T.C. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OFM FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ ALAN EĞİTİMİNDE ARAŞTIRMA PROJESİ BİODİZEL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OFM FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ ALAN EĞİTİMİNDE ARAŞTIRMA PROJESİ BİODİZEL"

Transkript

1 T.C. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OFM FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ ALAN EĞİTİMİNDE ARAŞTIRMA PROJESİ BİODİZEL Öğrencinin Adı-Soyadı : Belde Şener Aslı Çakar Öğrencinin Numarası : , Öğretim Elemanı Adı-Soyadı : RIZA DEMİRBİLEK İSTANBUL,2008

2 1. GİRİŞ Hızla artan nüfusun ve gelişen sanayinin enerji gereksinimleri kısıtlı kaynaklarla karşılanamamakta, enerji üretimi ve tüketimi arasındaki açık giderek artmaktadır. Küresel enerji tüketiminin, 2035 yılına gelindiğinde 1998 yılında tüketilen enerji miktarının iki katı, 2055 yılında ise üç katı olacağı tahmin edilmektedir. Öte yandan, petrol, doğalgaz, kömür ve nükleer enerji gibi yenilenemeyen, geleneksel enerji kaynakları çevreyi ve insan sağlığını giderek daha fazla tehdit eder hale gelmiştir. Geleneksel enerji kaynaklarının, başta ulaştırma olmak üzere, konut ve sanayi sektöründe yaygın olarak kullanılması, sorunu daha da karmaşık bir hale getirmektedir. Sözgelimi, ulaştırma sektöründeki enerji tüketiminin %95'i petrolden karşılanmaktadır. Bu oranın gelecek beş yıl içinde, gelişmiş ülkelerde yılda % 1,5 gelişmekte olan ülkelerde ise %3,6 düzeyinde artması beklenmektedir. Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbondioksit miktarı ormanların azalmasıyla giderek artmakta, bu nedenle atmosferdeki diğer gazlarla birlikte güneş ışınlarının yansımasını engellemektedir. Bu suretle, sera etkisi oluşmakta ve iklim değişikliklerine neden olmaktadır. Küresel ısınmanın bu şekilde artmaya devam etmesi durumunda, 2040 yılına kadar, deniz seviyesinin bir metreye kadar yükseleceği, bu durumda dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalacağı yolunda görüşler ileri sürülmektedir. Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan gazlardan biri olan karbon monoksit vücuttaki oksijen oranını azaltarak ölümlere yol açarken, kükürt dioksit kansere sebep olmaktadır. Doğalgazın yanmasıyla ortaya çıkan kokusuz ve gözle görülemeyen azot oksit ise atmosferde diğer gazlarla etkileşime girerek vücudun bağışıklık sistemini çökertmektedir. Atmosferin kirlenmesinin önlenmesine yönelik tedbirler, 1970'li yıllarda sanayileşmiş birçok ülke tarafından alınmaya başlanmış olmakla birlikte, kirleticilerin hava olaylarıyla birlikte taşınmasının ve sınır ötesi etkiler yaratmasının engellenmesi mümkün olamamıştır. Uzun mesafelere taşınan kirleticiler, insan sağlığına zarar vermiş, toprakta ve su kaynaklarında asit oranının artmasına neden olarak bazı canlı türlerinin yok olmasına sebep olmuş, ayrıca metal yüzeyleri, binaları olumsuz yönde etkilemiştir. Diğer taraftan, İkinci Dünya Savaşı sonrasında barışçıl amaçlarla kullanılmaya başlanan nükleer enerjiye duyulan güven, bugün dünyadaki elektrik enerjisinin % 17sini üretse de, 1

3 Çernobil nükleer kazası sonucu azalmaya başlamıştır. Günümüzde bini aşkın ticari, askeri ve araştırma amaçlı nükleer reaktör işletilmekte, ancak yeni tesisler açılması yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Bütün bu gelişmelerin yanı sıra petrolün 50 yıl, doğal gazın ise 200 yıl içinde tükeneceğinin tahmin edilmesiyle insanoğlu doğa ile dost, temiz ve nispeten ucuz enerji kaynakları arayışına yönelmiştir. Bu kapsamda, zaman açısından sürdürülebilir olmakla birlikte dünyanın her bölgesinde var olabilme özelliğini de taşıyan yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması yönünde adımlar atılmaya başlanmıştır. Günümüzde benzin ve dizel yakıtına alternatif yakıtlar etanol ve biyodizeldir. Tarım ülkesi olan ülkemizde, biyodizel öncelikli bir seçenektir. Kırsal kesimin ekonomik yapısının güçlenmesi ve iş imkânlarının yanı sıra yan sanayinin de gelişmesine katkıda bulunacaktır. Biyodizelin stratejik konumu da göz ardı edilemez bir durumdur. Ancak biyodizelin bitkisel yağlardan üretiliyor olması dizel yakıtına nazaran daha pahalı olmasına neden olmaktadır. Biyodizelin atık yağlardan da üretilmesi maliyeti düşüren etkenlerdendir. Türkiye'de her yıl 300 bin ton atık yağ oluşmaktadır. Bu atık yağlar biyodizel üretiminde kullanıldığında yılda 480 milyon TL kazanç sağlanacaktır. Ayrıca, oluşan bu atık yağlar biyodizel üretiminde kullanıldığında, motorine göre atmosfere atılan sera gazı CO miktarı 900 bin ton azalacaktır 2

4 2. FOSİL YAKITLARIN ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR Hidrokarbon içeren kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtlar fosil kökenli enerji kaynakları olarak adlandırılır. Fosil kökenli yakıtların çevreye verdiği zararlar ve 1970 lerden sonra yaşanan petrol krizi tüm dünyayı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya sürüklemiştir. Yakıldıklarında atmosfere karbondioksit, metan, kükürt vb. gibi birçok zararlı gaz yayan fosil yakıtlar çevre ve dünya geleceği için çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. 2.1 Sera Etkisi Uzun dönemde, yeryüzünün, güneşten aldığı enerji kadar enerjiyi uzaya vermesi gerekir. Güneş enerjisi yeryüzüne kısa dalga boyu radyasyon olarak ulaşır. Gelen radyasyonun bir bölümü, yeryüzünün yüzeyi ve atmosfer tarafından geri yansıtılır. Ama bunun büyük bölümü, atmosferden geçerek yeryüzünü ısıtır. Yeryüzü bu enerjiden, uzun dalga boyu, kızılötesi radyasyonla kurtulur. Gezegenimizin yüzeyi tarafından yukarıya salınan kızılötesi radyasyonun büyük bölümü atmosferdeki su buharı, karbondioksit ve doğal olarak oluşan diğer sera gazları tarafından emilir. Bu gazlar enerjinin, yeryüzünden geldiği gibi doğrudan uzaya geçmesini engeller. Birbiriyle etkileşimli birçok süreç (radyasyon, hava akımları, buharlaşma, bulut oluşumu ve yağmur dâhil) enerjiyi atmosferin daha üst tabakalarına taşır ve enerji oradan uzaya aktarılır. Bu daha yavaş ve dolaylı süreç bizim için bir şanstır; çünkü yeryüzünün yüzeyi enerjiyi uzaya hiç engelsiz gönderebilseydi, o zaman yeryüzü soğuk ve yaşamsız bir yer, Mars gibi çıplak ve ıssız bir gezegen olurdu. Atmosferdeki gazların gelen güneş ışınımına karşı geçirgen, buna karşılık geri salınan uzun dalgalı yer ışınımına karşı çok daha az geçirgen olması nedeniyle yerkürenin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen bu doğal süreç sera etkisi olarak adlandırılmaktadır. Atmosferde sera etkisi gösteren maddeler, karbondioksit ve metan başta olmak üzere su buharı, kükürt, partikül madde ve azot oksittir. I. Dünya Savaşı sonrasında dünya nüfusu iki kat, buna karşılık enerji kullanımı dört kat artmıştır yılında atmosferdeki karbondioksit oranı 315 ppm iken bu değer 2004 yılına gelindiğinde 379 ppm düzeyine ulaşmıştır. Elbette gelişmiş sanayiye sahip olan ülkelerin sera 3

5 gazı etkisine katkısı daha fazladır. Örneğin, ABD dünya nüfusunun sadece % 4 lük bir kısmına sahipken, karbondioksit salınımının % 25 ini oluşturmaktadır. Şekil 1. Kuzey ve güney yarımkürede atmosferdeki karbondioksit miktarı 2.2 Küresel Isınma Küresel ısınma, insan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artışa verilen isimdir. Elli yıldır saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır. Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0,6 (± 0,2) C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir. 4

6 Şekil 2. Yıllara göre dünya yüzeyinde gözlenen sıcaklık sapmaları İklim sistemi içsel ve insani etkiler, güneş hareketleri ve sera gazları, vb. nedenlerden etkilenmektedir. İklimbilimciler (klimatolog) küresel ısınma konusunda hemfikirdirler. Bu değişimin detaylı nedenleri açık bir araştırma alanıdır ama bilimsel çoğunluk sera gazlarının son zamanlardaki sıcaklık artışının başlıca nedeni olduğunu belirtmektedir. Atmosferdeki karbondioksit (CO 2 ) ve metan (CH 4 ) oranlarındaki artış dünya yüzeyinin sıcaklığını yükseltmektedir. CO 2 oranındaki artış dünyanın yüzeyini ısıtmakta ve kutuplara yakın buzların erimesine yol açmaktadır. Buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular almaktadır. Kara ve suların buza oranla daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla buzullarda daha fazla erimeye yol açmaktadır. Şubat 2007 tarihinde Fransa nın başkenti Paris te açıklanan Birleşmiş Milletler (BM) raporunda yeryüzü sıcaklığındaki +2 C lik bir artış, Kuzey Amerika da kum fırtınalarının tarımı yok etmesine, deniz seviyelerinin yükselmesine, Peru da 10 milyon kişinin su sıkıntısı çekmesine, mercan kayalıklarının yok olmasına ve gezegendeki canlı türlerinin %30 unun yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına sebep olacaktır. +5 C lik bir artış olması durumunda ise denizler 5m yükselerek ortalama deniz seviyesi 70m olacak ve dünyanın yiyecek stokları tükenmeye başlayacaktır. 5

7 2.3 Olası Çözümler ve Alınabilecek Önlemler Elbette tüm dünyayı tehdit eden küresel ısınmayı tamamıyla önlemek mümkün değil ancak hepimizi ilgilendiren bu sorunu azaltmak amacıyla herkes bir şeyler yapabilir. Sera gazı salınımını kontrol edecek günlük hayatta alabileceğimiz bazı önlemler şöyle sıralanabilir. Standart ampulü, tasarruf ampulü ile değiştirmek, yılda 75 kg karbondioksit tasarrufu sağlamaktadır. Daha sık yürüyüp, bisiklet kullanmak ve toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanmak. Araba kullanılmayan her 2 kilometre için 0,75 kg. karbondioksit tasarrufu sağlanacaktır. Otomobillerin hava ve yakıt filtrelerinin her zaman temiz olmasına dikkat edilmelidir. Çok tozlu ortamlara yapılan yolculuklardan sonra mutlaka filtreler temizlenmelidir. Kirli filtreler fazla yakıt harcanmasına yol açmaktadır. Geri dönüşüme katkıda bulunulmalıdır. Evlerden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg. karbondioksit tasarrufu sağlanabilir. Lastikler belirli aralıklarla kontrol edilmelidir. Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına alınan yol % 3 oranında artar. Her 4 litre benzin tasarrufu 10 kg. karbondioksiti atmosferden uzak tutar. Daha az sıcak su kullanılmalıdır. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile yılda 175 kg, giysileri soğuk su ya da ılık suda yıkayarak da yılda 250 kg. karbondioksit tasarrufu yapmak mümkündür. Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçınılmalıdır. Çöpü %10 oranında azaltarak yılda 600 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir. Elektronik cihazlar tamamen kapatılmalıdır. Evde ortalama 8 saat prizde bırakılan TV, DVD, müzik seti gibi elektronik cihazlar, yılda 450 kg karbon gazının atmosfere yayılmasına sebep olmaktadır. Her yıl en azından bir ağaç dikilmelidir. Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emmektedir. Özellikle ısınmada güneş enerjisi ile çalışan sistemlerin kullanılması çok büyük tasarruflar sağlamaktadır. Ormanlarda piknik yapmak yerine daha çok az ağaçlık küçük park ve bahçelerde piknik yapılması orman yangınlarını engelleyecektir 6

8 Orman içlerinde yakıcı ve yanıcı maddelerle piknik yapılması engellenmelidir. Orman içlerinde daha çok, önceden hazırlanmış yiyeceklerin tüketilmesine izin verilmelidir. Orman içlerinde yapılan pikniklerde kullanılan ve mercek görevi yaparak ormanların yanmasına neden olan cam kırıklarının toplatılması için gönüllü toplayıcı ekiplerinin oluşturulması gerekmektedir. 7

9 3. BİYODİZEL Yeni ya da kullanılmış bitkisel yağlardan kimyasal yöntemler yardımıyla üretilen; çevre dostu, yenilenebilir ve sıvı halde bulunan bir yakıttır. 3.1 Biyodizelin Tarihçesi Biyolojik yakıtların gelişim tarihi teknolojik açıdan çok politik ve ekonomik değişimlere dayanır. Alternatif dizel yakıtı biyodizel, büyük ilgiyi 1970 lerde yaşanan enerji krizi ile kazanmıştır. Aslında bitkisel yağların transesterifikasyonu, gliserin elde etmek amaçlı olarak 1800 lerden beri uygulanmaktadır. Organik yağlardan transesterifikasyonla üretilen metil veya etil esterler (biyodizel) ana amaç gliserin elde etmek olduğundan, o günlerde yan ürün olarak alınmaktaydı. Bitkisel yağ ve türevlerinin dizel yakıt olarak kullanımı ise 1900 lerde dizel motorun icat edilişi ile başlar. Dizel motorun mucidi alman makine mühendisi Rudolf Christian Karl Diesel ( ) 1898 de Paris de dizel motorunu fıstık yağı ile çalıştırmayı başarmıştır. Bitkisel yağlar yakıt olarak 1920 lere kadar kullanılmıştır. Bu yıllarda bir tür petrol artığı olan, dizel yakıtı gündeme gelmiştir ve dizel motorlar bu yakıtı kullanacak biçime modifiye edilmiştir. Uygun fiyatı, bulunulabilirliği, devlet desteği ile dizel yakıtı olarak petrol dizeli tercih edilmeye başlanmıştır. İlginç olan bir başka gelişme de II. Dünya Savaşı sırasında Almanya ve müttefikleri araçlarında biyokütle yakıtlarını kullanmışlardır. Bu gelişmeye rağmen biyoyakıtların kullanımı gelişim gösterememiş ve silik kalmıştır. Biyoyakıtların ulaşım sektörü için çok önem kazanacağını düşünen tek kişi Rudolf Diesel değildir. Henry Ford da otomobilleri dizayn ederken 1908 den sonraki modellerinin etanol kullanımına uyumlu olmasını göz önünde tutmuştur. Rudolf Diesel ve Henry Ford gibi dizel motoru üreticilerinin yenilenebilir kaynaklardan üretilecek yakıtların geleceğini çok önceden görmelerine rağmen politik ve ekonomik savaşın arasında, sektör gereken ilgiyi zamanında bulamamıştır de yaşanan ilk krizde OPEC dünya petrol durumunu kontrol ederek petrol teminini düşürmüş ve bu da fiyatların yükselmesine yol açmıştır de yaşanan ikinci krizle birlikte 8

10 otomobil alıcıları daha çok dizel araçları tercih etmeye başlamıştır. Ardından kullanıcılar kendi biyoyakıtlarını kendileri yapma yoluna gitmişlerdir ve biyoyakıt potansiyeline yeniden başvurulmuştur lerde, alternatif yakıt olabilecek bitkisel yağların yüksek viskozite sorununun yağların metil alkolle reaksiyonuyla metil esterlerine yani biyodizele dönüştürülerek giderildiği görülmüştür. Böylece biyodizel ismi gündeme gelmiştir. 3.2 Biyodizel Nedir? Biyodizel, hayvansal veya bitkisel yağlar gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen alternatif bir dizel yakıtıdır. Kimyasal olarak ise, uzun zincirli yağ asidi mono alkil esteri olarak tanımlanabilir. 'Biyo' kökü biyolojik esaslı olduğunu, 'dizel' kelimesi ise dizel yakıtı olduğunu gösterir. Biyodizel bitkisel veya hayvansal yağların bir alkol ve katalizör ile reaksiyona sokulmasıyla üretilir. Şekil 3. Trigliseritlerin transesterifikasyon reaksiyonu Atık bitkisel ve hayvansal yağlar da biyodizel hammaddesi olarak kullanılabilir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından petrol kökenli dizel yakıtlarıyla benzerlik göstermektedirler. Biyodizel, dizel motorlarında saf olarak kullanıldığı gibi petrol kökenli dizel yakıtlarıyla da karıştırılarak kullanılabilir. Saf olarak biyodizel kullanıldığında B100 olarak isimlendirilirken, %20 biyodizel ve %80 dizel yakıtı içeren bir karışım B20 olarak isimlendirilir. 9

11 3.3 Biyodizel Standartları Biyodizel saf ve dizel-biyodizel karışımları şeklinde yakıt olarak kullanılmaktadır. Bu yakıtlar aşağıdaki gibi adlandırılmaktadır: B5 : % 5 Biyodizel + %95 Dizel B20 : % 20 Biyodizel + %80 Dizel B50 : % 50 Biyodizel + %50 Dizel B100 : %100 Biyodizel. 3.4 Biyodizel Üretiminde Kullanılan Hammaddeler Biyodizel üretimde kullanılabilecek yağ kaynakları: Bitkisel Yağlar: Ayçiçek, Soya, Kolza, Aspir, Pamuk, Palm Yağları Geri Kazanım Yağları: Bitkisel Yağ Endüstrisi Yan Ürünleri (Soapstock, Hurda Yağı) Şehirsel ve Endüstriyel Atık Kökenli Geri Kazanım Yağları Hayvansal Yağlar: Don Yağları, Balık Yağları ve Kanatlı Yağları Atık Bitkisel Yağlar: Kullanılmış Yemeklik Yağlar Şekil 4: Biyodizel üretiminde kullanılan hammadde kaynakları Şekil:4'de biyodizel üretiminde kullanılan hammadde kaynaklarının dağılımı görülmektedir. Buna göre kolza yağı %84 ile en çok kullanılan hammadde olurken, onu ayçiçek yağı %13 miktarı ile takip etmektedir. Soya, palm yağı ve diğer hammaddeler ise üretimde %1 lik paya sahiptir. Kolza türlerinden elde edilen kolza yağı (kanola yağı) transesterifikasyonda kullanılan en önemli bitkisel yağ çeşidi olup, kanola yağı yüksek kalitede biyodizel üretimi için çok uygundur. Almanya ve Avusturya kanola kökenli biyodizel üretiminde lider ülkelerdir. Ayçiçek yağı Güney Fransa ve İtalya da, soya yağı ABD de, palm yağı 10

12 Malezya da biyodizel üretiminde yaygın kullanılmaktadır. ABD, Avusturya ve İngiltere kullanılmış yemeklik yağ kökenli biyodizel üretimini gerçekleştiren lider ülkelerdir. Biyodizel üretimindeki en önemli sorun hammaddenin düzenli ve sürekli sağlanmasıdır Yağlı Tohumlu Bitkiler Üretim Temel besin maddelerinden olan ve insan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan yağlar, insanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli olan ana besin maddelerinden birisidir. Yetişkin bir insanın günlük aktiviteleri için kalori gerekli olduğu ifade edilmektedir. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin gereği olarak da bu miktarın kalorisinin yağlardan karşılanması gerekmektedir. 1 gram yağın 9.3 kalori verdiği bilindiğine göre; bir insanın bir günde yaklaşık 95 g yağ tüketmesi gerekir. Bu miktar yağın 1/3'ü sıvı olarak yemeklerle, geri kalan 1/3'ü katı yağ olarak kahvaltılarda, geriye kalan 1/3'ü ise peynir, süt vb. besinlerden karşılanmalıdır. Bu hesaba göre doğrudan alınması gerekli toplam yağ miktarı günde 63 gramdır. Bu ise kişi başına yılda 23 kg yağ tüketilmesi demektir. Avrupa normlarında ise yılda yaklaşık 24 kg yağ tüketildiği taktirde sağlıklı bir beslenmeden söz edilebileceği vurgulanmaktadır. Türkiye'de kişi başına yıllık toplam yağ tüketimi konusunda değişik kaynaklarca çok farklı veriler bulunmakla birlikte, bu değerin bugün için kişi başına 17 kg/ yıl olarak alınması daha isabetli olacaktır. Farklı kullanım alanları da dikkate alındığında yeterli beslenme koşuluyla ülkemizin toplam yağ gereksinimi bin ton arasında görülmektedir. Ancak Türkiye'nin yıllık ham yağ ithalatı ile yağlı tohum ithalatı her geçen yıl artmaktadır yılı verilerine göre ton bitkisel ham ve rafine yağ ve ton yağlı tohum ithalatı yapılmıştır yılında yağlı tohum işleyen fabrikaların bir çoğunun kapanması sebebiyle ham yağ ithalatında önemli bir artış olmuştur. Yağ bitkileri üretim alanlarının artırılmasında GAP illeri büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Güneydoğu Anadolu Projesi tamamlandığında 1.7 milyon hektar tarım alanlarının aşamalı olarak sulamaya açılması ile yağ bitkileri ekim alanı ve üretimi de büyük ölçüde artacaktır. GAP master planında öngörülen ürün deseninde soya için % 10, yerfıstığı, ayçiçeği ve susam içinde % 5 lik bir pay ayrılmıştır. Bilindiği gibi yağ bitkilerinden istenen verim potansiyelinin sağlanması tamamıyla sulamaya bağlı olduğundan, GAP projesinin biran önce tamamlanması ülkemiz ekonomisi bakımından önem taşımaktadır. Yağ bitkileri 11

13 yetiştiriciliğinin sulamaya bağlı olması, kuru tarım alanlarında yetiştirilebilen diğer tarla bitkilerine göre uzun yıllara dönük üretim ve tüketim projeksiyonlarının hesaplanmasında zorluklar çıkarmaktadır. Devletin sulanabilir tarım alanlarının arttırılması için öngördüğü ileriye dönük sulama projelerinde, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan gecikmeler yağ bitkileri için hedeflenen değerlerin gerçekleşmemesinde önemli etken olabilmektedir. Bu nedenle yağ bitkilerinin ileriye dönük üretim projeksiyonlarının hesaplanmasında daha kısa süreleri kapsayan planlamaların yapılması sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Dünyada yağ bitkilerinin ekim alanı ve üretimini ülkemizle karşılaştıracak olursak, ülkemizde dünya genelinden farklı bitkiler ön plana çıkmaktadır. Örneğin; Dünya bitkisel yağ üretiminde lider bitki olan soyanın milyon tonluk üretimini, 56.1 milyon tonla pamuk çiğiti, 36.1 milyon tonla kolza ve 35.6 milyon tonla yerfıstığı izlerken, ayçiçeği 27.7 milyon tonla 5 sırayı almaktadır. Diğer yağ bitkilerinin üretimi ise oldukça düşüktür. Halbuki ülkemizde en önemli yağ kaynağı olarak ilk sırayı bin tonla pamuk çiğiti alırken, ayçiçeği 800 bin ton, yerfıstığı 85 bin ton, soya 85 bin ton, susam 22 bin ton, haşhaş 52 bin ton, kolza ton ve aspir ise sadece 170 ton ile sıralanmaktadırlar. Ayrıca, toplam yağ üretimimizin % kadarını tek başına ayçiçeği sağlamakta, pamuk % 30, soya %13 ve mısırözü yağı %5 lik paylar almaktadır. Kolza ve aspir yağlarının ise kayda değer bir üretimleri söz konusu olmamaktadır. GAP bölgesine kayan pamuk üretiminde kaydedilen artış yanında, ayçiçeği üretiminin ülke çapında uygun bulunan ekolojilere adaptasyonu, yağ açığımızın kapatılmasında mutlaka olumlu etkiler yapacaktır. Güneydoğu Anadolu Projesinde yer alan Şanlıurfa iline baktığımızda ayçiçeği, kolza, aspir, soya ve yerfıstığının kayda değer bir üretimi söz konusu değildir. Ancak susam üretimine baktığımızda ha ekim alanı, ton üretimi, 27.3 kg/da verimi bulunmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesine uyumlu olduğu belirlenen ideal yağ bitkileri olan aspir ve kolza'nın kışlık ürün olarak ekim nöbetinde yer bulması, dünyada en çok ekilen yağ ve baklagil bitkisi olan soyanın, öncelikle Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere, Akdeniz kuşağındaki hak ettiği yeri alması durumunda, ülkemizin yağ açığı probleminin çözüme kavuşabileceği umulmaktadır. Yerfıstığı 22.9 milyon ton ve ayçiçeği 27.7 milyon ton ile 4 ve 5. sıralarda yer almaktadır yılları arasında dünyada son dört yıl içerisinde soyanın ekim alanı yaklaşık 10 12

14 milyon ha, üretimi 30 milyon ton artmıştır. Soyanın ekim alanındaki bu artışın 5 milyon ha ı Brezilya da, 4 milyon ha ı ise Arjantin deki artıştan kaynaklanmaktadır. Ayrıca, ayçiçeği ve yerfıstığında 2 milyon ha lık bir artış gerçekleşmiştir Yağlı Tohumlu Bitkilerin Ülkemizdeki Durumu DİE verilerine göre; 1999 yılından itibaren, yağlı tohumlu bitkilere ayrılan alan, toplam ekim alanı içerisinde azalmaktadır yılında milyon ha olan yağlı tohumlu bitkiler ekim alanı, 2000 yılında milyon ha a düşmüştür ve 2002 yıllarında ise sırasıyla milyon ha ve milyon ha ekim alanı ile artış göstermesine rağmen, 2003 yılında milyon ha a gerilemiştir. Bu azalma kolza ve haşhaş dışındaki diğer tüm yağlı tohumlarda belirgin olarak gözlenmiştir. Özellikle son üç yılda kolza ekim alanında periyodik bir artış gözlenmektedir. Yağlı tohum üretim değerlerine baktığımızda, (çizelge 1) 1999 yılında toplam yağlı tohum üretimi bin ton iken, 2000 yılında bin tona ulaşmıştır. Fakat 2001 yılında bin ton üretimi ile bir gerileme gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak ayçiçeği ve yerfıstığının hem ekim alanındaki hem de verimdeki azalış gösterilebilir. Üretim 2002 yılında bin ton a ve 2003 yılında ise bin ton a ulaşmıştır. Üretimdeki bu artışın nedeni özellikle ayçiçeği, soya ve çiğitteki verim artışına bağlı olarak meydana geldiği gözlenmiştir. Çizelge 1 de ülkemizde üretilen önemli yağlı tohumlu bitkilerin ekiliş ve üretim değerleri ile verim potansiyelleri verilmiştir yılları arasında toplam sanayi bitkileri ithalatımızda % 92 lik pay ile ilk sırayı ayçiçeği ve soya almaktaydı. Her yıl bin ton civarında ayçiçeği ithal ediliyordu. İthal edilen bu ayçiçeği tohumlarının yarıya yakını bitkisel yağ olarak ihraç edilmekte ise de, ithal edilen bu miktar üretimin yaklaşık %70 i kadardı. Soya fasulyesindeki ithalat bu yıllar içerisinde 100 kat artmış olup, günümüzde de artışını devam ettirmektedir. Ayçiçeğindeki ithalat son yıllarda bir azalış göstermektedir. Çizelge 1: Türkiye yağ üretimi (ton) Ürün Ayçiçek yağı Pamuk yağı ,446 Zeytin yağı

15 Mısır yağı Susam yağı Kolza yağı Diğer Toplam Dünya nüfusu artışı ile birlikte başta gıda kullanımı olmak üzere, bitkisel yağ ihtiyacı da hızla artmaktadır. Bu durum bitkisel yağ kaynaklarına ilgiyi ve beraberinde çekirdek üretiminde artış gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ocak 2007 değerleri ile, dünya yağlı tohum üretim miktarı Milyon ton dur. Türkiye iklim, flora, toprak yapısı yağlı tohum bitkileri üretimi için uygun ve ekilebilir alan mevcut olmasına karşın, üretim iç tüketimi karşılayamamaktadır sezonunda, bitkisel yağ tüketiminin ancak %25 ine yakın kısmı yurtiçi üretiminden karşılanabilmiştir. Gerek dünya genelinde, gerek ülkemizde yüksek verimi nedeni ile biyodizel üretimi için lider yağlı tohum bitkisi kanoladır. Ardından ayçiceği, soya, aspir, pamuk ve palm yağları gelmektedir. Kanola, kolzanın genetik modifikasyonları sonucunda elde edilmiş bir çeşittir. Kanola, yaklaşık %40 oranında yağ içerir ve %38-43 oranında protein içeren küspe ürününü oluşturur. 2005/06 sezonu dünya kanola üretimi Bin ton, Türkiye üretimi ise, ton dur. 14

16 Çizelge 2: Yıllara göre dünya yağlı tohumlar üretimi Çizelge 3: Yıllara göre Türkiye yağlı tohum üretim 15

17 3.4.3 Türkiye de Bitkisel ve Hayvansal Yağların Geri Kazanılması Türkiye de yılda ton bitkisel yağ gıda amacı ile kullanılmaktadır. Bu yağdan yaklaşık olarak ton atık yağ oluşmaktadır. Kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağ atıklarının geri dönüşü yapılarak; Biyodizel (biomotorin), arap sabunu, hayvan yemi, üretiminde kullanılmaktadır. İstanbul da günde ortalama ton arasında bitkisel ve hayvansal yağ atıkları oluşmaktadır. Bu yağların bir kısım piyasada yağ toplama işi yapan birkaç firma tarafından toplanmaktadır. Toplanan yağlar filtre edilerek yağ içinde bulunan askıda katı maddeler bertaraf edilmektedir. Yağ içerisinde bulunan kolloidal katı maddeleri bertaraf etmek için ise diatoma toprak kullanılmaktadır. Elde edilen ürün ya arap sabunu veya hayvan yemi üreticisine satılmaktadır. Bu yağları paketleyip tekrar yağ olarak satan firmalarda bulunmaktadır. Bu yağlar insan sağlığı için çok tehlikeli ve sakıncalıdır. Kullanılmış bitkisel yağlar gıda amacı ile kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu yağlar hayvan yemi olarak kullanılacaksa içerisindeki PCB, furan, PAH, dioksin ve dioksin benzeri madde miktarına mutlaka bakılmalıdır. Kullanılmış yağların içindeki maddeler limit değerlerini sağlıyorsa hayvan yemi olarak kullanılabilmelidir Kullanılmış Yemek Yağlarının Çevreye Etkisi Kullanılmış yağlar lavaboya döküldüğü zaman dren sistemine sıvanır, kanalizasyon borusu içindeki atıkların yapışmasına ve zamanla borunun daralmasına neden olur. Kanalizasyona dökülen atık yağlar mıknatıs gibi diğer atıkları tutarlar ve böylece kanalizasyon sisteminin kullanılmaz hale gelmesine sebep olur. Özellikle bu durum bitkisel veya hayvansal atık yağın döküldüğü yakın bölgelerdeki kanallarda gerçekleşir. Lokanta, restoran, fast food ve hazır yemek merkezleri yakınında tıkanmalar bu yüzden sıkça olur. Dolayısıyla bu gibi tesisler kanala bağlantı kısımlarında yağ tutucu kullanılmalıdır. Kanala dökülen bitkisel ve hayvansal yağlar, atıkları suların kirlilik yükünü artırır. Atık suya karışan atık yağlar yüzünden kirlilik daha geniş alana yayılır. Evsel atık su kirliliğinin %25 i bitkisel ve hayvansal atık yağların kanalizasyona dökülmesinden ileri gelmektedir. Gelişmiş ülkelerde kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağ atıklarının kanala dökülmesi kesinlikle yasaktır. Kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağ atıkları atık su arıtma tesislerine zarar verir. Arıtma tesisinin işletme maliyetini artırır. 16

18 Bitkisel ve hayvansal yağ atıklarının çöp içerisine atılması veya dökülmesi yasaktır. Çöpe dökülen atık yağlar çöp depolama alanında sık sık yangın çıkmasına neden olmaktadır. Çöp depolama alanı işleticileri kızartma yağlarının çöpe karışmamasını isterler. Kullanılmış yağlar yer altı sularının kirlenmesine neden olabilir. Kirlenen yer altı sularını temizlemek çok pahalı ve zordur. Yer altı suları her ülke için önemli bir içme suyu kaynağıdır. Köpekler, ayılar ve bazı kuş türleri (martı gibi) bitkisel ve hayvansal yağ atıklarını severler. Bu durum hayvanların bu depolama alanına gelmesine neden olur. Bitkisel ve hayvansal yağ atıklarını yakmak tesisinde bertarafı için önce ya buzdolabında dondurarak veya pıhtılaştırıcı ilave ederek katı hale getirildikten sonra yakılmaktadır. Bu atıkların yanıncaya kadar katı halde kalması tavsiye edilir. Sonu arıtma ile bitmeyen atık suların içindeki bitkisel ve hayvansal atık yağlar; denizlere, göllere ve akarsulara döküldüğü zaman o suyun kirlenmesi ve sudaki oksijenin azalması sonucu; ortamdaki, başta balıklar olmak üzere diğer canlılar üzerinde büyük tahribata yol açar. Bitkisel ve hayvansal atık yağların kanalizasyona, yüzeysel sulara ve toprağa dökülmesi önlenmelidir. Dökenler hakkında yasal işlem yapılmalıdır. 3.5 Biyodizelin Yakıt Kalitesinin Arttırılması Dizel motorlarında alternatif yakıt olarak birçok bitkisel yağ kullanılmaktadır. Bitkisel yağların alternatif yakıt olarak kullanılmalarında karşılaşılan en önemli problemlerin başında yüksek viskozite gelmektedir. Viskozitenin yüksekliği, bitkisel yağların doğrudan yakıt olarak kullanılmasında olumsuzluklara neden olmaktadır. Bitkisel yağların yakıt olarak kullanılmaları sırasında yüksek viskoziteden dolayı püskürtme zorlukları ortaya çıkmakta ve iyi bir atomizasyon sağlanamamaktadır. Buna bağlı olarak yanma verimi düşmektedir. 17

19 Şekil 5: Bitkisel yağların yakıt özelliklerinin iyileştirilmesi Bitkisel ham yağın yakıt olarak kullanılmalarındaki olumsuz özellikleri yağ esterleriyle ve yağları motorinle karıştırarak belirli oranlarda azaltılabileceği yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. Şekil 5 de bitkisel yağların yakıt özelliklerinin iyileştirilmesinde izlenen yollar gösterilmiştir. Bunlar arasında viskozitenin azaltılması en başta gelmektedir Viskozitenin azaltılması Viskozitenin azaltılması ısıl ve kimyasal yöntemler ile yapılmaktadır Isıl yöntem Isıl yöntemde yakıt olarak kullanılacak olan bitkisel yağların ön ısıtma ile sıcaklıklarının yükseltilmesi ve dolayısıyla viskozitelerinin azaltılması amaçlanmaktadır. Ancak, bu yöntemin, özellikle hareketli bir araç motorunda uygulama zorluğu vardır Kimyasal yöntem Kimyasal yöntemler daha çok tercih edilmekte ve bu yöntemlerden uygulamada inceltme ve transesterifikasyon en çok başvurulan uygulamalardır. Literatürlerde transesterifikasyon yolu ile elde edilen ürünün yakıt özelliklerinin dizel yakıtı özelliklerine çok yaklaştığı 18

20 belirtilmektedir. Bunların yanında motor ayarlarında yapılan bazı değişikliklerin bitkisel yağların yakıt olarak kullanımlarını daha elverişli hale getirmektedir İnceltme Bitkisel yağların uygun bir seyrelticiyle viskozitelerini düşürme yöntemidir. Bu yöntemde, yapılan çalışmalar incelendiğinde kullanılacak bitkisel yağa belirli oranlarda dizel yakıtı katılması tercih edilen bir uygulamadır Mikro emülsiyon oluşturma Bitkisel yağların viskozitesini düşürmek için, metanol veya etanol gibi kısa zincirli alkoller ile mikro emülsiyon oluşturulmaktadır. Böylece viskozite değeri düşmektedir. Mikro emülsiyon, normalde karışmayan iki sıvı ile bir veya daha fazla amfifilinin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu yöntemle petrolden tamamen bağımsız alternatif dizel yakıtları meydana getirmek mümkün olabilmektedir Piroliz Piroliz veya kraking, kimyasal bağların daha küçük moleküller oluşturmak üzere kırılması işlemidir. Bitkisel yağların piroliz ürünlerini elde etmek için iki yöntem vardır. Bunlardan biri, bitkisel yağı ısı etkisiyle kapalı bir kapta parçalamak, diğeri ise standart ASTM distilasyonu ile ısıl parçalanma etkisinde tutmaktır Transesterifikasyon Bitkisel yağların dizel yakıtı alternatifi olarak uygunlaştırılmasında izlenen en önemli kimyasal yöntem transesterifikasyon veya diğer adıyla alkoliz reaksiyonudur. Transesterifikasyon, bir bitkisel yağın küçük molekül ağırlıklı bir alkol katalizörlüğünde gliserin ve yağ asidi esteri oluşturmak üzere reaksiyona girmesidir. 19

21 3.5.2 Motor ayarlarında yapılan değişiklikler Püskürtme basıncının değiştirilmesi Yüksek yağ içeriğine sahip karışımlarda enjektör basıncının artırılması yani; yakıtın aynı çaptaki enjektör deliğinden daha yüksek basınçla püskürtülmesi, pülverizasyon taneciklerini küçülttüğünden ve dolayısıyla viskozite yüksekliğinin sebep olduğu kötü püskürtme karakteristiklerini kısmen iyileştirdiğinden yapılacak çalışmalarda motorun standart püskürtme basıncının artırılmasının performans ve emisyon değerlerini iyileştirmesi beklenmektedir. Susam yağı ve motorinin farklı oranlardaki karışımlarını tek silindirli bir dizel motorunda yakıt olarak test edilen çalışmada; yüksek yağ içeriğine sahip karışımlarda motorun standart püskürtme basıncının artırılması ile yakıt olarak susam yağının daha iyi performans ve emisyon değerleri verdiğini, motorlarda konstrüktif faktörler yanında her yakıt türü için arklı bir püskürtme basıncı olmasının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir Püskürtme zamanının değiştirilmesi Püskürtme avansı arttırıldığında; yakıt püskürtülmeye başlandığında silindir içerisindeki sıcaklık ve basınç daha düşük olacağından tutuşma gecikmesi süresi artar. Eğer azaltılırsa; yakıt püskürtülmeye başlandığında silindir içerisindeki sıcaklık ve basınç daha yüksek olacaktır. Dolayısıyla tutuşma gecikmesi süresi kısalacaktır. Bitkisel yağların özellikleri dikkate alındığında; motorun çalışma şartlarına göre motorine göre ayarlanmış püskürtme avansının azaltılması ile bitkisel yağların yanmasından daha iyi verim alınacağı söylenilebilir. Bitkisel yağların parlama noktasının yüksek oluşundan dolayı sıkıştırma sonu basınç ve sıcaklığın artırılması daha iyi yanma sağlayacağı düşünülmektedir. 20

22 4. BİYODİZEL ÜRETİM YÖNTEMLERİ Bitkisel yağlardan transesterifikasyon reaksiyonu (alkoliz) ile biyodizel elde edilmektedir. Transesterifikasyon reaksiyonunda yağ, kısa zincirli bir alkolle (etanol, metanol), katalizör (asidik, bazik, heterojen katalizörler ile enzimler) varlığında ana ürün olarak yağ asidi esterleri ve gliserin vererek esterleşir. Ayrıca esterleşme reaksiyonunda yan ürün olarak di- ve monogliseridler, reaktant fazlası ve serbest yağ asitleri oluşur. Biyodizel üretiminde genellikle bitkisel yağ olarak; kolza, ayçiçeği, soya ve kullanılmış kızartma yağları, alkol olarak; metanol, katalizör olarak; alkali katalizörler (sodyum veya potasyum hidroksit) tercih edilmektedir. Son yıllarda pilot tesislerde süperkritik metanol ile katalizörsüz bir şekilde de üretim yapılmaktadır. Hayvansal yağlar da biyodizel üretiminde kullanılabilir. Üretim teknolojisi açısından bu tür yağlaın kullanılmasında herhangi bir zorluk bulunmamaktadır. Üretimdeki en önemli nokta biyodizelin saflık derecesidir. Bu nedenle rafinasyon aşaması önem kazanmaktadır. Biyodizel %99 değeri üzerinde saf üretilmelidir. Yan ürün olarak elde edilen gliserin ise kozmetik ve ilaç sektörü gibi birçok sektörde kıymetli bir hammaddedir. 4.1 Kimyasal Transesterifikasyon Homojen katalizörlü üretim Homojen katalizör yöntemi endüstri alanında en çok kullanılan yöntemdir. Bunun başlıca sebepleri, yatırım maliyetlerinin diğer yöntemlere kıyasla düşük olması ve uygulanabilirliğinin kolay olmasıdır. Homojen katalizörlerle yapılan üretim transesterifikasyon reaksiyonunu esas almaktadır. Şekil 6 da homojen katalizör eşliğindeki biyodizel üretim prosesi genel olarak gösterilmiştir. 21

23 Şekil 6: Homojen katalizör yöntemi ile biyodizel üretim prosesi Biyodizel üretiminde en önemli sorun hammadde kaynağıdır. İthal hammadde kaynaklarıyla üretilen biyodizelin ülke ekonomisine faydadan çok zararı vardır. Bu yüzden üretim prosesi hammaddenin atık yağlar olduğu durum düşünülerek tasarlanmıştır. 1. Filtreleme ve Ayrıştırma Üretim tesisine gelen atık yağlar filtrelenerek içerdikleri safsızlıklardan uzaklaştırılır. 2. Filtrelenmiş Atık Yağın Nötrleştirilmesi Atık yağlar yüksek oranda serbest yağ asidi içerirler. Serbest yağ asitleri alkali katalizör metodunda sabunsu oluşumlara sebep olur ve katalizörün etkisini azaltırlar. Bunu önlemek için az miktarda asit ile ön iyileştirme reaksiyonu gerçekleştirilir ve serbest yağ asitleri büyük ölçüde metil esterlerine dönüştürülür. Doğrudan doğruya asit katalizörlü üretim de gerçekleştirilebilir ancak gerek reaksiyon süresinin çok uzun olması ( yaklaşık 48 saat) gerekse reaksiyon veriminin alkali katalizör metoduna (ACM) göre daha düşük olması bu yöntemin çok fazla tercih edilmemesine sebep olmaktadır. 22

24 3. Alkol ve katalizörün karıştırılması Katalizör tipik olarak sodyum hidroksit (kostik soda) veya potasyum hidroksittir. Katalizör standart bir karıştırıcı ve mikser kullanılarak alkol içerisinde çözülür ve sodyum metoksitler oluşturulur. 4. Reaksiyonun gerçekleşmesi Ön iyileştirme işlemine tabi tutulan yağ sodyum metoksitle birlikte sürekli karıştırmanın sağlandığı bir reaktöre gelir. Alkol kaybını önlemek amacıyla sistem tamamen atmosfere kapatılır. Reaksiyon karışımı, reaksiyonu hızlandırmak amacıyla belli bir sıcaklıkta tutulur ve reaksiyon gerçekleşir. Önerilen reaksiyon süresi 1 ile 8 saat arasında değişmektedir ve bazı sistemler reaksiyonun oda sıcaklığında olmasını gerektirir. Hayvansal veya bitkisel yağların kendi esterlerine tamamen dönüştürülmesinden emin olunmasını sağlamak için normal olarak fazla alkol kullanılır. Beslemedeki hayvansal veya bitkisel yağların içerisindeki su ve serbest yağ asitlerinin miktarının izlenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Serbest yağ asidi veya su seviyesinin yüksek olması sabun oluşumu ve gliserin yan ürününün alt akım olarak ayrılması problemlerine neden olabilir. 3. Ayırma Reaksiyon tamamlandıktan sonra iki ana ürün gliserin ve biyodizeldir. Her biri reaksiyonda kullanılan miktardan arta kalan önemli miktarda metanol içerir. Gerek görülürse bazen reaksiyon karışımı bu basamakta nötralize edilir. Gliserin fazının yoğunluğu, biyodizel fazınınkinden çok daha fazla olduğundan bu iki faz gravite ile ayrılabilir ve gliserin fazı çöktürme kabının dibinden kolayca çekilebilir. Bazı durumlarda bu iki malzemeyi daha hızlı ayırmak amacıyla santrifüj kullanılmaktadır. 4. Alkolün uzaklaştırılması Gliserin ve biyodizel fazları ayrıldıktan sonra her bir fazdaki fazla alkol bir flaş buharlaştırma veya distilasyon prosesi ile uzaklaştırılır ve reaksiyon karışımı nötralize edilir. Gliserin ve ester fazları ayrılır. Her iki durumda da alkol distilasyon kolonu kullanılarak geri kazanılır ve tekrar kullanılır. Geri kazanılan alkol içerisinde su bulunmamalıdır. 23

25 5. Gliserinin nötralizasyonu Gliserin yan ürünü, kullanılmamış katalizör ve bir asit ile nötralize edilmiş sabunlar içerir ve ham gliserin olarak depolanmak üzere depolama tankına gönderilir. Bazı durumlarda bu fazın geri kazanılması sırasında oluşan tuz, gübre olarak kullanılmak üzere geri kazanılır. Pek çok durumda tuz gliserin içerisinde bırakılır. Su ve alkol, ham gliserin olarak satışa hazır olan % saflıkta gliserin elde etmek amacıyla uzaklaştırılır. Daha karmaşık işlemlerde gliserin %99 veya daha yüksek saflığa kadar distillenir daha sonra kozmetik ve ilaç sektörüne satılır. 6. Metil ester yıkama işlemleri Gliserinden ayrıldıktan sonra biyodizel kalıntı katalizör ve sabunları uzaklaştırmak amacıyla ılık suyla yavaşça yıkanır, suyu uzaklaştırılır ve depolamaya gönderilir. Bazı proseslerde bu basamak gereksizdir. Bu normal olarak, açık sarı renkte, normal dizele yakın viskoziteli bir sıvı veren üretim prosesinin sonudur. Bazı sistemlerde de biyodizel distillenerek safsızlıkların uzaklaştırılması sağlanır Heterojen katalizörlü üretim Heterojen katalizörlü üretimin endüstride çok fazla uygulaması olmamasına rağmen bu yöntemle birlikte ayırma işlemleri ve buna bağlı olarak da üretim maliyetleri asgari düzeyde tutulmaktadır. Heterojen katalizör olarak ise yüksek bazik özelliklerinde ötürü metal oksitler tercih edilmektedir. Az boşluk 4.2 Süperkritik Akışkan ile Transesterifikasyon Süperkritik akışkanla transesterifikasyonu açıklamadan önce süperkritik akışkanlar hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır Süperkritik akışkan ekstraksiyonu Son yirmi yılda, süperkritik akışkan ekstraksiyonu (SFE) artan bir ilgi ile bilinen ekstraksiyon metotlarına karşı ilginç alternatif bir metot olarak dikkat çekmektedir. SFE, destilasyon, soxhlet, sıvı ekstraksiyon ve sıvı kromatografisi gibi diğer metotlarla başarılamayan üstünlükleri sağlayan yeni bir metottur. Bu metotla çözücü tüketimi ve basamak sayısı 24

26 azalmakta, analiz süresi kısalmaktadır. Çözücü tüketimi hacminin azaltılması sadece yüksek fiyatlardan kaçınmak açısından değil, çevreye verilme problemi bakımından da önemlidir. Süperkritik akışkanların önemli özelliği çözme gücünün, yoğunluktaki değişmeler yolu ile kontrol edilebilmesidir. Farklı polarite ve molekül boyutlu bileşikler tek bir süperkritik akışkan kullanımı ile ekstrakte edilebilmektedir. Ayrıca süperkritik akışkan hızı, moleküllerin difüzyon katsayıları bir sıvı ortamındakinden daha fazla olması nedeni ile yüksektir. Bu metot kolaylıkla otomatikleştirilebilmekte, kromatografik ve spektrofotometrik tekniklerle birleştirilebilmektedir Süperkritik akışkan nedir? Bir maddenin, basınç-sıcaklık faz diyagramında, buhar-sıvı denge eğrisinde ileriye doğru hareket edilecek olursa, sıcaklık ve basıncı artar. Şekil 7: Üçlü faz diyagramı Isıl genleşmeler nedeniyle, sıvının yoğunluğu azalırken; basıncın artmasından dolayı gazın yoğunluğu artmaya başlar. Giderek iki fazın yoğunlukları birbirine yaklaşır, gaz ve sıvı arasındaki farklar kaybolur ve eğri bir kritik noktaya gelir. Bu noktada madde artık akışkan olarak adlandırılabilir. Böylece, maddenin sıcaklığı kritik sıcaklığının (T c ), basıncı ise kritik basıncının (P c ) üzerine çıkartıldığında katı, sıvı ve gaz fazlarından daha farklı, yeni bir bölge ortaya çıkar ve bu bölgedeki akışkan süperkritik akışkan (SC) olarak tanımlanır. Süperkritik akışkanların fizikokimyasal özellikleri sıvılarla gazların özelikleri arasındadır. Bu özellik 25

27 süperkritik akışkanların daha etkin bir çözücü olmasını sağlamaktadır. Şekil 8 de görüldüğü gibi artan basınç ve sıcaklık değerleri ile birlikte sıvı ve gaz arasındaki menisküs çizgisi giderek kaybolur ve kritik noktada menisküs çizgisi tamamen ortadan kalkar. Madde artık ne sıvı ne de gaz özeliklerindedir. Şekil 8: Kritik noktada menisküsün görünüşü Süperkritik Akışkanların Bazı Özellikleri 1. Süperkritik akışkanlar, sıkıştırılabilme, homojenlik ve sürekli değiştirilebilme özellikleri gibi önemli karakteristikler gösterir. 2. Süperkritik akışkanlar, gaz ve sıvı arasında özelliklere sahiptirler, basınçla kontrol edilirler. 3. Sıvı veya gaz olarak kondense edilemezler veya buharlaştırılamazlar. 4. Çözünürlük, artan basınç ile dolayısıyla artan yoğunlukla birlikte artar. 5. Süperkritik akışkanlar, permanent gazlar ile (örneğin N 2 ve H 2 gibi) tamamen karışabilir. Çizelge 4: Süperkritik akışkanların fizikokimyasal özelliklerinin karşılaştırılması 26

28 Çizelge 5: Bazı maddelerin kritik sıcaklık ve basınç değerleri Akışkan Kritik Sıcaklık(T c / C) Kritik Basınç(P c / bar) Karbondioksit Su Etan Propan Ksenon Amonyak Metanol Floroform n-pentan Toluen Süperkritik bir akışkanın çözme gücü o akışkanın yoğunluğuna bağlıdır Süperkritik akışkanların yoğunlukları sıvıların, viskozite ve yayınırlıkları ise gazlarınkine benzemektedir. Yoğunluğun artması ile süperkritik akışkanların çözme güçleri artmakta ve gazlara göre daha fazla madde çözebilmektedirler. Yayınırlığın artması ve viskozitenin azalması ile süperkritik akışkanlar, katı yapıdaki gözeneklerde gazlar gibi kolayca yayınabilmekte ve çözme güçleri artmaktadır. Az boşluk Süperkritik metanol ile biyodizel üretimi Tek pompalı sistemde biyodizel üretimi 27

29 Metil Alkol Biodizel Depolama Tanki Pompa Ön Isitma Gliserin Metil Alkol Hücre Hücre Sogutma Firin Şekil 9: Tek pompalı sistemde süperkritik şartlarda biyodizel üretimi Tek pompalı sistemde biyodizel üretimi günümüzde sadece pilot tesislerde yapılabilmektedir. Bunun en büyük nedeni, yüksek sıcaklık ve basınç gerektirdiğinden dolayı sistemin yatırım maliyetlerinin bir hayli yüksek olmasıdır. Metil alkol bir pompa yardımıyla istenilen basınçta ön ısıtma hücresine alınır. Ön ısıtma hücresinde kritik sıcaklığa gelen metil alkol, daha önceden ekstraksiyon hücresine konmuş yağ ile etkileşir. Reaksiyonun tam olarak gerçekleşmesi için vana bir süre kapalı tutulur ve durgun ekstarksiyon gerçekleştirilir. Vana açıldıktan sonra metil alkol soğutma kolonunda soğutularak normal haline getirilir. Oluşan biyodizel ve gliserin yoğunluk farklarından dolayı kolaylıkla ayrılır ve yüksek saflıkta biyodizel elde edilir. Sistemin en büyük avantajı katalizör kullanılmamasıdır ve bu da üretim sonrasında oluşacak saflaştırma işlemlerinin maliyetlerini çok büyük ölçüde azaltmaktadır. Üretim süresi yaklaşık olarak 4 dk. dır ve %98 saflıkta biyodizel üretimi mümkün olmaktadır. Yöntemin en önemli avantajlarından bir tanesi de, alkali katalizör metodunda sabunsu oluşumlar veren serbest yağ asitlerinin doğrudan yağ asidi metil esterlerine yani biyodizele dönüşmesidir. Yapılan çalışmalar sonucu ideal sıcaklık 350 C ve basınç 42 MPa olarak bulunmuştur Çİft pompalı sistemde biyodizel üretimi 28

30 M etil Alkol Biodizel Depolama Tanki Yag Metil Alkol Pompa Ön Isitma Hücre Hücre Sogutma Gliserin Firin Şekil 10: Çift pompalı sistemde süperkritik şartlarda biyodizel üretimi Fazla boşluk Çift pompalı sistemin tek pompalı sistemden farkı, yağ ve metil alkolün iki farklı pompa ile sisteme alınmasıdır. Ön ısıtma kolonu biraz daha uzun tutularak vana sürekli açık konumdayken üretim yapılmaktadır. Bu yöntemin en büyük avantajı sürekli bir şekilde biyodizel üretimine olanak tanımasıdır. Sistemin sanayide ve pilot uygulaması bulunmamaktadır, sadece öngörü aşamasındadır. Şekil 11: Tek pompalı ve çift pompalı üretiminde gerçekleşen reaksiyon Az boşluk İki aşamalı sistemde biyodizel üretimi 29

31 Şekil 12: İki aşamalı sistemde süperkritik şartlarda biyodizel üretimi İki aşamalı sistemin geliştirilmesindeki en büyük amaç, tek pompalı ve çift pompalı sistemde çok yüksek olan sıcaklık ve basınç değerlerini daha düşük seviyelere taşıyabilmektir. Üretimin ilk aşaması hidroliz kısmıdır ve bu aşamada yağın kritik altı su (270 C, 7-8 MPa) ile hidrolizi sağlanır. Hidroliz olan yağ bu aşamada yağ asitlerine dönüştürülür. Kritik altı sıcaklık ve basınç değerlerinde dielektrik sabiti azalan su molekülleri hidroliz reaksiyonu sonucu açığa çıkan gliserini de ortamdan uzaklaştırır. Bu işlem üretim sonrasındaki saflaştırma ve ayırma işlemlerini bir hayli kolaylaştırmakta ve buna bağlı olarak masrafları azaltmaktadır. İkinci aşamada ise hidroliz olan yağ asitleri süperkritik şartlardaki metanol ile etkileştirilerek transesterifikasyon sağlanır. Son olarak ise metanolün fazlası ve su ortamdan uzaklaştırılır. Bu yöntemle birlikte sıcaklık 350 C den 270 C ye; basınç ise 42 MPa dan 20 MPa a düşmüştür. 30

32 Şekil 13: İki aşamalı sistemde süperkritik şartlarda biyodizel üretiminde gerçekleşen reaksiyonlar 5. BİYODİZELİN ÇEVRESEL ÖZELLİKLERİ Sera gazları içinde büyük bir pay sahibi olan karbondioksit dünyanın en önemli çevre sorunu olan küresel ısınmaya neden olmaktadır ve yanma sonucu ortaya çıkan bir emisyondur. Yine yanma sonucu açığa çıkan ve sera gazları arasında yer alan karbon monoksit, kükürt oksit ve azot oksit emisyonları insan sağlığına da zararlıdır. Biyodizel, tarımsal bitkilerden elde edilmesi nedeniyle, biyolojik karbon döngüsü içinde, fotosentez ile karbondioksiti dönüştürüp karbon döngüsünü hızlandırdığı için sera etkisini artırıcı yönde etki göstermez. Yani biyodizel karbondioksit emisyonları için doğal bir yutak olarak düşünülebilir. Ayrıca karbon monoksit, kükürt oksit emisyonlarının, partikül madde (PM) ve yanmamış hidrokarbonların (HC) daha az salındığı kanıtlanmıştır. Biyodizelin azot oksit emisyonları dizel yakıta göre daha fazladır. Emisyon miktarı motorun biyodizel yakıta uygunluğuna bağlı olarak değişir. Azot oksit emisyonlarının %13 oranına kadar arttığı test edilmiştir. 31

33 Şekil 14: Biyodizelin çevresel özellikleri Bununla birlikte biyodizel kükürt içermez. Bu yüzden azot oksit kontrol teknolojileri biyodizel yakıtı kullanan sistemlere uygulanabilir. Konvansiyonel dizel yakıtı kükürt içerdiği için azot oksit kontrol teknolojilerine uygun değildir. Ozon tabakasına olan olumsuz etkiler biyodizel kullanımında dizel yakıta nazaran % 50 daha azdır. Asit yağmurlarına neden olan kükürt bileşenleri biyodizel yakıtlarda yok denecek kadar azdır. Biyodizel yakıtlarının yanması sonucu ortaya çıkan CO (zehirli gaz) oranı dizel yakıtların yanması sonucu oluşan CO oranından %50 daha azdır. 32

34 Şekil 15: B100 ve B20 nin çevresel özelliklerinin dizel yakıta göre üstünlüğü Biyodizel normal dizel yakıtıyla belirli oranlarda karıştırılarak da kullanılabilir. Dizel yakıtlarına az miktarda biyodizel ilavesi bile çevresel özellikleri bakımından dizel yakıtını daha değerli hale getirmektedir. 5.1 Biyodizelin Avantajları Biyodizel; Çevre dostu Yenilenebilir hammaddelerden elde edilebilen Atık bitkisel ve hayvansal yağlardan üretilebilen Anti-toksik etkili Biyolojik olarak hızlı ve kolay bozunabilen Kanserojen madde ve kükürt içermeyen Yüksek alevlenme noktası ile kolay depolanabilir, taşınabilir ve kullanılabilir 33

35 Yağlayıcılık özelliği mükemmel Motor ömrünü uzatan Motor karakteristik değerlerinde iyileşme sağlayan Kara ve deniz taşımacılığında kullanılabilen Isıtma sistemleri ve jeneratörlerde kullanıma uygun Stratejik özelliklere sahip Mevcut dizel motorlarında hiçbir tasarım değişikliği gerektirmeden kullanılabilen Ticari başarıyı yakalamış bir yakıttır. 5.2 Biyodizelin Dezavantajları Viskozitesi daha yüksektir. Azot oksit emisyonunu arttırır. Oksitlenmeye karşı eğilimi fazladır. Yüksek viskoziteye sahip olmasından dolayı yakıt filtresini tıkayabilir. Motorda az miktarda güç azalmasına yol açar. Fazla boşluk 5.3 Avrupa Birliği Biyodizel Standardı Biyodizelin, tüm dizel motorlu sistemlerde uzun süreler boyunca sorunsuz bir şekilde kullanılabilmesi için yakıt kalitesinde olmalı yani standartlara uyması gerekmektedir. Çizelge 1 de Avrupa Birliği nde uygulanan biyodizel standardı görülmektedir. Yakıt kalitesi, biyodizelin ticari başarısı için çok önemli ve muhakkak yerine getirilmesi gereken bir konudur. Zira yeni nesil dizel yakıt püskürtme sistemi olan common rail, yakıt kalitesine son derece hassastır. 34

36 Çizelge 6: Avrupa Birliği biyodizel standartları Özellik Birim Limit Test Metodu Ester İçeriği Kütlesel 96,5 min Pr EN % Yoğunluk (15 C) Kg/m min 900 max Viskozite (40 C) mm 2 /s 3,5 min 5,0 max EN ISO 3675 ISO EN ISO 3104 EN Alevlenme Noktası C 101 min ISO/CD 3679 Kükürt Mg/kg 10,0 max NF T 60-71/DIN Karbon Kalıntısı (%10) Kütlesel % 0,3 max EN ISO Setan Sayısı ,0 min EN ISO 5165 Sülfat Külü Kütlesel % 0,02 max ISO 3987 Su Mg/kg 500 max EN ISO Toplam Kirletici Mg/kg 24 max EN Bakır Korozyonu (3 saat 50 C) Oksitlenme Kararlılığı (110 C) --- Sınıf 1 EN ISO 2160 Saat 6 min Pr EN Asit Değeri Mg KOH/g 0,5 max Pr EN Iodin Değeri max Pr EN Alkol İçeriği Monogliserid İçeriği Kütlesel % Kütlesel % 0,2 max 0,8 max Pr EN Pr EN Digliserid İçeriği Trigliserid İçeriği Kütlesel % Kütlesel % 0,2 max Pr EN ,2 max Pr EN

Trigliserid : Bitkisel Yağ Alkol : Metanol, Etanol, Bütanol, Katalizör : Asit ve Baz Katalizörler Ester : Biyodizel Gliserin : Yan Ürün

Trigliserid : Bitkisel Yağ Alkol : Metanol, Etanol, Bütanol, Katalizör : Asit ve Baz Katalizörler Ester : Biyodizel Gliserin : Yan Ürün BİYODİZEL BİYODİZEL NEDİR? Kolza (kanola), ayçiçek, soya, aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen bitkisel yağların veya hayvansal yağların bir katalizatör eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile

Detaylı

1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi. 3. Biyodizel Üretim Aşaması. 4. Dünyada Biyodizel. 5. Türkiyede Biyodizel

1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi. 3. Biyodizel Üretim Aşaması. 4. Dünyada Biyodizel. 5. Türkiyede Biyodizel SİNEM ÖZCAN 1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi 3. Biyodizel Üretim Aşaması 4. Dünyada Biyodizel 5. Türkiyede Biyodizel 6. Biyodizel in Çevresel Özellikleri & Faydaları 7. Çeşitli Biyodizel

Detaylı

BİYODİZEL ve ÜRETİMİ DR. OYA IRMAK ŞAHİN-CEBECİ

BİYODİZEL ve ÜRETİMİ DR. OYA IRMAK ŞAHİN-CEBECİ BİYODİZEL ve ÜRETİMİ DR. OYA IRMAK ŞAHİN-CEBECİ 2017 Kolza(kanola), ayçiçek, soya, aspir gibi bitkilerden elde edilen yağların veya hayvansal yağların bir katalizör eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile

Detaylı

BİYODİZEL KULLANIMININ ÇEVRE İÇİN ÖNEMİ

BİYODİZEL KULLANIMININ ÇEVRE İÇİN ÖNEMİ BİYODİZEL KULLANIMININ ÇEVRE İÇİN ÖNEMİ Nadir DİZGE 1, Oltan CANLI 2, Mehmet KARPUZCU 1 1 Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Çevre Mühendisliği, Muallimköy Kampüsü, Gebze 2 Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü,

Detaylı

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR Gözde SEVİLMİŞ Giderek artan nüfusa paralel olarak gıda maddeleri tüketimi ve dolayısıyla bitkisel yağ tüketimi artmaktadır. Diğer yandan artan gıda

Detaylı

ULUSAL YAKIT : BİYODB

ULUSAL YAKIT : BİYODB ULUSAL YAKIT : BİYODB YODİZEL 10 AĞUSTOS A 2005 Prof. Dr. Hüseyin H ÖĞÜT Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, KONYA Dr. Yahya ULUSOY Uludağ Üniversitesi Teknik Bil. MYO, BURSA Yrd. Doç.. Dr. Hidayet OĞUZO

Detaylı

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI Küresel İklim Değişikliği ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 1 Sera etkisi ve İklim Değişikliği Nedir? Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu

Detaylı

2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU

2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU 2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU AYLAR HAFTALAR EYLEM VE ETKİNLİKLER 2 Okullarda Orman projesini

Detaylı

Biyodizel yaparak küresel ısınmaya katkımız nedir?

Biyodizel yaparak küresel ısınmaya katkımız nedir? Biyodizel yaparak küresel ısınmaya katkımız nedir? Küresel Isınma Nedir? Küresel ısınma insanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artması

Detaylı

1) Biyokütleye Uygulanan Fiziksel Prosesler

1) Biyokütleye Uygulanan Fiziksel Prosesler 1) Biyokütleye Uygulanan Fiziksel Prosesler 1. Su giderme 2. Kurutma 3. Boyut küçültme 4. Yoğunlaştırma 5. Ayırma Su giderme işleminde nem, sıvı fazda gideriliyor. Kurutma işleminde nem, buhar fazda gideriliyor.

Detaylı

Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri

Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri Küresel İklim Değişikliği Nedir? Çeşitli gaz ve çevre kirliliği gibi olaylar sonucu atmosfer incelmeye başlamıştır.böylece güneş ışınları dünyaya daha fazla

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ VE HİDROJEN ZEYNEP KEŞKEK ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI TEKNOLOJİSİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ VE HİDROJEN ZEYNEP KEŞKEK ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI TEKNOLOJİSİ SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ VE HİDROJEN ZEYNEP KEŞKEK ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI TEKNOLOJİSİ HİDROJENİN DEPOLANMASI ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR Hidrojenin en önemli özelliklerinden biri depolanabilir olmasıdır.

Detaylı

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır.

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır. Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır. Yüzyıllarca evlerde biyoenerji,odun ve organik atıklardan gelen biyo kütle şeklinde kullanılmıştır.

Detaylı

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ Meteorolojik şartlar, hava kirliliğinin sadece can sıkıcı bir durum veya insan sağlığı için ciddi bir tehdit olduğunu belirler. Fotokimyasal dumanın negatif etkileri

Detaylı

Biyogaz Yakıtlı Kojenerasyon Uygulamaları

Biyogaz Yakıtlı Kojenerasyon Uygulamaları Biyogaz Yakıtlı Kojenerasyon Uygulamaları Sedat Akar Turkoted Yönetim Kurulu Üyesi Biyogaz Nedir? Biyogaz, mikrobiyolojik floranın etkisi altındaki organik maddelerin oksijensiz bir ortamda çürütülmesi

Detaylı

HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT

HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT 1 HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT 16360018 2 HİDROJEN ÜRETİMİ HİDROJEN KAYNAĞI HİDROKARBONLARIN BUHARLA İYİLEŞTİRİMESİ KISMİ OKSİDASYON DOĞAL GAZ İÇİN TERMAL KRAKİNG KÖMÜR GAZLAŞTIRMA BİYOKÜTLE

Detaylı

ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi?

ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi? TÜRKİYE 12. GIDA KONGRESİ, 5-7 EKİM 2016 EDİRNE ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi? Ayşe Avcı arya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, 54187, Serdivan

Detaylı

Küresel. İklim değişikliği

Küresel. İklim değişikliği Küresel İklim değişikliği ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 1 nedir? Küresel iklim değişikliği Çeşitli gaz ve çevre kirliliği gibi olaylar sonucu atmosfer incelmeye başlamıştır. Böylece güneş

Detaylı

Prof.Dr.İlkay DELLAL

Prof.Dr.İlkay DELLAL TUSAF 2013 Buğday, Un, İklim Değişikliği ve Yeni Trendler Kongresi İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ENERJİ KISKACINDA TARIM ve GIDA SEKTÖRÜ Prof.Dr.İlkay DELLAL 9 Mart 2013, Antalya GÜNDEM 9 Mart 2013 1. GÜNEŞ (%40)

Detaylı

Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DOĞU Kemalettin ARVAS

Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DOĞU Kemalettin ARVAS KIZARTILMIŞ ATIK YAĞ, YEMEKLİK KATI YAĞDAN ve ZEYTİNYAĞINDAN BİYDİZEL YAPIMI Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DĞU Kemalettin ARVAS Bilim, gerçeği bilmektir. BİYDİZEL NEDİR? Biyodizel, yağlı tohum

Detaylı

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI KONULAR 1-Güneş Enerjisi i 2-Rüzgar Enerjisi 4-Jeotermal Enerji 3-Hidrolik Enerji 4-Biyokütle Enerjisi 5-Biyogaz Enerjisi 6-Biyodizel Enerjisi 7-Deniz Kökenli Enerji 8-Hidrojen

Detaylı

I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra

I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra I. Evsel atıklar Günlük hayatta ve sanayide kullanılan milyonlarca çeşit madde vardır. Bu maddelerin büyük çoğunluğu bir süre kullanıldıktan sonra fiziksel ve ekonomik ömrünü tamamlar ve artık kullanılamaz

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU Temmuz 2014 OZON NEDİR Ozon (O 3 ) üç tane oksijen atomunun birleşmesi ile oluşmaktadır. Ozon, atmosferde

Detaylı

Kojenerasyon Teknolojileri Yavuz Aydın, Yağmur Bozkurt İTÜ

Kojenerasyon Teknolojileri Yavuz Aydın, Yağmur Bozkurt İTÜ Kojenerasyon Teknolojileri Yavuz Aydın, Yağmur Bozkurt 13.04.2017 - İTÜ 11.04.2017 2 Kombine Çevrim Santraller Temel amaç elektrik üretimidir En son teknolojilerle ulaşılan çevrim verimi %62 civarındadır.

Detaylı

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları ENERJİ KAYNAKLARI 1 4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları A nın Yanıtları 1. Günümüzde kullanılan nin maliyetinin düşük, çevreye zarar vermeyen... yenilenebilir ve güvenli olmasına önem verilmektedir. 12.

Detaylı

BĠTKĠSEL ATIK YAĞ. Çevre Koruma ve Kontrol Daire BaĢkanlığı Atıklar ġube Müdürlüğü

BĠTKĠSEL ATIK YAĞ. Çevre Koruma ve Kontrol Daire BaĢkanlığı Atıklar ġube Müdürlüğü BĠTKĠSEL ATIK YAĞ Çevre Koruma ve Kontrol Daire BaĢkanlığı Atıklar ġube Müdürlüğü 2011 BĠTKĠSEL ATIK YAĞLAR Bitkisel atık yağlarımızı lavaboya, çöpe ve toprağa dökmeyelim, biriktirelim. Lisanslı toplayıcılara/geri

Detaylı

Sera Gazları ve Önemi

Sera Gazları ve Önemi Sera Gazları ve Önemi Yeryüzünün uzun dönem içerisinde güneşten aldığı enerji kadar enerjiyi uzaya vermesi gerekir. Güneş enerjisi yeryüzüne kısa dalga boylu radyasyon olarak ulaşır. Gelen radyasyonun

Detaylı

Biyogaz Temel Eğitimi

Biyogaz Temel Eğitimi Biyogaz Temel Eğitimi Sunanlar: Dursun AYDÖNER Proje Müdürü Rasim ÜNER Is Gelistime ve Pazarlama Müdürü Biyogaz Temel Eğitimi 1.Biyogaz Nedir? 2.Biyogaz Nasıl Oluşur? 3.Biyogaz Tesisi - Biyogaz Tesis Çeşitleri

Detaylı

Bilinen en eski yöntemdir. Bu alanda verim yükseltme çalışmaları sürdürülmektedir.

Bilinen en eski yöntemdir. Bu alanda verim yükseltme çalışmaları sürdürülmektedir. 1) Biyokütle Dönüşüm Teknolojileri Doğrudan yakma (Direct combustion) Piroliz (Pyrolysis) Gazlaştırma (Gasification) Karbonizasyon (Carbonization) Havasız çürütme, Metanasyon (Anaerobic digestion) Fermantasyon

Detaylı

Hidrojen Depolama Yöntemleri

Hidrojen Depolama Yöntemleri Gazi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Maltepe-Ankara Hidrojen Depolama Yöntemleri Y.Doç.Dr.Muhittin BİLGİLİ İçerik Enerji taşıyıcısı olarak H 2 ve uygulamaları, Hidrojen depolama metodları, Sıkıştırılmış

Detaylı

BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI. Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi

BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI. Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi ENERJİ TARIMI VE ÜLKE GERÇEĞİ Canlılığın vazgeçilmezleri; enerji ve tarım: Devletin-varlığın, Bağımsızlığın,

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ENERJİ Artan nüfus ile birlikte insanların rahat ve konforlu şartlarda yaşama arzuları enerji talebini sürekli olarak artırmaktadır. Artan enerji talebini, rezervleri sınırlı

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 5. Soğutma Şekline Göre Hava soğutmalı motortar: Bu motorlarda, silindir yüzeylerindeki ince metal kanatçıklar vasıtasıyla ısı transferi yüzey alanı artırılır. Motor krank milinden hareket alan bir fan

Detaylı

BİYODİZEL. Alternatif Bir Enerji Kaynağı. Prof. Dr. Halis Ölmez Ondokuzmayıs Üniversitesi

BİYODİZEL. Alternatif Bir Enerji Kaynağı. Prof. Dr. Halis Ölmez Ondokuzmayıs Üniversitesi Alternatif Bir Enerji Kaynağı BİYODİZEL Prof. Dr. Halis Ölmez Ondokuzmayıs Üniversitesi Giriş Çevre bilincinin artması ve petrol kökenli yakıtların rezervlerindeki azalma nedeni ile yenilenebilir enerji

Detaylı

Çevre İçin Tehlikeler

Çevre İçin Tehlikeler Çevre ve Çöp Çevre Bir kuruluşun faaliyetlerini içinde yürüttüğü hava, su, toprak, doğal kaynaklar, belirli bir ortamdaki bitki ve hayvan topluluğu, insan ve bunlar arasındaki faaliyetleri içine alan ortamdır.

Detaylı

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE SEKTÖRÜ Türkiye birincil enerji tüketimi 2012 yılında 121 milyon TEP e ulaşmış ve bu rakamın yüzde 82 si ithalat yoluyla karşılanmıştır. Bununla birlikte,

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma Demografi (nüfus bilimi), sınırları belli olan bir coğrafyanın nüfus yapısını, özelliklerini ve değişimlerini incelemektedir. Doğum, ölümün yanı sıra göç gibi dinamikleri

Detaylı

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç SAKARYA 2011 İÇERİK Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç Yanma prosesinin incelenmesi ve temel yanma ürünleri Sıkıştırmalı

Detaylı

YAKIT PİLLERİ. Cihat DEMİREL

YAKIT PİLLERİ. Cihat DEMİREL YAKIT PİLLERİ Cihat DEMİREL 16360030 İçindekiler Yakıt pilleri nasıl çalışır? Yakıt Pili Çalışma Prensibi Yakıt pilleri avantaj ve dezavantajları nelerdir? 2 Yakıt Pilleri Nasıl Çalışır? Tükenmez ve hiç

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/9) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/9) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/9) Deney Laboratuvarı Adresi : İnönü Üniversitesi Merkez Kampüsü 44280 MALATYA / TÜRKİYE Tel : 0 422 377 49 81 Faks : E-Posta : inonu-pal@inonu.edu.tr Website : iys.inonu.edu.tr/index.php?web=ino

Detaylı

Biyokütle Nedir? fosil olmayan

Biyokütle Nedir? fosil olmayan Biyokütle Enerjisi Biyokütle Nedir? Yeşil bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yolu ile kimyasal enerjiye dönüştürerek depolaması sonucu oluşan biyolojik kütle, biyolojik kökenli fosil olmayan organik

Detaylı

BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN YÖNETİMİ

BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN YÖNETİMİ BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN YÖNETİMİ Volkan YANMAZ Y.Kimyager Nisan 2016 İstanbul - REW Bitkisel Yağlar Bitkisel yağlar, zeytin, ayçiçeği, mısır, pamuk, soya, kanola ve aspir gibi yağlı bitki tohumlarından

Detaylı

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI HAVA Etrafımızı saran gaz karışımıdır ( Atmosfer). Kuru Temiz hava içerisinde yaklaģık olarak ; - %78 Azot - %21 Oksijen - %0,03 Karbondioksit

Detaylı

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI HATUN ÖZTÜRK 20338647 Küresel Isınma Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Fosil yakıtların

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 6.Endüstriyel Kirlenme Kontrolü - Nötralizasyon Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK Birçok endüstrinin atıksuyu asidik veya bazik olduğundan alıcı ortama veya kimyasal ve/veya

Detaylı

Hava Durumu İKLİM İklim Değişiyor Peki Siz Bunun Farkında mısınız? Sera Etkisi Ve İklim Değişikliği En önemli sera gazları Karbon dioksit (CO2) Metan (CH4) Diazot monoksit(n2o) İklim Değişikliğine Sebep

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi -Çimento Sanayinde Enerji Geri Kazanımı Prof. Dr. İsmail Hakkı TAVMAN Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Kaynakları Kullanışlarına Göre

Detaylı

BİTKİSEL YAĞLARIN ALTERNATİF YAKIT OLARAK DİZEL MOTORLARINDA KULLANILMASI

BİTKİSEL YAĞLARIN ALTERNATİF YAKIT OLARAK DİZEL MOTORLARINDA KULLANILMASI HR.Ü.Z.F.Dergisi, 2005, 9(3): 35-42 J.Agric.Fac.HR.U., 2005, 9 (3):35-42 BİTKİSEL YAĞLARIN ALTERNATİF YAKIT OLARAK DİZEL MOTORLARINDA KULLANILMASI Şehmus ALTUN M.Atilla GÜR Geliş Tarihi: 19/08/2005 ÖZET

Detaylı

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini elemeye yönelik bazı bitki

Detaylı

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SERAGAZI EMİSYONU İklim değişikliği, nedeni olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler olarak

Detaylı

KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ

KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ Ek 2 ULUSAL ÖĞRENCİ TASARIM YARIŞMASI PROBLEM TANIMI KÖMÜRÜN GAZLAŞTIRILMASI YOLUYLA ELDE EDİLEN SENTEZ GAZINDAN METANOL ÜRETİMİ 1. Giriş Türk kömür rezervlerinden metanol üretimi Kömürden metanol üretimi,

Detaylı

Biyoenerjide Güncel ve Öncelikli Teknoloji Alanları ve TTGV Destekleri

Biyoenerjide Güncel ve Öncelikli Teknoloji Alanları ve TTGV Destekleri Biyoenerjide Güncel ve Öncelikli Teknoloji Alanları ve TTGV Destekleri Ferda Ulutaş Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı TIREC 2010 Türkiye Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kongresi Türkiye Biyoenerji Piyasası

Detaylı

ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI

ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI KAZANLARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÖĞRENCİNİN ADI:KUBİLAY SOY ADI:KOÇ NUMARASI:15360038 KAZANLAR Yakıtın kimyasal enerjisini yanma yoluyla ısı enerjisine dönüştüren ve bu ısı

Detaylı

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS RÜZGAR ENERJĐSĐ Erdinç TEZCAN FNSS Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi

Detaylı

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ Yağ Hammaddeleri İklim ve toprak koşullarının uygun olması nedeni ile ülkemizde ayçiçeği, pamuk tohumu (çiğit), susam, haşhaş, kanola (kolza), keten,

Detaylı

Kızartma işlemi, uygun şartlarda yapılırsa ve kızarmış yiyecekler ölçülü olarak tüketilirse, sağlığımız için yararlıdır.

Kızartma işlemi, uygun şartlarda yapılırsa ve kızarmış yiyecekler ölçülü olarak tüketilirse, sağlığımız için yararlıdır. Kızartma işlemi, uygun şartlarda yapılırsa ve kızarmış yiyecekler ölçülü olarak tüketilirse, sağlığımız için yararlıdır. Kızartma işlemi, gıdaların üzerindeki mikropların yok olmasını sağlar. Yağda bol

Detaylı

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI Beslenmemizde Bitkisel Yağların Önemi Kızartma işlemi, uygun şartlarda yapılırsa ve kızartılmış yiyecekler ölçülü olarak tüketilirse sağlığımız için yararlıdır. Çünkü; Ucuz, hızlı ve verimlidir. Gıdaların

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Deney Laboratuvarı Adresi : Gebze Organize Sanayi Bölgesi İhsan Dede Caddesi No:105/B Gebze 41480 KOCAELİ / TÜRKİYE Tel : 0 262 751 04 51 Faks : 0 262 751 38 34

Detaylı

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014 Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru Enes KELEŞ Kasım / 2014 İÇİNDEKİLER Arıtma Çamuru Nedir? Arıtma Çamuru Nerede Oluşur? Arıtma Çamuru Çeşitleri Arıtma Çamuru Nerelerde Değerlendirilebilir? 1. Açık Alanda

Detaylı

TARIMDA ENERJİ KULLANIMI

TARIMDA ENERJİ KULLANIMI TARIMDA ENERJİ KULLANIMI Aydın ÇALIŞKAN Ziraat Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı 29 KASIM 2008 KAYSERİ TARIM SEKTÖRÜ Cumhuriyetin ilk yıllarında milli ekonomide % 40 düzeylerinde olan tarım sektörünün

Detaylı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği. Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği. Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı Günlük Hayatımızda Enerji Tüketimi Fosil Yakıtlar Kömür Petrol Doğalgaz

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/9) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/9) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/9) Deney Laboratuvarı Adresi : İnönü Üniversitesi Merkez Kampüsü 44280 MALATYA/TÜRKİYE Tel : 0 422 377 49 81 Faks : E-Posta : inonu-pal@inonu.edu.tr Website : iys.inonu.edu.tr/index.php?web=ino

Detaylı

BİYO ENERJİ İLE ÇALIŞAN İKLİMLENDİRME VE ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALİ. Çevre dostu teknolojiler

BİYO ENERJİ İLE ÇALIŞAN İKLİMLENDİRME VE ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALİ. Çevre dostu teknolojiler Çevre dostu teknolojiler Kuruluş yılımız olan 2007 senesi, alarm veren iklim değişimi raporunun Birleşmiş Milletler tarafından açıklanmasının da tarihidir. Aynı zamanda fosil enerji kaynakları miktarının

Detaylı

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2 SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2 Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları & Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Kaynak: YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE TEKNOLOJİLERİ

Detaylı

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Dünya Enerji Genel Görünümü Genel Görünüm Dünya Birincil Enerji Tüketimi 2013-2035 2013 2035F Doğalgaz %24 Nükleer %4 %7 Hidro %2 Yenilenebilir Petrol %33 Kömür

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Deney Laboratuvarı Adresi : İnönü Üniversitesi Merkez Kampüsü 44280 MALATYA/TÜRKİYE Tel : 0 422 377 49 81 Faks : E-Posta : inonu-pal@inonu.edu.tr Website : iys.inonu.edu.tr/index.php?web=inonupal

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Umudumuz Biodizel!

AR& GE BÜLTEN. Umudumuz Biodizel! Umudumuz Biodizel! Pınar ELMAS Günlük hayatımızda enerji ihtiyacımızı karşılayan klasik enerji kaynaklarının birçoğunun, yakın gelecekte artan ihtiyacı ve gelişen teknolojiyi beslemekte yetersiz kalacağı

Detaylı

KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL

KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL KÜRESEL ISINMA NEDĐR? Đnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi

Detaylı

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 1. Atmosfer ve İçeriği

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 1. Atmosfer ve İçeriği Havacılık Meteorolojisi Ders Notları 1. Atmosfer ve İçeriği Yard.Doç.Dr. İbrahim Sönmez Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ballıca Kampüsü Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ

KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ Atıktan enerji elde edilmesi, atıkların fazla oksijen varlığında yüksek sıcaklıkta yakılması prosesidir. Yanma ürünleri, ısı enerjisi, inert gaz ve kül şeklinde sayılabilir.

Detaylı

Ekolojik Yerleşimlerde Atık Yönetiminin Temel İlkeleri

Ekolojik Yerleşimlerde Atık Yönetiminin Temel İlkeleri i Ekolojik Yerleşimlerde Atık Yönetiminin Temel İlkeleri Ekoljik yerleşimler kaynakların kullanımında tutumludur. Atık Yönetimi ve geri dönüşüm bu yerleşimlerde kaynak yönetiminin ayrılmaz bir bileşenidir.

Detaylı

ATIK BİTKİSEL YAĞLARIN YÖNETİMİNDE YASAL SORUNLAR

ATIK BİTKİSEL YAĞLARIN YÖNETİMİNDE YASAL SORUNLAR ATIK BİTKİSEL YAĞLARIN YÖNETİMİNDE YASAL SORUNLAR Prof. Dr. Bülent KESKİNLER Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü bkeskinler@gyte.edu.tr Nisan 2012 BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ 19.04.2005 ve

Detaylı

Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu

Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu Altaca Çevre Teknolojileri ve Enerji Üretim A.Ş. Yönetim Kurulu

Detaylı

Laboratuvar Ölçekli Biyodizel Üretim Tesisinin Projelendirilerek İmal Edilmesi ve Bu Tesiste Çeşitli Bitkisel Yağ Kaynaklarından Biyodizel Üretimi

Laboratuvar Ölçekli Biyodizel Üretim Tesisinin Projelendirilerek İmal Edilmesi ve Bu Tesiste Çeşitli Bitkisel Yağ Kaynaklarından Biyodizel Üretimi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2015, Cilt 29, Sayı 1, 107-113 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Laboratuvar Ölçekli Üretim Tesisinin Projelendirilerek İmal Edilmesi ve Bu Tesiste

Detaylı

Değerlendirilebilir atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerle ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesine

Değerlendirilebilir atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerle ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesine GERİ DÖNÜŞÜM Değerlendirilebilir atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerle ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesine geri dönüşüm denir. Geri dönüşebilen maddeler;

Detaylı

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK Kömür Madenciliğinin Çevresel Etkileri Kömür, organik maddelerin milyonlarca yıl boyunca basınç ve ısıya

Detaylı

Bölüm 2 Kirletici Maddelerin Oluşumu

Bölüm 2 Kirletici Maddelerin Oluşumu Egzoz Gazları Emisyonu Prof.Dr. Cem Soruşbay Bölüm 2 Kirletici Maddelerin Oluşumu İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Laboratuvarı İçerik Motorlu taşıtlarda kirletici maddelerin oluşumu Egzoz gazları

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. SEVİM BUDAK Katı Atıklar Dünya nüfusu gün geçtikçe ve hızlı bir şekilde artmaktadır.

Detaylı

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks :

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks : RÜZGAR ENERJİSİ Cihan DÜNDAR Tel: 312 302 26 88 Faks : 312 361 20 40 e-mail :cdundar@meteor.gov.tr Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü A r a ş t ı r m a Ş u b e M ü d ü r l ü ğ ü Enerji Kullanımının

Detaylı

EKOİL FİLTRASYON SİSTEMLERİ. www.ekoilfiltrasyon.com

EKOİL FİLTRASYON SİSTEMLERİ. www.ekoilfiltrasyon.com %50 %50 ye varan Tasarruf Sağlar... FİLTRASYON SİSTEMLERİ www.ekoilfiltrasyon.com T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Kızartma Amacıyla Kullanılan Katı ve Sıvı Yağların Kontrol

Detaylı

ANALİZ TALEP FORMU FUEL OİL ÖZELLİK KOD DENEY YÖNTEMİ. TS1451 EN ISO 3104 *TS 2031 Görünüş 120 İç Metot (TY-AY-046) Toplam Tortu 140

ANALİZ TALEP FORMU FUEL OİL ÖZELLİK KOD DENEY YÖNTEMİ. TS1451 EN ISO 3104 *TS 2031 Görünüş 120 İç Metot (TY-AY-046) Toplam Tortu 140 FUEL OİL Yoğunluk 100 TS EN ISO 12185 TS 1013 EN ISO 3675 Viskozite (Akmazlık) 100ºC 110 TS1451 EN ISO 3104 *TS 2031 Toplam Tortu 140 TS ISO 10307-1 TS ISO 10307-2 Akma Noktası 220 TS 1233 ISO 3016 ASTM

Detaylı

Biliyor musunuz? İklim Değişikliği ile Mücadelede. Başrol Kentlerin.

Biliyor musunuz? İklim Değişikliği ile Mücadelede. Başrol Kentlerin. İklim Değişikliği ile Mücadelede Başrol Kentlerin. Kentler dünya nüfusunun % 54 ünü barındırmaktadır. 2050 yılı itibariyle bu oranın % 66 ya ulaşacağı hesaplanmıştır. Tüm dünyada kentler enerji tüketiminin

Detaylı

Enerji kaynaklarının dünyaya verdiği zararların kimyasal olarak etkileri nelerdir?

Enerji kaynaklarının dünyaya verdiği zararların kimyasal olarak etkileri nelerdir? Enerji kaynaklarının dünyaya verdiği zararların kimyasal olarak etkileri nelerdir? Çağımız insanının vazgeçilmez gereksinimlerinden söz ederken akla gelen ilk konulardan biri de enerjidir. Ancak enerji

Detaylı

Binalarda Isı Yalıtımı ile Güneş Kontrolünün Önemi

Binalarda Isı Yalıtımı ile Güneş Kontrolünün Önemi Binalarda Isı Yalıtımı ile Güneş Kontrolünün Önemi Dünyamızda milyarlarca yıl boyunca oluşan fosil yakıt rezervleri; endüstri devriminin sonucu olarak özellikle 19.uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

TEPGE BAKIŞ Temmuz 2012 / ISSN: 1303 8346 / Sayı:14/Nüsha:2

TEPGE BAKIŞ Temmuz 2012 / ISSN: 1303 8346 / Sayı:14/Nüsha:2 TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ BAKIŞ Temmuz 2012 / ISSN: 1303 8346 / Sayı:14/Nüsha:2 TÜRKİYE DE BİTKİSEL YAĞ AÇIĞI 1. Giriş Berrin TAŞKAYA TOP Dünyada giderek artan nüfusa paralel olarak

Detaylı

FİGEN YARICI Nuh Çimento Sanayi A.ş. Yönetim Destek Uzman Yard. 07.10.2015

FİGEN YARICI Nuh Çimento Sanayi A.ş. Yönetim Destek Uzman Yard. 07.10.2015 1 2 FİGEN YARICI Nuh Çimento Sanayi A.ş. Yönetim Destek Uzman Yard. 07.10.2015 3 İÇİNDEKİLER 1) TARİHÇE 2) ÇİMENTO nedir ve ÇİMENTO ÜRETİM PROSESİ 3) VERİMLİLİK UYGULAMALARI (Bu sunumda yer alan sayısal

Detaylı

TAMGA ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ LTD.ŞTİ., ENERJİ YÖNETİMİNDE SINIRSIZ ÇÖZÜMLER SUNAR. HOŞGELDİNİZ

TAMGA ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ LTD.ŞTİ., ENERJİ YÖNETİMİNDE SINIRSIZ ÇÖZÜMLER SUNAR. HOŞGELDİNİZ TAMGA ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ LTD.ŞTİ., ENERJİ YÖNETİMİNDE SINIRSIZ ÇÖZÜMLER SUNAR. HOŞGELDİNİZ TAMGA TRİO YANMA VERİMİ Yakma ekipmanları tarafından yakıtın içerdiği enerjinin, ısı enerjisine dönüştürülme

Detaylı

Organik Atıkların Değerlendirilmesi- BİYOGAZ: Üretimi ve Kullanımı ECS KĐMYA ĐNŞ. SAN. VE TĐC. LTD. ŞTĐ.

Organik Atıkların Değerlendirilmesi- BİYOGAZ: Üretimi ve Kullanımı ECS KĐMYA ĐNŞ. SAN. VE TĐC. LTD. ŞTĐ. Organik Atıkların Değerlendirilmesi- BİYOGAZ: Üretimi ve Kullanımı ECS KĐMYA ĐNŞ. SAN. VE TĐC. LTD. ŞTĐ. BİYOGAZ NEDİR? Anaerobik şartlarda, organik atıkların çeşitli mikroorganizmalarca çürütülmesi sonucu

Detaylı

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI Dr. Gülnur GENÇLER ABEŞ Çevre Yönetimi ve Denetimi Şube Müdürü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 06/02/2016 YENİLENEBİLİR ENERJİ NEDİR? Sürekli devam eden

Detaylı

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. Fosil yakıtlar, çoğu yeşil bitkilerin fotosentez ürünü

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Deney Laboratuvarı Adresi : KTÜ Kanuni Kampüsü Prof. Dr. Saadettin Güner Yakıt Uygulama ve 61080 TRABZON/TÜRKİYE Tel : 90 462 377 42 10 Faks : 90 462 325 32 81

Detaylı

GEVHER HATUN ANAOKULU UÇEP (UYGULAMALI ÇEVRE EĞİTİMİ PROJESİ) PROGRAMI

GEVHER HATUN ANAOKULU UÇEP (UYGULAMALI ÇEVRE EĞİTİMİ PROJESİ) PROGRAMI GEVHER HATUN ANAOKULU UÇEP (UYGULAMALI ÇEVRE EĞİTİMİ PROJESİ) PROGRAMI Nilüfer Kaymakamlığı, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul - kurumlar ile ilgili Kamu Kurum Kuruluşları ve Sivil Toplum

Detaylı

Mustafa BARAN Ankara Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı

Mustafa BARAN Ankara Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa BARAN Ankara Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Enerji verimliliği / Sanayide enerji verimliliği Türkiye de enerji yoğunluğu Enerji tüketim verileri Türkiye de enerji verimliliği projeleri

Detaylı

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ 2012 15-16 17 Şubat 2012 Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar Prof. Dr. Sermin ONAYGİL İTÜ Enerji Enstitüsü Enerji Planlaması ve Yönetimi ve A.B.D. onaygil@itu.edu.tr İTÜ Elektrik

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki. (Sayfa 1/6) Deney Laboratuvarı Adresi : Ataş Anadolu Tasfiyehanesi A.Ş.-Karaduvar Mevkii 33001 MERSİN / TÜRKİYE Tel : 0 324 221 66 90 Faks : 0 324 221 66 91 E-Posta : fatih.baloglu@intertekturkey.com

Detaylı