Sayi 1 Tarih: 2012 Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:bizi aldatan bizden değildir. USULÜ L-HADİS Hz Abdullah İbn Amr b. el-as r.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sayi 1 Tarih: 2012 Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:bizi aldatan bizden değildir. USULÜ L-HADİS Hz Abdullah İbn Amr b. el-as r."

Transkript

1 Sayi 1 Tek Yol Tek Din Tarih: 2012 HadisDergisi Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:bizi aldatan bizden değildir. Hz Abdullah İbn Amr b. el-as r.a anlatıyor: Kim benim adıma kasden yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın. Buhari ve Tirmizi. USULÜ L-HADİS Hadis Sahih Hadis Hasen Hadis Zayif Hadis 1

2 Icindekiler Aşık Kendi Kanını Aşık Kendi Kanını 2 USULÜ L-HADİS 3,4 Helal kıldı ma şuka aşık kendi kanını Ma şuk nakşından okur aşk eri Kur anını Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir Aşık kendi bırakır boynuna urganını Peygamberimiz 5 ESBÂBÜ VÜRÛDİ I-HADİS 6-13 MUS AB Bin UMEYR 14,15 Allah ın sevgili kulu 16 Ziyafet 17 Gitmez aşık gözünden hergiz ma şuk hayali Nitekim zilha verir Yusuf un nişanını Dirlik budur aşıka ma şuk yolunda öle Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını Gökteki Harut Marut aşk için indi yere Zühre yüzün görecek unuttu Rahman ını Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını imam Buhari 18,19 Leyli yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka Abdürrezzak terk etti aşk için imanını Ebu Hanife 20,21 Zemane vefaları cefa gelir yunüs a Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını FIKRALAR 22,23 Yunus Emre 2

3 USULÜ L-HADİS Kabul ve red yönünden hadisin sened ve metnini inceleyen ilim dalı. Hadis ilmi temelde rivayetu l-hadis ve. dirayetu l-hadis diye iki ana bilim dalına ayrılmaktadır. Rivayetü l-hadis ilmi, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) in söz, fiil, takrir ve hallerini; bunların zabt edilip usulüne uygun olarak sonraki nesillere nakledilmelerini (rivayetlerini) konu edinen hadis ilim dalıdır. Mustalahu l-hadis ve usûlü l-hadis diye de isimlendirilen dirayetü l-hadis ilmi, Sened ve metnin durumlarını anlamaya imkan veren kaideler ilmi olarak tarif edilmektedir. Bu tariften açıkça anlaşılacağı gibi dirayetü lhadis ilmi, genel ve teorik kaideler vaz ederek râvî, rivayet ve merviyy konularının tetkik ve tenkidine zemin hazırlamaktadır. Bu ilim edebiyatı da prensipler edebiyatı demektir (İsmail Lütfü Çakan, Hadis Edebiyatı, İstanbul 1985, 162). Zaten usûl, aslın çoğulu olarak, asıllar, kökler, kaynaklar anlamındadır. Terim olarak da yol, yöntem, kaide, düzen ve metod anlamlarına gelen usül, bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi gereken esaslar, prensipler, başlangıç bilgileri ve teknikleri demektir. Böyle olunca, hadis usûlü, hadis ilminin dayandığı prensipler, hadis metodolojisi anlamına gelmektedir. Hadis usulcüleri denilince de hadis ilminin dirayete dayanan prensipler bölümü (usuliyyat) ile meşgul olan âlimler (usûliyyun) akla gelir. Dirayetü l-hadis ilmi ve dolayısıyla hadis usûlü edebiyatı da temellerini, rivayetü l-hadis ilmi ve edebiyatı gibi ashab-ı kiramın hadis nakli ve rivayetinde gösterdikleri titizlik, araştırma (tesebbüt-taharri) ve denetim faaliyetlerinde bulmaktadır. Ashabın üst seviyede bir dikkat ve titizliğe sahip olmaları yanında, birbirlerinden duydukları hadisleri daha iyi bilenden tahkik etmekten de geri kalmadıkları bilinmektedir. Hz. Aişe nin yirmi kadar sahabînin rivayetlerini tashih ettiğine dair hadisleri Bedreddin ez-zerkeşî el-icabe adlı eserde toplamış bulunmaktadır. Öte yandan Hatib Bağdadî de hadis öğrenmek ve bildikleri hadisleri kontrol etmek için uzun yolculuklara çıkan sahabîleri er-rihle fı talebi lhadis adlı eserinde tanıtmaktadır. Ashab ile başlayan bu araştırma ve tetkik gayretleri, dirayetü l-hadise ait kaidelerin şekillenmesine zemin hazırlamıştır. Tebliğ görevi ve Hz. Peygamber e yalan isnad etmeme dikkati, hadis ilmine dair tüm faaliyetlerin temelinde yatan gerçek olmanın yanında, hadis usûlünün, en erken bir dönemden itibaren uygulama alanına intikalini de gerçekleştirmiş olan asıl sebeptir. Ancak hadis usûlüne dair edebiyatı müstakil hüviyetleri ile rivayetü l- 3

4 hadis edebiyatından daha sonraki bir dönemde bulabilmekteyiz (İsmail Lütfü Çakan, a.g.e., 162). Hadis metinlerinin hadis kitaplarında bir araya getirilmesi, temelde sahih hadisleri tesbit amacından kaynaklanmaktaydı. Bu tesbit çalışmaları da belli kaidelere göre yapılıyordu. Bazıları kabul edilirken bir kısmı da güvenilir bulunmuyor ve reddediliyordu. Ne var ki bu tesbit, red ve kabullere esas teşkil eden kaideler (usûl) belli kitaplarda toplanmış değildi. Kaidelerin biliniyor ve uygulanıyor olması yeterli görülmekteydi. Hadis metinlerinin bu uygulanan canlı kaidelere göre tesbitinden sonra, geleceğin araştırıcılarına hadis edebiyatının hangi kaidelere göre oluşturulduğunu anlatma görevi de yerine getirilirdi. Nitekim bu da geciktirilmemiş, Kütüb-i Sitte dönemini takip eden yıllarda usül 1-Rivayetül Hadis ilmi: Hadisleri rivayet yönüyle inceleyen, sıhhat derecesini tayin ve tesbit eden, hadislerin bizlere hangi yollardan ne şekil ulaştığını bildiren ilim dalıdır. Bu ilim dalı muhaddislerin dalıdır. Hadisçiler, hadislerin senedden daha çok rivayet yönünü ela alıp, sıhhatı tayin ve tesbitle uğraşmışlar. 2-Dirayetül hadis ilmi: Hadisleri metin yönüyle ele alıp inceleyen, metinlerdeki mana ve kastı anlamaya imkân veren ilim dalıdır. Bu saha da, fakihlerin, delillerden hüküm çıkaran âlimlerin ilim dalıdır. Fakihler, hadislerin senedinden daha çok metinlerine ağırlık vermişler, metinlerdeki manayı kastı ve inceliği tesbitle meşgul olmuşlardır. Rivayetül Hadis ilmi: edebiyatı da müstakil mahsullerini vermiştir. Ancak yine bu arada hatırlanması uygun olan bir durum söz konusudur. O da -müstakilen olmasa bile- bazı hadis usûlü kaideleri daha önceki kaidelere ait eserlerde yer almıştır. Meselâ İmam Şafiî nin er- Risale si, Ahmed b. Hanbel in, kendisine sorulan suallere verdiği cevaplar, Müslim in Sahih ine yazdığı mukaddime, Ebu Davud un Mekkelilere yazdığı mektup, Tirmizî nin Cami i ve sonundaki Kitabu l- İlel i bu konuda ilk anda sayılabilecek eserlerdir. Yine Buharî nin üç Tarih i cerh ve ta dil bilgilerinin değerlendirilmeleri de hadis usûlü kaidelerinin alt kaynaklarıdır (İsmail Lütfi Çakan, a.g.e., 162). Allah sevdiğini ateşe atmaz.. [Terhip ve tergip] Metin: Senedin bittiği yerde başlayan cümledir. Sened ve Metne bir misal verelim daha iyi anlaşılması için: Senede misal: İmam Ebu Hanife hadisi Zühri den, o Enes bin Malikten, o da peygamber efendimiz s.a.v den şöyle buyurduğunu rivayet etti: Metine misal: Kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın. [1] Bir söze cümleye hadis diyebilmemiz için mutlaka onun kabul edilebilir bir senedinin olması gerekir. Senedi olmayan, tespit edilemeyen bir söz, ne denli doğru olursa olsun hangi islami esaslara uygun düşerse düşsün, hadistir denemez, hadis diye nakledilemez. Sened niçin vardır? Bir Hadisi şerif neden oluşur? Bir hadis iki şeyden oluşur: 1-Sened 2-Metin Sened: Raviler zinciri, hadisin rivayet silsilesi halkası, metne giden yoldur. Sened, dinden olmayan şeylerin dine karışmasını engellemek için vardır. Sened, dinden olmayan şeylerin dine karışmasını engellemek için taa ilkgünden geliştirilmiş bir metotdur. Sened olmasa ne olurdu? Sened olmayınca hangi sözlerin Peygamber 4

5 efendimiz s.a.v. ait olup olmadığını bilemez, tayin ve tesbit etme imkânımız olamazdı, isteyen istediğini, istediği şeyi din adına uydurabilirdi. Sened, dinden olmayan şeylerin dine karışmasını engellemek ve dinden olduğu anlaşılan, tespit edilen şeyleri de korumak, muafa etmek için geliştirilmiş bir metotdur. Sened metodu dinden olduğu tesbit edilmiş şeyleri, dinden çıkarıp atmak için kullanılamaz. Bu aynı zamanda sened metodunun geliştirilme amaç ve gayesine terstir. Dinden olmayan şeylerin dine karışmasına karşı en büyük engel senedtir. Bunun için büyük islam âlimleri, muhaddisler (hadisçiler) senede karşı çok titiz davranmış, kılı kırk yararcasına en ayrı noktalarına kadar incelemiş, işi çok sıkı tutmuşlardır. İsnadın önemine dikkat çeken Hz. Ali r.a de Kûfe mescidinde şu uyarıyı eksik etmemiştir: Bu ilmi (hâdisi) kimden aldığınıza dikkat edin, zira o dindir Muhammed ibn Sirin: Şüphesiz ki bu ilim dindir. Öyle ise dininizi kimlerden aldığınıza dikkat edin. Peygamberimizin (s.a.s) Kisaca Hayati Hz. Muhammed Hicret ten 52 yıl önce Rebiülevvel ayının 17. gününde Mekke şehrinde dünyaya gelmişlerdir. Babası, Hz. Abdullah dah a Hz. Muhammed dünyaya gelmeden, 25 yaşlarında vefât etmiştir. Annesi, Hz. Âmine yi ise 6 yaşında iken kaybetmiştir. Küçük yaşta babasını ve annesini kaybeden Hz. Muhammed i, dedesi Abdülmuttâlib himayesine aldı ve o zamana kadar kimseye verilmemiş olan Muhammed adını kendisine verdi. O da bir yıl sonra vefât edince, Hz. Muhammed i amcalarından, Hz. Ali nin babası Hz. Ebû Tâlib yanına alıp büyütmüştür. Hz. Muhammed Mekke nin en büyük ailesi olan Hâşimiler dendi. Peygamberler, Peygamber olarak dünyaya gelirler ve o vazife için yaratılmışlardır. Peygamberlik gibi ağır bir emaneti yüklenmek için bir hazırlık devresi geçirirler, sonunda ilâhi vahye mazhar olurlar ve insanlara ilâhi emirleri tebliğe başlarlar. Hz. Muhammed in hayatı, Peygamberliğini açıklamaya emir alıncaya kadar; sade, temiz, çok dürüst ve yaşayışı da insanlığa örnek bir yaşayış idi. Hz. Muhammed genç yaşlarında iken bütün Hicâz da, daha Peygamberlik gelmeden önce, huylarının güzelliği ve her hususta emin oluşları dolayısıyla, Araplar tarafından Muhammed ül Emin diye anılmaya başlanmıştı. Babasından mal, mülk, bir şey kalmadığı için bir hayli fakirdi; yalnız çok soylu bir aileden olduğu için çok itibar görürdü. 5

6 ESBÂBÜ VÜRÛDİ I-HADİS Hadis ilminin hadislerin ne maksatla söylendiğini araştıran dalı. Esbâbü l-hadîs, vürûdü lhadîs şek linde de kullanılan bu tabir hadislerin belli bir sebep, bir vesile veya bir durum dolayısıyla söylenmiş olmasını ifade et mektedir. Esbâb-ı nüzul âyetlerin nüzul sebepleri, nüzul zamanı ve mekânıyla İl gili hususlardan bahsettiği gibi esbâbü vürûdi l-hadîs de hadislerin söyleniş se bepleri, söylendiği zaman ve mekânla ilgili hususlardan söz eder. Bu ilim umu mi hükümlerin tahsis edilebilmesi, mâ nası mutlak olan hükümlerin sınırlandı rılması, mücmel ve müşkil hükümlerin açıklanması, nâsih ve mensuh olanların bilinmesi, bir hükmün asıl sebebinin be yan edilmesi, kısaca hadislerin daha iyi anlaşılabilmesi için büyük önem taşımak tadır. Müteahhir dönem âlimleri bunu bir metodoloji konusu olarak ele alıp de ğerlendirmişlerdir. Hadislerin pek çoğunun ne maksatla söylendiği bilinmemekteyse de bazıları nın vürûd sebebi bellidir. Hz. Peygamber in, Hangi günah daha büyüktür? ; Hangi amel daha faziletlidir? ; Cen nete girmeye vesile olacak amel hangi sidir? gibi sorulara verdiği cevaplarla, açık denizlerde suya ihtiyaç duyan avcı ların deniz suyunu temizlikte kullanıp kullanamayacaklarına dair soruya deni zin suyunun temiz, ölüsünün helâl oldu ğunu söylemesi buna örnek teşkil eder. Vürûd sebebi bazan bir âyetin nüzulü de olabilmektedir. Nitekim En âm sûre sinin 82. âyeti nazil olduğu zaman bu âyetteki zulüm kelimesini sahâbîler haksızlık şeklinde anladıkları için üzülmüşler, fakat Resûl-i Ekrem buradaki zulmün şirk anlamına geldiğini belir terek konuya açıklık getirmiştir. Hadis kitaplarında hadislerin metniy le birlikte rivayet edilen vürûd sebeple ri, ilk zamanlarda bazı hadislerin bütün rivayetlerinde mevcut değildi. Meselâ Şahîh-i Buhâri nin ilk hadisi olan, Amel ler niyetlere göre değer kazanır mealin deki rivayetin bir vürûd sebebi bulun duğu halde orada zikredilmemiştir. Ha disin başka rivayetlerinde ise, Mekke de yaşayan ve hicret emri üzerine Me dine ye gitmek isteyen Ümmü Kays ile adı bilinmeyen bir sahâbînin evlenmek istediği, Ümmü Kays ın onun bu isteği ni Medine ye hicret etmesi şartıyla kabul ettiği, sahâbînin de onunla evlenmek maksadıyla hicret ettiği belirtilmekte, bu arada diğer sahâbîlerin bu kişiye Muhâciru Ümmi Kays lakabını verdiği öğrenilmektedir. Bir hadisi rivayet eden muhtelif sahâbîlerden bazılarının daha sonraki dönemlerde vürûd sebebini de zikretmeye ihtiyaç duyması hadisin ne maksatla söylendiğinin bilinmesine im kân sağlamıştır. 6

7 Hakim Müstedrek inde, Mehamilî İsbehanî den yazdığı Emali sinde, Deylemî de aynı tarikle Enes in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Yer yüzünde Allah Teala nın Öyle melekleri vardır ki, kişinin hayırdan ve serden içinde bulunduğu durumu insanoğlunun diliyle konuşurlar. Hakim, (Sağlam olduğunu söyleyerek) ve Beyhakî, Enes in şöyle dediğini rivayet ederler: Hz, Peygamber ve ehl-i beytiyle oturuyorduk. Bir cenaze geçti. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Bu cenaze kimdir? Dediler ki: Allah ve Rasulü nü seven, Allah a itaatla amel eden ve taat yolunda koşan falan adamın cenazesidir. Rasulullah buyurdu ki: vacib oldu, vacib oldu, vacib oldu. Biraz sonra başka bir cenaze daha geçti. Dediler ki: Bu da Allah ve Rasulü ne buğz eden, Allah a isyanla amel eden ve o isyan yolunda koşan falan adamın cenazesidir. Bunun üzerine Hz. peygamber (yine üç kere), vacib oldu, vacib oldu, vacib oldu diye buyurdu. Dediler ki: Ey Allah ın Rasulü! Hayırla yad edilen ilk cenaze hakkında da vacib oldu diye üç defa söyledin; kötülüğü yad edilen ikinci cenaze hakkında da aynen üç defa vacib oldu dedin. Bu nasıh olur? Buyurdu ki: Evet ey Ebubekr, Allah ın yer yüzünde öyle melekleri vardır ki, kişinin hayırdan ve serden, içinde bulunduğu durumu, insanoğlunun lisanıyla söylerler. (Cennet ve cehennemlik olduğunu haber verirler.) Nebi s.a.v şöyle buyurdu: Biz kimsenin örtüsünü (kusurunu) yırtmayız (açığa çıkarmayız). Abdullah ibn Ömer r.a anlatıyor: Nebi s.a.v in yanında bulunuyordum, Harmele bin Zeyd gelerek Rasulullah s.a.v ıb onüne oturdu. Eliyle diline işaret ederek: Ey Allah ın Rasulü, iman buradadır diye söyledi. Sonra kalbine işaret ederek: Nifak da buradadır, Allah ı çok az zikreder dedi. Nebi s.a.v onun bu sözü karşısında sustu. Harmele aynı sözü tekrar söyledi. Bu kez Nebi s.a.v Harmele nin dilinin bir yanından tutarak: Ey Allah ım ona doğru söyleyen dil ve şükreden kalp ver. Ona benim sevgimi ve beni sevenlerin sevgisini kazandır. İşini de hayra çevir diye buyurdu. Bunun üzerine Harmele: - Ey Allah ın Rasulü, benim münafık kardeşlerim (yani arkadaşlarım) var. Ben onlara başkanlık ediyorum. Onların kimler olduklarını sana bildireyim mi? diye sordu. Nebi s.a.v: - Kim senin geldiğin gibi bize gelirse, senin için mağfiret dilediğimiz gibi onun için de mağfiret dileriz. Kim de günahında ısrar ederse onun işi Allah ladır. Biz kimsenin örtüsünü yırtmayız diye buyurdu. Taberani, Mucemu l Kebir 4/5; Haysemi, Mecmua iz-zevahid 9/410. Haysemi: Ravileri, Sahih te isimleri bulunan ravilerdir demiştir. 7

8 Ben Zulme şahitlik etmem Hz Numan b. Beşir r.a anlatıyor: Babası kendisini Rasülullah s.a.v e getirerek; Bu oğluma kölemi bağışladım dedi. Rasülullah s.a.v şöyle buyurdu: Ya Beşir, bundan başka çocuğun var mı? buyurdu. Beşir; Evet dedi. Rasûlullah s.a.v; Her birine bunun gibi hibe ettin mi? buyurdu. Beşir; Hayır dedi. Rasûlullah s.a.v; O zaman beni şahit tutma! Çünkü ben zulme şahitlik etmem bu yurdu. Diğer bir rivayette; Beni zulme şahit tutma buyurdu. Bir başka rivayette; Buna benden başkasını şahit tut buyurdu. Sonra: İyilik hususunda hepsinin eşit olmaları seni sevindirmez mi? diye sor du. Beşir; Sevindirir dedi. Rasülullah s.a.v; O halde onların arasında tercih yoktur buyurdu. Yukarıdaki rivayetlerin tamamını Buhari; Kitab ul-hibe, Müslim; Kitab ui-hibe, hadis no: 1623, Malik; 2/151, 72, Ebu Davud; hadis no: , Tirmizi, hadis no: 1367 ve Nesei 6/258. Bütün işlerde islam a ve alimlerine müracat etmek mutlak zorunludur. Rasülullah s.a.v in ashabı, müşkül bir durumla karşılaştıkları zaman veya bir şeye karar verecekleri zaman adetleri böyleydi. Babaların kız olsun, erkek olsun çocukları arasında adaleti gözetmele ri, bir kısmını diğer kısmına üstün tutmamaları gerekir. Aksi takdirde aile yapısını alt üst eden zararların doğmasına neden olurlar. Ebu Hanife, İmam Ebu Yusuf, İmam Muhammed, İmam Şafii; Buradaki geri al emri vücub için değil, fazilet ve ihsan kabilindendir demişlerdir. Cumhura göre; eşitliğe riayet müstehabdır. Ebeveynin çocukları arasında tercih yapması mekruhtur. Onlara göre buradaki emir nedib, nehiy ise kerahati tenzihiyedir. Kardeşler arasında telif etmek ve onları isyana sevk eden şeylerden kaçın mak gerekir. Çocuklar arasında adalet gözetilmemesi durumunda kardeşler arasına kıskançlık çekememezlik girer böyle bir durumda haksızlığa uğradığını düşünen çocuk öncelikle kendine olan özgüvenini yitirir cesareti kırılır kararsızlığı artar kendine özgüvenini yitiren ve dışlandığını düşünen bir çocuk başarılı olma gücünü yitirir. Dışlandığı sevilmediği hissine kapılan bir çocuğun kalbinde kin ve intikam ateşi filizlenmeye başlar ve saldırganlaşır acıma hissi zayıflar saldırganlığı artar bu duydu ve düşünce iklimine kapılarak büyümeye abşlayan bir çocuk gerek aile gerekse toplumun altyapısını bozar hem aile hem toplumun bağrında derin ağır ve tedavisi zor yaralar açar. Bugün sokak çocuklarının tinerci çocukların saldırgan vuran kıran saygı duymayan bütün çocukların bu hale gelmesinin perde gerisindeki en etkin neden budur. Yavrularımızın bu durumlara düşmesini istemiyorsak onlara sahip çıkalım bu sahip çıkış adaletle çocuklarımıza karşı eşit davranarak birini diğerine tercih etmeden hepsiyle ilgilenmek zahiren eşit şekilde sevmekle başlar. Bu yoksa ne baskı ne dayatma nede başka davranış şekiller asla cözüm getirmez. Zararını hem aile hem çevre hemde toplum çeker. Yavrularınızın böyle olmasını istermisiniz? 8

9 Hadisi Malik, Şafiî, Ahmed ve îbn Ebî Şeybe, Ebu Hureyre den rivayet etmiştir. O şöyle diyor: Rasulullah (s.a.v.) deniz hakkında şöyle buyurdu: Onun suyu temiz, ölüsü helaldir. Ahmed, Hakim ve Beyhakî nin, Ebu Heruyre den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: Biz bir gün Rasulullah (s.a.v.) ın yanında iken, o arada bir avcı çıkageldi. Dedi ki: Ey Allah ın Rasulü, avlanmak kasdıyia denize gidiyoruz. Aramızdan biri de, yanında su kabını taşır ve biz, bir an evvel ava kavuşmayı ümid ederiz. Bazen isteğimize ulaşır, bazen de avı bulamayız. Ona ulaşılır zannıyla denizde bir hayli yol alınır. Öyle ki, ihtilam olunur veya abdest amak icab eder. Eğer bu su (kabdaki su) ile abdest alınsa veya gusl edilse, birimizin susuzluktan dolayı ölüm tehlikesiyle karşı karşıya gelmesi muhtemeldir. Bu korkumuzdan dolayı deniz suyu ile abdest almamız veya gusul etmemiz konusunda ne buyurursun? Bunun üzerine Rasuluîlah (s.a.v.) buyurdu ki: Onunla gusl de yapınız, abdest de alınız. Çünkü onun suyu temiz, ölüsü helaldir. Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: Bir Müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden kuş, insan veya hayvanın yedikleri şeyler, o Müslüman için ancak birer sadakadır. Buhari, Müslim 9

10 Namaz vakti uyumak Buharî ve Müslim Enes ten rivayet ettiklerine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur Buharî ve Müslim Enes ten rivayet ettiklerine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kimse namaz vaktinde uyursa veya unutarak onu kılmazsa, bunun keffareti.hatırladığı zaman hemen kılmasıdır. Ayrıca,b;r keffaret yoktur, (ayet-i kerimede de) beni anmak için namaz kıl diye.buyurulmuştur. Ebu Ahmed el-hakim -ki asıl isminin Muhammed b. îshak el-hafız olduğu, emâîisinin bir bölümünden anlaşılmıştırdiyor ki: Ben, Ebu Cafer Muhammed b. Hüseyin el- Hanavî yim. Bana Muhammed b. el-a la, ona Halef b. Eyyub el- Arnirî, ona Ma mer, ona da Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasuluîlah (s.a.v.) gece yolculuklarının birisinde güneş doğuncaya kadar uyuya kaldı. Kalkınca namazını kıldı ve şöyle buyurdu: Kim namaz vaktinde uyur veya namaz kılmayı unutursa, hatırladığı an, onu kılsın. Sonra şu ayet-i kerimeyi okudu: Beni anmak için namaz kılınız. Ebu Ahmed el-hakim, sözüne devamla diyor ki: Ben, Veliyyuddin el-irakfnin mecmualarının birinde şeyhin el yazısıyla hadisin metnini aynen gördüm. Müslim, Kitabu i-mesacid, Bab-u Kazai s-salat, 2/327 Ahmed b. Hanbal, (4/421) ve Müslim, hadisi îmran b. Husayn dan değişik lafızlarla rivayet etmişlerdir. Nesâî, yakın lafızlarla hadisi rivayet etmiştir. Ahmed b. Hanbel, îmran b. Husayn dan (4/441) şöyle rivayet eder: Ashab dediler ki: (Vakti geçen namaz için), Onu yarın ki vaktinde mi iade edelim (kılalım)? Buyurdu ki: Yüce Rabbiniz, aranızda faiz alışverişi yaparken bundan sizi men etmedi mi? Yine Ahmed b. Hanbel, (5/309) Ebu Katade den yaptığı bir rivayette şöyle demiştir: Rasuluîlah ve Ashabı, namaza kalktılar ve onu kıldılar. Rasuluîlah buyurdu ki: Geçen namazı yarın ki vaktinde kılınız. Suyutî, İbn Seyyidi n-nas tan yaptığı nakilde iki rivayetin arasını cem ederek şöyle demiştir: Lfi^a-Jj ifadesindeki La zamiri, yarın ki namaza racidir (onunla ilgilidir). Yani geçen namazı hergün yaptığı gibi üzerine fazlalık eklemeden kılsın. Lafızların hepsi aynı manada ittifak edip, başka türlüsü caiz değildir. Bakınız, Zehrii r-riba ale l-mücteba, 1/238. Ebu Ahmed el-hakim, Emâlî sini.n bir yerinde şöyle diyor: Zührî nin, Said den, onun da JBfouiTilureyro&en müsned olarak rrvayet ettiği Ma mer hadisi, garibdir. Bunu, Halef b.jeyyub eitamiifnin dışında kimsenin rivayet; ettiğini ve Ebban b. Yezid je rtaftar ın da Ma mer den rivayetinden başka bilmiyorum. Şeyh Veliyyu demiştir ki: Bu meşhur suale aşağıdaki şejriîde cevap verilmesi uygundur: ; Soru: Namaz geceleyin (Sabah Namazı) farz olduğu halde Cebrail, onu neden o vakitte değil de öğle vaktinde hatırlatmıştır? Cevap: Denilebilir ki Hz. Peygamber, sabah (namazı) vaktinde uyuyordu. Uyuyan kişi mükellef değildir. Bu cevap yeterlidir. Hadisin isnadı sahihtir. Eten. (M-ataıerî). derirruki, Bu hadisten murad, her hangi bir gecede yürüme ve o zamandaki, Sabah Namazı vaktindeki uyumadır. Yoksa onun (Zührî) dediği gibi Miraç Gecesi kasdedilmemiştir. Buradaki ^juj lafzı (gece yürüyüşü), İsrâ Sûresi nin ilk ayetindeki lafzıyla karıştırılmıştır. 10

11 İkinci bir Sebep Uykuda namazı terk söz konusu değildir. Ancak namazı terk etme uyanıkken olur Hadisi, Tirmizî rivayet ederek sahih olduğunu söylemiştir. Nesâî de Ebu Katade nin şöle dediğini rivayet etmiştir: Sahabe, uyku vesilesiyle namazı kılmama durumlarını Rasuluîlah (s.a.v.) a anlattılar. O da cevaben buyurdu ki: Uykuda namazı terk söz konusu değildir. Ancak namazı terk etme uyanıkken olur. Sizden biriniz namazını unutur, yahut namaz vaktinde uykuya dalarsa, hatırladığı an hemen kılsın. Ahmed b. Hanbel, Ebu Katade nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Biz, Rasulullah (s.v.v.) ile (bir seferde) beraberdik. Buyurdu ki: Eğer siz, yarına kadar suya ulaşamazsamz, susuz kalırsınız. Bunun üzerine insanlar, bin an evvel suya kavuşmak arzusuyla süratlendiler. Ben, Rasulullah ın yanında bulunuyordum. Bu arada Rasulullah ın bineğinin eğeri eğildi. Rasulullah (s.a.v.) da uyuklamaya başladı. Ben O na düşmemesi için destek oldum. Sonra uyandı ve, Kim o? buyurdu. Ben de, Ebu Katade yim dedim. O da, Ne zamandan beri binek üzerindesin? buyurdu. Ben de,. geceden beri dedim. O da, Rasulü nü muhafaza ettiğin gibi, Allah (c.c.) seni muhafaza etsin diye buyurdu. Sonra buyurdu ki: Eğer bir yerde konaklarsak namazımız konusunda dikkatli olalım (bu arada bir ağaca yöneldi ve indi. Buyurdu ki: Bak kimseyi görüyor musun? Dedim ki: İşte bir atlı, iki atlı daha. Derken sayı yediye ulaştı). Sonra uyuduk. Güneş etrafı ısıttı, sonra uyandık. Rasulullah (s.a.v.), bineğine bindi, yürüdü. Biz de arkasından kısa bir süre yürüdük. Sonra bineğinden indi ve buyurdu ki: Yanınızda su var mı? Ben de dedim ki: Evet. Abdestlikte biraz su var. Buyurdu ki: Onu bana getir. Ben de suyu O na verdim. Dedi ki: Onunla abdest alınız. Bunun üzerine bütün cemaat abdest aldı. Bir yudum da arttı. Sonra buyurdu ki: Ey Eba Katade! Onu muhafaza et. Çünkü onun için bir haber daha olacak. Nihayet Bilal (r.a.) ezan okudu. Fecirden önce iki rekat namaz kılındı. Sonra Sabah Namazı kılındı. Akabinde Rasulullah bineğine bindi. Biz de bineklerimize binerek yola koyulduk. Yolculardan bir kısmı diğerlerine namazımızı unuttuk dediler. Rasulullah (s.a.v.), -onlara dönerek- Ne diyorsunuz? buyurdu. Eğer konuştuğunuz mesele dünya işi ise, siz onu bilirsiniz. Ancak din ile ilgili bir mesele ise bunu ben bilirim. Dedik ki: Ey Allah ın Rasulü! Namazlarımızı unuttuk. O, Uykuda unutma olmaz, unutma sadece uyanıkken olur buyurdu. Böyle olduğunda her ne kadar vakit geçse de namazınızı kılınız. 11

12 Kim güzel bir yol bırakıp giderse... îbn Mace, Ebu Cuhayfe nin şöyle dediğini nakleder: Rasulullah (s.a.v.), buyurdu ki: Kim güzel bir yol bırakıp giderse, kendinden sonra o yola sülük edenlerin sevabı kadar sevab alır. Sevab işleyenlerin sevabından da bir şey eksilmez. Kim de kötü bir yol bırakıp giderse, kendinden sonra o yola sülük edenlerin işleyeceği günah kadar günah alır. Günah işleyenlerin günahından da bir şey noksan olmaz. işleyeceği günah kadar günah alır. Günah işleyer. bir şey noksan olmaz. Ahmed ve Müslim, Cerir in şöyic ^^^.^ı-ı-rivayet ederler: Biz gündüzün ortasında, Rasulullah (s.a.v.) ın yanında bulunuyorduk. Derken, yalın ayak, kaplan postu rengindeki gömleklerini yahut abalarını başlarına geçirmiş, kılıçlarını çekmiş, ekserisi hatta hepsi Mudar Kabilesi ne mensup çıplak bir takım adamlar, Peygamber (s.a.v.) e geldiler. Onların muhtaç halini görünce, Rasulullah (s.a.v) ın yüzü değişti. İçeri girip çıktıktan sonra Bilal e emir buyurdu. Bilal ezan okuyarak, kamet getirdi. Rasulullah (s.a.v.) da namazı kıldırdı. Sonra hutbe okudu ve: Ey insanlar! Sizi bir kişiden yaratan Rabbiniz den korkun (Nisa-1) ayet-i kerimesini sonuna yani, Şüphesiz ki Allah sizin üzerinizde gözcüdür ayetine kadar ve Haşr Sûresi ndeki Allah tan korkun, her nefis yarın (ahiret için ne gönderdiğine bir baksın, Allah tan korkun ayet-i Kerimesini okudu. (Sözüne devamla): Bir adam; dinarından, dirheminden, elbisesinden, bir sa buğdayından, bir sa kuru hurmasından sadaka vermelidir. Velev ki yanm hurma olsun buyurdu. Derken Ensar dan bir zat, hemen hemen elinin taşıyamayacağı kadar, hatta elinin taşımaktan aciz kaldığı bir kese getirdi. Sonra birbiri ardınca herkes bir şeyler getirdiler. Neticede yiyecek ve elbiselerden müteşekkil iki yığın gördüm. Rasulullah (s.a.v.) ın (mübarek) yüzünü altınla yaldızlanmış gibi parladığını gödüm. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):. Her kim İslam da güzel bir çığır açarsa, o çığırın ecri ile kendisinden sonra o çığırla amel edenlerin ecirlerinden hiçbir şey nçksan edilmemek şartıyla sevaplan kendisine aittir. Kim de İslam da kötü bir çığır açarsa o çığırın vebali ile kendisinden sonra onunla amel edenlerin vebali, hiçbir noksanları olmamak üzere ona aittir buyurdu. 12

13 Kim benim adıma kasden yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın Hz Abdullah İbn Amr b. el-as r.a anlatıyor: Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem in elbisesi gibi bir elbise giydi. Medine deki haneye geldi ve dedi ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bana istediğin eve girebilirsin dedi. Şöyle cevap verdiler: Hayatımız boyunca Allah Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem in çirkin bir şeyi ve ah laksızlığı emrettiğini görmedik.. Adama bir oda hazırladılar, sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem e bir haber gönderip durumu bildirdiler. Bunun üzerine o, Ebu Bekir ile Ömer e şöyle buyurdu; Haydi oraya gidin, eğer adamı diri bulursanız önce öldürün, son ra ateşe atıp yakın! Gittiğinizde ona yapacak bir şeyin kalmamış olarak görürseniz, yine de onu ateşte yakın! Geldiler; gece küçük su dökmeğe çıktığında yılan tarafmdan sokulup öldüğünü gördüler. Hemen naşını ateşe atıp yaktılar. Sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem e dönüp durumu anlattılar. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Kim benim adıma (demediğimi dedi diye) yalan (uydurup) söylerse, ateşteki yerini ha zırlasın! Taberani.el-Mu cem ul-evsat ında leyyin bir isnadla rivayet etmiştir. İsnadında geçen Ata b. es-saib hakkında ihtilaf vaki olmuştur. Ahir-i ömründe hıfzı bozulduğu için hakkında menfî sözler sarfedilmiştir. Buhari ve Tirmizi, metnin sonunda geçen merfü u hadis kısmını Ebû Kebşe nin Abdullah İbn Amr dan rivayeti ile tahric etmişlerdir Heysemi, Mecma uz-zevahid I, 146. Bu hadisin bazı rivayet yolarında kasden ifadesi mevcut iken, bazılarından bu ifade yoktur. Hz Zubeyr bin Avvam r.a a göre, bu kelime, henüz sahabe hayatta iken bu rivayete idrac edilmiştir. O, bunu şöyle ifade etmiştir. Görüyorum ki, müteammiden kelimesini hadise ilave ediyorlar. Allah a andolsun ki, Ben Rasülullah s.a.v in müteammiden dediğini duymadım İbn Kuteybe, Tevilu Muhtelifi l-hadis 40. Hz Zübeyr bin Avam r.a bunu duymaması diğer sahabelerinde duymadığı anlamına gelmez. Herkesin her şeyi duyması asla mümkün olmamakla birlikte ihtiyalı olmakgerektir. Hz Zübeyr bin Avam r.a herkes hadis rivayet ettiği halde sen neden bundan kaçınıyorsun? Denildiğinde şöyle cevap vermiştir: Müslüman olduğum günden itibaren Rasülullah s.a.v den hiç ayrılmadım. Ancak ondan işittiğim bir söz beni bundan alıkoymaktadır: O da Her kimbana yalan isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın hadisidir. Hatib el-bağdadi, el-kifaye,

14 MUS AB Bin UMEYR (r.a) (v.3/625 m). Ashab-i kirâm in ileri gelenlerinden Künyesi Ebâ Muhammed tir. Mekke nin zengin ailelerinden olup, yakisikli ve güzel giyinen bir gençti. Anne ve babasi onun üzerine titrerdi. Özellikle, Mekke nin en zenginlerinden sayilan annesi, ogluna güzel elbiseler giydirir ve güzel kokular sürerdi. Mekkeliler de onu hayranlikla seyrederlerdi. Bir defasinda Hz. Peygamber de onun hakkinda söyle buyurmustu: Mekke de Mus ab b. Umeyr den daha güzel giyinen, daha yakisikli ve nimetler içinde yüzen baska bir genç görmedim (Ibn Sa d, et- Tabakâtü l-kübrâ, Beyrut 1960, III, 116). Mus ab, Mekke de o günün sartlarina göre zenginlik ve ihtisam içinde yasarken, Hz. Peygamber(s.a.s) in insanlari islâm a davet ettigini ögrendi. Fazla vakit kaybetmeden Hz. Peygamber e giderek iman edip müslüman oldu. O sirada Mekkeliler, müslümanlara yogun bir baski uyguladigindan, Hz. Mus ab müslüman oldugunu ailesinden gizlemek zorunda kalmisti. Ama o, Peygamberimizi gizlice ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Ne var ki Osman b. Talha, Mus ab in namaz kildigini görüp durumu annesi ile akrabalarina bildirmisti. Bunun üzerine akrabalari yakalayip hapsettiler. Mekke nin bu nazli ve zengin genci için artik çile dolu zor günler baslamisti. Habesistan a hicret eden ilk kafileye katilincaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus ab, hicret imkani çikinca, dinini daha rahat bir sekilde yasayabilmek için Habesistan a hicret etti. Habesistan dönüsünde Hz. Mus ab in durumu tamamen degismis ve bu nazli delikanlinin yerini, kalbi Islam ve imanla dopdolu iradesi güçlü kuvvetli, metin bir genç almisti. Annesi ondaki bu kararlilik ve metaneti görünce, üzerindeki baskisini biraz hafifletmek zorunda kaldi. Bu sirada Birinci Akabe Beyati olmus ve Medinelilerden bir grup islâm i kabullenmisti. Kendilerine islâm i anlatmak ve digerlerine de teblig yapmak için Rasulullah tan bir ögretici istediler. Hz. Peygamber de bu önemli görev için Hz. Mus ab b. Umeyr i görevlendirdi. Hz. Mus ab onlara hem namaz kildiracak, hem Kur an ögretecek, hem de diger insanlara islâm i anlatacakti ve yeni kimseleri islâm a davet edecekti. Böylece Medine ye ilk hicret eden sahabi Mus ab b. Umeyr oluyordu. Medine de ilk cuma namazini da Mus ab b. Umeyr kildirdigi kaynaklarda ifade edilir (Ibn Sa d, a.g.e., III, 118). Bir yil sonra Mekke ye, hac mevsiminde yaninda yetmis kisi ile gelen Mus ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s) e islâm in Medine deki hizli yayilisinin müjdesini verirken söyle demisti: islâm in girmedigi ve konusulmadigi ev kalmadi. Basta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevindiler. Oglunun Mekke ye döndügünü haber alan annesi onu tekrar hapsetmek istedi. Ancak Mus ab bütün bunlara karsi olgun bir müslüman tavrini takinarak imaninda direndi ve annesini bundan vazgeçirdi. Onun annesini islâm a daveti bir sonuç vermedigi gibi annesi de Mus ab i yolundan döndürememisti. Hz. Peygamber (s.a.s) in yaninda iki ay kadar kalan Mus ab b. Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine ye vardi. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa d b. Ebî Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-ensârî (r.a) ile kardes ilan etmisti (Ibn Sa d a.g.e., III, 120). Bedir savasinda muhacirlerin sancagi onun elindeydi. Rasûlullah in bayraktari olarak 14

15 ün yapmisti. Uhud savasinda da sancak yine onun elindeydi. Savas esnasinda müslümanlarin geriledigini gören Mus ab b. Umeyr, atini saga sola dogru sürüyor ve yüksek sesle su ayeti okuyordu: Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmistir (Alu imrân, 3/144). Bu ayetin Uhud gününe kadar nazil olmadigi ve o gün giderildigi rivayeti, Hz. Mus ab in Allah katindaki degerini ifade eder (Ibn Sa d, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesinde islâm ordusunun sancagini tasiyan Mus ab b. Umeyr in önce sag kolu kesildi. Hemen sancagi sol eline alarak savasa devam etti. Fakat ardindan sol eli de kesildi. Bu defa vücuduyla sancaga simsiki sarildi ve yukaridaki ayeti okumaya devam etti. Sonunda müsriklerin bir mizrak darbesiyle sehid oldu. Sancagi hemen Suveybit b. Sa d ve Ebû r- Rûm b. Umeyr adli sahabiler aldilar. Hz. Mus ab sehid olarak yerde yatarken, günün sonlarina dogru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus ab i elinde sancakla gördü ve ileriye git ey Mus ab! diye emretti. Fakat o kisi geri dönerek Ben Mus ab degilim deyince Hz. Peygamber onun Mus ab kiliginda savasan Allah in meleklerinden biri oldugunu anladi (Ibn Sa d, a.g.e., II, 121). Uhud savasinda Ashab-i kiram in ileri gelenlerinden birçok kimse sehid oldu. Hz. Mus ab b. Umeyr de sehidler arasindaydi. Hz. Peygamber (s.a.s) in ne kadar üzüntülü oldugu yüzünden okunuyordu. Mus ab in mübarek na sinin basucunda oturarak, Uhud sehidleri hakkinda nazil oldugu bildirilen su ayeti okudu: Mü minlerden öyle er kisiler vardir ki, Allah a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi adagini ödedi sehid oldu. Kimi de (sehid olmayi) bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla degistirmediler (el-ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber diger sahabilere, sehidlere yaklasip selam vermelerini söyledi ve verilen selamlarin sehidler tarafindan alinacagini ifade etti (Ibn Sa d, a.g.e., III, 121). Hz. Mus ab sehid edildiginde kirk yaslarinda idi. Bir zamanlar zenginlik ve refah içinde yasayan bu degerli insani kefenleyecek bir örtü dahi bulunamamisti. Hz. Peygamber, yanina geldiginde Mus ab b. Umeyr eski bir hirkanin içinde saçlari dagilmis, vücudu ise kiliç ve mizrak darbeleriyle parçalanmis bir durumda yatiyordu. Hz. Peygamber üzüntülü bir halde sunlari söyledi: Seni Mekke de gördügümde, senden daha güzel giyinen, senden daha yakisikli kimse yoktu. Þimdi ise, kefen olarak sarilmis hirkadan basin disarida kaliyor. Sonra onun için de bir kabir açtilar ve o mübarek sahabiyi de Uhud sehidleri arasina defnettiler. Allah yolunda canini feda eden bu aziz sehid sahabi için Ashab-i Kiram dan Habbab (r.a) sunlari anlatiyor: Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine ye yalniz Allah rizasi için hicret ettik. Artik mükâfatini Allah tan bekleriz. Arkadaslarimiz arasinda bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardir ki Mus ab b. Umeyr bunlardan biridir. O Uhud günü sehid olmustu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamistik. Yalniz sehidin bir kaftanini bulmus ve bu aziz sehidi ona sarmaya çalismistik. Ancak basini örterken ayaklari açiliyor, ayaklarini kapatirken de basi açiga çikiyordu. Bu yoksulluk karsisinda Hz. Peygamber bize sehidin basini örtmemizi ve ayaklarinin üstüne de izhîr denilen kokulu ottan koymamizi emretti (Buharî, Cenâiz 27; Ibn Sa d, a.g.e., III, 121). 15

16 Ya Rabbi, sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle! DUA et,her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru! Ya Rabbi, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım! Bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimizbilmediğimiz bütün kötülüklerden muhafaza Allah ın sevgili kulu Allah ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç! Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah a hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı, onu Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle! İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle! Ya Rabbi, bize dünya ve ahirette güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru! AMIN gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine, Ben emredileni yaptım. diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı. Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi: Ey Allah ın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım et. Onu aldı. Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi: Ey Allah ın sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: Üçüncünün dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem mredildi. Şimdi ne yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra, yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu duayı yaptı: Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir. Daha sonra, rüyasında şöyle anlatıldı: Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur. İkincisi iyi amelindir. Ne kadar saklarsan sakla; yine meydana çıkar. Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir, ona hıyanet etme. Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa, onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun. Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç. Şüphesiz her şeyi bilen Allah tır. 16

17 BİR BEN VARDIR BENDE Severim ben Seni candan içeru Yolum vardır bu erkandan içeru Şeriat, tarikat yoldur varana Hakikat meyvası andan içeru Dinin terk edenin küfürdür işi Ol ne küfürdür, imandan içeru Beni bende demen, ben de değilim Bir ben vardır bende, benden içeru Beni benden alana ermez elim Kim kadem basa Sultandan içeru Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman var, Süleyman dan içeru Tecelliden nasip erdi kimine Kiminin maksudu bundan içeru Senin aşkın beni benden alıptır Ne şirin dert bu, dermandan içeru Miskin Yunus, gözü tuş oldu Sana Kapıda bir kuldur, Sultandan içeru Yunus Emre NAMAZ İmandan sonra en önemli ibadet namaz kılmaktır. Allah a iman eden elbette ona itaat edecektir. İtaatin ifadesi ise namaz kılmak şeklindedir. Namaz kılmamanın hiçbir mazereti yoktur. En korkulu zamanlarda ve düşman karşısında dahi cemaatle namaz kılmak gibi namazın sünnetlerinde birisi dahi terk edilemez. Bu dinin namaza verdiği önemi göstermektedir. Hasta, felçli ve kötürüm olanlar dahi namazı terk edemez her hâl-ü karda namazını kılar. Nihayet göz ile ima ederek namazını kılar ama aklı başında olduğu sürece asla terk edemez. Namazı inkâr ederek terk eden Şafi Mezhebine göre Mürted olur ve mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Çünkü Bir gün sultan Sait Rükneddin sarayında mükemmel bir bir ziyafet vermiş, devrin bütün şeyhlerini davet etmişti. Kadı Seraceddin Urmevi bir makamda, Sadreddin Konevi diğer bir makamda, Seyyid Şerefeddin tahtın önünde, geri kalan büyükler birbiriyle sıkışık oturmuşlardı. Birden Hazreti Mevlânâ yakınlarıyla birlikte gelip selam verdi, sarayın avlusunda bulunan havuzun kenarına oturdu. Emir Pervane ne kadar ısrar ettiyse de içeri girmedi. Namaz dinin direğidir. Namaz gibi dinin esaslarından birini inkar etmek elbette dini inkar etmekle aynı anlamı taşımaktadır. İhmal ve kusur sonucu namazı terk eden ise tövbe ederek namaza başlamalı ve kılmadıklarını kaza etmelidir. Kılınmayan namazları kaza etmek iman edenlerin Allah a borcudur. Bunu tamamlamadığı zaman namaz borcundan kurtulamaz. Ziyafet Şeyh Sadreddin bir ara yüzünü Hazreti Mevlânâ ya dönerek; - Her şeyin hayatı sudandır dedi. Hazreti Mevlânâ şöyle dedi: - Hayır, her şeyin hayatı Allah tandır! Hazreti Mevlânâ sofanın sedirine gitmeyince; bütün şeyhler ve büyükler ona uyup avluya geldiler. Yemekten sonra, hemen orada sema a başladılar. Sözle anlatılması mümkün olmayan zevk ve şevk hâsıl oldu. Allah hepsinden razı olsun. 17

18 İmam ın künyesi: Ebu Abdillah, ismi Muhammed İbnu İsmâil dir. Ünvanıyla birlikte şöyle tesmiye edilmiştir: Şeyhu l- İslâm ve İmâmu l-huffâz Ebu Abdillah Muhammed İbnu İsmâil İbni İbrâhim İbni l-muğîre İbni l-berdizbe el-buhârî el-cu fî (radıyallahu anh) dir. Buhâra da doğmuş yıllarında yaşamıştır. Orta boylu, zayıf, esmerce bir zattı. Yetişmesi Babasını küçük yaşta kaybetmiş ise de annesi onun yetişmesi için gerekli alâkayı göstermiştir. 10 yaşında iken hadîs dinlemeye başlamış, küçükken ezberlediği hadîs miktarı 70 bini bulmuştur. İlk defa İbnu l-mübârek in te lîfatını ezberlediği, kendi memleketinde iken Muhammed İbnu Selâm, el- Müsnidî ve Muhammed İbnu Yusuf el-beykendî den hadîs aldığı, bunlardan sonra, ilim merkezlerine, annesinin refakatinde seyahate çıktığı, Belh te Mekkî İbnu İbrahim den, Bağdat ta Affan dan, Mekke de Mukrî den, Basra da Ebu Âsım ve el-ensarî den, Kufe de Ubeydullah İbnu Mûsa dan, Şam da Ebu l-muğîre ve el- Feryâbî den, Askalân da Âdem den ilim aldığı belirtilir. Abdurrezzâk ı dinlemek üzere Yemen e yol hazırlığı yaparken ölüm haberi gelir. Zehebî, Buhârî nin tahsilini tamamlayıp te lîf ve hadîs rivâyetine başladığı zaman henüz yüzünde tüy çıkmamıştı der. Ancak, te lîfe geçmesi hadîs talebine son vermesi değildir. İMAM BUHÂRÎ Kişi, kendisinden büyük olanlardan, akranlarından ve kendisinden küçük olanlardan ilim almadıkça kemâle eremez diyen Buhârî hazretlerinin 1080 kişiden hadîs aldığı bilinmektedir Kendisinden Hadîs Alanlar: Buhârî, sağlığında lâyık olduğu şöhret ve itibara ulaşmış bu sebeple çok sayıda kimse kendisini dinlemiş hadîs rivâyet etmiştir. Müslim, Tirmizî, Muhammed İbnu Nasrı l- Mervezî, Sâlih İbnu Muhammed, İbnu Huzeyme, Ebu Kureyş Muhammed İbnu Cum a, İbnu Sâid, İbnu Ebi Dâvud, Ebu Abdullah el-firebrî, Ebu Hâmid İbnu ş-şarkî, Mansur İbnu Muhammed el-bezdevî, Ebu Abdillah el-mehâmilî meşhurlardandır. Buhârî, muasırlarına sadece hadîs vermekle kalmamış te lif metodu da vermiştir. Belki bu daha mühim bir husustur. Çünkü, sahîh hadîsleri müstakil bir te lifte toplama işine ilk teşebbüs edip gerçekleştirme şerefi Buhârî ye aittir. Başta Müslim olmak üzere, diğer sahîh müelliflerinin hepsi, Buharî nin açtığı çığırda giderek eser vermişlerdir. Binaenaleyh onlardaki payını inkâr etmek mümkün değildir. Zeka Ve Hâfızası Buhâri Hazretleri mümtaz vasıfları olan bir zattır. Zehebi: Zekâda, ilimde, vera ve ibadette en önde gelen bir kimseydi diye tavsîf eder. Nitekim öyle bir zekâ ve hâfıza gücüne sahipti ki, bir kitabı bir kere okumakla hıfzına alıyor, işittiklerini olduğu gibi ezberliyordu. Hafıza durumu daha küçükken dikkatleri çekmişti. Buhârî nin varrâkı (kâtibi) Muhammed İbnu Ebî Hâtim şunu anlatır: Buhârî çocuktu, beraber hadîs derslerine devam ediyorduk. Biz dinlediğimiz hadîsleri muntazaman yazıyorduk, fakat o yazmıyor, sâdece dinliyordu. Biz bir ara: Sen niye yazmıyor, vaktini aylak geçiriyorsun? diye çıkışmaya başladık. Israr edince 18

19 Çıkarın yazdıklarınızı! dedi. 15 bin kadardı, bunlar. O hepsini ezberden okuyuverdi. Biz defterden takip ettik, hiç eksiği yoktu. - Gördünüz mü? Boşa mı gidip geliyor muşum? dedi. Biz o zaman anlamıştık ki, kimse ilimde Buhârî nin önüne geçemeyecek. Buhârî deki bu hâfıza ve zekâ gücünü bazıları belâzur denen bir ilâç içerek elde ettiğine dair dedikodu yaparlar. Bunun üzerine Muhammed İbnu Ebî Hâtim, yalnız kaldıkları bir sırada sorar: - Hâfızayı güçlendirmek için bir ilaç var mı? Buhârî: - Bilmiyorum! dedikten sonra, kendisine yaklaşıp: Hafıza için kişinin, kendisini ( gayretin yetersiz, öğrendiklerine güvenme! diye) ithâm etmesinden ve çalışmaya devamından daha faydalı bir şey bilmiyorum! der. Buhârî nin her gün iki adet bâdem yediği kaydedilir. Buhârî nin Bağdâd ulemasınca imtihan edilme hâdîsesi onun hâfıza durumu kadar, hadîs sâhasındaki ilminin genişliğini göstermesi bakımından da son derece ehemmiyetlidir. Buhârî hadîslerinin kıymetini anlamamıza da yardımcı olur ümidiyle özetlemekte fayda ümîd ediyoruz: Buhârî, hadîste epeyce bir şöhret kazandıktan sonra Bağdâd a ilk geldiğinde, Bağdâdlı âlimler, bu şöhrete hakikaten layık olup olmadığını anlamak, ilim ve hıfzdaki derecesini ölçmek için hazırlık yaparlar, çok kalabalık ders meclisinde hazırlıklı on kişi kalkıp onar hadîs sorarlar. Ancak hadîsleri okurken hadîslerin senedlerini değiştirirler. Böylece her biri, hadîslerini, kendine ait olmayan bir senedle okur. Buhârî, bunların hepsini sonuna kadar dinler ve her hadîs okundukça: Böyle bir hadîs bilmiyorum! der. Sorular bitince, birinci hadîsten yüzüncü hadîse kadar, her birinin senedini yerli yerine koyarak, doğru şekilde rivâyet eder ve Böyle olmaları lâzım der. Bu manzara karşısında Bağdad uleması ilminin genişliği ve hâfızasının kuvvetini takdir etmekten kendini alamaz. Hadîs ve rical bilgisini takdir etmede şu vak a da zikre şayandır: Nişâbur da iken, İshâk İbnu Râhuye nin meclisinde ders takriri sırasında, İshâk bir hadîs okurken, rivâyette Ata el- Keyharânî ismi geçer ve sorar: Keyharân nedir? Mecliste hazır bulunan Buhârî cevap verir: Yemen de bir köydür. Bu zatı (Ata yı) Hz. Muâviye (radıyallahu anh) orada bulunan Sahâbe den birinin yanına göndermişti. İşte Ata, o sahâbîden iki hadîs dinledi. Bu cevap üzerine İshâk, Buhâri ye hayranlığını şöyle ifâde eder: Ey Ebu Abdillah sen, sanki insanları (tek tek) görmüş gibisin. Mahmûd İbnu n-nâzır İbni Sehl der ki: Basra ya, Şâm a, Hicaz a, Kufe ye gittim, bütün âlimleriyle görüştüm. Her tarafta, ne zaman Muhammed İbnu İsmâil el-buhârî nin ismi zikredilmişse onun kendilerinden üstün olduğunu söylediler. İbnu Hüzeyme: Şu gök kubbesinin altında hadîsi Buhârî kadar bilen yoktur demiştir. Vefati: Buhârî, hicrî 256 yılında vefat etmiştir. Buhâra ya geldikten sonra, yukarıda anlattığımız üzere Buhâra Valisi Hâlid İbnû Ahmed le arasında çıkan tatsızlık sonunda, Vali, Buhârî nin şehri terketmesini emreder. Buhârî kendisine bu zulmü yapanlara beddualar ederek Buhâra yı terkeder ve Semerkant ın bir köyü olan Hartenk e gelir, orada bulunan akrabalarının yanına yerleşir. Bir gece, gece namazından sonra Ya Rab yeryüzü bütün genişliğine rağmen bana daraldı, beni yanına al diye dua eder. Bu duadan bir ay geçmeden ruhunu Râbb-i Kerîmine teslim eder. Anlatıldığına göre, ölümünden önce Semerkant ahâlisinden ısrarlı dâvet alır, oraya gelmesini isterler. Buhârî müsbet cevap verir, yola çıkmak üzere hazırlıklarını tamamlar, hayvanına binmek üzere yirmi adım kadar atar, ama mecalinin kesildiğini görünce yatağına geri döner ve bir cumartesi gecesi, Ramazan bayramı gecesinde vefat eder. Kabrine konduğu zaman, kabrinden miskden daha hoş bir koku çıkmaya başlar, bu hal günlerce devam eder. Halk kabre üşüşerek toprağından birer parça yağmalamaya başlar. Bunu önlemek maksadıyla kabrinin üzerine tahta parmaklık örülür İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları 19

20 Büyük Şafii alimi İmam Şaraniye göre Ebu Hanife Imam Sarani derki: Dört mezheb imamindan rey (şahsi ve keyfi görüşüne göre fetva verenin yerilmesi) in zemmi (yerilmesi) hakkinda bildirilenlere gelince; Seriatin zahirine uymayan her reyden (görüşten) kaçınanların ilki, Imamı Azam Ebu Hanife Numan bin Sabittir. Bazi taassup ve inat ehlinin ona izafe ettikleri nakisa onda yoktur. Kiyamet günü imamla yüzyüze gelince, onun hali ne acikli olacaktir. Cünkü kalbinde nür olan, mezheb imamlarindan biri kötülükle anmaga cüret ve cesaret edemez. Onlarin makami nerde, bunlarinki nerede! Zira mezheb imamlari gökteki yildizlar gibi, digerleri ise, yildizin sudaki aksinden baska bir seyini bilmeyen yeryüzündeki insanlar gibidir. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98. Ebu Hanife buyurudu: Allah tealanin dininde kendi görüsünüzle konusmaktan sakininiz! Sünnete uyunuz, Sünnetten cikan sapitir Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98; Muhyiddin Arabi Fütuhatül Mekkiye. Imam Ebu Hanife bururdu: Kaderiyye bu ümmetin mecusisi, Sia ide Deccalidir Yine buyurudu: Benim delilimi bilmeyip, sözümle fetva verene, yaptigi is haramdir. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98. Fetva verdigi zaman da: Bu Ebu Hanifenin reyidir. Gücüm yetip bulabildiklerimin en iyisi budur. Bundan iyisini getiren olursa, dogruya o daha evladir buyururdu Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98. yine Buyururdu Insanlarin reylerinden kacniniz Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98. Birgün küfe halkinda birisi yanina geldi. Huzurunda hadis okunuyordu. Gelem kimse, bizi bu hadislerle ugrastirmayin dedi. Imam, onu siddetle zerc edip: Sünnet olmasaydi, hicbirimiz kurani kerimi anlayamazdik buyurdu Sonra yine o kimseye: Maymun eti hakkinda ne dersin. Kurandaki delilli nerede? buyurdu ve onu susturdu. Bunun üzerine, Imama, siz bu hususta ne dersiniz? Dedi, Maymun, 20

21 inek ve koyun cinsi dört ayakli hayvanlardan degildir buyurdu. O hald ekardesim Imamin sünnetten yüz dönene sert tepkisine ve onun hadislere bakmaktan vaz gecirme ricasina, nasil zerc ile karsi ciktigina dikkat ediniz. Ona Allahü tealanin dininde, Kitap ve Sünnetin zahiri ile anlamadan, kendi reyi ile konustu nasil denebilir. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 98. Imam Ebu Yusuf r.h diyor ki:imam Ebu Hanife Hz Ömer r.a. bir fetvasini ögrenince, derhal kölenin verdini eman hakkindaki görüsünden dönmüstür. Imam Ebu Yusuf, Kitabu l-asar. Allah (c.c)`nun kitabı, Rasulu (s.a.v.)`in sünneti ve sahabe (r,anhum)`un icmai varken, kendi görüşüyle hüküm vermek kimsenin haddine değildir. Ibn Hacer El-heytemi - El hayrat`ul Hisan s:41 Yine söyle buyurdu: Hz. Peygamber (s.a.v.)`den gelen bir hadis varken onu bırakıp başkasını almayız. Es-suyuti -Tebyid`us Sahife s:305 Halbuki o büyük imam buyurudu: Selefin eserlerine yapisin, kisilerin rey lerinden sakinin; sözleriyle onu yaldizlasalar da! Cünkü is aciga cikinca anlasilir ve siz, sirati müstakim üzere olursunuz Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Yine buyururdu: Bid attan, dine uymayan yeniliklerden ve zorlamalardan sakininiz! Evvelemirde eskiye, asil olana sariliniz Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Adamin biri Danyalin kitabi ile Küfeye geldi. Ebü Hanife, nerde is eonu öldürecekti. Ona: Kuran ve hadisten baska kitap var midir? buyurdu. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Yine bir defasinda kendisine, insanlar hadisle amel etmeyi birakip, hadis dinlemege önem verdiler, dediklerinde,: Onlarin hadis dinlemeleri onunla ameldir buyurdu. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Bir defa kendisine: Insanlarin araz, cevher, cisim gibi kelamdan ortaya attiklari sözler hakkinda ne buyurursunuz? dediklerinde,: Bunlar felsefecilerin sözleri, uydurmalaridir. Siz eserlere yapisin, selefi salihinin yolu üzere olun. Sonradan olma her seyden sakinin, cünkü bid attir buyurdu. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 97. Yine buyurdu: Allah Amir bin Ubeyde lanet etsin ki, insanlara lüzumsuz kelama dalma kapisini o acti Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Kitap ve sünnette acik olarak bildirilmemis her meslede a l i m l e r i toplayip, o meselelerde ittifak ettikleri ile amel ettigi gibi, bir hüküm istinbat ettigi zamanda öyle yapar, asrinin alimleri onda sözbirligine varmayinca yazmazdi. Hepsi begenirlerse, Ebu Yusufa: Bunu yaz buyururdu. Sünnete uymada bu kadar önde gelen bir din imamina, rey nisbet etmek nasil caiz olur. Akilli bir kimsenin bu felakete düsmesinden Allah korusun! Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh 99. Siraciye Fetava si sahibi der ki, baskalari icin olmayan ittifak, Ebu Hanife icin eshabiyla oldu. Mezhebini mesveret üzere vazetti. Meselelerin vaz inda tek basina olmadi. Mesele mesele herbirini eshabina acar, onlarin bildiklerini ögrenir ve kendi katinda olani söyler, iki kavilden biri istikrar, kuvvet buluncaya kadar onlarla münazara ederdi. Sonra Ebü Yusufa tesbit ettirir, yazdirirdi. Böylece bütün usül ve esaslar tesbit edildi. Maharet sahiblerinin anlayamadiklarini, kuvvetli anlayisi ile, keskin zekasi ile anlardi. Imam Abdulvehhab Sarani, Mizanül Kübra, sh

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Siyer-i Nebi ne demektir? Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan ölümüne kadar geçen hayatı içindeki yaşayışı, ahlâkı, âdet ve davranışlarını inceleyen ilimdir.

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? On5yirmi5.com Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem orucunun önemi nedir? Yayın Tarihi : 6 Kasım 2013 Çarşamba (oluşturma : 1/22/2017) Hayatın bütün

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26 Hz. Peygamber Efendimiz, Mekke den Medine ye hicret ettikten sonra ilk iş olarak, Mekke den Medine ye hicret eden muhâcirlerle Medine nin yerlisi olan Ensâr ı birbirine kardeş yaptı. Bu iki şehrin Müslümanlarını

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ ZEKAT SADAKA: AYET-İ KERİMELER «Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görür.» (Bakara,

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir. UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan. Sevgili Peygamberimiz 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre dir. Doğduktan sonra 4 yaşına

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular İÇİNDEKİLER Takdim. 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... Dinin Çeşitleri... İslâm Dininin Bazı Özellikleri... I. BÖLÜM 11 11 11 II. BÖLÜM İman İmanın Tanımı... İmanın Şartları... Allah'a İman... Allah

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi Niçin Teravih Namazı denilmiştir? Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha"nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamına gelmektedir. Teravih namazı

Detaylı

Devamlı Verelim Çarşamba, 09 Mart :50

Devamlı Verelim Çarşamba, 09 Mart :50 Cerir b. Abdullah, Ashâb-ı kirâm ın en güzeli ve en uzun boylusuydu. Hz. Ömer Cerir, bu ümmetin Yûsuf udur derdi. Sahâbe nin en güzeli olan Hz. Cerîr, şâhid olduğu bir olayı ve bu olay üzerine gelişen

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak. Hadis Istılahları Her ilim dalının bir terminolojisi olduğu gibi hadîs ilimlerinin de ıstılahları vardır. Hadîs ıstılahları anlaşılmadıkça hadîs usûlü de anlaşılamaz. Hadîs ıstılahları çok sayıda olduğu

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45 Kutlu doğum; Mekke de iman, birlik-beraberlik, Allah a teslimiyet, zorluklara tahammül, sarp yokuşu tırmanmak ve sabırdır. Kutlu doğum; Medine de kardeşlik, fedakarlık, cihad, sadakat, fetih ve devlettir.

Detaylı

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir. Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan Recep ve Şaban ayını mübarek kılıp bizi ramazan ayına ulaştıran rabbimize hamd olsun. Bu yazımızda sizinle ramazan ayıyla ilgili terimlerin anlamını inceleyelim. Ramazan: Hicri

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

Detaylı

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran 2015 19:17

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran 2015 19:17 Ramazan ayı İslam inancının kendisine yüklediği önem sebebiyle halk arasında On bir ayın sultanı ve Şehr-i Mübârek (Mübârek Ay) olarak kabul edilmiştir. Ramazan ayı Müslümanların değerlendirmek için adeta

Detaylı

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR Bu broşürün dağıtımı, tercümesi veya basımına katkıda bulunun. Zirâ iyiliğin yapılmasına vesile olan, o iyiliği yapan kimse gibi ecir alır. SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR ملايني احلسنات

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Programları 1. HAFTA SIYER NEDIR? Siyeri nasıl okuyalım? Niçin Peygamber gönderilmiştir? Hz. Peygamber i sevmek ve hayatının bilinmesi gerekliliğini

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ UMRENİN FAZİLETİ UMRE YAPMANIN FAZİLETİ İbn Mâce deki rivayet şöyledir: Hz. Aişe (r.a) der ki: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad

Detaylı

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI 1- Soru: Allah ın insanlar arasından seçip vahiy indirdiği kişiye ne ad verilir? Cevap: Peygamber/Resul/Nebi denir. 2- Soru: Kuran da peygamber hangi kelimelerle ifade edilmektedir? Cevap: Resul ve nebi

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Müminlerin annesi... İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas ın hanımı Ümm-i Fadl ın kızkardeşi idi. İlk

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

GECE NAMAZI, SALİHLERİN İŞİDİR

GECE NAMAZI, SALİHLERİN İŞİDİR GECE NAMAZI, SALİHLERİN İŞİDİR Farz namazlardan sonra en değerli nafile namazın gece namazı teheccüd olduğu herkesçe bilinen bir hakikattir. Gecenin ihya edilmesi yönündeki en önemli amel de gece namazıdır.

Detaylı

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR RABBİMİZDEN ÇAĞRI Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz. (Maide Suresi /35) OKUNMAMIŞ

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE DUA

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE DUA SADECE SIKINTIDA DEĞİL HER ZAMAN DUA (Resulüm!) De ki: Dua (ve ibadeti)niz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar!) Siz ise, (Allah ve Resulü nün bildirdiklerini) yalanladınız, bu yüzden

Detaylı

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) Manevi ve maddi rızkın artması, lütuf ve ikramlara mazhar olmak için elimizdeki imkanlara göre en güzel bir şekilde çalışmalı ve en güzel bir şekilde

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ BU KISA VESİKALAR BUNDAN BİR KAÇ GÜN ÖNCE, ŞİA NIN RASULULLAH IN ASHABINI ÖZELİKLE EBU BEKR VE ÖMERİ, SONRA OSMAN I

Detaylı

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir. Duası müstecap, günü bereketli, kalbi mutmain, huzurlu, umutlu, salih bir mü min olabilmek için helal yeme-içme ve helal yaşama ölçülerimizin bilinmesi gerekiyor. Her imtihanımızda ve hayatımızın her kesitinde

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ KURBAN: AYET ve HADİSLER Biz, her ümmet için Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız,

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI Müslümanlarla yaptıkları antlaşmaya ilk ihanet eden Yahudi kabilesi Kaynukâ'oğullarıdır.

Detaylı

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI 5.10.2015 Pazartesi 06.10 2015 Salı Y.ÇİFTÇİ S.AL Y.ÇİFTÇİ 7.10.2015 Çarşamba Y.ÇİFTÇİ 15:00 8.10.2015 Perşembe S.AL S.AL 9.10.2015 Cuma E.ÜZÜM S.AL Y.ÇİFTÇİ 15:00 E.ÜZÜM (Siyer ) Mirac ve Hediyesi Namaz

Detaylı

Asr-ı Saadette İçtihat

Asr-ı Saadette İçtihat Mehmedkirkinci.com Asr-ı Saadette İçtihat Sual: Hazret-i Peygamber zamanında içtihat yapılmış mıdır? Her güzel şey, her hayır Nebi ler eliyle meydana geldiği gibi, küllî bir hayır olan içtihadı da ilk

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik

Detaylı

PEYGAMBERİMİZİN ARKADAŞLARI

PEYGAMBERİMİZİN ARKADAŞLARI PEYGAMBERİMİZİN ARKADAŞLARI EBÛ BEKİR ES - SIDDÎK (ra) Peygamber Efendimiz den sadece birkaç yaş küçüktü. Çocukluk yaşlarında başlayan arkadaşlıkları bir ömür boyu sürdü. Peygamberimiz e vahiy geldiğinde

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان Ramazan ayından kalan kaza orucunu, Şaban ayının ikinci yarısında tutmakta bir sakınca yoktur لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri http://yenidunyadergisi.com// 2015 HAZİRAN sayısında yayınlanmıştır Ebû Hüreyre (ra) den Rasûlullâh In (sav) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kim inanarak

Detaylı

Bin aydan hayırlı 'Kadir Gecesi' bugün

Bin aydan hayırlı 'Kadir Gecesi' bugün On5yirmi5.com Bin aydan hayırlı 'Kadir Gecesi' bugün Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bugün idrak edilecek. Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2016 Cuma (oluşturma : 9/30/2016) Kadir gecesi, Kadir Suresinde

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER Müşriklerle İlişkiler - İlk Seriyyeler ve Gazveler Gazve: Hz. Peygamber in katıldığı bütün seferlere gazve (ç.

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06 Şehâdet kelimesi sözlükte tanıklık etmek, huzurda bulunmak, idrak etmek, haber vermek, muttali olmak ve bilmek anlarına kullanılmıştır. Dini ıstılahta ise, Allah ın dinini en yüce tutmak için bu uğurda

Detaylı

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. AHMAK DOST Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. İyilik zannıyla topluma,tüm değerlere,insanlığa karşı kötülük işlemektedir. İbrahim Peygamberden yana olduğunu

Detaylı

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, Dur biraz! Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz! Neden ağlıyorsun? Yeminle söylüyorum ki, biri hariç Resulullah'tan

Detaylı