ACTIVE. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: ABD İş Gezisi: Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Business HAZİRAN 2013 SAYI 1

Transkript

1 HAZİRAN 2013 SAYI 1 ACTIVE Business ACTIVE Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: ABD İş Gezisi: Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz:

2

3

4 ÖNGERMELİ/ÖNGERMESİZ PREKAST BETON Köprü Kirişleri İMALAT NAKLİYE MONTAJ Sanayi Yapıları İMALAT NAKLİYE MONTAJ Katlı otopark İş yeri AVM Depo Atölye Fabrika vb. prefabrik beton yapılar. MERKEZ PREFABRİK MÜHENDİSLİK YAPI SANAYİ LTD. ŞTİ. İLETİŞİM Polatlı Organize Sanayi Bölgesi 209. Sokak No:26 Ankara Tel : (0312) Faks : (0312) e-posta : merkez@merkezprefabrik.com

5 BAŞKANDAN Değerli AKTİF Dostları, Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin yayın organı olan Aktive Business dergimizin ilk sayısında siz değerli okuyucularımızla buluşuyoruz. Hayatımızdaki her ilk gibi bu sayıda bizler için çok değerli. Yıllar sonra, güzel bir hatıra ve iz bırakacağına inandığımız bu sayı ile merakla bekleyeceğiniz diğer sayıların yolunu açmak istiyoruz. Öncelikle sizlere neden böyle bir yayın organını hayata geçirdiğimizi ve hedeflerimizin neler olduğunu kısaca açıklamak istiyorum. Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği, 2012 yılında kurulmuş bir işadamları derneği. Kuruluş aşamasından hemen sonra öncelikle ANFED e ardından TUSKON a üye olmuştur. Merkezi Ankara da olan derneğimiz, genel merkezini de belki de ülkemizin en önemli sanayi kuluçka merkezi olarak tanımlayabileceğimiz OSTİM de seçmiştir. Aslında bu seçim tesadüfen olmamıştır. Kuruluş amacı olarak üretmeyi kendine düstur edinmiş, üretirken teknolojinin ve çağın tüm gelişmelerini kullanan, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine zaman ve para ayırabilen hatta bu alandaki devlet desteklerini sonuna kadar kullanabilen üyelerimiz olsun istedik. Bu üyelerimiz için İHRACAT sihirli kelime olsun istedik. Ürettiği mal veya hizmeti dünyanın her tarafına satabilsin istedik. Ulusal markalarımızı global markalar yapan işadamları ile beraber olmak istedik. 50 bin üyeli TUSKON içinde, dünyanın 140 ülkesinden gelen işbirliği tekliflerini üyelerimize duyurabilmek için bir arayüz oluşturmak istedik. İşadamlarımızı yurtdışına heyetler halinde taşıyıp yeni işbirlikleri, tanışıklıklar olsun istedik. Yurtdışından gelen gerek işadamları ve gerekse devlet ve hükümet yetkililerini ülkemizde ve bölgemizde misafir ederek ülkemizi ve sanayide geldiğimiz noktayı ve hepsinden önemlisi TÜRK insanı ve girişimcisinin misafirperverliğini anlatmaya çalıştık. Bir nefer olarak 2023 hedeflerine kitlendik ve işadamı kimliğimiz ile üstümüze düşeni yapmaya çalıştık ve çalışacağız. Bizler şuna gönülden inanıyoruz; Türk insanı ve girişimcisi için üretilemeyecek hiçbir ürün olmadığı gibi, ihracat yapılamayacak hiçbir ülke de yoktur. Yeni ürünler, yeni pazarlar hep hedefimiz olacaktır. İşte bu duygu ve düşüncelerle ilk sayımızın kapak konusu olarak Türkiye de üretilen malı kullanıyorum kampanyamızı tekrar vurgulamak istedik. Bu düşünceyi çok önemsiyoruz. Çünkü cari açık sorunumuzun çözümü olarak görüyoruz. Çünkü işsizlik sorununa çözüm olarak görüyoruz. Çünkü firmalarımızın Ar-Ge ve inovasyona özkaynak oluşturmasının yolu olarak görüyoruz. Çünkü global markalarımızın oluşumuna katkı sağlayacağını görüyoruz. Çünkü katma değeri yüksek ürün üretebilmenin yolu olarak görüyoruz. Çünkü yetişmiş insan kaynağımızın göçünü tersine çevirebileceğini düşünüyoruz. Çünkü savunma ve sağlık sektörü gibi alanlarda stratejik bir gelişime yol açacağını düşünüyoruz. Sonuç olarak, güçlü Türkiye nin güçlü firmalar ve milli bir üretim stratejisi ile hedeflerine ulaşabileceğine inanıyoruz. Değerli okuyucularımız bu ilk sayımızda sizlerle beraber olmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyoruz. Sizlerin de katkı ve görüşleri ile daha nice sayılarda buluşmak dileği ile derneğimiz ve yönetim kurulumuz adına sizlere en derin saygılarımı sunar, emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve yayın kurulumuza teşekkür eder, sağlık ve bol kazanç dolu günler dilerim. Ufuk Bayraktar Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 3

6 İÇİNDEKİLER 8 14 Ekonom Bakanı Zafer Çağlayan: Türkiye İhracatla Büyüyor Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Uluslar Arası Markalarımız Artıyor ekonomi ekonomi Kümelenme Kültürümüzün Kalbinden Geliyor Sabır ve Özveri 50 Ülkeye Ulaştırdı ekonomi ekonomi 20 Sıçrayamayan Ekonomilerde Orta Gelir Tuzağı ekonomi 22 Aktif ten ABD Çıkarması ekonomi Dört Aylık Sektörel Dergi Yerel - Süreli Dergi Yıl / Year 2013 Sayı / Issure 1 Basım Tarihi / Print Date Haziran 2013 AKTİF Adına Sahibi / Publisher Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk BAYRAKTAR Yayın Kurulu / Editorial Board Hıfzı KURUŞA / Tolga Bülent ERDOĞAN/ İlhami ÇIPLAK / Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü - Editör / Editor in Chief Mehmet ÖZBEY Aktif İletişim Bilgileri / Contact İletişim / Contact 100.Yıl Bulvarı OFİM İş Merkezi No: 99/23, Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: info@aktif.org.tr Tasarım-Yapım / Design İMAJANS İletişim Reklam LTD. ŞTİ. Cinnah Cad. Kırkpınar Sok. 8/4 Çankaya-ANKARA Tel: Fax: info@imajans.com.tr Baskı / Printing Başak Matbaacılık Anadolu Bulvarı Meka Plaza No: 5/15 Gimat / ANKARA Tel: Fax: Dergide yayınlanan yazılardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazı sahiplerine aittir. Kaynak gösterilmek suretiyle dergimizdeki yazılardan alıntı yapılabilir. 4

7 26 42 Aktif Faaliyetler Binalarımızı Yalıtalım Kazanalım ekonomi ekonomi Nesilden Nesile: Smart Yönetiminde İki Kuşak Tunus İçin Geç Kalmayalım ekonomi ekonomi İÇİNDEKİLER 44 Akdeniz in İncisi Tunus ekonomi 60 Aktif İşadamları Sektör Komisyonlarını Oluşturuyor ekonomi Başkandan 3 Yönetim Kurulu 6 Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Türkiye İhracatla Büyüyor 8 Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç Kümelenme Kültürümüzün Kalbinden Geliyor 10 Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Uluslararası Markalarımız Artıyor 14 Sabır ve Özveri 50 Markaya Ulaştırdı; Hidromek 16 Sıçramayan Ekonomilerde Orta Gelir Tuzağı 20 ABD İş Gezisi: California - Los Angeles - San Francisco 22 Aktif Faaliyet 26 Nesilden Nesile: Smart Yönetiminde İki Kuşak 40 Binalarımızı Yalıtalım, Kazanalım 42 Tunus İçin Geç Kalmayalım 44 Türk Sermaye Piyasasında Vergi Harcamaları 48 SF Gümrükte Hedef; E-Hizmet 50 MTA Müzesinde Tarihe Yolculuk: Türkiye nin Jurassic Park ı 52 Hukuk Köşesi: Tüketici Hukukunda Araç Kiralama 54 Tuskon Uluslar Arası Pazarlara Taşıyor 56 Bank Asya dan Tuskon a Özel Kart ten Bu Yana Asad 58 Aktif İş Adamları Sektör Komisyonlarını Oluşturuyor 60 Aktif Hayat Akademisi 62 Basında Biz 68 5

8 AKTİF SANAYİCİ VE İŞADAMLARI HABER DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ŞEMASI UFUK BAYRAKTAR Yönetim Kurulu Başkanı HIFZI KURUŞA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı MUSA ERTUNÇ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı TOLGA BÜLENT ERDOĞAN DIŞ İLİŞKİLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ TOLGA SUNGUR ARGE VE İNOVASYONDAN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ İSMAİL ÇAKIN ÜYE İLİŞKİLERİNDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ ERDİNÇ FIRAT KOMİSYONLARDAN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ METİN ÖZYURT PARLAMENTODAN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ MEHMET ÖZBEY EĞİTİMLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ NEŞET ŞENGÜN BASIN VE HALKLA İLİŞKİLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ İLHAMİ ÇIPLAK SOSYAL İLİŞKİLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ GÜRAY AYDIN İDARİ İŞLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ ERTUĞ KOZANOĞLU MALİ İŞLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYESİ 6

9

10 HABER Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Türkiye ihracatla büyüyor Minister of Economy Zafer Çağlayan: Turkey is growing with exports İçinde bulunduğumuz çağda ekonomik başarının önkoşulu özel sektörle devletin işbirliğini sağlam temeller üzerinde tesis etmekten geçmektedir. In the present age, the prerequisite of economic success lies in building the private sector-state collaboration on sound foundations yılında üretim ve ihracatın daha da hareketleneceğini söyleyen Bakan Çağlayan, Türkiye ekonomisinin ayaklarının artık gerek reel piyasalarda, gerekse mali piyasalarda yere sağlam bastığını ifade etti. Çağlayan, Türkiye ekonomisi, ihracatta sivil toplum kuruluşlarının yeri ve TUSKON un bu anlamda etkinliği, Ankara nın ekonomideki payı gibi konulardaki görüşlerini Active Business a değerlendirdi yılı dünyada çok önemli ekonomik ve siyasi dönüşümlerin yaşandığı bir yıl olmuştur. Avrupa Avro Krizi ile çalkalanırken; Kuzey Afrika ve Ortadoğu daki halk hareketleri yalnız siyasi değil ekonomik olarak da önemli etkiler doğurmuştur. Halen başta Filistin ve Suriye de olmak üzere devam eden kargaşa ortamı, bu ülkelere olduğu kadar bölge ülkelerine de ekonomik maliyetler çıkarmaktadır. Bu ortamda; en büyük pazarımız olan Avrupa kriz içindeyken, yakın coğrafyamızda siyasi çalkantılar sürmekteyken ve küresel ekonomik krizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkisi devam ederken, Türkiye uyguladığı yeni ekonomi politikaları ile bu olumsuzluklardan çok daha az etkilenmiştir. Türkiye 2012 de büyümesini bu olumsuz ortama rağmen devam ettirmeyi başarmıştır nin ilk 6 ayında yüzde 3,1 büyüyen Türkiye, bu büyümeyi ihracat sayesinde gerçekleştirmiştir. İhracatımız 2012 Ocak-Ekim döneminde 2011 in aynı dönemine kıyasla yüzde 13,4 artarak 126,3 milyar dolar olmuştur yılı sonunda 150 milyar dolar ihracat ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracatını gerçekleştireceğiz. İçinde bulunduğumuz çağda ekonomik başarının önkoşulu özel sektörle devletin işbirliğini sağlam temeller üzerinde tesis etmekten geçmektedir. BÜYÜMEYE İHRACAT DOPİNGİ Türkiye gerçekleştirdiği yüksek ihracatın ve büyümenin yanında bunları ilave istihdama çevirebilen nadir ülkelerden birisi konumundadır. Bugün AB de işsizlik yüzde 10,7 iken Türkiye işsizliği yüzde 8,8 oranında işsizlikle 14 AB ülkesinden daha iyi bir konumdadır. Cari açık konusunda da 2012 de önemli adımlar atılmıştır Ocak-Eylül dönemi cari açık 2011 e göre yüzde 35,1 düşerek 39,3 milyar dolara gerilemiştir. Yıllıklandırılmış cari açık 19 aydır gerilemektedir. Bu gelişmeler cari açığı ekonomi için bir risk unsuru olmaktan çıkarmıştır. Tabii bunda en büyük pay ithalatımız azalırken ihracatımızın istikrarla artması olmuştur. Ocak-Eylül dönemi itibarıyla cari açıktaki azalmanın yüzde 74,1 i ihracat artışından kaynaklanmaktadır yılı ekonomimizin yapısal dönüşümüne hız kazandırdığımız; katma değeri yüksek ve ileri teknolojili bir imalat sanayii yapısına doğru geçişi başlattığımız bir yıl olmuştur. Başta yeni teşvik sistemi olmak üzere hizmet sektörü teşvikleri, girdi tedarik stratejisi gibi pek çok yapısal politika uygulamaya konulmuştur dünya için zor bir yıl olsa da Türkiye bu zor dönemi uyguladığı önlem alıcı ve yerinde politikalarla aşmasını bilmiştir YILI HEDEFLERİ 2013 yılı 2012 den daha kolay geçecektir. IMF Ekim ayında yayınladığı raporda Avro Bölgesi nin ve Çin in büyüme tahminlerini aşağı doğru revize ederken, Türkiye için yaptığı tahmini yüzde 0,5 oranında artırmıştır. Kuzey Afrika ve Orta doğuda yaşanan siyasi depremin yaralarının sarılarak ve düzenin tesis edilmeye başlanmasıyla, en azından bölgedeki ülkelerin bir kısmında istikrar yeniden tesis edilmiş olacak bu da daha fazla ihracat gerçekleştirmemizi mümkün kılacaktır yılı dünyada yaraların sarıldığı, Türkiye de ise üretimin, ihracatın daha da hareketlendiği bir yıl olacaktır. Orta Vadeli Program da 2013 yıl sonu için hedeflediğimiz büyüme yüzde 5 düzeyindedir. Türkiye ekonomisinin ayakları artık gerek reel piyasalarda gerekse mali piyasalarda yere sağlam basmaktadır. Bakanlığımızın özellikle üzerinde durduğu hususlardan biri pazar çeşitlendirmesidir. Zira net ihracatın büyümeye olan katkısının maksimuma çıkarılması ile gerek istihdam gerek refah anlamında çok büyük kazanımlar elde edilebilecektir. Bakanlığımızın 2009 yılından bu yana düzenli olarak hazırladığı Hedef ve Öncelikli Ülkeler çalışması ile, hangi ülkelerin krizden az etkileneceğine ve hangilerinde talebin artmaya devam edeceğine ilişkin çalışmalar düzenli olarak yapılmaktadır. Bu v 8

11 ACTIVE Business ülkelere ticaret heyetleri düzenlenmekte ve o ülkelerdeki organizasyonlar daha yoğun şekilde desteklenmektedir. Bu çalışmamızla ihracat mallarımız için yeni pazarlar bulunarak krizlere karşı önceden önlem almayı ve ekonomimizin krizlerden etkilenmesini en aza indirmeyi hedeflemekteyiz. İçinde bulunduğumuz çağda ekonomik başarının önkoşulu özel sektörle devletin işbirliğini sağlam temeller üzerinde tesis etmekten geçmektedir. Ekonominin ihtiyaçlarının kamu tarafından doğru tespit edilebilmesi ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda etkin politikaların geliştirilebilmesinin büyük ölçüde özel sektörle kurduğu diyaloğun başarısına bağlı olduğunu görmekteyiz. İyi organize olmuş bir iş dünyası kamunun doğru politikaları geliştirebilmesine yardımcı olacak en önemli faktörlerden biridir. Sivil toplumu güçlü olan ülkelerin ekonomik yapılarının da güçlü olduğunu görmekteyiz. TUSKON halkımızın ekonomi alanında kurduğu en etkin sivil toplum örgütlerinden biridir. Özellikle, son on yılda gerçekleştirdiği açılımlarla TUSKON ülkemizin çok değişik coğrafyalarda yüz akı olmuş bir kuruluştur. Bilindiği üzere dış ticaret alanında hükümetimizin en önemli amaçlarından biri hedef pazarlarımızı çeşitlendirmek olmuştur. Ülkemizin küresel ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklı hale gelmesinin yolu Avrupa pazarına bağımlılığı azaltarak diğer ülke ve bölgelerle ticaret hacmini artırmaktan geçmektedir. Bu bilinç içerisinde, Ekonomi Bakanı olarak, mesaimin büyük kısmını bu hedef doğrultusunda dünyayı dolaşarak yeni işbirlikleri geliştirmeye harcamaktayım. Gittiğim ülkelerde TUSKON un faaliyetleriyle her zaman bize destek olduğunun görmekteyim. Özellikle Afrika daki faaliyetleri ile TUSKON bu kıtayla olan ticari ve ekonomik ilişkilerimizin gelişmesinde çok önemli bir fonksiyon icra etmiştir. TUSKON hem gerçekleştirdiği ticaret heyetleriyle hem de iş adamlarımıza Afrika ve diğer bölgelerde verdiği rehberlik hizmetiyle girişimcilerimizi bu coğrafyalarda iş yapmaya teşvik etmekte ve onlara yardımcı olmaktadır. Türk girişimcisinin dünyaya açılmasında, yeni fırsatlar yakalayıp farklı bölgelerde iş yapabilme imkanı elde etmesinde TUSKON un katkıları önemli bir yer tutmaktadır ve bu katkı her geçen gün artmaktadır. Bu bağlamda, hem TUSKON u hem de diğer sivil toplum örgütlenmelerini ülkemizin kalkınmasında kilit rol üstlenmiş önemli kuruluşlar görmekteyim. Ülke olarak dünya liginde üst sıralara tırmanmamız ancak bu sivil toplum örgütlenmeleri ile devletin işbirliği sonucunda gerçekleştirilebilir. İHRACATIN YÜZDE 4.5 İ ANKARA DAN 13 üniversitesi, altı teknokenti olan, savunma, havacılık ve uzay sanayine ev sahipliği yapan, medikal cihazlar, makine gibi birçok alanda önemli adımlar atan Ankara, ülkemiz sanayisi içerisinde önemli bir yere sahiptir Ocak-Ekim döneminde Ankara da yerleşik 3 bin 681 firma 5,8 miyar dolar ihracat gerçekleştirirken, aynı dönemde, 5 bin 992 firma toplam 8,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Ülkemiz dış ticaretinin yüzde 4,5 i Ankara dan gerçekleştirilmiştir. Ankara sanayi alanında çok önemli fırsatları bünyesinde barındıran bir ilimiz. Türk girişimcisinin dünyaya açılmasında, yeni fırsatlar yakalayıp farklı bölgelerde iş yapabilme imkanı elde etmesinde TUSKON un katkıları önemli bir yer tutmaktadır ve bu katkı her geçen gün artmaktadır. Ankara nın üniversiteleri, Ankara sanayisinin gelişimi için önemli bir kaynak konumundadır.ankara da bulunan TÜBİTAK ve çeşitli üniversitelere bağlı teknokentler, sanayiye bilimsel altyapı oluşturmak açısından büyük fırsatlar sağlamaktadır. Ankara nitelikli eleman temininde oldukça avantajlı bir durumda bulunmaktadır. Ankara nın coğrafi konumu da bir diğer önemli avantajıdır. Marmara Bölgesi nin doygunluğa ulaştığı bu dönemde, hem pazara yakınlık, hem ulaşım, hem sanayileşme altyapısının yeterliliği ve daha birçok bakımdan Ankara en önemli ve uygun seçeneklerden birisi olarak belirginleşmektedir. Ankara coğrafi olarak Türkiye nin merkezinde yer almaktadır. Karayolu, havayolu ve demiryolu ulaşımı açısından elverişli olanaklara sahiptir. Ankara nın iklim koşulları sanayileşme dinamikleri açısından elverişlidir. Tüm bunlar Ankara yı önümüzdeki dönemde sanayi yatırımları için çok daha cazip hale getirecek faktörlerdir. GİRİŞİMCİLERE ÖNERİLER Girişimcilerimizin ihracata ve büyümeye katkılarını arttırabilmeleri için, dış pazarlarda artan risklere karşılık, cesur davranarak dış pazarlarını çeşitlendirmeleri gerekmektedir. Bu hususta dış temsilciliklerimizle dirsek temasında olmaları ve ülkelerdeki gelişmeleri takip etmeleri faydalarına olacaktır. Dış rakiplerini iyi analiz ederek ürün çeşitlendirmesi yapmak yine diğer bir önemli husustur. Katma değeri yüksek ürünlerin üretimi konusunda gerekli adımların atılması bizim tüm platformlarda dile getirdiğimiz bir diğer önemli husustur. Üniversite-sanayi işbirliğine önem verilerek, inovasyon yatırımlarının hızlanmasını ve katma değerin artırılmasını sağlamak zorundayız. Çevremizdeki ülkeler kriz ile mücadele ederken bunu avantaja çevirip ihracatı ve büyümeyi arttırıcı yatırımlarda bulunmak büyük önem arz etmektedir. Krizi fırsata çevirerek doğru yatırımları yapabilen işletmeler krizin ardından hızlı bir büyüme trendini yakalayabileceklerdir. Bu amaçla, sanayici ve ihracatçılarımızın Bakanlığımızın verdiği ihracat desteklerinden azami ölçüde faydalanmalarını önermekteyiz. Ayrıca, yenilenen teşvik sistemimizin bu konuda sanayicimize yardımcı olmasını ve özellikle stratejik yatırımların artmasını beklemekteyiz. 9

12 RÖPORTAJ Kümelenme Kültürümüzün Kalbinden Geliyor Aggregation Comes from the Heart of Our Culture Türkiye gündeminde bir kalkınma modeli olarak öne çıkan kümelenme, her geçen gün farklı sektörlerde oluşumunu sürdürüyor. KOBİ ler için gelecekte varolma modeli olarak tanımlanan kümelenmeyi Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç ile görüştük. Aggregation, which stands out as a development model on Turkey s agenda, continues its formation in different sectors every day. We have discussed about aggregation, which is defined as the model for existence of SME s in the future, with the Rector of Çankaya University, Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç. ümelenme kültürümüzün kalbinden geliyor. diyor Çan- Üniversitesi Rektörü Ziya Burhanettin Güvenç. Kü- Kkaya melenme kavramının dünyada yeni olmadığını ancak Türkiye de yeni yeni değerinin anlaşıldığına vurgu yapan Güvenç, modelin ülke kalkınması için çok önemli olduğunu belirtiyor. Amerikalı ve Avrupalı iktisatçıların yazdığı kitaplarda kümelenmenin detaylı ve karmaşık bir şekilde anlatıldığına işaret eden Güvenç, modeli farklı bir anlatımla şöyle ifade ediyor: Gerçekte bu modelin kaynağının, iktisat kitaplarının içinde olan anlatımlar olmadığını, kültürümüzün tam kalbinden gelen çok anlamlı veciz bir sözün içerisinde var olduğunu ifade etmek istiyorum. Kümelenmenin hedefini kısaca; bölgesel kalkınma için, refah düzeyini yükseltmek için, yüksek teknolojiye ulaşmak için, kısacası gelecekte de var olabilmek için bir kalkınma modelidir, araçtır, diye söyleyebiliriz. Bana göre bu modelin kaynağı, kültürümüzün tam kalbinden gelen Komşusu açken tok yatan bizden değildir sözüdür ve küme modeli bu anlamlı sözün içerisindedir. Açlık denilince yüzlerce yıldır aklımıza hep yemeğe ihtiyaç duymayı getirdik. Bunun çorba, ekmek ve hurma ile geçiştirileceğini düşündük. Aslında açlık sadece yiyeceğe duyulan ihtiyaç değildir, gerçek açlık bilgi eksikliğidir, yetişmiş insan gücü eksikliğidir, kaynak eksikliğidir. Yani, açlık sadece midemiz ile ilişkili bir durum değildir, insan vücudunda bulunan her organın, beynimizin ihtiyaç duyduğu her şeydir. Bilgi eksikliğidir, yetişmiş insan kaynağı eksikliğidir, kaynak eksikliğidir İşte açlığa bu geniş perspektif ile bakınca Peygamber efendimizin sözünden kalkınma için çok önemli olan bu kümelenme ekonomik modeli çıkmaktadır. Açlık tokluk olayına geniş perspektif ile bakınca, kurumlar da tok ve aç olabilmektedir, sadece canlılar değil. Elinde parasal kaynak bulunduran kurumlarımız ve bu kaynav 10

13 ACTIVE Business Üniversitelerin, çevresindeki kurumların ve ilgili kamu kurumlarının açlıklarını gidermek için, onların bilgilerini artırıcı eğitimler, projeler yapması gerekiyor. Şelale gibi bilgi üniversiteden, açlarına doğru akmalı. ğa ihtiyaç duyan ve kolay kolay ulaşamayan küçük ve orta boy işletmeler var. Elinde kaynak bulunanlar tok ve bu kaynağa ihtiyaç duyan kurumlar ise aç konumundadır. Bir başka örnek ise üniversiteler; Üniversiteleri tok, onların açlar ordusu ise firmalar. Üniversiteler bilgi üreten, AR-GE yapan, bilgiye hızlı ulaşabilen kurumlar olduğundan, bu durum onları tok ve bilgiye ihtiyaç duyan herkesi ve her kurumu da aç yapmaktadır. Gerçek açlıkta bilgiye duyulan ihtiyaçtır. Bu bakış açısı, üniversitelerin, üniversitelere ihtiyaç duyan bireyler, aileler ve kurumlar tarafından çevrili olduğunu, yani açlar ordusu ile çevrili olduğunu göstermektedir. Çünkü üniversite tok ve üniversitenin açları da gençler, yetişkinler ve bütün kurumlar olduğundan, üniversiteler kendi açları ile çevrilmiş durumdadır. Gerçekte bütün kurumlar görev tanımlarına bakarlar ise kendilerinin hangi hususlarda tok olduklarını ve kendilerine hangi konularda ihtiyaç duyulduğunu, yani açlarını tespit edebilirler. Her kurumun üzerindeki sosyal sorumluluk yükünü, üzerindeki vebali, kültürümüzün kalbinden gelen bu anlamlı çağrı ortaya çok net olarak koymuştur. Kurumlar kendilerine ihtiyaç duyan diğer kişi ve kurumlara elini uzatmaya başladığında kümelenme için gerekli olan tüm aktörler birbirleri ile ortak geleceğe doğru çalışmaya başlayacak ve kümelenmenin temelleri atılacaktır. ÜNİVERSİTELERE GÖREV Her insan ve her kurumun bilgiye aç olduğuna değinen Prof. Dr. Güvenç, bu noktada üniversitelere çok fazla görev düştüğüne dikkat çekiyor. Güvenç, sözlerini şöyle sürdürüyor: Üniversitelerin, çevresindeki kurumların ve ilgili kamu kurumlarının açlıklarını gidermek için, onların bilgilerini artırıcı eğitimler, projeler yapması gerekiyor. Şelale gibi bilgi üniversiteden, açlarına doğru akmalı. Şirketler ve üniversite birlikte güzel projeler yapmaya başladıklarında maddi kaynağa ihtiyaç duyacaklardır, o zaman şirket ve üniversite birlikte elinde kamu kaynağını bulunduran kamu kurumlarına dönerek destek isteyeceklerdir. Bu durum, elinde kamu kaynağını bulunduran kurumu tok destek isteyenleri aç konumuna sokmaktadır. Elinde kamu kaynağı bulunduran kurum da kültürümüzden dışlanmamak için, kendi açlarını oluşturan güzel proje hazırlayan şirket ve üniversiteyi desteklemelidir. Tokların, açlıkları giderici çalışması küme modelinin ana aktörlerinin arasındaki çalışmayı dayanışmayı ortaya koymaktadır. Bu dayanışmalı çalışma ilişkisi kümenin omurgasını oluşturmaktadır. Bu üçlü ana yapı batı ülkelerinde yıldır var olan küme modellerinin içerisinde vardır. Kültürümüzün tam kalbinden gelen bu veciz söze farklı gözle baktığımızda bizim elimizde yüzlerce yıldır var olan bu modelin yeni farkına varıyoruz. Yabancı iktisatçılar ise aklın yolu birdir deyimiyle sene önce bu modeli kurgulamaya ve kümeleri oluşturmaya başlamışlar. Bizler avucumuzun içinde olan bu değeri yüzlerce yıl anlayamamışız. İthal ettiğimiz tüm bilgi yoğun, katma değeri yüksek ürünlerin arkasında bu ürünleri üreten kümeler vardır. İthal ettiğimiz Gerçekte bütün kurumlar görev tanımlarına bakarlar ise kendilerinin hangi hususlarda tok olduklarını ve kendilerine hangi konularda ihtiyaç duyulduğunu, yani açlarını tespit edebilirler. Her kurumun üzerindeki sosyal sorumluluk yükünü, üzerindeki vebali, kültürümüzün kalbinden gelen bu anlamlı çağrı ortaya çok net olarak koymuştur. v 11

14 ACTIVE Business Üniversitelerin, çevresindeki kurumların ve ilgili kamu kurumlarının açlıklarını gidermek için, onların bilgilerini artırıcı eğitimler, projeler yapması gerekiyor. Şelale gibi bilgi üniversiteden, açlarına doğru akmalı. bu ürünleri tek başlarına firmalarımız üreterek ithalatın önünü kesemezler ve yabancı kümelerin ürünleri ile rekabet edemezler. Küme oluşumunda genişletilmiş aktörlerin Türkiye de şirketler, eğitim kurumları (üniversiteler), finans sağlayıcı kurumlar (DPT, TÜBİTAK, KOSGEB, Bankalar vb.), işletmelere servis sağlayıcılar, odalar, birlikler, STK lar, yerel yönetimler, bölge milletvekilleri, sektörle ilgili bakanlıklar olarak sıralayan Güvenç, tüm aktörlerin kendi açlarını tespit edebileceklerini ifade ediyor. Kümede üretim planlaması, verimlilik, Ar-Ge, kaliteli üretim ve yenilikçilik olduğunu vurgulayan Prof. Güvenç, Sonuç olarak kümelenen sektörün rekabet gücü ve pazar payı artar. Neden bunlar olur? Çünkü kümenin kalbinde tüm sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan üniversite vardır. Sonuçta küme bulunduğu coğrafyanın yaşam standardını yükseltecektir diyor. TEKNOLOJİ TUFANI Küme modelini bir gemiye benzeten Prof. Dr. Güvenç, açıklamalarını şöyle sürdürüyor: Bu gemi bizi ilgili olduğumuz sektörde yüksek teknolojiye ve nihai hedef olarak nano teknolojiye taşıyacak bir gemidir. Bu gemi bizleri dünyada giderek şiddeti artan ve bizleri bombardıman etmeye başlayan teknoloji tufanına karşı koruyacaktır. Nasıl ki Nuh Peygamber, kendisine tufanın geldiği bildirilince o günkü tufana dayanabilecek en uygun gemiyi inşa etmiş ise, bizler de bu günkü ve gelecekte daha da şiddetlenecek olan teknoloji tufanına karşı en uygun gemi yi inşa etmeliyiz. Bu gemi kümelenme gemisidir. Bu Gemi bizlerin gelecekte de var olmasını sağlayacaktır. Bütün güçlü ekonomiye sahip ülkeleri beraber düşündüğümüzde teknoloji tufanının kapımızın eşiğinde olduğunu görmek hiçte zor değildir. Yerli katkının sıfır olduğu ürünlerin sayısı ülkemizde gittikçe artmaktadır. Ürün sayısı ve çeşitliliği nano teknoloji ile çok daha hızlı artacaktır. Bu teknoloji tufanına firmalarımızın tek başlarına dayanma şansları hiç yoktur. Gelecekte de var olmak istiyorsak, bu teknoloji tufanına karşı günümüzün Nuh un Gemilerini (kümeleri), Peygamber efendimizin anlattığı yöntemle inşa etmek zorundayız. 12

15 ACTIVE Business BETON PÜSKÜRTME MAKİNASI 4WD - 4WS POWERSHIFT BETON TRANSMİKSERİ 4WD - 4WS POWERSHIFT PERSONEL TAŞIYICI 4WD - 4WS POWERSHIFT DAMPERLİ KAMYON 4WD - 4WS POWERSHIFT ANFO ŞARJ KAMYONU 4WD - 4WS POWERSHIFT TİTAN MAKİNA MAD. İNŞ. İML. İTH. İHR. ve TİC. LTD. ŞTİ. A: Sokak No: Ostim Ankara / TURKEY T: +90 (312) F: +90 (312) titan@titanltd.com.tr

16 GÜNCEL Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Uluslar Arası Markalarımız Artıyor Minister of Development Cevdet Yılmaz: Our International Brands are Increasing Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği, başlattığı Türkiye de Üretilen Malı Kullanıyorum kampanyasını sürdürürken ilgili bakanlıklardan da destek alıyor. Yerlileşme hareketinde kazananın Türkiye olacağına vurgu yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, görüşlerini Active Business e açıkladı. As the Aktif Industrialists and Businessmen s Association continues its campaign I am Using the Product Produced in Turkey, it also receives support from the associated ministries. The Minister of Development, emphasizing that Turkey will be the winner in the domestication move, expressed his opinions to Active Business. İmalat sanayinin ekonomik gelişmenin lokomotif sektörü olduğunu belirten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, imalat sanayii üretiminde ve ihracatında, 2008 yılında başlayan küresel kriz sonrasında, belirgin bir iyileşme yaşandığını söylerken, kapasite kullanım oranlarında da paralel bir iyileşme görüldüğünü belirtiyor yılında imalat sanayi katma değerinin 220 milyar TL ye ulaştığını ifade eden Bakan Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu: İmalat sanayiimiz sadece yerli tüketiciler için değil dünya standartlarında ve kalitesinde, dünya tüketicisinin beklentilerine uygun üretim de gerçekleştirmektedir. Bugün uluslararası markalara sahibiz ve ulusal markalarımızın sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bunun sonucunda 2012 yılında toplam ihracatımız 152 milyar dolara, imalat sanayii ihracatımız 143 milyar dolara ulaşmış, ihracat pazarlarımız çeşitlenmiştir. YERLİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI İmalat sanayiinde gelinen seviyeyi daha da ileri taşımayı amaçladıklarını kaydeden Bakan Yılmaz, bu kapsamda, pek çok çalışmayı yürüttüklerini belirterek, yapılan çalışmaları şöyle aktardı: Bilindiği gibi 2023 yılı ihracat hedefimiz v 14

17 ACTIVE Business Uluslararası rekabet gücünü ve dünya ihracatından aldığımız payı artırmak için imalat sanayinde dönüşümü gerçekleştirerek yüksek katma değerli yapıya geçmek ve yüksek teknoloji sektörlerinin payını artırmak temel hedefimiz olmalıdır. 500 milyar dolardır. Bu hedefe ulaşmak için hazırlanan 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca, Sanayi Stratejisi ve çeşitli Sektörel Stratejiler de uygulamaya konmuş olup, imalat sanayinin rekabet gücünü artırıcı politikalar uygulanmaktadır. Rekabet kurallarına aykırı mal ithalatına karşı üreticilerimizi korumak amacıyla ithalatta haksız rekabetin önlenmesi konusunda da etkin bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz yılında 236 milyar dolar seviyesindeki toplam ithalatımızın 175 milyar dolarını ara malları oluşturmaktadır. Enerji hariç tutulduğunda ise ara malları ithalatımız 115 milyar dolar mertebesinde olup, bu rakam imalat sanayi ihracatımızın yüzde 79 una karşılık gelmektedir. İthal ara mallarına bağımlılığı azaltmak ve yerli girdi kullanımını artırmak amacıyla Girdi Tedarik Stratejisi kapsamında çalışmalar yürütülmekte. Planlı sanayileşmenin ve düzenli kentleşmenin sağlanması, sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması ve KOBİ lere daha iyi üretim koşulları sağlanarak rekabet güçlerinin artırılması amacıyla Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) ve Küçük Sanayi Sitelerinin (KSS) yapımına devam edilmektedir. Ayrıca teknoloji bölgeleri, özel endüstri bölgelerinde yatırımlar sürmekte. Özellikle tekstil, hazır giyim, deri gibi geleneksel sektörler başta olmak üzere tüm alanlarda yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesini sağlamak amacıyla markalaşmanın desteklenmesi faaliyetlerine ve Turquality sisteminin uygulanmasına devam edilmekte yılında yatırım teşvik sistemi yenilenmiştir. Yeni sistemde, bölgesel yatırımlar, stratejik yatırımlar ve büyük yatırımlar itibarıyla yatırımcılara çok daha cazip imkânlar sunulmaktadır. Ayrıca, markalaşma, fuar katılımı, pazar araştırması gibi ihracat teşviklerimiz de yenilenerek firmalarımızın ihracata yönelmesine olan katkı artırılmıştır. Bugün yerli üreticilerimiz gıdadan giyime mobilyaya, beyaz eşyadan elektroniğe, makinadan otomotive, ilaçtan kimyasal ürünlere kadar hemen hemen her tür malı dünya fiyatlarında ve kalitesinde üretebilmektedir. Gelecekte de çabalarımız uluslararası arenada tüketicilerin taleplerine etkin yanıt verebilen, daha yüksek katma değerli ürün üreten, bölgesel potansiyellerin üretime katkısının sağlandığı, küresel rekabet gücü kazanmış, Avrasya nın üretim merkezi haline gelmiş bir sanayi yaratmaya yönelik olacaktır. KAZANAN TÜRKİYE OLACAK Önümüzdeki dönemde, geçmişte emek yoğun ürünlerde yaşanana benzer şekilde, katma değeri yüksek alanlarda artan bir rekabet yaşanacağına işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: Artık küresel tüketici en yeni teknolojiye sahip, sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş yeşil ürünleri tercih etmekte, sosyal sorumluluk gibi etik konulara önem vermektedir. Bu rekabette yerli üreticilerimiz de yerini alacaktır. Hatta markalaşma ve tanıtım ile yerel ürünlerimizi de küresel ticarete konu yapacağız. Onuncu Plan hazırlık çalışmalarını bu perspektif ile sürdürmekteyiz. Uluslararası rekabet gücünü ve dünya ihracatından aldığımız payı artırmak için imalat sanayinde dönüşümü gerçekleştirerek yüksek katma değerli yapıya geçmek ve yüksek teknoloji sektörlerinin payını artırmak temel hedefimiz olmalıdır. Bu dönüşüm küresel tüketicinin yeni beklentilerine cevap vermelidir. İmalat sanayiinde bu dönüşümün ana odakları olarak yenilikçilik ve firma becerileri, üretime bölgesel katılım, sektörler arası entegrasyon, yeşil teknoloji ve üretim ve dış pazar çeşitliliği öne çıkmaktadır. Bu noktada, tüketicilerimizin bilinçli bir şekilde tercihlerini yerli ürünler lehine kullanmaları, üreticilerimizin ithal ara girdiden yerli girdiye yönelmesi ve hatta uluslararası rekabet gücü kazanmış başarılı şirketlerimizin yerli yan sanayinin gelişimine destek olmaları, kamu alımlarının üreticimizi Ar-Ge ve inovasyona teşvik edecek şekilde tasarlanması halinde amacımıza erişmemiz kolay olacak ve kazanan Türkiye olacaktır. Böylece istihdamımız artacak, insanımız iş sahibi olacak, refah seviyemiz yükselecek, geleceğe daha güvenle bakabilecek, 2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefimize emin adımlarla yürüyeceğiz. 15

18 RÖPORTAJ Sabır ve Özveri 50 Ülkeye Ulaştırdı Patience and Sacrifice carried to 50 Countries Hidromek firmasını 1989 yılında Demirciler Sitesi nde kuran Hasan Basri Bozkurt, sabır, özveri ve yılmamayı hep prensip edinmiş. Bozkurt, bugün Sincan OSB de üretimini sürdüren ve dünyanın beş kıtasına ihracat yapacak büyüklüğe erişen Hidromek te ki gelişmeleri Active Business e anlattı. Hasan Basri Bozkurt, who has founded the Hidromek company in 1989 in the Demirciler Estate, has always assumed patience, sacrifice and not to lose heart as a principle. Bozkurt told about the developments at Hidromek, which continues its production in Sincan OIZ and has reached the size to export to five continents of the world today. Erzincan da postacılık yapan bir babanın oğlu Hasan Basri Bozkurt. Babası her ne kadar onun öğretmen olmasını istemişse de, o Ankara da meslek lisesini bitirdikten sonra, Karayolları na işçi olmayı seçmiş. Makinelere karşı hep hevesi olduğunu ifade eden Bozkurt, Meslek lisesinde de makineyi, üretimi gördüm, öğrendim diye anlatıyor. Karayollarında iki yıl işçi olarak çalıştığını ancak bu süreçte mühendis olmanın gerekliliğini anladığını vurguluyor Bozkurt. Bu düşünceyle üniversite sınavına giriyor ve Yıldız Teknik Üniversitesi ni kazanıyor. Karayolları ndan da burs alarak üniversiteyi bitirdiğini, masterini tamamladığını ve ardından mühendis olarak Karayolları na yeniden döndüğünü ifade eden Bozkurt, Dört yıl gibi bir süre Karayolları nda devam ettim, çok da çabuk yükseldim diye anlatıyor. Karayolları nda iş makineleri konusunda önemli bir vizyon sağladığını dile getiren Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürüyor: Karayolları nda herşey iş makineleri ile oluyordu. Benim kafamda hep bir gün o makineleri yapmak kısmet olsa fikri vardı. Bu hayalle Karayolları ndan ayrıldım ve Demirciler Sitesi nde Hidromek i kurdum. Dört kişi ile başladık, bir yılın sonunda ikisi ayrıldı. O dönem zarar ettik. Başlangıçta traktörlere kepçe, kanal kazıcı takıp traktörleri iş makinesi gibi çalıştırdık. Epeyce öyle devam ettik. Türkiye de kazıcı yükleyici kullanım konseptini ilk oluşturanlardanız. Orjinal iş makinesini de yine ilk 1989 yılında Hidromek olarak yaptık. Daha sonra talepler doğrultusunda özgün tasarımlarımızın imalatına başladık. İlk yıllarda az sayıda kişi ile üretim yapıyorduk. Dört yıl böyle geçti, sıkıntılarımız olsa da hiç yılmadım. Başarımda eşimin katkısı çok önemli, belki de tümüyle onun desteği ile bugünlere geldim. Çok sabırlı bir insan, bugüne kadar bana hiçbir rahatsızlığını yansıtmadı. 41 yılımızı doldurduk. İki oğlum var, ikisi de Hidromek te genel müdür yardımcısı. Büyük oğlum Mustafa üretimden, küçük oğlum Ahmet de satış pazarlamanın sorumlusu. v 16

19 ACTIVE Business Başlangıçta traktörlere kepçe, kanal kazıcı takıp traktörleri iş makinesi gibi çalıştırdık. Epeyce öyle devam ettik. Türkiye de kazıcı yükleyici kullanım konseptini ilk oluşturanlardanız. İHRACATTA 50 ÜLKE 2000 yılında ekskavatör üretimine başladıklarını ifade eden Hasan Basri Bozkurt, 1999 yılında ise ilk kazıcı yükleyici ihracatını Tunus a gerçekleştirdiklerini söylüyor. Öncesinde yedek parça ihracatlarının olduğuna vurgu yapan Bozkurt, Bu konuda hiç acele etmedik. Sağlam adımlarla gidelim istedik. Sonrasında diğer ülkelere ihracat devam etti. Gittiğimiz yerde kalıcı olmak istedik. Kuzey Amerika, Hindistan ve Çin de yokuz. Onun dışında 5 kıta ve 50 nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Hindistan için orada yatırım yapmak gerekiyor. Çin de de gümrük duvarları yüksek. Kuzey Amerika yı da en sona bıraktık. Olmadığımız yerlerde de olma hedefimiz hep var. Tunus, Libya ve Cezayir de iyi durumdayız. Devlet, Turquality gibi programlarla uluslararası olmamız noktasında destek veriyor. Eğer dünya liginde oynayacaksak devlet, millet, üniversite, sanayi el ele olması lazım diye ifade ediyor. İnsanların hep bir hedefi olması gerektiğinin önemini vurgulayan Hasan Basri Bozkurt, olmazsa olmazlarından şöyle söz ediyor: İnsanların bir hedefi olmalı ama hedefe öyle hemen pat diye ulaşmak yok. Bu sabır işi, azim işi, özveri ve yılmama işi. Ben başından beri satın almadan, Ar-Ge ye işin her noktasında oldum. Kaliteden taviz vermemek, işini sevmek, özverili olmak gibi aslında herkesin bildiği şeyleri yaptım. Ama ben daha ziyade yılmamayı önemsedim. Elbette dürüst ve çalışkan olmak olmazsa olmaz ama yılmamak gerek. Bizim işe başladığımız zaman zorluklar farklıydı, daha çok imkansızlıklar söz konusuydu. Şimdi imkanlar çok ama yarıştığın saha çok farklı. Başarılı olmak için en başta yılmamak gerek. Bir de hedeften ayrılmamak çok önemli. Bazı insanlar vardır, çok farklı alanlara dağılırlar. Hidromek başından bu yana iş makinalarına yoğunlaştı ve öyle de devam ediyor. Hedeften ayrılmadık. İş adamı işini yakından takip etmeli. Uygulamada süreklilik olacak. Bir dönem hızlı çalışayım biraz dinleneyim olmaz. Sürekli çalışma şiddetini artırarak, devam etmek gerek. Pozitif bir insan olmak da çok önemli. İş prensibi olarak, her elemanın mülakatında mutlaka bulunurum. Atölyeye eleman dahi alınsa kural bu. Gerçi son zamanlarda bana biraz bu konuda kısıtlama getiriyorlar ama mutlaka yine de bulunuyorum. Hepsini dinlerim, eğer gözünde bir ışık görürsem tamam derim. Doğru ya da yanlış ama böyle bir prensibim var. Çok iyi bir ekiple çalıştıklarını belirten Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürüyor: Çalışanlarımız, tedarikçilerimiz, bayilerimiz, servislerimiz ve bize danışmanlık hizmeti verenlerle iyi bir ekibiz. Kısa süreli ilişki biz de yok. 30 yıldır birlikte çalıştığımız taraflar var. Buna çok önem veriyoruz. Küçük menfaatler için değşiklik yapmayız. Hızlı karar vermeyi önemsiyoruz. Anlaşmalarımıza çok riayet ederiz. Her iki tarafın menfaatleri kağıt üzerinde olmazsa, sözleşmeyi imzalamayız. Bunlar bizim iş yapma usulümüz. Bir diğer temel prensibimiz, kazancımızı sürekli işimize harcarız. İş dışında başka bir yere para aktarmayız. Çünkü bizim işimizin büyümesinde çok paraya ihtiyaç var. Büyümemizi öz varlığımızla yapıyoruz, kredi kullanmayız. Bu da bizi farklı kılıyor. Krizlerden etkilenmeyiz, eleman çıkartmayız, yatırım yaparız. Lüks tercihlerimiz yok. Her zaman önce iş diyoruz. Hiçbir alacaklı alacağı için Hidromek e gelmemiştir. Ayın 30 undaki ödeme 29 unda yapılır. Neredeyse 20 yıldır bu böyle. Çok müzakere ederiz, müzakerelerde detaylara çok dikkat ederiz. Eğer bir mal alacaksam, bir çok yerle mükayese ederim. Detaylarıyla incelerim eğer anlaşmaya varmışsak da sonrası çok kolay yürür. Sözlü taahhüt imzadan daha önemlidir bizim için. Çalışanlarımızın aidiet duygusuna sahip olmasını çok isteriz. Maddi kaynakların verimli kullanılmasını çok önemsiyoruz. Kendi öz kaynaklarımızla yatırım yapıyor kredi kullanmamayı tercih ediyoruz, 30 yıldır bu böyle diyebilirim. Sözlü olarak dünyanın her tarafından mal alabilirim. Devletle yaptığımız işlerde elbette teminat zorunluluğuna söz konusu. Personel maaşları pazar gününe denk gelmemişse mutlaka gününde ödenir. Emeğe saygıyı çok önemsiyoruz. Kanunlara harfiyen riayet etmek benim için çok ayrı bir durum. Kanun ve kural ne ise öyle uygulama yapılmalı. Her türlü ilişkide kendimizi, karşıdakinin yerine koyarız. Müşteri, çalışan, rakipler farketmez herkes için bu kural geçerli. Çalışanlarımızın yüzde 99 unun bindiğim arabayı hak ettiğimi düşündüğüne inanıyorum. Hatta bu anlamda zaman zaman bana acıdıklarını da düşünüyorum. Çok sosyal değilim, bunun bir kabiliyet olduğu kanısındayım. İyi bir ekibim var bu konuda beni telafi ediyorlar. Gittiğimiz yerde kalıcı olmak istedik. Kuzey Amerika, Hindistan ve Çin de yokuz. Onun dışında 5 kıta ve 50 nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Hindistan için orada yatırım yapmak gerekiyor. Çin de de gümrük duvarları yüksek. v 17

20 ACTIVE Business Kredi kullanmamayı tercih ediyoruz, 30 yıldır bu böyle diyebilirim. Sözlü olarak dünyanın her tarafından mal alabilirim. Devletle yaptığımız işlerde elbette teminat zorunluluğuna söz konusu. Personel maaşları pazar gününe denk gelmemişse mutlaka gününde ödenir. Emeğe saygıyı çok önemsiyoruz DAN BU YANA SENDİKA Hidromek in toplamda bin 300 çalışanı olduğunu ifade eden Bozkurt, 1986 yılından beri çalışanların sendikalı olduğunu söylüyor. İşçilerin Türk-İş e bağlı Türk Metal Sendikası nda örgütlü olduğunu belirten Bozkurt, Beyaz yakalılar dışında herkes sendikalı. Ben diğer sanayicilere de sendikalı olmalarını söylüyorum. Bol keseden atmayı sevmiyorum, zaten böyle bir lüksüm de yok. Yapabileceğimi, verebileceğimi veriyorum. Toplu sözleşme süreçlerimizde bugüne kadar sorun yaşamadık diyor. ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ Hidromek te Ar-Ge ve üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına ayrı bir önem verdiklerini söylüyor Bozkurt yılından itibaren üniversite-sanayi işbirliğine adım attıklarını ifade ederek, süreçten şöyle söz ediyor: Özellikle Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve dönem dönem İstanbul Teknik Üniversitesi nden değerli hocalarımızla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Sanayici üretimin sanayi yönünü çok iyi biliyor. Ama bunun yanı sıra teknik olarak da alt yapısını sağlamlaştırmalı. Özellikle mühendislik faaliyetleri beslenmeli. Burada oluşturduğumuz yapı ile kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda, kendi mühendisimizi yetiştiriyoruz den bu yana süreç böyle işliyor. İlk önce yeni mezun olmuş arkadaşları bünyemize katıyoruz ve yüksek lisans yapmalarını destekliyoruz. Hidromek in seçtiği ve geliştireceği konular bu arkadaşlarımız için tez konusu olarak belirleniyor. Genelde ODTÜ ile bu çalışmalar yapılıyor de Hidromek te 100 öğrenci staj yaptı. Bu, özel sektördeki firmaların kolay yapacağı birşey değil. Tunceli Üniversitesi imkanları en zayıf üniversitelerden. Hidromek olarak eksiklerini tamamlamak için ikinci sınıftan 28 öğrenciyi buraya getirdik, tüm ihtiyaçlarını karşılayarak staj görmelerini sağladık. Bugüne kadar üniversite-sanayi işbirliği neticesinde somut olarak Hidromek konusu ile ilgili 16 yüksek lisans tezi oluştu. Dört patentimiz var, ayrıca patent başvurularımız söz konusu. Faydalı modelimiz var. Üç tane de endüstriyel tasarım tescilimiz bulunuyor. Bir çok büyük firmanın Ar-Ge çalışmasını yurt dışında yaptırdığına değinen Bozkurt, Eğer özgün tasarımlar düşünülüyorsa, firmaların ciddi Ar-Ge bütçesi ayırmaları gerekiyor diyor. En büyük sıkıntı özgün tasarım yapacak insanı bulamamak diyen Bozkurt, işin bu noktada kilitlendiğini, sıkıntının üniversitelerden mezun olan öğrencilerin çoğunun özgün tasarım yapacak yeterliliklerinin bulunmaması olduğunu söylüyor. Bozkurt, şöyle devam ediyor: Tasarım demek sadece çizim gibi algılanmamalı. Öcelikle dış görünüş gibi algılanabilir ama görsellik kadar tasarlanan ürünün fonksiyonu da önemli. Ortaya çıkan ürünün aynı zamanda çevreye duyarlı, kullanıcısı için ergonomik olması gerekiyor. Bu anlattıklarım bizim ürünlerimiz için geçerli. Bütün disiplinleri içeren ürünlerimiz söz konusu. Ar-Ge sini yaptığımız kazıcı-yükleyici olarak iki tip ürünümüz var. Ayrıca mini kazıyıcı diye isimlendirdiğimiz bir ürünümüz söz konusu. Ekskavatörde de farklı tonlarda paletli ve lastikli olmak üzere toplamda kazıcı yükleyici grubuyla beraber 9 ana ürünümüz mevcut. Bu ürünler farklı ataşmanlarla 4-5 opsiyona ve 30 dan fazla ürüne dönüşebiliyor. Şu an 52 ton ekskavatör ve lastikli yükleyici ürün çalışmamız devam ediyor. Hedef, 8 tondan 80 tona kadar ekskavatör üretimi. 18