. Nezaketten anlayana nezaketle muamele etmek edep gereğidir. Ama nezaketten anlamayan, tedip isteyene de tedip göstermek gerekir. Ziya Paşa nın Terkîb-i Bend inde dediği gibi: Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdîr, Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir. 6 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

9 Allah Teala, Firavun a karşı bile yumuşak söz söylemenin önemine dikkat çeker. Bu bir çelişki değil, belki diplomasidir. Musa ve Harun (a.s.) u, Firavun a, inkârdan vazgeçirmek üzere gönderdiğinde buyurur ki: Sen ve kardeşin, ayetlerimle Firavun a gidin, doğrusu o azmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya haşyet duyar. (Tâhâ, 20/42.) Yumuşak söz söylemenin, hüsnümuamelenin beşeri münasebetlerde büyük etkisi vardır. Gönüller için, yumuşak söz kadar tesirli ve kurtarıcı başka bir şey yoktur. En öfkeli insana hilm ile yaklaştığınız zaman yumuşadığını görürsünüz. Onun için Allah Teala Firavun a gidin, doğrusu o azmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin, buyurmaktadır. Şairin sözünün değerini şair olanlar anlar. Şairi mutlu eden şiirden, sözden anlayanların alkışlaması; yıkan ise şiirden anlamayanların alkışlayıp, anlayanların susmasıdır. Şiirden anlayan şiir karşısında susar, söz söylemez, buna mukabil anlamayanlar alkışlarsa şair: Eyvah! Ben, bu işi becerememişim der. Şiiri, ancak şair olan anlar ve takdir eder. Hatibi konuşturan muhatabıdır. Ehlüllahın: Ne kadar alıcıysanız, o kadar satıcıyım sözü bu anlamdadır. Hatibin söyledikleri, muhatabının kulağına, yüreğine ve kalbine ne kadar ulaşıyorsa, o kadar ilgisini çeker. Dinleyenin ilgi ve dikkati hatibi coşturur. Söz göze verilir ifadesi muhatabın gözündeki canlılığın hatibi ateşleyeceğini anlatır. Dinleyende kabiliyet yoksa yapılacak bir şey yok. Bu manada Şeyhülislam Yahya Efendi ye nispet edilen şöyle bir beyit vardır: Bilmeziz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye Söyletir mi yok cihanda, bilmeziz söyler mi yok? Tûtî/papağan gibi söz söyleyecek birini bilmiyoruz? Acaba söyleten mi yok, yoksa dinleyicilerde mi bir kusur var? Her işi ehlinden sormak ya da ehline söylemek lazımdır. Ehil olmayan kimselere sorduğunuz ve onların izahlarına kandığınız zaman yeterli cevabı bulamazsınız. Anlamayana söylediğiniz şeylerde de zorlanırsınız. Bu yüzden aynı dili konuşan ve anlayan insana ihtiyaç vardır. Nitekim Mesnevî de şöyle bir hikâye anlatılır: GÖNÜLLER İÇİN YUMUŞAK SÖZ KADAR TESİRLİ VE KURTARICI BAŞKA BİR ŞEY YOKTUR. EN ÖFKELİ İNSANA HİLM İLE YAKLAŞTIĞIMIZ ZAMAN YUMUŞADIĞINI GÖRÜRSÜNÜZ. Bir Türk, bir Arap, bir Acem ve bir de Rum birlikte yolculuk ederlerken birisi kendilerine bununla bir şeyler alırsınız diyerek bir miktar para verir. Dört adam ve dördünün dili de ayrı. İhtilafa düşerler. Fars olan der ki: Bu parayla "engür" alalım. Türk der ki: Olmaz "üzüm" alalım. Arap der ki: Olmaz "ineb" alalım. Rum olan ise: "İstafil" alalım, der. Birbirlerinin dilini, sözlerini, konuştuklarını anlayamadıklarından her kafadan ayrı bir ses çıkar. Herkes kendi istediğinin olmasını ister, birbirleriyle kavgaya tutuşurlar. Nihayet erbab-ı lisan birini bulurlar. Derler ki: Bizim problemimizi çöz, anlaşamıyoruz. Birisi bize para verdi. Onunla ne alacağımız konusunda bir karara varamıyoruz. Dört dili bilen adam hepsine tek tek sorar: Sen ne istiyorsun? Engür. Sen ne istiyorsun? Üzüm. Sen ne istiyorsun? İneb. Sen ne istiyorsun? İstafil. Bu durumu gören erbab-ı lisan: Siz dördünüz de aynı şeyi istiyorsunuz. Çünkü Farsça engür, Arapça ineb, Rumca istafil hepsi Türkçe üzüm demek. Dilleriniz farklı, aynı dili konuşmuyorsunuz. O yüzden anlaşamıyorsunuz, aynı dili konuştuğunuz zaman anlaştınız, hepinizin isteği meğer aynıymış, der. (Mesnevî, II, b ) Bir adam düşünün ki yüz dil biliyor. Karşısında ise onun bildiği yüz dilden birini bile bilen yok. O insanın, onlara derdini anlatması; ifade-i meram etmesi ne kadar zordur. Bildiğiniz dili bilen varsa o işe yarar, onun anlamadıklarını siz tamamlarsınız. Ama bildiğiniz bütün diller karşınızdakinin meçhulü ise, siz lal ü ebkem kalmaya mahkûmsunuz. Nitekim şu Temel hikâyesi bu gerçeği çok güzel ifade etmektedir: Temel ile Dursun Sultanahmet parkında oturmaktadırlar. Bu sırada yanlarına bir turist grubu sokulur ve ifade-i meram için İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ya da İspanyolca bilip bilme- SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 7

10 diklerini sorarlar. Onlar da pek tabii bilmediklerini ifade ederler. Bunun üzerine Dursun, Temel e dönerek: Ula Temel, yirminci asrı pitirdük, yirmi birinci asra girdük. Artık bir yabancı dil öğrenmemiz lazım da der. Temel de gayet serinkanlı şu cevabı verir: Adam peş dil biliy, derdini anlatamadı da sen pi dille mi anlatacasun oni. Doğru, karşınızdaki bilmeyince sizin bilmenizin anlamı yok. Söz söylemek, aslında ifade-i meram etmek kadar, zaaf ve kabiliyetlerin ortaya çıkması demektir. Çünkü söz ve konuşma kişinin irfanını ya da noksanını ortaya koyar. O yüzden ehliirfan söz söylemeyi beceremeyenlere sükûtu tavsiye ederler: Biliyorsan konuş, ibret alsınlar Bilmiyorsan sus, adam sansınlar. Bunlar bizim irfan mektebimizin ve söz medeniyetimizin incileridir. Bilen insanların bilgilerini başkalarıyla paylaşması, bilmeyenlerin de sükût ile kendi kariyerlerini muhafazası noktasında güzel nasihatlerdir. Güzel konuşmak aslında susmayı öğrenmeye bağlıdır. Allah Teala çok dinleyip az konuşması için insana iki kulak, bir ağız vermiştir. Her söz herkese söylenmez. Çünkü söz ok gibidir, ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmez. Kişi, sözü söylemeden önce ona hâkimken, söyledikten sonra sözüne mahkûm olur. Söylenecek sözün yerini ve mahallini bilmek de önemlidir. Sözü yerinde kullanmanın adı belagat, güzel söylemenin adı ise fesahattir. Konuşmanın hem beliğ hem de fasih olması için lafız ve manasının düzgün olduğu kadar yerinde olması gerekir. Yerinde söylenen söz çok ciddi tesirler icra eder. Bu manada sözün güç ve etkisini Yunus'umuz ne güzel dillendirir: Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı Söz ola âğulu aşı / Yağ ile bal ede bir söz. Önemli olan her sözü her yerde değil, anlayanların bulunduğu yerde söylemektir. Anlamayanların ya da halden anlayanların meclisinde bazen susmak bile en iyi hitabettir. Özellikle dinleyende kabiliyet olmadığı zamanlarda susmak, konuşmaktan daha iyidir. Çünkü anlamayanlara söylenen söz ayağa düşer; kadr u kıymeti bilinmez. Farsçada bu manada şöyle bir şiir vardır: Her sözün vakti, her nüktenin yeri var, Dilsizlerin dilinden ancak anaları anlar. Sözün yükselmesi için hem konuşanın, hem de dinleyenlerin seviyesinin yükselmesi lâzım. Seviye ne kadar yükselirse konuşulacak kelimeler, söylenecek sözler de o kadar artar. Kelime sayısının artması kültür seviyesini ve gelişmişliği; azalması da fakirlik ve kısırlığı gösterir. Dolayısıyla sözü ve dili geliştirmek, kültür ve birikimi geliştirmek demektir. Kişinin kalite ve özü, dil ve sözünün altında saklıdır. Konuşma ve sözü edepli olanın gönül dünyası da edeplidir. Kur an a muhatap olan insanın, Kur an ahlakıyla ve Hz. Peygamber in hayatıyla şekillenmesi, sözünü de, özünü de değerli kılar. Öz değerlendikçe, söz de kıymet bulur. Çünkü söz, özün tercümanıdır. 8 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

11 Gündem Dr. Ülfet Görgülü Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Kur'an-ı Kerim'de söz * İNSAN, "KÜN" SÖZÜYLE VÜCUT BULAN BU ÂLEMİN EN MÜKERREM VARLIĞI OLARAK ALLAH'IN HİTABINA MAZHAR OLMUŞTUR. KUR'AN'IN İFADESİYLE; "RAHMAN, İNSANI YARATMIŞ, BEYANI ÖĞRETMİŞTİR." İNSANOĞLU DİLİNİN ALTINDA GİZLİDİR. DİL, CAN KAPISININ PERDESİDİR. YEL ESİP PERDE KALKTI MI EVİN İÇİNDEKİLER GÖRÜNÜVERİR. O ZAMAN BAK EVDE İNCİ Mİ VAR, BUĞDAY MI? MEVLANA Yaratılış bir söz ile başlamıştır. Yüce Allah âlemi ol emriyle yaratmış (Yâsîn, 36/82.), sözü de âlemi de O var etmiştir. İnsan, kün sözüyle vücut bulan bu âlemin en mükerrem varlığı (İsra, 17/70.) olarak Allah ın hitabına mazhar olmuştur. Kur an ın ifadesiyle; Rahman, insanı yaratmış, beyanı öğretmiştir. (Rahmân, 55/3-4.) İnsan, beyan için gerekli olan donanıma sahip kılınmıştır. Yaratılışın ilk aşamasında bizzat Yaratıcı Kudret tarafından Hz. Adem e esmanın öğretilmesine dair yapılan vurgunun (Bakara, 2/31.), böyle bir anlamı da içinde barındırdığı söylenebilir. Böylece halife insana büyük bir anlama, anlatma gücü verilmiş ve o kavramlarla düşünme, kelimelerle konuşma yeteneğine sahip kılınmıştır. Evren ve içindekilere dair esma aslında insanın bir yönüyle kendisini tanımasına ve anlamlandırmasına da zemin hazırlamaktadır. Çünkü insana özgü kılınan akıl, eşyaya dair kavramlarla varlık ı anlamlandırabilir. Bu itibarla insanın düşünce ve inanç dünyasının inşasında kelamın ayrı bir yeri vardır. Söz düşünceye, dil söze araç kılınmıştır. Dünyayı algılayıp anlamlandırışımızın en önemli aracı dildir. Dil varlık evimdir diyor Heideger. Dini duyuş, hissediş ve algılayışımız da diğer algılarımız gibi dilde ifadesini bulur. (Bkz. Sadık Kılıç, Müzakere, I. Dini Yayınlar Kongresi, Ank. 2004, s. 260.) Kendisi de bir söz üstadı olan Mevlana ise şöyle der: İnsanoğlu dilinin altında gizlidir. Dil, can kapısının perdesidir. Yel esip perde kalktı mı evin içindekiler görünüverir. O zaman bak evde inci mi var, buğday mı? İnci değerinde ve kalitesinde söz söyleyebilmek ilmî, fikrî ve irfanî bir derinliği gerektirir. Söz, ifade için vardır. İfade, faydayı istifadeye dönüştürmektir. (Mehmet Görmez, Kur an-ı Kerim in Işığında Söz ve Davranış Estetiği, Diyanet Aylık Dergi, Eylül 2006, s. 5.) Söz, minberde hutbe ye, kürsüde vaaz a dönüşür. Konuşmada marifet, kelama ruh üfleyebilmek ve o ruh ile gönülleri diri tutabilmektir. Kün emri misali inşa edici ve var kılıcı bir mahiyet arz etmeli, âdeta güzellikleri oldurmalı, çirkinlikleri öldürmelidir, kelam. Gönlün tercümanı olmalı ve kâinatın ortak dili olan sevgi dilini yansıtmalıdır. SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 9

12 MANA YÜKLÜ GÜZEL BİR SÖZ VE HİKMET DOLU BİR HİTABET İLE RUHLARI DOYURMANIN, GÖNÜL DÜNYASINDA CEHENNEM MİSALİ YANAN NİCE ATEŞLERİ SÖNDÜRMENİN SADAKA OLARAK TAŞIDIĞI ANLAM TÜM TAKDİRLERİN ÖTESİNDEDİR. Sözü destekleyen ve besleyen en önemli kaynak Kelam-ı Kadîm dir. Sözü en güzel, doğru ve etkili biçimde kullanmanın hem yöntemini hem can alıcı örneklerini Kur an da bulmak mümkündür. Kur an-ı Kerim de söz ve sözün kullanım formları Kur an-ı Kerim in kendisi de bir kelamdır. Muhataba ağır sorumluluklar yükleyen (kavl-i sakîl) (Müzzemmil, 73/5.) ve doğruyu yanlıştan ayıran bir söz (kavl-i fasl) (Târık, 86/13.) olma niteliğiyle sözlerin en güzeli (Zümer, 39/23.) dir. Onun ahenk ve belağatı tarih boyunca edebiyata, icaza konu olmakla kalmamış, aynı zamanda ona yönelen mümin gönülleri derinden etkilemiştir. Kelam-ı ilahî olan Kur an da kavle ayrı bir önem atfedilmiştir. Sözün, bünyesinde taşıması gereken özellikleri ve estetik unsurları olmalıdır. Bu estetik unsurları, Kur an da söz ile birlikte kullanılan sıfatlarda bulmak mümkündür. Kur an-ı Kerim e göre söz; maruf, belîğ, sedîd, leyyin, kerîm ve meysûr olmalıdır. a) Maruf söz Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir). (Bakara, 2/263.) Örnek olarak zikrettiğimiz bu ayetle birlikte Kur an-ı Kerim de beş yerde geçen kavl-i maruf (Bakara, 2/235; Nisa, 4/5, 8; Ahzab, 33/32; Muhammed, 47/21.); doğru, usulüne uygun söylenen, anlaşılır, kırıcı olmayan, net ve açık, kötü anlamlar çağrıştırmayan, meşru sözdür. (İ. Lütfi Çakan, Hitabet ve İrşad Açısından Kur an-ı Kerim de Söz Çeşitleri, I. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri, Ank. 1995, s. 251; Faruk Bayraktar, Türkiye de Vaizlik, İst. 1997, s. 71.) b) Beliğ söz Onlar, Allah ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle. (Nisa, 4/61.) Ayet, dinleyenleri etkileyecek, içlerinde derin tesir uyandıracak güzel söz söylenmenin, beliğ konuşmanın önemine vurgu yapmaktadır. c) Sedîd söz Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin. (Ahzab, 33/70.) ayetiyle doğrudan inananların sözlerinin niteliğine dikkat çekilmiştir. Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler. (Nisa, 4/9.) ayetinde ise özellikle yetimler hakkında doğru konuşmanın önemine vurgu yapılmıştır. Kavl-i sedîd; gerçeği ortaya koyan, insanı hakka ve doğruya götüren, yalanı ve haksızlığı bulunmayan, yerinde söylenmiş isabetli, sağlam ve doğru sözdür. (Heyet, Dini Kavramlar Sözlüğü, Ank. 2006, s. 583.) d) Leyyin söz Hz. Musa ve Hz. Harun un Firavunla nasıl konuşmaları gerektiği bildirilirken; Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar. (Tâhâ, 20/44.) 10 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

13 buyurulmuştur. Kavl-i leyyin, yumuşak konuşmak, muhatabı açık ve sert bir şekilde suçlamamak ancak gerçeği olduğu gibi söylemektir. Buna bir anlamda bugün için diplomasi dili ve üslubu ya da tebliğ ve irşad diplomasisi de denebilir. (Çakan, age., s. 253.) e) Kerîm söz Anne-babaya karşı nasıl davranılması gerektiği izah edilirken şöyle buyrulmaktadır: Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anayababaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf! bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. (İsra, 17/23.) Kavl-i kerîm; nazik, kibar, hoş, tatlı, saygı ve hürmet dolu, gönül alıcı sözlerdir. f) Meysur söz Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti istemek için onlardan yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak bir söz söyle. (İsra, 17/28.) Ayette geçen kavl-i meysur, yardım eli uzatamadığımız fakir ve muhtaç kimselerden hiç olmazsa hoş, yumuşak, yatıştırıcı ve kolaylaştırıcı sözü esirgememek anlamında kullanılmıştır. (Görmez, agm, s. 7.) O halde meysur sözün sadaka hükmünde olduğu söylenebilir. Hz. Peygamber de güzel sözün sadaka olduğunu ifade etmiştir. (Buhârî, Edeb, 34.) İnsanlardan sözün en güzelini söylemelerini isteyen Kur an (İsra, 17/53.), bir iletişim aracı olarak sözün dinleyicilerde iyi duygular oluşturacak güzellikte ve aynı zamanda açık ve anlaşılır nitelikte olması gerektiğine de vurgu yapmaktadır. (Bkz. İbrahim, 14/4, 27; Meryem, 19/97; Duhan, 44/58; Ahmet Koç, Dini İletişim Bağlamında Kur an da Kavl Çeşitleri, Diyanet İlmi Dergi, c. 44, sy. 4, s. 32.) Bu müspet sıfatların yanı sıra Kur an da söz için olumsuz bazı sıfatların da kullanıldığı görülmektedir. Buna göre; kötü, çirkin söz anlamına gelen kavl-i su (Nisa, 4/148.), asılsız, düzmece, akla sığmayan söz anlamına gelen kavl-i münker (Mücadele, 58/2.), yalan, asılsız söz demek olan kavl-i zûr (Hac, 22/30.), eğri söz anlamına gelen kavl-i lahn (Muhammed, 47/30.) ve akıl çeldirici, yaldızlı, süslü söz demek olan kavl-i zuhruf (En am, 6/112.) Kur an a göre uzak durulması gereken sözler ve konuşma tarzlarıdır. Müspet ve menfi tüm bu formlarla Kur an, sözün nasıl kullanılacağına dair bir söz geleneği inşa etmiştir. Böylece söz, Kur an-ı Kerim de büyük bir anlam zenginliğine kavuşmuştur. Kur an-ı Kerim, güzel ve kötü söze dair kullandığı benzetme ile de bir söz estetiği ortaya koymuştur: Görmedin mi Allah güzel bir söze nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkanı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir. (İbrahim, 14/24-27.) Kur an a göre söz, meyveli bir ağaç misali sağlam ve verimli olmalıdır. Bir tek hurmanın yarısıyla bile olsa sadaka ve yardımlaşmaya, böylece cehennem ateşinden korunmaya dair yapılan nebevi uyarıdan hareketle (Müslim, Zekat, 66.), güzel sözün sadaka hükmünde olduğunun altını bir kez daha çizmeliyiz. Mana yüklü güzel bir söz ve hikmet dolu bir hitabet ile ruhları doyurmanın, gönül dünyasında cehennem misali yanan nice ateşleri söndürmenin sadaka olarak taşıdığı anlam tüm takdirlerin ötesindedir. * Bu makale "Söz Söyleme Sanat Olarak Vaaz Mimar-ı Âdem Olarak Vaiz" başlığı ile Vaaz ve Vaizlik Sempozyumu'nda (17-18 Aralık, Ankara) sunulan tebliğin bir bölümünün yazarı tarafından ele alınmış özetidir. SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 11

14 Gündem Prof. Dr. Yavuz Köktaş Rize Üniv. İlahiyat Fak. Hz. Peygamber in sünnetinde söz ün güzellik boyutu ÖYLE SÖZLER VARDIR Kİ, BİR ANDA KALBİNİZDE HAKİKAT ŞİMŞEKLERİNİN ÇAKIVERMESİNE SEBEP OLURLAR. AMA ÖYLE SÖZLER DE VARDIR Kİ, KALBİNİZİ KIRARLAR, SİZİ PERİŞAN EDERLER, HAYATINIZI KARARTIRLAR, DAHASI İNSANLIĞI YIKIMA GÖTÜRÜRLER. Karar verme, düşünme nasıl ki, insanı insan yapan temel unsurlardan sayılıyorsa, söz söyleme de böyledir. Şüphesiz konuşurken, ne yapmak istediğimizi, neyi aradığımızı, neye yöneldiğimizi idrak etmekle sözümüzü nitelikli hale getirebilir ve ona değer katmış oluruz. Tıpkı düşünürken, düşünüyor olmamızın değil, düşüncemizi neye yönelttiğimizin ve düşünerek neyi aradığımızın önemli olması gibi. Öyle düşünceler vardır ki, hakikat önünde tam anlamıyla perdedir. Ama öyle düşünceler de vardır ki, sizi hakikat ile buluşturur; sizin varoluşunuza anlam katar. Öyle sözler vardır ki, bir anda kalbinizde hakikat şimşeklerinin çakıvermesine sebep olur. Ama öyle sözler de vardır ki, kalbinizi kırar, sizi perişan eder, hayatınızı karartır, dahası insanlığı yıkıma götürür. O halde sadece söz söylüyor olmak değil sözü nasıl ve ne için söylediğimizdir önemli olan... İşte bu noktada söz ü söylemeyi, nasıl söylemeyi, ne için söylemeyi kısaca söz e nitelik katmayı kimden öğreneceğiz sorusuyla karşılaşırız. Elbette Allah ve Rasulünden... Güzel söz iki cihan serveri Hz. Peygamber in ifadelerinde hiçbir medeniyette görülmeyecek bir şekilde övülmüş ve yüceltilmiştir. Onun için Efendimiz (s.a.s.) Güzel söz sadakadır. (Buhârî, Edeb 34, Cihâd 128; Müslim, Zekât 56.) buyurmuşlardır. Güzel söz söylemek, bir iyilik ve Allah katında makbul sayılacak bir davranıştır. Yolda karşılaştığı 12 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

15 GÖRMEDİN Mİ, ALLAH GÜZEL BİR SÖZÜ NASIL MİSAL GETİRDİ? GÜZEL BİR SÖZ, KÖKÜ SAĞLAM, DALLARI GÖĞE YÜKSELEN BİR AĞAÇ GİBİDİR. BU AĞAÇ, RABBİNİN İZNİYLE HER ZAMAN MEYVESİNİ VERİR. ÖĞÜT ALSINLAR DİYE ALLAH İNSANLARA MİSALLER GETİRİR. kimseyi selamlamak, tanıdığı ise hatırını sormak ve böylece ona değer verdiğini göstermek güzel sözlerden birkaçıdır. Güzel, hoş, teskin ve teselli edici, en önemlisi karşıdakini anlayan ve derdine deva olan bir dil kullanmanın insan ve toplum üzerindeki tesiri izahtan varestedir. Bazen güzel sözlerden kendimizi mahrum bıraktığımız gibi anne-babamızı, dostlarımızı, eşimizi, çocuklarımızı da mahrum bırakıyoruz. Gerçekten, yakınlarımızın, tanıdıklarımızın sohbetlere, teskin edici sözlere, ahireti hatırlatan konuşmalara, onlara destek olacak, yorgunluklarını giderecek, streslerini azaltacak, yüklerini hafifletecek beyanlara ihtiyacı vardır. Değil onlar, tüm insanlık gerçek sözlere, gerçek beyanlara muhtaçtır. Sanal sözler, sanal imajlar, sanal dünyalar gerçek e perde olmaktadır. Bazen de öfkelendiğimizde veya işimiz ters gittiğinde kalbimizin ayarını bozup hemen kötü sözler söyleyebiliyor, arkadaşımızın veya eşimizin kalbini kırabiliyoruz. Bir kelimeden, bir cümleden ne çıkar demeyelim. Bazen öyle olur ki, ağzımızdan çıkan bir kelime felaketlere yol açabilir. Sadece başkasına zarara yol açmaz; onunla kendimize de zarar veririz. Her bir günah nasıl ki, kalbimizde siyah bir noktaya dönüşüyorsa ağzımızdan çıkacak kötü kelimeler de kalbimizi Allah muhafaza etsin- zamanla karartacaktır. Onun için Rasul-i Ekrem Efendimiz ötelerden bizi uyarıyor: Kul bazen içinde SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 13

16 ne olduğu belli olmayan (yani kötülüğünü ve ne sabit olacağını düşünmeden) bir söz söyler de, o söz sebebiyle ateşin içinde, güneşin doğduğu yer ile battığı yer arasında daha uzak bir derinliğe kayıp gider! (Buharî, Rikâk 23.) Bir kelime ve bir akıbet Sözlerimiz ve akıbetimiz arasındaki ilişkiyi Allah Rasulünün şu beyanından daha çarpıcı bir şekilde başka kim ifade edebilir?: Bir kul, Allah'ın hoşnut olduğu kelimelerden bir kelimeyi ehemmiyet vermeyerek söyler de Allah o kimseyi bu kelime sebebiyle birçok derecelere yükseltir. Bir kul da Allah'ı öfkelendirecek kelimelerden bir kelimeyi, hiç ehemmiyet vermeden söyler de, kendisi o kelime sebebiyle cehennemin içine düşer! (Buharî, Rikâk, 23.) O halde sözlerimiz oldukça önemlidir. Sözlerimizi, ağzımızdan çıkmadan önce tartmalıyız. Hesabını veremeyeceğimiz söz sarf etmemeliyiz. BİR SÖZDEN NE ÇIKAR DİYE DÜŞÜNMEMEK GEREKİR. BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELMEZ, ANCAK BİR ÇİÇEKLE BAHAR BAŞLAR. BİR SÖZLE MEDENİYET KURULMAZ FAKAT MEDENİYET BİR SÖZLE BAŞLAR. Söz ve kalp arasında derin bir ilişki ve etkileşim olduğu açıktır. Sözlerimiz kalbimizi; kalbimiz de sözlerimizi etkiler. Sözlerimiz kalbimizi nasıl etkiler diyebiliriz. Hatta bırakınız sözlerimizi kalbimiz ile vücudumuzun organları arasında da birebir ilişki vardır. Organlarımızın hareketleri özellikle jest-mimiklerimiz, el hareketlerimiz kalbimizi doğrudan etkiler. Bu nedenle ağzımızdan çıkan kötü sözler bizi rahatsız etmelidir. Rahatsız etmiyorsa kalbimizin kapılarını sonuna kadar onlara açmışız demektir. Oysa kalbimizde muhafızların olması gerekir. Kötü ve bizi günaha sokacak sözlerimize karşı tövbe ve istiğfar muhafızlarını devreye sokmak durumundayız. Bununla birlikte ağzımızdan çıkan kötü sözlerin bizi azaba sürükleyebileceğini de sürekli hatırda tutmalıyız. Diğer taraftan güzel sözlerin Allah a yükseleceği bilinciyle hareket etmeliyiz. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmaktadır: Güzel sözler ancak O na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. (Fâtır, 35/10.) Yaptığımız salih amelleri Allah a yükseltecek olan güzel sözlerimizdir. Sözlerimizi de güzel kılan niyetlerimizdir. Niyetlerimiz bozuk olursa, sözlerimiz, sözlerimiz bozuk olursa davranışlarımız da bozuk olur. Bunların arasında oldukça sıkı bir ilişki vardır. Sözün bu gücünü 14 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

17 ve insanlara ne tür akıbet hazırlayacağını Yunus ne güzel ifade eder: Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz Allah Rasulü sözün hayırlı olmasını o kadar vurguluyor ki, bir keresinde Kim Allah a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun. (Buharî, Rikâk 23.) buyurarak dikkatlerimizi sözümüzde bir hayır ve bereket yoksa susmanın daha faydalı olacağına çekiyor. Bu mealde bir başka hadislerinde Efendimiz (s.a.s.) İnsanoğlunun her sözü aleyhinedir; ancak iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak yahut Allah olduğunu, mübah bir çeşit bulunmadığını gösteriyor. Ancak bu gibi hadisleri mübalağaya ve istikametli olmayan konuşmadan sakındırmak/ caydırmak anlamında yorumlamak gerekir. Şu halde gerek ayetler ve gerek hadisler hayra, yardımlaşmaya, dostluğa vb. yönelik konuşma çeşitleri dışındaki konuşmaların kişinin lehine olmadığına işaret ediyor. Hadiste sadece üç istisnanın belirtilmesi, hem o üç kısma giren konuşmaların önemini gösterir, hem de bunlar dışında kalan mübah konuşmalarda son derece dikkatli olmaya uyarı demektir. Âlimler, mübah yani dinen sakıncası olmayan konuşmaların aleyhte olmayacak sınırda kalsa bile ahirette faydasının olmayacağına dikkat çekerler. Normal bir sohbet mübahtır, ama gıybete, dedikoduya, malayaniye bulaşma tehlikesi her an mevcuttur. Sonuç olarak bir sözden ne çıkar diye düşünmemek gerekir. Bir çiçekle bahar gelmez, ancak bir çiçekle bahar başlar. Bir sözle medeniyet kurulmaz fakat medeniyet bir sözle başlar. İslam medeniyeti de vahiyle, sözle, ikra! denilerek başlamış ve şekillenmiştir. Teala'yı zikretmek müstesnadır. (Tirmizî, Zühd 63.) buyurmaktadır. Aliyyu'l-Kâri ye göre hadisin açık manası, istisna edilen iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak yahut Allah Teala'yı zikretmek dışında bütün konuşmaların kişinin aleyhinde KUL BAZEN İÇİNDE NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN (YANİ KÖTÜLÜĞÜNÜ VE NE SABİT OLACAĞINI DÜŞÜNMEDEN) BİR SÖZ SÖYLER DE, O SÖZ SEBEBİYLE ATEŞİN İÇİNDE, GÜNEŞİN DOĞDUĞU YER İLE BATTIĞI YER ARASINDA DAHA UZAK BİR DERİNLİĞE KAYIP GİDER. SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 15

18 Gündem Prof. Dr. Tahsin Görgün TDV 29 Mayıs Üniv. Dil ve göz: Söz ve imaj üzerine İMAJ, KALP GÖZÜNÜ İHMAL EDEREK, SADECE BEDEN GÖZÜNÜ KULLANMAYI ÖNGÖREN VE SADECE ZAHİRİ GÖZÜNÜ KULLANAN İNSANLARI YANILTMA YOLU İKEN, KALP GÖZÜ İLE BAKAN İNSANLAR SADECE İMAJ KONUSUNDA DEĞİL, DİL KONUSUNDA DA TAHKİKİ BAŞARABİLİRLER. Alman Filozofu Martin Heidegger 1938 yılında yayınladığı bir yazısında modern çağı, ayırıcı hususiyetlerini dikkate alarak, imaj çağı (Zeit des Weltbildes) olarak teşhis eder. Günümüzde söylenen yaygın sözlerden birisi ise image is everything (imaj her şeydir) sözüdür. Sosyal psikolojide ve sosyal bilimlerde, hatta siyasette varlığın tanınmaya (recognition/anerkennung) irca edilmesi, insanı kendinde değerli bir varlık olmaktan çıkarıp, başkalarının gözünde sahip olduğu yerin onun varlığı ve değerini belirlediği; bunun da bir bütün içerisinde oynadığı fonksiyona irca edilmesi, bu tavrın önemli alametlerindendir. Bu yönden bütün yapısalcı ve fonksiyonalist yaklaşımların insanın varlığı ve değerini, bir yapı içerisinde üstlendiği fonksiyona irca etmeleri ve bunu da rol kavramı ile ifade etmeleri bununla alakalı olduğu gibi, insanın sadece görünen fiillerinin anlamlı olduğu ve insanın sadece başkalarına görünen fiillerden ibaret olduğu, dolayısı ile ruh gibi görülemeyen, fiillerden veya davranışlardan bağımsız bir varlıktan bahsetmenin anlamlı olmadığı düşüncesi, varlığın imaja ve dolayısı ile gözle görülene irca edilmesinin neticeleri arasındadır. Modern dönemin varlık meselesine bakışı, varlığın bir inşa olması yönünde gerçekleştiği için, insandan bağımsız ve insanları bağlayan bir hakikat düşüncesi yavaş yavaş terk edilmiş; Seyyid Bey in daha önceden tespit ettiği gibi hukuku da güce bağlayarak, güç sahiplerinin haklı olduğu ve bunun böyle olması gerektiğini savunan bir dünya sisteminin ortaya çıkmasını intaç etmiş; bu sebeple de bilgi meselesine bakışı, bilgiyi bir güç vasıtası olarak, sadece araç olarak, değerli kabul etmiştir. 16 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

19 Modern dönemin geliştirdiği sanatlara bakılacak olursa, bunların hemen hepsinin göze hitap ettiği ve hemen hepsinin, insanı bir göz olarak kavradığı; bütün bir dünyayı ise gözlenen ve gözetlenen olarak iki kısma ayırdığını söylemek mümkündür. Bütün bir sinema ve sinemaya dayalı, görüntüye dayalı alanın bu kadar yaygınlaşması; haberlerin sürekli görüntülerle desteklenerek, bunun üzerinden, daha doğrusu insanlara gözleri üzerinden tahakküm etmenin gerçekleştiği bir dünyanın ortaya çıkarıldığını söyleyebiliriz. İçinde yaşadığımız dünya biraz da hareketli resimler üzerinden algılanan ve bunun üzerine kurulan, sanal bir dünya haline gelmiştir. İmaj bir resimdir; bir tasavvurdur. Tasavvur bir şeyin tasavvuru olduğu için, tasavvur edilenden çok tasavvur edene aittir. Bu sebeple bir tasavvurun tasvir ettiği hakiki bir varlık olması gerekmez. Edebiyat böylesi, aynî hakikati olmayan, Kaf Dağı, Zümrüd ü Anka Kuşu gibi mutasevver unsurlarla doludur. Son zamanlarda imaj araştırmaları kadar tasavvur tabirinin geçtiği araştırmaların da epeyce yaygınlaşması, bu konuda hesabı verilmemiş bir yönelişle karşı karşıya olduğumuzu gösterdiği gibi, bunun ötesinde ciddi bir kaymanın da yaşandığı söylenebilir. Allah Tasavvuru, Peygamber Tasavvuru başlığını taşıyan ve akademik çevrelerde yaygınlaşma emaresi gösteren bu tavır, Heidegger in bahsettiği imaj ve tasavvur çağının bizdeki izleri olarak dikkatle ele alınması gereken bir tavırdır. Bu konuda özellikle dinî ilimlerle MODERN DÖNEMİN GELİŞTİRDİĞİ SANATLARA BAKILACAK OLURSA, BUNLARIN HEMEN HEPSİNİN GÖZE HİTAP ETTİĞİ VE HEMEN HEPSİNİN İNSANI BİR GÖZ OLARAK KAVRADIĞI; BÜTÜN BİR DÜNYAYI İSE GÖZLENEN VE GÖZETLENEN OLARAK İKİ KISMA AYIRDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜNDÜR. SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 17

20 iştigal edenlerin bu gibi tabirleri kullanmalarının, ön şartları ve neticeleri itibariyle, epeyce sıkıntılı bir durum ortaya çıkardığı; bu tavrın hem hareket noktası, hem de neticeleri itibariyle, -bunu kullananlar farkında olsunlar veya olmasınlar- dinin hakikatini inkâr ile alakalı olduğunun; Cenab-ı Hakk ı ve Hz. Peygamber i insanlara ait ve insanların keyiflerine göre ve keyfi bir şekilde oluşturdukları bir tasavvur olarak varsaydığı ve kurguladığının, Hz. Peygamber den tevatüren geleni bile zan altında bıraktığının veya en azından böylesi ciddi bir riski içinde taşıdığının farkında olmak gerekmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse imaj ve tasavvur sübjektif/indî bir yönelişi ve dünya ve varlığın nihai sahibinin, onu gören ve tasavvur eden, görüş ve şekil olarak inşa eden insana ait olduğu iddiasını işaret eder. Her bir insanın başkasında bir imajı olduğu gibi onun tasavvuru kendisine aittir. İmaj da tasavvur da nihai olarak birer kurgudur. Hakikate şu veya bu oranda uygun olabilir veya olmayabilir. İmaj ve tasavvur, varlığa insani bir kaynak arayışının hem neticesi hem de ifadesidir. Dilin bu yönden esaslı bir farkı vardır. Dil, her ne kadar insana ait ise de sadece bir insana ait dil olamaz; dil insanlar arasıdır. Birden fazla insanın müşterek bir dili olabilir. İlginç bir şekilde yukarıda adı geçen Filozof, Heidegger, imaj veya tasavvur çağının ortaya çıkardığı sorunların üstesinden gelebilmek için dile yönelmeyi önerir. Çünkü dilde ve dil üzerinden biz hakikatle irtibat kurarız. Hakikat dile getirilir ve dile getirilmiş olan hakikat, insanları bağlar; hem dayanak olarak, hem de beraber yaşayan, beraber var olan insanlar olarak. İnsanlar dilde ve dil vasıtasıyla birbirlerine ulaşır; birbirleri ile dilde birlikte var olurlar. Bütün mevcudat kadar İslam dini de bir sözle, bir emirle başlamıştır. İnsan, klasik İslam düşüncesinde konuşan/nâtık canlı olarak nitelenmesi, insanı dil üzerinden tanımlamaktadır. Bu tanım, hadd-i tâmm olarak bilinmektedir. İnsana ilk öğretilen de isimler dir. Bir şeyin adını bilmek, kendisini bilmenin ilk aşamasıdır. Bir işin adını koymazsanız, o şey yapılmış sayılmaz. Yapılan bir şey dile geldiği zaman, hakikat değeri kazanır. Dile getirmek kendi içinde hakikat iddiasını taşır ve bu cihetten anlamlıdır. Dil, yani konuşma, yani sohbet en azından iki taraf arasında cereyan eder. Biri dile getirir diğeri dile gelene yönelir; anlar veya anlamaz. Anladığı zaman, anlamamış gibi yapamaz. Anlamak, anlamlı bir sözü anlamak, insanın hakikatle irtibatının insani yoludur. Bu aynı zamanda insanın kendisini dil üzerinden hakikate açmasıdır. Hakikatin dil üzerinden keşfi, yepyeni inkişaflara zemin teşkil eder. İmaj ile göz arasında önemli bir irtibat olmakla birlikte, imajı göze irca etmemek gerekir. İmaj, gözün suistimali imkânının bir yolu olarak dikkate alındığında, benzer bir durumun dil için de geçerli olduğu söylenebilir. Dil de retorikçilerin elinde kötüye kullanılabilir; bir aldatma ve aldanma vasıtası hâline getirilebilir. Dili tahkik edecek ve ortada bir kötüye kullanmanın olup olmadığını keşfedecek olan, gözdür; ancak göz, sadece zahiri bir organ olan, bedenimizin bir parçası olan göz değil, bunun ötesinde insanın kalp gözü olarak da nitelenen, deruni kavrama ve nüfuz kabiliyeti olarak hakiki anlamda bu tahkiki gerçekleştirebilir. İmaj, kalp gözünü ihmal ederek, sadece beden gözünü kullanmayı öngören ve sadece zahiri gözünü kullanan insanları yanıltma yolu iken, kalp gözü ile bakan insanlar sadece imaj konusunda değil, dil konusunda da tahkiki başarabilirler. 18 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2012 SAYI: 254

21 Dil insanda insani olanı ifade etmekle birlikte, -cemale matuf olarak- Cenab-ı Hakk ın tecelligâhı olarak insan ve âlemin ta ayyün ettiği ni ancak göz fark edebilir. Ancak göz, sadece insana has bir organ değildir; bu organ hemen bütün canlılarda müşterektir. Görmek, canlılara ait bir hususiyettir. Bu hali ve seviyesinde göz, algılama hususunda mecburdur. Bu mecburiyet, imaj çağını bir cebr çağı hâline getiren en önemli anahtardır. Gözü sadece bir algılama vasıtası ve organı olmaktan çıkaran anlama, insanı bu cebr asrından kurtaracak yolu da işaret eder. İlahî esma ve sıfatın görünebilmesi için göz gerekli olduğu gibi dil ve söz, esma ve sıfatın cami tecelligâh olmakla eşref-i mahlûkât olan insanın, diğer varlıklardan ayrıldığı en önemli sıfat/imkandır. Dilde fiziki dünyada mevcut olmayan haber, soru ve emir/talep formları bulunur. Haber insanı inanmak ve inanmamak hususunda bir tercihe sevk ederken, soru, insanı arama ve araştırmaya, emir ise bir tavır almaya sevk eder. Emir, muhatapta bir ihtiyarı, bir iradeyi, itaat ve isyan imkânını öngörmektedir. Cemâl göze hitap ettiği için güzeli ve güzelliği temsilen yüzü ifade etmektedir. İnsanın yüzü, ilahî sıfatların en önemli tecelligâhı olduğu için, cemal adını alır. Her ne kadar fiziki dünyadaki güzellik/ cemal fiziki göz yoluyla algılansa da, algılananın cemal ciheti ve sözdeki güzellik ancak duyularak ve anlamına nüfuz edilerek, yani deruni göz yoluyla kavranabilir. Bu aynı zamanda kalp gözünün de kapısını teşkil eder. Kalp gözü, insanın bilfiil iştirak ederek kavramasının, insanın hâlindeki değişikliği ifade eder. Demek ki cemal, sadece göz ile alakalı değildir; bütün duyu verilerinde cemal ile bir irtibat ciheti vardır. Göz kadar el de cemali algılayabilir. Hatta el, göz ile irtibat içerisinde, mevcut olan şeyleri taklit ederek ve bunun da ötesine geçerek, fiziki dünyada değişiklikler yapar; sanat ve zenaatler, binalar ve mahalleler; şehirler böylece oluşur. İnsan, cemale yönelerek, muktedir olur. Çünkü cemâl, insanı harekete geçiren en önemli saiktir. El, Arapçada kullanıldığı haliyle yed, gücü ifade ettiği gibi, güç, tatbik edildiği mevzu ve mevkide fiziki bir değişikliği ortaya çıkarır. Bu sebeple el, fiziki gücü ifade etmesi açısından, insanın ayırıcı hususiyeti olanı ifade etmez; aksine tabii ve gayriinsani olanı ifade eder. İnsandaki bu gücü ŞİMDİ BİRÇOK DÜŞÜNÜR DİLİ FARK EDİP, DİL ÜZERİNDEN, İNSANLARIN HAKİKATİ KEŞFEDEREK İNKİŞAF ETTİRMELERİNİN YOLLARINI ARAMAKTADIR. bir sanat aleti haline getiren akıldır ki, klasik dilde nutuk kabiliyeti tam da bunu ifade eder. Nutuk, yani düşünme ve konuşma, akıl ve fikir, eli bir sanat aleti haline getirir. Ancak akıl ve fikir kadar göz de, alet yapabilmenin ön şartıdır. İmaj, insan tarafından oluşturulan bir şey olduğuna göre, insan kudretinin müteallakı olarak varlık ve anlam kazanır. Bu sebeple de imajı oluşturanlar, imajın nasıl kullanılacağına da karar verdikleri için, onu araçsallaştırırlar. İmaj ile imajı oluşturan arasında tek yönlü cebri bir ilişki vardır. Resim hakikat iddiası ile muhatabı bir oldu bittiye getirir. Konuşmada ise mütekellim kadar muhatap da işin içindedir; her ikisini de dil bağlar. Dil, konuşanı da muhatabı da önceleyerek, aralarındaki iletişimi, onları kendisine uymaya zorlayarak mümkün kılar. İmajların üretimi ve kullanımındaki keyfilik dilde mevcut değildir; dil, keyfiliği aşmanın ilk ve en önemli yoludur. İslam dini, peygamberi olan bir dindir. Hz. Peygamber lisani bir vahiy getirmiştir. Bütün bir İslam toplumu ve İslam medeniyeti, bu lisani müdahalenin ortaya çıkardığı düzen ve değişiklikleri ifade eder. Hristiyanlık enkarnasyon/tecessüm fikrine bağlı olarak, resme ve imaja, resim ve imajların yorumuna bağlı olarak gelişmiştir. İslam medeniyetinde dil, Hristiyan dünyasında ise resim esas iletişim vasıtasıdır. Resmin ve imajın modern dönemde kazandığı yeni anlam, aslında Hristiyanlık ile de alakalıdır. Modern dönemde insanlık hayatı tek boyutlu, özellikle de, resimler üzerinden ve gözüyle yaşamaya yöneldi. Göz, insanın dünya ile irtibatının en önemli, belki bu cihetten yegâne aracı olarak kavrandı; bunun üzerinden imajlardan oluşan, hareketli resimlerin canlı tuttuğu, imajiner bir dünya inşa edildi. Şimdi birçok düşünür dili fark edip, dil üzerinden, insanların hakikati keşfederek inkişaf ettirmelerinin yollarını aramaktadır. Bu yolun mümkün olduğunu ve bu imkânın nasıl gerçek haline geldiğini geçmişte buna yönelenler gösterdiler. Günümüz ve gelecek, günümüzde ve gelecekte insanın ayırıcı hususiyeti olan dil ile irtibatı içinde nasıl yürüyeceğini izhar etmenin neticeleri tarafından belirlenecektir. SAYI: 254 ŞUBAT 2012 DİYANET AYLIK DERGİ 19

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Kader ve

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ 1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü) T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı Sayı Konu : 28941822-814-E.60422 : Ramazan Ayı Kitap Kampanyası. 21.05.2018 E. ^ Z ı ^.^ ^ A L İ L İ Ğ İ N E (İl Müftülüğü) Başkanlığımız yayınlarını tanıtmak,

Detaylı

"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır.

Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır. "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır. Bazı insanlar vardır ki, yapmadıkları halde yapmış gibi övünürler İmkânlar

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Dua Dua İbadetin Özüdür Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Dua Arapça kökenli bir kelime olup «istemek, davet etmek» demektir.

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Güzel Ahlâkı Kazanmak Ramazan, Allah a yakınlaşma vesilesidir. Oruç tutan insan Allah ın beğendiği davranışlar sergilemeye, nefsinin tutkularından sakınmaya çalışır. Şeytana karşı dikkatli ve şuurludur, vicdanının doğruyu fısıldayan

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Tefsir II ILH 204 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ RAMA ZAN GÜNÜ TARİH / GÜN İFTAR PROGRAMI VE YERİ SOHBET PROGRAMI KONULARI SOHBET PROGRAM KONUKLARI İFTAR SAATİ PROGRAM 1 18 Perşembe AKKUŞ Cumhuriyet Meydanı Ramazan ve Oruç Mustafa KOLUKISAOĞLU Ordu Müftüsü

Detaylı

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI 29 Şevval Mehmet YAMAN İl Müftüsü Hoca Ahmet Yesevi Camii 15.5.2018 Salı Yatsıdan Önce RAMAZAN AYI VE ORUCUN FAZİLETİ 1 Ramazan Halil YILMAZ Vaiz Cacabey Camii 16.5.2018 Çarşamba Öğleden Önce ORUCA AİT

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak «Rabbim beni terbiye etti, terbiyemi de güzel kıldı.» (Hadis-i Şerif, Kenz ül- Ummal) Allah, edebin her çeşidini Hz. Muhammed (sav) de bir araya getirmiş ve bizlere örnek

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

TEPEBAŞI İLÇESİ 2016 YILI RAZAMAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

TEPEBAŞI İLÇESİ 2016 YILI RAZAMAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI S.NO TEPEBAŞI İLÇESİ 2016 YILI RAZAMAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN TARİH ADI SOYADI UNVANI YERİ VAKTİ KONUSU Tepebaşı Camii 1 05.06.2016 29 Şaban Nalbant Camii Rahman Camii Ramazan'a

Detaylı

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU M U T L U L U Ğ U N U Z A R E H B E R L İ K E D E R Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

DİN EĞİTİMİ - 7. Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI.

DİN EĞİTİMİ - 7. Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI. DİN EĞİTİMİ - 7 Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com Öğretim Yöntemleri Eğitim tarihimiz boyunca klasik yöntemler başarı ile uygulanmıştır. Günümüzde de uygulanmaya devam edecektir.

Detaylı

BANDIRMA MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI (27 Haziran - 28 Temmuz)

BANDIRMA MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI (27 Haziran - 28 Temmuz) BANDIRMA MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI (27 Haziran - 28 Temmuz) V A İ Z İ N ADI - SOYADI ÜNVANI VAAZIN YERİ VAAZIN GÜNÜ VE SAATİ VAAZIN KONUSU Cahit ÇETİN Müftü Haydarçavuş Camii

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar

Detaylı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34) Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı

Detaylı

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? Asiye Türkan NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? İNSAN NEDEN EVLENİR? İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır.

Detaylı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı Evrak Ana. Üni. Tarih Evrak ve Sayısı: Tarih 14/06/2016-E.5655 ve Sayısı: 15/06/2016-E.37386 T. C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı *BD8107914312* Sayı :76144028-821.99-

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din Güncelleme talebine uygulamalı model önerilerimiz: Aliya nın Camisi nde - Uzman Cemil Paslı Kişisel S Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din Dinin ağırlık ve çekim merkezi camii.

Detaylı

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAP DİLİ VE EDEBİYATI I İLH 103 1 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

İSLAM AHLAK ESASLARI

İSLAM AHLAK ESASLARI DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM AHLAK ESASLARI KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem 3801101 3802101 Kur'an Okuma ve Tecvid I 3801111 3802111 Arapça Dil Bilgisi I 2 2 3 3 3801112 3802112 Arapça Okuma-Anlama

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ ZEKAT SADAKA: AYET-İ KERİMELER «Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görür.» (Bakara,

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH 202 4 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 28 KASIM 2013 Saat: 12.00

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 28 KASIM 2013 Saat: 12.00 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 28 KASIM 2013 Saat: 12.00 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK İLGİSİ 1. Kimsesiz ve yaşlı bir kadın olan Fatma Hanım, kendisine yardımcı olanlara eytullah a yüz sür evladım! diye

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin!

Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin! Böyle buyurdu ekonomi, iş adamına. Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin! Çok kazanacak, çok büyüyeceksin. Başkalarından geri kalmayacaksın. Bir eksiğin olmayacak.

Detaylı

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Esmâu l-hüsnâ Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Uzun zamandır kendini kötü hisseden arkadaşıma bir psikoloğa gitmesini önerdim. Psikoloğa gidince ne değişecek? İlaç veremeyecek ki. Konuşarak ben nasıl tedavi

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com dinkulturuahlakbilgisi.com 1-Ülkemizde Kızılay, Sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Aşevleri -gibi kurumların varlığı aşağıdakilerden hangisine önem verildiğini göstermektedir? A- Milli eğitime

Detaylı

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder. Hak dostlarından Üftâde Hazretleri(*), bir gün müritleriyle bir kır sohbetine çıkar. Emri üzerine bütün dervişler, kırın rengârenk çiçeklerle bezenmiş yerlerini dolaşarak hocalarına birer demet çiçek getirirler.

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN 2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN VAİZİN TARİHİ GÜNÜ VAKTİ ADI SOYADI ÜNVANI GÖREV YAPACAĞI YER KONUSU 1.01.2016 Cuma Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Mermerler Camii SORUMLU

Detaylı

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi?

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi? Organ Doku Birimi ve Bağış Organ Bağışı Başka Hayatlara Can Katmaktır Organ bağışı nedir? Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi özgür iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH 402 8 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

IGMG Gençlik Teşkilatı

IGMG Gençlik Teşkilatı IGMG Gençlik Teşkilatı Sosyal Hizmetler Birimi Okul Çantası Kampanyası Gençlerden gençlere, eğitimle geleceğe... Biz kimiz? IGMG Gençlik Teşkilatı (GT), Müslüman gençlerin islami bir kimlik ve toplumsal

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları DAVET

Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Programları 1. HAFTA DAVET tebliğ nedir, nasıl anlaşılmalıdır? İslam a davetin anlamı Ezber ayeti: Yusuf 108 Davetçi bir Müslüman için İslam ı öğrenmenin, yaşamanın

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı