Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi"

Transkript

1 Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi Fuat Keyman Tarhan Erdem Bekir Ağırdır Aralık 2013

2 Yönetici Özeti Türkiye nin dönüşüm sürecini demokrasiyle eklemlemek ya da dönüşen Türkiye yi demokrasisi güçlü Türkiye ye taşımak, başta siyasi partiler olmak üzere, hepimizin üzerinde çalışması gereken bir girişimdir. Türkiye son yıllarda etkileri toplumsal yaşamın her alanında hissedilen bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Dönüşüm süreci içinde, küreselleşen, kentleşen, ekonomik olarak dinamik, dış politikada aktif ve tüm sorunlara rağmen, Avrupa Birliği yle (AB) tam üyelik müzakereleri sürdüren bir Türkiye tablosu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, yaşadığımız dönüşüm süreci, bugüne kadar, demokratikleşmeye, ya da demokrasimizin pekişmesine ve ileri demokrasi konumuna gelmesine yol açmamıştır. Örneğin, ülkelerin demokrasi performansları üzerine çalışan önemli ve saygın kuruluşların ortaya çıkarttığı demokrasi endeksleri (Economic Intelligence Unit Index, ve Freedom House), Türkiye yi, otoriter eğilimler gösteren sınırlı demokrasi olarak nitelemektedir. Türkiye nin, son yıllarda, demokrasi karnesi zayıf görünmektedir. Türkiye nin dönüşüm sürecini demokrasiyle eklemlemek ya da dönüşen Türkiye yi demokrasisi güçlü Türkiye ye taşımak, başta siyasi partiler olmak üzere, hepimizin üzerinde çalışması gereken bir girişimdir. Bu bağlamda, kritik önem taşıyan bir girişim, hatta, demokratikleşme yolunda atılan en önemli adım olan yeni anayasa yapım süreci, maalesef, durmuştur. Türkiye, çok önemli bir fırsatı kaçırma noktasındadır. Yeni Anayasa kadar önemli, dahası anayasanın uygulamaya sokulmasında gerekli adımların başında gelen bir girişim de, Siyasi Partiler ve Seçim Sistemi Reformu dur. Bu reformlar, eğer yeni anayasa yapılamazsa, çok daha önem taşıyacaklardır. Türkiye siyasetinde yer alan farklı görüş ve grupların Türkiye Büyük Millet Meclisi nde (TBMM) temsili, seçmen-milletvekili bağının kuvvetlenmesi, lider sultasının kaldırılması gibi sorunların çözülebilmesi ve seçmenin siyasete yön verebilmesinin yollarının açılması için Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi nin hızlıca ve bir bütünlük içinde yeniden düzenlenmesi gereklidir. 1 Bu kanunların reformu, Türkiye nin ileri demokrasi seviyesine geçmesinin önünü açacaktır. İstanbul Politikalar Merkezi ve KONDA ortaklığında yürüttüğümüz ve National Democratic Institute un (NDI) teknik desteğiyle tamamladığımız bu çalışma, Türkiye nin bu önemli ve acil sorununa dair tespitler ve çözüm önerileri sunmaktadır. Elinizde bulunan çalışma için Türkiye de Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi üzerinde uzmanlığı bulunan 16 akademisyen ve deneyimli siyasetçinin yuvarlak masa toplantısı ve birebir görüşmeler aracılığıyla alınan görüşleri, siyasi parti ve sivil toplum temsilcilerinin odak gruplar 2 ve birebir görüşmeler aracı- 1 Seçim Sistemi konusunda ilgili kanunlar 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu dur. 2 Bu odak grup çalışmaları, 15 sivil toplum örgütü, 7 sendika ve meslek örgütünden 25 ve 11 siyasi partiden 15 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 3

3 lığıyla alınan görüşleri, 36 ülkenin siyasi partiler ve seçim sistemi üzerine araştırmalar ve uluslararası kuruluşların üzerinde ortaklaştığı ilkeler biraraya getirilmiştir. Ayrıca, Türkiye nin tüm siyasi partiler ve seçim kanunlarının araştırıldığı ve analiz edildiği bir kitap hazırlanmıştır. Önerilerimizi bir araya getirirken, 30 Eylül 2013 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi ni de göz önünde bulundurduk. Çalışmamız göstermektedir ki paydaşlar Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi nin yeniden düzenlenmesi gerektiği 3 üzerinde fikir birliğindedir. Reformların hangi mekanizmalar aracılığıyla yapılması gerektiğine ilişkin ise farklı öneriler bulunmaktadır. Paydaşların önerileri çeşitlilik gösterse de, gerekli reformların yapılması sırasında uluslararası ilkelerin ölçüt olarak alınması demokratik bir siyasi parti ve seçim kanununa sahip olmamız açısından önem arz etmektedir. Çalışmamız kapsamında öne çıkan ilkeler ise şunlardır: 1. Seçmen seçilen mesafesini azaltma hedefiyle seçimlerdeki adayların belirlenmesinde üyeler etkin olmalı, 2. Parti içi demokrasiyi güçlendirme hedefiyle, parti üyeleri parti politikalarının belirlenmesinde etkin olmalı, 3. Siyasi parti finansmanı şeffaf ve denetlenebilir olmalı, 4. Siyasi partiler örgütlenme ve üye kaydetme alanlarında özgür olmalı, 5. Farklı grupların siyasi temsili sağlanmalı, 6. Seçim Sistemi toplumdaki 3 Çoğunluk sistemine sahip Hindistan ve Birleşik Krallık ta koalisyon hükümetleri mevcutken, nispi temsil sistemine sahip Türkiye ve Güney Afrika da güçlü parti hükümetleri bulunmaktadır. farklı görüşleri Meclis e yansıtmalı ve temsiliyeti sağlamalı, 7. Seçim Sistemi ve seçim bölgeleri seçmen iradesini yansıtmalı, seçim bölgeleri şeffaf, kapsayıcı ve katılımcı bir süreçle belirlenmeli. Bu ilkeler doğrultusunda yapılması gereken reformları Demokratikleşme Paketi kapsamında değerlendirdiğimizde paketin önemli konuları ele aldığını, fakat önerilerin geliştirilmesi ve Türkiye nin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu görmekteyiz. Seçim Sistemine ilişkin birinci seçenek olan mevcut sisteme devam edilmesi önerisi, nispi temsil sistemine ait pratiklerin toplumda ve siyasi partilerde alışılmış olması nedeniyle en uygulanabilir seçenek olmakla beraber, önerimiz temsiliyet sorununun aşılması için barajın yüzde seviyesine çekilerek sistemin yeniden düzenlenmesi yönündedir. İkinci seçenekte yer alan yüzde 5 barajlı, 5 li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi önerisinin de seçim adaleti açısından, her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısının alt sınırı 5 veya 6, üst sayının da aralığında sınırlandırılması durumunda sağlıklı işlemesi mümkündür. Seçim bölgelerinin belirlenmesinde ise genel mutabakat aranması gerekmektedir. Üçüncü seçenekte yer alan sıfır barajlı Dar Bölge Sistemi nin demokratikleşme yönünde bir adım olabilmesi için ise her şeyden önce yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Merkeziyetçiliğin çok güçlü olduğu ülkemizde yerel yönetimler reformunun bir süre uygulanması ve sonrasında Dar Bölge Sistemi ne geçilmesi uygun olacaktır. Aksi durumda milletvekilleri kendi bölgelerinin sorunlarıyla sınırlanacak, lider hakimiyeti devam edecek ve seçmen tercihini lidere bağlı yapmaya devam edeceği için seçmen-milletvekili bağının da güçlenmesi mümkün olmayacaktır. Demokratikleşme Paketi nde Siyasi Partiler Kanunu na dair bulunan öneriler olumludur, fakat oldukça kısıtlı bir alanı kapsamaktadır. Yapılacak reformların örgütlenme özgürlüğü, finansmanın denetlenebilir ve şeffaf olması, kadın, genç, dezavantajlı grupların siyasete katılımının arttırılması, ön seçim uygulaması ve üyelik sistemi üzerine düzenlemeleri içermesi, önem taşımaktadır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformunun eş zamanlı ve birbirini tamamlayacak şekilde yapılması siyasetin demokratikleşmesi açısından önem taşımaktadır. Demokratikleşme açısından önemli bir diğer unsur ise, reformların katılımcı ve şeffaf bir süreçle tamamlanmasıdır. Temsil adaleti Türkiye nin en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, önerilecek Seçim Sistemi gerek ülke barajı gerekse seçim bölgelerinin sorunlu dağılımı nedeniyle karşı karşıya olduğumuz ciddi temsiliyet sorununu çözdüğü ölçüde başarılı olacaktır. Örgütlenmenin özgür olduğu, seçmenin milletvekiliyle bağının kuvvetli olduğu ve karar süreçlerine etki edebildiği bir sistem demokrasilerin en önemli unsurları arasında yer aldığından Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemine yapılacak reformların bu unsurları göz önünde bulundurarak gerçekleştirilmesi önemlidir. Bunun yanı sıra, Türkiye de merkeziyetçiliğin çok güçlü olması hem partilerin demokratikleşmesi adına hem de seçmen milletvekili bağının güçlendirilmesi açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Seçmen-milletvekili bağının kuvvetlenmesi, parti üyelerinin ve seçmenlerin fikirlerini partileri yoluyla ifade edebilmesi ve milletvekillerini davranışlarından sorumlu tutabilmesi için ön seçim mekanizması ve üyelik araçlar arasında yer almaktadır. Bu mekanizmalar aynı zamanda, parti içindeki lider oligarşisini engellemek için de bir araç olabilecek ve de parti içi demokrasinin güçlenmesine hizmet edecektir. Siyasete duyulan güvenin arttırılması ve demokratik yönetişim açısından parti finansmanının denetlenebilir, şeffaf ve hesap verilebilir olması gerekmektedir. Yapılacak olan reformlarda mali şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlayacak mekanizmalar göz önünde bulundurulmalıdır. Önemli sorunlar arasında yer alan siyasette kadın temsilinin oldukça az olması nedeniyle de reformların katılımı arttıracak özendirici yöntemler içermesi gerekmektedir. Çalışmamızın Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformu için bir başlangıç noktası olacağını ve Türkiye nin demokratikleşmesi için gerekli adımların atılması yolunda yol gösterici olacağını umuyoruz. 4 5

4 İÇİNDEKİLER I. GİRİŞ: NEDEN TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ KAPSAMLI BİR SİYASİ PARTİ VE SEÇİM SİSTEMİ REFORMUNA BAĞLI? 8 II. Proje Ekibi ve Araştırma Kaynakları 12 III. Demokratikleşmede Siyasi Parti ve Seçim Sisteminin Rolü: Uluslararası İlkeler 14 IV. Paydaş Gruplar, İlkeler ve Türkiye deki Sorunlar Üzerinde Hemfikir 17 V.Uzman Görüşleri 17 V.1. Siyasi Partiler Kanunu Reform Önerileri V.1.1. Ön Seçim 18 V.1.2. Üyelik 18 V.1.3. Örgütlenme 18 V.1.4. Finansman 19 V.1.5. Kadın Katılımı 19 V.2. Seçim Sistemi Reform Önerileri 19 V.2.1. Seçim Barajı 20 V.2.2. Seçim Sistemi 20 V.2.3. Diğer: 20 VI. ODAK GRUP ÇALIŞMALARI DEĞERLENDİRMESİ: Siyasi Partilerin Ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Görüşleri 21 VI.1. KAPSAM 21 VI.2. GÖRÜŞLER 22 VI.2.1. Seçim Sistemi ve Kanununa Dair 22 VI Seçim Sistemi 22 VI Kanunun Yenilenme İhtiyacı 23 VI Seçimlerin yönetimi 23 VI Seçim Çevresi 27 VI Seçmenler ve Seçmen Kütükleri 28 VI Oy Kullanma 29 VI Baraj 29 VI Seçim Kampanyaları 31 VI Seçim İttifakı 31 VI.2.2. Siyasi Partiler Kanunu na Dair 32 VI Siyasi Partiler Kanunu 32 VI Parti İçi Demokrasi Ve Önseçim 33 VI Partilerin Denetimi 33 VI Hazine yardımı 34 VI.2.3. Kadın Temsili ve Siyasette Kadının Güçlendirilmesine Dair 35 VI Veriler, Gerçekler 35 VI Farkındalık 36 VI Kadınlardan Güçlü Talep 37 VI Zihniyet Dönüşümü İhtiyacı 38 VI Kadının Güçlen(diril)mesi 40 VI Siyasi Partiler Kanunu nda Kadının Adı Yok 41 VI Demokratikleşme 42 VI Kota Uygulaması 42 VI Partilerin Tutumunda Açıklık 43 VI Kaynak 43 VI.3. DEĞERLENDİRME 44 VI.3.1. Psikolojik Ortam 44 VI Karşılıklı Güvensizlik 44 VI Başkanlık tartışmalarının gölgesi 44 VI Kürt Meselesinin Gölgesi 45 VI.3.2. Reform İhtiyacında Tam Mutabakat 45 VI Vesayet Vurgusu 45 VI Demokrasi Vurgusu 45 VI İhtiyaç Vurgusu 45 VI.3.3. Anayasa İhtiyacı 46 VI.3.4. Siyasi Kültür 47 VI.3.5. Sonuçlar 48 VI Genel Yaklaşım 48 VI Odak Gruplar 49 VI Sonuçlar 49 VI Sorunlar 51 VII. Reform Önerileri 52 VIII. Katılımcılar 58 IX. EKLER: TÜRKİYE VE DİĞER ÜLKE ÖRNEKLERİ 60 X. Kaynaklar

5 I Giriş Türkiye nin Demokratikleşmesi Neden Kapsamlı Bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformuna Bağlı? Türkiye de siyasetin normalleşmesi ve demokratikleşmesi inişli çıkışlı bir yol izlemektedir. Siyasi hak ve özgürlükler ile örgütlenme özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar, demokratikleşmenin önünde önemli bir engel oluşturmaya devam ederken, Avrupa Birliği (AB) ileri demokrasi yolunda adımlar atılması için çapa görevi görmektedir. Bu süreçte, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi nin eş zamanlı ve birbirini tamamlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, Türkiye demokrasisinin güçlenmesi yolunda önemli bir adım olacaktır. Anayasal güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerle uyumlu olan bir reform, aynı zamanda, yurttaşlar ile temsilcileri arasında da güçlü bağların kurulmasına olanak sağlayacaktır. Ek olarak, yeni düzenlemeler bir yandan Türkiye nin AB adaylık sürecinin canlandırılmasına katkı sunarken, diğer yandan Türkiye nin ileri demokrasiye geçişini hızlandıracaktır. Bu süreç, günümüzde durma noktasında olan yeni anayasa sürecinin de canlanmasına neden olabilir. Özetle, kapsamlı bir Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformunun Türkiye yi daha temsili, katılımcı ve istikrarlı bir ileri demokratik sisteme taşıyacağını söyleyebiliriz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın 30 Eylül 2013 tarihinde açıkladığı Demokratikleşme Paketi nde yer alan öneriler, hem Siyasi Partiler Kanunu reformunu içermekte, hem de üç seçenekli bir yeni Seçim Sistemi tartışmasını gündeme getirmektedir. Bu öneriler Türkiye nin ileri demokrasiye geçmesi adına önemlidir. Bununla birlikte, önerilerin tartışmaya açılmasına ve yeniden üzerinde çalışılmasına gereksinim duyulmaktadır. Demokratikleşme Paketi nin Seçim Sistemi üzerine önerileri şu şekildedir: 1. Mevcut sistemle, yüzde 10 8 barajıyla devam etmek, 2. Barajı yüzde 5 e çekip, 5 li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi ni uygulamak, 3. Ülke barajını tamamen kaldırılarak Dar Bölge Seçim Sistemi ne geçmek. Paket ayrıca, Seçim Kanunu nda tüzükte yer almak ve iki kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanlık sisteminin getirilmesi ve siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propagandada Türkçe nin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesinin mümkün hale getirilmesi konusunda da düzenlemeler içermektedir. Seçim Sistemi üzerine önerilerin her birinin uygulanması mümkündür, fakat önerilerin geliştirilmesi ve Türkiye nin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Birinci maddede yer alan mevcut sisteme devam edilmesi önerisi, ülkenin nispi temsil sistemini uzun zamandır kullanıyor oluşu ve buna ilişkin pratiklerin toplumda ve siyasi partilerde alışılmış bir uygulama olması nedeniyle uygulanabilir bir öneridir. Fakat mevcut ülke barajının korunması, temsiliyet sorununun aşılması yolunda önemli bir engel oluşturmaya devam edecektir. Ayrıca, aşağıda incelenen Siyasi Partiler Kanunu na ilişkin öneriler arasında bulunan hazine yardımının yüzde 3 e çekilmesi açısından da barajın düşürülmesi gerekmektedir. Katılımcı görüşleri, bu konuda yapılan araştırmalar ve demokratik ülkelerdeki örnekler göz önüne alınarak, önerimiz, nispi sistemin korunması ve barajın yüzde seviyesine çekilerek uygulanması yönündedir. İkinci maddede yer alan yüzde 5 barajlı, 5 li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi önerisinin de yaratabileceği sonuçlar göz önüne alınarak düzenlenmesi gerekmektedir. Daraltılmış bölgede 9

6 Yeni bir Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi gerekliliği üzerine bir uzlaşma mevcuttur. Reformların, siyasi özgürlüklerin çerçevesinin genişletilmesi, yurttaşların siyasete güveninin arttırılması ve siyasete yurttaş katılımının sağlanması ilkeleri çerçevesinde düzenlenmesi önem taşımaktadır. her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısının alt sınırı 5 veya 6 olabilir, fakat üst sayının da belirlenmesi ve aralığında sınırlandırılması gerekmektedir. Üst sınırın 14 ten fazla olmaması seçmenlerin adayları tanıyabilmesi için gereklidir. Alt sınırın 5 olarak belirlenmesi de nispi temsilin uygulanabilmesi ve seçim adaletinin zedelenmemesi için önemlidir. Üçüncü maddede yer alan sıfır barajlı Dar Bölge Sistemi nin demokratikleşme yönünde bir adım olabilmesi için ise her şeyden önce yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Merkeziyetçiliğin çok güçlü olduğu ülkemizde yerel yönetimler reformunun bir süre uygulanması ve sonrasında Dar Bölge Sistemi ne geçilmesi uygun olacaktır. Mevcut sistemde Dar Bölge Seçim Sistemi ne geçilmesi ise, bölgesine özgü sorunlar dışına çıkamayan milletvekillerinin Meclis e taşınmasına yol açacaktır. Bu ise hem lider hakimiyetini destekler hem de yasama organını yozlaştırır. Dar Bölge Sistemi nde matematiksel olarak en fazla oyu alan aday seçildiği için, seçimin iki turlu olması gerekir. Özellikle belediye başkanı seçimlerinde tek turlu seçim, halkı temsil etmeyen adayların belediye başkanı olması sonucunu doğurmaktadır. Demokratikleşme Paketi nde Siyasi Partiler Kanunu yla ilgili de öneriler yer almaktadır. Bu öneriler şu şekildedir: 1. Hazine yardımının yüzde 7 den yüzde 3 e çekilmesi, 2. Bir ilçede teşkilatlanmak için, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında örgütlenme zorunluluğunun kaldırılması, 3. Oy verme hakkına sahip olan herkesin siyasi partilere üye olabilmesi, 4. Ön seçimlerde Türkçe den başka bir dil ve lehçeyle de propaganda yapılabilmesi. Siyasi Partiler Kanunu na dair öneriler olumlu ve uygulanması gereken öneriler olmakla beraber, örgütlenme özgürlüğü, finansmanın denetlenebilir ve şeffaf olması, kadın, genç, dezavantajlı grupların siyasete katılımının arttırılması, ön seçim uygulamasının ve üyelik sisteminin düzenlenmesi önem taşımaktadır. İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) nin öncülüğünde tamamlanan bu çalışmanın amacı, Türkiye de Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi ne ilişkin sorunlara dikkat çekmek ve bu alanlarda gerekli reformların gerçekleştirilmesi için temel alınacak ilkelerin belirlenmesine katkı sağlamaktır. Bu çalışma, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi ne ilişkin sorunların tespitlerini ve sivil aktörlerin önerilerini kamuoyu ve karar vericilerle paylaşmak amacıyla gerçekleştirildi. Çalışma, siyasette çoğulculuk ve yurttaş katılımının en önemli araçları olan siyasi partilerin demokratikleşmesi; ülkedeki farklı görüşlerin Meclis e yansıması; seçmen seçilen mesafesinin azaltılması; hesap verilebilirlik esasının sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Görüşmelerimiz ve araştırmamız göstermektedir ki, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi alanlarında yapılacak olan reformların hem bütüncül bir yaklaşımla, hem de Anayasa nın çizeceği normlar çerçevesinde yapılması gerekliliği üzerine toplumsal irade mevcuttur. Çalışmamız, özgürlükçü ve bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğini vurgulamaktadır; ancak, reformların gerçekleştirilmesi için hangi mekanizmaların kullanılacağına dair ortaklaşılan öneriler sınırlı sayıdadır. Dolayısıyla, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi alanlarında gerçekleştirilecek bir yasal düzenlemeden önce, bu alanlarda yapılacak reform üzerine farklı görüşlerin ifade edilebileceği ve karar vericiler ile yurttaşları bir araya getirebilecek bir müzakere sürecinin işletilmesi önem taşımaktadır. Bu tür katılımcı bir müzakere süreci, hızla kutuplaşmakta olan Türkiye de, reformların geniş bir taban tarafından sahiplenilmesini de sağlayacaktır. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformu konusunun önemli boyutlarından biri, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkesinin dengesi olarak ortaya çıkmaktadır. Denge ve denetleme mekanizmalarının güçlendirilmesi, siyasi partilerin demokratikleşmesi, yurttaşların siyasete katılımı gibi çeşitli mekanizmalar, temsilde adalet-yönetimde istikrar dengesi sağlanması için önem taşımaktadır. Hem temsilde adaleti hem de yönetimde istikrarı tam olarak sağlayacak bir Seçim Sistemi mevcut değildir. Örneğin, çoğunluk sistemlerinin istikrarlı parti hükümetlerine, nispi temsil sistemlerinin de koalisyon hükümetlerine yol açtığı varsayılmakla beraber, farklı örnekler de mevcuttur. 4 Her ülkenin 4 Çoğunluk sistemine sahip Hindistan ve Birleşik Krallık ta koalisyon hükümetleri mevcutken, nispi temsil sistemine sahip Türkiye ve Güney Afrika da güçlü parti hükümetleri bulunmaktadır. ve toplumun, var olan siyasi, toplumsal, ekonomik ve etnik/kültürel sorunlarına çözüm üreten bir sistem oluşturması gerekmektedir. Bu reformların, belirli ilkeler ışığında olmakla beraber, son kertede ülkenin kendi bağlamında değerlendirilmesi ve katılımcı bir müzakere süreci sonucunda belirlenen ülke gereksinimlerine göre şekillendirilmesi gereklidir. Mevcut takvimin uygulanması durumunda Türkiye yi 2015 Haziran ayında genel seçimler beklemektedir. Seçimlerin adil yapılabilmesi için ivedilikle Seçim Sistemi reformu yapılması gerekmektedir. Hukuki düzenlemelerin uygulamadan en az bir yıl önce yapılması gerektiğinden 2014 Mayıs ayına kadar gerekli reformlar üzerinde mutabakat sağlanmış olması gereklidir. Yaklaşan yerel seçimler de göz önüne alındığında önümüzdeki aylarda reformları gerçekleştirmek için epey az bir zaman bulunmaktadır. Çalışmamızın da ortaya koyduğu gibi, yeni bir Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi gerekliliği üzerine bir uzlaşma mevcuttur. Reformların, siyasi özgürlüklerin çerçevesinin genişletilmesi, yurttaşların siyasete güveninin arttırılması ve siyasete yurttaş katılımının sağlanması ilkeleri etrafında düzenlenmesi önem taşımaktadır. Uzun zamandır reform beklentisinin olduğu, irade ve uzlaşının sağlandığı bir alanda yapılacak reformlar, siyasetin demokratikleşmesine katkı sağlayacaktır

7 II Proje Ekibi & Araştırma Kaynakları Bu çalışma, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman ve KONDA Araştırma ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem başkanlığında yürütülmüş; KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır, odak grup toplantılarını yönetmiş ve bu toplantıların raporunu kaleme almıştır. National Democratic Institute (NDI) Türkiye Direktörü Dilek Ertükel, uluslararası ilkelerle ilgili teknik destek sağlamıştır. İPM den Proje Koordinatörü Meltem Ersoy çalışmaya yazar, araştırmacı ve analist olarak destek sunmuş; İPM den Damla Cihangir Tetik çalışmaya araştırma ve organizyon desteği sağlamıştır. NDI Türkiye Direktör Yardımcısı Ebru Ağduk ve İzleme Programı Koordinatörü Ayşe Çamkıran çalışmaya proje tasarımı ve genel koordinasyon desteği vermiştir. Çalışma, Ankara daki İngiltere Büyükelçiliği nin mali desteği ile tamamlanmıştır. Rapordaki öneriler, yalnızca katılımcıların ve yazarların görüşlerini yansıtmaktadır; İngiltere Büyükelçiliği nin ve NDI ın görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu çalışmada dört ana kaynaktan yararlanılmıştır: 1. Türkiye de Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemleri üzerinde uzmanlığı bulunan 16 akademisyen ve deneyimli siyasetçinin görüşlerinin bir çerçeve etrafında toplanması amacıyla tüm gün süren bir yuvarlak masa toplantısı ve yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 2. Siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri ile 4 farklı odak grup çalışması yapılmıştır. Bu odak grup çalışmaları, 15 sivil toplum örgütü, 7 sendika ve meslek örgütünden 25 temsilci ve 11 siyasi partiden 15 temsilci ile gerçekleştirilmiştir. 3. Farklı ülkelerin Siyasi Partiler ve Seçim Sistemi kanunları ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Uluslararası İlişkiler İçin Ulusal Demokratik Enstitü (NDI), Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü (IDEA) ve Uluslararası Parlamenterler Birliği (IPU) gibi uluslararası kuruluşların üzerinde ortaklaştığı ilkeler üzerine kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. 4. Türkiye nin tüm siyasi partiler ve seçim kanunlarının araştırıldığı ve analiz edildiği bir kitap hazırlanmıştır. Tüm katılımcılara görüş verdikleri ve çalışmamıza katıldıkları için teşekkür ederiz

8 III Demokratikleşmede Siyasi Parti ve Seçim Sistemi nin Rolü: Uluslararası İlkeler Demokratik ülkelerde siyasi partiler ve seçim sistemleri üzerine tek tip bir hukuki çerçeve bulunmamaktadır. Örneğin, Avrupa da her ülkenin bir Seçim Kanunu olmasına rağmen, 17 Avrupa ülkesinin dokuzunda - Belçika, Danimarka, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç ve İsviçre - Siyasi Parti Kanunu bulunmamaktadır. Bu ülkelerde siyasi faaliyetler anayasa kapsamında düzenlenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri nde (ABD) ise bir siyasi partiler kanunu olmadığı gibi, anayasada da bu kapsamda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Siyasi partilerin kurulması Haklar Bildirgesi ne eklenen 1. değişiklik maddesi ile güvence altına alınmıştır. 5 Siyasi partiler kanunu bulunan ülkelerde ise 5 Türkiye ve Bazı Avrupa Ülkelerinde Parti Finansmanı için bknz. CD- uzun rapor / ekler ağırlıklı olarak siyasi partilerin finansmanı ve sınırlar/yasaklar düzenlenmiştir. İsviçre de siyasi partiler kanunu olmamasına karşın, Anayasa nın 137. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: Siyasal partiler halkın düşüncesine ve iradesine katkıda bulunmakla yükümlüdür. Almanya, Portekiz ve İspanya da ise siyasi partiler kanunları parti organizasyon yapısını ve hareketlerini de kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Alman Anayasası nın 21. Maddesi nde yer alan siyasi partilere ilişkin hükümler, siyasi partilerin iç organizasyonu, demokratik ilkelere uygunluğu ve finansal kaynaklarının topluma açık olması konularını içermektedir. Bu düzenlemeyle, siyasi partilerin, hem iç denetime hem de kamuoyunun eleştirisine açık olması sağlanmıştır. Yasal çerçeveler farklılaşsa da, bu ülkelerdeki düzenlemeler bazı ilkeler etrafında oluşturulmuştur. Seçim sistemleri ise, siyasi kültür, siyasal ve toplumsal tecrübeler, kurumsal pratikler ve örgütlenme biçimleri gibi faktörlere bağlı olarak ülkeden ülkeye çeşitlilik göstermektedir. 19 uncu yüzyıldan 20 inci yüzyılın başına kadar homojen bir nüfusa sahip olan Birleşik Krallık ve ABD deki elit sınıf, azınlık grupları üzerinde sistemde azami kontrolü sağlamak istediği için Birleşik Krallık ve ABD de tek turlu basit çoğunluk sistemleri ortaya çıkmış ve yerleşmiştir. Bu sistemde hükümet genellikle parti hükümeti olurken, günümüzde İngiltere de koalisyon hükümeti bulunmaktadır. ABD tek üyeli dar bölgeli seçim sistemine sahiptir. Bu sistemde ikinci veya üçüncü partiler hiçbir sandalye alamadığı için daha küçük ve azınlık partilerinin temsili neredeyse imkansızdır. Ancak, meclis seçimleri için belirlenen bölgeler küçük olduğu için adaylarla seçmenin bağı güçlüdür. Daha çoğulcu bir toplum yapısına sahip Avrupa ülkelerinde farklı grupların hepsinin temsilinin sağlanabileceği bir siyasi sistem kurulmuştur. 20 inci yüzyılın başında çoğu Avrupa ülkesinde listeli nispi temsil sistemine geçilmiştir. Bugün Avrupa Birliği üye ülkelerinin büyük çoğunluğu ve Türkiye, parti listeli nispi temsil Seçim Sistemine sahiptir. Fransa da ise iki turlu dar bölge sistemi bulunmaktadır. Çoğunluk ve nispi temsil sistemlerinin eksikliklerini gidermek amacıyla Almanya örneğinde olduğu gibi bir karma sisteme geçilmesi gerektiği günümüzde epeyce tartışılan bir meseledir. Genel olarak karma sistemlerde, adayların bir kısmı tek adaylı seçim bölgelerinden çoğunluk sistemi ile bir kısmı ise parti listeli nispi temsil ile seçilmektedir. Her ne kadar incelediğimiz demokratik ülkelerde siyasi partiler kanunu ve Seçim Sistemi çeşitlilik gösterse de, kanunların ortaklaştığı ilkeler bulunmaktadır. Ülke örneklerinin yanı sıra Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Uluslararası İlişkiler İçin Ulusal Demokratik Enstitü (NDI), Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü (IDEA) ve Uluslararası Parlamenterler Birliği (IPU) çalışmalarını referans alarak bir araya getirdiğimiz uluslararası ilkeler aşağıdaki gibidir: 1. Seçmen seçilen mesafesini azaltma hedefiyle seçimlerdeki adayların belirlenmesinde üyeler etkin olmalı Hem seçmen-milletvekili arasındaki kopukluğu gidermek ve seçmen taleplerinin demokratik yollarla siyasete yansımasını sağlamak, hem de lider sultasını kaldırıp parti içi demokrasinin gelişmesini sağlamak için üyelerin parti politikalarında ve ön seçimlerde aktif rol oynaması büyük önem taşımaktadır. Katılımcı demokrasinin uygulanabilmesi ve işleyebilmesi için seçmen parti bağının güçlenmesi gerekir. Aynı şekilde, il ve ilçe teşkilatlarının da parti içi karar mekanizmasında etkili olabilmesi gerekir, böylece üyeler de teşkilatlar aracılığıyla siyasi partilerin politikasını etkileyebilir. Bu prensipler, partinin denetlenmesi ve demokratik bir işleyişle yönetilmesi için katılımcı bir anlayışa gereksinim duyulduğunu ortaya koymaktadır. 2. Parti içi demokrasiyi güçlendirme hedefiyle, parti üyeleri parti politikalarının belirlenmesinde etkin olmalı Günümüzde seçmenlerle siyasi partiler arasındaki bağ zayıflamış, seçmen seçilen mesafesi giderek açılmış durumdadır. Bu durum temsili demokrasiler için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Demokratik ülkelerdeki siyasi partiler, bu bağı güçlendirmek ve mesafeyi azaltmak; parti üyelerinin siyasi partilerin karar alma mekanizmalarında ve parti politikalarının belirlenmesinde aktif rol almaları için politikalar ve mekanizmalar geliştirmektedirler. Bu politikaların başında siyasi parti yerel teşkilatlarının güçlendirilmesi, teşkilatların ve dolayısıyla üyelerin parti bütçesi başta olmak üzere parti politikalarının belirlenmesinde ve parti örgütlenmesinde aktif ve etkin rol oynamalarını sağlayacak önemlerin geliştirilmesi gelmektedir. Parti içi demokrasi, parti içi fikir alışverişi ve karar alma süreçlerine aktif katılım gerektirir. Yerel teşkilatların bu hedeflerle güçlendirilmesi parti içi demokrasiyi güçlendirecek ve partilerin hesap verebilir yapılar olmalarını sağlayacaktır

9 3. Siyasi parti finansmanı şeffaf ve denetlenebilir olmalı Siyasi partilerin etkin bir şekilde rekabet edebilmeleri için güçlü örgütlenme yapılarına sahip olmaları ve yurttaşlarla sistemli ve düzenli bir iletişim içinde olmaları gereklidir. Bu tür bir yapılanma ve çalışma, partilerin kullanabileceği finans kaynaklarının mevcut olmasını gerekli kılmaktadır. Demokratik ülkelerdeki siyasi parti yapılanmalarına bakıldığında siyasi parti finansmanında önemli olan bazı unsurlar öne çıkmaktadır. Bunlar arasında parti finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi, yolsuzluk şüphelerinin önüne geçilmesi ve siyasi partilerin özel çıkarların boyunduruğu altında kalmasının engellenmesi için denetim altına alınması bulunmaktadır. Siyasi parti finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olması, aynı zamanda seçmenlerin hangi adayı ya da siyasi partiyi destekleyeceğine ilişkin kararlarında da etkili olduğu için demokratik siyasi partiler bağlamında önemli bir unsurdur. 4. Siyasi partiler örgütlenme ve üye kaydetme alanlarında özgür olmalı Örgütlenme özgürlüğü demokrasilerde anayasa tarafından garanti altına alınmıştır. Karar alma mekanizmaları üzerinde halkın kontrolünü sağlamak ve seçmenin ifade özgürlüğüne sahip olması için örgütlenmenin, şiddete başvurmadığı sürece, serbest bırakılması gerekmektedir. Toplumun farklı kesimlerinin kendine ifade alanı bulabilmesi için öncelikli olarak örgütlenebilmesi gerekir. Siyasete katılım imkanı bulan kesimler taleplerini demokratik yollarla ifade edebildiği için siyaset toplumun gereksinimlerinin gerçekleştirilmesi ve sorunlarının çözümü için etkin bir alana dönüşecektir. 5. Farklı grupların siyasi temsili sağlanmalı Demokrasi her grup ve kişinin temsiliyeti için imkan sağlamak durumundadır. Yurttaşların eşit ifade özgürlüğüne sahip olması devlet korumasına tabidir. Yurttaşlar, siyasete katılım sağlayabildiği oranda gerçek anlamda söz sahibi olabilir. Yalnızca belli kesimlerin temsil edildiği partiler ise, toplumun farklı kesimlerinin temsil imkanını ve mekanizmalarını engellemektedir. Dolayısıyla, kadınlar, gençler ve engelliler, azınlıklar gibi dezavantajlı grupların partilerin farklı katmanlarında temsil edilmesi ve siyasete aktif katılmaları için mekanizmalar geliştirilmesi gerekmektedir. 6. Seçim Sistemi toplumdaki farklı görüşleri Meclis e yansıtmalı ve temsiliyeti sağlamalı Parti içi demokrasi kadar, partilerin yasama organlarında aldıkları oy oranında temsil edilmeleri de önem taşımaktadır. Toplumun farklı kesimlerinin örgütlenmesine ve partilerin karar alma mekanizmalarına katılmalarına imkan sağlamak tek başına demokratik bir işleyiş için yeterli değildir. Demokratik bir seçim sisteminin farklı tercih ve taleplerin yasama organında temsil edilmesini sağlayacak şekilde kurgulanması gerekmektedir. Örneğin, istikrarın sağlanması için uygulanan ülke barajı uygulaması, yüksek olursa toplumun içindeki farklı kesimlerin Meclis dışında kalmasına, dolayısıyla siyasetin dışına itilmesine yol açabilir. Toplumun içinde bulunan fikir ayrılıkları baraj uygulamasıyla yok olmadığı gibi meclis içinde tartışma ve sorun çözümüne katılması engellendiği durumda demokratik siyasetin etkin işlemesinin önü tıkanacaktır. 7. Seçim Sistemi ve seçim bölgeleri seçmen iradesini yansıtmalı. Bölgeler şeffaf, kapsayıcı ve katılımcı bir süreçle belirlenmeli Seçim sistemi seçmenin farklı taleplerinin Meclis te temsilini sağlamak durumundadır. Seçim bölgeleri ise siyasi partilerin hangi oranda yasama organında temsil edileceğini belirlemedeki en etkin unsurlardan biri olması dolayısıyla tüm seçim sistemi için kritik bir öneme sahiptir. İdari sınırları gözeterek seçim bölgelerinin belirlenmesi gerekir, fakat seçim bölgelerinin toplumu bölecek ve temsil ve oy kullanma gücünü ırk, renk, din, ideoloji temelli ayrımcılığa yol açacak şekilde belirlenmesi demokrasilerde kabul edilemez. Rekabetçi ve çoğulcu bir sistem için, seçim bölgeleri toplumun tüm kesimlerini temsil edecek şekilde, şeffaf bir süreçle belirlenmelidir. IV Paydaş Gruplar, İlkeler ve Türkiye deki Sorunlar Üzerinde Hemfikir Katılımcılar uluslararası ilkelerin uygulanması ve yeni bir Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Sistemi olması gerektiği konusunda hemfikir. Bu raporda anlatılan ilkeler, aynı zamanda, Türkiye de siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi alanında yapılması gerekli olan ve çalışma süresince görüşlerine başvurulan katılımcılar tarafından sıklıkla dile getirilen ön seçim, parti üyeliği, örgütlenme, finansman ve dezavantajlı grupların siyasi partilerde temsili, seçim barajı ve Seçim Sistemi alanlarını kapsamaktadır. 1. Seçmen seçilen mesafesini azaltma hedefiyle seçimlerdeki adayların belirlenmesinde üyeler etkin olmalı V Uzman Görüşleri Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi Reformu çalışmamızın ilk aşamasında, konu üzerinde uzmanlığı bulunan akademisyenler ve deneyimli siyaset mensuplarının görüşlerine başvurulmuştur. 9 Şubat 2013 tarihinde yapılan tüm günlük yuvarlak masa toplantısında bulunamayan uzmanların görüşleri de yüz yüze görüşmeler yoluyla toplanmıştır. 6 Uzmanların Siyasi Partiler Kanunu reform önerisi için bir çerçeve belirlenmesine yardımcı olacak görüşlerini ön seçim, üyelik, örgütlenme, finansman ve kadın katılımı konularında aşağıda bulabilirsiniz. Aynı şekilde, Seçim Sistemi reformu önerileri de seçim barajı ve seçim sistemi konularında aşağıda detaylı olarak bulunmaktadır. 7 Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi meselesini birbirinden tam olarak ayırmak mümkün olmadığı için, bölümler arasında iç içe geçen konuların yer alması da kaçınılmazdır. Uzmanların önemle altını çizdiği hususlardan arasında, Anayasa nın temel prensiplerinin kanunlar ile uyum içerisinde olması gerektiği, siyasi istikrarın temsilde adaletin ve demokrasinin önüne geçmemesi gerektiği ve düzenlemelerin çoğulculuğu teşvik edici yönde düzenlenmesinin önemi öne çıkmaktadır. 6 Katılımcı listesini sayfa 58 de görebilirsiniz. 7 Türkiye de uygulanmış olan seçim sistemleri için Ekler bölümünde bknz. Ek 1, Tablo

10 V.1. Siyasi Partiler Kanunu Reform Önerileri Siyasi Partiler Kanunu, uzmanlar tarafından örgütlenme ve ifade özgürlüğü içerisinde ele alınmıştır. Bunun en önemli sebeplerinden biri, yürürlükte olan kanunun, siyasi partilerin örgütlenmesi ve faaliyeti hakkında pek çok yasak içermekte olmasıdır. 8 Uzmanların önerileri arasında kanunun çok detaylı olmasına gerek olmadığı, yalnızca belli hususlar üzerinde kısıtlamalar getirip diğer konuların partilere bırakılabileceği ifade edilmiştir. 9 V.1.1. Ön Seçim Uzman toplantılarında, partilerin aday belirleme sürecinde ön seçim mekanizmasını nasıl düzenlemeleri gerektiği ve bu konuda kanunda bir yorum olup olmayacağı ile ilgili farklı fikirler paylaşılmıştır. Uzmanlar, ağırlıklı olarak, ön seçim yapılması konusunun hükme bağlanması gerektiği önerisinde bulunmuşlardır. Özellikle mevcut sistemin olumsuzluklarının aşılabilmesi bakımından ön seçimin etkili bir yöntem olacağı ifade edilmektedir. Oluşabilecek olumsuzluklara rağmen ön seçimin merkez yoklamasından daha sağlıklı olacağı, adayların üyelerin oylarıyla belirlenmesi gerektiği çoğunluğun ortaklaştığı bir görüş olmuştur. Ön seçimlerin işleyebilmesi için, üyelik sisteminin düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Partilerin her kademesinde yöneticinin geniş katılımlı seçimle belirlenmesi gerektiği fikrinin yanı sıra seçimlere gölge düşmesi durumunda yargının devreye girmesi önerilmektedir. Önerilerden biri ön seçimin genel halk oylaması şeklinde yapılması yönünde olmuştur. Ön seçimle belirlenecek adaylar dışında merkezin de bir kontenjanı olabileceği de ifade edilmiştir. Bazı hükümler dışında detaylı bir Siyasi Partiler Kanunu bulunması gerekmediği görüşünü savunan uzmanlar, ön seçimin de partilere bırakılması gerektiği fikrini paylaşmaktadırlar. V.1.2. Üyelik Ön seçimlerin etkili olması ve siyasi partiler ile seçmen bağının sağlanması konusunda çeşitli öneriler yapılmıştır. Ön seçimlerde oy kullanması tavsiye edilen üyelerin belli sorumluluklarının olması, örneğin finansmana katkıda bulunabileceği ifade edilmiştir. Üyelik kriterlerinin şeffaf ve net olması gereği vurgulanmıştır. Parti üyelerinin partiye karşı korunması ve üye istediği sürece teminat altında olması gerektiğinin altı çizilmiştir. Üyelik aidatının ödenmesi için devlet yardımının bir kısmının buna bağlanması önerilmiştir. Bir öneri de seçim kurullarının seçim zamanı dışında da seçmeni bilgilendirici toplantılar yaparak demokrasiye katkı sunacak bir görev üstlenmesi yönündedir. V.1.3. Örgütlenme Siyasi partilerin örgütlenmesi konusu tüm siyasi örgütlenmeleri içeren Anayasa maddeleri ile doğrudan ilişkilidir. Uzmanların da belirttiği gibi ifade özgürlüğü genişletilerek örgütlenmenin önünün açılması siyasi partiler açısından da önemli bir gereksinimdir. Uzmanların üzerinde durduğu önemli konulardan biri örgütün milletvekilini güçlendirecek şekilde düzenlenmesi yönündedir. Örgütlenme konusunda ortaklaşılan görüş, kanunda kısıtlamaya gidilmesi yerine partilerin ilke ve amaçlarını belirleyerek istedikleri şekilde örgütlenmeleri yönünde olmuştur. Sendikaların örgütlenmesinin demokrasinin gelişmesi için önemli bir unsur olduğu belirtilmiştir. Siyaseten anlamı olan farklı kesimlerin örgütlenebileceği ifade edilmiştir. Her yerde örgüt kurma gerekliliğinin olumsuz bir uygulama olduğunun altı çizilmiştir. Örgütlenme üzerine konulacak tek kısıtlamanın silahlanma, askeri eğitim yapma ve şid- det kullanımı olduğu farklı uzmanlarca belirtilmektedir. Bu öneri aynı zamanda parti kapatmanın tek şartı olarak da öne çıkmaktadır. İl ve ilçe teşkilatlarının parti yönetimi tarafından görevden alınması durumunda yargının hızla devreye girmesinin yolunun açılması gerektiği ifade edilmiştir. Bir diğer konu da grup toplantılarının kapalı yapılmasının önemi üzerinde yoğunlaşmaktadır. V.1.4. Finansman 10 Siyasi partilerin finansmanı konusu Siyasi Partiler Kanunu nda düzenlenmesi özellikle gereken bölüm olarak ele alınmıştır. Finansman düzenlemesiyle ilgili temel konular, hazine yardımı ve mali faaliyetlerin şeffaf yürütülmesi ve denetlenmesi gerekliliği olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasi partilerin finansman kaynaklarında kısıtlamaya gidilmesi yerine, şeffaf ve yargı denetiminde olması gerekliliğinin altı çizilmiştir. Harcama konusunda bazı kısıtlamalara gidilebileceği belirtilmiştir. Yalnızca finansmanın düzenlendiği bir kanunun yeterli olacağı görüşü bazı uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. Hesap verilebilirlik önemli bir ilke olarak ifade edilmektedir. Hazine yardımı olmaması gerektiği de ifade edilen bir görüş olmakla beraber çoğunluk hazine yardımının nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde durmuştur. Hazine yardımında baraj uygulamasının düzenlenmesi gerektiği tartışılırken, oy başarısının yanında partinin cinsiyet eşitliği gibi demokratik değerlere verdiği önemin de bir kriter olarak eklenmesi önerilmiştir. Hazine yardımının partiyi bağışa muhtaç etmeyecek bir sistem olması, ama belirli bir oy oranı belirlenmesinin yardım almak için parti kurulmasının önüne geçeceği ifade edilmiştir. Parlamentoda seçim yoluyla grup kuran siyasi partilere eşit yardım yapılması gerektiği, muhalefet partilerinin daha fazla devlet yardımı alması gerektiği, %3 oy alan tüm partilerin hazine yardımından faydalanabileceği bu konudaki düzenlemeler için farklı öneriler arasında yer almaktadır. Hazine yardımının nasıl kullanılacağının düzenlenmesi gerekliliğinin bir uzman tarafından altı çizilirken, bir siyasi etik yasası kapsamında adayların ve partilerin mal bildiriminin kamuya açık olmasının düzenlenebileceği belirtilmiştir. V.1.5. Kadın Katılımı 11 Uzmanlar kadın katılımı konusunda ağırlıklı olarak iyileştirici ve teşvik edici tedbirler alınması gerektiği konusunda uzlaşmaktadırlar. Aday listesinde kadın adaylar için bir kota belirlenmesi gerektiği bazı uzmanlar tarafından ifade edilirken, cinsiyet eşitliğini esasına uyulması gerekliliğinin kanunda ve anayasada da bulunması gerektiği fikri paylaşılmaktadır. Siyasi katılımı güçlendirmek için zayıf konumdaki siyasi grupların desteklenmesi gerektiği, bunun eğitim, finansman, sivil toplum katılımı gibi yollarla arttırılabileceği belirtilmiştir. Kadın kolları olması konusunda bir fikir birliği sağlanmamıştır. Kadın kotasının demokratik olmadığı ifade edilse de bu konuda görüş bildiren uzmanların çoğunluğu kota uygulamasını desteklemektedirler. Hazine yardımının bir kısmının kadın katılımı için harcanabileceği de çözüm önerileri arasında yer almaktadır. V.2. Seçim Sistemi Reform Önerileri Seçim Kanunu nun toplumda demokratik gelişmenin önünü açması için düzenlemeler yapılması gereği sıkça ifade edilmiştir. Kanunun tek bir partinin isteğine göre değil, özel bir çoğunlukla yapılabileceği 8 Siyasi Partiler Kanunu: 9 Siyasi Partiler Kanunu: Dünya Pratikleri için bknz. Ek 2, Tablo Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerindeki finansman için bknz. Tablo TBMM de temsil edilen kadın oranları için bknz Ek 3, Tablo 3. Dünyada kadın katılımı için bknz. Tablo 2 ve Ek

11 görüşü dile getirilmiştir. Seçim Kanunu nun, siyasi partiler konusunda olduğu gibi, milletvekilinin bağımsız davranabilmesi ve güçlendirilmesi yönünde düzenlenmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. V.2.1. Seçim Barajı 12 Seçim Sistemi reformu üzerine uzman görüşleri, Anayasa 67. Maddesinde de yer alan temsilde adalet ve yönetimde istikrar sağlanması çerçevesinde toparlanabilir. 13 Bu hususta en önemli belirleyicilerden olan seçim barajı 14 üzerine görüşler farklılaşsa da, uzmanlar arasında genel eğilim %4-5 seviyesinde bir baraj belirlenmesi yönündedir. Diğer öneriler arasında %3 baraj uygulaması bulunmaktadır. Farklı uzmanların paylaştığı bir diğer çözüm önerisi, barajın tamamen kaldırılıp dar bölge sistemi ile istikrarın sağlanabileceği yönünde olmuştur. Temsiliyetin arttırılması gerektiği uzmanların üzerinde uzlaştığı konulardan biridir. 15 V.2.2. Seçim Sistemi 16 Seçim Sistemi konusunda uzman görüşleri farklılık gösterse de altı önemle çizilen husus yine temsiliyetin arttırılması gerektiği üzerinedir. Nispi temsil sisteminin korunması gerektiğini savunan uzmanlar, dar bölge sisteminin sakıncaları üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Söz edilen sakıncalar arasında nüfuzlu bir adayın kolayca kendi bölgesinde kendisini seçtirebileceği ve kadınlar gibi siyasette avantajlı olmayan kesimlerin aday gösterilmesinin zorluğu ifade edilmektedir. Seçim bölgelerinin nüfus esasına göre tekrar düzenlenmesi önerilmiştir. Nispi temsil sisteminin barajın düşürülmesi yoluyla düzenlenebileceği ifade edilmiştir. Dar Bölge Sistemi ni öneren uzmanlar ise sistemin iki turlu ve sıfır barajlı olarak uygulanması gerektiğini savunmaktadırlar. Bu fikri ifade eden uzmanlar, bu yolla, sistemin en önemli problemleri arasında yer alan, milletvekili-seçmen bağının güçlendirilebileceğinin ve partilerde lidere bağlı yönetimin ve güçsüz milletvekilliğinin önüne geçilebileceğinin altını çizmektedirler. Dar Bölge Sistemi önerileri arasında, milletvekili sayısının arttırılıp, 50/100 milletvekilinin Türkiye genelinden seçilmesi önerisi yer almıştır. Dar Bölge uzmanların çoğunun önerdiği sistem olurken, karma sistem uygulanabileceği de ifade edilmiştir. Güçlü adayların öne geçmesini engellemek için bir öneri de yığınsal oy kullanılması yönünde olmuştur. Seçim sürecinin yargı denetiminde yürütülmesi gerektiğinin de altı çizilmiştir. Seçimler ittifakının önünün açılması gerektiği uzmanların üzerinde uzlaştığı bir görüştür. Koalisyonların kaçınılması gereken ve kötü sonuçlar doğurabilecek bir alternatif olduğu fikrinin aşılması gerektiği sık sık ifade edilirken bunun yerine uzlaşma kültürünün gelişmesi gerektiği belirtilmiştir. VI. ODAK GRUP ÇALIŞMALARI DEĞERLENDİR- MESİ: Siyasi Partilerin Ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Görüşleri VI.1. KAPSAM Türkiye, iki yıla yakın zamandır sivil ve demokratik bir anayasa oluşturma sürecinin içinde bulunuyor. Yaşanan süreç zaman zaman umutvar zaman zaman ise kesintili ilerliyor olsa da azımsanmayacak ölçüde kazanımlar da içeriyor. En azından iki noktadaki kazanım bile siyasi kültürümüz için çok önemli. Birincisi, bugün hemen tüm partilerin bütünlüklü bir Anayasa önerisi mevcut hale geldi. İkincisi de ilk kez partiler bu denli uzun bir süre boyunca aynı masa etrafında bir diyalog zeminini yaşatmaya ve sürdürmeye çalışıyorlar. Bu süreç, demokrasinin güçlenmesinin önündeki engellere karşı çözüm önerilerinin toplumun farklı aktörleri ve karar vericiler tarafından ifade edilmesi ve gerçekleştirilmesi için uygun bir zemin oluşturuyor. Bu bağlamda Sivil Toplum Örgütleri de en az partiler kadar Anayasa etrafındaki görüşlerini kristalize ediyorlar. Öte yandan da Denge ve Denetleme Ağı gibi başarılı örneklerle işbirliği ve diyalog zemin ve yöntemlerini çoğaltıyorlar. V.2.3. Diğer: Aday olmak için görevinden istifa eden kişilerin seçilmezlerse geri dönebilmeleri gerekliliği bazı uzmanlar tarafından ifade edilmiştir. Partisinde görevden alınan ya da disipline sevk edilen üyelerin dava açabilmesi ve haklarını sonuna kadar tüketebilmelerinin sağlanması gerektiği de belirtilen görüşler arasında yer almaktadır. 12 Seçim barajı konusunda dünya örnekleri için bknz. Ek 4, Tablo T.C. Anayasası, ilgili madde: (Ek fıkra: 23/7/ /5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir. sayfa 12. İlgili kanunlar: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun Milletvekili Seçimi Kanunu 14 Türkiye tüm dünyada en yüksek seçim barajını uygulamaktadır. Türkiye yi %7 barajla Rusya takip etmektedir. Venedik Komisyonu Raporu, Türkiye için bir şerh koysa da, %3-5 arası bir baraj önermektedir. documents/cdl-ad(2010)007.aspx 15 Türkiye deki 2002, 2007 ve 2011 genel seçimlerindeki oy oranları ve temsiliyet için bknz. Tablo Avrupa ülkelerindeki seçim sistemlerinin özellikleri için bknz. Tablo

12 Türkiye nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerden biri Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu nun demokratik, katılımcı ve temsiliyetçi olmaması. Bu noktada, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) nin, National Democratic Institute (NDI) ın teknik desteğiyle başlattığı Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu çalışması anlamlı ve yol açıcı bir zemin için umut veriyor. Çalışmanın amacı, bu alandaki sorunlara dikkat çekmek ve bir kanun taslağı oluşturulmasına yönelik bazı prensiplerin belirlenmesine katkı sağlamaktı. Siyasi parti ve seçim sistemi reformuyla ilgili olan bu çalışma, beş ana aşamadan oluşuyor. İlk aşama, farklı ülkelerdeki siyasi parti ve seçim sistemlerinin ve deneyimlerin karşılaştırmalı bir analizini içeriyor. İkinci aşama ise, Türkiye deki siyasi parti ve seçim sistemi kanunlarının olumlu ve olumsuz yönlerini içeren kapsamlı bir çalışma ve kanunların analizinden oluşmakta. Üçüncü aşama olarak, Türkiye de Siyasi Parti Kanunu ve Seçim Kanunu üzerinde uzman kişilerin bilgi ve deneyimlerinin bir çerçeve etrafında toplanıyor. Dördüncü aşama ise, TBMM de grubu olan ve olmayan siyasi partilerin, sivil toplum temsilcilerinin ve siyasi partilerin kadın kolları ile kadın sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerini ifade edebildikleri odak grup çalışma toplantılarıydı. Son aşamada da, tüm bu çalışmaların sonuçlarının ve kanun reform önerilerinin nihai bir raporla kamuoyu ve karar vericilerle paylaşılması amaçlanmaktadır. Çalışmanın bu kısmı, 27 Mayıs 2013 tarihinde Ankara da siyasi partiler temsilcileri 17, 28 Mayıs 2013 tarihinde yine Ankara da siyasi partiler kadın kolları ve önde gelen kadın STK ları temsilcileri ve 6 Haziran 2013 tarihinde İstanbul da STK temsilcileriyle yapılan odak grup çalışmalarının değerlendirilmesini içermektedir. VI.2. GÖRÜŞLER VI.2.1. Seçim Sistemi ve Kanununa Dair VI Seçim Sistemi Seçim sisteminin detayları üzerine daha sonraki bölümlerde ele alacağımız farklı öneriler olsa da esas itibariyle sistemi kökten değiştirecek öneri azdır. Yalnızca bir parti iki turlu bir seçim sistemi önermektedir. Birinci tur seçimde Türkiye genelinde seçime hak kazanmış her partinin kendi amblemiyle ve adaylarının girdiği seçimdir. Bu seçim ikinci kademe seçim için ön yoklama mahiyetidir. Birinci tur seçimlerde seçim işbirliği yapmak yasaktır. Birinci tur seçimlere katılmayan partilerin ikinci tur seçimlere katılma hakları da yoktur. 18 İkinci tur seçimde ise ancak birinci tur seçimde listelerde yer alan isimlere yer verilebilir İkinci turda; birinci turda ilk dört sırayı alan partilerin doğrudan iştirak ettiği seçimdir. İlk dört sırayı alan partiler tek başlarına seçime girebilecekleri gibi bir partiyle veya birkaç partiyle birinci tur seçimlere katılıp ilk dört sıralamasına girmeyen diğer partilerle de seçim işbirliği yapabilir. 17 Davet edilen ve katılan partiler ve temsilcileri listesi raporun58. sayfasında bulunmaktadır. 18 İtalik paragraflar konuşmacıların sözleridir ve toplantılara katılanların konuşmaları düzeltme yapılmadan aynen alınmıştır. Her bir paragraf bir başka konuşmacının konuşmasından alınmıştır. VI Kanunun Yenilenme İhtiyacı Sistemin özüne ilişkin farklı öneri yok denecek kadar azsa da seçimlere dair yasalarda farklı zamanlarda ve sıkça yapılan değişiklikler nedeniyle bütünlüğü ve tutarlılığının kaybolduğuna dair genel bir kanaat var. O nedenle de seçim sistemini düzenleyen yeni ve bütünlüklü bir yasa ihtiyacı konusunda genel bir talep var. Bugün seçim hukukuyla alakalı o kadar çok kanun olmasına rağmen Seçim Kanunlarında da bir o kadar boşluklar var. Seçim Kanunlarındaki boşluklardan kaynaklanan sebeplerden dolayı bazen Seçim Kurulları veya bazen adli veya idari makamlar boşluklardan kaynaklanan taleplerden dolayı uygulamada farklı farklı kararlar alabiliyorlar veya Seçim Kurulu nun aynı konuyla ilgili sekiz sene önce aldığı bir karar, bir bakıyorsunuz üç ay önce ilke kararı diye değişiyor, aynı konuyla ilgili farklı karar almak durumunda kalıyorlar. Bir de Seçim Kurulu uygulamalarında farklılıklar var, yani filan İlçe Seçim Kurulu çok farklı uygulamalar yaparken, başka seçim kurulu çok daha farklı bir karar verebiliyor. Bunun da seçim sonuçlarına çok ciddi etkisi var. VI Seçimlerin yönetimi Seçimlerin yargı gözetiminde yapılması, yönetilmesi ve denetlenmesi konusunda herkes mutabıktır. Fakat üç konuda farklılıklar oluşmaktadır: (1)Yüksek Seçim Kurulu oluşumu ve karar usulleri, (2) İl ve İlçe Seçim Kurulları oluşumu ve karar usulleri, (3) Oy sayımı, tutanaklar, sonuçların paylaşımı-ilanı gibi teknik ayrıntılar. VI Yüksek Seçim Kurulu (YSK) YSK ile ilgili tartışmalar iki ana başlıktadır. Birincisi YSK nın oluşumu ikincisi de uygulamaları ve denetimidir. YSK nın oluşumuna dair tartışmalar esas itibariyle siyasi partilerin YSK da temsili ve oy kullanma yetkileri hakkındadır. Yine de genel olarak YSK nın varlığından, bazı sorunlu uygulamaları olsa da işleyişinden memnuniyet gözlenmektedir. Özellikle YSK çalışmalarına partisini temsilen doğrudan katılan kişilerin deneyimlerinin ve kanaatlerinin olumlu olması özellikle dikkat çekicidir. Aslına bakarsanız mevcut yapısı itibariyle, özellikle Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça demokratik bir yapılanma denilebilir, çünkü biz bunu bire bir görme fırsatı da bulduk. Dediğim gibi siyasi partiler olarak birçok şey bizim gözümüzün önünde cereyan ediyor. Biz siyasi partiler temsilcileri olarak kurulda partimizin, partimizde de kurulun bir nevi temsilcisi pozisyonuna düşüyoruz. Kurulda partimizi, partimizde de kurulu müdafaa etmek mecburiyetinde kalıyoruz. Bizden önceki dönemlerde kararların nasıl alındığını bilmemiz mümkün değil ama en azından bizim dönemde şahit olduğumuz, yani son iki yıllık dönemde şahit olduğumuz [kadarıyla] kararlar mümkün olduğu kadar şeffaf alınıyor, hukuk ve Anayasa çerçevesinde alınıyor ve siyasi partilerin görüşlerine de hakikaten son derece değer veriyorlar. Siyasi parti temsilcileri bütün toplantılara katılıyor ve bizim görüşlerimizi, partimizi ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin, hangi konuyla alakalı olursa olsun mutlaka soruyorlar ve kanaatimce siyasi partilerin belki başlangıçtır- orada olmaları faydalı oldu. YSK bir yargı organı olmamakla beraber verdiği kararlar yargı hükmünde. Şimdi biz 22 23

13 hâkimlerimize ya da yargıya güvenmek zorundayız. Bazen biz de şikâyet ediyoruz, itiraz ediyoruz, sesimizi bayağı da bir yüksek çıkartıyoruz ama nihayetinde Anayasa ya göre [madde] 79 olması lazım ve seçimler yargı denetim ve yönetimi altındadır. Bu noktada biz yargıya güvenmek zorundayız. Hâkimlerimize güvenmek zorundayız. Kurul hakikaten o noktaya gelmiş durumda. Dolayısıyla en azından bizim olduğumuz dönemlerde şahit olduğumuz kadarıyla alınan kararlarda çok büyük şeffaflık olduğunu söyleyebilirim. Asıl ve kritik tartışmanın YSK nın oluşumu konusunda olduğu gözleniyor. Tartışmanın özü YSK nın oluşumunda ve kararlarında siyasi aktörlerin ne denli ve neye kadar yetkili olup, olmayacakları. Çoğunluğun YSK nın siyasallaşmasından korktuğu, en azından kaygılandığı görülüyor. Siyasi partiler temsilcileri oy hakkına sahip olsun mu? Olsun diyenler de var ama uygulama, işleyiş açısından bu belki de kurulun daha fazla siyasallaşmasına sebep olabilir. Şu anda 11 tane üye ve 4 tane siyasi parti temsilcisi olduğunu düşünelim, şimdi oy hakkımız olursa iktidara karşı biz burada üç-dört tane muhalefet partisi olarak zaten bir blok oluşturabiliriz, yanımıza da iki oyu bulduğumuz zaman biz orada iktidarın lehine veya onun hakkına yönelik karar çıkmasına engel olabiliriz. Bu da hem kurul üyelerinin hem de biz siyasal partilerin tamamıyla siyasal irade adına veya siyasi görüşlerimizle karar almamıza sebep olabilir. Bu da ciddi sorunlara neden olur, yani bunu da gözetmekte fayda var. Zaten son HSYK nın yapısının değiştirilmesi vs. gibi şeylerle parti temsilcileri artık kurul üyesi üzerinde de oy hakkına sahip olacak olursa, bu sefer iktidar partisi de orada çoğunluğu elde etmek adına kurulu siyasallaştırmaya yönelik çok daha fazla hareket edebilir. Bu kritik bir nokta. Elbette ki siyasi parti olsun, oy verelim; oy hakkımın olmasını ben de isterim ama en azından kurulun çalışmasını ve aldığı kararlardaki hukuk ölçüsünü düşünerek bunun aslında biraz da zarar olabileceğini görmekte fayda var diye düşünüyorum. Şu anda en azından hukuk konuşuyoruz. Buna karşılık tam da siyasallaşması ihtiyacından söz eden ve YSK içinde siyasilerin ağırlığınca temsiliyetinden yana olanlar da var. Siyasi partilerin YSK ya sadece bir gözlemci, bir müşahit olarak katılması değil, orada kurulun asli, karar alıcı bir üyesi olarak bulunması. Adı üstünde, verilen kararla seçime gidiliyor; hukuki bir karar değil, siyasi bir karardır, çünkü sonuçları itibariyle, neticeleri itibariyle buradaki bakış siyasi olacaktır. Orada alınan karardan bir organın sorumlu olması lazım. YSK daki üyelerin verdiği karardan dolayı hangi kurum sorumlu? İktidarda kim olursa olsun o iktidarı sorumlu tutabilir miyiz? Hayır. Yargı bağımsızdır, verdiği karar da kesindir. Dolayısıyla bütün bu kurumların millete karşı hesap verebilir olması lazım. Bu Anayasa Mahkemesi nde kapatılma davasıyla da karşımıza çıkan bir konuydu. Oradaki üyelerin, neredeyse toplumun yarısına yakınının oyunu aldığı ya da 100 bin kişinin oyunu almış bile olsa bu oranla alakalı bir konu değil. Öz itibariyle bir siyasi partinin kapatılmasına yönelik bir hususu, bir organ tarafından ama milletin hiçbir şekilde geneline dayanmayan bir organ tarafından verildiğinde, siyasetin bu anlamda hesap verebilir olması için meclisten ve siyasetten seçilmesinde birtakım düzenleme önerileri de var. Bunu işte siyasallaşıyor anlamında yorumlamamak lazım. YSK nın oluşumuna dair tartışmalardan bir diğeri de YSK da hangi partilerin temsil edileceğine dair. Küçük partilerin hemen hepsi YSK da tüm partilerin temsilinden yana görüş bildiriyorlar. Bir de YSK da 5 parti temsil ediliyor, 22 parti seçime girme hakkına sahip. YSK nın denetlediği, düzenlediği bir seçimde eğer 20. parti yarışıyorsa, seçmenle karşı karşıya ise neden 5 parti? O 22 parti o seçime katılmıyor mu? Sadece neden o 5 parti üzerinden götürülüyor. Arkadaşlar YSK da çalıştıkları için bir şekilde söylediler: Üye olmasın ama neden temsil edilemiyoruz? Bizi o kurulun aldığı kararlar direkt etkiliyor, o seçimde biz de oy kullanmak için yarışıyoruz, bir şekilde varız ama niye biz temsil edilemiyoruz ve orada bulunamıyoruz? 22 parti için bu nasıl bir ayrımcılıktır? Bu hiç demokratik olmayan, bence hiçbir şekilde bağdaşmayan bir usul. Bunun bir an önce düzeltilmesi lazım. Şimdi öyle bir şey ki 2008 yılında yurtdışı ile alakalı bir kanun çıktı, seçmenlerimizin 50 yıllık bir beklentisi vardı. Türkiye deki Sandık Kurulları na en çok oy alan ilk beş parti oy veriyor. Hava, kara, deniz genelde mevcut 25 tane gümrük kapısında oy kullanılıyor. Gümrüklerdeki mevcut 24 tane sandık ve Seçim Kurulu na kanun tasarrufu YSK ya bırakmış. YSK bu zamana kadar hep iki partiden üye almış. Şimdi önceki sene çıkan bir kanunda yurtdışındaki seçim kurullarında ve yurtdışındaki sandık kurullarında esasında Türkiye deki genel hükümlerdeki gibi dört veya beş partinin üye vermesi gerekirken, ne hikmetse üç tane parti üye veriyor. yani gümrükte 2, yurtdışında 3, Türkiye deki sandıkta 4. Merkez organdaki YSK gibi Türkiye deki Yurtdışı Yüksek Seçim Kurulu ndaki merkez organında üye olarak 4 parti temsil ediliyor ama aynı parti, temsil edilen parti yurtdışındaki sandıklara üye veremiyor. YSK kararlarına karşı yargı yolunun açık olması tüm katılımcıların üzerinde mutabık oldukları bir konu olarak ortaya çıkıyor. Özellikle tam kanunsuzluk gerekçesiyle yani tartışılan konuyla alakalı olarak kanunlarda somut ve açık bir düzenleme mevcut olmadığı gerekçesiyle YSK yetki kullanabiliyor ve içtihat anlamına gelecek kararlar verebiliyor. Fakat hemen tüm katılımcıların üzerinde mutabık olduğu konulardan birisi hem bu tam kanunsuzluk tanımının muğlaklığı ve çok geniş bir yorumla kullanılıyor olması hem de farklı zamanlarda benzer konularda YSK nın farklı kararlar veriyor olması. YSK nın almış olduğu kararlarla ilgili şu durumda kendisinin dahi pek tanımlayamadığı tam kanunsuzluk adı altında konuları ele alma biçimi ve karar verme şekli var. Bakıyorsunuz Seçim Kanunu nda birçok maddede İlçe Seçim Kurulu nun kararlarının kesin olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, YSK kanunu daha geniş ve farklı yorumlayarak hemen hemen her konuyu tam kanunsuzluk adı altında kurul gündemine getirebiliyor ve bu konuları kendi arasında tartışıp karara bağlayabiliyor. Tabii bununla ilgili ciddi bir kıstas yok, yani şu konular tam kanunsuzluk olarak değerlendirilebilir, şu konular değerlendirilemez veya alınan şu kararlar değerlendirilir diye bir şey söylemek mümkün değil. YSK, seçim döneminde altı ay aktif çalışan bir kurum. Biz de YSK nın tüm kararlarına karşı yargı yolunun açık tutulması ve yargının da çok hızlı karar vermesi gerektiğini düşünüyoruz, çünkü seçim sonuçları, istikrar ve sonuçların ortaya çıkması açısından aylarca bekletilemez. YSK nın tam kanunsuzluk haline ilişkin kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı ve bu yolun açılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Elbette YSK nın yetki alanına dair de tartışmalar var ve bu konuda da yaygın bir mutabakat gözleniyor. Onun haricinde denetleme mekanizması tabii en çok sıkıntılı olan şey, çünkü verdiği karar kesindir, üzerinde hiçbir yargı organı yoktur, yani ne parlamento ne Anayasa Mahkemesi ne Cumhurbaşkanlığı ne Başbakanlığın YSK nın aldığı kararla ilgili herhangi bir iradesi söz konusu değildir ama tekrar etmek istiyorum, en azından bizim şahit olduğumuz son iki yıllık dönemde YSK nın hangi konuyla alakalı olursa olsun sendikalar, dernekler, birlikler, barolar, yani kuru

14 lun alanı o kadar geniş ki. Bana bazen soruyorlar Sen hangi şeylere bakıyorsun diye, ben de Apartman yönetimi seçimi hariç her türlü seçime bakıyoruz diyorum. Bu husus çok rahatça uygulamaya geçirilebilir. Zaten belli dönem çalışmaları, belli bir dönemde yoğunlaşıyor ve şeffaflık konusunda biz de siyasi partilere parlamentoda grubu olup olmaması bakımından değil- seçime katılan tüm siyasi partilere an be an hızlı bir şekilde bilgi verilmesinin devlet açısından bir sorun veya bir engel yaratacağına, bir karmaşaya yol açacağına inanmıyoruz. VI İl ve İlçe Seçim Kurulları İl ve İlçe Seçim Kurullarına dair tartışmaların bir kısmı yargı mensuplarıyla siyasetçiler arası sorunlu ve güvensiz ilişkiler üzerine bir kısmı da İl Seçim Kurullarında ve özellikle kararlarında siyasi parti temsilcilerinin olmamasına dair tartışmalar olarak öne çıkıyor. İl Seçim Kurulu üç tane hâkimden oluyor, kanunda temsilci gönderme hakkınız var, gönderdiğiniz temsilciyi reis bey kovalayıp gidiyor, Bize güvenmiyor musunuz, çıkın dışarı diyor, çıkıp gidiyor. Burada bütün partiler var. Hangi partinin İl Seçim Kurulu temsilcisi gidebiliyor, İl Seçim Kurulu nda ne yapıldığını bilebiliyor? Dolayısıyla bunların da düzelmesi lazım. YSK başta olmak üzere seçim kurulları hukuk devletini, artık hukuk devletini bıraktık, kanunu uygulama mecburiyetinde olduğunu idrak etmelidir, yani kanuna uymak zorunda olduğunu idrak etmelidir. İl Seçim Kurulu, YSK siyasi partilerin itirazlarına, şikayetlerine karar veriyor ama o karar mekanizması içinde o partinin ne olup bitiyor, benim partim hakkındaki itiraz nasıl değerlendiriliyor şeklinde- bir üyesi yok. Özellikle Seçim ve Siyasi Partiler Yasası nda yapılacak değişikliklerin düşünsel, toplumsal, fiziksel çatışmaların ortadan kaldırılmasına gebe olacak bir sürece işaret ettiğinden yargı bürokrasisi ve seçim bürokrasisi açısından bir sıkıntıyla karşılaşacağımızın da hesabını yapmak lazım. İl ve ilçe seçim kurullarında karar mercilerinin dışarıdan denetlenmesi, dışarıdan görülmesi açısından ciddi bir refleks içinde olduğunu biliyoruz. Tabii öncelikli olarak yasal düzenlemelerin yapılması suretiyle, açıkçası bu konuda uygulama sahiplerinin de ciddi anlamda gözden geçirilmesi, eğitimler verilmesi [noktalarına da] işaret etmekte fayda olduğunu düşünüyorum. İl ve İlçe Seçim Kurulları ndan bahsedildi: Sandık Kuruları nın yapısı belli, siyasi partilerin temsilcileri biliyor; İlçe Seçim Kurulları nın yapısı belli, siyasi partilerin üyeleri de biliyor, sandıkta olduğu gibi temsilcileri de biliyor ama İl Seçim Kurulları nda bu ne hikmetse yok. İl Seçim Kurulları nda üye olarak siyasi partilerin bulunması belki torba yasasına eklenebilecek olan maddelerden bir tanesidir. VI Oy Sayımı, Tutanaklar, Sonuçların Paylaşımı Yaygın tartışma ve talep konularından birisi sandık tutanakları ve ardından sonuçların hem üst kurullarla hem de partilerle paylaşımı konusunda gözleniyor. Sandık tutanağı iki nüsha tutulur, bir nüshası sandık torbasının içine konulur, bir nüshası kapıya asılır, isteyen partilere de sureti verilir. Sureti dediği, elle yazılma. Elle yazılma dediğinde, hiçbir sandık tutanağı aynı kişi tarafından yazılsa bile aynen sureti olarak karşımıza çıkmıyor, çünkü kopyası değil; bir satır alta kayıyor, bir satır üste kayıyor, yanlışlıklar oluyor. O yüzden meseleye buradan başlamak lazım Bu kopyalı üretilecek olan sandık sonucunun bir nüshasını seçime giren partilere taahhütlü mektupla gönderemiyor mu? Madem ki benim oyum kayboluyor şüphesi var, bunu sıfıra indirmek için bilgisayarın başındaki kişinin arkasına seçime giren partilerin oraya doğru yazılıp yazılmadığını görebilecek kadar birer tane müşahit bulundurmasına izin verilsin. İlçe Seçim Kurulu nun bilgisayarına giren her sandık sonucu, talep eden siyasi partilerin genel merkezlerine dikkat edin, kanun aynen böyle- eşzamanlı, saklanabilir, depolanabilir ve işlenebilir formatta gönderilecek ; eşzamanlı, saklanabilir, depolanabilir ve işlenebilir bir formatta gönderilecek. YSK bu kanun maddesini uygulamamıştır. En son seçimde biz de genel merkezimizde sistemimizi oluşturduk, bekledik, sonuçlar bize de aktarılacak, biz de kontrollerimizi yapacağız diye. Orada arkadaşlarımızı istihdam ettik falan filan ama sonuç hüsrandı. VI Seçim Çevresi Seçim çevresi ile ilgili tartışmalarda doğrudan dile getirilmemiş olsa da ülkenin değişmekte olan demografik yapısının ürettiği sorunlar öne çıkıyor. Göçle beraber her seçimde değişen seçim çevresi seçmen sayıları ve buna bağlı olarak değişen her bir seçim çevresine düşen milletvekili sayılarının sorun ürettiğinin herkes farkında. Ve elbette buradaki sorunun temsil adaletine dair olduğunun da. Bizim seçim sistemimiz sonuçta eşit oy ilkesine uymuyor. Diyelim ki Çankırı da 15 bin oy alan kişi milletvekili seçiliyor, İstanbul da 80 bin oy alan kişi milletvekili seçiliyor. Bunda herhalde bir tuhaflık var, yani nedenini biliyoruz, herkes de biliyor: Bu kaldırılmalıdır. Eşitsiz oy doğru bir şey değildir. Bir şekilde memleketin bazı kesimlerini cezalandırmak anlamına gelmektedir. Bazı katılımcılar bu demografik yapısal değişimin yalnızca seçime dair değil yönetime dair sorunlar ürettiğinin de altını çizmektedir. Seçim çevresi meselesi de bizce kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması ile de ilişkilendirilerek yeniden düzenlenmelidir Tunceli nin 87 bin nüfusu var, efendim İstanbul un 15 milyon nüfusu var. İkisi de Vilayetler Kanunu na göre yönetiliyor. Böyle bir şey de yönetilemez. Dolayısıyla kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasıyla seçim çevresi de bir şekilde bütünleştirilmelidir. Göçle beraber büyüyen ve metropolleşen kentlerin seçim sitemi üzerinden gelişen siyasi sorunlarına karşı daraltılmış bölge konusunda geniş bir mutabakat vardır. Daraltılmış bölge uygulamasına geçilmesinin seçmen ile seçilmişler arasındaki ilişkileri güçlendireceğinin altı çizilmektedir. Bütün kentlerde her bölgeyi 5 veya 6, maksimum sayıda milletvekili çıkaracak ilçeleri ona göre bölmek mümkündür; 6 dan fazla milletvekilinin olmayacağı daha dar bölgeli bir sistem. Bu durumda hiç de baraj olmayabilir, sıfır barajlı bir sistem kurulabilir. Milletvekilliğinin illere göre dağılımında o ilden çıkacak milletvekili sayısının 6 yı aşması halinde o ilde 7, 8, 9 olması halinde- bölge uygulamasına gidilecek, bölgeler ve illere göre milletvekili sayısı tespiti seçim öncesinde yapılan son genel sayım esas alınarak YSK ca yapılacaktır. Daraltılmış bölge dediğimiz nedir? 5 milletvekili veya 6 milletvekili; bunlar teknik şeyler, 4 de olur 7 de olabilir. Milletvekilinin seçmenin tanıyacağı, bileceği, bir vesile ile hukukunun olabileceği insanlarla oluşturulmuş olan daraltılmış bölge Daraltılmış bölge kavramı üzerinde geniş bir mutabakat olmasına karşın tanımın ve sınırın nasıl olacağının hassasiyetine de dikkat çekilmektedir. Dar bölge seçim sistemi; daraltmak lazım ama ne kadar dar olacağı da ayrıca bir tartışma 26 27

15 Daraltılmış bölge 5 ila 6 olabilir, 7 ila 10 olabilir, tartışılabilir ama fazla daralttığınızda bu sefer de dar sistemin getirdiği risk var, yani yüksek olan partinin bütün adayları götürme ihtimali var. Dolayısıyla dar bölge seçim sisteminin de iyi tahlil edilmesi, siyasi bir tartışmayla değil de bilimsel bir tartışmayla üzerinde durulması lazım. Seçim çevresine dair tartışmaların bir boyutu da yurtdışı seçmenler için yurtdışı milletvekilliği tartışması bir diğeri de Türkiye Milletvekilliği önerileridir. Önümüzdeki dönemde muhtemelen yurtdışı milletvekilliği talebi ciddi manada halkımızdan gelecek, yani yurtdışında oturan parti işte Diyarbakır dan, Yozgat tan aday gösterin demiyorlar. Almanya da yurtdışında oturan halkımızın, insanlarımızın taleplerini, ihtiyaçlarını söylemek, anlatmak, temsil etmek için yurtdışına bir milletvekili tahsisi ayrılsın diyorlar. Bu rakam nedir? Bu konuşulur, zamanı geldiği zaman olabilir. Yine bu Türkiye milletvekilliği ile alakalı 550 milletvekilliğinin 400 ü sabit kalıp 100 tanesi Türkiye genelinde en çok oy alma durumuna göre bölüştürülebilir, yani diyelim ki SP yüzde 15 oy aldı, genelde 100 milletvekilliğinin 15 ini almak gibi. Dolayısıyla baraj belli bir oranda düşürülmeyecekse, kısmen de olsa en azından 3-4 tane değil de belki 8 tane, 10 tane, 12 tane siyasi partinin 1 milletvekili olarak da olsa orada temsil edilmesinde bir fayda olabilir. Biz Türkiye milletvekilliğine karşı değiliz ama bu sayının da belli bir oranda olması gerekliliğine inanıyoruz, hatta ve hatta yurtdışı seçim bölge sisteminin de gerçekleştirilmesi önemli. VI Seçmenler ve Seçmen Kütükleri Seçmen tanımıyla ilgili ve yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanmalarına dair çok özel farklı fikirler görülmüyor. Yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanması gerektiğini hemen herkes kabul ediyor olsa da tenkil ve yöntem sorunları nasıl çözülebilir, seçimlerin güvenliği ve denetimi nasıl yapılabilir gibi sorunlar henüz katılımcıların çok farkında olmadıkları konular olarak öne çıkıyor. Yurtdışı meselesiyle ilgili ben yurtdışındaki vatandaşların yurtdışından temsilci çıkartması meselesini çok mantıklı bulmuyorum açıkçası, bu benim kişisel görüşüm, çünkü yurtdışındakiler ülkenin nasıl yönetileceğiyle ilgili kendi iradelerini ortaya koyabilmeli ama bence oradan çıkan adaylar arasından seçim yapılması gerekiyor. Onların katılımlarının artırılması lazım. Tartışma seçmen kütükleri konusunda özellikle seçmen kütüklerinin güvenliği ve güvenilirliği meselesindeki kaygılar öne çıkıyor. Buna karşılık seçmen kütüklerinin teknik ve yöntem olarak oluşumu, güncelleştirilmesi, güvenliği ve denetimi konularında hemen hiç görüş söylenmemesi de ayrıca dikkat çekiyor. Seçmen çok önemli, seçmen kütükleri çok önemli, seçmenlerin kayıtları çok önemli, bunların nasıl tutulduğu çok önemli. Şu anki sistemde ne oluyor, seçmen vasfına sahip olmayıp seçmen gözükenler var mı veya olmayan adreslere kişiler yerleştiriliyor mu? Geçmiş seçimlerde biz bunu çok somut örnekleriyle gördük. Özellikle yerel yönetimlerin şu anda kullanılan adres kayıt sistemleri içerisinde adres bildirmeye yetkili olduğunu düşünürsek, sanal adresler yaratıp, o adreslere hatta inşaatlara dahi onlarca kişinin sanki ikamet ediyormuş gibi gösterildiklerine tanık oluyoruz. Bu da çok ciddi sıkıntı. Dolayısıyla seçmen kütüklerinden başlayan sistematik bir aşınma süreci var. YSK yılın belli dönemlerinde siyasi partilere tüm seçmen kütüklerini CD ortamında verir, bu bütün siyasi partiler için geçerlidir. Biz de bunu CD olarak alırız ve hangi mahallede kim var, ne durumdadır bunları görürüz. Bizde olmayan adres veri tabanıdır. Bunu alamıyoruz. Eğer siyasi partiler adres veri tabanını alacak olurlarsa, çok daha faydalı olur diye düşünüyorum, çünkü kimlik numarası olarak elimizde olan kişilerle adresleri karşılaştırma imkânına sahip olabiliriz. Şu anda bizim böyle bir imkânımız yok. Eğer bu veriler sağlıklı olmazsa, yani oy kullanacak insanları biz en azından elimizdeki listelerle, Evet, bu kişiler oy kullanacaktır ve sandığa gidecektir diyemiyorsak, zaten seçimlerin de aslında ne kadar ne olduğunun da çok fazla önemi yok. Oy kullanacak olan seçmenler, her şey seçmenin iradesinde başlayıp bitiyor. VI Oy Kullanma Oy kullanma usulleri, güvenliği, sayımı gibi konularda genel olarak özel bir soruna işaret edilmemekle beraber bazı kaygılar da yok değil. VI Baraj Özellikle son Büyükşehir Yasası değişiklikleri ile birlikte idari teşkilatlardaki değişiklikler, beldelerin kapatılması, ilçe merkezlerindeki teşkilatlar ve başkanlıklar için köyler ve kırsal kesimin oy kullanacak olmasına dair şimdi seçmenin belli bölgelerde toplanarak oy kullanması gibi bir değişiklik öngörülmekte. Bunu kırsal kesimde hem oy kullanımı açısından hem de seçmenin iradesinin baskı altına alınması açısından ciddi bir sorun olarak görüyoruz. İlkokulları olan köylerde sandık kurulması gündemdeyken şimdi 10 veya 15 köy toplanarak daha merkezi bir yerde seçim sandığı kurulmasına dair çalışmalar olduğunu biliyoruz. Bu da seçmeni o merkezlere taşıyacak parti, kişi ve kurumların seçmen iradesini baskı altına alması tehdidi ile karşı karşıya bırakmakta. Özellikle kırsal bölgelerde güçlü isimleri baskı ile getirip, aslında tehditle bir irade sıkıntısı yaratılacağı kaygısını şimdiden taşıyoruz. Seçim sistemine dair en önemli ve hemen herkesin mutabık olduğu tartışma seçim barajı olarak dikkat çekiyor. Hemen tüm katılımcıların seçim barajının yüksekliği ve düşürülmesi gerekliliği konusuna değiniyor. Adeta seçim sistemi tartışması seçim barajı rakamına kilitlenmiş gibi görünüyor. Özellikle seçim sistemi konusunda nispi temsil sistemi, ülkemizde yüzde 10 gibi bir barajla uygulanmakta. Dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde bu kadar yüksek bir seçim barajı olmadığı vurgusunu tekrar yapmak istiyoruz ve bu ülkemizde her gün artan nüfus açısından da ciddi bir sıkıntıya işaret etmekte Yüzde 3 lük bir baraj sistemi önerimiz var, çünkü en temel sorunu seçim barajı sorunu olarak görüyoruz. Bu barajsız, ulusal artık biçiminde olan bir seçimdir ve Türkiye de en istikrarlı dönem de o zaman gerçekleşmiştir seçimlerinde Adalet Partisi (AP) yüzde 53 oy aldı ve 1969 da da yüzde 46 alarak ta 12 Mart darbesine kadar götürdü. O yedi yıl Türkiye nin siyasi bakımdan en istikrarlı, ekonomik bakımdan en iyi dönemi olmuştur, yani yüzde 7 kalkınma, yüzde 7 nin altında enflasyon gibi bir dönemi vardır. Bu barajsız seçim de asla istikrarsızlığa sebep olmamıştır. En gayri adil iki tane seçim vardır, bir tanesi 1987 yılında Turgut Özal ın seçim yasasını değiştirerek yaptığıdır. Anavatan Partisi yüzde 36 oy alıp yüzde 66 temsil kazandı. İkincisi de 2002 seçimidir, Ak Parti yüzde 34 oy aldı, yüzde 64 temsil kazandı. Bu ne kadar adalete aykırı bir seçim sistemine sahip olduğumuzu en iyi şekilde gösteriyor. Aslında seçim barajının bu denli yüksek oluşunun ardındaki gerekçenin Kürt meselesi ve Kürt siyasetini engelleme çabasının olduğunun da altı çiziliyor

16 Baraj meselesinde de aslında konuştuğumuz konu Kürt sorunudur, başka bir şey değil. Doğrudan doğruya Kürtlerin mecliste temsilini engellemek üzere konulmuş utanç verici bir baraj var. Şimdi inerse de neden ineceğinin kararı için muhtemelen önce kamuoyu araştırmaları yapılacak, Kürt partisinin aldığı oy önce bir saptanacak, ondan sonra baraj saptanacak gibi kurnazlıklar yapılabilir. Bunlardan uzak durmak lazım. Bu gümüş tepsi de Kürtler üzerinden sunulmuş bir gümüş tepsi, çünkü yüzde 10 barajından direkt olarak Kürtler etkileniyorlar. Barış ve Demokrasi Partisi artık iki seçimdir bir şekilde bunu biliyor ve çok yoğun çalışarak, çok örgütlü çalışarak, çok büyük mücadele ederek bir şekilde geliyorlar, yani aslında artık yüzde 10 barajı artık etkili değil. Bunu bir şekilde herkesin kabul etmesi lazım ve bu yüzde 10 barajının ivedilikle bu seçimlerden önce değiştirilmesi gereken en önemli maddelerden bir tanesi. Seçim barajının seçmen davranışları üzerindeki psikolojik etkilerinin altı çiziliyor. Siyasi partilere, siyasi partilerin programına yönelen seçmenler üzerinde yarattığı etki bakımından ciddi psikolojik etkisi var: Seçim barajı davranışı belirliyor. İstemeden de olsa güçlü, kendi politik görüşünü yansıtmasa da iktidar partisine veya ona muhalif olan ana muhalefet partiye yönelmek durumunda kalıyor. Bu baraj dolayısıyla Ahmet e oy vermek isteyen gidiyor Mehmet e oy veriyor. Böylece irade fesadına da yol açıyor. barajı hakikaten yüzde 10 seviyesine çıkardığınız zaman görünümü kendi partisinde olan ama bedeni ve ruhu farklı farklı yerlerde olan seçmenler olabilir. Arzu etmediği halde, istemeyerek kerhen başka bir partiyi desteklemek zorunda kalabiliyorlar. Seçim sisteminin adaletli sonuç vermediği konusunda siyasal partilerden çok sivil toplumda genel bir kabul vardır, yani siyasi partiler bunu kabul etmiyor ama toplumda da böyle bir kabul var. Yönetimde istikrar adına bugün korunmakta olan yüzde 10 ülke barajının temsilde adaleti tümüyle ortadan kaldırdığı, yönetimde istikrarı zedelediği aşikârdır. Bilindiği gibi istikrarlı hükümetler kurulmasını sağlamak amacıyla seçim barajını yüksek tutmaktan, bunun da milli iradenin mecliste adaletli bir biçimde temsilini önlemekte ve bazı siyasi partilerin meclis dışı kalmasına yol açarak bir türlü çoğunluk despotizmine yol açmaktadır. Ayrıca iktidarların formel hukuk açısından meşruiyetine karşılık kamu vicdanındaki meşruiyetine halel getirmektedir. Bu sebeple ülke barajını partim yüzde 5 seviyelerine düşürülmesini öngörmektedir. Demokrasi seçmenin, seçime en yüksek oranda katılımıyla gerçekleşiyor ama baraj olduğu zaman insanlar sandığa gitmek istemiyor. Benim istediğim parti zaten iktidara gelemeyecek ya da Parlamentoda temsilci gösteremeyecek deyip, insanlar sandık başına gitmekten çekiniyor. Seçim barajının yüksekliğinin seçmen psikolojisi ve davranışına yansıyan sonuçlarının yanı sıra siyasi sonuçlarından birisinin parti ve liderlik yapılarına doğrudan etki eden yönüne dikkat çekenler de var. Bu baraj meselesinin aslında demokrasiye çok ciddi bir zararı daha var. Hep bahsettiğimiz lider sultasının sebeplerinden birisinin baraj konusu meselesi olduğunu düşünüyorum. Nasıl? Aslında barajdan dolayı meclisteki partilerimizin hiç biri tek bir parti değil. Bazı kimlik siyaseti yapan partileri belki zaman zaman bunun dışında tutuyoruz ama evet, (meclisteki partiler) bir koalisyondur. Niye bir koalisyondur? Meclise giremeyeceğini düşünen partiler zamanla (büyük partilerin) içine dâhil oldu ya da görüşler, toplumsal gruplar, kitleler dâhil oluyorlar. Bu koalisyonun başında olan kişi parti lideri, bu koalisyonu bir arada tutmak için daha otoriter bir liderlik ortaya koymak zorunda kalıyor bir yerde. Liderin böyle bir kişilik yapısı olmasa bile lider, bir ihtiyaç olarak bu farklı toplum kesimlerinden gelen insanları, siyasi görüşleri bir arada tutabilmek için daha otoriter bir liderlik izlemeye başlıyor. Dolayısıyla baraj meselesinin dolaylı olarak lider sultasına parti içi demokrasinin ortadan kalkmasına etkileri var. Seçim barajının kaç olması konusunda farklılaşmalar olsa da 3 veya 5 olması konusunda yaygın bir mutabakat gözleniyor. Biz şu anda küçük bir partiyiz, sıfır baraj olsun falan da diyebiliriz ama bir baraj olacaksa bunun için objektif bir kriter bulalım, o objektif kriter de AB ortalamalarıdır. Elbette yüzde 3 makul bir şeydir, AB ortalamalarının da yüzde 4-5 in altında olacağı bellidir. Avrupa ülkelerini bırakın, Ruanda da bile bu kadar yüksek bir baraj yok. Evrensel insan hakları diyoruz, demokrasi diyoruz, temel haklardan bahsediyoruz ama demokrasinin önüne engeller koymaktan da geri kaçılmıyor, demokrasinin önüne barajlar konuyor. Bizim de parti olarak yüzde 5 lik bir kanun teklifimiz vardı, fakat tabii kişisel fikrim aslında hiç barajın olmamasından yanadır. Değişir 3 tür, 5 tir; bu oranda baraj olabilir ama onun haricinde barajı hakikaten yüzde 10 seviyesine çıkardığınız zaman görünümü kendi partisinde olan ama bedeni ve ruhu farklı farklı yerlerde olan seçmenler olabilir. Ülke barajı kabul edilebilir bir oranda olmalı tartışmaları var, hiç olmaya da bilir. Bu tartışılmadı, bu teknik bir mesele. Orada temsilde adalet, yönetimde istikrar meselesi de var ama benim kişisel görüşüm burada hiç baraj olmaması taraftarıyım. Yüzde 1 olsa, binde 7, binde 6 olan partinin suçu ne ya da seçmenin suçu ne? Dolayısıyla benim şahsi görüşüm baraj olmaması, partimin resmi görüşü kabul edilebilir oranda baraj olması. Baraj meselesini seçim sisteminin bütünlüğü içinden bakan ve tümüyle barajsı sistem öneren partiler de var. Hem bir Türkiye milletvekilliğini barındıran, belki milletvekili sayısı artırıldıktan sonra ı Türkiye genelinde ve hiçbir barajsız tam bir nispi temsil. Dolayısıyla yüzde 1-2 oy oranı olan bir partinin bile 1 milletvekili ile bile olsa mecliste temsilini sağlayan barajsız tam bir nispi temsil. Kalanları için ise mutlak surette bölgeyi daraltan bir yerden bir seçim yapmak lazım, yani dar bölgeli bir seçim sistemi kurmamız gerekiyor. VI Seçim Kampanyaları Seçim sistemine dair tartışmalarda öne çıkan konulardan bir tanesi seçim kampanyalarında kullanılabilecek dile ilişki kısıtlamalar. Özellikle Kürt siyasetinden gelen ve sol ideolojiden beslenen partilerin kampanyalardaki dil yasağına ilişkin düzenlemelerin kaldırılması talepleri dillendiriliyor. Karadeniz Bölgesi nde vekillik çalışması yapan milletvekillerinin, seçmenleriyle seçim çalışması, propaganda çalışması yaparken Lazca konuştuğunu biliyoruz. Güney de Mersin, Urfa bölgelerinde Arap olan vekillerin propaganda çalışmalarını Arapça yaptığını biliyoruz. Bölgede Kürtçe yapıldığını biliyoruz ama yasa biraz da darbe döneminden gelen bir mevzuat olmasından kaynaklı olarak bu konuda bir yasak koymuş; bu yasağı anlamak mümkün değil, çünkü uygulamada zaten ihlal ediliyor. Toplumun tüm kültürleri, tüm renkleri açısından da barışık bir siyasi partiler yasası oluşturulması[nı istiyoruz]; sadece seçim dönemi propagandası olarak değil, Siyasi Partiler Kanunu nda siyasi partilerin her konuya dair propaganda ve çalışma faaliyetlerinde Türkçe dışında dillerin kullanılması önündeki 30 31

17 engellerin yasal anlamında ve uygulama anlamında kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Almanya da üçüncü kuşak Türkçe bilmeyen Türk vatandaşları var, siz onlara Türkçe propaganda mı yapacaksınız? Almanya da Türkçe propaganda yapmayı mı düşünüyorsunuz? Türkçe dışındaki dillerde propaganda yapma yasağı var, bunu nasıl deleceksiniz? Onun için de bir şekilde Türkiye de de bu konuyu düşünelim, 15 milyona yakın Kürtçe konuşan insan var ve bunlarla da bir şekilde partilerin, eğer iletişmek istiyorsak, iletişim istiyorsak, demokratik yollarla konuşmak istiyorsak, birbirimize düşüncelerimizi anlatmak istiyorsak onların dilinde konuşmamız gerekiyor. VI Seçim İttifakı Seçim sistemine dair üç büyük parti hariç diğer partilerin büyük çoğunluğunun itiraz ettiği ve düzenleme talep ettiği konulardan bir diğeri de seçim ittifakları meselesi. Seçim ittifaklarının önünün açılması ve olanaklı olmasının altı çiziliyor. Türkiye de seçime girerken ancak hile yaparak seçim ittifakı yapabiliyorsunuz. Bu yasak edilmiş bir şey. Bunun niçin yasak edildiğini anlamak benim bakımımdan mümkün değil, yani anlaşılabilir de onu söylemek doğru bir şey değil. Dolayısıyla seçim ittifakı yapılabilir hale getirilmelidir, yani bunda bir sakınca yoktur. İttifakla seçime girmek mümkün olmalı, onun etrafından dolaşıyoruz, dediğiniz gibi hile yapıyoruz. Aynı tek listeden giriliyor vs., farklı yöntemler izleniyor. İnsanlara, siyasi partilere hile yapmanın yolunu açmaya gerek yok. Baraj devam edecekse ittifakla seçime girmenin serbest olması lazım. VI.2.2. Siyasi Partiler Kanunu na Dair VI Siyasi Partiler Kanunu Siyaset zeminini düzenleyen kanunların en tartışmalı olanının Siyasi Partiler Kanunu olduğunu söylemek galiba yanlış olmaz. Hemen tüm katılımcılar Siyasi Partiler Kanununun özü ve ardındaki felsefe olarak güne uygun olmadığı konusunda hemfikirler. Siyasi Partiler Kanunu na baktığınız zaman çok ciddi polemiklere sebep olabilecek, çok konuda absürd şeyler var. O yüzden oralara hiç girmemek lazım. Tamamen yokmuş gibi var sayarak yeniden yazmak gerekiyor. Bu Siyasi Partiler Kanunu, hepiniz aynı üniformayı giyeceksiniz kanunudur. Dolayısıyla esasları demokratik olmalıdır ama her parti kendi meşrebine göre. Kongreyi ne zaman yapacaksın, delegelerini nasıl seçeceksin, kaç kişiden oluşacak? Ya sana ne? Buralarda demokratiklik esaslarını belirleyen bir yönlendirme Siyasi Partiler Kanunu bakımından yeterlidir diyorum. Öyle ki Siyasi Partiler Kanunu, siyasi partiyi devletin bir kurumu gibi değerlendiriyor, siyasi parti sanki bir kamu kurumu niteliğinde. Halbuki siyasi parti sivil bir toplum örgütü, sivil olması gerekirken sanki bir kurum, başkanlık ya da genel müdürlükmüş gibi tüzüğünde neler olması gerektiği adeta siyasi partiye sadece adını değiştir, diğerini olduğu gibi al diye tahakküm edici, buyurgan bir anlayışı var. Türkiye de sosyolojik bir gerçeklik var, toplumsal bir hakikat var: Kürtler var, Aleviler var, gayri Müslimler var ama bunların siyasette temsilleri yasak. Toplumsal hakikatin siyasette temsilini yasaklayan bir Siyasi Partiler Yasası var. Bölgecilik yasağı var. Türkiye de bölgesel idareler kurulmadan dediğim gibi ademi merkeziliğe dönmeden sorunları çözmemiz mümkün değil, artık bu çok aşikar ve Siyasi Partiler Yasası bunu yasaklıyor. Kapatılan 25 tane partinin 11 i doğrudan doğruya bölgecilik-azınlık yaratma-kürt meselesinden kapatıldı. 4 ü laiklik meselesinden kapatıldı. Başka bir yasakla Diyanet İşleri ni sorgulamak yasak. Ben Diyanet İşleri nin lağvedilmesi gerektiğini düşünen bir partiyim ve Siyasi Partiler Yasası na göre kapatılmam gerekiyor. Atatürk e saygıda hiçbir şekilde kusur edilmemesi gerekiyor. Bizim siyasi partiler açısından da dikkat etmemiz gereken konu partileri topluma nasıl açarız sorusu üzerinde durmamız lazım, yani partilerimizi toplumsal etkilere açmamız gerekiyor. VI Parti İçi Demokrasi Ve Önseçim Hemen her parti genel demokrasi kültürü ile parti içi demokrasi bağlantısı kuruyor ve parti içi demokrasinin geliştirilmesinden söz ediyor. Ama bu konuda en çok ve hatta tek vurgulanan şikayet parti içi önseçimler ve kuvvetli liderlik yapıları. Özellikle önseçim ihtiyacı hemen her temsilci tarafından dillendiriliyor. Şimdi bunların dışında tabii bununla seçimin adil olmasının bir de öteki tarafı var, yani partiler tarafı var. Aşağı yukarı bütün siyasi partiler diktatörlük. Özellikle toplumsal kesimlerin siyasi partilerde temsiliyeti açısından da, bir partinin kendi içerisinde de o liderlik sultası veya erkek egemen bakış, erkek egemen bir siyaseti yönlendirmesi noktasında da ciddi sıkıntılar var. Şimdi bu seçmen eğilim yoklaması siyasi partilerin demokratik olması bakımından ve kendi içlerinde çürümemesi bakımından fevkalade önemli. Aksi takdirde siyasi partiler güçlü olanların egemen olduğu birer mekanizma haline geliyor. Üye defterlerine, efendim o ilçede egemen olanın insanları yazılıyor, yığma üyelikler yapılıyor. Halbuki ön seçim seçmene götürülürse, bütün bu adaylar, ilçeler, iller filan insanlara gitmek için çalışacaktır ve seçimden önce isteyen seçmenler seçilir. Şimdi Siyasi Partiler Kanunu nun aday belirleme yöntemini düzenleyen 37. madde sinde partilerin milletvekili adaylarının farklı usullerle seçilmesi konusunda bir madde var. Orada Aynı anda da uygulanabilir diyor. Çeşitli usuller var; ön seçim yapılabilir, merkez yoklaması yapılacak. gerçekten yapılması gereken, demokrasi adına atılması gereken adımlar ama siyasi partilere bıraktığınız zaman bunu uygulamıyorlar. VI Partilerin Denetimi Siyasi partilerin bazı usul ve kurallar çerçevesinde denetlenmesine kimse itiraz etmiyor ama denetimin kapsamı, denetim yapacak makam ve kurumlar, denetim ilke ve konuları gibi alanlarda şikayet ve düzenleme ihtiyacı katılımcılar tarafından kabul ediliyor. Siyasi partiler, üye kayıtlarını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı na verir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da partilerin verdiği üyeleri bir sicilde tutar, seçimlerde de bu sicil esas alınır. Yargıtay Savcılığı üye kaydını tutmakla görevli bir kuruluş, üye kaydını silemez, sen kim oluyorsun benim üyemi siliyorsun? Siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarının görevden alınmasına ilişkin yasa maddesi, demokratik bir şekle dönüştürülmeli ve buradan çıkan sonuç o partinin kayyuma teslim edilmesi gibi bir sonucu ortadan kaldırmalıdır. Dolayısıyla kayyum dediğiniz kişi neticede birey, oysa oradaki o partinin ilçedeki, ildeki seçmenlerinin ortak iradesidir. Bu ortak iradenin yerine memur niteliğin

18 deki birisini getirip kayyum kılmak ne derecede demokratik olabilir? Siyasi hayattaki yozlaşmayı önlemenin yolu, sağlıklı bir denetimden geçer. Partilerin gelir kaynaklarını nasıl elde ettikleri, bu gelirleri parti çalışmaları için harcayıp harcamadıkları konusunda düzenli ve mali denetim sağlanmalıdır. Anayasa nın ilgili maddesinin değiştirilmesi halinde kanunla siyasi parti hesaplarının Sayıştay ca denetimi mümkün olabilecektir. Siyasi partilerin mali açıdan denetimi Anayasa Mahkemesi yerine bu konuda uzman kurum Sayıştay denetleyebilir ama tabii tarafsız olarak. VI Hazine yardımı Siyasi Partiler Kanunu na dair tartışmalarda en çok üzerine vurgu yapılan konu siyasetin finansmanı ve özellikle partilere yapılan hazine yardımının kural ve usulleri. Diğer bir sıkıntı olarak gördüğümüz mesele de hazine yardımı. Zaten seçim barajı meselesiyle, seçim barajı olmasından kaynaklı yaşanan adaletsizlik, bir de barajı aşmış partilere verilen hazine yardımının aksine parlamento dışında kalan partiler için öngörülmemesi sıkıntısı ciddi bir sıkıntı. Seçim barajının yüzde 1 ini geçmiş partilere yönelik hazine yardımı yapılmasına dair yasa teklifimiz mevcut. Bu konuda da bir kısıtlama var, mecliste grubu olan veya grup oluşturan partiler açısından da yasada bir kısıtlama var. Bu konuda mali yardım önemlidir, çünkü demokrasi biraz da dışarıda kalanların pozitif olarak devlet tarafından desteklenmesini gerekli kılan, denetim mekanizması veya parlamento dışındaki muhalefetin parlamentoyu denetlemesi; aktif muhalefet yapması açısından devletin bu konuda pozitif adım atması gerekliliği yönünde parlamento dışında kalan parlamento dışındaki partilere de veya belli bir oy alan partilere de hazine yardımının yapılması yönünde de önerimiz var. Hazine yardımına gelince, hazine yardımı da seçimlere giren partilerin aldıkları oy oranında verilmelidir, Politik partiler madem demokrasinin vazgeçilmez parçaları, elbette kamusal bir kaynağın bu konuda seferber edilmesi gerekir ama Türkiye deki hali yine son derece vicdan yaralayıcıdır. Kamu kaynağının bu şekilde kullanılması doğrudan doğruya zaten güçlüyü daha da güçlendiren bir yapıdadır. Benim de aklıma gelen en makul önerilerden bir tanesi elbette her partinin aldığı oy oranında desteklenmesi. Siyasi partilere yapılan yardım miktarlarının fazlalığına ve partiler arasındaki eşitsizliğe dikkat çekiyoruz. Mevcut Anayasa ya göre düzenlenen Siyasi Partiler Kanunu na göre yapılan yardımlarda adalet ve eşitlik ilkesi ciddi bir şekilde ihmal edilmektedir. Aynı zamanda bugün anayasal bir suç işlenmektedir. Anayasa nın 68. maddesinde Siyasi partiler, devlet yeterli düzeyde ve hakça evet hakça mali yardım yapar demesine rağmen partilere yapılacak yardım, alacakları üye aidatlarının ve bağışlarının tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir, [demesine rağmen] devlet yardımlarının iktidar partileri tarafından kendi dönemlerinde sık sık değişikliklere uğratılması partiler arasında eşitsizliğe neden olmaktadır. Bugün bakıldığında siyasi partiler bu haliyle tamamıyla devlet yardımıyla beslenen kuruluşlar haline getirilmiştir. Evet, mevcut partilerin yapısına baktığınız zaman daha çok KİT ve döner sermaye benzeri yapılar haline geldiklerini rahatça söyleyebiliriz. Siyasi hayatta eşit rekabeti sağlamak adına yapılan yardımlar bu amaç doğrultusunda, genel seçimlerde seçime katılan partilere taban bir yardım yapılmalıdır. Bunun üstündeki yardımlar, tüm partilerin aldıkları oy oranında paylaştırılacak düzenlemeler yapılmalıdır. Partilere yapılan hazine yardımlarının miktarı, partilerin 1 senelik makul ve zorunlu harcamalarının nispetinde ve toplam gelirini aşmayacak şekilde düzenlenmelidir. En önemli şeylerden bir tanesi tabii ki siyasi partilerin finansman kaynakları ve devlet yardımından yararlanma koşulları. Bu çok önemli. Bir kere siyasi partilerin çalışmalarını, kendi ana damarlarını oluşturmalarını etkileyen bir şey. Çok kaynak alan partilerle aynı seçimde, aynı bölgede yarış yapmaya çalışıyoruz. Bir kere baştan yarışa 2 bin metre geriden başlıyorsunuz ve depar atıp onu geçmeye çalışıyorsunuz; böyle bir şey yok, bu yaşam [..ak..] mümkün değil. Ondan sonra o yüzde 10 barajını aşmaya çalışıyorsunuz. O da mümkün değil, yani engelli koşunun da engellisi, yani denizleri aşmaya çalışıyorsunuz; biraz zor bir durum. Demokratik bir seçim sistemine kavuşabilmek için bu adaletsizliğin, bu antidemokratik yapının bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Hazine yardımı konusunda benim şahsi düşüncem partilerin aldığı oy oranlarıyla değil, eğer baraj kaldırılmayacaksa, baraj devam edecekse yüzde 5, yüzde 7, yüzde 10 her neyse, baraj kalacaksa mecliste olmayan partilere meclistekine oranla daha fazla katkı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yine mecliste olan partilerin milletvekili aidatları var; üye aidatlarında üye sayıları daha yüksek, çünkü daha güçlü bir çekim merkezi, üye aidatlarından gelirleri daha yüksek. zaten bir avantajları var ama mecliste olmayan partiler bu avantajları kullanamıyorlar, dolayısıyla onlara yardımda mecliste olanlardan daha yüksek bir oranda pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğini düşünüyorum. VI.2.3. Kadın Temsili ve Siyasette Kadının Güçlendirilmesine Dair VI Veriler, Gerçekler Kadının siyasette temsili ve güçlendirilmesine dair odak gruptaki kadın katılımcıların meseleye hem dünya hem ülke ölçeğinde hakimiyetleri, heyecanları ve heveskarlıkları özellikle dikkat çekicidir. Ben de en az siyasi partilerden gelen kadınlar kadar erkek egemen olan bir kurumda çalışıyorum. Çok fazla kadın çalışan var, evet; çok fazla başörtülü arkadaşımız da var ama inanın burada başörtülü veya başörtüsüz olmak hiç fark etmiyor; bir türlü yükselemiyorsunuz. Böyle bir problemimiz var. En son Gender Index ten birkaç rakamla konuya girmek istiyorum. Türkiye deki tüm müsteşarların hepsi erkek, 79 müsteşar yardımcısından sadece ikisi kadın; 96 bakan direktöründen 91 i erkek ve 175 valinin hepsi erkek, 450 vali yardımcısının da sadece 12 tanesi kadın. 3 bin belediye içerisinde sadece 27 tanesi kadın. Böyle bir şey kabul edilemez, aynı şekilde mecliste de tamam ama belediye başkanlıkları, belediye meclisleri çok daha önemli. Toplumda kadına yönelik şiddetin bu toplumda bu kadar artmasının sebebi acaba ne? Neden kadına karşı bu kadar büyük bir erkek kotası var? Aşağı yukarı bir sene sonra yerel seçimler yapılacak, orada kadınların temsili ise dünya çapında en son sıralarda gelen noktalarda. Mesela belediye başkanı olan kadınlar yüzde 1 in altında. Meclis üyeleri, belediye meclislerinde yüzde 4 civarında. Bu rakamlar il genel meclislerinde yüzde 3 civarında seyrediyor. En son Belediyeler Yasası ile onun uygulama

19 sını göreceğiz, ancak buradan baktığımızda mesela kadın belediye başkan adaylarının genellikle daha küçük beldelerden seçilmiş olduğunu görüyoruz. Ancak bu yerler şimdi belediyelere dâhil edildiği için muhtemelen o adaylıklar da söz konusu olmayacağından dolayı orada yine kadınları vuran diyeyim bir sıkıntı olabilecek gibi görünüyor. Mesela kotanın ne kadar önemli olduğunu görmek için kuzey ülkelerine bakıyoruz Finlandiya, İsveç gibi ülkelere bakıyoruz ama mesela Ruanda, şu anda dünyada kadın parlamenter sayısının erkek parlamenter sayısından daha fazla olduğu dünyadaki tek ülke ve çok strict bir kota uygulamaları var. Aynı şekilde Cezayir, Ortadoğu da kadın parlamenter oranının yüzde 30 u geçtiği tek ülke. Yine Kırgızistan da kadın parlamenter oranı inanılmaz yükselişe geçti. Tabii ki hepimizin dediği gibi yaptırımlar olduğu müddetçe. Bir de şunu söyleyeyim, 2011 de seçime giden 55 ülkeden 17 sinde kota uygulaması yapıldı. Bu kota uygulayan ülkelerde kadın parlamenterlerin oranı yüzde 27 iken, bunu uygulamayan ülkelerde bu oran yüzde 16 ydı. Kadın katılımcılar sık sık uluslararası sözleşmelere de atıfta bulunarak taleplerini destekliyorlar. VI Farkındalık Onun dışında Türkiye yine şöyle bir durumda, gene Anayasa yoluyla uluslararası sözleşmeler iç hukuk kurallarının üstünde diye bir şeyi kabul etmişiz. O zaman Türkiye Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi nin (CEDAW) altına imzasını atmış. CEDAW bu geçici özel önlemlerle eşitliğin sağlanması konusuna zorunludur diyor, yani keyfi olabilir değil, zorunludur diyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek protokolü bunu aynı şekilde düzenliyor. Bunların hepsinin altında Türkiye Cumhuriyeti nin imzası var. Ondan sonra biz Avrupa Birliği nin müzakerelerine başlamış olan bir ülke olarak Avrupa Birliği kurucu anlaşmasının da hatta 3. maddesine göre kadın erkek eşitliğinin tüm sektörlerde yayılması, dezavantajlı gruplara özel önlem politikaları uygulanması zorunluluğu getirilmiştir. Bunların hepsi birer zorunluluk, yani Türkiye de Anayasa nın 10. madde sine de dayanarak, artı altına imza attığımız bütün anlaşmalara da dayanarak bunu yapmamız mümkün. Konusu doğrudan kadının siyasette güçlendirilmesi olanı dışındaki diğer iki odak grup çalışmasında da -ki büyük çoğunlukları erkek katılımcıdır- hemen her bir katılımcı ve özellikle kadın olmayan ve kadın kollarından olmayan siyasi partilerin temsilcilerinin de tümü siyasetteki kadının rolü ve güçlendirilmesi ihtiyacı konusunda kadından yana görüş söylemiştir. Bu bizim parti dâhil diğer partiler için bir ayıp konumundadır. Kadın siyasette olsun dendiğinde kota uygulamasına [ilişkin] onun adı her ne olursa, kota derseniz kota olsun- geçen dönem verdiğimiz bir kanun teklifi vardı. Biz yüzde 50 üzerinden hesaplamıştık, sadece milletvekilliği değil, belediyelerde il genelde, ilçe bazında, il yönetimlerinde hatta genel merkez düzeyinde yüzde 50 kadın hedefini ortaya koyduk. Ben bu kanun teklifini hazırladığımda ilk önce partideki erkek arkadaşlarımdan tepkiler gelmişti. Yüzde 50, ne yapıyorsunuz? Olmaz demişlerdi. Zaten bu barajların dönüp dolaşıp kadınları vurduğuna inanıyorum, çünkü eğer baraj varsa, öncelikle kadın değil, parası olan, adı duyulan erkeklerin sıraya koyulması [söz konusu]; kadına burada da bir haksızlık yapılıyor. Bunu da belirtmeden geçmeyeyim. Bu anlamda partilerin kendi istekleri doğrultusunda karar vermeleri, uygulamalara atılmaları [mümkün olmuyor], açıkçası atılamıyorlar. Bunun için Siyasi Partiler Kanunu nun belki bu şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Siyasi Partiler Yasası na eş başkanlık il, ilçe ve tüm taşra teşkilatları da olmak üzere kadın temsiliyetini artıracak [düzenlemeler yapılmalı]. Tabii bunun için demokrasi ve demokrat olma noktasında samimi olmak lazım ve toplumsal cinsiyetçi politikalar üretmek açısından ülkemizde çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bir tanesi kotalar sistemidir, dezavantajlı grupların mutlak surette temsiliyetini artırmamız gerekiyor. Yüzde 50 kadın kotası da yetmez. Maalesef Türkiye deki siyaset çok erkek ve çok da 40 yaş üstü, daha doğrusu 40 yaş üstü erkekler dünyası, yani benim içinde bulunduğum grup. Kadınlarla ilgili olarak siyasette bir kadın blokajı var, bunu hepimiz biliyoruz, hepimiz yaşıyoruz. Bütün partilerde var, hiçbir partide yok denemez. Bu yüzde 10 milletvekili oranıyla, sadece bu değil bütün parti organları il, ilçe belediye başkanlıklarının hepsini ilgilendirir. Hepsine bir kadın kotası konması gerekiyor. Yüzde 50 kadın temsil edilemiyor. Bu siyaset blokajının bir şekilde kotayla desteklenmesi gerekiyor, kadın meselesinde pozitif ayrımcı yaklaşmak gerekiyor. Kadın erkek eşitliği meselesinde zaten herkes yıllardır mutabık, yani ben hiçbir zaman bugüne kadar çok marjinal siyasi grupların dışında kadınlar mecliste olmasın, siyasi partilerde temsil edilmesin diyeni duymadım. Dolayısıyla burada mutabıkız ama ben burada kadın kotasının çok yeterli, işlevi olan, işe yarayan bir yöntem olmadığını düşünüyorum. Olsun, mutlaka olsun ama bunun dışında başka şeyler yapmamız gerekiyor, yani kadın kotası koyalım da tamam eyvallah, gönlümüz rahatladı, bu yeterli diye bir şey yok. Kadın kotası ile bu işin yürümediğini çok net olarak mecliste ve birçok partide görüyoruz. Dolayısıyla eğitim süreçleriyle ilgili bazı düzenlemeler yapılması lazım. Bugün toplumun yüzde 50 sini oluşturmaları sebebiyle değil, kadınların insan olmaları gereği siyasette eşit şartlarda yer almalıdırlar. Bunun için belki zorlama olarak kotalara ihtiyaç var, yani kendilerine yer açabilmek açısından ama bizim asıl yapmamız gereken demokratik kültürü topluma ve kadınlarımıza vererek bunların mücadele ederek veya talep ederek buraya gelmeleri yoksa eğer siz kotalarla kadınları siyasete sokmak zorunda hissederseniz, siyasi partilerin ilçe teşkilatları bunun farklı yollarını buluyor. VI Kadınlardan Güçlü Talep Kadın temsilciler yalnızca siyasi zeminde değil genel olarak var olmak konusunda oldukça güçlü bir talepte bulunuyorlar. Kadın siyasette, mutlaka kadının düşüncesini çözüm önerisi olarak aktarmak için olmalı ama siyasi parti yapılanmaları içerisinde Siyasi Partiler Yasası ndan da kaynaklanan [durumlar var], zaten hepimiz birbirimizi biliyoruz, bu noktada bizim toplum olarak zihniyet dönüşümünün de gerçekleştirilmesi gerekir. Bunun da bugünden yarına olabilecek bir şey olmadığını düşünüyorum, yıllar içerisinde [olabilecektir] ama biz siyaset eliyle, siyasette ve sivil toplumda var olan kadınlar eliyle bu süreci ne kadar çabuklaştırabilirsek, yani zihinsel dönüşümü ne kadar çabuk hayata geçirebilirsek kendi haline bıraktığımızda belki bu yüzyılları alacaktır- [o kadar iyi olacaktır]

20 Belki burada manifesto çıkarmayacağız ama kadın gözüyle baktığımızda ortak anlamda bir buluşma sağlayabilir miyiz? Bunu yaratırsak, ülkemiz için, çocuklarımıza bırakacağımız ülkemiz için, çünkü çocuklarımıza karşı sorumluyuz. Çünkü Türkiye de bir kadının temsil sorunu var. Aslında bu artık bir kriz, bir sorun olmayı da aştı, Bizce artık buna hiç zaman yok, bu işe böyle çok ortadan girmek gerekir diye düşünüyoruz. Böyle hareketlenmelerden sonra, her türlü hareketlenmeden sonra arkasından kadın hareketi geliyor. İşte sivil hareket var Amerika da, arkasından kadın hareketi geliyor. Bu BDP de de böyle olmuştur: Kürt hareketi, arkasından güçlü bir kadın temsili. Talepler yalnızca partilerle ilgili değil, sürmekte olan yeni anayasa sürecine müdahil olmak, anayasada bazı düzenlemeleri talep de oldukça güçlü. Anayasa çalışmaları çerçevesinde toplumun yüzde 50 si, yarısını oluşturan bir cinsiyet olarak, kadınlar olarak Anayasa ya böyle bir maddenin girmesini talep ediyoruz, yani kelime olarak, Anayasa da kadın ve erkek eşitliğinin yüzde 50 [şeklinde] geçmesini istiyoruz. Bazı ülkelerde bu var, yapıldı. Ben türbanı nedeniyle üniversiteyi 12 senede bitirmiş, iki defa atılmış biri olarak her şeyden önce en temel hakkım olan eğitim hakkını bile bu kadar uzun sürede bitirebilmiş olmam; benim için siyasi temsilden önce yaşamın en temel gereklerinden olan eğitim, iş alanlarına dâhil olmama bu denli engel olunurken, tabii ki bu konu uzunca bir süre bize lüks gelmişti ama şimdi umuyorum bundan sonra siyasi partiler arasındaki özellikle kamusal alanda başörtüsü yasaklarının kaldırılması [ve] bunda bir dönem uzlaşmayla birlikte, kadınların siyasete katılımı konusu daha güçlü bir şekilde tartışılacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusu kadının her alanda siyasi partilerde, millet meclisinde yarı yarıya temsil oranının mutlaka ve mutlaka Anayasa da üstüne basılarak geçilmesini istiyorum. VI Zihniyet Dönüşümü İhtiyacı Kadın katılımcılar uluslar arası örneklere, verilere ve sözleşmelere atıfta bulundukları kadar ve hatta daha yoğun biçimde genel bir toplumsal ve siyaset yapma zihniyetinde dönüşüm ihtiyacının altını çiziyorlar. Bir zihniyet sorunu var Türkiye de, bu tabii çok önemli. Siyaset zihniyetinin çok erkeksi bir zihniyet olduğu da çok önemli. Türkiye de siyasetin hizmetten ziyade bir güç kaynağı, bir rant kaynağı alanı olarak algılanması da çok önemli, fakat Türkiye de şu anda anayasal olarak eşitlik anlamında bir zemin aşağı yukarı hazır gibi, (anayasa) devletin bu eşitliği sağlamakla yükümlü olduğunu söylüyor. Dolayısıyla anayasal bir zemin şu anda Türkiye de var. Gelişmişlikten veya problemlerin çözümünden bahsedebiliyorsak, yüzde 50 yi bir köşeye atmamamız gerekiyor. Onun için de karar alma süreçlerinin tamamında kadınların kesinlikle eşit anlamda temsil edilmesi gerekiyor. Bu sadece siyasal partilerde değil, kadınlar örgütlenmeyi aslında kendi meslek gruplarında da öğrenmeliler. Türkiye de onunla alakalı meslek odalarının faaliyetlerini belirleyen yasalar, aynı zamanda sendikaların içinde kadının örgütlenmeye katılabilmesinin önünü açabilecek çok ciddi yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Kadın istihdamı iyileşmezken, politik hayatta yer alması hiç de kolay değil. Hepimiz biliyoruz ki çok pratik, gündelik bir sürü şey var ve belki de bu işler konuşulurken unutmayıp o yardımcı mekanizmaların da bir arada konuşulması lazım. Kadın katılacak ama nasıl katılacak? Bu kadının çocuğu da var. İşte bu iş sadece kotaları yükseltmekle olmuyor. Onun ortamlarının da hazırlanması lazım demekten belki vazgeçmemek lazım. Siyaset, kadın ya da erkek açısından tabii ki biz ataerkil toplumda yaşadığımızdan erkekler için çok fazla sorun değil-, bir mücadele işi, bunu kabullenelim. Paramız çok da olsa, çok da donanımlı olsak, bilmem ne de olsak eğer şansın çok yaver gitmiyorsa, sonuçta gene de mücadele etmek zorundasın. Kadın katılımcılar erkek egemen siyasi kültürde başarı için erkeklere benzemeyi değil kadın kimliği, tavrı, duruşuyla yer almak istiyor. Mutlaka kadın bakış açısının, kadın yüreğinin, kadın sabrının, kadın fikrinin düşüncesinin mutlaka o çözüm önerilerine yansıması gerektiğini gördüm. Kadının siyasette erkekleşmesi kadar bu topluma zarar verebilecek bir şey olamaz. Siyaset öyle bir şey ki kadın olarak değil, birazcık o sistem içerisinde sizi yoğurarak kendilerine benzeterek politika içerisinde bir araç haline getirmek istiyor. Burada da kadının kendi kadın kimliğini koruması ve o kadın kimliği ile birlikte var olması çok önemli. Kadın tek başına, erkek yok, erkek onun tepesinde ve böyle yönlendiriyor; onu yapamazsın, bunu yapamazsın. Kadın serbest olmak istiyor, ruhu özgür. Kadın ruhu özgürdür, yani öyle şey yoktur kadında; abluka altına alınmak, ne bileyim işte yönlendirilmek, vesayete razı olmak aslında kadının ruhunda yoktur. Hayatın her alanında kadının olmadığı yerde bir banallik, bir estetikten yoksunluk, bir bağnazlık görüyorsunuz. O nedenle kadınlar bu estetik ve pratiğe kollarını açarak gelecekler. Biz erkek gibi kadın istiyoruz demiyorum. Erkek gibi olan kadına Erkek gibi kadın, siyasete katılmış, siyasette aktif görev yapıyor; hayır, ben ona katılmıyorum. Kadının her yerde gücü güç. Her kadının bir başka şekli var. Her kadında faydalanmamız gereken başka bir şey var. Kadın başörtülü, kadın başörtüsüz, kadın başka bir şey düşünüyor, dini başka; bunlar bizi hiç ilgilendirmiyor. Biz aynı toplumda yaşıyorsak, bizim tümünü birleştirip tümünden bir şeyler çıkarmamız gerekiyor. Her iki odak grup toplantısına da katılan bir kadın katılımcı dil ve üslup farkının altını kendi sıcak deneyimiyle çiziyor. Buradaki konuşmalardan şunu anlıyorum, herkes birbirini dinliyor ve anlamaya çalışıyor. Dün insanlar sadece kendini anlatmaya çalışıyordu. Çok önemli bir fark, kadın farkı. Dün konuşurken, düzgün konuşayım stresi vardı, bugün rahatım! Onun için de bugün burada konuşurken çok mutluyum. Katılımcılar ülkenin genel bir demokratikleşme süreci yaşamadan yalnızca kadının siyasi temsil sorununun aşılamayacağını ya da yetmeyeceğinin altını çiziyorlar. Eğer farklı kadın kesimlerini gören bir yerden kadın tanımı yaparsak, genel bir demokratikleşmenin hepimizin katılımının önünü açılacağı görüşündeyiz. Bütün bunların detaylandırılması ve siyasal hayatın genel demokratikleştirilmesi üzerine sadece kadın vurgu

21 sunun dışında genel olarak demokratikleşme üzerine bence oturup, topluca kafa yorup, bir de kafa tutmamız lazım. Ve bir katılımcı yasalardan öte asıl meselenin zihniyet değişimi olduğunu çok net ve veciz biçimde ifade ediyor. Yani uygulama yok. Ne kadar (yasalar) yazılırsa yazılsın, uygulanmadığı sürece bir manası yok. VI Kadının Güçlen(diril)mesi Katılımcılar toplumsal zihniyet dönüşümü, yasal düzenlemeler kadar kendi çalışma usulleri ve modellerli konusunda da eleştiri ve özeleştiri yapıyorlar, siyasette varolmanın yollarını arıyorlar. Hakikaten kendi partim ve birçok partide gördüğüm bir durum şu kadınların mükemmel olması lazım, zengin olmanız lazım, muhakkak eğitimli olmanız lazım vs. Bizim kendi aramızda seçkinci olmamamız bir kere bence olmazsa olmaz, yani ilkokul mezunu mu, bilmem ne mi ayırmadan kadınların politikada yetişecekleri ve kendilerini geliştirecekleri fikriyatını besleyerek ortak parti hayatı veya örgüt hayatı kurmak gerekiyor sanıyorum ve bunları, bu gerçeği erkeklere de göstermek lazım. Hakların verilmesini beklemeden çalışmayı önemseyenler Siz zannediyor musunuz ki mecliste erkekler Hadi gelin kotaya yüzde 50 koyalım, değiştirelim diyecekler, böyle bir şey var mı? Böyle bir şey yok. Bu yasanın başında daha çok defa yüzde 50 kota olacak, Arkadaş, kota olması lazım de, de, de dur. Bundan sonuç alamayız. Alamayacağımızı biz on sene önce gördük ve bu nedenle hiç olmazsa tabanın kadın gücünü merkeze yansıtmak için teşkilatlandık. Bugün konuşacağımız pek çok sorunun, sorunla da iç içe geçmiş hemhal olmuş bir sorun. Dolayısıyla her şey bir seçim sistemiyle ya da barajın düşürülmesi vs. gibi tartışmalarla çözmeyi beklememiz mümkün değil. Ben sadece bu tür seçim sistemlerine yönelik müdahaleleri bir başlangıç, mücadelenin bir başlangıcı ve olmazsa olmazı olarak görüyorum. Deneyim ve bilgi paylaşımını önemseyenler Bence buradaki deneyimden çıkan şu ki yine de kadınların somut olarak birbirleriyle tecrübe alışverişi yapması lazım. Dayanışmayı ve hep beraber hedefe yönelmeyi önerenler Öncelikle biz kadın olarak tamamen ne demek istediğimizi, her açıdan ne demek istediğimizi anlatmak zorundayız: İster Ak Parti, ister CHP, MHP, BDP hiç fark etmiyor benim için. Bunu başarabilirsek, sanıyorum siyasi partilerin meclisteki kadın milletvekili sayısını, belediyelerdeki kadın sayısını, toplumun her alanında kadın sesini bence çok daha iyi bir şekilde çıkartmış oluruz. Hanımefendi nin dediği gibi direkt girmemiz gerekiyor ve direkt anlatmamız gerekiyor. Bunun başka yolu yok. Ve asıl yalnızca siyasi zeminde değil tüm örgütlü alanlarda kadının önünün açılması talebi öne çıkıyor. Meslek odaları ve sendikalar için de şu anda konuştuğumuz şeylerin geçerli olması gerekiyor, çünkü ekonomik hayata katılan kadının örgütler içerisinde çalışmasının önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekiyor; meslek odalarında o kotalar, sendikalarda o kotalar çok ciddi anlamda gerekiyor. Kadın örgütlülüğünün bütün katmanlarda önünü açmak gerekiyor; sendikalarda, meslek örgütlerinde. Ama tüm bunların yanı sıra kadının siyasetteki gücünün artırılabilmesi için kadının mali açıdan da güçlenmesi gereğinin ve mali güçsüzlüğün siyasi alanda üreteceği sorunlara dikkat çekiliyor. Siyasetten bahsediyoruz, siyaset inansman gerektiren bir yürüyüş, yani kadının finansal anlamda da özgür olması gerekiyor ki siyaset yaparken güçlü olsun. Diğer türlü eş desteğine ihtiyaç duyuyor. Eşi finansal anlamda destek vermezse, siyaseten başarılı olması da mümkün olmuyor Bunların hepsi de finansal anlamda güçlü kadın olmanızı gerektiriyor. Bunu da eşiniz marifetiyle ve yakın akrabalarınızın, paraya sahip erkeklerin marifetiyle yapma zorunluluğunuz var. Bunlar kadının karar verme sürecinde çok ciddi anlamda sekte yaratıyor. Onun için de kadının istihdamı, ekonomik hayata katılımı çok çok önemli, yani karar verme süreçlerindeki hali, aynı zamanda finansal gücünden geliyor. Kadının finansal gücünün de eksik olması, siyasette güçlü olması için Türkiye de önemli bir engel. VI Siyasi Partiler Kanunu nda Kadının Adı Yok Kadın katılımcılar Siyasi Partiler Kanununda kadın örgütlenmesine ve partilerin kadın kollarına dair düzenlemelerin eksikliğinin altını çiziyorlar. Tabii biliyorsunuz kongreleri partiler hükümet komiserinin gözetiminde yapar, çünkü devlet tarafından, sistem tarafından tanınan siyasi partinin kendisidir, kadın kolları değildir. Kadın kolları o siyasi partinin bir parçasıdır. Dolayısıyla kendi içimizde biz hükümet komiserini çağırıp da Gel, biz kongre yapacağız diyemiyoruz, buna yasa engel. Kadın kolları bence gerçekten çok anlamlı, ilk kademe eğitimli bir kadın mahallede kalmış bir kadın bir dönem sonra milletvekili adayı olarak karışımıza çıkıyor büyük oranda bunu siyasetin kişisel anlamda dönüştürücü gücüne bağlıyorum. Bu açıdan kadın kolları gerçekte işleyen bir şey. Bir başka sistem, aslında bazı partilerde fiilen uygulanıyor ama Siyasi Partiler Yasası nda yeri yok: Eş sözcülük ve eş başkanlık sistemi. En merkezde kadınların da temsilinin çok önemli bir biçim almasını mümkün kılan bir sistem. Dolayısıyla bunun da Siyasi Partiler Yasası nda mümkün hale getirilmesinin önemli olduğu düşüncesindeyiz. Siyasi Partiler Yasası nda; kadına mevcut siyasi çerçevede engel olan şey, kadın kolları yapılanmasının maddi bir gücü yok. Kendi bütçesinin olmasına dair bir engel var. Bu nedeni de yine devletin ya da sistemin sadece partiyi muhatap alması, kadın kolları bir kurum değil, bir siyasi parti içerisinde var. Bu nedenle doğrudan kadın kollarımıza bir bütçe ayrılması için çok istişareler ettik, çok çalışmalar yaptık ama gelip takıldığımız nokta Siyasi Partiler Yasası. Bu değişmedikçe, tüzükte hiçbir değişiklik yapabilmek mümkün değil. Bunun yasal bir dayanağı yok, tüzükte de bu böyle değil, yani açıkçası yasayı delerek böyle bir şey yapıyoruz. Dolayısıyla Siyasi Partiler Yasası nda kadın kollarının adı yok. Siyasi Partiler Yasası nda kadın kollarının bir resmiyeti olmadığından, yani hiçbir partinin kadın kolu hâkim teminatında seçimleri yapamıyor. Ancak, kendi örgütlerinin gözetiminde yapılan bir seçimle bizler göreve geliyoruz. Bunun Siyasi Partiler Yasası na girmesi gerekiyor

22 VI Demokratikleşme Parti içi demokrasinin zayıf olduğu yapıların kadınlar için daha da dezavantajlar ürettiği söyleniyor. Türkiye siyasal kültürünün genel olarak çok erkek, erkek merkezli elit bir kültür. Bu siyasi partiler hayatına nasıl yansıyor? Benim gözlemim en başta çok merkeziyetçi bir yapılanmanın varlığı, ortak kültürümüzün sonucu olarak ister istemez o merkezde bir erkeğin olmasını beraberinde getiriyor ve o merkeze gitmek isteyen erkek rekabetini artıran bir faktör oluyor. Dolayısıyla o rekabete uyum sağlayamayan, kültürel olarak zayıf olarak kodlanan kadınların özellikle kendileri de böyle gördüğü takdirde, işte aile hayatına sıkışmışlığı vs. gibi konuları da dikkate alırsak, temsiliyet açısından kadının oralara çıkması çok güçleşiyor. Dolayısıyla bence öncelikle parti içi demokrasi kavramının kadınlar tarafından da sahiplenilmesi ve ademi merkezi bir yapılanma için mücadele verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Birçok noktada ön seçimin partiler içerisinde uygulanmıyor olması, liderlerin özellikle milletvekili seçimlerinde bir liste hazırlayarak adayları belirliyor olması, kendiliğinden erkek aklını öne çıkartan bir uygulama. VI Kota Uygulaması Tüm katılımcılar siyasi temsilde kadınlar için kota uygulamasından yanalar ve büyük kısmı için de kota yüzde 50 kota anlamına geliyor. Bu anlamda temel konulardan biri sanıyorum kota sistemi ve farklı uygulamalar var, bizim önerimiz yüzde 50 cinsiyet kotası uygulanması. Kotaya karşıyız, kadına hakarettir demeyi çok anlamlı bulmuyorum, zaten var ve ancak bu sayede olmuş oluyor. Gerçeğe gözümüzü kapamadan belki de bunu hukuklaştırmak daha da anlamlı olacaktır. Merkezi bir kadın kotasının siyasette zorunlu olduğuna inanan kadınlardanım. Partinin her kademesinde yüzde 50 kadın kotası şart, çünkü siyaset yaşanılarak öğrenilen bir şey. Siyasi Partiler Kanunu nun 5. madde sinden 20. madde sine kadar geçen her düzenlemede ekstra yüzde 50 kadın veya ortak mutabakatla yüzde 40 geçmesi halinde zaten bütün problemlerin çözülebileceğini düşünüyorum. Fakat katılımcılar kota olsa bile uygulamadaki eksikliklerin ve durumu idar eden yaklaşımların da farkındalar. Kötü uygulamalara karşı savunulan yöntem olarak ise fermuar yöntemi öneriliyor. Yönetimde kadın sayısının artırılmasını konusunu getiriyor ama maalesef siyasi-etik yaklaşım da gerekiyor. Özellikle küçük illerde kotaların içi yakın akraba kadınlar tarafından dolduruluyor yönetimlerinde il başkanının amcasının kızı, erkek kardeşi şeklinde bir yöntemle o kotalar dolduruluyor. Aynı zamanda bu içeriğin boşaltılması anlamına geliyor. Yüzde 50 cinsiyet kotasının dışında, bu kotanın daha düzgün uygulanması için fermuar sistemi uygulanması, yani kadınların evet, şu andaki faaliyetlerde yüzde 30, yüzde 50 gibi farklı kotalar var ama seçilemeyecek yerlere yerleştiriliyorlar. Dolayısıyla onun önüne geçmek için çeşitli modeller var, fermuar sistemi bunlardan biri. Bizim önerimiz yüzde 50 kadın hedefinde fermuar sisteminin uygulanmasıdır, çünkü eğer fermuar sistemini uygulamazsanız, zaten diyorlar ki Biz yüzde 50 yi gösterdik ama gösterdikleri yerlerde ilk üç seçilebilecek yerlere erkekler konuyor, diğer tarafa kadınlar konuyor. Demek ki fermuar sisteminin masaya getirilmesiyle ilgili olarak her zaman pratiğin ne olduğuna bakıp pratikte işlemeyene karşı çok ciddi önlemler alınması gerekiyor. Uygulamaya dair önerilerden bir başkası da eş başkanlık uygulaması. Kadın kolları, evet yarı eş başkanlık şeklinde bir şey olması gerekiyor BDP de olduğu gibi ya da kadın kolları. VI Partilerin Tutumunda Açıklık Kadın katılımcılar siyasi partilerden kadın temsili konusundaki tutumlarının net olmasını ve bunun da kamuoyu ile paylaşılmasını istiyor. VI Kaynak Her parti ne yapmak istediğini, düşüncesinin ne olduğunu, kadın temsilinin ne olması gerektiği konusunda tüzüğünü açıkça yazsın, kotası varsa da kotası yoksa da ne yapmak istediğini açıkça yazsın, seçmen de ona göre değerlendirsin ve oyunu versin. Bu bir çözüm olabilir diye düşünüyorum. Bir parti arkadaş ben kadının eşit temsilini kabul etmiyorum, benim partim, görüşüm kadınların evinde oturmasından yanadır diyebilir ama tüzüğünde bunu açıkça söylesin, seçmenine de deklare etsin. Bu konudaki politikasını tüzüğüne net olarak yazsın. Siyasi partilerin kadın temsili konusunda açık ve net bir tutum almalarını ve kadın temsilini yüzde 50 kota uygulamasıyla kesinleştirmelerini talep ederken dikkate değer taleplerin öne çıktığı bir başka alan yine siyasi partilerin kadın kolları ve kadın çalışmaları için ayıracakları bütçe ve kaynaklar konusunda öne çıkıyor. Parti içerisinde kadın örgütlülüğünün ve faaliyetlerinin en temel sorunlarından biri malum, yani bütçe sorunu. Siyasi Partiler Yasası nda; kadına mevcut siyasi çerçevede engel olan şey, kadın kolları yapılanmasının maddi bir gücü yok. Kendi bütçesinin olmasına dair bir engel var. Bu nedeni de yine devletin ya da sistemin sadece partiyi muhatap alması, kadın kolları bir kurum değil, bir siyasi parti içerisinde var. Dolayısıyla kendi bütçesi yok; kendi gelirlerini kendisi belirleyemiyor, harcamalarını kendisi yapamıyor. Bu nedenle doğrudan kadın kollarımıza bir bütçe ayrılması için çok istişareler ettik, çok çalışmalar yaptık ama gelip takıldığımız nokta Siyasi Partiler Yasası. Bu değişmedikçe, tüzükte hiçbir değişiklik yapabilmek mümkün değil. Biz uygulamada şöyle aştık: Sistemin partilere verdiği bütçeler içerisinde, belli miktarlarını, belli oranlarını il teşkilatlarımıza gönderiyor. Genel başkanımızın iradesiyle ve MGK da bu konuda gösterilen irade doğrultusunda illere giden paydan da mutlaka yüzde 20 oranında kadın kollarımıza ve gençlik kollarımıza pay ayrılarak onların hiç 42 43

23 olmazsa bu kadar kısmı bağımsız olarak harcama yetkilerinin olması [sağlandı.] Bunun yasal bir dayanağı yok, tüzükte de bu böyle değil, yani açıkçası yasayı delerek böyle bir şey yapıyoruz. Son tüzükte illere aktarılan payda yüzde 10 luk kısmının kadın ve gençlik, yani yüzde 5, yüzde 5 olarak verilmesini öngördük. Şu an illerimizde öyle, yıllık onlara verilen para üzerinden kadın ve gençlik kollarına aktarımını yapıyorlar ama bu yeterli mi? Tabii ki yeterli değil ama gene de yeterli olmayan büyük kısmını kadın kollarımız, kadın emeği kendi gücüyle yapıyor. VI.3. DEĞERLENDİRME VI.3.1. Psikolojik Ortam Yukarıda özetlediğimiz görüşlerden de görüldüğü gibi Siyasi Partiler Kanunu be Seçim Sistemi nde reform ihtiyacı ve yapılacaklar konusunda çok özel bir çatışma alanı görülmüyor. Tek kayda değer farklılaşma YSK nın yapısı ve siyasetçilerin rolü konusunda kayda değer görüş ayrılığı olduğu söylenebilir. Fakat bir kısmı sözlere ve görüşlere yansımış olan çoğunluk kısmı ise doğrudan sözlere dökülmemiş olan bazı sorunların varlığı hissedilmektedir. Özellikle partilerin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcıları seviyesindeki yetkililerle proje çerçevesinde yapılan yüz yüze görüşmelerden edindiğimiz izlenimlerle de birleşince bu olumsuz psikolojinin reformların üzerindeki etkisi kaygı verecek derecededir. Hangi konu tartışılırsa tartışılsın, katılımcıların kimlikleri ne olursa olsun, tartışmaların odağını esas konu değil bu psikolojik eşiklerin ürettiği dolaylı bir dil ve tartışmalar oluşturmaktadır. Siyasi reformların önündeki en büyük engel de bizce dillenmemiş ama varlığı hissedilen bu psikolojik eşik gibi görünmektedir. VI Karşılıklı Güvensizlik Öncelikle Ak Parti ile CHP ve MHP arasında karşılıklı derin bir güvensizlik hissedilmektedir. Ak Parti, CHP ve MHP nin her türlü değişime karşı çıkmakta oldukları ve siyasete güvenmedikleri kanaatindeyken, CHP ve MHP ise Ak Parti nin hemen her düzenlemede rövanşist bir tutum içinde olduğu ve Cumhuriyet ile hesaplaşmayı öne koyduğu duygusuyla hareket ediyor gibi görünmektedir. Bu karşılıklı güvensizlik ortamını besleyen önemli bir konu da son iki yasama yılında çok az değişiklik ve reformun genel bir parlamento uzlaşmasıyla yapılabilmiş olması, uzlaşma yerine karşılıklı dayatmaların temel siyaset tarzı haline dönüşmesi olabilir. VI Başkanlık tartışmalarının gölgesi Tartışmaları ve dolayısıyla da reformların geleceğini belirleyecek sürecin önündeki sorunlardan birisi de tartışmaların üzerindeki Ak Parti nin başkanlık sistemi önerisinin ürettiği gölgedir. Başkanlık sistemi adı altında Anayasa Uzlaşma Komisyonu na bir öneri sunuldu. Bu öneriyi biz tabii bir teklif olarak değerlendireceğiz ama bunun başkanlık sistemi ile adı dışında hiçbir ilgisi, hiçbir alakası yok. Dengesiz, dengelenemeyen ve denetlenemeyen tek kişilik bir güç yaratılıyor: Meclis güya başkanı kontrol edecek, dengeleyecek ve denetleyecek, başkanın vesayeti altına alınıyor; yargı, hukuk devletinin gereği olarak hem yürütme organını hem de başkanı dengeleyecek ve denetleyecek ama yargı, başkanın tasarrufuna bırakılıyor. VI Kürt Meselesinin Gölgesi Yine süreci ve reformların geleceğini belirleyecek sürecin önündeki olumsuz psikolojik sorunlardan birisi de Kürt meselesidir. Kadın katılımcılarla yapılan odak grup çalışması dahil bir çok mesele özü itibariyle Kürt meselesine değdiği noktada gerilim artmakta ve tartışmaların odağı kaymaktadır. Türkiye de birçok meseleyi aslında mış gibi yapıyoruz, başka şeyler konuşurken esas özü başka şey olan meseleyi görünürdeki hali ile tartışıyoruz. Birçok meselemizin özündeki konu belli, aslında Kürt sorunu. Bu konuda da, zaten bugünkü konuların da bir bölümü doğrudan doğruya Kürt sorunu ile çok ilgili ama çok fazla üzerinde vurgu yapmıyoruz, başkanlık rejimi de doğrudan doğruya onunla ilgili. Başkanlık rejimi evrensel standartları ile masaya gelirse elbette üzerinde konuşulur ama esas önemli olan kuvvetler ayrılığıdır, yargının bağımsızlığıdır ve en önemlisi bölgesel idarelerdir. Türkiye de ademi merkeziyetçilik olmadığı müddetçe başta Kürt sorunu olmak üzere yönetişim sorununu çözemeyeceğiz. Kaldı ki bu sorun da Kürtlerin sorunu değil, İzmirlinin, Antalyalının, Artvinlinin de sorunu. VI.3.2. Reform İhtiyacında Tam Mutabakat Bir önceki bölümde siyasi reformların önündeki olumsuz etken olarak psikolojik eşikleri vurgulamış olmamıza karşın sürece dair umutları artıran olumlu etkenler de vardır. Sürecin sonucuna dair umutlanmamızı artıran şey hemen tüm siyasi aktörlerde e katılımcılarda gözlenen, devletin siyaset üzerindeki vesayeti vurgusu, demokrasi vurgusu ve siyasi reformlara olan ihtiyaç konusundaki büyük farkındalıktır. VI Vesayet Vurgusu Tüm katılımcılar siyasi reformlara olan ihtiyacı dillendirirken vesayet vurgusu yapmaktadır Ülkemizde ne yazık ki yasalar yukarıdan toplumu şekillendirme bakış açısında. Bir şekilde iktidar olan parti, hükümet değişebilir ama sistem topluma yukarıdan yön vermek [şeklinde]. Seçim yasalarında da öyle. Bu da mevcut sosyolojik gerçeklikle yasal sistem arasında bir çatışma yaratıyor, bir gerilim yaratıyor. Bu noktada da bir gerginlik, bir gerilim mevcut. Siyasi Partiler Kanunu, bir vesayet rejiminin kanunudur. Vesayeti koyan 12 Eylül idaresidir. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun da bir vesayet kanunudur. Bu da 1960 İhtilali nın vesayetindedir. Siyasi Partiler Yasası Türkiye nin temel vesayet araçlarından bir tanesidir. Bu nedenle de zaten kendi başına ele alınamaz. Vesayet sistemi, vesayet rejimi Türkiye nin temel siyasetinin temel yapısıdır. Dolayısıyla ancak bütün kurumların içinden değerlendirilirse anlamı olur. Hakim zihniyet, çok iyi bir toplumdur Türk halkı ama kandırılmaya çok müsaittir, sürekli kökü dışarıda mihraklar tarafından kandırılmıştır, dolayısıyla bunları yönetecek, onlara vasilik yapacak bir kuruma ihtiyaç var şeklindedir. Onun için Türkiye devleti bu şekilde örgütlendi. Peki, şimdi Siyasi Partiler Yasası nda bunu nereden görüyoruz? Daha 3. madde den görüyoruz. Siyasi partiler Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı olarak çalışırlar. Şimdi bir sosyalist partiyi doğrudan doğruya dışlıyor. Bir sosyalist parti nasıl Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı olarak çalışsın? VI Demokrasi Vurgusu Her ne kadar nasıl anlamlandırdıkları tartışılır olsa da istisnasız tüm siyasi aktörler demokrasi ve demokrasinin mihenk taşlarından birisi olarak Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi vurgusu yapmaktadırlar. Üzerinde tartıştığımız konu ya da tartışarak bir mutabakata varmak istediğimiz konu, aslında demokrasinin özüdür

24 Siyasi Partiler Kanunu ve mevzuatıyla, seçim mevzuatı aslında o ülkenin sessiz anayasasıdır. Anayasaya istediğiniz kadar demokratik yazın, istediğiniz kadar insan haklarına saygılı yazın, istediğiniz kadar uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükleri yerine getirir yazın, ne yazarsanız yazın seçim mevzuatı ve siyasi partiler mevzuatı demokratik olmadığı müddetçe bunların hayata geçmesi mümkün değildir. Dolayısıyla siyasi partiler mevzuatı ile seçim mevzuatı sessiz bir anayasadır ya da anayasanın özüdür. Elbette ki demokrasiyi hepimiz savunacağız, savunuyoruz, bunda bir sorun yok, tartışma mevzuu bile değil ama demokrasiyi, demokratik değerleri koruyabilecek cihazlarla mücehhez kılmamız gerekmektedir. Demokrasiyi kendini koruyamayan bir rejim halinde bırakırsak, ortaya anarşi ya da dışarıdan kontrollü birtakım müdahalelerle karşı karşıya bırakabiliriz. Anayasa metni dışında, asıl gerçek bir demokrasiyi ülkemizde pratik uygulamadan kaynaklı gerçek sorunun esas noktası Siyasi Partiler ve Seçmen Kütüklerine dair Kanun ve burada muzdarip [olduğumuz] belki en ciddi mesele, toplumsal sorunların ve çatışmaların temelinde yer alan mesele kamuoyunun, demokratik muhalefetin parlamentoya yansıması sürecinde temsilde adaletsizlikten kaynaklanıyor. VI İhtiyaç Vurgusu İstisnasız tüm siyasi aktörler Siyasi Partiler Kanunu nun ve Seçim Kanunu nun bütünlüklü ve demokratik biçimde tümüyle yeniden yazılması vurgusu yapmaktadırlar. Bu çerçevede çok partili siyasi sistemimizin en aksayan ve demokrasiye aykırı kısımları, mevcut Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu dur. Aslında bu unsurun ıslah demokrasisi halinde yapılmadığı müddetçe anayasa değişikliğinin bir kıymeti de kalmamaktadır yılından bu yana Siyasi Partiler Kanunlarında toplam 91 kez değişiklik yapılmış, yani 298 sayılı Kanun, 2820, 839, 2972; toplantı, gösteri yürüyüşler; onun haricinde Dernekler Kanunu, Medeni Kanun, Referandum, Cumhurbaşkanlığı Halk Oylaması gibi seçimlerle ilgili kanunlarda toplamda 91 kez değişiklik yapılmış. Dolayısıyla buna değişiklik de denmez, delik deşik olma hali gibi bir şey söz konusu. Öncelikli olarak yapılması gereken şey, tüm Seçim Kanunlarının birleştirilmesi, yani tek bir merkezde Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu tek bir merkezde toplanmalı. VI.3.3. Anayasa İhtiyacı Partilerin ve katılımcıların büyük kısmı Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu nu var eden zihniyetin anayasadan kaynaklandığının altını çizmişler ve yeni anayasa sürecinin ve Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmalarını önemsediklerini vurgulamışlardır ki bu noktada siyasi reformlar konusunda umutları artıran bir etkidir. Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Meclis İç Tüzüğü kapsamında antidemokratik birtakım normlardan kaynaklanıyor. Bunlar da zaten darbe yasalarıyla getirilen düzenleme olduğu için aslında kadük, yürürlükte ama kadük olan düzenlemeler. Dar bölge, baraj veya buna benzer birçok mesele aslında çok teknik ayrıntılar. Bunlar aslında çok kısa vadede uzlaşılabilecek konular. Burada asıl olan bütün partilerin burada var ettiği bir anayasa ama anayasanın ruhunun da özgürlükçü olduğu, milletin iradesinin esasında yansıtıldığı yapı veyahut da bir hukuki norm oluşursa, yani kanunlar, genelgeler de buna göre şekillenecektir. Seçim hukuku ile ilgili ya da yaşadığımız problemlerin bir kısmı Anayasa dan kaynaklanıyor, bir kısmı Siyasi Partiler Kanunundan. TBMM Uzlaşma Komisyonu na vermiş olduğumuz anayasa teklifinde de millet iradesini gölgede bırakacak hiçbir uygulamaya müsamaha gösterilemeyeceğini açıkça teklif ettik. Bu noktada siyaset ve siyasetçiye güvenin ve itibarın yeniden tesis edilmesi şarttır, çünkü yıllardır milletten almadıkları yetkiyle hepimizin söylediği vesayet kurumları aracılığıyla millete hükmetmek isteyenler, siyasetçiyi yıpratmak için özel gayret göstermişlerdir. VI.3.4. Siyasi Kültür Siyasi partilerden katılımcılar seçim sistemi ve siyasi parti kanunundaki reformlar kadar siyaset kültürünün ve siyaset tarzlarının da değişmesi gerektiğinin altını çiziyorlar. Bir değişimin kurumlar, kurallar ve zihniyet boyutunu da kapsaması gerektiği dikkate alınınca siyasi kültürün değişmesine yapılan bu vurgu oldukça önemli. Aslında tüm meselelerin bu anlamda başında siyasi kültürü oluşturan siyasi partilerin de kendi siyasal mücadelelerini ya da ileri demokrasi anlamında atılacak adımlarda belki milletin bile gerisine düşmesi, birtakım sıkıntıların da sebebi. Tabii ki bunları kanuna yazmanın çok önemli bir değeri vardır ama yeterli değildir. Siyasi kültürümüz bununla çok ilgilidir, ne kadar yazarsanız yazın bunun uygulaması çok önemlidir. Burada da sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerimizin bu konuda çalışan merkezlerine çok büyük görevler düşüyor. Açıkçası bir siyasetçi olarak benim onlardan beklentim daha yüksek, çünkü biz siyasetçiler her ne kadar kendi içimizde konuşsak da maalesef dışarıdaki toplantılarda bunları itiraf etme şansına galiba sahip değiliz. Şimdi bunları değiştirsek bile Türkiye nin sorununu çözer mi? Ondan çok emin değilim, çünkü bir de bunun gerçekten politik kültür ve sosyolojik boyutu var. Biz en iyi yasayla bile idare edebilir miyiz? Politik kültürümüzü gerçekten dönüştürmediğimiz müddetçe, çok emin değilim. Bizim bir merkeziyetçilik takıntımız var, bu bence YÖK meselesi dâhil olmak üzere politik kültürümüzün en önemli temel maddesidir; solu sağı fark etmiyor. Benim kafamda bir dolu düşündüğüm, aklıma gelen sosyalist partiler var, mesela devrimle iktidara gelseler YÖK ü asla değiştirmezler, çünkü çok daha iyi bir YÖK yapacaklarına eminler: Bu sefer biz iktidara geleceğimiz için problem olmayacak, bütün üniversiteleri çok iyi yöneteceğiz [derler] oysa sorun tam da katılıma kapalılık. Türkiye siyasal sistemi katılımdan haz etmez ve aslında solun-sağın ortak noktasıdır. Şimdi anayasa şu an yürürlükte olan, bir darbe döneminin ürünü olan anayasamız var; o da egemenliğin millete ait olduğu ancak bu egemenliği anayasal kurumlar aracılığıyla kullanabileceği yoluyla bir sınırlandırma, aslında Türkiye deki siyasal alana yapılan en büyük müdahale. Vatandaşlara siyasal alanı dizayn etme, siyaseti belirleme, kendi hukukunu koruma, temel haklarını muhafaza etme anlamında en büyük bariyer

25 VI.3.5. SONUÇLAR VI Genel Yaklaşım Türkiye ilk kez olağanüstü koşulların veya dış dinamiklerin zorlamaları olmadan kendi siyasi inisiyatifi ile başlamış ve sürmekte olan yeni bir anayasa yapım süreci yaşıyor. Ayrıca bu süreci özgün ve değerli kılan şeylerden birisi sivil katılıma açık sürüyor olması. Sürece bazen umut yükselten gelişmeler bazen hayal kırıklıkları damgasını vuruyor olsa da hala parlamentoda ve Anayasa Uzlaşma Komisyonunda bulunan partilerin süreci sürdürme gayret ve niyetlilikleriyle sürüyor. Eksik veya fazla yaşanan sürecin bile ülkemiz siyaseti için geri dönülemez kazanımları var. Birincisi, bugün hemen tüm partilerin bütünlüklü bir Anayasa önerisi mevcut hale geldi. İkincisi de ilk kez partiler bu denli uzun bir süre boyunca aynı masa etrafında bir diyalog zeminini yaşatmaya ve sürdürmeye çalışıyorlar. Kuşkusuz ki bu deneyim bile siyasi tarihimiz göz önüne alındığında siyasi kültürümüzde ve yaygın siyaset yapma tarzımızda oldukça önemli bir değişim potansiyeli ima ediyor. Aynı zamanda yaşanan süreç sivil toplum ve geniş anlamıyla siyaset zemini için de oldukça önemli kazanımlar üretiyor. Bu bağlamda Sivil Toplum Örgütleri de en az partiler kadar Anayasa etrafındaki görüşlerini kristalize ediyorlar. Öte yandan da Denge ve Denetleme Ağı gibi başarılı örneklerle hem birbirleriyle hem de siyasi aktörler ve karar vericilerle işbirliği ve diyalog zemin ve yöntemlerini çoğaltıyorlar. Anayasa Uzlaşma Komisyonu nun çalışmalarının nasıl ve ne kadar ilerlediği ayrı bir bahis ama bu çalışmaları da etkileyen, daha geniş planda tüm bir siyaset zeminini etkileyecek olan bazı zihniyet, sistem/ kurallar ve kurumlar manzumesi var ki yeni anayasa ile de olsa var olan anayasa ile de olsa geleceğimiz için kilit taşı rolüne sahip: Siyasetin demokratikleşmesi. Siyasi alanı düzenleyen kanunların demokratikleşmesi bir bakıma daha geniş bir kapsam ima ediyor. Seçim sistemi ve kanunları, Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunun, Vakıflar Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Medeni Kanun ve Ceza Kanununun ilgili bölüm ve maddeleri ve bu kanunlara göre düzenlenmiş bir çok genelge, yönerge, talimat, vb. Siyasetin demokratikleşmesi gerek yeni anayasa, gerek yine paralel biçimde sürmekte olan Kürt meselesinde açılım süreçlerinin siyasi anlamda başarıya ulaşması için de kilit role sahip bir yandan. Öte yandan gelecek hayatımız için kritik kararlara yaklaştığımız bir dönemde bu kararların toplumun her kesim ve görüşünün katılımıyla alınabilmesini yani uzlaşmanın önünü de açacak bir anahtar. Bu denli kritik süreçlerin ve dinamiklerin bir arada olduğu böylesi bir aşamada ülke siyaseti değindiğimiz olumlu ve kritik kazanımları kadar ve hatta bunlardan da daha kritik bir sorunu da eşzamanda yaşıyor: Siyasi kutuplaşma. Siyasi kutuplaşmaya dair tüm araştırmalar, tartışmalar, yorumlar gösteriyor ki kutuplaşmayı besleyen en önemli unsurlardan birisi farklı kesimlerin, ideolojilerin ve siyasi hareketlerin/aktörlerin birbirlerine hakkında bilgiden daha çok vehim ve vesveselere sahip olmaları. Siyasetin demokratikleşmesi, bir başka deyimle siyasetin doğallaşması bir bakıma bu karşılıklı bilgisizliği ve ilişkisizliği de bozacak ve siyasi hayat doğal mecrasına yönlendirecek bir potansiyele sahip. Yeni anayasa sürecine de damgasını vurmuş önemli tartışmalardan birisi olan parlamenter sistem / başkanlık sistemi tartışmaları ışığında bakıldığında da siyasetin demokratikleşmesi yine anahtar bir role sahip. Başkanlık veya parlamenter bir sistemden yana pozisyon almanın kolaycılığın kapılmadan bakıldığında iyi parlamenter sistem veya iyi başkanlık sistemi için asgari gerekler var. Dolayısıyla bazı ön kabullerini, ön gereklerini yerine getirmeden hangi sistemi seçersek seçiyor olursak olalım veya parlamenter sisteme devam ediyorsak edelim bildiğimiz problemler sürmüş olacak. Bu gereklerden bir tanesi iyi tanımlanmış denge ve denetleme mekanizmaları ise bir diğeri de siyasetin demokratikleşmiş olması. Bu gerekçe ve yaklaşımlarla siyasetin demokratikleşmesi sorunu ele alınırken en önemli unsurları olarak Seçim Sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu üzerine odaklanıldı. VI Odak Gruplar Projenin beş adımından birisi olan odak gruplar tasarlanırken amaçlar şöyleydi: a. Hem siyasi partilerin hem de sivil toplum kuruluşlarının konu üzerinde beraber düşünmelerini sağlamak; b. Partilerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının bu konu etrafında da olsa diyalog ve işbirliği zeminlerini gelişmesine katkıda bulunmak; c. Ve elbette özellikle siyasi partileri, konu üzerindeki uzlaşma alanının daha fazla olduğunu görmelerini sağlayarak reform için atılması gereken siyasi adımlar için cesaretlendirmek. Başlangıç hipotezimiz şuydu: a. Seçim sisteminin ve Siyasi Partiler Kanunu nun demokratikleşmesi ihtiyacını doğuran ya da demokratik eksikliklerini var eden koşullar var. Bu koşullar hem anayasa ve kanunlardan, hem uygulamalardan hem de her bir siyasi aktörün güncel pozisyonu ve pratik siyasete bağlı tercihlerinden kaynaklanıyor olabilir. Yani mevcut durumun sürdürülmesinin yalnızca var olan hukuki değil siyasi pozisyonlardan üreyen nedenleri var. b. Türkiye siyasetinin geldiği noktada bir yandan kutuplaşma öte yandan karşılıklı siyasi güvensizlikten beslenen ve her bir partiyi kendi pozisyonunun psikolojik ve zihni ambargoları var. Bu ambargolar genellikle herhangi bir meseleyi ihtiyaç ve talepler üzerinden tartışılmasına ve uzlaşma ve de giderek çözüm üretilmesinin önündeki en büyük psikolojik eşiği oluşturuyor. Halbuki meseleleri ihtiyaç ve talepler çerçevesinde konuşabilsek uzlaşma alanlarının kutuplaşmanın belirlediği alandan daha geniş olduğu görülecek. Siyasi taleplerin dayandığı ihtiyaçların ve siyasi hedeflerin karşılıklı olarak öğrenilmesi uzlaşma alanını genişletebilir. Bunu sağlamanın yollarından birisi de partilerin medya ve seçmen önünde değil daha sakin ortam ve zeminlerde diyalog ve işbirliği yollarını çoğaltmak. c. Hedefi doğrudan bir uzlaşma metni üretmek olmayan, herkesin birbirinin ne söylediğini, gerçekten ne talep ediyor olduklarını duymalarını sağlayan bu tür grup çalışmaları hem birinci şıktaki siyasi nedenlerin zayıflamasını hem de ikinci şıktaki uzlaşma alanlarının genişlemesini sağlayabilir VI Sonuçlar Şunu not ederek başlamak doğru olacaktır. Gerçekten de diyalog zemini açıldıkça ve güçlendikçe bir 48 49

26 yandan siyasi pozisyonlar aşınmakta öte yandan uzlaşma alanları genişlemektedir. Özellikle siyasi parti temsilcileriyle yapılan odak grup toplantısının temel sonucu budur. Seçim sistemi konusunda: 1. Seçimleri düzenleyen kanununun yenilenmesi, güncellenmesi partilerin mutabık olduğu bir konudur. 2. Seçimlerin yargı denetiminde ve Yüksek Seçim Kurulunca yönetilmesi konusunda tam bir mutabakat vardır. Fakat aynı zamanda YSK nın yetkilerinin yeniden tanımlanması, mümkün olduğunca olası sorunların çözüm yollarının YSK inisiyatifiyle değil kanunun düzenlediği kurallarca yapılıyor olması talep edilmektedir. 3. YSK kararlarına yargı yolunun açılması konusunda tam bir mutabakat vardır. 4. Partiler arasında YSK nın oluşumu, siyaset marifetiyle atanan veya siyaseti temsil eden aktörlerin YSK içindeki yetki ve sorumlulukları gibi konularda ise mutabakatsızlık olduğu dikkati çekmektedir. 5. İl, İlçe Sandık Kurullarının oluşumu, oy sayımı, zaptı, duyurulması, bilgilerin paylaşımları gibi teknik konularda yeniden düzenlemeler konusunda güçlü bir talep ve mutabakat gözlenmektedir. 6. Seçim çevresi tanımının değiştirilmesi ve daraltılmış bölgeye geçiş konusunda da yaygın mutabakat gözlenmektedir. Fakat daraltılmış bölgelerin nasıl tanımlanacağı konusunda farklı fikirler gözlenmektedir. VI Sorunlar Burada değinilen sorunlar raporun önceki bölümlerinde değinilen siyasi ve psikolojik sorunların ötesinde toplantılarda gözlenen yaklaşım sorunu ve teknik bilgi eksikliği sorunudur. 1. İktidar partisinin hegemonik gücü ve siyaset tarzı nedeniyle tartışmalar eşitler arasında uzlaşma arayışı biçiminde değil iktidar partisinden talep biçiminde gelişmektedir. İktidar partisi temsilcileri de tartışmalara görüşlerini aktarmak biçiminde ve geleceğe dair değil yaptıklarını savunmak ve geçmişe dair bir eksende oluşan dil ve yaklaşımla katılmaktadırlar. Bu iki taraflı yaklaşım ve dil farkı gerekli düzenlemeler için gereken tartışma ortamını eksiltmektedir. 2. Gerek partilerin gerek sivil toplum kuruluşları adına katılan katılımcıların seçmen kütükleri, oy verme-sayım-tutanak-duyuru gibi konularda teknolojinin getirdiği olanaklar ve tehdit konusunda az bilgi sahipleri oldukları görülmektedir. Dolayısıyla özellikle seçmen kütüklerinin düzenlenmesi, güncellenmesi, güvenliği gibi konular teknolojinin gerekleri üzerinden değil siyaset üzerinden değerlendirilmektedir. Bu bilgi eksikliği de gerek teknolojik imkanlar gerekse de tehditler konusunda gerekli düzenlemeler için gereken tartışma ortamını eksiltmektedir. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi nin kapsamlı bir şekilde yeniden düzenlenmesi Türkiye nin demokratikleşmesi için önemli bir adım olduğu gibi yeni reformların yapılmasının da önünü aça- 7. Seçim sisteminde barajın düşürülmesi konusunda genel bir kabul vardır. Ama baraj rakamının ne olabileceği konusunda farklılıklar gözlenmekle beraber 3-5 aralığında bir oranın genel kabul gördüğü söylenebilir. 8. Seçim kampanyalarındaki kullanılacak dil ve diğer bazı kısıtlamaların kaldırılması taleplerinde, seçim ittifakının önünün açılması yönünde üç büyük parti dışındaki partilerde güçlü bir talep ve uzlaşma vardır. Siyasi Partiler Kanunu hakkında: 9. Siyasi Partiler Kanunu nun yok sayılması ve tümüyle baştan yazılması konusunda mutabakat vardır. 10. Parti içi demokrasi eksikliği, lider sultası, önseçim konularında herkes mutabık olmakla beraber bu düzenlemelerin kanunla mı yapılacağı yoksa her partinin kendi inisiyatifine ve uygulamasına mı bırakılmalı sorusunda farklı görüş ve öneriler vardır. 11. Kadın kollarının Siyasi Partiler Kanunu nda da tanımlanması ve bağımsız bütçe ve kaynağının olması konusunda yaygın bir mutabakat vardır. 12. Tüm siyasi seviyelerde kadın kotasının olması, kotanın doğru uygulanabilmesi için daha net tanımlama ve kısıtlamalar yapılması konusunda tam bir mutabakat vardır. 13. Partilerin yalnızca Sayıştay tarafından mali denetimi talep edilmektedir. 14. Partilere hazine yardımı konusunda yeni düzenlemeye ve kapsamın genişletilmesi yönünde üç büyük parti dışındaki partilerde güçlü bir talep ve uzlaşma vardır

27 VII Reform Önerileri caktır. Tüm siyasi ve sivil aktörler için reformlar üzerinde görüş birliği bulunması mühimdir. Aşağıda reformların içeriği ve sürecin nasıl işlemesi gerektiği üzerine önerilerimizi bulabilirsiniz: Öneri 1. Eş Zamanlı ve Birbirini Tamamlayan Reformlar Uygulamaya Konmalı Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi, Anayasa ile uyumlu bir şekilde ve eş zamanlı olarak, birbirini tamamlayacak biçimde ve uluslararası ilkeler doğrultusunda reforme edilmelidir. Ancak Anayasa nın 67. maddesinde 19 bulunan, Seçim Kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir ifadesi, bir çok 19 T. C. Anayasası anayasa_2011.pdf katılımcının da belirttiği gibi, uygulamada demokrasinin ve çoğulculuğun önüne geçecek bir çerçeve sunmaktadır. Dolayısıyla, reformların bütüncül bir perspektiften yapılması düşüncesinden hareketle, Anayasa nın siyasi parti ve seçim sistemini ilgilendiren maddelerinin de demokratik uygulamaları ve çoğulculuğu teşvik edecek şekilde yeniden düzenlenmesi gereklidir. Öneri 2. Reformlar Yapılırken Katılımcı ve Şeffaf Bir Süreç İşletilmeli Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi ni reforme edeceğimiz sürecin nasıl yürütüldüğü demokratikleşme için önem taşımaktadır. Sürecin sağlıklı işleyebilmesi için ise kapsayıcılık, katılım, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin uygulanması gerekmektedir

28 Süreç, mümkün olan en geniş şekilde paydaşları kapsamalıdır. Reformların demokratikleşmeye hizmet edebilmesi için, siyasi partilerin ve adayların talepleri de, seçmenlerin talepleri de sürece yansıtılmalıdır. Sürecin farklı fikirlerin özgürce ifade edilebildiği bir platformda yürütülüp, reformların genel mutabakatla belirlenmesi gerekmektedir. Siyasi partilerin, farklı grupların temsili gözetilerek bir araya gelecek olan yurttaşlarla şeffaf bir istişare süreci için bir araya gelmeleri, reformların uygulanabilmesi ve kabul görmesi için önem taşımaktadır. Karar alma süreçlerinin şeffaf olması için, karar vericiler: 1. Süreç için belirlenen ilkeleri, kuralları ve prosedürleri kamuoyu ile paylaşmalı; 2. Çalışmalarına ve sürece ilişkin güvenilir, yeterli bilgiyi ve çalışma takvimlerini düzenli olarak kamuoyu ile paylaşmalı; 3. Süreç boyunca hangi birey, kurum ve örgütlerden görüş alındığı hakkında kamuoyuna güvenilir bilgi aktarmalı; 4. Tüm yurttaşların bilgiye ulaşabilmesini sağlamalıdır. Karar alma süreçlerinin katılımcı olması için, karar vericiler: 1. Görüş alma süreci başlamadan önce, yurttaşları bilgilendirmeli; 2. Görüş alma süreci başlamadan önce, sürece ilişkin planlama yapmalı ve bu planı kamuoyuyla paylaşmalı; 3. Görüş alma sürecinin şeffaf olmasını sağlamalı; 4. Görüş alma sürecinin kapsayıcı ve erişebilir olmasını sağlamalı; 5. Yurttaşların görüş alma sürecine katılmaları ve hazırlık yapmaları için onlara yeterli zamanı vermeli; 6. Görüş alma sürecinin sonunda görüş verenlere geri bildirimde bulunmalıdır. Öneri 3. Reformlar Yapılırken Yönetim Sistemi-Seçim Sistemi İlişkisi Göz Önünde Bulundurulmalı Reformlar yapılırken, seçim sistemi ile yönetim sistemi ilişkisini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Çalışmamızda yer alan öneriler parlamenter sistemde kalınacağı varsayımı üzerine hazırlanmıştır. Fakat, Türkiye de herhangi bir sistem değişikliği yapılması ihtimali, seçim sistemiyle birlikte ele alınmalıdır. Öneri 4. Yeni Anayasa Süreci Canlı Tutulmalı Çalışmamızda belirttiğimiz gibi, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformunda kurumların düzenlenmesi kadar uygulamanın düzgün işlemesi ve yurttaşlar tarafından içselleştirilmesi de önem taşımaktadır. Bu nedenle, reformların hangi normlar etrafında düzenleneceğinin Anayasa da belirtilmesi gerekmektedir. İfade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün anayasada garanti altına alınması hem demokratikleşme için hem de reformların işleyişi için gereklidir. Yeni anayasa çalışmaları durma noktasına gelmiş olmakla beraber çalışmaların sürdürülmesi ilerleme açısından önemli bir role sahiptir. Fakat kısa vadede yeni anayasa yapılması mümkün olmasa bile, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi reformu her halükarda demokratikleşme için kritik adımlar arasında yer almaktadır. Öneri 5. Temsiliyet Sağlanmalı Seçim sistemi alanında yapılacak reformlarda göz önünde bulundurmamız gereken nokta, önerilecek seçim sistemi gerek ülke barajı gerekse seçim bölgelerinin sorunlu dağılımı nedeniyle karşı karşıya olduğumuz ciddi temsiliyet sorununu çözdüğü ölçüde başarılı olacağıdır. Önerilerimiz bu husu göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur. Türkiye de temsiliyette adaletli olan çoğulcu bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkenin birçok katman ve eksende yer alan farklılıklarının bir arada olabileceği ortak yaşamın kurallarını yeniden tanımlamak gerekmektedir. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi, farklı talep ve görüşlerin Meclis e yansıması amacına hizmet etmelidir. Bu bağlamda, varolan nispi sistemin barajın %3-4-5 e çekilmesi yoluyla korunması, hem uygulamada sorun yaratmayacaktır, hem de temsiliyetin artması için çok önemli bir adımdır. Günümüz bağlamında yapılabilirliği en uygun reform budur. Dar Bölge Sistemi ancak iki turlu ve sıfır barajla uygulanırsa demokratikleşmeye hizmet edebilir. Fakat, merkezi yönetimin güçlü olması sistemin işleyişine engel olan en önemli sorunu oluşturmaktadır. Dola

29 yısıyla, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, dar bölge sisteminin ön koşuludur. Daraltılmış Bölge Sistemi nin sağlıklı işleyebilmesi için her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısının alt sınırı ve üst sınırının belirlenmesi gerekmektedir. Alt sınır 5 veya 6, üst sayı olarak sınırlanmalıdır. Seçmenlerin 14 ten fazla adayı tanıyabilmesi zorlaşmakta, 5 ten daha az milletvekili sayısı da nispi temsilin uygulanmasını güçleştirmektedir. Ayrıca, seçim bölgelerinin belirlenmesinde de geniş mutabakat aranması gerekmektedir. Şu anki seçim çevresi tanımı etkin, demokratik ve katılımcı değildir. 300 Nüfuslu köy ve mahalle ile 80 bin nüfuslu bir İstanbul mahallesi aynı idari tanıma ve benzer muhtarlık/ihtiyar heyeti seçimleri uygulamasına tabidir. Çevrelerin nüfusa göre ve coğrafi ve sosyolojik kompozisyonları da göz önünde bulundurularak tekrar düzenlenmesi gerekmektedir. Kadınların siyasete katılımının arttırılması için özendirici yöntemler geliştirilmesi gerekmektedir. Öneri 6. Yerel Yönetimler Güçlendirilmeli Türkiye de merkeziyetçiliğin çok güçlü olması hem partilerin demokratikleşmesi adına hem de seçmen milletvekili bağının güçlendirilmesi açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Dar Bölge Seçim Sistemi ancak yerel yönetimler güçlü olursa işleyebilir. Mevcut idari yapı içerisinde dar bölge sisteminin uygulanması, bölgecilik yapan, ülkenin genel konularıyla ilgilenmeyen adayların seçilmesine yol açacaktır. Seçmen oy verirken adayın merkezle ilişkisini dikkate almaya devam edecektir. Yerinden demokratik yönetim düzenine geçmemiz, merkeziyetçilikten kurtulmamız gerekmektedir. Yerinden yönetim sisteminin birkaç yıl uygulanması sonrasında Dar Bölge Seçim Sistemi ne geçiş ancak mümkün olabilir. Tersi bir uygulama, Meclis e yerel sorunlarını ve düşüncelerini izlemek üzere seçilmiş vekillerin, parti merkez idaresinin getirdiği genel meselelere karar vermesi sonucunu doğuracaktır. Bu ise hem lider hakimiyetini destekleyecek hem de yasama organını yozlaştıracaktır. Öneri 7. Parti Adayları Belirlenirken Ön Seçim Yapılmalı Parti içinde lider oligarşisini engelleyen bir sistem kurulmalıdır. Seçmen-milletvekili bağının kuvvetlenmesi, parti üyelerinin ve seçmenlerin fikirlerini parti yoluyla ifade edebilmesi ve milletvekillerini davranışlarından sorumlu tutabilmesi için ön seçim mekanizması önemli araçlardan birini teşkil etmektedir. Partinin herhangi bir düzeydeki aday adayları o kademe kongresinin onayına sunulmalıdır. Öneri 8. Partiler Hesap Verebilmeli Parti finansmanının denetlenebilir, şeffaf ve hesap verilebilir olması gerekmektedir. Öneri 9. Partiler Özgürce Örgütlenebilmeli Siyasi Partiler Kanunu nda üye kayıt sistemi ile ilgili önemli değişiklikler yapılması ve üyelik haklarının güvence altına alınması gerekmektedir. Siyasi haklarını kullandığı için partiden ihraç edilen üyenin mahkemeye başvuru hakkı olmalıdır. Örgütlenme tek tip olmamalıdır. Parti üyelerini nasıl yöneteceğini her parti kendi belirlemelidir. Örgüt kongrelerinin olağanüstü toplanması için gerekli imza sayısı azaltılmalıdır. Parti politikaları belirlenirken, örgüt uçlarının görüşü alınması zihniyeti benimsenmeli ve kurallaştırılmalıdır. Parti politikaları ve program maddeleri örgüt kongrelerine sunulmalı, üst kongrede görüşülmeli ve genel kongre alt birim kongrelerinin kabul ettiği metinleri tartışmalıdır

30 VIII Katılımcılar Uzman Grubu Katılımcıları Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Bekir Ağırdır, KONDA Araştırme ve Danışmanlık Genel Müdürü Ertuğrul Yalçınbayır, Eski Başbakan Yardımcısı Erol Tuncer, Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatmagül Berktay, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Direktörü Hasan Korkmazcan, Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihal İncioğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serpil Sancar, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarhan Erdem, KONDA Araştırme ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, CHP Eski Milletvekili Dr. Tarık Ziya Ekinci, Siyasetçi ve yazar Siyasi Parti Temsilcileri Grubu Katılımcıları Altan Tan, Barış ve Demokrasi Partisi Diyarbakır Milletvekili Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı, Adalet ve Kalkınma Partisi Yozgat Milletvekili Bülent Tezcan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili Hasip Kaplan, Barış ve Demokrasi Partisi Şırnak Milletvekili Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Eski Adalet Bakanı Oktay Öztürk, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erzurum Milletvekili Sadullah Ergin, Adalet Bakanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Hatay Milletvekili Süleyman Soylu, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Siyasi Partiler Odak Grubu Toplantısı Katılımcıları Abdülhamit Gül, Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Gürhan, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Çelik, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Jale Ağırbaş, Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Milliyetçi Hareket Partisi Konya Milletvekili Ferdan Ergut, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Genel Başkanı Hilmi Bilgin, Adalet ve Kalkınma Partisi Sivas Milletvekili Hüseyin Ergün, Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Kürşat Ergün, Milliyetçi Hareket Partisi Sivas İl Başkanı Murat Çolak, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Ömer Ak, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Sinem Coşkun, Barış ve Demokrasi Partisi Parti Meclisi Üyesi Kadın Örgütleri ve Siyasi Partilerin Kadın Kolları Odak Grubu Toplantısı Katılımcıları Ayşe Çelik, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Betül Yarar, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Fatma Bostan Ünsal, Başkent Kadın Platformu Kurucusu Fezal Gülfidan, Kadın Adayları Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Erdal Dağıstanlı, Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Üyesi Dr. Hülya Demirdirek, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Rusya Merkezi Direktörü Meral Kirişçioğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Müjge Küçükkeleş, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Araştırma Asistanı Nurten Bozkurt, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Sekreteri Özlem Ekşi, İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Üyesi Selda Tandoğan Demirel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Adıyaman Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Serpil Dadaşoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Üyesi Zuhal Esen, Türk Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sivil Toplum Kuruluşları Odak Grubu Toplantısı Katılımcıları Doğan Duman, Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Enver Sezgin, Yeni Anayasa Platformu Kurucusu Fatih Demirci, Genç Siviller Hareketi Derneği Koordinatörü Fatma Bostan Ünsal, İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Fermani Altun, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Hasan Seymen, Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Pınar Çanga, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Demokratikleşme Programı Proje Asistanı Şanar Yurdatapan, Düşünce Suçuna Karşı Girişim Kurucusu Şenel Karataş, İnsan Hakları Derneği Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Yüksel Çengel, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yazılı Görüşlerini Sunan Sendika ve Meslek Örgütleri Odak Grubu Katılımcıları Dr. Arzu Çerkezoğlu, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Ecz. Erdoğan Çolak, Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Av. Hakan Yıldız, Hayat ve Hukuk Derneği İnsan Hakları Kurulu Başkanı Kani Beko, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Demokratik Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Av. Mehmet Aysan, Hayat ve Hukuk Derneği Genel Sekreteri Nurettin Kınık, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri 58 59

31 Ek 1: Türkiye de Uygulanan Seçim Sistemleri Türkiye de çok partili döneme geçildiğinden bu yana yedi farklı seçim sistemi uygulanmıştır. Çok partili sisteme geçildikten sonra yapılan ilk dört genel seçimde (1946, 1950, 1954 ve 1957) liste usulü çoğunluk sistemi uygulanmıştır yılından günümüze kadar ise nispi (oransal) temsil sistemin, aşağıdaki tabloda görünen şekilde, farklı türleri uygulanmıştır. IX EKLER Türkiye de çok partili döneme geçildiğinden bu yana yedi farklı seçim sistemi uygulanmıştır. Çok partili sisteme geçildikten sonra yapılan ilk dört genel seçimde (1946, 1950, 1954 ve 1957) liste usulü çoğunluk sistemi uygulanmıştır yılından günümüze kadar ise nispi (oransal) temsil sistemin, aşağıdaki tabloda görünen şekilde, farklı türleri uygulanmıştır. 20 Tablo 1: Türkiye de Uygulanan Seçim Sistemleri 21 Seçim Yılı Uygulanan Seçim Sistemi Kayıtlı Seçmen Katılım Oranı (%) Milletvekili Sayısı Hükümet Modeli 1961 Çevre Barajlı d Hondt ,4 450 Koalisyon 1965 Milli Bakiye ,3 450 Tek Parti 1969 Barajsız d Hondt ,3 450 Tek Parti 1973 Barajsız d Hondt ,8 450 Koalisyon 1977 Barajsız d Hondt ,4 450 Koalisyon 1983 Çifte Barajlı d Hondt ,3 399 Tek Parti Çifte Barajlı d Hondt + Kontenjan Çifte Barajlı d Hondt + Kontenjan ,3 450 Tek Parti ,9 450 Koalisyon 1995 %10 Ülke Barajlı d Hondt ,2 550 Koalisyon 1999 %10 Ülke Barajlı d Hondt ,1 550 Koalisyon 2002 %10 Ülke Barajlı d Hondt ,1 550 Tek Parti 2007 %10 Ülke Barajlı d Hondt ,2 550 Tek Parti 2011 %10 Ülke Barajlı d Hondt ,2 550 Tek Parti Ek 2: Siyasi Partiler Kanunu: Dünya Pratikleri Avrupa da her ülkenin bir seçim kanunu olmasına rağmen, bütün ülkelerin siyasi parti kanunu yoktur (Aşağıdaki tabloda örnek olarak incelediğimiz 17 Avrupa ülkesinden 9 unda - Belçika, Danimarka, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç ve İsviçre - siyasal parti kanunu yoktur). 20 Türkiye de uygulanan farklı seçim sistemlerinin tarihi için bknz. Özbudun, Ergun (2013) Party Politics and Social Cleavages in Turkey, Colorado: Lynne Rienner Publications, Göksel ve Çınar, Mevcut Seçim Sisteminin İyileştirilmesine Yönelik Sayısal Analizler ve Politika Önerileri TEPAV Yayınları No:58, Eylül 2011, sf:15. Tuncer ve Danacı, Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri TESAV Yayınları No:21, Ağustos 2003, sf:

32 Siyasi faaliyetler genellikle Anayasalarda belirtilmiş ve güvence altına alınmıştır. Siyasi parti kanunu olan ülkelerde ise bu kanun daha çok siyasi partilerin finansmanı ve sınırları/yasaklar meselelerine değinmiştir. Parti finansmanı meselesi detaylı düzenlenirken, yasaklar konusunda detaylı, geniş bir kriterler çerçevesi yoktur. Örneğin Almanya, Portekiz ve İspanya da diğer Avrupa ülkelerine göre parti organizasyon yapısını ve hareketlerini daha geniş bir şekilde tanımlayan parti kanunları mevcuttur. Genelde partilerin organizasyon yapısı, kendi iç seçimleri, üyelik meselesi, seçimlere katılma koşulları vb. ülkedeki tüm partileri yükümlü tutan bir kanun altında belirtilmemiş, partiler özgür bırakılmıştır. Partilerin finansmanı meselesine ilişkin ise hemen hemen her ülkenin Parti Finansmanı Kanunu mevcuttur. Parti Kanunları ve içerikleri siyasi partilerin yapısını ve özelliklerini doğrudan etkilemektedir. ABD de kendine özgü, Avrupa ülkelerindekinden hayli farklı bir siyasi parti sistemi vardır. Bu nedenle, ABD nin bir siyasi parti kanunu yoktur. Siyasi partiler ile ilgili anayasada da herhangi bir madde yoktur. İki partinin baskın olduğu (Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti) bir parti sistemi mevcuttur. Bu partiler ve sistemde var olan diğer küçük partiler, belli başlı siyasi meseleler ve politikalar üzerinden siyaset yapmaktadırlar. Savundukları görüşlere göre halkın desteğini aramaktadırlar. Kenneth Janda siyasi parti kanunu hakkındaki ayrıntılı analizinde incelediği 13 ülkenin anayasasında siyasi partiler hakkında bir düzenleme olmadığını anlatıyor. 22 Örneğin ABD Anayasası nda siyasi partilerle ilgili bir düzenleme yoktur. Haklar Bildirgesi yle eklenen 1. değişiklik maddesi siyasi partilerin kurulmasını güvence altına almaktadır. İlgili madde: Kongre, dini bir kuruma ilişkin veya serbest ibadeti yasaklayan; ya da ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kısıtlayan; ya da halkın sükûnet içinde toplanma ve şikâyete neden olan bir halin düzeltilmesi için hükümetten talepte bulunma hakkını kısıtlayan herhangi bir yasa yapmayacaktır. 23 Alman Anayasası nın 21. maddesinde siyasi partilere ilişkin hükümler yer almaktadır. Bu hükümlere göre siyasi partilerin iç organizasyonu demokratik ilkelere uygunluğu ve finansal kaynaklarının topluma açık olması öngörülmüştür. Böylece siyasi partilerin hem iç denetime hem de kamuoyunun eleştirisine açıklığının sağlanması hedef alınmıştır. İsviçre de siyasal partilerle ilgili 137. madde yalnızca Siyasal partiler halkın düşüncesine ve iradesine katkıda bulunmakla yükümlüdür. demektedir. Tablo 2: Bazı Avrupa Ülkelerinin Siyasi Parti Sistemlerinin Özellikleri 24 ALMANYA Parti kanunu Var 1949 Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman Üyelik Kadın katılımı 6 yıl boyunca hiçbir seçime katılmayan bir siyasi parti yasal statüsünü kaybedebilir. Siyasi organizasyonların eğer 1. Üyelerinin veya yürütme kurulu üyelerinin çoğunluğu yabancılardan oluşuyorsa veya 2. Amaçları, mevcut kanunun dışında yer alıyorsa siyasi parti olarak addedilemez. (2. madde) Parti kanunundaki Kamu Finansmanı (State Funding) başlıklı bölümden; Siyasi partiler, Anayasa tarafından yükümlü kılındıkları işler ve görevlerin masrafları için bir maddi katkı alabilirler. Devlet fonlarının tahsisi bölgesel seçimlerde ve Avrupa Birliği seçimlerindeki üye ve milletvekili aidatlarının miktarına ve bağışlardan elde ettikleri miktara bağlı olarak belirlenir. (18. madde) Siyasi partiler bağış kabul edebilir. (25. madde) Parti kanunu 10. Madde başlığı: Üye hakları Bir üyelik başvurusunu reddetmek için herhangi bir sebep göstermek zorunlu değildir. Hukuki olarak oy kullanma hakkı elinden alınmış olan kişiler siyasi parti üyesi olamazlar. Parti üyeleri ve delegeler, parti içinde eşit oy hakkına sahiptirler. Oy hakları, parti aidatlarını ödemiş kişiler için geçerlidir. Bir üye herhangi bir zamanda, uyarılmadan parti üyeliğinden çıkartılabilir. Eğer bir üye partiye kasten zarar verecek ve partinin disiplin tüzüğünü ve ilkelerini bozacak bir şey yaparsa partiden ihraç edilir ve görevden çıkartılırsa sebebi açıklanmalıdır. Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. SPD: Kurulların ve listelerın en az %40 ı bir cinsiyetten olmalıdır. Yeşiller: Listelerde %50 kadın kotası vardır. CDU: Listelerin ve parti yetkililerinin en az 3 te biri kadın olmalıdır. Sol Parti: Aday listelerinde ve daha sonra her iki adaydan biri kadın olmalıdır. Parti yasakları Anayasaya uygun olmayan şekilde deklare edilen siyasi partiler gerekli şekillerde yargılanabilir, kapatılabilir. (32. ve 33. Maddeler) BELÇİKA Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Janda, Political Parties andd Democracy in Theoretical and Practical Perspectives: Adopting Party Law Roy Franklin Nichols (1967). The invention of the American Political Parties. Macmillan. 23 ABD Anayasası, 24 Party Law in Modern Europe (Modern Avrupa da Parti Kanunu), Veritabanı Quota Project (Kota Projesi), Veritabanı Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/organizasyonu

33 Finansman Üyelik - Seçim propagandası için kullanılan miktar Euro yu aşmamalıdır. Kamu finansmanı senatoda ya da mecliste en az bir üyesi olan tüm partilere verilir. Kamu finansmanından yararlanma şartı partilerin Avrupa İnsan Hakları ve Temel Haklar Sözleşmesi ne uygun olmasına bağlıdır. Buna karşı bir eylemde bulunursa bu finansmandan faydalanamaz. Siyasi partiler, aynı zamanda iletişim araçları ve medya üzerinden alınan vergilerden de gelir sağlamaktadır. Sadece gerçek kişiler siyasi partilere bağış yapabilirler ve 125 Euro nun üstündeki her bağışı partiler kayıt altına almak zorundadır. FRANSA Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman - Kamu finansmanına sahip olmak için parti adaylarının seçimlerde oyların en az %1 ini almış olması gerekiyor. Siyasi partiler veya kurumlar dışındaki tüzel kişiler, siyasi partiler veya kurumların finansmanına katkıda bulunamazlar. Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) Aday listelerinde herhangi bir cinsiyetten olanların sayısı diğerini geçemez. İlk iki aday aynı cinsiyetten olamaz (Madde 117bis). Herhangi bir parti listesinde cinsiyet ayrımı gözetirse seçim kurulları tarafından listesi reddedilir (Madde 119quinquines). Üyelik - Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) 2000 yılında yürürlüğe giren Kadınlar ve erkeklerin milletvekilliği ve seçim pozisyonlarına eşit erişimi Kanunu gereğince seçimlerde liste usulüne göre yarışan partilerin listelerinde %50 cinsiyet kotası bulunmak zorundadır (Madde 9-1). FİNLANDİYA Parti kanunu Var / Parti Finanasmanı Kanunu var Parti yasakları Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman 2 kez seçimlerde parlamentoda hiç sandalye elde edemeyen siyasi partilerin kaydı silinir. Bir siyasi parti kendi kaydının silinmesini de isteyebilir. Bir siyasi partinin yasal olarak tanınması için, Adalet Bakanlığı bünyesinde başvuru yapması ve şu koşulları yerine getirmesi gerekir: en az 5000 oy kullanma hakkı olan vatandaşın desteğini almak, parti içinde alınacak kararlarda demokratik prensipleri uygulayacağı taahhüdünü vermek ve bir siyasi programa sahip olmak. Seçim aktivitelerinin kazanç ve harcamaları ayrı ayrı gelir tablosunda sunulmalıdır. Hiçbir üye, onu destekleyen grup veya bir üyeyi tanıtmak için çalışan örgütlerden hiçbiri devletten, belediyeden, belediyeler federasyonundan veya belediye veya devlet kaynaklı herhangi bir şirketten kampanya için katkı alamaz. (Party Finansmanı Kanunu ndan) YUNANİSTAN Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/organizasyonu Finansman Üyelik - - Siyasi partiler, faaliyetlerinin ve seçim çalışmalarının masraflarının bir kısmını karşılamak için devlet tarafından finanse edilirler. Devlet finansmanı alabilen siyasi parti ve koalisyonlar her yıl araştırmalar yapmak ve eğitimler düzenlemek için devletten ek bütçe alabilirler. Yunan vatandaşı olmayan bireylerden, tüzel kişilerden; herhangi bir düzeydeki yerel yönetim kurumlarından; bir gazetenin, derginin sahibi ve yayıncısı olan kişilerden veya radyo ve televizyon kanalı sahiplerinden siyasi partilerin bağış almaları yasaktır. Üyelik - Kadın katılımı - Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) Herhangi bir seçim bölgesindeki seçim listelerindeki adayların en az 1/3 nün herhangi bir cinsiyetten olması gerekliliği bulunmaktadır

34 İRLANDA Parti kanunu Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman Üyelik - Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) Yok - Devlet desteği, seçimlerde en az %2 oy almış partileri kapsamaktadır (The Electoral Act 1997). Siyasi partiler aynı zamanda, yayın süresi olarak dolaylı yoldan da devlet desteği alabilmektedir. Partilerin anonim bağışları ve yabancı bağışları kabul etmeleri yasaktır. Eğer partilerin herhangi bir cinsiyetten aday oranları %30 un altındaysa partiler kamu finansmanı haklarının %50 sini alamazlar. Bu %30 cinsiyet kotası 2019 seçimlerinde %40 a yükselecektir. LÜKSEMBURG Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman Üyelik - - Kamu finansmanı, oyların en az %2 sini alan siyasi partilere verilmektedir. Bütçenin dağıtımı öncelikle belli bir kısmı tüm partilere eşit olarak, ardından parlamentodaki veya Avrupa Parlamentosu ndaki oy oranıyla paralel olacak şekilde yapılmaktadır. Anonim kişiler ve tüzel kişiler siyasi partilere bağışta bulunamazlar. Siyasi partiler yıllık hesap belgesi düzenlemek zorundadır. İTALYA Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları Dağılmış bir faşist partiyi herhangi bir yapı altında yeniden örgütlemek yasaktır. (Anayasa) Kadın katılımı Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. CSV (Christian Social People s Party) %33 kadın kotasını hedeflemektedir. Sol (The Left) parti organlarında ve seçim listelerinde %50 cinsiyet kotası uygulamaktadır. LSAP (Luxembourg Socialist Workers Party) parti içi pozisyonlar için %33 cinsiyet kotası uygulamaktadır. Hedefi %50 dir. Yeşil Parti (The Green Party) tüm organlarda, pozisyonlarda ve listelerde %50 kotayı hedeflemektedir. Parti örgütlenmesi/ organizasyonu - HOLLANDA Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu 1999 Finansman Üyelik - Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) Siyasi partilere seçim kampanyaları için doğrudan bir devlet finansmanı sağlanmaktadır. Bunun dışında, seçim zamanlarında bazı kamu alanlarını özgürce kullanabilmek gibi dolaylı katkılar sağlanmaktadır. Partilerin kamu ya da yarı kamusal kuruluşlardan bağış almaları yasaktır. Partilere bir şirket tarafından bağış yapılabilmektedir. (Parti Finansmanı Kanunu) 2003 teki Anayasa Reformu ile İtalya nın 20 bölgesinden 12 si kendi bölgesel kanunlarında cinsiyet kotası uygulamaya başlamıştır. Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman yılına kadar olan yasalarda siyasi partiler sadece devletin kaynaklarından dolaylı olarak faydalanabiliyorlardı ve doğrudan bir finansal katkı alamıyorlardı. Ancak, yeni düzenlemelerle doğrudan finansal destek alabilmek bazı şartlara bağlanmaktadır; Partinin en az 1000 seçmeninin olması, Seçim Konseyi ne (Electoral Council) üye olması, en az bir seçilmiş adayının olması. Özel bağışlar için herhangi bir kısıtlama getirilmemektedir. Tek gereklilik, yıllık olarak tüm bağışların belgeleriyle yayınlanmasıdır

35 Üyelik - Kadın katılımı PORTEKİZ Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. PvdA (Labour Party/İşçi Partisi) prensipte ulusal çaptaki tüm adaylar bir kadın bir erkek olarak belirlenmektedir. Ancak, son kararı partinin kongresi vermektedir. GL (Green Left/ Yeşil Sol) kadınlar için oranı belli olmayan kotaları mevcuttur. Parti kanunu Var / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Silahlı veya askeri veya paramiliter olan siyasi partilere; ırkçı ve faşist ideolojiye sahip olan siyasi partilere izin verilmez. (Parti Kanunu 18. Madde) Bir parti, son 6 yılda genel seçim, AB seçimi ve yerel seçimde hiçbir sandalye kazanamadıysa, 6 yıl boyunca üye ve çalışan listelerini hiç yenilemediyse, 3 yıl boyunca kendi hesaplarını yayınlamazsa kapatılabilir. Siyasi partiler herhangi bir din veya kiliseyle ilgili ifadeleri isimlerinde kullanamazlar; ulusal veya bölgesel herhangi bir sembolle karıştırılabilecek amblemleri kullanamazlar. (Anayasa 51. Madde) Bir siyasi partinin kayıt işlemlerinin yapılması için en az kayıtlı seçmeni olmalıdır. (Parti Kanunu 15. Madde) Üyelik Kadın katılımı İSPANYA Hiç kimse aynı anda birden fazla partiye üye olamaz ve hiç kimse bir partiye üye olduğu ya da olmadığı için herhangi bir hakkından mahrum bırakılamaz. (Anayasa 51. Madde, Parti kanunu 19. Madde) Siyasi parti üyeleri siyasi haklara sahip olan vatandaşlar olmalıdır. (Parti Kanunu 7. Madde) Hiç kimse bir partiye üye olmaya zorlanamaz. Kimse soyu, cinsiyeti, ırkı, dili, dini, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu nedeniyle parti üyeliğine reddedilemez. Yasal olarak Portekiz de yaşayan yabancılar ve vatandaşlıktan çıkarılmış kişiler siyasi parti üyesi olduklarında, onların sahip oldukları siyasi haklarla uyumlu şekilde katılım hakları olabilir. Tam zamanlı asker ve askeri personel; güvenlik hizmetleri personeli siyasi parti üyesi olamaz. Hizmet vermekte olan hakimler, savcılar ve diplomatlar siyasi aktivitelere katılamaz. Kamu kurumlarının genel direktörleri, kamu kurumlarının yürütme organları başkanları, bağımsız idari organların üyeleri partilerin yürütme organlarında yer alamazlar. Siyasi parti tüzüğü, siyasi etkinlikte kadın ve erkek katılımının aktif ve direkt dengesini sağlamalıdır ve parti organları ve siyasi parti aday adayları olarak seçime erişimde cinsiyet ayrımcılığı engellenmelidir. Seçim Kanunu na göre ulusal seçimlerde, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ve yerel seçimlerde %33 cinsiyet kotası uygulanmaktadır. Bunu sağlamayan partilere maddi ceza uygulanmaktadır. Parti kanunu Var 1978 / Parti Finansmanı Kanunu var Ceza yasasında tanımlanmış bir suç işlendiğinde, Finansman Siyasi partilerin gelirleri özel bağışlarla ve devlet yardımları ile sağlanır. (Parti Finansmanı Kanunu Madde 2) Tüzel kişilerin yaptığı bağışlar ulusal asgari ücretin 1000 katını geçemez. Bireyler tarafından yapılan bağışlar da ulusal asgari ücretin 30 katını geçemez. Bu bağışların şeffaf olmak zorundadır. (Parti Finansmanı Kanunu Madde 4) Partiler devlet kurumlarından, hükümetten, vakıflardan, sendikalardan ve yabancı tüzel kişilerden bağış alamazlar. (Parti Finansmanı Kanunu Madde 5) Seçim kampanyaları için devlet finansmanı sağlanmaktadır. Ulusal mecliste temsil edilen her parti ve koalisyon partisi devlet yardımı almaktadır. Parti yasakları Parti örgütlenmesi / organizasyonu Bu yasanın 7. ve 8. maddelerinde tanımlandığı gibi demokratik içyapıya yönelik sürekli bir ihlal varsa, demokratik sistemi engelleyen ya da ona zarar veren sürekli bir faaliyet içindeyse siyasi partiler kapatılabilir. (Siyasi Partiler Kanunu 10. Madde) Siyasi partilerin içyapıları ve işleyişi demokratik olmalıdır. (Anayasa 6. Madde) Siyasi partiler demokratik yapıda olmalıdır. Siyasi partiler, temel hak ve özgürlüklere karşı şiddette bulunamaz, bireylerin ideolojileri, dini, cinsiyeti, cinsel yönelimi, ırkı, kökeni nedeniyle hiç kimseye baskı yapamaz, terör organizasyonlarının eylemlerini düzenleyemez ya da siyasi olarak destekleyemezler

36 Finansman Üyelik Kadın katılımı AVUSTURYA Siyasi partilere sağlanan ekonomik katkılar son seçimlerde elde ettiği oya göre belirlenir. Kamu veya yarı kamusal kurumlardan, yabancı hükümetlerden veya şirketlerden veya anonim kişilerden gelen bağışlar alınamaz. ( Parti Finansmanı Kanunu) Hakim ve savcılar bir siyasi parti üyesi olamazlar. (Anayasa 127. Madde) Anayasa Mahkemesi üyeleri bir siyasi partiye üye olamazlar. (Anayasa 159. Madde) Siyasi parti üyeleri gerçek kişiler olmalı ve kişilerin akli ayırt etme gücünün yerinde olması gerekir. Herkes hak ve görevleri konusunda eşittir. (Siyasi Partiler Kanunu 8. Madde) Üyeler bir aidat ödemek ve statülerine uygun olan diğer katkıları yapmak zorundadırlar. (Siyasi Partiler Kanunu 8. Madde) Tüm seçimler ve listeler için %40 cinsiyet kotası bulunmaktadır. Bunu sağlamayan partilerin seçimlere katılımı Seçim Komisyonu tarafından engellenir. İSVEÇ Parti kanunu Yok / Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/organizasyonu - Finansman Üyelik - Devlet desteği son İsveç Meclisi Rikstag seçimlerinde en az %2,5 oy almış olmaları şartıyla mecliste temsili olan ya da olmayan tüm partilere sağlanmıştır. Finansal destekler yasa tarafından parti desteği ve sekretarya desteği olarak iki farklı biçimde tanımlanmaktadır. Mecliste temsil edilen partiler sandalye sayısına oranla destek alırken, temsil edilmeyen partiler oy oranlarına göre finansal destekten faydalanabilmektedirler. Seçimde %1 in üzerinde oy almış olan partiler aynı zamanda kamu binalarına ulaşım gibi farklı dolaylı kamusal destekler de alabilmektedirler. Özel bağışlar için herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Parti kanunu Var 2010 Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/ organizasyonu Finansman Üyelik Kadın katılımı - Siyasi partiler kamu yardımlarından kampanya ve reklam gibi halkla ilişkiler alanlarında kullanmak üzere faydalanabilirler. Devlet, seçimlerde %1 oy almış, parlamentoda olan ya da olmayan tüm siyasi partilere finansal destek sağlar. Bu finansal destek partilerin seçimde aldıkları oy oranlarıyla paralel olarak belirlenir. Özel bağışlar hakkında herhangi bir kısıtlama getirilmemekle beraber, tüm gelir ve giderleri raporlama zorunluluğu vardır. Siyasi parti üyesi olan kişiler, Anayasa Mahkemesi ne üye olamazlar. Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. GA (The Greens/Yeşiller) parti listelerinde %50 kadın kotası bulunmaktadır. ÖVP (Austrian People s Party/Avusturya Halk Partisi) parti listelerinde %33.3 kadın kotası bulunmaktadır. SPÖ (Social Democratic Party of Austria/Avusturya Sosyal Demokrat Partisi) parti listelerinde %40 kadın kotası bulunmaktadır. Kadın katılımı İSVİÇRE Parti kanunu Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/organizasyonu - Finansman Üyelik - Kadın katılımı Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. S (Social Democratic Party/Sosyal Demokrat Parti) fermuar sistem uygulamaktadır, listelerde bir kadın bir erkek adaylama yapmakatadır. V (Left Party/Sol Parti) en az %50 kadın kotası bulunmaktadır. MP (Green Party/Yeşil Parti) %50 cinsiyet kotası bulunmaktadır. M (Moderate Party/ Ilımlı Parti) AP seçimleri için ilk 4 adayın 2 sinin kadın 2 sinin erkek olması şartını koymuştur. Yok Parti kaynakları, harcamaları, yapılan bağış miktarlarıyla ilgili herhangi bir kısıtlama yoktur. Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. SPS/PSS (Social Democratic Party of Switzerland/ İsviçre Sosyal Demokrat Partisi) parti listelerinde %40 kadın kotası uygulamaktadır

37 BİRLEŞİK KRALLIK Parti kanunu Var 1998 Parti Finansmanı Kanunu var Parti yasakları - Parti örgütlenmesi/organizasyonu - Üyelik Hakimler siyasi parti üyesi olamazlar. The Supreme Chamber of Control Başkanı, siyasi parti üyesi olamaz. Vatandaş Hakları Komisyonu üyeleri siyasi parti üyesi olamaz. Ulusal Radyo ve Televizyon Kurulu üyeleri siyasi parti üyesi olamaz. Polonya Ulusal Bankası başkanı siyasi parti üyesi olamaz. Finansman Siyasi partiler, partilerin kayıt işlemlerini yapan ve finansal raporlamalarını denetleyen kurum olan Electoral Commission a (Seçim Komisyonu) düzenli olarak raporlarını sunmak zorundadırlar. 200 Pound üzerindeki yabancı ve anonim bağışlar yasaktır. Adayların, seçim döneminde kampanya için yapacakları harcamalara da yasayla sınırlamalar getirilmiştir. Kadın katılımı (Seçim Kanunu ndan) 2011 de kabul edilen değişiklik gereği ulusal ve AP seçimlerinde adayların en az %35 i herhangi bir cinsiyetten olmak zorundadır. Bunu gerçekleştirmeyen partilerin listeleri kabul edilmez. Üyelik - Kadın katılımı POLONYA Parti kanunu Var 1990 Parti yasakları Parti örgütlenmesi/organizasyonu - Finansman Partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. Liberal Democrats/Liberal Demokratlar 2001 seçimlerinden itibaren parti adaylarda %40 kadın kotası uygulamaktadır. Labour Party/İşçi Partisi parlamento seçimlerinde %50 kadın kotası uygulamaktadır. Irkçı, iktidarı ele geçirmek veya politikaları etkilemek için şiddet yanlısı olan, üyelerini ve içyapılarını gizleyen yöntemler ve Nazizm, faşizm ve komünizm üzerine kurulu olan örgütler ya da siyasi partilerin kurulması yasaktır. Anayasaya aykırı etkinlikler yapan bir siyasi parti olduğuna Anayasa Mahkemesi tarafından karar verilirse, siyasi partiler kapatılabilir. Siyasi partiler üyelik aidatı, hediye, miras vs. alabilirler. Sadece tüzel kişilerden finansal destek alabilirler. Şu kişilerden alamazlar: - Polonya da oturma izni olmayan kişilerden (yurt dışında yaşayan Polonya vatandaşları istisna olarak kabul edilir), - Polonya da yaşayan yabancı kişilerden. ÇEK CUMHURİYETİ Parti kanunu Var 1993 Parti yasakları Parti örgütlenmesi/organizasyonu Siyasi partiler kanunun sınırları içinde hareket edebilirler. Aksi halde devlet yetkilileri müdahele edebilir. (Parti Kanunu Madde 3) Bir siyasi partinin kapatılmasına Anayasa Mahkemesi tarafından karar verilebilir. (Anayasa 87. Madde, Parti Kanunu Madde 4) Devletin demokratik temellerini ortadan kaldırmak isteyen ve Anayasayı ve hukuku ihlal eden, Demokratik kuralları ve demokratik yollarla seçilmiş üyeleri olmayan, Amacı anayasal yollarla, medeni hakların eşitliğiyle iktidarı elde etmeye çalışan diğer partileri engelleyerek iktidarı ele geçirmek ve korumak olan siyasi partiler ve hareketler, Program ve etkinlikleri ahlak, kamu düzeni, medeni haklar ve özgürlükleri tehlikeye atan siyasi partiler kurulamaz. Siyasi partiler silahlanamaz veya silahlı birlikler kuramazlar. Vatandaşlar bir araya gelerek bir siyasi parti ve örgütlenme kurabilirler. Ancak, var olan sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve dini kurumlar, dernekler bu amaçla siyasi bir parti kuramazlar. (Parti Kanunu Madde 1) 72 73

38 Finansman Üyelik Kadın katılımı Ek 3: Kadın Katılımı Siyasi partiler şu kaynaklardan finansman sağlayabilir: Seçim kampanyası için devlet bütçesi, Etkinlik harcamaları için devlet bütçesi, Üyelik harcı, Bağışlar ve miraslar, Maddi ve maddi olmayan varlıkların satış ve kiraları, Mevduat faizleri, Diğer tüzel kişilerin ticari işlemlerine katılım, Çekilişler, kültürel, sosyal, spor, eğlence, eğitim ve siyasi organizasyonlar, Krediler. Son seçimlerde %3 oy almış herhangi bir parti doğrudan bir kamusal finansmana sahip olabilmektedir. Mecliste temsilcisi olan partiler ise her sandalye başına sabit bir katkı payı alırlar. Bunun dışında siyasi partiler dolaylı katkılar da alırlar. Özel bağışlarla ilgili olarak ise bazı sınırlamalar getirilmiştir. Devlet kurumları, devlet organizasyonları, devletin %10 dan fazla payının olduğu şirketler, hayır kurumları, yabancı ve anonim bağışçılardan bağış almak yasaktır. Siyasi partiler tüm bağışlarını, kazanç ve harcamalarını finansal rapor olarak sunmak zorundadır. Bu rapor hazırlanmazsa siyasi partiler kapatılabilir. Her Çek Cumhuriyeti vatandaşı bir siyasi partiye üye olabilir. Kimse zorla parti üyesi yapılamaz ve istediği zaman üyelikten ayrılabilir. Bazı partilerin uyguladığı gönüllü cinsiyet kotaları bulunmaktadır. ČSSD (Social Democrats/Sosyal Demokratlar) adaylarının en az %25 I kadın olmak zorundadır. Eğer partinin herhangi bir örgütü, alt kurumu bu oranda kadın aday belirleyemiyorsa Sosyal Demokrat Kadın Örgütü kadın aday önerme hakkına sahiptir. Tablo 3: Türkiye de Kadın Milletvekili Oranları Seçim Yılı Meclisteki vekil sayısı Kadın vekil sayısı Toplam (%) Tablo 4: 2002, 2007 ve 2011 Seçimlerinde Temsiliyet 27 Göstergeler seçimlerinde AK Parti den 45 (% 13,8), CHP den 19 (% 14,07), MHP den 3 (% 5,6) ve Bağımsız 11 (% 30,5) kadın TBMM ye girdi. TBMM deki kadın oranı % 6 artarak % 8,8 den % 14,18 e yükseldi. 25 Dünyada kadın temsili oranı ortalama % 19,3, Avrupa da % 21,5 ve Asya da % 18dir. 26 Seçime katılım Oranı % 79.1 % 84.2 % 87.2 Seçime Katılan Parti Sayısı Meclise Giren Parti Sayısı 2 3* 3* Temsil edilmeyen oy oranı % 45 % 13 % 5 Kaynak: Göksel ve Çınar, Mevcut Seçim Sisteminin İyileştirilmesine Yönelik Sayısal Analizler ve Politika Önerileri TEPAV Yayınları No: 58, Eylül 2011, sf: 32-40, 120. Ek 4: Seçim Barajı 25 Yüksek Seçim Kurulu, 26 Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER), 27 Türkiye de partilerin seçim oranı ve temsiliyet oranı ilişkisi için bknz. Özbudun, Ergun (2013) Party Politics and Social Cleavages in Turkey, Colorado: Lynne Rienner Publications,

39 Ek 4: Seçim Barajı Seçim barajı Türkiye de 10%, Gürcistan da 8%, Rusya da 7% (2007 öncesi 5%), Moldova da 6%, Almanya, Belçika, Estonya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya da 5%, Avusturya, Bulgaristan, İtalya, Norveç, Slovenya ve İsveç te 4%, İspanya, Yunanistan, Romanya ve Ukrayna da 3%, Danimarka da 2%, Hollanda da 0.67% (oyların 1/150 si)dir. 28 Çek Cumhuriyeti Danimarka / 44 (% 22) 179 / 70 (% 39.1) % 5 % 2 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Çift meclis Tek meclis Avrupa Konseyi nin üye ülkelerinden karma sistem kullananların çoğu 4%-5% arası bir baraj kullanmakta iken nispi temsil sistemi kullanan üyelerinin baraj oranı 3% ile 5% arasında değişmektedir. Avrupa Konseyi raporunun önerisi ülkelerin %3 ün üzerinde baraj kullanmaması yönündedir. Aşağıdaki tablo karşılaştırmalı olarak farklı ülkelerde baraj sistemi uygulamalarını göstermektedir: Tablo 5: Bazı Avrupa Ülkelerindeki Seçim Barajları Tablo 6: 28 AB Üye Ülkesi ve Türkiye deki Seçim Sistemlerinin Özellikleri Ülke TÜRKİYE RUSYA ALMANYA BELÇİKA ESTONYA Nüfus GÜRCİSTAN MACARİSTAN MOLDOVYA POLONYA ÇEKOSLOVAKYA Meclisteki Sandalye Sayısı / Kadın vekil sayısı (%) SLOVAKYA AVUSTURYA BULGARİSTAN Seçim Barajı Oranı (tek partiler için) İTALYA NORVEÇ SLOVENYA İSVEÇ İSPANYA Seçim Sisteminin Türü YUNANİSTAN ROMANYA UKRAYNA Meclis Yapısı DANİMARKA HOLLANDA Estonya Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan Macaristan İrlanda İtalya Letonya / 21 (% 20.8) 200 / 85 (% 42.5) 577 / 155 (% 26.9) 620 / 204 (% 32.9) 300 / 63 (% 21) 386 / 34 (% 8.8) 166 / 25 (% 15.1) 630 / 198 (% 31.4) 100 / 23 (% 23) % 5 % 0 % 5 % 3 % 5 % 4 % 5 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Parti listeli Nispi Temsil d Hondt İki Turlu Çoğunluk Karma Aday Oransal Temsil Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Karma Aday Oransal Temsil Devredilebilir Tek Oy Karma Aday Oransal Temsil Parti listeli Nispi Temsil Sainte- Lague Tek meclis Tek meclis Çift meclis Çift meclis Tek meclis Tek meclis Çift meclis Çift meclis Tek meclis Avusturya / 51 (% 27.9) % 4 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Çift meclis Litvanya / 34 (% 24.1) % 5 Karma Sistem/Hare Metodu ile Tek meclis Belçika / 57 (% 38) % 5 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Çift meclis Lüksemburg / 13 (% 21.7) % 0 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Tek meclis Bulgaristan / 59 (% 24.6) % 4 Karma Sistem/Kapalı Liste d Hondt Tek meclis Malta / 10 (% 14.3) Devredilebilir Tek Oy Tek meclis Hırvatistan / 36 (% 23.8) % 5 Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Tek meclis Hollanda / 58 (% 38.7) % 0,6 (1/150) Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Çift meclis Kıbrıs (GKRY) / 6 (% 10.7) % 1,79 Parti listeli Nispi Temsil Hare Metodu Tek meclis Polonya / 109 (% 23.7) % 5 Parti listeli Nispi Temsil Kapalı Liste d Hondt Çift meclis 28 Avrupa Konseyi, Portekiz / 66 (% 28.7) % 0 Parti listeli Nispi Temsil Kapalı Liste d Hondt Tek meclis 76 77

40 Romanya Slovakya Slovenya İspanya İsveç Birleşik Krallık Türkiye / 55 (% 13.3) 150 / 28 (% 18.7) 90 / 29 (% 32.2) 350 / 126 (% 36) 349 / 156 (% 44.7) 650 / 146 (% 22.5) 550 / 78 (% 14.2) % 5 % 5 % 4 % 3 % 4 % 10 Karma Aday Oransal Temsil Parti listeli Nispi Temsil Kapalı Liste d Hondt (Hagenbach-Bischoff kotası ile) Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Karma Aday Oransal Temsil Parti listeli Nispi Temsil Uyarlanmış Sainte-Lague Tek Turlu Basit Çoğunluk Parti listeli Nispi Temsil d Hondt Çift meclis Tek meclis Çift meclis Çift meclis Tek meclis Çift meclis Tek meclis Kriterler Seçmenlerin oy tercihinin temsili Mecliste sosyo-demografik temsil Vekillerin seçmenlere kişisel sorumluluğu Katılım imkanlarının maksimize olabilmesi Bağlı ve disiplinli partiler İstikrarlı, etkin hükümet Tanınabilir hükümet seçenekleri Seçmenlerin hükümetleri indirme yetkisi Tablo 7: Sekiz Kritere Göre Sekiz Seçim Sisteminin Özellikleri Tek Turlu Çoğunluk Sistemi 2- Alternatif Oylamalı Çoğunluk Sistemi 3- İki Turlu Çoğunluk Sistemi (++) güçlü pozitif etki (+) pozitif etki (0) nötr etki, veya anlamlı bir karar için çok fazla değişken var ya da etki diğer faktörlere göre çok az (-) negatif etki 4- Karma Denkleştirici Sistem (--) güçlü negatif etki 5- Karma Paralel Sistem 6- Nispi Temsil Kapalı Oylama Sistemi 7- Nispi Temsil Açık Oylama Sistemi 8- Nispi Temsil Devredilebilir Tek Oy Sistemi 29 Avrupa Parlamentosu Yayınları, Seçim Sistemleri 2011, sf: Electoral-systems-LR-for-WEB.pdf 78 79

41 Tablo 8: Türkiye ve Bazı Avrupa Ülklerinde Parti Finansmanı 30 Ülke Yabancı kaynaklardan siyasi partilere yapılan bağışlara ilişkin bir yasak var mı? Tüzel kişilerden siyasi partilere yapılan bağışlara ilişkin bir yasak var mı? Sendikalardan siyasi partilere yapılan bağışlara ilişkin bir yasak var mı? Siyasi partilere yapılan anonim bağışlara ilişkin bir yasak var mı? Siyasi partilere ya da adaylara verilen ya da onlardan alınan devlet kaynaklarına ilişkin bir yasak var mı? (Devlet yardımı hariç) Avusturya Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Belçika Hayır Evet Evet Hayır ama limit var. Danimarka Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Finlandiya Evet Hayır Hayır Evet Evet Evet Fransa Evet Evet Evet Evet Evet Evet Almanya Hayır Hayır Hayır Hayır ama limit var. Yunanistan Evet Evet Evet Evet Evet Evet İrlanda Evet Hayır Hayır İtalya Hayır Hayır Hayır Hayır ama limit var. Hayır ama limit var. Lüksemburg Hayır Evet Evet Evet Evet Hayır Hollanda Hayır Hayır Hayır Hayır Veri yok. Hayır Norveç Evet Hayır Hayır Evet Evet Hayır Portekiz Evet Evet Evet Evet Evet Evet İspanya Evet Hayır Hayır Evet Evet Evet İsveç Evet Hayır Hayır Hayır Evet Hayır Evet Evet Evet Bir siyasi partiye bir zaman dilimi içinde yapılan bağış miktarına ilişkin bir limit var mı? (seçime özel değil) Evet Hayır Evet Siyasi partilere verilen doğrudan devlet yardımları için koşullar var mı? Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet Hayır Evet, kampanyalarla ilgili. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Evet, düzenli olarak veriliyor. Siyasi partilere verilen doğrudan devlet yardımları için koşullar varsa uygunluk kriterleri nelerdir? Secilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Başvuru. Secilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Secilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Secilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Aday sayısı. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Aday sayısı. Seçilmiş organda temsil. Üye sayısı. Seçilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Seçilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Aday sayısı. Seçime katılım. Seçilmiş organda temsil. Seçilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Siyasi partilere verilen doğrudan devlet yardımları için koşullar varsa nasıl pay ediliyor? Eşit. Alınan oy ile orantılı. Eşit. Alınan oy ile orantılı. Alınan oy oranına göre sabit tutar. Kazanılan sandalye sayısıyla orantılı. Alınan oy ve sandalye sayısıyla orantılı. Alınan oy oranına göre sabit tutar. Partinin aldığı özel bağışlardan fazla olamaz. Eşit. Alınan oy ile orantılı. Siyasi partiler finansal durumlarını düzenli olarak rapor lamak zorundalar mı? Evet Siyasi partiler seçim kampanyalarına ilişkin finansal durumlarını raporlamak zorundalar mı? Hayır Evet Evet Evet Evet Hayır Evet Evet Evet Evet Evet Hayır Evet Evet Hayır Evet Evet Evet Alınan oy ile orantılı. Evet Evet Alınan oy ile orantılı. Evet Evet Evet Eşit. Alınan oy ile orantılı. Eşit. Kazanılan sandalye sayısı ile orantılı. Evet Hayır Evet Evet Hayır Evet Alınan oy ile orantılı. Evet Hayır Evet Eşit. Alınan oy ile orantılı. Kazanılan oy ve sandalye sayısı ile orantılı. Eşit. Kazanılan oy ve sandalye sayısı ile orantılı. Evet Evet Evet Evet Evet Hayır Evet Hayır Hayır İsviçre Hayır Hayır Hayır Hayır Veri yok. Hayır Hayır Geçerli değil. Geçerli değil. Hayır Hayır Geçerli değil. Birleşik Krallık Evet Hayır Hayır Hayır ama limit var. Türkiye Evet Hayır Hayır Evet Evet Evet Evet Hayır Evet, düzenli olarak veriliyor. Evet, düzenli olarak veriliyor. Kampanyalara ilişkin. Seçilmiş organda temsil. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Gelecek seçimlerde kazanılan sandalye sayısı oranı. Bir önceki seçimdeki oy oranı. Kazanılan oy ve sandalye sayısı ile orantılı. Kazanılan oy ile orantılı. Evet Evet Evet Evet Hayır Hayır Siyasi partiler ve/ ya adayların raporlarda belirttikleri bilgiler kamuoyuna açık mı? Evet, ama tüm bilgiler kamuoyuna açık değil. Evet ama partilerin finansal kayıtlarını yayımlama gibi bir zorunluuğu yok. Evet ama bağışlar belli bir oranı geçtiğinde açıklanıyor. 30 International Institute for Democracy and Electoral Assistance (IDEA) Political Finance Database (Siyasi Finansman Veritabanı),

42 X Kaynaklar Amerika Birleşik Devletleri Anayasası, Aldrich, J. H. (1995). Why Parties?, Chicago: The University of Chicago Press. Avrupa Konseyi Kararı, No: 1705 (2010), asp?fileid=17808&lang=en Auer, A. and Bützer, M. (eds.). (2001). Direct Democracy: The Eastern and Central European Experience, Aldershot: Ashgate. Bourne, A. K. (2012). Democratisation and Illegalisation of Political Parties in Europe, Leiden Üniversitesi Party Law in Modern Europe Çalışma Notu: 7, Şubat, Cox, G. (1997). Making Votes Count: Strategic Coordination in the World s Electoral Systems, Cambridge: Cambridge University Press. Diamond, L. and Plattner, M. F. (eds.). (2006). Electoral Systems and Democracy, Baltimore: The Johns Hopkins University Press. Duverger, M. (1964). Political Parties: The Organization and Activity in the Modern State, London: Routledge. Dünya Bankası, Ulusal parlamentolardaki kadın sandalye sayılarının oranları indicator/sg.gen.parl.zs Erdoğan, M. ve Yazıcı, S. (eds.). (2011). TESEV Anayasa Komisyonu Raporu: Türkiye nin Yeni Anayasasına Doğru, TESEV Yayınları: İstanbul. European Parliament. (2011). Electoral Systems: The Link Between Governance, Elected Members and Voters, DG EXPO European Parliament: Brussels. Farrell, D. M. (1997). Comparing Electoral Systems, London: Prentice Hall. Freedom House, Economist Intelligence Unit Democracy Index Gallagher, M., and Mitchell, P. (eds.). (2005). The Politics of Electoral Systems Oxford: Oxford University Press. Göksel, T. ve Çınar, Y. (2011). Mevcut Seçim Sisteminin İyileştirilmesine Yönelik Sayısal Analizler ve Politika Önerileri, TEPAV Yayınları: Ankara. Sisteminin_Iyilestirilmesine_Yonelik_Sayisal_Analizler_ve_Politika_Onerileri.pdf Gunther, R., Montero, J. R. and Linz, J. (eds.). (2002). Political Parties: Old Concepts and New Challenges, Oxford: Oxford University Press. Gürsel, S. (2013). TÜRKİYE İÇİN YENİ SEÇİM SİSTEMİ ÖNERİSİ: Temsil, Meşruiyet ve Koalisyon sorunları ışığında alternatif seçim sistemlerinin analizi, BETAM: İstanbul. Hikmet. S. T. ve Tuncer, E. (eds.). (2005). Türkiye için Nasıl Bir Seçim Sistemi?, TESAV Yayınları: Ankara. International IDEA. Democratic Assessment: The Basics of the International IDEA Assessment Framework. IPU (Inter-Parliamentary Union), Ulusal Parlamentolardaki Kadınlar htm. İstanbul Politikalar Merkezi (İPM). (2012). Anayasa Reformu Aracılığı ile Türkiye nin Denge ve Denetleme Sisteminin Güçlendirilmesi, İPM: İstanbul. Janda K. (2005). Political Parties and Democracy in Theoretical and Practical Perspectives: Adopting Party Law, Washington: National Democratic Institute for International Affairs. polpart_janda_ pdf Kalaycıoğlu, E. ve Kağnıcıoğlu, D. (eds.). (2011). Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No. 2391, Anadolu Üniversitesi: Eskişehir. Kentel, L., Köker L. ve Genç, Ö. (eds.). (2012). Yeni Anayasa Sürecini İzleme Raporu 1: Ekim 2011-Ocak 2012, TESEV Yayınları: İstanbul. Keyman, F. ve Kemahlıoğlu, Ö. (eds.). Türkiye de Demokrasi Algısı, İPM: İstanbul. Landman, T. (2008). Assessing the Quality of Democracy: An Overview of the International IDEA Framework, Stockholm: International IDEA. AssessingOverviewWeb.pdf Lijphart, A. (1994). Electoral Systems and Party Systems: A Study of Twenty-Seven Democracies, , Oxford: Oxford University Press. Merloe, P. (2008). Promoting Legal Framework for Democratic Elections, Washington: National Democratic Institute for International Affairs. Molenaar, F. (2010). Party Law in Modern Europe: The Development of European Standards on Political Parties and their Regulation, Working Paper Series on the Legal Regulation of Political Parties, No Nichols, R. F. (1967). The invention of the American Political Parties. Macmillan. Norris, P. (2004). Electoral Engineering: Voting Rules and Political Behavior, Cambridge: Cambridge University Press. Özbudun, Ergun (2013) Party Politics and Social Cleavages in Turkey, Colorado: Lynne Rienner Publications Party Law in Modern Europe Database, Powell, B. (2000). Elections as Instruments of Democracy, New Haven: Yale University Press. Quota Project Database, Scarrow, S. (2005). Political Parties and Democracy in Theoretical and Practical Perspectives: Implementing 82 83

43 Yüksek Seçim Kurulu, Intra-Party Democracy, Washington: National Democratic Institute for International Affairs. Taagepera, R. (1989). Seats and Votes: The Effects and Determinations of Electoral Systems, Yale University Press. The Economist Intelligence Unit, Democracy Index campaignid=democracyindex12 The Guardian, 12 Temmuz 2013, A primary solution to widening Labour party democracy, theguardian.com/politics/2013/jul/12/primary-solution-labour-party-democracy Tuncer, E. (2011). Seçim Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri Sayısal ve Siyasal Değerlendirme, TESAV Yayınları: Ankara. Tuncer, E. (2007). Seçim Temmuz 2007 Milletvekili Genel Seçimleri Sayısal ve Siyasal Değerlendirme, TESAV Yayınları: Ankara. Tuncer, E. (2002). Osmanlı dan Günümüze Seçimler ( ), TESAV Yayınları: Ankara. Tuncer, E. (1999). Seçim Nisan 1999 Milletvekili Genel Seçimleri Sayısal ve Siyasal Değerlendirme, TESAV Yayınları: Ankara. Tuncer, E., Kasapbaş, C. ve Tuncer, B. (eds.). (2003). Seçim Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimleri Sayısal ve Siyasal Değerlendirme, TESAV Yayınları: Ankara. Tuncer, E. ve Danacı, N. (eds.). (2003). Çok Partili Dönemde Seçimler ve Seçim Sistemleri, TESAV Yayınları: Ankara. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili Seçmen Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, gov.tr/ysk/secmenkaydi/298.htm Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Partiler Kanunu, Uçum, M. ve Genç, Ö. (eds.). (2012). Yeni Anayasa Sürecini İzleme Raporu 2: Şubat 2012-Haziran 2012, TESEV Yayınları: İstanbul. Venedik Komisyonu Raporu, Venedik Komisyonu, Siyasi Partilerin Yasaklanması ve Kapatılmasına İlişkin Yol Gösterici İlkeler 10 Ocak 2000, Ware, A. (1996). Political Parties and Party Systems, Oxford: Oxford University Press. Grafik Tasarım: Zinnur VAPUR /

Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi

Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi Türkiye nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi Fuat Keyman Tarhan Erdem Bekir Ağırdır Aralık 2013 Yönetici Özeti Türkiye nin dönüşüm sürecini demokrasiyle

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5- Değerlendirme Raporu Doğrudan ve Temsili Demokrasi Merkezi ve Yerel Yönetimler Şeffaflık www.tkmm.net 1 2 ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ (Halk konuşuyor, TBMM dinliyor) Türkiye

Detaylı

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ Sınırlı Oy Hakkı 1) Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı 2) Yeteneğe Bağlı Seçme Hakkı (örneğin, İtalya da 1912 seçimleri, İngiltere de 1945 e kadar uygulanan seçimler)

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU A. 2011 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ... 3 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri... 3 TBMM nin Açılması... 4 Bağımsız

Detaylı

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri Ankara Çalıştayı 15 Kasım 2016 Kâr amacı gütmeyen Argüden Yönetişim Akademisi, faaliyetlerini Boğaziçi Üniversitesi Vakfı bünyesinde yürütmektedir. Argüden

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. 1923 ten GÜNÜMÜZE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 5 B. 10 AĞUSTOS 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 6 C. CUMHURBAŞKANLIĞI

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU A. 2007 SEÇİMİ ÖNCESİ ve SONRASINDAKİ GELİŞMELER... 3 2007 Seçimi Öncesi Gelişmeler... 3 22 Temmuz 2007

Detaylı

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI Akdeniz Belediyeler Birliği, üyelerine üst düzey hizmet sunan, yerel ölçekteki Reform süreçlerine ve Ülkemizin AB ile bütünleşme sürecine destek

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU A. HAZİRAN 2015 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ... 3 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri... 3 TBMM nin Açılması...

Detaylı

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı? tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı? 12 Aralık 2011, Ankara Slide 2 Çerçeve TEPAV nedir? Yeni anayasa neden önemlidir? Yeni anayasa sürecinin ana

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti SPoD un ve Uzman Psikiyatrist Dr. Seven Kaptan ın gönüllü işbirliğiyle düzenlenen Trans Terapi Toplantısı nın yedincisi 4 Eylül Çarşamba

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Amaç MADDE 1 KENT KONSEYİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kent yaşamında, kent vizyonunun

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ I İÇİNDEKİLER SUNUŞ......IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ A. SEÇİM DÖNEMİNE GİRİŞ... 3 Cumhurbaşkanlığı Seçimi... 3 Erken Seçim Kararı... 4 B. SEÇİM DÖNEMİNDEKİ YASAL DÜZENLEMELER... 5 C. SEÇİM

Detaylı

KÜRESEL İŞ BAŞINDA EĞİTİM AĞI (GAN) TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ VE UYGULAMA PROTOKOLÜ

KÜRESEL İŞ BAŞINDA EĞİTİM AĞI (GAN) TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ VE UYGULAMA PROTOKOLÜ KÜRESEL İŞ BAŞINDA EĞİTİM AĞI (GAN) TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ VE UYGULAMA PROTOKOLÜ 13.05.2015 KÜRESEL İŞ BAŞINDA EĞİTİM AĞI (GAN) TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ VE UYGULAMA PROTOKOLÜ GAN TÜRKİYE Madde 1 Küresel İşbaşında

Detaylı

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İlker Gökhan ŞEN Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Temel Kavramlar ve Teorik Çerçeve

Detaylı

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ 5 Aralık 2011 ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ I.YENĠ BĠR ANAYASA MI? GENĠġ KAPSAMLI BĠR ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ MĠ? Anayasa hazırlığıyla ilgili olarak kamuoyunda önemli bir tartışma yaşanıyor:

Detaylı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu

Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu 1 1 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yetki ve Sorumlulukları www.tkmm.net 2 Ortak Paydalar 1- Cumhurbaşkanını halkın seçmesi memnuniyet verici ama mevcut seçim

Detaylı

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ 195 BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER KURULUŞ Madde 1 - Cumhuriyet Halk Partisi Tüzüğü nde ifadesini bulan amac a yönelik olarak, Genel Merkez, il, ilçe ve gerek görülen beldelerde örgüt

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul Uluslararası terminolojide geçiş dönemi adaleti tanımı hem otoriter

Detaylı

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010 YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010 Sunum Planı Yolsuzlukla Mücadele Alanında Bugüne Kadar Yapılanlar Yapılan Çalışmaların Uluslar arası Yolsuzluk Ölçümlerine

Detaylı

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi www.mevzuattakip.com.tr Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi 1 Kasım 2015 seçimleri için partiler seçim beyannamelerini açıkladılar. Adalet ve Kalkınma

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ 07.11.2013 Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz, Ana Kademe, Kadın Kolları,

Detaylı

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı 26 Mayıs 2011 - Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Uludağ Üniversitesi Kadın Araştırmaları

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ YÖNERGESİ 1 AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, şehircilik, yerleşmeler ve planlama alanlarında kamu

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

2) 2820 SAYILI SİYASİ PARTİLER KANUNUNUN BAZI MADDELERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

2) 2820 SAYILI SİYASİ PARTİLER KANUNUNUN BAZI MADDELERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ KADIN KOMİSYONUNUNUN (TÜBAKKOM) TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASI AMACINA YÖNELİK OLARAK, SİYASİ PARTİLER KANUNU VE SEÇİM KANUNUNUN BAZI MADDELERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ (3.2.2015 - R.G. 20 - EK III - A.E. 107 Sayılı Tüzük) TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DAİRESİ

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi AB Çevresel Bilgiye Erişim Direktifi nin Uyumlaştırılması ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü Semineri 18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR 1 2003/4 Çevresel

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

KADIN DOSTU KENTLER - 2

KADIN DOSTU KENTLER - 2 KADIN DOSTU KENTLER - 2 KADIN DOSTU KENT NEDİR? KADINLARIN Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere İstihdam olanaklarına Kaliteli, kapsamlı kentsel hizmetlere (ulaşım, konut vb) Şiddete maruz kaldıkları takdirde

Detaylı

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Özlen Kavalalı Müsteşar Yardımcısı V. 50 yıldan fazla bir geçmişe sahip Türkiye-AB ilişkileri günümüzde her iki tarafın da yararına olan

Detaylı

68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ . 68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ 68 inci Başkanlar Kurulu Toplantısı Sonuç Bildirisi 68 inci Başkanlar Kurulu Toplantısı 26 Kasım 2012 tarihinde TÜRMOB Kurulları ve Oda Başkanları nın katılımı ile

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU Yükseköğretim Kalite Kurulunun Kurulma Nedeni Yükseköğretimde yapısal değişikliği gerçekleştirecek ilk husus Kalite Kuruludur. Yükseköğretim Kurulu girdi ile ilgili

Detaylı

ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ

ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ Doç. Dr. Abdurrahman EREN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ İÇİNDEKİLER

Detaylı

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR Öncelik 23.1 Yargının verimliliği, etkinliği ve işlevselliğinin arttırılması 1 Mevzuat Uyum Takvimi Tablo 23.1.1 No Yürürlükteki AB mevzuatı Taslak Türk mevzuatı Kapsam Sorumlu

Detaylı

TARIM ORKAM-SEN SENDİKA MERKEZ GENEL MECLİSİ YÖNETMELİĞİ ( ANKARA) (TARIM VE ORMANCILIK HİZMETLERİ KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI)

TARIM ORKAM-SEN SENDİKA MERKEZ GENEL MECLİSİ YÖNETMELİĞİ ( ANKARA) (TARIM VE ORMANCILIK HİZMETLERİ KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI) TARIM ORKAM-SEN (TARIM VE ORMANCILIK HİZMETLERİ KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI) SENDİKA MERKEZ GENEL MECLİSİ YÖNETMELİĞİ (2014 - ANKARA) 1 Amaç BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER Madde 1- Bu yönetmeliğin amacı Tarım ve

Detaylı

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HSYK Teklifi Teklif; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu, 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu, 4954 sayılı Türkiye Adalet

Detaylı

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 POLİTİKA NOTU Dr. Levent Gönenç 1 Merkez Direktörü Hukuk Çalışmaları Merkezi DAR BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMALARI Basına yansıyan haberlere

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Yazarlar Doç.Dr.Ahmet Yatkın Doç.Dr.Mehmet Göküş Yrd.Doç.Dr.Ayşe Yıldız Özsalmanlı Yrd.Doç.Dr.Demokaan Demirel Yrd.Doç.Dr.Fulya

Detaylı

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar Kemal ÖZDEN OMBUDSMAN (KAMU DENETÇİSİ) ve TÜRKİYE DEKİ TARTIŞMALAR Ankara 2010 Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar Kemal ÖZDEN

Detaylı

Erasmus+ OKUL DEĞERİNİ BİLİN! www.happykids.com.tr

Erasmus+ OKUL DEĞERİNİ BİLİN! www.happykids.com.tr Erasmus+ OKUL DEĞERİNİ BİLİN! Erasmus+ Okul Okul Eğitimi Programı AMAÇLARI Eğitimde kaliteyi artırmak, Program ülkeleri okullar ve eğitim personeli arasında işbirliğini güçlendirmek Erasmus+ Okul Hedef

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar AMAÇ Madde 1- Bu yönerge, Söke Kent Konseyi Çocuk Meclisi nin oluşumunu, organlarını, görevlerini ve çalışma

Detaylı

Seçim Beyannamelerinin Değerlendirilmesi

Seçim Beyannamelerinin Değerlendirilmesi Seçim Beyannamelerinin Değerlendirilmesi 2. TALEBİMİZ: RUHUNU VE GÜCÜNÜ DENGE VE DENETLEME SİSTEMİNDEN ALAN BİR ANAYASA KRİTERLER: AK PARTİ CHP MHP HDP Demokratik toplum düzeninin sözleşmesi olan anayasada;

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU Erol Tuncer TESAV Vakfı Başkanı 26 Ekim 2013 (Ülke Politikaları Vakfı nın düzenlediği Açık Oturum) I.TARİHÇE İki dereceli seçim sistemi: 1877 den 1943 seçimlerine kadar Tek dereceli

Detaylı

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI Berna ERKAN Sunuş ASOSAI (Asya Sayıştayları Birliği) ve

Detaylı

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları Kentsel Siyaset - 2 Doç. Dr. Ahmet MUTLU SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları 1. Siyaset ve politika ne demektir? 2. Siyaset ne zaman ortaya çıkmıştır? 3. Siyaset-devlet ilişkisi nasıldır? 4. Geçmişten bugüne

Detaylı

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU 1- Kadın istihdamı özendirilmeli Sorun: Gelişmiş ülkelerin çoğunda kadınların işgücüne katılım oranları yüzde 60-80 aralığında. Gelişmekte olan ülkelerde

Detaylı

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı : 05.02.

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı : 05.02. MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler İçindekiler Birinci Bölüm - Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Amaç ve kapsam Madde 2 Dayanak Madde 3 Tanımlar İkinci Bölüm - Konseyin Kuruluş Amacı, Oluşumu ve

Detaylı

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi : Kurumsallaşma ve Liderlik Siyasal parti: Halkın desteği sayesinde siyasal iktidarı kullanarak kamu hayatını

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Av. MELİS TURGUT Sertifikalı EGKS İşlem Yetkilisi BORSAYA KOTE ANONİM ORTAKLIKLARDA ELEKTRONİK GENEL KURUL

Av. MELİS TURGUT Sertifikalı EGKS İşlem Yetkilisi BORSAYA KOTE ANONİM ORTAKLIKLARDA ELEKTRONİK GENEL KURUL Av. MELİS TURGUT Sertifikalı EGKS İşlem Yetkilisi BORSAYA KOTE ANONİM ORTAKLIKLARDA ELEKTRONİK GENEL KURUL İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV KAYNAKÇA...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

NİLÜFER KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ

NİLÜFER KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ NİLÜFER KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Çalışma Yönergesi nin amacı; Bursa İli Nilüfer İlçesi kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik

Detaylı

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği. www.irisakademi.com

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği. www.irisakademi.com Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği www.irisakademi.com Resmi Gazete Tarihi:05.02.2013 Resmi Gazete Sayısı:28550 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1)

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...VII GİRİŞ...XII I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER A. YEREL YÖNETİMLER...3 İl Özel İdareleri...3 Belediyeler...3... Köy İdareleri...4 Mahalle Muhtarlıkları...4 Yerel Yönetim

Detaylı

ULUSAL GENÇLİK PARLAMENTOSU ÇALIŞMA YÖNERGESİ

ULUSAL GENÇLİK PARLAMENTOSU ÇALIŞMA YÖNERGESİ ULUSAL GENÇLİK PARLAMENTOSU ÇALIŞMA YÖNERGESİ 1. BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç: Madde - 1: Bu çalışma yönergesinin amacı Ulusal Gençlik Parlamentosu'nun oluşumunu, organlarını, çalışma usul ve esaslarını

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI 27 Kasım 2013 The Marmara Taksim Oteli, İstanbul Sayın Konuklar, Değerli

Detaylı

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 2012 SUNUŞ Bilimsel araştırmaların günümüzdeki haliyle daha karmaşık ve zorlu sorulara cevap arandıkça, daha fazla

Detaylı

ZLĐ VE STOCKHOLM ODALARI PROJESĐ

ZLĐ VE STOCKHOLM ODALARI PROJESĐ AB-TR ODALARI ORTAKLIK ĐŞBĐRL RLĐĞĐ HĐBE PROGRAMI KADIN GĐRĐŞĐG ĐŞĐMCĐLĐĞĐNĐ GELĐŞ ĐŞTĐRMEK ĐÇĐN N DENĐZL ZLĐ VE STOCKHOLM ODALARI ĐŞBĐRL RLĐĞĐ PROJESĐ (D & S for DWE) AB-TR Odaları Ortaklık Đşbirliği

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı

TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı Seçim değil, nesil kurtarma zamanı diyen TED, 7 Haziran genel seçimleri sonrası için eğitimde mutabakat çağrısında bulundu. TED, Ulusal Eğitim Programı ile

Detaylı

olmamalıdır. Raporlama süreci saydam olmalıdır; raporlar katılımcılar ile paylaşılmalıdır.

olmamalıdır. Raporlama süreci saydam olmalıdır; raporlar katılımcılar ile paylaşılmalıdır. Milli Eğitim Şurası, Milli Eğitim Bakanlığı nın en yüksek danışma kuruludur ve eğitim alanındaki en köklü kurullardan biridir. Yasal tanımı gereği, Türkiye de eğitim sistemini geliştirmek ve eğitimin niteliğini

Detaylı

vaka analizi vaka analizi

vaka analizi vaka analizi Yeni Anayasa Yapımı Çalışmalarına STK ların Katılımı vaka analizi vaka analizi 2 Yeni Anayasa Yapımı Çalışmalarına STK ların Katılımı vaka analizi Kamu-STK ilişkileri açısından 2011-2012 dönemindeki en

Detaylı

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

FASIL 5 KAMU ALIMLARI FASIL 5 KAMU ALIMLARI Öncelik 5.1 Kamu alımları konusunda tutarlı bir politika oluşturulması ve bu politikanın uygulanmasının izlenmesi görevinin bir kuruma verilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 5.1.1

Detaylı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi genel Başkanı Selim Işık tarafından açıklanan raporda çok dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Raporun Kahramanmaraş Onikişubat

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi: 20.09.2005 Resmi Gazete Sayısı: 25942 YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde

Detaylı

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ (25.12.2018 gün ve 14 sayılı Senato Kararı) ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç-Kapsam-Dayanak-Tanımlar

Detaylı

İL KOORDİNASYON VE İZLEME SİSTEMİ (İKİS)

İL KOORDİNASYON VE İZLEME SİSTEMİ (İKİS) İL KOORDİNASYON VE İZLEME SİSTEMİ (İKİS) DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Dairesi MERSİN 27-28 Kasım 2008 Sunum İçeriği Duyulan

Detaylı

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi Ambalaj Atıkları Direktifi DEA TOBB Danışma Toplantısı 26 Şubat 2015,

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Saygıdeğer Konuklar, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, Sayın

Detaylı

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu www.mevzuattakip.com.tr 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu Halil Memiş Giriş

Detaylı

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi Uluslararası Konferans Sivil Toplum-Kamu Sektörü İşbirliği 25-26 Nisan 2013, İstanbul 2 nci Genel Oturum

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 20/09/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25942 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğretim kurumlarının

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

BASIN AÇIKLAMASI: İnsan Hakları Ortak Platformunun TBMM de yeni Anayasa ile ilgili çalışmaları yürütecek olan Komisyonun işleyişine dair önerileri

BASIN AÇIKLAMASI: İnsan Hakları Ortak Platformunun TBMM de yeni Anayasa ile ilgili çalışmaları yürütecek olan Komisyonun işleyişine dair önerileri BASIN AÇIKLAMASI: İnsan Hakları Ortak Platformunun TBMM de yeni Anayasa ile ilgili çalışmaları yürütecek olan Komisyonun işleyişine dair önerileri 18.10.2011 Kamuoyunun da bildiği üzere, 19 Ekim 2011 tarihinde

Detaylı

belirli bir süre içinde, belirli bir bütçe ile, net olarak tanımlanan hedeflere ulaşmaya yönelik olarak Hafta1 Giriş Serkan Gürsoy

belirli bir süre içinde, belirli bir bütçe ile, net olarak tanımlanan hedeflere ulaşmaya yönelik olarak Hafta1 Giriş Serkan Gürsoy Hafta Proje; belirli bir süre içinde, belirli bir bütçe ile, net olarak tanımlanan hedeflere ulaşmaya yönelik olarak planlanan faaliyetler bütünüdür. Projenin tanımlanması için; amaçları hedefleri işlemleri

Detaylı

ve Öneriler Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Yüksel

ve Öneriler Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Yüksel Türkiye de Yasama Etiği Çalışmaları ve Öneriler Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Yüksel MARDĐN MĐLLETVEKĐLĐ AK PARTi SĐYASĐ VE HUKUKĐ ĐŞLER BAŞKAN YARDIMCISI YARGI ETĐĞĐ VE YASAMA ETĐĞĐ ULUSLARARASI KONFERANSI 18

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( ) V İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... XIII GİRİŞ... 1 Muhalefetin İstekleri... 1 Demokratikleşme Adımları... 1 Milletvekilleri Seçimi Kanunu... 2 Hükûmetler... 2 Milletvekili Ara Seçimleri... 2 CHP ve DP nin Kurultay

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ SEÇİM SİSTEMİNE HÂKİM OLAN İLKELER Seçim sistemlerinin temel hedefi parlamentodaki sandalyeleri aldıkları oy miktarlarına göre siyasi partiler arasında dağıtmaktır. Seçim sistemleri,

Detaylı

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz... Kadın Örgütlerinin Engelli Kadınlarla İlgili Farkındalıklarının Arttırılması Projesi Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz... Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında desteklenen Kadın Örgütlerinin

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ Başkanlık Divanı Karar Tarihi : 02.04.2013 Sayı : 45 Resmi Gazete Yayım Tarihi : 07.06.2013 Sayı : 28670 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ

Detaylı

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME 151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 7 Haziran 1978 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992

Detaylı