DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh"

Transkript

1 DÜNYA KONJONKTÜRÜ ÜZER NE KISA NOTLAR* Perry Anderson gh 1980 lerle birlikte Bat da yaflanan büyük çapl ekonomik ve siyasal dönüflümler ve on y l sonra Sovyet blo unun çözülüflü, içinde bulundu umuz dönemi flekillendiren en önemli unsurlard r. Fakat bir yandan, uluslararas meseleler aç s ndan derin yap sal dönüflümler yaflanmaya devam ediyor. Bu dönüflümlerin ne oldu u ve sonuçlar n n nas l flekillenece i hâlâ belirsizli ini koruyor. Ayr ca bu dönüflümü sadece bugünkü olaylar penceresinden okumaya çal flmak kaç n lmaz biçimde yan lt c bir etki do uracakt r den bu yana siyaset sahnesinde meydana gelen dönüflümlerle s n rlayabilece imiz daha konjonktürel bir yolda ilerlemek, do rusu daha az risk tafl maktad r. Ayr ca, bu sayede basitlefltirme ve kestirmelerden kaç n labilir. fiüphesiz *) NLR (II) 48, Kas m-aral k

2 afla daki yorumlar bu risklerden azade de ildir. Dolay s yla, tezlerden ziyade k sa notlar olarak öne sürdü üm bu düflünceler de ifltirilebilece i gibi, pekâlâ üstü çizilip es de geçilebilir. I. UYUM ORTAMI Ortado u, 2001 deki suikast giriflimlerinden beri dünya siyaset sahnesinin en önünde yer almaktad r. Afganistan a düzenlenen y ld r m sald r, Bat fieria n n temizlenmesi, Irak n iflgali, ran etraf nda kurulan çember, Lübnan n yeniden iflgali ve Somali ye müdahale, bu noktada önde gelen olaylar aras nda say labilir. Bölgedeki ABD sald rganl medyada en önde yer alm fl ve hem yerel hem de uluslararas kamuoyunu kutuplaflt rm flt r. Amerikan gücünün rotas ve dünya tarihinin So uk Savafl tan bu yana izledi i yol hakk nda genifl bir literatür ortaya ç km flt r. ABD deki düzen taraftarlar bile, Irak taki felaketin Vietnam dakinden daha büyük olmas ndan korkar hale gelmifllerdir. Yine de böyle bir benzetme yaparken dikkatli olunmal d r. Hindiçin ndeki utanç verici askeri yenilgi, Amerika n n dünya çap ndaki konumunda siyasal bir zaafiyete yol açmam flt. Aksine, Amerika lehine köklü bir dönüflüm imkân do urmufltu ve SSCB sonu y k ma varacak bir çöküfle geçerken, Çin de Amerika n n fiili müttefiki haline gelmiflti. Amerikan elçisi Saygon dan ayr ld ktan on y l kadar sonra Amerika baflkan, Moskova ya muzaffer olarak inecekti. Bugün Vietnam da Amerikan flirketleri, en az Pentagon dan gelen görevliler kadar memnuniyetle karfl lan yor. Tarihsel benzetmeler her zaman yol gösterici olmaz, hatta ço u zaman yan lt c d r. Fakat bu benzetme bile suyun yüzeyi ile derinlikleri aras nda ne kadar büyük çeliflkiler olabilece ini ortaya koymaktad r. 1 Yedi-sekiz y l, yaflananlar önemleri bak m ndan bir s raya koymak için k sa bir zaman dilimidir. Ama yine de bir s ralama yapmaya çal flsak, acaba dünya çap ndaki büyük dönüflümler neye benzer? fiüphesiz, Çin in dünyan n yeni üretim merkezi olarak ortaya ç kmas, her aç dan uzak ara birinci gelir. Çin in büyümesi, sadece ulusal bir ekonominin afl r derecede büyümesi demek de ildir, ayn zamanda dünya piyasas n n yap sal bir flekilde dönüflmesi anlam na 4

3 gelmektedir. Bu dönüflüm kinci Dünya Savafl sonras Amerika s yla de il, ancak dünya çap nda etkili olmufl Viktorya ngiltere siyle k yaslanabilir. Çin in afl r h zl büyümesinin üç sonucu vard r. Bu büyüme, artan eflitsizli e ra men ülke içinde statükoya ba l, kayda de er bir orta s n f yaratm flt r. Bunun yan nda, orta s n f n s n rlar - n aflan ve özel sermayenin ç karlar na hizmet eden bir ideolojik uzlaflma ortam oluflmufltur. Uluslararas düzlemde Çin Halk Cumhuriyeti ni Amerika yla yak n bir iliflki içine sokmufl, hatta iki ülkeyi birbirine kilitlemifltir. Çin ekonomik ba ml l k alan nda Japonya y dahi geride b rakm flt r. Küresel ölçekteyse, dünya ekonomisinin geçti imiz dört y lda, 1960 lardan bu yana görülmeyen oranlarda büyümesini -ya da zincirlerinden kurtulmas n - sa lam flt r. 2 Peki, ya hâlâ dünyan n ikinci büyük ekonomisi olan Japonya n n durumu nedir? Deflasyon ve durgunlukla geçen on y l n ard ndan Japonya, nihayet biraz ivme yakalam fl ve Avrupa n n son dönemlerde yakalad büyüme performans n n üstüne ç km flt r. Bu büyüme büyük ölçüde Çin den gelen talebe ba l olarak gerçekleflmifltir. Siyasal düzlemdeyse, iktidardaki parti kendisini yenimuhafazakâr çizgide yeniden flekillendirme aray fl na girmifltir. Ülke içinde aç kça daha sa c bir yol izlenirken, ülke d fl nda -Washington a paralel olarak- daha flahin bir d fl politikaya do ru sald rgan bir geçifl yaflanm flt r. Irak a askeri birlik sevk edilmifltir, Kuzey Kore ye yap lan bask artt r lm flt r ve halen anayasadaki bar flç l ifadeleri ç karma yönünde haz rl klar yap lmaktad r. Bu siyasal çizgi seçmen deste ini kaybetmiflse de, büyük ölçüde ayn denklemden hareket eden muhalefet taraf da bu çizgiye karfl tutarl bir alternatif sunamamaktad r. 3 Avrupa içinde di er bütün geliflmeleri geride b rakan olay, Avrupa Birli i nin do uya do ru genifllemesidir. Varflova Pakt ülkelerinin baflar l bir flekilde Birli e dahil edilmesi sürecinin neredeyse sonuna gelinmifltir. Bu, Avrupa sermayesi ad na etkileyici bir baflar d r. Eski komünist ülkeler ekonomilerindeki özellefltirme süreçleri Brüksel taraf ndan idare edilmektedir. Ayr ca, yerel hükümetlerin kendilerini 5

4 Bat Avrupa normlar na getirmeleri sa lanm flt r. Fakat Birli in genifllemesi siyasal aç dan Birli i güçlendirmek yerine zay flatm flt r. Amerika n n Irak savafl için hem eski hem de yeni üyeler aras nda kendine müttefikler bulabilmesi, Birlik içinde sürekli bölünmelere yol açm flt r. AB art k, Amerikan ve Japon hükümetlerine k yasla daha genifl perspektiflere sahip hükümetlerin oluflturdu u büyük bir serbest ticaret bölgesi haline gelmifltir. Fakat bu hükümetlerin ülke d fl ndaki ç karlar ya da ülke içindeki yönelimleri pek kesiflmez. Birli in önde gelen üç k ta temsilcisi (Almanya da Schroeder in Ajanda 2010 u, Fransa da Raffarin in reformlar ve onu izleyen Sarkozy ile talya da Prodi nin reform paketleri) biraz hantal da olsa neo-liberal yolda ilerlemektedirler. Ne var ki, bu ülkelerin üçü de halihaz rda ngiltere deki Yeni flçi Partisi nin vard noktada de illerdir. 4 Dünya meta piyasas ndaki patlama sayesinde finanse edilen yeniotoriter bir rejim Rusya ya istikrar getirmifltir. Yeltsin yönetimine k - yasla Bat ya daha az ba ml olan Putin in sistemi, diplomatik hoflgörüden uzak durmakta ve demokratik incelikler yapmaya pek ihtiyaç duymamaktad r. Rusya, Bat l medyan n bu konuda elefltiriye daha az istekli olmas ile Amerika ve AB nin daha l ml ortaklar olmas n n tad n ç karan bir konumdad r. Fakat Rusya n n yak n çevresindeki etkinli ini eski seviyesine getirmeye çal flan yeni rejim, flimdiye kadar çok ihtiyatl davranm fl ve uluslararas arenada önemli hiçbir konuda Amerika n n karfl s na engel ç karmam flt r. Ayr ca, Yeltsin inkine k - yasla daha baflar l bir kapitalist geliflme ortam yaratm flt r. Ülkede siyasal muhalefetten eser b rakmam fl, ancak ekonomik düzelmeyle birlikte çok genifl bir sosyal destek bulmufltur. Putin, ülke içinde bir süredir dünyan n hiçbir büyük devletinde görmedi imiz derecede kabul ve destek gören bir lider haline gelmifltir. Ülkenin demografik bak mdan çöküflü ve nüfusun büyük k sm n n sefalet içinde yaflad göz önüne al nd nda, bu baflar son derece etkileyicidir. 5 Hindistan ekonomisi Çin kadar h zl olmasa da istikrarl biçimde büyüyor. Devasa nüfus kitlelerinin müdahale edilmeyen yoksullu u ve oya dayal seçim sistemi, kesintisiz bir neo-liberal dönüflümü 6

5 flimdiye kadar engellemiflti. Fakat bugün Hindistan da Bat l tüketim al flkanl klar n özümsemifl büyük bir orta s n f ve sosyete kültürü vard r, hatta Hindistan bu aç dan Çin i bile geçmifl durumdalar. Üstelik bu s n f, BJP nin ve Kongre nin politikalar n n temel yönelimlerini kendi istedi i gibi belirliyor. Fakat s n f-alt kesimlerin blok olarak oylar hâlâ ço unlukta ve bu blok, Hindistan n tarafs zl a dayal d fl politikas n terk edip, ideolojik, askeri ve diplomatik aç lardan Amerika ya yak nlaflma yönündeki dönüflümünü frenliyor. Bu hamleye parlamentodaki gösterilen direnifl, dönüflümü yavafllatma etkisine sahip olsa da engelleyici bir güce sahip de il. 6 Brezilya da ülkenin seçimle bafla gelmifl ilk flçi Parti yönetimi, t pk Rusya gibi dünya piyasalar ndaki genifllemeden faydalanm fl ve yarat lan ifl imkânlar ve yoksullar için gelir deste i gibi önlemlerle kendi taban n güçlendirmifltir. Fakat bir yandan da kendi selefinin giriflti i IMF destekli neo-liberal politikalarda pek bir de iflikli e gitmemifltir. Geleneksel yolsuzluk ayn ölçüde devam etmifl ve bunun seçim oranlar na hiçbir etkisi olmam flt r. Uluslararas arenada en dikkat çekici d fl politika hamlesi, Haiti ye müdahale eden Frans z- Amerikan ortakl na verilen destek olmufltur. Brezilya n n Haiti müdahalesine verdi i deste in sebebi, Japonya, Almanya ve Hindistan la birlikte Güvenlik Konseyi nde daimi üye olabilme hayalini kuruyor olmas yd, ne var ki bu beklenti gerçekleflmedi. Yönetim, bölgesel olarak Latin Amerika ülkeleriyle ticari entegrasyonu derinlefltirme çabalar na pek önem vermezken, daha çok DTÖ kurallar n kendi ç karlar çerçevesinde dönüfltürmeye çal flm flt r. 7 Peki, ya Amerika Birleflik Devletleri? 2000 y l nda seçilen Cumhuriyetçi yönetim, Reagan döneminden bu yana süren ve zaten dengesiz olan zenginlik ve gelir da l m n iyice bozan vergi kesintilerine devam ediyor. flas hukuku kredi verenler lehine yeniden düzenlendi, düzenleme sistemi iyice zay flad. Yüksek Mahkeme bir ad m daha muhafazakâr yöne kayd. Zaten bu yönelifl olmasayd, her zaman son derece radikal sa bir söyleme sahip olsa da sosyal güvenlik, sa l k, e itim, bankac l k ve çevre konusundaki iç düzenlemelerde bu 7

6 kadar rahat ad m at lamazd. Bu do rultuda, ekonomik büyüme ve ifl yaratma aç s ndan eskisine yak n bir performans sergilenmifltir. Glass-Steagall yasas n n ilgas ve Clinton yönetiminin baflard geleneksel refah düzenlemeleriyle karfl laflt r labilir hiçbir yap sal dönüflüm baflar lamam fl, dahas bunlar gündeme bile getirilmemifltir. Buna karfl n, Medicare ve Sarbanes-Oxley yasalar çizginin öbür taraf n temsil etmektedir. Temel özgürlükler Yurtseverlik Yasas yla s n rland r lm fl, fakat bu s n rlamalar Wilson dönemine k yasla daha partizanl ktan uzak ve küçük ölçekte gerçekleflmifltir. Kurumsal dengeler ve seçim pragmatizmi Beyaz Saray n ülke içinde elini zay flatmakta, çünkü oy kullanan bloklar n gündemini, adil bir flekilde paylaflt r lacak de erler belirlemektedir. Bush döneminde, 2006 daki yenilgiden sonra Amerikan siyasetinin a rl k merkezinde daha sa a do ru, kayda de er bir dönüflüm gözlenmemifltir ten bu yana Amerikan baflkanlar n n izledi i standart modele göre, yönetimin etkinli i yurtd fl nda yo unlaflt r lm flt r. Ülkenin Ortado u daki performans ysa uluslararas boyutta tepkiye yol açm flt r ya Amerikan imparatorlu- unun gizlenmeden ortaya ç k fl na iliflkin bilinen karfl t ifadeler ço- alm flt r, ya da benzer yorumlardan birisinde gerileme görülmüfltür. 8 Bir arada düflünülü ünde Çin, Japonya, AB, Rusya, Hindistan, Brezilya ve ABD, dünya nüfusunun yar s ndan fazla bir büyüklü e sahiptir ve ekonomik olarak da küresel gayri safi has lan n yüzde 80 ini üreten bir grubu oluflturmaktad rlar. E er Amerikan d fl politikas n n, 2. Dünya Savafl ndan bu yana izledi i gibi, kapitalizmi dünyan n en ücra köflelerine kadar yaymak ve Amerika n n devletler aras sistemdeki baflat konumunu korumak gibi iki temel amac (genel olarak ikincisi, birinciyi gerçeklefltirmenin koflulu olarak görülmüfltür) hâlâ yürürlükteyse, o zaman 21. yüzy l n ilk y llar n nas l yorumlayaca z? Sermayenin etki alan geniflleyip derinleflti ine göre, yorumumuz büyük ölçüde olumlu olacakt r. Finans piyasalar, yerleflik toplumsal ve ekonomik iliflki biçimlerini yok etme pahas - na geniflleme kaydetmektedir. ster komünist, liberal-demokrat ya da Gaulist parti, ister Yeni flçi Partisi, Birleflik Rusya Partisi, Kongre Partisi, flçi Partisi veya Cumhuriyetçi Parti olsun, iktidardaki partilerden ba ms z olarak her yerde ayn temel mülkiyet haklar paket- 8

7 leriyle politikalar n n uygulamaya sokuldu unu görüyoruz. H z ya da aflamas ne olursa olsun, herhangi bir ciddi siyasal muhalefet olmaks z n her yerde bu politikalar uygulamaya sokuluyor. Dünyadaki büyümenin motor gücünü oluflturan dünya ticareti, istikrarl bir flekilde büyüyor ve dünyan n bütün büyük kapitalist ekonomilerini birbirine ba ml hale getiriyor. 9 Siyasal aç dan bilanço nedir? Asl nda, oluflmakta olan ve bizim tan kl k etti imiz fley, Frans z Devrimi ve Napolyon Savafllar sonras nda ortaya ç kan Büyük Devletler Uyumu yap s n n henüz emekleme aflamas nda olan modern muadilidir. Yani, mevcut düzenin istikrar n n sa lanmas için artan seviyelerde formel ve enformel koordinasyon yap s na, sistemin parametreleri içinde efllik eden geleneksel ak fla tan kl k ediyoruz. Bu uyum radikal bir bozuk sese izin vermemektedir. Güvenlik Konseyi nin kararlar bu sürecin temel sahnesidir; flu anki mizansen, ran konusunda aranan kolektif çözüm aray fllar d r. Fakat Viyana Kongresi ard ndan gelen Büyük Devletler Uyumu dönemi ile Nixon n Çin ve Frans z Meclisi ziyaretlerinin ard ndan gelen dönem aras nda bir büyük fark var. Bu defa sistemi bir arada tutan fley, afl r güçlü tek bir devlettir ve bu devlet di erleriyle k yaslanamayacak kadar merkezi bir konum iflgal etmektedir. Metternich ve Castlereagh zaman nda Amerika yla k yaslanabilir bir egemen devlet yoktu. Finans piyasalar, rezervleri, silahl gücü, dünyan n dört bir yan na yay lm fl üsleri, kültür endüstrisi ve uluslararas diliyle birlikte dünyan n en büyük ekonomisine sahip olan Amerika ya denk baflka hiçbir devlet yoktur. Di er güçler Amerika n n asimetrik gücünü kabul eder ve stratejik önemi haiz hiçbir konuda onu rahats z etmemeye özen gösterirler. Çat flmalar n Airbus ve Doha gibi düflük seviyeli ticari meselelerden ibaret olmas hiç flafl rt c de ildir. Meseleler bu kadar küçük olunca t kanmalar da olabilir. Bunun yan nda jeo-politik ihtiraslar n kesiflti i yerlerde -örne in Kafkaslar, Balt k bölgesi ya da Türkistan gibi- uzlaflmaya gidilebilir. Di er büyük güçler Amerika ya karfl denge unsuru haline gelme konusunda geleneksel tarzda pek çaba sarf etmiyorlar. Bunun sebebi hem ekonomik ç karlar aç s ndan karfl l kl ba ml l n çok artm fl olmas d r -ki bu 19. yüzy lda düflünülemezdi-, hem de Washington n dünya- 9

8 n n görece daha istikrars z bölgelerinde siyaset yapabilme kapasitesine duyulan ihtiyac n ve bu konudaki ortak ç karlar n varl d r. Bu bölgelerde aktif olmak, Amerika d fl ndaki ülkeler aç s ndan oldukça maliyetli ve bazen de risklidir ve ülkeler bu iflleri kendi omuzlar ndan atmaktan pek rahats z olmazlar. Dolay s yla, Amerika n n dünya ekonomisi içindeki göreli a rl alternatif kapitalist güç odaklar na karfl aç kça geriliyorsa da, kâr ve ayr cal klar evrenini daha yo un bir flekilde birbirine ba lama konusundaki siyasal gücü herhangi baflka bir devletle k yaslanamayacak kadar yerindedir. Art k önde gelen devletlerin elitleri, kendilerini uluslararas toplum un kardefl üyeleri olarak görüyorlar. 10 Bu yap lanma sürtüflmelerin ve sorunlar n olmad anlam na gelmez. Rusya ve Çin, Amerika n n Orta Asya ya derinlemesine nüfuz etmesini ya da ran a bu kadar sald rganca yaklaflmas n istemiyorlar. Hindistan, Amerika n n Pakistan a hamilik yapma politikas - na karfl gard n alm fl durumda. AB, h zla kendi müdahale gücünü oluflturmaya çal fl yor. Amerika n n üstünlü ü, ortaklar üstünde pek bitmeyecek gibi görünen bir dizi faux frais. flte, tam da Amerika n n tikel ç karlar ile sistemin genel ç karlar aras nda otomatik bir kesiflme olmad ndan, yükselen gerilimi düflürmek ve idare etmek ad na bilinçli bir flekilde idare edilen Büyük Devletler Uyumu na ihtiyaç duyuluyor. Bu düzenleme hiçbir zaman mükemmel olmayacak, baflar için gereken mekanizmalar da tam anlam yla flekillenmifl de il. Bask ve karfl -bask dinamikleri, eflitsiz ama gerçekçi bir pazarl k sürecinde iç içe giriyor. Fakat sistemin boflluklar ve keskin uçlar bugüne kadar, küresel sermaye düzeninin seslendirdi- i bir senfoni olarak uluslararas toplum un meflruiyetine yanl fll kla da olsa hiçbir ciddi tehdit yöneltmedi. Bu tür bir uyum ortam nda devletler aras iliflkilerin, klasik çat flma teorilerinde belirtildi i gibi çat flma efli inin alt nda kalaca- n bekleyebiliriz. Çünkü finans ve meta piyasalar post-nükleer ça da evrensel ölçekte birbirlerine kilitlenmifltir. Bu, büyük güçlerin hepsinin eflit derecede kapitalist olduklar anlam na gelmez. Çin ve Rusya n n ekonomik ve siyasal aç dan Bat l normlara göre sahip olduklar eksikler, sistemin sorunsuz iflleyiflinin önündeki 10

9 pürüzleri teflkil etmektedir. Bat n n burada oynad kumar fludur: O ülkeler de dünya güçleri olarak en üst seviyeye erifltiklerinde, Bat yla ayn flekle bürünmüfl olacaklard r. O zaman, bir gün Çin için olmas tahmin edilebilecek bir fley olan en üst düzey gücün hakk zarif bir flekilde teslim edilebilir. Amerikan emperyalizminin en parlak teorisyenleri, Amerika n n üstünlü ü ile dünya çap nda bir liberal uygarl n mant ksal olarak birbirine ba ml fleyler olmad n n tamamen fark ndalar. Bu konu hakk nda sakin ve aç k bir flekilde kafa patlat yorlar. Buna göre, Amerika n n üstünlü ü, küresel liberal uygarl gerçeklefltirme misyonunu yerine getirir getirmez yok olacak. En so ukkanl öngörüye göre, bu bir nesil sonra bile gerçekleflebilir. 11 Bu koflullar alt nda ABD de Cumhuriyetçi yönetimin genel duruflu selefleriyle tamamen uyumludur. En önemli politika, Amerika n n So- uk Savafl dönemindeki en büyük iki rakibi Çin ve Rusya politikalar - n n gelifltirilmesidir. Bu iki ülke de herhangi bir zor kullan lmadan Büyük Devletler Uyumu çizgisine çekilebilmifltir. Piyasa odakl ekonominin geliflimi genelde Amerika da e itim alm fl devlet görevlileri taraf ndan desteklenmifltir. Tayvan ve Çeçenistan gibi ülke içi meselelerde sorun ç kar lmam fl, bölgesel hassasiyetlere sayg gösterilmifltir. Son olarak, küresel sahnenin oyunlar na (St. Petersburg zirvesi, Pekin Olimpiyatlar gibi) kat l mlar sa lanm flt r. Moskova yak nlar na füze konuflland rmak, Pekin i yuan politikas konusunda s k flt rmak gibi sorunlu konular var olmaya devam ediyor gerçi, fakat bugüne kadar bu sorunlar n kontrolden ç kmas na izin verilmedi. Ayn dönemde Japonya yla iliflkiler gelifltirildi. Hindistan yeni bir ittifaka zorland ve Brezilya yla ticaret duvarlar ve kotalar d fl nda çok az sorun yafland. Bunlar n hiçbirinin üst seviye politikaya sonuçlar de ifltirecek derecede bir etkisi olmad. Avrupa da, içerikten ziyade flekle önem veren bir kamuoyu, Bush un Kyoto yu ya da ICC yi (Uluslararas Ceza Mahkemesi ç.n.) kaba bir flekilde do rudan reddetmesinden rahats z oldu. Halbuki Clinton yönetimi de ayn çizgide hareket ediyordu, ama el alt ndan. Ancak içerik konusunda Bush yönetimi büyük kazan mlar sa lad. Birincisi, AB nin genifllemesini NATO nun büyüme sürecinin yan nda ikincil konuma itti ve Türkiye nin Avrupa ya kabul edil- 11

10 mesini Brüksel in en büyük hedefi haline getirdi. Amerikan stratejisi Japonya, Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya dakine benzer biçimde Avrupa da da, belki retorik olarak de il ama yap sal olarak 2. Dünya Savafl ndan bu yana süreklilik arz etmektedir. II. SAVAfiIN YURDU Ortado u daki askeri oyun iflte böylesi koflullarda bir ö e olarak karfl m zda duruyor. Cumhuriyetçi yönetim sadece ve sadece Ortado u da, 2. Dünya Savafl ndan beri de ilse de en az ndan So uk Savafl tan bu yana izledi i geleneksel çizgiyi çi nemifl gibi görünüyor. Dahas, Avrupal müttefiklerini sadece tavr yla de il, yapt klar yla da telaflland rm fl durumda. Irak savafl AB de sadece bofluna bir hamle olarak de il, ayn zamanda Bat ad na afl r derecede tehlikeli bir giriflim olarak görülüyor. Avrupal lar bu müdahaleden en az Amerika kadar, hatta ondan daha fazla etkilenecekleri kan s ndalar. Avrupa daki hemen her yorumcu -Amerika dakilerin öyle oldu unu söylemek pek mümkün de ildir- savafl n tamamen irrasyonel ve baflar s z oldu unu, tek tarafl özel ç karlar n (petrol flirketleri ya da daha genifl ölçekte büyük flirket ç karlar n n) veya Washington daki yerleflik olmayan ideolojik fanatiklerin (yeni-muhafazakâr bir grup) ç kard bir sorun oldu unu düflünmekte. Oysa Cumhuriyetçi yönetim, dünyan n di er bölgelerindeki giriflimlerinde amaçlarla araçlar iyi ya da kötü, rasyonel biçimde kesifltirebildi ine göre, mant k olarak sorun Amerika olmaktan ç kmakta ve Ortado u olmaktad r. Sormam z gereken temel soru fludur: Ortado u nun hangi kendine özgü özellikleri, bu bölge üzerine üretilen politikalar n bu kadar çaprafl k bir hal almas na yol açmaktad r? 1 Aç kt r ki bölgenin devasa petrol rezervleri, bölgenin uzun süredir Amerikan stratejik yaklafl m n n oda nda yer almas na sebep oluyor. Fakat Amerika, Irak a müdahale etti i s ralarda petrol arz aç s ndan acil bir sorun yaflam yordu. Uydu devletler petrol zengini Arap yar madas n n tamam n kontrol etmektedir -tabii ki iflgale dair hesaplardan birisi budur- ve Irak taki petrol bölgelerinin ele geçirilmesi Amerika n n enerji pozisyonunun yaln zca az bir k sm n karfl lar- 12

11 d ye gelindi inde OPEC teki rolüne bak ld nda Baas rejimi, ran ya da Venezüella ya göre Washington a daha az sorun ç kart yordu. Irak n daha önce Kuveyt i iflgal etmeye kalk flmas gerçek bir alarm durumuna geçifle yol açm flt. Çünkü böylece Irak, Suudi Arabistan dan daha büyük bir petrol üreticisi ve daha kayda de er bir askeri güç haline gelebilirdi. Amerikan politikas, Avrupa n n deste ini de alarak Clinton döneminden bu yana ambargo, bomba, darbe ya da suikast giriflimleriyle Saddam yok etmeye çal flmaktayd. Bu konudaki süregen baflar s zl k, Amerika y kaç n lmaz olarak daha güçlü önlemlere, bir çeflit iflgal öncesi zemin haz rlamaya sevk etti. Amerika n n esas yöneticilerine göre Irak bitirilememifl bir ifl, rejimiyse hiçbir yönetimin kabul etmeyece i bir hakaretten ibaretti. Düzenin bütün mensuplar bu rejimi farkl araçlarla olsa da y kmaya çal flt lar. 2 Dolay s yla, sonuçta karfl laflt m z müdahale flafl rt c de ildi. Irak 1991 den bu yana neredeyse kesintisiz biçimde savafl sahneleriyle karfl karfl ya kal yordu. Bu aç dan bak ld nda müdahale, tarihçilerin genelde anlad anlamda bir kopufl de il, uluslararas hukuk standartlar aç s ndan on y l aflk n süredir devam eden düflmanl n doru a ulaflmas yd. Kopufl tezlerini savunabilmek için, Baba Bush ve Clinton dönemlerinde Irak a ve Irak halk na yöneltilen fliddetin seviyesini küçümsemek gerekir ten bu yana verilen kay plar 2003 öncesine göre daha yüksektir ama, tablo afla yukar birbirine benzer: yüz binlerce ölü. Birinci aflamadaki zarar -klasik askeri terminolojiye göre Ermattungsstrategie seviyesindedir-, bir dengeleyici güç olarak Sovyetler in bölgeden silinmesiyle mümkün olmufltur. kinci aflamadaki zararsa -vitesin büyütülmesi ve Niederwerfungsstrategie aflamas na geçifl- askeri meselelerdeki devrim e ya da elektronik savafl ve hedef tutturma konusundaki kesinli e dayan yor olabilir. 2 Clinton n Yugoslavya y fazla çaba sarf etmeden yenmesi 1) Greenspan e göre, Irak n ülkedeki toplam üretimin hâlâ belirli olmayan katlar na eflit, keflfedilmemifl kaynaklar n n büyüklü ü, savafla iliflkin uzun vadeli bir perspektifin oluflmas nda son derece önemlidir. 2) Ermattungsstrategie, y pratma stratejisi ; Niederwerfungsstrategie, yok etme stratejisi. Bu terimler Alman askerlik tarihçisi Hans Delbrück taraf ndan, Frans z-prusya savafl ndan on y l sonra türetilmifltir. Siyasal anlamda nas l kullan ld n görmek için bkz. Perry Anderson, The Antinomies of Antonio Gramsci, NLR 1/100, Kas m-aral k 1976, s

12 ve Rumsfeld in Afganistan a hiç masraf etmeden diz çöktürmesi, askeri alanda yaflanan devrimin her fleyi yapabilece i hissini uyand rm fl olabilir. Bu tav r Cumhuriyetçi flahinler aras nda en çok dile getirilen yaklafl md r ama sadece onlara özgü de ildir. Kullanmad kça dünyan n en güçlü ordusuna sahip olman n ne anlam var? sorusunu soran kifli, Albright t r. 3 Ancak bu tür veriler, Irak n on y l aflk n süredir neden Washington nezdinde daimi bir endifle kayna oldu u ve Irak a yap lacak bir sald r n n nas l sorunsuz bir proje gibi alg land konular nda pek bir aç l m sunmamaktad r. Bush yönetiminin yanl fl hesapla da olsa neden önde gelen iki Avrupal müttefikine ve Amerikan eliti içinde önde gelen bir az nl a karfl ç k p, böylesi bir savafla giriflti ini, dahas, dünyan n di er bölgelerindeki geleneksel duruflundan belirgin biçimde neden koptu unu aç klamamaktad r. Bunu ancak 11 Eylül ün yaratt psikolojiyle anlayabiliriz. kiz Kuleler e düzenlenen sald r yla birlikte Pentagon, Ortado u ya karfl tak nd sald rgan tavr n arkas nda milliyetçi bir güç buldu. Bu güç Afganistan n y ld - r m h z yla iflgal edilmesine dönüfltürüldü. flgal hem içeride hem de d flar da büyük alk fl toplad. Fakat, genel kan ya göre, Kâbil düflünce Ba dat üzerine yürümenin bir gerekçesi kalmayacakt. Çünkü El Kaide ile Baas rejimi aras nda bir ba lant kurulam yordu. Dolay s yla, bu ak l d fl müdahaleyi meflrulaflt rmak için kitle imha silahlar gibi bir bahane uydurulmal yd. 4 Tarihsel olarak anl k irrasyonellikler, genelde daha genifl ölçekli yap sal irrasyonelliklerin ürünüdür. Hitler in 1941 de Amerika ya savafl ilan etmesi buna iyi bir örnektir. Irak Özgürlefltirme Operasyonu da ayn flekilde bafllad. Daha basit ifade edersek, gerçeklik buydu ve hâlâ da böyle. Ortado u, Amerikan siyasal sisteminin, ulusal ç - karlar n n rasyonel hesap cetveline göre hareket edemeyece i bir yerdedir, çünkü baflka, daha önemli bir ç kar söz konusudur. Amerika n n Arap dünyas ndaki -ve onun uzant s olarak Müslüman dünyas ndaki- genel konumu, srail e sa lad devasa ve bariz deste in gölgesindedir. Bölgenin yok edici devleti oldu u herkesçe kabul edi- 14

13 len srail, Amerika n n genifl çapl ekonomik ve silah deste i olmaks z n bölgede k rk y ld r hiçbir zarar görmeden varl n sürdüremezdi. BM de Amerika taraf ndan koflulsuz biçimde desteklenen srail, Filistinlileri yerlerinden etti i ve katletti i için halk n nefretinin hedefi haline gelmifltir. Bunun mant ksal sonucu olarak Amerika dan da ayn gerekçeyle nefret edilmektedir. El Kaide nin Amerika ya yönelmesinin temel sebebi budur. Amerika n n gücünü göz önüne ald - m zda, bantustan and ran bir Filistin devletinin geçti imiz elli y l boyunca Amerikan dolar, silah ve vetolar yla semirmifl olan srail devleti ad na herhangi bir tehdit oluflturmas söz konusu de ildir. Neden bir türlü Filistin devletinin kurulmad da gayet aç kt r: Amerika daki güçlü Yahudi cemaatinden faydalanan srail lobisi, Amerikan siyaseti ve medya sistemi üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Bu lobi Ortado u yla ilgili normal karar alma süreçlerini her aflamada bozmakla kalm yor. Ortado u, yak n zamana kadar -hatta bugün bile- ana ak m tart flma kanallar n n hiçbirinde konuflulamazd. Bu tabu Amerika n n bölge politikalar n n flekillenmesinde rol oynayan irrasyonelli in daha da büyümesine yol aç yor. 3 5 Irak a müdahalenin iflte bu ba lamda ele al nmas gerekir. Önde gelen Cumhuriyetçiler, Irak üzerinde 1990 lar n sonundan itibaren uygulanmakta olan bask y giderek daha da artt r yorlard. Fakat yeni seçilen Bush yönetimi, Clinton n ülke d fl ndaki müdahalelerindeki ayr ms z tavr n elefltiriyor ve insan haklar doktrinlerine s n rl bir ilgi gösteriyordu. ktidara geldikten sonraki ilk aylar nda d fl politikada çok ciddi dönüflümler yaflanmad. Amerikan d fl politikas n aniden ve köklü bir flekilde dönüfltüren geliflme, 11 Eylül sald r lar oldu. Sald r lar, seçmenlere kolay kolay yutturulamayacak bu politi- 3) John Mearsheimer ve Stephen Walt ilk olarak 23 Mart 2006 da London Review of Books ta yay nlad klar The Israel Lobby adl makaleleri, ard ndan da 2007 y l nda New York ta yay nlad klar The Israel Lobby and US Foreign Policy adl s ra d fl eserleriyle en sonunda bu sessizli i bozdular. Ayr ca Michael Massing in belgelerle zenginlefltirilmifl flu çal flmas na da bak labilir: The Storm over the Israel Lobby, New York Review of Books, 8 Haziran Bir o kadar flafl rt c olansa, daha kabul edilebilir bir suçlu olarak bafl a r s H ristiyan sa n rolünü vurgulamaya meyilli Amerikan solunun genel ödlekli idir ki H ristiyan sa n n ifllevi asl nda force d appoint tir. srailli politikac lar daha da kabad rlar, örne in Olmert aç kça flöyle demektedir: Yahudi örgütleri Amerika daki üssümüzdür, Financial Times, 30 Kas m

14 ka de iflimine ve Saddam Hüseyin e savafl aç lmas na izin verdi. Savafl, kongrenin görülmemifl deste iyle aç ld. Fakat ne 11 Eylül ne de ard ndan gelen Irak iflgali gökten inmifltir Eylül le birlikte Amerika n n Ortado u daki rolünün yap sal irrasyonelli i tekrar ortaya ç km flt r. Amerika n n srail yay lmac l n y llarca desteklemesinin, genel olarak Amerikan sermayesinin mant ksal ç karlar na hiçbir faydas olmam flt r. Buna karfl n, srail lobisinin Washington n bölgesel politikas n etkilemesi anlam nda önemli etkileri olmufltur. Lobi faaliyetleri sonradan H ristiyan fundamentalizmine destek olmufltur. Tarihsel olarak Amerika, srail e hamilik yapmas n n karfl l nda ülke içinde hiçbir bedel ödemek zorunda kalmad. 11 Eylül bu anlamda bir ilkti. Sadece El Kaide nin sald r motivasyonu anlam nda de il, böyle bir fleyin yap lmas n n tahayyül edilmesi anlam nda da. Bin Ladin in yedi y l önceki ilk konuflmas, Filistin meselesine Arabistan daki Amerikan birliklerinin durumu gibi di er bütün meselelere k yasla çok daha fazla yer ay rmaktayd. 5 Sald r n n gerçekleflmesinin hemen ard ndan, zaten var olan irrasyonelli i daha da derinlefltirecek büyük bir intikam arzusu belirdi. Kin, Afganistan zaferinin hemen ard ndan Amerikan yönetimince kolayca Irak a kanalize edildi. 6 srail deki müesses düzen ve onun Amerika içindeki kolu, Irak iflgalini do al olarak destekledi. Çünkü Irak, srail in Körfez Savafl ndan bu yana bombalamaya çal flt eski bir düflman yd. Ancak kendi bafl na bu etkenin, Ba dat a karfl düzenlenecek bir harekât n temel motivasyonu olmas mümkün de ildir; srail savafla karfl ç ksayd bile Amerika Irak a müdahale ederdi. Bu tür do rudan bir nedenselli e gerek yok. Mesele flu ki, Ortado u da araçlarla amaçlar n ayarlanmas, Amerikan d fl politikas n n görünen ve as l belirleyici etkenleri aras ndaki tutars zl k yüzünden o kadar yozlaflm fl durumda ki, bir tür keyfi maceraya at lma ihtimali her zaman kozlar aras ndayd. Washington, Tel Aviv e ba l kald sürece, Amerikan ik- 4) Sald r dan birkaç gün sonra Fredric Jameson bu noktaya dikkat çekiyordu: Tarihsel olaylar aniden meydana gelmez, öncesi ve sonras vard r ve yavafl yavafl kendilerini gösterirler, London Review of Books, 4 Ekim Sav n geri kalan için bkz. The Dialectics of Disaster, South Atlantic Quarterly, Bahar 2002, s ) Bkz. ed. Bruce Lawrence, Messages to the World: The Statements of Osama Bin Laden, Londra ve New York, 2005, s

15 tidar n n rasyonel olarak kullan lmas na dair s radan kurallar n ifllemesinin kelimenin tam anlam yla hiçbir yolu yok. Bu vakada Baas rejiminin hayatta kalmas -bir ölçüde srail den ba- ms z sebeplerle- bir bütün olarak Amerikan düzenine do rudan bir baflkald r yd ve Amerika n n yüksek teknolojisi bu baflkald r y ortadan kald rmak için haz r bekliyordu. Bu koflullar içindeki harekât girifliminin psikolojik motivasyonu fluydu: Neden olmas n? Harekât, 11 Eylül sonras atmosferde çift tarafl bir meseleye dönüfltü ve -Kongre yi ortadan ikiye bölen Körfez Savafl n n aksine- peflinen onayland. 7 srail lobisinin Amerika n n Ortado u politikas üzerindeki etkisinin bir di er sonucu, Washington da karar mercilerinde yer alan siyasetçilerle bölge halk aras na büyük bir set çekmesi, Arap kitleleri Amerikan kültürel gücünün normal etki alan n n d fl na ç karmas d r. Bölgedeki hiçbir ülke liberal demokrasi ülkesi de ildir, yani hiçbirinde Washington n en kolay nüfuz edebilece i ve en rahat kitlesel destek bulabilece i bir siyasal sistem yoktur. Yine de baz rejimler, bölgenin afliret monarflilerine veya M s r diktatörlü üne göre Amerika ya karfl daha itaatkâr bir tav r içindedirler. Ama bu devletlerin hepsi de ayn ikilemi yaflamaktad r: Bir yanda Amerika taraf ndan finanse edilen, silah yard m yap lan ve korunan srail rejiminin afl r l klar dururken, Amerika ya olan ba l l k nas l ifade edilebilir? Yapt klar fley oldukça tipiktir: devlet kontrolündeki medyan n, Amerikan karfl t bir söylem kullanmas n sa layarak halk kitlelerinin nefretinden korunmaya çal flmak. Dolay - s yla, Amerikan kültürel ve ideolojik güçlerinin özgürce dolafl m - n olabildi ince zorlaflt racak ya da Amerikan istihbarat n n bu toplumlar n temelinde ne olup bitti ini do ru bir flekilde kavramalar n engelleyecek bir atmosfer yarat yorlar. Washington n 11 Eylül de sald ran hava korsanlar n n ço unun Suudi oldu unu ö rendi inde yaflad flok bundand r. Bölgede normal dozda yumuflak güç kullanamayan Amerika, Ba dat ta oldu u gibi bir meydan okumayla karfl laflt nda do rudan ve körlemesine sert güce baflvurmaktad r. Bu harekâtla bugüne kadar Bat n n sunduklar na kapal olan toplumlar açmay umuyorlar. Irak n iflgaline götüren h rs yuma n n içindeki bir baflka etken de budur. 17

16 8 Sadece petrol ve srail de il elbette, bir de din meselesi vard r, Ortado u yla çevresini Amerikan hegemonyas n n istikrarl ve evrensel olarak baflar l oldu u di er bölgelerden ay ran. Suudi krall n n gösterdi i gibi, Amerika ya rejim seviyesinde sorun ç karan fley, ne kadar kaba bir flekilde olursa olsun, slam n kendisi de ildir. Yine de slam, toplumsal ve kültürel düzeyde Amerikan tarz ideolojinin zaferi önündeki yegâne engel olarak kalm flt r. Üstelik, H ristiyanl k ile Ümmet aras ndaki uzun süreli düflmanl k göz önüne al nd nda, bir inanç olarak slam n belirli bir siyasal hedefi bulundu unu söyleyebiliriz. Zaten bu tür çat flmalar n önemli izlerinin halk kitlelerinin haf zalar nda yer etmemifl olmas oldukça flafl rt c olurdu, özellikle de ayn hat ralar n Anglo-Frans z sömürgeci düzenin modern deneyimiyle keskin bir flekilde güçlendirildi i düflünülürse. Arap milliyetçili inin 1970 lerden bu yana süren baflar s zl klar, bu sorunlara yeniden hayat vermifl ve anti-emperyalist duygular daha yo un dini bir inanca çevirmifltir. Hedef Haçl lar ve Yahudilerdir, yani Amerikal lar ve sraillilerdir. slam dünyas n n sadece bugüne kadar orijinal yaz l eserleri aç klamaya odaklanm fl zay f bir gelene i oldu u, H ristiyan ve Yahudilerinse bu konuda daha uzun süreli adetlere sahip olduklar düflünülürse, Kuran n do rudan okunmas n n ncil veya Tevrat a k yasla çok daha moral verici oldu u söylenebilir. Hz. Muhammed kutsal topraklarda inançs zlara karfl cihat ça r s yapt ndan beri modern Salefizm (Bat l ya da Bat yanl s yorumcular n peygamberin sözlerini daha uygun bir flekilde söyleme çabalar na ra men) kutsal kitaba göre temellendirilmifl sa lam noktalar üzerindedir. Fakat bu flüphesiz ki l ml Müslümanlar n ço unlu u aç s ndan utanç verici bir durumdur. Sonuçta karfl m za, yenilmez olmasa da küresel inançs zl a karfl savaflmaya gönüllü, genç ve fanatik savaflç lar ç kmaktad r. Bu kitle, medeniyetler çat flmas n Ortado u da gerçe e büründürmektedir ve onlar n dünya görüflüyle Bat l davetsiz misafirlerinki aras nda hiçbir kontak noktas yoktur. 9 Dolay s yla, Irak iflgalinin gerginli inin t rmanmas, Amerikal planc lar n normal hesaplamalar na uygun olmayan bir bölgede kaç - n lmaz hata riskleriyle birlikte bafllad. Fakat süreç Washington için 18

17 ani ve s k bir darbeyle tersine dönmedi. Baflar s zl k, Ortado u da uzun süredir varl n sürdüren ve bozulmufl emperyal güç alan n n bir sonucuydu. Amerikan kapitalizminin bölgedeki irrasyonelli i 11 Eylül le birlikte dönüp dolafl p kendisini vurdu ve bir baflka irrasyonellik döngüsünün oluflmas na yol açt. Çünkü Amerikan siyasal sisteminde 11 Eylül ü ortaya ç karan sebepler, kamuoyu önünde aç kça ortaya konamad ve bu sebeplerin pek az ortadan kald r ld. Pentagon un bafllang çta Ba dat n iflgal edilebilece i ve rejimin birkaç gün içinde asgari ABD zayiat yla alafla edilece i yönündeki inanc yanl fl de ildi. Pentagon un hesaba katmad fley, ilk müdahalenin ard ndan meydana gelecek olan direnifl hareketinin gücü ve h z yd. Savafl elefltiren ve Baas rejiminin toplumsal taban n göz ard eden ço u insan da Pentagon kadar hatal yd (ben de bunlardan biriydim). 6 Ba dat n düflmesinin iki ay sonras nda, Baasç askerlerin liderli indeki milliyetçi gerilla gruplar, Salefizmden etkilenen dini fanatiklerle birlefltiler ve iflgalcilere karfl bir direnifl hareketi örgütlediler. Bu direnifl dört y l aflk n süredir savafl sürdürüyor ve iflgalci ordular ile iflbirlikçilerinin moral düzeyini paramparça etmifl durumdalar. Bugün Irak, dünyan n merkezi tiyatro sahnesi durumundad r. Amerikan gücü elinde silah yla karfl koyuyor ve Amerika n n kendi içinden destek bekliyor. 10 Washington, düzenin içindeki pek çok kiflinin inand üzere Irak ta batakl a saplanm flsa da, ABD nin Ortado u da katastrofik bir çöküflü hâlâ ihtimal dahilinde de ildir. Bunun sebebi k smen, Suudi ve fiii cemaatler aras nda mevcut olan ve daha önce hiç olmad kadar derinleflen ayr md r. Bu ayr m, iflgali sonland racak vatansever bir iradeyi imkâns z k lmakta, hatta iç savafl körüklemektedir. Dolay s yla, iflgalci gücün d flar at lmas na engel olmaktad r. Üstelik ne 6) Bkz. Amerikan iflgali s ras nda maliye bakan olan ve kimsenin rejimin tiranca yanlar - n azaltmak gibi bir çaba içerisine girmedi ini belirten Ali Allavi nin görüflleri: Baas Partisi nin rejim y k ld nda 2 milyondan fazla üyesi vard. Ama bu parti hiçbir flekilde d fllay c de ildi. çinde a rl kl olarak Sünni Araplar olsa da fiiiler ve hatta Türkmen ve bir miktar Kürt bile bulunuyordu ve bu unsurlar Parti yap s içerisinde gayet iyi bir flekilde temsil ediliyorlard. fiüphesiz Parti nin üst mevkileriyle anahtar örgütleri ve güvenlik birimleri Sünni Araplar n elindeydi. Allavi flu sonuca varmaktad r: Parti nin iktidardaki y llar n Irak taki felaket dönemleriyle karfl laflt rmak yetersizdir. Baas Partisi baflka bir fleye dönüflmüfltür. Daha karmafl k düzeyde devlete ba l olan kesimlerden oluflan sembolik bir yap halini alm flt r (Allawi, The Occupation of Iraq, New Haven 2007, s ). 19

18 kadar büyük bir güçle savaflsalar da direniflçilerin, bugünkü koflullara uygun hiçbir alternatif toplumsal ya da siyasal konumlar yoktur. Amerikan gücünün bölgedeki di er kalelerinin hiçbiri bu çat flmadan etkilenmemektedir. Bütün uydu devletler eskiden olduklar kadar Amerika ya ba l d rlar. Bir tarafta Fas tan M s r a uzanan uzun hat, di er tarafta bütün Arap yar madas devletleri ve do uda Amerika n n en büyük müttefiki olarak Pakistan. Bu temel noktalarda bir de iflim olmad kça kaotik ve bölünmüfl bir Irak a ancak kendi kendini tüketmek kal r. Ülke çap nda infla edilmekte olan onlarca askeri üs ile Katar ve Kuveyt teki CENTCOM (ABD Ana Kumanda Merkezi) güçlerinden bahsetmeye gerek bile yoktur. Bu kaotik ve bölünmüfl Irak, bir süre daha elde edilen petrolü boru hatlar yla d flar ya ak tmaya devam edecektir. 7 fiüphesiz, Pakistan da meydana gelebilecek herhangi bir de iflim bölgedeki bütün dengeleri alt üst edebilir. De iflim, yerel gerilla kuvvetlerinin Irak a k yasla daha yavafl ortaya ç kt ama sonradan ivme kazand Afganistan la s n rl kalmaz. Fakat sözde sivil hükümetin çatlaklar ve krizlerine karfl ba fl kl a sahip Pakistan ordusunun uzun erimli kurumsal birli i ve ülke içindeki gücü, flafl rt c bir sürprizi imkâns z k lmaktad r. 11 ran n bu bölgesel paketin jokeri oldu u aç kt r. Amerika n n Taliban ve Baas rejimlerini devirmede önemli bir müttefiki olan din adamlar, Amerika Irak n içlerini kontrol etmeye bafllad nda Washington a iki taraf aras ndaki önemli meselelerin kapsaml bir flekilde çözülmesini önerdiler. Tahran n Büyük fieytan la anlaflmaya niyetli etkili güç odaklar -milyoner mollalar, tüccarlar, Bat l laflm fl profesyoneller, blogçu ö renciler- henüz umutlar n kaybetmifl de- ildirler. Hâlâ Nixon ziyaretinin bir benzerinin ran a da yap lmas - n bekliyorlar. Fakat koflullar 2003 ten bu yana tamamen tersine dönmese de epey de iflmifl durumda. Maddi aç dan daha müreffeh s n flara karfl gelen halk hareketi, daha az uzlaflmac bir baflkan seçmifltir. Yeni baflkan rejimin eski söylemine hem içeride hem d flar - da daha çok önem atfetmektedir. Nükleer güç sahibi olma yönünde- 7) Böylesi bir sonucun Amerika aç s ndan en makul düzenleme olaca n iddia eden ironik ve ikna edici bir yaz için bkz. Jim Holt, It s the Oil!, London Review of Books, 18 Ekim

19 ki milliyetçi dalga h zlanm flt r ve bu, Bat yanl lar n n kolayca üstesinden gelebilecekleri bir dalga de ildir. Kald ki bu geliflmelerin hiçbiri Amerika aç s ndan önemli bir tehdit teflkil etmez. Fakat ran söz konusu oldu unda Amerika n n bölge politikas üzerindeki srail etkisi, Irak takine k yasla daha yo undur. Tel Aviv, ran n nükleer program n durdurmas konusunda srarc d r. Amerika, ran da flimdiye kadar Avrupal müttefiklerinin tam deste iyle Irak üzerindeki bask politikas n n ilk aflamas n, yani Ermattung politikas n takip etti. Tahran n bu önlemlerle hizaya gelece i ümit edilmekte. Gerçi bu politikan n Irak ta s n fta kald biliniyor, ama ran da bu politikalara cevap verebilecek istekli kesimler vard r; bu kesimler mevcut baflkan alafla etme ve Ayetullah dize getirme konusunda Amerika dan daha az hevesli de illerdir. 12 srail kâbusu devam edecektir. K sa vadede Washington IDF nin ( srail Savunma Gücü) Hizbullah, Türk ve Frans z birliklerinin srail in s n r korumalar olarak Lübnan n güneyine yerleflecek kadar h rpalamas n arzu edebilir. Ayr ca, Hamas n yeterince y prat lmas ve böylece Abbas a hapishane duvarlar aras nda bölünmüfl mini-devlet kurmak için nihai teslimiyet anlaflmas n imzalama ortam n n yarat lmas n tercih edebilir. Amerika n n bu noktadaki dayana AB olabilir. Çünkü Irak politikas konusunda kendi içinde bölünmüfl ama iflgale kesinlikle karfl olan Avrupa, her zaman srail le esasta bir dayan flma içindedir. Bunun sebebi, Amerika daki gibi yerel Yahudi cemaatinin gücü de il, Yahudi soyk r m d r. AB, srail ordusunun afl r l klar n söylemde reddetmeye haz r olsa da her zaman için hedeflerde Amerika yla uzlaflm flt r: Hamas a oy verdi i için Filistin halk na verilen yard mlar kesmifl ve srail in Lübnan yeniden iflgaline destek vermifltir. Avrupa ve Amerika, uluslararas toplum un onay verece i ve Tel Aviv in Filistinlilerle olan müzakereler sonucunda varaca bir kararla ilgili hiçbir sorun yaflamaz. Çin, Rusya, Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi di er güçler Ortado u ya pek az ilgi duyuyorlar, hatta petrol piyasas nda bir rahats zl a yol açmad kça ilgilenmiyorlar dahi. Tabii böylesi bir sonucun Arap halklar n n nefretini uzun vadede yat flt r p yat flt ramayaca baflka bir sorundur. 21

20 III. MUHALEFETLER Günümüzün iki bölgeli güç haritas böyleyse, muhalefet -tabii varsa- bu haritan n neresinde durmaktad r? Böylesi bir ortamda, muhalefetin dünyan n hegemonik gücü olan Amerika n n süregiden rolüyle çat flma içerisinde olmas, yani anti-amerikan bir karakter tafl mas zorunludur. Fakat bu, Amerika n n zar zor kontrol etmekle birlikte s k ca savundu u sistemin reddini tan mlamak için kendi bafl na yeterli de ildir. Güç merkezinde olmay arzulayan herhangi bir odak, ikincil bir konuma hiçbir flekilde yönelmeden do rudan birincil bir konumu hedeflemeli ve iki hedefe birden odaklanmal - d r. Sadece bu iki duruflun bir araya gelmesiyle gerçek bir direnifl mümkündür. Bu ikili reddiyeyi k stas olarak al rsak, önümüzdeki tablo bize ne göstermektedir? Üzerinde düflünmemiz gereken en önemli iki bölge, flüphesiz Avrupa ile Latin Amerika d r. Birincisi ( ngiltere, Fransa, Almanya, talya, skandinavya ve di erleri) modern bir olgu olarak emek hareketlerinin anavatan iken, di eri 20. yüzy l n tamam nda sürekli olarak (1. Dünya Savafl öncesindeki Meksika Devrimi nden 2. Dünya Savafl sonras ndaki Küba Devrimi ne ve So uk Savafl sonras nda günümüzün Venezüella ve Bolivya deneyimlerine kadar) radikal isyanlara sahne olan tek k tad r. 1 fiu ana kadar küresel statükoya karfl tek uluslararas hareket olan Dünya Sosyal Forumu nu oluflturan yerlerin bu iki bölge olmas rastlant de ildir. DSF, etkileyici ölçüde genifl tabanl ve h zl bir bafllang c n ard ndan, bugün biraz durulmufl görünüyor. Arkas nda güçlü bir devletin kaynaklar (ve yolsuzluklar ) bulunan Komintern in örgütlülü ü ve disiplininden yoksun olan Forum, önünde bir anda alt k taya yay lm fl amorf muhalefet örüntülerini canl tutma misyonunu buldu. Bu görevin alt ndan kalkmak do as gere i çok zordur. Irak n iflgaline karfl oluflan büyük gösteri dalgas ikinci bir do uma yol açmad. Bunun sebebi, k smen muhalefetin büyük k sm n n son derece yüzeysel olmas yd. flgal bafllad ktan sonra eylemlerin arkas birden kesildi. Bunda Dünya Sosyal Forumu nun kaba anti-emperyalizme kaymama düflüncesiyle kendi STK kültürünü aflmakta yaflad iç çeliflkilerin de rolü bulunuyor elbette. Bu k s tlamalar göz önüne al nd nda hareketin uzun süre var- 22

TÜRK SANAY C LER VE fiadamlari DERNE TÜS AD. ÇALIfiMALARI

TÜRK SANAY C LER VE fiadamlari DERNE TÜS AD. ÇALIfiMALARI TÜRK SANAY C LER VE fiadamlari DERNE TÜS AD 2001 YILI ÇALIfiMALARI TÜRK SANAY C LER VE fiadamlari DERNE TÜS AD 2001 YILI ÇALIfiMALARI TÜS AD, Anayasa n n ve Dernekler Kanunu nun ilgili hükümlerine uygun

Detaylı

Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas

Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas Praksis 11 Sayfa: 191-220 Kazakistan da Bir Ulus-Devlet Kurmak Y. Emre Gürbüz Bugün, Orta Asya n n gelece inde söz sahibi olmas beklenen iki ülke var: Özbekistan ve Kazakistan. Her iki ülke de Orta Asya

Detaylı

E itim K lavuzu 1. Kültürleraras Ö renme

E itim K lavuzu 1. Kültürleraras Ö renme 1 Kültürleraras Ö renme E itim K lavuzlar dizisine hofl geldiniz Gençlere ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik kapasite geliştirmeyi hedefleyen eğitim programları ve kılavuz yayınlar konusunda ülkemizde

Detaylı

ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL

ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL ÜÇ AYLIK UNICEF TÜRK YE BÜLTEN 60. YIL KUTLAMA SAYISI ÇOCUKLARLA B RL KTE 60YIL UNICEF:ÇOCUKLARA GELECEK SA LAMA ÇABASINDA 60 YIL Konuk Baflyazar Prof. Dr. hsan Do ramac York taki UNICEF binas nda bir

Detaylı

MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE

MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE MEDYA VE TOPLUM L fik S N ANLAMAK ÜZERE B R ÇERÇEVE Halil Nalçao lu * Medya kavram üzerine Bizim Türkçede medya olarak kulland m z, ngilizcedeki media sözcü ü, araç, orta, ortam, arac anlamlar na gelen

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 3035 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1985 ORTA DO UDA S YASET

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 3035 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1985 ORTA DO UDA S YASET T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 3035 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1985 ORTA DO UDA S YASET Yazarlar Prof.Dr. Davut DURSUN (Ünite 1) Prof.Dr. Tayyar ARI (Ünite 2, 5) Yrd.Doç.Dr. Ferhat P R NÇÇ (Ünite

Detaylı

Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz!

Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz! Bas n Aç klamas Mesle imize, Haklar m za Sahip Ç k yoruz! De erli Meslektafl m z; Merkezi idare taraf ndan gündeme getirilen yasa taslaklar ile yürürlü e konulan yasalar ve yönetmelikler; bir yandan ülkemizdeki

Detaylı

SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE

SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE SEÇK NLER VE SOSYAL MESAFE Prof. Dr. Füsun Üstel Doç. Dr. Birol Caymaz N SAN 2009 stanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çal flmalar Merkezi Füsun Üstel Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü

Detaylı

Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye

Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye Praksis 9 Sayfa: xxx-xxx Yönetiflim: Tüm ktidar Sermayeye Birgül Ayman Güler 1990'l y llar, toplumbilimi yaz n na yeni bir terimin girifline tan k oldu. Gerçekte toplumbilimi 1980'li y llardan bu yana,

Detaylı

flünde ve gidiflinde arzu edilen bir de iflikli i yapmaya çal flmakt r fleklindeki tarifin yan s ra, 2 bir inanç, bir ideal veya bir ifl ve

flünde ve gidiflinde arzu edilen bir de iflikli i yapmaya çal flmakt r fleklindeki tarifin yan s ra, 2 bir inanç, bir ideal veya bir ifl ve 53 PROPAGANDANIN SEÇMEN DAVRANIfiLARI ÜZER NDEK ETK S P rof. Dr. Osman ÖZSOY Girifl Propaganda; bir fikrin her çeflit araçtan yararlan larak hedef kitleye ulaflt r lmas d r. Propagandan n tarihi insano

Detaylı

ÇEVRE SORUNLARI VE POL T KALARI

ÇEVRE SORUNLARI VE POL T KALARI T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2554 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1524 ÇEVRE NLARI VE POL T KALARI Yazarlar Dr.Çev.Müh. Ethem TORUNO LU (Ünite 1, 5-8) Prof.Dr. A.Savafl KOPARAL (Ünite 2) Doç.Dr.

Detaylı

BA DAT TA 68 GÜN. BA DAT ta 68 GÜN. Canl Kalkanlar. Anlat yor. Tavır. Cihan Keflkek - Eylül flcan. Tavır

BA DAT TA 68 GÜN. BA DAT ta 68 GÜN. Canl Kalkanlar. Anlat yor. Tavır. Cihan Keflkek - Eylül flcan. Tavır ACIMAK YOK! Havaland ölüm makineleri Bir gece ans z n uykunun En kör saatinde gelerek çald lar hayatlar yaflamdan Bombalar, bombalar, bombalar... Gece ile gündüz içiçe yaflan yor fiimdi buradaki zamanda

Detaylı

DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER

DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA SOSYAL VE EKONOM K ÖNCEL KLER DO U VE GÜNEYDO U ANADOLU DA Ülkemiz için önemli bir sorun olan Do u ve Güneydo u Anadolu'daki durumun normalleflmesi ve kalk nmaya katk da bulunacak

Detaylı

E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem

E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem E itim Hakk : Kendi Dilini Bulamam fl Bir Söylem Seçkin ÖZSOY (*) ÖZET Bu makaledeki amac m, e itime iliflkin bütün tikel durumlara uygulanabilir bir e itim hakk kuram tasla sunmak ya da dört bafl mamur

Detaylı

TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI

TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2665 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1631 TÜRK YE N N TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Zerrin SUNGUR (Ünite 1, 2) Yrd.Doç.Dr. Nadide KARKINER (Ünite 3) Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK...

GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK... Mersin Tabip Odas Bülteni GAZZE DRAMINDA TEK YÜREK OLDUK... server tan ll mers n de Aile Hekimli i Nereye? hek ml k mesle nde türk kad n Mersin ve Çevresinin Arkeolojik Zenginli i L KYA YOLU Evliya Çelebi

Detaylı

fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Gerçek demokrasi ve özgürlük için... BAfiYAZI

fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Gerçek demokrasi ve özgürlük için... BAfiYAZI Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas zmir fiubesi Haber Bülteni Ocak-fiubat 2008 Say : 80 fiubemizin 11.Dönem Ola an Genel Kurulu Yap ld Yaz s 6. sayfada BAfiYAZI Gerçek demokrasi ve özgürlük için... Merhaba

Detaylı

Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas *

Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas * Praksis 10 Sayfa: 159-210 Kad nlar n Eme ini Görünür K lmak: Marx dan Delphy ye Bir Ufuk Taramas * Gülnur Acar-Savran kinci dalga feminizmin 1960 lar n sonu ile 1970 lerin bafllar nda ilk tart flmaya bafllad

Detaylı

Ana hatlar ile ABD DEVLET YAPISI

Ana hatlar ile ABD DEVLET YAPISI Ana hatlar ile ABD DEVLET YAPISI Ana hatlar ile ABD DEVLET YAPISI Ç NDEK LER Bölüm I Anayasa: Kal c Bir Belge.................................... 4 Bölüm II Anayasan n aç klanmas : Federalist Yaz lar......................

Detaylı

BEYO LU ÜZER NE. ZEYNEP MEREY ENL L * LE SÖYLEfi EFE KORKUT KURT* *

BEYO LU ÜZER NE. ZEYNEP MEREY ENL L * LE SÖYLEfi EFE KORKUT KURT* * BEYO LU ÜZER NE ZEYNEP MEREY ENL L * LE SÖYLEfi EFE KORKUT KURT* * EFE KORKUT KURT: Beyo lu Bölgesi yüzy llard r stanbul un en dinamik, hareketli ve sürekli de iflim geçirmifl bir bölgesi. Son 100-150

Detaylı

Bir kez daha tekrarlamakta ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE

Bir kez daha tekrarlamakta ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE ÖRGÜTLÜLÜK ÜZER NE Bir kez daha tekrarlamakta yarar var. Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birli i (TMMOB) 7303 say l Yasa, 66 ve 85 say l Kanun Hükmünde Kararnamelerle de iflik 6235 say l Yasayla 1954 y l

Detaylı

Mimarlar Odas zmir fiubesi 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti

Mimarlar Odas zmir fiubesi 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti Genel Kurul 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti 42. Ola an Genel Kurulu ve Seçimler Gerçekleflti 42. Ola- an Genel Kurulu 15 flubat 2014 Cumartesi günü Mimarlar Odas zmir fiubesi Mimarl k

Detaylı

YEN fi GEL fit RME KILAVUZU. YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M

YEN fi GEL fit RME KILAVUZU. YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M YEN fi GEL fit RME 4 KILAVUZU YEN fi GEL fit RME Ç N STRATEJ K KAVRAMLAR fi PLANI YATIRIMLA LG L PROJE YÖNET M stanbul Sanayi Odas Kalite ve Teknoloji htisas Kurulu ( SO-KATEK) Yeni fl Gelifltirme K lavuzu

Detaylı

NSAN KAYNAKLARI YÖNET M

NSAN KAYNAKLARI YÖNET M T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2900 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1857 NSAN KAYNAKLARI YÖNET M Yazarlar Prof.Dr. Ramazan GEYLAN (Ünite 7) Doç.Dr. H. Zümrüt TONUS (Ünite 2, 3) Doç.Dr. Deniz KA NICIO

Detaylı

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR!

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! Her Çocuk çin Sa l k, E itim, Eflitlik, Koruma NSANLI IN GEL fimes KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAfiMASI Ç N YAPAB LECEKLER M Z VAR! Bu yay n K z Çocuklar

Detaylı

E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme

E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme E itim Kurumlar nda Teknoloji Kullan m ve Etkilerine liflkin Bir Çözümleme Hasan Hüseyin AKSOY (*) ÖZET Bu çal flmada toplum ve teknoloji iliflkilerinden hareketle e itim kurumlar n n teknoloji ile iliflkilerini

Detaylı

RAPOR 2012. çindekiler. 1. Girifl 5

RAPOR 2012. çindekiler. 1. Girifl 5 Türk Matematik Derne i 2012 y l raporu, dünyada ve ülkemizdeki matematiksel araflt rmalar n genel durumu ile ilgili tespitler ve Türkiye de yürütülmekte olan araflt rmalar n daha gelifltirilmesi için öneriler

Detaylı

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ. Doç. Dr. Selahattin TURAN. Prof. Dr. Alipafla AYAS. Yrd. Doç. Dr. lhan AKAR. Prof. Dr. Necmeddin TOZLU

Prof. Dr. Yahya AKYÜZ. Doç. Dr. Selahattin TURAN. Prof. Dr. Alipafla AYAS. Yrd. Doç. Dr. lhan AKAR. Prof. Dr. Necmeddin TOZLU Ça dafl Anlamda Türkiye de Ö retmenin Sayg nl Kavram n n Do ufluna Elefltirel Bir Bak fl Prof. Dr. Yahya AKYÜZ E itim ve Ö retmen Yetifltirmede Yeni E ilimler Doç. Dr. Selahattin TURAN E itim Fakültelerinin

Detaylı

Mevcut yay nc lar ma dur edilmeyecek

Mevcut yay nc lar ma dur edilmeyecek Ayfle Kulin den RTÜK üyelerine flikâyet var sayfa 14 te BU GECEN N KORSAN I YOK! RATEM N korsana karfl düzenledi i Akl ma Bir Fikir Geldi iletiflim fikirleri yar flmas nda muhteflem final. Kültür ve Turizm

Detaylı

NASIL B R BÜTÇE POL T KASI? Ara. Gör. Burcu GED Z Celal Bayar Üniversitesi..B.F. ktisat Bölümü, Manisa

NASIL B R BÜTÇE POL T KASI? Ara. Gör. Burcu GED Z Celal Bayar Üniversitesi..B.F. ktisat Bölümü, Manisa YÖNET M VE EKONOM Y l:2001 Cilt:7 Say :1 Celal Bayar Üniversitesi..B.F. MAN SA NASIL B R BÜTÇE POL T KASI? Ara. Gör. Burcu GED Z Celal Bayar Üniversitesi..B.F. ktisat Bölümü, Manisa Ara. Gör. M. Hakan

Detaylı